BU6UN 6 İNCİ SAYFAMI
Sene 32 — No. 11351 — Hatlı her yerde 10 kuruştur.
PERŞEMBE 18 Mayıs 1950
Sahibi: Necmeddin Sadak — Yazı işlerini fiilen idare eden C. Bildik — Aksam Matbaast
Cumhurbaşkanlığı ve yeni kabine hakkında tahminler
---------------
Cumhur başkanı
Partiler üstünde olacak
Cumartesi günü karar verilecek
Ankara 18 — Seçimin neticeleri anlaşıldıktan sonra Ankara'da herkesi en ziyade meşgul eden Cumhurbaşkanlığına kimin getirileceği, kabineyi kimin kuracağı ve kabinede kimlerin bulunacak noktalarıdır. Bu hususta bir çok İsimlerden bahsediliyor. Bunların tahminden İbaret olduğu muhakkaktır Cumhurbaşkanlığı için Ali Fuat Cebesoy, Halil özyö-riîk, Pro. Nihat Reşat Belger, Sadrl Maksudinin isimlerinden bahsedilmektedir.
Demokrat Parti mahfillerinde Celâl Bayar’ın Cumhurbaşkanı olması arzu ediliyor. Fakat Bayat parti lideri kalmak fikrindedir.
Kabineyi kimin kuracağına gelince, bu hususta da bir çok İsimler ileri sürülüyor. Fuat Köprülü, Adnan Menderes'ten bahsedildiği gibi Başbakanlığa Celâl Bayar'm geleceği de söy-
Ankara 18 (Akşam) — Demokrat Partinin ö-tedenberi noktai nazarı, Cumhurbaşkanının partiler üstünde bir şahsiyet olmasıdır. Bu vaziyet karşısında Demokrat Parti gen el başkanı Celâl Bayarın, Cumhurbaşkanı seçildiği takdirde partiden çekilmesi lâzım, gel mektedir. Mücadeleyi henüz kazanmış ve bundan sonra muvaffak olmak için çalışacak bir partinin Celâl Kayardan ayrılmasına imkân görülemiyor.
Parti meclis grupunun cumartesi günkü toplantısında Bayarın Cumhur başkanı seçilmesi için ortaya atılacak tekliflerin, bu sebeple ve çoğunlukla reddedilmesi bekleniyor.
Lie’nin seyahati
Memurlar arasında tensikat ve değişiklik haberleri doğru değil
D. Parti mahfillerinin mütalâası
“D. Parti cemiyet içinde yara açmak için değil, açılmış yaraları tedavi etmek için kurulmuştur,
lenlyor.
Kabineye girecekler hakkında da bir çok tahminler vaTdır, Bu tahminlere göre Celâl Bay ar I Bakanı. Fevzi Lûtfi Karaosman Başbakanlığı kabul ederse Ad-I oğlu Tarım, Kâzım Taşkend nan Menderes Başbakan Yar- Maüye veya Marshali yardımı duncısı, Fuat Köprülü Dışişleri |jşleriye meşgul Devlet Bakanı,
Bağımsız milletvekili Halil özyöriik ve Demokrat Parti Genel İdare Kurulundan Adnan Menderes
ISıdkı Yırtalı İçişleri Bakanı, Fuat Hulusi DemLrelll veya Osman Talât tltckln
1 (Arkası sahife 2 şutun 3
Adalet,
de)
DEMOKRAT PARTİ BİR BEYANNAME HAZIRLIYOR
Anayasadan tek parti hâkimiyetini destekliyen hükümler kaldırılacak
Yarın Moskova’dan Paris’e gidecek
Londra 18 (R) — Moskovayı ziyaret etmiş olan Birleşmiş Milletler genel sekreteri Lie ya rın Mos kov adan Parise hareket edecektir. Lle, Fransız ve İngiliz hükümet adamlariyle görüştükten sonra Amerlkaya geçecek ve Trumanla görüşecektir.
Moskova 18 (AA. (Alp) — Basın konferansında Stallnln kendisi üzerinde hâsı] ettiği tesir ve Mareşalin sıhhati etrafında dolaşan şayialar hakkında sorulan suallere cevap veren Birleşmiş Milletler genel sekreteri Tyrgvie Lle demiştir kİ:
«Stalinle bir buçuk saat konuştum. Bana kendisini 1946 da gördüğüm zamanki kadar sıhhatli göründü Bütün bu şayialar yalandır.»
Celâl Bayar ve D. P. Genel İdare heyeti âzasından bazıları
«Çok» oturmak
Ankara 18 (Akşam) — Devlet dairelerinde memurlar arasında tensikat yapılacağı ve geniş çapta değişiklikler olacağı hak-kındaki şâylaları Celâl Bayar kati surette yalanladıktan sonra bu mevzu etrafında salahiyetli bazı kimseler şu İzahta bulunmuşlardır:
«— Demokrat Parti cemiyet içinde yara açmak İçin değil, açılmış yaralan tedavi etmek İçin kurulmuş bir partidir. Devlet memurları arasında yara açmağı biz asla düşünmüyoruz. Bilâkis onların terfihi için elimizden gelen her türlü yardımı yapmağa azmetmiş bulunuyoruz. Biliyorsunuz ki İkinci büyük kongremizde bu mevzuda şu kararlar alınmıştı:
Devlet vazifelerinin günden güne artması ve devletin siyasi ve idari bünyesinde İktisadî karakterin daha belirgin hale gelmesi yolundaki gelişme memur meselesini umumi hayatın çetin bir meselesi haline koymuştur. Memurların her şeyden evvel halka hizmet duygusu taşımaları vazife ve mesuliyet hislerine bağlı ehliyet ve İhtisas sahibi olmaları şarttır. Bu hususların sağlanması İçin bilhassa şu esaslar üzerinde ehemmiyetle durulmasını gerekil buluyoruz: Memurların hal ve âtilerinin emniyet altına alınması; aylıkların, memur ve emeklileri geçim kaygusundan kurtaracak dereceye getirilmesi, memurların tâyin, terfih, cezalandırılmaları hususlarının takdirden ziyade objektif usullere bağlanması, ihtisas ve diploma haklan mahfuz kalmak şartly-le meslekî kabiliyet ve ehliyetleri olduğu takdirde tahsil durumları nazara alınmaksızın bilumum âmme hizmetlerinde çalışan vatandaşlara derecelerini tamamlamak suretiyle yük-
selme imkânlarının sağlanması, çocuklarının okutulmasında memurlara kolaylıklar gösterilmesinin usulieştirtlınesi.
Görüyorsunuz ki biz, memuriyet İşini ne şekilde anlamış ve ne şeklide hareket et-
memiz lâzım geldiğini teabit e mlş bulunuyoruz. Bunun İç devlet hizmetinde vazife gön bütün memurların her türlü eı dlşeden uzak memleket hizm tinde vazife görmelerini istiy ruz.»
C.H.P. muhalefett nasıl çalışacak?
Bu sabahki Ulus gazetesi «Muhalefete geçerken altı kararımız» başlıklı bir makalede bunu anlatıyor
Ankara 18 (Akşam) — Bu sabahki Ulus gazetesinde «Muhalefete geçerken altı kararımız» başlıklı bir yazı çıkmıştır. Cumhuriyet Haik Partisinin bundan böyle muhalefet safında ne şekilde bir hattı hareket tnkib edeceğini anlatan bu yazıda şöyle denilmektedir:
■ Bu memlekette ne başarıl-dıysa inanılarak başarıldı. Eski ve yeni kahramanlarımız arasında bir tane lnanmtyan bulamazsınız. Yazdığımız destanların her türlüsü gösterişsiz, şatafatsız, fakat derin ve engin bir inanışın imzasını taşır. Onun İçin yeniden yeniye
--' ı . I □ 3 T
geçmekte olduğumuz muhalefette de inandığımız, inanacağımız, inanmakta gönül ve kafa vereceğimiz noktalar olacaktır.»
Yazıda, bahis mevzuu altı esas şöyle sıralanmıştır:
« 1 — Şahsiyatla uğraşnııva-cağız. 2 — Söz ve tenkid hürriyetinle dokunulmazlık isliye-ceğiz, 3 — Toleransımız vardır ve toleransı bekliyeceğiz, 4 — Kafalarımızın vazifesini kafalara, gönüllerin borcun.ı gö nüllere tanıyarak olur olmaz meselelerde birbirine karıştu-mıyacağız, 5 — Başına milli (Arkası sahife 2 sütun I de3
r—"——---------"*——
I İsrail röportajları
İsrail'e ait çeşitli mevzuları incelemek üzere bu memlekete giden muharririmi» Şahap Balcıoğlu seyahatinden dönmüş ve intihalarını yazmıştır.
Bu meraklı röportaj serisini bir iki Riine kadar gazetemizde takib etmeğe başlıyacaksıntz.
Ankara 17 — Demokrat parti Genel idare Kurulu bugunkü toplantısında halka hitaben bir beyanname hazırlamıştır. Yarın (bugün) matbuata verilmesi muhtemel olan bu beyannamede milletin ezici bir üstünlükle izhar ettiği itimada lâyık olunmağa çalışılacağı belirtilecektir, Bu iktidar değişikliğinde millette hâsıl olan bütün mukadder sualleri de bu beyannamenin cevaplandıracağı umulmaktadır
İşlerinden çıkarılacaklar hak-kındakl söylentiler üzerine Celâl Bayar. propagandanın bu şeklini çok çirkin bulduğunu gazetecilere açıklamış ve söyler nenlerin asılsızlığını belirtmiştir Bayar bilhassa İdare âmirlerinin de, bu memleketin evlâtları olduğunu, içlerinde tek tük vazifelerini kötüye kullanmak İstidamda bulunanlar görülse dahi, kabahatin şahıslar-
dan ziyade içinde bulundukları sistemde olduğunu söyledi, Mücadele bu sisteme ve bu zihniyete karşı yapılmıştır. D P Başkanı dedikoduları şiddetle tekzip etmiştir.
Demokrat Partinin yapacağı işler
Ankara 17 _ Demokrat Parti mehatflinden sızan haberlere göre D.P hükümeti, millete maiolan İnkılâpları ve demokratik inkişafları büyük bir titizlikle muhafaza edecek, anayasaya İstikrarlı bir devlet nizamı garanti edecek hükümler koyacak, tek parti hâkimiyetini destekliyen bazı hükümleri anayasadan kaldıracak, adalet nizamını tam bir istiklâle kavuşturacak, memurları politika tesirlerinden azami şeklide mahfuz tutacaktır
Bunlardan başka dış politika ve memleket müdafaası İşlerin?
de fevkalâde ehemmiyet verilecektir.
Bu mevzuda en salahiyetli bir şahsiyet bana aynen şunları söyledi:
«— Memleketimizde İktidar tebeddülünün dış siyasetimizde hiçbir değişiklik yapmıyacağına dost ve düşman herkesin emin olması, vatan selâmetimizin ve hattâ cihan sulhünün mühim bir şartıdır.»
Yaptığım temaslardan edindiğim intlbaa göre, Demokrat Parti dış politikamızın başlıca muvaffakiyet âmili olan milli müdafaamız üzerinde de hassasiyetle duracaktır Beş yıldır teessüs edemiyen bugünkü buhranlı dünya vaziyetinde bir komşumuzun memlefetimize müteveccih karanlık emelleri karşısında milli müdafaamızı bir kat daha takviye İçin elinden gelen gayreti şadedecektir.
Rahmetli aktör Hâzım, Aynaroz Kadısında hüküm verir; aşık kemiğiyle fala bakarak:
— Cûk oturdu. Oldu senin işin! - derdi; yahut da mavi gözlerini pek lâtif şekilde devirerek: — Cok oturmadı. senin işin olamaz! -diye dâvayı menfi neticeye bağlardı.
Bir Demokrat listede, tertip hatasiyle bir adayın ismi eksik yazılmış. O aday seçı-lememiş. Demek, cok oturmadı. Fakat karşı partinin bir adayı fırsattan istifade seçilmiş. Demek, onun hesabına cok oturdu. Şair Behçet Kemal Çağlar istifa edince, karşı taraftan bir general o-ruın yerine bilistifade mebus olmuş. Onunki dc cok oturdu.
Fakat acaba bundan ibaret mi? Halk Partisinin en liyakatlileri mi seçilip en liyakatsizleri mi atılmıştır? Yoksa cok oturanlar Mecliste, cok oturmıyantar d işarda mı?
Listeler meydanda, vicdanınızla bas başa tetkik buyurun.
Demokratların listesine vaktiyle cok oturup, o listenin hıziyle Meclise cok oturanların hesabını ise biz tııt-ınıvalım: bunun takdirini yine efkârı umumiyemizin aklı selimine bırakalım ..
Demokrasimizin müstakbel inkişafları arasında bu cok oturuş nispetinde bir azalma görmek isteriz. |
İstanbul Milletvekilleri
Yukarıda İstanbul'un yeni milletvekilleri, aşağıda millet vekillerinde a Hamdı Başar'a mazbatası veriliyor
tl seçim kurulu oyların tasni-1 27 Demokrat Parti İstanbul ı da seçim kurulu başkanı tara-flni dün akşam saat 21 de bi- milletvekillerinden şehrimizde rmdaıl mazbataları teslim edU-urnıişllr. LLstc halinde kazanan ■ bulunan on sekizine saat 21.30 m iştir.
Sahile 3
A M » A M
'fi MwCTft 1950
18 Mayu 1&5Qm
Sabah Gazeteleri Ne Diyor ?
Âbideleri maskelemiyelim!
I’ stanbul şehrinde yapılacak inşaatın âbideleri gölgelendirmemesine bilhassa dikkat etmeliyiz. İs-tanbuida bir devir gelmiş, Beyazıtta şimdi Şehir müzesi olan o güzelim medresenin etrafını çerden çöpten dükkânlar. kahvelerle çevirip b>r şaheseri gözden kaybetmişler. Belediye Bu âbideyi meydana çıkarmak için senelerce mücadele etmek ve para harcamak zorunda kal dL
¥enî Cami düne kadar âdeta kaybolmuş gibiydi. Ö-niinii arkasını salaşlar bürümüştü. Fena bir şehircilik zihni veli, daha doğrusu şelıircilik zihniyetinin mevcud olmayışı bu şaheserin örtülmesine, güzelliklerinin yer yer çirkinliklerle kapanmasına sebeb olmuştu. Belediye Yeni Cami’nin etrafım da güç belâ açmaya muvaffak oldu.
Yakın zamanlarda, şehirciliği bildiğimizi iddia ettiğimiz günlerde de bu bakımdan yapılmış hatalar yok değildir. Siileymaniyenin yanı başına yaptığımız o zevksiz Nebatat Enstitüsü binasi yle hem îstanbulun siluetini bozduk, hem şaheserin haşmetine zarar verdik.
Bari, diyoruz, bundan sonra böyle şeyler yapılmamasına dikkat etsek. Ama yine gözden kaçıyor zannederim: Geçenlerde Şişli meydanına altı katlı muazzam bir bina yapıldığından bahsetmiştim. Orada altı katlı bina yapılması bir kere şehir plânına göre yasaktır. Nasıl yapılır. akıl almaz. Kaldı ki yapılmaması için başka bir sclıep de vardır: Şişli camisini yaptıran hayırseverlerden bir mektup âldım. Meydanda yapılmasına teşebbüs edilen altı katlı binanın her şeyden evvel Şişti camisini kapayacağından scı acı şikâyet ediyorlar: »Bu bina iki kat daha çıkarsa caminin şark cephesine isabet eden minareyi ve ön cephesini Çamlıca. Yıldız ve civarına gös-termiyecek şekilde maskriiyecektir. diyorlar.
Bu Hr—» «la Belediye Reisimize duyurmayı vazife sayıyorum. Şevket RADO
İki müessif hâdise
Ankarada
Değişmeyen Türkiye
Nadir Nadi CUMHURİYET’te bu başlıklı yansında diyor M:
Coğrafya durumu itibariyle dünyanın her baknmndar. e-bemmlyctll bir noktasını işgal eden Türklyemlz, bağlandığı prensipleri yürütebilmek için milletlerarası münasebetlerde pasif kalmamağa, tersine dinamik ve aktif bir rol oynamağa dikkat etmiştir. Bilhassa İkinci Cihan Harbinden önceki yıllardan başlayarak bugüne kadar dış politikamız zaman zaman lierl hamlelere başvurmaktan da kaçınmamıştır. Yeni hükümetin bunlan gözönündc tutarak aynı yolda cesaretle yurüye ceğlnl ümit ediyoruz. Türk -Yunan dostluğunu kuvvetlendirmeğe' çalışmak lâzımdır. Geçenlerde İmzalanan Türk - Italyan paktı, Akdenizde sağlam bir banş cephesinin kuru i masına yarayacak hayırlı bir başlangıcıdır. Yakında bunu bir yandan. Orta Doğu, bir yandan da Atlantik paktiyle perçinlenmiş görmek bizi sevindirecektir Türkiyeyc karşı sıcak bir alâka besleyen yakın komşularımız vc uzak dostlaniTıtria gerek iktisadi, gerek siyasi münasebetlerimizin günden güne geliştiğini isteriz. Müh bünyesinde en cesaretli değişikliği son seçimlerde başaran Türk milleti, değişmeyen dış politikasını şimdiye kadar olduğu gibi şimdiden sonra da insanlık ve barış istikametinde yürütecektir.
Orfada 3 kişi öldii
Urfa 17 — Bugün sat 16 de Orta'nın Birecik ilçesinde müessif bir hâdise oldu. Demokrat Partililer yeni milletvekillerini teşyi etmek üzere Halkevi bandosunu istemişler. Halkevi idarecileri buna menfî cevap vermişlerdir. Bandonun zorla alınmak istenmesi üzerine çıkan kavgada 3 kişi ölmüş, bir çok vatandaş da yaralanmıştır. Yaradılar.Urfa’ya nakledilerek tedavi altına alınmışlardır, ~ra.ii-kikata devam ediliyor.
Ankara 17 — Külsün bildiril -«ligine göre Demokrat Partiye mensup 300 İrişi Halk Partisi burusuna hücum ederek eşyaları kırıp dağıtmak istemişlerdir. Zabıta mütecavizleri yakalanıştır. Hâdise etrafında tahkikat yapılmaktadır.
Patriğin Amerikalılara beyanname?-» Türk Turizm Kurum tınım çg-şebbüfiyle Tarsus vapurunun Ameri ha ya bir hasret kavuşturan sereri yapması münasebetiyle Patrik Athenagoras Ame-rikalılara hitaben bir beyanname neşrederek kendilerini Tür-1 kiyeyl ziyarete davet, etmiştir. Patrik beyannamede diyor ki:
«Size Ortodoks kilisemizin manevi oğullan ve bilhassa siz, sevgili memleketimizde doğup yetişmiş bulunanlara demokrat Türk hükümetinin son aldığı cömert karara dikkatinizi çekmek isteriz. Sizin hakkınızda son zamanlarda kabul edilen yeni hu-suri bir kanun, sevgili ve güzel anayurdunuzu, ziyaret imkânım «ize vermektedir
bir cinayet
Gecekondularda
iki kişi Öldü
; Ankara 38 'Akşam) — Dün [ gece Dışkapıdaki Gecekondular da iki e işinin ölümü He neti-, celenen bir cinayet işlenmiş-. tir. çocukları olmıyan bir aile kardeşinin Mecbura adındaki kızını yanlarına alarak evlâtlık 'edinmişler ve bunu beşinci ortaokulda okutmağa başlamışlardır.
Bundan bir müddet kadının erkek kardeşi haddin de Ankaraya gelerez eniştesinin yanında yerleşmiş vc İş aramağa başlamıştır. Dûn kan koca, okuldan eve dönen Mecbureyi evde bırakarak çarşıya çıkmışlardır.
Biraz sonra Sabâhaddln eve gelmiş kapıyı kilitli görünce pencerelerden birini İterek İçeriye girmiş ve makinede dikiş başında olan Mecbureye saldırmıştır. Mecbure bu ftnl tecavüz karşısında kendisini müdafaa etmiştir. Kısa bir boğuşmadan sonra Sebahaddin bıçağını çekerek Mecbureyi 13 yerinden yaralamış ve öldürmüştür.
Kaat.il Sabahaddin vakadan sonra diğer odaya geçmek is-| terken düşmüş ve elindeki bıçak göğsüne saplanarak ölmüştür.
Savcılık hâdiseye eJ koymuştur.
evvel Saba-
Bu hayırlı tedbiri büyük bir hoşnutluk ve takdirle karşıladığınızı umuyorum. Yeni kanun mucibince demokrat hükümetimiz. sîzdeki memleket hasretine İlâç olarak size: «Türkiyeyc hoş geldiniz» diye candan ve «amlml bir hitapta bulunmaktadır.
Mümtaz Faik dün tahliye edildi
Zafer gazetesinin başmuharriri Mümtaz Faik Fenik dûn sabah hapishaneden çıkmıştır. Mümtaz Faik Fenik An karadan milletvekili seçilmiş ve teşrii masuniyetini İktisap eder etmez savcılık taralından dün sabah Sultanahmet cezaevinden tahliye olunmuştur. Kendisi bu akşamki ekspresle Ankaraya hareket edecektir.
C.H.P. muhalefette nasıl çalışacak
(Baştanfı 1 inci sahifede) sıfatım getirmek şöyle dursun tek başına kalan husumetle mücadele edeceğiz, e — Yalnız Atatürk inkılâbının iki büyiık düşmanına; kara İrticaa
Nüfus sayımı hazırlıkları
1950 son baharında yapılacak olan genel nüfus için şehrimizde hazırlıklara başlanmıştır. Bu İş için Zühtû Çubukçu-oğlunun başkanlığında harita İşleri ve nüfus müdürlerinin iştirakile teşkil olunan komisyon İlk olarak binaların nüme-rotaj işlerUe meşgul olmaktadır.
ve kızıl komünizme gelince ona husumet de betleriz, kin de...
Muhalefete girişirken hayra-ğnnızriaki okların sayısınca altı karanınız bunlardır. Bunları gerçekleştirmekte yenr muhalefetin yeni iktidarını bizden olanlar da oimıvanlar da göreceklerdir.»
Eskişehirde bir uçak kazası
Eskişehir 17 — Yüzbaşı Ferilı Kartal ve üstçavuş Nazml Kır-sever idaresindeki mektep tekâmül tayyaresi bu sabah uçuştan sonra inmek üzere İken teğmen Ayhan Vuralın idaresindeki uçakla çarpışmış, İki uçak da parçalanmıştır, Kaaı neticesinde yüzbaşı ölmüş, diğerleri ağır yaralanmıştır.
