AKŞAM
Hergiin 8 sahife
AKŞAM
Sene 30 — No. 10657 — Flatl: her yerde 10 kuruştur.
SALI 15 Haziran 1M8
V :
Sahibi Necmeddin Sadak — Yazı işlerini fiilen İdare eden: C. Bildik — Akşam Matbaası’
Yeni Kabinenin hazırladığı programın başlıca esasları
Churchiti’in bir cevabı
Hakla olan tahsisatı almıyor
Kıral Abdullah, kırat Ibttissuud u ziyaret edecek
Kabine karşılaştığı büyük güçlüklerden bahisle ancak cesaretle radikal tedbirler alacak bir hükümetin muvaffak olabileceğine işaret ediyor
Memur sayısının azalmasının teminine çalışılacak, büyült tasarruf politikası güdülecek, inşaat durdurulacak, iktisadi kalkınma için dış kr ediye baş vurulacak
Londra 14 (AP.) — Başbakan Muavini Herbert Morrlson dün verdiği bir demeç sırasında, ChurchlUln A-vom Kamarası toplantılarından çoğuna dovam etmediğini fakat buna rağmen muhafazakâr parti lideri sı-fatlle hakin olan 2000 sterllngllk ücreti almakta, devam ettiğini söylemişti.
Bugün bu adîleri resmen cevaplandıran Churchlll, n& bu hakkı huzuru no de eski Başbakan sıfatlı a gene kendisine bağlanan yılda 2000 ster-llngllk emekli maaşını almamakta
Ingiltere, Hayfaya giden petrol borusunu sökmeğe karar verdi
Demokratik inkişaf devam edecek, Basın kanununda değişiklik yapılacak
olduğunu açıklamış ve: «Morrlson bu
İngiltere'de
Yen! Bakanlar makamlarında: Yukarıda Ticaret Rakam Cemil Salt Barla?. Bayındırlık Bakanı Nihat Erim, aşağıda Tanın Bakanı Çavlt Oral, Adalet Bakanı Fuat Sirmen
dununu Maliye Bakanlığından kolay lıkla. tahkik edebilirdi» demiştir.
Londra 15 (AA.) — Başbakanlık Lordu Herbert Morrlson dün akşam ClıurchlllB hitaben gönderdiği mektupta, dün Cardiff’de umum! bir toplantı sırasında eski Başbakan hakkında İleri sürdüğü İthamları geri aldığını bildirmekte ve bu sözleri söylediğinden dolayı teessür beyan etmektedir.
Harb zamanına ait bir karar yürürlükten kaldırıldı
Londra 15 (R) — Ağır surette bombalanması muhtemel yerlerdeki kadın ve çocukların başka mahallere nakil hakkındakl kanun, 8 sene yü-kaldıkt.an sonra temmuz ip-
tidasından İtibaren yürürlükten kalkacaktır. Kanun 1039 eylûliindenberi tatbik ediliyordu ve o sene 1,277,000; 1941 taarruzlarında da 1,340,000 kadın. çocuk, malûl köylere nakledilmişti.' İngiltere hava hakimiyetini kazandıkça bunlar memleketlerine dönmüşlerdi.
Londra 13 (R) — Suudi Arabistan Kıralı İbnlssuud, Ürdün Kıralı Abdullah'a bir mektup göndererek kendisini Suudi Arablstaaın başşehri Rlyad’ı ziyarete davet etmiştir. Suudi Arabistanın Ürdün elçisi Şeyh Haraza tarafından verilen mektupta şu satırlar vardır: «Maziyi unulmalıyız, Filistin meselesi Arap devletleri arasında yeni bir devre açmış, yeni dostluklar İçin zemin hazırlamıştır.»
Kıral Abdullah daveti kabul etmiştir. Ziyaret tarih! bir kaç gün içinde kararlaştırılacaktır.
Hayfaya giden petrol borusu sökülecek
Londra 15 (R) — Irak petrol kumpanyası. Irak petrollerini Hayfa’ya getiren petrol borusunu Arap memleketlerine nakletmeğe ve Hayfa’dakl* tasfiyehaneyi kapamağa karar vermiştir. Petrol Irak'ta Kerkük fabrikasında tasfiye edilecek ve bir kısmı T.-ablusşam'a, bir kısmı Ürdüne nakledilecektir.
Yahudi hükümet! bu karan şiddetle protesto etmiştir. Yahudi hükümeti bunun İsrail hükümetine karşı iktisadi bir boykot. Arap ordularının yakıt ihtiyacını temin demek olduğunu İddia etmektedir.
Son zamanalrda bu boru esasen kullanılmıyordu. Bu yüzden Fillstln-de büyük bir petrol ve benzin buhranı vardır.
Son durum
Londra 13 (R) — Mısır Başbakanı
Kıral ibnlssuud
Nokraşi paşa. Yahudllerin mütarekeyi 3 defa bozduklarını bUd irmiş tir. Mamafih, dün, sakin geçmiştir. Kudüs şehrini İkiye ayırmak için tedbir alınıyor. Yahudi muhaceretini kontrol etmek için bazı limanlara müşahitler gönderilecektir.
Ankara 15 (Telefonla) — Hükümet programı bugün Parti Meclis grupun-da okunacak ve görünüşe göre grupta bu vesile İle hayli çetin tartışmalar olacaktır, öğrendiğime göre program gayet kısadır. Anayasa meseleleri gibi bahislere dokunulduğu hakkında çıkan rivayetlerin aslı yoktur. Hükümet beyannamesinde Parti programını esas ittihaz etmekte ve teferrü-at üzerinde durmamakta, durmaya lüzum kalmadığını da ayrıca belirtmekledir, Hükümet bugün karşılaştığı bilyük müşkülâtı ortaya koymakta ve ancak tam güvene lâyık ve cesaretle radikal tedbirler alacak bir hükümetin muvaffak olabileceğine İşaret etmektedir,
Bütçenin yansının milli savunmaya. diğer yarısının memur maaşlarına gittiğini anlatan beyannamede hükümet şimdilik başvuracağı bazı, tedbirleri öne sürmektedir. Bunların' arasında bilhassa memur kadrolarının artmasına mâni olmak vardır. Memurlar kütle halinde açığa çıkarılmayacak. fakat münhallere tâyinler yapılmamak gibi bu sefer daha sıkı tutulacak tedbirlerle memur sayısının azalması temin olunacaktır. Diğer taraftan, büyük bir tasarruf politikası güdüleceği, inşaatın durdurulacağı ve İdare masraflarının kısalacağı belirtilmektedir İktisadi kalkınma hler! İçin dış krediye başvurulacağı da ayrıca kaydedilmektedir.
Hükümet demokratik inkişafa aynı şeklide devam edeceğini de beyannamesinde bellrtrrtektodlr. Sızan haberlere göre, hükümet aynı zamanda Ba sın kanununda tadilât yapacağını da açıklamaktadır. Siyasi tenkldler en ge niş hürriyet! tanımakla beraber, yapılacak tâdillerin vatandaşın şeref ve haysiyeti bahsinde daha titiz davranmağa matuf olduğu ileri siirül-
inektedir. Hükümet beyananmeslnln bu kısmının da bugünkü toplantıda bir çok görüşmelere yol açacağı, lehte ve aleyhte söz söyleyecek hatiplerin sayısının hayli kabarık olacağı tahmin edilebilir.
Kablne programının. Parti grupun-da bugün yapılacak olan görüşmesi bittiği takdirde yarın, bitmediği takdirde cuma günü Mecliste okunacağı anlaşılmaktadır. Pçogram daha evvel Demokrat Partiye verilecektir.
Harb sanayi fabrikaları
Ankara 15 (Ahşamı — Harb sanayii fabrikaları kurulmasına dair bir kanun tasarısı hazırlatırnakla olduğu hakkında alınan malûmat harb sanayiinin, hükmi, şahsiyeti haiz bir teşekkül tarafından idare edil-
Amerika 65 bin tonluk uçak ger isi yapıyor
Dışişleri Bakan muavini söylediği nutukla Rusya’ya şiddetle hücum elti
65 milyon liralık istikraz
Ankara 15 (Akşam) — 948 mail yılı İçin hükümete 125 milyon liralık bir İstikraz salâhiyeti verilmişti. Bu yetklyo dayanarak 85 milyon liralık birinci kısım tahviller satışa çıkarılacak ve 30 haziran akşamı satışa son verilecektir.
Rusyada mahsul-
Moskova 14 (AP.) — Bugün İzves-tia gazetesi Volga bölgelerindeki hasat şartlarının müsait olmadığını yazmıştır.
YALAN İÇİNDE YALAN
Bu, yeni boşlayacağımız tefrikanın ismidtr.
Fakat:
llstaca tertiplenmiş yalanlar içinde hakikati kestirmek: büyük bir zekânın alâmetidir!
yeni romanımızı okuyarak
zekânızı büsbütün tncelllniz.
Aşkla örülmüş zabıta romanları, Garp dünyasında her seviyedeki insanı üstlendiriyor. Tatil saatlerinizde zabıta romanlarımızı okuyunuz, dimağınız, muhtaç bulunduğu jimnastiği yapmış olacak tır.
YALAN İÇİNDE YALAN
John D. Carr’ın bu eserini (Vâ-Nû) Türkçeye çevirmiştir.
—.——----------------------
Dörtler toplantısı
Bu husustaki haber doğru değil
Vaşlngton 14 (AA.) — (AFP) Dolaşan rivayetlere rağmen Triestenln Italyaya iadesi hakkında Sovyeller-den şimdiye kadar hiç bir cevap Bilmediği Dışişleri Bakanlığının sözcüsü tarafından bildirilmiştir.
Sözcü Sovyet büyük elçiliğine bu hususta verilen ilk Amerikan notasının cevapsız kaldığını ilâve etmiştir. ’
Vaşlngton 14 (A A.) — Birleşik A-merika. Sovyet Rusya. İngiltere ve Fransa Dışişleri Bakanları arasında ağustosun 15 İnde Pari.-de Dlr konferans toplanması yolunda Marşal tarafından Bidault’ya teklifte bulunulduğuna dıılr haber Fransız ve A-merlkan çevrelerince kesin olarak yalanlanmaktadır
Mamafih Dışişleri Bakanlığı bu hususta herhangi bir yorumda bulunmak istememektedir. îyL haber alan çevreler Dışişleri Bakanlığının bu husustaki IhUyatlı durumunu Bakan tarafından böyle bir teşebbüsü» yapılmış olması ihtimalinden ziyade Amerikanın bu mevzu hakkında her hangi bir münakaşayı uzatmamak arzusuna atfetmektedirler. Bu çevrelerin flkrincc Marsh ali böyle bir konferansın şimdiki halde bir netice vereceğini sanmamaktadır.
mesl ve mevcut harb sanayiinin modern vasıtalarla teçhiz! hususunda bazı teşebbüslere girişilmiştir.
Bilindiği gibi askeri fabrikalar ge-r.el müdürü Tüm general Fikret Kartı budak ve muavini Tuğgeneral Ekrem Akbny, Birleşik amerikada muhtelif harb sanayii fabrikalarını gezmişler. gerekli temas ve anlaşmaları yaparak yurdumuza dönmüşlerdir.
DİKKATLER:
Derebey hündesi
Gazete muhabirleri yurd gezilerinin intihalarını kaydediyorlar. Cumhuriyet'te Metin Toker* in yazısı şöyle bir serlevha taşıyor;
«Cenup vilâyetlerinde halâ derebeyleri var. Buralarda beş on köye sahip olmak hiç bir şey ifade etmiyor. Bana Urfada öyle adamlardan bahsettiler ki köylerinin sayısını bilmezler iniş.»
Peki, bir sual:
— Şark vilâyetlerimizde böy-leleri yok mu? Karadeniz kıyılarında yok mu? Eskişehir civarında yok mu? Başka yerlerde yok mu?
Islahatçı zihniyetle bir toprak kanunu viicude getirmiştik. Maalesef mukabil tesirler oldu. Şûn diki tadillere göre, bir tek mal sahibinin Bostancı ile Haydarpaşa arasında demiryolunun sahil tarafındaki bölgesini ( Kadıköy dahil) baştanbaşa kucaklayacak kadar toprağı olabilecek, burada 2500 den ziyade topraksız köylü çalışmak ıstırarında kalacak. Ve bunlar yirminci asırlı Türk vatandaşlarıdır.
Terakkiperver zihniyetin bu aksülamcle karşı yeni bir derleniş ve toplanışı lâzımdır. |
bin tonluk Amerikan uçak gemisi Leyi,®
Nevyork 15 (R) — 65 bin tonluk büyük bir uçak gemisi yapılması İçin tahsisat kabul edilmiştir. Bu gemi en büyük harb sefinesi olacaktır.
Genelkurmay başkanı General Bradley söylediği bir nutukta Milli Savunma, bütçesinde yapılan kısıntılara itiraz elmiş, kuvvetli olmak lüzumundan bahsetmiştir.
Dışişleri Bakan muavini de nutkunda Rusyaya şiddetle hücum ederek bugün bazı kimselerin gösterdikleri İyimserliğin Pearl Harbour baskınından evvel Japonyaya karşı gösterilen iyimserliğe benzediğini söylemiştir.
Başban Trumanın seyahati
Los Angeles 14 (AA) — Başkan Tru-man bugün Los Angeles’e varmış ve 750 bin kişiyi aşan kalabalık bir halk kütlesi tarafından karşılanmıştır.
Şehrin Belediye başkanına hltab eden Truman, şimdiye kadar hiçbir fırsatta bu katilar büyük bir tezahüratla karşılanmadığını söylemiştir,
Başkan Truman, Los Angeles’te bir nutuk söyllyecektlr. Bu nutkun Cumhuriyetçilerin kontrolü altında bulunan Kongreye karşı bugünlerde yapılan ithamların en şiddetlisi olacağı tahmin edilmektedir.
Askere çağrılacaklar
Vaşlngton 14 (AA) — 5 hafta süren müzakerelerden sonra, Temsilciler meclisi Tüzük komisyonu, 19 - 25 yaşları arasında bulunan gençlerin askero alınmaları hakkındakl kanun tasarısını. Meclisin salı günkü toplantısında müzakere edilmesi için bu gün Temsilciler meclisi bürosuna tevdi etmiştir.
Askerlik hizmetin] iki sene olarak tesbit eden bu tasarı geçen perşembe günü Ayan tarafından kabul edilen kanunun hemen aynıdır.
Havacılık teşkilâtı
Vaşlngton 14 (AA) — Meclis. Amerikanın askeri havacılık teşkilâtını resmen tâyin eden kanunu kabul e-derek Ayan meclisine göndermiştir. Amerikan hava kuvvetleri 70 gruptaa milrekkeb olacak ve 502,000 kişiyi ihtiva edecektir.
Doğu Avrupada çocuklara yardım
Londra 15 (R) — Doğu Avrupada 15 milyon çocuğun vereme karşı korunması için tedbir alınacaktır. Amreika yardım komitesi mümessili Feyiç bu haberi vermiştir. Komite 500 mlLyon çocuğa süt dağıtmıştır.
Sahlfe 2
AKŞAM
15 Haziran 1948
SÖZÜN GELİŞİ —
Hakkımızı böcekler yiyormuş!
Bir ziraat mütehassısı geçenlerde bana (Bh mahsul olarak memlekette böceklerden ne arta kalırsa onu yiyoruz.? demişti Bu mütehassısın mahsule musallat olan çeşitli bocekleıle mücadelede Ziraat Bakanlığının nekadar programsız hareket ettiğini belirten izahlarını gene bu gazetede iki sütun balinae vat-mıştim. Mahsulün yüzde kırkının böcekler tarafından yendiğini iddia eden bu yazı hiçbir makamı tarafından yalanlanmadıfma göre, demek hakikatmiş. Demek sadece böceklerle nıUcadeJe ede-bilseymişiz bir kısmını İhraç etmemize rağmen, gene buğdaysa halmıyacakmışız, belki de daha fazlasını satabilccekmlşiı.
Eu sefer de başka bir mütehassıstan yeni acı hakikatler dinledim. Akdeniz bölgesinde türeyen yen! bir böcek panıukları-zı süratle kırıp geçiriyormuş. Köylü, yardım bekliyor. Bu bölgeye gönderilen az miktarda bir ilâç, uucak Bakanlığın emriyle sarfe-dîlebîlcceğinden, uzun muhabereler cereyan etmekte, fakat bu a-rada böcekler Ege bölgesine doğru yürümekte imişler. Ziraat fen memurlan emir kulu oldukları İçin ellerindeki İlâcı emir almadan sarf ederlerse mesul olurlar, kendilerinden hesap sorulurmuş.
Beride mahsul harab olup gitmektedir. Bir yerde yangın çıktığı zaman itfaiyenin «Yangını söndüreyim mİ?» diye yüksek makamlardan emir beklemesi akıl alır şey midir? Mahsul İçin yangından daha beter olan hastalık, haşerat karşısında mücadeleciler yangın söndürmek için bâlâdan emir beki iyen. itfa! neferlerinden farksız görünüyorlar.
Bir taraftan sel, bir taraitan dolu, bir taraftan haşerat mahsulü silip süpürürken enerimizi açıp »Bize de bir şey kalsın ya Rabbün diye dua edecek durumdan süratle çıkmamızı her şey bize ihtar etmektedir.
şevket Rado
C. Bayar dün Adana-da bir nutuk söyledi
Seçim emniyetinden, orman dâvasından, sanayi meselesinden bahsetti
Adana 14 — Demokrat Parti başkam Celâl Bayar, Adana EreğllsTnln Buğdaypazarı meydanında yapılan mitingde bulunmuştur, tik söz söyll-yea avukat Sedat Dikmen; seçim emniyetinin korunmasının hükümetin belhbaşlı işlerinden olduğunu unlatmış, seçim sandıklan başında yargı çlann bulunması, Memurin muha-kemat kanununun değişmesi lcab e-deceğlni de söyByerek:
• —Bu kanun değişmedikçe milletin seçim hakta temin edilemez» demiştir.
Mütaakıben mühendis Hikmet Ölçmen ve Eyüp Sabrl de aynı mevzu tilerinde birer konuşma yapmışlardır.
Bil âhara kürsüye gelen B. Celâl Bayar da gene seçim İşini mevzuuba-bis etmiş ve:
«— Bu memleket bir an evvel refah ve saadete kavuşmalıdır. Bunun da esası emniyetli bir seçimdir. Ancak bu sayededir ki seçimi İdare eden terin gerek kanun, gerek zihniyet bakımından milletin haklarına tecavüz edemlyecek hale gelmeleri kabil olur. Memleketin hakîkî sahibi olanlarını arzulan şu veya bu şekilde kös-teklentrse milli İradeden bahsetmek mfinasızlıktır.
Demokrat Parti seçim emniyetinin tahakkuku için sonuna kadar mücadele edecektir. Demokrat Parti bu prensip! en İyi bir şekilde benimsemiştir. Millet de bu prensip! kabul ettiğine göre Demokrat Parti ve mil)et arzularına muhakkak kavuşacaklardır» demiştir.
B. Celi İBayar. bundan sonra mem tek etteki oman dâvasına temas et* miş, bu dâvanın çok ehemmiyetli bir dâva odltığunu, Orman kanuniyle tatbikatının köylüyü hiç de memnun etmediğini, bir seyahati sırasında yer yer Tasladığı orman yangın-lannın sebebini tahkik ettiği zaman, kendisine, bazı kimselerin Orman kanunundan^ ve tatblktamı fena İdare edelnerden intikam almak İçin bu yangınları çıkardıkları cevazı verildiğin), Demokrat Partinin, orman (! •.vasinin halli İşini de ele almış bulunduğunu söylemiştir.
Dmeokrat Parti lideri bundan sonra işçi ve mili! sanayi mevzuuna geçmiş ve:
*— iptidai maddesi memlekette yetişen sanayii kurmak, kendi ellerl-mlrla kendi fabrikalarımızda İşlemek, fabrikaları memleket İhtiyaçlarına göre ! sazlın etmek, lüzumuna lna-naniardanut. İşçilerimizin birçok sosyal dertleri vardır. Onların dertlerini bUJycruz. Demokrat Parti onlarn dertlerini, ihtiyaçla rint uıüdarasdan ÇoklnmlyecektLr> demiştir.
B. Celâl Bayar, sözleri arasında Demokrat Partinin, milletin malı ol- > dupunıı. bir müvazaa partisi olduğu! hakkı--.da İsnatlarda bulunmanın ah-lâks:.,iık olacağını da beyan etmiştir.
Celâl Bayar, Adana Eregllsindeki miting- mütaakıp yola çıkmış ve akşam Adanaya gelmiştir. Cumhuriyet: meydanında toplanan Demokrat rar 1 tllllere lılteb eden Celâl Bnyar, şimdiye kadar dertleşmiş olduğu m’iiyon-larca vatandaşm dileğinin seçim emniyetinin sağlanması olduğunu söylemiş ve demiştir kİ:
«— o 21 Temmuz fecaatinin ertesi günü İktidardaki efendiler bize dediler İd: «Şu sırada seçim emniyetinden bahsetmek lüzumsuzdur. 1950 ye kadar daha çok zaman var.» Arkadaşlar, o zaman bize yapılan teklifler şunlardı: «Olur olmaz şeyler İçin böyle meydanlarda toplanıp kür sülerden halka hitnb edeceğinize bizimle fikir münakaşası yapın.» Boranın size arkadaşlar, bu adamlarla fikir münakaşası nasıl yapabilirdik! Gezdiğim yerlerin birçoğunda açlığa mahkûm kalmış vatandaşlarla karşılaştım. Bu vatandaşların acıklı hallerini tam üç ay sonra farkedebllen bu efendilerle nasıl fikir mîlnakışaşi yapabilirdik? Yaptık da ne oldu sanki? Bütçe meselesinde her Bakanlığın bütçesini ayrı ayn tenkld ettik; ne yaptılar? İşte size bir misal: Hatırımda kaldığına göre su İşleri İçin 85 milyon lira aymnışlareb, Eu para He neler yapılmıştır? Biz acı acı haykırarak İkaz ettik; doğru yolu gösterdik; aldırmadılar ve nihayet memleketin birçok yerlerini sular basta.»
