AKŞAM
H e r g ü n
8
_____________, fT.
Wjo®B|
Q^MgZ£-2/ıZtf
Sene 32 — No. 11226 — Fiatl: her verde 10 kuruştur.
CUMA 13 Ocak 1950
Sahibi: Necmeddln Sadak — Yan İslerini fiilen idare eden C. Bildik — Aksam Matbaası.
Yeni Mısır
Kabinesi
Nahas paşa tarafından teşkil edildi
Kar tipisi bütün gece devam etti
Meclisin, martın ilk haftasında seçimin yenilenmesine karar vermesi muhakkak görülüyor
Kahire 13 (R) — Kıral yeni Kabineyi kurmak vazifesini Vafd partisi reisi Nahas paşaya havale etmiştir. Nahas paşa, tamamlı e Vafdcılardan mürekkep yeni Kabineyi kurmuş ve
Şehirde karın kalınlığı 30 - 35 santimetredir. Şehirler arası otobüs seferleri kesildi
Ankara 12 — Denizli milletvekili Behçet Uzun başkanlığında. toplanan komisyon seçim kanunu tasarısının müzakeresine bugün de devam e-derek besinci maddeyi kabul etmiştir. Bu maddeye göte geçen seçimden 10 fazlaalle bu defakl seçimde 475 milletvekili seçilmesi Icab etmektedir.
Seçimler hakkmdaki 6 inci maddenin de kabulünden sonra 7 Lnci maddeye geçildi. Bu maddede de seçimin normal, ara ve fevkalâde olmak üzere üç türlü olduğu, normal seçimlerin dört senede bir, ara seçimlerin her «ene bir ve temmuzun 23 ünde bağlıyarak eylülü 3 ünde biteceği. fevkalâde seçimin İse karar verildiğinden 7 gün geçtikten sonra seçim muamelelerine başlanacağı ve bu muameleye başlama gününden İtibaren geçecek 30 günden sonraki lik pazar günü oy verileceğini kaydetmekteydi.
Abdürrahman Konuk (Bursa) «30 gün sonra» fıkrasının daha sonraya bırakılmasını, çünkü bir çok formaliteleri ve* İtiraz müddetlerini gösteren müteakip bir çok maddeler olduğunu, bun lar kabul edildikten sonra bu fıkranın müzakeresinin daha doğru olacağını söyledi ve teklifi kabul edildi.
s inci madde 22 yaşını bitiren herkesin seçmen olabileceği ne dairdi ve aynen kabul edildi
ü uncu madde kimlerin seçmen olanııyacağtna dairdi. Bu maddedp âmme haklarından muvakkat mahrumiyetin rey vermeğe mâni olmaması gerektiği İleri sürüldü. Ve madde bu Şekilde kabul edildi.
10 uncu gıadde subaylar, erler zabıta memurları ve askerî memurların rey vcremlyeceklerlne dairdi. Bazıları subayların rey vermesini istedilor, diğer bazı Üyeler de ordunun siyasete karıştırılın asının doğru olamıya-cafn fikrini ileri sürdüler, neticede madde aynen kabul edildi
Bundan sonra 11 - 24 üncü maddeye kadar olan kısım seçmen karnelerine aitti. Bu kısım noksan görüldüğü İçin tamamlanmak üzere tâli komisyona verilmesi kabul olundu.
25 İnci madde 30 yaşını dolduran herkesin adaylığını koyacağına dairdi. Aynen edildi.
M net madde kimlerin lığım koyacağına dairdi, aynen kabul edildi.
27 nci madde partilerin kendi , adaylarını genel merkezleri va-• sıtaslle İlân edeceğine dairdi Bazı üyeler ouna itiraz ederek İcabında mahalli teşkilâtça da adayların ilân edilebilmesi lâzım geldiğini İleri sürdüler, söz alan Başbakan yardımcısı Nihat Erim: «Mahalli teşkilâtın da parti adına o vilâyette a-day koymasının bir çok karışıklıklara sebebiyet vereceği için bu huıruB genel merkeze hasredilmiştir.» dedi.
Vakit geciktiğinden bu maddenin müzakeresine yann. (bugün) devam edilecektir.
Seçimi yenileme kararı
Ankara 12 — Umumi seçimlerin ne zaman yapılabileceği günün mevzuudur.
■Ş" öğrendiğimize göre. Büyük Millet Meclisinin Martın İlk haf | taamda seçimi yenileme karan vermesi paiip pır ihtimal dahi-linde görülmekte ve hattâ bazı yakın alâkalı mabattı
Demokrat Partinin
neşrettiği tebliğ
D. Parti, baskı veya hile yapılırsa seçimlere, Meclise iştirak etmemek zorunda kalabileceğini ileri sürüyor
Ankara 12 — Demokrat Parti İstişare kongresinin toplantılarına dair tebliğ bu akşam D P. merkezinden gazetelere verilmiştir.
Tebliğde, toplantıların 153 delegenin iştiraklle yapıldığı kaydedildikten sonra:
«— Mahiyeti herkesçe malûm olan 1048 geçimlerinin, ruhî bir aksülâmell olarak İkinci büyük kongremlzce ittihaz edilen bir kararı cMUlI husumet andı» diye adlandıran ve bunu istediği
şekillerde tefsir ederek bir tehdit ve tahrik vasıtası olarak kııl ianmağa kalkan iktidara, bu hususta yeni bir cevap vermek lüzumunu asla duymuyoruz» denilmekte ve seçim, mevzuuna geçilerek şöyle devam edilmektedir:
Seçim mevzuu
«— Memleketimizin geçirmekte bulunduğu İstihaleleri bir siyasi emniyet buhranı haline getiren sebep ve âmiller gözönüne
(Arkası gahife 2 sütun 6 de)
Belediye işletmeleri
Islahat geçici komisyon reisi ve sözcüsünün demeçleri
İsviçreli mülehasmlarcian M. Komise t ti, Terrier, Galata nhiımında Şehir Meclisi azasından Tcklnaip {solda) ile birlikte (Yazısı üçüncü snhlfede)
kabul
aday-O da
işe başlamıştır.
Celâl
gündenberl şehrimiz ve
KUGANOVİÇ AZLEDİLDİ
Celal Atik
Created by free version ol
İzmir Şehir Tiyatrosu artistlerinden biriyle evleniyor
İzmlrden bildirildiğine göre güreş şampiyonu Celâl Atik, İzmir Şehir tiyatrosu artistlerinden Nermin Çakar lle evlenecektir.
Ankarada bulunup bu İzdivaç hakkında fikri sorulan Celâl Atik şu cevabı vermiştir:
— Ben Mermini hiç tahmin edemiyeceğlniz kadar büyük ve asli bir aşkla uzun müddetten-' beri sevmekteyim ve ölünceye kadar seveceğim de. Onunla evlenmek için hiç bir fedakârlıktan kaçmmıyacağun. Yalnız bazı kanuni mahzurlar nikâh muamelemizi belki biraz geciktirecektir. Evlendiğim gün de Ner-. mini sahneden ayıracağım.» | Nermin Çakar da, bu izdivaç ■ hakkında:
| — «Evet Celâl Atik'e muvafa-
kat ettiğimi bildirdim. Tabii , Allah isterse..» demekle iktifa j etmiştir.
| etmiştir.
Varlık içinde yokluk
Ticaret ve Sanayi odaları ayrılamaz
Habip Dilber ve Sami Besler böyle bir şeyin düşünülemiyeceği kanaatinde
Ticaret ve Sanayi Odalarının
* ayrılması mı, yoksa nyrılma-- ması mı lâzım geldlftl yolunda
açtığımız ankete bugüne kadar ■ cevap veren Hüsnü Hltametoğlu,
• Cudl Birle k ve llhami Nafiz Pâmlr bu odaların birliği tezini müdafaa etmişlerdir. Dün de aynı mevzuda Habip Dilber ve Sami Beslerle konuştuk.
•Dilberler» adını taşıyan bü-I yük tuhafiye ve mensucat mü-| evsemesinin sahiplerinden olan ; Habip Dilber ezcümle dedi ki | •— Sanayici, serbest meslek
ı erbabının bir çoğundan fazla | tüccardır, çünkü sanayici, hara . ..... maddeyi alıp mamul hale getirir buna'vc öu mnmul maddeyi do sa-| tarken ticaretin türlü şekillerini
(Artu. «M S mUu. J d.) j UA» , tocl ubKrf.)
Güfhane parkının karlar altınlı şairane bir manzarası
İki dolaylarına yağan tipi halindeki kar. umumi hizmetlerden bir çoğunu aksatmıştır. Bu arada tramvay, otobüs ve otomobiller İhtiyatla işlemişler, şehir hatları vapurları da dün sabah 8.30 Lle 9.30 artısında tipi yüzünden tarifelerine nazaran gecikmişlerdir. Fırtına bilhassa Karadeniz*? tesir etmiş ve denizde bulunan bütün vapurlar en yakın limanlara sığınmış İnedir. Boğazdan giriş; çıkış durmuş, hu arada yalnız Trab-,zon vapuru İki gün gecikme ile Karadenlzden gelebilmiştir. Buna mukabil Dumlupınar vapuru dört gün geçtiği halde hâlâ limanımıza gelememiş, Amasra-ya sığınmıştır. Bakır şilebi de dört gün gecikme İle Rlzede beklemektedir. Bundan başka Altay. İstanbul. Firuzem, Tan ve Yelkenci şilepleri lle bir çok da motör Büyükderedc bekleşmektedirler.
(Arkası satılfe 2} sütün 6 da)
Kürtlerde tahrikat
Ruslar İran Kürtlerini istiklâl vâdile ayaklandırmağa Çalışıyorlar
Kendisi Sibiryada kâin Jsolator esir kampına sevkediidi
Londra 13 (Nafen) — Rusya-dan gelen raporlara göre. Sta-llnln kayınbiraderi Lazarus Ka-gonoviteh zaledilmLjtlr. Kaga-noviteh'in azledtldiği hakkında şimdiye kadar bir çok haberler gelmiş fakat bunlar şayia olarak kabul edilmişti. Fakat şimdi Stallnin kayınbiraderinin azle dildiği muhakkak addedilmektedir.
Belirtildiğine göre, Politbûro-nun esaslı üyelerinden biri o-lan Kaganovlteh'in azli ile bu siyasi teşekkül içindeki son Yahudi de ortadan kaldırılmıştır. Rusyadan gelen raporlar. Ka-ganoviteh'in Siblryada «İsola-tor 11» denilen esir kampına sevkedUdiğlnt bildirmektedir. İyi haber alan kaynaklara göre bu esir kamp* Rusyada *A-rlstokratların esir kampı» olarak anılmaktadır Tanınmış komünistler tevkif edildikten sonra »İsolator 11 » e sevkedilmek-tcdlrler. Nisan 1949 dan beri ortadan kaybolan ve son zamanlarda neşredilen Polltbüro listesinde de İsmi görülmeyen eski plân bakanı Voznesensky-
Jtakibi Koganovlç’i bertaraf eden Malenkof
Bir okuyucumuz yalnız İs-tanbuldaki dcjjil, bütün memleketteki hastanelerin halinden bahsediyor. Uzun mektubuna serlevha koymamız lâzım gelirse »Varlık içinde yokluk , dememiz lâzımdır.
Aynı şikâyetleri, her gün, birçok başka insanlar da tekrarlıyor. ” hastanelerin olanlar.
Mütehassıs doktor, hemşire,, ilâç, âlet, bina, malzeme ... Bunların çoğu var. Devlet ve millet çok fedakârlık etmektedir. Lâkin a-Itnan netice, fedakârlıkla mütenasip değildir.
Yeni bir ruh, yeni bir idealizm lâzımdır.
Gerçi, bu ruh, bu idealizm, başka şeylerde de lâzım. Fakat hastaneler şefkate, merhamete muhtaç bulunduğu için, o muhit etrafında daha kolayca bir ruh ve idealizm doğabilir.
Uzun mektubunda, mektuplarında. şahsî müracaatlarında, okuyucumuz, okuyucularımız bunu anlatıyor-İME.
Hattâ bizzat, kadrolarında
Londra 13 fNafenl — Şamdan gelen haberlere göre, Sovyet'nin de bu Aristokrat esir kam-.propagandacılan Kürt mesele- pmda bulunduğu zannedilmek-sini yeniden alevlendirmeye ça- tedir.
İrmaktadırlar. Bunların bllhas- İyi haber alan çevrelere posa İran’daki Kürt kabilelerine re, Kaganovlteh'in azil de Po-sokulmaya çalıştıkları ve «hiir- litbüro İçindeki İhtilâfla yakın-rlyet vereceğiz» diye propagan- dan İlgilidir. Voznesensky lle daya giriştikler! bildirilmekte- Kaganovlteh'in kuvvetli Malen-dlf. Rus alanlarının bu Kürt kov - Berla grupu tarafından Aşiret Reislerine silâh cephane1 temizlendiği tahmin edllmekte-para ve bir de «Kürdistan Cum- dir. Polltbiiro içinde şimdi en huriyetl» v&dettlkleri kaydedil- [ kuvvetli grupu teşkil eden ve erektedir. Bununla beraber, Molotof’un dahil olmaya çahş-Kürtler arasında bu propagan- tığı bu grup «İktisatçılar» denl-dacıların muvaffak olduklarını len grupu tamamlle İmha et-gösterlr deliller mevcut değil-1 iniştir, «İktisatçılar grupu» nda
I Vuzncsensky lle Kaganovitch
bulunmaktaydı. İmha edilen grup evvelâ Rusyanın dahilinde bir kalkınma yapılmasını istemekteydi. Bcria - Malcnkov grupu İse tamamlle emperyalist nazariyelere bağlı olan gruptur ve bu adamların gözleri dışarıya doğru dikilmiştir. Zannedildiğine göre Malenkor bu grupun dışişlerini İdare etmekle, Berla İse gizil polisi va-sıtoslle dahildeki memnuniyetsizliği silâhla bastırmaya çalışmaktadır.
Stallnin kayınbiraderi olmasına rağmen Kaganovlteh'in bir esir kampına sevkedllmlş olması Berla - Molmkov grupunun kuvveti ve Stallnin salâhiyetsizliği hakkında bir fikir vermektedir. Maienkov lle Berln-nrn Stalln'e istediklerini yaptırmakta oldukları hakkındakl haberler kuvvet bulmaktadır.
'T
I1
Sahife 2
Metruk bekçiler
Sabah Gazeteleri Ne Diyor?
Yunan ÜHiversilelilerinin
Sultanahmet camisinin bitişiğinde Hünkâr köşkü adını taşıyan, âsarı atikadan» dışı kâgır, içi ahşap, tavanlariylc duvarları altın yaldızlı, saray ıısuiu tezyinatı» tarihî bir bina olduğunu dün öğrendik. N? yazık ki bupün îstanbuldn, tarif edilen yerde bövlc hır bina yoktur. Var idiyse de evvelki gece tamamen yanmış. tarihî bina tarihe karışmıştır.
ileni de nasıl? Gazetelerin yazdığına göre bı» tarihî, bu kıymetli, bu yaldızlı binanın içinde iki Recep oturu-yormuş. Biri müezzin Recep, öbürü bekçi Recep. Koca köşkü onlara vermişler. Her halde ayrı bir bekçi ku.ıı-besi yokmuş ve gene her halde bu köşkün odasında, sofasında bir yere yataklarım atıp orada yatıp kalkıyor-larmı.ş ki kar bastırınca iki Recepler üşümüşler. Köşk dediğiniz mangalla ısınmaa ya, ne yapalım? diye düşünmüşler. Binadaki meLrük ve eski tarz şöminelerden oirl-ni odunla doldurarak vermişler ateşi; Ateş az sonra bacayı sarmış, tarihî bina iki saat içinde tarih olmuş.
Bu kıymetli binayı bu adamcağızlara teslim edenler «Şömineleri yakmayın, baca haraptır, yangın çıkar» demişler mi. tilerine hir yangın talimatnamesi veren olmuş mu bilmiyoruz. Ama gazetelere geçen ilk bilgiler bekçi Receple müezzin Recebin köşkten daha zavallı bir halde terkedilmiş olduklarını gösteriyor. O kadar zavallı ki bu adamlar nasıl ısınacakların» düşündükle»! zaman köşkiin şöminelerinden birini yakmaya kalkmışlar dır.
Böyle hckcilik olmaz ve unutmıyalın» kî İstanhıı-lun nice tarihî binalarındaki metruk bekçileri, bekledikleri binayı tehlikeye sokacak şekilde ısınmağa çalış-maktâdırlar. Daha birkaç ahşap tarihi binanın varlığından haberdar olacağız diye ödiim kopuyor.
Şevket RADO
Hava ordumuza dair
Abulin Daver CUMHURİYET-tc yazdığı başmakalede, Biiyük Millet Meclisinde havacılığımıza dair vukubtılan konuşma-' dan bahisle diyor ki: I .Amerikalı dostlarımızdan artık ısrarla tepkili av uçakları istemeUylz. Onlar, bize bu çeşit uçaklar vermemekte ısrar ederlerse, mükemmel tepkili av uçakları yapan İngütcreden bir miktar av uçağı satın almalıyız. Böyle av uçaitlurından mürekkep bir teşkil, Blmdllik bir talim ve terbiye birliği olarak bütün av pliollarımızı yetiştirmek için fevkalâde lüzumlu ve faydalıdır.
Ordusunu daha yeni yeni teşkilâtlandıran Mısır bile İn-gU tereden Meteor tipi tepkili av uçakları almakladır. Bugün Ingiltere den tepkili av uçağı satın almak istesek, İngiliz
dem av uçaklarile teçhiz etmek kesin zarureti İle karşı karşıya bulunuyoruz.»

