JIKSAM
’ F-
• KÜÇÜK İLÂNLARI
F BUGÜN 6/NCI SAYFAM
■s
BUGÜNOİNCİ sayfada
Sene 32 — No. 1116G — Flati: her yerde 10 kuruştur.
PAZARTESİ 14 Kasım 1949
üçler konferansının kararları
İstizah


Bevin ve Acheson ile
takriri
L



Schuman’m beyanatı
Acheson, “Alman devlet ricalile görüşmelerim memnuniyet verici oldu„diyor müzakereye girişmek hususunda geniş salâhiyetler verildiğini, valilerin Alman hükümetiyle müzakerelerinin yarın başlıya-cağını söylemiş ve Almanyada gördüğü hüsnükabule temasla demiştir kİ:
«— Bizi mükememi bir şekilde katini ettiler. Hakkım urda gösterilen samimiyet ve sevgi beni çok mütehassis ettt
Alm&nyaya gelişimin başlıca sebeplerinden biri de bu memlekette harb sonundan beri kaydedilen terakkileri bizzat görmekten ziyade Almanyanın mukadderatını ellerinde tutan ızı şahsiyetlerle bulıışmkatı.
Londra 14 (R> — Geçen haf-_ ta Almanya meselelerini görüşmek üzere Parlste toplanmış of lan İngiliz. Amerikan ve Fransız Diş işleri Bakanlan Acheson ye Schuman, verdikleri ' kararlar h beyanatta bulunmuşlardır, Ingiliz Dışişleri Bakanı demiştir ki:
(— Paris‘.eki görüşmelerimiz neticesinde tımarız ki Almanya ile Fransa arasında uzun süren kavga sona erecektir. Gaye. Ai-tn an yayı Batı camiasına almak ve dünyayı yeni bir harbden kurtarmaktır. Bize düşen vazife, kuvvetli kalmak, hiçbir za man tecavüze geçmiyerek karşı taraf arzu gösterdiği takdirde müzakereye girişmektir.» Acheson’un beyanatı
Almanyaya gitmiş olan Amerika Dışişleri Bakanı Acheson, Bon şehrinde gazetecilere verdiği beyanatla, oradaki umumi valilere Atman hükümetiyle
Federal başkan Heuas, Başbakan Adenauer, kabine üyeleri ve Alman siyasi partileri liderleriyle görüştüm Bu ziyaretten sonra Birleşik Amerika ile Almanya arasındaki münasebetlerin mütekabil emniyet ve say-(Arkası sahile 2; sütun 1 del
C. H. P. Meclis grupunda bugün görüşülecek
Bahlbk Necmeddln Sadak
Yaa Uierinl fiilen İdare eden: C. Bildik
Aksam Matbaası
Milletlerin Garip Adetler i
Ankara 14 — Cumhuriyet "nrrfk Partisi Meclis grupu bu sabah saat 11 de toplanarak, öğleden sonra Büyük Millet Meclisinde konuşulacak olan Ahmet Taht akılı ç ve arkadaşlarının Cumhurbaşkanı İsmet İnönü nün Meclis açış nutku münasebeti yle verdikleri istizah takriri üzerinde görüşecektir.
Dün pazar olmasına rağmen bir taraftan Cumhuriyet Halk Partisi, diğer taraftan da Demokrat ve Millet Partileri Meclis gruplan genel idare kurullarında faaliyet göze çarpmakta İdi
C. H P, Meclis grupunun bugünkü toplantısında Başbakan Şemseddin Gûnaltaydan İstizah açılması teklifine «evet» mİ yoksa (hûyiTo mı denilmesinin doğru olacağı bir tarara bağlanacaktır.
Öğrenildiğine göre Cumhurbaşkanı ismet İnönü dün, Hilmi Uran İle Cumhuriyet Halk , Partisi Meclis grupu başkan vekili Ahmet Barutçuyu ve Flk-, ret Sılayı Çankaya köşkünde kabul etmiştir. Bu kabulde de istizah tekriri mevzuun un gö rüşüldüğü tahmin edilmektedir
Vücutta yara, bere yaparak süslenenler
İstinaf mahkemeleri kurulması projesi
Pakistan İs!âm Birliği Partisi başkanı Halik şehrimizde
I
Fidji atlılarında yerlilerin bir dansı
Created by free version of 2PDF
Yargıtay üyelerile Adalet Bakanı arasında ihtilâf çıktı
Ankara 14 (Ak^am' — Bugünkü Zafer gazetesinde şunlar yazılmaktadır:
Aldığımız malumata göre hükümet, yargıtayın işini azaltmak ve aynı zamanda vatandaşın senelerce beklLyen dâvalarının daha evvel hallini te nıln ederek sürüncemeden kurtarmak maksadiyle eskiden kurulmuş olup da bilâhare lâğve dilen istinaf mahkemelerinin yeniden ihyası için bir proje hazırlamıştır. Bundan tkl sene evvel usulü muhakeme ve buna ek olarak da mahkemeler teşkilâtı kanunu tasarısını tetkik etmek üzere yarğıtay üyeleri vş bir takım hâkimlerden mürekkep bir heyet teşkil edilmiş ve bu heyet uzun müddet bu proje üzerinde çalışmıştır Aradan bir müddet geçtikten sonra proje son şeklini almış, fakat l«tl naf mahkemelerinin kurulması heyet üyeleri arasında ihtilâf mevzuu olmuştur. Çünkü bir kısım üyeler İstinaf mahkemelerinin bütün vilâyetlerde ku-
Fâkislan İslâm Birliği pattLI başkanı râlılsl&a sefiri ile görüşüyor
Coğrafyada ve tabiat tarihinde Fidji adaları MalCııezya adalarına bağlı sayılmakta iseler de. bunları Pollnezya adaları m ay anına katmak daha doğrudur, zira buraya daha yakın olan Polinezya adaları, He gayet sıkı olan münasebetler do-iayısile bu ada sakinleri Ma-lenezya yerlilerinden ayrılarak, daha ziyade Pollnezya halkının âdetlerini benimsemişler ve Pollnezya yerlilerinin tesiri altına girmişlerdir.
Fidji yerlilerinin giyimi, daha doğrusu vücut örtüsü, bir Avrupa bezinden mamûl kalçaları örten peştemal ve bir gömlekten İbarettir, bu giyim tarzı tamamen yayılmadan evvel yerliler tarafından örülen ve ağaç kabuklarından mamûl ör-inlerle, uzun yapraklar vücut örtüsü vazifesini görürdü. Merasimlerde yeril ekâblr tapa
Çevireni
i Hâmi BEKEM |
denilen ve ağaç kaplaması gibi kesilmiş ve ince doğulmuş, nebati bir örtüyü vücutları ü-zerlnde atkı olarak kullanırlardı. Kabile reisinin örtüsü, uzunlamasına kesilmiş bri ağaç kabuğundan olurdu, bunlar bir gelin duvağı gibi sarkardı Yerli kadınlar ise bugün katlı bir eleklikle bir blüze benzeyen, bir nevi gömlek, veyahut Poll-nezyalıların elbiselerine benzeyen gecelik entarisi gibi bir nevi entari giyerler.
Adanın içlerine doğru, yerlilerin esas giyimi olan ağaç liflerinden mamul püskülvart etek ilki ere rasgebnir. Saçları boyamak burada eski âdetlerdendir. Meselâ saçların kireç-
tenerek san bir hale getirilm®-M ve hattâ kırmızı boya ile veyahut da isle karartmak âdeta bir değişiklik telâkki olunur, kadınların saçtan bu şekillerdedir. Buna mukabil genç kızlar ve evli olrruyan kadınlar; kendilerinin daha evli olmadığını göstermek için, saçlarını ince uzun lülell olarak taşırlar. Bu lüle saçlar düğün günü kesilir.
İkametgâhlar
Fidji adalıların ikametgâhları dört köşe yüksek çatılı bir kulübpdir. Bunlunu daha yüksek gözükmesi İçin bir iki metre yükseklikte tepeler üstünde inşa olunmaktadır. Çünkü buranın eşrafı ne kadar yüksek mevkide ise o nispette de kulübelerin çatıları büyük olur- inşaat malzemesi olarak uzun sal
(Arkası 4 üncü sahifedej
rulmasuu İstemiştir. Bir kısmı da bunun büyük bir masrafla mümkün olabileceğini Heri sürerek bu fikre muhalefet etmişler ve 3 - 4 vilâyet bir araya getirilerek İstinaf mahkemesi (Arkası sahile i sütun 6 da)
İstanbul 13 (A.A.) — Pâkls-tan islim Birliği partisi başkanı Halik Uzzaman. dûn u-çakJa Londra'dan şehrimize gelmiş ve Tıirkiyeye gelmekle memnunluk duyduğunu İfade etmiş ve şunları söylemiştir:
Türklyeye üçüne üdefa olarak (Arkası snhife 2 sütun 6 da)
»■ll «:(ruı ( ■
Zekiye hanımın ruhuna fatiha
Beşiktaş 1- Galatasaray 0
LYuzısı ikinci sahifede|
Amcrikadaki Türkler. Top-kapı Fakirlere Yardım Cemiyeti namına, ekserisi, giyecek eşya olmak üzere, kışlık hediyeler gönderiyorlar-nı ış.
Bu seferki yardımı yapan Sami Tckinay:
— «Büyük ninem merhume Zekiye hanımın nasihat ve telkinlerine uyarak mın-takanızdaki çok çocuklu ve yoksul ailelere tevzi edilmek üzere bazı eşyalar gönderiyorum.» diye tasrih etmeseydi, affetsin amma, şöyle düşünecektik: «Amerikan
zenginleri arasında fukara-perverlik modası yayılmıştır, bu zat da o modaya uymuş olacak.»
Çünkü bizim burada, ne yazık, menfi bir moda hüküm sürüyor: Merhum büyük dedelerimizin, merhum büyük ninelerimizin nasihat ve telkinlerine pek kulak asan kalmadı! Mânevi tezahürler, ibrikle Panamc-rıkaıı tayyaresine binip harice döviz ve altın kaçırmak hududu içindedir. Hepimize Aıııerikadaki torunu vnsıta-siyle 1 numaralı vazifelerimizi gösterip nasihat ve telkinlerde bulunan Zekiye ha-
nıma Allah rahmet eylesin.
Çalışma Bakanı Beykov C. II Partisinde nutuk söylerken
Çalışma Bakanının Beykozdaki nutku
Demokrasiyi kökleştireceğiz, hiç bir noktada irticaa sapmıyacağız
I
Cumhuriyet Halk Partisi Beykoz İlçe kongresi dün sabah saat 11 de yeni İnşa edilen Halkevi salonunda toplanmıştır.
çalışma Bakanı şemseden» 81-rer. İstanbul Milletvekillerinden AM Sm An, Bkraat Ama* ve

