_ Yarın AKŞAM’d a —
EV-KADIR-MODfl
AKŞAM
AKSAM
- KÜÇÜK
İLANLARI r BUGÜN 6/NCI SAYFADA
Sene 32 — No. 11231 — FLati: her yerde 10 kuruştur.
ÇARŞAMBA 18 Ocak 1950
Sahibi: Necmeddln Sadak — Yazı İslerini fiilen İdare eden C. Bildik — Akşam Matbaası.
Tiirkiyeye Amerikan yardımı devamedecek
Asılsız bir haber
Celâl Bayarın
Asyada komünizm ile mücadele için uzmanların hazırladıkları plânda bu cihet mevcuttur
Nevyork 18 (Nafen) —Ehris- -Uan Selence Monitör gazetesinin Vaşington muhabiri Asyada komünizme aşılamıyacak bir sed çekmek üzere Amerikan hükümetinin gayet mühim plânlar üzerinde çalışmakta olduğunu bildirmektedir. Bu muhabirin İlâve etliğine göre, Vaşingtonda toplantı halinde bulunan uzman heyetleri FU1-pinler, Japonya. Malaya. Birmanya, Hindiçlni, Endonezya, Pakistan, Hindistan, İran ve Türkiye İçin plânlar hazırlamakla meşguldürler.
Komünizme karşı hazırlanmak La olan bu plânların esas mevzuunu ekonomik yardım teşkil etmektedir. Bu plânların her memleketin hususi dununu nazarı itibar e alınarak hazırlanın akta olduğu da belirtilmektedir.
Türkiye: Bu memlekete yapılmakta olan askeri ve İktisadi yardım devam edecektir. Turklyenin elde etmekte oldu-, ğu neticeler Amerikan makamlarını çok memnun etmektedir.
İran: Bu memlekete askeri ve iktisadi yardım yapılacak-' tır. Askerî yardım her ne kadar İran Şahının istediği nis-| pette olmıyacaksa da gene mühim addedilebilir. İran’da ve İrana karşı Rus tazyiki yeniden başlamıştır ve İran bundan endişe etmektedir. Fakat Amerikanın Iranın dayanacağına itimadı vardır.
Aydınlı’mn duruşmasına dün ile devam edildi
Sanığın tahliye talebi mahkeme tarafından reddedi’di
İnönü’nün Amerika* ya gideceği doğru değil
Dün akşam çıkan gazetelerden biri, Londradan aldığı bir habere atfen, Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün Birleşik Ame-rlkayı ziyaretinin muhtemel olduğunu ve bunu haftalık Amerikan gazetelerinden News-«eek’ten naklen aldığını yazıyordu.
Keyfiyeti bu sabah Ankara-dan tahkik ettik. Alakadarların söylediklerine göre haber doğru değildir.
Romanyada temizleme
Kırşehirdeki nutku
Adnan Menderes, Nihat Erimin Kayserideki nutkuna cevap verdi
iniştir. Adnan demektedir:
«— Kayseri kere daha
Menderes şöyle
Aydınlı, Başbakanla konuşmasına ait plâğın mahkemede dinlenmesini istedi
Reşat Aydınlı dünkü duruşmasında konuşurken
İki Kızıl kadın arasındaki mücadele şiddetleniyor
Yeni Iran Kabinesi
Şah hükümetin programını taAvibetti
Hindistan; Bu memleket hakkında hazırlanmak ta olan program hakkında henüz bir, bilgi mevcut değildir. Birleşik Amerika Hindistanın iyi bir ordusu olmasına rağmen Klş-mlr mücadelesi yüzünden askerî btr yardım yapmaya taraftar gözükmemektedirler.
Pakistan: Buraya da iktisadi yardım düşünülmektedir. Keşmir hâdisesi bu memlekete de şimdiki halde askeri yardım yapılmasına mâni teşkil etmektedir.
Endonezya: Endonezyaya A-merikanm askeri ve İktisadi yardım yapmayı düşündüğü bildirilmektedir. Dahil- karışıklık olduğu taktirde de askeri yardım yapılması muhakkak addedilmek tedl r.
Ankara 1? — İftira suçundan t mahkemesinde yargıç Çelil sanık Denizli milletvekili Re- Cevherloğlunun başkanlığında şat Aydmlının muhakemesine I devam edildi, iddia makamın-bugiin de birinci asliye Ceza* (Arkası sabife 2 sütun fi da)
Hukuk - Edebiyat münazarası
Fillplnler: Amerikan resmî makamları bu adalara nasıl yardım yapılacağını henüz kararlaştırmış değillerdir. Bununla beraber bu belge Amerika İçin stratejik ehemmiyeti haizdir.
Londra 18 (Nafcn) — Bükreş-ten gelen Haberlere göre, Romanyada gizli polisi idare etmekte olan Klşlnevskl, vaziyetini kuvvetlendirmekte ve iktidar için çarpışmakta olan An-na Pauker ile Dej'l bir arada temizlemeye çalışmaktadır.
Komin formun son nüshasında Kişinevskl lmzaslyle çıkan btr maKatede Roman ya-a şimdiye kadar yapılmış olan temizlikler belirtilmekte ve bunların devam edeceği kaydedilmektedir.
Diğer ta ra t tan Rumen radyosu, Romanyada İki kızıl kadın idareci arasında cereyan etmekte olan çarpışma hakkında sükûtu muhafaza etmektedir. Anna Pauker’ln ayağını kaydırmağa çalışan Lluba Klşl-nevskl, gizli polis şefi Kişinevs-kl'nin karısıdır.
Dünkü münazarayı kazanan Edebiyat fakültesi ekibi
rekkep edebiyat ekipi, müs-
Resmî otomobiller için yeni tamimler
Ankara 18 (Akşam) — Bütün Devlet dairelerinde kullanılan resmi otomobiller meselesi bLr kaç gün evvel Büyük Millet Meclisinde tekrar kurcalandıktan sonra dünden Deri dairelerde mevzu üzerinde yeni tamimler yapılmıştır. Ankara Belediyesi de eski Vali İzzeddin Çağpar zamanında teşkilâtına yaptığı tamimi yeniden ele almıştır. Resmi otomobillerin kanunsuz olarak kullanılmaması için âzami titizlik gösterilmesi İstenmektedir. Bakanlıklarda da bu kabil tamimler yapılmaktadır.
Hukuk ve Edebiyat fakülteleri arasında Eminönü Halke-vinde «Kanunlar sanat eserlerine tesir etmeli mİ?» mevzuu üzerinde bir münazara yapmışlardır. Fatma SoDku, Emel Gökberk ve Doğan Candan mü-
pet
tezi müdafaa eden
tekin Sonsuzoğlu, Orhan Blr-
glt ve Suat Maladan mürekkep hukuk eklplne jüri heyetince galip ilân olmuştur.
Vilâyette nahiye müdürlerinin toplantısı
Nahiye müdürlerinin Valln|p riyasetinde yaptıkları toplantıdan bir görünüş (Yazısı 3 ilncü sahlfemizde]
Ev sahipleri ve kiracılar?
Hangisi haklı?
İstanbul Valisi, evlerimi* zin önünü, dükkânlarımızın kaldırımım temizlememizi büyük bir nezaketle ihtar etmiştir. Şimal memleketlerinde belki bu İşleri temizlik amelesi yapar. (Kapıcılar, kiracılar, mal sahipleri bizzat evlerinin önlerini temizlerler ya; orası da başka!) Fakat İstanbul şehrinde kar, senede bir iki kere yağdığı için. Belediyemiz, daima bir kar temizleyici ekipi bulunduramıyor. Valinin dediği gribi, bu işi kısmen olsun bizzat vatandaş — yan spor, yan vazife diye — güle oynıya başarmalı.
Bu sefer başarmış mıdır? Şehrin manzarasına bakalım. Vatandaş, Belediyenin gayretiyle mütenasip şekilde bir faaliyet göstermiş midir?
Ev sahibi? Kiracı? Bu sefer. galiba ikisi de haksız.
Ankara 17 — Demokrat Parti Genel Başkanı Celâl Bayar, Kırşehir D, P. Î1 kongresinde bir nutuk söyllyerek seçim kanununa temas etmiş ve demiştir kİ:
«— Hepiniz bilirsiniz kİ seçim kanunu partiler İçin yapılmaz. Seçim kanunu milletin malıdır. Millet o kanunla reyini İzhar edecek, dilediği partiyi iktidara getirecek, dilediğini alaşağı edecektir. Bu yol sadece kanun yoludur. Biz İktidara geçsek bile sakat bir kanunla buraya Llânlhaye yerleşmek istemiyoruz. Eğer kanunda eksik taraflar kalacak olursa o zaman bunları tamamlamak da vazifemiz olacaktır.
şimdiye kadar geçen maddeler hakkında esaslı bir şikâyetimiz yoktur. Seçim kanunu eğer İlmi Heyetin verdiği esaslar dahilinde çıkarsa bu kanun mevcuda göre İleri bir kanun sayılacağına şüphe yoktur.