Celâl Bayar ve arkadaşları yarın (bugün! Mersine gideceklerdir. Oradan Maraşa.'geçilecektir. Bayar, bu arada ürfa, Gaziantep ve Malatyayı da ziyaret edecektir.
İnönü Ankarada
Ankara 14 — Cumhurbaşkanı İnönü bu akşam Amasya dan şehrimize dönmüş ve istasyonda Meciis Başkanı, Başbakan. Bakanlar ve Milletvekilleri tarafından karşılanmıştır.
Haseki cinayeti dâvası
Hasekide bir gecekondu evinde o-turan 18 yaşında Mııallâ isminde bir kızı bıçakltyarak öldüren postacı Kâmil Bağrryamk. yargılanmak üzere çı kırıldığı birinci ağır ceza mahkeme-s İnçte kendisine sorulan suallere cevap vermediğinden, Tıbbı adlice müşahede altına alınmıştı.
Dün Kâmilin duruşmasına devam-edilmiş ve Tıbbı adliden gelen rapor okunmuştur. Bunda, Kâmilin şuurunda hiçbir bozukluk bulunmadığı ve cezai ehliyeti tam olduğu bildirilmekteydi.
Ölen kızın ana ve babası, fakirlikleri dolayıslyle, baroya müracaat e-derek, haklarını müdafaa etmek üzere kendilerine bir avukat Verilmesini istediklerinden, baro, avukat Nail Taner’i memur etmiş, savcı da mütalâasını söylemek için dosyanın tetkikini istediğinden, duruşma başka güne bırakılmıştır.
İmtihan yönetmeliğinde değişiklikler
Ankara 15 (Akşam) — Mili! Eğilim Bakanlığı erkek orta sanat ve orta yapı akuUarll'i erkek sanat ve yapı enstitüleri İmtihan yönetmeliğinde bazı değişiklikler yapmıştır, | « ---------------- - .
Seçim kanunu tasarısı
Ankara 13 — Seçim kanunu tasarısını tetkik etlen MeclLs İçişleri komisyonu, çalışmalarına bugün de devam etmiş ve ban maddeleri kabul etmiştir. Bu arada valilerin reçlm sırasında suç sayılabilecek hareketlerinin Yargıtay başsavcılığınca takibe tâbi tutulması meselesi bir takım münakaşalara yol açmıştır. Bu arada seçim sırasında tuç İşlediği Iddfaslle Yargıtay başsavcılığı tarafından durumu incelenen bir valiye bu makam tarafından ademi takip karan verildiği takdirde şikâyetçinin hangi mer ele başvuracağı konusu ele alınmıştır. Neticede yargıtay başsavcısının bu kararını değiştirecek yetkili bir mikam bulunmadığı tezi kabul edilerek yargıtay başsavcısına seçim emniyetini temin hakkı tanınmıştır. İçişleri komisyonunun, mesaisini yann bitirmesi ve tasarının bütün maddelerini tamamlaması beklenmektedir.
Teknik okulunu bitirenlere diplomaları verildi
Yıldız Teknik okulunu bitirenlerin diploma tören), dün saat 17,30 da, o-ku! bahçesinde yapılmıştır.
Yüksek dereceli mühendis vo mimar - mühendis yetiştiren ve memleketimizde başka bir eşi bulunmıyan okulun İnşaat, elektrik, makine, mimar şubelerinden bu yıl cem'an C5 öğrenci mezun olmuştur. Mezunların İçinde bir bayan öğrenci ve M. Savunma Bakanlığı hesabına okuyan subay farımız da vardır.
İnşaatı teşvik
Tatarı jiddetli münakaşalara cebeboldu ve adalet komisyonuna havale edildi
Ankara 14 — Büyült Mills i Meclisi Cevdet Kerim tncedayı*niû başkanlığında tophyıdı, Yedek tabip subayların yedek tu'bây okulunda öğreti ra müddetlerinin İ aya İndirilmesi hak-kındakl tasan kabul edildikten sonra bina inşaatını teşvik kanunu tasarı-mmn görüşmecine geçildi. Denizli Milletvekili Hulûsl A dal, D. P. Milletvekillerinden Kemal Zeyltnoğlu birine! Haşan Saka kabinesi zamanın-danberl düşünülen, bu tasarının nl-hayvt Meclise gelebilmiş olduğu noktasına İşaret ettiler.
Kemal Zeytinnğlu, AU Hiza An, isma U Hakta BaltaciofrJu, Naci Tınaz tepe, mesken dâvasının gelişi güzel bir tasan ile halledltemlycceğlnl, her leyden evvel inşaatta kullanılacak malzeme ve bilhassa çimento işinin halli lâzım geldiğini beyan ettiler. İsmail Hakta Baltscıofilu da, çimento işinin komik bir dâva olduğunu, memleketin bir çok yerinde kerpiçten yapılmış, büyük ve uzun ömürlü binalar meveud olduğunu, kerplçin ıslahlyl» geniş mikyasta kullanılması öğretildiği takdirde mesken buhranı diye bir şey knlmıyacağmı anlattı.
Erzincan Milletvekili Behçet Kemal Çağlar, bu tasarının Bağlıyacağı kolaylıklardan yalnız ihtiyaç taliplerinin İstifade edebilmeleri esbabının da latîkmnlifll vö bft arsa spekOlâsyonu karşısında bük fime tin uyanık bulunması İcabettlğlnl hatırlattı.
Milletvekillerinden fici t Azmi Tey-zloğlu da bu tasarının medeni kanunla tezat teşkil eden basa hükümleri İhtiva ittiğini, binaenaleyh Adalet komisyonuna ladesi İkam geldiğini söyledi.
Müteakiben efta alan Bayındırlık Bakanı Nihat Erim, bu tasanda mesken sıkıntısını mümkün mertebe hafifletecek çarelerin »le alındığını, tasan kabul edildiği takdirde temlu •dilen kolaylıklarla mesken inşaatı maliyet Hallerinde yÜ2de yirmi bir azalma olacağını, tasarının Adalet komisyonuna havalesi için ciddi bir sebep görmediğini söyledi.
Fakat tasarının Adalet komisyonunca yeniden İncelenmesi hususun da bazı Milletvekilleri tarafından ve-jilen bir takrir oya konularak kabul edildiğinden tararının Adalet komisyonuna iadesi kararlaştı.
Amsterdam’da yapılan gemilerimiz
Büyükderenin ad konma ve denize indirme töreni yapıldı
Ankara 14 (AA) — Amstcrdamda Verschure tezgâhlarında Devlet Denizyollarına tad olarak İnşa edilen Büyükdere adlı gemimizin denize indirme ve ad koyma töreni etrafında alman tamamlayıcı malûmata göre, geminin adı. bu tezgâhlarda çalışan en yaşlı bir İşçinin eşi tarafından konulmuştur.
Bu vesile He toplanan büyük kalabalık önünde tezgâhların müdürü İle işçi mümessilinin verdikler! söylevlerde, Türk hükümetince gemiye bir H olan da işçisinin eşi tarafından ad konulmasına muvafakat edilmesinin İşçilerce sevinç ve şükranla karşılandığı bildirilmiştir.
Elçi Nedim Veysel İlkin de, bu söylevlere cevap vererek İyi temennilerde bulunmuştur. Bu güzel toplantı Holanda İşçiler! arasında sevinç uyan dırmı? ve memleketimize karşı sevgi tezahürlerine vesile olmuştur.
Bîr eroin kaçakçısı yakalandı
Üsküdar Emniyet âmiri İği memurları dün yeni ve mühim bir he-roln ve sigara kâğıdı kaçakçılığı mey dana çıkarmışlardır: üsküdarda o-luran ve önce kaçakçılıktan sabıkası buulnan Kadir Ijmlnde birinin son samanlardaki vaziyetinden şüphele-, nen memurlar, dün Kadirin evinde ânl bir arama yapmışlardır.
Bu arama esnasında Kadirin, bir o-dadakl yüklük içine sakladığı 25 büyük paket heroln ile yüzlerce deste kaçak sigara kâğıdı bulunmuş ve mü sadere edilmiştir.
Kaçakçılığı yapan Kadirle karisi Hatice mahkemeye verilerek tevkif edilmişlerdir.
Eskişehirde deprem
Bazı duvarlar çatladı ve çöküntüler oldu
Eskişehir 14 (AA.) — Bugün burada saat 10^5 de cenuptan şimale bir saniye süren çok şiddetli bir deprem olmuştur. Eskişehirde şimdiye kadar kaydedilmeyen bir şiddette vukua gelen bu depremde bazı duvar çatinklıklan ve çöküntüler hariç, bir zarar olmamıştır.
Ankara nümayişinin muhakemesi
Ankara 14 — Sol temayûIlO hocalar meselesi dolayıslle Ankarada yapılan nümayiş «ırasında Rektöre tecavüzden sanık Samlb Yavrucak, Halûk Karamağaralı ve Mehmet Alinin duruşmalarına bugün devam edilmiştir. Dinlenen şahitler. Rektörün odasına' girmediklerini, yalnız Rektöre karşı İstifa etmesi için bağırdıklarını, sarışın bir talebenin topluluğa Rektörün istifanamesin! okuduğunu gördüklerini, doru imaya getirilen «an-nıklan tanımad:klannı söylemişlerdir.
Duruşma gelı.ıiyen şahitlerin dinlenmesi için bir başka güne bırakılmıştır. _____
Yataklı ekspres işlemeğe başlıyor
Ankara 54 (AA.) — Bize blîdlrndl-ğlne göre Devlet Demiryolları yaz aylarında İstanbul - Ankara arasında ortan yolcu talih amini önlemek için” her yıl olduğu gibi bu yıl da yalnız yataklı vagonlardan mürekkep bulunan Ankara ekspresini çarşamba gününden itibaren İşletmeğe koz m vermiştir. Ve ilk Ankara ekspresi 16 haziran çarşamba günü saat 20.13 te lstanbuldan ve 17 perşembe günü 21 de An karadan hareket edecektir.
Kırai Michel istanbula gelmyior
Roma 14 (AA.) — «AFP) Eski Romanya taralı Michel ve Anne de Bo-urbon Farm e, yarın Komada bulunacaklardır, İtalyan başkentinde bil kaç gün kaldıktan sonra Cenevreye gidecekler, oradan da Amerlkaya hareket edeceklerdir._
Kadın yüzünden yaralama
Şehıemlnlnde oturan Vahitle Yusuf kadın meselesinden kavga etmişler, Yusuf, Vahidi bıçakla ağır surette yaralamıştır.
Bariyerde Hünkâr suyunda oturmağa gelen Hakkı Aldemlrle Kâmil İsminde bir şahıs (fa aynı sebeple yekdlğerlyle münakaşa etmişler. Kâmili, Haklayı muhtelif yerlerinden bı-çaklamıştar.________
Hava Kurumu filosu Etimesuda döndü
Ankara 15 (Akşam) — Bir aydır muvaffakiyetli bir yurt turu yapmış olan Hava Kuruntunun uçak filosu bu sabah on buçukta Etimesuda eeldl. Başta general Beyti Düzgören olduğu halde Hava Kurumu ileri gelenleri ve Basın mensupları tarafından karşılandı.
GÜNÜN MESELELERİ
Arab âleminde heyecan
Flllstinde askeri harekât durdu, fakat siyasî vaziyette ümit verici bir alâmet henüz yoktur. Yahudiler, bir yahudi devleti kurulmasında ısrar ediyorlar, hattâ şimdiden bu işin tahakkuk etmiş bulunduğuna kani bulunuyorlar.
Araplara gelince: bunlarda Filistin’de bir yahudi devletini kabul edecek hiç bir anlaşmaya yanaşmjyacaklannı söylüyorlar. Bu sebeple anlaşma zemini bulmağa çalışacak olan Birleşmiş milletler temsilcisi Kont, Bemadotte'un vazifesi çok güçtür ve bunun nasıl neticeleneceği şimdiden tahmin edilemez.
Flllstinde bir Yahudi devleti kurmak teşebbüsü yalnız Flllstinde vo komşusu olan Arap memleketlerinde değil, bütün A-rap âleminde büyük bir galeyana sebep olmuştur. Dün gelen telgraflara göre Şimali Afrika Müslüman!?.rlle Yahudiler arasında bir çok hâdiseler olmuştur. Bu hâdiseler başlıca Trablusda Faştadır. Trablusda Araplar Yalıudllere hücum etmişler, çarpışmalar olmuştur. Ingiliz kuvvetleri sükûneti iade etmek için bir kaç defa ateş açmak zorunda kalmıştır. Gelen haberlere göre sükûn lada edilmiştir. Fakat her dakika yeni hâdiseler çıkmasından korkulduğu İçin geceleri sokağa çıkmak yasak edilmiştir.
Fas’a gelince; Kazablanka’da Araplarla Yahudiler arasında mühim çarpışmalar olmuştur. Fr ansız askerleri işe müdahale ederek sükûneti İade etmişlerdir. Fakat heyecan, devam etmektedir. Sokaklarda Fransız devriye leri geziyor.
Bu hâdiseler Arap âleminin ne kadar büyük heyecan İçinde bulunduğunu açıkça göstermektedir. Araplar, bir Arap yurdu olan Flllstinde Yahudi hükümeti kurulamıyacağını haklı olarak İleri sürüyorlar. Ve böyle bir hükümet kurulursa bunun etrafa yayılmak İsteyeceğinden endişe ediyorlar. Bugünkü şartlara bakılırsa Filistin meselesinin hallinin kolay olmıyacağı söylenebilir.
Yağmur, dolu
bir çok yerlerde zararlara sebeboldu
Tokat 14 — Tokat ve civarına dûn yumurta büyüklüğtinde dolu yağmıştır. Dolu Zllenln ve Artovanın bazı köylerinde, Turhal in Arzupınan, Üç-gözen, Asarcık köylerlle Tokadın İblisti, Nlksartn Bugnnıa, Lâdik, Her-kümbet, Eracln, İşkili ve diğer ban köylerinde mezrnat ile afyon mahsu-lünfl tamamiie tahrip etmiştir. Dolu yağdığı sırada yollarda bulunan insan ve hayvanların sırtlaında derin yaralar açılmıştır. Gene dolu ımum-dnağaçlara sığınan bütün kuşların, bu arada pek çok leylek vo akbabanın ölü Alarak yere düştükleri görül-m üştür.
Akyazıda bir kahvehaneye yıldırım düştü
İzmit 14 — Pazar günü İzmlte bağlı Akya» kazasına şiddetli yağmurlar yağmış,bu arada düşen dolu da mahsul* sarar vermiştir. Yağmur sırasında bir kahvehaneye yıldırım isabet etmiş, İki kişi ağır yaralanmış, bk kaç kişi do hafif yara almışlardır. Kahve civarındaki bir «ehri »gaeı tutuşarak yanmıştır.
Mehmet Ali Aybar beraet etti
Ankara 14 — İstanbul valisine açık mektup neşrettiğinden ve ba mektupta mânevi şahsiyeti tahkirden dolap Ankarada doçent Mehmet Ali Aybar aleyhine açılan dâva bugün neticelenmiş ve Mehmet Ali Aybar’ın bera-ctlne karar verilmiştir.
Bîr kadının karnında 10 yıl 2 pense kalmış
Napoli 14 (AA.) — Cerrahi bir ameliyat sıarsmda bir kadının karnında İki tane kan durdurucu pens bulunmuştur. Kadın bundan on yJ kadar evvel bir kere daha ameliyat edilmiş bulunuyordu.
feci bir gece tenezzühü
Bir motörün kaptanı olan Recep, yanında Kemal İsminde b!r arkadaşı olduğu halde, gece biraz eğlendikten sonra deniz gezintisi yapmağa karat vermiş ve bir kenarda bağlı duran ve Şemsi adında birine ald olan bir motöre atiamışlardH1, Receple Kemal Boğazda bir müddet gezdikten sonra 30 mil süratle tstinyeye doğra seyretmektelerken, göremedikleri bit şamandıraya çarpmtşlar ve motör parçalanmıştır.
Receple Kemal ağır surette yaralanarak denize dökülmüşler, etraftan yetişenler tarafından yaralı bir halde denizden çıkarılıp alla Umaru ha$ tanesine kaldırılmışlardır.
MEVLÛT
Sevgili aile büyüğümüz merhum avukat -flayruilalı Özbudun’un elim vefatının birinci gih.'nnümü münasebetiyle İS Haziran Çarşamba günü saat 15 te Teşvikiye camiinde okutturulacak mevlûda teşriflerini bütün rakraba dost ve aı kati aşlarımdan rica •derim.
öıbuduo ailesi
Yunanistan’da
Markos’un karargâhı bombardıman edildi
Atina. 14 (AP) — Yanya menşeli basın, haberlerine göre, hükümet hava kuvvetlerine mergup 8 Spltflre u-çağı dün Gramos dağlarının İçerisindeki Likorakl köyüne bir bastan yapmışlardır.
Ba köyün, çetelcb lideri Mark» tarafından genel karargâh ittihaz -e-dlldlğl rahmin edilmektedir. Uçaklar köyü bombardıman etmişler ve roketler atmışlardır.
Pilotlara göre, taarruzu mûtaakıp köyde büyük yangınlar çıktığı görülmüştür.
Yunanı»tana iltica ederr Bulgar askerleri Atina 14 LAP) — Bugün Genelkurmay tafafından yayınlanan bir tebliğde 8 Bulgar askeriyle bir Yugoslav askerinin Yunanlılara iltica ettikleri bildirilmektedir.
Aynı tebliğe göre, Yanyanın kuzey batısında Sull bölgesinde hükümet kuvvetleriyle çetecUet arasında çarpışmalar devam etmiş; 8 asker ölmü» ve iki subay dahil, 15 kiş] yaralanmıştır. Bu harekât sırasında 41 çetecinin öldürüldüğü kaydedilmektedir.
Danielle Darrieux bir Yunanlı ile evlendi
Paris 14 (R) — Fransız sinema artisti Danielle Darrieıız Yunanlı artist Mltslntades ile evlenmiştir. Dantelle Darrleux üçüncü defa olarak halayına çıkmıştır.

I BORSA |
taanbul Borsassnın 14/S/1S4» «İHteri
Ç E X L E B
Kapanış Londr* J Sterlin liaıse . Yar» 100 Dolar şbO— Farta 100 Fransız F. 13060 Cenevre 1Ö0 lavtçra F. 65 7270 Amıterdam ICO Florin 103 5468 Lizbon KW Belçika T. 6 3837 Brüksel 1» Çeko. Kr. 5 80 Pra» it» İsveç Kr- nsaco StokBohn ICO Eskudes 112435
ESHAM VE TAHVİLAT
% 7 Faizi i TAHVİLLE® Sivas - Erilinim I S® Slvaa - Erzurum 2-1 S’"1® 1041 Demiryolu I ■ 1941 Demiryolu 11 il>— 1041 Dymlrycl'J IH Milli Müdafaa l afis M1U1 Müdafaa U Mini Müdafaa m M ® MîlU Mddafaa rv 30 45 % • FAİZLİ TAHVİLLE» Ralkınm a I 31 DO İMİ Dnakyoiu Vl M M Kalkınma H Oi— Kalkınma Hî -S? — % f TfdZll TAHVİLLER lfcO Erfar-l 23 — 19M Öcramlyal 10.79 Milli Müdafaa SO.65 Demiryolu IV fi — Demiryolu V sjjo AJ4ADOLU EEMİRYOLV GBDPU Tahviller 1 ■ 2 10a— Hiss* aenellerl % eö 66.— dilmeni! aenet 73.— ŞİRKET HİSS ELERİ Merkez Bankası 123.— İS Bankası «— T. Ticaret Bankası A— Aslan Çimento 59-—
SARRAFLARDA ALTIN
EelıtS Gidilen 34 M
Tüı Is Un»! S««5
Sicilin
Külçe »M
Hepi 3»»
15 Haziran 1948
AKSAM
Sahlfe 3
AKŞAMDAN AKŞAMA
Kaynak’da neler kaynayor?
Kaynak şiir dergisini takibedi-yor musunuz? Bu aylık mecmuada zamanımız şairlerinin seç me eserleri çıkıyor. Gençlerimizin eskilerden beğendikleri manzumeler yahut fikirler de intişar ediyor.
ilesc'.â Namık Kemal'in.
Sıdk ile terkedellm her emeli, her hevesi
Kıralım hâil ise azmimize ten kafesi
Mütareke devrinde gençliğin tercih ettiği şiirler Nedimvariy-di. Simdi gözde olan Namıklre-ıuai ve Mehmet Akif tarzıdır. Bu, cemiyetin istihalesini gösterir. Gençlerle temas ettikçe de hamasivyata meyil görüyorum. (Maam'afih, Nedim beğenilirken, bu milletin hamasîyat destanını bilfiil başardığı da vakıadır. O da başka ya...) Her halde tarifler kalıplara sığmıyor.
Gelelim gençlerin eserlerine...
Bütün dergiyi, bazı gene ede-bivıtçi arkadaşlarımla birlikte sonuna kadar okuduk. Müştereken en fazla beğendiğimiz şiirlerden birini buraya alıyorum. (Demokratik şekilde rey verdik. Kazananlardan biri budu r:)
SALÂH BİRSEL’in
SON MA C E R A L A R I
Halbuki odayı dolaşılmaz hale koyan madadır.
Masanın üstünden sarkan göz kızındır, Puseltk makamından bir nağme sazındır.
Salâh Birsel ojeder besbelli mahzundur
Bir yol iki kalb arasında uzundur Halbuki şu şiir göründüğünden de kısadır.
Halbuki âşıkları ağlamaklı kılan tasadır
Rv> pencerede ağlan pencereden uzaktır
Bir atsın ham yakmu yasaktır Al götür beni yârin dudağına diyen bardaktır
Sn durum ifldh etmez gayri muhakkaktır
Halbuki odayı dolaşiimır! hale koyan masadır.
