I
AKŞAM Ispor
Sene 32 — No. 11262 — Fiatl: her çerde 10 kuruştur. CUMARTESİ 18 Şubat 1950 Sahibi: Necmeddin Sadak — Yazı İşlerini fiilen idare eden C. Bildik — Akşam Matbaası,
Ortaokul ve lise imtihan yönetmeliği değişiyor
İlkokul öğretmenlerinin de terfii için kadrolarda tadilât yapılıyor
Ankara 18 (Akşam) — Milli
Eğitim Bakanlığı, şimdiye kadar yürürlükte olan ortaokul ve lise bitirme imtihanları üzerinde tâdil ât yapmak İçin Tâlim ve Terbiye Dairesine salâhiyet vermiştir. Tâlim ve Terbiye Dairesi bu salâhiyete istinaden, lmtl-\han yönetmeliği ile imtihnalar-dan ve İmtihan neticelerinden eldeBedllen tecrübelerle imtihan yönetmeüklerml değiştirmeğe karar vermiştir. Ortaokul ve ilse bitirme imtihanlarına giren devamlı talebeler ve hariçten bu imtihanlara girenler, yeni imtihan yönetmeliğine tabi olacaklardır. Buna göre talebeler. muayyen ders adedi nazarı İtibara alınmamak suretiyle ve zaman meselesi bahis mevzuu olmadan verbes bir şekilde imtihana girebilecekler ve başarı gösterilen dersler bir hak olaıak kalacaktır.
Tâlim ve Terbiye Dairesi varmış olduğu hu neticeyi en kısa bir zamanda Bakanlığa bildirecekti?. Önümüzdeki İmtihan devresinde bu yönetmeliğin tat-edilmesi kuvvetle muhtemeldir.
İlkokul öğretmenlerinin terfileri
Ankara 18 ı Akşam) — İlkokul öğretmenlerinin aylık kadrolarıyla ilgili *>283 saydı kanuna bağlı 1 numaralı cetvelde değişiklik yapılmasına Milli Eğitim Bakanlığınca karar verilmiştir. Bakanlık. 4598 sayılı kanun gereğince, hâlen iki üst dereceden maaş almakta olan İlkokul öğretmenleri sayısının artmakta bulunduğu, bunların terfi işlemleri tekemmül etmiş elduğu halde terfi haklarım alamadık-

larmı ve bu vüzden mağdur olduklarını nazarı itibara alarak, bu değişikliği yapmaktadır.
Öğrendiğime göre, İlkokul öğretmenleri kadro sayısına halel gelmemek üzere 20 liralık kadrodan 150 Rlîl. 25 liralık kadrodan 100 kişi. 30 liralık kadrodan 50 kişi düşürülecektir. Buna mukabil 35 liralık kadrolara 150 kişi. 40 liralık kadrolara 100 kişi, 50 liralık kadrolara 50 kişi ilâve edilecektir.
Diğer taraitan 1100 ilkokul öğretmeni İki üst dereceden maaş almakta olması ve 300 kadronun yukarıya doğru kaydırılması Ue bütçede bir tahsisat ayrılması leab etmektedir Bütçe müzakerelerinde bu husus ehemmiyetle nazarı dikkate alınacaktır
1 numaralı cetvel üzerindeki çalışmalar sona erdikten sonra iki üst dereceden maaş almakta olan ilkokul öğretmenlerinin bu suretle terlileri yapılmış olacaktır.
Turistlere
ko'ty'ıklar
Dün Valinin
riyasetinde bir toplantı yapıldı
Maliye ve Millî Eğitim bütçeleri
Dün fi. Millet Meclisi
tarafından kabul edildi
Maliye Bakanı İsmail Rüştü Aksal
Milli Eğitim Bahanı Tahsin Bangımğlu
Tarihi türbeler
T a«an, önümüzdeki hafta Mecliste görüşülecek
Ankara 17 — Tarihî türbele-
rin açılması hususunda Bakanlar Kuruluna salâhiyet veren kanun tasarısı önümüzdeki hafta İçinde Büyük Millet Meclisi umumi heyetinde müzakere e-düecektlr.
Bu türbelerden hangilerinin açılacağını Bakanlar Kurulu tâyin edecektir. Başta Fatih ve Yavuz olmak üzere Mili! tarihe parlak sahlfcler yazdırmış ünlü kahramanların türbeleri tasan kanunlaştıktan sonra açılacaktır. Meseleye Meclisin bugünkü toplantısında Nâzım Poroy tarafından da temas olunarak bu anıtların Türk milletine açılmasının terbiyeyi bakımdan lüzumu izah edilmiştir.
C umhurba şka nının kabul ettiği heyetler
Ankara 17 — Cumhurbaşkanı İsmet İnönü bugün Çankaya’da Konya milletvekilleri Dr. Hulûsl Alataş. M. Saklr Altan, Adil Binai, Sedat Çumralı, Dr. Faik Düdar. Raslm Frol, Şevki Ergun, Fatln Gökmen, Hulkl Karagülle. N. Hâsım Onat. Halis Ulusan ile beraber Konya C.H.P. Başkanı Vehbi Bilgin başkanlığındaki Konya U idare kurulu başkan ve üyeleri, ticaret ve etlbba odaları üyeleri, Belediye meclisi vc 11 daimi encümen üyelerile Konyanın 14 ilçesi CBJ. ilçe idare kurulu üyelerinden müteşekkil bir heyet ile Çankırı heyetini kabul etmiştir.
Komünist Çin lideri Moskovadan ayrıldı
Stalin, Kremlin'de Mao-Tse-Tuny ile dış bakanı şerefine ziyafet verdik Londra 18 (Radyo) — Moskova radyosuna göre, iki buçuk aydanberi Moskova'da Sovyet ricaliyle müzakerede bulunarak iki hükümet arasında otuz senelik bir İttifak muhadesl ak-tetmiş olan komünist Çin lideri Mao - Tse - Tung, çtn Dışişleri Bakam Şuenlay dün Moskovadan ayrılmışlar ve istasyonda Sovyet Başbakan Yardımcısı Molotof İle Dışişleri Bakanı Vlşlnskl tarafından uğurlanmışlar dır.
Mareşal Stalln evvelki gece Çin heyeti şerefine Kremlln’de resmi bir ziyafet vermiş ve tebliğe göre, toplantı «sıcak ve dostane bir hava »İçerisinde cereyan etmiştir.
çtn liderleri Pekln'e döner dönmez, İlk işleri her halde Sovyet Rusya ile akdedilen 30 yıl süreli yeni Itlfak andlaşma-Slru
onaylamak olacaktır.
Yunan çeteleri
Çin Komünist Lideri Mao - Tsc - Tunç
Vaşlngton 17 (AK) — Birleşik Amerika hükümeti komünizmin Uzak Doğudaki yayılışını durdurmak için giriştiği gay-
Bildırlldiğine göre, aynı za-CO manda yetkili makamlar Çin^ Hindlstam ve Thailand’ın drf) askeri İhtiyaçlarını vc bu metil* leketlere yapılması melhuz yardımın şekli ve vüsatim incelemektedirler.
Ankara 17 — Büyük Millet Meclisinin bugünkü toplantısında Dışişleri Bakanlığı bütçesinin müzakeresinden sonra Maliye Bakanlığı bütçesinin görüşülmesine başlandı. Bütçenin tümü üzerinde söz alan olmadı, maddelere geçildi.
Halkevleri tahsisatı
Kemal özçoban. Halkevlerine
1 milyon 250 bin Ura tahsisat ayıran madde üzerinde konuşarak bu paranın daha başka memleket ihtiyaçlarına tahsisini İstedi. Haşan Dinçer de bu fasla bir son verilmesini söyledi. Neticede Halkevlerine bu sefer de 1 milyon 250 bin lira tahsisat ayrılması kararlaştnl-dı.
(Arkası s&hife 2 sütun 3 de>
Kibrisin Yunanislana ilhakı propagandası
Rum piskoposu ilhak lehinde propaganda için İngiltere ve Ameri kaya
bir heyet
gönderiyor
Lefkoşe 17 (AP) — İngiliz idaresindeki Kıbrıs adasının Yunanlstanla birleşmesi lehindeki gayrı resmi plebisiti geçenlerde tertiplemiş olan Kıbrıs Ortadoks Kilisesi, bugün, Kıbrıs Kumlarından müteşekkil bir temsilci heyetin yakında Atina, Londra ve diğer Avrupa başkentleri ve Birleşmiş Amerlkayı ziyaret edeceğini ilân etmiştir.

Tebliğe göre, heyet, Kıbrtslı-ların İmzalarını ihtiva eden listeleri Yunan ve İngiliz hükümetlerine verecek ve tebliğde kullanılan tâbire göre «Kıbrıs halkının haklı talebi hakkında dünya umumi efkârını aydınlatacaktır.»
Tebliğ, Kıbrıs kilisesini idare eden ruhani meclis tarafından yayınlanmıştır.
Pazartesi gönü şehrimize turistlerin geleceği öğrenilmiştir. Turistlere mümkün olan
Zonguldakta işçi bankası kuruluyor Kömür işçilerinin ev sahibi o'maları temin edilecek
kolaylığın gösterilmesi İçin dün Vali ve Belediye ReLsl Fahrcddln Kerim Gökay'ın başkanlığında emniyet, güm-riik, gümrük muhafaza, Deniz- yollan, yolcu salonu. Merkez bankası ve turizm kurulu temsilcilerinin lşttralclle Belediyede bir toplantı yapılmıştır. Toplantıda çeşitli kararlar alınmış ▼e bu arada para değiştirmek hususunda Merkez bnnkasının mümkün olan kolayıı'-ı göstermesine karar verilmiştir, l
Zonguldak 18 (Akşam) — Bölge Ekonomi müdürü vc Amele birliği bankası başkanı Nejat Aytamun bugün tertip ettiği basın toplantısında gazetecilere birliğin faaliyeti hakkında izahat vemılş ve demiştir kİ:
«— İdare kurulumuz birliğimizin geçen senelerde tasarruf ettiği paranın verimini arttırarak işçilerimize sağlanacak yar dunları genişletmek ve kendi-
lcrlnl ev sahibi yapmak gibi düşüncelerle bir işçi bankası kurulmasına önayak olmağa karar vermiştir. Bu hususta lâzım gelen müsaadenin verilmesi İçin Bakanlığa müracaat e-dilmlşUr. Dört, beş milyon hra sermayesi olacak olan bu bankanın yarıdan fazla hissesini birliğimiz temin edecektir. Banka hazırlık komisyonumuz bugünlerde çalışmalarına başlayacak tırj

Şahsa ait ormanlar sahiplerine geri verilecek

Atin anın Arnavutluk ve Bulgaristan aleyhindeki ithamları
I
Spor sarayı
Belediye tarafından Beden Terbiyesine satıldı
Lake Success, 18 (AJL) — (AFP): Yunan hükümeti, hudutlarında Arnavutluk ve Bulgaristan tarafından yaratılan tahammül edilmez durumu Birleşmiş Milletler nezdinde protesto etmiştir.
Birleşmiş Milletler Genel sekreteri Traygve Lle’ye hitaben
Hazırlanan kanun tasarısı, Adalet komisyonunda son şeklini aldı
İstanbul Spor ve Sergi yınm Beden Terbiyesine ması için Belediye ile Terbiyesi genel müdürlüğü a- temsilcisi Alexİ3 Yrou. bu iki rasın da bir anlaşmaya ' “ ’■*" —ı-
mıştır. 3.700,000 liraya Sergi sarayının bedeli Terbiyesince beş senede çektir.______________
Meşhur piyanist îturbi geliyor
Ankara 18 (Akşam) — Ame-
sara-
satıl-
Beden yazdığı mektupta Yunanistan
varıl- ı memleketi bilhassa 10.000 çete-satılan ciyl barındırmak ve askeri bir Beden eğitime tâbi tutmağa devam ödene-
etmekle İtham etmiştir.
Mısır 2 Yunanistan 0
Kahire 17 (AJL) - (Afp).
Doğu Akdeniz futbol tumuası-— n.uc- nm Uk maçında Mısır Yuna-rlkanın tanınmış piyanistlerin-!n,staru 2-0 mağlûp etmiştir, den vc filim yıldızt Joze tturby (ı önümüzdeki haftalar içinde üç[ konser vermek üzere İstanbula gelecektir. Hâlen Lonrtrada bulunan sanatkârı Türkıyeye davet eden konser organizatörleri gereken hazırlıkları tamamlamışlar, iki hafta sonrası için tertibat almışlardır. Sanatkârın üç konseri klâsik ve caz müzigL üzerinde tertiplen-
Ankara 18 (Akşam) — Şahıslara alt ormanların devletleştirilmesine Bit 4785 numaralı kanunun tâdiline dair tasan Adalet komisyonunda son şeklini almıştır. Bu tasarıya göre, şimdiye kadar bir miktarla tah-did edilmiş elan ve Devlet ormanlarıyla ilişiği olmıyan bütün ormanların sahiplerine Ladesi kararlaşmıştır. Ayrıca gene bu tasarıya göre, bu şekilde olan ve köylerin mânevi şahsiyetleriyle belediyelere ait ormanlar da 2000 dekarı tahdide tabi tutulmaksızın köylere İade edilecektir.
Ana Orman Kanununun de-
ğlş tlrllm esine dair diğer kanun tasarısı üzerindeki da bitmek üzeredir.
Orman genel müdürlüğü 1950 bütçesi
Ankara 18 (Akşam) — Orman Genel Müdürlüğü 1950 bütçesi Meclis gündemine alınmıştır. Bütçe 846 bin 939 liradır. Şimdiye kadar Türkiye orman sahasının yüzde 34 ünü bulan 3 milyon 582 bin hektar ormanın tahdidi yapılmıştır. Geri kalan ormanların amer.ajman işinin 10 yılda bitirileceği umulmaktadır. 1050 yılında ormanların en (Arkası sahile 2; sütun 7 de)

AKŞAMIM
-BuKüK • ANKETİ
Gelmediğini zannettiğini...»
Anadolu Ajansının bir telgrafından alınmış şu cümle, İstanbul gazetele-
rinde serlevhalara bile geçmiştir:
«Başkan Truman, şimdiki halde Stalin'Ie görüşmek zamanı gelmediğini zannettiğini ilâve etmiştir.»
İngilizce, pek reybî bir dildir. Yani, Ingilizler ve A-mcrikalılar, bize lüzumsuz gelecek şekilde «zannederim, öyle düşünürüm» tabirlerini kullanırlar. Arabçn, Farsça, Fransızca, derken, Türk-çemiz, şimdi de İngilizcenin nüfuzu altında, boyuna «sanırım» tâbirine çatıyor. Bunu hiç değilse Tiirkçenin güzel şekilleri içinde ifade etmeli:
«Başkan Truman, şimdiki halde Stalin'le görüşmek zamanı gelmediği zannmda bulunduğunu...» denebilirdi.
Türkçeyi yayan nıücsse-selerimizin titiz davranmalarını beklemek hakkımızdır.
HIMHIMI IN (OüL.
Vali Profesör Fahreddin
Kerim Gökay’ın listesi
Anketi yapan: SADEDDIN GOKÇ^PINA^]
Vali ve Belediye Başkanı profesör Fahreddin Kerim Gökay’t Belediyedeki makamında ziyaret ettim. Anketimizi alâka ile takip ettiğini söyledikten sonra dedi ki:
— Ben. son elli yıl İçinde hayatımıza müspet tesiri olan şahsiyetlerin başında Atatürk'ü görürüm. Onu müteakip İnönü' yu zikrederim. Bu İki şahsiyetin hizmetlerini izaha lüzum görmüyorum: bunlar herkesçe malûmdur.
Hayatımıza müspet cepheden tesir etmiş diğer şahsiyetleri kendi kendime düşünmüştüm. Bence bunlar, hayata gözlerini kapamış insanlardır. Bununla beraber hâlen hayatta olanlar arasında yaşayışımız üzerine müspet tesir göstermiş değerde şahsiyetler olduğuna şüphe yoktur. Fakat ben onlardan bahsetmek İstemiyorum.
Vaü Profesör Fahreddin Ketim Gökay.
Liste
1 — Atatürk
2 — İnönü
3 — Ziya Gökalp: İçtimai mektep kurmuştur-
4 — Âkil Mühür: Helttm. hoca, münevver adam.
5 — Kâzım Earabekir: İstiklâl Harbinden! hizmetleri
C — Es bak Sadrazam Tevfik Paşa: Devlet adamı. Londraya murahhas olarak gittiği zaman sözü Ankara temsilcilerine bırakmak suretiyle en büyük Jesti göstermiştir.
7 — Prens Saba haddim Hür fikirli ve ekole sahip.
8 — Abdülhak Uâmid: Abdül-hak Hâmld olduğu için
9 — Süleyman Nazif; Frakı Irak ve Batarya ile ateş.
10 — Refik Saydam: Cumhuriyet devrinin modem sıhhiyeciliğini kurmuştur,
11 — Mustafa Necati: Efe
(Arkası 5 inci sahifede)
A K
M
A £ Ş A LI
18 Şubat İ&50
Sabife 2
Hafta Sonu Notları
Sabah Gazeteleri Ne Diyor ?
Kalın haklar* ince haklar edenlyet ilerledikçe hak mefhumu da yeni İn-
celiklere bürünüyor, öyle bir takım haklarım» vardır ki bunların devlet tarafından kanunlarla korunması pek tabii olmuştur Tecavüze uft-rasak Hanım mütecavizin yakasına yapışır Paramız çalınsa polis hart kete geçer. Alacalımız olsa mahkeme bunun ödenmesine karar verir: ödenmezse icra zorla ödetir İşlen mütevellit haklar kanunlarln korunmuştur. Dalın ne bileyim, kanunlar. rızanız olmadan falınıza dokunulmasına müsaade etmemektedir.
Fakat bütün banlar, tâbir caizse insanların «calin hakları» dır. Medeni memleketli r(ie butun bu haklar çoktan tanınmıştır. Bir de İnsanların «ince haklan» var ki medeniyet ilerledikçe bu hakların korunmasına son derece ehemmiyet veriliyor, işle «telli baklan» bunlardan biridir.
?arkı yapanın hakkı
dam çıkmış bir şarkı yapmış. Siz de beğen-
mişsiniz. Sesiniz de gürel. Gidip bir çalgılı raurino ile ani ayma yapıyorsunuz «Bana gecede clil lira verirsen ben müşterilerin" her gece bu ıjarfayı aoylcriırt» diyorsunuz ve başlıyor»unuz şarkıyı söylemeye, paralan da cebe ■taıaya.
İşte burada blı hak yenmektedir Şarkyt japan adamın hakkı Kııranciığuıız paranın bir kısmını ona vermek mecburiyetindesiniz. Dünyanın butun İleri memleketleri bu hakkın üzerine, müellifin, mütercimin, bestekârın. ressamırı hakkı fi-«erine titremektedir öyle dikkatli bir teşktıâl vücuda getirilmiştir ki bir şarkı dünyanın hangi çalgılı gazinosunda ka' defa söyleniyorsa ondan kazanılan para kinden şarkıyı yapanın hakkı ayrılarak bestekara gönderilmektedir. Kimse kimsenin romanını bedavadan basıp satışa çıkaramaz. Kimse kimsenin plâğını sahibine sormadan ikinci bir defa dolduramu. Parasuu aşıra-madiği gibi hikâyuini, fıkrasını, resimlerini, hattâ cümlesini, kısaca kendisine mahsu- bir buluşu aş ırama» Ondan kim faydalanmak isterse bulanın hakkını öder, ödemediği takdirde zorla 6-de tirler.
İlkbahar modası etrafındaki sır
ilası hangi yenilikleri İhtiva ediyor biliyor musunuz? Bilemezsiniz. Çünkü gizil tutulmasına karar verilmiştir. Hiç bir Fransız gazetesinde ilkbahar modasına uygun Wr elbisenin, mantonun, bdr tayörün nasıl olduğunu anlatan bir yan, bir fotoğraf, bir resim yok.
Halbuki bu el bineler yapılmıştır. Hattâ Paris moda merkezlerinden Chriıstlan Dior terzihanesi yarattığı yeni modelleri göstermek ü-■ere bir defile yapmış. Toplantıya Paristekl yeril, yabancı gazetecileri de davet etmiştir. Fakat müessese bu elbiselerdeki yeniliklerden İS marta karlar gazetelerde bahsedllmemeslnl, fotoğraf, desen neşredil memesin i istemektedir. Çünkü terzihanenin bulduğu yeni elbise modellerini çoğaltma hakkı A-merlkada ve dünyanın başka memleketlerindeki ban hasar elbise yapan mûessese-lere satılmış hrlıınm»t-t»r1ır Bu elbiseler ancak 13 martta hazır olacak Ve satışa çı-kartlacakür. Daha evvel bahsedllmlytcek. çünkü Christian Dior terzihanesinin ilkbahar modalarında yaptığı yenilikler daha evvel irşa edilin» herkes bu modellerden kendi kendine yapmaya kalkacağından modelleri çoğaltmak hakkını satın almış bulunan müesseseler zarar edebilirler.
Binaenaleyh Paris gazete ve mecmulart bu hakka riayet ediyor; hiç bir haber, resim, fotoğraf neşretmiyorlar.
Bizde telif hakları
İzim memleketimizde dc kanunlar var. Va-
tandaşların haklan korunuyor. Son yapılan kanunlarla İşten mütevellit haklarda — kİ nispeten ince haklardır — emniyet altına alınmıştır. Fakat nedense, bütün medeni memleketlerin korumakla lfUhar ettikleri telif haklarını, muharririn, ressamın, bestekârın hakkını korumaya bir türlü «ıra gelmemektedir Elde saltanat zamanından kalma eski bir telif hakları kanunu var kİ o zamandan bu yana çok İncelmiş bulunan telif haklarını korumaya kifayet etmiyor. Fikir malısulleri torla mahsulleri kadar korunmak talihine henüz erişememiştir. Herkes birbirinin buluşunu, getirdiği yeniliği istediği gibi alıp paraya çevirmektedir. Telif h ıklarını koruma cemiyeti hazırlanan yeni projenin Meclisten nun olarak çıkması için puup duruyor.
Biz, de telif haklarını rudugumuzu acaba ne
man bütün dünyaya İlân e-decegtz? Çok geç kalmadık mı?
Milletin zaferi
Ahmet Emin Yalman VATAN’ da Seçim kanununun Büyük Millet Meclisi tarafından kabul «Milimi»«ini yorumlayarak diyor U:
«Tarihimizde büyük zaferler çoktur. Fakat 17 şuont 1950 günü ekle edilen zafer bunların, en büyüklerinden, en hayıriıitmn.-dan, ne faydalılarından biridir çünkü bu zaferi kendi içimizdeki İhtiras şeytanlarına, kötü siyaset luj'aneJ erine karşı elde ettik, bu sayede emniyet denilen sihirli kudreti bayatımıza sokmak yolunda ilk esaslı adımı attık. Bunu temel tası yapmak suretiyle nice yüce blıudar kurınnk İmkânı onümüade acıtmıştır. Milletin necat beratı olan Seçim kanununa beraberce ve ittifakla beyaz rey vermek imkanın» bulan İktidar partisi ve ana muhalefet partisi bu güzel hareketleriyle, menhus bir talihi en esaslı bir s&lıada yenmişlerdir, milletin istik baJLnln yolunu aydınlatmışlardır»

