AKŞAM

Sene 32 — No. 11382 — Fiatl: her yerde 10 Kuruştur.
PAZAR 18 Haziran 1950

„ BUGÜN ÖİNCİ SAYFADA
Sahibi: Necmeddin Sadak — Yazı işlerini fiilen İdare eden C. Bildik — Aksam Matbaası.
M. Harriman’ın yeni vazifesi münasebetile
Amerika Yardım İdaresinin Avrupadaki Büyük Elçisi M. Harriman. Başkan Tru-manın milletlerarası siyasi meselelerde hususi müşaviri tâyin edilmiştir.
Amerikanın geniş idare ci-• ylümnda her hangi bir tâyin gibi kısaca gcçiveren bu haber hakikatte cok ehemmiyetlidir. İki bakımdan ehemmiyetlidir. Biri. Amerika ile Avrupa arasında, gittikçe e-hemmipeti artan işbirliğine tesiri, ikincisî de Amerika • Türkiye dostluğunun her iki tarafın menfaatine uygun şekilde gelişmesine yardım etmesidir.
M. Harriman üç yıldır Av-rupada Marshall yardımı işleriyle meşguldür. Batı Avrupa memleketlerini, bu memleketlerin hakiki ihtiyaçlarım yakından tanımıştır. Daha önce Moskovada Amerika Büvük Elçisi bulunduğu için Sovyet siyase-' tini ve usullerini öğrenmek imkânlarını bulmuştur. Avrupa müdafaasının. Amerikan yardım i yle sağlanacağı ve bu sahada banı zorlukların çıktığı, bir takım menfi cereyanların baş gösterdiği bir sırada, bu işlere derin bilgisi olan M Haırimanm Başkan Trumana müşavir tâyin edilmesi hem AvrupalIn lehine, hem Amerikanın menfaatinedir. Esasen, M. Harriman. aynı zamanda Atlantik Paktı devletleri temsilciler meclisine Amerika delegesi olacak, bu meclise başkan seçilecektir.
Bu tâyin, Amerika - Türkiye münasebetlerini de ilgilendirir, çünkü M. Harriman Türkiyenin samimî dostu, âdeta hayranıdır. Kendisi iki yıl önce Ankara-yu gelmiş, devlet adamları-mızla ve mütehassıslarımızla görüşmüş, memleketin ihtiyaçlarını büyük bir anlayış zihniyetiyle incelemiştir. Türkiye M. Harriman’dan Pariste Ekonomik İşbirliği teşkilâtında ve Amerikada Yardım idaresi nezdinde çok değerli müzaheretler görmüştür. Onun, şimdi. Başkan Truman nezdinde siyasi müşavir olması, hiç şüphe yok ki iki memleket arasındaki dostluğun ve işbirliğinin artmasında da âmil o-lacaktır.
Amerika, Türkiyeyi yeni tanımıştır. Temaslar arttıkça dalıa fazla tanımaktadır. Avrupa milletleri arasında Amerikanın en az, en geç tanıdığı millet Türkler olmuştur. Bunun sebebini anlamak kolaydır. Amerikada birçok AvrupalI milletlerin milyonlara varan nüfusları yasar. Amerikada çok Yunanlı vardır, ekserisi zengindir. Atina gazetelerinden on misli büvük gazeteleri çıkar. Nevvorktaki İtalyan nüfusu Romanın nüfusundan fazladır. Almanlar, Plansızlar, İspanyollar. Şi-malliler hep böyledir. Â-merikaiı yalnız Türkü tanımaz. çünkü hiç görmemişti. Bazıları merak ederse eski kamusları yoklarlar.
Amerika gibi bir umman içinde bir milleti tanıtmak için uzun yıllarca sürekli e» mek ve milyonlarca devamlı dolar harcamak lâzımdır. Bu da her zaman verimli olmaz.
Amerikada tanınmak için dünya ölçüsünde hâdise lâzımdır. Türkiyeyi tanıtan ilk hâdise Atatürk olmuştur, ikinci hâdiseyi M. Harriman \ bana anlattı: 1946 yılında Sovyet Rusyamn her dediği Olurken, Avrupanm öbür köşesinde tek başına kalmış bir millet, günün birinde, Rusyamn isteklerine »Ol-maz!» dedi. Karsısındaki devin azamet ve kudretine bakmadan, aradaki farkı hic hesaba katmadan istiklâlini, şerefini korumak için
«olmaz» demekte tereddüt göstermiyen Türkiyenin bu cesareti Amerikayı hayran bırakmaya kâfi gelmiştir. O zaman Moskovada Büyük Elçi bulunan M. Harriman, hayretler içinde kaldığını gizlemedi. Amerikanın Türkiyeyi tanıması, Türkiyeyi takdir etmesi- Türkiyeye yardım etmekte fayda görmesi bu hâdise ile başlar. Türkiyenin itibarında başlıca sebep, tek başına kaldığı zaman dahi kendinden çok büyük ve çok kuvvetli bir komşunun hürriyet, istiklâl ve şerefine aykırı gördüğü isteklerini reddederek kendini müdafaaya azmetmiş olması ve buna herkesin inanmasıdır. Türkiye dünya şartlarının kendisi için en az elverişli bulunduğu bir devirde, kendini tek başına müdafaa etmeye karar verdiği zaman kimseye bir şart koşmadı, kimseden bîr şev istemedi. Amerika, Türkiyenin bu azmini görüp ona hem siyasî, hem askerî bakımlardan yardım etmeye karar verdiği zaman bu yardımına karşılık Tür-kiyeden bir şey istemedi. Yarın ahval ve şartlar değişse, yardımlar kesilse Türkiyenin siyasetinde, kendini müdafaa azminde hiçbir şey değişmiyecek ve eksilmiye-cektir. Türkiye millî müdafaa siyaseti hiçbir pazarlığın, hiçbir yardımın, hiçbir siyasetin karşılığı ve neticesi değildir ve olamaz.
Dış siyasetimizin temeli budur, Amerika ile münasebetlerimiz bu şartlar içinde gelişmiştir ve gelişecektir.
Bu noktayı en iyi anlıyan Amerikalı dostlarımızdan biri M. Harriman'dır. Dış politikada daha tesirli rol oy-nıyacak bir vazifeye tâyin edilmiş olmasına onun için sevindik.
Necmeddin SADAK
Selimiye kışlasının veremliler için kullanılması düşünülüyor
Ankara 17 — Selimiye kışlasının veremliler İçin tecrithane haline getirilmesi düşünülmektedir. Alâkadarlar arasında bu hususla görüşmelere başlanmıştır.
Baş pehlivan, amatörlüğe geçerken...
Yarı şairane, yarı kahra-maııe serbes meslekler a-rasında bir de yağlı pehlivan mesleği vardır. Bazusu-na güvenen delikanlı, bu mesleğe infisah edip köyden köye, düğünden düğüne dolaşıp ödülünü alır, rızkını çıkarır. Şan, şeref tarafı da caba. Türk pehlivanlarının sivrilmiş teriyle, iftihar ederiz. Ananevi Kırkpınar güreşlerinde, profesyonel yağlı güreşçilerin her sene er meydanı açılmaktadır. Bu imtihanda dereceler alınır.
Son yılın başpehlivanlığını Ilayrabolulu Süleyman kazandı.
Spor haberleri arasında okuyoruz ki, amatör güreş takımımızda ağır sıklette görülen boşluğu doldurmak üzere Ilayrabolulu Süleyman profesyonellikten bu tarafa aktarılmış.
Amatörlüğün tarifi, başka bir meslekte hayatını kazanıp sırf spor için spor yapmaktır.
Acaba, yerilen karar neticesi, Ilayrabolulu Süleyman böyle ini yapacak? Yoksa, u-mumiyetle, amatör sporculuğumuzun yan örtülü mahiyeti bu misalle bir defa daha mı meydana çıkmış o-luyor?
Şeker fiatlerinin indirilmesi mümkün olacağa benzemiyor
Maliye Bakanlığı karşılık temin ederse indirme yapılacak
Mali ye Bakanı çıkan haberlerin doğru olmadığını, henüz tetkiklere bile başlanmadığını söylüyor
Ankara 18 (Akşamı — şeker fiatlerinin kesmede 20, tozda 30 kuruş İndirilmesine karar verildiği dünkü gazetelerde yazılmıştı. İşletmeler Bakanı Muhlis Ete bu hususta şu izahatı vermiştir:
«— Şeker flütlerinde bir miktar İndirme temin edlmesi için, meselenin bakanlığımızı alâkadar eden kısımları üzerindeki çalışmalarımız sona ermiş ve durum Maliye Bakanlığına bildirilmiştir. Maliye Bakanlığı flat indirmesi sonunda bütçe-
de meydana gelecek düşüklüğün karşılığım temin edebildiği takdirde arzu edilen tenzilâtın yapılması imkânı elde edilmiş olacaktır. Şimdilik indirmenin
yapılması mümkün olacağa benzemiyor. Ancak Maliye Bakanlığının incelemelerinden sonra bir netice alınacaktır.»
İşletmeler Bakanının bu izahatından sonra Maliye Baka-
nı Halil Ayan da şu izahatı vermiştir:
«— Eski hükûmet.^şeker flat-
içişleri müsteşarı
Müsteşarlığa Halûk
Nihat Pepeyi’nın tâyin edileceği söyleniyor
Haluk Nihat Pepeyi
Ankara 1? — Emniyet Genel müdürlüğüne tâyin edilen Fer-rıılı Şahlnbaşm Etibank İdare heyeti resillğlni bu hafta içinde devrederek yeni vazifesine başlayacağı ümit edilmektedir.
Bütçede mühim tasarruflar sağlanacağı söyleniyor.
Diğer taraftan söylendiğine göre İçişleri Bakanlığı müsteşarı İhsan Aksoy. bir valiliğe tâyin edilecek ve bu suretle ondan açılacak olan müsteşarlığa Emniyet müsteşarı Halûk Nihat Pepeyi ve Emniyet müsteşarlığına da Bakanlıktaki vali namzetlerinden biri getirilecektir.
Emniyet Genel müdürlüğü yardımcılığına Genel müdürlük dördüncü şube müdürü Şefik San terfian ve İkinci yardımcılığa da Edirne Emniyet müdürü Ruhi Çalışlar tâyin edilmişlerdir.
Şefik San, yeni vazifesine başlamıştır.
Askerlik müddetinin indirilmesi
Günaltay hükümetinin hazırladığı esaslar kabul edildi
Deniz sınıfı 3 ytl olarak kalacak, jandarma ve gümrük 6 ay, hava ve kara sınıflan l yıl indirilecektir
İşletmcler Bakanı Maliye Bakanı
Muhlis Ele Halil Ayan
lerl.nl bir çok İnce hesap ve tef-1 kikler sonunda tesblt etmiştir. Bir çok gazeteler bakanlığımızla temas etmeden fikir yürütüp haberler yayıyorlar. Bakanlık, şeker fiatlerinin indirilmesi 1-çin henüz tetkiklere dahi baş-
lamış değildir. Şekerin kaç kuruşa satılacağı bugün İçin belli olmadığı gibi şekerden alınan istihlâk vergisinde de ne miktarda bir İndirme yapılmasının mümkün olacağı dahi hâlen belli değildir..
Bazı yeni nakil ve tâyinler yapıldı Ortada dolaşan şayialar — Adliyede âyinler
Ankara 18 (Akşam) — Bakanlıklar teşkilâtı yüksek kademelerinde yeni tâyin ve naklilere devam olunmaktadır. Maliye Bakanlığı tetkik heyetinden Salâhaddin Tuk yu Sağlık Bakanlığı özci kalem müdürlüğüne tâyin edilmiştir.
Maliye Bakanlığı biitçe ve mali kontrol umum müdürlüğüne yeni bir tâyin yapılacağına dair haberi Maliye Bakam Halil Ayan katiyetle ya-ı anlamıştır.
Sağlık Bakanlığı teşkilâtında büyük çapta bir takım de-değlşlkllkler yapmak için hazırlıklara başlanmıştır. Müdürler komisyonu tarafından hazırlanan bir terfi ve tâyin listesi Bakan'a sunulmuştur.
Bir müddetterıberi vekâleten İdare edilen İUer İdaresi genel müdürlüğüne Gümüşhane • valisi Ali Rıza Ünal'ın tâyini kararlaşmış ve kararname İçişleri Bakanı tarafından İmzalanmıştır.
Başbakanlık umumi murakabe heyeti başkanı Süreyya Anamur İstifa etmiştir. Murakabe heyeti mütehassıslarından NLzameddlıı Ali Sav'ıtı bu vazifeye vekâlet etmesi kararlaşmışım
Ortada dolaşan şayialar
Bu sabah bazı gazetelerin Ankaradan alarak verdikleri haberlere göre Cumhurbaşkanlığı umumi katipliğine Celâl Bayana Başbakanlığı zamanında hususi kalem müdürü bulunan Baki Sedes tâyin edilecektir. Cumhurbaşkanlığı u-mumi kâtibi Cemal Yeşil de bir valiliğe veya bir bankanın İdare meclisi âzalığına tâyin olunacaktır.
Etibank umum müdürü Ferit Nazml Günü enin İller ban-
kası müdürlüğüne, İçişleri Bakanlığı tetkik kurulu üyelerinden. Halim Alyotun Basın ve Yayın Umum Müdürlüğüne Ferit Zahir Türümgurıeyln Anadolu Ajansı Umum Müdürlüğüne tâyin edilecekleri. Başbakanlık müsteşarı İsmail Hakkı Ulkmenin de emekliye ayrılacağı söylenmektedir.
Yedinci Kolordu kumandanı Korgeneral Kemal Yaşınkı-lıcın jandarma genel kumandanlığına tâyin edileceği de bu rivayetler arasındadır.
Ancak bu haberleri tahkik imkânı hâsıl olmamıştır.
Adliyede
Ankara 17 — Adalet Bakanlığı Yargıtayda açık bulunan başkanlıklara ve üyeliklere yeni tâyinler yapmış ve hazırlanan kararname yüksek tasdikten çıkmıştır. Kararname esaslarına göre Yargıtay İkinci başkanlıklarına Yargıtay üyesi Arif Güngören, İzzet Çakır, Münir Akyiirek, Yargıtay üyeliklerine Bakanlık başmüfettişi Kemal Göğüş, Bakanlık ceza işleri u-mum müdürü Lûtfi Akatlı, Bakanlık ceza ve tevkif evleri tını um müdürü Sakıp Güran, Bakanlık müfettişi Mehmet A-nkan. Trabzon hukuk yargıcı Rahmi Atlı, Maraş ağır ceza mahkemesi başkanı Cemil Tokuz. İstanbul ağır ceza mahkemesi başkanı Salm Başol, Ankara ticaret mahkemesi başkanı Nuri Ülgenalp,, Ankara yargıcı Ferit Ziya Zoga seçilmektedirler.
Adalet Bakanlığı yeni bir kararname daha hazırlamaktadır. Bu kararnamede mühim bazı değişiklikler yer almaktadır. Bu kararname İle İstanbul savcısı ihsan Kökncl Bakanlık ceza işleri umum müdürlüğüne, tâyin olunacaktır.
Ankara 18 (Akşam.) — Muvazzaflık askerlik hizmetlerinin indirilmesine dair Şemseddin Günaltay hükümeti tarafından hazırlanıp Meclise sevkedilen kanun tasarısı Menderes hükümetince bir müddet evvel Meclisten geri alınarak yeni bir İncelemeğe tâbi tutulmuştu. Öğrendiğime göre şimdi muvazzaflık hizmetlerinin bir miktar indirilmesi İle savunma bütçesinde tasarruf temin edileceği hususunda. Milli Savunma Bakanlığı ve Genelkurmayın müştereken yaptıkları toplantılarda Şemseddin Günaltay hükümetince hazırlanmış esaslar dahilinde mutabık kalınmıştır.
Konuşmalar sırasında hükümet, Günaltay hükümeti tarafından tesblt edilen askerlik müddetlerinden daha fazla indirme yapılması üzerinde durmuş İse de askeri erkân tarafından bunun mahzurları görülmüştür. Bu İtibarla Günaltay hükümetinin hazırladığı esaslar kabul edilmiştir.
Tasarının esasları
Tekemmül eden kanun tasarısı dün Büyük Millet Meclisine verilmek üzere Başbakanlığa sevkedllmlşttr.
Bu ay içinde kanunlaşmasına çalışılacak olan tasarının esaslarına göre, muvazzaflık devresinde her sınıfın hizmet müddeti şu şekilde tesblt olunacaktır :
A — Deniz sınıfı 3 yıl.
B — Jandarma ve gümrük 2,5 yıl,
C — Hava ve kar» sınıflan 2 yıl.
Tasarının bu şeklinden anlaşıldığına göre, deniz sınıfı mensuplarının 3 yıllık muvazzaflık hizmetinde bir değişiklik olmı-yacoktır. Jandarma ve gümarük muvazzaflık hizmetlerinde 6 aylık bir indirme olacaktır.
Diğer sınıfların yani hava ve karanın hepsinde bugüne nazalan bir yıllık bir indirme yapılacaktır.
Başbakanın başkanlığında bir toplantı
Ankara 18 — Evvelki gün Baş bakan Adnan Menderesin baş-
kanlığında ordu yüksek komuta üyelerinin iştirakiyle bir toplantı yapılmıştır. Başbakan Adnan Menderes toplantıyı bir konuşma ile açmış ve bu konuşmasında memlekette bugüne kadar asker vc sivil tefriki yapıldığını, hattâ bu tefrik yüzünden bu İki kuvvetin ayrı ayrı idare tarzlarına sahip bulunduklarını, halbuki bugünün harb şartlarına göre bunun tamamen yanlış olduğunu, netice itibariyle müstakbel hBTbin bir cephe harbi olmayıp topye-kûn milletler harbi olacağını, binaenaleyh buna göre tedbirler alınması lâzım geldiğini söylemiş, şimdiye kadar sivil ve asker diye ayrılan bu iki kuvvetin me2cedLLmesl suretiyle memleket bünyesini kuvvetlendirecek tedbirler alınmasını istemiştir.
Öğrenildiğine göre bundan sonra askerî ihtiyaçlarla sivil menfaatlerin birbirine muvazi bir istikamet taldp etmesi daima gözönünde bulundurulacak, askeri ve sivil teşkilât arasında işbirliği yapılacaktır.
Toplantıda bu hususta bir prensip karan da verilmiştir.
İdareciler kongresi
Ay sonunda İçişleri Bakanlığında toplanacak
Ankara 18 (Akşam) — İdareciler kongresinin bu ay sonunda İçişleri Baklalığında toplanması kararlaşın ıştır. Vali ve kaymakamlar arasında yapılmakta olan değişlllkler tamamlandıktan sonra İçişleri Bakam Rûk-neddln Nasuhloğlu bu kongrede görüşülecek meseleleri bizzat tesblt edecektir.
Koza piyasası
Bursa 17 (A.A.) — Koza piyasası açılmıştır. İlk mahsul 181 kuruşa alıcı bulmuştur.
ARADA BİR
Allaha şükür Arapça ezan meselesi halledildi. Dokuzuncu Millet Meclisinin ve birinci Demokrat l’arli hükümetinin ilk ciddi kararı bu oldu. Memleketin bu mühim, hayatı dâvası uzayıp gidiyordu. Bazıları, ezanın Türkçe okunmasında dini mahzur olmadığını ileri sürdüler. Bazıları dediler ki ezanın Arapça okunması lâiklik inkılâbına halel vermez... Mesele bu noktalarda değildi. Her iki düşünce doğru, yahut her iki kanaat de sakat olabilir. İster Türkçe, ister Arapça... Mesele bu dâvayı bir an evvel, ilk iş olarak acele ele almaktı. Bir milletvekilinin kürsüde, biitîin samimiyetiyle haykırdığı gibi: «Millet bizi seçerken ilk önce Arapça ezanı bizden istemiştir.»
Meclis karar verdi. Millet hürmetle kabuj elti, bitti.
Bu kararın Ramazan arifesine raslaması da milletve-killerimizce âti için bir tali hayır sayıldı. Bu münasebetle istifadeli hitabeler de dinledik. Bir milletvekilimiz,
14 Mayısın da mübarek bir güne, cuma gününe Tasladığını hatırlatmış ve 14 Mayısın da, ezan kararı gibi bir iradei İlâhiye olduğunu söylemiş. Halbuki millet sanıyor ki Millet Meclisimiz Allahın iradesini değil, sadece biz kullarının iradesini tecelli ettirir. Gene sanıyorduk ki 14 Mayıs tarihi mübarek cumaya değil, pazara raslamıştır. ve seçimler İlâhi iradenin değil,, daha basit o-lan millî iradenin tezahürüdür.
Her neyse, bu mesele boylere kapandı.
Kapandı, derken, dün gazetede bu Meclis müzakereleri altında şu haberi okuduk:
«Amman 16 — Ramazanda alenen oruç bozdukları görülen müslümanların hapis cezasına uğnyacak-lan bugün Hâşimi Ürdün Kırallığında resmen ilân e-ılilm iştir.»
Şu gazeteci arkadaşlar da yaman şeyler. Böyle azizlik olur mu ya? — Halkçı

