BUöÜN 6 İNCİ ŞAYFMf^
KADIN S MODA
Sene 32 — No 11134 — Ftati: her yerde 10 kuruştur.
PERŞEMBE İS Eldm 1949
Yarın
Sahibi: Neemeddln Sadak — Y&sa işlerini fiilen idare eden: C. Bildik — Aksam Matbaan
Şehir Meclisinde
Yazan: A. ADNAN-ADIVAR
Doğu Alman hükümeti
İstanbul Valiliği
Arada bir Şehir Meclisinin müzakerelerini dinler ve bu suretle İstanbul halkının bi nine i derece mümessillerinin teşkil ettiği müessesenin nabzını yoklamak isterim (bu tâbir Ahmet Emin Bey arkadaşınuzmdıt amma eski bir hekim olduğum için benim de kullanmamı hoş görür). Vâkıâ bu Belediye Mec tisinin yine o arkadaşın diğer bir tâbiriyle «havasım almaktan ı> büyük bir faide temin ediiemiyeceğini düşünenler vardır. Çünkü Mec üs tek parti rejiminde intihan edilmiş hâlis bir tek par ti meclisidir. Evvelden bir kaç defa meclisi dinlemeğe gittiğim zaman ben de o intiba ile ayrılmış olmakla beraber bir iki zatın haklı itirazlarını ve güzel sözlerini i-sitmekle de zevk duymuştum.
Evvelki gün meclisin son saatine yetiştim. Büyük Millet Meclisinin hususi bir kanunla İstanbul Belediyesine hediye ettiği Markadaki eski İtalya Sefareti binasında konservatuvar açılmak için tamir ve tâdil yapılmak üzere 270 bin lira tahsisat meselesi konuşuluyordu. Bu hu su-i kanunun bütçe komis-konunda müzakeresine ben de iştirak etmiş olduğum i-çin alâkadar oldum.
Evvelâ şunu söyliyevim ki belediyelerin konser vatu-var açıp açmıyacağı su götürür bir meseledir. Belediyelerin böyle konservatuvar lan olabilir de olamaz da. 2a ten o binayı kanun mutlak konservatuvara değil, müzeye, kütüpaneye tahsis etmiş tir. Asıl iş bu sene tamir ve tâdil için tahsisatın münakale voliyle Daimî Encümen tarafından verilmesinin ka nuna muvafık olup olmadığı meselesidir. İşte bunun müzakeresi hayli sürdü ve bir neticeye bağlanmadan, yâni her vakit olduğu gibi «Makama havale» tâbiriyle üzerinden bir sünger geçirilmeden celse tâtil olundu. Çünkü karar verecek bir ek serlyet kalmamıştı. Bu sözleri söyliyen riyaset mamafih daha bir müddet ekseri-yetsiz bir mecliste müzakereyi uzattı. Bu usul bizde ka nuna uygun sayılıyor mu bilmem? Aynı hal Büyük Millet Meclisinde de vâki o-lur. Fakat orada şu fark var ki âzadan biri ekseriyet kalmadığını ihtar ederse riyaset kürsüsünde bulunan zat basını sallıyarak «Vardır e-fendim vardır, arkadaşlar koridordadır., der. İstanbul meclisinde ekseriyetin binanın içinde de mevcut olmadığı ve hattâ meclisin içtima gününün tâyinine bile karar verecek bir nisabın bu Ilınmadığı söylendiği halde müzakereye devam edildi. Bu ekseriyetsiz müzakere u-sulü İngiltere parlâmentosunda da vardır ve meselâ geçende de devalüasyon meselesinde hükümete 50 reye karşı 200 kadar rey ile itimat edilmişti. Halbuki İngiltere Avam Kamarası 640 kişiden müteşekkil olmasına nazaran ekseriyet nisabı olmamak lâzım gelirdi. Fakat orada övledir dive burada da böyle yapamayız ya? Ne ise bu oüsbütün hukukî, nazarî bir meseledir Benim asıl söylemek İstediğim şehir Meclisinin havasında sezdiğim bir değişikliktir
Mackadaki binanın hediye olarak kabulüne bile muarız görünen gözler arasında tâdil masrafı tahsisatının verilmesi aleyhine söylenen nutukların ifadesindeki kuv vet ve ısrarla tekerrür şayanı dikkat idi, Hele bir zatın böyle konservatuvar binasına ne kadar para sarfeclile-ccği bilinmeden verilen 300 bin lira ile vüzlerce arka sokağın tamiri daha doğru olduğunu söyledikten sonra iYarın seçimde biz halkın;
karşısına ne yüzle çıkarız» demesi artık halkın kabarmış göğüslerinden çıkan bir demokrasi rlizgânnm mecliste estiğini gösteriyordu. Öyle ya bir defa daha bu sütunlarda yazdjğıra gibi el bette hükümet de. muhalefet de 1950 Millet Meclisi intihaplarından evvel muhtarlar ve belediyeler intihabına teşebbüs etmek arzusunda bulunacaklardır. Çün kii takdir etmemek kabil değildir ki demokrasi mertebelerinin halka en yakın mertebesi olan muhtarlık ve belediye âzalıklarıırun bilhassa tek parti rejiminden çok par ti rejimine seçtikten sonra derhal yenilenmesi elzemdir, zaruridir. Evvelki gün mecliste sezdiğim hava da bu ye-nilenmeği bekli yen bir hava idi. Evvelki senelerde işittiğim «Makama havale» sözünü hemen hic işitmedim (şu makam sözünün hangi zaman ve devirden kaldığını öğrenmek ne kadar isterdim). Fakat ne olursa olsun bir İstanbullu sıfatıyle şehir işlerinin, memleketin bü tün diğer yerlerinde olduğu gibi, halkın serbeş intihabile gelmiş bir meclisin eline ve icra kuvvetinin de yine bu hür ve serbes meclisin inti-habiyle veyahut doğrudan doğruya halkın seçmesiyle gelecek bir reisin eline verilmesi arzusunu böyle biraz gecikmiş demokrasi kıpırdamaları teskin edemiyor.
Her halde,
' «Bu meclB» boyite La'mue...».
A. ADNAN - ADIVAR
Amerika bu hükümeti tanımı yacağını ilân etti
Sadi Irmağa teklif edildiği doğru değil
Ame-
Nevyork 13 (B) — ___
rlka Dışişleri Bakanı Ece-soıı dün gece bir beyanname neşrederek Almanyada kulan Doğu Almanya hükümeti hakkında Amerikanın görüşünü bildirmiştir. Bunda deniliyor kİ:
"Doğu Almanyada kurulan. hükümet kanuni ve nizami değildir. Bu hükümet Sovyet Rus yanın vc Komünist partinin karariyle kurulmuştur. Bir seçim neticesi değildir, ortada demokratik Anayasa da yoktur. Hükümet, emirlerini Mos-kovadan alan Komünist partisi tarafından idare edilecektir. Biz Bonnc Federal Cumhuriyetini tam mâna-siyle desteklemekte devam edeceğiz.»
sabahki Cumhuriyet ss-nteıl şu haberi veriyor:
İçişleri Bakanı Prof, Emin Erlşlrgfl, dün. O. H. Parti İstanbul bölgesi müfettişi Prof. Dr, Sadi Irmakla bir müddet görüşmüştür. Bu görüşmeleri müteakip çıkan rivayetlere göre, İçişleri Bakanı, eski Çalışma Bakanı Dr. Sadi Irmağa, İstanbul vali ve belediye reisliğini teklif etmiştir. Sadi Irmağın, bu teklifi birdenbire kabul etmediği ve düşünmek için, kendisine birkaç gün müddet verilmesini istediği söylenmektedir.
Rauf Orbay bugün gençlerden mürekkep bir heyetle görüşecek
O o. CM
“Ancak bundan sonra bir karar vermek mümkün olacaktır,, diyor
O
J
Bakanların seyahati
Ankara 13 (Akşam) — Başbakan yardımcısı Nihat Erim, Maliye Bakanı İsmail Rüştü Aksal. Gümrük ve Tekel Bakanı Şerefeddln Bürge bu akşamki ekspresle Kocaellne giderek seçmenlerüe yapmağa başladıkları temaslara devam edeceklerdir.
EuşbaEum junhmoıaa -15 gc'ın kadar Bandırada kalacaktır,
Bu hususta bu sabah kerıdisl-lc konuştuğumuz İçişleri Bakanı Emin Erişirgil:
o— Tazıyı ben de okudum. N« Sadi İrmağa ve ne de başkasına böyle bir teklifte bnlun-madım. Haberin asıl ve esası yoktur. Zaten vali tâyini, Bakanlar Kuruluna ait bir meşe-ledîr.n cevabım vermiştir.
Diğer taraftan yine bu sabah kendi sile konuştuğumuz Saıli Irmak da:
*— İçişleri Bakanı lir konuştum. Fakat bu konuşmada İstanbul valiliği mevzuuna temas edilmemiştir. Haber, doğru değildir.. demiştir.
De-
Celâl Bayar’ın seyahati
Ankara 13 (Akşam) — mokrat Parti Oenel Başkanı
Celâl Bayar, gelecek hafta Içln-ca a«r«3, Alalatya Eiâtt&a gidecektir.
düşürülmemesine esas olan rapor
Rapor 6 kısımdan mürekkeptir ve vaziyetin yapacağı tesir etraflı surette tetkik edilmektedir
son
Başbakan Şemşeddin Gflnal-tay, İstanbul Sergisinin açıldığı gün söylediği nutukta Türk parası kıymetinin düşürülme-meslnln uzun boylu etütler neticesi olarak kararlaştırıldığını söylemişti1.
3terlin devalüasyonu hiç kim se için bir sürpriz teşkil etmemekle beraber devalüasyon nls-betlnln yüksekliği her yerde hay retle karşılanmıştır. İngiliz Hazine Nazın 31r Stafford Cripp3' tn meşhur nutkunu müteakip Ankara,da Devlet, Maliye. Eko-! noml ve Ticaret Bakanlan İle Merkez Bankası Genel müdüründen mürekkep bir dış öde-ı me ve döviz politikasını tanzim komisyonu kurulmuş, komisyon memleketimizin durumunu ince lerniş ve bu mevzuda etraflı btr etüd hazırlamak üzere fevkalâde bir komitenin teşkilini ka-, rarl aştır m ıştır.
Merkez Bankası genel müdürü Sadi Bekter. Namık Zeki A-ral, Maliye Bakanlığı müsteşarı Oıyas Akdeniz, Ekonomi • ve Ticaret Bakanlığı müsteşarı Cahit Zamar.gll, Dışişleri Ba-. kanlığı ticaret ve iktisat dairesi genel müdürü Fatln Rüştü Zorlu. Hazine genel müdürü Salt Naci Ergin ve Ticaret Bakanlığından Sedat Ezdlnli'dcn teşekkül eden komite 21 eylülde An-karada toplanarak 25 eylül tarihine kadar devamlı olarak çalışmış ve İngiliz lirası devalüas yomunun memleketimizdeki muhtemel tesirlerini gösteren bir rapor hazırlamıştır.
; Türk parasının kıymetinLn dü
Komisyon âzasından Sadi Bekler
şûrûlmemesine esas teşkil eden bu raporun hulâsasını bugünden İtibaren sütunlarımızda bulacaksınız.
Rapor 6 kısımdan müteşekkildir. Birinci kısımda cSterlin devalüasyonunun memleketimiz ekonomisine yapacağı genel tesirler», ikinci kısımda «Dış ticaretimizin devalüasyon karşısındaki dununu», üçüncü kısımda «Devalüasyonun döviz gelirlerimize yapacağı tesirler», dördüncü kısımda «Devalüasyonun sanayiimiz bakımından tesirleri», beşinci kısımda «Devalüasyonun mali cepheden tesirleri»,
altuıcı kısımda «Devalüasyonun flatlerinıize tesirleri incelenmiş tir.
Rapora bir de lâhlka eklenmiştir. Bu l’üılkada da mühim ihracat maddelerimizin son variyet karşısındaki İhraç İmkânları tetkik edilmiştir.
I — Devalüasyonun memleketimiz ekonomisine yapacağı umumî tesirler
İtalya ve Almanya da nazara alındığı takdirde devalüasyon yapan memleketlerin İhracatımızdaki yeri 1048 yılında 322,30 milyon liralık bir kıymet İle % 58.55; 1940 un ilk yedi ayindi ise 232,10 milyon hra İte % 64,38 dur.
Aynı memleketlerden 1948 de yaptığımız ithalât 440,26; 1Û4Ü un ilk yedi ayında yapılan ithalât da 252 , 35 milyon Uradır. Bu rakkamlann umumi ithalâtımıza nifibetl % 57.20 ve % 57 dlr.
(Arkası 3 üncü sahifede)

Rauf Orbay hiç bir partiye mensup değildir. Terakkiperver fırkasının kurulusundan evvel C. H.
Istanbut Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Talebe Cemiyeti Başkanı Şeref Baykal, dün Öğleden sonra Seçim kuruluna müracaat ederek, eski Başbakan ve Londra büyük elçisi Rauf Orbay'ın î s tan buldan müstakil adaylığının korunası için 1000 den fazla imzalı bir mazbata vermiştir,
Önlversiteinertn giriştikleri bu hareket, Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul teşkilâtı mensuplan arasında bir sürpriz havası yaratmış ve partililer. Seçim kurulunun faaliyetini tatil etmesine bir saat kal» böyle bir müracaatın vaki olmasını hayretle karşılamışlardır Seçim kurulu başkanlığı, mazbatadaki imzaların okunaklı olmadığını ve imza sahiplerinin doğum tarihlerinin yasılmamış olduğunu ,'„';dla edecek mazbatayı kabul etmek İstememişse de. cemiyet baştanının ve birkaç üniversiteli gencin, Jütün üniversitelilerin mazbatayı tasvib ettiklerini İleri sürmeleri üzerine, baştan, mazbatayı kabul etmiştir.
Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul bölgesi müfettişi Prof. Sadi Irmak , dûn bu hususta kendisiyle görüşen gazetecilere, Rauf Orbayı Cumhuriyet Halk Partisinin en kıdemli üyelerinden biri olarak bildiğini söylemiş ve: «Tabiî bu hususta durumu ancak kendileri aydınlatabilir» demiştir. Rauf Orbay gençlerle bugün görüşecek Rauf Orbayın C. H. P. âzası
Partisinden istifa etmiştir
B. Rauf Orbay
[olup olmadığı meselesi dûn şehrimiz siyasi mahfillerinde bazı münakaşalara sebep olmuştur, Halbuki emin kaynaklar-1 dan öğrendiğimize göre tered-1 düdü mucip olacak bLr durum yoktur. Rauf Orbay Terakkiperver fırkasının kurulmasından evvel C. H. P. den istifa etmiş ve bir daha partiye kaydolun-: mamıştır.
Rauf Orbay uzun seneleri memleket dışında kaldıktan I sonra yurda dönmüş ve kendisine birçok defalar Milletvekilliği teklif edilmiştir. Rauf Or- i bay bu teklifleri kabul etmi-i yerele kendi hakkında verilmiş, |olan bir mahkeme kararının i
Buna «.Gafil avlamak» derler
Aylarca müddet belediye nizamlarına riayet edilmiyor, Derken birdenbire, o gü ne mahsus olmak üzere, tramvaydan atlıyanlara, yahut kapılara asılanlara belâ yıldırımları yağıyor Nihayet sağanak geçiyor, yine or talik yatışıyor. Atlamak tekrar serbes.
Evvelki gün. tramvay halkım yine dehşet kaplamıştı.
— Aman, atlamağa alıştık. Bugiin gafil avlanmıya-lun! Belediyenin ceza toplayışı tuttu! — diye herkes bir bîrini ikaz ediyordu.
Halbuki elbette maksat, gafil avlamak, ceza toplamak değil, halkı belediye nizamlarına alıştırmaktır, O ise böyle kırk yılda bir harekete geçmek, başka zamanlar Iâkayıt kalmakla olmaz, İstitraden: Her gün ceza kesilirse varidat da çoğalır.
Yeni tefrikamız pazartesi günü bağlıyor
AŞK GECESİ
Heyecan, sevinç, Ihanei, gözyaşı v@ yepyeni ^Oğer folr aşk...
Karen Bramson'un bu şaheserini Vâ-NÛ tercüme etmiştir.
O 2 (D > (D P
yeniden gözden geçirilmesinde ısrar etmiştir. Buna rağmen blr^ emri vaki yapılarak Kas tam o-nudan Milletvekili seçilmiş, fa-tat yine partiye girmemiştir.
İngiltere İle münasebetleri-jjj mizln bu devre zarfında incelik CO arzetmesi üzerine Raul Orbay fl) Lonra büyük elçiliğine tâyirus edilmiş, uzun müddet Londra-'** da kaldıktan sonra istifa ederek yurda dönmüş ve siyasi hayattan çekilmiştir
B. Rauf Orbaya budan sonra da müteaddit defalar Milletvekilliği teklif edilmişse de kendisi bunları kabul etmediği gibi. Vasilington büyük elçiliği ve Birleşmiş Milletlerde Türkiye daîöıi delegeliği tekliflerine de reddetmiştir.
Rauf Orbay bu sabah kendisiyle konuşan bir muharririmize üniversite gençliği tarafın-
| dan MlUelvekllUğiûe teklif e-dilmesi hakkında şunian söylemiştir:
•— Üniversite talebelerinden müteşekkil bir heyetin bugün evime geleceğini haber aldım. Kendilerinin nc düşündüklerini ve ne için benim namzetliğimi teklif ettiklerini bilmiyorum. Gençleri dinleyeceğim ve ben de kendi görüşlerimi onlara anlatacağım. Ancak bundan sonra katı bir karar vermek mümkün olacaktır. Ben mukadderse memleket kısmetinde çalışmaktan hiç bir vakit çekinmem. Fakat işin şahsiyata dökülmesine asla taraftar
| (Arkası sahife 2 sütun 5 del
İki gün kolkola gezdiler».
Fakat sonra karı bir tarafa, koca bir tarafa gitti
E*ki İtalyan kıralı Vmberto ye kırallçe Marle lose
Eski İtalya kıralı Umberto İle kırallçe Marie Jose'nln arası pek İyi değildir. Bu yüzden kırallçe, çocukiarlyle birlikle Isviçrede, eski kıral İse Fransanm güneyinde Canncs şehrinde oturmaktadır.
Kan kocayı barıştırmak İçin, son zamanlarda bazı teşebbüsler yapılmıştır. Bu işle bilhassa Vmberto'nun annesi cslsl kıra-Uço Helen a meşgul Olmuştur. Biuıvuı üzerine Marie Jose, og-
lu lîe birlikte Frnnsaya gelmiş, karı koca Nlce'de iki gün birlikte vakit geçirmişlerdir. Bu esnada, yukarıdaki resimde görüldüğü gibi, kol kola gezintiler yapmışlardır. Fakat sonunda, diin gelen bir telgrafa güre kı-raliçe tekrar îsviçreds Cenevre' ye, eski kıral Cannes şehrine dönmüştür. Karı kocanın barışıp barışmadığı bilinmemektedir. Fakat anlaşma olamadığı tahmin ediliyor.
Sahlfe 2
A K Şâ M
13 EMm 1949
CELİ
1
6 hastanenin baş hekimi değişti
Milletvekili adedi
Bizim hacılar arasında lisanların türlü meraklan vardır. Bazıları İsimlerini sade görmek istemezler Bir unvan taşımak onlar için zaruridir- Mesleki icra etmiye hiç niyetleri olma
dtğı halde çetin imtihanlara girip doktor unvanım, profesör rütbesini, avukat sıfatını elde etmek için yapmadıklarım bırakmazlar. Mimarlık, mühendislik, hekimlik etmedikleri halde kartviriUerinden yüksek rnimv, viik’ tok mühendis, doktor ünva»»™* ddjümuyen mantor çoktur.
Bizim gazeteci arkadaşlarımızdan banlan da müba rek Kurban Bayramnıın yakfastığı sıralarda birdenbire ■lfaciv olmıya heves ettiler. Malûm y». «Savın. salaL hac. zekât, ftelimei şehadet» tan mürekkep beş farzın en gücü ..edavi farizai hac., tır. Tıpkı şövalyeler giM onlar da. kolaylan bir tarafa bırakıp farzların en gücunıı, hattâ durumlarına göre üzerlerine farz «»lmıvanı eda etmek irin liirlü mesnkkaUrr» N.hkyrt «Ha-
a» olup geldiler.
Savabı kendi üzerlerine ama bu hâdiseden ben de kendi hesabıma pay cıkanvorm. Hacı Hikmet Feridun olsun. Hacı Muhammet Sinan Korle. Hacı Murat Sert-oğlu olsun arkadaşımdırlar. Arada bir karşılaştıkça ellerini sıftanm. BovleliHe ten de onların mcl’un şeytan, taramış olan mübarek ellerini sıkmış olacağım. Beyle liftle ihtimal azıcık savap da bize bulaşır, diyordum.
Diyordum amma dün gazetelerde gördüğüm bir yazı canımı sıktı. Bizim hacılardan biri ötekini yalan soy İrmekle itham edivordu. Hangisi yalan söylemiş pek an-kvamcdım ama o hacı kim ise, ben falan kiralın sarayında hususî surette misafir edildim- dive yarmış. Öteki: v Yalandır, aynı otelde oturuyordukn diyor.
