r
r
EV-KADIN-MODA i
Sahile 6 da
AKŞAM [Küçük ilânlar
Sene 31 — No. 11048 — Flatl: her yerde 10 kuruştur. PERŞEMBE 14 Temmua 1949
—*■ ■ ~~ -- - ■ ■ =- . - ı . -.— —a
Sahibi: Necmeddln Sadak •— Yazı İşlerini fiilen idare eden: C. Bildik — Akşam Matbaası
Vapurdaki yangının sebebi anlaşıldı mı?
Hırdavat diye vapura yüklenen eşya arasında mantar tabancaları, maytaplar bulunduğu söyleniyor
Ankara 13 — Gelen haberlere göre Çorum vapurunda yangının çıktığı yerde bir kısım sandıklar İçinde hırdavat eşyası İla karışık bir halde tenvirat fişekler, maytaplar, mantar tabancası bulunmuştur. Bu sandıkların bir kısmının üzerinde firmalara alt markaların harfleri okunaklı bir şekilde tesblt edilmiştir. Ehli vukuf bu nokta üzerinde hassasiyetle durmaktadır. Hırdavat eşyası namiyle gemiye sokulan bu malların kimlere att olduğu savcılık tarafından ayrıca tahkik edilmektedir. Neticenin birkaç gün İçinde elde edileceğine muhakkak nazariyle bakılmaktadır.
Ehlivukuf tetkiklerine devam ediyor Altmış vatandaşın Ölümüne, yirmisinin de yaralanmasına sebep olan «Çorum» vapuru yangını hak kındaki tahkikata devanı olunmakta ve savoılık tarafından evvelki gün teşkil edilmiş olan ilmi heyet, dün de öğleden evvel ve öğleden sonra olmak üzere facianın vukua geldiği ambardaki vaziyet üzerinde İncelemelerine devam etmiştir.
Kimya, fizik ve gemiollik mütehassıslarından mürekkep olan bu heyet enkaz arısından lüzum gördükleri maddeleri bere-
yi tetkik muhafaza altını almış bulunmaktadırlar.
Ambardaki lıwe*emeler bittikten sonra, ehlivukuf, bu husustaki hazırlık tahkikatı dosyası üzerinde de meşgul olacak ve bunu takiben yangının ne suratla ve hangi «alk altında çıktığım gösterecek olan raporu tanzim edip savcılığa verecektir.
Ambardaki mallar sahiplerine iade ediliyor
Devlet Denizyollarında kurulan bir heyet, bugünden itibaren yangının çıktığı ambardaki (Arkası sahlfe t; aütua S te)
Makarna için un
Ekmek unundan düşük randımanı olacak
Ankara 14 (Akşam) — Toprak Ofisi, yeni ekmek tipleri üzerindeki çalışmalarını bitirmiş, Ticaret ve Ekonomi Bakanlığının tasvibine sunmuştur. Hazırlanan şekle göre ekmek de dahil olduğu halde un ve undan mamul bütün maddeler, 89. 91 randımanlı undan yapılacaktır. Muhtemelen, yalnız makarna için daha düşük randımanlı un verilebilecek, fakat bu unların başka şeylerde kullanılmamasını temin edecek tedbirler alınacaktır.
Ekmekler, bugünkünden biraz daha esmer çıkacak ve flatlerde her hangi bir değişiktik olmı-yacaktır. Ekmek miktarı An-k arada 450 ve 300 gram olarak kararlaşmış tır. Bu hale göre 450 gram ve içinde en çok yüzde 10 çavdar bulunacak olan ekmek 35. 300 gramlığı da 20 kuruştan satılacaktır.
İnönü'nün yurt gezisi intibaları
Seyahatten memnun olarak döndüğümü söyleyebilirim
Dışarıda ve içeride millî muvaffakiyetlerin temel unsuru vatanda huzur, vatandaşlar arasında itimad ve dostluktur
Tekelioğlu ne diyor?
Seyhan Milletvekili Ceyhanda bir konuşma yaptı
Ceyhan 13 — Seyhan Milletvekillerinden Sinan Tekelioğlu, burada tertlb edilen bir toplantıda halkın dileklerini dinlemiştir. Bir vatandaş. 15 bin nüfusun hâlâ nehir suyu içtiğini, yapılan valilere rağmen İçine suyunun hâlâ getirilmediğini söylemiş ve: «1950 seçimlerine kadar su getirilmezse Halk Partisi bizden bir tek rey alamaz» demiştir. Sinan Tekelioğlu: «Ben bunu yaptıracağım» cevabında bulunmuştur.
Bundan sonra seçim mevzuuna geçilmiş, toplantıda hazır bulunanlar adlî murakabe İstediklerini söylemişlerdir. Bunun üzerine Sinan Tekelioğlu şu cevabı vermiştir:
(— Valiler, tçlşlerl Bakanının emrinde oldukları gibi, hâkimler de Adalet Bakanının emrltı-dedlrler. Anayasanın sekizinci maddesi tatbik edilmedikçe murakabe otamaz. Ben, ad üyemizin istiklâle kavuşması için Adalet Bakanlığının kaldırılması fikrindeyim. Bu İş İçin de uğraşacağım. Seçim Kanununu, kendi bünyemize uydurmalıyız.»
Atıf İnan ve şükrü Koçak meseleleri bahis mevzuu edilince, Sinan Tekelioğlu demiştir kİ:
e— İnan meselesini 1950 de tekrar ele alacağım. Koçak İşine dair de evrak mahzenlerinden neler neler çıkardım. Meclisin kış devresinde bu meselenin nelere varacağını göreceksiniz.»
Amerikanın Sofya sefiri
Amerikanın Sofya elçisi ve İki Kümen kuryesi bu sabahki ekspresle şehrimize gelmişlerdir
Nihad Erim'in Aydın'daki nutku 12 Temmuz beyannamesi memleketin siyasi tarihinde daima dönüm noktası teşkil etmiş oian bir âbide değerini muhafaza edecek
Hükümet, büyük demokrasimizin, hedefini şaşırmış politikacılar elinde iflâsa düşürülmesine asla müsamaha etmiyecektir. Demokrasi dâvasını behemehal muvaffakiyete götürmek azmindeyiz.
İzmir 13 — Devlet Bakam Başbakan yardımcısı Nihat Erim, ve Milli Eğitim Bakanı Tahsin Banguoğlu bu akşam saat 21 de İzmir’e gelmişlerdir.
Aydın 13 (A.A.) — Devlet Bakanı Başbakan yardımcısı Nihat Erim dün akşam Aydtn Halkevlnde Aydınlılarla şu konuşmayı yapmıştır:
«Aziz Aydınlı vatandaşlarım.
MIH! Eğitim Bakanı arkadaşım Tahsin Banguoğlu ile birlikte geniş bir yurt gezisine çık mış bulunuyoruz. Programımızda güzel Aydına uğramak da vardı. Aydını gördükten sonra şehrlnlzLn anlatıldığından çok daha güzel olduğunu anladım. Tabi! güzelliklerle zenginlikler bir araya gelmiş. Aranızda bulunmaktan istifade ederek biri
müddettenberi bazı vatandaş- bir takım suallere cevap vere-ların zihninde uyanmış bulunan* (Arkası dördüncü sablfede)
Başbakan yardımcısı Nihat Erim
Arazi ihtilâfı yüzünden Eynpte bir cinayet oldu
Harbiyede sırnaşık bir âşık da kendisine yüz vermeyen bir kızı 20 yerinden yaraladı
Nikaragoadakı müessif hâdiseden dolayı alınacak tazminat
Ankara 14 (Akşam) — Aldığımız malûmata göre Nlksra-goa hükümeti Kastamonu şilebimizin limanda bulunduğu sırada mürettebatından bazılarının maruz kaldıkları müessif hâdise üzerinde ehemmiyetle durulmaktadır. İşin adlıyrye intikal ettiğini bildiren Nlkara-goa hükümeti, tahminen 20 bin dolar tazminat vermeği kabul etmiştir. |
Dün akşam, Eyüba bağlı Ar-navutköyündc, arazi ihtilâfı yüzünden İlet çlfçi arasında kavga çıkmış ve Yusuf adındaki çlfçi, Ahmedl bıçakhyarak öldürmüştür.
öğrendiğimize göre, dün akşam Yusufla kavgaya tutuşun Ahmet, Arnavutköyünde Haraççı mevki İnde kİ sahipsiz araziyi eskiden beri İşletmekte olduğunu soyilyerek, Yusufa:
( — Kanımı döker, gene burayı sana vermem. Çünkü ben senden evvel buraya el koydum» demiştir.
Buna hiddetlenerek kendini kaybeden Yusuf bıçağını çekiniş ve Ahmedl. ikisi sol böğründen
olmak üzere, dört yerinden ağır surette yarlamıştır. Kanlar I-çinde yere yuvarlanan Ahmet, derhal ölmüştür. Kaatll Yusuf, vakadan az sonra zabıta tarafından yakalanarak Ad lly ey a teslim edilmiştir. Cesedi mua-yena eden adalet doktoru Kâmil Ünsalan defnine ruhsat vermiş, hâdisenin tahkikatına nöbetçi savcı Selman el koymuştur.
Bir kız 20 yerinden ustura ile yaralandı Dün Harbiyede da bir ağır yarlama hâdisesi olmuş ve bir genç kız, yüzünün, kollarının (Arkası sabite 2| sütun 7 de)
Amerikan filosu
27 temmuzda İstanbul’a geliyor
2 kriiva.z5r.blr uçak gemisi ve üç muhripten müteşekkil bir Amerikan filosu temmuzun 23 omda Umanımızı ziyaret edecektir.
Filo limanımızda üç gün kalacak ve bir ağustosta Cenup Umanlarına gitmek üzere seyahatine devam edecektir.
Filoyu karşılamak için gereken program Vilâyet ve Deniz komutanlığınca tesblt olunmaktadır.
Papanın aforozu
Papa komünist olan ve komünizme yardım eden katolikleri aforoz etti
Papa 12 Fi
Kabinede buhran yok
Salâhıyettar makam
Cumbutbaşkanı. yurt gezisinde
Ankara 13 — Cumhurbaşkanı İsmet İnönü yurt gezisinden bugün Ankara?» dönmüş, istasyonda başbakan, bakanlar, Ankarada bulunan milletvekilleri, generaller, hükümet erkânı ve kalabalık bir halk kütlesi
tarafından karşılanmıştır.
Cumhurbaşkanı tetkiklerinden edindiği İntibalar hakkında Anadolu Ajansına şu beyanatta bulunmuştur:
«Oeçen yıl ve bu yıl sel âfeti (Arkan sabite 2; sütun 1 de)
Truıran, hür nıilletlere yardımın devan ı lehinde
Yeni bir harbin sonsuz masraf ve felâketlerine karşı en iyi sigorta bu yardımdır diyor
Londra 14 (Radyo) — Birleşik Amerika Başkanı Truman yaptığı beyanatta Amerikanın milletlerarası yardım progra-mtyle Batı Avrupayı komünistlerin elinden kurtarmış ve hür milletlerin kuvvetlenmelerine yardım etmiş olduğunu söylemiş ve demiştir kl:
— Bu yardım takriben bize 7 milyar dolara mal olacaktır. Bu işte harcanan para, yerine 3arfedllmlştlr. Yardımı kesersek, barış İçin sarfetmlş olduğumuz boşa gider. Benim kanaatimce,
D İ K K AT 1_ET R
«Beyrut garajı»
Londra 14 (Radyo) — Papalık makamından resmen tebliğ edildiğine göre Papa, komünist partisine giren veya komünizmi de.ıtekllyen bütün katolikleri aforoz etmiştir.
Buna göre aforoza uğrayan bir şahıs, dini merasime İştirak ettiritmedlğl gibi öldüğü zaman oenazosl dini merasimle kaldırılmaz, ovlenbıoe de nikâhını p apaşlar kıymaz.
bu husustaki neşriyatı yalanlıyor
Ankara 13 (AA.) — Ankarada çıkan bir gazetede kabine İçinde buhran olduğu yolunda davam eden neşriyat üzerine sa-lâhlyettar bir makamdan şu malûmat verilmiştir:
1 — Kurulduğu günden bert kabine içinde bir buhran olduğu iddiası asıl ve esastan ârl bir hayaldir.
2 - Nihat Erim'in Başbakan Yardımcılığına, Devlet Baştanının telkini ile alındığı İddian da tamamiyle uydurmadır.
3 — Demokratik her memlekette olduğu gibi, arkadaşlarını ve onlara verilecek görevleri, her biriyle görüştükten sonra, münhasıran Başbakan tesblt etmiştir,
Ingiliz harb filosu
Faal kadroda bulunan zırhlılar ikiye indiriliyor
Londra 14 (Radyo) — Ingiltere faal kadroda tuttuğu zırhlı adedini azaltmağa îcarar vermiştir. Buna mukabil harbe hazır bir vaziyette bulundurulan muhrip, firkateyn ve mayın tarama gemilerinin adedi arttırılacaktır 2 zırhlı İle bir uçak gemisi dalma hazır bir vaziyette bulundurulacaktır. Bunlar, İcabında harb donanmasının nüvesini teşkil edeceklerdir.
yeni bir harbin sonsuz masraf ve felâketlerine karşı en lyl ve en emin sigorta bu yardımlardır.
Müteakiben Başkan Truman Amerikanın iktisadi vaziyetine ve IstJhsal&tına temas ederek demiştir kl:
Oeçen sene lşsl^ adedi 2 milyon İken bugün 4 milyona çıkmıştır. Bu sene imalâtımız hafifçe azalmıştır. Bununla beraber Birleşik Amerika fena bir durumda değildir ve fena bir vaziyete düşmesine de hiç bir sebep yoktur.
İhtiyaç görülürse. İhtiyat kadroda tutulan bütün gemiler, derhal faal kadroya alınacaktır.
Hayvan ihracı
Ankara 14 (Akşam) — Evcice tesblt edilen esaslar dairesinde yarından itibaren canlı hayvan ihracına yeniden başlanacaktır. Bu defa 150.000 tıi| koyun. 35,000 baş da sığır v* manda ihraç edilecektir.
Toprak Ofisi genel müdür yardımcısı
Ankara 14 (Akşam) — Toprak mahsulleri Ofisi genel müdür yardımcısı Rahmi ören’ln emekli sandığı İdare meclisi üyeliğine tâyini takarrür etmiştir.
Suriye ve Lübnanı gezen muharrir arkadaşımız anlatıyor:
Moskova Büyük Elçimiz geldi
Beyrut gümrüğü çok ser-bes olduğu için, bu şehre havsalaya sığmaz derecede ıok otomobil girmiştir, öyle İd, Lübnanlılar, kendi başşehirleriyle (Beyrut Garajı) diye alay ediyorlar. İthalât devanı ederse, sokaklar atlı karıncaya dönecektir. Otomobiller hep birlikte yürüyüp hep birlikte durmak zorunda kalacaklardır. Hat böyleyken, klakson çalmak yasağı vardır, ve yasağa katiyetle riayet olunuyor. Başlar dinçtir; uyumak, çalışmak, sersemlemeden yolda yürümek mümkündür. Binaenaleyh, bitlerin İleri sürdüğümüz;
a— Halkımız geridir, otomobillerimiz çoktur, yollarımız dardır!» bahaneleri va-rld olamaz.
Beyrut evsafında bir şehirde muvaffakiyetle tatbik edilen bir usul, İstanbul evsafında bir şehirde haydi haydi tatbik olunur.
Faik Zihni, rahmetli Güzaltanın evrakını, tabancasını, başından çıkarılan kurşuna beraberinde getirdi
Moskova büyük elçimiz Faik Zihni Akdur alleai İle birlikte bu sabah saat 8,50 de Semplon ekspresiyle şehrimize gelmiştir. Büyük elçi sabahleyin İstasyonda kendlslie konuşan bir arkadaşımıza şunları söylemiştir:
«.— Dışişleri Bakanlığı kâtibi umumiliğine tâyin edilmem do-layıslle yurda dönmüş bulunuyorum. Memlekete avdet etmenin verdiği sevinç İçindeyim. Yarın akşamki ekspresle Anka-raya gideceğim
Pazartesi günü Moskovadnn uçakla Sofyaya geldim. Solyo-dakl elçiliğimizde geceyi geçirdikten sonra ekspresle buraya hareket ettim.
Beraberimde merhum kuryemiz Fuat Güzaltana alt bütün evrakı, Sovyet makamları tarafından verilen raporları merhumun tabancasını, kafadan
Dışişleri Bakanlığı umumi kâtipliğine tâyin edilen Faik Zihni Akdur
çıkartılan kurşunu, Güzaltanın bütün eşyalarını ve elbiselerini de gelirmiş bulunuyorum.»
I
Sah i te 2
AKŞAM
14 Temmuz 1949
Günü gününe
Hususî bir toplantıda eski bir devlet adamı şöyle konuşuyordu: — Bütün kabahatimiz her işte görüşlerimizin pek sathi olmasıdır. Günün İhtiyaçlarını. sanki o ihtivaçlar İlk defa olarak bugün kendini göstermiş gibi, karşılamıya çalışıyor; biraz denne gitmiyoruz. Bütün kararlarımız birdenbire harekete gelmenin, ânî heyecanların mahsulüdür. Meselâ bu sene kıtlık var. Hükümette dehşetli bir telâş. Sanki Türkiyede kıtlık, ilk defa vâki olan bir hâdise imiş gibi derhal harekete geçiyor, aklımıza gelen tedbirleri hemen almıya çalışıyoruz. Halbuki Türkiyede kıtlık zaman zaman tekrarlanan bir hâdisedir. Eski kıtlıklarda ne yapılmış? Hangi tedbirler alınmış; bunlar ne dereceye kadar müessir olmuş; kimsenin araştırdığı yok. Hiç bir kararımız esaslı araştırmalara, bir tecrübe terakümüne dayanmıyor. Binle kanunlar bile çabucak, sathî görüşlerin mahsulüdür. .Meselâ geçen ay Meclisten valilerin salâhiyetlerini arttıran bir kanun çıktı. Valilerin salâhiyetini arttırmi-ya neden lüzum görülmüştür? Bu memleket valilerin, bulundukları vilâyetlerde bir padişah salâhiyetiyle hükmettikleri devirler yaşamıştır. O zaman vilayetler daha mı mâmurdu? İnsanlar daha mı mesuttu? Toprak daha mı verimli idi? insanlar daha cok mu çalışıyordu? Asavîs daha mı yerinde «di ki tekrar valilerin salahiyetlerini arttırıyoru®? Biraz derine gitmek, geçmiş yıllardaki tecrübelerden neticeler çıkarmak, onlardan faydalanmak kimsenin aklına gelmiyor Birden bire esen hava hangi istikamete bizi sürüklerse o tarafa kolayca gideriz. Netice?'..
Evet, netice günü gününe politika, yarının ihtiyaçlarım karşıltyamıyacak kanunlar, neticesi bilinmiyen kararlar. Şevket RADO
Nuhun gemisini arayan heyet llnltarada
Heyet, alâkadar Bakanlıklarla temasa girişti, heyet Atası ne diyor?
Pamuk mahsulü
Hububatın azlığına mukabil bu sene bereketli
General Mc. Bride Mersine gitti
Maslak
Maarif
kazası
şûrası
Kİ aranın ölümüne sebebiyet veren Mi-nasın muhakemesi
Geçenlerde Maslak yolunda Klara İsminde 17 yaşında bir Macar kiriyle otomobil gezintisi yaptığı sırada, otomobili bir ağaca çarptırarak Klaranın ölümüne sebeb olan, kendisi de uzun müddet hastanede yattıktan sonra tevkil edilen komisyoncu Mlnas'ın duruşmasına dün Birinci asliye ceza mahkemesinde başlanmıştır.
M in as, sorgusunda otomobilini fazla süratle seyrettirmediğini. direksiyondaki bir ânza yüzünden kazanın vukua geldiğini. Klaranın ölümünde bir sun^u taksiri olmadığını söylemiştir.
Okunan tahkikat evrakında İse, Mlnas’ın sarhoş denecek bir halde araba İdare ettiği, rikzak-lama bir yol taklb ettiği, Klara İle uzun müddettir mûnasebet-tar olup birçok gezmeler yaptığı bildirilmekte İdi.
Mahkeme. Mlnasitı mcvkufl-yetinln devamına ve şahitlerin çağırılmasına karar vererek duruşmayı tâllk etmiştir.
Cemilenin kaatilı müşahede alhna alındı
Dolapderede Cemile İsminde bir günahkâr kadını öldüren Mustafa Çetlnkayanın duruşmasına dûn îklncl ağır ceza mahkemesinde devam edilmesi mukarrerdi. Fakat Muştalanın cezaevinden getirilmediği görüldü ve okunan bir tezkereden, Mustafa Çetlnkayanın adalet doktorunun gösterdiği lüzum (i-zerin'* Tıbbı adli müşahedeha-nari-de hu'tınrnakta olduğu anla-, Mı Bıı vözden duruşma mil-şah-de neticesine kadar tâllk e-dildl.
Şûrada hangi konular görüşülecek
Ankara 13 — önümüzdeki günlerde burada toplanacak Olan Maarif Şûrasında görüşülecek meseleler beş madde üzerinde hazırlanmıştır. Bunlar, ders programlarının tetkiki, İlse ders konularının dört yıl üzerinden tertlb edilmesi, ortaokul ve liselerle öğretmen yetiştiren eğitim enstitüleri ve yüksek öğretmen okulu teşkilatının İhtiyaca göre düzeltilmesi ve Öğretimde dayanılan demokratik esasların gözden geçirilmesi olarak tesblt edilmiştir. Bundan başka, İlse olgunluk imtihanları üzerinde de durulacaktır.
Bu toplantıya İstanbul Üniversitesi. İstanbul Teknik Üniversitesi ve Ankara Üniversiteleri rektörleri de davet edilmişlerdir.
Polis emeklilerine yardım
Polis Emniyet Emeklileri ve Mensupları Sosyal Yardım Der-neğl Başkanlığından: Demeğl-mlze mukayyet üyelerden muhtacı muavenet olanlara erzak tevzi edilmekte olduğundan, alâkadarların demeğe müracaat etmeleri rica olunur.
/minıt 11 (AA > — Bir müddet önse İstanbul* gelerek Ağn dağında Nuh'un gemisi hakkında araştırmalarda bulunmak 1-çln alâkadar Bakanlıklara müracaat eden Dr. Auron K. Smlth. Mr. tValter t Wood, Mr. Wen-del Ogg ve Mr. E. J. Neıvston'-dan müteşekkil Amerikan heyeti bu sabah şehrimize gelmiş ve MJİH Eğitim Bakanlığı Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü ile temasa geçmiştir.
Heyet, öğleden sonra Atatürk ün muvakkat kabrin! ziyaret ederek bir buket koymuş ve aaygı durumunda bulunmuştur.
Heyet âzası ne Heyet âzası ne diyor?