Seçim ve basın kanunları
hUbRİYET gazetem ₺M-
makalesinde »çim kanununun kabulünden bahsederek diyor kİ:
«Buna Demokrat Partinin kontrol kabiliyetine olduğu kadar Şeoueddln Günaitay hükümetinin İleriyi görme arzusuna medyunuz. Basının hür olmadı ğı memleketlerde seçim hürrİye tinin de bulunamıyacağı bugün herkesçe bilinen bir hakikattir. Bu itibarla hür bir Basın Kanunu, yeni Seçim Kanunumuzun tamamlayım ve ayrılmaz bir parçası olacaktır. Biz. böyle hayırlı bir teşebbüse Şcmseddln Günal tayın önayak olduğuna şahit olduk. Fakat bu güzel teşebbüsün ayağına acayip bir Basın Kanunu taslağı hazırlayarak btr köstek vurmak tstlycnler oldu. İnşallah yakın zamanda sayın Başbakanımı* kendisini mahçnp çıkaranlardan yakasını sıyırır vc tarih! rolünü tamamla r»

Ekonomi genel meclisi tasarısı
hayruniıldar içinde kalıyorum. Parurın Mm bahar mo-
kaçır-
ko-
Şerlırt RADO
Dün sabahki
îzmirde bir Amerikan muhribi
Vapurların seyrü seferine mâni oldu
Evvelki gün başlayan kesif «la, dtın saat 13 e kadar devam ettiğinden limanda şehir hatları vapurları da dahil olmak üzere hiç bir deniz vasıtası iş-HycmemlşUr. Bu sebeple saat 8 de Bandırmaya kalkması gereken «Sus» vapuru gidememiş, keza şehir hatları vapurları lş-liycmedıği İçin And ad olu yakasında oturan memur, İşçi, ser-bes iBftsMk erbabı ve talebe gibi bir çok vatandaşlar İstanbula inememişlerdir.
İmar müdürlüğünde bir memur vekâlet emrine alındı
Belediye İmar müdürlüğünde Wcn olanlara kolaylık gösterilmek için Vali ve Belediye Başkanı Profesör PohrCddİD Kerim Gokay bazı tedbirler almıştı Bu tedbirlerin iyi neticeler verdiği anlaşılmıştır. Valilik. diğer dairelerde ve İmar müdür lüğünde işlerin intizam ve süratle görülmesini ısrarla islemekledir.
Son günlerde ler neticesinde memurlarından tmrlne alınmıştır.
kûm'-tin Seçim kanununu çıkaracağı hakkında vermiş olduğu aösü yerine getirdiğinden bahisle diyar id:
«Kabine şefi, programını yürütmüş Ve gayTrine vâsıl olmuştur. Bu hareketinde hükümete, Halk Partisinin makul ve insaflı çoğunluğu elden gelen yardımı esirgememiştir. Çünkü partiler üstü milli bir dâva oton seçim emniyeti, her dürüst yurttaşın hasretle beklediği bir neticedir.
Demokratik hayata heves kabardığı kısa zamandanberl İlk defadır ki bir muhalefet partisi. Halk Partili bir hükümetle ittifak halinde bulunmuştur. Demokratlar, hükümet tas ansını U&mamiyle desteklemişler ve reylerini Halkçıların pusulala-riyle karıştırmışlardır, Fakat diğer mühim muhalefet partisi, Millet Partisi, kanun aleyhinde bulunmuştur. Muhalefetin sebepleri, hiç de vahi değildir Milletçiler, Halk Partili her hangi bir hükümete, hattâ o hükümet teahhudlertnl ifa başlangıcı olarak bnn fiiliyat gösterse bile, kolay kolay İtimat etmek hevesine kapılmıyorlar»
Yedeksubay okulunda
girişiyor
Müşteriden fazla para üteyen şoförler ve dolmuşlar hakkında da yeni hükümler konu lacak
Umumi Meclis, dün Burhan Feleğin reisliği altında toplandı. Reislik makamına gelen tek ■ lifler arasında dilenciliğin men'l hakkında Belediye zabıtası tâ-llmatnamesln e bir fıkra İlâvesi İsteniyordu. Vali ve Belediye Reisi Prof. Tahreddin Kerim Gokay, söz alarak bilhassa başıboş çocuklar hakkında alınmağa başlanan tedbirleri izah ederek dedi İd:
Meclis gündemine alman tasarıyı ticaret komisyona tadil etti, ekonomi komisyona ise noksan diye reddetti
Aknara 17 — Ekonomi Genel Meclisi kurulmasına dair olan kanun tasarısı Meclis gündemine alınmıştır. Tasarmm komisyonlarda müzakeresi sırasında Ticaret komisyonu, bunu Meclis Bakanlığına bağlı olmaktan çıkarmış, örel genişliği te muhtariyeti haiz bir müessese haline getirmiştir. Memleketin çe-şitll ekonomi kollan, ilmi, umumi ve tatbiki bakımlardan yetkili kimseler tarafından bu mecliste temsil olunacaktır Tasarıda Meclisin başlıca görevleri sıralandırılmış ve nasıl kurulacağı da "oştertlmlşti ki, bu arada ,özei teşebbüsten, çeşitli ticaret mensuplarından, kooperatiflerden, bankalardan, sigortalardan. sendikalardan, belediyelerden, madencilerden. Kömür, Orman Demir, Denizyolları. Tekel lşle( melerinden. Bakanlıklardan, Genelkurmaydan, Üniversitelerden. Umi ve mesleki teşekküllerden muhte-sayılarda temsilciler alına-
lif
Yardımlar faalindin olup Tiftik cemiyetine ayrılan 10 bin lira bütçeden çıkarıldı.
İzmir 17 (A_A.) — Birleşik Amerikanın Akdeniz donanmasına mensup Hanron muhribi btı sabah limanımıza gelmiştir.
Ziyaret hususi mahiyettedir ve misafirler îzmirde beş gün kalacaklardır.
Ayazağa köyüne elektrik verildi
Elektrik tramvay idaresi, bir muddettenberi Ayazağa köyüne elektrik verilmesi İçin lüzumlu tesisleri kurmakta İdL İşler tamamlanmış ve dün akşam saat 18 de başta Vali ve Belediye Başkanı olduğu halde elektrik, işleri umum müdürü, bir kısım umumi meclis âzası Ve gazeteciler Avaznğa köyüne giderek yeni merkezi merasimle açmışlardır,
Devlet borçları
Devlet borçlan bütçesinin müzakeresine geçilince İsmail Rüştü Aksal şurlan söyledi:
«— Maliye Bakanlığında mevcut borç yekûnu, kayıtlara müsteniddlr. Saklamağa İmkân yoktur. Sarahaten söyliyeylm ki. borçlarımız nç gösteriyorsa, ondan ibarettir. Haricinde, gerçi bazı şeyler varsa da, meselâ Adana mülakatı İle İnglllzler-den alınan malzemenin bedeli meselesi gibi, henüz mahiyeti taayyün etmemiş işlerdir.»
Bakan, İmar ve Kalkınma Bankasıyte muameleler dolayı-siyle dış borçları yekûnunun toplanması gerektiğini, bu yıl belediyeler ve mülhak bütçelere ait dış borçların bu sebeple tabloya alındığını, fark m bundan ileri geldiğini anlattı.
Tabip ve veterinerlere diplomaları törenle verildi
«— Başıboş ve kimsesiz çocuklar, Emniyet Müdürlüğü tarafından toplatılacak, evvelâ Da rülâcezede bir paviyana gönderilecek ve bundan «m ra hükümetin tesblt etiği İş merkezlerine sevkedlteceklerdlr. Bundan başka daha küçük yaşta olanlardan yedi yaşına kadar olanlar İçin şimdilik 100 yataklık bir barınma yurdu açılacaktır Bu barınma yurdu da nihayet m.ıri İçinde açılacaktır- Bunun İçin Sağlık Ba kaldığı şimdiye kadar 70 b|n Ura tahsisat gönderdi-7 yaşından !« yaşına kadar o-Inn kimsesiz çocuklarla da Milli Eğitim Bakanlığı meşgul olacaktır.
I kümler araba İçinde İri punto harfli levhalarla llftn ve teşhir edilecektir.
Bundan başka dolmuşa otomobiller muayyen yerler arasında işllyeceklerdlr.
Bunun üzerine Kâzım Şinasl Dersan söz alarak dedi kİ:
(— «Dolmuş» denilen usul, nasıl vaktiyle bir zaruretten doğmuşsa ve bugün da o zaru ret devam ediyorsa, bu dolmıı? lan tahdit değil, tevsi etmek 1-cab eder. Bu itibarla «dolmuş» levhasın olrmyar otomobilleri dolmuşa çakışmalarının menedil meşini doğru bulmuyorum.»
Mimar Zeki Sayar da Kâzım Şinasi Dersanı destekledi
Reis Prof. Fahreddln Kerin Gokay. bu şehirde seyrüsete meselesinin Düyiik ve behemehal halledilmesi icab eden bir dâva olduğunu söyledi. w
«r-
o Û_
C\l
O
0 p
Bir adam kamyondan düşüp öldü
Erenköy santral durağına doğru giden «Sabanca 10» numaralı ve şoför Müminin idaresindeki kamyon üzerinde oturan Ekrem Bal kamyondan - yere düşmüş ve beyni patlamak |8iıretUc ölmüştür.
Aksal. Ut ikrazlar bahsinde, faizi! tahvilatın rağbet yermekte olduğunu ilâve etti. Sırrı Day, geçmiş Düyuna Umumiye variyetimizle bugünkü vaziyeti kı-yaslıyarak uıübalarını anlattı ▼e Midiye Bakanlığı 1950 bütçesi kabul edildi.
cağı da belirtilmişti. Ekonomi komisyonuna gelince, bu tasarıyı noksan bularak reddine karar vermiştir Komisyon, raporunda, Haşan Sora hükümeti zamanında o ramanın şartlarına göre, anlaşılan bu tasarının komisyonlarda incelenirken Gunaltayın iktidara geldiğini kaydetmektedlı Günaitay ise. devletin iş ve faaliyetlerini içine alan bir devlet plânı hazırlamak kararın dadıv. Ancak bu vuzuhtan sonradır kİ kurulması düşünülen meclisin vazifesi. hukuk! bünyesi, kuruluş ve teşkilâtı görüşülecek bir olgunluğa erişebilecektir
Devlet plânına gelince, rinde çalışılmakta olduğu lenmeklo beraber bir neticeye varılmadığı da anlaşılıyor. Ekonomi komisyonu, böyle bir tasarının devlet plânının aydınlığı altında yeniden gözden geçirildikten sonra Meclise sevke-dll meşini yerinde bulmuştur.
«jy-
Millî Eğitim Bakanlığı bütçesi Bundan sonra Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinin müzakeresine başlandı. Aynı bütçe ile birlikte Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü v(- Ankara Üniversitesi bütçelerinin tümü üzerinde de müzakereler açıldı. Mustafa Reşit Tarak çıoğlu, muhtelif mevzulardakl mütalâaları arasında, bilhassa mekteplere ahlâk dersi konulmasına işaret etti Dildeki Barışıklığı ele alarak, hattâ İlim Heyeti gibi yüksek bir kurulun dahi seçim tasarısı dolayıslyle operasyon, fonksiyon, rejiyonallst, karakter gibi hepsinin \ Türkçe karşılığı olan kelimeler kullanmasını yakışıksız buldu.
Kâmil İdi). Emin Soysal, Te-zrr Taş kıratı, Fahri Karakaya. İbrahim Areas ve General iz-zeddin Çalışlar bu mevzuda görüş ve düşüncelerini anlattılar. Vakit geciktiği için müzakerelere yarın (bugün) devam edilmek üzere oturuma son verildi.
Ankara 17 — Bugün, Yedek subay okulunun 28 İnci dönemini bitiren 3(7 yükoek tabip ve veteriner törenle diplomalarını almışlardır.
öğrencilerden bir grup sabah saat 10 da Zafer anıdına çelenk koymuşlar ve 11 de Atatürkün muvakkat kabrini riyazet ederek tâzlm nuruşunda bulunmuşlardır.
Öğleden "unra. saat 15.30 da Yedek subay okulunda diploma tevzii töreni yapılmıştır.
| Törene İstiklâl marşiyle başlanmış re okul komutanı Tümgeneral Salâhaddin Sel ışık bir konuşma yaparak «cümle. 4 ay süren 28 İnci yüksek tabip ve veterinerler dönemini 201 tabibin, 18 veterinerin, 16 dişçinin, 10 eczacının bitirdiğini ve şimdi asteğmen olduklarını söylemiş ve genç tabiplere hitapla kendilerin! bekllyen büyük vazifeyi hatırlatmıştır.
Bundan sonra diploma tevzii yapılmış ve yaş kütüğüne dönem birincisi çiviyi çakmıştır.
Davetliler büfede ağırlanmış-lardır.
28 İnci dönemde, Mustafa Kır dönem birincisi, Nedim Zembll-cl tabip birincisi. Sevin Devrin tabip İkincisi ve Siyaml Ersek tabip üçüncûsü olmuşlardır.
Ancak yaşlı dilenciler meselesi henüz ha’iMtıimrmiş bir haldedir. Saka: ve mâlûl dilencilerin en tabii barınma yeri bittabi Dârülâceedlr. Ancak bunlar hakkında alınacak tedbirleri yüksek mecUnniz tetkik edip kati bir karar »ermelidir»
Nuri Dağdelen, dilenciliğin ö-niınû almak için yalnız dilenenin cezalandırılması kât! olmadığını, dilenciye para cezası ▼ermek icab etiğini de söyledi
Netice, teklifin tetkik edilmek üzere Mülkiye ve Kavanin encümenlerine havalesi münasip görüldü.
Taksi dolmuşlar
Bundan sonra Mülkiye encümeninin, taksi otomobillerinin yeni bazı kayıtlara tabi olmasına dair mazbatası okundu. Bu mazbatada fazla ücret istemek, gidiş yerine kadar gitmiyerek müşteriyi yolda bırakmak vesa-|r kötü muameleleri önlemek üzere Beledlîe zabıtası talimatnamesine bazı kayıtlar ilâve ediliyordu- Bı: mazbataya göre, otomobillerden ön ve arkalarında «Dolmuş» levhası buiunmı-ynn taksiler ve dört kişiden fazla lstlab haddi olmıyan otomobiller dolmuş yapamıyacaklar-dır. Taksi ve dolmuşların ücretlerinin miktarı ve seyrüseferde riayete mecbur olacakları bü-
Bunu mütaakıp İHI» sene?! bütçesinin muhtelif kısımlarına yeni ödenekler getirilmesine dair bütçe encümeni mazbatası okundu. Mazbata okunduktan sonra Belediye muhasebe müdürü Nihat İzahat verdi ve halk dileklerine 100 bin lira İlâvesi lüzumundan bahsetti.
Kâzım Şinasi Dcrsan söz alarak dedi kİ:
— B12de demokrasi cereyanı başladıktan sonra halk dileklerinden sık sık bahsetmek moda oldu. Bir tahsisat İslemek bahis mevzuu olurken mutlaka halk dileklerini ortaya atıyorlar Biz halk dileklerini isaf etmek İstiyoruz. Fakat bütçe encümeni mâni oluyor gibi bir mâna çıkıyor! Halbuki bütçe encümeni öyle mühim ve zaruri talepler karsısında kalıyor kİ bunların tahsisatını bulmamak mümkün olmuyor. Meselâ arkadaşımız Hanı di Rasimin bulunduğu daimi encümen, sırası gelmiş olsa da hiç bir memurun maaşına zam yapılmaması hakkında bir prensip karan veroıiş. Halbuki öyle memurlar varuır ki uç sene. beş sene aynı derecede beklemiş; sırası gelip geçmiştir. Bu memura kanuni hakkını İlâ nttıaye nasıl vermezsiniz? Bütçe encümeninde öyle teklifler karşısında kalıyoruz kİ banlan isal etmenin şehir için hayati zarureti vardır.
■O
0 ra S? u
Nakil vasıtalarının kontrolü
Son 24 saat sarfında 164 nakli vasıtası kontrol edilmiş ve bunlardan 28 vasıta hakkında ceza zaptı tutulmuştur.
Meselâ İtfaiye bütçesi müna-sebetile İtfaiye müdârühü dinledik. Kendisi bir ay içinde 115 yangın »akası olduğunu söyledi. Binaenaleyh elemanları arttırmaz, şu kadar eleman ve bu kadar tahsisatı vermezseniz mesuliyet karni etmem! dedi. Bu talebi isaf etmemek elimizde midir? Has Lanete ruı de her gün artan ihtiyaçları vardır- Bunlar şehir İhtiyacı değil midir? Bütün buıüan bir tarafa bırakarak yalnız alelıtlak halk dileklerinden bahsedilebilir mİ?»
Bundan sonra mazbata aynen kabul edildi. Meclis, sah günü toplanmak üzere toplantısına nihayet verdi.
BORSA
Irak Başbakanının ’ bir nutku
. Bağdat 17 (A.A.i — Başta-
j kan Tevflk Suv idi _ parlâmentosunda , bulunarak başkanı
' hükümetin askeri teşkilâtı tak-( viyeye, Garp birliği ile münı-sebetleri ıslaha vc Filistin meselesini Arap mcmlekei]erinin lehine halletmeğe çalışacağını ’ söylemiştir.
‘ Başbakan bu sözleri hükü-‘ metinin siyasetini lzr.h eder-1 ken sarfeüniştîr. Tevfik Suvldl, ’ Irakın herkesle ve bilhassa
Arap komşuları ve bir dostluk 1 andiaşması ile bağlı bulunduğu ’ Büyük Britanya ile münasebetlerini sağlamlaştırmağa ' gayret edeceğini söylemiştir.
■ Başbakan, petrol imtlyazla-' nndan daha çok menfaat te’ müı etmeğe çalışacağını, hükû-
■ metin memlekette petrol tas’ Hyehancleri kurmak niyetinde
■ olduğunu ve memleketi talkın- d ırmak üzere dünya bankasından kredi almak İslediğini bildirmiştir.
Kamyon kazası
1 Samsun 17 (A.A.» — Dün Samsundan Bafraya gitmekte ’ olan 183 plâka numaralı kamyon, Samsun fener İBİlknnıctin-ı de rot çıkmasından dolayı 25 metre derinlikte bir nçurum-
I dnn denize yuvarlanmıştır.
Kamyon şoröril de dahil ol-
I mak itztrc yedi yolpu ağır surette ‘yaralanmışın. Yaralılar, hemen memleket hastanesinde kaldırılmışlardır. Şoför muavini Kâmil Yılmaz, nidığı yuralar-,dan lıenıeu ölmüştür.
dön
I7/1/1SM tlalleri
ç K K L 8 ■
Londra 1 Sterlin T.«
Ne«r York löO Dolar JS1--
Para 100 Fransız r 80.-
Stökholm ioo İsveç Kr M 12J0
Cenevre 100 İsviçre F. M 03
Amesıerdam 100 florin »SAM
Brdfa«l 100 Kelcik* F- -5®
l.tjtMM» 100 Eskudcs • 73J»
ESHAM VE TAhVİI-AT
% V FAİZLİ TABVLLLEP
Sivas - Enurum ı S0.K
Sıaas - Erzurum 1-T 2O.T0
İMİ Demiryolu 1 21 -
ısn Demiryolu n *1-
İMİ Demiryolu tn S1TS
Milli MDdulaa 21.13
Milli MOdala» 0 21 -Ki
MÜH Müdafaa LU S>»
MIHI Müdafaa İV »55
% t ratzLi TmrtLLn
Kalkınma 1 21 -
Kalkınma □ 9Î70
Kalkınma İD tn ıs
flB UHıkraz» 1 »7.15
İHa «Hicran U #7 73
İMİ Denürrolu n.-
HM9 İstikran L w-
* 4 raJZl.1 TAHYfLLEa
1933 Uranı a 2s
1938 İkramiye» 2120
Milli Müdaiaa İL-
Demiryolu rv trt.—
Demiryolu V 97»
ANADOLU DEMİRYOLU GBUPU
ranviuer 1-3 1«U —
Hisse senetleri W •0.—
MümcsOJ «envi
ŞİRKET HİSSELERİ
Mer««r Bantaaı 122—
I» Bun kası 25.10
T Ticaret B-mkan 6.—
ArsUn Çtmenlo W.—
SARRAFLARDA ALTIN
»alıçlar
Gulden 39 7S
Tııriı liraa l'( M’
Sterile 53 —
Külce 5 88
Rctat «.UU
Şahsa ait ormanlar
Baş tarafı 1 inci sahifede) çok tekâsûf ettiği yerlerin haritalarının alınmasına başlanacaktır.
1949 da 25 orman işletmesinde 3000 hektar çıplak sahanın orman yoliyle onarılmasına çalışılmıştır. 950 de bu faaliyet 25 orman işletmesinde 3200 hektar sahada yapılacaktır.
Ankara 18 (Akşam) — Trabzon Milletvekili Hamdl Orhun, orman işletmelerinin tek bir işletme altında birleştirilmesi ve Trabzon, Samsun, liman yolcu tarifesiyle Trabzon liman işletmesinde çalışan denizcileri.» durumu hakkında Ulaştırma Bakanlığından bir sözlü soru ö-oergesinl Meclis Başkanlığına vermiştir.
yapılan teftiş-Beyoğlu fen İh sin vekâlet
Piyasanın en lüks en ucu» gömleğidir. LÜKS TUHAFİYE MAG AZALAN INDAN ARATINIZ.
150W Liralık Villâ ve Zengin lleıiiyeli
I SÜRPRİZ GÖyW££6/|
Piyasanın en lüks en ncux gömleğidir.
LİİK8 TUHAFİYE MAĞAZALARINDAN ARAYINIZ. f
takvim
1
18 Şubat 1!
AKŞAM
AK SAMSAK ŞAMg|
«Basan da maddelere tıpatzp uymamak..,»
Son Posta gazetesi, Demokrat Partinin görüş zaviyesine uygun yazılar yazdığı için, Halk Partisinin tanınmış rükünlerinden olan İstanbul Valisi profesör doktor Fahreddın Kerim'in faaliyetini - teamül gereğince - pek onaylamaması lâzımdır.
Halbuki, bu gazetenin baş muharriri Selim Ragıp, «Vali şimdilik iyi yapıyor» başlığı altıntbı. İstanbul Valisinin zecri ve cezri faaliyetini uygun buluyor.
«Büyük Millet Meclisinde bir mebus kalkmış; İstanbul Valisinin sarhoşları yakalatıp şırınga tedavisine tâbi tuttuğunu söylemiş ve bunun ne derece kanuni bîr şey olduğunu Adalet Bakanından sormuş. O da İstanbul Valisinin böyle bir şey yaptığından haberi olmadığını ve şayet aykırı bir muamele yapılıyorsa bunun önleneceğini hiidirmiştir.
Bu bahiri e bir diyeceği olup olmadığını soran gazetecilere ise. Vali Fahreddin Kerim C dün şu mukabelede bulunmuş:
— Biz, akıllı uslu içenlerle alâkadar değiliz. Fakat sarhoşluk ve sarkıntılık vapmak bir suçtur. Bu suçu isliyenin aklı başında olup olmadığını anlamak için emrazı akliye bakımından müşahede ve muayeneye sevketmek kanunun zabıtaya verdiği bir yetkidir.
Selim Ragıp, bazı müşahede ve intihalarını anlattık-1 tan sonra, serlevhasının hükmüne varıyor:
■— Vali iyi yapıyor.
«Şimdilik.. diye de bir ihtiyatî kayıt koyuyor. Zira, ne de olsa, bu volla ileride filânca veya falanca vali, idari gayreti ifrata vardıra-bilir.