Affa ihtiyaç var
Ahmet Emin Yalman, VA-TAN’dnki başmakalesinde affın Iiivıjnıunu müdafaa ederek diyor kİ:
«Umumi aftan istifade edeceklerle yakınlarının sayısı yüz
Kıbrısa dair nümayişi
Alışmamız lâzım I
YENİ SABAH başmakalenin -de iktidar partisi tarafından partide yenilikler ve değişiklik-, ler yapılacağına dair muhtelif maksatlarla her gün balonlar uçurulduğunu iddia ediyor ve diyor İd:
»Halk Partisi, Batılı demokratik anlanüle bir pratl değil-, dir kİ böyle külli bir değişiğe, toplanarak Kibrisin Yunanista-ı olabilsin. . Halk Partisi na İlhakı lehinde gösteriler yap
1000 talebe toplanarak Adanın Yunanistan’a ilhakını istemişler
Atlna 12 IAP.) — 1.OT0 kadar talebe Atina üniversitesinde
binleri bulur. Bir umumi seçl-[ raz» u.au..o...-. .....— ...- .........
mln arifesinde bunları sevin-1 demek belli taayyün etmiş ve mışlardır. Sopa kullanan Atina dlrrntk ve memlekette bir hu- -............... r- u“’ Uî’' m-
»ur, müsamaha ve sevgi dalgası yaratmak, bir hükümet partisi idn büyük bir menfaattir. Muhalif partiler de bir (devri sabık muhasebesi) aramadıklarını ve yalnız istikbali düşündüklerini umumi af kararına İştirak suretile fiilen İspat etmiş olurlar.
Öyle umarız kİ kısaca sayıp döktüğümüz muelp sebeplerin 'hp«Inhat.i knrsısında Milletve-
fabrikaları kendi hava ordula-1 bedahati karşısında MUletve-n İçin çalışmakla oldukların- j killerimiz, af, şefkat ve sevgi dan, ancak bir sene sonra, bi-: yolunu açmak için etele ver-ze uçak verebilirler. mekte tereddüt CİLtlyzC™:"
Hülâsa, hava ordumuzu, mo- dir.»
sivrilmiş üç beş kişi demektir.'polisi, göstericilerin İngiliz el-Be-j yıldır Halk Partisinin faa-]çlUğl binası önünde ve Atlna-liyeL ve gayreti kumanda mev- ] nın diğer meydanlarında top-kUnde, belli adamları tutmak tartmalarını önlemiştir, hedefini gütmektedir. Sanki o1 Üniversitedeki gösteriler sı-şahıslarda bir değişiklik olur-1 rasmda kabul edilen bir taksa, Allah korusun, âdemin nl-'rlrde şunlar kaydedilmiştir: zamı bozulacakmış gibi... Esa- «Elen Kıbrısnı çektiği eza ve sen toptancılık ve şeflik »İste-'cefa hakkında sukutu muhafa-mlnin en bariz vasfı bu değil za edecek olursak, uğrunda çar-nıldlr’ Partinin lçlndçn yeni pişmiş bulunduğumuz İdealleri elemanlar, zinde ve genç unsur-' inkâr etmiş oluruz.» hırın yetişmesi, mevki alması! İngiliz ve Amerikan elçiliklere eski ekip ve şahısların la- rjyfe yabancı üniversitelere gön mamile temizlenmesi ancak de- - - - ■ .... ----
etmlyccekler-[ mokratik usullerle kurulan par-l tilerde olabilir.»
(Ra; tarafı 1 inci sahifedc)
derilecek olan takririn onay lanmastnı mııtaakıp. talebeler her İki elçiliğe. Meçhul Muharip mezarına toplu bir halde yürü-.
Banliyö trenleri
Bu kara kış günlerinde ısıtılmıyor
İsrail
elçisi
Dün gazetecilere beyanatta bulundu
Vedat Dicleli tacirlere az kâra kanaat ederek ciroyu arttırmalarım tavsiye ediyor
nihayet muvaf-
Konsa-
nıeğe. ve sokaklarda geçit resmi yapmağa teşebbüs etmişlerdir Polis kendilerini durdurmak cin cop kullanmış ve göstericileri dağıtmağa fnk olmuştur.
Lefköşede Amerikan
tonluğu bugün Kıbnsta İkamet eden Amerikalılara hitaben bir tebliğ yayınlamıştır. Tebliğde. Amerikan tabalarının yabancı memleketlerdeki siyasî işlere iştirak etmelerinin tûblyet kanununa aykırı olduğu hdtırla-Ulmışür.
Tebliğ, gelecek pazar Kibrisin Yunaolstania birleşmesi meselesi hakkında yapılacak gensoru münasebetiyle yayınlanmıştır. Bu gensoru Kıbrıs adasındaki komünist partisinin yar-dimiyle kilise tarafından ter-t iplenmiş tir.
Kar tipisi bütün gece devam etti
Eskrrköy ve Yeşilköyde oturanlar. bu kara kış günlerinde banliyö trenlerinin ısıtılmadı-ğından şikâyet ediyorlar- Kalorifer ancak öndeki İki üç vagonu üstün körü Kılabilmekte orta ve arkadaki vagonlar, hiç ı-aıtalmamakladır. Bllhjıssa İlk banliyö trenlerile seyahat edenler ve bilhassa birinci mevki yolcuları bu naklen haklı surette şikâyet ediyorlar.
Bu sabah banliyö treninde halkın şikâyetini gazetelere aksettireceğini söyleyen bir zata tren memuru:
— Eİr defa değil elli biri defa yazdır. Bakalım para eder mİ cavabını vermiştir. Bu sözler halkın şikâyetlerine karşı alâ-kada'laLin zûmiyetini gösterme sİ bakımından cidden manidardır. Bakanlığın ehemmiyetle dikkatini çekeriz
tatenbul Erkek lisesinin sınıfları ısıtılmıyor
Bir çek UJebe velilerinden aldığımız mektuplarda İstanbul Erkek lisesinin, senelerce evvel yapılan kalorifer tesisatı iyi iş-leyememekte ve okulda binden fazla talebe ve öğretmen buz gibi dershanelerde ders yapmak mecburiyetinde kaldıklarından şikâyet edilmektedir Hele okulun üst katında ve rüzgâra bakan sınırlarında soğuktan ders yapmak imkânsızdır. Bu vazl- liyetleri görülmüş yet kanısında gerek veliler, ge- dün adliyeye verilmiştir, rekfe öğretmenler haklı olarak 1 Yangın çıkmasına sebep ol-endişeye düşmüştür [maktan sanık bu şahısların
Kara kışın ansızın bastırdığı [sorgulan ayrı ayrı sulh mah-bugünlerde, çocuklarımızın tah- kemelerinde yapılmış ve miite-siii ve sıhhatini düşünerek ,alû- [aklben haklarında tevkif kara-kadarların bilhassa dikkatini rı verilerek cezavlre gönderil-çekeriz.
Ankara 12 — Bütçe komisyonunun bugünkü toplantısında Ticaret Bakanlığı bütçesi mü-
Ankara 12 — Memleketimize sakere edilmiştir. Bir çok sual-gelen İsrail elçisi Eliahu Sason ]cr 50ran hatiplere cevap veren bugün Ankara Palasta bir basın Bakan Vedat Dicleli memleket-toplantısı tertib ederek: [te mevcut krizin muhtelif se-
İsrail devletini Türkiyede heplerden Heri geldiğini uzun temsLl etmeği, büyük bir şeref UZadıya anlatarak tach lerlmi-k-lâkki ediyorum ve memleketi- jjn |jU vaziyete ayak uydurmamla büyük komşusuna karşı |arı jazun geldiğini, çok kârdan beslediği samimi dostluğa her ziyat]e az kârla ciroyu artttr-fırsatta tercüman olmayı vazl- mağa gayret etmeleri gerekti-fe bileceğim.» demiştir.
Elçi, bundan sonra İsrail dev- _____________ r_________
letinln kuruluşunda âmil olan temasla seneden seneye mııka-şebeplori anlatmış, Türkiye ve yes0 yapıldığı takdirde gıda İsrailin barışseverliğini söyle- liftlerince bir artış görülmekte mis ve Kudüs meselesile. Arap aydan aya toplan flatle-
___:ı. r—m. mukayesesinde düşüş baş-
ladığını ve düşüşün devam etmekte olduğunu söylemiştir.
Ticaret muvazenemize gelince, Bakan bu senenîn dış ticaretinin 149 milyon Ura açık verdiğini. muvazeneyi temine çalışıldığını, uzun vadeli tedbirler alındığını, Ticaret ve Sanayi odalan tasarısının yakında Mecliste görüşüleceğini, küçük esnafın dertlerini karşılamak üzere incelemeler yapıldığını, kooperatiflerin verimli olması İçin tetkikat yapmak üzere Fransadan bir mütehassıs cel-bedildlğinl. Toprak ofise gelince, ofiste bir çok alım yerlerinin kaldırıldığını, kadroların
memleketlerde İsrailin münasebetlerine temas ederek sözlerini bitirmiştir.
Jki yangının mesulleri adliyeye verildi
Evvelki gece Sultanahmet camii yanındaki Hünkâr köşkü île Beyoğlunda Bmirnevruz sokağında Vasile ait marangoz atölyesindeki yangınlara ait tahkikata dün savcılık el koymuştur.
Yapılan soruşturmada Hünkâr köşkü yangınında, buranın tamiratında inşaat malzemesine bekçilik eden Recep Tel İle Nüruosmaniye müezzin! Mustafa Recep Berk'In, marangoz atölyesi yangınında da atelye sahibi VaslJ ile müstahdemlerden Hristo ve Yorgonun mesu-ve beşi de
inişlerdir.
Bulgar sefiri diin geldi
Bir müddetten beri Sofyada bulunan Bulgar elçisi Çobanof,1 ^u, dün eşi ve İki çocuğu 11e şeh- ' dır. rimlze ıCtMitir. Bugünlerde' Ankara'ya itecek olan elçi, gazetecilerle görüşmekten kinmiştir.
Yeni seçim
(Baş tarafı 1 İnci sahifede) muhakkak nazarlle bakmakta-
çe-
Özel okul öğretmenlerinin kongresi
Özel okul öğretmenler kongresi dün Zapyon lisesinde Milli Eğilim müdürlüğü özelokul-lar müdür muavini şevki Erk-sonun Iştlraklle yapılmıştır Kongre başkanlığına Orhan çinili seçilmiş ve öğretmenlere yapılacak yardımlar hakkında m usa kerelerde bulunduktan son ra yeni idare seçimine geçllm işve s<, Gürcan. Orhan çinlU, ITaçopulu T£ Emonuelldls’in seçildikleri anlaşılmışlar.
Kiğı’da zelzele
Kiğı 12 (AJL) — Sabaha karşı saat 1 e doğru beş saniye süren şiddetli bir zelzele olmuştur. Hasar yoktur.
I Nihat Erim ve bazı
Bakanlar Kayseri’ye gidecekler
Ankara 12 — Başbakan yardımcısı Nihat Erim, pazar günü toplanacak Kayseri Cumhuriyet . Halk Partisi 11 kongresinde hazır bulunmak üzere cumartesi . günü An karadan ayrılacaktır. Vekillerden bazılarının kongre münasibetile Kayseriye gitme-, leri muhtemeldir.
: Kongrede Nihat Erim tara-
ı fından bir nutuk irat ol una-ı çaktır. Bu nutka siyasi mahfil-■ lerde büyük ehemmiyet verll-, mektedir. Nihat Erim muhtemel olarak Demokrat Partinin İstişare kongresi ile hasıl olan politika havasına re bu partinin hareket tavnna ve seçimler hak kında Adnan Menderes tara-ı fından söylenen nutuktaki fi-. kirlere ye milli husumet kararının muhafazasında gösterilen | ısrara temas edecektir.
ğinl ifade etti.
Dicleli hayat pahalılığına da
daraltıldığını, bu mûessesenln faydalı bir müessese olduğunu, gıda maddesi olan balık işinin de bu müesseseye bırakılacağını. dışarıdan gelen buğdayın da masrafiyle aşağı yukarı 28 kuruşa mal olduğunu söylemiştir.
Bakana daha bir çok sualler sorulduğundan yarın (bugün) de müzakerelere devam edilecek ve Vedat Dicleli İzahlarda bulunacaktır.
Toprak ve Petrol ofisleri
Ankara 12 — Bütçe komisyonunun bugünkü toplantısında Ticaret Bakanlığı bütçesi müzakere edilirken Ahmet Remzi Yüregir, Petrol ofisin masrafla-1 nnı geniş tuttuğunu neticede akaryakıt ücretlerinin kabarık olmasına sebebiyet verildiğini, Marslıall yardımı sayesinde memlekete gelen tarım âletlerinden esas gayenin, İstihsali u-cuza mal etmek olacağını, halbuki akaryakıt ücretlerinin Petrol ofisinin masraflarının kabarıklığı yüzünden bir hayli yüksek olduğunu söylemiştir.
Abidln Potoğlu da Toprak Mahsulleri ofisinin geniş mikyasta israf yaptığını, Ziraat bankasının İse çlfçlye verimli kredi sağlayamadığım söylemiştir.
getirilecek olursa, bugünkü İktidarın yaklaşmakta otan seçimler karşısındaki mesuUyetlnln ehemmiyet ve büyüklüğü dn.rhol anlaşılır. Hal böyle iken, vatandaşlar arasında husumet değil bilâkis, bir muhabbet havası ya ratmak ve karşılıklı parti münasebetlerinin. mütekabil bir anlayış ve saygı havası İçimde cereyanını.sağlamak İçin 4 yıl-danberi bütün samlmiyetlie çalışan partimiz, umumî seçimlere gidilen şıı zamanda İktidarın haksız ve yersiz bir tecavüz ve tehdit politikası takibine kalkışmasını memleket hesabına çol: zararlı gördüğünü açıklamak zorundadır.
(Baş tarafı birinci sahifede) Idan hazırlattığı yün kazaklan Dün akşam fasılalı bir şekilde muhtaçlara tevzle çatlamıştır, yağan kar, bütün gece devam elmiş ve sabah, temizlik ame- hayatını bozmasına leleri Ankara caddesindeki kar- '----•»-
lan temizlemeğe başlamışlardır.
Karın şehrimizde kalınlığı
30 - 35 santimi, bir çok yerlerde ise yarım metreyi bulmaktadır
Yeşilköy Meteoroloji istasyonundan verilen bilgiye göre, bugün İBtanbulda rüzgâr şimalî şarkiden orta şiddette esecek ve havanın sıkaclık derecesi düne nispetle az miktarda azalacak ve kar devam edecektir.
Umumî af
iki muhtelis
Bir çok MiMetvekil-leri affa taraftar görünüyorlar
Ankara 12 — Resmi hazırlıklar safhasına İntikal etmemiş olmakla beraber, umumi bir af İlân edilmesi derpiş olunmaktadır. Milletvekillerinden mühim bir ekseriyet affa taraftar görülmektedir.
Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul ti balkanı İlham! San-car, dûn kendisi İle görüşen gazetecilere umumi af mevzuu hakkında şunları söylemiştir:
«— Bence umumî affın zamanı gelmiştir. Fevkalade ahval dolayısiyie bir çok hareketler suç telâkki edilmiş ve bazı vatandaşlar da kanun! takibata maruz kalmışlardır. Artık fevaklfi.de ahval sona eridiğine göre bir umumi afla bu ve buna benzer işlerin tasfiyesi «unanı geldiğine kaniim »
Bir yolcunun eşyası arasında bulunan dinamitler
Dün .gece Karadeni2e hareket edecek olan «Cumhuriyet» vapuru yolcuları arasında bulunan Tirebolulu Yusuf'un eşyaları arasında zabıtaca yapılan aramada 79 dinamit, 32 hartuç ve 12 fitil bulunmuştur. Yusuf vapurdan alınarak emnl yet müdürlüğüne getirilmiş ve ha'kknadh İtofclkata bftşlSBiCJA-
Muhtelis Belediye mutemedi ve arkadaşı mahkûm oldular
Beyoğlu Belediye şubesi mutemedi bulunduğu rırada bankadan çektiği kırk beş bin kü-sûr Hra 11c tagayyüp edip bilâhare Afyon'da yakalanan Beyoğlu belediyesi mutemedi Â-gâh Cabir Karahsflı ile &uç ortağı polis Cemal Narkayanın birinci ağırecza mahkemesinde yapılan duruşmaları dün sona ermiştir.
Mahkeme Agâh Cabiri bir sene, allı ay, yirmi gün: Cemali de dokıız ay yirmi giîn müddetle hapse mahkûm etmiş ve paranın kırk iki bin küsûr tıraşını belediyeye iade ettikleri anlaşıldığından geri kalan kısmının da her ikisi tarafından ödenmesine karar vermiştir.
Her iki sanık karan müteakip tevkif edilmişler ve cezaevine gönderilmişlerdir.
Sabrı Polat’m muhakemesi
Ankara 13 (Akşam) — Şehrimizin tanınmış zenginlerinden Ayşe Nazire vc İbrahim Akoglu-nu öldürmekten sanık Snbri Polat'ın danışmasına ikinci a-ğır ceza mahkemesinde dün de devam olunmuştur. Dünkü duruşmada İbrahim Akoğlunun akrabalarından Tevük Güllü-ogln Te îzrahlm Berkit tanık o-larak dinlenmiştir. Duruşma başka g&oe bırakılmıştır.
Seçimlere bir tehdit ve baskı havası içinde gitmeği keu-dl hesabuıa muvaffakiyetli netice verecek bir usul zanneden iktidarın, şimdiden, bilmesi ve düşünmesi leflp eder kİ, Demokrat Parti memleket hesabına çok ağır ve felâketli neticeler yaratabilecek böyle bir vaziyette vatanın selâmeti namına u-mumi seçimlere girmemek kararını vermek zorunda kalabilir. Yahut, kötü ve hileli bir seçim neticesinde teşekkül edecek bir Meclise İştirakten istlnkâfı yüksek memleket menfaatine daha uygun bulabilir. İşte İktidar mevkiinde bulunanların bütün bu ihtimalleri şimdiden gözönünde bulundurmaları vc dar düşüncelere, küçük hesaplara kapılarak memleketi fena akıbetlere düşürecek bir hareket hattı takibinden ihtiraz etmeleri lâzımdır kanaatindeyiz Mülâhazalarımızın asla bir tehdit değU, fakat sadece samimî bir ikazdan İbaret olduğunu tas rih ederiz. Bütün vicdanları tatmin edebilecek bir seçim kanunu yapıldıktan sonra, umumi seçimlere bütün vatandaş ruhlarında sükûn ve emniyet hisleri hâkim olarak neşeli bir idealizm havası İçinde gidilmesi memleketimizin tarihinde büyük bir dönüm noktası olacak normal bir siyasî hayat ve hakiki bir demokratik rejim, ancak böyle bir seçimden sonra memlekette gerçekleşecektir.
Partimiz gibi iktidaruı da bu hakikati idrâK edeceğini, partili, partisiz bütün vatandaşların ve vazifeşinas memurların yalnız vatan endişesi ve kanun duyğu-süe vicdanlarının emirine uyacaklarını biz hâlâ kuvvetle ü-mlt etmekteyiz. 1946 ile 1950 a-rasında memlekette milli hâkimiyet şuuru hiç olmazsa yarım asırlık bir terakki merhalesi almış bulunuyor. Bu hakikati vc yukarıda arzcdllen zaruretleri anlamamakta hâlâ ısrar edenler olursa bunlar tarihin ağır hükmünden asla kendilerini kurtaramıyocaklardır. Biz hiç bir vatandaşın, hiç bir siyasi partinin böyle ağır bir mesuliyet yükü altında kalmak isteyeceğini tasavvur edemiyoruz >
1 Tabii olan kışın., şehrin tabii meydan
' vemıiyeceğlz. Bu hıirustaki çalışmalarımız devam edecektir.» Fırtına dolayıslyie Avrupa memleketleriyle tc’t^oh muha-ı beratı kesilmiş, şehirlerarası muhaberatta, da fanlalı kısıklıklar olmuştur. Telgraf haili-rında da arızalar vukubuldu-ğuntlan bazı yerlere telgraf kabul edilmemektedir
Tren seferlerinde de bazı gecikmeler olmuş, Anadoludan gelen trenler dün 1-1,5 saat rötarla gelmişler, büratlan gidenler İse zamanında hareke» etmişlerdir,
Trakya yolu kanalı
Trakya böigesinae de kar e şiddetli olduğundan Trakya bölgesi Ue gelirimiz arasında otobüs nakliyatı bu sabahlan itibaren hemen hemen inkıtaa uğramış, ancak bir İki öt obüs sefer yapabilmiş İr. Ncmr.al seferlerin bugiin de boşlaması şüphelidir.
Hava seferleri
Diğer taraftan Yeşilköy hava

Akar yakst istihlâkimiz
Ankara 13 (Akşam) — yılının tesbit edilmiş olan mini istatistiklerde akar yakıt İstihlâkimizin 948 yılına nazaran bir misli, hnrbden evvelki yıllara göre de 3 misli arttığı görülmektedir.
Otomobillerini garaja çekenler ceza görecek
Vali vc Belediye naşkam Prof. Fahreddln Kerim Gökay kar ve havanın muhalefet! dolayısiyle şunlan söylemiştir:
«— Halkın sıkıntı çekmemesi İçin her türlü tedbiri almış bulunuyoruz. Otomobil ve otobüslerin lâstikleri için piyasada bol miktarda zincir bulunduğundan bu vasıtaların garaja çekilmelerine müsaadt etmiyoruz. Vasıtasını zincir yokluğun- alanı (la karla örtülü olduğundan iniş ve kalkış güçlüğü do-layıslyle yalnız dün sabahleyin bir uçak Ankaraya hareket edebilmiş, bundan zonra İzmir® ve Ankaraya sefer yapılamadığı gibi buralardan da uçak gelememiştir. «
İngiliz hava yollar, uçağı Yeşilköy hava alanına kadar geldiği halde İniş güçlüğü dolayı-siyle tekrar Atinava dönmüş, yalnız İsveç hava yollar- ueagı güçlükle alana İnebilin İştir. Yalova - Bursa yo’u kardan kapapeh Bursa 12 (AAj — Şehrimiz ve civardaki kar fırtınası devam etmektedir, Yalova yolu tama-miyle kapanmış, yolda bulunan otomobiller icarlara saplanmıştır. İki otomobil nendeğe yuvarlanmıştır.
Denizde de şiddetU bir fırtına hükiim sürmektedir İstanbul'dan gelen yolcu vapuru güçlükle iskeleye yanaşabilmiş ve İstanbul» gidecek olan yolcuları Almadan hareket etmiştir, Vapurun Armutlu, yuöut Gemlik limanlarına iltica etmiş olduğu tahmin edilmektedir
Tren seferleri
| Haranın karlı ol-nastna rağmen Ankara ekspresi bu sabah 10 dakika gibi kısa oir teehhürle Haydarpaşaya gelmiştir. Yalnız bugün 13.40 da Hay-darpaşaya gelmesi İcap eden posta treni Sivas hattının kardan kapanması yüzünden şimdilik 5-6 saat tehirlidir,
Şarkta hüküm sürmeğe başlayan şiddetli kış yüzünden Devlc-t Demiryolları İdaresi her 'sabah 6 da Haydarpaşayu gelen Erzurum postasını evvelki gün muvakkat bîr müddet İçin lâğ-,yetmiştir. Banliyö munıasam-dır, İç hatlarda işleyen vapurların seferleri muntazaman devam ediyor.
Üç balıkçı kurtarıldı
Yeşilköy açıklarında bir sandal İçinde kaybolan flaşlın'. Rahmi ve Yaşar İsmindeki ba-
ı
dan çalıştıranıayanlar ceza göreceklerdir.
Yiyecek ve yakacık maddelerinin liatlerinin yûkseltllme-mesl İçin belediye murakıpları başlarında belediye reis Muavini Celâl İagl olduğu hade aralıksız teftişler yapmaktadırlar.
Temizlik ameleleri kardan kapanan yolları daimi surette 1 açmaktadırlar.
Kızılay fakir vatandaşlara onar kilo kömür dağıtmaktadır. Yanmsevenlcr cemiyeti de yaz-
BORSA
ç E t L t 1
190 FraiMîi» F.
100 t«v«c Kr
100 İsviçre F
Londra 1 Sterlin Ncw¥ork 100 Dolar Porl» Stoklıolm Cenevre
Ameller dam 100 Florin Brükrcl 100 Belçika F. Lizbon 100 Eskudcs

Î3 0Ö10
560
9.73»
ESHAM VE TAHVİLAT % 1 FAİZLİ TAHVtLLEH Slv.u . Enurum I
Sıva» - Erzurum 3-1 1541 Demiryolu ı 1041 Demiryolu fi 1041 Demiryolu LU Milli MUdnlaa UI1II Müdataa fi Milli Müdafaa III
Mlltl MUdntna IV
% ■ FAİZLİ TAHVİLLER
Kalkınma 1
Kalkınma 11 Kn Ikınma Dİ IMS İfllterra 1 MS istikra:) □ 1041 Demiryolu W îsttfcrarj L
ŞİRKET HİSSO-ERf
123.—
2S — s— ÎS«—
% C5 FAİZLİ TAHVİLLER
949 tahvili'
OT.—
1949 tah-
ANADOLU DEM.1HVOLTJ GHUPO TahvUJCT 1-3 107.-
nicw «cncUeri % B0 63.—
Mümcall scavl 69 —
SAHaAFLARDA ALTIN
Gulden TClı fc Ura» sterlin Küiço Rec*l
Sanılar
41.10 .... .. ...
' lıkçılar dün akşam Hopa vapu-ru tarafından kurt arı lııv.şlar-
44 70 dır.
Belediye işletmeleri
Beylik çeşme

Eski Dahiliye Vekili Şükrü Kaya, memleketimizin en ileri münevverleri arasındadır. Derin malûmatından, Sezişlerinden daima istifade ederiz, Meclislerde, mânevi tefevvuku her zaman hisso-Junur, Bu tefevvuk, hayattaki uzun tecrübelerinden, aynı zamanda, tetebbuların-dan dolayıdır.
Şükrü aya, son seneler i-çînde. frizdeki köylü mevzularını inceliyen — eski tâbirle «hakimane- denecek — bir makale serisi yazdı; her kısmı ilkçağ filozoflarının s ehli miim tenileri gibidir. Esasen doğup çocukluğunu geçirdiği topraklar bakımından. sayın Şükrü Kaya, İlkçağ filozoflarının vârisi gibidir.
Güzide münevverimiz, irfan ve fehefeyi ilk memba lanndan tatmağı ve tattırmağı sevdiği için, bize, E. F. Bucleyin «Eski Yunan Masalları* isimli eserini tercüme etmiş.
Tan matbaasında basılmış. resimlerle de bezendirilmiş olan bu 196 sahifeli c-serden. gelişigüzel şu satırları alıyorum:
Vilayet ve Belediye
Parti merkezindeki komisyon - tasarıyı iyi bulmadı
Bir gün kendinin kuvvet ve meharetini methederken Merop'un söylediği sözleri hatırladı:
«— Oğlum, demişti, kuvvet ve meharet. tıpkı gökten düşen ve yer yüzünün mey-yalarını canlandıran yağmurlar gibi Tanrıların ihsanıdır. Fakat gurur, kırlara, ovalara, şehirlere felâketler getiren sellere benzer. Hatırlında tut: Tanrıların ihsan ettiği en nadir kuvvetler, çok İyilik yapar, çok da kötülük. Bir gün gelecek, o lütfü görenler kuvvetlerini nasıl kullandıklarının hesabını Cchenem kantarlarına vereceklerdim
Sonra, kendi kendine düşündü:
«Bir adamın kuvvetine ve zekâsına ihtiyaç oldukça, dünyanın öbür ucunda da olsa ölmek bir suçtur. Ben artık Korcnt’i. yalı kenarlarındaki evimizi göremiyeceğiın. Çünkü ailemin yanına dönersem onlara belâ ve felâket getireceğim. Uzak diyarlara gitmeliyim. Belki benim kanımdan olmıyanlara bîr hayrını dokunur.»
Şehrimiz beledlyesile vilâyetin ayrılması için içişleri Bakanlığınca hazırlanan tasarı tedklJc edilmek üzere C. H. P. merkezine verilmiş, merkezde tasarıyı İstanbul il İdare kuruluna göndermişti.
C. H. P. 11 idare kurulunca tedkik edüen taşarının ihtiyacı karşılamadığı anlaşılmış vc daha makul bir tasarının hazırlanması istenmiştir.
1M7 de umumi mtclhl üyesi profesör Cemil Topuzlu, meclise bir takrir vererek belediye ile vilâyetin bir arada kalmasının şehir ve belediye aleyhine neticeler doğurduğunu ve belediyenin Bakanlıkların büroru haline geldiğini belirtmiş ve ay-rılınaşiDi istemişti. Takrir makama hayale edilerek tedklk edilmesi için İlhami Sene ar. Burhan Felek, Halil Hilmi Uygu ner. Naci Dilmen, Cemil Topuzlu ve Tekinalp'ten müteşekkil bir komisyon kurulmuştu.
Komisyon, takrir üzerinde uzun müddet çalışarak vilâyetle ( belediyenin ayrılmasına ve be-[ tediyenin yeni salahiyetlerle ( teçhiz edilmesine karar ver-J mlş, bu hususta bir de rapor, hazırlayarak makama vermişti. Komisyon raporu çok İyi karşılanmıştı. Fakat hükümet bele-] diye ile vilâyetin ayrılmasına! karar verince bu rapordan isti-. fade etmemiş ve yalnız üç mad-1 deden ibaret bir tasan hazırla-! yarak belediyenin vilâyetle ay-] rddiktan sonra haiz olacağı salâhiyetler ve mali İmkânlar kısmı sükût geçilmiştir. Bu tasan kanun haline geldiği takdirde işelrln şimdikinden daha ziyade bozulacağı neticesine varılmaktadır.
Parti genel merkezinden ts-tenbula gönderilen tasarı, U parti başkanı İlhami Sencerin başkanlığında toplanan bir komisyon tarafından tedklk edilmiş ve yukarıda saydığımız ■mahzurianna binaen kifayetsiz bulunmuştur.
Bu vaziyet karşısında umumî meclis üyelerinden Burhan Felek, Naci Dilmen, ve Teklnalp-tan müteşskkll yeni bir komisyon kurulmuş ve şehir ihtiyaçlarına uygun olacak şekilde ye nl bir tasan hazırlanmasına karar verilmiştir. Bu tasarı parti merkezine gönderilecek ve parti grupunda görüşüldükten sonra hükümete verilecektir.
Isviçreii mütehassıslar raporlarını hazırlıyorlar
Islahat geçici komisyon reisi ve sözcüsünün demeçleri
İthalât lisansları
Yüzde 10 garantili lisanslar gelmeğe başladı
Böyiece, İlkçağ insanlarının ana eserlerinde hâlâ tazeliğini kaybetmemiş, bir lezzet buluyoruz. Tefekkürün ve sağlam neticeler çıkarmanın >lk asil mihaniki* yeti oradadır. Zamanımızda rağbetteki — roman, tiyatro, sair sanatların da — ilk anası keza oradadır. Daha sarih olalım: Başka medeniyetlerin, başka fikir vo sanatı vardır elbette; onların menşeleri bu değildir; lâkin şu asırda Türk milletinin de dâhil bulunduğu fikir ve sanat ikliminin Adem ve HavvaSl Yunan eserleridir.
Bunları öğrenmek, ilk membaa varmaktır. Bunlar, öyle remizler, mazmunlardır ki — Divan Edebiyatında bildiğimiz güllere, bülbüllere. Leylâ'lara, Mecnunlara yapılan telmihler gibi — bütün asri milletler. Yunan esatirinin remizleri, mazmunları üzerine telmihlerle, kinnvelerle konuşuyor .anlayrvor. Daha mühimini, biitün bu cihan, tefekküre, sanala, asrın istediği üslûp ve istikameti veriyor.
Şükrü Kaya gibi kudreti bütün «nünevverlerimizcc tasdik olunmuş bir yiiksck münevverimizin kalemiyle hazırlanan bir kitap sayesinde, milli kütüphanemiz, esaslı bir ana eser kazanmıştır.
Et fiatleri
Dün birdenbire yükseldi
(Vâ - Nü)
Birkaç gün evvel gazetesinin okuyucu mektupları sütununda garip bir mektup okudum, mealini kısaca nakledeyim:
Yozgatta Cumhuriyet bayramı şenliklerinde tertiplenen pehlivan güreşlerine Naci Levcnd adır.da bir pehlivan da iştirak etmiş, deste finalinde beş lira ikramiye kazanmış. Hususi idareden parayı almak üzere bir senet imzalamış ve müracaat etmiş.
«— Olmaz, demişler. Evvelâ senedi komisyona götüreceksin. {bu paranın sarfı muvafıktır) diye yazacaklar,tasdik edecekler, ondan sonra beş lirayı alacaksın.»
Pehlivan ters yüzüne dönüp komisyona baş vurmuş ve senette - sarfı muvafıktır» kaydının altına başkan sıfa-tiyle vali muavininin, âzaLl-Slfatiyle gedikli jandarma o-Q kulu komutanının, BelediyeQ_ reisinin, Milli Eğitim müdü-Ç\J r ti 11 iııı, Özel idare m.ıı tem e-m— dinin imzalarını koydurma- O ğa muvaffak olmuş amma bu muamele tamam bir bu- O çuk a* sürmüş. ’yj
Eh, ne ise, temiz iş altı ay- Js da çıkar, pehlivan işini bir Sj, buçuk ayda bitirip parasını almış ya, buna da şükretsin. diyeceksiniz. Fakat hayır, a-ziz okuyucular, beş liralık^*— güreş mükâfatının macerası >» bu kadarla bitmiyor. Pehli-JQ van, tasdikli senedi alıp tek--Q rar Hususi idareye baş vur- Q) muş, bu sefer de: ’Jg
«— Tahsisat tükendi, bi-raz beklemen lâzım.» *—
Diyerek savmışlar, Adam-vx cağız günlerce beklemiş, fakat tahsisatın bir türlü gelemediğini görünce canına, tak demiş, senedi oradaki yakın akrabasından birme bırakarak kendisi Erzurum-daki işinin başına gitmiş.
YozgattaHİ yakın akraba, bu işin peşini bırakmamış, sıkı takib etmiş ve nihayet tahsisat teşrif buyurmuş. Gel gelelim, beş liralık mükâfatın tediye teşrifatı, tah-, sisatın teşrifiyle de bitmi-1 yor. Pehlivanın yakın akrabası, pullu, imzalı ve komisyondan tasdikli senedi verip . parayı almak istemiş, fakat vermemişler:
«— Olmaz, demişler. Parayı almak için ya pehliva-1 nın bizzat miraya gelmesi veyahut senin terden tasdikli
. name _ _
lâzımdır.»
Ey aziz okuyucular: «Beylik çeşmeden su içmeîı» diye bir ata sözü vardır. Bu söz, kim bilir hangi devrin kırtasiye meskenetini telmiban söylenmiş? Fakat görüyorsunuz ya, bugün de devran • gene ol devran!
Beş liranın ödenmesi için aylarca kırtasiye muamelesi devam ediyor. Hem de Cum-' huriye t bayramı şerefine , tertiplenen güreş müsabakasına resmen konulmuş mükâfat bedeli beş liracık!
Güreşleri mütaakıp komisyon başkanı pehlivandan senedi, alıp beş lirayı verseydi ve parayı vezneden tahsil etseydi olamaz mıydı acaba?
Pekâlâ olurdu amma iliklere kadar isliyen kırtasiyecilik zevkinden nasıl feragat etmeli, desenize!
Cemal Refik
Bugünlerde ithalât piyasasında ferahlık hüküm sürüyor. Çünkü, Ticaret ve Ekonomi Bakanlığı, bir müddet tenberl beklenen yüzde on garantili ithal lisanslarını peyderpey vermeye başlamıştır. Bakanlığın bu yolda girişliği faaliyet ve aldığı kararlar, bir müddetten beri ithalât yapılamadığı İçin, gizlenmekte olan bir çok İthal mallarının piyasaya çıkmasını sağlamıştır. Bu itibarla çivi, elektrik malzemesi, motorler ve ziraat âletlerinin Hatlarında düşüklükler olması beklenmektedir.
Diğer taraftan ithal Lisanslarını vermeye başlıyan Bakanlık. İthalâtçıya mümkün olduğu kadar ucuz menşeli mal getirme-
Belediye sınai hizmetleri İdarelerinin (elektrik, tramvay, tünel ve sular işletmeleri) İslahı meselesini cet kik etmek üzer: belediye tarafından şehrimize d&vet edilen İsviçre mütehassıslar heyeti vazifelerini bitirdikten sonra memleketlerine dönmüştür. Mûtehaauslar heyeti başkanı Profesör Komisetti hareketinden evvel gazetelere verdiği beyanatta heyetin uzun tetkikleri neticesinde vardığı neticeler hakkında «şimdiden kal! bir hüküm vermek mümkün olmamakla beraber iktisadi âmme hizmetlerinin ıslâhı için mlisbet, teklifler hazırlaya-I bilecekleri kanaatinde bulundu-I fiunu ifade etmiştir. Bu husus -ı ta daha vazıh ve şümullü ma-' lûmat almak için bu ıslâhat J mes'elesini tetkik ve takip et I mek maksadllfc belediye mecli-, I sİ tarafından teşkil edilmiş o-,1 lan geçici komisyon â2asına mü 1 racaat ettik. Komisyon bu mes'-.jeleyi aylarca müddet lnceledik-, ten sonra mütehassıslar heyeti-,' nln celbini belediye meclisine , teklif etmiş, mütehassıslar hey-ı1 eti geldikten sonra komisyon
■ heyetile İşbirliği yaparak bahis mevzuu olan ıslâhat hakkında,
, alâkadar sınai hizmetler mües-, şoselerinin huzurile mütehassıs , Jarla fikir teatisinde bulunmuş ve bütün tetkiklere İştirak et-. iniştir.
I Görüştüğümüz komisyon âza-l sı. mütehassıslarla yaptıkları fl-
■ kir teatilerinden pek memnun • kaldıklarını, mütehassısların e-'■ saslı ıslahat projeleri İleri sür-ı düklerini, ve bu husustaki kat'i
rapor ve tekliflerini pek kısa bir ‘ müddet zarfında Cenevreden
■ göndereceklerini, tekliflerin suhuletle tatbik edilebilecek malıl yette olduğunu beyan etmişlerdir.
İslahat geçici encümeni reis ve Cumhuriyet Halk Partisi baş kanı avukat İlhami Sancar şu sözleri İlâve etmiştir:
(— Mütehassıslarla beraber toplantılar yapıldığı sırada H. Partisi kongreslle meşgul bulun duğumdan bütün toplantılara maalesef iştirak edemedim. Fakat umumi olarak söyliyebill-rim ki, heyet tarafından gerek encümen âzası ve gerek İ. E T. T. ve su idaresi umum müdürleriydi ve servis şeflerde fikir teatisi hususunda takip edilen usul ve rneiod memnuniyete şayan ve netice hakkında ümit ve ricldlr. Toplantılarda gündeme alınan meselelerin en ufak te-ferrüatı hakkında komisyon â-zaslle alâkadar idareler mümessillerinin görüşlerini anlamağa çalıştılar, encümen arkadaşları ve alâkadar İdareler mümessilleri her noktayı samimiyetle, ve açık İfadeyle belirtmekten çe kinmedliter. Müzakereler tara anlayış, mütekabil emniyet ve hudutsuz samimiyet dairesinde ceryan etmiştir.
«Mütehassıs heyeti baştanının tablrince heyet İstanbul hal kına bu hususta hazır elbise giy dlrmek kaygusuna kapılarak, îs-tanbulun ve memleketimizin bü tün bünyevi hususiyetlerini göz önünde bulundurmak suretüe mühim islâlıit projelerini İleri sürdüler ve her bir nokta hakkında görüşlerimizi itina İle not ettiler. Bu itibarla denilebilir kİ, İsviçre mütehassıs heyeti tarafından gelecek olan ıslahat projesi amiyane tâbirde «tepeden İnme» mahiyetinde değil İstişare, müzakere ve mütekabil anlayış mahsulü bir eser hükmünde olacaktır.»
İslahat geçici encümeni sözcüsü Tcklntılp şu beyanatı İlâve ] etmiştir:
«— ilimden, ihtisastan, ya-. bancı memleketlerin tecrübele-den 1032 ye rinden istifade mokşadlİe bu de