Ankara 13 (AA.) — Ağn dağında Nuh'un gemisini aramak üzere memleketimize gelmiş bulunan Prof Aron Smlth ve arkadaştan bugün kendileriyle görüşen bir muharririmize şu beyanatta bulunmuşlardır:
«— Bildiğiniz gibi memleketinize Ağn dağında Nuh'un gemisini aramak İçin gelmiş bulunuyoruz. İlgili makamlarla temaslar yapmak üzere bugün An karaya geldik, İngiltere ve Holan-dadan bu araştırmalara katl-mak Özere gelmesi beklenen heyetler muhtelif sebeplerle vize alamadıkları İçin bu seyahatten vazgeçmek zorunda kalmışlardır.
Memleketinizde çıkan bazı gazetelerde Nuhun gemisinin Ağn dağında değil de Türklye-nln başka yerlerinde bulunduğuna dair muhtelif gördük. Bu İddialar durarak Ağn dağına
önce mezkûr yerlerde de araştırmalar yapmak istiyoruz. Esasen Ağrıya çıkmak İçin en müsait zaman ağustos ortalarıdır.! Fakat her şeyden önce mevzuu-bahls araştırmalar için hükümetinizden müsaade almamız gerekiyor. Müracaatlarımızın neticesini cumartesi gününden önce almak İstiyoruz. Çünkü eşyalanmızı getiren gemi cumartesi günü Istan bul a varacak ve aynı gün Amerlkaya hareket edecektir. Müspet cevap alamadığımız takdirde, bu gemi İle Amerlkaya dönmek İstiyoruz,
Eşyalarıma arasında dağa çıkmak İçin gtrckll bütün malzeme ile bizi ve eşyalarımızı taşıyacak bir jeep ve römork vardır, İstanbulda kalan fotoğraf operatörümüz E. J. Newston eşyalarımızın gemiden İndirilmesi İşleriyle meşgul olacaktır.»
Mütnakıben Mr. Smlth şunları söylemiştir:
c— Ben şahsan Nuh'un gemisinin Afin dağında bulunduğu kanaatindeyim ve bunun böyle olduğuna dair elimde 7 tane kuvvetli delil de mevcuttur. Eğer gemiyi bulursak bu, dünyanın sekizinci harikası ve Türkiye İçin çok büyük bir hazine olacaktır Her sene dünyanın her tarafından binlerce İnsan, Nuh'un gemisini görmek üzere memleketinizi ziyaret edecektir. Muntazam yollar yapddığı takdirde. Ağn dağı mühim bir turistik merkez olabilir.»
Mr. Smlth ve arkadaşları Türkiye hakkındakl İntihalarım da bildirmişlerdir
Dr. Smlth demiştir kİ:
(— Türkiye, tahayyül ettiğimden çok İleri ve güzel bir memleket: yeni Türk harflerinin kabulünden beri muazzam İşler başarmışsınız. Bu otelin penceresinden görünen şu muntazam cadde, bu modem apartmanlar ve bu güze! ağaçlar bunun parlak bir delilidir. Eski Ankara kalesi memleketinize 0-lan alâkamı bir kat daha art-
tırmıştır. Şunu da İlâve etmek İsterim ki Amerikalılar memleketinizi tanımıyorlar. Türkiye haberler . hakkında bildikleri şeyler hep
üzerinde . eski kitaplara lstinad etmekte-gitmeden dlr. Onlara yeni Türkiyeyl tanıtmalısınız.»
Mr. W. Ogg da şöyle demiş-
Ankara 13 — B uyıl Orta A-sadoluda hububatın az oması-na mukabil pamuk mahsulü memnuniyet vericidir. Alâkalı makamların blldlrdğine göre, bu yıl Çukurova ve Halayda 2,566.028; Eğede 85,647; Diyarbakır. Malatya ve El&zığda 08 bin 260; İğdır. Sakarya ve diğer bölgelerde 57,979 dekar olmak üzere bütün yurtta 3,543.908 dekar pamuk ekilmiştir. Pamuk İstihsalinin yarım milyon balyadan fazla olacağı ve bu yılkl rekoltenin diğer senelerdekllerl çok geride bırakacağı anlaşılmaktadır. Gene alâkalılara göre. bu senekl pamuk mahsulü, Türklyenin yegâne döviz kaynağı olacaktır. Pamuk rekoltesinin bu kadar memnunluk verici olmasının başlıca âmili, Çııkuro-vaya ve diğer Cenup bölgelerine bol yağmur düşmesidir.
Tarım işçileri
Ankara 13 — Çalışma Bakanlığı İş ve İşçi Bulma Kurumu, sanayi İşçilerine İş sağlama yolundaki faallyeltertyle beraber, tarım İşçilerinin durumlarını da, hazırladığı bir plânla ele almıştır. Plânın geniş şekilde uygulanmasına Çukurova pamuk bölgesinde başlanacak ve pamuk çapası, kızak ve batöz İşlerinde çalışan amelenin vaziyetleri ıslah edilecektir. Merkezi Adan ad a olmak üzere 4 ajans ve bunlara bağlı 0 büro kurulacaktır. Bunlar, İşçilerle yapılacak mukavelelerin şartlarını tesblt ve tanzim edecektir.
Program, önümüzdeki yıllarda diğer tarım İşçilerine tatbik e-dilecektlr.
Amerikan generali askerî yarı’ı la ilgili bazı işleri tetkik etti
Mersin 13 (AA.) — Amerikan Yardım heyeti Kara grupu başkanı General Mc Bride He Yarbay Recaf, beraberlerinde Genelkurmay Eğitim başkanı Tüm general Rüştü Erdelhun olduğu halde bu sabah saat 11 de şehrimize gelmişlerdir.
Heyet, şehri gezerek tetkiklerde bulunmuş ve öğle yemeğini vilâyetin davetlisi olarak Şehir Kulübünde yedikten sonra Mersinden ayrılmıştır.
Yemekten evvel gazetecileri kabul eden General Mc Bride
şunları söylemiştir:
(— Mersine, askeri yardımla ilgili bazı işleri tetkik için geldim. Mersini İlk defa görüyorum amma çok az kalabileceğim. Şehriniz güzellik ve zenginlik bakımından da önemli bir merkezdir. Mersin, Tü fidyenin belUbaşlı bir merkezi olabilir. Bilhassa sebze ve meyva (1-zerinde çalıştığı takdirde daha çok İnkişaf edecektir. Bir portakal bahçesini dolaşırken gördüğüm güzellikler bana Kallfor-nlyayı hatırlattı.»
Son yağmurlar
tlr:
«— Ankarayı görünce hayret ettim. Türkiyede bu kadar modern ve güzel bir şehirle karşılanacağımı hlc zannetmiyordum. Memleketinizle iftihar e-deblllrslnlz. Buğun gördüğüm Etnografya müzesi, Türklye-yl ziyaret etmek için başlı başına bir vesile olabilir.»
Mr. Smlth ve arkadaşları yarın İçişleri Bakanlyle görüşecekler ve Ankaranın tarihi e-scrlerlni gezeceklerdir.
Kmı. cinayet mi?
F-vr-yıtta Soğanağa mahallerinde oturan Emine isminde bir kadın, bir hafta evvel evde açık katan havagazı tesisatından çıkan gazla zehirlenerek ölmüştü. Kadının akrabası savcılığa müracaat ederek bu zehirlenmenin kazaen olmadığını, kocası tarafından tertibedllmlş olacağı şeklinde bir İddi* ortaya attıklarından savcılık kadının ce-edinl mezardan çıkartarak morga naklettlrmlştlr.
Diğer taraftan da bu hususta 1.‘ anı gelen soruşturmalar yapılmaktadır Tahkikat ve otopsi ııellc-.-inde hâdisenin cinayet mi, kaza mı olduğu meydana çıkacaktır.
Kamyon kaza m
Şarkı Karaağaç 13 (AA) — Aksehlnkn Şarki Karaağaca giden. Çarkı Karaağaç 10 numaralı kamyon 15 İnci kilometrede Suçalı mevkiinde pa-llnaj yaparak devrilmiştir, 9 yolcudan biri olmuş. 5 1 de yaralanmıştır. Şoför Abdûrrah-man Akçay ve muavini tevkif edilerek adli tahkikat* başlanmıştır.
Emekliye ayrılanîar
İstanbul adilyeslnde 65 yaşım doldurmuş olan üç hâkimle 7 memur yeni emeklilik kanununa göre emekliye ayrılmışlardır.
Emniyet teşkilâtında da otuz sene hizmeti bitirenlerin emekliye ayrılması İş! başlamıştır.
Bundan başka, po'lsllkte 52, komiser muavinliğinde 54, komiserlikte 56, emniyet Amirliğinde 58, emniyet müdürlüğünde 80 yaşını doldurmuş bulunanlar da emekliye ayrılacaklardır.
Üst kattan aşağı düşerek öldü
Büleymanlyede Vefa caddesinde 16 numarada oturan on sekiz yaşında Aliye Doğrul, evin üçüncü kat pencerelerini temizlemekte İken muvazenesini kaybederek bahçeye düşmüş, ağır yaralı bir halde Cerrahpaşa hastanesine kaldırılmış İse de orada ölmüştür. Tahkikata savcılık e! koymuştuc-
Ethem Ruhi Balkan vefat etti
Türk Basın Birliği Derneği başkanlığından:
Türk basınına hizmet ve alâkası elli yıldır devam eden avukat ETHEM RUHÎ BALKAN'ın ölümünü teessürle öğrenmiş bulunuyoruz.
Cenaze töreninin bugün Bariyerde, 6arıyer camiinde yapılacağını ve ikindi namazını mâ-teaklp Banyer mezarlığına defnedileceğini meslekdaşlannııza hatırlatır, kendilerin) fedakâr ruhunun, tarizine çağırın»
Kaçak mücevherat
Filistine kaçılmak istenen mücevher ve paralar müsadere edildi
Mahkemelerin yaz tatili
Tarım Bakanı Bürhaniyede
Burhaniye 13 (AA.) — Tarım Bakanı Cavlt Ora! bugün Al-tınova - Ayvalık - Gömeç'e uğradıktan sonra İlçemize" gelmiştir.
Bakan. Halkevi salonunda yapılan toplantıda İleri sürülen dilekleri dinlemiş ve bilhassa zeytincilik konusu Üzerinde durarak zeytinyağının İhracı meselesiyle de alâkadar olduğunu söylemiş, memleket ekonomisinin yükselmesine her halde hızla çalışıldığını, yakın bir gelecekte memleketimizin, sosyal ekonomi durumunun arzu edilen refaha ulaşacağını İlâve etmiştir.
Bakan, saat 17 de Edremlte hareket etmiştir.
Mezruata, bağ ve bahçelere zarar verdi
İznik 13 (AA.) — Kırk saatten beri yağan yağmurlar yüzünden dağlardan İnen seller İznik'te ve civar köylerde mezruata. bağ ve bahçelere zarar vermrittr.
Yağmurun Karadeniz Ereğli'sinde zararları
Karadeniz Ereğllsi 13 (AA.1 — İki günden beri yağan şiddetli yağmur İlçemizin muhtelif semtlerinde küçük tahribat yapmıştır.
Mal ve İnsan kaybı olmamakla beraber mahsulün kısmen zarar göreceği söylenmektedir.
Karasu 13 (AA.) — İki gündür sağanak halinde yağan yağmurlar ilçemizin Kar ad en 1-ze doğru olan Kuzey ovasını sular altında bırakmıştır.
Fasulye mezruatı önemli hasar görmüş olup Mısır durumu tehlikelidir. Hükümet, tıkanmış mecraları açmak İçin halkı seferber etmiştir. Can ve hayvan zayiatı yoktur.
Dün akşam 180 yolcu İle Fllls-tlne hareket etmekte olan Aktan vapurunda emniyet memurları tarafından yapılan bir aramada mühim bir kaçakçılık vakası meydana çıkarılmıştır.
Gümrük muayenesinden geçtikten ve üzerine muayene pulu dahi yapıştırıldıktan sonra gemi ambanna yerleştirilen. îzak Şebboy ve kansı Sultana Şebboya alt bir bavulda: 3 adet altın şövalye erkek yüzüğü, 2 adet kadın altın yüzüğü, 4 adet altın erkek kol saati, 2 adet altın kadın kol saati. 3 adet altın bilezik, 4 adet altın ve elmaslı küpe, 2 adet altın ve elmaslı İğne. 2 adet beşi olr yerde. 1 adet dikiş makinesiyle 4000 lira kağıt Türk parası bulunmuştur. Mücevherat ve kâğıt paralar hususi şekilde yapılmış bavulda tahtaların İçerisine yerleştirilmiştir.
Ayrıca, Natan Şer ez adlı birine alt bir denkle de 75 bin çift fotin bağı ve 16 kilo merserize iplik bulunmuştur.
Kaçakçılığı yapan tzak, karısı 8ultana ve küçük çocuğu İle Natan Şerez'ln pasaporttan alınarak burada bırakılmış ve nezaret altına alınmışlardır.
Gemi geç vaWt. Haytaya müteveccihen hareket etmiştir.
Emekliye ayrılan generaller
Ankara 14 (Akşam) — Yaş haddi dolayısiJe biri veteriner, biri eczacı, üçü de diğer sınıflara mensup beş general emekliye ayrılmıştır.
Ekonomi ve Ticaret Bakanlığında vazife gören 16 memur da emekliye ayrılmıştır .
Tatil devresinde n^'rstacel dâvalara bakac?k nöbetçi mahkemeler
Temmuzun yirminci gününden eylû>ün beşinci günü akşamına kadar devam edecek olan adliye tatili müddeti İçinde mevkuflu ve müstacel dâvalara bakacak olan nöbetçi mahkemeler şunlardır:
Birinci ağır ceza, asliye 6, 9 ve onuncu cezalar. Sultanahmet yedinci ve İkinci. Beyoğlu birinci ve ikinci. Galata sulh ceza mahkeme’eri, kazalardaki bütün sulh mahkemeleri, asliye üçüncü ve beşinci hukuk mahkemeleri, üçüncü ticaret mahkemesi. ___________
Milletlerarası Kızılhaç Yakın Şark delegasyonu başkanı geldi
Milletlerarası Kızılhaç teşkilâtının Yakın Şark delegasyonu başkanı Jacque de Reynier dûn uçakla Şamdan şehrlmıae gelmiştir. Jacque de Reynier hava meydanında kendisiyle konuşan gazetecilere Filistlnde-kl mülteci İşleri He meşgul olduğunu ve 700,000 Arap mültecinin yerleştirilmesine çalıştığını belirttikten sonra bu akşam saat 17 de uçakla İsvlçre-ye döneceğini söylemiştir.
Ürdün Başbakanı Londraya gitti
Geçen cumartesi gününden beri şehrimizde bulunan Urdun Başbakanı Tevflk Ebülhüda paşa yanında kızı olduğu halde dûn saat 16,30 da kalkan bir Pan Amerikan uçağı İle Londraya haıeket etmiştir.
Vapurdaki yangın
(Baş tarafı 1 lnei sabifede) maUarı sahiplerine tevzle başlamış bulunmaktadır.
Bundan başka kaza kurbanlarının ailelerine yapılacak para yardımı işiyle meşgul olmak üzere de Devlet Denizyolları sağlık müdürünün başkanlığında bir heyet teşekkül etmiş ve çalışmalarına başlamıştır. Yangın kurbanlarından 11 i daha gömüldü
Çorum vapuru yangınında bilenlerden 11 vatandaşın cenazeleri de dün İkindi üzer! kaldırılmış ve Sillvrlkapı mezarlığına defnedllmlştlr.
Can ve mal kayıbı
Çorum vapuru süvarisi Edip Kurtaran, Deniz Ticaret kanunu hükümlerine göre, şehrimiz asliye üçüncü ticaret mahkemesine bir rapor göndererek, kaptanı bulunduğu vapurun uğradığı kazayı bütün teferrua-llyle bildirmiştir. Kaptanın bu raporu üzerine mahkemece bir İlân yayınlanmıştır. Bu İlâna göre, bu yangın neticesinde vuku bulan can ve mal tayibiyle bundan doğan zararlar, bugün saat 14 ten itibaren yegân yegân tesblt olunacaklardır. Can ve mal kayıblyle alâkalı vatandaşlar. bugün asliye 3 üncü ticaret mahkemesine müracaat edeceklerdir.
Yardım işleri
Bileti yanmış olan Çorum vapuru yolcuları «Cumhuriyet» vapuru İle memleketlerine gönderileceklerdir.
Bundan başka, parasız ve yersiz olan yolcular Denlzyolla-n İdaresi tarafındım vapurlarda yatırılmış ve gıdaları temin' olunmuştur.
Dimitrofun kayın biraderi Başbakan oluyor Sofya 13 (AA.) — (United Press* Politbüro. Dlmitrof’un
ölümünden beri boş olan Başbakanlığa Valko Chervenkov'un adaylığının lehinde olduğunu Bulgar komünist partisi merkez komitesine b!lc^lnnlştta•. Dlmtt-
rov'un kayın biraderi Chervenko 49 yaşındadır olan

BORSA
İstanbul Bonentun 1J/V/1M8 Halleri
ç t X L B a
Kapanı»
Londra 1 Bterll» UJS8M
Ney? Tork 100 Dolar 380-
Fana 10# Frensrs F. 102.9U4
Cenevre 100 İsviçre i «727ü
Araestcrdam 100 Florin 105.8468
BrUkM) 1«» Belçika F. 83887
Prap lOOÇekoelovak Er. 6 80
Stokholm 110 l«»ec Kr TJ8M0
Lizbon 100 Eakudaa 1IS4VB
esham vb tkhvHAt
% f FAİ2LZİ TAKVtLLZB
Slvaa • Erıurum l 2020
SU- - Bn urum 3-1 30.40
1941 Demiryolu I S M
1941 Demiryolu t! >0.15
HH1 Demiryolu Ul nzo
MIII1 MOdafu 30.S0
Milli MOdafaa □ ao —
MI1I1 Müdafaa tn
MıU Müdafaa (V ki 40
* • FAİZLİ TAffiEhLUDi
Kalkınme 1 93 -
Ealltınma 11 . »3.20
KaIkınma m 03 23
048 İVtIVaD t l«l«
Ç48 istikran □ ' 6S.U
1941 Demiryolu VI »3.11
% 1 FAİZLİ TAHVİLLEB
1333 Er Kani »-
1838 tkr amire 11 80 15
Mim M(ıa*ta» m 11.—
Demiryolu IV 37.80
Demiryolu V n«
ANADOLU DEMİRYOLU OHUPU
Tahviller 1-3 108.—
Hlrae *en«Uerl “A ao 83 —
MUmessll «enet «7.—
ŞtaKCT rf1SStXEBI
M«rk« B-mkası 132 -
İş Bankası 2450
T Ticaret Bankan 310
Aralan Çimento »7.—
SABRAfLAHDA ALTIM
Saiıılnı
Gulden 3878
Türk lıras 40 70
65 75
K0'T 0 13
IV •• nonu
'Baş tarafı 1 İnci saiıilede) geçirmiş kasabalarımızı ve liralarda yapılan İşleri görmek vesilesiyle yola çıktım ve Çrzu-nıma kadar dolaşarak geldim. Afete uğrıyan yerlerimizin kalkınması İçin vatandaşların memnuniyetle bahsettikleri bir çok işler İle karşılaştım Erain-canda 600 küsûr yeni evin bir mevsimde vatandaş hizmetine konulmaslyle yeni bir ümran hareketi göze çarpıyor.
Mahsul durumu her yerde zihinleri haklı olarak İşgal etmekte. hükümetçe ve halkça bir çok tedbirler düşünülmektedir. Vaziyetin hakiki ölçüsü hasat sonunda meydana çıkacaktır.
Her yerde vatandaşlarımın kendilerine, vatanın haline ve istikbaline itimatlarını aşikâr bir surette farkettim. Bu yapıcı ruh vatandaş hayatına hâkim olmakta ve hiikûmetLn vazifesini basiret ve azimle ifa edebilmesi İçin en büyük yardımı teşkil etmektedir.
Memleketimiz, yıllardan beri tarihimizin bildiği en tehlikeli İhtimaller karsısında bulunuyor. Bazı tahminlere göre 1949 un en buhranlı sene olm-•£» bekleniyordu.
Bundan başka memleket, iç idaresinde en ehemmiyetli ve en zor bir tekâmülü tahakkuk ettirmeğe çalışıyor;
Dışarıda ve İçeride milli muvaffakiyetlerin temel unsura vatanda huzur, vatandaşlar a-rasıncia İtimat ve dostluktur. Herhalde düşmanlık olmanırsı en önde gelen şarttır. Umumi hayatımız, tneVcüt kanunlara riayet hududunda ve vatandaşlar arasında düşmanlığı tasvip etnriyen. bir zihniyetin hâkimiyetinde geçerse salim bir inkişafı temin, edeceğimiz muhakkaktır.
öteden bert vatandaşlarıma her vesile İle söylemeğe çalıştığım bu kanaatlerimin umumi halk efkârında daha ziyade anlaşılmış olduğunu görmekten bahtiyarını.
Seyahatimden memnun olarak döndüğümü söyllyeblllrim »
Arazi ihtilâfı yüzünden cinayet
(Baş tarafı 1 inci sahifedt) muhtelif yerlerinden 20 ye yakın ustura yarası almıştır.
Hâdise şöyle olmuştur: Meşrutiyet mahallesi Kevser sokağında oturan Lûtfl. aynı mahallede oturan Yorgl kızı E-lenlye bir müddetten beri sarkıntılık etmekte ve beraber yaşamaları İçin teklifte bulunmaktadır.
Elenl. dün saat 18 da İstanbul tarafından dolmuşla Harbl-yeye geçmiş te otomobilden İner İnmez Lûtfiyi karşısında bulmuştur. Lûtfl hemen Eteninin koluna girmiş vı beraber yürümeleri teklifinde bulunmuştur.
Eleninln itiraz etmesi üzerine, «Şimdi olmazsa bir randevu ver» diyen Lüt finin bu teklifi de reddedilince. Lûtfl, cebinden çıkardığı usturayı rasgele Elenl-nln yüzüne ve kollarına doğru sallamağa başlamıştır. Henüz orada bulunan dolmuş şoförü Cemi! Totar. araya girip Elenl-yl kurtarmak istemiş, fakat o da muhtelif yerlerinden yaralanmıştır.
Lûtfl kaçmıştır. Elenl Şişli Çocuk hastanesine kaldırırı! mış, şoför Cemilin de aynı hastanede ayak tedavisi yapılmıştır. Lûlrt zabıtaca aranmaktadır.
Created by free version of 2PDF
1 I Temmuz 1949
AKSAM
«Seçmek emniyetin ve daha mühimmi: «Seçilmemek emniyetin
Cambaz babalardan hep birlikte nefret ederiz. Meşrutiyet senelerinden beri, on lar a dair dinlediğimiz hikâyeler, hepimizin tüylerini diken diken kabartır: Sandığın konulduğu odada geceleyin bir gölge belirmiş; a-ğaca çıkıp seyredenler ıslığı basmışlar... İlli... yahut, daha pcrvasızcası: Filânca parti, hükümet ve Belediyeyi e-ünde tutanlarla anlaşarak, yüzde beş iştirak yokken yükıle doksan dokuz iştirak var diye ilân ettirmiş. Hakikatte ise, sandıktan yüzde yiiz yirmi iştirak olduğunu ishat edecek kadar çok kâğıt zuhur etmiş--- yahut, öyle kanun maddeleri ki, dalavereye imkân bırakıyor: Meselâ, niçin puslaları derhal vakmalu da. hüccet diye Haklamama lı?...
