Sergide
BALİNA
Yazlık keten spor ayakkabıları
Çeşitli renklerde, yüzleri Avrupa keteni, altlan krep kauçuk
Zarafet ve Ucuzluk
J
BU6ÜN6İNCİ SAYFADA',
KADIN MODA
Sene 32 — No. 11407 — Fiatl: her verde 10 kuruştur.
Perşembe 13 Temmuz 1950
Sahibi: Necmeddin Sadak — Tazı İşlerini fiilen idare eden C. Bildik — Aksam Matbaası.
Balkanlarda hazırlık
yapıldığı söyleniyor
Kabinesi I Cumhurbaşkanı bu sabah Izmire hareket etti
Bulgar motörlü kuvvetleri Yugoslav hududuna ilerlemeğe başlamışlar
Acheson “Bu haber doğru ise büyük
karışıklıklara sebep olabilir,, diyor
Vaşington 13 (R) — Sovyet peyklerinin Balkanlarda hazırlık yapmakta olduklarına dair buraya haberler gelmiştir. Bu hazırlık Yu-goslavyaya karşıdır. Yugoslav menbalarmdan gelen ha. herlere göre Bulgar motörlü birlikleri Yugoslav hududuna doğru ilerliyorlar. Kumanya hükümeti de hududa yakın bölgede geceleri sokağa çıkmayı yasak etmiştir.
Amerikan Dışişleri Bakam Acheson bu haberlerin endişe verici şeyler olduğunu söylemiş ve Balkanlarda yeni bir hâdisenin büyük karışıklıklara sebep olabileceğini ilâve etmiştir .
Eiikresteki Fransız
Balkanları ve Yugoslavya ile komşularını gösterir harita
Yeni Fransız Başbakanı Pieven
Onda Izmire vâsıl olan başkan
büyük tezahüratla karşılandı
Celâl Bayar yarın Izmirden ayrılarak^ cumartesi günü şehrimize geleceks
diplomatları
Paris 13 (AP> - Resmi Fransız çevrelerinden dün bildirildiğine göre, Biîkreşte bulunan Fransız diplomatik temsilciler heyeti, fiilen Rumen başkentinin hudutları içinde mahsur
tulultnaktadırlar. ı müsaadesi verilmemekledir.
Bükreş banliyölerinden olan | Fransanın protestosundan son Snagov'da oturmakta bulunan | ra( RUmen hükümeti sadece sefaret ataşelerine, evlerine] tahkikat va'dinde bulunmuş-gitmek Lçîn şehirden ayrılmak' tur.
Clacie Farrere Tiirkiye-yi ziyarete davet edildi
Tarihi resim: İzmit tc verilen ziyafette Atatürk, sağında t'iaude Farrere solunda Ilaınit bey
Paris. 12 ,A.A.) — «Acadcmie, İsimli eserleri de memleketimize francahes ve Fransa- Türkiye ( aittir.
dulluk birliği te.rifat komitesi Claude Farrtre Türklerin hay-fiyeai Clautle Farrere. İstanbul- ramdır. Birinci dünya harbln-daki Türkiye Fransa dostluk bir den sonra Türkleri müdafaa liğî tarafından Türkiyeyc davet! kir, $dk makaleler neşret-cdihurşlir. Bu ayın hareket edecek olan muharriri İstanbuida bir kon-ferans verecektir.
[Claude Farrere 1375 da Lyon şehrinde doğmuştur. 1894 te ’ deniz okuluna girmiş, 1399 da subay olarak Okuldan çıkmıştır. Genç subay bir çok gemilerde [ bulunmuş, dünyanın bir çok yerlerini gezmiş, 1919 da emekliye ayrılmıştır.
Claude Farrere de Plerre Lotl
gibi kıymetli bir romancıdır. Romanlarından bir kısmı bü-Jriık akisler yapmış, filme çekll-imiştir. Plerre Loti'ye benzeyen ( diğer bir tarafı da Turiderl , görerek ciddi bir muhabbetle j •evmiş olmasıdır. ,
1906 da çıkan L'homme qul-atf.iuna (Öldüren adam) ro- , jpmnı istanbuida cereyan eder. ( Bu eserinde Türklerin faziletle- ( zinden bahsetmekte, ievantcıı-lerk anılmaktadır. Ccmiîcîtüı XûnguıaaK vııayeu nahiye mn-paşanm sergüze ■ • Heri, Hurrcm dürlerlndeQ toal Ta|, Uj1a sultan, Ankara'nın dört fatihi t edilmiştir.
uare; •- -- ’ - —- *
sonunda tstlkiâl mücadelesinin son-Fransu 1 lar,na doğru İstanbula gelerek îzmlte gitmiş, Atatürk'le görüşmüştü. O zamanlar Hllâllah-mer ikinci reisi olan Hami t beyin de bulunduğu bu görüşme | çok samimi olmuş, Atatürk misafirin şerefine bir ziyafet vermişti. Ziyafette İstanbul gazetecileri de bulunmuş, nutuklar lrad edilmişti.]
Şehrimiz nahiye müdürleri arasında değişiklik
Şehrimiz nahiye müdürleri arasında esaslı şekilde değişiklikler yapılarak tasdik ve tasvip İçin İçişleri Bakanlığına gönderilmiştir.
Yapılacak değişikliklerde nahiye müdürlerinin nahiyeleri değiştirilecektir. Diğer taraftan Şilenin Ağva nahiyesi müdü-I rünün istifası üzerine yerine Cemalettln Zonguldak vilâyeti nahiye mfı-
Milli savunma yüksek kurulu
Dün Başbakanın başkanlığında toplandı
Ankara 13 (Akşam) — Ba-kanlıklarası millî savunma yüksek kurulu dün Başbakan Adnan Menderesin başkanlığında toplandı. Bu toplantıya kurul genel sekreteri orgeneral Mahmut Berköz de iştirak etmiştir. Toplantıda bu teşekkül İçin bir bütçe yapılması, asgari bir hadde kadrosunda memur istihdam etmek hakkının tanınması ve bu suretle Bakanlıklar teşkilâtından alınarak çalıştırılan memurların kendi kadrolarına geçmeleri için bir kanun tasarısı hazırlaması karar altına alınmıştır. Başbakan Adnan Menderes bir konuşma yapmış, birinci şartın tasarrufa riayet olduğunu, icabında bir memura üç vazife verilmesi lâzım geldiğini söylemiştir. Orgeneral Mah mut Berköz de Başbakanın bu sözlerini tasvip etmiştir.
Bakanhklararası savunma yüksek kurulu bundan böyle devamlı olarak çalışmağa bağlıyacaktır. Kurul Şemseddln Gii-naltay hükümeti zamanında 5399 sayılt kanunla teşekkül etmiş, fakat teşekkülünden beri hiçbir İcraatta bulunmamıştı. Bundan böyle, kurul, kuruluş gayelerine uygun olarak sık sık toplanacak ve gereken kararları verecektir,
Paris 13 (R) — Pieven yeni kabineyi kurmağa muvaffak olmuştur. Kabine 22 Bakandan mürekkeptir. Bunların arasında 6 Halkçı demokrat hareketi, 5 Sosyalist, 5 Radikal vardır. Mütebaki Bakanlar bağımsız veya küçük partilere mensupturlar.
Schuman Dışişleri Bakanlığını muhafaza ediyor. Kabine bugün Meclisten güven oyu İsteyecektir,
Sosyalistler geçen şubattan beri ilk defa olarak kabineye iştirak ediyorlar.
Ankara 13 — Cumhurbaşkanı Celâl Bayar ve Başbakan Adnan Menderes bu sabah sekizde u-çakla İzmir'e hareket etmişlerdir.
Celâl Sayara Başbakan ve Başbakan yardımcısı Samed Agaoğlu, Genelkurmay Başkanı Nuri Yamut, Deniz ve Hava komutanları ve Deniz subayları ve Başbakanlık hususî kalem müdürü Basrl Akta? refakat ediyorlar.
Cumhurbaşkanının tayyaresi saat onda İzmirde olacaktır. Celâl Bayar askeri kıtayı teftişten sonra Valilikte bir kabul resmi tertip edilecektir. Bayar, bazı ziyaretlerde bulunacak, öğle yemeğini mütaakıb istirahat edecektir. Akşam Bayar şerefine resmi bLr ziyafet verile-
Cuma günü saat ikide Ce q Bayar ve maiyetindeki zevat bırrr muhriple istanbula hareket e-£_ decektlr. (D
Bayar ve arkadaşları cumar-5* tesl günü saat onda Istan bulda© olacaklardır. ®
İzmir 13 (Akşamı — İzmirli-.-^ ler Cumhurbaşkanı Celâl Baya-fo* rı büyük tezahürle karşılamışlardır. Cumhurbaşkanı saat 0117? da uçak meydanına gelmiş, vçs 10 da Vilâyet konağında ka(0 bul resmi yapılmıştır. G3
Öğleyin Kültiirparkta Ada g O zlnosunda vilâyet ve akşam tüccar kulübünde belediye tarafından bir ziyafet verilecektir.
çektir.
Cumhurbaşkanı Celâl Bayar edecektir.
Yana Orduevinde verilecek öğle yemeğini mütaakıp Cumhurbaşkanı saat on dörtte deniz yollyle İstanbula hareket
Af kanunu
Daha şümullü olması lehinde bir cereyan var
Ankara 13 (Akşam) — At kanunu tasarısı Meclisin bugünkü toplantısında müzakere edilmeğe başlanacakta. Tasarın m mahiyetinin daha şümullü olması için Meclisi umumi heyetinde büyük bir cereyan vardır. Komisyondan çıkan şeklinin umııml müzakerelerde daha genişletilecek u-m ıhmaktadır. Diğer taraftan Demokrat Parti Meclis Grııpu-nun evvelki günkii toplantısında tasan üzerinde müzakereler yapılırken milletveklllerin İleri sürdükleri mütalâalar kati bir neticeye varmadığı için bugünkü konuşmaların çok uzayacağı tahmin edilmektedir.
Nâzım Hikmetin af edilip e-dilmiyeceği meselesi de ayrı, bir mevzu olacaktır. Bilindiği gibi Nâzım Hikmet komünistlikten değil, orduyu isyana teşvik suçundan askeri mahkemece mahkûm edilmiştir.
Cumhurbaşkanı iki elçimizi kabul etti
Ankara 12 — Cumhurbaşkanı bugün Beyrut elçimiz Celâl Abaeıoğlu 11e Oslo elçimiz Süreyya Anderiman'ı kabul etmiştir.
Korede Amerikalılar Kum nehrinin gerisine çekildiler
Amerikan kuvvetleri kurmay başkanları dün Tokyo'ya vardılar I » -----
Pakistan hükümetinin Koreye asker göndermek için müracaatta bulunduğu söyleniyor
Nevyrok 13 (R) — Kore harbi münasebetile Amerlkada büyük bir heyecan vardır. Bazı ayan Rusya ile siyasî münasebetlerin kesilmesini, bazıları İse atom bombası kullanmak için Tnı-man'a salâhiyet verilmesini istiyorlar.
Askeri harekât hakkında dün selen haberler pek İyi değildir. Amerikan askerleri, Güney Kerenin şimdiki başşehrinin 30 kilometre şimalindeki Kum nehrinin gerisine çekilmişler ve nehir üzerindeki köprüleri uçurmuşlardır. Buraya takviye kıtalan gönderiliyor. Fakat komünistler de mühim kuvvet sevkedlyorlar. Hav» kuvvetleri Kuzey Korelilerin ileri hareketini yavaşlatmağa çalışıyorlar.
Hoover’in demeci I1» k"Iar h"r
lerln Rusyayı tecrit etmek u-Nevyork 13 — Eski Cumhur- ^re birleşmeleri lâzım geldlğl-başkanı Hoover komünizm im- nl söylemiştir.
ARADA BİR
Meclislin s@n «jünıerl
Dünya nüfusu
Yiyecek miktarı bu nüfusu besliyemiyecekmiş
Londra 13 (R) — Amerikan mütehassısı Dawls'e göre dünya nüfusu bugünkü nispette artarsa gıda kaynaklan bir gün bu nüfusu besllycmiyecektlr. Amerikan mütehassısı nüfusun İJ2 senede bir misU arttığını söylemiştir.
Metresini yaraladı
Balatada Karadeniz otelinde kahvecilik eden Nusret Sevinç İsminde birinin bir müddettir dargın bulunduğu metresi Ayşe. Nusretl görmek üzere dün gece otele gelmiş ve Nusrete tekrar barışma teklifinde bulunmuştur. Nusret Ayşenln bu teklifini kabul etmemiş, Ayşe de Nusrete ağır sözler sarfet-mfştlr. Buna kızan Nusret bıçağını çekerek kadının üzerine atılmış ve onu muhtelif yerlerinden yaralamıştır. İşe el koyan zabıta, yaralıyı tedavi altına aldırmış. Nusret de bıça-ğıyle yakalanmış Ur,
Amerikan Kurmay Başkanlar: Tokyo’da
Nevyork 13 (R) — Amerikan ordusu kara ve hava kuvvetleri genel başkan yardımcıları dün akşam Tokyo'ya vasıl olmuşlardır. Tokyo'da general Mac Arthur Ue Kore harekâtının idaresi hakkında görüşeceklerdir. Amerikanın Pasifik donanması Başkomutanı da Tokyo-ya gidiyor.
Bir teklif
Vaşüngton 12 — Âyan Meclisi savunma komisyonu başkanı. Birleşmiş Milletler üyesi bazı memleketlerin Koreye kara kuvvetleri göndermek teklifinde bulunduklarını söylemiş, fakat bu devletlerin isimlerini söylememiştir.
Diğer taraftan Pakistan’ın Koredekl Amerikan kuvvetlerini kendi askerî kuvvetleri!® desteklemek tekllflndo buiuu-
1 duğu bildiriliyor.
Evet bizinı Büyük Millet Meclisinin tatilden evvel son günleri pek hararetli ve pek sürekli çalışmalarla geçer. Bu, tek parti rejiminden ve sonra da Halk Partisi ekseriyet devrinden kalma bir usuldür. Çıkması güçlükle mümkün olacağı zannedilen kanunlar, kararlar hep son günlere toplanır; mümkün mertebe zayıf bir ekseriyetle çıkarılırdı. Müzakereler o kadar süratle olurdu ki bizim gazete muhabirleri not tutamazlar, bitap düşerlerdi. İçtimalar sıklaştığı, u-zadığı nispette oturumlar, da az âza bulunurdu.
Bunun yeni Mecliste böyle olmayacağını zannederdik. Fakat Matbuat Kanunu da dalıil olduğu halde bayramdan, yani cumartesi gününden evvel bitirilmesi arzu olunan Af Kanunu vc daha diğer kanunlar var. Hele suallerin haddü hesabı yoktur. Geçen gün ruz-nanıede yirmi bir kadar sual olduğunu yazıyorlardı. Sualler o kadar çoğaldı kî gazeteler onlardan müzakere esnasında şiddetli münakaşalar veyahut istifa teşebbüslerini mucib olacak bir şey olmazsa bahis bile etmiyorlar. Bu alâkasızlık hic de
iyi değildir. Çünkü sual mü. essesesı bizim demokraside son dört seneden beri mühim bir yer tutmuştur. Birçok bilinmiyen şeyler hakkında malûmat almıyor.' yanlış inanışlar tashih olunuyor; millet bu suretle resmî ağızlardan en yüksek kürsüde söylenen sözlerle malûmat sahibi oluyor. Bu pek faydalı bir iştir; fakat her şeyin kıymeti o şeyin az-lığıyle ölçüldüğü gibi sözlü soru denilen şu sual takrirlerinin kıymeti ve ehemmiyeti de azlığında ve bilhassa yazılan takrirlerin ve şifahî izahatın ve aym zamanda cevapların kısalığın, d a dır.
Meclisin tatili elbette ki lâzımdır. Fakat Anayasa, Meclisin mutlaka falan ayda tatilini emretmiyor. Bayramdan sonra daha bir hafta veyahut iki hafta toplanmasına bir mâni yoktur. O vakit dar l»İr zamanda çok iş çıkarmak marifetine lüzum kalmaz. İşler de daha salim bir yola girer. Fakat dünkü gazetelerde Meclisin evvelki günkü sabah içtima-ında ekseriyet bulunmadığını okuyunca tatilin tehiri tavsiyesine kalkışmak galiba pek doğru olmıyacak gibi.
■A AA-
BaNfe 1
ı cnim uz

Ankaradan intibalar
I" k ti dar değişikliğinden sonra Ankaraya yaptığım ilk ziyaretin intibaları benim İçin hayli şaşırtıcı »Idil, Gözümü açtığımdan beri iktidar değişmesinin ne olduğunu ilk defa görüyor ve böyle bir hâdiseyi bütün teferruatiyle önceden tahmin etmenin mümkün olmadığını anlıyordum. . ,
Trende birçok milletvekili ile tanıştık. Trenden mm. et doğru Ankarapalasa gittim. Ankarapalas, Ankara-nın bu politika oteli eskisinden daha hareketli. Giren çıkan eskisinden daha fazla. Fakat daha çok yeni şahsiyetlerin uğrağı. Hiç tanımadığım insanlar görüyorum. Milletvekili olduklarını söylüyorlar. Fevzi Lûtfi Karaos-manoğluna salonun kapısında rasgeldim. Bîriyle konuşuyordu. Hemen kulağıma «Bu sabah Devlet Bakanı ol. duğunu» fısladılar. Dört beş ay evvele kadar Feyzi Lüt-fi Karnosmanoğluna yine bu salonun bir köşesinde çekingen mülakatlar yaparken raslanırdı. Şimdi o çekingenliği kalmamış. Fakat elini yine herkese aynı muhabbetle. aynı samimiyetle ve sadelikle uzatıyor.
Gazeteci milletvekillerinin delâletiyle Büyük Millet Meclisinin gazinosuna giriyoruz: Salonda masa, sandalye. her şey eski, hizmet edenler eski, fakat müşteriler yeni. Hepsi milletvekili. Bir zaman Büyük Millet Meclisine girebilmek için nüfuzlu bir milletvekilinden beraber kart temin etmeğe çalıştığımız ahbaplardan bir kısmı şimdi buranın yerlisidirler. Ayak üstü konuşup encümene gitmek üzere müsaade istiyorlar!
Yeni milletvekilleri gazetecilere karşı çok my* tefti tirler. Ne istediğimizi soruyorlar ve istedıklenmiri benimsemeye hazır olduklarını, kendilerine bu- not vermemizin bu işi yapmaya kâfi geleceğini söylüyorlar.
Mitinglerde görmeğe alıştığımız Adnan Menderes Büyük Millet Meclisinden, yanında Samet Agaoglu olduğu halde çıkıyor ve Başbakanlık otomobiline binerken Ankarapalasın Önünde biriken halk bu gidişi seyre-
1 Ta Halk Partililer? Onları bulmak için şimdi Ankarada havli aramak lâzımdır.
Şevket RADO
Sahah Gazeteleri Ne Diyor?
Mecliste hararetli
Ara seçimleri bu sese yaptlmıyacak
Askerlik, Yedeksuhay kanunlarında de-ğifildik hakkındaki tasarılar kabul edildi rumda müzakeresine başlanıp sevk tarihinin muvazzaflık hizmetinin başlangıcı sayılması İçin komisyona geri verilmiş
Ankara 12 ’AjA) — Büyük Millet Meclîsi bu sabah saat 10 da başkan vekillerinden İstanbul milletvekili Fuat Hulusi De-mlrclU'run başkanlığında toplanmıştır.
Oturum açılınca. İstanbul milletvekili Hüsnü Yaman ve iki arkadaşının milletvekilleri ara seçiminin bu yıl yapılmaması halikındaki önergesi okun muş, bu mevzuda söz alan C. H. P. milletvekillerinden Zihni Beti!, Avni Doğan ve millet partisinden Osman BÖlükbaşı önergenin aleyhinde bulunmuşlar ve 1950 Eylül ayında ara seçimlerin yapılmasını İstemişlerdir.
Önergenin lehinde konuşan hatiplerin mütalâaları dinlendikten sonra oya müracaat edilmiş ve neticede önerge ekseriyet tarafından kabul edilmiştir.
Bundan sonra, kürsüye gelen Devlet Bakanı Başbakan Yardımcısı Samet Ağaoğlu. pasaport ve yabancıların memleketimizde İkametleri hakkındaki kanun tasarılarının süratle çıkarılması için İçişleri, Dışişleri ve Adalet komisyonlarından mürekkep geçici bir komisyon kurulmasını istemiş ve bu istek kabul edilmiştir.
Müteakiben, askerlik kanununda bazı değişiklikleri tasam m un eden ve dünkü otu-
Matbuat kanunu
Abldin Daver CUMHURİYET’ te diyor ki:
«Hakiki matbuat mensuplarının istediği basın kanunu, memlekete ve demokrasiye hizmet gibi balla bir emelle çalışanların hürriyetini koruyacak, onları ecza tehdidiyle sustu nruya-eaJt, kalemleriyle beraber elleri kelepçeye vurularak mahkemelerde süründürmlyecek re hapislere attırmıyacak bir kanondur; yoksa gazete vasıta-■tylo İşlenecek suçlan cezasız bırakacak re matbuat hürriyetini millet ve memleketin yüksek menfaatlerine zarar verecek surette suiistimal edenlere kalkan olacak bir kanun değildir.
Dâvanın ruhu, basın kânununun muvazenesini sağlamaktadır. Fikir vc tenkld hürriyetini baltalamıyan, fakat aynı zamanda hem memlekete, hem matbıfht hürriyetine zarar verecek suçlan cezasız bırakmı-yan muvazeneli bir basın kanunu yapmak lâzımdır.
Büyük Atatürk 1923 te, «Matbuat hürriyetinden doğan mah- ( zorların izale vasıtası gene mat-, buat hürriyetidir» demişti. O nun bo veclzesl ne yazık ki çok geçmeden unutuldu ve matbuat hürriyetinden doğan mahzurların İzalesi için matbuat hürriyetsizliği vasıta olarak kullanıldı. Elde edilen netice tama-mlyle aksi oldu. Matbuatın ağ-
una baam kanunlarlyle kilit östlinc kült vurularak neşri ve tenkidi memlekete faydalı olacak bir çok hakikatlerin örtbas edilmesi, bunların daha möba-lAğalı bir şekilde kulaktan kulağa fısıldanmasına mâni olamadıktan başka çok zararlı neticeler verdi, Şimdiye kadar susturma sistemini, muhtelif şekillerde tatbik ettik; İyi netice alamadık. Bir de Atatürkün yukarıdaki veclzesinde ileri sürdüğü prensip! tatbik edelim, bakalım ne olacak?»