Vaktiyle hocaların birikirine girmesinden korkulurdu- Simdi de sıra hacılara mı geldi dersini»?
Dr. Lûtn Müftüler
Dr. Ahmet
Şükrü Emed
Dr. Hüseyin Salor
Demokrat Partinin tasarısına göre 79 Milletvekili tasarruf edilecek
Ankara 13 (Akşam J — Demokrat Parti umumi idare heyeti Seçim kurulu ilmi heyetine verilecek seçim tasarın üzerinde son hazırlıklarını bitirmek üzeredir. Tasarının esaslarından biri de 4ü bin seçmen yerine 50 bin seçmene bir milletvekili seçilmesi hususudur. Bu suretle 79 milletvekili tasarruf edilmiş olacaktır.

Şevket RADO
Hâdise,, b eraet etti
ruıttp Şefti Yeşim
Şehrimizde haftalık olarak İntişar eden Hâdise gazetesinin mesulleri Ragıp şevki Yeşim ve Ragıp Şenol aleyhlerine, ba nn kanununa muhalefetten
dolayı asliye ikine! cezada açılan âmme dâvası dün sona ermiş, gazete neşriyatı hiç bir suretle suça teşvik mahiyetinde görülmediğinden beraetltrl-ne karar verilmiştir
ve derslere başlanacak
Sağlık Bakanlığındaki son tâyinler dolayıslyle şehrimizdeki 6 hastanenin başhekimi değişmiştir.
şişil Çocuk hastanesi başhekimi Ömer Vasfl Aybar tekaüde sevkedllmlş, yerine Ankara Tıp Fakültesi profesörlerinden Nüztıet Atar tâyin edilmiştir.
Haydarpaşa Sari hastalıklar hastanesi baştabibi İğine dahiliye mütehassıslarından Veli Beh çet Kurtoğlu, Haydarpaşa Numune hastanesi başhekimliğine Zühtü Erman. Oureba hastanesi başhekimliğine Opt. Sedat Erman. Haseki hastanesi başhekimliğine Lfitn Müftüler, Beyoğlu hastanesi başhekimliğine de Hüseyin Salor tâyin edilmişlerdir.
Dr. Lûtfi Müftüler
Haseki hastanesi başhekimliğine getirilen Dr. Liıtfl Müf 1 ü-ler 49 yaşındadır. Denizlide doğ muş ve İlk. orta, lise tahsillerini dc Denizlide yapmıştır. Dr. Lût-fl Müftüler Haseki hastanesinde göz İhtisası yaptıktan sonra Gaziantep. Maraş trahom hastaneleri başhekimliğine gönderilmiş, bilâhare Sivas Hümune hastanesi göz mütehassısı olmuştur. Son vazifesi Balıkesir Memleket hastanesi II Sidir.
Dr. Hüseyin
Beyoğlu Belediye başhekimliğine tâyin Hüseyin Salor 48 ;
Erbaada doğmuştur. 1924 de Tıp fakültesini bitiren Hüseyin Salor Haseki hastanesinde dahiliye İhtisası yaptıktan sonra Amasya ve İzmir e m ran sariye hastanelerinde «alışmış ve 1937 de de Beyoğlu belediye hastanesine tâyin edilmiştir.
Dr. Abdürrahim Bayraktar
İstanbul Belediyesi Sağlık müdürlüğüne tâyin edilen Dr. Abdürrahim Bayraktar hâlen Balıkesir sağlık müdürlüğünde bulunmaktadır.
Abdürrahim Bayraktar
mezun ol-
başhcklm-
ı Dr. Abdirra-| blm Bayraktar
Askeri Tıbbıyeden muştur.
1928 de ordudan dürrahim Bayrak t aı Zonguldak vilâyetlerinde frengi mücadele tabibi olarak çalıştıktan sonra 1933 de Hıfzıssıhha dairesi içtimai hastalıklar şubesi mütehassıslığına getirilmiş 1945 de de Zat İşleri ve muamelât umum müdür muavinliğine tâyin edilmiştir.
Dr, Ahmet Şükrü Emed
Adil Tıp genel müdürlüğüne tâyin edilen Ahmet Şükrü E-med 51 yaşındadır. İstanbulda ' doğmuş ve 1999 da Tıp Fakültesinden mezun olmuştur.
Ahmet Şükrü Emed Haydarpaşa askeri hastanesi, şişil Fran sız hastanesi. Darülftceze, Top-taşı tımarhanesi ve Zeynep Kâmil hastanesinde çalıştıktan sonra Paris re Vlyanada İhtisasını İkmal etmiştir. Ahmet şükrü yurda döndükten sonra Bakırköy, Oureba, Beyoğlu hastanelerinde çalışmış, bir devre de Dlyarbakırdan milletvekili seçilmiştir.
Ahmet şükrü Emed milletvekilliğinden ayrıldıktan sonra Bakırköy ve Haseki hastan?lerl başhekimliğine getirilmiştir.
ayrılan Ab-r Balıkesir,
Ticaret hayatımız
Salor hastanesi ı edilen Dr yaşındadır.
Bir ihtilas
Fatih dördüncü sulh hukuk mahkemesi başkâtibi Ziya, bir müddetten beri ortadan tagay-yûb etmiş bulunuyordu. Ziyanın muamelâtı tetkik edilince, hisseli em lâkta lzalel şüyuundan kendi emanetindi toplanan 80 bin liraya yakın parayı zimmetine geçirmiş olduğu görülmüştür.
Yapılan soruşturmalarda bazı kadınlarla münasebettar olduğu anlaşılan Ziyanın parayı bu kadınlarla yemiş olduğu ihtimali üzerinde kadınlar lstlc-vab edilmiş, nihayet takibattan kurtulanı ıyacağım anlıyan başkâtip Ziya savcılığa teslim olmuştur. Hakkında lâzım gelen
1893 . kanuni soruşturmalar yapıl-de Burdurda doğmuş ve 1918 de maktadır.
Amerikan ordu müfettişi dün Ankaraya geldi
Gl. Crag Amerikan ordu makamlarını teftiş edecek
GL Crag Elim es fut hava meydanında
Ankara’da bir cinayet
Ankara 12 — Dün gece saat 21 sularında İtfaiye meydanında sarhoşluk yüzünden bir cinayet İşlenmiş. Cuma adında biri, yorgancı Seyfeddfnl göğsünden bıçakla yaralamak suretiyle öldürmüştür. Kaatil kaçmak İstemişse de kısa bir zamanda yakalanmıştır.
Ankara 12 (AA.) — Amerikan ordu müfettişi tümgeneral Loula A. Crag bugün saat 13 te bir C-47 uçağiyle Etimesgut hava alanına gelmiştir.
Ordu müfettişine albay Ed-ward J. Maloney 11? albay Jean D, Scott ve yarbay John R. Hali refakat etmektedir.
Anadolu ajansı muhabirine hava alanında demeçte bulunan
tümgeneral Crag bu seya-
halinin mutat teftiş seyehatle rinden biri olduğunu ve An karada bulunacağı müddet zarfında Amerikan ordu makamlarını teftiş edeceğini söylemiştir.
General sözlerine devamla dost Türkiye’de bulunmaktan duyduğu memnuniyeti de llrterek kat! olarak hangi tarihte döneceğinin henü2 malûm olmadığını İlâve etmiştir.
Created by free version of 2PDF
be-
İngiliz
seçimi
Seçim tarihi yakında ilan edilecek
Yugoslav
Dün temaslarına başladı
Amerikada bu mesele görüşülüyor
İstanbul üniversitesi rektörü Ord. Prof. Dr. Ömer Celâl Sarç bugün basın meıısuplariyle görüşmüş ve şunları söylemiştir;
«1 ka&ımda üniversite törenle açılacak ve derslere ertesi gününden itibaren başlanacaktır Hukuk ve İktisat fakültelerinin dersleri yeni inşa edilen ek kanatta yapılacaktır. Bu kısım ikmal edl'miş ve dershanelerin tesisatı bitmiştir. Enstitüleri İhtiva edecek ikinci ilâve kanatın İç akşamı tamamlanmak üzeredir.
Şimdiye kadar müracaat e-denierin sayısı geçen yıl miktarını bulmamıştır Muhtelif fakülte ve okullara kaydedilmek üzere başvuranların miktarı »öyledir: Edebiyat 158, fen 159, kimya mühendisliği 52, hukuk 53U, iktisat 116, tıp 591, eczacı 17T, dişçi 177, orman 195. Toplam: 1956.
Halbuki geçen yıl takriben W öğrenci alınmışta Bu durum liselerin bu yi) daha az nırzun vermelerinden İleri gel-mîşUr. Kayıtlar ayın 15 İnde ■ona erecektir.
Tıp fakültesinin bina ihtiyacını gidermek meselesi henüz e.'aülı bir hal çaresine bağlanmamış bulunuyor. Yalnız eczacı okulu olacak askeri tıbbiye binasının tâmlri İçin gerekil tah-eiifat bulabileceğimizi tahmin ediyorum.
Üniversite binasının arkasındaki öğrenci yurdu binasının yıktırılması ve SüJeymanlye ca-masinin önünün açılması hususunda hazırlanan proje, bu binadaki öğrencileri yerleştirecek oır yerin bulunmamau m-
bebiyle şimdilik kalmıştır.
Milli Eğitim Bakanlığınca idare edilen bu yurttaki öğrencileri başka bir yere nakledebilmek için bir an evvel yer blun masını temenni ediyoruz.»
Ticaret ve sanayi odaları seçimleri
Ankara 12 — Müddetleri bitmiş bulunan, fakat yeni kanunun çıkmasına intizaren Ekonomi ve Ticaret Bakanlığınca salâhiyetleri alta ay daha uzatılmış bulunan Ticaret ve Sanayi oda lan seçimlerinin bu ay yenilenmesi gerekmektedir.
Henüz kanun çıkmamış bir İkinci uzatma İmkânı kalmamış bulunduğundan
hususta bir karar almak Ekonomi ve Ticaret Bakanlığına düşmektedir. Bakanlık gerekil tetkikatı yapmaktadır önümüzdeki hafta Içtaoe bir kararın verilmesi ve İlân edilmesi beklenmektedir.
Kuduz bir köpek 10 kişiyi ısırdı Fatihte Haydar mahallesinde kuduran sokak köpeği etrafa saldırarak Şehremini ne ve çıradan Silivri kapıya kadar gelmiş, bu arada on kişiyi ı«ırmıştır.
Kopek burada öldürülmüş, kırılanlar da kuduz ha* tan esine kaldırılmışlardır.
Bunların arasında bulunan Ahmet Akkalb, Haşan Danyal. Ziya Göksoy ve Erol Güvtnfin vasiyetleri ««irdir
Bir kuruşluk
tazminat dâvası
Bestekâr Os ^an Nihadın radyo aleyhindeki dâvasına dün başlandı
Bestekâr Osman Nihat ve avukatlar
New - York 13 (Nafeni — Amerikada toplanmış olan Ophtalmology ve Otolrygnology komiteleri senelik lçtim&lann-da gözlüğün yerini tutabilecek bir ilâcın keşfi üzerinde müzakerelerde bulunmuşlardır. Doktor ve speclallstlerln kanaatlerine göre böyle bir ilâcın bulunmamasına hiç bir sebep yoktur. Şimdiye kadar tıp âleminde akla gelmlyen bir çok hastalıklara İlâçlar bulunduktan sonra da tablatlyle de göz İçin de bir çare bulunacaktır.
Tahmin edildiğine göre bu UAcın hormonlardan temin e-dilmçşi imkânları mevcuttur. Bilindiği gibi hormanla tedavi iyi neticeler vermektedir. Bu ilâç üzerinde çalışmalar urun sürse bile her halde müspet bir netice elde edilecektir. Zamanımızda tıp dev adımlariyle yürümekte olduğundan, göz hastalıkları sahasında yeni gelişmelere ümit bağlamak boş bir intizar olmasa gerektir,
Londra 13 .R) _ Dünya durumu. İktisadi ve malî vtudyet dolayıslyle halkın fikrinin alınması, bu itibarla gelecek sene yapılması lâzım gelen aeçlmln bu sene yapılması kararlaştırılmıştır Başbakan Attlee, seçimin tarihi hakkında dün gece Başbakan Yardımcısı Morrtson ve Dışişleri Bakanı Bevtn'le görüşmüştür. Seçim tarihi pek yakında İlân edilecektir.
Diğer taraftan Muhafazakâr Parti kongresi bugün de görüşmelerine devam edecektir. Muhafazakârlar yeni seçimi kazanacaklarından emin görünüyorlar. Mail vaziyeti ıslah İçin gunlar İleri sürülüyor: Daha çok çalışacak daha fazla istihsal, vergilerin azaltılması
BORSA
IV11/İM»
Kapanı* îM
«82 25
O.M
M. İZ»
es.n?o
7S.68.40
5.»
• 73!»
Bestekâr Osman Nihat tarafından, radyo müdürü Haşan Refik Eri tığ aleyhine açılan (blr kuruşluk» hakkı telif tazminata dâvasına dün Beyoğlu birinci hukuk mahkemesinde hoşlanın ışf.rr
Haaan Refik'in avukatları, radyonun bir âmme nıüea&esesl olduğunu, Başbakanlık Sasın re Yayın umum müdürlüğüne bağlı bir idare bulunduğunu.
binaenaleyh böyle bir dâvaya muhatap olamıyacaklarını söylemişlerdir.
Osman Nihadm vekili İse radyo müdürü nün bu dâvaya muhatap olabileceğini iddia etmiştir. Hâkim; böyle bir dâvaya Haşan Refik'in muhatap olabilip oiamıyacagı hakkında bir karar vermek ümm duruşmayı talik elmiş Ur.
Rauf Orbay
(Baş tarafı I inci suhlfede) değilim. Daima aklımm kullanarak «e hislerimize kapılmadan karar vermellyix.>
Seçim tasarısını inceleyen İlmî heyet
Yeni Seçim Kanunu tasarısını lneellyen »İm heyetinden İstifa eden Prof. Hüseyin Kain Kübalı, dûn toplanan Hukuk Fakültesi profesörler kurulunda istifasının sebeplerini İzah etmiştir. Beş saat süren bu toplantıda, film heyetine Hukuk Fakültesinden iştirak eden 1-klnçl delege Prof. Recal Galip Okan da usun bir konuşma yap rruştır.
Profesörler. Nail! Kubalı’ya istifasını geri almasını söyle -inişlerse de Kübalı, bu vazifeye tekrar dönemlyeeeğinl bildirmiştir. Bunun üzerine Hu balı-nm istifası kurulca da kabul edilmiş ve yerine eski rektör Bıddık Sami Onar"ı seçmiştir Sıddık Sami Onar dün akşamki ekspresle Ankaraya hareket etmişti*.
ESHAM VK TAMVTLAT
% « FAİZDİ TAHVİLLEB
, Kııllunm» i Kalkınma II Kalkınma III SM8 öUkritfi t IMS İstikrazı H 1941 Demiryolu VI
% S FAİZLİ TAHVU.LEB
1933 Erguru 1933 ikramıydı Milli MOdafa* Demir}-alo IV Demiryolu V IMS llrr.
ŞİRKET HİSSELEHİ
J18 -«SÛO 450 16.» SARHAJ~LABDA ALTIN
Merkez Hansa»
İ3 Bankn.il
T. Ticaret Bankan
Anılan çimento
TOrk lir* Sterlin Külce H-e-l
M 30 »6 45 0645
»6.20
M-10
13.00
Z0-.15
19 55 w w
»5 80
Saliflar «3.-0 46 ü» «176 «.» «7 10
Ankara 13 (Akşam) — Hükümetimizle yeni ticaret ve ödeme anlaşmaları akdi İçin müzakerelerde bulunmak üzere şehrimize gelen Yugoslav ticaret heyeti ile dün Dışişleri Bakanlığında görüşmelere başlanmıştır.
Fatin Rüştü Zorlunun başkanlık ettiği bu toplantıdaki müzakerelerin gayesi iki memleketin ticari ve iktisadi münasebetlerine yeni bir düzen vermek, son yıllar zarfında hacmi pek daralmış olan ticari mübadelelerin İnkişafını sağlayacak esasları tesbit etmektir. Harb hail dolayıslyle tediye edilemlyen karşılıklı alacak ve borçlan tasfiye etmek hususu da müzakerelere mevzu olmaktadır. Bundan başka millileştirme yolu ile Yugoslav hükümeti tarafından el konulmuş olan Türk vatandaşlarına ait emlâkin tazmini işi de bu müzakere sırasında kati bir şekle bağlanacaktır.
Yugoslavya ile hâlen yürürlükte bulunan ticaret ve ödeme anlaşmaları serbes döviz 11 e tediye asasın® dayanmaktadır. Bu defa yapılmasına çalışılan anla aşmaların ise Dır anlaşma hesabı sistemine İstinat etmesi kuvvetle muhtemeldir
Tabanca mantarı imalâthanesinde bir patlama Kuruçeşmede Kırbaç sokağında Ahmede alt oyuncak tabanca mantarı İmalâthanesinde mantarlar kutulara istif edilirken bir patlama olmuştur.
Bu patlama neticesinde seksen kutu mantar yanmış ve işçilerden Süreyya isminde biri de muhtelif yerlerinden ehemmiyetli şekilde yanıklar alınıştır.
Süreyya, hastaneye kaldırılmıştır. Vaka hakkında lâzım gelen tahkikat yapılmaktadır.
33 vatandaşı kurşuna dizenlerin muhakemesi
Ankara 12 — Mahkeme karnı: olmadan 33 vatandaşın kuışuııa dizilmesi hâdisesiyle İlgili ge -rülenlerin duruşmalarına krı gün de Genelkurmay Başkanlığı yüksek mahkemesinde devam edildi. Bugünkü dünıynı-da Özalp ilçesi kaymakamı Hilmi Tunceli ;ahltl olarak dinimdi. Hâdtsf >le İlgili hususlaııl t üKfthut verdi.
13 Ekim 194»
AKŞAM
r V!
fitillet Meclisi, devre açılır açılmaz asayiş mevzuunu ele almalıdır
Denizde fırtına
Sabah Gazeteleri Ne Diyor?
Csmide
Sahlfe 3
Tasavvur ediniz ki, Mr sabah uyanıyorsunuz. Bütün fa zc tel erde — ciddilerinde ve havaîlerinde — iri iri pun tolarla manşetler:
§ Ceza kanunumuzda değişiklik!
§ Bundan sonra adam öldürenler idam olunacak.
8 Oek müstesna şartlarla sehpadan kurtuluş var. Hapis cezaları da ağırlaştırılmıştır.
8 Kadın, kız kaçırmak için silâh kullananlar, adam öldürmeseler bile en ağır cezalara çarpılıyor,
8 Silâh kttllanmaksınn ka dm ve kız kaçırmağa teşebbüs edenler, tecrit hücrelerim!" senelerini geçirecekler.
8 Sarhoşluk hafifletici sebep'erden savılmıyor.
S Eşkıyabk edenler, vaka mahallerinde derhal idam e-dileı ekler.
$ İktidar partisi, böyle bit kanun tâdili ile Meclise müracaat ediyor-
Bir çok vapurlar Bü‘ yükdere’de bekliyor, bir motor battı
Seçim meselesi artık halledilmeli
Nadir Nadi CUMHURİYET-teki yazısında memlekrtin bir yığın dertlerinin yanında dört yıldır yalnız hâlâ seciın kanunu meseleşile uğraşıldığını lirtcrelc şöyle demekledir:
çim kanununu bir an Önce çıkarmalıdır.
■ir
cinayet
*
Ve bu maddelerin kısa zaman içinde kuvveden fiile çıkacağı radyolarla, canı i vaizleriyle köylerde ve şehirlerde ilân edilse, müspet bir netice hâsıl olacağına emin değil misiniz?
Müspet netice? Meselâ : Bu idamlara bir sene zarfında kurban gidecek yan mesul günahkârların sayısı, ay nı sene içinde bu sert kanunlar yüzünden cinayetlere kurban gitmekten kurtulacakların sayısından az o-laccktır. Muhakkak ki bu böyle olacaktır. O takdirde, sert kanunları tercih ediyoruz.
Söylemesi ayıp gibi görünü'er amma, hürriyetin, ada Jetin şimdiki çeşidinden vaz geçeriz.’ bu gibi vakalar için sıkı yönetim isleriz ve fazl ı rakik oîmıyan terazide adalet isteriz. İlle tedhiş olsun. ille şer erbabı:
— Vay! İş fena! Ayağımızı denk alalını! — desin; kii -ahlarnı burnu kırılsın.
Bu. mümkündür. Diğer milletlerin hayatından ve bi «im vakın tarihimizden alın mış misaller, bunun mümkün olduğunu gösteriyor. Bir tedbirle, yine eskisi gibi sokaklarımızda ve şoselerimizde kadın erkek, çoluk çocuk rahat dolaşabiliriz. Rahat değiliz, muztaribiz. Belli başlı meselelerimizden biri de hudıır. Seçim hürriyetinden bile bunu üstün tutuyoruz. Hangi parti Ceza Ka-nııııu'ııu şiddetlendiımek ve saldırganların tepesine yum tuğu indirmek vâdiyle ortaya çıkarsa bu intihapta milletin gönlü ona kayacaktır.
