BUGUN&INCI SAYFAM
7
AK ŞAM
W/ı ♦7A z w.
Sene 32 — No. 11383 — Flati: her yerde 10 kuruştur.
PAZARTESİ 19 Haziran 1950
Sahibi: Necmeddin Sadak — Yazı işlerini fiilen İdare eden C. Bildik — Aksam Matbaası.
Demokrasinin ilk kademeleri
Yazan: A. Adnan - ADIVAR
söylerse de, bu fıkra üç sene evvel Ankaraya karşı bir cemile olarak meriyetten kah dınlmıştır. İkinci fıkrada İcra Vekilleri Heyetince görülecek lüzum üzerine bazı vilâyet merkezlerinin Belediye Reislerinin Dahiliye Vekâletince, vilâyet merkezi olmı-yan yerlerin Belediye Reislerinin de valiler tarafından nasıp ve azlolunacakları ya-
Demokrasiyi göklere çi-kardığımız şu son senelerde milletlerin yüzünün akı o-lan bu mübarek müesseseyi nasıl göklere çıkarmak istersek istiyelim, bu çıkış için r bir merdiven lâzım olduğunu vıt bu merdivenin ilk ve ikinci basamaklarını muhtarlık ve Belediye meclislerinin teşkil ettiğini unutmamak gerektir.
Şehirlerin kendi kendile- zilidir. Diğer taraftan 95 in-rini idare etmesi tarihte ci madde hükmünce İstan-çok e?kîden başlamıştır. Komada v? Şarkî Roma İmparatorluğunda şek Merin bu hürriyet ve muhtariyeti Şarkî Roma İmparatoru Filozof Leon’un zamanına kadar (8Ş»j -911) devam etmiş ve İstanbukla hüküm siiren bu imparator zamanında Belediye idarelerinin devlete bağlanmasına başlanmıştır (1).
iste Komada ve Şarkî Komada şehir ayanı ve cifte hâkimler, ruhanîler ve bilhassa şehir müdafileri (de-fensor civitatis) denilen â-zadan mürekkep Belediye meclisleri tarafından idare olunan şehirlerin elinden bu muhtariyetleri İstanbulda alınmış olmasından olacak ki dünyacım her medeni memleketinde şehirlere kendi kendilerini idare etmek hakkı tanındığı halde. İstanbul asırlardan beri bu ha Irk* m istirdad edememiştir Demek ki belediyelere tahakküm usulünün' tohumu Şarki Roma İmparatorluğu zamanında İstanbulda atılmış olduğu için bu fiilce! şehir topraüdanndan bu usulün bir türlü kökünü '^-koparıp çıkaramıyor . (2). Merkezden «keyfe maveşa» tâyin edilen bir vali şehrin mukadderatına gûya meclis vasıtasiyle ve hattâ o vasıtaya müracaata lüzum bile görmeden hâkim oluyor. Sanki hemşeriler namına mecliste sorulan sualler, verilen takrirler, «makama» havale olunmakla kalıyor. Fakat neticede «âlem yine ol âlem, devran yine ol devran». .
Bir kere meşhur 1930 Kanununa bir a__ tim. Baştan aşağı okursanız, o kanunun ne mükemmel bir eser olduğunu derhal tasdik edersiniz. Hele 1944 senesindeki tâdillerle kanun gûva ikmal edilmiştir. Baştan aşağı demokratik seçimlerle (?) vücuda getirilen belediyelerde sual haklan, istizah- hakları vaı. Belediyelerin vazifeleri arasında, «şefkat sandıkları» bile var (3). Daha neler yok ki. Fakat kanunun en parlak tarafı 93 üncü maddesi?-- le başlar. Bu maddenin ilk fıkrası Ankara Beledive Reisinin Dahili ve Vekâleti tarafından tâyin edileceğini
daha şu. Belediye göz at-
(W Bu imparatora filozof İsini verilmesi pek sudan bir sebebe ballıdır: Kendisi esl&fına nazaran okur yazar olmaktan |-leri gitmemiş ve ancak ulema ile oturup kalkarak başkalarının hazırladığı eserlere İsmini koydurmuştur. Bu da fena bir ulemalık (?) yolu olmıyacak değil mi?
(2) Yeni İçişleri Bakanı eğer yakln seferltri zamanında Dahiliye Vekâletince İstanbul Belediyesi hakkında ne düşnüldü- I ğünü öğrenmek İsterse kendisine Bakanlığın çıkardığı İdare dcrgisPnln 202 numaralı sayısındaki makale-1 mahsusayı tıkılmasını tavsiye ederim,
(3) Bu Şefkat sandıkları Mont de Plete’nin tercümesi o-lacak: fakat ne yazık kİ oradaki pletd kelimesi evvelâ şefkat değil. sonra da bu sandıkların İ-talyada suret-j İcadını bilen bir zat tarafından tercüme edilmeni İş olacak.
bul ve Ankarada Belediye Reis muavinleri, Belediye şube müdürleri, velhasıl bütün erkân Dahiliye Vekâleti tarafından tâyin olunur.
İşte bu madde ile ve bütçelerin hükümetçe tasdiki maddesiyle o muazzam Belediye kanunu tam totaliter bir idareye yakışacak hale sokulmuş, binaenaleyh şehir halkının kendi kendini idare salâhiyeti elinden alınmıştır. Kanunların bir kül halinde mütalâası lâzım geldiğine bundan güzel bir misal olamaz. Çünkü bakınız şu Belediye kanunu nasıl başlamış, nasıl bitmiştir.
Bu kanundan başka olarak muhtelif teşkilât kanunları ile belediyelerin memur tâyin etmek haklan da elinden alınmıştır. Meselâ bir hastanenin hekimi şöy-Je dursun, ebesi; hattâ hastabakıcısı bile merkezden tâyin olunur. Bu usulü müdafaa etmeğe kalkışan sabık bir Sağlık Bakanının »Bu memurları ben tanırım, binaenaleyh ben tâyin etmeliyim» gibi yüksekten attığı müdafaasiyle şehir kendi memurunu kendi seçmek kadar basit bir hakkından bile mahrum edilmiştir. Bunlar hep totaliter ve merkeziyetçi zihniyetin en bariz kalıntılarıdır.
İmdi eğer Demokrat Parti hükümeti bir demokratik Belediye Kanunu yapmak istiyorsa evvel emirde belediyenin, yani şehirlerin devlet idaresinden ayrı ve tamamen o şehrin sakinlerinin emrine tevdi edilmiş bir hususî mahiyete sahib olduğunu ve binaenaleyh belediyeye ait daireler, binalar, hastanelerin ve bütün tesisatın üzerinde yazıldığı gibi, Cumhuriyet hükümetine değil, doğruca şehre, belediyeye bağlı olduğunu bir kere daha kabul ettikten sonra o zihniyet içinde kanunu tâdil etmelidir. Bu belki uzun sürebilir. Fakat Meclisin yaz tatiline girmeden evvel eylülde icrası elzem olan Belediye seçimlerini idare edecek kanun maddelerinin milletvekili seçim kanununa uyacak surette hemen tâdili ve bilhassa şu mahut 95 inci maddenin ve onu İstanbul İçin bir kere dalıa teyid eden 149 ve 150 nci maddelerin lâğvı zarurîdir. Aksi takdirde, makalenin başında söylediğimiz gibi, demokrasinin yükselme yolunda çıkacağı merdivenin ilk basamakları çürük katır. Bu basamakları tamir edelim.
A. Adnan ■ ADIVAR
Matbuat ve umumî
af kanun tasarıları
Meclisin yaz tatilinden evvel çıkarılacak, Meclise verilen sual takrirleri yirmiyi geçiyor
Ankara 19 (Akşam) — Büyük Millet Meclisinin bu ay niha-tinde yaz tatili yapması kuvvetli bir ihtimal dahilindedir. Fakat gerek, hükümetin hazırlamış olduğu, gerekse milletvekillerinin verdikleri bir çok takrir ve kanun teklifleri Meclis komisyonlarına havale eldll-miştlr. Meclisin yaz tatilinden evvel yalnız Matbuat ve Af kanunun görüşüleceği anlaşılmaktadır.
Milletvekillerinin -şimdiye kadar verdikleri sual takrirlerinin yekûnu 20 yi geçmektedir.
dinlin ası kuvvetle muhtemeldir. Daha bazı milletvekillerinin Meclise yeni sual takrirleri vermeleri beklenmektedir.
Ofisi umum Topçuoğluûun dair bazı söy-
rak Mahsulleri müdürü Necati istifa edeceğine lentller çıkmıştır. Tahkikat ne-
ticesinde suiistimal olup olmadığı yarına kadar belli olacaktır.
Bütün bu takrirlerin Meclisin yaz tatilinden evvel cevaplan-
Toprak Mahsulleri Ofisi şubelerinde yolsuzluk rivayetleri
Ankara 19 (Akşam) — Toprak Mahsulleri Ofisinin iki şubesinde bazı yolsuzluklar olduğu İhbar edilmiş, bunun ü-zerlne iki gün evvel mülkiye müfettişleri âni olarak ihbar yapılan şubeleri teftişe başlamışlardır.
Mülkiye müfettişlerinin tahkikata başlaması üzerine Tup-
Erzurum - Erzincan arasında tren kazası
Erzurum 18 — Eraurtım -
Erzincan demiryolu üzerindeki Tanyeri istasyonunda bir marşandiz katarı ile bir katar çarpışmışlardır. çarpışma gece yansı olmuş 11 kişi hafif yaralanmıştır.
Millet Partisi kon
gresinde basına yapılan tecavüzler
Bazı delegelerin “Kahrolsun böyle matbuat! Yuha böyle matbuata!,, sözleri kongrece alkışlandı
■ I
Millet Partisinin açıkş töreninden bir gonınuş [Yazısı 2 nci sahi f em izde]
Üniversite rektörü
Amerikadan döndü
Dünyanın en büyük uçan gemisi
San Dlego (Callfornla) 19 (AP) — Birleşik Amerika deniz kuvvetlerinin en büyük uçan gemisi «Carollna Mars* dün Havva l’den San Dlego’ya kadar o-lon 2,302 millik mesafeyi hiç durmadan aşmış Ve içinde 114 kişi taşımakla da yeni bir rekor tesis etmiştir.
Uçak, Peari Harbour körfezinden San Dlego’ya 14 saat 18'kat bu sahada yapılacak daha dakikada gelmiştir. İçinde 19 çok şeyler mevcuttur. Kültürel kişilik mürettebat ve 125 de- temaslarımızın, artlırılniMi, DİZ piyadesi; üjilya.tı vardı.
Ondan biraz daha ufuk çapta1 dirilmesi bu bakımdan çok şa-Olan Hawal Mars İse. 106 kişi İle' yanı arzudur.» AJanıeda'ya inmiştir. | (Arkası sahile 2; sülün 1 de)
Ömer Celâl Sarç, Amerikada Türkiyeye karşı gittikçe artan bir alâka gördüm diyor
Bir aydanberl Amerikada tetkiklerde bulunan İstanbul Üniversitesi rektörü Ömer Celâl Sarç dün şehrimize dönmüştür. Kendisi İle konuşan gazetecilere rektör, Amerikada Türkiyeye karşı gittikçe artan bir alâka müşahede ettiğini söylemiş ve demiştir ki:
«— Beni çok memnun eden bir şey de, muhtelif vesllerlerle Türkiyeye gelen Amerikalıların burada az bir zaman kalsalar tlahı bize karşı kuvvetli bir sempati beslemelerini görmüş olmamdır. Bu Türk dostlan memleketimizi Amerikada tanıtmak için çok çalışıyorlar. Fa-
o-
radnlci Leşiti'la.t.ımızııı kııvvetlen-
İteklör Ömer Celâl Sarç
Rus sulh taarruzu
Sovyet şûrası yeniden toplantıya çağırıldı
Btokhalm 19 (Nafen), — Sov-yetler Birliği yüksek şûrası bugün yeniden toplantıya çağırılmış bulunmaktadır- Bu toplantı esnasında temsilcilerin «sulh» meselesini görüşecekleri İlân edilmiştir.
Buraya gelen haberlere göre. Kremlin yeni bir sulh taarruzu yapmağa karar vermiştir. Sovyet şûrasının bu toplantısından da bu yolda fayda teminine çalışılacağı zannedilmektedir.
Bugünkü toplantı esnasında »atom bombasının yasak edilmesi» meselesinin de yeniden Kremlin görüşlerine göre ortaya atılmasına intizar edilmektedir.
Dışişleri Bakanı izahat verecek
Ankara 19 — Demokrat Parti Meclis G rupim un salı günü
yapacağı toplantıda, Dışişleri Bakanı Prof. Fuat Köprülü dış siyasetimiz hakkında beyanat-bulunacaktır.
C.H.P. Kurultayı çok hareketli geçecek
Nihat Erim’in Parti Genel Sekreteri olacağı Genel Başkan Vekilliğinin de lağvedileceği söyleniyor
Ankarada 29 haziranda toplanacak olan C.H.Partlsl Kurultayı kin Islan bulda yapılan hazırlıklar bitmiş gibidir. Alâkalıların kurltay toplantılarının çok hareketli geçeceğini ve teşkilâtın genç elemanlarla takviye edileceğini İleri sürmektedir. Bu aTada C.H.P. genel sekreterliğine Prof. Nihat Erimin getirileceği, C.H.P. gene! başkanve-killiğl makamının lağvedileceği söylenmektedir.
Kurultaya katılacak delegelerden bazıları partinin nasıl teşkllâtlandırılacağına dair bir rapor hazırlamışlardır.
Alâkalı bir zat bu rapor hakkında şu İzahatı vermiştir.
(— Kurultayın daha rasyonel ve faydalı olabilmesi İçin, parti teşkilâtını yeni baştan tanzim etmek lâzımdır. BİZ. ocak, bucak ve İlçe kongrelerini mütaa-kıp yeni kurultayın toplanmasına taraftarız. Çünkü, Halk Partisi bugün İktidarı kaybetmiştir. Partinin İstikbalini bu kurultay tâyin edeceği için a-celeye gelmesi mahzurlu olur kanaatindeyiz. Bu arada, partililerin kayıtlarını yeni baştan
Nihal Erim
gözden geçirmek lâzımdır, Bütün bu işler İki ayda ikmal edilebilir. Bu suretle kurultaya gönderilecek delegeler de yeniden bir seçime tûbl tutulmuş o-lurlar.» *
Petrol Hallerinin indirilmesi düşiiniilüyor
Dökmede kilo başına 6, tenekede kilo başına 9 kuruş indirilmesi muhtemel
Ankara 18 — Hükümet, ucuzluk tedbirleri üzerinde ehemmiyetle durmaktadır. Şeker flütlerinde indirme yapılması henüz mümkün gör öle miy orsa da zamanla bu yolda bir karara varılacaktır. ,
Petrol flütlerinde de İndirmeler düşünülmüştür. Tasavvura göre dökmede kilo başına 6. tenekede kilo başına 9 kuruş tenzilât yapılması derpiş ediliyor. Bu hususta henüz kati bir ka-ıara varılmamış olmakta beraber, tetkiklerin yakında neticeleneceği anlaşılmak tadır. Petrol flatlerlndeki tenzilât benzin fi-atlerlne müessir olmıyacaktır.
Hükümet, diğer taraftan da tasarruf tedbirleri üzerinde çalışmalarına devam etmektedir. Milli saraylar masraflarının yan yarıya İndirilmesini sağlayacak bazı kararlar alınmak üzeredir. Dolmubahçe sarayının adliye sarayı ittihaz edilmesi fikrinden sarfınazar edilerek, müzeye tuh vlll de bu orada düşünülmüştür. Bu takdirde A ta türkün vefat ettiği oda, o zamanki haliyle muhafaza edilecektir. Beylerbeyi sarayı resmî misafirlere. Yıldız sarayı da beynelmilel kon-gerelere veya kabullere Laiısls edilecektir.
İzmir de bir cinayet
Bekçi Lûtfi sevdiği Ferîdeyi öldürdü
Öldürülen kadın, 65 yaşında bir malûlün eşidir. Cinayet kıskançlıktan işlenmiştir
İzmir İD (Akşam) — Diîn gece Alsancakta bir Cinayet işlendi. Lûtfl Coşkunpınar adında bir mahalle bekçisi, aynı semtte o-turan 35 yaşındaki Ferideyl kalbinden bıçaklayarak öldürdü.
Kaatil bekçi, elinde kanlı bıçak olduğu halde kaçarken o sokak sakinleri tarafından görüldü. Bir taraftan da polis! diye feryat edildi ve nihayet kaatllln kaçmasına meydan verilmedi, Bekçi Lûtfl, cinayeti İşlemesinden 10 dakika sonra yakalandı.
Cinayetin sebebi hakkında şu malûmat elde edilmiştir:
Bekçi Lûtfl, Feridenln kocası 65 yaşında Mehmedîn bedenen malûl olduğunu öne sürerek: «Ben sana yardım ederim.» demiş, eve gelip gitmeğe başlamıştır. Hattâ bu gelip gitmeler arasında, kadına, kocası öldüğü takdirde İzdivaç da vâdetmlş-tir. Feride ile Lûtfl böylece
münasebetlerini devem ettirip giderlerken Lûtfl. Feridenln e-vlne başka erkeklerin de girip çıktığını görmüş ve Feride ile kavgaya tutuşmuştur. Münakaşa şiddetlenmiş, nihayet bekçi Lûtfl kıskançlık hısları İçinde bıçağını çekerek kadın öldürmüştür.
Kaatil mahalle bekçisi Lûtfl Coşkunpınar bugün adliyeye teslim edilecektir. Dûn polise verdiği ifadede Lûtfi, bu cinayeti kıskançlık salkasiyle işlediğini iftira! -etmiştir.
Maktul Feridenln cesedi dün evinden alınarak defnedlllmiştlr. Malûl kocası Mehmet, göz yaşları döke döke gazetecilere:
(— Bekçi Lûtfl bir aile dostu sıfatı İle eve gelir giderdi. Meğer adamın niyeti kötü İmiş. Bcninı malûl vaziyetimden |s-fade ederek karımı baş Un çıkardığını şimdi anlıyorum.» demiştir.
Af kanunu ve particilik yapmış memurlar
Hükümet bîr af kanunu çıkaracak. Bu kanun da Halk Partisinin hazırladığından daha şiimiillii olacakmış. Halbuki, Halk Partisinin hazırladığı hiç de az şümullü değildi. Rekor bakalım ne suretle kırılacak? Zira, bir rekor kırma gayreti her sahada aşikardır.
Af kanunu çıkarılırken — hele siyasî değişikliklerden sonra — sırf âdi mücrimlere lütfedip siyasi mahkûmların bir köşede unutulması mümkün değildir. Elbet Demokratlar da, siyasileri affetmek yoluna gidecekler.
Fakat diğer taraftan da. Halk Partisi iktidarda iken particilik yapmaktan sanık memurlar meselesi var. Demokratlar, bu mevzuu ille kurcalayıp sanıklan meydana çıkarıp tartaklamak arzularını gösteriyorlar. Cürüm işledikleri mahkeme kararlariyle sabit olanlar affedilirken cürüm işleyip işlemedikleri henüz mü-nazaunfih olanların yakalarından yapışmak, onları ısrarla takip etmek ölçüşül hareket değil midir?
Âdi ve siyasî mahkûmlar affedilirken, siyasi sanıkların takibata uğramaları cidden mantıksızdır.
BfthHe 1
X A M
İfi Haalran 10BQ
Harb okulunun senelik gösterileri
Cumhurbaşkanı ve Başbakan, çok alkışlanan gösterilerde bulundular
Sabah Gazeteleri Ne Diyor?
Ankara 18 — Bugün saat 1« da 19 Mayıs stadyomunda Harp Okulu öğrenciler! senelik gösterilerini yapmışlardır.
San! tiım 1» da Cumhurbaş-kan Celâl Bayar ve Başbakan Adnan Menderes halkın alkışlan arasında şeref tribününe pelerek askeri erkânın birer birer elini sıkmış ve lıalkı selâm-Iaıni;.ardır. Az sonra önde Harp Okulu boru-trampet kolu ve bandosu olduğu halde sıra Ue kılıçlı ekip, eskrim. Japon güreşi, jimnastik ekipleri, boksörler. voleybol, hendbol basketbol, futbol takımları, atletler spor kıyafetleriyle geçtiler. Sporcuları takiben yan beline kadar «oyunmuş, başlarında miğferleri ve omuzlarında tüfekleri olduğu halde mutazam sıralar halinde Harp okulu öğrencileri halkın alkışları arasında geliyordu.
Geçit resmi bittikten sonra şeref tribünü karşısında yerlerini alarak bekliye» öğrenciler. Harp Okulu beden eğitimi başöğretmeni yarbay Hüsamettin Güreli'nin verdiği bir komuta ile sahaya yayılmışlar ve hep bir ağızdan İstiklâl Marşını tüfekle beden hareketleri yaparak Harp Okulu marşını söylemişlerdir. Marşlar bittikten sonra beyaz pantalonlu öğrenciler şeref tribünü önünde «Vatan* kelimesini yazmışlar ve etrafında meşaleler yanan temsili bir heykel vûcude getirmişler, bir öğrenci «Atam» adlı şiiri okumuş, bu gösteri de halk tarafından şiddetle alkışlanmıştır.
. Programın bu kısmından son ra, öğrenciler sahayı terkede-rek kenara çekilmişler ve güreşçi, boksör, eskrimciler sahada yerlerini almışlar, mütaa-kıben barfiks, paralel ve minder üstünde jimnastik hareketleri yapmışlardır. Jimnastik gösterilerinin sonunda talebe kuleler meydana getirmiş ve en üstteki öğrenciler flamalardaki harflerle «Atamız» kelimesini yazmışlar ve bazıları Atanın resimlerini ve bayraklar tanımışlardır.
Mütaakıben teçhlzath yan? yapmak özere bindirilmiş İki kamyon kuvvet stada girmiş ve kamyonlar yol alırken öğrenciler teçhizatlartyle birlikte kamyondan birer birer ters taraf-
Toprak bayramı
Dün Taksim âbidesine çelenkier kondu
18 haziran Toprak bayramı münavebe ille dün Taksim âbidesi önünde bir tören yapılmış ve toprakla alakalı teşekküller tarafından Taksim Abidesine çelenk konulmuştur.
Öğleden sonra Halkalı Ziraat okulundaki törene saat 14,30 da istiklâl marşı İle başlanmış ve talebelerden birinin sözlerini mfitaakrp mektebin ziraat va-sıtalanmn iştirak ettiği Mr geçit resmi yapılmıştır.
Bundan sonra talebeler kendi anılarında eğlenceler tertip etmişler ve geç vakit törene son verilmiştir.
Diğer taraftan Buyükdere fidanlığında yapılan ve civar halkı Ue talebelerin iştirak ettiği törene istiklâl marşı Ue bağlanmıştır.
Fidanlık baş asistanı Cemal Toygım'un hitabesini müteakip talebeler tarafından şhrier o-kurunuş ve mini oyunlar oynanmıştır.