Havaların birdenbire soğuyarak karın başlaması üzerine et fiatleri birdenbire yükselmiş ve dün 250-260 kuruşa satış yapılmıştır. Belediye murakipleri kasapları kontrole başlamışlardır. Evvelki akşama kadar etin perakende kilosu 230 kuruş civarında idi.
Kasaplar, kardan münakalenin durması ihtimalini düşünerek fiatleri arttırmakta ve fırsattan İstifadeye kalkmaktadırlar.
Dün valilik, teşkilâtına direktifler vererek kar ve soğuk yüzünden gıda ve yakacak maddeleri satışlarında İhtikâra kalkacak esnafın şiddetle cezalan-dınlmsamı ve mahkemeye sev-kedilmeslnl bildirmiştir. Bu emrin tatbik edilip edilmediği gıda ve yakacak maddelerinin satış flatlerile belli olacaktır.
Babalık gazetesi kırk
yasında
Konyada çıkan Babalık ga-■Bteal kırk yaşına basmıştır. Refikimizi tebrik ve daha çok
uzun ömürler temenni ederiz. | aında verilmektedir.
rafından verilen ve yüsblnlerce liraya mal olan sayısız raporların akıbetine uğrayacaktır. Ya ni tozlu dosya raflarında ebedi uykuya mahkûm olmayacaktır.-Çünkü ıslâhat projesinde tavsiye edilecek olan yenilikler mem lekelimizin, mevzuatımızın, ve halkımızın bünyevl hususiyetlerine mümkün derecede uygun olacaktır. Buraya gelmeden evvel mütehassıslar kendi mem -leketlerlnde altı ay müddet çalışmak sureılle biinyevi hususiyetlerimizin en ufak noktala -rina kadar nüfuz etmişler, hakikî durumumuzu öğrenmek 1-çln burada kendileri için mater-yel hazırlamak İçin vazifelendirilen ve kendileri tarafından tavsiye edilen Türk mütehassısına yüzlerce sualden İbaret cet veller göndermişler, Türk mütehassısı t. E. T. T. idaresinde a-lâkadar şeflerle beraber altı ay müddet çalışmak suretlle sualleri cevaplandırmıştır, bu kere mütehassıslar îstanbula gelerek alâkadarlarla yaptıkları temas -lar sayesinde mevcut aksaklık lar. ve aksaklıkların mucip sebepleri hakkında büsbütün tenvir ettikleri gibi yirmi sene evvel kendi memleketlerinde mev cut ayni veya mümasil aksaklıkları İzale İçin İttihaz edilen
I
tedbirleri toplantılarda açıklamışlardır.
Hülâsa olarak mütehassıs heyet tarafından, gelecek Islâhat projesinde belediye meclisi geçici encümeni âzası İle 1. F. T- T- ve sular idaresi mümessil lerinin görüşlerini aksettiren bir çok fikirler bulunacağı gibi mütehassısların ilmi bilgilerine vb kendi memleketlerinde yirmi se
ne müddet e.rtınd» septıUln , sln| BeUrtUdISine
tecrübelere dayanarak bir cok sö„ 1UuUâtçü*r «rumba «ka-
tavsiyeler bulunacaktır.
— Mademki anahatlar ma -lûmdur ve umumi müzakereler de açıklanmıştır, bu ana hatlar hakkında malûmat verebilir misiniz?
— Bu ana hatlar İptidai mad • de hallndedfr. Bunlar Cetıevrede biinyevi hususiyetlerimizle te--Uf olunarak hazır elbise değil ısmarlama elbise halinde bize gönderilecektir. Eski, modası geç mlş, elbiseyi, atıp yeni icaplara göre hazırlanmış ısmarlama elbiseyi giymek kendi İrademize bağlıdır.
— İslâhat projelerinin ne gibi hususlara taalluk edeceğini a-çıklamak mümkün değil mİ?
— Elbette mümkündür. Notlanma bakarak bir kaç gün sonra size bazı malumat verebill -rim.
bet olacağı İçin esasta tüccar bu bakımdan da kendini, ucuz mal getirmekle mükellef addedecektir.
840 kilo kaçak tütün
Tekel tlıkip teşkilâtı tarafından Gazlantebln Suruç bölgesinde 840 kilo kaçak tütün ve bir kaç kaçakçı yakalanmıştır.
RADYO
12,57
13.00
13.35
le »
13
Mmtalar
Iranla yaptığımız transit anlaşması
Arap milletleri, bilhassa Lübnan etraflı tedbirler alıyorlar
İSTANBUL RADYOSU ÖŞla t. programı
Açıiıj ve programlM, Haberler.
Müzeyyen Scnnr tjıidan saikı re türküler (Pl.l.
T*hkq, rumb»
(Pl.l.
Şarkı vc türküler Okuyanlar* Belki» Gençer. Nadir Hilkat Çulha.
Scrbca W A. Mozart
Scrcnod (Do minör» den üç kısım, çalan- Artur Fledler Stnforıletla Ork. Car müziği (Pl.l.
Programlar ve kapanış, Açılıç ve programlar. Darfs müzlıîi (Pı.|. Keman soloları. Viyolonlrt Thibaud, Elman ve Ginette Ne-veu'dcn.
Karilik şarkı ve türküclr (Pl.) Haberler.
Hafif ara miizlgl (PL), Radyo Senfoni orkestrası konseri idare eden* Cemal Ke?ıd Rey.
Memleket türküleri (Pl.l.
Keman vc piyano ile hafif melodiler. Çalanlar Viyolonist Darvar, Ankara **3purtı orkestrası şefi ve piyanım VVapıcr. Dinleyici İstekleri ((PL).
Tükr musikisi. Konuşma. Kotıujan: İstanbul Vali ve Belediye başkanı Qre| Prof. Dr. Fahrettin Kcrlrn Gökay.
Famı heyeti konseri «Sultani-yccâh faslı».
Konserto (Pl.h
Hatır or« soloları (Pl.l. Haberler.
Dans müzlfli CPLî-Hafif «ece müslgl (Pl.). Programlar ve kapanış.
ANKARA RADYOSU Öjla va akfam Brogrmnı Açılıg ve program.
M. S. ayan ve Karırık şarkılar.
Haberler.
Operet şarkıları (Pl,). öğle Gazetesi.
Sinema orguyla caz parçalan (Pl->.
Aksam programı, hava raporu
Acil 14 Ve program.
M, S, ayarı ve İncesu (Suzidil fanin.
Konuşma.
Varyete müzikleri (PL). M. s. oyan ve Halterler. Geçmişte Bugün Tarihi Türk müziği çığan havaları (Pl,|. Radyo Gazetesi, Scrbes Saat. ı*
Güzel sesler (PL). Konulma.
Sclıubert - MI Bemol Trio (PM.
Konılsma: B. M. M Saati. 22.15Dans müzljl (Pl.). 22.43 M. S. ajan ve Haberler. 23,00 Program vc kapanış.
14.M
14.45 15,00
1TS7 18,00
10, M
18.4$ 19,00
19.15
1340
20.00
20.15
20.30
21.00
12i«
12J0
namına no-bir vekâlct-çıkarıp göndermt-ai
İskenderun fAkşam» — İranla yaptığımız transit anıtlaşmasının iki memleket arasında geniş ölçüde ticarî gelişmelere yol açacağı muhakkaktır. Bu andla-şmanı» yürürlüğe girmesi için gerekli formalitelerin İkmal edildiği malûmdur. İranda ve hudut bölgelerimizde bütün şiddetiyle hüküm, süren kara kış. anlaşmanın fl'll sahaya intikalini bir müddet geciktirecektir. Bu gecikmeden faydalanılarak transit İşleri üzerinde İhzari çalışmalara lıemen başlamak lâzımdır.
Buraya gelen haberlere göre; komşu Arap devletleri ve bilhassa Akdenizde ehemmiyetli limanları ve ticari tesisleri bulunan Lübnan devleti, ' Beyrut limanında şimdiden tedbirler almış, İranın rağbetini saglıyocak her türlü fedakârlıkları ihtiyar etmekle beraber her sahada olduğu gibi ticari sahada da propagandanın büyük rolünü dikkatle göz önüne alarak faaliyetlere girişmiştir.
İskenderun büyük bLr ticari köprüdür. Hayatı boyunca bu vazifesinde, çetin rekabetlere rağmen direnmiş ve baş mevkiini lerkctmemlştlr.
İran tüccarlarını memlekete çekmek İçin İranın yüksek kalitede hnlılarını teşhir etmek üzere Beyrutta modern ve muazzam «İran halım» sarayını kurarak bu sarayı, İran tüccarlarının emrine tahsis eden Lübnan devleti karşısında biz