Kan dâvaları hususunda da halk aynı arzuları gösteriyor. Meselâ geçen gün bir adam, kardeşinin katilinin bahasıdır diye, namaz kılan bigünah bir ihtiyarı öldürmüş. Bütün muhitlerde feve ran (>ldıı. Bu kafayı ve bu kalbi taşıyanlara kaTşı kanun vâzııııın pek sert olması âmmece isteniyor- Kanun vâzımın vicdanı, âmmenin vicdanıdır. Umumun arzusuna inkıyat etmelidir.
Sert kanun istiyoruz. Rahat nefes almak istiyoruz. Millet Meclisinde kendini halka sevdirmek istiyen hatipler, devre açılır açılmaz bu mevzuu ele almalıdırlar.
(Vâ-Nû)
be-
Havaların birdenbire bozma-siyle beraber Karadeniz ve Mar marada şiddetli bir yıldız poyraz fırtınası patlamıştır. Bu yüzden tek muammanın ve bir tek me-bir çok vapur seferleri durmuş- selenin tartışmasını yapmaktan tur. Bu arada evvelki akşam K aradenizde yük postasına kalkması icap eden «Bakır» şilebi sefere çıkamamıştır. Vapurun fırtına dindiği takdirde bu gün yola çıkacağı bildirilmektedir. Ayrıca Büyukderedc «Sarayköy*, «Üsküdar». »Zonguldak". «Ödemiş», «Kutlu», «istikbal- ve »Revan» şilepleriyle 30-35 kadar motor fırtınanın dinmesini beklemektedirler.
Bundan başka evvelki akşam Çanakkaleden gelmesi beklenen »Saadet» vapuru da fırtına yüzünden hareketini tehir etmiş ve ancak dün yola çıkmıştır.
Diğer taraftan m intaka liman müdürlüğüne gelen malûmata göre evvelki gün odun yüklü 40 tonluk bir motör iğne a da önünde 16 kulaç suda batmış, fakat İçinde bulunan deıûzcielerln hepsi kurtarılmıştır.
Dört yıldır yurdumuzda
bir
Mr. Ailen
Almanya’ya limon ve portakal ihracı Ticaret ve Ekonomi Bakanlığı tarafından ilgililere bildirildiğine göre Almanyayla memleketi (z arasında yapılan anlaşma gereğince elli bin dolarlık portakal, mandalina, limon, turunç kontenjanı taralımızdan henüz ihraç edilmiş değildir.
Bakanlık, narenciye ıhracat-çılaruun teşebbüse geçmelerini tavsiye etmektedir.
I
I
hâlâ baş kaldıramadık: Demokrasi ve seçim. Evet, biliyoruz. demokrasi seçime dayanır. Biri olmazsa öteki de olmaz Bunlar yoluna konmayınca da memleketin işleri yürütülemez, dört yıldır bocalayıp durmamızın boş sebebi işte budur. Halbuki berlyanda deva bekleyen dertlerimizin haddi hesabı yoktur. Son derece karışık ve çapraşık dünya şartlan ortasında mühim bir coğraiya 'parçasının üzerinde yaşıyoruz. Her sahada başarmak zorunda olduğumuz bin bir işimiz var. Bunları serin kanlılıkla ele almak, daha doğrusu kanımızın bütün ateşile kendimizi dâvalarımtza vakfedebilmek için yurdumuzu siyasî bir İstikrara kavuşturmamız şarttır. Bunun için de adil teminat mı olur, idari teminat mı. halka güven verici bir se-
D. P. nin cevabı
Ahmet Emin Yalman VATANda D. P. nin seçim kanunu ilmi heyetine cevap vermesinin memlekette siyasî emniyet kurulması için bir başlangıç olduğunu iteri sürdükten sonra şöyle demektedir:
Demokrat Partinin ilmi heyete gönderdiği cevap, anlayış ve vekarla ve açık memleket ölçülerde yazılmış çok güzel ve çok yerinde bir eserdir. Partinin bu meselede müsbet bir adım atmasındaki gecikmeyi bir fena niyet alâmeti sayan İktidar muhitinin bu görüşte haksız olduğunu cevap etmiştir. Nasıl hükümet,
günkü merhaleye gelmek için Pembe Kitabı neşretmek ve bir Vekâietlerarası komisyona bir proje hazırlatmak İhtiyacını duymuşsa ve bunun için zaman sarfetmişse, muhalefet partisi de boş durmamış, ilmi heyete gönderilen esaslı cevaptan başka bizzat bütün bir seçim kanunu projesi ve buna alt bir mucip sebepler lâyihası hazırlamıştır. «Ne diye biz tekliflerde bulunalım? Mesuliyet iktidardadır. Bize seçim kanunu beğendirsin» diye bazı Demok-
radar tarafından tutulan menfi zihniyete; gerek partiye ve gerek memlekete karşı büyiik mânevi mesuliyetler taşıyan umumî İdare heyeti tarafından rağbet gösterilmediğini ve netice almak için musbet çalış-1 Kınlk ltceslnlfl yayla koyün-ma ve bizzat yol gösterme sisteminin tercih edildiğini: verilen cevap ortaya koymaktadır.

Rauf Orbayın
adaylığı
Evvelâ can!
(Baş tarafı t inci sahîfede)
Memleketimizin İçinde bulunduğu dolar kıtlığı göz önünden uzak tutulınıyarak bir tarafta paralarım düşüren Avrupa iktisadi işbirliğine dahil memleketler, bir tarafta Rus tesiri altında bulunan memleketler, bir tarafta da dolar sahası ve İsviçre gibi kuvvetli para memleketleri bulunduğu nazara alınır sa İç ve dış fiat politikasından başlıyarak ekonomik ve mali muhtelif sektörlerin yekdiğeri üzerine yapacağı tesiri etüd ederek Türk ekonomisine nıuay-
İngiltcre Büyük Elçiliği basın yen ve programlı bir veçhe ver-müsteşarı Mr. W. E. D. Alton ve mek zaruretinin acil olarak ö-refikası Ankaradan İstunbula, gelmişlerdir. Hükümet merke-. zinde Türk makamları ve sayı-! sız dostiariyle vedalaşan Ailen* Ler İstanbulda da veda ziyaretlerini yaptıktan sonra Türklye-den ayrılacaklardır.
Mr. Ailen, beş sene Türkiyede kalarak burada bir çok dost kazanmıştır. Türkiye hakkında neşrettiği tarihi eserler. İngil-terenin tanınmış dergilerinde Türkler hakkında yazdığı İlmi makaleler bu hakiki Türk dostunun Türklyeye karşı beslediği samimi hislerin birer nişaneleridir. Allen'in geçenlerde ikmal ettiği «Türk ordusunun tarihi» isimli kitap yakında neşrolunacaktır. Allen’ler Türkiyeyi kanş karış dolaşmışlar. İki vilâyet müstesna olmak üzere Türk vilâyetlerini, yani 61 vilâyeti gezmişlerdir.
Mr. ve Mrs. Ailen, Allen'in vatanı olan İrlandaya dönmektedirler. (Ailen 28 yaşında Belfast milletvekilliğine seçilmişti», İrlandada cenup kısmında Wa-terford eyaletinde, Türk Karadeniz havalisini andıran bir vadide Alien’lerln bir malikânesi vardır. Burada Ailen İlmi eserleri ve hususi işleriyle meşgul olacaktır Kendisi Ingiltere ve Avrupanın en büyük ilâncılık şirketlerinden birinin sahibidir Allen’ler önümüzdDl:i sene tekrar Türklyeye dönmek niyetindedirler. 19 Ekim önümüzdeki çarşamba günü uçakla Yunanistan ve Kıbrısa hareket edeceklerdir. Burada kısa bir 1-kametten sonra İnglltereye döneceklerdir.
numıize çıktımı görülür.
Is bat bu-
j II—Dış ticaretimizin devalü
1 asyon karşısındaki durumu;
A — İHRACAT : İhracatımızın devalüasyon karşısındaki du rumunu înceUyebtlmek İçin 1948 ihracatımızda 4 milyon liradan fazla bir kıymetle yer alan veya bazı hususiyetleri bulunan 30 çeşit madde teker teker etüd edilmiştir. Bıı 30 çeşit madde Ih ricatımızın % 89,18 ini teşki! etmektedir.
Fakat zeytinyağı, deri ve pey nirin ihracı menedil etiğinden ve ya kabili ihraç görülmediğinden bu yekûndan çıkartılmışlardır.
Geriye kalan 27 çeşit madde -den 1948 de yapılan ihracat ye ....kıınu 473.2 milyon liradır. Bu-bûtün | nun 268,6 milyonu yâni % 66 sı
devalüasyon yapan memleketlere ihraç olunmuştur
Bu maddeler 4 grupa ayrılmıştır t
Birinci grup: Devalüasyondan müteessir olmıyacağı tahmin edilen 6 çeşit madde bu grupu teşkil etmektedir. (Tütün, üzüm, krom, afyon, balık, bakır) Bunlar 1948 ihracatında 247,6 milyon lira tutmuştur. Bt miktarın 111,6 milyonu devalüasyon yapan memleketlere ihraç edil miştir.
İkinci grup: Burada 7 çeşit mal vardır: Pamuk, canlı hayvanlar. yumurta, ayçiçeği, çiğit, küsbe. palamut hülâsası. 1948 de 91,2 milyon liralık yer tutmuşlardır. Bunun 61,5 milyu-nu devalüasyon yapan memleketlere vâki ihracatımızdan elde edilmiştir.
Bu grupun flat bakımından bazı hafif sarsıntılara mâruz kalması muhtemel olmakla beraber esas itibariyle bundan İçtinaba mahal bulunmadığı v«-bunun memleket ekonomisi bakımından flat İntibakını temin eden neticeler doğuracağı duşu niilmektedir.
Üçüncü grııp: Keten tohumu, susam, deri, incir, mercimek, no hut. fasulya, bakla, kereste, pa I&mut, ceviz barsak.
Devalüasyon muvacehesinde (iat ve ihraç İmkânı bakımından bu maddelerin bazı sarsın
Ankara’daki Çin elçilik memurları
Ankara 12 (AA.) — Şehrimiz ı Çin sefareti yabancı ajanslar tarafından Türkîycdekl Çin sefareti memurlarının da Patisteki Çin büyük elçiliğinin komünist hükümeti tanımak hususundaki davetini kabul ettlği-ne ve milliyetçi hükümetle her mlz tarafından .şehrimizdeki 11- türlü alâkayı kestiğine dair ve-gllıl-re bildirildiğine gire Hin- riten haberlerin aslı olmadığını
Hindistan kehribar almak istiyor
Yeni Delhi ticaret ataşeliği-
Hükümet, hususî teşebbüsler elindeki vanayı ve ma den işletmelerinin ecli' nıesı bu miiesseselerin zarar ve İn raf kapılarını kanatarak â-»vuau» z;-mî verim elde etmek sure
de, kan dâvası yüzünden eşine ^*Vle istihsal maliyetinin diı-ender rastlanan bir cinayet iş- Sürülmesi ve vıııdun iktisa-lenmlştir. Hâdisenin tafsilâtı dl kalkınmasında daha faal ?Hri,ır. 1 bir rol alması için tedbirler
| düşünüyormuş. Bu maksat.......... ' " " ‘ la, memleket ölçüsünde mütehassıs elemanlardan mide şekkil ekipler hususi sanan ve maden isletmelerinde tet kikat vaparak daha rasvı-nel çalışma şartlarını tesh't edip alâkadarlara bildirecek lermiş.
Hükümetin gösterdiği alâkadan memnun olmakla beraber, bu gayretlerin ta-mamiyle hususi teşebbüsler üzerinde teksif edilmesi ga ribiınize gitti. Bugün hususi teşebbüslerin elinde vurdu», iktisadı kalkınmasında b^ist başına rol alabilecek captt-J kac müessese var? Bir huD-susi teşebbüs tasavvur 0I11CM nabilir mi ki israf viizündeAt zarara girsin ve çalışmakt ı^ devam etsin? C
Malum olduğu üzere dcvO let. hususî sermavrnin «ring) yetiremiyeceği başarmak gavesivle islet tne-5~ cilik faaliyetine girifti takar eok geçmeden hedefi sa‘ir-fl> dı. sahayı genişletti, kiiriikg) sermayenin kolavca yapabileceği islere de el attı ve nî->» havet devletçilik politika iO inhisarcılık volıına saptı. #ün memleketin İktisadî kınmasmı sağlıvacak meler devletin elindedir veg bu müesseseleriıı hepsi kapjjf lanın, pencerelerini hatt^ çatılarım açmışlar, fırtına halinde bir israf rüzgârivle har vurup harman savuruyorlar. Mütemadiyen zarar eden ve bu zararı kapatmak için fiat arttırarak istihsal maliyetini vükselten. havat pahahTığını körükliyen n devlet işletmeleri değil m»?
Ö‘cden beri devle! kendi elindeki muazzam işletme müesseselerindc ıslahat vaparak istihsali arttırıp maliyet fiatinî dü-ürmek irin bin Mr cesit tedbire has vu-nıyor ve hic birinden miis-( pet netice alamıvor. Simdi-
Kan dâvası yüzünden bir adam öldürüldü
Bir müddet evvel Yayla köyünden Abidln Medeni, bir kav-
YENİ SABAflm başmakale- g& sonunda ayni köyden Mehdinde Rauf Orbayın adaylığının met İnce yi öldürmüştür. Mak-teklifi hakkında şöyle denmek- tul Mehmedln kardeşi trdir:
Kalabalık kütle, tek partinin yaptığı icraata İlgi göstermiyor. Bari İstanbulluları behemehal harekete getirecek kadar kuvvetli bir iki İsim Heri sürülse idi. Sırf parti teşkilâtı ve kademelerinde yükselmiş zeVat nin bu vaziyetini suyun sathına çıkarılmıştır. Ge- Ahmet İnce, derhal evine glde-niş tabakaların kulakları ve rek silâhını ahp. Hüsevınin ce-ruhları bu adlarla ne dolmuş, maada birlikte namaz kıldığı ne de ünslyet peyda eylemiştir, camiye gelmiştir. Elinde silâhı Bu boşluğu doldurmak için bir da olduğu halde cami İçersine kaç yüz İstanbullu, kendilikle-. Siren Ahmet ince, cemaatın rinden bir mazbata toplıyarak. secdeye geldiği bir sırada slla-eskl Başbakanlardan bütün hım iki el ateşllyerek Abidinin yurdun tanıdığı Rauf Orbayı' babası Hüseyin Medenı'yl ağır müstakil namzet olarak gös- surette yaralamışta.
termek İstemişlerdir. Bu hal. u;H,r
, 7 . . . . , . Hadise üzerine namazını bu-
şeturl lertn. IçUnndelu tahassür „„ c8ra, „r[i:u„ ve W»k>n aç.k ır.desMle.
Ahmet İnce ise bu cinayet hâdisesinden sonra hâlen Bergama cezaevinde tutuklu bulunan kaa-1 til Abldirün babası Hüseyin ile ailesi efradına muğber bulun-] maktadır. Köy camiinde namaz kılmakta o!an Hüseyin Medeni * _ı_ «... —fırsat oHenl
tılara maruz kalacağı fakat müs UhslUn hayat standardı bakımından bir mesele teşkil etml-yeceği ve hususi tedbirlere ihtiyaç göstermiyeceği düşünülen 12 çeşit madde b«ı grupa sokulmuştur.
Bu maddelerin 1948 ihracatı 99.2 milyon liradır. Bunun
milyonu devalüasyon yapan | memleketlere taalluk etmektedir.
Bir İngiliz kadın romancısı çeldi
•Ann Brtdge» müstear adiyle yazan İngiliz romancısı Lady ö’Malley İngiliz elçiliğinin dâ-vetlisl olarak şehrimi** gelmiş-1
64 tir.
Dördüncü çrup- Emdik, tiftik 1948 yılı findi?: ihracatı 3ü milyon lira tutmuştur. Bunu d 25 milyonu devalüasyon yapan memleketlere aittir.
1948 yılı tiftik ihracatı 4,2 milyon liralıktır. Bunun % 92.77 si paralarını düşüren memleketlere aittir.
Bu sahada bazı tedbirlerin alınması zaruri görülmektedir. |
Devalüasyondan miktar ve ha cim itibariyle müteessir olacak maddelerin üçüncü ve dördüncü gruptaki maddeler olduğu görülmektedir. Bu maddelerin 948 yılı ihracatımızda İşgal ettiği yer 124.3 milyon Uradır. Bu ihracatın 93 4 milyonu yani % 75.14 ü paralarını düşüren mem leketlere yapılmıştır
Binaenaleyh, fındık ve tiftik için alınacak tedbirleri hesaba kalmak ve deva'tiasoynun tesir terini bu saha dahilinde mütalâa etmek uygun olsa gerektir
Lady O'Malley’in bir ay kadar memleketimizde kalacağı ve|-Türkiyeye ait bir eser hazırla-1 yatağı söylenmektedir.
Yunanistan’a »atılan 3 bin ton fasulye Verilen malûmata göre Yu-nanistana geçenlerde satılan üç bin ton fasulyanın İki bin tonu şehrimziden. btu tonu da İzmir den ihraç edilecektir. Diğer taraftan Yunanistana bin ton daha fasulya satmak için yeni bir anlaşmaya varıldığı bildirilmektedir. Bundan başka Yunanlıların alacakları bin ton mercimeğin 30o tonu da rine şehrimizden ihraç editeeeklir. I
Paris yakınında bir düello
Muammer Karaca
Opereti temsillerine başlıyor
Hazırlıkları ikmal edilmiş olan Maksim'de Karaca Opereti bû-( yük bir kadro İle bu lafta temsillere bağlıyacaktır
İlk eser olarak (Rakım 185> isimli operet temsil edilecektir,
İçişleri Bakanı sergide içişleri Bakanı Emin Erlşllgll. beraberlerinde vali ve belediye başkanı Dr. Lûtf i Kır dar ve par tl müfettişi Dr. Sadi Irmak olduğu halde diin saat 11 de İs-
tanbul sergisine gitmiş ve pavi-yonları gezerek İlgililerden izahat atmıştır.
ye kadar Etibank. Sümer-bank, bilmem ne bank mamul ve mahsullerinden han tisinin maliyeti düşürüldü de satıs fiatind* kırk para tenzilât yapılabildi? Mütemadiyen zarar ve mütemadi yen zam volıında kiirii körüne ilerleyiş devam ediyor.
İşletmelerin ıslahı, rasyonel çalısına volıına sokulması niyetiyle bir de veni bakanlık kuruldu. Bütçede veni bir masraf çediği açan bu teşkilât nc vaotı ne yapıyor. ne yapabilecek’ Dillerde ve kâğıt üzerinde birçok tasavvurlar var amma fiili* vatta esaslı bir kımıldanma görünmüyor.
Hükümetin elinde, rasvo-nel çalışma, iktisadi kalkınma imkânlarını anıştırmak i için memleket ölçüsünde mü I tehassıs elemanlar varsa bunlardan evvelâ kendisi istifade etmelidir. İhtisas ekipleri devlet isletmelerinde tetkikat yapsınlar onların ölçüsüz israf ve zarar kanılarım kapatıp istihsali arttırmak çarelerini bulsunlar ve bunu tahakkuk ettirsinler de hususî teşebbüslere devlet örnek olsun.
Cemal Refik
Sergiyi gezenler
I Dün saat 10 lan 1630 a kadar sergiyi 5436 kişi gezmiştir. Ev-Bakan ayrılırken sergi tertip vciki p^n saat 10 dan 24 e ka-komlteslni tebrik etmiş, sergi- 1 jar scr^iyi gezenlerin sayısı deki mükemmeliyetten memnun 7799 dır- Nakil vasıtalarından olduğunu söylemiştir i ^llet alarak sergiyi gezenler bu
rakama dahil değildir
I
Enteresan bir hakkı
Fransada çeçen OSii'di ilk dir. Münekkit! tanınmış artist tir. Düello ayın yedinci günü sık düellolar olurdu. Sun sone Marie Dca hakkında vasdığı DİT Verrieres ormanında olmuş, beş terde bu âdet hemen tamamen yanda: "Arkasında iyi bir isa_______________n-. - ■ bırakılmışken geçen fa.ıi'l.*. P-i-, tikbal varılır* tâbirini kultun-
dislan Türkiyeden ham. siyah.] ve butun elçilik memurlarının ris yakınında bir düello olınuş-'mış, sahne vâzıı bunu bir kadı-kırmızı ve fiarı kehribar İle bun milliyetçi hükümete sadık kal- tur. Düello edenler Fransız mü- na kanı gösterilmesi (âzım ge-lardan mamul teşbih itlıal et- makta devam ettiklerini bildir- nekkidlerimien Franroi, cini- icn nezakete mugayir bularak mek istemektedir. (miştir. (lais de sahne râzu Willy Közler' kendisini düelloya düvel clmiş-
dakika sonra Chalaîs etinden yaralandığından düelloya son verilmiştir. Yukarıda, kılıçla yapılan düellodan bir sahne görülüyor.