Bayar. bundan sonra, İktidarın yeni seçimlere doğru gittiğini, kendileri İçin en müsait gördükleri anda seçim yapmak Istlyeceklerlni söylemiş ve D. P. teşkilâtının seçimler İçin şimdiden hazırlanmasını tavsiye etmiştir.
Adnan Menderes’in bir r- ^kale.*4
Ankara 18 _ Adnan Menderes. bugünkü Zafer gazetesinde bir makale neşrederek Başbakan yardımcısı Nihat Erlm'ln ----------, w„
Kayseri nutkuna cevap ver- vukatlar bu mevzu ürerinde söz
nutku bize, bir anlatıyor ki. ne 35 ler ortada kalmıştır, ne de dâvaları: Bu nutuktan çıkan diğer bir mâna da şudur:
Anlaşılan bunlar Halk Parti-(Arkası salılfe 2 sütun 2 de)
Tahran 18 (AP) — Saed hükümetin şu programı Şah’a arzedilmiş ve onun tarafından tasdik edilmiştir.
Bütün İran’da ve bilhassa hükümet memurları arasında U-suUstlmal İle geniş ve kuvvetli O mücadele. û_
Ordunun müdafaa ve güven- CM İlk İçin kuvvetlendirilmesi. M—
Serbes tahsil. İş mevzuatının O takviyesi. q
Avukatlık kanonunun beşinci maddesi
Ankara 18 (Akşam) — Ankara barosu genel kurulu dün bir toplantı yaparak avukattık kanununun beşinci maddesinin İlgası yolunda baro yönetim ku rulu karar ile ayrılan bir heyetin Mecliste yaptığı teşebbüsün I tasvip edilip edilmtyeceğl meselesini konuşmuştur.
Teşebbüsün genel kurulun reyi alınmadan yapıldığı ve bu teşebbüsün baro tüzük hükümlerine aykırı olduğu btr çok avukatlar tarafından iddia edilmekte bu sebeple baro memup-lan iki kısma ayrıtmış bulunmakta idi.
Dünkü toplantıda bir çok a-
Missouri zırhlısı karaya oturdu
Missouri’nln büyük toplan
Vaşington 17 (AP) — Mls-sourl zırhlısının, Vlrglnia sahilleri açıklarında, Norfolk yakınlarında «Thlmble Shoals» adı verilen bataklık bir sığdığa oturduğu bugün B'alcşlk Amerika donanmasından bildirilmiştir.
12 römorkör boş yere zırhlıyı
bataklıktan çekip kurtarmağa uğraşmışlardır. Yeni bir kurtarma teşebbüsüne girişilmek 1-çln akşama doğru denizin yükselmesi beklenilmektedir. Japon ya teslim muahedesinin İmzalanışına sahne olan «Missouri* zırhlısı Türkiye saatiyle 15,45 te sığılığa oturmuştur.
O
E 0 >
0 P
ıvakkat maddenin -q
teğe karar verdi
*■ --------- C0
almışlardır. Yönetim kuruma 2 adına açıklamada bulunulmuş/^ ve neticede avukatlık kanununun beşinci maddesinin yürürlüğe girmesine genel kurulun taraftar olduğu ve bu temenninin Meclise ve ilgili Bakanlara arzı için baro boşkaninm vazifelendirilmesi hakkındaki teklif oy çoğunluğu ile reddedilmiştir. Yönetim kurulunca sözü geçen maddenin kaldırılması veya bunun uygulanmasını geciktiren muvakkat maddenin ttıhdîdi Olunda alınmış bulanan kararlar ve teşebbüs çoğunlukla tasvip olunmuştur, madde hakkında Meclise yapılan müracaat üzerinde çalışma lar hızlandırılacaktır.
Dış ticaret muvazenemiz
11 ayda 149 mliyon lira açık verdi
Ankara 17 — Ticaret Bakanlığı, Dış ticaret dairesi reisi Munis Faik Ozansoy, dış ticarette görülen açık mevzuunda gazetecilere şu malumatı vermiştir:
(— Filhakika IMS senesinin 11 inci ayı istatistik rakamlara göre fi’U ithalâtımız 741.035.055 lira, ihracatınızı da 501,446,354 Ura olarak görülmekte, binaenaleyh arada 149,587,701 liralık aleyhte bir fark mevcut bulunmaktadır. Bu fark geçen senenin aynı tarihindeki açık 213,965,000 lira olduğuna göre geçen yıla nazaran lehimize büyük bir fark hasıl olmuştur.»
Üniversite Talebe Birliği kongresi
Dua çok hararetli geçer kongreden bir enstantane lYauaL ikinci rahlfedaj
f
Sahife 3
ARSAM
18 Ocak 1950
Kenar mahallenin seyrüseferi
İstanbul şehrinin seyrüsefer durumunun ciddi bir tetkike tâbi tutulmadığını geçenlerde yazmıştım. Böyle bir tetkik olmadığı veya varsa bile aksaklıkların giderilmesi için bulunan çareler kül hafinde tatbik edilmediği içindir ki, İstanbnhm seyrüsefer mes'elesi sadece gözönündc bulunan büyük caddelerdeki seyrüsefer bo-vukluklarına inhisar eder.
İliç şüphe yok ki, şehrin seyrüsefer mes’elesi Galatasaray köşesinin» İstiklâJ caddesinin, Karaköy meydanın ferahlatılması çarelerinin bulunmasından ibaret değildir. Umumi nakil vasıtalarının ulaşmadığı mm takalarda oturan vatandaşlar evlerine nasîl gidiyorlar? Ko-camustatapaşa'nın, Çarşambanın, Cihangirin, nakil vasıtası ihtiyacı nedir? gibi seyrüsefer suallerinin cevaplan bugün bazı otobüs sahiplerinin keyfine bırakılmış bir haldedir.
Bunlardan Cihangirin durumunu yakından biliyorum. Beyoğlu tarafının en büyük ve en çapraşık mahallelerinden biri olan Cihangire muntazam işleyen bir otobüs servisi yoktur. Bu mahalle halkı İstiklâl caddesinin ara sokaklarından dolaşarak, en fena havalarda on beş dakika, yirmi dakika bata çıka yürüyerek evlerine giderler. Belediyeye sorarsanız Cihangir - Çarşamba arasında bir otobüs servisi vardır. Fakat bu servis tek otobüsten ibarettir. Tarifesi yoktur. Haftanın bir kaç günü ya işler, ya islemez. Kazan da yolcularına Taksimde indirerek evlerine selametler. Bu noktalar Cihangirde oturanlardan sorulabilir.
Hususi otobüslerin işlediği başka semtlerdeki durum da bundan başka türlü değildir. Yani başı boştur, keyfîdir.
Eğer belediye hususî otobüs servisinden halkı faydalandırmak istiyorsa bunları disipline sokmak, başa çı-kamıvorsa kendisi bu türlü kenar mahallelere otobüs servisi kurmak mecburiyetindedir. Dikkatini kenar mahallelere çeviren valimizden bu başı boşluğu önlemesini istiyoruz.
Şevket RADO
Sabah Gazeteleri Ne Diyor?
Zincir ve haika
Nadir Nadi, CUMHUR i YET te yazdığı makalede, yurdumuzda geçim şartlarını kolaylaştırmak için düşünülen tedbirlerden bahisle diyor kİ:
«Gelirlerimizin büyük kısmını ekonomi yönünden servet yaratıcı alanlara harcayacağız. Zlrııatimlzi yaşadığımız yüzyılın şartlarına uydurmağa mecburuz. Kooperatif mi olur, başka bir ortaklaşma yola mu bulunur? Orta halli ve fakir çlfçiyi makineye kavuşturacağız. Bu ve buna benzer gerekli tedbirlere baş vurjrken de iklim ve tabiat şartlanın göz önünde tutarak köylüye çeşitli ziraat u-sililerini göstereceğiz. Belki gezici okullar açmak, kurslar düzenlemek, yahut özendirici çareler aramak gerekecektir. Her halde Tûrklyede genel hayat seviyesini yükseltmek uğruna milli bir seferberlik ilân etmenin zamanı çoktan gelmiştir Biz hâlâ soğan ekmek derdiyle uğraşırken, başka memleketlerde, bütün medeni vasıtalar birer birer lüks olmaktan çıkıyor, çalışan insanların en tabii İhtiyaçları sırasına giriyor.»
★
Neden bir Kıbrıs meselesi var?
Ahmet Emin Yalman, VATAN’
da yazdığı başmakalede Kıbrıs meselesine temas ederek diyor k>:
«Yunan hükümeti, ilhak için çalışmıyor ve ilhak taraftan olmadığını da belirtiyor.
Vaziyet böyle iken, neden ortada btr Kıbrıs meselesi vardır? Ortalığı saran ve gönülleri tutuşturan ale -ler nereden gediyor?