Belediye ve hususî idareden maaş alan emekliler
Belediye ve hususi idareden maaş alan emskll, dul ve yetimlere Ocak ve Şubat aylarına mahsua aylıklarının tevziine bu sabah başlanmıştır. Belediye,1 tevziat günlerini teoblt vc ilân etmte'-ir. Bu ilâna göre bugün] akşama kadar birden 850 nu-j m a raya kadar olan cüzdan sahipleri. yarın 851 _____. ________ __
kadar, pazartesi günü de geri fa takip edilen, usul ve metod memleketimizde birinci defa o-larak tatbik edilmiştir Bu İti-
hemmlyetinl belirttiğim transit andlaşmasmı yapmış bulunuyoruz,
İskenderun, İran İçin en kısa transit yoludur. Ehemmiyetle işaret etmek zorundayız ki; yakın bir gelecekte, Yakın Şarkın Hamburg'u olacak değeri veönemi, her yıl yeni ve seri inkişaflarla belirlen tskende-runda bizde şimdiden tedbirler almalı,bizde propagandalarımıza bağlıyarak bu propagandaları mızı maddi ve cazip tesislerle ve meşherlerimizle canlandırmalıyız. İran tüccarları yalnız coğrafi zaruretlerle değil, maddi ve mânevi cazibelerle de İskenderuna bağlanmalıdırlar İskenderunda bugünkü tahmil ve tahliye vasıtalarımız ve | şartlarımız, gümrük teşkilâtı-1 mız, yeter derecede modernleş- I tlrllmell ve geliştirilmelidir, i Yoksa bu transit hareketini ilinizden kaç yırız.
îdrofil pamuk ihraç edilecek
14.00
17, $8
10,00
22.00
Majör
Yün
e-
M S. nysrı.
Hafif parçalar (PİL
Haberler ve hava rapora. Şarkılar (PL)
Vat» Fcîtlval orkestran OMJ. CUıılln prortrnnu.
Hafif millik (Pl.).
Kapanıl.
piyasası
Piyasa son günlerde canlandı
kalanlar maaşlarını alabilecek-* terdir.
Maaşlar, belediyenin Türbe-, barla ümll edebiliriz kİ, İsviçre de cadde üstünde bulunan yani mütehassıs heyetinden gelecek eski Maarif Nezareti olan bina- olan ıslâhat prolesfnln şimdiye
• mini mamuıtı ut tattır 11 yııııuıjc----- *
I katlar yabancı muteharrular ta-1»« ■»• dnrmıyarak yukarda e-
IS - 31 Ocak
LOHDRA RADYOSU 7ÖRKÇE
YAYIMI
T, 1:5 • T.TO Haberler, tıaıın hülâsa-Haber aldığımıza göre Ticaret, 111.32 ve ».sı metrci. ı«.» - 19
ve Ekonomi Bakanlığı. Snftlık ve,1«“ *e ,9'9’ W-
Yurdun ESS
rüşlükten sonra bir miktar İd- ,Jlı Sal, lte tIltllİKC. tal|.
rofll pamuğun biracına izin ver-1 innıun faydalı ÇanamiMi:
miştlr Bu karar, ellerinde idro-1Tlllk n>u«tktat dinleyici istekleri. Fer-tll pamuk stoku bulunduran mmb. M, bşk» a™»
■ ıtnah Cuma: Türk mUFİkbl dinleyici fabrikatörleri sevlndlrmlştl.r İh-j Tarihi konm-
racat, anlaşmamız olan memle- ma (Kıraiiçe Eitofbetm ormanlı aşiretlere anlaşma hükümleri da-t.ıyına «ftndcrdıtfi hediyeler ve ktra-llçc İle Safiye Siilian oranındaki mu-1 ImberAt - Prate»Sr Akdea Nimet ta-' rafından! haber bülteni. 23 • 23.14 | Haberler (42.10 ve 41,31 metre*.
hllinde. anlaşmamız olmayan memleketlere de kliring veya dövizle yapılacak Ur.
Ticaret vc Ekonomi Bakanlığı tarafından bir milyon metre yilnlü kumaşın ihracına izin verilmesi, bir mûddettenberl durgun giden yün piyasasını canlandırmıştır. Bu karar üzerine yerli mensucat fabrikaları harekete geçerek piyasadan yün almaya başlamışlardır. Hâlen Trakya mallarının kilosu 235 kuruştan, Şark ve kızıl mallar 220, Anadolu mallan ise 200 kuruştan muamele görmektedir. Memlekette 6000 ton kudur yün | stoku vardır.
flmerikada nezleye karşı bir hap bulundu
Hapın tesiri hakkında henüz kat’î bir şey sözlenemiyor
| SERBES SÜTUN j
Seçimlerde “Mecburî oy „ meselesi
rsftşM' Ü Z Fk|
Kadı k(it) Halkevinde
Muhiddin Sadak - Gül-seren Sadak konseri
Açıkgözler milyoner oldular, hapı bulan adam be§ para kazanamadı!
mübalâğalı derecede mevcud
uyku veriyor. İlâçtan fazla a-1 anlar arasında otomobil kullanırken uyuyanlar görülmüş.
İhtiyatlı hareket ettim, haplardan ıkl tane aldım. Ertesi gün artık aksırmıyordum. Fakat bu defa öksürük başlamıştı. Pek şiddetli olmadığından gidip İlâcı yapan fabrikatör Bovlesle görüştüm. Bana şunları söyledi:
— Bu hapları piyasaya çıkardığım günden beri bir ay geçti. İsteği karşılamağa yetişemiyoruz. Günde 3 milyon hap yapıyoruz. Talep bunun bir kaç misil fazladır. Bazı eczaneler aldıkları ilâcı bir çeyrek saat zarfında tüketiyorlar. Laboratuarımız küçük olduğundan fazlasını yapamıyoruz.
Nezle hapını yapmak için Hovles'e rakipler çıkmıştır. Bunların başında Lfidson kardeşler geliyor. Bunlar iter tarafa kamyonlar, hattâ uçaklarla hap gönderiyorlar. Lâdson kardeşler iki hafta İçinde milyoner olmuşlardır.
İşin garibi nezle hapını ortaya atan adamın bu işten on çok para, kazanmamış olmasıdır.
insanlar için en can sıkıcı Rahatsızlık nezledir, çoğumuz nezleyi hastalık saymayız, nezle olduğumuz halde sokağa çıkmaktan. İşimizin başına gitmekten çekinmeyiz. Nezle gerçi insanı birkaç gün aksırtan ve bu müddetin sonunda ekseriyetle geçen bir rahatsızlıktır. Fakat bazan ihtilâflar yapabilir, burundan göze, kulağa geçer, bunlan tedavi ettirmek için uzun müddet uğraşmalı ı İânmgellr. Mamafih bu gibi Arızalar, daha mühim ihtilâtlar : olmasa bile nezle pek can sıkla bir şeydir. Burun koku almaz, kulaklar uğuldar, başta ı daimi bir ağırlık hissedilir. .
Nezleden en ziyade korkan Amerikalılardır. Bir zamanlar dünyanın en zengin adamı o-ian Rokfelier kendisine; «Zengin olmak için ne yapmalıdır?» malini soran bir gazeteciye: 1 •Nezle olmamağa gayret etmelidir.» cevabuu vermiş ve şu sözleri İlâve etmişti: «Nezle in-«anın salim düşünmesine imkân bırakmaz. İyi düşünmeyen1 İnsan da dalma ters iş görür!»
Amerikalılar nezleden . korktukları içindir ki bu mem- Bu adam John Bretvster adın-tekette nezleye karşı İlâç ara- da bir bahriye doktorudur, yan doktorlar mühim bir ye-(Doktor, başka bir rahatsızlığı kûn tutar. Bunların arasımın tedavi etmek İçin aldığı (antl-tamnmış profesörler de vardır. allergiques) İlâcın nezlesini Vakit vakit nezlenin İlâcı bu-' birdenbire iyi ettiğini görünce lundufeu ilân edilir, herkes se-, bunu nezleli gemicilere tavsiye vinlr. Fakat bir müddet sonra etmiş ve yüzde sekseninin iyi-bunun doğru olmadığı anlaşıp leşliğini görmüştü. Yeni ilâcı hr. Bir kaç sene evvel nezleyi' haber alan açıkgözler derhal İyi eden bir serum bulunduğu' «Nezle hapı» namı altında 1 hap haber verilmişti. Fakat yapılan' yaparak satmağa başlamışlar tecrübeler serumun kati tesiri Ve milyonlar kazanmışlardır, olmadığını gösterdi. Hakikat' Amerikan sıhhiye heyeti yeni şudur ki nezlenin sebebi bu ra- W hakkında henüz hükmünü halsizliği tevlit eden mikrop vermemiştir. Bunun için klinik-henüz tamamlle keşfedlleme- lerde müşahedeye. İstatistiklere miştlr. Bu yüzden herhangi bir ihtiyaç görülüyor. Fakat terkl-aşı veya serum bulmak güçtür, bi itibarile zararlı olmadığın-
Son zamanlarda Amerikada dan ‘lfteul 7^ ak edil-
■uslcye kirjı tedrt Uti Ur ilâç ■"'■»W- Sıhhiye heyeti diyor ------- - ki;
«Batılan haplar
nezleyi iyi edemiyor. Nezlenin sebebi bir mikroptur, (antlhls-tanıine) bu mikrop ve ikinci derecedeki bakteriler üzerinde hiç bir tesir yapmıyor.»
Nezle hapları şimdilik yalnız çocuklara yasak edilmiştir.
Konferans
Vefa lisesini bitirenler derneğinin tertip etmiş olduğu konferanslardan birincisi İfi Ocak 195q Pazartesi günü saat 18.30 da Şişli halkevlnde Abldin Dav' er tarafından (85 sene evvelki Türk bahriyesi) mevzuunda ve-rllecektlr. Giriş serbesttir. MUAMMER KARACA ül'EKETı
Maksimde
Saat 20.30 da
SİZİN SOKAK
Dürüst btr secim temini mak-sadlyle hükümet ve ilim heyeti olmıyan yerlerde «mecburi oy» tarafından hazırlan tın kanun n-ra-neintnİH UaM hlı> llloıım vn taşanlarının Büyük Millet Meclisinde teşekkül eden Karma komisyonda İncelenmekte olduğu bu zamanda, demokrasi dâvasına sımmin bağlı olan «mecburi oy» meselesine komisyonun r&sını kaydetmek İcab eder kİ dikkat naz.ırını ehemmiyetle ' ’
celbetmek gerektir.
Esasen ideal bütün millet efradının seçimlere İştira kini vatani bir vazife telâkki ederek sandık başına koşup oy haklarım kendillUücrinden kullanmalarıdır. Fakat olayda bu İdeal gerçekleşmekten pek uzaktır. Birçok kimselerin millet İşlerine alâkasızlık, kayıtsızlık gibi sebepler al Unda olarak seçimlerde çekimser kaldıklan elim bir hakikattir. Bunun neticesi olarak seçimlerin tecelli ettirdiği kolektif İrade, milletin, çoğunluğunun kolektif iradesi değil, yalnız bir kısım halkın çoğunluğundan İbaret kalmış oluyor ki, bunun dn neticesi azmi iğin hakiki çoğunluğa tahakkümü demektir. Bu takdirde ise demokrasi, bütün mâna ve mefhumunu kaybetmiş olur. Bu se-
prenslpinln Iratl bir lüzum ve zarurete isllnad ettiği görülerek kabulü cihetine gidilmiş ve bütün bu yerlerde tecrübe ve tatbikat bu usulün İsabetini kati olarak Lspat etmiştir. Ancak şu-
«mecburi oy» usulünün verimli olması için dürüst seçimleri saftlıyan kanuni hükümler vazı ve hakkıyle tatbik edilmek şarttır.
Hâlen bu usulün cari olduğu başlıca memleketler, Belçika, İsviçre, Romanya, Bulgaristan, Macaristan, Çekoslovakya, Arjantin, Meksika, Hondoras, Kostarlka ve bir dereceye kadar Danimarka, İspanya ve Bolundadır.
Asıl dikkati çeken nokta, bu usulün Belçikada 1893 senesin-denberi tatbik edilegelmesldir. Malûm olduğu üzere Belçika, a-halisl son derece hürrlyetsever bir memlekettir. Hattâ bu clhe-te işaret olmak üzere, derler kİ «Asıl hür fikirler, Fransadan hareket ederek dünyayı dolaştıktan sonra Belçika tarikiyle Fransaya avdet eder.» Garibi
• ' ’ - - - • «mecburi
la e-
bulunduğu ilân edilmiştir. Bir Fransız gazetesinin Nevyork'ta-kl muhabiri diyor ki:
»Geçen gün bir dostumu ziyarete gitmiştim. Odadan İçeriye girince bir defa aksırdım. Dostum: «Galiba nezle oluyorsunuz. Çabuk yeni ilâcı ahn> dedi ve bana bir gazete uzattı. Gazetenin bir sahlfeslnde boylu boyuna bir İlân vardı. İlânda nezleye karşı antihlstamlne bir lıap tavsiye ediliyordu.
Dostumun yanından çıkar Çıkmaz bir eczaneye uğradım. Eczacı geveze bir adamdı. İstediğim İlâcı verirken bir taraftan da konuşuyordu:
— Antlhistamine hap mı?... Buğurun efendim... Bütün gün bu hapı satıyoruz. Halk çiklet gibi kapışıyor... Fakat, dikkat edin, üzerinde yazılı miktardan fazla almayın.
— Neden? Acaba tehlikeli midir?
— Hayır, tehlike filân yok. Pazartesi Akşamı Kadıköy •
Fakat fazla alınınca bulantı,' Opera’da
İlerlemiş
Matlneler: C tımar test pazar 15 te
beple, hâlen birçok memleket- şudur ki Belçikada «mecl lerde «mecburi oy» usulü halkın oy» usulünü en çok miidafaı siyasi terbiyesine hadim bir va- j denierden biri, liberalizmin en sıla olarak kabul edilmiş, uzun —«•-----l-J-- *-
bir tecrübe bu usulün fevkalâde isabetini teyld etmiştir. Oyların serbest olarak kullanıldığı yerler Anglosakson memleketleriyle — bir dereceye kadar — Fransadan ibarettir. Bunların haricinde kalan memleketlerdeki seçim kanunlarına «oy» hakkının istimalini mecburi kılan hükümler vaz'olunmuştur-Fakat şimdiden söyliyelim kİ, bu baptaki mecburiyetin müeyyidesi, seçmenlerin, zorla sandık başlarına şevkleri olmayıp bir para cezaslyle seçimlere iştirak etmlyenlerin isimlerinin ilânı ve tekerrür halinde İntihap hakkından sakıt olmalarından ibarettir.
Meselâ Fransa Mebusun Meclisine tevdi edilen ve rey hakkının istimalinin medeni ve siyasi bir vazife olduğu esasını kabul eden bir kanun tasarısına göre, her intihabı mütaakıp 15 gün İçinde İlçeler kaymakamları, İntihaba Iştirâk etmlyenlerin listesini tanzim eder. Bunlara, mazerel terini sulh hâkimlerine şifahen veya yazı İle bildirebileceklerine dair tebligat yapılır. Mazeretlerini beyan et-mlyen veya mazeretleri kabul edilmlyenler hakkında birinci defa para cezası, İkincisinde buna İlâveten mükellef olduğu gelir vergisinin yüzde beşi tahrif olunur. Üçüncilsünde İse seçmen listesinden çıkarılır.
Şurasını beyan etmek lâzımdır kİ Anglosakson memleketlerinde «ihtiyari oy» usulünün kabulü, bu memleketler ahalisinin cebir fikrine karşı olan
lleri gelen mümessillerinden cilan Mösyö Janson olmuştur. Bu usulün şimdiye kadar devam eden tatbikatı, her hangi bir İhtilâfa mahal vermek şöyle dursun, bilâkis gayet iyi semere vermiştir. O derecede ki Belçikalılar. hâlen siyasi terbiyelerinin tekemmülünü bu kanuna borçlu bildiklerini ilândan geri durmamaktadır. «Mecburi oy» prenslpinl kabul eden memleketlerin kanunlarında «oy verme» nin siyasi ve medeni sosyal bir vazife olduğu tasrih ve teyid kılınmıştır Fransaya gelince, mutlakıyet devrinden hürriyet rejimine geçildiği Büyük İhtilâl zamanında neşredilen esas kanunlarında -- bir tanesi müstesna — «mecburi oy» prensipl yer almıştı.
Hâlen Fransada bu prensipte kabulü meselesi umumi efkâra ehemmiyetle arzedllmlş bulunmaktadır. Bilhassa Paris Hukuk Fakültesi profesörlerinden Gers Mebusu Joseph Fransa Mebusan Suffrage üniversel komisyonu namına olarak «mecburi oy» usulü hakkında 1922 senesinde tanzim ettiği — haddi zatında mükememl bir etüd teşkil eden — raporda bu usulün kati bir lüzum ve zarurete tekabül ettiği hakkıyle belirtilmiştir. Bütün Avrupada mühim bir alâka uyandırmış olan ve bu yazımın başlıca ilham kaynağı bulunan bu rapora Büyük Millet Meclisi Karma komisyonunun ehemmiyetle nazarı itibara almam temenniye şayandır. . (Bu rapor «Journal Offlciel» İn
husumet vc nefret hislerini a- .4738 İnci nüshasında münderlc-şırı derecede ileri götürmüş ol-'tir). «Mecburi oy» meselesinde malarından neşet etmiştir. Fa-' nazarı dikkate alınacak İki cl-kat bu nefret ve husumet hissi het vardır. Birincisi sırf İlmî ve
Barthelmy, Meclisteki
Tefrika No: 12
«— Sona kalan misafirleri selâmeti em em İz için ayık bulunmak lâzmı, Cemil. Bilirsin, içtin mİ beter oluyorsun.»
Sarhoşluğu cidden sevimsizdir. Gözleri mahmurlaşır, dili dolaşır, adımlan zaraaklaş.r ve şakaları hududu aşar.
«— Aldanıyorsun, karıcığım, içmedim mi beter oluyorum. Kaldı ki, artık İçmemek elimde değil Dudaklarım bir kere kadehe değdi.»
Halbuki daha sabahleyin, bu gece ağzına biradan başka içki koyunyacağma dair söz vermişti. Sözünü nasıl da tutarmış; fampanyadan başlayıp rakıda karar kıldı.
Nazlı, onun, san çerçeveli miyop gözlüklerinin ardında müs iehzl müstehzi ışıldıyan sansar gözlerini, şimdi karanlıklara resmedinu$ görüyor; vc kocası, şahadet parmağını saHıyarak:
«— İlk geceden tahakküm mü, karıcığım?.., Ooooolamaz!» diye bir mokam tutturuyor.
•— Hani rakıya tdvbt-llydin?»
«— Ömer Hayvam cer ki: Benim ettiğim tövbe, senin saçla-
rın gibi sık sık bozuian bir tövbedir.»
Sonra, kadehini, Nazlının burnuna dayıyor:
*— Reddetmek yabaniliktir.» Nazlı, şu anda yine rakının kokusunu genzinde duyarak yüzünü buruşturdu. Kocasının musallat hayalinden kurtulmak İstercesine başını sağa sola çevirdi; yine üzücü olmakla beraber başka bir erkek hayaline hafızasında yer verdi: Doktor Osman Ömerli.
Nikâhta şahidi oydu. Ne tecelli!... Halbuki, doktor, bu kadar hodbin bir adam olacak yerde, biraz başkalarının da İçine bakmasını bilen bir adam olsaydı, hiç bir cani: mahlûka noslbolmamış derin bir aşkla sevildiğini anlar, bugün belediye defterinde, kendi İmzasının yanında onun İmzası bulunurdu,
*— Ahlâk makaleleri cızıktırır durur: HodblnliğLmiz-Jen kurtulalım. Sırf kendimiz için değil de bir parça da başkaları için yaşamasını bilelim, diye ele verir talkını...»
için) çekti. Nikâhta, son btr ümitle gizüce ona iltica etmiş-
nazaridir; İkincisi amelî falde-den İbarettir. «Mecburi oy> u-mıiünün İlmi ciheti — bu usulün kabulü nleyhlnde ilkin der-meyan edilmiş olan mülâhaza, sırf İlmi ve hukukî mahiyeti haizdir kİ, ou da seçimlerde «oy verme» nln bir vazife değil, — istimali tamamen ihtiyari olmak üzere — mutlak bir hak teşkil ettiğidir. Bu fikre aleyhtar olanlar ise «oy verme» nin sosyal bir vazife olduğu mütalâasında dır 1 ar.
Evvelâ, bazıları derler ki demokrasilerde hâkimiyet millete ait İse de fertlerden biri oyunu kullanırken millî hâkimiyetin kendisine alt bir cüzünü kullanmış olacağından, bu hakkını istimal edip etmemek sırf arzusuna bağlı olmak İcab eder. Ha-kikatta ise eskiden hâkimiyet, hükümdarın şahsından alınıp millete verildiği zaman, bütünlüğü itibariyle jnilfete verilmiştir. Bu sebeple millî hâkimiyet, efrat arasında parçalanamaz. Binaenaleyh, efrat, oylarını kullanırken, sırf kendilerine alt, milli hâkimiyetin bir cüzünü İstimal etmeyip mümessili bulundukları milletin nam ve menfaatine hareket ederler. Bu itibârla sosyal bir vazife İfa etmiş olurlar. Bundan çıkan netice, kanun vâ2iının «oy verme» hususunu bazı tahditlere tabi tutmağa salâh!yetil olmasıdır. Bn cümleden olarak kanunun vâ-zıı ehliyete alt bazı şartlar vaz'-eder. Meselâ umumî menafi Icab ettiği surette, «oy verme» hususunu mecburi kılabilir. Keza
ideal olan, biitün milletin bütün mebusları seçmesi suretiyle iradesini İzhar etmişlerdir. Buna maddi imkân görülemediği içhı milletin, iradesini ancak bazı teşekküller vasıtaslyle Hade etmesi usulü konulmuştur.
Bu teşekküller, memleketin ayrıldığı İntihap dairelerinden İbarettir, Bu intihap dairelerinin kolektif iradelerinin mecmuu, miletln İradesini teşkil eder. Her İntihap dairesinin kolektif iradesi o daire dahilinde
(A»kası R inci ^ahifede)
Teşekkür
Bir otomobil çarpmasından sağ omuzum Be sol baldırımda husule gelen kuvvetli bir inciği tedavi eden Haseki Hastanesi Çocuk Cerrahisi ve Ortopedi Doçenti Operatör Bay Cevad Alpsoy »e âsabondaki bozukluğu iyileştiren doktor Bay Şahnur Şahin’e ve BlşH Çocuk hastanesinde müdavatı evve-liyeml yapan emrazı cildiye mütehassısı doktor Bay Hayri ömer kızı asistan doktor Bayan Güzin Eğmezoğlu Be ar- [ k ad aşlar» operatör baylara ve İki aylık rahatsızlığım esnasında bizzat ve bilvasıta hatırım i sormak lûtfunda bulunan saygı değer akraba ve dostlarıma sonsuz teşekkürlerimin muhterem gazetenizle bildirilmesini rica ederim.
İlâncılıktan Emekli Muharrir Hlmmetzade Mecdeltln
Kadıköy Halkevi yıl lar dan beri müzik faaliyeti ile tanınmıştır. Yerli sanatkârlarımızı sık sık sahnesine davet ettiği gibi yurdumuzu ziyaret eden şöhretli artistleri bile Kadıköylulere d i ul enir. Bu Halkevlmlzde yaylı sazlar orkestrası çalışmaları geniş bir yer tutardı. Oda müziği konserleri bugün de ön saftadır.
Dün olduğu gibi bugünkü müzik faaliyetinin Kadıköy Halkevinde nasıl baş köşede yer ald’ğmı anlatmak için san bir hafta İçinde yanyana gelen üç konserden bahsetmek yeter: 1 ocak 1950 çarşamba günü Lllana Marengo'nun piyano konseri .. Saray si nemasındaki resitalini dinlediğim genç piyanist Kadıköy H&ikevindeki konserini Choplnln eserlerine hasretmiş.. Piyanistin konserinde bulunmadığım için programındaki belli başlı bir kaç eseri zikretmekle lfctîfa edeceğim: Altı Etüde, btr numaralı Bal-lade, iki Mazurka, Berccuse, Polonalse, İki Scherzo, bir Noc-turne, Fantausle ve bir vals.. Bu konserden dört gün sonra yani 8 ocak 1950 pazar akşamı viyolonselist Muhiddin Sadakla kızı piyanist Gülseren Sadak’ın müşterek konserleri.. Ve yine dört gün sonra ses sanatkârı Sabah a t Akyol’un şan konseri.. Bu mevsim Beyoğlu muhitinde henüz konserlerin pek seyrek olmasına mukabil Kadıköy Halkevlnde bir hafta içinde üç konserin yer alması, bu çalışkan müessesenln müzik sahasındaki verimliliğini İspata kâfidir.
Muhiddin Sadak, öyle görünüyor ki son bir kaç yıldır ikinci plâna attığı viyolonselini bugün faizlere dinletmek için ciddi bir çalışmaya atılmış bulunuyor. Piyanist ferdi Ştat-serle birlikte çaldığı Raclıma-ninûff'un sonatından bu yana — her halde dört yıl oldu!. — Muhiddin Sadak'» o 2evk ve heyecanla dinlediğimi hatırlamıyorum. şehir Korosunun da Şefi olan viyolonselist bütün enerjisile kendisini bu sanat işine vereli öbür yanda viyolonseli gölgede kalmak tehlikesine maruz bulunuyordu. Fakat bu yıl öyle hissediyorum kİ Muhiddin Sadak viyolonseliyle baş başa kalmak ve konserlerde ona eş olabilmek İçin var kuvvetiyle çalışmaya koyulmuştur. Kadıköy Halkerindekl konserinde dinlettiği lld eser — Por-pora'nın sona tiyle konçertosu — bu gayretin bir delilidir Sonatta viyolonselist esere nüfuzla ve güzel bfcr teknikle dikkati çekti. Bununla beraber e-serln ezpressif yanını, tekniğe ihtiyaç gösteren kısımlarına tercih ettiğimi itiraf etmeliyim. Bir sonatın veya bir konçertonun Adagio’su, Andan te'sî — meselâ Boccherini konçertosunun Adagfo'sunda olduğu gibi — Muhiddin Sadak’ın yayında en duygulu bir ifade İle bezenir. Kısa, keskin, staeea-toTn. sautilleTi pasajtaTdansa geniş yaylı cümleler ona daha çok yakışır. Lolomun viyolon-
sel konçertosu yerine başka bir sonat çalsaydı oda musikisi havama. samimiyetine daha uy-Riır düşerdi. Hem Lalû'yu böyle bir eserde orkestra renklçrfle çerçevelenmiş görmek bambaşka bir zevk olurdu. Piyano eşliği ne kadar mükemmel olursa olsun orkestranın yerini tutamaz, Viyolonselist Muhiddin Sadak gerek sonatta ve gerek konçertoda parlak vc göz alıcı virtûozluktan. ziyade yer yer sıcak vc tatlı, yer yer kudretli bir sonoritâ ile dikkati çekti-
Gülseren Sadak'ın progra-nunda Scarlatti'nin iki sonatı, Schumann’ın Arabesgue'i ve Chopln’Ln bir Etüdü vardı. Henüz konservatuar talebesi olan Gülseren‘1 ilk defa, babasının idare ettiği orkestra He birlikte bir Mozart konçertosunda dinlemiş ve piyanodaki derecesi hakkında bîr fikir edinmiştim. Kadıköy Halkevlnde baba-sile birlikte verdiği bu konserde bis olarak çaldığı Debussy'nin Claîr (le buneo i ve Chopkı'in bir asisiyle genç piyanistin o günden bugüne kadar astığı mesafeyi yakından görmek fırsatını buldum. Scarlatti’nin sonatlarına gayet modirö hare-kettle, en küçük detayları belirten dikkat ve itinaslle, klavsen şeşini duyurmak isteyen anlayışlyle Gülseren Sadak cidden mükemmeldi. Schumann’ın eserinde bambaşka bir karakterle dikkati çekti: Romantik bestecinin heyecan.na, ince işlemen musikisine ortak oldu. Chopin'in güç Etüdünde gösterdiği basan kadar val.dndckl zarifliği ve ince tfadealle de dinleyicilerini cezbettL Debus-sy'den çaldığı «Claîr de İtme» son yıllarda büyük piyanistlerden dinlediğimiz «Clar de Iu-ne» lerl hatırlatacak değerde idi.
Gülseren Sadak solist olduğu kadar baba^He birlikte çaldığı eserlerdeki kusursuz eşliğiyle de dikkati çekti. Bana İJe kızın çaldığı eserler ara3uıöa bis olarak dinlediğimiz Gtanados'un viyolonsel Inteımezzo’sunu en boşanir parçalarla birlikte zikretmek gerek..
' Viyolonselist. Muhiddin Sadakla Gülseren Sadak’ın konseri, hafızamızda yer eden girnel konserlerin arasında u-nuttıîmıyacajt müzik gecelcrin-dendlr.
Fikri Ç1ÇEK.O&LU
huatoıal 8*tıl« ri-ynkroaa
Bu akşam
Saat 20.30 da C_ ,
DUAM KISVU
TEBE^ht DAİRESİ
Yazan; Klabund t-
Türkçesl: M. Basir FeysioŞlu
ROMEÜÎ KISMİ
KAYSERİ GÜLLERİ
Türkçesi: Hüseyin Suat ve Münir Nrgâr
P&iUırUâl AltsunUâV1 Orfta* Kltfnı^Ca
Sah jDtçamınn Koni»» Kı«.tınla
«oKtur
Cumartesi vc çarşınb? gfinicn
M.30 d.ı ÇoctıK riyan osu Pruar sünJcrl matine 15.3u da
ÇERÇEVE 0151
— -YAIANS NİHAL HAMMAlARALI -
AŞK VE MACERA ROMANI
tl de, o, bunun da mânasını anlamamış, üstelik de azarlamıştı:
«— Sürüden ayrılmış koyun kadar şaşkınsın! Kalabalıklarda heyecanına hükmetmeği öğretemedim sana!»
Nazlı, dişlerini gıcırdattı. Elinde oka ona en büyük cezayı verecek: Artık sevmiyecek.
Gözleri yaşardı.
Kabahat kendisinde değil, gecede... Ona bu hüznü veren gece... Kabahat, yıldızlan hükmü altına alarak gökte saltanat süren ablak yüzlü mağrur ayın, şu önündeki mermer daireye hapsedilmiş sulara, böyle denizanası misali zelil, sefil yayılmasında.
Karşısında, sevdalı hayaller gibi birbirine sokulmuş ürpertiler geçiren koıpe kavakların
arasına bakışlarını daldırdı., İçerden, bu romantik dekoru zedelerceslne cazbant muıİkisiyle baraber sarhoş kahkahaları akıredlyor. Bu kahkahaların araşma yengesinin kahkahası da karışıyordu. Nazlı, biraz lıayret ve pek büyük ü-züntii Be, bu gece yengesinde ikinci bir hüviyetin belirmesine şahit oldu; ve galiba bu, yengesinin hakiki hüviyetiydi: Haris, şuh, fazla lâûball, fazla cüretkâr, fazla müsamahalı... Bu gece, yengesi. Nazımın, nazarında, «Kolay kadın» vasfını ahverdL Kocalının sahneden silinmesiyle meydanı kendine boş bulan kolay kadın!... Onun hareketlerini tetkik ediyordu. Şehvetle ışıl ışıl yanan rimelli, siyah gözlerinin, erkek yüzlerinde sûziildüğünü
görüyordu. Onu, kulağına fısıldanan açık saçık bir hikâyeye yahut frensiz bir Hillata kahkahalar atarken, ellndekt kadehin muhteviyatını, kurşun! tireden elbisesinin dekolte göğsüne dökerken görüyordu. Onu, bir tutam siyah saçının ucunda, düşecekmiş gibi sallanan elmaslı kelebeğini, tekrar topuzuna İliştirirler diye, yabancı bir erkek eline uzatırken görüyordu. Onun, bu geceye mahsus olmak üzere, rumba çalmadan rumba figürleri yaparcasına, kıvrıla kıvrıla; kalçalarının müdevver hatlarını teşhir ede ede bir acayip yürüyüş peydahladığını arkacındaki takıllrkâr ertrk mınltüa-rınn ayak uydurduğuna farke-dîyordu.
NaziL kendi kendine şunu
da itiraf etti:
«— Bu halleri sinirime batıyor, bana çirkin görünüyor, çünkü ağabeyimin karısı... Bu lılwlm btr tarafa, lâkin Seza-' rın hakkını Sezara vermeli: Ne kadm!,..
Evet, ne kadını
Yalnız yabancı erkeklerin yüzünde değlL hatta Cemilin, hattâ hattâ doktorun yüzünde de aynı hayranlık ifadesi vardı: Ne kadın!... Ve, Cemil, kadeh tokuşturdukları sırada ona, tıpkı kendine baktığı o gözlerle bakmıştı. Yatak odalarında, insani sayılmayacak btr ifade Ue kollanın uzatmış yaklaşırken nasıl baktıysa öyle...
«— İşte hop bu kepazece düşünceleri insanın aklına koyan İçki. — diye eseflendi. — Bana içlrmeselerdl. bunlar aklıma gelmiyccektL Kuzinidir, elbette istediği gibi bakar, diyecektim.»
İki elini şakaklarına götürüp başın sıktı, sıktı. Beyni zonklnyor. Başının böyle ağrıması, kulaklarım tırmahyan ayarsız seslerden- •• Biraz birazcık sussalar vc şu altordsuz mu-
sikiyi suatursalar, hatırlamak İstemediklerini ona hatır lalın asalar. Bu hülya!) yaz gecesini» ruha sükûn veren ken-' dine mahsus sesleri vardır. Nazlı, o sesleri dinlemek istiyor. Şu anda muhakkak ki, peyklerini peşine takmış. -Marmara'nın yüreğini çarpına çır-pmdua dalyana yollanan balıkçı motor ünden, kendince meçhul ülkelerin cazip türküleri yükseliyordu. Şu anda, muhakkak kİ, komşulun kaptan Haşan beyin köpeği Kıtmir. zincirinden koyuverilmiş, hürriyetinin sevincini havlamala-nyîa hemcinslerine tlân ediyordur. Muhakkak kİ şu anda, dört yol ağzındaki ulu çınarda. bahçıvanın yaraladığı uğursuzmuş dedikleri o baykuş yine en şlkâyetîi sesiyle haykırıyordun fçerkedı sesler bir dinse, denirin kumsala neler vadettiğlni işitecektir. Göklere halka halka yükselen bir vapur düdüğü, karanlıkları yırtan bir tren çığlığı, ona yine kekremsi hasret duygusunu ve-recektlr.
Fattendraj le Joırr et la nult . (Arkası var»