Salüfe 2
..lı ...J
... .
Uzak Doğuda
siyasî faaliyet arttı
Amerika, Japonya ile sulh akdi imkânım tetkik ediyor
Sovyet Rusya da Çin Hindistanı için yer i plânlar hazırlıyormuş
Dlğer taraftan general Mac bu husustaki sarih Belki de bu kain balık diplomatik heyetin Tokyoya gitmesine bu lıal sebebiyet vermiştir.
Buraya gelen haberlere göre, Sovyetler de Uzak Doğadaki diplomatik faaliyetlerini arttırmaya çalışmaktadırlar, önümüzdeki aylar zarfında soğuk harbin bilhassa Uzak Doğuda şiddetleneceğini gösterir emareler mevcattur. Birleşik Amerika tarafından askeri yârdım gönde rilen Hindi Çİni’de de Bovyet-lerin yeni plânlar hazırladıklarını gösterir deliller ele geçmiştir, .
Zannedildiğine göre, Sovyetler şimdi güney doğu Asyada daha toplu bir halde çalışmaya ha-zırl anmakta ve bunun için de güney doğu Asya komünistleri arasında temizlikler yapmakta ve kendi adamlarını iş başına getirmektedirler.
Tokyo 18 (Nafen) — Uzak Doğu ile ilgili gayet mühim Arthur'un müzakerelerin burada başlamış fi kirleri bilindemektedir. olduğu bildirilmek tud ir. Bu görüşmelere Birleşik Amerika Dışişleri Bakanlığının Cumhuriyetçi başmüşaviTİ Foster'Dulles. Savunma Bakanı Johnson, Genelkurmay Başkam general Om ar Bradley ve Japonyadakf1 müttefik işgal kuvvetleri başkomutanı general Mac Arthur iştirak etmektedirler.
Umumiyetle iyi haber alan kaynakların belirittiklerine göre. başlıca müzakere mevzuu Japonya ile sulh andlaşrnasının imzalanmasıdır, Bu hususta Amerikan Dışişleri Bakanlığı İle askeri şefleri arasında görüş birliği elde edilmiştir. Dışişleri Bakanlığı Japon sulh andlaş-masııun süratle imzalanmasını, Amerikan askeri şefleri ise 3a-ponyadakl askeri kuvvetlerin geri çekilmemesini tavsiye etmektedirler.
Sözlü
sorular
Meclise bir çok sözlü soru verildi
Ankara 17 — Meclise yeniden bir çok sözlü soru verilmiştir. Bunlar milletvekillerinin seçim bölgelerini alâkalandıran hususlara dairdir.
Bu arada Burdur milletvekili Fethi Çelikbaş Danlmarkanııı memleketimize tanıdığı 2 milyon dolarlık tiraj hakkından çimento fabrikası malzemesinin memleketimize getirilmesi için ne gibi muamele yapıldığını, bu mevzuda hususi sermaye sahipleriyle görüşülüp görüşülmediğini, Diyarbakır milletvekili Mustafa Ekinci şark vilâyetlerindeki 9 uncu yol bölgesi tahsisatının ne olduğunu ve yapılan İşlerin miktarını, Ağrı milletvekili Celâl Yardımcı, yargıç ve savcılardan terfi hakkını ■kazandığı halde kadrosuzluktan terfi edemlyenleı olup olmadığını, İstanbul adalet sarayının bir an evvel inşasına başlanıp başlanmıyacağının, yargıcı A-rialet Bakanlığının zebunu durumuna koyan 5457 sayılı kanunun değiştirilip değiştirilini-yeceğjni, Eskişehir milletvekili Abidîn Potuoğlu da çifçi borçlarının 2 veya 3 senede müsavi taksitlerle ödenmesinin mümkün olup olmadığını hükümetten sormuştur.
Beşiktaş takımı
Nevyork’tan Londra’ya vardı
Londra 17 (AP) _ Türkiyenin birinci sınıf futbol takımlarından Beşiktaş bu sabah erken bir saatte uçakla New - York lan Londraya varmıştır. Türk takımı Birleşik Amerikada yaptığı muvaffakiyetli turne sırasında 5 maç kazanmış, bir kere berabere kalmış ve yalnız geçen hafta New - Yorkta karşılaştığı en seçkin İngiliz profesyonel takımlarından Manchtester V-nited’e 2-1 gibi cîiz’i bir farkla yenilmiştir.
Takımın idarecisi Sadri Us-oğlu İngiliz gazetecilerine verdiği demeçte şunlan söylemiştir: «Manchester United büyük bir takım. Maç çok güzel oldu. Fakat şansları oldukları için kazandıkları kanaatindeyim.»
Türk kafilesi 17 oyuncu »e 6 i İdareci ve gazeteciden mütefekkirdir. Beşiktaş Londrada
Arapça
ezan
Dün akşamdan itibaren ezan camilerde Arapça okunuyor
Ezanın Arapça okunmasının serbes olduğu Başbakanlıktan Vilâyete bildirilmiştir. Tebliğ, aynı zamanda bütün camilere duyurulamadığından dün öğleyin camilerden bazılarında Türkçe ezan okunmuştur. Fa-i kat akşama doğru her cami' tebligata muttali olmuş ve ak- | şam ezanları Arpça okunmuş-' tur.
Orman
işleri
Tarım Bakanlığında bir toplantı yapıldı
Bugün Tarım Bakanlığında Bakan Nihat Eğriboz'un başkanlığında, orman işlerine yeni bir veçhe vermek üzere bir toplantı yapıldı. Toplantıda orman teşkilâtı mensuplan He memleket ormancıları ve milletvekillerinden bir kısmı hazır bulundular.
Evvelce lnhlsari mahiyette yapılan tetkikler sonunda varılan neticeye göre bir kısıra ormanlar anonim şirketlere, köylere yakın ormanlar köylüye devredilecektir. Kaçakçdığa ve haksızlığa meydan veren haller ortadan kaldırılacaktır.
Bugünkü toplantıda bu mevzular üzerinde konuşulmuştur. Aynlan bir komisyon toplantılarına devam ederek hazırlanacak tasarının esaslarını tesbit edecektir.
Cumhurbaşkanı Helsinki ve Prag elçilerimizi kabul etti
Ankara 17 (AA.) — Cumhurbaşkanı Celâl Bay ar bugün Çankayada yeni Prag elçimiz Salâhaddin Arbel ile Helsinki elçimiz Kemal Nejad Kavunu kabul ye öğle yemeğine alıkoymuşlardır
Bu kabulde Dışişleri umumi kâtibi büyükelçi Faik Zihni Ak-dur da hazır bulunmuştur.
^"Celâl Bayar Gazi Terbiye Enstitüsünü ziyaret etti Ankara 17 — Cumhurbaşkanı Celâl Bayar bugün Gazi Terbiye . _enstitüsüne giderek talebenin maç yapmıyacaktır. Takım şeh- hazırladığı sergiyi gezmiş, mü-rin görülecek yerlerini gezecek taataben müzik kısmı öğren-‘ ■ • • çilerinin verdiği knn«rde bu-
lunmuştur.
ve pazartesi günü Istan bula
hareket edecektir.
Sabah tiazfeteferi Ne Diyor ?
Çalışmak bilgisi
Nadir Nadi CUMHURİYET’ ic diyor ki:
«Her bakımdan istldaLlı bir millet olduğu muzu kimse inkâr edemez. Kahra, cefaya dayanıklı, ruh ve vücut olgunluğu tecrübelerinden geçmiş bir ırkın çocuklarıyız. Fakat bugün-I kü dünya şartlarına göre ça-I hşma mel.odlarımızın geriliğini | de kabul etmeliyiz. İstihsalimizi ı | arttırmak, her sahada çeşitli işler başarmak uğruna elbirliği ile alınmasını beklediğimiz tedbirler çoktur, filyasl, idari ve hukuki bakımdan yepyeni bir yol tutmak gerekiyor. Fakat a-hnacak tedbirlerin başında çalışma sistemimizi devrimiz icap-lanna göre bir an önce ayarla- . mak şartını unutmamalıyız.
Rasyonel çalışma meta!lan, öyle sanıldığı gibi mutlaka ma-kinaya, mutlaka petrole ve büyük tesislere ihtiyaç gösterecek . değildir. Her iklime, her sosyal ı ve ekonomik duruma uygun ı daha elverişli İş başarma im- : kânları vardır. Bu hususta tec- ı rûbesi olan bir kaç mütehassı- I sın fikrini de alarak kendi bun- ı yemize yakışır bir plân hazırlı- j yablliriz. Geniş müstahsil küt- I lelerin! aydınlatmak suretiyle bunu yürürlüğe koymak, halka onun faydalarım göstererek plânı cemiyete maletmek müm- 1 kundür. Ancak bu sayededir kİ 1 ekonomik seviyemizin hızlı bir 1 tempo ile yüksel inebileceğine i- : nanıyoruz.» (
«Realist olmak lüzumunu nihayet duyan C.HJ». verdiği çok İsabet» bir kararla tahkikatın hemen açılmasını İstemiştir. Bu harekette kendisine güvenenlerin mertliği vardır. Biz bu kararın temel» araştırmalara fırsat vermesini İki noktadan beklemekleyiz:
1 — Dâvanın içyüzünü ımilna-| kaşa ederken, sebeplerini çok defa bir hükümet adamı gibi bilemediğimiz için, hükümetimizde ölçümüzü kaybetmek tehlikesiyle karşı karşıya kalmış olabiliriz. Böyle bir tahkikat bize memleket dâvalarının ne şekilde ele alındığını daha iyi gösterebilir. Hatalar tesbit olunursa, tekrarlanmaması için gereken tedbirleri daha realist bir tarzda İncelemek fırsatım bulmuş oluruz. Bir partinin tecrübesi, öteki parti için de faydalı neticeler verebilir. Bundan başka C.H.P, de çeşit çeşit dedikoduları kesin bir surette tasfiye ederek, politika hayatımıza taze bir kudret, olarak katılma imkânını bulur. Neticede, bu çirkin dedikodu havasının da-ğılmasiylc bir İç politika ferahlığına erişmiş oluruz.
Gl. Mc Bride’in hakkımızdaki intibaları
Ahmet Emin Yalman VATAN' da diyor ki:
«İki yıl sekiz ay mûddetten-beri aramızda çalışan ve kendini bizden biri gibi hisseden Gl. Mc. Bride. başka bir vazifeye tâyin edilmiştir. Yakımla halefi gelince onunla bir ay kadar beraber çalışacak ağustos içinde de memleketine dönecektir.
Amerikan generali, bize dâir İçine en çok dert olan meseleyi, şoylece ifade ediyor:
F. Bahçe 2-1 galip^
Başbahan A. Menderes kupayı F. Bahçe takımı kaptanına verdi
Geçmiş yılların hesapları
M. Nermi YENİ İSTANBUL’ da diyor ki:
2 — Demokrat Parti, tahkikatı açmakla halkın ehemmiyetli bir arzusuna cevap vermiş olacaktır. Bunun sürüncemede kalması, halk güveninden kuvvet alan bir hükümet için hiç de doğru değildir. Demek oluyor ki, tahkikatın açılması her iki parti için de bir garutet haline gelmiştir. Biz bu tahkikatını milli birliği kuvvetlendirecek neticeler vermesini yürekten dileriz.»
— Tür ki yed e vazife sahiplerine mesuliyetler dağıtmakta hiç tereddüt edilmiyor-, bol bol, seve seve mesuliyet tevzi olunuyor. Fakat mesuliyet nispetinde salâhiyet tevzi etmek yoluna gidilmediği İçin herkesin e» bağlı kalıyor ve her işi âmirlerden sormak lâzım geliyor. Â-mirierin kararı ya geç çıkıyor veya işin teferuatnj asıl vazife sahibi kadar bilmedikleri için vaziyetin icabına uygun olmuyor. Bu yüzden hem hudutsuz enerji ve gayret sarfediliyor, hem de İşler vaktinde yapılmamış kalıyor. Her mesuliyet sahibi; kendi vazife sahasındaki mesuliyetle mütenasip salâhiyet sahibi olsaydı, belki de hatalar yapacaktı. Fakat bunun zararı, zaman ve emek israfının sebep olduğu zarara nispetle mahdut kaldıktan başka neticede âmir tarafından varılan karardaki hata ihtimali de umumiyetle daha az değildir,»

Millet Partisinin
ilk kongresi
Arap Devletleri
Toplantıda eski ve yeni iktidara hücumlarda bulunu i du
Bunlardan dördü aralarında bir yardım paktı imza etti
bugün, kapalı
Ankara 17 — Millet partisi birinci büyük kongresi Bomontl gazinosunun
salonunda. Vasfı Raşid Sevlg’ln başkanlığında toplandı. Partinin 244 delegesinden 199 u toplantıya iştirak etmişti,
Vasfl Raşld Sevig, kongre başkanlığına seçilmesinden dolayı teşekkür ederken Mareşali ve Atatiirke hürmeten ayağa kalkılmasını İstedi. Hazır bulunanlar ayağa kalktılar. Bu ihtiram duruşundan sonra Millet Partisinin Atatürk inkılâplarına muhalif bir parti olmadığını anlatan Vasfi Raşid Sevig, Mareşalin ismini Atatürkten önce söylemesinin sebebini kısaca anlat ta.
Bundan sonra hazırlanan çe-lenklerin Atatiîrkün muvakkat kabrine mİ, yoksa Zafer âbidesine mi konulması hususu münakaşaları mucip oldu. Neticede çel en kilerin muvakkat kabre konulmasına kongrece karar verildi.
Söz alan hatipler bir miting havası İçersinde konuştular ve mütemadiyen müteşebbis heyet raporunda da belirtildiği gibi 14 mayıs demokrasi zaferinde kendi partilerinin baş rolü oynadığını ifade ettiler. Eski ve yeni iktidara hücumlarda bulundular. Kongrenin ilk günü İnsicamsız fikirlerin teatisiyle geçti.
Kongre yarın da (bugün) çalışmalarına devam edecektir.
İskenderiye 17 (AP) — 7
devletten ıttŞleŞekkil Arap Birliğinin 5 üyesi bugiin, bir tecavüz halinde karşılıklı yardım saghyan kollektif bir güvenlik' paktı Izmalatnışlardır. Bu mera. leketJer şunlardır: Mısır, Suu-. di Arabistan, Suriye. Lübnan, Yemen Birliğin diğer iki üyesinden Irak bu hususta ileride bir karar alacağını bildrimiş-tir. Ürdün ise, birliğin toplantılarına İştirak etmediğinden bu pakta katılmamıştır.
Ankara 17 — Başbakanlık ku-l golünü yaptı. Maç 1-1 bc-rabe-pası maçı, geçen sene bu kupayı kazanan Fenerbahçe »e 1850 yılı Türkiye futbol birincisi Göz-’oyun çofc heyecanlı bir hal al-tepe arasında bugün saat 18 de dı. Her İki târirf Ha çanla başla 19 Mayıs stadyomunda kalabalık bir seyirci kütlesi oııünde yapılmıştır. Maç 1-1 berabere sona erdiği İçin 15 er dakikalık iki devre daha uzatılmış ve neticede Fenerbahçe 2-1 galip gelmiştir.
Oyunu mütaakıben sahaya gelen Başbakan Adnan Menderes, her ıkl takımın oyuncularını tebrik ettikten sonra. Milli Eğilim ve Başbakanlık kupalarını halkın alkışlan arasında Fenerbahçe takımı kaptanı Cihat Arman'a vermiştir.
Maç, Göztepenln vuruşu İle başladı. İlk dakikalarda Fenerbahçe ağır basıyor ve bilhassa Lefter vasıtasiyle tehlikeli a-kınlar yapıyordu. Dakikalar geçtikçe Göztepe sahaya alışmağa ve kısa paslarla müessir akınlar yapmağa başladı.
28 ncı dakikada Göztepe bir gol attıysa da hakem golün of-saydden atıldığını söyllyerek. saymadı. Bir dakika sonra Fe- I nerbahçe sağaçığı Fikret topu sürerek Erola verdi; Erol durdurmadan topu hasım kalenin yakınında bulunan Lef tere geçirdi ve Lefter soldan güzel bir şütle takımının ilk golünü at-’ ta.
Bu golden sonra oyun süratlendi. Göztepe lik dakikalara nazaran daha iyi bir oyun çıkarıyordu. 41 inci dakikada bir Fenerbahçe akını esnasında Cemal hasım kaleci İle .karşı karşıya kaldı. Kalcc’ Erdoğan güzel bir kurtarışla köşeye doğra yerden giden topu tuttu. Birinci devre 1-0 Fenerbahçe lehine sona erdi.
İkinci devrede Fenerbahçe takımında bazı değişiklikler yapılmıştı. Fikret çıkmış, Erol sa-ğiçe, Ahmet santrfor mevkiine, Samim soihafa. Müjdat solbeke geçmişti. Devre Fenerbahçenln I süratli hücumlariyle başladı. Göztepe kalecisi güzel kur ta- , nşlar yapıyordu. Oyun sertleş- J meğe yüz tutmuştu. Göztepeli-
rc...
Beraberlik sayısından sonra
oynuyordu. Devre sdnlarmda Fş nerbahçe forveti mütemadiyen hasım kaleye şüt Çektiği Halde, bir türlü kaleyi Kuialnıyor ve a-‘ vuta gidiyordu. Maç böylece l-l ı sona erince. 15 ef dakikalık iki devre daha uzatıldı. Üçüncü devrenin 3 üncü dakikasında Göztepe «ağacığı Nezihi sakatlandı. fakat ıkl dakika sonra tekrar oyuna glrfll, Göztepe, rakibine nazaran daha hâkim oynuyor. Devrenin 9 Uncu dakikasında hakem Göztepell Musta-fayı, Hafidi sakatladığı İçin dışarıya çıkardı. Haildin yerine oyuna Hilmi girdi. Sağaçığa da tekrar Fikret geçti, Göztepe 10 kişi oynuyor. 3 üncü devre de böylece sona erdi 4 üncü devre Fenerbahçenfc akını İle başladı. 3 üncü dakikada Nezihi mühim bir fırsat kaçırdı. 7 nel dakikada bîr Fenerbahçe akını esnasında top Lef te re geldi. Lefter topu durdurmadan Ero-la geçirdi ve Erol kafa ile takımının galibiyet golünü attı. Son dakikalarda Göztepe ağır basmakla beraber vaziyeti değiştirmedi ve oyun 2-1 Fener-bahçenin galibiyetiyle sona erdi.
Dün geceki güreşler
Müsabakalar alâka ile takip edildi
Yedek subaylık
Yedek subay olabilmek için bazı kayıtlar konuyor
Yugoslavya Bulga-ristana nota verdi
Londra 17 — Belgrad radyosunun bildirdiğine göre, Yugoslav hükümeti Bulgar hükümetine şiddetli bir nota göndermiş ve Bulgar hudut muhafızlarının Yugoslav topraklarına girerek Yugoslav askerlerine ateş açmalarını protesto etmiştir. Hâdisenin 13-14 haziran gecesi vukua geldiği ve bir Yugoslav erinin yaralandığı da belirtilmektedir.
‘ ------------------------.--
| 1er tekrar kendilerini topladı-i 1ar ve her iki taraf da müleva-zin akınlar yapmağa başladı. Bu anlarda oyuna bir durgunluk çökmüştü, 27 nel dakikada Samlm Göztepe» bir oyuncuya Fenerbahçenln 18 İ yakınında favul yaptı. Göztepell Nezihinin favul atışlyle top Cihadın, eline geldiyse de Cihat topu tutamadı. Bundan İstifade eden Yüksel ileri atılarak takımının ük
BORSA
çekler
Londra 1 Şiirlin Vorlt 100 Dolar Paris 100 Fransız F. StoKnotiD 100 İsveç Kr. Cenevre II» İsviçre. V Amestcrösm 100 Herin Brük'el 100 Belçika F Lizbon 104 Rskvdes
Demirspor ile Ankara Zirai kombinalar spor klübü arasın*' da tertiplenen serbes güreş müsabakaları dün gece Açık Hava Tiyatrosunda yapılarak alâka ite takip edildi. Müsabakaların neticeleri aşağıdadır:
52 kilo: Kemal (Dem. Spor) Esat (Kombina) ya hükmen galip,
57 kilo: Ali Yücel (Dem. Spor) Hüseyin (Kombina) ya tuşta galip.
02 kilo: Ahmet Bulut bina) Nasuh Akar Spor) a hükmen galip.
67 kilo: Tevfik Yüce bina) Nureddin Zafer Spura) a ittifakla galip.
73 kilo: İbrahim (Dem. Spor) Osman (Kombino) ya tuşla galip.
79 kilo: AH Özdemir (Dem. Spor) Kâzım Demir (Kombina) ya ekseriyetle galip,
87 kilo: Adli! fkuıdcmi r (Kombina) Mehmet Ali fDe-mirspor) a tuşla galip.
Ağır: Yaşar DÖğu ‘Kombina» Sadettin vCDdra‘ Spori » tuşla galip.
Müsabakalara bu akşam devam edilecektir.
(Kom-(Dem.
(Kom-(Dcm.
Ankara 17 — Yedek subaylar için yeni bir tasan hazırlanıyor. Buna göre lise ve yüksek okul menzunlanndan yedek subay olabilmek İçin şu kayıtların bulunması lâzım gelecektir:
1 — Lise ve yüksek okul mezunlan hiç bir ayırmaya tâbi olmadan doğrudan doğruya kıtalara sevkedüecektlr. Bu kıtalarda altı ay talim ve terbiyeye tâbi tutularak muvaffakiyet derecelerine göre kendilerine puan verilecektir. Milli Savunma Bakanlığında teşkil edilecek bir komisyon talim devresi bittikten sonra bu puanları incelı-yecek ve tesbit edilecek puan derecesine göre yedeksubay o-kuluna göndrilecekler ayrılacaktır.
3 — Yedeksubay okulunda da 6 ay eğitimden sonra muvaffak olanları. yedeksubay olarak vazife göreceklerdir, Puan İtibariyle yedeksubay okuluna giremeyenler aJdıklan puan derecelerine göre gedikli çavuş, çavuş Ve erba.7 olarak latada bir sene hizmet göreceklerdir. Yedeksu-bayda muvaffak olamıyanlar da daha az müddetle kıtalarda çavuşluk yapacaklardır.
Bu tasanda güdülen gaye yedeksubay olacakların tam olarak yetişmelerini sağlamaktır. Tasarının Meclisin önümüzdeki kış devresine yetiştirileceği anlaşılmaktadır.
Üniversite askerlik kampı kaldırılıyor Ankara 17 — Bize verilen malûmata göre tasarruf hareketlerinin başlaması üzerine Üniversite askerlik kamplarının kaldırılması için Milli Savunma Bakanlığı bu hususta Milli Eğitim Bakanlığının mütalâasını sormuştur.
Yeni karar, bir kaç gün İçinde İlân edilecektir. Diğer taraftan bu yıl için kamp hazırlığı yapılmaması da bir tamimle teşkilâta bildirilecektir.
Tek tip ekmek kaldırılacak
Ankara 17 — Yeni hükümetin buğday İç ve dış ticaretini şahsî teşebbüse bırakması üzerine önümüzdeki günler İçinde 3 büyük şehrimizdeki tek tjp ekmek şeklinin kaldırılması İçin Bakanlıkta çalışmalara devam edilroektedir.
Baro toplantısı
İstanbul Barosu dûn saat 14.30 da 1 inci ağırceğa mahkemesi salonunda senelik toplantısını yapmıştır,
Gündemdeki maddelerin müzakeresinden evvel. Baroya yeni giren el» avukat, başkan tarafından umumi heyete tanıtılmış ve mütaakıben maddelere geçilmiştir. Bu arada söz alan avukatların ekserisi, avukatlık mesleğinde çalışanların bir sigortaları bulunmayışından şikâyet etmişler ve baro talimatnamesindeki antidemokratik maddelerin süratle değiştirilmesini talep etmişlerdir.
Gelir vergisinin avukatlara tatbiki etrafında da uzun tartışmalara giren avukatlar bu hususla teşebbüse girişilmesini ve hükümet nezdinde. Alman-yadan aynen alınan avukatlık kanununun değiştirilmesi için müracaat yapılmasını istemişlerdir.
Pakistana düven ihracı
Bursa 17 (AA.) — Pakistana düven ihracı için ticaret odası tarafından yapılan teşebbüs müsbet netice vermiştir, İhracat için hazırlıklara başlanmış-
ESHAM VE faHVtLAl % r FAİZLİ tahviller Sıvar - Eralrum I
Sivas • Erminim 4-1 I9H Demiryolu I 1941 Demlrroiu n 19»! Ocmlrvatu CD
MIHI Müdafaa Milli Mlldafap tl MIHI MUMU 1D Milli Müdafaa (V
Atletizm
21 3S
21.—
21.50
HH5
2175
211 05
31 25
31 -i-
bayramı
Dün alınan neticeler
% S FAİZLİ TAHVİLLER
Kalkınma i 100.80
Kalkınmo II 57 —
Kalkınma m 97.—
uilkrac 1 10O—
941 istikrazı ti J00.—
I1MI Demiryolu 90.20
194 9 Villa »D L
% «J. FAİZLİ TAPVİLLEB
194» taneli! 99.25
% S FAİZLİ TAHVİLLER
1933 Ergani 22 50 ,
133a tkT-ımıyeU 20 40 ■
Milli Mlldalna
Demiryolu tv Demlrvolu V
Î1J®
112 50
22 30
İstanbul atietizm “Cayramı .dün İnönü staç^prjıundi}; kutlandı ve müsabakalar yapıldı. Bu müsabıkların flnalji. gelecek pazar aynı stadda yapılacaktır.
Alınan neticelere göre JOÜ metrede birinci Falıreddln Cebeci, 200 metrede Turhan -Tûkel, 400 metrede Emin DoyUfek, 800 metrede Kâin uran Onurai, 1500 metrede Cahil Önel birinci gel-I diler. 110 manialının birincisi Mustafa Batman, .400 manialının birincisi İsmet D İnç can'dır.
Yüksekte E. Akkan, güllede Galatasaraydan Pavlo. diskte Bülent Turgutcan, sırıkta Kemal çolpan, uzunda Suphi Oral 3 adımda Güner Firik, cirldde Ulvi Alpaslan birinci geldiler.
MİÇAM NEDİR?
Dünyanın en saf ve en meşhur Nane Esansı MİÇAM'dır.
R A D Y O t İ K
Diş Mtıcutttt
Bu esansla yapılmaktadır.