Enteresan bir hakkı telif dâvası
Eski Anatomi doçenti doktor Mehemt Alt Oya tarafından, müellifleri arasında Bulunduğu sistematik anatomi kitabiyle sonra çıkarılan insan anatomisi kitabının ayni olduğu re kendisinin telif hakkına riayet e-dilnıediği iddiaslyle diğer ıkl müellif aleyhine açılan maddi 1 mânevi zarar ve ziyan dâva. ında, mahkemece her iki kl-tabın mütehassıslar tarafından tetkikine karar verilmiş ve bi-' lirklşt olarak da profesör Besim ‘ Turhan, profesör Fahri Arel ve profesör Şinasl Hakkı Erel in- , | tiiıap ve tâyin edilmişlerdir. j
telif dâvası
Eski Anatomi doçenti doktor
Mehemt Ait
Oy:
tarafından.
müellifleri arasında Bulunduğu
sistematik anatomi
kitabiyle
sonra çıkarılan insan anatomisi
kitabının ayni olduğu re ken-
disinin telif hakkına riayet e-
dllraediği iddiaslyle
diğer ıkl
müellif aleyhine açılan maddi
mânevi zarar ve ziyan
dâva-
sında, mahkemece her İki ki-
tabın mütehassıslar tarafından
tetkikine karar verilmiş ve bi-
lirkişi olarak da profesör Besim
Turhan, profesör Fahri Arel ve
profesör Şlnasl Hakkı Erel In-| tiiıap ve tâyin edilmişlerdir.
S?bite e
Sanık- 4
AKSAM
15
Sivil havacılık
30 yaşma bastı
1919 daki nakliyat bugünkü bava seferleri arasında bir mukayese
göstermişlerdir.
i 1931 senesinde kurulan ve istatistiklere nazaran 1949 senesi haziranında ıraktan günde vasati 19060 mil mreaf» kat' re (3026) uçuş yapmak üzere bir ayda 571880 mil seyir yapmış olan SWİSSAİR adlı İsviçre Havacılık Şirketi 1939 senesinde (179) memurla işlerini çevirebildiği halde bu şirket bugün 1600 den fazla memur kullanmakladır ÎTk uçağı 1947 senesi mayısının İkinci günü Ameri-kaya sefer yapmış olan SWtS-SAIR şirketinin son aylarda A-merlka İçin haftada 8 Transatlantik sefer "rtab eylemekte olduğu düşünülürse havacılık işlerindeki seri tempo hakkında bir fikir edinilebilir.
Havacılık işleriyle meşgul
uluslaıası havacılık faaliyetlerinde en ileri saflarda bulunmakta olan cHdianda Kı-jaliyet Havayolları İdaresi» Oe ■•İngiliz Denizler açın Hara Jiakllyat Karporasyonn» ve «Belçika Havacılık Anonim Şirketi» gibi teşekküllerin çekirdekleri 1919 s,»nesinde kurulmuş olduğu gibi. •Uluslararası Hava Nakliyat Birliği» nln esasları da Skandlnav. İngiliz ve Alman havacılık firmaları taralından 1919 da La Haye'de kabul olunmuş olduğuna nazaran, sivil havacılık 1949 senesinde otuz yaşına basmış bulunmaktadır.
Dünya havayolları idarelerinin en kıdemlisi olup bugün 400 pilot —muhtelif 12 millete men sııp — ve 13600 memur çalıştırmakta ve yüzü mütecaviz modern uçakla günde vasati 1700, muhtelif kıta ve mitliye te mensup 70 kadar teşkilâtın âza bulunmakta olduğu «Uluslarası Hava Nakliyat Birliği - İATA» tarafındın yayım!-utmakta cilan İstatistiklere nazaran bu birliğe dahil teşekküllerin u-raklan 194« senesi içinde 500
yolcu nakletmekte olan (Holan-da Kıraliyel Havayolları - K L. K.) 1919 senesinde (12) me-
mur ve De davUland - DH - 92 tipi tek bir açıkla işe başladığı gibi, bugün üeş kıta üzerinde bulunan kırk muhtelif memleketin 7û büyük şehri arasında bin mil tutan bava hatları üse-bava münak&iüum temin et- ■ • — ••
■tekir o an (İnciliz Denizler a- raftan diğer tarafa nakleonlş-şın Hava Nnkiijrat Korporasyj- lerdir. Bundan 31 sene evvel e-nu - B. O. A. C) 1919 senesi a- ünde birkaç uçak bulunan al ti gustosunda. Handlcy - Page’ua küçük şirket birkaç yüz millik Lcndrndan Parise üç yolcuyu havadan nakletmesiyle İşe başlamıştı. Bugün Nevyorkla Brüksel ve Nevyorkla Milano. Roma, Frankfurt ve Cenova arasında en süratli hava postalarım kurmağa muvaffak olmuş olan (Belçika Havacılık Anonim şirketi - SABEYAı da 181» senesinde Belçika Kıralı Aibertin bir kararnamesiyle hava işlerine giriştiği zaman pek mahdut bir tesisat ve sermayeye sahipti Gerek bu idare ve şirketler ve gerek bu İşlere son yıllarda a-lalmış olan havacılık kurullar) kısa zamanda büyük gelişmeler
rinde 20 milyon insanı bir ta-
Lübnan mektubu
Evvel zaman içinde..
Cumhurreisi seçimi ve kabinede tâdilât
Muhalefet partileri reislerinin toplantıları, İktisadî buhran şiddetini arttırıyor
mesafe dahilinde yalnız (3500) hava yolcusu nakledebilmiş ol-doğu halde. tATA ittihadına dahil ve 40 m’üıtcllf millet san-
! cağını taşıyan (25p0) modem uçağın birçoklan Okyanuslar aşuTİmak üzere 20 milyon yolcu taşımış olması havacılığın gelişme nispetini gösterir.
1919 senesinde bir yıl İçinde uçakla taşınmış olan eşya tondan ibaretti. Bu nakliyat 1949 senesinde yarım milyon tonu tecavüz etmiştir. İATA birliğine dahil şirket ucfiklarmr.ı uiclmuiijciuiuc uu, ıa»aı « cy-1948 senesinde yapmış oldukları lükle Kıral Abdııllahm İspanya (Arkası 7 oci sablfede) ' dönüşü Beyrut* gelmesi mu-
Beyrut (hususi mubabirinıte-den( — Eylül ayının son günleri Lübnanda bir taraftan şenlikler ve diğer taraftan ire mühim dahili siyasi bir faaliyet devresi oldu; hükümet kendisine tabi olan parlnıana miadından altı ay evvel Cumhurbaşkanı seçlirmiftl; Lübnan Anayasası mucibince yeni Cumhurbaşkanı altı ay sonra makamına oturacak 7C İşe başlayacak Lı Parlman eski Başkanı yeniden seçmiş olduğundan. 11 eylülde Cumhurbaşkanlığı makam ve vazifesini tesellüm keyfiyeti tamimiyle protokoler bir mahiyet antetti.
Beyrut ve diğer şehirlerde taklar İnşa edildi: üzerlerindeki yazıtartn lâhlk Başkana saadet, urun ömürler temenni e-dlldl: bayraklarla bastan başa donatılalı caddeler geceleri tenvir edildi', meşale alayları ve bando muzikalıtr dolaştırıldı: resmi daireler o günü kapatıldı: geçit resmi yapıldı ve Lubrut-nın küçücük ordusunun muhtelif sınıflarına mensup kıtalar temiz ve şık kıyafet ve modern birkaç parça silâh re teçhlzat-lariyle seyirciler üzerinde hoş bir tesir yaptılar: Cumhurbaşkanı ıBüyük Saracı da kordiplomatik ve hükümet erkiniyle halkın tebriklerini kabul etli.
Parlmanda millete, memlekete sadakat yemini merasimi bitlik tcu sonra vermiş oldu (Yu nutukta Cumhurbaşkanı şöyle diyordu:
•Son olarak istiklâlimizi almak için çok çalıştık ve savaştık; bu son .tavaş muhtelif cephelerde altı yıl sürdü. Hükümet idaresi bütün cehdü gayretini gerek bu nökta! nazari arını ve Istlklâlmtrin istikran uğrunda gerekse milletlerarası durumun besletti; şimdi beni tekrar seç- * ' * '
m iş olmakla bana karşı gösterdiğin te bn güzel teveccüh re itimattan müteşekkir ve mütehassisim. Bu önümü sdekl altı yıllık yeni devrede İse İdaremi- cek olan mebuslar buna katilin. aksadığına hepimizin şa- yede itiraz etmiş olduklarından hld olduğumuz birçok cihazla- ve zaten kabine teşkiline gene tını ıslaha, normal ve pürüzsüz eski Başbakanın memur edile-bir idare makinesi kurmağa ve ceği de çok evvelden ve kati o-milletimizi refaha kAVUştura- ' tarak malûm »idnamdan, hlç-cak dürüst bir yo! takit etnıeğe bir değişiklik nlmadı. Bu orada ------------------------- *»“ ]5Q kadar rtriinevver ve vatan perver genç Lübnanlı da hususi olarak yaptıkları birçok toplantılar sonunda Cumhurbaşkanına Başkanın yakınlarından birisi vasıtaslyie bir metallp lls-
I
Eski hikâyelerden
Hor hakkı mahfuzdur
Semih Mümtaz S
karrer olduğundan, İstifa, kiralın gelip gitmesinden sonraya bırakıldı; hemen bölün matbuat yeni hakiıınetin teşkilinde şimdiye kadar olduğu gibi. yalnız sadakat, din ve mezhep düşünceleri (confcssta nal ismet ve feodalite akidelerinin nazarı itibara alınmayıp iktidar, liyakat, hak re ndaltt prensiplerine uy alarak harek et edilmesini ısrarla ve pek sert ifadelerle istediler.
Muhalefet partileri reisleri aralarında geceli gündüzlü toplantılar yanlılar memlekette hüküm sûren anarşiye bir son ▼ermek kçln hükümete yalnız parlman içinden değil. dışarıdan da liyakatli adamlar alınmasına çalıştılar re Cumhurbaşkanına heyetler gönderip
vahametl, İsrail tehlikesi ve Arap camiasıııın tefessühü karşısında bir koalisyon kabinesi teşkili esasını müdafaa ettilerse de, hükümet© İtimat reyi vere-
karar vermiş ^ulunuyoruz. İltimas, rüşvet, suiistimal, hükümet işlerine şahsi nüfuzlar kullanarak karışmak gibi husufları yoketraeğe ‘uanettlk.»
Muhalif mebuslardan onu, şimdiki parim.-ımn seçimlere fe- tesl sunmuştur ve »eni bûkûme-sat kariştınnak suretiyle mey- . tin liyakat, adalet, münhasıran dana geldiğine ka.nl oldukla- memleket menfaati esaslan ü- ! ondan. Cumnurbnşkan. seçimi- ’ «-rinde kurulmasını istemişlerdi de gayrimeşru zelakkl etmiş- dir. Fakat kabine eskiden beri ler ve merasime. Meclis toplan- mûtad olan usullerle teşkil edîl-tılanna protesto makamında iş (jL tlrik etmemişlerdir.
Kabinenin durumu
Anayasa hükümlerine göre, hükümet yeni seçilen Cumhurbaşkanına İstifasını vermek mecburiyetinde idi; fakat 24 cy-
Sosyal Yardım Bakanlığıma — gene reyi alınmadan — getirilmesi bir hukukçunun Milli İktisat Bakanlığına tâyini bütün gazetelerde uzun uzadıya mizah mevzuu oldu; her taraftan itirazlar ve sesler yükselince Başbakan 48 saat «on ra bu kabinesinde tâdilât yapmağa mec bur oMu; tıp doktorunu Sıhhat Bakanlığına, hukukçuyu Başbakanlık Yardımcılığıyie Maarif vr Fosta Bakanlığına getirdi ve bir hnkukçn razeteelyl de Adalet ve yeni" ihdas olunan — istihbarat Bakanlığına getirdi.
işlerin iç yüzüne vâkıf olanlar bu ikinci Jeırişlküğin yutanda serdettlMmiz sebeplerden münbals öhnayıp, tama İlk kabinede beş müslüman Asaya mukabil dört hirlstlyan bulun-masının, tanrın ise bugüne kadar riayet edilen din ve mezhep bakımından memuriyet ve Bakanlıkları paylaşmak kaidesine uymamasının bals olduğunu söylemektedirler. Son kabinede her İki dinden beşer Bakan vardır.
İktisadî buhran
iktisadi buhran şiddetini arttırıyor. İngiliz lirasının kıymetinin düşürülmesi piyasayı fena halde allak bullak etti; İşsizler küçük Lübnan topraklan üzerinde sığıntı kabilinden yaşa’ makta olan 140 bin Filistin mu-hacLri yüzünden de ÇOğalmaktadır, Cebelde,, şimal ve cenup mmtakaiannda hemen her Şaklr ÇFÇEN (Arkası 7 nci salı Ifede)
(Agâh) ka kîlakaii çoban İtikadı tut Kim zevk-i hal vadii-imnn içindedir.
Bu gazelin daha bir iki beyti vardı sanıyorum amma zannediyorum hâtıramdan kaçmışlar. Bu zatin serileri bir tarafı da müstakim oluşudur derlerdi E-mektarlığm* İrtikâp İrtişa gibi sınltılar sürdürmemişlerdendi. Ailesi de kesirdi buna rağmen yolunu sapmamıştı. İşte bunlar için muhabbet re hürmet görürdü bugün de onu rahmet le yâdedlyoruz.
Turhan Paşa âşık
1022 senesinde İdi galiba bilmem ne veslyleyle bu gazeli sal|j_ tanat vezirlerinden Turhan l’a-Q şaya okumuştum. Bayıldı ve lülfi fen lütfen dedi durdu t?krar^^ ettirdi- Fakat 1? bu tekerrürle^ bitmemişti beni nerede görse a- O man şu gazel der dinlemek isterdi. Bir hale geldi ki artık bık Q iniştim ve manzumeyi gayet tilk'JÖ katle ve okunaklı olmasına nim J-metle bir kâğıda yazmış şendi* Ç* sine takdim etmiştim Buna da İnanınız yine paşamdan kur- (D tutamamıştım Yine beni nere de görse yanma çağırır bak oğ-M— hım gazeli ezberledim diye >■» rel: okurdu okurdu ve baz du-^5 yardı. Bu aunan İçinde Turhan^ Paşa «merhum* seksen yaşıtlı geçeli sekiz ay olmuştu bunu üa-Jzf söylerdi ve Den abı hakka ham- 2? dederdi. Cenabı Hak rahmet ey j" 11ye Agâh Paşaya da Turhan^ Paşaya da.
S. M . S.
İdanbol Bclrdlynl Şehir Tiyalrosu
Halkı
Bu akşam saat îf» de
DRAM KLSMI F A ü S T Yazan: Goethe Türkçesl: Seniha Bet'rl
Gkikr.il KOMEDİ KISMİ
N E M O BANKASI Yasan : L. Verneuil
Türfcçesl: Fehmi Ballaş. LAY
Pazar günleri İS dr Matine
Pazartesi akşamlan Dram Kmnır.na
Salı akgamlan Karne u Kıs-.ırnda temsil voklor
C Kadıköy SÜREYYA Sinemasında
Bu Akşam: Yılın İki müstesna filini birden
I I! - CEZAYİR DANSD2O I
YVONNE de CARLO
2 - İHANET
MERLE OBEKON — CHARLES CORVİN

I Tadilât yapılıyor
İçişleri Bakanlığına Avrupa-da bulunan ve MUletlerarası Sıhhat kongresinde Lübnam temsil eden bir tıp dok Lorunun — reyi alınmaksızın — getirilmesi ve sene Dürzü emirlerinden her hangi birinin Sıhhat ve

Bu Akşam
İlân edilen ve bütün şehir halkı tarafından sabırsızlıkla beklenen New - York Eagle Lion tarafından vücuda getirilen
Kazanovanın Aşk Macerahrı
Muazzam ve muhteşem aşk ve macera Hlnıinta
Oriflna] kopyan y. Türkçe kopyası
SARAY - ÖNCİ ’e ŞARK
Sinemalarında birden başlıyor. Baş rollerde :
TL'AİLIN BEY — ARTCRO de CORDOVA — re dilber LUCİLI.E BREMEK
Yerlerinizi evvelden aMırtnız.
ve
*
- 8 -
— Daha evvel bir başka hizmetçi bulursan, evet
Nihayet gözlerini açlı. Bakışlarında bir şefkat, yoktu Yalnız soğuk bir acayiplik vardı.
— Vaziyetten pek de memnun garfiıımüyorstm Adriat
Mavi şapkaya dikkat bile etmemişti.
Adrta:
— Evet, Morla, vaziyet pek de »yi değil.
Mbris birdenbire ayağa kalktı.
— Bu hamak da nerede İK çökecek. Demet vaziyet pek de iyi değil hal Müthiş bir şey doğrusu. Ben bunu daha ilk günde hissetmiştim.
Adria:
Halkın dedikodusuna ehemmiyet verdiğim yok. îstediklerinl ■öylesınter, bana vız getir. Beni korkulan şey, senden emin ola-madığunıhr. Bazan beni seviyor görünüyorsun, hazan da hiç ehemmiyet vermiyorsun. Bu de-Ihştkllgın beni mahvediyor, beni küçük düşürüyor. Yoksa halkın lâkırdıları değil
— Fakat halkın dedikodusu ■eni zehirliyor.
Adria:
— Beni aehlrleyen başka bir şey var, diye mırıldandı
Moris hiç cevap vermedi; çekindi
— Bahçe dediğin bu yerin, dedi, mezarlıktan farta yok. Selvl ağaçtan buraya daha iyi yakışırdı. Hiç aelvl dikmeği düşünmedin mİ?
Yanına gitti, ağlamak üzere olan yüzüne baktı. Yanaklarım okşadı:
— Sen dedi, küçük bir taşralı kadınsın, hep oöyle kalacaksın.
«Bundan kurtulmalıyım; e-' ret bundan kurtulmaJıyım. Yapacak başka bir şey yok Haftan dedikodusu, ve Murisin dili, İçimdeki o sefil neşeyi de yok edecek^
Kadınlığının haysiyet re gururunu hatırladı.
— Can qin iıi ın scra hiç öl-dünnedi mİ Adria?
— Canın sıkılıyorsa gidebilirsin.
Bu cümle, bir tabunca kur-funu gibi ağrından fırladı.
— Sen cin sıkıcı bir kadınsın Adria.
Tahkir ete else ehemmiyeti
ISatın alınmış kalb
YAZAH llk(4WA P£MFI?fUKEYWt MAZM DBl&M,
yoktu. Adrianm cevabı her hadde tesirini yapmışta. Bundan gücenerek gidebilirdi.
Marianna'nın getirdiği tabaklan titre yen elleriyle masanın ürerine yerleştirdi. Harlanna. Merisin boşuna giden yemekler lıamriamıştL
— Yemeğin İçine zehir koymadığına emin misin Adria?
— Marianna varken rica ederim, bana siz diye hitap et vc bayan diye seslen,
— Küçük Adria, mini mini Adrta! Fabrikası var. paracı çok ama, daha inini mini bir yavru. Şu küçük bahçenin dışarısına çıkmıyor.
— Nezakete sığmıyan bu cümlelerine artık tahammülüm kalmadı.
Yemekten sonra Moris, İçeri girmek istediğini söyledi.
— Çimdi gene uyuyacak mısın?
— Hayır biraz piyano çalacağım.
— Geleyim seni dinllyeyinı mİ?
— Hayır yalnız kalmayı tercih ederim.
Piyanonun bazan yavaş çıkan. basan dehşet saçan sesi, bahçenin içine yayıldı.
«Yaln» kalmağı tercih ederim.» Kulağına gelen o mıızlk sesi bir düşmandı, onu kovan bir düşman. Adrlanın gözlerinden yaşlar damladı. «Neden etimden alıp götürmek istiyorlar? Bu kasaba halkına da ne oluyor, neden benimle uğraşıyorlar? Benden çabukları şeye mukabil ne veriyorlar?»
Kalktı, basamakları tikti, salana girdi.
Moris birdenbire müziği ke«-tl; ona doğru döndü ve onu ısırmak İster gibi:
— Daha Uk gecenin sabahı buradan kalkıp gitmek isterdim. fakat senin İçin kaldım. Ne de olsa esir gibi yaşamaktan hoşlanmam, senden ve parandan nefret ediyorum, dedi.
Adria, titreyen dudaklarıyle:
— Defol, dedi. defoL Zaten beni oldukça gülünç bir mevkie düşürdün. Herkesten dalma hürmet görmüştüm. Senin gibi küstah bir çocuğun âşığı olduğumun söylenmesini İstemem. Defol.
O güldü;
— Bu hiddetli halin sana çok yakışıyor, Adria. Fakat müsterih ol, tabii gideceğim.
Yüzünde artık nefretten lerini vuUu. Kadına yaklaşU, el-
lerini tuttu, yavaşça odaya sürükledi, kapıyı arttasın* k*-kadL
— Peki, ben gittikten sonra bu mini mln 1 knca^eda Mm meşgul olacak, onu anlamak istiyorum, detti.
