"■vATAlmtş ı
LİNYİT KULLAN
İstanbul ve Ankarada Kömür Satış ve Tevzi Müessesesinln depolarında İtfiC miktarda Llnyli mevcut bulunmaktadır. Her vatandaş istediği kadar Linyiti serbestçe alabilir. Piyasada Linyit bulunmadığı yolundaki ve yersiz propagandaya inanmayınız. Bu ucuz, ve bol yakıt vasıtasından faydalanınız. ETİHANK
SAYFADA
Sene 32 — No. 11258 — Fiat!: her verde 10 kuruştur.
SALI 14 Şubat 1950
Sahibi: Necmeddln Sadak — Yan İslerin! fiilen idare eden c. Bildik — Aksam Matbaası.

Meclis 1950 bütçesini
Heîsinkide bomba patladı
görüşmeğe başladı
Parlâmento binası hasara uğradı
M
______________MIlAffllMIZA MRB TESBLETMly 20 TUH Mül IMB?|


Gider 1.487,218,563, gelir 1,312,381,043
Devlet borçları 2,148,000,000 lira
Londra 14 (R) — Fiıılân-d i yanın başşehri Helsinki'den alınan bir telgrafa göre bu sabah parlâmentonun dışında bir bomba patlamıştır. Bina hasara uğramıştır. Fakat nüfusça kayıp yok-
Cumhuriyet gazetesi başmuharriri Nadir Nailinin listesi

Maliye Bakanının nutkundan sonra Adnan Menderes Demokrat, Ahmet Oğuz Millet Partisi namına tenkidlerde bulundular
I Anketi yapan: SADEDDIN GDKÇ^PlNAR |g
Ankara 13 — Büyük Millet Meclisinde 1950 senesi bütçesinin müzakeresine bugün öğleden sonra başlanmıştır. Bu münasebetle söz alan Maliye Bakam İsmail Kuştu Aksal, İktisadi ve mali durumumuzu umumi hatlariyle bir defa daha canlandırmış, 1949 yılında gerek memleketimizde, gerek Avrupa ekonomisindeki İnkişafa doğru gidişi izah ermiş ve bu arada istihsal durumumuza da temas etmiştir. Bakan, 1949 senesini hububat istihsali bakımından talihsiz bir vxl olarak vasıflandırmış, sınai istihsalimizin de 1949 da yükselmeğe devam ettiğini, bunun şeker, elektrik, iplik. çimento gibi maddelerde a-çıkça belirdiğini sözlerine İlâve etmiştir.
Bir güvenlik genel komutanlığı ihdas edilecek
1949 da ihracatın 693. İthalâtın 812 milyon lira İle şimdiye kadar kaydedilmeyen yüksek bir seviyeye çıktığını söyliyen Bakan. 19'9 senesinde 28 devletin birden paralarının kıymetini düşürmeleri isinin isabetli bir karar olduğunu, bu meyanda Türk parasının değerinin muhafaza edilmiş olduğunu da anlatmıştır.
1950 bütçesinin umumî karakterini yaban Maliye Bakam, hükümetçe hazırlanmış olan devlet bütçesmin giderler yekûnunun 1,487.218,583, gelir yekûnunun da 1.312.381.043 lira olduğunu, gider hanesindeki bu fazlalığın, İstihsal kabiliyetinin arttırılmasını hedef tutan tedbirlerden iler, geldiğini söyledi.
Vergi kanunları
Maliye Pak anı mütaakıben bütçenin muhtelif Bakanlıklar fasılları e tr? tında birer birer 1-zahat vermiş ve son kabul edilen vergiler mevzuuna temas e-derek şunları söylemiştir:
«Oellr. kurumlar, esnaf vergileriyle vergi usul kanununun 1 ocak 1950 tarihinde yürürlüğe glrmest dev:e‘, gelirleri sahasında bu yılın sı mühim hâdisesini teşkil etmiştir.
Bu kanunlar, kifayetsizliği anlaşılmış olan vergi sistemimizde yapılmakta olan ıslahatın bir başlangıcı olmuştur.
Muamele vergisi üzerindeki çalışmalar da bitmiştir. Yen! tasan yakında Meclise sunulacaktır.
Umumi gümrük tarifemiz de
Cumhuriyet gazetesi başmuharriri sayın Nadir Nadl, son elli yıl içinde hayatımıza müspet şekilde tesir etmiş yirmi şahsiyeti şöyle tesbit etti:
1 — Mustafa Kemal: Vatan uğruna en tehlikeli maceraya atıldı.
2 — Gazi: Büyük kumandan, büyük devlet reisi.
3 — Kemal Atatürk: Büyük inkılâpçı: bize İleri bir cemiyet seviyesine ulaşmanın bütün imkânlarını sağladı.
4 — Enver, Talât ve Cemal paşalar: Yaptıkları tesir itibariyle üçüncü bir adam sayıyorum. Milli benliğimizin İdrakinde değerli rolleri oldu.
5 — Ziya Gök alp: Cemiyet şuuruna ve devlet idaresine bilim ruhunu aşılamaya çalıştı.
■6 — Besim Ömer paşa: Kendi sahasında aynı hizmeti gördü,
7 — Celâl ve Âkil Muhtar beyler: Sosyal yardım ve ilim
Maliye Bakanı Ruştu
Aksal kürsüde
ahlâkını memleketimizde maya gayret ettiler.
8 — Ahmet Mithat efendi: Okuma ve öğrenme aşkım öm-
Ankara 14 (Akşam>— İdare â-mirleri toplantısında tasvip edil mlş bulunan polis ve jandarma nın birleştirilmesi hakkındaki karar etrafında İçişleri Bakan-lığında bir kanun tasarısı ha-zırlanmaktadır. İdare İstanbul, daha sonra Ankarada tatblkma geçilen polis ve polis vazifeli jandarmadan alınan netice çok müspet olmuştur. Bakanlık bunun bir çok büyük İllerimizde de tatbik edilmesine karar vermiştir.
1950 yılı içinde tatblkma geçilecek olan polis ve polis görevli jandarmalardan elde edüecek tecrübeye göre polis ve jandarma birleştirilecek emniyet genel müdürlüğü ile jandarma ge nel komutanlığı lağvedilerek yerine «Güvenlik genel komutanlığı» ihdas olunacaktır.

rü boyunca âdeta şlringa
bize zerkeltt.
9 — Ahmet Rasim: Halkr*
halka duyuran halk yazan. c
10 — Şemseddtn Sami: YurO
dumuza batı dünyasının kafft
pılannı açtı. (D
yay-
11 — Komik hisit: Htı]kJ> halka duyuran halk sanatkârı^
12 — Afife hanın -. Türk ka-fl) dınuıa hürriyetini kazan dırmal|— hususunda kendin' feda eder-»^ ceslne kahramanlık gösterdi.
13 — Yahya Kemal: EsW_ m ıs ıralar içinde şiirimize yenK bir ses getirdi,
15 — Kemancı Zeki bey: Bat® musikisi zevkini yurdumuzdaJJ_ yaymak hususunda çok hlzme^) geçti.
16 — Namık İsmail: Aynı hzlmotl resim sahasında gördü.
11 — çatlı: Sanatkâr ruhlu sanatkâr.
18 — Hamdı bey: Müze müdürü olarak tarihimizin elden kaçmasına mâni olan büyük adam.
(Arkası 1 nci sahifede)

mevcut şartlara İntibak edememektedir. Yeni gümrük tarifesi hazırlanmaktadır
Alelûmum harçlarla devleti", yaptığı hizmetlerden doğrudaa doğruya faydalananlardan bu hizmetler karşılığında alınacak ücret mevzuu da ele alınmış bulunmaktadır. Madenler resmi 1-
Je veraset ve İntikal vergisi de bu meyandadır. Islaha muhtaç olan damga resmi kanunu Meclis komisyonlarında tetkik edilmektedir.
Vergi tahsil usullerimizi ıslaha yardım edecek olan kamu a-lacaklannı tahsil kanunu tasa-
(Arkası sahife 2 sütun 1

ehemmiyet kesbediyor
Ida Haendel
Einstein komünist mi?
Bir Amerikan ayanı, kendisinin Amerika-dan çıkarılmasını istiyor
Âyan
Gizli bir toplantı
Skandinav Başbakanları arasında görüşme yapıldı
Voşlngton 14 (AP) — üyelerinden biri dün. Prof. Eln-stein'ln «büyük bir dalavereci? olduğunu İddia elmiş ve kendisinin çoktan beri Amerlkadan ihraç edilmesi ieab ettiğini ileri sürmüştür,
Âyan üyesi Elnsteln'ln atom bombaslyle hiçbir alâkası olmadığını söylemiştir.
Amerikanın yakında mühim kararlar vermesi bekleniyor Nevyork 14 (R.) — Uzak Doğu vaziyeti gittikçe artan alâka uyandırmaktadır. Uzak Doğuda bir tetkik gezisi yapmış o-lan genel kurmay başkanı Gl. Bradley Başban Tınmana bir rapor vermiştir. Bunda komünizmin Doğu Asyad.akl İlerleme sinin Amrikan güvenliği üzerin deki tesirinden bahsedilmektedir, Gazeteciler generalden komünizmin. Am&rikunn yardı-miyle, Çin hudutlarında durdu rulup durdurulmayacağım sormuşlar, Bradley bu hususta karar vermek Dışişleri Bakanlığına ait olduğunu söylemiştir.
Diğer taraftan Uzak Doğudaki Amerikan temsilcileri dünden itibaren Bangkok şehrinde.
Tanınmış keman virtüözü ile bir konuşma — Sanatkârın hayatı
ştokholm 14 (A.A.) — İsveç, Norveç ve Danimarka Başbakan, iarrnın pazartesi günü İşve-, Trumanm gönderdiği ayandan çln güneyinde küçük bir şehir olan Halmstadt’ta bir görüşme yaptıkları bildirilmektedir.
On bir saat devam etmiş olan görüşmenin mevzuu hakkında üç İskandinav devleti başşehirlerinde tam bir ketumiyet muhafaza edilmektedir. Toplantı sonunda hiçbir tebliğ yayınlanmamıştır.
Siyasal bilgiler okulu talebesi
Sömestr tatilini geçirmek ûıere Ankara Siyasal Bilgiler Okulu öğrencilerinden bir gnıp şehrimize gelmiştir. Öğrenciler, diin Vali ve Belediye başkanı Fahreddin Kerim Gökay'yı «Uraret einıîşl&rdir. kukanda talebe. Vali ve Belediye başkaniyle bir arada, görünüyorlar.
rn
M
Philipe Jessupun başkanlığında toplantılara başlamışlardır. Konferanstı a Uzak Doğu siyasi vaziyetini tetkik edecek ve bir rapor hazır lıyarak Vaşingtona gönderecektir.
Londra 14 (R.) — Amerika Uzak Doğuda vaziyetin vahim oduğunu kabul etmektedir, A-merikan makamları Çlndekl a-lâkaşızîıklaruıın büyük bir zaaf teşkil edeceğini anlamışlardır. Times gazetesi Amerikanın bu hatayı tekrar elmlyeceğl an laşıldığını yazıyor.
Müşterek manevra
Londra 14 (R) — Uzak Doğudaki Amerikan ve İngiliz filoları şubat sonunda Filipin sularında müşterek manevralara bağlıyacaklardır.
Moskova’daki görüşmeler
Londra 14 (R.) — İki aydan beri Moskovnda bulunmakta o-lan Çin komünistleri lideri Mao Tse Tung dün gece bale temsilinde bulunmuştur. temsilde Molotov, Voroşilov ve Vişlnsky de hazırdılar.
Mao Tse Tung Sovyetlerin Çine İktisadi yardımını temine çalışıyor. Fakat bu hususta henüz anlaşma olamamıştır.
Paris 14 — Bııraya gelen haberlere göre Çin Hindlstaıunda-' kİ komünistlerin lideri Ha Şi Mİnh'in yakında Mo&kovaya git (meal muhtemeldir.
Philip Jeşsup
İİLfJ.U'UJ
Mütemadi bakım olmayınca imâr beyhudedir !
Beş on sene evvel âdeta ümitlenmiştik: Boğaziçinin Anudolusıınu baştan başa kaleden muntazam bîr yol vardır. Bir çok kısımları asfaltlanmıştır. öbür taraflarının da asfaltlanması ne iyi olacak., Suadiye asfaltı o semti nasıl canlandırdı ise. iyi bir sahil şehrahı ve iyi bir otobüs işletimi ile Boğaz-içinin kâinatta emsalsiz Ana dölü kıyısı canlanabilir. Hoş manzaralı, çok boş yer olduğundan, imar modası buraya sirayet edebilir.
O ümit verici sabık asfalttan şimdi geçenler, her tarafın çopurlaşmış, berbatlaşmış olduğunu, hemen hiçbir terakkinin kaydedilmediğini görüyorlar. İnsana, ister islemez şöyle bir fikir geliyor:
— Bakımını da deruhte etmiyeeeksek milyonları sar-fetmeğe bağlamamalıyız., Zira, bakımın arkası kesilince, «bir varmış, bir yokmuş» a dönüyor. Sarfedikn-ler de heba uluyor.
Resme bakıp sakın aldanmayın. Şimdiye kadar bu genç kızın güldüğünü veya gülümsediğini gören fanilerin sayısı pek azdır. Bunu kendisine de söyledim.
— Yoksa, dedim, gülümsediğiniz zaman sanat kabiliyetinizin bir kısmı uçup gidiyor mu?
Hayreti.. Meğer ne tesirli lâf etmiştim: Gülmeye başladı. Biz konuşurken yanımızda duran hanımlar da hayretlerini gizlemediler, Hakikaten bu hâdise. sanat çevreleri için büyük bir ehemmiyet taşımaktadır.
İstanbul filânnoûi derneğinin kokteyl partislndeylz, Derneğin üç salonu da hıncahınç kalabalık. Kadınlı, erkekli bir çok müzik meraklıları ellerinde kokteyl kadehleriyle küme küme toplanıp görüşüyor veya dolaşarak tanıdık bir çehre araştırıyorlar. Orta salonda mükemmel bir «Gaveau» piyanosu, onun da etrafında meraklıları var.
İşte Cemal Reşit Rey herkesi karşılayıp selâmlıyor, İşte Güzel Sanatlar Umum Müdürü Nccll Kâzım Akses, Ulvi Cemil Erkin. Ferhunde Erkin, Orhan Borar, Viyolonselist Sandarelll, siyah gözlükleri ve karakteristik tipiyle Adnan Saygun, gazetecilerle veya dostlarıyla tatlı tatlı konuşuyorlar şurada da tda Haendel'ln yaşlı babası meraklıların sorularını cevaplandırıyor.
(Arkası 1 nci sahifede)
Celâl Bayar aleyhindeki hukuk dâvası Ankara 14 (Akşam) — Eskişehir milletvekili Ahmet Oğuz tarafından D. P Başkanı Celâl Boyar aleyhine açılan alacak dâvasına dün üçüncü asliye bu kuk mahkemesinde devam olun muştur. Bundan evvelki oturumda Celâl Bayat'a yemin teklif edilmişti. Dünkü oturum sırasında dâvâlı avukatı, m ıı e kk İli Celâl Boyarın yemin etmek istemediğini ileri sürerek dâvac' Ahmet O-ğıızun yemin etmesini teklif etmiştir. Duruşma bu münasebetle başka bir güne bırakılmıştır .
Amerikaya giden havayolları heyeti Ankara 14 (Akşam) — Devlet Havayolları İhtiyacı olan u-çak matörlerlle malzemesinin mubayaa ve tesellümleri ve memlekete şevklerinin temin moksadiie idarenin genci müdür yardımcısı ile bir yüksek mühendis Bakanlar Kurulu ka-rarile Amerhcaya gön deril m iştir. Heyet Amerikana komisyon cu ve mutavassıt kabul etmeden doğrudan doğruya firmaların sahiplerile temasa geçerek uçak motorları ve sair levazım ve cihazlarım Hava Yollarının ihtiyaçlarım satın alarak memlekete dönmüştür.
Sohtfe «
Sah i te 2
a r. $ a :ı
14 Şubat 1550

Sanayiciliğimizde yeni bir devir
i idişat öyle gösteriyor ki dünya ile alış verişimizde VJserbest ticaret esaslarına dayanmak mecburiyeti Yardır. Grevin duvarlarını kajıanıak. suni fiat arttırına-larivle içerdeki mamulfttı himaye etmek ömimüıdeki se-■enelerde daha da güçleşecektir. Elinden tutularak yürütülmüş, başına bir kaza gelmesin diye üzerine titren-»Uj- serbest rekabetin uyarıcı (esirleri altında kendine çeki düzen vermek lüaumunu hissel metten, kısaca, himaye altında büyümüş sanayiimiz birdenbire «gemisini kurtaran kaptandır» denerek açık denizin fırtınalarîyle başlınsa bırakılırsa ne olacaktır?
Sanayi im izde de tıpkı w beş, yirmi vaşına kadar evin içinde vc bahçesinde oynamış, ana, lıaba, teyze, hala, büyükanne himayesi altında büyümüş çocuğun ilk de (a sokağa çıktığı zaman uğradığı şaşkınlığa benıcr bir ■askınlık geçirerek bocalıvacağı, vatıancılann sert mua-Srlerinr mur.ı« kalarak muhakkaktır Fakat yaşamak için de bundan başka çare yoktur.
Sanayiimizi küçükten itibaren sokakta büyütmek mümkün değüdi. Bıraksaydık yutulacaktı. Canavarlara yem olmaması için onu kuvveUeninccye kadar koruduk. Ama artık kendi kendine yaşayabilmesi için onu lıayata Raiıveçmeıün zamanı gelmiştir. Ahval mecbur etmese İdi hile bunu birgü» yapmamre gerekti. Çünkü himaye nihayet bir yaşa kadardır.
Gümrük duvarlarım kapayarak değil, İptidaî maddemizi daha dikkatle işliyerek, daha sağlamla, daha güzellikle. duba ucuzla yabancı malı memlekete uğratmamak devri haşlıyor .
Yanan handa 55 oda,
40 ticarethane vardı
Ihın gece saat 22 ye «loğra, Sullantıamanıda Yeşil direk cad drMnde Hamdı ixy han imlan yangın i'iZbuş ve ban kamilen yanmıştır Üç katil, dışı kâğir, içi ahşap olan ban Galib Hamdı adında oir sata aittL 56 odali re içinde kırk ticarethane vardı. Eski adı Topaiyan İtanı İdi.
Yangın, zemin kattan manifatura işi yapan Abdullah Ün-ver isminde birine ait «Erzincan pazan »ndun çıtnuş ve a-
leş kısa samanda genişlemiştir.
Bu civarın kamilen ticaret* haneler mintakası olması dola-yısiyle vaziyetin tehlikeli olduğunu gören itfaiye müdürlüğü, İstanbul, Beyoğlu itfaiye gruplan ile Haliç Deniz İtfaiyesini yangının söndürülmesi işinde çalıştrnnıştır.
Ateş, için için devam elliğinden, ei’on buradaki itfaiye tertibatı hâdise yerinde durmaktadır.
Meclis 1950 bütçesini görüşmeğe başladı
tarafı 1 inci »bifede! nsı da tâdil ıdilKektlr.
Bu çalışmalar sonunda memleketimizin âdil bir vergi siste nüne kavuşacağı ve artan devlet ihüyaçlannın âdil ve verimit bir teklif usulü ile karşılaşmak lm kan lann ın sağlanabileceğini ömid ediyoruz.
Belediye gelirleri kanunu İm •emerelerini verir eğe başlamış -tor.
Devlet borçlan
Maliye Bakanı, izahatı arasında devlet borçlarına da te-mM rimiş re 1949 senesi zonanda devlet bcrciarmm 2 milyar )(■ milyon lirayı bulduğuna söylemiştir.
Maliye Baranı, nutkunun sonunda:
«Memleketin iktisadi ve maJ tfurunıunu daha iyileştirmek I-çin. muhtelif sahalarda bir lakım tedbirler edinmiş re alınmaktadır» demiştir.
Adnan Menderes’in tenkidi eri
Maliye Bıkanının bütçe etrafındaki izahatından sonra Demokrat Parti adına Adnan Menderes ter.kidlerde bulundu. Bütçede 170 küsur milyonluk bir açık olduğunu, gelir kısmın da k. «tahmin» faalinin fazla tutulmuş olduğunu, açıkların dış yürü unlarla tu nalı 1x1 iğini aöy-lemlş, muhtelif sebeplerle İstikraz Imkâoiannın çok azalmış olduğunu bazı misallerle anlatmış, «Bütçe açığını emisyonla kapatmak yolu ise asla hatıra getirilmem» ildir.» diyerek bütçe açıklarını emisyonla kapatma yolunun verdiği zararları belirtmiş, bu yüzden artan hayat pahalılıg-nın büyük halk küUeh-rl İçin ıstıraplar doğurduğunu, ruahyetlerlmizln alabildiğine yükselerek dünya pazarlar iyie münasebetlerimizin güçleştiğini. Türk parasına olan itimat ve mali istikrarın büsbütün sarsılmak tehlikesine maruz kaldığını söylemiştir.
Adnan Menderes, tenkidlerini gittikçe ağırlaştırarak şunlan aoylecli:
«Uzun zamandır devam ede-
SabahGazeteleri NeDiyor?
Iş biriktirenler
CUMHURİYET, hu başlıklı yazısında devlet kapısında i» biriktirenler olduğundan bahisle diyor ki:
«Hİç umulmadık devlet dairelerinde. yani memurların bir asalet, bir de vekâlet maaşı olageldiklerini misalleriyle bilmekteyiz. Belki devlet İçin, daha doğrusu memur İçin, faydalı o-lgn bu sistemin sosyal bir zararı vardır kİ; o da memuriyeti re'sen yapın maişetini kazanabilecek bir kimseyi İşsiz bırakması vc böylelikle cemiyetle bir Lakım menfi tepkiler yaratmasıdır. Artık kabul etmeliyiz ki bu fâni dünyada herkese ekmek bulmak, ve olr kişiye bir iş vermek içtimai adalelin kaçınılmaz bir icabı olmuştur.
Hükümetin bu yolda İki tasarı hazırlamış olduğunu memnunlukla üğren iyonu.
Bunu mütaakıp, hattâ bu tasarıların sevcj sırasında hükümetin, hiçbir memuriyetin bir aydan fazla vekâleten İdare e-dllemlyoceği ve ikinci bir temdide dc müsaade edilmlycecğl hakkında kat! bir karar vermesi ve !eab “derse bunu kanun-laştımınsı çok yerinde olur.»

