AKŞAM
H e r g ü n
8 S-ahiif©
AKŞAM
AK ŞAM
* ty' ■ KÜÇÜK İLANLARI
BUGÜN 6INCI SAYFADA
Sene 32 — No. 11261 —. Flati: her verde 10 kuruştur.
CUMA 17 Şubat 1950
Sahibi: Necmeddln Sadak — Yazı İslerini fiilen İdare eden C. Bildik — Aksam Matbaası.
Dışişleri Bakanının Millet Meclisindeki beyanatı
“Dünyanın bu barışık ve kararsız durumunda 1 ürkiyenin gayesi hürriyet ve istiklâline hürmet eden ve hürriyet, istiklâl ve emniyetimizi kendi emniyetleri bakımından hayati mahiyette gören devletlerle teşriki mesai etmektir,, lızlık içinde ümitsizliğe gittiğini, İki ayn kuvvetin karşı karşıya bulunduğunu İfade ettikten sonra: (Bu ayrılık yalnız siyaset ayrılığı değil, hak, adelet ve hürriyet ayrılığıdır. Bu farklar gün geçtikçe çoğalmaktadır. Etrafındakiler! zorla kendine çevirmek İstiyen komünizm cephesine, karşı cephe sed çekmeğe çalışmaktadır- Geçen İlkbaharda maruzatta bulunurken bazı İyilik belirtileri görüldüğünü söylemiştim.»
Dedi ve ozamankl bu İfadesi nln Berlin meselelerinde vanlan anlaşmalardan dolayı olduğunu, Berlin r.olukasının kalkmasından sonra Avrupada siyasi değişiklikler olacağının ümit e-dlldiğlnl anlattı ve: «Maalesef bu ümitler bir sene geçmeden boşa çıkmıştır, dedi.
Sadak bundan sonra Birleşmiş Milletlerde cereyan eden sert münakaşalardan her türlü anlaşma çarelerinin gün geçtlk-(Arkası sabife 2; sütun 4 tel
Milletvekili adayları C.H.P. nin Kon yada resen göstereceği adaylar
Konya İS (Akşam) — Cumhuriyet Halk Partisi tarafından
Truman Moskovaya bir heyet göndermek niyetinde bilinmiyor
Kömürcülerin grevi
Nevyorkta kömür vesikaya tâbi tutulacak
Ankara 16 — Büyük Millet Meclisinin bugünkü toplantı-euıda İçişleri Bakanlığı bütçesinin müzakere ve kabulünden sonra Dışişleri Bakanlığı bütçesinin müzakeresine geçildi.
' Fuat Köprülü’nün D. P. namına konulması
Demokrat Parti adına konuşan Fuat Köprülü, dedi kİ:
«Bugün dünya vaziyeti veha-metinl muhafaza etmektedir. Uyuşma ihtimalleri, anlaşmaya inanmak imkânları azalmış vaziyettedir.
Avrupa ve Amerika devlet ad a mİ arının sulh ümitlerini a-zalnuş olarak ifade ettiklerini görmekteyiz. Yer yüzünde ideoloji namına hareket ettiğini iddia eden fakat hakikatte tarihi an’aneler halinde devam eden bir emperyalizm tesiri altında çalışan bir rejimle insan haysiyetinin ve insan varlığının korunmasını istiyen batı âlemi Aliçık mücadele halindedir.»
* Köprülü, komünizmin bütün dünyadaki faaliyetinden bahsettikten sonra sözüne devamla demiştir kİ t
«Dış siyasette memleket hayatiyetini koruyan milletlerle İşbirliğine kani olan iktidara Türkiye dış siyasetinde müzahir olduğumuzu ve bugün de yardımda devam edeceğimizi belirtmek isteriz.
Bu memlekette muhtelif içtihattı partiler olabilir. Aralarındaki bir çok meselelerden dolayı ihtilâf halinde bulunur, mücadele edebilirler, fakat memleketin İstikbali, bütünlüğü mev zuu bahsolursa biitün partiler tek vücut, tek kalb gibi hareket etmeğe mecourduriar. Aksi halde, memleketi mânevi bozgun, luğa göçürmüş ulurlar.»
Fuat Köprülü, milletleri İçten ‘ vurmağa çalışan komünizm faaliyetine ve Moskova radyosu-sunun Amerikan yardımını kötülemek hususundaki propagandasına temas ederek sözlerini bitirmiştir.
Millet Partisinin
Dışişleri Bakanı Necmeddln Sadak
Yeni seçim kanunu
doğru
Konya milletvekilliklerine merkezden şu namzedlcrln gösterileceği haber alınmıştır: Tevfik Fikret Sılay. Ali Fuat Cebesoy, Muhsin Bin al, Ali Rlza Türel, Sedat Çumralı, Sadi Irmak.
Konya idare neyeti bu İsimlerin dışında on milletvekili namzedini seçecektir. Kimlerin namzed gösterileceği bilinmemektedir.
İnönü C.H.P. Genel merkezini ziyaret etti
Ankara 16 — Cumhurbaşkanı İsmet İnönü bugün öğleden evvel Cumhuriyet Halk Partisi Oenel merkezini ziyaret ederek bir saat kadar kalmıştır.
Paasikivi’nin intihabını Rusyaya karşı nümayiş addediyorlar
Fahat heyeti göndermek zamanının henüz yelmediğini belirtti Vaşlngton 10 (AA.) — «Afp>:
Başkan Truman bugün haftalık basın toplantısında, New -York Times gazetesi tarafından yayınlanan mülakatın doğru olduğunu teyit etmiştir. Başkan boylece Amerikanın tasavvurlarını izah etmek İçin Mosko-vaya bir heyet göndermek fikrinde olduğunu zımmen ifada etmiş bulunmaktadır.
Bununla beraber Birleşik A-merlka Cumhurbaşkanı, böyle bir heyet göndermenin daha za manı gelmediğine işaret etmiş ve bu hususta başka bir şey söy içmemiştir.
Amerikalı muharrir Arthur Krock’a verdiği demecin New -York Times ta raf uı dan yayınlanması İçin bu ani şahsen mi intihap ettiği yolunda bir gazeteci tarafından ileri sürülen soruya Truman müsbet cevap vermiştir-
(Arkası sahife 2; rötUn 7 de)
Nevyork 17 (AP) — Salı günü gece yarısından İtibaren yürürlüğe girmek üzere Nevyork şehrinde kömür vesikaya tâbi tutulmaya karar verilmiş-LL tir. Pazar gününden ltlbarerQ de elektrik cereyan* kısm**rQ_ verilecektir. Bu tedbirler, kö-^^ mür maden amelelerinin grev^|_ neticesinde hası) olan kömür O darlığına bir çare olarak tat-c blk edilmektedir q
' m
Cumhurbaşkanının jg kabul ettiği heyetler> Ankara ifl — CumhurbaşkanıQ) İsmet İnönü bugün Çan kayada 0 Manisa Milletvekili Yaşar Özejkt başkanlığındaki 5 kişilik Manl-^ sa heyetini ve Balıkesir Millet- O vekili Abdi Ağabeyoğlu başkanlığında umııınl meclis Savaşte-^ pe azası Fatln Topçuoğlu. C P. b-r.jk ta»™ MuM.fe Cst.CO Savaştepe merkez muhtarı man Özkan, Savaştepe Sanbey O ler O. H. P başkanı Yalçın ve Demokrat Parti başkanı muhit tin Zeybek'den müteşekkil heyet! kabul etmiştir.
10 muhalife karşı ^loyla kabul edildi
Kanunda Demokratların istedikleri tadiller yapıldı. M. P. aleyhte oy verdi
Halayda şiddetli soğuklar
Meyva ve zeytin ağaçları büyük zarar gördüler
Kanadalı uzmana göre insanlar, küçük güneşler haline gelecekler ve Ölüm acısız olacakmış
goruşu
Mütaakıben Millet Partisi adına konuşan Osman Nuri Koni. harici siyasetin esasında partiler arasuıda ayrılık olmamasının zaruri olduğunu soy 11-yerek söze başladı ve tasfiye ka nunu hakkında Bakana bazı sualler sordu.
Dış Bakanının beyanatı
Son olarak Dış Bakanı Necmeddln Sadak söz aldı :
Ş «Dış düşmanlara karşı bütün partilerin birlik olması varlığımız için şarttır» diye söze başlu-ladı ve dünya vaziyetinin karar-
Ankara 17 — Büyük Millet 41 inci maddede komisyonun Meclisi dûn sabah saat 10 da teklifi İle bazı ufak değlşlkllk-Ferldun Fikri Düşünsel'in baş-, ler yapıldı. 43 üncü maddede kanlığında toplanarak seçim kapalı yerlerde tertip edilen kanununun ikinci müzakeresi-' toplantılara o yerde bulunalı ni yaptı. Neticede kanun, 10 *-■— *—
muhalife karşı 341 oy ile kabul edildi. Muhalif kalanlar. Millet Partisi milletvekilleridir.
Kanunun ikinci müzakeresi, sessiz bir hava İçinde cereyan etti. Yapılan değişiklikler hemen hemen hiç bir itiraza uğramadan kabul edildi.
Demokrat Partiden Nuri Öz-san İle Cumhuriyet Halk Par-evvelcC olan
sıra-
kü-
tİs İnden Salt Güksai, 10 ncı maddede mevcut fakat birinci müzakere sında çıkarılan «seçmen tüklerlnln tanziminde parti
temsilcilerinin de bulunması» fıkrasının tekrar maddeye
konmasını müştereken teklif ettiler. Teklifin ayağa kalkılmak suretile oya konması kararlaştırıldı. Neticede ihtiyar heyetleri seçmen kütüklerini tanzim ederlerken parti temsilcilerinin de bulunması kabul edildi.
partilerin birer temsilcisinin toplantıya iştirak etmesi teklif edildi. Bunların adedinin birer olmasına Demokratlar tarafından itiraz edildi.
Neticede komisyon, bunların beşer tane olmasını teklif etti ve madde bu şekilde kabul e-dlldl.
Bundan sonraki maddelerin bazılarında ufak değişiklikler yapılarak 139 ur.cu maddeye gelindiği zaman, saat bir olduğundan oturuma son verildi.
İskenderun 17 (Akşam) — Son soğuk dalgaları Hatayı da şiddetle çarpmış ve sıcaklık derecesi sıfırın altında 13 dereceye kadar düşmüştür. Bu bölge için tamamlle anormal olan durumdan Hatay meyva-cılıgı ve zeytinciliği büyük zarar görmüştür. On binlerce ağaç mahvolmuştur. Tarihiye ve malta eriklerinin zarar nispeti yüzde 95, zeytinlerin yüzde
Ottawa 10 'AA.) — «Afp>:
Kanada ntem uzmanı Alan Munn'a göre, İlk ldrojen bombasının patlaması, bir dakika içinde dünyanın dağılmasına sebep olabilecektir.
Uzmana »öre. bu dağılma bütün dünyaya yayılacak ve insanlar küçük küçük güneşler haline geleceklerdir. Bu ölüm ansızın olacaktır. Çünkü neye uğradığımızı anlıyanııyacağız
Paasikivi
Helsinki 11 (AP) _ Finlandiya komünistleri dün, başkanlığa tekrar Juho Paaslklvinln seçilmesini Rusyaya karşı bir nümayiş olarak vasıflandırmışlar-dır.
Komünist partisinin organı olan «Tyakonsan Sanomat» ga-
zetesl dün yayınladığı baş yazı-(25 tLr. sında. «Bu seçimin, harb tah- __________
rikçllerlnln gayelerine daha İyi ı . yardım ve antl komünist empjr yaüstierl ile daha İyi bir Işblr- 1
ligi ve bağlılığa nişane olmak için» yapıldığını ileri sürmektedir- Gazete aynı zamanda
Vaşington 16 (AA.) — «United Press»:
Ayan meclisi Bİlâhlı kuvvetler
komisyonu ö aş kanı Mlllard Ty-dlngs bugün şu demeçte bulunmuştur;
«İlk hidrojen bombasının I-mâll bu sahada atılan son adım olmıyacaktır. Bu silâh aslâ insanın imal edebileceği en kesin silâh değildir Hidrojen bombası yapılır yapılmaz derhal yeni bir «X» bombasının İmaline geçilecektir. şiirdi hidrojen bombası atom bombasına nazaran ne İse. bu reni bomba da hidrojen bombasına göre ayni mahiyeti arzedeccktlr.»
(Arkası sabite 2; sütun 1 de)
Italyan güreşçileri dün geldiler
KİMLERİDİNLİYORUZ?
Ankara Radyosunda senelerdenberi seslerini ve sazlarını dinlediğimiz sanatkârlarımızı okuyucularımıza yakından tanıtmak üzere yarından itibaren bir röportaj serisinin neşrine * ’
Bu seride Ferit Alnûr, Halil Bediî Yönetken, Halil Onayınan, Ruşen Kam, Refik Fersan, Fa-hire Fersan, Fahri Kopuz, Cevdet Çağla, Sadi Hoşses, Muzaffer İlkaı. Sabite Tur, Ekrem Gü-yer, Miizehher Güyer, Ra-dife Ertem, Afife Edib-oğlu, Çevriye Ceyhun, Nevin Demirdöven, Kaime Sinan, Mefharet Ata-lay, Vecihe Daryal gibi
başlıyoruz.
sanatkârlarla radyo spikerlerini tanıyacaksınız. Sanatkârlarımızın hayatları, musikiye nasıl intlsab ettikleri, hangi bestekârları, hangi sarkılan sevdikleri? Bugünkü Türk müziği ne haldedir? Oarb müziği mİ, Alaturka mı?
Sanatkârlanmızm bu hususta ne düşündüklerini sütunlarımızda bulacaksınız.
Basına ait yeni bir madde
! Öğleden sonraki toplantıda yeni bir 161 İnci madde teklif edildi. Bu madde şöyledlr: «Seçim zamanında ztklr veya telmih suretile haklarında neşriyat yapılan özel ve tüzel kişiler cevap verecekleri yazı: ııın yayınlandığı gazete veya mecmua He cevap ve tashihlerini nerede bulunurlarsa o ye-
1 rln sulh yargıcına verirler, ı Yargıç müracaatın yapıldığı gün, cevap ve tashihi tetkik ederek varsa, suç tekil edecek ' İfadeleri çıkardıktan snnra, ce-‘ vap ve tashihin altına neşri 1 lüzumuna dair yazacağı şerhle I derhal gazele ve mecmuanın , İdarehanesine bildirir. Cevap veren ücretini öderse, metni telgrafla tebliğ eder. Gazete ! veya mecmua cevap veya tas-1_ llihl aldığı günün ertesi günü, cevap verenin koyduğu başlık-
. la aynı sahlfo, aynı sütun, aynı punto harflerle aynen neşre mecburdur. Aksi takdirde so-
' rumlular, cevabı emreden mah-ı kemece 1 aya kadar hapis ce-; zast İle cezalandırdın Basın . kanununun bu maddeye aykırı olmıyan hükümleri mahfuz-
I dur.» Komisyon sözcüsünün | (Arkası sabife 2; sütün 6 da)
«Btı seçimin. Rusya He dostluk münasebetlerine mugayir olduğu» keyfiyetine de İşaret etmek tedlr.
Bu arada Fin polisi, seçimler arifesinde Fin parlamentosunda patlamış olan bomba hakkında tahkikatına devam etmen tedlr.
«Kültür yardımın
Ecnebi kitapların - ihtikâr kelimesini kullanmıya-lım - havsalaya sığmaz karla satıldığını muhtelif vesilelerle yazdık. Ne ithalâtçı müesseseler. ne de resmî hır , makam, iddiamızın yanhş-I lığını, yalanlığını ileri süre-■ bildi. Çünkü ne yalandır, ne yanlış!
I Bir çoklarımız için ecnebi neşriyat, ekmek, su. hava kadar lüzumludur, Miinev-ver zümrenin manevî gıdası ı üzerinde bu derece oynanma masını; l>u mevzuun alâkadan İçtimaî bünyemizde henüz yoksa makamlardan bir makamın bu işi kendine iş etmesini rica ediyoruz. I Her ecnebi millet kültürünü yaymak arzusunda olduğu için, yalnız Türk makamlarının değil, ecnebi ilgililerin de ayni mevzu iize-l rine _ ..
i Belki medet onlardan gelir., dur eri ve 1 gazeteciden müıek-
I
Şehrimi-! de iki maç yapacak olan İtalyan güreş takımı
Şehrimizde İki Groko-Romen karşılaşması «apacak olan İtalyan güreşçileri dün saat 15 te I İsveç hava yollan uçağı İle şeh ' rimlze gelmişler, hava alanında güreş federasyonu üyeleri ve basın mensuplan tarafından karşılanmışlardır.
__ __ _______________| Konak oteline misafir edilen
dikkatlerini çekeriz. İtalyan kafilesi, 8 güreşçi, 3 I-
kep olmak özere 15 kişidir.
Chiesa Zaffiro'nun başkanlığındaki kafilede idareci olarak Bertoll, hakem olarak Costa bu lunmaktadır-
Oelen ttalyan güreşçileri de şunlardır: y
52 kilo Phlghettl. 57 kilo Lom bardl (52 kilona 1948 olimpiyat birincisi. 62 kiloda Grozzlni. 67 kiloda Gıunaloia, 73 kiloda
Cecchinl, 79 kiloda Maffel. 87 kiloda OallemU. Ağır Fantimi (1948 olimpiyat İkincisi).
Misafir İtalyan takımı ilk kar şıl aş m asını 18 şubat cumartesi gecesi, İstanbul - İzmir karması, ile, ikinci karşılaşmasını da 19 şubat pazar gecesi Ankara takımı ile yapacaktır.
Karşılaşmaların ikisi de Spor ve Sergi sarayında yapılacaktır.
h. K Ş o. U

Sah i fc 2
Bellergal verelim!
Dünkü pıretekrde MB’fc görüşmelerinin tafsilâtını okurken merhum Cemal Nadir*! hatırladım. Onun bir karikatürü vardı: Gördüğü manaaraya ağrının ■uyu akan bir adamın yanından küçük bir satırı çocuk geçer ve «Mendil verelim!» diye bağırır. Merhum Cemal Nadir Hiivük Millet Meclisinin evvelki günkü sinirli havasını görseydi acaba o satıcı çocuğu Meclise sokarak «Bellergal verelim! u diye bağırtır mı idi?
Bilmem uma herlıalde milletvekillerinin sinirleri bo-zuldııpıı, olur olmaz şeylerden heyecana gelerek birbirlerinin üzerine yürüdüklerini, »İn aşağı! Çık yukarı!» gibi hiddetli emirler bir tarafa, muhabir arkadaşların savcı korkusiyle yazmağa cesaret cdemiytcekleri «ağıza alınmayacak lâfların» sık sık ağızlardan çıkması seçimler yaklaştıkça sükûnetin de azaldığına bir işarettir.
Unutnııvalını ki henüz mesele .»namzet listelerine kim girecek, kim glrmiyecek?» safhasındadır. Bunun arkasında «lfalk efendimiz kimi seçecek, kimi seçmîye-eek?» safhası var. Heyecanı şimdiden taşırırsak daha rivrivli giinlrrde âsab gerginliğinin büsbütün artacağından haklı olarak korkulur.
Bizim Cihangir eczanesinin sahih Afif bey. geçenlerde kendisine uğradığım zaman hayati ehemmiyeti haiz bir çok ilâçların piyasada bulunmadığından acı acı şikayet ediyordu. Bunların arasında sinir ilâçları var mıydı bilmem ama, ne olur ne olmaz hükümet, hayati ehemmiyetteki ilâçlara döviz ayırırken bir miktar da sinir yatıştırıcı ilâçlardan stok yapılması için tedbir alsa fena olmayacak. Şu seçim devresini hayırlısiyle atla-tıncaya kadar böyle bir tedbire şiddetle ihtiyaç vardır.
Şevket RADO
Hasın
tasarısı
Gazeteciler Cemiyetinin Nihat Erim*e mektubu
İstanbul Gazeteciler Cemiyeti idare heyetli dn >.îikûm**tçe terkedilmiş olan Basın tasarısının birlikte müzakere etmek üzere Ankarajra bo.ıet göndermesi için Adalet Bakan, tarafından vaki olan davete verdiği cevabı dün yazmış ük. Cemiyet başkanı Bur han Fe'.ck Bışbakan Yardımcısı Nihat Erime o e şu mektubu göndermiştir:
«Yeni Bakırı ta.-.irisi hakkından hükümetle temas etme»: üzere Anka raya ritmi? olan cemiyetimiz teı.ısllcllerintn uıtıft-llnitie bu hımışta vâki müll-kaUannda bizzat tarafıâllnlz-den vfild teklif fttertne demokrat bir memleket basın kanununun esas olmak alınıp cemiyetimizle müşterek yeni Mt tasarı hazırlanması kararlaşmıştı.
Bu kararia tamamen tezat ha tinde olan Adalet Bakanlığının 10/2 riMO ır-ktııblyle cemiyettin izce buna verilen cevabı İlişik olarak takdim ediyorum. Hükümetin bıı buruşta atfettiği ehemmiyeti »e basın mümessillerine verdimi sözün kıymetini takdir eden cemiyetimiz hftdf-«e iızerlne lıocan dlkkatlüilnl ri çekmekle fayda mülâhaza et ■liftir.
Bilvesile laygıkınaıuın kabulünü rica edtriz.»
SabahGazeteleriNe Diyor?
Yeni seçim kanunu
BOks maçları
ItalyanJar, Ankaralı boksörlere galip geldiler
Ordu dedikodu mevzuu olamaz
Ahmet Emin Yalman VATAN’ da yazdığı başmakalede diyor M:
«Gerek Aid oflan ve gerek diğer hatipler, askeri bir münakaşayı bir dedikodu havası ve parti ve şahsiyet kavgası İçinde botmakla çok bliyuk bir hnta İşlemişlerdir.
Bütün varlığımızın temeli; ordumuzun politikaya türüklen memesi vc mi1H şeref ve haysiyetin bir bekçisi diye müşterek milli sahada vekar ve heybetle vazife başında durmasıdır.
Askerlikle alâkalı olan teferruatı. teknik dâvaları münakaşada ne kadar fayda olursa olsun, asıl ruh etrnfjıdakl saygı ve nıukıiddealLk halesi bitki kalmalıdır. Ordu dâvası etrafındaki her dedikodu, her politika kavgası; niyetler ne kadar iyi olursa olsun, milli ruhu ■edeler; müteessir eder.
Bu nazik ve mühim bahsin münakaşasında tam bir ciddiyet ve vekar muhafaza edilmeli ve umumiyetle mili e vekillerimiz kendi kendilerini; mensup bulundukları yüksek Meclisin itibar ve haysiyetine hürmetle mükellef tutmalıdırlar. Bunu beklemek elbette vatandaşların hakkıdır.»
Halk Partisinin takip ettiği politikanın ne derece zikzaklı, tereddütlü olduğunu vc bu siyasetin vuzuhtan ne kadar mahrum bulunduğunu, çeşitti1 örneklerle, daima tekrar! arış. Faraza «En ileri demokrasi yapıyoruz» deriz, hâlâ Mussolini matbuat kanununun, Recep Pe kor eliyle ağırlaştırılan hükümlerini olduğu gibi muhafaza ederiz, ceza kanunumuz, faşist devri Hülyasının hüküm ve müeyyideleri ile bezenmiş bir halde ayakta durur. «Kanunların Uunamiylş tatbik olunmasına bakmak İle mükellef bulunuyoruz» diye tt'mtnaf veririz; sonra, dünkü Meclisteki konuş-malarıla ırayın Nihat Erimin ağzından öğrendik Anayasanın yapılmasını emrettiği bir kanunu çeyrek asırdır yapmayız. Mülkiyet hakkı Anayasamızın saman ve emniyeti altındadır ve kimse muhik tazminat verilmeden haklarından mahrum edilemez diye kaideler mevcutken bir çok el koymaların bedelleri, bu el konmaların üzerinden yıllar, hatta on yıllar geçtlfll halde, tesviye edilemez.»
Muharrir, Halk Partisinin tc-zadJı ekonomik Myasellngen de bahsederek makalesini şöyle bitiriyor :
«Halk Partisi, çeyrek asırlık mazisinin eriri ve mahkûmudur. Politikaya behemehal yeni bir hava getirmek lâzımdır. Yeni yukanki baş-1 prensipleri, yeni kararları an-ı»kalede diyor I etik yeni elemanlar tatbik ode-
IVali şimdilik iyi yapıyor
Selim Ragıb Emeç SON FOS-TA’dnkl başmakalesinde Valimi zin sarhoşlara karşı tatbik ettiği muamele hakkında mecliste sorulan suali yorumlıyarzk diyor kİ:
«İstanbul valisinin sarhoş ve mütecavizlere karşı tatbik ettiği biraz radikal ve fakat kanun hududunu nşmıyan muamelesini Millet Meclisi kürsün ünden bahis mevzun eyUyen sayın mebusumuza gelince;
Bilvesile yukarıda naklettiğim hâdise; bana bazı hakikatlerin hafızamda tekrar tazelenmesine yol açmıştır.
1___Bu memlekette, vatanda-
şın niçin çalıltllk vazifesinden kaçındığı;
2 — Suç üttü muhakeme usulünün aksaklığı ve muamele bakımından resimli her hangi bir hüviyet cüzdanı yerine vatandaştan, nüfus kâğıdı istenmesin deki manasız ısrar;
3 — Bir polis memurunun; göz göre göre, bir suçluyu kaçırabilmesinin; savcılıkça bize yapılan beyana flöre; ancak disiplin ccMslylo cczolandınlabllmesl garabeti;
Olmuştur. Bir milletvekili ilintiyle bu noktaların ıslahını te mln edecek tedbirlere. Adalet Bakanından sual soran mebusu muz boy vurursa, İstanbul valisinin. fimdi İlk tamamlle İyiliğe matuf olan bu gibi faaliyetinin hayır duasından bir kısmını da kendiri toplamış olur.»
1 inci sonra
Mhifcde) madde ka-
Pakistan olimpiyattı
Ankara 16 (AJt.) — Bu akşam büyük sinemada saat 21 de kalabalık bir seyirci kitlesi önünde İtalyan boksörlerl-Ic AnkaralI boksörler arasında yapılan maçlann neticeleri a-şn âldadır:
51 kilo: Doğan Karaca (G. B.) — Drvftl’e sayı 11e yenilmiştir.
54 kilo Sadi Erlaş (A O.) — Türkiye rekort-
Pakistan'a gidecek atlet kafilemiz
Ankara 16 — Atletizm federasyonu başkan: Kaili Horan
BandineUl ile berabere kalmış-
tır
56 kilo: Necdet Aydenlz (O
B.) Glordenella ile berabere kalmıştır.
62 kilo: Mustafa tnel
B.) — Larusso'ya ittifakla
II p gelmiştir.
67 kilo: Saim Saygılı ________,
8.) — Vesçoıl'ye sayı Ue yenil-. tanbuldan ayrılacaklardır, iniştir.
menj Halil Zıramân bu akşamki eksper sİ e İslanbula hareket etmişlerdir.
Naili Morun ve kendirine îs-ıw- tanbuldan da katılacak olan ça_ dlfter atletlerle birlikte ayın 18 i İnde İkinci Pakistan ollmpiyal-(D larma iştirak etmek üzere îs-
(O.
inçtir. Atletlerimiz ayın 19 unda Ka-
■n Hlo: AH Mrlelt (H. O > v, 11 Uute mîHnOaAala-
FMlucd ie uyı Uf yenilmiştir. ™ rapılıma^ Lahor’, rorarak-Y«r. ağır: KSmll İçil (O. MÛMbakalar ayın 24 111
B > — Disegni'yc ittifakla 28 «mda. Lahor'da bütün ııtle-maÇlfıp Hân edilmiştir. i11™ branşları üzerinden yapı-
lacaktır. Naili Moran. Pakistan | olimpiyatları ve muhtemel neticeleri hakkında Anadolu ajansı muhabirine »unlan söylemiştir;
Av esnasında
Feci bir cinayet
Istaabu! Teknik «4(ulo öğrencilerinden bir heyetin dün sabah «aat omla Atalürküa vakkAt kabrini ziyaret ederek çelenk koymasından bir enstantane.
Baş tarafı 1 inci sahifede)
Tydlngs. yakında daha büyük, daha sürati! ve insanların hatasına yol r.çmıyaeak Aletlerle mücehhez o’up bombayı İslenilen yere atabilecek uçakların inşa edileceğini sözlerine İlâve etmiştir. Bunu mütaakıp Wlns-ton Churclılll in teklif ettiği politikayı Achttonun takip ettiği politikaya tarcif ettiğini söyleyen ayan üyesi. barış İçin 8ta-lin 11c yeni ycrüşmeler yapılma-■mı ileri sûroügünden dolayı CburchUl’den sitayişle bahset*