Rumelihifmrmda
yangın
Dün akşam Rumeilhteanndo Baltallmam caddesinde 06 numaralı yalıda yangın bujinmiş Ur. Profesör Ekkart’m sahip okluğu bu yalunn çalışma oda-rjnda yangın, nuva üstünde bırakılan elektrik ütüsünün prizden çıkarılması unutulmuş olduğundan başlamıştır. Odama btısj yerleri yandıktan, sonra yangın. İtfaiye tarafından söndürülmüştür.
Millet Meclişjnde
Ticaret Bakanı, Karadeniz bölgesinde yiyecek sıkıntısı sorusuna cevap verecek
Ankara 19 — Büyük Millet Meclisi bugün saat 15 te toplanacaktır. Ticaret ve Ekonomi Bakanı Vehbi Velibeşe, Karadeniz bölgesindeki yiyecek sıkıntısı hakkındakl sözlü soruya cevap verecektir.
Meclisin bugünkü gündeminde yaz tatili devresine girmeden kanununlaşacağı anlaşılan mühim kanun taşanlarından biç biri yoktur. Çünkü bütün tasarılar henüz alâkalı Bakanlıklarda teödk edilmekte ve son şeklini almasın çalışılmaktadır. Hükümet bunlardan bir kısmının umumi efkâr tarafından süratte kanunlaşmasını beklediğini büdlga ve D. P. lk-Odanrun da bütün vaatlerim yerine getireceği belirtilmiş olduğu cihetle Meclisin bu devre toplantısında kan ı mi ayna -sma çalışacaktır.
Bu arada af kanunu de B&-um kanunu da vardır. Adalet Bakanı Halil Özyöruğiin başkanlığındaki komisyon bugün ■aat 10 da Yargıtay üyelerinin basın heyetinin ve bazı milletvekili gazetecilerin tştirakile toplanarak konuşmalara devam etmiştir.
----TAKVİM_____________
___ftl-mruJMl I — Hmr «3
O a oeu tklr. A», »«tu,
a san »(a «a su u» ıw V- 3.&a sjr 1313 ııas sou 33 n
Vu> isleri anss — ta»r» »«m MüOUr: »MOT
tan atlamışlardır. Dört takım atasında yapılan ve mânialı olan teçhlzath yarış, halk tarafından büyük bir alâka ve heyecanla takip edilmiştir.
Son olarak yapılan yalan haritası ve zafer tablosu gösterilerin en güzeli İdi. Hâki renkli elbise siymiş öğrenciler, yere Çalarak vatan haritasını çizmişler ve beyaz elbiseli öğrenciler haritanın ortasında ay-yıldız meydana getirmişlerdir. Bu esnada bir öğrenci bir nutuk söy-Uy erek vatanın 1918 deki halini İfade etmiş, «Hasta adam» denilen Osmanlı İmparatorluğunu anlatmıştır Bu arada G azlan -teple, Antalyada, İzmlrde ilk ■:1i‘ıhın patlamasını belirtmiş ve bu vatan topraklarından bahsederken harita üzerinde o yerlerde öğrenciler kuleler teşkil etmişler ve kulenin üzerine çıkan öğrenci eline o yerin İsmi ve ilk silâhın patladığı tarih yazılı siyah flamalar almıştır, istanbulun işgali de siyah bir flama İle gösterilmiştir.
Mikrofonda konuşan öğrenci, vatanın bu kara günlerini birer Ürer anlattıktan sonra 19 Mayıs 1919 da Ata türkün Samsuna ayak basışını anlatmağa baş 1 ayınca harita üzerinde Samsunun olduğu yerde bir kule kurulmuş ve bu sefer başka bir öğrenci de eline üzerinde 19/Ma-yıs/1919 yazılı kırmızı bir flama almış Ur. Bu flamaları Erzurum. Sİvas ve nihayet Ankara flamaları takip etmiş ve Anlca-rada bir kule vucude getirilmiştir. Elinde meşale olan diğer bir öğrenci Samsundan hareketle Erzurum ve Sivastan geçerek An karaya gelmiş ve orada kalmıştır. Mikrofonda konuşan öğrenci artık sevinçle vatanın zafere kavuştuğunu söyleyince, bütün flamalar kırmızıya çevrilmiş ve bunlara Hatay da eklenmiştir.
Bu güzel tertip halk tararından dakikalarca alkışlanmıştır.
Gösteriler Harp Okulu marşının bir ağızdan söylenmeslyle sona ermiş, mütaakıben kara kuvvetleri Ue Harp Okulu arasında bir futbol maçı yapılmış ve Harp Okulu 3-2 galip gelmiştir.
Cumhurbaşkanı gösterileri mütaakıben bir müddet istirahat ettikten sonra staddan aynim ıştır.
Tesirsiz kalan Şok tedavisi
Ahmet Emin Yalman VATAN’ da yazdığı başmakalede Millet Partisinin kongresinde basma yapılan tecavüzlerden bahisle diyor ki:
«Dün sabah bir delege tarafından basının tahkir edildiğini, onun daveti üzerine ekserisinin basına yuha diye bağırdığını, gazetecilerin de kongreyi bırakıp ayrıldıklarını duymi yalım mı?
Bu zavallı İnsanlar, müstakil Türk basınının tam bir tarafsız lıkla hareket ettiğini. Millet Partisinin lehinde yazı yazabilecek bir halde bulunmağa memleketin siyasi sulhu bakımından can attıklarını ve son hâdise olmayıp İlk günkü hava devam etseydi, parti lehine çok dostça takdir yazılan çıkacağını farkede Eniyorlar.
Ankara da Bomontt bahçesinde cereyan eden siyasi temaşanın birdenbire böyle bir istikamet almasını nasıl izah etmeli?
Bunu bilmiyoruz, fakat (Yuha!) I davetine büyük bir kısım delegeler iştirak ettiğine göre seçimlerdeki şok tedavisinin ancak muvakkat bir tesir gösterdiğine ve pslkopatlık buhranının partide hâlâ hâkim kaldığı-ne hükmetmek caizdir.
Bu satırları yazdığım sırada dramın üçüncü perdesinin nasıl cereyan ettiğini bilmiyorum. Artık bir üçüncü perde olabileceğine de emin değilim. Pazar sabahı vukubulan hâdiseyi tamir etmekte parti çok zahmet çekecektir. Ortada bir siyasi
MilletPartisi kongresi
Ankara 18 — Millet Partisinin birinci kongresi bugün de devam etti. Genel müteşebbis heyet raporunun müzakeresi sıratında söz alan Bolu delegesi Haydar Seçkin, basın hakkında çok ağır bir ifade kullandı ve ezcümle şunları söyledi:
— Maa teessüf, basın Millet Partisine karşı en büyük suçludur. Bizi mağlûp eden ne D. P. ne de CBJP, dlr, (Orada bulunan gazetleeleri işaret ederek) Milletin imanını sarsan şu basın yanlış yoldadır. Sert konuşulmuş, basın gücendlrtlmlştlr, diyorlar. Vay beyim, vay.
Celâl Bayann köye gittiğini yazıyorlar, tnönûyü adım adım takip ediyorlar da Millet Partisinin teşkilât kurduğu yerleri bildirmiyorlar. Kahrolsun böyle basın.
Keza delegelerden Cemal istek de basın aleyhinde konuştu ve gazetelerin DP. yİ tutmasının sebebinin DJ*. nln kendilerine menfaat sağlaması yüzünden olduğunu söyledi.
Cemal isteğin konuşmasını müteakip yukarda kaydedildiği tarzda Haydar Seçkin'in basına şiddetle hücumda bulunması û-■erine bütün gazeteciler salonu terkettller. Müzakerelerin bundan sonraki safhalarına iştirak etmediler. Gazeteciler dışarıya çıkmakta İken konuşmasına devam eden Bolu delegesi Haydar Seçkinin şu mealde sözler sar-fcttiğl fşltilmlştlr:
«Böyle matbuata yuha olsun yuha. Sizi yuha çekmeğe davet ediyorum,»
Gürültüler tıraşında delegelerin çoğunun bu davete iştirak ederek yuha diye bağırdıkları duyuldu.
Müzakerelerin bundan sonraki safhaları kendi aralarında münakaşalarla geçti. Müteşebbis heyetle Mr çok delegelerin ve başkanlık divanının arasında tartışmalar oldu.
Dün Fİ oryada bîr adam boğuldu
Dün Floryada Ada plâjı ile Küçükçekmece plajı arasında denize giren Eyûpsultanda oturan kırk altı yaşında Haşan Tahsin İsminde biri İyi yüzme bilmediğinden suların cereyanın* kapılarak boğulmuştur.
Lz mir de matbaa teknisyenleri sendikası kuruldu İzmir 10 ( Akşam V _ Burada Matbaa Teknisyenleri sendikası kurulmuş ve ilk toplantısını dün Halkevi salonunda yaparak idare heyetini seçmiştir.
Ankara İle İstanbulun tanınmış güreşçileri arasında dün gece Açıkhava tiyatrosunda güreşlere devam edilecekti. Fakat tanınmış güreşçilerin bu müsabakalara İştirak etmemeleri yüzünden güreşler, İstanbul Demirsporu ile Eskişehir Demirsporu güreşçileri arasında ve Eskişehirli güreşçilerin 5-3 galibiyetiyle neticelenmiştir.
Dün gece Açıkhava tiyatrosunda az seyirci kalabalığı önünde yapılan müsabakaların neticesi şudur:
52 kiloda Eskişehir Demirspo-r un dan Nevzat Aka Ue İstanbul Demorsporundan Ayhan Diler güreştiler. Baştan sonuna kadar hâkim güreşen Ayhan İttifakla galip geldi,
57 kiloda İstanbul Demlrspor dan Ali Yücel 1le Eskişehir De-mfrspordan Abdullah karşılaştılar. Ali Yücel çok serbest başladığı bu güreşte Abdullaha taktığı sarma Ue üçüncü dakikada galip geldi.
62 kilo Eskişehir Demir spordan Nasuh Akar İle İstanbul De mirspordan AH Yıldırım maçında Nasuh Akar 9 dakika 45 saniyede taktığı çift kle İle AU Ttldırunı tuşla yendi.
67 kiloda Esklşehirden Tevflk Uysal, İstanbul Dem i rapordan Turgut Gündoğduyu 2 dakikada tuşla mağlûp etti.
73 kiloda Esklşehirden Reşat Güler, istanbuldan AU Bökeyi baştan sona kadar ezerek İttifakla yendi,
79 kiloda Eskişehir Demlrsopr dan Al! Özdemir, tstanbuldan Ali Özyazıcıyı taktığı kle İle çevirerek 2 dakika 54 saniyede tuşla mağlûp etti.
87 kiloda Esklşehirden M. Ali Aslan ile tstanbuldan Elmas Avcı karşılaştılar. Güreşin İlk dakikalarında Elmas daha hâkim güreşmesine rağmen kendi oyunu Ue alta düştü ve M. AU Aslan. Elmasın kurduğu köprüyü kırarak 5 dakika 58 saniyede tuşla galip geldi.
Ağır sıklette İstanbul Demlr-spordan AU Ahmet İle Esklşe-hlrden Bekir Tunalı güreştiler. Geçen hafta Kırkpınarda üçüncülük kazanan Ali Ahmet, Bekir Tunalı karşısında İttifakla galip gelebildi.
Neticede Eskişehir Demlrspor takımı İstanbul Demi rapor takımını 5-3 yenmeğe muvaffak oldu. ____________
Türkiye eskrim birincilikleri
Ankara 18 fAA.) — Çehri-mizde iki günden beri Yüksek beden eğitimi enstitüsü spor salonunda devam etmekte olan
parti namma intihara teşebbüs edilmesi gibi çok garip bir hâdise vardır.»
★
Affa dair
Selim Ragıb Emeç, SON POS-TA’da yazdığı başmakalede diyor kİ:
«Bu husustaki hükmü, ancak, dosyalarının teker teker tetkiki ortaya koyabilir. Böyle Mr tetkik yapılmazsa, o zaman milletin yüksek kalbllllğlne sığınarak Büyük Millet Meclisinin de toptan bir affa gitmesi doğru olur.
Şu şartla ki; belli ve uzun bir müddet İçinde suç İşleyenler tecilli sayılar ve bu zaman zarfında işledikleri cürüm ile beraber geçmişte affa uğramış olan cezalarını da, birbirine eklenmiş olarak çekerler. Milletin şefik olan yüksek ruhundan bütün bir bedbahtlar kafilesi şimdi, böyle bir İradenin sudurunu bekliyor. Onlann bu İntizarının makessiz kalmıya cağım ummak için ortada sebepler var, denirse, sanırım ki yanlış bir şey söylenmiş olmaz »
* _ Kongreler zamanı YENİ SABAH başmakalesinde
Millet Partisi kongresinden bahisle diyor kİ:
«Millet Partisinin Meclisteki vaziyeti zayıftır. Teşkilât ve mali bakımlardan zorluklarla pençeleştikleri anlaşılıyor. Fakat bir parti için, doğar doğmaz veyahut kısa bir zamanda İktidara geçmek şart değildir. Geçen tecrübelerden ders alarak kendilerine çeki düzen vermek,
bu parti zimamdarlarına düşer. Hele şu geçen İki haftalık tecrübe devresi, Halk Partisinin ciddi, samimi ve imanlı bir muhalefet yapacak kudret ve irade ye malik olmadığmı göstermeğe başlamıştır Dln diliyle ezan meselesinde takındığı tavır, dün İşaret ettiğimiz veçhlyle, bunun bariz bir delilidir. Çalışma sahası. Türirlyedc. bütün siyasî partilere açıktır. Kabiliyetler şimdi serbestçe taayyün edecektir.»
★ -Yme Devlet imletmeleri
Cemil Sait Barlas, SON TELGRAF La çıkan başmakalesinde devlet işletmelerinin hususi teşebbüse devrinden bahisle diyor M: ,
«Devlet teşekküllerinin hususi teşebbüse devrinin bütün müşküllerini, geçirdiği mesleki hayat bakımından herkesten iyi bilen İşletmeler Bakam hem umumi efkârı tatmin etmek, hem de kendi müntehiplerini teskin etmek için müşteri bulunması kabil olmayan seramik fabrikası gibi tesislerin hemen satılacağını söylemekte ve beri taraftan da delvet İşletmelerindeki amele ve memurları yatıştırmak İçin bütün tesislerin satılmasının esaslı bir tetkik mevzuu olduğunu beyan etmektedir.
işletmeler Bakanının beyanatından bizim netice olarak anladığımız şimdilik işlerin devletçi Halk Partisi zamanında olduğu gibi İdareden başka çare olmadığım anlıyarak İşi savsaklamasıdır.»
DÜN GECEKİ GÜREŞLER
Eskişehir D. Sporu, İstanbul D. Sporuna
5-3 galip geldi
1950 yılı Türkiye eskrim birinciliklerine İstanbul, Ankara, Bursa, Eskişehir belgele rin eben 30 a yakın eskrimci iştirak etmiştir. Elde edilen neticeler aşağıdadır:
Flöre; 1 — Nuri Uçar (İstanbul). 2 — Vural Bakanay (İstanbul), 3 — Orhan Kantel (Ankara).
Kılıç: 1 — Osman Tanıer (İstanbul). 2 — Seyit Mısırlı (Ankara), 3 — Vural Bakanay (İstanbul).
Beşiktaş takımı bu akşam geliyor
Amerikaya ilk defa büyük ve muvaffakiyetli spor turnesine çıkan Beşiktaş futbol takımı, bu akşam saat 19.30 da Pan Amerikan uçağı ile gelecektir.
G. Saraylılar Londra seyahatine hazırlanıyor
Galatasaray takımı İngiltere'ye yapacağı seyahat için şimdiden hazırlıklara başlamıştır.
GalatasaraylI futbolculara seyahat için Sarıkırmızı armalı mavi ceket gri pantalon ve maçlarda giyilmek için iki yeni forma yaptırılmaktadır.
Beyrutun Racing takımı geliyor
Istanbulda 2 maç yapmak Çizere Fenerbahçe kulübüne müracaat eden Beyrut şampiyonu Raclng Club futbol takımı 23 haziran cuma günü saat 14,39 da uçakla Yeşllköye gelecektir.
Raclng Club çok ehemmiyet verdiği bu seyahate takviyeli bir kadro 11e çıkacaktır. Aralarında müteaddit Ermeni futbolcular bulunan kadro, baştan a-şagı enternasyonal elemanlardan mürekkeptir. Bunlar arasında bilhassa Mlhran Behlülyan SeTkJs Koryan, Albert, Lübnan milli takımının en kıymetli elemanları olarak gösterilmektedir.
24 haziran cumartesi günü Galatasaray ve 25 haziran pazar günü de Fenerbahçe İle karşılaşması mukarrer misafirlerimizle İlk maçın yapılacağı sted henüz tesblt, edilmemişse de pazar maçının Fenerbahçe stadında oynanması katidir, lngîlizler Amerikan
Karmasını 1-0 yendiler
Nevyork 19 (AF) — Ingiliz Karma futbol takımı dün, Amerikanın Dünya kupasına katılacak olan takımım 1-0 mağlûp etmiştir
İmar Bankası heyeti reisi M. Barker geldi
M. Barker, heyetin m emi ekek timizde yapacağı tetkikler hakkında izahat verdi
MetnlfîkeUmizlr. ekonomik gelişmesini tetkik etmek üzere hükümetimiz tarafından Türklye-ye davet edilen ve 14 kişiden mürekkep olan milletlerarası 1-mar ve kalkınma bankasına men sııp heyetin başkanı James Bar-ker, beraberinde eşi ve tarım uzmanı Laurenct E Cirk olduğu halde bugün saat 17 de İsveç uçağı ile Amsterdamdan şehrimize gelmiştir.
Barker. hava alanında hükümetimiz adına Başbakanlık mil letlerarası İktisadi İşbirliği genel sekreterliği hususi kalem müdürü Hayreddin Ozansoy tarafından karşılanmıştır.
Barker, Çınar otelinde kendisiyle görüşen gazetecilere Tür-klyeye gelmekten dolayı duyduğu memnunluğu belirttikten sonra şunları söylemiştir:
«— Türkiye hükümetinin daveti üzerine memleketinize gelmiş bulunuyoruz Tetkiklerimiz takriben 3 ay kadar sürecek ve bu arada Turkiyenln muhtelif bölgelerini dolaşacağız.
Bir kaç ay evvel Türkiye hükümeti milletlerarası bankaya müracaat ederek Türkiyeye bir heyetin gelmesini ve ekonomi sahasında tetkiklerde bulunmasını talep etmişti. Banka, bu davete icabet ederek bir kaç haftalık çalışmalardan sonra heyetin üyelerini seçti.
Bu üyelerin bir kısmı bankanın esas idare erkânına mensup tur, bir kısmı da müşavir olarak bu heyet İçin vazifelendirilmiş uzmanlardır. Hepsi kendi faaliyet sahalarında büyük başarılar sağlamış kimselerdir.
Size şunu da ilâve edeyim ki heyetimizi teşkil eden üyelerden hiçbiri şahsi iş veya politika maksadiyle Türkiyeye gelmemiştir. Hepimiz Türkiycnin ekonomik gelişmesini daha fazla
Vestfalide seçimler
Komünistlerin yeni bir mağlûbiyeti ile neticelendi
Duessoldorf 19 (AP) — Ban Almanyanın işçi kütlesi arasındaki komünist kuvveti, dün, muazzam Ruhr vadisinde yapılan genel seçimler neticesinde eski zâfiyetlne avdet etmiştir.
Seçim. Batı Almanyanın en mühim sanayi bölgesi olan kuzey Ren Vestefalyasında yapılmıştır.
Komünist kuvveti, seçmenlerin adedinin s; 5 ine kadar düşmüştür. Bundan evvelki seçimlerde komünistler reylerin ünü almışlardı.
Komünizmi reddeden İşçilerin sosyalist ve İnhisarcı bir anayasa ighine rey verdikleri de kuvvetle tahmin edilmektedir.
Milliyetçilerin yeniden ayaklanacağı hususunda müttefik çevrelerinin endişeleri tahakkuk etmemiştir.
Bahreyndeki uçak kazası
Dört ceset daha deniz tarafından karaya sürüklendi
Bahreyn 19 (A.A.) (Afp) — Bahreyn'de vukua gelen çifte uçak kazasında ölenlerden dört kişinin cesedi karaya sürüklenmiştir, Kazaya uğnyan İkinci uçağın enkazı da birincisi yanına getirilmiştir. Bu uçakta 7 ceset bulunmuştur. Bunlardan , 6 1 İngiliz valisi, Bas: ra rialrl Fransız konsolosu, Ingiliz ve Fransız tahkikat komisyonları üyeleri ve Alr-France kumpanyası personeli huzufcnda gömülmüşlerdir.
Diğer İki ceset yarın gömülecektir.
sağlamak İçin gereken raporları hazırlamak ve gereken tavsiyelerde bulunmakla vazifeliyiz.
Heyetimiz aşağı deki üyelerden müteşekkildir:
Heyet başkanı James M. Barker, ikinci başkan ve İktisat profesörü B. U. Ratchford, endüstri ve elektrik enerjisi uzmanı Pheodore J. Rauffeib. ulaştırma uzmanı C. R. Honde-ilnck, tarım uzmanı Laurence C. Kırk, âmme hizmetleri uzmanı Mery Olsan, sağlık uzmanı William Llghtbody, ta um ekonomisi uzmanı Nlcholls, ekonomi uzmanı M ur ay Ro&s. banka ve kambiyo uzmanı Robert Romio. kredi meseleleri tızırunı Steward Masons, yardımcı üyeler Robinson. Robert w Rer-wln. Eugene Troy, Rosallnd Wllllams.
Heyet bilhassa şu mevzularla meşgul olacaktır:
1. — Mevcut ekonomik istihsalin tahmini,
2 — Yeril ve yabancı sermayenin en iyi ne şeklide kullanılabileceği hakkında tavsiyelerde bulunmak,
3 — Tarım ve endüstri İstihsalini arttırmak için takip olunacak metodlar hakkında tekliflerde bulunmak,
4. — Ekonomik gelişme-ri kolaylaştırmak ve teşvik mnksa-diyfe ekonomtk ve mail teşkilâtı ıslah etmek için raporlar hazırlamak.
Çalışmalarımızın Türkiye için olduğu kadaı milletlerarası banka İçin de hayırlı neticeler sağ-lıyacağuu ümit ediyoruz. Heyetimizde üç muhtelif memlekete mensup üyeler de bulunmaktadır. Türkiye hükümetinin hakkımızda göstermiş olduğu yakın İlgiye de teşekkür etmeyi bir borç biliyorum.»
Üniversite rektöıii
(Vaştarafı 1 inci suhiiedel
Sözü Amerikan üniversitelerine getiren rektör şünıarı söylemiştir:
«— Amerikan .üniversiteleri tedris malzemesi baAımından namütenahi zengindir Üniversite lâboratuvarlan en iyi teçhizata malik olup kütüphaneleri çok zengindir. Takri'cen 4090 talebesi olan Pricton üniversitesi kütüphanesinde 1,5-2 milyon cilt kitap ouiıırmaklatadır. Buna mukabil İstanbul üniversitesi kütüphanesinde ise aşağı yukarı 50 bin kitap bulunmakladır. Bundan başka ii-uiversitelerde hocalar fazla sınıflar küçük olduğu için her ta-|lebe ile ayrı yarı temas imkânı I hâsıl olmaktadır.
| Amerikada hususi ünîverslte-i lerdekl ücretler yılda 80» dolara kadar çıkmakta, devlete alt üniversitelerde ise 50 dolara kadar inmektedir.»