Bir de Bursa Valisi Hâşim I İşcan’ın «güzelleştirme» meselesi vardır. Erzurumda, Antalyada, Bursada valiliği sırasında, llâşim İşcan, kendi muhitinin çok para kazanan • bazan da fevkalâde ahval dolayısiyle «hayli fazla» para kazanan - simalarından, yine kendi şehirlerinin hayrına sarfedılmek filere paralar toplamış. Neticede, bahsi geçen şehirlerimizde hep bildiğimiz bir takım ümran adımlan atılmış.
Onun hakkında da:
— Gerçi iyi netice alınıyor. Fakat kanunî değildir. Bu, bir nevi nizamsız vergidir! — denildi.

Kanunlar bir cemiyetin ihtiyaçlarından doğar. Eğer hüsnüniyetle biraz kanun dışı çıkmak mecburiyeti hâsıl oluyor da, bundan da iyi neticeler almıyorsa, milletin bünyesinde ihtiyaç var, kanunlan ona göre değiştirmek icap ediyor, demektir. Yani cok kimseler, bazı kanunlarımızın «harfi harfine tercüme olduğundan, cemiyetimizin bünyesine uymadığından» şikâyetçidirler. Öyle sanırım, müstakbel orijinal Türk hukuku, tercüme kanunlarımızla tatbikat arasında doğacak tezadın icab-ı hale göre yavaş yavaş değiştirilmelerinden doğacaktır.
Bahsi geçen valiler, bazılarına nizamsız gibi görünen hareketlerde bulunuyorlarsa, bu faaliyetleri ile o bakımdan hizmet ediyorlar. Müstakbel kanun vâzıına pratik misaller vermiş oluyorlar.
«Nesebi gavri sahih» çocukların zaman zaman bil-mecburiye kiitiiğe kaydedilmeleri de, işte tıpkı böyle, nazariye ile tatbikatın tenakuzudur. Cemiyetimizin şartlan niçin İsviçreninkin-den başkadır? Ne yapmalı da, hem medenî şartlara, hem millî şartlara uysun? ' Müstakbel Türk vâzıı kanunu, hep bu misalleri eşelive-tel,. îneell "tek hakikatler keşfedecektir.
Kanunlara sadık kalmalı: de^nı. Fakat kanun maddeleri içinde katılaşıp kalmak, |
Hayvan mahsulleri
Bu sene havaların müsait gitmesinden bol olacak
Yurdun çeşitli bölgelerinden gelen haberlerden anlaşıldığına göre bu yıl havaların müsait gitmesi sebebiyle hayvan mahsulleri bereketli olacaktır. Bu cümleden olarak et. riit, yoğurt, peynir gibi gıda maddeleri fl-atlarınm ucuzlayacağı belirtilmektedir. Bu arada yapağı piyasası da ehemmiyet arzet-mektedlr. Süymerbnnfcm Konya ve İzmir bölgelerinde yapağı satın almaya başlc.nası üzerine piyasa hararetlenmlştlr. Yakında kırkım bağlıyacağı için piyasanın daha da hararetleneceği ve bu yıl köylünün cebine geçen yıldau fazla para gireceği tahmin edilmektedir.
Şoförler
Bir kaç şoförün ehliyetnamesi alındı
Emniyet s ncı şube müdürlüğü, umumi ahlâka aykırı hareket eden ve seyrüsefer suçu İşlemekte ısrar eden şoförlerin ehliyetnamelerini almağa başlamıştır.
Dün, kadın, kaçırmış ve eroLn kullanan bir kaç şoförün ehliyetnameleri alınmış ve bu suretle artık şoförlük etmelerine imkân bırakılmamıştır.
6 ncı şube müdürlüğü şoförlerin riayet etmelerinde zaruret gördüğü hususları • tesbit eden yeni bir talimatname hazırlamaktadır. Talimatname yakında tetkik ve tasdik İçin umumi meclise sevlredilecektlr. Bu talimatnamedeki esaslara aykırı hareket eden şoförler, suçlarının derecesine göre ya cezalandırılacak, yahut da ehliyetnameleri İstirdat edilmek suretiyle şoförlükten tama-miyle menedilecer’erdir. Bu talimatnameye bağlı olarak şoförler için ceza fişleri de ha-zırlamnaktadır. Talimatnameye göre yolcuların emniyetini ihlâl veya suiistimal eden sarhoş olan ve on kere seyrüsefer suçu işliyen şoförler meslekten ebediyen ihraç edileceklerdir.
HAKLI ŞIKATYELER
Tasdik ediJmeyen ilâç reçeteleri
Aşmalı mesçit. Gönül sokak, 39 numarada oturan Remzi Lokman adında bir vatandaşın şu şikâyet mektubunu aldık, neşrediyoruz.
*— Hasta olan üç çocuğumu Sen Jorj hastanesinde muayene ettirdim. Üç reçete verdiler. Fakrühal tasdikiyle birlikte bunları Beyoğlu kaymakamlığına götürdüm. Baştabib ile asistanlar bak tılar ve Sen Jorj hastanesinin resmi bir Diüejsese olmadığım. reçetelerden birinde de Avrupa İlâcı bulunduğunu söyleyerek tasdik etmediler. Böyle şey olur mu?
Yine geçen gün, bir çocuğum düşüp parmağını kestiği İçin Beyoğlu Belediye hastanesine götürdüm. Tedavi için 1 Uru istediler. Veremedim. Çocuğum tedavi edilmedi. Yavrucağın parmağı sakat kaldı. Bu ne iştir?.,

Beyoğlu kaymakamlığının nazarı dikkatine
Kaymukamlığtnızm Şişhane yokuşuna bakan cephesinde mevcut olup ta doğru dürüst işlemeyen ve ekseriya bozuk olan saatin tamiri hususunda alâkadar olmanız rica olunur.
B. T.
İtalyanlarla ilk güreş karşılaşması bu gece yapılıyor
Greko - Romende dünya üçüncüsü olan İtalyanlarla yapacağımız güreşler çok enteresan olacak
yine
Ahmet Şenol
Muharrem Canda?
1948 Londra oHınpiyadında Greko - Romen güreş şampiyonasında İsveç beş birincilik, iki ikincilik, bir dördüncülük İle birinci: Türkiye iki birincilik: İki ikincilik, bir üçüncülük. bir altıncıiık İle İkinci; İtalya bir birincilik, iki üçüncülük, bir beşinckllk ile üçüncü olmuşlardı. Yani sekiz sıkletin birincilikleri İsveçli Türk. İtalyan güreşçiler tarafından kazanılmıştı. ttalyaya birinciliği 52 kiloda hâlen şehrimizde bulunan ve bu akşam güreşecek olan LOMBARDI kazandırmıştı. Şehrimize gelen İtalyan güreşçileri arasında Londra o-llmplyadında 79 kiloda ve ağır sıklette üçüncü olan GALLE-GATİ ve FANTONİ bulunuyorlar.
İtalyan takımı 11 güreşçi, 2 idareci, 1 antrenörden ve iki gazeteciden müteşekkildir. Gelen güreşçiler şunlardır:
52 Kiloda: Brlgettl (Geçen Martta Bari’de Hallt Falamlre Greko-Romen güreşte ittifakla yenilmiştir.)
57 Kiloda: Lombardı (1948 Londra ollmplyadı 52 kilo bl-, kaışılaşınasmda 79 kiloda Mer-rlnclsl, geçen Martta Bari'de sinil Ahmedl 11 dakikada tuş-Nasuh Akan Greko-Romen gü- la, 17 Eylül 1933 Pazar günü
reşte sayı İle yenmiştir.)
62 Kiloda: Plzzarottl Grazzl-ni. 67 Kiloda: Samo ve Gra-nalola, 73 Kiloda: Cekklml.
87 Kiloda; tnlreno (geçen Martta Bari'de Greko-Romen karşılaşmasında Adil Candemi-re sayı hesabiyle yenilmiştir). G aile ga iti İtalyan tek iminin en eski küreşçisidlr. 1B48 Londra olimplyadında 7S kilo Greko -Romen üçüncüsü olmuştur. Bu güreşçi ilk defa Türkiyeye 1933 yılınca gelmişti. 16 Eylül 1933 Cuma günü Taksim stadyo-munda Greko-Romen olarak yapılan Uk İstanbul - Roma
Dolmuş fiatleri
6 ncı şube bir teklif hazırladı
serbest güreşte 79 kiloda
Mersinli Ahmedl sayı hesabiyle ve 19 Eylül 1933 Salı günü Maksim salonlarında rahmetli Atatürk'ün huzurunda 79 kiloda Nuri Boytorumı sayı hesabiyle yenmişti. Geçen Martta Bari'de serbest güreşti- 87 kiloda Bektaşa 6 dakika 21 saniyede tuşla yenilmiştir.
Ağır sıklette: Fantonl (1948 Londra ollmplyadı Oreko -Romen ûçünciisüdür ve Olimpiyat şampiyonu Mersinli Ah-mede sayı İle yenilmiştir.
Bu gece Spor ve Sergi sarayında İtalyan güreşçLleri ilk güreşlerini Roma muhteliti namı altında İzmirli güreşçilerle takviyeli İstanbul muhteliti İle yapacaklardır. İstanbul muhteliti mindere şu elemanlarla çıkacaktır:
52 Kiloda: Ali Yücel (1949 Avrupa serbest güreş 52 kilo birincisi) veya Cemil, 57 Kiloda: İzmirli Fazıl, 62 Kiloda: Halil Kaya (1948 Londra ollm-piyadı Greko-Romen 57 kilo üçüncüsü), 67 Kiloda: Tevrik Uysal veya Salih, 73 Kiloda: İzmirli Ahmet Şenol (1948 Lond-
Efriûk SAN
(Arkası 6 ncı sahifede)
Emniyet 6 ncı şube müdürlüğü, gelirimizdeki dolmuş otomobillerin hareket ettiği duraklarla dolmuş flatlerinJ tes-blt etmiş ve bunları bir teklif halinde umumî meclise sevket-mlştir.
Teklif umumi meclisin bugünlerdeki toplantılarından birinde görüşülüp karara bağlanacaktır. Yapılan teklifte bildirildiğine göre Istanbulda halk dolmuş yapan otomobillere ihtiyaç olduğuna Kanidir ve bunlardan istifade etmektedir. Ayrıca taksi otomobillerinin çoğu da dolmuşta çalışmaktadır. Yalnız bu İşler henüz tam mâ-nasfyle düzene konulmamıştır. Bu sebeple şehrin hangi semtlerinde dolmuş otomobilleri bulunursa bu durakların muntazam dolmuş istasyonları haline getirilmesi zaruridir
Diğer taraftan do.muş ücretleri daha evvel kısmen tesbit edilmişti. Buotann yekûnu 4 tür. Yani belediye ancak dört ayn semt arasındaki dolmuş tarifesini tesbit etmişti. Halbuki yapılan tetkiklere göre kırka yakın semt arasında dolmuş yapılmak tadır 6 ncı şube müdürlüğü, bu dolmuş flatle-rinl de gerek halkın ödediği para, gerekse kilometre hesabiyle tesbit ederek belediyeye bildirmiştir. Umumi meclis Hat leri kabul ettiği takdirde her dolmuş İstasyonuna dolmuş flütlerini gösteren büyük levhalar asılacak ve bu flitlerden bir kuruş fazla alan şoför hakkında şiddetli takibata geçilecektir. 6 ncı şube müdürlüğünün tesbit ettiği flaUer 25 kuruş İle 75 kuruş arasındadır. Ve evvelki Hallere göre daha u-c uzdur.
RADYO
Basın kanunu
Bugün yapılacak lig maçları
Vefa - Istanbulspor maçı dördüncülük için mühimdir
Beşiktaşın K. Paşayı kazanacağını tahmin etmekle beraber Siyahbeyazlılar eski formlarında değildir
daha yeniyi, daha münasibi, daha faydalıyı aramamak, memleket idaresini üzerlerine alanlara yakışmaz.
Bu tecrübeler, iyi oluyor, semerelerim vereceklerdir.
(Vâ-Nû)
Lig maçlarının 12 ucl karşı, taşmalarına bugün İnönü stadında başlanacaktır, programa göre bugün
i Istanbulspor, Beşiktaş sımpaşa, yarın da Beykoz -Emniyet, Fenerbahçe - Galala-I saray maçtan yapılacaktır. Bugünkü karşılaşmalar içinde en mühim olarak Vefa - İstan-bulsporu gösterebiliriz. Çünkü bu karşılaşmanın neticesi dördüncülük üzerinde höyük rol oynıyacak mahiyettedir.
Beden terbiyesi müdürlüğü bu sene yeniden ihya edilecek olan Milli Küme maçlarına şehrimizden dört lak.*mın alınacağı hakkında verilen karardan sonra dördüncülüğü kazanmak mühim bir mesele haline gelmiştir. Gün geçtikçe geçim ve kulüpleri yaşatmak cidden zor bir hale geldiğinden başta giden ılç büyük kulüpten madası bu dötdüncülü-giı elde etmek ve doiayıslle Milli Kümeye ayrılmak için bütün varhklarUe çalışmaya başlamışlardır. çünkü dördüncü İstanbul takımı olarak MIU1 Kümeye İştirak etmek küçüm-senemlyecek bir paranın 30 liâ 40 bin liranın kulüp kasasına girmesi demektir kl buglin başta giden kulüplerden modası
Şaıi TEZCAN
İşler gelecek sene transferinde başka kulüplerde gözüne kestirdiği oyuncuları almak gibi işlerde de kullanmaya yarayacaktır. Ve bu suretle kulübün istikbalini hazırlamak kabil olacaktır kİ hangi kulüp İdarecisi bu olaya seyirci katabilir?..
Bugünkü puvan durumuna göre bu mevkie Veto, İstanbul-spor. Emniyet takımları namzet vaziyettedirler. Kasımpaşa bidayette ou kulüplerin arasına katılmış ise de sonradan bir kaç oyuncusunun ceza alması üzerine zayıf düşmüş ve bugün Beykoz)» birlikte sonunculuk İçin mücadeleye mecbur kalmıştır. Bugünkü dördüncülük mücadelesinde takımların son oyunlarda gösterdiği kabiliyete göre Vefayı tstanbulspora nazaran daha avantajlı bulmakta isek te son derece üzerinde rol oynanan maçlar hakkında evvelden yürütülen tahminler bir falcının müşterisine istikbalden bahsetme?! gibi kehanet savurmaktan İleriye gidememek tedir. Bu bakımdan son sözü Vefanın hücum hattı İstanbulsporun müdafaası kar-
Yazan:
Haftalık için bu para 11c biıyiik Vefa -I yapmak ve kulübün
- Ka-
I şısmda söyllyecektir demekle iktifa ediyoruz.
i Günün ikinci maçında Beşik-taşı Kasımpaşa karşısında seyredeceğiz. Dost acı söyler darbımeseline istinaden İleri sürebiliriz kİ Beşiktaş son maçlarında lig liderine yakışır bir varlık gösteremiyor. Antrenör, saha, lokal velhasıl her türlü vasıta mevcut, fakat takım yerinde sayıyor. Şampiyonluktaki rakipleri Fenerin kolaylıkla yendiği ve 9 gol attığı Beykoza geçen hafta 4 gol yapıncaya kadar akla karayı seçtiler. Ka-sımpaşayı kazanacaklarını kabul etmekle beraber takımın eski formunu bulması İçin bir Şeyler yapmak İcap ettiği de muhakkaktır. Çünkü önlerinde çetin maçlar ve kuvvetli rakipler var...
Maçların programı
İNÖNÜ STADINDA:
Saat 13.15 Vefa - t. Spor, Hakemi: Reşat Naylr.
Saat 15,15 Beşiktaş - Kasımpaşa.
Hakemi: Feridun Kılıç,
İSTANBUL R4DÎOSU öğle ve akşam prvgramları
12.57 Açılış ve projtr(ımlnr. 13,00 Haberler.
13.13 Dans müridi (Fİ.;.
13.30 Sinema uatl. Konuşan: Sezai Solclli.
13.40 Dans müziği (P1)
14,00 Yurdun her ka-jMinden deyişler ve söyleyişler Tertip ve İdare eden: Nedim Otyam.
34.30 Haftanın prorramı.
34 45 Memleket havaları. Okuyan vtf ve çal.ın Kasan Tunç.
15,00 Atom bombası hakkında: Konuşan: örd. Prof. Salih Murat ütdllek.
15.15 Saz eserleri - Şarkı ve «İrtO-ler. Okuyan: Nevzat Akay. Çalanlar: Sadi İst! ay. izzeddin ökte. Yorgo Bacaııos
15,00 Programlar ve kapanı*.
37.57 Açıllı ve programlar.
18.00 Caz müzljt (Pl.).
!«.*) GUrej hekimliği. Konuşan: Doç. Dr. Toygarl ı
18.30 Dans mVuugt. Çalan- Necdet KoyutOrk. Okuyan: Şecaattin Tanyerli.
19.00 Haberler.
19.15 Hafit ara ınûtijı (PİL
18.25 Keman (olslsn. Çalanlar: Ali Sezin (Keman). Ergin Saydam (Piyano).
19.45 Şarkı ve türküler. Okuyan: Hamiyet VÜeeSrS. Çalanlar: Hakkı Derman. Şerif İçil, İsmail Teselli.
20.15 Radyo salon orkestran konseri.
20.45 Gelir vcrjlsl saati,
21,00 İstanbul Spor ve Sergi »rayından naklen Türk - İtalyan
Küre» müsabakalarının yayını. Müsabakanın tonunda normal programın devamı.
24,00 Programlar ve kapanış,
ANKARA RADYOSU
öğle ve akşam pr uğra tutarı
12.20 Açılış ve program
1230 M. S. ayan ve Radyo salon orkestrası.
13 00 Haberler
13.15 Saz eserleri
13 30 öjle gazetesi.
13.45 Şarkılar
11,00 Cumhurbnskanlıt armoni mu-zlkası.
14.40 Çigan havalan ıPl)
1355 Konulma (Spor haberleri!
15 00 Kayıp rnctuplan. altsam programı, Hava raporu ve kapanı}, lö 58 Açılış ve program.
13 00 M. S. ayan ve Çocuk saati. İR» Dana müziği (Pl.l 1830 Şarkılar.
19.00 M. S. ayan ve Haberler,
10.15 Geçmişte bugün. ,
1'320 Yurttan sesler.
1925 Çeşitli sololar (Pl. .
20 15 Radyo gazetest ' 2030 Serbcs saat. ___• ’
20 35 İnce saz (Mahur faslı!
2115 Norm an Clo bitler orkestrası ve Karen Kompleden oralodUer (Pl.)
22.00 Konuşma.
32.15 Şarki, divan ve koşma.
22.45 M. S. ayan ve Haberleş. 23.00 Dana parçalan (Pl).
23.30 Program vo kapanıl-
| TURAL j
[OKSÜRÛGOjÇEŞEy
Geçen gün Büyük Millet Meclisinde Basın Kanunu mevzu undaki mütalâalara Adalet Bakanının verdiği cevabın hülâsasını gazetelerde okuduk. Sayın Bakan, An-karaya «fiden temsilcileri m iı den şikâyetçi. Komisyon tarafından hazırlanan kanun tasarısı hakkında: «Eskisine rahmet okutuyor» demelerinden ve beğenmedikleri noktalan madde tasrih ederek bildirmemelerinden küskünlükle bahsediyor, gazetecilerin, basın için bir mesuliyetsizlik istediklerini söylüyor.
Memlekette hakiki denıok rasi telkinlerine uygun bir Basın Kanununa muhtaç olduğumuzu. mevcut kanunun bu ihtiyaca cevap vermekten çok uzak bulunduğunu takdir eden hükümet, yeni bir kanun tasarısı ha|j_ zırlamak üzere bir komiyyo(") kurdu ve bu komisyon dayı çıkan tasanyı tetkik edinci mütalâalarını bılcürmeierfx için Gazeteciler CenuyetıneQ de bîr örnek gönderdi.
Muhtelif memleketle rinO basın mevzuatı üzerinde in W celemeler yapılarak hazır-tc kandığı bildirilen tasan ör-Sj, neği gazeteciler tarafından^ tetkik edildi. Ve görüldü kfl? tasanda, o mevzuatın vaHZ nız ceza ve tahditlere mu^“ taallik kısınılan yer almış^** demokrasiye uygun basur-* hürriyetine ait maddelerfO ihtiva eden sahifeler çevri41) üp kapatılmış. (Q
Bu vaziyet karşısında An-Ö) karaya gönderdiğimiz
Bittiler, gerek komisyon aza*-* sile ve gerekse sayın Adalet Bakanile görüştüler ve tasarının heyeti umumiyesine muarız olduktan cihetle maddeler üzerinde müta'.âa beyanına lürum görmediklerini bildirdiler.
Gönderdiğimiz temsilciler heyetinin, matbuat hürriyetini yeni ve daha ağır ceza ve tahdit baskılan altına alan tasarı üzerinde pazarlık edercesine müzakereye girişmek mesuliyetini yükle-nemîyeceklcri tabii idi.
Nitekim hu heyet, bilâha-ra sayın Başbakanla ve sayın yardımcisilc görüştüler, mütalâalarını bildirdiler ve o zatlar bunu haklı buldular; mevcut tasanyı bırakıp demokratik esaslara istinat eden yabancı basın mevzuatının tetkikiyle bugünün i-caplanna uygun yeni bir tasan hazırlanmasını muvafık gördüler, vadetüler. Sayın Günaltay, İstanbulda yaptığı gazeteciler toplantısında da bu vadini tekrar etti.
Fakat bu defa Adalet Bakanının Meclisteki sözlerine bakılırsa hükümet, yeni bir kanun tasarısı hazırlamaktan ziyade, eski tasan özerinde ısrar etmeğe mütemayil görünüyor.
Bugün böyle bir kanun çıkarılsa dahi meriyetinin devamlı olamıyacağı aşikârdır. Diteriz ki vaatler unutulmasın, yabancı basın mev matından lâyıkile faydalanılarak demokratik telâkkilere uygun bir kanun yapılsın, ötedenberi devam ede-gelen endişeler ortadan kalksın.
Cemal REr İK
Eminönü halkevinde geçit programı
Halkevleri kuruluşunun 18 inci yıldönümü dolayısite Eminönü halkevinde 19 Şubattan 26 Şubata kadar bir hafta müddetle bir geçit programı tertip edilmiştir. Bu bir haftalık program zarfında temsiller. konserler, sergiler re spor gösterileri vasıtasile halterinin faaliyetleri gösterilecektir.
T ahtadan ayakkabılar
Şehrimizde müteşebbis bir zat, beton, taş, top-ak ve rutubet ile daimi şekilde temas erdenleri romatizmadan ve diğer hastalıklardan korumak maksadlyle yekpare tahtadan mamul hususi ayakkabılar imal ederek piyasaya çıkarmıştır. Bu ayakkabılar 32 den 44 numaraya kadar olup fiatleri 2 lira 90 dan 3 lira 90 kuruş arasında satılmaktadır.
AKŞAM
Şubat 1950
Sahile 4
Kimleri dinliyoruz; t
Ferit Alnar
(— Bizi sevm iyeni erden ricamız: Konser başlar başlamaz hemen düğmeyi çevirmeyin...»
CS L i