Dışişleri Bakanının beyanatı
Bir ördeği paylaşmak yüzünden çıkan kavgada iki kifi öldü
(— Bu olimplyadlara iştirak edecek olan rakiplerimizin kuvveti hakkında Bir şey bilmiyoruz. Müsabakalara iştirak edecek 4Tûrk atleti geçen yazdaki form ahırını bulmuş vaziyettedirler, Ümitvar olduğumu söyleyebilirim.»
İzmit 16 — Adapazannın
Sardı lan köyünde ördek an* Bu müsabakalara Türk ekibi yüzünden, iki kişinin ölümü ka4n> Ue katılacaktır:
He neticelenen kanlı bir clna-| Çekik atma (Balcı), cirit at-yet işlenmiştir. Elde edilen ma (Halil Zıraman», 800 ve 1500 malûmata göre bu köyden Şa- metre (Cahit önel), 5000 ve ban Güner adında biri. Kasım jo.OOO metre (Osman Coşgiil». Karakuş, Fethi Bostancı ve .....................................
Tahsin Karakuş İsimlerinde 4 kişi avlanırken bir ördek vur- cette yaralamış Kasım da kal-muşJardır. Bu ördeği paylaş- dınldıgı hastanede ölmüştür, mali yününden aralarında kav-' Talulnle F. U.l d« muhlelU ga çıkmış ve' Kanını Karakuş , , . . , .
flite.ll. «U»n Oün«’l vurarak yarüanmH)ar(ür.
«dürmüştür. | Guçlulor jandarma tarafından
Bunun üzerine Fethi Bostan- yakalanarak adiiyeye teslim eı da Kâzım Karakuşu ağır su- edilmişlerdir.
...........................................
Baş tarah 1 Inti sahifede) i sık teyit vt* tekrar etmekten çe uyıfiadığ'nı ve bunun sebebi asla hâli kaimamıytır. Gene nln de Asyada cereyan eden hA I hatırladığını;: gibi geçen yıl I-diseler olduftıma işaret etti ve: «Bugün Işllmlçslnlzdlr, Çin komünist hükümeti ile Moskova-da 30 senelik İttifak imzalanmıştır» diyerek sulhü tehdit eden ve ümitleri »yırlatan hâdiselerin Avrupadan Asyaya intikal edişini ve bunun safahatını nakletti. Bu hâdiselere muvazi olarak Hindistan, Pakistan, Endonezynnın istiklâl kazanış-lannı ve bu hükümetleri tanıyışımızı anlatarak: «Türkiye Cumhuriyeti istiklâl mücadelesi yapmış bir devlet, bir millet olarak milletlerin İstiklâle sahip olması esasını kabul etmiştir.»
Dünya durumunun sonu nereye varacak
Dış Bakanımız dünyanın bugünkü durumuna temasla demiştir ki:
Sulh imkânsız, hart asla arzu edilmez görününce, muhtemel olan re mümkün olan durum, sinir harbi diye biraz hafifçe ele alınan bugünkü feci ra ziyetln daha uzun yıllar devamından İbaret kalacaktır Böyle bir vaziyetin devnmmdan en çok zarar gören, ne harblerio dogmasından ne de sulbün yapılmamalından alsa mesul ol-mıyan bhdm gibi milletlerdir. Binaenaleyh ümit ve temenni ederiz M, İki tara! arasında herhangi bir anlaşma ve sulh İhtimal! daha süratle belirsin ve insanlık bugünkü eef! dimim ve şekilden kurtulabllsin.
Türkiyenin gayesi sulhtur
Türkiyenln gayesi sulh olduğuna ve buna istinat eden dış siyasetimizin tek hedefi de mem Jeketin selâmetini temin etmek olduğuna göre Türkiye cumhuriyeti dün ranın bu karışık ve kararsız durumu ortasında kendisinin hürriyet ve İstiklâline, hürmet eden hürriyet ve islik-Iftline hürmet etmekle kalmayıp Türkiyenin hürriyet ve İstiklâl , ve emniyetini landl emniyetleri bakımından hayati mahiyette gören devletlerle leşrikl mesai etmektir. |
İngiltere ve Fransa ile ittifakımız. Ame- ; rika ile işbirliğimiz ı Bunun İçindir k1. Türkiye I Cumhuriyeti, bir taraftan lngll : tere ve Fransa ile mevcut İtti- ı faka bağlı olmakla beraber, di- I ger taraftan bildiriniz şartlar ı İçinde Amerika İle dostluk vs I İşbirliği «lyasi'tine büyük ehem ' mlyet atfctmaktodLr. Ingiltere s ile İttifakımız Türkiye Cumhu- 1 riyali KlyueUnln çok zamandan ( beri en esas', temeli olmuştu». ı İngiltere hükümeti yüluek mee- j İlsin hatırlıya cağı gibi en mfış- ı kül zamanlar inde Türk Ittita- ı kına sadakat ve baSlılıfimı sık kışlar).
çinde Fransa hükümeti Türkiye İle İttifakının yürürlükte olduğunu bildirmiştir- ittifak Türkiye emniyetinin başlıca un surlarından birisini teşkil etmektedir.
Diğer taraftan Amerika İle İşbirllgimlze büyük ehemmiyet vermekteyiz. Bu İş birliğinin tek hedefi Avrupanm bu köşesinde sulbün ve emniyetin deva mma çalışmaktan İbarettir-
Amerika hükümeti ile Türkiye arasındaki bu sıkı işbirliğini Amerikanın Türkiyenln emniyetine, hürriyetine ve hâkimiyetine ver ditti hayati chemmlye ti her hangi bir »eklide daha sıkı bir esasa bnftlamak İçin A-merlka hükümeti ile daimi temas ve mıiznkere halindeyiz. Takdir buyurursunuz kİ. İç politikası bakımından bin bir şart lan haiz, dıs siyaseti dahi efkârı umumiyetinin sıkı tesir ve kontrolü altında ve kongrenin blnbtr kararına hafili bulunan ve nihayet dünya ölçüsünde bin bir dâva peşinde bir siyaset takip etmek zorunda kalan Amerika gibi bir devleti istediği mte şekilde, istediğimiz anda, arzu ettiğimiz herhangi bir karara vardırmak bizim kudretimiz dahilinde değildir Bunun içindir M, Amerika htıkûmetinin karşılnştıttı çeşitli müşküller karşısında anlayışlı ve sabırlı olmak. fakat dâvammn peşini asla bırakmamak hükümetin gütmekte oldufîu siyasettir. (bravo sesleri)
Dış siyasetimizin temeli
Bir noktayı daha huzurunuzda arzetmek İsterim.
Dış siyasetimizin temeli mili! müdafaa kudretlmizdlr. Türkl-yenin hürriyeti, İstiklâl), Türkl-yenin emniyeti, her feyden evvel kendisini müdafaa kudretine ve ordusuna dayanmaktadır. Bunun yanında dış siyasetimizin gayesi bu emniyetimizi takviye edece!; dostluklar ve ittifaklar aramaktır. Fakat Tür-klyenin hürriyeti ve İstiklâli l-çln, kendi emniyeti için kendisinin müdafaa azmi hiç bir şarta bagh delildir. Yan! biz hic kimseye kendimizin, kendi vatanımızın kabuıcta gücümüzün yettlfil kadar müdafaası hususunda hiç bir »art, lüç bir kayıt koymuş değiliz, ve boyla bir pazarlıktan dnünü uzak Kalmaktayız. (Bravo sesleri) Ve, esasen Türklyeye vûrllon ve gittikçe artan büyük liibann tek ve ille kaynattı Tüıtlyenin kendi kon dini tok başına herkese karşı m ıkla fanya aamutmiş olmasına Amorlkanın ve bütün dünyanın tamnmlyie İtimat etmiş ol-niasuhr. (Bravo seslet! ve al-
| Baş tarafı izahatından bul edildi.
Bu sırada
- maddeler de l do. «4 üncü
■ fıkra olarak şu hükümlerin ÜA-
- vesi dc kabul olundu.
t «Müşterek aday üstesi veren siyasi partiler o seçim devreatn-• de bir parti sayılırlar. Bir parti . olarak kur'aya girer ve üye is, mİ verirler. Seçime katılmayan . veya katıldıktan sonra seçim! den çekilen slyast partiler, 6e-. çim kurullarında üye ve miışalt bulunduranı azlar. Açılan üyelik t Ler bu vc müteakip maddeler , gereğince doldurulur. Bu fıkra . hükümleri. İlçe ve sandık kurullarında da kullanılır.»
Tasarının ikinci miızakerooi " tamamlandıktan sonra. Başkan. 1 partilerden birer kişiye, tüzük gereğince söz vereceğini bildirerek Adnan Menderesi kûraü-ye davet etti.
Adnan Menderesin konuftnan
Demokrat Parti adına konu-
■ şan Adnan Menderes, ezcümle dedi kİ:
«— Memleketle hürriyet nizamının tam teminat altına a-bnuuuı ve demokrasi cephesini teşkil edeu miilcUcrarasında mı? eklimizin bir kzı daha yükselmesi 1950 seçimlerinde mll-letçe vereceğimiz büyük İmtihanın muvaffakiyet derecesine bağlıdır. Ancak bu imtihandan muvaffak çıkmak cayeslndedlr ki. bugüne kaoar siyasi hayata hakim otan buhran ve asabiyetin yerine demokratik rejimlere has olan normal siyasi şartlar ve hürriyet nizamı içinde istikrarlı bir devlet hayatı memleketimize de mal edlhnlş bulunacaktır. İşte bu ümitle ve memleket hesabına m es üt başlangıçlardan biri olman temennisiyle partimiz seçim kanununu kabul elliliktedir.»
Adnan Menderesin bu »Eleri Halk Partililer ve Demokratlar tarafından alkışlandı.
Millet Partûı temsilcisi
Millet Partisi adına Hazan Dhıçc r konuştu ve kanunun ana prensipleri üzerinde lenkldlcr-d.- buludu Dinçerbn tenkidle-rinde gizil oy, aleni tasnif usulünün iyi bir prensip olduğunu. seçmen kütüklerinin tanzimine dair hükümlerin kanunun eksik taraflarından birisi bulunduğunu, seçmen kütüklerinin tanziminin İdare âmirlerine bırakılmasının doğru bir şey olmadıkını, ihtiyar heyetlerine seçmen kütüklerinin tanziminde verilen vazifelerin bun iaren başaranı:yocakları kadar ağır olduğunu, yargıca itiraz hakkının tek basamaklı olarak tamdlgını, adaylığa itiraz ve onların müddetlerine dair mad delerin tam olmadığını, propaganda hükümlerinin de tam olmadığım, sandık kurullarının İyi teşkil edilmediğini. bühaasa
komisyonda olan gelmiş bulun uyor-moddeye berine»
BORSA
İOrtnfcııl BorMUUI IW
Ç ■ K A • ■
'' TKİ
n.(s
ut.—
BMi
sanrık kurulu başkaıunın parti üyesi olmasının bir çok mahzurlar doğuracağını söyledi ve bu kanunun millete hayırlı olmasını temenni etti.
Kanunun kabul ve Başbakanın hitabesi
Bundan sonra Başkan, kanunun açık oyu konması hakkında bir teklif olduğunu soyliyc-rek, bunu oya koydu. Bu kn-bul edilerek kanun açık oya kondu ve İsimleri okunanlar oylarını Vermeğe boşladıelar
Neticede 351 kişinin oya iştl-rftk etUgl. 341 kişinin kabul 19 kişinin reddettiği anlaşıldı ve bu suretle seçim kanunu tasarısı kanunlyet kesoettl.
Müteakiben Şemseddln Guıı-allay kürsüye geldi ve seçim kanununun kabulü ile sekizinci Millet Meclisinin siyasi talihimizde bir dönüm noktası teşkil ettiğini söyledi.
Sözleri ararında Demokrat Partiye teşekkür enen Başbakan dedi kİ:
«— Kabul buyurduğunuz kanun, seçimde, nezaret ve murakabeyi tamamen adliye mensuplarına bırakmıştır. Seçimi mıumkebe edecek yargıçlarımız seçimden mütevelli' ceraiml de muhakeme edeceklerdir. Bu bakımdan adalye teşk.'ıAtımLz gerek dahile, gerek harice karşı büyük bir Imtüıan karşısında bulunmaktadır.*
Başbakan, hâkimlerimizin bu vazifeyi muvaffakiyetle bnşa-raca£ından emin bulunduğunu. İdare âmirlerinin de vazifelerini bo-fari'-ile yapacakisnna İnandığım belirterek sözlerini söyle bitirdi. '
«— Türk milletinin olgunluğuna hepimiz İnanalım ve gelecek seçimlerin sizin bu kanunu yaparken beklediğiniz ümitlere, uygun olarak .»ani seçimin her türlü tazyik ve takyidden Azade bir şekilde cereyan ederek neticeleneceğine İnanalım. Türk milletinin olgunluğu bunun mesnedidir.»
Başbakan, Millet Partisinden Osman Nuri Köniye cevap verdikten sonra toplanbyn son verildi.
Truman
Baş tarafı 1 İnci sahifedei
Başkan öte yandan herhangi bir meseleyi Birleşik Amerika İle müzakere etmek lstlyen her devlet sefine Vaşingtonda kapının açık olduğunu söylemek suretile ChurchLlUn son beyanatı hakkında ne düşündüğünü soran muharrire cevap vermiştir
Truman bat: devletlerinin, lir tisat. siyaset ve askeri sahadaki hayat tarzlannı sıkı surette birleştirecek olan Atlantik bir-Ugl insansını desteklemek için ramanın Amerika bakımından elverişli olmadıkını belirtmiş ve daha önce halledilmesi gereken başka meselelere tercih hakkı verilmesi lüzumuna işaret etmiş tir.
Başkan dün Dışişleri Bakanı Achesçm tarafından. Çin - Sovyet andlaşmaaı hakkında yapılan beyanatı tamamen tasvip etmiştir. Truman andlaşmanın tam metnini henüz okumadığını söylemi», fakat Acbesooun uldı-irı durumun ber bakımdan mükemmel olduğunu belirtmiştir.
Başkan nihayet Atom enerjisinin milletlerarası kontrolü me selasi bahsinde, bunun Birleşmiş Milletlerce görüşülmesi için kapının açız bırakıldığını tekrarlamış, ayrıca sorumlu hükümet makamları ile veya normal diplomatik yollarla da müzakerelere devamın mümkün olduğunu bildirmiştir.
Eminönü Halkevinde orkestra konseri
Eminönü Halkevinde konservatuar yatı kumı öğrenciler) tarafından 18 şubat 1950 cumartesi günü saat 16 da bir orkestra konseri verilecektir. Programda Haydn vb Morart-tan birer senfoni İle Clûck. Corcill Gchumann ve Beethoven dcıı parçalar bulunmaktadır.

SAUBSFLAHDA AlTIZI
GulŞen Türk liran Sterlin
Macar sefaretinin bir memuru dnha iltica etti
Ankara 16 Macaristan elçiliği memurlarından Bayan Gertrud Riedinger de bugün hükümetimize iltica etmiştir. Bayan Gerizud J7 senelik kıdemli bir hariciye memurudur. Doha evvelce Macaristan ın Berlin ve Prag elçiliklerinde bulunmuştur.
17 şubat lz50
Bir kuttı lokum
Ağaç sevgisi
âkşam^akşam^j
Büyük Millet
Mec'isi binası
Geçen gün bir arkadaşım, evime gelirken bize bir kutu kestane şekeri hediye getirdi. Açıp mrer tane yemeğe . kalktık: Kupkuru, taş gibi kemik gibi... Acaba tesadüfen araya mı karışmış?. Hani taze yumurtalar arasına folluk da karışabilir... Onun gibi mi?
Yaldızlı kâğıtları açmakta devam ettik... Meğer, meşhur tâbirdeki «yaldızlı hap» gibi imişler!,. Yeşermişler! Küflüleri bile rar.. Belki de halis penisilindir ama. ben illetli değilim.
Eskiden, ambalajsız, daha küçük kıtada, alaturka kestane şekeri satılırdı: Nc de güzeldi' Bu. alafrangası... Halbuki, satan müessese. şehrimizin bir iki meşhur firmasından biriydi.
Hani malı evinde haftalarca bayatlattıktan sonra, hediye getirenler olur. Yabancı biri olsaydı, arkadaşım öyle bir şiiphe altında bile kalacaktı. Halbuki yolda belediye hudutları İçinde giderken dükkâna beraberi!' " ““ ' uğramış; yanımda almıştı, p
Vazivet İniyle olduğundan, (; kendisinden c ” "
ertesi sabah, kestane şeker-, lcrini götürüp başka şeyle değiştireceğimi söyledim.
— Belki de kestanenin zamanı geçtiği için bayatlamıştır. Riz eaflef ettik!.. Fakat böyle (tc olsa, o malı . mevsimi geçtiği için satma- 1 malı idiler. — dedi. ;
Bilhassa bir vatandaş pro- ( testosu otsun diye; ertesi , gün. paketi yüklendim; dük- , kâna gittim. Kalabalık m üş- ( teriler karşısında firmayı , küçük düşiirmiyeyim diye, fısudarcasına meseleyi tezgâhtarlara anlattım, özür dileyip, verine ne istediğimi sordular. Lokumda karar kıldık. Bu sefer de «en tazesinden» bir kulu lokum alıp 1 gittim.
Dünyaca meşhur olan ‘ Türk lokumunun «ekil ve ' * şemaili nasıldır: malûm, $e- ' ker tozuna bulanmıştır; iki { parmağında kolayca tutar. ‘ ağzınıza atarsınız. Sonra da. s ıslanan bezle silmenize lü- 1 zum kalmaksızın, toz, par- ( inaklarınızdan uçar. Yani, bulaşık, yapışkan değildir (
Halbuki, benim aldığım . biitiin kutunun muhteviyatı külce haline gelmişti. Koparmak için bıçak lâzımdı. , ihtimal kâfi derecede şeker tozu konmamış. Niçin konmamış olsun? Üstelik, stan- 1 dard renk değil. Tuttunuz t mu. kuru mendille el temiz- 1 lemek imkânsız, musluğa t koşmalı.
12 nci bölüm sıva, döşeme, kaplama işleri
Bayındırlık Bakanlığı. Anka-rada inşa edilmekte olan Büyük Millet Meclisi binasının on İkinci bölüm sıva, İç duvar VC döşeme kaplama işlerini eksiltmeğe çıkarmıştır. Bu eksiltme şehrimizde de İlân edilmiştir.
Yapılacak bu İşlerin bedeli 2 milyon 91 bin liradır, ihale 28 Şubatta rada yapılacaktır.
keşlf küsur Anka-

İstanbul radyosunun konserleri
Muntazam neşriyata başlıya-lıdanberl İstanbul radyosunun konserlerini bahis mevzuu etmek isterim. Radyo Senfoni Orkestrası, Şehir Orkestrasının takviyesiyle kuruldu ve haftada iki gün - salı, cuma günleri -muntazam konserlerine banladı. Radyonun, faaliyete geçen İki küçük orkestrası daha var: Salon Orkestraslyle Küçük Orkestra...
vermek hattâ olan
Beyazıt camii
Balı müziği sahasında en mühim rolü oynayan, hiç şüphe yok. Radyo Senfoni Orkestrasıdır. Orkestranın şefi Cemal Re-şld Rey'dlr. Orkestra, kurulalı-danberi repertuarında bulunan yakından meşgul olmağa karar veya repertuarına yeni giren -----«.. —ı..«*ı« ..».(* eserleri, haftada lkl gün 19,20 ile 20 arasında kırkar dakikalık konserler halinde çalmaktadır, Bazı konserlerin, onar dakikalık konuşmalar halinde dlnleylcile-re takdim edilmesi faydalı olmaktadır. Konserlerin takdî-| mlnde veya spikerlerin, eserlerin i kısımlarını andante allegro, a-| daglo gibi hareketleri gösteren kelimelerle İsimlendirmelerinde - mânası anlaşılmayan bu tâbirlerden dolayı - gariplik bulanlar var. Bazı şikâyetlere de muhatap oldum. Musikide kullanılan bu b’ibl kelimeler milletlerce kabule mazhar olmuş-büyûk tur, Almanların çok defa ve Fran Hay- J sızların da arasıra bu kelimele-F //"a rtH kar9‘llSuu kullandıkları vâ-°* a kidir. Bir senfonik veya bir sonatın kısımlarını belirten bu kelimeleri, münevver bir insan küçük bir himmetle ve Türkçe karşıhklarly’.e öğrenebilir. Eğer lüzum görürlerse okuyucularıma bu tâbirlerin belli başlılarını Türkçe karşıhklarlyle bir yazımda bildireyim.
Hayvan sağlık işleri
Belediye, şehrimizde mevcut türlü hayvanların «ağlık işlerlle (
vermiştir. Bu maksatla şehir çevresinde mevcut ahırlar tesbit ve kontrol edilmiştir. Verilen malumata göre Istan bulun 680 inek, 2140 beygir ve 13 domuz ahırı vardır. Bunlar arasında 1 ________________f hayvan sağlığına elverişsiz gö-, özür diledim;' riilen 5 İnek ahırı ile 30 beygir ı.«eio«- .^ı-^- ahırı kapatılmıştır. Ayrıca belediye nizamlarına riayet etmeyen 98 inek ve 55 beygir ahırının sahibi cezalandırılmıştır.