Hacca gidecekler döviz istemeğe başladılar
Ankara 18 — Hacce gitmek isteyen vatandaşlar döviz temin etmek için Maliye Bakanlığına müracaata başlamalardır.
Müracaatların daha şimdiden bir hayli çoğalmış olduğu anlaşılmıştır.
Bakanlık bu mesele İle henüz meşgul olmağa başlamıştır. İlgililerden aldığımız malûmata göre, İmkânlar müsait olduğu takdirde müracaat sahiplerine döviz verilmesi muhtemel bulunmaktadır
Solcu profesörler hakkındaki karar bozuldu
Ankara 18 — öğrencilerine sal fikirler telkin ettikleri ve aşın solcu faaliyette bulundukları lddlaslyle yargılan&r,-Dlı -Tarih fakültesinin üç hoc^aı hakkında dördüncü asliye■ ceza mahkemesinde verilen kararın Yargılayca esasi an bozulduğu haber atınmışt?. Dâvaya alı dosya bu sefer birinci asliye ceza mahkemesine tevdi cdll-migUr^
a
Hububat fiatlerini ucuzlatmadan ekmeği ucuzlatmak mucizesi
Şiddetli sıcaklar
Tarsusla Amerihaya seyahat
«— Hububat fiatieri geçen yılın aynı olarak tesbit edildi. Bu münasebetle radyoda lıir konuşma yapan Ti- ■■ carct Bakanı, ekmek fiatle- 1 rinde indirmeler yapılara- ■ ğını da söyledi.-
Demek, ham madde buğday, eski pahalı fiatine alınacak. Mamul haline getiri- * lip, ekmek daha ucuz satıta- ' cak. Bu nasıl olabiliyor? «Al- 1 madan vermek Allaha mah- 1 sustur!» diye, böyle bir alış . verişi nladdcten imkânsız mı sayalım? «Ne sihirdir ne keramet!., diyerek şakalaşmağa mı başlıyalım?
Anlatıtan vaziyetten, müstahsil meınnuıı kalacak, müstehlik yine memnun olacaktır. Arada mutavassıt suretinde olanlar suratı asa- , caklnr. İmalcilcri dc bu ara- . ya katmalı. Bu iki zümre üzerinde kısa bir tahlil yapalım.
İnıalcî? Meselâ fırın amelesidir. Bütün işçiler arasında hayat standardı pek dü- , şük olanlardan bir zümre de ; fırınlarda çalışanlardır. Ekserisi Karadenizden gelmiş , bekâr, kanaatkar, gayretli vatandaşlar olan bu fakir fıkara, imal yerlerinde barınır, günde on iki saatten fazla didinir, heı türlü konfor. rahat, istiralıattcn mahrum kalırlar. Acaba konfor, rahat, istirahat de ne kelime? Fırın işçilerinin ne şe- , kilde bîr hayat sürdüğü bütün hemşehrilerimizin ma- ı lûmu olduğundun fazla taf- I silât vermeğe ihtiyaç duymuyorum. Bunların hissesine düşen kısmetten bir yontma ■ kabil olamıyacağına göre, yeni ucuzlayış. mutavassıtlara yüklenecektir. ı
Mutavassıt, kısmen dev- , let (Ofis), kısmen tüccar, kısmen fırın sermayedarları, , kısmen nakliyeciler.
Serbest bir iktisat reji- ı minde nakliyecilerle tüccara ; baskı yapılabilecek midir? ■ Olsa olsa devlet kendi feda- . karlıkta bulunacak! Fakat , ucu bütçeye dokunur. Şeker . mevzuunda da, ucuzlama bol keseden ve süratle tahakkuk ettirilecekmiş gibi vâdedildi. Lâkin evvelâ u-CU7İatılma miktarı azaltılıp sonra da ucuzluğun başlıya-cağı tarih ileriye sürüldü. Tereddüt zaruridir: Bütçe üzerinde milyonluk tesirler yapacak. Ekmek meselesinde dc buna benzer müşkülât doğacağını kestirmek için iktisat mütehassısı olmak lâzım değildir.
Tahlilimizde devam edelim:
Mutavassıtlar arasında fırıncılar kalıyor. Belki belediye tazyikiyle, bunlardan azıcık çentmek mümkündür. Kala kala iş ona kalıyor.
Geçenlerde kıymetli arsalar üzerinde de kıymetli binalar göstermişlerdi.
— Bunları falanca fırıncı etmek narhının halk aleyhine konulduğu seneler zar -fiti da. biraz da hamur ekmek çıkarmak kontrolünden kurtulmak sayesinde edindi! —■ demişlerdi.
(Elbet bütün fırıncılar aynı vaziyette olmasalar gerektir.)
Fakat .cemiyetin lehine iktisadı ayarlamak istiyen nazariyecilerin ötedenberi müstahsilin ve müstehlik lehine. fakat mutavassıtın aleyhine bir iktisat siyaseti takip etmek istedikleri malûmdur. Meselâ koskoca bir (kooperatifçilik) mefhumunun özü, hikmeti budur: Mutavassıttan yontmak. Kooperatifçiliğin düşmanları da şıınu derler:
— Mutavassıt demek, büyük şehirlerde medeniyet şartları içinde yaşıyanlar demektir. Onları mı baltalamak istiyorsunuz? Medeniyetin bütün fantezisini yaratanlar, o beğenmediğiniz mutavassıtlardır. Onların fazla kazancı, binaenaleyh şikâyet edilen lüks ve fantezisi olmasa, büyiik şehir ve medeniyet olmazdı. (Meselâ bahsi geçen fırıcının lüks arsalarda lüks binaları olamazdı!)
Bıı da bir görüştür. Esasen fırkalar da, böyle
Adana’da yaz mesaî saati tatbik ediliyor
Memleketin her taralında şiddetli sıcaklar hüküm sürmektedir. Termometre bir çok yerlerde 35 dereceden yukarıdır. Sıcak bilhassa Adana ve Ege havalisinde şiddetlidir.
Şehrimizde, sıcaklar dolayısile dün plajlara büyük tehacüm vardı. Bir çok kimseler de serinlik bulmak için Boğaza gitmiştir.
Adanada yaz mesai saati başladı
Adana — Devlet dairelerinde dünden İtibaren yaz mesai saatlerinin tatbikine başlanmıştır. Buna göre daireler sabah saat 7 den öğleden sonraları 13,30 a kadar açık bulundurulacak. havaların sıcak olması dolayısile 13-30 dan sonra mesai yapılmıyacaktır.
Adapazarı Belediye Meclisi toplantıları
Adapazarı (Akşamı — İlçemiz belediye meclisi haziran toplantılarının İlkini perşembe günü saat 14 te yapmıştır. Geçmiş toplantılara ait tutanak ö-zetlerl okunmuş 1949 yılı İcraat bütçesi hakkında Belediye reisi İzzet Şükrü Ener tarafından izahat verilmiş, 1949 yılı bütçesinin hesaplanmış bir cetvelinin teksir ettirilerek meclis ü-yelerlne verilmesine karar verilmiştir.
Elektrik tesislerinin ihalesi işinin müzakeresi hararetli konuşmalara sahne olmuş: İmalâthanelerin. su ücretlerinin indirilmesi, belediye tellâlına nakden yarım edilmesi, otomobil durak yerindeki nakil vasıtalarından İşgal resmi alınması hakkmdakl takrirler tetkik cn-'cümenlııe havale olunmuştur. Adapazarında İnşasına lüzum görülen soğuk hava deposunun proje ve raporlarının İhzarı için Belediye başkanlığına salâhiyet verilmiştir.
Spor sahası. Beden terbiyesi genel müdürlüğüne başka mak-tlyle muvakkat olarak verilmiştir.
Marsilyanın yollar üstünde, ağaçlar altındaki kahveleri
Cad(ul@ll(®ır gtanllş ©llmaıgsa — Türk(çe kanımşaın eegacı Mendlllslz ayrılaş
Marsilya — 21 mayıs
Geceyi vapurda geçirdik. Sabahleyin saat onda tekrar Mar-sllyaya çıktık. Halk nihayet şehre gelebilmişti! Dündenberi bomboş duran Marsilya şimdi dolu, Limanda kamyonlar vızır vızır yükleme, boşaltma ile meşguldüler. Tatili nasıl tam tatil yapıyorlarsa çalışmaları da lam çalışma ile geçiyor. Herkes vazifesi başında çalışkan, vazifesi dışında tembeldir. Biz. tembellikle çalışkanlığı birbirine çok karıştırmışız, çalışırken dinlenir, dinlenirken çalışır Daima yorgun olmamız halde bundandır
Ben İstanbuldan ayrılırken bir iş İçin daireye gitmiştim. Memur İşlerin çokluğundan, çok çalıştığından şikâyet elti. Fakat bu şikâyeti ederken bir kahve getirtmiş, clgarasını yakmış, iş zamanında İşi tatil etmişti.
Marsllyada sabah saat onda şehir İçinde, İstanbul» atacağımız kartları doldurmak üzere bir kahvehaneye oturduk. He-, men hemen bizden başka kimse yoklu. Garsona ısmarladığımız Cinzanoları getirdiği sırada ken dişine bir Türk cigarası ikram ettik. Vazife esnasında İçeml-yeceğinl soyllyerek nezaketle reddetti, İtalyada da. Fransada da İyi elgara şimdi en pahalı şeylerdendir. Belki garsonun 1-çi gidiyordu. Cigarayı sonca İçmesi şartlyle alıp cebine koydu.
Eyeden ihracat
Mayıs ayında 16 milyon Icüsûr liralık ihracat yapıldı
Mayıs 950 ayı İçinde İzmir limanından yabancı ülkelere yirmi iki bin 452 ton tutarında on altı milyon 327 bin 440 liralık İhracat yapılmıştır.
Bu ihracatın devletlere göre yapılan Ura tutarları şöyledir: Lira 4.620341 3 643.930, 999.308 963.213 912.981 724.548 688.074 473.125 473.506 457.380
Köye dair
Kok kömürü tevziatı
Ankara 17 — Kok kömürü tevziatına 21 hazirandan İtibaren başlanması tekarriır etmiştir. Kömür tesbil edilmiş olan istihkak üzerinden verilecek, geçen seneki gibi kısıntıya tâbi tutulmıyacaktır. Yer değiştirenler için yapılan muameleler de fevkalnede basitleştirilmiştir.
rım üstündeki sıra lokantalardan birinde yedik. Garson olarak yalnız temiz önlüklü kadınlar hizmet ediyor. Yemeği yerken iki defa kadın garson, 1-ki defa da lokantanın sahibi I yemekleri nasıl bulduğumuzu , sordular ve bir kaç defa da «Â-îiyet olsun» dediler. Nezaket ve gönül almak ticaretin İlk şartı. Lokantalarda müşterinin arkası alınınca kadın garsonlar, çabuenk bir temizlik yapıyorlar. önlüklerini çıkarıyorlar. Bir süslenip püslendlkten sonra çekip gidiyorlar. Bu boş zamanlarda başka yerlerde çalışıyorlarmış. Bize hizmet eden garson kadın giderken geçinmek İçin çok çalışmak lâzım geldiğLnl söylüyordu.
Bir şehri güzelleştiren şeyler ne büyük binalardır, ne âbidelerdir. Bunlar ancak geniş caddelerde ve meydanlarda otur-larsa şehir güzel görünebiliyor. Daracık sokaklarda büyük bl-na bir sıkınlıdan başka bir şey delildir. Atlnada, Cenovada. Marsllyada caddeler geniştir, kaldırımlar geniştir. Bu üç şehirde de İ3tanbulda olmıyan bir
Pirede, Cenovada Türkiere rastladık da Marsllyada bir Türke rastlamadık- Yalnız bü-
yük caddelerden birinin kaldırımlarında yürürken arkadaşlar bir eczane gösterdiler. Marsll-yaya gelen her Türk bu eczaneye uğrarmış. Sahibi Fransız, Kalfası Ermeni imiş. Türkçe konuşuyor ve Marsilyaya gelen Türklere para bozmağa ve-sair hususlarda o yardım ediyormuş. Biz de eczaneye uğradık. Hem kalfa, hem de kasadar kız pürüzsüz bir Türkçe konuşuyordu, Çanakkalell İmişler. Kızı Çanakkalede doğmuş ama hiç bilmiyor. Yabancı memlekette insanın kendi dilinin konuşulduğunu duyması pek hoş şey. Bize memleketten haber sordular, biz onlardan Marsilya haberleri aldık.
Pireden bizi üç mendil uğur-lamıştı. Cenovadan iki mendil. Marsilyadan mendilsiz ayrıldık.
Hazin bir şey!
İngil tereye Amerika ya Fransaya İsveçe İlalyaya Hoilandaya Yunanlstana Almanyaya Mısıra Flnlandiyaya
En az ihracat 1016 kilo tutarında 604 liralık kırmızı mercimek olmak üzere yeni Zeianda-ya yapılmıştır.
Yapılan ihracatın, madde İtibariyle de çokluğunu şunlar teş kil etmekledir:
Kilo Lira
Tütün 1.590.155 5.373587
Üzüm. Ç. 12.940.654 7.290,300
Pamuk 510.343 1.134.274
Keten to. 688.210 294.528
Pamuk küs. 1.600.000 294 .457
Şevket RA DO
Kurtuluş - Beyazıt otobüslerinin tabelâları
Kurtuluş - Beyazıt arasında işliyen otobüslerin tabelâları şey var: Yol ortasında, kaldı- (Kocamustaf apaşa -Eminönü oto rımlar üzerinde kahveler, lo- bûslerinln tabelâlarına çok ben kantolar, tstanbulda kaldırım-, çediğinden, yolcular şaşırmaklar üzerine değil iskemleler atıp tadır, oturmak, üç kişinin ayakta du- | rup konuşması bite geilp gidişi bozar. Kaldırıma bir şey kon-, masın diye belediyenin ne ceza tehditleri çıkarmak mecburiyetinde kaldığını/düşününüz! Halbuki Cenova ile Marsilyanın hâtırada kalan en güzel yerleri yol üstünde, büyük ağaçlar altındaki bu kahveler, bu lokantalardır BJr değil, iki değil, yüzlerce. Islanbulda şehir içinde bir ağaç altında oturmak İçin Beyazda kadar çıkmak, camiin önüne veya arkasına sığınmak lâzımdır Marsllyada en güzel dakikalarımızı belediyenin Ö-nündekl binlerce sandal yalı kaldırım kahvelerinden birinde geçirdik. Yanı başımızda, yine kaldırım üstünde işportacılardan mürekkep bir küçük seyyar pazar kurulmuştu! ı
İdarenin bu tabelâyı, yanlışlığa mahal vermlyecek şekilde değiştirmesi temenni edilmektedir.
Kaplıca ihracına müsaade edildi
İnglltereye pamuk döküntüleri satılacak
Osmanlı Bankası Umum Müdürlüğünden İzmir Pamuk İhracatçı Birliğine gelen bir yazıda İngiltere hükümetinin (Ham Pamuk Komisyonu} hesabına hareket mecburiyeti olmaksızın hususi İthalâtçılar tarafından kendi hesaplarına pamuk döküntüsü mübayaasma izin verdiği bildirilmiştir.
Bu hale nazaran fazla tarda yabancı maddeleri
olmamak iızere elverişli fiatler-le İngiltere piyasasına gayrl-mahdut miktarda Türk pamuk döküntülerinin satılmasının im kân dahilinde olduğu bildirilmektedir.
Hoilandaya 105.486
Uruguvaya 144.812
Avusturyaya 36.660
liralık ihracat yapılmıştır,
İncir vaziyeti de şöyledlr:
8 9/049 dan 31/5/950 ye kadar 13.498 ton ve 10 062.201 liralık İncir ezmesi. 4.158 ton ve 1 460.564 liralık hurda incir yine İzmir limanından ihraç edilmiştir.
En çok ihracat:
4.264.488 lira He İnglltereye, 1 183.839 lira ile İsveçe olmuştur.
RADYO
İSTANBUL RADYOSU
mİ It-hayl
Geçen sene hububat Istihsa-lâlının azlığı dolayısiyle kaplıcanın İhracına İzin verilmemişti. Öğrendiğimize göre; bu yıl ekim ve yetişme şartlarının müsait gitmesi ve bu suretle ihtiyaca yeler hububat elde edilebileceği göz önünde tutularak kaplıcanın anlaşmamız bulunan memleketlere anlaşmalar hükümleri dahilinde, anlaşmamız bulunmıyan memleketlere ser-bes dövizle «dolar ve İsviçre I frangı» veya sterlin karşılığında Öğle yemeğini de Marsilyanın ve lisansı Bakanlıkça verilmek en büyük caddesi Canehlere'in şartlyle İhracına müsaade olun-ucundaki rıhtımda, yine kaldı* muştur.
Camilerde fennî tathirat
Şehrimiz sağlık ve sosyal yardım müdürlüğü, ramazan dola-yısiyle İstanbul camilerinde fenni tathlrata başlamıştı. İstanbul , cihetindeki camilerin temizliği İkmal edildiğinden temizleme ekiplerinin bir kısmı Beyoğlu semtinde bir kısmı da Anadolu yakasında faaliyete başlamışlardır.
öğle ve akşam programlan
157 Aîllış ve programlar.
I.IM Haberler
115 Karışık halli müslk (Pl.)
) M Hafit ö$lc müîülU
1.00 Şarki ve türküler (Pl.»
130 Serbest »t.
I.IM Orkstra eserleri (Pl)
5 00 Programlar ve kapanı*. [57 Asılı» ve programlar.
IW Fasıl heyeti konseri «Hüzzam»
110 Dans marizi (Pl.)
11» Haberler.
115 İstanbul haberleri, ısı Karışık hant müıtk (Pl.
1.40 Gitar kuarlell konseri.
• t» Serbest sant .
) 13 Küçük orkestradan melodiler. j.30 Şarkı ve türküler Okuyan Semahat Ergükmen.
100 Şarkılar (PLİ
1.15 Dinleyici istekleri (Türk klfill
î 00 Scnlonik mü^lk (Pl I
1.15 Hafit piyano soloları (Pl.)
S .45 Haberler.
1.00 Dans milliği ( Pl)
1.30 Programlar ve kapanı*.
I
birbirine zıd görüşler etrafında kuruluyor, mütenakıs görüşlerin (prensiplerin) arkasında ise, birbirine zıd menfaatler gizlidir.
Kiminin arkasında köylünün, kiminin arkasında tüccarın, kiminin arkasında işçinin menfaati...
Bir ekmek meselesinde, bu mevzuun minimini hir parçacığı görülmektedir. Fakat acaba Demokrat Partinin niyeti, şehirli mutvas-sıttaıı yontmak mıdır? Değilse kimden, ne suretle yontulacak, kimin menfaatine hizmet edilecek? Faaliyetler bir üslûp dahilinde midir? Yoksa fırıncıların tepesine bir hacer-i semavi mi düşecek? Galiba şimdilik karanlıkta şuna buna çarparak ve hedefi pek malûm olmayarak el yordamiyle ilerliyoruz.
Biraz daha yürümeli ki, hangi istikamete gidildiği anlaşılsın.
(Vâ-NÛ)
Beşiktaşlıların Şerci ve Uusnüyü anma günü: Şerefin uıeıarı başında toplananla*
ANKARA RADYOSU öğle ve akşam ptogranUan
1328 ACI11* ve program. 1230 Şa-kılar, 13.00 Haberler.
1315 Minik (Pi l
13.30 dille Baıetes».
13 15 Mܻlk (PL)
14,00 Hata raporu, aksam programı ve kapanış,
17 59 Acılı» ve program.
18 00 MS, ayarı ve Dans müziği 1330 Kitap saati.
1045 Melodiler (Pl.)
19,00 MS. ayarı ve Haberler.
39.15 Geçmişte bugün
19 20 Şarkılar.
19.45 Tarihi Türk mü.-.lgL
20.15 Radyo gszetesi.
20.30 Müzik (PLİ
21.15 Konuşma.
21 30 Dana müziği (Pl.» 22,00 Konuşma.
22.16 Halk türküleri.
2245 MS. ayarı ve Haberler. 2300 Program ve kapama.
Şaym Cumhurbaşkanı, «Bizim köy» müellifi Mahmut Makal’ı Çankaya köşkünde kabul etmiş e konuşma arasında kendisine şöyle demiş:
«— Biliyorsunuz, ben de köylü çocuğuyum. Yalnız, bizim köy ile sizin köy arasında bazı farklar var. Bizim köyde halk, memleket meseleleri üzerinde düşünebilecek uyanıklıktadır. Neşriyatla daha fazla ilgilenirler. Köy kahvelerinde tarih kitapları okunur. Gazete, mecmua, kitap köye fazla girmiştir. Bunun da sebebi bizim köyiin İstanbula biraz daha yakın olmasıdır.»
Sayın Bayat'ın işaret ettiği gibi, hakikaten büyük şehirlere yakın olan köyler, u-zaktakilere nispetle medeniyet, irfan ışıklarından biraz faydalanırlar, içtimai seviyeleri daha yüksekçe olur. Diğer medenî memleketlerde 11 de vaziyet aşağı yukarı boy-Itdir.
Ancak, acı duyarak şunu — da itiraf edelim ki bizde büyük şehirlere yakınlık me- 'ta safesi aynı olan köyler arasında da uyanıklık seviyesi C büyük farklar arzeder; hat- ,O tâ bu fark bazan, daha u- OT Jaktakilere nispeten cok ya- fe kındakilerin aleyhine de te-telli etmektedir. Meselâ Cumhurbaşkanımızın doğum ® yeri olan Gemlik kazasının S-Umurbey köyü neşriyatla daha fazla ilgilenir, köy !>» kahvesinde tarih kitapları, -O gazeteler, mecmualar oku- -Q nurken. İstanbulun Şile ka- Q) zasma bağlı bir köyde halk, "K dedelerden kalma iptidaî u- q sullcrle basit bir maişet te- t-mini gailesine dalmıştır. Buralarda kitap, gazete, mecmua gibi irfan meşaleleri ancak yittik tedris devresi i-cinde köy okulunun kapısından girip öğretmenin odasında toplanır.
Anadolunun göbeğinde ve tren güzergâhında bulunan Niğde vilâyetinin Aksaray kazasına bağlı Demirci köyünün acıklı sahnelerini Mahmut Makal’ın kitabı bütün çıplakhğıyle önümüze serdi.
Şarka doğru ilerledikçe daha feci tablolarla karşılaşırız.