parti üyeleri toplantıda hazır bulunmuşlardır.
Partiye yeniden ûlfl üye kaydedildiği hakkındaki raporun okunup tasvip edilmesinden sonra söz alın Çalışma Bakan;
(Arkan sahUc 2 şutun I de)
Edebi Anket —(
iMulhıarırJt-
neden
Bu suale ZİYA OSMAN SABA ne cevap veriyor?
(Bugün 3 üncü sahi f ede)
14 Kasım 1949
Yine küçük şeyler
Beyoğlu Olgunluk Enstitüsü, Londra d a Türk el dr Terinden mürekkep gayet kıymetli ve muvaffakiyetli bir sergi açmıştı. Türk el işleri sanatının orada nasıl büyük bir alâka ile karşılandığının hikâyesini, bu sergiyi götürenlerden dinlerken sergi hazırlıkları »rasıda karşılaştıkları zorluklardan birini de şöyle anlattılar:
— Londrada açacağımın sergiyi halka duyurmak irin daha buradan giderken duvarlara asılmak üzere bir de afiş hazırlamıştık. Fakat orada bu afişi asmamıza miisade etmediler. Çünkü boyu, Londra sokaklarındaki afiş yerlerine konacak afişler için kabul edilmiş üç stan-dart tipe uynıuyOTmuş. Ressamımız afişi baştan çizmek, onların tiplerine uymak zorunda kaldı..,»
Basit bir hkâye ama Londra şehrinin sokaklara asılacak afişleri bile bir nizam altına aldığını göstermesi bakımından çok dikkate değer. Önüne gelen her afişi, her istediği yere yapıştı ramıyor. Belli boylara uyması, bçllı yerlere yapıştırması lâzım-
Böyle bir disiplinin lüzumumu bizim sokaklarımız pek canlı bir şekilde ispat eder. Herkes istediği biçimde afişi istediği yere yapıştırarak şehrin sokak manzarasını c'inının çektiği gibi berbad ediyor. Dün Ankara cad-der!nin üzerinde bir ev gördüm. Duvarı pencerelerine kadar afişle kaplanmış. Bir maskara olmuş ki sormayın. Koca bir caddenin üzerinde bu lâübalilik kimi olsa şaşırtır.
Evet, bunlar küçük şeyler, fakat geçen gün de başı bos İskele hamalları dolayısiyle yazdığım gibi, şehri şehir yapan da bu küçü şeylerdir. ____
Şevket RADO
AK94M
Beşiktaş! - Galatasaray0 İstanbuispor 2 - Beykoz 1
Beşiktaş 1 - Galatasaray 0
İstanbuispor 2 - Beykoz 1
Gelecek hafta yapılacak Türkiye - Suriye maçında oynayacak oyuncular belli oldu
Suriye elçisi Emir Aslanın demeci
«Türkiye - Suriye münasebaft bugün Hüsnü Zaim^in zamanından daha samimi ve daha sağlamdır»
Ucuz radyolar /-’çara’da yeni ve kısa dalga bir istasyon işletilecek
E5'°in ve yayın umum müruru Ahmet Şükrü Esmer, radyonun yeni faaliyet programı hakkında beyanatta bulunarak, Ankarada yeni ve kuvvetli bir kısa dalga İstasyonunun daha faaliyete getirileceğini ve bu . suretle İstanbuida faaliyete geçirilen orta dalga ile postalar adedinin dörde çıkacağını söylemiş. ucuz halk tipi radyo mevzuuna da temas ederek:
Ucuz halk tipi radyoların gümrük resminden muaf tutul-masını danışma kurulumuz tavsiye etmiş ve hükümet nezrinde teşebbüste bulunmamı İstemiştir. Ucuz halk tipi radyoların getirilmesi için çalınacağım; bu radyolann fiatî elli lirayı geçmiyecektir » demiştir,
Üç'er konferansı
(Raş tarafı 1 İnci sahifede) gi üzerine Jay a nacağını ümidi «diyorum.
Görüşmeler çok memnuniyet verici bir şekilde neticelenmiştir.
Alman muhataplarıma Paris konferansında yüksek komiserlere geniş sahaları içine alan yetkiler verildiğini bLldlrdim.
Bu yetkiler sayesinde önü-mürd ::l haftalar zarfında mühim İlerlemeler kaydedilmesini temrini ederim. Her ne kadar Paris konfeamsma iştirak e-denler namına doğrudan doğruya konuşmak salâhiyetinde değilsem dc gerek Birleşik A-merikanın, gerekse Paris konferansında hazar bulunan diğer devlet temsüiclierinin müşkül .olan Alman meselesinin hal'ı dilmesi için mümkün olan yardımda bulunacaklarına Başbakan Adenauer’l ikna ettiğimi saıvorum.
Fakat şunu da biliyoruz ki esas olan bizim yardımımız de-ği’dLr. Asıl gayret Alman hükümet ve milletinden gelmelidir. Bir ancak gayret sarfedenleTc yardım edebiliriz. Bu bakımdan bugüıkS görüşmeler bana çok cesaret verici göründü. Yarın Ber'lnde otacâğım ve akşam u-çakia Birleşik Amerikaya hareket edeceğim. Almanyadan memnun olarak ayrılıyorum.»
Bundan sonra gazetecilerin suallerine cevap veren Acheson, Almîtnyanm Avrupa müdafaasına askerî bakımdan İştirakinin Paris konferansında bahis mevzuu edilmediğini söylemiş ve Bari Alman yar, ın Alman bir-Bğmi vücuda getirmek hususunda gayet kudretli bir esas teşkil edebileceğini ilâve etmiştir.
Son Olarak Acheson, Alman biriirâ meselesinin Birleşik A-merika ile 3atı Almanyaya değil. Sovyet Birliğine bağlı olduğunu söylemiştir.
Sb^naann'ın demeci
Rdbcrt Schuman, Montigny les Mete civarındaki evinde İstirahat etmektedir. Bu şehrin Al-man’ardan Kurtarılmasının yıldönümü münasebetiyle yapılan
Türkiye Avusturya
Millî maçı galiba yapılmıyacak
Avusturya liginde birinci gelen First Wjenna İstanbııla gelecek ve 17, 13. 24 ve 25 aralıkla dört maç yapacaktır. Çekoslovak Bratisl&v takımı da şehrimizde 31 aralıkla 8 ocak arasında beş maç yapmağa gelecektir.
First Wienna takımı cereyan eden muhabereden 15 aralıkta oynanması mukarrer Türkiye -Avusturya milli maçı yapılamı-yaeaktır. Sebebi de Avusturya federasyonunun tek maç yapılması teklifinin reddedilmesidir. Bu maç yapılmazsa Türkiye -Suriye milli maçının galibi doğrudan doğruya Brezilyaya giderek dünya kupası maçlarına katılacaktır.
Temerküz kampları
Sovyet Rusya kampları kapatmağa karar verdi
Londra 14 (Radyo! — Doğu Almanyadan gelen haberlere göre Sovyet Rusya oradaki temerküz kamplarını kapatmağa ve oradaki mahpuslan Doğu Almanya hükümetine teslim etmeğe karar vermiştir Sovyet Rusya, bu kampların mevcudiyetini şimdiye kadar inkâr ediyordu. Gelen haberlere göre üç kampta otuz binden fazla insan vardır,
3 yangın başlangıcı
şehrimiz İtfaiye müdürlüğünden bize bildirilen son 24 saat vukuatı şunlardır:
1 — Galata Kölemen sokak 18/18 sayılı tek katlı kâgir a-vukat Ali Şevketin bakır dâküm levha atölyesinin bocası tutuşmuştur.
2 — Üsküdar Balaban Müteahhit sokağında Ali Akgül’c alt binanın zemin katındaki marangoz imalâthanesinde talaşlar tutuşmuştur.
3 — Sirkeci Kaygulu sokak 5 numaralı İbrahim’e alt makas imalâthanesinin çatısı tutuşarak yanmıştır.
Yangın başlangıçları, etrafa sirayetine meydan verilmeden, söndürülmüştür.
merasimde konuşan Fransız Dış İşleri Bakanı, Almanyanın Avrupa memleketleri camiası a-rasında lâyık olduğu mevkii alması lâzım geldiğini, fakat bu mevkiin de lâyık olduğundan daha fazla olmaması lâzım geldiğini tebarüz ettirmiştir.
6chuman cAvrupanuı yeniden kurulmasında Almanyanın da yer alması bir coğrafî zarurettir. Almanya Avrupa devletleri camiası arasında yerini aldığı sırada onun maddi ve mftnevl kalkınmasına çalışırken barışçı bir Avrupa kuneayı dalma göz önünde totmahyızı demiştir.
Lig maçlarının en mühimlerinden biri dün İnönü stadında Galatasarayla Beşiktaş ara-1 sunda yapıldı.
Dün oynanan iki maç da normal seyrini taklb etmiş, müsavi bir oyundan sonra istanbuispor. Beykozu yenmiş, Galatasaray da rakibine nazaran daha hâkim oynadığı bir maçta Beşlk-taşn. 1-0 mağlüb olmuştur.
Beşiktaş 1
Galatasaray O
Günün ikinci maçını Dr. Tank özerengin’in hakemliğinde Galatasarayla Beşiktaş şu kadrolarla sahaya çıkarak yapmışlardır:
Beşiktaş: Mehmet - Yavuz, Vedii - Nusret, Ali İhsan, Hüseyin - Süleyman, Kemal, Bülent, Fahreddin, Şükrü.
Galatasaray: Turgay - Naci, Ruhi - Musa Bülent, Doğan - Muhtar, Mustafa, Gündüz, Koçl Halil.
Oyuna Beşiktaşlılar başladılar. İlk anlarda Siyahbeyazlı forvet, Galatasaray müdafaasına oldukça tehlikeli anlar geçirttikten sonra, Sankmnızılı-lar mukabil hücuma geçtiler.
7 nel dakikada Beşiktaş kalecisi Mehmet, çok büyük bir hata yaptı. Koçinin çektiği yumuşak şûtû elinden kaçırdı. Halil topu boş Beşiktaş kalesine yuvarliya-madı,
16 ncı dakikada Hüseyinln â-ni ve sıkı şütündtn gelen topu. Turgay çok güzel bir atılışla kornere âttı. Şükrünün çektiği korner avut.
Oyun yavaş yavaş Galalasa-rayın baskısı altına girdiği dakikalarda, Sarılîirmızı hücum hattının beceriksizliği gol yapılmasına mâni oluyordu.
36 ncı dakikada Nacinin hatasından istifade eden Şükrü, sürüp zor durumda çektiği şütü Turgay çelemedi. Bülent göğ-slyle topu Galatasaay kalesine atarak golii Beşiktaş» kazandırdı.
Bu golden sonra GalatasaraylIlar tekrar oyunda hâkimiyet tesis ettilerse de neticeyi değiştiremediler ve devreyi 1-0 mağlûp bilirdiler.
İMnci devre gene Galatasara-yuı baskısı altında oynanıyor ve Sankırmızılı forvet, gol kaçırmakta gene blrblrleriyle yarış ediyorlardı.
22 nel dakikada Doğanın şutunu Mehmet kurtardı.
23 üncü dakikada Beşiktaşlılar Kemali santrfora, Sûieyma-nı sağiçe, sakat olan Bülendi Kolaçığa aldılar. Bu değişiklik hemen kendini göstererek, tekrar hücuma geçtiler.
28 inci dakikada âni bir Galatasaray hücumunda Ali İhsan, kendi on sekizi içinde topun seyrini eliyle değiştir. Hakem her halde bu bariz penaltıyı, bizim yerimizde olmadığı İçin, göremediğinden, vermedi.
29 oncu dakikada Şükrü sağ-açığa, Bülent sol açığa geçil. Galatasaray da Beşlktaşın bu değişikliği özerine Naclyl sağ-içe aldı. Mustafa da sağ beke geçti.
Altı dakika süren bu değişiklik, Beşiktaşlılara yaramadığından olacak. Şükrü ile Bülent tekrar yer değiştirdiler. Bunun üzerine Naci gene beke. Mustafa şağlçe geçtiler.
Oyunun son dakikaları bir çekişme ve İtişme halinde tatsız tuzsuz bir şekilde, Beşlktaşın Galatasaray» 1 - o galebesiyle sona erdi.
İstanbuispor 2
Beykoz 1
Günün ilk müsabakası tstan-bulsporla Beykoz arasında Sul-hl Garanın hakemliğinde yapılmıştır. iki takım sahaya şu şekilde çıkmıştır:
fctanbulspor: Turan - Saim, Kenan - Mustafa, Hüseyin, HevruE - Fikret, Aydemir, Salta, Torps, Metin.
Beykoz: Orhan - Sami, Bahadır - Haşan, Fikri. Fehmi - İsmet, Sami. Enver, Gazanfer,
Nureddin.
Oyunun İlk devresinde daha güzel oynıyan Beykozlular, otuz altıncı dakikada haketllkleri golü, Turanın bir halasından istifade den Nureddin sayesinde kazandılar ve devreyi 1 - 0 galip bitirdiler.
İkinci devrede oyun müteva-zin oldu. İstanbulsporlular bu mütevazin oyunda iki güzel gol yapmak imkânını buldular. 16 inci dakikada Salimin güzel bir şutu evvelâ beraberliği, yirmi ikinci dakikada da Metin, galibiyeti temin eden golleri yaptı, Hakem 40 inci dakikada Beykozlu İsmeti oyundan çıkardı.
Maç da böylece Beykozluların hiç de haklan otaıyan bir mağlûbiyetiyle ve İstanbulsporun 2 - 1 galebesiyle sona erdi.
Halûk SAN
Geçen hafta Cumhurbaşkanı İsmet İnönüne İtimatnamesini takdim eden Surlyenin yeni elçisi Emir Aralan, bir müddet kalmak üzere Ankaradan şehrimize gelmiş Ve kendisi ile konuşan gazetecilere:
«— Türkiye - Suriye arasındaki münasebetler bugün Hüsnü Zata zamanından daha samimi ve daha sağlamdır. Bugünkü hükümet, verdiği sözü tutabilecek bir durumdadır.» demiştir.
Şükrü El - Kuvvetlinin yeniden iktidara getirileceğini zannetmediğini, esasen kendisinin de böyle bir teşebbüste bulunmadığım söyledikten sonra Filistin uzlaşma komisyonunun müspet bir neticeye varacağını ümit edip etmediği sualine de şu cevabı vermiştir:
•— Uzlaştırma komisyonunun müspet bir neticeye vâsıl olabileceğine ben şahsan ihtimal vermiyorum. Böyle blrnetl-
En »on puan durumu
O. G. B. M. A:Y P. Beşiktaş 6 5 1 0 23:4 17
Fenerbahçe 6420 10:4 16
G. Saray (888
L Spor (13 8 8:9 11
Kasım apaşa fi l 3 1 6:5 10
Emniyet 6 1 2 3 5:10 10
Vefa s 1 2 2 4:7 9
Beykoz 6 0 1 5 3:17 7
Millî takım elemanları katı şekilde belli oldu
Dün Ankarada ve istanbuida yapılan lig maçlarından sonra futbol federasyonu, gelecek hafta Ankarada oynanacak Türkiye - Suriye milli maçına iştirak edecek Türk millî takımı elemanlarımı seçerek ilân etmiştir. 16 futbolcudan 12 si İs-tanbuldandır, İstanbullu fut-, boicular salı günü Ankaraya gideceklerdir. Çağırılan futbolcular şunlardır:
Ankara Demirspovtından: Ab-dülkadlr, İskender, Mustafa; Harb Okulundan Mustafa; İs-tanbuldan Galatasaraydan: Naci, Gündüz, Bülent; Beşik taş -tan; Vedii, Hüseyin, Fahreddin, Şükrü; Fenerbahçeden: Erdal, Fikret, Erol, Lefter; Vefadan: Melih.
Gene sormaktan kendimizi alamıyoruz. Milli takıma İzmlr-den girebilecek bir oyuncu yok mudur?
Voleybol maçları
Dün sabah Teknik üniversite spor slonunda yapılan ikinci küme voleybol şampiyonasında İstanbuispor Modayı (15 - 10), (15- 11); Unkapanı Topkapıyı (15 - 11) 15 - 13), Denizgücü Tarabyayı (15 - 3) 115 - 8) yenmiştir
Mohaç kır koşusu
Dün sabah Mohaç kır koşusu Mecidiyeköyünde yapılmıştır. Üçüncü küme atletleri arasında ve 3000 metre üzerinde yapılan koşuda:
Ferdi birinciliği Edip Yalır-ğav 10.45 İle takım birinciliğini de 22 sayı ile Beşiktaş kazanmıştır.
Birinci küme atletleri arasında ve 5000 metre üzerinde yapılan koşuda:
Ferdi tasnifte: 1 — cihat Tunçay (PJB-) — 19,02,5.
2 — Nuri öksüyal (G.S.) 16,14,1.
3 — Turhan Göker (F.B.) 17,27,8
Takım tasnifinde: 1 — Fenerbahçe 15 sayı İle
2 — Galatasaray 18 sayı ile
3 — Tekel Bira famı ikası 23 sayı ile.
Gençlerbirliği Demir sporu 1- O yendi
Ankara 13 (AJL» — Bugün 19 Mayıs stadında 10000 1 aşan bir seyirci kütlesi önünde oynanan Gcnçlerbirllği - Dc-mırspor maçını GençlerbJrliği l-o kazanmıştır.
Oyuna saat 14.30 da Muzaffer Ertuğun İdaresinde başlandı- Takımlar .ıahacla şu şekilde yer almışlardı.
Demlrapor: Abdülkadir - İskender, İsmet - Kadri, Mc-hmet, Muzaffer - Halit, Zekeriya, Abdullah, Mustafa, Rıdvan.
Gençlerbirllğl: Necip - Muzaffer, Sait - K. Ali, Haşan, Ayhan - Hamdi, Karhan, Ali, şahap, Meclt,
Oyuna Gençierbirliğlnln vuruşu İle başlandı. Daha ilk dakikalardan İtibaren Gençler süratli ve İyi paslaşarak hâkimiyet tesis ettiler. Dcmlrspor forvetlerinin, ük beş dakikada arka arkaya yaptıkları İki tehlikeli akını, bugün güzel bir o-yun çıkaran Necip kurtanşlan İle neticesiz bıraktı ve oyun birinci devrenin sonuna kadar zevkli ve geçti.
İkinci devrenin beşinci dakl- leri kurulması üzerind:- birnetl-kasında şahaptan aldığı bir ceye varılamamıştır.
pasla Korhan Gençlerin galibi- Diğer taraftan hükümet sc-yet golünü attı. Bundan sonra çta kanununda adlî teminatı Demirşpor daha canlı ve biraz kabul ettikten sonra evvelce da sert oynamasına rağmen va- [ hazırlanmış olan mahkemeler —ı ------------kanunu projesinde ba-
za değişiklikler yapmış ve projeyi tâdilleriyle birlikte ilmi heyet olarak yargıtay üyelerinin tetkikine sunmuştur Yargıtay üyeleri evvelce bir heyet tarafından, hazırlanan projenin tâdiline Adalet Bakanlığımı: salâhiyeti olmadığını ileri sürerek Bakanlığın tekliflerini kabul etmekten imtina eylemişti.”
Bu suretle yargıtay ile Adalet Bakanlığı arasında bir ihtilâf çıkmış ve bu hâdise eski Adalet
ceye varılabilmesi için Birli sm|ş Milletler kurulu tarafından verilen kararların kâğıt üzerinde kalmaması lâzımdır Bu kurulda mülteciler hakkında sarih bir karar verilmiş. Stilistine geri dönmek Istemıyen Filistin Araplannm tazminat almaları kabul edilmişti. Halbuki tazminat meselesi hiç bir zaman ciddi bir suretle ele alınmamak tadır,»
— Arap Birliği devletleriyle Türkiye münasebetleri hakkında ne düşünüyorsunuz?
(r— Arap Birliği eskisine nazaran daha kuvvetlidir Son toplantıda alınan kararlaıoan henüz malûmattar değilim, A-rap Birliği devletleriyle Türki-yenin sıkı münasebetler kurmalarına hiç bir mâni yoktur. Bilhassa Cumhurbaşkanımızın Meclisin açılışında irad buyurdukları nutkun Arap devletlerine ait kısmı bütîın Arap memleketlerinde çok iyi bir tesir bırakmıştır.»
İstinaf mahkemeleri
(Baş tarafı 1 inci sahifede) kurulmasını istemişlerdir. Bu
Çalışma Bakanı
heyecanlı akmlaral1 vaziyet üzerine heyet dağılmış ve projedeki İstinaf mahkeme -
ziyet değişmedi ve böylece Gençlerbirllğl lehine maç nihayete erdi-
Bir kayıp
Edebiyatçı Hıfzı Tevfik Gönensay vefat etti
Boğaziçi lisesinin müessisle- Bakanı Haşan Menemencioğlu rinden ve bu llsanin tesisi ta- He yargıtay üyeleri arasında rihlnden itibaren 24 sene mü- çıkan ihtilâfı hatırlatmıştır. Nl-dürlüğünü ifa eden değerli mu- tekim o İhtilâf üzerine de Ada -harrir, Hıfzı Tevfik Gönensay’, let Bakanı istifa mecburiyetinin dün sabah vefat ettiğini te- de kalmıştır.
essürle haber aldık , Yargıtay üyelerinin Basanlı-
Kabataş vg Boğaziçi liseleri- ğa yargıtay başkanı Halil Öz-nin edebiyat öğretmenliğini de yörük île gönderdikleri cevap yapan Hıfzı Tevfik Gönensay' sert bir lisan taşımaktadır. Yarın ölümü memleketimiz için bü-Jgıtay başkanı «Bütün gayreti-yük bir ziyadır. Ölümü, kendi- me rağmen* diye Bakanlığa sini tanıyanlar ve edebiyatçı-! verdiği cevapta üyelerin projeyi lar arasında derin teessürü mu-, tetkik ve tâdilden imtina et-clp olmuştur. | tiklerini şikâyet yoîlu bildirmiş
Cenazesi bugün Bebekte'ki tir.
Cevatbey apardın anından kal-l Bakanlıkla yargıtay üyeleri dınlarak Teşvikiye camiine gc- arasındaki İhtilâfın sebebine gelince, bilindiği gibi istinaf . mahkemeleri asliye ceza mahkemelerinin üstünde birer temyiz mahkemesidir istinaf mah-. kemeleri temyizin vazifesini gö-, rür ve lcabettiği takdirde dâva tekrar temyize gider. Eski istinaf mahkemelerinde olduğu gibi yeni kurulacak olan lstina: mahkemeleri de seçimlerde çıkacak olan her hangi bir Ihtî lâf için hakem vazifesi görebilecek ve hükümetin kabul ettiği adli teminatı da mu mahkemelere yeniden tâyin edilecek hâkimler ile temin edilmiş olacaktır.
llrilecek ve öğle namazını müteakip namazı kılındıktan sonra Feriköy kabristanına defnedilecektir. Merhuma Tanrıdan mağfiret, kederli aile ve meslektaşlarına da başsağlığı dileriz.
(Bas tararı 1 iııci sahifede) Şemseddin Birer, bir konuşmu yaparak Cumhuriyet Hak Partisinin demokrasiyi yerleştirmeğe ve kökleştirmeğe gayret e-derken, hiçbir noktada irticaa gidil em iyeceğipl söylemiş ve söyle demiştir:
(— Demokrasi adı altında değil, İdare şekilleri İçinde öyleleri vardır ki milliyetçi olmayıp kozmopolittir. Hiçbir şekil ve şart altında kozmopolitliğe dönmlyeceğiz. Milliyetçi bir halk idaresi olarak kalacağız ı Demokrasiler İçinde öylelen vardır ki taç ve tahtı vardır Hiçbir kuvvet, hiçbir demokrasi oyunu veya cilvesi bir gün Çum huriyeti yere serip saltanatı geri getiremlyecektir- Aynı suretle hiçbir demokrasi cilvesi bizi lâyiklikten geri döndıiremlye-eek ve Türk inkılâbının getirdiklerini terkettirmiyecektir
Demokratik idare şekUleri I-çinde devletin vazifelerini pek dar bir çerçeve içinde görenler ve onun belli başlı bir İki vazife dışında bizim devlet telâkkimizin ve devletçilik fikrimizin nntık bulunduğu neviden işlere karışmasını istemlyenler vardır
Devletin vazifeleri telâkkisinde asla irticaa gitmiyece^ir. Vatandaşın huzur ve emniyet İçinde yaşamasının bütün şartlarını sağlamasını devlet’.en bekliyoruz ve devletimiz bu vazifelerinden hiçbir zaman sıyrı-lâmıyacakLır. Devletimiz bu rolünde gittikçe mükemmelleşen usul ve vasıtalarla devam edecek, fertler ve zümreler arasında düzen ve ahengi temin edecek, sermayenin de. emeğin de koruyucusu olmaktan çıkmıya-caktır.
Created by free version of 2PDF
Boşanma diyarında evlenenler
Renoda son aylar zarfında 300 bin kişi evlenmiş
Londra 13 (Nafen) — Dünyaca boşanma merkezi diye tanınan Reno şehrinde evlenme hâdiselerinin de tahminin fevkinde arttığı hayretle görülmüştür.
Son istatistiklere göre Reno-da son aylar zarfında 300.000ev-lenme müsaadesinin verildiği tesblt edilmiştir.
Öğretmen okullarına alınacak parasız yatılı talebe
öğretmen okullarına alınacak parasız yatılı öğrencilerin müsabaka İmtihanları bir müddet önce yapılmıştı.
İmtihan evrakının tetkiki sonunda 3i öğrencinin öğretmen okullarına kabulüne karar verilmiştir. Bunlardan dokuzu kız, 22 si erkek öğrencidir. Kız öğrenciler Adana faz öğretmen o-kulunda, erkek öğrenciler de Trabzon öğretmen okulunda o-kuyacaklardır.
Birliği Partisi başkanı
(Baş tarafı 1 inci sahifede) geliyorum. 1912 senesinde Balkan harbi sıralarında Dr. En-sari'nin başkanlığında bir Kı-kızılay heyeti ile Hk olarak Turüyeye gelmiştim. Sevr muahedesi kabul edildikten sonra Hin d Is tanda vukııbuian Müslüman İsyanına katıldığımdan dolayı bir buçuk ay hapsedildim.
Memleketinizi ziyaret mak-sadiylc 1939 da bir kere daha gelmiştim. Bir kaç güne kadar şehrinizin basın mensuplan İle yakından tanışma fırsatını bulacağım.
Halk idaresi nizamımız milliyetçi. Cumhuriyetçi, lâyik ve Inkıjpçı olduğu kadar da daima devletçi kalacaktır.
Hiçbir noktada İrticaa sapmayacağız. Fertler ve zümreler arasında kanla, bıçakla olmasa bile başka .'ollar ve vasıtalarla mücadele olmasını terviç edenler ve bunu ılemukraslnm zarureti sayanlar korkunç bir dnlö-let içindedirler. Bizim geliştirmekte olduğumuz demokrasi, onların istedikleri değildir. Bizim halk idaresi nizamımızda şerefler ve haklar masun olacak, zümreler ve sınıflar blrbirlerilc dövüşmlyeceklerdir.»
Beşiktaş kongresi
Dün saat 15 te Beşiktaş İlçe I kongresi toplanmıştır. Çalışına 1 Bakanı, bu toplantıda da bulunmuş ve ve Beykoz könğrcrin-1 de söylediğini ou kongrede de tekrar etmiştir.
İçişleri Bakanı
Niğde 13 — İçişleri Bakanı Enıln Erişirgll bugiın saat 11 de Çaman ilçesine gitmiştir, Bakan İlçenin İhtiyaçları ile alâkadar olmuş vc balkın dileklerini dinledikten sonra Niğde'ye don-muşto*.
Amerikada diploma bolluğu
Londra 13 (Nafen) — Birleşik Amerikada diploma alanlar o kadar çoğalmıştır kİ yakında bunların bir işe yaramıyacağı zannedilmektedir. Şimdiye kadar kolaylıkla iş bulabilmek için diploma peşinde koşuluyordu- Fakat birkaç seneye kadar diploma sahiplerinin adfdi o kadar artacaktır kı bunlardan istifade etmek maddeten mümkün olmıyacaktıı.
m. nm
A K S A M
X
Sahlfe 1
LKŞAMg]
İstanbul d a hastalıklar ve ölümler
İstanbul Belediyesi Neşriyat ve İstatistik Müdürlüğü, 1944 - 1948 yıU arına ait rakamlardan mürekkep «İstanbul şehri istatistik yıllığı» ndan bir nüshada bana göndermek nezaketini göstermiş.
(Bazı hafif ve ağır tertip hataları dikkati çekiyor. O-ktınanııyan harfler de bir nicedir. Böyle ciddi eserlere maddi - mânevi büyük himmet sarfedildiğine göre, bir nal noksanı yüzünden kaza çıkartmamak!)
Sahifeleri çeviriyorum:
Öteden beri zanıunıız, ilkbahar ve sonbaharda veremin fazla mıtktarda adam öldürdüğüdür. Meğer doğru değilmiş. Birinci aydan on ikinci aya roğru, veremden ölüşler şöyle bir seyir takib ediyor:
1G4. 166. 181. 175. 156. 159, 168. 178, 130, 177, 164, 154.
Yukarıki istatistikte, ey-, İtil. veremin en az tahribat, yaptığı ay. Umumî kanaati, rakamlar, böylece yalanlamış oluyor.
Gelelim kalb hastalıklarına' Sıcağa dayonınayıp hastaların daha fazla miktardın öldüklerini sanırız, Meğer tersine imiş. Ocaktan aralığa kadar oıı iki ayın ölümleri şöyle:
358, 336, 324 225, 203. 155. 174. 184, 179' 182. 226. 293.
Acaba kalb. sıcaktan ziyade soğuğa mı dayanamıyor?
Takat buna mukabil bol yemiş aylarında ishalden ve anteritten ölümler, hepimizin zannına uygun olarak çoğalıyor:
35. 43. 33. 27. 18. 32, 127, 193, 138. 97. 59. 34.
İntihar haberlerini vermek kanunen yasaktır. Fakat istatistikleri neşretmek yasak değil. Onlarda, kış aylarının sonuna doğru — eğer bir kanuniye! aranırsa — zahir yakacak bittiğinden hafifçe kabarıyor, sonra, normalleşiyor:
2. 6, 7. 2. 2, 2, 4, 1. 2, 3, 3.
Demek- İstanbul şehrinde, aşağı yukarı 12 günde bir. vatandaşlardan biri kendini öldürüyor. Cinayet yüzünden ölümler, buna nazaran pek daha fazla değil amma, kazalar yüzünden ölümler pek kabarık. Bilhassa sayfiyelerin civcivli aylarında:
22. 20. 19. 17, 18, 26, 31, 15. 15, 18. 22. 16.
Tabii devrin müthiş âfeti kanseri de merak edenler o-lur. Dünyanın bazı memleketlerinde pek çok. bazı memleketlerinde nispeten pek azmış. Bizde acaba nasıl? O dahi ayda 50 ile 80 a-, rasında İsatnbulluyu ahire-te siirükliyerek devam ediyor. Demek, günde behemehal 2 insanımızı yiyor: hattâ iki günde beş insanımızı:
62, 65,71.80. 79. 68,73, 50, 71. 79, 77, 59.
Bunlara karşılık: müdafaa vasıtamız olan hastanelere dair, şunları öğreniyoruz: 1938 yılı ile 1948 arasındaki 10 senede devlet, belediye, özel, azınlık, yabancı hastanelerinin sayısı 39 dan 44 e çıkmıştır. Yatak sayısı da 6204 ten 8464 e fırlamıştır. Bu kabarıklığı sağlıyan bilhassa devlet ve belediye hastaneleridir: Devletinki-ler 3201 yataktan 1818 yatağa, belediyeninkiler 1020' den 1514 e, hususîler 442 den 612 ye fırlamış. Azınlıklar ve yabancılar yerlerinde saymışlar.
Gelelim diğet bir revaçtaki mevzua: Verem bahsi.
İstanbul Belediyesine ve Verem Savaş Derneğine ait dispanserlere. İstanbullular arasında şu miktarda müracaat olmuş:
1944 tr.n 1947 ye kadar ilk müracaatlar: 13694,
14451, 19788. 30359. (1947 de ayrıca Fatih dispanserine 1691 ilk müracaat olmuş.)
Gene aynı seneler zarfında mükerrer müracaatlar: 8834, 9219, 11073, 21329
(+ 918).
İlk müracaat edenlerde veremliler diye de bir hane var. Fakat veremlinin tarifi, ulema arasında münazaah-dır, Kimi, ölüme yaklaşmış hastaya veremli diyor. İstatistiğe nazaran ilk müraca--atlarda veremliler dört sene içinde şövlece tesbit edilmiş: 3494, 4647, 3479. 3603.
(+ 439).
Yeni kömür depoları
Denizyollarının deposu yakında açılacak
Kuruçeşmede yapılmakta olan yeni kömür depolarının inşası bitmek üzeredir. Bu depolac. zannedildiği gibi. Kömür Dağıtma Müessesesine değil, Denizyolları İdaresine aittir. Depo işletmeye açılınca, şimdi 12 günde boşaltılan beş bin tonluk bir geminin bir günde boşaltılması mümkün olacaktır.
Kömür Tevzi Müe&sesesinln depolan şimdilik eski halinde kalacaktır. Yalnız buruya otomatik tartına âletleri konması düşünülüyor. Tarh işi hem vakit kaybına, hem de birçok şikâyetlere yol açtığından, oto matik tartı halka mühim kolaylık olacaktır.
Diğer taraftan. Salıpazarı bölgesinde yapılacak 280 metrelik yeni rıhtım. antrepo ve mekanik tesisat da bu hafta içinde eksiltmeye çıkarılacaktır.
On bin tonluk iki geminin rıhtıma yanaşmasına müsald o-lan bu tesisat saatle bin ton j yük boşaltacak kabiliyette olacaktır.
Amerikan kütüphane'erî
Buralarda bir Türk kütüphane âmiri tetkikler yapıyor
Sabah Gazeteleri Ne Diyor ?
Uç ayrı şey
CUMHURİYET refBtimis. yu-kanki başlıkla yazdığı başmakalede gecekondular meselesinden bahsederek inşaat ruhsatiyesi meselesinin basit ve kati bir şekle bağlanması lüstt-nııınu ileri sürüyor ve şöyle diyor:
Her şeyden evvel bunu basit, ve kati bir şekle sokmak lâzımdır. Bugünkü hail ile en küçük bir memur milyonluk bir İşin ruhsatiyesini bir küçük itirazla durdurabilir. Bu yüzden İş sahibi binlerce lira ziyana girebilir. Hiç kimse bundan dolayı mesul edilemez. Çünkü işleri idari veya teknik mülâhazalarla sürüncemeye düşürenler asla mahkûm edilmez ve edilmemiştir.
Bütçesini kendisi bağlayanı ı-yan. memurunu kendisi tâyin, plânını kendisi tasdik edemi-yen bir belediyenin şikâyetini mucip şeylere tesadüf edilirse, şaşmamalı, bilâkis bunu tabii görmelidir
İstanbulda gecekondu dâvası, evsiz, barksızlara bir kulübe yapmak işinden başlar, mülkiyet haklarım çiğneyip geçer. Belediyenin salâhiyeti ve belediye mekanizmasının iyi işleyip işlememesi ile biter bir komplekstir. Bunu hal İçin her safhasını ayrı ayrı ele alıp halletmek lâzımdır.
İddia ve ful
YENİ SABAH, yukarıki bM-l*£a yazdığı başmakalede (terlet adamlariyte partilerin fiillerini su çok iddialarına uydurmağa mecbur olduklarından yoksa idare çarhı boşta dönen bir mekanizma halini alacağından anayasa hüküm lerinta çiğnendiğinden bahisle diyor ki:
Bu bakımdan, dört buçuk yıl-danberi bizde demokrasi hevesi tekrar kabardığına göre — tekrar diyoruz çünkü yirmi altı yıl evvel Cumhuriyet İlân edildiği vakit en saf demokrasi endişeleri esasen hâkim görünüyordu — bu defa olsun İşi samimi ve ciddi tutmak külfetine katlanmak lâzımdr. Demokrasi gelişmesi belki şahsi nüfuz ve mevkileri sarsar, bası rahat koltuklarda oturanları iz’aç eder. Fakat oir defa bu sistem, kesin olarak yurtta yerleşirse bu halden ve emniyetten herkes, hattâ şimdi şikâyetçi olacaklar da istifade eder ama ilk sarkıntıyı az zararla atlatmak hünerini göstermeliyi*.