Basit gibi görünen bu mevzu üzerinde belki de bu kadar durmazdım. Fakat aklıma Şevket Rado nun anlattıkları geldi: Hani ecnebi seyyahlar, Tstanbııldan götürecek «bize hâs» bazı hediyelikler aramışlar da hemen hemen bir şey bulamamışlar. Türkiye hâtırası olabilecek malların modernleri öyle kıt, öyle namevcuttur ki, Amerikan bahriyelilerinin eski kilimleri toparlıya-rak götürdüklerini hatırlarız. Bizse, daha tecrübeli olduğumuzdan, gerek ecnebilere. gerek ahbaplarımıza, pek klâsik hediye dıve bir kutu lokum götürürüz.
işte bu derece meşhur malûm, klâsik Türk mamulünü bile, meslek gayreti gütmediğimizden, müşteriye hürmetsizlik ettiğimizden, âvâre tacirler haline geldiğimizden bu yürekler acısı duruma sokuyoruz. Hem de. titizliğini kestane şekerini iade etmekle gösteren bir müşteriye bu tarzda bir nıamû] sunuveriyoruz. Bu da, piyasamızın meşhur bîr iki firmasından birinde olabiliyor.
*
İktisatta kalkınma?
Her şeyden evvel, manen toparlanma lâzımdır.
(Vâ-Nû)
Malûllere tütün ikramiyesi
Her sene malûl subay ve erlerle şehit ailelerine dağıtılmakta olan tütün İkramiyelerinin miktarı bu sene de tesbit edilerek şehrimizdeki askerlik şubelerine bildirilmiştir. Askerlik şubeleri ikramiyelerin tevzi tarihlerini tesbit ederek İlân etmektedir. Beyoğlu askerlik şubesi tevziata 2o Şubatta, Kadıköy şubesi ise bugün saat 14 de başlayacaklardır.
şubeler, ikramiye alacaklardan nüfus cüzdanlarlle tütün ikramiye cüzdanlarını ve 4 fotoğraf İstemektedirler.
Tekel umum müdürü
Tekel genel miidürü Hâdl Hüsman beraberinde İdarenin bir kaç memuru olduğu halde Bakanlıkla temaslarda bulunmak üzere Ankaraya gitmiştir.
Tekel hukuk müşaviri
Tekel genel müdürlüğü hukuk müşaviri Münir Karacık Tekel ve Gümrük Bakanlığı inceleme ve denetleme kurulu başkanlığına tayin edilip Ankaraya gittiğinden boşalan hukuk müşavirliğine İstanbul üçüncü ticaret mahkemesi üyelerinden Nedim Seylân getirilmiş ve bu zat yeni vazifesine başlamıştır.
Kadınlar birliği Elâzığ şubesi
Elazığ 16 (A.A.1 — Türkiye kadınlar birliği kurucularından Makbule Aksoley İle Dr. Makbule Dıplan dün şehrimize gelerek halkevinde yüzlerce Elazığlı bayanın Iştiraklle Türkiye katimlar birliğinin Elâzığ şubesini kurmuşlardır.
18 inci 11 olarak yapılan Elâzığ kongresinde Atatürk'ün hatırasına hürmeten bir dakika ayakta sükûttan sonra kadınlığının medenî hakları hakkında konuşmalar yapılmış, idare heyeti seçilerek j toplantıya son verilmeden evvel kongre oy blrllğlle genel başkan Mevhlbe İnönü'ye tazim telgrafı çekilmesini karar altına almıştır.
Kambiyo, borsa ve Osmanlı bankası komiserliği
İstanbul kambiyo müdürü Lütfüllah Bütün. Maliye Bakanlığı İstanbul menkul kıymetler, kambiyo, borsa ve OsmanlI bankası komiserliğine tayin edilerek yeni vazifesine başlamıştır.
Şevket Rado’nun radyo konuşması
Önümüzdeki Pazar günü saat 14.45 de arkadaşımız Şevket _______Rado İstanbul radyosunda «Bu Türk | topraklar büyük adam yetlştl-ve sosyal nr» mevzulu bir konuşma ya- pataktır.
Necip Fazıl Kısakü-rek’in bir mektubu
Gazetenizin 16 Şubat tarihli nüshasının ikinci sahnesinde, ben ve zevcem hakkında tevkif müzekkeresi kesilmiş olduğuna dair bir haber okudum. Külli olarak hakikatin dışında olan ve sizin gibi ciddi bir gazetenin İstihbarat vakarına uymayan bu haberin tekzibini ister ve hakikati şoylece bildiririm:
İstanbul birinci ağır ceza mahkemesi tarafından Yargıtay ın nakzına rağmen tekrar İlk beraet kararında İsrar edilmek suretile verilen hüküm. Yargıtayca tekrar bozulmuş ve dosay Istan bula iade edilmiştir. Henüz duruşma günü bile
Kaçak tütünler
Tekel takip teşkilâtı tarafından son bir hafta İçinde Artvin ve Edirne bölgelerinde 300 kiloya yakın kaçak tütün yakalanmıştır.
Yunan konsolosu
Valiyi ziyaret etti
Şehrimizde bulunan Yunan - -
konsolosu bay Melas, başka bir tayin edilmemiş olan bu dâva-vazlteye tayin edildiği için ta- -------— *
tembuldan ayrılacaktır.
Konsolos, dün Vali ve Belediye Başkanı Trofesör Fahrettin Kerim Gdkayı makamında ziyaret ederek veda etmiştir.
nın ilk celsesinde kanuni vaziyetimiz belli olacaktır. Daha evvel de ne savcılıkça, ne de , mahkemece hakkımızda tevkifimizi âmir bir karar İttihazı, (kanuni bLr mevzu değildir, |
Radyonun senfonik konserleri, çalınan eserlerin mahiyeti ltlbaryile ciddî, ağırbaşlı musikiyi yayınlamaktadır. Kırk dakikalık bir programı İçin, zaten çalışdsa ve konserlerde çalınmış
eserler neşirden önce iki saatlik bLr çalışma ile de mükemmel bir hale getlıilmektedir.
Memleketimizde ciddi musikinin yayılması ve kökleşmesi için solistler de üzerlerine düşen vazifeyi paylaşmaktadırlar. Piyanist Ömer Refik Yaltkaya. piyanist Verda Ün, viyolonist Semih Argeşo. viyolonist Emine Erel, viyolonist Âli Sezin, viyolonist Seyfettin Asal, piyanist Ferdi Ştatzer, viyolonist Mar-gosyan ve diğer değerli sanatkârlar Radyo Senfonik Orkestrasına solist olarak katılmışlardır.
Senfonik müziğin yayılması hususunda plâk neşriyatının da mühim payı vardır. Saat 22 de başlayan neşriyatın çoğu senfonik müziğe ve arasım oda müziğine ayrılmış bulunuyor. Günden güne zenginleşen diskotekte hakikaten değerli eserler bulunmakta ve bunlann yayımı muntazam bir programla yapılmaktadır.
Radyo Senfoni Orkestrası şefi Cemal Reşid Reyin musiki sahasındaki faaliyetine hız veren radyo konserleri, memleket musikisindeki müstesna yerini daha şimdiden sağlamış bulunmaktadır. Orkestra âzasınm çalışma hususunda gösterdikleri İyi niyeti ve sanatkâr feragatini takdirle anmayı borç bilirim.
Tıp talebesinden Metin Ö-zek’e: Radyo konserleri hokkandaki vazolarıma başlamış bulunuyorum. Bu konserler hak-
kındaki tenkldlerlm de, - sîzin ve arkadaşlarınızın beklediğiniz bu tenkidler, - peyderpey çıkacaktır.
Radyo konserlerinin günleri malûm... Biraz yukarda da bildirmiştim. Provalara değil de doğrudan doğruya bu konserlere dinleyici kabul edildiğini size haber vereyim- 50 kişilik gruplar halinde talebelerin gelip bu konserleri dinlediklerini memnuniyetle gördüm. Bağlı bulunduğunuz fakültenin. Radyo Müdürlüğüne resmi müracaatı lâzım... Verilecek günde Radyoevlnde hazır bulunursu-
BUZ.
Radyodaki Salon Orkestrasının şefi viyolonist Semih Arge-şo'dur. Azasının adlarını saymak radyo anonslarında âdet olmamıştır. Herhalde öğrenmek İstiyorsanız gerek Salon Orkestrasının ve gerek Küçük Orkestranın âzasır.ı öğrenip size bildireyim.
İstanbul Fllârmonî Demeğinin merkezi: Beyoğlu Dekorasyon mağazası karşısında Saka SalLm Kokağındadır. Filarmoni dergisi leln de oraya müracaat edllmelidLr. Aza kaydolunmak mecmuaya abone olmak veya abonman konserlerine yazılmak İçin her gün saat 15 ten 17 ye kadar demeğin merkezine müracaat olunabilir Demekle alâkalı her türlü malûmatı, bu saatlerde orada bulunan memurdan öğrenebilirsiniz. İstanbul Fllârmonî Demeğinin tüzüğü de oradan tedarik edilebilir.
Memleketin musikisini ilgilendiren suallerinize memnuniyetle cevap vereceğimi, isteklerinizi imkân nispetinde yerine getireceğimi vâdedtrim.
Fikri ÇfÇF.KOĞLÜ
Caminin etrafındaki dükkânlar kaldırılıyor
Belediye, fethin beş yüzüncü dönüm yılına bazırlak olmak üzere Beyazıt camisinin etrafını açmağa karar vermiş ve bu maksatla projelerin hazırlanmasına başlanmıştır.
Yapılacak işler iki kısma bölünmüştür. Bu sene 250 bin lira sarfedllmek sure t İle sahaflar çarşısı yeniden tanzim edilecektir. Çarşı sahanının İstimlâki için umumi menfaat karan alınmak üzere evrak dün daimi komisyona sevkedilmlş-tlr.
Bu sahanın tanzimi İçin hazırlanıp kabul edilen plâna göre camiin yan tarafına düşen ve Beyazıt kütüphanesinin karşısına isabet eden kısunda-ki bütün dükkânlar kaldırılacak ve şimdiki çarşı da tamimiyle yıktırılacaktır. Sahaflar çarşısı tramvay caddesine kadar uzanan bir yol haline getirilecektir. Bu sahanın istimlâk masrafları 150 bin lira tahmin ediliyor.
Yeni çarşı, Beyozıttakl Imâ-retin sırasında ve Çadırcılardaki bu kısma İsabet eden, dükkânların arkasında vücude getirilecektir. Yeni çarşıda sadece kitapçılar ve tesblhçiler bulunacak, diğer esnaf başka yere nakledilecektir.
Diğer taraftan belediye Beyazıt cam linin etrafını açarak bu civarı park ve bahçelerle süsleyecek yeni bir proje hazırlamaktadır. Bu işe alt tahsisat 1851 yılı bütçesine konulacak ve gelecek yıl başında istimlâklere başlanacaktır.
Bu noktada yapılacak istimlâk sahalarını Vali ve Belediye Başkanı doktor Fahrettin Kerim Gökay ile Reis muavini Necati Çüler dolaşmışlardır.
Isveçle ticaret
Ticaretin yakında canlanacağı ümit ediliyor
Son zamanlarda İsveçle ticaretimiz adamakıllı durmuştur. Bu memleketten her zaman gelen çelik malzeme ve mamulleri uzunca bir zamandanberl gelmez olduğundan piyasada bu malların Hatlarında yükselme İstidatları görülmeye başlamıştır.
İlgililerin belirttiklerine göre İsveçten mal almak İçin elde İsveç kuronu yoktur. Bu parayı temin İçin tsveçe nıal satmak lâzımdır. Halbuki bizim malların flatları İsveçlilere pahalı gelmektedir. Mamafih yakında tsveçe ihracatın bağlıyacağı tahmin edilmektedir Çünkü bu memleketin bizden aldığı küçük baş hayvan derileri ve pamuğun Hatları gitgide düşmektedir. Bu arada keçi derisinin kilosu 210-215 kuruştan 180-185 e koyun derisinin hava kurusu cinsleri 200 den I6Ö-170 e. tuzlu kuru cinsleri 170 den ISO a düşmüştür. Pamuk Hatları da yaya vaş yavaş düşmeye başlamıştır. Bu itibarla yakında bu malların tsveçe ihracı beklenmektedir.
Bir tahsildar mahkum oldu
Ankara 16 (Akşam) — Hususi muhasebe tahsildarlarından Arif Çölaşan zimmetine 1050 Hra geçirmekten sanık olarak İkinci Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanmış ve 3 sene, 10 ay, j 13'30 20 gün hapis ve 3 sene memur- n.so luktan mahrumiyet cezasına mahkum edilmiştir.
Karadeniz tütünleri
30 Ocakta açılan Karadeniz dizi tütün piyasasında satışlar son günlerde epey canlanmıştır. Buna sebep havaların düzgün gitmeğe başlamasıdır. Verilen malûmata göre bu piyasada 13 milyon kilo dizi tütün vardır. Samsuna bağlı Maden, Evkaf, Canik, Bafra. Alaçam Çarşamba ve Gerzede şimdiye kadar İki milyon kilo tütün satılmıştır.
Beykoz kasrı
Vali ve Belediye başkanı Fahreddin Kerim öökay. nında Sağlık Bakanlığı Sosyal Yordun genel müdürü Dr. Seyrettin Okan ve İl Sağlık müdürü Faik Yargıcj olduğu halde Sağlık merkezi haline getirilmesi kararlaşan Beykoz kasrına giderek, kasrın bugünkü durumunu tetkik etmiştir.
Tamire muhtaç olan kasırda açılacak Sağlık merkezinde doğum ve cerrahi servisleri bulunacak ve üst kat hastalar İçin bir nekahat yeri haline getirilecektir.
Dr. ya-
RADYO
İSTANBUL RA D TOSU
öğle ve akşam programlan
18.45
19.00
19.15
19J0
M.5Ö 21.00
21.10 aı.ıs
a,00
22.30
22.45
23.00
23.30
12.28
12.30
İT. M 1M0
İstanbulda bahçe meraklılarının arttığını, siis ve meyva ağacı yetiştirmeğe heves edenlerin çoğalmakta olduğunu gazete haberlerinden öğrendik, sevindik. Bir sene içinde Belediyenin Büyiikdere istasyonundan 76383 meyva ve 69518 süs a-ğaçı fidanı, Beykoz Ağaçlandırma fidanlığından da 60770 adet muhtelif cinslerde ağaç fidanı satılmış. Dikilen bu fidanların asgari yansı tutup yetişse şehir yüz binlerce ağaç kazanacak demektir.
Fa21a bakım külfetine ihtiyaç göstermîyen, ufak bir himmet ve alâka ile büyüyüp gelişen ağaçlar şehir için çok değerli bir servettir. Meyvalanndan istifadeyi bir yana bırakalım, Meyvasiz ağaçlar da kendilerine gösterilen alâka ve itinanın kafi ştlığını günün birinde ziy^ net ve serin gölgeleriyle Kp derler. Bunun açık bir şali Emirgândaki çınar ağa-cıdur. Yaz sıcaklarında şeliQ rin gürültülü, boğucu havasından kurtulup şirin BoÇ gazı seyrederek kahve, ça£z içmek için asırlık çınanrfO lâtif gölgesine can ataiQ) hemşehrilerin adedi senederj> seneye artıyor. Hafta içind^ günün çalışma saatlerindi bile çınarın altı doluyor. turacak sandalye bulunamit yan zamanlar oluyor.
Gene yaz sıcaklarında vâ^ purla giderken Boğazın ikP kıyısındaki koruların lâtijy manzarası gözlerden gönülfO lere akan bir inşirah kaynafD ğıdır.
Evinin bahçesinde kenar eliyle dikip yetiştirdiği ağacın dalından meyva koparıp yemenin zevkine doyum olmaz.
Şehir mütemadiyen genişliyor, arsa fiatleri nispeten ucuz olan yerlerde bahçeli evler kuruluyor. Bu bahçelerde çiçek yetiştiriliyor, güzel tarhlar yapılıyor, fakat maalesef birçoğunda ağaca karşı gereken alâka gösterilmiyor. Halbuki bu ?vlerln temelleri atılırken bahçelere de birkaç kazma vurulup üç beş fidan dikilse bir müddet sonra o havali mükemmel bir koruluk haline gelir.
öteden heri sıkışık bir şehir ol ah İstanbulda her eve bahçe ayırmak imkânsızlığı yüzünden pencere önlerinde. balkonlarda saksı ile çiçek yetiştirmek hevesi biraz inkişaf etmiş, fakat ağaca karşı alâka uyanamamıştır. Yeni imar hamleleriyle şehir genişledikçe bahçeli evler çoğalıyor. Bunları yaptıran vatandaşlar bahçelerini çiçek tarhlarivle süslerken ağacı da unutmamalıdırlar. Dikecekleri ağaçların hem meyvnsından, hem gölgesinden, hem de her sene budanan dallarının odunundan istifade ederler.
Bahçesi olmıyan vatandaşlara da ağaç sevgisini aş dam ak lâzım. Maalesef şehirde ağacın kıymetini hiçe sayan hemşehrilere çokça Taslıyoruz, kır gezintisi dönüşlerinde âdeta ağaç garazkârlığını andıran manzaralar yürekler acısıdır. Çocukların hepsinin ellerinde, haşarıca bir zevk uğruna gövdelerinden koparılmış körpe ağaç dallarına baktıkça insanın içi sızlıyor.
Geçen Noelde kocaman çam dallarının sokaklarda alenen satıldığını esefle gördük.
Bu ağaç tahripkârhğının, ağaç düşmanlığının önüne geçmek için sıkı tedbirler almalıyız.
Acilli ve ptoerâınlar. Haberler.
Şarkı ve lürküler (PLİ. Çeşitli hafif münk (PLİ.
Şarkı ve türküler. Okuyanlar: Gitetn Siper Melih at Tına*. Çalanlar: Şadı Ijılay. tzzeddln ökte. Yorjo Bacanos.
Serbes Saat.
Cıı milzıgi (PLİ Proeraml.it ve HspMUŞ.
Açılı» ve programlar.
Caz mürijı (FL).
Gracc Moore Ve Din ah Shore'-lan şarkılar (Pl.l.
Kemanla saz elerleri.
Haydar Tallıyay
Haberler.
Hafif ara mOtlgi >P1.>.
Radyo senfoni orkestrası konseri. İdare eden. Cemal Reşit Rey, Modem Türk müzik festivali Orkestrayı idare eden: Adnan Saygın.
Hafif piyano loloları (PLİ. İktisat bahisleri. Konuşan: Prof. HJzım Atıf Kuyucak.
Hafif ara mûzigt (PLİ.
Fasıl heyeti konseri »Muhayyer».
Konserin (PİL
Caz mürigl (PLİ.
Haberler.
Dans müritti (PLİ. Programlar ve kapanıy.
ANKARA RAIIYOSD
Öğle ve akşam ptogramları
' Açılış ve program.
M ş, ayarı. Şarkılar ve türküler.
Haberler.
Piyano soloları (PLİ. Ötfle Gazetesi.
Dag havalan (Pı.)
Akı-ım programı, hava ve kapanış
Açıllg ve program.
M. S. ayart ve İncesaz (Bayatı
Konuşma: (Çatışanların saati). Hafif şarkılar (Pl. I.
M. S, ayarı ve haberler. Ceçmıste Bugün, Tarihî Türk m(lu*i.
Salon orkestralarından melodiler (PI.J.
Radyo Cazeteal
Scrbcs saat.
Opera arya Ve düetleri (PLİ. Konujma: (Türkiv ede ManhaH plânı).
Müzik: (Pl.l.
Kamuma B. M. M. saati.
MUzIk: Sehumann. L-eoncavfcUe, Morart dan Düolar.
M. S. ayan ve Haberler. Program ve kapanı#.
Yanıt sabahki program
M s, ayarı.
Hatif parçalar (Pl.ı. Haberler ve hava rapora. Şarkılar (PL). .
Filim melodileri (PL).
Günün prc-ffranu -
Ceçllll müzik (PLJ.
Çalsa:

Izmlr Yüksek Ticaret Okulu talebelerinden bir grup şehrimize gelmiş, Valiyi alyaret etmiştir. Yukarıda, talebeler Vali İle bLr arada görünüyorlar.
TUR AL
KESER
Cemal Refik
Üsküdar halkevinde «masal ve karagöz»
giınu
19 Şubat Pazar günü saat 15,30 da Üsküdar halkevinde hılklyat âlimi Eflâtun Cem Güney tarafından «Türk halk bilgisinde masallar» mevzulu bir konferans verilecek ve muhtelif Türk masalları anlatılacaktır. Bunu mütaakıp meşhur karagöz temsilcisi Adnan Emin Güz tarafından da «Karagözün Kütahya sefası» mevzulu bir temsil verilecektir.
■ Toplantıya giriş serbesttir.
Stı iıl fe 4_____________
Herkes emekli maaşı alıyor
Ingilterede ihtiyarlara geçim güvenliği sağlayan tasarının tarihçesi
aıw.j
AKŞAM
17 Şubat 1050
Gizli fuhuşla mücadele
it
Milletlerin Garip Adetler i
Yeni bir ahlâk zabıtası
cenaze yardımları saklamaktadır.
1946 da kabul edilen Milli Sigorta Kanunu ancak 5 temmuz ISIS dc tam mlnasile yürürlüğe girmiştir Bununla beraber ara devrede hükümet tekaütlük maaşlarını yükseltmek için gerekli teşebbüslere girişmiştir. 19Kî ekimden itibaren emekliye aynlanlara yükseltilen barem üzerinden maaşlarının ödenmesine başlanılmıştır. Yılda takriben 80 milyon sterlin munzam bir masrafı Lıtilzam ettiren tekaütlük nunlarile beraber İşçi vc iş ve-ı ödemekle mükellef . bulundukları aidatlara da zam masını sağlayan bir kanun ka- , . . , ... _
bul edileli. K^uuun en bun. T"""
buMtelfertod.n Mrt w İdi: .un jururllm. «MIH rt.n w-nunda, 85 yaşından yukan! Gerekli para mecburi aidatlar (kad]nlar ,çln yaç 6ûdlr, |
yolu lir temin edilmemekteydi.!
—- s
mak uare emeklilik parası ve- , haddl maaşları olmakta oldıık-nhr. fakat bu şahsa hiç bir Usb,t M11” S*
«ıretle bir mecburiyet yukleUl-,*«»• Kanunu yürürlüğe girmez ve dalıa doğrusu devletten iğinden beri haftada 8000 kişi sadaka ahr gibi muamele edil- i emekliye ayrılmak için tnüra-BrtzdL 19W» muJl yılı kayıtla- eaat etmektedir.
nndun anlaşıldığına göre, ö devirde bu Jml tekaüdlye sis- ı teminden 500 bin kadar Ihti- * yar faydalanmaktaydı. 1ı
Londrndan yasılıyor:
Altmış beş yaşını dolduran ve tekaüt aidatını nı un basaman vermiş olan Devlet mamurlan her tarafta tekaüt maaşı alırlar. Batı memleketlerinde. bilhassa Skandinav hükümetlerinde bunun dışında muayyen yaş haddini dolduran herkes Devlet hazînesinden e-mekll maaşı alırlar. İsveç’te bu maaş Türk pora-slle ayda 150 lira kadar tutar.
İnglitercde on yedinci asır-dnmbcrl fakirlere Vc ihtiyarlara yardım İçin bir konun tatbik ediliyordu. Yirminci asrın _____________
İptidalarında, 1908 de İhtiyar-1 Lira emeklilik maaşı bağlan- bulundul
1925, 1929, 1937 ve 19*0 ta kabul edilen ek kanunlarla, yaşlıluru daiıa şumullû men-faaller sağlanmıştır, Q zamana fel kadar İster kendi ve ister baş-. futlarının hesabına çatışmış olsunlar. a± gelirli ihtiyarlara e-sas İUbarile emeklilik maaşı bağlanmadı kararlaştırılnuş ve bu durumda olanlar ihtiyari sigortadan faydalandırılmıştır,
Müteakiben 1942 tarihli Be-verldRe raporunun yayınlan-maaile Büyük - Brl tenyadaki sosyal servislerin bütün bün-jrert tadil edilmiştir. Sözü geçen raporun ana prensipleri meyanında, içtimai sigorta teş-kilâtının ancak daha şumuilü bir sosyal terakki sisteminin bir kısmı olması gerekliği belirtilmiştir.
RİTA HfYW3RTH
Şanghaylı KADIN
E4* Keman Sihirbazı ■■ 1
Ida Haendel Veda resitalini
19 Şubat pazar saat. 11 de
Saray Sinemastrtan I tamamen yem bir programla verilecektir. Piyanoda: FERDİ STAT7.ER
Raporun yayınlanmasını takip eden bir İki yıl zarfında bu şumullü sosyal siyaset süratle inkişaf etmiştir. Harb devrindeki koalisyon hükümetinin Aile Tahsisleri Kanunu 1915 te meriyete girmiş ve İşçi hükümetinin geniş sosyal Le-şcbbüselrlnden .ilki olan Milli Sigorta Kanunu İMC da çıkmıştır. Bu, milli sıhhat, emekli maaşları ve işçilik sigortasının şümulünü genişletmiş. bu sosyal servisler mezçedUerek M11U Sigorta teşkilâtı haline girmiştir. Şimdi bu geniş sosyal ser-memlekettekl hemen
Bu akşam Saat 20,30 da ORAM KISMİ TEBEŞİR DAİRESİ Yasan; Klatumd Türkçesl: M. Basit
KOMEDİ KISMİ
0
HANIMLAR TERZİHANESİ m: Georges Feydzu
Türkçesl: Mahmut Yesnrl

SIZIN SOKAK
Matineler: Cuma* test pazar l5 ce Pazartesi Akşamı Kadıköy
Operada
Tefrika No: 47 .
Trenin hareketlıu bir dakika kaldı.
Vahdet, kompartımana daldı. Esmer yüzünde İlkbahar açmış. Şapkasını kanapeye fırlattı:
— Sen ne dilersin de olmaz sevgilim? Bana bu imkânı verdiğin İçin...
Doktor, yavaşça döndü:
— Çılgın! — dedi
— Haklısın, doktorcuğum, çılgınım, deliyim... Onun delirt, onun mecnunuyum.
Nazlıya sokuldu, elini tuttu. Bir sükût...
Tren, teşyie gelenlerin alkışları arasında hareket elti.
Doktor, İçeriye Uffinmak kstl-yen ınbtecessls gözlere pencerenin perdesini İndlriverdL Ve, kendini kanapeye bırakarak:
— Şu 4nı yaşamamış olmak için ölmeği tercih ederdim. —• dedi. — Bana bu oyunu oynadığınızdan dolayı ikinizi de af-feüniyeceğim.
Vahdet, bir koluyla Nazlının omuzunu sardı: gülümsiyerek cevap verdi:
— Affetmemene sebep yok... Nazlı çocuğunmuş dercin, ma-
Çok sakin bir memleket Sabah serinliği diyarı
Kore ile Çin arasındaki fark — Köye bezeyen büyük bir şehir
Korede tetkikat yapan arkadaşımız hâtiratını bervcchlatl yazıyor:
Doğu Asya — Bu memleketler hangileridir. Çin. Japonya ve Malaya. Fakat Doğu Asyn-da Kore memleketi diye yirmi milyonluk bir diyarın mevcudiyetinden kimin haberi vardır? Acaba mektep sıralarından kimin hatırında böyle bir memleket kalmıştır.
Bu diyar bilhassa Japonla-tarafından istilâya uğradığından biri Kore namını dahi kaybetmiştir re »Çosen- denilmektedir. Ve meritet hükümetlerine de (Seul> değil »Keço» deniyordu.
Bu diyar mesahaca Orta Av- âdeta ürkütüyor Bu sessizlik rupa kadar büyüktür, fakat içinde bu renkler ancak lnsan-kültür bakımından Gilney ]aıa p-ır gürültü gibi geliyor, memleketlerinden daha aşağı- Yollarda insanlar dolu, bunlar dadır. I katırlar üstüne eşyaları yükle-
Mançuriden gelen tren Yalıı fnlşler, yürüyorlar. Çocuklar nehrini katettikten sonra, ya-1 kulübelerin önünde oluTuyor-bruıcılar hayretten hayrete 1ar, bir heykel gibi hareketsin, düşerler, evet burası insanin ve sessiz. Gayet sak|n bir ya-al&kasuu çekmektedir. Doğa bancı memleket, Asyadâ böyle güuel bir tabiat ve bu kadar güzel insanlar ilk defa görüyoruz. Burası tamamen başka bir dünya. Kuzey-' deki dağ silsilelerini trenimiz bir çok tünellerden geçerek arkasında bırakıyor, karlı dnğ-lar. muazzam ve şahane... Bun lar Çinin kayalıklarından ve Japotıyanın tepeciklerinden çok farklıdır.
Bu dağlar iki bin bes yüz. me tre yükse kliktedir. Bunlar Kore yarımadasını Doğu Asya topraklarından ayırd eder. Bu dağlan geçince bu diyarda tamamen başka insanların yaşadıkları anlaşılıyor.
Kore nin başşehrinde Evet kalabalık bir memleket,
Yalu nehrinden lUbaren eks- «essiz bir diyar, halk İşi tem-pres tren İmli tam on dört sa- poşunun gürültüsünden zlya-aite bici Korenln merkezi hü- de, akşamlan erkeklerin so-kûmetl olan Keşoya ulaştın- kaklardan çekilmesi İçin çalıyor. Bu on dört saat İçinde nnn gong sesini işitmeyi tercih Çln. dünyanın diğer bir ucun- ederler. Çünkü kadınlar sokuda Inılş gibi, gisrünuiMİeıı dü- ğn çıkacaklardır. Bu itibarla şüjror. Evet burası başka bir erkekler sokakları kadınlara memleket, sessiz dağlık bir terketmek için gonklar çalınu-memiekel, gayet mütevazı dar rak İkaz olunurlar. Gonk er-kulübeler ve gayet sessiz, beyaz kekler evlerinize, sokkalar ar-cübbeler İçinde dolaşan Ln- tık kadınlara mahsustur» deşarjlar.,. Kcşoda yabancılar bu nir.
memleketin renksizliğini ve Ln-| Caddeler asfalttır. Sokaklar-snnların şayanı . hayret sessizliğini görüyor ve hissediyorlar, bu da eski âdetlere göre, yalnız bu diyarın imparatoru sarayını renkli boyayabil İrdi ye ancak küçük çocuklar renkli elbise giyebilirler, Klübeb r beyaz bembeyaz, insanları beyaz cübbeler içinde dolaşıyor
Yalnız sarayın taht dairesindeki tahtadan mamul yinat alülmsetna
Koreli erkekler
( Çemen» nin mântuu »Sabah serinliği diyarı» dır. Bu memleketin merkezi h tikûmcU Kcşo tamamen başkadır, çln şehir-’ terinden daha sakin, fakat sırada bir koşan insan İle bir İki otomobil Home sesi fşitilmek-1 ledir Bu yapılan gurultu de. Korelilerin gürültüsü değildir. ' Bu gürültü faal bir kaç Japon-dan ileri gelmektedir. Bunlar : bu memleketi ve halkı İdare ’ ediyorlar. Japonlar bu Koreli-■ terden bir Jcaç tabaka insan ı faal olarak harekete getirdiler. Fakat burası kalabalık bLr diyar.
I Akşam olunca.,. I
Evet kalabalık bir memleket.
genç
nizamnamesi hazırlandı
Randevu evleri ve buluşma yerleri için İtalya ve Yunanistandaki usuller tatbik edilecek
Gizil fuhuşla mücadele...
Zaman zauıan tazelenen bu mevzu ortaya bir çok formüllerin dökülmesine sebep olur ve fuhuşla kati mücadelenin bir takım esasları ileri sürülür.
Son zonamı a bu mevzu yine ele alınmış bulunuyor. Randevu evlerinin tecili, bu gibi yerlerde suçüstü yakalanan erkek ve kadının resimlerinin gazetelerde teşhiri İşi de fuhuşla mücadele tedbirleri anasında zikrediliyor ve daha ileri gidilerek garsoniyerlerin dahi daim! bir kontrol altına alınmasının muvafık olacağı söyleniyor.
Bu mücadele şeklinin ne derce a kabili tatbik olduğu, ve hattâ böyle bir tatbik karan verilmesinin mümkün olup ola* mıyacağı bltıûbi meşkûk... Yalnız bu mevzu üzerinde kendileriyle temas ettiğimiz alâkalı emniyet adamlarlyle, emrazı zühreviye doktorları Dtiyle bir karann alınmasına imkân ol-madığı noktasında mutabıktırlar
O halde £1211 fuhuşla mücadele nasıl yapılmalıdır? Bu sualin cevabını bugünkü yaşama İcaplarına göre, alâkalılar şöyle veriyorlar:
Gizil fuhuş yerleri hakkında bugün tatbik edilen usul şöyle-dir: Emniyet Müdürlüğünün a-lûkalı kısım memurları bir randevu yerini uzun müddet gözetleme altında tuttuktan sonra burada gizli fuhuş yapıldığı neticesine varınca burası hakkında adliycden bir arama müsaadesi alırlar ve bu müsaadeye dayanarak tam zamanında yaptıkları ani atamada suçu tesblt ederler. Yabalanan kadınlar bilaistisna doğruca emraz; zün-I revıye hastanesine sevkedllerek İlk. iş olarak kan tahlilleri ve ayrıca diğer zührevi mik-
roplar araştırması da yapılır. Bu tıbbı araştırmaların neticesi lâakal ûç gün içinde alınabileceğinden bu randevu evinde yakalanan kadın bu müddeti hastanede geçirir. Eğer zührevi hastalıklardan ski İm olduğu anlaşılırsa hastaneden çıkarılır Yahut herhangi bir hastalık bulunursa orada tedavi bitinceye kadar alıkonulur.
Randevu evinde yakalanan kadına bu muamele yapılırken, tutulan kadınlar yirmi bir yaşından yukarı ise bu evi İşleten kadın hakkında hiçbir cezai müeyyide yoktur. Eğer cürmü-meşhut yapıldığı sırada burada yirmi bir yaşından aşağı kadın bulunursa bu evi İşleten kadın ceza kanumı maddeleri hükümlerine göre cezalandırılmak ü-zere hakkında evrak hazırlanıp mahkemeye verilir-
Evde yinrn bir yaşından aşağı İcadın bulunmamışsa, cür-mtimeşhut zaptına göre tanzim edilen evrak sağlık müdürlüğündeki emrazı zührevîye komisyonuna sevkedllerek evin mühürlenmesi için karaT alınır. Bu şeklldfl o randevu yuvası ancak muvakkaten dağılmış olur.
Bu işle meşgul olan zabıta kadrosunun gayet dar. buna mukabil gizil fuhuş yerlerinin adedi o kadar boldur kİ bu şekilde tam bir mücadele yapılamadığını bizzat alâkalılar kabul etmektedirler. Bıı böyle olduğuna göre, nâlen bu İş için ileri sürülen venl mütalâalar. İtalya ve Yunanistandaki usullerin tatbikinin doğru olacağı merkezindedir.
Bu usullerde,, bilyen otellerin muntazam kayıtlar tutmak suretiyle randevu kabul etmesi, icabında tutulan defterleri dalma zabıtaya açık bulundurması. keza bu gibi randevu evlert-
"ı nin birer doktor ve mutlaka nerek soruyorum. Bir de ne banyo daireleriyle telefonları göreyim. Cadde sona eriyor.1 bulundurmak suretiyle çalışa-’ Evet bu cadde de nihayet bilmeleridir
buluyor ve sağ tarafta sol ta-. Alâkalı zabıta memurları bu rafta bol bol ışıklar, bu ulu U5U] tatbik edildiği takdirde, ’ Şehirde hlC Olmazsa bir parça hıımlnnn »ınrn rint mi nrtllt ıntt«
ve eski nesil insanları, nosll Japonlar İse hapishanelere atarak çürütüyorlar,
Korelilerin kıyafeti
Bütün Koreliler aşağı yukarı, Çinlilerin kisvelerinden daha evvel taşınması âdet olan, kisveleri giymektedirler. Beyaz, bir cübbe ve göğüslerinde bir beyaz kurdelfı bağlıdır. Kadın-iarıg başlan örtülü vc tamamen kapalı, evli erkekler ise Bnmbııs sazından yapılmış u-fak boyda siyah lâke bir silindiri başlarında taşırlar. Bu silindirler bu koca kafalı Korelilerin başında, siyaha boyanmış bir yumurta kabuğu gibi insana tuhaf geliyor. Chaplln şapkası gibi bir şey, gülünç...
Buraya vardığımızın ertesi günü bu diyarda bayram gürfü, kameri scnebaşı İdi, Evet sene-başı... «Halk nerede, sokaklarda »esrtzHk var Koreliler bu kadar da muhafazakâr İnsanlar mı?» diye kendi kendimize soruyoruz. Gündüzleri yalnız ana babayı ziyaretle senebaşı-nı tebrik ve akşam olunca derhal uyku mu? Bu boş öliı gibi olan şehirde lâmbaları sönük yanar.
Korenln pay tahtı, büyük bir köy gibidir. Üç yüz bin nüfusu var. Dar yapılmış ve çeltik saplarlle üstü örtülmüş beyaz kulübelerden müteşekkil bir büyük köy. Koreliler tamamen çekilmiş olduklarından. Japonların mağazaları insanı cesbe-diyor. Bunlar akşam saat ona kadar hiç olmazsa açık, bu cadde sonn ermiyor, sağda ve solda dükkancılar, şapkalar, İ kimonolar, büro levazımı, pastacılar. Fakat insanlar tek tük yani Avrupadakl İş caddelerinde olduğu gibi insanlar sel gibi akmıyor, ancak damlıyor. Beyaz damlalar, Koreli- , .
ler, siyah damlalar, Japonlar şehirde hiç olmazsa bir parça buraların »mm daimi polis nüne aralarında hiç bir kadın gâ-, canlılık olduğunu gösteriyor,' rakabesi altında ı—ı.—a..—ı«-
âdeta
sokak
lir kadın gö-, canlılık olduğunu gösteriyor, r-akabesl altında bulurıdurula-yarabbl ne Bu İnsanlar burada şarkı söy- [ bileceği, hem de, bu gizil birleş-ıarnt hıım- IFıvnrlnr trrsmnfnn sesleri PPİİ- _____ı-_ ,.-ı___ ui-
do. yalnız bir kaç ecnebi bir ■ mihmandar vasıtasilc dolaış-mihmandar vnsıtasile dolaşı-' hal oluyor. Gülümsüyorlar, fa-1 kat sokalardu tek tük kalmış 1 ve vaktinde evine varamayan Koreliler, bir kadın görünce, 1 hemen başlarını aşağıya doğru 1 İndirerek yere bakıyorlar.
Yeni nesil Koreliler, artık tez- kadın kız geçince öyle gözleri-renklerlnde nl yere dikmiyorlar Bu kaidt-boyannuştır. Bu renkler insanı lere riayet edenler İhtiyarlar
demki öyle, önce senin ruam alayım: Beni damatlığa kabul eder misin doktorcufium?
Tren, doktorun can acısını sanki kendi canevlnde duymuş gibi ti? çığlıklarla karanlıklan ürperterek yol alıyor, alıyordu. _ n _
Rüzgâr, karı beyaz bir duman gibi savurarak uçsuz bucaksız ormanların İnceli kalınlı vahşi b ryatlariyle uluyor.
Kızıl kömürlerin göe alıcı mücevherler gibi ışıl ışıl yandığı küçük salanmandrası; yeşil kadife kaplı geniş ve rahat koltuklan; bej rengi tül grekten hafifmeşrep abajurlar; şurayn buraya serpiştirilmiş oyalayıcı bibloları ve munis renklerinin Imtiznclyle Nazlının daima huzur telkin, eden vasat büyüklükteki ralonu dahi bu akşam tabiatın hışmından tamimiyle masun kalamıyor. Binaya pek yakın bir çamın alt dalı, münasebetsiz bir ziyaretçi gibi zaman zaman parıcurları dıirtük-lüyor; İçerdeki filemin sükûnunu bozuyor, asabiyet yaratıyor.
Nazlı. elnıa kompostosunun son lokmasını isteksizce ciğnl-yerek peçetesini katlayan Vah-
rülmüyor. Aman 3 _____________________a______
kadar asude bir hayat bura- lüyorlar, gramofon sesleri Elimeler için o'tada türeyen da... r~ *—■** w,_ .......... ... ..............
şimdi on gün oldu Korede- var> hattâ çok canlı bir toplu- zulen edindikleri menfaatlerin yit. »Beyftz Buda» mabedini, Ju*c Burada hiç olmazsa ahşap ] baltalanacağı mütalûaasında-mftnedler parkım, prens Ylnln ^’klcr var. bazılarında beyaz ■ ■ sarayını getmek ve görmek m j bamlarında ise kırmızı fener-günilmüzü İşga! eM4. Sekiz gtt- »S’11- ’Eh 5(tkür dlyo-I nılmlls ran sıkıntın İle geçl-'ruz- Bu Korenln payitahtı zan-yor. Bir gün şu Japonların netliğimiz kadar ölü değilmiş’» dükkânlarının bulunduğu cad- (Baj!1 ferlerde lngilteçe reklâm-denln sonuna kadar yürümeğe' *ar dahi eksik değil, ve kala-, karar verdim. Bugün bayram balık bir insan kitlesi de so-olduğu 1çln yürüyorum. Bu ku- j kaklan dolduruyor. Geişalar
1 Hibeler dolayıslle, şehir büyük sokaklarda kaşlan tamamen bir saltayı kapatmıştı. Bu cad-'tra5 olmuş ve boya ile kaşlar ' de nihayet bulmuyor, tam bir yeniden çekilmiş, ca2ip kimo-... . »- geliyorlar.
Sağda ve solda çıkmaz sokaklar. kırmızı lftmbalarllc. aşk yuvalan olduklannı lifin edl-Bunlarda halis Fransız
,__________________-____lı bir
yor. Evet burada bir topluluk takım mutavassıt şahısların fu-
saat yürüdüm, hep aynı man- nol4r İçinde gidip tora... “* ——■
Sefahat mahallesi
Saat on birde stop, her yer yor.
kapanıyor. Ben bunları düşü- şampanyaları su gibi akıyor.
O|UR[EVE 0151
UMMMMUU -1
AŞK VE MACERA ROMANI
de te sitemle baktı:
— Sen de bana darılır somurtursan halim duman T Pireyi deve yapmak huyundun vazgeçiyor ne olursun.
Ve tepsiyi masanın üzerine bırakıp sofrayı toplamağa koyuldu.
Vahdet, İskemlesini yavaşça i tu. Tabakların kaldırılmaajn-dn Nazlıya yardım ederken:
— Pireyi deve yapmak şöyle dursun deveyi pire gibi görmeğe çabalıyorum. — dedi. — Neden saklıyorsun? Kimden o mektup?
— Bir arkadşaundan dedim ya... Bu da tutturulur mu?
Lâkayıt görünmeğe çabalıyor ama suçlu bir hali var. Yalan kıvırdığı belli oluyor.
— Mademki bir arkadaşından; zarfı görünce niçin telâş-
landın? Postacının elinden ka-, pıp neden hemen cebine sakladın? Okumadın bile, hattâ açmadın.
Nazlı, şakacı şakacı güldü.
— Ayıp!.. Başkalarının yanında mektup okunmaz. Hürmetsizliktir.
Ve cevap beklemeksizin tepsiyi yakaladı; çıktı odadan . Koridoru ürpererek geçti. Mutfağa girdi. Mütecaviz güzleri gibi üzerine dikilmiş demirli yuvarlak pencereler ûrp. t tikini ziyadeleştirdi. Tepsiyi çlal tezgâhın üzerine koydu. Derken mutfaktan bahçeye açıla 1 kapı dikkatini çekti; duralatlı vo kendi kendine söyiend*'
— On İki ay yaz değil ya, işte böyle kışın uğuldak gu-çoleri de olur. Ytlrecigin tıp tıp e-der... Vaktiyle, şu kapının ar-
kasına bir kol demiri neden yaptırmadın?
Bu mevzu üzerinde daha fazla düşünmek ıs te m iy ur mıış gibi bestesiz, güftesi» bir şarkı tutturdu. Elektriği söndürüp e-teğinden yakalanacakmış hissiyle mu Iraktan kaçtı.
Salona tekrar girdiği zaman esefle İçini çekerek:
— Böyle bir gecede senin nasıl gideceğini düşll niiy orum, — dedi. — Otomobil de bula-mıyac aksın
— Ben de böyle bir gecede seni misil tek başına bırakacağımı düşünüyorum .. Hizmetçiye İzin verecek günü bulmuşsun.
— İzin vermeseydim sanki gllmiyccekti... O finderdek kıza iûf aniuimak deveye hendek allamak tan güç .. \
miitalüaasında"
1 dırlan
Eski Emniyet Müdürü İsmail Hakkı BayKâHn, müdürlüğünün son zamanlarında bn esaslar dairesinde hazırlanmış olan ye-, nl cAhlük Zabıtası Nlzanına-mesb hâlen İçişleri Bakımlığı ,11e Emniyet Omum Müdürlü-, günde tetkik edilmektedir.
Bu tetkikler neticesinde tekemmül edecek olan yeni ni-. zamnamenln. gizil fuhuş ve randevu evleri meselesini kö-: künden değilse bile yüzde seksen halletmiş olacağına muhakkak nazariyle bakılmaktadır.
Remzi TOZANOĞLU
Sobanın karşısında üzerinde yemek yedikleri oyun masasını katlayıp kenara çektiler.
Vahdet, âni bir kararla telefona yürüdü:
— Haber vereceğim... Bu gece yerime başkasını bulsunlar... Burada kalacağım.
Nazlı, daha evvel davranıp
Ahizeyi onun elinden aldı:
— Olmaz, gideceksin... İşe yeni başladın, hastasın da asmağa kalkarsan...
Sokak kapısının zili, devam etmesine mâııl oldu.
Hayretle bakıştılar.
Vahdet, yavaş bir sesle sordu:
— Kim olabilir?
Nazlı da aynı suali kendine soruyor.
— BUmem. — dedi. — Böyle bir gecede gelse gelse eadı gelir. (Kapalı panjurları işaret etti.) Dışarı ışık sızmıyordun Açmayalım kapıyı...
Sureta soğukkanlılığını muhafaza etmeğe çalışmasınıı rağ men kötü bir hisslkablelvukuıın tesirinde sapsarı kesilmiş; gözleri heyecanla büyümüştü.
Erkek, kuşkulu kuşkulu onu tetkik ederek sordw
— Neden heyecanlandın bıı kadar?... sende bir acayiplik var bu gece?
Ve, Israrcı ziyaretçinin durmadan bastığı zile cevap vermek İçin süratle yürüdü.
Nazlı, emrivaki! kabullenerek kalbi gümbûrdeye gümberdeye onun peşi sıra salondan çıktı. Antrenin elektrlğiğlni yakmağı dahi akıl edemedi.
Vahdet, kapıyı açtığı anda, rüzgâr, karlarla beraber doktor Osman Ömerliyi de içeri İtiverdi
Onu karşılanndagörünce ikisi de rahat nefes aldılar. Her halde İkisinin de beklediği doktor değildi. Kıınbillr kimdi?.... İhtl-nuU hayallerinde tam şeklini almamış, bu korkunç geceye yakışır bir garip mevcudiyet... Gaipten bir ses gibi, gaipten bir varlık... Biri... fllj kimse...
Naah, Vahdetin yardımıyla paltosunu çıkaran doktora hitabetti :
— Ayaklarınızın dibinde kurban kessem yeridir. İki aydır kapımı çalmadınız.
Vahdet, güldü*.
— Bin protesto!
(Arkası varı
Linyitlerimizden lokomotiflerde faydalanma çaresi
Rübailer
Yazan:
Kadri BAYRAKTAROÖLU
Yaran: Ord. Prof. Tevfft TAYLAN
lan lokomotiflerde bu kömürle elde edilen nftfi işin, haruri kuvveti daha az ve rutubeti ile külü daha fazla olan linyit kömürü İle istihsal edilmesine İmkân yoktur. Bu nâfl İşin yani demi ry ol nakil kabiliyetinin maden ve linyit kömürlerinin yalnız haruri kuvvetleriyle o-rantılı olarak tenezzül edeceği zehabı da yanlıştır. İçindeki yabancı maddeleri çabuk eriyip ızgaraları tıkayıcı bir cüruf teşkil eden linyitten ayni ızgara üzerinde saat başma yakılabi-lecck olan miktar, maden kömürüne nispetle 4/5 hattâ 3/5 derecesinde olduğu İçin, kabiliyetin bir defa da bu yüzden düşeceğini hesaba katmak lâzımdır Diğer taraftan demiryolunun, ulaştırma kabiliyetinin yalnız aynı ızgara sathı üzerinde yakılan linyit ve maden, kömürleriyle İstihsal edilen haruri kuvvetler nispetinde azalacağım zannetmekte de hatâ vardır, çünkü bu haruri kuvvetlerden her İki halde de ayni miktardaki bir kısmı lokomotifin kendisini çekmeğe sarfedllerek asü yük nakil kabiliyeti bir defa da bu yüzden küçülecek ve netice hamule maden kömürünün çektiği hamulenin yarısından da az olacaktır.
Linyiti, çıktığı yerde ga» haline sokup oüyük istihlâk merkezlerine borularla nakletmeye ve lokomotiflerin motorlu lokomotiflerle tebdiline imkân bulunmadığına 7e bu kömürü parça halinde lokomotiflerimizde yakmağa kalkışırsak hamuleden en az yan yanya kaybedeceğimize göre Rumeli ve Anadolu-muzun her köşesinde mebzul miktarda bulunan linyitlerimizden endüstride faydalanabilmek İçin onu çıktığı yerde kurulacak santralarda elektriğe tahvil etmek ve lokomotifler için İse kömürü öğütüp on halinde ocağa püskürterek yakmak. takip edilecek en doğru İki yoldur-
Elektrtğe tahvil sayesinde, a-ğırhğına nlsnetie haruri kuvvetli az olan bir yakıtın pahalı ve zahmetli nakliyeslnden ve tahmil ve tahliye külfetinden İçtinap edilecek ve elektrik kuvveti en küçük köylere varıncaya kadar hava! nâkillerle sevkedll-lebİlecektir. Kütahyada yapılması tasavvur edilen elektrik santraline bakarak sözü geçen iki yoldan Birincisinin üzerinde öldüğüm uza şüphe yoktur.
Linyitin lokomotiflerde yakılması için takip edilecek yola gelince, eltinizde mevcut olup maden kömürüne göre hesaplanmış olan lokomotiflerden şimdiki kadar bir kabiliyet elde etmek için linyiti öğütüp püskürtme suretiyle yakmaktan başka çare yoktur. Kömürün ö-ğütülmüş olarak ocağa püskürtülmesi onun her zerresinin hava ile temasına ve Ihtirakın tam olmasına İmkân verir.
Kömür nnnnun sabit buhar kazanlarında püskürtme sureliyle yakılması eskidir. Lokomotif ocağının ise kısa boyda olması ve tirajın kuvvetli bulunuşu kömür ununun yanmaya vakit bulmadan bacadan uçup
gitmesine sebep oluyordu. Bu yapmak hayırlıdır.
Etlbankln yurdumuzda ea büyük kömür müstehliki olan lokomotiflerimizde linyit yakmak İmkânlarını aradığım ve besbelli maden kömürlerimiz! İhracat malı olarak Icnlianmak üzere tasarruf etmek emeliyle yapılan bu araştırma için Av-rupadan celbettiği bLr mütehassısa tecrübeler yaptırdığmı memnunlukla haber aldık. Yine Etibank’m daveti üzerine Berlin Teknik Üniversitesi profesörlerinden Schöne linyitlerimizden havagazı istihsali üzerinde İncelemelerde bulunda ve memleketine avdetinden evvel. İstanbul Teknik Üniversitesinde linyit kömürlerinin kıymetlendirilmesi hakkında bir konferans verdi.
Profesör flchöne konferansında linyitlerimizin. barurî kıymetlerinin yüksekliği ve su yûz-dclerinln azlığı bakımından büyük değerde olduğunu İzah ettikten vc Alman linyit kömürleriyle mukayeseler yaptıktan sonra linyitin, genel olarak havagazı ve sömikok istihsâline »e briket halinde yakılmağa gayet elverişli olduğunu belirtti. Yakınlığı İtibariyle İstanbul şehri İçin İlgi uyandıracak mahiyette olan Ağaçlı linyitlerinin İse briket yapmağa ve kok İstihsaline elverişli olmadığından bahsederek bu linyiti kıymetlendirmek için havagazı istihsalinde kullanılmasını, fakat bugün büyük şehirlerimizde tatbik edilmekte olan gaz istihsal usulünün terkedilereic oksijen basm-eı altında 4200 kalorilik kuvvetli gaz İstihsali yolunun tutnl-masını ve bu maksatla yeniden kurulacak olan gazhanelerin tesisatına İlerde bazı maönalar İlâvesiyle 8400 kalorilik zengin gaz elde etmek imkânının şimdiden hazırlanmasını tavsiye etti.
Schöne zengin gazın karbon oksidini ancak %1,5 nispetinde İhtiva ettiği için zehirli olmadığını, naftalin teressübatı yapmadığı için de küçük çapla boruları tıkamadan İstihlâk yerlerine sevkedllebilecegtal söyledikten sonra sözü bu gazın 300 fitmosferlik basınçla çelik şişeler içinde nakledilebileceğine ve otomobil ve lokomotiflerimizde yakıt olarak kullanılabileceğine intikal ettirdi. Bu konuda uzun tafsilâta girişen profesör gaz motorlu lokomotiflerin buharlı lokomotiflere faik olduğunu belirten noktalar üzerinde durarak linyitin havagazı halinde İstihlâkinin hayırlı olacağı neticesine vardı.
Profesör Schöne Ağaçlı kömürünün kıymeti endlrttmeırt İçin gaz haline kalbedlhnestoden başka bir yol göstermeyince, radyo İle de neşredilen ve hülâsaları gazetelerde İntişar eden bu konferansı dinleyen ve okuyan bir çok kimselerin bu endişeyi izhar ettiklerine şahit olduk: «Demek oluyor kİ, yurdumuzun her tarafında mebzul bir surette vatan linyit madenlerimizden hakkiyle faydalanabilmek ancak büyük şehirlerimizde bugün mevcut olan gazhanelerin milyonlar sarfiyle oksijen tazyikli yeni sisteme tahviline »e bugünkü baha»-maklnalı lokomotiflerimizin yüzlerre milyon mukabilinde gaz molörlü lokomotiflerle teb-dlltne ve yurdun her tararında yine milyonlara mal olacak gazhanelerin tesisine mütevakkıftır.»
Profesör Schöne konferansının son kısmında, Türkîyede lokomotiflerin gazla Iştetilmesfne karar vermezden met bîr maliyet ve verim hesabınm yapılması Fûzumunu ve işletmenin böyle esasi! Mr değişmeye tâb! tutulup tutulmıyacağma ancak ondan ranr.ı hnkmediletrfleceği-r>i söyk-mtş ve lokomotiflerden batıspdtonln zengin gaz için daha ne gibi faydalanma yerleri bulunduğunu görtermek emelinden doğduğunu belirtmiş İse de konferansında linyitten sadece naz «Hinde faydalanmayı mevzu olarak ele- aldığı için dinleyicilerin endişesi sayt» profesörün ou son sözleriyle de zail Olmamış, belki artmıştır
Unyfttn maden ocağından çıktığı «kilde lokomotiflerde yakılman hakkmda Etibank'm yaptırdığı tecrübeler de göstermiştir kİ. ızgara rafıhlan maden kömürüne Köre hesaplanmış q-
Dlğer nazım nevileri gibi, rubainin de mazisi eskidir. Bu çe-> şldin en güzel örneklerini (Fars) diliyle yazılmış olanlarında buluruz. İslâmiyet ten sonra gell-, şen rübai, Ömer ETayyam ve Mevlâna Celâlettin Rûmi gibi şairlerin elinde İşlenmiş ve bizim edebiyatımıza tam edebi-! yatından geçmiştir. Rübai, ken-, dine mahsus aruz vezinleriyle yazılan ve dört mısradan ibaret olan bir nazım şekildir- Bunun birinci, İkinci ve dördüncü mıs-! arları kendi aralarında kafiyeli, üçüncü mısra ekseriya serbestin
Divan Edebiyatında, bu şekil deneyenler olmuştur: Galip, ’ Nedim ve bilhassa Azmi Zade Haleti güzel örnekler vermtşler-! dlr. Yalnız şurasını belirtmek lâzımdır kİ, o şairler, gazel, Ica-I side, mesnevi ve dJğer şilt tarzlarında olduğu gibi, rübalde de istisnasız, aruzun hatırı İçin, çetrefil ve tertipli dili kullan-. mıhlardır. Onların duygu âle-. mini, düşünce zenginliğini, hep 1 söz güzelliği sanatı arkasında ! gizlenmiş buluyoruz. Sözden se ■ . se yükselemtyen ve bütün mıı-1 rlfeti hünerli söyleyişte arayan ( eski şairlerin pek az rubaileri hâfızalarm misafiri olmuştur Azmi Zade HaletTde duyulan ve düşünülenin dil haline geldiğini gösteren rubailer vardır. ’ Ne yazık ki bu gibilerin sayısı pek az.
Rübtü, mısraJannm azlığına , bakılarak, kolay yazılacağına inananlar aldamrlar. Bir fikri, bir duyguyu, bir buluşu dört ta-. ne mısra içine, bir edebî özentiye saplanmadan İfade etmek güç bir İştir. Esasen şiir dediğimiz şeyde böyle bir sentezin mimarisi olacaktır
, Büyük şairimiz Yahya Kemale gelinciye kadar rübai, hep eski şeklinde devam etmiş ve ancak onunla, diğer şiirlerinde olduğu gibi, rubaide de Türkçe kelimeler aruz vezninin kalıpla-j n içinde bozulmadan bize ses-lenebllmlştir. Bence, onu, Türk şiirinin tahtına oturtan sır da I budur.
5 Bundan birkaç gün evvel Istan bulda, BabIâli'de kitapçı vlt-t rinlerinl süsliyetı Cemal Yeşilin t «Rubailer» adlı eseriyle karşı-t laştun. Okuduğum zaman İçimde bir rahatlık duydum. (7S> sahifeden ibaret olan bu küçük eserde tam f!07) tane rübai , var. Baştan sona kadar hepsi-' nl teker teker okudum. Bazılan j üzerinde çok durdum. Konu. dil.
görüş, duyuş ve seziş Itibariyl-pek beğendim. Eserin kâğıdı, , kelimelerin baskısı pek güzel. , Türkçcmtziö. bu rübai vezinleri ’ İçinde en ufak bir sarsıntıya ve aksaklığa uğramadan asalette-j rlnl muhafaza edişlerine hayran oldum. Anladım ki aruzun o karıplan, yahuz rubainin ha-j tın İçin lrailanılmiştır. Meselâ »Eşime» başlıklı rubaisinde:
Göl seçmeğe girdmıdl
gönül bahçesine.
Dallarda gözüm takıldı
i yinlerccsine.
B Birdenbire Kayboldu Ilı» yüzlerce demet. Gül bahçesi yalnu seni vermişçrsine.
insan btfnn okurken aruzla ı yazıldığına İnanacağı gelmiyor ı O kadar hükümsüzdür. Söylenişteki tabiîlik de ayn bjr me-1 diyetidir. Bu rübailer dikkatli o-kunduktan sonra. Cemal YeşlUn bunlar üzerinde ne kadar çok titizlikle çalılığına kanaat getiriyor.
Şairin bu eseri, sevinçleri ve üzüntüleri itibariyle, umumi fikirlerden değil, şahsi düşünce ve duygularından bahsediyor. Oğluna, eşine, annesine, kardeşlerle. dostlarına, sevdiklerine vc kısaca çevresine ait duyuşlarını terennüm ediyor Bence, eserin samimiliğini yapan şeyler rie bunlar olsa gerek.
«Rubailer» şairinin en büyük başarılarından biri de fikrimce, şahsi bir dileğe ve şahsî bir görüşe sahih oluşudur. Onda, dU İçinde bir uzuvlaşma olan şekil vnr. Mısralarında raükem-1 mellyet ve tamamlık fikri hâkim. Eskilerde olduğu gibi, şiirin cereyanı, Cemal Yeşilin rü-ballerinde tesadüfe bırakılmış değildir.
Edebiyatımız, «Rübailer* gibi güzel bir eser kazandığı İçin övünebilir. Bizer. bu küçük eseriyle yeni bir ufuk çizen gör-, m ediştim. •anunadığım Cemal
Yeşili tebrik ederim
| Kadri BAYRAKTARDIM)
mahzurun önüne geçmek için daha Birinci Dünya Harbinden evvel isveçte ve Amertkada lokomotif ocaklarım tâdil tecrübeleri yapılmaktaydı. Brezllya-lılann yeril linyitleri İle 14 lokomotif üzerinde yaptıkları tecrübelerin verdiği İyi netice üzerine 250 lokomotifin, toz kömür için ta (MM siparişi Kuzey Amerika fabrikalarına verilmişti. Fakat harb kopunca ba teşebbüsler akim kaldı.
Birinci Dünya Harbinden sonra Almanların lokomotiflerde yaptığı ıslahat çok cesaret verici neticelere varmış ve nihayet linyit onunu püskürtme ile yakan lokomotiflerle elde edilen cer kuvvetinin ayni lokomotifle parça halindeki maden kömürü yakrimasfylc elde edilenden büyük olduğu tesblt edilmiştir.
Linyit kömürünün un halinde yakılması De elde edilen bu ly! neticeler karşısında linyitleri mebzul olan orta Avrupa memleketlerinde olsun bu İstimal şekli neden taammüm etmediği suali vârlt olabilir.
Bu sualin cevabını, Berlin Teknik Üniversitesi profesörlerinden Nordmann’ın. 1947 senesi Aralık ayında verdiği bir konferansta buluyoruz. Nordmann, bu konferansında mevcut lokomotiflerde linyit unu yakabilmek için bn İşe büyük bir sermayenin tahsisi lâzım olduğunu söylemiştir.
Fakat şu noktayı hemen söy-llyelim kİ, maden kömürü İle mukayese için yapılan tecrübelerde haruri kuvveti 5700 kaloriye varan linyit unu kullanılmıştır. Orta Avrup3 linyitlerinin. haruri kuvvetleri bundan çok düşük, hattâ bir çoklannın-ki bu kuvvetin ancak %60 rad-dcslndedlr. Meselâ Alman linyit kömürlerinin % 50-52 nispetinde suyu havi olmaları yüzünden haruri kuvvetleri 3500 kalori raddelerindetflr. 5700 kalorilik bir kömür unu elde etme hiçin Almanlar linyitlerini kurutmağa ve su yûzdesinl 12 ye düşürmeğe mecbur olmuşlardır. İşte bu kurutma ameliyesl buharla yapılıyor ve pahalıya mal oluyor. Bize gelince, Çeltik ve Değlrmlsaz gibi bir çok madenlerimizin, linyiti, ancak %10-12 nispetinde suyu ihtiva etmekte ve naruri kuvvetleri dc 5000-5500 kalori raddesinde bulunmaktadır. Bu itibarla bizim linyitimizi kurutmaya İhtiyacımız yoktur. Yalnız kömür merkezlerinde öğütme tesisatına vc lokomotiflerimizde püskürtme cihazlarına ve ocaklarda bazı tadilât İcrasına lüzum vardır.
Gerek yeraltında yatan millî servetimizden faydalanmak, gerek demiryollarında İstihlâk e-dllen maden kömürlerimizden bir kısmının ihracat malı olarak kullanıl masın a İmkân vermek ve gerekse linyit, madenlerimizi faaliyette tutarak Zon-guldaktan kömür celbine imkân bulunmayan, bir durumda yine Birine! Dünya Harbinde olduğu gibi ormanlarımızı imha etmek yoluna gitmeyip linyitlerimizden İstifade İmkânını bulabilmek için lokomotiflerimizin bir kısmında olsun bn tadilâtı
İngiltere'de Anne Kıra i içe Mary eltfl ve halı dokum» meraklısıdır. Yukarıda yaşlı Kp-ahçenın selcu »enedi dokuduğu halı görünüyor.
İntihar mı, cinayet mi?
Esrarlı bir ölüm bütün Fransız efkârını meşgul ediyor
Tanınmış bir aileye mensup genç bir kadın ölü bulundu. Şüphe üzerine kocası tevkif edildi
Bir kaç ay evvel FTaosada vukua gelen esrarlı bir ölüm bütün Fransız umumi efkârını meşgul etmektedir, ölen Mo-nique da Silva adında genç bir kadındır. Munlque Fransa-nın tanınmış zenginlerinden ve fabrikatörleriden Henri Cham-pion’un kızıdır. Üç sene evvel Brezilyalı Joas da Silva Ue evlenmiştir. Joas Brezilyanın çok tanınmış ve zengin bir aHesüıe mensuptur. Fransayı ziyaretinde kızı görünce sevmiş ve evlenmişlerdir.
Yeni evliler bir müddet Fran-şada yaşadıktan sonra Brezii-yajra gitmişlerdir. Fakat buradaki hayat genç kadının hoşuna gitmediğinden tekrar Fron-saya gelmişlerdir. Bu esnada şimdi 17 aylık olan kulan Pa= mela doğmuşlar.
Genç evliler kâh Fransada. kâh Brezilyada yaşamağa başlamışlardır. Son zamanlarda yine Fransada blımnyoriardı. Koca bu (»anarla kanamın kendisine hiyanet ettiğini, amcasının oğlu Hemanto da Silva De
Ölen Monîçue da Silva