Kilerinin parmaklarını birer birer öptü, avucuna ağama götürdü vc şehvetli bir okşayışla dudaklarını yapıştırdL
— Belki milyonlar kaşanmanın yolunu bilirsin, takat hayatta kmuldanınin bilmiyorsun. Hayatın ne olduğuna bilmiyorsun.
Adria gözlerini kapamıştı; başa» göğsüne dayadı. O Uk geceki gibi genç kalbin gürültülü ve halecanlı vuruşunu dinlemek İstiyordu. Fakat şimdiki vuruşlar sakin ve muntazamdı.
— Ne yapalım. Moris? Issız bir adada yaşıyoruz. Kasaba halkının, teneffüs ettiğimi» havanın hayatımız ürerinde bir tesiri var. Herkesin gözü önünde ayıptan ölmek İstemiyorum. O kadar cesur değilim.
— Evet, bunu biliyorum.
— Fakat kalkıp gitmeni İslemiyorum. Gitine Moris. Böyle çnrçabuk gitme, 'Tahammül e-
demem.
Moris gülerek cevap verdi:
— Kalsam, benden nefret e-dlyorsun; gitsem gene nefret ediyorsun, peki ne yapayım?
Demek gidip gitmemesi onun elinde idi. Moris için gitmekle kalmak arasın(ia bir fark yoktu.
— Şimdi fabrikaya döneceğim, Moris. Bu sabah hiç bir şey yapmadım. Boşun altüst Senin yüzünden işleri, yüzüstü bıraktı famın söylenmesini İsten, em. Bu akşam birçok şeyden bahsederiz. Bu akşam ne yapalım? Ne istersin?
— Otomobili alıp şöyle bir gezinti yapalım, ben İdare ederim.
— Tabii, sen İdare edeceksin.
Merisin İdaresinde otomobil harap oluyordu. Adria, bir çukura, bir uçuruma düşmelerinden korkuyordu. Fakat bu defa direksiyonu Morlse bırakmağı Istiyen kendisi İdi.
— Sonra tenha bir yerde yıldızlar altında dururuz; iki mücrim âşık gibi öpüşürüz. Fenerleri söndürürüz gelen geçen oLomobüler bize çarpar,
(Arkası var)

1
(tünün Mevzuları j
UNUTULMAZ BİR UF»
Hususî teşebbüs haftası
met etrafında toplanan ve şahsi yükselme imkânlarım ancak devletin sahasının genişlemesinde arayan bir zümreye karşı müdafaa etliği hak ve esasların dünyanın en yüksek, en anlayışlı ve şahsi menfaat mef-ı burnuna en geniş ve içtimai menfaat ve zaruretler ile kay-1 naştırıcı bir mâna veren bir 'zat tarafından ifade ve müdafaa edilmesi, hepimize cesaret ve doğru bildiğimiz yolda yeni ilerlemeler, atlamalar heves ve gayretini vermiştir.
Muhakkak yakın bir zamanda hususî teşebbüsün faziletinden şüphe edenler de, ikna ve telkin İle, müfrit devletçiliğin devlete bir nevi uluhlyet atfeden zihniyetin, bir nevi 20 inci asır softalığının tesir ve tazyikinden kendilerini kurtaracaktır ve rejimimizin saf umdelerine döneceklerdir.
Vakıa ellerindeki membalan, saltanat sürme vasıtalarını muhafaza etmek isteyen, mahdut görüşlü, bir zümre İle bazan sert mücadelelere girişmek belki İcap edecektir. Fakat dünyanın gidişine karşı gelinmez. Bazı memleketlerin yaptıkları müfrit devletçilik tecrübelerinin neticeleri meydandadır. Şahsi, hususi teşebbüsü felce uğratmak bir milletin en esaslı enerji kaynağını kurutmaktır, bir nevi iktisadi hattâ içtimai İntihardır.
Biz, bütün tarihimizde ölçülü, hattâ şatlan cem ve telif eden bir millet olmuşuzdur. Ferdin yaratıcı kabiliyetini inkişaf ettirmekle beraber, devletin de ahenkleştirmek, tevzln. vazifesini, murakabe, bazan İçtimaî politika, İcabı, hattâ müdahale haktanı kabul etmemiz gerektir.
Bugün, hiç bir devlet İktisadî hayata karşı lakayt ve yüzde 'yüz bitaraf olamaz, tçtimai ihtiyaçların doğurduğu sosyal 'politika bir realitedir ve devlet de İktisadî hayat da, hattâ münferiden İş adanılan da bu realiteye uymak mecburiyetindedirler. Esasen «hususi menfaat» mefhumu da bugün İçtimai tesanüde bağlıdır.
Hususî teşebbüs, bâklr Asya ormanlarındaki vahşî ve yırtıcı hayvanların hayatına göre tasavvur edilen bir mefhum değildir. Biz, beynelmilel ticaret odasının ve reisinin düşünceleri ile tamamen mutabık olarak, hususi teşebbüsü, bazı şahıslara hudutsuz kâr ve menfaat temin eden bir formül olarak değil, fakat ancak enerjiyi kamçılayan, cemiyetin her ba-1 tamdan, en emin ve seri surette kalkınmasını temin eden, milli servetin ve binnctlce kudretin artmasını sağlayan bir hayat doktrini olarak kabul e-' deriz.
İşte. Türkiye İş muhiti mensupları dünyanın en büyük iş adamlarından biri olan Mr. Reed’e bu görüşlerini İfade etmişler ve bununla Türkiyenin en ciddî, en esaslı bir kalkınmaya namzet olduğunu, çünkü Türk milletinde. Türk İş adamlarına lüzumlu enerjinin ve A-merikan zihniyetine uyan bir zihniyetin bulunduğunu ispat etmişlerdir.
Bu, muhakkak milli bir hizmet olmuştur. Bugün bütün dünya gibi, biz de Amerikan yardımına, sermayesine muhtacız. Kredi, tabii, maddî şartlardan fazla İnsan kabiliyetlerine, fertlerin enerjisine ve ahlâkına göre ayarlanır. Vakıa devletin de bu sahada bozucu, emniyeti azaltıcı ve yok edid bir rol oynamaması şarttır. Bizde böyle bir tehlike yoktur ve olmadığını Mr. Rcod. belki Amerikanın bize karşı görüşleri üzerinde müessir olacağı muhakkak olan ve bize inanan bir dost olarak ayrıldığını zannettiğimiz beynelmilel ticaret odası reisi görmüş ve anlamıştır.
Geçen, hafta yapılan temaslar herhalde memleketimiz için hayırlı olacaktır, çünkü kudretli İyi bir dost, bizi haklkli, temiz çehremizle gürmüş ve bütün milletlerin saadetine ve İnkişafına yardım ederek yükselmek arzusunda ve kabiliyetinde bir millet olduğumuzu anlamıştır. Esasen kendimizi tanıtmak, olduğumuz gibi göstermek, bülün dâvaları kazan-
Geçen haftanın son günleri belki herkesçe bilinmeyen, fakat iş âlemimiz, hattâ iktisadi siyasetimiz İçin ehemmiyetli temaslar ile geçti. Bütün dünyada, uzun senelerden bert, hususi teşebbüsün faziletlerini, milletlerarası mal, fikir n insan mübadelelerinin ehemmiyetini tebarüz ettiren, ferdin zekâ, enerji ve sermayesinin cemiyetlerin, milletlerin en büyük kalkınma, hatta dostluk ve sulh amili olduğunu tebarüz ettiren, yavaş yavaş bütün bıiyük İş adamlarını bayrağı altında foplıyan bir milletlerarası teşekkülün, Beynelmilel ticaret odasının reisi ve umumi kâtibi memleketimizi ziyaret ettiler, bu edanın Türkiye Milli kotnl-| teri âzası ilo ray d ah görüşmeler yaptılar ve bu atada Cum-hıtrrels! hazretleri başta olmak üzere bir çok devlet adamları-1 mız ne mül&kat fırsatını buldular.
Bu odanın bugünkü reisi dünya capmda bir müessesenin, General Elektrik gibi, âlemşümul ve kullandığı amele ve müstahdemin ve istihsal ettiği malzeme ve emtea bakımından devâsâ bir müessesenin idare meclis! reisi M. R. Alexandor Reed'dlr
Bu zat sa'yl, enerjisi, mühendislik He hukukçuluğu çemeden yüksek kültürü, zekâsı ve hem mensup olduğu Amerikan milletinin İktisadi İnkişafı hem biilün Avrupanın kalkınması dâvasına karşı duyduğu yüksek alâka sayesinde bugün dünya çapında bir İş anamı mevkiine yükselmiştir. Eminiz ki yakın bir âtide Mr. Reed ismi duyulacak. büyük eserler yaratacak bir devlet adamı olacaktır.
Böyle bir şahsiyetin bizi ziyareti. bizim kabiliyetlerimizi ölçmesi, ihtiyaçlarımızı bilmesi, memleketimiz bakımından büyük faydalar doğuracaktır. Fakat geleceğe alt düşüncelerimiz ve ümitlerimiz büyük olmakla, beraber, Mr. Reedin. milletlerarası ticaret odası reisi sıfatile bize söylediği sözler ve bize de kendimizi anlatmak İçin hazırladığı fırsatlar başlı başına büyük bir menfaat manzumesidir.
Dışarıda aleyhimizde yapılan menfi propagandalar arasında devletin hususi teşebbüse karşı vaziyetini yanlış gösterme gayretleri çok zararlı, haLtâ tehlikelidir.
Dışarıda, hattâ içimizde yaşayan pek çok menfi, görüşlü insanlar Türk devletinin husu-■ si sermayeye, teşebbüse düşman olduğunu, bize h(ç bir bakımdan benzemiyen bazı memleketlerde olduğu gibi, bizde de devletin. baa yabancı telâkkilere göre asrımızın mabudu .Mo-loch» □ olan devletin ferdi, hususi teşebbüs ve zekâyı ağır silindiri altında ezdiğini söyleyip dururlar. Halbuki, gelen kıymeti! misafirlere anlattığımız gibi, bir çeyrek asırdan beri Türk devletini idare eden parti ■ husus! teşebbüsü» İktisadi hayatımızın temeli saymaktadır. Devlet ancak ferdin yapamadığı işlere teşebbüs etmek hakkını almış bulunmakladır.
Mr. Raed ve arkadaşları İçin Türkiyenin iktisadi doktrini hakkında yapılan bu açıklama, âdeta bir sürpriz olmuş vc havaya derhal bir sıcaklık ver-miştİE. Fakat şunu da itiraf etmeliyiz ki, doktrin hususi teşebbüsü esas tutmakla beraber, tatbikatta bazı inhiraflar. İfratlar, devleti husus: teşebbüs Bahasını bir dereceye kadar istilâya sevkeden gayretkeşlikler olmamış değildir.
Ancak bu mahiyetteki hareketlerin âmili ancak ve ancak eline geçirdiği yağlı kuyruğu bırak n ınk Istemlyen. ekseriya gayri mesul, bazan bilgisiz ve selâhiyetsiz bir «bürokrasi» dlr, Bürokrasinin istilâ cehdlne her yerde, hattâ, şahsi teşebbüsün en büyük vatanı olan Birleşik Amerlkada bile şahit olunmak-tadır Mühim olan prensipler-dte. Tatbikattaki hatalar, İnhiraflar zamanla tashih edilir. naslJ ki bugün tashih yoluna samimiyetle girmiş bulunmak-tayız.
Fakat İş muhitimizin, senelerden bert bürokrasiye, hükü-
Güney Asya’da
komünizm
Semadirek adası
Güney Asya memleketleri tedbir alıyor
Singapur 12 (Nafen) — Güney doğu Asya memleketlerinde komünistlerin gizil plânlarını önlemek maksadiyle hazırlıklar yapılmaktadır. Birmanya. Malezya ve Siyam gibi memleketlerin polisleri takviye edilmiş ve Hlndlstanda da komünist merkezleri basılmıştır.
Diğer taraftan güney Asya memleketlerindeki İngiliz, temsilcilerinin yatanda mühim bir toplantı aktedeceklerl de bildirilmektedir. Bu toplantıda görüşülecek meseleler katiyetle a-çüclanmamışsa da komünist tehlikesinin ele alınacağı ve bu tehlikeyi bertaraf etm-k İçin ne gibi tedbirlere baş vurulması lâzım geldiğinin tesblt edileceği zannedilmektedir.
Son hafta zarfında bazı güney doğu Asya memleketlerinin baş kentlerinde kızıl Çinlilerin islzll faaliyet icra ettikleri tesblt c-dilmlştlr. Bunlar gizli silâh depolan yapmışlar ve komünist beyannameleri hazırlamışlardır. Polis bu depolan ve beyannameleri ele geçirmeğe muvaffak olmuş ve bir çok komünist şeflerini tevkif etmiştir.
Amerika başkan yardımcısı evlenecek mi?
St. Louls (Missouril 12 (AP> — Birleşik Amerika Cumhur başkanı yardımcısı Tl yaşında Ailen W. ’Barkley'in, 33 yaşında bulunan câzip bir inim rai bayan Carlton S. Hadley’ln buradaki evini sık sık ziyaret etmesi, muhtemel bir izdivaç de-dikodulannın ortaya çıkmasına sebebiyet vermiştir.
Barkley. yine bir ziyaretten dönmüş bulunmaktadır. Wasilin gton’dan öğle uçağı İle gelmiş ve öğleden sonra bayan Hadi cy in evinde oturduktan sonra gece uçağı İle yine \Vas-hlngtona dönmüştür.
Dünyanın en küçük adamı
Dünyanın, en kısa boylu adamı Henry Bchrens Amerika-dan Londraya. gelmiştir. Boyu 75 santimetre, ağırlığı 15 kilo olan bu küçük adama zevcesi refakat ediyor Kadın orta boy lu, fakat kocasına nisbetle çok uzundur. Behrens 55 yaşındadır. Yukarıda tabiî boyda bir adam tarafından bir elle kaldırılmış bir halde görünüyor.
luıaııııu
manın en doğru ve en müessir yoludur. Bizde kİ farile t ve kabiliyet hazînesi çok zengindir, fakat bunu, hattâ içimizde de, herkes bilmemekte ve görmemektedir.
Belki dışarıdaki propagandaya muvazi olarak, memleket içinde de, kendimizi bilmek ve tanımak için sistemli bir gayret sarfetmek lâzımdır Çünkü kendin! bilmeyen, kendine 1-nanmıyan bir millet yaratıcılık kudretinin mühim bir kısmını kaybeder.
Beynelmilel ticaret odası Türkiye milli komitesi bilhassa bu-
Ada’da eski bir heykel bulundu
New - York 12 (Nafen — Yunan adası Samothrace ıSema-' direki da yapılan son keşifler esnasında yeni bir «Samothrace zaferi» heykelinin bulunduğu bildirilmektedir. Bir müddetten beri bu adada araştırmalar yapmakta olan New - York tini versitesl arkeoloji profesörü Bund lîe karısı bu yeni heykeli bulduklarını bildirmişlerdir. Ye ni «Samothrace heykeli» her ne kadar bundan evvel bulunmuş ve şimdi Louvres müzesinde 0-! lan heykel kadar büyük değilse de onun kadar ince hatlara mâlik bulunmaktadır. Heykeli ilk bulan profesörün tansı ol-, muştur.
| Amerikalı profesöre göre bu I adadaki araştırmalara devam edildiği takdirde yeni şaheserlerin ortaya çıkarılması ihtimal ' dahilindedir.
Artiritişome
Mafsala naylon konmak suretiyle tedavi ediliyor
Boston 12 tAJU — Öğrenildiğine göre bir çok artlritismc hastaları bir ameliyatla malsa-Ia naylon konulması suretiyle tedavi edilmiş ve şifa bulmuşlardır. Bu yeni tedaviye naylon arthrûplas.U denmektedir. Birmingham hastanesinde üç hasta bu ameliyattan sonra ayak-' lannı kullanabilmişler ve hattâ (bacaklarını doksan derecelik bir zaviyeye kadar kıvırabiîmiş-lerdir.
| Doktor Theodore A. Potter ve John C, Kunns tarafından tekemmül ettirilen bu ameliyat sadece kemik uçlarına İnce bir naylon parçasının kıpmasından ibarettir. Hastanede yapılan ilk tecrübeler müspet netice vermiştir.
sus! teşebbüse memleketimizde verilen kıymet ve ehemmiyeti tebarüz ettirerek, milli bir hizmet İfa etmiştir.
Fakat bir eltn sesi çıkmaz, aynı dâvayı daha bir çok teşekküllerin ele almaları, esasen rejimimizin kabul ettiği prensip!, bürokrasinin arasıra hortlayan İstilâ teşebbüslerine karşı müdafaa etmesi lâzımdır.
Bu sayededir ki devletin lüzumsuz ve faydasız olarak eline aldığı bir çok mevzular hakiki sahibine, hususi teşebbüse İade edilir ve yeni ve seri bîr İktisadi kalkınma mümkün olur.
Çerse Nizami
Halktan para böyle mi tahsil edilir ?
İki buçuk saat VEZNE önünde
-| Yazan : Cemaleddin Bildik [■
Tıklım tıklım dolu veznenin önünde geçen saatler — Tahsildarların ihbarnameye isim yazmamaları — Bu parayı hıra-i; kan kim? — Hatice hanım! — Demokrasi budur — Para vere-| cek halka bu eziyet neden? — Kalabalık bastığı saatlerde vezneye bir memur daha oturtulamaz mı?
Okuyucuya mevzu, gazetecinin vızır vızır aradığı ve ele geçirmek için de peşinden koştuğu bir avmış gibi geliri.. Halbuki o, günün her saatinde gazetecinin etrafında dolaşır ve çok defa önüne kadar da gelir... Yeter kİ gazeteci, gözünü açık tutarak onu görsün ve avını kaleminin ucuna takarak sürükleyebilsin!..
Tahsildarın kapı altından attığı elektrik ve havagazı ihbarnamesi elimde, para yatırmak üzere gittiğim Beyazıttaki elektrik İdaresi veznesi önünde yakaladığım bir mevzuu da bugün. sürükleyerek şu sütunlar arasına getirmiş bulunmaktayım.
Veznenin önü tıklım tıklım dolu... Bu arada ayakta dura-mıyacak derecede İhtiyar ve malûl kadınlarla erkekler de göze çarpmaktadır. Herkes, paralarını İhbarnamelere sarılmış olarak uzatıyor amma alan nerede... Veznede bir tek memur var ve bu, sz evvel topladığı ihbarnameleri, içlerinde paraları ile banko üstünde sıraya koyduğundan hani harıl onların makbuzlarını doldurmaktadır. Kollar vezneye doğru uzanmış. kadın, erkek, genç, çocuk bağrışıyorlar:
— Aman şu parayı da al...
Memur bir taraftan makbuz yazıyor, diğer taraftan da cevap yetiştiriyor:
— Alamaaaam*.. Bu önümde-kiler bitecek, sonra da sizinkileri tophyacağım...
Memurun makbuzlarını yazmak üzere sıraya koyduğu iç-
leri ,_____
dım, 42 tane... Bu kırk İki makbuz yazılacak da, sonra sıra vezne önündeki kalabalığa gelecek...
Saat 14... Elimdeki İhbarnamenin ve paranın alınmasına sıra gelecek diye bekliyorum Memur, elindeki kopya kalemini sağ kulağına sıkıştırmış, dirseklerim masaya dayamış vaziyette sesleniyor:
— 28 lira 47 kuruş ödeyecek ve ihbarnameierile 30 lira bırakan kimdir?
Cevap yok!..
— 30 lira bırakanı arıyorum... Kim ise cevap versin!..
Kalabalık ar asm dan bir yükseliyor.
— Ben de otuz lira bıraktım. İhbarnamede İsim yok mu?
seı
f^JSUSARSAN KABAHATLİSİNİ
l&gpSiirFJzÜv-ÂÖa SA1VİDEgŞAN^ gES^UAV HANJ
HEYECANLI AŞk' YE MACERA ROMANI" ak
BETMBAf U2AXLAS(*A ÇARELER! AJfADt
Vezne önünde kalabalık
paralı ihbarnameleri say-
Created by free version of 2PDF
toplanmaga başlarken
Memur, bir kere daha yor:
— Otuz liranın sahibi!.. bamamede isim yazılmamış.-.
Biri cevap veriyor:
—- Tahsildarınız isim yasmadı ise ona bunu öğretmek bize mi düşer... Söyleyin de tahsildarlarınız ihbarnameleri isimsiz bırakmasınlar... Bu yüzden a-partıman katları arasında da az mı karışıklıklar oluyor?
Memur öfkelenerek idare memurlarına bağırıyor Falan numaralı tesisata bakın ve ismini söyleyin...
Tabii bu arada makbuz yazılması durmuş, isim aranmasına başlanmıştır Dolaplar açılarak. kartonlar altüst edilerek Lslm bulunuyor.
(Arkası “ nci sahifede)
AKŞAM
13 Ekim 1949
Sabite 8
Bahire 6
RA
Ejna
İSTANBUL RADYOSU
Vitamini en bol sebze
Bu sene düğme çok rağbette
Domates salamurasın kışa nasıl saklanır?