B. P uzun bir seçim beyannamesiyle neler yapmak istediğini Türk seçmenlerine tam zamanında bUdirmışü. Demokrat Parti İm, porpacanda devri kapanmak üzere İken daha ziyade tankid mahiyetinde bir beyanname yayınlamıştı, seçim neticesi gösteriyor ki. Türk milleti, CHP. beyannamesini tez olarak reddetmiş vc çok başka bir politika istediğini belirtmiştir. Bundan da anlaşılıyor kİ, Demokrat Partinin kuracağı yeni hükümet, kendisini büyük ölçüde destekleyen milli iradeye göre bir faaliyet programı hazırlamak zorundadır. Bu program ise şimdiye kadar değin güdülmüş olan yurt içi politikalarından v&z geçmek suretiyle gerçekleştirilebilir. Bunun nc kadar çetin bir iş olduğunu biliyoruz. Fakat eski durumun tasfiyesine girişmek de, nihayet, en başta gelen, tam mânasiylc milli bir dâvadır, D. P. nin vatan karşısındaki en büyük sorumluluğu da bu dâvanın ele ılınman ile haşlamış olacaktır Bu sonunluloğun derecesini pek iyi kavnyan olgun halkımız onun için, oyunu vermek suretiyle D. P. yi en geniş ölçüde desteklemek lüzumunu duymuştur. D. P. nin yüklendiği sorumluluk çok büyük olabilir. Fakat dâvalarımızı çözmek şerefi de ondan daha az büyük değildir.
*
D.P. nin geçireceği ilk imtihan
Ahmet Emin Yalman VATAN' da diyor ki:
Memleketin nesillerdir başaramadığı ıslahat işi bir günde lam anıl onamaz. Halkı avlamak için derhal gösteri mahiyetinde : çığırlara atılmak, faydadan zi- : |yaıie sarar yaratır. Sabırsızlık :
ge hakkımız vardır kİ o da «ganimetler, iktidara konanlarındır tarzındaki eski ve kötü politikacılık düsturuna kentlilerini kaptırmamaları, yâranlık gayretini asgari hadde tutmaları, «ben pnrIJrip filânrlon riaha eskiyim, ondan çok hizmetim vardır. Filân mevki benim hakkımdır» diye bir hesap pusulası İle karşnlanna çıkanlara mevki verecek yerde, kendilerine partide bir an için bile durmağa lâyık olmayan mideciler geziyle bakmalıdır.
Demokrat Parti yeni bir yol tutmak azminde bulunduğuna göre. İlk gayreti, politika sahalarını ve umumi fayatı, midecilerin, hol uskurların, riyakârların piston aramağa ihtiyaç duyan âcizlerin ve tufeylilerin ce-zelân yeri halinden kurtarmak i İstikametinde olmalıdır.
★
İktidar değinmesi
YENİ SABAH bu başlıklı makalesinde diyor ki:
Halk Partisinin izmihlalini mucip olan hiç bir dâvayı mü-himsememek ve rastgclenl Bakanlığa getirmek ananesine son verilmelidir, ün utmam alıdır kİ çok bozuk ve fena İdare ile bulaşık bir idare tevarüs ediliyor. Taymış gazetesinin dediği gibi Halk Partisini mahveden fena idare olmuştur. Binaenaleyh mazi vc hayatı ile en ufak bir şaibe ile lekelenmemiş şahsiyetler kabineye alınmalıdır. Köklü bir temizlik ve fazilet mücadelesi her halde bu bahiste isimleri üzerinde münakaşalar yapılmamış simalar iş başına gelmelidir.
Bu ilk adımlar, muvaffakiyet için İlk müjdeciler olacaktır. Kabil olduğu kadar ihtiyatlı hareket zarureti vardır. Bu hakikatleri muhterem Celâl Başarın ve arkadaşları Adnan Menderes ve Köprülülerin tak-hususunda iti-
★
Yeni iktidar
partisinin vazife
ve sorumlulukları
M. Nermi YENİ İSTANBVL’dz
diyor ki:
Her seçim neticesinden halkı ı göstermemeli ve tetkik netice-en çok i İrilendiren şeyleri an- sinde temkinli adımlar atmak lamak mümkündür. Bu bakım- için yeni iktidara zaman ve fır-dan M mayu iföö başlı başına sat vermeliyiz. Fakat kendlle- | dlr dereceler] bir özrllik göstermektedir. C. rinden derhal bir şey bekleme- mat hâkimdir...
Ankara üniversitelileri
Din Inöniiyii ziyareti
İnönü muhalefet gibi şerefli bir vazifede memlekete hizmet etmeğe çalışacağını söyledi
Ankara 17 — Ankara üniversitesi öğrencilerinden iki üç yüz kişilik bir grup bugün saat 16 da Çankaya'ya giderek ismet İnönü'yü ziyaret etmiştir. Grup 23 taksi, 2 büyük otobüste bulunmakta İtil. Bu sırada kojkte Başbakan yardımcısı Nihat Erim ve Adalet Bakanı Fuat Sirmcn bulunmakta 'di.
Ziyaret İçin müracaatları haber verilince, İnönü kendilerini kabul etmiş ve öğütler vermiştir.
İnönü «senin izindeyiz ve birlikte yürüyeceğiz» diyerek bağlılıklarını izhar eden ve e-linl öpen gençlere, sükûnet tavsiye etmiş, kendisinin de gayet sakin olduğunu, muha-
FREHSES FETHİYE
Mısır Ana Kıraliçe-sinin mütalâası
bu-de-
Seçimin dış memleketlerde akisleri
Amerikan ve Ingiliz gazeteleri seçimden hayranlıkla bahsediyor
-
lef e t .gibi şerefli bir vazifede memleket için çalışmaya devam edeceğini, gönçlerin seç un hayatına ve onların neticesine alışması gerektiğini, çünkü bundan sonra hayatlarının hep böyle geçeceğini, birbirini takip eden hükümet ve partilerin vazifesi, memleket hizmetinde birbirlerini destekleyip tamamlamak olduğunu söylemiş. «beni bahtiyar ettiniz» demiştir.
İnönü şunu da ilâve etmiştir:
•— Eğer beni biraz müteessir görüyorsanız, bu sizin mahzun kalblerinlzin üzerimde u-yandirdiği teessürlerin bir ifadesidir»
Cumhurbaşkanlığı
fBaştarafı 1 inci sahifede)
Samet Ağaoğlu Ticaret, Ekrem Hayri Üstündağ Sıhhiye Bakanlıklarına getirileceklerdir. Meclis Başkanlığı için Fuat Hulûs! Demircili, AJ1 Fuat Cebesoy, Refik koraJtan’in isimleri söyleniyor.
Karar Meclis Grupunun cumartesi günkü toplantısında verilecektir.
Genel İdare Kurulunun toplantısı Ankara 18 — Demokrat Parti Genel İdare kurulu dûn toplanmış, toplantıda, Ankarada bulunmayan Refik İnce’den başka bütün azalar hazır bulunmuşlardır. Toplantı altı saat sürmüştür. Toplantıda Cumhurbaşkanlığı ve yeni kabine hakkında görüşüldüğü tahmin ediliyor.
D. P. nin tebriklere teşekkürü
Ankara 17 — DJ». merkezine tebrik İçin gelen kafilelerin a-kını devam etmektedir. Telgraf ve mektupların sayısı da muazzam bir yekûna baliğ olmuştur. Başkan Celâl Bayar bu münasebetle bugün gazetecilere demiştir lu; «D-P. tan mlileLveklli
i seçimlerinde elde etliği büyük muvaffakiyeti tebrik İçin bir çok vatandaşlarımızdan telgraflar. mektuplar almaktayız. Her birine ayrı ayrı cevap vermeğe ve teşekkürlerimizi bildirmeğe şu sırada işlerimizin çokluğu imkân vermediğinden delâletinizi rica ediyoruz. Vatandaşlarımızın gösterdikleri büyük alâkaya minnettarız »
Pakistan büyük elçisi İle Hindistan sefaretinden bazı zevat, bugün Celâl Bayarı ziyaretle tebriklerde bulunmuşlardır.
Erzurum seçimi
Erzurum 17 «Akşam) — İlimizdeki seçimi Demokrat Partisi kazandı. En çok reyi Bahadır Dülger aldı, şudur: Bahadır Dülger Mustafa Zeren Rafkı salim Bnreak Fehmi Çobonoğlu Sabri Erduman Kıza Topçuoğlu i Enver Karan . Emrullah Nutku Menus Yazıcı Sait Başak
Halk Partisinden ı general Vehbi Kocaguney almıştır. Bu miktar 54,882 dır.
Oy
sayıları
San Prancisko 17 (APı Mısır Ana Kıraliçesi Nazlı gün bir gazeteciye verdiği meçte, kızı prenses Fethiye'yi
Prenslik unvanile emlâkinden mahrum eden Hassa Meclisinin başkanı veliaht Prens Mehmet Ali’yi «tahta çıkmak için entrikalar çevirmekle» suçlandırmışım
Ana Kıraliçe, Prens Mehmet Ali'nin esasen otedenberi «Fethiye’yi kötülemek ve Kırat ailesinin arasını bozmak için işler çevirdiğini. Kiralın üzerinde kötü bir nüfus İcra ettiğini ■fe Kıralı fena müşavirlerle çevrelediğini» Uâve etmiştir.
Kıraliçe, tazı Prenses Fethiye İle evlenen Riadl’ı da müda- ] faa etmiş ve şunları söylemiş-11 tir: «Riad aleyhindeki isnatlar ! utandı nadir. Rıad’ın maksadı 1 para elde etmek olsyadt bunu i Fethiye Ue evleıuneksizln elde ı edebi lirdi. Saray çevreleri.
Prensesten vazgeçmesi için aylarca kendisine rüşvet vermeğe uğraşmışlardır. Bundan 20 gün J evvel Mısır’ın Vaşington büyük i elçisi Mohanımed Kâmil Ab- ı dürrahlm. Prensesten vazgeç- 1 m esi kaydı âle kendisine dûn- ] yanın her hangi bir memleke- ı tinde elçilik veya Hâriciyede ' her hangi bir makam teklif etmiştir. Bunları muhtemel ela- , rak tekzibe çalışacaklarsa da. ı hepsi doğrudur» i
Kahire 17 (AP) _ Mısır n- s mumi efkârı görünürde Kıral ‘ Faruğun, tazkardeşl Prenses ı Fc-thiyeyf Kıral ailesi mensubu1 haklarından mahrum elmiş ol- ( mnrını tamamile desteklemek-1 j tedlr. Mısır umumi efkârı şu ’ noktada birleşmektedir: Pren- 1 ses FVthiye îslâm dîni dışında 1 evlenmekle, prenseslik unvanını kaybetmiştir. Bu konuda ı verilen kurar yerindedir.
New - York 17 (AA.) — Tür-■ kiyede yapılmış olan seçim neticeleri etrafında Amerikan basını yorumlarına devam etnnek-1 tedlr. Bu arada New - York He-rald Tribüne gazetesi. Türkiytde Halk Partisinin mağlûbiyeti ve Demokrat Partinin İktidara gelmesinin Türk iyenin güdümlü ve muntazam bir intikal suretiyle ve görülmemiş bir süratle Cumhurbaşkanlığı diktatörlüğünden demokrasiye geçtiğinin bir de-, İtil olarak kaydetmekte ve muhalefetin teşekkülünü teşvik et-I meşinden dolayı Cumhurbaşkanı İnönüyu övmektedir.
Londra 17 (AA.) — Tür biyede yapılmış olan son seçimler neticelerini yorumhyan Daily MaU bugünkü yansında seçimler neticesinin hayret ve »mit uyandıneı olduğunu yazmakta ve şöyle demektedir:
«Verimli bir arazi üzerinde demokrasi ilk defa olarak çiçek açmaktadır. Seçimler Atatür-kûn politikası İçin asla bir mağlûbiyet olarak kabul edilemedikten başka hattâ en büyük zaferi olarak karşılanabilir. Memleket şimdiki değişikliğe hazırdı, zira Atatürk bunun yolunu hasrlamış ve onun kıymetli yardımcısı ve halefi İsmet İnönü halka yeni hürriyet im-kânlan sağlamıştı. Bu İki şahsiyet bu İşin faydalarını kendi lehlerine kayda muvaffak olmuşlardır. Biri Türk halkının zaruri olan birliğin!, diğeri ise ayni halkan derin basiretini temsil etmektedir. Böyle bir tecrübenin diğer herhangi bir doğu memleketinde haşan Ue neticelenmesi de şüphelidir.
Ayni gazete Tûrltiyenln dış siyasetinde herhangi bir değişiklik olabileceğine ihtimal verilmediğini ve Türklerin komünist düşmanı oldukları gibi Fransayla İngilterenîn müttefiki ve batinın dostu kalacaklarını belirterek yazısına şöyle son vermiştir:
rİngilJz milleti dün olduğu gibi .bugün de Türklyenln dostu olarak İyiliğini istemekte ve çetin ve cesur bir muharip olan Türk askerine hürmet etmektedir.»
Ne w York Times’in makalesi
New - York 17 (AA.) — Tür- : kîye demokrasiye oy verdi, baş- 1 lığı İle yayınladı ğr başmakalesinde New - York Times diyor ! kİ:
«Türk seçiminin hayret verici neticesinden yalnız Turkler değil, garb demokrasileri de, hakkîyle gurur duysalar yeridir. Bir zamanlar Avrupanın hasta adamı adiyle anılan bu eski memleket, şimdi bizim 1-nanıhğunız ve özlediğimiz cihana yeni bir kura efradı gibi katılmış bulunmaktadır. Türkiye uzun askeri geleneğe malik bir devletti. Halk yukarıdan verilen emre alışkındı. İslâm memleketi olmak itibariyle de Tiir-kiyede ferdi demokrasi Tardıysa da yeni anlamda meşruti bir hükümete malik değildi. İlhamını Fransız ihtilâlinden a-lan Türk inkılâbı evvelâ İttihatçıların sonra da Atatürkün liderliği altında inkişaf etmiştir. Fakat şimdi seçimi kaybetmiş olmakla beraber Türkiyeye demokrasi yolunda büyük bir adım attırmak hususunda en büyük hisse İnönüye aittir. Bu cepheden mütalâa edilince son seçim enim bir zaferidir. İsmet İnönü Atatürkün kurmay başkanı idi Onunla İş başına gelmiş, 1938 de ölümü üzerine İ-nönü fiili bir diktatör olarak A-tatürkü istihlâf etmiştir. Bundan sonra hakiki bir muhalefete müsaade olunmuş ve geçen şubatta, demokrasi bakımından örnek addedilmeğe lâyık bir seçim kanunu kabul edilmiştir. Siyasi bakımdan neticenin kendileri için bu tarzda yıkıcı olacağım ne İnönü, ne de Halk Partisi tahmin edemezlerdi. Fakat bugün halk oyunu kabul etmemeleri gibi bir hareket de nıevzuubahls olamaz. Netice ü-zerinde iktisadi şartların, hayat pahalılığının, ve halkın yüzde seksenini teşkil eden köylünün çektiği maddi sıkıntının â-mll olduğu muhakkaktır. Diğer taraftan dış politikada bir ayrılık katiyen mevcut değildir. Soğuk harbde Tûrkfyenin garb dünyasiyle birlik olup bizim yanımızda yer almakta devam e-deceği beklenmektedir. Muhalefeti zafere ulaştıran Celâl Boyar 1933 de Atatürk tarafından kabul edilen devletçilik yerine şahsî teşebbüse önem verileceğini, halka daha fazla hürriyetler tanınacağım vâdetmekte ve ameleye grev hakkı verileceğini açıklamaktadır. Böyle bir programa oy sahiplerinin verdikleri ce vap ise, Tü rk iyede İçtimai uyanış ve demokrasi mefhumunun inkişafına delilden başka şekilde tefsir olunamaz.
BORSA
İUsnbul Bonauzun IT/5/1SK
ÇEKLER
n.« «w ncMo
5 «O
Barışı korumak
Dulles’în ileri sürdiiğü 3 nokta
Nevyork 17 (AAİ — Dün gece söylediği bir nutukta Dışişleri Bakanlığı Cumhuriyetçi müşaviri John Foster Dulles, barışın korunmasını bağlıyacak üç nokta zikretmiştir:
1 — Bir müttefik yüksek askeri komutanlığının İhdası.
2 _ Bütün İdari ve özel leş-
aas
21.67
21JO
3150 1 mo kilâtın ve bu arada Dışişleri ve Î,JO , Savunma Bakanlıkları, federal 11.17
21 Jü
% « FAİZLİ Kalkınma ı Kalkınma EJ Kalkınma m Ut e istikrazı t Mb LrtlkraD U İMİ D«nirvoiu IMS t santran L
% 5 FAİZLİ
1933 ErganJ
I93H İkramıydı MHll MOtlafu Demirvoin tv
Demlrvolo v
% (.5 FAİZLİ
1M9 tahvüı
ŞİHKETT HİSSELETH)
TAHVİLLER
ÖLÜM
Kayseri eşrafından Hacı Mahir Dûlgeroğlu 18/5/95Ü sabahı vefat etmiştir. Cenazesi bugün Şehzade başı Mahmudiye Çeşme «okak 2(kn umoradaki evinden kaldırılarak Beyazıt camiinde öğleyi müteakip cenaze namazı kılınarak EdLrncitapı şehitliğindeki aile kabristanında Hakkın rahmetine tevdi edilecektir.
Mevlâ rahmet eylesin.
Oğlu: Torun Dulccroriu
istihbarat bürosu, İktisadi lş-3*,^ birliği İdaresi, Amerikanın se-—— si gibi teşkilâtın çalışmalarını kabinenin kontrolü altında tevhid edecek nâzuu.bir ida-1 renin kurulması.
3 — Birleşik Amerikanın her İki parti tarafından desbeklenecek yapıcı bir dış ,, siyaset takıp etmesi.
John Foster Dulles bü^n bu icraatın Satıhların askeri. İktisadî ve siyasi blrliâİpT1 İstihdaf eden büyük çapta bir teşebbüsün bir kısmını teşkil edeceğini söylemiştir. /
Fb^ter Dulles, Amerika halkına hitab ederek, soğuk harbîn devnüi ettiroinesi ‘ ve. kazanılmasını temin edecek gerekli tasarrufların yapmasını istemiş ve şöyle demiştir;
«Büyük başarılar elde eden Sovyet komünizmi teşebbüsü elinde bulundurmaktadır. Sov-yetlcr Birliğinde hâkim zümre, Itaassubu son merhalesine götürmüş bulunmakta ve bu [züinrc dünya hâkimiyetini âr-1 zulanıaktadır. Artık ataletten kurtulup zaferi elde etmek Jçiıı
100»
100 JO
121 —
5-
15.25
ANADOLU DEasnnvOiLP GROPD ralıvlllcr 1-7 Hısje şenelten "t W Mtlmvssll senet
11AS*
63 25 _______________________ereo
SARHAFLAHDA ALTIK ~ Balıyla* | > 3350 ’
lirası S» 30
(5 — 371» bütün hızımızla çalışmanın za-manı gelmiştir.
[AKŞAMSAK ŞAM«|
«Cemiyet» tipinden «parti» tipine...
İttihat ve Terakki Partisinin unvanı, ilk önce «fırka» değil, «cemiyet» ti. Doğrusunu söylemek lâzım gelirse, ilk unvan, sonra kullanılandan münasipti. Çünkü İttihat ve Terakki, meselâ bir İngiliz Muhafazakâr Partisine, Sosyalist Partisine, bir Alman Sosyal Demokrat Partisine, ilh, yani dört başı mamur, tipik partilere benzemiyordu. Yenileşme. Garplılaşma, bunun için de Sultan Hamit idaresinden kurtulma ideali etrafında toplanan türlü çeşit insanların halitasıydı. Meşrutiyetin ilânından sonra, diktatörvarî usullerle yenileşmeyi korumak istedi. Karşı tarafta, hem yenilik, hem diktatörlük aleyhtarları. Hürriyet ve İtilâfın bayrağı altında bir kümelenme teşkil ettiler. Hürriyet ve İtilâfın bünyesi içinde birbirine benzemi-yenlerin toplanması da bundan ileri geliyordu.
Aynı anane sonraki tarihî devrimize de intikal etti. Halk Partisi. cemiyetvarî kuruldu. İttihat ve Terakkinin hem terakkiperver, hem Garplılık taraftarı, hem de diktatöriimsü vasıflarını onda da gördük. İttihatçılar nasıl îstipdatla mücadelenin sinesinden çıkıp, içtimai menşeleri nc olııtsa olsun birleştilerse. Halkçılar da Millî Mücadelenin ve Atatürk inkılâplarının tarihçesinden doğup bir nen aınal-gaıııa oldular.
Vaktaki son demokrasi gelin çattı ve milletin hayatında bir muhalefet doğması mukadder oldu: muhalefetin bir kısmı geriye meyyal sollarda nasibini aradı. (Halkın temayülü buna müsait değilmiş: seçimler göstermiştir.) Muhalefetin bir kısmı da .daha evvel, solculuk şekilleri içinde nasip a-radıJar. (Ne dış siyasetin icapları. ne de Haliç Partisinin ölçüleri buna imkân verdi.) Solcu siyasi teşekküller memleketimizde gelişememiştir. Halk Partisinin karşısında, muhalefet olarak. prensipleri itibariyle Atatürk inkılâplarından ay-nlmıyan, fakat iktisat bahislerinde daha Dberal bir gruplanma oldu. Bu liberalliğin revacını gören Halk Partisi de, rakibine benzemek ve parsayı ona toplatmamak için hayli çabaladı. İki parti de. bir dereceye kadar ananecilere müsamahakâr bir fikri liberallik de gösterdi. Fakat halkımız, 25 senedir başta bulunan partinin İstıraba te çekilmesini, onun yerine 2 numaralı partinin gelmesini tercih etti.
«Yenidir eleğim, nerelere koyayım?» kabilinden. Demokratlar makbuldürler: halk efendinin gözdesidir-ler. Birinci kadın efendinin mcnkûpluğunu geçireceği daire, üç dört vüz küsur o-dah bir konak olmaktan çıkmış, 50 gözlü bir hane olmuştur. Bundan sonrası bakalım ne olacak?