Gemilerimizi kendimiz
Garb müziğinde olduğu kadar Türk müziğinde dc muvaffak, olan az sanatkâr vardır. Fakat her iki sahafla birden İsini yapmak suretiyle başarı kazanmış bir sanatkâr varsa o da Ferit Altlardır
Ferit Alnar bundan 20 küsdr sene evvel mühim bir alaturkacı olarak kendini tanıtmış, sayısız besteler yaptıktan sonra bir tekâmül mcrnaiMİ olarak kendini ptrb müziğine vermiş ve ar zû-mnnda da bu sahada mcmleke-timiıtin mühim elemanlarından birt olarak senfoni orkestrasının taupna. geçmiştir
Ferit Ataar'ı Sıhhıyedekl *-jtrartımanır.dn buldum. Kendisine ilk sunilin şu oldu!
— Radyo Senfoni Orkestrasının faaliyeti hakkında neler söv liv cb iiirslniz ?
____ Orkestıamız 1938 senesinde. daha Ankara radyosunun a-çıhşında vazife almış ve bu törende Dr. Fretorlus idaresinde Mendetson'u.n IV üncü senfonisini çalmıştı. Bundan sonra gelen ilk konseri ben İdare ettim O »imana kadar yalnız halk huzurunda konser vermeye alışık olduğumuz kin mikrofon önünde bfıyik heyecan duyduk. Zaman geçUkçv bu heyecanımız azaldı ve buna mukabil konserlerimiz orasında stüdyoda dinleyicilerin oulunmasını arzu e-der olduk. Hattâ salonda dinleyicilerin bu'unrr.ası konserlerimizin kalitesine muhakkak iyi tesir yapmaktadır Radyonun a-çılışınttan itibaren yalnız yaz mevsiminde 3 ay tatil yapmak üzere radyo konserlerini vermeye muntazaman devam etlik.
Ne çalalım?
Programları yaparken hangi noktni nazar'ara göre hareket ediyorrunurt?
— Ömumi olarak bize, anlaşıl -man kolay eserler çalınması tayşiye edilir. Fakat acaba bunlar hangi eserlerdir? Acaba e-serlertn hafif musiki literatüründen olmaıu mı kastediliyor? Böyle anlayacak olursak konserlerimizin kısa bir zaman sonra duraklaması veya bir İki ay sûren küçük bir repertuarı tekrar etmesi lâzım gelirdi. Biz büyük senfonik literatürün İçinden eserler seçerken her şeyden evvel eserin güre], tesiri! ve renkli olmasına dikkat ediyoruz. Böyle bir eserin çoz sesli musikiye biraz olsun alışmış bulunan kulaklara tesir etmemesi kabil dc-ftikllr. O zaman böyle kimseler anladıklarını söyllyccekl erdir. 5u halde anlaşılmak kelimesinin tesirli olmak, hoşa gitmek mânasına yeldi M meydana çıtmış oluyor.
— Radyo senfoni konserlerinin müzik terbiyesi üzerinde ne dereceye kadar müspet tesirleri atmaktadır?
— Şimdi çuk nazik bir noktaya temas et'inlz Çok sesli musikiden sevk almak için (artık anlamak demiyorum) senelerle ölçülen bir gayret sarfetmek İklimdir. Pek iyi bilinir kİ İnşa-
#.un dinlemesinden hakklyle hoşlandığı eserler az çok hafızasında olanlardır. Halbuki bir senfoniyi blıaz hatırda tutmak bir şarkıyı ezberlemekten çok daha güçtür. Fakat buna mukabil insanın zevkine mal ettiği bir senfoniyi dinlerken duyacağı tatlı heyecan da o nispette büyüktür. Onun İçin bilhassa genç neslin *.şln kolayına silmeyerek çok sesli musikiyi dinlemek hususunda. İleride karşılığını faslaslyie alacaftı bir alışma zahmetine katlanmasını çok temenni ederim. Aksi takdirde ratan çok mahdut olan dinleyicilerim isin rayısı kolay kolay artnnyaeakt>T.
Bizim gayemiz halkın zevkine göre çalmak değil, û zevkin tekâmül yolunda İlerlemesi için nâçiz bir yardımda bulunmaktır.
Halkın zevkine göre çalmak icap etse...
Halkın şevkine göre çalmak İcap etse radyo programları ne şekle girerdi? sualine cevap vermek lâzım gelirse şu hikâyeyi anlatmak isterim: Devlet Konservatuarı tarafından yapılan halk şarkısı derlemelerine 1939 senesinde ben de İştirak etmiştim, Dinarda bir gece kahvede köylülerle oturmuş konuşuyorduk- Ankara iadyosunda bu esnada Caykovskl'nln bir senfonisi çalınıyordu. Köylülerin en İleri gelenine sorduk:
— Nasıl ağa, bunu bedendin mi?
— Vallahi, bir şey anlamadım.
Hayret etn edik Bira» sonra fasıl heyetine sıra geldi. Bu sefer daha iyimser olarak nasıl bulduğunu zorduk ve yine ayni cevabı aldık- Fasıl bitince Âşık Veysel'in Sivas türkülerine alt plâkları çalınmağa başladı.
— Eh. ağa buna ne dersin? dedik.
— Vallahi bundan da bir şey anlamadım!.
« Bütün alaturka-alafranga-halk musikisi dâva ve münakaşalarının büyük şehirlerde oturanlardan en çok 500 bin kişi arasında yapıldığını hatırlayalım. Bu 500 bin İçerisinde çok serti musikinin dinleyicileri ne kadar olabilir? Bu hale göre Türk bestekârları çak sesli yeni
(Arkası 6 ncı vahifede)
ANKARALI
MEVLÜT
Kıymetli aile büyüğümüz merhum babam
SA D REDDİ.S' GÖZÜBÜYÜK*ün aziz ruhuna İthaf edilmek üzere 19/2/950 pazar günü öğle namazından sonra Teşvikiye camiinde mevlidi şerif okutulacağından arzu eden akrabalarımızın, dosUarunıauı. meriekdaşlanmla merhumu sevenlerin ve dindoş-lanmınn teşriflerini rica ederiz. Necati Gözü büyük
yapabiliriz ve yapmalıyız!
'I
Bugün Kadıköy OPERA Sinemasında
3 büyük film birden
1 --- İKİ YAVRU (Baştanbaşa renkli)
(The Yearfing)
Baş rollerde: GKEGORY PECK — İANE IV İMAN
İNTİKAM KURŞUNLARI
(Panhıındle)
Baş rollerde: KOD CAMİÎ HON ÇATHY DOWNfl yggjf
Tersanemizi tetkik eden bir Ingiliz amirali diyor ki: “ Başkasının sırtında, yürümek öğrenilmez,,
Devlet Denizyolları İdaresinin Morsluül plânından faydalanarak bir çok yeni gemi yaptırmak İstediğini, bunlardan bir kısmının mutlaka kendi tersanemizde yapılması lâzım geldiğini bu sütunlarda bir kaç defa yanmıştık.
Devlet Denizyolları idaresi, bu gemileri, Marsiıall plânın* tevfikan bize tiraj hakkı tanımış olan memleketlerde yaptırmak mecburiyetindedir. İdare, bu memleketlerin firmalarına yaptırmak istediği büyük küçük gemilerle liman vasıtalarının plân ve şartnamelerini göndererek fiat ve teslim müddetleri ile diğer şartlarını bildirmelerini İstemiştir. Şubat ortalarına kadar bildirilmesi ieabeden teklifler neticesinde en müsait şartlan hangi firmalar gösteriyorsa gemiler onlara sipariş edilecektir.
Boğaz vapurlarını burada yaptırmak mümkün olacak mı?
Sipariş edilecek gemilerden Boğa?, vapurlarının Haliçle İnşası yolunda yapılan teşebbüs1 dahi, güçlüklerle karşılanmaktadır. Çünkü gemiler Marriıall plânının tiraj hakkından yapılacağı İçin, bize UraJ hakkı tanıyan memleketler, bu siparişleri alarak kendi firmalarına İş bulmak gayesini takibet-mekte ve onları bu gayeden uzaklaştıracak olan teklifleri kabule yanaşmamaktadırlar. Devlet Denizyolları llo- Ulaştırma Bakanlığı Boğaz vapurlarını burada monte etmek İçin ısrar etmekle İseler de, bakalım. iş nasıl bir neticeye varacak.
Marshall plânından gemi j müşterek yapacak Avrupa firmaları İtal-1 maksadıIc ya, Ingiltere ve En ucuz flat teklif eden dc Değerli dostum şöyle diyor: Hollanda tezgâhlandır. Hattâ' «Gemi sanayiimizin mukad-
■ HollandalIlar gemileri kendilerine ısmarladığıma takdirde,
I tiraj hakkımızı kendiliklerin-
■ den 3 milyon daha arltıracak-ı lannı bildirmişlerdir.
' Bir iınşaiye profesörümüzün mektubu
Evvelin yazılarımda yeni gemilerimizin bir kısmulı kendimiz yapalım diye ısrar ederken bu vaziyeti az çok blLlyordum; fakat bu gemilerden bazılarını ' İstanbulda yaptırmak İmkânını elde etmekten ümidimi kes-' meni iştim. Bütün gemilerimizi, memlekette yaptırmak tezini müdafaa eden bazı mektuplar aldım ki bunlar arasında bir ! tünesi mühimdir.
Kıymetli bir gemi irışaiye , mühendisi olan ve ı nünle kette bir düzüne çelik gerçi inşa etmiş bulunan teknik ünivesrlte1 profesörlerinden Alâ Nutku, bir gazetede intişar eden bir yan-l sında gemilerimizin bir kısmını biz yapalım diyenlere itiraz ederek hepsini biz yapabiliriz I diyordu. Bunun üzerine muh-
■ terem dostuma bir mektup ya-ı rarak gemilerimizin bir kısmını biz yapalım diyenin ben olduğumu ve o yazılarımın sebep , vc saikl ne olduğunu İzah ettim. Değerli arkadaşım bana bir mektupla cevap verdi. Bu güzel mektubun bazı kısımlarını neşrediyorum. Muhterem profesörün bir makale değil, bir hasbıhal olarak josdığı hu- , susi mektubunun bazı parçalarını neşrettiğim için beni mazur göreceğine eminim. Çünkü gemi inşa sanayii haklındaki fikirlerini bazı gazetelere yazdığı yazılarla müdafaa eden bu kıymetli arkadaş,
dâvamıza hizmet mektubunun bazı Hollandadır. | kısımlarını neşrettiğimi bilir.
el-
deratını muvakkat de olsa , lerlne geçirenler, maalesef gemi
• sanayii personel ve tezgâh kudretimiz hakkında malûmatsızdırlar. Biz. yapıcılar bunun ıslı rab mı senelerce acı acı çekmiş bulunuyoruz. Milyonlar dışarı akarken biz. her ay tamirlerden arttırdığımıs. damla damla tahsisatla her türlü
| mahrumiyet içLndc takımsız ve tezgâhsıa gemi yapılabileceğini ( ispata çalıştık.
Cumhuriyet devrinde başlayan inşaiye-cilik gayreti
Gelecek nesle karşı heplmiK
• düşen önemli mesuliyetler var. i Bizden evvelkiler, dedeleriml-'zln tersanelerini yıktıktan son-’ ra. Cumhuriyetin kurucuları
gemi İnşa sanayiini canlandır-1 ' mak İçin büyük adımlar atmışlardı Bugün, onların kurduğu gemi sanayltne alt sistemimizde aksaklık başlamıştır. Onlar, en honrlıksuı devrelerimizde bile 25.000 tonluk hava- ■ zu Gcîeukde yaptırmak, imkânsız görülen Yavuzun tamiri ni yine Gölcükte başarmak eski tersanede denizaltı gemilerini yaptırmak ve yeni gemi tapısına İmkân vermekle vazifelerini yapmışlardır. Onlar,' Amerlkada, İngilterede, Al-
A. D. D.
(Arkası 6 ncı sahifede )
Z1
V
Beyaz Perdenin «1» numaralı Yıldızı
RİTA H AY WORTH
Bir çok dedikodulara sebeb olan eski kocası ORSON W E ₺ I. E S İle müştereken yarattıkl&n ŞANGHAYLI KADIN
Büyük bir Aşkın... Büyük bir maceranın Romanı
Pazartesi matinelerden itiba ren ATLAS Sinemasında I
Kadıköy SÜREYYA Sinemasında fi
Bugün yılın muazzam 2 filmi birden
1 — DENİZ KURDLARI
«ART COOFKIİ — CORC RAFT
2 _ MODERN VENÜS
EVA GARDNER — JİOBERT V OI.KE Fİ
V .111
ö BUGÜN

Renkli
ATLAS ntaı""’
en güzeli
Sinemasında
Vadiler
Hâkimi
Bas Rollerde: '
PEGGY CUMMINS — CHARLES COBURN — ROBERT ARTHUB
!(■■■■■ Bugün
SARAY Sinemasında
LOUİS HAYWARD — ZAHARY SCOTT ve LUCİLLE BRENER tarafından yaratılan
Para Hırsı
Filmi herkesi teshir etmektedir.
Yerlerinizi evvelden aldıranız.
'BU GÜN SÜMER sinemasında’
S O N 1 A H E K N 1 E ’ t n
MİCMEL KİRBY vt OLGA SAN JUAN
İle beraber parlak bir tarzda yarattıkları
Montekristo Kontesi

Emsalsiz .filminde: Muhteşem tir lüks, fevkalâde eğlenceler ve buzlar ürerinde güzel varyteler görecek ve nefis bir musild dlnllyecekslnlz.

ŞAYANI HAYRET BİR REKOR
3 GÜNDE 3 SİNEMADA 27.500 SİNEMA MERAKLISININ COŞKUN RAĞBET ve TAKDİRLERİNİ KAZANAN
“LOUiS HAYWARD’ın„ 1949 da çevirdiği bir sanat ve zafer harikası
Türkçe kopyası
ÇEMBERLiTAŞ ta
Orijinal İngilizce kopyası
MARMARA YILDIZ
Taşra vizyonları münasebetiyle ancak salı günü akşamına kadar devam edecektir.
Mahşeri izdihamı önlemek İçin büyük tertibat alınmıştır.
Bu şahiser pek yakında; Ankarada BÜYÜK — Bursada TAYYARE — Ssldşchlrde YENİ ve LÂLE — Adanatla AL3ARAY — Gazlantepte DUMLÜFlNAR — Samsunda ZAFER — Konyada YENİ Sinemada gösterilecektir.
Nefesleri kesen büyük bir heyecanın, ömrü airüsl eden ] sonsuz ıstırapların ölümden kuvvetli olan bir askın romanı e8ugQnLALEM®
GÖA/İjLEEN GÖNULE\
(STALLİON ROAD)
ALEKtS SMİTH - RONALD RFAGAN - ZACİİARY SCOTT ım ^■ı yaratttıgı bin heyecan dolu büyük avantür.
REKS FİLM
V
Bugün matinelerden itibaren İPEK Sinemasında
Amerikanın balta görmemiş vahşi ormanlarında, en yırtıcı hayvanları arasında çevrilen büyük macera şaheseri.
TARZAN ORMANLAR KRALI
Yüzlerce fil - Maymun - Arsian - Timsah - Gergedan vesaire ve eski Olimpiyat yüzme şampiyonu JOHNNY WEİSSMULLER
Şehrimizde ilk defa olarak: TÜRKÇE SÖZLÜ
Seanslar: 2.30 - 4.30 - 5.30 - ve 9 da. Koltuklar numaralıdır.

Tefrika No A 8
Osman Omerli, kaşlarını hafifçe çatarak:
— İyi anladın. — dedi. — Cürüm ortağının olmak İstemiyorum.
Vahdet, alaycı btr ifade He cevap verdi:
— Demek biz mücrimiz?... Kime karşı, doktorcuğum?
Bir sükût... Osman Omerli susuyor Diyemedi: «Bana karşı. bana karşı*... şimdi süklüm püklüm, vestiyerin köşesine büzülmüş. titreyen Nazlıya dondu
— Bugün, muhakemen bitti... «Hürriyet, hürriyet» der dururdun, kavuştun işte tam hürriyete... Sana dulla evvel bu müjdeyi verecektim, fakat, fırtınadan hatlar bozulmuş. Kendim gelmeğe mecbur oldum.
«Gelmez olaydım!» der gibi bir hali vardı. Vahdetin mevcudiyetine slnlrleruııtşe benziyordu.
Vahdet, şakacı bir tavırla elini onun omuzuna koydu.
— Teşekkür ederiz fırtınaya, "■nl gelmeğe mecbur ı-ttiğl Hin ...
Ve doktoru salonu doğru şevketti. Bu arada. Narlının baygınlıklar geçirmekte olduğunu farkedemediler.
Nazlı, tuzağa yakalanmış bir şikâr gibi antrede dönüp duruyor: ve için için söyleniyor:
«— Kuş beyinli seni! Kapana yakalandın işte’... Şimdi züppeliğinin cezasını çek bakalım Modeldeki plânı aynen yaptır-masan olmaz mıydı? Odama çıkabilmem için tek yol salondan geçmek.. Bu halimle ona nasıl görüneceğim?»
Yeis İçinde karnına baktı. Bell kuşaklı kahve rengi rob-doşambrınin altından altı aylık karnı ilk bakışta, dikkati çekecek şckilde sivrilmiş duruyor. Ve yüzü ,unân yarabbl n« kadar değişmiş: gebeliğinin yorgunluğu çökmüş: gözlerinin alta, da simsiyah...
Son iki ay Içindî doktoru bir kaç kere muayenehanesinde ziyaret etmişti. Fakat korsahydı. Kışlık bol mantolar vücudunun gayrltabliliğinl glzityordu. Keza mübalâğalı makyajı da yüzünün gayritablîliğtat... Doktor, böylelikle onun durmadan du-, runıundan kuşkulanmamışU,
fi
T

