i
Fatma Fuat Gücüyener’in
KOLAY YEMEK KİTABI'ni
Arayanlara :
9 uncu basılışı bu ay içinde çıkacak, ucuz: 1 liraya satılacaktır.
Kitapçınıza şimdiden ısmarlayınız.
(Muallim Fuad Güçftyener Yayınevi)
AKŞAM
AKSAM
- KÜÇÜK _ İLÂNLARI : BUGÜN 6/NCI SAYFAM
Sene 32 — No. 11259 — Fiat!: her yerde 10 kuruştur.
ÇARŞAMBA 15 Şubat 1950
Sahibi: Necmeddln Sadak — Yun İşlerini fiilen idare eden C. Bildik — Matbaası.
Komünist Çin ile Rusya arasında ittif ak muahedesi İki taraf, tecavüze uğrarlarsa yekdiğerine askerî yardımda bulunmağı taahhüt ettiler
İşçilere ucuz evler
Yapı Kooperatifinin nizamnamesi tasdik edildi
Mecliste bütçe müzakereleri
Dün 12 bütçe kabul edildi
Churchill’in
bir nutku
Rusya ile son bir müzakereye girişilmesini tavsiye
Rusya Çine 300 milyon dolarlık kredi açmakla, Mançuıya şimendiferlerini ve işletmelerini iade etmekte ve Dainy limanı üzerindeki konturol hakkından vazgeçmektedir
Londra 15 (Radyo) — Moskova radyosuna göre Sovyet Rusya ile komünist Çin liderleri arasında Moskovada sona ermiş ve 30 senelik bir muahede İle tâli andlaşmalr.r Vişlns-kl ile komünist Çin lideri Şu en îay arasında İmzalanmıştır.
Muahedeye göre Sovyet Rusya hükümeti. Mançurya. demiryollarını Çine devredecek. Port-Arthur Umanındaki garnizonunu geri çekecek ve Dainy limanı üzerindeki haklarından vazgeçecektir.
Ak te dilmiş olan andlaşma mucibince Sovyet Rusya komünist çine demiryolu malzemesi ve sınai teçhizat almak İçin 300 milyon Amerikan dolan tutarında uzun vadeli krediler açmak. dış Moğolistanm tam ba-"\ğımsızlığı tanınmaktadır. Sovyet Rusya, Mançuryadakl Ja-
Çijj ile 30 senelik bir muahede imzalayan Vişinski
pon İşletmelerini tazminatsız olarak komünsit Çine İade e-decelftlr. Bu muahede mucibince komünist Çin veya Sovyet Rusya, Japonya veya müttefikleri tarafından tecavüze uğrarlarsa birbirinin yardımına koşacaklardır.
Sovyetlerle komünist Çin liderleri arasında, müzakereler geçen Aralık ayında Moskova-da başlamıştı. İngiliz diplomatik muharrirlerine göre, komünist Çin ile Sovyet Rusya arasında aktedllen muahedeye dahil olan hükümler yalni2 neşredilenlerden İbaret değildir. Herhalde İki tarat Asyadakl siyasetlerini gözden geçirmişler ve gizil bazı kararlara da varmışlardır. Muahedenin neşredilen kısımları, komünist Çinin siyasi bir zafer kazandığı İntibaını uyandırmağa matuftur.

“Edirne,, şilebinin mürettebatı geldi
Kaplan Sabrı, şilebin batmasında ihmal ve ehliyetsizlik yoktur diyor
Denizyolları İdaresinin Adana şilebi, bu 6abah saat dokuzda Doğugüney Akdeniz seferinden limanımıza dönmüştür.
Geçenlerde Manş denizinde batan Edirne çı'ebinln 11 zabit ve 39 mürettebatı da aynı gemi Ue İstanbula gelmişlerdir.
Kendisiyle görüşen arkadaşımıza; Edlrnciıüı süvarisi kaptan* Babri Ceren, Denizyolları İdaresine lüzumlu malûmat ve raporu verdikten sonra tafsilâtlı beyanatta bulunacağını söylemiş ve sorulan olr suale cevaben de demiştir kİ;
«İzm İre gelen tahkik heyetinin ben ve arkadaşlarımı gazetecilerle konuşmaktan menettiği yolunda çıkan söylentinin
hiç bir asıl ve esas; yoktur.»
Gemi süvarisi kazadan sonra Guernesey adasında büyük bir hüsünü kabul gördükten ve başta vali olmak üzere bütün halkın kendilerinden yardun ve alâkalarını esirgemediklerini söylemiş, mütaakıben yine sorulan bir suale cevaben kayalıklara bindirmiş olan geminin yarasının tahlisiye ekipleri tarafından kapatılıp geminin kurtarılmasının İmkânsız olduğunu anlatmış, gemideki eşyaların hemen hepsinin kurtulduğunu, bütün arkadaşlarının lüzumlu eşyalarını alabildiklerini söyledikten sonra, hâdisenin vukubulduğu mevki hakkında şunları söylemiştir:
(Arkası sabite 2; sütun 5 te)
Damga resminden muaf evrak
Maliye Bakanlığı tarafından tesbit edildi
Ankara 15 (Akşam) — Maliye Bakanlığı, gelir kurumlan vergileri ile vergi usul kanununda yazılı olup damga resmine tâbi olmayan evrakları tesbit etmiş ve teşkilâtına bir tamim Ue bildirmiştir. Buna göre vergi usul kanununun 25 inci maddesinin 2 nel fıkrasında yazılı tahakkuk fişleri, takdir komisyonlarınca İttihaz olunacak kararlar, yazılı tesellüm makbuzlun, vergi usul kanunun 93 üncü maddesinde yazılı İlânlar. ayni kanunun 115 İnci mad d esinde yazılı bordrolar, vergi karneleri, müstahsil makbuzları İle serbest meslek erbabının verecekleri makbuzlar, itiraz ve temyiz dilekçeleri ve miidafaa-nameler damga resminden muaf olacaktır.
İşçilere ucuz ev temini mak-sadlle kurulan «İstanbul işçi Snedlkalan Birliği Yapı Koope ratifl» nln nizamnamesi tasdik edilmiştir.
Kooperatifin İlk sermayesini, thUyarik sigortası kanunu gereğince toplanan naranın beşte bLrl teşkil edecektir Bakanlık fon olarak bu parayı vermeyi kabul etmiştir. Bu sene İçin toplanan ihtiyarlık sigortası par as inin beşte biri İki milyon Hra kadar tutmaktadır.
Kooperatif bu para İle ilk olarak Sütlücede Belediyece tesbit edilen arsalara c-v inşa edecektir. Sütlücede 300 ev yapılacak. bunlar 2-3 odalı olacak-ıtır, Evler en çok beş bin liraya çıkacaktır. İşçiler bu bedeli 15 - 20 senede taksitle ödeyeceklerdir.
İstanbul - Ankara telefonu
Kanal adedi 21 den 45 e çıkarılıyor
Ankara 15 (Akşam) — Posta, Telgraf ve Telefon Genel müdürlüğünce yaptırılmasına karar verilen Herç kablolarının İnşası yolundaki çalışmalar ö-nümüzdekt rıinlerde sona erecektir. Bu suretle tstaııbul-An-kara arasında hâlen 21 kanal ile konuşulurken, yen) teslsıe 45 kanaldan konuşualcaktır Bu kanallardan 15 I Ankara - Adana arasına tahsis edilecektir Geri kalan 20 kanal da İstanbul - Ankara konuşmalarına bırakılacaktır. Herç kablolarının inşa edilebilmesi İçin her 100 kilometrede bir yüksek dağ tepelerine röportör kurulmak suretiyle İstanbul - Ankara arasında 4-5 röportör merkezi tesis edilecektir. Bunun İçin memleketimizin topografik vaziyeti İncelenmektedir.
Modern telsiz istasyonu
Ankara 15 «Akşam) — Anfca-rada yapılmasına karar verilen modem telsiz İstasyonunun ha-zırlıklan bitmiştir. Yeni telsiz İstasyonu Standard elektrik firması tarafından yapılacaktır.
Adalet Bakanının umumi af ve
matbuat kanunu hakkında demeci
Adalet Bakanı Fuat Slrmen
Fuad Rutûsl Demircili
ediyor
Italyan boksörleri 5 - 2 galip
Dünya ikinçui faudincUl llalid'în yumrukla» altında yere düşerken (Yazısı ikinci sahifede)
Ankara 15 — Dün, Cevdet Kerim İncedayının başkanlığında toplanan Büyük Millet Meclisinde Büyük MUlet Meclisi, Cumhurbaşkanlığı, Diyanet İşleri, Adalet Bakanlığı, Tapu ve Kadastro Sayıştay, Başbakanlık. Başbakanlık İktisadi teşkilâtı, Danıştay. Basın Yayın ve Turizm Genel Müdürlüğü. İstatistik Genel Müdürlüğü. Devlet Meteoroloji Genel Müdürlüğü olmak üzere on İki
İzmir Valisi
İzmir V (Aksam) — Anka-radan dönen vali Osman Sabrl Ada!, başka bir vilâyete tâyin edileceğinden haberi olmadığını. İzmir vilâyetinin muhtelif işleri üzerinde Bakanlılkarla temaslar yaptığını söyledi.
edcseszoei
Ktzlarımızın ev kaebnt olmalarım teşvik etmek borcıtmuzchtr
Akşam Kız Sanat Enstitüleri öğrencilerine mahsus tenzilatlı biletler Bayındırlık Bakanlığı emriyle bir müddet evvel kaldırılmıştı. Belediye, hu müesseseler) faydalı saydığından »tramvaylar bize aittir!» diyerek bu pasoları muteber saymak kadirşinaslığını gösterdi. Halbuki. Denizyolları İdaresi, Bayındırlık Bakanlığına ait olduğundan Kız Sanat Enstitüleri öğrencilerini himayeye muhtaç saymıyor.’ bunlardan tam bilet alıyor.
Koordinasyonsuzluğumuzun yeni bir misali.
— Bunu ne şekilde tatlıya bağlamak?
— Teşvike muhtaç milli varlıkları teşvik ederek.
müzakereleri münasebetiyle yapıldığını, başka memleketlerde ise bunun senede bir kaç defa yapıldığını söyledi ve kifayeti müzakere takriri meselesi üzerinde de konuşarak iç tüzükte değişiklik yapılmasının yerinde olacağını belirtti.
Bundan sonra komisyon sözcüsü kürsüye gelerek, milletvekilleri ödeneklerinin verilm e-(Ark»5i sabite 2 sütun 3 de>
Londra 15 (R) — Churchill, Edlnbourgh şehrinde söylediği nutukta, soğuk harbi sona eı dlrmek ve Batı 11e Doğu arasın da bir anlaşma teminine çalı.: mak üzere Rusya ile Doğruda doğruya nuizakeerye girişlimi sini tavsiye etmiş ve «Bu, so gayret olacaktır» demiştir
Churchill. 1945 senesinde Sta Une göndermiş olduğu mektup ta Doğu İle Batı arasında! mücadelenin dünyayı parçalı yacağınl bildirmiş olduğunu ha tıriatmış ve atom bombasını Amerikanın elinde bulun mas nı, dünya suiau İçin yegâne em niyet tedbiri olarak vasıflar dırmış ve «Başka bir emniyı vasıtası bulenuncıya Kadar b biricik müdafaa kalkanımımı: elimizden tura km amaliyiz» d( iniştir.
Amerikadakt tepkile
Vaşlngton 14 (AA.) — Ünite Press: Churchill’in soğuk harı sona erdirmek Ü2ere Stalln'le bir konuşma daha yapılması yolundaki hitabını Ayan üyelerinden bazıları basiret »e salâhiyetle desteklemişlerdir.
Ayan Meclisi dış münasebetler komitesi başkanı Conally,
(Arkası sahlfç 2; sütun 5 te)
" Cfeated by free versiön öf 2PDF
bütçe kabul edildi. Milli Savunma bütçesinin müzakeresine geçildiği sırada vakit geç olduğundan bu bütçenin görüşülmesine bugün saat 10 da yapılacak toplantıda devam edilmek üzere oturuma son verildi.
Olurum açüınca ilk sözü Ahmet Tahtakılıç aldı ve bütçe a-çığmın Marshall yardımlyle kapatılmasını hatalı bulduğunu söyledL Bunun üzerine kürsüye gelen Maliye Bakanı, bütçenin heyeti umumiyesl üzerinde evvelce İzahat verdiğini, dış ticaretin serbestiye doğru gittiğini gözonünde tutan hükümetin sanayiimizi endişeden kurtaracak tedbirleri aldığını söyledi.
Milletvekilleri ödenekleri üzerinde tartışma
Bundan sonra başka söz alan olmadı ve Büyük Millet Meclisi bütçesinin müzakeresine geçildi. Söz alan Ahmet Tahtakılıç ile Abldln Potoglu, milletvekillerine Mart 1950 senesi sonuna kadar ödenek verilmesinin doğru olmadığını bu suretle şimdiki milletvekillerinden yeniden seçileceklerin Ekim başından itibaren dört aylık ödenek fazla alacaklarını, bunun anayasaya uygun olmadığını söyllye-rek bu ödeneğin kaldırılması için bir takrir verdiler.
Muammer Alakan t da Mecliste umumi müzakerelerin yalnız senede bir defa, o da bütçe
Italyan Meclisinde kanlı kavgalar
Yekdiğerinin üzerine saldıran mebuslardan 13 ü yaralandı
Londra 15 *R) — Dün Italyan Meclisinde Başbakan de Gaspe-ri, kabinesinin programını okuduğu sırada komünistlerle hükümet taraftarları arasında kanlı kavgalar olmuş, 13 mebus yaralanmış, oturumun bir saat tatiline mecburiyet hasıl olmuştur. Bu kamı hâdiseler hakkında şu malûmat alınmıştır:
Başbakan de Gasperi, Meclisteki nutkunda geçenlerde Mo-dena şehrinde vuku bulan kanlı arbedelerin mesuliyeti, komünistlere ald olduğunu söylerken komünist lideri Togliatti. yerinden fıriıyar&k Başbakana hücum etmek istemiştir. Hükümet taraftan mebuslar, bu tecavüze mâni olunca, iki taraf birbirine girmiş, muvafık ve komünist metıuslar dövüşmeğe başlamışlardır. Meclisin hademesi ve zabıtası, bu dövüşmenin önünü alamayınca, oturumun bir saat tatiline macburiyet hasıl olmuştur, tkl taraftan 13 mebus yaralanmıştır.
İtalyan Meclisinde kanlı arbedelere önayak olao komünist lideri Togliatti
Oturum, yeniden açılınca güven oyuna baş vurulmuş ve De Gasperi kabinesine 13 müstenkif. 189 aleyhtar oya Karşı 314 oyla itimat beyan edilmiştir.
Fransada yapdan Ordular arası spor müsabakalarına iştirak eden subaylarımıza Fransız ataşemlllti tı Taton hâtıra olarak birer madalya vermiştir. Klişemiz, toplantıda bulunan su-baylarınum Fransız ataşomlUterini bir arada gösteriyor. LKkum 7 nci sahıfemMel
Sabite 3
a r. 5 a : ı

Zamanı kaybeltikten ve parayı bulamadıktan sonra...
Dünkü üazfteicrdr okuduk: İstanbulun beş yüzüncü frllı yıl dönümünü kutlama derneği ilk top-
«rn. «Mı«ı «n.tenm belirten bir nutuk
•eyledikten sonra İdare Beydi se^dnus- Bu bey*t bira» sonra çalışmalarına başlıy» çaktır,
İyi niyetle re muvaffak olmak aamiylc çalışacağından şüphe etmiyoruz. Fakat maksat beş yiiıüncü fetih yılı m. bu beş yüz yıllık mal sahipliğine lâyık bir şekilde, yani yollarını yaparak, âbidelerini tamir ederek, meydanlarını açarak, beş yur yıllık mufassal tarihîni bir kaç dilde yandırarak, hususiyetlerini belirten albümlerini bastınp yabancı mneflinerin İstanbul hakkında yazdıkları kitapları Tıirkçeyc çevirterek, müteaddit kongreler, konferanslar tertip ederek, beş yüz yıllık Türk hayatını. mimarisini, musikisini, resmini, tiyatrosunu, her türlü bilgisini gösteren sergiler, filimler, kataloglar hazırlayarak, kısaca. İstanbul u güaelleştirerck ve bütün dünyaca bir kere daha tanınmasına vesile verecek şekilde kutlamak bahis mevzuu ise bu demeğin bir şey yapamı-yarağım muhakkak sayıyoruz. Çünkü butun bunlar için lâzım olan bir çok şeyden en lüzumlu iki şey yoktur: Zaman ve para.
Zaman! Heyhat, kaybedilmiştir, önümüzdeki üç veresede bunlnr yapılamaz. Para! Yine heyhat, bulunum» maktadır. Yukarıda kısaca anlattığım şekilde hazırlanmak için en az 200 milyon lira lâzımdır. Bunun bir taraftan geleceğine dair hiçbir işaret yok.
Zamanı kaybettikten ve parayı bulamadıktan sonra Istan bulun beş vüznnciî yılını ancak güzel nutuklarla kutlayabiliriz. O nutukların giizel olması da ancak şimdiden hasırlanmağa bağlıdır. Dernek bu fırsatın olsun kaçırılmamalına yardım ederse ne mutlu bize!
Şevket RADO
Sabah Gazeteleri Ne Diyor?
Dün gecehi boks müsabakaları
Urrumî Mecliste
Bu seneki mahsul
Seçimli bütçe
Nadir Nadi CVMlllIRİYETİc yazdığı başmakalede bütçe mü-aakeresiDden bahisle diyor ki:
«Hükümetin resmi ifadesine göre önümüzdeki y»l açığımız 173 milyon lira civarındadır. Adnan Menderes hakikatte açığın iki yüz otuz milyonu aşacağını iddia ediyor kİ. bu takdirde MarslmU plânıdan da tesirli bir yardım bekliye-ıncyiz (plândan verimli bir şekilde faydalanacak yerde onunla bütçe deliklerini tıkamağa çalışmak bir hatadır; bu hususa dair ileri sürulın tenkldlerl doğru bililiyoruz ı.
Fakat nasıl edelim de bütçemizi denk getirelim? Kısıntı yapabileceğimiz maddeler hangileridir? Devlet idaresini aksa imadan bu proje, üzerinde kaç milyonluk bir İndirme sağlayabiliriz?
îşte çözülmeyen noktalar bunlardır. İçinde bulunduğumuz şartlan «özününde tutarsak. bize öyic geliyor kİ, bu noktalar bir daha seferki bütçe konuştu alanıa kadar düğümlü kalacaktır.» .

Verimsiz gidişlere veda
Ahmet Emin Vatman VA-TANdaâî b aşma halesinde Ma-
liye ELakanilc muhalefet sözcülerinin bütçe halikındaki nu-nıı İhlarını mrvsuubahis ederek diyor ki:
«İsmail Rüştü Aksal, hiç şüphe yok ki sevimli, bilgili, dürüst bir prensip adamıdır. Mâliyeye yeni bir ruh getirmiştir.
Ne çare kİ İsmail Rüştü Aksal ve mensup olduğu bütün Kabine; maziden devralınmş bütün bir sistem içinde mahpustur ölçüsüz ve keyfî İdare devrinde paslanmış bir takını işleri, olduğu gibi devam ettirmekten başka çareleri yoktur Müsbct bir hava İçinde başlıyım bütçe müzakeresini, belki verimli ve anlayışlı iş görme sahafına bir giriş diye kabul edemeyiz, fakat geride kalan hantal, anlayışsız, verimsiz bir gidişin aşari ı bir tenkid ve reddi ve buna bir veda diye karşı)anması her halde caizdir.»

Bütçenin tenkidi
YENİ SABAH başmakalesia-rir Meclisteki bitç> müralıere-lerini yonımhyarak diyor kî:
«Maliye Bakam ne çok iyimser, ne çok kötümser olmak icap ettiğini tavsiye eylemekle. seleflerinin kutlandığı mü-balfıtralı mS nasır dilden vazgeçmiştir. Fakat çok arzu edilir ki genç Bakanın bu temen-
nisi muhalefet sıralarından ziyade bizzat mensup olduğu Halk Partisi saflarında bir akis yaratsın... Çünkü ortalığı gül pembe görmek ve memleketin durumunu Marşhall plânından faydalananların hepsinin üstünde sanacak kadar iyimserliği ileri götürmek hastalığına bizzat Devlet Bakanı Barlaa tutulmuş bulunduğunu gwt*r-miştir. Kabine erkânının. ar-kadşlannın nutkunu can kula-ğlle dinlemeleri. Bakanlar Kurulunun tesanûdü adına da temenniye lâyıktır >