Ektiğimizi biçeceğiz
Ahmet Emin Yalman. VATAN' da diyor ki:
«Mahallinden seçilecek milletvekilleri, orasının Ankaradoki bir kapı kâtı vasi değil, geldiği yere şeref vereçek. mlhl değerde adamlar olmalıdır Bu nevi adamlar, seçmenlerinin mahallî arzu ve ihtiyaçlarına yabancı kalmamakta beraber önümüzdeki mühim, müşkül ve çetin devirde memleketin mukadde-
mege muvatlak olan İktidarın bundan doğan sevinci; parti I-çlndekl İstikbal kaygısının yarattığı kaynaşmalarla meraret kesbediyor ve parti kademelerini. ciddi bir düşünceye sevkedl-yor. Bu yüzden de partinin a-daylannı tesbit; seçimi kazanmak kadar eor bir mahiyet almış oluyor »

Ucu göründü
YENİ SABAH, bu başlıklı makalesinde diyar ki:
«Artık seçimlerin gelip çattığına cn kesin alâmet zuhur etmiştir. Fakat bu alâmctLe, birçok 1Ç.1LP ,ı milletvekillerinin yüreklerini heyecandan hoplatacak habcc öç vardır,. Namzetlerin yüzde vetinişl mahalli teşkillere bırakılacaktır- Filhakika bu cihet evvelki kurultaylarca tesbit olunduğundan, kimse için bir sürpriz değildir amma birçok zayıf, fakat partiye bağlı millet vekilleri son dakikada, nereden geleceğin! pek bilmedikleri bir y ıl dım elinin uzana-cağma ve bu yüzde yetmiş nispetinin alt tüt edileceğine inanmak istiyorlardı.
Şimdi bütün ümitler berhava, olmuştur. MJ ilet vekili namzetlerinin yüzde yetmişini vilâyetler ve Halk Partisi teşkilleri seçeceklerdir. Merkez yalnız yüzde otuzu tay n etmek mevkiindedir. Bu şartlar altında yeni seçimlerin. Halk Partird çoğunluğu sağladı in takdir d- bile. bu partinin simasını külllyen değiştireceği muhakkaktır. Gedikli, saldlde vn reislerine bağlı bir çok kudemayn yol görünecektir Partinin bu tarzda galebesini. yani kendileri dahil olma-
Seçim ne zaman?
Ankara’da çıkan şayialar
Ankara 13 — Bugün kuvvetle dolaşan bir şayiaya göre, mec üs 15 martta seçim» yenileme karan verecek, faka' yeni meclis t-oplanıncaya kadar çalışmalarına devam edecektir.
Ahvale vâkıf olanlar böyle bir vaziyette miller, t killeri seçim dairelerine gitmiş olacağından. mecliste ekseriyet oia-mı yatağını tahmin etmektedirler.
Yine dolaşan şayialara göre lunumi seçim 7 maya pnzar gu nu yapılacak, yeni meclis mayıs sonunda toplanacaktır_ *
maliyet-gidlşindcn çok olmakta denlim Vc dÖVLZ azalmasında
gelen isabetsiz bir mal! politika-nm memleketin iktisadi bünyesini takatsiz düşüren ve memleketi uzun bir duraklama devresine sürükllyen kötü tesirleri devam etmektedir. Bu hakikati istihsalimizin bir türlü gclişe-memetrtnde. dış ticaret hacmimizin cenlşliyemeTneTİnde. istihsal şarttartylc lerin dünya geri ve ozak vam etmesinde, mevcudumuLTin
müşahede etmek mümkündür. Bütün bunîınn neticesi olarak vatandaşlar hayat pahalılığı ve geçim zorluğu denilen âfetin pençesinde kıvranmakta, memlekette hayat standardı çok geri ve düşük bir seviyede kalmaktadır.»
Ahmet Oğuz’un tenkidleri
Millet Parrlsf adma da met Oğuz tenkidlerde bulundu, hardır Son on beş sene içinde Ttlrriyc-de hiçbir zirai istihsal sahasında inkişaf olmadığını, dış ticaret açığının gittikçe yükseldiğini. sağlam bir tediye muvazenesinin bulunamadığım, Mars hal! yardımının bütçe formülleri ve hesaplarına karıştırılarak kulianıimasımn, beklenilen verimi vermlyeceğtn!. bütçenin lam bir programsız! ık içinde
bocaaimış olduğunu anlattı.
Hayal pabalılığıyle müsadele iddiasının anîde kalıp, bilâkis pahalılığın mütemadiyen arttığını da söyiiyen Ahmet Of ar, mesken dâvasına da temas ederek; bu dâvanın da bir türlü halledilememiş olduğunu söyll-yerek şöyle demiştir ;
«Dünyanın bugünkü şartlan içinde memleketin maddi, mânevi bütün imkânlarının geri bir anlayışla heder edilmesinin taşıdığı mâna çok büyüktür Geçmiş yıllatın ihmallerini telâfi gibi btr zaruret karşısında olan Türk milleti, bu son dört yılın kusur ve hatalarım tashih etmek için de ayrıca cehid saç-fvtmek znnmda kalacaktır.»
Diğer hatipler
Muhalif parti sözcülerinden
ratma istikamet vermek için lenb eden kabiliyeti de taşırlar. Pek hayırlı bir »ey olan mahalli hemşerilik gayreti ve gururu, u-munıl hayal İçin kıymetli olacak milletvekilleri seçmek sureliyle ifade imkânı bulmalıdır. Zaten nüftultl dediğimiz eşrafın vc açıkgözlerin kutlandığı nüfuz. hakikatle hüküm efl makamlarının veya parti teşkilâtının nüfuzundan başk» bir şey değildir. Partiler, böyle unsurları destekilyccck yerde ancak meriyet ararlarsa, tehlikenin büyük bir Jncm ortadan kalka.
çok şûknt bugün vllâyetleı yetişmiş münevver bulmak İçin muayyen merkezlerdeki münevver depolarına başvurmak ihtiyacında değildirler. Her yerin evlâdı anunnda dahilde ve hariçle tahsil görmüş gençler vardır. Namzet ararken, böyle gençlere kıymet verilirse Büyük Millet MeclUı çok harekete ve faaliyete lüzum gösterecek bir devir için hakkıyle teçhiz edilmiş olur,
Bizi seçim güründen ayıran zaman üç aydan azdır. Bu müddeti anlayışlı bir ekim faaliyetiyle geçirmctiyln ki o mühim günde iyi bir mahsul biçelim.

İktidar particinde kaynaşma
Selim Kaçıp Emeç, SON POS-
TA'da diyer kİ:
■■Mebusluğu meslek haline gc lirmiş ulan zevatın, bu defa ft-day gösterilmemeleri ve aday gösterılseier bile seçilmemeled ihtimali; huzursuzluğun başlıca sebebidir.
Bundan deıayı. Seçim Konunu nıüsakerelerini dilediği gibi hrJarıdınp kısa zamanda bu- j dan kazanılacak bir zaferi bun-nun kanunLyetlni teinin eyle- 1ar neylesin’...>
Zirai kalkınma için
10 milyonluk istikraz
Yüzde 7 faizli tahviller 15 şubat tarihinden itibaren satışa arzediliyor
itibaren banka Pekcan
i
1950 seçimi
Türk talebesi
Nihat Erim’în genç idarecilere hitabesi
Ankara 13 — Devlet Bakanı Başbakan Yardımcısı Nllıat Erim bugün saat 11 de Siyasal Bilgiler Okulunda kaymakamlık kursu gören genç idarecilere bugünkü İç meselelerin en hararetlilerinden biri olun yeni secim icanunu vc mevzuatı konulu bir konferans vermiştir.
Nihat Erim ou arada seçim mevzuunu temas ederek şunları söylemiştir:
■— 1950 seçiminde tam emniyet yaratacak neticeler ölmek h-zdeftnl gütme» leyiz Yeni seçim kanunu bu hedefe götürecek gürel bir eser olmuştur, Bu kanun partilerin iyi
Karaşİde
Talebe büyük tezahüratla karşılandı
Ankara 13 (AJL) — Ziraat bankası tarafından ihracı mukarrer bulunan 10 milyon liralık İstikraz tahvillerinin 15 Şubat 1950 tarihinden satışa arzı dolayısile umum müdürü Hami t
ile bir görüşme yapan gazetecilerle Anadolu Ajansı muhabirine umum müdür aşağıdaki İzahatı vermiştir:
Memleket zirai kredi İhtiyacının karşılanmadı bakımından çok mühim sayılması gereken büyük bir hamlenin arifesinde bulunuyoruz. Büyük Millet Meclisi tarahııevn kabul edilen 5389 sayılı kanunim verdiği salâhiyete dayanılarak yüzde 7 faizli 10 milyon liralık istikraz tahvillerimiz Şubatın 15 inden itibaren satışa arz-t diyoruz.
Bugüne kadar memleketin zirai kredi ihtiyaçlarını en büyük ölçüde evvelâ kendi öz kaynaklarımızla, buıılgra ilâveten bankacılık tekniğinin müsaadesi nlabeündc diğer kaynaklarla karşılamakta idik. Şimdi uzun vadeli sdrai kredi ihtiyaçlarını daha geni? şekilde tatmin edebilmek için yeni bir kaynaktan faydalanmak teşebbüsüne jtiriçmiş bulunuyoruz.
Umum mtidıir bu izahatından sonra kendisinden sorulan suallere şu cevapları vermiştir:
— Tahvillerin teminatı ve tahvil sabitlerine sağlanan menfaatler hakkında biraz malûmat verir misiniz?
— Tahviller yûade 7 faiz getirmekte v« her türlü resini ve vergilerden muaf bulunmaktadır. Bu İtibarla tahvillerimizin halkımız arasında yakın bir alâka göreceğinden şüphe etmiyoruz Tahvil terimiz tasarruf sahiblerl İçin gûel bir jflâs-man mevzuu olacaktır, Bankanın bütün öz varlığ- bu tahvil-
İtrin karşılığını teşkil ettiği gibi banka kanununun 10 uncu maddesine İstinaden yaptığımız ikrazlardan mirtevelht zirai alacaklarımız da tahvil sahiplerine rııçhan hakkı sağlayan munzam bir karşılık teşkil edecektir. *
— Bu tahvillerin hasılları hangi idlerde kullanılacaktır?
— Tahvil satışlarından elde çdeceğimJz paralar, glraatımı-zm bilhassa muhtaç olduğu şimdiye kadar yalnız kendi lrayrmL-larımızln tatmini* Ç tığımız uzun vadeli zirai ik larda. kullanılacaktır. Bu retle çiftçilerimizi, arazi e( inek, yeni tesisler meyd getirmek, topraklarını d geniş ölçüde ıslâh etmek ve rımlendirmek mevzularında raz daha geniş kreûUemek kânları hasıl olacaktır. Zira m izin ilerlemesi hiç birinci derecede bu ço£alturnasına bağlı dan hu teşebbüsümüzün m leket ziraatı bakımından zcttlğl ehemmiyet aşikârdır
— Tahvil almak İçin m caat çok mudur?
_ Tahvillerimizi çiftçi! zjn v«: köylülerimizin de alabilmeleri İçin yurt halen 400 e yaklaşan şube ajanslarımıza dağıtmış bul maktayız. Teşkilât ımr/nan aldığımı.’ malûmat. tahvillerimizi? karşı memleketin her tarafından büyük bir alâka ve rağbetin mevcut olduğunu göstermektedir. Tahvülerün]ri satın almak İçin şimdiden ta lebler vuku bulmaktadır. Birinci tertip 10 milyon liralık tabvUlert-mizjn tamamen satılacağım kuvvetle umuyoruz Her zaman memleket hizmetinde bir âmme mnessesesi şuuru İle çalışan bankamız bu işde de gördüğü geniş alâkadar. dolayı halkımıza minnettardır,

Cumhurbaşkanın ın dünkü 1 kabulleri
Ankara 13 (AJİJ — Cumhur-başkanı İsmet İnûnû bugün çankayada İzmir yüksek ticaret okulu talebe heyetini. C. H P. Ankara tl idare kurulu başkam Fuat Börekçi He beraber Ayaş ilçesi belediye ve C RP başkanı ar ile. belediye ve O. H. P. teşkilâtı mensuplarından mü teşekkil bir heyeti, Şiran ilçesi belediye «CHP boskaııln-rındun müteşekkil bir heyeti ve Maraş gençlerini yetiştirme der Ah-İneği heyetini kabul bııyurmuş-
sonra Emin Sazak. İhsan 11 amit Titret, Hakkı Gedik ve Esat T(> ı keli de söz r.!dılaı ve ’.enklcPer-de bolündüler
I Diğer hatiplerden Hakkı Geldik, bütçede tasarrufa hiç yor verilmemiş o’duğunu, vergilerin âdil bir şekle sokulmadığın vergi kaçakçılığının alıp yürümesi dolayısiyle hâzinenin cob mutazarrır olduğunu söylecU
Fahri Karakaya görüşlerini şöyle anlatı:
«Muhalefet. bütçe lenkidle-rlnde şunu İyi. bunu fena yaptınız diyemiyor Dört seneden be ■ rt muhalefetin dedikleri bir hakikat olsaydı memleket çoklan yıkılmış gitmişti. Bütçe arığının Marshall yardımından kapanması doğrudur. Bütçede Doftu illerimize ve çiftinin kal kın masını sağlıyacak Ziraat Bankasına ayrılan para azdır »
Muhtelif hatiplerin sözlerinden sonra, Bütçe komisyonu sözcüsü Muzaffer Akalın maddelerin müzakeresine geçilmesini teklif etti.
B&şkan Şükrü Saraçoğlu, ya rın (bugün) toplanmak üzere o-turuına nihayet verdi.
Karaşl 13 iAA.) — Türk talebe kafilesi dün Karaşiye varmış ve binlerce PakistanlI tarafından misil görülmemiş sevgi tezahiîrierile kaışJannnştır
Rıhtımda Türkiye büyükelçiliği erkânı. Pakistan hükümeti temsilcileri ve üniversiteliler, Türk talebesini istikbal etmişler çil r.
Pakistan talebe birliği Türk talebesi şerefine bir toplantı ter tip etmiş ve toplantıda üniversite rektörü ve diğer üniversi-««., du «.auun i?» te temsilcileri Türk talebesini
niyetine büyük ölçüde kıymet sevgi ile selâmla nurlardır, veren bir zihniyete hasırlanmış- I tır. Eğer partiler olguiıluk göste rir. haklarına razı olurlar, centilmence hareket ederlerse, memleket bundan çok faydalanacaktır. Fakat partiler, kay-bettlkleri her seçlırc -kötüdür, hilelidir», kazandıklarını zannettikleri her seçime de behemehal «doğrudur, yolunda yapılmıştır» derlerre, o zaman teessürle karşılanacak bir durum hasıl olur. Kanun ba’talantnv} olur p
Başbakan vardımciii .'ozlerine İlâveten yeni seçim knnunıın-da idare makamlarına çok az vazife verildiğini, bunların oy verme İşine kanşmnyrıcnkJarıuı da belirtmiştir.
Kafile başkanı Danyal Bedii, bir hitabe Ue gördükleri sıcak sevgi tezahürlerine katile adına teşekkür etmiştir.
Karaşl halkı Türk misafirleri ini aralarında görmekten o ka-|dar memnun olmuştur kİ. ode-I ta bir bayram günü yaşamaktadır.
Bıı peceki boks maçları
Bu gece Spor ve Sergi sam-1 yuıda İtalyan boksörler! üçüncü karşılaşmalarını takviyeli İstanbul ihtisas kulübü soılc rtyle yapacaklardır.
Bolu C. H. P. müfettişliği
İtalyan güreş çileri perşembeye geliyorlar
Şehrimizde iki Greko - Ro men karşılaşma yapacak olan (İtalyan güreşçileri perşembe gû nü şehrimize gclec-tklerdlr.
İlk müzab taayı önümü-deki cumartesi akşamı izmirdc takviyeli İstanbul takımı, pazar günü de Ankara takımı yapa-çaktın,
bok-
Geçim zorluğu
İstanbul Ticaret ve Sanayi Odası ocak ayına ait geçinme endeksini hazırlamıştır. Bu endekse göre, ana, baba ve uç ocak aşında ( 472.24 lirayla gerintbllmişllr. ] Aynı aile geçinmesi için aralık1 ayında «3 21 lira satfetmiştir. j Aradaki dört liralık fark gıda maddelerinin yükselmesinden ileri gelmektedir.
Ankara 13 — Rize milletvekili (ço» uklu bir aile
Dr. Fahri Kurtuluş Bolu bölgesi C. H. P. parti mûfottlşllğlne tâyin edilmiştir Fahri Kurtuluş bu hafta sonundu Eulu'ya hareket ederek v&ztiesıne başlayacaktır.
Linyit kömürleri
Her nevi kömür sobasında ürtten yakılmak suretiyle kokusuz ve dumansız yanar.
Bu kömür odundan üç defa daha ucuz ve üç defa dalın kuvvetlidir. Linyit çVid en tasarruflu yakıt vasıtasıdır.
fiaoâ)
E T i B A N K
İManbul Boru»ırun İ3/T/18M ftallrrt
C E K L B ■
tapamı
Lonflı» 1 Sterlin 7 80
New Yort 100 Dol» »032
Parti 100 Pranstt F. 00-
Stokhoiro ıoo tıvec Kr. M İZİ»
cvnevrv l(» lrenr» ». M».l
Amrstctaam 100 Florin n.68.«>
Brt)k-el UttBcfcıkjF. sın
Lixbon 100 Lkkudrt ».T3.90
ESHAM VE TAHVtLAl
% f ralOLİ TKBV1LLEB
Sivas • Erzurum l a? a.
Sivas • Erzurum 1-T a ?o
İMİ Demiryolu 1 a-
İMİ Demiryolu U 31.85
İM) Demiryolu m 21 .IS
Milli Mtloalaa 30 MI
MÜH MUU-Mm 11 -1 40
M UH MOUafu tll 30.50
M dıı Mamuu IV ■m
% ■ faizu ranvlLLSB
Kalkınma 1 w.-
Kalmam» ü VS 60
Kaltuuna III KJO
Ut unıkrau l ■rt.SJ
5HI «Uitran D FI.7S
J941 Demiryolu M —
İM» lüUkTarı L 39 -
% S FAİZLİ TAHVİLLEB
IM3 Ergini 23 10
|'(H> bcmmtreii 21»
Mili) MOdalak Z1J05
Demiryolu IV 102.50
Demiryolu V «AZ
SIHKET HISSELOIİ
ftmıısı UZ-
U Bankası 2510
T Tlcarel UanKası 0.—
Avdan çunenlo 11.-
% «J FAİZLİ TAHVİLLERİ
0»U cahvlM MOS
ANAJOOLO DEMİRYOLU OHUPU
Tatıvıllcı l-Z 1«I-
Fhrae senetleri 9# ■>.—
Mümessil senet 67»
SAKRAFLAHDA ALT»
fanti»
Gulden 3B3S
TUrK Ura. «0 IK>
Sterlin MJO
KOJçv S.80
Resai 44 AS
Özalp faciası muhakemesi
Özalp faciası muhakemesine bugün de devam edilmiştir. Mü-dahll avukat sanıklına cezalan dırümalarından başka müvekkilleri Lehine tazminat vermelerini istedi.
General Muğlalının vekili Ha-mlt Şevket İnce,müdafaasını 1-leride yapacağını söyledi. Savcı bu mütalâalara hlirak etmediğini bildirdi. Yüzbaşı Vahdetin avukatı müvekkilinin bera-etJnl İstedi.
Bilâl Bilinin iTuka’ı ise, genç ve tecrübesiz bir teğmen olan m m- ir iri linin bir Oıtfeneral emrim yerine getirmekten başka bir suçu olmadığını söyledi. Nee det Bilgenin avukat, da müdafaa içhı mehil istedi
Neticede, diğer müdafaalar için duruşma taht edildi.
Kız kardeşini yaraladı
Karagümrükte oturan. Faik Gerer teminde bir şahıs. dün gece Tarlabaşı caddesinde ilerlerken kız kardeşi Sema Gezere rnrtamış ve vaktin hayli geciktiğini soyhyerek beraberce eve dönmelerini teklif etmiştir. Sema, agabeysinin bu teklifini kabul etmemiş ve yürüyüp gitmek istememiştir. Faik Gezer kı::kardeşlnin bu şekildeki hareketine sinirlenmiş, taşıdığı bıçağı çekerek kardeşinin üzerine atılmış ve muhtelif yerlerinden tehlikeli şekilde yaralamıştır.
Semanın feryadına yetişen zabıta memurları, yaralı kadını Beyoğlu hastanesine kaldjrjy-iar. ağabeytsi Faikl de kanlı bı-çağiyie birlikte yakalamışlar-dır.
I
VEFAT
İstanbul UelcdiyesindcD: Genel Mee'ü üyelerinden: MUHARREM NAİL AKDOĞ vefat etmiştir cenazesi 14.2.1951J sah günü Teşvlidyede Muradiye mahallesinde Rüştüpaşa sokağındaki S6 No. lu evinden kaldı olarak namazı öğleyin Teşvikiye camiinde kılındıktan sonra Zinciri!kuyu metarlığına defnedilecektir.
| Teessürle ssyuı arkadaşlart-nın ıttılaına maulunuı-
Alâaddin Tiridoğlu dün akşam Cidde’ye hareket etti
Ankara 13 (AA.) — Cidde Büyükelçimiz Alâaddin Tirid-oğlu bu akşam Torca ekspres» üe memuriyeti başına hareket etmiş, istasyonda dostları tarafından uğurlanmıştır.
★ Konya valisi Şefik Soyerle Gümüşhane valisi Ali Rıs» Çevik dun Vali ve P-lediy* «isini ziyaret etmişlerdir.
14 Şuha: 1950
f SERBES ŞUTUN J
Şirket halindeki işlerin teşviki lâzımdır
I