Besbelli bir kızıl Moskof kun-dağı karşısındayız. İlk fırsatla Akdenize inmeğe hazırlanan Moskofluğun gözünde; Kıbrıs’ta bir İngiliz idaresi bulunuşu ve oradan Amerikalıların da İştirakiyle demokrasi âleminin bir emniyet üssü diye istifade edilmesi bir dikendir Anglo - Sak-sonlan oradan söktürmek için Rum halta arasına saldırdıkları ajanlara kundakçılık ettiriyorlar. Bunlar elbette kızıl nlkapla ortaya çıkmıyorlar, koyu ve taştan milliyetçilik, nikahının arkasına saklanıyorlar.»
Ahmet Emin Yalman, Sovyelle rin bu manevralarla bir taraftan İngilizlerle Amerikalıları Kıbrıstan uzaklaştırmak, öbür taraftan da Türkiye ve Yunan milletleri arasına bir kara kedi sokmak ve aradaki dostluğu bozmak gayelerini güllüklerini belirterek makalesini bitiriyor.
Ne kadar boşuna inat ederler
YEN SABAH, başmakalesinde evvelki giin resmi otomobiller meselesi etrafında Millet Meclisinde cereyan eden tartışma-Jann çoğunluk partisinde boş mattan vazgeçmeğe ve zihniyet değiştirmeğe hiç temayül nıcv cud olmadı"ıııı gösterdiğini »e Senihî Yürûten'rn münakaşa esnasında ileri sürdüğü misalleri yazarak diyor ki:
«Mamafih bu sözler söylenirken Halk Paılisi çoğunluğu mebuslarının bu hareketleri takbih edecekle*' yerde, Senlhi Yü-rüten’e" (Demagoji yapma) diye haytarıştıklan İşitilmiş tir Vaka zikretmek, hâdise saymak nasıl demagoji olur? Esasen bu Meclisteki çoğunluk otomobil israf ve sefahetlnin aleyhinde tezahürlerde bulunmadı mı idi? O halde bu gösterilerin neticelerini taklb eden bir milletvekili, durmadan yüksek heyeti haberdar edeıse bu neden demagoji olsun? Çoğunluğun hiddet ve tehevvürü böyle hareketlere tevessül edenlere tevcih edecek İken böyle ııir gidişi ihbar ede ne yönelmiştir. Bu durumun mantıkla çok ilgisi yoktur ve hâlâ eski zihniyetin yaşamakta olduğunu göstermekten başka bir şeye y&.amaz.»
Fransız güreşçileri yarın sabah geliyorlar
Cumartesi akşamı Fransızlarla karşılasa* cak Ankara takımı tesbit edildi
Cumartesi ve pazar günleri İstanbul ve Ankara takımlariy-le birer Greko - Romen karşılaşması yapacak olan Fransız güreş ekip), perşembe sabahı u çatla şehrimize gelecektir. Yapılacak güreşlere hangi güreşçiler iştirak edecek 21-22/1/1950 tarihinde Spor Sarayında müsabaka yapacak olan Fransız ve Türk güreşçilerinin isimleri şunlardır:
52 kilo — Faure Edmond: 1948 Londra olimpiyatlarına iştirak edip 13 kişi arasında 9 uncu olmuştur.
57 kilo — Brunetinl: Fransa 1949 serbes güreş şampiyonu.
62 kilo — Bielle Roger; Fransa 1949 Greko - Romen üçüncü-
Verdaine Andre
Greko - Romen
67 kilo — Fransa 1949 şampiyonu.
73 kilo — Chesne&u Renğ: 1949 Fransa serbest güreş ü-çüncüsü. Bu güreşçi 1948 Londra olimpiyatımda 73 kiloda Greko - Romen müsabakasına
Chesneau
Iştir&k elmiş ve 10 kişi arasında beşinci olmuştur.
791 kilo — Brunaud Arıdrt: 7949 senesi Fransa Greko - Romen şampiyonu. Bu güreşçi 1948 Londra oUmpIyadında 79 kiloda serbest güreş müsabakalarına iştirak etmiş ve 16 müsabık a-rasmtla 6 nci olmuştur.
87 kilo — Davidovlcl Mlchel.
Ağır — Gantzer Joseph: 1948 Fransa Greko - Romen şampi yonu.
Türk güreşçileri
Ankara takını:
52 kilo — Hali t Balami r
57 kilo — Kemal Özkan
62 kilo — Ahmet Bulut G7 kilo — Tevfik Yüce
73 kilo — Celâl Atik
79 kilo - Ali Özderair
87 kilo — Atın Candemir Ağır — Muharrem Candaş. İstanbul latamı yarın akşan seçilecektir. Takımda yer ala cağı Qı tim ali olanlar şunlardır Kenan Olcay, Halil Kaya, Al Yücel, Mehmet Oktav, Hayda Zafer, Kandemir, Bektaş, Rızıl Sabri ve Kılıç.
Seçim tasarısı
llnİAersite Talebe
kongresi
Türkiye - Ingiltere Baymd «r ı»k
Karma komisyon, dün de bazı maddeleri kabul etti
Ankara 17 — Seçim Komisyonunun bugunkü toplantısında siyasi partilerin de gösterecekleri adayın j azılı muvafakatini almaları gerektiği batkındaki madde, hükümetin teklifi mucibince, şu şekilde kabul edildi:
«Mensub oiduğu siyasi partinin aday üstesine girmiş bulunan kimse vazıh muvafakati a-hnmachkca diğer bir siyasi parti tararından başka bir seçim çevresi için adaj gösterilemez. Hiçbir siyasî partiye intisabı oi-nııyan kimsen in her hangi bir siyasi parti tarafından aday ğösteriJmesi 1e aynı surette kendisinin lazılı muvafakatine bağlıdır » Bu teklif oya konuldu ve kabul edildi.
Bundan senra adaylık için müracaat müddetine ait 28 ncl maddenin müzakeresine geçildi. Maddede gösterilen 20 günlük meddlin de diğer müddetlerin nispetine taliki teklif edildi Oya konan teklif kabul edildi Bundan sonra 29 uncu maddeye geçildi.
Bazı milletvekilleri maddenin ikinci fıkras>na itiraz ettiler ve madde yeniden yazılmak üzere redaksiyon heyetine verildi.
30 uncu madd* de bu madde İle ilgili olduğu için müzakeresi taâiik edildi.
Bundan sonra seçim propagandasına dair üçüncü bölümün müzakeresine geçildi. Acık ve kapalı yerlerde propaganda İçin yapılacak toplan Ulara dair beş madde bazı tâdiller yapılarak kabul edildi.
Komisyon yarın (bugün) saat 10 da toplanacak ve müzakerelere devam edecektir.
İstanbuJ Üniversitesi talebe birliği senelik kongresi dûn saat 11 de Marmara lokalinde yapılmıştır. Kongre başkanlığına Dündar Kalyoncuo*lu seçilmiş. Talebe birliği başkanı Orhan Anman yıllık faaliyet raporunu okumuştur. Raporda 15 bin talebenin mümessili bulunduğu-siyasi kalması icab ettiğini, te-çek külün milletlerarası mevzularda da söz sahibi olduğunu belirtmiştir.
Raporda İstanbul matbuatının gençlik meselelerine göster
Aydınlının duruşmasına dün devam edildi
bütçesi
(Başiarafı 1 inci sabifede) da savcı yardımcılarından Hay ri Mumcuoğlu bulunuyordu.
Saat 14,30 da Eamk Reşat Aydınlı ve avukata Mehmet E-mJn Akyüz ile dâvaya müdahil olarak katılan Osman Bölükba-?ı ve Fuat Amanın avut atlan , Nihat Akpınar ve Nureddin Ar-dıçoğlu yerlerini aldılar.
Bugünkü celsede Reşat Aydınımın Millet sesi başlıklı ya-1 zısı. Millet Partisi meclis grupu , başkanlığına yazılmış Hikmet , Bay ur imzalı vesika Qe Reşat Aydınlının Başbakanla plâklardan İktibas edilmiş elan konu.^ malarını havi bilirkişi inceleme ; raporları, Osman Bölük başı ve Fuat Amanın C. Savcılığınca alınmış ifadeleri okundu.
| Yargıç dünden beri okunmuş ■ olan evraka bir diyeceği olup hazırlanmak!» olduğu bildiril-1 türk’İm anıt kabri fnevzuinn olmadığını sanıktan sordu. Sa-mektedlr. Bu tayyarelerin Tür- (üzerinde hararetli konuşmalar n,5c Başbakanla konuştuğunu, kiyenin hava yollarında çok olmuştur. | bu konuşmada Naci Perkelin de
İyi neticeler vereceği zannedil-] Bakan verdiği izahatta Sam-hazır bulunduğunu, ancak dikmektedir. Şimdi Tıırkiyede İş- (sun limanı tercih edilmek is-: talandan tesbit edilen konuş-_ temekte olan tayyarelerden ba- teniyorsa da, Mersin limanının , maların bazı kısımlarının yan-dilmekte olduğu görülmektedir, cilan 27 kişilik VLcklnslerdir.
arasında eşya nakli
Tacirler, bazı eşyanın uçaklarla naklini talep ediyorlar
Londra 18 (Nafen) — Nafen ajansının muhabirinden: Türkiye ile İngiltere arasında yapılmakta eşya nakliyatının, bir kısmınıp hava yollaııle yakılması için çalışılmaktadır. îîgili makamlar böyle bir nakliyatı kolaylaştırmaya gayret etmektedirler. Bu çevrelerden açıklandığına göre, tacirler bazı
diği alâkaya da teşekkür edil- | malların da tayyare ile gönde-mektedir. Faaliyet raporundan rt)mcs{nl bilhassa istemektedlr-.. lU-r-ltltl(n AcUt KneUnm rlnlr- .
sonra birliğin eski başkanı doktor RüKneddin Tözüm’ün gönderdiği mektup okunmuştur. Mektupta birliğim bugüne kadar olan faaliyeti izah edilmek te ve yeni idare heyetine başarı temenni edilmektedir.