Fakat göz önünden kaçırmamalı ki, Demokrat Partinin kuracağı bu dokuzuncu Meclis de, geçen sekizinci Meclis hususiyetlerini arze-diyor. Karşı karşıya iki zıt prensipli parti olmaktan ziyade, karşı karşıya iki (ikiz eşi) prensipli muazzam cemiyet vardır. Zira partilerde velev ille bariz sınıfi vasıflar bulunmasın.* hiç değilse dayandıkları zümreler, bölgeler, istihsal nevileri ve bunlarla ilgili prensipler ayrı olmak gerektir. Yahut da bir memlekette muayyen bir sınıfın inkişafı fevkalâdedir; tarihi misyon yalnız undadır, onun iki kolunun iki ayrı partisi olur, öbür içtimai sınıfların partileri henüz gelişememiştir, fakat mevcut partilerden biri, o gelişemi-yen sınıfların avukatlığını gizli, aşikâr üzerine alır; diğer parti ise (Amerikada misalini gördüğümüz gibi) bunun zıddına daha koyu büyük kapitalist karakterini arzeder... Hulâsa, velev iki parti memleket mukadderatına hükmetsin, bunlar arasında ille benzeşmeğe doğru değil, içtimai vazife taksi-
Beyaz peynir ihtikârı
Belediyenin azamî fiat koyması isteniyor
Hayvan mahsullerinin bu yıl pek bereketli olmasın.» makabil şehrimizde beyaz peynir ve kaşar peynir fiatlerinin bir türlü bu bolluğun icap ettirdiği derecede ucuzlanmamasının tabii bir neticesi olarak peynir istihlâkinde herhangi bir artış kaydedilmemektedir. Borsada yapılan toptan satışlarda bu ucuzluk her ne kadar görülmekteyse de perakende fiatler yine yüksek seviyelerini muhafaza etmekte ve netice itibavile müstehlik kütlenin zararına olarak toptancı tüccar fahiş kârlar peşinde koşmaktadır. Öyle kİ bugün taze beyaz peynirin perakende kilosu 170 kuruş civarında olması icap ederken bu mal bakkallarda 223 — 230 kuruş, kaşar peynirin de fiâtı 300 kuruş olması lâzım gelirken 400 kuruştan satılmaktadır.
Mamafih toptancı tüccar iç piyasada temin ettiği bu gayrı meşru kazançları dış pazarlarda katiyen bulamıyacağını anlamış bulunmaktadır. Zira bundan bir müddet önce Bakanlık on bin teneke beyaz peynirin İhracına izin verdiği halde bu tacirler. yaptıkları bütün gayretlere rağmen bugüne kadar dışarıya bir kilo bile beyaz peynir satamamış-lardır. Bundan da anlaşılacağı gibi peynirlerimizin fiatleri bu yüksek seviyelerini muhafaza ettiği müddetçe bu mallan dış pazarlar asla satın almıyacak-lardır
İlgili makamların bu durum karşısında derhal harekete geçerek peynir fiatlerini kontrol etmeleri beklenmektedir. Hattâ bazı çevikler, belediyenin peynir için azamî fiat ces-blt etmesini dahi istemektedirler.
Pamuk piyasası
Bu sene memlekette pamuk mahsulünün çok bereketli olması beklenmektedir. Yeni mahsul Eylül ayından itibaren idrak edilecektir. Ancak yapılan rekolte tahminleri çok müsait olduğu için tüccar şimdiden elinde duran eski rekoltenin pamuklarını satmaktadır. Bu arada Fransaya on bin balya pamuk satılmıştır. Şimdiki halde 1949 matısulıi pamuğun yarısından fazlası satılmış durumdadır. Yeni rekolteye kadar diğer pamuk stoklarının da tükeneceği anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan müstahsiller, bir yandan Eylül ayındaki rekolteyi beklerken, diğer yandan da onu takip edecek olan yent ekim devresine hazırlanmak ladırlar. Bu maksatla şehrimize gelen müstahsillerin bir kısmı lüzumlu âletleri satın almaktadırlar.
19 Mayıs bayramı
Bugün ve yarın okullar ve daireler tatil
İki Amerikan profesörü şehrimize geldi
Yale üniversitesinin tarih profesörü Ralf. İ. Kerner şehrimizde Perapalas Otelinde bulunmaktadır. Bir dünya seyahatine çıkmış olan profesör. Yirminci asır kültürel tarihi İçin malzeme toplamaktadır. Profesörün Büyük Kültürel Ananeler İsimli bLr eseri de vardır. Yine aynı üniversitenin sabık profesörlerinden Arnold Layitriç şehrimize gelmiştir. Profesör gelecek hafta Ankara Üniversitesinde Amerika medeniyeti mevzuu Çizerinde iki veya üç konferans verecektir.
mine doğru bir cehtü gayret şarttır. Tarihî misyonu en kuvvetli sınıfiana prensiplerini hangi parti kavrar, yakalarsa onun istikbali daha parlak olacaktır. Hangi parti gittikçe sönmeğe mahkum, rolünü bitirmiş sınıfların borazanlısını etmeğe çabalarsa, o, sönecektir.
Bundan sonraki mücadelenin böyle olacağını tahmin ederim.
(Vâ - Nû)
İstanbul seçimine ait dün tesbit edilen neticeler
Fatih, Kartal, Silivri, Yalova, Çatalca, Eyüp, Üsküdar sandıkları
tl seçim kurulunda adaylar kaydediliyor
İstanbul 17 (AA.) — fi seçim kurulu başkanlığından bildirilmiştir:
FATİH:
Sandık yekûnu: 264. Seçmen yekunu: 155.000. İştirak yekûnu: 89.000. D. P. den en fazla oy alan 47.608. C. H. P. den en fazla oj’ alan 20.881. M. P. den en azla oy alan 23.639. Milli Kalkınma dan, en fazla oy alan 2882.
KARTAL:
Sandık adedi: 38. Seçmen adedi: 1C.862. İştirak yekunu 8981. D. P. 4437, C. H. P. 3388, M. P. 1360, M. K. P. 199.
SİLİVRİ:
Sandık adedi 3». Seçmen adedi 13200. İştirak adedi 11940. D. P. 5059. C. H. P. 6654. M, 1». 108, M. K. P. 136.
YALOVA:
Sandık adedi 40. Seçmen adedi 9703. iştirak adedi 8783. D. P. 3393. C. H. P. 3535, M. P. 1492, M, K. P. 105,
ÇATALCA:
Sandık adedi 32. Seçmen adedi 16661. İştirak adedi 17628. D P. 9339, C. H. P. 7847, M. P. 271.
EYÜP:
Sandık adedi 109. Seçmen adedi 10670, İştirak adetli 16420. D. P. 8414, C. H. P. 4762, M. P. 3277. M K.’ P. 460.
ÜSKÜDAR:
Sandık adedi 100. Seçmen adedi 35385 İştirak ad 41 26976. D. P. 15446, C. H. P. 7704, M. P. 5679, M. K. P. 839.
Bazı neticeler
Ankara 17 (AA) — Adalet Bakanlığı seçim bürosundan saat 10 da bildirilen seçim neticeleri aşağıdadır:
MALATYA:
(C.H.P.ı İsmet İnönü, Esat Doğan, Dr. Hikmet Fırat. Mehmet Sadık Eti, Şefik Tugay. Hüseyin Doğan. Mehmet Kartal, Mehmet Kulu, Nuri Ocak-çıoglu. Abdülkadir Özbay, Lütfl Sayman.
Güzel bir teşebbüs
Çalışkan ve faziletli öğrencilere mükâfat
Üsküdar Halkevi, Üsküdar or-taokutiarlyle liseler öğrencilerinden çalışkanlık ve faziletiyle kendini sevdiren çocuklarımıza mükâfat vermeği kararlaştırmıştır.
Her sınıfla çalışkan, faziletli ve arkadaşları tarafından sevilen öğrenciler ortaokul ve lUe müdürlükler] tarafından Üski'ı-' dar Halkevlne bildirilecek 20 ve 22 mayıs günlerinde mükâfat tevzii merasimi yapılacaktır.
Mükâfatlar, memleketimiz e-diplerlnin eserlerinden seçilerek verilecektir.
Avrupa radyo yayın birliği yasası
B. B. C. nlıı teşebbüsü ile Güney tngllterede, Toruay'da toplanmış olan konferansa 21 devlet İştirak etmiştir. Memleketimizin de iştirak etmiş olduğu bu konferansta yeni Avrupa radyo yayın birliğinin hazırlanmış olan yasası kabul ve imza edilmiştir.
Balık bolluğu
Son günlerde tahminden çok fazla balık tutulmaktadır. Bilhassa kalkan balığı her yıldan daha fazla çıkmaktadır. Balıkhane civarında 60 kuruştan kalkan satılmıştır.
Balıkçılar Cemiyeti, balığın çıktığı günlerde gazetelere İlân vermek ve yalüı okullarla memur ve müstahdemlerine yemek veren hususi ve resmi müesseseler! haberdar etmek suretiyle batık istihlâkini arttırmağa gayret ediyor.
19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı şenliklerinin tehir edildiğini yazmıştık. Buna rağmen yann ve cumartesi günü okullarla resmi daireler tatil yapacaklardır. Zira 19 Mayıs günü resmi tatiller arasındadır. Ve bu kanun hükmüdür. Aynı kanunun bir fıkrasına tevfikan da resmi bir tatil gününü cumartesi günü takib ederse, o günün de tatil olması lcab etmektedir. Bu sene 19 Mayısın cumaya gelmesi cumartesi gününün de resmi tatil .günü olmasını icab ettirmiştir.
Üzüm rekoltesi
Tecrübeli bağcıların ifade ettiklerine nazaran bağlarımızın bugünkü durumuna göre, 1950 yılı üzüm rekoltesinin 75 -80 bin ton İdrak edileceği umulmaktadır.
Diğer taraftan mahsulün fazla olması yüzünden fiatlerin geçen yılın dununda olması ihtimali de üeri sürülmektedir.
Vali şehir müzesinde
Vali ve Belediye Başkanı Prof. Fahreddln Kerim Gökay, dün öğleden evvel Bulvardaki Oa-zanferaga medresesindeki Şehir müzesini ziyaret etmiştir.
Bu müzede İstanbulun muhtelif devirlerine ait bir kısım hazırlanmaktadır. Vali hazırlıkları gözden geçir m iştir.
— Her cins BALIK bol ve ucuzdur
Müesseselere balıkhanede toptan I I fiatle balık temin ederiz.
Balıkçılar cemiyeti I
BİNGÖL:
(CELP.) Feridun Fikri Düşünsel, Mustafa Nuri Okçuoğlu.
BURSA:
(D, P.) Celâl Buy ar. Hulûs! Köymen. Sadettin Karacabey. Selim Ragıp Emeç. AH Canip Yöntem. Halil Ayan, Agâh Erozan, Necdet Yılmaz, Halûk Şatnan, Ralf Aybar. Mithat San, Selim Herkmen.
ÜRFA:
(D. P.) Reşit Kemal Timur-oğlu. Celâl Öncel, Dr. Feridun Ayalp, Ömer Cevheri. Dr. Feridun Ergiin, Şükrü Yüksel Necdet Açanal.
Tokat milletvekilliği
Ankara 17 (AA.) — Adalet Bakanlığı, seçim bürosundan aldığımız bilgiye dayanarak Tokat İlinde sekiz Demokrat adayının seçimi kazanmış olduklarını dün bildirmiştik. Bugün ayni kaynaktan saat 10 da bildirildiğine göre bu İlin dokuzuncu milletvekilliğine C. H. P. adayı Zihni Beril seçilmiştir.
Ucuz ev müsabakası
Belediyenin açtığı müsabakaya rağbet fazladır
Belediyenin İnşa hazırlıkla-riyle meşgul olduğu ucuz evlerin tiplerini tesbit için açılan müsabakaya rağbet fazladır. 29 mayısta sona erecek olan bu müsabakaya İştirak İçin şimdiye kadar Belediyeye 70 proje teslim edilmiştir. Kalan on gün içinde de 40 - 50 projenin daha verileceği tahmin edilmektedir.
Belediye, projeleri tetkik ve derecelendirmek için bir jüri heyeti lntihab etmiştir. Bu jüride Mühendisler Birliğinden Prof. Abdullah Türkmen, İnşaat Fakültesi profesörlerinden Feridun Ansan. Belediye şehircilik mütehassısı Prost. Bele diye fen müşaviri Hüsnü Kese-roğlu. Mimarlar Birliğinden mimar Mehmet Ali Handan. Mimari Fakültesi dekanı Prof. Mukbll Gökdoğan ve Güzel Sanatlar Akademisi Mimari şubesi profesörlerinden Sırrı Bilen vardır.
Belediye, ucuz evlerin İnşası için hazırladığı tâllmatname taslağında bir de sosyal sigorta kabul etmiştir. Ev sahibi olup da aile reisinin vefatlyle taksitleri ödeyemlyecek vaziyete düşen ailelerin evden çıkarılmaları bu sigorta İle önlenmiş olacaktır.
Yeni yılın arpa mahsulü
İzmir — Yeni yılın İlk arpa mahsulü borsaya gelmiş ve 30 kuruştan satılmıştır.
Mahsul Menemenin Sasailı köyünden çiftçi Cemal Ateş tarafından yetiştirilmiştir.
Bu münasebetle mahsul bayraklarla süslenmiş arabalarla alıcılara davul zurna çalınarak teslim olmuştur.
Bu seneki mahsul
Gelen haberlere göre mahsul vaziyeti çok iyi
Şehrimize İstihsal bölgelerinden gelen haberlerden anlaşıldığına göre bu yıl memlekette toprak mahmullerinin verimi çok İyidir. Bu arada buğday, çavdar, arpa, yulaf, mısır vesait maddelerin istihsal seviyeleri köylüyü sevindirecek durumda bulunmaktadır. Son olaîak Mersinden gelen malûmatta arpa mahsulünün tamamen blçümekte olduğu bildirilmektedir. Mersinde arpa mahsulünün verimi kalite bakımından da sevindiricidir. Taneler ağır ve olgundur,
Şehrimizdeki İlgililerin ka-nat.ine göre bu yıl memlekette buğday ve emsali maddeler sıkıntısı çekibniyecek ve hattâ mal fazlasını İhraç düşünceleri dahi bahis mevzuu olabilecektir.
Toprak mahsullerinin bu derece verimli olmasının sebebi havaların müsait giderek yağmurların zamanında yağmış olmasıdır.
Toprak ve iskân işleri genel müdürlüğü
Toprak işleri genel müdürlüğü ile iskân İşleri genel müdürlüğünü birleştiren hazırlanmış olan kanun tasarısı 30 Mayıs tarihinden itibaren yürürlüğe girecektir. Yeni teşkilât toprak ve iskân işleri genel müdürlüğü İsmini alacaktır. Tarım. Bakanlığı yeni genel müdürlüğün kadrolarını hazırlamaktadır.
RADYO
İSTANBUL RADYOSU
öğle ve akşam programlan
13.57 Acılıj ve programlar.
13.00 Haberler.
13.15 Dans müziği «Pl.».
13.45 Şarkı ve türküler. Okuyan : Ahmt Üstün.
14.20 Ev kadını - Yemek çeşitleri.
14.30 Şarki ve türküler «Pl.».
14.50 Hafif valsler «Pl.».
15,00 Programlar ve kapanı*.
17.57 Açılış ve programlar.
15,00 Car müîl«l «Pl.».
İS,30 Robert Schumann'ın «Şair Ajkl» defterinden Ued’ler «Pl.».
18.45 Saz eserleri. I
19,00 Haberler.
1», 15 İstanbul haberleri. 19İ0 Sololar.
19.45 Hafif ara mütlgi «Pl.».
19.45 Şarkı ve tilrküter. Okuyan : Mustafa çağlar.
30.15 Hafit orkestralardan melodiler «PL».
29.30 Gelir vergisi izahları.
20.45 Chariie Barnett orkestrandan dans mürıgl «Pl »,
21.00 Küçük orkestradan melodiler.
21.20 Faaıl heyeti konseri. 22,00 Konserin «Pl,».
22.45 Haberler
23.00 Hatif gece müziği «Pl ».
23.30 Programlar ve kapama.
ANKARA RADYOSU
öğle ve akşam programlını
12.28 Aplig Ve program.
12.30 M, S. ayarı vc Şarkılar. 13.00 Haberler.
13.15 Radvo salon orkestrası (Şef: Necip Aşkın).
13.30 öğle Gazetesi.
13.45 Radyo salon orkestrasının de-
li, 00 Akssın programı, hava raporu ve kapan ı$.
n,38 Açılış ve program,
13.00 M. S. ayarı ve incesaz «İsfahan faslı».
13.45 Hafit şarkılar «Pl.». lOAMi M s. ayarı ve Haberler.
19.15 Geçmişte Bugün. 1920 Yurttan Sesler.
19.45 Radyo ile İngilizce.
20,00 Plvarıo İle cAz parçalan «Pl.».
20.15 Radyo Gatetesi.
20.30 Serbes saat.
20.35 Karısı k şarkılar. 21,00 Uncsco Gazetesi.
21.15 Piyano soloları.
21.45 Konujma: Sağlık saati ■ Büyük ■algınlar».
22,00 Devlet Konscrvatuvarı »aylı saklar orkestrası «Şef; Ulvi Cemal Erkin».
22.45 M. S. ayart ve haberler. 23,00 Program vc kapnnif.
Yarın sabahki program
8.28 Açılıj ve program.
8.30 M S. ayarı: Haberler ve hava raporu,
8.45 Marşlar «Pl ».
9,10 Günün programı.
9.15 Marsların devamı «Pl.».
11,39 Sazlar ve Seslerden geçit programı.
•t
LONDRA RADYOSUNUN TÜRKÇE YAYINI
21 — 27 maysa
7.19 — 7,45 Haberler ve basın hülâsası (24.92. 31,32 metre); 19,W — 19.45 Paear: Köyden mektup: Pazartesi: Dinleyicilerle başbaja: Salı: Radyo Ue İngilizce; Çarşamba- Türk muallel-sİ dinleyici utekteri; Perşembe: Piyes: Cuma: Ttlrk musikisi dinleyici istekleri: Cumartesi: Konuşma; 19.4ü — 20 Haberler 119.91. 24.92 mcl-rel; M — 0.15 Haberler (31,38. 49.10).
öahlfe 3
Bu satırları yazdığım sırada yurdun her tarafında oyların tasnifi heniiz tamamlanmamıştı. Fakat bu âna kadar alınan rakamlar, tam mânasiyle demokrasi rejimine uygun şartlar altında cereyan eden 14 Mayıs seçimlerinin sürprizli bir netice verdiğini, iktidar mevkiinde iki parti arasında nöbet değiştirme hareketi yaptığını açıkça gösteriyordu. Demek ki millet böyle arzu etti ve dün de belirttiğimiz gibi, tam bir siyasi olgunluk sükûn vc vakarı ile dilediği değişikliği yaptı.
Şimdilik bize, yani fıkra muharrirlerine düşen vazife, önümüzde açılan yeni devrenin Türk mîlleti için uğurlu olmasını diliyerek vaziyetin inkişafını beklemektir.
Senelerce bu sütunda, idar ■ re mekanizmasının çeşitlet icraat sahalarında ve bilhast1 sa halk kütlelerini yakındarM-ilgilendiren işler üzerinde^ gördüğümüz hataları, eksik^te likleri dilimizin döndüğü kadar belirterek vazife ba-C şındakileri ikaza, dikkat na;Q zarlarını çekmeğe çalıştıkf/) ve bu arada faydalı faaliyetim eserlerini tebarüz ettirmek-^ ten de geri kalmadık.
Tenkid etmek kolaydır, a-K sil marifet o işin doğrusunuiz yapmaktır, diyenler van*-Derhal söyliyelim ki gazete-*** cilik bakımından bu iddia^ hiç de yerinde değildir. Ga=D zeteci, halk ile daima tcmasCD halinde bulunan, hükümefçg icraatının neticelerini ve u-q murnî efkâr üzerinde yaptı-*— ğı tesirleri yakından görerCj bir uzuvdur. Binaenaleyh, tenkidlerinde şahsî hislerinin tesirinden sıyrılıp âmme hizmetlerinin ifasında gözüne çarpan aksaklıklar ve bu sahada ihtisasına inandığı kimselerin mütalâaları üzerine alâkadarların nazarı dikkatlerini celbetmeğe çalışır. Bu vadide gazetecinin; «Ben o işin başına geçsem şöyle yaparım» diye bir iddiası yoktur. Hatayı düzeltmenin, idareyi intizama sokmanın çarelerini arayıp bulmak, o işleri üzerlerine alanların vazifesidir.
Hal böyle olduğuna göre, * ıcmleket idaresi gibi ağır bir yükü omuzlarına alanların gazete tenkidlerini sinirlilikle değil, âzami suples ile karşılamaları da muvaffakiyet şartlarından biridir. Görüş ve fikirlerimizde mutlak isabet iddiasında değiliz. Bizim de hatalara düşmemiz tabiidir. İdare başındakilerin vazifesi, umumî efkâra tercüman olan gazete neşriyatiyle yakından alâkalanmak. acı tenkidleri de olgunlukla, sükûnetle incelemek, belirtilen uygunsuzlukların ıslahına çalışmak ve gazetecinin hataya düştüğünü görürse mukni cevaplarla tashih yoluna gitmektir.
C.H.P. yirmi yedi yıl devam eden ıızun ve yıpratıcı bir çalışmadan sonra milletin iradesiyle iktidarı Demokrat Partiye devrediyor. Bünyesinde, icraî vazifelerde henüz tecrübesiz bir çok münevverler de bulunan genç parti, çok ağır bir yükün altına giriyor.
Bugün için, millet, memleket namına muvaffakiyetler dilemekten gayri söylenecek söz yok. Bakalım önümüzdeki günler neler gösterecek?
Cemal Refik
Merhum Ahmet Ağaoğiu’nun ölüm yıldönümü
19 Mayıs Ahmet Ağaoğiu’nun 11 inci ölüm şenel devrlyesldlr. O gün sabah saat 11 de merhumun evinde dostları Coplanacak. sonra kabri ziyaret edilecektir, Öğleden sonra saat İS de evde mevlût okutturulacak-tır.
İstanbulspor takımı Amman’da
Amman 17 (AA) — tslan-bulspor takımı dün Amman'a gelmiştir. Takım bugün Ürdün şampiyonu Al Ehre klüp Lle bir [maç yapacaktır.