Bütün bunların ortadan kalkmasını, gayet net, gayet hakkaniyetli bir usul olmasını. hepimizin emniyetle giderek reylerimizi atmamızı, neticeler ilân edilince de. doğruluğundan gönlümüzde zerre kadar şüphe kalmamasını isteriz.
Alelade dolandırıcılığa uğramak bile feci şevdir. İnsan yalnız on beş kuruşunu kap* tırdığına yanmaz. «Enai yerine konulduğuna» kızar. Tasavvur edilsin; bu topye-kıîneu dünyanın siyaset meselelerinde topyekûn dolan-dtıdınak! Şimdiki devirde siyasî hayat: «Adam sen de! Karışmam vesselâm!» diye oınıız silk emi veceğimiz derecede mühimdir. Çünkü bir derheder serserinin çıkabildiği; fertlerin, ailelerin, milletin ve kâinatın maddî ve manevî bütün varlıklarını heba edebildiği anlaşıldı.
Onun için. Belediyeden yüksek milli siyaset işlerine kadar her seçimde mutlaka ve mutlaka kendi damlamızı rey kabına damlatmak istiyoruz. Şahsan belki taşırıcı damlayı teşkil ederiz. Bu, bir hayat memat meselesidir. Yerden göğe kadar hakkımızdır.
Ve: Kabul...
«— Alamazsınız. Hakkınızı vermeyiz!» demeğe cesaret edecek antidemokratik unsur, orta yerde elini kolunu sallıya sallıya dolaşamıya-caktır.
Devir çok değişmiştir. Bütün haklar, nazari şekilde kabul ediliyor.
Lâkin, havayı yoklayınca ve uzun uzun düşününce anlıyoruz kİ, «Seçmek ve seçilmek emniyeti kadar «Seçilmemek emniyeti» de lüzumlu bir şeydir. Hattâ. İkincisi, öbürlerinden daha lüzumludur. İkincisi olmaksızın birinciler kolay kolay nasıl tahakkuk edecektir?
Uzun zaman iktidar mevkiinde kalan, ihtilâller, inkılâplar vc harbler Ortasında İyi veya kötü faaliyette bulunan bir parti, elbette sayısız siyasî düşmanlar toplar. Bu düşmanlar, muhalif parti kadroları içinde bîr kin havası, bir «Hele biz başa reçelim, o zaman görürsünüz!» tehdidi yaratırlarsa, cambaz babaların iplerine kendi elleriyle yağ sürmüş olurlar.
öyleyse, siyasî emniyetin tahakkuku için her şeyden Önce baştan çekilmesi istenen partiye bir emniyet ve Biikûn telkin etmek icap e-der: «Bir intihap devresi biz başta kalalım. Eğer başaramazsak ve halk sizi isterse büyüğünüzden küçüğünüze kadar Arızasız tekrar gelebilirsiniz, ve bir daha sefere de biz keza gelebiliriz.» —. taraflarda, böyle bir kati kanaat olmalı. Bunu, sözle, hareketle nasıl vermeli, bilmiyorum. Fakat vermeli. Çünkü demokrasi, ancak böyle yerleşebilir.
«Seçilmeyince mevcudiyetinden emiıı olmamak» fikri, «seçmek ve seçilmek em-njyeti»nin elbette en amansız düşmanıdır.
Hollanda heyeti
Dört kişilik ticaret heyeti yarın geliyor
Yarın sabah saat 8 de gelecek olan bir K L. M. uçağı ile şehrimize bir Hollanda ticaret heyeti gelecektir.
Heyet dört kişiliktir ve ticaret bakanlığı uzmanlarından. İnsinger, Weber. Terkulle ve Spanîaard adlı şahıslardan mil teşekklldlr.
Heyet şehrimizde bir kaç gün kaldıktan sonra Ankaraya gidecek ve orada da iki hafta kadar kalarak ticaret bakanlığı İle temas edecektir.
Şehrimizde bulunan al&kalı-lar heyetin bir Türk - Hollanda ticaret anlaşmasının imzalanması İçin zemin hazırlıyacakla-rıni ve iki memleket arasındaki ticari münasebetlerin inkişafı İçin böyle bir anlaşmanın zaruri olduğunu söylemektedirler.
Pendikteki Kızılay kampı
Pendikteki Kızılay Gençlik kampının ikinci devıeai cumartesi günü açılacaktı. An! ve devamlı surette devma eden yağmur dolayıslyle kampın arazisi çanıurlanmış ve bu sebeple öğrenciler İçin İstirahat ve faydanın maksada uygun şoklldo temini güçleşmiş olduğundan; ikinci devre bir hafta tehirle 23 temmuz cumartesi giinll a-çılacaklır.
Tiftik rekoltesi
Bu sene 3500 - 4000 ton olacak
Henüz kati rakamlar mevcut olmamakla beraber bu senekl tiftik rekoltesinin 3500 - 4000 ton arasında olacakı tahmin e-dllmektedlr, Oeçen senekl rekolte 4500 tondu. Bu sene rekoltenin az olmasına sebep, Ana-doluda ve bilhassa tiftik elde edilen Ankara, Yozgat, Karahi-sar, Eskişehir, Kütahya, Kastamonu ve Konya mınt e katarında kışın pek şiddetli geçmesi do layıslle hayvanların telef olmasıdır.
Diğer taraftan bu senekl tiftik piyasası yüksek açılmıştır. Flatler geçen seneye nazaran yiizda oluş nlsbetlnde pahalıdır. Bu durumun bir sebebi bu yıl mahsulün az oluşu, diğer sebebi de en iyi tiftik alıcılarından olan Ingllterenln yanında başka. memleketlerin de tiftiklerimize alaka göstermeleri va yerli fabrikalarımızın da dalma 1b-tihlâk eder duruma girmeleridir.
Bu yıl 1800 - 2000 ton arasın-' da tiftik İhraç edilebileceği tah inin edilmektedir. Geri kalan mal yerli fabrikalar tarafından istihlâk edilecektir.
Çoruh şilebi Bombayda
Piyasanın İhtiyacı olan ka-navlçeler! Hlndlstandan getire-, cek olan «Çoruh» şilebi hâlen | Hhıdlstanın Bonbay limanında bulunmakladır. Gemi buradan Madrasa geçecek, sonra Kalkü-taya‘ gidip kanavlçelerl alacak ve tialyanın Cenova limanına uğrayıp limanımıza gelecektir.
Üniversitelilerin Doğu vilâyetlerindeki tetkik seyahatleri Üniversitenin muhtelif fakültelerindeki öğrenciler Fakülteler asistanlariyle birlikte kafileler halinde Doğu vilâyetlerinde tetkik seyahatine çıkacaklardır. Talebe cemiyetleri, kafilelerin hareket tarihlerini tesblt etmiştir.
Tıp Fakültesinden de muhtelif gruplar teşkil edilmiştir. Bu öğrenciler gittikleri yerlerde kendi mevzularında faydalı olmak üzere hazırlık yapmaktadırlar. Tıp Fakültesi öğrencileri.
dün Sağlık müdürlüğüne ve muhtelit ecza depolarına müracaat ederek İlâç İstemişlerdir Bu lâçlar öğrencilere verilmiştir, öğrencilerin yanlarında götürecekleri ilâçlar asistan doktor-| iar tarafından tesadüf edilen (Vâ-Nû) , hastalara parasız verilecektir. |
Sabah Gazeteleri Ne Diyor?
Oaz.ete)er bir şeyi yazarlar, bir yanlışlığı İşaret ederler, düzeltilmesini İsterlerse ve bu da maazallah derhal yerine getirilirse bu güzel hareketi bir çokları âdeta bir nevi zaıf addediyorlar. Keşke biitijn zailimiz böyîe olsa...
Hele yazılan yazı biraz da şiddetli oldu mu?. Ne kadar makul yol göstermiş olsanız o-lunuz. tavsiyeler he derece yerinde olursa olsun nafiledir. Kuvvetli bir idare asla matbuata mağlup olamaz!!..
tşle, yıllarandan beri: »Ambarlarda seyahat, hayvanlarla, yüklerle yolculuk bir gün pek müthiş bir faciaya sebebiyet verecek., diye maddeler göstererek yapılan İddiaların, uzun uzun neşriyatın son ucu!... San kİ biz bunu keyfimizden, zevk için böyle yazdık!..
»Çorum faciası» gibi bizim yazıp da kimsenin aldırış etmediği böyle daha ne memleket dâvaları, memleket meseleleri
Economist dergisinin hakkımızdaki yazısı Nadir Nadl CUMHVRİYET*-tekl başmakalesinde Economist dergisinde bize ait bir yarı çıktığına ve hu yazıda Türk demokrasisinin doğum sancılan | geçirmekte olduğunun beyan edildiğine temas ederek «doğum sancıları^ tâbiri üzerinde durmakta ve son D. P. kongresi ile hiikûmet beyannamesinin bu tâbirin kullanılmasına sebep olduğunu ileri sürdükten sonra şöyle demektedir:
Yurt içinde kanun hâkimiyetini sağamak ve korumak her iktidarın birinci ve tabii vazifesi olduğuna göre bunu ayrıca vatandaşlara bildirmek belki malûmu İlâm kabilinden bir hareket sayılabilirdi. Fakat Demokrat Parti kongresinden duyulan pek alışmadığımız heyecanlı ve ateşlt sözlerin İktidar vicdanında uyandırabileceği sinirlilik halini göz önüne getirirsek arlık bu kadarını da çok görmeyebiliriz. Nitekim tebliğe cevap olarak sayın Celâl Bay arın verdiği yatıştırıcı demeç beklenen tesiri yaptı ve ortalık derhal eski sükûnetini buldu.
tştç îngiiiz dergisinin doğum sancılarına benzettiği ve arkasından normal bir demokrasi rejimini yurdumuza getirmesini beklediği vaziyet şimdilik budur. Hakkımızdaki iyi temennilerinden ötürii Economist yazarına teşekkür ederken Türk milletinin de en halis niyetlerinin bu olduğunu tekrarlarız.
*
Matbuatın sözünü dinlememek
Hikmet Feridun Es HÜRRİ-lET’tekl fıkrasında, matbuatta yapılan bir yığın tenkitlere kulak asmamanın kötü neticeler verdiğini leri sürerek şöyle diyor:
var....
Temenni edelim kİ bu. matbuat sözü dlnlemiyenlerin kulağına küpe olsun...

Yeni tip ekmekler
89 - 91 randımanlı unlardan yapılacak, be'ediye şimdiden hazırlıklara başîadı
Belediye yeni tip ekmekler 1-çln hazırlıklara başlamıştır. Anka radan Belediyeye yeni ekmeklerin 01 - 89 randımanlı tından yapılacağı bildirilmiştir. Bu malûmat üzerine dün Belediye. değirmencileri davet ederek bu evsaftaki unların hazırlanması hususunda görüşmeler yapmıştır.
Bakanlar Kurulundan yeni tip ekmekler hakkmdaki kararname çıkınca Belediye çeşni tutup flatlerl tesblt edecektir. Bunun İçin şimdiden unlar hasırlanmaktadır. Yine An karadan gelen haberlere göre çıkarılacak esmer ekmeklerle birlikte francala çıkarılmasına İzin ve-rilmlyecektlr Hâs un satışları da yasak edilecektir.
Harb yıllarında elemekler kar ne İle satıldığı zamanlarda bile francala ve hâs ekmek karaborsasına mâni olunamamıştı. O
Çalışma Bakanı Reşat Şemseddln Birer'ln tzmtrdekl tetkiklerini bitirerek uçakla İstanbul» döndüğünü yazmıştık. Bakan, İzmlrdekl İşçi sendikalarının faaliyetinden bilhassa memnun kalmıştır. Yukarıdaki resim, Çalışma Bakanını, vali İle birlikte İzmir Tekel sigara fabrikasında bir İşçinin çalışmasını tetkik ederken göstermektedir.
Çalışma Bakanı Reşat Şemseddin Birer dün akşamki ekspresle Ankaraya gitmiştir.
Necmi Rıza ve arkadaşları konseri**
YALOVA KAPLICALARINDA
15 temmuz cuma akşamı
r
muhafaza altına alınmış bulunan rey torbalanma açılmasını İstemişti.
Fakat İstanbuldan, Kadıköy. Fatih ve Eminönü gibi üç mın-takanın kaymakamı. İstanbul vilâyeti vasıtaslyle İçişleri Bakanlığına verdikleri cevapta; kandllerinden İstenen şeyin A-n»yasaya aykırı olduğunu; mühürlü ve mahfuz bir halde bulunan rey torbalarını açamıya-caklarını bildirmişlerdi.
Bu vakanın arkısından da, bu zevatın yerlerinden alınacağı ve başka yerlere nakledilecekleri şayiaları çıkmıştı. Hâdise pek taze olduğu için böyle bir nakil muamelesinin; yukarıda bahis mevzuu ettiğim seçim meselesinden sonra yapılmasının zihinlerde hasıl etmekten geri kalmıyacağı kıyas İle, yine memlekette, pek fena bir tesir icra edeceği düşünülmüş ve bu arada bazı gazetelerin neşriyatı da nazarı dikkate alınmış olmalı kİ, bu tebeddül yapılmamıştı. Fakat yapılması her an beklenmekte İdi.

İhmal kurbanları!
Bizi affediniz
Ulunay YENt SABAfTtakl yazısında Çorum faciasının mesuliyetini inceledikten sonra şöyle demektedir:
Zavallı ihmal şehitleri! Zavallı lâkaydi kurbanları!
Bir gemiye doğru dürüst yolcu almasını beceremiyen blzle-rin acaba bu son büyük günahını affedecek misiniz?
İhsan hayatının sinek kadar ehemmiyeti cimiyim bu memlekette bir gün sîzler için; tonlar da 380 kişi bir ambara do-ı lacak ne vardı? Böyle tedbir-
Kaymakamların nakli
Selim Ragıp Emeç SON POS-TA'dakl makalesinde Kadıköy, Eminönü ve Fatih kaymakamlarının başka vazifelere naklilerinin sebebinin bundan evvelki ara seçimlerinde İçişleri Bakan-İğinin tamimini dinlememiş olmaları olduğunu ileri sürerek şunları yazıyor:
Bundan evyelkl seçimlerde, zamanın İçişleri Bakanı olan sayın Münir Hüsrev Göle bütün mülkiye âmirlerine bir tamim yollıyarak; seçimlere iştirak nispetin, yaklnen ve rey verenleri tesblt suretiyle ortaya koymak'İddiasına dayanarak; seçimlerden sonra mühürlenerek
Kıbri3 öğretmenlerini ağırlama hazırlıkları
Bu ay İçinde öğretmen okul-—s-z-b .vmw. I larını bitirenler cemiyetinin sizlik olur mu?> dîye yine siz-'misafiri olarak Tilrktyeyl alya-lerl suçlu çıkarmıyacağımız ne'ret edecek Kıbrıslı Türk öğret-malûm... Bundan dolayı yine; men kafilesinin tstanbulu ziya-af ve merhametinize iltica edi- , '•Af.ı-ri «mo-ramı hA«.riann».«hr yor uz.
zamanlar geniş bir teşkilât mev cut İken 80 - 00 kuruşa 600 gramlık francala serbes denilecek derecede kolaylıkla tedarik edilmekte İdi.
Ekmeklerin esmerleşmesi haberi karaborsacılara has un tedarik etmek ve francala İmal ederek karaborsada satmak İçin fırsat vermiştir. Bunların hazırlıklarını çoktan tamamiadikları iddia edilmektedir.
Muhtekirler faaliyette
Mahsulün azlığı, un spekülatörlerini harekete getirmiş olup daha şimdiden yeni mahsulün mühim bir kısmı büyük fabrikatörler ve spekülatörlerin ambarlarında stok edilmiştir. Bunların fikrinse bu yıl ofisin yapacağı milbayaat pek az olabilecek, bu yüzden hububat flat-
lerl yükselişler kaydedecek ve yeni bir 'kaç büyük karaborsacı zengin olacaktır. Spekülatörler unla beraber makarnaları da piyasadan kaldırıp İstif etmektedirler. Bu İtibarla un ve makarna flatlerl daha şimdiden fırlamıştır. Dün ekstra yumuşak unlanıl kilosu 70 kuruştan satılmıştır. Bir hafta içinde bu malın flat.1 0 kuruş yükselmiştir. Yumuşak unlar 5 kuruş yükselerek 65 kuruşa, sert esmer unlar gene 5 kuruş yükselerek 00 kuruşa satılmıştır. Fakat bak kallarda un bulunmuyordu. Makarna satışları o kadar ha-raretlennılştlr kİ, son günlerde fabrikalar piyasaya makarna ye tiştlrememektedlrler. Dün bakkallarda makama bulunmuyordu. Makarnanın kilosu derhal yükselmiş ve 120 kuruşa kadar satılmıştır
Esrarengiz gaybubet
Dursun yangında mı öldü, yoksa cinayete mi kurban gitti?
Eyüpte Bağ sokağında oturan Halil Kansız adında biri savcılığa müracaat ederek, yeğeni fırın işçilerinden Dursun Ali'nin diğer dört arkadaşıyla birlikte 3500 lira para bulup taksim ettikten sonra orladan kaybolduğunu, bunu arkadaşlarından sormuş İsa do, onlardan; Duraunu, Çorum vapuruna bindirdikleri şeklinde cevap aldığını, Çorum faciasındaki yaralı ve ölüler arasındaki araştırmasında da yeğenini bulamadığını, binaenaleyh onun bir cinayete kurban gitmiş olmasından korktuğunu beyan etmiştir,
Savcılık, işin tahkikim zabıtaya havale etmiş olup, bir cinayet ihtimali olduğu kadar, Dursun Ali'nin eline geçirdiği parayı ötede beride yemekte olması da göz önüne alınmış ve araştırmalara girişilmiştir.
İstanbul kay' makamları
Bu da bir
4 gayretkeşlik
Hangi vazifelere tâyin edilecekler
Şehrimizdeki 11 İlçe kaymakamının başka yerlere tayin e-dileceğini yazmıştık. Bu kaymakamların nerelere gideceği hakkında henüz resmi malûmat yok sn da kati .nazariyle bakılan hususi haberlere göre Kadıköy kaymakamı Ahmet Akbil Ayvalık kaymakamlığına, Ayvalık kaymakamı Muhterem Beyoğlu kaymakamlığına, Beyoğlu kaymakamı Mustafa Bağrıaçık Balı kesir Vali muavinliğine. Fatih kaymakamı Agâh Çankırı Vali muavinliğine, Eminönü kaymakamı Baha Koldaş Emniyet U-mum müdürlüğü müdür muavinliğine, Sarıyer kaymakamı Avnl Molu İzmit Vali muavinliğine, Beykoz kaymakamı Ekrem Sevencan ile BakLrköy kaymakamı Arif Dündarın İçişleri Bakanlığında bir vazifeye, Beşiktaş kaymakamı Turgut Beygo Kırşehir vali muavinliğine tâyin edilecektir. Üsküdar kaymakamı Selimin de vali muavinliklerinden birine tâyin edileceği söy lenîyor.
Eyüp kaymakamı Raşid Eren-soy hâlen tsvlçrcde tedavi edilmektedir. Adalar kaymakamı Remzinin de çocuğu rahatsızdır. Bu sebeple bu İki kaymakamın şlmdllk yerlerinde kalacağı ilâve ediliyor.
rctlerl programı hazırlanmıştır.
İstanbuida misafirlerin ağırlanması İçin kurulan komisyon, çalışmalarına devam edlyoR
Misafir öğretmenlerin Anka-rada bulunacakları müddet zarfında ağırlanmalarının. Çorum milletvekili Basene Dgazın başkanlığındaki komisyonun ha-
zırladığı programa göre yapılacağı haber alınmıştır.
Bundan başka Bursa ve tzmlr şehirleri de kafileyi ayrıca misafir edeceklerdir
Şehirlerarası ağırlama programında İşbirliğini temin mak-sadylle Öğretmen okullarını bitirenler cemiyetinden birer temsilcinin tzmlr ve Bursaya gönderildikleri öğrenilmiştir.
Amerikan yardım malzemesi
Otle ve Thorte Vlctory adlı Amerikan askeri taşıt gemisi. Amerikan yardım malzemesiyle Derinceye gelerek tahliyeye başlamıştır.
Evkaf 50 zayıf ve yoksul çocuğu kampa gönderecek
Şehrimizde bulunan Vakıflar genel müdürü Hakkı Kâmil Beşe dün Sağlık ve Sosyal Yardım müdürü doktor Folk Yargıcıyı ziyaret etmiştir. Bu ziyaret esnasında Vakıflar idaresinin Karakulak su memb&ınt ıslah İşiyle kampa çıkarılacak zayıf bünyeli yoksul İlk okul çocuktan hak kında görüşülmüştür
Vakıflar idaresi bu sene 6 semtin İlk okulunda 200 kadar yoksul çocuğa öğle yemeği vermişti. Bu çocuklar arasından zayıf bünyeli olanlardan 50 sinin bir ay devam edecek bir İstirahat kampına çıkarılması kararlaştırılmıştır. Bu çocukların iaşesi Vakıflar idaresince .doktor ilâç ve diğer ihtiyaçları da Sağlık müdürlüğünce temin erli ' çektir. Bir ağustosta boşhyacak komp Büyükçekmecedeki İlk o-kul binasında açılacaktır.
Ehliyetsiz şoförler
Emniyet altıncı şubesi seyrüsefer ekipleri tarafından otomobil kullanırken yakatanap ehliyetsiz kimseler hem cezalandırılmakta hem de vasıta kullanmaktan nıenedilmektedir. Ceza maktuan alınsa dahi vasıta yine aynı kimseye verlLmlyerek ehliyetli bir şoför idaresinde garaja sevkedtlmektedkr.
General Şükrü Kanatlı
Milli Savunma Bakanlığı personel şefliğine tâyin edilen korgeneral Şükrü Kanatlı dün sabahki ekspresle An karadan şelı rlmlze gelmiştir.
Buhran varışında rekoru elden bırakmıyoruz. Ne taraftı dönsek karsımıza sırıtkan buhran hayaletleri dikiliyor. En başta is adamı buhranı olmak üzere say, sayabildiğin kadar. Mesken buhranı, para buhranı, su buhranı, hububat buhranı, et buhranı, kömür buhranı, nakil vasıtası buhranı ve çeşit çeşit buhranların baskısından doğan sinir ve ahlâk buhranı... - »o
Buhran yüküne o kadar alıştık kİ arasıra sırtımızda hafiflik duyar gribi oluyoruz, yeni yeni buhranlar arıyoruz, İcad ediyoruz!
Bu sefer de bir kesme şeker buhranı çıktı. Alâkalı bir zat izahat vermiş:
«■— Sark vilâyetlerinin fazla miktarda kesme şeker kullanması bugünkü durumu yaratmıştır.»