Seçimler ne zaman yapılabilir?
Selim Ra cip Emeç SON PO8-T.Vda yazdığı başmakalede seçimlerin nr raman yapılabileceğini inceliyor ve .şöyle diyor: «Donlana çözülüp karların eriyerek yolların ne zaman geçil, verebilir hale geleceğini ancak Allah bilir
Böyle bir meçhul önünde ve memleket halkının çoğunlukla iştirakinin matlup ve bahis mevzuu olduğu bir seçim arifesinde, seçimleri İlkbaharda yapmaya kalkmak; binlerce vatan evlâdını en tabii bLr haktan, bile bite ve kasten mahrum bırakmaktır. Böyle bir harekete bu memleket rıza göstere m ez.»
Italyan boksörler
5 - 2 galip geldiler
Şehrimizde misafir bulunan İtalyan boksörleri üçüncü müsabakalarını dün geee Spor ve Sergi Sarayında takviye edilmiş Boks İhtisas Kulübü boksörleriyle yaptılar.
Malûm olduğu üzere bundan evvel yapılan müsabakaların birisinde Italyanlar, diğerinde Türk bokaürlerl kazanmış ve bu yüzden dfın akşamki aon müsabakalar revan? mahiyetini taşıdığı İçin ehemmiyet kesbetmlş-
Tatt! güniı olmamasına rağmen, Spor Sarayına oldukça büyük bir k. alabalık toptanmış bulunuyordu. Zaten gerek İspanyolları a ve gerekse İtalyanlarla yapılan bu müsabakalara balkımızın gösterdiği geniş alâka. boks sporunun ananevi sporumuz olan güreş kadar değilse de ana yakın Hr şekilde tutulduğunu göstermiştir. Temenni ederiz İd boks sporiyle uğraşan organizatörler halkın bu sevgisini istismara kalkışmasınlar. Ve Türtdyeye gettrüeeek ee-Drü boksörler üzerinde titiz
Yazan: ŞAZİ TEZCAN
62 Kilo
La Russo — Tâki
Geçen haftaki protestolu karşılaşmanın revanşı olan bu müsabakada Tâki muhakkak galip gelmek azmiyle daima hücum pozisyonunda dövüştü Her üç ravuntta da rakibine karşı hâkimiyet tesis etti ve müsabakayı ittifakla kazandı.
67 Kilo Ve«loıçt — Garbız ı Müsabaka karşılıklı ve müaavl hücumlarla geçti. Veskuçi, daha ziyade hüeam halinde dövüştüğü için gallo İlân edildi-
73 Kilo
Festuçi — Nobar
Festuçt, müsabaka başlamadan, geçen hafta yanm kalan maçm Tevanşı olarak Tayyarla karşılaşmak istedi. Fakat kabul edilmedi.
Fertuçi, mütemadiyen tesirli yumruklarla hücum etti ve I-klnci ravuntta Noban teknik nakavtla mağlûb etti.
Mecliste bütçe müzakereleri
Sinemacıların bir müracaatı — Yeni pazar yerleri — Mesken dâvası
Umumi mecHs dûn Sırn Enver Batur'ıın başkanlığı altında toplanma tı r. Meclise gelen bam teklifler alâka1’ komisyonlara havale edildikten sonra şehrimizdeki sinemacıların bir müracaatları o'mndn içimleri Bakanlığı rioım» üı-n-UenniD yeniden tetkik edilmezini Belediyeye bildirdiğinden sinemacılar da Bakanlığın bu tezkeresi üzerin» kendileri meclis huturunda dinlenmeden bir karar Verilmem cnini rica ediyorlardı.
Sinemacıların mecliste dinlenmeleri usule muhalif olduğundan bunun kabil olamıya-«ağı, ancak müracaat sahiplerinin alâkalı komisyonca lüzum rurûliırae dinlenmeleri muvafık görülmüştür Şehrin muhtelif yerlerinde yeniden pazar yerleri kurulması takarrür et-lilinden evvelce verilen bu karar üzerine Fatih kazasında evvelkilere ilâve uıarak yenirim acıtacak pazar yerlerine rialr mülkiye encümeni mazbatası okunarak kabul edildi
Bundan sonra — evvelki gün-ka gazetemizde esaslarını yaz ıııhımız — mesken buhranını önleyici tedbirler alınma/u haâkıtıdakl marJu.ii.nm müzakeresi tehir edildi. Bu arada Vali ve Belediye Reisi Profesör Dr. Führedcttn Kerim Göâay'a şehrin mesken dâvattie esaslı surette meşgul olmak üzere alâkalı ve mütehassıslardan mürekkep vilâyette tür komisyon toplandığını ve bu komisyonun mütalâası alınmadan bu muza kerenin yapdmamazuu teklif etti. MecUı de bu teklifi kabul ettiğinden cuma günü toplanmak üzere toplantıya nihayet verildi.
Çok bereketli olncagı ümitleri kuvvetleniyor
Ankara 14 — 1950 yılı mahsulünün çok bereketli olacağı ü-mltlert günden çûrıe cuvve deniyor. Tapılın tahminlere göre, zamanında z4.fi yağmur da yağdığı takdirde, bu ekim ydulda 7,5 milyon fon hububat elde e-dileblIetckUr. Geçen yıl çlfçiye dağıtılan traktör. harman makinesi ve selektörlere İlâveten bu yıl için de Afh.'ı selektör ve 1000 e yakın tanın Alet ve makinesi dağıtılacaktır. Bu yıl sulamaya da büyük nız verilecektir 1952 yılında 350 bin hektar arazi yeniden sulanmaya hazır vaziyete getirilecektir.
Tarihî türbelerin açılması tasarısı
Ankara 14 - Tekke ve zaviyelerle türbelerin şeddine ve türbedarlıklarla bir Lakım unvanların İlgasına dair olan 677 sayılı kanunun birinci maddesine bir fıkra eklenmesi hakkındakl kanun tasarısı Meclis gündemine alınmıştır. .
Bu fıkra rudur «Türbelerden Türk büyüklerine ald olanlarla büyük sanat değeri bulunanlar MIHI Eğitim Bakanlığınca omuma açılabilir Buralara bakım İçin gerekli memur ve ücretliler tâyin edilir. Açılacak türbelerin listesi Milli Eğitim Bakanlığınca ha nrl anır ve Bakan Ur Kurulunca laasvlb olun ur j
Sahaflar Çarşısı yeniden inşa edilecek Geçenlerde bir kısmı yanan Bayezitteki Sahaflar Çarşısı İstimlâk ve şehir İmar plânına uygun olarak Türk üslubunda yeniden İnşa edilecektir.
Haşmet Orbay Çankırı hapishanesine nakledildi
Ankarada Dr. Neşet Naci Arzanin katlinden, Bolu ağır ceza mahkemesi tarafından 18 sent hapse mahkûm edilip bir müd-lelten beri Üsküdar hapishane-rıodr bulunan Haşmet Orbay, Adalet Bakanlığının emriyle Çankırı hapishanesine nakle-
Taraıu'un türbini tamir edildi
Bir müddet evvel lialyada la mir edilip memlekeUmiat gelen Tarsus vapurunun türbini. An-raldo fabrikalar, haşmontürünün de İştiraki İle künyede monte idilmiş ve gerol müte-ha»ıs bir heyetin nezaretinde Maznurada ilk seferini yapmış, tecrübe muvaffakiyetle neticelenmiş ıtr,
Fin meclisine bombayı kim atmış?
Helsinki 15 (AP) — Fin komünistleri dûn, sabahın erken saatlerinde Finlandiya parlâmentosunda infilâk etmiş olan bombanın Fin mürtecileri tarafından oraya konulmuş olduğunu iddia etmişlerdir.
Bir halk topluluğuna hitab eden Komünist partisi lideri Kilsti Kulp, bu İnfilâkı. «Komünistlere karşı şiddetli tedbirler ittihazını haklı göstermek için tertib edilmiş bir şiddetli tahrik olarak vasıflandırmıştır.
Ne w - York Operası sopranosu Ankara ya geliyor
Ankara 15 (Akşam) — Nev-york Metropoliten operası dramatik soprano™ Kionuıs Kirk yakında şehrimize gelecektir. Dünyaca tanınmış bir sanatkâr olan Klrk şehrimizde Devleti Tiyatrosunda 2 temsil verecektir.
R*« tarafı 1 inci sah iletir i sinde anmaya aykırı bir şey olmadığını ve kendi özel kanunlarına göre verildiğini söyledi.
Abldin Potoğtunun verdiği takrir reddedilerek Meclis bütçesi kabul edildi.
Cumhurbaşkanlığı bütçesi
Bundan sonra Cumhurbaşkanlığı bütçesinin müzakeresine geçildi. Tuh takılış, Cumhurbaşkanlığı ödeneği hakkında bir kanun getirileceği söylendiği halde bu kanunun hâlâ getirilmediğine İşaret etti
Nihat Erim kürsüye gelerek, bir çok memleketlerde Cum-l )ıurba-kanı ve Bakanlara verilen ödenekler ha kâmdaki kanunları tetkik ettiğini, en az ödeneğin bizde verildiğini söyledi ve maddelere geçilerek kanun kabul edildi
Bu kanunun kabulünden son ra Sayıştay, Başbakanlık. Ba-'-;-ba tan İlk iktisadi teşkilatı. Danıştay. Basın Yayın ve Turizm Genel Müdürlüğü. İstatistik Gene! Müdürlüğü. Devlet Meteoroloji Genel Müdürlüğü bütçeleri üzerlerinde komfşma olmadan kabul edildi.
Diyanet İşleri bütçesi
Diyanet İşleri bütçesi üzerinde bir çok hatipler söz aldılar Kemal Zryttnoğiu, Başbakan Yardımcısı Nihat Erim’-in Diyanet İşleri teşkilâtının düzeltileceği ve bu hususta hazırlıklar yapıldığına dair beyanatının zabıtlarını okudu bu beyanata rağmen göçen bir «ne içinde hiçtir hareket yapılmadığını. bıı müessese mensuplarının Adeta aç ve çıplak denebilecek vaziyette bulunduklarını kaydetti
Kemal Zeytin oğlu din işlerinin siyasete âlet edildiği mevzuu üzerinde durduktan sonra. Başbakanın sabah toplantısında yaptığı konuşmayı bir senet ittihaz ettiğini ifade ederek • Dinin siyasete âlet echlmiye-ceğinf dair Başbakanın sözünü bir taahhüt sayıyorum» dedi. Müteakiben Diyanet işleri böt-Ç v de kabul olundu.
Adalet Bakanlığı bütçesi
Adalet Bakanlığı bütçesinin müzakeresinde Demokrat Partinin görüşünü Fuat Hulûıd Demirem belirtti Yargıtaym çok yüklü ve yorgun, mahkemelerin teşkilât noksanlığı yüzünden huzursuz olduğunu söyleyen hatip istinaf nıohkr-meli’ri İhdası hakkınd&kl vâit-lerin yerine ge'.irilmediğini anlattı.
Üst mahkemelerin tesisi İçin her türlü hazrlığın bittiği hükümet tarafından defalarca İfade edilmiş olmasına rağmen hâiû bu yolda bir taaarmtn getirilmediğinden şikâyet eden Dcmlrelll «Hükümet her nedense bu mevzuda tereddüt gösteriyor* dedi. Savcıların teminatı üzerinde durnn hatip. «Adalet akan lığı savcılara emir verebilir. Fakat savcıma vic-
dani kanaatlerine göre hareket etmesine mûnl olsunuz. İddia makamının bu İstiklâline et u/Rtomar.» dedi. Bavcılara teminat tanınmadığı gibi hâkim Jere de teminat tanınmadığını Heri süren Demireltl «Teminatsız hakimlerin ve savcıların yerim di'ğlştirmek aalâhlyefl Bakanın elinde politik zaruret nlsuak bulundurulmaktadır. Fakat hakimlerimiz milletin teminatı altındadır» dedi.
Matbuat Kanunu ve umumî af
Fuat Hultut Demircili, Matbuat kanununun hazırlanması için hükümetin teşebbüsüne dr temas ederek" «Matbuat, hürriyetinin kurulması İçin bu kanunun hazırlanması zaruridir, tlükûmet bir kanun hazırlamak teşebbüsüne geçti, fakat umumi protestolar karşısında yeniden hazırlamak. İçin tasarısını geri almak mecburiyetinde kaldı. Hâlâ da getirilmedi» dedi.
Fuat Hulusi Demircili bu u-mumı tcnkldlerinden sonra Adalet Bakanlığı bütçesinin tev-Künde boa itirazlarda bulundu. Bilhassa İstanbul adliye binasının inşaatının bîr yılan hlkâyasi .şeklini aldığını ifede etti.
Daha bir çok hatiplerin konuşmalarından sonra kürsüye, gelen Adalet Bakam, istinaf mahkemelerinin kurulmasının memleket için l'üsumlu olduğunu. bu kanun tasarısının bir heyetçe hazırlandığını ve memleketin Umi ınueasrselerlnLn tetkikine sunulduğunu İstanbul iKirosunun tasarın m lehinde, İstanbul üniversitesinin İse tasar mm kulliyen aleyhinde olduğunu söyledi.
Bakan, kamlarda Um teşrii-11 mahkemeler kurulacağını, mübaşirlerin ücretten nıııaşa geçirilmeleri üzerinde durulduğunu da Büzlerine İlâve ettikten sonra Enver Kök’ün, umumî af İçin ne düşünüldüğüne dair sorusuna cevap veıdi ve: «Hükümet affı kararlaştırırsa huzurunuza getirecektir » dedi.
Adalet Bakanı Matbuat Kanununa da temas ederek, evvelce komisyonca hazırlanan tasarının Anknraya gelen gazeteciler heyeti tarafından: «Eskisine rahmet okutacak mahiyette» görüldüğünü kaydetti. Bununla beraber Fuat Slrmen, tasarının neresini beğenmedikleri yolandaki sualine madde tasrihiyle cevap alamadığını ilâve Ue: «Ben de size basın İçin bir mesuliyetsizlik istiyorsunuz, diyebilirim» şeklinde mukabelede bulunduğunu kaydetti.
Slrmen, gazeteciler heyetinin, mütaakjben. Başbakanla yaptıkları görüşmeden balıscUJ. Muhtelif basın mevzuatı İncelenerek hazırlanan proje üzerinde gazeteciler temsilcileriyle müştereken çalışı imasının düşünüldüğünü ilâve etti.
Bu izahattan sonra Adalet Bakanlığı Bütçesi de kabul edilerek Milli Savunma Bakanlığı
Tehdit dâvası
Sulh ceza hâkimi dört sanığı tevkif ettirdi
Galatada Perşembe pazarında Aleko IsmuMİe bir demir tacirinden tehditle 2000 liralık senet aldıkları idldaslle zata-Lata yakalanan. Beyoğlu kumar Aleminin tannmış simalarından Âlim İle diJnad] Bür-han, emniyet ikinci şube memurlarından Hicri ve Sezaver isminde bir kadın aün geç vakit ndllyeye verilmişler vc İkinci sulh ceza mahkemesinde sorguya çekilmişlerdir.
Bunlar, Alekocun bir kumar oyununda 2000 lira borçlandığını, buna mukabil bir senet verdiğini, ortada bir tehdit mevzuu olmadığını. Aleko-nun kumar borcunu vermemek İçin bu işi tasni ettiğini söylemişlerdir.
Sulh hâkimi, iddia olunan suçun mahiyetine göre dördümü de tevkif etmiştir. Sanıklar, sulh hâkiminin bu kararına asliye ceza hâkimi nez-dlnde İtiraz etmişlerdir.
Edime şilebi
tU? tarafı 1 İb« sahifede)
— Denizciler arasında bu mevki «Gemi mezarlığı» olarak tanınmıştır. Buumle beraber son zamanlarda burada batiuı gemilerin sayısının 20 yi bulduğunu aöyiedtler. Hattâ geçen •ene ayni mevkide başka bir gemi daha baLmiş ve 25Û yolcusundan bir İtişi bile kurtulamamıştır. Bu itibarla Edirne şile-plnln batmasında bilgisizlik ve ehliyetsizliğin büyiık payı olduğu yolundaki iddiaları reddederim. Hâdise teknik im kân-smlıklarta, kesir sisin bir neticesidir.»
Geminin elli kişilik persoue linin hepsi sıhhattedir.
d u vransmlar
Bu arada boksörlerimizin muvaffakiyetini de kaydetmeden geçmek günahtır.
Kendi köşelerinde mütevazı şekilde çalışan boksörlerimiz gerek îspanyollara ve gerekse 1!.-Uyanlara karşı ümidimizin fevkinde bir başarı gösterdiler. Bilhassa içlerinde amatör boks âleminde şöhret yapmış boksörler bulunan İlalyanlara karşı elde edilen muvaffakiyet cidden kıymetlidir,
Yedi müsabaka neticesinde 1-talyan boksörleri 5-2 galip geldiler.
51 Kilo
Devit — Mesrup
Birinci ravunt daha ziyade karşılıklı hücumlarla geçti. Bir ara Mesrup sol direktle raklbl-nl düşürdü. Devitin daimi hücumuna karşı Mesrup umumiyetle müdafaada kaldı. Üçüncü ravunt daha ziyade Devit'ln hâkimiyeti aliında geçli. Neticede İtalyan sayı hesabiyle galip Din edildi.
54 Kilo Banditıelli — Halit
Hallt üe ravuntta da başın-dnndan sonuna kadar hâkim dövüştü. Bilhassa müdafaada gösterdiği üstün kabiliyetle bütün seyircilerin takdirini sağladı. Haltt, Olimpiyat fklnchl BandlnelU karşısındaki muvaffak maçrnın neticesini, ittifakla verilen bir galibiyet kara-riyle almış oklu.
58 Kilo
Adnan hasta olduğundan. Ci • yordaaellâ hükmen galip sayıldı.
80 Kilo
Desenyi — Teyyar
Avrupa şampiyonu ulan İtalyan İlk ravunthan İtibaren hâkimiyeti aldı. Tayyarın arada Sırada yapmak Medlğl ataklar balyanın ustaca kaçışları karşıcında semere vermiyordu. Üç ravuntiok müsabaka neticesinde İtalyan boksör haklı olarak galip geldi.
Bu surette dür geceki son karşüaşmalan Itatyanlar 5-3 kazandılar. İtalyan takımı bugün Ankarey* giderektir,
İngrid Bergman
Evlenme» için daha iki hafta lâzım

BORSA

tundra I Startta
New York 100 Dolar ’*’-25
Par» m Franra F-
SıokUta» MO İsveç Kr M OSS
Cenrrra ÜS l«»tare F. SM3
Amcstcröam 100 Florta n sS.«B
BrUlCM-l MO Belçika». 6*
Litton M0 Eslrode» • 7X96
ESHAM VE TAHVİLAT i » FAİZld TAVHLM3I
Roma 15 (AP1 — Roberto Rossrllini dön. İngrid Bergman Ue evlenmesinin en az İki haftalık bir zamana ihtiyaç gösterdiğini söylemiştir
Ro&sellni, pvlfnm elerinin, «Stromboll» tüm inin Amerika-d* İlk gösterileceği tarihte olacağı hakkındaki söylentileri yalanlamıştır. Bergmann’ın a-vukaiı da dûn oeklenen boşanma evrakının postadan '•ıhmadığım bUdirmıçtir Avukat, bu bdşanmazım büküm ifade edebilmesi İçin. İsveç makamlarının tasdikine İhtiyaç olduğu baklandaki söylentileri teyld etmiştir.
Batı Berlîne yardım
Marshall yardımından 100 milyon Mark verildi
Chrchill
Baş tarafı 1 inci sahifede) ChurchlHln telkinini yorumlamak İstememekle beraber, Birleşik Amerikanın Sovyet Rus-yaya hiçbir zaman kapılarını kapamamış olduğunu belirtmiştir.
ChnrehlUln teklifini realiteye uygun olauğu için takdiri? karşılıyan Ayan Meclisi Süâhiı kuvvetler başkam MlLland Tg-dlngs şöyle demiştir;
«Churchlll'i derpiş etUği hattı hareketten ve realizminden dolayı takdir ederim. Bence Chırrchill, sulh arzusunu objektif şekilde İfade etmektedir. Bu da ancak vazıyetin tesviyesi suretiyle elde edilebilir.»
büt çteine geçil di- Vehbi KoCa-gûney ve Al! Koksal konuştular
Valdt geciktiğinden, bugün saat. 10 da toplanmak üzere oturum a son verildi.
« • FAİZLİ TAHTİLLZB
% * FAİZLİ TAHVtLLEB
Tüıit ıiriua WJ kJI
Sterlin 53 25
KtUça 5.UG
Ketal ti &5
Berlin lâ (A-A > (United Press! — Bati Berlin dün Sovyet lerın yaptıkları küçük ablukaya karşı bîr tedbir teşkil etmek üsere MarshsJ plânından 100.000.000 mark alınıştır. Bj miktar takriben 24.000.000 dolar tutmaktadır. Bu para Berime Batı Almanya Federal Cumhuriyeti tarafından Sorftl tazyiki karasında batı bölgesinin iktisadi durumunu cesteklc-nıek için ayrılmış olan fondan verilmiştir. Sovyetlertn muayeneyi ağır yapmaları yüzünden saat 19 da Batı Aluıanyadan gelen zınayolda 30 kamyon birik mişti. Fakat Batı Alman polisinin bildirdiğine göre Sovyetler Hclmsted'de saatte lö ilâ 15 kamyonun geçmesine miDuada (rtiueketydjJer.
İzmir M. Partisinin İdare Kurulunda istifalar
İzmir 15 (Akşam! — Millet Partisi İzmir Ü idare kurulundan bazı istifalar olmuştur. Bunlai'i, yeıdlcriııln takib ed*»-cegi tahinin olunmaktadır.
Çocuklarımıza az kitap okutuyoruz
____ Lcipzîg, matbaacılıkta çok ileri gitmiş memlekettir. — diye bilir ve imrenir* dik; ve İngilizlerin, Amerikalıların öyle nefis ciltler içinde, öyle harikulade kitapları vardır ki, bunları görerek: — Ah, acaba, sevgili Türkçcmizin de kütüphanesi birgün böyle eserlerle bezenebilecek mi? Bu çeyrek asırlar zarfında ne mümkün? — devip içimizi çekerdik.
Şimdi, önümde: «Tabiat-ana anlatıyor» başlıklı bir Türkçe kitap var. «Doğan Kardeş yayınları, ndan biri olan bu eser, dünyanın her hangi medenî bir merkezinde, herhangi yüksek bir jüri heyetine sunuisaydı, matbaacılık bakımından mükâfat kazanırdı. Bunu. Türk teşebbüs ve işçiliğinin bizim mesleğe ait kısmında bir muvaffakiyet diye zikretmek isterim.
tsmi geçen müessese, ço-cuklarımrzuı bilgi ve bilhassa zevk seviyesini yükseltmek maksadiyle. - kârdan ziyade hizmeti gözettiğinde biz piyasayı tanıyanları ikna ederek - «güzel kitaplar servisi» diye bir seri vücude getiriyor. Evvelâ kıymetli nasır Eflâtun Cem'in, evvelce bu sütunda bahsettiğim masalını neşretti. Şimdi de, 280 sahifelik bir cilt içinde, evlâdlarımıza tabiatın şu esrarını anlatıyor;
Deniz — Dünva ile kuyruklu yıldız — Örümcek — Anemonlar — Çekirgeler — İhtiyar kazık — Küstah serçe — Arı beği — İhtiyar söğüt ağacı — Beş büyü’; kuvvet — Sis — Leylek ile solucan —* Derinliklerde.
Eser Kari Ewald’ındır: tercüme eden Beyhan Ecza-cıbaşı’dır. Bu eserlerin bu derece iyi basılmasında âmil olan da; »diksek zevkini milli sergilerimizi tertipleyip bize beynelmilel birincilikler kazandırırken ve Basın Yayın Umum Müdürlüğü sırasında pek zevkli neşriyata önderlik ederken meydana koymuş bulunan Vedat Nedim Tör’dür.