VS 1P5Û
Triyeste yüzünden kopan fırtına
Belediye seçimleri. Roma ve Bel-prad radyolarını harekete getirdi
Ankarada musiki camıiığı
Profesör Hans Rosbaud'ın orkestra ile ilk teması — Piyanist Mithat Fe nmen'in resitali
ı —-------------
Fikri ÇİÇEKOĞLÜ
Evvel zaman içinde.^
Ali Nadir efendi (
Nümuneı Terakki mektebi — Bir curnalını neticesi — Aşiret mektebi müdürlüğü —• Halebe nefi — Meşrutiyetten sonra
Triyestc'den bir görünü*
İft nisan 1950 pazar günü Triyeste havalisindeki uluslararası serbes arazinin Yugoslav-İar işgali altında bulunan B mıntakasmda yapılan belediye seçimleri, aralarında epey za-mandanberi sükûnet tesis etmiş olan Roma ve Belgrad radyolarının tekrar birbirine hücum etmelerine ve batık devletler arasinda görüşmelere sebebiyet verdi
hatırlarda olduğu üzeri Trl-yesledek! uluslararası serbes a-razl denilen garip teşekkül Sovyet Rusya Üe batılı devletler a-rasmda mevcut anlaşmazlıklar yüzünden doğmuştu. Batıklar Venezla Giulla eyaletinin nüfusunun çoğunluğu Italyanlardan ibaret bu parçasının tekrar 1-talyaya ladesini istedikleri halde Rusya miinazaanfUı Uman şehri ile (Hinterlandı mm o zaman kendi nüfuzu altında bu-Ilınmakta olan Yugoslavyaya bırakılmasında ısrar etmişti. Bu anlaşmazlık dolayısile heyeti uınumlyesl (Uluslararası ser-bes arazi) diye İsim alan ve Anglo Sakson kıtaları tarafından işgal edilmekte olan A mm takası — Triyeste şehri ve limanı ve elvan — İle Tito taraftarlarınca işgal edilen B. mintak ası — Quieto vadisine kadar Capodistria körfezi — gibi iki mıntakadan müteşekkil a-razl parçası meydana geldi. Bu havali bu arazi için yapılacak mahalli bir yasaya tevfikan bir vali tarafından Birleşik Milletler teşkilâtı adına idare edilecek idi. Fakat hem doğu hem batının beğenebileceği bir vaJ! re bir yasa bugüne kadar tâyin ve tesblt edilememiştir, Mareşal Tito işgal etmiş bulunduğu B mıntakasını tedricen Yugos-lavyaya ilhak için çalışmaktan asla geri durmamıştır,
A mıntakasında Anglo Sakson işgal makamlan akdedilen sulh muahedesi maddelerine daha uzun zaman sadık kalmış lardır. 1948 ballarında Italyan umumi seçimlerinden evvel yayımlanan batılı devletlerin Rus yaya verdikleri notada Yugos-lavyanin barış muahedesi hükümlerini İhlâl etmekte olmasına işaret edilmekle ve beynelmilel serbes arazi heyeti umumiyetinin İtalyaya ladesi tavsiye edilmekte idi. A mıniaka-nndaki Anglo Sakson işgal makamları mın tak anın İtalyaya
ladesi hakkında bazı hazırlıklara da girişmişlerdi. 1948 ya-
zında mareşal Tito İle Stallnln arası açılmasını Belgrat, Roma ve Batılı devletler Triyeste ve havalisi işinin sulhun hal edlltııesine yarıyacağını düşünerek memnun olmuşlardı, Fakat bu tahminler boşa çıktL 1949 sonlarında mareşal Tito Yugoslav (Dinar) inin B mın-takasında tedavülü hakkında emir verdiği gibi bu mın lak a ile Yugoslavya arasındaki gümrük m ânlasın ı da refettl. 18 nisandaki şeçlmlere de Yugos-lavlar bir (plebisit) nazariyle bakmaktadırlar.
Tito ile Stallnln arası açılması ve bunun üzerine Batılı-iarın Belgrada karşı vaziyetlerini değiştirmeleri İtalyan siyasileri İçin hâlâ muammalı bir mahiyet muhafaza etmektedir. İtalya, bir taraftan İtalyan azlığının B miri takasında ezilmesine bigâne kalmamakta iken diğer taraftan Triyeste hakkında Batılı devletlerin taklbet-tiği politika yolundan ayrılmamakta idi. Çünkü İtalyan siya-yasileri etnografta bakımından İtalyamn bir parçası olmakla beraber yukarı Adrlyatlkte İngiliz ve Amerikan kıtaları bulunmadıkça Triyeste şehri ve havalisinin tekrar İtalyaya ilhakının ameli bir mâna ve kıymeti olabileceğinden endîşe etmekte İdiler. B mın tak asında yapılan seçim arifesine kadar İtalyan hükümeti de böyle düşünmekte İdi. Fakat kont Sforçanm Milânoda iradettiği nutuk gösterdi ki İtalyan hükümeti artik böyle bir endişenin tesiri altında bulunmamaktadır.
İtalyan ve Yugoslav gazetelerinin son günlerde malûm eski mili husumet teranelerini karşlıklı tekrara başlamaları üzerinde Belgrat tâki Baldı mümessiller ihtlyatkârane hareket edilmesi hakkında İkazlarda bulunmak zorunda kalmışlardır.
Yalnız Batılı devletlerin değil, mareşal Tito ve İtalyan hükümetinin de yukarı Adriya-tikteki muvakkat (statüko) nun olduğu gibi muhafazasında ve buralardan İngiliz ve Amerikan kıtalarının çekilmemesinde menfaatleri bulunması muhtemeldir. Son günlerde Batılı devletleri Tito lehine İtalyaya ihanet etmekle itham eden I
Ankara 15 _ Bütün büyük şehirlerde musiki mevsimi sona erdi. Konser salonları kapılarını kapadılar. Gelecek mevsim hazırlıklarına şimdiden bavlıyan konser büroları ve Imprc-sariolan var. Muslid mevsiminin kapanmasına rağmen Ankarada olağanüstü bir musiki canlılığı dikkati çekiyor.
An karaya geldiğim gün. mühim konserlerin arifesinde olduğumu anladım. Afişler, birbirini mütaakıp üç senfonik konseri haber veriyor: Alman orkestra şefi Prof. Hans Rosbaud-| ın idare edeceği Üç senfonik konser .. Bunların birincisi 16 mayıs 1950 salı akşamı Devlet Operasında verilecek. Orkestra, Cumhurbaşkanlığı Filârmonik orkestrası...
Şef Prof. Hans Rosbaud. 12 mayıs 1950 cuma günü uçakla Ankaraya geldi; ve hemen geldiği gün rtpttitlon'lara başladı Birbirini tanımı yan orkestra şefiyle orkestranın ilk temasları dolma alâka çekicidir. Bu sebeple İlk provada bulundum Gördüm ki anlaşma ümid edildiğinden daha kolay oldu, Prof. Hans Rosbaud. orkestranın çaldığını önce memnuniyetle kabul eder gibi görünüyor. Fakat detaylar üzerinde İnce ince İşlemeği katiyen ihmal etmeden yine her motif, her cümle üzerinde ısrarla duruyor. Sanatını çok İyi bilen değerli bir şef olduğu meydanda...
Röpötitlon'u yapılan İlk eser, bundan sekiz ay kadar evvel vefat eden Alman bestecisi Ri-chard Strauss'ın bir senfonik eseri: Tod un Verklârung. Eserin isminin Turkçeye tercümesi daha evvelden münakaşayı muclb olmuş galiba... Yanımda oturan ve benimle birlikte eserin çalışılmasını dikkatle takib eden üç bestecimizin (Adnan Saygun, Necll Kâzım Akses. Ulvi Cemal Erkin) konuşmalarından böyle olduğunu anladım. Fransızlar eserin adım Mort et Tronsfiguratlon diye tercüme etmişler, tngllizler de bunu böylece kabullenmişler. Halbuki Verklftrung. Fransızların Transfiguratlon diye tercüme ettikleri kelime değil... Alman-cayı derin bilen bir zat demiş ki: «Verklârung (Yunus Emre) de vardır. Yunusu tetkik etmiş olanlar bu kelimenin Türkçe karşılığını bulmakta güçlük çekmiyeceklerdir.» Bunun üzerine Adnan Saygun, bu kelimeyi (Vuslat) yahut (Vlsâl) — İlâhi vlsâl tabii... — diye tercüme etmenin doğru olacağını söyledi Fakat yine de kelimenin tam karşılığı olmadığı İleri sürülerek umumî tasvibi kazanmadı. Bir yandan bu kelime fise rinde M münakaşa devam ede-dursun. eser yeni gelen misafir şefle orkestranın anlaşmasını ispat eden bir kolaylıkla yavaş yavaş matlûp şekil alıyordu Birinci konserde çalınacak olan
Brahma’m dördüncü senfonisinin lk kısmını da kaba taslak gözden geçirdikten sonra orkestra şefi çalışmayı kâfi gördü. Bu İlk temasın sonunda Prof. Hans Rosbaud memnuniyetini samimi birkaç kelime Ue İfade etti. Orkestra da kendisine aynı samimiyetle mukabele etti.
O günün gecesi (12 mayıs 1950) Ankara Halkevi salonunda piyanist Mithat Fenmen’ln resitalinde bulundum. İstanbul musiki mahfillerinin ve müzikseverlerinin pek iyi tanıdıkları değerli piyanist güzel bir programla dinleyicilerini tatmin etil. Salonda boş yerler pek azdı.
Mithat Fenmen resitaline Bach'm İki eseriyle başladı: Do diyez majör (Prölude et Fugue) ile Re majör (Prelüde et Fugue). Her İki eserin çalmışından çıkan netice şu kİ: Buch'ın musikisi sanatkârın çalış ve duyuşuna uygun düşüyor. Piyanist her iki eserdeki ağırbaşlılığı. ciddiliği belirtmekle beraber, çatık kaşlı ve sert kaidelerin mahsulü olan bu musikiyi kolay anlaşılır bir şekle soktu.
Beethoven'in sonatı (Sonate Op. 2. No.D, ebedî gençlik eır-nna eren bu nefis eser. Mithat Fenmen'ln çalışında hakiki ifadesini buldu. Kanaatime göre, konserin en güzel, en muvaffakiyetli eseri bu sonattı. Bir bahar gününün bütün parlaklığıy-le ışıldıyan ve bir içim su gibi kolayca ve zevkle tadılan bu sonattan sonra Schumann'ın («reisleri an a» sı— (8 parça) — uzun ve âdeta Lasannulu bir eser tesiri bıraktı. Yer yer ince duyguslyle, hüzünlü İfadesiyle ve yer yer atılışlarlyle Schu-mann’ın eseri, sonatın hemen arkasından sönük göründü. Belli kİ Krelslcrlana, âdeta bir irticai havası İçinde bir sabah meltemi gibi esip geçen sonatın komşuluğundan çok zarar görmüştü.
Konserin İkinci kısmı üç Fransız bestecisine ayrılmıştı: De-bussy, Faure ve Ravei... Piyanistin Fransız musikisine karşı ayrı bir sevgisi olduğunu biliyoruz. İstanbulda verdiği konser-
lerde de Mıthan Fenmen Fransız musikisini ve hususiyle De-bussy ve Faurt'nln musikisini hiç İhmal etmemiştir; Debussy' den çaldığı Polsson d'Or ve L'Lsle Joycusc’den hemen biraz sonra dinlettiği Ravel’in (Alborada del Gracloso) su; ilk zamanlarda Ravel'l (Debussy) nin tesiri altında imiş gibi göstermek lstl-yen telâkkilerin ne kadar yersiz olduğunu apaçık gösterdi. Fau-re'nln (Noctumel ü. diğer üç parçanın ortasında eş değerde yer alan bir eserdi.
Bu güzel resitalin sonunda değerli piyanist şiddetle alkışlandı; ve dinleyicilerinin İsteklerini program dışı İki eser çalmak suretiyle tatmin etti. Konser akşamı temas ettiğim değerli müzisyen ve bestecilerimizin kanaatlerine iştirak ederek. Mithat Fenmen'ln sınır dışı konser gezilerine çıkma mevsiminin artık gelmiş olduğunu I-leri sürmekten çeklnmlycceğlm. Değerli sanatkârın son resitali böyle bir İsteği haklı gösterecek kadar mükemmeldi.
"teşekkür
95.950 tarihinde vefat eden pederimiz Meşhedl Ali Devleti Cavlt’ln eczanesine iştirak edenlere ayn ayn ziyaretle teşekkürlerimizi sunmağa derin ve büyük teessür Ve acılarımız mani olduğundan İşbu his ve duygularımızın İblâğına sayın gazetenizin tavassutunu rica ederiz.
Ailesi ve Çocukları
OSMANLI Bankasından
Gençlik ve Spor bayramı do-layısile Osm anlı Bankasının Galata merkezile. Yenicaral, Beyoğlu, Şişli ve Kadıköy şubeleri 19 Ma yu 1950 cuma günü İle 20 Mayıs 1950 Cumartesi günü kapalı bulunacaktır.
ZAYÎ — Fener nüfus memurluğundan aldığım ve içinde askerlik muamelelerini yazılı kimlik cüzdanımı kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Yusuf oğlu 326 doğumlu Sabahattin Tığlı
Kadıköy S0REYYA Sinemasında
Bugün
1 — KARANLIK GÖLGELER (PAUL KELLY - ANN DORAN>
2 — BENİ AFFET (GEORGE BRENT - LUCİLLE BALLI
muhafazakâr ve solcu İtalyan matbuatı bu menfaati takdir etmemiş gibi görünmektedir.
Çeviren: B. AK SEL
Bugün Matinelerden İtibaren
LÂLE Sinemasında
1 — Salâhatbn Eyyûbi ve Haçlı Seferleri (Türkçe)
2 - GÖNÜL FIRTINASI (Renkli)
LİZABET1İ SCOTT — BUR T LAN C AST ER
AR Sinemasında
1 — KAl.KÜTA (Alan La d d - Gail RusselD
2 — ŞAHANE VALS (BING CROSBY — JOAN FONTAİNE)
ELHAMRâ Sinemasında
1 — Aşkın Günahı (StCwart Granger) (renkli) ! — Gece Kulübleri Kralı (Zacbary Scott)
Her iıaKkı mahfuzdur
Hıdırellez geldi mİ bizim de keyfimiz gelirdi çocukken ve mektepte İken. Bizi c un bur cemaat Kâğılhaneye götürür, kuzular, helvalar, doldular, dondurmalar yedirir, toplar oynattırır, koşturur, eğlen-dirillerdi; ayni zamanda da hıfzıssıhhaya müteallik nasihatler verirler ve dikkat ederdik. Bu mal d e İkinci Sultan Abdülhamidln mekteplere bahar ziyareti İdi ve hemen her sene bu cemileyi yapardı. Kâğı(haneye ayrıca yaverlerini gönderirdi. Hocalara, çocuklara selâmlar, senalar yollardı. Biz de bu İltifatları dinlerken ayakta toplu olarak durur «Padişahım çok yaşa* diye bağırırdık.
Ben Nümunel Terakki mektebi talebesinden İken bu ziyafetleri görmeğe başlamtştım. Mektep müdürümüz meşhur riyazi-yândan Ali Nadir efendi idi. Bizim eve de gelip gidenlerdendi. Zavallının başına gelmlyen kalmadı. Aklı başında bir zat olmasına rağmen Alkolün mazarratını bir türlü hesab etmez ve muttasıl içerdi. Ve muttasıl — mest iken — bimahaba lâkırdılar ederdi. Bir rakı meclisinde arkadaşlariyle beraber ortalığa atıp tuttuğundan mü-kepımel bir curna) yemişti. Mektep hocaları arkadaşlarından bir çoğu sağa sola savrulmuşlardı. Fakat mucize kabilinden olarak kendisi ve bir de pek sevdiği bir mektep yani Nümunel Terakki mektebi hocası Mazhar bey yakalarını kurtarabilmişlerdi; amma bu kurtuluşun ortaya attığı dedikodudan senelerce kurtulamamışlardı.
Sebep şu idi
Nadir efendinin gözbebeği bizim de en sevdiğimiz hocamız Mazhar bey tnekâtibl askeriye! şahane müfettişi yâveranı haz-reti şehriyârlden ve ferikanı kiramdan saadetlû İsmail paşa hazretlerinin pek yakınlarından bir kadınla evlenmişti. (Zülüflü İsmail paşa) ve bu paşanın çok yakından Padişah ikinci Sultan Abdülhamide merbut olduğu cümlenin malûmu İdi. Curnalden Nadir efendinin sağ ve salim; yani zarar görmeksizin çıkması bu dedikoduya sebep olmuştu. Bir sebep daha h&dis oldu. Günlerce istintak edildikten sonra Nadir efendi Beşiktaş -takl Aşiret mektebi müdürlüğüne tâyin edildi, hengâmeyi atlattı. Ancak dedikodulara zülüflerini kaptırmıyarak doğru düşünenler. Nadir efendiyi İs-mal! paşa delâletiyle Mazhar bey kurtardı, -pek de isabet etti deyip dururlardı.
Menfa seferi
Nadir efendi Aşiret mektebi müdürlüğünde de çok çalıştı. Mektebi adamakıllı ıslah ve tanzim etti. Kendisi de dersler verdi. Hünkâr da ehemmiyet verdiği bu mektebin dahi İyi bir yola girdiğinden memnun olmuş. Nadir efendinin maaşını
Semih Mümtaz S.
elli altına çıkarmıştı. Derken bir suitesadüf daha oldu. Bırbi» riyle kavga eden süvari mızraklı ve Hamleliye alayları efradı aralarında Aşiret mektebi çocuklun da görüldüğü İçin telâş eden ve telâş ettikçe lüzumsuz işler yapan padişah şunu bunu tecziye ederken Nadir fcndlyi de maaşlyle yani ayda elli altınla Halebe nefyetti. Ve böylece iki mektep gayet) hasna ve müstesna bir müdürden ve hocadan mahrum edildi, Nümunel Terakkiyi sonra gelenler elbette hocam Nadir e-fendl kadar İdare edemediler. Aoirr-'.Ier çocuklarını okutmakLL ve öğündûrmek gibi siyasi blrQ maksatla açılan mektebi de ar- Q_ tık eski halinde gösteremediler; yazıklar oldu!! q_
Meşrutiyetten sonra c
Nadir efendi de her sürgün ,O gibi îstanbula gelmişti. Gelmiş- (/) ti ama elli alün aylık be ra berinde gelmemişti. Mustarip bir halde kaldı, ittihatçılarla da bağdaşamadığı İçin galiba onlardan da bir darbe yedi. Fakat biz de o madruplardan oJdu-*^ ğumuz İçin o darbenin tai.sılâ-tını bilemedim. Yalnız kendisi-^ nl bir hayli sene sonra Şehrema- "O netindeki memurin odamda o- ÇP tururken lütfen bana geldiği bir (O gün idi; gördüm; çok ihtiyarla- (D m işti. Eski dost olduğu irin: «Gittim babanı da gördüm, ora- '*■* dan doğru sana geliyorum.» dedi ve benim mektepteki hallerimden bahislerle beni taltif etti durdu. Ellerini öptüğüm zaman gözlerimizin yaşardığını hâlâ hatırlarını ve onu daima hürmetle ve rahmetle yâdede-rim: Allh rahmet eylesin Nadir efendiye, S. M. S.
İstanbul 13 üncü asliye hukuk yargıçlığından:
Dosya No. 950/391
Saralım kızı Elenl ve Yorgi oğlu Nikola: İstanbul Bu yük Çarşı Astarcı han alt kat No. 2 de:
Anjel Allahverdl vekil! avukat Mardiros Akıllı tarafından aleyhinize İstanbulda Büyük Çarşıda Astara han alt katında 18 kapı No. 11 ve 2812 ada 97 parsel sayılı gayri menkulün kaydının tashihi hakkında açılan dâvanın muhakemesinde gösterilen İstanbul Büyük Çarşı Astarcı han alt katta 21 numaralı ikametgâhınızdan ahiren çıkıp gittiğiniz ve hâlen bulunduğunuz yer bilinmediği cihetle hukuk usulü M. kanununun 141 inci ve müteakip maddeleri gereğince yargılarıma 6 haziran 950 salı gününe saat 10,05 e bırakılmış olduğundan vakti mezkûrde İstanbulda Sul-taııahmette tapu dairesinin ait katında İstanbul 13 üncü asliye hukuk mahkemesine bizzat veya vekilinizin mahkemede hazır bulunması lüzumu tebliğ makamına kaim olmak üzere ilân olunur. (10038)
Tefrika No.
— Evet evvelâ Palennoya indik, sonra filim çevrilecek yere yakın olsun diye buraya geldik. Kervan halinde yaşıyoruz ve bu hayattan çok memnunuz. Fakat yarın veya yarından sonra şehre döneceğiz.
— İşin çok mu Donatella?
— Eh, oldukça; sabahlan akşama kadar, Mamafih dört gün sonra biraz istirahat edeceğim . Şimdi haydutlar arasında bir kaç sahne çevrilecek. Ben de sahnenin içindeyim.
— Şu halde istirahat günlerinde seni biraz gezdireceğim. Seni kaçıracağın.
— Olur. Kabul.
Marzio «sinema çocukları» a-rnsına oturdu. Onlara içki ikram etti. Bazılarını evvelden tanıyordu, ötekilerini Donatella takdim etti.
— O kadar hoş, o kadar İyi vakit geçiriyoruz ki, günlerin nasıl geçtiğin) farketmiyoruz.
Donatella memnun ve heyecanlı görünüyordu O kadar da rüzrJch kİ yüzüne kim baksa meftun olurdu.
Marzio dört gününü onların arasında geçirdi. Akşamları o-lomobillne atlayıp şehirde otelin birinde tuttuğu odada yatıyordu. çünkü çadlrler arasında onun için fazla bir yatak yoktu. Sabah erkenden uyanıyor, hemen otomobiline binip DoııateJ-lanın bulunduğu yere dönüyordu. Oteldeki odasında kaldığı bir kaç saat İçinde hep doııa-tellayı düşünüyor, onu karşısında görüyor, konuşuyor gibi İdi.
Bozan Ok defa Öpen Donatella oluyordu. Tabii etrafta bir kimse olmadığı zaman, görülmek tehlikesi bulunmadığı zaman. Marzio içinden: «Beni sevlyoı. bana şerkaUe bakıyor» derdi. Donatellanın delikanlıya kar^ı olan hareketlerinde şefkat vc merhamet eserleri hakikaten barizdi. Ona bir lakım samhci kısa isimler takmıştı, hep öyle hitap ederdi.
Marzio bazaıı kendi Rindine düşünür ve:
— Daha Çocuk... Zarif ve müstesna bir çocuk, derdi.
Donatella artık o büyük aş-kmcıan bahsetmez olmuştu, fa-
kBIZIMRİ GİBİ BIK ASK
w»HtUKİmrfvasili* ctmNuuaMitKUH '
kat kalbi hüzünle dolu İdi. Bakışından, duruşundan, düşüncelere dalışından hüzün seziliyordu.
Sinemacılar trupu Palernıoya döndüğü zaman Donat-llayı bizzat Marzio olomobülle götürdü. Ceza ri ntı ve Paola da aynı otomobilde İdiler, Donatella Marzionun yanı başında, dizdize idiler. Bu temas delikanlıyı çılgına döndürüyordu.
Otele inmeden evvel, Donatella otomobili postaneye uğrattı.
Paola sordu:
— Ben inip de sorayım mı?
— Hayır, lüzumu yok. Ben gl -derim.