Biliyorum, bir sual varid olacak tır.-
— Gene edebiyatçı arkadaşlarımla biri eşip bunu niçin beğendin?
Cevabını gayet basit:
— Diğerlerinden iyi olduğu için.
İlâve edeyim.
Bizzat şair Salâh Birsel de, diğer şiirleri arasında bunıı beğenmiş, Yani şaheseri.
Salâh Birsel ve arkadaşlarına çok ehemmiyet vermek mecburiyetindeyiz; zira Salâh Birsel 1919 tevellüttü olduğu için bugün 29-30 Yaşındadır. İlk şiiri 11-12 sene evvel intişar etmiş tecrübeli bir şairdir. Lise mezunudur. Edebiyat fakültesinde sos-yooiojl, sanat tarihi ve estetik okumuştur. Elân Fransızca öğretmenidir. Yani gelişi güzel bir insan değil. Cemiyetimizin yetiştirdiği bcllîbaşlı münevverlerden:
Bu münevverler, otuz yaşına basmış, uzun tecrübelerden sonra, böyle yazmakta ısrar ediyorlar.
Gelelim yirmi yaşındakilere... 21 yaşında olaıı Adnan Bolak-ın en beğendiği eseri şöyle bitiyor:
Bir ahret üzüntüsü azalan ışıklar içinde, S tıstı* son yapraklarımda çağlayan uğultusu.
Yemyeşil rüyalar içindeki kuru gövdemde
Geçkin kadınların buruk arzusu.
Defterdar yokuşu yolu
Bir milyon liraya mal olacak bu yolun projeti yeniden gözden geçirilmeli
Belediyenin Karaköyden Taksime çıkan yeni bir güzergâh açmağa karar verdiğini yazmıştık. Tophaned- n Taksime çıkan ve hâlen çok dik bir yol olan Defterdar yokuşunun geniş bir cadde haline getirilmesi kararlaştırılarak projeleri hazırlanmıştı. Bayındırlık Bakanlığına gönderilen projeler tasdik edilerek İade edllmlş-tir. Proje Fen İşleri Müdürlüğüne verilmiştir. Yeni yolun keşfi hazırlan-maktadır.
Yol çok dik ve yokuş olduğu İçin irtifa meylini İndirmek üzere 5 — 7 metre derinlikte hafriyat yaparak güzergâhı açmak icap edecektir. Halbuki. yolun Boğazkesen caddesine biten kısmında irtifa yüzde sekize indirildiği halde yol güzergahının ortasını teşkil eden kaviste irtifa meyil, yine yüzde 12 ye yükselmektedir. Böy le biri Irllfaın seyrüsefer İçin tehlikeli olduğu söylenmektedir.
Yol. dağ yolu gibi kıvrımlı olacaktır. Böyle bir yol Avrupa şehirlerinde yoktur. Yolun güzergâhı, belediyeye alr arsalar İçinden geçirilmediği İçin belediye, bıı sıkıntılı zamanında hu-iusl arsaları istimlâk etmek ve bu hususta boş yere bir çok paralar ödemek mecburiyetinde kalacaktır. Halbuki imar miidürlüğünce hazırlanan projede yol güzergâhı, belediye arsa-lcrı içinden getirilseydi belediye İstimlâk masraflarından kurtulacak ve Istanbulun en giizel arsalarından bir kısmı yola kalbcdLlmlyecektt.
Bu kıvrımlı 4ÖÛ—500 metrelik yol, belediyeye asgari bir milyon liraya mal olacaktır. Masrafın bukadar artması 7 — 8 metre derinlikte hafriyat yapmak ve civardaki apartmanlarla binaların birdenbire çökmemesi için lstlnad duvarları İnşa etmek auretlle tahkimat yapmak zaruretinden ileri gelmektedir.
Açılması mukarrer yolun gcnlşlğl 13 metre olması düşünüldüğü halde bu yolun ana kısmını teşkil eden Alman hastahanesl - Firüzağa arasındaki kısmın genişliği yine 9 metre genişliğinde kalacaktır.
Bunun da sebebi. Alman hastahanesl - Firüzağa arasındaki kısmı genişletmek İçin sağlı sollu bir çok aparinmanlan istimlâk etmek ve milyonlarca istimlâk masrafına katlanmak lâzım gelmesidir. Bu sebeple yolun bu kısmını genişletmeğe t eşebbüs ed İlmiyece!? t ir.
Bu şartlar altında yol mütehassislan, Defterdar yokuşu yolunu açmak için İhtiyar edilecek bir milyon liralık masrafın bu yolu açmaktan beklenen gayeyi temin edeceğini meşkûk görüyorlar. Binaenaleyh belediye, bu yolu açmağa teşebbüs etmezden evvel masrafı haddi asgariye indirmek için gözden geçirmesi ve orta göre tadil etmesi lâzımdır.
Otobüs garajı
Garajın atölye kısmının inşa edilmesine başlandı
Tramvay İdaresinin Şişlide yaptırmakta olduğu 80 — 90 arabalık büyük otobüs garajının şimdi geriye kalan atölye kısmı İnşa edilmektedir. Bilindiği gibi garaj kısmı bitmiş olup 037 bin liralık bütün inşaatın 768 bin Urası ödenmiştir. Yine İdarece sipariş edilip hepsi gelmiş olan 50 İsveç otobüsü ne de 3 milyon 122 bin lira ödenmiştir. Ayrıca yine İşvece otobüs yedek parçalan ve tamirhane malzemesi ısmarlanmıştır. Bunlar için de 130 bin lira ödenmiştir.
Buhran vahametini arttırıyor
Yazan: Bedri Nedim GÖKNİI.
Dekan seçimleri
Vakıaları olduğu gibi kabul etmek zaruııdjyız; Böyle yazıyorlar, bunları beğeniyorlar... Ne yapalım?... Onlar, bizim deva-mnnızdır... Demek ki bizim kuluçkamızdan bu civcivler çıktı. Muhabbetle sinemize basmaktan gayri çaremiz yoktur.
Geçen gün Falih Rıfkı Alay:
— Şimdi iyi muharrir yok. Arkadan geleceklere bakalım! ______
demişti.
Edebiyat tarihi, şunu gösterir: Yarının muharrirlerinin çoğu (Belki de yüzde sekseni) bu günün şairleri arasından çıkar. Tarmın muharrirleri bu sevimli eylâdlarımu olacaktır. Cep takvimi furyası geçti amma, Kay-
Edirne ve ödemiş şilepleri
Denizyolları İdaresinin «Edirne» şilebi evvelki gün askeri yardım malzemesiyle Nevyorkdan memleketimize müteveccihen hareket etmiştir. niğer taraftan «ödemiş- şilebi de hâlen Yu-ııanlstanın Elefıls liman:ndadır. Gemi buradan alüminyum alıp Norveçe götürecek, sonra İsveçe geçip memleketimize maden direği getirecektir.
nak mecmuasında yine de az çok kaynaştıklarını hayretle görüyoruz, merakla seyrediyoruz.
Bilmem acaba Falilı Rıfkı yarının muharrirlerine bugünün muharrirlerinden daha fazla iiınit bağlamakta devam edecek mi?
Vâ-NÛ)
Piyasamız aylarda nberl sürüp giden bir durgunluğun ağır tazyiki altındadır. Dükkânlar, mağazalar, depolar ve hattâ gümrük antrepoları memleketin bütün harb yıllarınca mahrumiyetini çektiği İthal malları He dolup taşıyor. Her gün Limanımıza gelen büyük şileplerin evvelce verilmiş siparişleri getirerek bu stok yükünü bir kat daha arttırdığı görülüyor. Buna mukabil İstihlâk âleminin talep ve alâkasına delâlet e-denhlç bir hareket yok. Para azlığı enflâsyon iddiacılarını tekzip edecek dereceye vardı. Parasızlık bazau milyonluk ticarethaneleri bile günlük İdare masraflarını karşı!ayamıyacık bir duruma sokuyor. Eu yüzden vaktinde çekllemlyen mallar kanuni haklara dayanılarak gümrük İdarelerince haraç mezat satılığa çıkarılıyor!
Bu acıklı durumu — bazı iktisat Ulemasının İddia ettiği gibi — yüksek konjonktür devresinin tabii bir aksülâmell sayarak tüccarın yarının bugünden daha iyi olacağına, mala talebin artacağına ve dolayısıyla fi-atlerin yükseleceğine güvenerek ellerindeki stokları yeni siparişlerle kabartmış olmasına ve piyasamızın memleketin normal istihlâk kabiliyetinin çok üstünde bir stok bolluğuna boğulmuş bulunmasına atfetmek realiteye göz yummak olur. Hele e-litıdekl stoku her ne pahasına olursa olsun satmak imkânını bulamadığı için sıkıntıya düşen tüccarı en tabii hakkı olan kredi yardımından mahrum bırakmak suretiyle daha çabuk yıkılmasına yol açacak tavsiyelere kalkışmak, bir hastanın ıstırabtyle alay etmek kadar çirkin bir harekettir.
Bütün Araziyle büyük bir buhran manzarası arzeden bu memleket dâvası, ban bayat nazarlyelere dayanan indi mütalâlarla halledlleml-yecek kadar basit değil, üzerinde ciddiyetle durulmağa, samimiyetle düşünülmeğe değecek kadar ehem; miyetlldlr.
Son on aylık ticaret müvazenemlz 300 milyonluk bir açık gösteriyor. Yıllardan beri dalma aktif olan ticaret bll&nçomuzun birdenbire böyle muazzam bir açık göstermesi memleket mahsullerinin dış piyasalara zamanında ‘satılamamış olmasınuı beliğ bir İfadesidir.
Zaten bu acı hakikati görüp anlamak İçin ihsal rakamlara ne hftcet?.. Mühim İhraç mallarımızın bugünkü durumu meydanda. Milyonlarca tütün ve fındık müstahsili yurttaş haklı bir telâş ve endişe içinde, fakat ve-karlı bir sabır ve tevekkülle mucize bekliyor. Yeni yıl mahsulünün idrakine iki aylık zaman kaldı. Bereketli olacağını umduğumuz yeni mahsulde eskilerine inzimam edln-ce — o zamana kadar âcl! tedbirler alınmazsa — vahamet felâkete İnkılâp eder.
işte, piyasamızı tehdit eden buhranın asıl kökü buradadır. On beş milyonluk müstahsil vatandaş alın teriyle elde ettiği mahsulü değer fl-atle satamaması, aynı zamanda en büyük müstehlik olan bu muazzam kütlenin satın alma kudretini telce uğratmıştır. Aylardanberi devam p-degelen bu hâdise, bu istihlâk âlemi ile perakendeci, toptancı ve ithalâtçı tüccar arasındaki devamlı vo tabii alış veriş münasebetlerine imkân bırakmarr.'ştır. Böyiece normal ahenk ve müvazenesln! kaybeden piyasamız iktisadi hayatın tabii İcabı olan bu ahenk ve mütazene yeniden teessüs edinceye kadar buhranın ağır yükünü iaşımağa, acılarına katlanmağa maalesef mecburdur.
Bu zaviyeden tetkik edilince mesele. tüccar zümresinin veya her hangi bir zümrenin hak ev menfaatlerinden çok daha geniş, daha doğru bir İfade ile bütün memlekete şâmil milli bir dâva mahiyetin! alır. Bu itibarla da hükümeti büyük mesuliyetler ve vazifelerle karşı karşıya bulundurur.
Bu vazifelerin başta gelent, hiç şlipiıe yok kİ, İhraç mallarımızın dünya piyasalarında sürümünü kolaylaştıracak âcil tedbirler almaktır. Bu sahada bizim gibi İktisadi bünyesi zayıf memleketlerin gösterdikleri gayret ve elde ettikleri muvaffakiyetlere kıyasen çok geride kaldığımız meydandadır. Bunun en bâriz delili, birbirini tamamlayıcı İki iktisadi bünyeye sahip bulunmaları sebebiyle yıllardanberl dış ticaretimizi bağlamak zorunda kaldığımız Almanya ile ticari münasebetler kurmağa hâlâ muvaffak olamayışım izdir 1.
Halbuki Türkiye mahsullerinin en tabii ve en büyük alıcısı olan ve buna mukabil muhtaç olduğumuz bir çok mamul maddeleri verebilecek kabiliyette bulunan bu memleketle normal alış veriş yollarını açmak memleketimiz İçin hayatî bir zarurettir. Karşımızda müstakil bir At-manya mevcut olmadığını ve İki memleket arasındaki ticaret şartlarının tarafların müşterek menfaatlerine göre tanzim edilmesinin şimdilik mümkün olanuyacaftuıı biliyoruz. Bu memleketle anlaşma yolunun Müttefik İşgal makamlarından geçtiğinden de haberdarız. Fakat fetih ve İşgal hakkının yarattığı bu geçit merkezinin müttefik ve dost tanıdıkları, İttifak ve dostluğuna büyük kıymet verdiklerini her vesileyle tekrarladıkları bir milletin iktisadi nizamını kökünden sarsacak bir engel teşkil etmesini bir türlü havsalamıza sığdıranlayız!
Şimdiye kadar bu mevzuda yapılan neşriyat ve teşebbüsatın o makamlar nezdlnde hâlâ müspet bir tesir yapmamış olmasına da hayretteyiz.
Dışişleri Bakanımızın Slvasta söylediği nutukta bu mevzua yer vermiş olması, meselenin nihayet hükümetçe de lâyık olduğu ehemmiyetle ele alınmış olduğuna delâlet eder. Bu nutukta mevzu şöylece İfade ekiliyor:
«Bir memleketin yalnız kalkınma vasıtası değil, başlıca hayati dâvası iktisadi olduğu muhakkaktır. Bu bakımdan Türkiye mahsullerinln ihracı İmkânları bugünkü durumda başta gelen dâvamtzdır. Tütün, fındık vesaire gibi esas malarımızın satılabilmesi için Almanya gibi işgalleri altında bulunan memleketlerde bize kolaylık göstermelerini dost ve müttefik devletlerden ısrarla rica ettik. Bu haklı dileklerimizin bu devletler makamlarınca kabul e-d il eteğin i ve eski piyasanın Türkiye mahsullerine kapak kalmıyaca-ğını ümit ederiz.»
■Biz de. değerli Bakanımızın bu doğru ve samimi sözlerini, sarih haklarımız tanınıncaya kadar en müessir şekillerde devam etmesini ısrarla İstediğimiz siyasi temas ve teşebbüslerin bir başlangıcı addederiz.
Bedri Nedim GÖKNİL —- Türkiye İktisat Mecmuası —
Sağlık müdürünün faaliyeti
Sağlık ve Sosyal Yaıdım müdürü Doktor Faik Yurgıcı. dûn Fatih, E-cUrnekapı ve Balat semtlerinde tetkikler yapmıştır. Müdür Faik Yargıcı bu bölgelerde temizliğe riayet edilmediğini bu sebeple kara sineklerin arttığını ve bilhassa köşe başlarile duvar diplerinin öbdest bozmak surenle kirletildiğini tesblt etmiştir.
Sağlık müdür muavini Kâmil, bir ekiple ve Fatih hükümet doktorlle birlikte dün öğleden sonra bu bölgelerde meşgul olmuştur. Sokakları kirletenlerin cezalandırılması ve kara sineklerin imin edilmesi hususlarında tedbirler alınmaktadır,
Yarin bütün fakültelerde yapılacak
18 Haziran 1948 tarihinde meriyete giren 43938 numaralı Üniversiteler ka r.'jnu gereğince yarın İstanbul Üniversitelerinin bütün fakültelerinde yeni dekan seçimi yapılacaktır. Mevzuat icabı dekan seçimi İki senede bir tekrarlanmakta ve muhakkak
yeniden bir profesörü seçmek icap etmektedir. Bu İtibarla şimdi bütün fakültelerde yeni dekanların kimler olacakları yolunda tahminler yürütülmektedir.
Bu arada İstanbul Teknik Üniversitesinde de yeniden dört dekanlık için seçim yapılacaktır. Bunlar İnşaat, Mimari, Makina ve Elektrik fakültelerinde sıraslyle Ordinaryüs profesör İhsan önan. Ord. Prof. Emin Onat, Prof, Pntlp Berker ve prof, Fuat Killiink dekanlık yapmaktadırlar.
Çarşamba günü yapılacak olan seçimlerde İnşaat Fakültesi İçin prof. Feridun Ansanm, Mimar Fakültesi için Prof. Mukbll Oökdoğanın. Makin» Fakültesi İçin prof, tlhaml Cl-vaoglu ve prof. Hilmi İlerinin, Elektrik Fakültesi için de prof. Mustafa Santurun, seçilmeleri İhtimalinden bahsedilmektedir. Makine Fakültesinde ord. prof. Hıılkl Eren de kuvvetli bir nanızet olarak bulunmaktaysa da bu zatın, gelecek sene yapılacak olan Teknik Üniversite rektörlüğü seçimine aday olarak muhafaza edilmek istendiği söylenmektedir.
Mimari Fakültesi namzedi Prof. Mukbll Gökdoğan Birleşmiş Milletler Teşkilâtı Mimar! bölümünün davetlisi olarak birkaç aydanberl Amerlka-da bulunmaktadır Kendisi önümüzdeki Temmuz ayı sonunda »chrlmlse dönecektir.
Yedikule havagazı fabrikasının yeni fırını i;lemeğe baş.adı
Yedikule Havagazı şirketi,
zararlara uğradığı İçin fabrika ve tesisatını belediyeye satmak mecburi-
yetinde kalmıştı, Bir müddettenberi fabrikayı Islâh etmekte olan belediyenin buradaki faaliyeti sona ermiştir. Sipariş edilerek getirtilen büyük fırın faaliyete geçmiştir. Bu fırının günlük gaz istihsali 30 bin metre mi-
kâbıdır. Mevcut havagazına yeni fabrikanın LstliısaU ilâve olununca İs-
tanbul cihetinde havagazı sıkıntısının tamamen bertaraf edileceği söyleni-
yor.
Francala
81—83 randımanlı unlardan imal edilecek
Yüzde yetmiş buğdaylı yen! ekmek hakkında dün verilen malûmata göre Belediye Cumartesi günü çeşni tutmuş olup bu ekmek bugün olmazsa yarın satışa çıkarılacaktır.
Diğer taraftan Ticaret Bakanlığından vilâyete gelen yeni talimatta serbest olarak satılacak yüzde yüz bııfr-(taylı ekmek hakkında bilgi verilmektedir. Buna göre has ekmek 81—83 randımanlı ıından yapılara kve flatı Belediye tarafından tesblt edilecektir, ilgililer bu yeni ekmeğin gecikmemesi İçin teşebbüslere geçmişlerdir.
İzmir, (Akşam) — 1947 yılında askeri yüksek levazım ve muhabere-clllk kurslarını başan İle bitiren İzinlideki yüksek tahsile mensup kızlarımıza Genelkurmay Başkanlığınca verilmesi uygun görülen madeni rozetler gelmiş ve Orduevlnde yapılan törende kızlarımıza dağıtılmıştır. Rozet alan kızların 63 ü Yüksek Ekonomi ve Ticaret Okulundan, 59 u Karşıyaka Eğitim Enstitiisündendlr. Hepsi 95 kızdır.
Törende Vali, Komutan, Belediye başkan vekl/l, yüksek rütbeli birçok subay ve okullar müdürleri bulunmuştur. Müstahkem mevki komutanı Tümgeneral Sırrı Seyrek, bu münasebetle bir nutuk vererek Türk kadınının vatan hizmetlerindeki büyük ödevlerini ve fedakârlıklarını anlatmış, yurt hizmetine hazırlanan kızlarımızı takdir ve tebrik etmiştir, Tören sonunda öğrenci ve davetliler limonata llelzaz edilmişlerdir.
Yukarıda kızlarımız toplu bir halde büfede görünüyorlar.
İSTANBUL HAYATİ
Pazar gezCniisl
Bu sene yaz da bir acayip geçiyor. Pııslu bir hava, boğucu bir rüzgâr, bunaltıcı sıcaklar... Sokakların tozu toprağı elvermi-yormuş gibi otomobil klaksonla rının zırıltısı, şahlanmış araba tekerleklerinin gürültüsü. Belediyenin hışır otobüs egtostlarının patırdısı kafa, beyin bırakmıyor insanda.
Dostlar tavsiye ediyorlar:
— Hiç değilse pazar günleri gezintiye çık. biraz dolaş, hava al, başını dinle.
Sağ olsunlar, doğru söylüyorlar, haklan var; gel gelelim, bende o takat yok. Bilhassa pazar günleri tsfanbulda tramvay, otobüs, tren, vapur seyahatinin ne demek olduğunu bilirsiniz. Gezinti yerlerine de yürüyerek gidilmez ya.
Hadi, nakil vasıtası izdihamım göze alayım, sıkıntıya göğüs gerip pazar gezintisine çıkayım. Fakat nereye gideceğim. Rahatça oturup bir nefes alacak, başımı düü_ liyecek bîr yer gös t ersenize banQ Sahil ve kır gazinolarına girift oturmak şöyle dursun, yakla-feh m ak dahi imkânsız. Cırlak h^_ parlör vaveylaları insanın kulakO 1 arını tının t irim tırmalıyor, tüy^ leriııi diken diken ediyor. BirbirQ lerine rekabet gayretiyle ses dtığgj meşini sonuna kadar çeviriyorti lar. ®
— Yahu, şunu biraz yavaşlatıp nız. Bu gürültüyü kimse dinleti) mez. bilakis müşteriler rahatsı^ olur. M—
Diyecek olsanız garsonun ka£X lan çatılıyor, homurdanıyor*: -Q
— Çalgısız gazino olur mu? -q Demek kİ musikide de zevkli timiz değişmiş. Bilmem kaç üzerine armonize edilen alaturkan şarkılarımızın halinden de belK. ya! O
Hadi, dişimizi sıkıp hoparlör yaygaralarına da tahammül edelim. Ben ve benim gibiler için gazinoda oturmak kolay iş mİ? Garsonlar müşteriye, ağının gericisinde sinek gözliyen örümcek birsiyle bakıyorlar. Masa başına oturmayagör. Fırsat bu fırsat. Minimini tabağın İçinde, keskin bıçakla karton inceliğinde kesil-mş bir dilim peynir, süpürge çöpü gibi didiklenmiş yarım çiroz, kart marul yaprağı parçalarının üzerine dökülmüş ekşi yoğurt kaymağı ezmesi, kibrit kutusu kadar bir parça ekmek ve iki şişe bira... Oooh, sözüm ona. biraz dinlenir gibi oldum!