1900 senesi yirminci asrın başlangıcı mıdır?
Yiyecek fiatleri
Turizm
Meselesi
Kuveyt şeyhi parasını
Meşhur Fransız astronomu Camitle Flamarion’un bir makalesi
İskenderun piyasasının toptan fiatlcri
Lord Kinross’un demeci
harcayacak yer bulamıyor
yorum:
1. OireeeStmU asrın beşi 1700 yılı mı yoksa lifli mİ?
ı x Bu iddiayı ortaya atan mn-
İAşağMtalti makale bun- doğru olur Şu and* 16W da dan 58 mim evvel meş- yazılmış Mr çok «serlere bnkı-hur Eraosrz .astronomu
CamıUe ftammarion (1842-19251 tarafından y aadAuşlız. ISûft yılı
girdiği raman bit çok harrire mektup.
klnıselrr bu tarihi y»r-( 3. Gelecek asrın bnşlang»
mlnr.1 nnjı başı s*y-, hakkında yeni bir iddia: 1TC0 ouşlar, fakat aaironon*, yılı asruı başıdır.
delIDer göstererek bu ş. Geçen tara başı hakkında İddiaları çürütmüştür.1 müellifin iddiaları.
7'Qcak>15M tarihli 8. Asrın sonu hakkında tnfl-Cumhurtyette, sayın talâalar.
Adnan Adı varın da ele* Bu ufak kitaplar 1499 da Pa-aldığt bu meseleyi, bayii rizte buMtnuştır. Hepsi de incil-entareran bulduğumu» den. kiliseden, hristlyan doğ-içi»» makatanin tercü- malarından, Huh tufanından. Pupa jübilelerinden, vc sonunda bir neticeye var itam iyin bir sürü kuru lâftan çıkariılmış münakaşalarla doludur. Bunlardan başka bu kitaptan yazan kimseler, sonelerin birbirinden, nasıl ayrıldı »m ı gösteren, ve
senelerin nasıl sayılacağı hakkında bir çok hendesi şekiller de çizmişlerdir.
Ayn! şekildeki münakaşalar 1599 da yapılmıştır. Hattâ bu " ' ’ıra Papa bile kanş-
Şeyhin senelik varidatı yuvarlak hesap 11 milyon dolardır
Londra 13 (Nafen) — Türkiye ve Orta Şark memleketlerini gayet iyi tanıyan ve son zamanlarda Londra B. B. C. programlannda Türkiye hâk-kmda bir çok konuşmalar yapmış Olan, ayni ramanda, da İn-gilterenln İleri gelen gazetecilerinden olan Lord Kluross, Hatan ajansı muhabirine Türkiye hak kın d ak! görüşlerini şöyle anlatmıştır;
Turklycyi kendi gözümle gördükten sonra hasıl ettiğim kanaat, bu memleketin Bati Avru-p ahlan alâkadar edebilecek bir çok şeyleri mevcut olduğudur. Bu yenilikleri görmek İçin turistlerin Türldyeye gitmeleri Ue kabil olabilir. Ayni zamanda da memleketler orasında dostluk da bu görüşme ve yakuıûan tanışma ile kabil olur.
tstanbulun Paris, Roma, Atina gibi turistik merkezlerinden eksik hiç bLr şeyi yoktur. Bir turist Istan bula geldikten sonra muhakkak olarak diğer turist şehirlerinden daha aşağı bulmıyacaktır. Bilhassa Türkle-rin ananevi misafirperverlikleri en yabancıya munis bLr muhitte olduğu hissini kuvvetlendirir. Turkler uluslar arası bir turist teşkilâtı kurmalıdırlar.t
Bu teşkilât gelen yolcuları bir ıarının çok yorucu ve üzücü polis vo. nıiçlcrdl İngiliz jeologlarını gümrük formalitelerinden Imr- tngjuz ve Amerikan petrol şir-tarmalıdır. Barbden beri bu ka- ^yerinin İş diplomatları ta-nşık polis nizamlarıdır kİ ek-.idbetmlştl. Bu iş diplomatları seri turistleri ürkütmektedir. | şeyhin etrafında üç sene müd-
Durumunu pek İyi takdir eden şeyh, şarklı zekaslyle Ingiliz ve
■ Amerikalı rakipleri birbirine 1 çarpıştırmağı pek İyi blilyor-‘ du.
: Ingiliz ve Amerikalılar nlha-
■ yet aralarında anlaşarak şeyhin karşısına çıktılar ve şeyhten imtiyaz kopararak Kuweit
’ 011 Company'yi kurdular. An’ laşma mucibince şeyh Ahmede
■ İstihsal olunacak petrolün be-1 her tonu için 90 santim verl-' 1 eceli ti.
' şeyh bugüne kadar milyon-
* Jarca 90 santim tahsil etmiştir.
tik kuyu 1938 de açılarak günde 4400 galon petrol çkanlmış-
U. Aynı sene içinde kuyunun 6₺vv„ —________ o—
ikinci ve üçûntüsü de açıldı. spor ve Sergi Sarayında yapıl-1942 senesinde açılan kuyuların f]Ufl Te getirimizin bir çok güreş adedi dokuzu bulmuştu. 1____' ' ' . . ’ ...........*
veyt çölü şimdi petrol bacala- mensuplarının, nadan mürekkep ' ‘ andırmaktadır. ____________________________ _
tahminlere nazaran Kuveyt ara-' vali ve Belediye Başkanı Dr. zisinde daha (500) milyon ga- [ Fahrettin Kerim Gokayın işti-Ion ve iyimser tahminlere gö- raklyle 2000 e yakın seyircinin re İse beş milyar galon petrol ——>->» *»«»» «h-oh nsîrirtna m. verecek bir hazine bulunmaktadır.
Bugünkü istihsalât durumuna nazaran şeyh Ahmedin cebine her gün — pazar da dahil — parmağını kıpırdatmadan 130,000] dolar inmektedir. Bu hesapça şeyhin şahsi hazînesine her sene yuvarlak hesap on beş milyon dolar para girmektedir. Şeyh Ahmet hükümdarı mutlak olduğu Jçln bu uvbimvb t
parajı Mm» n« Knûsmraok- \
« oMuau SİM bu para Ista her K8İ |ç|n ç.1|n ,e hane! bir ver8l de Mememek- I muhMwlkt(r, Cmnartert
r‘ ' günkü müsabakaların netlcMin-
64 yaşındaki şeyhin şimdi de hakem heyetince seçilecek kafasını yormakta olan mesele yarısı uykuda İken kazanılmak- ' ta ve gittikçe birikmekte olan' bu paraları nasıl harcıyacağı-dır. Petrolün getirdiği milyonlarca dolar şeyh Atımedin ya-çayışında bir değişiklik yapamadı. 8lgara ve İçki Içmlycn şeyh rlyazetll bir hayat yaşamaktadır. Kuveyt OH Com-pany nln mütehassıs hrmtkle-ri kalbi zayıf ve tansiyonu yüksek şeyhe diyet tavsiye et-
■ inektedirler.
. i Petrol imtiyazı verdiği zaman kendilerini’ şirketler tarafından kendlstne ' ’' hediye edilmiş olan çok lüks o-lomobUlerle telefon lan som altından muhteşem yatı şeyh kullanmamaktadır.
Şeyh Ahmedin yalnız zayıf bir tarafı vardır; Kadın. Şeyh, kAdmlarm güzri ve dolgun vücutlarına karşı mukavemet gösterememektedir Kur’an
irt>ndprtm (Akşamı — İ*-Itenderunda hububat ve bakliyat, seze »e mcwa, et ve batik. yoğurt ve süt Halleri be-■nen hemen mtbtakirdır.
Haftanın en son toptan piyasa flütlerini bildiriyorum:
Buğday kilosu 28 - M, arpa B - 33. yulaf 20 - 31, kızıl dan *18 - 20. ak dan W - 31. Mısır pirinci W - »5. »an çeltik 110. dökülmüş pirinç 75 - 85. kırık pirinç 35 • 59, kuru bakla 30 -35. böğrülcp 15 - 50, İri mercimek 40 - 50, fasulye 30 - 40. nohut 30 - 40, beyaz peynir 160 - 165, kaşar 350, süt 50. yoğurt 50-60, patlıcan Î5, kuru soğan 11, sarımsak 30, yeşil soğan 10, çekilmiş kırmızı biber 45 - 50. domates salçası 45 - 50. yemeklik zeytinyağı 180. tane zeytin 75, elma 50. armut 30, kuru incir 32, taze beyaz üzüm «0, taze kara üzüm 00, koyun kemikli 200, keçi kemikli 150. sığır 120, birinci nevi balık 140. ikinci nevi balık 90 kuruştur.
Tavuğun tanesi 125 - 150. yumurtanın 7-8, Yafa portakalının yüzü 550 - 600. yerli portakalın yüzü 200 - 250 kuruştan sat ümak tadır.
I
meşini okuyuCUİ.ı nmıra cuntryonuL)
1 Ocak 1900 tarihi Almanya-da yirminci asrın ilk günü olarak kabul edilmişti. Bu muna-aebeUe 31 Aralık - 1 Ocak gecesi bütün memlekette misli gürül-mcmlş şenlikler yapılmıştı. Fakat ileri sürülen diğer boaı İddialara göre, yirminci asrın başı 1 Ocak 1900 tarihi değildir.
Muhtelif asırların sonlarına _____ ___
tesadüf eden her yüz senede münakaşalar . ___ .
bir, böyle münakaşalar yeniden mış, takat sonunda kendisi de tazelenir. Şimdi önümde 1709, İşin İçinden çıkamadığından 1699 ve 1599 senelerinden kalma meseleyi astromlara bırakmış -bazı’ vesikalar var. Bunlardan hepsi ayni meseleden btüısedl-yor ve 1939 da da torunlarımızın çocukları gazetelerde muhtemel olarak ayni şeyden bahsedeceklerdir. (Sırası gelmişken şunu da söy üyeyim: 1990 senesinde,1 bir fevkalâdelikten olmak üzere! güneş tutulacak, ve 11 Ağustos j saat 19:28 de, kıisûf Paris civarlarında tam olarak görûle-1 bilecektir ı. Torunlarımızın ço-' cılklarından başka 1999 da yine bu eski mesele üzerinde, bir çok tanınmış kimselerin de münakaşalara tutuşmaları pek muhtemeldir. İnsanlar artısında terakki. nedense biraz yavaş oluyor.
Yüz sene evvel bu münakaşa
rar.
tır.
Bütün bunlara rağmen, bu ezeli mesele son derece basittir: Bir düzine 12 üniteden müteşekkildir. Şu halde 12 bir düzineyi temsil eder, löfl rakkamı 100 üniteden ibarettir: şu halde 1Û0 rakkamı, İM ün tamamıdır.'
Bu basit kaide gibi, hristlyan- j lık taTİhinde sıfır sene yoktur. İlk 12 ay birinci sene, yahut sene 1, olarak kabul edilmektedir.
İsa doğduğu zaman, hiç kimse btı doğum yılmın ehemmiyetini kavramış değildi. Lanın doğum yılma Romalılar, yahuddler, tarafından bir ehemmiyet atfe-dftmedlği gibi. hrlstlyanlıgın zuhurundan beş asır sonraya
Mimarlık fakültesi kongresi
Mimarlık fakültesi talebe cemiyeti kongresi bugün saat 16 da Teknik Üniversite merkes binasında yapılacaktır. Ruzna-mede eski idare heyetinin faaliyet raporu, yeni idare ve murakabe heyetleri ve harsiyet di' vanı seçimleri ile Birlik delegelerinin tesbitl vardır.
blr-

Şeyh, haremindeki 37 kadın için yeni bir saray yaptırıyor. Sarayın 350 kişilik bir sineması olacak Yakın Doğunun son seneler tarihi petrol ile yazlmaktadır. Bundan başka bir müddet evvel Amerikan Dışişleri Bakanlığının Yakın Doğu dairesi reisi: «Yakın Doğu petrolleri üç kıtanın mukadderatını tâyin edecektir» demişti. Bu madde daha şimdiden petrol bulunan Arap memleketlerindeki hükümdarların servet durumları üzerinde tesirini göstermeğe başlamıştır. Suudi Arabistan Emiri İblssuudun petrol sayesinde dünyanın en zengin a-darnlarından biri haline geldiği herkesçe bilindiği halde küçük Kuveyt şeyhliğinin mütevazı şeyh! (Ahmet Cabirüssa-bah) »n servet ve s&mana gark oluşu meselesi pek az kimsenin malûmu bulunmaktadır.
İngiliz jeologları 1934 te Kuveyt arazisinde Yakın Doğu! nun en zengin petrol damar-mevcudiyetinl keşfet-İngiliz
üzere dört salonu ve (30) misafir odası olacak bir saray inşa ettirmeğe karar vermiştir. Plân ve projelerini AvrupalI mimarların hazırladığı bu sasıyın üçüncü katı şeyhin 37 karısı için mükellef bir şekilde iuzırlanmakta ve en üst kat olan dördüncü kata da bir cam) yapılmaktadır Sarayın (350) kişilik bir de sineması o-tacaktır. Bu sinem* şeyhlikte yapılan ilk sinemadır.
Sarayın inşası birkaç milyon dolar sarfiyle ikmal olunabilecek ise de bu kadar paranın şeyh için büyük bir ehemmiyeti yoktur.
Saray inşası vesilesiyle kendisini ziyaret eden tngiHz ve Amerikan gazetecilerini çok m-zikâne kabul eden şeyh Ahmet gazetecilerin yüksek politika meseleleri hakkında sordukları suallere saaece: «Allahın dediği olur,* cevabı İle mukabele etmiştir.
Bir İsviçre dergisinden çeviren:
B AKSEL
bUhoasa pek şiddcül olmuştur. | kadar takvimlerde bu tarihe te- j Hattâ bir aralık münakaşalar | sadüf edilmemektedir, HrLsti-ı »anneye kadar aksetmiştir. 1800 yan devrinin takvimi ancak 532 de Boultvard du Temple'de, yılında Drvys adında Roma kt-ufak bir tiyatroda «Allahım, lisesine mensup bir papaz ta-hangi asırda yaşıyoruz?» adlı rafından başlattınlmıştir. bir piyes oynanmıştı. Ayni pi-' yez gelecek senede, bir ak t ûa- devri ancak altıncı asırda tonalite olarak yeniden sahneye zim edilmiştir. Devys İranın do-kona bilir. Acaba hakikaten ğum tarihini 25 Aralık 753 oia-
hangl asırda yaşıyoruz? Bilinen rak kabul etmiştir. (753 senesi bir şey vana, herhalde devri- Romanın tesisi senesine göre-1 mlz. bir mantık ve muhakeme dlr. Roma. M. E. 752 oe kurul-j asrı değildir. ! muştur > Şu halde 754 senesi
Dahası var: Oeçen asrın mü- hristiyanlık devrinin birinci se-l nakıuaları herkesi lkni etmiş nesi olarak fanedilmlştir. Bu değildir Meselâ Vlçtar Hugo, hesaba göre hnsUyanlık devri-' 26 Şubat 1802 de doğmuştu. Ya-'nln birinci yılı, banin doğum' nl Virttir Hugo, yeni asırdan 13 yılı değildir; çünkü devrin baş-ay as gün ve bir kaç saat geç-,langıcı. Isanın doğum, tarlhln-tikten sonra dünyaya gelmiş- den yedi gün evveldir, tir. Bununla beraber bu ölmez* “ _ --
şair Besauçon'da doğumundan 4 senelik bahsederken şöyle diyor:
Bu asır henüz im yaşında iken. Roma ispartanm yerine kaim oldu.
Napeleon. Bonaparte adı altında etrafı ait üst etmeğe baş-lamıjtı bile.
Ve birinci Konsül olarak daha bir çok yerlerde
İmpartaorun alnmdan maskeyi parçalıyordu.
Şiirde riysud Katiyet aramak doğru olmamakla beraber, eğer, devrinin mebdeini ________r
Vic’or Hugo ondokuzuneu asrın farzedersek edelim, devrin baş-18C0 de başladığın» kabul etme- Jangıcınrta bir 0 sene yoktur.1
■I
Görüldüğü gibi hristlyanhk
Talebe birliği konferansı
Teknik üniversite talebe liginin tertiplediği seri konfe-
ranslardan üçüncüsü Ord. Prof. Salih Murat Uzlllek tarafından cuma günü saat 17.3C da Teknik Üniversite konferans salonunda verilecektir. Konferansın mevzuu (Modem fizikte krlsldlr ve giriş serbesttir.
Devys tarihi araştırmalarında ı ■ ..CLk bir hata yapmıştır. ' Bu hatada. Herod'un ölün» yıl» katiyetle bilindiği için kolaylık -' )a Ituhih edilebilir. İsa, Roma yılına göre 753 de değil. 749 da doğmuş vc 33 yaşında değil. 38 ■ yaşında olduğu halde ölmüştür. Bu sebeple bütün lıristiyanlık tarihi 4 sene erken başlattırıl-mı ş tır. Fakat bunu tashihe kalkmak ta, münasip olan bir ' şey değildir.
Bununla beraber hrisUyanlüc hangi yıl
zrydl bu satırları yazmazdı Şa- Bunun için . Irfcr. belki de astronomlardan geçen birinci sene, ba^ka türlü düşünüyorlar. Fran- eu sene, sene 10; sı» Al-ademisindon M. de H8- ’
»4dia, 1900 de açılacak olan fuarca. Alezandrre m köprüsünü «cm mûnarebc-ti ile imparator NleholM’ı selâmlarken şöyle demişti
Ve vekeceş asrın şataftı ortalı Jı ışıfla boğunca.
Alemşümul bir hğı İrinde Paris. | olarak kabul etmişti.
Buğun alkışladığı muzaffer Bazı kimselerin hataya «Ut*- I düşmelerine sebep 1799-1M».1
Mağrur bir tavırla zafer yo- 1RW-I9W vs gfb! rakfcamfarın lunu açacaktır. değişmesinden İleri geliyor '
Franclaque Sarey'de 1900 Hakka m) ardaki W sene İçinde' yılına asrın şafağı demişti 117 den 18 e, ve 14 den 19 a bir '
Halbuki yirminci — kendini 1900 ds farili
başlnagıçtan beri ıcr.e i; onnn-, vç İlk asrın yüz senesi, sene 190 dûr. Meseleyi bu şekilde dusunursek. ortada anlayılmıyacak bir şey kal-' ma2 vc bundan daha basit bir' ı şey de olmaz.
I Ftannz Ihtttfti! yeni trtr tak-| vlm -ırtaya attığı zaman, bu da bir 0 senp kabul etmemişti. Bu' ■vinç taşkın- takvim de birinci yılım, rene 11
Halen îstanbulda bir kaç lyi'detie ddlaşıp durdular, otel mevcut ise de tuöJar taleplere cevap verememektedirler. Yen! bir kaç otel yapılması en ön plânda olmalıdır. Türkiycnln diğer şehirlerinde ise turistlerin İstirahatını temin edebilecek temiz ve konforlu banlar inşa edilmelidir.
Ben Türk İyede Tûrkleıin misafirperverliklerine hayran oldum ve İngUîzlerl de nc kadar sevmekte olduklarını anlayınca hayret, ettim. Biz İnglLizlerin Türkiere benzer bir çok taraflarımız vardır. Bu benzeyiş bilhassa Orta tabaka halkta daha ziyade göze çarpmaktadır.»
Dünya vatandaşları
Amerikan tebaası iken bundan vazgeçerek kendisini dünya tebaası ilân eden Garry Davla 1. taklit edenler çoğalmağz baş-j tanıştır. Biri 28, difteri 30 yaşında iki Alman da »•—-—■—1 dünya vatandaşı ilân etmiş ve Pc(er,bcrg'de, Batı Almanyadaki müttefik kumandanlığı binası karsısında bir çadır kurarak orada yaşamağa başlamışlardır. Yukarıda iki Alman '.imya vatandaşı çadırları önünde görünüyor. Çadıra yapıştırılan levhada: «Garry Davis'in. Almanya'ya gelmesi İçin vize verilmesini istiyoruz» yazılıdır.
I •■■■■■■■■(■«■I |(( t İt
•i asrın şafağı artış vardır. Fakat artış olmak- zan da 25 Aralık olarak kabul inkâr etmek imkânsızdır. '
*111 tdeme*. İn berbaer. 9 ile 10 arasındaki' edilmektedir. Tabii bu son ta-1 Halbuki Paris ’ ’
Final müsabakaları yarınki cumartesi günü yapılacak
İstanbul üniversitesi talebe birliğinin tertiplediği Üniversite ve Yüksek Okullar ferdi güreş birine ili Merinin İlk karşüaş-mfilan M güreşçinin iştirakiyle geçen hafta Cumartesi günü
Kü-1 severlerinin, gazetecilerin, bölge . yüksek tahsil
ı bir ormanı' gençliğinin, üniversite hocala-En lhtlyath ‘ nnın. Rektör Ömer Çelil Sarçın
zevkle takip ettiği Türkiye çapında bir müsabaka olmuştu. Fakat final müsabakaları yetişmediği için neticeler alınamamıştı.
İstanbul üniversitesi talebe birliği final müsabakalarını bu hfata M Oeak 1950 Cumartesi günü saat 14 de Spor ve Sergi Sarayında yapacaktır. Bu müsa-takalar için talebe blrllğince gerekli hazırlıklar ikmal edilmiştir. Bu deftik! kurŞılaşmhlâ-
I
masabakalann en teknik güreşçisine Türle Spor mecmuasının ortaya koyduğu kupa merasimle verilecek Ur.
Üniversiteliler arasında milli sporumuz gürelin bu kadar kısa
bir samanda gelişmesi alâkadarlar ve efkarı umumiye nazarında büyük bir memnuniyetle karşılanmıştır. Yakında kurulması lçtn hazırlıkları devam eden Üniversite Kulübü fiilen İşe başladıktan sonra sporumuzun hemen her sah asında bir çok yeni ve kıymetli simalarla karşılaşacağımız muhakkaktır. Ve gazetemizin en samimi dileği üniversitelilerin spor kulübünün bir an evvel kurulmasını görmektir.
14 Ocak 1950 Cumartesi günü müsabaka yapacak güreşçiler:
53 Kiloda: İrfan (Tıp). RUH (Hukuk), Ferit (Diş Tababeti», Zeki (İktisat).
57 Kiloda: Osman (Eczacı*, Kemal (Tıp), Gündüz (Tıp). Hayret (İktisat), Ayhan (Ormanı.
«2 Kiloda: Ali (Tıp). Ümit (Orman), Kemal (Deniz Gücü).
81 Kiloda: Yılmaz (Tıp), Türkuy (Fen), Cihat (Y. Ticaret), Tekin (Diş Tababeti). Mehmet (Fen). Briu^nıl (Fen), Hakkı (Hukuk). Sabahattin (Deniz Gücü).
78 Kiloda- Cemil (Tıp), İhsan (Akademi), Hail (İktisat), Hakkı (Fen), Erdoğan (Y. Ticaret).
79 Kiloda: Fevzi (¥. Ticaret). Cahit (Orman). Rıza (Deniz Gücü).
87 Kiloda: Servet (Tıpı, Ayhan (Hukuk).
I
. .... _n -----—ı ■ — ■■ -•—> vu ouu »-i iiluiju»! rmıs gözcülerine gösteremnmcktcdlr l>m «>(
a. hala HiflO fuan lam ylr-, farktan ayn bir şey değildir, rih hrirtiyanlık nokta! nazarına bakacak olursanız bunu kabul müslümanlara dört kadın İçin
mlnri awm baundn açdacagı eöyJenm''kt*dir. 1900 yılı ondo-ktnmnru asrın Tonudur. Onun için 1909 yılmda yirminci asrın tafa*md*n bahmtmek yeniz-dlr Zira gece yann geçmedrn.
sökme..! --------------------------------
■yplrrden 1900 yılma erteM İleri ritrfüm (FM4ik tarihler de lirse Milsin 1900 yıh ondoku-aerm arifen demek dahft, «ardır Bazan bu 1 Ocak, Da- tuncu asrın sön yılı olduğunu
9 İle 10 amstnda nc fark varsa göre daha mantıkidir. Bazısı t» İle 1 no arasında ayni fark sene başını tsanın doğum tari-vanfır Diğer Mr tarifle. 10 se- hl, kilisenin M Aralıktan 9 ay nrllk bir devir 1-10 sene içinde sonra kabul ettiği «anntmcl-tamam; anıyorsa. bir asırda allem • tarihini, bazısı da pos-
1-100 «rne devam ediyor kalyayı kabul etmektedir. Fa-
fienmin başlangıcı hakkında, kat hangi başlangıç kabul edl-

etmeyen bir çok kimselere te-'müsaade ettiği halde bu Arap sadûf edeceksiniz. Bunların iti- ( Donjitanının haremindeki karası da, birinci seneye niçin ae- dm sayısı 37 den aşağı değildir.' ne 1 denmişte sene 0 denenme-1 Şeyhin hftlen oturmakta ol-mlş şeklindedir. Fakat takvimi doğu saray 1900 senesinde, yapanlar 1 rakkamun birinci VlkLorya etilinde inşa olunmuş seneden sonra değil, birinci ae- (’s bilâhare bazı İlâveler yapıl-ne İçinde iken kullanmışlardır.' mış ibr villâdan ibarettir, Bu
Çeviren: A. Derebeyoğlu, bina şeyhin serveti İle muta-.
Tanınmış filim yıldızı Joan Bcnnct ve kocası şaline vâzn W al ter Wran?cr, Paristc Jennne d'Arce filminin İlk temsilinden çıkarkrn Jeanne d’Arc cemisi erradı ve Paris piskoposlyle bir arada.