Marzio ölüyor gibi oldu, fakat bejli etmeden olomobildekilerle şakalaştı. Donatellanın postada kaldığı müddet ona bir asır kadar uzun göründü. Belki bir
mektup buldu da okuyordu Fakat biraz sonra çıktı. Pacla sordu:
— Bir şey var mı 1
Don.atellâ başı İle hayır İşareti verdi. Yeniden Marzlo'mın yanma oturdu, bir müddet önüne bakarak ağzını açmadı. 1
Biraz sonra bariz bir neşe üe konuşmağa başladı:
— Bu akşam bizi nereye götürüyorsun. Marzio? Burada memleketinde, senin elimleyiz. Şehrinizde ne kadar tatlı varsa bize İkram edeceksin. Ma-iûmya olz oburuz
Üçünü birden yemeğe, sonra da bir paslahaneye götürdü. Donatella çok neşeli, çok heyecanlı idi. Yemekten sonra arkadaşları Cesarino'yu evine götürdüler. Cesarino br kunduracının oğlu İdL O da sinemada bir figüran olarak ça-
lışıyordu, Otele varınca Paola odasına çekildi. Onlar da salonda oturdular. Marzio:
— Donatellâ, dedi, İlk defa olarak seninle başbaşa yalnız kalıyorum.
— Sahi. Marzio.
— Şimdi iki gün İznin var. Yarın sabah benimle beraber gelmez misin? Seni Taonnioa-y:ı götürmek İstiyorum. Orası dünyanın en güzel yeri Donatella. Orasını s.ına göstermek İsterdim.
DonatelJâ önündeki bardağa bakıyor, cevap vermiyordu. Belli k! düşünüyordu.
— Yarından sonra akşam üzeri döneriz Donatellfı.
— Rejisörden, müsaade almaklığım lâzım.
— Sana İzin vermekle müsaade etmiş demektir, Filmi bitireceğini, merak etmemesini
söyle.
DonateUâ gözlerini yan kapatarak:
— Evet, evet, dedi, seninle Taorminayı. eski Yunanlıların tiyatrosunu görmek çok hoşuma gidecek... Paolaya söylediğim raman muhakkak köpüre-cektlr.
Fakat onu da yanımızda is-temiyecekrin ya?
Elini delikanlının eli üzerine koydu;
— Gelse belki iyi olurdu. Fakat merak etme Morzio. alalıya cağız.
Paola haber aldığı zaman cidden küplere bindi.
— Kendini tehlikeli bir maceraya atıyorsun Donatellâ. Bir gün ağlıyacak ve gelip bana dert yanacaksın, dedi.
— Böyle fena hissikablelvu-kulara saplanmakta ne mâna var? Ben bu işte bir facia görmüyorum. Seni temin, ederim, hiç bir tehlike peşinde değilim,
Paola müstehziyane güldü:
— O zavallı delikanlıyı kartondan yapılmış bir insan uıı zannediyorsun? Vallahi ben bil mem. Onunla alay etmek istiyorsan, doğru değil. Böyle iş-
ler alaya, şakaya gelmez
— Alay ettiğim yok. Onu seviyorum.
Paola omuzlarını silkti:
— Ne istersen yap, sen bilirsin.
Paolanın zehir gibi acı sözlerine rağmen Donatella otomobilde Marzio'nun yanına oturduğu zaman kendisini hafif ve mesut hissetti.
Otelden çıkışını görmek İçin bir çok meraklılar otel, kapısının öniine birikmişti. Delikanlılar hep birden alkışladılar. Biri:
— Bıı kim?
Diye sordu.
— Filim çevirenlerden biri.. Bir aktris.
— İki genç, bir hâtıra olarak imzasını istedi. Marzio sabırsızlıkla Donatellanın imza etmesini bekledi. Böyle müstesna bir «yıldız» ı arabasında taşımaktan göğsü bir gurur ile kabarıyordu. Bu kadar güzel, bu derece zarif bir kızı hemşehrilerinin görerek hayran kalmalarım istiyordu.
Yolda giderken Donatellfı: tAtkası var)
Bu işi esaslı surette ele almak, bngünkü perişan vaziyete son vermek fâzımdır
Yazan: Yüksek mühendis Sait DEMİREN
— a —
bu mevzua dair 2 ve 18 şubat tarihlerinde İki yan yazdım. Birincisinde «Bir şehirde evlerin pis suları lâğım çukurlan-na veya sümmettedarik mecralarla deniz kıyılarına dökülürse bu şehir pislik üzerinde oturuyor demektir. Yirminci asırda modern kanalizasyonu olmayan bir şehir bedeviyet halinde sayılır ve o şehir sekenesi için bu, en büyük bir lekedir» demiştim.
İstanbulu turistik bir şehir yapmak İstiyoruz. Bu suretle memlekete bir çok döviz gireceğini hesaplıyoruz. Fikrimce İstanbulu, bu haliyle, turistik şehir yapmağa kalkmak ve ecnebilerin gelmesini kolaylaştırma i: hatadır. Gelecek seyyalli ar İstanbulun Boğaz ve Adalar gibi güze) tara i lar mı, şöhreti dünyaya yayılan eski eserlerini görmekle beraber Halicin mii-ievves halini, deniz kıyılarına açıkta akan pis mecralarım, şehirde kanalizasyon olmadığını, binaenaleyh istanbulun bulaşık hast alıkları ti sönmez ocağı halinde bulunduğunu görecekler ve bu hususlar memleket için çok fena bir reklâm olacağı gibi izzetinefsimizi de cerihadar edecektir.
Vaktiyle İstanbul» bir Japon zırhliBı gelmişti. Karaya çıkan gemicilerin hepsinin bellerinde birer matara asılı İdi. — İstanbul, sulan tlfoiu olduğundan — bahisle aldıkları talimat mucibince şehir dahilinde su İçmeleri menedilmişU I
Hiç olmazsa kanalizasyon inşaat un büyük mikyasta ele aldığımla ve bu işe büyük ehemmyiet vererek başarmak üzere bulunduğumuzu gelecek seyyahlara gösterebilirsek belki biraz şerefimizi korumuş o-1 urduk.
Yirmi beş sene evvel Vels on d Fraytag şirketine İstanbul tarafının umum kanalizasyon şebekesi İhale edilmişti. Bu şirket işe başlı yarak bir çok tesisler meydana getirdi ve bir sektör inşaatını ikmal etti. Aynı tempo ile işe devam edilmiş olsaydı bugün belki İstanbul tarafının umum kanalizasyon şebekesi İkmal edilmiş olurdu. Belediyenin kâfi parası olmadığı bahanesiyle mukavele hacmi küçültülerek mukaveleyi bozmak ve işi tasfiye etmekle pek büyük hata işlenmiş ve bu hayırlı işin lâakal rubu asır geri kalmasına sebep olunmuştur
Alman şirketi tarafından i meydana getirilen tesisler, 14 i senedenberi teknik bir bakımdan mahrum kaldığından, pek perişan bir durumdadır:
Cibalidekl (tasfiye istasyonu mikrop yuvası halinde ve çok bakımsızdır. Paslanmış makineler vg çelik aksam, yağlanmamış çarklar, kınk pencereler, çekecek bir römorkör bulunamadığından dolayı günlerce boşalt ıi mı yarak Marmara açıklarına seyahati bekUyen sulp mevad ile dolu mavnalar gibi vaziyetler daha ilk bakışta bugün beş yüz bin lira değerinde olan bu istasyonun acıklı halini gösterir.
Esas kolcktörün getirdiği mevaddın en üstündeki mayi kısmı, troplenden, doğrudan doğruya Halice dökülmektedir. Mütebaki mayi ve katı kısımlar makineler ile karıştırılarak ve muhtelif süzgeçlerden geçirilerek neticede katı maddeler mavnalara dökülmekte ve mayi kısımlar, gene hiç bir kimyevi müdahale olmaksızın ve antiseptik hiç bir şey kullanmak-sızın. Halice dökülmektedir.
Tasfiye istasyonu yanında Alman şirketinden belediyeye devredilmiş bir de çimento boru atölyesi vardır. Burada da kıymetli bir çok demir kalıplar, makineler, çimento borular bulunmaktadır. Fakat kırık kapı ve pencereleri, saç levhaları
düşmüş ve açılmış çatı kısınılan İle yağmur ve rüzgârların altında bu fabrika ve malzemesi de harabîye yüz tutmuştur.
Istanbulda gerek Alınan şirketinin yaptığı sektörün ve gerek eskiden mevcut olan münferit lâğımların tamiri İçin çimento boruya İhtiyaç vardır.
(VUdl projelerine dayanılarak ve umumi şebekenin bir cüz’ü olabilecek sjuette şehir içinde münferit surette kanalizasyon İnşaatı da olmaktadır. Bunlara ait masraflar kanalizasyon için her sene ayrılan dört yüz bin lira tahsisat ile ödenmektedir. Bu yoldaki kanalizasyon İnşaatından müsmir bir netice beklemek biraz hayaldir. Bu dört yüz bin lira ile münferit lâğım tesislerinden istifadesi olan nüfuzlu şahsiyetlerin gönlü hoş edilmekte ve bakım işlerinde de bir çok memur geçinmektedir.
Fikrimizee belediye evvelâ bu boru fabrikasını ıslah ve tekemmül ettirmeli ve gerek tâmirata ve gerekse İnşaata mııktezi çimento boruları burada imale başlamalıdır.
Bundan evvelki yazılarımda İstanbul kanalizasyon işini tekrar harekete getirmek İçin (Vlld) in projelerini tâdil ve ıslah ederek İşe başlanman ve yeni bir sektörün inşasına başlanması lüzumunu belirtmiştim.
Bu İş hakkında en İyi malumat, İstanbul kanalizasyon projelerini hazırlı yan, Haliç sektörünü ve tasfiye İstasyonunu inşa eden ve senelerce memleketimizde kalıp bir çok betonarme işler yaptıran Alman Vels und Fraytag şirketinde mevcut olmalıdır.
Bu şirket harb evveli Ahnan-yasınm olduğu gibi şimdiki yeni canlanmağa başlayan Garp Almanyasının da en kuvvetli bir inşaat müessesesldlr. Fransız mühendisi (Presine) nin icadettiğt (Beton Prekontrent = İlk el kerl emeli beton) sistemini Almanyada yalnız bu firma tatbik etmektedir. Gerek İnşaatta ve gerek çimento borularda büyük tasarruflar temin edecek bu yeni sistem betonarmenin memleketimizde de tatbiki büyük faydalar sağlıya-billr.
İmarla birlikte çalışacak bir kanalizasyon mütehassısının celbi düşünüldüğü sırada Veis und Fraytag şirketine müracaat etmek ve — eğer sağ ise — (Vlld) in veya Haliç sektöründe çalışmış başka bir kıymetli mühendisin buraya celbini temin etmek en pratik ve en doğru yol olduğu kanaatindeyim.
Sait DEMİREN
Amerikan hava kuvvetleri
Yeniden tensik ediliyor
Vtşlngton 17 (A. A.) — îyl haber alan çevrelerden bildirildiğine göre. Birleşik Amerika hava kurmay başkanı general Hoyt Vandenberg halen piyade ve zırhlı unsurları takviye ederek Amerikanın hava kuvvetlerini yeniden teşkil etmeğe çalışmaktadır.
Bu karar «stratejik» denilen, yani uzun mesafelerde faaliyet gösteren bombardıman birliklerine şamil olmıyac aktır. Bahis mevzuu olan durum misilleme denilen sistemden daha başka bir teknik tahakkuk ettirmektir, bu eski usule göre düşman merkezlerine taarruz için uzun mesafede faaliyet gösteren bombardıman uçaklarından faydalanmak veya atom bombası kullanmak mûın kürjdiir Yeni nazariye hava kuvvetlerinin şiddetli faaliye-Ule, kuvvetli ateş kudretiyle mücehhez olan ve zengin malzemeli düşmana karşı küçük zırhlı birlikleri cephede korumak ve desteklemekten ibarettir.
Ayni zamanda, uçakla nakledilen birlikler ve topçu, zırhlı ve paraşütçü kıtalarla mücehhez olarak düşmanın gerisine inecektir.
Ayni çevreler. küçük çapta yeni atom bombalarının kullanılması nazariyesinl de bertaraf etmemektedirler.
Böyle ce, Savunma Bakanlığı çevrelerinin bildirdiğine göre, Amerikada ancak senelik büyük manevralar esnasında yapılan kara ve hava kuvvetlerinin müşterek manevraları artık bütün hareketlerde normal başlıca mevzu olmuştur.
Güneydoğu Asya’ya yardım
Londra 17 (AA.) — Hazine Bakanlığı sözcüsünün dün akşam bildirdiğine göre, İngiltere güney doğu Asya'ya yapılacak yardımın müstaceliyetini tamamen İdrak etmekte ve vakit geçirmeden yardım yapılması hususunda herkesten daha fazla arzu göstermektedir.
Sözcü, Ingiltere ile İngiliz milletler topluluğu arasında halen Sydney’de toplanan konferansta güney doğu Asya-ya yardım meselesi hususun-la görüş ayrılığı hakkmdakl haberler muvacehesinde İngiltere hükümetinin vaziyetini aydınlatmıştır.
Şuhud’da yıldırımdan 3 kişi öldü
Şuhut 17 (AjL) — Dun akşama doğru yağan şiddetli yağmurlar esnasında düşen yıldırım ilçe civarında çapa tarlas>nda çalışan İşçilerden İki kadın, bir erkek çocuğu öldürmüş. üç kişiyi de yaralamıştır. Yaralılar hastaneye kaldırılmıştır.
YENİ YAYIN(gg
Amerika dan gelecek turistler
Son zamanlarda Birleşik Ame-rlkada pasport istatistikleri üzerinde yapılan esaslı tahliller. Amerikan seyahat adetlerindeki değişiklikleri belirtmiştir. Yapılan murakabe. Avrupaya seyahat etmek İsteyenlerin da ha ziyade Birleşik Amerikanın Doğu bölgesinde temerküz ettik 1 erini belirtmiştir, Avrupaya se yahat etmek arzusunda olanların büyük bir kısmı az ve orta gelirli Amerikalılardır.
Ellerinde pasaportları olan her beş Amerikalıdan biri Nevyork şehrinde İkamet etmektedir. Böylec, Nevyork şehrinden Avrupaya seyahat edecek olan An^-rik alılann nisbetl tam olarak yüzde 21 nisbetin-dedir. Avrupaya seyahat edecek Amerikalıların yansından fazlası Nevyork. Pennsylvanla, New Jersey. Connecticut ve Massachusetts eyaletlerinden-dlr.
Savaştan önce, seyahata çıkan okul öğretmenlerilt kolej profesörleri pek fazla İdi. şimdi seyahata çıkan öğretmenler ile profesörler ancak yüzde 3,7 nisbetindedlr. Böyle olmasına rağmen, geçen sene Avrupada seyahata çıkan öğretmenlerin nisbetl meşgaleleri Banker, ithalâtçı, ihracatçı, simsar, mü-bayaacı avukat müteahhid. tasan hazırlayıcı ve eczacı olanlardan daha çoktur.
Amerika tabiiyetine geçenlerle bunların çocukları seyyahlar arasında önemli bir yer işgal etmektedirler. Bunun sebebini de bu gibi kimselerin diğer memleketlerde akrabalarının bulunması keyfiyetinde aramak lâzımdır.
Davar ha şer a tını öldüren yeni terkipler
Toxaphone ve Hndane isimli iki terkiple önemli haşeratın kontrol altına alınacağı ümit edilmektedir. Birleşik Amerika Tarım Bakanlığı tarafından sert halinde yapılan tecrübelerden sonra bu durum belirtilmiştir.
Serpilme veya daha derinlere 6Üriilmek suretile istimal edilebilen bu iki haşerat öldürücü bütün kocabaş hayvanlar domuz, keçi ve koyun İçin gayet faydalıdır. Bu alandaki araştırma İşlertle uğraşanlar, Tozap-hone’in Lindant’den daha müessir olduğunu, fakat bu terkibin mandıra hayvanlarına tatbik edilemeyeceğini söylü-yoilar. Araştyrnalar neticesinde inek sütlerinde hoşerat öldürücü terkibin cûz’l 121erlne tesadüf edilmiştir. Sütlerdeki bu cüzi İzlerin insanlara zararlı olup olmıyacağı henüz doktorlar tarafından kafi olarak tosbit edilememiştir. Anlaşıldığına göre, lindane hayvanın vücuduna nüfuz etmemektedir.
Araştırma işlerile meşgul olanların belirttiklerine göre, Toxaphone takriben üç haftalık bir koruma sağlamaktadır. Halbuki, lindane tek başına istimal edildiği vakit bazı haşerat (iplerine karşı 7 ilâ 10 günden fazla müessir olamamaktadır. Diğer taraftan, yüzde 0,25 nlsbeünde lindane yüzde 0,5 nlsbctinde D. D. T. ye ilâve edilecek olursa, koruma devresi arttınlabllmektedlr.
Süleymanlye Doğumevindekf loğusa yatakları ve çocuk karyolaları
Istanbulda bir kaç doğum-evine şiddetle ihtiyaç var
Bir yılda 1710 doğum!..
FRANSIZ İHTİlAUNİH DIŞ VE İÇYÜZÜ
Sinyal bilimler serisinin bu Ikrnel eseri milletlerarası şöhret. «riâyet olun yazarlara müracaat curetllc Beyoğlu erkek lisesi tarih Btretmenl 1. Memdub Seydol taralından kaleme alınmıştır, imcin haklarının tarihi gcllsmr-alnl tetkik edecek hukuk. tarih. İktisat (»külteleri OğrcO-eUert 1le İlk. orta Okul »üretmenlerini yakından ilgilendirir. Tarihi ha-kik .Atlardan zerre kadar iednkirlık edilmeyerek kitaba bir romun çeonlsi verilmeye çalısıb» iştir. ISO kuruş tl-aUe Bey otlunda Saray Kitabeyi, Ankara caddesinde fnkıia» Kitabevinde ve diğer kitapçılarda satılır.
İKTİSADİ KALKINMAMIZ
İktisat Fakültesi Mezunlan Cemiyetinin Ankara şubesi neşri yatından olan bu kitap Dr. Mustafa Elmalı ve Sulltl AL(on taralından hazırlanmı* olup Türklyenin iktisadi kalkınmasında Ctrl ilecek yolları en kısa ve müfit sekliyle c&sterrnekte. kalkınmanın beynelmilel prensiplerine şe-nij Ölçüde yer ayırmakladır.
KIRK KAFİSİ
Bayan Etzaylş Suat'ın bu İsimle blı* eseri intişar etmiştir. Fiaii S B-
ir Beyoğlu Halkevinden — Evimizde 10 Mayıs Gençtik Bayramı münasebetiyle Münir Raşit öymen taralından «Çocuk haklan» konulu btr konferans verilecekti».
lierkes fri* bUlr.
Hasret kavuşturan seteri
Amerikana hareket eden Tarsus vapurunda üç sergi var
Devlet Denizyolları İdaresinin Tarsus vapuru Amerlkaya hareket etti. Vapur, muhtelif sebeplerle Türk vatandaşlığım kaybetmiş olanların memlekete senede dört ay için gelmelerini mümkün kılan kanun çıktıktan sonra Türk iyeyi ziyaret etmek lstlyen Amerikalı eski vatandaştan getirmek üzere Amerikaya gitmektedir. Tarsus böylelikle Devlet Denizyolları idaresinin Amerika hattına tahsis ettiği ilk yolcu vapurudur ve bu seferine «hasret kavuşturan seferi» adı verilmektedir.
Vapur Pire, Cınova ve Mar-sllyaya uğradıktan sonra Nev-yorka gidecek, orada 10 gün ka larak dönecektir. Vapurun Nev-yorkta kaldığı günler zarfında Amerikalıların alâkalarını çekmek ve memleketimizi tanıtma mahiyetinde propaganda yap-
mak üzere Denizyolları İdaresi Türkiye Turizm Kurumiyle işbirliği yaparak gemide bir fotoğraf sergisi, bir resim sergisi, bir de olgunluk enstitüsünün eserlerinden mürekkep bir ellş-lerl sergisi hazırlamıştır. Ayrıca tekel mamulatından çeşitli Örnekler gem! Nevyorkta iken yapılacak toplantılarda. Amerikalılara hediye edilecektir. Gemide yapılan bir basın toplantısında bu sergiler gazetecilere gösterilmiştir.
-----TAK V1 M________________
____Şsban 1 — Rmr 11 lm«ok GA. Öğle ikindi Ak Volu
E 7,16 8.18 4,49 9.46 12.00 1İ2 V 3J7 5.39 1X10 17,07 20.22 22,14 Telefonla rinm Boçmuharrir 20965 Yao işleri 2OW - İdare 20011 Müdür 30491
Geçen sene Nisanın 23 ünde açılan Süleymanlye doğumevinin bugüne kadar kaç hastaya baktığını ve kaç doğum yaptığını gözden geçirecek olursak İs-tanbulda daha bir çok doğumevleri açılmasına şiddetle ihtiyaç hâsıl olduğu neticesine varırız.
Doğumevinin poliklinik defterinden alınan rakamlara göre 23 Nisandan bugüne kadar 2010 hastaya bakılmış ki bundan 1710 u doğumdur. Aşağı yukarı bir senede 1710 doğum yapılan 50 yataklı bu küçücük doğumevine İstanbulun en uzak semtlerinden de gelenler bulunduğu nazarı itibara alınırsa şehrin bir kaç yerinde daha doğumevleri açılmasına zaruret bulunduğu kendiliğinden meydana çıkar.
Şehrimizde doğum yapılan kaç resmi müessese vardır? Tespit ettiğime göre Haseki, Gura-ba. Etfal, Haydarpaşa Numune hastanelerindeki doğum yatakları ve kadın kliniklerinden başka Üsküdarda 60 yataklı «Zeynep Kâmil., Süleymaniye-de de 50 yataklı «Süleymanlye Doğumevi» bulunmaktadır İd, hastanede kileri e yekûnu 200 ü bile bulamıyan doğum yatağının, semtleri dağınık, uzak ve nüfusu 1 milyon 70 bini bulan İstanbul gibi büyük bir şehre kâfi gelmediği, mezkûr yatakların hiç boş kalmayışından, hastanelerde ve doğumevlerln-de koridorlarda bile karyolalar sıralanmış olmasından pekâlâ anlaşılıyor .
Doğumevleri nasıl olmalıdır?