seviştiğini öğrenir. Karim bunu itiraf eder.
Ayrılma hazırlığı
Bu itiraf karşısında genç a-dam çok müteessir olur. Ayrılmaktan başka çare olmadığını, dedikoduya meydan vermemek için ayrılıncaya kadar gibi yaşamaları lâzın söyler. Kızlarının da kalması lâzım geldiğini anlatır. Kadın bunu kabul eder. Boşanma muamelesi İçin hazırlık yapılırken Biarritz'deki Fazenda adlı şatolarında bir arada yaşamakta devam ederler.
Joas, her şeye rağmen karısını sevmektedir. Bu sebeple bir anlaşma zemini bulunmasını gizilce arzu ediyor Bu yolda, teklifin karısı tarafından gelmesi içLn onu her veçhile memnun etmeğe çalışıyor.
I ekim 194t> günü golf kulübüne giderek golf oynuyor. Bir aralık karısı da kulübe geliyor. Birlikte çıkıyorlar, tanınmış lokantalardan birinde akşam yemeğini yiyorlar, gece yarısına kadar dışarda vakit geçirdikten sonra şatoya dönüyorlar, doğruca yatak, odalarına çıkıyorlar.
Kadının ölümü
Saat bir buçuğa yaklaşmıştır. Evvelâ Monique banyo dairesine giriyor, elini yüzünü yıkadıktan sonra, çıkıyor,
takiben Joas banyoya giriyor. Burada oldukça uaııın müddet kaldıktan sonra yatak odasına geldiği zaman karsını tabii ol-
daktilo aynen zaptediyor.
Tevkif edilen Joas da Siha ve avukatı Maurice Garçon