— Garson... Hesabı getir.
Cebinden küçücük defterini, kalemini çıkarır, yan döner, başlar yazıp çizmeğe. Yukarıdan aşağıya sıralanan rakamlar, parmak boğumlarını sayarak hesaplar, tıraşı uzamış çenesini kaşıyarak mırıldanmalar, arada bir masadaki boş tabaklara tekrar tekrar göz atarak kâğıda ilâve ler... Zannedersiniz ki büyük bir bankanın yıllık bilançosunu çıkarıyor!
Nihayet işini bitirir, kargacık burgacık karalamalarla dolu pusulayı masanı kenarına bırakır.
Medet Allah! Yekûn çizgisinin altındaki rakam, insanın gözlerini fal taşı gibi açar, küçük dilini yutturur. Kabil olsa da. teneffüs ettiğim havayı dahi iade edip sa-vuşfibilsem şuradan.
Boş cüzdanı cebe yerleştirip takatsiz, dermansız, sendeliye sendeliye eve dönmek ne hazin! Bu babayiğitlik benim kârını değil, kârı elverenlere afiyet olsun!
Cemal Refik
Beyoğlu Belediye hastahanesi
Beyoğlu h as talıan esinin Kuledlbln-dek! «ski Ingiliz hastahanesl binasına nakledillşl sona ermek üzeredir. Beyoğlu hastahanesl yeni binasında ayın 21 İnde törenle faaliyete geçecektir
Boşalan bina belediyeye aittir. Belediye burasını satmağa karar vermiştir. Binayı almak için bir çok talipler müracaat etmişlerse de belediye, binanın yine hastahane olarak kullanılmasını istediğinden taliplere bu yolda cevaplar verilmektedir. îş Bakanlığı da binaya talip olmuştur Burasının İş Bakanlığına alt bir İş-hastahanesl haline getirilmesi uygun görülmektedir.
Belediye, bu binanın parvut ve ilâve edeceği tahsisatla Atatürk Bulvarında bir Hıfzıssıhha Enstitüsü inşa ettirecektir.
Devlet Denizyolları umum müdürü
Devlet Denizyolları umum müdürü Yusuf Ziya E rain bir haftadanbe-ri Ankarada bulunmaktadır. Umum müdürün İkametini uzatması yen! Ulaştırma Bakanı Kasım Oülekle muhtelif mevzularda görüşmesine atfedilmektedir.
Sahile »
A ■ 9 AM
BALIKÇILIK
Süngercilik
Süngerin avlanması,temizlenmesi
Geçen yazımda süngerin kısa da olsa büyüme ve kullanıldığı İşlerle cinslerinden bahsetmiştim. Burada da süngerin avlanma ve temizlenmesini anlatmağa çalışacağım.
Sünger avcılığı D Çıplak dalgıç, 2) Zıpkın, 3) Skafandara, 4) Ganga-va usullerde yapılmaktadır. Şimdi bunların da ne şekilde tatbik edildiğini İnceleyelim.
J — Çıplak dalgıç lumllte sünger avcılığı on İptidai bir usul olmakla beraber Akdcnlzde bugüne kadar devam edegeimlştlr. Bu şekil sünger avcılığı büyük bir tehlike ve emeğe karşılık az bir kazanç sağlar. Ekseriyetle çıplak dalgıçlar 10 - 15 kulaca kadar dalarlar. Her ne kadar 30 kulaca dalanlar bulunursa da bunlar biraz söz ve belki de bir istisna teşkil ederler.
Çıplak dalgıçlar kayığa bağlanmış ve bir İpin ucundaki ağır cismi (taş veya demir) tilerine alarak dalarlar Dibe indikleri zaman da ağır cismi bir tarafa bırakır fakal ipi kendilerinden ayırmazlar. Bu şekilde dipte kalacağı 2-3 dakika İçinde dik kayalarda mevcut bir lkl süngeri kopararak belinde bağlı bulunan ağ torbanın İçine koyar ve hızla çekilmek ûzdre yukarıya işaret verir. Kayıkta bulunanlar ve kayığı dalgıca göreridare edenler de İşareti alır almaz süratle ipi çeker ve dalgıcı çıkarırlar.
Çıplak dalgıcın kullanıldığı yerler umumiyetle ya taramaya müsait ol-mıyan veyahut da süngerin taş koruklarında bulunması ve bir de Skfandrnların kuiianılamıyacağı yerlerdedir. Bu gibi yerlerde çıplak dalgıçla sünger çıkarmak daha tercihe şayandır.
2 — Zıpkın ile sünger avcılığı ise oldukça zordur. Bu yolda sünger avcılığı için 8 metre boyunda ve 4 Sm kurlunda değnekler hazırlanır. Bunların ucuna da 2 den 8 ya kadar olmak üzere demir bir çatal takılır. Zıpkıncı kayığın baş tarafına gelerek ve deniz aynası tfiblr edilen yanlan madeni dibi en iyi cins camdan nıâmûi aynayı denize 7-8 fim. kadar daldırdıktan sonra sünger gözet-lypeğe başlar. Bu esnada gözüne kestirdim s lineere bulunan arkadaşına işaret sandalın en münasip bir kon nisamı temin eder. Ve sonra da npkınmı süngrin üzerine indirir. 8ün gerler tabiatlarına göre bozan kolay ve bozası da zorlukla kopanldıkla rindin bazısı tahrip olur. Fakat bazısı da hiç zedelenmeden çıkarılır. Pürüzsüz çıkarılan süngerler ticarette oldukça kıymetlidirler. Akri halde İse kıymetlerinden düşük olarak satılırlar.
3 __ Şfrafondara veya dalgıç elbi-
sesi ile Sünger avcılığı diğer usullere göre daha tehlikesiz ve daha verimli bir usuldür. Bu ççşlt sünger avcılığında 8—12 metre uzunluğunda motörlfi veya yelkenli kayıklar île «—10 dalgıç kullanılır. Skafandara He
-dalgıçlar 20 — 40 kulaca dalarlar. Bu derinliklerde de 1—1.30 saat kadar kalabilirler. Bu müddet zarfında kayıkta bulunan hava tulumbası çalışarak dalgıcın normal hava ihtiyacını temin eder. Dalgıç herhangi bir tesir altında dı şan çıkmak İsterse ayrıca işaret ipleri vardır iri evvelce tesblt've o şekilde kuruyacak olursa bu hal edildiği yolda İşaretini vererek dışarı süngerin elâstlklyetlnl bozar ve dola-
göre
kürekte vererek duruma
çıkar. SkafandaraU dalgıç demirin dibinde kaldığı müddetçe topladığı süngerleri belinde bulunan bir ağ torbaya doldurur.
Şayet torba daha çabuk dolarsa onu İşaret iplerinin biri Ue yukarıya gönderir. Sksı f an daral ı dalgıçlar kazan İnme denilen bir nevi hastalığa uğrarlar. Bunun da sebebi hava verme hortumlarının ya fazla tazyike daynnamamahın veya yıpranmış olması gibi sebeplerle hava tazyikinin matlup derecede bulunmaması ve dalgıcın suyun yüzüne gelir gelmez kanda bulunan iıavn habbeclklerinln birden çekilmesi yüzünden vukua gelir. Bu bal suyun derinliği İle dalgıcın bünye vaziyetine bağlıdır.
4 — Kemerell Trol’a gelince: alt kenarı 00 — 120 kiloluk ve
üst kenarı da gene 8—7 ağaç, yan kenarlan ise 04 metre ve gene ağaç olmakla beraber 10—12 metre ağ bir torbadan ibarettir. Bu torba da ağızda 0—7 metre olup uçda 5—8 metre olarak tesblt edilmiştir. Ağızda bulunan demir ve ağaç çerçeveye bağlanan kısım ham deriden sırımlarla olup bunların bir tarafı da ağlara bağlıdır. Torbanın göz büyüklüğü a-şagı yukan 20 6(n. kadardır.
Bu âletin gerek dip kenarına yatd demir kenarı her lkl ucuna S—6 metre zincir Ue üst eğ aç kenarına da 2 burgatahk gene 5—■8 metre halat bağlanır kİ bu suretle muvazene temin edilmiş olur. Gangava 40—60 kulaç derinliklerde ve bilhassa dalgıçların işlemediği yerlerde yelkenle çalışır. Hava olmadığı raman da bunlardan pek istifade edilmez. Gangavalar yelkenli olarak bir mille çalışabilirler. Motör şüphesiz hem. sürati ve hem de daim! bir faaliyeti sağlayabilir. Gan-gavanın tarama işi bittikten sonra kayıkta bulunan bir çıkırık De yukarı ya çekilir. Gangavalarm istihsal ( tikleri süngerler, diğer İstihsal şekillerinde olan süngerler kadar kıymetli değildirler. Bunların çıkardığı sünger her ne kadar fazla ise de zedelenmiş bulunduklarından değerlerinden kaybederler, Bu usul sünger avcılığın zararı da vardır. Çünkü taraıpa esnasında bazı gelişme İranda bulunan süngerleri parçalar. Parçalanmış sünger tekrar büyüme İmkânını bulsa da şekli oldukça bozuk olarak inkişaf edeceğinden hakikî kıymetleri daima düşük olacaktır.
Temizleme:
Süngerler denizden çıkarıldık lan zaman kiril kara bir renkte ve İçleri luzuciyetil bir sıvı madde ile doludur. Bu haille sünger, temizlenmiş süngere kıyasen oldukça ağırdır. Denizden çıkarılan ham süngerler gemi veya kayıkların güvertelerine alınarak burada az bir mnan bırakıldıktan sonra gemiciler tarafından ya çıplak ayaklarla veyahut da ağaç değneklerle dövülürler. Bu İş esnasında süngerlerin İçlerinde bulunan ItancetH madde yavaş yavaş çıkar. Sonra da deniz Buyru doldurulmuş mastaJyalar içerisine atılır. Orada da mtıayen bir zaman bırakılarak tekrar çıkarılır ve tekrar dövülmeğc ve çiğnenmeğe başlanır. Tİ kİ ham süngerin içinde bulu nnn mayi madde çıkıncaya kadar bu amellycye devanı olunur. Eğer sünge-. rin içindeki sıvı madde çıkmıyacak
Kadın garsonlar
Amerikada bunlar İçin bir inekten açıldı
Yazan: ZEKİ CAN
Amerikada kadın garsonlar çoğalmıştır.
Kısa etekli, tırnakları cilâlı, güler yüzlü, temiz giyinmiş kadın garsonlarla müşteri çekmekte teshil olduğunu gören müesseseler kadın garsonlara rağbet etmeğe başlamışlardır, Fakat ortada İki büyük mahzur vardır:
1 — Kadın garsonların erkekler kadar sabırlı olmamaları, en küçük tenkld karşısında sinirlenmeleri,
3 — Bilhassa güzel kadın garsonlar yüzünden karı koca arasında kav ga çıkması.
Bu mahzurları bertaraf etmek üzere 52 yaşında C. Mezra adında eski bir garson katanlara mahsus bir garson mektebi açmıştır, C. Mecra Amerikanın muhtelif şehirlerini dolaşmış, garsonluğun ehemmiyeti hakkında bir çok nutuklar vermiş, ve nihayet Wlchlta’ta bir kadın garsonlar mektebi açmıştır. 350 ta lebesl vardır. Mektebin esas profesörlüğünü kendisi deruhte etmiştir.
Dersler arasında temizlik bilgileri. solak bir müşteriye sol İle hizmet edebilmek için türlü mümare-»eler vardır.
yısile ticarette makbul addedilmez. Netice olarak sünger İyice temizlenir ve iplere dizilerek yatışa amkmur.
Her ne kadar sünger bu şekilde satılır ise de bunu daha cazip bir hale getirerek alıcının zevkin! de okşamak maksadiyle temizlerler. Fakat temizlenmiş süngerler daha flatlı olmakla beraber dayanma bakanından kabiliyetleri eksilir. Temizlenen süngerler daha ziyade ince işler İle banyolarda aranır.
Süngerlerin temizlenmesi: Süngerler yukarda arzecUlen şeklide kaba temizlikleri yapıldıktan sonra içinde bulunan bazı kabuklu hayvanlar da çıkarılarak 51 6 r.lsbetind® Hydroclo-ric mahlülünde bir müddet bırakılır ve tekrar buradan çıkarılarak tatlı su İle yıkanıp Fer Mangana t mohlû-lüne. oradan çıkarılarak tekrar tatlı su ile yıkanıp % 10 nlsbetlndekl Aclde Osallc mahlûliine atılır. Buradan da çıkarılarak ve tatlı su He yıkanarak çamaşır sodalı mahiûie atılır ve sonra da çıkarılıp tekrar tatlı su ile yıkanır kİ sünger arlık temizlenmiş ve beyaz san bir renk almış clur. Süngerin aldığı bu renk de oldukça. caziptir.
ÖLÜM
Tüccardan Kâzım Balcı merhumun eşi Hilkat Kent ve Baha Bilerin anneleri Tavus Biler ve Nejat Kantin kayın valideleri Gabire Zeki ve Ziya Balcının hemşireleri
NAFİA BALCI HANİM uzun ve ıstıraplı bir hastalıktan kıırtulamıyarak Hakkın rahmetine kavuşmuştur.
Cenazesi bugünkü namazını müteakip İnden, kaldırılarak
kabristanına tevdi edilecektir.
Allah gani gani rahmet eylesin.
Çiçek gönder 11 memesi bu tarzdaki alâkanın Şişli camiine tevcihi merhumenin vasiyeti iktizasındandır.
J5 Haziran 1949
Tyflan denilen kumaşlar
Deri yerine kullanılıyor, Naylon Lâme ve Saten kumaşlardan da tuvaletler yapılıyor
Bir çok yıl »üren araştırma ve tecrübeler neticesinde, bir İngiliz şirketi yeni bir sentetik dokuma kumaş geliştirmiştir. «Tygan» adı verilen bu kumaş deri yerine kultanU-maktadır, Şimdilik daha fazla mobilyacılık endüstrisinde kullanılmağa elverişli görülmeklo beraber diğer endüstrilerin de geniş ölçüde faydalanacakları ünıltodUmekte olup, fabrika pek yakında bu maddenin imalâtını arttıracaktır.
İngilterede imal edilen (VentUe> adlı diğer bir dokuma da lkl yıl-danbcrl kullanılmaktadır. Pamuktan mamul bu kumaş, başka bir ham madde kariştırılmadığı halde, su geçirmez olup, buna rağmen «nefesi almaktadır. Bir metre karesinin «ıir. leti takriben 4 ons olup, istimali gittikçe artmaktadır. Ventllc'nln ilk yıla kıyasen satışı 7 misil artmıştır.
Naylondan mamul kumaş ve eşyalar İçin bir depo meselesi bahis mevzuu değildir. Güve, kurt ve saire gibi kumaşa musallat olan iıaşe-rat naylona yanaşmamaktadır. Simdi naylon kumaşlar bir çok giyim eşyası ve moda levazımatı İmalinde kullanılmaktadır.
Naylon lama ve satın kumaşlarından kadınlar için suare ayakkabıları, naylon triko ve fUelerden yazlık eldivenler, İç çamaşırı kurdelâla-rı ve erkekler İçin kravatlar seri halinde imal edilmektedir.
Bununla beraber naylon daha cid-
di işlerde de kullanılmaktadır. în-gilteredc. gayet kuvvetli, dayanıklı, çabuk kuruyan ve çürümez naylon halat ve ipler imali gelişmektedir. Naylon bahkağlan Ue yapılan denemeler İyi neticeler vermekte ve hattâ endüstride kullanılan kalın muşamba örtüler bile naylondan yapılmaktadır. Naylon İpliği stoklan elân mahdut olduğu cihetle bu maddenin ham istimali henüî tnglltc-rede gelişmemiş fakat süratle te-ammüm etmektedir. Yakın gelecekte bu madde gündelik hayatın her sahasında muazzam ölçüde kullanılacaktır.
Plâstik maddelerin yeni bir istimali
Son yıllar zarfında geliştirilen plâstik maddeler meyanında «Ho-loplazt» adı verilen maddenin bilhassa bir çok işlere yaradığı sablt-leşmlştlr.
Holoplast. tıpkı amyant gibi tutuşmadığı cihetle «Queen Nlary» ve «Mauretaola> gibi büyük yolcu gemilerinin İç kaplamalarında kullanılmıştır. Buna İlâveten bu madde sesi de ııakletmemekte olup şimdiden ingllteredeU telefon kabinelerinin inşasında kullanılın asına başlanılmıştır, Halen Ingiliz endüstrileri fuarını gezenler Holop-lasttan mamul telefon kabinelerini görüp, yeni maddenin kıymeti hakkında bir fikir edinmişlerdir.
AŞK VE MACERA ROMANI
Tozan: ntnu. KAKAİİAGARALI Tefrika No. 53
•— Dilim kurusun!... Kafamdan her geçeni yumurtlayıveriyorum. Şu kızı azaba sokmakta ne mâna var?»
— Annem ne halde. Meliha?
Genç kız, Ecri çekildi; hayretle Zeynebe baktı:
— Annen mİ?... Sen eve uğramadın mı?
— Uğramadım... Uykularından uyandırırsam lıepsi birden heyecanlanacak diye dükündüm... tyf mİ annem?... Romatizmalarım merak ediyorum.
Meliha, küçük valizi Zeynebin elinden aldı: '
— Bu kışı fena geçirdi amma şimdi hamdoleun iyidir. — dedi. — Eas-tonuna dayana dayana bize kadar gelebiliyor.
Ve arkadaşının koluna girdi. Şed-
den İndiler. Taş döşeli daracık yolun ağzına saray muhafızı gibi karşılıklı dikilmiş servilerin gölgelini yürüdüler. Bodur mey ra ağaçlarının yarı bellerine kadar yabani otlara gömüldüğü bu vahşetl'.e bekâretini gizliyen bahçe, şimdi gökte saltanat sûren ayın bol kereden İhsan ettiği ışıkla daha romantikleşmiş görünüyor. Binanın kapısına kadar amuden giden yol, tam ortada, yampiri asma çardağının altında bir kol nalıverlyor ki, otların arasından yılan gibi kıvrıla kıvrıla uzanan bu patika, evin cağında, üzeri samı aşıklar ve mor salkımlarla örtülü avlunun malta taşlan hizasında nihayet buluyor. Zeynep. kamerlyemsl avluya bakan aydınlık pencereler karşısında ağlamak arzusu duydu. İşle Selim oradal...
YENİ YAYIN:
MALTE LADftlDS BRİGCCNİK ROTLA fil
RUke'nln bu derin enerine al «uo onı Kıyıtmt tutamaz. Kim olum olsun, bu kitabı tutan tutııyur, Çtakft »alrln kanlylr yazılmıştır. «OnkO «te, çemberinden teç-rnljtlr. Almanca orljlr.atlne ndfu* edeml-yen okuyuculara. R ilk enin botun eserleri içinde bilhassa bunu tavılya ederiz.
Alman kllafklerlnln 11 İncisini teşkil edan Vs dilimize Dr. Tfetza • B Necal1(ıl •arafnıdan çevrilen bu defierU eser. HUM Ejıum Bakanlığı ysyımevleriyle batta kitapçılarda 17S kuruy Halis satılın akladır.
HUY ELAS
Türk tercüme edebiyatına Cyrano de Brısrac flbi Blmcz bir eser kazandıran Snbrl fcat Slyavujrl!. bil defa. Vlctor Hu-Ko'nun »Fiuy Btaa> mı da. yine munzam Olarak dilimize çevlmljUr.
Milli Efiltlm Bakanlığı tercCUr.e baro-aunca. def erillik telif bakiciyle makâfat-Jandmlnn bu caer. fı.ıruuz klSsikJerinin İM jneltl o tarak. Milli SfilUm Bakanlan yayınları aıunnda 130 k’.rruf llalle aatı(B çıkarılmıştır
KAZ AN OV AH-NIN AŞK MACEHAIJLHJ
Muharrir Kadlrvan Kafh'nın dilimize çevirdiği ve İstanbul Yayınevinin neşretmekte olduğu Kazanava'tun Aak Maceraları Merinin IV uncu forman d-ı çıkmışta.
I bulmâcaT
3 3 3 4 6 8 7 8 fi id
“İLLU M • L j “ _LI !_■_! LLLİ “ H H B I * l“l I I I I B !_ ’ _■ l—LJ LU I " J_i Bilil “ J_( I M I I I - I • B I I ı
« I I I J r F I 'Ml fi
Soldan sağa ve yukarıdan aşağıya:
salı günü öğle Teşvikiye caml-tîsküdarda aile
ÖLÜM
Bay Andon Btcldyan ve evlftdlan. Bay ve Bayan Kjrkor Becldyan ve evlüdtan, kendi kardeşleri ve amcaları olan
YERVANT BECİDYAN m (Matbaacı) vefat ettiğini teessürle bildirirler. Cenaze merasimi yarınki çarşamba günü İS Haziran 1Ö48 saat 17 de. Taksim. Vosklperan Ermeni Katolik kilisesinde icra olunacağı ilân olunur.
işbu lifin hususi düveliye yerine kaimdir.
Duvarları desensiz koyu kırmızı kâğıtla kaplı kütüphanesinin rzeli kargaşalığı ortasında... Ona kavuşması artık dakika meselesi.
Evin kapısına yaklaştıkları- zaman antreden akseden ışık içinde lkl arkadaş birbirlerini tetkik imkânını buldular. Meliha, endişeli bir tavırla sordu:
— Sen hasta mısın, Zeynepclğim?