Anayasa ve parti politikası
M. Ncrml YENİ İSTANBÜL' da diyor kİ:
«Demokrasi; belllbaşh vatandaş ve devlet hak ve yetkileri üzerine kurulmuş bir halk idaresidir ve bu bakımdan İdare devletinden büsbütün aynirr. Genç demokrasim İzi yaşatmak İstiyorsak, anayasamızı bütün faaliyetlerimizin kaynağı, hakemi ve nizamı tarzında düşünmek ve her ne pahasına olursa olsun ona karşı saygı göstermek zorundayız. Anayasa dururken, kanun yollariyle henüz değişmemişken, girişilen her aykırı hareket; yalnız anayasaya karşı bir hareket değil, aynı zamanda demokrasiye karşı, parlâmento sistemine karşı bir hareket de sayılmalıdır. Demokrat hükümetin bu konuda çok titiz
olmasını istemek her Türkün hem en, bûjrük hakkıdır, hem de en höyük vazifesi,»
*
Üç suale cevap
Ahmet Emin Yalman VA-TAfTds memleketimizdeki son siyasi değişikliklerden bahisle vaziyeti tahlil ederek diyar kİ:
«Milletin ekseriyetinin müstakillerde olduğu, bunların parti değişikliği beklediği unutulmamalıdır. Demokrasi gelişmemizde tesirli bir rol oynıyan müstakil Türk gazeteleri, umumi efkârın hizmetinde vazifelerine şaşmaz prensip ölçüleriyle devam edeceklerdir, Demokrat Parti iktidarı; gurura, parti hislerine. tenkide karşı tahammülsüzlüğe kapılıp milletle temasını kaybederse ve Halk Partisinin eskiden yaptığı gibi, kapalı bir âlemde nazari mantığın vc parti İhtirasının esiri kalırsa, hatasını pek çabuk an Uyacak ve doğru yola gelecektir,
Bundan başka Demokrat Parti İktidarı, Meclisin kasıma kadar olan tatil devresinde müspet işlerle meşgul olmak zaman ve İmkânını bulacaktır. Her sahada kolayca tashih edilecek hatalar, milleti tatmin edecek hayırlı tedbirler tatbiki beklenir. Böyle bir gidiş de. politika havasını tasfiye etmeğe ve alâkalan müspet milli meseleler özerine toplamağa herhalde ft-mll olacaktır.»
müzakereler oldu
Arsa spekülâsyonu sualine Adalet Bakanı cevap verdi
Meclis muhtelif sorular, bu arada dil meselesi hakkında görüştü
Ekmek meselesi
Demokrat Parti müfettişi Hüsnü Yaman’m demeci
Dış ticaret
Basın kanunu
rejimi
Ankarada yapılan toplantılar sona erdi
Dün komisyonda hararetli müzakereler oldu
bulur.an kanun tasarısının müzakeresi bugün bitirilmiş ve bu kanunun ek maddesi, 1 Ekim 1950 tarihinden İtibaren yürürlüğe girer» şeklinde deriştirilerek tasan kanunlaşmıştır.
Bundan sonra yedeksubay ve yedek askeri memurlar hakkından 1076 sayılı kanunun 3923 sayılı kanunla değiştirilen 3 cü maddesine bir fıkra eklenmesine dair kanun tasarısı müzakere edilerek kabul edilmiştir.
Emekli binbaşı tötfl Çan’ın dilekçe komisyonuna yapmış olduğu müracaatın ve dilekçe komisyonu rapnmnıın müzakeresinde söz alan bazı milletvekilleri Lütfl Cana şahsî kin ve İğbirar yüzünden sicil veril-mlyerek emekliye ayrıldığını ileri sürmüşler ve vazifesine ladesini tazammun eden komisyon raporunun kabulünü istemişlerdir. MIHI Savunma Bakanı Refik Şevket tnce, Lütfl Çan’ın sicilinin usul dairesinde verilmiş olduğunu, bundan dolayı raporun reddinin uygun düşeceğini söylemiştir.
Neticede, dilekçe komisyonu raporunun reddine karar verilmiştir.
Askerlik müddeti
Ankara 12 — Askerlik müddetini muayyen devrelere indiren kanun tasrısı 1 ekim 1950 den itibaren, yürürlüğe girmek üzere bugün Büyük küllet Meclisinde kabul edildi. Müddet deniz için 3, jandarma, gümrük muhafaza İçin 2.5. diğer sınıflar İçin iki senedir.
Yine bugünkü toplantıda yedeksubay lann kıta ve müesse-aelerdekl hizmetlerinin İcabında kısaltılması için Bakanlar Kururuna salâhiyet veren tasan da münakaşa edilmeden kabul olunmuştur.
Bîr «eyrüıefer mütehassısı geldi
Dûn şehrimize Gernik tamln-btr seyrüsefer mütehassısı gelmiştir. Mütehassıs İstanbulun seyrüseferini tetkik ederek bir rapor hazırlıyacaklLr.
Evlenme
btanbui Kız lisesi Tabiiye oğ-rotmeni Hikmet Blyal ile doktor Mcmeddln Hakin İzmirll’nin nikâh töreni 12/7/960 çarşamba E ünü güzide davetli kitlesi huşum İle Beyoğlu Evlenme dairesinde yapılmıştır. Yeni eville->t> .aaadrtlcr dileriz ı
Millî Eğitim Bakanı geldi
Milli Eğitim Bakanı Avnl Başman dün şehrimize gelmiştir, Bakan gazetecilere mezunen geldiğini söylemiş ve demiştir ki:
«İnönü'nün resimlerinin Cumhurbaşkanı olarak ders kitaplarında bulunması tabiatlyle doğru olamaz. Çünkü hâlen Cumhurbaşkanı değildir. Bunlar çıkarılacaktır. Cumhurbaşkanı olmıyan bir kimsenin eski unvanı ile gösterilmesi siz de takdir edersiniz İd, yersiz o-lur.»
Bakan 00 yaşını doldurmuş lise öğretmenlerinden tekaüt edilmesi İcap edenlerin ders yılı başına kadar tekaüt edileceklerini. bu hususta Milli Eğitim müdürlerinin raporlarının tetkik edilmekte olduğunu söylemiştir.
Varşova büyük elçimizin vazifesine son verildi
Ankara 12 — Varşova Büyük elçisi eski Adalet Bakanlarından Şinarl Devrin'İn vazifesine nihayet verilmiştir. Vaziyet kendisine bildirilmiştir. Şlnasi Devrin bugünlerde memlekete dö-;ıw i:!!r.
Demokrat Parti müfettişi Hüsnü Yaman, dün gazetecilere istanbulu alâkadar eden meselelerden bahsederken ekmek işine temas etmiş vc demiştir ki:
«— Ekmek meselesi Ankarada Ekonomi ve Ticaret Bakanlığında inceden inceye tetkik edilmiştir. Hükümetin umumiyetle aldığı karar randımanı 79-81? indirmek suretiyle beyaz ve kepeği az ve ayni zamanda kiloda en az beş kuruş ucuzluğu temine matuftur. Hükümet bu karan alırken, üç kuruşu muamele vergisi ı>larak tenzil etmiş ve bir kuruş da değirmenlerde muhtelif manlpülasyon ve malzemedeki tasarruflarla indirme yapmayı düşünmüştür. Bu flat ve kalite karan beher kilo un üzerindedir. Halbuki ekmek haline gelince tenzilâtı biraz daha fazla yapmak imkânı bulunabileceği kanaatindeyim. Bu noktadan, şimdiki halde 900 gram ekmek İçin otuz kuruş Hat kabul ediyor kİ buna göre, bugün kalitesi düşük ve hacmi küçük olan 575 grama nlsbetl yapılırsa ekmeğin ne kadar düşürülebileceği anl aşılabilir j
Bir gazeteci müfettişe şu suah sormuştur :
«— Ekmek meselesi öteden bert bir türlü istikrar bulamıyan bir hâdisedir. Sizce bunun sebepleri nelerdir?
«— Bu mevzuda tstanbulda bir değirmenler ve fırınlar derdi normal bir tutumu daima engellemektedir .Ekmek dedikodusunun dayandığı muhtelif amiller var: Bunlardan bilhassa büyük değirmenlerin bir araya gelerek tröst halinde birleşmeleri, küçük değirmenlerin de kırma kapasitelerinin, azlığı engelleyici sebeplerden biri olduğu gibi tahdit edilmiş fırınlann da bu mevzuda müstehlik aleyhine büyük rolü vardır. Başlıca bu lifi mühim sebebi önllyebüdiğimlz takdirde (kı ikisini de önlemek kabildir! flat İstikrarına dalma imkân bulabiliriz. Hattâ İddia edebilirim İd büyük fedakârlığı kabul etmek suretiyle muamele vergisini indiren bugünkü İktidar hükümetinin bu indirmeyi yapmadan bile başkaca alınacak tedbirler sayesinde bugünkü kalite Ve şeraiti haiz ekmeği rahat rahat yirmi kuruşa satmak mümkündür.
Şu halde hükümetin muamele vergisini de tenzil edecek olursak yeni alınan kararlarla beyan ve kepeği az ekmeğin 900 gramı otuz kuruştan daha aşağı satmak mümkün, olacaktır kanaatindeyim.
Ankara 12 (A.A.) — 1950-1951 dış ticaret rejimi hakkında Ankara da yapılan toplantılar bugün fiilen sona ermiştir.
Geçen hafta memleketin her tarafından gelen İhracatçı, ithalâtçı ve sanayici mesleki birlikleri temsllen hazır bulunan tacirlerimizin ve alâkalıların huzurlyle başlıyan toplantılarda her meslek grupu görüşlerini birer raporla tesbit etmiş ve bu raporların telifi işi her meslekten. bırakılan mümessillerle son üç gün zarfında yapılan, çalışmalar neticesinde tamamlanmıştır.
Bu münasebetle bugün yeni rejimin İlânı tarihi ve başlıca hususiyetleri hakkında İzahat isti yen bir arkadaşımıza Ticaret ve Ekonomi Bakanı Zûhtü Ve-llbeşe demiştir kİ:
«Bu senekl dış ticaret rejimini, memleketin bu İşlerde tecrübe sahibi tacirleriyle birlikte ve mesuliyeti paylaşarak tesbit e-dlyoruz. Aldığımız neticelerden memnunuz. Bu vesileyle çalışma l ara katılımlara burada teşekkür etmek isterim. İhracat çılarla milli sanayiimiz arasında beliren bir ihtilâftan başka bütün noktalar telif olunmuş ve rejimin «sası kararlaştırılmıştır.
İhracatımız bu sene Usanssız olarak serbestçe cereyan edecektir. İthalât İçin AvrupalIlar arası kararlara uyarak büyük bir kısım maddelerin İthali serbest olacaktır.
Serbest listeye giremlyen maddelerin İthalini de formalite bakımından kayıtlan asgariye indirilmiş bir rejime tâbi tutuyoruz. 18 lerden beklediğimiz bir haber ve telifi geciken bir nokta sebebiyle rejimin İlânı Bayramdan sonraki halta İçkide yapılacaktır.»
Millî saraylardaki eşyalar tesbit edileccek
Ankara 12 — Büyük Millet Meclisi Hesaplan inceleme komisyonu önümüzdeki ayın birinden İtibaren. İstanbuldakl sarayların eşyalarının tesbit ve tadadına başlayacaktır. Bunun için sekiz kişilik bir komisyon teşkil olunacaktır. Başta Dol-mabahçe olmak üzere bütün sarayların tarihi kıymeti haiz eşyaları tadat ve tesbit edilecektir.
Aynı komisyon şimdi Çanka-yadakl köşkün ve Büyük Millet Meclisinin eşyalarını tesbit etmektedir. Komisyon bu eşyalardan noksan bulduğu takdirde
Ankara 12 (Telefonla) — Basın kanunu tasarısı üzerinde karma komisyonda bugün hararetli müzakereler olmuş, bâzı milletvekilleri bu kanuna hiç lüzum olmadığını, ceza □unda maddeler mevcut ğunu, diğer kanunların maddelerinde yapılacak lâtla maksadın hâsıl olacağını İleri sürmüşlerdir. Maddelere geçilmiş, kanunun beşinci maddesine kadar olan hükümleri kabul edilmiştir, Tasarı pek u-zun olduğundan bu vasiyete göre Bayrama kadar çıkarılması şüpheli görülüyor.
Basın kanununu çıkarmak 1-çln Meclisin bayramdan sonra da çalışmalarına devam edeceğinden bahsedenler vardır.
Diğer bir mütalâaya göre, gazete çıkarmağa mahsus hükümleri muteber olmak üzere, eski kanununun muvakkaten yürürlükte kalması ve bu zaman zarfında daha esaslı bir tasarının hazırlanması uygun olacaktır. Komisyon yarın da toplanacaktır.
Celâl Bayar ve Bas m kanunu
Ankara 12 (Türk Ajansı) — Cumhurbaşkanı Celâl Bayar, evvelce de belirttiği gibi bir memleket dâvası olan basın kanununun hazırlanması işleriyle yakından alâkadar almaktadır. Bugün öğleden sonra Büyük Millet Meclisine gelen Celâl Bayar, karma komisyonun dağılmasından sonra Konya milletvekili Saffet Gürol İle Şevket Rado ve Hayrı Alpar'ı hususi dairesinde kabul etmiştir. Cemiyet mümessilleriyle uzun müddet görüşen Celâl Bayar, basın kanunu tasarısının geçirdiği safhalar ve son durumun, mahiyeti hakkında İzahat almıştır. Konuşmalarda karma komisyon başkanı da bulunmuştur. Bayar. eski temennilerini tekrar ederek, bu memleket, dâvasının demokratik esaslara göre behemehal halledileceğini, bu değişmez prenslpln muhakkak surette yerine getirileceğinde asla tereddüt edilmemesini blidir-dîrm iştir.
Ankara 12 — Büyük Millet de vukubuldugu belirtilen bazı Meclisinin bugünkü oturumun- yolsuz tahsilat ve vergi affı işi da söz alan. Maliye Bakanı Halil | hakkındaki sözlü sorusu mevzuu Ayan, milletlerarası Kalkınma bankasından yapılacak İstikraz mukavelesinin Büyük Millet Meclisince tasdiki İçin tç. Tarım ve Ulaştırma komisyonlarından seçilecek ve üç kişiden terekküp edecek olan bir geçici komisyonda incelenmesini teklif etmiş ve kabul olunmuştur.
Bundan sonra sözlü soruların, müzakeresini' geçilmiş, Çankırı milletvekili Kâzım Arar'ın. EU-mesut vc Yenişehirdekl bazı araziye alt sual takririne Adalet Bakam Halil özyarük cevap ! vermiştir.
Bakan, Yenlşehlrdeki Atatürk lisesi ve Sarar ilkokul arsalarının İMİ de Abdibhallk Renda tarafından Andon veresesinden 1000 liraya satı nalınıp bilâhare Atatürk lisesi için bir kısmını ’ 15.614 liraya hazîneye sattığını, geri kalan kısmını da muhtelif eşhasa 125.296 liraya devrettiğini anlattı ve Sarar okul arsasını da hazîneye bağışladığını ilâve etti.
Boz alan takrir sahibi meselenin şahıs meselesi olmadığım, Ankarada evvelce dillere das-tan olan bir arsa spekülâsyonunum mevcudiyetinin muhakkak bulunduğunu söylly erek bütün resmi daire arsa sahlplert-. nin tesbit edilerek, mal bey anı-. na tâbi tutulmalarını temenni etti.
bahis oldu.
Maliye Bakanı Halil Ayan, buna gelecek oturumda cevap verebileceğini söyledi. Sinan Tekelioğlunun memleke 11 mizde yapılması mümkün olan malzeme ve yedek parçaların dışardan getirilmesi hakkındaki sözlü sorusuna Zühtü Veli Beşe cevap vererek, bu İşin devletin unıuml ekonomi politikasına taallûk ettiğini ve devletlerarası bir flat ayarlamasının bu işi de halledeceğini söyledi ve;
c— Serbest ticaret rejimini tesbit İçin İthalât ve İhracat tacirleriyle birlikte sanayicileri de davet ederek İthalât politikamızın müzakerelerini beraber ce yaptık. Bu sanayiimizi nasıl koruyacağımızı hep beraber göz den geçirdik. Bunu da yüzde yüz serbest rejimin teessüsüne kadar hazırlıklarımızı yapmak ü-zere bir karara bağlamak üzereyiz,» dedi.
Dil meselesi
Müteakiben, İstanbul milletvekili doktor Mükerrem Sarol’un Anayasanın ikinci maddesindeki «Devlet dili Türkçedir» fıkrasının yorumlanması hakkındaki takriri müzakere mevzuu oldu.

kanu-oldu-
tadl-
ipekçilik
Müteakiben Bilecik milletvekili Talât Oran’m ipekçilik sanayiimizi yaşatabilmek için hükümetçe ne düşünüldüğü hakkında sözlü sorusuna Ticaret ve Ekonomi Bakanı Zühtû Veli Beşe cevap verdi ve Ziraat bankasının yardım etmesi esası üzerinde durulmuşsa da bilâhare piyasa kâfi derecede yükseldiği için buna dahi lüzum olmadığı anlaşıldığını belirtti. Sözlü soru sahibi de sun'i ipek ithalinin memleket ipekçiliğine zarar verdiğini anlattı.
Varlık vergisi
Bir kısım milletvekilleri, bu maddenin yorumlanamıyacağı tezini ileri sürdüler. Anayasa komisyonu sözcüsü, hatiplere cevap vererek yorum yapılabileceğini bildirdi. Yorum yapı-labiiip yapılamıyacağı hususu reye kondu. Neticede Anayasanın İkinci maddesinin tefsirine gidilemlyeceğ! kararlaştı.
BORSA
Askerî Şûraya tâyin edilenler
Ankara 12 — Eski Hava kuvvetleri kumandanı Zeki Doğan, eski Genelkurmay ikinci başkanı Muzaffer Tuğsavul, general İzzet Aksalur Askeri Şûraya tâyin, edilmişlerdir.
10,07 İlk Avrupamn en İyi ■ Traş Bıçağı H
U/T/1S50 ftnll eri
çekisi
Londr» 1 SlerLlsı *7®
Now Veril IOT Dolar 29252
Pwl» 100 Franrn f. ojto
Slokfcctm 100 İsveç Kr. tt.1250
Cenevre 100 İsviçre F. S4 03
Amerlerdim U» VlortD T3.634C
BrüKseJ 100 Belciluf. 8.60
Ltrbon 100 EsteUdH 9.T39O
ESHAM VE TAHVİlAT
% J FAİZLİ TAHVtLLCT
Sivas - Crrııruın i 21.-
Sivas • Enurum 3-1 21.19
1941 Demiryolu 1 11 15
İÖIJ Demiryolu U 11.08
1941 Demlrvolu ED nsû
MİİH Mddala» 21 .M
MAİLİ MUdalna U 20.N
Milli Mürlalaa İH 20 SO
Milli MOdafan IV »10
% ■ FAİZLİ rAKVİLLSB
Kalkınma 1 9C.70
Kalkınma n 96-70
Kalkınma İH 9650
94» tstlfcrm 1 M-
04» tillkrau □ M 30
1941 Demiryolu B9.—
1S4JI İsUkran L 98,—
% 4J FAİZLİ TAHVİLLER
UHS taivlll »e —
% 5 FAİZLİ TALTÇİLLEB
1933 Er cani 23--
1U38 lkramlyoll aı.—
MıU! Müdaiaa 30.80
Demiryolu IV BS.—
Demiryolu v BU.—
AKADOLO DEMİHVOLU GHUPO
Tanvtıies ı-a UX50
Hisse «ncUcrl * SJ 33J0
MUmUSll M0C1 6L-
ŞİRKET HİSSELHaİ
Merkez Bankası 123-—
Aralan Çimento «JB
T. Ticaret Uanlsaal 8.-
la Baokaıa 30.—
SARRAFLARDA ALTIM
taiııdar
3430
Türk Ul-uu M.—
sterlin «S.lö
ICIUCO S. 13
8» X.