Tepemizden koca bir taş düştü
Babıâli deııeıı ve matbaalarla dolu olan semtte, ilgili bulunduğum bir matbaanın karşısındaki bir binada çarpılmalar dikkatimizi çekiyordu.
Arkadaşıma dedim ki:
— Bundan on küsur sene evvel, akrabamdan bir bayanla bu binanın önünden geçiyordum. Tepeden içi toprak dolu ve içine fesleğen dikilmiş bir gaz tenekesi düştü. Bizim sırtımızı âdeta sıyırttı. Arkamız sıra Kenan klişehanesinden Fuat bey arkadaşımız yürüyormuş. O da bir adım fazla atsaymış, başına gelecekmiş. Üçümüz de, muhakkak bir ölümden kurtulmuştuk.
Bu hâdiseyi naklettiğimden bir iki saat sonraydı: geçen cuma günii, beş buçuk, altı sularında, yine yanımda akrabamdan bir bayan. İstanbul Balkpazarın-da Bay Kemalin dükkânından balık alıyorduk.
Bir dilenci yaklaştı:
— Görünüz görünmez kazalardan Allah sizi himaye etsin! - dedi.
Hanımlar, dilencilerin ricalarına karşı hassas olurlar. Bilhassa, uçakla uzun seyahatler yapacağını için, bu görünür görünmez kaza paratonerine karşı. akrabamdan bayanın alâkası fazlaydı.
Dilenciye doğru, ikimiz birlikte birer adım atıp, sadaka verdik. Balık alışverişimizde devam ettik. Tanı o a-ralık.bitişik (köşe başındaki) tavukçunun bulunduğu binanın tepesinden doğru bir gikiiltü oldu.
Sarsıldık, sendeledik. Arkamızdan, n kalabalıkta bize sürünerek geçen yolculardan biri yere yuvarlandı:
— Yandım.
— Meğer, tavukçunun işgal ettiği binanın üst ka- ( tından bir metre uzunlu-1 «unda, otuz otuz beş santim cıı ve boyunda bir taş düşmüş. Bir balıkçı tablasını paramparça etmiş, balıkları merheme döndürmüş. Bereket. insanca kayıp olmadı. «Yandım!» diyen, yerden kaldırılan, beti benzi kül kesilen. kendisine su içirilen vatandaşa da zarar gelmedi. — Gerçi «Kırk günü saymalı! » derler...
Hüseyin Rahminin bir romanındaki Etmeninin sesi kulağıma geldi:
— Kırk güne cek ölür isem bil kim sebebi sensin!
Kazayı anlattığım arkadaşlar:
— Verilmiş sadakan varmış! - diyemiyorlar.' zira srdaka meselesi de hikâyenin içinde:
Biri:
— O dilenci Bızırdı galiba* - dedi.
Öbürü:
-— Ecelin ihtarı. — diye tefelsüfte bulundu. — İnsan ölecek olsa, uzun hava seyahatlerine ne hacet, işte böyle başına damdan taş düşer...
Fakat, ben. isi mukadderata bağlamaktan ziyade, pratik bir neticeye varmak istiyorum.
Biribirine benzer iki ihmal kazasını geçirmiş bir vatandaş sıfatiyle, her bina sahibinin kendi binasına sahib olmasını, bunlar üzerinde de belediye kontrolünün daha ciddileşmesini istiyecc-ğim.
Evvelâ, suna bakalım:
Acaba Bahkpazannda o kadar halk önünde vuku bulan hâdiseden dolayı o binanın sahibine sual soran oldu mu?
Yoksa:
— ölen yok a... Tablası kırılan da dâva açmadı .. -deyip iş geçiştirildi mi?
(Vâ - Nû)
Amerikan bankacıları
14 kişilik heyetten iki zat daha geldi
Memleketimizin ekonomik ge üşmesini tetkik etmek üzere hükümetimiz tarafından Tiir-klyeye davet edilen ve 14 kişiden mürekkep olan Milletlerarası imar ve Kalkınma bankasına mensup. Düke üniversitesi iktisad profesârü ve heyetin başkan yardımcısı doktor B. U. Ratchford ile MUletlerarası I-mar ve Kalkınma bankasının İktisad profesörü ve heyetin mlster Murray Ross, dün sabah saat 8 de Hollanda uçağiyle Amstefdamdan şehrimize gelmişlerdir.
Doktor Ratchford ve mlster Roşs hava alanında hükümetimiz adına Başbakanlık, Milletlerarası İktisadi işbirliği genel sekreterliği hususi kalem müdürü Hayrettin Ozansoy tarafından karşılanmıştır.
Heyet başkanı mlster James Barker yarın, öğleden sonra İsveç uçagiyle şehrimize gelecektir. _
Yiyecek satanlar
Doktorlar açıkta yiyecek satılmasının men’ini istediler!
Şehrimiz doktorları, vali ve belediye başkanlığına müracaat ederek seyyar satıcılar belediye talimatnamesi hükümlerine riayet etmediklerinden sattıkları maddelerin umumi sağlığı tehdit ettiğini bildirmişler ve bunların icrai sanattan mennedil-mesinl istemişlerdir. Doktorlar seyyar sucuların istisnasız men' ini diğerlerine de açıkta simit, meyva ve diğer yiyecek maddeleri satmalarına müsaade edilmemesini İstemişlerdir. Valilik vaziyeti tetkik ettirecektir.
Tarsusla Amerikaya seyahat
Oyun göstermek istiyen sirkte kopan kavga
Müşteriler paralarını geri istiyorlaı— Canbazhane müdürü dayatıyor — Çene düellosu — Polis ağır basınca — Oyun başlıyor
Marsilya — 21 Mayıs Gündüzden bilet alıp da saat a doğru sirka gelenler oyun
Pilâjların
durumu
Vilâyette dün bir toplantı yapıldı
mıııma
Söylemek kolay t yapmak zor!
Garsonlara diploma tevziî
Belediyenin dört senedenberl Taksim gazinosunda devam c-den garson kurslarının dördüncü devresi sona ermiştir. Yapılan İmtihanlar neticesinde 150 garson namzedinden 130 u muvaffak olmuştur.
Yeni garsonlara yarın saat 15 de Taksim gazinosunda törenle diplomaları tevzi edilecektir.
Esnaf murakabesi
Belediye murakıpları dün şehirde 377 esnaf ve müesseseyi kontrol ederek 22 zabıt butmuş lardır. 3 pazar yeri umumi kon-troldan geçirilmiştir. Büyuka-dada yapılan ekmek kon trol un -da bir fırında noksan vezinli gö rûlen 1038 ekmek müsadere o-lunmuş re Darülacezeye gönderilmiştir.
Şemsipaşadaki kömür deposu
İîsküdardaki Semsipaşa semtini kömür deposu yapmak İçin yapılan müracaatı belediye red detmiş ti. Kömür tevzi müesse-aeslnin müşkül durumu nazara alınmış ve red cevabı geri alınarak bazı kayıtlarla istenilen müsaade verilmiştir.
Şemsipaşada bulunan Mimar Binanın şöhretli eseri Kuşkonmaz c amfinin kömür tozlarından vikayesi için de bu depodan verilecek kömürler halka çuvallar İçinde tevzi edilecektir.
Kari mektupları
Mahmutpaşadaki seyyar esnafın dileği
Matım utpaşada çalışan seyyar satıcılardan otuz kişilik bir grup dün matbaamıza gelerek şunları söylediler:
c— Biz Matım utpaşada seyyar satıcılık yaparak ekmeğimizi kazanıyoruz. Bu şekilde çalışanların sayısı yüzleri buluyor ve bizim çalışmamızla evlerimizin geçimi temin ediliyor. Halbuki on beş gündenberi belediye polisi bizleri rahat bırakmıyor ve çeşitü sebeplerle çalışmamızı engelliyor, üstelik de takatimizin üstünde ağır para cezalan kesiyor. B izler birer ucuzluk unsuruyuz. Bunu unutmamak lâzım. Sonra, biz çalışmazsak neyle geçineceğiz? Netice İtibari!» isteğimiz şudur: Bizi Malımulpa-şada rahat bıraksınlar da çalışalım.*
9 olmadığını öğrenince küplere binmişlerdi. Hepsi «Ne demek?* «Bu ne rezalettir?* diye bağırıştyorlardı. Anlaşılan fâzla bilet satılmamıştı. Cambazhane müdürü de havanın biraz rüzgârlı olmasını balta ne ederek oyunu tehir etmek sev* da sına kapılmıştı. Aına kim
dinler? Bir kaç yırtık Marsil-yalı, ellerindeki bLletleri cambazhane müdürünün burnuna uzatarak;
— Madem kl bize bunları sattınız, oyun göstermeğe mecbursunuz. diye bağırmıyorlardı. Polis gelmiş, fakat müdahale etmiyordu. Cambaz kızlar etrafta dolaşarak müşterileri yarın gelmeğe İkna etmeğe çalışıyorlardı. Bu arada biz de, sonradan sirk müdürünün karısı olduğunu anladığımız cambaz kıyafetli bir kadına yaklaşarak vapurumuzun yarın limandan ayrılacağını, eğ?r oyun yoksa paramızın iade e-dllmeslnt istedik Kadın iyi bir kadındı:
— Siz bir kenarda durun, sonra veririz. Şimdi sizin paranızı iade ettiğimizi görürlerse bunlar cambazhaneyi başımıza geçirirler, dedi.
Marsilyalıiar hakikaten fena kızmışlardı. Bu sefer sirk müdürü bar bar bağırıyordu:
— Yarın gelin, havayı görmüyor musunuz? Bütün çadırları uçurdu. Kızlar çıplak çıkınca bu havada hasta oluyorlar. Yarın matinede gelir seyredersiniz?
— Yarın pazartesi olduğunu unutuyorsun galiba! Bizim işimiz var. çalışıyoruz. Madem kl biletleri sattınız, oynayacaksınız.
— Yarın gelin dedik ya! işte o kadar!
Kalabalık arasından bir şişman adam atıldı, elinde biletler. boğazını yırtarcasına bağırıyordu:
-• Ben yarın mann dinlemem. Yarın tayyareyi bekli- ı yorum, Paris’e gideceğim. İla- ı vada bir şey yok, oyunu gös- , termegc mecbursunuz.
Sirk müdürü hiç oralı değil- ı di. şişmandan daha yüksek , sesle bağırarak:
— Senin tayyare beklemen
bana vız gelir, dedi. Ben de on beş gündür tayyare bekliyorum.. Muhalefeti hava dolayısile bir türlü gelmek bilmiyor. Gelse (_________
ben de gideceğim. Bir gün ila-..kışlarına teşekkür eltiler, ha beklesen patlar mısın? | ney» dedikleri midilliler
Mürtiir hem bağırıyor, de ağız dolusu küfür yerlere tükürüyordu.
şişman:
— Bir cambazhane müdürüne böyle sözler yakışmaz, diye bağırıyordu. Halbuki cambazhane müdürü bir kopuktu, barağında bir külot vardı ve ' atıp ayni numarayı yalın ayak geziyor, şişman müşteriye:
— 90 kilo olmak para etmez, ben 65 kiloyum, biraz zayıfla-mRİısın. Senin keyfin İçin kızlarımla hayvanlarımı edemem, diyordu.
Fakat kalabalık gittikçe artmakta idi. Cambazlar ahalinin cambazhaneyi tlarma dağın , etmelerinden korkmaya başladılar. Müdüre «Oynıyalım, bir kaç numara gösterelim, çekip gitsinler» diye sesleniyorlar, müdür hoparlörle İşten elli bilet satılmış, giyinmeğe değmez» diye mukabele ediyordu. Fakat bu sesin ağır basmaya başladığını görünce yavaş yavaş o da yelkenleri suya indirdi. Yere bir kere daha tükürdükten sonra hoparlörle arkadaşlarına »kurun sahneyi!» emrini verdi. Gişe memurlarını vazifeleri başına davet etti. Biletleri kestiler. İçeri girdik.
Kavgayı büyük bir dikkatle, ellerimiz cebleritnizdc, ve etrafı kollayarak seyretmiştik.
eirlt’in bandosu çalmaya bağdı. G“lc gele İçeriye seyirci ola-| rak hakikaten 50-60 kişi geldi.
Sirkte cambazlık yapan vc (lanseden maymunlar
Beledlye sağlık İşleri müdürü ile vilâyet sağlık ve sosyal yardım müdürü doktor Faik Yargıcı ve diğer alâkalılar dün vilâyette toplanarak şehrin umu mi sağlık durumunu ve plajların vaziyetini gözden geçirmişlerdir.
Umunu sağlık vaziyetinin nor mal olmasına mukabil plâklardan alınarak tahlil edilen suların hepsinin az veya çok koli' 11 olduğu anlaşılmıştır. Neticede plâj sularının kiril bulunduğunun halka bildirilmesine ve denize girenlerden lstiyenlerin bir tedbir olarak tifo aşısı olmalarının tavsiye edilmesine karar verilmiştir.
Diğer taraftan vilâyetimiz hu duttan içinde son 15 günde teshil; edilen çeşitli hastalıklar vilâyete ve Sağlık Bakanlığına bildirilmiştir.
Bıına göre şehrimizde son 15 günde hiç tifüs vakası görülmemiştir. Buna mukabil 6 tifo. 4 difteri, 1 menenjit, 15 kızıl. 53 kızamık. 1 şarbon ve 25 boğmaca tesbit edilmiştir.
Sağlık ve sosyal yardım müdürlüğü. teşkil ettiği ekipleri cumartesi günleri öğleden sonra başlamak ve pazartesi sabahına kadar devam etmek üzere köylerdeki sağlık vaziyetini kon trola memur etrnlştir.Her ekipte bir doktor, bir ebe müteaddit sağlık menıuriarLle hemşireler bulunmakta ve sık görülen has talıklar için İlâçlar da götürülmekledir,
Sağlık müdürü doktor Faik Yargıcı da bu sabah Terkos min takasındaki köylere gitmiştir.
RADYO
İSTANBUL RAPVOSB
öğle ve akşam programlan
t 57 Acılı* ve prögramlar,
100 Haberler.
1.15 Birıg Crosby’dçn şarkılar «p’«
130 Dana müziği «pl».
150 Serbest saat.
1.00 Şarkı ve türküler. Okuyan Mu allâ Gökcay.
1.45 Fillmlerden müzik «pl».
İ.Oü Kornerle «pl».
1,35 Dans m 0-18 i «pl».
i.OU Programlar ve kapanış.
en iri al-1
Fakat canbazlar meslek ahlâkı-* türlü hünerler gösterdi ve na sadık kalarak bu bir avuç* sonunda kendi başını en kalabalığa hiç fâsıia vermeden. arslamn ağzına soktu ve bütün .sahnelerini gösterdiler: kışlandı. Beş altı karış boyundaki üç Bunlardan sonra bir güzel cüce boyuna talka atıyor, ince'kız dört iri ayı ile, yine demir, ince kızlar sirki fır dolap koşan! kafesin içinde, türlü danslar atların üzerinde baş aşağı ge- etil. Ayılar kızı koçaklayıp ku-zlyorlardı. , caklayıp biribirlerlne attılar. !
Atlar cidden birer harika' İki buçuk saatten fazla sii-, idiler. Dans eden allar bir diz- ren numaralar bitmek bilml-, lerlnt yere koyarak halkın al-'yordu. Canbazhane bomboştu. uPo- Sahneye seyirciden fazla artist vals ve hayvan çıkmıştı. Doğrusu hem' ederek fıldır fıldır döndüler ve 50 müşteriye bu kadarı fazla ederek iki dizlerini yere koyarak halkı idi. Sirk müdürüne içimizden selâmladılar. Yedi lobutla hak veriyorduk. Ne zahmetli oynayan kızlar seyircileri ken-, dilerine hayran ettiler.
Bir sopa üzerinde sıçrayan' bir canbaz cidden harika idi.
tam mânaslle' Beş altı metre havaya sıçra-Çıplaktı, yalnız'diktan sonra havada iki takla di.
_j. 1 «yy.1 n’jm^rayı yapmak 1
. iizere tekrar fırlıyordu.
Snnra üç tane İsveçli çokey çıktı. Sirkin etrafında dönen atların üzerinde olmıyacak hünerleri gayet kolayLıkla başar-, dılar. En son Üçünün, de gözleri bağlandı. Başlarına birer çuval . geçirdiler. Bir at sirkin etra-, fanda bütün hızıyla tınsa kalk-, lı. Trampetler tehlikeli anı . haber vererek herkesi sükûna ■ davet etliler. Yan yana duran, , basları çuval İçine geçmiş üç cokeyin bir anda sıçrayarak . iki metre ötelerinden geçmek-, te olan atın üzerine ayni za-. manda blniverdlklerinl hayret-, le gördük. Üçü de blrlblrinln , arkasına olmak üzere sır alan-. mışlardı!
ı Beş canbaz 7-9 yaşlarındaki , bir çocuğu top gibi havalara fırlattılar. Seyircilerin yürek-I lerl ağızlarına geldi.
Sirk müdürü hoparlörle aslan kafesinin kurulmasını em-’ retti, İşlerinin ehli yirmi oluz ı kişi demir kafesi beş dakikada kuruverdiler. Dört iri . arslan kükreyerek ortaya çıktı, ince uzun bir arslan terbiyecisi . kırbacı şaklatarak urslanlara
hayat!
Saat 12 ye doğru yağmur yağmaya haş3adı da seyirciler kendiliklerinden kalktılar. Bir kısım çekip gitti. Oyun tatil edtl-
lı asla
Kalkarken önümüzde ve çocuğuyla oturan tanır sızı nerede görmüştüm düşünürken birden aklıma geldi.
St. Charles garında bize para bozduktan sonra Marsllya-lılann akşam yemeğinden evvel birer aperatif almak itiyadında olduklarını hatırlatan memur. Piposunu çekerken hayatından pek memnun görünüyordu.
Dııgan Aklan i
Açılış ve programlar. Müzik.
Don» rnÜzlgL Çalan: t 1 orkestranı.
Haberler.
İstanbul haberleri; Molla bey ve haremleri yolnıılk komedl-McUrilkadan melodiler «pl». Şarkı ve türküler. Okuyan Safiye Ayla Dan» müslgl «pir. Dam TnUrtRi >pi Spor Fasıl Hkarkâr.
Dinleyici istekleri. (Klâsik müriflıl. Haberler.
Dan» mÜKİSI *pU Hafif Rece ınllılgl «pl» Program ve kopanla.
özgür
ANKARA RADYOSU
öğle ve akşam prugra mlnrı
a.M
karu‘ I.» adamı ,300 gibi oldum. Ben bu Fran-I
diye1 >2 w 1 12 M
M. S Ayan, haberler ve havı raporu.
Müzik «pl.» Günün programı.
Radyo ile İngilizce. Mtlzlk «pl».
Konuşma.
Müzik: Makamlardan bir mel.
Temsil: Pazar skeçi «Dost digürı.
Salon orkestran. Beraber söyUyelim. «esler korosu,) Telden tele.
Oyun havaları (Bağlama
M. S. Ayarı ve haberler. Dans tnüz.ljt «|>l».
Öğle gazetesi. Dııns müziği, apl».
takı-
Sağda solda kulaklarımıza şikâyet fısıltıları ilişiyor:
(t— Hani ya, Demokrat Parti ve onun hükümeti birçok va i iterde bulunmuşlardı, fakat ortada hâlâ bir şey yok. Demek ki bunlar da iş başına geçince vaiHerini ıı-nuttular.»
Yapılacak işlerin ehemmiyetini. vaitlerin tahakkuku için yenilmesi icab eden zorlukların azametini göz önüne getirerek insaflı bir muhakeme süzgecinden geçirebilenler hu kabil fısıltıların zamansız, yersiz ve haksız olduğunu takdir ederler. Hükümet programının tat-bikına geçebilmek için evvelâ işleri sıraya kovup plân-laştırmak zarurîdir. Bu da zamana mütevakkıftır.
Plânsız çalışma .yüzünden birçok programların tatbik mevkiine konula madiği, teşebbüslerin yarıda kaldığı, tasavvurların kuvveden fiile çıkarılamadığı, gayretlerin heba olduğu yakın mazinin sayısız tecrübeleriyle sabittir. Binaenaleyh, iş başına geçeli henüz bir ay bile ol-mıyan yeni ve genç hükümetten serî kararlar ve kısa zamanda müspet neticeler istemek haksızlık, insafsızlık olur.
Hükümet ilk hamlede u-mumi efkâr üzerinde memnuniyet, ferahlık havası yaratmak için hayat pahalıh-ğıyle mücadele işini ön plâna aldığını söyledi. On seneden beri yapılan tecrübeler bu işin kolayca başanlamı-yacağjnı göstermiştir. Pahalılık, derme çatma kontrol baskısı, ceza tazyiki gibi birkaç noktadan yapılan mücadele hamleleriyle yenilip yere serilebilecek kadar zayıf bir düşman değildir. Mücadelenin muvaffakiyetle neticelenmesi için, pahalılığı yaratan çeşitli sebepler zincirini kırıp parça lı ya bilecek kuvvette tedbirlerin alınması ve sıkı bir takip fikri ile tatbik mevkiine konulması şarttır.
Yeni hükümet, evvelâ devlet işletmeleri mamulatının fiatlerinde tenzilât yapmak suretiyle piyasaya müdahale teşebbüsüne girişti. Fiat tenzilâtı hayat pahalılığı ü-zerinde en fazla müessir o-labilecck devlet mamullerinin başında şeker geliyordu ve ilk hamle buna tevcih o-lııııdıı. Bu mevzu etrafında gazetelerde günlerce devam etlen sevindirici haberler, mesul makamlar tarafından verilmiş beyanlar okuduk. Toz şekerin kilosunda 30* kesme şekerde 20 kuruş indirme yapılacağı, kararın birkaç güne kadar çıkacağı haber verildi. Fakat aradan birçok günler geçtiği halde bıı vaitler tahakkuk edemedi. Geçen çarşamba günü de gazetelerde Maliye Bakanının şu sözlerini okuduk:
«Şeker Hallerini ucuzlatmak için istihlâk vergisinde yapmağı düşündüğümüz a-zaltmalar hakkında hcnüı bir neticeye varmış değiliz-Yapılacak indirme, tetkiklerimiz sonunda belli olacaktır.»
Görülüyor ki bu işleri başarmak, vadetmek kadar kolay değilmiş. Vaitler, dile, damağa takılmadan ağızdan çıkıveriyor amma işe el atınca parmaklara bir sürü engeller takılıyor!
Cemal Refik