Mahkeme Koridorlarında
Hapı yutunca kıyametler koptu!
— Hangi yankesici, efendi oğlum? Memleketin içinde şunun gibi eşkıyalar varken yankesiciye ekmek mi kâlır?
— Eşkıya dediğin kim?
— Nah, şu karşıdaki kapının yanında duran meymenetsiz suratlı kahpeyi görüyor musun? Allem etti, kallem etti, ağzımdan girdi, burnumdan çıktı, çatır çatır soydu beni. Altı yüz kuruş param gitti, üstelik dert sahibi oldum. Bu sancılardan, pırıltılardan nasıl kurtulacağım?
— Sancılanmana da o kadın mı sebeb oldu?
— Başka kim işler bu cinayeti efendi oğlum?
— Ne oldu? Kavga ettiniz de kamına mı vurdu?
Birdenbire kaşları çatıldı:
— Ne dedin, ne dedin? Karnıma mı vuracakmış? Hımmm... Sen bana iyi bak. efendi oğlum. Öyle kırk tane kahpe bir araya gelse gene benim tüyüme dokunamazlar, anladın mı? İnanmazsan git, kendisine sor da, benden nasıl dayak yediğini anlatsın sana.
— Vayyy',.. Kadını dövdün demek?
— Oooh. ellerime sağlık. Gırtlağını sıkıp da vıkıradak boğmadığıma şükretsin. Onu da yapacaktım amma beberir de sonra adam yerine sayarlar, başım derde girer diye korktum.
— Zorunuz ne idi, teyze hanım? Niçin kavga ettiniz?
— Deminden beri anlatıyorum ya, ayol. Altı yüz kuruşun acısını, kamımın sancısını anlatacağım diye dilimde tüy bitiyor.
— Evet amma işin iç yüzünü anlıya madik ki.
— Dur, acele etme, sıra-siyle anlatıyorum işte. Üzerinize afiyet, vücudumda bir kaşıntı peyda oldu. Gece gündüz hatır hatır kaşınıyorum. «Hastaneye git de doktora baktır. Orada parasız bakarlar» dediler. Ben de kalkıp gittim. Kalabalık mı, kalabalık. Para verdik, adımızı deftere kayıt düşürdüler. Ondan sonra başladık sıramızı beklemeğe. Herkes birbirine derdini anlatırken ben de kaşıntımdan şikâyet ettim. Şu kâfir kan beni bir kenara çekti: «Hanımcığım, senin kaşmtın doktorluk iş değil. Geçen sene benim ablam da böyle olmuştu. Doktorlara gösterdik, dünyanın parasını harcadık, kaşıntıyı kesemedüer. Burada doktorlar muayene parası almazlar amma yazdıkları reçetenin ilâcını dışarıda otuz beş liradan aşağı yaptıramazsın, bir faydasını da göremezsin. Aklın varsa buranın doktorlarından vazgeç. Benim tanıdığım bir kadın var, bu ilâçların âlâsını yapıyor. Ablamın kaşıntısını doktorlar altı ayda iyi edemediler, paralar da havaya gitti. Sonra o kadına hap yaptırdık, bir günün içinde hastalığın kökü kurudu, ablacı-
Yüzünü buruşturup ellerini kanuna bastırarak sa-"a sola kıvrıldıktan sonra bize döndü:
— Gürültüleri duyuyor musunuz? Arabamı R&çiyor, bu tenekeler mi yuvarlanıyor?
— Duyamadık, teyze hanım.
— Amma yaptın ha! Ben duyuyorum da sen nasLİ duymuyorsun, ayol?
— Bilmem ki. Benim kulağıma öyle bir şey ilişmedi. Ne taraftan geliyor gürültüler?
Sağ eliyle kasketli delikanlının omuzuna çöktü:
— Sen namahrem sayılmazsın. benim evlâdım yerinde bir çocuksun. Eğil, kulağını koy da iyice dinle, bak neler oluyor kanuni da! Zannedersin ki beygirler ürkmüş de arabaları kaldırımlarda sürüklüyorlar. İki gece neler çektiğimi bir ben bilirim, bir de Cenabı Mevlâ. Durmak, susmak bilmiyor kİ. Gecenin nısfülleylin-den sabahın şafak vaktine kadar gır gır da gır gxr. Desturun, barsaklanm kopuyor da ağzıma geliyor sanıyorum. Ya o sancılar?
Gene ellerini karnına bastırıp yüzünü ekşitti:
— Bak bak bak, gene geldi kör olasıca. Görüyorsun ya, beni nasü kıvrım kıvrım kıvran diriyor. Sabahlara kadar lıep böyleyim işte.
— Geçmiş olsun, teyze hanım. Barsaklannda gaz var her halde.
— Bilmiyorum, efendi oğlum. Gaz mıdır, tuz mudur, ben de anlıyamadım ki.
— Bir doktora...
Sert bir el işaretiyle sözü kesti:
— Suuus, doktor lâkırdısı etme bana. O lâfı duyunca cinlerim başıma toplanıyor. —.Doktorlardan ne fenalık gördün, teyze hanım?
— Estağfurullah, o nasü lâkırdı imiş? Allah muhtaç etmesin amma doktordan fenalık gelir mi insana? Bu sefer doktorun yüzünü gördüm mü ki iyiliğini, fenalığını bileyim.
— Doktoru bulamadın mı?
— Lâkırdının o tarafım hiç açma, efendi oğlum. Başımda dönen çarhı feleklerden haberin yok senin. Meğerse şu netameli başıma bunlar da gelecekmiş.
Gene karnını ovuşturmağa başladı:
— Vay vay vay! Zannedersin ki kıskaçlarla tutup da büküyorlar kamımı.
— Barsaklannda fazla sancı var demek?
— Yalnız barsak sancısı mı? Yüreğimin sızısını hiç sormuyorsun.
— Bilmiyorum ki, teyze hanım. Yüreğinde ne var?
— Hımmm... Onun orasını ben bilirim. Altı yüz kuruşun üzüntüsü evlât acısı gibi çöktü yüreğime.
— Yankesiciye paranı mı kaptırdın?
Müthiş bir canavar
Dört kişiyi birden öldürdü
Afyon (Akşamı — Sandıklı ilçesinin Bektaş köyünde. Mustafa adında bir canavar, uyumakta olan kaynanasını, karısını, baldızını, kaynı biraderini geceleyin balla ile par-çalıyarak dört kişinin birden kanına girmiş, katli derhal -yakalanmıştır. Hâlen Afyon hapishanesinde ağır cezada mahkemesi icra edilmek üzeredir. Katil soğukkanlı etrafındakilere hâdiseyi şöyle anlatıyor.
(— Asıl hiddetim kaynanama idi. Karımı benden ayırdı Oece yarısı kaynanamın evine gittim, yatıyorlardı. Kaynanamı görünce birdenbire öfkelendim. Orada ele geçirdiğim balta ile evvelâ onu sonra karımla baldızımı parça parça ettim. Odadan çıkarken küçük kayınbiraderim uyanmış ve korkak gözlerle benim yaptıklarıma bakıyordu. Ona bir şey yapmadan evi terkettlm. Sonra, yolda, bu çocuk mahkemede şahitlik eder diye aklıma geldi. Ocrl döndüm onu da ayni şekilde öldürdüm.*
İli İŞ ARAYANI. A M 1 DİRİ » YAŞINDA. DİĞERİ 14 YA 5INDA— İkj erkek çocukun bakımı İle ev ljlerlnl İdare edecek orta yaçta kim scott bir kadın arıyorum KmlnönO Tjlımın solufı Akşehir hanı No. 4 Tel : 23367. M|l
CİDDİ BİR MÜESSESENİN — İtalyanca ve Almanca muhabere İğlerinde galısmak istiyorum.. Anu •> dertlerin Akgam gasclcslnde (N. B.» rlimuzu Ue mektupta mÜroc-Mt edilmesi. E(>(|

|3 A 1.1 S \T 1 M.(EŞYA)
BİR TİCARETHANENİN — İngilizce muhacbratını bihakkın İdareye muidedir senelerce devlet vc hususi m JesBeselerde çalıjmı» bir zat bos vakitlerinde İhtisası dahilinde 13 deruhte eder. Bonservis ve referans Ctatercblllr. Beyoğlu F. K. 23M ye müracaaL 811 ACELE SATILIK KOMPRİME MAKİNESİ — Amerikan ARTHUR COLTON markalı, çok seri çalvjan. muhtclil 7-ımbalı. yepyeni bir komprime makinesi satılıklır Müracaat Her gün Öğleden sonra Galata Tersane cad. No: 173 Tuna Eczanesi. Telefon: 49347 7 83 —2
İNGİLİZCE MUHABEREYE VAKIF — Fransızca, Almanca, Türkçe muhabere. ithalâtı, komisyonu bilen tecrübeli bay bütün gün yahut saatlerle i* aramaktadır. Galata posta kutusu 1533 A B. ye müracaat 829
ACELE — 20000 kilometrede, radyolu ve kaloriler llo loguklıavn te sisli Amerlkad» monte edltmı» lüks taksi otomobili vuıtaatr. olarak satılıktır. Müracaat: P_K 1651 «Ou».
«CU-tZCE. FRANSIZCA, ALMAN CA — Üç lisandan TUrkçeye. Türk-çoden üç lisana tercümeye hakkıyla muktedir tecrübeli muhabare memuru vazife aramaktedır. Akgan. gazetesi Tercüme. 639 — J Galata. (02 —
ÜCOZ HDSVSt SATILIK MER3E-DES BENZ OTOMOBİLİ — T»kal için de clverlgU lyt ve l«Icr vaziyette. Galata Rıhtım caddesi No. 41, 830 - l
YASLI BİR BAYIN EV İŞr.KHİNİ
YAPMAK ÜZERE İŞ ARAMAKTAYIM — Aksaray HManpa» cadd*«l Geçme sokak No. 11 hemşire Hatice-ye müracaat • 875 — SATILIK KAMYONZT — Qp*4 marka iğler vaziyette. Müracaat: Be diktan Nusretlye cadden No. il 632 —
İYİ BİR KAYNAKÇI ÜSTASI — On iki Senedir İstanbul piyasasında, fabrikalarda elekti İle oksijen kaynakçılığı yapmış olup çimdi de 14 aramaktadır Taliple! İn Akmamda istekliler rümuzuna yazmaları. azimet DOLAYISİYLE ACELE SATILIK — 1949 modeli Buick marka kapalı otomobil yeni ve mükemmel vaziyette. Müracaat Konak oteli kapıcısın*. TCİ: «778 807

DİKKAT - İpotek, isleyenlere tavassut eder. Emlâk, ararı alım satımı İle vekâlet İşlerini kabuj eden herkesin İtimadını kazanmış olan Suhulet Emlâk Zarif Özalp Bcvodlu Bü-yükparmakkapı köşebaşı No 4. Telefon: 42396. 76 —3
Makine fakültesi kongresi tstanbul teknik üniversitesi Makine fakültesi talebe cemiyeti kongresi yapılmıştır. Kongrede eski idare heyetinin çalışmaları takdirle anılmış ve yeni İdare heyetinden muhtelif temennilerde bulunulmuştur. Yapılan seçim neticesinde cemiyet başkanlığına Vlsaletlin Vardar, başkan vekilliğine Mustafa Ata-yurt ve genel sekreterliğe Behçet Safgönül intihap olunmuşlardır.
ğım anadan doğmuşa döndü» diyerek ballandıra ballandıra anlatınca fikrim dönüverdi, Uzatmıyalım efendim, kan ueni evine götürdü. Kendisine altı lira verdim, ben evde bekledim, o gitti, öbür kandan hapları ahp getirdi.
O gece yatarken hapların iki tanesini yuttum. Aman Allahım, bir sancıdır başladı. Belki sonradan bu sancı geçer, diyerek ertesi gün de haplara devam ettim. Hay etmez olaydım. Hapı yuttukça karnımın içinde kıyametler kopuyor. Az kaldım ki zehirleneyim. Bu sabah erkenden kalktım, can havliyle mantomu giyinip kanırın evine gittim. «Senin kanundaki gürültüden bana ne? Git de doktora göster» diyerek beni azarlamaz mı! O sırada gene sancı bastırdı, dayanamadım, karının tepesine çullanıverdim. Ne dayak, ne dayak! Altı lirayı burnundan getirine i ye kadar yumrukladım, çimdikledim, saçuıı başını yoldum kâfir kannın. Gel gelelim, karıyı dövdüm amma benim sancım geçmedi ki.
Mübaşir çağırdı, öbür kadınla konuşamadık.
Ce. Re.
ARSA DAHİL 1000 İLÂ ÜÇ BİN LİRASI PEŞİM TAKSİTLE EV İNŞAATI — tstanbul Alemdar cadoesl GUlhane Park kapısı karşısında ı31.
840 —3
DEVREN SATILIK — İşlek mey-klde manifatura, tuhafiye dükkânı-mır borç dolayısiyle % S tenzilâtla acele devren saldıktır. Müracaat: Üe-küdzır Hâkimiyeti Milliye 107. ____________________________874 — 3
BATİLİK ahsa — N1 şantajında Vali Konalı caddesinde 8 katlı Ap inşsetu müsaadeli cephesi 34 metre. anü açık havadar 187 m2- Telefon 23176. 870 —2
İYİ BİR ŞOFÖR IŞ ARAMAKTADIR — Mİ dokumluyum. Şimdiye kadar devlet müesacselertnde çalıştım. Şimdi d* hususi arabalnrda çalynvık arzusundayım- Tnllplartn Aicjam'ds İstekliler rümuıuna yazmaları.
872 —
GÜMRÜK İTHALÂT VE İHRACAT KOMISYONCUSÜTUM — Tecrübeliyim. gencim, resmi ve/a hususi mu-esaesede vazife arıyorum. Kuvvetli referans verebilirim. Aksam’da H.Ş. rümuzuno yarılması.886 —
TECRÜBELİ MUHASİP — Muayyen günlerde gelir vergisi, ticari muhasebe denerlerini uygun ücretle tutar Kıymetli referanslara maliktir. Galata rıhtımı Kefeli Hlisesin han 2 No ya Telefon 4M10 878 — 5
ŞÇİ APAVAMAR
EV BAKİM İŞİMİ İYİ BİLEN — Otuz Uâ kırk yas arasında kadın hizmetçi aranmaktadır. Rumeli caddesi Afi tap aport imanı No. 3 e müracaat,_______________________825 — 1_
İYİ TERZİ KALFASI ARANIYOR — Ismatlarpseı ptrçtı bası veya haftalık ile Çakmakçılar yokuşu aşağısında Dilberzadeler mağazası civarında Sabrı Safa Han No. 13. 827 —4
PLASIYE ARANIYOR - Dokuma tnakinalan ve akşamlarından anlayıp siparişler alacak, satışlar yapacak enerjik plasiye orayoruz. Trikotaj, çoarp makinalarından anlayanı tercih olunacaktır, İıahalln, referanslarınızı çalınma 'artlarınızı adresinizle İstanbul posta kutusu 1045 mektupla.
814
BİR BAYAN ARAMIYOR — Bir kilinin ev işlerini görecek okur ra-rar, görgülü, temiz ve yemek iyi bi- , lcn, milliyet aranmaz. Yaş ve nal tercümesi İzahlı mektupla Ak^am'da (Ev İşleri) rllmuzuM müracaat.
AYDA 200 LİRA NET MAAŞLA -Acele bir memura İhtiyaç vardır. 3000 lira nakdi teminat vorilrrcsl > şarttır. Kefalet kabul edilmez, talı-siiAtu % 10 ve her ruhsatla ayrıca 10 lira prim verilir. Her gtln samlıları saat 9 - 11 arası Sirkeci Yalı l Kdjkil cad. No. 76 han kal 2. No. 2 in&aat Bürosuna acele müracaat.
873 — 1
BİR KADIN ARANIYOR — DİŞÇİ muayenehanesinde 40 Hra aylıkla öğleye kadar orta temizliği yapmak için. Unkipanı Küçükpazar cad. No. 8. 86i — l
KİMSESİZ BİR BEKARIN EV İŞLERİNE BAKMAK ÜZERE — Kimsesiz orta yazlı bir bayana ihtiyaç vardır. Müracaat: Galata posta kutusu 1633.
876 —
KARI KOCADAN İBARET — Bir aile yanında tek bir bayana iki oda kiralanacaktır, isteyenlerin vazıh adres ve İzaha Ua P. K. » İstanbul a mllraeaatlerl. 828
BOŞ TESLİM SATILIK KÂRGİR FABRİKA BİNASI — Han. garaj, opartıman almaya mCLialı 95 metre kare Üzerinde. Çemberliuş Vezir han caddesi Gergefe! sokak No 5. Bah-çekapı Taj han kat (1) No. 21 e müracaat. 806
ACELE SATILIK EV — İki dük-k.ıtılı 250 lira icar getiren ev satılıktır Samatya Kasap İl yas mahallesi Etyemez tekkesi sok. 2 No. ya müracaat. 821
KİRALIK YAZIHANELER -5 0-dalı 3-2 tek odalı yazıhaneler ayrıca 300 metrelik bir salon kiralıktır. Galata Veli Alemdar banında Veli Alemdar yazıhaneme mürareat _________________ 377 - 13
GALATA GÜMRÜĞÜNE YAKIN -50 metrekare kiralık dükkân Galata Veli Alemdar ham kahvecisine mü-racaaL 155 _ 4
KİRALIK BÜYÜK DEPO — 2G0 M2 ve Qç kapılı, tetnamen betonarme ter-kos, elektrik, telefon mevcuttur. 5o tonluk ayrıç» su sarnıcı vardır-23402 ye müracaat. 678
KELEPİR SATILIK APAHTIMAN — Beyoğlu evlenme dairesi Yazıcı sokak çıkmazında müstakil 4 daireli. konforlu %1S Iradlı. havasız kiralık daireler de mevcuttur. Müracaat Telefon: 49303 782
ACELE SATILIK EV — Eyüpte Abdürrahman Şeref caadesi otobüs geçen yol üstü 109 No. lı İki katlı, elektrikli, büyük bahçeli, hisseslz. 5 Odali, 2 Bofalı. mutfak ve saLrell evin tamamı satılıktır. Müracaat: İçindekilere. 803 — 1
İPOTEK İSTİ YENLER E — Tavassut eder. Emlak, arazi, alım satımı, vekâlet işleri kabul eder. Oran Emlâk Bürosu Taksim Tarla bası Cad. No. II. Tel.: 41314. «85 — 2
KADIKÖY — Albyola çok yakın SdgüUilçeşme caddesi No. 178 dükkân acele satılıktır- İsteklilerin: Kadıköy Altıyol Çilek sokak No. 9 a müracaatları. 668 — 3
CİDDİ BAYA - fr aile yanında, güneşiI. banyolu, eşyalı bir veya İki oda kiralanacaktır. Telefon: 24500 -Selma. Tercihan 13 - 14 arası.
888 — 1
DEVREN SATILIK BAKKALİYE — Çift kazançlı mUştcrlsı bol dürt yot arzında bütün malı demirbaş eşyasıyla birlikte ehven Delle verilecektir. Kurtuluş Slnemköy Şahin sokak No. 49. 855 — 1
DEVREN SATILIK DÜKKÂN — j.ylek her işe elverişli kirası az iyi bir muhitte elektrik ve kırtasiyeci dükkânı azimet dolay uiyle acele devredilecektir. Müracaat Bahçeka-pı Yerli Mallar karşısında Fındıkçı Remzi folsak No. 11. 853—1
BEşİKTaşta — Tramvay caddesine bir dakika mesafede Çarşı İçinde satılık kârgır dükkân, Beşiktaş Haslırın caddesi No. 45/1. Müracaat Eminönü Tahmis caddesi Kalçın sokak Tahmis handa Ziraat Bankan deposunda Muhittin Strmaçck.
843 - I
KİRALIK MÜSTAKİL KAT — Lâ leiı Fethi Rey caddesi Ahmet Su-aylp sokak No 8/3 müstakil 3 od» mutfak. 2 hol. hamam, bahçe kiralıktır. içindekilere. 842 - 1
SATILIK KÖŞK — Kadıköyünde, İki dönüm çamlı, meyyali bahçe İçinde, İki bina, yem târoır gördü. Boyalı, konforlu, flati ehven. boş teslim. 22566 ya telefonla 841 — 1
SATILIK EV - Beyoflu Kalyoneu-kuliuk caddesi C öl fidan sokak 1 N0.İ1 4 kut. 6 oda. su. elektrik. 1 kat boj teslim kigir ev. 12 .50 liraya satılıktır. Müracaat: Galatasaray Pasaj Krepon 10 No. 11 kahvede. 857 — 10
DEVREN SATILIK DÜKKÂN — Cihangirde Oba sokak No tıs de tuhafiyeci ve ıtriyatçı dükkânı azimet dolayısiyle devren »(.İlktir. Müracaat aynı adresle Ahmede
777 - 1
DEVREN SATILIK İCKİLİ LOKANTA — Beyoftlunda müşterisi bol İçkili loakntaya devren veya ortak aranmaktadır. Beyoğlu Tepehaşı BaJ-yöz sokak 28 No, ya müracaat.
761 — 1
CİHANGİRDE — 23 bin liraya satılık arsa. 5 kat İnşaata müsait. mutavassıt kabul edilmez. T: 41*466.
819
ÇOK KELEPİR — Ofküdarda ter-kosu, havagazı», elektriği, kuyusu mevcut 4 katlı ev 6000 liraya satılıktır. Müracaat Dr. Minas. Feriköy Lala şahin sok. *8 817
Ağa Han'ın müritlerini görmek üzere Hindistan» gittiğini telgraflar haoer vermişti. Yukarıdaki resim. Ağa Han, Mısırdan geçerken çekilmiştir. Ağa Hanın arkasında İsviçreli zevceM görünüyor.
SATILIK EV — Bir cephesi Ankara, öbür cephesi EbusaUul caddelerinde 580 metrekare üzerine lnja edilmiş. şirket ve müesseselerln işlerine uygun 4 depo. 2 dükkânı havi 44 No. 11 İki ev MtlIlkUr. Ankara caddesinde Türkiye eczanesine rai-fccaat Telefon: 23475._660 — 4
DEVREN SATILIK BOYAHANE — İçinde 6 atmnslerllk bir İstim kazanı, bir elektrik santrifüjü, muhtelif boyda boy» tekneleri bulunan boyahane İşler vaziyette ehven ftatle acele sanlıktır. Müracaat: Fincancılar Nasuhiye sokak Na ruh İye lıu No. 25/1.___________aaa —t
Ehven FtATLE satilik ev -Üsküdar Tabaklar manaBcsı Toplaş» caddesi Balcı yokuşu No. 13. Dürt oda. deniz görür. Boş teslim. Ödemek vc konuşmak İçin Üsküdar Tunus b»«ı tramvay duracı 08/2 Hafız Fahri Günaydın'» müracaat 810 - |
Mg.'.IH.JJJ,ldılE4
PİYANO DERSAERI - En modem usullerle veriliyor Ücret ehvendir. Beyoğlu Aynatıçesme Çatıkla» sokak 55 numaarda piyanist Melek Müracaat- Her KUıı_________SUS _
İNGİLİZCE VEREN BAYAN — Ç-o euklara, büyüklere, kolay metod, konuşma usulü, imtihana hazırlama, elverişli şartlar. M D posta kutusu 680. İstanbul rümuzUna müracaat
864 — 2
İNGİLİZCE. FRANSIZCA. ALMANCA — Hususi dersler, evvelce okut direktörü. lisan öğretmeni bulunan elddl bayan tarafından. Seri me-tod. İstanbul. PJC. «18 «A. H. namın» yazıl ması______________887 — I
MATEMATİK DERSLERİ — Llae. ortaokul talebelerine evde müsait şartlarla ders verilir. Bangaltı Turk-begı So Bozkurt Ap. 118/1 • veya 83723 • 64133 tellerden birine adres bırakılması. 626 — 1
İNGİLİZCE — Amerikada okumuş ve Amerikan mekteplerinde İngilizce öğretmiş bir genç üç avda Usan Öğretir. Alöam «D S> rtlmuzuna müracaat. 78$

MEKTUPLARINIZI ALDIRINIZ: Gazetemiz taarestnı adres 01ara» «Örtermiş olan Karilerimizden
Hazır — Kolejli — Ev işleri — "ımıınnı galan meinuplar. ıda* renanomlrdeo aldırma tan rica
------------------------------
Düşman Dostlar
Macera ve Aşk Romanı
Yazan: I. D. Carr Tercüme eden: (Vâ-Nû)
l- Tefrika No. 32 -
İçerden nâhoş bir koku geliyordu.. Küf, kötü viski petrol ve sardalya balığı kokusu. Gözleri, yavaş yavaş, alaca karanlığa alıştı. Odanın mobll-yelerlnl seçmeğe muvaffak oldular. Duvarın yanında bir masa kİ, üzerinde, kiril kap kacak duruyor. Tavanın tam ortasından, lâmba asmağa mahsus ayrı bir zincLr sarkıyor.
Alan, birdenbire, bu kancadan ne sarktığım da farkettl. Köpeğin kapıya her hamle e-di-şlnde, bu cisim hıfifçe sallanıyordu.
Genç profesör, ku’lartm İki yana koyuverdi, pencereden bu yana döndü. Sendelememek için, kulübenin duvarına dayandı. Geçirdiği fenalık uzun Bürmcdi. Kathrynin yanına gitmek üzere yürüdü.
Güiıç kız, endişe İle bağır-
dıysa da. delikanlıya, sesi, uzaklardan geliyormuş İntibaını evrdl.
— Ne var, Alan? Ne oluyorsunuz?
— Buradan gitseniz daba iyi olur.
— Ne oluyor?
Delikanlı cevap vermek fırsatını bulamadan, doktor Fell, kulübenin köşesine dayandı. Yüzüne ateş basmıştı, nefesi tıkanıyordu. Bastonunu kapıya dayayıp şöyle dedi:
— Kapı pek dayanıklı olmasa gerek. Şunu kıramaz mısınız?
Alan, derhal teşebbüse girişti. Çürümüş kapıyı kırmakta asla müşkülât çekmedi.
Bunun üzerine, hemen, bir ölü ile karşı karşıya geldiler. Yüzü, gelenlere karşı çevrilmişti. Sırtında uzun ve kirli
işaretler bile... Sekiz günlük bir sakal. Yüreğinde İse, on senelik endişeler...
Kathryn, ölü kadar sararmış, yaklaştı.
Doktor Fell:
— Eğer aldanmıyorsam, buradan İki üç kilometre uzakta içinde han olan bir köy olacak. Bir de telefonu vardır. Dunoon’dakl polis müfettişi Donladson'la irtibat temin edin. Forbes'in kendini astığım söyleyin. Bize bu iyiliği yapar mısınız.
— Tabii— Fakat söyleyin rica ederim: Kendini astı, değil mİ?... Yani İntihar etti— Yoksa, yoksa?
Doktor Felli cevap vermedi. Kathryn, tereddüt etmeksizin, yokuştan aşağı koştu.
Gayet iptidaî şeklide tertiplenmiş olan bu kulübe, her tarafı dörder metre eb'addaydL Yer taş döşeliydi, ocak da. keza, iptidaiydi. Forbes hep burada saklanmış olacaktı. Eşya namına bir portatif karyola, bir masa, iki mutfak taburesi, altında kova olan bir tuvalet masası, üzerinde kötü kitaplar
bir gecelik var. Kuşağı, boynuna ilmik halinde düğümlenmek vazifesini görmüştü. Adamın ayaklan, yerden yarım metre yükseklikte sallanıyordu. Boş bir küçük viski şişesi de yerde duruyordu.
înllyerekten, köpek, kulübeye saldırdı. Kendini asmış adamın etrafında döndü, döndü, durdu. Üstüne atlamak teşebbüsünde bulundu Onu sarstı.
Doktor Fell, bir an evvel Alan'm kırdığı kilidi muayene etti. Sonra pencerenin demirlerine baktı ve dedi kl:
— Hiç şüphesiz, yeni bir intihar vakasiyle karşı karşıya bulunuyoruz.
Alan:
— Bu adamın Alec Forbes olduğunu kabul ede’im! — dedi.
Doktor, elinde hâlâ bastonunu tutarak, bir köşeye dayalı seyyar karyolayı gösterdi. Üzerine konulmuş açık bir bavuldan kiril çamaşırlar sarkıyordu. Kapağın İçinde A. G. F. markaları göze çarpıyordu,
— Bütün alâmetler blribirinl tutuyor. Hattâ marka ve diğer
bulunan bir raf.
Alan, köpeğin ceset üzerine artık atlamadığını ve onu döndürmediğini görerek ferahladı. Hayvan, bir köşeye slnmlşit. Titriyor, gözlerini eşkali bozulan ölüye dikmiş, oturuyordu.
Alan:
— Kuzinimin sorduğu suali ben de soracağım. İntihar mı etti, öldürüldü mü?
— Dur bakalım, delikanlı... Acele etme, acele etme. .
Doktor Fell, saatini çıkardı, baktL Sonra, masar.ın üzerindeki slperll ve zincirli fenere yaklaştı. Düşünceli düşünceli, masa üzerinde duran petrol şişesine de göz attı. Sonra dedi kî:
— Fener boş. Fakat petrolünü son damlasına kadar yakmış. ölü de henüz katılaşmamış. Demek geceleyin meselâ iki İle üç sularında hayata veda etmiş. İntihar için tam münasip saat. İntihar eden insanların ıstırap çekmemek için ne derece İtina gösterdiklerine dikkat edin. Forbes. intihar için bir zdnelr, yahut tel kullanmamış. Yumuşak bir kuşağı tercih elmiş. Kuşağının boyna
raslayan kısmını bir mendille desteklemeği de ıhtlyatkârlık saymış. Bütün bunıar, intihara delâlet eder— Yahut da...
— Yahut da?
— Yahut da cardnin dâhi olduğuna...
Doktor Fell, viski fıçısını muayene İçin eğildi. Derken, odayı aydınlatan biricik pencereye yaklaştı^Demir parmaklığı lıızla sarstı ve burasım evvelâ açıp sonra kapamanın imkânsızlığını anladı. Küfürler savuraraktan, bütün kulübede yeni bir araştırma yapa ve şu neticeye vardı:
— Olur şey değil be canına yandığımın... İntihar diye hüküm vermekten gayri çare yok... Fıçının yüksekliği asılan adamı tamamı tamamına ica-beden yüksekliğe kaldırabilecek derecede.., ölen adam, tepince, fıçı, taun lcaoeden uzaklığa kadar yuvarlanmış. Buraya hiç kimse giremez, buradan da hiç kimse çıkmşı olamaz. Hele pencereden asla mümkün değil, Ziıa pencere demirli... Eğer Alec Forbes-.. Olur şey değil be canına yandığımın.-
Doktor, bu sırada, bir adamın geçmesine imkâq verml-yecek kadar dar olan şömineyi kontrolla meşguldü. Tam bu sırada, etajer üzerinde bir nesne dikkatini çekti. Doktor, profesöre işaret verdi ve yanına çağırdı.
Kitapların arasına, portatif bir yazı makinesi sıkişmıştL Kutusuna konulmadığından, üstündeki kâğıtta bulunan yazılar okunabiliyordu.
şu sözler, daktilo ile yazıl-mıştu
Buraya girecek olana:
Ben. Angus'u ve CoUn’l aldanmama sebebiyet veren şeyle öldürdüm.
Doktor Fell. homurdandı:
— Vay vay!... Cani, itiraf atta bulunuyor. Sonuncu İtiraf! Daha doğrusu, ölümünden sonra okunacak Itlrafut! Demek kl işin İçinde bir intihar meselesi var. Lâkin, eğer bu da intiharsa, tımarhaneye kapatılmağa razıyım.
(Arkası var)
13 Ocak 1Û&0