Doğan Kardeş in efsaneye benziyen hakiki hikâyesi de, ayrıca, yürek çarptırı-cı bir maceradır:
Yapı ve Kredi Bankasının kurucusu olan Kâzım Taşkent. oğlu küçük Doğan'ı tahsil için Isviçreye göndermiş. Bir tabii felâket neticesi, muazzam bir dağ kayıp pek çok mektep arkadaşla-riyle birlikte küçük Doğan’-ın da ölümüne sebebiyet vermiş. Tiirk çocukları, güzel kitapları okuyarak bu zavallı kardeşlerini ansınlar fikriyle işte bu zevkli yayınlar yapılmaktadır.
* .
Bir adım daha ileri atmak için, elbette Leipzig gibi -makinalarını da kendi yapan - bir sanayi memleketi haline gelmemiz lâzım. Yoksa, zevkli kitap zaten Türk ananesinde vardır. O başka mesele. Fakat asıl dâva, 1-kinci noktadadır: İleri sanayi memleketi olmak dahi ona bağlı!.. Çocuklarımızın okuyup yetişmeleri!
Yayınların, mecmuaların satışlarını - mesleğim dola-yısiyle - takio ederek esefle görüyorum ki, büyüklerimiz hasıl kendi evlerine, köşklerine. apartırr.an dairelerine kütüphaneler yapmıyorlarsa, çocuklarına da kitap almak, kütüphane zevkini aşılamak hususunda da ayni şekilde gevşektirler. Hattâ, okullarımızda bile kütüphane yok gibidir.
Çocuklara mahsus çıkarılan faydalı kitaplardan her okul, her müreffeh aile, her Halkevi birer tane alsa, istatistikler bugünkü hazin neticeleri arzetmezdi. Üstelik, okumak, bugünkü gibi «dua» halini atmazdı... «Dua., halini; zira, vatandaş, okumağı öğrenince, .-bu iş oldu bitti!» diyerek artık hiçbir şev okumamakta diretiyor gibidir. Heyhat! Bugünkü durum, öyle bir durumdur.
Heves, himmet ve gayretle güzel eserler neşredenler karşısında âdeta hicap du-
Konservatuvarın yatılı kısmı
Maarife devredilip edilmemesi tetkik ediliyor
Vali ve Belediye Başkanı profesör Fahrcddin Kerim Gökay, dün sabah Şehir Konservatuva-rının Ortaköydckf yatılı kısmını ziyaret etmiş ve tetkikler yapın ıştır.
Bu müessese şehir orkestrasının en kıymetli elemanlarını yetiştirdiği gibi şehrimize gelen ecnebi sanatkârlara refakat eden şehir orkestrasının da âdeta temelini teşkil etmektedir.
Konservatuarın yatılı, kısmı, Milli Eğitim Bakanlığına devredildiği takdirde Bakanlık bu müesseseyl Ankaraya nakledecektir. Müessese Ankaraya gidince de şenlr orkestrası en kıymetli kaynağından mahrum katacağından İstanbul büyük bir zarara uğ-ayacaktır. Bu husus alâkalılara İzah edilmiştir.
Konservatuvarın yatılı kısmını gezen vali ve belediye başka-nından müessesinin Milli Eğitim Bakanlığına devrinin ka-raralaştınhp kararlaştırılmadı-ğını sorduk. Dedi ki:
— Bu sabah gidip müesseseyl gördüm. Burasının Bakanlığa devri heniiz kararlaştınanamış-tır. Vaziyeti tetkik etmekteyiz. Şehrimizin böyle kıymetli bir müesseseden mahrum bırakılmasının doğru olup olmıyacağı-nı araştıracağız.
Müzik
Bestekâr Adnan Saygun’un hazırladığı iki eser
Sanat çevrelerinde sabırsızlıkla belkenen modern Türk besteciler! müzik festivali yarın akşam yapılacaktır. Bu festivalde Ulvi Cemal Erkin, Necll Kâzım Akses, Adnan Saygım ve Cemal Reşit Rey'in ______________*_____
eserleri çalınacak, ayrıca kıy- rey vermeyin, yoksa bunlar İş 1 metli piyanist Ferhunde Erkin baŞına gelirlerse memleket 1 ve viyolonselist Saldareill de komün it olur, demişti, Bunun şg solist olarak iştirak edeceklerdir. Bahis mevzuu sanatkârların hepsi de şehrimize gelmişlerdir.
Bu münasebetle kendisiyle görüşen arkadaşımıza tanınmış besteci Adnan Saygun son çalışmaları hakkında İzahat vermiştir.
Bundan anlaşıldığına göre Amerika hükümeti mühim bLr radyo yayım hazırlamaktadır. Marshall yardımının tatbik edildiği memleketlerin her birine yarımşar saat tahsis edilecek olan bu yayımda Türkl-yenln de yarım saatlik bir yeri vardır. Bu yarım saatin yirmi dakikası müziğe, on dakikası da konuşmaya ayrılacaktır. Bu işle meşgul olan bir kaç Amerikalı Ankaraya gelip Adnan Saygundan da 3-4 dakika sürecek bir Türk bestesi İstemişlerdir. Adnan Saygun halen bu eser üzerinde çalışmaktadır. Kendisinin belirttiğine göre bu kadar kısa zaman içinde çatınabilecek parçaların seçimi üzerinde duran bestecimiz nihayet bir Karadeniz «horon» unda karar kılmış ve tekerrür eden bir horon motifi üzerinde çalışmalarına başlamıştır.
Bundan başka Adnan Saygun, üç perdelik »Kerem» operası üzerinde de çalınmalarına devam etmektedir. Besteci, bu operanın Lkl perdesini tamamlamış olup şimdi son perde üzerinde uğraşmaktadır. Bir kaç ay içinde bütün opera hazırlanmış olacaktır.
İstanbul radyosu yarın akşam müzik festivaline alt bir program yayınlayacaktır. Programa saat 19.20 de başlanacak ve 20.40 da son verilecektir.
Programda tanınmış dört Türk bestekârı Cemal Reşit Rey. Adnan Soygun, Ulvi Cemal ve Nacll Kâzım’ın eserleri çalınacaktır. Ayrıca bu sanatkârlar eserlerini bizzat takdim eden birer konuşma yapacaklardır. Eserleri şehir orkestrası çalacak, kıymetli Ferhunde Erkin de ile İştir âk edecektir.
Programı bizzat radyo evinde takip etmek üzere şehrimizin tanınmış simalarına davetiyeler gönderilmiştir.
yuyoruz; ve onlar bu hayırlı mesailerinden yılmasınlar diye ödümüz kopuyor.
(Vâ-Nû)
TUR AL üKSURuGl) KESER
Ingilterede seçim mücadelesi çok hararetlendi
Parti liderleri taraf taraf nutuklar söylüyorlar— Liberallerin fazla namzet göstermeleri hesapları altüst etti
Londra'nın kenar mahallerinden birinde seçim nutkunu dinleyenler
İngiltere'de seçim mücadelesi çok hararetli safhaya girmiştir. Muhafazakâr ve İşçi parti liderleri taraf taraf nutuklar söylüyorlar. Bu defa yeni bir hamle göstermek İsleyen Liberal partinin Uert gelenleri de propaganda ile meşgul oluyorlar. Fakat bunların faaliyetleri diğer iki parti liderieriıılnkl kadar alâka uyandırmamaktadır.
Muhafazakâr partinin baş hatibi CuhrchiH’dir. Churchill geçen seçimde: «İşçi partisine
doğru olmadığı, işçi partisinin Sovystlere karşı muhafazakâr- 1 1 ardan daha azimli vaziyet aldığı görülmüştür. Bit sebeple Churchill şimdi İşçi partisine bu kabil hücumlarda bulunmamakta, İŞÇİ hükümetinin icraatını tenkid etmektedir. Bunların başında bir takım tahditlerin hâlâ devam etmesi, ağır vergiler, bilhassa hayatın pahalı olması geliyor Tahditlerin devamından, ağır vergilerden ve hayat pahalılığından şikâyet eden halk bu husustaki tenkidleri büyük alâka ile dinliyorlar.
Churchill son nutkunda İşçi partisi hükümetinin halkın hizmetkârı değil âmir! tavrını takındığından bahsetmiştir. Eski Dış Bakanı Eden de nutkunda muhafazakâr parti tekrar iktidara gelirse silâhlanma yarışını durdurmağa çalışacağından, bu hususta şey bulunduğundan fakat bunların ne söylememiştir.
Londra’dan gelen göre muhafazakârların giriştiği propaganda faaliyetinde en fazla tesir yapan şu olmuştur: İşçi kabinesinin yenJ evlenen genç kadını kaynannslle bir arada yaşamağa İcbar ettiği iddiası... Bu İddia bilhassa kadınlar arasında akisler yapmıştır. Bunun üzerine Başbakan Atttee bilhassa kadınlara hitap eden bir kaç nutuk söylemiş bunların endişelerini teskin etmiştir.
Diğer taraftan Dış işleri Bakanı Bevin de bir nutuk söylemiş, hükümetin Sovyetlerle işbirliğine taraftar olduğundan, fakat Rusların buna yanaşmadığından bahsetmiş ve demlş-tlr kİ:
«Sovyet siyasetinin gayesi, bütün Avrupayı tam bir kontrol altına almaktır. Sovyet Rusya müzakerelere girişmeyi arzu ediyorsa, kendisiyle bu meseleleri doğrudan doğruya görüşmeye hazırız. Fakat bu adanın güvenliğini korumak vazifemizdir. 1939-1940 senelerinde Killerden öğreneceğimizi öğrendik. Bu bizim için kâfidir.»
Bevin Batı Avrupa memleketleri arasındaki iş birliğinin gelişmekte olduğundan bahsederek bunun gittikçe kuvvet bulacağını söylemiştir.
yapılacak bahsetmiş.
olduğunu
telgraflara
sanatkâr piyano

Bir Liberal namzet seçim dairesin ti e motosikletle gezerek propaganda yapıyor
Mücadelenin önümüzdeki günler içinde en hararetli safhasına girmesi bekleniyor.
Darülâczenin dinlenme evi
Mecidiyeköyü civarında inşası kararlaştı
Dariilâcez^ Cemiyeti ümumi heyeti dûn vilâyette Vali ve Belediye Başka'iı profesör Fah-reddln Ketini Gökay'ın başkanlığında toplanmıştır. Toplantıda cemiyetin doktor Murat Cankat. doktor Bekir Zatlr, Safiye Erol ve Hilmi Nnl'iden müteşekkil idare Heyeti de hazır bulunmuştur.
Dünkü görüşmelerde Darülacezenin bir müddet evvel Çam-lıcada koşu yolunda vücuda getirdiği dinlenme evinin istenilen şekilde çalışmaması dolayı-siyle Sağlık Bakanlığına satılması meselesi görüşülmüştür Dirülâceze Cemiyet! mensuplan. bu binanın Sağlık Bakanlığına çocuk prevantoryomu yapılmak üzere satılmasını uygun görmüş ve bedeliyle Mecl-dlyeköyü civarında yine Dîırûl-âcezeye bağlı dinlenme evinin İnşasına karar vermiştir. Bu yeni müesseseye memlekete fikir. sanat ve dJğer sahalarda hizmet ettikten sonra bakacak kimsesi ve hayatını idame edecek geliri olmıyan yaşlı kimseler kabul edilecektir.
İnşa edilecek dinlenme evine, belediye parasız olarak arsa temin edeceğini vâdetmlştlr.
Liberal namzetler
Londra 14 (R.) — 23 şubatta yapılacak olan seçim gittikçe daha fazla alâka uyandırmak» tadır. Namzet listesi dün kapanmıştır. Bu defa 1800 den faz la namzet vardır kİ bir rekordur. En ziyade dikkate şayan olan nokta liberallerin seçime 407 namzetle iştirak etmeleridir. Oldukça uzun zamandan-berl liberaller pek az namzet gösterlyorlardı.Bu defa çok nam zet göstermeleri hiç bir talimine imkân bırakmamaktadır. Se çim mücadelesi başlıca İşçi ve muhafazakâr parti orasında olmakla beraber liberal partinin de ağır basacağı anlaşılıyor.
Kadın namzetler rekor teşkil edecek .kadar fazla. 120 kadardır. Komünistler 100 namzet göstermişlerdir. Bunlar İşçi par tisi namzetlerine karşıdır.
tşçl partisi son mecliste 140 oyluk ekseriyete malikti. Yeni seçimin neticesi ne olursa olsun hiç ldmse İşçi partisinin bu kadar büyük çoğun»ut elde ede ceğinl tahmin etmiyor. Bu partiden çıkarılan beş saylav bağımsız işçi namzedi olarak seçime iştirak ediyor
Ucuz çaylar
Muhtekirler, bir darlık yaratmağa teşebbüs ettiler
Son günlerde piyasada ucuz çaylar bulunmamaktaydı. Bunun yerine Tekel İdaresinin İnglitereden getirttiği ve kilosu 24 lira olan «Homiman» çaylarının 300 kuruşluk paketlerini almak zorunda kalan müşteriler durumdan haklı olarak şikâyet ediyorlardı. Bu hususta Tekel Genel Müdürü Hâdl Hüsmanın malûmatına müracaat ettik. Genel Müdür dedi kİ;
— Bu çay sıkıntısının hakiki sebebini araştırdık. Elimizde ve depolarımızda külliyetli miktarda ucuz çay var. Ancak bazı spekülatörlerin böyle bir yokluk havasL yaratarak lırsat-tan istifade etmek İstemeleri pek mümkündür. Nitekim yokluk havası bir müddet için yaratılmış. fakat spekülatörler bundan faydalanamamışlardır. Çiinkü son iki gün İçinde hemen bütün bâyller depolarımıza müracaat edip çay aldılar. Boylece iki gün zarfında şehrin 15 günlük İhtiyacına yetecek kadar çay sattık. Ajrıca dün Umanımıza, gelen bir vapurla 260 bin kilo daha çayımız geldi. Ortada herhangi bir çay sıkıntısı bahis mevzuu değildir. Elimizde memlekete aylarca yetecek miktarda ucuz ve pahalı çayımız var.»
Kaşar ve beyaz peynir
Seyahat tiryakileri
Bu sene istihsalin fazla olacağı umuluyor
ilgili çevreler tarafından yapılan tahminlere göre havalar İyi gittiği İçin bu yıl peynir İstihsali hayli yüksek olacak ve beyaz ve kaşar peyniri istihsali geçen yıhnklnden miktar ve kalite bakımların dan üstün olacaktır. Bilindiği gibi geçen yıl kış mevsimi çok sürekli vel şiddetli olmasından dolayı hayvan telefatı yüksek olduğu için peynir istihsali de anormal olmuştu. Halbuki bu yı! iki üç hafta müstesna kış mevsim! mutedil geçmektedir. Bu itibarla peynir İstihsalinin de 1949 a nazaran yüzde otuz nls-betlnde fazla olması beklenmektedir.
Normal tahminler bu merkezde olduğu için önümüzdeki aylar içinde de beyaz ve kaşar peynir Batlarının düşmesi icap ettiği kanaati piyasaya hakimdir. Çiinkü her iki cins peynirin bugünkü fiatlan adamakıllı yüksektir. Bunun sebebi, yukarıda belirttiğimiz gibi geçen yılkl istihsalin az oluşu ve bunu fırsat bilen spekülatörlerin malları piyasadan kaldırıp stok etmeleridir. Bu yüzden ti-atlar yükselmiş, ancak bittabi satışlar da hararetini kaybetmiş ve elde vlne de külliyetli sayılacak stoklar kalmıştır. Halbuki önümüzdeki rekolte bol ve Batlar da düşük olacağı için bugünkü stoklar erimediği takdirde spekülatörlerin zarar etmeleri ihtimali vardır. Bu itibarla yakında Batların düşmesi beklenmektedir.
Şimdiki halde, tam yağlı beyaz peynirin 18 kiloluk tenekesinin toptan flatı 40 liradır. Buzhanelerde de ortalama 60 -70 bin teneke beyaz peynir stoku vardır. Kaşar peynirinden de 10-15 bin sıra stok vardır. Bir sıra kaşra 40 kilodur. Kaşarın toptan kilosu cinsine göre 350 ile 450 kuruş arasında derişmektedir.
l'Mıl'/ı]
İSTANBUL RADVOSÜ öğle ve akşam pr(f ramlan
12.57 Açılı} ve profframJar.
13,00 Haberler.
13.15 Şarkı ve türküler
13.30 Tcrrt Stcçycııs ve PatU Dullan'd .m şarkılar (PLİ.
13.50 Şarkı Ve türküler. Okuyan : Ekrem Kon«ar. Çalanlar: S»OI Jjılay. irreddln Ökte. Yorjo Bacnnoa.
14.30 Tabiat ve ajk sairi Karacaog-lan. Konuşan* Baki SUha E-diboglu.
14.10 Cm müzıji (PL) 15.00 Programlar ve kapanış.
17.57 Açılı} ve programlar. 18.00 Dana müıljfı (Pl.ı
18,20 Veremde veraset ve veremin ilk belirtileri. Konuşan: Dr. Kutsi Esencan.
18.30 B-cnjamino GlgUden şarkılar (PL). Ney ve tamburla «ar e-serlert. Çalanlar: Süleyman Ergililer (Ney). Asal Erguner (Tambur).
10,00 Haberler,
19.15 Hafif aro müzICI (PL).
10.30 İstanbul Konservaruvarı Türk musikisi icra heyeti konseri, idare eden: AU Hıra Scittfe) • Irak ful».
20.00 Piyano soloları (Pil.
20.15 Radyo salon orkestram konseri.
20.45 Dinleyici İstekleri. (Hatu batı müziği).
21.13 Şarkı ve tOrktıler. Okuyan: Mürcyycn Senar Isıl- Çalanlar: Hakkı Derman. Şerif İçil. Sa-lahmldln Pınar.
31.45 Operada bir ual
22.45 Ha bet ler.
23.00 Dans müziği (Pli.
33.30 Programlar ve kapantı.
ANKARA RADYOSU öğle vc akşam programlan 12.28 Açılış ve program.
12.30 M. S. ayarı ve Şarkılar. 13,00 Haberler
13.15 Melodiler (PL).
13.30 Öfile Gazelesf.
13.45 Piyano İle caz parçalan (PL). 14,00 Ale$am programı, hava raporu
ve kapanış.
17.57 Açılı] vc program 18,00 M, S. ayarı ve Şarkılar.
18.15 Halk türkÜlerL
18.30 Konulma (Çiftçilerle basbnsal.
18.45 Caz orkestralarından Charlie Barnet İPİ.).
19,00 M. S, ayarı ve Haberler.
19.15 Geçmişte Bugün.
19.30 Morart - Küçük bir gece musikisi (Pl .).
19.45 Konuşma (Maliye (lakanlığı ■dine).
20.00 Şarkılar.
20.15 Radyo Gazetesi.
30.30 Serbe» saat.
20,35 Tarihi Türk mUzlŞI,
21.15 Konuşma! (Kitap saati).
21.30 Moussorgsky - Bir resim sergisinden tablolar (PL).
22,00 Konuşma: B. M M. Mali.
».15 Hafif şarkılar (Pl.).
22.30 Saz eserleri.
22.43 M. S. ayan ve Haberler. 23,00 Program ve kapanış-
Yarın sabahki Program
7.® M. S. ayarı.
7.31 Hafif Uvertürler (PLİ.
Âdem oğullarının beyinlerini tırmaiıyan Ay’a gitmek arzusu haylice eski bir hevestir. Ifarbler, ihtilâller, inkılaplar arasında Ay’a seyahat ha^rlıklan da ilerliyor. Keşif fedailerini Yeryüzünden fırlatıp Aydedenin kucağına ulaştıracak fişekli kovanların süratle tekâmül ettirilmekte olduğunu gazetelerden öğreniyoruz, ilgili bilginler yakında bu işin başarılacağını müjdeliyorlar.
Aman, bir an evvel oluver-
sin şu iş. Bizde de bu muvaffakiyetin tahakkukunu dört gözle bek liv enler bulunduğuna şüphem yok. Hattâ bunların seyahat hazırlıklarına şimdiden başladıklarını. yol açılır açılmaz gidecek ilk kafilede yer almak imkânlarını bile temin ettiklerini söylemek pek mübalâğa olma? sanının. LL Hele şu teşebbüsler müsO pet netice versin. Dünya ilfl_ Ay arasında seferler başlaCN sın, ondan sonra seyreyleyim— bizim tetkik heyetlerini! O Yanlış anlaşılmasın, Ay'-j^ da ilmi araştırmalar yapa-0 cak bilginlerimizden bah$et-ğj miyorum. Bizde öyle şevlerj-yok, olsa da onlara sıra ge-Ş* lincive kadar bir ömür tiifcer nir. Bizim tetkik seyahatiCD gediklilerini kasd ediyorum^ ben. Ay’a seyahatin başlaM— masını dört gözle bekliyen->s ler bunlardır. Haklan daQ
var. Köhne dünyadan bıktı-Q lar artık. Küremizin görül-jj) meğe değer yerlerini kanşbf kanş gezdiler. S
Buğday cinsleri, harmanıZ işleri, ambar niimunel rri uQ zerinde tetkıkat yapmak; gemiler, havuzlar, bilmem neler satın almak için Amerikanın şimaline, cenubuna dağılan bahtiyarlar mı. a-
rarsınız? Falan ve filân işler üzerinde inçelemlerde bu-
lunmak üzere birkaç defa Avrupa kıtasında kazan kepçesi gibi dolananlar mı istersiniz? Hayvan neslinin ıslahı uğrunda bir sürü fedakârlıklara göğüs gererek Afrikada hayvan nevilerini tetkika gidenler; bilmem ne bank namına falanca şeyleri satın alıp filânca şeyleri satmak imkânların) gözden geçirmek vazifesiyle Asya kıtasını komşu kapısı yapıp Çin-ii Maçin’e sefer edenler...
Devlet nam-ü hesabına tetkik seyahatlerini tiryakilik derecesinde iti yad edinen bu sayın yurttaşlarımıza Dünya yüzünde dolaşmaktan usanç geldi, biraz da semalara yükselip başka âlemlerde seyrana çıkacaklar.
Ay’a gidin de ne yapacaklar? demeyiniz. Yabancı bilginler, Ay’ın bize görünen tarafında hayat olmamakla beraber, öte yüzünde vaşı-yan mahluklar bulunması ihtimalinden bahsediyorlar. Mademki böyle bir ihtimal mevcutur, bizimkiler niçin bundan faydalanmasınlar? Oradaki nebat, hayvan cinslerini. kendilerine benziyen mahluklar varsa onların hayat tarzlarını, rasyonel çalışma sistemlerini. randıman arttırmak için aldıkları tedbirleri ve daha biiirçok şeyleri tetkik ederler, ihtisas sahibi olurlar, dönüşte tomar tomar raporlar yazıp yüksek makamlara sunarlar!
Tetkika derer bir şev bulunmasa da ehemmiyeti yok, asıl maksat seyahattir. Dünya ile Ay arasındaki mesafeyi göz önüne getirerek kilometre hesabiyle alacaktan harcırahları, yevmiyeleri bir hesab etsenize! Bugün Dünya yüzünde lütfen çıktıktan tetkik seyahatleri de bu minval üzere yapılmıyor mu?
Cemal Refik
C. H. P. İstanbul müfettişi
C. H. P. İstanbul bölge müfettişi Konya Milletvekili Dr. Sadi Irmak Ankarndan şehrimize dönmüştür.
7.45 Haberler re havı raporu. 8,00 Zeybekler (Pl).
8.15 Bando mOziklcri (PL).
8.25 Günün programı
a.M Hafif parçalar (PL).
9,00 Kapanı}.
Sahife 4
Ibai i W ali
Cemal Yeşil’in Rübaileri
Yasan: BaM Süha «BİHOftLÜ
AKSAM
Ankarad* 1960 yılının LUc ?Ur kilabı yanılmıyorsam Cemal Yeşil’in «Rübaİlerddir.
Bir çoklarını Radyo dergisinde, Ulus gazetesinde gördüğüm, bir kısmını da kendisinden dinlediğim bu rubailer benim kafamda dalma bir sual haeırla-mış. fakat Cemal Yeşil’in çok nazik, çok sevimli ve şiir karşısında heyecanlı ve oldukça Utta görünen hali, kendisinden bu sıınll sormama mani olmuştur. Bugün okuııu atmış, ynyı-nı biraz esnetip dinlendirmek üzere dııvura asmış, artık şairler pazarında elini kolunu sallaya sallaya dolaşmağa başlamış olduğu İçin, merakımı yenmek özere sualimi sormak lstt-
Hırsızlık hastalığı İkinci dünya harbinden sonra bu hastalık
Amerikada çok artmış
Kadınların ancak geceleri sokağa çıktıkları memleket
ketle şuurumuza Inkllâp etmekte oluŞunu görürü». Belki heyecanlanma da buradan 1leri gelmektedir.»
Cemal Yeşil’in rfıballerLnl. rüb'il tarzının mevzu bakımından - aşağı yukarı - genel tarifini yapan bu etüdü okuduktan sonra bir daha gözden geçirdim. Hemen söylemeliyim ki. İlk zannnnda pek yanılmamışım. Değerli şair:
Kumsalda kumun tanesi, ır-rnikda yudum,
Bilsem de nedir, hangisidir bilmiyorum.
Yas kış kara batmış sıra dağlar yok mu.
Onlar bilecek gel gelelim yol uçunum
Gibi derin, düşündürücü, fikir za-teslr
Kleptomanlar içinde İçtimaî mevki sahibi, zengin insanlar vardır. Bunlar bir çok kıymetsiz eşyayı çalıyorlar
ynrum
Bu sualim, her hangi bir In-
rana, peynir ekmek dururken,1 kesafeti olan, fakat ayni niçin baklava börek yemek is- manda insanda sade bir
tedlğini sormak kabilinden tuhaf bir şey olacak ama, benim kafamda bu suali doğuran se-| bebler bizzat ’ Cemal Yeşil’in rubaileridir.
Değerli sairimiz aruzu ve rubai tarzını neye tercih etmiştir? Denilebilir kİ, aruzu tercih etmesi rüboi taranın bir zaruretidir. Şu halde sualimi yalnız rubaiye inhisar ettireyim. Evet, rubai tarzını niçin kabul etmiştir?
Rubai gibi fikir kesafeti, mantık ve hikmet hünerleri, ayni zıımanda ifade kolaylığı isteyen, az sözle çok şey kasteden - tabir caizse - Atomik şiir tarzını niçin tercih etmiştir?
şimdi, bana bu suali sordur-tan suallere geçebilirim.
Bir kaçı müstesna, Cemal Yeşil’in rubailerinde İnsanı derin derin düşündüren, düşündürmese bile tedai vehimlerimizi kamçılayan örnekler pek o kadar yoktur. Rubailerin pek çoğu bu bakımdan bende her hangi bir manzumenin bir dörtlümü tesirini yarattı. Bu zan mm ve hissimde yanılıp yanılmadığımı anlamak için, rü-balnln şekli, mevzuu, çeşitli iirnekl-eri ürerinde yayınlanmış trtr knc kitabı yeniden okudum. Bu arada değerli şair Asaf Halet Çelebi’inin Seçme RübaUer adındaki küçük fakat çok özlü antolojisini de tetkik ettim.
Aaal Halet Çelebi, Garp âleminde. Toussalnt 3. B. Nicolas, Fbficrai, Dr. a. Clırtitensen, James Darmesteter gibi müsteşrikleri ve rubai mütercimlerini. İran. Arap ve Türk edebiyatlarında da elliden fazla şair ve tarihçiyi tetkik ettikten sonra eliyor ki:
•Rubai bşab başına, bir topluluk ifade eden, mefhum ve medlulü bir tek olan bir şiir parçasıdır. Daha çok İnce bir düşünceyi, felsefî ve mistik bir hakikati, bedbinliğin dilimizin ucuna dokunaca İt kadar kuvvetli .'cılıgmı hissettiren bir şiir parçasıdır. Kısalığı nlsbe-tlnde derin, derinliği nisbetlnde de benliğimizde yer edebilecek kadar veciz sıkıştırılmış, düşündürücü bir şiirdir. Ekseriya çok ra d e nlur. Bu sadeliği de zahiridir. Doha çok sadeliği İçinde heyecan verici veya oyalayıcı bir tarafı vardır. Bu şiirlerde adeta alt şuurumuzdaki birikintilerin müşahhas bir hare-
yaratn örnekleri yanında:
Ses tıpkı o ses, Hayalşchlr dünkü gibi;
Vuslat,, yine bir tutuşturan öriü gibi;
Sır vermedi Metilik aya âşık yedi genç;
Leylâ bep • Leylâ, ayın on dördü gilH-ctnslnden uzun ömürlü olacağını ummadığım, dostluklara, sevgilere telmih edilmiş, bir zaman sonra anlaşılabilmeleri İçin o dostlukların, o sevgilerin mlftahına ihtiyaç hissettirecek rüballer yazmıştır. Sayın Nu-rullah Ataç'a, Faruk Nafiz Çamlıbel’e, Fuat Bayramoğlu' ya yazdığı rubailer bu meyan-dadır.
Ben. Cemal Yeşil’in kitabını bir rubailer mecmuası olarak ! değil, bu çerçevenin ve bu tarzın dışında, halta aruzun da mekanik ahengini aşıp geçen J bir şiir müjdecisi olarak selâmladım.
Ortada cevher dururken, onun zarfı ile uğraşmak, bu 'cevherin bu zarftı yakışıp yakışmadığını mülâhaza etmek niye yarar?
Şekil, mevzun, rübal tarama yakışıp yakışmadığı, bu tare-'dak! emsaline nazaran değeri ne olursa olsun, meselâ şu parça en tltte zevk sahiplerinin bile kRİblnl titretecek kadar gü-
Kldir:
(Arkası 7 nci sahifede)
Bu akşam Saat 20.30 da ORAM KKMJ TEBEŞtK DAİRESt Yazan: Klabund Türkçesl: M. Baalr
KOMEDİ KISMİ
HANIMLAR TERZİUANESİ Yazan: Georgea Feydau
Türkçesl: Maiımut Yesari Cumartesi ve s arsam M çimlen UJO da Çocuk Iı»»tresu Pazancal »Marnlan Dram Ksmıcda Salı akşamlan Komes Kar .unda _______tanım romur_____ MUAMMER KARACA OPERET Maksimde Saat 20.30 da
SİZİN SOKAK
Matineler: Cum&r tesl pazar 1& te
Tefrika No:
Vahdet, Ödc« Ls tersiz isteksiz çalmaca başlamışken. Nazlının piyanoya dayanarak yüzünde mesut bir ifade ile dinlediğini gürünce, hevese geldi. Çaldığı •onalı yanda kesti* Ştr avsın valsım geçti.
Natiı, Ştravsı ve bete bu val-bİ pek sever. Muhaiıtetl alevlenerek genç adama sokuldu, onu yanağından öptü. Derken, ansızın aklına hükmetti, Rob-döşambr'ny, çıkan? divanın ü-aerlııe fırlattı; vücudunun biçimli hatlanm rüyalı bir güzellikle saran eflAtun şifondan geceliğiyle kaldı
Sen çalarken bende de çılgınlıklar yapmak arzusu u-jranıyor. — dedi.
Ve pembe ipek terliklerin burnunda yükselerek dansa başladı:
— Önümüzde a‘at İldiğin e genişleyen masmavi ufuklara beraberce kanat açalım. Ama uçmasını bilmezmişiz zarar yok Kona havalıma öğreniriz.
Tekrar sokuldu; bu defa da kendi yanağım erkeğe öptürdü.
Bu hal, hakiki bir neşenin te- ‘
Kore kadınları geceleri tamamen kapalı olarak, hayalet gibi sokağa çıkarlar
Kore yarımadası mukadderatı daima değişik bir diyardır. 1904 senesinde İstiklâlini kazanmış ve 0 sene soDra İse Ja-ponyanm bir vilâyeti haline gelmiştir, bu yirmi milyonluk memleket İkinci dünya harbini mütaakıp gene müstakil bir devlet olmuştur. Bu memlekette yaşıyım, insanlar tamamen Moğol ırkından oldukları halde diğer milletlerle tema* neticesinde değişmişlerdir Bu suretle burada yeni bir tip İnsan kitlesi, AvrupalIlara benzlyen ve Kore - Mançu denilen bir halk kitlesi belirmiştir
Koreliler gayet göcterişii, re diğer doğu AsyalIlara nazaran uzun ve ince şimali, elmacık kemikleri pek borla bir şekilde çıkık olmıyan, ince ve kartal burunlu insanlardır.
Simanın, aslında İnceliğini, badem şeklindeki gözler, öne doğru çıkık diş ve kısa çene bir parça bozmakta ve yüzü deforme etmektedir.
Koreliler ziraat Llc meşguldürler, ve basit bir şeklide ziraat yaparlar. Giyimleri esasında Çinlilerin kisvelerine bcıuemelc tidir, erkek kadın bir şalvar gibi pantolon ile birer ceket giyerler. Kadınların kisveleri daha tipiktir, memeleri açık olarak bırakılan bir ceket ve meme lerlnln altından İtibaren yerlere sürünen ve kemere bağlı olan bir eteklik giyerler. Varlıklı insanların kan ve kızdan bu kisvenin üstüne Çan/ - Ot denilen bir yeşil İpekten mamul bir maşlah giyerler ve bu kisve aynı zamanda dışarıda iken çarşaf yerine kakn olurdu, bu maşlah usulüne göre giyildiği takdirde, kadının bir gözü, yanağının bir yıuıı ve az bir parça alnından ve şakaktan açık kalırdı. Saçlar İse gayet acayip bir surette idi, at kılından veyahut üremen nıaır.iıl bir şerit İle beraber saçlar başa, yukarıya doğru bağlanır ve bir topuz haline getirilir ve yatarken bunlar çözülürdü, bu topuz ü-zerlne gene at kıllından veyahut pamuk İpliğinden yapılmış bir kalpak geçirilirdi. Bunu Koreliler bütün gün boş.srı üstünde taşırlardı ve hattâ gündüzleri sokağa çıktıklarında bu kalpa-, ğm üstünde bambüs ağacı liflerinden mamül ve siyah lake e-dllmlş bir silindir geçirirlerdi. Bu silindir başa nazaran daha küçük olduğundan nlr siyah kaytanla çene altına bağlanırdı. Bu kaytanlar hatta zengin insanlarda boncuklarla müzeyyendi.
Koreliler bu silindirleri daima giymek mecburiyetinde olduklarından sokaklarda yüzler -
zahürü değil. İşba haline gelen can ıntjjgnm tezahürü... Gürü b bulutlarını hatırlatan geceliğinin büzgülü bol eteklerini dalgaiandıra dıılgafandıra odada dönüyor. Ve erkeğin yarımdan her geçişinde olr kaban dansözü edasfyle ona sokuluyor, önünde kıvrılıyor; onu çileden çıkartmak istercesine gülümsüyor, okşayıcı kelimeler mırıldanıyor.
Evin içinde uzun uzun öten »il sesini işiUnemlşlerdl
Ancak, oda kapısı açıldığı zaman vicdan azabı gibi müessir, soluk çehrelı hakikatle yüzyuze geldiler.
Osman Ömerli, içeri girdi; kanadı arkasından kapadı
Kuyudan çıkarılarak Salome' nln karşısına getirilen Yokanan da har halde bu karlar abus ve tahkir edici olsa gerekti. Yine, «Yıkıl ablltn kızı!» der gibi Nazlıya âdeta onu lanetleyerek bakıyordu.
Nazlı, uçarken vurulmuş kuş gibi, son bir dönüşten sonra tek koltuğa yığıldı.
Vahdetse, doktorun gazabını parmaklarında dile getirerek {çaldığı mcludının bitiş no Lala-
Koreli iki kailin
cc satıcılar bu şapkAİarı gayet ucuz bir ftate satmakta vç hat
ta gayet az bir para Ue lâke ettirmekte ve' ütületmek tedir-ler„
Üç tabaka
Koreliler üç tabaka insan o-
Larak sTutiandınlırışlanlm Ve bu üç tabakanın da kendine mahsus kisveleri vardır Devlet memurlarile yalnız asalet sahibi insanlar renkli cübbeler giyerler, adi ve baai*. tabakadan olan Koreliler ancak beyaz cübbe giyerler. En kibar sınıf yani Yang - Ban denilen insanlar asilzadelerdir, bu sınıfın kadınlan dışarıya ancak yeşil ipekli bir maşlah giyerek çıkabilirler ve başlarını ve yüzlerini yu kanda İzah ettiğimiz şekilde Örterler.
İkinci tabakadan otan insanlar için bu mecburiyet yoktur, aşağı sınıftan sayılan dansözler, esir kadınlar ve hatta rahibelere Çang - Ot denilen maş lahı giymeleri memnudur. Kore kadınlannda memelerin açık kalmasından maada bütün vücut bol bir kisve İçinde olduğun dan vücudun hiç bir tarafı açık saçık değildir.
Kibar Koreliler, çok defa a-Ita blnerier ve önlerinde bir u-şak şemsiye ile yürür, yani hiç (Arkası 7 nel ratılfede)
■■■ İst Filarmoni Derneği 1949 - 50 mevsim
ABONMAN SENFONİK KONSER
Modern Türk müzik eserleri festivali
' Şef ve Kompozitörler :
NECİI. KÂZIM AKSES —ULVİ CEMAL ERKİN — AHMED ADNAN SAYGON — CEMAL BEŞİ D REY Solistler; FERIIUNDE ERKİN ve SALDAREİ.Lİ
S A H A Y’ da
Kleptomani denilen bir hastalık vardır. Bu hastalığa tutulan hoşuna giden bir şey görünce bunu çalmak arzusuna mukavemet edemez. Hoşa giden şeyin bir sanat eseri yahut kıymetli olması lâzım gelmez. Klcp tornanlar en bayağı şeyleri bile çatarlar...
Hırsızlık hastalığına tutulanlar arasında içtimai mevkii yük sek, zengin kimseler de vardır. Yapılan İstatistiklere göre Klep tomanların yüzde sekseni kadın, yüzde yirmisi erkek imiş. Bu kadınlar arasında iyi giyinen, genç ve pek güzel olanlara! çoktur.
Bunlar ticarethanelerden muhtelif eşya, ahbap evlerinden sigara tablasına kadar, aşırılması kolay her şeyi aşırırlar. Kleptomani’nln bir sinir hastalığı olduğunu ve tedavisi mümkün bulunduğunu İddia e-derier. Fakat bu hastalığa tutulmuş olanann koıay kolay 1-yHcşemedİkleri görülmektedir. Geçenlerde Ncvyorklu bir genç güzel olr kzia tamşır. Anlaşırlar ve nişanlanırlar İyi bir aileye mensup olan kız nişanlısının evine sık sık gelmeğe başlar. Fakat her defasında evden bazı eşyanın kaybolduğu görülür. Bunları genç kızın aşırdığı anlaşılır. Krz ağlayarak hırsızlığı itiraf eder. Delikanlı nişanlısını tedavi ettirmek için çok çalışır, fakat bir türlü muvaffak olamayınca nişanı bozmağa mecbur olur.
Yine Ncvyorkta rengin ve İçtimai mevki sahibi birinin karısı Kleptoman İmiş, bilhassa
Bu Akşam
k
Şubat
perşembe
Biletler gişede satılıyor.
Saat 18.30 da
KON
■■■■■ Bugün Matinelerden İtibaren ■■■■
ALEMDAR ve MİLLÎ
SİNEMALARINDA
tüslaıl REFİK ILlLİD KARAY'ın ölmez eseri -ÇETE» romanından filme alınan
ÇETE
Ateş, kan ve biu bir mahrumiyet içinde ölümle pençeleşen Türk Milletinin zafer destanı... Aziz Cumhuriyet çocuktan. Vatanları için canlarını feda eden kahraman şehitlerimizin ruhlarına ithaf edilen bu milli destanı İbretle seyrediniz.
Baş Rollerde: NERİMAN KOKSAL
İHSAN EVRİM — ORHON M. ARHM'RNU
Şarkıları besteleyen ve okuyan
A. BAKİ Ç A t L I I) Ğ I, L
Filmin yakında Anadoluda gösterileceği sinemalar:
İzmir: LÂLE Te TAN — Adana: EKCİYEŞ — Meran : GÜNEŞ _ Antakya: GÜNEŞ ve GÜNDÜZ — Gaziantep: , DIUHLUPINAR — Mamş: DURV FİLM j
ÇERÇEVE DI5I
--YA2ANS HİHAL ----
AŞK VE MACERA ROMANI
ram şahlandırdı.
Büyük dağların yanında, büyük uçurumlar olurmuş: deminki muazzam musikinin ötesinde de şimdi muazzam bir sükût... Ve ortada nnrenîn Nazlının rakseden hareketli şekil yerinde buz gibi kaulaşmış Osman Ömerli...
— Beni İhtimallerin en kötüsü ile karşi karşıya bıraktınız. — dedi, — ikiniz de... Yeşimi, cümle cümle formülleştirmeğe acaba ihtiyaç var mı?... Biriniz arkadaşım, biriniz çocuğum diyeyim, evet çocuğum... Benim böyle bir durum karşısında tabii şekilde neler düşünebileceğimi ezber biliyorsunuzdur. Onlar üzerinde durmayalım... Ben), benden ummayacağınız hareketlere sevketmeyin.
Başının bir hareketiyle adeta
kumanda verdi : "
— Haydi, Nazlı, davran!
Sesi pûriizlcnmlşti. Soğukkanlılığını kaybettiği anlaşılıyordu.
Ahlâk!... Tuhaf şey şu ahlâk... İnsanları, cemiyetin çerçevesi dahilinde arızasız, rahat ve huzur ve saadet içinde yaşatmak üzere icadedlldlği muhakkak bulunan ahtakf... Tıpkı siyaset kah rama ntarınn benziyorsun. Onlar, iyilik ettik diye İktidar koltuğuna yerleşir, birer müstebit kesilirler. Sen de, verdiğin huzuru bozmasınlar diye bir istibdat yumruğu haline gelerek baş kaldiTUnıyorsım. Zincir olup prangabyorsun. Peçe olup surata yapışıyorsun. Tebessüme dizgin vuruyorsun. Ve şu onda, hür Nazlıya bir bebek muamelesi yapıp onu ala-
büyük mağazalardan eşya aşınırmış. Bu mağazalarda yapılan hırsızlıklar çok arttığı İçin son zamanlarda sıkı tedbirler alınmış, her tarafa gözcüler konmuştur. Karısının yakalanacağını anlayan vç bir skandaldan çekinen zengin adam, karısının sık sık uğradığı bir kaç büyük ticarethaneye giderek kadın bir şey aşırırsa görmemiş gibi davranmalarını ve faturasını kendisine göndermelerini bildirmiştir. Şimdi bu adam sevdiği karısının çaldığı luzuaınuz birçok eşyanın parasım ödemektedir!
Dikkate şayan biı nokta hakiki kleptomanların yanında bir çok yalancı hastaların bulunmasıdır. Bunlar hırsızlık hastalığına tutulduklarını iddia ittikleri halde hakiki birer hırsızdan başka bir j=ey değildirler. Bu gabileri ası! hastalardan ayırmak güç olr iş değildir.
Hırsızlık hastalığına tutulanlar kanun nazarında suçlu nurdurlar?... Bu mesele hararetli münakaşalara sebep oluyor. Fakat çoğunluk bunu suç olarak kabul etmektedir Amrclka'da ikinci dünya harbinden sonra kele ptom anlar çok artmıştır
KONSERLER
KOKSEHVATtrVAH TÜRK MUSİKİSİ KONSERİ
Koı ıservatıtvsr idaresi taralından munuum bir program dahilinde verilmelide olan yedinci Türk m ürik 1:1 kameri önümüzdeki !i Sub.ıt Salı gfinil saat İS de Şehir Kutnedr tiyatrocunda rengin bir programla verilecek ve bu konserde RAST fasit icra edilecektir.
M L L E K Sineması
Zevki... Güzelliği .. Nefis ve harikoklâde müziği... Zaman raman neş’ell... Zaman zaman içli mevzuu ile unutulmaz bir san'at ve güzellik abidesi...
BALALAYKA
Başlıca Yaratıcıları :
NELSON EDDY — İLONA MASSEY Numaralı biletler bugünden satılmaktadır.