Zeynep de onu İnceden İnceye süzerken aynı endişeyi duymuş; böyle bir sual dudaklarının ucuna gelmişti Genç kızın, dalma sıhhatle pırıldayan çilli yanakları rengini kaybetmiş; gözlerinin elti çökmüş ve arkaya doğru sımsıkı örülü kızılımsı saçlarının meydanda bıraktığı geniş alnında derin çizgiler peydahlanmış M. gûya şu son yıl içinde bir yaş değil bir kaç yaş birden alıvermiş.
Zeynep, ondakl değişikliğin sebebini çok geçmeden anladı.
Rütubetle kararmış tahtaları ayaklarının altında İnlete İni ete elektrikleri söndüre yaka, küf ve yosun kokan yüksek tavanlı, ağır möbleli loş sofadan geçtUer; sağda. Selimin dairesine giden koridora girdiler, lklri de konuşmuyor. İkisi de başka başka zaviyelerden heyecanlı . tlç seneye yaklaşan bir ayrılıktan sonra Selime
TEŞEKKÜR
İstanbul Hukuk Fakültesi mezunlarından olup vHzifel vatanlyeslni >1U etliği sırada çorluda bir yolcu otobüsünün devrilmesi neticesinde vefat eden Yd. Astg İbrahim Ünlüer-ln cenaze töreninde bizzat bulunan her türlü vesaiti temin De çelenk, telgraf göndererek acımıza İştirak eden sayın Tümgeneral Abdülkadir Seven ile kurmay heyetine ve Istanbulda gerekil yerdmılarile kederimizi paylaşım sayın General Vedat K İran’a, Çorlu kaymakamı hastahane başhe-klmlle sair hükümet ve Belediye erkânına törene İştirak eden bilcümle mahalli birlikler komutan, sııbay ve erlerine ve bütün akraba ve dostlarına ayrı ayrı teşekküre kederimiz mani olduğundan gazetenizin tavassntunu rlce ederiz.
Babası ve Kardeşleri
1 — Bir vllferytimizde kurulan beynelmilel panayır.
3 — Ziyaretçi - Bir Ermeni İsmi.
3 — Anah'zsr - Değnek.
4 — BaB - Nouı
5 — Asık süratli ktjl.
■ — Tersi eski umun kitapçısı - Bu erkek »dı.
3 — SUklnlik - Tersi fiyaka kes.
B _ Cezire - Alimi: »aniye.
P — Tesadüf etmek, iç — Tersi yazıhane hademesi aylığıdır.
Geçen bulmacanın halli .
Soldan «ığ3 ve yukarıdan aşağıya:
1 — İUmodcden. 2 — Tuzaiadıi;c î — izin. Galiz. 4 — Mânâsız, Ma. S — Afi. Satılan. S — Dağıtılan. 7 — Edazılarnp * — DÛ1. Lar, Ve. 9 — ESmanpv, 10 — Her. n. Perl.
TEŞEKKÜR
Sevgili eşim ve babamız Cevad Ab c1 lir rahim Gücım'ün kaybından mütevellit derin acımıza cenaze merasiminde bulunarak, bizzat gelerek veya mektup, telgraf ve telefonla iştirak eden muhterem dostlarımıza sonsuz minnet ve şükranlarımızı arzederia.
Eşi, hızlan
ve
Dama ilan

tr-krar kavuşmak... Zeynep bunu düşünüyor. Selim! .. Bir adım ötesinde; malıklarından ışık sızan su köhne kapıyı açınca Selim!... Kendisinin geldiğini mıihaı.kok sezmiş olacaklar... Ümit ve tin.itsizlik içinde çırpınarak ayağa kalkmış olacaktır... Muvazene temin etmek istercesine İnce uzun bacakları birbirinden ajnk; elleri pantolonun ceplerinde; hummalı (■özlerde açılacak olan kapıya bakı-yordur... Zeynep, onu hayalinde böyle görüyordu.
Hakikat hayaline uymadı
ence Melihanın eli tokmağa gitti. İçeriden yay ve-ı bir ses duyuldu: — Kimmiş bu saatte kapıyı çalan? ’-ebu sesi Zeynep tanıyamadı. Parmağını dudaklarına götürüp ce-vai) vermemesi için arkads.şuıa İşaret ederek zemini duvar kâpıtlarının renginde koyu kırmızı halıyla kaplı odaya girdi. Buraya bir kitap ambarı ekmek daha djgnı olur. Duvarların pencereden ve kapıdan arta kalmış kısınılan, camlı, camsız, biçimli, biçimsiz kütüphanelerle örtülü... öyle 11 san özerine koyu san çiçekli He-reke kumaşıyla kapitone sedir, kapının tam karsısına isabet eden kitap rafları arasına sıkışmış kalmış Aynı san kumaşla kaplı iki. berjer,,
vaizleri sedire müteveccih yanyana duruyor; ortalarındaki döner kitap etajerinin üzerinde, pembe taftadan abajuru iri gül gibi açılmış lâmba yanıyor Yazı masasının, kâğıtlara, kitaplara, gazetelere, mecmualara boğulmuş bir hali var. Keza yerlerde kitaplar, gazeteler, kâğıtlar... Bir kâğıt ve kitap kargoşahğı... Ve eskimiş kâğıt kokusu, küçük odanın havasım dolduruyor. Zeyucp. çocukluğundan Deri görmeğe akçık olduğu bu kargaşalığı hiç yadırgamadı.
Selim, Rrkası kapıya dönük sarı berjerin birinde oturuyor. Kollan iki yanından yere doğru sarkmış-Devetiîyü robdösambrının arasından görünen pljamalı bacakları sedirin üzerinde...
Gelenin kim olduğunu anlamak için yarım eğilip koltuğunun kenarından ardına baktı. Kâzip bir hayal gördüğüne kaniydi. Havsalasına sığmayan hakikati reddetmek istercesine, gözlerin! kapayıp tekrar açtı. Ve boğuk boğuk:
_ Zeynep’ .. Seıri... - diye haykırarak fırladı.
Yalpalayıp oracıktaki döner etajere tutundu Bu manzara karşısında, Zeynep artık Melihayı üzmek kabilinden ııfuk tefek kayıtlan bir tara-
fa bırakarak m imcisini bulmuş kaz^ı-zede gibi ona doğru atıldı. Kucaklaştılar. Odada, mümkün mertebe silik kalmak endişesilc bir köşeye elnmlf. bıı rahnenin dilsiz seyircisi ücünctt şahsiyeti unutuverdiler.
____Sana bllscn ne kadar üıtlyacMâ var, Selimi... Bllsen ne boldeyim...
Zeynep, böyle kesik kesik söylenerek erkeğin göğsünde hırçın hırçın ağlıyor. Tıpkı çocukken ağladığı gibi... Canı yanıp ondan medet umduğu »imanlarda ağladığı gibi... Şikâyetlerini bir hamlede döküver-n’ek onu bir an evvel acısma ortak etmek, derdine bir an evvel deva tulmok istiyor.
En sonra söybycceğlnJ evvelâ söyledi:
_ Ali Hâzundan ayrılacağım, Selimi... Evden gizilce kaçtım... Artık oraya dönmlyeceğlm... Beni onun bulamıyacağı bir yerlere sakla!
Kelimeler, hıçkırıklarının arıuın-dan birer feryat halinde duyuluyor.
Selim, yalvardı:
— Yeter! .. Bilirsin ki ağlamana tahammülüm yoktur. Hele şu nnda hiç yokl
Zeynep, onun neresini duyunca İrkildi. Ağlaması kesiliverdi:
«Arkası var)
Ulaştırma konuları
P. T. T. Servislerinde yapılması kararlaştırılan yenilikler
yazan: HÜSNÜ SAPIK OURÜKAJ.
ÎUİa, o&tu,. 'tfr&kotu^T
Gazeteler geçen nisan ayınla •onların* doğru P. T. T. bölge b« müdürlerinin Ankarada toplantıya çağırıldıklarım yazmışlardı. P. T. T. «ryislcrinden halkın daha geniş ölçüde İstifadesi için bazı tedbirler alınacağından da bahşedilmişti. Bn arada postaların köylere motörlü vasıtalarla götürüleceği de söylenmişti, rahat bu «emişlerin daha düzenli, daha verimli olmaları için ı» G!t|l tedbirler alındığına ve toplantıda varılan neticelere dair sonradan açıklayıcı yazılara tesadüf edilemedL Halbuki yerlisini ve yabancısını, köylüsünü ve şehirlisini herhangi bir Amme hizmetinden daha ziyade ilgilendirmekte olan P. T. T. servislerinde halk yararına yapılan değişikliklerin veya yeniliklerin nelerden İbaret olduğunun bilinmesini ve öğrenilmesini beklemek kadar tabii bir «ey olamazdı. Çünkü, bu hususta halk lehine yapılan yenilikler ve kolaylıklar her tarafla, ancak memnunluk verici çok İyi intibalar yaratabilirdi. Bu sebeple. Ankara toplantılarının verimli neticelerinden öğrenebildiklerimizi açıklamakta, fayda görmekteyiz.
İlk önce şunu söyllyeyim kİ, An-karada P. T. T. pcnel idaresi binasında yapılan toplantı yalnız bölge baş müdürler! toplantısı gibi nispeten mahdut mahiyette bir toplantı olmayıp merkez teşkilâtının bütün yetkili elemanlarlla telefon, fabrika ve meslek okulu müdürlerinin de İştirak ettikleri bir genel heyet toplantısıdır. Bu heyetin müzakere ederek müspet neticeye bağlamağa davet edildiği meseleler İse umumiyet iti— barlle P. T. T. servislerinin zamanın icap ve İhtiyaçlarına göre, düzenlenmesi İçin esaslı bir çalışma programını teşkil eden mühim mevzular olduğundan bu programın gerçekten, P. T. T. idaresinin muhtelif kısımlarına alt çok enteresan prensip kararlarını ihtiva ettiği anlaşılıyor. Bilhassa bu prensip kararlan arasında modern bir İsletmenin ana şartım teşkil eden temel noktaların da bulunduğunu memnuniyetle öğreniyoruz.
Esasen genel heyeti teşkil eden zevatın uzun yıllar, idarenin muhtelif şubelerinde çalışmış, kıymetli tecrübeler edinmiş, Servislerdeki eksik te okşayan noktalan bilen, vücudiaruu tamamile mesleklerine vnkfetmlş, fedakâr ve feragatle İş görmekten zevk doyan meslek adam lan olduklarını yakından bildiğimiz İçindir kİ alınan prensip kararlarının kâğıt üzerinde kalmağa mahkûm ve tatbik kabiliyetinden mahrum kararlar cümlesinden olmadığına inanıyoruz. Bu feragatli meslek adamları arasında ya meslek tahsilini yabancı memleketlerde yapmış veyahut meslekleri hakkında tetkikler yapmak fırsatım bulmuş kıymetli elemanların da yer alhıış olması bu husustaki kanaatimizi daha ziyade kuvvetlendirin ektedir.
Üzerlerinde prensip kararlan alınan P. T. T. mevzularından meslek öğretimi İle telgraf ve telefon gibi hassas aletlerin tamfrlerile beraber, bunların yedek parçalarının imali İçin kurulacak modern techlzatiı atölyelerin ve işletmenin diğer ana hatlarını teşkil eden kısımların belirtilmesini sonraya bırakarak bu yazımızla P. T. T. servislerinden halkın İstifadesini temin maksadlle alındığı anlaşılan prensip kararlarının bazılarından bahsetmek istiyoruz.
Prensip kararlarından posta servisine ait olanları arasında:
1 — Şehir Içl mektup ücretlerinin tenzil edilmesi,
3 — Köy postalan nakliyatı İçin motörlü vasıtalar kullanılmasına Ankara bölgesinden başlanılma.’!.
3 — Ankara civarında yapılacak tecrübelerin devamı müddetlnce 10 liraya kadar havalelerle 3 küo sıkletindeki kolilerin müvezzilerle köylere gönderilerek alıcılarına teslim ettirilmesi,
4 — MVVezziIerln köylerden âdi ve teahhüüü mektuplarla 3 kiloluk koliler kabul etmeleri gibi kolaylıkları Zikredebiliriz
Telırrar »misinde yapılan yenilikler arasında da:
1 — Tenzilâtlı tjerete tâbi mektup telgraf» servisinin ihdası,
2 — İç ve dış serviste tenzilâtlı tebrik telgraf lan.
3 — Şc-hlr içinde toplantılar İçin tenzilâtlı ücrete tâbi bir hac adresli davet telgrafları,
( — Deprem, mı bankını gibi oia-ğanib ifı hallerde her tarafa gönderi-
lebilecek kamyonlar İçinde teriz edilmiş bir kaç seyyar telsiz btasyöhu tedarik edilmesi gibi hususlara dair alınmış kararlar vardır.
Telefon servisine «il prensip ka-rnrlanna gelince ı
1 — Otomatik «İstemdeki İpleten şebekelerinin, bu ııLst«mden Jıttfade etmlyen vilâyetlere teşmili,
1 _ Telefon devreleri randımanının arttırılın ası için Fizik devrelere kuranportör tertibatının tatbik edilmesi,
3 — Büyük şehirlerdeki telefon santrallerinde halka her çeşit malûmatı vermek İçin İstihbarat servisleri ihdası,
4 — Kumbaralı telefonların çoğaltılması gibi tedbirlere müracaat edilmesi kararlaştırılmıştır.
Yapılması kararlaştırılan yenilikler arasında İstanbul, Galata ve Beyoğlu merkezleri arasında pnömatlk tesisler yapılması mevzuu da vardır ki yabancı memleketlerin mühim şehirlerinde büyük ölçüde istifade edilen bu seri ulaştırma aracının İstanbul gibi nüfusu faal» olan şehirlerimizde mühim bir İhtiyacı karşılayacağı şüphesizdir.
P. T. T servislerinden halkın geniş ölçüde faydalanmasını sağlamak maksadile sabık Ulaştırma Bakanı sayın şükrü Koçağın başkanlığında toplanmış olan genel heyet tarafından prensip kararlarına bağlanmış olan yukarıda «aydığımız mevzuları. F. T. T. haberleşme sahasında büyük gelişmelere bir başlangıç olarak kabul edebiliriz.
Hlisnü Sadık thrrukal
Rize çay fabrikası
Çay ekimi gittikçe genişliyor
Rize, (Akşam) — Rize'de bir çay fabrikası vardır. Fabrika yekûnu oldukça kabarık işçi İstihdam etmektedir. Fabrikanın genişlemesi halinde Rizeliler için bir çalışma sahası teşkil edecek ve Eağlık, kültürel, ekonomik sahada bilyük gellşmelor! mucip olacaktır. Rizeliler çay fabrikası gibi daha başka fabrikalara da sahip olmak İstiyorlar.
Çay ekimi gittikçe inkişaf etmekte dlr. Nefis olan çayların mevcudiyeti şimdiye kadar harice duyurulmamı} -tır.
Rize çaylarının Londrada yapılan tahlil! neticesinde alman raporda: bunların dünyada emsali az olarak bulunan çaylar meyanmda olduğu gösterilmektedir.
Çay dlklmlne karşı rağbet gün geçtikçe artıyor. Rekolte geçen senelere' nazaran dalıa fazladır. Bu İşin or-l ganlzetörü olan Bay Zihni hâlen İlçemizde olup bu İşlerle meşguldür. Fabrika müdürü Bay Asını ve mesai arkadaşları fabrika İşlerinde geceli gündüzlü çalışmakta ve İyi randımanlar istihsal etmektedirler. Kendilerini takdir çimek gerektir.
Iranlı sporcuların teşekkür ve vedaı
Kardeş ve dürt Türk milletinin hakkımızda gösterdiği mlhman ne-vuzlıklarına, Federasyon Reislerine müteşekkirim. Bilhassa atleLlzm federasyonu sayın reisi Bay Naili Mo-. rajfya ayrıca teşekkür ederim. Bu seyahat bizim İçin cidden çok hoş ve İyi geçti. Bu gidip gelme, tanışma ve temaslarımızın Iranla TilrkJy arasında esasen mevcut simim t kardeşilri ve dostluk bağlarını daha da kuvvetlendireceğinden eminim. Türk sporc ı kardeşlerimizin muntazaman İrana teşriflerini kalben arzu ederim. Ay m zamanda bu maruzatım veda mesabesindedir. Vaktin darlığı dolayırile birer birer AUaluusmariadık dome-me imkân olmadığından misafirperver bütün Türk kardeşlerimin hepsinden saygı ve sevgi He ayrılıyorum. Kendi tarafımdan ve bütün İran atletleri namına Allahaısmarladık diyorum.
ATnjıammcd Zulfakari İran Milletvekili ve îran Atletizm Federasyonu reisi
Cemaleddin BrW*t
Sütteki mikropların imhası
îngütçrenin MuUard araştırma laboratuarları uzmanlan sütte yaşayan mlkraplan İmha İçin yeni bir usûl geliştirmişlerdir. Seda ihtizazı prenşfblna dayanan bu metod için. İnsan kulağının duyabileceğindim 40 defa daha tla bir düdük «esi taılla-nılmaktadu. «M, BÜtll kesen bakteriler de dahil, bütün mikropları öldürmektedir.
İhtizazı hasıl eden âlet «üt kamyonlarına veya aüt dolu depo vagonlarına da monte edilebilmekte-dİr. Bu usûl «iyesinde 100'0 gaion-İuk bir «Üt deposu, «evk «irasında bh saatten kısa bir müddet sarfında «terinse edilmektedir.
Minyatür sinema makinesi
Geçen hafta Londrada açılan Mühendislik ve Endüstri Teçhizat «ergisinde görülen yeniliklerden biri de optik ve llm! âletler imal eden bir (nglUs firması tarafından geliştirilen minyatür bir filim çekme makinesidir. Bu iest bilhassa teknik İlgi, plân ve ilmi malûmat teati etmek İsteyen memleketleri ilgilendirecektir.
Harp sırasında minyatür filim çekme usulü sayesinde milyonlarca vesikanın gayet kolaylıkla ve vasi arşivlere lüzum kalmadan muhafazası mümkün olmuştur. Barış jama-nında da bu raulün büyük faydalan görülmektedir.
Birleşik Amerika kauçuk sanayii
Muhtelif ticaret kaynaklarında yapılan esaslı araştı rinalar 1948 yılında Amerikan kauçuk «an ay linin 2 milyar 5Û0 milyon dolar değerinde kauçuk İstihsal edeceğini belirtmektedir. Bu miktar 1940 yılma nazaran iki kere daha fazladır. 1947 yılında istihsal edilen kauçuğun değeri 2 milyar 700 milyon dolardır ki, bu da şimdiye kadar kauçuk İstihsali bakımından en yüksek mertebeyi teşkil etmektedir,
1948 yılında Amerika kauçuk endüstrisi 919,000 metrik ton tabii ve suni kauçuk kullanacaktır.
Yeni rekolte
Toprak Mahsulleri Ofisinin yeni alım merkezleri
Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğü yeni kampanya münasebetiyle hazırlıklarına hummalı bir şekilde devam etmektedir. Ofla mevcut 143 alım merkezine İlâve olarak 20 ulun merkezi tesis etmiştir. Önümüzdeki günlerde yeniden 15 merkez tesis olunacak bu suretle alım merkezi sayısı 178 zl bulacaktır,
Toprak Mahsulleri OflsL hububat alıraına yeni kararname hükümlerine göre başlamış bulunmaktadır. Yeni mahsul altınına da Çukuro-vada başlanmıştır.
Gelen bilgiye göre bütün yurtta mahsulün umulduğundan fazla olacağı tahmin edilmektedir, İlgililer temmuz ortalarına kadar herhangi bir âfet olmadığı takdirde elde edilecek mahsulün memleket İhtiyacının çok Üstünde olacağını belirtmektedir.
Dünden bugün®
Bir Amerikalı kadının topladığı Mehmet’ler, Ali’ler
Eski mühürcünün hâtıralarından
j Yazan: Cemaleddin Bildik |.
Çöpçü çavuşları da kafa tutmağa başlayınca — Bir Cengiz ve Kırım Han zadenin mühürü — Üvey annesi de «Haydar» dermiş!.. — O nokta benim Jıakkım değil mi? Kaldır «hı» nın üstünden koy «sin» in çanağına — İşin kurnazlık tarafı — Bıyıklı kedibaşı, açılmış kitap ve eski harfler!.. — Amerikalıların tuhaflıkları...
|
Asıl adı Rauf Özceylân olan eski mühürcünün dükkândaki a dı «Fehmi» dir. Hattâ tabelâsın da da «Mühürcü Fehmi» y maktadır. Niçin kendi adına ta belâ asmadığının sebebini şöy! anlatıyor:
«— Fehmi, ustamın adıdır Bugün 70 yaşıdayım. 13 yaşrnd bu sanata girdiğime göre 57 yıl-danberl rahmetli ustamın adını yaşatıyorum demektir. Çünkü bu isim bana, ustalık payesini aldı ğım zaman peştemal kuşatılı verilmişti. Âdet böyleydl. Ben lünciye kadar da «Fehmi» a böylece devam edecektir.»
Çöpçü çavuşu bile kafa tutmağa başlayınca
Rauf özceylân'm, Arap harfi rinln atılmaslyle sıkıntıya düştü ğüne ve bir aralık mühürcülüğü bırakarak bakkallığa başladığına, fakat bakkallığı beceremediği İçin tekrar mühürcülüğe döndüğüne bundan evvelki (*) yazıda İşaret etmiştim.