Şevket RADO
tarihi kurul-
Topkapı sarayı müzesinde bir otağ kuruldu
Topkapı sarayında, otağlardan «çadır» yeri
muştur. Müzeyi gezenler bu çadırı da göreceklerdir. Yakında ikinci bir «otağ» uı da kurulması mukarrerdir.
İTURALI
I öksürüğü keser I
Kasımpaşa kulübünün kongresi Kulübümüzün senelLk kongre si 24 haziran 950 cumartesi günü saat 15 de kulüp lokalinde yapılacaktır.
z—
GARANTİ BANKASI İstanbul şubesi 19/6/1950 pazartesi gününden itibaren Karaköy Palas karşısındaki kendi binasında çalışmaya devam edecektir.
Sayın müşterilerine İlân olunur.
Amerikanın otelcilik
Türlü kaşınmalara karşı çeşitli usuller ve ilâçlar
Yatan: LOKMAN 1IEKTM
(Kaşınmayı) husule getiren hastalığı, sebebini bulup kökünden tedavi etmedikçe kaşıntıyı geçirmek zordur.
Fakat (kaşınma) nereden gelirse gelsin hangi hastalığın bir belirtisi, bir nişanı olursa olsun, her çeşit kaşınmaya ol-jnut evdeki tuzdan alıp dukça fayda verecek bazı ilâç-' kaynatarak ılık bir hale ları. usulleri yazacağım. Heki- ,"" •*•*"*""'“* tan’n me gidinceye kadar hastayı rahat ettirmeğe çalışacağım Muvakkat da olsa gelip geçici bir çare olduğu için öğrenmek lâzımdır kanaatindeyim. Hele şiddetli ihtiyaç zamanında çabucak doktor bulamayan köylülere bir yardım yapabilir miyim fikrile sıralayacağım.
1 — Dik suda banyo yapmak, ılık su Üc yıkanmak, ılık su ile (duş» yapmak. ılık suyu kaşınan yerlere ve derinin hor noktasın* püskürtmek, fışkırtmak çok iyi gelir. Sabah ve akrum yapmalı. Ve bir kaç saat istirahat etmedikçe sokağa çıkmamalıdır.
2 _ (Karbollk) sabunu denilen bir kırmızı sabun vardır. İngllle reden gelir. Buna (Aslt-fenikli) sabun derler.
Bu. sabunlarla yıkanmak faydalıdır Bu sabunu köpürterek kaşınan derinin üstünde îazla bulundurmak lâzımdır.
3 — Eczanede % i nispetinde nsldfenik daha başka blı tâbirle ıfenol) ile yapılan ya-nm kiloluk suyu ılıklaştırmalı ve pamukla kaşınan yerleri yıkamalı, uğuşturmah.
4 — Yüzde bir _________-------
(Manto!) lu vazelinden (100) gramlık merhem yaptırmalı sabah ve akaşm kaşınan yerlere sürmeli.
İşte size reçetesi:
Beyaz vazelin (100) gram.
Mnntol 1 gram.
5 — Bir avuç kadar nişastayı kalın bir beze koyup sımsıkı banlayınız. Bunu bir tencere su ila kaynatıp süzünüz. Bu suya pamuk batırarak kaşınan yerli re sürünüz. '
« _ Tencerede hazırlamaca- buyuranların teşrifleri rica o-ğınız nişastalı suyu, ılık bir lunur.
halde bulunan banyo suyunu-za karıştırınız ve banyoya girip bir çeyrek durunuz.
7 — (Papatya) (Hatmi) veya (Kelcntobumu) ndan birer parça alıp suda kaynatıp süsünüz; Bu suyu dtk banyonuza karıştırdıktan sonra banyo yapınız.
8 - şiddetli güneşin teslrile CBnamtja: çtceK
ısıtılnışı su ile banyo yapmak. Rftae Bahçen
yıkanmak veyahut bu suya cuma: KadıkSy Süreyya Bahçesi
kıralı Conrad Hilton
Ingiliz denizaltı hücum taburları
pamuk batırıp kaşmnan yerlere sürmek.
g __ Bazı kaşıntılara karşı
soğuk veya ılık deniz suyu He banyo yapmak da fayda verir.
10 — Deniz suyu butunazsa-sud* gelen yap-
su ile yıkanmak, banyo mak.
li — Bazı kaşıntılara kaplıca sularında banyo
Bu adamın otelciliğe yatırdığı servet 140 milyon doları buluyor
Donanmanın “kurbağa adamları,, ne iş görürler ve nasıl çalışırlar?
ılıea, ......................... yapmak veyahut bu suya pamuk batırarak kaşınan yerlere sürmek.
12 — Kaşınan İnsanların bazılarına yol yürümek, ata binip temiz havada gezmek, ava gidip dolaşmak, kürek çekmek (tenis) veya (futbol) oynamak da fayda verir. Bu işleri yapa' kaşıntının eden dökmek tesir eder
rak terleyenlerde azalmasına yardım ter
Uba.
bol
ga-
bir
13 — Kükürtlü İlâçlar çok kaşıntılara fayda verir.
. m _____ Eczaneden (Kükürt
merhemi) alıp üç gece yatmazdan evvel vücudun her ta-ı rafına sürmeli, çamaşırları çıkarmamalı üç gün sonra hamama gitmeli. îlk önce gizil yerlerden kılları (taharet pudrası) İle düşürmeli. Sabunla yıkanıp keselenmeli. Kabil olursa (Arap sabunu) ile sabunlanma! ı. Baki kalan kükürt merhemini bütün vücuda aü-| rüp bir saat kadar (Göbek La-nlspetüıde 'si) nda oturmalı.
Mevlûd
Aile büyüğümüz
AHMET
KARAMTSTAFAOGLrnun
vefatının şenel devriy esine rast Uyan 25 haziran 1950 pazar günü öğle namazını müteakip Şiş li camiinde merhumun ruhuna İthafen mevlidi şerif okunaca-I ğından, akraba, dost ve arzu buvuranlann teşrifleri rica o-
RAŞİT RIZA TİYATROSU TEMSİLLERİ
Ailesi
Pazartesi: 0 «kudur Bailarbav» Şe«>
Bahçede
Salı: BüyOkdere Beyaz Park Çarşamba: Arnavutk&y Çiçek Bahçesi
Bazı insanlarda eski parala- ' n, bazılarında muhtelif memleketler posta pullarını toplama merakı vardır. Geçenlerde Nevyorktaki Waldorf - Astarla otelini (36) milyon dolara satın _ alan Conrad Hilton da da otel koleksiyonu yapma arzusu önüne geçilmez bir i ptİlâdır. Amerikanın en büyük otellerini arka arkaya salın alarak bunları koleksiyonuna İthal etmiş olan (Conrad Hilton) un otelciliğe yatırdığı servet, mevcut resmi kayıtlara nazaran, 140 milyon dolara baliğ olmaktadır. İçlerinde Nevyorktaki Waldorf Astarla, Plaza, Roosevelt; Şikago-dakl Stevcns. Palmer Vaşingtondakl Mayflow İtri gibi sade Amerikanı dünyanın en büyük otelleri bu- ( ___
lunmak üzere. Conrad Hilton “ Amerlkada birçok lüks otelin sahibi bulunduğu gibi, Amerika haricinde Meksika ve Porto Ri-co’da da muhl lere malik bul dra. Paris ve Madrid in e yük otellerinden bazılarını koleksiyonuna İthal etmek yetiyle Avrupaya yaptığı seyahatten son haftalarda merikaya avdet etmiştir.
Hâlen (Conrad Hllt( tasarrufu altında buluna lerde fevkalâde lüks tefriş teçhiz edilmiş 13 bin oda bulunmakta olup bu odalarda fevkalâde müşkülpesent 25 bin İnsan büyük bir konfor içinde konak-lıyabllmektedir. Bu otellerde efsanevi Hint mihraceleri ve haşmetli İmparatorların hazırlatmağa muvaffak oJamıyacak-Jan derecede mükellef ziyafetler gayet kolaylıkla tertip olunabilir. Aylıkları Hilton tarafından tesviye edilen müstahdemin bordrolarında 15 bin İsim yazılı bulunmaktadır.
Conrad Hilton tam mânasly-le (Otelciler Kıralı) dır. Tarihte kendisi kadar büyük bir serveti otelcilik sahasına yatırmış ikinci bir adam mevcut değildir. Otelcilik Kıralı otel işlerine. 1919 senesinde Clsco’daki 50 odalı Mobley oteline on bin dolar sermaye ile İştirak etmekle başlar. Otelciliğin kârlı İş olduğunu görünce, aynı sene sonlarına doğru Fort Worth’laki Hotei Melba’ya el almış, 1920 senesinde de Dallas'taki 140 odalı Waidorf otelini satın almıştı, 1929 dakl büyük iktisadi buhran herkes gibi (Conrad Hilton) Bn da işini alt üst etmişti. Hilton 1935 te işe tekrar yeni baştan başladı ve çok çalışmak mecburiyetinde kaldı.
1942 senesinde Chihuahua'da 130 odalı Palacio Hilton otelini , İnşa ettirdi. Bir müddet sonra (Los Ancelos ı ta Amerikan zenginlerinin çok rağbet gösterdiği bir otel olan (Town House) u 850 bin dolara satın aldı. 1943 te Nevyorktaki (Roosevelt) ote-Jinl yirmi bir sene müddetle kl-raladı ve yine Nevyorktaki Pla-
denemeler yapılmış ve kurbana adamların 120 kadem derinlikte rahat rahat çalıştıkları vs sinema filmi çektikleri teshili edilmiştir. Dalgıçlar, böyle derinliklerden satha çıkarlarken tazyik farklarından mütevellit tehlikeden kaçınmak maksad'le bir çık-
Tefrika No.: 76
Bu kadar sözler orasında Do-natella yalnız şu cümleyi işit-mişU: «Benim oğlum olamaz, Donatella » Bu cümle, kalbine blr hançer gibi saplanmış, annelik hissini, evlât sevgisi hakkında beslediği gizli ümidi mahvetmişti «Benim oğlum olamaz. DonateUa.» Boylere bütün ümidi ölmüştü. Hiç bir kimse ona, kaybolan oğlunu geri veremezdL Sırf Arman d oy a olan aşkına hürmeten yapmış olduğu o mez-mııtn hareketten büyük bir pişmanlık duydu, ağlamağa başladı. «Zavallı oğlum, yok yere hayattan nasibini alamayan zavallı yavrucak.»
Annando:
— Ağlama. dedi, ağlama. Bimdl ağlamak veya komedya oynamak zamanı değil. Bu çocuk hikâyesini bana anlat. Benden evvel tanıdığın birisinden mi? Hayır, olamaz, mümkün değil, o zaman yalan söylemedin. Su halde beni tanıdıktan sonra demek. Her halde çok zaman evvel degıf, N« zaman? Söyle. Ben Amerikada iken mi? Cevap ver. Allah aşkına.
Evet makamında hafifçe başını salladı. Artık bu emrlvakl-den kaçinamazdı. Crtslinanm, Valentinanın meşum hayali ona hiç bir rahat ve huzur bırakmamış, nihayet onu bu derkeye düşürmüştü.
O «evet», Armandoyu mahvetti. ölecek gibi oldu. Daha fazla blr şey öğrenmemek için o anda ölümü arzu etti. Başını önüne eğerek düşünceye daldı. Donatella bunu fırsat sayarak yatak odasına koştu. Bir takım cehennemi sorulardan kurtulmak için kapıyı İçerden kilitlemeğe uğraştı.
Armando sakindi. O da arkasından odaya girdi ve âdeta bağırarak :
— Korkma, dedi, seni öldürecek değilim. Sana bir şey söyle-miyeceğlrn. Bu itirafınla beni zaten mahvettin, fakat görüyorsun, ölmedim. Oldukça kuvvetliyim. bu gibi darbelere tahammül edebilirim. Senin yüzünden daha evvel bunların acılarına katlanmıştım.
Donatella, yüzükoyun yatağın üzerine uzanmış, başını yastıkların arasına sokmuştu. Arnıan-l(io, Donatellanm Utrediğlnî
za otelini 7,400,000 dolara satuı aidi. 1944 te (Ohlo) eyaletindeki Dayton Baltimore otelini dc koleksiyonuna ithal etti. Senelerden beri ele geçirmek arzusunu beslediği 28 milyon dolara İnşa olunmuş 2700 odalı dünyanın en büyük oteli Şlka-godakl Stevens otelini satın alması 1945 te mümkün olabilmiştir. Aynı şehirde bulunan ıPalmer House) u da yine aynı sene içinde 19,385,000 dolara satın alarak her iki büyük oteli müşterek blr idare altına koydu,
(Conrad Hilton) otel işletme ' işlerinin teferruatı İle bizzat meşgul olmaz. Bunların başına çok başarılı müdür ve kıymetli idare elemanları getirir. Evvelki sahipleri zamanında zararla İşlemekte olan otellerin başına (Hilton) un değerli adamları l geçince bu otellerden büyük kârlar temin etmeğe başlar. O' tel müdürlerine (Hilton» geniş salâhiyetler vermiştir. Bunlar tamamen müstakil bir şekilde idare ederler. Yalnız otellerin kendilerine mahsus hususiyet ’ ve ananeleri muhafaza etmelerine ehemmiyet verilir.» Hilton: ■•Ben bir otel satın alırken onun ananesini de beraber alır ı ve bunun İnkişafına ehemmiyet
• veririm. Milli ve beynelmilel blr
■ prestije malik olmıyan bir otelin esasen yüzüne bakmam.»
i demektedir.
Conrad Hilton muazzam otel-I cilik işini bugüne kadar hiç blr
• şerik almıyarak yapmıştır Zamanın çok değişmiş olduğu
■ hakkında bazj sözler söylemek
istediği zaman lâfa »Dedem bizim evden dokuz mil mesafedeki koleje yayan gidip gelirmiş. Babam aynı mektebe at üstünde gidip gelmiş. Ben daha kısa mesafedeki koleje otomobil ile gittim. Oğlum Barron ise koleje gidip gelmek için spor uçağını kullanıyor» cümleleri ile başlamaktadır. Otelcilik kıralı gecenin saat üçüne kadar dans etmiş olsa dahi her sabah (6) ile (7) arasında kalkarak saat sekizde çalışma masasının başında yerini alır. Çok İyi dans eden 63 yaşındaki (Conrad Hilton) bundan bir kaç sene evvel (E! Paso) da ter-tibedilen bir dans müsabakasında misis Vlrgta Tasley ile birlikte müsabakanın en iyi dans eden Çifti olarak seçilmiş, mükâfat almıştır. Emrinde bulunan otellerin müdürlerinden seyahatte olsa dahi günü gününe iş durumunu gösteren raporlar alır. Otellerden o gün zararla hesabım kapamış olanının müdürüne «Si? hattan çıktınız» gibi kısa ve fakat manalı bir ikazda bulunmağı ihmal etmez.
Sabahlan yaptığı gezintilerde yol üstündeki bir kiliseye uğrayarak kısa blr dua etmeği âdet edinmiştir. Otelcilik kıralı matbuat ajanının İfadesine nazaran kıral sabah duası e-dorken Cenabı Haktan kendisine daha fazla ihsanda bulunması için niyazda bulunmayıp sadece kendisine bahşedilmiş olanlardan dolayı şükretmekle İktifa edermiş.
çeviren: B. AKSEL
12 Ocak gecesi Thames nehri mansabında bu yılın en büyük deniz facialarından biri cereyan etmiş ve tngiliz donanmasına mensup «Truculent» denizaltı gemisi İsveç bandıralı «Divlna» tankeriyle çarpışıp dibe kaynamıştı. Bu facia 64 denizcinin hayatına mal olmuştur. Dipte yatan denizaltının kısmen parçalanmış teknesine İlk ulaşanlar Büyük-Britanya Kraliyet Donanmasının denizaltı «Hücum taburları» mensupları olmuşur. Bu uzman dalgıçlara donanmada «kurbağa adam» adı verilmektedir. Ayaklarında kauçuk yüzgeçler [ inektedir. Bu uzmanların heye-bulunan, kaynakçılar veya mo- can verici çalışma tarzlarından tosiklei koşucuları tarafından1 bir kısmı geçenlerde İngiliz kullanılan tipte iri gözlükler ve ! Amiraihgı Dairesi tarafındın tazyikli hava veya oksijen de- halka gösterilmesine müsaade polarından İbaret nefes alma edilen «Derinliklerdeki harika-rihariuöle macebhra 0» «- lar. afl|, Mr nltelde eartlmhs-man vvzvcvlsr klirik daleıs t5r Bll raatsatia Murbaîa Clblaad uraab aalsıçlar.n ACrdmlzIn berede
•rtelik fi-
Bilha.rta
ı açıklarr.ı-batan anbar gemisinin enkazı yakın mesafeden filme çekilmiştir. Bı başka kurbağa adamların küdaı-la balık avlamaları sahneler de görülmektedir. Ayrıca şimdiye kadar ilk defa olarak blr denizaltının attığı torpillerin hareket halinde resimleri çekilmiştin Filime e. donanmasına en son
1 «Aurl-
zigzaglı merhalelerle ve hayli vakitte su üzerine mak âdetlndedlrter.
Denizaltında fotoğraf . mek İngiliz donanmasında yeni geliştirilen bir usui olup, kurbağa adamların başlıca faaliyetlerinden birini teşkil et-

*. tur. t» adamlar______________
mahrum bulundukları kolaylık, lar]ncla yfeiorej mc ve sevimle »düke, derinlerde |lm!„ çck„151traır, çalışabilmektedirler. ,n.n . , ,, ,,
11942 Martında Malta
Ağır dalgıç elbiseli rakiple- da bombardıman edilip rlnden yarım saat evvel hare-'ıoooo tonilâtoluk bir kete geçen kurbağa adamlar yukarıda bekleşen kurtarma ekiplerine dipteki şartlara dair ilk haberleri ulaştırmışlardır. Kurbağa adamlar, küçük kauçuk teknelerinin çapasını dibe yakın bir derinlikte taramak suretiyle batan denizaltı gemisini bulmuşlar ye çapayı denizaltının teknesine tesbit * ", ’
etmişlerdir. Böyle® bulan u
raiyle IrUbrit teri» edUlnce ça- «mtaUUlartari
pa zincirine .uluM tutun. tap, lort karanlüt denirin dibinde Ut- “"'““'T 1 ırls!"5 “
rlben 15 meta dlpw yata, Borulmekteaır. Bu essiz l.lml »ne,e ulusnnslarmr. I**”"* blr ““î*®3 atU-
Jmın d’nızaltuun 15 kadem ka-Kurbağa adamlar evvelâ tek- dar yakınma sokulması icabet-neye darbeler vurmak suretiyle, miştir. denizaltı mürettebatından sağ ■ kalan olup olmadığını anlamak istemişlerdir. İçerden bu lşare- j te cevap verilmemiştir. Geminin burun kısmında, «Divkıa»nın bindirdiği noktada denizaltının teknesi parçalanmış ve bu kısım tam bir madenî enkaz haline gelmişti. sağ kalan olmadığına getirince, kurbağa .ucuma, tetkiklerine devam etmuterdlr. •b(,n 2 “ r‘!1"t blr antikB
, 70 OorİAm Uo—ri mille» n .«nmler — Facianın vukua geldiği mahal Medway ırmagiyle nehrinin birleştikleri Aksi istikametler takip cereyanlar bu kesimde dipteki çamuru daima kaynaştırmaktadır. Bu itibarla dalgıçlar, kuvvetli elektrik fenerleri taşımalarına rağmen yarım metre ilerisini seçemeden çalışmak zorunda kalmışlardır.
nidan zıp-gibi