Kabul edilen mazbatalar
Büyük Millet Meclisinin akşam on sekizde yapılan diğer bir uturumımda, Tunceli milletvekillerinden Hızır Aydın, Haşan Remzi Kulunun Denizli milletvekillerinden Eyüp Şahinin seçim mazbataları kabul edildi. Müteakiben. Türkiye -Norveç arasında ticari ödeme anlaşmalarına altı protokolün onanması ve Türkiye - Belçika ekonomik birliği arasındaki ticaret ve ödeme anlaşmalarında değişiklik yapılması hakkındaki ek protokolün onanmasına dair kanun taşanlarının birinci müzakeresi yapıldı.
Ackeri ve sivil fabrikalarda çalışan işçiler üzerindeki murakabe salâhiyetinin İşletmeler Bakanlığından alınarak Çalışma Bakanlığına devredilmesi hakkındaki blir kanun maddesi müstaceliyetle müzakere edilmiş ve ekseriyetle kabul olunarak kanunlaşmıştır. Meclis yarın (bugün) öğleden evvel toplanacaktır.
D. P. yeni il idare kurulu seçildi
Demokrat Parti birinci bölge müfettişi İstanbul milletvekili Hüsnü Yaman. Demokrat Parti genel idare kurulundan İstan-bulda inhliâl eden il İdare kurulu yerine yeni bir heyet kurmak kararını tatbik etmiştir. Buna göre yeni heyet aşağıdaki zevattan teşekkül etmiştir:
Ülviye tsvan. general Ali Karadeniz, Balâhaddin Genç, Mis-bah Mukbll Uraz, Flruzan Uras. Hüseyin Avnl Sağ ar oğlu, Enver Hakver, Muzaffer Şahinoğlu, Hüseyin Cahld Evronosoğhı.
Yeni heyet .bugün ilk toplantısını yaparak vazife ta kaimi seçimini yapacaktır.
Ordular futbol
şampiyonası
Ankara 12 (AJU) — Ordular futbol şampiyonası karşılaşmaları bugün 19 mayıs stüdyomun da saat 16 dan itibaren başlanan iki maçla vt kupa verme töreni He sona ermlî ve Hava kuvvetleri takımı 1950 yılı ordular futbol şampıyaıiu olmuştur.
13 Temmuz 1950
A K 5 A M
Sahile 3
Yüzbaşılığa terfi müddeti
Genç subaylar müktesep haklarının korunmasını istiyorlar
Harb okulundan 943 senesinde mezun olan ve halen üst-teğmen rütbesinde bulunan ve bu Ağustosta yüzbaşılığa yükselecek gençlerin sayısı bin kişidir.
Sabık hükümet zamanında çıkan 5611 numaralı kanunla üsteğmenlik müddeti 3 seneden 6 seneye çıkartılmıştır. Bu vaziyet karşısında bu sene yüîbaşı olmayı bekleyen, bin üsteğmen ancak 3 sene sonra yüzbaşı olabilecektir. Gençler bu vaziyetten bir kac bakımdan zarara uğramaktadırlar.
Evvelâ aralarında bir sınıf fark olan ve geçen Ağustosta yüzbaşılığa terfi edenlerle yeni kanunun tatbikatı dolayıslla yüzbaşılıkları 3 sene sonraya bırakılan gençler arasında 4 senelik bir kıdem, rütbe ve maaş farkı hasıl olacaktır.
Yeni kanunun Harb okulu'i-dakilere tatbik edilmesi suretile üsteğmenlikten yüzbaşı olmak İçin 30 Ağustosu bekleyen genç subaylann mağduriyetini mucip olmaması için Ordu milletvekili Feyzi Boztepe Meclise bir soru takriri vermiştir. Takririn bugünlerde görüşülmesi beklenmektedir.
Genç subaylar, kanunun kendilerine şamil olmaması İçin alâkalı makamlara müracaat etmişlerdir,
İstanbul şenlikleri
1 Ağustosta başlıya-rak Ekim sonuna kadar sürecek
Eminönü Halkevinln hazırladığı zengin programlı İstanbul şenliklerine Ağustosun birinden itibaren başlanacaktır.
Bu şenlikler, hem ileride bir turist şehri olması istenen İstanbul un gelecek seyyahlar için cazip bir hale getirilmesine bir | başlangıç, hem de beş yüzüncü fetih yıldönümü münasebetiyle iki sene sonra yapılacak büyük şenliklerin bir denemesi olacaktır.
Halkevi şenliklerinin en mühim eğlencelerinden birisi ağustosun ilk haftasında Florya plaj ve gazinosunda yapılacak olan deniz eğlenceleridir. O gün gündüz çeşitli deniz yarışla rından başka deniz ve plâj kıra-Uçeleri seçilecek, o gece de gazinoda büyük bir balo verilecektir.
Ekim sonuna kadar devam edecek bu şenliklere Göksu deresinde eski eğlencelerin ih-yasiyle son verilecektir.
Yeni tip ekmek satışa çıkarıldı
.Unlardan muamele vergisinin kaldırılmasından sonra ekmeklerde başlıyan ucuzluğun tatbi-kına bu sabahtan itibaren başlanmıştır.
Bugün fırınlarda 79 - 81 randımanlı undan yapılmış 900 gram ekmekler 30 kuruşa satılmağa başlamıştır.
Yeni tip ekmeklerin unu 79 -81 dir. Şimdiye kadar çıkan ekmekler 84 - 86 randımanlı undan yapılmakta idi.
Seyahat Mektupları:
Büyük Britanya adalarında kulüpçülüğe benzeyen milliyetçilikler
Bu satırlarımı yazdığım sırada, İngUteredeki devir seyahatimizi tamamlamış bulunuyoruz. Edlnburgh’tan Londraya döndük; memlekete avdet içlu hazırlanıyoruz. Belki, yazım neşredliinclye kadar vatanımıza kavuşacağız.
Aldığım notların onda birinden bile okuyucularıma maruzatta bulunamadım. Çünsü burası bir cihandır: ayrı bir cihandır; dünyayı görüşümde de hayli İnkılâplar olduğunu 1-tlraf ederim. Memlekette mesleki çalışmalarıma devam ederken. bu intibaları, gerek müstakil mevzular h3linde. gerek satırlar arasında, ister istemez aksettirmek zorunda kalacağım.
Bazıma elbette bir tel ilâve edilmiştir.
Bize bu seyahati mükün kılan İngiliz dostlarımıza; bir tatsızlık çıkarmayıp millî vakar ve meslek haysiyetimizi hakkıyle temsil eden heyet arkadaşlarınca; bilhassa neşe kaynağı haleti ruhiyeslyle bizi lâtif bir hava İçinde seyahat ettiren Burhan Felek’e ve her tiirlü İhtiyaçlarımıza mukayyet olmakta ihtimam gösteren mihmandarımız Mr. John Benda’ya teşekkür ettikten sonra gelelim Ingiiterede çevirdiğimiz lâme-Mfe.

Londraya 20 haziranda varışlınızdan itibaren, İngiliz başkenti hakkında bir fikir edinip resmi temaslarda bulunduk ve merakı mucip başlıca müesseseler! tetkik ettik, tnglllzlerln ananeye itibarları meşhurdur, Binaenaleyh kıraliyetin dinamik askerî müzesi mesabesindeki temsili de fi) seyrettiğimizi ve amele hükümeti hükümranken bile halkın bu gibi gösterilere şaşılacak kadar c-hemmlyet verdiğini belirtmekten geri kalamıyacağım.
Nelekim, diğer şehirlerde, eski devirlere mahsus askeri tâlim ve muzlkafar, halkı pek cezbedlyor. Edinburgh’u (2ı ziyaret edişimize, bayrak indirme töreninde tskoç askerlerini seyredebilmek ve tulumlu çalgılarını dinllyebilmek İçin, yalnız lskoçyalılar değil, asıltan îs-koçyalı Amerikalılar da birikmiş bulunuyordu
Bu arada, Britanya adalarındaki, tskoçyalı, İrlandalI gibi «millet» lerin milliyetçiliğinden de kısaca bahsetmekslzin ge-çenıiyeceğim: Kendilerine kazara Ingiliz dediniz miydi, Mecliste hazır bulunan İngilizlerin hayret ve isyanını uyandırmaksan, şiddetle protesto ediyorlar Kendilerine İngiliz mües-seselerinln meselâ propaganda servisleri tevdi edilmiş bu zatlar. ingilizlerin — kendilerine kıyasla — evsaf düşüklüğünden (meselâ zekâsızhğından) bahsedebiliyorlar Eğer bizde aynı şey olsa; :Vay! Türklüğü tahkir!» diye hapse girerler. «İngilizlerin bir «ansı var. Lisanları taammüm etti de ortalığa hükmettiler, diyorlar Fakat biz İrlandalIlar da. tngi İtelere hadlerini bLldirmek üzere Amerikan milletini bilhassa İrlanda kaniyle yoğurarak İntikamımızı aldık', gibi sözler kullanıyorlar Soruyoruz: «Bu lâflara tngillzler kızmaz mı?» — Cevabı: «tngillzler soğukkanlıdır kızmazlar Fakat biz tr-Tnndaiıiar daha soğukkanlıyız... llh ..»
Dikkat ettim- tarttım, yokladım Inellizler, biitün bu hareketlere. fikirlere tenkidlere kar şı müsamahakâr bir zihniyeti öteden beri taklb ederek karşı tarafın milliyetçiliğini bir nevi Fenerbahçe kİ üpç ölüğüne tereddi ettirmişler Lâfta, şekilde kalmış. Şatolarda tskoç anıtları, meydanlarda müzikali İskoç törenleri ve sokaklarda ts- 1 çok kılıklan, çarşı ve pazarda îakoç kumaşları Fakat Ingiliz
(Arkası 7 nci sahlfcdeı
(Vâ - Nü) |
(t) Royal Toumement.
(2) Tazılarımdan birinde Midland işçi ve fabrikalarından bahsederken, dalgınlıkla, Man- , ehester yazacak yerde, Edin-burgh yazmışım. Seyahat yor- ' eunluğuna ve biraz da — birbiri ardınca fasılasız gördüğü-muz — manzaraların zihnimizde hâsıl etliği kargaşalığa bağışlansın.
Öğretmen, Subay ve Memurlara
TAKSİTLE, ISKONTOLU, KİTAP SATIŞI
Okul kitapları hariç, 1949 yılı sonuna kadar yayınlanmış bütün Milli Eğitim Bakanlığı Yayımlarının. %20 ıskonto ile ve taksitle satışına başlanmıştır.
Bakanlık yayımlarına ait kataloglar, Bakanlık yayınevleriyle Devlet Kitapları Mute-davil Sermayesi Müdürlüğünden tedarik olunabilir.
Devlet Kitapları Müdürlüğü İstanbul,
[AMERİKAN MASAL i :1O|