Şimdiye kadar Şark vilâyetlerinin kesme şeker ihtiyacını Turhal şeker fabrikası temin ediyormuş, fakat fabrikanın bu senekl istihsali, ihtivaca kâfi gelmediği İçin Eskişehir ve Alpullu fabrikalarından da bir miktar kesme şekeri Şarka göndermişler. bu yüzden Garp vilâyetleri sıkıntıya düşmüş.
Sark vilâyetlerindeki İstihlâk artışının sebebi nedir acaba? Birdenbire oraların nüfusu mu çoğaldı, yoksa Şarklı vatandaşlarımız ekmeği, yemeği bırakıp gece gündüz kesme şeker yemeğe mi başladılar?
Şeker şirketinin salâhiyetti zatı Şarkta İstihlâkin arttığını söyliyedursun, gazetemize Aııkaradan verilen bir haberde, kesme sekerin ambalaj masrafı ve istihsal randımanı bakımından hiraı daha pahalıya malolduğu I-leri sürülerek Ingiltere ve Almanya gibi bizdede yalnız toz şeker imalini tavsiye e-den bir raporun hükümete sunulduğu bildiriliyordu. Her halde hu rapor. Iıarcı-rahlı. yevmiyeli tetkik seyahatlerinden bîrinin gecikmiş bir eseri olsa rerelk!
Her ne ise. mademki rapor verilmiş, ne duruyoruz? Her şeyimizi İngiltere ve Al-manyava benzettik, her işimizde İngiltere ve Almanya-nın gidişatına avak uydurduk, yalnız toz seker meselesi kaldı. Bunu da uyduralım da tamam olsun bari!
İdarecilikte en büyük marifet ve meziyetimiz, her işin kolay tarafını aramaktan I-baret. Bu uğurda kendimle! hiç yormadan bin bir bahane buluyoruz ve bunların hepsini kitaba uydurup meşru göstermeğe yeltenirken halkın ihtiyaçlarını, itiyatlarımı, birçok ananelerini feda etmekten çekinmiyoruz.
Sark vilâyetlerindeki vatandaşlarımız çok çay içerler. Çayı kırtlama içerler. A-vurtlarına kıstırdıkları bir tek kesme şeker parçasivle birkaç bardak çay İçerler.
Alınan, birasını; Ingiliz, viskisini: Fransız, şarabını nasıl feda edemezse ve ondan bu fedakârlığı nasıl kimse ist i yemezse: Şarklı vatandaşlarımız da kırtlama çaylarını feda cdemelzer ve sudan bahaneler icad ederek onlardan bu fedakârlığı İstemeğe hakkımız yoktur.
Memleketimizde yalnız toz şeker imali için hükümete tavsiye raporu sunan zatlar bunu biliniyorlarsa öğrenseler de. işin kolayına gitmek gayretkeşliği uğruna vatandaşın zevkini, itiyadını ihtiyacını fedaya kalkışmanın mahzurlarını göz önüne getirseler daha Ivi olur. Hele şu seçimler arifesinde!
Cemal Refik
Created by free version of 2PDF
Kastamonu şilebi
Geçenlerde Nlharagtıanın Pıı-erto Kabezas limanında bulunurken üç tayfası öldürülen ■.Kastamonu» şilebi bu limandan ayrılarak yüklediği keresteyle gene Nlkaraguanın Man of War Ceys llmamna geçmiştir. Gemi burada hamulesini İkmal edip bilâhare tngiltereye gidecek, yükünü oraya boşalttıktan sonra Norveçten maden direği yükleyip Zonguldağa götürecektir.
14 Temmuz 1949
Avrupa kalkınma
Aydındaki nutku
plânı tahsisatı
Saray hâtıraları
Evvel zaman içinde
Jiof marnı, tahsilatta yüzde on indirme Jtabuî edilirse plân tehlikeye düşecek diyor
Vaşlngton 13 iA.A.I — AFP: Ttumanla yaptığı bir konuşmadan sonra beyanatta bulunan yardım ve kalkınma idarecisi Paul HoHman demiştir İd;
«Marsh»!! plânı İkinci sena bilişim tından yflz.de 10 tenzilât yapılması yolunda Ayan Meclisi Bütçe komisyonu tarafından a-lınan karar Kongre tarafından kabul edilecek olursa, Avrupa kalkınma programının tamamı tehlikeye girebilir.»
Hofl'nıan. tahsisattan yüzci(ş 10 indirme kararı Ayan Meclisine geldiği zaman şiddetli müzakerelerin cereyanına intizar et-ti^ini söylemiş ve hükümetin İstediği 4 milyar 98 milyon dolardan komisyon tarafından kesilen 750 milyon doların yeniden talıslsi mümkün olduğunu bildirmiş Ut.
Bütçe komisyonunun pazartesi günü aldığı karar gereğince yardım ve kalkınma programı çerçeveni dahilinde İspanyaya tahsis edilecek olan fiû milyon dolarlık tahsisatı bahis konusu eden Hoffman, İspanyanın yaT-dım ve kalkınma programına ithali kararının Kongreye batilı olduğunu, zira şimdilik bu memleketin Amerikan yardımından faydalananlar arasında
Marshall yardım plânının
Avrupa İdarecisi Hofmann
bulunmadığını söylemiş ve demiştir kİ:
«Kongre Bütçe komisyonu kararının tatbikim istediği takdirde, o zaman Yardım ve Kalkınma İdaresi tertipli bir şekilde işe geçecek, yani İspanyanın İhtiyaçlarını incelemekle başlıya çaktır.»
i»e
Gayet kuvvetli, yeni silâhlar, hastalıklardır
Lort Boyd Orr, İlmî metotlarla yayılacak hastalıkların yanında atom bombasının bir çocuk oyunca Jı olduğunu söylüyor
Londra 13 (Nafen) — Lord Boyd Orr tarafından yapılan bir açıklama gayet kuvvetli yeni silâhların mevcudiyetini ortaya atmıştır. Bu yeni silahların »hastalıklar» olduğu ve Um! metodlarla yayılacak bu hastalıkların yanında atom bombasının bir çocuk oyuncağı haline geleceği de ilâve edilmektedir.
Lord Boyd Orr böyla silâhların hastalıkları yaymaya yarayacağı gribi bu hastalıkları da (İnlemeye elverişli olacağını kaydetmkete ve ortaya şu suali atmaktadır:
«Medeniyet bu slâhlan İyiye mİ kullanacak yoksa bunlarla üçûncil bir cihan harbin! mi hazırlayacak?»
Diğer tarallan başka âlimler de insanlığı mahvetmeden kitlelerin mücadele kuvvetini sıfıra indirebilecek silâhlar peşinde koşmuşlar ve şimdi açıklandığına göre bazı kat! neticeler elde etmişlerdir Vaşlngton-da Amerikan kimya uzmanlarından Mr. Sikes bu hususta bir açıklamada bulunmuş ve şöyle demiştir: İnsanların muvakkat bir zaman İçin mücadele kuvvetlerini öldüren, fakat bunların bünyelerine hiç bir surette zarar getlrmlycn yeni bir gaz hasırlanmaktadır. Bu gazın atom bombasından çok daha tesirli ve o kadar da zararsız olduğu muhakkaktır. Böylelikle düşman kuvvetleri İmha edilmeden zararsız bir hale getirilebilecek ve harbler kansız cereyan edecektir.
Atom bombasının açtığı 3 türlü yara Vaşlngton (A.A.1 (United
Press) — Atom enerjisi komisyonunun blyogojl ve tıp şubesi direktörü Dr. Warren'e göre Hlroşlmada patlıyarak binlerce insanın hayatına maldan atom bombasının «gecikin İş» hiçbir tesiri yoktur.
Warren, atom bombası patlamasına mâruz kalan Japon halkı arasında yaptığı İncelemelere dayanarak, bombanın sebep olduğu yaraları üç sınıfa ayırmaktadır. 1 — Bizzat patlamanın sebep olduğu ve mihaniki adı verilen yaralar, 2 — Patlamanın doğurduğu sıcaklık yüzünden hâsıl olan ve haruri a-dı verilen yaralar, 3 — Bombanın tevlit ettiği radyoaktiviteden çıkan İnşaların sebep olduğu yaralar.
Dr. Warren patlamanın tesirlerini şu suretle tavsif ediyor:
»800 metre kutrundaki bir çevre içinde bulunan ve çelikle takviye edilmemiş bütün binalar yıkılır, çelikle takviye edilmiş olanlar hasara uğrar. Enkaz altında Blmlyen ve açıkta kalanların yüzde 70 1 muhtemel olarak haruri enerjiden ölürler, inşla, buna uğnyan kimseleri bir kaç saatle beş gün arasında değişen bir müddet zarfında öldürecektir. Bir miktar İnsan da 4 günle 6 halta arasında değişen bir müddet zarfında önemli sayıda hücrenin harap olması neticesinde husule gelen İltihaplardan ölecektir.
Nihayet üçüncü grupu teşkil eden kimseler kan seyelânı yüzünden iki hafta İle sekiz hafta arasında değişen bir müddet zarfında ölürler.
t J’ransâda Cczaİr yerlilerinden mürekkep sipahilerin dolu dizgin yaptıktan geçit itimi
lerde ve her yerde İktidara karşı haksız ve yakışıksız isnatlara, hücumlara hız verilmiştir.
Bu vaziyet bizim demokrasiyi yerleştirmek hususundaki arzu-;
bahtlığını önemle kaydetmek yerinde olur, Türk vatandaşlarının milli husumeti, birbirlerine karşı değil, dışarıdan yurdumuza tevcih edilecek sulkas'.'ıı-
(Baş tarafı 1 inci sabifede) oeginı. Böylcce yurdumuzun her tarafındaki diğer vatandaşların zihinlerinde uyanan ayni neviden sualleri de cevaplandırmış olacağım. Bu suallerin cevabı- muzdan hiçbir şey eksiltmemiş- ra karşı sevkettirilmelldlr. üsa-nı. Aydının uyanık, vatanperver'ur. b|z yalnız kaldığımız bu1 •—•*>• ı..—-™-.-
muhitlnde vermek benim İçin ayrıca bir zevktir. Bu suallerin cevabını bugün burada vermekten bahtiyarlık duymam İçin 1-klncl bir sebep daha var: Bugün 12 temmuzdur. 12 temmuz 1!H7 nln üstünden tam İki yd geçmiştir.
12 temmuz beyannamesi
12 temmuz 1947 beyannamesi I memleketimizin siyasi tarihinde dalma dönüm noktası teşkil verdiği usul ite kanun dışı yol-değerini jara ıçaret ediyordu. — 1.-1. mohatora edecektir. Onun yük- haJ„t„ ta).lp etllk. Fakat De. sek mknasıro hkdlMlerln İçinde mokrlt Part, kongresi Msbûtiln y«W«nbugOnlln İnsanlarındau^^j end|5el„ dogmama se-u. —Demokrat Partinin en yüksek idare unsuru olan ge-
I ur. nız yaınız Kuıuıgmuz bu let ve vatanseverlik bundadır, .yolda ayni sadakat ve ayni e- Yanlış yola tapmak nnerjl ile ilerlemeğe devam et-?*•
D. Partinin «on kongresi
Arkadaşlar, şimdi Demokrat partinin son kongresi ile h-Î3il olan yeni vaziyeti İzah etmek isterim. Demokrat parti kongresinde önce bizzat Cehil Bayar, beğenmediği «kanunları tekmelemek». »milli teminat» adını
Fatma sultanın inadı — Paşaların oynadıkları oyun — Saltanat ailesi arasındaki geçimsizlik
etmiş olan bir âbide
Bu hali
ziyade yannkl nesiller takdir e-' fieceklerdlr.
Arkadaşlar, hepiniz billyorsu-{nel İdare kurulu, kongrede Ce-nıız kİ, ikinci cihan harbi sona erer ermez memleketimizde demokratik hayat yeni bir safhaya girmiştir. Bu safha Türk inkılâbını tanuımlıyacak olan siyasi İnkılâp safhasıdır. Filhakika Türk inkılâbı milletin yaşayışını yalnız sosyal, kültürel ve ekonomik sahalarda değiştirme-i ğe çalışmakla İktifa edemezdi. İnkılâbımızın kökleşmesi, vücu-l da getirilen eserlerin bekası memleketin siyasi idaresinin normal şekline kavuşmaslyle mümkün olacaktı. Bu normal şekli şef ve tek parti sisteminden sıyrılarak batı demokrasilerinde daima İmrendiğimiz çok partili serbes münakaşa haya-] tına girmekti. İşte 1945 yılı bu yeni İnkılâbın başlagıç yılı olmuştur.
Herhangi bir memlekette çok partili serbes münakaşa hayatının yerleşmesi İçin bazı esas prensiplere riayet zaruridir. Bu1 prensiplerin başında herkesin' kendi düşüncesini serbesçe er-l taya koyabilmesi, memleket mu kadderatma hâkim olacak kud-'_ vuıııııo
reli v«Upda3taln reyleriyle I, ŞtanKgeçırmçşl gelir. Hemen MUJet MMjlsMn kabu|
' lâl Bayarın okuduğu raporu İle jdeviet mefhumunun temelini sarsan bir zihniyeti benlmsedi-ğinl ilan etti. Raporun sonunda şu mânada bir İbare vardı:
' «Kanunlara riayet edilmesi lüzumunu öne sürüyorlar. Bir kanuna riayet edebilmek İçin [o kanunun anayasaya uygun i olması lâzımdır.»
I Arkadaşlar, bu sözün arka-.sında saklanmış olan zihniyeti, anlamamaya İmkân var mıdır? Celâl Bayar demek istiyordu kİ. biz kendimizce anayasaya uygun saydığımız kanunlara riayet ederiz. Bizim anaya-[ saya uygun saymadağımız i kanunlara riayet icap er-I mez.» Bu düşünce tara: bizim görüşümüze tamamen ay-[kırıdır. Tllrk anayasası mucl-. bince Türklyede kanunları Bü-I yük Millet Meclisi yapar. Mec-| listen çıkan kanunlar hakkında (herkesin şöyle veya böyle fikri , olabilir. Hattâ herhangi birliniz herhangi bir kanunu kendi düşüncemize göre anayasaya uygıın görmlyeblllrlz. Bütün bun , . .. „ »u.s‘“=«« «uımye Büyük
basın, geçirmesi gelir. Hemen Mulct MMjlsMn kabu| Uâ,e edeyim kİ bu Ud prens p,n h„ k,„un ,
rahatç. «.ibik edUeb İmeş İçin KMUn|arl h„k„
d. bunlar karlar nmhto olar. d! takdlrln0 Mre Ren.
“II. '“»T* r!*!'“ ,(11 »«itoe gere riayet eyleme-
edllmek İtamda. I„, Voltar„ ..Z.. .
Bu İki esas, serbes münakaşa, hayatında birbirine zıt fikirler besleyen vatandaşların bu fikirler yüzünden birbirlerine asla düşmanlık göstermemeleri ve kanunlara riayette en küçük bir lâubaliliğe sapmamalarıdır, tik günlerin hararetli münakaşaları arasında bu son iki noktanın bazı çevrelerde İyi anlaşılmadığı veya bilerek İhmale uğratıldığı görülmüştür.
İşte 12 temmuz 1847 beyannamesi Türkiye Cumhuriyeti demokratik İdaresinin bu sakat yollara sapmaması lâzım geldiğini ilân eden bir vesikadır. Bu vesikada ayni zamanda iktidarın ve muhalefetin demokrasiyi biraz önce İzah ettiğimiz tarzda anlayıp tatbik etmek huşunda mutabık bulunduklarının da 1-fadesl vardır.
Bazılarının, göstermek İstediği gibi 12 temmuz beyannamesi tek taraflı bir senet değildir. 12, temmuz beyannamesi tanzlniat fermanı gibi bir ferman da de- | gİldir. Bu vesika devlet reisinin ----
partiler arasında hakemlik e-1 , tate demokrat parti kongıe-derek salim İstikameti İlân ey-,L«ü>u,(>. v*«hq-lemesldir. Eğer 12 temmuzda *»kat anlayışları karşı-
herbang! bir taahhüt alınmış' ®nda İse bu taahhüdü cumhurbaşkanının şahsında değil, kendilerinde aramalıdırlar.
Beyannamenin neşrinden son ra memleketi siyasî havasında geniş bir rahatlık hâsıl olmuş, [ demokrasi yolundaki hamleler, hızlanmış, parti mücadeleleri yapılırken düşmanlık sakınıl- i mış, müşterek olan hedere ulaş-1 mak için partiler birbirlerine yardımcı olmuşlardır. Bu devrede bir çok yeni kanunlar ka-! bul edilmiş, demokrasiyi sağ-] lamlaştıracak ileri esaslar konulmuştur.
Çok geçmeden muhalefet saflarında kaynaşmalar başgöster-, '*v UMIU1UJUHUII. 1XUI«İI>İ1I1K top-mistir. Evvela Kendi Kmlannd. |„ı„klBrda h,.rk„ kend, t”"aılll!l Mltabn Kine ve llade kudretine göre bir i ihtilaflar bir vesile İle patlak konuşma tarzı tutar. Asıp kes-vermiş ve muhaliflerin b|r ki»- mcier. kafa kırmalar, uç ayak-mı diğer kısmını muvazaacılıkla !lda saUandırmalar pek o kadar H İlham eylemiştir Bu muvazaa ciddiye alınmıyabllir Hattâ sözü ortaya atıldığı gün muha-1 «Milli husumet» sözü üzerinden Iefet demokratik gelişmeler! de duruimıyabllir. Fakat bir kolaylaştırmak gayretlerinde kongrede Türk vatandaşlarını mecalsiz kalmıştır. Ve muvazaa birbirine karşı husumet besi ne | olmadığını ispat endişesiyle mi- ğe r’-.yet eden bir kararın ve 1(-- ringlerde, kongrelerde, gazete- Ufakla alınmış bir kararın t)e(l-
, ğe kalkarsa bundan sadece a-narşi doğar. Devlet mefhumu kökünden yıkılır gider.
D, Parti kongresinde beliren sakat düşünceler
Demokrat Parti kongresinde herkesi derin hayretlere daldıran İki sakat düşünce daha tezahür etti. Kongrenin sonunda kabul edilen ve çok çirkin bir buluşla ..milli husumet andı» denilen karar devlet mefhumunu diğer İki bakımdan zedelemektedir. Bu kararda Demok-1 rat Parti kendisine ve taraftarlarına şöyle bir hak da tanımak istemiştir. Vazifeli memurların seçim kanununa riayet e-1 dip etmediğine hükmeden De- ] mokratlar o m -murun hemen oracıkta cezasını da verecekler.
Arkadaşlar, bu karar ve bu düşüne* tarzı kaza kuvvetini, yani müstakil mahkemelerin salâhiyetini ve devletin cezalan İn faz kudretini gaspetmek istemektedir.
istiyenlere ciddî ihtar
Arkadaşlar, hükümetiniz bütün bunları gözönünde tutarak bildiğiniz beyannameyi neşret-t ti. Bu beyanname yanlış yolla-1 ra sapmak Lstlyeceklerc ciddi bir c İhtardır. Vatandaşlar ve memur . 1ar İçin de en kati teminctt’r Hükümet büyük demokrasimizin . hedefini şaşırmış politikacılar 1 elinde iflâsa götürülmesine htç-. bir surette müsamaha etmlyo-j çektir. Bu beyannamenin neş-e-. dilmesinden demokrasi yobında-l ki İlerlemelerin duracağı veya . yavaşhyacağı mânası çıkanlma-t malıdır, Neteklm beyannamede bu cihet kuvvetle bellrtllm’şttr.
Ele aldığımız demokrasi dâ-: vasini behemehal muvaffaklyet-[ le götürmek azmindeyiz. Eğer . bu dâva akamete uğrarsa, mn-, vairaklyetslzllk bizim olacaktır. Demokrasi dâvasını ciddî ve sa-, mimi surette yürütmekten bu-■ gün maalesef yalnız kalmış gl-. biylz. Bu manzara, bizde zerre kadar ümitsizlik yaratmamıştır. Yann doğru yola gelip bize ye-. nlden el uzatacaklar bulunursa ;' onların elini memnuniyetle ka-, bul edeceğiz. Bu yolda yürümemize engel olmak lstiyecekler, bizi çelmelemeye kalkacak olursa onları da kolaylıkla bir kenara lllverirlz.
Seçim Kanunu
Demokratik gelişmeyi devam ettirmek hususundaki kararımızın bir İfadesi de. esasları son , defa ilân edilen seçim kanunudur. Hepinizin bildiği gibi, aylardır seçim kanunu üzerinde İşbirliği İstedik. Mösbet bir cevap alamadık. Nihayet kanun tasarısını hazırlıyarak ortaya koyduk. Bu tasanda, şimdiye kadar muhalefet tarafından dü şünülmemiş bir yenilik vardır. Ankarada bütün seçim işlerini murakabe edecek bir yüksek seçim kurulu İhdas edilmektedir. Bu yüksek kurul Yargıtay ikinci başkanlanndan birinin başkanlığı altında, en yetkili hâkimlerimizden müteşekkil olacaktır. Bu hareket tarzımızla biz, şu veya bu siyasi teşekkülün vazifelilerini memnun et-I meyi artık düşünmüyoruz, Biz sadece, siyasî çekişmeleri uzaktan seyreden serbes vatandaşlarımızın tatminini düşünmekteyiz. Onların vicdanlarında yaratacağımız rahatlık emniyet ve huzur bizi yolumuzda teşvik e-decektlr. Çekilen bunca zahmetlerin. katlanılan bunca fedakârlıkların mükâfatı bu olacaktır.»
ı Nihat Erim, bundan sonra dış politika üzerinde de durarak , memleketimizin dış emniyeti hakkında tatmin edici İzahlar-! da bulunarak sözlerine son ver-İmiş ve konuşması müteaddit yerlerinde sürekli alkışlarla kesilerek büyiik ve İçten sevgi tezahürleriyle karşılanmıştır.
Her hakkı mahfuzdur.
Mirlmlranlardan, yani saadeti fkl ardan bir Arif paşa vardı. Bu paşanın Nur! isminde bir mahdumu vardı. Bir de Büyük Sadrazam Reşit paşanın oğullarından Galip paşa vardı. Bu Galip paşayı Büyük Reşit paşanın hayatında Fatma Sultanı allyyetûşşan He evlen-dlrmlıjierdl. FakSt bu İzdivaç mlntnraflllah devam etmedi. Galip paşa Boğ&zlçlnde ve bir kaza neticesinde denize düştü, boğuldu. Çok geçmedi; sultanı dul bırakmak istemediler; yukarıda İsmi geçen Nuri paşa İle evlendirdiler.
Sultanın inatları
Sultan Abdülmecldin kızlarından biri olan bu Fatma Sultan (Suttan Mehmet Reşatla Rafla Sultanın ana baba bir kardeşidir). Gayet sert ve İnatçı bir kadındı. Sultan, Beşinci Muradı da çok severdi. İkinci Sultan Abdülhanılt kardeşinden hoşlanmazdı. Bunu İzhar etmekten de çekinmezdi. Sultan Muradın halinden sonraki bayramın birinde evvelâ Çırağa n sarayına gitmiş, zorla gibi kapıları açtırmış.ağabeyinl görmüş sonra Yıldıza çıkmıştı ve 8ul-tan Hamide: «Evvelâ Çırağan'-da biradere gittim, sonra buraya geldim» demişti. Bu vâkta mtilevatlren menkuldür ve Ali Suavl vakasından evveldir. Demek kİ henüz fazla takylds.t yokmuş!