Bazen kurbağa adamların
satha, dipte veya teknelerle buldukları çeşitli eşya ile döndükleri vakidir. Çakı, bıçak, ziynet eşyası gibi şeyler sık sık bulunmaktadır. İngiliz aminil-_________ m»-' *l^,n,n Surrey'deki araştırma Mürettebattan ‘âboratuvarlarında, diple bulu-kanaat nan &aXet kulpsuz bir şa-
adamlar r&p se3tisl ?ördûm- Bu. takrl-
- 70 kadem derinlikte den!',’ ’jit-' kileri arasında bulunmuştur.
Bir kurbağa adam bunu Doğu Akdeniz'de yaptığı dalışlar sı-î rastnda ele geçirmiştir. Her halde kadim bir Yunan gemisinden. atıfmış veya düşmüş olmalıdır. Pek eski tarihlerde na-tan gemi enkazı da sık sık bulunmaktadır. Aynı kesimle büyük şarap küpleri yüklü bîr gemi enkazı da bulunmuştur. Bu geminin yapısından, Hıristiyanlık devrinden evvel battığı anlaşılmaktadır.
İngiliz donanmasında . hiz-, met etmiş en kıdemli kurbağa ------ yine uz* Amiraiiıkta sivil olarak çalışan ,* ‘ —----Bu Ja_
, . . .... ““'iman, kıdemlilik sıfatına ra«>
m ve beben tahlben 1: klto n henıjl „ yavnaMljlr »ItahŞm* stoe,,, karnem,. nsj16a JSİ3
uyu tolurlar | (enberi UBO den rul. *1,,
120 metre derinlikte blr çok yapmıştır.
Londra yerdir.
eden
Su altında hasarın fotoğrafla tesbiti
Hava yerine oksijen teneffüs eden kurbağa adamlar için İcabında 18o kadem c yüzmek mümkündür, Bu
■ , • ■■UUOUUHa o«wı» uıtua
manlar bas haller* »u geçmrr Mt H j H«lscs cur u,iav«m meta! kutularda nah-'„„„ t,d.„UUı
■ ” ı nıet etmiş en kıdemli k derinlikte adalılardan biri, çimdi
Ona karşı İçinde hiç
far ketti.
blr merhamet kalmamıştı. Yalnız ondan son derece nefret ettiğini ve fazla sevdiğin) hissediyordu.
— Sakin ol, işin mahiyetini öğrenmek İstiyorum, bunu öğrenmeliyim, böyle blr azap içinde bir dakika bile yaşayamam. öğrendikten sonra sükunetle hükmümü vereceğim. Sen beni tanırsın, Donatella. Benden korkmağa lüzum yok. Böyle mühim bir İtiraftan sonra sana hiç bir şey sormadan rahat rahat yatağa girip de uyuyamam. Bunu takdir edersin.
Donatella cevap vermiyor, muttasil titriyordu.
— Beni dinle Donatella. Rica ederim yüzüme bak. Bu müthiş şeyi neden şimdiye kadar benden sakladın? Nesil bunu içinde sakladın? Cevap ver. Al)ah
aşkına, cevap ver Donatella.
Donatella, dişlerini bİTbirine vurarak:
— Söyliyemem, bana işkence etme. dedi.
— Ben sana işkence yapmıyorum. Yalnız öğrenmek İstiyorum, Bu kadar zaman nasıl sustun; kendi kendime soruyorum, Mesut görünüyordun. Şapkadan, elbiseden başka blr şey düşünmüyordun. Beni taparcasına seviyor, görünüyordun. Ben seni mahcup, sıkılgan, tecrübesiz, toy blr kız zannediyordum.
Azap verici bu suallerden kurtulmak ve Armandoyu biraz merhamete getirmek m aksa-diyle:
— Bana biraz su ver, Annando. Fenalıklar geçiriyorum, dedi.
Armando yemek odasına gitti,
Iso aradı. Bardağın İçine bir kaç damla konyak damlattı, yatak odasına dondu. Başını kaldırarak İçmesine yardım etti. Ona karşı müşfik, merlıamet-kâr görünmeğe gayret etti.
— Bu iş ne zaman oldu Donatella? Ben dönmeden az zaman evvel değtl mi? Onun için betin benzin solgundu. Bütün o rahatsızlıklarının sebebini şimdi anlıyorum. Böyle çirkin blr İşi neden yaptın Donatella? Hakikati söylemek ligin daha İyi değil miydi?
— Söyleseydim, yüzüme bakmaz, beni koğardın. Seni çok sevdiğim İçin kaybetmekten korktum.
— Böyle düşünmekte blr İsabet yoktu. Hâdiseyi bana olduğu gibi izah etmiş olsaydın, o zaman iş belki değişirdi. Bu. Roıııada oldu değil mi? Söyle
Donatella, başka birisine âşık mı oldun? Yoksa ümitsizlik mi seni buna şevketti?
Armando, mâkul bir adam olmağa başlamıştı. Donatellaya emniyet geldi:
— Yalnız ümitsizlik Armando. sana yemin ederim. Benimle beraber yaşayan arkadaşını Paola, şahidimdlr. Sana karşı deli gibi idim. Sana karşı olan aşkım, hasretin verdiği ıstırap beni deli etmişti. Hiç bir vakit Cristinadan kurtulamıyacağını, bir daha geri dönmlyeceğinl düşünüyordum. Blr delikanlı İle tanıştım. Ciddî bir genç, Benimle evlenmek istiyordu.
— Ya, seninle evlenctkti demek?
— Evet Armando. Beni Sicilya daki villâsına götürdü. Babasına, annesine takdim etti. Eski Yunan tiyatrosunun harabelerini görmek üzere birlikte Se-zestaya gittik... Biliyorsun, biz o zaman Sicllyada filim çeviriyorduk, sen de artık bana mektup yazmaz olmuştun.
— Nasıl olur sana her hafta muntazaman yazıyordum. Haftada bir kalkan uçakta mektubum eksik değildi.
— öyle amma, mektupların bana gelmiyordu. Bu sükûtuna çok canım sıkılmıştı. Sonra müzik. yıldızlar, ne bileyim... Riça ederim, beni fazla söyletme.
Annando tatlılıkla söyletmek istiyordu. ,
— Hayır, hayır, hepsini söyle. Herşeyi bilmeliyim. Söylemek, senin için de hayırlıdır.
— Romanlarda okuduğumuz, hayatta insanın başına da geliyor. Bir cinnet un Bu hareketten her ikimiz de plşfiıftn olduk. O, benimle evlenmek istiyordu. Bir çocuk dünyaya gelmek üzere olduğunu farkedinçe, evlenmeyi tacile karar verdi... Bunun bir rüya olduğunu, ergeç uyanacağımı hissediyordum. Sonra hareketini ve halâsını bildiren mektubun geldi. O zaman rüyadan uyandım. Anladım ki hiç bir kimse beni senden ayıramaz ve ben senin, yalnız şeninim. Emin ol Armando, blr hayatı, hattâ bir değil İki hayatı öldürmekten. — çünkü zavallı delikanlı da ümitsizlikten çuk ıstırap çekti — hiç nedamet duymadım.
(Aıkası var)
ta
tuevmu eaıunezuaır.
Itır.
İKflİp»
ısa
Bu esansla yapılmaktadır.
-=|PIENÖZCİİL5K|^
Harbden sonraki Fransız deniz kuvvetleri
Boks talimatnamesi
Beynelmilel boks federasyonu iki yeni sıklet ihdas etti
Savaronagı gezerken: (i
Montcalm kruvazörünün İzmir
Fransa, İkinci dünya harbinden önce dünyanın dördüncü deniz kuvvetine sahipti. Fakat İngiliz, Amerikan ve Japon donanmalarından sonra gelen Fransız donanması, harb içinde büyük kayıplara uğradı. Bıı kayıplar, düşman silâhlarından ziyade, şu sebeplerle vukua gelmişti.
İkinci Dünya harbinde
1 — Mareşal Petaln hükümetinin, Fransanuı 1940 haziranın; da Almanya ve İtalya ile mütarekeyi İmzaladıktan sonra, Mr. Churchill’In Fransız donanması hakkındakl bütün tekliflerini reddetmesi üzerine İngiliz donanması şimali Afrlkada Mers-elkebir ve Dakar’da yatan Fransız tıarb gemilerine, sonradan Madagaskardakllere hücum etmişti.
2 — Amerika ile tnglllerenln Î942 sonbaharında şimali Afrl-kaya çıkarma yaparken o zaman henüz Mareşal Petain'den ayrılmamış olan Amiral Darlan’ in emriyle müttefik deniz kuvvetlerine mukavemet eden Fransız harb gemileri bu defa da Casablanca limanında denizden ve havadan taarruza uğramıştı.
3 — Amirali Da rtan’ın da müttefiklere iltihakı üzerine Hit-ler’in Toulon limanında yatan Fransız donanmasını ele geçirmek üzere bu Umana hücumu neticesinde, buradaki gemilerden, kaçan bir denizaltı müstesna, diğerleri kendi kendilerini batırmışlardı. Bilhassa bu topyekûjı İntihar hâdisesidir ki. Fransız donanmasını azını kayıplara uğratmıştır.
Harbdeki zayiat
Bugünkü Fransız donanmasının esasını teşkil eden gemiler İse, 1940 haziranındaki mütare-ı ke sırasında, İngiliz ve Mısır limanlarında, yahut da Atlas Okyanusundaki Fransız sömürgelerinde bulunan gemilerdir. Bunlardan bir kısmı, general de Gaulle’e iltihak ederek A-miral Mitsellerin emrine girmişti, Bu amiral binbaşı İken, mütareke senelerinde İstanbu-la gelmiş ve bir Türk dostu olarak memleketine dönmüştü. Bu satırların muharriri, o zaman tanıştığı Amiral Museller İle 1942 de Londrada görüştüğü vakit Fransa Amirali, Türk İstiklal Harbinden ve Atatürkûn Anadoiuya geçişinden ilham aldığını ve kendisinin 1940 başlarına doğru emekliye ayrılmış olduğu halde, Fransanın mağlûp olarak mütarekeyi imzalaması üzerine, derakap ingilte-rcye gittiğini ve general de Gaulle'ün mahdut kuvvetlerine bir müddet komutanlık ettiğini söylemişti,
İngiltere İle beraber harbe devam etmek İstemiyen Fransız gemileri de İngiliz veya Mısır lnmaniannda gözaltı edilmişlerdi. Hulâsa Fransız mütarekesinden sonra Mareşal Pe-taln’e sadakatinden aynlmıyan donanmanın büyük kısmı, yok olmuş: müttefiklerle beraber harbe devam eden veya onların koalrolü altında kalan gemiler kurtulmuştur kİ, bugünkü Fransız donanman işte bu gemilerden mürekkeptir.
ikinci Dünya Harbi İçinde muhtelif sebeplerle batan Fransız gemilerinin listesi şudur:
5 zırhlı, 10 kruvazör, 28 muhrip, 32 torpidobot. 52 denizaltı. 20 avizo, 4 nehir gambotu, bir çok karakol gemisi, denizaltı avcısı, arama-tarama gemisiyle muhtelif yardımcı gemL
İkinci dünya harbinden arta kalan büyük küçük gemilerden bir kısmı da yaşlarını doldurmuş ve modaları geçmiş olduğu İçin ya büsbütün kadro harici edilmişler veyahut da İhtiyata ayrılmışlardır.
Şimdiki Fransız donanması
Bugünkü Fransız donanması vc İhtiyata ayrılmış olan eski gemiler
Kopenhag 16 (AJL) — (Reu-ter) Milletlerarası amatör boks federasyonu kongresinin bugünkü celsesinde, hafif yan orta ve ağır yarı orta olmak üzere iki yeni sıkletin fhdnsı kabul edilmiştir.
Böylece sayısı 1Q a çıkan sıkletlerin kiloları aşağıdadır.
Sinek sıklet 51 kilo (değişmem iştir)
Horoz sıklet 54 kilo (değişmemiştir)
Tüy sıklet 57 kilo (eski 58 kilo)
Hafif sıklet 60 kilo (eski 62 kilo)
Hafif yan orta sıklet 63,5 kilo Yarı orta sıklet 67 kilo (değişmemiştir)
Ağır yan orta 71 kilo
Orta sıklet 75 kilo (eski 73 kilo)
Yari, ağır sıklet 81 kilo (eski 80 kilo)
Ağır sıklet 81 den yukarı (evvelce 80 den yukarı idi)
Bir boksör üç defa nakavnt olduğu vakit maçın durdurulması yolundaki bir teklifin müzakeresi geri bırkılmıştır.
Atatürk yattan geceyarısı şezlong üstünde çıkarılmış
Gemide iki defa kriz geldi
Yazan : Cemaleddin Bildik
Dr. Neşet Ömer, Fransadan Fissenger’in getirilmesini istiyor — Fransız doktorunun tavsiyeleri — Salona konan buz sandıkları Atatürk’ü sıkıyor — Gece yarısından sonra, Sa- , varonadan çıkış ve Dolmabaİlçedeki yatak odasına gidiş...
Sarma denli manevralarına iş dahil - şu gemilerden mürekkeptir:
2 zırhlı, 2 uçak gemisi, 16 kruvazör, 17 muhrip ve torpido bot, 20 denizaltı, 52 muhtelif tipte büyük refakat gemisi, 33 küçük refakat gemisi. 53 denizaltı avcı botu, 34 karakol botu, 5 Rhin nehri karakol botu, 4 hücum botu, 17 süratli açık deniz tahlisiye botu, 29 arama-tarama gemisi, 3 uçak kurtarma gemisi, 1 denizaltı ana gemisi, 1 denizaltı atölye gemisi ile diğer yardımcı gemiler, tankerler ve asker nakliye gemileri, çıkarma tekneleri. Hidrograf gemileri, Hindlçlni’dc de 3 sahil muhafaza motörü, 7 karakol motörbotu vc 200 tonluk 4 tane zırhh çıkarma teknesi vardır.
Fransız donanmasının İnsan mevcudu 1949 bütçesine göre şöyle idi:
3948 subay, 2344 ü denİ2 subayı 13778 gedikli subay 34413 erbaş ve er
127 donanma kadın servisi mensupları
53266
Dünyanın üçüncü deniz kuvveti
Fransız donanması bugün dünyanın üçüncü deniz kuvveti sayılmaktadır. Gerçi, bu donanma. gemi sayısı bakımından Sovyet Rusyanııı deniz kuvvetlerinden daha aşağı ise de, 35.000 ton tam yükle 49.000 wn olan Jean Bart ve Richelleu zırhlıları sayesinde Rus donanmasından üstündür. Harb başında henüz İkmal edilmiş olan bu İki zırhlıdan birincisi harbden zoYıra Fransada, İkincisi 1-se. 1943 te Amerlkada tecdit e-dllmlşlerdir. Sekiz tane 380 ilk ağır top. 9 ar tane 152 ilk çift maksatlı top taşırlar. Diğer u-çaksavar bataryaları Jean Bart’ ta 24 te 100 lük, 28 tane 57 İlk, 8 tane 20 İlktir Rlchelleu'nün İse 12 tane 100 lük. 75 tane 40 lık, 37 tane 20 İlk uçaksavarı vardı. Sonradan 40 lıklar 56 taneye. 20 İlkler de 30 ianeye İndirilmiştir.
150.000 beygir kuvvetinde 4 makina İle 30 mil servis süratleri vardı, Tecrübelerinde 32 mil gitmişlerdir. Bu gemiler, dünyadaki zırhlıların en modern ve en kuvvellllerindendir. Rlchelleu'nün tekrar yenileştirilerek Jean Barl’a benzetilmesi kararlaştırılmıştır. Bu geminin makineleri 150 bin beygir kuvvetinde olduğu halde, tecrübelerinde 170 bin beygir kuvveti temin edilmiştir. Jean Bart’ ta ilk sürat tecrübelerinde, faz-beygtr
hariç - tezgahtakiler j ia zorlanmadan 1G0 bin
tirak eden 2 Fransız kruvazörü kuvveti sağlamış ve 46.500 ton ağırlıkla 32 mil yapmıştır.
Montcalm kruvazörü tzmirl ziyaret eden Montelim hafif kruvazörü. Fransızların İkinci dünya harbinden sağlam çıkan gemilerinden biridir. 1933 te kızağa konularak 1937 ekiminde hizmete girmiş olan bu gemi. İnşası bakımından en muvaffak olmuş Fransız kruvazörlerinden biridir. 7600, tam yükle 10850 tondur. 84,000 beygir kuvvetinde çift makineleriyle mücehhezdir. Ser vls sürati 31 mildir. Tecrübelerinde 38 milden fazla gitmiştir. 9400 tonla 32-33 mİ] yapmıştır, Sarnıçlarına aldığı 1870 ton mazotla saatte 18 mil gitmek şarllyle 5500 mil, 24 mil süratle de 3300 mil mesafe katedebllir. Silâhları başta İki, kıçta bir, tarette üçer üçer tabiye edilmiş 9 tane 152 lik top ile 8 tane 90 lık. 24 tane 40 lık. 16 tane 20 tik uçaksavar ve 4 tane 550 İlk kovandır. 105 milimetrelik bir zırh kuşak. 40 milimetrelik bir zırh güverte, 80 ve 20 milimetre kalınlığında zırhlı bölmelerle muhafazalıdır. Harb müretteba’ı 32 subay. 732 erbaş ve erdir. Montcalm. i943 senesi baharında Amerikan tersanelerinde Richelleu zırhlısı İle beraber tamir ve tecdit edilmiştir. 9u geminin iki eşi daha vardır.
İzmire gelen Ingiliz gemileri
İzmir limanına gelen 4 İngiliz arama-tarama gemisi Alge-rine tipi gemilerdir. İsimleri Fierce. Chamelon, Plucky ve Rlficman’dır. Bu tipte İngiliz donanmasında, hepsi 1042 de yapılmış 74 gemi vardır. Bunların bir kısmı Kanada tersanelerinde İnşa edilmişlerdir. 990 ton, tam yükle 1237 tondurlar, 3000 beygir kuvvetinde tek makin» He 16 mil giderler; mayın taradıkları sırada 11 mil süratle seyredebilirler. 1 tane 102 ilk. 8 tane 20 İlk uçaksavar topu taşır lar. Barış mürettebatı 3 subay, 86 erbaş ve erdir. Harb zamanı mürettebatı 104-130 kişidir.
Bu gemiler harb zamanında hem arama-tarama işlerinde, hem de ticaret gemileri kafilelerine refakat hizmetinde kullanılmışlardır. Harbden sonra bu gemilerin mensup olduğu 2 nel arama-tarama filotillası, 1947-48 den İtibaren Akdcnizde, Ege denizinde, Batı Yunanistan kıyılarında, Kızıl Denizde. Slk-lad adalarında, Onlkl adada binlerle mayın taramışlardır İztnİre bir defa gelmişler ve bu defakl ziyaretlerinden önce de Selanik körfezinde mayın taramışlardır. A D, D.
Tarihî vakıf eserleri danışma bürosu
Ankara 17 (Akşam) — Vakıfa aiL tarihî ve mimari kıymeti haiz olan eserlerin korunma, bakım ve restorasyon işlerinde tatbik edilecek prensipleri kararlaştırmak üzere bir danışma bürosu İhdas edilecektir. Bu huşıfs İçin bir kanun tasarısı hazırlanarak Büyük Millet .Meclisine sunulmuştur.
Emeklilik için eski hizmet vesikası olmıyan öğretmen ve idareciler
Ankara 17 (Akşam) — Emeklilik için eski hizmetlerine ait ellerinde vesikası olmıyan vc bu hizmetlerini tevsik etmek İmkânına sahip bulunmıyan öğretmen ve idareciler için Milli Eğitim Bakanlığı bir karar almıştır. Alman bu karara göre muhtelif sebepler yüzünden kayıtları olmıyan öğretmen ve I-darecLler evvelce çalıştıklar) o-kullardaki hizmetlerini tevsik eder mahiyette bir belge verilmesini İstedikleri takdirde sicil ve memurin nizamnamesinin 11 inci maddesi hükmüne göre her bakımdan itimada şayan İki şahidin ifadesine dayanılarak maarif müdrülügûnce yerine getirilecek ve bu hizmetleri de emekliliğe sayılacaktır.
Üniversite askerlik kampları
Ankara 17 (Akşam) — Üniversite askerlik kampları hakkın da Genelkurmay Başkanlığından fakültelere gönderilen kanıp talimatında kamplara İştirak etmlyen öğrencilere mezun o-lurlarkcn diplomalarının veril-miyeceğlne dair bir kayıt konulmuştur. Bunun üzerine öğrenci istediği takdirde son sınf-ta dahi kampa İştirak hakkına sahip olabileceğine dair fakûlte-lerce bir karar alınmıştır. Kampı lara iştirak etmlyen öğrencilerden bu yıl sıhhi rapor istenml-yecektir.
1 haziran 1938 günü Savaro-naya hasta gelen Atatürk'e, kendisine perhiz yemekleri verilmeğe başlandığını, bu müddet zarfında tam bir İstirahat devresi geçiren Atatürk'ün iyileştiğini, fakat 20 gün sonra kendisine gece saat ikide İlk defa kriz geldiğini anlatan sofracısı Cemal Granda o geceki hâtırasını şöyle nakletmektedir:
(— Neşet Ömer bey yatta kalıyordu. Ataya kriz geldiği haber verilmesi üzerine derhal koşarak doktorun kamarasına gittim. Kapıyı vurarak:
— Doktor bey! Doktor beyi diye sestendim. Bir kaç saniye sonra kapı aralandı. Neşet Ö-mer bey yatağından fırlayarak soruyordu:
— Ne var. ne oldu Cemal?
— Atatürke kriz geldiğini haber verdiler ve sizi uyandırmamı emrettiler, dedim.
Neşet Ömer bey arkasına robdöşambrinı a-larak koştu. Ben Atatür-kün kamarasının kapısı önünde kaldım. Doktor bey içeriye girdi ve yarım saat sonra dışa-’ riya çıktı. Bu müddet zarfında gemide kalan mûtad. zevat da uyanmış, süratle giyinmiş vc kapı önünde toplanmışlardı. Herkes teessür içinde İdi. Neşet Ömer bey, Ataya Hiiil Kanfre enjekte ettiğini söylerken, «vaziyet vahim» diyor ve bir kaç doktora daha ihtiyaç olduğunu anlatıyordu. İşte o günden sonra İstanbulun tanınmış doktorlarından operatör Mim Kemal, şimdiki Sağlık Bakanı Nihat Reşat, Abravaya da yata gelmeğe ve Atatürkûn sıhhatiyle alâkadaî olmağa başladılar. Sık sık da konsültasyonlar yapılıyordu. Hiç unutmam o gece Neşet Ömer bey vaziyetin vahim olduğunu söylerken:
— Bıı iş böyle gidemez. Fransadan doktor Fissenger'l betıe-mahal Belirtmeliyiz, diyordu.
Fransız doktorunun tavsiyeleri
Bir hafta sonra doktor Fis-senger Fransadan İstanbul» gelmiş ve doğruca yata getirilerek Atatürkün kamarasına a-lınmıştı. O gün diğer doktorlar da Fransız doktorunun geleceğini bildikleri İçin yattan ayrılmamışlardı. Hemen bir konsültasyon yapıldı.»
— tik krizden sonra Fransız doktorunun gelmesine kadar A-tatürkün sıhhi vaziyeti nasıldı?
«— İyi idi. Gemide dolaşıyor, güneş salonunda oturuyor, hazan da gramofonda alaturka plâklar çaldirtarak dinliyordu.
Atatürk'ün çok sevdiği küçük
Konsültasyondan sonra Atatürk kamarasından salona geçil. Fransız doktoru da bu salona gelmiş ve hava vaziyetini tetkik etmişti, Fissenger bir taraftan konsültasyon neticesine. diğer taraftan da salondaki tetklkatına İstinaden bazı tavsiyelerde bulundu. Bunların içinde cn mühimi, Atatürkün salonunun havasını, kendisine faydalı olabilecek na-le getirmek İçin her tarafa buz sandıkları konması idi. Tavsiye mucibince hemen sandılkar I-çlnde buz getirtildi ve salonun her tarafına kondu. İkinci mühim bir tavsiye de Atatürkûn merdiven İnip çıkmaması İdi. Atatürk Savaronada katiyen içki içmiyor, pek seyrek sigara 1-çlyordu. Fransız doktoru sigarayı da menetti.»
Bunların hava üzerinde tesiri var mı?
— Fransız doktoru yatta ne kadar kaldı?
«— Fransız doktoru bir hafta sonra yattan ayrıldı, Bir gece Beyoglunda Tokathyan Otelinde kalarak ertesi sabah memleketine döndü.»
Cemal Oranda’nın anlattığına
Fatih bölgesi İDumumarının el'şleri ve resim sergisinden, bir köşe
ülkünün Savaronadnkî kamaran
göre, artık Atatiirkün sıhhatiyle, sıhhi bültenlerin neşrinde I-slmlerinl gördüğümüz tabibi müdavileri meşgul olmakta ve Fransız doktorunun tavsiyelerini de tatbik etmektedirler. Fakat Fransız doktorunun yattan ayrılmasından sonra AtatürK. sofracısı Cemal Graııda’dan bil bardak su istemiş. Atatürk getirilen suyu içtikten ve bardağı İade ettikten sonra Cemal Granda’ya sormuş:
«— Cemal! Solonun her tarafına buz sandıklan koydunuz. Bunların havaya ne tesiri oldu ki?»
Cemal Granda sözlerine şöyle devam, ediyor:
(_ Atatürkûn bu suali karşısında afallamıştım. «Tesiri oldu» desem İzahını istlyecek. «Hiçbir tesiri olmadı» desem, «Nereden anladın?, suali ile beni büsbütün müşkül vaziyete sokacak. Böyle düşünerek hiç ses çıkarmadım. Bereket ki sualini cevapsız bırakmam karşısında beni sıkıştırmadı ve:
«— Cemal! dedi. Ben sana bir şey söyllyeylm mİ? Bu buz sandıklarının hava üzerinde belki tesiri var amma, bana taydaşı olacağını ummuyorum. Bu sandıklardan içim sıkılıyor . Nasıl olsa doktor da gitti.. Sandıkları derhal kaldırt!..» detil.
Tabii Atatürkün bu emrini tek başıma yerine getirecek salâhiyette değildim. Çünkü kendisinin sıhhatiyle alâkadar olan doktorlar bu hususta yetkili 1-dller. Uzatın lyayun, Fransız doktorunun yattan ayrılmasından yarını saat sonra Atatür-kün emirlerini yerine getirmek lstiyen doktorla!, buz sandıklarının salondan çıkarılmasında mahzur görmediklerini söylediler. Bu suretle buz sandıklan birer birer salondan dışarıya çıkarıldı.»
İkinci kriz
— Atatürke yatta bir defa m kriz geldi?
«— Hayır! Fransız doktorunun memleketine dönmesinden epeyce sonra ikinci bir kriz gelmişti, Bu kriz, doktorları daha çok telâşa düşürdü. l-Iattâ «A:rj ay daha zor yaş atıla bilir» diyenler vardı Bütün gemi mü-(Arkası ı: ncı sahifede)
(tuğunu ııan enerim.
Doğan Aklan
(10650)[