cak, önüne katacak, kös kös götüreceksin...
Nazlı, Sörler meklebindeyken Meryemln şefkatine vâris olmaları icabcden haşin, Katı ve kara rahibelerin, zailin diretmelerle, sabahları yatakhane kapısına dikilmelerini, «Haydi davranın!» diye keyif kaçırmalarını hatırladı. Yanındaki yalakta. bir paşa kızı, yastığını öfke ile kaldırıp sörün kafasına fırlatıvermlşti. Her nedenae birdenbire bu tablo aklına geldi; mevhum bir yastığı fırlatır gibi haykırdı:
— Davranırı ly av uğun I
Kararının katiyetini harekeliyle de belli etmek İstercesine koltuğun arkasına sırlını İyice yaslayarak tekrarladı:
— Davranuuyaeağıaı işle...
PİYANGONUN SON HAFTASI MÜNASEBETİYLE t B EK S » in «7» nci Harikası
1949 - 1950 Sinema mevsiminin en büyük süper filmi
Kaptan Siroko
(Akdeniz Korsanlan — Pirates O£ Capris)
Baş rollerde: LOUİS HAYWARD — MARÎELLA LOTİ — ALAN CÜRT1S
Bugün, matinelerden İtibaren Orijinal İngitişçe Kopyası MARMARA - YILDIZ
Bu hafta biletlerle verilen «7»
İsteyiniz.
3 sinemada
Tür kç esi
ÇEMBERLiTAŞ
nel ve son kuponunu
Piyangomuz 28 Şubat Salı sabahı saat 10 da Marmara Sinemasında Beyoğlu 1 nci Noteri huzurunda çekileceğinden kuponlarınızı 27 Şubat Pazartesi saat 10 ya kadar lütfen değiştirin.
Zira hürriyetinin tehlikeye girdiğini görüyor; her ne bahasına. doktoru darıltmak bahasına buradan gitmemesi gerektiğini hesaplıyor .
Genç kadının batine bakarak Vahdet gülmeğe başladk^Nazlı bu inadı ile öylesine şirin, öylesine vaidkâr ...
— Davranma! — dedi. — Davranmayacaksın elbette... Seni kim davrandırabilirmlş?
Tabureden fırladı, yanına diz çöküp. Kartını İt tırak I art ı
Osman Ömerli, bembeyaz kesilerek dişlerinin arasından bir küfür gibi söylendi:
— Maşallah ikinize de!...
Vahdet, onun yutkunduğu kelimeyi farkederek müstehzi cevap verdi:
— Ahlâk veya ahlâksızlık bana vız!
Nazlı, ömründe ilk defa intikam şeytanının Iğvosına kapılmış öç alma lezzetini tadıyordu. Bakışlarıyla meydan okuyarak:
— Szin İçin cn büyük ahlâk bu fıskıfucur sahnesinden derhal uzaktaşnııınazdır, doktorcu-ğıını... — dedi. — Çünkü sol tarafımızdaki melüikc durma-
dan şer yazıyor.
Ve samîmi imiş intibaını u-yandıran bir hırsla kollarını Vahdetin boynuna doladı. Ne yaptığını bilmez sarhoşa benziyordu. Sözleri ve tavırlarıyla doktora sille üstüne sille indirdiğini, onu sendelettiğini derin bir hazla seziyordu.
«— Aman, Yarebbi, hisler im ne bayağılaştı. — diye düşündü. — Ama beni bu tara harekete mecbur eden kim?
Gözlerinde, suvare dönüsü doktora aşkını itiraf ettiği zaman uğradığı hezimetin gayzı ayan oluyordu.
Osman Ömerli, Vahdete h 1-tabetti :
— Şıı anda bu kızın bir zavallı mecnuneden yahut reşld olmamış bir biçare çocuktan farkı yok... Onu buruda alıkoyman cürümdür.
Vahdet, Jâkayjt, cevap verdi:
— Vız dedim, ya?,- $u anda bana cürüm de vız... Yerlerin, göklerin bütün belâları üzerime yağsa yine vız... Hayatımla ö-deyeceğim bîr cürüm dahi olsa
(Arkası var)