Sultan Abdülmecldin Gülce -mal isimli kadiminin bu İkizi Sultan Abdtllâzlzin halini mü-taakıp sarayındaki ailesinin, a-damlarıııın ve halayıklarının emval ve eşyası soyulurken bu alım satanda (!) büyük rol oy-nıyan kocası Nuri paşaya yardım etmiştir de derler.
Paşaların oyunu
Sultan Abdftlâzlzln son başkâtibi Atıf beyden öğrenildiğine göre: Bu padişahı tahttan indirip Ortaköydeld Fertyye sa-raylaruıdan birine getirdikleri zaman bu Nuri paşa 118 hal'de en büyük dahil olan Serasker Hüseyin Avnl paşanın, sarayın muhafızlığını yapan mirliva Hacı Raşlt paşaya: «Sen geceleri bulunduğun Ortaköy karakolunda vakitli vakitsiz burular
Semih Mümtaz S.
çaldır, gürültüler yaptır. ıuah-pusların uykularına rahat verme ve sarayın pencereleri ö-nlinde gezen nöbetçilere tembih et; merakı mucip, kork-ılucu. lâkırdılar etsinler; gibi emirler , verdikleri; Hacı paşanın da bu emri İnfaz ettiği o devri yaşi-yanların öğrendikleri hakikatlerdir.
Zannetme sade hilkati insanda
»itilâf Câri sera ser âlemi İmkânda ihtilâf Tefti, olunsa n üs hal Asarı
h. >>]_!_
Malûm olur meratibi İhvanda «(■•>* ıınnâ^“
Sultan Abdûlârizle blrminza-CM delerinin, hulâsa ailenin *yl re-M— çinemcmesl keyfiyeti. Hüseyin O Avnl paşa glb! kimselere âdetar~ kuvvet verdiği, o zamanı İdrâk O etmiş ve hayatta kalmış olan-Jg 1 ardan m tı kerter en ve mcvEU- *— kan duyardım; bu koca aile® kendi kendini yıkıyor; derler,^ bir sürü de müeyyide gö-.'••--ir-(D lerdl O
Bir ufak misal M_
İklncl Sultan Abdülha .un Seraskerlerinden bir Ali Saıp ve bu zatın oğlu bir Sadi poğa ' -'Ç dL Yalıları da Ortaköyde kâta-^g dL Abdüihamlt, ağabeysl uniı- Qj lû Sultan Muradın fazlarını ev-(D lendlrmefte karar verince A'lJ I Salp paşalardan bu yalıyı satınS^ aldL ve yıktırdı ve arsasına iki ahşap yalı yaptırdı, sağ ta kf'M da böldürdü, köşkler inşa ettirdi, İki hemşireye tahsis etli. Bu saraylardan birinin duvarı. Sultan Hamldin kızlarındım birinin duvarına mülâsıktı. Yepl evlilerin her ikisi kocalarını kefaet babından ufak bulup sevmemelerdi. Bunların birisi de bu acının İntikamını nlnıak İçin amcasının, yani İkinci Sultan Hamidln damatlarından birini ıdlâl etmeği düşünmüş va muvaffak olarak bir saray kıyameti kopartmış, halkın da ağzına düşmüştü.(Bu vâfaayı bilenle rin hâtıralarını, bllmlyenîerln tecessüsünü gıcıklıyarak yazıyı buracıkta bırakıyorum; ileride tafsilâtını fazla makalelerle arzedeceğlm )
fakat belki birden karilerimize
S. M. S.
Çinde komünist idaresinin başlan
Moskovada ders almış kimselerdir. Çin komünizmi Sovyetlerinki gibidir
sinin biraz evvel İzahına çalış-
sında vatandaşlar ve memurlar «ıdlşe duymuşlardır. Memleke-taraflar tln her tarafında bu endişenin I ciddiyetini gösteren haber gelmekte İdi. Memleket mukadde-1 ratının mesuliyetini omuzların -| da taşıyan Cumhuriyet hükû-'' metl bu manzara karşısında ka-1 yıtsız kalamazdı. Filhakika biz memleketimizde sadece demok-! raskıln yerleşmesini İstemekte yiz. Demokrat Parti kongresinde kabul edilen kararlar belki her şeyi sağlıyablllr. Fakat de-
1 mokraslyl aslâ yaşatatnaz. Şu I noktaya bilhassa işaret etmek , isterim kİ, ben Demokrat Parti 1 kongresinde delegeler tarafın-, dan yapılan taşkınlıklar üzerinde durmuyorum. Kalabalık top-
Muş devlet çiftliği işletmeye açıldı
Muş 13 (A.A.T — Muş ovasında kurulması hükümetçe kararlaştırılıp yer! tesblt ve tahdit edilmiş olan 115 bin dönümlük devlet çiftliği dün binlerce vatandaşın İştirak ettiği bir törenle İşletmeye açılmış ve faaliyete geçmiştir. Geniş ve çok mümbit Muş ovasını maklnalı Mraate kavuşturan ve bölgenin İktisadi kalkınmasını sağlıya-cak olan bu tesis Muş halkı a-rasında büyük bir memnunluk uyandırmıştır.
Devlet Operası
Açıkhava Temsilleri
15 temmuz cuma gecesi
C A K M E N
16 - 18 - 1!) temmuz geceleri SEVİL BERBERİ
Temsiller saat 2‘,30 dia başlar Biletler her gün saat 10 dan 20 ye kadar Şehir Tiyatrosunda temsil akşamları açıkhava tiyatrosunda başlar
Biletler: 5 - 3 - 2 - 1 liradır.
Kahire 13 (Nafen) — çinden kaçtıktan sonra Kahlreye gelen bir Çinli İş adamı memleketindeki komünizmin tamamtyle Rus komünizmi olduğunu belirtmiş ve bu hususta şu tafsi-1 lâlı vermiştir:
«Komünistlerin İşgali altına düşen Çin topraklarında bütün teşkilâtların başına Sov-yeller kendi adamlarım getirtip koymuşlardır. Şu anda Çini İdare etmekte olanların hepsi de Moskovada ders taklb etmiş kimselerdir. Bunların Sovyet komünizminden ayn bir komünizm takip edeceklerini söyli-yenler şimdi yanıldıklarını kabul etmektedirler, Çin komünist liderleri Morkovanm emirlerinden çıkamamakta ve aynen Balkan peyk memleketlerinin ıııııııııııuııııınımııtıııııııııuııııııııuuıuiııııUHJiııııı
AR’
Bugün matinelerden itibaren 2 film birden
1 — ZEHİRLİ YALAN
BETTE DAVİS - PAUL HF.NREİD
MÜTHİŞ TAKİP (Renkli)
MİCHAEL REDGRVVE — JEAN KENT ^£3)4
takip etmekte oldukları yolu takip etmektedirler.»
Bu Çinlinin açıkladığına göre. Komünistler bilhassa memleket içinde gizil polisi kuvvetlendirmekte ve Komünistlerin emrinde çalışacak muhtelif sosyal cemiyetler kurmaktadırlar. Bunların arasında «Kadar cemiyetleri». «Sendikalar» ve buna benzer teşkilâtlar bulunmaktadır.
Diğer taraftan geniş ölçüde karışıklıklar çıkarmak hedefiul güden Sovyetler bu teşkilâtlar* geniş isimler vermekte ve bütiın Asya topraklarına göz diktiklerin! açığa vurmaktadırlar.
Çinden gelenler pek yakında çinin de demir perde gerisine gireceğini ve bu memleketin Ba tı âlemi ile her türlü tem i ır.ı keseceğin! söylemektedirler.
Kanadsız milletlerin varlıklarını koruyamadıkları biı- dûnayada yaşadığımızı gözününde tutarak Türk Hava Burumunu sık sık bağışlarımızla destelılijclim.
Kadıköy SÜREYYA’da
Bugün matinelerden itibaren 2 film birden
J — Unutulmayan Mazi (Türkçe)
ASSİA NORRİS — PİERO BULLİ
2 — KAÇIRILAN KIZ
EIXA RAİNES — KOD CAMLRON
]
V
■| Yazan
Hastalık
t ('ü'11'11 Mevzuları J
sigortası
«•
Yüksek tahsilde israf
Hakikî kıymetlere dönelim
Cem NİZAMİ
Kanadsız tavuk
yer
Bil
Yukarıda: Beşer kiloluk boş ve dolu galonlar. altta: kam sn yüklenirken...
Created by free version of 2PDF
Sterlin bloku
Merkezi Londra olmak üzere bir kontrol teşkilâtı kurulacak
Ingi İte rede bazı hastalıklara karşı sigorta yapılıyor
Bir milletin medeniyet seviyesi, muhakkak, içindeki münevverlerin adet ve kudreti İla alâkadardır. Hattâ sırf iktisadi medeniyet bile iılç olmazsa muayyen sahalarda yetişmiş, öğrenmiş İnsanların çokluğuna tâbidir.
Zamanımızda yüksek tahsil lüzum ve ehemmiyetini İnkâr İçin kara cahil olmak icap eder. Ancak her şeyde olduğu gibi, bunda da ölçü ve kalite mefhumlarını dalma göz önünde bulundurmak gerektir.
Asrımızın en barla hususiyetlerinden. zarflarından biri, keyfiyet, kalite mefhumu yerine kemiyet, miktar ölçüsünü ikame etmiş olmaktır. Halbuki gerek Asyai ve İslâmî medeniyet, gerek Helen telâkkilerine ve Hristlyanlık esaslarına dayanan Avrupa medeniyeti bilhassa »kaille», keyfiyet esaslarına dayanmakta İdi. Belki ruhi bir İnhitat, belki bilhassa kemiyetin verdiği İmkânlara dayanarak yükselen bazı memleketlerin misali Avrupayı da ve bu; arada belki bizi de eski kemiyet ölçülerini değiştirmeğe ve ber sahada olduğu gibi. İnsan yetişirine mevzuunda da keyfiyetten fazla kemiyete ehemmiyet vermeğe svketmiştir.
Bir zaman ancak muayyen bazı muhitlerin çocuklarını sinesinde toplayan yüksek tahsil ır üesseseleri, müdafaası kolay bazı düşüncelerin de teslrlle, istisnasız bütün memleket çotuklarına kapılarını açmıştır.
Senelerden beri yüksek tahsil miiesseselerlnln verdiği mahsulün fakirliği, başka âmillerin de rolü inkâr edilmemekle beraber. bilhassa talebe kabul etmek hususunda fazla geniş ölçülerin tatbiki ile izah edilebilir.
Bugün tatbik edller “imekte olan esasa göre. İlse tahsilini ikmal etmiş olan gençler, bilâ kayd-ü şart, teknik üniversite müstesna, yüksek mekteplere, üniversiteye kabul edilmektedirler. Bu kabulde hattâ mekteplerin. fakültelerin, dershanelerin İstiap hadleri bile düşünülmüyor ve bu yüzden bazı dershaneler birer miting yeri manzarası arzediyor.
Mekteplerin, fakültelerin dolu. kalabalık olması değil, bunlardan iyi derece İle mezun olanların bol olması memleket İçin bir kıymet ifade eder.
B» bakımdan neticenin, hele bu sene, pek zayıf olduğu. İmtihanlara girenlerin ancak yüzde onun altında, hattâ bazı mü-esscselerde yüzde 4 nispetinde bir azlığının muvaffak olduğu söylenmektedir
Eğer, alınan netice bu kadar fakir ise. mevzu üzerinde ehemmiyetle durmak, tatbik edile-gelen ölçülerin doğruluğundan şüphe etmek yerinde olur.
Her halde yüksek tahsil muhiti İle az çok temasta olanların İntibaına göre, bu muhite intisap İçin bir istifa, bir seçme usulüne ihtiyaç vardır,
Vakıa zamanımızda bir aristokrasi rejimi, bu sahada, bahis mevzuu olamaz. En mütevazı muhitlerin bazan en yüksek İnsanları yetiştirdiği, sık sık. görülmektedir. Fakat yetişmeğe, yükselmeğe namzet olan fertler, bir dereceye kadar. lise sıralarında kendilerini gösterirler ve belki, bir çok gençler. İçin de kabiliyet bakımından Azami tahsil hududu »sedir. Bazı İnsanlar, hayatta muayyen bir seviyenin üstüne çıktıkları veya çıkarıldıkları raman. faydalı olamadıkları gibi, bazı gençler de liseden daha yukarı derecede tahsile heves ederlerse, alınan nticele-rin gösterdiği gibi, muvaffak olamazlar. Bunu önlemek ve aynı zamanda devletin, milletin milyonlarını kısmen bosa dönen bir değirmende israf etmemek için sistemde bir deği-ftkljk yapmak zamanı çoktan gelmiştir.
Hangi istikamette yürümemiz lâzım geldiğini, senelerden beri devam edegelen bir tecrübe bize göstermektedir.
Teknik üniversite, eskiden mühendis mektebi, diğer yüksek mekteplerden, fakültelerden başka bir esasa uyarak,
talebe kabulünde bir seçme esası tatbik etmekte, namzetleri bir müsabaka İmtihanına tâbi tutarak ancak yerinin ve kadrolarının müsaade attlği miktarda talebe almaktadır ve bu sayede eskiden beri bu mil-essesede. muvaffakiyet nispeti yüksek olmaktadır.
tyi mahsul veren bütün tahsil müessoselerlnde kabulde müsabaka ve istifa esası tatbik edilmektedir. Lise mahsulünün ■ayıfhğı, yüksek tahsildeki nls-b! başarısızlığı lrah eden bir sebep olarak mütalâa edilmektedir.
Yüksek tahsil İçin müsabaka ve kabul edilecek talebe İçin miktar tahdidi esâsları tatbik edilir İse. liselerde de çalışma derecesi artar. Herhalde yüksek tahsil müesseselerlne girmede şimdiden aerbes. otomatik usulün değiştirilmesi, yer tahdidi ve müsabaka esaslarının kabulü İmkânlarını araştırmak faydalıdır, hattâ aaru-rldlr.
Yüksek mektepleri, üniversiteyi, doldurmak değil, bilâkis ancak en kabiliyetli gençlerimize yeni bir ruh ve İlim, hakikî İlim aşkı vererek birer muhit yapmak lâzımdır.
şimdiki sistem, daha doğrusu sistemsizlik, millete milyonlara mal oluyor.
Zamanımızın sahte kıymetlere rağbet düsturunu bırakıp hakIM kıymetlere, her sahada Ciddi, esaslı kıymetlere dönmez lıek. bir çok hamlelerimizin, bütün gayretlerimizin boşa gittiğini. hattâ büyük inkılâbımızın da vâdettlğl bütün semereleri vermediğini görmeğe mahkûm olurıız.
Londra 13 IAA.» (Reuteri — Çeşitli çevrelerdeki kanaate göre, bugün toplanacak olan Ingiltere imparatorluk oâmla-■ı memleketleri maliye bakanları konferansının aterllng blo-kıınu daimi bir kontrol altında bulundurmakla mükellef bir teşkilât İhdasını derpiş eden bir teklifi İncelemesini mümkün gösteren belirtiler vardır.
Sterllng bJokuna dahil bütün memleketlerin temsil edileceği bu teşkilâtın merkezi Londrada olacak fakat başkanı dominyon lardan birinin devlet adamı 0-labllecektir.
Teşkilât Avrupa iktisadi işbirliği teşkilâtına benzlyccek ve hedefi sterling blokuna alt her türlü İnkişafını, bütün istatistikleri ve sterling blokunun dolar bölgeleriyle olan münasebetlerini daimi bir kontrol altın da bulundurmak olacaktır. Teşkilât ayrıca Ingiliz İmparatorluk câmlasına dahil memleketlerin maliye bakanlarına teklifler sunacaktır.
Çeşitli heyetler üyeleri doler meselesinin çok geniş olduğu ve güçlüklerin halledilmesi işinin en iyimser görüşle, aylara mütevakkıf bulunduğu kanaatln-dedlrler.
Londra 18 (Nafen) — İngiHe-renln maruf sigorta şirketi şimdi İngiliz halkını has tal ik ta ra karşı da sigorta etmektedir. Sigorta edilen hastalıklar Şunlardır: «Çiçek hastalığı, t!fo. pâra-tlfo ve çocuk felci. Sigorta edilmiş olanlar verdikleri bir İngiliz İrasına mukabil hasta oldukları müddetçe her tafta 10 İngiliz lirası alacaklardır. Hasla iyileşlnclye kadar sigorta bu yardımı yapacaktır. Bununla beraber âzami bir hudut tesblt edilmiştir. O dn İOÖO İngiliz lirasıdır.
Hastalıklara karşı tatbik edilen bu sigorta sisteminin genişlemesi beklenmektedir.
Taşdelen membaında
Günde 50 ton su
çıkarmak mümkün
Fakat kamyon yokmuş!

Mısırda sıkı tedbirler
Komünizme ve gizli teşkillere karşı kanun yürürlüğe giriyor
Londra 18 (A.A.) — (Lps);
Mısırda parlâmentonun iki meclis tarafından kabul edilen komünist aleyhtarı kanun derhal yürürlüğe girmektedir. Hasrı muhabirleri, üzerinde komünLsl beyannameleri veya kitaplar, bulunan kimseler hakkında şlm dİ uzun hapis cezalan verilebileceğini bildiriyorlar. Gizli teşkiller ve üyeleri İçin ağır cezalar tesblt edilmiştir. Hedeflerini ve toplantılarını gizleyen teşkiller «Gizil teşkiller» olarak tarif edilmiştir.
Yeni Mısır kanunu, Arap memleket‘erlnde komünizmle mücadele İçin tesirli tedbirler alınmakta olduğunu göstermektedir. Komünist partisi, bir teşekkül olarak göründüğü her Arap memleketinde «Kanunsuz» İlân edilmiştir. Bundan dolayı kuvveti hakkında bir hüküm vermek zordur fakat harb içinde doğuda bilhassa gençlik arasında komünist propagandasının kuvvetlendiğinde şüphe yok tur.
Nahaa paşanın beyanatı
İskenderiye İS (AJL.) (ünlted Press):
Beki Mısır Başbakanı ve Walft partisi lideri Mustafa B1 Nahoş paşa dün yaptığı bir demeçte. eltim ayı İçinde yapılacak seçimlerde vukua gelebilecek hâdiseleri önlemek üzere ted birler alınmadığı takdirde mem lekelin bir anarşiye sürüklenebileceğin! kaydederek. Muin ancak İki unsurun kurtarabileceğini. bunların da Anayasa l'e kıral olduğunu söylemiştir.
Prenses Astride vapuru mayine çarptı
Batan geminin mürettebatından 5 tayfa öldü, yolcular kurtarıldı
Belçika bandıralı Prenses As-tlrde vapuru Manş denlisinde maylne çarparak batmış, tayfalarından 5 kişi ölmüştür.
Harbden sonra Manş denizindeki maylnler tekrar tekrar tarandığı İçin, Amirallik Dairesi kazanın sebebin! biraz şüpheli
bulmakta ve tahkikatını derinleştirmektedir.
Geminin yolcuları orasında zayiat yoktur. .
Yııkarıkl klişemizin. Prenses Astride vapurunu mayna çarptıktan sonra ve yana yatarak batarken göı ölmektedir.
cins tavuğun eti hem daha bol hem daha lezzetli ve yumuşaktır
Dünya tüy sıklet şampiyonu Fransız şampiyonunu yendi Nevyork 13 (AA.) — (United Press) — Dünya tüy sıklet boks şampiyonu Wlllle Pep, Fransız şampiyonu Jean Mougln'l dün gece Mac Arthur stadyumunda! yaptıkları 10 raıuntluk bir maç1 sonunda sayı hesabiyle yenmiş-1 Ur.
Nevyork 13 (Nafen) — Bütün dünyayı İlgilendirmekte olan kanadsm tavuk hakkında şu tafsilât verilmektedir: «İlk olarak Amerikada Peter.Bauman İsminde bir kimse böyle bir tavukla meşgul olmuştur. Peter bir gün kar.adaız bir tavuğa rariamış ve bu anormal vâkıa ile yakından ilgilenmiştir. Pe-ter evvelâ kanadsıs bir tavukla kar.adlı bir tavuk arasındaki farkı araştırmış ve şu neticeye varmıştır: «Ka-nadaız tavuklarda daha fazla et bulunmakta ve bu tavuklar ka-nadl&rını çarpmadıklarından etler! çok daha yumuşak olmaktadır. Bunların etleri gayet lezzetlidir.»
Petar uzun müddet kanadına bir tavukla kanadsız bir horoz û zerinde tetkikler yapmış ve
bunları kuluçkaya yatırmıştır. Fakat çıkan civcivlerin yaln'Z yirmide beşinin kr.nadsız olduk-lan görülmüştür. Şimdi Feter Bûumnn, bütün dünyaya ka-nadsız tavuk İhraç etmek niyetindedir,
Nevyork 13 «A A.» — AFr: «Knnadsız tavuk» yumurtalarından on tane La Oaardla hava meydanından uçakla Lon-drnya gönderilmiştir. Bu yumurtalar kuluçkaya konmak üzere Shropshlre de New-Port'ta ziraat enstitüsüne gönderilecektir.
Bu neviden Uk defa olarak Atlan lig! aşacak olan yumurtalar, îngllterede et buhranının istikbalde halledilmesine bir yardım olmak üzere Londra gn-j zetelerlnden Daily Ezpress tara- ] fından satın alınmıştır.
---------------------
Geçen pazar, Taşdelen membaına giden ve üç dört saatini orada Reçiren bir doktor ahbabım hayli dert yandı şikâyetlerini şu cümle ile tirdi;
« _ Siz de giderseniz, milli servetin nasıl heba olduğunu kalbiniz sızlaya sızlaya görürsünüz.»
lstanbulun en İyi memba sularından biri olduğuna ve Atatürk’ün hlmmetlerUe modren bir tesise malik olan Taşdele-nln. ihmale uğramasına gönlüm razı olamazdı elbette... Ver elini Taşdelen! deyip yola koyuldun^.
Yolsuzluk!
Şile asfaltından sonra saptığımız memba yolunun bozukluğundan da anlaşılıyordu ki Evkaf idaresi için mühim bir gelir ve halk İçin bir sıhhat kyannğı olan Taşdelen suyuna karsı İhmal, daha yoldan başlıyor! . üzün bir yol olsa, tamiri büyiık masraflar* mütevakkıf bulunsa Lnsanın yüreği yanmaz... Hepsi 3 kilometre yol... Fakat bir çok yerlerinde büyük çukurlar açılmış, yarnrı yumru taşlar küçük yığınlar teşkil etmiş.. Otomobil güç-
lükle İlerliyor. İçindekiler de katı sağa sola devriliyor, kâh oturduğu yerden bir iki karış zıplıyarak başım tavana vuruyor!.. Şehrimizin bir çok yerlerinde yolsuzluktan şikâyet edilir. Lâkin Taşdelen gibi bir suyun membaına giden yolun, bu derece bakımsız kalmasına hiç bir vatandaşın rıza gösterebileceğine ihtimal verileme* Koruluğu. pazar günleri için halka güzel bir mesire yeri olan Taşdelen memba inin şu 3 kilometrelik yolu düzgün ve gidilmesi kolay olsa, bunun Taşdelen suyunun propagandası bakımından da büyük faydalar bağlıyacağına şüphe yoktur, Fakat hani nerede o gayret!...