Köylüyü, köyü kalkındırma dâvası çeyrek asır boyunca dilimize dolanmış bü mevzudur. Nutuklar, makaleler. demeçler birbirini takip eder. Hatiplerimiz, idare adamlarımız sıkılmış yumruklarını masalara vura vura; «Kööy... Köyliiüü...» diye haykırdıkça tavanlar çınlar. Ediklerimiz. politika muharrirlerimiz köy ve köylü dâvası üzerinde yazı yazmak için kaleme sarıldılar mı, mürekkeplet şırıl şırıl akar, kâğıtlar hışır hışır tomar olur. Fakat bütün bu gürültülerin, şırıltıların, hışırtıların köylüyü kalkındırması şöyle dursun, kılını bile kımıldatamaz. _
İkinci cihan harbinde toprak mahsulleri fazla para etti ve bu lıal, ücra köylerin kulübelerine kadar rakı şişesini kolayca sokuverdi amma, seneler senesi nutuklarla, demeçlerle tüketilen nefesler köyde irfan. imar kıvılcımını ışıldatamadı.
Bakalım
köy dâvası üzerinde daha nice nutuklar dinliyeceğiz, makaleler okuyacağız, kitaplar hatmedeceğiz? Zavallı köy!
huııdan
sonra
(Pl.)
7 30 M Sjıynrı.
7 3L Neşeli paresini (PL.I
.45 Haberler.
S.oo Sac «erleri tPL|
815 Tansalar (Pl.)
8-25 Günün programı ve H.ava poru.
8, M Halil er kâba cauılCU (PL) 9 09 Kopun*.
7 I
Cemal Refik
Kars seçimi
Kars 17 — Kars seçiminde yolsuzluk iddiası üzerine tahkikat yapmk üzere yargıtay baş savcı yardımcısı Nuri Su eri şehrimize gelmiştir,
Z"
«3ÂRANTI BANKASI İstanbul şubesi 19 6/1950 pazartesi gününden itibaren Karaköy Palas karşısındaki kendi binasında çalışmaya devam edecektir.
Sayın müşterilerine Hân olunur. /
ffeifelME Ü Z İ K
İstanbul öğretmenler korosu
1 Evvel zaman içinde..
Eski müvezziler
Hıılûsl Öktem» İdaresindeki İstanbul Öğretmenler korosu İlk konserini 15 haziran 1950 perşembe günü İstanbul radyosunda verdi. Konser hakkın* daki düşüncelerimi yazmadan önce bu teşekkülün kuruluşunu ve şimdiye kadar geçirdiği kritik durumu bahis mevzuu etmek isterim.
Miüİ Eğitim Bakanlığı müzik müfettişi Ferit Hilmi Atrek geçen yılın aralık ayında İs-tanbıılda bulunduğu esnada müzik öğretmenlerüe bir hasbi hal yapmak lüzumunu hissetmişti. Bu toplantıdan, kendisi kadar müzik öğretmenleri de memnun ve mütehassis olmuşlardı. 28 Aralık 1949 tarihli «AKŞAM» gazetesinde çıkan •Müzik meseleleri: Bir toplantı münascbctile» başlıklı yazımda o gün görüşülen musiki mevzuların ı ve alınan kararlan okuyucularıma bildirmşltim. İlkokul öğretin enler inin müzik bilgilerini genişletmek ve smıfta daha faydalı olmalarım sağlamak İçin baltada Wr gün mîizik kursları açılmış ve İs-tanbuldakl ilkokullardan seçilen öğretmenlerin bu kurslara devamı temin edilmişti. Şehrimizin muhtelif mıntıkalarında öğretim yılı sonuna kadar devam eden müzik kursları, henüz İlk tecrübe aylan İçinde bile faydalı olmuştur. Öğretmenler, gelecek yıl da bu toplantıların devamı temennlslle kurslardan ayrılmışlardır.
Aralık ayındaki toplantıda alınan kararlardan birisi de ortaokul müzik öğretmenlerinden müteşekkil bir koro teşkili idi. Her müzik öğretmeninin teşne olduğu bu türlü koro çalışmaları o gün hararetle umumun tasvibine nıazhar oldu. Koro şefliğine Konservaluvar yaylı kısmı müdürü öğretmen Hylûsl Öktem seçildi; çalışma yeri ve günü tesbit edildi Fakat bundan sonrası o kadar kolaylıkla yürümedi. Bütün gün derslerle yorulan, geçim endişesile munzam işler peşinde koşan öğretmenler bütün isteklerine rağmen koro çalışmalarına yakatılamadılor veyahut muntazam devam etmek imkânını bulamadılar. Bu yüzden ortaokul öğretmenler korosu vakit vakit dağılmak tehlikesi geçirdi. Resmî makamların isteğine uygun olarak kurulan koro yine bu makamların gösterdiği hassasiyet sayesinde devam etmeğe, ve bünyesine Uk okul öğrenmenlerini de katarak genişlemeğe muvaf-Tak oldu. Geçen gün İstanbul radyosunda ilk konserini veren İstanbul Öğretmenler korosu, bugün mevcudu elli kişiye çok yaklaşan bir kadro İle çalışmaktadır.
Her teşekkülde olduğu gibi bilhassa musiki teşekküllerinde de kuruluş ve onu takip eden aylarda ayakta durabilmek güçtür. Kanaatime göre İstanbul Öğretmenler korosu bu en müşkül günlerin imtihanından haşan İle çıkmıştır. Gelecek yıllarda koroya yeni elemanların da katılacağı, — bal yapmak için kovana üşüşen arılar
gibi — ve bu teşekkülün gürbüzleşeceği şüphesizdir .
İstanbul Öğretmenler korosunun radyo konserinde Schu-bert'ten: «Bayrak» Ve »Hlrtcnc-hor» Mozart'tan *Ave Verum», Sc humarın’d an «Zlgeuncrlc-
ijen», PurcelTden «Kırık ka-nadlar» ve Hıılûsl Öktem’den «Odasına girdim» halk türk’i-Sİle «İstanbul marşı» adlı eserleri dinledik.
Dünyamın tanınmış kur dian ‘yüzlerce yıllık ananeye sahip teşekküllerdir. Henüz altı aylık bir geçmişi olan İstanbul öğretmenleri korosundan İdeal kir koronun vasıflarına bugünden malik olmasını istemek haksızlık olur. Yalnız şu var kİ iyi niyetle kuruımuş olan ve mûsiki İşLnl kendilerine gaye e-cLinnıiş meslek âdtunlaruu bir araya toplayan bu teşekkül daha bugünden ümit vericidir. İlerideki dört başı mamur koronun nüvesini bu toplulkta görmek hata olmaz. Yalnız şu var kİ. bu topluluğu benimsemek vc elblrllğlle yürütmek gerek.. Konser günü koroda çalışan bir arkadaşımla görüşüyordum. Bana: — Koronun prova gününü bütün hafta İple çekiyorum., diye gönülden bir itirafta bulundu. Her âza> nın aynı İstekle bu çalışmalara koşması, az zamanda koronun gelişmesini sağlayacaktır.
Öğretmenler korosunun üstün tarafı; âzasınm n-msıkiye nefsini vakfetmiş olmaları, yıllardır bu işin İçinde fiilen bulunmaları ve öğretici durumda oldukları İçin koro çalışmalarına çabuk İntibak etmeleridir. Ses muvazenesi, hacım ve kaynaşma bugünlük mükemmel olmasa dahi yarının mükemmel korosunu müjdeliyecek değerdedir.
Koroyu idare eden ve feragatle çalışan Hulûs! Öktem in mesaîsini şükranla anmak gerek.. Her koro âzasının «hoca» diye sevip saydığı şefe gelecek yılların çalışmalarında da başarılar dilerken, böyle lüzumlu ve güze] bir teşekkülün kurucu vc koruyucuları durumunda o-lan bugünkü koro âzasının bu esere kıskançlıkla sahip çıkmalarını dilerim.
Fikri ÇİÇEKOĞLÜ
îmar ve Kalkınma bankası heyeti
Ankara 17 (A.A.1 — Haber aldığımıza göre, hükümetimizin daveti üzerine memleketimize gelmiş olan milletlerarası imar ve Kalkınma bankası heyetinin çalışmalarına mimar Kemal İlkokulunun pir kısmı tahsis edilmiştir. Heyetin memleketimizdeki çalışmalarının üç ay kadar süreceği tahmin edilmektedir.
RAŞİT RIZA TİYATROSU TEMSİLLERİ
Pazartesi: üskUdar Ba£larb.i5i Şen
Bahçede
Salı: Büjukde re T3cj-az Park Çarşamba: ArnavulkBy Çiçek Bahçesi Perşembe: Yeşilköy Röne Bahçesi Cuma: KadıkOy Süreyya Bahçesi
Tefrika No,: 77 t
Donatella yatakta doferulmuş. eli Anmandonun elinde hararetle anlatıyordu:
— Düşün kİ o delikanlı memleketinden, anasının babasının yanından kaçtı, Venezuellaya gitmek üzere vapura bindi. Şimdi hayatından, memalından bir haber yok. Fakat ben onun bu haline karşı da bir nedamet duymadım. Ona hakikati söylemiştim Armando. Buna rağmen her türlü teşebbüse girişli, fakat muvaffak olamadı. Yalnız itiraf edeyim ki oğlumu kaybettikten sonra İçimde müthiş bir azap uyandı. Oğlum... Evlâdım... Onu niçin öldürdüm? O-nun ne günahı vardı? İşte her zaman aklımı perişan eden bu Jki sual, bende huzur ve rahat bırakmıyor. Bu nedamet, yakamı bir türlü koyuvermiyor. Müthiş bir şey Armando. Bunu sen anlamalısın, izahı zor bir şey. Ümit ederim, ben! anlayacaksın... Bent anlıyorsun değil nrv
Cevabı İşitmedi, korkarak sustu Yiı'Aüne baktı Armando başın» eğmiş, düşünüyordu.
Malatya!» Fahri
Musiki öğretiminin keşfi — Manifatura tüccarı olacak yerde... — San kurdelâ şarkısının hikâyesi — Telif hakkı ile geçinen sanatkâr — Satılan yarım milyon plâk — Aşk mektuplarının verdiği korku
Halk musikisi sanatkârı ve bestekâr MalatyalI Kahrl'yi tanımayan yok gibidir. Onun şöhreti, radyolardaki yayınları ve satılan plâklarının yarım milyonu bulması kadar başından geçen büyük bir aşktan ileri gelmektedir. Esasen bcslekârlığma ve okuyuculuğu-na sebep de hep bu aşktır. Hayatı ve yetişmesi
MalatyalI Fahri hayatini şöyle anlattı:
— Malatyada doğdum, 33 yaşındayım, Sesim musiki muallimimizin dikkatini çekmiş, benimle hususi surette meşgul olmağa başladı. 8 yaşında kemana heves ederek bir kaç sene çalıştım. Mütaakıben de halk sazını, kimseden ders almadan öğrendim.
Pederim manifatura ticareti İle meşguldü. Beni de aynı işte yetiştirmek İstediğinden maJ. almak İçin her İstanbuia gelişinde yanında taşırdı.
932 de İstanbula gelişimizde Zeynel Abidln’in müessese sinde cümbüşleri görüp bir tane aldım. Bununla meşgul oldum. Bir müddet sonra Zeynel Abi-din, bana kendisi için yaptığı cümbüşü Terdi. Benim tanınmama bu sazın âmil olduğunu söyliyebilirtm.
934 te Malatyada, «Sarı kur-delâ» şarkısının beste ve güftesine sebebolan büyük bir aşk macerası geçirdim ve sevdiğimle evlendim. Fakat ailem bir kıskançlık buhranı sebebile intihar ettiği İçin 936 da başımı alıp oradan uzaklaştım. Evvelâ İstanbula sonra da bir çok yerler dolaştım. O günden-berl de bîr daha Malatyaya uğramadım. Artık İstanbulda yerleşmiş gibiyim.
936 da İstanbula geldiğim zaman Artaki efendiden nota, Salâhaddin Pınardan da usul ve makamlara dair dersler aldım. Aynı sene Sahibinin Sesi firmasına plâk doldurdum. Bir sene kadar da bazı saz sftlmı-lannda okudum. Bir yıl sonra Polîdor firmasının dav etile Almanya’ya giderek plâğa okudum. Dönüşte Kolombiya’ya bağlandım.
14 sene var ki sahnede şarkı okumuyorum. Artık okumağa da niyetim yok. Bunda Yeşila-ya. İntisabınım tesiri de vardır. Plâklardan başka radyoda da okuyorum.
Çaldığı sazlar ve besteleri
— Hangi sazlan çalarsınız?
— Tambur, keman, kanın biraz da piyano çalarım. Bunların İçinde en çok sevdiğim tamburdur. Onun sesine âşıkım desem yalan olmaz.
— Kaç besteniz var? Bunların içinde en çok hangiler! sevilmiştir?
— Şimdiye kadar 32 şarkı ve
Konuşan: SADEDDİN GÖKÇEPINAR
MalatyalI Fahri
tığınız söylenir. Aslı var mı?
— Evet. Ailemin intihan şüpheli görülmüştü. Doktorlar raporlarını, adliye de keşfini tamamlayıncaya kadar mevkuf kaldım. 6o gün sürmüştü. Hapishanede geçen bu 60 gun bana «ne kara günlerde doğurmuş anam» ve «ne zalimdir | mahpushane havası» isimli besteleri kazandırdı.
Alaturka musiki
— Alaturka musiki ile de meşgul oldunuz mu?
— Alaturkanın yalnız türkü kısmına ehemmiyet veririm. Hattâ bazı arkadaşları daha ziyade türkü bestelemeğe teşvik ederim. Halk musikisini sahneye koyan ve memlekette Uk defa yayınlayan ben oldum.
— Alaturka musiki hakkında
ne düşürtüyorsunuz
— Dede efendi ve Hacı Arif beylerin eserleri tekke usullerini andırdıklarından hoşlanmam. Zaten bu besteleri muayyen bir zümre dinlemektedir. Bunu nereden biliyorsunuz? diye sorarsanız plâk fabrikalarından.. Bu hususta en İyi fikir buradan alınabilir. Zira halk türkülerinin plâklarına nazaran alaturka musikiye ait plâkların satışı çok düşüktür. Şimdiye kadar 90 şarkı okuduğum 45 plâktan milyona yakın plâğım m ıştır.
— Bu derece rağbet halk musikisine radyolularda lüzumu kadar ehemmiyet veriliyor mu bari?
— Maalesef hayır. İstanbul radyosunda halk musikisine seans olarak ayda bir, çok çok , ikî kere on beşer dakikalık za-vermek benim için güçtür. Şu; man ayr^yor. Bir anket açılsa kadar söyleyebilirim ki bana ha[g muSjtjSine ulan rağbet kodu ny a nın en büyük aşkım y^-î )ayCa anlaşılır, şatan ve bu şarkının güfte te bestesini ilham eden sevgilim — kİ sonradan ailem de olmuştur — Başına sarı kur-delâ bağlayıp mektebe giderdi. O zaman 16 yaşında idim. Âşuc olduğum sıralarda bu şarkıyı yazıp bestelemiştim.
Evlendikten iki yıl sonra allem bir kıskançlık sebebile
türkü besteledim. Bunların a-rastnda halkın en çuk hoşuna gidip beğendiği «San kurdelâ» dır, Bu türkünün 180 bin plâğı satılmıştır. Aynı türkü altı ayrı ses san takan tarafından plâğa okunmuştur ki bu rağbet şimdiye kadar hiç bir esere şıp olmamıştır.
Sarı kurdelânın hikâyesi
San kurdeiâ şarkısının hayatında büyük tesiri olduğunu söylemişti ona:
— Bu şarkının güftesi ele sizin galiba. Onu ne vesile ile yazmıştınız? diye sordum.
— Bunu benden, çok kimse sormuştur. Hattâ filme bile almak isteyenler oldu. B'i şarkının ıâlâ kalbimde kanayan bir yara ile yakından alâkası olduğundan bu sualinize cevap
na-
yanın satil-
gören
Çocuk Ahmet, gazeteleri dağıttıktan sonra mektebe giderdi — Müvezzi Suat Tayfun — Şimendifer Kenan
Her hakkı mahfuz di ı r. Semih Mümtaz S.
Bin dokuz yüz dokuzla on| üç senelerinde Idil. Kışları ekseriya Adadaki evimizde geçirirdim. O zamanlarda İşsiz, yâni kadro harici bırakılmış olduğum için Şurayı Devlet mülkiye dairesi âzalığından mâzul kalmaklığımın; hem o yaşta İşten uzaklaş t iril maki iğimin a-cısını; hiç olmazsa dedikodudan meluna emken uzak kalan Buyükadada tatlılaştıracağımı zannetmiştim. Biı taraftan da eski devri yıkıp iş başına gelenlerin getirecekleri yenilikleri ca-nü gönülden beklemekte İçlim. Binaenaleyh, günün havadislerini günü gününe almak için A-daya gelen gazeteleri sabırsızlıkla beklerdim. Sabahın ilk va-puruyle Adaya gelen ve gazeteleri getiren (Ahmet) adlı çocuk bahçe kapısı önündeki fer-yadiyle her sabah beni uyandırır, gazeteleri bırakır geçerdi. Çocukluğumdanberi erken kalkmağa alıştırıldığımdan sabah kahvaltısından evvel sabah gazeteleri okumak - bugün de böyle dir - bendenize bir 2evk o-lurdu. Sabah: İkdam; Terciima,-nı Hakikat ve haftada bir kere de Servet-i Fünûn. Bu müvezzi Ahmet gayet açıkgöz, fevkalâde vazifeşinas, adamakıllı uslu bir çocuktu ve bir fakir evlâdı olduğu İçin bu çalışmalarından kazandığı para İle a-nacığma yardım ederdi. Ne yapar yapar Adadaki mahalle mektebine giderdi. Akşam va-puruylc İstanbula mülevecci-en hareket edinceye kadar. Bu halini bildiğimiz cihetle bizler de ona - Adada oturanlar - bazı muavenette bulunurduk. Sevimli de bir çocuktu Alime t!
Ve Suat Tayfun
Bir tanesini daha tanımıştım. Suat... Bu da Kadıköy semtinin biricik müvezzi idi Fakat bu bir fakir oğlu değildi, fakir olmuş bir talihsizdi, Çünkü Konyanın Fembezadcler ailesinden doktor rahmetli Yusuf Ziya beyin oğluydu. Aksarayda doğmuştu. Gözlerinin rahatsız-
lığı dolaısile okuyamomıştı. Karlarda, tipilerde, yağmurlar ve buralarda Kadıköyünde kapı kapı dolaşır, havadis yazıyor diye seslenir dururdu. Gözü görmediği için elindeki gazetelerin isimlerini veremezdi. Akşam üzerleri tevziatta1 İse Havadis yazıyor demez. Akşam yazıyor, Akşam yazıyor teranesiyle evlere gazeteler taşırdı. Biçare elyevm hayattadır ve yine Kadıköyûndedlr ve hâlâ mü-vezzidlr ve hakikaten merhamete şayan bir durumdadır. Buna rağmen bin müşkülât ile çalışır durur. Kör topal gazetesini satar.
Müvezzi Kenan
Bir de Kenan adlı bir müvez-zl vardı. Kırk sene kadar BabIâli caddesini çiğnedi, nihayet çiğnendi, öldü gitti. Ona şimendifer Kenan derlerdi. Ve hakikaten bir sürat katarı gibi çok çabuklukla İşini görür, emsalini hayretlerde bırakırdı.
Meşrutiyetten sonra
Bir aralık belediye faydalı bir faaliyete geçmişti. Şehrin ötesinde berisinde köşkler İnşa ettirmiş. müzayede ile kiralamıştı. Bu köşkler bilhassa g3zete ve yanında şunu bunu da satarlardı. Bu köşkler belediyeye Kârlı bir İş de olmuşlardı. Görünüşleri de güzeldi. Hattâ kalınında yanlış Kalmamışsa Köprü ü-zerinde dahi bunlardan Dlr iki tane vardı. Bugün Köprü üzerinde o günlerden kalmış oir müvezzi daha vardır. 'Âdem Baba). Bugün de müvezzilikte ve işini dürüst ve namuskârane görmekte şöhreti duyulurdu O-hu Adalar ve Kadıköy halkı çok severlerdi, hâlâ da severler. Bağdaş kurar, gazetelerinin ü -zerinde kurulur sevimli bir mü-vezziydl. Çok da emniyete şayan bir adamdı Allah ömür versin, bu Âdem Baba da hayattadır. Çocuk Ahınet sonra ne oldu, bilmiyorum, inşallah o da hayattadır ve iyi bir şey olmuştur. S, si. S.
Beslendi:
— Armando... Bana karşı müthiş kızgın mısın?
Bu cümle, Donatellanin kulağına da nahoş ve mânâsız geldi. Armando yavaşça ayağa kalktı.
— Şimdi sakin ol ve uyumağa çalış. Artık yapılacak bir şey yoktur, dedi.
Donatella ellerini kavuşturarak:
— Armando, Armando... Rica ederim, dedi.
Armando, yine hiddetlendi:
— Rica ederim; artık yeter, bu gece İçin kâfi derecede ü-züntümüz var. lüzumsuz yere melodramlk sahneler yapmıya-lım. Bu gülünç hâdise içinde yapabileceğimiz yegâne şey. şeref ve haysiyetle hareket etmektir. Şimdi uyu ve İstirahat et. Bak ne hale geldin.
Donatella, Armandonun kapıya doğru yürümek üzere olduğunu gördü, ümitsiz bir feryat ile kollarını uzattı:
— Armando... Sevgilim... Gitme.. Gel...
Armando. bıı devete İcabet jeianeıil, yanına yaklaşmadı, Ar-
— Saz salonlarında çalışmadığınıza göre nasıl geçiniyorsunuz?
— Plâklarımın satışlarından aldığım telif hakkı ile. Merak ve eğlenceleri
— Yeşilaycı olduğumdan ağzıma içki koymam. Sigara da içmem. Yalnız çay içmeyi çok
mm tur kuka:ıcıın ücu;-vuv ...... ..... .........
tlhar etti. Bu. hayatımın en severim. Denizi de severim. E-biiytik felâketidir. Onunla oe-[ sasen başlıca meşguliyetim mu-raber gezip dolaştığımız fıstık,I sikidir.
fındık ve kayısı bahçeleri banaj — İlerisi için ne düşünüyor-zindan olduğu için Malatj'adan sunuz?
ayntdım. Zaten bundan sonra! — Avrupayı gördüğüm İçin yaptığım bütün bestelerim bu Amerlkaya seyahat elmek nt-aeı ve ebedi ayrılıkla yakından* yetindeyim. Plâklarımın bir alâkalıdır. I kısmı Amerikada satıldığı İçin
Bu hâdfsedenberi bir daha bunları kimlerin aldığını meras evlenmedim.. Evlenmeğe de ni- ediyorum.
yetini yok. Burada 13 yaşındaki — Piyasada halk türkülerini kızım Süveda ile beraber otu- en iyi okuyanlar kimlerdir? ruvoruz. Onu da dayısının oğ-| — Piyasayı bilmem ama be-’ luna nişanladığımız için artık niın beğendiğim DiyarbakIrlI ' o da hizira sayılmaz. 1 Celâl var. Diğer sanatkârlar a-
İh-
— Hapishaneye de girip çık- rasında da Müzeyyen Sonardan
İçli okuyanını tanımıyorum.