Bundan sonra rapor tetkik edilmiş. Atatürkün ölüm yıl dönümlerinde yapılan ihtifallerin çok sönük geçtiği oelirtilmiştir.
Kongre geç vakte kadar hara retle devam etmiştir Müzakereler bugün de devam edecektir.
ler.
Türk tacirleri bilhassa radyo makinelerinin tayyare He şevkini istemektedirler. Böylelikle bu radyolar hasara uğramamaktadırlar.
Bundan başka bazı iaşe maddelerinin de tayyare ile sevke-
Italyada buhran
Bakan, dün bir çok soruları cevaplandırdı
Ankara 17 — Büyük Millet Meclisi bütçe komisyonunun
Bunların arasında meşhur kılıç balığı bulunmaktadır. Türkiye- ] bugünkü toplantısında Bayın-den ithal edilmekte olan bu dirlik Bakanlığı bütçesi müza-kılıc balığı burada çok reğbet' kere edilmiş Mersin ve Samsun görmektedir. Geçenlerde İngil-, limanlarından hangisinin daha tefede bir ziyafet hazırlanırken ' evvel yapılmağa başlanacağı, kılıç balığı düşünülmüş ve der-. çağlayık ve Sarıyer elektrik hal Türtayeye sipariş gönderil-, santıralları, Ankara kanalizas-mişllr. Kılıç balığı tayyare ile yonu, Meriç, Ergene mecralan-sevkedilmiş ve ziyafete zama- nın ıslahı işi vilâyer vc devlet nında yetişmiştir | yollarının irtibatlaruun tesisi,
Diğer taraftan Türkiyenin Ereğli, Zonguldak limanlarının dahili hava yollarında işletil- inşa durumu, yolların mukave- j mek üzere 42 kişilik Vickinsler met ve maliyet dereceleri. Ata-hazırlanmakıa olduğu bildiril-1 türk'ün anıt kabri
ğın mevkuf bulunması hasebi le mahkeme dışında tetkik v keşifte bul unamıya cağını söyle dİ.
Müdahil avukat Nihat Ak pınar söz alarak Başbakanla Reşat Aydınlı arasında geçen konuşmaların. önce diktafonla tes bit, ondan sonra plâğa alındığını. bn İtibarla enas diktafonun dinlenmesi lâzm geldiğini ve bunun da mahkemede dinlenebileceğini söyledi.
Bundan sonra Reşat Aydınlı da diktafonun dinletilin esinde israr etti. Avukatı da milli emniyet teşkilâtının hangi hususi kanunla teşkil edildiğini ve ne gibi salâhiyetleri olduğunu müdafaaları bakımından, önemine binaen izahını istedi ve mahkemeye yazılı bir dilekçe vererek yeniden tahliye talebinde bulundu, Bu talepte sanığın evli olması, milletvekili bulunması, evrakın mahkemede Ve tamamlanmış olması, ikametgâhının bulunması, kaçma ihtimalinin varit olmadığı, deliller ve İfadeleri alınanların tesir altında kalacak kimseler olmaması, ihbarın da kanuna uygun mücerret bir ihbar sayılamıyacağı, plâkların sabit varakası olarak kabul ediiemlyeceğinl. ortada şekil bakımından eksiklikler olması sebeplerini ileri sürerek mûvekklllln doğrudan doğruya veya kefaletle tahliyesini talep ediyordu.
Savcı müdafiin birinci isteğini önce cevaplandırarak milli emniyet teşkilâtının görev ve yetkileri hakkında kanun bulunmadığını. Başbakanlıkla ilgili daireler mevzuatında milli emniyet teşkilâtını ilgilendiren kısımların açıkça yazılı olduğunu, bundan sonra esasa mütedair soruyu ve tahliye talebi isteğini mütalâa ve cevabını vererek. mevkuflyetin bir tedbir ve takdir işi olduğunu, bunun 2/12/1949 da vâki tahliye talebi sırasında açıklandığını, sanığın masum olduğunu bildiği va tandaşlara ağır suç İsnatlarında bulunarak onlar m mevkufi-yellerine sebep olduğunu, bundan dolayı adalet icabı onun da mevkuf kalması gerektiğini ilâve etti.
Müdahil avukat Ncreddin Ar-dıçûğiu da mevkufjyetm devamını istedi.
Bundan sonra muhakemeye 15 dakika ara verildi. Tekrar Celse açıldığında:
1 — Naci Fer kel in dinlenilmesine,
2 — Bu dâvaya ait olup örnekleri dosyada bulunan evrak ve vesikaların ısıllarının mahkemeye celbine,
3 — Sanık ile Başbakan arasında geçen konuşmaları ilk ön ee tesbit etmiş olan diktafonun mahkeme salonunda dinlenip dınlenemiyeeeğinln t es biti için C. savcılığına tezkere yazılmasına,
4 — Henüz delillerin tesbiti safhasına geçilmemi’ olmasına binaen tahliye taleb'nln reddine re muhakemenin 23/1/1950 pazartesi saat 1’4.30 a tatilcine karar verildiği bildirildi.
da gıiclktirilmıyeccğlnî. Ankara Uşlıkla kendisi konuşmuş gibi kanalizasyonunun dörtte biri- (gösterildiğini veya bazı kısminin yapılabildiğini, geri kalan. larmm tesbit edilemediğini, kısmın mali imkânlara bağlı ol- ] bunla-ın müdafaasında önemli duğunu, Samsun limanı için olması bakımından plâkların milletler arası banka ile şimdi- j dinletilmesin! istedi Avukatı da den anlaşma zemini hazırlan- ayni İstekte butundu.
dığmı. Çağlayık ve Sanyer san | Savcı teknik imkânlar bulu-dığını, Çağlayık ve Sanyer san- namadığmdan dinletilemiyece-trallan İşinin Etibanka devre- ğini. bunların ancak radyo e-[ dilmiş olduğunu, Atatürk'ün rinde ve vasıtalarından istifa-I kabri için 14 milyon liralık bir de ile dlnlenebUdignu ve saıu-iahsisat tasarısı hazırlandığını
Paris 18 ’AP.) — F-ansamn, röyİtmiştir.
Saat havzasında takip etmekte Bu arada tstanbulda Boğa-olduğu siyaset dûn. Amerika, |7-IT1 Rd yakasını birbirine bağ-İngiltere ve Almanya tarafın- lıyacağmdan bahsedi’en köprü dan tenkid. edilmiş ve Fransa | hakkında Bakanlığın malümat-u.._i-j tar olmadığı, kendisinin de gazetelerde gördüğü cevabını vermiştir.
Saar
bölgesi
Celâl Bayar
(Baştarafı 1 inci sahifede) sinin seçimlerde kazanmasının ancak D. P. yi mümkün olduğu kadar kötülemekle ve şiddetli tahriklerde bulunmak suretile D. P. yİ hatalara sevketmekle mümkün olacağını zannediyorlar. Yahut da Halk ParlLsl İçinde. maziyi devam ettirmek zihniyetinde olanların ekseriyeti teşkil ettiğine kani olarak, şimdi de bunların öncülüğünü yapmak suretile taraftar kazanmayı. ekseriyet elde etmeği düşünmekte. bu yoldan daha yüksek »ıcu>£i iiur.iasii.ut. ıvpıuu
mevkilere gelmeği ümit etmek-1 Ya liberallerin kabineye işti- maktaydı Fransa bunların hep tedirler. Fakat acaba giriştik-, râklerinden lazgeçmek veya is- sini -böyle bir şey yoktun di-• s i «—s .ı.»__t _.n ıivjıvt > t- a yerek kabul etmemiştir.
Yeni Kabinenin kurulması tahmin edildiğinden güç görünüyor
Fransa, aleyhindeki tenkidleri reddetti
BORSA
Sanayi birliği heyeti Ankara’ya gitti
Bölge Sanayi Birliğinden bir heyet dün akşam Anadolu ekspresiyle An» araya gitmiştir Aynı zamanda öğrendiğimiz? göre, İzmir Sanayi Birliğinden bir heyet öus-ün İzmirden An-karaya hareket etmiş olacaktır.
Her ita heyet An karada Başbakan Şemseddln Günaltay'ı ziyaret ederek kendisiyle Sanayi Bankası, Sanayi Odası, muamele vergisi ve Sanayi kanunu üzerindeki görüşlerini bildireceklerdir.