Membaa girerken
Memba ve tesisler binasının ön kısmı bir çamur deryası halinde... Fanta, tonlarımızın paçalarım kaldırmak suretlle yürüdük ve güç halle kapı eşiğinden atlayarak içeriye girdik!... Buranın böyle mİ olması lâzım? İki gün fasıla ile hafif hafif yağan yağmurda bir çamur deryası halini alacak bina önünün, hiç değilse taş döşenmiş olması İcap eder kİ ayaklar altında kalın tabakalar teşkil edeıı çamurlar şişe-1 lerln doldurulduğu yere kadar i girmesin! Maalesef işin bu ta-Irnfı da ihmale uğramış!..
ı İç kısımda dn bıı morfem te-.ı.._ ».«_ u— memuru göze çarpıyor. Dış kapı önünden ayaklar altında getirilen ça-1 murlûr. çimento zemini kahve ıj rengi hale getirmiş.,. Kapı ö-İ nündeki kamyona damacana taşıyan hamal da. musluklar ağzına damacana kayan ve kaldıran ameleler de çamurlu
_ _- - sisin titiz bir İdare n
.. S.>ym doktorları. - !«■ " eIind(,
SCHERİN6 A. C» BERLİN
PETEİN Boğmaca aşısı,,
50 milyar ünl. 2.5 cc. İlk şişelerde eczanelere dağıtılmıştır.
kunduraterlle gezerlerse çamurlanmaz da ne olur?
Doldurma...
300 ve 500 gramlık şişeler, el değmeden otomatik makinelerde yıkanarak temizleniyor ve doluyor. Fakat o beş kiloluk galonlarla büyük damacanaların temizlenip doldurulmasında. lâzım gelen titizlik, maalesef Kösterllemlyor. Testsin modern bir tesis olduğuna İşaret etmiştim. Küçük bir misal vereyim: Büyük damacanaların doldurulduğu musluklar, uzun ve mnfsallı şekilde yapılmış, uçlarına da damacanaların ağızlarını örtecek boyda kapaklar konmuştur. Gaye şudur kİ musluklar damacanaların boylarına kadar indirilecek ve uçlarındaki kapaklar ağızlarına örtülerek suyun açıktan akmasına mân! olunacak. Evkaf İdaresini ikaz kasdlyle üzülerek kaydedeyim kİ hiçbir amele buna riayet etmiyor ve muslukları yüksekte bırakarak suyun damacanalara arıktan akmasına zerre kadar altlın? etmiyorlar. Acaba, dedim, muslukların mafsalları mı İşlemiyor? Hepsini birer birer muayeneden geçirdim, mükemmel İşliyorlar... Tesis güzel amma, çalışan ellerde tembellik var . Damacana değiştirmede akıp giden ve ziyan olan su da cabası...
Bu damacanalarla beşer kiloluk galonların temizlenmesinde de suya ucuna takılmış bir bez
parçasından medet umuluf Bir sopa ucuna takılmış minimini bir bez parçası o damacanaların ve galonların içini nasıl temizliyebiiir?.
Evkaf İdaresinin, Taşdelen suyu İle alâkadar olan memurları, îstaııbulda hastalarını ziyarete gidenlerin, ellerinde hep bu beşer kiloluk palanlarla has-talıanelere girdiklerine ve hastalarına o suyu götürdüklerine bir kereelk olsun rastlamamışlar mıdır? Temizlenmelerinde azami titizlik gösterilmesi iktiza eden galonların bu durumu karşısında da alâkadarların e-hcmmlyctle nazarı dikkatlerini celbctllkten sonra bir noktaya daha temas çimekten kendimi alamıyorum.
Atatürk musluğu
Dört beş basamak mermer merdivenle bir yere girildiğini görünce sordum :
— Nedir burası?
— Atatürk musluğu! diye cevap verdiler.
Girdik İçeriye... Burası, Taşdelen suyunun menbaından akıp gelen suyun ilk havuzu... Nîkclâjlı bir levha • üstünde gördüğümüz musluk da, Atatür-kıın pek ehemmiyet Ve kıymet verdiği Taşdelenden su içtiği muslukmuş... İşveren olduğunu sonradan öğrendiğimiz memur i2ah elti:
— Yalnız su içtiği değil, yüzünü yıkadığı musluk, da bu-dur. (Arkası 7 nci şalıifodcL.
n o. t? n 01
14 Temmuz 1949
Mahkeme Koridorlarında
RADYO
Vakitsiz kırışıklıklar
Mevsim meyvalarile süslenen örtüler
Bırak beni, oruçluyum, dedimse de paçamı kurtaramadım!
Bunun önüne geçmek kabildir
Yüzün vakitsiz kırışmasında, birçok ince çizgilerle çirkinleşmesinde umumiyetle kadınların kendi hataları vardır. Âdet edindikleri kötü hareketleri farkında olmıyarak tekrarl lyan kadınlara pek sık tesadüf edilir.
Yüzün ve vücudün güzelliğini muhafaza etmek İçin yapılmaması Icabeden hareketler şunlardır:
1 — Biraz derin düşünürken, ciddi bir eser okurken kaşları çalmak pek çirkindir. Burun üzerinde ve iki kaş arasında hasıl olan çizgi gün geçtikçe derinleşir..
2 — Bir şeye alâka, yahut hayret İfade etmek İçin gözleri açmak, kaşları kaldırmak. Bu
hareket alında ufki çizilerin yer etmesine sebep olur.
3 — Uzağı İyi görebilmek İçin gözleri kırpıştırmak, şakaklara doğru göz kenarlarının kırışmasına sebep olur.
4 — Kitap okurken, dirseğini kolluğun kenarına, yüzü de el; üzerine dayamak en kötü âdetlerden biridir Umumiyetle hep sağ dirsek üzerine dayatılan yüzün sağ tarafı daha çabuk gevşer ve sarkar.
5 — Dudakları sık sık dişlerle yer gibi kemirmek, ağız etrafında İnce kırışıklar peyda eder.
6 — Yüze krem sürerken, ya-
hut yüzün maklyafını temizler-1 ken yukarıdan . _ _ . ____ .
doğru eli hareket ettirmek yü- iiyor.
«ün adalelerini gevşetir ve sar- * Organsa ve jorjet elblM-kıtır r_L.._ /..................’..................
ra doğru gidilmelidir.
7 — Okurken farkında ol-mıyarak İki parmak ile tutulup renk eldiven, ayakkabı ve çan-çekiştlrllen çene altındaki deriler az zamanda katmer çene hissini veren bir gevşeklik meydana getirir.
8 — Sandaiyada otururken dik durmak lâzımdır. Kendini bırakıp oturmak kalçaları yayar. kalınlaştırır, karnı öne doğru çıkarır. Daima sırt satı-dalyamn arkasına dayanmalıdır.
9 — Yalakta, birkaç yastık üzerinde yatmak zararlıdır, öne meyleden baş çene altında katlar hasıl eder.
10 — Sabah uyurken gözleri uvmak en kötü harekettir. Ota kapaklarının ince çildi âdeta zedelenerek buruşur ve zamanla kırışıklardan başka bir kırlar katmerler hasıl eder.
Biraz dikkat ve azim İle bu kötü itiyatlardan vazgeçmek mümkündür. Kırışıkları geçirtmeğe uğraşmaktansa, olmamasına İtina etmek elbette kİ daha doğru harekettir.
■i
* Eteklerin uzunluğu her terziye göre değişmektedir. Yerden 80 santimetreden 85 san-Hm kısalığa kadar hepsi modadır.
I fk Eponj denilen kumaşlar-aşagı çeneye dan elbise ve döpiyes çok glyl-
Daima çeneden şakakla- !erl renkli İpekle işlenen çiçeklerle süslemek revaçtadır.
ir Açık renk elbiselerle koyiı
ta giyip ve kullanmak modadır.
★ Koyu renk eponj kumaşından redingot biçimi manto beğeniliyor.
★ Beyaı pikeden yapılan elbiseler glpür denilen kalın dantellerle süslenmektedir.
Bir iştaha ilâcı
iştahsızlıktan şikâyet edenler için pek basit bir lstlha llft-oı :
Beş tana kesme şekeri bir bardak suda eritmell, lçorUlns bir reçel kaşığı bikarbonat do sut UAve etmeli. Karıştıra-ak eritmell ve halletmeli.
Her yemekten evvel bir çorba kaşığı yemek üstüne çorba kaşığı daha Içmell. Bir gün zarfında lştlha açılır.
bir İki
Şamdan kullanıldığı zaman ekseriyetle yanan mum eriyerek şamdan Özerine akar. Bu mum lekelerini kazıyarak çıkarmak, hem uğraştırır, hem de şamdan üzerinde birçok çizgiler, İzler bırakır. Şamdanları gayet kolay temizlemek İçin şu basit usulü. kullanmalı: Mum lekeleri üzerine kaynar sıcak su dökmeli. Mumlar hemen eriyip akar. Temiz bir fanili, yahut yünlü kumaşla silinip parlatılınca şamdan yeni gibi olur.
Eski fötr şapkalar
Eskimiş işe yaranıLyan fötr şapkaları tekrar başka işlerde kullanmak mümkündür. Evdeki vazoların, bibloların altlarına göre kesilip tutkal İle yapıştırılan fötr parçaları, cllâİL masaların. etajerlerin çizilmesine, zedelenmesine mâni olur.
Koltuk ve kanape ayakları altın* y&p ıştınla n yuvarlak fötr parçaları clâlı parkeleri de korur.
Kayısıh pelte
260 gram olgun, sulu kayısı, bir bardak şeker, İki badak su. İki çorba kaşığı nlşalsa almalı.
Kayısıların çekirdeklerini ay ıkladıktan sonra bir çorba kaşığı şeker ve yarım bardak su İle ateşe koymalı, tkl taşını kaynadıktan sonra İndirmeli, soğuduğu zaman ezmeli, tülbentten iyice sıkarak süzmell. (Bir bardak kayısı suyu çıkmalıdır.)
tkl bardak suyu tencere İle ateşe koyarak kaynatmak; nişastayı su İle ezmeli, kaymyan suyun İçine İlâve etmeli. Bunu yaparken kepçe ile mütemadiyen karıştırmak ve pişirme!!. ■Şekerini İlâve etmeli, şeffaf bir hal alan pelteyi bir İki taşım kaynattıktan sonra ateşten indirmeli ve önceden hazırlanan kayısı suyunu İlâve etmeli. İyice karıştırmak ve tabaklara taksim etmeli. Arzu edilirse kayısıların kırılan çekirdeklerinin bademleri İle tabaklrı lemelL
5İİS-
İki vitamin hazînesi
Vücudumuza lâzım olan vitaminlerin çoğunu yazın mey-valardan ve sebzelerden alırız. En ucuz ve bol vitamin maydanoz ile dereotunda mevcuttur.
Maydanozun her 10 gramında on bin ölçü A vitamini, seksen miligram C vitamini vardır.
Dereotunun yüz gramında bin dört yüz ölçü A vitamini, denize girerken dudaklara nl yüze sürmek, yarım saat elli ölçü B vitamini ve yüz mİ-
Çig sebzeler ve taze yemişler
Çly sebzeler ve taze yemişler cilde dalma parlak ve sıhhatli bir durum sağlsr Bu mevsim yüz yıkandıktan sonra ta- , --------------,___________za domates suyu, salatalık su-girince tuzlu suyun tesiri İle yu, yahut çilek, kayısı mey-dudaklan çatlar. Bunu önlemek 1 valarını ezerek bunlardan blri-
Sabunu nasıl kesmeli?
Sabun kalıbını bir iki parçaya taksim etmek istenildiği zaman bıçakla kesmek güç bir İştir. Ekseriyetle sabun muntazam kesilmez, dağılır. Gayet muntazam parçalara sabunu kesmek için bıçağı bir gazete kâğıdı parçasına sarmak ve öyle kesmek kâfidir.
Tuzu muhafaza
Tuz rutubetli, nemli yerde bulunursa sulanır. Kuru havalı yerde ise serileşir, külçe haline gelir.
Bir kilo tuza on beş yirmi
- „------- --------_---------------- „ _— w„. .... damla kadar saf gliserin İlâve
tüp içinde satılan saf vazelin kaldıktan sonra yıkamak cildin'llgram O vitamini bulunmak-'edip karıştırılırsa tuz gayet İyi sürmek kâfidir. güzelleşmesin! temin eder. 'tadır. bir halde muhafaza olunur. 1
Dudak çatlamasına karşı » Bazı kimseler yazın denize
— Akşamlan evimde iftar sofrasının başına oturmazsam, tuttuftum oruç İçime sinmez. Malûm ya, İftarın zevkine doyum olmaz. Ne yalan sövliyeyim, ben zevkine çok düşkün bir adamımdır. Her şeyin zevkini çıkarmağa bakarım. Ha vat dediğin böyle geçer. Kendimi öv-lc ayarlamışım ki akşam evin kapısından girerim, soyunup pi lamamı giyerim, sofranın basına oturup besmeleyi çekerken karşıda minarenin kandilleri yanar. Ondan sonra ye yemeği, iç suvu, rahatına bak. Orucun zevki budur işte.
— Afiyet ol sun, efendi amca. Allah zevkini bozmasın.
— Âmîn, efendi oğlum, âmin amma dünyada fenalık yapmak İçin yaratılmış adamlardan kurtulamıyoruz kİ. Onların verdiği rahatsızlık İnsanı hayattan bezdiriyor.
— Sizi de mİ rahatsız ettiler yoksa?
Gözlerini belerterek baktı:
— Ne söylüyorsun, oğlum? Dün akşam nerede iftar ettin, diye sorsana bana!
— Davetliydiniz galiba. Sinirlendi:
— Zevzekliğin lüzumu yok. Ben lâtifeden hoşlanırım anıma oruçlu İken münasebetsizliğe tahammül edemem.
— Kusura bakma, bey baba. Ben sana...
Şahadet parmağıyle tehdit işareti yaptı:
— Sus, lâkırdıyı uzatma da. dün aksam nerede İftar ettin, dive sor bana.
— Peki, baş üstüne. Diin aksam nerede iftar ettiniz?
Sakağını ovuşturarak homurdandı:
— Hımmm... Kim derdi ki, Azmi bey evini barkım bırakıp da polis karakollarında kuru simitle iftar edecek? Sofrava da. İftara da elveda dedim.
— Vah vahi Yenge hanımla aranızdan kara kedi mİ geçti?
— O nasıl lâkırdı? Kırk yıllık ayalimle benim aramda kara kedinin ne İşi var? Gece yarılarına kadar yenge hanımın yüzünü gördün mü, diye sorsana bana. Son vapura dar yetiştim, eve gittiğim zaman herkes yatmıştı.
— Aman, pek merak ettim, amca bey. Anlat iver şu macerayı.
■— Merak edilmiyecek bir İş değil kİ. Ben bâlâ merakımdan çatlıyorum. Sokakta yürümesini bilmiven bir adam evinden dışarıya çıkmamalıdır. Su sersem herifin duruşuna dikkat etsene. Gözlerinin ikisi de burnunun ucuna bakıyor. Sokakta yürümenin usulü, erkânı vardır. İnsan her adımda etrafına bakmalıdır. Kendi aptallığının cezasını başkasına çektirmeğe ne hakkı var şu herifin?
— Demek siz de o adan ın cezasını çektiniz?
— Hâlâ çekiyorum. Sinirlerim bozulduğu için sahurda doyasıya yemek yiyeme-dim, yatarken su içmeyi de unutmuşum, bugün oruç fena halde sarsıyor. Bunun Çizerine bir ceza da mahkemeden alırsak varanın tuzu, biberi olacak.
— Sizi dâva mı etti o adam?
— Herif hem suçlu, hem güçlü. Paaat demesiyle beraber bir şangırtı koptu Bunda benim ne kabahatim var?
— Nerede oldu bu işler?
— Vapur İskelesinde çattım bu belâya. Ben iskeleye yaklaşırken zil çalmağa başlamıştı Biraz gevret etmezsem bilet almcıva kadar *a-pur kalkacak. Koşmağa başladım. Fazla koşmak çarpıntı veriyor amma koşma-sam vapur kaçar. İftara ve-tişemem. Her akşam böyle oluyor, vapura dar yetişiyorum.
— Biraz erken gelseniz de vapura vaktinde binseniz daha ivi olmaz mı?
— Yoook. bu yastan sonra mektep talebesi gibi kayıtlar. şartlar altına giremem. Söyledim ya, ben zevkime düşkünüm. Vapura yetişmek için koşmanın verdiği hevecan da ayn bir zevktir. Heyecansız hayatın tadı olmaz. İnsan daima bir gaye İçin yaşamalıdır. Gayesiz, zevksiz yaşamaktan hiç hoşlanmam.
— Demek vapura koşarak yetişmek de sizin için bir gaye?
— Ne zannettin ya? Herkesin kendine göre zevkleri vardır. Koşarak vapura yetiştikten sonra oturup da derin bir oh çekmenin zevkini düşünsene. Hele biraz daha gec kalıp da vapura yetişemivepin perişan hallerini oturduğun yerden seyretmek ne hoştur?
— Arasıra başkaları da sizin haliniz! seyrediyorlar tabii.
— Havuır. Ben çok ayarlı hareket ederim, vapurumu _ katiyen kaçırmam. Ne kadnr geciksem, İskele çekilirken gene yetişip binerim. Ramn zanın başından beri İlk defa dün akşam vapuru kaçırdım, buna da su sersem herif sebeb oldu.
— Lâkırdıya mı tuttu sizi?
— Ne münasebet, canım? öyle aptal adamlarla konuşur muyum ben0 Zaten kendisini tanımıyorum ki. İskelede yürümesini bilmiyor herif. Ben zil sesini duyunca gözlerimi vapurun bacasına diktim, koşmağa başladım. Ha düdük çaldı, ha çalıyor, diye hevecan geçiriyorum. Tam o telâş arasında herif gelip önüme dikilmiş. Benim etrafa bakacak vaktim yok kl önüme gelen aptalı görevim. Koşa koşa giderken pat | diye yuvarlandı, bir şangırtı
ANKARA RADTO8U
IJu akşamki program
İT.M Açılif va program. U M • ayarı ve Dana mÜcIŞI (Pl). !*.«■ filim mtUUHerl (Pi l, 1* M S ayan v» Haberler. 19,19 Oa*mİ4U Bugfln. 19.94 Yurttan Sealer, IBM tneeta» (Aearo-kUrdl failli. *).19 Radyo Gareteat. 29.30 Serbes Mat. 80.33 Kardık tarlalar, 21 UNESCO Oauteal 11 II Müzik- (Pl), 21,W Şıllık Mail, a
Dana m liriği (Pl.). 22.15 M 8 ayan ve haberler. 23 Program ve kapanı*.
Yerin Mbeh »e 04le programı
1JO M S. ayarı, 1.31 Açılı» (Pl). 143 Haberler. 8 Zeybek oyun havaları (Pl ). 8.18 MUıllc (Pl), 8,45 Hafif şarkılar (Pi l. d Kapanış. 12.28 Açılı* va program, 12.30 M S ayan va Karıgık «arkılar, 13 Haberler. 11.10 Melodiler (Pl.|, 13.30 ög|e Ga,(rte*l.
13.45 Sinema orgu İle parçalar (Pi l. 1* Kapanı*
BULMACA
1 2 1 1 5 fl 7 8
lıl 1
■ 1 1
I 1
■ 1 I I 1 1 1 1 ■
1 1 1 ■ 1
1 ■ 1 1
1 1 ' 1 1
■ 1
ı I ■ ■
Soldan «ga- 1 — Izmlrde ta te Inelrl bu (simle »atarlar 1 - Kıral>-çe - Canlı. 3 — Tahrip ettiren, 4 — Dokunma hissi. S — Emanetler. B — Trrtl bakım ve tedavi -temektir Pir gıda maddesi, 7 — Sonuna «A» gelirse çar»kkaienin nir karısı -Ceçmij raman, 8 — Tersi saman yolu. d — Tersi baydır - Tersi «ersen» budala. 10 —- Kaktın* • Sonuna • (_• gelirse çıngırak olur
Yukarıdan ayafiıya: I — Roîırın Anadolu sahilimle bir İskele. 1 — Tatlı defıl • Madun me-nıı- 8 — Propagandaya bcnrcr. 4 - Teşhis et. 9 — Bir hntvc yitrilmek. a — Eski bir TUrk apOrtı - Alma. 1 — Teini kanarya rengi - iptidasın. 4 — Terü antiseptik bir madde.
GEÇEN BULMACANIN HALLİ
Soldan sağa: 1 — Gelibolu, 3 — Usulusul. 3 — Rlgat Ba. 4 — Ura. Eblh. 9 — Reva, Ay, 8 — Kekaı. 1 — f(ı. thata. a - Naftalin. » — MI. Alile. 10 - Arabi, En
Yukarıdan a$agty,ı 1 - Gururlanma. 2 - Esire, Zalr, 3 - Uıgsvl. ♦ — 11A. Afitap. 5 — Ruse, AhgU, S — O». Bakall. 7 — Lublvatile, 8 — Ulah. 'Tane,.
EKREM YECEN
Yemek tevzii ttıüessese-slne abone olursanız, sayfiyenizde yalnız rahat etmiş olmakla kalmaz, aynı zamanda arzu ettiğiniz yemekleri seçmek suretile (s-lerillze ve mühürlü seter-taslar içinde en nefis yemekleri yemiş olursunuz Tel,: 84474
Kızlara Suikast
ZABITA ROMANI
Yazan: Agalha Clıristlo Tercüme eden: Vâ - Nû
k Tefrik-o No 47___________
Polrot, onu lesp’ii etti. Paketin içeri nasıl girdiği hakkında malûmat almağa kalkıştı.
Müdire, methaldeki kapıcıdan malûmat almam1:’t söyledi. Hood İsimli olan bu kapıcı dünyadan bihaberdi. Fakat mücessem narmış olduğu anlaşılıyordu. Yirmi, yirmi iki yaşlarında bir delikanlıydı bu Telâşa düştüğünü görünce, Polrot da onu yatıştırdı:
— Hiç sizin kabahatiniz yok. azizim. — drdi. — Yalnız, şu çikolata paketinin içeriye nasıl girdiğini öğrenmek istiyorum.
Kapıcı, yine kararsız kaldı:
— Vallahi bilmiyorum, efendim. Çünkü nJiessesede çok ha-»ta var, Ekser ziyaretçiler paket getirirler.
Dedim ki:
— Haatahulrıcırıin İddiasına göre, bu kulu saai altıda veril-
miş .
Delikanlının yüzünde bir alâka belirdi.
— Evet, şimdi hatırladım. Bunu bir bay getirdi
— Sarışın biri olacak. Yüzü zayıf ini?
— Evet, sarışındı. Fakat yüzünü farkedemedim.
Polrot'ya hafifçe mırıldandım:
— Charles Vyse’den mİ şüp-lenlyorsun?