--pı Yazan ı Şevket RADO
Nevyorkun yüksek binaları ve damlardaki bahçeler
Rockfeller Center'ın tayyareden görünüşü
Gök tırmalayanlar neden yapıldı? — Bahçe ihtiyacı — Ekspres asansörler — 70 inci kattan şehrin görünüşü.
Nevyork Manhattan adası ü-zerlnde uzunlamasına olduğu kadar, yerin altına doğru derinlemesine ve gökyüzüne doğru yükselmesine üç istikametten «Mütemadiyen gelişen bir şehirdir. Adanın üzerinde uzunlamasına artık bir karış yer kalmamıştır. Tabiat parçası olarak adanın ortasında bıraktıkları Central Park çimenlikler, göller ve ormanlardan mürekkep tek nefes alma yeridir. 1-çlnde, arabacıları silindir şapkalı. 19 uncu asır tipi atlı arabalarla dolaşılıyor. Başlarını göklere değdirmiş bina yığınları arasında bunalan Nevyorklu, eğer şehrin dışına çıkmak imkânını bulamazsa kendisini, adanın tek yeşil yeri olan bu ormana atar. Amerikalı tabiata deîl gibi âşıktır. Bilhassa Nevyorkun içinde bu aşk ihtiras halindedir. Central Park bu ihtirası muvakkaten yatıştıracak tek ilâçtır. Arazi olarak milyarlara satılması İşten bile olmıyan Central Park’ı belediye gözü gibi saklamaktadır. Nevyorkta bir isyan çıkarsa ancak bu parsın satılmasından çıkabilir, diyorlar.
Nevyorklular 70 katlı, 100 katlı binaları yükseklik rekoru kırmak İçin yapmamışlardır. Adada yer kalmadığı ve insanlar da buraya artık sığamaz oldukları İçin yükselmek, küçük bir arsa üzerine sefertası gibi çok kat İstif etmek zorundadır'ar. Şimdi Nevyorkta yer yer alçak binalar yıkılmakta, yerlerinde yeni gök tırmalıyanların temcileri atılmaktadır. Nevyorkta her alçak bina gökyüzünde bir noktaya erişmeyi tasarlamış, besler gibidir. 30-40 sene sonra Nev-yorktakl bütün binaların 1G2 katlı Empire State Building veya 70 katlı R.C.A. Building ile omuz omuza geleceğini söylemek kehanet sayılmaz, şimdilik Nevyorkta 40 katın üstüne çıkmış 2$ gök tırmabyan vardır, 30 katlılar alelade bina sayılıyor. 2o katlılara gecekondu deneceği günler yakındır.
Ben gök tırmalayanlardan Rockfeller Centre.in 70 katlı R. CA. binasını gezdim. 15 yüksek binadan mürekkep olan Rocıt-feller Çenter Nevyorkun beşinci caddesi üstünde başlı başına bir şehirdir. Bu binalarda her gün 22 bin memurun çalışmakta olduğunu söylemek on beş haneli şehrin kalabalığı hakkında bir fikir vermek İçin kâfi gelir sanıyorum. Bu heyûlâ kalabalığı 100 milyon dolara malolmuş-tur. Bizim paramızla 280 milyon Türk lirası. Bugünkü kıymeti maliyet tîatlnden çok yüksektir. Yalnız R.C.A. binası için 25 milyon doLar harcanmışın Yüksekliği 255 metre. (Empire State Building 102 kah ile 379 metreye kadar yükselmiştir.)
R.CA. binası her gün binlerce talebe, taşradan gelmiş A-merlkalı ve seyyah tarafından geziliyor. On. on beş gezdlnci kız bu meraklıları gruplar nall-ne koyarak 1.5 dolara binanın en şayanı dikkat yerleri hakkında İzahat veriyorlar, Rockfeller Çenter milletlerarası bir binalar grupudur R.C.A yt Rnek teller yapmış. Fransular, tngillzler. İtalyanlar ve diğer milletler kendi İsimlerini vererek ve kendi ûslûplarlyle diğer binaları ilâve etmişler. RC.A. nın ait katlan binanın dört tarafından geçen caddelerin altlarına kadar uzanıyor, Belediye, caddelerin altına tesadüf eden kısımların kullanılmasına müsaade etmediği İçin o kısımlara duvar çekilerek daha Ötelere gidilmiş. Binanın en altı 800 kamyonluk bir garajdır. Buranın havasını değiştirmek için sarfedllen para He bizim anladığımız mânada evler sıralamak mümkündür.
Nevyorkta bahçe İhtiyacı o kadar şiddetlidir kİ bu yüksek binaları dolaşırken meselâ ye-
dinel katında, 15 inci katında, 40 inci katında bahçeler yapmak zaruri olmuştur. Rockfeller Cen-ter’dekl Fransız binasının yedinci katma çıktığımız zaman açılan bir kapıdan yemyeşil, yollarında sıra sıra bodur çamlar yetişmiş bir bahçeye girdik. Yüksek binaların teraslan ekseriya bahçedir, damlan bahçedir. Topraktan ayrılıp gök yüzüne doğru çıkmış, yerle alâkası kalmamış bahçelere, hakiki toprağı bulmak İsterlerse köklerini betonları delerek bir takım bürolardan, stüdyolardan, sinemalardan, mağazalardan. garajlardan geçirmesi icap eden ağaçlara ancak Nevyorkta rastlanabilir sanıyorum. Zavallı ağaçlar bu yüzden köklerini ancak binaların damlarına değdirebilin ektedirler
Nevyorktaki yüksek binaların damlarında eğer bahçe yapılamamışsa çatıları yeşile boyanmıştır. Yerde tutunamıyan yeşil mütemadiyen göğe doğru sürülüyor.
Yüksel ki yerin bu yer değildir... mısraını Nevyorkta en çok bu dam üstü bahçelerini seyrederken hatırladım.
Bir saat kadar süren bir gezintiden sonra Rockfeller Cen-ter'in ancak mahdut bir kaç binasını gezebilmiş, müteaddit asansörlere binip inerek R.C A. nın bir kaç salonunu dolaşabil-iniştik. Rehberimiz bu binaların hakikî mânaslyle değil bir haftada, bir ayda gezilebileceğini söylüyor, kendisinin de buna henüz imkân bulamadığını ilâve ediyordu.
Nihayet İçleri 30 kişiden fazla alan asansörlerden birine dolarak evvelâ 65 inci kata, sonra oradan başka bir asansörle 70 ___________________________________
inci kata çıktık. Rehberimizin1 tahsili görmüş bulunmaktadır.
YAPI ve KREDİ BANKASI’nm
Amerika ve İncillere den getirttiği öğretici ve eğlendirici kültür filmleriyle
İLK ÇOCUK SİNEMASI
Bu Cumartesinden itibaren tatil boyunca
H@r cumartesi gönü 10.3© - 11.3©
ATLAS Sinemasında
Her yer 30 kuruştur
Küçük çocuklar velileriyle beraber gelebilirler.
söylediğine göre, biz ekspres asansörlerden biriyle çıkmıştık. Asansörümüz saniyede iki kat geçiyordu ve bu yükselişte kulaklarımızın zarlan şişer gibi olduğu İçin İkide bir yutkunuyorduk. Binanın 5 inci katından 65 inci katına 30 saniyede çıkmıştık.
Asansör Nevyorkun ruhu gibi bir şeydir ve en çok asansör-cülerln grevinden korkulmaktadır. Bu korkunun sebebini ancak Nevyorklular anlıyabilir.
Beş kat daha çıktıktan sonra dağıldığımız terasta birdenbire biitün Manhattan adasını ayaklarımızın altında görüverdik. Bir bina içinde yükselmenin hududunu o kadar aşmıştık ki artık aşağıya bakmak kısanın başını döndürmüyor, her taraftan akıp giden renk renk otomobiller. o şayanı hayret trafiğin umumî görünüşü hepimizi eğlendiriyordu.
Şevket RADO
Turist rehberi yetiştirme kursundan mezun olanlar tstanbulun turist şehri olmasına gayret edilmektedir. Gelecek seyyahlara şehri gezdirecek mihmandarların yetiştirilmesi maksadiyie Eminönü halkevi.n-de «Turist rehberi yetiştirme» adı İle bir kurs açılmıştı.
3.5 ay devam eden kurstan 35 genç ınezun olmuştur. Bunlar belediye tarafından bir imtihandan geçirildikten sonra seyyahlara rehberlik edecek resmi elemanlar olarak çalışabileceklerdir.
Bıı 35 gencin her biri iki yabancı dil bilmekte ve an az İlse
Gürültü ile mücadele
İHAJIBUL HAYATI
Tatbikatta tereddüt
Valinin reisliğindeki toplantıda verilen kararlar
Dün öğleden evvel İstanbul İlçelerinde vazife gören kaymakamlar vali ve belediye başkanı doktor Fahrettin Kerim Gökay'm başkanlığında toplanarak şehri gürültüden kurtarma meselesini görüşmüşlerdir.
Toplantıda mühim kararlar verilmiştir. Bu arada prensip olarak otomobil ve kamyonların çift klaksonlarından birinin ta-mamlyle çıkarılması kararlaştırılmıştır. Bunun için hususi arabalara bir hafta, taksilere on beş gün mühlet verilecektir.
Ayrıca geceleri saat 23 den sabahın yedisine kadar otomobillerin kafiyen klakson çalmamalarına karar verilmiştir. Ayrıca demir tekerlekli arabaların gürültü yapmasına mani olacak tedbirlerin alınması ve arabacılar cemiyetine yazılarak bunlara lâstik tekerlek taktırıl-tnasl uygun görülmüştür.
Bunlardan başka şehir seyrüseferinin daha intizamlı olması için kalabalık semtlerde yayaların karşıdan karşıya geçmeleri için yeniden geçitler tesbit olunacaktır. Gürültü mevzuunda seyyar satıcıların da sabahları ve geceleri İlerlemiş saatlerde bağırmaları yasak edilecektir.
Demiryollarında çalışan muvakkat işçiler zam istiyorlar Devlet Demiryolları idaresinin Haydarpaşadaki birinci işletmesinde çalışan muvakkat 100 İşçi adına matbaamıza gelen bir işçi şunları söyledi: «Bizler ayda 65 Ura ücret alıyoruz, Bu parayı hangi ihtiyacımıza sarf edelim? Meselâ ben kirada oturuyorum ve 65 liranın 20 sini kira bedeli olarak ödüyorum. Geriye kalan 45 lirayla ile de geçinmek zorundayız. Diğer bütün arkadaşlarımın durumu da aynıdır. Bu İtibarla aylık kazancımızın arttırılması lâzımdır.»
RADYO
İSTANBUL RADYOSD öğle ve aksam programlan
12.Ş7 Açılıj programlar.
13.00 Haberler.
13.15 Dans müziği «Pl».
13.45 Şarkı ve »rkttler,
14.20 şerhe* saat.
MJ0 Şarkı ve türküler «PL».
14.50 Cnz müziği «Pl.».
15,00 Programlar ve kapanış,
17.57 Açılı? ve programlar.
18.00 Caz müziği «PL»
18.30 Operalardan aryalar «PL».
18, «5 Saz eserleri.
10,00 Haberler
19.15 İstanbul Haberleri.
19.70 Sololar.
10.35 Piyano 1le ew parçaları «PL».
19.15 Şarkı ve türküler.
20.15 Gitar soloları «Pl»
20.30 Gelir vergisi lr.iH1.tn.
20.15 Caz mOziâl «Pl.».
21.00 Küçük orkestradan melodiler.
2İ.2Ö Fasıl heyeti konseri. cSegâh».
22 00 Konncrto «Pl,».
22.10 Ara müziŞı «Pl ».
22.15 Haberler.
23.00 Dans müzifli «PL».
23.30 Programlar ve kapanı),
ANKARA RADYOSD öğle ve aksam nn-çramlan
12 23 Açılı? ve program,
12 30 M. S. ayarı ve Şarkılar. Okuyan: Sabite Tur.
13.00 Haberler.
13.15 Salon orkestrası «P1-».
13.30 Öğle Gazeteni
13.15 Orkestra «Pl.».
11.00 Hıra raporu, ataatn programı ve kâp an t’
18,00 Ineesa? «Kast fasit»
18.15 Sinema omuyla melodiler «Pl.» 19.00 M S. ayarı ve Haberler.
19.15 Geçmişte Btıgön.
19. H0 Yurttan Şçsİer
19.15 Radyo İle İngilizce
SO.ÖO Piyano sololar. «PL».
80.15 Radyo Gazetesi,
20.30 Şcrbes Saat.
20.35 Tamburla saz eserleri.
20.50 BaŞlama takımından oyun hn-
21.00 Konulma.
21.15 Dans orkestraları çalıyor «PL».
21.15 Konuşma: Sofilik saati.
22.00 Müzikseverin saati.
23.15 M. S. ayan ve Haberler, 23.00 Program ve knpnnts.
Yarın sabahki program
7 28 Açılış ve program.
7.30 1W. S. «yarı.
7.31 Hafif Uvertürler «PU,
7,45 Haberler,
8,00 Saz eserleri «Pl.».
8,15 Havay adalarından melodiler «Pl.».
8,25 CUılün prOgramı ve hava raporu,
8.30 Müzik (PI».
9.00 Kapanı;.
TUR AL
öksürüp!! keser
Resmî daire ve mü esse-e-
ierde ekseriyetle işlerin aksamasına» şikâyetlere, len-k idlere yol açan âmillerden biri ve belki de başlıcası c-mirlerin, kararnamelerin, nizamnamelerin, kanunların tatbikatında karşılaşılan zorluklardır. Her hangi öir iş hakkında emir verilir. Bu emri tatbik ile mükellef olan memur ya hiç anlıya-m anı ak yüzünden yanlış tefsirlerle hataya diişer veya mesuliyet korkusiyle tereddüde kapılır, bocalar, uzun uzun istizah, istilâm muhaberelerine girişilir; işler sürüncemeye girer, vatandaş haftalarca, aylarca o dairenin eşiklerini aşındırır.
Geçen gün gazetemizde bir haber okudum. Temmuz
iptidasından itibaren tasfiyesine başlanan İstanbul Ti-I l caret Ofisinden 93 memurQ açığa çıkarılmış ve bunlara,^ Ofiste çalıştıkları her vıla^j mukabil ikişer aylık tuta-^_ rında paran m tazminat ola- O rak verilmesi Bakanlık ta- _ rafından alâkadarlara bil- q dirilmiş. Fakat açıkta kalan— memurlar tazminat bedelle-rint almak üzere Ofis mü-diirlüğünc günlerce başvur- > dukları halde paralarını a-lamamı.şlar. Bu işlerin tanzimi île vazifeli olan kimse-.»" ler, sene kesirlerinin hesabı üzerinde tereddüde düştükleri için tazminatın istihkak sahiplerine vaktindeki ödenmesi mümkün olamı-Js yormuş, bu hususta Bakan- (0 lıktan direktif bekleniyor-muş. q
Umarız kî şimdiye kadar direktif gelmiş, memurların daha fazla sızlanmalarına
meydan verilmemiştir.
İşte, karar ve emir tatbikatındaki sürçmenin yakın bir misali. Ticaret Ofisinin tasfiyesi senelerden beri üzerinde durulan bir mevzudur. Elbette katî karar verilirken. tatbikat şekilleri de teferruatiyle düşünülmüş, gereken tedbirler alınmıştır. Bunun böyle olması icab ettiği halde, sene kesirlerinin hesabındaki tereddütten anlaşılıyor ki Bakanlığın emrinde bu cihet sarahatle anlatamadığı için emrin tatbikiyle vazifeli memur duraklamış. yeniden direktif almak mecburiyetinde kalmış.
Açıkta kalan memurlar nasıl olsa tazminat istihkaklarını alacaklar, bunıın beş on gün gecikmesinden nc çıkar, deyip geçemeyiz. Vazife başında senelerce çalıştıktan sonra işine nihayet verilip kapı dışarı edilen memurun ruh haletini göz önüne getirmek gerek. Bu vatandaş. Ofisten ayrıldıktan sonra kendisinin ve aile, si efradının hayatını temin edebilmek için yeni bir iş tutmak mecburiyetindedir. Belki verilecek tazminatı sermaye yaparak ticarete atılacak ve belki de bu para I-le iyi kötü bir ev edinmek imkânlarını araştırıp bir çatı altına sığınarak kira taz* yıkından kurtulduktan sonra yeni bir geçim kapısı bulmağa çalışacaktır. Fakat o vatandaşlar, ilk günlerde vazifeden ayrılmanın bedbinliği içinde, zihinleri perişan bir haldedir. Ancak paralarını ellerine aldıktan soııra onun vereceği kuvvetle müteselli olarak yaşama programlarını çizeceklerdir. Binaenaleyh, böyle bir insan için, tazminat peşinde koşmakla geçen her günün bir yıl kadar uzun gelmesi tabiî ve hükümet makamlarının bu cihetleri ehemmiyetle nazarı dikkate almaları zaruridir. '
Cemal Refik
Kamaşan
(öayramı
İstanbul müftülüğünden:
7-Şevval 1309 ve 16-Tem,-1950 tarihine müsadif Pazar günü mübarek Ramazanı Şerif bayramı olduğu muhterem dindaşlarımıza İlân olunur.
Bayram namazı ya* taatile talan bulda
Saat Dakika
6 30
13 Temmuz
Sahife 4
Evvel zaman içinde..
Muhtariil-Kevakihî
Bir tıp talebemi zin başarısı
Erhan Ternar’ın yaptığı yeni âletle kalb kstahkları 15 saniyede teşhis edilebiliyor — Profesör Ekrem Şerif Egeli âlet hakkında ne diyor?
Muvaffakiyetli çalışma günlerinden sonra baş gösteren tehlike: Kuraklık
Şeyhülislâm zade Muhtar bey— Ramazanda hayatı — Beyazıt sergisinde -— Misafir daveti
Gureba hastanesi üçüncü hariciye kliniğinde bir haftadan peri tecrübe edilerek müspet netice alınan yeni bir âlet yapılmıştır.
Aletin iarnl Augiocardyaug-raphle'dir. Bu âlet, bir makinalı tüfek süratiyle iç organların an bean değişen bütün barcketle-rlni bir sinema fiilml gibi tesbit etmeğe muvaffak olmaktadır. Bu suretle kalb hastalıklarının tedavisi, artık pek usta doktorların uzun yıllara dayanan tec-rübeli'riyic teşhisi yerine kalbin ■istol re diyastol hareketlerindeki Anaların hangi vaziyetlerde hâsıl ulduğu bu âletin aldığı fi-limlerle kolaylıkla tesbit edlle-biimektedlr. Âletin aynı zamanda tümörlerin de teşhisinde pek mühim rolü bulunacağı an'asılınaktedır.
Bu yeni âletin Amerikada yapıldığı. fakat henüz Avrupa ha-.te nelerine bile getirilemedik söylenmektedir. Âletin A-m eri kan fabrikalarında teslim Halının 14 bin lira olduğu İlâve edilmektedir
Bu yeni âlet. Tıp Fakültesi beşinci suııf öğrencili'rinden Orhan Ternar tarafından yapılmıştır. Profesörlerin huzuriylc yapılan tecrübesinde çok İyi neticeler alınmıştır Âlet 1.20 metre yüksekliğinde, 1,17 metre eninde ve 1.98 metre boyundadır. Saniyede iki, dakikada 120 röntgen filmi çeken âletin aldığı resimler 30 X 24 ebadındadır.
Âleti yapan Tıp talebesi Orhan Ternar ile görüştüm. Bana şunları söyledi
— Kalb hastahklariyie tümörlerin teşhisinde süratli resim a-lac&k röntgen cLhazının lâzım olduğunu ötedenberi biliyorduk. Hocalarım, makina ve fotoğraf işleriyle uğraştığımı bildikler! »çln ban* böyle bir âlet yapmamı teklif ettiler. Böyle bir âletin Amerikada yapıldığını, fakat memleketimize henüz gelmediğini söylediler. Düşündüm, yapılmayacak bir şey görmüyorum dedim. Benden evvel mekanik ve fotoğraf işlerinde ihtisası o-Jan bazı mühim şahsiyetlere yapılan bu yoldaki tekliften İyi netice alınamamış. Benim müspet cevabım pek İtimatla karşılanmadı. Fakat ümitleri de kinim iş olmadığından bana bir ay İzin verildi.
Bu alette mühim olan şey. bir Kas? ?, röntgeni alınacak sahaya rârerek yarım saniye içinde hem r-imi almak, hem de buna abadan çıkararak İkinci kaseti sürmek gerekiyordu. Yâni dörtte bir saniyede sürmek, resim almak, onda bir saniyede çekmek, yine dörtte bîr saniyede yenisini sürerek filim çekmek lâzımdı.
Bir ay uğraştım 27 haziran günü saat 21 de hocalarımın huzurunda âletin müteaddit tecrübeleri yapıldı ve takdir edilerek kabu) olunda. Bu âlet say “Sinde en mühim kalb a rızalar! yîe tümörlerin 15 ran İyede teşhiri mümkün olabilmektedir.
Alet 25D0 liraya malolmakla-dır. Diğer hastanelerin de aynı ( âletten istiy ereklerine şüphe ( yoktur. Bu İhtiyaçtan memnu- , niyetle karşılayabileceğim Bir j başka projem daha var Mas- f raflı olmakla beraber bununla saniyede 28 resim alınabilecek-Ür. ,
Prof. Ekrem Şerif ( ne diyor?
Bu yeni âlet hakkında muta- I İftasma müracaat ettiğim Gure-ba hastanesi üçüncü dahiliye ; kliniği şefi ordinaryüs profesör t Ekrem Şerif Egeli demiştir ki: l l — Bu genç talebemizin yaptı- ı ğı âlet ciddi ve heplmizLn lakdl- ( rinl kazanmış bir şeydir. ilk , aldığımız neticeler fevkalâde , şayanı dikkattir. Bir kaç seneden beri ileri memleketlerde kut- . lanılmakta olan ve hastalığı ( dolayısiyle hastanelerimize ge- . tirlemediğimlz bu yeni âlet bu ( genç talebemizin sırf kendi te- ( şebbüsü ve gayretiyle yapılıp ( kliniğimize getirilmiş ve kul- ‘ lanmamız temin edilmiştir.
— Bu âlet ne İşe yarıyor?
— Kalb, mide ve safra kt- 1 sesi gibi organların hareket ve 1 faaliyetleri, bazı ilâçlar şırınga edilmek suretiyle röntgende tetkik edilir. Fakat kalb daimi su- ı rette hareket halinde bir uzuv ; olduğundan damar yollyle zer- ( kedilen İlâç kalbde ancak 2-3 | saniye durabilir. Bu sebeple ân- , «ta hissedilen kalbde ilâcın tesiri ( geçmeden resim almak için sa- , niyede iki filim çekebilecek mü- , leharrtk bir âlete İhtiyaç vardı. Bu genç arkadaşın yaptığı âlet bize buna temin etmiştir. Bu i-İde saniyede 2 filim çekilebill-yor ve kalb hastalıklarının teşhisi. en yeni metodlara göre. | temin edilmiş oluyor. Bu gencin 1 yaptığı âlet cidden güzel ve başarılı mühim bir şeydir.
Sadeddin GOKÇEPINAR
Belediye teftiş heyeti reisi vali oldu
Belediye teftiş İşleri başkam Riıştü'nün bir valiliğe tayin edildiği öğretilmiştir Hangi vilâyete gideceği katT olarak bilinmiyorsa da Tekirdağ valiliğine tayin edildiği söylenmektedir.
Yerlilerin atçıdan yüzlerinin kalıbının alınması onlar İçin mühim bir mesele teşkil ediyor du.
Bu ameliye esasında pek hoş bir İş değildi, çünkü tamamen sükûnetle yere yatmak lâzımdı. bunu müteakip oldukça kalın bir alçı hamuru yüze sürülüyordu, bu alçı donuncaya kadar, İnç bir suretle hereknl etmemek lâzımdı. Burun delikleri ne sokulan iki saz vasıtasile hava alınırdı. Bir defasında bir yerlinin saçına kâfi derece yng sürmediğimizden ve aiçı suçlarına yapıştığından, kalıbı yü-sûnden alırken saçlarını da yoı-muştuk.
Fakat her şeye rağmen yerliler bu alçı ile yapılan ameliye-İcrdeki nahoş vaziyete ehemini yet vermiyor ve Zamanirlo tavsiyesini takip ediyorlardı En korktukları vaziyet yuzl?rı bu suretle bi2lm elimize geçerse. her hangi dost olmıyan bir İnsanın bu İkinci yüzü tahkir etmesinden ve yaralamasından sonra asıl kendi yüzlerine de ou kötülüğün intikali LdL
Bu işftniz âdete bir mağlûbiyet İle neticelenecekti Bizden evvel buralara gelen araştırma heyetlerinin başına bunlar gelmiş ve hiç bir iş görememişlerdi, fakat bir batıl itikatla, gene kendi usulümüzle mücadele etmeğe karar vermiştik.
Bu hususta tetkikler yapmak zaruretinde idik. Bir gün az yağ m urlu bir devreden sonra, bir Zulu cengâveri çok uzak btr çiftlikten gelmişti, kampımıza korkarak yaklaşıyordu. Her hal de kampımızı görmek istiyordu, biz onun sol yanağında bir şişkinlik olduğunu gördük. Dişlerinden mustarip olduğunu anladık.
Bir diş tedavisi
Bu adamm vaziyeti hemen bana ble fikir verdi, adamı şöyle yanımıza gelmesi için elimle çağırdım, çadırıma getiroim ve bir sigara ikram ettim, kendisinin acılarından ben de müteessir gibi görünerek, ona bize gelmesinde çok isabetli davrandığını ve büyük talihi olduğunu, arkadaşlarımdan birinin diş tabibi olduğuna söyledim. Arkadaşı mın beyazlar arasında en tanın mış diş hekimi olduğunu ona anlattım, anlattıklarımı düşün "celi düşünceli dinlerken ve Tom bak içerken, çadırdan mşuu çıktım, arkadaşlarımla bir plân hazırladım. Profesör derhal büyük bir memnuniyetle hazırlıklarına başladı. Yerlinin dişini derhai muayene etti çürümüş ve delinmiş bir dişi tesbit eti! Bu diş oyuğuna bir miktar yapışkan bir maldı: V? bir ptu ça karanfil esansı doldurdu. Bu madde diş oyuğunda donmuştu. Bu suretle çok hassas olan bir diş sinirini haricî tehirlerden ' korumuştu.
Her hakkı mahfuadur.
çtrirrn: ..
| Hami KEKEM I
eyhüllslâm devletlû semahat İti Mehmet O mutedilin efendi hazretleri zade şûrayı Devlet Mülkiye dairesi âzasından otufetiû Muhtar beyefendi hazretleri (o zamanla-nn elkaplannı blimiyenler* malûm olmak için böyle yazıyorum) ramazanı şerif teşrif etti mİ, otuz gün ve otuz gece ne yatardı, ne de kalkardı. Esasen gece kutluluğuna bir de gündüz tiryakiliği ril Hâve eder yatak yüzü görmezdi — gördüğü zaman da yorgan yüzü görmez. kışlarda bile soba yakıl-rmyan odasında bir keten çarşafın altmda yatardı. — Ke mİ yapardı? Onu da arzede-ylm. Toptan topa kadar yan) İftardan imsake kadar konağına topladığı misafirlerle meşgul cdur; konuşur, konuşturur, münazaralar. münakaşalar açar, açtırır; araya sokulan dalkavuklarla eğlenir, ahbapları eğ-lendirtir: merakı ılonna oyun oynattırır, seyreder, kendi de oynar; iskanı bil kâğıtlarını blı türlü eline sığışiıramadığı ve yakıştıramadığı halde zarar e-d enleri kurtarmak zu'mlyle . yerlerini alır, onların hesabına oynar ve meselâ pokerde bir rolâns yapıldı mı bu da ne demek bakalım, ben ne diyeceğim diyecek kader muziplikler yapardı.
ît tan çok mükemmeldi Nefis yemekler yaptırırdı. SoCra takımları daha güzeldi, daha nefisti. İmamları, müezzinler) vardı Akşam ve teravih namazları çok kalabalık olurdu. Konağın harem dairesine yol veren kapıları açılır, kafesler arkasındaki kadınlar da namaza İştirak ederlerdi. Pederiyle Babı fetvada beraber oturmadığı İçin, babasının Fatihteki konağında oturur, bu arzetti-ğLm minval üzere yaşardı. Merakı iftarında çok misafir bulunması ve muhtaçlara diş Kirası vermesi idi Ecn e bitere! eti tanıdıkJannı da İftara davet eder. güzel odalarını, erinin intizamını, üniformalı uşaklarını gösterir ve beğenildiğini göreTîk memnun olurdu. Bahusus ecnebilerle siyasî görüşmelere farta j iptılâa vardı.
Daha sonraları
| 390* Meşrutiyetinden sonra da
I Ahmet Muntarûl Kevakibî öe-I yetendi dostumuz istifini bazI nıauuşti. Fakat siyaset. dabJ ' doğrusu politikaya karıştığı 1-çin bir aralık evinde rahat o-Iturmaz bir hale gelmişti amma ramazân geldi mİ her şeyi unutur, sofraslyle, yemekleriyle,
silâhlar, yerli süs eşyası, ev eşyası tıstı* yerli müzik cihazı ve ağaç oymalar, Banlan biz para ile satın almak istemiş olsay-dik, ratmakten imtina ederlerdi.
En nihayet bu suretle bir müd det sonra Zulu yerlilerinden al-cLığuruz alçı yüz kalıp lanndan tam bir koleksiyona sahip olmuştuk. Bundan maada gayet zengin antropolojik bir koleksiyon ile yerlilerin sanat işlerinden bir çok kıymetli eşya da toplu nuşük.
Kuraklık tehlikesi
Fakat bu muvaffakiyetimiz adetâ bir tehlikeli devre geçiriyordu, zira bu diyarın tebiriyie Ungiana yağmur ilâhı, oir türlü yağmur mevsiminin başlama sına müsaade etmiyordu ve yağ mursuzluk yerliler arasında fena halde bîr huzursmluk tevlit ediyordu.
Zuîu diyarın m bütün hayati bol yağmura bağlıdır. Meraların yeşilliği, hayvanların çoğalması, sığırların besili olması yağmura bağlıdır. Cengâverle-rln haremlerine üâve olarak ye nidan evlenmeleri de yağmur mevsimine bağlıdır, çünkü bu suretle ailesi ve çocukları için bol süt ve kendilerine de av etleri temin ederler.
Bol yağmurlarda, aslanlar d* hi insanlara saldırmazlar, zira] besili yabani merkepler ve antiloplar ile karınlar uu doyurur-lar Bol yıgmur ve kuvvetli güneş ziyası burada yetişen nebatin âdeta götle görünür derecede inkişaf mı temin eder. Fakat uzup müddet kuraklık vukuunda bütün hayat alt üst olur i
Burada bulunduğumuz devre- I de başlış-an kuraklı): biT tecaat misafirleriyle uğraşır dururdu halini alıyordu. Bütün çiftlik- j Tntnız Me5TOtiyetten .” ’
İtrin ve hattâ bütün insanların I zamanda yaptığı gibi gündüz hayati bu vaziyet karşısında teh ’ meşgalesi pek malûm değildi
Rakjtsız olanın hiç bir itirazına vakit birahm»y rak, bütün salâhiyetimizi Kutlanarak kendisin! derhal bir döşrğe yatırdık ve bir söz soylcır eğe vakit bulmadan alçı hamurunu yüzüne yapıştırdık. Bizim kendi pa-tentamız olan dlj tedavi ilâm Ue ağrılar geçmişti. Bunun ü-zeriııe yüzüne sürdüğümüz sertli alçı hamuru da ,işkhı yanağına iyi gelmişti, hastamız bütün bu başında". geçenlere itiraz etmedi. Bir mermer sütun gibi yerinden kınulmadartı >e bütün ameliye esnasında bir ses çıkarmadı. Hatta ılrpeın'ı.d» bile, çünkü alçı kalıbı olukcn kaş lanndan bir aaç kıl yölmuştuk. Kalıp kalktıktan sonra gözlerini ve oğzmı AÇfl, sonra elile yanağını yoklıyarak onun ve hattâ bizim de taltafınıua giden bir mesele t-iiıı şjşztr.lik inmiş ti, ağrılar da azalmıştı. Bu suretle hastama tlrâc-nbıre döşekten büyük bir sevinçle kalktı, aldığımız alcı k«lıpl.ın İçi» verdiğimiz hediyeyi halmadan, doktorun eline gürel oyma bir amolet hediy° Çerin, yüksek sesle teşekkür ve sevinç r adaları arasında r.ıplryarak yurduna doğru tostu gitti.
19 müracaat
Ertesi günü bizim yaptığımız alçıdan İkinci surat dolayjsüe yeriler arasındaki memnulyCt hissi kaybolmuştu. Birbiri arkasına on dokuz erkek kadın yerli diş tedavisi için bize müracaat ettiler ve her türlü ame-llyenin yapılmasına razı İdiler. Karanfil esansının çok kuvvetli kokusu yerlileri mest ettiğinden Zulularda bir hârika ilâç mahiyetini almıştı. Dişleri ağrıyanlar bu esansın dişlerine sürü İme sil e âdetâ derin bir nefes alıyorlardı. Bu yerliler de tedavimize mukabil her halde ken- manıen bitap bir hale gelmiş-*ri şöyle hareket ederdi: Kıya-dilerinden bir hediye almamız ‘ .
için ısrar ediyorlardı. Oymalar,

Semih Mümtaz S-
o gelirdi* Buradan camilerden birine gider, mukabele dinlerdi. Altın kamçılı teşbihini sallıya sallıya hafızların yanma gider, İftara davet ederdi. Daha sonra mutlaka Bayczıı camisine ve sergisine uğrar, orada da kime rasgelirse yemeğe çağırır: ekseriya Şehzade başına kadar (uşağı ve arabası arkasında, kendisini £akib ederlerdi) yayan yürür ve tiyatroların Hânlarım okurdu. Beğendiği bir oyun varsa. uşağı Hafıza birkaç loca tutmasını emreder, teravihten sonra misafirleri toplar, tiyatroya götürürdü. Ve hulasaten arze t tığlın du şeyleri arzusu gibi yapmak için didinirdi.
Bundan birkaç sene evvel eok ihtiyar olmaksızın vefatına kadar bu huylarından vazgeçmedi. Ramazanlarda âdeta cocuk gibi sevinir ve elinden geldiği kadar fukarayı sevindirirdi Giderdi yine onlar, arardı, bulurdu. IIUra çağırırdı, yine diş kl-racıklarım verirdi. Bazıların* da erzak merzak yollardı iftarı yine güzeldi. Kalmışlardan eski tabaklar, sofra takımları, sürahiler ve billur fanustu şamdanlar ara endam ederlerdi ve mutlaka yine cemaatle teravih namazı eda edilirdi.