Millî dâvaların soysuzlaştırıl ması
SON POSTA’da yukarıki başlıkta yanlan başmakalede Başbakanın soıı Ege seyahatinde söylediği nutuklardan bahsile şöyle diyor:
Dikkat ediyorum Bütün gayretler milletçe benlmaenen dâ-vtıtan dejenere etmek noktasında toplanmaktadır
Başbakanın Kalplerine rağmen. Meclise sunulmak üzere bulunduğu anlaşılan matbuat kanunu takatimin İhtiva etti-ğt ağır müeyyideler ve seneler-denberi devam edegelcn münakaşalara rağmen süratle Meclisten geçirilerek meriyete konulan yeni iller kanununun taşıdığı mâna, bize, bu kanaati haklı olarak ilham etmektedir.
Sonra, unutmamak lâzımdır ki, halk kitlelerinin arzularını kendi düşünce ve menfaatleriyle telif edemlyenler eğer mevkii erinden feragat edebilecek bir ruh asaleti taşımazlarsa, sandalyelerini kaybetmemek için hiç bir çareye baş vurmakta tereddüt etmezler.
Partisi böyle olunca, onun bir sözcüsü olmaktan ileri gldemi-yenlerln lâkırdıları, nc kadar munis, ne kadar tatlı olursa olsunlar. hakiki mânada tarafsız devlet adamlarının ağzından çıkmış gibi değerlendiremiyoruz.
Bu sözlerin tahakkuk ettiği gün Başbakanı tebrik etmeği nasıl milli bir vazife saymak lâzımsa, neticelerini beklemeden bu sözlere bel bağlamanın vatandaşları hayal sukutuna uğratabileceği İhtimalini akıldan çıkarmamağı aynı şekilde vazife bilmek lâzımdır.
Ceviz, fıstık
Ceviz fiatî yükseldi, fıstık düştü
Son günlerde kabuklu ceviz «atletinin yükseldiği görülmektedir. Alâkadarlar buna İngil-terenin piyasamızdan ceviz mubayaasına giriştiğini sebep olarak göstermektedirler.
tnglllercye sevkıyat başlamadan evvel cevizin toptan kilosu 30 - 35 kuruşken, şimdi 70 kuruştur.
Geçen ayın yirmisinden bu ay başına kadar şehrimizden İngil-tereye 250 ton ceviz sevkedllmlş-tlr. Bu ay sonuna kadar da ayrıca 1000 ton ceviz satılacağı tahmin edilmektedir.
Diğer taraftan kabuklu An tep fıstığı flütlerinde bir ucuzlama vardır. Bir hafta evveline kadar kilosu 4-5 liraya satılan Antep fıstığı 3 liraya düşmüştür. Yer fıstığı flütlerinde ede yüzde 10 -15 arasında bir düşüklük vardır.
İskenderun lirnaju
Memur ikramiyeleri
Türkiye Milli Kütüphane temsilcisi Bayan İkbal Berk bir seneden beri Amerika kütphane-lerinde yapmakta olduğu İncelemeleri ikmal etmek üzeredir. Tetkiklerine Amerika Kongre Kütüphanesinde başhyan Bayan Berk, buraya yedi ayını hasretmiştir. Bayan Berk şimdi bu kütüphane hakkında milyonlarca Amerikalılardan daha fazla bilgiye sahip bulunmaktadır, Bu tetkıkatı mütaakıp A-merlkan Kütüphaneler Birliği tarafından tanzim edilen programa İstinaden Nevyorktan u-zak batıda Danver. Colorado ve uzak kuzeyde Mlssourl eyaletine gitmiştir.
Amerika gazetecileriyle yaptığı bir konuşmada Bayan Berk Türkiye kütüphanelerinin halk için önemi! bir kültür, bilgi ve eğlence kaynağı olarak geliştiğini; kütüphanelerdeki ve Türk halkının evierindeld kitaplar kirasında büyük milletlerin klâsiklerinin tercümeleri mevcud olduğunu belirtmiştir.
Birçok Amerikalılar için bir İfşaat teşkil etmesine rağmen meccani halk okulları, kütüphaneleri, üniversiteleri, gazeteleri. radyoları, dergileri, muhtelif vazifelerde çalışan ve hattâ tıpkı Amerikan kadınları gibi evlendikten sonra dahi memıı-riytine devam eden kadınlarlyle Türkiyenin mütemadi surette inkişaf eden modem bir memleket olduğunu bildirmiştir.
Bayan Berk, bu senenin sonunda tetkikat programını ikmal ederek Türkıyeye dönecektir. ________________
Konya’da kuraklık
Konya (Akşam) — Konya i-line beklenilen yağmurun yağmaması, çiftçilerimizi ciddi bir endişeye düşürmüştür. Ekilen tohumların daha yeşermemesi, toprağın kuraklığından tohumların ekilmemesi, yüzünden t-kincl bir kuraklık âfetinin baş göstermesinden korkulmaktadır.
[Muharrir neden uetişmrgori*
Ziya Osman Saba diyor ki:
' İN BÜYÜK EDEBİ
A N KE T!
“Bence asıl yetişmiyen muharrir değil, yetişmiş genç nesli okuyup anlıyacak hakikî sanat okuyucusudur. Şiir kitaplarının alıcıları yine şairler veya şiir amatörleridir. Şiir okuyan, şiir yazandır.,,
«Hakikî sanattan anlayanların aı oluşunda, şüphesiz, okullardaki edebiyat öğretiminin mesuliyet payı vardır»
Ekim ayında 4 milyon liralık ihracat yapıldı
Bu vaziyete göre, son bir sual sorabiliriz: Verem yüzünden ölüm artıyor mu?
1938 1c 1945 arasında teneffüs cihazı vereminden ö tenler hayli çoğalmıştır:
1345, 1388, 1493, 1585, 2060. 2105. 1972, 2145-
Yani, pahalılığın artma-siyle mütenasip şekilde. Diğer veremlerdeki ölümler dlc aynı tempoda yıldan yıla artıyor:
286. 288. 344. 354, 474, 496, 494, 552.
1946 ile 1949 arasındaki istatistik henüz mevcut değil. ölümün çoğaldığına dair — pahalılığın seyrini ta-kib ederek — gözü kapalı bahse tutuşabiliriz.
Demek ki, hastanelerin arttırılmasından ziyade fia-tin indirilmesi lâzım.
(Vâ - Nû)
Ziya Osman Saba, son on beş yı liçiude yetişen, sayısı hayli kalabalık yeni şairlerimiz arasında kıymeti kısa zamanda anlaşılmış genç şairlerimizden-dir. O da, jenç arkadaşları gibi muharrir yetişmiyor, sözünü kabul etmemektedir, Hele şiir sahasında yetişenler onun ifadesiyle "Haniya, iğne atsanız yere düşmiyecek» kadar boldur.
Muharrir yetişiyor
— Muharrir kelimesini geniş mânada alıyorum. Akşam'ın aSözun gelişi» sütununun muharriri genç değil mi? Yhıe gazeteniz. bize merhum «Ahmet Refik» i aramayacak genç bir tarih yazarı tanıtmadı mı? Gene muharrirler hemen her gazetede var. Metin Tokeı'in yaşını öğrendiğim zaman hayretler İçinde kalmıştım. Btade her zaman biraz tenha olan tenkld meydanında da gençlerden bu işe kendini vremiş görünen bir Fahir Onger var. Son zamanlarda sahnelerimizde sabrettiğimiz yerli tiyatro eserlerinin yazarları umumiyetle genç şairlerdir. Ama ben onları her şeyden evvel şair kabul ediyorum. Kendilerine de sorarsanız şiirin baş kaygıları olduğun.) söylerler.
Roman da öyle. Gençlerden roman, hem de kuvvetli romanlar yazan yok değfl ama, onların da gerek keyfiyet, gerek kemiyet bakımından hikâyeleri, ağır basıyor. Zira, tiyatro, ro-| man daha ziyade bir yaş. bir zaman meselesidir Genç hikâ-' yecilerimiz, hakiki tuman yaşına henüz basmamışlardır. Onlar bu ya.şu basıp yeter derecede olgunlaşınca. Orhan Velinin de anketinize verdiği cevapta işaret etmiş odluğu gibi, geçim derdi düşünmeden çalışabilecekleri o mukaddes zamanı buldukları anda, eskilerin muhakkak kal kat üstünde bîıyuk çapla eserler vereceklerine 1-manım var, G-înçler seyahat e- ] debILsel-r elbette seyahat edebi-1 yatımız da zenginleşecek En! kalabalık meydansa, şiir Hani-ya. İğne atsanız yerç düşmeyecek.
Görüyorsunuz kİ çeşitti edebiyat sahalarına şöyle kuşbakt-
Ziya O-.inan Saba
çi bir göz atış bile Bi»ı bu sahalarda eskiye nazaran bir azalış, bir eksiliş olmadığını gösteriyor. Muharrir yetişmiyor değil, bazılarınca yetişmiyor sayılıyor. Bunun da sebeplerin' anketinizi benden evvtl Cevaplandıran-] lar çok güzel belirttiler. Alâkadar olmamak, yeniyi takip et-, nıemdc. takip etseler bile zevk-. terin eski kalışı yüzünden bir şev anlam ayıp, «yok, yetişmiyor- diye işin içinden çıkıver-mek. Peşinden de gülünç sebep-1 ler sıralamak. Meselâ, kültür-süzitik: •Efendim. yeni nesil Arubça, Acemce bilmiyor kİ divan şiirini anlasın Zavallı genç şair dilinin üs'adlarını okuyup anlamadan nasıl şiir yazacak!
Yazsa bile, yazdıkları İşte böyle koksuz şeyler olur.» Sonra, dilin bugünkü halini İleri süren-
ler. dil olmayınca edebiyat olmaz, terfıncsl «Elendim, uydurma dille edebiyat olur mu? Edebiyatın malzemesi olan dil. bir defa elden gitmesin!.
Oysa ki. yeni neslin eskiler kaçlar Arabça, Acemce bilme-, ylşi. doiayışiyie divan şiirini anlayıp zevkine varumıyacoğı-nı kabul etsek bile. Türk şiiri divan şiirinden m'. ibarettir? Halk şiirimiz, tekke şiirimiz ııe biiyuk bir hazinedir Ben kendi hesabıma bir Yunui Emre’yl, bir Kııracaoğlan'ı. bir Fuzûli'-don, bir Nedim'den üstün tula-