Saçını ve sakalını hâkkâklik-te ağartan ihtiyar usta:
(— Yeni harflerle mühür kazmak bana o kadar zor geliyordu ki, bir İsmi yazıncıya kadar şakır şakır ter döküyordum.» dedikten, sonra kazdığı eski mühürlerin birer baskısı İle meydana getirdiği bir albüm çıkardı ve küçücük mühre Arap harfleriyle ne uzun yazılar sığdırdığını gösterdi. Bu mühürde «Kadınlan Çalıştırma Cemiyeti îslâmlyesi Müdirlyetl Umumlyesl» yazılı idf. Yazıdan başka bir de tarih sığdmlmıştı: 1336... Sözüne devam etti:
«— Bu kadar uzun yazıyı şimdiki beş kuruşluklar kadar bir mühre sığdırıldım da küçücük bir Mustafa'yı, Nedim ve Meh-med'l yeni harflerle yazmakta dehşetli müşkülât çekerdim. Hele o bir çöpçü çavuşunun:
«— Usta ne yaptın? «M» barii böyle olmaz! «H» yi da ters kazmışsın» diyerek kafa tutmasına, ne yalan söyllyeyim tahammül edememiştim. Zar zor yeni harflerle de mühür kazmanın hakkından geldim ama, nerede o tâlik ve nkka yazılarla kazdığım Arap harfli mühürler, nerede çim diki yeni harflerle meydana getirdiğim mühürler... Aralarında dağlar kadar fark var...»
Üvey anası da Haydar dermiş!..
Rauf usta, bunlan söylerken bir şey hatırlamış gibi gülüyor-
(•) Akşanı'ın 13 Haziran tarihli lüshasL
Hâtıralarını anlatan mühürcü
Rauf usta.
du. Neteklm de öyle olmuş... «Size bir meslek hâtıramı onatayım» diye söze başladı:
«— Bir gün, Kırımlı bir müşteri geldi. Bir mühür kazdırmak İstediğini söyliyerek cUstal dedi. Ben Cengiz ve Kırım Hanzade-lerden'ım. Mühürde bunu böy-lece yazacaksınız ve altına bir de «Bezîkhan» dedikten sonra adımı kazacaksınız.» Söylediklerini not ettim. Müşteriye sordum:
— Adın ne?
— Mehmet Giray t... cevabını verince bir saat sonra gelip miih-rü almasını söyledim. Oturdum mührü kazdım: «Cengiz ve Kırım Hanzadeleıden Bezıkhan Mehmet Giray». Müşteri, bir saat sonra geldi, mührü evirdi çevirdi baktı ve yüzünü buruşturarak: «Hepsi iyi amma, üvey annem bana «Haydar», derdi. Onun da bu mühürde bulunmasını İsterdim.» demez mİ? öyle kızdım, öyle öfkelendim kî, şeytan kaldır mlihrü fırlat sokağa • diyordu. Düşündüm. Aşağı yukarı bir gümüş Mecidiye alacağım bu mührü atmakla ben ziyanlı çıkacaktım. Mühürden o yazıları sildim. «Haydar» ı da ilâve ederek yeniden yazdım. Müşteriler arasında böyle antikalara da raslanırdı. Fakat yazı ne kadar uzun olursa olsun Arap harfleriyle oldu mu küçücük bir daireciğin içine pekâlâ sığdırilırdı.»
İşin kurnazlık tarafı
ihtiyar usta gene güldü ve bir hâtırasını dalıa anlattı:
«— O zaman, kazma ücreti dahil, mühürlerin muayyen bir ücret! vardı. Necef ve fikik üstüne kazılmış mühürler 3 - 5, gümüşler de 1 - 2 altına kazılırdı. Kak-
----------------------—( fon mühürler 50 - 60 kuruş, piQ rinçler de 5 - 10 kuruştu. FakagL bizim bu çarşıda bir mühürcü €\l mm beher harfi için bir ücret tâ»u-yin etmişti. O esasa göre iş ya-O pardı. Bir gün bu mühürcüye bire müşteri geldi. Necef üstüne mü,-O hür kazdırmak istedi. Bir harfi "E 50 kuruş olduğu söylenmesi .ı-qj zerine müşteri. «Peki; dedi, r(*-*> nim adım «His» yaz bakalım q Arap harfleriyle His, «ha», «sfonfl) olarak iki harften mürekkept 14= Mühürcü böylece yazmağa başla->* unca, müşteri: «Usta! dedi.
«ha» nın üstünde bir nokta ola'ü cak. Çünkü adım «ha» 1le yazı-CÜ lan «His» değildir. «Hı» ile yaz.’-çg lan soyundandıı-. Fakat (Hı■» üs-Q tündeki tek noktayı «hı» nın üSaT tüne değil de «sin» harfinin .-iM nundaki çanağın üstüne koy.»
Mühürcü öfkelenerek şiddetle itiraz etti. Müşteri müdafaaya geçti ve; «Şu «hı» üstündeki nek-ta benim hakkımdır. Onu istediğim yere koydurmakta da serbe-sim. kaldır oradan, «sin» in çana gına yerleştir!» dedi. Usta, «hı» nın noktasını «sin» in çanağına koyunca mesele anlaşıldı. Çünkü «His» İsmi oldu bir «Hasanu... Müşterinin bu kurnazlığına bayıldık. Gülmekten kırıldık. Çünkü (His) Arap harflerinde iki harfli, «Haşan» ise üç harflidir. Böylece müşteri, mührü 50 kuruş eksiğine teinin etti. Yeni nesil bu işteki kurnazlığın pek farkına varmaz amma, eski hailleri bilenler çok iyi anlarlar.»
Amerikalıların merakı
Ustaya, şimdi daha çok kimlerin mühür kazdırdığını sordum. Ben sanıyordum ki yetim ve tekaüt maaşı alanlar diyecek. Halbuki o tahmin etmediğim bir cevap verdi:
(— Daha çok Amerikalılardan, İş geliyor., dedi. Hem de öyle antika mühürler kazdırıyorlar kİ gülmemek elde değil...»
Kazdığı mühürlerden aldığı baskılan gösterdi. Bir tanesinde uzun bıyıklı bir kedi başı var... Altında da F. N. B. har Heri... Daha altında da 1947 tarihi...
Diğer bir mühür baskısı gösterdi. Bunda da açılmış bir kitap resmi ve Arap harfleriyle «elif», «fe», «he»...
Başka bir mühürde de şunlar vardı: Üst sırasında «A. B. C», alt sırasıda da bu harflerin Arap harflerindeki karşılıkları. «Elif», «be», «dm»...


Daha bunlara benzer tuhaf tuhaf mühürler...
Rauf usta:
«— Hem, diyor, bunlardan öyle birer tane değil, onar, yirmişer tane yaptırıyorlar. Memleketlerine hediye götürüyorlar. Hele geçenlerde bir Amerikalı kadın geldi. Benden eski mühürler istedi. Yazılmış hazır bir sfırii Mehmet ve AH mühürleri vardı. Otuz kırk kadarını aldı, götürdü. Tercümanından öğrendim ki Mehmetlcr ve Ali’ler de Amerikaya hediye olarak gidiyormuş!»
Şu Amerikahar, tuhaflıklara ne kadar da meraklıdırlar...
Sahife 6
AKŞAM
15 Haziran 1943
|^ER AKŞAM a BİR HİKÂYE
Güz mevsimi. ağaçların yapraklanın sarartmağa başlamıştı. Janet, bahçede biraz dalaştıktan soma elinde tuttuğu mektubu açarak okudu:
.Küçük muhibbem niçin buluşup da tanışalım. Bana bunca zamandır p.or.derdlglntz mektuplardan anlıyorum kİ, İnce, hassas, bir ruhunuz tir. Eserlerime hayratısınız. Bu, size yitmiyor mu? Beni şahsen de tanımakta niçin ısrar ediyorsunuz? Mektuplaşma bize yeter sanırım. Mektuplarınız benim İçin nurlu ve zengin bu- ilham kaymasıdır, biricik teselllm-dır.»
Genç kö bu mektubu okuduktan sonra göğsünde sakladı:
— Belki de hakkı var. Bu maceranın nazari sahada kalması daha İyi olsa gerek. Buna çok üzülüyorum doğrusu... Bütüıı kitapları, bilhassa şimdi okuduğum İnce ruhlar unvanlı eseri •tıarikûlilde... Onunla tanışmaktan çok memnun kalacağını. Ben onu genç ve yakışıklı bir erkek diye tahayyül ediyorum. Ne yazık kL u. benim ile tanışmak istemiyor dl--ye düşündü.
O sırada uzakta Bernar Derps göründü ve çülümsiyerek yanına yaklaştı:
_ Matmazel, dedi, İki defa size seslendim, işitmediniz. Bugün çok dalgın ve düşünceli görünüyorsunuz zihninizi karıştıran nedir acaba?
Janet, sert bir sesle:
— Sizi alâkadar edecek bir şey düşünmüyorum cevabım verdi:
— Yanılıyorsunuz matmazel, sizin en ehemmiyetsiz düşünceniz bile beni İlgilendiriyor. Bunu pek İyi blll-yorsunuz amma siz bana hiç ehemmiyet vermiyorsunuz.
Bernar. genç ve yakışıklı bir deniz subayı idi. Bir çok kızlar Jrınctin yerinde olmağı ve yakışıklı bahriyeli tarafından sevilmeği bir nimet, bir saadet sayacaklardı. Fakat Jaııetln, Btrnara baktığı yoktu. O. urun za-mandanberl mektuplaştığı meşhur şair Vensan Menglye'yl düşünüyordu. Fakat garabete balanız? Şair genç kızla şahsen tanışmak İstemiyordu.
Janet bir aralık gözlerini kaldırarak deniz subayına baktı, simdi kendisine eskisi kadar sevimsiz görünmüyordu. Vakıa Bernar, şair değildi, fakat gençli, yakışıklı idi, üstelik de kendisini seviyordu. Kendisini sevml-y₺n o meşhur şairi sevmekte ve Ber-narı reddetmekle ne mâna vardı? İlk haşin hareketinden pişman olan genç kız, elin! Genç subaya uzattı:
— Bahçede benimle beraber biraz dolaşmak İster misiniz diye sordu.
Bernar, Janetl uzun uzun süzdükten sonra kolunu uzattı.
Janet İle Bernar iki yıl sonra bal ayını geçirmek İçin gittikler! İtalya-dsn dönüyorlardı. Hava güzeldi, bütün yolcular, vapurun güvertesi üzerinde toplanmışlardı. Bernar İle Janet yanyana oturmuşlar, kâh denize bakıyorlar, kâh yavaş yavaş konuşuyorlardı. İkisi de mesuttu. Derken, garip bir çift gelerek yanlarında orunlu. Erkeği tıknaz, kısa toylu. İstakoz gibi kırmız: suratlı bir adamdı, kadını ise İnce, sıska, yüzü fazla boyalı uzun küpeli idi ve çingeneye benziyordu.
Janet, bunlara bakarak şıl: ve zarif kocasına eğildi:
— Ne tuhaf çift değil mİ şekerim? sözlerini kulağına fısıldadı.
Bernar genç karısına:
— Erkeğin kim olduğunu bilmiyor ırusun? diye sordu.
— Hayır, hayır, hiç tanımıyorum. Kim olduğunu ne bileyim ben? Bugüne kadar onu hiç görmedim.
— Bununla beraber, bu adamdan bana bir çok defolar takdir ve hayranlıkla bahsetmiştin!
— Bernar, bu nasıl söz? Yoksa benimle şaka mı ediyorsun?
— Öyleyse bu adamın kim olduğunu ben sana süyllyeyim: «ince ruhlar» unvanlı şiir kitabının muharriri!...
— Ne dediniz? şair Vensan Men-glye bu adam mı? *
Bernar, karısının hayretle dolu bu sualine gıilümslyerek cevap verdi:
— Niçin hayret ediyorsun Janetl Vaklllc bayıldığın meşhur şair bu adamdır. Yanındaki kadın da metresi İspanyol dansözü Konşlta Mantoza’ dır.
cJanetln dudaklarında acı bir tebessüm belirdi.
— Aman Allahım, demek saf ve temiz askı ince bir hlsle terennüm eden şair Vensan Mengiye buymuş ha., diyerek şaşkınlığını zaptedemedi:
_ Şaşmana hacet yok karıcığım! şairler de insandır. Onlar hakkında yalnız eserlerine bakarak hüküm vermemelidir, Şairlerin de za'afları, maddi ve mânevi kusurları vardır. Sen onu hayalinde yarı Allah diye büyütüyordun! Öyle değil mİ?
.Tanet, kıpkırmızı kesildi:
— Evet, onu bambaşka bir İnsan diye tahayyül ediyordum. Hattâ bir zamanlar, onunla mektuplaşmışım bile...
— Beni kıskandırıyorsun Jrfııetl
— O zamanlar, yalnız ve kimsesizdim, büyük dedem hasta İdi. Senede ayda bir iki defa beni görmeğe geliyordun. Mengiye Ue mektuplaşmak, beni bir yıl kadar oyaladı, teselli elti.
— Ya'sonra?
— rarls“e gidince onu şahsen de tanımak İstedim. Fakat o. hayal kırıklığına. uğnyacağım korkuslla benimle tanışmak islemedi. Hakkı da var ya...
— Demek hülyalarının kıralı, seni kendisinden bu kadar iğrendirmiş! diyerek genç karısına şefkat ve muhabbetle sanldL
Nâkili: A. Hilâli
Kutuplarda araştırma
Bu havalide henüz bilinmeyen bir çok noktalar var. Bunların aydınlatılmasına çalışılıyor
MAHKEME KORİDORLARINDA:
Saksının ardı sıra ben de pencereden atlıyacaktım
Kutup yollle hava nakliyatının artması herkesin dikkatini bu havaliye çekti. Son 10û sene zarfında Kutuplara bir çok seferler yapıldı, fakat seferler bu havali hakkmdakl bilgile rt tamamlı yum adı. Bu sebepte Kutuplarda yeni araştırmalara İhtiyaç vardır.
Amerikan deniz kuvvetlerinin tetkik bürosu, İncelemeler yapmağa girişmiş olan fen adamlarına kolaylıklar göstermeğe ve yardım etmeğe başlamıştır. Alaskanın Şimal denizine uzanan kara parçasının, şimale en yakın kısmında bulunan Folnt Bar-rews’da bir biyoloji ve bir fizik lftbo-ratuvarı lû-17 senesi ortalarından beri bu yolda faaliyete geçmiştir.
Şimdiye kadar bu çalışmalardan büyük bir netice elde edilememiş, daha ziyade müşahedeler kaydedilmiştir. Mamafih, Point Bırrewsdakl çalışmalara bir ilâve olarak Doğu Amerika sahillerinde de ayaca aynı‘sahada pratik tetkikler yapılmaktadır. Amerikanın şimali Şarki eyaletlerinin en yüksek yeti olan, Avrupa ve Atlantikten esen bütün fırtına ve haralara maruz 1,88ü metre yüksekliğindeki cMount Washlngton» tepesinde «Dünyanın en kötü havasu nı elde etmek kabil olmaktadır.
Basan İsmi geçen dağdaki hava. Şimaldeki kış havalarından pek çok daha çetin olmaktadır. Bu dağa serenin her ayında muntazaman kar yağmaktadır. Buranın sükûnet derece sİ sıfırdan aşağıdır ve kasırgaların en müthişleri yine burada esmektedir. Meselâ, 1934 senesinde bu dağda rüzgârın saatle 370 kilometre süratte estiği tesblt edilmiştir. Bütün bu müşkül şerait, bu dağ tepesinde çalışan radyo mühendislerinin hayatlarını fevkalâde zor bir duruma sokmaktadır. Fakat, bütün bu güçlüklere rağmen burası, Kutuplar hakkında tetkiklerin yapılmasına en elverişli İdeal bir yer temin etmektedir.
«Mount Washtagton> dağında: fevkalâde soğuk hava şeraiti altında Jet uçaklan, mütenavlp makineler, uçak mermi tapalan ve uçakların
înglLlz Milletler Camiası hava kuvveti başkanlan Londrada bir toplantı yapmışlar ve muhtelif meseleleri görüşmüşlerdir. Yukarıda toplantıda bulunanlar görünüyor.
ktınad şekilleri tecrübeleri yapılmıştı r. Bu lâboratavarda harb içinde yapılan araştırmaların mevzularını aşağıda arzedlyoruz: şimdi uçak kanad-larında pek çok kullanılmakta olan buz eritici cihaz: Atmosferdeki su miktarını ölçen aletler; sentetik lâstiğin ve uçaklarda kullanılacak yüksek kalitedeki benzinin tecrübesi, yine bu dağda Amerikan ordusu hava kıtaatına mensup bir bölük asker zirveye yakın bir yerde çadırlar içinde, haftalarca kalarak çalışmalar ve tecrübeler yapmışlardır.
Şimdiye kadar yapılan keşif ve tecrübeler. Kutuplarda hayatın, hattâ verimli bir hayatın mevcut olduğu ve lıattft buralarda zengin tabii mem-balann bulunmasının kuvvetli bir İhtimal dahilinde olduğunu göstermektedir.
İnsanlar Kutuplardaki şerait altında yaşıyabllrcenln çarelerini buldukları takdirde, hâlen hali bulunan bu sahalar, balık, kürk ve daha başka tabii maddeler İçin zengin mem-balnr ınıntakası halini alabilecek ve dünyada hava İrtibatının genişletilmesini sağlayabilecek bir durum ar-zclmekledlr.
Iskenderunda feci bir cinayet işlendi
İskenderun 11 fAkşamı — Dua sr.bah saat 10 da burada feci bir cinayet İşlendi. Anımanlı 50 yaşında Osman, karısı Gülbeyaz'ı bıçakiıya-rak öldürdü. Osmanın Oülbeyazdan 4 çocuğu vardır. Bu cinayeti İşlemesine de, karısı Oülbeyaz'ın son günlerde bir Musevi İle sevişmeğe başladığını öğrenmesi sebeboünuştur. Kaa-tll, çok soğukkanlı bir adamdır:
«— Onu öldürmeğe karar vermiştim. Fakat bıçak alacak param yoktu. Nihayet dün 60 kuruş bore para tedarik ettim ve bununla aldığım bıçakla da Gülbeyaz't öldürdüm. Müslümanlıkta bir kadının bir kocası olur» demektedir.
Osman adllyeyc teslim edilmiştir.
Bahri bev çiçeğe bayılırmış.
— Çok severim, diyor.' Hele bir siyah gülüm var ki, dünya buyana, □ bir yana. Karanfillerin, hercaîlerin, şebboyların envai var.
— Davet et de şu bahçede bir kalıve içelim bari, efendi amca.
— Hangi bahçede?
— Senin karanfilli bahçede.
— Bende bahçe ne geziyor, evlâdım?
— Çiçekleri nerede yetiştiriyorsun ya?
— Nerede olacak, saksıda yetiştiriyorum. Pencerelerin kenarlan boydan boya saksı dolu. Akşam üzerleri güneş battıktan sonra bir elimde kahve fincanı, bir elimde teneke süzgeç, pencereleri açarım, çiçekleri koklıya koklıya sulanm.
— Çieklerin karşısında ara sıra çakıştırmaz mısın, efendi baba?
Göz kırptı:
— Bizden geçti artık öyle şeyler, efendi oğlum. Bir zamanlar onu da yapardık amma şimdi bir fincan kahve ile gönül eğliyoruz.
— Peki, şimdi burada ne işin var?
— Mahkeme kapısında ne işi olur insanın, evlâdım? Muhakememiz var.
— Yaaa... Yankesicilik filân mı? Cüzdanınızı mı kaptırdınız?
— Hayır efendim, hayır. Kavga ettik.
— Vayyyy!... Demek siz kavga da ediyorsunuz? Sebep ne?
— Ne olacak, «Su testisi su yolunda kınlır- derler ya. Bizimki de çiçek meselesi.
— Saksılarınızı mı çaldılar yoksa?
— Sus, siyah gül hatırıma geldikçe yüreğim sızlıyor.
İçini çekerek İlâve etti:
—■ Gözümün bebeği gibi severdim saksıyı. O kadar güzel şeydi kİ, görseniz siz de bayılırdınız.
— Nazar değdi öyleyse.
— Ne olduğunu ben de anlıya-madıtn. Saksı yuvarlanınca az kaldı ardı sıra kendimi pencereden aşağıya atıyordum.
— Rüzgârdan mı düştü?
— Hayır efendim, kendim düşürdüm. Dün akşam üzeri gene pencereleri açtım, bir elimde kahve fincanı, bir elimde teneke süzgeç, çiçeklerimi suluyordum. Bu esnada sokaktan sesler duydum. Bir adam bağıra çağıra küf rediyor. «Ne bağırıyor bu adam? Kavga edecek başka bir yer bulamamış mı? ) diyerek pencereden başımı uzatıp bakmak isterken. göğsüm çarptı, siyah gül saksısı yuvarlanıverdi.
— Vah vah] Başınız sağ olsun, efendi baba. Bir saksı daha bulursunuz elbet.
— Saksı ile iş bitmedi ki, etendi oğlum. «Eyvah, saksım düştü, mahvoldum. diye çırpınırken aşağıdan acı bir çığlık daha koptu, onun ardından bizim pencerenin camı da şangır şungur parçalanıp iniverdi.
— Pencereye de başım mı çarptın?
— Allah göstermesin. Başımı çarpmadım, bizim saksının kırık parçası odanın içine düştü.
— Anlıyamadım bu işi. efendi amca.
— Evvelâ ben de farkedeme-
dim. «Ne oluyor? Nedir bu rezalet?- diye bağırarak aşağıya indim, sokak kapısını açınca karşıma şu adam dikildi. Kulağı kanamış, gözleri yuvalarından fırlamış. «Pencereden saksıyı atan sen misin?» demesiyle beraber Çizerime çullanıverdi. İri yan bir adam. Gücüm yetmez ki kendimi müdafaa edeyim. Komşular ye-tişincive kadar...
— Dayağı yediniz öyle mi?
Gülümsiyerek başını salladı Kavgacı ile de konuştuk. Hakikaten iri yapılı bir adam.
— Ne oidu, bayım? Sokakta öfkelenmişsin, şu adamın camlarını kırmışsın.
— Kafasını kıramadığıma yanıyorum.
— Aman, etme, cinayet çıkar.
— Ne çıkarsa çıksın, öyle heriflere haddini bildirmek lâzım.
— Ne yaptı size?