halele yatağa seriliyor.
Genç adam hemen doktora telefon ediyor. Gelen doktor lâzım gelen tedbirleri atıyor Bu sırada bir ikinci ve bir üçüncü doktor da getirtiliyor. Fakat bütün tedbirlere rağmen genç kadının vaziyeti ağırlaşıyor ve karim 6.30 da ölüyor
ölüm şüpheli görüldüğü için ceset Morga naklediliyor. Buıada yaplan otopside ölümün kaib durmasmd&n ileri geldiği anlaşılıyor. Fakat zehirlenme İhtimaline karş- bardakları Paris'teki bu gibi vaziyetlerde araştırma yapan ınüesse-seye gönderiliyor Burada yapılan muayenede üç adet Seconal izi bulunuyor.
Seconal sinir ve uyku ilâcıdır. Genç kadın sık sık bu İlâçtan almaktadır. Fakat daima bir tane... Halbuki bu aefa bir değil, 14 tane aldığı kustuğu için bunlardan, on birini çıkardığı anlaşılır.
Boş bulunan kolonya
mayan Kadın, soma
Çocukları Pamehı
bir vıutiye'.le buluyor, doğrularak kusuyor, kendinden geçmiş bir
şişesi
Tahkikat ilerleyince garip bir nokta daha meydana çıkar: Banyo dairesindeki kolonya şişesi tamamen boş bulunur... Joas İçkiyi sevmez. Bu sebeple evlerinde içki bulunmaz. Genç kadının İntihan kanulaşurdığı ve cesaret vermesi için kolonyayı İçtiği tahmin edilir .
Koca ilk dela 4. ikincil defa 7 ekimde şahit olarak dinlenir. Bu arada, hasta bulunan bir : teyzesini ziyaret etmek üzere İngiltereye gitmesine izin verilir. Fakat Monique »n ailesi ortada bir cinayet olduğunu iddia ederek bu hususta talıklkal yapılmasını ve küçük. Pamela’nın kendilerine teslimin.* istediklerinden, Joas bu defa suçlu olarak polis müdürlüğüne getirilir. Beş gün kimse ile görüşmeden sorguya çekilir, sonra hapishaneye gönde rlhr
Jpos, Fransanın tanınmış a-vukati&nndan Maurice Garçoıı ile İçlerinde Bâarrltz mebusu ve Belediye başkanı Betlt de bulunan diğer 4 avukatı müdafaa vekili tutmuştur Mauriee Gar-çon kendisiyle görüşen gazetecilere şunları söylenaiştir:
— Joas de Silva Kendisine atfedilen bir suçla tevkif edilmiştir. Halbuki ortada suç, yani bir cinayet yoktur Evvelâ bir cinayet olduğunu ispat etsinler, sonra fail arasınlar.
Şurası dikkate şayanılır ki çok sinirli olan Monkjue 14 yaşında iken gardenal alarak intihara teşebbüs etmişti.
Athenagoras Yahya Kemal Beyatlı’yı ziyaret etti
Bir müddetten beri Cerrahpaşa. has t a nesilde tedavi edilmekte olan güzide şairimiz Yahya Kemal Beyatlmuı sıhhi
' durumu tamamen düzelmiştlc. Patrik Athenagoras, dün hastaneye giderek Yahya Kemali ziyaret etmiş ve âcil şifalar le-[ mennlsinde bulunmuştur.
sinire o
SAM
Mahkeme Koridorlarında
Benim kafamı koparıp yerine öküz kafası koymalı!
niLzda hır çıkınca hangimiz kabahatli isek doğruca söyle. İkimiz de senin sözünü dinliyeceğiz» dediler. Bu defa fazla paralan yokmuş, tavlayı kahvesine oynuyorlardı. Hangisi yenilirse üçümüzün kahve parasını o verecek. Biri dört oldu, öbürü ikide kaldı. Son oyunun yansında gene mızıklandılar, ileri geri söylenirken işi azdırıp hırlaşmağa başladılar. Ben doğru oynadım, sen hile yaptın, derken sesler büyüdü, küfürler başladı. Baktım ki iş marazaya dönecek, birbirlerine girecekler. Dövüştüklerine göre İşin ucunda büyük bir para olsa yüreğim yanmaz. «Gürültüyü bırakmış yahu. Üç kahvesine oynuyorsunuz. Ne tarafından baksan bunun kemali otuz yedi buçuk kuruş-
üçünün de yüzlerinde ya; ra izleri var. İçlerinden biri fazlaca hırpalanmış. Gözlerinin etrafı mosmor, sol yanağı şişmiş, sağ kulağı yırtılmış. İkisi koridorda baş başa konuşuyorlar, fazla yaralısı karşı köşeden onlara bakıp diş gıcırdatıyor. Evvelâ onun yanına gittik.
— Kavga mı ettiniz, delikanlı?
Yüzünü ekşitti;
— El için yanma nâra, yak çubuğunu, salanı ara, ara, diye adam çok doğru lâf etmşl, bey abi.
— Sen el için mi nâra yandın?
Karşıdakileri işaret etti:
— Şunları görüyorsun ya,
ikisi de birbirinden serseridir. Benim başımı belâya soktuktan sonar can ciğer aiıbab oldular da muhabbet ediyorlar. Fakat bakma sen tur. Hırlaşmağa değer nü? —t-»». a> jç;ıj)ve paralarını ben vere-
yim de şu oyunu bırakınız, kavga olmasın» dedim, otuz yedi buçuk kuruşu çıkarıp kahveciye verdim. Bu sefer lâfı değiştirdiler, para kavgasına tutuştular. Biri, «Senin gibi serseri ile oyun oynamak kabahattir. Cebinde kahve parası yoktu da ne diye benim karşıma oturup o-yun oynadın? Parayı başkasına verdirmeğe utanmıyor musun?» dedi, öbürü öfkelendik Ben kimsenin parasına tenezzül etmem. Yenilirsem parayı vermesini bilirim. Oyun yarıda kaldı. Sen kazanmadın k! paralan ben vereyim» diyerek tavlanın üstüne bir yumruk indirdi. «Yapmayınız yahu. Serseriliğin lüzumu yok. Ben gürültü olmasın diye kahve paralannı verdim, siz hâlâ hırlaşıyorsunuz. Ayıptır. Kapatınız bu lâkırdıyı» dedim. Kapatırdın, kapatmaz-dın, derken-, «Kahve parasını verip oyunumuzu yanda bıraktırdın da böyle oldu. Hırlaşmamızın sebebi şensin. Kimsenin parasına bizim ihtiyacımız yok» diye küfrederek ikisi birden bana saldırdılar. Teker teker gelseler paçavraya çeviririm amma, iki kişinin karşısında yalnız kaldım. Amma velâkin. ben da onlan e-pevce marizledlm ha.
öbürleriyle konuşmak istedik. Fakat o sırada mahkeme açıldı.
Uçakta orkestra
Nevyork ıö (Nufcn) — * york ile Hawal adalarında İşlemekte olan uçaklarda yolcuların istirahatını temin için bir çok yenilikler yapılmaktadır.
Bu yenilikler arasında yolcuları İşgal edebllnıc'k üzere bir Havain orkestram uçaklara İlâve edilmiştir.
Kurşun kalemi satan zengin !
Nevyork 1« (Nofen) — Robert Incles isminde olan ve 62 yaşında bulunan kimse Nevyork-ta sefil bir surette ölmüştür. Bu adam bayatını sokaklarda kalem satmakla geçirmekte idi. Ölümünden sonra 17.500 İngiliz liralık bir servet bıraktığı görülmüştür. Tek varisi olduğu bilinen bir kız yeğeni hükümet tarafından aranmaktadır.
onların dostluklarına. Aç köpekten farkları yoktur. Simdi koklaşırlar, biraz sonra bakarsın ki hırlaşmağa başlamışlar.
— Neden kavga ettinia?
— Orasını sorma. îşin aslına bakarsan kabahat bende.
—Sen onlara çattın, öyle mi?
— Hâşa... Onlara çatar mıyım ben? Hani; «îte bulaşmakta nsa. çalıyı dolaşmak daha iyidir» derler. Öyle serserilere bulaşıp da çir-kefl üzerime sıçratır mıyım? Amma velâkin, gene kabahatin büyıiğü bendedir.
— Nedir c büyük kabahatin?
— Daha ne olacak, şunlarla dü$üo kalkmaktan büyük kabahyt olur mu? Nasılsa vaktiyle arada bir ahbaplık peyda oldu, orada kesmek lâzımdı. Benim şu kafamı koparıp yerine bir öküz kafası koymak lâzım. Hiç değilse öküz, öküzlüğünü bilir, kendi emsaliyle düşüp kalkar. Ben bunu bile hesaplıya m adım, şöyle serserilere dostluk etmeğe kalktım; bunlara dostluk yaramaz ki
— Senin dostluğuna karşı onlar düşmanlık mı ettiler?
— Bakana şu halime, bey kardeşim, İkisi bir oldu, az kaldı öldüreceklerdi beni.
— Sebep ne? Niçin öldürüyorlar seni?
— Sen beni dinle, bey abi.
Sakın bu dünyada kimseye iyilik etme. En yakın dostla-rna bile bir selâm ver, geç. Daha ileri gider de iyilik etmeğe kalkarsan pişman o-lursun. İşte, benim halim meydanda. Gûya şu serserilere iyilik edeyim dedim, ye- WUJ. x^,1.. ___--
di ceddime tövbe ettim, iki- Jşar isminde bir gpnç kendisi İle sİ de kumarbazdır, etlerine alay etmiştir r-ı alaydan hid-beş on para geçince tavla detlenen Arif. Yanarın üzerine masasına oturup kumar oy- yürümüş, bu arada daiikaniıya narlar. Her oyunda da mut- müthiş bir yumruk savunnuş-laka hır çıkarırlar, oturduk- tur.
lan kahvenin altını üstüne | Yaşarın çenesine gelen yum-getlrirler. Dün akşam üstü ruk neticesinde biçare delikanlı
16,000,000 nüsha satan bir dergi
Amerikan Dergisi «The Re-ader’s Dtgest» 11 lisan üzerinden. basılmaktadır. Dergi, lıer sene Birleşik Amerikada ve hariçte 18.000.000 nüsha. satılmaktadır.
Bu derginin 7,000 000 nüshası her ay Amerikanın dışındaki 50 memlekete gönderilmektedir.
Dünya şeker istihsal âtı
Ba-
Ce. Re.
KüÇUKiL ÂNLARI
yüksek TİCARET — Kolej mezunu tanınmıj fabrikaların tecrübeli eksper muhasebecisi nınll müşaviri, hcaap mfllcboMiaı üftleden aonraları te kabul eder. Etki Türkçe. Fratuız-ca. mail mevzunla bihakkın, vâkıftır. Ayrıca debagatta Uıtlaı-aiıdır. Müracaat telefon MUM. «6-6
SATILIK KAMYONET — model Fort 750 kiloluk az kilometre yapmış, hâlen İMİ vaziyettedir. Ka-mmpaja 3»t Zoytlnyaftı deposuna müracaat İM — 2
SANATORYUMA.
RIŞLİ — Denize nazır, Çarnlıeanm göbeğinde, içinde bir kö;kU ve ahırlan olan otuz dönüm etrafı duvarlı arazi acele satılıktır. 41421 telefona müracaat. ısa — t
KİRALIK AP ARTIMA A konfor, güzel ve geniş manzara Ar-iıavulkîy Akın itburnu Boyalı köşk Kltak No, 1 Yuva «©artımımı alt kata müracaat, no
muhasİr — Ulelnre hetnbı veya biilnçoya dayanan defterleri ehven fintle tutarım Yardımcıya İhtiyacı olan muhasebeciler yanında da çalışılabilir. Akmam da TKÇ. rtlmuzuna mektupla. 179 —
dikkat — ipotek isteyenlere ıg-vaasut eder. Emlâk, arazi alım satımı ile vekâlet İslerini kabın eden herkesin İtimadını kazanımı, olan Şuhu Ut Emlâk Zarif Özalp Beyoğlu BQ-yllkparmakkapı kö|ehaşı No. 4. Telefon: 42398. 9M - 34
KİRALIK YAZIHANELER VE DEPO — B ve 2 odalar lelça 3Ü0 metro bir Mlon. Galata Veli Alemdar tıaa Telefon 43528. 80 — 14
'4- İfrÇİ arayamar
ŞEHREMİNİ — İbrahim Covug ma-hailesi Mimar Kasım vr Yayla cad-ku-
deleri arasında Içlnrle bini yunu. meyve ağaçları bulunan 4379 Mî. boetan satılıktır. Her gün saat 17 - 21 arası 41904 da Ahmet Sa-var'* müracaat 155 — 1
NİŞANTAŞI — Emlûkcaddeslnde denize ve her tarafa nezareti fev* kalftdesl «lan ansa ne ele Milliktir. 41421 telefona mUreaat. 188 — 1
SATILIK TUĞLA HARMANI _ Allbey köyü Vlruıbaftda dere ve jo-*e kenarında, iğler variyette. Müracaat Taşçılar No. 14 niza ÜlkU IV - İB ara». «o — 1 I
SATILIK AHŞAP EV — Sekiz oda. ıkl daire, bahçeli ve nulambalı. BoJ tcfliim. Kadıköy Kadife sokak No. S. Aynı eve müracaat. 172 — 2
mssEmanun
DERS İÇİN — İlk ve ortaokul Bft-rrncilerl İngilizce ve büiOn dervler-deo yetiştirilir. Evlere gidilir, ücret vaziyetlere göredir. Akınra gazetesinde «Hoca» adreatne müracaat
MEMUR ARANIYOR — Bir llca-rcUutıe İçin hesabı kUvvalll, askerliğini yapmış, kefil verebilecek daimi bir memur latenlyor. Hasırcılar Balkapaıı hanı No. 59 177 —2
SATILIK BÜYÜK BİNA — Lyİ Irat, bol hava. 17 oda dört dükkân çarvıkApı HUaeym afta Cami sokak No. 10. Müracaat her «Un öftleye kadar aynı «ve. İM — «
İNGİLİZCE BİLEN BİR TÜRK BA YAN ARANIYOR — Hatada Uç gün öğleden sonraları üç Mal çalışacaktır. Posta kutusu M e yazılması.
169 — l
TEKNİK EMLAK — isteklerinize urlun verimli ev. «partimin. k«fk. viıu İçin 0980 NO ya telefon MS-dlr. lıtlklâl caddesi Ayhan 354/11.
137 —
— 1
Blrleşik: Amerika Tarım kanlısının talimin ettiğine göre, 1M8-49 mahsul yılında dünya şeker LstihaalAU 37.278.000 tondu. Bu, yeni bir rekordur ve 1947-48 şeker istihsalinden yüzde 8 ve vasatt olarak 1935-1939 istihsalinden yüzde 7 nöbetinde daha fazladır.
Birleşik Amerikadaki şeker istihsolHı 10 695 00C ton olarak hesaplanmıştır. Bu miktar daha evvelki yıllara nazaran bir rekor teşkil etmektedir.
Bir yumrukta adam öldüren seyyar satıcı
Küçükpazarda Leblebi sokağında oturan Arif odunda bir seyyar satacı evvelki gün ünka-] panı caddesinden geçerken Yasar İsminde hlr p-pnc kendisi İle
Ortalama
omur
Amerikada 67,5 yıla yükseldi
. Dûn ajansı tarafından yayınlanan istatistik, şimdi Birleşik Amerikada ortalama hayat uzunluğunun ffl,2 yıla yükseldiğini açıklamaktadır. Bu ralekam Birleşik Amerikada bu konuda varılan en yüksek seviyeyi göstermektedir. 1948 de ölen kimselerin yaşlarına göre hesaplanan bu nispet 1047 de 84.8 idi.
İstatistik 1-4 yaşındaki çocuklar arasında ölümün danberi yüzde 40 tan azaldığım fakat bir yaşın dan küçük olan çocuklar arasındaki ölümün gene binde 35 nLs-betlnl muhafaza ettiğini açıklamaktadır. Yıllık umumi ölüm nîsbetl binde 8,9 dur.
BATİLIK GOBLENLER - Bir ka« parça hakiki Alman gobleni acele ■atılıktır. Saat 14 - lıl ara». Arna-vutköy. Dulkndtroftullar: sokak No 2 kal 2 ye müracaat. 157 —
Vaşington 16 (AAJ — akjarn federal güvenlik ı
1940 faal a
ELBISE ve PALTOLARINIZI — Takanla diplomalı tüccar terzi Şükrü Akaoya teminatlı olarak yap Ura-blUrztnlz. Çakmakçılar yokuşu «şaftlımda Dllbcczadcler civarında Sabrı Safa han No. U. 1« — «
SATILIK VİZON — Yolculuk dolay isiyle bir Vizon Idlrk acele utı-lıkttr. Görmek İçin her gün Taksimde Sıraservller 191. çiftlik spartı-mnnı birinci kata mû’aczal.
1T4 — 2
TEKNİK EMLAK — Galalfliarây-da 360 hra iratlı llçer odu hollll han-yolu apartıınan 43,600 liraya Batilık* tır. İstiklâl caddesi 354,11. Tel: 432W.
13» -
ERKEKSİZ BtR AİLE YANINDA — Kız talebe veya çal nar, bir bayan İÇİR konforlu bir oda veya bos olarak kiralıktır. Calala Yapı Kredi Bankan yanında Selâmet han üst kat Kemal Sallı'ya müracaat.
188

— «
MÜHÜRDARDA KİRALIK APAR TIMAR KATI — Denir» natır konforlu kat kiralıktır. MÜOürdar Su Şirketi yanı Mühürdar Raftı ««kak ti,‘13. Telefon M3S8 Fasıl KöprUlü,
178
— 2
TEKNİK EMLÂK — Bcyoftlunun merkezi yerinde S katlı altında dükkânı SOûû Ura Iratlı Ap. U.003 liraya Milliktir. Utlklftl cadde» 35-t/tı. Tel: U3«9 141 —
KİRALIK APARTIMAN — tlUn-bul Belcdlyezı kanısında: Beş oda. kalorifer, sıcak su. mükemmel nezaret. Tafsilât İçin Öf ley e kadar (23312» ye telefon. 147 - t
SATILIK EV — Lftloli Zeynep Kâ-mU sokak 4.1 No. lı bey odalı, Baj teslim. Görmek ve pazarlık İçin Ar-nnvutkdy vapur iskeleni yanında na-1 bur Htelld Süeren'e. 183 — 3

ACELE KİRALIK MAÖAZA — in-glllz «arayı Ue Tcpcl-aaı arazında tramvay yolunda, otomobil ve sair ticaretine gayet müsait büyük bir mağaza devren kiralıktır. Müracaat posta kuutıu 381 İstanbul.
185
— ı
YEŞİLKÖY — İstanbul caddesinde denize yakın vo ınazır. Üç tarafı açık cv bog tealim. Milliktir. Müstakili 3.5 kat. Su. elektrik, banyo, telefon. ufak bahçeli, on bir odalıdır. Tahtakale Sclftmel han No 9 oda bası Mazhar'a. 102 — 1
gene kahveye geldiler, tavla yere yuvarlanmış, az sonra öl-masasınm başına geçtiler, muştur. Adüyeyo .acritoiunan Bana da: «Reşat, gel. yanı- Arif sorgusunu müteakip tevkif miza otur da seyret. Ara- edilmiştir. |
Çotuk bekimi doktoı
Ahmet Akkoyunlu
Taksim - Talimhane
Palas. Telefon: «2621
KADIN DİKİŞ MAKİNESİ ALINA-
CAKTIR — Alıksan, CiçcMfıSiar. Altıparmak hah No. 26. Muvçarfoıı ar-I kmn. İM —
MADAM TABANCI ÖĞRETMEN — Çocuklara re büyüklere İngilizce. Almanca ve piyano derzleri vermektedir. Talebeler imtihanlara iyi I zırlanır. Her tarafa gidebilir Akga da II P. M. rümuzuna 1» -
KULUÇKALIK — Legorn ve Ro-daylant yumurtalarını Nurettin Ta-vtıklunczlnde bulablllrtiniı Taşraya d* gönderilir. Öme-pasa caddeni 32/1. Göztepe - Erenköy 173—11
sİ —

DEVREN SATILIK BAKKALİYE — içindeki malıyla kalabalık bir muhit te telek cadde UzeriiMle taler vaziyette ehven Halle acele Milliktir. : iztckltlcrln Sirkeci NCbethane cad. ' No. 31/2 Berber Selim'e müracaatları.
148 —
BOŞ SATILIK EV _ Şehremini cadde üzeri İki ayn kat yarım, kâr-glr 110 Icnrlı ipotekli terkoa elektrik. Eminönü i» Bansan Karsısı o-yunçakçı Haihtl. 120 - 1
BÜYÜK FtaSAT — TealsaUyle bir boyahane ehven fınlte acele kiraLık-
tır. İçinde dalma 100 ton akar «uyu bedavadır. Uüracaat: ŞUH Camlat kargısında Sevim Apart 153'2 ye,
118 —
5ATHJK CÜZİDE AHSA Unbulda jereflı re merkez mevkide BabıALi. Sultanahmet civarında, dokuz metre cephclL 206 metre mu-rabbsda Pmu kutu htaııbuL İM —
CAFER FAHRİ DİKMEN ’in EserlerUmeo
Kn $o 50 W
Yeni arıcılık Av ve saloD köpekleri Savaş ve polis köpeği Tavukçulukta mu raf tekiydin sun
Nasıl tavukçuluk yapmalı?
Tavukçulukta nasıl kazanılır?
Tavuiüan yumurtlatmak için ne yedirmeli dlr?
Tavuk hastalıkları Kanarya
Kitapçılardan a rayın ir
£5
«5
tfi
u u İM
Lokman Hekin (Dr. HAFIZ CEMALİ Dahiliye Mütehassısı Divan yolu No. 1Ü4 Muayene saatleri Pazar hariç Der gün t.5 ■ s Tel: 23398
SATILIK KÂCIR KONAK — Ye- lar bof teslim üç kat dörder Od» nl yapılan üniversite binam karjuın- banyo ve sair konforlu büyücek da 430 mİ üzerine üç kattır. Oran bıhçcsile. Mürcaot - Silil camii kar-Enılftk BUrojıı Taksim larlabajı i ısında Kocan-.jnsur su kak 97 Tele-No. 11. Tel: 41314. 164 — 3 foa glOM. 90 - 1
L inci suni
Verem ve dahiliye basta-lıklan mütehassısı
Dr Sadık Bilgiseven
Muayenehane: Fatih tramvay cad. Kristal Kıraathanesi karşısında Pazardan başka her gün saat 3.30 - 8 arasında.
---------------------------------------
Sfenks Uykuda
Aşk ve Macera Romanı
Yazan: J. D. Carr Tercüme eden; (Vfi - Nû)
*- Tpfrikfl No. 19 J
Kendi de ou İşin içinden çı-l kanlıyordu.
İhtiyar Bilinenin sözleri hâlâ
kulağında...
«— Doktor aldanmıyor.,. Dok tor doğruyu söylüyor.»
Bunun üzerine. Cella, kokarak ten eve gitmişti. Tek kelime söy İçmemiş, kendini müdafaa etmemişti. Doktor Shapton da, iddiasını sütnenln sözlerlle takviye ettikleri için fena gocunmuş; buz gibi bir ifadeyle, delikanlıyı selâmlamış, uzaklanın iç, gitmlşLL
Holden, sevgilisinin arkasın-danyürüdil. Fakat muvaffak o-lamadı. Zira. Thorley önüne çıkıp yolunu kesti-
— Donald! Sen sahiden Cas-Wall şatosunu .satın almağa niyetli misin?
— Nasıl?.,, Tabii o niyetteyim.
— Öyleyse dinle beni... — (Thorley, omuzu üzerinden bakarak. hole bir nazar attı.) affedersin, sana bir teklifte bulunacağım. Sen yarın Caswall'a sütne İle vo aşçı kadınla beraber trenle git, ne olursun? Otomobilde kâfi yer var bittabi; çünkü yanımızda yalnız Dorls Locke olacak. Ancak ben, bu sırada senin Ceiia İle karşılaşmamanı tercih ediyorum. Müsaade edersen seninle dostça konuşayım.
— Sen tnl benimle dostça?... Sen mİ dostum?... Halbuki bana ne yalanlar söyledin? «Cella evde yok» dedin; «Cella seni ta momile unuttu!» dedin. Bunca yalanlardan sonra nasıl benim dostum olabilirsin?
Thorley. eski arkadaşından gözlerini kaçırdı:
— Bir gün gelecek: sana düş-
man olmadığımı göreceksin, a-zizim. Eski dostun düşman ol-mıyacagını anlıyacaksın. Ben. hakikatte, CeUa'nın da, senin de men teati eriniz için o şekilde hareket ettim.
Holden, şatonun etrahnı saran hendekler, dolu sulara gözlerini daldırmış, düşünüyordu. Biri birinin peşinden, aklına şu zıt fikirler geliverdi:
Ya şu Thorley Marsh — kİ es klden en iyi dostu sayıyordu — utanmaz, İM yüzlünün biriydi; Margot'u serveti için almış Fena muamele ederek onu İntihara şevketmiş ve parasına kon muştu.
Yahut da Cella — kİ. Holden sevmekten bâlâ da v&zgeçemt-yordu — bütün bu yalanları, dolanları uydurmuştu. Bu takdirde. aevgULıl hastaydi- Zaman zaman tehlikeli delilikler geçiriyordu.
Holden, hiddetle bir sigara yaktı.
Tablatlle Cella’yl sevdiğinden; hep onun tarafını tutuyor; daha da tutacaktı. Esasen, genç kızın normal olduğuna enıln gibiydi... Fakat nasıl oluyor da
öyle dualarda bulundu?
*— Normal... Fakat normal olduğu muhakkak mı?» diye, bir ses, kulağına şüphe fısıldıyordu.
Evet... Takriben böyle... Zira Cella, çok doğruymuş hissini veren sözler söylemişti Soğuk kanlılıkla bunu yapmıştı.
Doktor Sh-pton zavnhirperest olduğu için Celia‘ya deli diyor çıkıyordu-
Genç adam, düşünüp dururken. aklına O edem Feil diye biri geldi Eski dostlarından bir savcı, ona bu zatı tavsiye et mlşti. Bu gibi çetrefil İşlerin I-çlnden, çıksa çıksa bu Fell çıkarmış... Fakat acaba...?
Holden böyle dalmış, düşünürken, isminin seslenildlglnl duydu. Başını kaldırınca bayan Dorls Locke'u gördü.
Yükselmiş otlar arasından., genç kız, ona doğru geliyordu Sırtında açık mavi bLr elbise var. San saçlarına pek de yakışmış. Başı çocuk başı gibi İse de, vücudu, daha şimdiden kadın vücuduna benzemiştl. Âvâre mizacı, yürüyüşünden belli oluyordu.
— Heilo, Sir Donald HoldenI — dedi.
Delikanlı da aynen gülümsedi:
— Heilo, bayan Pearcye!
Dorls titredi. Oöz kapaklan kırıştı. LAkln soğuk kanlılığını derhal topladı.
— Ha... Mahut gece oynadığımız cinayet oyununa telmihte bulunuyorsunuz. Herkes, bu 1-şin İçinden kolayca sıyrıldığımı bana söylemişti- O Noel zamanında...
Sustu. Holden, etrafı dinlemiş gibi sözü bilirdi:
— Evet... Bayan Margot'un öldüğü gece...
— Ne müessif hâdise, değil mİ?... — diye. Darla bir muhavereye girişti; fakat, ansızın cayarak, başka bir mevzua atta dı: Kuzum siz buraya ne zaman geldiniz?
Holden, ona dikkatte baktL Bu kızı Celia'nın elbette deli olduğunu iddia edenlerdendir. Muhitteki başka İnsanlar da ay nı tarzda düşünüyorlardır. Fakat acaba bu Dorls, sevgilisinin ileri sürdüğü İthamları biliyor mu? (Keza; Kızın babası,
anası, hatta mebus Derek biliyorlar mı?) Holden, İşte bundan şüphe etmekteydi. Cella, ancuK doktor Shapton'a bu İşlerden. ( mahrem a ne » bahsetmişti. Thorley de, slitne Obay de bu-hususta İster İstemez susmuşlardı.
Holden, askerlikte, şeflerinin kendisine verdiği şu n&slhatl ha tırladı:
— Fevkalâde ihtiyatlı davran-maİL İnsan, giriştiği teşebbüslerin neticesinden emin olmau-
Cevap verdi:
— Saat altı tren il e geldim Thorley, İstasyona otomobille gelerek beni aldı.
— Şey... Cella'yı bugün gördünüz mü? — diye, gözlerini, uzak bir noktaya daidırdu
— Hayır... Cella, doktorun emri üzerine, dinleniyor. Biz de. norieyle biritkte baş başa yemek yedik.
Kunfı zihninde bir çok meseleler vardı, bellL
_ Ben... Ben... — diye kekeledi. — Sizin çok derdiniz var zannediyorum... öyle Dlr haliniz VM.
— Evet... Doğru söylüyor sunuz.
Dorls, delikanlıya karşı mu habbetinin arttığını göstererek:
— Şey... Cella’yı mı düşünüyorsunuz? — diye sordu.
— Evet... Cella’yı... Başka mesele var kİ...
Dorls, başını sallayıp:
— Anlıyorum... — dedi-
Bu kadar az sözle. İki gencin arasında büyük bir anlayış ve karşılıklı kavrayış hasıl odlu.
Genç kız:
— Istırap çeken, yalnız siı değilsiniz! — diye cevap verdi.
— Evet, Dorls!.. Fakat, size bir şey de soracağım: Sizin salonda «Cinayet oyunu» oynadığınız sırada Margot'un ne çeşit elbise giydiğini hatırlıyor musunuz? Ûerçe aradan alta ay geçtiğine göre, böyle şeyler hatırda kalmaz.
— Yok, yok, kabr... Benim do hatırımda kaldı. Bayan Marsh, kendlsLne hiç de yakışmayan gümüşi iâme bir elbise giyiyordu. Yani, elbise iyi değildi... Elbet, yakışan başka tuvaletleri olacaktı, vardı da...
«Arkası var)
AKSAM
Sahile 7
Unutmat için