Gerek Zeynep Kâmil, gerek Süleymanlye doğumevlerinde gördüğüm bu sıkışık yatak manzarası karşısında İstanbulda daha bir kaç doğumevine şiddetle ihtiyaç hâsıl olduğunu söyllyen salâhlyetlller, doğumevi İnşası hususunda yepyeni bir metod takip edilmesi lüzumuna İşaret ederek şu mütalâayı ileri eûrmektedirter:
600.000 liraya malolan Süleyman 1ye doğumevinl bugün için mimari atili muhafaza etmek gibi bir mecburiyetle karşı karşıya kalındığından genişletmeğe ve yatak ilâvesine İmkân yoktur. Halbuki 600.000 lira sar-fiyle — malzemenin lüksüne kaçılmaksızın — 50 şer yataklı iki doğumevi inşa etmek mümkündür. Bununla beraber tek kat üzerine ahşap binalar yapmak suretiyle de hem daha sıhhi hem de az masrafla meydana getirilecek bu tarz doğumevleri şehrin muhtelit semtlerine dağıtılabilir.
Şehrin hangi semtlerinin do-ğumevlertnc ihtiyacı olduğunu öğrenmek istediğim zaman, yıllarca bu İşlere emek vermiş doktorlarımızın, şu cevabı ile karşılaşıyorum:
Kadıköyde, Kızıitoprakta, Top kapıda, Sultanahmctte, Boğazın Rumeli ve Anadolu yakalarında küçük birer doğumevine şiddetle ihtiyaç vardır.
Üstte: Dünyaya gelen 16 ncı çocuk, altta: Snleymaniye Doğumevinin doktorları: 1 — Çocuk mütehassısı Demirci Neftçi, 2 _ Nisaiyeci Başhekim Şükrü Konuralp. 3 — Çocuk mü-
tehasmn Adil Zcytinoğlu, 4 — Nisaiyecilerden Nihal inal, 5 — Safi Çavaç.6 — İsmail Tursan
Doktorlar, buna şu mütalâayı İlâve etmektedirler:
Meselâ, Beykozda doğum sancılan tutan bir hastanın Üskü-d ardaki Zeynep Kâmil hastane -Bine gitmesi kadar güç bir şey tasavvur edilebilir mi? Şehrin muhtelif yerlerine dağıtılacak küçük ahşap veya ucuza çıkarılacak başka tarz doğumevlerinin 50 şer yataklı olmasına da lüzum yoktur. 25 şer yataklı birer doğumevi bu semtlerin ihtiyacım pekâlâ giderebilir ve 600.000 lira snrfedlp Süleymani-yedeki gibi 50 yataklı bir doğumevi inşa etmektense ayni para ile dört küçük doğumevi İnşası herhalde tercih olunmalıdır.
Süleymaniye Do-ğumevini gezerken
Bir yıl gibi kısa zamanda 1710 doğum yapılan Büleymanlye doğumevinl gezerken, çocuk karyolalarının yer kaplamaması hususuna âzami derecede dikkat edildiğini gördüm. Çocuk karyolaları, ayaklan tekerlekli bir sehpaya alınarak hasta yatakları üstüne doğru uzatılmış. Henüz hiçbir doğumevinde görülmeyen bu tarz çocuk karyolaları analar İçin de çok pratik.. Loğusa, yatağında otururken İstediği tarafa çekeceği karyoladan çocuğunu kolaylıkla almakta ve emzirmektedir. İşini bitirdikten sonra da karyolayı ayak ucuna doğru zahmetsizce itebllmektedir.
Doğumevinin başhekimi Şük-
rü Konuralp ile karyolalar arasından geçerken bana viyak viyak ağhyan btr çocuk gösterdi:
— Bu çocuk, şu hanımın on altıncı çocuğudur.
Anası Manastırlı Kadrlye E-ğllmez’in henüz kırk yaşında olduğunu öğrenince alâkam büsbütün arttı:
— İstanbulun neresinde oturuyorsunuz?
Kadrlye Eğilmez, yatağında hafifçe doğrularak:
— Kasımpaşadal dedi.
— Kaç senelik evlisiniz?
— 20...
Evlilik hayatının yalnız 4 senesini çocuk yapmadan geçiren Kadrlye Eğilmez'!, çocuktan yılmayan bir ana diye tebrik ederken, onun hali, vakti yerinde olup olmadığını da öğrenmek İstedim:
— Kocam Ferit, diyor, 4? yaşındadır ve seyyar satıcılık yapıyor. Çok kazanamıyor, zaruret İçinde çabalıyoruz amma her doğan çocuğun kısmetini de Allah veriyor.
— Çocuklarınızdan çalışanı var mı?
— Kızlarımdan İkisin! evlendirdim. 15 yaşındaki oğlumuz da bir fabrikada çalışıyor.
Huzurları bozulacak, istedikleri gibi gezip tozamıyacaklar diye çocuk yapmaktan âzami 'surette kaçınanlara ve korkanlara Kadrlye Eğllmez’i numune bir ana olarak gösteriyor ve onun sözünü de dalma hatırda tutmalarını tavsiye ediyorum: Çocuk kısmetiyle doğar...
(Arkası 7 nci sâhıfede)
'A ıosn
ö^uııe o
n, n, q n m
ıu mayıs AOtlV
Koca kıtlığı
lâcivert ve siyah keten elbiseler
Mahkeme Koridorlarında
Amerikada kadınlar * erkeklerden çok fazla
Bir asır evvel Amerikada kadınlar erkeklere nazaran ekalliyetle İdiler. Üç erkeğe karşı bir kadın vardı. En çirkin kadın bile zahmetslzçc koca bulabiliyordu. Bu kadın kıtlığı Amerikan kadının el üstünde taşınmasına, her arzusunun yerine getirilmesine sebep olmuştu, Kadın, erkeğin büliin haklarına malikti, her yerde müsavi olmalarına rağmen erkek onun esiri olmakta İdi, evlense az sonra boşanır ve kocasından mühim miktar tazminat ve nafaka alırdı
Seneler geçtikçe kadın miktarı artmıştır. Harblerde ölen erkekler de bu artışta âmil olmuştur. Şimdi Amerikada umumi nüfusta kadınlar erkeklerden bir milyon fazla gelmektedirler. Bunun için aranılan kadın değil erkektir, karı değil koca kıtlığı vardır. Fakat kadınlar bu kıtlığa rağmen erkısi gibi her arzularının yerine getirilmesini, erkeklerin ev İşlerine yardım etmelerini, ço-l cuklara bakmalarını istemek-tedlrler. Halbuki erkekler , bu hale isyan elmiş ve gazetelerde münakaşalar başlamıştır,
Ameıikanın meşhur gazetecilerinden (Leland Stovc)
Lâcivert ve siyah ketenden elbise bu yaz çok giyilecektir. Bu ketenlere bilhassa siyah beyaz yahut lâcivert beyaz çizgili ketenle karıştırmak ve garnitür yapmak modadır.
1 — Lâcivert ketenden sade bir elbise. Eteği kruaze ve dürt
Yeni moda haberleri
sedef düğme 1le İliklenmektedir. Bluzu da yakalı ve krua-zedir Kemeri ketendir,
2 — Lâcivert ketenden elbise ve bolero. Kol reverlerl. yakası ve kravatı lâcivert beyaz çigzill ketendir. Bolerosu kolsuzdur. Kemeri kırmızı parlak
plâstiktendir.
3 — Siyah ketenden bluz, siyah beyaz çubuklu ketenden etek, üzerindeki cepler siyah ketendendir ve beyaz pikeden biye He süslenmiştir. Yakası kol reverlerl beyaz pikedir. Kemeri beyazdır.
Karamelli krema
Bir avuç toz şekeri bir kahve kaşığı sıı İle bir tencereye koymalı ateşe konunca şeker yanmağa başlar, kahve rengi karamel olur.
Krema kalıbının yahut derince bir porselen kabın İçine bu karameli dökerek hhr tarafını bulamak soğumağa bırakmalı.
Diğer bir kap içinde altı yumurtanın yalnız sarısını telle köpürtmell. Üzerine. 175 grnm şeker, bir çubuk vanilya He kaynamış bir kilo sütü sıcak iken dökmeII ve tahta kaşıkla mütemadiyen karıştırarak ka-ramelll kabn dökmell
Ateşte evvelceden kaynamakta olan sıcak su İçerisine alçak bir saç ayağı onun üzerine de kalıbı yahut tabamı yerleştirmeli, üzerine kapak kapamalı, baln - maile usulü plşirmell. Evde fırın varsa kremayı su kabı He fırına koymak daha iyi netice vcrlr.l
Kremanın piştiğini anlamak İçin içerisine bir bıçak sokulunca kuru çıkmalıdır, üzerine krema bulaşmış olmamalıdır. Krema soğuduktan sonra yuvarlak tabak üzerine devirerek biçimiyle çıkartmalı.
Benim adım okundukça kıvranmaya başladım!
Ayakkabılar
(Esquire) İsmindeki mecmuada kadınlara hücum etmiş ve: ■Sis kadınlar hodbinsiniz, hiç bir şeyden memnun değilsiniz, çok müsrifsiniz, erkeklere e-hemndyet vermezsiniz, mütecavizsiniz, düşündüğünüz yegâne şey paradır...» demiştir.
Bu makaleye Ramona Baıliı İsminde bir kadın muharrir hiç beklenmedik bir cevap vermiştir «Leland Stovun hakkı var, bütün saydıkları kötü huylar bizde varsa kabahat erkekle-rlndlr. Bizlere kürk manto, elmas, otomobil temin etmek İçin, kendini öldürürccsine çalışıyorsa, evde bulaşık yıkıyorsa. gece kalkıp çocukları uyutuyorsa bunları hep kendi ls-tegile yapıyor. Neden bize o kadar para veriyorlar? Neden geceleri tiyatroya suareye gidince yanımızda köle gibi duruyorlar? Neden mutfakta iş önlüğü karısının İş önlüğü yanında asılı duruyor? Kocalarımızın itaati bırakarak, benliklerini varlıklarını göstermelerini bekliyoruz.»
Bu cevap üzerine kıyametler kopmuş, münakaşa şiddetlenmiş ve üç esas üzerinde devam etmeğe başlamıştır: 1 — Eski halin devamı, 2 — Kadınlarla1 erkeklerin müsavatı, 3 — Er-ketlerln kadınlara tefevvuku.
Kesilen el
Mutfakta İş görürken kesilen elin kanını dindirmek için tuzlu su He yıkamak kâfidir.
Yaz modasında yenilikler
Kırk eUI sene evvel moda o-Jan ve erkek elbisesi yapılan , ince siyah çizgili beyaz fanile kumaşlarından katim tayörü ve mantosu yapılmağa başlanmıştır.
Lâcivert yahut gri renkte tayörle pötl kare kumaştan yapılmış ayakkabı, eldiven ve kanolye şapka giyiliyor.
' PUsc eteklerle giyilen bluzlara kumaştan olsun, dantelden olsun yaka, kol ağzı ve 1 eteklerine şişle lâstik örülmek-'tedir. Kumaşın cinsine göre yün, floş veya keten tiresi kullanılıyor.
1 Renkli muslinden yapılan büyük mendilleri tayörün ya] ka reverlndeki ilikten yahut, bilekteki bilezik içerisinden geçirmek modadır.
i Beyaz naylondan yapılan şemsiyeler büyük rağbet görü-yo1-- _______________
Vazolardaki çiçekler
Vazoda duran çiçeklerin uzun müddet taze kalması ve dayanması için vazoların İçine dalma bol su konmalıdır, dibine küçük bir parça kömür yahut nohut kadar kâfuru konursa çiçekler taze ve renkleri aynı canlılıkta kalır.
Üzün saplı çiçeklerde sap üzerinde yaprak bulunursa çiçek suyu daha İyi İçer ve gı-
Ayakkabıların gayet hafif ve ajurlu yapıldığını yazmıştık. Resimde görülenler son modellerdir:
1 — İnce kordon şeklinde hazırlanan beyaz deriden dantel gibi ajurlu kundura.
2 — Renkli plâstikten ajurlu kundura,
3 — Siyah podösüetten ajurlu kundura.
Toprak kaplar
Güveç pişirmek için kullanılan toprak kapların, yemeğe garip bir toprak kokusu vermemesi için daha kullanmadan evvel (yeni alınınca) İçerisine bir bardak kaynar sirke riuk-mell ve soğumağa bırakmalı.
dasıhı alır. Yaorakları ayıklayıp çiçekleri vazoya koymak hatadır.
Saçların sıhhati
Yazın dikkat edilecek noktalar
Yazın güneşte gezmekle saçlarda bir kuruluk görülür, hazan saçlar dökülmeğe bile başlar. bunu önlemek İçin saçları yağlamak çok faydalıdır.
Saçlar yıkanmamdan evvel taranıp fırçalanmalı, basa biraz tatlı badem yağı yahut zey-
Sobaları nasıl saklamalı?
Sobalar söklülüp kaldırılırken temizlemek ve öylece saklamak İcap eder.
Emaye kok sobalarının İçleri boşaltıldıktan sonra madeni kısımları ispirto ile sHlnmell-dlr. Yanarken ateşin görünme-
sl için cam yerine konulan (mika) dan plâklar hararetin ve külün teslrlle lekelenmiştir. Onların da eskisi gibi parlak | durması için anıonyaniı bezle sUinmelidir.
Soba demirse üzeri cilalanmak ve kapı yerlerinin paslan-
tınyagı pamukla sürülerek, maması İçin yağlanıp, kâğılla-
saçların köklerine iyice masaj yapmalı. Bir havluyu kayıar suya batırarak iyice sıkmalt ve başı bu havlu He sarmalı.
Bir çeyrejc saat sonra saçlar yıkanmalıdır Her baş yıkan-m azdan evvel yağlamayı unutmamalıdır.
Kesilen sütten istifade
Havalar ısınmağa başladığı şu zamanda bazan alınan süt kesilir. Bunu atmak hiç doğru değildir. BLr tülbcntlten süzülen bu sütten bir buçuk çay fincanı almalı, İçerisine iki çay fincanı elenmiş un, bir çay fincanı toz şeker, bir tutam toz vanilya, bir tatlı kaşığı ■Jo-ı lusu bakıng povder. bir avuç kuru üzüm katmalı. Karıştırmak, yağlanmış tepsiye dökerek fırında pişirnıeli. Nefis bir kek olur.
ra sarılarak kaldırılmalıdır.
Müşküllere c«rap
Menekşe reçeli
Suadiyc Aylin M Menekşeden reçel şöyle yapılır: Oıı beş paket taze toplanmış güzel kokulu menekşe alınız. Akşam üzeri yaprak yaprak ayıklayınız ve 750 gram ince toz şekerle porselen bir kâse İçinde mıncıklayınız üstüne iki limonun suyunu sıktıktan sonra kâsenin kapağını örterek sabaha kadar bırakınız.
I
Sabahı 750 gram şeker alarak dört bardak suyla şerbet kestiriniz, içine menekşeleri atınız ve kaynatınız, kıvama gelince ateşten indiriniz.
2 — Cildinizin yağlı olup olmadığını anlamak için aynada dikkatle yüzünüzü muayene ediniz, tnce bir kâğıdı yüzünüze sürünüz, kâğıt yağlı çıkarsa cildiniz yağlı demektir.
Gözlerini yere dikmiş, dudaklarını sağa sola kıvırıp yanak adalelerini oynatarak derin elerin düşünüyordu. Yanına gittik. Başını hafifçe çevirip göz uciyle baktı ve tekrar gözlerini yere dikti. Konuştuk:
— Çok efkârlı görünüyorsun, ahbap.
İçini çekti, homurdandı:
— Bırak dinini seversen, bey kardeşim. Kafamın içersinde kazan kaynıyor.
— Ne kazanı kaynıyor?
— Kazam bırak da yüre ğimdeki ateşi sor.
— Orada da ocak mı yanıyor?
— Her tarafım yanıyor, beyabi. Ateşler içinde kavruluyorum. Durup dururken başımı da derde soktum.
— Ne oldu? Kazaya mı uğradın? •
— Ben kolay kolay öfkelenmem amma bu sefer sersemliğime rastladı. Birdenbire gözlerim karardı, kendimi kaybettim. Nasıl kızmam, bey kardeşim? Allah seni inandırsın ki kazanacaktım.
— Piyango mu çıktı?
— Yok be yahu. Bende öyle talih ne gezer? Valla billa tamam on senedenberi bilet alıyorum, bir türlü vurmuyor ölüsü kandilli. Bazı defa amorti çıkıyor amma onu verip yeniden bilet alıyorum. Kör şeytan bir defacık da büyük ikramiyeyi bana çıkarsa ne olur sanki? Ben de adam arasına karışır da rahat ederim. Amma ve-lâkin, şu fâni dünyada bize rahatlık yok. ömrümüz hep ümitlerle geçiyor, umduğumuzu da bulamıyoruz.
—Bilet yüzünden mi belâya çattın?
— Estağfurullah. Piyangoya lâf söyliyemem, beyabi. Ne olur, ne olmaz, günün birinde bir de bakarsın bize de çıkıverir.
— Peki, senin kazandığın nedir ya?
— Kazandığım bir şey yok beyefendi kardeşim. Kazanmak kim, ben kim? Ömrümüz ümitler içinde geçiyor demedim mi?
— Evet amma biraz evvel kazandığından bahşettin.
Derin bir ah çekti :
— Bir günün beyliği beyliktir. diye bir lâf vardır, bilir misin beyabi?
— Bilirim. Sen d? bîr günlük beyliğe mi heves ettin yoksa?
Acı acı gülümsedi:
— Eh, ne yaparsın? Bizim gücümüz o kadarına yetiyor. Amma velâkin, onu da ele geçiremiyoruz. İki gözüm kör olsun ki kazanıyordum.
— Nedir kazandığın?
— Şu zamanda ne kazanılır. beyabi? Aklım sıra ben de bir mebusluk kazanacaktım.
— Yaaa! Öyle işlere de karıştın demek?
— Karışsak ne çıkaaaar. karış m a sak ne çıkar? Gel gelelim, donsuzun aklından dokuz top bez geçermiş ya, bizimki de öyle işte. Ara sıra
gönlümüzden böyle şeyler de geçiyor. Mebus olmak İyi şey değil mi?
— Elbette iyi şey amma onu kazanmak kolay değil. Bu seferki seçimleri gördün ya, bir çok kimseler umduklarını bulamadılar.
— Eyvallah, beyabi. Orasını ben de biliyordum. Aklıma giren şevi çıkarmak da benim elimde değil. Nereden geldi ise geldi, mebusluk kafama girdi bir defa. Amma diyeceksin ki. sen mebus olursan kime faydan dokunur? Orası doğru amma zararım da dokunmaz ya, bey kardeşim. Hic olmazsa ben de hevesimi alırım, ondan sonra efendime söyliyeyim, beş on kuruş sahibi olup insan arasına karışırım. îşt(j_ bunun îcin arzulamıştı "O mebusluğu. q_
— Adaylığını koydun mu^j Süzgün, küskün bakışlarla, gülümsedi: O
— Bu İşler benim aklımın — içinde, bey kardeşim. Aday-Q lık koymakla iş bitmiyor ki" Bir de bunun seçilme ta-J" rafı var. İşte bu dalgalar a-(D rasın da gece gündüz beyni-> mi yorup duruyordum. A-0) daylığımı koydum, bizim© semtte ahaliyi toplayıp nu-(t tuklar çektim, herkes el cır-^ parak beni alkışladı. Bun la-o n görünce kazanacağıma— ben de inandım. Ne olur san-S ki? Kâğıdın bir köşesine be-JS nim adımı da vazıp sandığa ro atarlarsa keselerinden birg* $ey kaybetmezler ya.
— Yazmamışlar mı senin*^ adını?
— Yazmışlar, bey kardeşim. Sandık açıldı, kâğıtları birer birer çıkarıp okumağa balşadılar. Herkesin esamisi okunurken benimki de sık sık geçiyor. Kâığtlan okuyan kâtipler; «Raşit Nasipsiz. Raşit Nasipsiz...» dedikçe beri yanda benim yüreğimin yağları eriyor. Ha kazandım, ha kazanıyorum. İşte bu sırada, destûrun. bir kara köpek geldi, bana musallat oldu. Omuzlanma sjrrıvor. beni ısırmağa, parçalamağa çalışıyor. (Git başımdan bre mundar. Bırak da su mebusluğun tadını tadayım» diyorum, köpek yakamı bırakmıyor. En niha- ' yet canıma tak dedi, kafasına bir yumruk salladım; «Vay anacığım, ölüyorum» diyerek çığlığı bastı.
— Köpek konuşuyor demek?
— Bağıran köpek değil, bizim ölüsü kandilli kan.
— Karın ne dive bağırıyor? Köpeğe mi acımış?
— Yok be yahu, gözümü açtım ki karının ağzından burnundan kanlar fışkırıyor.
— Gcıünü r. açtın?
— Nerede açılır, bey kardeşim? Cami avlusunda yatmıyoruz ya, şükürler olsun, bizim de kendimize göre evimiz barkımız var tabiî. Karı çığlığı basınca yatakta gözlerimi açtım.
(Arkası 7 nci «ahifedei
Ce. Re,
BİR SEVGİLİ UĞRUNA
Aşk ve macera romanı
Yazan: Cartcr Dickson Tercüme eden: Va - Nû
- Tefrika No. 4R __.
teferruatıyla misafirimiz Belle’ e anlattı. Genç kadının bundan zevk aldığını zannetti.
— İlk yapılacak şey,— diye izahat verip duruyordu.— Mideyi ılık su ile İyice yıkamaktır. Bık suyun İçinde magnezyum sülfatını biraz eritmeU. Belki de kireç kaymağını tercih etmek icabeder.
BeUe, dedi ki;
— Vallahi, delikanlım, istersen kireç kaymağını tercih et. Ama doğrusunu istersen, benim nasihatlerimi hiç tutma, hal
— Sen galiba, kırmızı saçlı bebek, benim söylediklerimi hiç dinlemiyorsun, beni atlatıyorsun. Traş ediyorum gibi geliyor. Ne dediğimi kavrıya-mıyorsun.
— Nasıl? Ne dediğini anlıya-mıytr muyum? Halbuki gayet
basit. Gırtlağından aşağı bir tuzluk dolusu tuz dökersin vesselam.
İkisi de böyle soğuk şakalar yaparken. Belle, göz ucuyla beni kontrol ediyordu.
Oğluma dedi kİ:
— Ben, benimle uğraşacağına babanı kontrol et daha iyi olur. Hiç yemek yemiyor.
— Acıkmadım, Belle.
Tom, beni sıkıştırdı:
— Kendini zorlamalısın, baba* İki gündenberi açlık çreyi yapan bir mahpusa benzemeğe başladın.
Belle, kızdı:
— Sen de babanın ne dediğini bilemiyorsun. Tam!
Ayağa kalktım:
— Evet.— dedim — Rica ederim. beni hareketlerimde hür bırakınız. Yemek yemek İste-
miyorum. Yemiş geldiği zaman sofraya tekrar dönerim. Şimdilik beni mazur görün.