Sunra da şerbetler, kahveler, sigaralar ikram olunurdu işte muhterem karilerim benim Muhtarım böyle bir Muhtar beyefendiydi. Cenabı Hak rahmet eylesin.
Bebek sergisinde balo
Bebek sergisine iştirak eden devletlerin İstanbul kor, «Vıs-iuklarnun İzhar ettikleri arza üzerine kordiplomatikten mürekkep bir komite teşkil edilerek serginin sonuna doğrı bek sergisi dahilinde bir verilmesi mevzuu tetkik mektedlr.
ee-bain edU-
k>yT-
Baloya kadınların milli fet veya gece elbisesile erkeklerin ise siyah pantolon oeyaz ceketle davet edilmeleri teklif olunmaktadır.
. . --------------------------- II
likeli bir durum alıyordu, hattâ 1 HalbnM saltanat devrinde biz bile bu fecaat karşsuıda ta- (MuhtariH Kevakibi) gündüzle-1 ‘ ‘ ’ri şöyle hareket ederdi: Kıya--
tik. I met kopsa Babıâlide radfednç.
(Arkası 7 nd sahifedcl gellrti. Ancak herkes giderken
Bugün Matinelerden
t, itibaren
SARAY uunıaModa I
2 Film birden
I - iki açıkgöz Tahsildar
LGü CASTEU.O —
BUD ABBOTT
Orijinal Kopyası
2 - İstiklâl fedaileri
i (Türkçe ı
ROBF.KT KUMMİNGS
makla beyhude vakit geçir-miyejinı. İninde ueler ouluıı-duğıına bir göz atalım. Adam, bir kaç dakika evvel burada hniş. Evvelâ, ne şekilde uyandığını öğrenelim... Kapıyı vuran kadını teşhis edebildin mi?
Gaston. cevap veri:
_ Vallahi, yakından seçeni-'-dini, patron!
— O kadın, biz yer aitı meyhanesinde iken. yanımızdaki masada oturan kadındı, azizim Solgun yüzünden ve kırmızı saçla undan tanıdan.
— Belki de konugLuklarıın'Zl içilmiştir. Fakat, o ne oldu acaba O da nu pencereden kaçtı?
— İmkânsızdır Çünkü, aşağı yukarı ayru anda eve girdik. Merdiven de kontrolümüz altındaydı. Kapı açıldığından itibaren hiç kimse, şu basamaklardan yukarı çıkamadı. Bunda U f-minim
— Öyleyse, kadın, herife ne şekilde- haber verdi?
Detektif:
— Ben de aynı suali kendi kendime soruyorum, fakat :e-vs'Ni'i bulamıyorum.— dedi.
«Arkası var)
pı birdenbire açıldı ve polis, bu- bakışta meseleyi anladı. Yatak bozulmuştu, yorganlar yere atılmıştı. Bir tarafta, iskemlenin üzerinde, yanan bîr mum akmıştı. Köşede, bir pencere ardm» kadar açıktı.
Boulot. elini çarşaflara değdirdi; çarşaflar henüz ılık.
Pencereden iğildt. baktı. Bu pencerenin oııünde, daha alçak bir dam vardı; ve o damdan bir avluya inmek pekâlâ mümkündü. Burad* ise. seyyar satıcıların kullandıkları bir sürü araba sıralanmış duruyordu.
Biraz daha dikkat edince, avludan, yan bir sokağa çıkıldığını kestirdi. Kaçmak için bundan daha âlâ bir şekil olamazdı.
Boulot. hiddetic geri dondu.
Gaston:
— Peki şimdi ne yapacağız?— diye «ordu.
Detektif, homurdandı:
— Hay Allah belâsını versin! Avımızı Londra denen bu geniş ormanda kaybettik. Kendi. vasitaiurmTirta onu aramağa kalksak, haftalarca bulamayız. Bu iş, İngiliz polisinin vazifesidir, «loşlum. Kaçanı ara-
topuz halinde ensesine iniyordu.
Boulot. hiddetle haykırdı ve koşmağa başladı.
Tam o esnada sokak kapısı açıldı, kadın içerde kayboldu.
Detektif, zamanında yetişe-bilmişll. Ayağım kapının aralığına soktu. Fakat, kanat itildi; bir omuz darbe?! İndirerek kapıyı yine dc açabildi, içeri girdi
Elinde mumla iri yan bir kadın; yolu kapatmağa çabalıyordu. Kanlı canlı, bir şeydi. Omuzlarına bir şal alınış; fakat, gecelik entarisinin murdarlığı. bu şalın altından belli...
İçerde kilere bir işaret verdiğine rfa'.r bir alâmet yoktu, Diu bir merdiven, koridordan kan kala çıkıyordu.
Şişman kadın
— Bu nedir böyle?— haykırdı.
Fakat, Boulot, onu bir kenara itti. Kadın, arkadan bağıra dıır-
çıkmıştı.
Bir kat daha yukarı çıkan merdivenin önüne geçerek yolu kapattı.
Boulot, ona tabancasını göstererek:
— Geriye! — emrini verdi.— Çekilin, oradan, bre polisiz.
Adam, kendini basamaklar ürerine koyuverdi Trabzandan seslenerek:
— Kıs çeneni, Mimi!— diye haykırdı.— Polismiş’ Hepimitt mi içeri tıktırmak istiyorsun’
Boulot ve Gasten. gıcırdayan basamaklardan tekrar yakan-çıktılar. »Polis, sözü bütün evde1 bir sihirli tesir bırakmıştı, Kapılar açıldı, ayak sesleri duyuldu. başlar uzandı.
ikinci kata vardıkları zaman, orada hiç bir şeyin kımıldamadığını gördüler. Fare yürüse ayak şeritti ışı t ilecekti
Boulot, merdivenin sağundaki kapıya doğru sıçradı. Emaye Mr levhanın ürerinde. 117 ı numara yatılıydı. Kapı kilitti...
FransiE. topuzu iyice sarstı, cevap yok. Hiç tereddüt etmeksizin. bu ince kanada önlün vücuduyla abandı. Kilit ınuka lemet e Ütmediğinden, ka-
yatakla buluruz. Eğer iyi hatırlıyorsam, siz. tevkifleri bu şekilde yaparsınız.
Uzun ve İnce sokağa sapmışlardı. Etraftaki bkıaJar, modası geçmiş, yüksek şeylerdi.
Gaston, izahat verdi:
— Levlnc’ln evi, yolun alt tarafında, aşağıdadır.
Yaklaştıkları sırada, sokakta muntazam bir takım darbslsr İşitildi' Pat pat pat pat pat... Darbeler devam edip umuyor. Bir telefon zili intizanı.yla tekrarlanıyor.
Gaston. Boulot’ya bakarak:
— Peki ama. bu LevluC’n evinde?— dedi.— Bakınız, bir kadın:
İki erkek, insiyaki şekilde adımlarım sıklaştırdu ır
Gayet berbat bir evdi bu kırılmış camlarına samanlar, paçavralar tıkılm'ştı. Bir kadın, sahiden de. bütün kuvv.’iyiel
kapıyı vuruyor, vuruyor. Ken- ( dilerine sırlı dönüktü; yü2ürhi sun. Ga-ion’la birlikle gıcnda-Igörenilyorlardı. Tak lak tak ta»' yan merdiveni iden çıktılar tak... jüri kata vardıkları zaman, Hci
Bouîot, manalı bir şekilde ce- Kadının sırtında siyah, ipek. erl'-k. anrreın. iri yan bir hobine vurdu. | bir manto vardı. Küçük şRp-1 riflc yırsılastılar. Adam. götn-
— Pekâlâ, ou saatle kendisini f kasının altından kızıl saçları. jiclJe ı(iı re ululardan birinden
SARI DİVAN
Aşk ve macera romanı
Tatan: Valenlin H’illîams
1L- - Tefrika
Tercüme eden: Vâ-Nû
No. 46.
Sana. eskiden, lüzumla, lüzumsuz. munascbeisjz sualler sormadığımı batırlaYsm. Sen kendince rabıtalı bir adamsın. Senin arkadaşlarına dair, ağzını arayıp seni onlara karşı küçük düşürmeğe kalkmadım. Her kesin, kendince kıymetli bildifri şerefi haysiyeti vardır. Seninki He oynamadım. Fakat, bu gece, sana Pûtcau'lann lokantasında anlattığım gibi, bu sır sana ve arkadaşlarına taallûk etmiyor. Bu iş tanuuniyle başka bir meseledir. Bu Amerikalı pek çirkin bir cinayete karışmış ifadesi alınamıyor. Ben de. onunla ufak bir mülakat yapmak niyetindeyim. Kısacası şu ki. bu adamla senin aranda hiç bir liri yok. Şerefin, haysiyetin bahis mevzuu değildir Onun İçin tür kı. senden, bir adama iha-
net etmeni istemiyorum Hattâ, sen. onu tanımıyorsun bile.
Gaston, lakayt bir tavırla yere tükürdü:
— Bana vız gelir, yahut... Raymond’muş, yahut Ramon' muş bana ne? Esasen, meslek sırlan kotladığım devirler çoktan geçti. Ben. sadece size hizmet etmek İstiyorum, patron! Siz de benim Paris emniyetindeki dosyam, evirip çevirirsiniz gayri...
— İçte o meselede bana güvenebilirsin, oğlum.
— Yalnız önceden çıtlatayım, patron, rina şiire, bu herif banca kullanırmış, slluh var mı bari?
bir şey ' Anlattıkla- ; yaman ta- , Yanınızda1.

yu-
diye
\
[ GÜNÜN MEVZULARI J
Cebrî fiat politikası
Hesapsız iş olmaz
Normal iktisadi hayalın nâ-«jhu serbes olarak taayyün eden (Hat*tır. Arz ve talebe, piyasama tabiî şartlarına göre taayyün eden .fiat» hem istihlâki. hem de binnetice, en şümullü mânasında, istihsali X-yarlar. İktisadî hayatın esas kaidesi, kanunu budar. Bu la-bii kanuna uymak istemeyen hükümetler oflat» e hâkim olmak iddiasile bütün iktisadi, hattâ içtimai hayatın nizamını bozarlar, hattâ cemiyetin ahlâki esaslarını bile sarsarlar.
»Fiat»* e müdahale, hâkimiyet teşebbüsü İki İstikamette kendini gösterir:
], Darlık zamanında flitlerin yükselmesini önlemek İçin hükümetler »azami fiat* tedbiri ne başvururlar Bunun neticeleri harb ekonomisini ya^ı yanlarca malûmdur. Cebir ve taz-yika gelmlyen fiat. bu tedbire karşı intikamını «kara pazar» İle alır.
Kara pazar müstehliki tazyik ve istismar, devlet hazinesi.il hakkı olan gelirden mahrum etmek İçin insan zekâsının, daha doğrusu tabiatının yarattığı cehennemi bir cihazdır. Bu cihazın biitön çarkları ahlâksızlık madeninden dökülmüştür ve döndükçe cemiyetin bütün ahlâki nesçinl yırtar, parçalar.
Azami fiat politikasının mecburi neticesi istihlâkte tahdit ve takyide, vesika usulüne, yanı insanın satın alma hürriyetine sarih ve geniş tecavüzdür. Hedef darlıkta bütiin müstehlikler arasında az çok müsavat temini olmakla beraber, kara pazar bu müsavatı en gadda-rane tarzda ortadan kaldırır ve en cüretkâr, en ahlâksız olanlar lehine bir nevi imtiyaz rejimi ve bir cemiyetin çehresini bozan bir yeni zengin zümresi yaratır,
2, Fakat tabiat kanunlarına meydan okumak isteyen hükümetler için aski istikamette müdahale meyli de çok caziptir. Bollukta da Hallerin düşmesini önlemek için, bu defa azami fiat yerine »asgari fiat» formülüne iltifat edilir ve bunda her hangi oir zümrenin, miint-hip zümresinin himayesi gizlenmiyen bir hedef olarak ilân edilir, tleri ve eski deırıok-rp.'-iicrde bile bu »intihabı» politikanın muhtelif tezahürleri göı ölmüştür.
Geçen yazımızda tahlil etti' Pimiz «buğday fiatl» politikasını biz icat etmiş değiliz Geniş Mr m'iatahaî zümrenin iktidara bağlılığını muhafaza için Fran-sanm. Birleşik Amerikanın ve daha başka devletlerin de aynı politikayı takip ettikleri görülmüştür.
Vakıa başkalarının hat alan bizim için bir mazeret teşkil etnıez İse de. iktisadi politikada da bir nevi moda sayılan formüller vardır ve modaya uymak insanların tabii bir temayülü ve -za'fıdır. Alelâde insan Jar irin btı böyle olmakla beraber bir milleti, bir evletJ idare mesuliyetini yüklenenler alelâde inranın biraz üstüne çık-
mak. umumi zaıfl arın dan kendilerini kurtarmak, şevki tabii yerine hakiki bilgiyi İkame etmek. hâkim kılmak mecburiyeti ne dirler.
Hele iktisadi işlerde günlük politikanın bazı zümreleri başka zümreler ve hazine zararına tatmin metodu yerine ancak ve ancak ilmin gösterdiği esasların kabul ve tatbiki zaruridir. Bu yapılmadığı takdirde hem yarının iktisadi anarşisi hazırlanır hem de muayyen bir zümrenin menfaatin* temin Içhı geniş halk kitlelerine ve millete büyük zararlar tahmil edilir.
Geçen yazımızdaki buğday fialını tekrar ele alarak yukarıdaki iddiamızı İspat edelim. Bol mahsul, bu sene olduğu gibi. bütün müstehliklerin maişetini hafifletici bir ucuzluk yaratacak İdi. Fiatler suni olarak yüksek tutulmakla halk yalnız buğday ucuzluğunun değil. fakat İnikas ve sirayet tenkile hâsıl olacak umumi ucuzluktan istifade İmkânından mahrum edilmiştir.
Diğer taraftan mahsul memleketin İhtiyacından fazla olduğuna 3. milyon ton hesap edilen memleket ihtiyacına mukabil 4. 50 milyon ton buğday elde edileceği tahmin edildiğine göre, takriben 1,50 milyon ton kadar bir miktar, bunun bir kısmının emniyet Istoğu olarak muhafaza edileceğini kabul eder isek, belki bfr milyon ton buğday ihraç etmek mecburiyetinde kalacağız.
İhracatta beynelmilel piyasaya uyacağımıza ve dünya piyasasında fiatler düşük olduğuna göre, yüksek fiatlerle alınan buğdayı devlet hesabına zararına satmak lâzım gelecektir. Devletin, hâzinenin bu zararı şu veya bu şekilde millete yüklenecektir. Demek İd [millet, suni, cebri yüksek flat politikası yüzünden:
1 — ümumi ucuzluktan isti-
Uzun* ömür
Ananın yaşı ile alâkalı imiş
Llege 12 (AP) — Yeni bir na-zariyeye göre. anne, çocuğunu doğurduğu zaman ne kadar genç olursa, çocuk o kadar uzun ömürlü olacaktır.
Şayet ana, 20 He 25 yaş arasında olursa, 40 yaşında bir ananın dünyaya getirdiği çocuğa nazaran, on ilâ on beş sene fazla yaşaması kuvvetle muhtemeldir. Babanın yaşı bu hususta ehemmiyeti haiz değildir.
Bu nazariye Gerontolojl konferansında, Helsinki üniversitesi profesörlerinden Beva JaJvaiste tarafından, açıklan-I mıştır. Profesör bu kanaate bir çok müşahedelerden sonra varmış olduğunu açıklamıştır.
fadeden mahrum olacak.
2___ Yüksek fiate alınıp dü-
şük fıatc dışarıya satılacak, eğer satılabilirse, mâlin da zararını neticede ödeyecektir.
Bütçede muvazene ve tasarruf ve vergilerde hafifleme vaitlcrlne bu neticeler ne dereceye kadar uyar?
Her halde hükümetin sunî ve cebri fiat politikası insana, tabii caiz İse, bir tezatlar manzumesin intibaı vermektedir. Bu ve buna benzer bütün iktisadi işlerde hâdiselerin derhal görülen satıhlarından başka ancak tetkik, hesap ve bilgi ile anlaşılan ve en mühim olan tezahürler vardır.
İş muhitinde dolaşan ve muhakkak yanlış bir müşahede ve İstihbara dayanan bir rivayete göre sayın Ticaret Bakanı «hesap istememek» düsturunu iktisadi işlerin idaresinde semahat ile tatbik etmek temayülünü göstermekte imiş.
Vakıa bir ara Ticaret Bakanlığı makamını tüccarın elini sıkmak lstemlyen b!.- Bakan işgal etmiş İdi. Bu Bakan bu zihniyetile kendine göre meşhur olmuş İdi. Fakat şimdiki Bakan, ekonomi işlerinde olmasa bile,, umumi bilgiye ve ince bir zekâya sahip bir zattır ve ticaret ve ekonomi işlerinde hesaba yer vermemek gibi gülünç bir iddiayı benimsi-yerek kötü bir şöhret kazanmak tehlikesini önleyecek kadar siyasi bir kavrayışa maliktir.
Bu böyle olmakla beraber ekonomi işlerinde günlük politikayı hesaba dayanan hakikatlere tercih etmemek lüzumunun muvaffak olmasını samimiyetle dilediğimiz İçin, hatırlatmağı vazife biliriz.
Bazı insanlar hatada ısran cesaret sayarlar, fakat olgun İnsanlar hatayı tashih cesaretini gösterirler. Biz genç devlet adamlarımızdan bu son mahiyetteki cesareti bekleriz.
CEVAT NİZAMİ
Üçüncü düya harbi
Eylülde başlayıp 31 Ağustos 1951 de bitecekmiş
Rongun 12 (AA.) — Blr-
manyalı tanınmış müneccim Üehnthin dün basma verdiği beyanatta, üçüncü dünya harbinin Eylülde başlayıp 3 Ağustos 1951 de Birleşik Amerikanın zaferiyle nihayet bulacağını söylemiştir.
Harbin başında, muhtemelen 21/1/1951 tarihine kadar harb Rusya lehinde cereyan edecektir.
Ayni müneccim geçen sene verdiği beyanatta 1950 de bir harb çıkacağını söylemişti.
Fransada Jura'da Saint Amour civarında bir tren bir otokara çarpmıştır. Otokarda bulunan 26 kişiden 24 u olmuştur. Yutanda kazadan sonra otokarın halı gorunuyor
Tekel maddeleri
Kibritlerin inhisar dışında bırakılması ihtimali var
Yeni sigara Matbuat kanunu
fabrikası
Fabrikanın inşasında tereddüt ediliyor
Yeni tasanda basın hürriyetini tahdit eden madde ter
- 3
kasım 1949 da 1 s tan bul-.___ Ankaraya giden Gazeteci-
ler Cemiyeti heyeti 25 kajım cuma sabahı Başbakan yardımcımı Nihat Erimi, müteakiben Başbakan Şemseddin Günalta-yı ziyaret etti. Nihat Erim'e derdimizi anlatınca:
— Canım ne telâş ediyorsunuz, dedi. Demokrat memleketlerden birinin Matbuat Kanununu aynen alınz, iş olur biter. Siz «daha fazla hürriyet İsteriz» diyemezsiniz. Çünkü en hür demokrat memleketlerde bu kadar hak verilmiştir. Bit de bu haklan veremeyiz» diyemeyiz, çünkü Bati demokrasileri hurdan kabul etmiştir. Nihayet Meclis de. Batı demokrasilerinden aynen alınan bîr kanuna itiraz edemez.
Nihat Erim’in teklifini büyiık meran unlukla karşıladık, ■ Kabul» dedik. Başbakanı gördüğümüz zaman vaziyeti izah ettik, o da bu hal şeklini muvafık buldu.
— Arkadaşlarla görüşüp size kati cevabımızı bildiririz, dedi. Başbakanlıktan sevinç İçinde ayrıldık, öğleden sonra Adalet Bakanlığındaki toplantıya gittik. Fakat henüz görüşmeye başlamadan hükümetin bu tasarıdan vazgeçtiği. Bati demokrasilerinin Matbuat Kanunları tercüme ettirilerek bunlardan bünyemize en muvafık olanının kabul edileceği, binaenaleyh müzakereye lüzum kalmadığı bildirildi. Bu haber ürerine bir kaç saat hususî şekilde fikir teati edildi. Komisyon âzasından mühim bir kısmının geniş bir anlayış zihniyeti ile hareket ettiğini gördük. Fakat bir kısmı sabit bazı noktalara saplanmıştı, antidemokratik hükümlerden bir türlü vazge-çemiyordu.
Ankaradan memnun olarak ayrıldık, İstanbula gelince bir toplantı yaparak vaziyeti arkadaşlara bildirdik, herkes sevindi.
24
zun sürer. Yalnız heyet tarafından tesbit edilen bir kaç maddeyi zikredelim;
1 — Beyanname verilir verilmez gazetenin neşredflebilme-kİ lâzım gelirken ve bugün bile bu suretle hareket edilirken yeni tasarıda ancak beş gün sonra mevkutenin çıkarılabileceği kaydedilmiştir.
2 — Gazetenin, idaresi İle hiç bir alâkası yokken mesul mudur, mevkutenin her nüshasından ikişer tanesi vaktinde savcılığa gondcrilmezsc mesul tutulmaktadır ki mantıksız bir şeydir.
3 — Mesuliyet bahsinde müteselsil mesuliyet esası kabul edilmiştir. Bu. eski totaliter zihniyet mahsulüdür, lauıkik yazılardan mütevellit mesuliyetin İmza sahibine. imzasız yanlardan mütevellit mes*.diyetin mesul müdüre ait oınusı lâzım gelir. Halbuki yeni ta-a-n, ortada esas suç ıaili bulunduğu halde, mesul mudııı û de mesul tutmuştur. Buna JüZ’i.n yoktur.
4 — Cevap hakkı maddesi •’t-kisl gibi bırakılmıştır. Yani nir kimse kendisi tarafından hakikate aykırı telâkki edilen hareketler, düşünceler ve közlerden dolayı cevap vermek hakkına malik olacaktır. Bunun .--.e kadar lastikli ve kötü kullanılmaya müsait olduğu meydandadır. Ayrıca cevap verecek bir kimse kendisine taalluk eden kısmın değil bütün yazının bir misli uzun cevap gönderebilecektir, Yani dört şatır yerine iki iiç sütun. Bu maddenin mütemmimi olan ve yazının cevap mahiyetinde olup almadığındı mahallî sulh ceza yargıcı tarafından tetkikine dair bulunan hüküm kaldırünnştır
Tasarının 30, 31 inci maddeleri gazetelerin vazifelerin) bakiciyle yapmalarına mâni ni. duğu gibi zaman aşımı da lüzumsuz surette uzatılmış, izin ve karara bağlı âmme dav Harının açılmasında izin ve karar için geçecek müddetin müruru zamana tâbi olıruyacağı kabili edilmiştir Müruru zaman müddeti, esasen fazla iken, bu suretle Dır kat daha uzatılmıştır.
Tasarının meclis encümeninde id müaakeresi esnasında pürüzlü noktaların tadil ve ıslah edileceğim, tam demokratik bir kanuna kavuşacağımızı ümit ediyoruz.
Tekel irlarcsinln Maltcpcdc (dan yaptırmaya karar verdiği yeni ’ '
sigara fabrikasının proje vesa'.r hazırlık çalışmaları iki seneden fazla bir zaman aldıktan sonra nihayet binanın temel kısmı ihale edilmiştir Fakat bu defa
Haber aldığımıza göre hâlen Tekel idaresinde çalışmakta olan bir komisyonun tetkiklerinin neticesi olarak bu idarenin bünyesinde ve çalışma tarzında mühim değişiklikler ol-,----------■— -----------------— —-
ması muhtemeldir. Benuz yeni orlasa yeni tir mesele çıhaus-kurulmuş olan bu komisyonun I W- Mesele şuılur: Bütçede el-teşkiline, Tekel ve Gümrük Ha- den çelen tanıtıyı yanmaya cakanı Huri öasanrn sehrlmikde- “î«n hükümet bu fabrika laşa-kl son tetkikleri sırasında ka- a» üzerinde de Hunnakladır, rar verilmiştir Bu komtsyon | yenl labrlka 25 nlilyo„ lta_ esaslı İncelemeler sonunda han- va mal o]maeı jç(n ,0 ratta^ Sİ maddelerin Tekel dışında E„„„l(lnllr tutulmakta ve In-kalmasuun doğru olacağına tereddüt edilmektedir,
dair bir rapor hazırlayıp Baka- B1, yandan da şjffidikl ciball na verecektir. , fytırlkasmın yetersizliği hesap
Bundan da aulasıîat-aıri s»S ^ducek ycr.ı bir tahrikatını lay-Teke! maddelerinden haıı’lle- da|1 dönülmekledir,
sinin serbest bırakılacağı henüz
belli değildir. Mamafih kibrit Netice itibariyle MaJtepe-le tekelinin dahi sona ermesi Ih- yeni bir sigara fabrikasının in-timali vardır. Bakanlık kibrit şa edilip edilmemesi hususu va-hususunda bazı firmalardan kında Ankarada kararlaştınla-teklifler almış olup bunları tet- çaktır, kik etmektedir. Yeni teklifler Je ---------------
gelirse onlar da incelenecektir. + . » . ı ı
Netice itibariyle Tekel mad- «astalik ve
delerinin âkıbetinln üç ay için- sosyal vardım de belli olması muhtemel rünmektedir.
I
gö-
nizamnamesi
Yeni Beşiktaş kaymakamı
Sinop valiliğine tayin edildiğini yazdığımız Beşiktaş kaymakamı Fazıl Kaftanoğlu'ndnn açılan Beşiktaş kaymakamlığına İçişleri Bakanlığı şube i ~ dürterinden Cc-vat Yurddaş yin edilmiştir.
Bu tayine alt kararname lâyete gelmiştir.
Denizyolları idaresi tarafından liman işletmesi ve denizyolları d ikime v inde çalışan işçiler için hastalık ve sosyal > yardım nizamnamesi hazırlan-maktadır. Son olarak Haliç ve İstînye fabrikalarında çalışan ®” işçiler için hazırlanıp Bakanlt-gın tasdikinden geçen nizamnamenin eşi olacağı belirtilen du nizamnamenin hazırlık haberi işçi çevrelerinde memnunluk uyandırmıştır.
mü-l ta-
vl-
Devlet Bakanı işe başladı
Ankara 12 (AA.) — Devlet Bakanı Fevzi Lûtfl Karaos-manoğlu, bu sabah Bakanlıkta İşe başlamış ve Bakanlığiyle ilgili zevatı ve ziyaretleri kabul etmiştir.
Diğer taraftan Denizyolları idaresi kadrosunda çalışan bütün işçiler İçin bu tip yardım nizamnameleri hazırlanacağı belirtilmektedir.
Habeşistanda komünistlik faaliyeti
Dünya ile alâkası olmıyan bir ada
Londra 12 (Nafen) — Kongo nehri üzerindeki esrarengiz bir ada, bir çok ilim adamları tarafından dikkatle takibedil-inektedir. Fakat suların hiç bir vesaitin geçmesine müsaade etmediği bir yerde olan bu adaya gitmek mümkün olamamaktadır. Şimdiye kadar yapılan tütün teşebbüsler akamete uğramış ve iki kişi de ölmüştür. Adaya Helikopter İle inmek de İmkânsızdır.
İlim adamlarına göre. bu vaziyette adadaki canlı mahluklar asırlardan beri dünya ile alâkasız yaşadıklarından burada tarihin bazı sabifelerini değiştirebilecek keşiflerin yapılması mümkündür.
Adis Ababa 12 (Nafen) — Afrikaya sokulmaya çalışan komünistlerin bilhassa Habeşistanda geniş faaliyet gösterdikleri müşahede edilmektedir. Buradaki Sovyet enstitüsü bilhassa gayet güzel bir kadın vasıtaslyle bir çok Habeşlileri komünizme kazanmaya muvaffak olmuştur. Enstitüye giren her kimseyi ilk defa karşılı yan şahıs bu kadın olmaktadır ve kendisi gayet iyi Habeş lisanını da bilmektedir.
Enstitünün propagandası gitgide arttırılmaktadır. Bu binanın bir çok hususiyetleri vardır. Meselâ içeride bir radyo çalışmadığı sıralarda her hangi bir başka radyo İstasyonunun dinlenmesine müsaade verilmiştir. Yalnız Moskova radyosunun sustuğu bir ân olmadığından ondan başka hiç bir yer lenememektedir.
nehri halk
Paris'te tertip edilen b!r gece eğlencesinde Selne üz“rindkl numaralar yapılmadığından galeyana gelen iskemle ve koltuklan kırmıştır. Yukarıda polis tahribatı ederken görülüyor»
Hükümet vazgeçiyor!
Fakat çok geçmeden metin demokrat ‘ terden birinin 1 nen kabul etmekten vazgeçtiğini. yeni bir tasarı hazırladığını haber aldık. Bu neden böyle olmuştu?... Hiç şüphesfz antidemokratik hükümlerden vazgeçmek isteıniyenlerin teshile...
Yeni tasarı üzerinde görüşmek üzere Ankaraya tekrar bir heyet gitti. Üzün görüşmelerden sonra matbuat hürriyetini tahdit eden maddelerin yüzde ellisinde değişiklik yapıldı.
Demokrat Parti iş başında
Bu sırada Demokrat Parti İktidara geçti. Partinin Liderleri ötedenberi her vesile İle matbuata geniş hürriyet verilmesine taraftar olduklarını bildirdikleri için gazeteleri tazyik eden diğer maddelerin de değiştirileceğine muhakkak naza-rile bakıyorduk.
Hükümet tasarıyı Meclisten aldı. Adalet Bakanlığındaki komisyona verdi. Aynı zamanda Gazeteciler Cemiyeti tarafından Ankaraya bir heyet gönderildi. Başbakan Adnan Menderes 13 haziran günü Büyük Millet Meclisindeki odasında heyeti kabul etti. Adalet Bakanının da bulunduğu toplantıda kanunun esaslı surette tetkikini, matbuatı tazyik eden maddelerin tadil edilmesini söyledi. Heyet âzası sayın Başbakana teşekkürle ayrıldı.
Adalet Bakanlığında yapılan toplantılarda gazeteciler, kanunun itirazı mucip olan noktalarını İzah ettiler. bunların değiştirilmesi kararlaştırıldı ve esaslarda mutabık kalındı. Fakat tasan tamamlanınca bunun mutabık kalınan esaslara uymadığı görüldü. Gazeteciler Cemiyeti bunun üzerine telgrafla Başbakana müracaat etmek mecburiyetinde kaldı. Sayın Başbakan da gazetecilerin yüreklerine su serpen cevabı gönderdi.
Şikâyeti mucip olan, maddeler
hOkü-
t memleketler-kanununu ny-