Bizde pek biiyiik eksikler den bîri «teşkilât» tezahür teridir. Üçümüz, beşimiz bir araya toplanarak müşterek iş göremeyiz; elbirliği çalışmalardan müspet neticeler alamayız .
Halbuki, muazzam sermayelerimiz birikmemiş bulunduğundan. ancak şirket ve kooperasyon sayesinde garbın kocaman devleriyle bo ğuşacak bir mertebeye ulaşabiliriz. Hem Dışişleri Bakanımızın Avrupa dönüşü, «ithalât serbestliği» ni haber vermesinden ve memlekette dc türlü alâmetlerle bunun hissedilmesinden sonra...
Maalesef, kanunlarımız, küçük sermayelerin elbirligiyle çalışarak büyük işler görmelerini teşvik etmiyor. Bilâkis önlüyor. Hattâ şu son •gelir vergisi» bile, şirketleri söndürüyor
¥
Son haberler arasında şu da vardı: rlicaret ve Sanayi Odası tarafından yapılan bir istatistiğe göre, odaya kayıtlı şirketlerden 142 si kendi kendini leshetmiştir. Ekserisi ithalât, ihracat işleriyle uğrasan "u şirketlerin 112 tanesi kollektifti.
Şirketlerin hepsinin Ocak ayı içerisinde kendilerim feshetmeleri ve bu ayda gelir vergisinin de tatbikine baklanmış olması, bazı söylentilerin ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Alâkadarlar. şirketlerin, İktisadî durgunluktan ziyade gelir vergisinden kurtulmak maksa-diyle kendilerini feshettiklerini ileri sürmektedirler.»
*
Yakın zamanlarda, bu mevzu üzerinde tekrar durmuştum; gazetelerde rastladığım ve yukarıya aldığım haber üzerine tekrar avdet ediyorum.
Bir yeni kanun çıkardık da bir yeni vergi usulü ihdas ettik mi, bunun 1 numaralı gayesi: «mümkün olduğu kadar çok vergi toplıyabile-lim» olmamalıdır. Hele katiyen «yegâne gaye» bu olmamalıdır. «Memleket iktisadiyatını mümkün olduğu kadar geliştirelim, servetin çok miktardaki insanlar arasına inkisamına vardım edelim!» fikri, birinci plânda gelmelidir. Diğer mülâhazalar bunu takip etmeli.
Ne yazık ki. böyle olmadığını. kollektif (yani her uzvu bütün varlıklarivle teşebbüse atılmış) şirketlerin darbelendiklerinden anlıyoruz. Asıl böyle şirketlerin kanunen teşvik olunarak fazlalaşmaları içtimai bünyemize uygun olurdu: Her biri bir kaç bin lira koyup epeyce bir sev biriktirerek kendi işlerini «büyük müessese» ha’ice sokmuş insa.t-lar. en iltimaslı durumda olmalı idiler.
Halbuki, böylcleri sahneden çekilmek zorunda kalıyorlar; (başka bir vesile ile dc söylediğimiz gibi:) Gala-talı altın babnsı bir sarraf, gelir vergisinden kurtuluyor: tarif ettiğim kollektif şirket, ağır vergi yükünün altına giriyor.
Sözde gelir vergisinin gayesi —*—’----------- —
gi --------
savatı» m
Fakat bu .
lâkkiierle müessesesinî geniş kurup hinnetice yakayı ele vereıı naraları sökülüyor; kârıkadim devam ederek vergiden kaçan kurtuluyor.
Bu arada altın babası sıyrılıyor; kollektif şirket diğer resmî şirket tipleri en fazla kaçıp da kurtıılamıyanlar-dan olduğu için rağbet göremiyor.
Bunlar, kanun vâzıının -tıpkı ziraat şubelerinde olduğu gibi - büyük bir iltimasını hak ediyorlar. Şirket ve kooperasvon tiplerini korumak zorundayız.
(Vâ-Nû)

ver-mii-

hasta
«vatandaşların muvacehesinde .......
sağlamaktı, modern te-
Arnavutköy kız kolejinde konferans şair Asar Hâl et Çelebi yarın saat 17 de Arnavutköy Kız Kolejinde mücerred şiir hakkında ı bir konferans verecektir.
TUR AL
UKSURjGü keser
I
Beş yüzüncü yıl hazırlığı
Bay mı? Bey
Unvan anarşisi ne zaman sona erecek?
Eminönü halkevinde bir toplantı yapıldı
İstanbulun beş yüzüncü ve miltaakıp yıldöniimlerini kıılla-ma derneği umumi heyeti dün saat 15 de Eminönü halkevinde toplanmıştır. Toplantıda Vali ve Belediye Başkanı profesör Fahreddin Kerim Gökay. üniversiteler rektör, dekan ve! profesörleri, eski Çehremin-, lerinden operatör Emin ve operatör Cemil Topuzlu ile eski Vali ve Belediye Başkam Muhlddln Üstündağ. şehrimizin tanınmış avukat, doktor, mimar ve mühendislerUe, Güzel Sanatlar Akademisi mensupları, gazeteciler, diğer fikir ve sanat adamları, Şehir Meclisi asaları, bankaların müdürleri, tüccarlar, tanınmış İş adamları ve diğer şahsiyetler hazır bulunmuşlardır.
Toplantı Vali tarafından kısa bir konuşma ile açılmıştır. Vali, demeğin faaliyetinin ehemmiyetinden bahsetmiştir. Hasırlanan demek nizamnamesi okunmuş ve kabul edilmiştir.
Mûtaakiben seçimlere girişilmiş ve demeğe 11 asli, 11 yedek 'iye ve 3 mürakpı İntihap edilmiştir. Asli üyeliklere Ihsan ipekçi, Süheyl Ünver, Osman Ergin. Vasfı Egeli, Vasfl Rıza. Aziz Oğan. İzzet Akosman, HalLs Kaynar, Doktor Fethi Erdem, heykeltraş Nejat seçilmişlerdir. Seçilen İdare heyeti, çalışma programını hazırlayacak ve en kısa zamanda umumi heyeti tekrar toplantıya davet etmek suretiyle faaliyete geçecektir.
14 bin veremli
Sağlık müdürlüğü bunları »ıraya koydu
Çoktanberi yazmak karan verdim. Fakat, karşımda muhatap olacak zatın, Bayın Adnan Adıvar gibi hepimizin hürmet ettiği eşsiz vc emsalsiz bir 'şahsiyet olduğu içbı, bir hayli tereddüt ediyordum.
Geçen günkü Akşam da (Fe-lek’e mektub) başlıklı Sayın ' üstadın yazısı, nihayet son tereddütlerimi izale etti, ve kendimde bu satırları yazmak cesaretini buldum.
Bay demek mi rioF.ru? Bey demeğe mi devanı edeceğiz? Bunu bir an İçin bir tarafa bırakalım ve unvan kanununu icab ettiren âmilleri gözden geçirelim. Atatürk. Büyük Ata- 1 türk, Dâhi Atatürk, bu kanunu çıkarırken, memleketin derin bir yarasına merhem bulmak ı sevinci içinde bulunuyordu.' Hakiki demokrasinin ruhlara İşlemesi için, zahiri şekillerin de onunla hemahenk bulunması gerekir.
Atatürk, bazılarımıza vermek, bazılarımızın gururunu kırmak suretile va tandaj-ı iar arasında sınıf ve derece I farklarını mümkün mertebe izaleye çalıştı. Ne yazık ki, biz Onun aldığı tedbirlerin derin mânasına nüfuz edemiyoruz.
Şüphesiz kİ vatandaşlar arasında ilim bakımından, zekâ bakımından, memlekete hizmet bakımından farklar bulunacaktır. Bu her yerde ve her tarafta böyledir, ve böyle de olacaktır. Fakat, bütün vatandaşlar, sınıf ve zümre f&rkı olmadan, kanun muvacehesinde eşit haklara malik oldukları gibi, birisi bey, diğeri efendi, öteki ağa gibi unvanlara malik olamazlar.
Demokrasi memleketi Amerikana Reisicumhur Truman'a Misler Truman denildiği gibi Şikago salhanelerinde amele Johnson’a da ayni tarzda Mls-ter Johnson denilmektedir.
Bay vc bayan tabirleri Sayı
Şehrimiz sağlık müaürlüğü-
ne tedavi edilmek üzere 14 bin Bay ve bayan tabirleri Sayın veremli hasta müracaat etmiş- Adıvarın hoşuna gitmiyor ki, tir. Müdürlük bunları, hasta- mütemadiyen bey diye kullanı-lıklarınm vahamet derecesine yorlar. Hattâ, Felek’e bey de-göre sıraya koymuştur. Has-' dikten sonra, Akşam’ın kıymet-talığı ileri safhada olanların U yazarı ve bütün haklı dava-blr kısmı paraları Sağlık Mü- ların müdafii sevimli ve kıy-diirlüğü tarafından ödenmek , metli Vâ-Nû’ya bay dedikten suretiyle derneklerin veya dİ-, sonra »kendisi öyle arzu ettiği ğer resmi teşekküllerin tedavi İçin, cemile olarak» bay dedlk-müesseselerine yatırılmaktadır.
Son 6 ay zarfında müdürlük, veremli hastalar İçin 41204 lira sarfetmlştir. Bu paranın 16.204 lirası peşin olarak ödenmiş, 25 bin lirası da borç edilmiştir. Müdürlük bu borçlarını ödemek için Bakanlıktan tahsisat istemiştir.
Modern Türk müzik festivali tekrarlan-miyacak
16 Şubat perşembe günü yapılacak modern Türk müzik festivalinin o tarihte bağlayıp müteaddit kornerler vermek suretiyle devam edeceğin! zannedenler olmuştur. Fllârmoni Derneği, 16 Şııhatta verilecek konserin. bestecilerimiz Ankaraya döneceklerinden, tekrarlanmı-yacağını festivalin bu konserle başlayıp biteceğini bildirmiş tir.
Dr.
Black’in bir nutku
Colleg ve Amerikan
Robert
kız koleji reisi Dr. Black Va-şlngton'da Mlddle East enstt-tüsû ile Near East College’ln kabul resminde bir nutuk söylemiş. bu arada: «Türk milletinin şimaldeki komşusunun siyasi tecavüzlerine metanetle göğüs germesi Amerikalılara cesaret vermiş ve İyi bir tesir husule getirmiştir» demiştir.
Dr. Black 23 Şubatta İstan-hııla dönecektir. Kabul resminde Türkiye büyük elçisi ve eşi. Ayan azasınadn bazı zevat, Dışişleri Bakanlığı Bakan yardımcısı bulunmuşlardır.
lerini İlâve ediyorlar.
Su halde, kendilerinin sonsuz müsamahalarına sığınarak sormak İsterim: Kime bey diyeceğiz? Kime bay diyeceğiz?
Kimisine bey. kimisine bay diyeceğimize göre de. bazılarına da efendi, bazılarına ağa. hattâ bazılarına da o çirkin miisii tâbirini kullanarak mı hitap edeceğiz
Kanun muvacehesinde bey, hanım, efendi, ağa vs. demek yasaktır. Böyle olduğu halde biz bunu yazılarımızda da. gazete sütunlarımızda da kullanıyoruz. şapka kanununa göre fes giymek yasaktır. Vatandaş yolda fes ile gezerse, polLs, kanun namına onu yakalar, ve mahkemeye şevketler, Bay demek ve yazmak mecburiyetinde olduğumuz halde, resmen »bey» kelimesini kullanmaklığımız kanun maddele-rile ne kadar hemshenk oluyor? Bunun için takibat gere-
Paris’te satıcı kızlar kraliçesini seçmek İçin yapılan toplantıda 20 yaşında matmazel. Ellane Paudeau kraliçe seçilmiştir. Yukarıda yeni kraliçe mayo ile görünüyor.
kir mi? Bu hal suç sayılır mı? O cihetleri ben arayacak değilim. Kanunların tatbiki ile mükellef bulunan Adalet ve içişleri Bakanlan her halde bunu düşünmüşlerdir. Yahut ta düşünmeye vakitleri olmamışsa, her halde bir gün bunu düşüneceklerdir.
Ancak, Sayın Üstada soruyorum; Burhan Felek'e Felek bey diyeceğiz. Ahmet Emin Yal-man'a, Yalman bey diyeceğiz. Güzel. Sebze halinde kabzımal kâtibi Süleyman'a Süleyman efendi tahsil küçük memur Hasan’a, efendi mİ diyeceğiz? Kuyumcu çarşısında sadekâr Hagop’a, Hagop efendi mi? Bakkal Bo-dos'a, Bodos efendi mİ? diyeceğiz? Neden? Niçin? Yahut bunların hepsine de bey mi diyeceğiz? Bunlar hep ayni derecede vatandaşlar olduklarına göre nasıl, ne hakin bunlara taviz ayrı ayrı hitap edeceğiz.
Eski Osnıanlı adabı muaşereti, kendisi İle eşit saydığı kimseye bey derdi. Kendisinden aşağı gördüğü kimseye de. meselâ, uşağına, ayvazına, sandalcısına, arabacısına ilh. llh. efendi derdi. Derdi amma, o zaman ortada bir Saltanat vardı, ve millet te o saltanatın tebaası İdi. şimdi İse. saltanat yoktur, millet te tebaa değil, hür ve serbest vatandaşlardır. Sebze Halindeki kabzımal kâtibi Süleymanın, nazari olarak İntihapta kazanıp milletvekili olmasına hiç bir ırur.i yoktur. Milletvekili olan Süleyman'ımı
mİ diyeceğiz’ Maliye şubesinde vezne kâtibi
Haşan
Elmadağında feci cinayet
İki kardeş eski bir ihtilâftan bir adamı öldürdüler
kö-
Elmadağ kazasının Edlz yünde feci bir cinayet İşlenmiş ve iki kardeş koyun yüzünden bir genel çifte İle öldürmüşlerdir.
Edlz köyünae oturan Mehmet Yağcı İle Osman Yağcı İsminde İki kardeş 25 yaşlarında Ali Ihsan isminde bir gence rastlamışlardır.
Alt ihsan e ski bir h&dlseyl hatırlayarak OsmanJa münakaşaya tutuşmuş ve daha evvel Os-manla Mehmedln kendisini koyun yüzünden mahkemeye verdiklerini hatırlatarak yalnız olduğunu zannettiği Osmaııı sopa ile dövmek İstemiştir.
Bunun üzerine Osman derhal bıçağını çekerek All İhsanın ü-zerlne yürümüş, fakat kendisinden daha kuvvetli olan Ihsan bıçağı eli İle tutarak kendisini müdafaa etmiştir.
Bu sırada arkadan gelmekte olan Mehmet, kardeşi İle All İhsanın bıçak ve sopalarla kavga ettiklerini görmüş ve kardeşini kurtarmak maksaalyle Al' İhsanın üzerme çifte İle ateş etmiştir. All İhsan aldığı yaraların tesiriyle derhal ölmüştür.
da bir gün Başbakan olabilmesi de pekâlâ mümkündür.
Belki bay tabiri hoşumuza gitmiyor. Belki Bayan’ı sakil buluyoruz. Ben şahsen bunları çok yerinde buluyorum. Fakat milletin çoğunluğu bunu hoş bulmuyorsa, kanun yolu ile bay ve bayana karşılık bulalım. Bulalım amıııa, bulduktan sonra da bunu mutlak» ve mutlaka herkes İçin kullanalım. İsterseniz öz tilrkçe olan Çelebi'yi bay yerine kullanalım, ı ve bayan karşılığı İçin de - bu da benim buluş umaur - Çeleba diyelim. Fakat birisi bey. öteki! bay, öbürü efendi, beriki mü ot,1 yok, bu olamaz. Bu hal, vatandaşlar aracında ayrılık hisleri yarattığı gibi, hiç kimsenin, hattâ hiç bir zümrenin kendisine bey payesi vcrlb. kendi şahsı veya zümresi dışındaki vatandaşları hakir görerek onlara, efendi, ağa, müsü gibi hitap etmeğe hakkı yoktur.
İlim ve irfan bakımından, insanlık bakımından, hem memleket çapındR, hem de dünya çapında mümtaz bir varlık olan Sayın Adnan Adı1 varın sonsuz müsamahasına sığınarak soruyorum: Kimlere bey diyeceğiz? Kimleri bu hak-dan mahrum bırakacağız. Sayın Üstad, tenezzül buyururlar ve yine Sayın Akşam'ın misafirperver sütunlarında bizi tenvir ederler ve endişelerimizi izale ederlerse kendilerine minnettar kalacağız.
Derin saygılarla.
Vahr Malkom
Ege tütün satışları
Satılmamış 750.000 kilo kadar tütün var
İzmir — Tütün satışları aralıksız dev:ım etmekle beraber daha satılmamış 750 bin kilo kadar tütün vardır. Mamafih, gerek tekel ve gerekse tüccar devamlı müoayaalarda bulunduklarından bu miktarın da müstahsil elinden çıkacağına muhakkak nazariyle bakılmaktadır- 26 Aralıktan 10 Şubat akşamına kadar yapılan satışların umumi yekûnu 49.159 360 kiloyu bulmuştur, vasat! flat 209 kuruştur.
Üsküdar - Kadıköy tramvay işçilerinin kooperatifi
Üsküdar - Kadıköy ve havalisi tramvay İdaresi, lşçllc-rile diğer çalışanların İstifade etmesi içtn bir kooperatif kurmuştu. Kooperatif, azasına iki aydu bir bedeli taksitle ödenmek üzere muhtelif yiyecek maddesi dağıtmaktadır. Bu teşekkül son olarak idare mensuplarına ofisin piyasaya çıkardığı ucuz yemeklik yağlarından ikişer kilo tevzi etmiş-