İskenderun (Akşamı — İskenderun İhracat ve ithalât hareketleri bakımından Türkiyenin önemli merkezlerinden biridir. Yalnız burada ulaştırma teşkilâtı ağır işlemektedir. Bu ağırlığın ve aksaklıkların sebepleri ne olursa olsun, gerek ihracatçıların, gerekse ithalâtçıların hakikaten büyük sıkıntılara duçar oldukları bir hakikattir. Tüccar malları sık sık heder o-luyor. Geçenlerde bir tüccarın getirttiği zeytinler, affedilmez dikkatsizlikler v.e derin kaygısızlıklar yüzünden yağlan sızmış bir zeytin posası ve âdeta bir ton çekirdek halinde sahibine teslim edilmiş. Mağdur ve perişan tüccarın şikâyetleri dinlenmedi.
İlgili makamların Uman işletmesine bir düzen vermesi lâzımdır.
İskenderundakl ihracat hareketlerinin çapını belirtmek için bir aylık ihracat miktarını misal olarak verelim:
İskenderun limanından 949 ekimde dış ülkelere yapılan İhracatın kilo olarak tutarı 18.641.017ı cllr. Bu ihacatın para tutarı da '4,110,944,201 liradır. Ekim ayı içinde İsralle 247 sandık yumurta, 686 baş canlı sığır, 144 baş canlı manda, 275 bin ki • lo ak darı: Yunanistana 936 baş canlı sığır, 1,620,000 kilo kuru fasulye: Lübnana 78.320 kilo sıısam, 350 baş kıl keçi, 1785 i
rım. Yunus... Allahım! O sana ne kadar erişmiş şairdir. Sonra.1 genç nesli, garbı okumuyor mnî Garhle muhakkak ki eski nesilden fazla temasta.
Dil hususunda iler! sürdükleri iddialar da yersiz Bugünkü genç yazarın kullandığı dil. «uydurca» veya «Kurumca» diye adlandırdıkları dil değil Tan-zimatla başlayıp. Genç Kalemler, Hececilerle bugüne kadar devam edegclcn dil özleşmesinin tabii seyri İçinde gelişmiş dilidir. Dil Kururaunun çalı.ş-malariyle ortaya atılan öz kilo kabuklu Antep fıstığı. 854? Türkçe veya Türkçe köklerden' baş canlı kovun: Suriyeye 24 224 üretilmiş kelimeler, sanatkârın kilo göl balığı, 15,230 kilo kuru ve yer fasulye, 29,114 kilo deniz balığı, edebiyatın,' 828 kilo mermer taşı. 5870 kilo | kabuklu yer 'ıslığı; Birleşik A-merlkaya 65 bin kilo dövülmemiş kırmızı biber. 401 kilo pa!-lıcaıı kurusu, 148.900 kilo kabuklu Antep fıstığı, 9.800 glio İç Antep fıstığı: Çekoslovakya -ya 190.210 kilo ak darı. 574.430 kilo keten tohumu: Batı Al-manyaya 2,'732,000, Avusturya,va 1.943 190 kilo krom: Fransaya 300 bin kilo fasulye: Kıbrı-sa 20 bin kilo Antep fıstığı; fraka 15 baş kıl keçi. 1172 baş canlı koyun, 75 bin kilo Antep fıs-I tığı, 5 bin kilo iç Antep fıstıfı I 20.580 kilo ''er fıstığı: İtalyava l son sandık yumurta İhraç edilmiştir. __________________________________________________ 1
eserinde yer buldukça bulduğu nispette doiayışiyie Usanın malı olmak-] tadır. Genç, sanatkâr, bu işte de kendine düşeni, olması gerektiği şeklide başarmaktadır.
Muharrir değil okuyucu yetişmiyor
— Sonra, genç nesli edebiyatçıları. - bunu herhangi bir t e fahur hissiyle söy İt mediğimi belirtmek için henıer. ilâve edeyim - benden gençler, artık' toplum karşısında bir sorumlu-1 lukian olduğunu idrak etmişlerdir. Genç neslin bu şuuru edinmesi bile büyük şeydir. Bl-' rlnci dünya harbi sıralarında1 veya bu harbden sonra doğmuşlar. derece derece, evlerinin mahallelerinin, şehirlerinin, memleketlerinin, dünyanın ıstırabım duyup bunu eserlerine olduğu gibi, -süssüz. edebiyatsa., yalın sözlerle aksettirmek, ellerinden geldiği kadar derilere derman olmak lüzumunu duymuşlardır. İkinci dünya harbinin bütün yeryüzünde duyulan sarsıntıları fildişi kuleleri de toprakla bir etmiş, sanatkârı ıstırap İçindeki halkın araşma karıştırmıştır, işte, eskilerin anlayamadıkları, genç nesilde] yadırgadıkları bir nokta daha.
Bence, asıl yetişmeyen, sanatkâr değil, yetişmiş genç nesil I okuyup anlayacak hakikî sanat okuyucusudur. Dün olduğu gibi bugün de «Sanat efkâr-ı unıu-mlyesl» diyebileceğimiz, sanat- tâmire alınmıştır. Bunlar ara-kârın. yüzyüze gelmeden, kar-' sınıl» «Giresun». ^Malatya», şuında bulunduğunu hissettiği “Çoruh- ve «Tırhan- vapurları (Arkası 7 nci sahifede) vardır.
Thibaud’nun orkestra ile vereceği konser
Üstad Thibuud'um Cemal Reşit Rey İdaresinde fllârmoni derneği senfonik orkestrası refakatinde bugün vereceği konserin programında (Symphonle Espognole) ve Shausson (Foe-nıei. 17 kasım perşembe günü vereceği konserin programında İse Mozart'ın (Concerto Re No. 7ı ve (Concerta) Mendelshon'sı I vardır.
Tamire alınan vapurlar
Denizyolları İdaresinin yeniden bazı gemileri bozularak
Zaman zaman gazetelerde okuruz:
«Falan umum müdürlükte memurlara bu sene de ikramiye verilmesi kararlaştl-nlmıştır», vFilan umum müdürlükte senelik ikramiye alacak memurların listesi hazırlandı, paraların tevzii için emir bekleniyor.
Bu haberler daima zihnimi kurcalar, derin derin düşünürüm:
Evvelâ, intizamla ralıg-mak, uhdesine verilen isleri lâyıkıyle başarmak her memurun tabiî vazifesi re memuriyetin birinci şart dır.
Esasen bizim hükümet dairelerinde memurlara ikramiye verilmez, bu nsul yalnız devlet elindeki işletmelerde tatbik edilir.
Saniyen; devlet işletmeleri âmme hizmeti görmek ve aynı zamanda hâzineye irat teinini gayesiyle kurulmuş müesseseler olduğuna EÖıe, bu teşkilâtta yüksek başarı gösteren memurları teşvik maksadiyle verilecek ikramiye tahsisatının, ancak • müesseseleriu bîr yıllık faaliyet neticesinde gösterecekleri gelir fazlası üzerinden ayrılması ieab eder. Halbuki devletin, mamul fiatlcrine ve ücretlere dilediği zaman istediği kadar zam yapına sına ve ricalden bazı zevatın masa başı İstatistiklerine dayanarak ileri sürdükleri kâr iddialarına rağmen hepimiz biliyoruz ki işletmelerin ekserisinde sene sonu bilançoları zararla ka pa-nıyor; bilgisizlik, beceriksizlik. israf yüzünden meydana gelen bu zararlar önlenemiyor.
Gelelim ikramiye tevziatına. Bu da üzerinde ehemmiyetle durmağa değer bir meseledir.
Yanılmıyorsak, hâlen ikramiye tevziinde tatbik olunan usul, sakim bir esasa istinad etmektedir. Şöyle ki: ikramiye ile taltif edilecek memurların tesbiti doğrudan doğruya şube müdürlerinin takdirine bırakılmıştır. Her şubenin miidürü. ol-baptaki salâhiyetine dayanarak ikramiye verilecek memurların listesini hazırlayıp genel müdürlüğe sunar ve bu liste aynen kabul edilir.
Şube müdürlerinin, maiyetlerindeki memurlarla daimi temas halinde bulunmaları bakımından bu usul zahiren mâkul gibi görünürse de. psikolojik cepheden mütalâa edilince sa karne ti derhal sırıtıverir. Şube müdü-liiğii makamını işgal eden zatın hüsnüniyetinden şüphelenmeğe kimsenin hakkı yoktur anıma bu işte beşeri zaıfların rol ov namıvacağını da hic kimse temin edemez. Hulûskârlık, tebasbus, temellük mezmum vasıflar olmakla beraber itiraf etmelidir ki. okşanmanın zevkine karsı gurur istiğnası her kula nasib olannvan meziyetlerdendir. Sehsi kanaatlerde takdir ibresinin en kiicük menfaatler tarafına dahi temayül istidadı, beşer za'fı-tiın tabii tezahürlcrindendir. Binaenaleyh ikramiye tevziatında ferdi kanaatlere istinad etmek hatalıdır; bu işin tamaıniyle bitaraf bir komisyona havalesi, listelerin esaslı tetkik süzgecinden geçirilmesi lâzım ve zaruridir.
Aksi takdirde, hakiki liyakatin şahsî sempatiye mağlûbiyeti ve netice itibarîyle gayenin hedef şaşırması ihtimali her zaman için varittir. Bu fena neticenin zararı yalnız paranın heder olmasından ibaret kalmaz, mahalline masruf olmıyart taltif, memurlar arasında ikilik, işe karsı bezginlik, soğukluk uyandırır; taltif voliyle teşvikten beklenen fayda şöyle dursun, eski faaliyet de felce uğrar, randıman büsbütün düşer.
Alâkalı makamların bu cihetleri göz önüne alarak ikramiye işini düzene koymalarını tavsiye ederiz.
Cemal Refik
Kızı! vakaları
Son günlerde şehrimi-rdekl bazı okullardaki öğrencilerin kızıl hastalığına yakalandığı görülmüştür. Sağlık müdürlüğü derhal tedbir almış ve okullara ilâç göndermiştir.
Created by free version of 2PDF
14 Kasım 1949
Saiıife i
AKŞAM
Milletlerin Garip Adetleri
[ Evvel zaman içinde..
Üstat Thibaud nu ikinci resitali
Yine eskilere dair
Büyük Yesari — Sağ tarafı titrek hattat — Yesarinin oğlu — Musikişinas Mustafa İzzet efendi — Saz âlemine nasıl katılırdı
Vücutta yara, bere s: i •• i i
yaparak süslenenler
11-
eserdir., diye viyolonistlerin tlfat ettiklerini kaydetmiştik. Thibaud ve mükemmel piyano eşllğile viyolonistin değerine değer katan piyanist Fllj dinleyici üzerinde İlle tesir ) ratmak gayesini güdcmedll(_ Eserin ruhuna aykırı olan yapmacık her türlü süsü üstlerinden sıyırıp atan İki sanatkâr, __evet; Thibaud ve Flipse'i yanyaııa koyup değerlendirmek gerek . — Bu katkısız musikiye tercüman olmak kayguslle temkinli ve ağır başlı bir İfade 11c sanatlarını bu nefis esere vakfettiler.
Büyük kemancı Jacgues Thibaud ikinci resitalini 8 kasım 1049 akşamı Saray sinemasında verdi. Programın mühim İki eseri Beethoven’un ta majör Op. 47 (Kreutzer» sonatı İle Ccsar Franck'ın yine aynı tondaki sonatı (dİ- Bu iki büyük eserden başka Bach'ın meşhur Aria'sı, Leclair'in Tambourin'i ve Mozart'ın Rondo'su programı tamamlıyordu.
Op. 47 lâ majör sonatını (18031. bilindiği gibi Beethoven büyük Franısz viyolonisti Kreut-ser'e ithaf etmiştir. İsmini bu ithaftan alan bu eser, ne yazık kİ bir defa bile Kreutzer tarafından konserde rahnmamış-tır. Kemancının bu sonatı bilhassa çalmak islemediğini, eserin «anlaşılmaz bir eser» c! ________________________...
duğunu ve hattâ dinleyici üze- ' kesecek marifetlerle göz rinde «tesir uyandıracak» va- mn.şi,ırmnif İstediklerini hatır-sıflardan bile mahrum bulun- 1ad)m da Thibaud nun her tür-duğunu. - Alman münekkid- )ü âlâ şişten uzak, büyük sana-lerile hemfikir alarak Kreut- ,ını esere hizmetkâr eden mft-
zer’c atfen rivayet ederler, ^y^gini daha derin bir
Halbuki zaman n? kadar de- takdirle ve daha yakından ta-' ğişti! Kreutzer'in «ellet» yap- nıdım. n„yTOI,k bir eser diye bir te-| nanck>„
nara stus. halı» tor ser- jonalı Ğ
dûdd ta sonalı Hvolddlstler, !ma„es|nl ,lcmı,
tam bu düşünce ve takdirin
Bkslnr. fok .elret. yanan Bir «M"® liU- »« v
ererdir diye tapın Srelhoran-"'ptrlusrır,» slrer un rn mükemmrl «erlerine ™’-“ « >"“lk M 1
tercih ediyorlar. Oysa kİ büyük [««tonatal nadiren b.Üu: besteci bu sonatı «concertant. C. Franck'ın en mükemn bir üslûpta» yazdığını da açık- serlerinden birisi olan bu lamıştı. Bununla beraber bu dört kısımdan ibarettir. İlk esere, yay sanatkârlarının sa- ça (Allegretto) sadelik içinde dece virtüözlük kalitelerini teş- mükemmelliğin Örneğidir. Hari-hir etmelerine yarayacak bir kulâde bir safiyet içinde eğilip eser değeri verilmemelidir.
Sonatın variyosyonlu andan-, fesini çerçeveliyen ilk ve son lanlar ne kadar az. Kimisi Noc-kısımlar — o iki ateşli Pres-1 tume'ün meionkillst İle, kimisi to — bestecinin muasırlarını parçanın bünyesine tamamiyle hayretten hayrete düşürmüş aylnrI bir vect ve istiğrakla büyük sanatkâra «musiki İhtı- we kirnlsl de rltau hodbehot lâlclsi. göziyle bakanların ek- bozmakla bu saf parçanın ruhu-meğine yağ sürmüştü. Gerçi bu Ila büsbütün zıt bir yol tutar-yaratış' devresinde Beethoven- lar Thibaud’nm bu kısmı ça-un bu türlü atttolen. klâsik |, toki „ „aletl k
çaçeyyl zorlu,ta hamleleri drttltu,„ „nra tkincl
yok değildi, rata. arada b.r ,AU UUl Mr
yine Haydn tarzına döndûfriı ... - . ... . .
ve Menuet'ler yazdığı da oluyordu
Biraz yukarıda Kreutzer sonatına «çok effet yapan bir
Saç boyama âdeti — Evli kadınlar ve genç kızlar -Fidji halkının evleri — Doğan çocuğu uyandırmak usulü — Kızlara dövme — Garip oyunlar Akraba arasında evlenme
(Baş tarafı 1 inci sabifede)
demetleri kullanır. Denizlerde - de sal-kulilbeler
Sonatın Andante'sinde, bil-
hassa ikinci variyasyonda yay yapılacak seyahatlerde dt ve parmak cambazlarının gös- 1ar üzerinde oöyle 1
I terişini ve en tiz sesler üzerin- , kurulmaktadır.
0,_ l de âdeta dinleyicilerin nefesini, Fidji adalıların ka- daima sihirbaz W lyardımile dünyaya gelir, çocuk ölü veyahut baygın olarak 'dünyaya gelirse, kabak çekir-jdeklerüe doldurulmuş bir Hindistan cevizinin kabuğundan I yapılmış cırcır gürültüsü İle , uyandırılmağa uğraşılır. Bu va-Iziyet İyi netice verdiği takdir-nıajor je, çocuk derhal yıkanır ve (?o-vc Pllg-'
I bükülen, akıp giden bir hali |var... Fakat böyle anlayıp ça-
Her hakkı mahfuzdur
Semih Mümtaz S.
Musikişinas olmada tanılan Mustafa İzaet efendi başkadır. Bu zat ikinci Sultan Mahmut zamanında Ender unu Hümayundan yetişmiştir. Fakat fevkalâde olarak yetilmiş musiki üstadı olmuştur. Aynı zamanda da sülüs ve nesihde birinci derecede hattatlardan addedilmiştir. Gitgide tebdili tarikle Kazaıktrligc kadar yükselmiş re tâ ikinci Sultan A bdü İha midin zamanına kadar yaşayarak onun bidayeti cultuunda vefat etmiştir.
Padişah eğlendiriyor
Bu zatın eserlerini dinlemek dilediği vakit Padişah saz gelsin erendi hazretleri de-dl rivayeti sahih değildir Ve bunu kimse işitıueuüştlr. Efendinin Sultan Mâhmudun huzurunda verilen saz âlemlerinde bulunmasının bilinmesine rağmen' Bu vâlıl rivayet su malûm haberden Jta-rrştırılmış ola: Mu>ırlı Yusuf Kâmil paşa «Mısır valisi Mehmet Alı paşanın akrabası ı Bebekte İkamet ederken Kazasker Mustafa İzzet e Tendi de Bebekteki yalısında ot ur ur cu. (Bu yalı sonraları karakol oldu ve Bebek balı çeşitlin karşısında idil ve paşanın ahbabı tdl. Yazları yalıda. kışlan da Istannuldaki konakta (bugün yandı yerine fakülteler yap tüy arı efendi de sık sık bulunurdu. Ancak ona bir saz âlemine iltihakı teklif cuılmtuiL
Onun gönül açan nağmelerini dinlemek için şu çareye başvurulurdu; Kâmil paşd Başağayı çağrırdı. Su takmu şplsin efendi hazretlerini eğlendirsin, derdi. Program da efendiden rica edilirdi. Peşrevden sonra cereyan besteye iâhak olunca efendi oturduğu minderden yavaşçacık kayarak hanendelerin yarılarına sokulur, beraberce okumağa başlardı ve artık Kimse ağzını açmaz, Yesari zadenin bir de bu fazüetl önünde eğilirlerdi. ...... [|n|......S;. M. S. tn«nl>ul Btalmayni Şehir Tiyatrosu
Ku akşam saat 2« de
KOMEDİ KISMİ
BEBEK
Yazan: Maurice Braddel, Anita Kart
Büyük Te sari merhum Tûrklerln güzel sanat şahıslarının ulvi noktasına kadar yükselttikleri (hat) sanatıma üstadı izamı idi. Kendisi menzul ve solak olduğu halde vücuda getirdiği şaheserler şark dünyasını hayran bırakmıştır. Hattâ büyük hattatlardan Mahmut Celileddln «Allah bu adamı bizim kibir ve nah yetimizi kırmak için yaratmıştır» dermiş. Yesarl zade Mustafa izzet efendi merhum büyük bir hattat vc musikişinas ’dı» şeklinde bir yazıyı geçenlerde tesadüfen okurken; akla şunlar geldi:
Yesari Mehmet Esat efendinin — Cevdet tarlhnln yedinci rilifinde okunduğuna nazaran — Sağ taralından (elcJL. sol taralı da titrektir. Böyle doğmuştur. Nedense o haliyle yazıya merak etmiş, sol eliyle talik hattına i çalışarak merhum Dede zadeden rncşkeylrmiştir ve o yazıda yed-ditula sahibi olarak bütün hattatlara galebe çalmışta. Yaln® bu zat için ADaia onn birim âza-melimlzl kırmak için yaratmıştır, diyen Mahmut Celâleddin değildir ve bu Celâleddin talikte değil sülüs, bilhassa ceU yazıda da hattatların meşhariarmdan-ciır. O sözü yani (azametimizi kırmak İçini smmuiü söyleyen zat ise o demn hattattan içinde en iyi ve en aüzel talik yazıyı yazan ve imanı Rum de-inıieû Şeyhülislâm Vtüddın efen didir kİ iki evvelki makalede ismi ve bir hikâyesi geçmişti.
Fidji adalarında yerlilerin kulübelerinden biri
çocukları kadının
Created by free version of 2PDF
ağzına istifra e z yağından bir erilir, bundan bu çocuğa anasının ağsında nenmiş ve evvelden kızartılmış bir miktar Hindistan cevizi veyahut muz verilir.
Kızlara Dövme, buluğa erdiklerini göstermek için yapılır. Dövme resimleri bel ve kalçalara İnhisar eder. Bu da umumiyetle eteklikle örtülür.
1 Parmakların üzerine de bir kaç Dövme yapılır ki bu suretle Kabile reisine yemek ikramında bulunurken kızın buluğa erdiğinden malûmat alması, temin olunur.
Kadınlar kol ve sırtlarını yakmak suretfle yaplıkalrı yaralarla vücutlarını süslerler, bunlar bir tahta parçasile buralarım yakarlar ve uzun zaman yaranın kapanmaması IcLn elden geleni yaparak vücutta göze çarpar yara bereler yaparak kendilerini süslenmiş sayarlar. Oğlan çocuklar köyün âlim adamı tarafından keskin bir pambüs değneğilc sünnet edilirler.

uıuegroı temposuna uuz Dir ho lt*U lLlna gösterdiğine ve bu sayede 1 ”a ®Sa‘! melodik hatların şekil değiştirmediğini memnuniyetle belirt-
[güzel olduğunu anlatırlar.
Bu dansları gören seyyahlar, 200 kişilik bir baletin o kadar muntazam daııseltiğlnl Avru-pada dahi görmediklerini söylemiştir. Bilhassa cengâvcrlerin Harp oyunlarında gösterdikleri ateşin hareketler pek takdire , şayandır. Dansları müteakip dansedonlerin taşıdıkları 2inet-ler seyirciler arasında dağıtılır.
( trkası 7 ne; sahifede)
Aylardan beri beklenen büyük film...
AŞK... RENK... DANS.. CAZ..- MÜZİK- ORKESTRALAR
Nefis sahneler., ve fevkalâde bir mevzu
İLK ARZULAR
(LUXURY LİNER» Baş Rollerde:
JOAN DOWELL — G E ÖRGE BİÎENT — LAURITZ MELCHIOR MELEK nemasında ta
James Cagney ANNA BELLA
ikinci dünya savaşının en korkunç ve en müthiş hâdiseleri
Casuslar (Çarpışııy©r
Türkçe sözlü muazzam filmde canlandırılmıştır
Salı günü matine Ireden itibaren:
İPEK Sinemasında

En cazip eğlence
Bilumum kültürsüz milletlerde olduğu gibi bu ada halkında da dans en cazip eğlencedir. Bundan dolayı her türlü merasimde dans ve rakslar eksik olmaz. Oturak danstan da burada da Polinezyada olduğu gibi çok rağbet bulmaktadır
Mamafih daha karakterisik olarak bura yerlilerinin balet dansları sayılmaktadır. Bu danslar daha ziyade yerlilerin hayatlarından alınmış kısımların canlandırılması gibi bir vaziyettir, Meselâ Tapa şeritlerini , çevirerek veyahut ellerinde , tokmak ve mızraklarla eski â' detlerile cengâverleri tasvir ederler. Böyle danslar esnasında
Fidjl yerlileri tanı bir kabiliyeti hangi tarafın halkaları hasır gösterirler Bu dansları gören- kenarına daha yaklaşmış İse , 1er. yerlilerin ritmik kabiliye-, evvelâ çift oyunu kazanmış safinin ifade ediimlyecek kadar yılır. Bu suretle oyunu kaza-
Garip oyunlar
Fidjl adası yerlilerinin kendilerine has oyıuılan dahi vardır. Buna Lato ve Tlnkua derler. Bu oyunları hattâ Samoa ve Tonga yerlileri dc âdet e-dinm işi erdir. Lato oyunu Hindistan cevizleri ile oynanır. Ortadan kesilmiş bir palmiye yaprağının bir yarısı damarı üste gelmek üzere yere konur. Bunun üzerine uzun bir hasır konur Bıı hasırın her İki ucunda ikişer kişi oturur Bu karşılıklı oturan dört kişiye muhtelif kuturlarda Hindistan cevizi dilimleri dağıtılır. Oyun başlar ve karşılıklı oturanlar bu halkaları en küçük boydan bavlıyarak karşı tarafa hasına üstüne atarlar Bu suretle halkalar boy sırasına göre kendilerine göre dizilerek atılır ve


nan yine oyuna başlar.
Tinkoa ise daha garip bir oyundur. Bu oyun tuhaf bir aletle oynanır.Bu alet sert a-[ğaçtan mamul ucunda uzun bir boru bulunan mahruti bir topuzdur. Oyuncu bu topuzlu boruyu bir parmağına takar ve bu aleti karşı tarara fırlatarak atar. En uzun mesafeye bu a-letl atan oyunu kazanmış addolunur. fidjl adalarında her köyde bu Tlnkua oyununu oynamak İçin hususi sahalar vardır. Bu sahalarda köylüler a-ratarında müsabakalar tertip ederler ve çok heyecanlı yartş-lar yapılır.
Evlenmeler
Bu kabilede en mühim mevzu taallukat arasında evlenmelerdir Buradaki âdetlere göre dayı kızı veyauht hala kızıyle evlenmek bir erkek için en doğru bir harekettir. Çünkü dayı veyahut hala kızları erkek kuzenlerinin karısı olarak dünyaya gelirler. Eğer bir erkek bu doğumdan olan kuzinle evlenmez İse, erkeğin akrabaları kızlara erkek kuzeni ile evli gibi muamele ederler. Km ve erkek diğer eşhasla evlenirlerse çocukları kardeş gibi kabul olunur ve sayılır ve bir dirile evlenemezler. Buna mukabil bir erkeğin öz amcasının veyahut teyzesinin kiriyle evlenmesi katiyetle memnudur.
Yesarinin oğlu
Kazaskerlerden Mustafa İzaet efendi dahi talik yazıda meşhur ve mergup atan baUaUarıaıu-danriır Fakat zannolunduğtı gibi musikişinas değudir Hattâ cehil ile şohrelşiardu ki sovle de bir hikâyeciği vardır:
İkinci Sultan Mahmut günün birinde bu zat ile Keçeci zade meşhur ve muhterem İzzet Mollayı huzuruna kabul eder. Pek sevdiği bu adamtarl'i tatlı tatlı konuşurken lâfın sırasını getiren izzet Mollanın «Padişahım kulunuzla Mustafa İzzet efendi daiieri bir araya gelince o yazar köleniz okurum re böylelikle ikimiz okur yazar oiuruzı maruzunda bulunduğu da malumdur.
Z"'' ■"
Bu Akşam AlLAS Sinemasında
Muhteşem saraylarda, hakiki dekorlar arasında
Geçen tarihi bir aşk.n canlanan hikâyesi
SÖNMEYEN AŞK
(AFFAİR’S OF A ROGOT1
Hâtırası asla unu talanı lyacak büyük bir film

BAŞ ROLLERDE:
CECİL PARKER - JOAN HOPKİNS JEAN - PİERRE AUMONT
- 40 -
— Evet çok içtim, başım da ağrıyor.
Şimdi Arlan, prolllden küçük bir cadıya benziyordu.