— Daha ne yapacak? Yaya kal dınmında giderken birdenbire tepemden aşağı çamurlu sular boşanıverdi. «Kimdi bu edepsizliği yapan?» demeğe kalmadı, paaat diye bir de çiçek saksısı inmez mi! Az kaldı beynim parçalanıyordu. Bereket versin bir anda geriye çekildim de kulağımı sıyırarak omuzuma çarptı. O zaman benim de...
Mübaşir seslendi, kazazede zat homurdanarak gitti.
Ce. Re.
~| lt A D Y oT
ANKARA RADYOSU
Bu ıkmıkl progr»m
l« Din» mûıi(t cpi_). ıg^> Konupruu 1B.-U Şarkılar. 1» Haberler. 1J.1S Geçmljl» Bujini. l».3ö Yurtlan Sesler. 19.35 Kontuma. « BeeUsoven: Patetlk Söûat. (Çatan: Nimeı Kanatelun). »,15 aadj-O Gazetesi, 20J0 Ser-oes saat. 30.35 21,15 Kötltasm*. 2'-.»
Cemal Restt Rey: Yaylı Sazlar Kuarteti. Çalanlar: O. Borar, E. Kj^elman. i. Albay-rats. E. Sezen. 21.55 Opera aryaları, (Pl.ı 235» Daza miizlü (Pİ). 23.45 Haberler.
Varın uOah va &.$:•
1JÖ Hatif müzik tPLl, 7.45 Haberler. 1 Hatif CvertOtler (PLİ. 8.15 Saz eserleri (PİL 8.3) Çeşitli hatif rr.dzuk (Pl.ı. 1’5» Kan»k tarlalar, 13 Haberler, 13.15 Radyo »alan orkesırası. 13.3Û ÖıJîe Gazetesi, 13,43 Radyo salon orkestrasınla devamı.
Turklj» Ecatbl

Şenelil. 2300 kuru] 5400 kuru*
0 «7lık 1500 » 3309 •
3 aylı» 000 » 1530 *
1 eylık 309 • - •
Adres tebaiU ifiû «111 Kururtuk 011» gönderilmelidir. Akal takdirde adres deetstırltaer. _
Telefonlarımız: başmuharrir 20563 Yan İşleri 24785 - İdare SM81 MM lir; 20497
Saban 7 — Hızır 41
imsak CU. 09le IlraJl Ak. Yı’n £. 5.3S «,4« 4,33 0,33 1X00 2.03
V. 3.00 5J8 1X14 17J 5 30.32 23 A»
İdarehane; BabıSll cirarı
Cemal Nadir aok»t> No. I»
----------------------------------------
İmparatorun enfiye kutusu
- AŞK VE ZABITA ROMANI
Fazan: John D. Carr Tercüme eden: Vâ-NÛ
. Tofrilra No.
ile değiştirmenin imkânı yok. Çünkü polis bu İşe el koyacak, tşln İçine bir hırsızlık karıştığı fikri uyanacak. Eğer yüz bin franklık bir kolyeyi Ar-lette'e hediye edecek olursam, polis bunu öğrenecek ve sahtesini vitrinde keşfedecek.
«Birden deliye döndüm. Buradan çıkıp gitmek lâzımdı. Kolyeyi yerine bırakmak istedim, fakat kolye, kadife mahfaza üzerinde kaydı ve düştü. Buuıı tekrar oradan alıp yerine yerleştirmek kuvvetini kendimde bulamadım. Ancak avizeyi söndürerek çıkabildim. Avizeyi söndürmem daha hürmelkârane bir hareket gibi geldi bana.
Sustu.
Sorgu yargıcının odası bu anlatılan hikâyenin türlü muhayyel teferruatıyla dolmuş gibiydi 4
Dermot Kinross. yargıcın masası kenarına ilişmiş, Tobyyl tetkik edi-
yor. Halinde hem İstihfaf, hem takdir ifadesi var.
— Bu mevzudan hiç kimseye bahsetmediniz mİ? — diye sordu.
— Hayır.
— Niçin bahsetmediniz?
— İhtimal,., İli cin; al beni ters an-lıyacaklardı. İnsanlar benim hakkımda yanlı? bir hükme varabilirlerdi.
— Öyle ya... Eve Nelll hikâyesini anlattığı zaman ona İnanmamışlardı, size de lnanamıyabillrdl... Demek şimdi siz, bizim, söylediklerinize İnanmamızı istiyorsunuz?
Toby. yalvarır bir eda İle konuşmağa başladı;
— Pek! ama... Peki ama, yolun öteki tarafında bulunan o meşum pencereden birinin ben! gözetlemiş olduğunu nasıl anlıyablllrdlm. (Genç katima bir nazar attı.) Eve, evvlâ hiç bir şey görmediğine dair yemin et-
mişti. Siz de tasdik edersiniz, böyle değil mİ? Kahve rengi eldivenlerden bahsedildiğini ancak dün akşam duydum.
— öyle olduğunu kabul edelim. Fakat, bütün bu anlattıklarınızı daha evvel söyleseydiniz, nişanlınızın masumiyetini ispat edeceğiniz niçin aklınıza gelmedi?
Toby'nln sersemlemiş gibi bir hail vardı.
— Ne dediğinizi anlıyamadım?
— Anlıyanıadınız mı?... Dinleyiniz Öyleyse: Kendisine telefon ettikten hemen sonra, saat birde üst kata çıktınız. Babanızı ölü buldunuz değil mİ?
— Evet.
— Demek kl hu cürmü, şayet bayan Eve Nelll İşlemiş olsaydı, saat birden evvel lşUyecekti. fiaat birde işini bitirdikten sonra, odasına dönmüş, yatak odasından sizinle konuşmuş değil mİ?
— Evet.
— öyleyse nasıl oldu da evden İkinci defa çıktı? Ve eve saat bir buçuk raddelerinde döndü? Ve o sırada taptaze kana bulaşmış?
Toby, ağzını açtı ve gene kapadı.
Dermot Kinross, aldatıcı bir yu-
Janice, kendisinden umulmaz bir tavırla:
— Hayır, ben bu fikirde değilim — dedi. — Eğer Toby'nln Hırpe sokağındaki o mahut kızla bk alâkası varsa ve bütün o itiraf ettiklerini yaptıysa, ben öyle düşünüyorum kl. Eve'e karşı hepimiz şayanı nefret şe-kilda hareket ettik.
— Sus, Janice.'... Eğer Toby. anlattıklarım yapmışsa...
— Canım, anneciğim, itiraf etti ya lştel
— îtlra! etmiş olsun, öyle söyleyl-şLnin elbette bir sebebi vardır. Mahsus söylüyordu, Eve'i korumak istiyordur. Hepimiz Eve‘l korumak isteriz. Ben de onu çok seviyorum. Ama şu dakikada Eve'i değil oğlumu düşünürüm. Doktor Klnros3! Acaba Toby hakikati ml söyledi?
Dermot :
— Tabii hakikati söyledi. — dedi.
— Kocamı o öldürmemiştir, değil ml?
— Tabi! o Öldürmedi.
Ben dayı, gözlerini yera dikerek:
— Peki ama birisi öldürmüş olacak. — diye mırıldandı.
Dermot KLnrûM:
— Evet. — dedi. — Biri öldürdü el-
muşaklıkla:
— Mantık tutmuyor görüyorsunuz ya? — dedi. — îkl defası fazla geliyor. Yvetîe'ln tasvir ettiği sahnenin içinde aksıyan bir taraf var. Ayaklarının ucuna basaraktan dehşet İçinde eve dönen bLr mücrim. Hemen sıcağı sıcağına cinayeti işlemiş, Kapıyı açıyor, içeri giriyor. «Saçları karmakarışık» Üstündeki başındaki karu acele ile yıkıyor. Halbuki, sizin anlattığınız vaziyete göre, nişanlınızın tekrar dışarı çıkarak ikinci bir cinayet İşlemiş olması lcabcder. Yani yarım saat evvel Bir Maurlca Laves'ı öldürmesi yarım saat sonra da henüz keşfedilmemiş olan bir maktulü öldürmesi... Ve birinci cinayeti işledikten sonra evine dönüp ikinci cinayete çıkmadan evvel azıcık kendini derleyip toplaması icabederdt.
Dermot Kinross, kollarını göğsünde çaprazlamış, lftkayıt bir eda ite sırtını yazıhaneye dayamıştu. Sordu:
— Siz de benimle hemfikir misiniz, bay Vautler?
Helena, birdenbire haykırdı
— Bu dönen işleri anlıyamıyorum. Beni bir cey alâkadar ediyor: Oğlum t
bette. Ve bu biri Toby olmadığına göre başkasıdır. Kim bu biri? Şimdi onu mütalâa edelim.
Bu uzun muhavere sırasında a?2‘-nı açmıyan bir tek kimse olmuştu* O da Eve'dl. Gözlerini İs karpitlerinin ucupa dikmiş, düşünüyordu. Mevzuun bir noktasında ansızın bir şey hatırlamış gibi, koltuğun kenarlarını yakalayıverdi. Gözlerinin etrafındı halkalar peyda olmuştu. Alt dudağını ısırıyordu. Başım salladı. Dermot' un bakışların1 aradı.
Sesini berraklaştırarak:
_ Benim hahrlamamı İstediğini» bir şey vardı ya? — dedi. — İşte onu hatırladım.
— size bir şey lıah etmek torundayım ve özür dilerim.
Eve:
— Yayır! Hayır, hayır hayır! Bu sabah, hikâyemi anlatarak kendi başıma nasıl işler açtığımı şimdi anlıyorum.
Janice, İtiraz etti:
— Şayet, lâfımı Bftzıma tıkamaksı-zm konuşmama müsaade ederlerse, derhal şunu söyliyeylm kİ, ben bu konuşulanlardan hiç bir şey anlıya-mıyorıun. Bana hemen cevap verseniz. (Arkası v»r)
15 Hazlfth 1043
aksam
Sahifc 7
Komünizm cereyanı ve Orta Şark
Bir İngiliz dergisi Orta^ark’da komünizm tehlikesine fazla ehemmiyet verilmesi lâzımgeldiğini yazıyor
leket de Filistin'dir. Nitekim bu «on seneler zarfında muazzam mikyasta komünist faaliyetleri olduğu hususunda bütün Orta Şark hükümetlerinin elinde kuvvetli belgeler vardır. Hattâ, bütün Orta Şark’ta kuvvetli bir komünist beşinci koluı^ mevcudiyetini ispat eden başka bir keyfiyet de Orta Şark meselelerine Moskova’nın hiç durmadan gösterdiği ilgidir.
Geçen seno komünistlerin dikkatini Yunanistan durumuna çevirdikleri bir anda Türkiye’ye karşı girişilen sinir harbi, Akdenlze çıkışını başlıca komünist hedefleri arasında bulunduğu hususunda hiç bir şüpheye meydan bırakmamaktaydı. Aynı nı zamanda İran üzerine yapılan tazyik da daha büyük İhtirasların İfadelerinden başka bir şey değil Sev-yetier Birliği şimdiki halde Avrupa İşlerine alâka gösterir gibi oluyor, fakat bu vaziyetin birden değişmesi İhtimali dalma varittir, Orta Şarkta durumun ansızın yeniden son derece had bir safhaya girmesi ihtimali mevcuttur. Bundan dolayı bütün Orta Şark’ta Türkiye'den İran'a kadar en büyük uyanıklık hayatî ehemmiyette bir şart ve mecburiyettir.
Anlaşıldığına göre Mısır'dan tellâklarla İşçiler komnist tehlikesine büyük bir ehemmiyet vermemek ve hattâ bu tehlikeyi batı devletlerinin bir uydurması olarak telâkki etmek gibi çok tehlikeli bir temayül göstermektedirler. Bu çok ciddi tehlikenin mahiyeti hakkında hiç bir şüpheye veya tereddüde meydan vermemek bütün Orta Şark hükûûmet-lerlnln vazlfesdllr.
Dünyanın bir komünist dlyanna çevrilmesinin komünist dinine tapan mutaassıpların akidesini, teşkil ettiğini bütün İşçilere anlatmak gerektir.
Komünizm bütün hürriyetlerin ortadan kalkması dernektir. Komünist devleti tıpkı Hlllerlrlne benzer, polis devletî tethiş devleti demektir. Artık yeryüzünde hiç kimse bunu bllmemzelik edemez.
Londradan yazılıyor:
«Great Brltaln and the East» dergisinde çıkan bir yazıda John M. Bee {unları yazıyor: «Tetikte bulunan Türkiye ile Iran hariç olmak üzere bütün Ortaşark memleketleri o kadar muğlak ve müşkül dahili meseleler İçinde çırpınmaktadır ki ufukta yığılan tehlikeli bulutların tam mânasını idrak etmekten «ete bulunmaktadırlar- Halbuki Avrup&da cereyan eden son hâdiseler yüzünden Or-taşark devletlerinin gözlerini açmış bulunmaları lâzım gelmeliydi. Şimdiki halde bütün, hürriyeti ever milletlerin Nazi tehlikesi kadar dehşetli bir tehdit altında bulunduklarım bu son hâdiseler dünya efkârına göstermiştir. Hltler memleketleri eeblr ve şiddet ■ vsuHerlylo fethetmek âdetini takip etmekteydi Bolşevikler İse «soğuk» harb taraftarıdırlar, yaııl tazyik ve İnat usulerlnl takip ederek çok defalar kapalı tehditlerde bulunmaktadırlar. Bolşevlklerin usulerl ekseriya gizil kalmakta ve günün birinde diınya hayret İçinde yeni bir memleketin komünist boyunduruğu altına' girdiğini haber nlmkatadır. Romanya ve Bulgarlstanda milli hâkimiyetin şampiyonlarını nekadar acı bir fckıbet beklediğini görmüş bulunuyoruz.
Her memlekette komünistler vardır. Bunlara İngilizce «FelloW travel-Ier». yani «seyahat eden satıcılar» İsmi verilmektedir. Karanlık ve gizli kalan komünist fikirlerini yaymakla mükelleftirler. Bu komünist ejanîan ekseriya hakiki hüviyetlerini başka bir isim altında gizlemeğe muvaffak olan kimselerdir. Bu sebepten dolayıdır ki hiçbir memlekette komünist teşkil âtsın hakiki kuvveti hakkında tam bir fikir edinmek hemen hemen imkânsızdır. Bütün bu alanlar, işaret verildiği zaman harekete geçmeğe hazır bulunan muazzam bir beşinci kolu teşkil etmektedirler.
Bllttln bu şartlar AvrupacJu olduğu gibi Orta şarkta da mevcuttur. Bey-nıttan Tahrana, Kahireden Bağda ta kadar son memnuniyetsizlik hareketlerinde komlınislerln parmağı olduğu tesbît edilmiştir. Kâhlrede komünistler, Üniversite talebesi arasında çıkan kargaşalıkları tertip etmişindir. Bağdatta İrak - İngiliz muahedesinin imzalanması neticesinde vukubulmuş olan kargaşalıklar esnasında komünistler işçiler arasında hummalı faaliyetlerde bulunmuşlardır.
* Komünist ajanlarının faaliyetlerine açık bulunan başka mflnblt mem-
Zayi — Taksim nüfus memurluğundan aldığım ve İçinde askerlik muamelelerim kayıtlı kimlik cüzdanımı kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
1323 doğumlu
Haşan oğlu Hüşmen Dağlı
Eski ambalâj kutularından yapılan çantalar moda oldu
Eski ambalâj kutularından el çantası
Amerlkada yumurta, peynir ve şarap şişelerini muhafaza eden kutulardan yapılan çantalar Fifth Avenutahta kutularda şimdi renk 11 ve mmukta kumaşlar,:»,, torba g,w B|r ngt2 „jT> „
taht» kutulara ,undl renkli kurur,-Jard.n yahut pamuklu kumaşlar,!.,„ otrta Bibi bir ağız Hâre edilerek m u4 la kadBr „hlmakuaır
Bu çantalar »çık renkli »azlık ayakkabılara fevkalade uymaktadır Bu-nu irşat bilen moda mucitleri şimdi de tereyağı kutuları, ufak tahta ko-6“ ’ ye“k K,en l“l“'«rtan İstifade »ollarım ara».
200 ton koyu yeşil
Cam kırığı alınacak
Fabrikamız İhtiyacı İçin Paşabahçede Fabrikada vasıta İçinde tealim şartUo 200 ton koyu yeşil cam kırığı alınacaktır.
Satmak İsteyenlerin fiyat tekliflerini 20/Hazlran/048 tarihine kadar yazılı olarak Paşabahçede Fabrika Umum Müdürlüğüne bUdlrmelerL Kısmi teklifler nazarı itibore alınır.
___________Türkiye Şişe ve Cam Fabrikaları A. Ş.
Kapalı zarf usulile eksiltme ilânı
İlkokul öğretmenleri Yapı Sandığı Müdürlüğü:
1 — Hizan (1), Mutki (1), Tatavan (2), Çınar 12), Eğil (2), Kulp (2), Uca (2), Hakkâri (2), Beytüşşebap (1), şemdinU (j, Yüksekova (1), Ocr-çüş (2), idil (1), Midyat (2), Malazgirt (1), Varto (1), Baykan (1), Kozluk (1), Özalp (1), Çapakçur (2), Genç (1)» Kalan (1), da yaptırılacak. 31 tane İkişer odalı tip öğretmen evinin yapımı, toptan götürü anahtar teslimi şartlyte kapalı zarf usulü ile eksiltmeye konulmuştur. İşin muhammen bedeli 200636,92 İki yüz doksan bin altı yüz doksan altı Ura doksan İki kuruştur.
2 _ Eksiltme 21/6/048 tarihine rastlayan Pazartesi günü saat 17 de
İlkokul öğretmenleri Yapı Sandığı Müdürlüğünde toplanacak komisyon tarafından yapılacaktır.
Teklif mektuplarının usulü dairesinde hazırlanarak eksiltmeden bir saat evvel makbuz karşılığında komisyon başkanma verilmiş bulunması lâzımdır.
3 — Bu işlere ait proje şartname ve eksiltme kâğıtları, Ankarada İlkokul öğretmenleri Yapı Sandığı Müdürlüğünde ve îstanbulda Pamıak-kapı Taksim'd e Beyoğlu MIHI Eğitim Memurluğunda 15 lira mukabilinde alınabilir.
4 — Eksiltmeye girmek İsteyenlerin,
a) Kanunî İkametgâh sahipleri bulunmalar},
b) Evvelce bu işlere benzer İşler yapmış olduklarını tevsik eylemeler!
e) Evlerin yapımı için tahmin edilen götürü flat tutarının % 6 nlsbetln.de muvakkat teminat göstermeleri vo Tapı Sandığına yatırmaları,
d) Eksiltmeden, en az üç gün evx%l İlkokul öğretmenler! Yapı Sandığı Müdürlüğüne baş vurarak belge almalan lâzımdır.
B — İdare İsteklilerden dilediğini eksiltmeye kabul etmemekte veya enaz flat teklif edene İşi vermemekte ve yahut ta gördüğü lüzum üzerine eksiltmeyi yapmamakta yetkilidir. (8236)
Ankara Belediye Başkanlığından;
1 — Belediye sıhhi İmdat hizmetinde kullanılmak üzere iki adet sıhhi lmadt otomobilinin Batın alınması müteahhit namı hesabına açık eksiltmeye konulmuştur.
2 — Muhammen bedeli 17850 İhadır,
5 — Muvakkat teminatı 1338.75 lira olup Belediye merkez veonesLne yatırılacaktır.
4 — Bu İşin İhalesi 25/6/1348 Cuma günü saat 16 da Belediye bina-tında Encümende yapılacaktır.
6 — Şartname ve diğer evrakları tutanak ve muamelât müdürlüğü kaleminde her gün görülebilir.
8 — İsteklilerin belli gün ve «antta 1-emJuaÛan İH bljiilıte komisyona müracaatları. 7316
Tekel Genel Müdürlüğünden:
1 — Dış memleketler İmalâtından 5 bin adet çakmak pazarlıkla satın alınacaktır.
2 — Pazarlık 5/7/348 pazartesi günü saat 15 de Kaba!aşta Gene] Müdürlük Tekel maddeleri şubesi Alım komisyonunda yapılacaktır.
8 — Şartname her gün adı geçen şubeden alınabilir.
4 — isteklilerin belirli gün ve saatte teklif edecekleri flat üzerinden % 7,5 güvenme paralarıyla birlikte mezkûr komisyona gelmeleri.
5 — İdare kıamen veya tamamen ihalede serbesttir. 7362
Devlet Demiryolları ve Limanları İşletme Genel İdaresi İlânları
Devlet Demiryolları merkez 9 ucu komisyon başkanlığında»:
1 — 130 lokomotifin Nevyork - İkenderun arasında Bakliyesi pazarlıkla İhale edilecektir.
2 — Bu işin muhammen bedeü fi.503.140 beş milyon beş yüa dokuz bin yük kik liradır.
3 — Şartnameler 1000 (bin) kuruş mukabilinde Demiryolları Genel Müdürlük merkez veznesinde satılmaktadır.
4 — Pazarlık Ankarada İdare binasında malzeme dairesinde toplanan merkez 3 uncu satmalına komisyonunca 21.6.48 pazartesi günü saat 11 de yapılacağından İsteklilerin kanunun tayin ettiği vesikaları Uc birlikte adı geçen komisyona müracaatları.
•••
Tıbbî ecza alınacak
Devlet Demiryolları Merkez 9 uncu Satmalım Komlsyoau Başkanlığından
Muhammen bedel umumi tutarı 118928,65 lira ve muvakkat teminat umumi tutarı 7090.44 Ura olan muhtelif tıbbi ecza 6 temmuz 048 pazartesi günü saat 15.30 da Malzeme Dairesinde toplanacak Merkez 8 uncu Komisyon^ tarafından ve kapalı zarf usulü ile mübayaa olunacaktır.
Bu eksiltme mevzuunu teşkil eden muhtelif tıbbi eczanın tamamı için teklir verilmesi mecburi olmayıp her hangi bir kalemin tamamı veya bir kısmı İçin dahi teklif verilebilir.