Jarihten Sayfalar
70 milyon dolar
£ Bugünden, Dünden J
Bir siyasinin Balkan harbi
sırasındaki faaliyetleri
Washmgton Büyük elçimizin bir teşebbüsü
Istanbulda su derdi
fazan
Gazi Ahmet Muhtar paşa hükümeti iş oaşına geldiği vakit Arnavutlukta karışıklıklar oluyor ve Balkan hükümetleri OsmanlI İmparatorluğu aleyhine ittifak etmek yoluna girmiş bulunuyordu.
Böyle bir ittifakın bir an evvel tahakkukunu lstiyen Rusya. nüfuzunu kullanarak evvelâ Sırbistan İle, Bulgaristan Masında 1912 martında ve az sonra da Bulgaristan]a Yu-nanistin arasında birer İttifak mıta heri erinin imzalanmasını sağlamıştı. Bu ittifaka Karadağ da iştirakte gecikmedi, Bâbıâli anlaşma hazırlıklarını vaktiyle haber alamamış, öğrendikten sonra da böyle bir birlenmeııin doğuracağı veha-meti tamamiyle takdir edememişti.
Daha feci olarak da. Rumeli kıtasında bulunan fazla kuvvetlerimizin terhisi cihetine gidildi ve yüz yirmi tabur yetişmiş kara askeri terhis olundu.
Nihayet dört devletin 13 ekimde Babâüye verdikleri bir nota Balkan harbinin zuhuruna sebep oldu.
Balkan harbi sırasında Av-rupada bulunan ve harbin neticesi ıuf e mühim baza siyasî lemaslara girişen Ahmet Rıza bey îstanbula yazdığı mektuplarla Balkan memleketlerinin nasıl hazırlanmış oldukların:, hakkımızda Avrupa siyasilerinin düşüncelerini bazı devlet adamlarımızın hatalı hareketlerini ve kendi faaliyetlerini belirtmektedir
19 ocak 1913 tarihinde ailesine yazdığı bir mektupta Bal- ' kan harbinin haarlanışından şu şekilde bahsetmektedir:
•Balkan nükûmetlertftln tertibatına gelince dört hükümet buna 31 mart hâdisesinden boşUyarak gizlice çalışmışlar, düveli m na Mamanın hemen kâffesl bu dört hükümete bilvasıta ve sureti muhtelif ede muaveneti iıafi.vede bulunmuşlar, halaskarların, Arnavutların, Yemenlilerin. Dürzülerio ve surenin bir kısmı İğfal edilerek, diğer kısmı ne halt ettiğini bilinilerek bu entrikalara âlet olmuş, bu işte bir çok paralar sarfedllmiş, fırıldaklar çevrilmiştir.
İttihat fırkasına müstenit hükümetin başlıca kusuru Hariciye Nezaretinde olmuştur. Bu kusurdan bittabi Sar azam da mesuldür. Balkon hükümetlerinin ve büyük devletlerin plânlan vaktinde haber alınmış olsaydı — burada konuştuğum ricali sriyasıyeden bazıları bu tertibata iki senedenberi muttali olduklarını bana söylediler — bugün kazandığı menfaatten daha büyük bir menfaat göstererek İçlerinden birini bizim tarafa celp ve onunla tedafüi, tecavüz! bir ittifak akdetmek munucun olurdu.
Sarâzam Sait paşa Meclisi Mebusanda Kârıil paşaya itiraz maksadiyle bu ittifak meselesini iki defa açmıştı. Her ikisinde de devletin zararına olduktan sonra büyük devlet-letierden biriyle şimdi ittifak edebilirim, demişti Acaba o ten henüz eser _ _ ,
«arar bugunku riyanın yanın- görüleceği de yoktur.
da uevede kulak kalmaz mı?» | Çıinkü İngiltere hükümeti de Ahmet Rıza bey Paristen 1913 diğerleri gibi bizim kudret ve Beııesi haclarında başkâtip şevketimizin arılığım ve bu vasıuısıyle Sultan Reşada. veli- sayede İslâmın kuvvetlendiğini ahi Yusuf lzzeddin efendiye, asla istemez...»
Halûk Y. $ehsuüaroğla
I
Vahldeddln ve Mecjt efendilere (mufassal ariza) 1ar göndermişti. Ayrıca temaslarını mektuplarla Ahmet Mahir, Ahmet Mithat efendilerle. Müfit ve Âkil Muhtar beylere de bildiriyordu.
Bu yazılarında Ahmet Rıza bey şöyle diyordu:
«... Dahili ve harici bLr çok itlrazata, haksızlığa, ahlâksızlığa maruz kalan bir memleketin idaresini kolay biz İş zarını ile ellerine alanların dört ay zarfında o beğenmedikleri İttihat ve Terakki hükümetinin dört senekl hatalarından ziyade ve daha vahim hataları görüldü.
Muharebede İntizama, tanzim edilmiş şeylere riayet etmemek, erkânı harbiye plânlarını İndi emirlerle bozarak askerî delice heri sürmek, bele o berbat mütarekeyi etrafı gör-mlyerek, âtiyi düşünmlyerek, hattâ kararnameyi okumıyaralc imzalamak gibi cinayetler koca Rumeli kıtasının, bütün a-dalann elimizden çıkmasına 1 sebep oluyor, bu yerlerin bir küçük kısmını, yani Edirne İle bir kaç adayı kurtarabilmek İçin yeniden muharebeye başlamak lcabediyor.
Avrupa bilhassa Rusya ile Fransa biri sulha ve teklifi mahudu kabule mecbur kılmak için müdahale edecekler. Fransanın Suriyeyi, Rus-yanın Ermenistan ı. Kürdista-m karıştırması bu tazyik ve tehdidin birer nıukaddemesi-dir. s
Lâkin korkmamalı ve ne olursa olsun Edirneyi terketme-melkdir. Bu cesaret hükümette yoksa, millet henüz ölmediğini vc Aryada olsun namuslu bir milleti muazzama olarak ya-şay ab ilecek iktidarda bulunduğunu göstermelidir.
Fransa matbuatı fena halde bizim aleyhimizde bulunuyor. Çünkü Avrupadan biri çıkararak yerimize Rusyaya muhip, Almanyaya hasım bir Slav kuvveti koymak Fransanın hail hazır politikasına daha muvafık geliyor Mösyö Puankare bu işte şahsi bir menfaat de laklbecliyor. Reisicumhur olabilmek İçin Rusyanin da hüsnü teveccühünü kazanmaya lüzum görüyor.
Avusturyanın da bize yardım edeceğini ummuyorum. Muharebe esnasında Bulgaristana gizlice tüfek, fişek verdiği malûmdur. Elan Bulgarları Sırba karşı kullandığı ve buna mükâfat olarak Edirncden mahrum etmek İstemediği şüphesizdir.
İngU izlerin ne düşünüdükle-rini bilmiyorum Ancak Taymls ve sair Londra gazetelerinden nakledilen makalekre ve İngiliz vükelâsının resmi sözlerine bakılırsa, Kâmil paşa taraftarlarının iddia ve tebşir etlikleri muhabbet ve muavenet-I ten henüz eser görülmüyor,
9 temmuz IMS tarihli mektubunda da şunları okuyoruz:
«Pazartesi günü Hariciye Nazın möByö Pişonu gördüm, Aramızda geçen muhavereyi Salt Halim paşaya mektupla bildirdim- Mektubun buraya leffettiğim müsveddesinden göreceksin ki Hariciye Nazm Yunanla İttifak edersek memnun olacak, düveli muazzama-tıın bizi Edim eden cebren çıkaranı lyacağmı evra’ ve etva-riyle İma etti.
Ancak biz Edlmeye girebilecek miyiz: blzç vaktiyle mağlûp Olan Yunan palikaryaları önünde dikiş tutturamıyarak kaçan Bulgurlardan dayak yediğimizi düşündükçe, hiddetimden, kederimden yerimde duramıyorum.
Şu geçirmekte olduğumuz dakikalar hayatı devletin en mühim, en nazik zamanlarıdır. Ricali slyaslyemlzin, ümerayı oskerlyemlzln şu anda gösterecekleri mebaret ve dirayet evvelâ devleti tazminatı har-blyeden, yani elli senede öde-yemiyeceğhniz ağır bir borçtan kurtaracak, saniyen payitahtın ve Çanakkale boğazının Rumeli cihetindeki hududu tabiîsini tahdit ve tahkim edecek, salisen Edlrneyi istirdat mümkün olursa Hilâfette kuvvet ve kudret olduğuna dahilde ve hariçte bulunan müslûmanlara gösterecek, rabian askeri şeref ve haysiyeti Cfimlr edecek, hamisen devletin mevkii siyasisini yükseltecek, sadisen İttihat ve Terakki cemiyetinin mâneviyatnı kuvvetlendirecek. Ufak tefek daha bir çok fe-valdi burada tadada lüzum görmüyorum.
Lâkin. İttihat ve Terakki hükümeti bir daha kolaylıkla ele geçmiyecek otar, azim bir mesuliyetin altında kalmış. ft-d e ta vatana karşı cinayet işlemiş olur.
Bulgar Başvekili Danefin vakit kazanmak İçin tertlbettiği hilelere aldanmak veya mütereddit, korkak sefirlerimizin lş’aıratına lüzumundan ziyade ehemmiyet vermek hata olur.
Avrupa devletlerine sorulacak olursa, cümlesi bize bittabi yerimizde rahat durmayı tavsiye eder, bu tavsiyeden son ra yerimizden kımıldanmak Avrupanm arzusuna muhalefet gibi telâkki ediliyor.
Geçen mektubumda dediğim gibi çürük tahtaya basmamak İçin Yunan ve Sırp tarafından İşi sağlam kazığa bağlar bağlamaz hücum etmeli ve Avrupayı bir emri vaki karşısında bulundurmalı. Kendisine doğrudan doğruya zararı olmayan emri vakilerl Avrupa daima kabul ediyor.
Bu fırsattan Türklerin müstefit olmasını burada herkes gayet tabii buluyor Bulgan şimdiye kadar himaye eden gazeteler bile OsmanlI hükümetinin metolibl aleyhinde bir şey yazmıyorlar.
Bu mektubu derhal Talât ve Hayri beyefendilere götür göster, fırsattan iğtinam etmelerini selâmımla birlikte söyle.
Edırnenln minarelerini gene Talât beyin sevimli almasında görmeye başladım. Buna muvaffak olursa kalbime bazı şeylerin ilham olunduğunu artık tasdik eder sanırım.)
toplantılarına devam
Güney Doğu Asyadak1 Amerikan siyası miimest İlleri Bangkok'da ...._____
ediyorlar. Yukarıda bu toplantılara başkanlık eden Ajandan Jessup (ortada) Vietnam Başbakanı Nguyen Phan ile bir arada görünüyor. Bolda elini masaya dayamış olan Amerikan General Konsolosudur.
Vaşington 14 (AP.) — Türkiye Büyük Elçisi Feridun Cemal Erkin dûn, Birleşik Amerika Dışişleri müsteşarı Gtorge Mc Obcc ile görüşerek Marshall yardım piftnmın mukabil kıymetleri cümlesinden olarak, Türkiyenln toplanmış olan 70 milyon dolarının serbest bırakılması mevzuunu müzakere et mistir,
Erkin, kendisinin. bu meblağın serbest bırakılması hak-hında bir «prensip koran» İstihsal etmek İstediğini bildirmiş ve bir det a bu Karar ittihaz edildikten sonra, bu paranın sureti sarfını Türk mütehassıslarının takdir edeceklerini ilâve etmiştir.
Erkin daha sonra ECA (İktisadi İşbirliği) merkezine giderek, bu paradan nasıl İstifade edilebileceği hakkındakl görüşlerini açıklamıştır.
Ürdün’de mecburi askerlik
Amman 14 (AA.) — Kabine dün ÜrdÜnün doğu ve batı kısımlarında yaşayan 20 ilâ 40 yaşındaki erkekler İçin mecburi askerliği kabul etmiştir. Lon-drada Kıral Abduitabın tedricen İltihak ettiği Arap Fillstınl muhafaza etmek maksadiyle kıral-hğın sadece batı kısmına müracaat edeceği sanılıyordu. Resmi şahsiyetlerin bildirdiklerine göre. bu tedbir seferberlik vukuunda elde bir miktar talimli asker bulunması gayesini gütmektedir. Bu tedbir senede 105 saat talim mecburiyetini koymaktadır. Hükümete mensup resmi şahsiyetlerle din adamları askere alınmıyacakl ardır.
Ahtapot
savaşı
İngiliz balıkçıları ahtapotları ortadan kaldıracaklar
Londra 14 «Nafen) — İngiliz balıkçıları balıklan bırakıp çim di ahtapotlar He meşgul olmağa başlamışlardır Bu balıkçıların tahminlerine göre, Fransız sahillerinden hicret etmiş olan bu ahtapotlar balıklan, midyeleri, İstakozları imha etmektedirler Şimdi balıkçılık uzmanlan «Ahtapotlara karşı umumi savaşın» açıldığını bildirmektedirler. Bu sahillerdeki bütün ahtapotların ortadan kaldırılması İşinin ne kadar süreceği şimdiden tahmin edilememektedir.
Av derileri
Sansar derileri üzerinde hararetli satışlar oluyor
Yurtta av derisi mevsimi başlamış bulunmaktadır. Son günlerde şehrimize Şark vilâyetlerinden külliyetli miktarda sansar postu gelmekte ve Amerika İçin olduğu anlaşılan hararetli satışlar olmaktadır. İyi sansar postlarının çifti 270-280 lira. Orta Anadolu ve Güney Doğu illerinden gelenlerin çifti ise 150-200 lira arasında satılmaktadır. Yapılan tahminlere göre bu yıl 13-14 bin kadar sansar postu elde edilmesi beklenmektedir. Bundan başka bu yıl avlanan sansar geçen yıla nazaran kınımdan da üstün anlaşılmaktadır.
post) ar inin kalite ba-olduklan
derileri de
Anadolu
7C-75 kuruş
îstanbula tavşan gelmeye başlamıştır, mallarının adedi “ arasında satılmaktadır. Porsuk derilerinin çifti İse 12 liradan muamele görmektedir. Bu arada yalnız tilki derileri üzerinde iş yapılamamaktadır.
İlgili çeverlerln belirtiklerine göre bu yıl av derisi (lallarının iyi olması ihracatı da körükleyecektir.
Geçen 2 şubatta Terkos kesilince çektiğimiz sıkıntı — Eski İstanbulun çeşme sulan — Şehre nerelerden gelirdi? — Kırkçeşme ve Halkalı suyu _ Bunlan kimler kullanırdı? — Su yolcular — Saraçhanebaşılı hocan imin becerikliliği _ Bir
zamanki Terkos suyu — Hamidiye suyu. .
2 şubata rashyan evvelki perşembe, sabahın erken saatinden İtibaren musluklar kurudu; suyun katran akmadı. Arasım Terkosun cilvelerinden olduğu İçin alışığız amma önce bildirilir. herkes İhtiyatlı davranarak kovalarını, kablannı doldurur, mümkün mertebe sıkıntı çekmezlerdi. Ba sefar gafil bulunduk ve gazetelerden öğrendik: Kâğıthane köyü civarında bulunan ana borular gene ârızaya uğramış; tâmlrine girişilecekmiş, öğleden sonra İşin bitirileceği, her tarafa su verileceği muhtemelmiş
Bekle bekle boşuna, gün, bütün gece eller koltukta kalpı, İstanbul halkı susuzluktan kart kart kazındı. Zemheri İçinde (Meydanı Kerbelâdata teşnelllere) döndüler; (felek ri-kl revanı) değil, berfl sefldl (seyll belâ) kıldı.
Bizim Taksim semtimizde Terkos öteden beri sabahlan akar; 9 buçuk, ondan sonra akşama kadar akmaz; 6 da tekrar buyurup bir iki saat geçmeden kesilir. Yaz kış aynı haldeyiz Bereket versin, hiç boş bırak-madiğimiz battal küpümüzle İdarei maslahat ediyoruz.
Dediğim perşembe, küpümüzdeki de tükendi. Yazılarımın birinde bahsettiğim gibi, gerek biz, gerek clvarlı tanıdıklar tencerelere, batyalara kar koyup sobanın üstünde erittik.
İçecek su da kalnunaıştı. Evlerin pencerelerinde sakaları gözllyen gözllyene; hiçbiri görünmüyor, tok sesleri sokağı çınlatmıyor. Nihayet köşeden bir karartı tetirdi: Omuzunda sınğa takı't iki kova, sakanın tâ kendisi; fakat bağırmıyor, kenar kenat hayalet gibi yürüyor, seslenenlere aldırış etmiyor. Kapının önünden geçerken, önledik.
Hamidiye suyunun tenekesine bir lira İstemesin mİ? Fırsat ba fırsat, sakalar bile karaborsacılığa kalkışmış Herifin burnu Kaf dağında Boyun eğmekten gayn çare yok. Kovaların birini bize, öbürünü bitişik komşuya boşalttı- İta papeli hakaldı. Söyleniyor:
— Flruzağadakl çeşmeye millet birikmiş. Tövbe olsun, bunları güç belâ, boğuşa boğuşa ko-pardıml diyordu.
*
Eskiden lalan bul çeşmeleri yaz, kış şan şani akardı. Hale, çoluk çocuk, fakir tıkara testileri, güğümleri, bakraçtan doldurup doldurup evlerine taşırlardı. Bu su, Eiiyûkdere gerisindeki bentlerden, daha berilerdeki Kavas köyü. Kalfa köyü. Halkalı taraflarından künklerle kol kol şehre gelirdi.
Bent, malûm a, su biriktirmek için iki dağ arasına örülen settir; yağmurla dolan sur.l göldür. İstanbul havalisinde İlk bendi Büyük Konstantin'in (306 - 337) yaptırdığı rivayet e-dlllr. Şark İmparatortan dahi bu yolda hmeketten, mecraları geçirmek ’çhı kemerler yaptırmaktan geri kalmamışlar.
İstanbulu fethimizden sonra Osmanlı paJlşahtan mevcutlan
t&mlr ve bunlara daha âlâlarını İlâve etmişler. Bahçeköy clva- 1 nndaki bentle kemeri 1 inci Mahmut, zarbındaki Valide bendLni 5 üncü Selimin annesi Mlhrişah kadın İnşa ettirmiş. İkisinin sulan Balta limanı sırtlarından ve Maslaktan aşıp Boğazlçlnln Rumeli kıyısma. Beyoğlunda Taksime gelirdi.
Büyük Konstantlne ve Andro-nikos’a atfedilen Fatih, Kanuni, 1 İnci Mahmut. 1 inci Abdül-hamlt devirlerine mükemmelen
tâmir gören Büyük bendin sulan Ay vat. Kirazlı, Topus bent-lerininkllerte Bozdoğan kemerine uzanırdı; Kırkçeşme denilen Biılar işte bunlardı. Kavas köyü. Kalfa köyü ve Halkalı taraflarından gelenler Topkapı sarayına kadar ulaşır, çeşmelere dağılır. adına Halkalı denirdi.
Gerek Kırkçeşme, gerekse Hal -kalı suyu bakımsızlık yüzünden bulanık, kurtlarla pıtraktılar, musluklardan sinen lökün kokusu da caba. Küçük evliler onları lıkır lıkır içer, mutfaklarında kullanır, zerzevatlarını, yaş yemişlerini yıkar, sakalar kırbasına 20 Dara alır; seyyar sucular bardağını 10 paraya satardı.
Şehrin sularını muhtelif lsti-kameltere ayıran maksimler, yani taksini edici mermer hazl-neclkler, dikti! taşlara andıran su terazelerl vardı kİ başlıcala-nndan biri Taksimde olanıydt Semtte Taksim İsminin kalması bundan dolayıdır.
mir kapağı kaldırıp musluğu açardı.
— E vallahi aşkolsun sana. Beni Zakzat cambazlarından farksızsın. Giınün birinde herif İllallah diyecek elbette. Kapağa kocaman bir kilit takarsa! yollu şaka!aşa ulara:
— Kilerimdeki keser ne gûna duruyor? Yanıma alır; tarar, parçalarım güldü diyerek kahkahaları koyuvcrirdl.
Netekim -mn da yaptı. Bıçkınla karakolluk oîdulardı.
Terkos. konakların ekserLsln-jrJ de bulunurdu. Bulanıklığı, bet-” hatlığı çeşme sularından beter-*'* dİ. Mikrop yuvası sayılır. İtibar^ kimseler bir yudumunu ağzına almaz; çamaşıra, tahtaya, bah- C çe sulamaya yarar; taşım tsşjm.2 kayantıldıktan, tortusu dibe {O çöktükten sonra mutfakla- . qj bulaşık yıkamada kullanılırdı >> Dr. Beşim Ömer Paşanın (Nev-şali Afiyet) »e neşrettiği (Hum- q mayı tifoldî »e esbabı sJrayptii.U-başlıkiı yazısını okuduKtan sonra bazı kişilerin aptesane lb-ilklerini bile Taşdelen damacanasından doldurttuklarını duy-TJ m* (t>
w (D
Hamidiye ruyuna gelelim: t—
Sultan Ha midin irades!yie,O Adliye Nazın Abdürrahman Paşanın reisliği altında kurulan. Mabeyinci Emin Bey, istihkâm feriki Berttiler Paşa, Kimyager Bongofskl Paşadan mürekkep komisyon Kâğıthane ve Cendere Boğazı vâdllerin! yoklamışlar, Memba çok, su bol... •