Roma 18 (A,A.) — AFP: İtalya hükümet buhranının halli, talimin edildiğinden güç görünmektedir. Yirmi yıldır iktidar, mesuliyetini paylaşmış plan 4 delmiştir, partinin iştirakiyle bir program | Bu tenkitler, Fransanın zen-meydana getirmekte zorluk çe-.gin saar bölgesinin akibeti Al-ktliyor. De Gasperi danışmalar man banş an dİ asm ası ile taay-netlcesl bugün şu iki sık karşı- yün etmeden, buraya el koy-sindadır: ’mak İslediği noktasında toplan
neticede bunların hepsini red-
leri bu şahsi ikbal mücadelesi- j Llrâklerlnl kolaylaştırmak üzere nin bedelini ve pahasını mem- I Cumhuriyetçilerle sosyalistleri lekele ödetmek yolunda olduk-' almak üzere Bakanlar sayısını lannuı farkına varmıyorlar mı? arttırmak. De Gasperi, Qoiri-Veya herkesin bunun farkında olduğunu anlamıyorlar mı?»
Gümüşhanede okullar tatil edildi
Gümüşhane 17 (AJİ.) — İlimizde bir haftadan beri şimdiye kadar emsaline tesadüf
nal Sarayından çıkarken gazetecilerin sorularına, durumun çarşamba sabahı aydınlanacağını ümit ettiğini söylemiştir.
Çoruh şilebinde esrar kaçakçılığı Houston >Texas) 18 (AP)
Yargıtay Başkanı şehrimizde
Yargıtay başkanı Halil Özyö-riık mezunen şehrimize gelmiştir. Başkan on gün kadar şehrimizde kaldıktan sonra Aııka-raya dönecektir.
Bursada hayvan ha s t?- nesi inşa edilecek
Bursa 17 tA.A.l — Bursada bir hayvan hastanesi inşa edilmek üzere mezbaha civarında 16,000 liralı*: bir arsa İstimlâk edilmiştir. Rursanm hayvancı- i lığını inkişaf yolunda büyük faydalar sasıyacağı aşikâr bulunan yeni hayvan hastanesinin inşasına 1950 bütçesinden ahnaeak ödenekle başlanacaktır.
edllinlyen çok şiddetli sğutaar ı Türk bandıralı Çoruh şilebi bu-hüküm sürmektedir- Hararet ! radan hareket edememiştir. Ge-
İngiliz konsolosluğunda kokteyl parti
Yeni İngiliz Basın ataşesi Mr Orant İle titan bul basın mensuplarını tanıştırmak maksa-dlyle dün akşam İngiltere başkonsolosluğu) .da bir kokteyl verilmiştir.
derecesi afınnaltın da 28 i bul - i mİ. mürettebatının yaptığı ileri muştur. Okullar 10 gün için ta- i sürülen kaçakçılık batkındaki İU edilmiştir Y~~ — .............
dağları Doğu yollarının hummalı faaliyeti neticesinde gün motorlu vasıtalara açılmış bulunmaktadır.
Bulancak 17 (AA.) — İki gün geceli gündüzlü yağan kar vasati olarak 95 santimetreyi bulmuş. civar köylerde birçok kulübeler yıkılmıştır. Dört gündür karadan muvasala durmuş, ilce sağlık burulunca İlkokullar üç gün tatil edilmiştir.
Kop ve Zlgana i tahkikat sona erinciye kadar li-'ollannın hum- • manda kalacaktır.
leticeslnde bu- Geminin dördüncü çarkçısı
Osman Özlurk, esrar kaçırmaktan sanık olarak tevkif edilmiş bulunmaktadır.
R uslar Müttefik
Konseyinden çekildi
Tokyo 18 (AA.» AFP: Ruslar Müttefikler Konseyini terket-m işi erdir.
Sağlık Bakanı Adana’da
Adana 17 — S&ğlılc ve Sosyal Yardım Bakanı Dr. Kemali Ba-yezit, Mersin C. H. p. il kongresinde hazır bulunmak üzere bugünkü Toros ekspresiyle şehrimize gelmiştir
Dr. Kemali Bayezlt, yarın sabah Tarsesa giderek istasyon binasının temel atma töreninde bulunacak ve oradan Mersine hareket edecektir.
Bakan cuma günü Mersinde toplanacak olan kongrede bir konuşma yapacaktır.
Soliöz köyünde heyelan
Bursa 17 ( A. A.> — Büyük Kumla köyünden sonra Orhangazi İlçesinin Yukan Söiöz köyünde baz» heyel&nlar görülmüş ve batı tarafından yer yer çatlaklıklara tesadüf edilmiştir Koy halta vaziyeti Orhangazi kaymakamlığına bildirmiştir.
Bursa 17 (AA.) — Son seller Büyük ve Küçük Kumla köylerinde önemli zararlara sebeb olmuştu. Bayındırlık Bakanlığı bu zararları yerinde telâfi e-den köy halkına yaptığı yardım va'dinl tamamîyle verine getirmiş bul tının aktadır.
IıJ^nbul BvrMuuua İI/I/IŞSO UalUrl
C E K L £ a
konanı I Sterlin TJB50
New York 1011 Dolar 28050
P.nrik 100 Franmt F 0.80
Sloklıolm 100 Lsmcc Kr MIZ*
Cenevre 100 Lsvıçre f M.«
Ameîivr'Sam 100 Florin J3.5H.4O
Brtlkrel 100 Belçika F 5.S0
Lutx\n 100 EZkvdes 9 7330
CSHAM »E TABVUJlT
% F FAİZLİ TAbVİLLEfl
Sivas • Errurum 1 30 55
Sıva* - Erzurum 2-1 »15
İMİ Demiryolu 1 3030
I5M1 Dcmnvolu n Z1.G0
İSMİ Demiryolu LU 21Z0
Milli Mtıaafna 21.—
Milli MU03İU 11 21.70
Milli Müdafaa LU 2Z-
Milli Müdafaa (V 2D«O
% t fAİZLl fA-HYİLLEH
KuılKmma l
(nlk«nm> n sm
(□ Ikınma, lll '9T.—
ısUkruı i 96.75
murrazı a »T-
ıSMİ Demiryolu 96J0
SH9 isti Uran L W —
% 5 FAİZLİ TAHVİLLEfl
IS33 Ergani 23
338 İkramljeU 21-E
Milli MMafaa 2050
Jcmıryolu IV J0Z56
Demiryolu V 95.50
% «4 FAİZLİ TAHVİLLEH
M9 tahvili SİS
ANADOLU DEMİRYOLU CHUPU
Tahville» 1-1 107.-
Filse senetleri ■* 00 «1-
Mümessil senet
sahraflabda alto»
Gulden Türk un Sterlin Külçe Resti
«.m
18 Ocak 1950
AKSAM
AKŞAMSAK!
Mussolini hikâyeleri
Şöyle bir haber, hem ga-zete sekreterlerinden bazılarını, hem de üstat Abidiıı Dâver’i ilgilendirmiş:
— Mecliste bir hatib, Mus-solini'yi methetti. • Bataklıkların kurutulması konuşulurken, tsınayıl Hakkı Baltacıoğlu, Mussolini adı -Bin tarihe altın yazılarla yazılacağını söyledi ve: «Hükümet, işleri yapamadığı zaman çekilmesini bilmelidir.»' dedi.
Abidin Dâver, «Bir muallim arkadaş» a atfen, yazısını şöyle ettiriyor:
— Baltacıoğlu, Mussolini-nin adını tarihe altın harf -terle yazmakta haklıdır.. Çünkü Mussolini. Kalyayı pek ağır bir mağlubiyete uğratarak 1911 de Trablûs-garbımızı ve Oniki adamızı gasbetmesinin intikamını aldığı gibi, Cumhuriyet devrinde de, ikidebir de bizi tehdit edip duran bu memleke-
Belediye mahkemesi
Bakanlık teklifi kabul etti
Belediye murakıplarının esnaf kontrolleri sonunda «uçlu görünenler hakkında tutulan zabıt varakaları İlçe idare heyetleri tarafından cezaya çevrilmektedir. Ceza olarak para ve dükkânın kapatılması veya her ikisi birden verilmektedir.
Esnaf, belediye cezalarına karşı sulh, mahkemelerine itirazda bulunabilmektedir. Bu sebeple verilen cezalar mahkeme kararına göre tayin edilmekte ve mahkemelerin İşlerinin çokluğu yüzünden aradan uzuıı bir müddetin geçmesine sebebiyet vermektedir.
Bu mahzuru göz önünde tutan belediye, belediye cezaslle tecziye edilen esnafın itirazlarına bakmak İçin bir belediye mahkemesinin kurulmasını Adalet Bakanlığından istemiş, Bakanlık da kabul etmişti.
Suriyede Irakla birleşmenin taraftar ve aleyhtarları İki tarafın ileri sürdükleri görüşler ve bu husustaki münakaşalar
Emniyet kadrosu
İSTANBUL HAYATI
Aradaki fark
tin kolunu budunu kırmış; bizi Akdeııizdc rahat ettirmiştir. Onun için, Mussoli-rünin adı hakikaten altın harflerle yazılmağa lâyıktır.