f HER AKSAM
Nişanlı
Savaronayı gezerken
Gözleri hülya ile dolu, siyah saçlı güzel Ester birdenbire çatalı elinden diîsürdü. Yemek masasında yanında duran genç doktora gözlerini dikerek te-* reddütle sordu:
— Demek Con, bu akşam Af-rlkaya hareket ediyorsun. Benden, uzun bir yıl uzakla yaşayacaksın. Beni hiç düşünmedin mi?
Genç doktor, ciddi ve vakur bir sesle cevap verdi:
— Başka türlü hareket etmeme imkân var mı sevgilim! Profesör, bu seyahatte kendisine refakat etmek için be? on arkadaşa başvurdu. Fakat hepsi de birer bahane ile kabul etmediler. Hakkın var, güzel Ester-clgim! Fakat Afrlkada deruhte ettiğim bu vazife, bana şeref veriyor, sakın darılma bana şekerim! Bir yıl farkına varılmadan çarçabuk geçer.
Esler gözleri yaşla dolarak cevap verdi:
— Kendisini bilen bir kadın, nişanlısının istikbaline engel olmaz. Güle güle git sevgilimi Aklım, fikrim, kalbim daima şeninle beraber olacak.
Hıçkırıklar, genç kadının sesini boğdu. Genç doktor da Ederi muhabbet ve hasretle göğsüne bastırdı.
Gregorinin o günden itibaren arkası kesilmeyen ziyaretleri, yavaş yavaş Esterin kalbinden nişanlısının hâtırasını siliyordu. Soğuk bir kış gecesi, yemekten sonra Esterin annesi uyumak İçin odasına çekildiği zaman başbaşa kalan İki genç, ocak başında, iki koltukta yan yana oturdular. Ocakla çatırdayan odunların alevleri çehrelerini aydınlatıyordu. İkisi de susmuşlar, derin düşüncelere dalmışlardı. Derken Gregorl, kolunu, Esterin beline doladı ve genç kadını kendine doğru çeke rek dudakları birleşti. Delikanlı, titrek bir sesle Esterin kulağına eğildi :
— Seni seviyorum Esler! Artık sabır ve tahammülüm kalmadı. sözlerini fısıldadı. Genç kadın, bu sıcak sözlerden mest olmakla beraber, delikanlının kollarından sıyrılmak kuvvetini kendinde buldu:
— Yapamam. Coııa ihanet edemem, cevabını verdi.
Gregorl, genç kadının ellerinden tutarak çekilmesine mâni oldu:
— Sen de beni sevdiğin halde aşkımı nasıl reddediyorsun Ester? diye sordu.
— Hayır, Gregorl. nişanlıma verdiğim sözü çlğneyemem.
— O halde ben de gider, Afrlkada nişanlını bulurum. Orta çağ zamanlarında olduğu gibi onunla vuruşurum. Hangimiz sağ kalırsa, o seni alacak.
Ester delikanlıya hayret ve takdirle bakıyordu. Sert sesi, hiddetle parlayan bakışları, kalbinin en derin noktalarına kadar nüfuz ediyordu Delikanlıyı derin derin süzdükten sonra: i — Eski devirler geçti. Kadın-
Ester, ayrılığın ilk haftalarını nişanlısı Conu dalma düşünerek geçirdi. Fakat günler geçtikçe. zihninde Conu, kendisini ■ sevdiğinden daha çok sevdiği fikri sabiti peyda olmağa başladı.
Muhakkak ki Con, kendisini I İstediği ve hakkı olduğu kadar 1 sevmiyordu. Nişanlısı, bugün Afrikaınn ücra ve İnsan ayağı | basmamış yerlerinde dolaşıyor ]ar müstakbel kocalarını kendl-iw. bunu kendisini sevdiğinden' leri seçerler. Aşk ve sevgi .ken-değtl. İlim ve fenne olan aşkın- Jdilerine zorla kabul ettirilemez, dan yapıyordu.
Ester, bir gün bu düşüncelere ___ _____
dalmış İken OtBjorİ namında. 1 lünoşltarak?
biri kendisini ziyarete geldi. Ni-1 şanlısı Candan bir mektup getiriyordu, Genç kadın, kalbini kasıp kavuran hasretin şevkiyle Gregoriye hiç ehemmiyet ver-miyerek mektubu elinden aldığı gibi, sabırsızlıkla okumağa başladı. Fakat derhal hayal inkisarına uğradı. Bu. İlimden başka bir şeye kıymet ve ehemmiyet vermeyen bir adamın acemi eli ile yazılmış soğuk bir mektuptan başka bir şey değildi. Mek-
| cevabını verdi.
| Gregorl. bu sözlere güldü ve
— Sana çok teşekkür ediyorum Ester! BLliyorum ki sen beni tercih ettin, bu tercihinde de asla pişman olmıyacaksın. Bugüne kadar sana hakikati ta-mamiyle söylemedim. Con artık hayatta değildir. Afrlkada sarı hummadan ölmüştür. Beni sevdiğinden emin olduğum için şimdi bunu sana söylüyorum. Ver dudaklarını bana sevgilim.
_____________ _________________, Genç kadın, bu söze cevap tubun soğuk edası, genç kadının ;VĞrmedi. Nişanlısının ölüm ha-bütün ümit ve emellerini sön- berinden üzülmedi. Mesut ve dürmüştü.____I bahtiyar başını, delikanlının
Bu mektubun ruhunda uyan- göğsüne dayadı: dildiği derin inkisara mukabil, | — Yazık oldu Cona. Kaderin Gregorinin güzelliği ve kibar önüne geçilmez, onun ölümü, hali ve tavırları İçini titretti. ' ’ ’ Delikanlının levend endamı, er-[ kekçe tavırları, saffet ifade fiden tebessümü. Esteri mestetti.
Gregorl, genç kadına Afrika- • dakl hayatlarından, geçirdikleri I tehlikeli maceralardan, vahşî hayvanlarla ve medeniyet yüzü görmemiş yerlilerle mücadelelerinden. sonunda da güzelliğe susamış ruhunun kendisi gibi güzel ve sehhar bir kadını görmekle duyduğu sevinç ve saadetten bahsetti. Arasıra ziyaretine müsaade ettiği takdirde cidden mesut ve bahtiyar olacağını ilâve etti.
Delikanlının tok sözleri. Esteri teshir ettiği için genç kadın evinin daima kendisine açık . de 100 bin lira tahsisat gönder-bulunacağını delikanlıya temin miştir. Havaleler vilâyete gel-ettl. 1 miştir.
birleşmemize mâni olan engeli 'ortadan kaldırdı, dedi ve dudaklarını dellkfyıhya uzattı.
Çeviren: A. HİLÂLİ
Hastanelere tahsisat
Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı. şehrimizdeki sağlık mü esseseleri arasında ıslaha ve tevsîe muhtaç bulunanlara yapacakları işler İçin tahsisat gön dermeğe karar vermiştir.
Bu arada Bakırköy Akıl ve Sinir hastanesine 61 bin, Haydarpaşa Numune hastanesine 300 bin, Haydarpaşa İntaniye hastanesine 80 bin, Baltalima-nı kemik veremi hastanesine
(Baş tarafı 5 nel sahlfede) rcttebatı doktorların mahremi esrarı İdiler. Doktorlar bize her şeyi söylüyorlardı amma biz, dışarıya çıktığımız zaman Ata-türkün hastalığından hanımlarımıza bile bahsetmiyorduk. Zaten hepimizde öyie bir inanç vardı ki «Atatürk ölmez!* diyor, Atatürkün öleceğini aklımıza getlremiyorduk. Fakat olum, Atatürkü bile buluyormuş!..»
— Kumanya kıralı Carol A-talürkii ziyarete geldiği zaman Atatürk kriz geçirmiş miydi?
«— Hayır! Kıral Carol geldiği zaman Atatürk İyice idi ve henüz İlk kriz de gelmiş değildi.»
— şu hala? Atatürk, 19 haziranda kıral Carol'ün gelmesinden sonra yatta hep hasta idi
«— Evet... Haftalar geçtikçe de hastalığı artıyordu. 1 haziran 1038 de Atatürk gemiye geldi 19 hazirandan 26 temmuza kadar da günlerini hep hastalıkla mücadele halinde geçirdi. Nihayet yattan Dol-mabahçe sarayına alınması takarrür etti ve Atatürk 26 temmuz günü gece saat 24 sülamı-da İstanbul motörüyle bolin&.-bahçe Sarayı rıhtımına götürüldü. Atatürk yattaki salondan şezlongla oturur vaziyette ilindi ve elde kapıya kadar getirildi.»
— Atatürkü şezlongla kimler taşıyordu?
«— Muhatız alayı kumandanı. Kılıç Ali bey. Seryaver Cîlâl, polis memuru Faik ve bir askir.. Atatürk şezlongla olduğu halde kapıda bir dinlenmeden sonra merdivenden indirildi. Merdiven başında Atatürk ayağa kalktı ve yürüyerek motöre girdi Gecenin karanlığı içinde İstanbul motörü Dolmabahçe rıhtımına yanaştı, Atatürk motör-den yürüyerek çıktı. Biz yatla kaldığımız için bilmiyoruz. Sonradan duyduğumuza göre Atatürk motörden çıktıktan sonra bir koltuğa oturmuş ve bu vaziyette saraydaki odasına kadar çıkarılarak yatağa yatırılmıştır. Atatürkün kendini bilmiyecek derecede baygın vaziyette ve sedye İçinde Savaronadan çıkarıldığını söyliyenler vardır. Sedye lâfı tamamlyle yanlıştır. Atatürk yorulmamak İçin şezlonga oturmuştu; öylece Savaronadan İstanbul motörüne kadar İndirildi. Kendisini pekâlâ biliyor ve konuşuyordu.»
Salı giinkü nüshada çıkacak 7 nel yazıda da Cemal GrandıT nın hâtıralarını dinlemeğe ve Savaronayı gezmemize devam ederiz.
Cenıalcddîn BİLDİK
Ucuz evler projeleri teşhir ediliyor
Belediyenin İnşa ettirmeğe karar vererek hazırlıklarını tamamlamak üzere olduğu ucuz evlere ait projelerin teşhiri kararlaştırılmıştı. Projeler dünden itibaren Teknik üniversiteye bağlı eski Taşkışla binasında gösterilmeğe başlanmıştır.
Vali ve belediye başkanı Prof. Fehreltln Kerim Gökay dün Taşkışlaya giderek projeleri tetkik etmiştir.
Rusya, donanmasına çok önem veriyor
Askerî bütçeden 800 milyon ruble ayrılarak donanmaya tahsis edildi
Londra 16 (Nafen) — 1 Mart 1050 de başlamış olan ve ı Ocak 1956 senesinde hitama ermiş olması İcap eden Sovyet Rus-yanın deniz kuvvetleri için hazırlanmış olan 5 senelik plânının Sovyet Rusya askeri kuvvetleri ileri gelenleri arasında dahili bir soğuk harbin mevcudiyetine ait haberler Mosko-vadan sızmaktadır.
Önümüzdeki sene İçin Kızıl-ûtdu bütçesinden 800.000.000 rublenin kesilip deniz kuvvetlerine verilmiş olması, ordu ileri gelenlerini ve bithassa ordu baş komutanı mareşal Verchinin politbüroyu kuvvetle protesto etmesine sebebiyet vermiştir,
Hava kuvvetleri de ordu kadar değilse de bütçesinden ayrılarak yine deniz kuvvetlerine tahsis edilmiş olan paralar, İçin mareşal Konlef de polit-biıroda Rus askeri kuvvetlerini temsil eden mareşal Bulganin1 ne protesto mahiyetinde şikâyette bulunmuştur.
Rusyaıım amiral YumancheF in Deniz bakanlığı ve emrindeki deniz kuvvetlerine bu kadar ehemmiyet vermesinin başlıca sebebi Kızıl Çinin komünistlerin eline geçmiş olmasıdır. 3 üncü bir cihan harbi vukuunda elinde muazzam bir Pasifik donanması bulunmadığı takdirde Rusyanm Çini müdafaa etmesinin imkânsız olduğunu anlamış bulunmasıdır.
Yine bu sebepten dolayıdır kİ Port-Arthur ve Dairen de muazzam askeri limanlar tesis edilmekte ve her gun bu limanlara büyük çapta malzeme gelmekledir. Bu iki limanın inşaatının 5 senelik deniz kuvvetleri plânı içinde bitmesi icap etmektedir.
Bu ve diğer deniz inşaatların-
da kullanılan İşçiler İç Bakanlığı ve N. V. D. tarafından verilmekte ve bunların ücret ve masrafları da İç Bakanlığının bütçesine dahil olmaktadır.
Hava kuvvetlerinin şimdi favori haline gelen deniz kuvvetlerinin indirdiği İkinci bir darbe uzak menzili bombardıman uçaklarının halen donanmaya bağlanmış olmasıdır. Bir çok stratejik hava meydanları nın kontrolü de hava kuvvetlerinin elinden alınarak donanmaya verilmiş bulunmaktadır.
Anlaşıldığına göre Kremlin ve Politbüro 3 üncü bir cihan harbi vukuunda kara kuvvetlerine elzem olan insan kudretini toplamanın Rusya içinde pek giiç olmıyacağını göz önünde bulundurmakta, buna mukabil olarak t-a deniz kuvvetlerine elzem unsurların yetiştirilip toplanmasının pek güç olacağını dikkat nazara almaktadır.
Hava kuvvetlerini hazırlamakta epey ilerlemiş olan Sovyet Rusya halen biitün hızını deniz kuvvetlerinin her cephesini hazırlamanın ehemmiyetini idrak etmiş vaziyettedir.
Bu sahada en büyük hız büyük çapta deniz altılarının İnşasına verilmektedir.
Ayrıca ordu ve hava kuvvet -
leri marcşallannı müteessir. eden bir cihet de şimdiye ka-| dar emirlerinde çalışmakta olan bir çok fabrika ve tesislerin son haftalar İçinde deniz kuvvet-
lerine politbüro’nun emriyle devredilmiş olmasıdır.
İyi malûmat alan askeri nıa-hafile göre bu değişiklikler pek yakında Rus mareşalları arasında yeni bir değişikliğe müncer olmasıdır.
Yukarıda resmi görülen fil 9 yaşındadır. Adı Dumbo'dur. Her sabah hayvanat bahçesi bekçisi tarafından kendisine kahvaltı olarak sunulan iki kova süt, bir kova patates, mey-va, ha.rup, blsüvi ve saire yemektedir.
Mahkeme Koridorlarında
Lokanta lâfını duyunca midem kabarıyor
Davacının lokanta garsonu olduğu, yağ lekelerine bulanmış beyaz patiska ceketinden belli. Biz yaklaşırken cebinden kiril bir paçavra çıkarıp kanapenin üstüne bir kaç defa çarptı, sonra eğilip üfledi. Sorduk:
— Burada da mı müşteri a-ğırlanıaya çalışıyorsun, ahbap?
Küflü dişlerini ışıldatarak yılıştı:
— Allsmlsiz efendim dükân-da.
— Gözün neden şişti? Kaza m; geçirdin?
— Yok efendim kaza, na şu adam yapmls bana böyle bir fenaluk.
— Kavga mı ettiniz?
— Ben yapmlyorum kavga, ma ne zaman yakalıyorum elindeki kutu, vuruyor bir yumruk, za-nedlyorum ateş yanıyor gözümde.
— Ne diye vurdu yumruğu?
— Kutuya için vuruyor efendim. Niçin, İstemiyor ki ben yakalayayım kutuyu.
— Anlamadım. Ne kutusu yakalıyorsun?
Yine sırıttı:
— Bunlar bir büyük isler e-fendlm. Durunuz, ağnattırsyım size epsi basından Bu adam bir gün gelmiş bizim lokantaya, yemiş bir porsiyon, sonra İkincisi de yarlsindan çok çok ye-| mis. ne zaman ki kalmis tabak- j ta bir lokma yemek, çağlrdi bana, diyor; «Sizin lokanta pis. Yemek içinde sinek var. Ben bu tabak alacayim, Belediyeye götüreceğim.» Ben dedim; «Aîe-derslnlz beyefendi, deyil bîztTi lokanta pis, ma bir kaza olmui» Eğer kl söylerse Belediyede, ceza koyacaklar bizim dükânda. Patron da, geldi yanımızda. dedi; «Kusura baknıayinlz efendim. Bir kazadlr bu, Buyurunuz, yediğiniz yemek için de para alnıayacayiz. İnşallah başka te-£a olmayacak böyle bir şeyler.»
Dün gene geldi bu adam, Dukanda kalmamlstî çok müşteri. Oturdu masada, yedi bir çorba. sonra istedi bir kuzu kizart-ma. O ylyorken ben duruyordum yan taraftaki masa basında. Kendisi görmeyor bana. Ne zaman yedi kızartmayı da. kalmış tabakta kemikler İlen bir parçaclk yemek suyu, bir de bakıyorum. çapuk çapuk çıkartıl cepinden bit kibrit kutu, ı'di İçerisinden bir kucak siyah şey, tabağın irinde koydu. Sonra çatal İlen vurdu masaya, ben gittim, diyor; «Bak. sinek var sizin yemekte, şikâyet yapacayim Belediyeye.» O zaman benim aklim basimda geldi, heeemsn tuttum kolundan, dedim: «Ce-plnizdekl kutu çlkariniz bakn-yim. Bunun için vurdu bir yumruk gözüme, ben düştüm yere, sonra polisler geldiler, yakaladılar kendisini.
— Cebinden kutu çıktı mı?
— Eeevet efendim. Polisler çlkardilar cepinden bir kutu ı-çerlsinde sinekleı var, epsi ölmüş.
— Herif karnını doyurduktan sonra yemek tabağının içine sinek ölüsü koyup para vermeden sıvışıyor, desene.
— Ma parol donör böyle ya-piyor efendim. Çünklm korkut-
turuyor bize kl ceza koyacak Belediye.
Dâvamdan ayrılıp maznunun yanına gittik. İltifat etmedi, öfkeli bir bakıştan sonra başını çevirdi. Konuştuk:
— Ne oldu, ahbap? Bize dargın mısın?
Homurdandı:
— Dünyama küsmüşüm ben.
— Peki amma, bizden ne fenalık gördün?
— Bugün başkasından gördüm, yarın da senden görürüm.
— Korkma ahbap. Bizim lokantamız yok ki sana fenalığımız dokunsun.
Yüzünü ekşitti:
— Sus dinini seversen. Lokanta lâfını duyunca midem kabarıyor. ’ Sinekli yemekleri yediriyorlar insana. Dünyada en çok sinirlendiğim şey sinektir. Mundarı nerede görsem içim bulanır-
— Sen böyle söylüyorsun amma garson; «Yemeğin İçine sinekleri kendisi atıyor» diyor.
— Yapma be kardeşim. Bana İnanmıyorsun da o serserinin lâfına İnanıyorsun öyle mİ? Benim ellnıe kazara bir sinek dokunsa semen sabunla yıkarım.
— Polisler senin cebinden bir kutu çıkarmışlar, içinde sinek ölüleri dolu imiş. Buna ne diyeceksin?
— Ööoöö... Gene safram kabarmağa başladı Bu lâfların hepsi yalan, bey birader. Kutudan mutudan haberim yok benim. O serseri garson sokmuş cebime.
Mahkeme açıldı, dâvacıya sert sert bakıp diş gıcırdatarak kalktı.
Ce. Re.
BULMACA
1 2 3 4 S (I 1 «
SARI DİVAN
Aşk ve macera romanı
Yazan: Valentin TOilliams Tercüme eden: Vâ-Nû
Tefrika No. »-1 -
— Sizin ifadenizi almamız lcabediyor, ressam bay Quay-re! Adamlarımdan biri ile birlikte polis merkezine gideceksiniz.
Ressam, iki detektifi süzdü:
— Yanılmıyorsam, şu andan itibaren tevkif edilmiş vaziyetteyim?
Mandcrton, tasrih etti:
— Araştırmalarımızın vardığı neticelere göre, siz, gayet ehemmiyetli bir şahitsiniz. Ve bu sıfatla bir çok suallere cevap vermeniz İcabediyor. çünkü İp uçları sîzdedir. Biraz olsun bu mevzu üzerinde zihin yorarsanız, sükût etmenizin kendi hesabınıza büyük bir zarar olduğunu kendiniz de İdrak edeceksiniz. Bu noktalar üzerinde fazln durmak elbette bana terettüp etmez. Fakat, ken-
di menfaatlerinize, bütün imkânlarınızla yâr olmanızı dilerim.
Boulot’nun mavi gözlerinde bir hayranlık İfadesi belirdi. Meslektaşının bu derece rabıtalı davranması karşısında memnuniyetini bildirmek İçin başını yana eğdi.
Mücrimlere karşı tahkikat sırasında fevkalâde mülayim davranan İngiliz adaletinin, polislere çıkardığı müşkülât yüzünden Boulot, İngiliz meslektaşlarına ötede nberi pek acırdL
Fransız usulünce şimdi şu adamdan malumat sızdırmak ne de kolaydL Çek emniyete götür, sıkıştır, al cevabı... Sonra da o cevaplan birbirine ekliye ekliye hakikate var. Zincirin eksik baklaları bu şeklide
tamamlanmış olurdu, Fakat İşte burada böyle olamıyor. Daha başka usuller takibediyor-lar.
Polis Smlth’in ayak sesleri atölyede duyulunca. Boulot, hayallerinden silkindi. Mander-ton, muavinini bir köşeye çekip alçak sesle ona bir çok fimi rler verdi.
Quayre, şapkasını başına giydi; sehpanın yanındaki masaya sanki orada bir şey arıyormuş gibi göz attı.
Boulot, gülümseyerek:
— Tabakanızı mı İstediniz? — diye sordu.
İhtimal ki demlndenberl düşüncelerine Fransızca olarak daldığı için, şimdi de yüksek sesle Fransızca konuşmuştu, Tabakayı eline alıp artiste u-zattı. Delikanlı, ona alâka ile ve sempati Ue baktı, Boulot'un Paris ağzıyla Fransızca konuşması, aralarındaki buz tabakasını eritmiş gibiydi.
Ressam, zarif bir Fransızca cümle ile teşekkür ettikten sonra bir de selâm verdi; âdeta Fransız gibi Fransızca konuştuğu belliydi.
Boulot, gözlerini kapatıp ba-
şını İki yana salladı. Sonra tekrar gözlerini açıp delikanlıya alçak sesle dedi kİ;
— Olğum, size bir nasihat vereyim! Eğer birini himaye etmek lâzım gelirse, en İyi şeklin onun önüne kalkan halinde dikilmek olduğunu zannetmeyiniz. Polis, ekseriya tehlikeli bir düşmandır, Fakat, sadık bir müttefik de olabilir. Her halde bu söylediklerimi aklınızdan çıkarmayınız, şayet, bizimle hakikat arasına bir kalkan girecek olursa, biz, o kalkanı bertaraf etmek için hiç bir şahsa ve hiç bir şeye bakmayız. Bu noktalan İyi düşünün.
Artist, bir an tereddüt geçirdi ve konuşmak arzusunu duydıı. Fakat. Manderton'un yanından ayrılan Smlth, ona yaklaşmıştı. Qutıyre de hiç bir şey söylemek&lzln onun peşi sıra atölyeden çıktı. Kapının ö-nüne vardığı zaman, geri döndü ve Fransıza baktı. Fransız, başını eğmiş parmağını burnunun ucuna değdirmtştl. Koku aldığı anlaşılıyordu.
X ERTESİ SABAH
du: sonra şiddetle avuçlarını birbirine çarptı:
— Haydi Gulmauve, iş başına! — diye haykırdı.
Bu emir üzerine, hasır şapkalı adam, kapıdan başını u-zattı:
— Scotland Yard’a gidiyorum. Aşağı yukarı bir saatlik 2aman ister. Ben yokken kimsenin girmesine müsaade etml-yeceksln. Eğer biri gelirse, müfettiş Paike'a gönderirsiniz... Boulo. bankerlerdeki kahvaltınızı da kaçtı. Fakat sz lütfen ona deyiniz ki, kendisini bu sabah behemehal görmek İstiyorum. E-vlne gideceğim. Bayan Dolo-res'în de evde bulunmasını lütfen. temin edersiniz. Evlerine âzami saat ona doğru gelirim. Allahaısmarladık!
Dışan çıktı; ve bir otomobilin hareket ettiği duyuldu,
Boulot, piposunu itina ile dolduran Gulmauve Ue yalnız ■'kalmıştı
İngiliz polisi başıyla kapıyı işaret ettL Sonra kibritini ça-fcıpf
— Bizim şef mühim adam-
Manderton, ellerini uğuştur- (dır, — dedi. — Kendisini epey