Su terazelerlne külhan takımından, sallandırma köstekti. Trablus kuşaklı, afili tavırlı su yolcuları bakar; ba senedi hâ-kani yarım, bir, bir buçuk masuraya (lülenin dörtte birinden ibaret su ölçüsü) mutasarrıf hane sahiplerinden her ay İki çeyrek, bir mecidiye, 30 kuruş aval t alırlar; dalgınlıkla parayı unutanlara, züğürtlükle geciktirenlere dernal suyu keserlerdl.
Saraçhanebaşı komuşul arımızdan bir haluncağız vardı Kocasının sağlığında hal ve vakitleri oldukça yerindeyken dul kalınca yoksullaşmıştı. Nazara kurşun döker, hocanımlık d» ederek baş ağrısına, nafakana, merak güllesine okur; zor zoruna geçinirdi. Gayet gözü açık, becerikli: ellisini aşkın olmasına rağmen çeviklikten yana elvanlan cebinden çıkarırdı-
Ay başıları İki çeyreği bir kenem koyamaz: su yolcu, tbra-hlmpaşa hamamının arkasındaki su te razesinden musluğu kapatır- Zira daracık Firuzağa camisi sokağında, onunkinden gayn hiçbir hak kuran kafesinde Halkalı suyu yok.
İşgüzar hocanım, yatsıyı bekler, başına atkıyı örter örtme» evinden fırlar, bıçkının kahvede iskambil oynadığını görünce hemen terazeye seğirtip kancu-
Faaliyete girişilmişti. Kemer-burgazın berisinde 600 metre-mlkâplık Ik! depo yapılmış, beherine 85 bin beygirlik buhac makineleri konmuş, depolarda toplanan sular borularla sevke-dilerek deniz sathından 150 metre yüksekte teraziye çıkarılıp üç kilometre ileride bulunan 1000 metreküplük hâzineden etrafa «alınmıştı.
Hamidiye çeşmeleri 1902 yılında açıldı: bazısı mermer, bazısı demlrdnedl. Tophaneye. Fl-rusağaya, Fındıklıya, Nlşantaşı-na, Etfal hastanesinin onuna yapılmıştılar. Zamanın meşhur kimyageri Kaymakam AH Rıza Bey merhumun raporuna göre, mikyası ma derecesi 4 tür; o vaktin Termosunda 12,5>.
Kuzey memleketlerinden gelen bir ördek
İzmir 14 -- Belevi götünde yapılan Nr sürek avında avcılar tarafından vurulan bir kıl ördeğinin şimal memleketlerinden geldiği anlaşılmıştır. Kıl ördeğinin ayağında numara ve bir şehir adını taşıyan bir marka vardır- Bu ördeğin bu suretle muhacir kuşların nerelere gittiklerini öğrenmek için tetkikler yapmakta olan kuzey memleketlerindeki enstitülerden birinin tutmuş olduğu ördeklorlara basa basa yukarı çıkar, de- den olduğu anlaşılmıştır
Fransa'da siyasi faaliyet: Gl. de Gaulie Fransanın kuzeyinde Fransız halk topluluğu hareketine mensup madencilerle görüşüyor.
13 »UDat İHbU
Mahkeme Koridorlarında
AI.IH SVl I WEŞYA)|
Aynanın karşısında kendimi bostan korkuluğusandım
küc₺İ^^OiWari
ACELE DEVREN SATILIK BAKKALİYE — çift gelirli müjtarlfl bol 4 yol afizı azimet dolayısıyla ehven flatle. Kurtul u« Sinen ıkOy Şahin söke k No. 48. 152 — 2
TEKNİK EMLÂK — Yüksek iratta apar! unuturla kıymetli ar salar almak. utmak İsteyenler İstiklâl caddesi 354/11 No. ya Telefon 43288. Ayhan. 119 —
EBiBEraasnms
ye bulaşmam ben.
— Bohçanın içinde ne var?
Çömeldi, bohçayı dizlerinin üstünde açıp içinden evvelâ kısa paçalı bir çocuk pantolonu çıkardı;
— Allahım seversen al da bak, şunun pantolona ben zer yeri var mı? Bizim oğlanın bacağına gelir mi şu paçavra parçası? Kırk bir buçuk maşallah, yedisini doldurdu da sekizini sürüyor torunum. Yavrucak nasıl giysin bunu?
— Bu pantolon torununun mu?
— Dur bakalım, yalnız pantolon değil ki. Kannın asıl maskaralığım göstereyim de şaşkınlıktan ağzın açık kalsın,
Telâşla kalktı, bohçasını kanapenln üstüne bıraktı, montosunu da çıkarıp yanına fırlattı, \sonra bohçanın İçinden aldığı yeni mantoyu kasketli delikanlıya U2&ttı:
— Şunu tut. sırtıma geçir de bak, neye dönüyorum?
Delikanlı mantoyu tuttu, hanım teyze arkasını dönüp Besmele çekerek giyindi, fakat manto ancak sırtını örtebildi. Kollan omuzlarından gerilen teyze hanım uç-“‘ dön-
Orta boylu, şişman, paytak ayaklı teyze hanım bir şeyler mırıldanarak geldi, sap elini kaşlarının üzerine siper edip bizim kasketli delikanlıya dikkatle bakarak sokuldu:
— Efendi oğlum, sen buraların gidişatını biliyor musun?
— Bir şey mi sormak istiyorsun, hanım teyze?
— Şeyi soracaktım. Bizim hâkim bey hangi odada oturuyor acaba?
— Sen kendi ismini söyle de listelere bakalım teyze hanım.
— Söyledim ya. ayol. Duy-mıyan, bilmiyen kalmadı kİ. Tahire hanım diyerekten karakollarda kırk tane kâğıdın üstüne geçirdiler adımı Şimdi bir de sana mı ifade vereyim?
— Üzülme, teyze hanım Mahkeme acılınca mübaşir sizi çağırır. Mahkemede ne işiniz var? Şahit misiniz, dâ-vacı mısınız,
— Ne bileyim ben. Karmakarışık Dir şeyler oldu.
— Kavga filân mı.
— Sen benim kim olduğumu bilmiyorsun galiba Bir defa damarıma basılır da öfkem kabamsa hatıra. gönü-( ,, le bakmam, anasından doğ- nıağa hazırlanır gibi ■ “ ' --- dü;
— Görüvorsun ya. neye ■ benziyorum?
— Darılma amma, bostan korkuluğuna benzedin, tey- ı ze hanını
— Hay reddine rahmet , Ben de aynanın karşısında t su halimle kendimi gördü- > ğüm zaman bostan korkulu ğu zannettim. .
— Sormak ayıb olmasın > amma bu manto kimin, ha- ı tum teyze? I
— Git de su kâfir kahpeye t sor bakalım, kime dikmiş , mantovu? ı
— Kime dikildiğini sen bilmiyor musun?
— Deli pıbi konuşmasaııa. Kendi mantosunu bilmez ı mi insan? Kırk dört lira pa- 1 rayı tıkır tıkır dükkâncının ' avucuna saydım, kumaşı , kendi mübarek caanım için aldım. Terziye dc kendim i- . çin diktird.m tabii. Altı se- ’ nedir bir manto yapmağa , niyetleniyoıdum, nihayet şu ı kumaşı almak nasib oldu ■ . amma şıllık kan evirdi çe- ı virdi, Düttürü Leylâya döndürdü. Şunu nasıl giyerim ben?
— Neden böyle dar yap-
■ mış?
— Halı, İste beni küplere bindiren de bu değil mi? Al- 1
■ dığım kumaş iki buçuk metreden de beş parmak kadar fazla bir parça idi. Karıya
• götürdüm: «Şundan bana bir manto dik amma kıyısından köşesinden de toru
i numa kısa paçalı bir panto-. lon çıkanver-ı dedim (01-
• maz, bu kumaştan çocuğa
■ pantolon çıkmaz, o zaman
■ senin manto çok dar olur» ı diye tutturdu. (Sen orasına ı karışma Biraz dar olsa da
■ zaran yok. Önümüz Yaz, te-,
• nimdeki yün fanllâlan çı-'
duğıına pişman ederim inşanı.
— Yaparsın, teyze hanım. Hâlinden belli zaten.
— öyleyımdir hal Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın. Amma velâkin. karşım dakirden kötülük görünce hiç dayanamam, dünyasını başına zindan ederim, alimallah. Suratına bir tükürük attım, iki de şamar yerleştirdim, gene hırsımı yenemedim Ondan sonra efendime söyliyeyim. sobanın yanındaki masa elime geçti, fırlatmamla beraber şan-gııır şungur İndiriverdim a-şağıva.
— Neyi indirdin, teyze hanım?
— Neyi olacak, endam aynasını tuzla buz ettim. Ben maşayı karının kafasına savurdum amma iyice doğru-lıyamamışım, gitti de aynaya çarptı.
— Hangi kadınla kavga ettiniz?
Nah, karşı köşede kendisi gibi şırfıntıları başına toplayıp da çene yarıştıran kahpeyi görmüyor musun? Duruşuna bak şunun, paskalya m askı rasındarı farkı var mı? Akü sıra beni de kendine benzetmeğe kalkıyor kâfirin kızı.
— Ne oldu, teyze hanım? Ne yaptı da seni bu kadar öfkelendir ci?
Koltuğunun altındaki bohçayı İşaret ederek kaşlarını, kaldırdı:
— Onun bana ettiklerini bir Allah bilir, bir de ben. İşte, hepsi şu bohçanın içinde. Hele bir defa hâkim beyin karşısına çıkalım, gözlerinin önünde açıp karının kepazeliğini yöstereceğim. O da görsün de anlasın her şeyi. Durup dururken kimse-
Sfenks Uykuda
Aşk ve Macera Romanı
Yatan: 1. D. Carr Tercüme rden: (Vâ • Nü)
L TpfrikR NO. 17
Cella'nın sesi, yeniden hld-| det. şiddet, asabiyet perdeleri-1 nP Çıktı.
Bir sıçrayışta ayağa kalkıp, nefes nefese doktora dondu:
— Doktor Bhepton! — dedi. — M&rgoVun baş ucunda siz bulunmuşsunuz. Hl$ bir şey söy lemeimisiniz? Büyüyeceğiniz bir şey yok mu?
Holden de doktora döndü:
— Evet, ben de size aynı şeyi soracaktım.
Doktor da, ayağa kalktı. Holden onu taklit etti. Shepton, mihaniki bir hareketle gözlüğünü düzeltti. Beyaz saçlarla çerçevelenmiş yuvarlak yüzünde. Cella'ya hitap ettiği sırada tatlı bir ifade vardı.
— Eh bakalım, güzel evlâdım. Şimdi artık, konuştun, İçini doktun. Bir ferahlama duyuyor musun bari?
YÜKSEK TİCARET — Kolej morunu tanınmış fabrikaların tecıüboll ck»por muhasebecini mali müutvlrl, hesap mütehassısı öfile(«on sonraları İç kabul eder. Kakı Türkçe. Fr aculleş. mail mevruata bltttkkln vâkıftır. Ayrıca Ucbaeatta ilıtlmalıdır. Müracaat telefon 29238. 03—8
İŞ ARIYORUM — Elli yaftnda bayanım. Bir bekârın nnitada İki ÜÇ gün ev IflcTİni veya t liralarda temizlik: yapıp evime (Mııerlm Akşam’ da «t* ar »yan» r Omuzun* 108 —
BEKÂR BİR RAYIN — Ev biçmelini görmek Ürere b aramaktayım Taliplerin mektupla Aksaray. Hasıuı-po*a Ccjmc »o kak No U Hatice ye yıumaLarı. 118 ~
ASKERLİĞİNİ YAPM1» - Lİ8O onuncu tını ta kadar okurauf. cevval bir genç tflecaı yanında v«y* mtlma-ali yerlerde çtlıpnak Otıyor rümuruna yaaılmasL
TAK8İ AUSTİN — 1948 model 3800 liraya satılık. Müracaat Bay Yahya Teşvikiye Maçka Barajı İM —
KELEPİR OTOMOBİL SATIHKTIH— Motörü ve lâstikleri yeni bir halde binek olomobiu 2300 «raya asilliktir Cihangir Venlyuva sokak No. 37/2 mühendis afazim. 108—4
ELBİSE VE PALTOLARINIZ! -Taksitle diplomalı lün-ar terat Şükrü Aksoya teminattı olarak yaptırabilirsiniz. Çakmakçılar voktıRl a yağısın dn Dllbcraadclcr dvacında Sabrı Sata han NO, 13- 934
SATILIK ARSA — Boy acık üyünde Fıstıklı batın »nünde bol gUnejiı geoit manzaralı 1100 rııetre karelik orsa satılıktır 25435 telefona.
sa - t
TEKNİK EMLÂK - Mülklerini mo-bilyeli mobllyeslr kiralamak ine-yenlere kira servisimiz hizmete amadedir. İstiklal caddesi Ayhan 3M/U. Tele. 43280. 130 —
TEKNİK EMLAK — Şifa V* *«11-köyde villâ. Şlyildo 3 katlı opartı-man. Beyoglunda garnjlık arsa. Merkezi yerlerde rıhIimli depolar. Fİ-rüzagadâ bos ev. Harbiye caddesinde apartıman ehven flatle acele satılıktır. İstiklâl caddesi 304/11. Tol: 43280 131 —
TEKNİK EMLÂK - Nlaantasmdâ havadar, günceli, dört oda hollü. Bey-o|lu apartıman k-U> 15000 liraya satılıktır. istiklâl caddası Ayhan 354/11. Tel. 43289. 132 —
TEKNİK EMLAK - 1 M» d
TEKNİK EMLÂK — 250 - 240 - 230 bin liraya. Teşvikiye, Maçka, Firüz-ağada *T. 10 Irattı lam konforlu apor-tırr.anlsr. Islıklll caddesi Ayhan 334/11 Tel: 43209. 133 —
DEMİR MAĞAZASINDA ÇALIŞMAK ÜZERE - Yan ulcrıdcn anlayan bir bayana İhtiyaç vardır. Ma-racaal: Galata Te nane (adde*ı No.îlT TS
BİR BAYANA tHTİVAÇ »AB — Yazıhanede 30 lira aylıkla çalınmak isteyen ve Ifl yatından asalı. 30 yatından yukarı olmamak »aruie temiz ahlkâlı bayana ihtiyaç vardır. Talipler Beyazıt Elektrik idaresi kar-(isi ATOM Elektrik evine müracaat etmeleri güıecegl vazüe taytı Hafiftir, İlk mektebi bitirmem «arttır.
158 —
CA&ALOĞLUNUN EH MERKEZİ YERİMDE — YrAl e(ı in e ak üt «a at (Irk»Ünde fl’len çalıjaeait dürüıt (ene bir mühendis «rkjıla^s İhtiyaç vardır. Cafialofilu Nuruovranlye caddesi No. 0. kat 1 Fahri Baraca müracaat. 1»
YENİ TEŞEKKÜL EDECEK İNŞAAT ŞİRKETtNDE - Ortak olarak çalışacak Ijtrn anlar bir arkaçta}* İhtiyaç vardır. CataloKlu NuruOsnta-nJye raddesi No. 9. kat l Fahri Bamca müracaat. 80
DEVREN SATILIK AŞÇI DÜKKÂNI — Tuğraya gideceğimden Nisan-taş, Kodaman sokak M/l. hlek ve mUşte/M boldur. Müracaat aynı dükkânda ajçı Salih Yılmat'a.
İM —
DEVREN SATILIK BAKKALİYE — içindeki malıyla kalabalık bir muhitte Ijlek cadde üzerinde İçler vaziyeti» ehven flatle acele satılıktır. İsteklilerin Sirkeci NöbeUıane cad. No. 31/2 Berber Selime müracaatları, t«8 — 1
FATtKTE SATILIK HANI _ Al-toy tramvay durağına iki dakikada güneyli vo açık manzaralı bahçeli iki katil yeni muşamba döçell yara kAr-glr hane vıuıtaıız on bir bin liraya satılıktır. Eski Allpafa caddesi M/l
FAAL BİR MÜESSESE — Piyasadaki lııtcâl karjıteyabllmck İçin IS t>in lira koyacak ortoc «ramaltladır. Telefon 43387. Beyoğlu Küçük Par-makkapı No. 8 Burhar. fit
BİN YÜKSEK MÜHENDİS — Orta okul ve li>« talebelerine evlerinde ve ya kendi evinde matematik ve fizik dersleri vermektedir. Arzu edclnerlrt Tel: 205İ4 e müracaatları B« —
DERS ICİN — İlk ve ortaokul öt-reneUerl İngilizce ve bütün derslerden yetiştirilir. Evlere gidilir. Ücret vaziyetlere göredir. Aksum gnreteeln-de «Hoca» adresine müracaat
I
MATEMATİK DERSLERİ — Lise -Ortaokul tnleebtertne evde müsait »artlarla dere verilir. Pangalu Tflrk-t'i-yi So. Bor kurt Ap 119/1 e veya AT723 - 81133) tele adree bırakılması
112 - 1
SATILIK GOBLENLER — Dtr kaç parça hakiki Alman gobleni acele ealılıklır. Saat 14 - IS arası. Ama-vulköy, Dulkadlregullar Mkak No. 3 kal 3 ye müracaat. 157—1
KUfllKOyUnat


İM — 1
KİRALIK APARTIMAN — 4 oda.
Yontar, guıel ve geni* mantara Ar-navulkdy Akınlıburnu Boyalı kös* '•okak No. ı Yuva apartmanı alt kata
BUZ DOLABI — Isicr vaziyette müracaat. lio - 1
milataenel bıız dolaba satmak lale- -----------------——-------------------
yenlerin XMM numaraya telefon et- | ARAZİ ARANIYOR — trtanbulun
50 - SÖ kilometre çcvrcıl dahilinde angarl IDÖı) dönüm ıırıate elverişli araslal olup da «atmak, icara vermek, ortaklıkla ijlelınek İsteyenlerin Çar-sıkapı Sepetçi han No 17 Silleyman Eviner. Telefon- 29504 ya mllracaat-teri. İli —
DİKKAT — ipotek İsteyenlere tavassut eder. Emlâk, arazi alım «alımı ile vekâlet hicrini kabın eden herkesin İtimadını kazanmi; olan Şuhu . İd Emlâk Zari! Özalp Beyoğlu Rü- I yUkparmakkapı köçabaıı No 4. Te-; lef en; 423M »8 - ö
İrt BİR PİYASADA — Yüklü ge. lir temin edebilen bir stZılye acele olduğu İçin çok ucu( bir flatle de verilecektir. İçinde mütehıuuım vardır. İsten anlamaya İhtiyaç yoktur Müfteri müemmendir Müracaat: Çar-Bikapı Yeniçeriler Cad No. İM.
n
I İKİ ODALI BİR APARTIMAN
DAİRESİ ABIYOHUM Yerinin ve (-klra bedelinin amfıda!;- a dr itse bll-____________________________, dirilmesi. BeyaRlu Suriye çarjısı için-SATILIK ARSA - BftnOMI İSIM-, de No. 18 Clidcl llıya. 113 —
yomum ftç dakika, Meırvuy*t mahal- —------- 1 ■■ ■'
leşi Ebe kırı «okagında çamlık arsa. | KİRALIK — Nuruoznıanlye Gazı Apartıman. hastane, garaj yapıtınla sınan sokak 12 numaralı evin Üç dal-elverişli 1827 metrekare büyilklüâün- ' ıen bir katı kiralıktır Büııln katide. Müracaat Galata Kürekçiler No * (oru şamildir, içindekilere müracaat. — — - - (■ ■ ... ■ ■ 59
ACELE SATILIK KELEPİR APAR
T1MAN — Yeni İkmal «dilmiş katlar bo« tealim üç kât dörder oda banyo ve mu konforlu büyücek oahçeslle TİÜrcaat - Şt^lı camii kargısında Kocamansur sokak 97. T fon sim
teni arıcılık
Ay ve salon köpekleri Savsa te polis kopefcl ravukçulukta muvaf rakıyetin sırrı
Nash tavukçuluk yapmalı?
tavukçulukta nasıl kazanılır?
ravuklan yumurtlatmak için ne yedirmeli «Ur?
Tavuk hastalıkları Kanarya
Kitapçılardan araymış
W
u u ISO
de. Müracaat Galata Kürafcçller No.
41. Tel: 43813. 101 —
9İLE OTOBÜSLERİ DURAĞINDA - | Her blyic mÜMİt bakkaliye devren Milliktir, Üsküdar SvNnanpâK cadde-■l No. 10/İ. Aynı dükkâna müracaat.
158 —3
karınca manto bollaşır. Benim dediğimi yap sen» diyerek sıkı sıkı tembih ettim. Sanki karıya böyle söylememişim de, mantoyu maskara et, beni bostan korkuluğuna benzet, demişim. «Ayol, bu nasıl manto? Şu dapdaracık maskarayı ben nasıl giyeyim?» dediğim zaman da; «Ne yapayım? Sen öyle istedin, ben de yaptım. Kaballat senin» demez mi! Vav kâfir oğlu kâfir kahpe!» diyerek-ten suratına bir tükürük attım. ondan sonra da...
Mübaşir seslendi, hanım teyze, telâşla yeni mantoyu çıkarıp bohçaya tıktı, eski mantosunu giyip koştu.
ŞEHREMİNİ — İbrahim Çavu» ma ' hailesi Mimar Kasım ve Yayla caddeleri arasında İçinde buram, ku- 1 yuau. meyva ağaçları bulunan 4374 M2- bozlan satılıktır. Her gün saat 17 - 11 »raaı 41908 da Ahmet Sa-ver‘e müracaat. 1M
KİRALIK YAZtHANEuER VE DEPO — B ve 2 odalar Içiçe 300 r bir salon. Galata V«U Alemdar Telefon 43334. 88
| KİRALIK ODA - K.nçall Âsarly
I caddesinde (8'2 de nezareti kâm1-j leyi ve havngannı havı büyük bir oda ve büyli-c bir tamca kiralıktır İçindekilere müracaat
— 3
BİR İHTİLÂF DOLAYTSİLE ÇOK ACELE VE KELEPİR SATILIK ARSA — Taksim Talimhaneye bir dakika Mısır Buiday Tenekeci sokağının kilesinde Mel sokağa 8 - U metre yüzü olan ceman « metre temel tajı içinde hazır hafriyatı yapılmış imardan durumu sorularak İnşaata müsaade alınmış bulunmaz kelepir arsa maktusn 3250 lira mütekabili edilmez bahçe kapı ta» k> numaraya mÜtacaat telefon 654 —
«3042.
SATILIK BÜYÜK BİNA — İy> ırat, bol hava. 17 oıla dört dükkân I Carsılupı Hüacyln aga Cami «okak D No 10 Müracaat her gün aileye ka-t\C. dar «ynı eve. 1W — *
ACELE SATILIK - Yeni inça edil-mit beton yanyana iki dükkân. Aylık iradı İM Hra. Müracaat: İstanbul Borsa karsısı 69 numaraya,
DEVREN SATILIK BAKKAL DÜKKÂNI — İçindeki malı De beraber 2800 liraya. Acele £bıısruut caddesi No 28 Sirkeci. _______________- 1