Aşk mektupları
— Size aşk mektupları gelir mî?
— şimdiye kadar hiç a şk m ek tubu almadım. Ben do kimseye yazmadım. Ârasıra tanımadığım hanımlardan mektuplar gelir Taahhütlü iseler adresleri belli olduğundan iade ederim.
— Sebep?
— Daha sebep ml soruyorsunuz? Baksanıza aşk beni ne hale getirdi! Leylânın Mecnunu gibi senelerdir elimde saz yanık türküler okumaktan başka nc yapıyorum!
Sadi Yaver’in mektubu
Halk tnusikicîmlz Sadi Yaver Ataman'dan görüşmemize dair çıkan yazıyı tamamlayıcı mahiyette bir mektup aldık.
Üstat, mektubunda alaturka
klâsik musikiyi bir sanat musikisi telâkki ettiğini, bugünkü piyasa musikisinin umumiyetle lehinde konuşulamıyaeağını. ga zinol&rda klâsik musiki ile birlikte halk musikisinin de ayağa düşürüldüğünü bununla beraber alaturkanın bilhassa kıymetli icracıları bulunmasına rağmen ileri Türk musikîsi dâvasında hamle unsuru oîamıyacsğını kaydetmektedir.
Ayrıca şekli ve mahiyeti ilmileştirilmemiş bir musikinin terbiye vasıtası olaıınyaca-ğını söyleyen Sadi Yaver Ataman, bugünkü şartlarla gençliğe kültür ve terbiye vasıtası o-larak ancak halk musikisi öğretilebileceğini söyliyerek sözlerini şöyle bitirmektedir:
— Cevabımda, alaturkayı sevmem demekle aşinalarını nazara almak şarıiyJe bayağılaşmış piyasa musikisini sevmem demek istedim.
kasını çevirerek kapıya doğru yürüdü. Donatella yataktan fırlayıp arkasından koşmak, kollarına atılmak, ayaklarına kapanmak istedi.
Armando bunu hissetmiş o-lacak kİ birdenbire arkasını döndü, ona öyle gazubane bir bakış fırlattı ki zavallı Donatella, yalvarmanın, ricanın para ctiniyeceğlnl anladı.
Armando kapıyı kapadı. Dona tel] a tekrar yatağa uzandı ve yavaş yavaş İçine bir tevekkül, bir mutavaat yerleşti, cYapıla-cak bir şey yok. Kabahat bende. Zarar yok. Zarar yok. Öl-miycceğim Mukadderat böyle istedi, ben değil.»
Bu hissin tesiri altında gözlerini kapadı,, uyudu.
Ertesi sabah uyanınca gazetelere bir goz gezdirdi. Gazetenin bilinde şöyle bir havadis
gözüne çarptı: »Maestro Fran-sada ve Belçikada bazı konserler vermesi hakkında vaki teklifleri kabul etmiştir. İlk konserini önümüzdeki haziran içinde Park te verecektir.»
Armando İle seyahate çıkmak en büyük.emellerinden biri idi. Bu haber üzerine sevincinden zıpladı, hopladı. Hemen Arman donun yatak odasına koştu. Kapıyı açmak istedi, fakat açamadı, içerden kilitliydi.
■ — Armanda, Armando, diye seslendi.
— Yine ne var? Ne oldu? Beni rahat bırak. Keyfim yok.
— Dinle Armando... Kapıyı aç. rica ederim.
— Hayır hayır, istemem. Rahatsız çdiimcmı istemediğim için kapıyı içerden kilitledim.
— Aç, diyorum, rica ederim aç. Çocukluk etme.
Donatellanın inada binen bu ısrarına dayanamıyarak kapıyı açtı. Donatella. delirmiş gibi içeriye daldı. Yine bir isterik sahne başlamak üzere idi. Arın ando:
— Bana bak, artık yeter, dedi, islersen beni döv. suratıma karşı bağır, çağır, sesimi çıkarmam. fakat şahne yapmaktan salcın... Artık bunlara tahammülüm kalmadı.
— Benimle beraber yaşamak İstemiyorsan, şu halde beni bırak.
— Bana bunu söylemek İçin ml geldin?
— Hayır, yabancı memleketlerden konser vermeyi, Parise gitmeği kabul edip etmediğini sormağa geldim.
— Bun lan sana kim söyledi?
— Gazetelerin birinde okudum.
— Oydurma bir haber.
— Hayır, uydurma değil. Bana söylemek İslemiyorsun, çünkü beni yanında götürmek niyetinde değilsin.
Armando kendisini tekrar yatağa atarak.
— Bazı teklifler karşısındayım, bunu inkâr etmiyorum. Fakat daha müspet bir cevap vermedim. Kabul ettiğim takdirde seni de yanıma alacak mıyım, yoksa göldeki büyük annenin yanma mı göndereceğim, bir karar vermedim. Daha hiç bir şey belli değil. Hazirana kadar daha çok vakit var. Düşünebilirim.
Donatella ağlamağa başlamıştı.
— Demek benden, velev muvakkat bir müddet için olsun ayrılmak, ayn yaşamak İmkânını. düşünüyorsun. Halbuki bir lâhza benden ayn yaşarsan kederinden deli olacağını söylemiştin.
Armando başım salladı:
— Çocuk olma Donatella. Artık aramızda her şeyin öldüğünü pekâlâ biliyorsun. Seni terk-ı etmiyorum, çünkü her şeye
rağmen sana karşı bir vazife hissim, bir mesuliyetim rar.
Donatella, gözlerini laltaşı gibi açarak hayretle:
— Ya, yalnız bu mu? dedi.
— Tabii. Başka ne olabilir? Büyük annenin yanına, o eve dönmek ne demektir, bilirim. Müthiş surette sıkılacaksın, takat bana karşı olan hasretten i değil. Şimdi biliyorum ki orada seni teselli edecek güzel, yakışıklı bîr delikanlıyı çarçabuk bulacaksın. Kendi zevkinden başka bir şey düşünmlyçci'ksln.
Donatellanın yiizii kıpkırmızı kesilmişti.
— Demek beni yalnız başıma hayatla mücadeleden âciz zannediyorsun. bir meslek sahibi olamıyacağım zannediyorsun. Eğer benim yanımda seni cehennemi bir bayat yaşamağa icbar eden korku bu ise. yanılıyorsun.
Yine saçmalamağa başlama. Doııaıella, Allah aşkına Tek başına ne yapabilirsin? İlk defa muvaffak oldun, çünkü elinde demir gibi sağlam tavsiyeler
(Arkası var)
( ıccesur.
ı mittir.
57 numaralı marşandiz treni, karanlıklan yırtarak Şikâgoya doğru seyrediyordu. Şehre yakın bir mesafeye geldiği zaman tren ■tak İn İsti Way ı. arkasında lokomotifin tekerlek gttrültüsühtt bastıran bir ses dudu:
— Vites kes, frenleri sıkışlırl Makinist hayretler İçinde balanı arkaa çevirince, tabancasının nomlûsunu kendisine çevirmiş olan meçhul bir şahıs gördü. Başka bir şahıs, ateşçi Bineli tabancaslle hareketsiz tutuyordu. İki haydut da bir kenarda durdukları İçin çehrelerinin eşkâli görünmüyordu.
Makinist, namlunun, ağzını, sırtında hissettiği İçin ister İstemez, İtaate mecbur kaldı. Tren boğuk bir gıcırtı çıkararak ıssız ovanın ortasında duruverdi.
Meçhul şahıs, makiniste ikinci bir emir verdi: Bu emir Ü-ıçrine Wayt, manivelâyı çevirdi ve lokomotif arkasına bağlı 11 vagonla beraber geriye doğru gitmeğe başladı.
Haydut makinistin kulağına eğildi:
— Gerisin geriye yarım mil kadar gidecek ve hattın yanı başında yanıp sönen kırmızı işareti gördüğün yerde katan durduracaksın. Canını seversen dediğimi yaparsın dedi.
Makinist ile ateşçi, sessiz, sa-dasız, bu emre İtaat ettiler. Meç bul şahsın yeni bir emri üzerine tren, şimendifer hattının şoseyi katettiğl noktada durduruldu.
Orada fenerleri sönük dört otomobil duruyordu. Siyahlar giymiş, yüzlerine maskeler takmış dört şahıs, saklandıkları yerden fırlıyarak posta vagonuna koştular.
İçinde bulunan posta memurları tehlikeyi görünce vagonun kapılarını içeriden demir sürgü İle kapadılar.
Karanlıkta bir silâh sesi pat-lıyarak vagon pencerelerinden birini hurdahaş etti. Haydutlar dan biri cebinden yuvarlak bir elsim çıkararak kınlan pencerenin deliğinden posta vagonunun içine attı. Bu. boğucu gazlar neşreden bir bomba idi. Posta memurlar;, gözleri yaşararak ve öksürüp aksırarak vagondan dışarıya fırlamağa mec bur kaldılar.
Bir kaç dakika sonra altmış dört posta çuvalı vagondan o-tomobillere taşınmışlardı. Haydutlar, bu işi gördükten sonra otomobillere atlıyarak karanlıklar arasında koybolurken yolcu--ta,n, şimendifer ve posta memurlarını korkutmak ve hareketsiz tutmak İçin vagona otomatik tabancalarını boşalttılar.
Bu soygun Amerika halkını telâş ve heyecana düşürdü. Bu, yapılmış olan en cüretkâr an e haydutluktu, Gansgterler, madeni ve evrakı nakdiye olan 3 milyon dolarlık bir para gas-bet m işlerdi.
Posta müfettişi Vllyam Fahl, tahkikatta bulunmak İçin derhal Şikagodan hâdise yerine koştu. Bu müfettiş, mükemmel ve mahir, bir polis haflyesl İdi Üç yıl evvel bir posta merkezin den 380 bin dolar çalmış olan hırsızı meydana çıkarmış ve yakalamıştı.
Vilyam. hâdise yerine girince, bir kumandan resmi ve hususi polis memurlarına gereken e-mirleri verdi. Bütün yollar ve şoseler tutuldu, polis ve jandarma devriyeleri karış karış bölgeyi taramağa başladılar.
Bu hâdiseden iki gün sonra polis hafiyelerinden biri, Şika-godakl serseri tabakaslle temas ▼e münasebette bulunan bir muhbir vasıtaslle esmer güzeli bir kadınla görüştü.
Bu kadın, marşandiz treni soygunculuğunun elebaşısı »e mürettebl. »sevdalı» m olduğunu İddia ediyordu. Hafiye, genç kadını tahkikatı yakından takip için Vaştngtondan gelmiş olar. posta baş müfettişi Say-monsa götürdü, kadın da romana benzîyen bu soygunculuğu bütün tafrilâtlle anlatarak:
— Kocam lld yıl evvel posta otomobilini soymak töhmeîlle mahkûm oldu Kocamı mahvetmiş ve aile yuvamı yıkmış olnn muhbirden, hayatım pahasına da olsa intikam almağa and İçtim.
Uzun araştırmalardan sonra kocamı İhbar edenin kim olduğunu öğrenince, güzelliğimi silâh olarak kullandım ve kendimi ona sevdirdim. Beni çıldıra-aıya seven muhbir, en lüks eğlence yerlerine götürmeğe, kıymetli hediyelere boğmağa vel-
.KADIK intikamı
hası! her türlü kaprislerimi tatmin etmeğe başladı. Zamanla emniyet ve İtimadını da kazandım.
Marşandiz treni soygunculuğunu haber alınca, âşık imin bu İşte parmağı bulunduğuna emin oldum. Çünkü kendisi, orta derecede bir memur olduğu halde, beni kendisine bağlamak i-çln avuç dolusu paralar harcıyordu. Bu paralan, ancak gayrı meşru vasıtalarla kazandığına şüphem yoktu.
Bu kanaatle, kendisini İtirafa şevketmek İçin bütün naz ve İşvemi silâh olarak kullandım, ve bir gün baş başa konuştuğumuz sırada sözü, tren soygunculuğuna naklederek:
— Bu ne mükemmel tertip e-dilmîş bir İşti. Her halde soygunculuğu tasarlayıp hazırlı-yan dâhi bir adam olsa gerek. Yoksa treni soyanların bu İşte münasebet ve alâkalan, o cin göz adamm plânlarını harfi har fine tatbik ettikten ve alelade İcra vasıtaları olmaktan Heri gidemez, dedim.
Bu sözlerim, bana karşı derin aşkından ve İçtiği fazla İçkiden başı dönmüş olan âşıkimin gururunu kabarttı ve ben! kollan arasına alarak:
Bu hırsızlığın «Dâhi müretıe-bl» benim diyerek bunca »aman dır. öğrenmeğe uğraştığım sırımı bana tevdi etti,
Esmer güzeli kadının bu ifşaatını dakikaden dakikaya artan bir hayret ve merakla dinleyen posta baş müfettişi heyecanla sordu:
— Bu adamın İsmi nedir? Çabuk bana söyleyiniz.
Genç kadın, tereddüt etmeden cevap verdi:
— Posta müfettişi Vllyam Fahl!
Ba? müfettiş bu ismi duyar duymaz, yerinden fırladı. Muhbir kadından tamamlayıcı izahat istedi. Kadın, İstediği malûmatı, en küçük teferruatına kadar verdi.
Baş müfettişin, ihbarın doğru loğunda zerre kadar şüphesi kalmamıştı.
Esmer güzeli muhbir kadının, bu kıymetli yardımına teşekkür
de bulunduk Ve tahkikatın bu Ip ucu özerinde yürütülmesi 1-çln maiyetindeki resmi ve sivil polislere sıkı emirler verdi. Posta müfettiş! Vllyam Fahi'nln hususî hayalı, İnceden inceye a-raştırıldı ve büyük haydutluğun elebaşısı kendisi olduğu meydana çıktı.
Posta müfettişi Vllyam, gayet lilks ve sefih ane bir hayat sürüyordu. Vllyamm 300 dolardan ibaret olan maaşı, sürdüğü hayata yetmediği İçin gırtlağına kadar borçlara boğulmuştu,
Vllyam, meşru yollarda bu borçlan ödemesine ve metresinin ağır masraflarım karşılamasına İmkân göremediği İçin para nakleden posta otomobil
Parlste en güzel çocuk müsabakası yapılmış ve yukarıda resimleri görülen 2 ve 3 yaşında Antııvan le An birinci ve ikinciliği kazanmışlardır, tkı sevimli yavru müsabakanın neticesi İlân edildikten sonra birbirini tebrik ediyorlar.
■■■■•■•■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■i ■■■■■■m ■■■■■■■■■■■■■■■■■■•■■■■■■•■■■«■■■■■■■■•■■■ ■■!■■■■■■■■«■■■■■ ■■■■■■
Evvelki (ün başlıya" aUeüun faaliyeuuuen bir gurunaş
ve trenlerini soymağa karar verdi ve bunun İçin Şlkagonun haydut tebakaslyle temas ve münasebet kurdu.
Vllyam, memuriyeti dolayısile külliyetli para nakleden posta otomobil ve trenlerini öğrenecek ve haydutlara haber vererek soyduracak, gasbedilecek paralar, araslarında yarı yanya taksim olunacaktı.
Vilyam, müfettişlik dairesinde polisler tarafından tevkif e-dildlğl zaman hayretinden dona kaldı. Çünkü suçunun meydana çıkacağını aklından ge-çlrmemlştl. Bu haydutluğu, pek mahirine tertip etmiş olan Vilyam, intikam almak istiyen kadının azmini hesaba katmamıştı.
Trenden çalman 3 milyon doların büyük kısmı, posta müfettişinin Şlkago şehri civarında kiralamış olduğu köşkün mahzeninde bıılunaak müsadere edildi, kendisi de 25 sene kürek cezasına mahkûm oldu.
Çeviren: A. HİI.ÂLt
ÖvÖYMÖAd^..^,'
Dondurulmuş yiyecek maddeleri Birleşik Amerikada durmadan gelişen endüstrilerden birini de dondurulmuş yiyecek maddeleridir. Bu usulü tatbik eden endüstriler, taze mcyvaları. sebzeleri, eti ve diğer yiyecek maddelerini, tazelik ve besleyici defterlerinden İliç bir şey kaybetmemek üzere dondurmaktadır.
Frijider tertlbatile mücchhea vagonlar ve kamyonlar, yüzlerce ve bazan binlerce mil ötedeki bakkal ve kasaplara dondurulmuş yiyecek maddeleri nakletmektedir. Ev kadını pazardan satın aldığı yiyecek maddelerini, pişirecekleri za- ’ mana kadar evlerindeki buz; dolaplarında dondurmaktadırlar.
1949 yılmda Amerikalılar takriben 9.000.000.000 kilo dondurulmuş gıda maddeler! yemişlerdir. Böylece, dondurulmuş yiyecek maddeleri İstihlâkinde 1948 yılma nazaran yüzde 38 nistoetinde fazlalık görüldüştür. 1949 yılmda dondurulan yiyecek maddelerinin İstihsal yekûnunun yüzde 38 ini her tipten meyva sulan ve meyvalar teşkil etmiştir. Sebzeler yüzde 32. kümes hayvanlan yüzde 13, deniz yiyecekleri yüzde 11, etler ve diğer yiyecekler de yüzde 3 nlsbetinde dondurulmuştur.
Pek tabii olarak dondurulmuş gıdalar arasında en çok rağbeti portakal suyu görmüştür. Portakal suyu 1949 yılında Amerikada dondurulan yiyecek maddelerinin yüzde 12,1/2 uğıı-nu teşkil etmiştir. 1949 yılında Amerikan ev kadınlarının en çok İkram ettikleri diğer beş yiyecek maddesi şunlardır: Bezelye, çilek, Uma fasulyesi, taze fasulya ve ıspanak.
Batıp çıkan adalar
Pasifik ve Hint okyanuslarındaki, İngllizlere alt irili ufaklı adaların garip bir âdet! vardır.
Bu adalar bazan tamamen suyun dibine gömülürler. Suya batan adaların bazıları da tekrar zamanla dışan çıkmaktadır. Bu sebepten İngiliz Koloni Ofisi adaları saymak bakımın-î dan hayli güçlük çekmektedir.
Meselâ The London Daily Herald gazetesinin bildirdiğine göre Hint okyanusundaki Fon adası son günlerde gözden kaybolmuştur; ve ada hâlâ suların altındadır. Fakat ayni zamanda sulara gömülmüş olan Avo-r iıi re adası tekrar meydana çıkmıştır. Bundan başka raşitikteki Tonga grup adaları İki defa haritadan silinmiş ve tekrar meydana çıkmıştır.
Gazeteleri dikkatle okuyanlar azalmış Fransız akademisi azasından Gcorges Duhamel (Flgaro) gazetesinde neşrettiği makalede gazeteleri dikkatle okuyanların azlığından bahsediyor, karilerden çoğunun modem hayatın verdiği yorgunluk yüzünden, gazetelerin başlıklarına bir göz atmakla her şeyi okuduklarını zannettiklerini söylüyor ve diyor kİ: «Dünya, karışık variyeti dolayısile, hiç bir zaman bugunkü kadar açık ve •('■»>Imi münakaşaya iyi ve etraflı malumata İhtiyaç göstermemiştir.» Ev sahibi olmak için pratik çare
Son günlerde tngll terede ev darlığının önüne geçmek maksadıyla parlâmentoda, her şahsın kendi evini kendisi İnşa etmesi için bir teklif yapılmışlı. Parlâmentoda yapılan bu teklif, senelerdenberl İsveç te tatbik edilmektedir. İsveçte ev sahibi olmak İsteyen her amatör usta, belediye makamlarına müracaat; ederek, kira İle bir arsa tedarik eder. Arsadan başka belediye, müracaat sahiplerine bir düzüneye yakın ev plânlan gösterir. Plânlardan en güzelini seçen müstakbel ev sahibi, bundan sonra İnşaat tekniğini İlerletmek üzere, yine belediyenin açtığı akşam mekteplerine devam eder; ve' bu mektepten mezun olduktan sonra. İnşaata başlayacak duruma gelir.
Evin İnşasında lâam olan malzeme, belediye tarafından, borç karşılığında temin edilmektedir. Evin merdiven, pencere ve kapı gibi yapılması nLsbeten güç kısımları iöe yine belediye tarafından temin edilmektedir. Evin duvar)an. bocası da hazır cinsinden olup kolaylıkla yerli yerine yerleştirilmektedir. İsveç bu suretle ev darlığının önüne geçmiştir.
Abdülâzlz gibi Abdülhamlt de mizah gazetelerini hiç sevmezdi, Hele bu gazetelerde çıkan karikatürlere son derece sinirlenirdi. Bunun İçin Kanu-nuesasi ilân edildikten sonra Matbuat Kanunu hazırlanırken kanuna mizah gazetesi çıkarmak yasak olduğuna dair bir madde koydurtmuştu. Mebusan Meclisinin 24 reblülevvel 1294 (1877) salı günü Ahmet Refik Paşanın reisliği altonda yaptığı toplantıda bu madde hararetli münakaşalara sebeb oldu. Âza-dan bir kısmı mizah gazetelerini soytarılık sayıyor ve maddeyi müdafaa ediyor, bir kısmı aksi mütalâada bulunuyordu. Müzakerenin en dikkate şayan ki-, sımlannı aşağıya naklediyoruz:
Raslm bey — Şimdi bendin 1* kinci fıkrasına geldik. «Mizaha mahsus gazeteler memnudur» diyor. Memalikl sairede mugayiri edeb olmıyan mizah gazeteleri bulunduğu için burada da bulunmasına ruhsat vermeli.
Nafi efendi __ Evvelâ mizah
gazetelerinin men'I neşri ne efkâra müstenld olduğu meydana konulsa,
Hüdaverdl efendi — Raslm beyin dediği gibi Londrada, Parlste, Berllnde, hâ»ılı her yerde bu gazeteler vardır. Bunlar hisse alacak bir yolda nükteli şeyler yazarak halkı terbiye ederler. Şimdiye kadar bulunduğu gibi, bundan sonra dahi bulunsun.
Süleyman bey — Politika gazeteleri ve neşriyat-ı İlmiye kanun tahtında İntişar edecekleri gibi mizah gazetelerinin dahi kanunla devamı lâzımdır.
As tavcılar Kethüdası Ahmet efendi =— Bizim terbiyemiz gazetelere kaldıysa vay halimize Biz gazete terbiyesi İstemeyiz.
Reis — Bu bapta bir mütalâa var mı?
Macit bey (Matbuat müdürü) — Efendim, mizah gazeteleri lüzumsuz ve faydasız olduğu gibi onların mazarratı da vardır. Mesaili mühimmede ya-vegûluğun hiç lüzumu yokturBu İşlerde, teeddüb ederim amma, âdeta soytarılığın hiç lüzumu yoktur. Bazı faydasız şeyler vardır amma zaran yoktur. Bunların İse mazarratı da vardır. Avrupa da mizah gazeteler) var diyorlar. Biz onian taklide mecbur değiliz.
(Macit bey «Mizah gazeteleri resimden Sri olamazlar» diyerek resme de bir hayli hücum ediyor.)