Kapıcının bu Isın! tanıyacağı aklimdan geçmemişti. Adam, sözümü işitti:
— Hayır, efendim. Kutuyu getiren bay Charles Vyse değildir. Ben, onu tanıyorum. Kutuyu getiren daha uzun boyluydu, şık bir adamdı Büyük bir otomobile blnşimtl
Heyecanla haykırt un:
Polrot bana öyle bir bakış
baktı kl, acele ettiğimden dolayı derhal pişman oldum.
— Demek kl araba İla geldi, bu paketi bayan Buskley'e bıraktı?
— Evet, efendim.
— Peki siz ne yaptınız?
— Ben el değdirmedim, efendim. Hastabakıcı aldı yukarı götürdü.
— Evet, anlıyorum. Fakat, o misafir size bu paketi teslim ettiği zaman ne de olsa yine el değdirmtşslnizdir?
— Doğru, aldım. Fakat, hemen masanın üstüne bıraktım.
— Hangi masanın? O masayı bana göseterebllir nılslnLz?
Delikanlı bizi sofaya götürdü. Giriş kapısının yanında büyük bir masa duruyordu; üst kısmı mermerdendi. Üzerine birçok mektuplar ve paketler bırakılmış; buradan alınıp sahiplerine götürülecekler.
— Mektuplar ve paketler hep buraya bırakılır. Hastabakıcılar alıp alt oldukları kimselere dağıtırlar.
— Mahut paketi hangi saatte getirdiklerini hatırlıyor musunuz?
— Takriben saat beş buçuk-
ta... Belki de biraz daha geç. Posta müvezzll geçiyordu. Evet, o saatlerde bir tevzi olur. Ve o gün ortalıkta bir faaliyet vardı. Pek çok insanlar hastalara çiçekler, paketler getirdiler.
— Mersi... Şimdi yukarı çıkıp kutuyu götüren hastabakıcı İle konuşalım.
O hastabakıcı ufak tefek ve çok hareketli bir stajlyerdi. Nick’in yanına saat altıda yarıl servise başldıgı zaman çıktığını hatırladı.
Polrot, mırıldandı:
— Saat altıda ha? Bu takdirde, paket, sofadaki masanın üstünde yirmi dakika durmuş.
— Nash?
— Hiç matmazel... Devam ediniz, ben sizi dinliyorum. Siz, hediyeyi bayan Buckley’e kendi elinizle me verdiniz?
— Evet. Ona gönderilmiş başka şeyler de vardı. Bu kutu, çiçekler, bay ve bayan Croît tarafından gönderildiğini zannettiğim kokulu nebatlar... Hepsini birden yukarı çıkardım. Posta He yollanmış bir paket de vardı. Gariptir ki. bu da Fuller markalı bir cLkolata ku-tuşuydu.
— Nasıl?... İkinci bir kutu mu?
— Evet Sırf tesadüf. Bayan Buckley, iki kutuyu da açıp ■şöyle haykırdı: «Ah. bunlardan yemeği bana menettiler. Şimdi ne yapacağını?» Sizin kartvizitiniz kutulardan birinin içine sokulmuştu. Bayan Buckley, diğer kutu İle bunu karıştırmaktan çekindiği İçin, menşei belli olmayan diğer kutuyu alıp götürmemi söyledi. Ah efendim, bütün bu hikâyeler Edgar VValIace'ın romanlarına benzemiyor mu?
Polrot, bu gevezelikleri kısa kesti: .
— Bu İki kutudan hangisi posta İle geldi? Benim tarafımdan gönderilen mİ, öbürü mü?
— İşte o ciheti hatırhyanıa-dığımı itlrar ederim, Yukarı çıkıp bayan Buckley'e sorayım mı?
— Hay hay... Sorun bakalım.
Kız gitti ve nefes nefese geri döndü. Ve bizzat bayan Buckley'in de vaziyetten emin olmadığını söyledi Kutuları açmadan önce paketleri çözmüş; mamafih, Poirot'nun gönderdiği paketin postadan çık-
madığını, zannedlyormuş.
Bu İstintaktan sonra, sokağa tekrar çıkmamız üzerine, Polrot:
— Olur şey değili — diye haykırdL — Hiç bir şeyi, muntazam ve muayyen şekilde söylemiyorlar Polis romanlarında dalma insanlar ne dediklerini bilirler. Fakat hakiki hayat türlü müşküllerle dolu... Eh, birini tahmin et bakalım.
— Lzarus'u tahmin ederim. — dedim.
— Onun böyle şüpheli olarak karşımızda belirmesi sürpriz değil mi?
— E. şimdi kendisi ile konuşmak niyetinde misin?
— Elbette... Bu işleri nasıl telâkki edecek meraktayım. Kuzum Hastings, acaba biz bayan Nlck'ln vaziyetini biraz mıibalâğalandırmıyor muyuz? Olum tehlikesine maruz kaldığına dair onu inandıralım. Kasdnnı anlıyor musun? Zannederim, taktiğimi kestiriyorsun? Yüzünden belli... Neden öyle somurluk durdun?
Dostum böyle söylendiği sırada yolumuza devam ettik. Lazasur'u otelin kapısında, o-j
Created by free version of 2PDF
koptu. Elindeki sepetin İçinde bardaklar, çanaklar varmış. Kendisi düşünce onlar da etrafa dağıldı. Herif yattığı yerden doğrulup da bacağıma yapışmaz mil «Bardaklarımın. tabaklarımın parasını vermeden nereye gidiyorsun. Bunların zararını sen ödeyeceksin» diye bağırıp çağırıyor. «Bırak, be adam. Oruçluyum, vapura yetişeceğim» dedimse de paçamı kurtaramadım, vapur da kaçtı.
Mübaşir seslendi, efendi amca koşarak gitti.
Ce. Re.
tomobillnln motörünü muayene ederken bulduk.
Polrot, derhal ona yaklaştı:
— Bay Lazarus! Siz, dün akşam, hastaneye bayan Nick’e verilmek üzere bir çlçkolata kutusu bırakmışsınız, öyle değil mİ? — diye mukaddemesls sadede girdi.
Lazarus epeyce şaşırarak;
— Evet, doğru. — dedi,
— Pek nazik davranmışsınız,
— Doğrusunu isterseniz, Freddie... Ohö... Yani bayan Rlce bana bu nezaket vazifesini havale etti.
— Ha. öyle mİ?
— Arabama binip gittim.
— Anlıyorum, anlıyorum.
Poirot, kısa bir duraklamadan sonra devam etti:
— Bayan Rlce'ın nerede bulunduğunu biliyor musunuz?
— Her halde şu sırada holdedir.
Sahiden de Freddie çay İçmekteydi. Bizi görünce şaşaladı.
— Ah ah, neler öğrendim! Nick b-vjiiilanmış, .
(Arkası var!
14 TcmmıiT 1949
A K M M
Sahile 7
■ bir HİKİrE
Dördüzler"] Birleşik Amerikanın
Jak (cesaretlenerek» —« Kabul mösyö! Meğer evimin sahibesi birbirinin ardından doğan çocukların uğurlu olduklarını söylemekte haklı imiş.
[Gazeteci, dördüzlerin resim-' lerlnt çektikten sonra, elli bin frangı Jak'a vererek giderken bir memur içeriye girer. 1
Memur — Mösyö Jak burada mı?
Jafc — Benim*
Memur — Ben Sosyal Yardım. Bakanlığı memurianndanun, zevcenizin dördüz doğurduğu sevindirici haberini alınca. Bakanlığın flç yaşma basıncaya' kadar dördüzlerin iaşe ve bâ- j kimini üzerine alacağını size haber vermeğe geldim.
Jak (sevinçle) — Ey büyük Allahım, sen mucizeni gösterdin. Yaşasın Dördüzler, bu doğum değil, büyük ikramiyedir. Ben dünyanın en bahtiyar babasıyım.
[Memur gidince karısının ö-I dazına girer, dördüzleri öper ve karısını hararetle kucaklar.] |
Jülyet—Affet beni kocacığım. Vallahi ben dördüz doğurmak istem ezdim.
Jak — Affedilecek bir kabahatin yok kancığım! Sen kadın değfl altın madenisin, Af e- j rln sana meleğim f îşl mükemmel becerdim. Gazeteler, dör- > düzlerin resmini çekmek İçin elli bin frank verdiler. Sosyal Yardım Bakanlığı da çocukların İaşesini üzerine atdı. Evimi* attın yağmağa başladı. Sevincimden çıldıracağım.
Jülyet — Demek dördüz doğurduğuma sevindin kocacığım.
Jak — Sevinmek de söz mü melek kancığım. Niçin beşla doğurmadın. Gelecek doğumda gayret et de bir batında sekiz yumurcak doğurasın. Ben de elimden geldlğf kadar aana yardım edeceğim. Zengin olmalıyız. Doğum İkramiyesi bıına derler. Gel de seni öpeyim şeker karıcığımı Beni sefaletin bataklığından çekip çıkardın. Kurtulduk. Yaşasın Dördüzler.
[Jak eğilerek karısını buselere boğar.)
Çeviren: A. I1İLÂLÎ
Jak Mogan: Otuz beş yaşında fakir ve işsiz bir erkek. I
Jülyet: Mogauun otuz yaşın- I da karısı.
Madam Mark Ev sahibesi. ı Bir gazeteci ve Sosyal Yardım Bakanlığının bir memuru. 1
[Jak holde, hâmile karısının ı doğurmak üzere bulunduğu I (Klanın dişindi deli divane gibi dolaşıyor, çaresizlikten saçları- : nı çekerek kendi kendine söyleniyor]
Jak — Haürn ne olacak? Artık mahvoldum. Karırn. dünya- ı ya bir çocuk daha getirecek. : Bir boğaz daha beslemeğe mecbur olacağım. Bu yükün altından nasıl kalkacağım. Cebimde be? para yok. Bir haftadan beri işsizim. Kadınlar, böyle sıkıntılı ve buhranlı zamanlarda ne diye doğuruyorlar?
IBirdenbire odanın kapısı açılarak ev sahibesi Marl dışarı çıkar.l
Jak (heyecanlı) — Söyle bakayım ne oldu? Yoksa kahrımdan patlayacağım.
Marl — Böyle yapmayınız mösyö Jak.
Jak — Nasıl böyle yapmıya-yım. Vaziyetimi çok İyi bilirsin madam. Bu çocuğu nasd beslerim ben?
Marl — Allah kerimdir.
Jak____ Ben de Allahın kerim
re rahim olduğunu bilirim amma gökten para yağdırmaz. Her ne hal ise ne oldu madam?
Mart — Zevceniz, bir oğlan dünyaya getirdi, uğurlu ve u-zun ömürlü olsun!
[Jak. bir iskemlenin üzerine yıkıiır.1
Jak — Artık mahvoldum. Faria bu andan İtibaren başlıyor. Cebimde bir frank bile yok.
IMari. loğusanın odasına tekrar girer ve içeriden Jak'a bağırır.]
Marl — Cesaret mösyö Jak! Belki bu çocuk size uğur ve saadet getirir.
Jak (kendi kendine} — Bu çocuk, bizim gibi açlıktan ölecek. Evlenmek nereden aklıma esti, ne büyük gaf yaptım ya-rabhı!
fOdanın kapısı yeniden açılır ve ev sahibesi dışarı çıkar.] Jak — Ne var madam. Yeni bir felâket mi var?
Marl — Zevceniz, bir erkek çocuğu daha, yani İkiz doğurdu!
Jak — ikiz mi? mahvoldum. Ölüyorum, boğuluyorum, tm-dadl
Marl — SJa çıldırdınız mı mösyö Jak? ikizler, uğurlu o-lur. Size uğur ve refah getirecekler. Vaziyete metanetle göğüs germensiniz.
Jak — Siz ne söylüyorsunuz madam, boş mide He metanet gösterilebilir mİ? Ben dünyanın çn bedbaht ve talihsiz a-«îamıyım!
(Loğusa odasının kapısı açılarak ebe, dışarı çıkar.)
Ebe — Müjde mösyö Jak! Uğurlu, kademli olsun! Zevceniz üçüz doğurdu.
Jak — Üûüüçüz... mü? Uyanık mıyım, yoksa rüya jnı görüyorum. Çil duracağım. Biraz hava, biraz hava... Boğuluyorum.
(Jak başı açık, saçlan karma karışık, gözleri dışarıya uğramış bir vaziyette basamakları dörder dörder inerek aokağa fırlar, deli gibi kendi kendine söylenerek uzun, müddet dolaşır. Sonra yavaş yavaş kendini toplar.]
Jak — İkiz... Sonra üçüz... öç çocuk, üç boğaz. Bu yükün altından nasıl kalkacağım'' Bu ne talihsizlik yar a böl! Karım ada tavşanı gibi niçin bu kadar çocuk doğurtkan oldu?
Bir saat sokaklarda âvâre Avare dolaştıktan sonra harap ve perişan evine döner, ve tanımadığı bir şahısla karşılaşır,]
Jak — Kimi arıyorsunuz mösyö?
Gazeteci — B»n Le Jour gazetesinin muhbiriyim. Size bir teklifte bulunmağa geldim. Gazetem, zevcenizin dördüz doğurmasından edindiğiniz intibaları bana anlatmak ve nev-zatların resim ferini çekmeme müsaade etmek İçin size elli bin frank veriyor.
Jak (hayretle) — Ne dediniz? Dördüz mü?
Gazeteci _ Evet mösyö Jak! Zevceniz, biraz evvel dördüncüsünü de doğurdu.
Jak — Dördüzlerin rcsfmre-rfnl çekmek için 50 000 frani-mı vereceksiniz’
Gazeteci — Şayet razı cJuı-1 «••'.ııız evçti
fer.
Fakat bc-ö. müf. itişin oraya uğradığına ada İnanmıyorum. Çünkü bir ken-ckk gitse, gördüklerimin onda birinin dahi gcizunden kaçmaması lazım ge-I lirdi...
«a
demokrasi âbidesi
1800 metre yüksekliğinde bir dağın granit tepesinde dört meşhur Amerikan cumhurbaşkanın başları oyuldu
Ruslımure dağında yapılan emsalsiz demokrasi âbidesi
Vaşlngton 18 (A.A.) — (United Press > — Âyan âzasından John Foater Dulles. Atlantik paktına dair olan dünkü nutku, esnasında Robert Tart İle sıkı bir mücadeleye girişmiştir Münakaşanın kvvzuu, Atlantik pak tının, Batı Avrupayı tekrar silâhlandırmak hususunda Amerika Birleşik devletlerin! Banlayıp bağlamadığıdır. Âyanoan Arthur Vandenberg, bu meselede Dulles’ün tarafını tutmuştur. Münakaşa esnasında hiddetlenen bozan yüzü kızaran Taft’a âyan Cumhuriyetçi lideri Neb-raskalt Kenneth Wherry yardım etmiştir. Dört gtln süren bu münakaşada Dulles. paktın 12 ftkid devletin Amerika tarafından silahlandırılması için acık çek şeklinde tefsir edilmesini »son derece yanlış» olarak vasıflandırın ıştır.
Taşdelen membaında
Blrleşlk Amerikanın batı kıs-I nesinde doğmuştur. San Fran-mında Black Hllls’deki Rush- dsko'da güzel sanatlar tahsi-more dağında «Demokrasi Mlh- llni yaptıktan sonra Parlse gl-rabı» adiyle mâruf Abide em- ] deı ek orada bir ressam olarak salslz bir eserdir. Burada de-inam kazandı. Hayatında en nlzden 1800 metre yüksekliğin- büyük emeli Amerikanın batı de bir dağın som granit cephe- kısmında »mümkün olduğu karine. Amerikalı heykeltraş Gut- ■ dar göklere yaklaşan» ve asır-zon Borglum dört meşhur A-merikan cumhurbaşkanının başlarını oymuştur. Bunlar Ge-orge Washlngton. Thomas Je(-ferson. Abraham Lincoln veThe-odore Roûsevelt’dlr.
Amerikalı muharrir Rupcrl Hughes'in kanaatine göre, o zaman Birleşik Amerikada İngiliz büyük elçisi olan Lorfl Halita», Rushmore dağmı IMS da ziyaret etmiş ve bu âbide İçin »tabiat hârikasiylc insan sanatının birleşmesinden doğan bu eser müşahede ettiklerimin en hari-kulâdesldik» demiştir.
1929 senesinde başlıyarak 1941 senesinde yani 11 yılda bltlrdl-
lara mukavemet edecek bir &-bide yaratmaktı. Borglum bu arzusunu gerçekleştirmekle
(Baştarafı S İnci sablfede)
Arkasını dönerek bir lâvabo, ği bu son eserinde, Borglum bü-(Lstlüğünü İşaret etti:
— buraya da sabunu konmuş ve havlusu asılmifl..
Beni de. benimle beraber Resen arkadaşları da bir düşüncedir aldı: Evkaf İdaresine büyük bir gelir, halka da şifalı bir su kazandıran AtıtürkUn, su içtiği ve yüz yıkadığı bu musluk üstündeki levhacığa niçin İki ratır yazı yazıhp bir tarih atılmamış acaba?.
15 tondan 30 tona...
Dışarı çıkarken zordum:
— Günde kaç ton su çıkarıyorsunuz?
— Üç kamyonumu» varken lü ton ıu işliyorduk, ştmd.1 a kamyonumuz var, S0 ton İşliyoruz.
— Daha iki kamyonunuz olsa AO ton da lşllyeblllralnlz sa-
— Tabii..
— Günde B0 ton su verir mi bu memba?
— Bol bol,,.
Mısır bizden Taşdelen auyu İster, Ankara «Taşdelen!» dlyo feryat eder de, günde 50 ton su çıkaran bir membadan, sırf kamyon yok diye bu İsteklere cevap verilemez!..
Yeniden İH kamyon daha almak veya mevcut kamyonların neferlerini arttırmak. Taşdelen membeını titiz işten anlıyan bir Idareol eline vermek de zor mudur acaba?
Ayni çamurlu yerlerden paçalarımızı sıvayarak dönerken gördüğüm bir kaç evin kimlere alt olduğunu öğrenmek istedim Orada çalışanların ikametleri-ı ne tahsis edildiği cevabını tver-ı diler ve bir tanesini İşaret ede-«»:
— Burası müfettişe alt binadır!
— Fimdi müfettiş İçeride tnl?
Bıyıkaltı fîiihlmsemcsiyle: |
— Eh.. Baza» getir!» dedi-
yük bir lieykeitraıj kadar mü-, heudls olduğun» da İspat et-. miştlr, Çeneden alma kadar 18 metre uzunluğunda olan yüzlerin oyulması, dinamit, tazyikli delme makinalan, tazyikli hava ve el İşi İle tamamlanmıştır, ı İşçiler dağın sathından aşağı : deri askılarla İndiriliyordu. İşin ı İdaresi mikrofon ve oparlörier . vasıtasjyie yapıldı.
Anne ve babası Dantmurkada doğmuş olan Borglum, batı e-yafçtlerinden îdaho’da 1871 se-
ı
Cemafeddln BİLDİK I
Cenubi İmcriknda Elumı'or Cumhuriyetinin başkenti Kituda, kaza nclicrainıle ölen şolur-lerin hâtıraunı anmak için inşa edilen muhteşem âbide.
Lake Success 18 (A.A.> (United Press) —
Eski Japon adası EUvenedin Amerika Birleşik Devletleri tarafından İdaresini inceleyen ve yaset konseyinin dünkü toplantısında konsey başkanı Fran sız delegesi Roger Garreau ve Sovyet delegesi Aleksander Sol-datof arasında sert bir münakaşa olmuştur. Soldatofun A-merikanın Pasifik adalarına «herkesçe malum» ve Amerlka-da mevcut olan ırk tefriki fikrini getirmek istemesinden balı setmesl üzerine Garreau sert bir lisanla bunu izah etmesini istemiştir.
Garreau şimdi Amerikanın de ğP Elivened'in bahis mevzuu olduğunu ve beyanatın adanın 1-daresi mevzuu çerçevesinde tutulması lâzım geldiğini Solda-Itora ihtar etmiştir.
| Soldatof. Amerika Birleşik | devletlerini bahis mevzuu etmediğini ve sitelerinin kesilmemesini İstemiştir. Soldatof başkana Eöz’erini bitirmesini isteyip istemediğini sorması üzerine başkan. - Nasıl at: u ederseniz» demiş ve celseyi tâJik etmiştir.
Filipin meselesinde sorguya çc' ii'.n Amerikan temsilcisinden Bikini sakinlerine ne şekil-
I1
! uı-ıı. ı»iR>ııı juKuıırane ne şesıı-de l.T 'ulnat vbfjldl&l sprulmuş-,iur. Cır sua'e cevap veren Fİs-ıke, F ' ınl adasından başka ye-ire r ürtılrn hnlkn'genls bir tuz imliıuı vcrilıııt§ ve Bikiniden
Bunun üzerine ayağa kalkarak heyecanlı bir eda ile, Dul-les’ln Avrupayı silâhlandırmak meselesinde paktır, ne maddi ne manevi taahhüdü taaımmun etmediği hususunda oyunu nasıl I kullanacağını sormuştur Dı'.ies, böyle bir tasrih yapıldığı takdirde, bunun paktın tekrar müzakeresine sebep olabileceğini bildirmiştir. Vandenberg derhal I müdahale ederek anlaşma ınel-• nindekl «müşterek mesuliyet» tübLrlnln (üçlülerin Amerika tarafından Bllâhlandınlnmsı hususunda «taahhüdü» tazaramun etmlyeceğlni bildirmiştir. lM:er-' ry de, Dulles'ln «Amerika Birleşik devletleri paktı tasdik ₺-derse diğer memleketleri siiâh-landırmayı taahhüt etmiş olur mu? Sualine evet veya hayır şeklinde hemen cevap vermesini istemiştir. Dulles cevabında paktın Amerika Birleşik Devletlerini tekrar silâhlanma hususunda müşterek bir gayreti? İşbirliği yapmak hususunda bağladığı cevabını vermiştir.
New-York 13'(AJl.) — (Afpi New-York Times gazetesi kadar Cumhuriyetçi temayülü New-; York Herald Tribüne gazetesi de âyan üyelerinden Robert Taft' , m Atlantik paktını tasdikçe» İmtina etmesini tasvip etmemektedir.
Black Hllls mmtakastna binlerce Amerikalı ve yabancı seyyah celbettl. Black Hllls dağlarının tepeleri, cenup ve şimal Dakota eyaletlerinin vâsi ovalan arasından yükselerek fevkalâde heybetli bir manzara arzeder. Buralarda taze hava, balık tutma, avcılık, kamp hayatı ve atlı geziler de misafirleri celbeden hususiyetlerdir.