Sahne sanatkârları
Dernek belediyeden yardım istiyor
Türk sahne sanatkârları derneği, Belediye meclisi âzasına birer mektup göndermiştir, t. Galip Arcan İmzasını taşıyan mektupta şöyle denilmektedir: «Memlekette sahne sanatkârlarının bir n'zam ve insicam I-çlnde İnkişaf ve meslektaşlar lirasında yardımlaşma ve gerek akademik, gerek içtimai İlerlemeler temini, hastalık, işsizlik, ihtiyaç, ölüm, doğum hallerinde üyelere İmdat ve muavenet gibi hizmetlerde bulunmak üzere teşekkül etmiş ve İki senedir bu zeminde hayırlı ve verimli hizmetler ifa etmiş bulunan Türk Sahne Sanatkârları Demeği bir müddet evvel bir dilekçe ile sayın Belediye Başkanlığına başvurarak 1950 bütçesinin yardım faslından derneğimize tensip buyrulacak küçük hissenin ayrılması hususunda ricada bulunmuştu.
Bu hususta yüksek şahsiyetinizden de lütuf ve müzaheretinizin eslrgenmemesini sanat sever kalbinize sığınarak rica ve niyaz ederiz.»
Bir köyde 51 baş hayvan yandı
Konya (Akşam» — Yarma bucağına bağlı İsmll köyünde All Duran’a alt ahırda çıkan yangında 51 baş hayvan diri diri yanmış ve hiçbiri kurtarılamamıştır.
Türk müzik festivali hakkında konuşma
Bu akşam saat 20.50 de İstanbul radyosunda müzik muharriri arkadaşımız Fikri Çl-çekoğlu «Türk müzik festivali» hakkında bir konuşma yapacaktır. Programa sonradan ilâve edilen bu konuşmayı okuyucularımıza bildiririz.
RADYO
İSTANBUL RADYOSU öğle ve akşam programlan 1157 AÇ1I13 ve programlar.
13.00 Haberler.
13.15 Şarkı vc türküler (Fİ.).
13.30 Hatif orkestralardan müzik fPl).
1350 Şarla ve türkül-r OkvyM: Sazan Güven. Çalanlar- Hakkı Derman. Şerif iftı İsmail Şcji-ç.ılar.
14.30 Ev kadını - Çar.*,MW rujunun hazırlanman. Konu çan: MUnlre Zebunoglu.
14.40 Dana mOrlSl (Pl.l. 15,00 Programlar ve kapanış. 17,57 Acılı; ve programlar.
I8,oo caz müridi (Pl.ı.
18.30 Sadi Yaver Ataman memleket havaları Ses ve Saz Birliği konterL
19,00 Haberler.
19.1 S Hafif ara müzlğt t Pl.l.
19.20 Radyo senfoni orkestrası konseri. idare eden: Cemal ju»tt Rey,
20.00 Memleket türküleri Çalan ve söyleyen: Necati Basara.
30.15 San KloUrı (PI >.
30.30 Müzik bilmeceleri,
20.45 Modem Türk müıljt festivali (hakkında. Konuşan: Fikri Çi-cckoglu.
20.55 Hafif »ra müziği ıPal.).
21,00 Spor sarayından naklen Türk -Italyan boka karşılaşmalarının yayını. Maçların sonunda normal program.» devamı.
23.30 Programlar ve kapanış.
ANKARA RADYOSU öğle ve akşam programlan 12.28 Açılış ve program
12.30 M. S. ayan ve Şarkılar.
13.00 Haberler.
13.15 Salon orkestralar indin melodiler (PL).
13.30 öğle Gazetesi
13.45 Sen parçalar (Pl.l
11.00 Aksam programı, hava raporu ve kapanış.
18.00 M. S. ayarı: Semai ve Şarkılar.
19.30 Radyo ulon orkestralı.
19 00 M. S. ayan Vc Haberler.
10.15 Geçmişte Bugün
20.15 Radyo Gazetert.
19. Z0 Yurttan Sesler.
20.00 Varyete müzikleri (Pl.l.
20, J0 incesaz (Şehnaz faslı). 21.00 Temsil.
21.45 Scrbca saat. 23.00 Konuşma.
22.15 Dnns müziği (Pl.ı.
22.45 M. S. ayan ve Haberler. 23,09 Kapanış
Yarın .sabahki Program
7.30 M. S. ayart.
7.31 Neşeli parçalar (Pj.I.
7,45 Haberler ve hava raporu 8,00 Çeşitli melodiler «Pl.l.
8.25 Günün programı.
8.30 Beethoven - Fn Majör İlkbahar sonatı (Pl.l.
9,00 Kapanış.
19 — 25 şubat Londra radyosu Türkçe yayını
7.13 7.30 haberler, basın hülâsası (3142 ve 19,01 metre) 18.30 18.45 pa-
zar: Köyden mektup, pazartesi dinleyicilerle baş ba$a, salı radyo İle tngl Uzee, çarşamba Türk musikisi dinleyici İstekleri, pergembe temjll, cuma Türk musikisi dinleyici istekleri, cumartesi konuşma. 10.45 — U Haberler ve haber yorumları (34,92 ve 10,91 metre). 53 — 33,15 haberler
(49.10 ve 41,49 metre).
Sahile S
Refah alâmetleri!
Sağolsunlar, devlet adamlarımız muhtelif vesilelerle yaptıkları yurt içi selintilerinden her dönüşte ilk defa gördükleri bir diyardan bah-s'diyormuş gibi konuşurlar. Hepsinin her zaman tekrarladıklar] sözler şöylece hulâsa edilebilir:
«— Gezdiğim yerlerde her şeyin mükemmel olduğunu gördüm. Her sahada istihsalin arttırılması, memleketin umumî kalkınması için alınan tedbirler intizamla tatbik ediliyor ve süratle alınan müspet neticeler her tarafta açıkça görülüyor.»
Senelerden beri tekrar edilen şu sözleri gazetelerde okuduktan sonra gözlerimi kapatıyorum, salahiyetli ağızların ballandıra ballandıra tasvir ettikleri manzaraları muhayyilemde canlandırmağa çalışıyorum. Bas. döndürücü kalkınma hancb leleri tepkili uçak sürati v re— yurdun dört bucağına yav£-lıyor. İktisat, ticaret, «iraaBpl sanayi, maarif, imar, n ak İte yat sahalarında alabildiğine*^ inkişaf eserleri ilk bakış yüze gülüyor, istihsal âzanjB hadde ulaşıyor, vatandaşlako çeşitli işler iizemide lıarıtj hani çalışıyor. kazanıyorj> refah içinde »a-fiyorlar. _ Senelerden beri hepimi® el kaldırıp bu duaya amitjZ çekiyoruz, fakat ne yazık amin sadalan gök kubbede** dağıtıp kayboluyor, baş un zı önümüze eğince gözlerîO mizin önünde acı hakikati sırıtıyor. Qj
Karadeniz havalisind(|)
yaptığı tetkik seyahatindedr dönen sayın Devlet Bakam* B. Cemil Sait Barlas'ın birkaç gün evvel İstanbula dönüşünde arkadaşlara anlattığı intihalarını da gazetelerde okuduk. Bay Bakan Karadeniz bölgesinde mısır ihtiyacının tamamiyle temin edildiğini, halkın sevindiğini söyledikten sonra Avrupa memleketlerinde iktisadi durumun çok fena olduğunu anlatarak şöyle diyor:
«— Avrupa d a işsizlik çoktur. İstihsal edilen malları satacak pazar bulmak müşkülâtı mevcuttur. Halbuki bütün bunlar bizde yoktur.»
Evet, sayın Barlas! Hakikaten bizde böyle bir zorluk yoktur. Ziıa sanayiimizin sıklet merkezi devlet elindedir; inhisarcılık, gümrük, ithalât tahdidi seklinde himaye tedbirleriyle mamulatın yurt irinde yüksek fiatle satışı temin edrliyir ve bir ziraat memleketi olduğumuz halde buğdayı Ameri-kadan satın alıyoruz!
Geçim vaziyeti bakımından Avrupa memleketleriyle yurdumuz arasında mukayeseye girişen bav Bakan, halkımızın refahını da şöyle anlatıyor:
k— Siz memleketteki otomobil bolluğuna bakarak servet artısını görebilirsiniz. Ben gezdiğim birçok yerlerde dar gelirliler hariç, vatandaşların yaşama seviyesinin 938 senesine nispetle daha yüksek olduğunu ve halkın daha çok para kazandığını gördüm. Fakat buna mukabil zevklerimi» artıyor ve fazla para sarfedi-yoruz. Memlekette refahın artmadığını iddia edenler bunu isapt etmelidirler.»
İddia ispatına kalkışacak değiliz, esasen bu bize düşmez. Hakikaten harbden evvelkine nispetle daha çok para kazanıyorlar ve artan zevkleri için fazla para ser-fediyorlar.
Gel gelelim, o zümrenin miktarını, memlekette refah delili olarak öne sürdü.ğünüz lüks otomobillerin adedi gösterir ve bu rakamı on dokuz milyonla mukayese edince refahımızın hakikî seviyesi meydana çıkar!
Cemal Refik
Memur alınacak
An kara da bir Amerikan firmasında çalışmak üzere seri daktilo ya2ar ve dosya işlerinden anlar bir memura ihtiyaç vardır.
Talip olacakların An karada PK 1015 adresine müracaatları 1949
( -
14 şubat 1950
nasıl halledilmelidir?
Vuran- -vâa««4( millimdi* Sa»t DEM1RKN
Ba meaete hûkaırzta. toteme! İlerisi .ırasında deniri dokiliv»-
Kümes hayvanları memle ketin en büyük servetidir
kırın akşam MELEK Sineması
Zerki... Güzelliği .. Nefis ve harikuktüde müziği... Zaman zaman neş'ell... Zaman zaman içil mevzuu İle unutulmaz bir san'at ve güzellik abideai...
BALALAYKA


•l
Kümes hayvanlarının çeşitleri — Et ve yumurtaları çok lüzumlu ve faydalı bir gıdadır — Tavukçuluk ziraatın mühim ve çok kârlı bir şubesidir
Ya ran; Cafer Fahri DİKMEN
günden esti miktara İblâğı İçin vtuılan ve yumurta İhraçları belediye ayrıca çalışmakta ol- hasılatı trişini senelik bûtçe-dugunu İki ay evvel ajans tel-' mlzdcn fazla olduğu nefrettîk-grafmda görmüştüm. lerl resmî raporlarında görül-
Avrupa vc Anıerlkada en çok mettedir. Evet bizim bugün yenilen kümes hayvanlarının Amerika derecesine varmamıza etleridir. Herkesin daha ziyade İmkân yoktur. Fakat memieke-jrtyfp k!ifade etmekri içhı kft- limit kümes hayvanlan yetişmem hayvanlar* etlerinden çe- ■ Urllmege o kadar elverişlidir şlt, çeşit salçnlı, küçük, buyak kİ ufak bir himmetle şu iptidai konserve kutulan yapılmakta halden kurtarılsa, bulaşık haşve halk» kolaylık alırak üzere tsJiklarm önüne geç ilse hem her dükkânda satılmaktadır. j halkın et İhtiyacına büyük bir
Aınerikada senedr 4-5 milyon' medarı olur. Bir İhraç maddesi kümes hayvanı kesfp konserve oldotundun çok mühim bir va-yapan yüzlerce fabrikalar var- ridat kaynağı de teşkil eder dır. Ve ba sanat günden güne Nitekim harbden evvel seda ha ileri gitmektedir. Kümes nede 7-8 milyon liralık yumur-h&yvantaruım daha kolay Ih- ta ihracımız var iken hastalik -ruç ve satılmaları için etlerinin lar yüzünden bugün fhraeatı-dondurulmalımnn mahsus bir ttu 3-4 milyona düşmüştür, çok fabrikalar da çalışmakta- Avrupa ve Amerlkada kümes dır. Bi2de yetiştirilen kümes hayvanlarının et vc yumurta-hayvnnLanma miktarı nüfusu-1 undan İstifade etmek için köy-muaa eure esasen sek azdır.' Ierden mada şehir ve civarın-
hayvanlarının bu vuk.v;m«-kte vc kümes hayvan- herkes larafmdan kesilip isliden haJhm lâyttl- kırı ı*ne ile satddıÇmdan orta fade olunabilmesi büyük bir jMemelari için ki- halli Mr ailenin bile 4-5 lir» avantajdır. Güvercin besteme-1 sin kolaylığı ve güvercinlerin
■ uçup drşarKla kırmlannı do-ı yurmaian güvetclnMkterdr yalınız akşamlan biraz yem
- vermek gibi uctıa yetiştirilmesi i ile kışın gençlerini kesip yemek et ihtiyacını tamamylle temin eder. Bele güvercin pa-Mamın lezzet ve nefasetine do-
■ yum olmaz
Tavşan eti de çok lezzetli ve
■ nılydcvî bfr ettir. Yalnız lavı şanlar kemirici hayvanlardan
l olduğundan bahçelerde ziyan-
■ karlık yaparlar. Tavşanlara ı mutlaka kümeslerinde kapalı ’ beslemek gerektir.
' Eti ve beyaz kılları yüzünden ticaret maksadile tavşan bes-lemrııin de çok kârlı bir iş olduğu ayrıca yazılacaktır.
3 — Kümes hayvanlarından bir çoklarının güzel tüylerinden şapka vc bir çok biçimde şapka süsleri, yelpaze, toz aJraa süpürgeleri, şilte ve yastık gibi en mühim İşlerde kullanıldı, gjjıtfan bir çok fabrikaların
dalma aradıklar, bir metadır. Ayrı bir !ş ve mühim bir ticareti vardır.
4 — Kümes hayranlarının ptsilMerinln ziraıîte gübre olarak kullanılmasının çok kıy, meti vardır. Tavuk gübresi sunî
yapılan gübrelerden daha kuvvetlidir Her çeşit çiçekler, çi-: fek ve bir çok kıymetli sebaeler 1 İçin çok elverişli olduğundan Avrupa ve Amerikada tavuk gübresi ziyade kıdlanılmakta-: dır.
5 —
vukeuJuk sanatını öğretmek ve İti;un bu kıymetli gıdadan teşvik Ve gösterilen kolaylıklar mahranı k*lm;ik.Lad»r. hususunda yapılan gayretler Ar,Cılk duktorlurın.uun tav-,
akJ* hayret verecek kadar bu- siyesi Ue bostalar vt mideleri yüktür. Bu sayededir kİ Ame- aayıt ninnine fedakârlık yapa-rlkada 1935 senesinde 624 mil- rak yemektedirler.
ron H> bin Un* Ku,lkll- 2 _
yalnız AUnh'» şükran etleri gibi yumurtaları da çok
bayramında 22 mLlyon hindi Ieöetli nddeyl yor.
kesildiği tovukç'jtok gnatesin- may;ını fcoiayc» hazanla» tnü-de goruîmüştûr. fnglltercntn de kemmeI bif r(ja olduğundan Noel yortusunda hindi aarflya- A,rupa vc Amcrikada yumur-l ta sarfiyatı pek büyüktür. Anıjlo-Sak&onlar her sabah iki l yedikleri gibi her
1 bulunur
Ve bnrasT büyük sanayi bölge- de nazarı itibara, alınarak fS-« otaeaktır Fakat Gatala. Str- «ununda Mn vagon Uearrt , keef ve hattü HaydarpaşadaM «W» »r makulden diğerine , liman faaliyetini taht edip rsak İr d itecektir bunla'! Tedikul-^ nakletmek Huyu* sanayt mintana» , ve her nevi gümrük ve antre- Yedıkulede tesis cailınee kö- ; po tentelerini YVdtovfede yap- «nur depolan, tamir havuzlamak hakikatten umklaşarak n şehtr için ikinci Mr elektrik , bavul atenünde yaşamak olur santral*, sriniar gilri tesislerin ( fatanbaton tfcori ve iktisadf Eayd.ırpaşmfo yapdması mu- , Mfcumle faaliyet merkezini bir vafık olacaktır. Mamafih Yc- J tek noktaya toplamak tatbiki dikuic limanında da kömür kabil oimıyon te tattokindrr de depolan testsin*? zaruret var- , ItnDm ve fayda buiııımtyan dır tor rttâfunerrih- Jırkeel ve Ga- Galata ile Fındıklı arasında- ( latada hâieu mevcut * büyük M liman tesUlerilc birlikte , vapurtenn yonaşm-asma ır.û- normal bir demiryolu hattı in-sari nhlanlarj. depo, antrepo, S* edip, burada yapılacak fe- ’ yateu salonları, pö—mk daire-, ribot vasıtesil* vapurdan teri fri* tetoateri tertetmekle doğrudan vagonlara alıp veri- ' tür eok milyonlar heba olacak hwck eşya Haydarnoşa veya I ve bunüaruu bir şehir parçası Ye dik ul e limonlarına nakledUe 1 olarak imar için lâzım gelen bllec'-ktir Bu surette Galata I *nihamlar «i* bjlıujmıyucagm- sektörü Avrupa ve Anadolu ' rt» şehrin bu kiÂimian msm hatlarına bir demlryol İle btbt- 1 handırotr kalacak, yavaş ya— lanmış gibf çalışacaktır. (
v»ş harrp bir hale ü&nerektte. Sirkeci sektöründe büyük de- l Sirkeci ve Gukata tünan t«-t“" ~ ----•
stetenni kaldumuk kanaati- yu* .unan tesisleri yapılman ( marr yanlış Mr düşüncedir, kabil değildir. Saraybumtınun I Runian ıslah ve tekemmül «t- tarihi vc güzel manzarasını İh- 1 t irmek ve aad Uüyûk liman te- iül «■ tmı» malidir YediTaılc lirua-riaterini evveli îlaydazpaşa U- n* inkişaf ettikçe yavaş yavaş 1 manim tevsi ederek orada. Sirkeci liman faallycttat azv.lt-soara büyük sanayi için de malt ve zamanla Ehtinönû ile br»vr. pwpMun temi ve Myuv uiuuku «uıuuı ııctncn >u
Yedıkuiede yap-nak lâaımdır. Sar ay burnu arasındaki bütün gerek yapılması elzem Yedikti- bir miktar sıçak suda eritilip
Bulun faabyet merkezi Ye- tesistert kaldırarak dünyanın le - Bakırköy arası liman in- istenilen yemek yapılmaktadır, ıhkuteyc nakledilirse Anadulu en güzel manzarasına malLk Ş&atı ayni ramanda etnd et- Görülüyor kİ kümes hayvan-yakası. Üsküdar, Haydarpu-o, bu mahalli İmar etmek en ma-'mek. büyük bir nlkyas ve hırının et ve yumurtası gibi çok Kadıköy sönecek ve buralarda vafıktır. Sirkeci istasyonu ve programa göre yapılacak pra-' kıymetti btr gtrlndan halkın is-Mç Ur falışm» ve iş rabası ve ban eşya Kibarlan yalnız ma- jelerdm bugünkü DrUynç ve t ifadesi için ne kadar kolay-ictihsal metnbaı kaimıyacak.- halli servise hasredilecek ve lüzuma tekabül eden kısmına tıklar yapılıyor ve bn sayede Ur. fetanbuJan asıl büyük garı Ye- hemen boşlatmak hâzinidir ne büyük servet elde edittyerr.
Hayaarpaşa He Salacak ve dikmede olacaktır. i Sait DEM İR EN Amertksda yalnız kümes hay-
tı çok büyüktür.
İkinci dünya harbinden ev-_________ .... ....
ve! Kan.ıdadı* senede 95 milyon yedîki^
mezbahada kümes hayvanlan yeDıeklerde yumurta __________________
kesildiği halde harb yüzünden in)1? A^rt]^ yumurU işbu miktar 62 milyona düştü-'—- -------------- - ——
..................*......|
Hulaıa: Liman meselesi Ga- ltUT'1 lata rıhtımlarını aratıp yeni tesisat He Mehiz etmek. Ray-diirpeşa itmam m tevsi etmek kararüe hal salhanna gumlş-tir. Deniz yollan birinci bir münakaşa He ı&atyO biruuı önünde beş milyon liralık rıh- o derece zararlıdır, tmı ve tesisat yaptırmak tadır bozulmadan nıuhalaza
**__”***”_ C milyona düştü- m^n 1935 senesinde CM» mil-
yar 252 milyona çık tığ: Mar-universttesî tavukçuluk şubesi profesörü tarafından çıkarılan ve yedi defa basılmış olan tavukçuluk kitabında yazılmıştır.
Yumurtanın faydalı olması taze olmasına bağlıdır. Bayatı Bu sebeble - - , , edil-
Sirkeci ve Gatata liman ue-po ve antrepolar İnşası vc bü-|Ve bu İnşaat ve tevstat dEvam inekte ve en ziyade hususi tabedecek yeni depo ve antrepo-' rikalardn ince toz halinde tular. terfi makineleri vc diğer rutularak küçük, büyük paket-aiât ile tekemmül edecektir. |
Haydarpaşa Umunun tevsi-alı işi daha mühimdir ve ran-ı tabi işler olmak bakımından gerek Haydarpaşaam tevsii ve
1er içinde satılmaktadır. Fabrikalarda kurutulan yumurta tatilin senelerce kalsa bozulmaz. Mutfakta yumurtaya lh-Uyaç olduğu zaman hemen az
Mezbahalarda kûma hyaavnlanelbhn künu hayvanlarının t
toı
Başlıca Yaratıcıları :
NELSON EDDY — II.ONA MASSET Numaralı biletler bugünden satılmaktadır.
4
f
New York radyolarından gönüllere süzülen. Altın sesiyle günün en çok sevilen yıldızının şahane filmi
Perşembe akşamı
- ELHAMRA
SİNEMALARINDA l7l]jfi/5£u
(Renkiiı İVUIII IlHB)
HAVANAOA FESTİVAL
«Romauce on t he Higb Seas-DORİS DAY — JACK CABSON'un
Dünyaca tanınmış büyük yazar »STEPHEN PURCELL’Ln «STAİLLON ROAD» adlı kitabından yaratılan
Aşk, İztlrap filmi
Perşembe Akşamı PÇQİ
gönülden gönlle
«Sialilon Rnad.
RONAJLD REAGAN — ALEXİS SMİTH — ZACHAKY SCOTFun çok beğenilen büyük Alimleri.
r
Bugüne kadar beyazperdede eşi ve benzeri asla görülmemi; muazzam sahnelerle dolu ve heyecan süper filmi