Bu İşe girmek lstlyenlerln muvakkat temlnatiarlle kanunun tâyin ettiği vesika ve tekliflerini aynı gün saat 14.30 a kadar mezkûr Komisyon Başkanlığına vermeleri lâzımdır
Şartnameler parasız olarak Ankara'da Malzeme Dairesinden vo Haydarpaşa’da TosHmalma ve Yollama Müdürlüğünden tedarik edilebilir.
(«İSİ)
Milli Eğitim Bakanlığından:
1 — Demiryolu üzerinde bulunmıyan sanat okulları ve sanat enstitülerine Zonguldaletil teslim şartiyle, 140 ton maden ve 4.C ton kok kömürünün nakli İşi kapalı zarf usuılyle ihale edilecektir.
2 — Muhammen bedeli 12868 Jlra olup geçici İnanca 960 Uradır
8 — ihale, 28/Haztian/1948 Pazartesi günü saat 11 do Büyiik Evkaf Apar tim anı kat 4. Ticaret öğretim Müdürlüğünde toplanacak Satınalma. Komisyonunca yapılacaktır.
4 — Bu işe elt şartnanıs ve sözleşme projesi Ticaret öğretini Müdürlüğünde görülebilir
5 — isteklilerin 348 yılına alt nakliyatçı vesikasını İhtiva, eden teklif mektuplarım Biate saatinden 1 saat evve] Komisyon Başkanlığına ver-mla olmaları lcabeder.
6 — Postada vaki olacak gecikmeler nazarı dikkate alınmaz. (8162),
Şehir Armonisi açık hava konserleri programı
(BİRİNCİ KONSER)
1 — Marş CEln?ug der Gladlatoreıı Julllus Fucık, op 63
2 — İspanyol dansı (O beila Senorlta) V. Kari Pauspertl
F. Suppö E. Waldteufl Schubert
8 — Uvertür (BanclitCDStrelche)
4 — Vala (L'Eatudlantina)
5 — Uvertür (Rosamunde)
6 — Büyük Fantazla (Brltannla)
7 — Nlhavend şarkı
8 — Eski birinci alaymarşı
(Annem beni yetiştirdi ' (Bu ellere yolladı)
Not:
Ehlpley Douglas Zati Arca
Refct bey
Konser gün ve saatleri. (17 Haziran 343 gününden İtibaren) perşembe günleri saat 19 dan 20,30 a kadar Gülhane Parkında. Cumartesi, pazar günleri saat 13 dan 20,30 a kadar İnönü Gezisinde. (83841 .
Devlet Orman işletmesi Karabük Müdürlüğünden:
1 — İşletmemizin Yalakkuz bölgesinin Eskipazar İstifinde mevcut 24385 adede denk 358,555 M3 normal çam ve 29218 adede denk 420,984 M3 norma] köknar kerestesi partiler halinde 16.5.948 tarihinden itibaren «88» gün müddetle ve açık arttırma suretiyle satışa konmuştur.
3 — Açık arttırma 23.8.948 çarşamba günü saat 10 da Eskipazar kı reste fabrikası binasında toplanacak komisyon huzurunda yapıla çaktır.
Norma] çam kerestelerinin metreküpünün tahmini bedeli 154 ]lı v® norma] köknar kerestelerinin metreküpünün tahmini bedeli 161 liri dır. Her parti İçin yüzde 7,5 hesabiyle geçici teminat alınır.
3 — Bu işe alt şartname Ankarada Orman Genel müdürlüğünde, t tanbujda Orman başmühendisliğinde, Bartın, Gerede işletmeleriyle Jş]e memlzde ve Yalakkuz bölge şefliğinde görülebilir.
4 — isteklilerin bellili gün ve saatte müsblt evrak ve İlk teınina
feriyle komisyona müracatlan. (6982)
Created by ?ree version of 2PDF
inşaat ilânı
Siimcrbank İplik ve Dokuma Fabrikaları Müessesesi Hereke Fabrikası Müdürlüğünden
1 — Fabrikamız eski dokuma çatısının betonarmeye tahvili işi kapalı zarf usullyle eksiltmeye konulmuştur.
2 — Bu İnşaatın keşif bedii 110,399 liradan İbarettir.
3 — Eksiltme 21/6/1948 Pazartesi günü saat 15 de fabrikamızda teşekkül edecek komisyon taralından yapılacaktır.
4 — Geçici teminat miktarı «8280.06b liradır.
5 — Eksiltme evrakı tslanbuldn müessesemiz müdürlüğü İte fabri-
kamızdan 10 Ura mukabilinde alınacaktır, '
6 — Eksiltmeye gireceklerin bit defada en az 170.000, — liralık bir İnşaatın geçici ve kesin kabullerin', yaptırmış olduklarını gösterir resmî belge İbraz etmeleri ve diğer kanun! evsafı haiz olmaları lâzımdır.
7 — Eksiltmeye gireceklerin usulü veçhile hazırlayacakları kapılı zarflarını en geç İhale sn itinden bir saat evveline tadar makbuz mu-kablllr.de fabrikamız müdürlüğüne teslim etmiş o'nıaları şarttır
8 — Fabrika ihaleyi icrada serbesttir. (8314)
İstanbul Jandarma Satınalma Kurulu
Başkanlığından
Tahinin bedeli İlk teminata
MIkdan Cinsi Ura Kuruş Lira Kuruş İhale şekli ihale tarihi
60 ton Kösele 306000 00 13580 00 Kapalı zarf 19/6/943 sngt 11
Sİ » Vaketa 856500 00 18010 00 » > . k
I — İstanbul Jandarma İmalâthanesi İhtiyacı için satın alınacak olan yukarıda mlkdaî: cinsi ve muhammen bedeli İle Uk teminatı yazılı İki kalem kunduracı malzemesi hizasındaki tarihte kapalı zarf eksillmesUe İsteklisine İhale edilecektir. Kösele ve vaketanın beher kilosuna tahminen aşağı ve en ucub olmak şartiie her ikisinin bir İstekliye İhalesi caiz olduğu gibi her kalemine en ucuz flat veren ayn ayrı İsteklilere de ihalesi caizdir.
S — Bu malzemeye alt şartname ve mühürlü numuneler her gün mesai saatleri İçinde kurulumuzdan görülebilir. Ve şartnameler bedelle verilir. İsteklilerin, kanuni vesaiki havi teklif zsrllanm «Ticaret dası veJ slfcuı: ilk teminat teklif mektubu ve saire» ihate saatinden bir saat evveline kadar makbuz mukabdlJndo kurulumuza vermeleri ve Taksim Ayaspaşadakl Jandarma müfettişlik binası İçindeki kurulumuzda eksiltmeye İştirakleri. (7310)
Sapsamanı salın alınacaktır
Sümer bank Selüloz Sanayii Müessesesi Müdürlüğünden:
İZMİT
Müessesemlz ihtiyaca İçin 3Ş00 ton eap somanı satın alınacaktır.
Bu işe ait şartname Ankara'da Sûmerbank. genel müdürlüğünden İstanbul'da Küçük Kınacıyau hanındaki büromuzdan ve İzmit'te müessesemlz Ticaret Şubesinden parasız tedârik olunabilir.
Taliplerin her 1000 tonluk parti için 3750.— «üç bin yedi yüa elli» liralık geçici teminat akçalannı müessesemlz veznesine yatırarak Ilat tekliflerini havi mektuplarını 28.H94B pazartesi günü, saat 12 ye kadar müessesemlz muhaberat servisine tevdi etmeleri İlân olunur.
Müessesemlz arttırma ve eksilme kanununa tabi olmadığıglbl İhaleyi yap ip yapmamakta tamamen serbesttir.
Erzurum ^Şiiliğinden:
Erzurum şehri içme su şebekesinden bir kısmının tesis ve inşası- , nın yaptırılması kapalı zarf usullyle eksiltmeye çıkarılmıştır.
1 — Bu İşin keşif bedeli (88461» seksen eeklz bin dörtyüz altmış bir liradır.
2 — ihalesi 30/6/348 pazartesi günü saat 18 da 11 makamında te
şekkûl edecek komisyonda yapılacaktır. I
3 — Bu işe alt münakaşa evrakı şunlardır: sözleşme projesi, eksilt-
me şartnamesi, Bayındırlık İşleri gene] şartnamesi, hususî ve fenni şart name, tevziat şebekesi palftnı, keşif ve vahidi flat cetvelleri,, boru döşenmesi İşlerine alt fenni şartname su İşleri şartlaşmalarına alt genel hükümler cedvelldlr. ' l
4 — İstekliler bn münakaşa, evrakım öze] muhasebe ve Bayındırlık
müdürlüklerinde okuyabilirler. h
5 — İsteklilerin bu İşe girebilmeleri için İhale gününden üç gün evvel İl makamına dilekçe l]e müracaat ederek ehliyet vesikası almJ lan ve (56?3> be? bin altıyıiz yetmiş üç liralık geçici teminatını yatırdı* ğına dair makbuz veya teminat mektubunu ve 948 yılında ticaret odasında kayıtlı olduğuna dair vesaiki hâmil olması ve 2490 sayılı kaj Dun gereğince Hazırlayacağı tekjif mektubunu İhale saatlûdçn bhp caat evvel sıra numaralı makbuzlar karşılığında artırma ve eksiltme ko misyonu başkanlığına vermeleri ve ve bu İşe benzer 4Ü bin liralık işi ikmâl ettiğine dair vesaik İbraz etmeleri ve yukarıda üçüncü maddede ya2i]ı evrakı görüp kabul ettiğine dair imza etmeleri lâzımdır.
Teklif mektuplarına ah zarfın postada vukubulaeak gecikmelerin
15 Haziran 1948
SîoSuZAMT! İCİHOE I RiRER ŞAHESERDİR
Zayi — Cüzdanımla birlikte H. pi;a as. Hst den aldığım muayene fişimi kaybettim, bulahlartn İst. Taksim J. Komutanlığına getirmeleri rica olunur. Aksi takdirde yenisi alınacağından eskisinin hükmü yoktur.
Celâl Durgun
Satılık Silindir
Top uzunlukları 20 santim olan madeni levha çekmeğe mahsus gayet güzel ve kuvvetli bir silindir 17 Haziran Perşembe giinü Sandal Bedesteninde satılacaktır.
OSMANLI BANKASI
Türk Anonim Şirketi, — Tesis Tarihi: 1863
Sermayesi:
10000.000 İngiliz Lirası
-----a-------
Merkezi idaresi: Galata Yenlcaml ve Beyuğlunda, rürktyenlp başlıca şehirlerinde. Paris, Marsilya, Londra. Man-çester'de ve Mısır, Kıbrıs, İrak. İran ve Filistlnde Şubeleri
ve Yugoslavya, Rumanya ve Suriye’de Filyallerl vardır.
Her türlü banka muameleleri yapar.
Çok müsait faiz şartlartle tasarruf ve mevduat hesapları açılır.
Tasarruf hesapları İçin üç ayda bir İkramiye keşideleri yapılır.
Daha fazla malûmat almak için OsmanlI Bankası üljelerl-no müracaat edilmelidir.
DOKTOR
Fethi Erden
LÂBORATUVAR1
Kan, İdrar, balgam, mevaddı gaita talikleri ve (idrar vasıta-sile cebelimin tik cünlerlndeki kati feyhfsfl yapılır.
Beyoğlu, Taksime giderken Meşelik sokağı Ferah Apartmanı. Tel. 40534
İstanbul 3 üncü İcra Memurlusundan: 947/1257
Bir borçtan dolayı mahcuz olup satılmasına karar verilen muhtelif cins ve boyda erkek iskarpLn! Beyoğlu İstiklâl caddesi 457 No. da 24/ U'P48 Perşembe günü saat 12 den 13 çe kadar birinci açık arttırma sure-tile satılacak tır.
Mezkûr günde takdir edilen kıymetin % 75 İni bulmadığı takdirde aynı mahalde ve aynı saatle 26/6/ 048 Cumartesi günü. İkinci arttır ması yapılacağı İlân olunur.
n Bay ve Bayan n Bir diş tabibine acele İhtiyaç! vardır. Maaş dolgundur. Yeni ■ Posta karşısı Letafet Han No. I 3 Ethem Atıf Diş Deposuna I
rr.iiracaat Fi
İstanbul C3) cü İcra Memurlunundun:
Dairemizin 947/1955 sayılı dosyası ile mahcuz olup bu kerre paraya çevrilmesine karar verilen Beyoğlu Yenişehir Dereboyu caddesi (41) No. lu İmalâthanede (1) adet İki beygirlik elektrik motörü, (1) adet şerit testere, (1) adet planya ve (1) adet daire testeresi, (1) adet rende makinesi (2) adet marangoz tezgâhının birinci açık artırması 8/7/048 Perşembe günü saat 15 den 10 ya kadar yapılacaktır. .
Bu artırmada mahcuz mallar muhammen değerinin % 75 İni bulmadığı takdirde ikinci açık artırma 13/ 7/»48 Sah günü aynı saatte ve aynı yerde de İfa edilecektir.
Alıcı olanlar yukarıda gösterilen gün ve saatle mahallinde kazır bulunacak İcra memuruna müracaat ederek almaları İlân olunur.
Bir liraya bir apartman sahibi olmak ister misiniz? O halde İstanbul Gazeteciler cemiyetinin Eşya piyangosundan bir bilet alınız. Uiitün piyango bayilerinde, posta şubelerindo ve Balıçekapıda Zeki Rıza Sporel maftazaslle cemiyet merkezinde bulunur.
Çekiliş tarihi: 23 Temmuz 918 de,
Kü ^OiWari^
İş bulmak istiyenler; işçi arayanlar; emlâk, arsa, eşya alıp salmnk arzusunda olanlar için
En verimli ve en ucuz vasıtadır
Doğrudan doğruya «AKŞAM > ilân servisine müracaat. Telefon: 206R1
Satılık emlâk
İstanbul Defterdarlığından;
Kıymeti Teminatı
Dosya No._________________„,ns1
52301/6545 Fatih, iSamatya) Hacı Hüseyin afta mah.
Tütünlük su. ve 8amatya cad. 1227 ada, 10 parsel en eski 301 eski, yeni ve taj 1 kapı sayılı 18 50 M2 arsa.
52301/1827 Eminönü, (Vefa) Hoctkadın mah. Yahya
Güzel bo. 072 ada. 30 parsel eski 18 kapı sayılı 126 M2 arsa. (Bu arsanın 7.20 M2 kısmına başkası tarafından bir bina yapılmıştır.)
Yukarıda yazılı gayri menkuller açık arttırma İle satışa çıkarılmışsa da istekli çıkmadığından 7 '8'048 aen İtibaren bir ay İçinde pazarlığa bırakılmıştır.
isteklilerin geçici teminat makbuzları ve nüfus cüzdanlarlle 7/7/948 tarihine kadar Milli Emlük Müdürlüğünde!:! komisyona başvumaları.
(8450)
Bingcl belediye Başkanlığından
Bingöl merkezinde yapılacak 22253 lira 82 kuruş keşif bedelli elektrik tesisatı açık eksiltmeye konulmutuşr. Bu 1 şe ait keşif ve şartnameler Bingöl belediyesinde görülebilir. Eksiltme 30/6'948 çarşamba günü saat 15 de belediye komisyonunda yapılacaktır. Eksiltmeye girebilmek için geçici teminat ve belgesile 048 senesi Ticaret Odası belgesi ibraz etmek şarttır.___________________(8441)
’ TÜRKİYE İŞ BANKASI
Küçült Cari Hesaplar
25 Ağustos1948 çekilişinin ikramiyeleri
_ (Ankara'da Tasarruf Evleri Mahallesinde bahçe
I h" V içinde iki katlı ve bodrumlu. 6 oda, 2 sofa, ve-
. g !M'wııwı lasarruı ₺ineri mımaiKsıııue uu
| içinde iki katlı ve bodrumlu. 6 oda, 2 sofa,
randa, balkonlar, tam konforlu.!
1 Arsa (İstanbul'da Suadiye'dc)
1 X 5000 Liralık
1 X 2000
2 X 1000 5X 500
»
»
»
»
14 X 200 Liralık
25 X 100
25 X 50
150 X 20
»

Bankamızdaki hesabında en az 100 lirası olanlar bu çekilişe katılacaklardır. Her 500 Lira için avn bir kura numarası.
Henüz bankamızda hesay açtırmamış elanlar, sîzler de talihinizi deneyiniz!
z
■ i———
Ziraî kombinalar dairesi reisliğinden
1 — Kayabaşı istasyonuna 8 kilometre uzaklıktaki Amasya - Gök-höyük Devlet çiftliğinde (280.232,30) lira keşif bedelli lojman ve çiftlik binaları İnşaatı kapalızarf usuliyle eksiltmeye konulmuştur.
2 — Eksiltme 28'6/948 günü saat 10 da Ankara'da Atatürk Bulvarı 265 numaralı Zirai Kombinalar dairesi Reisliği binasında müteşekkil inşaat komisyonunda yapılacaktır.
3 — Bu işe alt proje, keşif, şartname ve sair lüzumlu evrak (14,01) Ura bedel mukabilinde Kombinalar dairesi Tesis şubesi Müdürlüğünden alınır veya parasız görülebilir.
4 — İsteklilerin 948 Ticaret Odası vesikalarını İbraz ederek usulü dairesinde (14.959,29) liralık muvakkat teminat vermeleri, eksiltme gününden üç giln evveline kadar daireye müracaatla inşaat komisyonundan İştirak vesikası almaları, teklif zarflarını eksiltmeden bir saat evveline kadar daireye vermiş bulunmaları lâzımdır.

TÜRK TİCARET BANKSI A.Ş
Umum Müdürlüğünden:
Merkez ve Şubelerinde 1000 lira ve daha fazla
Kuponlu Vadeli Mevduatı Olanlar İçin
10 Haziran 1948 de Ankarada Noter huzuriyie yapılan
Ilı ra mine Çekilişine
Hesap No. ait neticeler1 Hesap sahibi bildiriyoruz: İkramiye Miktarıi T. L.
124/1306 Ş. Mutlu 3.000.— Ankara
4491 M. K. Dağdevirenoğlu 1.000.—- İstanbul
47/45* Dr. N. özkalpler 500.— Adapazarı
72/1978 S. Adıgiizel 500.— Bursa
4200 F. Tuncay 500.— Eskişehir
65/218 If. Y. Başkam 500.— İzmir
163/1725 R. Gençosm(*n 100 Ankara
66 n, İUıan 100.— Bolu
400G R. Çevik 100— Bolu
67/2000 Ö. Bakireli»' 100— Bursa
4213 t. Çıracı 100— Eskişehir
■UM İ. Şerbetçi 100— Eskişehir
4131 S. Kara m usa) 100— Eskişehir
4245 R. Gürses 100— İstanbul
4331 Y. Z. Demiriz 100— İstanbul
4313 A. Dokuman 100— İstanbul
4013 F. Aralp 100— İstanbul
76/123 Ö. Y. Demirçifçl 100— İzmir
46/1450 i. Ağar 100— İzmir
4006/958 II. Türkand 100— İzmît
4005/957 F. Aral 100— İzmit

NACET
FİYATI BAKIMINDAN DÜNYANIN EN MÜKEMMEL
yalnız 80 kuruş
TEKMKA T. A. Ş. den
Yeraltı Müzik Kablosu
FERŞEDiLECEKTiR
1 — R.C.A. firmasının nezareti altında tesis edilmekte olan İstanbul Radyosunun Pangaltıdakl Radyoevi ile Üsküdarda Ümraniye köyü civarındaki verici istasyonu arasında döşenecek, takriben 21,000 metrelik yeraltı müzik kablosu ferşl işi bir müteahhide verilecektir. •
2 — Bu hususta tanzim edilen fennî ve idari şartname, bedelsiz olarak. Pangaltıdakl Radyo binasının üst katında bulunan Montaj Bürosundan, her gün. iş saatleri dahilinde tedarik edilebilir.
3 — İhale, teklif verme suretile İcra edilecektir.
4 — Teklif verme, 24 Haziran 1948 perşembe günü, saat 16 ya kadardır. Bu saatten sonra teklif kabul edilmiyecektir. Postada vaki olacak gecikmeler, nazan itibara almmıyacak-tır.
5 — Şirket, ihaleyi yapıp yapmamakta tamamile serbesttir.
Ankara belediye başkanlığından
1 — Ankara şehir mezarlığında yapılacak 700 adet beton lâhıt inşaatı ile 300 m2beton plâklarla yol inşası ve 600 met. beton pl âklarla bordur İnşası İş! kapalı zarf usuliyle eksiltmeye konulmuştur.
2 >— Muhammen keşif bedeli (108,000) yüı sekiz bin liradır.
3 — Muvakkat teminatı (0050) allı bin altı yüz elli lira olup belediye merkez veznesine yatırılacaktır.
4 — Bu işin İhalesi 2/7/948 cuma günü saat 16 da Belediye binasında encümende yapılacaktır.
5 _Eksiltmeye iştirak edecek müteahhitlerin behemehal Yüksek
mühendis, Yüsek mimar, mühendis veya mimar olmaları ve bir defada en az (75.000) yetmiş beş bin liralık buna mümasil bir İşi bilfiil yapmış veya denetlemiş bulunmaları lâzımdır. Müteahhit Yüksek mühcadls, yüksek mimar, mühendis veya mimar olmadığı takdirde böyle bir fen elemanı İle işi müştereken taahhüt edeceklerine dair belgeleri ile İhale tarafından tatil günleri hariç en az üç gün evvel belediye fen işleri müdürlüğünden ihaleye girebilmek İçin ehliyet vesLkası almak şarttır.
o — İhaleye İştirak edeceklerin 2490 saydı kanunun 32 nel maddesi tarifine uygun şekilde hazırbyacak lan teklif zarflarını ihale saatinden bir saat evveline kadar makbuz mukabilinde başkanlığa vermeleri lâzımdır. Postada vuku bulacak gecikmeler kabul edilmez.
7 — Bu İşe alt keşif evrakı ve şartname Tutanak ve muamelât müdürlüğü kaleminde her gün görülebilir. (8439)

Comments (0)