Bu hoş paradoksa elbette diyecek yoktur. Ancak, Türk milleti, nice badireler atlattığı için, maziye şöyle tepeden bakınca, devrini bitirmiş insanlara artık hiddet -lenmeyîp kâh müsamahayla, kâh, ibretle, kâh: «Hey gidi çapkın!» dercesine gülümsemesini biliyor. Nitekim, yine. hâtıralarımızı yoklayınca, şimdi artık Mussolini ismi anılır anılmaz, eskisi gibi gazap duymuyoruz. Blöf yapmasile, «böh!» demesile için için alay ediyoruz.
Her ne hal ise; Mussolini bizi vaktile hayli düşündürmüş. taşındırmış. Balilalan-nı mezbahalarda kan seyretme ve sinir kuvvetlendirme stajına gönderen. Yunanlı komşunun ciğerini sökmeğe niyetlenen Venedik sarayı hatibi, aslana bile şöyle dedirtecek palavracılardandı:
«— Beni buı yara öldürmez ama, senin cakan öldürecek!»»
Suçları çoktur:
Mussolini, ikinci umumi harbin körü kİ eyic isiydi; de-mokrasmin miiseccel katii-leri ndendi; aleyhtarlarına maşrabayfa hintyağı içirirmiş diye dahi rivayet olunur. Bütün kabahatleri malûm.
Bu kabahatler, nice nice komikliklerle bulaşmıştır. Ciddi nerede başlar, gülünç nerede biter? İşte o malûm değildir.
Asıl bizler, şurasını da gözden kaçırmamalıyız: Bir( tarihî hâdise behemehal, müsbet ve menfi unsurlardan mürekkeptir. İşimize gelmeyince, yalnız men file -iri kabullenip miisbelleri topye'kûn reddetmek doğru olamaz. Aksi de doğru ola ■ maz. Nitekim. Osmanh ta -rihlerinde, milletçe evliya -taştırılmış büyiik fatihlerimizin öz kardeşlerini katlettikleri, tenkidkâr satırlarla yazılıdır. Yakın tarihimizi mütalâa ederken, kendimize ait hatâları, ayni müsamahakârlıkla görebilmeliyiz.. Karşı tarafın fiilleri arasında eğer bir de Pö vadisinde bataklıkları kurutmak. Şimalî İtalyadaki sıtmanın ö-nüne geçmek gibi bîr muvaffakiyet varsa onu da görerek, anlayarak, kabul et -ineği, Balt.-ıeıoğlu gibi bilmeliyiz. Doktor Sadî Irmağın sıtma mücadelesine dair bir konferansını dinlemiştim; orada. Kalyada sıtmanın nasıl önlendiğini uzun uzadıya anlatırdı. Binacna -leyh, Mussolini bir asri Don-kişot olabilir ve takkesi düşmüş keli görünmüş bulunabilir ama, memleketindeki bataklığı da kurutmuştur.
Bu bakımdan adamcağızın adı, tarihin yaldızlı bîr salıiresine geçsin varsın. Nitekim, başka bir cihetten] daha - sapılmaması icabe-den bir çıkmaz sokağı keşfettiğinden dolayı da - ayni bedbaht Mussolini insanlığa hizmet etmiştir. Sezann hakkını Sezar’a, mukallidinin hakkını mukallidine vermeli,
(Vâ - Nû),
Yeni belediye mahkemesinin sulh ceza hakimi salahiyetli yargıcı ile mahkeme baş kâtibi Adalet Bakanlığınca, İki zabıt kâtibi İse belediyece tayin edileceklerdir. Belediye, yeni mahkeme İçin Türbedeki merkez binasının alt katında bir salon hazırlamıştır. Kâtipler de tayin edilmiştir. Bugünlerde Adalet Bakanlığı hâkimi de tayin edecek ve bu mahkeme önümüzdeki ayın başından itibaren faaliyete geçecektir.
Nahiye müdürleri
Vali dün bunlarla bir görüşme yaptı
Şehir İşlerinin düzenle ve şikâyetleri mucip olmıyacak şekilde yürütülmesi için Vali ve Belediye Başkanlığı nahiyelere ehemmiyet vermektedir. İdari teşkilâtın en küçük cüz’ü olan nahiyelerde, halkın en ziyade temas İmkânını bulan nahiye müdürlerinin mahalli ihtiyaçları karşılayacak derecede teşkilâtlandırılması ve ihtiyaçlarının temin, edilmesi düşünülmektedir.
Dün saat 10 da Vali ve Belediye Başkanı Doktor Fahrettin Kerim Gökay vilayette nahiye müdürlerini toplayarak kendileriyle görüşmüş, onların, İhtiyaç ve şikâyetlerini dinlemiştir. Bir saat süren toplantı sonunda profesör Fahrettin Kerim Gökay bu konuşma hakkında şu izahatı vermiştir:
— Şehir işleri nahiyelerde görüldüğü İçin bu idari teşekküllere lâzım gelen ehemmiyeti vermekteyiz. Nahiye müdürle-rlyl yaptığım bugünkü toplantıda kendilerini davet edip vazifelerine dair fikirlerinin dinlenmesinden memnun oldular ve bu memnuniyetlerini İzhar ettiler.
Nahiyelerde, idari ve beledi İşlerin İyi yapılması için dileklerde bulunarak teşkilâttaki eksildiği ve bilhassa belediye za-bıtaslyle temizlik işleri bakımından bölgelerinin İhtiyâçlarına yetişemediklerini bellrttl-11er ve hattâ yanlarında bir kâtibin bulunmamasının teivit etti,1 sıkıntıyı anlattılar Bu arada belediye İşlerinin iyi yürütülmesi İçin gereken kontrollerde uğradıkları güçlükleri söylediler ve sıhhi İşler İçin seyyar belediye hekimlerinin ihdasını temenni ettiler. İhtiyaçları tes-blt ettim. Bunlar İmkân nisbe-tlndc temin edilecektir.
Onların isteklerine mukabil ben de kendilerinden günün İstediği bir nev£ İş seferberliği tarzındaki çalışma gayreti istedim,
Buğday yüklü bir Amerikan vapuru karaya oturdu
Cumartesi günü yardım malzemesi ve buğday yüküyle Derinceye gelen Amerikan bandıralı «Emplre State» şilebi İzmit yakınında Kileri burnunda karaya oturmuştur.
Hava lodos olduğu için İki giin hiç bir şey yapılamamıştır. Dün hava düzelince «İmroz» kurtarma gemisi vaka mahalline giderek çalışmaya başlamıştır.
Son hükümet darbesi esnasında Sami. Hinnavi'nin m ııhaf aza altına alınan evi
Şam (Hususi muhabirimiz -den) — Suıiyenin Irak ile birleşmesi dâvası, Arap devletlerini İkiye ayırdı; İsrail He henüz sulh akdetmemiş olduktan halde bu devletlerden bazıları statüko değiştirildiği takdirde buna cür'ct eden ve resmi beyanat larında kardeş olarak vasıflandırdıkları diğer devletlere karşı silâhlı müdahalelerde bulunacaklarını söylüyorlar; bu dâva etrafındaki müzakere, münakaşa ve mücadeleler o kadar kızışmıştır kİ. meselâ Suriye kurucular meclisinin vatana ifa ettiği hizmetlerden dolayı oyblrllğtle resmi ve aleni şükranlarını tebliğ etmiş bulunduğu bir Generalin. «Sami Hınnavl» nin alnına, bir hafta sonra vatan, ordu ve Cumhuriyete hlyanet dam gası vuruluyor.
Yakın Doğunun ve bu arada Arap birliğinin geleceğini tayin edecek olan bu cidden mühim dâvanın leh ve aleyhinde bulunanları, mesleki, askerî ricali, halkın muhtelif tabakalarına mensup bir çok kişiyi dinledik; Yazdı programlarını okuduk; ve İşte öğrendiklerimizi aşağıya nakledfyruz:
Suriye İle Irakın birleşmesini müdafaa eden bir Arap nasyonalisti diyor kİ:
«İsrail ile bugünkü Liibnar. hududu 60 kilometre İmlldadın-dadır. Lübnan ordusu bunu ken dİ başına müdafaa edemez; (1) Silâh altına yetecek miktarda asker alsa dahi bunları teçhiz ve ihtiyaçlarını temine kadir de ğUdlr. Filistin harbinde Suriye-den bu hududun müdafaası I-çin kuvvet islenmiş ve bu kuvvetler silkûn avdet edinceye kadar hududu korumuş İdi.