ihtiyar kör, yanma birisinin olurmuş olduğunu hissetti. Gözünün göremediği bu adama karşı, bilenmez neden, içinden bir nefret uyanmıştı. Onu konuşturmak için, mütecaviz bir edâ ile:
— Güneş sıcak değil mİ? de-dL Kıştayız, fakat güneş ılık. Paristc görülmemiş bir şey.
Genç ve kederli bir ses cevap verdi:
— Maestro, ben Artanın kocalıyım.
İhtiyarın ağzı açık kaldı.
— Ya. diye mırıldandı. Arlanın evli olduğunu bilmiyordum, bana hiç bahsetmedi.
Moris hemen atıldı:
— Filhakika henüz eril değiliz. İLalyadan gelecek bazı evrakı bekliyoruz. Faka' Arlanın bundan size bahsetmiş oJacağı-
lerln ekseriya nasıl neticelendiğini çok işiünljimdl- insan çok para kazanacağını zanneder, halbuki bir hafta sonra hiç hesapta yokken kumpanya protesto edilir, tiyatro kapıları kapar. Para kazanmak şöyle dursun, insan, memleketine dönecek parayı bulamaz.
Biraz durakladı ve İlâve etti: — Zaten bensiz gitmesine müsaade edemem.
İhtiyar maestro cevap verdi;
— Bu lâkırdılar, bu gibi hükümler. Arianı kararından vaz geçirmez. — Sonra birdenbire yanındaki adama acıdı, daha fazla ıstırap çektirmemek 1-çin — Zaten dedi, daha önümüzde bir ay vauit var. şayet bu müddet rarfında evlenebilir-jseniz, Ariana relakat için pasa-
nı tahmin ediyordum.
Maestro sustu, yüzünü gün doğru çevirdi.
Moris sözüne devam etli:
— Artanı Arjantin e gitme
va^ geçirmenizi ricaya gel maestro. Böyle bir tnace atılmasını istemiyorum, belki fena olur. Bu gibi seyahat

iSatın alınmış kaib
MLMi LUUANA PFVfrail-ÇEVİ1?EN KA2M1DERSM
port almanız kolaylaşır.
Mor ta:
— Ben de, dedi, böyle düşünüyorum. Bu ciheti Ariana anlatmanızı rica ederim. Onun üzerinde sizin bir nüfuzunuz vardır.
Maestro, gencin uzaklaştığını hissetti ve geniş bir nefes aldı. Artanın kalbinde onun hiç bir yer işgal etmediğini sezmişti. Maestro, Morlsl, kısa boylu, zayıf, hastalıklı, hattâ biraz da yaşlıca tahmin etmişti. Koluna giren çocuğa sordu:
— Yanımda oturan adam nasıl bir kimse idi?
— Çok güzel çok genç, çok zarif bir kimse, öyle san saç hiç görmemiştim. Altın gibi parıldıyordu. Gözleri de güzel Fakat biraz zayıf. Hastaya benziyordu
Maestronun hayretten du-
dakları kapandı Sonra içinde bir neşe uyandı Hem genç, hem güzel, zarif sonra bedbaht. Halbuki o, kör olmasına rağmen kendisini daha mesut addediyordu.
*
O akşam, büyük ziyafet akşamı İdi; Moris saatin gelmesini sabırsızlıkla, hiddetle bekliyordu. Nihayet o «müstasna» adam: görecekti. Ariftn Morlsl onunla tanıştırmağı çok arzu ediyordu.
Artan, o akşam için saçlarına, ilk defa olarak bir kordelâ koymuştu. Morise. arkasındaki elbiseyi işaret ederek:
— Nasıl yakıştı değil mi? diye sordu.
Cevap beklemeden birdenbire:
— Körler, dedi, herşeyl bizden daha iyi gören bir dünyada yaşıyorlar. Maestro bazan bana: -Bugün çok soluksun Arlan» der. Bunu nasıl anlıyorlar?
Morisln, kendi düşüncesini takip ederek:
— O tipte bir adamla yemek yemek bilsen ne kadar gücüme gidiyor, dedi.
' — O, büyük bir adam, göreceksin, derhal seni himayesine alacak.
Morisln tahmin ettiği gibi alelade bir adamdı. Uzun boylu, çok zayıf, İnce burunlu, »açlan kamilen beyazlar,mağa başlamış. elleri çok temiz, Rözlerlntn etrafı çok kırışık biri idi.
Yemeğe ot unlukları zaman
bu beyaz saçlı adam Ariana:
— Size Arjantin için teklif olunan mukaveleyi kaba! etmemek tam mânasiyle bir d emiktir, dedi, bizim buradaki frank gibi düşük bJr para değil, orada pesos alaca Icsuıu. Pekâlâ bilirsiniz, burada Operaya girmek mühim bir meseledir. O çarhın içine atıtabllraek biraz zordur. Hem benden nasihat istiyor, sonra da tutmuyjrsonuz. Sebebini anlayamıyorum.
— O! monsieur George, ben gitrnk istemiyorum. Bir güu Operada şarkı söylemek ümidinden değil, hayır Niçin gitme mek İstiyorum, sebebini siz pek âlâ bilirsiniz.
Arlanın öyle bir «Monsieur George» demesi vardır ki görülecek bir şey. Âdeta adama karşı bir teslimiyet gösteriyor, ona meclûp otaıuş gibi görünüyordu. Korkmadan, sıkılmadan bunu yapıyordu.
Moris, Arianı Arjantlne gitmek sevdasından vaz geçirmek İçin çok uğraşmış, bir çok ricalarda bulunmuştu Şimdi bunların ne kadar boş ve lüşumsuz. olduğunu anlayınca kendi ken- j dişine kızdı.
Adam, Morise dönerek:
— Azizim Moris. bir şarap daha İçelim olur mu? Bu Artan, hâlâ ştmank bir çocuk — saatine baktı — genç dostlarım, biraz sonra sizden ayrlınıak mecburiyetindeyim. Mühim bir randevum var.
Artanın canı sıkıldı. Mösyö Jorj:
— Ne oldu size madmazel Arlan? dedi. O kadar neşeli idinta Birdenbire somurttunuz.
— Bir şey değil, Ben de zannediyordum kİ bu akşam hep beraber bize giderek biraz piyano calşacağız, şarkı söyliyeeeğta.
— Bu akşamki zevki uzatmaktan îıe kadar memnun olacağımı siz de bilirsiniz Arlan, Fakat aynı zamanda benim pek fazla meşgul bir adanı olduğumu da bilirsiniz Size bunu belki bin defa sölyedûn.
Bin defa söylemiş.! Aralarında gizli bir münasebet varmış gibi konuşuyorlardı. Hic Morid hesaba katmadan. bnsbaşa imişler gibi görüşüyorlardı.
ı Jorj ayağa kaıkh :
(Arkası var)
V
Created by free version of 2PDF
Gazeteler, Gazeteciler
Birinci Dünya harbinde
Izmirde sofraya 24 türlü yemek getirilen ziyafet!
İzmir valisi Rahmi bey ve misafirlerin ihtisasları — İzmirdekı ziyaretler— Bolluk diyarından alman yiyecekler Vapurda garip bir poker partisi
Renklı asfalt
İngilterede yol inşaatı meşgul olan bir lâboratuvarda,
beyaz, san. kırmızı, yeşil ve mavi renkte asfalt yolların inşası için bazı mühim keşifler yapılmıştır. Renkli asfalt yolların masrafı, bildiğimiz asfalt yolların masrafından farklı değildir.
Renkli asfaltlar alblno bitu-men denilen bir maddeden yapılmaktadır. Asfalta daha açık bir renk vermek için de reçineli bir madde İlâve edilmektedir. Şimdiye kadar bu madde ile yapılan tectûbeler son derere parlak neticeler vermiştir.
Telefonla dişçilik
Avusturya - Macar gazetecilerini ve mihmandarlarını hamilen Bandırmadan akşam hareket eden n us us i tren sabahleyin İzmire vâsıl oldu. İzmir gazetecileri misafirleri istasyonda karşıladılar. Arabalara binildi. nhLımda Kramer Oteline gidildL Burada kısa bir IsU-
rahatlan sonra ziyaretler badadı.
İlk olarak vali ziyaret edildi. Vali Rahmi Beydi. Rahmi Bey, İttihat ve Terakki’tuo en nüfuzlu erkânından. Talât Paşanın pek eski dostu, son derece zeki bir zattı. İzm iri âdeta yarı müstakil bir şekilde idare e-
Amerikada 35 vilâyette 135 şehirde dişçilik eden 7,000 diş doktorlarına telefonla bir dişçilik kursu verilecektir, tlllnois Üniversitesi Dişçilik Kollejln-den husule gelecek olan bu kursa Kanada'nın iki şehrinden de diş doktorları İştirak edeceklerdir.
Kendi yerlerinde telefonlara ilişik megafonlar etrafına toplanan diş doktorları, kasım a-yından başlayıp altı ay müddet için ayda bir kere 2 saatlik bir konferans dlulıyeceklerdir. Kursun fiati her diş doktoru İçin on dolar olacaktır’
Her sınıf için «Dişçilikte şimdiki terakkiler» mevzuu üzerinde başka bir bahis verile-cektri. Her devre de allı kişi — öğretmen diş doktoru ve mütehassıs — konuşacaklardır. Konferansları tamamlamak I-çin dinleyici diş doktorlarına Diş Kolleji, yazdı madde gönderecektir.
Koli e j müdürü Dr. isaac
Schoıır. kolejde kurslara devam az bu telefon diş doktorlarının Ekmekler beyazdı, kendi sahalarında yeni inkişafları bilmeleri için kurulduğunu
rJıhöyer oovıcı
zzmnrHıgln kırnuzı otüreKRep
Geçe m &cfff Jü4yâ(XAf^u^fç /çw &l-
O.A fVÛ&A &7İ5/K
w ^ArtǣSfA/e ATLAPt.
^SUSARSAN KABAHATLİSİN
Arnsturya imparatora ve Macar Kıralı Kari ile loıparatoriçt Eita İstanbul'u ziyaretlerinde Boğazda kayıkla tenezzülle çıkıyorlar
diyordu. Bu İdare bütün İzmir vilâyeti için pek faydalı olmuştu. Harbin dördüncü yılında memleketin her tarafında bir etmeye vakit bulacak pek darlık, fakriı sefalet göze çar- dişçi olduğundan parken İzmirde büyük bir bol- ‘ kursunun lak vardı. Ekmekler beyazdı,1
Enis Tahsin Til.
tArkaaı î nci sahifede) , bildirmektedir.
l^r-' .pA
Mahkeme Koridorlarında
Kocaya varacaksan kaynanalı eve ayak basma sakın!
Ağırceza koridorunun köşesindeki kalabalığa yaklaşırken yaşlı bir kadın yolumuzu kesti, kısa etekli, dar mantosunun göğsünü kavuşturarak karşımıza dikildi. Yutkunarak yüzümüze bakmasından belli ki konuşmak İsliyor. Bizim kastetti delikanlı söz açtı:
____ Hayırola, teyze hanım. Mahkemede işin mİ var?
Kaşlarını kaldırdı:
— Allah göstermesin Mah-keınler nenıelâzım benim?
—. Burada ne arıyorsun ya?
Bilim delikanlının kolunu tut tu. biraz yana dönüp çene ucu ile köşeyi işaret etti:
— Şu karıyı görüyor musun? Nah. tam köşede duran kısa boylu, kara suratlı kahbe.
— Gördüm, teyze hanım. Dâvanız mı var o hanımla?
— Sus. Allah yazdı ise bozsun, öyle şirret kahbelerle ne işim var benim? Evlerden ırak olsun öyle gelin. İnsan değil, Allahın bir 2a!imi.
Köşeye tekrar göz attıktan sonra bizim kasketli delikanlıya biraz daha sokuldu:
— Senin annen var mı, efendi oğlum?
— Sag olsun, ihtiyar bir anneciğim var.
— Allah cümleye uzun ömürler versin. Anneciğinin kıymetini iyi bil. Ana hakkı çok büyüktür. Bir insan annesini sırtına alsa da kırk defa Kâbeye götürüp getirse gene onun hakkını ödeyemez, anladın mı efendi oğlum?
— Anladım. teyze hanım. Valde ile iyi geçiniri? biz,
— Allah muhabbetinizi arttırsın amma dur bakalım, acele etme, daha soracaklarım var sana. Gelin hanım ne âlemde.
— Hangi gelin hanım?
— Bilmiyormuş gibi konuşma-sana, efendi oğlum. Sıkılıyorsun galiba. Utanma, efendi oğlum. Utanacak ne var bunda? Sen de basbayağı bir erkeksin. Annenin gelinini soruyorum.
— Benim annemin gelini yok, hanım teyze.
— Yaaa, öyle ml? Sen hâlâ evlenmedin mi?
— Henüz kısmet olmadı.
— Vah vah. Üzüldüm vallahi. Yazık değil mi sana, a evlâdım? Bak hele aslanlar gibi delikanlısın Eğer bir kızım olsaydı hiç düşünmeden sana nikâhlardım alimallah. Benim mürüvvetim yok zannetme ha. Bir kszun var anıma sağ olsunlar kocasiyle beraber diyar diyar dolaşıyorlar. Buralarda benim de içim üzüm üzüm üzülüyor. Kaynana derdi çekilir şey değildir, bey oğlum. Beni dinle, lâflarım kulağında küpe olsun. Kocaya varacaksan kaynanalı eve yaklaşma sakın. Kızcağazımın halini bllsen hün-
gür hüngür ağlarsın. Neler çekiyor kaynanadan. Bir zamanlar ben az mı çektim? Kaynana lâfını duyunca zihnim bulanıyor vallahi. Lâkırdıma iyi kulak ver, kaynanalı eve gelir, gitme saka.
— Gelin olmağa niyetim yok, teyze hanım.
Dik dik baktı, dudaklarını u-ğuşturdu:
— Hatta, sen erkektin değil tuk? Zihnim çok karıştı da ne söyliyeceğimi şeşırdım. Şey... Söylediklerimi unutma ha. Karının dizginlerini sıkı çek, anneni üzmesin. Gelin kahrına yürekler dayanmaz. Şükürler olsun, o kahırları ben çekmedim amma çekenlerin halini bilirim. Nah, şu kara suratlı bastıbacağı görüyorsun ya. Onun elinden zavallı kaynanalığının çektiği dertleri bir ben bilirim, bir de Cenabı Hak. Neler yapmadı kİ hatuncağıza. Kaynanasını da görsen bayılırsın. İnsan değil, | balık. Ağzı var, dili yok. Ensesine şamarı vur. elinden ekmeğini al. öyle bir hatuna zulmet-| meğe yüreği dayanır mı Insa-, nın? Amma velâkln. el kızı kay-itana kıymeti bilmiyor kİ. En sonunda kafasını gözünü yardı da hastanelere düşürdü hatun-cağızı.
— Yaaa. o hanım kaynanasını doğdu demek?
— Sorma onun yaptıklarını. Görmüyor musun, hatunun canına kastetti, şimdi mahkeme kapılarında sürüm sürüm sürünüyor, Beni de şahit göstermişler amma hâkim beyin karşısında neler söyliyeceğimi bilemiyorum. Hatuncağız hastane otomobiline binerken yüzü gözü kanlar içinde melûi mahzun bana baktı da: «İki cihanda İki elim o katibenin yakasında olsun. Zehra hanımcığım. Şu hallime bak. Kahbe beni merdivenlerden yuvarladı, az kaldı ölüyordum» diyerek kan ağladı. Sebep de ne imiş biliyor musun? Sabahleyin erkence kalkıp da odaları süpürmediği İçin kaynanası biraz söylenmiş. Elbette söylenir. Amma velâkln. gelin hanım kendi üzerine toz kondurmuyor ki. Sen misin azarlayan? Açmış ağını, yummuş gözünü. Bunun üzerine kaynanasının da öfkesi kabarmış maşa ile kafasına bir kaç defa vurmuş Vay efendim, dört maşa yemekle ölmüş sanki. Kadıncağıza bir omuz vurmaslyle beraber paldııır küldür merdivenlerden aşağıya yuvarlamış. Gel de şunu gelin diye evJne sok bakalım.
Mahkeme açıldı, hanım teyzenin çekiştirmesinden vakit bulamadık ki maznun gelin hanımla konuşalım.
Ce. Re.
BİR BAYAN İŞ ARIYOR - Ortaokulun son sınıfından tasdiknamen, eakl 'Efokçcrı yalnız okumMini bilen, çok dfiritet U inşat »dik» Mr »naan Ak-sun* C. C. rllmuzun* ___________________ 81» - 1
YÜKSEK MEKTEP MEZUNU — tn gilireeye vakıf, askerlik ile alâkası ol-mı yan bir genç. şirket veya mücsacae-lordc i* arıyor. Akşamda A.A.A rumuzuna müracaat._________î-tı —
OTOMOBİL ŞOFÖRÜYÜM - Hususide veya herhangi hır mıle«»escde çalınmak İnliyorum 1« sahiplerinin H rumuzuna müracaatlerini rica ederim.
280-----1
MES UL MUHASİP — Kuvvetli ecnebi lisanına vaktf girke'-ler, fabrikalar veya mlıes»e»elcrde kanuni mevzuatla muhasebe kurar ve idare eder. Ak$am'da A.Z. rumuzu ile müracaat.
SM — 1
ARAYANLAR
İŞÇİ İSTENİYOR - Eldiven ve kürk makinelerinde çillimi» ItçUer isleniyor Makineci de olanlar tercih edilir. Mahmııtpaya Kefeli hanı 31 • müracaat. 1»8
HARİCİYECİ BEKAR BİR BAYIN - Haftada iki «Ün ev talerine yazdım edebilecek temiz bir bayana ihtiyaç vardır. Akıjsm gazetesinde «Diplomat rumuzuna» yazılması. SM —
DADI ARANIYOR — İS aylık bir ç-ocuga bakmak üztrc tecrübeli bir dadı aranıyor. İs tiye.iter Nifantay Emlak eaddeal T numara Arman Pala» 13 numaraya müracsaitarı
2M
BİR ELEKTRİK MAĞAZASININ — Vezne Hicrini İdare edecek, kabili yelil bir bayan aranmakladır. Taliplerin şimdiye kadar çalıjtıkları yerleri ve tahsil derecelet İni. kendi el yazılarllc (1548) posta kutusuna bil dlrnıelerl rica olunur. Lisan bilenler tercih edilecektir. 346
İŞÇİ KIZ VE ERKEK ARANIYOR — Mukavva kutu fabrikasında çalışacak. GÜNEŞ kutu fabrikası. Perjem-bapazar Agopyan han alUndS No Ş/l Galata. 242
EV İŞLERİNDE — Çalışmak ürere orta yaşlı bir bayan aranıyor. Beldir bir bayın ev ijlerinl yapabilecek, yemek bilir bir bayana ihtiyaç vardır Taliplerin Galata Rüılırr eski Yolcu salonu karsısı Frank han No. 36 ya her gün 13-14 arası müracaatları.
317------I
3 ALİM SATIWE;rA)|
GAYET KIYMETLİ — Acele »lı-lık astragan manto Sisli BOnıontl havuzlu bahçe sokağında 35/2 numaraya müracaat. 269----2
11.000 KİLOMETREDE — Deri dır scmcli rengi sıyalı HunOcr marka Süper Stıayp otomobil satılıktır Telefon 208*4 263 — — 1
SEVR OLE M7 MODEL — Taksi ccle satılıktır veya bir arsa, ev ile de degintlrebUlrim Sagfam kefille «-diyattg kolaylık. Bekir sok. s Beyoğlu. 261 — 1
ASTRAGAN MANTO — Aınerıka-dan getırUlmn ve pek ar kullanılmış güzel bir astragan manto satılıktır Müracaat: Telefon: 60726 2T8 —
ACELE SATILIK - 39 madcl radyolu Pakart. hususiden alınmıjtır Motor binde sıtır. Karbıtoru Şevrole-dir. (4i şişe (1101 yapıyor. Ev. ana ile de deriştirilir MÜra-«at. Tel
SATILIK TAKSİ — Austin marka. Çalışır ve iyi durumda. Ödemede kolaylık. Müracaat: Lâleli Akın garajı (Türle Ticaret Bankası sokago