Uzun sene yenilen bir scbae varsa o da domatestir. Domates yazın taze, kığın konserve olarak her zaman yemeklerde kullanılır, Bundan başka çiy olarak salata halinde yenir ve kokteyl olarak da suyu İçilir.
Domatesin en bol vitaminli sebze olduğu anlatıldıktan sonra çiy ve saiamurasız kışa saklamak usulleri aranılmış ve bulunmuştur.
Kışa taze domates saklamak isli yenler için bu ay en müsaittir. Sıcaklar geçmiştir, ekşiyip köpürmek yahut çürümek tehlikesi bitmiştir. Yapılan konserveler mükemmelen dayanır.
Kışın karlı aylarında lazc doma'.esten salata yapabilmek, yemeklere bilhassa plâva taze domates kınanabilmek bir zevktir Domatesleri bütün ve parça olarak saklamak pek o kadar umumileşmiş değildir. Bütün olarak bağda sarılarak yahut kavanozda kaynamş su İçinde muhafaza edilebilir. Parça domates de salislat ile saklanır.
1 — Kızarmamış daha yeşil olan domateslerden seçmeli. Çürüksüz bereslz olan bu domateslerin tepelerinde yeşil saplan bulunmalıdır. Domatesleri birer birer temiz bezle sildikten sonra gene birer birer olarak gazete kâğdı içine sarmalı. hava alacak açık yeri kalmamalı. Ayrı ayrı sarılan bu domatesleri bir rafa, yahut çamaşır sepetine dizmell. Serin ve rutubetsiz bir yerde muhafaza etmeli. Bir iki ay sonra kâğıtları açılınca domateslerin kızarmış, olgunlaşmış olduğu görülür, ve taze domates gibi her yerde kullanılabilir.
2 — İri, fazla olgun olmıyan çürüksüz domatesleri birer birer bezle sildikten sonra cam turşu kavanozu içine dizmeli. Üzerine bir İki saat evvel fıkır fıkır kaynatılmış ve soğutulmuş kuyu suyu dökerek kavanocu ağzından İki parmak aşağısına kadar doldurmak. Üzerini İki parmak zeytinyağı İle örtmeli, ağzını sıkı kapayarak serin ve rutubet olmıyan bir yerde sak-lanıalı.
3 — Olgun, etil çürüksüz domatesleri kuşbaşı parçalara doğramalı, çekirdeklerini ayıklamak. Bir kilo domatese bir gram toz salisilat hesap ederek doğranmış domateslere karıştırma lı. 24 saat öylece bırakmalı, sonra Lster küçük kavanozlara, ister maden yusu gişelerine bu mııiılûtu (parça ve akmış olan suyu) doldurmak, üzerine bir parmak zeytinyağı koyarak ağzını sıkı kapamalı ve rutubetsiz, serin yerde muhafaza etmeli.
A kıaın programı
10.38 AC‘1'B ve pr/ıgr.ım
10.00 Haberler
13.2Ö Daruı mtalfti (Pi l.
19.43 Şarkılar ve türküler, Okuyan Rıfat Baybnrs, Çalanlar S.ı(H lyılay İneddln Ökte. Yorga Racona» I — Senin .ışkınla çJk oldum «Raat (arkı». 3 — Fitneler gülenmiş mahmur gözüne •Rn«t garkla. 3 — Sevdiğim aredl hicranım • Hicnrkâr «■“• kır. 4 — Bekledim ta fecre ka dar «Jlicaıkâr »rkia, 5 — Ba S» Riıdim kanıma «Klh-tflll m cnzkAr türkü*.
20.15 Jıımpin Jncka orkealrasınaan parçalar (PJ.ı.
20.25 Piyano loloları: lı Johannea Brahma valüar No 1 ■ 16 Op. 38. 2 — Franz L.l«zt> (Este villâsının çeşmeleri* Çalan: Piyanist: Cla udio Arrua.
21.00 Hatır orkestra eserleri (Pi l
21.15 Faul —- Şehnaz isalı — Peşrev — Ber.ml meyde sakiye — pidem vtiıUne nazır — Sana ey canımın canı — Etmedin bir lâhza İhya — Ta kıl m — Fırsat bulsam yâre baksam — Hem aldandım hem aldanım — Gâ nOI durmaz — Şelınaz tonga.
21.50 Halk türküleri (PtJ.
22.00 Şarkılar ve tUrkUler (P1.|.
23.15 Opera aryaları (Pil.
22.30 Dana müzlgt (PI >.
23.45 Haberler
23.00 Dana müziği fPJ.I.
23.» Kapanı» ve program.
ANKARA RADYOSU
BU AKŞAMKİ PROGRAM
I Dünyada^?
Ekmek kızartma cihaz»
Ekmek dilimleri İstenilen derecede kızardıktan sonra cihazın aşağısına düşüyor ve resimde kadının parmakla gösterdiği aralıktan kayarak cihazın dışına çıkıyor. İstenildiği takdirdi* deliğin önüne bir tabak konur ve dilimler burada toplanır. ,
O
Düğme o kadar çok beğeniliyor kİ bu mevsim elbiseleri, yünlü, ipekli, yahut kadife olsun yukarıdan aşağı düğme ile süsleniyor.
1 — Jerseyden yapılan bu elbisenin omuzdan başhyan düğme ilik eteğin ucuna kadar İniyor. Yakası beyaz pikedendir Sol taraftaki cepten aynı ku-
maştan büyük bir flyango çıkıyor.
2 — Kalın İpekliden elbise bunun da düğme İliği amuzdan başlıyor ve etek ucunda bitiyor, gayet enli bir kuşak kalçaları sararak eteğin ucuna kadar sarkıyor.
3 — FÖtlkare yünlüden elbi-
se. Pikeden reverl vardır. Aşağı kadar İliklenen elbisenin düğmeleri altından kloş bir parça çıkmaktadır.
4 — Siyah kadife elbise. Etek (portföy) denilen biçimdedir. Sağ tarafla dikilen eteğin diğer ucu sol tarafa gelip iki düğme ile ilikleniyor. Diğer düğmeler açık bırakılıyor.
İ Faydalı bilgiler =
* ..................7
Kol ve yakaların kolası
Erkek gömleklerinin kol ve yakalarını evde kolalatmak ls-tiyenler kotayı şöyle hazırlamalıdırlar:
Dört bardak su. 80 gram kola. 20 gram barakı. 10 gram rendelenmiş sabun almaİL Hafif sıcak su içerisinde boraksı erittikten sonra soğuk su içinde kolayı eritmeli, sabunu da ilâve etmeli. Hepsini bir araya katmalı, kolalanacak yerleri, hazırlanan kolalı suya batırma-lı, sıkmalı ve ütüleme!!
Bilek saatleri
Kullanılan bilek saatlerinin bozulmaması için şu birkaç noktaya dikkat etmek lâzımdır.
Bilekten çıkarıp el çantası içine, yahut cebe koymamalı, tozlanmasına sebep olur.
Gece yatarken koldan çıkarıp soğuk olan mermer yahut cam üzerine bırakmamalı. Makinesi bozulabilir.
Saati gelişi güzel kurmamalı, her gün aynı saatte ayar ederek kurmalı. Eğer yirmi dört saatte dört beş dakika geri kalır, yahut İleri giderse mutlaka saatçiye götürüp t âmir ettirmeli. Evde ayarı düzeltmeğe çalışmak saati daha çok bozar.
Saat bilekte iken el yıkanınca saate su kaçmamasına dik-I kat etmek.
Basit baba tatlısı
Dört çorba kaşığı un. dört çorba kaşığı süt, dört çorba kaşığı toz şeker, bir çorba kaşığı dolu dolu baking povder. iki yumurta Jki komposto kaşığı zeytinyağı.
Yumurtaların sarılarını toz şekerle karıştırmak ve telle çırpmalı. sonra sütü ve zeytinyağı azar azar akıtmalı ve çırpmakta devam etmeli. Un içine karıştırılmış olan baklngl de katmak. Nihayet sertleşinceye kadar köpürtülen yumurta aklarını ilâve etmeli. Yağlanmış kalıba dökerek fırında pişlrmeli.
Soğuduğu zaman kalıptan çıkarmalı ve üzerine dört beş kaşık suda eritilmiş iki üç kaşık şeker ve üç kaşık rhum, yahut konyak gezdirmek. Üzerini reçel tanesi ile süslemell.
MODA HABERLERİ
★ Siyah rugan kemer üzerim ş t rasta işlemek modadır.
★ Çantaların fermuarları e* kavdan (bağ) dan yapılıyor.
A Podösücilen yapılan turban şeklinde küçük şapkalaı beğeniliyor.
* Pelerin şeklinde ekose kaplar yünlü elbiseler üzerine giyiliyor.
* öğleden sonra giyilecek elbiseler ekseriyetle kadife, yahut faydan yapılıyor.
Müşküllere cevap i
17.58 Acılı» ve program iR.oo M S- ayan ve locessr (Uwak faalli.
16.45 Keman salaları (PİJ.
19.00 M. S. ayarı ve Haberler
10.15 Geçmişte Bugün.
19.20 (Yurtlan Sesleri.
I9,so Orkestra eserleri (P|.|. '
20.15 Radyo Gazeten.
30,30 Serbest Saat
20.15 Tanburln saz eserleri.
20.50 Halk türküleri.
21.00 Unesca Gazete»!.
21.15 Müzik: (Pi l,
21.45 Konuşma
22.00 D«nı müzikleri (Pl.l.
22.43 M. S, ayan ve Haberler.
33.00 Program ve kapanı».
Üzüm likörü
Fatih. Kıztaşı cad No 7 Ayşe Melih: Üzüm likörü tertibi şudur:
İri taneli ve kalın kabuklu tatlı üzüm İntlkıa0 etmeli. Bunları makasla salkımından birer birer keserek ayırmalı. (Tanelerin tepesinde küçük bir yeşil 3ap bulunmak) Soğuk su içinde yıkamalı, sonra İnce tülbentle itina İle kurulamak.
Üzümleri yarı yarıya ayırmak. Bir kısmını sıkmalı, çıkan suyu tartmak, yarım kilo üzüm suyuna yarım kilo 45 derece ispirto karıştırmak ve 250 gram toz şeker ilâve etmeli.
Diğer kalan üzümleri ince bir İğne İle birkaç yerinden delme İl ve kavanozdaki üzümü sulu ispirto İçine atmalı. Kavanozun ağzını ya cam kapak, yahut mantar tıpa İle kanamalı.
Üzerine parşömen kâğıt örterek etrafını sicimle' bağlamak.
Altı ay sonra kullanılan likör nefistir. Üzümler de kütür kütür olur.
Yarın sabah ve odla p»oqraru
1,30 M. S, ayarı re Baııdo müzikle n (Pl,>.
7.45 Haberler vc hava raporu.
8.00 Şarkılar (Pl.ı.
8.15 Cesim müzik (pl.ı.
8,25 Günün programı.
8.» Cocltll müziğin levamı (P1.I.
«.45 Hafif melodiler (Pl.l.
9.00 Kapanış.
12.M Açın» ve program; M S, ayarı.
12.» Karışık şarkılar.
13,00 Haberler.
13,15 Salon orkestraları çatıyor (Pl.l.
13.30 öâle Gazeteni.
13.45 Ritimdiler (PİJ.
14.00 Hava raporu, ak^am programı ve kapanı;.
ruruye senem
Senelik as»; ruru$ »400 sunu
» ayııa 150ı a ööc .
J aylı «k • l«M •
I arlık JOC ı» - »
Aires temanı tein euı mıruylua oıu «OnaertlmeUdir Akar takdir-ıie adres degifttrllnıez
Elmas
Dünyanın en kıymetli jonk-ler elmasıdır. Bizim para ile üç buçuk milyon lira değerLndedlr 728 (tirattır. Büyüklüğü, yüzükteki 2 kıratlı elmas ile muka-
yese ediniz!
Amerikada icat edilmiş bir makinedir. Resimde görüldüğü üzere, hiç bir zahmete katlanmadan rahat rahat koltukta, oturup bu makine He kunduralar boyanmakla ve cilâlaumak-
tadır.
Çamaşır makinesi
Elma kabuklarından çay
Elma mevsimi balşadı, Yenilen elmaların kabuklarını kuruttuktan sonra çay gibi haşlanırsa ve yemek üzerine ışe-ker katılarak) İçilirse gayet hâzini ve faydalı bir çay elde e-dllmiş olur.
reletonlarıroı» bsjmıınomr 3O5ts." ¥»» İsleri aktifi - İdare «M81 Müdür aı-iyı
Zilhicce i» — Hııır ISI
Imı.k Gü OQIr İkindi Yala*
E. İOŞT 13,35 G.27 3.34 12.00 1.30
V 1,3i 0.03 12,00 15 W 17.11 19.01
laarvUa-n» Bubiaıı cıvan Cemal N»ai» «okar No IS
Resmini gördüğünüz makine, motörle çalışan bir çamaşır makinesidir. Her bir tekneye kolaylıkla tatbik olunabtlmekte-dlr Basit, olduğu kadar da çok İş gören İdeal pratik bir makinedir.
GİZLİ POLİS
(İngiliz casusu ashenden)
Yazan: Somerset Maucham Tercüme eden: Vâ - Nû
Aşk ve macera romanı
- Tefrika NO.68 -
— Ne güzel zaman geçirdik, değil mi?
— Unutulur şey değil.
— Kararımı tamamlyle verdim. Tecrübe müspet oldu. Ne zurnan Lstersealz karınız olacağım.
Lâkin Ashendenin gözleri ö-nundc, her gün haşlanmış yumurta yemek hayali birdenbire belirdi. Anastasla'yl bir arabaya bindirdi. 8onra da kendi için bir araba çağırıp vapur acentesine gitti. Amerikaya hareket eden İlk vapura bindi.
Hiç bir muhacir, Amerikanın meşhur hürriyet âbidesine As-henden kadar kalbi muhabbetle çarparak şükranla bakmamıştır. V. puru NewYork limanına girdi;! zaman heyecanla çarpıyordu
Aradan seneler geçmiş bulu
nuyor. Ashenden, o zamandan beri Anastaala Alexandrowna'yı görmemşitl. Mart inkılâbı başlan gıcında, Rus kadını, kocası Wla dbnlrte beraber memleketine dönmüştü, ihtimal, bu aile şlm di kendisine faydalı olabilir Her halde Wladlm!r hayatını o na medyundu. Anaatasla'ya mek tup yazmağa karar verdi.
Yemek zamanı, aeroestl. Mr. Harrlngton onu bekliyordu, ma sa başına geçtiler.
Harrlngton:
— Ekmek İsteyiniz! — dedi
— Lâkin şehirde ekmek âdeti kalktı.
— Ben ekmeksiz edemem-
— Sizin için yapmalılar. Halbuki şehirde ne ekmek, ne şeker. ne yumurta, ne patates var. Yalnız balıkla yaş sebze bulunu yor. BunlarLa kanaat etmek ge
rek.
Harrlngton surat buruşturdu
— Berbad iş! Hakikaten artık lıarb harbe benzedi.
— Bana da öyle geliyor.
Mr. Harrington, bir müddet sustu, sonra yine söze başladı
— Ben işlerimi mümkün olan süratle bitirip derhal buradan ayrılmanın yoluna takacağım. Şeker yok, tereyağı yokl Karun ne şartlar altında yaşadığımı öğrense ne der? Eğer başıma ge lecekleri bilselerdi, patronlarım beni aslâ bu berbad memlekete göndermezlerdi.
Çekli doktor geldi ve üstünde Anast-asle Alexandrowna’nın adresi bulunan bir zarf uzattı Harrlngton, ona karşı pek nâzik davrandı Aehenden de, A-merikalıntn Çek doktoru kendine tercüman almasını tavsiyede gecikmedi.
— Rutiçayı Rus gibi konuşur ve sizin menfaatlerinize katiyen ihanet etmez. Eski samanlardan bert kendisini tanıyorum.
Bay Harrington’un yüzünde bir memnuniyet te begümü belirdi. Yemekten sonra, Ashen-don, onları başbaşa bırakıp te
kildi, AnasUisIa'ya mektup gön derip cevabını da aldı Genç ka din, akşam yedi sularında otele bizzat gelecekmiş.
İngiliz muharriri, heyecan du yarak bekledi. Şimdi biliyordu kİ. vaktiyle bu kadında sevdikleri kadının kendi değil. Tolstoy, Dostoievski, Rimsld - Korsakof ve Stravinskl İd! O da bunun farkına varmış mıydı ve varacak mıydı?
Saat sekiz buçuğa doğru geldi. Muharrir de, Mr Harrlng-ton’la beraber onu yemeğe ça-girdi. Üçüncü bir şahsın mecliste bulunması havayı daha müsait bir hale sokar, diye düşünmüştü. Lâkin çorbalar İçildiği zamandan itibaren farkına var di M, meğer Anastasia’nm soğukluğu da kendLninklnden aşağı kRltnıyormuş. Ashenden, bu hale azıcık üzüldü. En hissiz bir İnsan bile, vaktiyle alâkalandığı bir kadının kendisinden bu derece ayrılmasına tahammül edemet Elbette. Anastasia run dört beş seneden beri kendisine yanıp tutuştuğunu tasavvur edemezdi. Fakat azıcık kızarması, kirpiklerinin hızlı hırtı ağılıp kapanmasını ve kal
binin çarpmasını beklerdi. Böylelikle unutulmamış olduğunu an Uyacaktı ^akat hiç böyle alâmetler yok. Kadın, ona. birkaç gün ayrıldıktan sonra, tekrar buluştuğu bir arkadaş muamelesi yapıyordu.
Wladlmlr hakkında malûmat istedi.
Kadın:
— Beni İnkisara uğrattı! — diye cevap verdi. Onun zeki olmadığını daima bilirdim, fakat namuslu olduğunu sanırdım. Bir çocuğu dünyaya gelecek.
Ağzına bir balık parçası götüren Mr. HarrLngton'un çalalı yan yolda kaldı, thtlyar Amerikalı Anastasla’ya baktı. Rus romanlarını aslâ lokumamıştı. doğru.
Bizzat Ashenden de azıcık hayrete düşerek, sual sorar gibi baktı.
Kedin gülerek :
— Çocuğunun annesi ben değilim. — diye İzahat verdi. — Bu cins meseleler beni İlgilendirmez. Kocamın çocuğunun an nesi benim yakın dostlarımdan dır; gayet tanınmış bir iktisatçıdır. Fikrimce, kapıldığı fikirde lılç derinlik yok anuııa, ori
jinallik var.
Harrington’a döndü
— Siz. ekonomi politikle meşgul müsünüz?
Amerikalı iş adamı, ömründe ilk defa olarak bozum oldu Anastasla. ona fikirlerini anlat tı. Rusya ahvali hakkında konuşmağa başladılar Anastasia-nın muhtelit parti şefleriyle çok ahbap olduğu anlaşılıyordu. As-henden de, onun ahbaplarlyle ahbaplık etmeği kurdu.
Vaktiyle aşk onun gözlerini bürümemiş. Bunu şimdi anlıyor du: çünkü Anastasia’nm cidden zeki bir kadın olduğunu görüyordu.
Yemekten sonra, genç kadını salonun bir köşesine çekti, zaruri gördüğü bazı şeyleri ona an iattı. Kadın. Kendisine yardım etmek vâdlnde bulundu Kendi al de entrika aşkı yaşayıp duruyordu; hâkim olmak aşkı da vardı. Ashenden, kendisine, el! altındaki muazzam paralardan bahsettiği zaman, kadının gözleri ışıldadı. Zira, bu paralar sa yesinde siyasi muhitlerde hükümranlığı kurabileceği elbette aklından geçmiş olacaktı.
Blı çok coşkun vatanperver-
ler gibi, o da, kendi şahsi muvaf faklyetlerile vatanın menafllnl biri birine karıştırıyordu
Harrlngton. ertesi gün sabah kahvaltısında:
— Ne cezip kadın! — dedi-Ashenden:
— Sakın gönül vermeyin! — Tavsiyesinde bulundu.
Lâkin Harrlngtor. bu mevzu üzerinde şakaya mütehammil değildir.
— Ben karımla evleneliden beri asla bir kadına göz ucuyla bile bakmadım! — dedi.
Ashenden İse. reçelli., tereyağ sız, sütsüz kahvaltısını ederken:
— Malimemnunlye haşlanmış bir yumurta yerdim! — dedi.
Anastasia’nm ve Çek doktor Orüı’un yardımyile Ashenden işe başladı. Vaziyet gün geçtikçe fenalaşıyor. Kerenski. hırsına zebun olduğundan, cerbeze ve celâdet gösteren her nazarı azlediyordu. Kendi şöhretine gölge edilmemesini İstiyordu. Nutuk üstüne nuluK çekiyordu.
(Arkası var)
~ jra
13 Ekim 1949
AKSAM
Bahlfe 7
HER AKŞAM BİR HİKÂYE
Mahkeme Koridorlarında
Verirsen Allah razı olsun,
Elektrik santra lları
— Karar verdin mİ. beni bırakıp gidecek misin oğlum?