Suriye İle Lübnan hudutları Fillstine karşı tek bir hududt sa yılır; bu hudutlardan herhangi! brilslne tecavüz edilirse diğer devletin topraklarına kolayca gi rillr, Birleşmiş Suriye ve Lübnan orduları dahi, Yahudi ordusu bütün mevcudlle bir taarruza glrştiğl takdirde dahi, kendilerini müdafaa kudretine malik değildirler: Filistin harbinin a-cıklı safhaları bunu açık saçık olarak lsbat etmiş bulunmaktadır:
Her ay topraklarına gelen binlerce muhacirler İle nüfus artmakta o’nn İsrail ülkesinin, geniş bir hayat sahasına muhtaç olduğu tözleri, Tel-uvlvde-ki resmi Yahudi ricalinin nutuklarının hepsinde artık nakarat hâlini almıştır.
Suriye lir- Lübnan, bir Yahudi saldırışına karşı savunmak 1-çln 80 ilâ 100 bin mevcutlu bir orduya muhtaçtırlar. Her İki devletin kendi başlarına bu orduyu meydana getlremlyecekîe-rl ve merhum Hüsnü Zalm'ln bu yoldaki teşebbüslerinin Su -rlye mâliyesini İflâsa sürükle -inekten başka bir netice verme dlği görüldü.
Bu esaslar böylece kararlaş -tırılınca Lübnan ile Surlyenin îsralle karşı savunmasını sağla-
dı Lübnan ordusu mevcuda topu topu (3.500) kişiden ve ücretli askerden ibarettir; mecburi askeri hizmet yoktur;
mak bakımından üç ihtimal karşısında kalmış oluruz:
1 — Lübnan İle Surlyenin İsrail İle sulh akdetmesi. Bu şekil, mes'eleyl kısa bir zaman l-çln halletmiş olur;
İsrallin nüfusu artınca. Al-manyanın vaktüe yaptığı gibi, genişleme siyasetim takip ede -oeğlne şüphe yoktur;
2 — Lübnan İle Surlyenin büyük bir devletle ittifak aktedip himayesine girmesi; meselâ A-merika, İngiltere, Fransa veya Rusya İle bu devletler velev büyük fedakârlıklar karşılığı olarak dahi tizlerle bu yolda bir ittifak akdine talip olmadıkları gibi böyle bir hal şeklini ne Şamda ve ne de Berutta teklife cür’ct edecek bir babayiğit tasavvur edilemez; çünkü halk buna müsaade etmez.
3 — Bu ıkl ihtimal böylece bertaraf edildikten sonra bu mes’elenln Arap devletleri tarafından halli şekli kalıyor. Bu şekil az fedakârlıkla yapılabilecektir; neticesi hayırlı ve gerçekleşmesi kolay olacaktır;
Araplar arasında mevcut dLnî, milli, ırkı her türlü birliği, mazide ayni OsmanlI imparatorluğunun eczasından olduklarını velhasıl geçmişi ve hissiyatı bir tarafa bırakarak mes’eleyl yalnız askeri bakımdan mütalâ-a edelim; o takdirde şu gerçeklerle karşılaşmış oluruz:
Suriye ve Lübnan birleşik orduları matlup kudreti haiz de -ğlldirier; bunların ordularına diğer herhangi bir Arap devleti ordusu katılmalıdır kİ, istenilen kudreti iktisap edebilsinler? Çünkü bu her !k! devlet de ecnebi yardımına aleyhtardırlar.
İsrail devletinin kuruluşu, A-rap camiasının arazi birliğini parçalamış oldu; Mısır, Şam ülkesinden ayrılmış olduktan maada bir taarruz vukuunda cephenin esaslı noktalarında bu devletin doğrudan bir yardımı bahis mevzuu olamaz-
Suudi Arablstanın İse modern mânasile bir ordusu yoktur; onu hesaba kapmamalıdır. şu halde karşımızda Ürdün ve Irak kalır, ki. bunların hudutları coğrafî durumları savunma cep heslne uygundur, şimdi Mısır 1-Ic Suudi Arablstanı bir yana bı raktıktan sonra birbirlerlle İttifak aktl bakımından geri kalan Arap devletlerinin durumlarını Inceliyellm:
A — Suriye - Lübnan B. — Lübnan, Suriye. iralc Ürdün. C. — Suriye, Ürdün. D. _ Suriye, Irak, Ürdün. E, — Irak, Ürdün İttihadı: yani 5 çeşit İttihat; talîlile başlayalım :
A. — Suriye - Lübnan İttihadı. istisnai hususi bir duruma mâliktir; Dinî müvazene esasla-rlle kurulmuş olan bu yeni devlet bomba tesiri yapacak böyle bir teklif karcısında parçalanır; ayrılır; Arap dâvası da bundan zarar görür; hattâ farzı mahal olarak böyle bir ittihat sağlan -sa bile İsrail tehlikesine karşı müessir olamaz; askeri zaafla -nndan yukarıda bahsedildi; bu böyle olmakla beraber Lübnan, dalma Suriyeyl takip zarûretln-dedir. çünkü emniyet ve selâmetleri coğrafya bakınunrian müşterektir.
B. — Lübnan - Suriye - İrak -Ürdün İttihadı. Yukarıda A şeklinde sıralanan sebepler dolayı-slie ve Lübnan'ın dahil olduğu bu kombinezonun da gerçekleştirilmesi mümkün değildir;
C. — Suriye - Ürdün İttihadı; yukarıda bahsi geçen ayni as -kerl mülâhazalar dolayıslle bu şekil dahi İsrail tehlikesini defetmeğe kadir değildir;
D. E. — Suriye - Irak - Ürdün veya Irak - Ürdün İttihadı; ür-dünün dahil olduğu herhangi bir ittihat, Haşlmi hanedanının tarihi varisi, maddi ve dini hak lannı talepçe kralının takip ettiği usul vo üslûp dolayıslle. I-rak tarafındın dahi, kabul edil memek talihsizliğine namzetti!.
Şu halde yine yukarıda arz vo tahlil edildiği gibi elde kala kala en pratik müdafaa sistemi Suriye - Irak birleşmesinde toplanıyor. Bunların birleşmesi takdirinde (80000) kişilik bir ordu teşkil edilebilir ve bu ordunun petrol, buğday, ticaret ve sanayi ihtiyaçları da kolayca sağlanır; zaten bu iki devlet ticaret ve sanayi, ziraat ve istin sal bakımından birbirlerini ta -mumlayıcıdırlar.
Irak, serbest değildir: İngilte-reye muahede İle bağlıdır. Nasıl olur da harp vukuunda Irak ordusunu îsralle karşı sevke-der? şeklinde bir itiraz vâki o-lursa buna da şu cevap verilir? Mısırın ortaya attığı (kollcktlf emniyet) kombinezonuna Irak da dahil olduğuna nazaran bu itiraz vârlt olamaz; mes’elenln mahiyetini değiştiremez, (Kol-lektlf emniyet) in gerçekleşmesi için uzun, karışık, dallı bu -daklı mesai lâzımdır; seneler-denberl Arap birliği devletlerinin para, tabiiyet, serbest çalışma, P. T. T. seyrüsefer ve pasaport ve külliir birliğini sağlamağı başaramaması da buna bir delildir.
Krallık ve Cumhuriyet rejim İerl İşine gelince: Bugün Arap devletlerinde tatbik edilen bu sis temler, milletin de Arasına müracaat Ue yani milletin arzusl-le meydana gelmiş idare sis -temleri değildir; birinci umumi harpten sonra büyük devletle -rln OsmanlI İmparatorluğun -dan koparılan bu ülkelere verdikleri yani tepeden İnme sistemler veyahut da yine milletin arzusu lâhlk olmaksızın öte-denberl devam eden şekillerdir; Gaye bu şekillerin, her ne pahasına olursa olsun korunması değil, YnhuJİ tehlikesine karşı korunmaktır
Cumhuriyet, Krallık, federasyon veya konfederasyon bahis -İerl tâli derecede kalır; Toprak larımızı faal, gayretli, maddi vâsıtalarla medeniyette bize faik, haris ve genişlemeğe muh -taç, büyük himaye ve İltimaslara mazhar bir düşmana, karşı müdafaa İşi İse esastır.
Netice: Maddî, askeri, hayati ve objektif mütalâa ve tahliller sonunda varılan netice şudur:
Suriye Ue Irak aralarında vakit kaybetmeksizin askeri ve iktisadi birleşmeyi gerçekleşti -rerek ortaya tehlike vukuunda Filistin hezimetinde görüldüğü gibi şu Kml veya bu Cumhur-(Arkosı 7 nel salılfedo)
Bazı değişiklikler yapıldı
İstanbul emniyet müdürlüğü kadrosuyla tstanbulun bazı kazalarındaki emniyet âmirleri arasında yeni değişiklikler yapılmıştır.