Bir Amerikan diplomatının demeci
Edda'nın odacında bulunan bir fotoğraf, İntiharının esrarını aydınlatıyordu. Gizel. bir portakal bahçesinin nihayetinde harapça bir er gösteren bu fotoğrafı, bir gün kızkardeşinln odasını temizlerken bulmuştu.
GizeL, fotoğrafı görünce, bu evin nerede bulunduğu re kimin olabileceği sualini, kendi kendine sordu. Fakat biraz düşününce bu iki noktayı aydınlatmanın imkânsız olduğunu anladı. Çünkü Roma şehrinin İçinde ve civarında portakal bahçeleri içinde buna benzer binlerce evvardı. Gizel aradan bir müddet geçince, bu fotoğrafı unuttu. Kızkardeşinln &-tümünden az bir müddet sonra bir hariciye memuriylc evlenerek SLokholm'a gitti.
Heyhat, bir izdivaçta umduğu saadeti bulamadı. Evlenmelerinden altı ay sonra kan Koca, bir arada yaşamalarının imkânsızlığını anlayarak ayrılmağa karar verdiler. Genç kadın, bir avukatı vekil tâyin ederek Romaya dönmek İçin trene bindi. Trende kont Cul-yo He tanıştı. Bu asilzade de Romaya gidiyordu. Genç kadın. daha ilk andan itibaren kont üzerinde derin bir intiba, yarattığının farkına vardı. Romaya varır varmaz bir taksiye atlayarak süratle hareket etme sini şoföre emretti. Cülyo’nun kendisini takip etmemesinden çok sevindi. Çünkü izdivaçtan inkisara uğradığı İçin yeni bir aşk macerasına sürüklenmek İstemiyor ve bir daha sevetal-yeccğini sanıyordu.
Fakat bir hafta sonra kont Culyoya, yolda raslayınça elini ona ilk uzatan Gizel oldu. Kont de bu tesadüften son derece «evindi:
— Size Tasladığım ne İyi oldu. Yoksa «izi bulmak için Komayı altüst edecektim. Siz yerli mi, yoksa yabancı mısınız?
Genç kadın, omuz silkti. Kont tekrar sordu:
— Kız mı, yoksa evli misiniz?
— Bana Gizel diyebilirsiniz. Genç kadın, soyadını niçin söylemediğini kendisi de anlayamadı. Bir kaç gün, sonra Gizel He Culya sevişmişlerdi. Gene kadın bu münasebetten
dolayı, hiç bir vicdan azabı duymuyordu. Boşanmağa karar verdikten sonra istediği gibi harekette serbes değil miydi?
Bir yaz akşamı idi. Gizel, o güne kadar çok çekingen davranmıştı. Saadet kadehini birdenbire değil, yudum yudum içmek İstiyordu. Fakat o gece kendisini üıtlrazsız ve kayıtsız sevgiye vermek arzusunu duyuyordu. Kont,, kendisine Amal-! fideki köşküne gitmelerini tek-l lif eder etmez, memnuniyetle kabul etti. Otomobille köşke gittiler. Kendilerini nüvazişler ve buseler içinde unuttular.' Ertesi sabah Gizel, kontun kol-i ları arasında tattığı saadet ve sevgiden hâlâ sarhoş bir halde bahçeye indi, fakat tüyleri birdenbire diken diken oldu. Portakal bahçesi ve bu teraslı harapça köşk kendisinin ya-bancası değildi. Bunları görünce. intihar eden knkardeşintn odasında bulduğu fotoğrafı
hatırladı ve kalbi ıstırapla burkuldu. koşarak mermer
merdiveni tırmandı, kontun
durduğu terasa vardı ve boğuk bir sesle ona sordu:
— Edda Kavalyesi'yl hatırlıyor musunuz?
Kont bir an düşündükten sonra cevap verdi:
— TabU hatırlıyorum. Çok sevimli fakat akılsız bir kızdı. Kcndisile evleneceğimi sanmıştı. Onun nazarında izdivaçsa aşkın hiç bir kıymet ve ehem-
mlyeU yoktu. Bu düşüncenin scvklle kol damarlarının keserek intihar etti. Bunu mu bana hatırlatmak istiyorsunuz.
Gizel, göçlerinden hiddet ks-vücımlan fışkırarak:
— Kont! Siz bir sefilsiniz. Sizden İğreniyorum Bir ata sözüne göre bir kadının nefreti ölüm getirir. Kendinizi koruyunuz diye haykırdı ve başını arkasına çevirmekslzin koşarak merdivenden aşağı indi:
Genç it arlının bu sözlerinden bir şey anlayamıyan kont:
— Gizel, sevgilim nereye gidiyorsun, diye haykırdı. Arkasından koşmağa başladı. Fakat birdenbire ayağı kayarak yere düştü, kafası, mermer merdivenin basamaklarına çarparak patladı, ve derhal öldü.
Bir saat evvel kollan arasında bulunduğu ve sevdiği a-damın bu feci akıbetinden hiç bir teessür duynnyarak;
— Adaleti ilübiye yerine geldi diye söylendi.
Genç kadın, kızkurdeşlnl ö-lürne sürüklemiş olan kontun bu beklenmedik ölümünden kalbinde âdeta sevinç duydu. Çünkü kızkardeşt Edda'nın gençliğine ve hayatına kıymış olan adamdan İntikam olmağa ahdetmişti. Fakat kendisinin de sevmiş ve yüreğini aşk ürpermeleri! e titretmiş olan a-damdan İntikam alabileceği şüpheli idi. İşte İlâhi adalet, kendisinin alması şüpheU o-lan bu intikamı almıştı
Bir an sonra Gizel cüzamlıları tedavi İçin Çin’e hareket eden bir heyeti sıhhlyeye hastabakıcı yazıldı. Acı ve elim hâtıralarla dolu olan bir memleketten uzaklaşmak, uzaklara gitmek, maziyi unutmak İstiyordu. Belki o esrar diyarında, cüzamlılar arasında ölüme, ebedi sükûn ve huzura kavuşacaktı.
Gizel o yerlerde ıstırap çekeceğini, vatanının tamdık ve dostlarının hasretini duyacağını biliyordu. Fakat bütün zaaflarını yenmeli, her şeyi, maziyi un utma! ı İdi. Genç kadın, bu azim ve kararla Uzak Şark diyarına gitti.
Çeviren: A. HİLÂLİ
Balz&c ve hır«ız
Balzac bir geoe yatağında yatarken, kapı yavaş yavaş aralanarak içeri bir hırsız girer. Hırsız Balzac’ın uyuduğundan emin ayaklarının ucuna basarak doğru büyük yazarın çalıştığı masaya gider; ve masanın çekmecesini açmak İçin uğraşmağa başlar.
Yatağından hırsızın hareketlerini takip eden Balzac hırsızın maksadını anlayınca, gür sesi İle uzun bir kahkaha atar; ve şaşırıp kalan hırsıza şöyle bağırır:
(— Vah benim zavallı dostum. Bu çekmecenin sahibi gündüzün İçinde on para bulamazken, sen gecenin karanlığında para bulacağını mı zannediyorsun?
Dalgın profesör !
Dalğtnlığt He meşhur profesör Dwight Morrow bir gün trende seyahat ederken biletçi profe-j sürün biletini kesmek ister. Fakat dalgın profesör biletini bir türlü bulamaz. Ceplerini, çantasını bir hayli aradıktan sonra nihayet biletçinin sabrı tükenir ve «Pekala» der, «bulduğunuz zaman gelir keserim». Fakat profesör daha müteessir şöyle cevap vertr-
— «Büeti bulamamak bir şey değil. Fakat biletsiz nereye gideceğimi şimdi hen nereden hatırîayayun?».
Erken doğan çocuk !
Evlendikten 5 ay sonra bir çocuğu dünyaya gelen saf bir genç, çocuğunun erken doğmasına bir tiiriü ota] erdiremiye-rek bir doktora müracaat eder. Doktor da meraklı babaya şöyle bir cevap verir:
— -Merak edecek bir .şey değil. Rrken doğumlar ekseriya İlk çocuklarda olur. Bundan sonraki çocuklarınızın normal vakitte doğacağından emin olabilirsiniz».
geliştirmenin yolu
Futbolculara daha fazla maaş vermek ve istikballerini temin etmek
«■
“Sovyetlerle müzakere yolu daima açıktır,,
BULMACA
Amerikan diplomatı bugünkü anlaşmazlıkların Rusların hareketi neticesi olduğunu söylüyor
İkinci takunlarma almalarına re böy-
Jlece nispeten fakir kulüplere karşı haksız bir avantaj sağlamalarına mani olunamazdı. Zengin kulüpler yine de diğer kulüplerden iyi oyuncu alabU-mekte ise de bu. ancak transfer sistemiyle yapılabilmektedir. Transfer parasını ise oyuncusunu devreden kulüp almak-İddia1 tadır. Transfer sistemini yakından bilmeyen kimseler bunu kötü bir şey zannetmektedirler. 'Halbuki fngilterede iig futbolu ı ancak bu sistem sayesinde mu-' vaffakiyetle İşliye bilmektedir. ^Sağladığı avantajla! mahzurlarından büyük olduğu cihetle, [bundan vazgeçilmesi asia muh-ı temel değildir. Bununla beraber, zamanla bu sistem muhakkak ıslah edilecek ve transfer edilen oyuncu, bu alışverişten daha büyük mali istifade sağlıyacaktır.
Londra'dan yazılıyor: dünya harbindenberl Büyük
Brifanyada futbol ita kere profesyonel oyuncuların grevi tehlikesiyle karşılaşmıştır. Profes-yoneUer, istihdam şartlarından memnun değillerdi. Seyirci sayısı ve hasılât arttığına göre, eğlenceyi temin edenler sıfatüe kendilerine daha fazla para verilmesi lâzım geldiğini etmekte İdiler. İİgill makamlar bu taleplere karşı soğuk davranmamışlardır. Seyirci kitlelerini oyuncuların cezbettlğinl . kabul etmişler ve bu İtibarla ekonomik İmkânlar dahilinde profesyonellere daha iyi üç ret verilmesi prensibini göz önünde tutmuşlardır. İngiltere Ligi vasati ücreti haftada 12 ster-lingc yükseltilmiş ve oyunculara diğer tavizlerde bulunulmuştur. Aynı zamanda oyunculara karşı daha cömert dav-ranı İması imk imlanın araştırmak için, safi kârlar meselesinin inceleneceği dc vadedH-miştir. Bu söz yerine getirilmiş vc oyuncularla kulüpler arasında, yeni mevsimin arifesinde İyi bir tesir husule getirmiştir.
Futbol kulüpleri, memnun-suzluğu önlemenin yegâne yolunun, oyunculara, kendilerine daha iyi şartlar sağlamak bahsinde umumi bir istek mevcut bulımduğusu ispat etmek olduğunu idrak etmişlerdir. Oyuncuların başlıca endişeleri ise, futboldan çekilmek zamanı gelince, karşılaşacakları istikballe ilgilidir.
I Futbolcunun meslek hayatı diğer profesyonel fpöreularm-kinden daha kısadır. Üst klâs-ta 15 yıl iyi bir süredir. Şimdiye kadar bir çok hallerde, profesyonel oyunculardan bir çoklan emekliye ayrılınca., şu dununla karşılaşmışlardır: Henüz 30 la 40 arasında İken ma-ıp:t imkânları kaybolduğu gibi meşhur, alelade yeya İhtisasa dayan.-1 rnavan bir musenleripn haslra

Oyunculara daha büyük malî istifadeler
Lig kulüpleri, uzun bir devre Jçin sadık hizmeti cesaretlen-dirmek ve oyuncular tarafından ileri sürülen
leplerlni önlemek mata adiyle, profesyonellerine daha büyük mali İstifadeler sağlamak taraftandırlar.
ı
20 Senedenberi
30 yaşmda
Güzelliği İle tanınmış Romalı Fabla DoBabella ismindeki dilber, Ciceroya ancak 30 yaşmda olduğunu söyleyince, i hatip şöyle cevap verir:
— «Otuz yaşında olduğunuza muhakkak ki inanıyorum. Zira 20 senedenberi ayni şeyi söyleyip duruyorsunuz’».
İçki düşmanının biricik dostu
Bir papaz İçki düşkünü birine düşmanlara» sevmesini nasihat eder. Adam da hiç düşünmeden şu cevabı verir .
— «Düşmanlarımı benim kadar seven başka kimse yoktur. Çünkü içkiden başka dostum yok.»
mayan. 3 — Bir elnt dofcuauı tar. 4 — s — Tem bir Musevi ba. yan. C — Ter»! dayanışın, demektir. 7 — Teksir d - Btr emir. 4 — Lrf*-fettn bmlaBCm - Koınju bir hükümet başkenti. » — Tersi Nmiritr. İS — Bedenin d>t yüzü - Kilislinde Hr diıff
Yukarıdan .«agııa- 1 — Değişik-hkler. 2 — Nunı-j davel - ÇnfcıLiM.
3 — Bir lc*jı yemişi - Kısa zaman.
4 — Basit bir dllfilm yapan, S — Tt-rsl yırlar - Maileni bir su kain. 6 — Temi bir çift dajelır 7 — Tırnak citfcını çıkarır. A — Dahil olur -IJLLfr.
GEÇEK BULMACANIN HALLt
Soldan sağa: 1 — AntipaU, 2 — h'aiiotan. 3 — Kiralama, 4 — Anıanl. U J - Bcjtaör. S — Ak. Uar^n. 1 — Azameti. B — Ederim. 9 — Mı. Ereli. 10 — Arta, irin.
Yukarıdan «yatıya: I — Ankara, En». 2 - Kaimekad». 3 - Tiraj. 2*. tlSrttıaye. S — Poltaânrtrl. • — Ala, Övcmez. 7 — Tamirat, Ll. 8 — İnat. Niçin.
Turizm haritası
Harita üç haftaya kadar hazır olacak
. mcrlknda bir mühendis otomobilleri uçakla nakletmek için bir usul bulmuştur. Bu usul otomobilin uçağa takılması ve tekerlek yarine Otomobilin, tekerleklerinin kullanılmasıdır. Yukarıda hu suretle ııyaiı bir otomobil görünüyor.
Ankara (A,A.) — Bayındırlık Bakanlığının hazırlamakta olduğu turizm haritası, tahminen üç haftaya kadar basılmış olacaktır. Hâ'en, haritanın son eksikleri tamamlanmaktadır.
İ^ÖO.OOO de 1 mikyası üzerinden hazırlanan harita, 2.000 000 da 1 mikyası üzerinden basılacaktır. Beş renkli olan harita Devlet ve İl yollanmn, motorlu taşıtlara hangi mevsimlerde geçit verdiğini belirtecek tarzda haşurianmıştir. Aynoa, oteller, tarihi eserler, âbideler, tabiat güzellikleri, benzin alım yerleri 2000 metre yükseklikten fazla olan dağlar ve adlan da gösterilmektedir.
İki taraflı Olan haritanın ö- ( bur yüzünde, İl merkezleri ara- | sında gidilebilir mesafe, âbide ve harabe cetvelleri. Lstanbul, Ankara, ve İzmir şecür plânları, muhtelif memleket resimleri, ep bulma cetveli, Ö re İlçelerin nüfusları, yolların uğradığı iskeleler, önemli bucak ve köylerin de cetvelleri vardır
İngilizce ve Türkçe basılacak olan harita, katlandığı zaman W,5 - 10,5 santimetre ebadında olftaktır.
Harita, mühim bir eksiğimizi tamamlayacaktır, hazırlanmasında Amerika eyaletleri yol haritaları eaa.s olarak alırınnş-lır. Haritadan 1,000 adet banılacak ve parasız olarak alftko-dftt- resmi ve hususî müeBsese-lere dağıtılacaklar.
Vaşington 16 (A.A.) — Bugün karakolundan berllne giden Ayan meclisi dışişleri tâli ko-! milletlerarası yolda kamyon misyonunda konuşan Amerika|ulaştırması bu gün gayet ağır Dışişleri Bakanlığı yardımcısı Dean Rusk'a göre, dünyada bugün mevcut anlaşmazlıklar Rusların Birleşmiş Milletler anayasasına riayet etmemelerinin neticesidir. Huşlar takip ettikleri hareket tarzını değiştirmek isterlerse, milletlerarası müzakereler için tanzim edilmiş muhtelif yoUar vaataslle bu kolayca temin
1 edilebilir.
Amerikanın Rusya Ue dünya meselelerini müzakere etmeğe ha’iir olduğunu izah eden Rusk, bir çok defalar tekrar edildiği gibi biz, büyük devletlerle birlikte bir köşeye çekilip diğer hükümet veya milletlerden habersiz onların menfaatleri ile oynamak niyetinde değiliz, diyerek sözlerine şöyle devam etmiştir.
•Geçen sekiz yıl hatırlanacak olursa. Amerikanın ve Bati dünyasının Sovyetler BtrHği ile bir anlaşma zemini bulmak için sarf ettikleri gayretler görülür. Batının teşebbüsü devamlı ve İsrarlı olmuştur. Sovyetler Birliğinin diğer devletlerle birlikte çalışmak İçin yaptığı teşebbüsler İse ancak bir kaç vakaya inhisar eder.
Bizim tarafımızda müzakere yolu daima açıktır. Birleşmiş olaraJl Milletlerin bin kapılı bir ev ol-duğu da söylenmişti. Bunlardan başka normal diplomatik kanallar da vardır.»
Bir Amerikan ayanının demeci
Annapotls fMaryland) 16 —
transfer ta-
Transfer edilen oyuncuya, transfer parasından daha büyük bir hisse verilmesi halinde, kulüpler İçin sakınılması gerekli bir tehlike belirebilir. O da bir oyuncunun kasdi formuna bozmak suretiyle transferini temin edebilmesidir. Zengin bir kulübün fakir bir kulübe ödediği yiildü bir transfer para.su fakir kulüp için avantajlıdır. Zira bu kulüp elde ettiği para Ue daha ucuz
(re euıgı para u e uana ucuz (AA) _ Burada yQpılan bSr oyuncular alabileceği gibi kny-,topLnatıda söz alan Ayan mec-naklarını da geliştirebilir.^55] sjiAhlı kuvvetler komisyonu
mayan bir meşgaleden başka iş bulmak ümidi de yok Bu d urum karşısına» kazandıkları paranın bir kısmın: tasarruf etmemiş veya kârlı bir sşe yatırmamış olan futbolcular İçin yaşıyabîhnek çok müşkül bir mücadele idi. , ,
Şimdi bu şartlar düzelmiştir. Profesyonel oyunculara gelince (manda İmal edebileceğini san-Oy uncular, futbolun ul *- •—«««vı» im.raaı. »nr ıoH.r
büyük refahı paylaşmışlardır Arsenal gibi kulüpler, oyuncularının men (antları yle ilgilenmekle bir çığır açmışlardır. Şimdi, daha işbirlikçi, yardımcı ve müdrik bir zihniyet mevcuttur. denilebilir. İngiliz futbol liginin geçenlerde yaptığı yd-profesyonel
Böylece birkaç oyuncunun şöh- başkanı âyandan Tydings, ret ve muvaffakiyetinden ha-[1941 de Na2i ordularmm. Ktnl-sıl olan kâr diğer birçok pro-, orduyu 6 haftada mağlup ede-fesyanelin menfaatini de ge- ---------- -------- -------------
' Dişletmekte ve esasen transfer-' terden hasıl olan para yine
I futbol çevresinde kalmaktadır.
I- -
çeklerini sanmakla Batılılann, bundan sonra da Rus yanın imâl etmiş bulunduğu atom bombasını çok daha uzun za-
müsteşar olmuş, Berlin He Batı Almanya Jarasında tren ulaştırması kesintisiz ve müdahalesiz devam i etmiştir.
Sabahın erken saatlerinde
■ Helmstedfte 60 kadar kamyon
■ Derlini terketmek İçin bekli-, yordu. Batıdan gelen 20 kadar . taşıt ta kuyruk yapmışlardı. ■' Amerikan askeri katileri bu ı sabah hudut karakolundan
müdahale olmaksızın rahatça . geçmiştir
Sovyet - Çin [ anlaşmak]
Nevyork 16 (AA) — New -. York Times gazetesi, bu sabah . birinci sahnesinde dört sütun , üzerine ve «Sarih haberlere göre» dîye başlıyan makalesinde . komünist Çin hareketi temsil-cilerlle Sovyet hükümeti ara-. anda gizli ilâve anlaşmalar [ imzalandığını bildirmektedir. , Bu gizil anlaşmalar, mühim [ sayıda Çin İşçilerinin Sovyet Rusyâya ve Rusyadan da Çine [ Sovyet «müşavirlern gitmesi ’ şartlarinı ihtiva etmektedir.
Çin Hindiktanuıda
Saygon 16 fAJL.) — Askeri ı katarlara yapılan taarruzlar hakkında yabancı ve mahalli : basında çıkan birbirini tutma-j yan haberler üzerine Fransız
• askeri makamları bugün resmi
• bir açıklama yayınlamışlardır. : 13 Eylülde Saygon - Dalat katarsın ypaılan tecavüze dair
, resmi tebliğ 6 gün yolun her İki istikametinde gidip gelen 236 vasıtadan yalnız 3 ünün
■ ateşe verilip ayrıca 4 tanesinin ' tahrip edildiğini kaydletmekte-
■ dir.
ı Kaybolan 4 a^ker silâhlan He . dönmüşlerdir. Tebliğ dlğvr ta-
• raftan aynı gün Saygon’un 50
■ kilometre kuzey batısındaki . Trang-BangTay’nln yolunda 9 ı kamyonun ateşe verildiği yo-ı 1 undaki haberleri de yalanla-
■ maktadır.