Belediye meıat müdürlüğünden
Sahibinin adı Ömer İkinci İcra 48/3855
> > >
Remziye
Eşyanın cinsi
Sandık ve fcus
Ayna Sandalya
Soba
eşya şubesine satılmak Û2«re getirilen ve satılma-
Ardiye No.
1605/9495
1637/9251
1626/9253
1712/0809
İdaremiz
yan. sahipleri tarafından da ka İdmlmayıp ardiyemizde muhafaza edilen yukarda evsafı yanlı 4 kalem eşyanın sahipleri ilân tarihinden İtibaren 15 gün zarfında mallarını almak üzere müracaat etmedikleri takdirde mezat talimatnamesinin 25 inci maddesine tevfikan açık arttırma suretiyle satılacağı ilân olıı-1871
azafrrmşttr.
şiftik afatı

Perşembe akşamı
SARAY sinemasında
LOL'IS HAYÜARD -LUCILLE BREKNEB ve ZACRARY SCOTT gibi
3 meşhur yılldız taralından temsil edilen
PARA HIRSI
(RulhlfeSİ
Filminde... Servet İçin ya-■şayan ve ölen bir adamın feci aklbeti. Para peşinde koşa® kadınlar... Vı
HH tün çılgınlıklar..
kesilen ı nu -, toplanan
kullanılan hazır bir yiyecek yapılmaktadır.
ö — Tavuklar kesildikten sonra endokrin tlroid ve pankreas gibi guddelerinden çıkarılan ve (hormon) ismi verilen Mr ilâç yapılmaktadır ki son zamanlarda kadın hastalıklarında kullanılması büyük lay-
luanzıuı a«ı«ur Bu akşam Saat 20.30 da DUAM KISMI TEBEŞİR DAİRESİ Sazan: Klabund Türkçesi: M. Batar
MEAALMER KARACA UPErtn. ©Maksimde
Saat TO.30 da
M&uneler: Cumar tesi oaznr 15 te
SİZİN SOK IK
kanlan, içine bazı yiyecekler dalar temin etmektedir, katarak domuzlar için çok Cafer Fahri DİKMEN

sıyordu.. Oğlu bftyüyünccye kadar çekeceği yalnızlı* karşılaşacağı müşküller...
Başını yavaçr ecvirdl alaca karanlıkta Vahdetin mahzun profiline baktı:
«—Bir devirde flört etmiş ■uanlarm ekseriya zamanla, en yakın Hti dost haline gei-diklerinin Isbatı Feride ite ÜODjuan'dır. — diye aklından geçirdi' Vahdet de benim sadece dostum olarak kalamaz mı7*
G ünlerde nberi devam etleri aefls mücadelen şlauU «n hâd zafh.'isuıa girdi Vahdeti kendine sır ortacı yapmakla ne kaybedeceğini hesaphyor. Belki onun aşkım kaybedecek, her halde muhabbetini ,disinin anne ulrnak üzere bu-lundturjnu öğrenince, aralarında İzdivaç bahri kapanacak.
i Zaten bu bahis,' Nazlmm pek 1 de hoşuna gitmiyor. Buna rag-1 men dostlukları devam edecek. Keıuü. istanbuia dr■•nimet oaek-lupfaşaraldar. Vahdetin arzusu da zaten trtanbula yerleşmek. ,O LJuikde, arada bir evinin Ma yal u sipsivri, ekleri borun- kapara* çatacak hakiki bte dostu bulunur.
Tefrika N'o 44
kin âhüteyl eline itaca* (A. ■m mtata... 8tz nutoto?. diye-Mecegı ftnuai wk Sineler ve seneter bayie tükenecek. Kendi de evinin eşyasıyla birlikte eskiyecek İstediği kadar etfcrıce arkadaşları bulmu.'j ol-aun, ruh yalıualığı « yalnızlık . Tek tesellisi ögiu ama. o da yetişip de kendin ir e arkadaş oluncaya kadar 4. tngunkiı Nnzh olmakları çoktan çıkmış
Gebeliğini ogrendıg* gün. Qb-mo ÖmerUnıa aztak dosllugu-o hür çıta göreceğine kani- .
dr kalmak fikri metanetini sar-

İCERCEVE DI5I
---YA2M: NİHAL KAHAlAAİArALI --
AŞK VE MACERA ROMANI
G«talerini kapadı. Vahdeti hayalinde boldu. Bir bayram sabahı. Vahdrt şakaktarmdakl •ran ta t- ağarmış; g?uiş ainında. derin çizgiler peydahlanmış: kucağı oyuncak paketleri ve çiçeklerle yüklü, kapılarını çalıyor. Oğlu ite beraber, onu karşılamak içiQ koşuyeziar. Vahdet amca geldi!
Kararım vermişti Dirseğine dayanarak hafifçe «toğruldu:
— Hiçin evlenemem dediğimi merak edSyhrsun... foytiyeyım.
Vahdet, bu jeste siftindi Sedire heyecanla yaklaşıp Nazlının yanma oturdu; üzerine idildi
— Yatan uydurarak kadar
de söyle!
N acılı, yanağım onun a iri »w* koydu. Sakın bir ifade Ua;
— Evlenemem çünkü Cemilin çocuğuna hamileyim, — dedi. — Beş ay sonra anne olacağını Dûn gece eglan kar-
Yureti muhabbetle çarparak sustu.
Erkek, rahatladteuu tfade eder şekilde derin bir nefes aldı. Her halde Mazimin sükûtunda «lahu rahim şeyler, kim bilir neter vehmediyordu. Kucağına bir demet ekin gibi yayılan san saçların y r-mna parmaklarını daldırdı:
— Ptki Cemil bite bite nasıl razı oldu iyrdnu;;ı’
— Cemilin haberi yok.
.— Nasıl olur da haberi ol-
— Say İçmedim . Öğrenirse ayrılmaz diye düşündüm.
— Çocuğum* aJdırtmak iste-
medin öyle mi?
— Hayır. Ümidini yalnız çocukumda... Onsuz da kalırsam ölürdüm. (Bir tereddütten sonra ilâve eIU i Doktorun da haberi y«ta.
Vahdet, hayretten hayrete düşerek sordu:
— Ona niçin söylemedin?
— Çacogumu aldırtmağa beni mecbur eder diye korktum.
Merhametle İçi titreyerek Vahdet, onu kutagra aldı:
— Arzun hilâfına, seni böyle bir şeye kim mecb'ir edebilir?
— Bilmezsin... Bilmezsin ki... Hava kararıyor. Odanın dekoru silikleşti. Vahdetin dalgınlıkla boca ettifci bir koga dolusu kömür, sobayı madenî fırın haHne getirdi. Bu hararetle ikisi dc gevşeciler. Birtor-teruun kulları unu nida yanak
yanağa bitap yatıyorlar. „
Kapının zili, beyinlerinde ötö-verince. Nazlı, kalbi göğsünden fırlayacakmış gibi çarparak yerinden fırladı:
— Doktor geluüşUr. —dedi.— Benim burada olduğumu keşfetmiştir.
Vahdet, güldü :
— Dört kere çalındı, gelen hizmetçi...
Süratle kalk ir. sokak kapısını açıp döndükten sonra:
— Ne kadar ev hamisin —dedi.— Doktordan niçin bu kadar korkuyorsun?
— Korkan kini’... Korksam şimdi burada otur muydum?
Ve piyanonun üzerindeki parşömen abajuru yaktı. Gözleri yine bileğindeki saatte ...
— Yalnız itiraf ederim ki. ancak, gittiğin* kanaat getirdikten sonra tam rahata kavuşabileceğim. içim sıkılıyor. Vahdet!
Kucaklaştılar
— Bense senin yarandayken yer yüzünde sıkıntı tüye de bir şeyin mevcut olduğunu unutuyorum Fakat senste kaldığım dakikadan itibaren de soluk a-îajııaz oluyorum... Seyret sı-
kıntıyı o zaman bende... Sensiz kalmamamın Dİr çaresi yok mudur?... Neden senin hasretini «ekerek yasayalım?... (Gül dii.) Çünkü, kamında bir başkasının çocuğu var Aramızda Seddiçln...
— Bırak artık btı lâfı... Sikiliyorum... Aman Yarabblm, nasıl akılıyorum.
Erkeğin kollarından sıyrılarak yıirûdû; tek pencerenin siyah ıstorunu ina.rdi. Sonra, parmaklarım tuş: arda gelişi güzel gezdirerek:
— Sıkılıyorum, diyorum, beni oyalamak akima gelmiyor. — diye şik^ypt etf — Ancak, senin piyanonu dinlerken her derdimi, yalnızlığım kimsesizliğimi, ne olduğumu, daha neler olacağımı unutuyorum, Zihnim âvarcleşlyor. Filimlerde seyrettiğim memleketleri birer birer dolaşıyorum. (Güldü.' Bu kadar dil döktüm sana... istersen daha da dökerim. Ama evvelâ bir şeyler çal.
Arkasından iterek erkeği aorla tabura ya oturttu.
(Arkası var*
i Gazeteler, Gazeteciler
Türkiyede sansür İlk sansür 2 gün sürdü, fakat tazyik hafiflemedi En hürriyetperver devir sayılan V. Murat zamanında bile gazetelere karşı şiddetli tedbirler almıyordu
İki gün süren ilk sansür kal-dırıimış olraaklabcraber, gazeteler haklındaki kayıtlara ve keyfî kararlara son verilmemişti En hürriyetperver derir saydığımız Beşinci Murat zamanında, içle;inde Mithat Paşa gibi Hürriyet babası dediğimiz İnsanların fcuiunduğu Kabine iş başında İken matbuat mütemadiyen kayıllaj altına alınıyordu.
Mahmut Nedim Paşa kabinesinin son devirlerinde gazetelerin «İlâve »adı verdikleri ikinci tabı neşretmeleri yasak edihnlş, 25 nisan 1876 da şu tebliğ gönderilmişti:
«Resmi: Dersaadettc tabolu-nau gazetelerden bazıları Matbuat rdarrsmd-n rubai istihsal etmedikleri halde, arasım ilâve neşretmekte olduklarına ve bu hareketleri He bîlâruhsat ilâve nesre d il memesi hakkında mukaddema ilân olunan karara kamilen »«■»« buinnduğuna mebni fimabarl Hükümeti M-nryr tarafından emri mahsus olmadıkça «tâve neşri katiyen memnu oimagiıı ilânı keyfiyete iptidar kıtındı.»
Erleri gûıı. gazete satan lirin gazetenin rnûnderecalından bahsetmeleri yasak edildi 28 nisan 1878 da ?u tebliğ gönderildi:
■İlâm resmi: Dersaadet ve
Galata ve Koprtibzşında gazete znüverzileri gazetenin mündere-(Kından bahsederek batırmakta olduklarına ve bu İM baz»
gûna eracifin tekevvününe şebek olacağına mebni sövruile-rin gazete miınderecatından bahsetmeleri katiyen tahtı memnuniyete alınmış olmakla, bundan böyle gazeteyi ismiyle türuht ederek mûndcrrcatmdan
bahsetmemeleri ve ısga etmiyen muverrilerin dahi canibi zabıtadan ledib olunacaktan mukarrer bulunmuş olmagin ilânı keyfiyete iptidar kılındı.»
İkinci tabı
Hükümet ve Matbuat İdaresi İlâve, yani irine: tabı neşrini âyn bir gazete neşretmek gibi telâkki ediyor, bunun için behemehal ruhsal almak lâzım geldiği kanaatinde bulunuyordu. Halbuki ikinci, hattâ üçüncü, dördüncü tabı neşri hemen her zaman, her memlekette gazetelerin hakkıdır. Böyle düşünerek ikinci tabı çıkaran zamanın en mühim gazetelerinden (Şems) hükümet tarafından külUyen ilga edilmiş ve 3 mayıs 1876 da gazetelere şu tebliğ gönderilmişti;
«Resmi: Muahharca neşir ve ilân olunan karan âlî iktizasın-ra gazetelerin İlâveler neşir w ihraç etmeleri Matbuat İdaresinden emir ve ruhsat İtasına menü t oidnğu halde, «Şemsi gazetesi, geçen cuma günü bilâ-mhsat bir »lâse çıkardığına ve ilâvr neşri hakkındnki raiisti-malâlı mukaddema dahi meşbu k olduğuna mebni mezkûr tazele bugünden itibaren knlli-yen ilga edilmiştir.»
İkinci tebliğ
Gazatelcre sık sık IhtarlaT da gönderiliyor. bur.Iar bûMin gazeteler vasıtaslyle neşrediliyordu. 16 mayısta gönderilen şu iki tebliğ dikkate şayandır:
«Resmi: Medeniyet gazetesi, »ersem br cönkü nüshasında ihtiyata dair bîr makale neşrettiğine re halbuki gazetelerin İllâki lisan etmeleri katiyen memnu bulunduğuna mebni mezkûr gazetenin fîmabad o mlsillü makata 11 nalâyika dercinden ictins.b çimesi mü diri mesulüne tembih ve ihtar olunur.
»iğer: ElccvKb gazetesi bundan evvelki nüshasında zatiya-ta dair bir makale neşrettiğine ve halbuki gazetelerin İllâki lisan rtnıeleri katiyen memnu bulunduğum mebni mezkûr gazele fim.ıbad o mirillû maka-Jâlı nalâyika dercinden Içtinab
etmesi müdiri mesulüne tembih ve ihtar olunur.»
Bir tembihııame
Beşinci Murat İş başına geldikten sonra matbuat halkındaki tazyik gevşememiş, bilâkis artmıştı. Abdülûzlz devrinde neşriyatı beğenllmlyen birçok muharrirler şuraya buraya nef-yedllm İşler dİ. Abdülûzlz bal’edl-lince bunlar İstanbula döndüler ve kaleme sarıldılar. Ortada hür düşünceli bir padişah ve hürriyetperver diye şöhret kazanmış insanlar bulunduğu İçin serbes serbes tenkldlerde bulunuyorlardı. Pıı neşriyat hükümetin hoşuna gitmedi. 2 haziran 1876 da gazetelere şu tebliğ gönderildi:
«Tembihnamei umumî: Saltanatı seniymin meslek ve icraatına ve memleketin menarii hıkikiyesine dair halka malûmatı sahih* itası vazifesini haiz olan evrakı havadis Lşbu vazifeyi bir suret» münavebede ifa etmiyerek bilâkis bir vakitten beri tahdLoi ezhanı dai m akıl i t iı eşte t meleriyte hükümeti senl-ye hunian bir mesleki savaba sevk için haklarında ekseriya mücazatl şedide tertibi mecburiyetinde butunmuş ise de gene mahalli gazetelerinden bazıian memleketin muhafaaal menafh İçin düsturu hareket İttihaz •Ilınması lâvım çelen usul ve ki vait hilâfma olarak birer tariki nahemvara aleddevam salik oldukları görülmüş olmakla mücerret evrakı havadisi şiddeti marazadan vikaye maksadiyle, evvelâ Mecalin âliyede mevzuu mevkii tezekkür olan mevad hakkında deveran edebilecek şayiatı vahiye ve gayrisahihayı neşretmekten begayet içtinab ile netice ve zararı muzakereat-tan malûmatı resmiye ve sahl-ha alızına intizar eylemeleri;
Saniyea: Hakikatini bilemedikleri mevaddı Matbuat İdaresinden sual eylemeleri;
Salisen: Ledelhâce yalnız sıhhatini ispata muktedir olabilecekleri vukuattan bahsetmeleri.
Rabian: Cemaatı muhtelifeye mütaallik mevad ve mesulle dair gayetle mntedilâne ve tevhiş» ezhanı mı’îstclrim ilkaattan ârl bir lisan kullanmaları;
Hamisen; Gazetelerini Mtma-liki tnahrnsei şahane sekenesinin menafii müttehidesini mü-eyyid bir vasıtai neşriye şekline ifrağ etmeleri sahibi imtiyazlarına tembih ve ihtar ulunur.
Hükümeti seni yen in mesleki âlisine ve memleketin menafti hakikiyerint muvafık bir mesleki savaba gazetelerin sevk ve tergibi arzusuna mübteni «lan işbu resaya ve ihtarata evrak, havadis sahibi imtiyazları tarafından kemal derece mütabaat olunarak hükümeti muamelât» şedideye müracaat etmek mecburiyetinden vareste edecekleri kaviyyen mecrum bulunmakla ba emri âü ilâm keyfiyete iptidar kılındı.»
«Temblhnamcl umumi» adlı tebliğ açık bir tehditti. Matbuat İdaresine danışmadan her türlü neşriyatı hemen hemen yasak ediyordu. Üçüncü bir yasada n-lınan diğer tedbirleri anlatacağız.
Enis Tahsin TIT.
Pim,,
Senelik amo ıranı* s*oo nru»
a aviik ısoo ■ an .
ı «yı> «ot ■ iare •
I kVUk soc * — ,
Mrta ıcMüJ tein eUı kuru|luk oui (Sndcrtltnellaır nfcu uMir nr adrer dcğISUrUmn
rrleloaurinur Hapouiuunr aow v«z> taleri w?® - ta*r» uwn ___________Moauı mm______________
Heblüiam» 2« — Knııın «
tm«*K W. ÖŞleUdndJAk V*im
E. 11.31 1.17 «.48 ».40 12.00 1Jİ
V i II) CM1 12VU 15 SI 17.41 18,12
■dârabaao; UablAO «Van Cemal Nadlt «tuğa No U
Petrol sondajları
AdanadaH yeni bir sondaja başlanıyor, Raman*da 6 kuyu daha açılacak
Adanada Hoca Ali mevkiinde yeni bir petrol sondajına başlanacaktır. Derin sondaj maklna-larlyle yapılacak olan bu faaliyet normal şartlar altında üç ay kadar sürecektir-
Ayrıca Ağzı kara mevkiinde başlayan ve 40 gündenberi devam eden sondaj da başarı He devam etmektedir. Bu sondajlar Adananın petrol yatakları baklanda nihai bir fikir verecektir. Mudcn Tetkik Arama Enstitüsü bu çalışmalarını tes-blt edilmiş bir programla devam ettirecektir.
Raman dağında 1B50 yılında maddi imkânlar nispetinde azami randımanlı çalışmaya bilhassa itina edilmektedir.
Bu yıl Ramanın, petrol rezervini kati tâlin hususunda derinliğine ve genişliğine sondajlar yapılacak re 6 yeni kuyu daha açılacaktır.
Hâlen Batman İstasyonuna nakledilmiş olan günde 1000 varil kapasiteli varil fabrikasının inşaatı bu vaz bitirilecektir.
Raman ham petrolünden dc-miryolJarımo faydalanılması hususundaki tecrübeler tam bir başarı ile bitmiştir. Evvelâ Kur-taian - Diyarbakır arasında münhasıran marşandiz lokomotiflerine verilen ham petrol bilâhare bütün katarlara teşmil edilmiştir. Şimdi Kurtalan -Maden arasında 12 lokomotifte Raman ham petrolü kullanıl-maktadır. Tahmin edildiğine gö re bu hat JJalatyaya kadar uzatıl ocaktır.
Yetkili bir şahsiyetin verdiği İzahata göre 1947 yılında havzada başlıyor» karbonlfer etüd-leri hayli ilerlemiş bulunmaktadır. Belçika ve Hollandadan üç ilmi otoritenin de iştirakiyle E-reğll - Filyos arasında jeolojik İlk çalışmalar bitmiştir. 1948 başlangıcından itibaren Amerl-kadan gelen m a kınalarla burada sondaj faaliyetlerine girişilmiş bilinen arazide bilin miyen tabakalarda tarama çalışmaları yapılmıştır
1950 yılı sonunda JeoToJlk harta alınması bitecektir, şimdiye kadar bu mıntakada 1000 metrelik altı derin sondaj yapımış-tır. Ayrıca a/nl çapta 10 sondaja daha İhtiyaç hissedilmektedir. Şimdiye kadar yapılan çalışmalardan büyük faydalar sağlanmıştır.
İfade edildiğine göre daha
Kuril adaları
Başbakan Yorida adaların Japonyaya iadeaini istedi
Tokya 13 (AA.) (Afp) — Başbakan Yoshida bugün yaptığı konuşmada Ryukyu ve Kuriles takımadalarından bir kısmının Japonyaya İade edilmesini istemiştir. Başbakan, Meclis Dışişleri Komisyonunda üyelerin suallerine verdiği cevapta, Ryukyu ad&lannm kuzey kısmını teşkil eden Anam! Oshlma takım ada-lariyle Kuriles adalarının güneyindeki İki adanın Japonyaya verilmesini İstemiş ve demiştir ki:
«Zira bu adalar kuvvetle veya KLllâ ve gasp suretiyle alın-nıamıştır. Kuriles takımadaları Japonyanm tesllmlndenberl Sov yet kuvvetlerinin işgali altında bulunmaktadır. Japon Barbakanı İlk defa olarak, İşgal altındaki toprakıann ladesini açıkça İstemektedir-
Yosiılda. bundan başka. Yalla ve Potsdam anlaşmaları metinlerinin .Tapon topraklan hak kında mü ten akız olduklarını söylemiş ve adı geçen toprakların her bakımdan Japonyaya alt olduğunu ilâve etmiştir.
Çok yaşamak
Fazla bal yemek bunu temîn ediyormuş
Londra 13 (Nafen? — Rusya-dan gelen blı habere göre arıcılık Ue iştigal edenlerin çok yaşadıktan tcsbiı edilmiştir. A-rıcıtak Ue uğraşanlardan 200 kişiden 100 tanesinin 100 seneden fazla yaşadıktan görülmüştür. Buna rebep olarak arıcılık ile meşgul otanl&nn fazla bal yemeleri gösterilmektedir.
Teknik okullar tasarısı
McTcut meslekî ve teknik o-fcu 11 ann"tamamlanması gayesini güden bir kanun tasarısı hasırlanmış ve Meclise sunulmuştur.
şimdiden Kandilli Panosunda eskiden 30 milyon ton rezerv tâyin edilmişken şimdiden 00 milyona çıkmış!ir. Alacaağzı -Kireçlik Panosunda da devamlı ve İşlenebilecek kömür olduğu anlaşılmıştır.
Pazar pazarında
Bir takım elbise 45,
bir palto 40 liraya...
Bir hayırsever insan, bir fakiri çorabı ve ayakkabısı da dahil 100 liraya giydirebiliyor — Düğün hediyeleri — Çorabı kaçan bayan — Pazar gününün pazarındaki fayda...
Pazar yerinden bir görünüş
Eminönünden Aksaraya dolmuş yapan taksi. Fincancılar yokuşundan çıkarak bakırcılar önünden geçmemiş otaayd», pazar günü o cadde üstünde pazıu kurulduğunu nasıl görebilirdim? Hem öyle bir pazar kİ boylerine ilk defa rastlıyorum. Sanki Kapalıçarşının o caddeye nakledilmiş bir açık çarşıa İdi bu .. Ayakkabıdan lâstik çizmelere, naylon çoraplara, hazır elbiselere, paltolara, çamaşırlara, manifatura eşyasına encik boncuğa kadar ne varsa bulabilirsiniz...
Fiatlerl bir gözden geçireyim, dedim, bu »rada bir hazır elbl-secL bir manifaturacı ve bir kunduracı He de konuştum. Konuşmamız, pazar günü pazar kurulmasının ehemmiyetini belirtmekle de kalmadı, enteresan safhalar arzetti.
Kapınıza bir fakir geldiyse1..
Hazır elblseci, ayni zamanda da hazırcevap biri İmiş. Pazar günü bir çift çorap satın almağa imkân olmadığını söyler »e * böyle bir tatil gününde pazarla-
İngilterede seçin» propagandası; ChurehlH bir nutuk söylüyor
Sovyet makamlar. Berlin’e piden kamyonları mfa kayıtlara tabi tutmuşlardır. Bu yüzden kamyonlar utun müddet beklemeğe mecbur oluyorlar. Yukarıda sıra bekleyen kamyonlar görülüyor.
nn halk İçin faydalı olduğu üzerinde dururken:
— Hem o kadar faydalıdır kİ, dedi, ve ilâve etil:
— Farzedin kİ pazar günü kapınıza bir fakir geldi. Üst baş yok'. Soğukta titriyor. Olur a... Adamın hail sizi merhamete getirdi de şuna bir pantolon ceket. yahut da bir palto alayım, dediniz.., Pazar günü her taraf kapalı, ne yapacaksınız? İşte o zaman bu pazara gelir, faJdrf sc vin d irebil İrsiniz.
— İyi amma, şimdi kapıyı çalan bir fakir karşısında merhamete gelecek ve onu giydirmek İçin faaliyete geçecek irimse nerede?
_ Çoook! dedi. Daha şimdi bir adamcağız, yanında bir fakirle geldi Onu gören en katı yürekli İnsan bile merhamete gelirdi. Panrulonunun diz k>-kapları açılmış... Üstünde ceket yok! İncecik kirli bir gömlek giymiş, tirtlr titriyor... Yanındaki bay. şuradan kaim kumaşla yapılmış air takım elbise, biT de palto aldı. Fakiri giydirdi. î-leridekl çorapçıdan bir çift yün çorap, ötedeki kunduracıdan da bir çift ayakkabı alıp fakire verdi. O zavallı adamın sevinerek gitmesi karşısında merhametli ve hayırsever zat da yaptığı iyilik karşısında seviniyordu...
Gelelim fîatlere
Hayırsever xatm kaç lira harcadığını da tesblt etmeğe İmkân vereceğt İçin flatlerl öğrenmek istedim. 45 İkaya bir takım elbise... 40 liraya da bir palto... almış! lerldeki çorapçıdan satın aldığı bir çift yilr. çoraba 50 kuruş. bir çift ayakkabıya da Mira vermiş. Şu halde hayırsever zat. fakir İçin 91 lira 50 kuruş masraf etmiş Bir kaç lira da harçlık verdi İse 100 lira masrafı olmuş demektir. Güzel bir şey...
Bunun kad.«r güzel olan diğer nokta da şu ki, çarşının kapalı olduğu bir günde insan, elbisesinden kundurasına hattâ çorabına kadar her şeyi pazar yerinde bulabiliyor, şu noktayı d» işaret etmek isterim kİ. 45 liraya satın alınan bir takım elbise de, 40 liraya satın alınan palto, çorap ve ayakkabı da eskicilerin mahalle içlerinden topladıktan eskiler değil, yepyeni mallardı te bunlar, yalnız o fakirin değil, kazançları az olan bir çok vatandaşların da pekâlâ giyebilecekleri kadar iyice, düzgünce dikişli şeylerdi...
Hanımın çorabı kaçarsa
Buradaki satıcılardan hangisiyle konuşlumsa, gariptir, hepsi de pazar giinü her türlü ihtiyaç maddesinin bulunabildiği noktasından pazar yerinin e-hemmiyetlni belirtmeğe çalışıyor Sergislnoe naylon çoraplardan sütyene, kllot ve kombinezonlara varıncaya kadar kadın, eşyası bulunduran bir satıcı:
— En fazla, diyor, pazar günleri bu sergide çorap satıyorum Malum ya naylon çorapları bir kaçtı mı, tam kaçıyor Farze-dln kİ bayan, gezmeğe gidiyor.,
Yolda çorabı fena halde kaçtı. Üstünde bir yeniri yoksa ne yapacak? Gelir bu pazar yerine, tstedlğt en İyi çorabı bulup alabilir.
Nitekim, daha ileride kendisi Ue konuştuğum bir manifaturacı da, bir bakır kap satıcısı da ayni şekilde konuşuyorlar Manifaturacı, pazardan başka tatil günleri olmayan ve geceleri geç vakte Radar çalışan insanlar İçin pazar yerinin çok faydalı olduğunu söylüyor:
— Satışlardan memnunu», bamdolaun! diyor Diğer günler başka pazar yerlerinde yapamadığımız satışları pazar günleri bu pazarda vapıyoruz
— Ne zarrandanberi bu pazar burada kuruluyor?
— Evvelce bu pazar, Tahtaka-lede kurulurdu. Orası dar geldiği İçin bir senedenberl buraya nakledildi.
Bakırcının sergisini şöyle bir gözden geçiriyorum. Henüz çarhtan çıkmış, pırıl pırıl kıpkızıl sahanlar, tencereler, kenarsız tepsiler, neler yok kİ...
Sergi sahibi, tezgâhının altından çıkardığı bir tomar kırman tülü göstererek:
— Bakini dedi. Düğün hediyesi alacaklar için bile hazırlıktayız.
Bu pazar yerinde nazarı dikkatimi çeken en mühim nokta, flatlerin dükkânlarda satılanlardan ucus oluşudur. Mata vd dikişi ne olursa olsun şu zamanda 45 liraya bir takım elbise, 40 liraya da bir palto temin edilebildiğini yerini yukarıda yazdığını bu pazarda görmüş ve öğrenmiş bulunyorum.
Pazar yerlerini çoğaltmanın imkânları araştırılır ve temin edilirse halk içip iyi olur.
Cemaleddin KİLDİK
Dışişleri Bakanlığında yeni tayinler
Brüksel Elçisi Nizanıettin A-yaşhnın Batı Federal Almanya-nın merkezi Pounda ihdas edilen Türkiye Misyonu Şefliğine, Dışişleri Bakanlığı Umumi Kâtiplik Birinci Muavini Faik Hüseyin Hozar'ın Viyana Elçiliğine ve Buenos - Aires Elçisi Emin Ali sipahinin Stokholm Elçiliğine tâyinleri takarrür etmiştir.
Mısır'daki kolerada çalışan sıhhî ekibimiz
Bir müddet evVel Mısırda kolera çıkmıştı. Hükümetimi», komşu memlekete bir cemile olmak üzere Mısırdaki mücadele işlerinde vazife görmek için bir sıhhi ekip göndermişti. Doktor ve sağlık memurlarından müteşekkil olan eklpin Mısırdaki faaliyeti takdir edilmiş ve hükümetimize teşekkür edildiği gibi ayrıca Mısır hükümeti, ekipte vazife alanlura birer de madalya göndermiştir.
Bu arada şehrimiz sağlık memurlarından olup Mısıra giden ekip arasında bulunan Tevfik Bölüthaşı’ya dıı hir madalya gönderilmiştir. Sağlık müdür-liiftü madalyayı sahibine tevdi etmiştir.
-z
■M
Bir filimde bir kadın artist
Yıldızların hepsi artisti kıskanıyor
Hollyvrood’un genç yıldızlarından Toyce Mac Kcngic yeni bir filim çevirmeğe baklanı, $ tır. Bu filimde biricik kadın artist kendisidir. Bu sebeple diğer kadın artistler kendisini kıskanıyorlar: «Bir filimde bir tek kadın artist olunca kabiliyeti, güzelliği daha çok göze çarpar Başka kadın yoktur kİ mukayese edilsin. kusurları görülsün, diyorlar.
1927 de Clara Bow'da Kana-
BjR yilPlllN WeU(İ ve mütmİ i «ukvtv
* *■
1948 senesi zarfında Holly-vood'da bir çok evlenmeler oldu. James Stevrart gibi kırkını geçmiş İnatçı bekârlar bile dünya evine girdiler Fakat buna mukabil bir çok da boşanın alar vukua geldi Boşananlar arasında en mesut çift sayılan, ayrılacakları hatır ve hayale gelmlyen kirveler vardır Bu, herkesi şaşırtmıştır.
Hiç beklenmeyen ilk boşanma vakası. înçrid Berrman'ın kocası Peter Lindstrumdan ayrılmak için mahkemeye başvur-masıdır. Ağır başlı, mesut, yuvasına sadık bir kadın olarak tanınmış bulunan Ingridin «Fırtınadan sonra» adlı filmi çevirmek üzere gittiği İsirom-bolu adasında İtalyan rejisörü Robert Rosselllnl İle sevişmesi efkârı umumiye İçin bir darbe oldu.
Joan Fontaiııe İle Bili Döşlerin aynlmalan da herkesi şaşırttı, çünkü genç yıldızla meşhur rejisörün çok mesut oldukları zannediliyordu. Hattâ bir de kızlan vardı.
Gınçer Rogers İle Jak Brlg-gs ln ayrılmaları büyük bir sürpriz oldu. Gerçi koca. Jack Gingers'den 7 yaş küçüktü ama ne de olsa mesut gözüküyorlardı.
Sblrley Tetnple ile John Açor’ın aynlmalan son zamanlarda beklenmekle beraber. Holiywood‘u yine üzüntü içinde bıraktı.
Diğer bir kaç boşanma vakası şudur: Tanınmış yıldızlardan îda LupLna korası Col-Iler Young aleyhine boşanma dâvası açmıştı. Kan koca geçen sene evlenmişti İda Lu-pina bundan evvel artist Louls Hayvard ile evli İdi. Kocasından dostça ayrılacağını, dostluklarının devam edeceğini söylemektedir. -
Genç artistlerden Jcan Parker kocasından ayrılmıştır. Sebep kocanın çok kıskanç olması imiş.
Son haberlere göre Gloria de Haven’de kocası John Pay-ne’den ayrılmıştır. Glarla 24. kocası 37 yaşındadır. Gloria kocasını kendisine ağır hakaret ve fena muamele etmekle İtham etmiştir. Bu yüzden ayrılma dostça olmamıştır.
Kocasında naynlanlardan Joan Fontaine
Tayyare ile cambazlık
Artist bunu tehliksiz buluyor
Hoilyvood'da tayyare filimle rinde büyük akrobasi hareketleri yapan Paul Mar.tz 20 sene zarfında 9 milyon dolara sigorta edilmşitlr. Bunun sebebi yaptığı hünerlerin tehlikeli olmasıdır. Bu yüzden her seferinde hayatı 100 bin liraya sigorta ediliyor. 9o defa bu gibi filim çevirdiğim ien tamam 0 milyon dolara sigorta edilmiş demektir.
Paul Mantz son filminde sa-
Stüdyodan Ilâhiyat tahsiline
Hollywood’un genç yıldızlarından Mis Collen Towsend birdenbire stüdyoyu bırakarak İlahiyat tahsil etmeğe karar vermiştir. Büyük hayret uyandıran bu kararın sebebi bLLLu-mıyor. Yukarıda genç yıldız bir plâjda görülüyor.
da filminde bir tek kadın artist İdi ve çok dikkati çekmişti. Jean Harlov: .Cehennemi Melekleri» filminde yegâne kadın artist olduğu İçin daha ziyade dikkati çekmişti. Joan Leslle, Gary Coopcr ile birlikte çevirdiği «York Çavuş» filminde bir tek kadın artist olduğu için birden şöhret kazanmıştı.
Bazı fİlimlerde bir kadın artist bulunduğu gibi bazı fili m-lerde de bir tek erkek artist vardır. Meselâ Clandctte Cni-bert, Paulette Ooddard. Vero-nlca Leke gibi tanınmış yıldızların çevirdikleri «t’tiharla Selâmlıyoruz» filminde bir erkek artist vardır. O dR Sunny Tufts’Ur. Genç artist bu filimle şöhret kazanmıştır.
Neden
şaşırmış?
Michelin Presle’in başına gelenler
Micheiln Presle şu sırada Hollywood'un en gözde artistle Tindendir. Fransada büyük muvaffakiyet kazanması üzerine Amerika’ya davet edilen Micheiln burada tanınmış artist Wllliam Marshall İle evlenmiştir.
Almanya'da Lenle Rlefenslahl adında bir İllini artisti kış sporlarına alt filimler çevirmek suretlle büyük şöhret kazanmıştı. Nazller iş başına geldikten sonra Hitler artirli çok himaye etti. Lelne «Olynıpia» ve •Statların Allahları* adlı iki büyük filim çevirdi. Bu filimler Nazi propagandam için olmakla beraber gerek fotoğraf, gerek montaj bakımından cok mükemmel eserlerdir ve vesika mahiyetin! haizdir. Artist ikinci dünya harbi esnasında da filini faaliyetine devam etti.
Lenle Rlefenstahl, Na*U*rle sıkı alâkası dolayısilc Nazilikten temizleme mahkemesi huzuruna çıkarıldı. Fakat burada kendisine isnat edilecek hiç bir suç bulunmadı, artist b“-raet etti Lenle o zamandan-beri bir kenarda, unutulmuş olarak yaşıyordu.
Batı Almanya'da çıkan bir mecmua son günlerde artiste dair bir makale neşretmiş. Lenle'nin ismi tekrar hatıra gelmiştir. Makalede artiste şiddetli hücumlar vardır. Artist de bunun üztrir.e mecmua aleyhinde dâva açmıştır.
Mecmua artisti Nazı ileri gelenleri. hattâ Hltier İle pek samimi münasebetler İdame