Haşan Fehmi efendinin cevabı
Haşan Fehmi efendi Mac İl beye, hulasaten şu suretle cevap veriyor:
— Mizah gazetesi neşrinde ne mazarrat vardır? Şimdiye kadar neşrolunan mizah gazetelerini nazarı tctklka alalını. Bunlardan ne mazarrat hâsıl oldu? Amma birisi birkaç defa yolsuz bir madde yazmış, o da cezasını çekmiştir. İnsan blı tüfek atarsa birisin! Öldürebilir. Amma böyle bir mahzur olduğu İçin tüfeğin vücudunu kaldıramayız. Pek çok zevat vardır ki ciddi gazete okumaz da mizah gazetesi okur. Mizah gazeteleri başka memaliktc bulunmasa bile bunları biz kendimiz yapmalıyız. Her vakit cld-diyat ile uğraşmaktan tabiata yorgunluk gelir.
Matbuat ne kadar serbes o-lursa o kadar fayda hâsıl olur. Yirmi sene evvelki halimizle tayas edilirse şimdiki halimiz pekâlâ görülür. Vakıa elyevm Avrupaya nispetle pek gerideyiz. Lâkin eski halimize nispetle pek çok terakki ettik. Bu da matbuat sayesindedir. Ben mizah gazetelerinde bir gûna mazarrat gör em em.
Lehte ve aleyhte söyleyenler
Solidi efendi _ Mizah gazetelerinin lüzumu müsellemdir. Ciddî gazeteler lead olunmadan
Gazeteler, Gazeteciler
Mizah gazeteleri
İlk Mebusan Meclisindeki hararetli münakaşa
Matbuat müdürü mizah gazetelerine soytarılık diyor —- Buna yapılan itirazlar
— 3 -
mizah gazeteleri lcad olunmuştur. Dünyada komedi İle mizah kalkarsa fenalığı tepelemek 1-çin elimizde silâh kalmaz. Ciddi gazetelerin yapamadıkları şeyleri bunlar yapar.
Kozanlı Mustafa erendi — Bizim şeriatımızda bunlara dair bahis vardır. Bunlar şer’an memnudur.
Sebuh, efendi, Manuk efendi. Vasilâkl bey. Nakkaş efendi, Hemazaslp efendi mizah gazetelerini müdafaa ediyorlar. Ruhen efendi şu suali soruyor:
— Mizah gazetelerini yasak ettiğimiz halde, Avrupadan gelenleri de yasak edecek miyiz? Mademki menedemiyeceğiz, bizde müstamel olan lisanlar üzerine mizah gazeteleri bap gönderirler, O halde AvrupalIlara vereceğimiz paraları bari kendi ahalimize verelim.
Rıza etendi — Muvafık-ı âdab olursa bir beis yoktur.
Bir mebus — Gazetelerden maksat ebnayı vatan İçin istifadedir. Mizah ise böyle değildir. Rusyanın her icraatı fena ise şu mizah gazetelerini mene-dlşl iyidir. Bendin İpkası lâzımdır.
Bu müzakereden sonra reye müracaat ediliyor, ekseriyetle maddenin tâdiline. »Mizaha mahsus gazeteler memnudur» fıkrasının kaldırılmasına karar veriliyor. Reis, Matbuat müdürü Macit beye soruyor:
— Sizce başka bir izah var mı?
— Var amma tashih için ekseriyet hâsıl olduktan sonra arzedeblILr miyim?
— Olur, buyurunuz, izahınızı veriniz.
Macit bey yeniden kürsüye çıkıyor, mizah gazetelerinin şiddetle aleyhinde bulunuyor. Kösteki paşa da mizah gazetelerinden şikâyet ediyor. Mantık e-fendi «Bu İşin kararı verildi bitti» diyor, Sebuh efendi de şu sözleri söylüyor:
Mizah soytarılık 1 değildir
— Mizah soytanhk değildir. Bu Matbuat Kanunu geldiğinden beri acayip acayip şeyler I-şltlyoruz. Matbuat barutmuş, yok mizah soytarılıkmış. Bu fıkra tamanılyle kalkmalı.
Reis — Macit beyden işi" tik ki Frenglstanda çıkan mizah gazetelerinden memalikl mez-kûre ukalâsı memnun değildirler. Öyle ise acaba devletler niçin menetmiyorlar?
Haşan Fehmi efendi — -Rumuzla söyleyip namusa dokunurlar. rumuzla söylenen söz ü-zerine mahkemeye girişlise ispari müddea edilemez.» dediler. Bunda bir kaide vardır Bir menfaat ekseriyet üzere menfaat ise onun İçinde üç beş kişi kendisine muzu addetee bile yine menfaat tercih olunur. Bir ghzete bin nüsha satılır, ihtimal ki İki kişi bunu kendisine muzır addeder, tnsaf mıdır kİ bu iki kişi İçin dokuz yüz doksan sekiz kişi kendi hissiyata! menetsin?
Heyet — Geçelim, geçelim. Bunun karan verildi.
(Burada birkaç söz daha teati edildiyse de mizah gazetelerinin İpkası için verilen evvelki karar bozulmadık.
Gelecek yazımızda Abdiilha-mldtn bundan sonra aldığı variyetten bahsedeceğiz,
Enis Talisin TİL
Ana kız toprak altında can verdi
Konya (Akşamı — Beyşelırl-nln Kırelli bucağına bağlı Göçeri köyünde büyük bir toprak yağmmın yıkı İmcisiyle fecî t ır kaza olmuştur.
Bu köyden Neslihan ve Selime İsimlerinde ana ve kız. yüksek bir dağın eteğinde toprak kazarlarken, toprağın âni olarak çökmesiyle her İkisi burada ölmüştür
Hâdise körde teessür uyandır mışur.
« -?î Ş. A» R A VA M A»
TECRÜBELİ MUHASİP - Günün vc haftanın muayyen saatlerinde ge-lir vergisi veya kanularımıra uygun muhasebe defterleri tutar- Muhasebe dersleri verir. Müracaat: Posta kutunu 2369 Beyoğlu. 805
DİPLOMALI BIR ECZACI — ₺■-tanbulda i» arıyor Müracaat: Nuru-■Osmaniye caddesi No. 37. 803 —
LİSE MEZUNU BİR GENç — Bi-lârıço esasına güre defter tutabilir veya bir dergiye Fransıscadan Ttlrk-çeye makak tercüme edebilir, tstek-llclrin Akâamda T. G. rümuzuna ya«-rralon »ti — 1
ORTAMEKTEP MEZUNU - P. T. T de. sigortada çalışmış yarısı düzgün genç bayan ticarethane firket gibi ciddi teşekküllerde 15 arıyor. Ak=jnıda «Çalışkan» rümuzuna ya-
BOBER KOLEJ ONUNCU SINIFTAN AYRILDIM — İngilizce ve biraz Almanca bilirim. Az çok ticari muhaberattan anlarım. Alâkadar olanların Akjamda A rilmuzuna mektupla müracaatları. 876 —
BİR MUHASİP İŞ ARIYOR — Bir şirket muhnscbccbi akşamları saatin dan sonra Gelir vergisi kanununa p.üre UBUlumuwa(a defter tular. Tel: 21233 830 —
İS ARIYOR - Ticaret lisesi mezunu askerliğini yapmış, muhasebe pratlil kuvvetli bir genç is aramaktadır. Çnrşıpakı HUseyin.ıga mahallesi Cami sokak No. 10 Niyazi’ye. -830—1
2 İŞÇİ ARAYANLAR
BAYAN ARANIYOR — Yölnız bir evin idlerini İdare dccck bir bayana İhtiyaç vardır. Akşamda «H. K.» rü-muzuna yazılması 709
SERİ DAKTİLO YAZAN - Kasayı tutabilen bayana ihtiyaç vardır. Mii-racat Raglt Sevil. Rızapaşa yokuşu No. -M._______________________ MI —
ESKAVATOR OPERATÖRÜ ARANIYOR — Roston markalı EŞkav*-tiirfll Çalıştıracak ehliyetli bir operatör aranmaktadır. Tatmin edici Ücret verilecektir. Galata. Zincirli lıan sokak No. 5 e müracaatları. 887 —1
MEMUR ARANIYOR — Muamele takibi vc tahıllüt işlerinde günde 3-4 saat çalışmak vc ZOOO lira nakdi teminat vermek şartiylc ISO şer Hra aylık verllcekLtr. Sabahlan 11 e kadar 4360H ve 11 den sonra Sirkeci Yalı küykü cad. No. 76 han. kat ve No. 3 ye müracaat. an _
BAY VE BAYAN TEZGÂHTAR ARIYORUZ — Milliyet mCVZUUbahl'1 değildir. Müracaat: Beşiktaş Akaretlerde Spor caddesi No. 1 elektrik mağazası. 9-12 ve 14-17. 891 —
BERBER DÜKKÂNINDA — Çalışabilecek bir manikürcüye ihtiyaç vardır Aynı zamanda kadın saçı yapanlar tercih edilir. Suadiye. Bağdat cad. No. 372 899 —
MUES5ESEMIZI TEMSİL EDECEK — Yüksek maaşla prczantabl iki bayan aranıyor, cyofilu; posta kutusu 239*.
908 — 1
DAKTİLO BAYAN ARANIYOR — Orla mezunu tercih edilir. Standard 1» Ltd. Şirketi Galata Bankalar Cad. Banka sokak Roman han 2 kat. Telefon 40784. 806
İYİ ŞARTLARLA SİGORTA PRODÜKTÖRÜ ARANIYOR — Cumartesi ve pazardan maada her gün saat 12 - 11 arasında telefonla 40767 numaraya müracaat. 819
meccanin bale — Dersleri almak isteyen genç bayan ve baylara ihtiyaç vardır. Muvaffak olanlara tatmin edici şartlarla devamlı İş temin edilecektir. Müracaat: Pazardan başka her gün saat 11-14 arasında Ses Tiyatrosu müdürlüğüne müracaatları. 762 — )
İLKOKUL ÜÇÜNCÜ SINIF DERSLERİNİ EVDE OKUTACAK BAYAN ÖĞRETMEN — İngilizce. Fransızca bilen mürcbblye ev İşlerine bakacak bir bayan aranıyor. Acele Cagaloglu Sıhhat Yurduna müracaat. 855 —
CERZEYE MESUL MUDUR ECZACI ARIYORUZ — Cemiyete müracaat. ___________________________»13 — i
FUAR VE MAĞAZADA ÇALIŞMAK ÜZERE BAYANA İHTİYAÇ VARDIR — Bir hafta zarfında saat 1 - 2ye kadar Bankalarda Adem Karadağ iirmasına müracaatları. 849 — 1
NOTER MUAMELELERİNİ BİLEN— Ve makine ile «sel yazan bir bay memur alınacaktır. Bahçckapı Dördüncü Vakıf han (8) numaraya müracaat^ B60 - 1
W gL.'g-ILV 8İ
SATILIK DENİZ MOTORU — Tenezzülle balık avına gayet elverişli boy 6.5; sürat 9 inil tam teçhizata denizci tekne. Müracaat: Telefon 23569.
020
YENİ İTHAL EDİLMİŞ SATILIK 1950 MODELİ CHEVROLET KAMYON — Mehmet Hilmi Altay Yag İskelesi. Tülbentagası So 3. İstanbul.
Telefon 22352. eıo
FRİGİDAİRE — Çok İyi vaziyette I 4.5 ayak bir Frigıdnire bur. dolabı se- ■ yahat dolayısiyle satılıktır Müracaat Yüksekkoldırım sineması üstündeki Tımarcı sokak No. 7 883 — 1
HUSUSİ ARABA — Voksol 48 mo-cel satılıktır. Taksim sineması karşısı 14-15 ye öğleden sonra müracaat.
895 — 1
SATILIK KAMYON — 5 fabrika
tonluk takviyeli, lâstikleri tamamen yeni ve İşler vaziyette. Milrncat: As-maaltı Kalçın Sokak Aykut han 30/1 Sırrı. Tel fon: 21012. 991 — 2
ACELE SATILIK OTOMOBİL -1910 model Milis - Jccp çalışır vaziyette. Peşin 2000 e. taksitle 501lü peşin 2,500 e Kocamuytafapaşa Arab3eı Ba-yezit mahallesi Bezirgân sokak No. 13.
892 — 2
İNGİLİZCEYE BAŞLIYANLARA — İngilizce öğreten tam takım 18 plâk, pikap, çanta. İle az kullanılmış İngilizce Llnguafon plâkları acele satılıktır. İsiiycn: Akşamda D.K. ye müracaat. 857 — i
SATILIK KOTRA — Motörlü. Çift direkli, yelkenli, tam donanım. Salon, yatak odası geniş. Mevsim İçin sefere hazır vaziyette teslim. Müreant: Akşamda (Kotra) rüm uzuna.
B6G — l
SATILIK — Hususi bir itina Be yaptırılmış yeni çok güzel ve mükemmel yelkenli bir sandal satılıktır, Kilamiş Ukdesinde kayıkçı Hüa-nüye müracaat. 817 — 1
ACELE VE EHVEN FIATLE SATILIK — İngiliz mamulatı teknesiyle, 7.5 beygir kuvvetinde deniz mo-törU. Müreaşt; Amovutköy Beyaz Gül caddesi No. M ya. 872 —
BOSTAN SAHİPLERİNE MAHSUS YENİ BOSTAN DOLABI — (Manez) ehven flalle satılıktır. Galata Arap Cami Batar sokak ît No. ya müracaat. 875 _
DİKKAT — İpotek inleyenlere tavassut eder. Emlâk. arazi alım Mtınu ile vekâlet İşlerini kabul eden her kesin itimadını kazanmış olan Suhulet Emlâk Zari* Özalp Beyoğlu Bü-yflkparmaktaıpı köşebnjı No. 4. Telefon: 42398. 803—8
CİHANGİR. GÜMÜŞSÜYÜ. AYAZ. PAŞA, FİBUZAĞA. SIRASERVİLER veya TOZKOPARAN — Semtlerinde deniz gören 4-5 odalı kiralık apartman dairesi veya müstakil ev katı aranıyor. «371 Posta kutusu, İstanbul» adresine mlctupta bildiriniz
7a
KİRALIK YAZIHANE - Bir. iki ve üç odalı Içiçe ve 250 metrelik hır salon. Müracaat Galata Veil Alemdar hanında 316 numaraya.
783 - 31
13.000 SATILIK — Yeni yapılmıştır, Üçer odalı iki katlı, Birinci boştur. On sene vergisiz. 4000 beş sene İpotekli Beşiktaş Kıhçnli Çınar S. 2 de Osmana, 808
KİRALIK YALI — Hcybdlada’da ismet İnönü caddesinde, deniz kenarında. Asaf Gazinosu yanında C1T> No, lı mobilyalı yalı ucuz kiralıktır, içindekilere müracaat- 977 —
BOŞ TESLİM SATILIK KÂCIR EV - Amavulköy Abdlilhak Molla sokak 26. Altı oda. bahçe. İskele ve tramvaya iki dakika. Görmek için aynı sokakta 20 numaralı eve müra-saat. Görüşmek İçiş T), 83519. Tavassut kabul edilmez. 727 —2
SATILIK DÜKKANLI APARTIMAN-Hamslbaşı Kordelâ sokak 43 numarada bir katı boş teslim dükkânla iki daire, köşebaşt aparlıman satılıktır Hcrgün yerinde görülebilir Telefon: 83628. 781
FEVKALÂDE MANZARALI ARSA -Bur gaz adauındndenlz kenarı cephesi 56 metre olan (1300). küsur metre Itare arsa satılıktır. İstekliler. Galata Tünel yanında Billûr sokağı, eski Posta hanı 1 Na. ya müracaat edebilirler. Tel: 43741. 795
MALİYLE DEVREN SATILIK DÜK-
KÂN — Yazıhaneye her hangi ticari işlere elverişli radyo ve elektrik rük-kânı. Aksaray Ordu Cad. No. 292. Aynı dükkâna müracaat. 815 — 1
BOĞAZİÇİ — Ycnlkoy Kopalı Bakkal sokağı 14 No. da. İstinye İskele sine beş dakika, beş odalı, bahçeli ev boş olarak acele satılıktır, tçindcklle--re müracaat, 818
ACELE SATILIK APARTIMAN — Yeldeftirmenl Düz sokak No. 31. ÜÇ katlı her katı* İki oda bir hol tam konforlu aylık geliri 235 Hra bedeli 23.500 liraya. Osman Öner. Telefon 00587 Keresteci - Kadıköy.
81.2 — 1
KÜÇÛKÇEKMECE — Soğuksuda 1340 mctreli arsa 2,000 liraya satılıktır. Otele, Btazyona 300 metre mesafededir. su da çıkmaktadır. Cagal-0RI11 yokuşu 38/1 Reşit Bütün matbaasına milrcaaL 818 — 1
SATILIK BAHÇELİ KÖŞK — Üsküdar Altunlzade Veysl Paşa sokak 5/7 Maarif ve polis sanntoryomu korşıauıda öç kat yan kârgtr U oda. 8 dönüm ve akar suyu var. SaİL cumartesi ve pazar günleri görülür. -Ayııı köşke müracaat. 817
ŞİŞLİDE KİRALIK BİNA — İmalâthane vc sair işler için elverişli. Müracaat; Telf: 215B0 - 2368a.
807 -3
SATILIK IKI DAİRELİ EV — Dâireleri müstakil, be.îer odalı iki daireli. Konforlu, manzaralı, tramvay ve iskeleye yakın Kadıköy Mlşakı Milli So. 80 numaralı ev boş teslim satılıktır. Üst kata müracaat.
927
LÂLELİDE SATILIK KARGIR EV — Hnvasiyle tundan ULlclinın kibar Ü-niversllc muhitinde tramvaya denize hâkim yedi oda gaz şu ışık çllt mutfak çift tuvalet çifl banyo muşambnlı yağlı boyalı azimet dolavısiylc hemen çalılıktır. Laleli camii Uanjisında Lâleli caddesi 10 eve, 824
BOSTANCIDA — Bağdat caddesinde tramvay son durağında yedi parça dükkân 452 den 470 numaraya kadar satılacaktır. Müracaat: İstanbul Tütün Gümrük No. 13. Ar esti Bat-manoglu. 831 — i
SATILIK AHŞAP EV - 423 metrekare bahçe iidnnllk güllük dört büyük oda. salonlar iki kat. Aksaray Sofular Ragıp Bey sokak No. 4.
830
KİRALIK YALI KATI YAZLIK — Rumcilhlsarinda Necip Bay bağı karsısında 46 No. lı doktor Abdi Bey yalısı. Lüzumlu mobllyc vc piyano du verilebilir. İçindekilere mürcaat.
829
KİRALIK BÜYÜK ODA — Mecldl-yekby Ortaklar Sok. No. 3. içlndeM-lı-rc müracaat-___________832_____
UCUZ ACELE SATTILIK BOŞ EV — İki daire 4 oda 2 belâ 2 mutlak ter-kos. elektrik tramvaya İki dakika İpotekli Eminönü U bankası karşısı oyuncakçı Hatan- 862 —
KİRALIK EV — Büyük bir odası, tlstü kapalı taraçan vardır. Nezareti k&mUcyi. havagazı ve elektriği havidir. Kılıçsli Âsarlyc caddeslndedlr, 48/2. İçindekilere müracaat.
839—8
SATILIK BOŞ TESLİM EV — Üç katta 7 oda bahçeli meyvalı tevkili-da manzaralı, su, elektrik, havagazı mevcut olup 15 metrelik cadde üzerinde en güzel mcvkldcdir. Teşvikiye. Fınn sokak No. 11. İçindeki sahiplerine müracaat. 842 — >
BOŞ TESLİM ACELE SATILIK YENİ KÂRGIR ev — Kadıköy Fc-ncryolunda tren istasyonuna 2, tramvay durağına 4 dakik» mesafede bodrum katta 2 oda, bir hol, mutfak, helisi ile zemin katta 4 oda. i hol. banyo, mutfak, hclâsı. bahçesi bulunan acele satılık ev bo* teslim. Mü-aacaat telefon 29U8L 871 — J
SATILIK ARSALAR - Kadıköy Fe-rıeryolunda Gazt Mustafapaşa korusu namı 1le maruf trene, tramvaya çok yakın çamlık, bağlık ve muhtelif meyva ağaçlı İfraz cdilmı, satılık u-cuz arsalar Müracaat Telefon 29061.
669-4
11AVA PARASIZ İŞLEK BIK MAHALLE DAKKAL! - Terki ticaret dolayısiyle dükkânını devredecektir. İS sahiplerinin Faldı Fer batağa Mektep sokak No. 6 ya müracaaltarı rica olunur. 8® —
YEN1KOY — İskele karşısında Kamber sokak 28 İki kat. dört oda. .boş teslim. 4.500 liraya satılık Beyoğlu Meşrutiyet caddesi No. 53 e müra-
MÜHİM FIRSAT — Kadıköydc Al-lıyolda 50 metre mesafede Çilek sokak 14 numaralı evin Kadıköy tcıa memurluğılnca kati satışı 24/6/950 günü saat 10 - 12 arasında yapılacakttr. icra dosya No. 50/590.
564 — 1
DEVREN SATILIK DÜKKÂN — Orta bahçe Cad M No. Beşiktaş. Terki ticaret dolayısıle Tekel ve pazar rulısattyeli dört yol ağzı. Müracaat: Mercan. Tıjcıtar caddesi 68 Nlyaziye.
BOĞAZİÇİNDE TAKSİTLLİ ARSA-LAK — Kanlicada iskeleye dört dakikadan İtibaren ınülrez arsalarımızın dönümü Uç yüz Hra peşin ve iki sene ayda kırkar Ura taksitle satışına başlanmışliT. Peşin dönümü bin liradır. Saat 9 - 14 Galata Yemişçi Haşan sokağı «Kai'aköy fırını sırasında birinci sokak! 11 No. lı mafiazaya müracaat telefon 42270. Geçen sene satmadı Kımız kısımlar da dönümü ilç bin liradan satışa çıkarılmıştır. Akşam 20 - 22 telefon: 80350.
858 - 1
MACKADA — Tcşvikiyentn Kuyu-lubostan sokağında tramvaya yakın deniz görür, dört kata müsaadeli İ60 m2 fevkalâde arsa acele satılıktır. 84428 telefona müracaat.
B5t —
ACELE SATILIK — Küçük Bebek otobüs duracında 7.7/1 yedi oda bir salon. Tcrkos. clcktr'kll, bahçeli bir hâne. Telefon: 43679. B53 — 1
UCUZ ARSA — Mceltllyeköyündcki karakol karsısında asfalta bir dakika mesafede afinçlıkh. kuyulü 400 metre arsa çok ucuz satılacaktır. Telefon- 29228. 052 —3
YAZIHANEYE ELVERİŞLİ SATILIK APARTIMAN — Beyoğlu, Bcrckctza-de mahallesi, Banker sokak 14. 18 No. lı npartım.m 19/6/1950 pazartesi günü saat 11 de. Beyoğlu 4 üncü sulh hukuk mahkemesinde izale 1 suyu su-retile aatılacaklu-. Dosya: 950/00.