I Soldan «afta I - Marulu meşhur s«rnl. 2 — Umumiyette. S — nevi hesap muamelesi. 4 — Tersi Hıram Kilmiş - Meltemin rarım. 5 -bir millet - Bir harlın okunuşu. « — Erkek hizmetçi. 7 — Verinden kımıldamış. 8 —- Kadının bap Rııhiim, B — Berber öicagı 10 - Menin lçı,ı.
Yukarıdan algıya l - l.evl- -nı-k-lep. ? — Tersi müstaceldir • Konun. 3 — Bir defada - Tersi kopektir. 4 — Rahmani - Dünya. S — Sonuna «U» gelirse koyun yavrusu - Adet 6 — Herke» - Tersi müşavere et 7 — Eskişehir tası, 8 — Terki W7dUr -İsparmaçet
GEÇEN BULMACANIN HALLİ
Soldan safia: 1 — Hayvanat S — Asıadam. 3 — Sarkıtan. 4 — Mamure. S — Âyin. Vas. 6 — Sürahi. 7 — Aterinam. B — Nakil. S — Âdlsepeu 16 — Nar. Geri.
Yukarıdan «sağıya: 1 — Hant,ilanım. 2 — Asa . La do. 3 — Yirmiseklı. « — Vakanfivıs. 5 — Adım. Kltec. 6 — Naturanı. Pe. 7 — Amarahafcr. B — Nesim. Tl.
zamandır tanırsınız, değil mi?
Boulot:
— On senedenberi. diye cevap verdi. İlk defa bir İngiliz kadını olan Alice Ray meselesinde karşılaşmıştık. Fransa'da, villâsında boğulmuş olarak bulunmuştu, hatırlayacaksınız.
Muhatabı, başıyla bir tasdik İşareti yaptı:
— Evet, hatırlıyorum. Kaatlll bulmuş olmak. Fransız polisinin meharetlerinden biri sayılmıştı. Scotland Yard'da da böyle bir İntiba hâsıl oldu. Demek, siz de bu işle İlgilenmiştiniz? Bu mevzua dair ne düşünürsünüz?
Boulot, omuzlarını kaldırdı ve şapkasını eline aldı:
— Ah, şu ressamı bir konuş-turabllsekl — dedi.
Gulmauve, piposunu çekerek ve sesini bir mırıltı derecesine getirerek:
Ressam çantada kekliktir, — diye cevap verdi. — Tabakasını cebinden çıkardığı zaman ellerinin nasıl titrediğine dikkat ettiniz mİ? Hezal yaprağı gibi titriyordu elleri... Bizim şef onun hakkından gelir. A-
dama benzetecektir. Delikanlı belâlısına çattı. Bizim şef. insanları söyletmek için birincidir. Hakikatleri burnundan alır vallahi! Ressam akşama kalmaz bülbül gibi öter, göreceksiniz.
Boulot. sanki muhatabına hltabetmiyormuş da kendi kendiyle konuşuyormuş gibi:
— Peki ama niçin acaba, niçin acaba bu adam şimdiye kadar konuşmadı? — dedi.
Polis, cevap verdi:
— Çünkü cinayet sırasında nerede bulunduğunu İspat etmek için delil arıyor. Smlth'le birlikle merkeze gitmeden önce, o delili bulacaktır. Bu da gün gibi âşlkâr... Artistler kurnaz olurlar.
Boulot, sol elini uzattı. Fransızların samimî dostlarına yaptıkları bu hareketi tekrarlamış oldu:
— şimdi sizden ayrılıyorum. — dedi. — Müsadenizle.
Ve koridora doğru yürüdü. Oradan haziranın sabah ışığına, sokağa çıktı.
(Arkası var)

/•»''“.muu um
lUevam edıumeaizıaır.
I tır.
[ KUJc
«.66
Bu esansla yapılmaktadır.
11
Sahlfe
AMERİKAN LİSAN ve TİCARET DERSHANESİ
İstanbul Sıhhi Kurumlar Arttırma ve Eksiltme Komisyonundan
Heybellada sanatoryomu İçin Zonguldak kömür tevzi mil-esseserinden verilecek 600 ton Marlnlave kömürünün sana-toryom deposuna kadar nakil, tahmil ve tahliyesi işi açık eksiltmeye konulmuştur.
1 — Eksiltme 30/Hazlran/960 cuma günü saat 15 de Ca-ğaloğlundakl Sağlık ve S. Y. Md.lûğü binasında toplanan sıhhi K. Satınalma komisyonunca yapılacaktır.
2 _ Muhammen bedeli: Beher tonun, tahmil ve tahliyesi 1500 kuruştan olmak üzere tutan: 9.000 lira olup, ilk teminatı : 675 liradır.
3 — istekliler, bu işe ait şartnameyi çalışma günlerinde komisyonda görebilirler.
4 - İsteklilerin, cari seneye ait ticaret odası vesikası İla
2490 sayılı kanunda yazılı belgeler ve bu İşe yeter ilk teminat makbuz veya banka mektubu olduğu holde belli gün ve saatte komi .yona müracaatları. (7892)
Şehir suyu tesisatı
yaptırılacaktır
Kasaba adı Keşif bedeli Geçle! temi
Balra 253.231.02 13 8791-
Kozan J04.674.91 6.483.7!
Maçka 46 045.88 3.463 4
Osmancık 45 000 00 3.375.01
Soma 46.14190 3.460.6-
Sürmene 53.176.58 3.908.8:
$avşat 35.724 97 2 «79 T
Yen i köy 35.478.40 2.660.81
2 — Bu keşif tutarlarından font horu hususi aksam v( matür bedelleri hariç olup bunlar Eankanın İsianbuldakl deposunda müteahhide teslim edilecektir.
3 __ Her kasaba için ayrı teklif mektubu verilecektir.
4 — İhale 30 Haziran 1950 cuma günü saat 15 de toplanacak olan bankamız ihale komisyonunun inceleme sonucunun İdare meclisince tasdikini müteakip kesinleşecektir.
5 — Teklif mektuplarının en geç 30 Haziran 1960 cuma günü saat 12 ye kadar bankamıza makbuz mukabilinde teslimi şarttır.
6 — Her bir işin eksiltme evrakı 5,— lira bedel mukabilinde bankamızdan alınabilir. Projeler bankamızda görülebilir
7 — Eksiltmeye gireceklerin Bayındırlık Bakanlığına İhale gününden en az üç gün evvel yaptıkları işleri gösterir belgelerde müracaat ederek bu işi yapabilecek kabiliyette olduklarına dair yeterlik belgesi almaları İcab eder.
8 — Banka ihaleyi yapıp yapmamakta ve işi dilediğine vermekte serbesttir. (8000)
ar-
Açık Asistanlık
İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Dekanlığından:
Fakültemiz yapı statiği kürsüsüne bir asistan alınacaktır. İsteklilerin yönetmeliğin üçüncü maddesindeki şartlan haiz olduklarına dair belgeleriyle dil imtihanının yapılacağı 4 7.1950 salı günü sabahına kadar Dekanlığa yazılı müracaatta bulunmaları ilân olunur. (8066)
kö-ta-
15,000 ton mailen kömürü nakli
İ. E. T. T. işletmelerinden
1 — Muhammen bedeli 18750.— lira olan 15,000 ton morun Onkapanından Yedlkule Gazhanesine kamyonlarla
şınması işi 20.6.950 Salı günü saat 10,30 da pazarlıkla İhale edilecektir.
2 — Muvakkat teminat 1400 Hradır.
3 — Şartnameler Metrolıan Levazımından parasız verilir. (7742)
Tiftik hararına elverişli kanaviçeler satılıyor
İstanbul depolarımızda mevcut 12 ve 14 1/2 onduk ve İzmir depolarımızda mevcut 14 1/2 onsluk, tiftik haran yapmağa elverişli, kanaviçeler serbest satışa çıkanlmıştır.
İlgililerin Yeni Valde hanında iç ticaret şubesi müdürlüğümüze müracaatları. (8145)
Ticaret Ofisi
Istanbul Sular İdaresinden
İdare ihtiyacı için san ve kızıl musluk pazarlık usulü Ue döktîırülecektir.
Şartnamesi bedeli mukabilinde İdare veznesinden alınabilir. İsteklilerin teklif bedellerinin % 7,5 ğu nlsbetindc yatıracaktan teminat makbuzlariyle 21.6.950 çarşamba günü saat 15 de İdare merkezinde yapılacak pazarlıkta bulunma-Jan. (8024)
Sümer Bank Alım ve Satım Müessesesi
Müdürlüğünden
bir
Türkiye Demir ve Çelik Fabrikaları Müessescsimizin adet elektrik tablosu İçin kepenk’e ihtiyacı vardır.
Bu işe alt resimler makine ve yedekleri servisinde görülebilir.
Teklif verecek firmaların en geç 25-6.950 tarihine kadar müracaatları rica olunur. (8119)
Kapalı zarf usulile kuru ot satışı
İstanbul Halkalı Ziraat Okulu Müdürlüğünden
ton
Okulumuzun sabit sermaye çiftliğine alt tahmini 120 1 kuru ot kapalı zarf usulile satılacaktır,
Baiyal) olarak beher kilo kura olun tahmini bedeli kuruş clup geçici teminat «630» Uradır.
Arttırma İşi 29/6/950 tarihinde perşembe günü saat 14 de artı geçen okulda yapılacaktır.
Şartname her gun İstanbul Ziraat Müdürlüğünde okulda görülebilir
I--tek İllerin arttırma gününde İhaleden 1 saat evvel teklif 2ar1!(:rile teminatlarını Halkalıdaki komisyona vermeleri.
(7952)
c7>
ve
tir, Zckııi Tunçman^B
Stafiiokok Aşısı
Yüdnki sivilceler, kan-çıbanı, arpacık vesait Sta-füokoklardan Dert gelen deri hastalıklarında kullanılır.
Yapıldığı yer: Divanyoiu No. 193. K. î. Telefon: 29125
İstanbul 3 ncü icra memurlu- : fundan: 950/25'58
Mahkemesince şuyuıın izalesi, suretile sataşma karar verilmiş 1 olan İstanbul galata Hacıml- ■ mi mahallesi Ordu ağası ve Karakaş deresi sokağında eski 1 yeni ve taj 1 kapı sayılı ahşap ı evin tamamı 2004 sayılı kanun hükmüne göre açık arttırma suretiyle satılacaktır.
20.00 M2, miktarında olan gayrı menkulün bina bir bodrum ve üstünde iki katı olan ahşap bir ev olup İçinde elektrik tertibata vardır. Gayrı menkulün evsafı: 1 nci kat:
Ordu ağası sokağındaki kapısından eve girilip semini tahta döşemeli bir antre mahallinin sol cihetinde bir oda olup ayda 15 lira İle kiradadır.
Bodrum katı: Zemini toprak ve muattal bir kuyu İle bir belâsı olan mutfağı vardır.
İkinci kat: Bir sofa üzerinde bir odadan ibaret olup bu katta hissedarlardan Kebire Bi-rangülün tahtı işgallndedir.
Muhammen kıymeti: Gayrimenkulun tamamı 2200 lira kıymetin dedir.
tşbu gayrimenkulun şartnamesi 16/6/950 tarihinden Itlba-ern herkesin görebilmesi İçin açık bulundurulacaktır. Art-tarmayu iştirak edeceklerin şartnameyi okumuş ve lüzumlu malûmatı almış ve bunları kabul etmiş ad ve itibar olunurlar.
Arttırmaya İştirak edeceklerin muhammen kıymetin %7,5 ğu nisbetinde nakit pey akçesi veya milli bir bankanın teminat mektubunu İbraz etmeleri lâzımdır. Birinci arttırma 11/7/950 tarihine rastlayan salı günü saat 10 dan 12 ye kadar İstanbul 3 ncü İcra dairesinde yapılacaktır. İşbu arttırmada gayri menkul üç defa batırıldıktan sonra cn çok arttırana ihale olunur. Şu kadar kİ arttırma bedeli muhammen kıymetin % 75 şinl bulmak, paraya çevrilme ve paylaştırma msrafl arını tecavüz etmek şarttır. Böyle bir bedel elde olunmazsa en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şar t il e arttırma on gün daha uzatılarak 21/7/950 tarihine rastlayan cuma günü aym saatte ve aynı mahalde yapılarak paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını sürülen pey tecavüz etmek şartlle en çok arttırana ihale olunur. Kendisine ihale olunan kimse derhal veya verilen mühlet İçinde satış bedelini vermekle mükellefdlr. Satış bedelini tediye etmediği takdirde icra ve iflâs kanunun 130 ve müteakip maddeleri hadisede tatbik olunur.
Ahcı arttırma bedeli haricinde belediyeye alt dellallye resmi ve 2o senelik taviz bedeli İhale pulu ve tapu harçlarını vermekle mükellef olup bundan başka diğer vergi borçları ve vakıf icarcsl -hissedarlara aittir, thale bedelinden tenzil olunur.
İpotek sahibi alacaklılarla diğer alâkadarların ve İrtifak hakkı sahiplerinin gayrı menkul üzerindeki haklarını hususu Ue faiz ve masrafa dair olan iddialarını ilân tarihinden itibaren on beş gün İçinde evrak) mütblteleri İle birlikte dairemizin 950/2538 sayılı dosyasına bldirmeleri l&zımdır. Aksi takdirde haklan tapu sicili He sabit olmadıkça satış bedelinin paylaştmılmasından hariç kalırlar.
Daha fazla malûmat almak isteyenlerin 950/2538 sayılı dosya numarası ile memuriyetimize müracaat etmeleri, Hân ve şartname dairesinde satışın yapılacağı ilân olunur.
İstanbul 3 üncü icra memurluğundan: 942/2190
Bir borçtan dolayı mahcuz olup 10 000 lira kıymet takdir edilen ve halen İstinye caddesin dc 87 No: lu arsa önünde bağlı bulunan İstanbul limanının 2508 sicil sayısında kayıtlı 18. 28 uzunluğunda 2.80 genişliğin de 1.08 derinliğinde 13,48 gayri safi tonilâtoluk 8,83 safi rusum tonilâtoluk benzinle müteharrik t. i. O. S. T. î. E. 101 makine cinsli Roma oyada inşa edilmiş Avrupa Adlı motörlü sandal (Lllman kaydına göre) 2004 No: İn kanuna tevfikan açık arttırma suretile paraya çevrilmesine karar verilmiştir
Arttırma motörün bulunduğu İstinye caddesi 87 No: lu arsada yapılacaktır. Arttırma peşindir. İştirak edecekler takdir edilen kymetinln yüzde yedi buçuk ıüs betinde nakit pey akçesi veya nıllii bir bankanın teminat mek tubunu ibrazı şarttır. İş bu motörün şartnamesi 12/6/1950 ta-rilıinden itibaren açıktır, Arttırmaya iştirak edecekler şartnameyi okumuş ve lüzumlu ma lûmatı almış kabul edilirler. Motörü görmek lstiyenier bulunduğu mahalde bekçisi olan Nikoya müracaat edebilirler. Birinci arttırması 4/7/1950 tarihine gelen sah günü saat 16 dan 17 ye kadar mahallinde yapılacaktır. Bu arttırmada takdir edilen kıymetin yüzde 75 İni bulduğu takdirde satış yapılacak bulmadığı takdirde 10 gün temdit edilerek ikinci arttırması 14/7/1950 cuma günü aynı mahalde ve aynı saatte yaptla-cak ve en çok arttırana ihale edilecektir.
Tellâllye rıısmu ihale pulları ve motörün liman borçları muş feriye aittir. İpotek sahibi alacaklılarla İŞ bu motor üzerindeki haklan liman kaydı İle sabit olmıyau alacaklıların satış bedelinin paylaşmasından istifa* de haklan yoktur. Bu gibi alâkadarların ilân tarihinden İtibaren 15 gün içinde müsbet evrakları İle dairemize müracaat etmeleri İcap eder. İşbu motürün gösterilen İlân tarzında satılacağı ve daha fazla malumat almak tüyenlerin dairemizin 942/2190 sayılı dosyasına müracaatları ilân olunur.
İstanbul asliye 18 eu hukuk yargıçlığından:
949.108 tarafın-aleyhine ve İstanbul Küçükpaîar
GAYRİMENKUL SATIŞ
Kadıköy icra memurluğundan: 950/669
Kadıköy Caferağa mahallesi J Sokullu sokağında yeni 30 taj 39 kapı numaralı 113/1 kütük, 19 pafta, 67 ada, iki parsel sayılı 91 metre murabbaı mlkta-rmdakl ahşap ev Huriye, Yi.nl/ Yasun, Marloz namlarına kayıtlı olup aralarında taksimi kabil olmadığından izaleyi şu-yu suretiyle satılması Kadıköy sulh birinci hukuk yargıçlığının l 12/4/050 tarih 950/231 sayılı ilâmı icabından bulunmuş bu yer bu sebeple bugünden itibaren açık arttırma ile satışa çı- ( karılmış vc arttırma şartnamesi , herkes tarafından görülmek üzere 19/6/950 pazartesi günü j saat 10 dan İtibaren icramızda açık bulundurulacaktır. Gayrimenkul bodrum ve tam iki kattan müteşekkil, bodrum kâgir, diğer katları ahşap. Su havagazı. elektrik tesisatı olup 60 metre karesi bina 29/40 sahası bahçe olup bahçede müşterek kuyu mevcut bodrum katında sokak tarafında zemini kara-simon döşeli bir oda bir kömürlük bir hol ve üzerinde İki kömürlük, arka tarafta yerli çamaşır teknesi ve bulaşık teknesi harapça eski ocak yeri. Yeril raflar ve helası zemini kırmızı çini döşeli mutbak olup buradan 14 basamaklı ahşap merdivenle zemin kata çıkılır. Buradan sokaktan üç basamaklı merdivenle çıkılıp çift kanatlı kapı İle zemini tahta döşeli bir antreye girilir. Buradan kapı 11c zemini tahta döşeli ve merdiven yerlerinden bölmelerle ayrılmış bir hole girildiği, bunun üzerinde birisi sökak diğeri bahçeye nazır iki oda vardır. Birinci katta zemin katındaki holden 17 basamaklı ahşap merdivenle çıkılan bu katta merdiven yerinden bölme İle ayrılmış bir hol, İkisi bahçe birisi sokak tarafından olmak üzere üç oda. bir hela ve bir ufak kiler vardır. Bu gayrimenkul halen 9500 lira değerinde olup içinde hissedardan Huriye oturmaktadır.
İşbu gayrimenkulun birinci açık arttırma İle satışı 11/7/050 tarihine rastlayan salı günü saat 14 den 16 ya kadar Kadıköy icra dairesinde yapılacaktır. Bu arttırmada muayyen saatte dellâl tarafından üç defa bağrılarak arttırma bedeli gayrlmenkule konulan kıymetin *£> 75 şini bulduğu takdirde en çok arttıranın üstünde ihale olunacaktır. Bu arttırmada böyle bir bedel elde edilmediği takdirde en son arttıra-i baki kalmak
TATiL KURSLARI
12-17 yaş arasındaki çocuklar için haftada dört sahan (9.30 - 12.30) arası İki ay devam edecek İNGİLİZCE veya FRANSIZCA ile birlikte SPOR dersleri.
Ayrıca 17 yaşından yukarı olanlar İçin akşamlan İNGİLİZCE. FRANSIZCA dersleri 3 Temmuzda başlayacaktır. İki aylık bir devre için (20) liradır. Kayıtlar yapılmaktadır. Adres: Alemdar caddesi No. 23. Tel: 21737
Siimerbank
Sermayesi : 2O0.W1.U6O Türk Lirası
Şubeleri : İSTANBUL. GALATA ve Bahçekapı
Vadeli ve vadesiz tasarruf mcvduatiyle «cari mevduatı müsald faizlerle kabul eder
Merkezi : ANKARA
Adresine müracaat etmeleri rica olunur.