imiştir ujuiilukib seuuuı. (.........
ılaştiği! menfaatleri şimdi gerek kulüp- makla Amerikalıların ne kadar
1. ra 1 a İrinıımı« nlrlııL-lann) hatirlfi-
’ tıp Rusya bütçesinin yüzde 30 unu silahlanmağa hasrederken Birleşik Amerika yüzde 6 sıru hasrediyor, demiş ve sözlerini şöyle bitirmiştir:
«Sahte bir güvenlik hülyası ninnisi İle avunacak yerde Rus-yaya değerinden fazla kıymet vermeğe başlasak daha iyi ederiz.»
Berimdeki küçük abluka
Berlin 16 (A.A.) — Sovyet-
ler ve gerek İngiliz futbol fe- [aldanmış olduklarını
Rııçva hiilrp'tlnin
derasyonu tarafından en esaslı bir şekilde gözetilmektedir.
lık toplantıda, oyuncuların 1 knrşı gösterilen nın pratik bir misali belirmiştir.
Toplan Uda kabul edilen bir emeklilik ve bakın tasansı gereğince. emekliye ayrılan oyuncuya takriben 600 Sterling prim vı rilebüecektir. Bu paTa. maç-, ların hasılatı üzerinden rür yüzdelik almak suretiyle sağla-1 nacakla-. 1846-49 mevsiminde lig maçları 4 milyon Sterlins’ hasılat sağladığına göre, bu gibi mevsimlerde emekli yandığı İçin S5.MI0 Sterlini; temin edilebilecektir. Oyuncular çimdi, ücret, prim, kâra iştirak ve' tekaiidlye şeklinde, kulüplerin yekûn gelirinin takriben ini almaktadırlar.
Hindistan elçiliği
Yeni Delili 16 fA.P.I — Hindistan Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, dün, Hindistnnm Dışişleri
bu müşküllerine [müsteşarı C. S. Jha’yi Ankaraya en yakın alâka- [ maslahatgüzar olarak nisanda göndermek teklifinde bulunduğunu söylemiştir.
Hlndis tanın Ankara Büyük elçiliği geçen yıl Şaman Lalın İtrin küçük ablukayı kakhrdık-dönüşüıulea beri münhal bu- farına dair hiç bir işaret ol-1 tınmaktadır. 1 madığından Hehnstadt hudut
Geçen mevaim lig maçları vasatı olarak 44 ilâ 53.000 ara-' sanda seyirci tojüanuştir. Itig] maçları 41572.424 futbol meraklısı tarafından takip edilmiştir id, bu da 1&47-1!>48 mev-rimıne kıyasen D ir milyonMk bir fazlalıktır. Bu rakkamlnr, I İngiltere ligine dahi] 88 kulübün anavatanda yaptıkları 21 er maça ait olup, kupa maç-1 ları. İskoçyadaki maçlar, tâli ligler ve amatör futbol maçla-' rnıın topladığı seyirci saytal buna dahil değildir.
İngUtcrede profesyonel futbolcular için azami bir ücreti tespit edilmiştir. Bunun başlıca) sebebi İmkân dahilinde eşitliği’ sağalmaktır. Bununla beraber, kulüplerin zenginlik derecesi i çok telıalüf etmektedir.
Prensip itibariyle, her . kulübe. en iyi oyuncularını tutmak bahsinde eşit bir şans verilmesi göz önünde tutulmakta-1 dır. ücretlerin tahdit edilme-! mest halinde en zengin kulüp- ( İtrin bıitün yıiduı oyuncuları.
Avusturya sulhu
Görüşme yeniden geri bırakıldı
Yardım-meşpıl an diaş-sefer de
karan,
Eskl Yugoslav Kıralı Pierru’Ln refikası Paris’te büyük terzilerden birinin koleksiyonunu seyrettikten sonra müesse-seden çıkarken.
Londra 16 (AA.) — Dört büyükler Dışişleri Bakan c ıl arını 1946 dan beri eden Avusturya sulh ması müzakereleri bu 1 Marta bırakılmış tır.
Bu geri bırakılma
Sovyet delegesi Georgi Zaru-bin’in Avus t üryanın kurtuluşundan sonraki borçlan ile ilgili bir maddenin müzakere edilmemesinde İsrar ve üzerinde anlaşmaya varılamayan diğer maddeleri de buna lstinad ettirmesi üzerine verilmiştir.
.24 Ocaktan beri yapılan bu İlk toplantı. Dışişleri Bakan Yardımcılarının 250 nci birleşimleri oimuşfur.
Bayındırlık işlerine girenlerde
aranılacak yeterlik Ankara 16 (Akşam) — Bayındır lık işleri eksiltmelerine girecek olanlarda aranılacak yeterlik hakkında yeni bir kanun tasarısı hazırlanmış ve Meclise gönderilmiştir. Tasan önümüzdeki günlerde müzakere edilecektir.
Eski İzmir hafriyatı
Londra 16 (A.A.) — İngiliz Arkeoloji Enstitüsünün yıllık toplantısında, M. J. K. Broclg bir konferans vererek, geçea sene Ankara üniversitesinin de iştirakiyle eski İzmir şehri civarında yapılan hafriyatı anlatmıştır.
Mr. Brock, önümüzdeki mevsimde, araştırmaların bilhassa 7 nel asırdan evvel Uomer devrinden küçük Asya sahillerinde Yunan muhacirlerinin belirmesine kadar olan zaman zarfında inşa edilmiş, şehirlerin bulunmasına tahsis edileceğini bildirmiştir.
S ahire 8
AKSAM
17 Şubat 1950
“Babam için bir âbide dikilmelidir,,
Emlnonii 3, neit Sulh îîuknk Yargıçlığından: 949/758
Murisleri Hüseyin Hüsnü Karttütepeden Intlkaleu varisleri Doğan. Armağan, Şeklp, Cemil ve Türkân arasında taksimi kabil olmamasından satılarak bedelinin taksimine karar verilen (Eminönü - Meslh-paşa mahallesi Ihllsap ağası
Parîste yapılan bir yazı müsabaka-
sini kazanan bir kız talebe, babası sokağında kâin eski 3, yeni 11
l-rını fliti nHn S lrn.r.t.
T.C.ZiROflT BRNKflSI VADESİZ TASARRUF HESAPLARLA 1950 YILI
A I
İKRAMİYELERİ

■j

için âbide dikilmesini istiyor
Kimisl Na-Şarl manın.
Fariste, liselerin birinde bir öğretmen talebelerine şu tahrir vazifesini vermiş: »Bir âbide dikecek olsaydınız bu âbideyi kimin İçin, nlclh ve nerede yapardınız?»
Bütün talebeler iyi kötü cevaplar vermişler, polyonun. kimisi
kimisi Paslörün. kimisi Curte-nin heykelinin yapılmasını istemiş. Fakat bütün bu enteresan yazılara rağmen Clara Slvek adında bir kız talebe basit ve samimi ifadesiyle tahrirde mektep birine İliğini kaçanmış.
Bir çok Fransız mecmua ve gazetelerinde neşredilen bu tahrir vazifesini biz de aynen tercüme ediyoruz:
•Eğer muayyen bir şahsiyet için bir âbide dikecek olsaydım bunu babam ve babam gibi Ölenler İçin dLkerdim. Onlardan gazetelerde, kitaplarda uzun uzun bahsedilmedi. Buna rağmen bu büyiık insanlar, büyük diye geçinen, fakat hakikatte hiç bir şey feda etmemiş. ve kayda değer hiç bir şey yapmamış oton bir çok insanlardan her halde daha fazla şey yapmışlardı.
Babam, bir çok insanlar gibi hiç tereddtü etmeden. İstikbalde kavuşacağı zevkleri hiç düşünmeden hnyatını verdi Sadece birer zavallı İşçi olan bu İnsanlar daha !yl bir dünya İçin hayatlarını verdiler,
İşte bu sebeble. bütün bu adamlar için, bütün bu kadınlar Icln ve bilhassa babam için bir »bide dikilmesini İsterdim Babam için diyorum, çünkü
kapı, 813 ada, 5 parselde kayıtlı 152 metre kare mesahasında ve bilirkişi raporuna göre; 7 daireden müteşekkil 16 oda, r6 hol, 7 mutbak, 7 hem, 7 banyo ve 8 balkon ve 7 kömürlüğü, elektrik, havagazı ve terkosu mevcut (69.000) altmış dokuz bin lira değerinde kârglr apartmanın tamamı hali hazır durumuna göre îcra İflâs Kanunu hükümleri çaktır.
Birinci 9/Mart/B50 saat 11 deı I edilecek olan bu gayri menkule , verilecek pey tahmin edilen | kıymetin yilzdc 75 ni bulduğu , takdride en çok arttırana, bul -nbide dikilme-, madiği takdirde en çok arttı-*'’■ -*■’ ranuı taahhüdü baki kalmak
şartile müzayede 10 gün dah i uzatılacak ve 20 Mart'950 Pazartesi güuü saat 11 den 12 ye kadar birinci ve ikinci müzayedeleri İst. Defterdarlığı karşısında Sultanahmet 3. ncü ■ Eminönü) sulh hukuk mahkemesi kaleminde icra edilecektir. ikinci müzayedede en çok arttıran üzerine İhale edilecek olan bu gayri menkulün mü-
onu bahsettiğim bütün bu in- ( sanlardan daha İyi tanımıştım.
Bütün bunları düşündüğüm zamanlar ruhumun ve kalbimin derinliklerinde büyük bir istırab hissediyorum.
Ezilmiş olmak, büyük İnsanlar İçin güçtür. Fakat çocukların ezilmeleri çok daha acıdır. Babasız kalmak, bir çocuk için İnsanların en kudretlisi olan babasından mahrum kalmak | kolay bir şey değildir. İşte V( Auschvlz kampındı ve diğer1 kl Alman kamplarında ölen insanlar İçin bLr sini İstememin bir sebebi de bu olsa gerek.
dairesinde satıla-
açık arttırması Perşembe günü 12 ye kadar icra

a
I /■
S 5

I
ı
M
M n
M
İSTANBUL VE ANKARA’DA
8 EV AYRICA '200000 LİRA
EV KAZANAN İSTERSE BEDELİNİ ALABİLİR! .‘.""2 T” BİR HES/P AÇTIRINIZ
HIR 150 LİRA İÇİM art»Bi» KUMA HUNNlaSI VEMlEClKTİft»
' • \ M j ■ 311WIIV-1II

.lHlİJİkİF
E İKRAMİYEYE GİRİŞ ŞARTLARINI BANKALARIMIZDAN ÖĞRENİNİZ
10 MART, 15 MAYIS ÇEKİLİŞLERİNDE YALNIZ PARA İKRAMİYELERİ, 30 HAZİRAN, 31 TEM-MVZ.29 AĞUSTOS, 30 EYLOL, ’« EKİM, 30 ARALIK ÇEKİLİŞLERİNDE İSE BAZILARINDA İKİŞER “ EV OLMAK ÜZERE HEM EV, HEM PARA İKRAMİYELERİ VARDIR.
Bu belki pek neşeli bir şey olmıypcaktır, mazur görün. Fakat bLr âbide yapmak İmkânına!—. — c-.,....................—-
malik olsaydım her halde bun- zny edesine iştirak edecek tallp-dan daha iyisini yapamazdım.1 lerin yilzde 7fi teminat akçesi-Muhakkak ki bu zavallı İnsan- nl yatırmaları veya milli bir lar kendilerine bir âbide ya-, bankanın teminat mektubunu pümasını hakettller. Ve hattâ getirmeleri lâzımdır onların yaptıklarının ve ver- | İpotek sahibi alacaklılarla diklerinin yanında bu âbide irtifak hakkı sahiplerinin bu çok sönük kalacaktır. Fakat gayrimenkul üzerindeki hakla-buna rağmen bu İnsanlar çok nnı ve hususlle faiz ve masrafa erken unutuldular. ( dair olan İddialarını işbu ilân
Zira bu İnsanlar kendilerin- tarihinden İtibaren 15 gün den sonra gelen nesillere her-'içinde satış memurluğuna bll-' " ■ '. ” ‘ ’s hakları
ve. tapu sicUİle sabit olmadıkça -' ' bedelinin paylaştırılmışından hariç tutulacaklardır Gayri menkulün müterakim vergileri ve kanuni harçları hissedarlara, İhale damga pulu, * dellâllye, 20 senelik tavlı- bede- 4330 Hradır. İlle tapu harçları alıcıya aittir.! 4 — Uln pazarlığı 24/2/960 cuma günü saat 10 da Vakıf-
FazLa İzahat İsteyenler hergün lar Genel müdürlüğü inşaat müdürlüğünde Komisyon lara-saat 9 dan 12 ye kadar 940-753 fından yapılacaktır.
5 — İsteklilerin belli günde sözü geçen komisyona müracaatları Uân olunur. (2Q66>
ucıı autıru gcıcn nesillere m1*'( ’ ■>*. ııw>w
kesin müsavi olacağı bir diin-, dlrmelerl. askl halde ya. İnsanların hür. mesut * ............
sulh içinde yaşayacakları toprak bırakmak imanı İle mü »ferdi.»
I L
bir öl-
i------- 1 • *- -------i
Hemşire okulu mezunlarına
S Henüz davetiyelerini almamış arkadaşların 21 Şubat 1950 B I Salı günü Okulumuzun 25 inci yıldönümü rnünmsebetUe O- I | kulda terttb edlirn mezunlar çayını teşrifleri rica olunur. | Okul Direktörlüğü ■■■
ve
Lokanta ve her fedakârlığı 1 erimiz rekabet numuzda arzu
Açılmıştır.
MÜJDE
MARMARA PALAS
LOKANTASI
Otelimiz müşterilerini memnun etmek İçin ele almıştır. Temiz servis ve nells yemefc-lıabul etmiyecek derecede ucuzdur. Salo-ûzerine alafranga servis de yapılır.
Bey azı d Marmara Sinemae, yanında MARMARA PALAS ve LOKANTASI
Vakıflar Genel müdürlüğünden
1 — 40 ton külçe kurşun alınacaktır.
2 — Şartnamesi Ankarada Vakıflar Genel Müdürlüğü İnşaat şubesinden aknacaklır.
ı 3 — Tahmin «dilim bedeli 58400 liradır. Geçici teminatı
Ankara Belediye Başkanlığından:
1 — Temüülk İşleri için alınacak üç adet şasi kamyon 15 güt süre vc kapalı zarf usulü Ue eksiltmeye konulmuştur.
2 — Muhammen bedel! (27750) liradır,
3 — Teminatı (2081ı Ura (251 kuruştur.
4 — Teminat Belediye veznesine yatırılacaktır.
5 — şartnamesi her gün belediye Tutamır Müdürlüğü kaleminde görülebilir.
0 — İhalesi 27.2.950 pazartesi günü saat 16 da Belediyede toplanacak komisyonda yapılacaktır. İsteklilerin 2490 sayılı kanunun 32 nci maddesi sarahati veçhile h3Ztriıyacaklan «kili mektuplarını belli günde saa». 15 e kadar makbuz karşılığında komisyon başkanlığına vermeleri ve İhalede hazır bulunmaları lâzımdır. l«7?

Mahdut Sorumlu İstanbul Yazmacılık ve Boyacılık Küçük Sanat Kooperatif Ortaklığından
dosya No. sile başkâtipliğe müracaatları ilân olunur.
(83141
Türkiye Sigorta Prodiiktör'eri Cemiyetinden
22 .2 950 çaışamba günü saat 14 te Ticaret Odası toplantı salonunda yapılacak olan kongremizin gündemi aşağıda yazılıdır:
1 — Kongrenin açılması.
2 — Kongre reisi İle iki kâtibin seçilmesi.
3 — İdare Heyeti yardım sandığı raporla-iyle bllânço ve denetçiler raporunun okunması ve İdare heyetinin ibrası.
4 Alda'.uı arttırılması, yeni bütçe tasarısının kabulü.
5 — Cemiyet başkanı, İdare Heyeti, denetçiler ve haysiyet divanı üyelerinin seçilmesi.
0 — Dilekler ve mesleki görüşmeler.
NOT: Nizamnamemizin 18 İnci maddesi gereğince üyelerimizin umumi heyete iştirak edebilmesi için aidat borcunu ta-momlyle ödemiş bulunması şarttır.
Zayi — Orhangazi nüfus memurluğundan aldığım ve İçinde askerlik muamelelerim yazılı kimlik cüzdanımı kaybettim. Yenisini aiacağımdın eskisinin hükmü yoktur.
1341 doğumlu
Şerif oğlu Ahmed El taş
[tSTANBUL BELEDİYESİ 1LÂNLAR1|
Muhtelif haütalı çelik mubayaa edilecektir Eticank İstanbul Şubesinden:
Bu husustaki şartname 23 2.950 tarihine zudar her gün satmalına servisinden alınabilir.
İstanbul 3 neü icra Memur- cektlr. lüğündün: 950/557
Mahcuz ve paraya çevrilmesine karar verilen bir tane çalışır halde çift silindirli 1,5 beygir motorlu hava kompresörü Sirkeci Demir kapı 27 No, İstikamet garajında 25/2'&50| tarihine tesadüf eden Cumar-, tesl günü saat 11 den 12 ye kadar birinci açık arttırma suıe-J tlle satılacaktır. O gün takdir olunan kıymetin % 75 şlnl bul-' madiği takdirde 1/3/B50 tarihi-, ne tesadüf eden Çarşamba günü aynı yer ve aynı saatte ikinci açık arttırması yapılarak en çok arttırana İbate edilecektir. isteklilerin belli gün ve saatte mahallinde bulunacak memura müracaatları İlân olıı-
(8309)
İstanbul oclcdiye hudutları dahilindeki fakir ve muhtaç halka tevzi edilmek Üzere lüzumu olan 105 ton mangal kömürü gartname hükümleri dahilinde pazarlıkla satın alınacaktır.
Tahmin oedell 18.000 lira ve ilk teminatı 1417.50 liradır.
Şartnamesi İstanbul Dlvanyolunda belediye merkez binasındaki zabıt ve muamelât müdürlüğünden alınacak veya görül e-
İhale 20. Şubat. 050 pazartesi günü saat 14.30 da İstanbul Belediyesi merkez binasında müteşekkil daimi komisyonda yapılacaktır.
İsteklilerin İlk teminat makbuz veya mektubu. 950 yılı ticaret odası vesikası İle birlikte ihale günü saat 14.30 a kadar daimi komisyonda bulunmaları lâzımdır. 1963
noKTtıK
FETHIEROEN
LABORATUVAiII
ıBıiKterıyuiujHL Biyolojik ve kimyevi tahliller yapılu Beyoğlu TukBtme giderken Meseli sokağı Ferah Aport im anı Tel 4O5S4
Göz Mütehassısı
□r.Cemil Görür
Cağaioğlu Nuruosmaniyc caddesi Atay A par tuna m Pazardan başka her gün saat 14 ten 1? ye kadar Telefon-. 70058
OSMANLI BANKASI
Tlirk Anonim Şirketi, Tesis tarihi: 1863
Sermayesi:
16.0O0.OO0 (ngitit liran
Kooperatifimizin 949 senesi iş yılına alt senelik âdi genel kurul toplantısı 11 Mart 950 cumartesi günü saat 10 da Kooperatif merkezi olan Fincancılarda Yusuf yan Hanında 53 No, da yapılacoz tır. Alâkadar ortakların teşrifleri rica olunur. GÜNDEM:
1 _ 949 ydı yönetim kurulu raporunun okunması ve tasdiki.
2 — 949 iş yılı denetçiler kurulu raporunun okunması ve tasdiki.
3 — Yönetim ve denetçiler kurullarının İbrası,
4 — 949 senesi bilançosunun onaylanması.
5 — 950 İş yılı çalışma programı ile Bütçe ve kadrolarının kabulü ve tasdiki,
6 — Görevleri biten asil ve ve yedek yönetim ve denetçi kurulları üyelerinin yenilenmesi.
Beyoğlu As. Şubesi Başkanlığından:
Şubemizde kayıtlı malûl Sb. Er ve Şehit yetimlerinin 949 senesi tütün İkramiyeleri 20 şubat I9âo tarihinden İtibaren, aşağıda gösterilen günlerde şubemizde dağıtılacağından ilgili olanların nüfus cüzdanları, tütün İkramiye cüzdanları. 4 adet fotoğrafları ile müracaat etmeleri Hân olunur. (2Û18> Pazartesi günleri öğleye kadar: Şehit yetimlerine. Çarşamba günleri öğleye kadar: Malûl Subaylara. Cuma günleri öğleye kadar: Malûl Erlere.
Kadıköy Askerlik Şubesi Başkanlığından:
Abone bedeli
k ü Sre» nIa ri
AUro M bam ıcln eUl Kuruglu» pul cAnaertlmcIldır Alını takdir-■I» adru deftıgtırilmen
Merkezi İdaresi: İstanbul — Galata Istan bulda: Yenlcaml. Beyoğlu, Kadıköy ve Şişlide ve Türklyenln başlıca şehirlerde...
Paris Marsilya, Londra Mançester Mısır. Kıbrıs, ırak. Filistin ve Maverayı Ürdiinde.
şubeleri:
Suriye ve Lübnan da FUyallerl vardır.
Her türlü banka muameleleri yapar
İş bulmak isteyenler; işçi arayanlar; emlâk, araa, eşya alıp satmak arzusunda olanlar için
Eifû v@ırDmDö ve yeyı vasntacflııır
Doğrudan dorğuya "AKŞAM,, ilân servisine müracaat.
Telefon: 20681
Cemaı ««atı «oaafı No U
çok müsait faiz şartlarile tazarru! ve mevduat hesaplan açılır.
Tasar ruf hesaplan için üç ayda bh ikramiye keşideleri yapılır.
Daha (azla malumat almak İçin Osmanlı Han kail Gişelerine müracaat edilmelidir
949 yılına alt tütün ikramiyesi tevziine tevzi cüzdanındaki numaralara göre 17 Şubat 950 Cuma günü saat 14 dön itibaren Kadıköy Kaymakamlığındaki tevzi komisyonunda başlanacaktır. Tevzi günleri aşağıya çıkarılmıştır. Gününde gelmiycnterln parası tevziin sonunda ödenecektir,
17.Şubat 1950 Cuma Malûl Subaylar .2.65. Dahil No.ya kadar 21.Şubat.950 Salı Malûl Subaylar «69:109» Dahil No.ya kadar Malûl Erler Hepsi
24.Şubat.950 Cuma şehit yetimleri «1:49» Dahil No.ya kadar 3.Mart.95û Cuma şehit yetimleri «50:135* Dahil No.ya kadar 7Mart.950 Salı şehit yetimleri «136:161» Dahil No.ya kadar
Tevzi cüzdaniariyle birlikte 4 adet fotoğrafın getirilmesi.
İLAN
Eminönü As. Şubesinden:
Şubemizde kayıtlı harp malûlü Sb. Er ve şehit yetlmlerlue 949 yılı tütün ikramiyesi aşağıda yazılı günlerde Veznecilerdeki Eminönü As. şubesi binasında komisyon muvacehesinde verilecektir.
A — Malûl subay ve erler: Resmî senet, muayene raporu, ikramiye cüzdanı, 2 adet fotoğraf ve pul.
B — Şehit yetimleri: İkramiye ve nüfus cüzdanlariyle ikişer fotoğraf. 25 kuruşluk damga pulu.
C __ Belirli güulerde gelmlyenlcr tevziat sonuna kalır.
Malûl Subaylar 20/Şubat/95Û Pazartesi 21 » > Salı
23 » » Perşembe
Malûl Erler.
27/Şubat/05O Pazertesi
28 » » Salı
2/Mart/950 Perşembe
Şehit Yetimleri
6/Marl/950 Pazartesi
7 > »Salı
9 * > Perşembe
732 - 2043

Comments (0)