atte 110 mil süratle uçarken iki çadırın arasınu İnmekte, buntan yerden sökmektedir. Eu sahne 4 makine tarafından filme çekilmiştir.
İyi bir.pilot olan Mantz'e sorarsanız yaptığı İşlerde hiç bir tehlike yoktur. Artist «Bir mimar yapacağı evi nasıl plânlarda ben de hareketimi evvelden hazırlarım» diyor.
Mantz'ın çevirdiği tehlikeli sahneler bir değildir. Uçakla hangarın bir tara tından girip diğer tarafından çıkıyor, pike yapıyor. 1919 dan beri pilot cilan bu artist 1529 da filim çevirmeğe başlamış, en iptidai uçaktan tepkili tayyareye kadar her cins uçakla uçmuştur. Şimdiye k3dar 2 milyon mil katettnlş. 10 bin saat havada kalmıştır.
Mantz tayyareden ıcslm almakta da mütehassıstır. Uça-
Artist son zamanlarda çevirdiği filimlerln hepsinde çok muvaffak olduğu halde «Büyük Şelâle» filminde şaşırmış, bir türlü filmi çevlrememiçtir. Bunun sebebi filim çevrilirken bir aşk sahnesinde kocasının stüdyodan içeri girmesidir. Filimde John Garfleld’e ilân aşk edecek olan artist karşısında kocasını görünce bir türlü lâzım gelen harareti gösterememiştir. Bunun üzerine kocasını uzaklaştırmak lâzım gelmiştir.
ğının baş tarafında daima iki fotoğraf makinesi bulunur. Artist: «Havadı uçmak yerde
öpme rekoru
Cilfton Wtbb son zamanlarda Öpme rekorunu kırmıştır. Artist Myrna Loy Ue birlikle çevirdiği »Düzüne He daha ucuz» lilmlnde evinden ayrılırken karısını, çocuğunu. 12 köpeğini nyrı ayrı öpmektedir. Bu sahne, yapılan hala yüzünden 22 defa tekrarlanmıştır. Bu suretle artist 22X14 — 308 defa aynı kimseleri öpmüştür. Bundan sonra takatsiz kalarak şunları söylemiştir:
— Filim çevirirken en güç şey öpmektir. Filimle rinde boyuna öpüşen Tyronc Powera'ln buna nasıl tahammül ettiğine şaşıyorum.»
yürümekten tehlikesizdir. Otomobilin tehlikesi muhakkak İd
tayyareden fazladır. Otomobille giderken, mükemmel şoför olsanız bile, yürüyenler kazaya
sebebolablllrier» dlyoı.
Dan Dalley lokanta açıyor
Hollywood’un tanınmış artistlerinden Dan Dalley bir lû-
Ranta açmağa karar vermiştir. Lokantada bir orkestra bu-
* Ellzabetiı Taylor. Van imjaçaij, artist de ara sıra bu Johnson ile birlikte çevirdiği orkestraya girecektir. «The Big Hangover. adlı filmi blUrmlş ve UUreluu etmek u- hlr “
eme MaUbu’dald jalu.ba ta- ÇktobUIr. Şimdi Nevyorttb. 10-emmutır. Artist şimdilik ‘«ta telra “raa-
mevstml sone erdlS İçin at. “‘“l b“J“
binmekle vakit s'îinuektedlr. jde9lnl tekliyor.
etmekle itham ediyor Lenle Un|e Rireo(tahl’ın on sene evvelki bir resmi
mahkeme huzurunda, üç saat
süren bir müdafaada buluna-.leri İle hiç bir mıinnsebeti bu-jduğu zaman heyecanından ağ-rak bıkkındaki İsnatların ka- * Ilınmadığını, sadece Alman fi- lam ıştır. Mahkeme bir tahkik tlyen doğru olmadığını, ne Na-' Umclllğinin İlerlemesi için ça- heyeti teşkiline karar vermiş-ziilkle, ne de Nazi ileri gelen-1 lıştığını söylemiş, yerine otur- tir
13 senede 30 filim!