ÇERÇEVE 0151
'--K2MH HİHAL İAMMAİAKAH -
AŞK VE MACERA ROMANI
Fakat şimdi?
«— Şimdi kızılca kıyamet kopacak* — diye aklından geçirdi. — Hem de Vahdetin yanında...»
Tereddüdü daha da uzun sü-recektl.
Fakat doktorun seslendiğini işitti:
— Niçin gelmiyorsun İçeri?... Ne yapıyorsun orada?
Nazlı ,lelâş İçinde cevap verdi:
— Hiç... Paltonuzun karlarını temizliyorum.
imtihan sıralanr.da mümeyyizlerin karşısına çıkarken bile bu kadar tel âşlanmam ıştır. Benzi kıil kesildi Tepeden tır-n$ıa titreyerek salona adımını attı.
Osman Ömerli, yüzü kapıya müteveccih, subanın yanında
bir koltukta oturuyor. Bacak bacak üstünde... Iııce parmaklarının arasında bir sigara... Ve dertli görünüyor
Nazlı, eşikte belirince gözlerinde muhabbeti canlandı. Şöyle bir baktı; sonra, daha baktı, daha bakla... Yüzüne ifadesi mLskeyi geçirmekte ne kadar mahir ise, o maskeyi yüzünden' düşürdüğü zamanlarda da hislerini şaklamakta o kadar acemidir.
Nazlı, onun, kaç ruhî httlet havzasından geçtiğini soluk gözlerinde okuyor. Muhabbetinin yerini endişeye, endişenin hayrete, hayretin hiddete brak-tığını dehşet İçinde takibedebl-liyor.
Onun, sigarını tablaya koyduğunu, yerinden yavaşça kalkıp kendisine yaklaştığını bir
sisin arkasından gördü. Ve doktorun haşin serini, çok uzak mesafelerden müpbcm şekilde işillL
Soruyor:
— Neyin var senin?... Nedir bu halta?
Genç kadın, dizleri çözülerek telefonun durduğu etajere bir eliyle tutnclu. Keşke ölmüş olsa ve bu suali kendisine Münkir Ne kir sorsa daha kolaylkla cevap verebilecek.
Karnında dolaşan bakışlarla dinamit fitilinin tutuşLuğunu sezdi. Nerdeysç infilâk- olacağını ve artık hiç bir mucizenin on-nunla aralarındaki İrtibat köprüsünü uçmaktan alakoya-mıyaeağuu bir vakıa halinde gördü.
(Ark»m rar)
Şöhretin! asla kaybetmeyen mulıteşem film
BALALAYKA
NELSÖN EDDY — LLONA MASSET
M E L E K’te
Muazzam bir muvaffakiyetle devam edlvor
— >
âhBârihten Sayfalar
Briç masasında
Fedakârlık sanatı
Balkan harbi sırasında basgösleren dahili ve harici tehlikeler
Balkan harbi İçinde Gazi Ahmet Muhtar paça hükümeti iş başından uzak! aşmış ve yeni hükümeti KAmil paşa kurmuştu.
Harbin beklenilmlyea bir şekilde, acı mağlûbiyetlerle devam etmesi, Avrupada aleyhimizdeki cereyanları kuvvetlendirmiş ve memleket içinde bir takım tehlikeli teşebbüsler, hareketler baş göstermişti.
Sultan Reşadın halledileceği, veliaht Yusuf îzzeddln efendinin Padişahlığının ilân olunacağı. hattâ Vahideddln efendinin kendi lehine bir harekele kalkışacağı söylentiler arasındaydı.
Yapılan İçlerin fenalığına, «meşveret usulünün» tafabe-dllmemeslne küskün olan v« o sıralarda Âyan â:jam bulunan Ahmet Rıza bey Arrupaya gitmiş, memleketin barb felâketlerine karşı Fransız slyasileriy-L le temaslar yaparak Türkiye Lehine bir cereyan uyanmasına çalışmıştı.
Kendisi 18 şubat 1913 te ailesine yazdığı bir mektupta, şöyle demektedir: (Her halde Meclisi Âyan açılmadan, ortalık kesbi sükûnet etmeden İs-tanbula dönmiyeceğim, vatana hizmet mehmaemken burada da oluyor. Fransa kamilen Turkler, bahusus genç Türkler aleyhinde idi. Yazılan, yazdırılan şeyler sayesinde efkân u-mumiye tedricen lehimize dönmeye başladı. Fransızlar gibi çabuk alevlenen, çabuk dönen bir milletin efkârını daima lehimizde muhafaza etmemek dört senelik idarenin, bilhassa Hariciye Nezaretinin en büyük kusurudur. Bizim bu kusuru-*- muzdan Ruslar istifade etmişler, efkârı aleyhimize zehirlemişler, şimdi cezasını çekiyoruz. >
" Yazan
Halûk Y.
Şehsuuaroğlu
Büyük- devletlerin tavsiyesine uyarak adaların ve Edl menin istirdadından vazgeçmeyi mâkul gören Kâmil paşa hükümeti, İttihatçı! arm Babıâiiye yaptıkları bir baskınla düştü. Bu baskında Harbiye Nazın Nâzım paşa da öldürülmüştü.
Yeni hükümeti Mahmut şevket paşa kurdu [1] ve Avrupa devletlerinin verdiği nota reddedildi. Bu suretle İş başına bir ittihat hükümetinin gelmesinden Ahmet Rıza bey de memnuniyet duyuyor. Yalnız hükümeti kâfi derecede kuvvetli bulmuyordu.
12 şubat 1913 te yazdığı bir mektupta şunları söylüyordu: (Kabine zayıf bir şekilde teşekkül etti. İnkılâbı yapan kuvvet her ;_y| vaktiyle hazırlamış bulunmalıdır. Bunu ben Talât beye. Hayrl beye def atla söylemiştim. Cebinizde ıkl kabinenin listesi daima hazır bulunmalı, şayet biri düşecek olursa yerine derhal diğerini getiren ek. bayrağı yerde bırakmamak, naehil ellere vermemek iktiza eder demiştim. Her halde bu kabinede sağlam mücerrep, tanınmış adamlardan bir kaç zat daha bulunsaydı, iyi olurdu.
Hakkı paşa malumatlıdır, fakat sağlam değildir. Avrupaya ne İçin gönderildiğini bilmiyorum, Ordumuzda biraz muvaffakiyet görülmezse Bulgura hiç olmazsa bir yerde olsun
şanlı bir galebe çatınmazsa Hakkı paşa Avrupada briç oynamaktan başka bir şey yapamaz
Hayrl beyin kabineden çekilmesi İyi olmadı Kebabı İstifam bence makbul değildir. Kendisinden evvel ve sonra o makama Wr hayli zevat getirildi. Tecrübe edildi. Bahusus Talât ve Cavlt beylerin heyeti vükelâya girdiklerini lstemlyerıler bulunduğu gibi Hayrl beyin Evkaf Nezaretine geçmesini münasip gormiyenler bulunmadı.
11) Mahmut Şevket kabinesi şu zatlardan teşekkül ediyordu: Bahrîye Çürüksulu Mahmut paşa, Dahiliye Hacı Adil bey, Hariciye Sait Halim, Adliye İbrahim. Ticaret, Ziraatı Celâl, Evkaf Hayri, Malîye I Rıfat, Maarif Şükrü beyler. Fosla Telgraf Okan «-fendi, ı Şûrayı devlet riyaseti Hakkı W
Bura gazeteleri İstifasına hükümetin hazine! Evkafa vazıyed etmek istemesini sebep gösterdiler. Bana kalırsa asıl sebebi istifası Sait paşanın kabineye girmesidir.)
Bu tarihlerde Ahmet Rıza bey şehzade Abdiilmeclt efendine de mektuplaşıyordu. Şehzade Avnıpads bulunan Türk-lerin vatana koşmaları lüzum geldiğini yazıyordu.
Ahmet Rıza bey, Balkan, harbinin bu karanlık günlerinde, şehzadeye uzun btr mektup gönderip, İttihat ve Terakki fırkasına karşı alman sert ve haksız muameleden şikâyette bulunuyordu.
(... Parlmanın kapandığı tarihten harbin İlâm günlerine kadar sarayı hümayunda dc-f autla içtimai ar olmuş, hattâ Ayan bile hususi olarak toplatılmıştı. Bu meclislerin hiç birine İttihat ve Terakki erkanı çağırılmadı.
Mahmut Şevket paşa tecrübesinden ve Harbiye Nezaretine ait malûmatından en ziyade istifade olunacağı bir zamanda mahza İttihat fişkasına mensup olduğu için kullanılmadı.
Erkânı cemiyetten elli aat cani gibi hapse atıldı. Muhakemeleri badehu icra olunmak üzere İki yüz seksen kişinin hemen neflyleri lüzumuna dair divanı harbi örfiden Sadarete mazbata verildi Bu mazbatada kimlerin bulunduğu belki mesmuu devletleri olmuştur.
Ariyalarımda İttihat ve Terakki cemiyetinden bahsedişim o cemiyete mensup olduğum İçin değil umumun selâmetini İttihatta ve o menhus tefrikanın oratadan kalkmasında gördüğü111 İçindir Haricini itme ve desayis ve dahilde ahlâk bozukluğu neticesi olarak İttihat ve Terakki cemiyeti tefrikaya düşmemiş olsaydı bu a?im ve mühim kıtalar elimizden bugün çıkmazdı...)
Ahmet Rıza bey 3i şubat 1913 tarihinde de veliaht Yusuf İzzeddin efendiye şu «arlza» yi göndermiş bulunuyordu,
(... Çatalcaya kadar bLr seyahati devletlerini gazetelerde okumuş, pek sevinmiştim. Sair ef'al ve harekâtı vatanperve-raneierl de böyle matbuat vasıtaslyle halfan sem'û şükranına isal edilmelidir. Vakıa İhsan kimsenin haberi olmaksızın da vatanına iyilik e-debllir. Lâkin efkâr ve hissiyatı milli yenin galeyan ettiği bir anda, bahusus düşman kırallarının. prenslerinin, hattâ ailel kıraliye mensup kadınların bile hatb meydanlarında, karlar,, çamurlar içinde dolaşarak askere fi'len anânen muavenet ettikleri bir zamanda bu hanedanı zişan efradı arasında da büyük Padişahlara hay-rülh&Jef zevat bulunduğunu yarü Ayar bilmelidir...
Burada efkârı umumlyeyi lehimize çevirmeye çalışıyorum. Mütalâtamı gazetelerle neşrediyorum. Bazıları belki manzum Hamileri olmuştur. İknaa çalıştığım zevatın memleketl-mladc dört senedir taklbedilen poltilikaya dair malûmatı nakıs, saray hak kındaki fikirleri ise pek sakimdir. Türkiyeyi ilerlemekten meneden saraydır Sarayın teşkilâtıdır zanno-lunuyor. Çinliler gibi Jön Türk->erln bu şeddi yıkmak ve milletle kat'ı alâka etmiş bir hükümdarlığı kaldırılarak iptidayı Islâmda olduğu gibi bir nevi cumhuriyet vaz'etmek niyetinde olduklarına dair gazetelere yazılan havadis bu gibi yanlış malûmattan neşet eyliyor.
Jön TÜrklcrin Sultan Meh-medl Hanı Hamiş hazretlerini hal' ve tahtı Osmaniye zata ramilerini iclâs etmek istediklerini de gazetelerde okudum. Bu rivayete de sebep zatı şahanenin İttihat ve Terakki aleyhinde bulunduklarına dair Şerif paşanın ve ikinci mabeyinci Reşit beyin yazdıkları şeyler o-lacak. Zahiren ehemjniyetstefl-
bl görünen bu gibi dedikodulardan devlete gelecek zarar pek büyüktür...)
Sonraları İra dedikodular daha da garip bir mahiyet almıştı. Ahmet Rıza bey 8 nisan 1013 te Paris (an yazdığı bir mektupta şöyle diyordu: Dikkat edilmlyccek olursa İstanbul d a İhtilâl hazırdır. Bu ihtilâl ecnebilerin teşviki İle, Vahideddln efendiyi tahtı saltanata çıkarana kadar devam eder. Andan sonrasının ne olacağını söylemeye hacet görmem...)
O yıllarda yorgunluklar, bezginlikler İçinde türlü dedikodular alıp yürüyor ve bilhassa Sultan Rcşadm tahtı etrafında rakip şehzadelerin giril mücadeleleri başlamış bulunuyordu.
Vali Pro. Fahreddin Kerim Gökayın listesi
Baş tarafı 1 İnci sahile ile)
ruhlu devlet adamı.
12 — Vasıf Çınar: Bu da öyle.
13 — AB Çetinkaya: Çetlnka-ya olduğu 1çln.
14 — Berim Ömer Paşa: Memleketimizde sosyal hekimliği İlk kuranlardan.
15 — Teşrihçl Maıhar Paşa: Teşrih ilmini tedvin eden.
18 — Mehmet Aldf: Çanakkale ve İstiklâl Marşı müellifi, halk şairi
ti — Tevfik Fikret: Fikri hür, İrfanı hür, vicdanı hür şair.
18 — Cavit Bey ; Zamanına göre modern maliyeciliği kuran adam.
18 — Salih Zeki: Vldlnll TCV-flk Paşalarla birlikte hakiki ilim zihniyetini koran.
30 — Ahmet Mithat: Büyük neşriyata ve halk adamı.
Profesör Fahreddin Kerim Gökay sözlerini şöyle bitirdi:
— Daha unuttuklarım varsa, ruhlarından af dilerim.
Okuyucularımızdan öz de m ir Sökelinin listesi
1 — Ahmet Rıza Bey, 3 — Mahmut Şevket Paşa. 3 — Doktor Nâzım, 4 — Enver Paşa, 5 — Talât Paşa. 8 — Cavlt Bey, 7 — Yusuf Akçura, 8 — Ziya Gök-alp, 8 — Hailde Edlb, 10 — Evkaf Nâzın Hayri Bey, 11 — Atatürk, 12 — ismet İnönü, 13 — Fevri Çakmak, 14 — Kâzım Ka-rabekir, 15 — Refet Faşa, 16 — Kurmay şehit Fethi Bey, 17 — Demirci Mehmet Efe, 18 — AU Çetinkaya, 19 — Manastırlı Hamdı. 30 - Fethi Okyar.
Okuyucularımızdan Ayten Arıtan*]» listesi
1 — Mustafa Kemâl, 2 — Fevzi çakmak, 3 — İsmet İnönü, 4 — Ziya Gükalp, 5 — Dr. Rıza Nur, 6 — Tevfik Fikret, 7 -Abdüihak Hâmld, S — Halit Ziya, 9 — Hüseyin Rahmi, 10 — Dr. Abdullaa Cevdet» 11 — Dr Adnan Ad 17ar, 12 — Halide E-dlb, 13 — Talât Paşa, 14 — Enver Paşa, 15 — Dr. Neşet Ömer, İB — Reflt Galip, 17 — Kenan Öner, 18 — Hikmet Bayur, 19 --Mehmet Akif, 30 — VeUd Ebııı-zlya.
Ortağıma:
— Zavallı Vasfı, dedim, gene müdafaaya kaldık. Tıpkı harbin başlangıcında müttefiklerde olduğu gibi. Bakalım biz de onlar gibi uzun müddet dayanabilecek miyiz?
Neclâ:
— Her halde beni Bitlere benzetecek kadar İleri gltmes-
Her taraftan itiraz sosleri yükseldi.
Nevzat:
— Küçük hanım, dedi, İnsan hem güzel, hem de dinamik o-labillr.
Ben de:
— NeclâniB, dedim, şansı var, Ftıyri »iAn malrta tabii haklıdır. BLr çok oyuncular vardır kİ şans ayaklarına kadar geldiği halde İstifade etmesini hİlmezler Diğer taraftan kâğıtları olmadığı zaman lüzumsuz yere müzayedeyi yükseltir ve cazaya çarpılırlar. Halbuki şans kadın gibidir Tahrik etmeğe gelmez, onun kendiliğinden gelmesini beklemek lâzımdır.
Vasfl, sen kör demiştin değil mi? îş₺e dokuzluyu oynuyo-
rum.
4 A4 V D 8 4
♦ AD85
* A 10 9 8
A V 7 2
V 9 3
4 RİO 7 6 ♦ V 8 5 S
Vasfl
A D 10 9 65
V R 8 5
♦ V 3
* R 7 4 Neclâ
Kadıköy halkevinde profesör Süheyl Ünver’in konferansı
Prof. Dr. Süheyl İİnver 20 Şubat Pazartesi günü saat 18,30 da Kadıköy halkevinde Kadj-k ay 1 tilerin merakla bekledikleri konferansını verecektir.
★ Yalan btr ramana kadar İstanbuldakl İngiliz konsolosluğunda çalışmış olan Bay Ed-gar Vlncent Rizzo, şimdi «M. B. E.» İngiliz İmparatorluk madalyası İle taltif edilmiştir.
Nişan, Bay Rlzzo'ya uzun ve dürüst mesaisine karşılık olarak 1 Ocak IBM tarihinde Majeste Kral tarafından verilmiştir. Bilhassa İstRnbuldahl Mal-talılar Bay Rizzo'yu Ly; ve yakından bilirler.
Kolleksiyon meraklıları
15000 lira kıymetinde ren-gârenk boy boy teşbihler
Yazan: Cemaieddin Bildik |--
A parti m anın m bir oda sini teşbihlere tahsis eden Ahmet | Atâ Köseoğlu ile bir konuşma — Naciye Sultanın sobası — J El yazması Kuranıkerımler — Temizlikten temizliğe anah- I tar — Teşbihlerin kıymet ölçüsü — Bayanının ricası.
U_
Nevzat İlk olarak karo deklâre etmiş, Vasfl kör demişti. Neclâ bir pik, ortağı Ikl treni dedi. Cesur oyuncumuz Neclâ iki sanzatu İle mukabele etti. Oyun üç ransatu olarak üzerinde kaldı.
Kör dokuzlusu üzerine Vasfl çok yerinde olarak yediliyi koydu, Neclâ rua ile aldı. Bundan sonra yerden evvelâ pik asını, arkasından ufağını oynayarak piklerini sağlamağa gitti. Vasfl ufak pike boş. verdi, Neclâ damı bastı ve: ' — Vapfl, dedi, ckLdl Mr
adamdır. Koz deklâre ettiğine göre pik ruası elinde olmalıdır.
Üçüncü turda pik ması meydana Çıktı.
Neclâ:
— Hele şükür diye mırıldandı.
Artık hiç bir şey. oyunun çıkmasına mâni olamazdı.
Nevzat:
— Bayan, siz bir briç perl-sLsLnlz dedi.
— Gönül İsterdi ki, dedim, aynı iltifata ben de ortağıma yapabileyim.
Vasfl suratı asti-
— Ne ö üstat, gene bir hata mı yaptım?
— Evet, pek kötü müdafaa ettin. İlk elde kör asuu basmamanız çok İyi. Buna diyecek yok. Fakat size kör gelebilmem İçin el tufanukJığtm İtam. Bunda müttefikiz değil mİ?
— Evet. Fakat sizde el tutacak kâğıt bulunmaması bir şanssızlık eseri.
— Hayır, tutacak kâğıdım vardı, fakat sen buna meydan bırakmadın.
Vasfl hayretle gözlerini açtı:
— Görc-medln mJ? dedim. Şu halde İzah edeytrn: Elindeki pik ruasını a> üzerine at. Bizim yegâne şansımız bende pikten bir omt bulun&bUmeeüıdedir. Briçle basan böyle fedakârlıklara tatlanmak lüzumuna kani olarak bu jesti yapabllaey-din, oyun çıkmazdı. Binaenaleyh bugünkü oyundan çıkan desr kulağına küpe olsun: Yerinde fedakârlık yapmaktan çekinmemeli.
Ntam D ER SAN
----------------------------'
Muharririmiz Ntain Der-san'in briç hakkında neşrettiği İki eser tnkılâp Kl-tabevlnde satılmaktadır. Tavsiye ederiz.
---------------------------I
4 bin ton un ve buğday geldi
Denizyolları idaresinin «Kare» şilebi «M» ton buğday ve unla Amerikadan limanımıza I gelmişUr.
Bir dostum:
(— Mademki, dedi, siz kıyıda köşede kalmış koleksiyon meraklılarım bulup çıkarıyorsunuz, bir de Fatihteki Akşehir apar-tımanına gidin ve üst katta o-turan Ahmet Atâ Köseoğlunun teşbih koleksiyonunu görün. E-llnde öyle bir koleksiyon mevcut İd bugün en aşağı 20.000 lira değerindedir. İçinde öyle sanat-karane yapılmış kıymetlileri de var kİ hayran kalırsmız!»
Bana bunu haber veren de evvelce bu sütunlarda kanarya merafaDdau bahsettiğim Mustafa Pirinççl idi. Onu da yanıma alarak Akşehir apartunamnın üst katına çıktım. Koleksiyon sahibi Ahmet Atâ Köseoğlu. sempatik ve güler yüzlü İhtiyarlardan... Akşehlrde rüştiyeden mezun, sonra manifaturacılığı kendisine meslek edinmiş... Nihayet 1926 da îstanbula gelerek yerleşmiş, apartım&nına da memleketinin ismi olan «Akşehir» i ad olarak koymuş...
Salonda oturup vakit geçirmektense doğrudan doğruya mevzua girmemizi rica ettim:
(— O halde, dedi, koleksiyonuma tahsis ettiğim odaya geçelim.»
Koleksiyon odasına geçtik. Tavandaki avizede yüzer mumluk dört lâmba yanıyor. Oda, bol ışık İçinde... Sağda ve solda güzel vitrinler ve bunlara İtina İle yerleştirilmiş şık mahfazalar İçinde rengârenk, boy boy teşbihler...
— Aman! dedim. Bu ışık ne böyle... Gözlerim kamaşıyor.
Köseoğlu, teşbihleri bol ışık altında tetkik etmenin lüzumuna İşaretle;
(— En zevkli bir meşgalemdlr bul diyor. Onların gerek renk, gerek sanat bakımından bütün inceliklerini ancak bu bol ışıkta tesblt edebiliyorum.»
Teşbihte kıymet
Soruyorum:
— Teşbihte fay mel ölçüsü nedir?
c— Başlangıçla, diyor, acemiliğini çekmedim değil... Fakat arlık ustası oldum bu işin... Teşbihte kıymet ölçüsü 5 noktada temerküz eder: 1 — Sanat, 2 — Mcvaddı iptidaîye, 3 — Me-vaddı İptldaiyenln cinsi, 4 — Renk, 5 — Tanelerin boyu...»
— Ne zamıuıdanbert teşbih topluyorsunuz?
c— Aşağı yukan 15 seneden-berL..»
— Tam bir koleksiyon meydana getirdiğinize kani misiniz?
«— Değilim, çünkü (Yeşim) denen teşbihi bulamadım. Bu, zümrüde benzer bir teşbihtir ve oldukça da faymetlldlr.»
_ Şu halde bütün yeryüzünde mevcut teşbihler sizde var.
(— Böyle bir İddiada bulunamam ama, Yeşim'den başka ne varsa, hepsini elde ettim.»
— Zahmetli bir U mi bu?
«— Şüphesiz. Fakat zahmetli olduğu kadar da zevkli...»
— Elinizdeki koleksiyonu, kaç Hra sarflyle meydana getirdiği-
nize dair bir hesap tuttunuz mu?
«— Tutmadım ama, koleksiyonumun bugün için 154)00 lira değerinde olduğunu biliyorum >
Bayanının ricası
Koleksiyon meraklıları İle konuşmalarımdan hatırımda kaldığına göre bazı kadınlar, kocalarının koleksiyon meraklarına itiraz ederler, bu sahadaki meş -guliyetlerinl fuzulî bulurlar. Buna işaret ederek:
— Acaba, dedim, refikanız sîzin bu güzel meşguliyetinize İtiraz ediyor mu?
Konuşmamıza kulak misafiri olan Mustafa PlTlnççI bıyık altından gülerek:
«— Sizin bu sualinize Ahmet bey cevap veremez belki... Ben söyllyeyinı! dedi ve İlâve etti. Bayanı koleksiyona İtiraz etmiyor ama. koleksiyonun bir oda İşgal ettiğini hiç de hoş karşılamıyor.»
— Sebep?
Bu defa ihtiyar zat cevap verdi:
(— Çünkü bu odama kimseyi sokmam. Ancak temizlik yapJa-cağı zaman anahtarı veririm İşte o kader. İtiraz da bundan Heri geliyor: Hepsini satıp odayı boşaltmah imişlm. Teşbihlerim bir oda İşgal ediyormuş, ne çıkar.., Ben «Umden gelse bütün apar tumanı teşbihle dolduracağım..,»
Odayı güzden geçirince atılıyorum kİ Ahmet Atâ Köseoğlu teşbih koleksiyonu yapmağa meraklı olduğu kadar da antika eşya meraklısı... Köşede büyük beyaz zemin üzerine yaldızlı motiflerle süslü büyük bir Saksonya soba duruyor kİ bir saray eşyası olduğu muhakkak...
— Bu nereden elinize geçti?
(— Bence kıymeti! bir sobadır, diyor. Enver Paşanın yüzünü görmüştür. Naciye Sultanın eşyalan arasında satılmış, bir tesadüf *enl karşılaştırdı ve satan aldım.»
Duvarda selis, rlkka ve divan yazılarlyle Mr sürü levha var kİ
reated by free version of 2PDI
bunların da meşhur hattatlar elinden çıktığını, bir hattat a-llesine mensup olması dolayı-siyle vukufla anlatıyor. O
Dahası da var. El yazması Kuranl Kerimleri de toplamış... Teşbih merakı başlamadan önce para kotekıriyonuna teşebbüs etmiş ve bir hayli de sikke biriktirmiş.
Bak tun kİ eski yazılar para ve el yazması Kuranl Kerim koleksiyonu derken asıl mevzuu-muz olan teşbih koleksiyonundan uzaklaşıyoruz.
— Aman! dedim. Vaktim ar. Şu teşbihlerinizi göreyim.
Yavaş yavaş yerinden kalktı. Evvelâ sağdaki vitrin başına geçti. Şık mahfazaları çıkardı. Dizi dizi teşbihleri önümüzdeki masa üstüne koymağa bp - idi: Mercan, Şahı Maksud. Kaplumbağa, Necef, Kuka, öd A-ğacı. Zebercedi Hindu. Sandal, Neblk, Naka, şirmanl, Sadet, Yüzsürü, Demirhindi, Fethi Paşa, Gergerdan, Akik, Yıları Ağacı, Fildişi. Oül Ağacı. Kehribarların envai ve daha b!r çok teşbih...
Bu teşbihlerin menşeleri ve sanat bakımından değerlerini de bir dahaki yazıda betirtmeğe çahşacağım-
Cemakddin BİLDİK
ia
Bu akşam Saat 20,30 da
ORAM KISMI TEBEŞİR DAİRESİ Yazan: Klabund TOrkçesl: ml Hasır
KOMEDİ KISMİ
HANIMLAR TERZİHANESİ
Yazan: Gcorges Feydau
Türkçesl: Mahmut Yesarl
MLIAMMER KARACA OPERET.
Maksimde
Saat 20.30 da
SİZİN SOKAK
Matineler: Cumar tesi nazar as te
Pazartesi Akşamı Kadıköy -Opera’da
Türk hava kurumu, kuruluşunun 25 inci yıldönümü münasebetiyle P. T. T. idaresiyle anlaşıp yeni bir pul serisi hazır-lamıştır. 25 bin seri olarak bastırılan bu pullar perşembe sabahından İtibaren bütün posta gişelerinde satışa çıkarılmış va rağbet görmüştür.
w öiıoac
Mahkeme Koridorlarında
j Aşk, yine aşk j
İtalyanlarla ilk güreş karşiiaşması
Anna, parkın büyük ağaçlarından birinin altında yaylı bir el arabası İçinde oturan, ayaklan mefluç bir delikanlı Ma konuşuyor*
— Israr etme Reno! Beni bırak da düşüneyim. Sonra sana cevap veririm diyordu.
_ Hayır Annal Acı ve ıstırabın kalbimi numura uğrattığı şu anda cevap versen daha iyi olur. Bana kalbini aç. açıkça konuşl Yemin ederim W soğukkanlılıkla süslerini dlnllyeceğim.
— Yapamam Reno! Bana bl-ras mühlet ver. Rica ederim beni zorlama .
Kötürüm delikanlı şefkat dolu bir sesle cevap verdi:
— Pek âlâ Anna! dediğin gibi olsun.
Oenç kır, ı.kşamın alaca karanlığında ruhunda yeni bir aşk hayatını başlamak İçin bütün arzularının söndüğünü ve kendisini delikanlıya bağlıyan rabıtaların kesilmek şöyle dursun daha ziyade ç--------—.,
hissediyordu. Aklı, fikri Reno-nun hukuk, kendisinin de tıp' fakültelerine devam ettikleri ve ' beraber yaşamış oldukları mesul yıllara -tfttl. ikisi de fakirdi. Fakat istikbale alt ümitleri engindi.
Nlahyct hlr gün patlak veren İkinci dünya harbi. sonradan hastanede buluşmak üzere onun blriblrlnden ayırmıştı. Reno. cephed* ağır surette yara-. lan arak Anr, anın hastabakıcı sıfatlle hizmet ettiği seyyar hastaneye kaldırılmıştı. Genç kız.' o guııdan bugüne kadar bu ta- 1 İlksiz ve kötürüm gence biraz. teselli vermece, acı ve ıstıraplarını hafifletmeğe uğraşıyordu.
Sessiz bir hıçkırık, genç kum boğazını düğümledi. Göz yışla-rUe ıslanan çehresini e iler ite örttü. Reno, sevgilisinin ağladığını görünce:
— Rica ederim sevgili Anneciğim! Ağlama diye genç kıza yalvarmağa başladı. Elini uzatarak saçlaıını okşadı, yanak-lann d an aşağı akan göz yaşlarını sildikten sonra süzün e devam etti:
— Anna, ruhi ıstırabını anb-yorum. O kodar genç ve güzel-zln. öyle ha«sas ve rikkatli bir kalbin var kİ. hayatın nimetlerinden faydalanmağa ve mesut olmağa hakl ın var dedi.
Reno bu sözleri söyledikten , sonra derinden bir ah çekerek : ilâve etti: (
— Hatbuıct zavallı ben, sana . ne vereblUr.m. fakir, be t b ah",
hayatımın geri kalan senele- 1 rinl şu yaylı el arabasının i- : çlnde geçirmeğe mahkûm zaval- ı lı bir malûlüm. Harbin böyle a-kıbetlerl vtndır. Her sevginin : fevkinde olan vatana karşı aş- 1 kımız, beni elimde tüfek, sent • d« feragat ve fedakârlığınla a- ı teş boylarında onu korumağa : şevketti. ı
Fakat kara talihimize bak kİ j İkimiz de yaralandık. Ben ayak lan mı kaybettim. Ben de tatlı : emel ve hayallerini gömmeğe mahkûm oldun. Hatırlar mısın ' müstakbel saadetimiz, İçin ne engin, ne gmlş ümitler ve hülyalar besliyorduk. |
Reno bunlan söyledikten son- I ra genç kızın elini avuçları İçine alarak okşadı: I
— Sevgili Annacığım) Kalbin ı de derin bir yara var. Bu yara,
ancak yeni bir aşkla şifayâp o-olabMlr. Bana öyle yaşlarla dolu gözlerle bakma. Seni anlıyorum W çok sevdiğim için sana yardım etmek istiyorum. Mesut olman için hürriyetini geri vereceğim. Ber.l bu kadar çok sevmiş ve beş yıldanbert bu yaylı araba içinde gezdirmek için şefkat ve muhabbetini esirme-nıenılş olan sana küçük bir hizmet yapmış olmak sevincini tat mış olacağım- Rica ederim ağlama! Göreceksin her şey yoluna girecek ve mesut olacaksın.
Reno bunları söyledikten sonra başını önüne eğerek ilâve etti:
— Bu halimle sent Uelebed kendime bağlıyacağımı ve genç ligini malûllyetlme heder edeceğimi mİ sanıyorsun? Hayır, bin defa hayır. Bunu İstemiyorum Çünkü biliyorum ki yanımda kalırsan bunu merhamet sevkl-_ te yapacaksın. Halbuki ben bu çelikleştiğini I fedakârlığını katiyen kabul ede-
1 mem.
Anna. ağlıyarnk cevap verdi: — Sevgilim, böyle konuşma. Çünkü kalbimi daha fazla yaralıyorsun. Gel de İkimiz! de harap eden Uu bahsi kapatalım Haydi gidelim. Artık hava karardı.
İkisinin arasında şaşırıp kaldım!
DENİZCİLİK
um kiloda 87 Kl-
(1048 kiloda
¥
Yola çıktılar. Sessiz saduız Renonun evi önüne vardıkları 1 zaman akşa n karanlığı basmış-tL Genç kız. Ren oyu yaylı el araban içinde kapısının önünde t bırakırken:
| — Allaha ısmarladık şekerim.
Yarın erken sana uğrarını dedi ve arabayı İçeriye almak İçin kapının &n>ine gelmiş olan delikanlının annesine dönerek:
— İçeri çlremiyeceğlmden dolayı beni affediniz. Artık geç oldu eve dönumğe mecburum geceniz hayır o.'sun madam! dlyo-rek uzaklaştı.
Anna, evlr.e döner dönmez, odasına çekildi ve talihsiz Rc-noyu düşünmeğe boşladı- Gözlerini kaldırıp masasının üzerin de duran sevgilisinin harbilen evvelki resmine uzun uzun bak tık tan sonra kararını verdi, kalemi eline alarak kendlslie evlenmeğe talip olan Jorja şu mek tubu yazdı:
«Sayın M. Jorj! Teklifiniz bana büyük bir şeref vermekle beraber kabul etmeme ve zevceniz olmama imkân yoktur. Bildiğiniz gibi ben Renoya nişanlıyım-dır. Onu seviyorum ona karşı sevgim ve bağlılığım da asla zeval bulmıyacaktır. Reno, Allahın huzurunda ve İnsanların nazarında kocamdir. Hürmetlerimi kabul ediniz: İmza: Anna»
Genç kız, bu mektubu zarfa koyduktan sonra ertesi sabah kendisini bekllyen Renoya pür-neşe koştu. Delikanlı, sevgilisinin gözlerindeki parlaklık ve ne şeyi görünre şaşa kaldı ve yumuşak elini avuçları İçine alarak sordu:
— Neye karar verdin sevgi-i llm? JorJ 1le evlenecek misin?
Evet şekerim, düşündüm ve kararımı verdim. Haydi gidelim
— Nereye gideceğiz?
— Belediye dairesine gidip er lenme k&ğıt'arımm hazırlamağa...
— Anna, nen çıldırdın mı? Benim gibi bir kötürüme kendini mi feda edeceksin?
Anna, eğilerek Renoyu dudak
(Bas tarafı X üncü sahifede) ra oHmplyatM Greko-Romen 67 kilo ahmcısi-l 79 Kiloda: İzmirli Muiıita Tayfur Londra olimpiyadı 79 Greko-Romen İkincisi!, loda Muharrem Canda? Londra olimpiyadı 87
serbest güreş dördüncüsü ve 1949 Avrupa serbest güreş ağır sıklet İkincisi.), Ağır sıklet: Adnan Yurdacr (Eski ve milli bir güreşçi*.
Gerek Roma ve gerek İstanbul takımlarında bazı sıkletlerde İki eleman mevcuttur. Bunlardan hangilerinin güreşecekleri »on dakikada belli olacağından iki takımın tam ve kati kadroları ancak minderde merasim İçin dizllecekierl zaman anlaşılacaktır.
Yarın gece İtalyanlarla yapılacak ikinci müsabakaya da Ankara takımı şu elemanlardan müteşekkil olarak çıkacaktır:
52 Kiloda: Hallt Palam ir (1948 Londra olimpiyadı serbest güreş 52 kilo İkincisi), 57 Kiloda: Nasuh Akar (1948 Londra oltm-plyadı serbest güreş birincisi), 82 Kilo: Ahmet Bulut, 87 Kilo: Tevlit Yüce. 73 Kilo: Ali Öz-demir (1948 Londra ollmpiya-dmda Gerko-Romcn şampiyonasına IştlrAk etmiş, derece alamamıştır.), 79 Kilo: Celâl Atik (1948 Londra olimpiyadı ve 1M0 Avrupa Mrbm güreş 87 kilo birincisi). 87 Kilo Adü Condemlr (1948 Londra olimpiyattı serbest güreş 79 kilo İkincisi ve 1949 Avrupa serbest güreş birincisi.). Ağır sıklet: Kemal Ay.
Dünya Oreko-Rocıen güreş klasmanında İsveç ve bizden sonra üçüncü durumu muhafaza eden İtalyanlarla bu gece ve yarın gece yapacağımız karşılaşmalar oldukça enteresan ve Ftarunzlar ile yaptıklarımızdan daha mühimdir. Bu maçlar. önümüzdeki Mart ayında Stokholm'da yapılacak GrekoRomen şampiyonasına İyi bir hazırlanma vesilesi olacaktır.
■Alaca atkı sum omuzlarına çekerek mütereddit adımlar la geldi, bizim kasketli delikanlıya sokuldu: .
— Efendi oğlum, hâkim beyi tanıyor musun sen?
— Hanp;ı hâkim beyi soru yorsun, teyze hanım?
— Ne bileyim ben? İşte şu kâğıdı getirdiler; «Mahkemeye Ri t de hâkim beyi gör. Sana soracaktan var» dediler.
Çantasından çıkardığı ihbarnameyi uzattı. Kasket U delikanlı göz gezdirdi:
— Haa, seni şahit yazmışlar, teyze hanım. Ceza mahkemesine gireceksin.
— Girmesine girerim amma hâkim bey nasıl adam acaba? Seıt mi, yumuşak mı? Beni azarlar mı dersin’
— Hâkimler kimseyi azarlamazlar. hanım tayze.
— öyle söyleme, efendi oğ lum. Korkuyorum, doğrusu. Azara, tekdire hiç tahammü lüm yoktur. Karşımdaki sert İlk gösterilse zihnim karışır, dilim dolaşır, söylediğimi de, söyUyeceğimi de şaşınnm. Hâkim beyin karşısında da şaşırıp da tersine lâflar ederim diye korkuyorum.
— Korkma, teyze hanım. Hâkim bey azarlamaz seni O sorar, .sen de cevabını verirsin.
— Hay Allah raa olsun senden. Bu sözlerinle yüreğime kuvvet verdin. Eğer hâkim bey sessiz sadasiz konuşursa beıı de dilimin döndüğü kadar söylerim tabii.
— Sessiz sedasız konuşu-lur mu, teyze hanım? İşaret te mİ keınıısaenlrci'ntv:?
(Ray tarafı 4 ûncii sahlfede)
Türk musikisini kimler için yazsınlar?
Konser başlayınca düğmeyi çevirmeyin
Bizim konserlerimizi sevmeseler bile nefret etmiyecek duyguda olan radyo dinleyicilerinden funu rica ederim: Konser başlar başlamaz hemen düğmeyi çevirmesinler. Belki baş tarafını beğenmeseler bile sonunda bollarına gidecek bir parça vardır. Veyahut zamanla alâka duymadıkları bu musikiden bir şeyler anlamaca balşayac aklar, hiç değilse çocuklarının kulak terbiyesi bakımından fena bir şey yapmış olmayacaklardır.
ANKARALI
Carından öptü:
— Dinle beni sevgilim, yaptığım şey dediğin gibi ne fedakârlık ne de kahramanlıktır Bu, aşkımızın zaferidir. Yaşadıkça sen! ’.evk ve İdare etmek benim hakk'mdır. vücudunun değil, hastabakıcıyıyım.
Çeviren: A. HİLÂLİ
Ben yalnız ruhunun da
ralon açıldı. Bir bakıma Cemile hanım hakli, bir bakıma da Makbule hanım. Kıs çok fettan. Cemile hanımı ne zaman görsem; «Şu kız benim oğlumu baştan çıkarıyor. Bu yaşta evlât evlendirilir mi?» diyerek dert yanıyor.
— Yaaa, demek kız daha baskın çıkıyor da oğlanı ayartıyor, öyJe mi?
— Hımm... O kızın ne yos ma olduğunu ben bilirim. A-linı Allah, gelse de şöyle bir dolaşıverse şurada ne kadar erkek varsa hepsini baştan çıkarır. Aman, sokakta mo kakta rast arsan dikkat et ha. Kızın üzerinde kurt tüyü var zahir. Kime bakıp da şöyle bir kaş göz oynatsa ar kasına takıveriyor.
— Peki, senin şahit olduğun mesele nedir? Komşu hanımlar kavga mı ettiler?
Yutkunarak başını salladı:
— Bilmem ki ne söyliye-yim, a evlâdım? İkisinin ara yerinde şaşırıp kaldım. Aşağı tükürsem sakal, yukarı tükürsem bıyık. Kendileri çekişiyorlar, anladık amma beni de araya sokmasalar olmaz mı? Hâkim beye ne . cevap vereceğim? İkisi de . ahbabım. Hangisinin kötülü ğünü söyl iyeyim? Onlar İyi İnsan olsalardı beni buralara sürüklemezlerdi.
— Hangisi şahit yazdırmış seni?
— Bilmiyorum ki. Gürül- ; tü arasında polisler geldiler, ı bizi de yazdılar. .
— Gürültü arasında ne gördünse otları hâkim beye anlatırsın.
— Öğle yemeğinden son- . ra pencerenin önünde kahvemi içiyordum, kulağıma sesler geldi, bil de baktım ki Makbule hanım. Cemile ı hanımın kapısının önüne di- ■ kilmiş, ayak üstü ağız dalaşı ediyorlar. Makbule: «Senin ahlâksız oğlun benim 1 nur topu gibi kızıma sataşıyor, dile düşürüyoru diye ba giriyor. Cemile de; «Ahlâksız senin Kızındır. O kahbe-nin yüzünden benim oğlu- : mun başı derde girecek» di yor. «Adam sen de. İt dişi, do 1 muz derisi. İsterlerse birbir- 1 lerini boğsunlar, bana ne?» 1 demek vardı amma buna gönlüm razı olmadı, ikisi de ahbaptır, çoluk çocuk yüzün 1 den araları bozulmasın, gidip yatıştırayım, diyerek başımı Örtüp ben de çıktım. ' Aralarına girip de; «Yapmayınız, a dostlar. Ayıptır, gü- ' nalı tır» demeğe kalmadı, bi-blribirlerinın üzerine saldır- ' dılar, saçsaça, başbaşa dö-ğüse tutuştular. Ayırmak ne ' mümkün! Kıyametler kopuyor, bağırtılan mahalleyi ye ' rinden oynatıyor. Derken e- ‘ fendim, bir çocuk koşup ka- ' rakola haber salmış, polisler geldiler. .
—Kavgacı hanımlar ne- ’ redeler?
— Benim önüm sıra gel- ‘
le mi konuşacaksınız?
—Yok canım. Ben dilsiz miyim ki işaretle konuşayım? Yani hâkim bey mülft-yim konuşsun diyorum.
— Üzülme, hâkimler mü-îâyim konuşurlar.
— Acaba ne soracaklar bana?
— Şahit yazmışlar, demek ki vakayi biliyorsun. Hâkimin karşısında da bildiklerini doğruca anlatırsın.
— tşte, gene bir korku düştü içim?. O kadar karışık şeyleri nasıl derleyip toparlayıp da anlatacağım? Dilim dolaşır vaü&hi.
— Nedir o karışık işler?
— Amaaaan, ne sen sor, ne de ben söyliyeyim, efendi oğlum. Allah seni inandırsın ki onların haline baktıkça ben utanıyorum. Bacak kadar kızın kırdığı ceviz kırkı aşıyor. Oğlan da pek hırlı bir şey değilya. Pencereden işaretler verirken belki kırk defa kendi gözlerimle gördüm.
— Kime veriyor işaretleri?
— Bu da sorulur mu. bey
efendi oğlum? İşareti bana verecek değilya, kıza veriyor tabii. Makbule hanımla evlerimiz yan yanadır. Makbule hanım, Sevimin annesi Oğlan da Um karşımızdaki evde oturuyor. Onun anne-siJe de iyi görüşürüz. Ce- __________
mile hanım iyi kadındır. Gel diler de şu köşeyi dönüp ö-gelelim, oğianla kızın yüzün bür tarafa geçtiler. Hâkim den kırk yıllık ahbapların a- beyle konuşmadan evvel on-
(Başlanıfı 4 üncü sahifede) manyada Türkiyede yetişmiş 80 dan fazla donla İnşaat mühendisi! e binleri geçen deniz işçisi yetiştirmek ve Gölcük tersanesini kudretli bk hale getirmiş olmak gibi eserlerinden sonra, bugün bizim bunlan bir kenara bırakıp memleket milyonlarını dıştın akıtmak suretile memleket endüstrisini baltalamamız yanlıştır. Gemilerimizin hepsini biz yapabiliriz «Tersaneyi besleyen ve yaşatan iştir Abdiilhamlt tersaneyi öldiîrmiyecek kadar tâli İşlerle meşgul ederek bu varlığı söndürmüştü Bugün avdet ettiğimiz siyaset ve hava maalesef budur, Römorkör ve Boğaz vapuru inşaatite bu tersaneler yaşamaz, sanat barınmaz. Gemilerin hepsini biz yapabiliriz. İnşaatımızı römorköre inhisar ettirdikçe büsbütün kötürüm kalacağız. Bunlar ve Boğaz vapurları küçük şahsi firmaların başarabileceği basit işlerdir; Devlet işi değildir. Hususi firmalar teşekkül edip bu işleri başarabilirler. Devlet tersaneleri bu işlerle yaşaya-mzo. rrogramsızJLktan, tahsl-sa lalalıktan işçi yüzde 20 randıman veremiyor. Tamirlere verilen paralar yeni gemi masraflarına yaklaşıyor Yopamjyo ruz diye oturup ağhyacak ve yine römorkör yapmakla mı meşgul olacağız? Hayır, yapacağız; yapamam diyenlerle değil. yapmak İsteyenlerle ve yapabilenlerle yapacağız. Türbin makinelerini harb gemilerimizde. santrallarımızda. fabrikalarımızda biz tamir ettik. Gemilerin hepsi memlekette yapılabilir. Bunu rakamla ispat vc teknik raporla tesblt etmek mümkündür. Yalnız Gölcük tersanemiz sipariş alıp eksiklerini bir kaç ayda tamamladıktan sonra, bu programın yarısından fazlasını. 1 Avrupa tersanelerinin 1 1/4 misil zamanda yapabilir. Öteki tersanelerimizde, yapmak isteyen başların idaresi altında ve yabancı kaynaklardan alınacak malzeme ve personel yardımlle geri kalan gemileri, 1 i misli zamanda başaracak 1 kudrettedirler.
Noksanlarımız nelerdir?
-Noksanımız organizasyon zinciri ve koordinasyon eksik-ilgidir. Memleket endüstrisi ayrı ayn kıratlıklar halinde, başka başka istikametlerde ça- 1 l.şıyor. Karabük. Kırd:kale, cer 1 atölyeleri tayyare fabrikaları, 1 sakerl tersaneler, diğer tersaneler ile hususi teşebbüsleri- ' mlzln, hep birbirine yardım 1 ederek, birbirini tamamlayıcı olarak çalışmaları lâzımdır. 1 O zaman makine ve motor en- 1 düstrlsi de, gayri tabii doğuş- 1 la değil, kendiliğinden doğar ve ihtiyacımıza göre kendi istikametini alır. Gemi sipariş- 1 lerl münakaşaya konulmalı, Türkiyede yapılma şartı altında yabancı firmalarla Türk 1
Sfenks Uykuda