Enis Tahsin TFL
Unlu maddelerde ucuz'uk
Makarna 75 k’irustan
65 kuruşa indi
Hububattan ve unlardan muamele vergisinin kaldırılması üzerine çeşitli unlu maddelerin fiatleri ucuzlamağa başlamıştır.
Perakende olarak kilosu 75 kuruşa satılan paket makarnalar 65 kuruşa inmiş, dökmelerin İse 62,5 kuruş olmuştur.
Makarnadan gayri kadayıf, yufka ve simit fiatleri de ucuzlayacaktır.
Hâlen beş kuruşa satılan 56 gramlık simitler, 60 grama çıkarılacak ve gene 5 kuruşa satılacaktır.
Comedie françaîse ] sanatkârları gelecekler
Paris 12 (AA.) — -Comedie Française. sanatkârlarına ın müteşekkil bir trup Ekim ayında Tiirkiyede bir turne yaparak repertuarına dahil bir kaç piyesi temsil edecektir Bu turne. Dışişleri Bakanlığı dış münasebetler dairesi müdürlüğü tarafından tertip edilnıiştr.
Basın hürriyetini tahdit et-t tfrifrr '£* hn,de yenl Asanda muha-J utK-R faza edilen maddeler nelerdir?' (Bunları birer birer saymak u-|
Havacılık çalışnıala rımıaa. yeni şartlara ve yeni ihtiyaçlara göre hız vermezsek bugüne kadar harcadığımız emekler boşa gidecektir. Tiirk Hava Kuruntuna yardımlarımızı çoğaltalım ve Fitrelerimizi memleket havacılığına bağışlıyalını.
S’hlfe 6
AKŞAM
Sıcak günlerde..
Çocuklar için birkaç elbise
Mahkeme Koridorlarında
Nasıl giyinmeli, neler yiyip içmeli?
Yaz mevsiminin en sıcak aylarında bulunuyoruz. Gölgede otuz derece tabii bir hal olmuştur. Herkes buram buranı terlemekte ve serinlemek İçin mütemadiyen. soğuk şerbet, gazoz içmekte, dondurma yemektedir. Günün her saatinde, yemekten evvel ve sonra içilen bu soğuk meşrubat midelerin bozulmasına, göğüs ve öksürüklere sebep olmaktadır.
Yazın sıcaktan az müteessir olmak için yapılacak iki şey vardır. Birincisi biçimi bol. kumaşı ince ve açık renk elbise giymek. İkincisi de hafif, az yağlı ve soğuk yemekler intihap etmek, bol sebze, mey ra yemek ve mümkün mertebe az su. şerbet içmektir
Havalar ısınınca, herkes ince elbise giyer fakat kimse giyilen elbisenin rengi İle alâkadar olmaz. Halbuki havanın sıcaklığı, hararetin derecesi ile renklerin pek çok alâkası vardır.
Eskiden beri beyaz rengin yaz için en münasip olduğa rualûnıur. Çünkü beyaz renk güneşin ziya ve hararetini almaz. daima serindir. Bu rengin aksi siyahtır. Ziya ve harareti celbettiği için daima sıcak tutar. Beyazdan sonra en. setin tutan- renk açık san ve bejdir. Bunlardan sonra açık yeşil ile pembe gelir. Kırmızı daha sıcaktır Koyu kırmızı, şarabi siyah kadar sıcaklık verir. Açık mavi diğer açık renklere nazaran daha sıcak tutar. Lâcivert ve kahve rengi siyahla aynı derece sıcaklıktadır.
Sogulc suya ve soğuk İçkilere gelince, bunlar ne kadar soğuk olursa İçmek ihtiyacı o kadar' artar, vücut o nispette terler. Buzlu su ve şerbetler mutlaka yudum yudum içilmelidir. Azar azar içilerek uzun müddet devam ettiğinden vücudu serinletir. fazla terletmez.
Yazda harareti en iyi kesen ve mideyi bozmayan şu tertiplerdir:
Soğuk çay: Yarısına kadar buz konmuş bir bardak İçerisine kaynar ve iyi demlenmiş çny doldurmak, şeker ve yuvarlak kesilmiş bir dilim limon ilâve etmeli Sazlarla içilen çay çok serinlik verir.
Naneli çay: Bir avuç _____________________ _____
naneyi iki bardak şekerli su ince bluzların dekoltesi yuvar-( içinde bir müddet bırakmalı, |ajç ve omuzlara doğru açık o-Nanenin kokusu ve lezzeti suya, ]arak yapılmaktadır.
geçince bir tülbentten süzmell.) Ayakkabılar ya çok yüksek aynı miktar çay İlâve ettikten- ökcelI yahut hiç ökçesiz giyll-sonra bardaklara taksim etmeli ve h°r bardak içine bir parça] buz atmalı. Buz ile nane çok; soğuk hissini vermektedir
Amerikan limonatası: Bir su bardağının, dibine küçük kırılmış buz parçalan iki kaşık toz seker. yarım limonun suyunu _______________________
koymalı ve soğutulmuş soda ile^ında soğanı sevdikleri
Çocukîar umumiyetle deniz kenarında kumda oynamasını çok severler. Acık havadan ve güneşten İstifade edebilmeleri için sırtı açık bacakları çıplak germendirler. Resimde görülen çocuk kıyafetleri muhtelif yaşlar içindir.
1 — 10 yaşında küçük kız çocuğu için sarı ketenden şort
ile bluzu ceplerinin, bacak ve kol reverlcrlnin etrafına mavi ketenden biye geçmiştir.
2 — Dört yaşında erkek çocuk İçin kırmızı beyaz yollu basmadan barbotoz.
3 — I — Beş nilı yaşında. !lcl kardeş için beyaz düğmelerle süslenmiş kırmızı ketend?a
Moda haberleri
Zarif bir elbise
En çok giyilen kumaşlar
Koyu yahut açık renkler ü-zerıne beyaz benekli, paralı emprimeler en çok beğenilen ve giyilen kumaştır. Bunlar bazım kloş bazan a plise yapılmaktadır.
Keten tiresinden işlen-n bluz, kısa ceket, çanta, şapka bu yaz modadır.
Kolsuz elbiselere omuz hizasında dört parmak eninde beyaz pikeden bir biye koymak team-
1 miım etmektir.
taze, çiçekli basma etekle giyilen
mektedir.
bardağı doldurman. Bu limonata da saz İle İçilmelidir.
Elleri nasıl temizlemeli?
Evde her İş lâstik eldivenle j görülemez. Bazan eller fazla kirlenirse temizlemek için ellere bolca vazelin sürmeli ve o-guşturarak cilde İçirtmell. Bir çeyrek saat sonra eller sıcak sabunlu su ile yıkanırsa tertemiz olur.
Soğansız soğan lezzeti olan domates
salatası
Bazı kimseler domates salata-
halde-, ağızda kalan kokusundan çekinerek salatayı soğansız yer-1er. Tarif edeceğimiz sirke do- i antaiOniariD mates salatasına konursa ğan lezzetini verir, fakat kokusu olmaz,
Gatol arın fırında
yanmaması ıçsn ne yapmalı?
Evdeki fırınlarda pişirilen keklerin, şatoların yanmaması tam kıvamında olması İçin, u-zun tecrübeler lâzımdır. Bilhassa havagazı ve elektrik fırınlarında ayarı bulmak giiçtür, bunun için pişirilecek her lıangl' bir şeyin katibi, sıcak ince kum dolu madenî bir tabak içerisine konduktan sonra fırına salınır-sa yanmadan gayet iyi pişer.
ka-
Kaysılı krem
Bir kilo Olgun ve kokulu
ytsı bir su bardağı toz şeker, iki küçük veya bir büyük limonun suyu, iki su bardağı miktarı krem şanlıyı almalı.
Kayısıları ortadan ayırıp çekirdeklerini çıkarmalı, kırdıktan sonra bademlerini dövmeli. Kayısıları İnce tel süzgeçten ezerek geçirmeli. Hasıl olan püreye dövülen bademleri ve şekeri karıştırmak, limon suyunu İlâve etmeli. Sırça bir tabak İçine koyarak buz dolabına; yahut buz üzerine yerleştirmeli. Yarını saat sonra İki bardak krem şantıyıyı katarak karıştırmalı ve tekrar buz dolabına yahut buz üzerine koyarak daha yarım saat durduktan sonra hafif, blskulierle ikram etmeli.
Ün, şeker, kahve, baharatı mutfakta nasıl saklamak?
Mutfakta bulunması lâzım gelen, un, şeker, kahve ve baharat gibi şeyleri küçük canı kavanozlar | doğru harekettir. İstenilen mad-pantalüiıu de gözle görüldüğü için kolayca I alınır.
,tU.a Yorgun zamanlarda
basmadan plâj elbisesi. Bluzun yukarı ksımı, ceplerin ve eteğin etrafı düz yeşil ha sın ıslandır. îkl basma beyaz t,„. ... eklenmiştir.
plaj elbisesi. Kızın kısadır, oğlamnki uzundur.
Bâbıâliye kâtip mi olacaktın, Ömer efendi?
Ceket kollarının keskin ütü çizgilerinden belli ki elbisesini Sultanlıamanıındia hazır elbiseci dükkânından sırtına takıp çıkmış. Saçları makine ile kırpılmış, sakal traşı uzamış, kırçıl bıyıklı, basma mintanlı, orta boylu, şişmanca bir adam. Koridorun köşesine çomelmiş, elindeki dolma kalemi evire çevire tetkik ederek, kendi kendine söyleniyordu. Yanına sokulduk:
— Güle güle kullan, efendi amca. Kalemi yeni aldın galiba.
Gülümsiyerek ayağa kalktı: '
— Sen bir garip çingenesin, neyine gümüşlü zurna, desene bana.
— Estağfurullah efendi amca. Neden garip çingene oluyormuşsun?
— Hâşâ- çingene değilim amma ne de olsa buraların garibiyim.
— İstanbula yeni mi geldin?
— Yoook, bu dördüncü gelişim. İstanbulun yabancısı sayılmam ha. Yolunu
lorisine koymak, yordamını, pazarını piyasa-
yapılacak makyaj
Fazla yorgun olunduğu zaman yüzün hatları gerilir ve biye' ile çıîhre Rayrl taWl blr hnl al,rM .Bir çok kadınlar yüze fazla makyaj yaparak bol kırmız ve
■ pudra sürerek bunu örteceklerini zannederler. Halbuki böyle zamanda yüze ne kadar hafif makyaj yapılırsa çehre o kadar tabiî olur Pek hafit ruj İle pudra sürmek ve gözlere hiç bir i şey kullanmamak lâzımdır.
Faydalı bilgiler |