— Evet anne gideceğim. Yirmisine bastım. Bugüne kadar benim için yaptıklarına minnettarım. Fakat kendime artık bir İstikbal yaratmak mecburiyetindeyim- Babamın mesleğine devam edeceğim. Umarım M mağazada amcamın yerine geçeceğim. Amcam, artık öıtl-yartedığmı. içine devam edecek olursam çok memnun kalacağını bana yazdı. İnan bana anne, verdiyim karardan müteessirim uma bugünkü vasiyete katlanmağa ve bana dört senedir Jrendisine baba dedirttiğin adamın ekmeğini yemeğe tahammülüm kalmadı. Onun için gideceğim.
— Niçin bu kadar egoistsin Jan? Sevgim ve şefkatim, üzerinden bir an bJle eksilmiş midir? Daha mantıki düşünsene... Baban öldüğü zaman yirmi beş yaşında idim. Blnbir mahrumiyetle seni 16 yaşına kadar büyüttüm. Sonra şimdiki üveyi baban karşıma çıktı. Alâka ve iyiliği İle beni kendine bağladı. Kalbim biraz sevgiye ve saadete susamıştı. Hakikaten İkinizin sevgisi arasında mesuttum. Yalnız senin ebedi somurtkanlığın beni üzüyordu.
Jan susuyor, annesinin sözünü kesmiyordu. Çünkü korkuyordu kİ dudaklarına kadar gelen sözleri söylese, annesinin kalbini kıracaktı. Annesi devam etti:
— Biraz saadet yüzü görmek İstediğim için beni ayıplama oğlum!
— Seni ayıplamıyorum anne!
Derken dışarıdan bir ses aksetti:
— MatUd, neredesin? Elektriği niçin yakmıyorsun?
Elektrikler yandı, odaya uzun boylu bir erkek girdi Matâld, uykudan uyanmış gibi gözleri kızarmıştı. Erkek bunu görünce alâka 1le sordu :
— Ağlamışsın MatUd! Sebebi ne?
■ Kadın : ----—•
, — Jan gidiyor da ondan, dedi. ve tekrar ağlamağa başladı.
— Ağlama meleğimi Jan bir gün nasıl olsa ya askere gidecek. yahut evlenip de bizden ayrılacaktı. Artık küçük bir çocuk değil kİ...
O gece, bu bahsi bir daha açmadılar. Fakat • MatUd, sabaha kadar uyumadı. Şafak sökerken, yatağından fırlayarak oğlunun odasına koştu. Jan gitmişti. Oda bomboştu. Bugün Matild'in kocası, erken eve dönünce yine karısını ağlar buldu.
— MatUd. seninle konuşmak istiyorum, dedi.
Kocasının ciddi tavrı, kendirini endişeye düşürdü. Kocası sözüne devam etti:
— Senin bu devamlı ağlamaların. bu somurtkan halin beni çileden çıkarıyor. Anladın mı?
— Ne demek istiyorsun Lul?
— Şunu demek istiyorum kİ, hiçbir zaman tamamiyle benim olmadın. İzdivacımızdan az bir müddet sonra kalbine İM »evginin Sığam adlğmi anladım Halbuki ben seni bütün kalbimle seviyordum. Umuyordum kİ ben de blrgûn sevgini kazanacaktım. Fakat şimdi anlıyorum kİ, tahminimde aldandım Istırap çektiğini gördükçe ben de uzulüyorum. Onun için İstediğin gibi hareket ederek kararını vermekte seni serbest bıra-yorum İyi düşün. Yarm bana kararını söylersin.
Kocası, bu sözleri söylerken, karısının hiç kırıklarla sarsılan omuzlarını elleriyle tuttu. Müşfik bir sesle ilâve etti:
— Emin ol Matild. kararına oyacağım Elverir kİ mesut ota-nn.
Aradan bir sene geçti Oğlunu tekrar görmek hasreti, MatUde artık sabır v* tahammül etine k imkânım vermiyordu. Kocaslylc bu meseleyi tekrar münakaşa ettiği başka bir gecenin sabahı, trene atlıyarak Lillc şehrine gitti. Orada Janı asker ve nişanlanmış olarak buldu. Jan annesini görür görmez, boynuna sarılarak :
— Tekrar kavuş t tığımızdan memnun musun? diye sordu .
MaOld' bo suale cevap vermeyerek oğlunun ellerini avuçtan içine alıp sıkmakla iktifa etti. Jan, şevk ve neşe içinde sözüne devam etti:
— Dün akşam müstakbel kayın pederimle düğünün on beş gün sonra yapılmasına karar verdik.
Pekâlâ oğlum, ben de mürüvvetini görerek mesut olu-;
MatUd, kocasının evini ter-kedlp oğlunun yanına yerleşeli bir yıl olmuştu. Heyhat, artık kendirini mesut görmüyor, gelini kendisini hazmedemiyor, oğ lu da şikâyetlerine aldırmayarak kocasının yanına avdette serbest bulunduğunu kendisine söylüyordu.
Derken bir sabah Matild. hizmetçisinden şu telgrafı aldı :
«Kocanız ağır hastalandı. Çabuk gelini»-» MatUd derhal trene atioyaralTievine koşmuşsa da, o gidinceye kadar kocası ölmüştü, şimdi evde ihtiyar hizmetçisiyle beraber yapayalnız ve derin bLr yeis ve matem İçinde yaşıyor. Blrgün küçük «donun kapısını açarken hizmetçi:
— Rahmetli kocanız, siz gittikten sonra bu salonu kilitledi ve «te dönünceye kadar kapısını açmamağa yemin etti. Vakıa sis döndünüz, fakat rahmetti, uçtu, gitti, sözlerini söyleyince, hıçkırıklara boğuldu. Salonun duvarında Lul'nln büyük portresi asılı duruyordu. Matild, kendini tutamı yarak portrenin önünde diz çöktü ve yürek parçalayıcı bir »esle:
— Affet beni sevgili kocacığım. kıymetini takdir edemedim, diye hıçkırarak düşüp bayıldı:
Çeviren: A HÎ1.ÂLÎ
Sivil Havacılık
(Baş tarafı 4 üncü sahifede) çok yüksek «ayıda sererler esnasında yolcuların hayatim teh İlkeye sokan yalnız (2ö) ka™ vuku bulmuş olmasına nazaran hava nakliyatının oldukça emniyetli bir bale gelmiş olduğu söylenebilir. Hava nakliyatının daha emniyetli bir sekle getirilmesi için Ugill teşekküller tarafından gerekli tedbirler alınmakta olduğu gibi, İATA emrinde çalışmakta olan 200 kadar fen adamı da bu sahada tetkikler Te teknik konferanslar yaparak emniyetin arttırılması 1-çln gayret sarf e bilektedirler. Bugünün havacılık şirketleri bilhassa uzun seterlerde iyi bir yemek, nefis İçkiler, çeşitli mecmualar, müzik, sinema, televizyon. mükemmel bir servis ra konforlu yatma yerleri temin etmek suretiyle yolculara lüks denilebilecek bir oylculuk hayati yaşatmakta iseler de bu müesseseler bu kadarla iktifa et-mlyerek uçakların süratini arttırmağa ve seyahat ücretlerini azaltmağa çalışmaktadırlar
B. O. A. U. İngiliz Hava Kor-porasyonu 1952 senesinde mühim hava hatlarında bugünkü sefer müddetini yan yarıya indirecek tepkili uçaklar kullanmak üzere hasırlanmaktadır. İATA birliğine dair havacılık teşekküllerinin 1M8 senesinde elde ettikleri hasılat bir milyar dolara baliğ olmuştur. Bu meblâğ yüksek btr rakam gibi görünürse de, milletlerin senevi gelirleri göz önüne getirilirse, elde edilen kaşanem pek ehemmiyetli btr şey olmadığı anlaşılır. Dünya milletleri içinde A-vustral yalılardan sonra hava yottyle seyahat etine hususunda ikinci gelen Amerikalı vatandaşın hava seferleri İçin ödemekte olduğu paranın, senevi mlin gelirin yüzde birinin altıda birinden İbaret olduğu besab e-riiiTniştir u. bu nispet diğer milli sanayiin senevi kazançları yanında çok düşük kalmaktadır.
(Birleşik Milletler Teşkilâtı (Wortd dergisinden)
Bir hârika çocuk
Londra 12 (Nafen) — tngUte-rede hârika bir çocuk bulunmuştur. Davld Ladlow adında ve 12 yaşında olan bu çocuk tarihi be» el yazılarının tercümesi için ilgili komisyona asistan olarak tâyin edilmiştir. David 12 yaşında olmasına ve bundan İki sene evvel Lâtineeye başlamış bulunmasına rağmen bu eski lisanı gayet İyi bilmektedir. İngiltereli' LA tince yi bu kadar iyi bilen birisine rastlamanın güç olduğu belirti İmi ktedir
KONSERLER
KOHSESVATUAH TÜRK MUBhrtet KONSERİ Konservatuar, ■enenin ilk Tttrk ma MİLİMİ konserini. İcra heyetinin tam kadroeu Uc flnttmOıdcIö İS ekim aal> (onö «Mi I*. 4a Şthir Komedi Tlyat-roaunda verecektir. Alaka ile beklenilen bu konserde COUrar taslı İcra edilecek, ayrıca tuıınmı» botckArU-ra sevilen ve beğenilen jatkılan loy metil solist sanatkarlar laıaLmdan söylenecektir.
vermezsen canın sağ o'sun!
Jandarmanın yanında o-luran maznuna sorduk:
— Ne suç işledin, baba lık?
Kırçıl, çember sakalını sıvazladı, kunduralarını çıkardı, bacaklarını kıvırıp kanapede boğdaş kurdu.
— Bana mı sordun, efendi oğlum?
— Sana soruyorum. Suçun ne?
— Cenabı Hakkın huzurunda benim hiçbir taksiratım yoktur, efendi oğlum-Bil miyerek işlediğim günahlar varsa onları da Cenabı Allah affeder inşallah.
— Suçun yoktu da mahkemeye niçin getirdiler seni?
— Kabahat İşledin diyorlar bana. Kabul etmem boyler şeyleri. Okumayı Cenabı Allah emretmiş duaları da kendisi öğretmiş insanlara Okumak kabahat olur mu?
— Okuduğun için mi yakaladılar?
— Hem kendileri sorlıy-rak beni okuttular, hem de yakalayıp buraya getirdiler. Günah değil mi bu?
— Ne okudun bakalım?
— Ben duadan gayrı bir şey okumam, efendi oğlum Bu dünya cinlerle, perilerle doludur. Onlar bizi görürler amma biz onları göremeyiz İnsan oğlunun da bin bir çeşit derdi vardır. Hastalık da, sağlık da insanlar içindir. Ben hastalara şifa arıyorum.
— Doktor musun sen?
İstihfafla omuz silkti:
— Bırak sen o doktorları. Her hastalık doktor UAciyie iyi olmaz. Bağzı İnsanlara cinler musallat olurlar. Onlara ilâç kâr etme*. Cinleri kaçırmak lâzım.
— Demek sen cinlerle de düşüp kalkıyorsun?
Besmele çekip bir şeyler mırıldandı, bize doğru üfledi
— Berum nefesim çok kuvvetlidir. efendi oğlum. Bir dua okuyup da püf diye üfledim mi, cinlerin yüzleri güler, savuşup giderler. Bu da Cenabı Hakkın vergisidir bana Her kula nasıb olmaz. Zaten şu dünyada nefesimden gayn bir şeyim yok ki Cenabı Allah para pul vermemiş de kuvvetli bir nefes vermiş. Şükürler olsun, geçinip gidiyorum. Amma ve-lâkin, rahat bırakmıyorlar beni. Cinlerle uğraşabiliyorum da İnsan oğullariyie başa çıkamıyorum.
— Büyücülük mü yapı-, yorsun, babalık?
— Hâşaa... Onu hiç kabul etmem. Ben her işi nefesi-
min kuvvetiyle yaparım.
— Ne işler yapıyorsun bakalım?
— Eh. orası belli olmaz. Her insanın kendine göre derdi vardır, dedim ya. Kimisi hastalığa tutulur, devasını bulamaz. Bazısı gönlünden yaralanır, şifa bulamaz.
— Demek gönül işleriyle de uğraşıyorsun?
— Böyle şeyler sevaptır, efendi oğlum. Geçen gün bana bir kadınla bir kız geldi, hallerini anlattılar, yüreğim sızladı. Kızcağız bir delikanlıya tutulmuş. Olur ya, gönül bu. Sevmek ayıp, günah değil ki- Kızcağız da şevmiş işte. Gel gelelim, oğlanın babası bu işe razı olmamış. «Ben zenginim, oğluma da bir zengin kızı alacağıma demiş.
— Oğlan da km seviyor muymuş?
— Orasını bilmiyorum. Oğlan benim neme lâzım? Kızcağız karşımda hüngür hüngür ağlayınca dayanamadım, üç defa okuyup üfledim. bir de muska yazıp verdim; «Bunu bir bardak suyun içine atacaksın, sonra aptes alıp suyu üc günde içeceksin. Su bittikten sonra muskayı açmadan ateşe atıp yâkascakan» dedim. Dualar ederek gittiler.
— Oğlanla evlendi mi kız?
— Onu da bilemem. Bir daha gelmediler ki sorayım. Amma velâkin. benim nefesim boşuna gitmez Evlen-medilerse bile bir gün elve-nirler.
— Okuduğun adamlardan kaç para alıyorsun?
Kaşlarını kaldırdı:
— O nasıl lâkırdı, efendi oğlum? Bu işlerde para hesabi olur mu? Ben Allahfn emriyle okuyup üflüyorum. Onlar da gönüllerinden ne koparsa çıkarıp veriyorlar. Hiçbir şey vermeseler de canlan sağ olsun. Benimkisi bir ekmek parası kazanmaktan ibaret. Eğer gönlünde bir muradın varsa, önüme otur da sana da okuyup üfliyeYim
— Eksik olma, babalık. Seni okuyup üflediğin için yakalamışlar, mahkeme kapısının önünde hâlâ okumağa çalışıyorsun.
— Okumak sevaptır, efendi oğlum. Senden para istiyecek değilim ki. Verirsen Allah razı olsun, vermezsen canın sağ' olsun.
Mahkeme açıldı, besmele çekerek kalktı.
Ce. Re.
Kendi kendinizin berberi olun!
I
Türkiyeye 4.720.000
dolar verilecek
W:ıshnlgton U (AF) KCA, iktisadi yardım teşkilâtı. dön Fransa. Norveç ve Türk1 yede id sanayi kalkınma» programlarını takviye etmek maksadıyla Marshall yardım plânından 41.000.0000 dolarlık btr tahsisat kabul etinlştir
Türöye: munzam elektrik rantrallannm kurulması için 4.730000 dolar alacaktır.
Fransa; keza elektrik enerjili istihsalini arttırması İçin. 31 AS5.000 dolar alacaktır
Norveç: harbde zarar görmüş otan demir sanayiini yeniden te-sls etmesi için 5.014.000 dolar alacaktır.
İktisadi yardım teşkilâtı ayni rn. manda Ytmnn doktor *e sağlık memurlarından müteşekkil bir heyetin yakında tahsil mak-sadlyle Amerlknya geleceklerini de bildirmiş bulunmaktadır.
Norveç seçiminin neticesi
Oslo 12 (A-A.) — Norveç meclisindeki yerler şu şekilde taksim olunmuştur:
İşçi partisi 86. on yeni yer î; asarını ıştır.
Liberal parti ?2, iki yeni yer kazanmıştır.
Muhafazakâr parti 21. dört yer kaybetmiştir.
Çiftçi partisi 12, iki yer kazanmıştır.
Hıristiyan Halk partisi 8. eskisi gibi.
Komünist partisi 1, on yer kaybetmiştir.
Silâh komisyonunun raporu
Sovyetler veto’sunu kullandı
Lake Suceess 12 (AJL) — Rusya Güvenlik Konseyinin dün akşamki te plan tisin da silâh komisyonu raporunun kabulü halikındaki teklife karşı vetosunu kullanmıştır. Dünyada güven sağlanmadıkça silâhsızlanmanın mümkün olmyıacağı-nı bildiren bu rapor iki yıl sûren bir çalışmanın mahsulüdür re milletlerin çofııniuguna alt görüşü temsil etmektedir. Sovyet heyeti bu raporun yerine silahların, silâhlı kuvvetlerin re atom silâhlarının sayımını teklif etmiştir. Güvenlik Konseyi Sovyet vetosuna rağmen komisyon raporunun malûmat alınması için genel kurula re rİlmesi hakkındald İngiliz teklifini kabul etmiştir.
Gemi inşaatında alüfflinyom kollanılıyor Bu madenin üstünlüğü hafif olması, esnememesi ve paslanmamasıdır
Son zamanlarda yeni tipte daha ağır desteklere lüzum gö-haflf deniz motorleri görülmeğe rülse bile alümlnyom İstimali
başlamış olup, bu gemilerin sayısı süratle artmaktadır. Bütün hafif deniz taşıt vasılalar) için ananevi malzeme olan teh ta yerine yeni tip motorlerin in şaşında alümlnyom halitası kul lanıhnaktadır. Bu yeni inşaat metodu eskisine kıyasen oldukça daha pahalı olmakla beraber. alümlnyom tekneler gittikçe rağbet kazanmakta olup, bir çok bakımdan tahta teknelere faik ve müreccahtır. Alümln-yom teknenin en önemli faikıyeti, sıkletinin çok ilaha hafif olmasındadır. Meselâ > veya 10 kademlik btr dinginin sıkleti 50 kilodan daha hafiftir. Bakım masrafı da gayet azdır. Zira a-lümlnyom deniz suyu veya tatlı su tesiriyle paslanmadığı gi bi, teknenin güneşin tesiriyle çatlaması ve esnemesi de bahis mevzuu değildir.
Oemi İnşaatında alümlnyom İstimali küçük tenezzüh teknelerine inhisar etmemektedir. Nehir ve plajlarda kullanılan bu teknelerin İnşaatı çok daha geniş bir endüstrinin ancak kü çük ve nlsbeten önemsiz bir Kıs mıdır. Son yıllar zarfında ve bilhassa harb sırasında, bu hafif madeni halitalar her cins gemi İnşaatında çok önemli bir rol oynamıştır. Tahlisiye sandallarından en büyük gemilerin İnşaatına kadar bütün endüstride alümlnyom kullanılmasına başlanılmıştır. Bu dikkate şayan gelişme geçenlerde «AJü-mlnyom Geliştirme Birliği» tarafından Londrada tertiplenen bir konferans sırasında açıklan mış ve uzmanlar gemi tezgâhlarında aJûminyom halitalar t İstimalinin her safhasını İzah etmişlerdir. İngiliz mühendisleri gemi inşaatında alümlnyom istimaline yol açtıkları cihetle bu konu ile bilhassa ilgilenmektedirler.
Normal olarak İnşaatta kullanılmakta olan çeliğe kiya.se n a-lümlnyom halitalarının en bâ-riz lalkiyeti, yukarıda da belirtildiği gibi hafifliktir Alüminyumdan mamul ber hangi bir İskelet veya kurmanın umu mi sıkleti çelikten mamul aynı bünyenin İskeletinin üçte birin den azdır. Ban inşaatta gene de
sıkletten çok büyük bir kazancı mümkün kılmaktadır.
Bundan başka çelik levhalardan mamul teknelere kıyasen a-lünunyam tekneler dalgalarm hırpalamasına çok daha mukavemetlidir. Bu İse deniz ve rüzgârın mütemadi hırpalayıcı tesirleri karşısında biriz bir faikıyettir.
Büyük gemiler İçin alümlnyom istimali şimdiki halde bazı kısımların İnşasına inhisar et- |J_ mektedlr. Kaptan köşkü, üst gii verte akşamı gibi. Fakat son bir kaç yıl zarfında oldukça büyük gemiler tamamiyle bu maddeden inşa edilmiştir. Meselâ harb Q sırasında, uçakların altına tespit edilip taşınabilecek ve Ica- £ bında paraşütle denize indirl- ■— lebıiecek tahlisiye »ndallaı ila çok âcil bir İhtiyaç vardı. Bu (D makmâa sırf a|üm1nyoma..;ı 30 > kadem uzunduğunda sandallar inşa edilmiştir' Tahtadan mamul aynı büyüklükteki bir tekneye kıy as en alümlnyom sandalın takriben 250 kilo daha ha flf olduğu tespit edilmiş ve dola yıslyle bu tip motorlü tahlisiye sandallarına çok daha büyü* yalut depoları monte edilebil- ro ntiştir. Bu da, denizde tahll uye £D yeleklerine sarılıp kurtarılma- a * larını bekleyen düşen havaeıia- '*■' n aramak İçin tahlisiye moıorû-ne çok daha geniş oir harekât sahası sağlamıştır. Geçen yıl İngiliz domanması hesabına a-lüminyomdan yeni bir motorlü torpitobot inşa edilmiştir. Bu teknenin uzunluğu 75 kadem olup, denizcilikte son derecede ilgili yeni bir deneme teşkil etmektedir.