ACELE DEVREN KİRALIK - Beyazıt. Lekeciler Genç'erhan No. 40 yazıhane mobılyeaile devren kiralıktır. Aynt yere müracaat. 1SS — 1
KİRALIK .APARTIMAN — Islan-bul Belediyem karsısında: Bcs oda. kalorifer, sıcak su. mükemmel nezaret. Tafsilât için Öğleye kadar | 123213) ye telefon. 1*7 — 2
Birleşmiş milletler konsey nde Çin delegesi olarak komünistlerin kabul edilmemesi üzerine Sovyet delegesi Malik konseyi terketmlştlr. Yukarıda (VSSR) harflerile gösterilen Sovyetler Birliği delegelerinin yeri boş görünüyor.
— Tabii... Fakat...
— Katolik dininde olanların lnsanlan ltlrafatta bulundurmakla ne kadar isabetli davrandıkları böylece meydana çıkıyor. Şimdi, sev-gül Celln'cıgun. ailenizin ihtiyar doktoru olmam sıfatlı e. sizden bir ricada bulunacağım.
— Tabii... Buyrun. . Elimden gelen bir şeyse...
Dlktor, hatifçe düşünceye dal diktan sonra:
— Pek âlâ... — dedi. — Zan-ıuına kalırsa, yarın, bir kaç gün kalmak üzere de C as W ali şatosuna gideceksiniz. Ve öyle sanıyorum... Bay Marsh, satılığa Çıkarmadan önce, şato vc civarını tetkik, teftiş edecek.
Haber kendisi İçin yeni olmamakla beraber genç kız, sıçradı; onun bu hareketini de sevgilisi gördü. Fakat, doktorun
dikkati başka tarafa saplanmıştı,
— Eh... Pek âlî... Bir kaç gün sizin de açık havada gezmeniz, sıhhatiniz üzerine mües slr olur. Tebdilihava İyi şeydir. Şahsen ben de taşralıyım Lon-dıranın güıültiisline dayanama dım. Londraya avdetinizde benim ricamla meşgul olursunuz, değil mİ. Cella?
Genç kız, kinini glzleme&e ça Iıştıgı bir sesle:
— Ne gibi rica? — diye sordu.
Shepton, ceplerini araştırdı. Bir kart vizlt çıkararak, kıza uzatmadan önce baktı.
— Şehre döndüğünüz zaman, adresini verdiğim ou zata gi-decckzlniz. Birinci derecede mütehassıslardandır. Ona derziniz ki...
Holden, suratının tam ortasına şamar yemişe döndü. Bu sözlerin Cella üzerindeki tesiri, her halde daha büyük olmuştu.
— Dell doktorunu» mu? — diyo «ordu. — Beni deli doktoruna göndermek İstiyorlar. Demek kİ. söylediklerimden tek kollnheye I tınnmamalrEa ısrar
diyorsunuz?
Holden, hiddetine hâkim olmak için, fevkalâde büyük gayret sarfederek:
— Doktorl — dedi. — Gayet basit olan bir suale lütfen cevap verir misiniz? Cella’nın gayet ikna edici şekilde sözler söy ledlginl ikimizde İşittik. Bu dediklerine İnanmıyor musunuz, inanıyor musunuz?
Doktor dedi ki:
— Sizin bu sualinize, Cella'ya başka bir sual sormak surenle cevap vereceğim: Tasavvur edelim kİ. evlâdım, (dikkat •din: Tasavvur edelim kİ, diyorum.) Evet, tasavvur edelim id, bay Marsh, karısına fena muamele etti de, ablanız o yüzden intihar etti. Bu mesele etrafında gürültü ve rezalet çıkararak ne gibi bir fayda saıtiıyabillrsl-niz? Maazallah tutturmanız da, cesedi çıkarsalar, otopsi yap salar, zehirlenmenin yüzünden ablanızın okiügûntl anlasalar ne çıkacak ? Kanun. bay Marsh aleylıfnda gene biz- şey yapamıyacaklır’ Ona bir darbe indirmek, yine de alinizde değildir.
Çulla:
— Hakkınız rar. Kanunen bir şey yapamam. Fakat onu gene de mahvedebilirim. Bu işi yapacağım.
—Kızım, evlâdım, yavrum1. Sırf İntikam hissine dayanarak, bir menfaat kullanmtyarak bu suretle hareket ettiğinizin far-knda olmuyor musunuz? Halbuki ben, bunca zamandır sizinle tanışıyordum: böyle bir kusurunuz olduğunu bilmezdim.
Holden araya girdi:
— Mesele kindarlık değil. Ba slt bir adalet meşeleri...
— Ya... Sizde mi bayan Marsh’in intihar ettiğini sanıyorsunuz?.
Holden:
— Hayır! — dedi. — Ben. sadece cinayete kurban gittiğine kaniim.
Shepton'un elinde tuttuğu şapka yere düştü, kumlarda yu vurlandı. Görünüşe bakılırsa, cinayet ihtimali asla aklına gel memiştL Şapkasını almak üzere yere eğildi. Sonra ayağa kalk u;
— Nasıl?... Cinayet mİ? — diye sordu.
Bu sözü söylerken doktorun sesindeki kuruluk, ve İstihza ifa-
desi Holden’l kızdırdı. Hatt\ kendi fikrine karşı emniyeti bile zail oldu.
— Doktor! Ben tıbbi meselelerde elbet cahilim. Fa Hat sıh hatl gayet mükemmel hır insan, hiçbir hâdiseye uğramaksızın, beyin kanamasından durup durduğu yerde ölebihr mİ?
Shepton, güliimsiyerek!
— Bent dinleyin! — dedi. — Yartn ilk trenle Wiltshlre'e gitmek nlyetlndeydim. Fakat seyahatimi geciktirebilirim. Burada Welbeck sokağında küçük bir otele İndim. Yarın meselâ saat on sularındı niçin beni ziyaret etmeğe gelmlyeslnlz?
Cella:
— Hayır! — diye haykırdı. — Gltmiyeccksln, Donald! Doktor seni, ben kendimi müdafaa edemeden, yani mecliste ben yok ken kandırmak, inandırmak istiyor.
— Asabileşme, Cella!
— Gltnılyeceksin değil mi?
Holden:
— Doktorf — dedi. — Beni davet ettiğinizden dolayı teşekkür ederim. Fakat davetinizi kabul edenılyeceğlm. Margot’un ö-
lümüne dair bütün büdiklerlnizi burada, hemen söyliyebllecek vaziyette misiniz?
Doktor Shepton:
— Evet! — cevabını verdi. (Cella'ya baktı.) Söyliyebüecek vaziyetteyim. Fakat söylemek İstemiyorum.
— Pekâlâ. Öyleyse biz de yapacağımızı biliyoruz, çünkü Cella polise mektup yazdığını bana söyledi.
Doktorun omuzları titredi.
— Vay!.. Polise mektup mu yazmış?
Cella:
— Evet. Evvelki günl — dedi.
Holden, devamla:
— Benim de niyetim, yarından tezi yok Scotland Yard'a gitmektir. Harbiye Nezaretinde de Warrender İsimli bir arkadaşım var. Bu İşte bize faydan dokunabilir.
ihtiyarlık ve yorgunluk yüzünden sesi titrlyen doktor Shepton:
— Delikanlı! — diye çıkıştı. — Siz, ne yaptığınızı bilemiyorsunuz? Âşıksınız, aşk görünüzü (Arkası var»
15 galat 1950
AKSAM
Sahife 7
^!?X jFeci bir röportaj^
jorj Ölen, zekâsı ve faaliyeti sayesinde gazetecilikte kendisine mümtaz bir mevki sağlamış, patronunun teveccühünü kazanmıştı. Uzun boylu, zayıf, açık kalbli, sohbeti tatlı bir gençti Arkadaşları hususi hayatı hakkında evli, bir çocuk babası ve son derece kıskanç olduğunu biliyorlardı.
Jorj. matbuat âleminde beş yıl devam eden başarılarından senra birdenbire değişti, işini ve kılık fayafetüu ihmal etmeğe başladı. Hırçın, mağmum ve merdumgiriz bir adam oldu. Arkadaşları arasında dolaşan rivaye'lere göre kana, kendisini bırakmış, çocuğu ile beraber irapmış ve Jorj. öldürmek için karısını arıyormuş. Bu felâket üzerine kendisini İçkiye vererek, yazı yazamaz oldu.
Bununla beraber derdini kimseye söylemiyordu. Bütün bu kusurlarına rağmen kendisini sevmeğe devam eden ve bu halinden üzülen gazete başmuharririne:
— Pek yakında fevkalâde bir röportaj yapacağını. Bu, hiç bir gazetenin yazamıytıcağı heye-acnlı bir haber olacak, diyor-
du.
Jorj. bir akşam gece yansından sonra saat ikide muharir-ler matbaadan çıkmağa hazırlandık lan sırada soluyarak tahrir odsma girdi. Birbirine karışmış saçları, terden alnına yapışmış, gömleğinin yakası a-yılmıştı. Hızlı hızlı nefes almasından koşarak geldiği anlaşılıyordu.
şapkasını, yazı mnsasmm üzerine fırlattığı gibi heyecanla bağırdı:
— Nihayet muvaffak oldum. Bize vâdetiğim mühim ve heyecanlı haberi bu akşam getirdim. Bu haber, yalnız bizim ga-■etem izde çıkacak.
Tazı işleri müdürü:
— Bravo sana Jorj! Zaten bu akşam mühim bir haberimiz de yoktu. Çabuk söyle getirdiğin haber, neye dairdir, diyerek Jorju leşçi etti.
— Yirmi dakika evvel gözlerimin önünde cereyan eden müthiş ve tüyler ürpertici bir aşk faciası I
— Âlâ... Fakat çabuk yazmalısın Çünkü vakit kalmadı.
Koca kıskanç, karısı ise hoppa. Kadın, âşıkı ile beraber gitmek için kocasını bırakıp kaçıyor. Erkek, yesinden çaldırmış bir halde karısını lıer tarafta arıyor, İki senelik araştırmalardan sonra tesadüfen onu bir otelde buluyor. Kadını, kendisinin olmadığından şüphelendiği çocuğu ile beraber öldürüyor. Ne canlı ve heyecanlı fada!
— Ben bunu evvelce size söylemiştim, Bu, fevkalâde bir muvaffakiyettir.
— Fakat faciada nasıl hazır bulundun ve bu kadar tafsilâtı nereden topladın’... Mühim bir nokta daha var: Bu çifte cinayet failinin intihar ettiğini bize söyledin. Halbuki buna yazmadın. İntihan da yazarak yazıyı tamamlamalısın.
Bu sözler üzerine Jorj ayağa kalktı ve ağır bir sesle:
— Ben yalnız gördüklerimi yazdım-. Facianın mabadını, yani çifte cinayet faalinin İntiharım siz yazacaksınız, dedi ve süratli bir hareketle tabancasını cebinden çıkararak şakağına dayadı, tetiği çekerek beynini havaya uçurdu.
Çeviren: A. HİLÂLİ
YENİ YAYLNfgŞ
i ş
On altıncı neşriyat senesine bavlıyan «Is> mecmuasının İM. uyul çaktı. Bu ubahada tt rıl'.lm AlSed dinin dldmünden biraz evvel yazdığı (Altıncı Dil KurulUyı» »an». Decartes mOtercIml tb-ahlm Ethcm beyin mecmuaya gönderdiği bir mektup. Burçoglu'nun (Orman ve Siyaseti makalesi. Zlyaettln rahri'nln (Edebiyat FakttlteıUıc alt bir anket) cevabi yazısı. Öğretmen Rıra Idil'in (Madalyanın içril: Orta Öğretimin yülCMk tedrisattan pkJyeti) yazısı. Orhan Tunennı (Evlatlıklar), N. Er-gon’un CDH Kurumu). Nurettin İbrahim'in ("Dil Garabetleri*. Ztyaettin (Allah be'ânnı versin)
YAĞMUR VE TOPRAK
K6t ve kOyra meselelerini özentiye re yapmacığa kaçmadan sağlam müşahede ve delillere dayanarak ele alan «YAĞMUR ve TOPRAK» der-gtal. köy konusunu yakmdan bilen Sençlerunlrtn makale, inccicme, hi-klye, «Ur v» antlar halindeki feld yarüartyle dolu olarak yayanına Oe-vam etmektedir.
çeklerini Yağmur ve Toprakın mütevazı aalüfelertnclcn öğrenmeniz ■nOmkOndOr. -On aylık abone bedeli 108 kımu Adres: PK SS Ankara.
fion sahifey! makineye vermeye mecburuz. Her halde yazacağın haber. 40 satın geçmesin!
Jorj. yaa işleri müdürünün bu İhlarına itiraz etti.
— tmkâöı yok. Bu kadar km yasamam Bunu bütün tafsllâ-tiylc yazabilmek için bana gazetede en u 200 satırlık ve üç sütunluk oir yer ayırmalısınız. Bir erkeğin karısını »e çocuğunu nasıl öldürdüğünü, sonra kendi hayatına da nasıl kıydığını yA*H ra ğrm
— Pekâlâ - istetiiğğlD kadar yaz. yalnız çabuk ol.
Jorj. masanın beşma oturarak süratle yazmağa başladı. Dimağı eski berraklığını ve cev-vaiiyeüıü bulmuştu. Yanlarını tashihe lüzum görmeksizin dur madan yazıyordu. Arkadaştan onu hayretle süzüyorlardı.
Bir aralık başını birdenbire yukarı kaldırdı, dalgın nazarlarla etrafına bakındı. Gözlerinin önünde beliren biı haya-1“ baktığı seziliyordu. Yaa İşleri müdürü, kendirini tebrik kin yanına yaklaştı.
— Bravo Jorj, frazeteclllk a-tetl. yeniden içinde parladı. Bütün bu malûmatı nereden aldın. Bunu öğrenmek istiyorum.
— Facianın gözlerimin, önünde cereyan etmiş olduğunu tfate biraz evvel söylememiş miydim? Rica ederim, beni rahat bırakınız da yazımı bitireyim
Jorj. tekrar başını kâğıdlann üzerine iğerek makine süratiyle yazısına devam etti. Harici bîr kuvvetin İltica düşüncesini sevk ve İdare ettiği görülüyordu İkide bir yazdığı kâğıd-lan yan işleri müdürünün ma-rasma fırlatıyor, o dn okuduktan sonra mürettiphaneye gönderiyordu.
Jorj, nihayet durdu:
Yazımı bitirdim, diye söylendi!
Yazı işleri müdürü son kâğıdı da okuduktan sonra:
— Pek mükemmel’ Muharrirlik hayatımda bundan daha İyi yazılmış bir röportaj daha görmedim. Btı fedayı, bfitiin r:ınlılı*ıybı belirtmek |r|n h!~ bir noktayı İhmal etmedin. Yazıya iki gencin şairane fajva-vaciyte başladın. Sonra aralarındaki geçimsizliği anlattın.
□TABET SAKATI
MEŞHUR HATtFLEB
M. zhrw ümm
Hitabet Sanal ve adabım hOen. gOnÛDerl kendine cvkrrl .. Bu mO-h'.ra «anala merakı olanlar, ocu bu erardraı Öğrenebilir Ver. Fi «ti: 1 lira. Satig tnerterai: (Muallim Fuad GteOye-mbI yayınevi). Adliye kapısı kantonda Meydancık hanında.
DAMLA
Damlıma «3 ûneO rayan Yahya Kemal Heyatlı. Behcd Kemal Cnt-lar. Arif Nihat Asya. Ulufi Turan-boğlu. ismayıl Hakkı Beltaoogbl, taet Halim Onu, Enver Naci Gökçen ve Dr. Nuri Ergene'nin eo gözet yan ve Türleriyle cıkmrytn*.
Seneliği be* Hra olan Damla'ıun yatan öğretmenlerle Öğrenciler için yıllığı (100) kuruştur. tsUyenlere pa-raes örnek dergi de gOndcrmr Adres: IPOîti kutusu 8M İstanbul),
BULMAC
GEÇEN BULMACANIN HALLİ
Soldan sağa: 1 — ZOcacijr. 3 — Ktricrai. 3 — Hemen. Re. ( — Inuıtlşah, S — Rı$etwl, 6 — Kakrok, T — Elekti, S — Nİramİ, 9 — Edena-rak 10 — Noit. Lira.
Yukanflan aşağıya: 1 — Zehirlenen, a — Üremi, idfl. a — Çemişkezek. * — Alcraalan. 5 — Cenap Kemal. 6 — Kerkiyi, 7 — Yar. Tos. Az. 8 - Etek, KuM. |
Ingiliz parlâmentosu ve seçimlerin hususiyetleri
İngiliz saylavının eline yıllık ödeneğinden hiç bir şey kalmaz
On üçüncü asır ortalarında kıral Üçüncü Hanri zamanında gelişmeğe başlayan ve yedi asırlık bir maziye ve ananeye malik bulunan İngiliz Parlâmentosu İngiltere tarihi boyunca büyük roher oynamış ve medeni dünya milletlerine örneklik elmiş İleri tir müessesedir. İn-gillzlerin «Parlâmentoların anası» dedikleri İngiliz Parlâmentosu sadece kanun yapan teşrii bir mahiyet olmayıp kendi İçinden seçilen Eaşbakan ve bakanların icraatını yakından kontrol etmekte olması ve İngiliz kabinelerinin kuvvetini Parlâmentonun itimadından almakta bulunması dolayıfiiyle İngiliz devlet mekanizmasında parlâmento çok mühimdir. Amerikan kongresi bir çok hak ve salâhiyetlere malik olmasına rağmen kııvvei i e raiye ile kuvve! teşrli-yenin yekdlğerinden tamamen ayrıldığı Amerikada kongre İngiliz Parlâmentosu kadar hayati rolü olan bir heyet değildir.
1911 senesinde yapılan Parlâmento kanununa nazaran İngiliz Parlâmentoları ya beş seneden İbaret ömrü tabiisin! ikmal eder veya kiralın bir nutku İle vaktinden evvel fesholunur. Bu tarihten sekiz gün sonra Noml-natlon Day - yeni parlâmento İçin namzetlikler konulur. Saylav namzetleri seçim mın t akalan belediye veznesine 150 Ingiliz lirası teminat yatırmak mecburiyetindedirler. Vezneye yatırılan bu paralar, namzet seçim mıntıkasında verilmiş olan reylerin sekizde birini - yüzde on iki buçuğunu - temin edemediği takdirde belediyece İr ad kaydolunur. Bu şekilde para yatırılması usulü, abes iştigal eden münasebetsiz kesa-nın namzetliklerini önlemek 1-çtn kabul edilmiştir. (Parlâmento kılavuzu) adlı eserin müellifi İngiliz saylavlarından W. J. Brown namzetliğini koymak istediği zaman 150 Ingiliz lirası olmadığından bu paranın ken-1 dişini behemahal Avam Kamarasına seçmek istiyen seçmenler tarafından tedarik edilerek vezneye yatırılmış olduğunu yazmaktadır. - Sahile 127 -
1947 tarihli bir kanun seçim mücadelesinde yapılan neşriyat ve propaganda İçin sarfedilecek para için azami bir nâd tâyin etmiştir. Kanun hükümlerine nazaran beher namzet İçin bir (450) Ingiliz lirası ve bir de köylerde seçmen başına bir peni ve kasaba ve şehirler İçin seçmen başına bir buçuk peni olmak üzere ilâve seçim masrafı yapılabilecektir. Bir namzedin kazanması veya kazandırılması için bu hâdlerden fazla masraf yapılmış ise o saylavın seçimi iptal olunup bir kıymet ifade etmez. işçi Partisi namına seçim mücadelesini açan (Herbert Morrison) an şeker ve çimento sanayii He toptancı kasapların yaptıkları propaganda masraflarını Muhafazakâr Parti mücadele masrafı hesabına geçirmek İstemesi Muhafazakâr Partinin çıkaracağı saylavların seçimlerine ilerde bu maddeyi ile-, ri sürerek itiraz etmek içindir.
Namzetlikler konulmasından yani Parlâmentonun feshinden 20 gün sonra seçimler Polllng Day yapılır. Sabah saat yediden akşam saat sekize kadar açık tutulan seçim yerlerine gelen seçmenler rey vermek istedikleri namzedin isminin yanına bir (X) işareti yapar ve pusulayı sandığa atarlar. Pusulaya başka bir İşaret yapılır veya rey pusul Mi birine gösterilirse bu pusula bir kıymet İfade etinez. Hey verme gizli olmakla beraber parti mümessilleri rey sandıklarının bulunduğu mevkiin dışında durarak tuttukları listelere buraya gelen seçmenlerin İsimlerini ve öğrenebllmlş-lerse bunların kimlere rey vermiş oldukların! işaret ederler Belediyelerde reyler tâdad ve tasnif olunurken saylav namzetleri ve parti mümessillerinin bu muamele esnasında hanr bulunmalarına müsaade edilir (1) Seçimi az farkla kaybetmiş olan bir namzet reylerin bir defa daha gözden geçirilmesini îsUyebülr. (2)
İngiliz saylavlarının yıllık ödenek meseleleri de şayanı dikkattir. Birinci Dünya Savaşından evvelki devrelerde Avam Kamarasına seçilen mebuslara hiçbir para verilmezdi. 1911 senesinde (Loyd Corç) un Başvekilliği zamanında çıkardan bir kanunla saylavlar için (400> sterling yıllık tahsisat kabul olundu. Bu miktar bilâhare (GOO) llrayâ çıkarıldı. İşçi Partisi iktidara geçtikten sonra saylavların yıllığı (1000) sterlinge çıkarıldı. Şahsi serveti olmıyan bir İngiliz saylavı için bu miktar da çok azdır. (Parlâmentomuz) adlı bir eser yazan S. Gordon saylavlara tatminkâr tahsisat verilmesinin hu işi âdeta meslek ittihaz edebilecek profesyonel politikacılar türemesine sebep olacağını ve bu halin İngiliz Parlâmento sistemine uygun düşmiyeceği müUüâasındadır. Parlâmentoda muhalefet partisine başkanlık etmekte olan saylava fevkalâdeden (2) bin sterlin? yıllık ödenek vertUr. Çünkü tngilizler B. Dtsraeli'nLn 1872 senesinde «muhalif parti olmaksızın parlmanter hükümet olmaz» şeklinde İfade ettiği esasa kıymet vererek Parlâmentoda bir muhalefetin vücuduna ve onun kritiklerine behe-mahal lüzum olduğu kanaatin-dedirler.
A. Bossom bir İngiliz saylavının seçmenlerden gönde vasati otuz mektup almakta olduğunu ve bele mıntakası seçmenlerini ilgilendiren bir kanun tasarısı Parlâmentoya geldiği zaman bu miktarın İki üç misline çıktığını eserinde yazmaktadır Seçim daireleri görüş ve hislerini her zaman bilmek istiyen saylavlar bu teması devam ettirir ve bu mektupları behemahal cevaplandırırlar. Bu muhabereler İçin bir saylava senede (80 ilâ - 200* sterling posta ücreti ödemektedir. (31 Bu mektuplara cevap yazmak için tutulan kâtip bütün gün çalıştırılacak ise buna da senede 600 sterling verilmek lâzımdır. Ingiliz saylavlarından Lord Snellt «Eğer ■ hususi bir kâtip tutamamış İse bir saylavın tahammrJ edeceği en büyük işkencenin seçmenlerin yazdığı mektuplara cevap vermek olduğunu...» söylemektedir. İngiliz saylavı Londrada ayrıca bir !-kametgâh kiralamakta veya otelde kalmakla ise yıllık ödenek namı altında aldığı paradan e-ILne hiçbir şey kalmaz
Yazan: B. AK SEL
(1) İngiliz saylavlarından Al-fred Bossom'un (Parlâmentomuz) adlı meri sahife 16!*.
(2* İngiliz saylavlarından Al-fred Bnssotn'un • Parlâmentomuz* adlı eseri sabite 170.
(3> S. Getdon'un (Parlâmentomuz) adlı eseri sahile 93.
İstanbul balkını Itrilendiren bir haber
îsanbulun en eski erzak ma-gazalarından ölüp, iyi, hem de ucuz mal satmakla maruf, Eminönü Meydanında otobüs durağında:
BÜrtlK baklicioGlu MAĞAZAMI kazancının bir kısmım müşterilerine dağıtmak maksadile, ayda 100 liralık, yani senede 1200 liralık erzak he diye 11 bir piyango tertib etmiştir. Hiç bir bedel laleb etmeksizin veya mal al-maça mecbur tutmnkrızın. her istiyene. bütün seneye hükmü olan bir kura numaralı takvim vermektedir. Gördüğü rağbete şükranı olarak, yukankl hediyesine bu aydan itibaren, ayrıca yeni ilâveler yapmış ve keşideleri her ayın 1 nel günü akşamına kadar uzatılmıştır.
1 — 7 Şubat arasında kazananların listesini sunuyoruz,
1 _ vellefendi Nikolayit harasında yarış atı .Kovboy» şansına sahibine 100 liralık bal.
2 — Memleketinizin tanınmış (ismi mahfuz* bir yüksek ses sanatkârına zeytinyağı,
3 — Beykozda Baharatçı sokak 26 No.da Bay Nebll Özsoya Orta yağı,
BÜYÜK DAKLACTOĞLU es-kldenbert aynı yerdedir. Ve hic bir yerde şube.si yoktur.
adetleri
(Baştarafı 4 üncü sabifede) bir Koreli misafirliğe yahut her hangi bir ziyareti yürüyerek yapmaz bu şerefsizlik saylır. Çok zengin iki uşak taraf nd an sürülen, bir ata biner ve sağlarında da uzun saplı bir şemsiyeyi de üçüncü bir uşak açık bir halde efendisinin başı üstünde taşır, bununla beraber bir tekerlek üzerin® oturtulmuş olan tahtırevanlar dahi dört uşak tarafından çekilerek ve sürülerek kullanılır
Din mevzuu Korelilerde diğer Asya milletlerinde Jduğu gibidir, Milâdi tsadan 380 sene evvel burada Buda dini yayılmış ve hükümetin resmi dini olarak kabul olunmuştur buna rağmen Buda inancı burada köklenememiş ve kibar tabakalar Konfiçius'e inanmağa başlamış lardır.
Halk tabakası ise din bahsinde hiç bir yeknartlık göstermezler ve yabanı milletlerde olduğu gibi dag ve ormanlardaki ruhlara tapınırlar. Şeytana ve rulılara tapınma Korelilerin itikatlarının esası olduğu zannedilmektedir. Dağ ruhlarının elyövm tapından bir llâhe olduğu kabul olunmakta ve bu ruh için kurbanlar verilmektedir. Dağlara giden yollarda ve dag geçitlerinde m hraplar görünmekte ve yolcular bu mihraplara yapılan fedakârlıklarla. dini vazifelerim ifa ederler.
Kore kadınları
Kore kadınlarının dışarı çıkması vP yabancı kimselere görünmesi memnudur, bilhassa yüksele sınıl insanları bu âdete riayet etmekle mükelleftirler ve ancak geceleri evlerinden ılışan çıkabilirler, bu beyaz ve yahut yeşil; bürünmüş ve tamamen kapalı kadınlann sokak larda gece sessiz sadasız dolaşmaları bir hayalet biatini insana verir. Kore kadını erkeğinden izin almadan erinin kapısından dışarı çıkamaz ve hattâ bir evin çatısı tamir olunması icap ederse evin sahibi civar bütün evlere haber vererek, Korelilerin evlerinin pencerelerini Kapatmalarını ister. Evlerdeki kızlar ancak on iki yaşına kakar ancak taallûkata görünebilirler, »e evlendikten sonra kİ, pek genç yaşta evlenirler. ancak koca ve taall tıkalından beşinci batına kadar er keklere görünebilirler. Kadınlar kocalarından izin alarak ev eten çıktıktan takdirde kadın arkadaşlarını ziyaret edebilirlerse de, bu çıkışta da tamamen örtülü bir halde veyahut uşaklar tarafından tahtırevanla taşınırlar.
Yirmi yaşında evlenmeyen kızlar daima dedikodu rnevruu-durlar. Kadının sosyal mevkii bu memlekette gayet acayiptir. Evlenen kadının adı yoktur, çocuklukla kıza bir isim verilirse de. evlendikten sonra kadının adı kajrbohu. Koreliler kadınlara pek ehemmiyet ve mev kİ vermedikleri halde, Korede kadınlar ziraat ve iktisadi hayatta, ailenin blnnellce milletin hayatında mühim bir rol oynarlar.
Kadınların vazifeleri
Kadına yükletilen vezalf, Kore kadınını âdeti bir iş hay vara haline sokmuştur. Koreli kadın erkeğin ten bel yaşaması İçin dünyaya gelmiş gibidir. Kadınlar son derece çalşkan-dırlar. ahlaklı, erkeğine son de rece sadık ve mevki! alçak ve orta tabaka kadınlan dikiş dikme ve çamaşır yıkamada ev İşlerinde tc tarlalarda çalışmada fevkalâde faaldirler.
Gençler dahi bir an evvel evlenmek mecburiyetindedirler, evli olmıyan erkeklere cemiyet hayatında yer verilmediği gibi, gene evli olmıyanlar hiçbir resmi veya hususi bir yerdo memu riyet alamazlar. Evlenmeler, de likanlılar ile kızların babaları tarafından kararlaştırılır.
Düğünden bir gün evvel evlenecek kızın bir kız arkadaşı gelinin saç un ki kazken uzundur, bir topuz haline getirir, ertesi günü bir falcı kadın gelinin başına «Bahtiyarlık tacını» takar ve bütün bu alaylar esnasında gelin ses çıkarmaz vc hattâ tebriklere karşı da yalnız başım eğmekle cevap verir. Gelin güvey, hazurun önünde el ele vererek ve boyun eğerek reverans yaparlar, ou suretle evlenmiş olurlar. Koreliler bir defa evlenebilirler fakat bir çoklarının, gerek yüksek ve gerek alçak tabakalarda metresleri vardır. Parasına güvenen bunu istediği kadar yapar ve sosyal hayatta bir mahzur teşkil vtoıez.
Pul vasıtasiyle casusluk!
Harb yıllarında casusluk mühim rol oynar- Bununla uğraşanlar, hesabına çalıştıkları memleketlere, hasımlanna ait haberler göndermek İçin akla gelnılyen vasıtalara başvururlar. İkinci Dünya Harbi esnasında bu tarzda garip bir casusluk meydana çıkarılmıştır. A-merikada yerleşmiş bir Norveçlinin Norveç teki akrabasından bir gence arnsıra posta pullan gönderdiği dikkati çeker. Zahirde bir fevkalâdelik yok..t Pul koleksiyonu meraklısı bir gence gönderilen pullar... Fakat İngiliz casuslukla mücadele teşkilâtı yaptığı tetkik neticesinde ortada mühim bir casusluk olduğunu anlar. Pullan bulunan muhtelif memleketlerin ilk harfleri yanyana getirildiği zaman şu cümle meydana çıkar: «Cephane yüklü on vapur İki Şubatta Bristol’e hareket edecektir.»
Mektubu gönderen adam tevkif edilir ve kafilenin hareke* tarihi değiştirilir.
Cemal Yeşiı’ in Rubaileri
(Başlarafı 4 üncü sahifede*
(Cemal Nadir için)
Her gün gülüşürdük, niye herkes durgun? Son perdesidir geçen, oyun aynı oyun-Bir doğrulabilsen de çizip göstersen. Neymiş gülecek yerleri son yolculuğun.
Cemal Yeşil'ln, eski bir sarayda dolaşan gözleri bütün bir devri dört mısra içine sığdırmasını bilmiş, şimdi bir tarih, eriyip solan bir hatıra haline gelmiş bulunan renkler ve ihtişamlar dekorunu Irreel gibi görünen, fakat derlıı ahengi ile içimizi dolduran enfes bir parça yaratmıştır:
Bahçıvanlık okulu ıslah ve takviye edilecek
Belediyeye bağlı Büyükdere bahçe kültürleri istasyonunda faaliyette bulunan bahçıvanlık okulunun ıslah ve takviyesine karar verilmiştir. Okula verilecek yeni şekil ve ders programının yeniden tesbitl İçin İstasyon müdürü İbrahim Tezcan bu akşam Ankaraya gidecektir. İbrahim Tezcan. Ankarada bir kaç gün kalacak ve Taran Bakanlığındaki alâkalılarla görüşerek, okulun yeni şeklini tesbit eden görüşmelerde bulunacaktır.
Mezeciler de pişmiş yemek teşhir edemiyecekler
Belediye zabıtası tali mat namesi, lokanta vitrinlerinde pişmiş yemeklerin teşhirini yasak etmektedir. Mezeci dükkânlarının vitrinlerinde bir takım pişmiş yiyecek maddeleri teşhir edildiği halde lokantalarda yemek teşhirinin men edilmesi halikında İleri bürüle.ı mahzurlar mezeciler için de varit görüldüğü halde talimatnamede hüküm bulunmaması yüzünden bu teşhire mani olunamamaktadır.
Bu vaziyeti, göz önünde tutan belediye, zabıta talimatnamesine yeni bir kayıt koyarak yemeklerin teşhir edilmesi yasağını mezecilere de teşmile karar vermiştir.
Yal^ulı
Avizeyi,
CcmaJ
aşkla kalbi.
yer
Belçika Kıralı memleketine dönebilecek mi?
Brüksel 14 — Belçika Kıralı Leopold'un Belçika ya dönüp dönmemesi hak nida 19 martta halkın reyi sorulacaktır. Halk •Evet* veya «Hayır» diye cevap verecektir. Oyların yüzde elli beş! »Evet» demezse Kıral tahtından çekilecektir