ACELE SATILIK EY — Su elektrik. havagulı kal dokuz odalı büyük bahçaalylo bb« tealim Haseki yanında Açıkgbr sokak No. 1 e müracaat 234
SATILIK EV - Lâleli YaçUtulumba sokağı asfalt üzerinde: 3 oda. elektrik ve suyu bulunan 13 No. Iı MU raeaat: Lâleli Ordu Cad- No 290/1.
221 - I
SUADİYE HAVALİSİNDE - Havagazı ou ye elektriği bulunan 600 İlâ 700 metrekarelik İki arsa 5 300 İlk 5.000 liraya satılıktır. Mürarut Sua-dlye Gündüz Bakkaliyesi.
238
YAZIHANE ARANIYOR - Eminönü, Sirkeci. Sultan hamamı çevresinde 1 - 2 odalık avukat yazıhanesi aranmaktadır 21421 telefona veya Birinci Vakit han No 40 a müracaat.
238
SATILIK APARTIMAN — Kııdıkö-yünde dürt kai bLr katı bos deniz görür bahçeli senelik Iradı dört bin be, yüz lira, fisi uygundur. Vasıtalıdır. Telefon 00134 230
SATILIK APARTIMAN — Pangal-tı Tcpeılstü 4 kat S şer odalı konforlu Bekir bin lira lradlı Pangaltıde Pangaltı pasaj Neşet KAYA 85075.
21» —
KİRALIK APARTIMAN — 5 oda konforlu Pangaltı Tepe üstünde müracaat Pangaltı inci sineması yanında Km lük Bürosu Neşet KAYA 83076 2T3 -
NİŞ ANTAŞINDA — Köşe başında, altında dükkân Uç katlı bir »parti-m*n acele satılıktır. Aylık geliri 100 Hradır, Müracaat Tel. 00953. BAYAN DlUvlz. 271 — - 2
SATILIK VİLLÂ — Bostancıda, asfalta ve denize nizır. iki katlı, bahçeli. tam konforlu bir villâ satılıktır. Tel. 42351 258 - - 4
möbleli müstakil bir oda 100 LİRAYA KİRALIKTIR - Hergün saat 13 - 14 arasında Sıratelvller bll-lûrcu sokak 4 numaralı binanın tisi katına müracaat. 2S7------*
SATILIK APARTIMAN — Lâlelide deniz görür senelik geliri 0600 lira 5 katlı bir dairesi bos Müracaat: Yenicemi maliye tahsil şefliğinde Reşat SEZER. 258 ------I
PROJE, İNŞAAT — Plân, betonarme hesabı, mühendis tarafından tasdikli porjeler Tek katlı 50. İki katlı 75. üç kattı binalar da 1041 liraya yapılır, tnşaal yaptıracaklara tedi-yatta kı.layltk gösterilir, çemberiltas Garanti bankası üstü 60/1.
SATILIK APARTIMAN — Kadı-küyde Mühürdar caddesinde iskeleye ik idakika mesafede dört katlı kâgır yeııl bir apartıman satılıktır. Fazla tafsilât İçin Cumartesi, Pazar hariç her gün saat 17 - 19 arasında 43537 numaraya telefon edUmeı-ı 241 —
KADIKOYÜNÜN MERKEZ! YERİNDE — 3 büyük 1 küçük odalı, banyolu kâg-r ev havagazı, elektrik, terkoz. boş teslim 13.500 liraya satılıktır. Altıyolda kahvede İbrahim'e.
296-4
ACELE SATILIK — Gaiaiad» deniz kenarında ev ve dükkân. Müracaat Kasımpaşa Bahriye caddesi Foto Ahmet Yalçln. Telefon' 41092
295 - t
6.000 LİRAYA SATILIK ARSA — Depo, paraj. çift aparlıman inşasına elverişli 421 metre kare Bay eril civarında cadde üzerinde arsa 6.000 liraya satılıktır. Ömer Ahit han kat 4. No. 10 a müracaat. Telefon. 12359.
KAHVEHANE SAtuŞt — Müo'erüo bol .kazancı iyi bir kob vahan» azı mat dolay isiyle devren verilecektir Meale klor anlayanla ortaklık dz yapılır. Aksaray Atatürk bulvarı Doğu kıraathanenin* müracaat. 282 — 5
İNottJZCE VEREN BAYAN - Çocuklara. büyüklere kolay oeotod ko n'igM lıauM, imtihana havLsma. oâ-veylşU şartlar MD porte lortuau «B. ktenbol rilmuzunn müraeanl.
Deniz Müzesi ve Arşivi Müdürlüğünden:
Müzemizde tanzim edilen kıyafet galerisi için eski bahriye, subay, erbaş ve er kıyafetleri toplanmaktadır.
Kendilerinde eski bahriye kıyafetlerine ait tam veya müteferrik eşya bulunup da satmak istiyenlerin Dolmabahçedeki müzemiz müdürlüğüne müracaatları. 15941
DİKKAT — ipotek isleyenlere U-vnsaut eder. Emlâk, arazi atım satımı ile vekâlet İşlerini kabul eden herkesin İtimadım kazanmış olan Suhulet Emlâk Zarif Özalp Beyoğlu BU-yükparmakkapı köçebası No. 4. Telefon: 42396- Î6 - 29
SATILIK APARTIMAN — Beg kal köje ıo scııe vergilerden muaf, kar-gas İnşâat geliri 9000 Bayezitte 1516 arası, telefon: 23+27. 291 —
ARSA — Tcsvlklycnln ilnâr görmüş muhitinde dört kat aparlıman inşasına müsaldeil. deniz görür, sekiz metre yüzül emsalsiz bir arsa satılıktır 84428 telefona müracaat
280 - 2
SATILIK EV — Fencrbahçcdc Kalamış İskele sokak No 6 İçindekilere müracaat. 280 — 1
AZİMET DOLAYI SİYLE — BeyoA-lunun İyi bir yertodeMlları aynimi» apmVımaıı wKUn(!e «m •»' n* ricale milliktir Taliplerin 423M ya LelrlonLa müracaat. 281—8
KİRALIK EV — Arııavu »köyünün İyi mevkili yetinde allı odalı, konforlu müstakil ev kiralıktır MQra-efiflf Telefon 23BO2 278 — 1
İNŞAAT YAPTIRACAKLARA — Her nevi ln$oat. tamirat, tâdili t teminatlı olarak yapılır. Pataca âramt kolaylık fösterlllr Telelon: 40084. Galata Perşembe nazarı Altlan itan kat: 2/0 723 - 10
KAÇIRILMIYACAK FIRSAT — Sultanbamam Yenicatnt Sakalar oa-kak ve SutUnhamam caddesi iki cep-aell eakl Haçopolu re yeni A3TA9, Keçeci Tahidn P(>rıemay MaftauJarı 11 - 20 ve 31 numaralı muhiclıt oda ve salonları havi kâfir pırlanta gibi mataralar satılıktır. Fırsatı Kaçırmayın. Tal»lMl. SulUnahmet Birinci Sulh Hukuk mahkemesi 940/27 dosya. 96
GALATA GÜMRÜĞÜNE YAKIN — 50 metrekare kiralık dükkân Galata Veli Alemdar hanı kahvecisine müracaat. 155 -30
BÜYÜKADAN1N — En havadar bir yerinde acele satılık kelepir ev: Vapur mcsAleai (1414 15 dakika geliş 9 dakika ön kısmı kargır arka kısmı ahjap bir buçuk kal Özerinde S oda muşambaları ite beraber bahçesi gc-nls 3S tonluk »arniclyta (9000) lira bos tealim edilir. Adres: Tellâl Ar-gaŞa müracaat: Büyükada 228
KİRALIK KAT - Kadıköy cevizlik Emınbey sokağı 10 numaralı bahçe çlruieki apartımanın bol güneyli, havadar üç oda ve mutfaktan ibaret müstakil alt kat dairesi 80 liraya kiralıktır, Aynı apartımanın üçüncü katma müracaat. 204 - •
KİRALIK MÖBLELİ ODA - Kadıköy Kumlukta iskeleye İki dakika me sefade müstakil ve konforludur. Te. rası denize ve Marmaraya hâkimdir Hilracaat: MUhUrdorboŞı sok. No. 3 Tel. «0841 2&4 - — 5
İNŞAAT YAPTIRACAKLARA — TEVDEM proje ve insani Evljne danışmaları menfaatleri İcabıdır. Adres Mühendis Tcvfllc Demire ıgll. Kadıköy iskele - Muvokkıthane caddesi 40.1 Tel. 60841 265 - 1
ACELE DEVREN SATILIK DÜKKÂN — Kırtasiye ve tütüncü dük-dknı yolculuk dolaviiiyle satılıktır Müracaat: Çemberilta» Evkaf sokak Akın Berberine. 267 — 2
KISIKLI — NamargStı civarında İki bostan kuyulu asri ahırlan hizmetçi odalı onbet dönüm arası saltlıkiır Kılıklıda emekli bahrlveli AH Deniz ALPA müracaat 282 - — 10
KİRALIK KAT — Muayenehane olmaya elverişli, telefonlu. Uç oda Mr hol. Cagaloğlu Hlmayeletfal sok. No 8 Halk Partili Merkez binası bitlsltıl çlndekilere müracaat. Tel. 44635 2S9 - 1
ARSASI OLANLARA - Üç bin liranız var mı. iki, üç odalı eve sahip olabilirsiniz. Tedlyatta dıaml kolay-ık. Beyoğlu Konal ateh arkası 34/1 201-1
BEŞİKTAŞTA — Çarşıya yakın acele satılık iki katlı kıiçûk Ap. Tur-Mbit yolu Üzerinde No, 91 247 — 1
DEVREN SATILIK BAKKALİYE — Çift kazançlı, müşterini bol azimet dolayısiylc demirbaş ejvası ve maliyle satılıktır. Kurtulup Siııemköy .Şa-htn So. No. 49 Bollu( Bakkal!}esi. 24b
BOŞ APARTIMAN DAİRESİ ARANIYOR - Stili, Nişantaşı. Maçka, Kurtuluş, Harbiye. Ayazpaşa, Cihan gir. Firmaga semtlerinde boş katı olanlar saat 14 den 23 • kadar 40162 ye telefon etmeleri. 218
ACELE SATILIK KÖŞK — Kadıköy ünde, iki dönün» çamlı. «ayvalı, bahçe İçinde İM bina. DanM», Mk«-laye yakın Konlaelu PteU atıven. Bot imlim. 22344 ya tolefonla.
SATILIK BrNA — Çapada knrako-yıınlu Mtkaganda .10 ,>umarkil Uç katlı altı oda.büyük dar-ıcaiı ve her katı taksimatlı içinde elektrik mevcut we lOndra caddesine 50 metre mesafede bahçeli tam Itlrglr ve çok kullanışlı yeni bina ehven Hatla t>O‘. olarak acele satılıktır İsteklilerin içindekilere müracaatları, 215 — 1
- vıfrrı.r i'.rbİk,
l.ISE VE ORTAOKULLARIN - Her sınıfı He olgunluk imllnanl*ru» gireceklere matematik ve fizik dersleri verilir. Mektupla müracaat. Kadıküy Holldaga Cad. No. 81 A N
1(1 - 34
İSTANBUL CİVARINDA - Sahilde, ruhsatnamesi alınmış, hâlen işlemekte oUn Linyit kömür ocafına sermayedar ortak aranmaktadır. Beyoğlu Balo S 3/1 Haydar a Tel: 40014
276 — 1
İNGİLİZCE — Amerikada okumuş ve Amerikan mahleplerinde İngilizce öğretmiş bir genç Uç ayda Usan öğretir. Aksam «D. rumuzuna m0-racaat 254 -
YAPACAĞI IŞI DÜŞÜNÜP BULA M1YAN SERMAYEDARLARA - ita kıbl az ve fevkalade kıymetli bir sanat olan kumaş Üzerine emprımecılttl kısa bir zamanda öğrenmek ve büyük paralar kazanmak kabildir Sültan-hamam Meeadet hnn (28) numarada Osman Nartere müracaat 283 — 3
MEKTUPLARINIZI ALDIRINIZ!
Gazetemiz tdaremnı aarc.- olarak ghatermis olnn carilerimizden
A-E.l — A.M - US I - GB — F.E.M — Diploma,
Namların* g»l«n mtkduplar. eda rebansın lider aldırmalar
Emniyet Genel Müdürlüğünden:
İstanbul şehrinde polis radyo telefon tesisatı yaptırılacaktır:
İstanbul şehrinde yaptırılacak polis radyo telefon tesisatı. 22/11/949 salı günü saat 15 de talibine ihale edilmek üzere kapalı zarf usulü ile eksiltmeye konulmuştur.
Şartnamesine dahil projesine göre yapılacak bu tesisat ve yedek parçalarına 135000 lira bedel tahmin edilmiştir. Şartnamesi Emniyet Genel Müdürlüğü satmalına komisyonunda görülebileceği gibi hazine veznesine yatırılacak 925 Kuruşluk makbuzun tevdii halinde verilebilir.
İsteklilerin 10500 liralık ilk teminat makbuzu veya banka mektubu ve 2400 sayılı kanunda yazılı belgeleriyle Dirlikte mühürlü teklif mektuplarını eksiltme günü saat 14 e kadar Genel Müdürlüğümüz binası İçindeki satma İma komisyonuna vermeleri. (143971
En uzun ve en kısalar
Dünyanın en uzun boylu adamı Valenciennes şehrinde doğmuş Cheval adında biridir Boyu 2 metre 28. ağırlığı 150 kilodur. En uzun boylu adam 56 numara ayak kabı giyiyor. Baş dostu 70 santim boyunda ve 14 kilo ağırlığında Henri Re-nard'dır. Dünyanın en küçük adamı olan Renard 22 numara ayakkabı giyiyor Doğumu 1895 tir. Uzun ve kısa adam 25 seneden beri ahbaptır.
Created by free version of 2PDF
1
Bir Aşk Gecesi I
Yazan: Karen Bramson Tercüme eden: Vâ - Nü I
Tefrika No. J
Avukat Slmony haykırdı:
— Oh, pekâlâ işte... Mademki sen onu seçebilecek heyet içinde gayet nüfuzlusun...
Operatör, kardeşine hayretle baktı.
— Doğru... — dedi. — Eh, düşüneyim, bakayım... Bırak, ben, kendi usullerime göre hareket edeyim.
Profesör doktor Sıtnony, ziyarete geldiğini doktor Richard'a bildirdi, Richard, böyle meşhur bir üstat tarafından düşünüldüğü İçin memnun ve mağrur, fırlayıp kapıdan haykırdı:
-- Ah, üstadım! Benim İçin ne büyük şeref... Size ne şekilde hizmet edebilirim?
Profesör, etrafına bakındı.
— Daireniz pek güzelmiş... Çok güzel bir zevkle döşemişsiniz, doğrusu! Aşkolsun size...
I — Mütevazı bir yer, doğrusu! Fakat manzaradan, ışıktan hoşlanırım... (Sonra, bu ziyaretten hayrette kalıp, aynı mevzua tekrar döndü :> size ne şekilde hizmetim dokunabilir, efendim?
Profesör doktor, oturdu. Tereddüt ediyordu:
— Dokunacağım mevzu pek naziktir. Size karş: beslediğim dostluğu bilirsiniz, değil ml?
— Teveccühünüzle çok bahtiyarım... İftihar duyarım... — diye, Richard, misafirinin mu-kaddemesinden biraz endişeye kapıldı.
Profesör devamla:
— Kulağıma çalındı ki. siz. bir ihtiyatsızlık yapmışsınız. Lâ-kkL inanamıyorum Bizzat gelerek tahkik etmeğe karar verdim.
Richard, korkmuş gibi baktı.
rasladığım Jacques Darneye bahsettim.
— Evet, o da, biraderim avukat Simony’ye bahsetmiş. Ve-hametin başladığını görüyor musunuz? İkisi de müteveffanın meslekdaşıdır. ihtiyatsız sözlerinizin tesirlerini tasavvur ediyorsunuzdur tabii—
Richard. büsbütün şaşkınlaştı.
— Belki de hata etmişimdir... Fakat... Cidden... Eğer siz de benim yerimde olsaydnıa... Mariei'i çok severdim... Ve o* nun. o vaziyette... Yerde yattığını görünce . Halbuki şu Dar-ney benden İntiha** raporu istedi. Tabiî ben de reddettim... Hakkım sarihti...
Profesör doktor Slmony başını dostça salladı.
— Elbette, azizim! İntihar raporunu aileye vermemek hakkını haizdiniz. Eğer öyle bir kanaatteyseniz vermezdiniz. Lâkin mütalâanızı beyle uluorta söylemek hakkını haiz değildiniz... Bilhassa yabancı bir adamın karşısında.
| Richard »ustu Ah o alç:ak I herli (uluya varıyvr. Bak ne
— İhtiyatsızlık mı yapmışım? Ne gibi?
— Galiba dün. şu zavallı avukat Martel'in evine davet edilmişsiniz?
— Evet, doğru.
— ... Ve orada, biraz derin düşünmeksizin, ilen geri konuşmuşsunuz.
Richard, mevzuu kavramak için zihin yoruyordu.
— Ne söylemişim?... Kime?
— «Bu vaka, intihar vakası değil!» diye, mütalâa yürütmeğe kalkmışsınız.
Richard kabul etti:
— Evet... öyle dedim öyle olduğuna kaniim.
— Aldanıyorsunuz, azizim Siz, oraya, bayan Martel tarafından. aile doktoru sıfatiyle çağırılmıştınız. Mesleki sır meselesindeki vazifenizi unuttunuz mu? Bu gibi viKalarda ağzımızı açmak hakkını haiz değiliz.
Richard, canı gayet sıkılarak:
— Emin olun bu meseleden hiç kimseye bahse'nıedim. — dedi. — Hiç, hir kimseye bahsetmedim. Yalnız, orada
dolambaçlı yoldan hareket etmiş. Kendisini çevirmiş' -- Zayıf bir noktayı bularak şimdi oradan vuruyor.
Profesör bir sigara yakıp gayet üzüntülü tmiş gibi dedi kİ:
— Düşünün ki bu sözlerinizden dolayı eğer polis bu İşi ü-zerlne alırsa... Ve siz şahit sı-fatiyle çağırılırsanız, söylediklerinizi reddetmek mecburiyetinde kalacaksınız: değil mi?... Meslekî sırrı faş ettiğinizi efkârı umumiye karşısında kabullenemezsiniz, değil mi?... Bu. her halde, başvuracağınız biricik çaredir. Aksi takdirde mesleğimizin şerefi bozulur. Yalnız şahsan sizin değil, hepimizin! öyle bir devirde yaşıyoruz ki. biribirlmize dört elle sarılmamız lâzım. Eğer İçimizden biri, müşteriye karşı haksızlık. yolsuzluk yaparsa, onun suçu, hepimizin üzerine birden sıçrıyor Birimiz şerefli bir iş yaparsak da, hepimizin birden koltuklarımız kaba-ıyor.
Profesör böyle konuşup durdukça. Richard, kendini gittikçe kabahatli hissediyordu. Şimdi kendi de kabul ediyor. Ce-
na çok eskiden böyle bir arzunuz olduğunu söylemiştiniz. Görüyorsunuz ki, unutmadım. Esasen st2 de pek mükemmel travay’lar yapıyorsunuz. Herkes sizi takdir ediyor Zamanın geldiğini, profesörlüğünüze kavuşacağınızı düşünüp duruyordum Fakat .. (Başını hüzünle salladı.) şimdilik bu meseleyi unutmak lâzım gelecek. Eğer şu müessif Martel meselesi olmasaydı. ..
Richard, neredeyse ağlıya-caktı. Kulakları uğulduyordu. Hayatının en büyük emeli, saçma bir şekilde mahvolmuştu! Aman yarabbi! Kendi üzerine terettüp etmlyen işlere ne demeğe burnunu sokmuştu? tasan böyle ukalalıklar yapınca, hayatta parhyacak yerde düşmanlar ediniyor...
Operatör, ayağa kalktı. Doktorun omuzunu dostça okşadı.
_ Bizzat gelerek bu işlere dair sizinle yilzyüze konuşayım diye düşündüm.. Dostluğumun derecesini göstermek isterim. Bu. bir ihtardır. Başka seter, uyanık, dikkatli olun ...
Kapıya doğru yürüdü. Fakat sonra dönerek sordu:
ıtrkaM var>
sedin başında susması lâzım gelirdi. Ama, susamadı Çünkü manen çok perişan olmuştu.
— Haklısınız, haklısınız! — dedi.
Profesör, daha da ileri gitti:
— Ya sonra, O dul kadın... Vallahi sizi hiç anlayamadım azizim! O güzel kadın, sizi, o yeis ânında çağırıyor. Maksadı, şu veya bu şekilde himayeniz altına girmektir, Bu boşboğazlığınız yüzünden, kadıncağız, belki de büyük zararlar görecek, sıkıntılara düşecek.
Richard, kabul etti:
— Her halde yanılmış olacağım... Fakat...
Profesör, gittikçe daha samimi ve sevimli bir hal alan sesiyle:
— Aksiliğe bakın... Bu hâdise, ne kadar da kötü zamana ras-ladı Halbuki ben de. fakültede sizin profesörlüğünüzü ileri sürmek üzereydim
— Benim mi? Fakültede mi?... — diye, Richard, gözlerini leslekerlek açtı.
Bu. onun rüyası, bu onun on yüksek hayaliydi.
— Dostlarıma ne derece sadık olduğumu biliciniz. Siz ba-
14 Kasım 1949
A K 3 A M
Oaiılfe 7
{Maskeli baloda j
[İşıklar içinde yüzen maskeli şar) — Üşülme. (Birdenbire) bir balo salonunda yüzünü ipek- Sizi seviyorum.
p siyah bir maske De örtmüş. Erkek — Ben de sizi! Çıkar vücut hatlan çok mütenasip maskeni. Bnrada kimse bizi bir kadın, palyaço kıyafetinde görmez
bir erkekle tanışıyor.] Kadın (yalvarıcı ör şeşle) —
Erkek — İnsan yalnız sesinizi Hayır! O kadar acele etoel dinieyerektan size âşık olabilir. Erkek — Kaygılanma, nami
Kadın — Sözleriniz şairane olursan ol. ben seni çıldırasıya blır mübalâğadır. ı seviyorum.
Erkek — Niçin mübalâğa ol-1 Kadın (hıçkırarak-) — Yarın sun. Sesin de ruhu var. yüzümü görürsün.
K«Un _ S» maddi olnuyan fcfc-
Erkek - Niçin
™ ... . tolAnr w derecede (TÜKİ
K.d.n - Ste galiba ^İP-
U u,
Erkek — Beni semalara yük- '
ftitan sîzsiniz. Kadm — Atfet beni! Bldayet-
Kadın — Siz ruhumu de©, i, te seninle eğlenmek, alay et-yüzümii bile göremediniz. Gö- mek istedim. Fakat şimdi seni reblidiğiniî yegâne cihet rob seviyorum!
altındaki vucut halfanındır. __ v«Jan soytedlğme
Erkek - Vücudunuzun beni o Vnanr memnunum ki...
lâkayit bıraktığını söylersem hnyhmın farları
yalan söylememiş olacağım. Sİ- gerçritür Çehrem delik deşik zin mükemmel, içli, tnce ruhlu halde(Ur. (Maskesini kaldırarak kİ, kkdın oMuHmo». hteOb. h.rap (Srtartr., BıW>
tana söylüyor. sevgilim! Metin elmalıyız. Aksi
Karim — Görüyorum ki mu-' rdf. lktalljl de bedbaht olu-hayyilenlz çok geniştir. Bilhassa ben bedbaht ola-
Erkr-k — Muhayyilem değil, rAgırr> çünkü dalma seni kıs-fuurunı, idrâkim kuvvetlidir. |
Kadın — Âlem eğlendiği halde, biz burada ciddi mevzular üzerinde çene yarıştırıyoruz
Erkek — Dansedelhn mi?
Kadın — Hayır, hayır.. Danstan hoşalnmam.
Erkek — Siz aradığım İdeal
kadınsınız.
Kadın
Erkek ve takdirimde mi?
Kadın (ciddiyeti?) — Hayır, Ben tahmin ettiğiniz gibiyim. Şifa bulmaz derecede fazla romantik ve ifrat derecede içli-1 y im d ir. Fakat benim gibi kadınlar aşk tır Onlar olabilirler.
kanacağım, senden şüpheleneceğim. (Eğilerek genç kadının elini hararetle öper) Sana çok teşekkür ederim
Romanya Dışişleri Bakanının hayatı ve bugünkü mevkii Bugün bütün Avrupanm en kudret sahibi Irrartım Ana Ra-blnson Pauker'dlr. Pauker resmen Romanya Dışişleri bakanından başka bir şey değildir; fakat hakikatte Kominfarm un boş ajanlığım yapan gene kendisidir. Bugün Sovyet peyklerindeki fikir certyanlanın ve bayat tamm tanzim eden yegâne kimse. Ana Paukerdlr,
Ana Harici görünüş İtibariyle pehlivan yapılı, geniş omuzlu, İri elli, dağınık saçlı hülâsa hiç de güzel otauyan bir kadındır Pakat fevkalâde dinamik bir mizaca sahiptir.
Ana Pauker 1 diğer Mantılardan. ayıran en bariz vasıf, gayet temiz ve müessir kon aşabilmesidir. Pauker bu huauri vasfına karşılık dinlemesini de bilir. Bu son vasfı kendisine lh-tSâlcUer arasında Mle ihtilâlci olabilmek vasfını vermiştir.
Ana Margçıhğı henüz 20 yaşına varmadığı zamanlar kabul etmiştir Fakir bir yahudl kasa-
bının kızı olan Ana, daha pek genç yaşında iken bir çok ilim İCli tetkik etmiş; ve bu fazla bilgisi yüzünden zengin çocuklarına ders /ererek ailesinin çimini de hafifletebllmlştir.
Ana Pauker
Muharrir yetişmiyor?
Gazeteler, Gazeteciler
ı