ELER AKŞAM BİR um A YE
Sumatra^^^^
1 Con Harrison hayatımda ta- Başına ve sırtına. kaplan pos-
nıdığım en yaman avcılardan tunu geçirmekte beni korkuta-blrl İdi. Şimdi size anlatacağım maaşın. Anlaşılan beni İyi ta-gnrip macera, vahşi bir kapla - rumrycfiTMı ve böyle ş eylere tu öldürdüğü günden itibaren pabuç bırakmıya cağımı bilmi-boşlar. O gün Harrison doktor ' yorsun. Haydi Brand. sırtından arkadaşı Huştan ve filon taci- postu çıkar da ayağa kalk (ıedl. ri Brand Uc beraber ftamatrn Kaplan eşikten kayboldu.! adasının insan ayağı Harrison kahkahaları bastı-!
•çengel orta anlarının derinlik-‘ Sonra ıslık çalarak tuvaletini terine kadar tünnlşll. Terli ki-'bilirdi ve avarasını yakarak tavuslar. o civarda bir kaptanın kapıya doğru yürüdü. Fakat izlerini keşfettikler lal kendisi-] derhal bir adım geriledi. Kap-ne söyledikleri aman Hutmod, [ lanın katası yine eşikte görün-canavan vurmak İçin bir sürek mûştû. Şaşkın şaşkın: avı tertip etmiş *e yanındaki — Artık çok oluyorsun Brand! yerllterte beraber, ormanın içi- şakanın da bir haddi vardır
m karış karış araştırmıştır. ö®ird- n sonra yorgunluktan bitap bir holde biraz dinlenmek için devrilmiş bir agaan gövdesi ur: rinde olurdu. Derken, yanından bir gölge, şimşek süratli? geçerek sık çalılıklar arasında kayboldu. Bu, aradığı kaplandı.
Harrison bir an afallayıp durdu. Sonra kendini toparlayarak ■.ıblıkiara daldı ve ırmağa doğru kaçan kaplana nişan alarak tetiği çekti. Kurşunlardan biri. canavarın sırtı-k. na, İkincisi de kafasına saplandı. Harrlson’un büyük sevincini size anlatmağa lüzum görmüyorum.
Bu, hayatında öldürdüğü ilk kaplandı. Üç arkada? bu muvaffakiyet şerefine civardaki köyde, bir eğlenti tertip etmişler, bütün gece İçtikten soııra ertesi gün, oturdukları Perak kaabunna dönmüşlerdi. Dev cüsseli ve adaleli iki yerli bacaklarından bağlanmış kaplanı. kalın bir sınk üzerine asarak omuzlarında taşıyorlardı.
Harrison şikarını bir daha takdlrkâr nazarlarla süzdükten sonra dertsin! yüzmek ve kurutmak için bir yeril mütehassısa verdi. Kaplanın postu gerçekten güzeldi. Yeril mütehassıs başmı tahnit etlikten ve gözle-r rtnln yerine aynı renkte İki büyük boncuk taktıktan sonra olduğu gibi muhafaza etmişti. Bu suretle canavarın korkunç kafası, canlı gibi görünüyordu.
Harrison bunu gördükten sonra arkadaşlarına bir muziplik yapmağa karar verdi Başını, canavarın kafan içine geçirerek ve sırtını da hayvanın postu İle örterek, beş yeril hizmetçisinin akşamlan toplanıp gevezelik ettikleri villâsının arkasındaki taşlık odaya kadar ■essiz, «adaşız süzüldü. İki elini de ayak gibi kullanarak yürümeğe başladı ve korkunç bir kükreme salı verdikten sonra eşikte göründü.
Bu muziplik tamamlle muvaffak oldu. Beş uşağı, onu kaplan sanarak müthiş çığlıklarla çil yavrusu gibi dağıldılar. Bunun üzerine Harrison, nrtmd&kl kaplan postunu çıkardı ve kahkahaları koyuvererek uşaklarını geri dönmeğe davet etti. Fakat hizmetçilerin korkusu hâlâ geçmemişti. E-fendlteri. kaplan postunu kendilerine gösterince ve kendilerine bir muziplik yapmak İstediğini söylcyinceye kadar yanma dönmediler.
Ertesi akşam Harrison, aynı muzipliği, aynı muvaffakiyetle doktor Rustonun villâsında tekrarladı. Yemeğini henüz bitirmemiş olan doktor az kaldı korkusundan ölecekti. Brand da aynı muzipliğe uğradı. Harrl-«m bir akşam yarı sarhoş bir halde, hovardalıktan evine dönerken arkadaşı Brendi, villâmın ■ arasında beraber viski içmeğe davet etmiş olduğunu hatırladı. Aynı zamanda ormanlara yapacaktan yeni bir sürek avının teferruatını da görüşeceklerdi
Harrison kendisine ağır gelen kostümünü çıkararak pijamalarını giymek İçin doğruca yatak odasına gitti Fakat ansızın odanın İçinde tuhar bir gürüllü işitti. Başını, arkaya çevirir çevirmez, kapının eşiğinde bl- kaplanın kafâslle on ayaklarını görünce bunu arkadaşının bir muzipliği sanarak ve gülerek alaya başladı:
— Şakaları bırak dostum!
dîye söylendi. Kaplan bu defa do ortadan kayboldu. Harrison karanlık koridora çıkıp, taraşa doğru yürüdü. Arkadaşı Brandı bir şezlonga uzanmış, viskisini İçer görünce hayrete düştü:
— Tebrik ederim seni Brand dedi.
— Ne tebriki bu dostum?
— Sırtından kaplan postunu çıkarıp buraya bu kadar çabuk gelebildiğin İçin.
Brand, sitemli bir sesle :
— Ben geleli ve seni burada bekliyell bir saat oldu dostum.
— Haydi haydi anlamamaz-lıktan gelme Brand! Kaplan postu sana ne kadar da çok yaraşmıştî. İtiraf ederim ki beni korkuttun.
Brand:
— Dostum, sen hâlâ sarhoşsun diyerek kadehini yine viski İle doldurdu.
Harrison. arkadaşına, hayretle baktı ve odasındaki macerayı kendisine anlatmağa hazırlanırken bitişik odadan bLr kükreme aksetti.
Harrison, yerinden fırlayarak koridora daldı ve tüfeğinin asılı bulunduğu yemek salonuna koştu. Fakat oraya varamadan daha korkunç ikinci bir kükreme duyuldu. Bu kükre-meyl salıveren hakiki bir kaplandı ve muhakkak öldürülen canavarın eşiydi. Harrison korkusundan donakaldı- Geriye dönmek istedi. Fakat aynı anda kaplan yıldırım süratiyle illerine atıldı, keskin pençesile göğsünü yırtarak kendisini yere yuvarladı.
Taraşta oturan Brand korkunç bir ıstırap feryadı duydu. Fakat daha yerinden kalkmağa vnklt bulmadan dişleri arasından kanlı bir İnsan elini tutan bir kaplanın pencereden bahçeye atladığını gördü.
Harrisonun muziplikleri İşte bu feci akıbeti doğurmuştu. Brand duyduğu korkudan kendisine gelir gelmez, arkadaşının odasına koştu. Zavallıyı göğsü kanlar içinde bir eli de koparılmış olarak yerde serilmiş buldu. Harrisonun öbür e-llnl kaplan koparıp götürmüştü.
Çeviren: A. HhJlLt
Cumhurbaşkanı bir talebe heyetini kabul etti
Ankara ll (AA.) — Cumhurbaşkanı İsmet İnönü bugün Çankaya'da Ankara Üniversitesi Talebe Birliği İdare heyetinden 10 kişilik bir grupu kabul buyurmuşlardır.
Birleşmiş Milletler ilim kısmı ikinci başkanı geldi
Dün akşam uçakla şehrimize gelen Birleşmiş Milletler öğretim ilim ve kültür teşkil» hinin müspet ve tabii ilimler kısmı ikinci başkam Dr. Frank Malına, bugün Parkotelde yaptığı bir basın toplantısında gazetecilere, üneseo'mm bilimsel işbirliği merkezlerin! ziyaret etmek maksadı Ue seyahate çıktığım ve bu arada Hindistan ite İsrail'de Unesco'nun 1-lün sahasındaki çalışmaları re kurak tnıntaka mÜJeıieraroşı MMtitüsti kurulması hakkında tetkiklerde bulunduğunu söylemiş ve sözlerine, aynı mevzularda memleketimizde de tetkiklerde buhmacafrmı nüve etmiştir.
r .......................... um,,
Çengelköy Kuleli ve Maltepe AskerîLiseMüdiirlükleriden ... /-‘“»«rdc birinci kanaat dönemi notlan Orta re Ortadan
»ştun olanlardım Kuleli ve Maltepe Arteri Liselerinin her «ıııı-fına naklen vo hahkh öğrenci alınacaktır,
® tateklıiırr dilekçe, karne ve ntıfua cüzdanları ile okul Müdürlük.erim u. hal Um.'alacaklardır
■i — Diğer Hayâl kabın şn. :(rı okul müdürlüklerinden ve Askerlik Şubelerinden öğrenil t bl»lr. (7gj
Ingilterede seçim
Butun partiler harekete geçtiler
Londra 12 (R.) — İngiltere’de Meclisin 3 şubatta dağılması ve 23 şubatta yeni seçim yapılması kararı üzerine seçim faaliyeti başlamışlar. Bütün partiler harekete geçmişlerdir. Modern adasına dinlenmeğe gltmly olan muhafazakâr parti başkanı ChurchiU'ln tatilini yanda bırakarak Londra’ya dönmesi bekleniyor
İşçi partisi seçimi kazanacağını ümit etmektedir. Liberallere gelince, bunların muhafazakarlarla birleşecekleri rivayeti tahakkuk etmemiştir. Bu parti seçime 400 adayla iştirak edecektir.
Yeni meclis 6 martta toplanacaktır. Saylav aile dİ 640 tan (625 ı e indirilmiştir.
Amerikada yatak eşyası satışı artmış Nevyork (Nalen) — Neşredilen son istatistikler «Yatak eşyası» satışında büyük bir artış kaydedilmiş olduğunu göstermektedir. Muhabirler tarafından yapılan bir anket şu neticeye varmıştır: «Halk, günün bin bir meşgalesinden kurtulmak İçin ilk f us alta kendini yatağa atmaktadır.s
Dünyanın en büyük şahmerdanı
Essen 12 (A.A.) — (Reuter): Eski Krupp fabrikalarında bulunan Avrupanın en büyük şahmerdanının sökülmesi işi bilmiştir. Bu, tazminat olarak Yu-goslavyaya tahsis edilmişti. Fakat buradaki uzmanlar onu tekrar kurmanın mümkün olabileceğinde şüphe etmektedirler.
1670 ton ağırlığındaki bu şahmerdan, eski Almanyanın en büyük İki gemisi Bremen He Europa’ûin şaft yataklarının dökülmesinde kullanılmıştı.
Bir çocuk yanarak Öldü
Konya (Akşam) — Hadımın Sanhaeı köyünden 9 yaşlarında Mustafa Avcı, köyün çocukla-rile birlikte ateş yakıp oynarlarken eteğinin ateş almasıyla yanmış, çocuk kurt ula miyar ak ölmüştür.
Konya doktorları muayene ücretini arttırdılar
Konya (Akşam) — Konya Etıbba odasında toplanan doktorlar, verdikleri karar üzerine muayene ücretlerini arttırmışlardır. Bu ücret eskisine nazaran bir misli daha artmıştır.
Bir genç metresini bıçakla yaraladı
Kalyoncu kolluğunda Ataman sokağında. Ayşe Nlmet'in evinde oturan Muazzez isminde bir kadınla metres hayatı yaşayan Müştak İsminde biri bu sabah kıskançlık yüzünden Muazzezle kavga etmiş ve genç kadını bıçakla müteaddit yerlerinden yaralamıştır. Muazzez, Şişil ÇOCUk hastaha nesine kaldırılmış, Müştak yakalanmıştır.
Emniyet memurları pr e vant oryomu Emniyet memurlun İçin yapılması kararlaştırılan prevantoryum binasının ödeneği An-kanutan gelmiştir.
Vsküdarda Bağlarbaşmda prevantoryuma elverişli olarak tCZblt edilmiş bulunan binanın devir muamelesi bu hafta yapılacaktır.
Kabataş - Kadıköy araba vapuru seferleri
Denizyolları idaresinden bize verilen malûmata göre, Kadıköy - sirkeci ve Kadıköy - Kabataş araa araba vapur seferliği ıo güne kadar başlayacak tu.
Diğer taraftan tamir edilmekte olan Üsküdar lakeleri de 15 güne kadar işletmeye açılacaktır.
_________AKSAM_______________
Bu yıl yapılacak milli maçlar
Futbol federasyonu balkanının demeci
Ankara 12 ULA.) — Futbol federasyonu başkanı Ulvi Ycnal Avusturya ile yapılması beklenen milli maç, 1950 yılı dünya futbol birinciliği ve bu yıl yapılacak milli temaslar hakkında Anadolu ajansı muhabirine aşağıdaki malûmatı vermiştir:
1C50 yılında Brezilyada Rio dc Janeıro'da yapılacak dünya futbol birinciliğini beynelmilel futbol federasyonuna bağlı bir komite tertip ve idare etmektedir, Bize gönderilen resmi tebliğde dünya kupası maçlarına katılan milletlerin ne şekilde gruplara ayrıldığı ve bu grup birincilerinin (bazı gruplarda ikinci gelen takımlar da kupa maçlarına lştirâk edecektir) nasıl seçileceği kati bir şekilde gösterilmekte idi. Bu tebliğe güre. birinci grupta olan Türkiye ve Suriye milli maçının galibi Avusturya Ue biri Avusturyada ve biri Türklyede olmak üzere İki maç yapacak ve kazanan takım grup birincisi olarak dünya birinciliği müsabakalarına katılacaktı. Ayrıca tebliğde, iki memleket federasyonları arasında bir anlaşmaya varıldığı takdirde İki maç yerine bitaraf bir memleket sahasında bir maç yapılabileceği de belirtiliyordu.
Federasyonumuz 1048 yılı ortalarında Avüsturyaya müracaat ederek 25 Aralıkta Avusturya da, 19 Martta Türklyede maç yapmayı, teklif etti. AvusturyalIlar cevaben iki maç yerine İtalyada bir maç teklif ettiler. Federasyonumuz buna itlîaz ederek, iki maç üzerinde İsrar etti. AvusturyalIlar buna bir cevap vermediler. Bu arada, dünya kupası komitesi araya girerek bir maç yapıp yapmıyaca-ğunızı sordu. Red cevabı verdik.
Avusturyanın teklifimize cevap vermediğini görünce tarihlerde değişiklik yaparak Avus-turyada yapılacak tik maçın tarihini değiştirdik ve 15 ocağa aldık. Bu son mektubumuza henüz cevap almış değiliz.
Geçenlerde gazetelerde neşredilen bir ajans haberine gör, Avusturyunuı tahsisat yokluğundan, dünya kupası maçları-I na katjlamıyacağı bildiriln-.kte idi. Haber doğru İse, Türk milli takımı grup birincisi olarak temmuz ve ağustos aylarında Rio dc Janelro’da yapılcak 1950 dünya kupası maçlarına katılacaktır.
Rio de Janeiro'ya ceman 16 takım gidecek ve bu takımlar 4 grupa ayrıl rk grup birincileri belli olcak. grup birincileri arasından dünya birincisi seçilecektir.
Futbol federasyonu başkanı, sene içinde yapacağımız midi temaslar hakkında da şuntari söylemiştir:
iki ay sonra italyada yapılacak Şarki Akdeniz genç takımlar tur nuvasma katılıyoruz. Bu turnuvaya Türkiye, Yunanistan, Mısır, İtalya katılmaktadır. Takımlar, üç İstisna İle 1926 doğumlu oyunculardan müteşekkil olacaktır, iyi bir genç takım kurabileceğimizi tahmin etmekteyiz. Bu turnuvada İlk karşılaşmayı 3 nisanda İtalyada İtalyan genç milli takımiyte yapacağız.
Eylül ayında millî takımımız' Surlyeye iadel ziyaret ederek' bir maç yapacaktır.
Üsküdar. Kadıköy ve havalisi tramvay işçilerine yardım
Üsküdar, Kadıköy ve havalisi tramvayları te&vün cemiyeti, İşçilere gıda ve diğer zaruri İhtiyaç maddeleri tedarikinde kolaylık olmak üzere toptan erzak alarak dağıtmağa başlamışta
Geçen ay her işçiye üç kilo pirinç ve fasulye 11c dörder kilo zeytinyağı dağıtmıştır. Bu ay içinde dc üçer kilo sabunla zeytin tevzi edilmiştir, önümüzdeki aylarda da ayni şekilde tevziat yapılacaktır. Bu suretle İşçilerin hem ucuz, hem iyi evsafta mal olmaları temin edildiği gibi ödemede de kolaylıklar gösterilmesi bakımından' faydalı olmaktadır.
-k 'Bmnl haBtahancsln! koruma ve yardım cemiyeti genel kuruta a Ocak 1650 Perşembe giinâ mu* 14 de Eminönü halkevi Mlonunda toplanacakla.
Sahile 7
Yılbaşı piyangosu
İkramiyelerini alan talihliler
Milli Piyangonun 1950 Yılbaşı çekilişinde 15.000 lira ve daha fazla ikramiye kazanan talihlilerden bugüne kadar Milli Piyango bürolarına veya Ziraat Baâkası şubelerine müracaatla paralarını alanlar şunlardır:
200.000 Hra: Adana Döşeme mah. Eyüp Çavuş sokak No. 81 de tezgâhtar Hüseyin Akman Salak.
100.0M lira: İstanbul Kasımpaşa Neva sokak No. 31 de Mobilyacı Ramazan Özdcmlr.
50.000 lira: Merzifon'un Hacı Bali mahallesinden gedikli Üstçavuş Ali Gençkan, Uşak Bir Eylül ilkokulunda öğretmen Fevzi Din çe r, Kayseri Özel İdare mutemedi İsmail özkebapçı, Iskenderunda terzi kalfası Ahmet Salla, İstanbul Bakırköy Sakıza ğacı, Kapamaç: Ekrem sokak No. 25 Ue Emekli Emin Meriç
30.000: Aydın .EmııiycL Müdürlüğünde Büro Şefi Seracettln
Erkan, Karadeniz Ereğllsl Kandillide berber Halit Uysal ve Rastın Mete, istanbulda İsminin' yayınlanmasını istemeyen bir eczacı, Milâsta Manifaturacı Santo Levi, İstanbul Bakırköy hastahanesinde memur Ali Riza
1949 yılında Amerikan halfana sunulan otomobillerin büyük bir kısmı daha evvelki yıllar zarfında meydana getirilen lerden tam mânasPe fraklıdır. Son zamanlarda piyasada büyük ölçüde otomobilin yer alınası fabrikatörleri konfor, kolaylık ve görünüş bakımından müşterileri tatmin etme rekabetine sevketmiştir.
Yeni otomobillerin heyeti u-mumlyesl yekparedir ve aerodinamik şeklini muhafaza etmektedir. Çamurluklar kenar hatlarını takip ettiği İçin hiç bir çıkıntı göze çarpmamaktadır. Bilhassa yeni otomobillerde çamurluktan hle bir suretle eser kalmamıştır. Sıklet lt!-barlle hafif olan başka bir fabrikanın otomobilleri aerodinamik bir şekle sokulmuştur. O-toraobllin radlyatör kısmının
SÖzüer.
20.000 lira: Kütahya Tekel anbar satış memuru Nuri Yeter, Çivril Yuva köyünde çiftçi Nuri Yazıcı, İstanbul Erenköy ı KozyAtağı Hilmlpaşa caddesi No. 98 de demirci AhmeL Özçe-iik, Ankara Maliye Bakanlığında odacı Hüseyin Keskinbalta, Mihalıççık Camii Kebir mah No. 27 de bakkal Muharrem. Tekke. Ri2e Eğrlderc kereste fabrikası veznedarı Hüseyin Mete, İstanbul Unkapanı cad. Bağırtılar sok. No. 2 de "demirci İsmail Erol Küçük, KIrklareli Paşa Çeşme sokak No. 45 de postacı Osman Karasu.
15 000 lira: İstanbul Nişantaşı Güzel Bahçe Yeniyol No. 18/4 de Yordan Çakır, İstanbul Kadıköy Holitağa Sokak İsminin yayınlanmasını istemeyen bir vatandaş, Afyonda Adliye kâtibi Fehmi Turan, Sandıklı Çrpnl köyünde çiftçi Hamlt Ata, Samsunda müteahhit Lâdik) i İl yas Ulutaş. Sungurluda tüccar Mehmet Zeki Emrah ve Gazi Şahinler, İstanbul Nişantaşı Vali konağı cad. Şen apartıman kapıcısı Cemale t tin Büyüknlkaya, Çatalcada kabzımal Bekir Aslan ve arkadaşları, Adana istiklâl mah. 215 No.li sokak 5 No. 11 evde Lâtife Akın, İstanbul Selimiye Tayakatiın sokak No. 46 da MuoIlA Engin, Çorlu Ziraat Bankası veznecisi HnJit Tekin ve arkadaşları. İstanbul Şehremini Günaydın sokak No. 51 de marangoz Selim Sayld, Balıkesir İnönü mahallesinde kahveci Mehmet Emin Kalkay.
Sulu ziraat deneme istasyonu
Konya (Akşam) — Konya ovasının sulanın işlerini tanzim ve ovadan daha çok verim, temin edilmek makstulüe, Kaşın-han istasyonunda sula ziraat deneme İstasyonu açılmış ve şefliğine, bu işlerin mütehassısı bay İsmail Kıral tayin edilerek vaıifeainc başiarniftır.
En son model Ame-
rikan otomobilleri
Alçak, geniş ve cazip bir şekil alan yeni otomobillerde bir çok değişiklikler var

gayet zarif bir şekilde kromla İşlenmiş olması yeni otomobille re sahip olmasına rağmen pencere kısmı büyük ölçüde genişletilmiştir. Yeni Ford otomobillerinde ön cam büyüklüğünde bir arka pencere vardır. Diğer taraftan başka bir firma,
ön cam kısmını genişletmek su retlle yüzde otuz nlsbetinde da ha elverişli rü'yet imkânının sağlanacağını ileri sürmektedir.
Savaştan önceki yıllara nazaran elde edilen en önemli değişiklik basamaklarla otomobilin heyet! umumiyesinin genişletilmesidir. Bunun bir neticesi olarak otomobilin içi genişlemiş ve daha fazla İnsanın o-turabilmesi İmkânı elde edilmiştir. Ucuz fiatll otomobil modellerinde oturacak yerler Ön-
de ve arkada üçer kişinin rahat rahat yer almasına imkân verecek şekilde genişletilmiştir.
Otomobilin motöıterinde savaştan sonraki duruma nazaran pek göze batacak bir değişiklik yapılmamıştır Bunun sebebi dç büyük emek ve para sarfetmek surellle tasarlanmış olan Standard otomobil motörü nün fevkalâde tatmin edici olmalından ileri gelmektedir. 1950 modellerinde rtoğişlkHIdcr beklenmiyor değUdu. Bir çok fabrikatörler otomobil motöıü— nü daha müessir Dır duruma sokmak maksadlle şimdiden ö-nemll gelişmeler kaydetmişlerdir. Lâkin, otomobil imalât alanında en büyük gelişmeler 950 yılından sonra eld^ edilecektir. Otomobili inkişaf e’tlrmelt gayesi. otomobile cazip bir şekil verilmesi, benzin ktlhlâklni a-zaltmak surellle daha müessir bir kudret elde eirotk esâsına dayanmaktadu-. Yakın bir gelfecekte otomobillerde yer
atması lâzım gtlen değişiklikler arasında bilhassa
şu gelişmelerin tahakkuk etmesi beklenebilir- Uçak tipi benzinin islimine ör. ayak olacak yüksek Kompre-dyonJu motor, ön lâmbaların göz alacak oir şekilde ziya neşretmesine mâni olmak, iç lâstiğe ihtiyaç göster miyecek lâstikler, yüksek voltaj ' temin edecek jeneratörler ve bataryalar, gaz turblnll otomobil motörlertnln de imkân dahiline girmesi.
İstikbaldeki Amerikan otomobilinin bugünkü en modem otomobilini İptidai bir duruma sokacağına asla şüphe edilemez.
jİÜ!l'(“''’ttlHll“a
Mısır güzellik kıraliçesl seçiminde Henrlette Ascar adında genç bir kız tarallçe seçilmiştir Yukarıda seçimden sonra kıra-Uçeyl. kardeşi öperken görülüyor.
Sahİfe 8
AKSAM
13 Ocak 1950