Aşk ve Macera Romanı
Yazan; J. D. Carr Tercüme eden: (Yâ - NÛ)
l Tefrika No 20 J
kendi malikânenizden Casvall şatosuna gitmişslnizdlrl
— Evet... Hemen... Babamla annem, benim kendileriyle beraber gitmemi istemiyorlardı; fakat gittim. Sizin bana bunları hatırlatmanız pek garip... ÇiinkÜ ben de zaten bunu düşünüyordum: Onlar, şatoda
Thpriey'le konuştukları sırada... (Genç kız aıulu, biraz tereddüt etti; neden sonra cümlesini bitirdi;) Evet, onlar, Thoriey'le konuştukları sırada ben yanlarından ayrıldım. Bayan Marsh’-: ın odasına çıktım. Bir saniyecik içeriye girdim. Koltuğun ü-zerlnde siyah kadife bir elbise duruyordu. Gri çoraplar da vardı... Naylon gri çoraplar... Bu teferruat, dikkatime çarptı Holden, garaj haline getirilmiş eski ahırlardan birdenbire
— Demek gümüşi lâme elbise? . Siyah kadife elbise giymediğinden emin misiniz?
— Elbette .. Katiyetle!. Şimdi karşımda görüyormuşum gibi... Lâkin...
Kızın gözlerinde bir küçük şimşek çaktı. Holden de bundan istifade etmek istedi.
— Karısının ölümü Thorieyl klmbllir ne kadar çok müteessir etmiştir! _ dedi. — Blttâbl sizin aileniz de nüteessir olmuştur: aranızda çok dostluk vardı Thorley, ölüm hâdisesinden sonra hemen annenize, babanıza telefonla haber vermiş utacak.
Doris, dalgın:
— Ah... Evet... — diye kekeledi — Sabahleyin erkenden hemen haber verdi.
— Belki de hemen kalkıp,
uçuveren beyaz bir güvercinin kanat çırpışını zevkle seyretti. Demek kİ, edeli, denilen Celia'-nuı verdiği mühim bir İzahat, bu Doris tarafından da tasdik ediliyor. Doris, ifadesinin dekardı nazarındaki ehemmiyetini kestlremeksızln, aynı sözleri tekrarlıyor.
Holden, söze başladı:
— Thorley...
Darla, birdenbire, canlı canlı sordu:
— Thorley dediniz?... Ne varmış?
Holden gülümsedi:
— Ona karşı deıin bir muhabbet hisse diyoraiıh uz. mİ?
Kız. on dokuz yaşının Cublyetlylc tasdik etti :
— Evet... öyle olduğu doğru... (Yüzü, birdenbire, hayran. Aşık bir İfade aldı; utangaçlığı yüzünden, muhavereyi değiş Liri verdi:) Demek Thorley' le başbaşa yemek yediniz? Demin öyle söylüyordunuz?
— Pek de hoş bir yemek yedik, doğrusu.
Kız, tekrar coştu:
— öyle olduğundan şüphe etmem... çünkü. Thorley fevkal-
değil
maiı-
Ade güzel konuşur; yemeği de iyi hazırlatır.Karaborsodan pek çok yiyecek, İçecek tedarik ettiğini bana itiraf etti. Arzu ettiği bir şey olunca hiç dayanamıyor, nefsini ille tatmin ediyor. Aklına bir şey koyunca hemen yapar... Çocuk gibidir... Gözleri kapalı olarak bir kalas üzerinde bile yürüdü.
— Anlayamadım... Nasıl?
— Gerçe. pek ehemmiyetsiz bir hâdise... Hant şu «cinayet oyunu. oynadığımız günün ikindi zamanıydı. Bizim bahçedeki balık havuzunu hatırlar mısınız?
— Evet... öyle bir havuz olduğu aklıma geldi.
—■ Thorley, ressam Ronnic ve ben, bir kaya altma gizlenen kocaman mavi bir alabalığı kestirmiştik. Gayet süratli kaçıyor, btr türlü yakalanamıyordu; lâkin bizi pek eğlendiriyordu. Havuzun bir tarafından Öbür tarafına uzatılmış koca bir kalas vardı, Ronnle, lenfavl len-favl, bu kalasın üzerinden geçmeğe kalkıştı; kaydı, Cpufl) diye suya düştü, Bunun üzerine, Thorley: «Kalasın üstünden
nasıl geçileceğin! sona göstere-
yim!» dedi. Hiç tereddüt etmeksizin aynı netameli kalastan kendi yürüdü; karşıya geçti. Sonuna varınca, bana döndü: gözlerini kapadı, gözü kapalı olarak kalasın üzerinden tekrar geçti. Tasavvur ediyor musunuz?
Holden, ciddi ciddi başını salladı.
Kız:
— Ben, İşte böyle erkekleri severim! — dedi — sonra, Hoi-den'e bakarak ilâve etti:
— Vallahi sizi sempatik bulmağa başladım... Ne dersiniz?
— Sahi mİ, DorLı . Pek te-teşekkür ederim. Cidden makbulüme geçti.
— Celin yüzünden canınızın sıkıldığını söylemiştiniz.
— Evet, Doris... Fakat siz şimdi bana büyiık iyilik ettiniz.
— Ben mİ?
— Tabii,
DorLs, mevzu üzerinde daha fazla durmıyarak:
— Her ne olursa oLsun, size söyledim kİ. biricik ıstırap çeken değilsiniz. Başkaları da var. Aman, canım! Annem İle babam da buna dünyayı nasıl
tersanelerinin. teşriki mesaisi sağlanmalıdır. Bu surette lâka ve lfizumauE tezgâhlar yerine hakiki ihtiyaçları temin ve parazit yabancı mücavirler yerine hakiki yapıcı teknisyenleri elde etmek mümkün olabilir. Marshall plânından alacağımız yardım da tabii bir peklide memleket sanayiinin inkişafına hizmet eder. Doğur-mıyan yerlere para sarfetmek-le bu İşin sonu gelmiyeceğl kanaatindeyim.
Bir İngiliz amiralinin «özü
«Ekilecek tohumların, dikilecek ağaçların bu toprakta kalması İçin, yegâne çaremiz her türlü İmkânı anyarak gemileri memlekette yapmak ve yaptırmaktır, Ispanya, İtalya, ¥enl Zelânda, Kanada. Hindsl-tan Brezilya, Arjantin ilh... gemi sanayiini hep bu suretle kurmuşlardır. Paranın en ufak bir yuzdesi bile Türkiyede kalsa, sanatın inkişafı. Türk işçisinin yetişip refah sahibi olması için buna mecburuz. Bununla beraber (iş yapılması için, organizasyon ve beraber çalışma ile insan kuvvetinin mâkul istikamette kullanılması şarttır. Aksaklıklar ancak hakiki bir (İş) muvacehesinde düzenlenebilir. Yabancılardan fersah fersah geri kaldığımız bugünkü şartlar altında römorkör, Boğaziçi vapuru yapmakla veya çalışmayan pırıl pırıl tezgâhlarımızla onlara yetişemeyiz. Onların önüne atlayacak hamleler yapmamız, bütün malzeme ve personel kudretimizden faydalanmamız muhakkak şarttır. Tersanemi® için rapor vermiş olan bir Ingiliz amirali.
*— Artık kendi ayağınızın üstünde durmalısınız. Düşerseniz dc tekrar kalkarsınız. Başkasının sırtında yürümek öğrenilmez demişti. Her geçen gün gayemize bir giin daha geç kalmamızdan başka bir şeye yaramıyor.»
Değerli profesörle aynı fikirdeyiz
Sayın profesör Atfı Nutkunun mektubundan aldığım bu parçalar, 40 yıl d sn beri «Tersane tersane!» diye feryat eden bu nâçiz muharririn İleri sürdüğü düşüncelerin aynıdır. Ben, evvelki yazılarımda, tiraj hakkı meselesini de gözününde tutarak daha büyük gemileri yapamıyacağımız İçin değil, fakat römorkör, motorbot. Boğaz vapurları gibi küçük tekneleri dahi dışarıya yaptırmanın çok acı ve hattâ ayıp olacağını düşünerek onları mutlaka memlekette yapalım demiştim.
O yazılan yazarken başka bir düşüncem daha vardı kİ o da. bizim gemi yapabileceğimize bir türlü lnanmıyanlara yaptığımız gemileri göstererek İşte yapabiliyoruz; bundan sonra, artık harice gemi yap-tırmıyalını diyebilmekti. Kendimize İnanmamak, psikolojik mühim bir noktadır ki yıllar-danberl bizim gemi sanayiine sahip olmamıza engel teşkil etmiştir. Kâh tezgâh yok. kâh atölye yok. kâh kâfi sayıda mühendis yok kâh kalifiye İşçi yok. kâh para yok diye İleri sürülen itirazlar, kendi kudretimize inanmamaktan kuvvetlerimizi dağıtmaktan ve mirasyedilere yaraşan zahmetsiz bir hazır yiyicilik zihniyetinden ileri gelmiştir.
1948 yılında Hollandaya ısmarlanan 6 Boğaziçi vapurunu da hattâ yine âcil ihtiyacı karşılamak bahanesUe c yıl içinde Ansaldoya sipariş edilen, fakat henüz bir tanesi bile teslim alınamamış olan gemileri biz burada yapabilirdik. Bizde malzeme ve persönel bakımlarından neler eksikse dışarıdan getirterek, kalanını kendimiz İnşa edebilirdik.
Bizim âcil ihtiyacımıza, A n s a 1 d o metelik bile vermedi ve bizim yapabileceğimiz müddet zarfında dahi gemileri teslim etmedi. Lâfın kısası tiraj hakkını gemi olarak değil, malzeme ve tezgâh olarak almanın çaresini bulmağa çalışalım ve gemilerimizi kendimiz yapalım. A. D. D. i İ 11 i—1
Wİ û u ATKvı
* Türkiye Turing ve otoffiebn Kurumu — Kurumlunuzun aenelik yemeği 3 mart l»50 tarihinde perşembe ■ Unü saat » de Taksim Beledir* Gazinosunda verilecektir.
îjibu toplantıya huzurlle jeref vermek isteyen muhterem Üyelerin (»w ailelerin) davetiyelerini almak Qx«« en geç ZI jubat pasertesl akvamına kadar Kurum» maracaal tüttund* b» lunmelan rica olunur.
I,