87» —
SATILIK APARTIMAN VE EV — Aparlı.-nan Sinemköyünde ev Balat-tad-r Tavassut kabul edilmez. Müracaat Renktss Şehit Asim cadde 70 No. da Vıktoryaya. SJO - 1
ACELE DEVREN SATILIK BAKKAL DÜKKÂNI — Rahatsızı ıl. dola-ytsilc işe bakjmacııüınırian Haliç Feneri Vodina caddesi No. 3i te aynı sahibi Seyit Ömer'e müracaat.
A H, - »
SATILIK DÜKKÂN - G.ı.atn Ne-Cştıbev caddesinde boş leşli m ehven flalle satılık dtıJckân. Mürac.'ıa: L-l-Jeli. Ordu Cad. 240 Emlflkci Ahmet Funda. Fcl- 23953. B37 - t
LÂLELİDE MÜSTAKİL EVLER — Ve apartımanlar satılıktır. Oç. dört, bes odalı kiralık daireler mevcuttur. Müracaat. Ordu C.1d. 240 Ahmet Funda, Tel; 23953 838 — l
CİHANGİRİN EN MUS1ESHA YERİNDE — Kâreir ev altında diikkâ-nlyle acele ucuz, azimet dolayısıyla Milliktir. Susam sokak 39/41 No. Müracaat: Kapalıçarşı Kalpakcılar-başı 46 No. ya vc yahut telefon 26m4 t-_____________________835 - t
SATILIK KIYMETLİ ARSA - Bebekle Kayalar mevkiinde Âşlyanın aşağısında Kto m2 fevkalâde manzaralı BoS.ıra hâkim bir arsa acele satılıktır. KarakÖy Pata» kal 8 No. 11 da bay Adnana müracaat. Telefon 44422. ____________________________833 -
KİRALIK BİNA ARANIYOR — İmalâthane için elverişli Galata. Tophane. Kurtuluş vc Şişli semtlerinde asgari GûO metre murabbaıtı bir bina aranıyor. Müracaat: Posta kutusu 59 IstanbuL 759 - 1
BOŞ SATILIK — Bomontidc. İtalyan mektebi karşısında 200 M2 bahçeli ev satılıktır. Öğleye kadar aynı yerde Havarlyun sokak 22 No. da Jo-tefme mutavassıtsız müracaat.
743 - 1
BOŞ TEŞLİM SATILIK EV — Bo-montı tramvay durağına bir dakika meızıfcde kârglr cv. Müracaat iıer gün saat 11-13 Galata Nur han 13. Tel: 43265._________________696
TAKSİTLE SATILIK - Yılda 2 54>O Hra gelirli acarlı manimi uzun vado ve faizsiz taksitle Batıyorum. Atatürk bulvarı - Ycnikapı Sandıkburnu caddesi No. 35 iluan. 851
KİRALIK APARTIMAN DAİRESİ — ktanbulda CafinlofilundaEmnlyct Sındığı karcısında 41 numaralı apartı-manuı orta kat dairesi kiralıktır. Ayni yere veya 20687 telefona müracaat 889 — 1
Oevamı 7 nci sahifede
1 iflijur.
i
£19 Haziran 1950 ___
üniversiteliler Havacılık derneği gençlere açıktır
â K S A M
Sabite ?
Memleket gençliği arasında havacılığı yaymak isteyen dernek, gereken alâkayı
pilot Saip Göhçe ile derneğin pilot namzetleri
alanlarından meccmen LsU-
öğretmen
Üniversiteliler havacılık derneği Yeşilköy hava alanında, havacılığı seven dostlarına nefis bir ziyafet çekti Fakat bu sirayette ne kuzular yendi, ne de şampanya kadehleri kaldırıl-1 dı. Dernek havacılık sporuna ve gayesine yakışır bir şekilde davetlilerini Mendi tayyareleri İle İstanbul üzerinde dolaştırdı. Asırdlde İstanbul minarelerini bir de gök yüzünden seyrettik. Koskoca Beyazıt kulesine, satranç tahtasındaki kaleye bakar gibi baktık.
Davettiler arasında bayatlarında ilk defa tayyareye binmek fırsatını bulan bir bayınla erkek kardeş tayyareden İner inmez hemen oracıkta demeğin pilotluk kısmına talebe kaydoluverdiler.
Derneğin yegâne gayesi, bu temiz sporu seven bütün vatandaşlara ayni İmkânı vermektir. Sivil havacılığın terakki ve İnkişafına hizmet etmek. uçuş personeli yetiştirmek, bu maksatla okul açmak, üyelerin uçuş imkânlarını sağlamak maksadı ile gerekli teşebbüslere girişmektir.
Demeğin halen üç tayyaresi var. Bütün akşamına kadar Türk yapısı olan bu tayyareler şimdilik Demeğin ihtiyacını karşılamaktadır. Tayyareler demeğin pilotluk kısmına kaydolanlara tahsis edilmiştir. Pilot namzetleri bu tayyarelerle IÛ saatlik bir çalışma devresinden sonra, pilotluğun nazarî kısımlarını öğrenebiliyorlar. Bu ilk devreden, sonra 60 saatlik bir uçuş devresi geçiren pilot namzetleri demeğin özel pilot brövesini kazanıyor. Demek ayrıca uçuş brövesini kazanan pilotlarına tayyarelerden bir tanesini 7000 lira mukabilinde veriyor! Yani bir otomobil fiyatına bir tayyare.
Özel pilot brövesinin bir hususiyeti de milletlerarası bir değer taşımasıdır. Şikagoda 58 devlete mensup sivil havacıların vardığı bir anlaşmaya göre, bu bröve anlaşmaya dahil bütün memleketler arasında muteberdir, Bröve sahibi başka hiç bir vesikaya lüzum görmeden, bu memleketlerdeki hava
fade edebilir, ve ora(’«ckl tayyarelerde ücret mukabilinde pilotluk edebilir.
Demeğin değerli öğretmen pilotu Saip Gökçe, bizi usanmadan saatlerce havada dolaştırdıktan sonra bu izahatı verirken, hepimiz memleketin hayrına kurulmuş böyle bir mûesseseden niçin faydalanmıyoruz der gibi, birbirimizin yüzüne bakıştık. 23 senedir göklerde dolaşmış, sayısız pilot yetiştirmiş olan pilot Saip, mas-sadımızı anlamış gibi şöyle dedi;
•— Evet, zaten bütün arkadaşların şimdilik yaptığı tek mücadele, derneğimize gösterilen umumi alakasızlığa karşıdır. Memleket haynna çalışmak İsterken ihmalcilikle mücadele etmek şayanı teessürdür. Havacılığın memlekete sağladığı blnblr faydayı bir tuı un utsak bile, uçmanın ne kadar zevkli bir spor olduğunu hatırlamak lstemlyenler bile var. Futbolun ne kadar mühim ve gerçek bir spor olduğunu inkâr edecek değilim. Fakat Wr çok futbol kulüplerimiz maddi ve manevi bütün yardımları görürken bize bir üvey evlât muamelesi yapılması hepimizi üzüntü içinde bırakıyor.
Derneğimizin kapısı bütün gençlerimize ardına kadar acıktır. Bazı imkansızlıklarla yaptığımız mücadele, bizi gayemize daha çok bağlamaktan başka bir işe yaramıyor. Meselâ planör uçuşları İçin hâlen So-ğııksu'da bir hava alanı yapmaktayız. Toprağın tesviye İşinde bir silindire ihtiyacımız oldu. Fakat her nereye baş vurduysak, koca İstanbul şehrinde bir silindir bulmak mümkün olamadı. Bunun üzerine bütün arkadaşlar seferber olarak, şimdi toprağı ellerimizle düzeltiyoruz! Planör uçuşlarımız pek yakında bağlıyacaktır 10 lira mukabilinde plânör uçuş kurslarına girecek talebeler, uçuş devresi «onunda A ve B brövelerini almağa hak kazanacaktır.»
Davetliler arasında bir an evvel havacılar ailesine karış-
Uyuyan kadın
159 gün uykudan sonra uyandı ve konuşmaya başladı
Madrlt İT (AJL) — (Afp): Victoria Valasco Campes .adındaki «Uyuyan kadın» 159 gün devam eden derin uykusundan dün beklenmedik bir sırada uyanmış ve tabii bir şekilde konuşmaya başlamıştır. Kadının derin uykusuna beş ocakta daldığı hatırlardadır. Uykusu esnasında kadına, burun deliklerine sokulan bir sonda va-staslle gıda verilmiş fakat bu usulden vazgeçilerek beş şubattan itibaren serom İğneleri yapılmaya başlanmıştır. Bilâhare yanlış teşhis yüzünden hastaya beyin ameliyatı yapılmıştır, devam edilmektedir.
Hasta kadının tedavisini sonradan üzerine alan doktor Lop ez İberi. kadının hastalığı hakkında kati mahiyette malûmat vercmlyeceğlnl söylemiştir.
Doktor, kadının sıhhi durumu hâlen daha İyi olduğunu ve tûmamlle hastalığından kurtulabileceği ümidinin mevcut olduğunu İlâve etmiştir.
Güney İran petrolleri
Tahran 17 (A.A.) — tki gün evvel İran parlâmentosunda muhalefet tarafından, hükümetin güney İran petrol şirketiyle yapmakta olduğu mühim müzakereler esnasında bu şirket lehinde haberler vermekle itham edilen İran Propaganda müdürü Batıranı Şahruhun istifa ettiği resmi tebliğ ile bildirilmiştir.
Muhalefet, hükûmeûti, İran propagandasının idaresini Hlt-ler zamanında Berlin radyosunda çalışan eski bir spikere bırakmış olmakla da İtham ediyordu.
Mahkeme Koridorlarında]
Küçük ilânları
(Baş tarafı * ncı sabifede)
KİRALIK KÖŞK — Ksdık&y Haımn-pasa Kurbsğalıdere Nablzada s^k«k No. 51 elektrik, terken. nadide çiçeklerle muntaum bahçe, çam ağaçları m Um cani aynı yere. 891 — 1 KİRALIK AFAHT1MAN KATİ — Oc oda. hol konforlu cephesi açıktır. 0s-manbeydo tramvaya bir dakika. Müracaat: Demirbaş han No. 18 Telefon 4030-1. 897 — 2
SATILIK — Kadıköy KurbaCalıdcre caddesinde 4S - 47 dört MtllklU elektrik. terkos. havagra. tramvaya, trene yakın bahçeli ev müracaat Kur-bağalıdere Nabirnde 51 HM — 2 ACELE SATILIK EV — Hektrik. trkor kâglr « °Ua 14 bin*. Beyoğlu Serdarıekrcm cadılrsl Serascrcl çıkmazı No. M İçindekilere müracaat. B49 — 1
AYASPAŞADA BOŞ TESLİM — Ayasp.ı;a Fark oteli HatOndcki sokakla (Kutlu «oknltl 43 No, iu 2 daireli apar Uman bos olarak satılıktır. Her Kilsi yerinde görülebilir. Görmek İçin Telefon No. 83628. HH2 — « KİOALIX KÖŞKLER — Bir bnhco İClnde mOatakll 1 kOjk. Biri 3 oda bilyük ealoa, banyo, balkon, pançur Diğeri 3 oda. Her İkisi de yeni badanalı ve boyalı. Evden ve bahçeden denizi ve arfaliı gören gürel manzara. Su. elektrik, yazlık veya senelik. Adres: Göztepe tramvay durağı etva-ruıda Cavltpaja sokak No. 0. Tel: 32.455. 886 — 3
KİRALIK VİLLÂ — Felttrbahccde möbleli bir viilA - apartımnn katı yazlık kiraya verilecektir. Her tülrü konforu havidir. P1SJ». gazinoya pek yakan tramvay cnddertndcdlr. Müracaat: Saat 12-14 aran Tel: 24187. 903 — 2
ACELE SATILIK — 5 odalı, terkos. elektrikli ayda 90 lira kirada. Bos teslim «dilebilir ev. Fiat 8000 Fatih Çarşamba Keremlt »kak No. 69. IIB-1 — I
SATILIK EV — Sftmntyada dört odalı bahçesi, «uyu, elektriği boj tealim yarı ah çap 8000 liraya satılıktır. Gazetemizde (MD.) rümuzunn müracaat. 902—5
M1HGÜNDE SATILIK ARSA — No 32 Mektep sokağında sahile tlc da İka deniz görür 700 M2 kıymeti mU-luınunne.st 5250 Ura 20 haziran 1950 saat 14-15 arasında Sarıyer lera dairesi vosıtaslic satılacaktır. 890 — 2
KOSK VE ARSA — Maltepe Baff-daı! caddesinde oemrcUl İç dij yağlı boya İki kal allı odalı ve konforlu köşkle Boğazın ınütena yrinde iki bin metrelik arsa acele satılıktır İstiklâl caddoi Ay han 354/11 Telefon; 43269. IMS — 4
«.».İlli J4 JJrbllH
BİR ECNEBİ BAYAN TARAFINDAN — Fransızca. Almanca İngilizce ve Türkçe der* verilir ve her tercüme yapılır. Akşamda M R rümıuu-
KİRALIK YAZLIK VİLLÂ — Mal-Ucp Eafldad caddesi otobüs ve plâj durağında istasyona 3 dakika Adalara mobilyalı olarak kiralıktır. Telefon: 24059 1119—2
KÂRLI İŞ — Yakacıkta Ayazma Çamlı otelinin bahçelerinde kahvecilik ve lokantacılık İçin ortak çalı-jacalt Frijider sahibi a-çıhası araru-yor. Aynı otele müracaat. 861 - »
ACELE SATILIK — Şahane büyük bir Orsa, ItıUnycnın en güzel yerinde çarjıya çok yakın ve mahalle İçinde her Ije elverl;lı ve İnşaatçılar* yarar İçinde muhtelif yemiş ağaçlan bulunan 30 dönüm düz bir arazi satılıktır. Görmek için; tsiinyede kahveci Ali Satır, pazarlık için Sültanalunet Dl-vanyolu 76,(1 No da Rüçtil Gönsü»e müracaat. 300 — 2'
İSTANBUL SERGİSİNDE — KJirll bir İs için 6000 Ura sermayeli ortak aranmaktadır. Sergi «onu para İade edilecektir. Küçük Jlinlar (BSİ) adresine 702
MEKTUPLARIMIZI ALDIRINtZi Gazetemiz idaresini »drea oiara» Cöztermiî »lan karıl er imliden B.S 1 — Bakım — Y Ders — HK Namlarına «olan mıkrupian id» rebknemltdvt: »JdırmaJan rica
KİRALIK APATIMAN KATİ — Dört Oda, hol konforlu telefonlu denize hâkim, Haydarpaşa Kadıköy ilkeleler! arasında- Mürit aa! Karaköy Demirbaş han No. 18. Telefon: 40301. — 2
Sayın Çiftçi ve Tarım aletleri
SARI DİVAN
Aşk ve macera romanı
Yazan: Valentin IVilliams Tercüme eden: Vâ-Nû
-- . Tefrika No. 22 .
Bindiği taksi, onu, Hammer-smith'den banker in oturduğu Slûane sokağına götürdü. O esnada, Londralılar -uyanmış lar. oluk oluk işlerine akıyorlardı Dükkânlara asılmış gazetelerin serlevhalarında da yüksek sosyeteden bir kadınm kenar mahallelerinden birinde, bir cinayete kurban gittiğini öğreniyorlardı.
Koca koca kırmızı harfli, mavi harfli manşetler, halkın dikkatini çekiyordu. Hasır şapkalı memurlar, yazlık hafif bulurlar giymiş daktilolar, otobüslerde gazetelerinin üzerine İfiUmlşler. yalnız bu mevzu İle meşguHnOrier hissini uyandırıyorlardı. Boulot. bunlara dikkat ediyordu. Resimli bir gazeteyi bindiği bir takside okuyarak peçen bir bayın elinde, Carmen'in
mak isteyen kolej talebelerinden bayan Aydın şöyle bir sual sordu:
— «Pilotluğu öğrenemlyecek kabiliyette insan var mı?»
Pilot Saip gülerek, «Yürümesini beceremlyen İnsan var mı?». Halbuki İnsan yürümeği en az bir senede öğrenirken uçmayı 10 saatte öğrenebiliyor.
Üniversiteliler havacılık derneğinin memleket namına diğer bir gayesi de, yetiştirdiği pilotları diğer memleket pilottan İle müsabakalara sokmak, vatanın muvaffak olmuş çocuklarını dışarda tanıtmaktır. Bunun için dernek bütün sivil ve özel havacıların İstifade edebileceği, şahsa mahsus tayyarelerin İnip kalkabileceği, hülasa hava sporcuların.!) malı olacak bir hava stadyorr.una kavuşmak İçin teşebbüslerde bulunmaktır. Bu hayırlı işe alâka gösterecek müesseselerl-mi2 çıktığı takdirde demeğin îstanbula bir. de hava stüdyomu kazandıracağı muhakkaktır.
Üniversiteliler havacılık derneğinin, memleket gençliğine yaptığı büyük hizmeti takdirle anarken, faaliyetlerinin ehemmiyetini zikretmeği borç biliriz
Arif DERF.BEYOÖLU
M Mütehassısları Dikkat Nazarına
.......... Dünyaca tanınmış Mc. CORMİCK İNTER-
Dünyaca tanınmış Mc. CORMİCK İNTER-] NATIONAL HARVESTER Traktör ve araçlarının tecrübeleri Halkalı Tarım okulunda mütehassıs elemanlar tarafından 5/7/950 çarşamba günü saat 14 te yapılacaktır.
Ellerinde ziraat Alet ve makineleri bulunanlar İçin çok faydalı olacak bu tecrübeye teşriilerinizi saygılarımızla rica ederiz. Türk İnler Makineleri A. O.
Maznuna sorduk:
— Suçun ne ahbap?
M üs um bir eda 11c boynunu büktü:
— Sen beni tanır mısın, beyabi?
— İlk defa görüyorum seni.
— Tanımadığın için benim huyumu da bilmezsin tabii
— İcap ederse onu da öğreniriz.
— Haa, onu bilmeli, bey kardeşim. şurasını İyi bil kİ dünya yüzünde benim kadar iyi huylu bir adam daha yoktur. Eğer bu sözümde yalan varsa namussuzum. Kötülükten ne çıkar, be birader. Şunun şurasında dünyanın misafiriyiz, insan oğlu bugün var. yarın yok. şimdi iyilik edersek yann arkamızdan İyi söylerler. Ben her zaman bunu düşünürüm,
— Peki, o kadar Jyl huylu a-damsm da, ne diye bileklerine kelepçe takıp buraya getirdiler seni?
— Bu da benim iyiliğimden oldu, beyabi. Benim kimseye kötülüğüm dokunmasın dedikçe karşımdaklnden bana fenalık geliyor.
— Kimden gördün fenalığı?
— Hangi birini anlatayım? şimdiye kadar çok fenalıklar gördüm anıma bu sefer ki hepsini bastırdı. Kan numarası hiç bir şeye benzemiyor.
işin İçinde kadın da var demek?
— Her iş onların başının altından çıkar, beyabi. Melâike olsan da gökyüzünden insen gene avrat milletine yaranamazsın. Hele benimki gibi Allahın bir belâsına düşersen yandığın gündür. Allem eder, kallem eder, durup dururken zorla insanın başını derde sokar. AUasen doğru söyle, benim gibi bir adam mahpushaneye lâyık mıdır? Amma velâkln avrat yüzünden bunlar da geldi başıma. Pisi pisine girip çıkıyorum kodeslere.
— Evvelce de girdin demek?
— çocuk musun bey kardeşim? Bu üçüncü olacak. Avrat yüzünden evvelce İki defa girdim. Birinde dör buçuk ay, birinde yedi ay yattım. Bakalım bu sefer kaç ay ceza kesecek hâkim bey?
— Hakikaten çok İyi adammışsın, ahbap. Hapishaneye alıştın demek?
— Ne yaparsın, beyabi? Hâkim bey kaîa kitaba bakıp ce-«ayı kesiyor, Biz de İster istemez alışıyoruz. Hepsinin sebebi de kanlardır. Kurban olduğum Allah şu avratları yaratmasay-dı dünya yüzünde kötülük kalmazdı. Bu sözüme İnan efendi birader. Bende yalan yok.
— Ne fenalık görüyorsun kadınlardan?
— Hepsini saymağa kalksam kırk gıin, kırk gece buradan kalkamayız beyabi.
— Vazgeç. O kadar vaktimiz yok Kırk gün, kırk geceliği bı-
Ankara Belediye
Başkanlığından:
1 — Ankara ucuz arsalar mıntıkasında yaptırılacak muhtelif makadam şosa yolları ile beton büz ferşl işi kapalı zarf usulü ile eksiltme ve ihaleye konulmuştur.
2 — Muhammen keşif nedeli (299038) lira (12) kuruştur.
3 — Teminatı (15711) Lira (52) kuruştur.
4 — Teminat Belediye veznesine yutırılacaktır.
5 — şartname ve keşif cetveli her gün Belediye Tutanak Müdürlüğü kaleminde görülebilir.
6— İhalesi 3/7/950 Pazartesi günü saat 16 da Belediyede toplanan komisyonda yapılacaktır.
7 — Bu işe girmek isteyenlerin ticaret odasına kayıtlı bulunmak mühendis, yüksek mühendis olmaları veya bu gibi fen adamı ile teşriki mesai ederek sözleşmeyi birlikte İmza rai. da bu seferkini anlat baka-etmeleri ve bir defada en az (100,000) liralık şose İşi yapmış hm.
olduğuna dair vesika ibraz ve ihaleden üç gün evvel (tatil' günleri hariç) müracaatla Fen Müdıırlüğünden yeterlik vesikası alarak teklif mektubuna eklemesi lâzımdır.
8 — isteklilerin 2499 sayılı kanunun 32 İnci maddesi ge-
reğince hazırltyocaklan teklif mektuplarını belli günde saati on beşe kadar makbuz karşılığında komisyon başkanlığına vermelidir, (7955) ■
I ğlm tutar. Ağzınıza tâyık^ot-rada evvelâ salata İle. peynirle bir şişe rakı içerim. Bazı defa Iştlham fazla açılırsa ikinci şişenin de yansını içerim. Ondan sonra gtflsln yemek. Etlisiyle, tathsiyle karnımı doyurmadan sofradan kalkmam. Ağzımın tadım da İyi bilirim ha. Her yemeği midem almaz. Yemek yüzünden dört avrat değiştirdim, bu beşincisi.
— Maşallah. İyi huylu olduğun bundan da belli.
— Meraklıyım, beyabi. İyi yemek pişirmeyen avrat benim İşime gelmez. Bu seferkinin zararı yoktu, mutfak İşlerine eli yatıyordu amma .onun da başka numaralan vardı. Bir günden bir güne akşam yemeğimi vaktiyle önüme koyup da ağız tadiyle yedirmedi kahbe. Her gün sokaklarda gezer, akşam geç vakit gelip tencereyi ocağa koyar. İşin yoksa bekle de yemek pişsin. Dün yaptığını anlatayım da bak benim bir kusurum var mı? Sabahleyin bir kilo kuzu eti aldım. Evde patates de vardı. «Ulan, ölüsü kandilli. Şu eti güzel bir kızartma yap, yanına da patates koy. akşama tatlı tatlı yiyeliır. Sakın gene yemeği geç bırakma, bu sefer daha fena döverim» dedim. U-zatmıyalım efendim, akşam eve gittim kl sofra hazır. Oturup güzel güzel rakımı içtim, sonra yemek geldi. Tencerenin kapağını açınca az kaldı kİ burnumun direği kırılsın. Bir koku, bir koku.