Birleşik Amerika'nın uzak doğu siyaseti
Amerika, komünizmin Asyada yayılmasını durdurmak için çalışacak
V-^shlnston 11 (A.A.) — Dış-1 tanımakla İstical göstermemek-lşleri Bakanı Acheson’un Ayan tedlr.
Meclisi dışişleri komisyonunda milletlerarası durum hakkında veriten ve komisyon başkanı Tom Connally tarafından — bazı kısımlarının gizli kaldığı kaydiyle — basına nakledilen beyanatın en mühim noktaları şunlardır- «Birleşik Amerikanın Paslflktekl müda- —„—., -----------------------
faa hattı Japonya - Oklnawa tandaşlariyle mallarını
Connally, Acheson’un beyanatına işaretle. Birleşik Amerikanın Mao Tse Tııng hükümetini tanımadı keyfiyetinin Uzak Doğu hâdiselerinin İnkişafına ve aynı zamanda Çinin milletlerarası taahhütlerine riayet ve devletler hukuku gereğince, çindeki Amerikan va-_ _ ı koru-
Ve Filiplnlerden geçen Birleşik ‘ mağa hazır olduğuna dair ko-Amerika hükümeti şimdi Tru-Jmünist hükümetin vereceği temanın dördüncü nokta prog- ,mlnata bağlı olduğunu bildir-ramı çerçevesi dahilinde ve as-' nıiştir.
keri yardım programı mucibin-| Connally’ye göre. Dışişleri ce Çinde sarfedılmek üzere Bakanı, komisyonun cumhurl-Trumanın emrine tahsis edi- yetçl üyeler ve bu vesile İle kölen 75 milyon dolar sayesinde, misyon tarafından davet edl-Fransız Hindi Çini de dahil len bazı misafirlerin, Birleşik olmak üzere Güney Doğu Asya 1 Amerikanın umumiyetle Uzak devletlerine yardım etmeği ta- Doğuda ve bilhassa Formozada şarlamaktadır.. | taklbettiğl siyasette general
Bu beyanattan anlaşıldığına Mac Arthur ile Birleşik Anıeri-göre. Birleşik Amerikanın For- kan yüksek askeri makamları-moza müdafaasına iştiraki ih- nn fikri alınıp alınmadığına timali tanıanıiyle berteraf e- dair sordukları suale cevap ver-dilmemekle beraber Amerika memiştlr. Fakat Connally. baş-komünizmin Asyada yayılması- ' kanı bulunduğu 1 nı durdurmak için gayret sar- bu mesele hakkındı {etmekten geri kalmıyacaktır. almak üzere kara. denİ2 Acheson’un Connally tarafından nakledilen bı göre.
Doğu siyaseti şöyle hülâsa edilebilir:
1 — Amerikan üsleri.
2 — Japonya Oklnava ve Fİ- ' durumdan bahsetmiş ve Birle-
lipinlerdeki Amerikan üsleri şfk Amerika tararından des-Amerikan savunmasının zapte- | teklenen Âvrupanırı iktisaden dilmez hatlım teşkil etmekte- birleştirilmesi meselesine de dlr. (temas etmiştir. Cormally'ye ğö-
3 — Japonya İle sulh anlaş- re, Acheson bu bahiste güç-ması incelenecektir Bu bakım- lüklerin bilhassa Batı Avrupa-
Ticaret ve Sanayi odaları
BULMACA
(Baş tarafı 1 inci snhifedet
başarır. Bu itibarla bir sanayi müesseseslnln ticari sıfat ve sınai sıfat diye iki ayrı sıfatı olamaz vc bu İki sıfat birbirinden ayrılamaz. Bu böyle olduğu gibi, dünyanın hemen her yerinde de Ticaret ve Sanayi Odaları birdir. Bizde de, vak t ile ayrı ayrı çalışan Ticaret Bakanlığıyla Ekonomi Bakanlığı birleştikten sonra Ticaret, ve Sanayi Odaları-] nın birlikte çalışmaları kadar, tabii bir şey olamaz.
Esasen memleketimizdeki en' büyük sanyal müesseseler! dahi
hale gelmediğini kabul etmek lâzımdır.
Her iki odanın ayrılması lüzumunu Ueri sürenlerin gösterdikleri sebebler arasında, sanayicilerimizin tüccar kütlesine nlsbetlc daha az bulanmaları ve odadaki temsilcilerinin de bu nisbcte göre olması haseblle çok defa arzu ve dileklerinin yerine getlrilemiyeccğl endişesi I var. Halbuki bu endişenin varit l olmadığı, şimdiye kadar odada I bu İki zümre arasında herhangi bir ihtilâfın çıktığını gösterecek bir misalin mevcut olma-
4 5 Ö 7 8

1 II II
1 1 1 ■
I 1 1 1 1 1
1 ■ III
1 1 1 IB 1
1 B 1 1 1 1
1 1 1J 1 1 fl
1 1 1 1 1 1
1 r 1 1 ■
dünya piyasalarındaki emsali»- »nladn
rlnln yanında birer küçük sanayi müessesesl durumundadırlar. Yani biz henüz yeni yeni inkişaf halinde olduğundan iler-sanayileşlyoruz. Bu bakımdan İçmek ve muasır garp sanayiine ıik. ı mütalâa edildiği zaman da ayrı1 yetişebilmemiz İçin sanayie çok .
bir sanayi odası kurulmasının.; dnha fazla ehemmiyet verme-12 _ Sll]iırı mevcut, üzerinde esasen ticarî sıfat hu- miz gerekmektedir. Bunun için (en yatan konujuunn lunan yeril sanayiimizi ne ka-(de daha müstakil ve engelsiz dcfiti. 4 — Tersi ya dar zayıflatacağı kolayca anla-' çalışabilmek git yeşil e sanayi 1 5 _
şılablllr. Şu halde ticaret ve sa- j nayl odalarının ayrılmalarına katiyen taraftar değilim.
Ticaret ve Sanayi Odalraının , tek bir İsim ve hüviyet altında çalışmalarına devamı, noml hesabına çok faydalı ola-^ j çaktır. Ancak, değişen Ticaret ve Sanayi Odaları Kanunuyla, beraber bu odalar İçinde sanayicilerin yeri takviye edilmeli, bu bölüm, raportörleri, teknik ve hukuk müşavirleriyle daha sağlam bir hale getirilmelidir.1 Bu suretle odalar büt-bülün sağ- ' lamlanmış olur. Maksadımız ay-1 rılık değil, birlik olmalıdır. Zira ayrılıktan zaaf, birliktense kuvvet doğar.»
Samı Besler’in mütalâası
Memleketimizin tanınmşı
blskiıl, çikolata ve şekerleme fabrikasının sahibi elan Sami Besler de diyor ki:
«— Memleketimizde ticaret, ve sanayi çok eski olmakla be-!
, . ■ raber bugünkü modern, makine-1
dan Connally’nin de işaret et- nın sanayileşmiş milletleri ile leşmiş sanayiin çeyrek asırlık tiği gibi Japonya İle Kuzey Çin Doğu Avrupanın bilhassa ham denecek bir yaşta olduğunu ve arasında müstakbel İktisadi madde istihsal eden merale-münasebetlerin kurulması İh- ketleri arasındaki iktisadi mü-timaliııe hususi bir ehemmiyet nasebetlerin fazla olmamasın-atfediimektedir. L
4 — Amerikan hükümeti, I
bundan böyle komünlstletlû ; __
kantTodarı altında bulunan ması etrafında cereyan eden Çin huduttan etrafındaki Gü- müzakerelerin girdiği çıkmaz-ney Doğu " '
yardımı derpiş etmektedir. Bu milletler arasında bilhassa Birmanya ve Hindistan ön plânı- işgal etmektedir.
5 — Birleşik Amerika, İngil-etre ve diğer beş Avrupa ve nü temsilciler mec'lsl dışişleri Asya devleti tarafından tanı- komisyonunda buna benzer 1-nan komünist çln hükümetini zahatta bulunacaktır.
komisyonun la fikirlerini ve hava orduları genel kurmay ebyaııatına başkanlarını davet ettiğini açık-Bİrleşik Amerikanın Uzak lamıştır.
Acheson bundan başka Al-manyada iki hükûmetiı cudlyeti İle meydana
mev-ğelen
üsleri şik Amerika tarafından
dan İleri geldiğini söylemiştir.
Acheson sözlerine nihayet ve-kr.nıünistlerln (rlrken Avusturya sulh and 1 aşanında ' '
Asya milletlerine dan meydana gelen müessif du-... -l " - jumu izah etmiş ve Connally -
ye göre, bu durumun mesull-I yetini Sovyetler Birliğine yüklemiştir.
Dean Acheson çarşamba gü-
Diğer bir itiraz da su olabilir: Memleketimizde sanayi henüz
Soldan Mfiat ı — Gıdalar, dırmak.
2 — Esası kotu. 3 — Mlltmln. 4 — Mutfak takımlarından birinin alt taran. S — Tersi bir ırk - En atî,
6 — Harap olmuş - Nota. 7 — Şikâr -
Elbiseni sırtına gcclr. 8 — Tembel- i ' 9 — Biraz öleye vatet. 10 —
~ : 1 — Mesut oL
. 9 — Çeklerin ından - Müzmin si yadcdlni» - Tersi
_ — Tersi sök ren-«M. O — Dlklj malan - Dümen kolu.
ıra musikinin I finden. S — BtUbülUıı. !
GEÇEN BULMACANIN HALLİ 1
Soldan sağa: 1 — Cemil Sal. 2 —
Erat. AK, 3 — Lnmarinn. 4 — Azv. | Alık, S — Lltnlı. Kı. 6 — Anahal. ı
7 — Amut. Pı. 8 — Ya. Linan. 9 —
Ralk. Km.
asofiıya: 1 — Celâl Bn- j
çakabilmek eaye.ua «şnayTı-,-,^-—— odasının ticaretten ayrılması; k|nesl parçalarında., lâzımdır. Halbuki bu da yerinde 7 - Genişlik - Aiatr» olmayan bir İtirazdır. Zira tlca-retle sanayi, memleketin ekonomik bünyesinde çalışan iki el mtUi eko- ( demektir. Bu elleri birbirinden t ayırmak, onların yapıcılık kud-. rctlni zayıflatmak ve hattâ bir.! blrlerile çarpışmalarına yol
mak demektir.
| Bundan başka
(aynı zamanda tacirdir de. Çûn-ı kü İptidai maddesini kısmen I veya tamamen hariçten getlren-j 1er İthalât taciri, mamulâtını I harice satanlar İhracat taciri. | keza dahilde satanlar da dahili ticaretle iştigal eden tacir vasfını haiz olduklarından kimse şüphe edebilir mi? Şu halde sanayi odası ayrı olduğu takdirde sanayicilerin ticari hakla-1 rını koruyabilmeleri için ayrıca ticaret odasına da girmeleri ' icabedecekllr. Halbuki şimdiki şekilde buna lüzum yoktur.
I Şu halde kısaca söylemek lâ-’ zım gelirse. Ticaret ve Sanayi | Odalarının ayrılmalarına kati- . yen muhalifim.»
henüz inkişaf etmiş denecek biri Şahap BOLCİ OĞLU
bir
Adres tebdili için elli Kuruşluk ou) «dnaertlmelidU AW uiKnır 1» adres delfıstıriimeı
Telefonlarımı» aısmunarrtr 2U5SS Yazı İsleri 2U7B5 - idare »6») m ad ur anın
Rcbliılcvval 34 — Eaum 67

m SÖ M ER BÂMK «*
Bankamızda tasarruf mevduatı hesabı olanlar
1 — Senede dört defa Şubat, Mart. Ağustos ve Kasım aylarının birinci gününde yapılacak Yerli Malı ikramiye çekilişlerine iştirak etmek ve
2 — Dileyenler faizlerine karşılık %8 fazlaslylc yerli malı almak hakkını sağlamış olurlar.
Gişelerimizden izahat alınır.
Serbes sütun

İnşaat yaptırılacak
Devlet Demiryolları Merkez I Satın Alma Komisyonundan:
Slvas’da lokomteif edposunun tevsii ile su tasfiye cihazı binası, 150 dairelik hizmet evleri, yollar, çelik rezervar ve demir ayak konstrüksıyonu, kârgir kömür rampası ve etrafının toprak tesviyesi, ateş temizleme çukurları. Ulaş İstasyon binası ve umumi heıası ile bunlara alt diğer teferruatın inşası işlerinin yapılması kapalı zarf usullle ve flac birimi esası üzerinden eksiltmeye konmuştur.
1 — Bu işlerin muhammen bedeli 2.500.000 lira ve muvakkat teminatı 88750 liradır. İnşaatın bedeli % 5 faizli bonolarla ödenecektir.
2 — Bu işe ait şartname ve sair evrak (50) lira mukabilinde Devlet DemiryuUan İdaresinin Ankara Merkez veznesinde ve Haydarpaşa İşletme veznesinde satılır.
3 — Eksiltme 3?2/i950 tarihinde cuma günü saat 16 da Ankarada Devlet Demiryolları Yol Dairesinde Merkez 1 Komisyonumuzca yapılacağından teklif mektuplarının o gün saat (15) e kadar komisyona verilmesi ve yahut tayin edilen zamandan evvel ele geçecek şeklide iadeli taahhütlü olarak posta İle gönderilmesi,
4 — isteklilerin kanunun tayin ettiği mutad vesikalardan başka Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğünden alınmış ehliyet vesikasını ve vezneden aldıkları eksiltme evrakını (her parçasına (50) şer kuruşluk pul yapıştırılıp İmza ettikten sonra) teklif zarflarlleblrlikte komisyona tevdi etme lerl lâzımdır. Ehliyet vesikası İçin isteklilerin, ihale tarihin den en az 3 gün evvel, eksiltme şartnamesinde yazılı belge lerl bir İstidaya rapten D, D.Yoiları Genel Müdürlüğüne te vdt etmeleri ve vesikayı Lmzamukablllnde almak İçin Genel
Müdürlüğe müracaatları. (265)
Bayındırlık Bakanlığı yollar l.ci Bölge Müdürlüğünden:
8. ci Bölge ihtiyacı İçin 1700 hra muhammen bedelli Demir Iskara ve kapakları açık eksiltme usuliyle Bölgemize e satın alınacaktır.
Eksiltme Karaköy Perçemli sokak Cemaat Han Yollar Birinci Bölge Müdürlüğü binasındaki eksiltme komisyonunda 14/1/950 tarihine rastlayan cumartesi günü saat 11.30 da yapılacaktır. Demir Tskara ve kapaklarına alt fenni şartname liste ve resimler Yollar 1. ci Bölge Müdürlüğünde her gün görülebilir.
Geçici teminat vüz yirmi yedi buçuk liradır. İsteklilerin 949 yılı Ticaret Odası belgesiyle ve geçici teminat makbuz-lanyle belirtilen giııı ve saatte adı geçen komlsycnda bulunmaları. 18274)
(Baş tarafı 4 üncü sahifede) ikamet edelnerln oylarını kullanmak suretiyle izhar ettikleri ferdi İradeleriyle meydana gelir. Buna nazaran her fert, oyunu kullanmak suretiyle mensub olduğu intihap dairesinin kolektif iradesine esas olan ekseriyetin teşekkülünde rol oynar. Bu İtibarla sosyal bir vazife ifa etmiş olur. Bu vazifeyi İfa ederken. milletin mümessili sıfatlylc hareket eder. Fakat aynı zamanda İntihap muamelesine iş-tirâk, kendisi İçin bir hak teşkil eyler. Binaenaleyh vazife cihetinden efrat, oylarını kullanmağa İcbar edilebildiği gibi, hak cihetinden dahi kanuni ehliyeti haiz olanlar oylarını kullanmaktan menedilemezler. Nete-kim baba, çocuğunun mallarını velayeti hasebiyle İdare etmek hakkına maliktir. Fakat bu hakkını çocuğunun menfatine kullanmağa mecburiyeti dolayı-siyle bu, kdndisi İçin vazife teşkil eder.
Elhasıl, oy hakinin istimalini mecburi kılmağa İlmi ve nazari bir mâni mevcud olmadığm-da hukuk âlimleri müttefik gibidirler.
«Mecburî ny> usulünün dayandığı siyasi lüzum ve zaruret bahsine gelince:
A) Bilindiği üzere temsilli hükümet rejimi, ekseriyet sistemine istlnad eder. Bu sebeple — imkân görüldüğü suret ve nispette, nisbl temsil esasının tatbiki keyfiyeti hariç — akal-liyet. ekseriyete tabi olmak lâzım gelir. Fakat bu ekseriyet, oy hakkını haiz olanların ekseriyeti demektir. Eğer halkın yalnız bir kısmı oy hakkını kullanacak olursa, yanız o kısmın ekseriyeti hakikatte bir akalll-yet teşkil eder ki, bu da akalll-yetln ekseriyete tahakkümüne müncer olur. Bu suretle teşekkül edecek Mille; Meclisinin çıkaracağı kanunlar, ekseriyetin iradesini ifade etmediği için halk üzerinde hiçbir mânevi kuvvet ve nüfuzu haiz olmaz. Şu halde «İhtiyarî* oy usulü, milli İradenin tecellisine m&nt ve blnnetice milli hâkimiyet esasına aykırıdır.
B) İhtiyarî rey usulünde rey lerlni kullanmıyanlar, ekseriyetle siyasi mücadelelere atılmaktan çekinen, politika ihtiraslarından azade — belki içlerinde bir çok münevverler bulunan — ltidalsever kimselerdir. Bundan dolayı bu usul, bu gibi
faydalı unsurların millet işlerine karşı lâkayıt kalmalarına se-beb olur. Netekim Belçlkada «mecburî oy» esasının kabulü mevzuubahis edildiği zaman, meşhur Belçika ricalinden Paul Hymans bu yolda bir mütalâada bulunmuştu.
C) Mecburi oy usulü, intihabatta para veya sair menafi temini va'dinin hükümsüz kalmasına sebeb olmak itibariyle dürüst seçim esasının mütemmimi mahiyetindedir. Filhakika kendilerine bazı menafi va'de-dilen kimseler — oylarını gizlice ve Serbest olerak gene İstedikleri gibi verebilecekleri cihetle — onlara karşı olan emniyet münsellb olur ve binnetiee o kimseleri ıtmada bîr fayda görülmez. Halbuki seçimlerde çekimserli!: zahirî bir keyfiyet olduğu için, ılma tarikiyle bazı kimselerin klinkâf suretiyle aleyhte rey vermeleri sağlanabilir.
D) memleketin İçtimaî ve siyasi meseleleri üzerinde fikir sahibi olmıyanlar, seçim sandığı başına gitmek külfetini ihtiyara lüzum görmezler. Fakat bunlar oylarını kullanmağa mecbur olurlarsa, seçimler başlamadan evvel fikir imaline ve İcabı halinde bilgili kimselere danışarak reylerini memleket için en nafi seklide kullanmağa çalışırlar kİ, bu da millet işlerine Şakadarliğin artmasını ve binnetiee lıa’kın siyasi terbiyesinin tedricen tekemmülünü muclb olur-
E) «Mecburi oy» usulünün tatbiki, gizil ve serbest oyun sağlanmaslylc kaim olduğuna göre, hçr hangi bir korku tesiriyle seçimlerde müstenkif kalmağa mahal kalmaz.
Prof. M iş on VENTURA
MA ZONl
Me y v a Tuzu KABIZLIK, HAZIMSIZLIK, MİDE bulantısı, şişkinlik ve bozukluğunda, BARSAK lenbelliğinde, mide ekşilik ve yanmalarında emniyetle kul-İ4»nılıı* Mülayim ve müshildir. HOROZ markasın* dikkat
. ■ . Kış geldi diye
düşünmeyiniz.
' Meşhur
| DEMON
I EKONOMİK
'çÇ-Afc? Petrol sobalan gelmiştir. Hem soba, hem® de ocak olarak kullanılır. K. Selveül. Beyoğlu, Tünel-başı, Karakol yanında, Gâ-■ libdede Caddesi No. 23. •
Ş
Zayi — Yüksek Ticaret okulundan aldığım şebekemi kaybettim. Yenisini alacağımdan hükmü yoktur.
Sınıf 1. No. 5198 Süleyman Tunçbilek
Lokman Heki . (D). HAFIZ CEMAL) Dahiliye Mütehassısı Divanvolu No. 1U4 Muayetıe saatleri Pazar hariç her gjlo 2.5 ■ 6 Tel: 2339li
SaKKK'mHIM*
ZAYİ — Bebek Amerikan kol-lejlnden aldığım Kimlik Kartımı kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yok-,trur. •
Reblloğlu Semih Bayar
DEVLET DEMİRYOLLARI İLÂNLARI
Tramvay pasoları
i. E. T. T. Umum Müdürlüğünden:
İdaremiz tramvay ve tünel arabalarında ücretsiz seyahat edeceklere verilmiş olan 949 senesine ait krem renkli pasolar 18/1'950 tarihinden itibaren 950 senesine ait yenilerile değiştirilecek ve 949 senesine ait pasolar 172/950 tarihinden itibaren muteber olmayacaktır. Alâkadarların bu müddet zarfında Metro Hanında Umum Müdürlük Kalemine müracaatla pasolarını değiştirmeleri rica -olunur. ____(424>
F i
19 5 0
MODELİ 0T0M03ILLERİMİZ GELMİŞTİR
Gelmiş olan 4 Muhtelif tip otomobillerden istifade etmek Istiyen sayın müşterilerimizin, şeraiti öğrenmek üzere Şirketimize müracaat etmeleri tavsiye olunur.
Fiat (gomobil Acentası Pangaliı Tel: 80828
İstanbul Liman Başkanlığından:
Güverte ve makine zabltan imtihanlarına 13/2/950 tarihinde Yüksek denizcilik okulunda başlanacağından tüzük gereğince deniz hayatları tamam bulunanların 27/1/950 gününe kadar Başkanlığımıza müracaatları; (80)
Sayın İstanbul halkına İstanbul Vali ve Belediye başkanlığından
Kar şiddette yağıyor. Daha da devam edebilir. Her vatandaş evinin, apartmanının, dükkânının önünü kar birikmeden, don yapmadan evvel temlzllyerek kaldırım kenarına kadar götürmelidir-
Belediye temizlik vesaiti ancak sizin biriktirdiğiniz karlan toplayıp n azledebilir.
Yolda rahat yürüyebilmeniz belediye ile el ele vererek çalışmanızla mümkün olacaktır.
Bacalara, soba ve mangallara çok dikkat edilmesi de ayrıca ehemmiyetle halkımızın nazarı dikkatine arzolunur. şehir şuuruna blhafckJn sahlb olan sayın hemşerllerüniz için cezai müeyyideleri bir dakika bile düşünmek istemediğimizi işaret etmeyi de lüzumsuz görüyoruz. (4311
I. nci İşletme Satmalına. Komisyonundan:
İşletmemiz İhtiyacı İçin alınacak (226) ton odun kapalı zarf usuliyle eksiltmeye konmuştur.
Odunun beher tonunun muhammen bedeli (481 lira olup muvakkat teminatı (813.60) Uradır. Eksiltme 19 1. 950 tarihine rastlayan perşembe günü saat (15,30) da Haydarpaşada birinci İşletme komisyonunda yapılacaktır. İsteklilerin kanun gereğince hazırlayacakları kapak zarflarını eksiltmeden bir saat evveline kadar komisyona vermeleri lâzımdır, şartnamesi komisyon kaleminde görülebilir» «1*
Başkanlığından:
1 — Seyrüsefer tâlimatname sinin 97 nel maddesine göre motorlu nakli vasıtalarında kışın karlı ve donlu zamanlarda tekerlek zinciri kullanmaları mecburidir.
Bu itibarla, zinelrsiz taksi, kamyon ve otobüslerin, ve hususi otomobllierln zlncLr tedarik ederek sefer yapmaları lâzımdır.
2 — Zincirslzllk bahanesiyle çahşmıyan otobüs, taksi ve -kamyonlar hakkında cezaî muamele yapılacaktır.
3 __Kar ve don bahanesiyle dolmuş yapan taksi otomo-
billeriyle doğrudan doğruya dolmuş yapınıyan taksiler tarifeden ve taksimetrenin yazacağı ücrete % 100 zammından fazal ücret a Imıyacaklardır.
4 — Yukarıdaki hükümlere aykırı harekete maruz kalanların en yakın polis karakollarına veya 42170, 42154 numaralı telefonlara Emniyet Ş. 6 Müdürlüğüne bildirmeleri İlân olunur.
(430)

Comments (0)