İstanbul P. T, T. Bölge Başmüdürlüğünden:
1 — Mukavele şartnamesine bağlı özel şartnamesine göre sekiz adet telefon kabini açık eksiltme suretiyle yaptırılacaktır.
2 — Muhammen bedel (5600) lira geçici teminatı 420 liradır.
3 —
Bu İşe alt eksiltme 26.6.950 pazartesi günü saat on beşte Başmüdürlük atım satım komisyonunda yapılacaktır.
4 — Alâkalılar mukavele, özel şartnamesini görmek, geçici teminatı yatırmak üzere çalışma saatlerinde Başmüdürlük levazım şefliğine belli gün ve saatte de Ticaret Odası vesikan, geçici teminat makbuzlariyle birlikte komisyon başkanlığına müracaatları İlân olunur. (7496)

Katinko Eneboğlu dan Mustafa Böke açılan Sabri Mehmet sokak 1 No.Juj ____ __________
evin ikinci katından davalının|?arlj,lç arttırına 10 eün „gn.,_ fuzulen işgali sebebiyle tahll- laraR 2l/7 950 cuma günü ayni yesi taleb*edilen davadan do-lycr ve saatlerde yapüacak ikin-
Ankara Belediye Başkanlığından
layı: Davalıya mezkûr evin
birinci katındaki iki odayı fu-zuien işgal etmediğine dair teklif olunan yemin davetiyesi 10 gün müddetle 20/5/950 günlü Vatan gazetesiyle tebliğ edildiği halde duruşmaya davalı Mustafa gelmediğinden ikinci yemin davetiyesinin 10 gün müddetle il inen tebliğine karar verilerek oturum da 3/7/950 saat 14,30 a talik edilmiş olduğundan yemin İçin davet olunan günde davalı gelmediği ve gelmemesinin makul bir sebebe müstenit olduğunu bildirmediği cihetle yeminden kaçınmış sayılmasına ve yemin mevzuunu teşkil eden vakıaların sabit olmasına karar verilmiştir. Bu kararın tebliği tarihinden itibaren 8 gün zarfında arzuhalle edeceğini bildirmediği belli günde mahkemeye rek yemini eda etmediği takdirde bu kararın kesinleşeceği ve esas hakkında karar verileceğinden keyfiyet tebliğ makamına kaim olmak üzere ilân olunur.
Çocuk Doktoru
İAOİL ZEYTİN OĞLUİ
I Viyana ve İstanbul Ünl- I I versitalerinden ihtişamlı I I Nişantaşı - Vali Konağı I | Cad inan Apt. 44 |
yemln veya gele-
E akşamS
Abone bedeli
TOrHlye Ecnebi

Zayi Şişli - Beyazıt arasın- . da lşilyen belediye otobüsünde 17.6.950 günü sabah 9 30 - 10 arasında içinde senet ve günlük j satış defterile fişek satış defte- , ri bulunan kahverengi bir çan-: ta unutulmuştur. Bulanın Beşiktaş Köprübaşı No. 10 da barut bayii Doğan Aklan'a tesliminde pek memnun çelileceğim ve defterlerin yenileri alınacağından eskilerinin hükümsüzlüğünü İlân ederim.
Doğan Aklan
Telefonlarımı» Raımulmrrtr MIJ«S foıı Isları İW74$ - Idarr ItOtU» Moeur •■■Htn
tımınlr Gü Öqio İkindi Ak Vıt».
E G-M 8-« 1-tî SZ3 12 00 »M
V. 3.09 3 20 13.15 17 IG 30 W 3S 47
ci arttırmada deliıil tarafından üç defa bağrılarak gayrimenkul en çok arttıranın üstünde ihale olunacaktır. Arttırma be-1 deli peşindir. Müşteriye İhaleden sonra ihale bedelini yatırmak üzere ihale 20 günü! geçmemek şartiyie münasip mehil verilebilir. Mehil verildiğinde ihale bedeli çiq müşteriden teminatla istenebilir. Müşteri derhal veya verilecek mehil içinde ihale bedelini yatırmadığı takdirde satış 2004 sayılı İcra ve iflâs kanununun hükümleri dairesinde yapıldığından bu kanunun 133 üncü maddesi mucibince muamele İfa olunur. Arttırmaya İştirak için müşterilerin gayrlmnekul kıymetinin % 7,5 nlsbetindc pey akçesini nakden veya bu değerde muteber banka teminat mektubunu arttırmaya iştirakten evvel icra veznesine veya satış memuruna vermek suretiyle arttırmaya iştirak ederler. Arttırmaya iştirak eden müşterilerin satış dosyasını ve şartnameyi okumuş ve bütün vecibeleri kabul etnüş sayılır. Del-lâllye resmi Ue alâkalı İse 30 yıllık vakıf taviz bedeli ve ica-resl ihale pulu müşteri namına tescil ve teslim masraflarının alıcıya, bunların haricinde kalan bilumum harç, resim ve masrafların satış tutarından ödenmek üzere borçluya aittir. Alacakları tapuda kayıtlı olmayan alacaklarla sair olak.t-darajıın irtifak hııkkı sahiplerinin bu haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair İddialarım ilân tarihinden itibaren 15 gün İçinde memuriyetimize cûatla kayıt ettirmeleri, hakle atacakları tapuda kayıtlı olmadıkça satış tutarının paylaşmasından mahıırm katacaklardır, Taliplerin daha ziyade bilgi almak arzu edenlerin 950/600 dosya numaramızla memuriyetimize müracaatları ve «itiş günleri muayyen saatlerde satış yerinde hazır bulunmaları lüzumu Uân olunur
müra-
aksi
1 — Ankara - Ycnituran mahallesinde sebze bahçeleri sokağında Atiıspor kulübü adiyle anılan ve Belediyeye ait bulunan kadastronun 1608 ve İmarın 4319 sayılı adasının 1 parselini teşkil eden (14245) metre kare yer ile üzerinde yapılmış (1337.50) metre kare kârgir ve (863) metre kare hımış hayvan pansiyon binaları kapalı zarf usuliyle satılmak üzere arttırmaya konulmuştur.
2 — Muhammen bedeli (326530) liradır.
3 — Teminatı (16811) lira (20) kuruştur.
4 — Teminat belediye veznesine yatırılacaktır.
5 — Şartnamesi her gün belediye tutanak müdürlüğü kaleminde görülebilir.
6 — İhalesi 30/6/950 cuma günü saat 16 da toplanan belediye komisyonunda yapılacaktır,
7 — İsteklilerin 2490 sayılı kanunun 32 inci maddesi sarahati veçhile hazırlıyacakları teklif mektuplarını belli günde saat on beşe kadar komisyon başkanlığına makbuz karşılığında vermeleri ve ihalede hazır bulunmaları lâzımdır, 7778
İzmir Belediye Başkanlığından:
1 —. Karşıyaka beton yollarının tamirterlle 1723.1724 sokak döşemelerinin kesme taşlarla esaslı tamiri işi fen işleri müdürlüğündeki keşif ve şartlaşması gereğince açık eksiltmeye konulmuştur. Keşif bedeli 2152P.03 lira ve geçici teminatı 1614 Uradır. Bu işe girmek lstiyenier ihale tarihinden öç gün evvel Fen İşleri Müdürlüğünden belge almaları lâzımdır. İşin ihalesi 26/6/950 pazartesi günü saat 15 dedir. İsteklilerin teminatlarını belediye veznesine yatırarak belli edilen gün ve saatte encümene başvurmaları.
2 — Erler mahallesinde 895 sayılı sokakta 363 ada 1 saydı
parselden müfrez 1225.75 metre karelik arsa üzerinde bir sene içinde bina inşa ve İkmal edilmek kaydile kapalı zarilı arttırmaya konulmuştur. Muhammen bedeli metre ellişer liradan 61287.50 ve geçici teminatı 4315 liradır. İşin ihalesi 26/6/950 pazartesi günü saat 15 dedir. İsteklilerin 2490 sayılı kanunun tarifatı dairesinde hazırlıyacakları teklif mektuplarını ihale günü en geç saat 14 e kadar encümen başkanlığına vermeleri ilân olunur. (7854)
Yanık iplik, hurda demir, ve oto lâstiği satılacak Siimerbank Defterdar ve Biinyan yünlü Fabrikaları Müessesesi Müdürlüğünden: EYÜP
1 — Müessescmlzde yangından çıkan takriben 8 ilâ 10 ton kadar yanık İplik Ue hurdalığımızda mevcut 20 ton kadar demir ve 7 adet İç ve dış oto lâstiği pazarlık suretiyle satılacaktır.
2 — Alâkadar olmak lstlyenlerin malları ve şartlarımızı görmek üzere 21.6.950 tarihi akşamına kadar müessesemlz ticaret servisine baş vurmaları rica olunur.
3 — Müessestiniz satışı yapıp yapmamakta serbesttir.
AKŞAM | SPQR|
Beşiktaş takımının Amerika seyahati
Millet ve memleketimiz için büyük ve mu-
Amerikada muvaffakiyetli bir turne yapan Beşiktaş takımı
İstanbul şampiyonluğunu kazanan Beşiktaş, bu şampiyonluğu klüplerine ıııal eden o-yuncularına bir mükafat olmak üzere bir Amerika seyahati tertipledi ve 14 mayısta da şehrimizden hareket etti. Açıkça itiraf etmek lâzımdır ki Beşiktaşlıların bu seyahati çok en-
teresan ve o nispette cazipti. Bütün gençlerin hattâ daha yaşlıların Beşiktaşm bu seyahatine imrendiği muhakkaktır. Tabii bu imrenme bizim gibiler yani kazancını geçimine aarfetmek zorunda bulunanlar V.? Amerlkayı ancak sinemalarda görebilecekler içindir.
Sözü uzatmıyalım da esas mevzua girelim. Beşiktaşlıların bu seyahati umulduğundan fazla başarılı oldu. Çocuklar önüne çıkanı yeniyorlar. Hattâ Amerlkayı Dünya futbol kupasında temsil edecek takım namzetlerinden ekibi bile açık sayı mağlûp etiller.
II£1 böyle İken bu
Yazan: Şazi TEZCAN milyonlarca nüsha basan A-merikan gazetelerindeki resimlere ve Türk futbolunun başarısı hakkında çıkan yazılara ne diyelim... Bu hususta biraz munsif olmak lâzımdır. Siyah-beyaz! ılar bu seyahat İle hem
oyuncularını klübüne bağlamak ve hem de Türkiye lehine propaganda yapmak bakımından başarılı bir iş yapmıştır. Geri tarafı hep lâf-ü güzaftır. Hem ben bütün bunları kedinin yetişemediği ciğere pis elemesine benzetiyorum. Bilmem siz ne derslide?
Haftanın notları
Atletizm dâvasındaki zorlukları bertaraf
edecek çıkar bir yol var mıdır?
Yazan: Adil GİRAY
milli kurulan farklı e
Sıcakların başlaması atletizm; mevsiminin açıldığına işarettir.
Bugünlerde yabancı spor b»-1?»* Scnl rekorların kırılması
soy alıa t sporcular ve hattâ sporla alâkası olmıyahlar arasında bile günün dedikodusu haline geldi. Yok Amerlkada futbol bilmiyorlarmış, yok maçları bin kişi seyrediyormuş. Beşiktaş bu angajmandan büyük zararla 1 dönecekmiş. Falan, filân...
Halbuki Beşiktaşın bu seya-, halini hazırlayan idareciler her bakandan takdire lâyıktır.' Çünkü Türkiyeyi Amerlkada ’ tanıtmak içtin çok güzel ve yerinde bir propaganda vesilesi İhdas etmişlerdir. Hükümetimizin muazzam paralar sarfi-le lehimize temine uğraştığı sempatiyi bu mütevazı sporcu kafilesinin fazlaslle temin ettiğine şüphemiz yoktur. Bu a-rada bize milyonlarca liralık yardımda bulunan Amerikada Türkleri hâlâ fesli ve şalvarlı sandıklarından gazetelerimizin nutmamak lâzımdır.
İşte Beşiktaş bu seyahatlle Türkleri Amerikaya tanıtmak bakımından büyük faydalar sağlarken onun bu seyahatini ve galebelerini küçümsemeye kalkmak çok yanlış ve o nispette acıdır. Velev Amerikada futbol zayıf olsa dahi o milletin Dünya futbol kupasına katılacak bir ekibini açık sayı farklle yenmek bir muvaffakiyet değildir de nedir?..
Maçlara az seyirci geliyormuş. Olabilir, Amerikada futbol; henüz yeni olduğu için seyre gidenler azdır.
herlerini yakın bir alâka İle 1 takip imkânını bulan meraklılar Dünya atletlerinin aralarında iddialı müsabaka ve koşulara başladıklarını okuyarak zevk ve gıpta duyarlar. Geçen hafta mevsimin İlk iddialı koşusunu tertip etmek fırsatı yine İsveçli idarecilere nasip oldu. Malmoe şehrinde cereyan leden bu koşuya Avrupanın la-I nınmış en meşhur atletleri iştirak etti. On beş binden fazla seyirci toplayan bu yarış bin be? yüz metre üzerinde koşuldu. Müsabakaya iştirak eden yedi atlet sırasiie şu dereceleri yaptılar:
Dünya kupası
Yapılacak maçların tarihi tesbit edildi
Dünya boks şampiyonluğu maçının geliri 700 bin lir?
Brezilyada oynanacak olan Dünya kupası maçları tarihleri şu suretle tertip edilmiştir:
24 haziran: Brezilya - Meksika.
25 haziran: İsviçre - Yugoslavya, İngiltere - Şilt. İspanya - Amerika, İtalya - İsveç. Uruguay - Fransa.
26 haziran: Brezilya - İsviçre.
20 haziran: Yugoslavya - .—
Meksika. İngiltere - Amerika. I indirdiği müthiş bir yumrukla İspanya - Şlii, Paraguay - İsveç. Bolivya - Fransa.
1 temmuz: Brezilya - Yugoslavya.
2 temmuz: İsviçre - Meksika, İngiltere - İspanya, Amerika - ŞIH. İtalya - Paraguay. Uruguay - Bolivya.
Bu tasfiye müsabakalarından sonra kardö finaller başlıya-caktır. Dömi final ve final müsabakaları İse 8. 9. 12, 13. 15 ve 16 temmuz tarihlerinde yapılacaktır.
Hasılat nasıl paylaşılacak...
Dünya kupası maçlarına tlrak eden takımlar arasında müsabaka hasılatı şu suretle taksim edilecektir. Her maç hasılatının yüzde otuzu Brezilya federasyonuna; yüzde on beşi milletlerarası federasyona; yüzde elli beş; de oynıyan iki takını arasında paylaşılacaktır.
Savold ile Woodcok hasılattan hisselerine 300 bin lira aldılar
Geçenlerde Londrada Dünya ağır sıklet boks şampiyonluğu için bîr maç tertip edilmişti. Bu müsabakada Amerikalı Savold İngiliz rakibi Woodcok'u dördüncü ravuntta sol gözüne
teknik nakavt ederek Dünya şampiyonu olmuştu- Bu müsabakanın bilançosu şöyle hülâsa edilmektedir.
Hasılat: Yedi yüz bin Türk L. Program satışı: (16,000) lira
Radyo ve sinemadan alınan:
20,000 Ura
Otomobil parkından alman:
«.000 Ura.
Masraf:
Boksörlere verilen hisse:
300 bin lira
İŞ-
Diğer müsabıklara verilen hisse
20 bin lira
Vergi: (120) bin lira Saha kirası: (8û) bin lira
Memur ve müstahdem masrafı:
(20) bin lira
Sigortaya: (10) bin lira
Saha tesisatı için: (80J bin lira.
Yüzücülerimiz
Viyanada
Avrupa yüzme şampiyonasına dokuz yüzücümüz girecek
20 ağustosta Viyanada yapılacak Avrupa yüzme şampiyonasına on altı millet :ve dört yüze yakut yüzücü iştirak edecektir. Yabancı bir gazetenin yazdığına göre bu müsabakalara dokuz Türk yüzücüsü de iştirak edecektir.
Almanlar ve Fransızlar hu müsabakalara kırk kişilik yüzme takımlarile katılacaklardır.
Japon yüzücüleri
beklemek yanlış bir tahmin. daima kazanıyorlar sayılmaz. Cenubi Amerikada bir turne
yapan meşhur Japon yüzücüleri Brezilyada çok büyük bir alâka uyandırmıştır. Japonlar girdikleri bütün müsabakaları büyük bir üstünlük göstererek kazanmışlardır.
Japon yüzücülerini Brezilyaya davet eden organizatörlerin yüzme müsabakalarında elde ettikleri hasılat iki yüz elli bin Türk lirasını geçmiştir.
1 _ Reiff (Belçikalı) 3,46.6 dakika.
2 — El Mabrouk (Fransız)
3.48.4 dakika.
3 — Hansenne (Fransız) 3.49.8 dakika.
şikâyet den yazılarını u-
4 — Lanquİ3t (İsveçli) dakika.
5 — Vernier (Fransız) dakika.
6 — Strand (İsveçli) dakika.
Yabancı atletlerin böyle sık sık. çetin müsabakalar yaparak daima parlak dereceler peşinde koşmalarını ibret ve gıpta İle karşılamamak elden gelmiyor. Bize gelince; Hâlâ yLrnu beş sene evvel çaresini aradığımız aynı dâvanın peşindeyiz:
— Atletlerimizi koşturacak stat ve pist bulamıyoruz!... Yirmi beş küsur sene evvel yine bugünkü durumda İdik... 1924 senesinde olduğu gibi 1959 senesinde de Türk atletleri yarışacak ve idman yapacak bir pistten mahrumdur. Çeyrek a-sırdanberi bu bahiste yazılan bir çok yazılar ve ileri sürülen çeşitli mütalâalar atletizm derdimize derman bulamamıştır, Biiyiik şehirlerimizde bulunan iyi kötü spor sahalarının çoğunda koşu pisti yoktur. Temmuz ayına girmek üzereyiz. Sahalar hâlâ futbolcuların İnhisarı altındadır. Tutulması zaruri olan yol şudur:
4.3.6
7 — Lamgenus (Belçikalı)
4.8.2 dakika.
Atletizmden biraz anlayanlar bu mühim yarışta İlk üç birincinin elde ettiği derecelerin kıymetini mevsim başı olması dolayıslle çok iyi takdir ederler. İsveçlilerin organize [ettikleri bu İlk koşudaki dere-belkl' çelere bakarak Avrupada ve'
Mevslmin başından sonuna kadar kayıtsız ve şartsız münhasıran atletlerin emrine tahsis edilecek muntazam bir pisti olan ufak statlar İnşasını düşünmek.
Amerikalı şampiyonları İstanbulda görebilecek miyiz?
Her sene olduğu gibi önümüzdeki aylar içinde Amerikalı şampiyonlar gruplar na-llnde Avrupanm bir çok şehirlerinde müFabakalar yapacaklardır. Amerikalıların arasında dünyanın en İyi atletleri bulunacaktır.
Haber aldığımıza göre Amerikalı atletler bu sene Yunanistan ve Telavivde organizasyonlara İştirak edeceklerdir. Bu kadar yakınımıza gelen A-merikâlı atletleri İstanbul a çağırmamak büyük bir fırsat kaçırmak olur.
Büyük şehirlerimizde böyle birer stadunız olursa atletlerimiz devamlı olarak müsabaka ’ yapmak fırsatını bulurlar. Bu sayede bizim çocuklar da yabancı atletlerle boy ölçüşmek .___ (İmkânını elde etmiş olurlar.
Fakat bilhassa Fransada bu sene bir [işin tn çjkar yolu budur.
Mısırlı eskrimciler Pariste
Monako şehrinde yapılacak olan eskrim Dünya birincilikleri müsabakalarına iştirak e-decek olan Mısır eskrim takımı Paris'e gitmiştir. Fransız gazeteleri Mısırlı eskrimcileri methederek iyi dereceler alacaklarını ya2ıu:>kladular.
IVoodcokun sol gözünden kanlar akıyor
Fransa kupası şampiyonu
Fransa kupası final maçı Relms takımlie Racing klübû arasında Pariste oynanmış »e Reims, rakibini 2-0 yenerek kupa şampiyonu olmuştur. Yukarım klişelerimizden biri Relms takımını kupayı kazandıktan sonra sahadan sevinçle çıkarken, diğeri de Relms kalecisini muhakkak bir golü, kurtarırken, gösteriyor.
Fransa'da profesyonel takımların sayısı elliye yaklaşmaktadır, Buna rağmen federasyonda futbol kaliteıl beklendiği kadar parlak değildir. Bu yüzden seyirci sayısı da azalmaktadır. Yani Fransız kulüpleri mali zorluklar İçindedir.
Yapılan bir hesaba göre bir Fransız profesyonel takımı, kulübe senede ortalama hesapla sekiz yüz bin liraya mal
olmaktadır. Fransa’da profesyonel takımların sayısını azaltmak için tedbirlı.T alınması düşünülmektedir.
Frnnsada profesyonel olarak lisans alan futbolcuların sayısı sekiz yıizden fazladır.
İngılterede profesyonel oyuncular îngilterede beş binden fazla
profesyonel futbolcu vardır.
Bunların içinde bin beş yüzü hem profesyonel hem de ayrıca bir İş sahibi olan oyunculardır.
İngiliz takımı mağlup
Milano'da İnternaalonale İtalyan takımı İle yaptığı karşılaşmada Londra'nın Chelse» kulübü (1 - 0) mağlup olmuştur.

Comments (0)