Sofra bıçaklarındaki lekeler
sofrn bıçaklarındaki lekeleri Esmerleşmek merakı temizlemek için en iyi Uâç kül- 1 dıır. Mangal kömürü yahut o dun külünü ince elekten geçir dikten sonra adi bir şişe man tarım ıslatarak bu küle batır malı ve bıçaklan ovarak mel i.
j Hiç bir leke kalmadığı bıçak yeni gibi olur.
gioi
Renkli çamaşır ve elbiseler
Renkli çamaşır yahut elbiseler yıkandığı vakit renklerinin canlı kalması için tuzlu suda çalkamak en kolay usuldür.
— Nesini anlatayım? Eloğlu kazık atacağı adamı’ gözünden anlıyor vesselâm.
— Sana da kazık attılar öyle mi?
— Kötünün şerrinden Cenabı Hak ümmedi Muhammedi muhafaza buyursun. Herifler öyle usta olmuşlar ki, gözden sürmeyi çekiyorlar da farkına varmıyorsun. Kapağını açıp baktım, beş lirayı verip kalemi aldım.
Herif; «Güle güle kullan, beybaba» dedi, ben de; «Aldığın para helâl olsun» dedim, ayrıldık. Oradan piyasaya gidip de dükkânım için mal alacaktım. Beş on adım yürüdükten sonra herif koş şaıak arkamdan yetişti — ■»Beybaba, ben haram para^J ya alışık değilim. Ayak ticaû-reti yaparım, alnımın teriyCM le kazanırım, sana kalemis sattım amma, sonradan ak-^ lıma geldi ki. nasıl kullanıla.C cağını öğretmedim. Bu ka-_O lem kıymetli kalemdir. İçı'ğ) ne mürekkep doldurmanınJjr usulü vardır. Gel, bir kenara»!* çekilelim de bunu iyice öğ--. renelim» diyerek beni bir® sokağın içine çekti. Kalemi S alıp vidasını çevirdi; «Müreld1-kep şişesinin içine şöyle ba-5j* tıracaksm. şu düğ neye şöy-1^ le basacaksın. Al» bir de senO vap bakayım. öârcrebildinÇI) mi? ■ diye kalemi tekrar ba-çfl na verdi. Aynı şeyleri ben de(|) yaptım amma herif beğenJs medi; - Olmuyor efendi ba-'**' ba. Böyle yaparsan kalem kırılır. Dur, ben senin kollarını tutayım da tarif edeyim» dedi, burnumun dibine kadar sokulup kollarımı tutarak iki elimi yukarıya kaldırdı. «Şu parmağını şöy. le tut. öbür parmağını şöyle bas» diye uzun uzun tarif etti.
— Kalemin ustası oldun desene.
— Ustası oldum amma bu is bana kaça maloldu biliyor musun? Tamam iki bin beş yüz liraya.
— O nasıl sey. efendi barsamasını bırak şim- ^a?
i — Nasıl şey olduğunu ben | de anlıyamadım ki. Herif; ı «Havdı hayırlı olsun» diyerek savuştuktan sonra kale.
sini az çok bilirim. Velâkin. bu sefer anladım ki benim şimdiye kadar öğrendiklerim kâfi değilmiş. Öyle ya, benim gibi bir insan için İs-tanbulun her türlü gidişatını öğrenmek kolay mı? Bu memlekette insanın tersini ı yüzüne çevirirler de farkına | varamaz. Hey gidi Ömer e-1 fendi heeeey! İstanbulun cambazlarjyle ipe çıkmak | senin haddine mi düşmüş? | Kendi memleketinde köylü karılarına kırmızı dallı bas-ı ma satmağa benzemez bu iş.
— Memlekette basma üzerine mi iş yapıyorsun, efendi baba?
— Küçük yaştanberi bu işi tutmuşum, böylece ömür geçiriyorum.
— Allah kazancını arttır-, sın, efendi amca. Kalemi i kaça aldın? İyi yazıyor mu?[ , —Yazmasını bırak şim-
di. «Bre Ömer efendi, dolma . kalemle senin ne işin vardı? , Bâbıâli kapılarına kâtip mi • olacaktın? Dükkânın veresi.
I Yaz gelince ekseriyetle bil esmerleşmek merakı başgöste-rir Halbuki yüze krem sürme-den çildi esmerletmek kadar zararlı bir şey olamaz. Detı-ze ı girdikten sonra mutlaka yum ' bol tatlı su İle bir kaç de.fa I yıkamalıdır.
Yüz güneşte yanınca, esmerlikten hoşlannuyanlar olursa ciltlerini bcyazlalmak için bir , ick >.vu»u»uuı wıu# «iv.
iki mürver çiçeğini bir iki .ta- Ivs hesaplarını yazmak ıçm yankesicilere kaptırmı-kika suda kaynatıp yüze lâpa kurşun kalemi neymejret-vavıIP dive ceketimin ic ce-glbl koymalı. Bir çeyrek sonra iniyordu?» desene.
, mürverin kalan suyu de yıkan alıdır.
âclvert beyaz çizgili basmadan elbise. Yıkanıp ütülenmesi pek kolay olan elbisenin bluzu önden, eteği arkadan lâcivert düğmelerle iliklenmektedir.
yayını diye ceketimin ic cebine kovmak için elimi soktum. bir de baktım ki para cüzdanım yok. Oradan dönmemle beraber polis karakolunda soluğu aldım. Meğerse ! herifin bu işlerde geçmişi , varmış. Tarif edince anlach-11ar. iki saat sonra yakaladılar.
Mahkeme acildi. maznun. Hangisine 1 a konuşamadık.
Amma yüzü velâkin. dükkânda görünce i birdenbire hevesim uyandı; «İstanbula gelmişken şunlardan bir tane alayım. Ken dim kullanamazsam bile, bizim oralarda nasıl olsa bir meraklısını bulurum, kâriyle satıp ticaret ederim» dedim. Camekânm önüne dikildim, çeşit çeşit kalemleri seyretmeğe başladım. baksam hoşuma gidiyor am-ı ma hiçbirinin üzerinde gon.' lüm kalamıyor.
— Nihayet elindeki kalemde karar kıldın öyle mi?
— Yok, efendi oğlum, yok. Karar kıldığıma vakit kaldı mı ki? Ben camekânı seyre-1 derken şu herif omuzuma dokundu; .-Efendi baba- dolma kalemi alacaksan bende âlâsı var. Bir yerden elime geçti. Dükkândakilerin yan fiatine satacağım» diyerek cebinden bir kalem çıkarıp bana uzattı. Camekânda o kalemin aynı vardı. Üzerindeki fiat kâğıdına baktım, on lira vazıh. Herif de; «Görüyorsun ya, efendi baba.1 Dükkânda on liraya satıyorlar. ben sana bu kalemi beş liraya vereceğim» dedi.
— Anafor buldun desene.
— Bulmaz olaydım. Ben kiiim, İstanbulda anafor bulmak kim. efendi oğlum?
— Neden öyle söylüyorsun? On liralık kalemi beş liraya almadın mı?
— Aldım amma...
— Artım ası ne oluyor? Kalem bozuk mu çıktı? Yazmıyor mu?
— Bozuğuna, kırığına bakamadım. Bismillah deyip kalemi kullanmak nâsip olmadı ki. Şu herifi görüyorsun ya. Kalemi benim gözüme çekip de canımı nasıl yaktığını bilmezsin.
— Bilmiyorum tabiî. Anlat da öğrenelim.
Amerikan plajlarında bu sene yukarıda görülen İlci tarz mayo çok rağbettedir. İki genç yıldızın giydiği bu mayolar
Ce. Re.
Senelik 2800 kuruş 5400 kuruş
ö avlık 1500 . ükk .
3 nvlıtr 800 • UHM
I avlık 3W -
Adres tebdili lçu> eli) kurucuk pul şonderiLmelldu Aksı tnkdlr-de adres nejisurilmes
ütüsü
Bazı erkek kumaşları güç ft-hlç tü tutarlar. Bilhassa pantalon-| larda bir türlü kat yeri tut-' maz. Bu gibi kumaşlarda p&n-
4.0-
İki litre sirkeyi y— kalıncaya kadar ateşte kaynatmak, Toprak bir kavanoz içe-risine İnce İnce doğranmış bir iri baş soğan koyarak üzerine kaynıyan sirkeyi dökmeli. Taze dövülmüş yarım kahve kaşığı kara biber ilâve ederek kavanozun ağzınıd kapamalı.
Salataya bu sirkeden konursa lezzeti gayet iyi ve kokusuz olur.
Sigara ve hiddet
insan hiddetli zamanında sigara içerse sinirlerinin sükûnet bulduğu rivayet edilir. BLr kaç doktor bu İddianın doğru olup olmadığını fennî bir surette tetkik etmişler ve neticede sigara içmenin hisleri tahrik e-den âsabı muattal bıraktığını meydana çıkarmışlardır.
Hislerin uyuşması üzerine hiddet sükûnet bulduğundan, etrafta olup biten, şeylere karşı bir lâkaydî husule geldiğinden insanların asabiyetlerini gider-
Vişne lekesi
Moyva lekeleri güç çıkar, bilhassa vişne lekesi... Leke olur olmaz üzerine limon suyu sıkılır ve bir müddet sonra adi su
ile yıkanırsa lekeden eser kal- mele için sigara içmeleri bun-maz | dan ileri gelirmiş.
Lnlonun tarafından kat yerine kuru sabun sürmek lâzımdır. Sonra her zaman gibi üstünden ütülenen pantaionuıı katı, çizgisi gayet iyi tutar.
| Müşküllere cevap j
Deniz ve güneş banyosu
Pangaltı No. 75 Ayla: Güneş ve deniz banyosu hakkında size hiç bir tavsiyede bulunamam. Denize girmek ve güneşte yanmak için doktordan izahat almak lâzımdır. Her kesin bünyesine göre doktor tavsiyelerde bulunur. Siz de doktora sorar sonra vereceği talimata göre hareket edersiniz.
2 — Kollarınızda ve dirseklerinizdeki pürtükleri geçirtmek için ince bir sünger taşı alınız, sıcak sabunlu suya taşı batırdıktan sonra pürtük olan yerlere sürerek masaj ve friksiyon yapınız. Az zaman zarfında büyük fark göreceksiniz. Her sabah yahut her gece yatarken bu masajı yaparsanız cildinle çok beğenilmiştir, muntazam ve düzgün olur. '
telefonlarımız Basmuharrb 20S65 Van taleri 20765 - ta ar e W6B> Muau» 20197
İdarehane BtıbıAll civarı
Cemal Nadir saKag) No 13
Unutmayınızki
Sevimli olmak biraz da cildinizin lnceliğlle kabildir.
KREM PERTEV
Sahlfe 7
13 Temmuz 1950
AKSAM
HER AKŞAM BİR HİKÂYE
Aşkım ve günahım j
Vahşi Afrika
Parlsin büyük moda mağazalarından birinde manken İdim, cannes şehrinde yapılan bir mo da gösterişine iştirak ettim Mu vaffakıyetim çok büyük oldu.
Kadın, erkek herkes guzelll-ğtanc meftun ve hayrandı. O şehirde Janı tanıyıp sevdim. Bu. birdenbire kalbimde dal budak salan coşkun ve ateşli bir aşktı.
Halbuki en basit mantık, bu hissimin gerçekten çılgınca bir hareket olduğunu bana söylüyordu Bu, Janın beni sevmediğinden değildi. Bilâkis o da beni çıldırasıya seviyordu. Birleşmemize en büyük engel, bizi ayıran İçtimai mesafe idi. Aramızda aşılması imkânsız derin bir uçurum vardı.
Sevgilim asil bir aileye mensuptu ve parlak bir unvanı vardı, Jan, konttu Babası marki dö Tavcmi hayatta güzelliğimden başka bir dayanağım oimı-yan benim gibi bir kızla oğlunun evlenmesine asla razı olmı-yacaktı.
Halbuki ben Janı tapracısı-na seviyordum. Zevcesi olabileceğimi aklımdan bile geçirmiyordum. Zavallı kalbimin istediği yegâne şey. onun yanında bulunmaktan ibarette. Ondan, başka bir şey istemiyordum, hakikati söylemek İçin onu dalma düşünmekten başka bir dileğim ve arzum yoktu.
Bütün korkak kadınlar gibi Is tikbali hiç düşünmüyordum. Sevgilimin yanında geçirdiğim müstesna dakikalar bana yetiyordu Altı ay bana masal gibi görünen bîr hayat sürdük. Sonra Jan babasının kendisini vs-rarla çağırdığı Dre şatosuna git inek için hareket etti.
Sevgilim giderken, büyük mail zorluklar karşısında bulunduğunu ve tehir kabul etmiyen bazı meselelerin halli İçin oraya gitmesi zaruri olduğunu bana itiraf etti:
— Azamî sekiz gün sonra döneceğim dedi.
Fakat avdet etmedi. Üç hafta sonra ondan bir mektup alabildim. Mektup da hayli garipli. Bana olan aşkından hararet le bahsediyor, fakat babasının arzusuna ve ailesinin şerefine riayet etmesi lâzım geldiğini de ilâve ediyor:
— «Ne olduysa oldu. Fakat sana karşı beslediğim samimi sevgi hisleri asla değişmiyecek-tir. Dünyada taparcasna sevdiğim biricik kadın şensin. Çok teibahiun.» diyordu.
Jan m mektubunda ima ettiği şeyin ne olduğunu öğrenmekte gecikmedim. Jan, babasının borçlarını ödeyebilmek için mil yoner bir Amerikalı kadınla evlenmişti Markinin alacaklıları ecdattan kalma tule şatosunu müzayedeye çıkarmak tehdidinde bulunuyorlardı. Jan da baba sini ve ailesini sefaletten ve rezaletten kurtarmak için bu izdivacı yapmağa mecbur kalmışta.
Bu haber, beni derin bir hüzne ve kedere gargettl. Artık herşeyden tiksiniyordum. Paris şehri de bana dar gelmeğe başladı. Büyük moda mağazasındaki İşimi bırakarak Ancside oturan teyzemin yanma gittim,
İstikbal hakkında hiç bir arzu ve tasavvurum yoktu. İstediğim ve dilediğim yegâne şey, uzaklara kaçmak, âlemden uzak bir hayat sürmekti.
Aneride otururken beni çirkin bir harekete sevkeden keşifte bulundum. Teyzemin kütüphanesinde çok eski romanlar vardı. Kendimi avutmak için 1847 tarihli «Mesut Dünya» mecmuası no karıştırırken birdenbire gözlerime aklimden ve zihnimden hiç bir zaman ekrilmlyen bir aJle İsmi ilişti.
Bu eski mecmua, Marti Piyer dö Tavemi namında bir asilzadenin kalpazanlıktan on sene ağır hapse mahkûm edilmiş bu lunduğunu yazıyor ve cn yüksek asalet tabakasına memnıp bir şahsiyetin böyle çirkin bir harekette bulunduğundan dolayı teessürünü beyan ediyordu.
Hlc tereddüt etmeden mec-muarhn bu haberi keserek der-bol iMriâe döndüm orada Marki Piyer do TaVerininin sevdiğim Janın dedesi oifbj£Unu öğrendim
Ondan sonra tetemtnealt bir hareketle bulundum K>- tjgım

parçayı mecmuanın İsmi Ue tarihini de yazdıktan sonra bir zarfa koyarak Jamn zevcesine gönderdim.
Bu hareketimi asla haklı ve mazur göstermek istemem. Ja-m ebediyen kaybetmekten duyduğum derin yeLs ve ıstırap, beni buna sevketmiştl.
şimdi bu hareketimin neticesini de size söyliyeyim. İki gün sonra Janin şakağına bir kurşun sıkarak intihar ettiğini gazetelerde okudum. Bu hususta tafsilât atamadm. Fakat tahmin ediyorum kİ karısı, Jan a dedesinin kalpazanlığı, ailesinin şeref ve namusu için silinmez bir leke teşkil ettiğinden bahsetmiş, zavallı sevgilim de bu ağır hakaretten sonra yaşamak istemeyerek hayatına kaymıştı.
Kıskançlık sevkiie yaptığım bu Lhbar, işte bu feci neticeyi verdi. Taparcasına sevdiğim a-damin ölümüne ben sebep olmuş, kendi ellerimle onu öldürmüştüm. Fakat sonradan duyduğum nedametin ne faydası var?
Vicdanımın azabı, döktüğüm kanlı göz yaşlan sevgilimi dl-riltemez H.. Aman Allahım, ne bedbaht ve talihsiz bir kadınmışım. şimdi senden İstediğim vc beklediğim ölümdür. Ancak ölüm, çektiğim İşkenceye bir son verebilir.
Büyük Britanya adalarında kulüpçülüğe benzeyen milliyetçilikler
(Baş tarafı 3 öncü sahifede)
İmparatorluğu ve Sterlin bölgesi...
(Başlara f> 4 üncü sahifede)
Yağmur mevsimi bu suretle bir ay müddetle kendini bekletti. Etrafımız kuraklıktan tamamen sararmış bir hal alıyordu ve tamamen korumuş olan vadide hayvanlarda veba hastalığı kendini göstermişti. Binlerce yabanî hayvan kuraklıktan kınlıyor ve havadaki halli rutubeti bulaştırıyorlardı.
Geri kalan canlı hayvanat. İdame! hayat arzusu 11 e. güneye doğru akın ediyorlardı. Antilop iar, Zebralar daha buna mümasil bir çok hayvan sürüleri bu kurak diyarı terketmeğc baş Isınışlardı.
Bu muazzam hayvan sürülerinin göç etmesi karşısında yerliler dağ tepelerinden bu dramı ancak seyretmekle İktifa etmek zaruretinde İdiler, çünkü ellerinde her hangi bir kuvvet yoktu. Ufuklarda bu diyardan kaçan bu sürülerin toz bulutlarından başka bir şey görünmüyordu.
Kuraklığın, ikinci ayının ortalarına doğru hayvan sürüleri buraları terketmlş oldukların dan artık ufuklarda toz bulutları dahi yoktu. Hattâ çok kuvvetli aslanlar dahi güneye doğru göç ediyorlardı. Fakat en-gençleri İle en yaşlıları buralardan ayrılmıyorlardı.
Susuzluktan gayri, aç kalmaları bu aslanları ehli hayvan sürülerine yanaştırıyordu. Zu-iular bu vaziyet karşısında sığırlarını çiftliklerinin civarına getirip hattâ bekçiler dahi koydukları halde aslanlar arkadan bu sığırlara ve hattâ bekçilerine hücum ediyorlardı. Aslanlar insan kanının tadına baktıkları andan İtibaren, insanlara karşı daha taarruzkâr vaziyet alıyorlar, bundan dolayı sürü He insan avlamaya çıkıyorlar hattâ uyuyan İnsanları elde e-debllmek gayesUe kulübelere kadar taarruza geçiyorlardı.
Kuraklığın ikinci ayında, bu mm takayı korkunç bir vaziyet sarmıştı.
roma
LİZBON
RİO DE JANEIRO
BUENOS AIRES’e
uçunuz
• PAN AMERİKAN Havoyollorı sizi Romodan doğrudan doğruya Lizbon ve Dakar’a, bu şehirlerden de Rio de Janeiro veya Buenos Aires gibi Gürtay Amerikanın bajlıca büyük tehirlerine götürebilirler, çünkü Pon Amerikan Havayollarının Panair do Brosil ile ayrıca irtibatı vardır. Bulutlar üzerinde uçarak hava tesirlerinden tamamen masun kalan Lüks Constellafion uçaklarile çok seri bir seyahai yapmıj olursunuz. Dünyanın en tecrübeli havayolları tarafından direnlenen seyahatiniz boyunca tü-zumlu sıcak ve nefis yemekler, yalak haline gelebilen rahat koliuklor hep biletinizin ücretine dahildir. Yer ayırtmak için seyahat acentanı-eyahul doğrudan doğruya Pan rikan Dünya havayollarına mü-ot ediniz.
Pan American H'orio Airivann
DÜNYANIN EN TECRÜBELİ HAVAYOLLARI
M. S. B. İst. Sa. Al. Ko. Bşk. 1. Numaralı Komisyon İlânları
de ta-
ba-hıi-
Kspalı eksiltme ilânı
İstanbul Bayındırlık Müdürlüğünden
1 — İstanbul Adli Tıp İşleri Umum Müdürlüğü binası tadil ve onanını İşleri kapalı zarf BSullyle eksiltmeye çıkarılmıştır.
Keşif bedeli 49232 Ura 96 kuruştur.
Eksiltme 20/7/950 tarihinde perşembe günü saat 15 İstanbul Bayındırlık Müdürlüğünde toplanacak komisyon rafından yapılacaktır.
2 — Bu işe ait evrak şunlardır: Mukavele, eksiltme, yındırlık. İşleri, hususî ve fenni şartnameleri, proje, keşif
lâsasiylc buna müteferri diğer evrak dairesinde görülecektir.
3 — Eksiltmeye İştirak etmek İçin taliplerin 3692 lira 47 kuruşluk muvakkat teminat yatırdığına dair makbuz ibraz etmesi ve 950 yılında ticaret odasında kaydı bulunduğuna dair belgeyi hamil olması, eksiltme gününden tatil günleri hariç 3 gün evvel vilâyet makamına müracaat ederek ehliyet vesikası alması ve yukarıda ikinci maddede yazılan evrakı görüp eksiltme şartnamesinde yazılı kayda göre kabul ettiğine dair imzalaması ve buna ait 2430 sayılı kanun mucibince hazırlıya-cağı teklif zarflarını 20/7/950 perşembe günü saat 14 de kadar İstanbul Bayındırlık Müdürlüğüne verilmesi lâzımdır.
(8439)
Kastamonu Şehri ilâve elektrik