Kalkütada karışıklık
Nümayişçilerle polisin çarpışmalarında
20 kişi yaralandı
Kalküta 13 (AJLI — (United Press):
Başbakan Nehrıınun açık o-tomobllinl taşladıktan sonra po üsle halk arasında çıkan çarpışma neticesinde en az yirmi kişi yaralanmış ve 22 kişi de tevkif edilmiştir. Çarpışmadan sonra nümayişçiler Nehru aleyhinde bağırıp çağırarak sokaklardan geçmlş'erdlr. Beş kişiden fazla İnsanın bir arada toplanmasını meneden bir kanun bulunmasına rağmen polis müdahale etmemiştir. Uçak alanında Nehru kendini alkışlayan bir kalabalık la karşılaşmıştı, fakat şehre giderken yolda da bir kaç noktada halk arabayı taşianııştır. Nehrıınun halletmek İçin çalıştığı meseleler arasında batı ne-gal kongre partisi içindeki zıt çarpışmalar, halk arasında âyan aleyhindeki hissiyat, komiınlst-
içr tarafından telkin -eriilen karışıklık. polis idaresindeki bozuk iuk ve işçiler arasındaki uyuşmazlık meseleleri vardır.
Kalküta 13 (AA.) (Reuler) — Siyasi karışıklıklar ve şiddet hareketleri hakkında konuşmak için Nehrıınun Kalkutaya gelmesi üzerine tıkan karışıklıktan sonra dun akşam sokaklarda devriye gezen polislerin üzerine iki bomba atılmıştır.
Bombalardan biri patlamışsa da kimseye zarar vermemLştir. Polis altı kişiyi tevkif etmiştir. Fakat bombaları atanlar tesblt edilememiştir.
Gere geç vakit. ISO kişi kadar tahmin olunan vt> ekserisi kadınlardan mürekkep olan bir kafile Nehrunun evi önünden geçerek »Geri dön Nehru» diye bağırmışlardır.
Her İki gazete de Tatt ın Atlantik paktı karşısında ardı ardına takındığı tavırda bir tenakuz ve müphemlyet emaresi gör inektedir. Bu hususta New-Yö?k Times gazetesi. Taft’ın iki par-
Paktın Avrupayı silâhlandırma meselesinde Amerikayı taahhüt altına sokup sokmadığı münakaşa oldu
Tafi He sert bir münakaşaya girişen F(ister Dulles
tinin muvafakatine dayaretn dış siyasete bir darbe indirdiğini ve bu siyasetin Cumhuriyetçi parti tarafından bozulmasını tacil ettiğini yazmakta ve bunun gelecek seçimlerde partinin kontrolü için yapılacak mücadelenin başlangıcı olarak telâkki e-dlleblleceğlni belirtmektedir.
Gazele. Taft'ı beynelmilel olarak görünmek isteyen, faral ekseriya Hamlet rolunfl osmsyı n ve bir türlü karar versfjiyrn bir adam olarak telâkki etmektedir.
Demokrat gazete, senatör Tâffın Rus tehditleri öniırcf? boyun eğdiğini ve Amerikan dış siyasetinin, Bata demokrat ilerini bölünmüş ve silâhiv* tutmak isteyen Sovyet hedefine uygun olmasını temenni ettiğini yazmaktadır.
öte yandan Nevyork Herald Tribüne gazetesi, askeri yardım programının ve Atlantik paktının ayrı ayrı kıymetler olduğa yolunda dışişterl bakanlığı tarafından verilen teminatı olduğu gibi kabul etmekte ve Taft‘ m da böyle hareket etmesi lâzım geldiği fikrini ileri sürmekte ve şunları yazmaktdaır:
«Bundan başka pakta imzalamakla kail veya karşılıklı bir siyaseti kabul ettiğimizi tahmin etmek, hüküm ve teşebbüs kabiliyetimizi terkettlğlmizl telkin etmek, olur kİ paktı bazırlıyan-lar hiçbir zaman bunu düşünmemişlerdir.»
Pasilik'de Elivened
adasının mukadderatı
Fransız ve Sovyet delegeleri arasında seti münakaşalar oldu
Kvajallne nakledildikleri zaman kendilerine münasip evlerden başka yiyecek de verilmiş olduğunu açıklamıştır. 194S de tamamlanan bu muhaceret esnasında halka aletler. ilâç ve diğer yardımlar da temin edilmiştir.
Demir perde
İlk defa olarak kim kullandı?
Londra 13 (A.A.) — (Lps):
Liberal News Clıronicle gazetesine Parlsten gönderilen bir mektupta ■»Demle perde» tâbirinin aslı münakaşa edilmektedir. Bazı kimseler bunun ilk defa olarak Churchlll tarafından kullanıldığını, diğer bazıları da Hillerln eski midiye bakanı konlSchtviT Krosizk tarafından veyahut Göbbels taralından kullanıldığını İddia ediyorlar, bununla beraber, gazetenin bir okuyucusu şunu keşfetmiştir: İlk defa bu ifade, komünizme dair olan 1918 de basılan «devrimizin ifşaatı» adlı eserinde Rus yazarı Vasl'l Rozanof ini alından kullanılmışın1.
F KiPe 8
AKŞAM
14 Temmuz 1949
YENİ YAYINA
ISTIKLAl MXRBİMtZ3S SÜVARİ KOLORDUSU
Elli (di orgenerıll Ful.ı «İdin Alla-, m lUlllclAİ Sova'.ında Süvari Kolordunu» bm'indelcı kıymrtlı kl’alu bu defa jenl tarncrk' ve b»»> tadilatı» tefcraı ı»b ve neşredilmiştir,
îttlklM limbii.de kantaronu suvar ı-İsı tır ııeln buyurt yararlıklarını teba-rür e'i iren bu değerli eseri okuyııou-la(iıhıu tavsiye ederiz.
HUKUK DÂVALARI NABIL AÇILIR, NASIL YÜRÜTÜL UR
İcra dalreleriii.de. ve mahkemelerdeki işlerini bizzat takip edecek vatandaşlara. tarh. istila. azil, emeklilik 114 Sırasında gadre uğrayan memurlara kanun ve takip yollarını gas-temıek m akatdıle Zonguldak Aslıya hukuk yargıcı Eylip Sabrı Eı man taralından hazırlanmıştır.
Hukuk tatbikatı alanındaki boşluğu dolduran, her vatandaşın anlayabileceği açık bir ıısldpla yatılırın, 13 Cııiıtıudan ibaret v« Î50 kuru] fiyatlı Ou ezeri tavsiye ederiz. Mulıarrlrln-
Parisli Bayanların Tercih ettikleri Briyantin Tiirkiyeye
Şimdi; siz de saçları-niza Partste erkeklerin takdir nazarlarına çeken parlaklığı verebilirsiniz.
jpo Btkeklar tarafından sevilme-’>inl arxu edan modern bayanların aacları »yanı hayra!
bir çUzellik ivn. Bo »ır, Türkiyeye getan Dr.Roja Briyantinidir Sabah ve okjom «oçlarınıca bu Ro|o vapOrrlB edinil. Terkibindeki çabuk eriyen maddelerle kıymeti) yağr —-----------J" fc"VîM
bir
ıo çları mı do hakiki harika "ROJA harikan" yoralacaklır.
Seneltk 2H0tı kuruş MOO kuru»
a aylık UOO » 2»0ü a
J aylı • l&K1 •
r svlık »ıo » — »
Adres «kimi için elli kurujluk puı gBnderilmeiidlr Aksı takdir* do ııdrea deriştirilmez
«an Fenni Sünnetçi na™
EMİN FİDAN ve oğlu Lokman Fidan
Taşradan gelenlerin ve yaşı büyük olanların, sünnetleri Ortaköy Şifa Yurdunda veya kabinelerimizde yapılır.
Beşiktaş. Emniyet Sandığı I Maçka, Maçka Palas kar-yanında, Tel: 84395 şısı Zeki paşa Apt. No. 2.
I Tel: B1773
Tclctonlarımır üaşmulıarrlr 20500 Vara İşleri «1705 - İdare »MI
MUrtUr «H97
Ham atan 17 — Hıtır 7Û
tnuak Od Oâle tklııdl Ak Yalsı
E 3,i« 0,00 4,.W 8.38 lî.OO l.W
V 1.M 8,11) I1.2Iİ 17.İp 20,10 »2.»8
İdarehane BabıâD elvan
Cemal Nadir sokağı No 13
Gölcük Teniz Fabrika-arı Genel Müdürlüğünden
1 — Fabrikalarımıza 40 birinci sınıf tesviyeci alınacaktır
2 — Askerliğini yapmış sanat okulu mezunu birinci sınıf İşçilerden Binavda muvaffakiyet derecelerine göre saatte 70-140 kuruşa kadar ücret verilecektir.
3 — İsteklilerin 15 temmuz 949 tarihine kadar bütün mas-
raflar kendilerine alt olmak üzere müdürlüğümüze müracaatları. (10200)
ZAYİ — şebekemi kaybettim Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Yüksek Denizcilik okulundan
412 No. ll Hikmet Ot’NER
ZAYİ — Devlet Demlryolların dan aldığım memuriyet hüvlyat vesikaslyle 20027 sayılı şoför ehliyetimi ve sıhhat muayene cüzdanımı kaybettim. Yenilerini a-lacağundan eskilerinin hükmü yoktur.
D Demiryolları YedİKvle Cer
Atelyeslnde 42882 sicil N0.I1
Naci D İNÇ KOL
TÜRK TİCARET BANKASI A. Ş.
Umum Müdürlüğünden
Merkez ve Şubelerinde 100 lira ve daha fazla
Mevduatı olanlar için
10 Temmuz 1949 da Noter huzurile yapılan ikramiye çekilişine ait neticeleri bildiriyoruz:
Hesap No. Hesap sahibi İkramiye miktarı
Zayi — Çatalca askerlik şubesinden aldığım terhis tezkeresini kaybettim Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
1321 doğumlu ölü Hasarı oğlu
Rıza MARANGOZ
OSMANLI BANKASI
Türk Anonim Şirketi, Tesis tarihi: 1863
Sermayesi;
10.000.000. İngiliz lirası
Merkezi İdaresi t
İstanbul — Galata
Uta a bul d a: T eril cami, Beyoğlu, Kadıköy ve Şişlide ve Türklyenln bağlıca şehlrlerile...
Paris, Marsilya, Londra, Mançeater, Mısır, Kıbrıs, Irak, Filistin ve Maverayı Ürdünde.
Şuneiertt
Suriye ve Lübnanda Filyallerl vardır.
Her türlü banka muameleleri yapar ----------■-------
Çok müsait faiz şartlarile tasarruf ve mevduat hesaplan açılır.
Tasarruf hesaplan için üç ayda bir ikramiye keşideleri yapılır.
Daiıa fazla malûmat almak İçin Osmanlı Bankası Gişelerine müracaat edilmelidir.
213 E. Yesterl 10.000.— İzmir
5871 M. Nişll 5.000.— İstanbul
18 S. Yılma® 1.000.— Adana
5005 B. Altan 1.000— Ankara
5893 3. Can 1.000 — Eskişehir
132 A. Dobaçyan 1.000— Osmanbev
2917 A. Almelek 500— Ankara
843 N. Küre m 500— Adapazarı
078 3. Özer 500— Bursa
948 N. Bener 500— İzmit
38 3. Söğüt 500.- Samanpazarı
135 S. Mika 500.- Osm a nb ey
27 S. Asungil 100 — Adana
2568 S. Ulus 100— Ankara
1108 t. Ç ftçi 100— Bolu
039 S. Basman 100— Bolu
621 V. ÇuçukçuRİl 100.— Bursa
5791 O. Bozkurt 100— İstanbul
1546 Y. Rotman 100.— İstanbul
1193 R. Onur 100— İzmit
717 ö. Topçu 100.— İzmit
838 S. Pandelldla 100.— Osmanbey
42 M. Gökçe 50— Adana
18 Y. Z. tlçok 50.— Adana
5004 F. Arıtan 50— Adana
1899 N. Tur»ay 50.— Ankara
1834 Ş. Kavlak 50— Ankara
2404 ğ. Doyran 50.— Ankara
3141 H. Pekta$ 30— Ankara
2269 Ç. E. Kurumu 50— Ankara
5809 S. Köprülü 50— Adapazarı
190 A. Savfruç 50— Adapazarı
655 N. Güntem 50.— Adapazarı
819 A. Bayrak 50.— Bolu
972 M. Dündar 50.— Bolu
1033 R. Kaş vc N. Kag 50,— Bolu
568 H. IktuK 50.— Bursa
739 t. Gerçekli 50.— Bursa .
115 Dr. H. Eylojlu 50— Eskişehir
1583 N. Çalpar. 50.— Eskişehir
5587 N. E!tuğay 60— Eskişehir
8903 E. Mutafoftlu 50.— İstanbul
8389 V. Geııçay 50— İstanbul
517İ A, F. Saykal 50— İstanbul
2804 Z. Gözkaman 50.— İstanbul
4347 T. Hıdayetoglu 50— İstanbul
1084 F. Metlnman 50— İzmir
16 M. Sırdaşer 50— İzmir
22 P. Eşıefyan 50— İzmir
1182 F. Yeşiner 50— îzmit
1513 A. Tanju 50— İzmit
908 A. Şulpan 50— İzmit
1451 L. Özer 50— İzmit
219 Ü. Karaca 50— Samanpazarı
233 İ. H. Ünveren 50— Samanpazan
287 î. Akba 50— Samanpazart
331 M. Küçükosnıan 50— Samanpazan
641 N. Altıok 50— Osmanbev
258 S Tükeıı 50— Osmanbey
341 K. Mostiç ’ 50— Osmanbey
325 C. B. Bekler 50— Osmanbey
233 R. Devidas 50— Osmanbey
Ç/yi /iör/naf^e rnuayût
7/r yıe/ri 7/avri/i/ûfj 'fokusmıu inufı^f^.ı ex/c'/r »
Tıbbi AlâtSctışı
Kadıköy İkinci Sulh llukuk Yargıçlığından: 948/13S
Kadıköy Halltağa mahallesi 20 sayılı evde ikamet etmekte iken ölen ve terekesine yargıçhğınuzca elkonutan Bevliye mütehassısı Abbas Melikoğlunun mevrusatı arasında ve kliniğinde bulunan mm» komodin ve camlı dolaplarla 70 adet muayene ve ameliyat vasıta va levazımatı 18/7/949 saat 14 de İstanbul sandal bedesteni eşya şubesinde satılacağından isteklilerin belli gün ve saatte satış yerinde bulunmaları İlân olunur. 10324
Kırpıntı K?ğıt S tışı
Maliye Bakanlığından
Beşiktaşta devlet kâğıt deposunda hâlen mevcut ve 1919 se-mesl sonuna kadar toplanacak takriben 15 ton kırpıntı kâğıt ı açık artırma ile satılıcaktır.
İsteklilerin 120 lira geçici teminat İle birlikte 25 temmuz 1949 pazartesi günü saat 14 de mezkûr depoda hazır bulunma' ları. (10320)
rssssH» Satılık Spor Otomobil ......................... .. ■
R Gayet iyi kullanılmış Benz Mercedes markalı 0 silindiril I
■ deri döşemeli konvertibl bir spor otomobil satılıktır. .
I Görmek için Sıraselvilerde Sııaselviler garajına veya Do- I i ğan Sigorta şirketine müracaat edilmesi. 10347 ■
SAYIN DOKTORLARA
O R A N G i N E
OYYDE ORANGE dc MERCURE)
Göz hastalıkları merhemi %i ve %2
Ecza Depolan ve Eczanelere dağıtılmıştır._
Sayın Doktor ve Eczacılara :
EKZAMATOL
(Sülfamidli kompoze) yara ve cild merhemi
Yeni piyasaya arzedllmlş ve bütün ecza depolarına tevzi edilmiştir. ŞANO LABORATUARI — Telefon: 82903,
JOHN ROBSON
Dizel motörlerinin
80 - 40 ve 17 beygirlikleri pek yakında gelecektir.
SAFİR
Genel Ticaret T. A. Ş.
Adres: İstanbul Galata Bankalar Cad. 58 - 02. Tel: 41460.
İstanbul Sıhhi Kurumlar Arttırma ve
Eksiltme Komisyonundan
Haydarpaşa Kümüne hastanesi 100 yataklı verem pavyonunun ihtiyacı bulunan 81 kalem, muhtelif âlet ve cihaz açık eksiltmeye konulmuştur,
1 — Eksiltme, lB/temmu2 949 pazartesi günü saat 15 de Cağaloğlundakl Sağlık ve S. Y. Md. lüğü binasında toplanan sıhhi kurumlar satmalına komisyonunca yapılacaktır.
2 Muhammen bedeli: Topyekûn 6770 50 lira olup, ilk teminatı: 509 liradır.
3 — İstekliler, bu İşe alt şartnameyi çalışma günlerinde komisyonda görebilirler.
4 — İsteklilerin, cari seneye alt ticaret odası vesikası He
24»o sayılı kanunda yazılı belgeler ve bu İşe yeter ilk teminat makbuz veya banka mektubu olduğu halde belli gün ve saatte komisyona Sr*n*«sfRuı. (9701)
C\l
O
C
O
12 (D
> r. (P
Şose esaslı onanır»
Samsun Valiliğinden:
Samsun - Kavak yolunun 5 + 250 - 13 + 800 kilometreleri arası şose esaslı onarımına talip çıkmadığından yeniden eksiltmeye konulmuştur.
2 — Keşif bedeli 90878 lira 78 kuruş ve geçici teminatı 5793 lira 69 kuruştur.
3 — İl daimi komisyonunda kapalı zarf usullyle İhalesi 26/temmuz'l949 tarihine rastlıyan sah günü saat 18 da yapılacaktır -
4 — Bu işe alt keşif vesair evrak 11 daim! komisyonu va bayındırlık müdürlüğü kalemlerinde olup İstekliler tatil günlerinden mâada günlerde bedelsiz olarak görebilirler.
5 — İsteklilerin bir kalemde altmış bin liralık yol, köprü veya bina yapım ve onarunını iyi bir surette ikmal ederek kesin kabulünün yapıldığını gösterir belge İbraz etmeleri va ihale gününden en az atatıl günleri hariç» üç gün evvel 11 makamına dilekçe İle müracaat ederek bu İşin »kslltmealna girmek için yeterlik belgesi almaları gerektir.
6 — Eksiltmeye gireceklerin ikinci maddede yazılı geçici te-
minata alt makbuz ve beşinol maddede yazılı belge ile 1949 yılma ait ticaret odası vesikasını havi olarak 2400 sayılı kanunun tarifleri dairesinde hozırlıyacakları kapalı zarflarını İhale günü saat 15 e kadar makbuz mukabilinde daim! kombjron başkanlığına vermeleri veya İadeli taahhütlü olarak posta ne göndermiş olmaları lâzımdır, Postada olacak gecikmeler kabul^L edilmez 19191 **
------------------------------------------5-----------Q_
6 Ton Sade Yağın Teklif isteme Müddetinin Uzatıldığı Hakkında
Sümerbank Alım Ve Satım Müessesesinden
Evvelce flat teklifi alınacağı gazetelerle ilân edilmiş lunan 1 - 3 asitli yeni mahsul 6 ton Urfa Sadeyağının teklif-2 ierlnln verilme müddeti, görülen lüzum üzerine, 25 Tetn-M— muz 1949 pazartesi günü saat 10 a kadar uzatılırı ıştır.
Kapalı zarf İçindeki tekliflerin, zarflar üzerinde «Bey-ı-O koz 43» İşareti yazılı olarak en geç yukarıda bildirilen gün v(j-q saate kadar Mtiessesemlz giriş kapısında bulunan kutuya atılması. (10285' +S
_____________________________________________________co 3000 Blok Formüller Tab’ı İşi için Teklif ö İsteme İlâm
Sümerbank Alım ve satım müesBesesinden
Müessesemlz mağazalar saymanlığı ihtiyacı İçin tabettirilecek matbualar lçtn teklif alına-caktır.
Müfredatt ve modeller müessesenılz muamelât servisinden görülebilir.
Tekliflerin kapalı olarak ve zarfların üzerinde «Alım - Satım» işareti bulunduğu halde en geç 18-7-949 pazartesi güoü saat 10 na kadar, Müessesemlz giriş kapısında bulunan kutuya atılması.
Bu İş İçin bu ilândan evvel verilmiş bulunan teklif sahiplerinin haklan mahfuz tutulacaktır. (102034
OeVlet Hava Yolları Yeşilköy Meydan Müdürlüğünden
1 — İdarenin Yeşilköy alanında göstereceği yere teslim edilmek şartlyle beher metre mikâbı 9 lira muhammen bedelle 30 zardan 50 metre mikâp kıra İle çakıl ve behet metre mikâbı 45 liradan 35 metre mikabı mıcırın alınması 25/7/949 pazartesi günü saat 11 de açık eksiltmeye konulmuştur.
2 — İsteklilerin fenni Vc hususi şartname ile diğer lüzumlu malûmatı Yeşilköy meydan müdürlü günden istemeleri.
3 — Açık eksiltmeye gireceklerin evvelce bu işler! yaptıklarına dair resmi dairelerden aldıkları asgari 5 bin liralık b-ü^e İbraz etmeleri şarttır.
4 — İlk teminat h ■ ‘ ‘| 158, Lira 62 kuruştur. İUUİ
Polis Okuluna Öğrenci Alınacaktır
önümüzdeki ders yılı içinde polis okullarına polis stajlyerli-ğlne İstekli öğrenci alınacaktır İsteklilerin Orta okul mezunu olması ve polise giriş hakkındaki kanunda yazılı şartları haiz bulunması ve 20 Ağust03 949 gününe kadar evraklarını İkmal ederek emniyet genel müdürlüğünde bulundurulmaları lâzımdır.
Fazla tafsilât isteyenler Emniyet Gene! müdürlüğü İkinci şubesine ve mahalli emniyet müdürlüklerinden öğrenebilirler.
9837
Ankara Belediye Başkanlığından
1 — Belediye müstahdemleri İçin yaptırılacak (104) adet palto ve 560 gocuk İS giLn süre ve kapalı zart il’uİU ile eksiltmeye konulmuştur
2 — Muhammen bedeli 22800 liradır
3 — Teminatı 1710 liradır.
4 _ Teminat Belediye veznesine yatırılacaktır
5 — şartnamesi ve kumaş nümunelerl h eı gün belediye tutanak ve muamelât müdürlüğü kaleminde görülebilir.
8 — İhalesi 25-7-949 pazartesi günü saat 10 da belediyede toplanan encümende yapılacaktır.
7 — İstekllleıln 2400 sayılı kanunun 32 lnoi maddesi gereğince hazırlayacakları teklif mektuplarını belli günde saat on* beşe kadar makbuz karşılığında encümen başkanlığına vermeleri ve İhalede hazır bulunmaları lâzımdır. (9068)
İstanbul Sular idaresinden:
İdare İhtiyacı için (270) ton sülfat dallümln satın alınacaktır.
Şartname satmalma servisinden, alınabilir.
İsteklilerin teklif bedellerinin % 73 nlsbetlnde bir teminatla beraber tekliflerini 3.8.949 çarşamba günü saat 12 ye kadar Beyoğlunda idare merkezinde Muamelât dairesi şefliğine vermeleri. (9835)
KADIKÖY ENDE MODA SEMTİNDE
SATILIK KÖŞK
Bahçe ortasında, su. elektrik, havagzaı, telefon, alafranga banyo, alaturka hamam, ve mükemmel GaRAJ'i vardır.
Müracaat: Galata. Bankalar caddesi, Ankara ham, kati. N>. 1 Telcimi 4-1177
1 M
4

Comments (0)