— Et 311 bozulmuş?
— Ne münasebet beyabi? Sabahleyin aldığım taptaze et bozulur mu? Dinine yandığımın karısı et! pişireyim derken cayır cayır yakmış, (Ulan, nedir bu yemeğin hali?» diye sordum. Evvelâ; «Sen tembih ettiğin için yemek geç kalmasın diye tencereyi ocağa koydum, komşuya gittim» dedi. Sonra; «Hayır, evden çıkmadım. Misafir geldi, o-nunln lâfa daldığım sırada tencerenin dibi biraz fazlaca kızarmış» diyerek lâfı çevirdi. «Ulan, bunun neresi fazlaca kızarmış? Et yanmış, simsiyah olmuş. Kd-kudan yanına yanaşılmıyor» diyerek suratına bir tokat çaktım. Kan bu sefer; «Ne vuruyorsun? Ben senin babanın hizmetçisi değilim ya. Ne pişirirsem onn yersin. Beğenmezsen zıkkım ye, serseri» demez mİ! Sen ol da bıçağa sarılma bakalım beyabi. Bir tane koluna, bir tane de kalçasına saplayınca aklı başına geldi
Mahkeme açıldı, derin derin soluyarak kalktı.
Ce. Re.
Milletlerarası eğitini konferansı
Ankara 17 (A,A.) — Unesco’ nun milletlerarası Eğitim bıiro-slyle müştereken tertipledikleri ve 8-14 temmuz 1950 tarihleri arasında Cenevrede toplanacak olan milletlerarası 13 üncü Eğitim konferansına Türkiye de lş-Konferansta İsviçrede talebe müfettişimiz bulunması
— Bu seferki de avrat belâsı. Ben yemeğe, İçmeğe çok meraki iyimdir, efendi kardeşim.' tırak edecektir. Sabah kahvaltısı bilmem. Öğle Türklyeyı temsllen yemeğine de aldırış etme, bazan bulunan -
peynir ekmekle gün geçiririm Mesud Erginsavjn amma akşam yemeğinde titizli- kararlaştırılmıştır.
güzel bir resmini, kendi otomobilinden bir an İçinde görür gibi oldu.
Craıunorc ailesinin oturduğu Sloane sokağına vardığı zaman hayat arlık bütün velveleleriyle gelişmişti. Bir posta müvezzil kapı kapı dolaşıyor; sütçü arabası durmuş, hizmetçiye süt şişelerini veriyor. Başka bir hizmetçi, pencere camlarını silmekte. Bir diğeri evin basamak-lannı sünger taşıyla parlatmakta...
Boulot, kapıyı çaldığı zaman eşikte Cranmore göründü.
Misafirini içeri alırken endişe İle:
— Ne haber? — diye sordu. — Ah. dostum! Beni bu faaliyetsizlik öldürüyor. Saat beşle odanıza geldim, çıkınıştuıız...
Fransız, lallı bir ifade İle ce-
vap verdi:
— Azizim, hiç gözümü madım. Hep ayaktaydım. Bana bir kahve söyler misiniz?
Banker:
—- Hizmetçi de şimdi kahvaltının hazırlandığım haber vermişti. — dedi. — Bahçeye bakan küçük odaya buyurun.
Bankeri kim görse şu anda, sesindeki ve halindeki değişikliğe şaşardı. Matemin ağır yükü altında ezildiği anlaşılıyordu.
Carmen’in Çin budvarına girdiler. Buranın pencereleri bahçenin güneş içindeki çimlerine nazırdı. Odanın ortasında da yııvarlnk bir masanın üzerinde kahvaltı hazırlanmış bulunuyordu.
Boulot, İspirto ocağının üzeri ne konulmuş kahvedonlığı alıp fincanını doldurdu. Kendine bir de ekmek kızarttı. Hem kahvaltılını ediyor, hem de ev sahibini gizli gizil tetkik ediyordu. Banker Jim Cranmore. perişan haline rağmen her seferki gibi taptaze tıraş olmuştu, Kılık kıyafeti de tenkld edilemez bir şıklıktaydı.
Fransız polisi, kendi kendine; |
— -Hayatın en büyük faciası âdeti kökünden sarsamıyor» diye düşündü.
Jim, birdenbire ellerini kavuş tıırarak:
— Azizim Boulot! — diye söze başlndt. — şuna kaniim ki, siz. benim bugün bulunduğum ruhi haletteki bir insanın polis tahkikatı için pek az faydalı olduğu zannındasınız. Buna rağ men, size hizmet edebilirim. Benden faydalanmanızı istiyorum. Dündenberl kendimde büyük bir değişiklik hissediyorum. Gûya, bir facia aktörüyüm ve oynanan facia benim şahsımla ilgili değil, şimdi arlık zihnimde bir açıklık oldu. Sizin İçin bir safra teşkil elmiyecefiim. Sizden ve şimdi ismini unuttuğum İngiliz polis âmirinden, karımı öldüren «'idamı bulabilmem için, İş birliği yapmayı ka bul etmenizi istiyorum.
MlıhatabHûn metaneti İhtiyar FranSizln içine dokundu. Dostunun kolunu tuttu:
Azizim, birim de size ihtiyacımız var. — dedi.
Jim, cevap verdi:
— öyleyse dinleyiniz Eve
I (
kırp- bite eski bir
döndükten sonra, karımın çekmelerini araştırdım. Bilhassa yatak odamızda, tuvalet masasının içindeki evrakına baktım. Mektuplarını birer birer gözden geçirdim. Fakat. Aldon sokağına niçin gittiğine dair en ufak bir emareye bile rastlayamadım. Kanma telefon da edilmemiş. Telefon dün sabah kul-lanılarnıyordu, çünkü hatta tamir vardı, öğle üzeri tamir bitmiş. fakat hle kimse telefon etmemiş Saat üç buçukta Dolo-res çıkmış, ramana kadar da kimse telefon etmemiş. Daha sonra keza., Bu sabah, merkezden malûmat aldım. Bize dün edilen telefon, Sitedenmlş. Akşam üzeri etmişler. Bir gazeteden evi aramışlar. Dolores de cüıayctl bu şekilde öğrenmiş. Demek oluyor ki, eğer karım res sanı Cjuayrt'a gittiyse, bunu sırf kendi düşüncesiyle yapmış.
Boulot, tatlı bir sesle: ,
— Sevgili dostıımt Muhterem zevceniz resnnm Quayre‘m n-tölyflsinin holünde hançerlenmiş. — diye İzahat verdi,
Biçare Jlm’ln alnında deılıı bir çizgi hâsıl oldu; burun kn-
nadlan titredi:
— Bu sizinkisi sırt bir «andan ibaret değil mİ? Vardığınız bu neticenin doğruluğundan e-mln misiniz?
Boulot, başıyla bir tesdik işareti yaptt:
— Koridorun taşlan özerinde kan lekeleri bulduk,
— Demek kl. kaatil Quayre?
Bu İsim, bankerin dudaklarından feryat halinde çıkmıştı.
Detektif, ona: yanındaki iskemleye oturması için İşarette bulundu:
—- Hüküm vermekte acele et-miyelinı. Dün öğleden sonra artistin atölyesinde garip hâdiseler vukua gelmiş.
Ağlamaktan göz kapaklan kızarmış hizmetçi, kapıda belirdi:
— Bir bay geldi, efendim.
Maııder ton, hizmetçinin peşi sıra odaya hatla girdi:
— Bay Jim Cranmore! Sizi evde bulduğumdan pek memnunum Bir kaç sual sormak istiyorum.
Banker, ona dalgın dalgın baktı:
— Siz, evvelâ benim sualime cevap veriniz, bay Müfettiş! Karımı öldüren ressam Qııayre midir?
Manderton, kati bir İfade İle cevap verdi:
— Şu anda size hemen cevap vermemeği tercih ederim. Fakat. lütfen, siz. bana bazı noktalar hakkında malûmat veriniz. Böyle tepeden İnme haşin davranmamı mazur görmelisiniz, Çok acele İşim var. Kaybedecek zamanım yok. Evvlâ zevcenizle ressam €juayre.a dair bildiklerinizi öğrenmek istiyorum. Ressamın, zevcenizi, sizin le evlenmeden önce, Amerlkada tanıdığını söylemiştiniz, öyle değil nü?
Pencereden dışarıya gözlerini daldıran banker, ifadesiz çehresini polte âmirine çevirdi:
— Evet.7 New-York güzel sanatlar akademisinde ikisi de talebe İmişler.
— Hangi devirde bu?
— Harbden bir sene ew»l. zannederim.
Manderton. siyah not defterine kaydetti; soııra kurşun ka-Irmlnl muhatabına doğru uzattı: «Arkası var)
F Jıife 8
AKSAM
19 Haziran 1950
VARTA
AKÜMÜLATÖRLERİ
Yüksek kalitesinden dolayı bugünkü şöhretini tamnmıştır.
OTOMOBİL - KAMYON - OTOBÜS DENİZ MOTÖRÜ TRAKTÖR, RADYO için tam emniyetle kullanacağınız
Yegâne akümülatör VARTA’ılır. Muhtelif iilçü ve anıperajda G ve 12 Volt akümülâtörlerimu gelmiştir. Flütlerimiz üstün evsafına rağmen rakiplerinden ucuzdur.
Yeni Fiat Listemizi isteyiniz.
YAKUP SOYUGENÇ
Kraköy Palas karşısında No. 80 Galat* - İstanbul Tel 4204ü
SAYIN HALKA
Türkiye Kömür Satış ve Tevzi Mtiessesesi İstanbul Şubesinden
1950/1951 kışı teshin ihtiyacı için Kok, Taş ve Linyit kömürü dağıtımı aşağıdaki esaslar dairesinde yapılacaktır.
1 — SOBA KÖMÜRÜ:
17/6/1950 tarihli Resmi Gazetede neşredilen, yönetmelik uyarınca kömür tevziinden faydalanmış olanlardan 1950/ 1951 kış mevsimi için beyanname istenmiyecektir. İl glüten ellerinde mevcut eski beyanname kuponlarile şube-mizce her pazartesi günü yapılacak ilâna göre müracaat ederek kok kömürlerini alacaklardır.
2 _ RESMÎ, DAİRE, MÜESSESELER ve KALORİFERLİ BİNALAR:
Türkiye Kömür Satış ve Tevzi Müessesesl tarafından 1949/1950 (geçen kış) için verilmiş olan eski karnelerile şubemize müracaat ederek bu sene için yeni karnelerini almaları lâzımdır.
3 — Dağıtıma 21/6/1950 çarşamba gününden itibaren
başlanacaktır. (8163)
Kırıkhan Soğuksu Boğa yetiştirme İstasyonu Müdürlüğünden
1 — Kırıkhan Soğuksu Boğa yetiştirme İstasyonu müdürlüğünde yaptırılacak elektrik tesisatı işi kapalı zarf us udiyle eksiltmeğe konulmuştur.
2 — Bu İşin keşif bedeli (12.773) lira (46) kuruş ve muvakkat teminatı (958) lira (01) kuruştur.
3 — İhale 2G/6/950 tarihine rastlayan pazartesi günü saat 9.30 da Kırıkhan veterinerliğinde toplanacak komisyonca yapılacaktır. Teklif mektuplarının 2490 sayılı kanunun hükümleri dahilinde belirli gün ve saate kadar komisyon Başkanlığına makbuz mukabilinde vermeleri veya göndermeleri lazımdır. Postada vuku bulacak gecikmeler kabul edilmez.
4 — İsteklilerin 1950 yılı ticaret odası vesikası İle eksiltme gününden itibaren (Resmi tatil günleri hariç) olmak üzere üç gün evvel il makamına müracaatla ve yeterlik belgesi almaları şarttır.
5 — Daha fazla İzahat ve parasız şartname almak İsteyenlerin Antakya Bayındırlücmüdürlüğüne müracaatları.
(7773)
Göz Mütehassısı □r.Cemil Görür
Cağaloğlu Nuruosmanlye caddesi Atay Aparlımam Pazardan başka her gün saat 14 ten 18 e kadar. Telefon: 29053
>- ODUN ALINACAK -y
Türkiye Kızılay Derneği Hemşire
Okulu Müdürlüğünden:
1 — Okulumuzun 1950 - 1951 ders yüı için İhtiyacı bulunan
350 (üç yüz elli) çeki kesilmiş gürgen odunu, okulda ; teslim, pazarlıkla satın, alınacaktır.
2 — Pazarlık 29 Haziran Perşembe günü saat ll de Aksaray
Haseki caddesindeki Okul binasında toplanacak ko-? misyon Önünde yapılacaktır,
3 — isteklilerin söylenen gün ve saatte % 7,5 geçnci teminat
11e birlikte komisyona müracaatları İlin olunur.
4 — Okul idaresi İhaleyi yapıp yapmamakta serbesi-tlr,
FİLİMLER! İLE
EBEDİLEŞTİREBİLİRSİNİZ
İ. E. T. T. İşletmelerinden
Muvakkat
Cinsi Miktarı Mulı. Bedel teminat
Mozaik kaldırım döşeme işi 17.000 M2 11.900.— 392,50 lira
Enıilsiyon derzi 17.000 » 25.500.— 1912,50 »
Beyaz sabun 2.000 Kg. 2.500.— 187.50 ■ )
Yeşil » 6.000 • 5.400.— 405,— > )
Aıao * 6.000 » 4.200.— 315.— v )
I — Mozaik Kaldırım ve Emilsîyon derzi işleri ile sabun mübayaası işi
yazılı muhammen bedeller üzerinden pazarlığa konmuştur.
2 — Şartnameler Levazımdan (Metrohan) parasız tedarik edilir.
Pazarlık tarih saati
22/6/050 10 _ Perşembe
■ 10,15
» 10.30
karşılarında
(7810)
Harb yıllarındaki eksikliği günbegün telâfi etmekle ve çeşitlerini İmkân nlsbetinde arttırmaktadır.
Hâlen muntazam olarak piyasaya arzedilen müstahzaratımız:
İTALO MEDİTERRA-NEAN LİNE Ltd.
TRİESTE
Limanımızda bulunan aANNA MARİAL» vapuru doğru TRİESTE için mal yüklemektedir. Fazla tafsilât İçin' LEVANT EKSPRES T.L.Ş. Vapur acenteliğine müracaat:
İstanbul: İzmir
Tel: 44791/2 Tel: 2227
izalei şüyula satılık mağaza
Balık pazarı caddesi Zlndan-kapısı Yumurtacılar No. 59 büyük bir mağaza İki odası. 23/6/850 cuma günü saat 15 te İstnabul 2 nel icra 950/1681 dosya numaralı.
Tıbbî Müstahzarlar
PERTEV ŞURUBU
EKSİRİ SÜREYYA
ÇOCUK PUDRASI
DİS MACUNU
DİŞ TOZU RADYOSEPTYL. DAVVEL KARBONAT NEVRİSAL KOMPRİMELER
Itriyat:
KREM PERTEV yağlı KREM PERTEV yağsız TUVALET PUDRALARI BRİYANTİN BRİYANTİN MAYİ SÜRME
VESAİRE
Teessürle bayılântara,.Qarpmiıya, Sinir bufiranterına NEVROL CEMAL MUHLİS! OOIHAl. tâUHLANÛIM). M&MZÛ£ MtJflAM BlHUMMtMJî
İstanbul Sergisi
Gazetesi
Zayi — Şişli - Beyazıt arasında işllyen belediye otobüsünde 17.6.950 günü sabah 9.30 - 10 arasında İçinde senet ve günlük satış defterile fişek satış defteri bulunan kahverengi bir çanta unutulmuştur. Bulanın Beşiktaş Köprübaşı No. 10 da barut bayii Doğan Aklan’a tesliminde pek memnun edileceğini ve def terlerin yenileri almaca-ğından eskilerinin hükümsüzlüğünü İlân ederim.
Doğan Aklan
Mahkeme, tapu, icra »e noter ilânları
Bedelleri hususi şahıslar tarafından ödenen mahkeme, icra, tapu ve noter ilânları gibi resmi Hânlar eskldeD olduğu rl-bl doğrudan doğruya «.AKŞAM» idaresi taratın* dan kabul edilmektedir
1950 İst. Sergisinin açık olduğu her gün Sergi gazetesi neşrettirllecektlr.
Bu gazete ile reklâm yaptırmak isteyenlerin Sergi ve Spor sarayında gazete memurluğuna veyahut Yenipostahane karşısında Erzurum hanında Resmi ilânlar şirketine veyahut Ankara caddesi Kahraman zade handa İlâncılık şirketine müracaat etmeleri rica olunıır. (8117)
Telefonlar gazete memurluğu: 83237 , ( Resmi ilânlar: 21101
Hâncılık şirketi: 20094
DEVLET DEMİRYOLLARI İLANLARI
Çelik çekme boru alınacak
Haydarpaşa Satmalına Komisyonundan:
1 — Muhtelif ölçülerde 692 metre bağa İçin çelik çekme boru kapalı zarf usuliyle satın alınacaktır.
2 — Muhammen bedeli 18705 lira 16 kuruş olup muvakkat teminatı 1402 lira 89 kuruştur.
3 — şartnameler komisyondan parasız olarak dağıtılmaktadır.
4 — Eksiltme 10 Temmuz 1950 Pazartesi günü saat 11 de Haydarpaşa Gar binası dahilindeki Haydarpaşa Satın alma komisyonunda yapılacaktır.
Teklif mektuplarının o gün saat 10 a kadar makbuz mukabilinde komisyona verilmesi veyahut muayyen olan saatten evvel ele geçecek tarzda İadeli taahhütlü olarak posta ile gönderilmesi, (7517)
^MERÎKADAN^
Hususi surette getirtilen Dünyanın en sal en meşhur
S' Nane esansı ile hazırlanmış
J
RADYOLİN
Ağızda fevkalâde köpürür hoş rayihalı bir serinlik bırakır, en ekonomik ve
Rulman satın alınacaktır
Etibank İstanbul Şubesinden
Bu husustaki şartname 30/6/950 tarihine kadar her gün
satmalma servisinden temin edilebilir. (7003)
Ankara Belediye Başkanlığından:
1 — Ankara : Keçiören, Etlik. Bentderesl asfalt yollarında yaptırılacak asfalt kaplama işi kapalı zarf usulü ile eksiltme ve İhaleye konulmuştur.
2 — Muhammen keşif bedeli (165714) liradır.
3 — Teminatı (9535) lira (70) kuruştur.
4 — Teminat Belediye veznesine yatırılacaktır.
5 — Şartname v® keşif cetveli her gün Belediye Tutanak Müdürlüğü kaleminde görülebilir.
6 — İhalesi 3/7/950 pazartesi günü saat 16 da Belediye'de toplanan komisyonda yapılacaktır.
7 — Bu İşe girmek isteyenlerin ticaret odasına kayıtlı bulunmaları. ehliyeti belediyece kabul edilecek asfalt mütehas-
' sisi bir yüksek mühendis veya mühendis olmaları veya bu gibi bir fen adamı ile teşriki mesai ettiğini isbat eylemeleri ve sözleşmeyi birlikte imza etmeleri ve (100.030) liralık asfalt yapma işi yapmış olduğuna dair vesika İbraz etmesi ve asfalt makinesi ve konkasör makinesi bulunduğunu tevsik ederek İhaleden üç gün evvel (tatil günler) hariç) müracaatla Fen Müdürlüğünden yeterlik belgesi alarak teklif mektubuna eklemesi ve ihalede hazır bulunması lâzımdır.
8 — İsteklilerin 2490 sayılı kanunun 32 nel maddesi sa-
rahati veçhile teklif mektuplarını belli gün ve saat (15) on beşe kadar komisyon başkanlığı na vermeleri.___(7954)
Deniz Gedikli Erbaş orta
okulu Komutanlığından
1 — Türk Donanmasının gedikli erbaş kaynağı olan «Deniz Gedikli Erbaş Ortaokulu» ve «Deniz Od. Erbaş Sınıf Okuluna» öğrenci yazımına 1 Haziran 950 den 1 Eylül 950 gününe kadar devam edecektir.
2 — Birinci sınıfa bu yıl İlkokulu bitirenler n. sınıfa ortaokullarda İkinci sınıfa geçenler, üçüncü sınıfa, da ortaokulda III. cû sınıfa geçmiş bulunanlar ve gedikli erliğe de ortaokulu bitirerek diploma alanlar kabul edilirler.
3 — Birinci sınıfa 13 - 16. ikinci sınıfa 14 - 17 ve üçüncü sınıfa 15 - 18 yaşları İçinde olanlar kabul edilirler.
4 — Gedikli er olacakların 16 yaşından küçük olmamaları şarttır.
5 — İsteklilerden îstanbulda bulunanlar Kasımpaşadakl
okul müdürlüğüne başka yerlerde bulunanların bulundukları yerin askerlik şubesi başkanlığına aşağıdaki yazılı vesikalarla müracaat larL (6316)
A — Dilekçe,
B — Nüfus cüzdanı - Fotoğraflı -
C — Bir seneyi geçmemiş aşı kâğıdı,
D — Ailesinin ve kendisinin İyi ahlâk sahibi olduğuna dair İyi bal kâğıdı.
E — Okul tastiknamesl veya diploma,
F — 12 adet vesikalık fotoğraf.
Deniz Kolejine öğrenci alınacaktır
Deniz Harp Okulu ve Koleji Komutanlığından
1 — Deniz Kolejinin yalnız birinci sınıfına öğrenci alınacak lir, .
2 — Kayıtlar 1 Haziran »50den 10 Ağustos 950 ye kadar devam edecektir.
3 — Alınacak öğrencilerin 14 yaşından küçük ve 17 yaşından gün almamış olmaları lâzımdır.
4 — isteklilerin Ortaokulu bitirme ve Devlet Sınavında muvaffak olmuş bulunmaları şarttır.
5 — Kayıt ve bakul İçin îstanbulda olanlar Heybelladada Denl2 Harp Okulu ve Koleji Komutanlığına, taşrada bulunanlar İse askerlik şubelerine birer dilekçe He baş vurmakla beraber, dilekçelerinin bir eşini de Okul Komutanlığına göndereceklerdir.
6 — Fazla bilgi edinmek lstiyenlerln Heybelladada Denli Harp Okulu ve Koleji komutanhğna başvurmaları. (6611)
DİLEKÇELER:
A — Diploma veya okulu bitirdiğine dair belge,
B —Nüfus kâğıdı ash veya Noterlikçe musaddak örneği,
C — Bir yılı geçmemiş aşı kâğıdı,
D — 12 adet vesLkalık fotoğraf,
E — tyi hal kâğıdı. Bağlanacaktır.
Seçme sınavları 15 - 20 Ağustos 950 arasında yapılacaktır.
Comments (0)