Nefsi İngiltere şehirlerini dolaşıp Mldland'a geçtik; Man-ehester'de beş gün kalıp Llver-pool'u, Chester'i gördükten sonra, ver elini Glasgow; kJ, bu havalinin fabrikalarından, mûesseselerinden evvelki mektuplarımda kısmen bahsettim. Bu şehirde de üç gün kalıp Büyük Bri tenyada en fazla beğendiğim Edlnburgh'a vardık. Glasgow'un topografyasını - is-tanbula benzettiğimi yazmıştım. Edlnburgh da Parlsin ruhunu taşıyor. Gayet zarif bir şehir. Tarihi eserlerinde de, belediyeciliğinde de, parklarında da, İnsanlarında da inceliğin kusvasma varmış Fakat ayrıca da: Bahsettiğim şekilde taşkın bir «klüpçüvari» milliyetperverlik.
Buranın kalesini gezdik; İskoç askerlerinin 1914 harbine İştirakini yâdeden ve kısmen mabetvlri tertiplenmiş anıtını gördük. Türk hâtıralarlyle dahi bezendirilmiş askeri müzesini gördük. Meselâ Kınm Harbinden kalma torbalar; her halde Süne alaylarından ta kİ İd edilmiş ziller. kİ İsimleri «Türk zilli. Bunlar, İskoç alaylarının önünde gidermiş. Ve namütenahi üniformalar...
Dikkatimi çeken şu oldu: Biz kİ, kendilerinden bu derece uzağız. bizim tarihimiz bile buraya epeyce aksetmişti; fakat soruyorum:
— Dominyonların kiler bile var da, tarihi anıtınızda İngiliz hâtıralan yok mu?
— Hayır... Çünkü İskoç âbidesidir.
Ve mihmandarımız, taçların önünde duruyor:
— İngiliz hanedanının taçlarını da Londrada görmüşsünüz. Bizimkileri her halde daha güzel buimuşsunuzdur?
Başka bir noktaya dokunuyorum:
— Hatırımda kaldığına göre, İskoç hanedanı sönmüş-, ı tahtın iddiacısı da yokmuş?
— Evet amma, şimdiki İngiliz Kıra ilçesi tskoçtur,_
Diğer bir fırsatla, bir İrlandalIya sordum:
— Siz tnglltereye karşı istiklâlinizi ilân edeli beri...?
Kaşlarını çattı:
— Biz İn gll tereye tabi olmamıştık kİ...
«Arkası var)
bulmaca!
18 3 4 8 8 7 8
ıiıını
1 t 1 1 II 1
■IHI M
* M 1 (
e- 1 1 1 I ı ı ı
* 1 1 1 1 1 1 1
1 1 1 1 1 ■
* '1 1 ■ 1 1 1
1 1 1 ■' 1 1
(5 1 1 1 1 1 ■
Seldin «afta: i — Tefsir telefon neşriyat merkezi, X — Müsriflikler. » — Zerre - Valide. « — Memnu, i — Vânl olun kişi, 8 — Yontulmuş, 1 — Tend tesirli söz. 8 — Temas et -Tersi bir erkek' adı. S —■ Köpek yavrusu - Tersi caratdır. 10 — Bursa e I varında bir nehir.
Yukarıdan aşağıya- 1 — Hürmetkar. 3 — Elbisenin İç- kaplaması eski değil, 3 — Böcek yiyen ot fasilesinden.
( — Eklenen, S — Karndenlzdc bir iskele - Kebeden, 8 — Bir Röz rengi -Ak-sine. 7 — Snrk vilöyetlertmlzden -Uim - Pislik, B — Tersi ince snnni-kir işi.
GECEN BULMACANIN HALLİ
Soldan safla: I — KflflehoT. i — AftTMtagı, 3 — irsi, 4 — Nejat. Ba. 1 — Atıf, Yaş. 6 - Bide, AH. 7 — Alıedû. !n. 8 — Hareket, 8 — An. Nalos, 10 — Rka. Bina
Yukarıdan aşağıya: ] — Kaınat-a har. 2 — öğ. Etlbank. 3 — Frijider,
( — Tırayeden. S — Edat, Okab, 8 — Hal. Va, Eli. 7 — Ot. Bariton. B — Mıdaşın, Sa.
Zayi — 192 sayılı deniz mo-törcû ehliyetimi kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin bükmii yoktur.
Rtza Çelebi
Zayi — ALI Kuşçu İlkokulundan almış olduğum pasomu şayi ettim, yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
5. sınıf talebesi 274 Nail Alçın
*
Böylece, rakip kardeşlerin şakalaşma tarzındaki milliyet farklarına da temaaüuı sonra, , tondraya dündük...
(Vâ - Nûl
1 — Pazarlıkla 4000 kilo yufka satın alınacaktır. Tahmin edilen bedeli 2400 lira kesin teminatı 360 liradır.
2 — Pazarlığı 19/Temmuz/950 günü saat 11.30 da Harbiye
M- S. B. İst. 1 No. 8at. Al. Kom. da ihale edilecektir. Şartnamesi hergün komisyonda görülür. (2952 — 9130)

1 — Kapalı zarf İle aşağıda cinsi, miktarı, tutan, geçici teminatı, İhale gün ve saati yazılı odunlar Harbiye M. S. B. tst. 1 No, Sat. Al. Kom, da satın alınacaktır, istekliler mektuplannı ihale saatından bir saat evvel komisyona meleri. Şartnamesi ber gün komisyonda görülür.
iller Bankasından:
1 — Kastamonu şehri elektrik şebekesinde, fenni şartnamesinde gösterilen ilâve işler yaptırılacaktır.
2 — İşin keşif bedeli330.428.50 liradır.
3 ■— Geçici teminat 16.967,— liradır,
4 — Kapalı teklif zarflan 1/8/1950 salı günü saat 15 de Bankamız Satın alma komisyonu tarafından açılacaktır.
5 — Zarflar makpuz mukabilinde en geç 31/7/1950 pazartesi günü saat 17 ye kadar Bankamıza teslim edilmelidir
6 — Postada vaki gecikmeler nazarj İtibara alınnııyacak-tır.
7 — Bu işe ait şartname (10,—) lira mukabilinde Bankamız Muhasebe Müdürlüğünden temin edilebilir.
8 — Bu işe alt bilcümle Devlet ve Belediye vergi ve resimleri, Noter ve harç masrafları ve bunların zamları işi alana alt olacaktır.
9 — Tesisat bedeline mahsuben, Banka garanti mektuba mukabilinde avans verilmez,
10 — Bu Lşe iştirak edecekler bu güne kadar 308.000.— liralık şehir şebekesi tesisalıyaptıfeına dair Bayındırlık Bakanlığından tastlkli belgeyi tekili mektupiariyle birlikte vereceklerdir.
11 — Banka ihaleyi yapıp yapmamakta serbesttir. (8865)
Ankara Belediye Başkanlığından
teküf
ver-

Cinsi
Mutfak odunu Soba odunu Mutfak odunu Soba odunu Mutfak odunu Soba odunu
Geçici Miktarı Tutan teminatı
255 Ton)
85 Ton)
225 Ton)
75 Ton)
98 Ton)
27 Ton)
11550 lira

982
lira
867
lira
361
lira
İhale
günii
Saati
26/7/950
26/7/950
26/7/950
(2993
alınacaktır.
11.00
15.00
16.00
— 9226)
1 — Pazarlıkla 15 ton kuru ot satın edilen bedeli 1500 Ura kesin teminatı 225 liradır.
2 — Pazarlığı I9/Temmuz/950 günü saat 15 de
M. S. B. tst. 1 No. Sat. Al, Kora, da yapılacaktır hergün komisyonda görülür (
Tahmin
Harbiye • şartnamesi (9415 — 3019)
1 — 13 Temmuz 1950 Perşembe günü sabamdan İtibaren 79/81 randımanlı undan mamul ,0/038 rutubet ve 558 gram kuru maddeyi ihtiva eden 900 gram ağırlığında somun şeklindeki bir ekmeğin flatı 30 kuruştur.
2 — Aynı undan mamul ekmek evsaf ve ağırlığındaki pidenin de ramazan ayının sonuna kadar 30 kuruşa satılacaktır.
Keyfiyet sayın halka ve ilgili lere İlân olunur.
1 — Belediyemiz zabıtası teşkilât kadrosunda açık bulanan 20 şer lira kadro maaşlı Zabıta memurluklarına aşağı la yazılı nitelikleri haiz olanlar arasından yarış sınavı ile memur alınacaktır,
A) Belediye memur ve hizmetlileri tüzüğünün 3 ünıü maddesinde yazılı nitelikleri haiz olmak,
B) En az orta okul mezunu bulunmak,
C) Fi’lli askerlik ödevini yapmış İhtiyata kayıt olunmuş bulunmak,
Ç) 30 yaşından yukan yaşta olmamak,
D) Boyu bir metre yetmiş santimden uşağı olmamak,
E) Fena hallerle tanınmış bulunmamak.
F) Namus ve haysiyeti muhil bir suçla mahkûm edilmiş olmamak,
G) Ecnebi kız veya kadınla evli veya yaşar bulunmamak,
H) Viıcuiça sağlam olduğu tam teşekküllü bir hastane sağlık kurulunca muayene neticesinde sabit olmak.
Bu şartları tevsik eden belgeler ibraz edPmedikçe ta’ip sınava kabul edilmezler.
2 — Yukarıda yazılı şartları haiz bulunanların en 15.7.950 cumartesi gıinü saat 13 e kadar dilekçelerine bağlıyacakları kimlik belgesi, askerlik terhis teskeresi, bitirdiği ok 1 diploması, aşı kâğıdı, hâl tercümesi. 9X12 eb'adında dört ad*:t fotoğrafları ile birlikte Ankara belediye başkanlığına Da -vurmaları ve 20.7.950 çarşamba günü saat 9 da sınavları yapılmak üzere Ankara halkevi kitaplığında hazır bulunmak-.n ilân olunur.
NOT: Belediye Zabıta memurluğu için şimdiye katlar müracaat etmiş olup ta dilekçeleri intizarda bekliycnler ırasından yukarıdaki şartlan haiz olanların işbu ilânımız ürerine tekrar dilekçe ile müracaatları zaruridir. (9230)
(9470)
FOTOĞRAFÇILAR ve ÂlÂMİNÜTÇÜLERÎN DİKKATINA
Dünyaca meşhur
ferrania
Fotoğraf Fabrikası
«CASSETTİSTİ» 100 lük
Kart postallarının beher paketini yalnız 450 kuruş Yeşil ipekli «VİRİDA» kart postallarının 100 lük paketini de yalınız 600 kuruş Bu malzemelerimiz bu fiyatlara bütün piyasadaki satıcılarımız nczdlnde satılmaktadır.
HER YERDE İSRARLA MENFAATİNİZ İCABI BÜ MALLARI ARAYINIZ.
. Türkiye Genel Mümessilleri:
UMEERTO ve JOZEF REFORZO Posta kutusu 2295 — İstanbul
Baş eczacı ve eczacı alınacak
Türkiye Demir ve çelik Fabrikaları Müessesesinden: (Karabük)
Miiessesemiz hastanesine bir Başeczacı, bir de Eczacı alınacaktır. Başeczacıya 550, Eczacıya 400 liraya kadar ücret verilecektir.
Emeklilik hakkı tanınmış, daimi kadrolu olan bu görevlere tâyin olunacaklara aynea yılda iki nvlık ü -retlerini geçmemek üzere, ikramiye verilebilir. Cok cüzî bir bedel karşılığı lojman müessesece temin edilir.
İsteklilerin aşağıda yazılı belgelerini ekliv.-vekî- ri dilekçeleriyle acele müessesemize müracaatları ikin üu-nur. (9095)
1 — Nüfus hüviyet cüzdanı,
2 — Öğrenim belgesi,
3 — (Varsa) hizmet belgesi,
4 — Terhis tezkeresi.
Savunma
1 — Konyada bulunan As. Ortaokul lâğvedilmiş ve tstan-bnlciaö Maltepe As. Lisesi Ue Kuleli Askerî Lisesi birleş'. I-mlştir.
2 — Bu sebeple Konya As. Orta okuluna kayıt kabul için
müracaatta bulunulmaması ve şimdiye karlaT mürçaat edenlerin de evraklarını geri almaları. Maltepe As. Lisesine rar. İsteğinde bulunan öğrencilerin de müracaatlarım K.ı>h As. lisesine yapmaları ilân olunur (?W>
Devlet Denizyolları
Akdenîzde emsalsiz bir turistik sefer daha tertip etti 22 Temmuz Cuma Günü 10,000 tonluk lüks yolcu gemi»!
TARSÜS İstanbuldan hareket edecektir.
10 Ağustosa kadar devam edecek bu seyahat esnasında gemi Ccnovada bir hafta kalacağından, yolcular Venedik, Koma, Fransız ve İtalyan Riveryasım ziyaret , edebileceklerdir,
İDenizyolIan acentelerinden izahat isteyiniz. (9479)
Teklif isteme ilânı
Alım ve Satıın Müessesesinden:
Nazilli Basma Sanayii Müessesemlz İhtiyacı için 75 ton buğday ve 84 ton mısır nişastası alına çaktı t.
Evsaf şartnamesinin Alım scrvislmi/dt-n alınması ve bu İşe İştirak İçin TL. 1.000.— lira teminat yatırılma olunur. Müessestiniz İhaleyi yapıp yapmamakta scıb 19435/
F '.life 8
AKSAM
13 Temmuz 1950
f
25 Ağustos
İkramiye Çekilişine Hazırlanınız!
H EV
(Ankara’da Kavaklıdere’, de Güven Mahallesinde iki salon, altı oda.-teras, müstesna manzaralı, geniş bahçeli.)
2
(Ankara'da İller Kooperatifi sahasında.)
2(.©O© Hıra tutarında Çeşitli Para İkramiyeleri...
31 Temmuz
akşamına kadar açılacak yeni Tasarruf Hesapları bu çekilişe katılırlar.
T. iş Bankası
TEKNİK EVSAFINDAN BACILARI
Liiks dondurucu hücre (Frcczcr Lockcr)
Alt rafın bütün boyunca plâstik şeffaf çekmece. En son sistem kapı kapanma tertibatı (Trigec Action> Asitlere karşı mukavim porselen boyalı iç kısmı. Menteşe mihverlerindeki bil yalı yataklar sayesinde kapı koluna yapılacak hafif bir tazyikte gayet kolay açılış ve kapanış.
Cam pamuğu ile temin edilen izolasyon sayesinde dahildeki soğuk havanın uzun namın devam etmesi. dolayısilc elektrik sarfiyatında ESASLI TASARRUF.
Başka hiç bir markada bulunmıyan kapı rafları (Shelvador) sayesinde diğer dolablardan iki misli on raf sahası.
CROSLEY mamulatı (Eltcktro - Savcr) motoru ile münhhez ve bava almıyaeak şekilde gayet sıkı kapalı ptuşu, daimî suretle yağlı katmasını sağlar.
AIRŞUMIDIS M3ESSESESI
OTOMOBİL MALZEMESİ TİCARETİ T. A. Ş. İstanbul — Beyoğlu İstiklâl caddesi No, 30

P Ayda 300 lira getiren 18,000 Lirava Bos Teslim Satılık Ev
Cihangirde - Tophanede yeni yapılan Sanayi mektebi üzerinde tramvaya S dakika, denize nazır 7 oda. 1 dükkân, elektrik, havagazı. terkos. İlyasçelebl mahallesi No. 3. Akarsu yokuşu. Müracaat karşısındaki bakkal şemse d -dine.
Elektrikli Çamaşır Makineleri
Elektrikli Çamaşır Makineleri ve
ELEKTRİK SÜPÜRGELERİ YUVANIZA SAA3ET GETİRİR,
SÜPÜRGE: 345 Lira Peşin, 357 Lira Taksitle
(75 pejbı ayda 30 Lira 10 ay taksit) ÇAMAŞIR MAKİNASI: 420 Lira peşin. 45ü taksitle peşin, 35 Lira on ay)
cıoo
SÜRPRİZ Gömlek ve Pijamalarını
CEVAT MAĞAZASINDA
bir defa görmeniz menfaatiniz icabıdır. SORPRüZ (a©MHLEKLEm İtina ile dikilmiş tam boylar, zarif desenler, zengin çeşitler ve ucuz fiatlerle herkese elverişlidir.
Ayroea felr almakla,
Otomobil, Radyolar ve binlerce lira kıymetinde eşyaya sahip olabilirsiniz Kostümlük kumaşlar, Gömleklik Tisörler ve Zengin Tuhafiye Çeşitleri:
CEVAT MAĞAZASI
Yeni Postahane caddesi. No. 64 İstanbul
Sayın Doktor ve Eczacılara:
GU ADi NAL (Sulfoguanidine) i
20 adetlik tüplerde depolara dağıtıldığını saygı ile bildiririz. I -TrsasBl Aksu Laboratuarı - Cağaloğlu, Tel: 29223.
Hc-r işe elverişli, açık ve kapalı fabrika karoserll! BRAD-
FORD kamyonetlerimizden bir parti daha gelmiştir. 5.25-16 lâstikler 3500 devirde 25 beygir ıB.HP.) kabiliyet
4 şişe benzinle 250 kilometre
Yeni modellerdeki bir çok tekemmüllere rağmen Hatlarımız çok ucuzlara ıştır.
TEVFiK YILMAZ
Tarlabaşı caddesi No. 62 Beyoğlu — İstanbul Telefon: 40301 Telgraf: Yılmaz - İstanbul
TUZLA İÇMELERİ
Tatil günlerinizde somonu otelleri ve tesisleriyle memnun kalacağınız memleketimizin biricik sağlık kaynaklandır.
Zayi
As. Fos. 12308 ait 11373 sayılı İnsan sevk muhtırasının ik| nüshası kaybolmuştur. Zuhurunda hükümsüz olclugıı ilân Olunur. 19454 — 3053»
M AT AŞ
Eminönü 1 inci sulh hukuk yargıçlığından: 944/31 Dosya
Mahmut Cebeci ile Şamil Gülenin şayian ve müştereken mutasarrıf oldukları İstanbul Eminönü kazası dahilinde Tah-takale mahallesinin Balkapan-hane derununda eski ve yeni 36 kapı, 285 ada, ve 19 parsel numaralı 985 metre murabbam-da evsafı dosyasında mevcut | ; keşif raporu ve vaziyet zaptın- ; da yazılı sundurması olan bodrumun İzalel şuyu zımnında; furulıtu takarrür ederek müzayedeye vazolunınuştur.
Heyeti umumlyesinin kıymeti muhammenesi {35500. otuz beş | bin beş yüz liradır. Birinci açık arttırması 11/8/950 tarihine müsadif cuma günü saat 15 den 16 ya kadar İcra kılınacaktır Kıymeti muhammenesin in 75 ini bulduğu takdirde o gün İhale! katlyesl yapılacaktır. I Bulmadığı takdirde en son arttıranın taahhüdü baki kalmak ; üzere on gün müddetle temdit (edilerek ikinci açık arttırması 21/8/950 târihine müsadif pazartesi günü saat 15 den 16 ya kadar İcra kılınacak ve o gün en çok arttırana Lhale edilecektir. İpotek sahibi alacaklılarla diğer alâkalıların bu gayri menkul üzerindeki haklarını hususlle faiz ve masarife dair olan İddialarını evrakı miisbl-telerlie on beş gün içinde bildirmeleri lâzımdır. Aksi halde hakları tapu slclUerllç sabit olmadıkça satış bedelinin paylaşmasından hariç kalacaklardır. Müterakim vergiler hissedarlara ve dellâliye ve 20 senelik taviz bedel! ve lhale pulu ve tapu masrafları müşteriye aittir. Satış peşin para ile ve tapu kaydi mucibince ve İcra İflâs kanununa tevfikan icra edilir arttırma şartnamesi işbu ilân tarihinden İtibaren herkesin görebilmesi İçin mahkeme başkitabet odasında açık bulunmaktadır. Talip olanların kıymeti muhammeneslnin 5!. 7,5 ğu nisbetinde pey akçalannı hamilen o gün ve saatte İs- ı tanbul Vilâyeti karşısında Tom- ! rtık binasında üst katta dalrel mahsusasında Eminönü 1 ine' sulh hukuk mahkemesi başki-tabetinc 9-14/31 numara ile müracaat olunması hân olunur.

SATIf BlPOflf
JAK DEKALO..ORT.
ImiPUfl TAMrtKUll 51
OSMANLI BANKASI İLÂN
Şeker Bayramı münasebetile, OsmanlI Bankasının Merkeziie Yenicaml, Şişli Ve Kadıköy 17/7/950 pazartesi ve
salı günleri kapalı bulunacaktır.
Galata Beyoğlu, Şubeleri 18/7/950
Kadıköy nüfus memurluğundan:
Caferağa Güneş Bahçe sokak H, 37 üzerine nüfus kütüğüne yazılı Mehmet Hikmet kızı Aliye Nusret Tokun İsmi Kadıköy asliye hukuk Y, nin 24/12/949 T. ve 949/950 - 793 sayılı hâmile Adalet Tok olarak değiştirildiği İlân olunur.
Zayi — İstanbul Tıp Fakül-teslnden aldığım hüviyet cüzdanımı kaybettim. Hükmü yoktur.
4760 Şalm.bedelin Alpdoğıuı
Galata. Tabir Han Tel: 44996
Stand'ıııda teşhir edilen şık Avrupa modellerine göre yayılmış numunelere göz gezdiriniz!
Çeşitli renklerde keten spor ayakkabıları
Y özleri ı Avrupa keteni, 1 altları 1 krep ı kauçuk!
Tenis, deniz ve spor için ideal yaz ayakkabıları
★ ★ ★
ZERAFET ve UCUZLUK ifade eden
Beyoğlunda: Galata’da:
BAKER LÂLE
PAÇİKAKİS YILDIZ
L İ O N ATLAS
KONDAKSİS
BALİNA markasını
İstanbul'da:
MİLLÎ SPOR (Yüniş)
Büyükada’da:
H A S A N A K î
M®^ag®larıındlan Bsfceyönls I..
Toplan satış için müracaat yeri:
Galata, Karaköy Palas kat 4, No. 5-6. Telefon: 42780.

Comments (0)