Kadın (hıçkırıklar içinde) — Rica ederim, gitme Ben seni dalma seveceğim. Sana sadık kalacağım. Yüzünü ellerlle ör-, (erek bir koltuğa çöker, Biraz ' sonra başını yukarı kaldırdığı J Hakkımzdaki his zaman muhatabını karşısında j I göremez) Eyvah gitti. Yarın her tarafı araştıracağım, muhakkak onu bulup, kim olduğunu arita-’• yacagım. Zavallının şefkate, teselliye ihtiyacı var.
Çeviren: A. HİLÂLİ
Aldanıyorsunuz
İçin yaradıİmamıs-yalnız hastabakıcı
Aşkı nasıl anlıyor-
«e
Erkek sunuz?
Kadın — Aşktan anlamıyorum. Çünkü mevcut olmadığın) biliyorum.
Erkek — .Yoksa aşkta inkisara mı uğradınız?
Kadın — Hayır! çünkü aşkı tatmadım bUe.
Erkek — Niçin?
Kadın — Onun akıbetlerinden korktuğum içini
Erkek — Affınıza mağrvren söyliyeyim ki, siz hayatımda
Siroz hastalığı
Alkolden değil, başka sebeplerden ileri geliyor
Londra 13 (Nafen) — Şimdiye kadar alkolümden geldiği . sanılan Siroz hastalığının başka sebeplerden iler! geldiği aa-| laşılm aktadır. Bu mesele üzerinde senelerden beri çalışmak rn, O.Z. Olan Dr C- R B~5Î Tû~
™İad,'.'m. m sartp übMH ta" ””to »«leHa^an
dinsiniz' “roz haslalığnm karaciğerde
Kadın - Olabilir Biz nasıl faaU nt toplamasından İleri bir kadın arıyorsunuz? geldiğini açıklamışlardır. Fazla
Erkek - Anltnmağa lüzum yüzünden bir aehirtenme
yok. Çünkü nihayet aradığımı ba*ule geldiği ve İrandan da buldum. «*”« hastahğı çıktığı hakkın-
Kndın— Müsaadenizle size bir d^kl ^diaların yeniz olduğu nasihat vereyim: Siz, kendinize söylenmektedir.
daha uygun bir şey. güzel bir Bahis mevzuu doktorların Havucu! ve cazibeli bir çehre ara- delerine göre. Siroz chaline ve yıp bulunuz. Öyle bir kadın bu- diğer bazı canlı maddelerin lunuz kİ size acı çektirsin ve noksanlığından ileri gelmekle-buselerini büyük bir lûtafta “ “ .....
bulunduğu hissiyle öze versin.
Erkek — Söylediklerinize kendiniz de inanıyor muşunııs madam?
Kadın — Tabii!
Erkek — O halde sız niçin böyle bir kadın olmuyorsunuz*'
Kadın — olamam İd...
Erkek — Halbuki şlz tasvir ettiğiniz kadının bütün harici vasıflarını haizsiniz.
dtr. Zannedildiğine gere, karaciğerde yatın toptanın atma mâni olunduğu veya r-Jıniiru» verilebildiği takdirde siroz hastalığının kolaylıkla önlenebileceği zannedilmektedir Doktorlar bu yeni saba üzerinde çalışmalarına devam etmektedirler.
Kadın — Hayır, o vasıflar bende yok. Gülmeyiniz. Ben on Allı yaşında İken, başımdan geçen bir kaza çehremi tahrip etli. Bu itibarla ben ancak karnavallarda maske fie flört yapabilirim.
Erkek — Söyledinfcs şey, zannettiğiniz kadar korkunç bir şey değil Siz harüralâde bir kadınsınız, çtrkinliğlnisc rağmen çılgıncasına fcpk otabite-ceğime eminim I
Kadın — Sizin gerçekten, yüksek bir ruhunng var Şefkatle dolu bu merhamet hissinizden do)ay( sise teşekkür ederim. Müsaadenizle gideyim.
Erkek — Hayır, sis tnraiyı-mam. Artık sizden aynin mam (Kadının elini heyecanla skor.)
Kadın — Nedir bu? Acıma hissinizin bir tezahürü mü?
Erkek — Bu acuna değil, daim hotkâm bir duygudur, (Yavaş bir sesle) Benim de çehrem harbde tanınmaz bir hale gelmiştir.
Kadın {heyecanla) — Ya öyle mi?
Erkek 'boğuk Yalnız bir gözüm
Ka(lm 'başını
tkândllA* Vılu
bir seste) — vur.
şefkatte ols-|
KADIN ÇAMAŞIRLARII w B E S A Z İ Ş
En son Paris modellerini iletirdi.
şişli Halâskâr Gazi Cad Sırmalı Apt. 332/1
TH: II!»
Bir ihtilâlci ile tanışıyor
Ana 17 yaşma geldiği zaman bir Yahudl mektebinde İbrani-ce öğretmenliği yapmağa başlamış, ve burada tarih ve edebiyat öğretmeni SteLnberg’le tanışmıştır. Stalnberg İhtilâlci risaleleri İle tanınmış bir sosyalisttir. Eteinbergin Ana üzerindeki tesiri o kadar büyük olmuştur ki, çok geçmeden Ana kendisine ihtilâlci fikirler aşılayan bu adama âşık olmuştur. Fakat Steinberg sonunda Ananın bir arkadaşı İle evlenmiş, Ana da bu beklenilmeyen hayal sukutu karşısında kendini siyasete vermiştir.
İlk olarak Sosyal Demokrat partisine giren Ana, Bükreş işçilerine hitaben ateşli risaleler yarmağa başlamış, ve bu tarihten sonra kendisini muvaffakiyete götüren yoldan ayrılmamıştır.
Bir mühendisle evleniyor
Birinci dünya harbinde Ana kendisi gibi ihtilâlci, Marccl Pauker isminde bir mühendisle tanışmış ve nisa bir arkadaşlığı müteakip bu mühendiste evlenmiştir- Bu izdivacı müteakip Ananın üç çocnğu olmuştur. Fa kat Ananın evlilik hayatı pek uzun sürmemiştir. 1938 den bl raz sonra Bovyetler Marcel Pa-ukerl Troçkllerle işbirliği yaptığından dolayı halletmişlerdir. Ana Pauker bu tedtvaer hakkında şöyle dernektedir: «Kocamı severdim. Fakat parti bfcri ayırdı.»
6 sene hapis
Ana kendisi de bir çok defalar tevkif edilmiş, 6 sene hapis yatmış ve 11 sene de sürgün de kalmıştır. Fakat Ananın kat 1 andığı cezalar türlü eziyetlere metanetle göğüs germesi düşmanlarının bile takdirini kazandırmıştır.
Ananın bugünkü mevkiini İki mühim vaka temin etmiştir 1933 de Romen askerleri Bükreş demiryolu İşçilerini öldürdükleri sırada. Ana grevin baş tahrikçisi olarak tevkif edilmişti. İşte bu hâdise Anaya bir kah ramanhk payesi vermiştir.
Aradan bir müddet geçince, yâni Hltler Sovyetler Birliğini İstilâ edip de Romanyayı da harbe sürükleyince Pauker Kremlinln plânlarını tatbik e-den bir ajan haline gelmiştir. Hattâ Sovyet vatandaşlığına girmiş, Kıalordunun subayı olmuş, ve KominLemin taai üyeleri arasına girmiştir.
Bundan başka Pauker, Ro-manyadan partiye haber yetiştiren gizli ajanlara başkanlık et | meğe başlamış. Moskova radyo- I su propagandasını Roman yad a | yaymağa başlamıştır İşte bu gibi vakaların da Paukerin bugünkü mevkiini sağlamakta büyük rolü olmuştur.
1944 te
1944 te Ruslar Almanları gerisin geri sürmeğe başlayınca Paukere gün doğmuştur. 23 a-ğustosta Kıra) Mlşel Mareşal Antonescu'yu hapsetmiş ve Al-
gon tutarında İncir, üzüm Batın almıştı. Yolda Nadi Beyin incir, üzümleriyle bir hayli lâtife-Jer edildi.
Bandırmaya gelince Galata yatını harekete hazır bulduk Rıhtıma kadar gelen hususi trenden incir, üzümler, sepetler yata nakledildi, yola çıktık
Garip bir poker partisi
İzmir seyahati pek İyi geçmişti. herkes memnundu... Öğleye kadar vakit çabuk geçti. Fakat öğleden sonra ağırlık bastı, gözler kapanmağa başladı. Nadi Bey, bunu görünce bir poker partisi tertibini teklif etti. Bir miktar fasulye bulundu, beş kişi masanın başına geçti. Oyuna İştirak etmlyenler dc seyirci olarak masanın etrafında toplandılar.
Poker partisi çok neşeli oldu-Herkes birbirine blöf yapmak istiyor, fakat hiç kimse bunda muvaffak olamıyordu. Nadi Bey. her defasında:
— Bunu görmezsem Poker e-fendlnln ruhu muazzeb olur, diyordu.
Poker partisi Yeşilköy önlerine kadar devam etttl ve fiş makamında kullanılan fasulyelerin harman edilmesiyle netice-
(Baş tarafı 5 nei sabifede)
her türlü yiyecek mevcuttu. Muhasım devletler tabasına karşı şiddetli tedbirler alındığı bir arada Rahmi Bey bunları âdeta serbes bırakmıştı. İzmir-de yerleşmiş tngillzler herkesle görüşüyor, işleri güçleriyle meşgul oluyorlardı.
Valiyi ziyaret
Rahmi Bey, misafir gazetecileri ve Türk gazetecileri heyetini büyük bir nezaketle kabul etti. İzmirden, dünya vaziyetinden. harbin gidişinden bahsedildi. Görüşme epeyce uzun sürdü. Vilâyet konağından ayrılırken Macar gazeteciler Rahmi Bey hakkında şu notu verdiler: çok zeki, yaman bir adam. İstikbalde bu adamdan bahsedildiğini işiteceğiz...
Macar gazeteciler bununla Rahmi Beyin bir gün Nazır, hattâ Sadrazam olacağını anlatmak lsttcnlşlei’dl. Filhakika bir müddeFTonra harb mağlûbiyetle neticelenmiş olmasaydı, bu İhtimalin tahakkuk etmesi mümkündü.
Valinin yanından çıktıktan sonra, birçok yerler ziyaret e-dlldi. Bunların arasında Sanayi Mektebi ve İnşaatı henüz tamamlanmamış olan İttihat ve Terakki Okulu vardı. Misafirler lendi. Kayıp, kazanç olmaması Sanayi Mektebindeki çalışma' herkesin neşesini arttırdı. Gaile bilhassa alâkalandılar, ‘— * ' şeyi tetkik ettiler.
Öğleden sonra gene bazı yaretler yapıldı vc herkes __ bolluk diyarından tstanbuia gö-1
(Baş tarafı 3 önen sabifede) tadaktariyle işitmediği haldo yine de duyar gibi olduğu al-kışlarlyle gururlandığı, eserini beğenmediğini sezince hüzün-lendlğlnl bir halk yığını, sanatla meşgul olmadığı holde sanattan anlar bir yığın yoktur. Şiir kitaplarının alışılan yine şairler veya şiir amatörleridir. Şiir okuyan: Şiir yazandır ■ Böyle-cc, sanatkârın okuyucusu hakkında hüküm vericisi yine kendi sanat arkadaşları olmaktadır. Tenkldci ve edebiyat tarihçisi bile bu hükümlerin tesiri altında kalmakta böylelikle ve zamanla santakâr hakkında İyi veya kötü bir kanaat teşkil etm ektedir. Şana t kâr, bütün toplumun değilse bile toplum İçinde az çok büyük bir yığının, kendisiyle bir İnsan yığını aracındaki düşünce ve duygu kardeşliğinin farkına varamamakta, o büyük zevke erememek-tedir. Kısaca, halkın çoğunluğu sanatla o kadar alâkasızdır kİ, sanatkâr, bu. kendini sevdirmek, unutulmamak, anılmak istlyen adam, verdiği eserin, dünyada kendisi İçin, en mukaddes şeyin, sanki dipsiz bir boşluğa yuvarlanışının korkunç sesini duyarak ürpermektedir. Evet, yetişmiyor dediğimiz, fakat her şeye rağmen yetişen Türk sanatkârının bugünkü vasiyeti.
Bugünkü Türkçe ve edebiyat öğretimi kifayetsizdir