On yaşındanberi filim çeviren Judy Garlaıul
Hollywood‘un genç yıldızlarından Judy Garlaııd filim hayatının on besinci yılını doldurmuştur. Artist bu müddet zarfında 39 filim çevirmiştir. Judy filim çevirmeğe 1934 de ou yaşında iken başlamıştır. Artist şimdi 26 yaşındadır.
1 !
14 Şubat 1950
AKSAM
Sahile 7
Vatan haini j
Mahkeme Koridorlarında
Hık Ur ükbaiıar akşamı İdi Piyer ılr Madlen ekle tutuşarak lremdileriai Paris'e götürecek otobüs durağına piden çimenli yol üzerinde yürüyorlardı Pazar tatillerini kırlarda geçirmişlerdi. Son derece mesuttular.
Piyer. ikide bir genç kızın kulağına:
— Seni çıldırasıya seviyorum Madlen! sözlerini fısıldıyor, Madlen de:
— Ben de sana perestiş edi-; yorum Piyer! Kalbimin çarptığı biricik erkek seosin. Bizi hiç bir kuvvet ayıramaz cevabını veriyordu.
Piyer. sevgilisinin bu teminatına:
— Bizi ancak ölüm ayırabilir sözlerde mukabele etU.
— Ölüm mü? Sevgilim, ölümden bahsetme. İkimiz de genciz. Önümüzde engin ümitlerle dolu bir iıayat açılıyor, Vakıa vatanımız bugün istilâ altındadır. Biz de insafsız bir müstevlinin altında inliyoruz. Fakat bu haJ, daha, usun müddet devam edemez.
İstilâ devrinin kara günleri İdi, Madlen ile Piyer, bir gece ahbap evinde yapılan toplantıda tanışmışlar ve o andan itibaren sevişmeğe 7C sık sık görüşmeğe başlamışlardı.
Delikanlı, Madlene Belçikalı olduğunu ve bir yazıhanede çalıştığını söylemiş, genç kız da sevgilisinin bu sözlerine inanmıştı.
Piyer kendisine niçin yalan ■öylesin? Onun aşkından ve samimiyetinden emin değil miydi? İki gencin hayati tatlı bir Tüye gibi geçiyordu.
Madlenin henüz genç, çaltş-kan bir işçi, namuslu bir insan ve ateşli bir vatansever olan babası, kırının bu münasebetini fena gözle görmüyordu. O da Piyer ile tanışmış ve onu sevimli bulmuştu. Genç kızın altın kalbi! bir ev kadım olan annesi de, iki ger.cin bu muaşakayım teşvik ediyor, Madlene:
— Bizim, başına devlet kuşu kondu. Piyer sana yaraşan erkektir. Göreceksin seni ne kadar mesut edecek diyordu.
Madlen. evleneceği mesut günü, büyük bir sabırsızlıkla bekliyordu. Fakat vaziyet günden güne fenalaşıyordu. Son zamanlarda baba.sı geceleri, eve çok geç geliyordu. Mahallelerinde faaliyette bulunan mukavemet komitelerinden biri, teşkilâtım kuvvetlendirmek için genç ve fedakâr .mensuplar anyordu. Madlenin babam, komitenin bu arzusunu, bir arkadaşından öğrenir öğrenmez, bir an bile tereddüt etmedi:
— Aile reisiyim amma vatan için her şeyimi feda edeceğim diyerek mukavemet teşkilâtına yazıldı.
Madlen olup bitenden şüpheleniyor, endişe içinde kıvranıyordu. Hon günlerde Piyer de çok değişmiş, evvelce çok çen ve neşeli görünürken şimdi somurtkan olmuştu. Genç kız delikanlıya:
— Ne oldu sana Piyer! Derdini bana söyle sevgilim diye yalvarıyor. Piyer de-
— Endişeyi miK İp olacak bir şeyim yok. Belki biraz rahat -
emm Patent «ntîilr»w» meleğimi cevabım veriyordu.
Bir akşam Macllrr.in evinde beklenmedik felâket koptu. Babası, bir gece geç vakit endişeli bir çehre ile eve geldi. Aite«ı efradından hiç biri ondan bil endişesinin sebebini sormağa cesaret edemiyordu. Başlarının üzerinde bir tehlike dolaştığını hissediyorlardı. Nihayet babası, gözlerini, kızının öterine dikti:
_ Madlen. talih*ız kızım, metin almalısın. Kalbine bir zırh geçirmelisin. Sevgilin Piyer, bir vatan hainidir dedi.
Genç kız, yıldırımla vurulmuşa dondu:
— Ne diyorsun baba! diye inledi.
— Piyer, Almanların nam ve hesabına çalışıyor. Sefilin biridir. ■Peşkilâ timiz, onan aleyhine ezici deliller elde etmiştir. O, ölmeüdir.
Madlen bu sözler üzerine bayılarak yere düştü. Fakat kendine geldiği zaman metanet ve 1 soğukkanlılığı avdet etmişti. Gönleri tuhaf tuhaf parlıyordu. Boğuk bir sesle babasının sözünü kesti:
— Yeter baba. Bana başka bir şey söyleme. Senden yalnız bir lütuf diliyorum: Bu vatan hainine cezasını vermek vazifesini bana tevdi et...
Babası, bu talebi hayretle karşıladı:
— Bu işi sana mı bırakayım. sen çıldırdın mı kızım diye sordu.
— Bu talebimi reddetme baba! iki kardeşim cephede ölmüştür. Ben de onlara, lâyık görünmeğe çalışacağıma and içerim.
Madlen, pazar günü. yine Piyerle gezmeğe gitti. İki âşık çimenlere oturmuşlardı Bir aralı!; Piyer, uzanarak başını Madlenin dizlerine dayadı:
— Madlen beni seviyor urusun diye sordu.
Genç loz:
— Seni çok seviyorum Piyer! Bunu da sana ispat edeceğim diyerek sol eliyle saçlarını okşarken, sağ eliyle, çantasından tabancasını çıkardı. Delikanlı gözlerini kapamıştı. Madlen tabancayı şakağına dayayarak tetiği çekti. Piyer, ab bile demeden derhal öldü.
O raman genç kız, yanına diz çöktü, çehresi ölü gibi sararan?. vücudu zangır zangır titriyordu. Eğilerek hâla sıcaklığını muhafaza eden dudaklarından Piyeri öptükten sonra ormanın içinde koşmağa ve var kuvvettte:
— Bana mâni ohnaymız. Piyer. beni evlenmek İçin kilisede bekliyor diye haykırmağa başladı. ZavaDı kız çıldırmıştı.
Çevire» A. niÂLi
Herkes bıçak taşır, benim jiletim göze batar
— Tnnavayın içinde birdenbire pirelendim.
— Isırdı mı, efendi amca?
— Yok .efendi oğlum, öyle pire değil benimki. Yani tramvayın içinde huylandım, Mübarek o kadar kalabalık ki, bin bir ayak bir kabda Kımıldandıkça karnım eziliyor.
— Kalabalık yerlerde şişmanlığın sıkıntısı vardır, amca bey.
— Amma yaptın ha’ Ben o kadar siçman mıyım? Şen şişman germemişsin galiba. Öyleleri vardır ki yanlarında ben kurşun kalemi gibi kalırım.
— Tramvayda neden huylandınız?
— Evvelâ farkına varamadım. Bilet almak için para çıkarmıştım, çantamı yeleğimin cebine koydum. O sırada önden kadın, arkadan erkek yolcular doldu, sıkıştım, paltomun göğsünü kavuşturup ilikliyemedim. Tramvay sarsılarak giderken bir aralık sağ tarafımda bir gıdıklanma duyar gibi oldum. Etrafıma bakm-dımsa da bir şey faıkedeme-dim. Derken efendim, gıdıklanma tekrar başladı. O esnada önümde duran şu oğlan etraftakileri iterek telâşlı telâşlı kapıya doğru yürümeğe çalışıyor. O zaman içime şüphe girdi, kendimi şöyle bir yaklaştırdım, bir dc baktım kî para çantam yok.
— Cebinden aşırmışlar demek?
— Elini sokup almağa tenezzül etmemiş de yeleğimin cebini keşmiş, yepyeni elbisemi berbad etmiş. «Tutumu şu herifi. Paramı çaldı» diye bağırmağa başladım, oğlanı yakaladılar. Yavuz hırsız, ev sahibini bastırır, defler ya, bu köpoğlu köpek de o cinstenmiş. «Ne tutuyorsunuz? Bırakınız yakamı. Şu herif bana iftira ediyor. Kendisinden davacıyım Tramvaydan inip polis çağıracağı m.i diyerek tepiniyor, elimizden kurtulup savuşmağa çalışıyor. Fakat bir defa yakalayınca bırakır mıyım yakasını? «Haydi bakalım, karakola beraber gidelim de benden davacı isen derdini orada anlat» dedim.
— Paranızı hakikaten o adam mı falmış*»
— Başka kim çalar, efendi oğlum? Tramvay durdu, polis geldi, kendisini görür görmez tanıdı. Meğerse sabıkalının biri imiş. Ustalıkla cebimi kesmesinden de belli ya. Eli alışık olmasa bu işi
ZAYİ — Tatbik mühüruinü zayi eltim. Yenisini yaptıracağımdan eşkininin hükmü yoktur.
Haskoy Aynalı Kavak
Ok meydan caddesi No. 80
VMa Soben
becerebilir mi?
— Cüzdanınız bulundu mu?
— Karakolda cüzdanımı oğlanın koynundan çıkardılar. Cebinde bir de jilet bu lundu. Yeleğimin cebini onunla kesmiş. .Alçak herif, hem paramı çalıyor,
Efendi amcadan ayrılıp maznunun yanına gittik. Yir mi beş yaşlarında, zayıf, uzunca boylu, düzgün kıyafetli bir adam. Yuvalarında Jml fini dönen gözleriyle bizi süzdükten sonra başını eğdi, kelepçesine dik dik bakarak homurdandı:
— Vay dinine yandığımın işi vay!
— Ne oldu, ahbap? Kelepçelerden sıkıldın galiba.
— Sen olsan «akılmaz mısın? Şu ölüsü kandillinin içinde öfkemden çatır çatır çatlıva cağım.
Neden bu kadar sıkılıyorsun9 Sen bunlara alışıkmışsın.
— Çatık kaşla azarladı:
— Lâf mı söylüyorsun, bey kardeşim? Kim söylemiş benim kelepçeye alışık olduğumu?
— Sabıkaların varmış. Evvelki yakalanış i arında kelepçe takmıyorlar mıydı?
— Bırak şimdi sabıkayı mabıkayı. İnsan oğlunun başına her şev gelir. Demir halkalara alışılır mı?
— Kelepçeyi sebepsiz olarak vurmazlar ki. Suç işli-yenlere takılır bunlar.
— Benim suç işlediğimi nereden biliyorsun? Gözünle gördün mü?
— Ben görmedim, şu adam anlatıyor. Tramvayda...
— Bırak o moruğu. Ne söylediğini kendisi de bilmiyor. Öyle adamın lâfına inanılır mı?
— Çantasını çalmışsın.
— İnanma diyorum, bey kardeşim. Hepsi yalan.
— Karakolda senin koy-nundan çanta çıkarmadılar mı?
— Çıkarmışlarsa ne olmuş? Koynuma çanta koymuşsam günah mı işlemişim?
—Çanta o adamın değil miydi?
— Ne bileyim ben kimin olduğunu? Üzerinde yazılı değil ya.
— Tramvayda o adamın cebinden almışsın.
— Bu da valan bey abi. İftira ediyorlar. Bana. Çantayı o moruğun cebinden aldığımı kim görmüş?
— Adamın yelek cebini kesmişsin.
— Boş ver böyle masallara. Terzi miyim ben?
— Senin cebinde jilet dc bulmuşlar.
Büsbütün öfkelendi:
—Herkes cebinde bıçaklar, tabancalar taşıyor, benim cebimdeki jilet göze batıyor. Jilet taşımak yasak mı?
— Peki, sahibini bilmediğin çanta senin cebine nasıl girdi?
— Ben onu buldum, bey abi. Tramvaya bineceğim sırada yerde gördüm, alıp ce-
bem paramı çalıyor, hem inme soktum. Sahibini bi>-elbisemi kesip berbad edi- miyorum ki götürüp teslim yor. Böylelerini Asmak lâ- edeyim. Moruk benimle azım. Hâkim beye söyliyece-;dam gibi konuşup da: «Çan-ğim, bunu ipe çeksin de baş- tamı kaybettim» deseydi, çımalarına ibret dersi olsun, karıp verirdim. Tramvayda'
1da Haerıdel
Baş tarafı 1 inci sahlfede) Karşımda durun genç kız başlan aşağı siyahin r giymiş. Orta boylu, esmer, içinde yeşil renklerin de bulunduğu koyu kahverengi güdü, dor.uk çehre-11 bir kız. Başında siyah rû-tanlı file şapka (bu tâbirleri yanımdaki hanını söyledi), üstünde siyah tpekil elbise, ayaklarında Siyah çorap ve siyah ayakkabılar. kolunda bir siyah deri çanta, kulaklarında bir çift uzun siyah küpe.
Konuşurken son derece lakayt re soğuk kanlı görünmeye çalışıyor. Fakat, iki eliyle sıla sıkıya sarıldığı beyaz ürerine kırmızı noktalı küçük bir mendili farkında olmadan öylesine didikliyor kİ. bir aralık biçare bez parçasının param parça olmasından çekindim.
1923 yılında Poionyatia dünyaya gelen 1da Haendel üç buçuk yaşında keman çalmaya başlıyor. Bu hârika kız. bir gün. ablasına ait bir kemanı eline geçirip annesinin ona her vakit söylediği Ur şarkıyı büyük bir maharetle çalıyor. Bunun üzerine bahası ondakl istidadı görüp kızı küçük yaştan itibaren kıymetli hocalara verip yetiştiriyor. Varşova konservatuvannda işe baş-hyan tda, on yaşında altın madalya mükâfatını kazanıyor ve daha sonra Varşovada Sl-mon Goldberg. Pariste Raman Totenberg. bondrada Cari Flesh gibi keman üstatlarının yanında çalışıp yetişiyor. Şimdiye kadar Polonya. Fransa, Holânda. Belçika, İsveç, Norveç, İngiltere ve Amerlkada konserler veren İda Haendelln bütün tuvaletine rağmen tırnaklarında oje yoktu. Sebebini sordum.
— Hayalımda hiç oje kullanmadım. dedi. Tırnak cilâsı bir viyolonist İçin çok zararlıdır.
Durdu. Sonra dc’am etti:
— Benim parmaklarım kemanımın malıdır.
— Klâsiklerden kimleri tercih edersiniz?
— Hepsini seriyorum re hangisini çalarsam onu tercih ediyorum.
Bu aralık, Ferhunde Erkin piyanoyu geçti ve Ulvi Cemal Erkinle Nccll KAzır.ı Aksesin bir kaç bestesini çaldı. Sonra da Cemal Reşit Rey kendi bestelerinden birini çaldı, tda Haendele, dinlediği Tiirk müziği hak kındaki düşüncelerini sordum.
— Çok güzel ve çekici, diye cevap verdi. Zaten beu. içinde Şark bulunan müziğe bayılırım.
Islanöukian ayrıklıktan sonra önce Ingiltereye, sonra Fransa ve Holündaya gidip konserler verecek olan tda Haendelç kemanının kıymetini sordum.
— Moraksı 9tradfvnrius'dür. 1726 senesinde yapılmış, dedi.
v Şahap BALCIOftLU
ZAYİ — 17178 numaralı kok kömürü ordinosunu kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur-
Beşiktaş Cihannüma mahallesi Akdoğan sokak No. * emeMi binbaşı
Adil Yerer
bir sûru adamın içinde üzerime iftira attı benim.
Mahkeme acddı, davacıya bakıp dişlerini gıcırdatarak kalktı,
Ce. Re.
Nadir Nadinin Listesi
Baş tarafı 1 iner sahifcıtel
1* — Cemal Nadir: Karikatür sanatının inceliğini basınımıza getireli. Kimseyi kırmadan tenkit yapılabileceğini ispat etti.
2® — Bütün isimsiz kahramanlar. şu dakikada hatırlayamadığım, yahut değerini takdir edemediğim bu cemiyeti seven, onun emrinde «niir tüketen bütün fedakâr insanlar.
Okuyucularımızdan Suat Akın'ın listesi
1 — Atatürk, 2 — İnönü, 3 — Mahmut şevket paça, 4 — Talât paşa, 5 — Enver paşa, 8 — Ziya Gökalp, 7 — Kâzım Kara-bt'kir. 8 — Fethi Okyar 9 — Adnan Adı var, 10 — Rauf Or-bay, il — ceMU Bay ar, 12 — Halide Edip - Adırar, 13 — Ab-dülhak Hâmit. 14 — Yahya Kemal, 15 — Tamburi Cemil, 16 — Muhsin Ertuğml, 17 — Ali Ftıat Cebesoy, 18 — Rıza Tevfik. 19 — Hüseyin Cahit, 20 — Salih Zeki.
Okuyucularımızdan S. Münir’in listesi
1 — Atatürk, 2 — İnönü, 3 — Talât paşa, 4 — Enver paşa, S — Cemal paşa 6 — Ziya Gökalp, 7 — Ahmet Mithat Et, B — Ahmet Vefik paşa, 9 — Hamdullah Suphi Tannöver, 10 — Abdülhak Hâmlt, 11 —
Yahya Kemal, 12 — Mehmet Akif, 13 — Kâzırr Karabettir, 14 — Celâl Boyar 15 — Halide Edip. 1® — Ahmet Ftaslm. 17 — Hüseyin Rahmi. 18 ~ Haydar bey (Eski İstanbul valisi. İs-Uuıbukfa ilk modem İtfaiyeyi kurması, bütün memlekete numune olarak hemen her yerde bu teşkilâtın yapılmasa dol ay ı-slyie ve tstonbuiur. yangınlarının bu şeklide mümkün mertebe önlenmesi bakımından.!.
19 — Emin Onat (Atatürküa anıt kabiri İçin yapılan büyüle müsabakada beynelmilel şöhretler arasında bu milli eseri yapmak kuarettnl gösterdiği ve genç nesle örnek rlduğu Içhı.l,
20 — Yak tıp Kadri
İstanbul Golf Kulübünden
Senelik genel toplantı 24 Şubat cuma günü saat 17J5 de Galata Bankalar caddesi Sigorta hanında, İmpertal Chemical tndustTies Tuıkey Ltd. binasında yapılacaktır.
Görüşme gündemi:
1 — 1950 senesi t d ar e Klırulo seçilmesi,
3 — 1949 Iıesaplarının incelenmesi.
3 — 1950 bir murakıp seçilmesi,
4 — 1950 çefltli işleri
Üyelerin toplantıda hazır olmaları ön emel rica olunur.
(İSTANBUL BELEDİYESİ İLÂNLARI
Vali ve Belediye Başkanlığından:
B.8J949 tarih ve 7274 sayılı resmi gazetede yayınlanan tcbLlğ He i ve 2 nel maddeleri değiştirilmiş olan 18 71949- tarihli te 7281 sayılı resmi gazetede ilân edilen Bakanlık tebliğinin 2 nel maddesiyle 4 üncü maddesi aşağıdaki şeklide değiştirilmiştir:
Madde 2 — Makama, şehriye, bisküvi, hamursuz, yufka, börek, simit, pasta, baklava ve tulumba tatlısı gibi hamur tatlılarının imalinde yalnız birinci maddede yazılı 84/86 randımanlı un kullanılır. Bu maddelerin daha düşük randımanlı hububat unlarından imali veya düşük randımanlı hububat unundan mamul bul anan 1 arının satışı yasaktır. Ancak 84/86 dan düşük randımanlı unlarla 1.7-949 tarihinden evvel İmal edilmiş olduğu anlaşılan makarna, şehriye, bisküvi ve benzerlerinin belediyemiz vizesinden geçirilmek şartlyle münhasıran hastahaneler, doğumevleri, yüksek tahsil öğrencilerine mahsus aşevleri, askeri okullar ve ordu evleri gibi resmi kurululara 15.2.950 tarihine kadar satılabilir. Bu tarihten sonra elde stok kaldığı tddlasiylc satış müddetinin uzatılması hususunda yapılacak talepler is’af edilemiyec ektir.
Glüten ekmeği imalinde Toprak Mahsulleri Ofisince Ameri-kadan İthal edilen ve belediyem izce tesbit edilecek şahıslara satılacak olan 84/86 dan düşük randımanlı un kullandır.
Peksimet, sandoviç ekmeği, çörek, galeta, gevrek ve her nevi ve şekilde ekmek ve ekmek mahiyetindeki maddelerin imalinde yalnız birinci maddede vasıflan yazılı 81/91 randımanlı un kullandır. Bu maddelerin bu vasıflı randımanlı olmıyan unlardan imali veya bu vasıf ve randımanlı olmıyan undan mamül bulunanlarının satışı yasaktır-
Madde 4 — Bu esaslara göre reteflecvk unlardan imal olunacak ekmeklerin daha pişkin çıkarılabilmesi tçin gram ve kuruş kesirleri ayarlanmak suretiyle daha Miçük hacimde imal olunması uygun görüldüğünden, somun şeklindeki bir ekmeğin ağırlığı 450 Ve francala şeklindeki bir ekmeğin ağırlığı da 700 gramı geçmemek üzere belediyelerce tesbit olunacaktır.
Keyfiyet İlgililere Hân olunur 1919
16/2/950 perşembe giinü saati4.30 da Belediye merkez binasında müteşekkil Daimî Komisyonda ihalesi yapılacağı 1/2/950 tarihli Son Fosta, 5/2/950 tarihli Hergün, 8/2/950 tarihli Son Saat ve 11/2/950 tarihli Akşam gazeteleriyle ilân olunan 12 adet iç ve 12 adet dış kamyon lâstiğinin DUNLOP, GOODRICH, MİŞLJEN, FİRESTONE, GOODYEAR, KLEBF.R. ROYAL, GOLİN-BA markalanndan biri olacağı tavzihan ilân olunur. 1945