lann yanına sokulmak istemiyorum.
Mübaşir seslendi, kavgacı hanımlar birbirinin ardı sıra gelip salona girdiler, şahit hanım teyze ' * ' *
ayrılıp mahkeme yanına dikildi.
de bizden kapısının
Ce. Re.
cehennem ediyorlar, bilmezsiniz. Kendilerine de ediyorlar ya... Bir kaç günümü yalnız başıma Londra'da geçirdim diye etmediklerini komaaılar (Garip şekilde güldü. Yüzünde, birdenbire, yaşından büyük bir İfade hasıl oldu.) Anneme bile öğretebileceğim neler bilirim ben, neler bilirim... Çacuk mu-‘ yum?
— Hakkınız var.. Fakat...
— Bıktım valahi, bıktım... Bana karşı takındUdan tavır, cidden tahammülle raa... Bu akşam artık bütün bu muamelece bir son vermeliyim.
— Neymiş ?
DorLs, kararını vermişçeslne:, — Göreceksiniz 1 — dedi. —
Bazı kimselere taallûk eden bazı esrar vardır... ölülerin bile azıcık hava almaları lâzım... Bu akşam işte öyle bir vaziyet hasıl olacak.
— Temin ederim id bir şey anlayamıyorum. Ne demek istiyorsunuz?
— Hiç... Allaha ısmarladık. DonaMI... Siz, cidden şekersiniz!
— Doris! Bir an durun... (Arkası var)
sue...
1
I.
L
18 Şubat 1950
AKŞAM
Sahlfe T