Gerek büyük ve gerek küçük gemi rahipleri için bakım meselesi hayati bir önemi haiz olup. bu alanda alümlnyom. gerek tahta ve gerek çeliğe kat kat üstündür. Zira alümlnyom tekne, denizde karşılaştığı en çetin şartlar altında bile hemen hemen hiç eskime inektedir
Ayrıca alüminyum istimali ge mi tezgâhlarında yeni tesislere lüzum göstermemektedir Alü-minyom, çeliği kesmek ve şekillendirmek İçin kullanılan makine ve teçhizatla çalışmak mümkündür.
Halktan para böyle mı
Alman yada yeni bir cins tarak yapılmağa başlanmıştır. Bu tarak »açlan hem taramakta, hem kesmektedir. Yukarıda görülen yeni tarak sayesinde berbere gitmeğe lüzum kalıtuyaca-ğı iddia ediliyor.
Lübnan Mektubu
(Baş tarafı 4 üncü sahifede)
hafta silâhlı ve çölün eski «gazve» lerlnl andıran hareketler oluyor. Adil suçlar istatistiği hep yükselme kaydediyor; Cumhuı ■ başmanının 21 eylüldeki işe başlayış nutkundaki valilerinin gerçekleşmemiş olmasından hayal sukutuna düşen muhalefet ve hemen umum matbuat bu durumun düzelmesi içte çare: fesat karışmış bir seçimle ortaya çıkan lâhik Mllet Meclisinin feshi, hilesiz bir seçim yapılarak ve milleti temsil eden bir
Meclisle bunun iktidar maka-
mına getireceği bir hükümet kurmak olduğu söylenmektedir, 21 eylül merasiminde 'Akşam) namına Cumhurbaşkanı ekselans Beşore - el - Huri'ye hürmet ve tebriklerimizi sunduk: . sayın Başbakanla yan yana resim çektirdik; Türkçe konuşlu-I gumuz Başbakan Rlyad Sulh Bey, şahsı dostu sayın Necmed-din Sadak'u selâm ve saygıları- 1 nın bildirilmesini bizden rica
tahsil
(Baş tarafı 5 inci sahifede)
Batice hanimi—
Bir kaç kişi birden sesleniyor;
— Hatice hanimi..
Bir kere daha ve daha yüksek sesle:
— Hatice hanım I-
Kalabalık arasında yere çö-meimiş ihtiyar bir kadıncağız doğruluyor.
— Beni mi aradınız?
38 lira 47 kuruşluk makbuz İle otuz liranın üstü kendisine uzatılıyor
A
Saat 15,30... Aynı minval filere makbuz yazma işi bitti ve vezne önünü dolduran kalabalıktan bir parti daha ihbarname ve para toplanmasına başlandı. Bu arada benimkini de vermek mümkün oldu. Bir kenara çekilip makbuzunun yazılmasına sıra gelmesini bekliyorum. Gözlüklü bir zat bir kırmızı ihbarname üe bir kaç beş yüzlük İle meydana gelmiş bir desteyi de uzatıyor:
— Bıı devlet müessescslne aittir, bizi bekletmeyin—
edilir?
İşle bu söz. kalabalık arasında bir kaynaşma husule getirdi:
— Burada sıra denen bir şey vardır. Devlet müessesesi de sıraya girmeğe mecburdur’, diyenler vezne memurunu llti— massız çalışmağa davet ediyorlar.
Memur bu vaziyet karşısında kırmızı İhbarnameyi de banko üstünde sıraya koyarak çalışmasına. devam ediyor. Bu defa da takdlrk&r sözler duyuyorum:
— Gördünüz mü İşte. Böyle olmalı... Demokrasi budur Devletin de halkın da işi birdir ve devlet İşi diye iltimas yoktur...
Saat 16,30... Nihayet benim ihbarnameye de sıra geldi ve makbuzum uzatıldı. Dikkat buyurulsun. Saat 14 ten 16.30 a kadar iki buçuk saat ayakta bekleniyor. Halk para vermek istiyor, fakat onu alanlar, vezneye böyle kalabalık bastığı zamanlarda gişeye bir memur daha oturtup halka kolaylık göstermiyorlar. Hayret!
Cemaleddin BİLDİK
etti.

Şakir ÇEÇEN
gg ACELE İKİ YENİ
EV SATILIKII/İ
Harbiye Altınbakkal Çayır sokak No. 90, yine: Aitm-bakkal Elmadağ Bayır sokak No. 57.
Müracaat: Çayır sokak
■■■■■■ No. W).
I
i
Aukaradaki İroni. " :'i‘’cr tea b r en lontanc: lîir subajımur azara üzerin .-n utlmken
F.ahlfe B
AKŞAM
13 Ekim 1949
Bahire 8
BULMACA
Soldan tagn 1 - Kumar mu(>ır1A«l. I — Müstaceliyetle. 3 — TaroıR «Hini». 4 — Tersi tahrir - Tersi yapmadır. 5 — Bir Çin tarik, a — Kedicin j arısı - Basına >11» relime i»toııt»ıılca bir kailin hast.ıncaiJlr. 7 — Keyneer-Cıl»llı. 8 — Bir sinema artisti ■ Hir »aru. 9 — Oeııljlık * Adı. 10 -■ Blı seyyare - Bir harfin okunuşu.
Yukarıdan »«ağıya 1 - Arnı» harf lerînı yarmağa nıahıua bir nevi kı> lcr. 1 - Pahalı detil - Canakl.alcaln bir karası. 3 — CâHfmalar - Kl.lt.IH 4 — Askeri bir memur 5 - Ademi kabul - Şart edatı . Âşıkların fcrja-(iı. 6 — Ba »langır olarak 7 — Bu neti pıdmis yumurta - Av. B - Zekâ-
CEÇEK BULMACAMIN HALLİ
Soldan fcaga 1 — Aiubvai*n. ! — Laluna, 3 — IIAnaUn. 4 — Melalut. • — tmuul 8 - Dip. Su. 7 - Atla.
Bulan memnun edilecektir
Niitus cüzdanımı kaybettim, bulanın adresime getirdiği takdirde faziasiie mükâfatlandırı-lacağıûı ilân ederim.
M Fethi Kaimi
Adres: Fincancılar Mahmudiye Han. No. 35
8 — Maarif. 8 — Anamı. 10 — Alt-nual.
Yukarıdan »»ağıya- I — Alimad.ım. 2 — Nale. İtaat 3 — Ahalıplani. « -Vatam. Aran, A — Annlıat. İn. 0 — Talan. Efes. 1 — Ala,. Sa. 0 — Nan. Tur»il.
ve nefesim snğft/r.
(e "j[vJI|ca*- Z/oaa-öu £ma_
t UN6ŞRRM
KIZILAY GENEL MERKEZİNDEN
Beheri 200.00ü ünitelik
10.000 Şişe Penisilin
satın alınacağı hakkındakl ilânlarımız üzerine gelen teklifler maksadı temin etmemiştir.
Yukardakl ünite ve miktarda kristalize Penisilin Potasyum (O) satmak isteyenlerin kapalı teklif mektuplarını 21 Ekim 940 akşamına kadar Genel Merkezimizde bulundurmaları ve teklif mektuplarına 1000 liralık teminat nıek-tubu eklemeleri rica olunur.
İst. Milli Eğitim Müdürlüğünden:
Sultansellm Kız Enstitüsünde ve Akşam Kız Sanat Okulunda öğrenci kaydına başlanmıştır.
Kayıt olmak isteyenlerin Fatih Sultansellmde eski Cumhuriyet Kız Lisesine müracaat etmeleri ilân olunur. 1+720
Devlet Denizyolları ve Limanlan işletme Genel Müdürlüğü İlânları
İstanbul Ticaret ve Sanayi Odası ilânları
İstanbul ticaret ve sanayi odasından
Odamız tarafındım hazırlannıakta bulunan yeni adres kitabına ilân kabul edilmekte olduğunu Ticaret ve Sanayi erbabına bildiririz.
Selâhiyetli ajanımız Hikmet Katran Ticarethaneleri ziyaret etmektedir. Arzu edenler odamız neşriyat şubesine de müracaat edebilirler. (14669)
Konya Vali liginden

EN AZ PARA kA EN BOL AYDINLIK
16.eklm l949 tarihinden itibaren Mudanya hattı kış programlarının tatbikine başlanacağından badema Mudanya postalan İj lan buldan pazar, salı, perşembe ve cumartesi günleri saat 9 00 da kalkacaklardır.
Sayın yolculara ilân olunur.
(14726)
da mevcut olup satışına devam edildiğini ve müşterilerimizin emirlerine hazır bulunduğunu görülen luzum üzerine 1-lân ederiz.
Yuvarlaklar:
45
Lamalar:
20 X 4 22X 6 23X 0 25X 5 25X 6 25X10 27X11 30X 5
30K 4 30X10 30X12 32X12 35X 5 35X10
35X12.5 40X 5
WX 6
40X10 (0X10
Lamalar Dörtköşeler
m/m 40X12 tn/m 12X12 m/m
» 40X12 > çelik 14X14 >
> 4f»X 6 14X1+ » çelik
» 45X10 18X18 »
» 45X12 2UK20 *
50X 5 26X26 »
* 5ûx a 28X28
» 50X 8 35X35 «
» 50X10 38X38 »
» 50X12 38X38 »çelik
> çelik 50X16 40X40 » i
50X20 » 40X40 »
» 60X10 * 50X50 »
» 60X16 » Müsavi köşebentler:
» 65X18
> 65X20 » 40X40X4 nı/m
75X10 » 50X50X5 *
80X10 > 50X50X6 »
80X25 65X65X7 •
* 85X16 65X65X9 »
* 90X10 80X80X8 »
* 100X10 80X80X10 »
* 120X10 80X80X12 » *
* 120X10 » çelik 80X60X14 »
* 120X12 » » 50X150X14 * 1
» 120X12 50X150X16 »
> 125X10 »Gayri müsavi köşebentler-
» 125X10 » Çelik
» 125X12 50X40X5 m/m
» 125X12 > Çelik 80X65X8 *
» 130X10 80X65X10
• 130X10 100X75X11
* 130X12 İT'THELIER
» 130X12 » çelik 8
» 16
» 20
• * 26
ü DEMİRLERİ:
8.5
fi
W
20
M
Dekovil rayı 10 Kg.
114802)
RUMBA
Gramofon iğnesi markasıdır. Bir kutu RUMBA aldığınızda içinde bulabileceğiniz kuponla
• Bir Cenlropa Nacar Atlın kaplamalı Kol Soatı.
• GRAMOFON
• YAZI MAKİNESİ
• I ilâ 5 Plâk
• Naylon Şeker kutulan
• Naylon çorap ve İpekli Kravatlar v. a v. a.
kazanabilirsiniz.
Daima RUMBA iğnesi kullanınız. 1 İğne >0 defa çalar
rOrkkyt vıfıvffı mSır erilli ■ r NİrsGo Ketenciler Halil Han kar|iıı. 4 İSTANBUL
1 — Ilgın ilçesiniz Argıthanı bucağı merkezinde yaptırılacak ilkokul binası inşaat 30.9 1949 tarihinden 2410.19*9 tarihine kadar 25 gün müddetle ve kapalı zarf usulü ite eksiltmeye çıkarılmıştır. İhale 24.301949 pazartesi günü »aat 15 te tl Daimi Komisyonunda yapılacaktır.
2 — Yapılacak inşaatın keşif bedeli 49999 lira 80 kuruş olup muvakkat teminatı 3750 Hradır.
3 — İhaleye gireceklerin kanunda gösterilen vealkalarlyle birlikte bu miktar iş yaptıklarına dair alacaktan belgeleri havi teklif mektuplarını ihale tarihi olan 24.10.1949 pazartesi günü saat 14 e kadar Daim'. Komisyon Başkanlığına vermeleri ve postadan mütevellit gecikmenin nazarı itibara alınmıyacağı Hân olunur.
4 — Bu hususa alt şartname keşif ve diğer evrak tatil
günleri hariç, her gün MIHI Eğitim Müdürlüğünden İstenip görülebilir. (14412ı
Sümeıbank Dereke yünlü ve halı dokuma sanayii müessesesinden
Müesscsemizc alınan 50 İlk telefon santralının montajı işinin ihalesi 17.10.049 pazartesi günü saat 15 de kapalı zarf usuUyle yapılacaktır.
Müesseşemiz ihaleyi yapıp yapmamakta serbesttir. Muhammen bedeli 9669.60 liradır.
Muvakkat teminat akçesi 726.72 Hradır.
Tesisat şeması
Keşif name
Şartname
Umumi plân
Her gün müessesemlz ticaret servisinde ve tstanbulda Alım ve Satım müesseseslndc görülebilir.
NOT :
Santral her gün müessesemizde saat 10 dan 16 ya kadar gorülebUir. 14422
AZ KULLANILMIŞ İYİ BİR HALDE ■■■■i
Teodolit ve Takeometrosu olanların PK. 1637 ye müracaatları. (Zels ve JVUd tercih olunur). Telefon: İstanbul +3795,
Created by free version of 2PDF
Bur gazada Deniz Kulübünden :
8.10.949 tarihinde İcrası ilân olunan yıllık genel kurulun çoğunluk olmamasından dolayı İkinci toplantısı 16.10.949 pazar günü saat 11.5 de kulüp lokalinde İcra kılınacağı ilân olunur.
OÜNDEM : 1 — İdare kurulu raporu. 2 — Hesapların görülmesi, 3 — Eski idare kurulunun ibrası ve yenisinin seçilmesi.
-——
PUDRANIZI
Nasıl seçmelisiniz
Diğerlerine «azeraa dahi uzun zaman sabit kakan, cildinizi güzelleştir** ve bir ksç dakikada teninize m cazip rangl voron pudra ı
En atonal eltiftlnıı mıitehaMiılare sot dutunu* vakit ılıe çu cevabı recoklerdir: Evveli en ince pudrayı intihap edimi. Sonra tabii kalması-no dikkut ediniz Bunda e»aı olan nokta tıusunıuo «ideıu değil »İte ra uygun güleni »e^menirdir. Tokaloo (Hidrası havalaadırılrıudır rt sildi iıımninen tıufıu eden fevkalade inceliktedir Yolma bu pudranın «nuh. levlyotındo cildi yumma t an ve be»-lıycn mucüevi bü muıiahıar olan Krema Kapuiü bulunduğunda!» dl-Jetlerine nazaran ikibuçuk defa d» tıa dayanıklıdır. Artık parlak burun «örürunlyecektir. Yalın» sabahlan bir defa pudralanmam» kilidir. Her cild rengine tamamen İntibak edilmiş renkleri fovkat&de caıip ve inendir, ciınkii her tip cilde «öre tamamen uygun olırnık (irere Krqrnojfcop ile seçilmiştir- Tokelon pudran veçhenize cidden çok caılp bir -gorütui» temin edocektir.
I
Of KKK T.
Hakiki TÛKALÛN mu. mullorl InUmbuı Verom 8avaeı Dornoplnln yalnı» OO PARAUK TEK PULU (te pullanmış tır. 60 PALALIKTAN veya
yukarı kıy m atta pullarla
pullanmış çılanları
ey mır. 1 akiledir
Tekel Genel Müdürlüğünden
1 — İdaremiz şaraplarının satış ve tevzii işinin asgari bir başmüdürlük bölgesi İtibariyle ve icabında bir kaç başmüdürlük bölgesi bir arada olmak üzere 1 — 3 yü müddetle taahhüde bağlanmak Üzere hususi müteşebbislerle mukaveleler yapılmaktadır.
2 — Şarap satışları henüz taahhüde bağlanmamış olan başmüdürlükler bölgelerinin adları aşağıda yazılıdır.
Antalya Kayseri
Aydın KocaeU
Bitlis Konya
Diyarbakır Manisa
Erzincan Muğla
Erzurum Samsun
Hidra Elektrik tesisatı yaptırılacak
İller bankasından :
1 — Trabzon İline bağlı Sürmene kasabası elektrik san-tıralına tesis edilmek üzere 1 adet 30 beygirlik türbin grubu satın alınacaktır. Yüksek ve alçak gerilim şebekeleri yaptırılacaktır.
2 — İşin keşif medeti 135,760,75 liradır.
3 — Geçici teminat 8.036.— liradır.
4 — Zarflar makbuz mukabilinde en geç 17 Koşun 1949 perşembe günü saal 17 ye kadar Bankamıza teslim edilmelidir
5 — Kapalı teklif zarflan. 18 Kasım 1949 cuma günü saat 15 de toplanacak Bankamız Satınalma komisyonu tatrafın-dan açılacaktır.
6 — Postada vaki gecikmeler nazarı İtibara aiınmıya-c aktır.
7 — Bu işe ait şartname (10,—) lira mukabilinde Bankamız Muhasebe müdürlüğünden temin edilebilir.
8 — Bu İşe ait bilcümle Devlet ve belediye vergi ve resimleri, noter ve harç masrafları işi alana alt olacaktır.
9 — Teminat mektubu mukabilinde avans verilemez.
10 — Banka İhaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğine vermekle serbesttir (12574)
Giresun SUrt
Kastamonu Tokat
Kars
Van
3 — Bu İşle alâkadar olarak mukavele şartlarım öğrenmek istlyenlerln ilgili başmüdürlüklerimize ve tstanbulda Kabataş-t& genel müdürlüğümüz satış ve reklâm şubesine müracaat e-dcbllecekleri gibi bu İşe alt tekliflerini ilgili başmüdürlüklere veya doğrudan doğruya genel müdürlüğümüze bildirebilecekleri Hân olunur. (14504)
Beşiktaş Kadastro Müdürlüğünden:
Tiirkall mahallesinin kadastrosu ikmal edilmiştir. Bu mahallenin hududu, Şair Nedim caddesiyle Hattat Tahsin sokağının birleştiği noktadan başlıyarak şimale doğru Şair Nedim ve Nüzhetiye caddelerini takip, Dizi sokağında doğuya dönerek Mısırlı bahçe ve Ihlamurdere sokaklarını katederek Mett-ah İsmet sokağına ve Uzuncaova sokağını katederek Tabakçı Hüseyin sokaguıa ve oradan cenuba dönerek Loşbahçc, Abbas-ağa Kuyu sokaklarını takiben Maşuklar caddesi ve Ilhan sokağını takiben Derne sokağuıa ve oradan Batıya dönerek Maşuklar caddesi Şehit Asım sokaklarını katedlp Altıntaş ve Hattat Tahsin sokaklarından Şair Nedim caddesine müntehi olmaktadır.
Hazırlanan askı cetvelleri Türkali muhtarlık blnaslyle Akaretler Spor caddesi 54 numaralı binanın üst katındaki müdürlüğümüz koridoruna asılmış olup evrakı vç paftaları dairemizde alâkalıların tetkikine açık tutulmaktadır.
İtirazı olanların iki ay müddetle müdürlüğümüze müracaatları, müracaat edilmediği takdirde kesinleşeceğinden tescil edilerek tapu sicil muhafızlığına devredileceği 2613 sayılı kadastro kanununun hükümlerine göre illuı olunur. (14671)
Elektrik tesisatı yaptırılacak
İller Bankasından:
1 — Sivas iline bağlı yıldtzeH kasa bası elektrik santralına tesis edilmek üzere 1 adet 70-80 beygirlik dizel grubu latın alınacak ve alçak gerilim şebekesi yaptırılacaktır,
2 — İşin keşif bedeli 75.431,63 Liradır.
3 — Geçici teminat 5 022,— Uradır.
4 — Zarflar makbuz mukabilinde en geç 24/ekim/1949 pazartesi günü saat 17 ye kadar Bankamıza teslim edilmelidir.
5 — Kapalı teklif zarfları, 25/ekim/I949 salı günü saat ıs de toplanacak Bankamız satmalma komisyonu tarafından açılacaktır.
6 — Postada vaki gecikmeler nazarı itibara alınmıyacattır.
7 — Bu İşe alt şartname (5,—) Hra mukabilinde Bankama muhasebe müdürlüğünden temin edilebilir.
8 — Bu işe alt bilcümle devlet ve belediye vergi ve resimleri, noter ve harç masrafları işi alana ait olacaktır.
9 — Teminat mektubu mukabilinde avans verilemez.
10 — Banka İhaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğine vermekte serbesttir. (12949)
Devlet orman işletmesi Gümüşhane Müdürlüğünden
1 — İşletmemizin Kürtün bölgesi Elikbell orman ara yerinde İstife alman 504 adede denk ıtfl m3 Lâdin ve 678 adede denk 147.219 m3 çam tomruğu 15 gün müddetle satışa konmuştur.
2 — Açık arttırma 3/11/949 pazartesi günü saat 15 de Gümüşhane orman işletmesi binasında toplanacak komisyon önünde yapılacaktır
3 — Beher metre küpünün lâdin tomruğunun 50 lira, çam tomruğunun 52 liradır. Her parti İçin %7.5 hesabiyle geçici teminat alınır.
4 — Bu İşe alt şartname Ankarada orman genel müdürlüğüne, İstanbul İşletme müdürlüğü, Gümüşhane, Trabzon orman işletme müdürlüklerinde ve Bayburt bölge şefliğinde görülebilir.
5 — İsteklilerin belli gün ve saatte müsbll evrak ve ilk temi* natlariyle komisyona müracaatları. 13691

Comments (0)