Gozdrıı söz açar şu mavi. U_ saçtan bu san, fi
Tenden. şuranın kurnalı fi mermer duvarı,
El pençe seğirtir gibidir sofa-q_
da. O
Kopmuş halayık zincirinin g-halkaları q
Ve bu tablonun İkinci kıs- g) mında derin bir sessizlik için- q de uyuyan atlas perdelerin ar- >, kasında vehmedllenl en usta, en renkli çizgilerle, fakat ayni zamanda düşündürerek aksr-t- £_ tiren şair, rahmetli Haşini! da hi kıskandıracak orijinal bir *** sembol içinde öz şiire varmas
"O
Hâlâ kimi saklar bu atlas (D
P(‘i '(5
Gül yaprağı ten sayıklayan raini,,,! >-sedir, yanıp söner görmîyecek bazdan süzülen «özler»!-.
Yeşil'in memleket
topraklarına derin bir bağlı bulunan temiz onun güzelliklerini yer . parlak ve yalın çizgilerle canlandırmıştır. Gölcük ve Abant dörtlükleri bu arada en güze! resimlerdir:
Gündüzleri başka türlü, akşam başka.
Gördüm geçtim, dönüp göz at ra m başka.
Dünyada güzellik mi ararsm demeyin, Botdağ gülü Gölcük'tek iler bambaşka (Abant)
Rastlanmadı yer yüzünde bîr benzerine Vurgun, kimi gördümse, bu dağ dilberine.
Gurbetti masallardaki âşık gibiyim: Bağlandı gönül düşte, güzelliklerine.
Cemâl Yeşil'in yeni bir pencere acsn güzel kitabından daha uzun ve daha etraflı bir tahlil çıkarmayı başka bir makaleye bırakarak kendisini teb-ri|c etmeyi san'at hayatımız adına borç sayıyorum.
Baki Süha rDlBOftLÜ
KONFERANS
SUJİ Halkevinden: 17 Şubat 9$O cuma cünü aaat 18 (le Halkevlm::de bay rikrl Çlçekoglu tararından (Mu. sikimiz nereye cidiyer?) mevzuunda bir (kon(eranı rcıilttekUr. Herke» gckbUlr.
Beyoğlu Halkevinden — Evi-mirde 17/2/tMO Cuma eUnÖ rant 18 de Prof Hilmi Zıya Ülken tarafından •Medeniyetin yayrlmaaml durduran sebebler» kenulu bir konferan» vgri-leeektlr. Clri$ serbesttir.
Kadıköy Halkevinden — DeScrU sanatkâr Utnmızdan Kemal Ntyaıi Seyhun'on jef ve AgrednenllB olunda arııs türlerden mOrekkep bir •KlAsik Tllrk müziği korosu» kurulmaktadır İştirak etmek isteyenlerin İdare mOdürlOtüne müracaatları rle»
Fransız Genelkurmayı 4 subayımıza madalya verdi
Ankara (A.A.) — Geçen yıl ordulararası Spor konseyine katılan Türk delegeleri kurmay albay Ziya Kamat, yarbay Hu-sameddin Güreli kurmay binbaşı Nuri Gücüyener He Paris ataşemlliterimiz kurmay albay Arif Hikmet Uçara, Türk ve Fransız orduları arasındaki dostluğu daha farla sağlamlaştırmağa çalıştıklarından dolayı Fransız Genelkııınıaytnca verilmiş olan madalyalar bugün öğleden sonra Genelkurmay Başkanlığında Fransız ataşemi-literi albay Teton tarafından subaylarımıza türerde tevdi e-dilmlştir.
Törende, Genelkurmay Eğitim dairesi başkam tümgeneral Rüştü Erdelhun, genelkurmay haber alma dairesi başkanı Naci Aka, kara kuvvetleri harekât başkanlığı eğitim grup âmiri albay Necml ökten, Beden terbiyesi umum müdürlüğünden Servet Zengin re basın mensuplan hazır bulunmuşlar-
Ibusİi Gû. Ogıa Lktadt Ak. ¥■!»>
E. 11.33 1.15 9.18 S.39 13,W 1.32 V. S,17 8^7 12,29 15AZ 17.«3 19,U laarcaaoc: tiaöıau cıvan cemal Nadir nkagı Nö U
Ankara - Konya yolu
Konya (Akşam) — Ankara -Konya yolunda her gün muti' ■ -zam kamyon’a posta nakllya'i yapılmasına başlanmışıır. Kamyonla^, ayni saatte biri Konya» dan Ankaraça, diğeri Ankara-dan Konyaya hareket edecek ve bu suretle mektup ve gazeteler günii gününe her iki şehlro varmış olacnktir.
>’hirc
A K
Sahtfe 8
15 Şubat 195»
AÇIK ARTTIRMA ti.E GAYRİMENKUL SATIŞI İstanbul Üçüncü icra Memurlusundan: 949 6125
Mahcuz ve paraya çevrilme-1 sine karar verilen Şehremini' civarında ve Silivri kapı cad-: desl üzerinde Uzun Yusuf mahallesinin Yedi Emirler çeşmesi sokağında eski yeni taj 7 kapı sayılı 1432 ada 27 parsel numaralı 201 metre murabbaı miktarında bahçeli ahşap Ve kftrelr olmak üzere IkJ evin tamamı 2000 lira ipotek fazlasına şamil olmak üzere açık arttırma ile satılacaktır.
Hududu; 1433 ada 27 parsel tapu kaydı gibidir
Mesahası: Kadastronun 1432 oda 27 parsel sayılı tesbittne Köre 261 metre murabboı olup 67.00 metre murabbaı iki katlı Ahşap evin ve 44,00 metre mu-rabbaı bir katlı karglr evin geri kalan arkada bahçedir.
Muhammen kıymeti: Tamamına bilir kişi tarafından 13710 on üç bin yedi yüz on lira değer biçilmiştir.
Gayri menkulün evsafı: He-kimoğlu Ali Paşa caddesinden gidilen ve Silivri kapı caddesi üzerinde üzün Yusuf mahallerinin Yedi Emirler çeşmesi sokanında 7 numaratajlı beden duvarları kısmen k&rglr ve kısmen ahşap ve birinci katı tam amile ahşap ev ile yanında bir katlı beden duvarları kârgir diğer tür evden ibarettir. 7 sayılı evin zemin katı tel: kanatlı kapıdan girilen zemini çimento şaplı koridoru taşlık üzerine birinde yük dolabı olan iki oda arkada yen! yapılmış beden 1 duvarları kârglr İçi ve dışı sı- ; vasız zemini çimento şaplı mut- • fak yeri ve alaturka telâ olup 1 arka tarafa geçilen kapısı vardır. Ayda kırk liraya kiradadır, i Diğer bölük zemin kat: Sokak- 1 tan ahşap camlı kapıdan ge- i çilen zemini mozr.ylîc çini dö- , I şeli antre ve tahta düşeli sofa : ve arkada yeni yapılmış beden ■ duvarları kârgir sıvasız zemini' mozayik çini döşeli aralıkta 1 musluk taşı ve helâ olup arka- be günü yine ayni yer Ve ayni dakl hahrey" geçilen kapısı şatta yapılacak ikinci açık arttırmada bu gayri menkulle temin edilmiş alacak mecmuunu geçmek sııretile en çok arttırana İhale olunacaktır.
Arttırma bedeli haricinde müşteri dellâilye rüsumu, ihale pulu, tescil ve tesellüm masrafı ile gayri menkulün 2C senelik taviz bedelini vermeye mecbur olup arttırma bedeli hemen veya verilen mehil İçinde ödenmezse İcra ve İflâs K.nun 133 maddesi tatbik olunacaktır, ipotek sahibi alacaklılarla diğer alâkadarlarının ve irtifak sahiplerinin gayri menkul üzerindeki haklarını faiz ve masrafa dahil olan iddialarını ilân tarihinden itibaren 15 gün içinde dairemize bildirmeleri ve aksi halde haklan tapu sİ-dil ile sabit olmayanların sataş bedelinin paylaşmasından ha-1 riç tutulacakları, arttırmaya girenlerin şartnameyi okumuş ve münderecatını kabul etmiş addedilecekleri Ve fazla malûmat almak isteyenlerin de 4-3-950 tarihinden İtibaren da-. lrece açık bulundurulacak açık arttırma şart nam esUe kayıt [örneği 949/5125 sayılı dosyada [ mevcut ve keşif raporunda görüp anlıyacaklan İlân olunur. (8275)
Tashih
Sümerbank Alın. Satım
Müessese*!
Tarafından verilen Çimento sanayiine alt müstamel değirmen ve sair denılr aksam ly t e Laklzol boya, kauçuk levha, bakır tel satışı hakkmdakl' Hânda l.akizoi boya İbaresinde boya kelimesi atlanarak Lakl- ’ zol kauçuk levha, şeklinde yanlış yayınlanmıştır.
Tashih ve tavzih olunur.
'si günü saat 10 dan 12 ye kadar tıtanbul Üçüncü icra Dairesinde yapılacak olan birinci açık arttırmada muhammen kıymetin *4 75 ini bulduğu takdirde ihale edilecek, aksi holde ihale en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şar ille satış ikinci arttırmaya t altken 10 gün temdit olunacaktır.
İkinci açık arttırması 30.3.950 tarihine tesadüf eden Perşem-
AKSAM
CRIPIN
HASTALIKLARDAN
ve tec(aui,ettnje&
İÇIK
ASPRO
//vtUjaç uahctoı,' Soğuk algınlığı hallerinde: İki ASPRO tabletini sıcak bir ıhlamur veya çay ile «İmiz, lüzumu d u hioac deracnn gece yatarken buou tekrar ediniz. Erten aabab iyileştiğinizin farkına varırımız. Hararetiniz varsa ; ASPRO'nun harareti düşür düfû bir hakikattir. Her iki saatte bir, ikişer tablet emniyetle alınabilir
Romatizma ağrıları: Ağrının şiddetine göre her iki saatte bir ikişer tablet alabilirsiniz. Böylece sanlarınızın zail olduğunu müşahede edersiniz
Nevralji ve LumbagO : Tercihan yemeklerden aonra ikişer tablet alınız Elde edeceğiniz netice sizi memnun edecektir -
unlarile beslenmektedir.
ARI Pirinç ve Hububat vitamin ve kalori bakımından en mükemmel gıdadır.
SULFADERME ■
YABA MERMfiMİ «
YARA YANIK ÇATLAK ve ÇIBANA KARŞI

dakf bahçeye geçilen kapısı j vardır.
Birinci kat Ahşap merdiven-;' le çıkılan -. fa üzerine yük do- ı labt olan iki oda ve koridor ' üzerine ikisi ic iç* olmak üzere birinde sabit dolabı olan birin- ' d bölük üzerinde üç oda var- 1 dır. Bu kısımda borçlu otur- I maktadır.
Körgir ev: Sokaktan çift i
kanatlı ahşap kapıdan girilen : zemini kara mozayik döşeli ı
antre ve bir koridor üzerine iki ı oda taşlıkta, tek m al tu ocak ve 1 bir kapıdan geçilen bina hart- l cinde belâ ve bitişiğinde bir : katlı beden dubarı mevcut ça- 1 tısız, kapısız, penceresiz oda ı duçarlan vardır. Binanın üstü ı yerli kiremidi İle örtülüdür. Bu evde alacaklı oturmaktadır. ' Her iki evin arkası bahçe olup ( arkada ve sol yan cephesi moloz taşı muhafaza duvarlıdır. ı Ahşap evin üstü de yeril kire- I midi ile örtülüdür.
Satış açık arttırma suretiyle ı ve peşin para ile yapılacağın- ' dan arttırmaya gLrecekierln ■ muhammen kıymteln % 7,5 u I nlsbetinde pey vermeleri veya [' milli bankanın teminat mele- > ı tubu getirmeleri İcap eder. 11 Birinci acık arttırma 20.3 950 ,: tarihine tesadüf eden Pazarta-ı
>■ ■ —— II
Alâkadarın Nazarı Dikkatine
(İplik ve poplin kumaşlardan yapılmış hazır ve ıemarlama erkek gömlekleri, pijama, eşarp, kravat, İç çamaşırları ve bunların anbalâjlan İçin kullanılmak illere.)
S Ü RP R i Z
Markası 29.12.tMS tarihinden İtibaren 15 sene müddetle, İstanbul Mahmııtpaşa Kefeli iıan 41 numarada İcrayı ticaret eden FİKRET İŞİN namına tesçll edilmiştir.
SÜRPRİZ markalı gömlek ve pijamalar için ikramiyen piyango tertip etliğimiz bugünlerde, bazı ticarethanelerin SÜRPRİZ kelimesi".! gömlek ve pijama satışlarında iltibasa mahal bırakacak şekilde kullandıkları müşahede edildiğinden keyfiyetin kanunen memnu bulunduğunu ve aksine hareket edenler hakkında hukuki ve cezai takibata glrlşl-kaeginl ve mahrumiyeti kâr ile duçar olunacak zarar ve ziyanların talep olunacağım bildirmek ve herhangi bir mağduriyete mahal bırakılmamak üzere keyfiyet ilân olunur.
L -
TÜRKİYE KREDİ BANKASI A ü
Tasarruf hesapları ikramiyesi
14 Nisaa 1950 de çekilecektir
Hu çekilişten istifade için
1 MART 19- O
Oiınüne kadar hesap artırılabilir.
GRİP - BAŞ-DİŞ ve ROMATİZMA -AĞRILARINA KARŞI
OSMANLI BANKASI
Türk Anonim Şirketi. Tesis tarihi: 1863
Sennnyed ■-
Merkezi İdaresi: İstanbul — Galata Istan bulda: Yentcaml Beyoğlu, Kadıköy ve Şişlide ve Tûrkiyenln başlıca şehlrterlle...
• Paris, Marsilya. Londra Mancester. Mısır. Kıbrıs. İrak. Filistin ve Maverayı ürdûnde.
şubeleri;
Suriye ve Lübnanda
Riyalleri vardır
Her türlü banka muameleleri yapar
Çok müsait faiz şartlarlie tasarruf ve mevduat hesaplan açılır
Tasarruf Hesaplan içto üç ayda bir ikramiye keşideleri yapılır.
Daha facia malûmat almak İçin UsmaoLı Bankası Gişelerine müracâat edilme ildir
ZAYİ — 4920 No.lu maaş cüz-da mm, nüfus ve nıühürümü zayi ettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hlikmiı yoktur. I
Flrdevs Şenal |
ZAYİ — İngiliz Hayıskııl öğrenci tramvay pasomu kaybettim. Hükmü yoktuy.
_______Sablba jJrçüblS
ZAYİ — Tıp fakültesinden aldığım 753 numaralı hüviyetimi kaybettim. Hükmü yoktur.
Avnl Domaniç
j ZAYİ — Şişil orta okul mii-dûrlügünden aldığım pasoyu kaybettim. Yenisini alacağını-dan eskisinin hükmü yoktur. | I B den 71 No. lu
Mehmet Kemal
Maliye Bakanlığından:
Malın Nevi Geçici teminat
Lira
Balya Kapak Tahtası Satışı 150
Kırpıntı kâğıt * 225
Kullanılmış Çay Sandığı > 15
Beşiktaş'ta Develt Kâğıt Deposunda hâlen mevcut ve iha-ı tarihinden 28 Şubat 1951 tarihine kadar toplanacak olan
le . .
yukarda yazılı malzeme açık arttırma ile ayn ayrı ihale e-dllecektlr. iteklllerin teminat paralarlle birlikte 2C Şubat 1950 pazartesi günü saat 14 te mezkûr depoda hazır bulunmaları.
(1584)
Devlet Denizyolları ve Limanları işletme Genel Müdürlüğü İlânları
1 — İstanbul limanı bölgesi içinde, gemilerimize verilecek lhraklyellk kömürlerin, İhalenin müteahhide tebliğ! tarihinden İtibaren 31/12/1950 tarihine kadar toptan taahhüde verilmesi pazarlıkla eksiltmeye konulmuştur.
2 — Pazarlık 24/2/1950 cuma günü saat 15 de Tophanede Genel Müdürlük Alım Satım Komisyonunda yapılacaktır.
3 — Yapılacak İşlerin takribi muhammen bedeli 200.009 lira geçici güvenmesi de 5000 liradır.
4 — İsteklilerin 21/2/1950 akşamına kadar İdareye müracaatla ehliyet belgesi al m alan, pazarlıktan önce komisyondan alacakları bir yazı İle güvenme paralarını İdare vetnc-slne yatırmaları ve şartnamede yazılı belge ve makbuzlarde birlikte belirli tarihte komisyonda bulunmaları lâzımdır.
5 — Şartnamesi her gün komisyonda görülebilir.
Sayın Doktorlara
BENERVA - REDOXON ACETTYLCOLıNE
ile boğaz İltihaplan İçin [■
PENİCİLİN PASTİLLERİ
3 ay muafiyet veren
ESSO BACTULİN NEZLE AŞISI Gelmiştir. _______________TAKSİM ECZANESİ
Açık arttırma suretiyle arsalar satılacaktır
Ya/ora Belediyesinden:
1 — Satılacak arsalar Yalovada çarşıya 100. denize ve plaja 50 metre mesafede. Kaplıca yolü üzerinde, denize, dereye nar.ır, nıeyva ve çiçek bahçeleri arasında en mutena manzarayı haiz olan 18 parça arsa ayn ayn. nısfı peşin ve diğer nısfı aylara müsavi taksim edilmek suretiyle iki sene taksitle 2490 sayılı kanun gereğince açta arttırma suretiyle satılacaktır.
2 — Bu İşe alt şartname ve yapacakları bina tipi plânı belediyemizde her gün görülebilir,
3 — ihale 28/Şubat/1950 Salı günü saat 14 de Belediye Encümeni huzurunda yapılacaktır.
4 __ Muvakkat teminat beher parselin muhammen kıy-
metinin % 7.5 dur Arsalar 18 parsel olup her parselin tahmini metre murabbaı flatı 150. 200 250 kuruştur. Gaye Yalovayı güzelleştirmek ve büyültmek amacına matuf bulunduğundan flatlar çok ucuz olarak tesblt edilmiştir Parseller 450. 550, 750 metre murabbaı diri ar.
5 — Arttırmaya girecekler İhaleden İki saat evvel talip olacakları arsanın tahmin flatı üzerinden % 7.5 pey akçelerini belediye veznesine yatırmaları lâzımdır.
8 — İhaleyi yapıp yapmamakta komisyon sei&hiyetlldlr. (730)
(1984)
I
ZAYİ — 1707 sayılı 13.7.194Ö' günlü çıkış beyannamesini zayi! ettik. Yenisini çıkarıyoruz. Eskisinin hiç bir hükmü yoktur.
| Karaman Limited «UfcaU(
TÜrtKİYE ECZACILARI CEMİYETİNDEN:
Cemiyetimizin senelik, umumi heyet toplantısı 14 Mart 1950 Salı günü saat 14 te Cağaloğlunda Etibba Odası Salonunda yapılacaktır. Cemiyete kayıtlı azanın teşrifleri rica olunur.
Not: Dünkü ilânımızda toplantı günü 14 Mart yerine sehven 28 Şubat yazılmıştır. Tavzih olunur.
T, C. Merkez Bankası
İzmir Şubesi proJe müsabakası hakkında:
Mutabıklarca sorulan bazı hususlar, hazırlanacak umum! bir sirkülerle cevaplandırılacaktır. Bu sirküler 10/Mart/i950 tarihinden itibaren bankanın idare merkealle İstanbul re İzmir şubelerinden alınabilecektir.________(1P30>
öksiirenkra KATRAN HAKKI EKREM
Devlet orman işletmesi Araç Müdürlüğünden
1 _ İşletmemizin Kar kalmaz bölgesinin Araç merkez istif
yerinde mevcut 2015 adet dengi 1043.997 M3. müsaderell çam tomruğu (8) parti halinde 0/2/950 tarihinden ltlDaren 25 gün müddetle açık arttırma suretlle satışa çıkarılmıştır.
2 — Arttırma 3/3/950 cuma günü saat 15 te Araç işletme müdürlüğünde toplanacak komisyon önünde yapılacaktır.
Beher metreküpünün tahmini bedeli 80 lira olup her parti lçüı % 7,5 hesabüe geçici teminat alınır.
3 — Bu İşe alt şartnameler Ankarada Orman Genel Müdürlüğü ile Merkez Orman İşletmesinde. İslanbulda Bahçe kapı Liman han Kat 1, No. 1, Ormanl^letmeslnde Ve Kastamonu, Karabük, Daday, Bartın İşletmelerlle işletmemizde görülebilir.
4 — isteklilerin belli gün ve saatte müsbit evrak ve ilk
teminatları Ue komisyona müracaatları. (1875)

Comments (0)