Demiryollarımız
Devlet Demiryolları umum müdürünün Eskişehirde bir konuşması
Eskişehir 17 (A_AJ — Devlet demiryolları genci müdürü Galip Gûran bugiin Eskişehirde demiryol tarizler ini İnceledikten sonra üç bini aşan demlr-yol personelinin toplandığı cer fabrikası salonunda bir konuşma yapmıştır.
Demiryolu personeline alt olan harem kanunu tasarısının bu ay içinde kanuniyet kes-betmesi beklendiğini bildirmekle sözlerine başlayan genel müdür Cumhuriyetten önce ti demlryollannın durumunu İzah etmiş ve Osmanlı imparatorluğunda, t anılma t programında yer almış olmasına rağmen yarını asrı aşan bir devir zarfında yabancı kaynak ve ellerle ancak 4000 kilometre kadar demiryolu taşa edilebildiğini, inşa ve işletme politikasının hususi menfaatlerden ilham almış olduğunu. Cumhuriyeti takıp eden çeyrek asırda eski hatlaıın uzunluğuna muadil ve parça parça olan demiryollarını birleştirici ve bağlayıcı yeni bir hat yapılmış bulunduğunu ve yabancı ellerdeki demiryollarının tamamının satın alınarak millete mal edildiğini, yıpranmış, aşınmış ve vasi talan azalmış bulunan eski hatların yeni ihtiyaçlara uygun olarak ıslah ve takviye edildiğini hatırlatmış ve bugün TürkJyede demiryollarının yalnız Türk m illetinin malı ve memleket demiryolculuğunun da yalnız Türk çocuklarının işi olduğunu belirtmiştir.
Galip Güraıı sözlerine şöyle devam etmiştir:
•Cumhuriyet devrinin başlangıcında demlryollanniLza millileştirmek ve ikmal etmek gayretlerini baltalayacak de-reccdekl mukavemetlerin dayanak noktası bu işin İcabet-tirdiği sermaye ve enerjinin milli kaynaklardan seğlanamı-yacağı ve bu muazzam külfetin tek bir neslin omuzlarını çökerteceği iddiası idi. Teni baştan yaratılan T ırkiye İktisadiyatını demiryollarına dayamak ve bu vasıta ile doğacak kıymetlerle külfet ve masraflarım karşılamak lâzım geldiğini gören İnönü’nün şahsi politika edindiği milli demiryolculuk yine onun şahsi ve çetin mücadelelerinden sonra muvaffakiyetle- tahakkuk etti.
İnsan, ölülerine kadirbilirlik göstermekte güçlük çekmez. Ancak politik hayatın çeşitli tezahürleri arasında bugün varlıkları söz konusu edilenler için kadirbilir kalabilmek sağlam bir karakter meselesidir.
Biz demiryolcular bağlı olduğumuz asil mesleğimize hizmet etmiş olan hiç kimseyi unutmayız. Demiryollarının -kuru tap islemesinde hissesi olan herkesin hatıramızda ve gönlümüzde değişmez yeri vardır.
Memleketimizde demiryolculuğun kurulmasında ve gelişmesinde en büyük hissesi olan İnönü hakkında bütün camiamız bıı kadirşinaslık hissi Ue duygulanmaktadır.»
Genel müdür bundan sonra
Cumhuriyetin ilk yıllarındaki demiryolları İle bugünkü de-jTÜryollarmın vasıtaları ve iş hacmi hakkında İzahlarda bulunmuş dikkati çeken baza rakkamtar vermiştir. Bu izahattan anlaşıldığına gön Cumhuriyetin başlangıcında demiryollarının elinde kısmen yıpranmış 34X1 lokomotif, 500 yolcu ve 5500 yük vagonu bulunmakla İdi. Fevtmiş olanlar hizmetten çıkarıldıktan sonra hâlen 875 lokomotif, 900 yolcu ve 14 bin yük vagonu mevcuttur. Cumhuriyetten önce demiryolları ile taşınan yolcu sayısı 10 milyondan aşağı iken bu miktar son senelerde 50 milyonu aşmış, keza taşman, eşya tonajı 1 milyon tonu bulmaz iken 8,5 milyon tonu geçmiştir.
Çeyrek asırlık Cumhuriyet demiryolculuğunda yeniden 5 demiryolu fabrikası kurulmuş ve yurdun muhtelif sahalardaki ihtiyaçlarının makesl olan ulaştırma »Umuda demiryolları gerekil tedbirleri almakta deTtun eylemiştir. Galip Gûran sözlerini şöyle bitirmiştir:
« Bugünkü kıymet ölçülerine göre m 11 yan aşan id ilil ser-
maye İle yalnız ve yalnız halk menfaati uğranda hizmet gören demiryolları 30 bini bulan personeli ile memleketin göğüs kabartan en büyük işletme müessesesidir.
Bir memleketin her yönden gelişmesinin geniş makesl ulaştırmadır. Cumhuriyetin kuru-luşundanber! yalnız demiryol nakliyatının beş mi.ilin den fazla artmış olması memleketimizin bu kısa müddet zarfında ne büyük bir inkişafa mazhar olduğunu açık re m ur bet şekilde göstermektedir.»
Tiirk Ticaret Bankası Sermayesi: T. L. 4.400.000 İhtiyatı : T. L. 1.447.133 Hesaplarında en az löo lirası olan Tasarruf hesabı sahipleri ile mevduat yekûnları 1000 liradan aşağı düşmeyen v&deli hesap sahipleri arasında 10 Şubat 1950 tarihinde Noter huzuru He çekilen İkramiye çekilişinde kazanan hesap numaraları ile ikramiye miktarları «ayın müşterilerimizin dikkatine unlun ur Uesta İkramiye Mahalli Noa» 1 j m i 1000.— Ankara 2820 S. N. Meliha Özdemlroğiu 1000.— Ankara 8140 Z. Ab idin N. Hüseyin Bektaş 100.— Ankara 2919 K. Özkaya 100.— Ankara 1384 Z. Çakar , 50.— Ankara 3521 T. Ayral 50.— Ankara 3216 K. Dûkuzoğlu 50.— Ankara 268/2038 B Göğüş 1000.— Adana 75 M. Altgül 1000— Adapazarı 5850 E. Güntem 100.— Adapazarı 442 H. Emir 100.— Adapazarı 6048 F. Bayrakçı 59.— Adapazarı 5838 F. Cerrahoğln 100.— Bursa 887 I, Ani: 50-— Bursa 813 A. Şayeste Giınal 100.— Eskişehir 1890 A. Karaca 50.— Eskişehir 443 T. Hoşgör 10000.— İstanbul 4875 H. Akçer 100.— İstanbul 7051 F. Erdeniz 100— İstanbul 7880 T. Alder » 50.— İstanbul 8858 M. Ömer Dural 50.— İstanbul 4668 A. N ahi d e Öztürkdoğan 1000.— İzmir 984 R. Güler 1000.— İzmit 1127 M. Yılmaz 50.— Sanıanpaaan 1249 M. Ali Durukan l 50.— Sam anpazan 1477 A. Taylan 1000.— Osmanbey 5179 V. Ar M.— Osmanbey 272 Ş. Sağıryan 50.— Osmanbey 794 İ. A. KaraboĞGSOğlO 100.— Sarraflar!# 84 ş. özer 100 — Sarraflariçi 42 M. Ati Yontan 50— Barraflarlçi 80 N. Kınran 50.— Sarraflariçi 80 N. Kınran 1000.— Lâleli 183 O. Bensan 100— Lâleli 219 S. Bcrkern | İM— Lâleli 5101 B. Çolakyat 50.— Lâleli 142 B. Canbakan 50.—Lâleli 183 O. Bensan
Devlet orman işletmesi Araç Müdürlüğünden
Güneş Kız Talebe Yurdu
Talebe Yurdu olarak inşa edilen yeni binada bu sene açılmış olan Güneş Kır Talebe Yurda konforu, mefruşatı, temizliği ve fevkalâde bakımı ve nefis yemekleriyle vilâyetimizde eşi olmıyan bir
Talebe sarayıdır
İkinci sömestr için müsait şartlarla talebe kaydedilmektedir. Bayan öğretmen 1er için de talebe ücretiyle hususi odalar mevcuttur. Evinden uzakta çocuğunu emniyet ve rahat İçinde tahsil ettirmek lstl-yen ebeveyne bu yurdu görmeden çocuklarını başka yere vermemelerini kendi menfaatleri olduğu için tavsiye ederiz.
Adres: İstanbul, Lâleli Tayyare Apartımanlan yanında Türk Ticaret Bankası bitişiğinde.
YEDiKÖLE iplik Fabrikası
Türk Anonim Şirketinden
Şirketimiz Ana Sözleşmesinin 24 üncü maddesi gereğince Ortaklar Genel Kutulu aşağıda yazılı gündemdeki İşleri görüşmek üzer el3 Mart 1050 tarihli perşembe günü saat (II) de fatan-bnlda Yeni Postahane arkasında Hanımeli sokağında İstanbul Hanındaki merkezinde idi surette toplanacağından en az (200) hisse senedine sahip olan çıtakların Genel Kuru! toplantısında hazır bulunmağa hakkı vardır.
Genel Kurul toplantısında bszn- bulunmaz istiyen ortakların veya vekillerinin hamil oldukları hisse senetlerini veya bu ■■netlerin herhangi bir barkaya tealim edilmiş old"*(ınn gösteren vesikalarını toplantı gününden bir hrita önce şirketin İdare Merilerine tevdi etmeleri kap eder.
GÜN D I M
1---yönetim Kurulu ve Denetçi raporlardın okunması;
1 — 1944i yılı bhânço ve hesaplarının incelenerek tasdiki ve Yönetim Kurulu ile Denetçiler*0 Itaası;
3. — Yönetim Kumlunun Iftnn dağıtılma tarihi batkındaki teklifin in tasvibi;
4- — Müddetleri sona eren altı Yönetim Kurulu üyeliği için yeniden seçim yapılmam;
5. — Yönetim Kurula üyelerine her olurum için verilecek huzur haklarının tâyini;
ff. — îkl Denetçi seçilmesi ve yıllık ücretlerinin tesblti:
7. — Ticaret Kanununun 323 ve 324 üncü maddeleri hükümlerine göre Genet Korulcv ınnr -maddelerde yazılı İşleri Yönetim Kurulu üyelerinta yapubllnnlirine yetki verilmesi.
YÖNETİM Kl'Rl LU
1 — İşletmem izin Kar kaim az. bölgesinin Araç merkez İstif yerinde mevçut 2015 adet dengi 1043.997 M3. müsaderen çam tomruğu (8> parti halinde 6/2/950 tarihinden İtibaren 25 gün müddetle açık arttırma suretile satışa çıkarılmıştır.
2 — Arttırma 3/3/950 Cuma günü saat 15 te Araç işletme müdürlüğünde toplanacak komisyon önünde yapılacaktır.
Beher metreküpünün tahmini bedeli 60 lira olup her parti İçin % 7,5 besablie geçici teminat alınır.
S — Bu işe alt şartnameler Ankarada Orman Genel Müdürlüğü İle Merkez Orman İşletmesinde, İstanbulda Bahçekapı Liman han Kat 1, No. I. Ormanişletmesinde ve Kastamonu, Karabük, Daday, Bartın işletmelerile İşletmemizde görülebilir.
4 — İsteklilerin belli gün ve saatte muşta t evrak ve ilk teminatları 91e komisyona müracaatları. (1875)
Taksitle sinema binası satılacak
Türk Hava Kurumu Genel Merkezinden:
1 — Bedeli (4) yılda ve (4) eşi’, taksitte ödenmek şartiyie Manisa Akhisannda bulunan sinema binası içindeki tesis ve demirbaş eşyalariyle birlikte kapalı zarf usuliyle satılacaktır.
2 — Muhammen bedeli 150.000) muvakkat teminatı1
(3.750) liradır. ,
3 — İhalesi (27J2.950) tarihine rastlayan (Pazartesi) günü saat (15) de Ankara'da Genel Merkez binasında toplanacak komisyon önünde yapılacaktır.
4 — Şartnamesi genel merkez levazım şubesinde, İstanbul, İzmir ve Akhisar şubelerimizde görülebilir.
5 — Kurumumua İhaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğine »atmakla serbesttir. G504)
İLAN
İstanbul Askerlik Dairesinden
930 D lu ve bu doğumlularla işlem gören daha yaşlı Yd Sb yetişecek kısa hizmetli ve tam ehliyetli öğrencilerle ayni durumda olup türlü sebeplerle şimdiye kadar şevkleri geri kalmış tam ehliyetli öğrenciler l/mart/950 tarlhlr.de hazırlık kıtalarında bulundurulacaklarından 25/Şubat/950 günü mensup oldukları As Şubelerine müracaatları. 772 • 2228
“AKEL„ Ticaret Ttirk Anonim Şirketinden:
Ticaret Kanunu he Ana sözleşmemiz hükümlerine uyarak »AKEL TİCARET TÜRK ANONİM ŞİRKETİ» Ortaklan Genel Kurulu 27 Mart 1950 pazartesi günü saat 11 de şirketin Gala lada Ömer Abit Han kat ) No. i teki merkezinde âdiyen toplantıya davet olunur.
GÜNDEM:
1- — 1949 yılı muamelâtına dair İdare Kurulu ve murakıp raporlarının okunması ve kabulü,
2. — 1949 yılı bil ân ç o, kâr ve zarar hesaplarının okunması ve kabulü.
3. — İdare Kunılu ile murakıbın ibrası,
4. — Bir murakıp seçilmesi İle ücretinin tâyini
5. — Çıkan idare Kurulu üyesi yerine yenisinin seçilmesi.
Şirketimle Ana SözİMmeriuLi 39 ve 41 İnci maddeleri gere ğtaen en aşağı (10) on hisse senedine malik hissedarların bu toplantıda bulunabilmek üzere, toplantı gününden bir hafta evveline kadar hamil oldukları hisse şenel lerlul şirket veznesine tevdi etmeleri lâzımdır Mali müesseselerc yatırılacak hisse senetleri mukabilinde alınan sesikaiar kabul olvnur
İDARE KORULU
te 21000 llrrya ikinci derecede İpotekli ve Orhana 900 liraya ve Ayşe Şeküre Yazıcıya 19238 lira borca mukabil hacizli Kadıköy Zühtü Paşa mahallesinde eski 40 yeni 36. 36/1, 38/2 kapı ve 288 ada ve 30.31 ve 32 parsel numaralı üç ev Ayşe Şekûreye olan haciz borcundan dolayı satışa çıkarılmış ve arttırma şartnamesi herkes tarafından görülmek üzere 201.950 den itibaren İcramızda açık bulundurulacaktır.
Gayrimenkutiertn evsafı: İstanbul Tapu sicil grubu Fen â-mirllğlnln 227.949 tarihti İfraz hart taunda bölümü (B) harfiyle gösterilen bina bir katlı ve İki bölüktür. Ön kısmında ahşap direkler üzerine geniş bir saçağı olup bahçeden iki mermer basamakla çıkılan çift kanatlı ahşap kapıdan girilen bir sofa üzerine bir oda zemini kırmızı çini döşeli, duvan fayans kaplı, mermer kumalı tennesl-fonlu hamam, arkadaki aralıkta mermer musluk taşlı alaturka helâ ve selda İçlçe geçilen ild oda. diğer r’r sofa üzerine bir oda olup ikinci kısma geçilen koridora vardır. Bahçeden diğer bir kapıdan geçilen antre ve sofa üzerine so'.da İki oda mermer musluk taşlı helâ, aralıkta k&r-gir olarak yapılmakta olan ve hâlen ikmal edilmiş bulunan mutfak ve hamam yeri vardır. Pencereleri demir parmaklıklı olup elektrik su tesisatı mevcut, üzeri Marsilya kiremidi He örtülü. yüz ölçüsü 585 buçuk metre olup 19tî metresi hane geri kaJanı bahçe olup borçlunun tahtı İşgalinde ve tamamı 3131O lira değerindedir Diğeri kâtglr İki ev. bunlar bir çatı altında ara bölmesi müşterek duvarlı ahşap ev tarafındaki bina bahçeden 6 mozajnk basamakla çıkılır, zemin! karo mozayık döşeli samanlık, çift kanatlı camekânlı kapıdan girilen zemini ahşap parke döşeli salon üzerine İçlçe İki oda zemini kare moza-yik döşeli bir koridor üzerine diğer bir oda zemin! kare mo-saj'ik döşeli mozayik (Eviyen) tekneli gömüiû kazanı olan mutfak, mermer taşlı heiâ ve zemini ve duvar1 mermer kaplı 1 mermer kumalı termeslfonlu hamamı ve tavanı badadl sıvası dökülmüş olup ayda 33 lira İle eczacı Mehmet (Emkamn) kirası altındadır.
Yüz ölçüm» 450 metre olup 90 metresi tana ve geri kalan bahçe ve elektrik su tesisatı mevcuttur. Tamamı 27000 lir® kıymetlidir. Diğer ev yukarda izah olunan lc&rglr evin arka cephesinde müşterek duvarlı bir çatı altında çalısı Marsilya kiremidi ile örtülü altı bodrum bahçeden beş mermer basamakla çıkılan zemini kare (imon döşeli sahanlıktan camlı kapıdan girilen bir stilon üzerine iki oda diğer bir oda mutfak ve hamam ve helâ tertibat ve tesisatı ve evsafı diğer evin ayni olup yiiz Hra kira ile binbaşı Raşlt Bulatın kirası altında tavan badadı sıvası kısmen dökülmüş, elektrik ve su tesisatını havi, yüz Ölçüsü bin yirmi bir metre kare olup bunun doksan metresi bina. geri kalanı bahçe ve tamamı 38420 otuz sekiz bin dört yüz yirmi liradır.
İşbu gayrl'nenkutierln ayn ayrı birinci açık arttırma He satışları 24.3 95ü tarihine rastlı yan cuma günü saat ı( ten 18 ya kadar icra dairesinde yapılacaktır Bu arttırmada arttırma bedelinin mal Lira konulan kıy-
Eminönü As. Şubesinden
Şubemizde kayıtlı harp malülu Sb. Er ve şehit yeumieri 949 yılı tütün ikramiyesi aşağıda yazılı günlerde Veznecileri kİ Eminönü As. Şubesi binasında komisyon muvacehesinde ' rtiecektir.
A — Malili subay ve erler: Resmi «net, muayene raporu, ramiye cüzdanı, 2 adet fotoğraf ve pul.
B — şehit yetimleri: İkramiye ve nüfus cüzdanlariyle ik fotoğraf, 25 kuruşluk damga pulu.
C — Belirli günlerde gelmlyenler tevziat sonuna kalır, Malûl Subaylar
20/Şubat/95Q Pazartesi
21 > > Balı
23 > » Perşembe
Malûl Erler.
27/şpbat/950 Pazerteri
28 » »Sah
2/Mart/950 Perşembe Şehit Yetimleri
8/Mart 950 Pazartesi
7 » » Sah
• » * Perşembı
732
5 T f f S ’
Created by free'version of 2PDF
Beyoğlu As. Şubesi Başkanlığından:
Şubemizde kayıtlı malûl Sb. Er ve Şehit yetimlerinin 949 senesi tütün ikramiyeleri 20 Şubat 1950 tarihinden İtibaren aşağıda gösterilen günlerde şubemizde dağıtılacağından ilgili olanların nüfus cüzdanları, tütün ikramiye cüzdanları, 4 «det fotoğrafları İle müracaat etmeleri İlân olunur. (2018), Pazartesi günleri öğleye kadar: Şehit yetimlerine. Çarşamba günleri öğleye kadar: Malûl Subaylara. Cuma günleri öğleye kadar: Malûl Erlere.
Kadıköy Askerlik Şubesi Başkanlığından:
949 yılına ait tülün ikramiyesi tevziine tevzi cüzdanındaki numaralara göre 17 Şubat 950 Cuma günü saat 14 den itibaren Kadıköy KaymakamlığındaJd tevzi komisyonunda başlanacaktır. Tevzi günleri aşağıya çıkarılmıştır. Gününde gelmiycnlerin parası tevziin sonunda ödenecektir.
17.Şubatl950 Cuma Malûl Subaylar «2:85» Dahil No.ya kadar 2İ.Şubat.95O Salı Malûl Subaylar »69:109» Dahil Koya kadar
Malûl Erler Hepsi
24Şubat.95O Cuma şehit yetimleri «1:49» Dahil No.ya kadar 3Mart.95C Cuma şehit yetimleri (50:135» Dahil No.ya kadar 7.Mart.950 Salı şehit yetimleri «136 161» Dahil No.ya kadar
Tevzi cüzdanlariyle birlikte 4 adet fotoğrafın getirilmesi.
Maliye Bakanlığından:
Malın Nevi Geçici teminat
__________________________________________Ura_'
Balya Kapak Tahtası Satışı 150
Kırpıntı kâğıt > 225
Kullanılmış Çay Sandığı > 15
Beşiktaş'ta Develt Kâğıt Deposunda hâlen mevcut ve ihale tarihinden 28 Şubat 1951 tarihîne kadar toplanacak olan yukarda yazılı malzeme açık arttırma ile ayrı ayn ihale e-dliecektir, İtektllerin teminat paraiarile birlikte 20 Şubat 1950 pazartesi günü saat 14 te mezkûr depoda hazır bo.'tmmalan.
• (15342
metin yüzde yetmiş beşini bulduğu rûçhap: haiz alacağı ve arttırma ve paylaştırma masrafını bulduğu takdirde muayyen saatte tellâl tarafından üç defa bağırUarak en son arttıranın Çizerinde ihale olunur. Bu. arttırmada böyle bir bedel elde edilmediği takdirde son arttıranın taahhüdü aaki kalmak şartiyie arttırma 10 gün uzatılarak 3,4,950 tarihine ras Ilıyan pazartesi günü ayni yer ve saatlerde yapılacak, ikinci arttırmada arttırma bedelinin rüçhanı halı alacakla arttırma ve paylaştırma masraflarını bulduğu takdirde en çok arttıranın, üstünde muayyen saatte tellâl tarafından yapılacak üç defa bağınla-rak sonra İhale olunur.
İhale bedeli peşindir. Müşteriye ihale bedelini yatırmak ürere 20 günü geçmemek şartiy-le münasip mehil verilebilir. Bu mehil mecburi olmayıp İhtiyaridir Mehil verildiği takdirde müşteriden ihale bedelini temin için teminat istenebilir. Müşteri derhal veya verilecek süre İçinde ihale bedelini yatırmadığı takdirde çatış 2004 sayılı İcra ve İflâs kanunu hükümleri dairesinde yanıldığından bu kanunun 133 üncü maddesi muci-
bince muamele yapılır.
Arttırmaya İştirak İçin gayri-menkuUerin muhammen kıymetlerinin yüzde yedi buçuk nlsbtelnde müşterilerin pey akçesini nakden veya bu değerde mitil bankadan teminat mektubunu arttırmaya iştirakten evvel icra veznesine yatırmaları lâzımdır. Tellaliye resmiyle İhale pula bedeli müşteri namına tescil ve İcabında te» 11 tim masraflarının müşteriye bunun haricinde kalan bilümum harç ve resim ve masrafların satış bedelinden ödenmek üzere borçluya aittir. Alacakları tapuda kayıtlı olmıyan alacaklılarla sair alâkadararun İrtifak hakkı sahiplerinin bu haklarını husa-syile faiz ve masrafa dahil iddialarım U&n tarihinden itibaren 15 gün İçinde icramıza müracaatla kaydettirmeleri ve aksi takdirde alacakları tapu sicil-lince sabit olmadıkça satış tutarının paylaşmasından mahrum kalacaklardır.
Taliplerin daha ziyade bilgi almak arzu edenlerin 949 - 1685 dosya numaramızla memuriyetimize ve satt'ş günleri muayyen saatlerde satış yerinde btz-tat veya bil vekile hazır bulunmaları lüzumu ilân olunur. 8329
AKŞAM
18 Şubat 1950
Sahlfe 8
Tasfiye halinde Ce Ka Sinemacılık ve Filmcilik Tiirk
An un im Ortaklığından:
Ce Ka Sinemacılık vc FilmcUlk Türk Anonim Ortaklığının olağanüstü 29/12/949 günü toplanan ortaklar genel kurutunda şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilerek Dizleri tasfiye memurluğuna tâyin edilmiş bulunduğumuzdan şirketten alacaklı olduklarını İddia edenlerin bu iddialarını tevsik edecek vesaik He birlikte Beyoğlu İstiklâl caddesi 179 numarada tasfiye memuruna müracaat etmeleri ve evrakı müsbltelerinl kaydettirmeleri ticaret kanununun 451 İnci maddesine tevfikan ilân olunur.
İzzet Cemali Emine Cemali
F i A T
Bütün düııyaaa meşhur »FİAT. fabrikası, 2-5 ve 7 kişilik 1950 yeni tip arabalarını sayın ve sadık müşterileri İle otomobilden anlıyorlar» takdim ve Pnngaltıda FIAT otomobilleri acentası satış salonunda görmeğe davet eyler. Tel: 80828. Ankara için mümessilleri:
ANKARA TİCARET ve MÜMESSİLLİK T. A. O.
Ada kale sokak No. 70, Ankara.
POKSTTORI
ÇOMBAHIK
KOMPUİMELEUI
Yağmurlu.rutubetli ve soğuk havaLarda
GRİPİN
Grip, Nezle ve Soğuk Algınlığına
karşı en başarılı ilaç dır^,^
4Saal ara ile günde 3 kaşe alınabilir,
pÇOCUK ESİRGEME KURUMU GENEL MERKEZ*
Ikirci tertip Kıymetli Eşya Piyango Listesi
Piyango 23 Nisan 1950 tarihinde Pazar günü saat 15 te Kurum Salonunda İkinci Noter ve temsilciler huzurunda çekilecektir.
Biletler bir lira bedelle Kurum Merkez ve Şubelerinde ; ve bayilerde satılır.
Her Pazartesi günü saat 8,30 da
® AIR FRANCE®
4 Fransız Havayollarının
Motorlu, konforlu SKYMASTAR ucaklariyle
İSTANBUL - ATİNA - ROMA - PARİS
Muntazam seferleri
Hariçte tahsilde bulunan ve ailelerini ziyaret moksadlle seyahat eden talebelere mühim tenzilât.
AIR FRANCE, Taksim Cumhuriyet Meydanı No. 1
Telefon: 49134 ve bütün seyahat »çentalan,
T^rk Maadin Şirketinden:
Şlrkctlmlza hissedarlar umumî heyeti, önümüzdeki martın 21 İnci sah günü saat 19 da şirketimizin tdare Merkezi olan Bey-oğlunda İstiklâl caddesinde Yeniçeri ağası sokağının köşesinde Yeni hanın 4 üncü katındaki 45/52 numaralı dairede âdi surette toplanaceL'tır.
Vekâleten veya asaleten en az 100 hisseye sahip alanların hisse senetlerini toplantı gününden bir halta evvel şirketin t-dare Merkezine teslim ile mukabilinde rnakouz almaları rica 0-
lunur.
GÜNDEM : r
1 — tdare Meclisinin ve murakıbın raporlarının okunması.
2 — Şirketin mevcudat defteri İle 1949 yılı bilançosunun kâr ve zarar hesaplarının kabulü vs bu babda lrarar İttihazı ve idare meclisi ârjılanmn İbrası.
3 — İdare Meclisi âzalarının seçilmesi ve âzalara verilecek a-ldat miktarının tesbitl.
4 — 1950 y:Jı İçin bir murakıp tâyini ve tahsisatının tesblti,
5 — Şirke; namına teferrüğ edilecek maden ruhsatnamelerinin, İmtiyazlarınım, gayrimenkul mallarının takrirlerini kabule mezun İdare meclisi âzalarının tayini.
0 — Ticaret Kanununun 333 ve 324 üncü maddeleri ahkâmına tevfikan idoıe meclisi âzalarına mezuniyet ve müsaade verilmesi.
Türk Ticaret Bankası A. Ş. Yönetim Kurulundan:
Bankama, sermayesinin iki milyon iki yüz bin liradan dört mHyon dört yüz bin liraya çıkarılması İçin Genel Kurulca alınan karar Ticaret Bakanlığınca tasdik Ve Ticaret Sicilline tescil ve ilân edilmiştir.
Arttırılan sermaye için yapılan suskrlpsiyonda tamamı taahhüt edilmiş bulunan (C> tertibi aksiyonlar İçin peşinen tesvtye edilen yüzde yirmi beş bedele İlâveten bu kere yüzde yirmi beşinin daha istenmesine statümüzün 15 İnci maddesine istinaden kurulumuzca karar verilmiş olduğundan taahhüt edilen aksiyon bedellerinin dörtte birine tekabül eden meblâğın 2/1/1950 tarihinden İtibaren 28/2/1950 tarihine tesadüf eden salı günü akşamına kadar Bankamız gişelerine yatırmağa veya göndermeğe ıC) tertibi aksiyon sahiplerini davet eyleriz.
Kurulumuzca tâyin edilen yukarıda yazılı mühlet içinde ödenmesi istenilen taahhüt miktarını ödemlyenler hakkında statümüzün 16 ncı maddesi hükümlerinin tatbikine zaruret hâsıl cıacağını hatırlatır, yatıracakları para mukabilinde şubelerimizden alınacak makbuzların İleride verilecek hisse çeneleriyle değiştirilmek üzere saklanmasını sayın akslyonerlrrunizden rica eyleriz.
En yüksek vasıflar, üzerinde toplayan aşçılar dahi size 2 5 kuruş gibi bu gün hic denecek bir bedelle bu derece nefis bir çorba hazırlıyamaz.
Adedi Cinsi Kıymeti Adedi Cinsi Kıymeti Lira
Lira
1 Ev 30 000 10 Kadın roplıık K. 600
2 Kamyon 25 000 10 Kadın mantoluk
2 Taksi 17 000 K. 1 170
2 Traktör 10 Erkek kostüm-
(pulluksuz) 12 300 lük K. 1 800
2 Motosiklet 5 600 10 Erkek palto- 1 800
2 Buz dolabı 2 600 luk K. ı 170
10 Oda takımı 100 Kadın çantası 2 200
f2 koltuk 1 100 Para çantası 350
kanapel 4 000 100 Erkek çorabı 200
10 Dikiş makinesi 4 500 100 Kadın çorabı 500
10 Fillps Radyo 100 Kravat 500
(5 lâmbalı > 3 300 100 İpek mendi! 500
10 Yazı makinesi 3 335 100 Dolma kalem 1 000
10 Taban halisi 100 Traş makinesi 400
(4 50> MK.) 2 000 100 Cep feneri 500
10 Halı seccade 100 Masa saati 1 5Ü0
(2.50 MK.I 1 115 100 Kadın eldl"enl 700
10 Sofra takımı 100 Erkek eldiveni 700
(6 kişilik) 1 000 100 Keten masa örtüsü 850
10 Elektrik iılüsü 150 100 Erkek göınlsğl ı 250
10 Pulluk 850 100 Erkek pijaması 2 000
10 Kol saati İÛÖ Altı kişilik,
(10 taşlı) 450 çay takımı 2 300
10 Cep saati 2000 Keten mendil 2 000
(15 taşlı) 450 2000 Küçük çakı 4 000
10 Duvar saati (15 günlük) 800 2000 Resim albümü 4 000
10 Kadife masa örtüsü 1 000 2000 Not defteri 1 200
10 Battaniye 400 2000 Kurşun kalem 1 000
10 Bavul 400 3000 çocuk kitabı 1 350
COTY
Paris Laboratuarlarında son icat esriği
3 yeni Kremini takdim eder ,
1. -CLEANSING CREAM
2. - FOUNDATION CREAM No. I
3. -FOUNDATION CREAM No. 2
Siimerbank
Sermayesi : 300,000,1)00 Türk Lirası
Merkezi : ANKARA
Şubeleri : İSTANBUL. GALATA ve Bahçekapı
Vadeli ve vadesiz tasarruf mevduatlyle ticari mevduatı en mûsalrt faizlerle kabul eder.

PROTEJİN DERMOJEN Yanık, Etetema ve
Frengi ve Betsoğukluğunun teminattı bir koruyucusudur. Cilt yaralarına fevkalâde iyi celir
MAZON
iVTeyva Tuzu
KABIZLIK. HAZIMSIZLIK,
MİDE EKŞİLİK ve yonmalarına karsı falla veya İçkili bir yemekten «onra hissedilen ağrılara vc pişkinliklere Icarpı zararsız ve faydalıdır, nOROS markasına dikkat.
DOKTOR
EMİR NECİP ATAKAM Kadın - Doğum Hastalıkları ve ameliyatları müırhassrc Beyoğlu, istiklâl Cad 403 kat 2. Şark Pazarı karşısı Muayene: 15.30 - 19.
■■■ Tel: 43894 ■■■
Mahkeme, tapu, icra ve noter ilânları
Bedelleri uususl şamalar tarafından ödenen mahkeme icra tapu »c noteı ılânıao gibi reauu ilânlar eskiden olduğu rl-Di doğrudan doğruya «AKŞAM» idaresi tarafın-dan kabul «Hlmektediı
TABLET « ŞURUP
REOSIL
o
Çocuk ücKimı do-Kteı
Ahmet Akkoyunlu
rakşuD - Lalım ti ant
Palas. Telefon: 8»e«l


Comments (0)