Kapıya doğru yürüdüm, yemek odasından çıktım. Bayan Harplng,, mutfaktan belirip yemek yemediğim için o da bana çıkıştı. Kendisine fazla haşin cevaplar verdiğimi itiraf ederim.
Salona gittim. Radyonun verdiği kötü harb haberlerini dinledim. Dostum Alec'I düşünmeğe başladım. Sonra, otomobilimi sokakta bıraktığım aklıma geldi. Fakat yerimden kalkıp arabayı içeri almak kudretini kendimde bulamadım. Yalnız Iratmak İstiyordum. Yatak odama çekUdim ve lâmbayı yaktım.
İçimden bir ses. bana şöyle bir İhtarda bulunuyordu:
(— Ey doktor Luke! Düştüğün bu vaziyet tuhammülfer-sadır. Bu işten sıyrıl. Âşıkların uçurum başından ne şekilde uçtuklarını, kaatilln onlara ne şekilde yanaştığım keşfetmek sana düşer.»
«— Peki ama. Bir Stanley bile buna muvaffak olmadığına ve kendini mağlup saydığına gö-
Fincanı, yanımdaki küçük bir masanın üzerine bırakarak dedi ki:
— Dinleyin beni, doktor! Sizin meseleyi bu akşam çok düşündüm. Ben dc Molly He aynı fikirdeyim. Bütün kozlar sizin aleyhinlzedlr. Niçin silâhlan terketmemeli? Hiç kaybedecek bir şeyiniz yok. Belki dc kazanırsınız.
— Haydi gidiniz yatınız, güzel bebek!
— Sizi İkna etmeden önce gidip yatmam.
— Sevgili, evlâdım! Pek yorgunum. Sizinle münakaşa edecek kuvveti kendimde bulamıyorum.
— Lâkin, doktorluğum, siz inatçı ihtiyarlardan değllslnlz-dir ki... Sizinle Molly'ye dair de bir parça konuşmak istiyorum. Onun, ressam Fer rars a delicesine âşık olduğunun farkında mısınız? Kız oynatacak valtahL
— Evet, ben de kestirmiştim. Ama bunlar birbirlerine uymaz insanlar da değil.
— Ben aşkhususunda pek bet-balıt oldum. Bari o mesut olsa... Haydi Allak rahatlık ver-
re. son nasıl muvaffak olacaksın?»
«— Faaliyetten vazgeçmen; için bu bir sebep teşkil etmez. Şimdiye kadar tesbit edilmiş noktalardan hareket ederek bu hususta çalışmağa devam et.» Robdöşambntnı giydim. Koltuğuma oturup her gün İçtiğim pipoyu yaktım. Düşüncelerime daldım. Piponun tütünü bitince, yasak meyveyi yiyenlerin. hırsıyla tekrar doldurup içtim.
Tom, saat on bire doğru yukarı çıktı: fakat İçeri glrmeyip kapının öbür tarafından, «Allah rahatlık versin.» diye seslendi.
Bir kaç dakika sonra. Belle kanadı vurdu ve elinde bir fincanla İçeri girdi.
— Doktor Luke!— dedi— Bbn, size fevkalâde sıcak bir ovonıaltln hazırladım. Yatmadan evvel içeceğinizi bana va-dedln bakalım.
— Eğer İsrar ediyorsanız İçeyim.
Belle:
— Israr ediyorum. — dedi — Üstelik de böyle sıcak sıcak İçmenizi istiyorum. Söz söz mü?
— Sözl— dedim.
sin. doktor Luke!
Elimle bir mukabelede bulundum. Genç kadın, bana daha başka anlatacağı şeyler kalmış imiş gibi, tereddütle çıktı. Beikl dc bir tereddüt ettiği cihet vardı. Kendisini benim tatmin c-dcceğiml ummuştu. Bense, onunla uğraşamiyacak derecede kendi fikirlerime dalmıştım. Ih Uyarlar hodbin olurlar. Kadıncağızı yanımda alıkoymak için hiç bir harekette bulunmadım.
Söylemeğe hacet yok: Ovo-m altlnlml masa üzerinde soğu mağa bıraktım. Düşüncelerime dalarken üçüncü pipomu da doldurdum. Cumartesi akşamın danberl cereyan eden hâdiseleri gözden geçirdim. Dram şahsiyetleri. hayalimde, ele ele tutuşmuş dönüp duruyorlardı.
S. M. in öğleden sonra yaptığı hülâsa, vaziyeti epeyce aydınlatıyordu ama. izah edilmemiş bir çok noktalar daha kalıyordu. Bunların künhüne varmak üzere zihnimi hayli yordum, Şayet bahçıvan Johnson bahis mevzuu değilse, bir yabancı adam. nasıl oluyordu da tâ evin İçine kadar girip telefon tellerini kesebiliyordu? Sonra, otomo-
bUlerin benzin depolarım boşaltıyordu? Hem bu kadar te-kellüfe. bu kadar tehlikeye ne lüzum vardı kİ, polis, nasıl olsa, bir kaç saat sonra hâdiseyi öğrenecek...
Sofada, duvar saati yarımı çaldı.
Birdenbire elim o kadar titremeğe başladı ki. pipomu kristal tablanın içine bırakmak zorunda kaldım. Bütün hâdiseyi kendi kendime izah edlvermlş-tim.
xvm
Nasıl olmuş da ben, bunu daha önce düşünmemiştim? Halbuki şaşılacak kadar basit.
Duman içindeki odada, kalbim çarparak tan bir an ayakta kaldım. Nihayet İşte, düşüncelerimi hangi istikamete sevke-deceğimi kavramıştım. Eğer ka atll de benim tarzımda düşünüp bu cürmün elle tutulur maddi delilini ortadan kaldırmağı akü etmemişse, mutlaka muvaffak olacaktım.
Fakat, gece yarısı böyle bir maceraya atılmaklığım doğru muydu?
(Arkası var)
18 Mayıs 1950
AKSAM
Sahlfr 7
Kemal Atatürk’ün en büyük zaferi
Saraçhanebaşı ilkokulu
Daily Mail Türkiyedeki seçimleri «hayret ve cesaret verici olay» diye vasıflandırıyor
Sınıf kütüphaneleri — Neler okumuşlar — Fil ile maymun neden kaplanın annesi olmamışlar?
2/B sınıf öfretmenterfle beraber
Londra 17 (AP) —Londranın «Daily Mail» gazetesi. Demokrat Partinin iktidara geçmesiyle neticelenen Türkiye genel seçimleri İçin «hayret ve cesaret verici bir olay» demektedir.
Gazete, seçimlerin Kemal A-tatürkün en büyük zaferi olduğunu kaydetmektedir. «Çünkü» diyor gazete, «Kemal Atatürk çok zeki bir insandı. Asırlar boyunca hurafeler vc bâtıl İtikad-lar içersinde yaşamış olan ve büyük ekseriyeti köylülerden mürekkep bulunan bir milletin. Batı demokrasileri usulünde hayata atılmadan evvel, onun ne olduğunu öğrenmesi lâzım, geldiğini takdir etmişti; ve kendisi milletin hocalığı vazifesini alarak ona demokratik esasları öğretmişti. Milleti hür olmağa icbar etti ve bunda muvaffak oldu...»
Dail Mail, yeni hükümetin çok genişlemiş olan devlet kontrollerine karşı bir aksûlâmel neticesinde vücut bulduğunu belirtmekte, fakat «bizim anladığımız mânada tam bir demokrat hükümet olamıyacaktır, çünkü
bütün salâhiyetleri nefsinde ce-metmiş olan bir tek meclis vâ-sıtasiyle hükümet edecektir.» diye ilâve etmektedir.
Gazete. Türk milletine hayırlar temenni ederek «hükümet değişikliğinin, Türkiye İçin ve diğer demokrat memleketler I-çln daha geni? bir hürriyet vc barışa dnha yakın bir istikbal olmasını dileriz.-» diye makalesini bitirmektedir.
Liberal Manchester Guardian ise. Türkiye genel seçimlerinin uzun zaman İktidarda kalmış olan tek parti dik ta tora) rejimlerinin ancak kanlı bir hareket le ve kuvvetle iktidardan ayrılacakları kaidesinin yanlış olduğunu, isbat etmiş bulunduğunu belirtmektedir. Guardian makalesinde, «Türkiye şimdiden sonra, demokratik usullere geçiş yolundan ebediyen İstifade edecek midir? Sualinin cevabının meşkûk bulunduğunu» kaydetmekte ve «Bunun ancak müsamahakâr ve anayasa usullerine tam manasile riayet eden bir idare ile mümkün olduğunu» belirtmektedir.
TİCARET BM SEAMATESİ t. L. 4.400.030 İHTlYATLAfll T.L. 1.876.186
BANKAMIZIN 100.000 LİRALK
950 Yılı ikramiye Plânının 2 nci Çekiliş tarihi:
lOHAZİRftN 950
•
Bu çekilişe iştir âk edebilmek için;
—— MÜŞTERİLERİMİZİN —
31 MAYIS 950 akşamına kadar, Tasarruf hesaplarında 100, Vadeli hesaplarda 1000 lira bulundurmaları veya mevcut hesaplarını bu miktarlara yükseltmeleri lâzımdır.
DİKKAT:
Vadeli hesap sahiplerine isabet edecek ikramiyeler1 YÜZDE 2C ilâ M fazlariyle ödenir.
Ziyaret ettiğim bir çok ilkokullarda sınıf kütüphaneler) kurulmuştur. Öğrencilerin ve öğretmenlerin gayretleriyle kütüphanelerdeki kitap sayıları artıyor. Saraçhanebaşı ilkokulunun bütün sınıflarında da birer kütüphane vardır. Bu okulun 2/B sınıfındaki öğrencilerle okudukları kitaplar hakkında konuştuk. Öğrencilerden Çidem Dilek. Timotl Kaplan adlı bir kitap okumuş. Bana ve arkadaşlarına bu kitabı şöyle anlattı:
musun demiş. Fil de hayır demiş. Çünkü senin benim gibi hortumun yok. Sonra diğer filler gibi dişlerin de yok demiş. Onun annesi olmak istememiş. Hattâ m kuyudan su alıp onun üstüne fışkırtmış.
Küçük kaplan ondan ayrılmış. Yolda giderken bir maymuna rastlamış. Ona da annesi olmasını söylemiş. Maymun: Annen olmam; demiş. Çünkü sen bizim gibi iki ay ağının üstünde duramazsın, ağaçlara urmanamaz-sm. Yavru kaplan ondan da ayrılmış. Bu sefer bir kaptana rastlamış. Onun yanına koşmuş. Annesi olmasını söylemş. Kaplan da olurum tabii demiş. Benim de senin gibi yavrularım var. Onlarla beraber büyür, oynarsın demiş. Yavru kaplan çok sevinmiş ve annesiyle beraber yeni evine gitmiş.
— Acaba fil ile maymun küçük kalpanm neden annesi olmamışlar?
— Cinsleri başka da ondan. Her heyvanın annesi kendi cinsinden olur. Tülin Atagül ve
— Bir küçük kaplan varmış. Annesi yokmuş. Ah, benim de annem olsa beni sevip okşasa, bana yemekler hazırlasa, beni yıkayıp giydirse diye kendi kendine düşünürmüş. Kendisine bir anne bulmak Hin ormanda gezmeğe çıkmış. Yolda giderken bir .-
filo rastlamış. Ona annem olur I Selim Tartan, Ferdi Yüksel de
Çidem gibi bir İnsanın annesi, insan, bir filin annesi fil, bir kaplanın da annesi kaplan olur, dediler.
Öğrencilerden Mahmut Koca-emml de sınıf kütüphanesinden alıp okuduğu tilki ile yaban kazı adlı kitabı anlattı.
Öğrencilerden Gökçe Aygen açıl sofram açıi'ı okumuş. Bu masa kitabındaki Keloğlanın başından geçenleri anlattı. Bu sınıfta çalışıp para kazanan öğrenciler de var. Uzun zamandan bert seyyar satıcılık yaparak para kazanan İsmail Gümüş'e ne sattığını, günde kaç para kazandığını sordum.
— Yeni hayat satıyorum. Kazancım günde 150 kuruş kadardır. Her gün okuldan çıktıktan sonra satıyorum. Sabahtan akşama kadar salsam daha fazla para kazanırım.
— Paralan ne yapıyorsunuz?
— Anneme veriyorum. Biz 4 kardeşiz. Babamız yok. Annemize ve kendimize biz bakarız.
Öğretmeni İsmaUîn derslerinin de iyi olduğunu aöyledL S. G.
Ameliyathane
Her tarafı pırıl pırıl yanan ve tertemiz olan Süleymaniye Doğumevinin, mesleğin ehli re tecrüben doktorlara tevdi edilmiş olduğu anlaşılıyor. Başhekim Şükrü Konu ra İp, nisaiyeci Dr İsmail Tursan ve Safi Çavaç iîe birlikte ameliyathaneye çıkarken hastalara verilmek üzer* hazırlanmış yemekleri gözden geçirdim. Çorba, yoğurtlu kabak dolması ve mahallebi... Şayanı memnuniyet bir tarafı da şu kİ talebe yurtlarında duydu-1 ğum geniz yakıcı karışık yağ yerine mis gibi bir yağ kokuyordu kİ bu, daha evvel, «Yiyecek te son derççe titiz davranıyor ve daima iyisini alıyoruz» denmesinde mübalâğa edilmediği anlaşılıyordu.
Henüz hiçbir hastanede eri olmıyan bir ameliyat masası ve cihazına malik olduğu söylenen Sü 1 eymaniye Doğumevinde a-
meiiyalhaneye de girerek bu ma saya ve yukarıdan ışık teren cihazı dikkatle güzden geçirdim. Ufak bir kol çevirmekle masa, doktorun önünde her tarafa istenildiği kadar eğiliyor ve yüksel bilebiliyor. Başhekim:
— Fakat, diyor, ameliyat masası ne kadar modern olursa olsun, doktora takım hazıriıya-cak hemşirenin vazifesinde dikkatli olması ameliyatın muvaffakiyetle başarı İmasın da en büyük rolü oynar.
Bundan sonra konuşmamız, hastanelerdeki hemşireler mevzuuna geçil. Hastanelerde bir hemşire buhranı olduğunu söy-liyen başhekimin bu sözlerini, Dr. Safi ve İsmail de teyid ettiler Hemşirelikte istikbal görülememeğinin, kadınları bu mesleğe intisaptan alıkoyduğunu bu konuşmamda öğrendim. Bir dahaki yazımda da doktorların bu mevzudaki mütalâalarını belirtmeğe yal iş? cağım.
f rmaleddiB BİLDİK
Şehir suyu tesisatı yaptırılacaktır
İller Bank asından
1 — Aşağıda isimleri keşif bedelleri ve miktarları gösterilen 11 kasabanın İçme su çaktır.
Kasaba adı Keşif bedeli
geçici teminat inşaatı yaptınîa-
Geçlcl teminat
Alaca 49.854-76 3.739.11
ş Karahiasr 139.232.34 8311.17
Devrakâni 36.343.60 2.725.77
Vize 32.565.32 2.442.40
Niksar 237.169.50 15.236.78
M&nyas 14.811.15 4.990.56
Kula 119 931.80 8.746.59
Osmancık 45.000.00 3.375.00
Umurlu «1.€00.00 5.300.00
Artvin B9.897.78 5.744 89
çemişgezek 40355.99 3.026.70
Mahkeme koridorlarında
2 — Bu keşif tutarlarından font boru hususi aksam ve armatür bedelleri hariç olup bunlar Bankanın İstasıbuldakl deposunda müteahhide teslim edilecektir.
3 — Her kasaba için ayrı teklif mektubu verilecektir.
4 — İhale 29 Mayıs 1950 Pazartesi günü saat 15 te toplanacak olan Bankamız İhale komisyonunun inceleme sonucunun İdare Meclisince tasdikini miıtaaJup kesinleşecektir.
5 — Teklif mektuplarının en geç 29 Mayıs 1950 Pazartesi günü saat 12 ye kadar Bankamıza makbuz mukabilinde teslimi şarttır.
6 — Her bir işin eksiltme evrakı 5.— hra bedel mukabilinde Bankamızdan alınabilir. Projeler Bankamızda görülebilir.
M. S. B. İst. Sa. Al. Ko, Bşk. 1. Numaralı *
tarafı 6 m sahifede)
— Seçim sandığının başına gittim, diyordun ya!
— Bu işlerin hepsi yatakta oluyor, bevabi. Paaar günü seçimlerden sonra kâğıtların okunmasını seyretmiştim. Kafamda da mebusluk dalgası var ya. o gece uykuya yatınca sabaha karşı bu isler rüyama girmiş.
— Rüyada mebus oldun öyle mi?
— Onu bile olamadım, be-yabi, Ölüsü kandilli kan bırakmadı ki iş tamamlansın O akşam meyhanede biraz fazla kaçırmıştım. Gece eve gidince bizim kari; »Ben yarın erkenden anneme gideceğim. Para ver» dedi. «Bırak şimdi patayı nıarayı. Yarın sabah veririm» dedim, yatağa girdim. Yatarken para cüzdanımı yastığımın altına koymak âdetimdir. Ben sızıp kalmışım, kan erkenden kalkmış,para almak için vastığın altından cüzdanı
çıkarmak istemiş. O sırada ben de rüyamda mebus olu-yormusum. Meğerse kara köpek bizim kan imiş. Uyanıp da kanlan görünce büsbütün kafam kızdı: «Ulan, dinine yandığımın kahbesi! Annene bîr saat sonra gitsen neren eksilirdi? Tam mebus olacağım sırada beni uyandı.-.* n- dsC'— Bu sefer de o ağzını bozdu; »Sen kim oluyorsun da mebusluğa kalkıyorsun, alçak herif? Seni dâva edeceğim, mahpushanelerde çürüteceğim. Ağzım burnum kırıldı» diye ileri geri lâflar etmeğe başladı. Benim huyum kötüdür. Damarıma basılınca öfkem kabarır. «Benden davacı o-1 araksan adamakıllı ol bari» diyerek yataktan fırladım, kahbeyi ele aldım...
Mübaşir çağırdı, dağınık saçlarını avuçlariyle düzelterek kalktı.
Ce. Re.
Komisyon İlânları
1 — Harbiye M. 8. B. 1. No. SaL Al. Kom. da 22/5/1950 günü saat 11 de pazarlıkla 20000 kilo yulaf satın alınacaktır.
2 — Muhammen tutarı 3900 lira olup kesin teminatı 585
3 — Yulaflar teslim edilecek birlikten verilecek çuvallar ile. verıleçekLir, Şartnamesi her gün komisyonda görülebilir.
(8443 — 2273)
işçi alınacak
İ. E. T. T. umum müdürlüğünden
İdarerhlzln Şişli Tramvay Atölyesinde çalıştırılmak üzere bir Boya Yamçısına ihtiyaç vardır. Kendisine göstereceği ehliyete göre; Prim Kıdem ve aile yanım] hariç saatte (70) yelmiş kuruşa Kadar ücret verilecektir.
Ayrıca İşçinin evi ile 1*1 arasında muteber olmak iizere meccani tramvay pasosu, bir tokun işçi elbisesi, bir palto, bir kap yemek ve yarım ekmek verileceği gibi hastalık hallerinde de üâç masrufları idareye ailUr.
İ:. tekillerin bir dilekçe İle. Beyoğlu Tünel meydanı karşısında Met roban 1 E, T, T. Umum Müdürlüğe müracaatları İL.umu bildirilir. Askerlik ödevini yapması lâzımdır. (05201
7 — Eksiltmeye gireceklerin Bayındırlık Bakanlığına ihale gününden en az üç gün evvel yaptıkları işleri gösterir belgeleri ile müracaat ederek bu işi yapabilecek kabiliyette olduklarına dair yeterlik belgesi almaları Jcabeder.
8 — Banka ihaleyi yapıp yapmamakta ve İşi dilediğine
vermekte serbesttir. (8381)
Odun alınacak
İstanbul üniversitesi rektörlüğünden
1950 - 1951 kış mevsimi için alınacak 243750 kilo odunun kapalı zarf eksiltmesi 5.6.950 Pazartesi günü saat 15 de Rek töriiikte yapılacaktır.
İstekliler beher 250 kilosu 15 lira tahmin bedeli üzerinden 1097 lira geçici teminat makbuzu ve ticaret odası kâğıt-lariyle teklif zarflarını ihale saatinden bir saat evveline kadar Rektörlüğe vermiş olmalıdırlar.
Liste ve şartname Rektörlükte görülür. 6518
M e y v a Tuzu KABIZLIK, HAZIMSIZLIK, MİDE bulantısı. çirkinlik ve bozukluğunda, BARSAK tarihçiliğinde, mide ekşilik ve yanmalarında emniyetle kullandır Mülayim ve müshildir. HOROZ markasına dikkat
TARLAN
Dl$ MACUNU
0İ$ ETLERİ KANAMASINI KESER DİŞ ETLERİNİN ÇEKİLMESİNİ ON LEF DİŞLERİNİZİ TEMİZLER VE PARLATIR
JEAYÎ — İstanbul Emniyet müdürlüğünden 1939 da almış olduğum pasaportumu kaybettim. Yenisini olacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Nişan Sertuz
Alçı alınacak
Maliye Bakanlığından
Tebeşir imalinde kullanılmak ve ihtiyaca göre ayda asgari bir ton teslim edilmek üzere açık eksiltme ile 12 ton Ekistra alçı satın alınacaktır, İsteklilerin 157 lira 50 kuruş geçici teminat He birlikte 29 Mayıs 1950 Pazartesi günü saat 14 de Be şiktaş'ta Devlet kâğıt Deposunda hazır bulunmaları. 6476
Tekel İstanbul Başmüdürlüğünden:
Kasımpaşa tuz deposunun çalı ve pencerelerinin tamir İşi pazarlık suretiyle eksiltmeye konmuştur. Pazarlık 76.950 çarşamba günü saat 15 te Tekel İstanbul Başnıudiriyelinde yapılacaktır.
M. teminat akçesi 472 98 Hradır Şartname her gün Başmü-dlrlyet muhasebesinde görülebilir. İsteklilerin belli gim ve saatte Başmüdlrlyet muhasebe şubesine müracaattan. (65941
DOKTOR ARANIYOR
İstanbulda istihdam edilmek üzere Tüberküloz servislerinde çalışmış İki dahiliye mütehassısına ihtiyaç vardır. İsteklilerin el yazıları İle hal tercümesini ve sarih adreslerini İstanbul Merkez Postanesi 91 posta kutusu adresine göndermeleri.