Türkiye Sigorta Prodüktörleri Cemiyetinden
15 Şubat 050 tarihinde Ticaret Odası salonunda yapılması kararlaştırılan kongremiz mezkûr günde salonun Ticaret Odası meclisinin toplantısı İçin meşgul bulunacağı, oda reisliğinden alınan yazıda bildirildi!ğinden kongremizin 22. Şubat. 950 tarihine rastlıyan çarşamba günü saat 14 te yapılacğı bUdlrillr.
f—----------------------------
Sfenks Uykuda
Aşk ve Macera Romanı
l’»u» J. D Car, Tercüme rden: (Vâ ■ Nû>
l . T.fric. No ,b J
«Kalktım, şaşkın şoşkm yarime bakimi. Eniştemse şöyle dedi:
*— Geceleyin yalağa yatmadan evvel, bir buhran geçirdi. Doktor Shepton'u cağrdım. İkimiz birlikte yapılması leaherim her şeyi yaptık. Fakat, ablan, biraz evvel öiria. »
Derken, anlatmağa boşla-d. Ses işitip banyodan geçmiş. Margofu divanın üzerinde, yarı baygın bulmuş.
«ilâve etti:
•— Sbepton aşağıda vefat ilmühaberim doldurmakla meşgul.»
«— Hemen yerimden fırladım. Margofun odasına koştum Perdeler indirilmişi!. Oda, benim odama dolan turuncu sabah— ışığı jle rfpiuj du. Margot, sırtında bir gecelik ı-rtarisi, ya-Cağında sakin üflklu uyuyormuş ;
giw yatryonta. Fakat , İkinci Mammy de gördüğüm o ölfi insan ifadesinin onun da gözlerinde bulunduğunu tarkettim. Bu ocak ayında otu? altısında olacaktı. Ah. gençliği öyle de ■everdi ki... Oençllği...
«Ona hiç dokunmakoram banyo dairesine koştum. Eczane dolabını aradığım sırada ellerim katiyen titremiyordu:.
«Bir gün evvel dı-lapta gördüğüm zehir şişesi ilimdi orada değildi.
Cella, bir an sustu, sonra devam etti:
«— Sonra odaya döndüm ve Margot'a bakim. Bütün ev. ablam gibi ölmüş hissini veriyordu. İlk anda dikkatine çarpmamış* ı ama sopraden bir şeyi farketllm: Margofun elbiseleri odanın içindeydi. Thorles ile
dcfctor Shepton bıınlan birer birer onun nrtmdı.n çıkarmışlardı.
«— Sîzlerin evvelce de dikkatinizi şu nokta ürerine çekmiştim: Ablam, suvarede lame elbisesini giymişti. Halbuki, sırtından çıkarılıp İskemlenin üzerine bırakılnuş o’an elbise bir tuvaletti. Sol omuzunda da pırlanta. bir kltps vardı Margot un bunu giydiğini asla görmemiştim.
«Karyolanın ayak ucunda, ipek gri bir çorap, yine yerde, «hin taşlarıyla tokârı süslü bir rugan ayakkabı vardı. Çamaşırlar ve btr korse duruyordu, işte bunun üzerine anlar gibi oldum.
«Margot .romantik ve sanılman lal bir lnsand. Bu siyah elbise onda btr hatırayı uyandırmış olacaktı. Davetten şatoya döndükten sonra, gece yansı, güya büyül^blr ziyafete gider gibi, elbisesini d ğlstlrmişti. (Eğer İntihar edebilecek kuv-
got, bu şekilde hazırlandıktan sonra, zehirl İçmiş ve şişeyi de banyo penceresinden dışarı fırlatmış olacaktı. Derken ölmek üzere salonundaki küçük divana uzanmıştı.
«Ablam, hayatında bir çok seferler intihardan bahsetmişti. İçte nthayet bu söylediğini yap mıştı.
«Küçük salonda bütün ışıklar yanmıştı. Margot. her halde karanlkta ölmek trtcmemlş olacaktı, şöminenin İçinde de büyük bir ateşin j.ikilmiş bu-kmduğu, küllerin okluğundan anlaşılıyordu.
«Margofun hâtırat defteri tuttuğunu ve bütün hislerini buraya yazdığını biliyordum, îşte bu da benim eZimden gelmez. Hâtırat defterini, Shlp-pendale denilen hlr Çin yazıhanesinin güzünde saklıyordu.
Hakikaten de defter oradan çıktı. Fakat, bir çok sahifeieri koparılmış; hele son zam anlar-
daki! er yok edilmiş ve şömineye atılmıştı. Kısacası, ablam, işine gelmeyen sahifeieri kopartmış.
velte olsam, tıpkı ben de onun
gibi yapardım. Süslenirim, ken- ___________ _____________________
tüme en yakışan tnvaleöml n- yakmıştı.
yerim. Fakat bende intihar et- «Bu da, onun gösterdiği ru-mek kuvveti yoktur.) işte, Mar-jhi bu- zarafettir. Çektiklerini
hiç kimsenin bilmesini istememiş olacak.
«Eşyası beyaz seten ve altın sırma, halısı koyumsu rengi olan bu salonda etrafıma bakıp duruyordum, Tborley, işte şu seciye üzerinde, vaktiyle ablamı boğmak derecesinde hırpalamıştı.
•Başım dönereklen: banyo dairesine tekrar kuştum. Zehir şişesinin hakikaten kaybolup olmadığına dair kanaat getirmek isterim. Bücür, şişeleri birer birer gözden geçirdim. Fakat bu sefer, ellerim titriyordu. Bir kaç şişe elimden kayarak lavabonun İçine düştü, kırıldı; çıkan gürültü, bütün evi doldurmuş gibi geldi.
«Tam o esnada Thorley belirdi. Başamı kaldırdığım zaman, banyo dairesinin eşiğinde duruyordu: eli pervaza kenetlenmişti; güçlerini bana dikmişti.
«Banyo dairesinde büyük bir Fransız usulü pencere vardır. Camları renklidir; aria tama-miyie kapatılamaz Bu pencereden enseme doğı-u buz gibi bir rüzgârın estiğini hissettim.
«Thorley. keskin btr sesle sordu:
«— Sen ne anyersun bakayım burada?
«Cevap verdim;
«—Felâketin müsebbibi şensin. (Gözlerini benden ayır-maktızuı üzerime doğru yürüdü; ilâve ettim:) Fena muamelen yüzünden onu öldürdün. Eğer fcehlri kendi elinle sunmuş oireyduı, ablamın ölümünde ancak bu derece tesir edebilirdin. Ah. Thorley Marsh! Bu cinayeti sana pek ağır ö-dc Geçeğim.
«Vaktiyle ablamı düğmek ii-zere kullandığı uMura kayışına doğru sol elini haşin bir hareketle hemen uzattı. Bu kayış, dalma, lnvaDonun yanında asılı dururdu.
«Kendisine dedim ki:
«— Haydi, ablama nasıl vurdu nsa, aynı işkence âleti İle bana da vur! Lâk’n ben onun gibi davranmıyacağım. Bundan emhı olabilirsin!
«Bir an, olduğu yerde donakaldı. Sonra, daha ftci bir şey yaptı: Gülümsedi. Pek tatlı, pek muhabbeti! bir tebessümdü bu. Karşısındakilere azap etmek is-
tfytnlere mahsus bir tebessümdü bu.
«— Cella! Senin sinirlerin bozulmuş, haydi, git giyin! — dedi
«— Sonra, odasına çekilip, üstüne kapıyı kilitledi.»
Celia tekrar bir müddet sustu. Soğuk, heyecansız konuşmuştu. Hattâ Thorleyle arasında geçenleri anlattığı sırada bile coşmnmıştı.
Yeniden başladı:
■— Margot'u yeni aile mak-beremize gömdük! — dedi — İkinci Mamy'nin buraya gömülmeği ne kadar istediğini bilirsin.
— Evet, hatırlıyorum,
— İkinci Mammy’nLn emeli tahakkuk edemedi Zira bu yeni makbere, onun ölümünden sonra yapıldı Buna rai:-ınen, Thorley. sözce, karısına karşı bir İncelik göstererek, onu, mezarında yalnız bırakmamak için, bu yeni luakbe-reye ecdadımızdan bazılarım naklettirdi. Fakat işte, neticede dc, ablam, çok sevdiği İkinci Mammy He berab?r bulunmuyor. Hayır, onun beraber bulunduğu... ( Ansa sı var)

Sahlfe 8
aksam
14 Şubat 1950
S©ğylk ve Rtjtmbefcllll Ha dİ a
Kininli
GRİPİN
Almayı unutmayınız. Çünkü
GRİPİN
Baş, Diş, Romatizma, Adale ve Sinir ağrılarını keser, Nezle ve Grip başlan* fficının da önüne geçer.
4 Saat ara İle günde 3 kaşe alınabilir
İstanbul sular idaresinden
İdare memur va hizmetlileri İçin kumaşı İdare tarafından verilmek üzere 45 takım l inci sınıf ve 177 takım 2 ci suııf elbise açık eksiltme İle dlktirileeektir.
Şartnamesi satmalına komisyonundan alınabilir.
İstekliler teklif edecekleri bedellerin T7.5 ğu nlsbetlnde yatıracakları teminat matbuaları İle birlikçe Uk teklif mektuplarını 20 2 950 pazartesi günü saat 12 ye kadar İdare muamelât dairesine vereceklerdir.
Açık eksiltme ayni günde saat 15 de İdare merkez binasında toplanacak komisyon huzurunda yapılacağından o gün ve saatte haar b.-hınmalan._________________________1948
Tekel Genel Müdürlüğünden
Birinci nevi gom Dinamit 40.000 Kilogram îkinci nevi gom Dinamit 270.000 ■
Jelatin Dinamit 50.000 ■
1 — Yukarda cins ve mlktartAn yazılı patlayıcı maddeler pazarlıkla sacın alınacaktır-
2 — Pazauık 15 Mart 1950 çarşamba günü saat 15 de Kuba-taştakl Tekel Genel Müdürlüğü Tekel Maddeleri Şubesi Alım komisyonunda yapılacaktır.
3 — Şartname har gün adı geçen şubeden alınabilir.
4 — İsteklilerin belirli gün ve saatte teklif edecekler! Hat la-
zerinden 9*7,5 güvenme paralariyle birlikte mezkûr komisyona gelmeleri. 1883
Kastamonu C. Savcılığından
1 — Kastamonu merkez Ceza ve tevklfevlnln 1950-1951 yılı ekmek ihtiyacı 7,2.95f» gününden İtibaren 20 gün müddetle ve kapalı zarf usullyle eksiltmeye konulmuştur.
2 — 1951 «ılı şubat ayı sonuna kadar cezaevinin İhtiyacı olan ekmek halka verilmesi kabul edilen undan yapılmış beheri 75û gram olmak üzere tahminen 109500 adetten ibarettir.
3 — Belediye rayici üzerinde-, ve mütehavvil flat esasına göre ihale edilecektir.
4 — İhale 27.2.950 pazartesi günü saat 11 de Kastamonu C. Savcılığı madamında toplananacak komisyon tarafından yapılacaktır.
5 — Muhammen bedel 32850 lira olup muvakkat teminat 2463 lira 75 kuruştur.
8 — İsteklilerin teminat ve teklif mektuplariyle birlikte ihale saatinden bir saat evveline kadar bizzat veya taahhütlü mektupla komisyon başkanlığına müracaatları lâzımdır.
7 — Şartnameyi görmek istiyenlerin İhale gününe kadar her zaman çatışma gün ve saatlerinde cezaevi müdürlüğüne müracaatla görebilecekleri İlân olunur. 1943
KİBARI
Tekel Genel Müdürlüğü Müfettiş Yardımcılığı Müsabaka imtihanı
Tekel Genel Müdürlüğü İlânları
Malzeme Alım Şubesinden
Güvenme Cinsi Miktarı Bulunduğu yer Parası.
saati Sodyum Sülfat llio Kilo Palas tuzlasında 266 Lira
Saat 10,15 Hurda Çivi (nam ve
hesaba) 10 Ton Clball tamir atölyesi 45 Lira Tahta Çivi Sandığı I Saat 10,30
(Nam hesaba) 400 Adet*
1 — Yukarıda cins ve miktarı yazılı malzeme pazarlıkla satılacaktır.
2 — Pazarlık 24.2.1950 Cuma günü hizalarında gösterilen saatlerde Kabataş Genel Müdürlük Malzeme Atını Şubesindeki komisyonda yapılacaktır.
3 — Şartnameleri her gün sözü geçen Şubede görülebilir,
4 — İsteklilerin belirli gün ve saatte hizalarında gösterilen güvenme paralarllc birlikte mezkûr komisyona müracaatları ilân olunur.
5 — İdare kısmen veya tamamen İhale edip etmemekte veya kısım, kısun ayrı ayrı tolllplere ihalede serbesttir. (1881)
TABLET w ŞURUP
REOSIL
(7
D
0
BRONŞİT™ ÖKSÜRÜĞÜ KESER
Güneş Ktz Talebe Yurdu
Talebe Yurdu olarak inşa edilen venl binada bu sene açılmış olan Güneş Ku Talebe Yurdu konforu, mefruşatı, temizliği ve fevkalâde bakımı ve nefti ye-meklerly’-e vilâyetimizde e-şl olmıyan bir
Talebe sarayıdır
İkinci sömestr için müsait şartlarla talebe kaydedilmektedir Bayan öğretmen ler için de talebe ücretiyle hususi odalar mevcuttur. Evinden uzakta çocuğunu emniyet ve rahat İçinde tahsil ettirmek isti-yen ebeveyne bu yurdu görmeden çocuklarını başka yere vermemelerini kendi menfaatleri olduğu için tavsiye ederiz.
Adres: İstanbul, Laleli Tayyare Apartımanlan yanında Türk Ticaret Bankası bitişiğinde.
-I Herkesin evinde ve seyahate çıkacak olanlardı ber şeyden evvel bir «işe MAZON
Meyve Tuzu bulunmalıdır. Güş HAZIMLARI kolayİMiırır, KABI ZLIĞI defeder, mide
ŞİŞKİNLİK ve yanmalarını giderir, a|ız-İjRI tatsızlığı ve fena kokuyu tada edor.
HOROS nıaiknsiiiv dikkat.
TÜRKİYE İŞ BANKASI
Tasarruf hesapları 1950 ikramiyelerinden faydalanınız
6 çekiliş 6 Ev 6 Dükkân
ve çeşitli para ikramiyeleri...
Önümüzdeki Çekilişler :
21 Nisan (Çocuk hesaplan için), 1 Haziran,
25 Ağustos, 31 Ekim. 29 Aralık.
1 Haziran çekilişinde büyük ikramiyeler:
Büyükada’da Köşk, Ankara'da Dükkân...
Dikkat :
Ev ve Dükkânların intikal ve veraset vergileri Bankamız tarafından ödenmektedir.
Sipahi ©ea(| undan:
28/1/950 Cumartesi günü saat 17 de Beyoğ-lunda Mis sokağındaki 21 No. lu Ocak binasında olağan olarak toplantıya çağrılmış olan Ocak Genel Kurulu, tüzüğün emrettiği çokluk olmadığından aşağıdaki gündemi müzakere etmek ve karara bağlamak üzere 18/Şubat/195O cumartesi günü saat 16 ya tâllk edilmiştir. Sayın üyelerin teşriflerini ve tüzüğün 17 nel maddesinin son fıkrasını yerine getirmelerini rica ederiz İDARE KUR VLB
gündem:
1 _ 1949 yılı çalışma raporunun okunması,
2 — Denetçi raporunun okunması.
3 — 1949 yılı bilançosunun tetkik ve tasdikiyle İdare Kurulu Üyelerinin vu Denetçilerin ibrası,
4 — 1050 y:lı bütçesinin tasdiki.
5 — İdare Kuruluna on üye seçilmesi,
6 — İki Denetç* seçilmesi.
7 — Balotaj Komitesine on bir üye seçilmesi,
8 — Haysiyet Divanına bir başkan ve dört üye seçilmesi.
Türkiye Eczacıları Cemiyetinden:
Cemiyetimizin senelik umumi heyet toplantısı 28. Şubat- I 950 salı günü saat 14 te Cağaloğlunda Etlbba Odası salonun- I da yapılacaktır Cemiyete kayıtlı Azanın teşrifleri rica olu- I nur>
Açık bulunan Müfettiş Yardımcılıkları İçin imtihan açılmış olup İmtihana kabul edilmek İçin aşağıdaki şartlar aranır:
A — Hukuk veya İktisat FakültelerUe Siyasal Bilgiler ve Y. Ticaret ve İktisat Okullarından veya bunlara muadil yabancı memleket fakülte veya, okullarından mezun olmak.Ll— -(Yabancı Fakülte veya Okullarından alınan diplomalarınQ Milli Eğilim Bakanlığınca muadllliğlnln tasdik edilmiş olması fi lâzımdır.' ç\j
B — İmtihan gününde 30 dan yukarı yaşta olmamak. q_
C — Sıhhi durumu İklim değişikliklerine ve her çeşit yol- O onluk güçlüklerine dayanmağa müsait olmak.
D — Ahlâk vc seciye bakımından Müfettişlik mesleğine q mani bir hali bulunmamak, ■—
E — Fiili askerlik hizmetini yapmış olmak. 82
isteklilerin 1.3.1950 gününe kadar KabataştakJ Genel Mü- 0) diırlıık Teftiş Kurulu Başkanlığına müracaat ederek alacak- > lan İş isteme kâğıdını doldurmaları ve bu kâğıda:
1 — Nüfus kâğıdı asıl veya tasdikli örneğini,
2 — Tahsil vesikası asıl veya tasdikli örneğini,
3 — îyi hal kâğıdı asıl veya tasdikli örneğini,
4 — Askerlikten terhis vesikasının asıl veya tasdikli
neğlnl,
5 — 4X3.5 eb’adında altı fotoğrafını,
6 — Tam teşkilâtlı bir hastanenin sıhhi raporunu (iste-45*
yenlerin sıhhi muayeneleri idaremize? yaptırılır.ı JJ* eklemeleri lâzımdır. 03
İmtihana kabule ehil görülenler önce yazılı imtihana vef bunda kazananlar sözlü imtihana tâbi tutulacaklardır. Yazıl) İmtihan 17.3.1950 ve sözlü imUhan 24.3.1950 gününde Istan-bulda yapılacaktır
İMTİHAN PROGRAMI :
A — MALİYE: Bütçe, vergi nazariye ve sistemleri, muhasebe! umumiye kanunu,
B — İKTİSAT; tstihsâl, Tedavül, inkısam vs istihlâk, C — Amme HUKUKU: Anayasa. Memurlar Kanunu, Memurin Muhakemen Kanunu, Danıştay Kanunu. Türk Ceza Kanunu, ve Ceza Muhakemeleri Usûlü Kanunu,
Ç — HUSUSİ HUKUK: Medeni kanun. Borçlar Kanunu, Ticaret Kanunu. Deniz Ticaret Kanunu.
D - TİCARET HESAP VE MUHASEBE: Basit ve mürekkep faiz. Iskonto, faizli hesabı cariler, ticari muhasebe.
E — YABANCI DİLLER.: Fransızca, İngilizce veya Almanca dillerinden biri, 11471»
Alelade Umumi Heyet toplantısına davet.
26 Şubat 1950 tarihine tesadüf eden pazar günü saat 15,30 da cemlyet'miz binasında alelade 11 DCİ Heyeti Umumiye içtimai yan,lacektir.
RUZNAME:
1. — Reisin nutku- 2. — Son ilk Heyet! Umumiye içtimainin zabıtlarının okunması 3. — Meclisi İdare raporu. 4 — Murakıp raporunun Kıraati. Ş, — 1950 bütçesi 8 — Muhtelif 7. — İntihabat icrası.
Yukarda yazılı gün ve saatte cemiyet âzalarının nazır bulunması ika olunur.İDARE HEYET»
Taksitle sinema binası satılacak
Türle Hava Kurumu Genel Merkezinden:
1 — Bedeli (4) yılda ve (4* eşit taksitte ödenmek şnrtiyle Manisa Akhlsannda bulunan sinema binası içindeki tesis ve demirbaş eşyalariyle birlikte kapalı zarf usullyle satılacaktır.
2 Muhammen bedeli (50.000) muvakkat teminatı (3.750) liradır.
3 - İhalesi (37.2.950) tarihine rastlayan (Pazartesi! günü saat (151de Ankara’da Genel Merkez binasında toplanacak komisyon önünde yapılacaktır.
4 — şartnamesi genel merkez levazım şubesinde. İstanbul. İzmir ve Akhisar şubelerimizde görülebilir.
5 — Burumumuz İhaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğine satmakta serbesttir. (1504)
Ankara Belediye Başkanlığından:
1 — Temizlik İşleri için alınacak üç adet şasi kamyon 15 gün süre ve kapak zarf usulü ile eksiltmeye konulmuştur.
2 — Muhammen bedeli (27750) Hradır.
3 — Teminatı (2081) lira «25» kuruştur.
4 — Teminat Belediye veznesine yatırılacaktır.
5 — Şartnamesi her gün belediye Tutaruuc Müdürlüğü kaleminde görülebilir.
6 — İhalesi 27 2.950 pazartesi günü saat 16 da Belediyede top-
lanacak komisyonda yapılucftktır. İsteklilerin 24.90 sayılı kanunun .32 nel maddesi sarahati veçhile harıfhyacakları teklif mektuplarını belli günde saat 15 e kadar makbuz karşılığında komisyon oaşkanlığına vermeleri ve İhalede hazır bulunmaları lâzımdır. 1^77
Dokuma makinesi satışı
İstanbul Defterdarlığından
Muamele ve istihlâk V. Merkez tahsil şubesine olan muamele vergisi borcundan dolayı haczedilen Tahtakale Uaun Çarşı caddesi Yemiş han 10/11 No. da 180 tarak genişliğinden RUTI marka İki ad ît dokuma makinesi motor ve şartell ile 16.2.950 Perşembe günü saatli de mahallinde açık arttırma suretiyle satılacaktır.
Taliplerin belli gün ve saatte satış yerinde lıuzır bulunmaları ilân olunur. (18701

Comments (0)