manian memleketten kovarak Pauker’ın yolunu büsbütün açmıştır. Fakat Pauker Moskovanın bir ajanı olarak birdenbire ortaya atılmanın doğru olmadığını bilerek, blı müddet gayet mütevazi bir tavır takınmış ve beş ay yalnız faşist aleyh tan konferanslar vermekle kifayet etmiştir. Pauker bu şekilde tam üç sene resmi bir vazifede bulunmadan Romanyayı âdeta avucu içine alabilmiştir 1944 de demokrat koalisyon hükümetinin devrilmesinde, ve Huşlar taralından kurulan hükümetin başına Petro Groza gibi mazisi meçhui bir adamın getirilmesinde Ananın mühim bir rolü olmuştur. Hattâ yeni Groza hükümetinin memlekette ekonomi, ordu, polis, mahkeme. basın, radyo, mektepler, po litlka ve hususi hayat gibi mevzularda tatbik ettiği Komünist siyaseti yine Ana tarafından 1-dare edilmiştir.
Taterescu’nun istifası
Ana Paukerin önderliğinde memleket İçindeki entrikalar bâd dereceye vardığı bir sırada, yâni kasım 1947 de yeni rejime uygun görülmeyen bakanların. işlerinden uzaklaştırılmasına başlanmıştır. Bu arada bir gün dört tane polis Dışişleri Bakanı Tatarescu'nun evine giderek, Bakanın katledilmesi 1-çln ortalıkla bazı rivayetlerin dolaştığım, ve kendisini korumak için emir aldıklarını bll-dlrrhlşlerdlr.
Tabiî T atar esc u derhal vaziyet! anlamış ve Ana’ya telefon ederek istifa ettiğini bildirmiştir. İşin asıl tuhaf tarafı bu günkü raporlarda bile Ta ta res-cunun hâlâ (Korunduğu> bildirilmektedir.
Ana Dışişleri Bakanı
Tatarescunun istifa ettiği aynı gün Başbakan Groza Kiralın huzuruna çıkarak, Ana Paukerin Dışişleri Bakanlığına getirilmesi için resmî bir İstekte bulunmuşlar Kıra! evvelâ bu meseleyi düşüneceğini söylemiş, fakat sonradan Rusların tazyiki altında kalarak Paukerin Dış İşleri Bakanlığına gellrlmcslne razı olmuştur. Ana Pauker Bakan olduktan bir ay 23 gün son ra, Kıral Mişel de tahtından olmuştur.
Ana Pauker, kendisinin sevildiğini zannedecek kadar sâf değildir. Rvmanyada KoınünLC1 liderleri arasında en çok mu hafızı olan yine Paukerdlr, Dalma çelik zırhlı bir otomobU 1-çlnde seyahat eder, o otomobilinin önünde re arkasında ay nca muhafızlar eksik olmaz.. I
Pauker Dışişleri binasına girmeden önce, binanın içinde z> laruı düdükleri çatarak meydan da kimse kalmaz Pauker tren- ı le seyahat ederken de. demir» ' yolu boyunca her 100 yardada bir silâhlı muhafıztar nöbet bekler.
Nakleden: A. De re hey oğla
•I
her lata rıhtımına çıkarken misa-[ lirler de, Türk gazeteciler de îi- iyi bir seyahat yaptıklarından bu dolayı memnundular.
__ | AvusturyalI, Macar gazetecl-tûrmek üzere öte beri satın al- jçr. İzmirden dönüşte İstanbui-dı. Satın alınanlar kaşar peyni- da blrgün daha kaldılar ve bir ri, İncir, üzüm, makama, irmik akşam çok tatlı hâtıralarla, ekmeği gibi tslanbulda bulun-' bilhassa İzmirden ve İstanbui-mıyan, yahut güçlükle tedarik dan verilen yiyeceğe müteallik edilen şeylerdi. Bunlar İzmirin
— Hakiki sanattan anlayan- [ meşhur İki. kapaklı sepetlerine laruı azlığının sebebine gelin-ce: Bunda, şüphesiz, umumi medeniyet seviyemizle beraber, okullardaki edebiyat öğretiminin, - elbette ki istisnaları vardır - ekseri edebiyat öğretmenlerinin mesuliyet payı vardır. Size kendi tansil hayatımdan bir misal vereyim: LJse tahsili-!
mi Galatasaray'da yaptığım için Fransız edebiyatını Fransu ho- [ çalardan, edebiyatımla İse, ta-1 bli Türk hocalardan okudum, j Türkçe edebiyat hocamız derse gelir, bize şairlerimiz, romancı- ! du Herkes, birbirinden nefis O-|U=U .... ........... -
tarımız ilh,., hakkında bir ta-;lan yemeklerden hiç olmazsa bl- zatıp kısaltarak garip vc ağdalı kim kuru bilgiler verir, sonra da rer lk*?er lokma aldı. Arada bir kadans şekil veren nice sa-ontarı ezber isterdi. Edebiyat [ nutuklar söylendi, şaraplar i-1 yih kemancılar var . Son kısım dersi, hiç hoşlanmadığımız bir' Ci,dl Ziyafet ancak gece yan-'oıan Allegretto pocc mosso yu , , . , , . . . sına doğru sona erdi. -- - • ---
takım isimlerin, tarihlerin sı- ______. B_______________________I
rolono,»,w to» oluvalp ps-1 b,rakmlJ„ B
m„.L Buu. »«ÇUL muuB def, dcğll, :
booaom denlormi İple çeper-, aa m Bey İçin
dik. Derse girince, çantasından «Yaman adam!,» diyorlardı... i hangi kitabı çıkaracak diye beklerdik. O ders senkl bir ders değil, o saat sanki bir eğlence saati idi' Çantasından çıkan kitap, ya bir şiir kitabı, ya bir piyes, ya bir roman olur, hocamız bize o kitaptan okumağa
başlardı. Sınıfta çıt çıkmazdı, lüzum kalmadı. Çünkü trene rin untuimaz anlarını yaşadık. Adamın aktörlüğü de vardı, pl- bir furgon takılmışta. Sepetleri-! Piyanist Flipse, büyük keman-yesleri okurken, şahırtara göre mizl, birer İşaret koyarak fur- [ «ya sadece mükemmel eşlik et-sesinl değiştirir, piyesi sanki gona verdik. Bunlar koca vago- mckle kalmadı, niyet ve tasav-blze seyretlirlrdi. Sonra, kara nun küçük bir köşesini Işg&l e* | v»riannı önceden sezip otta uy-lahtoya, okuduğu eserin yaza- diyordu. Vagonun boş kalan dİ- mak anlayışını d.a gösterdi
yerleştirildi.
24 türlü yemek!
Akşam. Kramer Otelinde şehir namına büyük bir ziyafet verildi- Fakat ne ziyafet!... Softaya tamam 24 türlü yemek vc tatlı geldi. Çerezler, meyva-lar da caba... O zamana kadar l bu derece mükellef ziyafet hiçbir yerde görmemiştik. Doğru- ( sunu söylemek lâzım gelirse o zamandan .sonra da göremedik. [ İzmir bu ziyafetle sanki huzur ve refahın» göstermek tatiyor-
hediyelerle Balkanzug'a binerek hareket ettiler.
Enis Tahsin TİL
MUZiK
(Baş tarafı t üncü sabifede) mek gerek... Recitativo - Fan-tasla muvazeneli bLr çalış örneğiydi, Viyolonist başlangıçtaki trlUeri, bestecinin tesbit ettiği kıymetten fazla uzatmaktan 1 çekindi. Halbuki bu triilerde serbesçe hareketi kendilerine [mubah gören ve bunu takîbe-den trioletleri keyiflerince u-
Uldll miza.)* j w
sına doğru sona erdi. | tj|F konçertonun parlak bitişln-
Bu ziyafet, misafirlerin ûze- dcn ayn-dedemiyenfer. alkış top-rinHo hnvüie tesir hırakmutı Bu ]amaya vesile olsun diye, bu temanın karakterini düşünmeden, alabildiğine hızlı bir tempo tuttururlar Thlbuad gibi hakiki ve kılı kırk yaran müzisyenlerdir -_____________________kl bu Parçanın İtidal ve sükûn
lerle do8ra"'tı. 'I'1»0' «k'P »l(U»ta«» »enirler ve
mirden mrekel edildi. Herke», H «fie>. ışıklı bir sem»»» yük-salın aldığı nevalenin »erleıU- seldlpnl duyarlar re duyurur-rlldlgı »epele muhayyeri oluyor- lar.
du. Fakat bununla ufiTaomae» C. Frenee ın sonatlyle kon,e-Çünkü trene rin untuimaz anlarını yaşadık.
İzmirden hareket
Ertesi gün gene bazı ziyaretlerle geçti. ıkşama doğru L-
lamaya, oRuaugu eserin yaza- aıyorou. vagonun ooş kiuu.ii uj- »■««. «w
rının ismini - şimdi bile gözle-' kısmına incir, üzüm san- ] Şimdi bu satırları yazarken , ,. . 1 .ı.uio^. hnBİDn- sacmis vıllardu dinlediğim bir
rimln onune gelir - güzel yazısı ile yazardı. Artık bu. eedbiyat tarihlerimizde o yazarın hayatını kendiliğimizden okur, w-sericrinl öğrenirdik. Hafta sonu İzinli çıkar çıkmaz ilk İşimiz de Hachette'e uğrayıp, o yazarın bir kitabım almak olurdu. Moltere, Racine, Hugo, Mus-set, Baudelaire, Verlaln» Uh...
ı He böylece tanışmıştık. I
geçmiş yıllarda dinlediğim bir başka piyanisti hatırladım: Fransız viyolonisti R. Soelens'e Fransız viyolonisti R. Söetens’e Roche'u... O da piyanist Fllpse
dıkları yerleştirilmesine başlandı. Bunlar, misafirlere refakat eden Türk gazeteciler heyetinin başındaki Yunus Nadi Beye aitmiş. O sırada eşya nakil İçin _ .
vagon bulmak çok güç bir İşli kadar mükemmeldi. Hu evsaf-İstanbulla Bandırma arasında -
her gün vapur da yoktu. Nadi Bey açıkgözlük etmiş, hazır hususi tren ve hususî vapur varken çoluk çocuğa, dostlara götürmek üzere hemen yarım va-
tâki artı ilerin sanat gayesiyle birleşmelerinden elde edilen netice. konser akşamı dinlediğimiz Franck sonatı gibi unutulmaz sanat âbideleri oluyor.
Fikri ÇİÇEKOĞI.U
Mütenhhid ve I Mühendislere :
Hassas ve yeni tip Takco-ınelrelerlnılz, asma madenci pusulaları, plânl-nıetreler, hassas pergel takımları vc miralarımız gelmiştir.
Bedri Bekiroğlu
Ahen Münih Han Kat 3 ■■ No. 4 - 5, Galata ■■■■
Fr.tnsada hayır cemiyetleri menfaatine yapılan bir salaşta artistlerden bir çugu satıcılık vazifesini yapmıştır. Yukarıda Mistingııette eşya satarken göt uluyor.
Created by free version of 2PDF
P
Sahlfe 8
AKSAM
14 Kasım 1949
RADYO
İSTANBUL RADYOSU
HAT Açılış ve program.
19.00 Haberler.
1915 Hafif mclödUSr 'P1.1
jı» 10 Şarkılar ve türküler, okuyan Mu al 1.1 Yakar, çalanlar: Necati Tokyay. Torgo Boconoa. Knril-nıcnt BaUnay. HûmiO Tkb’.önvr I - Dil harabı «ScR** 5>rln. (Tanburl Ali ef ). İ — Oiınor İlâç «ScHİh şarkı» (Hacı Artf beyi. 3 — Ne dökmek irteaera »KUüam şarkı» isadt itajserı. « — Mest oldu frönül «Karcıjar şarkı. (Şerif İçin. 5 — Ccsmaru o mehvesin • Karcığar çarkı-(Lcml AUll. « — Benliyi aldım kaCakiaıı »Karcıgaı kbçekpo».
19 40 Hafif orkestra eserleri (Pi l »00 Dans müziği (Pl.ı »II Küçük orkertradan toelodilar »4$ ÇegitlI orkestra eaerleri (PLİ »10S Konugma
tt ıs Fasıl «Kürdin HisaıkAr» Peşrev . Ehli askın - SardltU» tezlerinin - Söyle ey mıtrıbı neşende eda - Taksim - Koparan sinemi - Seninle er eültt abucn • Karsıyakada - Sac et-malsi,
1150 HafU orkestra eserleri (PİJ MM Necmı Hıra Ahıskan ve arkadaşları topluluğu konseri. Okuyanlar: Mustafa Çatlar. Fethi Tur. Nihal Öîkal. Samı Toker. İsmail Anadolu. Bülent Caruy Çalanlar: Emin Onıtar. Şefik Güı inerle. Ercüment Batana/. Avni ÖabenU. Veedi Seyhun. Yotro Boconoc Takdim eden Burhan Felek .
9.45 Haberler.
33 UO Dans miuitı (Pl.ı M M Program ve kapanış.
ANKARA RADYOSU Ak;»m programı
17 SS Açılış ve program. 18.00 M S. ayarı.
14 00 Dans müziği (PLl
18 Kİ Konuşma
UHS Salon orkestralarından melodiler (Pl.l
W 00 M S. ayarı ve Haberler
19 15 Geçmişle bugün. 1920 Tangolar (Pi l
19 30 Konuşma: (Maliye Bakanlığı adınal
19.45 Tarihi Türk mutıfc
30 14 Radyo gazetesi.
: > 10 Serbes saat.
4033 Radyo senfoni orkestrası Beethoven senfoniler serisinden: L — n.nei senfoni 3 — Ruıuky KorsakoH - İspanyol kaprisi.
11 3li Kamaşma.
31 35 Karışık 'atkılar
33.00 Kanusma: B. M M. saati. 33J5 Dans parçaları (PLİ 33.35 M. S ayarı ve Haberler.
33 M Program ve kapanış.
Yarın nebah ve ö$le programı
7 30 M S. ayan.
74i Neşen parçalar ıPi.l
7 45 Haberler ve Hava rapomı. aoo Oyun havaları (Pl.l
8 15 Hafif melodiler (PU 855 Günün programı .
8 30 Karışık müzik (PLİ
8 50 Rumba. Konga ve Sombalar (PLİ
»00 Kapanış.
13M Açılış ve program.
13.30 M. S. ayarı.
133(1 Şarkılar ve türküler.
1300 Haberler.
13.15 Ailen Roth orkestrMi (PU 1330 Öğle gazetesi.
13 45 Dng havaları (Pl.ı
14 00 Akşam programı. Hava raporu
ve kapan ıj.
Fili Radçcum li
PEÖlşrlRİNM
ONUN YERİNE,
bu 9 lâmbalı
radyolarının
BİRİNE
sahip olunuz!
Müessesemize
BULMACA
I 2 » » S 6 7 S
'Killi ı I I I I I I
J-.LLLiBI I
d II I Fİ I
II » J ı ı ı ■ ı
- ■ ı
" _■ İlil
’ '»İlli
5 ı ı rı ı rr
Soldan sata :l — Komşu bir memleket halkından. 3 — Sivri kenarı kırılmış. 3 — Teral reddetmemek - Kedinin ha®. 4 — Kısa olmıyan adım. 5 — Bir ocyaluıt acentesi. « — Cisimler - Küçük mağara. T — Tersi ayının irisi. 8 — Eski Mısır Fıraunfarından.
9 — Hane Sonuna «E» gelirse yıldızların vaziyetini gBıtarlr cetvel olur.
10 — Tersi sırma yapanlar
Yukarıdan aşağıya: 1 — Karla yağmur kaTipk. 2 — Paha.'- değil - Tersi şikârdır. 3 — 25 sene. 4 — Tersi bir erkek adı • Tersi cefaya demektir. 5 — Banyo yapmamak, 5 — Erkek -Dananın yarısı - Ad, ’I — Tersi gir demektir. 9 — Eski zamanın srael itte».
GEÇEN BULMACANIN HALLİ
Soldan sağa: t — Nusaybin. 2 — itina. Kc. 3 — Zarafet. 4 — Analığım. 5 — Mayı. Esa, fi — Knekc, Az. 7 — Tuz. De. 8 — DO. Zehir. 9 — tjbulâ 10 - NO. İlci.
Yukastdao a|*ğ>ra> t — Nızamed-din. t — Otanan, Üşü. 3 — Sirayet. 4 — Analıkuzu. i — Yafa. Ezeli. 8 _ Kge( HM, T — İktisadi 8 — Ne. Ma
1/11/949 dan itibaren
BERLİTZ
Usan Dershanelinde
Fransızca
İngilizce Almanca
Yeni lisan kursları acılıyor.
Tecrübe dersi parasızdır. Beyoğlu. 294, İstiklâl Cad.

J
RADYO LİN
Sabah - öğle - akşam
Her yemekten sonra dişlerinizi RADYOLİN Diş macunu ile fırçalayınız.
Elektrik tseisatı yaptırılacak ve su Motopompları,Değirmen motoru satın alınacak iller bankasından
1 — Niğde iline bağlı Derlnkuyu kasabası İçin şartnamesine uygun olmak üzere su motopompları, değirmen moUirü. değirmen taşı ve 1 adet 4q - 45 beygirlik dizel grubu satın alınacak ve alçak gerilim şebekesi yaptırılacaktır.
2 — Bu İşlerin keşif bedeli 72.577.25 liradır.
3 — Geçici teminat 4.879.- Hradır.
4 — Zarflar makbuz mukabilinde en geç 17/Kasım/949 perşembe günü saat 17 ye kadar bankamıza tealim edilmelidir.
5 — Kapalı teklif zarflan, 18/Kasım/949 cuma günü saat 15 de toplanacak bankamız satınalma komisyonu tarafından açıl ocaktır.
8 — Postada vâki gecikmeler nazarı itibare alınmıy ocuk tır.
7 — Bu İşe alt şartname (5.-) lira mukabilinde bankamız muhasebe müdürlüğünden temin edilebilir.
8 — Bu işe alt bilcümle devlet ve belediye vergi ve resimleri, noter ve harç masrafları İşi alana alt olacaktır.
9 — Teminat mektubu mukabilinde avans verilemez.
10 — Banka İhaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğine vermekte serbesttir.____________________________________14281
Tekel Ankara Başmüdürlüğünden:
lı— Gümrük ve Tekel Bakanlığı binası kalorifer kazanları ıslah ve tezyidi İşi açık eksiltmeye konulmuştur.
2 — İşin keşif bedeli 26590,00 lira olup geçici güven akçesi 1987,50 Uradır.
3 — Eksiltme 25.11,949 cuma günü saat 15 de Ankara Başmüdürlük binasında yapılacaktır.
4 — Bu İşe alt keşif evrakı her gün mesai saatleri dahilinde Ankara başmüdürlük binasında İnşaat Kontrol Şefüğindc görülebilir.
5 — İstekliler eksiltmenin yapılacağı günden en az tatil günleri hariç üç gün evvel bir istida İle Tekel Genel Müdürlük İnşaat Şubesine müracaatla ehliyet vesikası alacaklardır. Taliplerin ehliyet vesikası almak İçin dilekçelerine en az bir kalemde (yüz bin) 100.000 liralık bu işe benzer İş yaptığına dair işi yaptıran İdarelerden alınmış vesikalarım raptetmeleri lâzımdır. Müddetinde vesika talebinde bulunnuyanlar eksiltme ye giremiyeceklerdir.
6— İsteklilerin belU gün ve saatte hazır bulunmaları ilân olunur. 15951
ve neşesini s&ğ/nr.
İstanbul Levazım Amirliği ilânları |
Aşağıda cins ve miktarı yazılı maddelerin kapalı zarfla eksiltmeleri hizalarında yazılı gün saat ve mahaUerdekl As.Sa.Al.Ko.da yapılacaktır. Taliplerin kanuni veslkalariyle teklif mektup larını ihale saatinden bir saat evveline kadar komisyona vermeleri.
Miktarı Tutan Teminatı İhale gün, saat ve mahalli
Cinsi Kilo Ura. Ura
Odun Sığır eti Patates 1,000,000 210,000 100,000 50,000 283.500 50.000 3750 15090 3750 ★ 2 29 30 Aralık Kasım » 949 11 Hadımköy Hoşdere 87 11 Hadımköy Hoşdere 87 10 Van. 4275 — 4277 — 1579'
Aşağıda cins ve miktarı yazılı maddelerin 1 gıin. saat ve maha ilerdeki As. Sa. Al. Komisj slkalarlyle teklif mektuplarını ihale saatinden Iara vermeleri.
Cinsi Miktarı Kilo Tatarı Lira
Liharıa 10.000 1000
Pırasa 40.000 8.000
Ispanak 40 00» 8000
Havuç 5.000 1000
Çam kereste M 3 00.990 26387,10
Karışık reçel 24.000 40 220
tapalı zarda eksiltmeleri hizalarında yazın 'onlarmda. yapılacaktır. Taliplerin, kanun t ve-bir saat evveline kadar ait oldukları komısyon-
Temiaat* İhale gün, saat ve mahalli
Lira__________________________________
75)
450)
6001
75> 6 Ar alık/ 919 10 Diyarbakır
1979.03 3/Aralık/949 10 Diyarbakır.
3021 28/kasım/949 11.30 Ankara
Lv. Â 4351'4353-15979
Created by free version of 2PDF
Çocuk hekimi doktor
Ahmet Akkoyuniu
raksım - Talimhane
Palas. Telefon: 82621
“İRİDİNOİD,, 777
Kalemlerin Kraliçesi En fazla taklid edilen, en az benzetilen sİridinoid-. 777 E. S. PERRY Ltd.
•'Osmiroid* 35 ve 4q LONDON N. 18
(Alâmeti Farika) ları.
Ankara Belediye Başkanlığından
1 — Asfalt yolların tamirin de kullanılmak üzere alınacak olan (48) ton bitlim on beş gün şiire ve kapalı zarf usulile ek-slltmeye konulmuştur.
2 — Muhammen bedeU (18720) on sekiz bin yedi yüz yirmi Hradır.
3 — Teminatı (1404) bin dört yüz dört liradır.
4 — Teminat Belediye veznesine yatırılacaktır
5 — şartnamesi her gün tutanak müdürlüğü kaleminde görülebilir.
6 — İhalesi 30/11/949 çarşamba günü saat 16 da Belediyede toplanan komisyonda yapılacaktır.
7 — Bundan evvelki şartnamede bltünılerin 24 kiloluk fıçıiarUe teslim edileceğine dair konulan kayıt görülen lüzuma binaen kaldırılmıştır.
8 — Bu İşe girmek isteyenlerin 2490 sayılı kanunun 32 el maddesi gereğince hazırlayacakları teklif mektuplarını belU günde saat on beşe kadar komisyon başkanlığına makbuz karşılığında vermeleri ve İhalede hazır bulunmaları lâzımdır.
(15953)
Umumi Mağazalar T. A. Ş.
İstanbul Şubesi Müdüriyetinden:
Clbalt üııkapûnı Kalafatyeri depolarımıza bit sene zarfında girecek ve Çıkacak tüccari emteanın giriş ve çıkış İşleri ayrı ayrı açık eksiltmeye konulmuştur. Taliplerin 1000 Hralık temintalarile 18/11/949 tarihinde saat 14 te 4 üncü Vak’.f Hanındaki şubede hazır bulunmalarını rica ederiz. Müdüriyet ihaleyi yapmakta serbesttir ■■■
SULFADERME
YARA MERHEMİ
1
*
1) Tahmin edilen bedeli 1260 lira olan 10600 kilo kuru soğan 19'Kasım/940 günü saat 10 da Harbiye Lv. Amirliği Sat. AL Komisyonunda eksiltme Ue satın alıncaaktır
2) Geçici teminatı 96 Ura olup şartnamesi komisyonda görülür. 4273-15754

1) Tahmin edilen bedeli 12.731 Ura olan 22 kalem malzemesiyle birlikte 1 adet 5 tonluk 6 silindirli şartnamesi dahilinde kamyon M/kasun/949 günü saat 10,30 da Harbiye Ev. amirliği Sat. Al. komisyonunda pazarlıkla satın alınacaktır.
2) Kesin teminatı 1909.65 lira olup şartnamesi komisyonda
görülür. 4367-15978
¥
1) Tahmin edilen bedeli 444 lira olan komisyonda mevcut numunesi ve şartnamesi veçhile 7 çift beyaz ve 30 çift siyah iskarpin satın alınacaktır.
2) Pazarlıkla eksiltmesi 17/kasım/949 günü saat 11.30 da Harbiye Lv. Amirliği Sat. Al, Komlsyonuda yapılacaktır.
3) Kesin teminatı 66 SO Ura olup şartnamesi ve numuneleri komisyonda görülür. 4407-16162

4 kalem muhtelif cins sebze kapalı zarfla 2 Aralık 949 günü saat lo da İzmit As. Sa. AL Ko da İhalesi yapılacaktır. Tutarı 16040 lira teminatı 1203 liradır. Taliplerin kanunî ve-slkalarlle teklif mektuplarını İhale saatinden bir saat evveline kadar komisyona vermeleri. Sebzeler iki ayrı parti halinde ihale edilir her partinin tutarı 11050 lira teminatı 828 lira 75 kuruştur. (4423 — 182131

ı — Açık Eksiltme Ue 2 adet gaz lâmbası borda feneri 11e 1 adet gemici feneri satın alınacaktır. Tahmin edilen bedeU 610 Ura olup geçlciteminatı 45 Hra 75 kuruştur.
2 — Eksiltmesi 30 Kasım 949 günü saat 10.15) de İst. Lv. A. Sat. Al. komisyonunda yapılacaktır. Şartnamesi ve resmi Ko da her gün görülebilir. (4427 — 16212)
İşçi Kız Aranıyor
Ambalaj işlerinde çalışmak (lzere İşçi kızlara ihtiyaç vardır, İstlyenlerin İstanbul Büyük Postane karşısında Mlmar-vedad caddesi No. 26 ya müracaatları.
Hidro Elektrik tesisatı ve su yapı kısmı inşaatı yaptırılacaktır
İLLER BANKASINDAN
1 — Trabzon iline bağlı Sürmene kasabası hidroelektrik tesisatının su ve yapı kısmı İnşaatı yaptırılacaktır.
2 — tşln keşif bedeli 85830.13 Ura ve geçici teminM 9832.-llradır
3 — İhale 25 kasım 949 cuma günü saat İS de bankamız ihale komisyonunca yapılacak ilk İnceleme sonucunun idare meclisince tasdikini müteakip kesinleşecektir.
4 _ Teklif mektuplarının en geç 24 kasım perşembe günü saat 17 ye kadar bankamıza makbuz mukabilinde teslimi şarttır. Postada veya sair surette vâki olabilecek gecikmeler nazarı İtibare alınmaz.
5 — Bu işe ait ihale evrakı 5 - Ura bedel mukabilinde bankamızdan veya belediyesinden satın aiınabiUr Projeler bankamızda görülebllri.
6 — Eksiltmeye girebilmek için bayındırlık bakanlığuıa eksiltme gününden en ar. üç gün ewel yaptıkları benzeri işleri gösterir belgeleriyle müracaat ederek bu İşi yapabilecek kabiliyette olduklarına dair yeterlik belgesi almak şarttır.
7 — Banka ihaleyi yapıp yapmamakta veya ışl dilediğine
vermekte serbesttir. 15700

Comments (0)