İstanbul Deniz Komutanlığından:
Deniz ihtiyacı için 20 ton İthal malı çimento mubayaa olunacaktır. Vermeğe İstekli olanların komutanlığımız ikmal şubesine müracatlan. (6608)
Devlet Denizyolları ve Limanlan işletme Genel Müdürlüğü ilânları
1 — İdaremiz İhtiyacı İçin kontinü cereyanlı, arklı (31) adet gemi projektörü için kapalı zarfla yapılan teklifler uygun görülmediğinden PAZARLIKLA satın alınmasına karar verilmiştir.
2 — Pazarlık 2/6/1950 cuma günü saat 15 te Tophanede Genel Müdürlük Alım Satım Komisyonunda yapılacaktır.
3 — Tasarlanmış değeri olmayan bu malzeme atımında, isteklilerin teklif edecekleri mal bedelinin % 7,5 nlsbetinl güvenme olarak hesaplamaları ve eksiltmeden önce komisyondan alacakları bir yazı he güvenme paralarım İdare veznesine yatırmaları ve şartnamede yazılı belge ve makbuzları İle birlikte belirli tarihte komisyonda bulunmaları.
4 — Şartnamesi her gün komisyonda görülebilir. (6464i
(Kükürt alınacak) Sümerbank Alım ve Satım Müessesesin-den:
Gemlik Suni ipek ve Viskoz Mamulleri müesscsemlz için Kükürt mubayaa edilecektir.
Tealim ve evsaf şartnamesi mfiessesemlz Boya - Kimya servisinde görülebilir. Teklifte bulunmak isteyenlerin elinde mevcut miktarlarla birlikte 22/5/950 günü saat 17 ye kadar kapalı zarfla müracaatları ilân ulunur. (0249)
** hife 8
AKSAM
1*J Mama i-HHf)
18 Mayıs 1850
Sümerbank
Sermayesi : 200/000.000 Türle Lirası
Merkezi : ANKARA
şubeleri : İstanbul, galata ve Bahçekapı
Vadeli ve vadesiz tasarruf mevdııatiyle ticari mevduatı cıı nıiisald lalelerle kabul eder,
Erııinönti 3. ncü sullı hukuk yargıçlığından:
950/63 İzâlri şüyu
Murisleri Mehmet Necipten Intikalen varisleri Fatma. Nl-gâr. İsmet, Fatma, Emine, Asuman. Ümran Ülgonalp. Ayşe Faika, Hatice Akman ve Ehsen Kurman arasında taksimi kabil olmamasından satılarak bedel- serginin, Bahçekapı 4 üj
{erinin paylaştırılmasın a karar verilen, 1 — Eminönü Alemdar mahallesinde Zeynep Sultan cami sokağında eski 23, yeni 30. 33. 34 ve en yeni 34. 14/1 16 kapı. 54 ada, 23 parsel No:1u Sadrazama» Seyyit Mehmet paşa mülhakatından Emir-cl mahallesinde lala Hayrettin mcıçlti vakfından vc bilirkişi raporuna göre 14 kapı No:lu evin zemin kalında bir taşlık ve 14/1 No:1u evde müşterek bir ara kapısı ve bir de su kuyusu. birinci katta bir sofa, İç İçe biri büyük ve diğeri küçük İki oda. bir gusulhane ve yine 14 1 Norlu eve alt İse de 14 No: İti ev tarafından kullanılmakta olan hlr oda ve buraya alt bir | mutfak ve bir hela, üst katta ise. büytık bir sofa, yan yana ve İçlerinde birer yüklükleri bulunan iki oda. bir sofa ve bir hela ile bu sofadan bir kaç merdivenle çıkılacak kadar bir yükseklikle yine bir oaa ve bu odanın önünde evin arka bahçesine bâkan bir taraçası mevcut olan evin;
14/1 kapı No:lu evin zeminli bir methali, 14 No: tu evle birleşen bir aTa kapısı, 1 İnci katında merdiven başında büyük bir otia ve 14 No:ya geçllc-eek bir ara kapısı bulunan evin;
16 kapı No:.lu erin toprak zeminli bir methali. bLr mutfağı, bir kömürlüğü ve bir belâsı, 1. inci katta bir sofa ve bu sofa »trafında biri büyük, dl- { ri orta ve biri de küçük olmak üzere üç oda, üs katta ise bir sofa ve biri büyük biri orta iki oda ile bir yüklük, bir gusui-hahe ve bir helası olan evin, bir çatı altında bulunmaları hasebile ceman 534 metre kare mesahasında bulunup bunun, 224 metre karesini her üç ev işgal etmekte ve 310 metre karesini de bahçe işgal etmektedir. Kıymetleri mecmuu 37380 lira olup bu evlerin nısfının 2 - ve' yine Eminönü Kazgani Sadi mahallesi İsmail Sefa ve hemşehri sokaklarında eski 11 kapı, 193 pafta: 1313 ada ve 1 parsel No lu ve içinde bir emme basma tulumbası bulunan 75 metre kare mesahasında ve 1875 lira değerinde bulunan arsanın tamamının. 3 — Ve Beyoğlu rüıteliş Haşan mahallesi Alçal; dam: Ateşpare sokağında eski 6. yeni 4; 6 kapı No:lu 135 pafta: 31 ada ve 3 parselde kayıtlı 98 metre kare miktarlı ve 2450 lira değerinde bulunan arsanın tamamı aşağıda yazılı günlerde icra iflâs kanunu hükümleri dairesinde satılacaklardır.
A — 14, 14/1. 16 kapı Norlu evlerin birinci açık arttırması, 10.Huziran.1950 Cumartesi saat İL den 12 ye ve yüzde 75 şini bulmadığı takdirde ikinci arttırması 20 Jiaz İran.1950 Salı saat ı£ don 16 ya.
B — 1.1 kapı No:lu arsanın birinci açık arttırması 13, Haziran.1950 Salı saat 11 den 12 ye ve yüzde 75 şini bulmadığı takdirde ikinci arttırması 24/0/ 950 Cumartesi saat 10 dan 11 e.
C — 4, 6 kapı No;lu arsanın birimi açık arttırması 15rHa-zlron/050 perşembe saat 15 den 16 ya ve yüzde 75 şini bulmadığı takdirde ikinci arttırması 2ö'Haziran/050 pazartesi saat 14 den 15 e kadar İcra edilecek olan bu gayrı menkullere verilecek pey tahmin edilen kıymetin yüzde 75 şini bulduğu takdirde en çok arttırana ve bulmadığı takdirde en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak farille müzayede 10 gün daha uzatılacak ve birinci, 1
müzayedeleri İst. Defterdarlığı karşısında Eminönü 3, ncü rıulh hukuk kalemine!? İcra edilecektir. İkli’ci müzayedede en çok — ..--......jv. -u arttıran üzerine thale edilecek'viz bedeli ve tapu harçları alı-olan bu gayn menkullerin mü-1 cılara aittir. Fazla izahat İste- 1 zayedolerlne İştirak edecek m- yenlerin her gün saat 9 dan ' tiplerin yüzde 7.5 teminat ak-j12 ye kadar 950'63 No: ile baş-'i çesini yatırmaları veya mlül bir kâtipliğe müracaatları ilân bankanın teminat mektubunu, olunur. (10034ı 1
Bu senekl İstanbul sergisine İştirak etmek isteyen müessese-lerln, her gün saat 10 dan 17 ye cü Vakit han 3/36 numarada daimi bürosuna müracaatları.
Telefonlar 25891 — 24486
(6552)
1
rımı ayrı
PiN
• BAS.DİŞ. NEZLE.ADALE SINIR ROMATİZMA ve bütün aârılaro kar,-.ı ■ _ GÜNDE 3 KASE ALINABİLİR —
Marmara Bölgesi Liman ve Deniz işleri Müdürlüğünden:
— Rumellkavagı Balıkçı Limanı Islah ve Onarımı, Kartal Balıkçı Limanı Islah ve ona-ve Bostancı Mendireği onarımı işleri kapalı zarf usulile aşağıda gösterildiği gibi ayrı eksiltmeye konulmuştur. Eksiltme Gala tada kâin müdürlüğümüz binasında yapılacaktır.
Keşif bedeli
Lira Kur.
Geçici teminatı Lira Kur.
8151 . 71
5881 . 43
4597 . 75
İhalenin
Tarihi Günü Saat!
6/G/950 . Salt
6/6/950 . Salı
7/6/950 . çarşamba 11
Yapılacak iş
11
15
138034 . 25
92828 . 60
66955 . 00
2 — İstekliler eksiltme şartnamesini, mukavele projeslerlnl hususi fenni şartnamelerini ve bunlara bağlı evrakı her gün mesai saatlerinde Müdürlüğümüzde veya Devlet Denizyolları yapı şubesinde görebilirler.
3 — Eksiltmelere girebilmek için İsteklilerin 1 İnci maddede yazılı her İş İçin ayrı ayrı güvenme parası vermeleri ve eksiltme yapılacağı günden resmi tatil günleri hariç eu az üç gün evvel aynı teknik vasıfta yapı veya onarım işini başardıklarına veya denetlediklerine veya İdare etliklerine dair vesikalarla birlikle dilekçe He doğruca Devlet Denizyolları yapı şubesi müdürlüğüne müracaat ederek her İş için ayrı ayrı olmak Üzere yeterlik belgesi almaları ve bu* belgeyi kapalı zarflarına koymaları şarttır.
4 — İsteklilerin 2490 sayılı kanun hükümleri dairesinde hazırlayacakları teklif mektup-
larını 1 İnci maddede yazılı saatlerden birer saat evvel komisyon başkanlığına makbuz mukabilinde vermeleri lâzımdır. Postada vaki gecikmeler kabul edilmez. 6143)
Rumellkavağı Balıkçı limanı Kartal Balıkçı limanı Bostancı Mendireği onarımı.
FIRSATTAN İSTİFADE
Ankara Nümune Hastanesi Baştabipliğinden
İhale günü
Muvakkat teminatı Lira Kş.
Muhammen tutarı Lira Kş.
Eczayı tıbbiye 16» kalem 42656.80 3199.30 2/8/950 cuma günü sual 14,30 da
1 — Ankara Numune hastanesinin 950 yılı ihtiyacı İçin 169 kalem eczayı tıbbiye kapak zarf usulile eksiltmeye konulmuştur.
2 — Taliplerin kanun tarif atı dairesinde hazırlayacakları teklif mektuplarını belli gün ve saatten bir saat evveline kadar hastanede müteşekkil komisyona vermeleri
3 — Şartnameler her gün hastanede ve İstanbul Sağlık Müdürlüğünde görülebilir (6405)
içinde, otomatik sayıcısı mevcut ve kol kuvvetini gösteren, hakiki spor, boks vc çeşitli vuruş, atış ve maharet makineleri, satılık ve kiralıktır. Aynı samanda iş birliği de yapılır.
Müracaat: Öğleden evvel.
Adres: KARABET SALGIN; Nurüûsmaniye Kılıççı 1 a r sokak No. 11, İstanbul.
Satılık Otomobil 48 model spor Btılk marka kapalı, radyosu ve kalorileri mevcut hususide kullanılmış yeni bir araba satılıktır. Görmek istiyeu-lerin Tepe başı garajına müracaat etmeleri.
İstanbul Asliye 9 uncu hukuk yargıçlığından: 50/268
Ellza Sullamof tarafından Beyoğlu İstiklâl caddesi Karlı-mnn karşısında Natallgat mağazasında mukim Yako Sulla-nıof aleyhine açılan boşanma davasının yapılan yargılamasında:
Davalıya dava dilekçesi ve davetiye llânen tebliğ edildiği halde yargılamaya gelmemiş olduğundan davacının tanıklarının dinlenilmesine ve bundan bahisle davalıya yirmi gün süre ile ilânen gıy ab kararı tebliğine ve bir nüshasının divanhaneye talikine karar verilmiş olmakla yargılama için tayin edilen 16/6/950 saat 11 de mahkemeye gelmediği veya kanuni bir vekil göndermediği takdirde bir daha yargılamaya kabul edllmiyeceğl gıyabı kararı makamına kaim olmak üzere İlân olunur. (10028)
SATILIK BOŞ TESLİM
Ponıontlde tramvaya iki dakika mesafede Efe sokağında her türlü konforu haiz 6 odalı ev ufak bahçesile acele satılıktır. 84064 numaraya 9 dan 17 ye kadar telefonla müracaat. ■mMflBdMSH
getirmeleri lâzımdır,
İpotek sahibi alacaklılarla irtifak hakkı sahiplerinin bu gayri menkuller üzerlndekL haklarını ve hususile faiz ve masrafa dair olan İddialarını İşbu İlân tarihinden, itibaren 15 gün içinde satış memurluğuna bildirmeleri, aksi halde' hakları tapu slcllLle sabit olma 1 _____: dıkça bedelinin paylaştırılma -İkinci sından hariç tutulacaklardır.
Gayrı menkullerin müterakim vergileri ve kanuni harçları hissedarlara, ihale damga pulu, (tellaliye, 20 senelik la-
I
1 Adet buhar kazanıyle teferruatı ve ayrıca da 1 adet türbin ve alternatör grubu satılacaktır
Ereğli kömürleri işletmesi Genel Müdürlüğünden:
İşletmemizin Domuzini santralında 1939 tarihinde kurulan ve şimdiye kadar takriben devamlı olarak ancak dört sene kullanılmış bulunan bir buhar kazanı ile saç baca, su tasfiye tesisatı ve bilcümle irtibat vasıtalariyle komple bir grup haline getirilmek üzere ayrıca İsviçrede şevke amade Brown Boveri mamulatı yeni bir türbin ve alternatör grubu satışa çıkarılmıştır.
Buhar kazanı:
Firma: Borsig
Teshin sathı: 175 m2
Çalışma tazyiki: 22 AtüL
Kızgın buhar: 400 Co.
Türbin ve alternatör:
800—1100 kilovat, dakikada 5500 devir. 3150 volt, kontrol tablosu ve teferruatı ile birlikte.
Taliplerin kazanı görmek ve isviçrede şevke hazır bulunan türbin ve alternatör hakkında fazla malûmat almalarım, tenılnen İşletmemiz ticaret grubu müdürlüğüne müracaatta bulunmaları lâzımdır.
Arttırma 14.6.950 çarşamba günü saat 16 da işletmemiz ticaret grup müdürlüğünde yapılacağından, teklif ve % 7,5 teminatı havi kapalı zarfların en geç ayni gün saat 15 şe kadar başkâtipliğimize tevdiini rica ederiz.
Postada vuku bulacak teehhürler nazarı İtibara alınmı-yacağı gibi zamanında verilmeyen teklfler de kabul edllmlye-cektlr.
İşlet,metniz idaresi ihaleyi dilediğine yapıp yapmamakta serbesttir, (6419)
Muhammen Muvakkat Tutan
Lira Kş.
Teminatı Lira Kş.
Matı Lira Kş.
İhale tarihi
31/5/950
Çarşamba günü saat 14,30 da
1 — Ankara Nümune hastanesinin 950 yılı İhtiyacı için kırk bin metre Gaz idrofil kapalı zarf usuliyle eksiltmeye konulmuştur.
2 — Taliplerin kanun tarifatı dairesinde hazırlayacakları teklif mektuplarını belli gün saatten bir saat evveline kadar hastanede müteşekkil komisyona vermeleri.
3 — Şartnameler her gün hastanede ve İstanbul Sağlık Müdürlüğünde görülebilir.
(6151)
Cinsi Gaz klrofü
Miktarı
40,000 metre
.61
25600,00 1920.00
ve
DEVLET DEMİRYOLLARI İLÂNLARI
fjupkH vizyeri alınacak
Devlet Demiryolları Haydarpaşa Satınalma Komisyonundan:
1 — Nümü nesi komisyonda mvecut 10009 adet Büyük Şapka Vlzyerl açık eksiltme ile satın alınacaktır.
2 — Muhammen bedeli 2500 lira olup muvakkat teminatı 187 Ura 50 kuruştur.
3 — Buna alt şartname komisyondan parasız olarak dağıtılmaktadır.
4 — Eksiltme 24 Mayıs 1950 Çarşamba günü saat 11 de
Haydarpaşa Gar binası dahilindeki Haydarpaşa Satınalma komisyonunda yapılacağından arzu edenlerin vaktinde komisyonda hazır bulunmaları. (6012)
Piyano Aranıyor
Az kullanılmış. lyl halde bir piyano satın alınacaktır, Markası, fiyatı ve adres hakkında G. S. rumuzu İle »Akşamı, ilân memurluğuna mektup veya telefonla müracaat edilmesi.
Telefon: 20681. |
Katiyen
Ihtiyarlamlyah
SIRRI
20-21 Mayıs Günleri Giilhane parkında
Çiçek alayı, her türlü müzik ve oyunlar
Çeşitli eğlenceler
Denizden ve karadan umumi vasıtalar temin edilmiştir. Duhuliye yalnız 25 kuruştur. (6497)
KADININ
Hatay Tekel Başmüdürlüğünden:
1 — Antakya ile İskenderun, Kırıkhan, Reyhanlı ve Yayladaki Tekel İdareleri arasında 950 yılında yapılacak Tekel maddeleri ve diğer bllûmum eşya nakliyatı 7 mayıs 1950 tarihinden itibaren (20) gün müddetle açık eksiltmeye konulmuştur.
2 — Eksiltme 26 Mayıs 950 tarihine rastlayan cuma günü saat 15 de Hatay Tekel Başmüdürlüğünde müteşekkil komisyon tarafından yapılacaktır.
3 — Geçici güven akçesi (1544) liradır, şartname Anka-
ra ve İstanbul Başmüdürlüklerüe yukarda adı geçen İdarelerde görülebilir. (6225)
İcrada Satılık Ucuz Arsalar __
1 — Üsküdarda Altunizade'de tramvay caddesine 120 metre
cephesi bulunan ve Kerope çitllği namlyle maruf 53 kapı sayılı dört tarafı duvarla çevrili ve içinde ahırları 3 kuyu ve müteaddit meyva ağaçları He su depoları bulunan 15 dönümlük arsa,
2 — Aynı arsaya arkasından bitişik yeni istavroz ve Kuşba-
şı yolu üzerine geniş cephesi bulunan tahminen 2o dönüm tarla Üsküdar İcra dairesinde 9.6.950 tarihinde gHMMEooKBS saat on dörtte satılacaktır, mmhmmbb
TUZLA îÇMEL'ERî
Otel lokanta ve tam tesisatıyla
Hususi trenleri de i.şliyerek ziyaretçilere açık bulunmaktadır.
i 45 yaşlarında olduğu halde yu*
' türde hiçbir buruşukluğu yoktur.
Teıi. bir genç kınnki gibi (er ve taaKİir. İşte; Viyana Üniversitesi Prdesörü Dr. Stejskai'in yayanı hayret keşft- gençliğin yeni ve cari> unsuru. * Biocet» in sıhrâmiı («Meri. Biocet. sır uyurken cildinin besler ve gençleştirir. Bu cevtet, Pembe renkteki Tokalon kremi i terkibinde mevcuttur.. Gündüzleri beyaz ve geceleri de Pembe renkteki Tokalon kremini kul-
İTALO MEDİTERR.1NEAN LİNE Ltd, TR5ESTE 22 Mayısta limanımızda beklenen
STA Dİ U M vapuru doğru ÎRİESTE için eşyayi ticariye yülıllyeceklir. Fazla tafsilât için: Türkiye umumi acenteleri: LEVANT EKSPRES Tlş.
Anadolu Sigorta Han Tel: 44791 - 41792
I ZAYİ — Pasomu zayi ettim.
IYenİ3İnl çıkartacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Şişli Terakki Okulu 76 Erdoğan. |
Maliye Bakanlığından
Memurin Kanununun 4 üncü ve 4353 sayılı kanunun 8 inci maddesinde yazılı vasıflan haiz ve fiili askerlik hizmetini yapmış bulunan Hukuk mezunları arasında müsabaka imtihanı ile 3o lira asli maaşlı, hazine avukatı adaylıklarına üç kişi alınacaktır.
İmtihan 29/5/950 günü saat 15 te Bakanlığımız Baş Hukuk müşavirliği ve muhakemat genel müdürlüğünde ve İstanbul Defterdarlık muhakemat müdürlüğünde Medeni, Hukuk, Ticaret Hukuku ve Ceza Hukuku ile Ceza ve Hukuk usulü muhakemeleri ve İcra ve İflâs Kanunlarından ameli-şilttiler şeklinde yazılı olarak yapılacaktır.
İmtihanda muvaffak olup da tâyinleri yapılanlar adaylık sürelerince Muhakemat Müdürlükleri emrinde çalıştırılacaklar ve 4353 sayılı kanunun hazine avukatı adaylıklarına tanıdığı haklan sahip ve mükellefiyetlere tâbi olacaklardır.
İsteklilerin bir dilekçe, askerlik ve tahsil vesikalariie birlikte yukarda gösterilen makamlara en geç 27/5/950 gününde başvurmaları gerektir. (6380)
inşaat ilânı
İstanbul Devlet Orman İşletmesi Müdürl ü ğii nd en
1 — Düzce Devlet Orman işletmesi sahasında ve Yığlıca Bucak merkezinde yapılacak olan bölge şefliği binasiie yine aynı sahada Bakım memuru evi İnşaatı kapalı zarf usulile eksiltmeye konulmuştur.
2 — Yaptırılacak işin keşlfbedeli (23810) Ura (04) kuruş olup geçici teminatı (1785) lira 175) kuruştur.
3 — Eksiltme evrakı Ankarada Orman Genel Müdürlüğü İnşaat Şubesinde ve Düzce Devlet Orman İşletmesi Müdürlüğü İle İşletmemizin bulunduğu Sirkeci Liman Han kat L de görülebilir.
4 — Eksiltme 30/5/950 tarihine tesadüf eden salı günü saat 15 te İstanbul Devlet Orman İşletmesi binası dahilinde toplanacak olan komisyon marifetile yapılacaktır.
5 — İdare ihaleyi yapıp yapmamakla serbest olduğu gibi Orman Genel Müdürlüğünce muvafık ve tasdik edilmedikçe ihale kesinleşmez.
6 — Eksiltmeye gireceklerin bu işe benzer (15000) on beş bin liralık bir taahhüt- işinin ikmal ederek kesin kabulünü yaptıdrdıklarını veya denetlediklerine dair vesikalariie birlikte İhale gününden en az üç gün evvel (tatil günleri hariç) bir İstida İle Bolu, Ankara ve İstanbul Bayındırlık Müdürlüğüne müracaatla ehliyet vesikalarını almaları ve kanunun tayin ettiği diğer vesaikle birlikte teklif mektuplarına eklemeleri lâzımdır.
7 — Teklif mektupları eksiltmenin açma saatinden bir saat evveline kadar sıra numarasile alındı karşılığında eksiltmeyi yapacak komisyon Başkanlığına verilecektir,
8 — Postada vaki geclkmCJcr kabul edilmez. (6387)
Comments (0)