Emniyet müdürlüğü altıncı şube müdür muavini Ferit Birinci şube müdür muavinliğine, Eminönü kaymakamlık ve belediye şube müdür muavini Orhan Altıncı şube müdür vekâletine, Dördüncü şube müdürü Hamdi Birinci şube müdürlüğüne. Denizli emniyet müdürü Mehmet Atacık İstanbul Dördüncü şube müdür muavinliğine. Dördüncü şube müdür muavini Mustafa Altıncı şube müdür muavinliğine, İkinci şube müdür muavinlerinden Hilmi Bakırköy emniyet amirliğine, İkinci şube müdür muavinlerinden Lsmet Üçüncü şube müdür muavinliğine, Bakırköy emniyet âmiri Şahin Zeki Eminönü emniyet amirliğine, Eminönü emniyet âmiri Abbas Beşiktaş emniyet amirliğine, Beşiktaş emniyet âmiri Şaklr ikinci şube müdür muavinliğine, Altıncı şube müdür muavinlerinden. İhsan Beykoz emniyet ümlrliğine, Beykoz emniyet âmiri Nuri Dördüncü şube müdür muavlnllğl-. ne, Üçüncü şube müdür muavini , Feyzi Adalar emniyet Amirliğine tayin edilmişlerdir.
500 Ton gemi saçı getiriliyor
Hâlen Telâviv Umanında bulunan «Yozgat» şUebl Amerlka-dan Denizyolları idaresine 500 ton saç getirmektedir. Bu saç-11ar, burada gemilerin tamirinde ve Bayındırlık Bakanlığı he-j sabına inşa edilen bir çamur | dubasının yapılmasında kullanılmaktadır.
RADYO
İSTANBUL RADYOSU
Ö4l» vt Aktar» Programı
1ÎJ5T Açı!ti) ve programlar.
13,OT Haberler
13, İS Erkek: »eslerinde» «arkı ve türküler »PJ.J.
13.»’ Çentil hafif müzik (PLİ.
13,50 Şarkı Ve tdrkiller Okuyanlar: Hatice Yüzgeç. Müzeyyen Tamer. Abdullah 5rman. Nizam Tünebil. Çalanlar: Sadi l?ılay. hteddin Ökte, Cemal Cümbüş
14.30 Serbea saaL
14.45 Dans miirlğt (Pl.l.
İS,00 Programlar ve kapanı».
İT,57 Açılı» ve programlar 18,00 Gitar kuartetinden hafif melodiler.
18.29 Radyo temıillcrl hakkkında. Konujan: Ekrem Re»lt Rey.
18.30 Karışık hatif mtızik (Pl.l.
18.45 Şarkı ve türküler (PL).
19.00 Haberler.
19.15 Hafif ara müziği (PLİ,
19.20 İstanbul Konaervotuvan Ttlrk musiki»! icra hcyeU korneri.
20,09 Piyano »ololnn (pt.|,
20.15 Radyo aalon orkestruı.
19.45 Dinleyici istekleri (Hafif Balı muflkuu.
21, İS ileri Ttlrk musUtlM konnerva-tuvorı sanatkarlarından şarkılar
21.45 Operada bir saat
22.45 Haberler-
33,00 Dans müziği (PL).
23.15 Karıjık iıoflf gece müzlfit (Pl.L
23.30 Programlar Ve kapanık,
ANKARA RADYOSU
Ö4İC ve kfckk» programı
12.28 Açılı» ve program.
12.30 M. S. ayart ve Şarkılar.
1 13.00 Haberler,
13.15 Solon orkestralarından melodiler (Pl.l.
13,M Öğle Gıızclcsl.
13.45 Müzik: (Pl ».
14,00 Aksam programı, hava raporu ve kapanı».
17.58 Açılı» ve program.
18,00 M, S. «yarı ve Şark>l*r.
10.15 Halk türküleri.
18.30 Çiftçilerle batbayo.
48.45 Caz orkestralarından Sammy Kaye (PLİ,
19,00 M. S. ayarı ve Biberler.
19.15 Geçmişle Buglln.
19.20 Müzik i İPİ.).
30,00 /jr kılar.
20.15 Radyo GazclcaL
20.30 Scrbca Saat.
20,35 Tarihi Türk mUzIŞI
2t .15 Konuşma.
21.M Opera Arya ve Düetleri (PL).
»,00 Konuma: B, M. M, SaaU.
22.15 Dana mdılftl (PL).
22.45 M. S. ayara ve haberler.
23.00 Program, ve kııpnıııs,
Varın »abohld program
T.30 M. S .ayarı
7.31 Vals. Polka ve Pano Dobleter £?!.).
7,45 Haberler ve hava raporu.
8.00 Türküler (Pl.).
8.15 10 dakika giUr (Pl.).
a.2s Günün programı.
8.30 Hafif müzik (PL).
9.00 Kapanış-
Himmetürrical, taklâilci-hal. Sayın valimiz B. Gökay da azimkar bir hükümet re-cühi himmetiyle fstanbulu avucunun içine aldı; deresini tepesini dümdüz edip her tarafı gezmek, her şeyi yerinde görmek bakımından koskoca şehri avuç içine döndürdü. Bilmem hangi kongrede Giikay mevcut. Bilmem hangi toplantıda Gökay var. Falan yerdeki açılıp töreninde Gökay nutuk söylüyor, filân derneğin olağanüstü toplantısını Gökay a-çııyor, gelenleri Gökay karşılıyor. gidenleri Gökay u-ğurluyor, Vilâyet ve Belediyede makam ziyaretlerini Gökay kabul ediyor, misafirlerin ziyaret iadesini gene Gökay yapıyor.
Meyhanede sızan ayyaşın tepesinde Gökay, sokakr ta nâra atan sarhoşun şinde Gökay. yangınlar Gökay, spor meydanlanndu-ve salonlarda Gökay, otomoCM bilini hızlı süren şoförün di*tr kiz aynasında Gökay, mek-^ tepte ders okutan öğretme-C nin yanı başında Gökay.O Hulâsa, sayın Gökav, tem-y) muz gecesinin mehtabı gibljs her yerde hazır ve nazır.S" Gece demiyor, gündüz demi-'T yor, çalışıyor ve dolaşıyor.® Girip çıkmadığı yer, gezipg* görmediği sev kalmıyor. O*“ tomobili falanca yerde kal->s dirim kenarııfda dururken»O kendisi filânca semtteki darQ sokaktan koşar adımla Çi"Q) kıyor, yanındaki karanlıkta sokağa dalıyor. S
Vilâyet ve Belediye ma-ıZ kamlannın birbirine kan^J şan idare, asayiş, imar, tamir işlerini birer ucundan
1 tutup çorap söküğü gibi çekerken halkın dertlerine de en hurda tefeıruata kadar yakın alâka gösteren gayretli Vali ve Belediye Reisimiz. kâh gazetecileri, kâh hemşerilerı başına toplayıp dert dinliyor, dert yanıyor; sırası gelince kendisi radyo başına geçip dinleyicilere i-çini döküyor ve bu arada çarşı,, pazar teftişlerini de ihmal etmiyor. Pazardaki sergici hileli terazisinin dilini oynatırken Gökay’ın hayaliyle elleri titriyor, çarşıdaki işportacı basma ölçüsünde arşını kaydırırken Gökay’ı hatırlıyor, benzi sararıyor. Boğazın öte başındaki bakkalın etiketi. Yedi-kulenin (ayıcığındaki manavın faturası Gökay’ın gözünden kaçmıyor.
Makamı Cennet olsun, merhum İhtisap ağası Hüseyin Efendinin ruhu bugün İs-tanbulda bir cevelâna çıksa muhterem B. Fahreddin Kerim Gökay’ın şu faaliyeti karşısında parmak ısırır.
Merhumun kaddii kametini bilmiyorum amma esnafı biinsafın tedip ve ıslahı bakımından her ikisi boy ölçüşebilirler, Ancak, icraat noktasından aralarında ufa-cııık bir fark var; Şöyle ki: Merhum İhtisap ağası Hüseyin Efendi eli değnekli icraatçılar (lanmış. O yattıkça Allah bizimkine uzun ömürler versin, sayın Gökay bu işleri dil kuvvetiyle düzenlemeğe çalışıyor. Kontrollar-da esnafı karşısına alıp öğrencileriyle meşgul olan bir öğretmen otoritesiyle nasihat varıyor, icabında tcvbih, tekdir ediyor.
Senelerce ilim kürsüsünde oturmuş bir Belediye Reisinin icraatı başka türlü o-lamaz tabiî
Cemal Refik
Halide Edib Adıvar’ ın konferansı
İstanbul Teknik Üniversitesi talebe birliğinin tertiplediği seril konferanslardan dördüncüsü, Cuma günü saat 17.30 da Teknik üniversite konferans salonunda Prof. Halide Edlb Adıvar tarafından verilecektir. Konferansın mevzuu (19 uncu asır vb bugün) dür. Giriş serbesttir.
TUR AL
ÖKSÜRÜĞÜ KESER
Bekçi ücretleri
Yeııl senede ödenecek bekçi ticrUeri İlçelerdeki yönetim kurullarınca tesblt edilmektedir. Bu sene ücretlere yeniden zam, yapılmaktadır.
Fatih ilçesi, 1949 da ödenen bekçi ücretlerine yüzde kırk zam yaparak yeni sene ücretlerini tesblt etmiştir.
Bugünden, Dündenj
Istanbulda kış
CEMAL REŞİT REY SoUıt; BOyOk ALMAN PİYANO vterüozu
Wilhelm Kempff
Bu yılbirdenbire şiddetleniverdi kış — Tarihlere göre tsianbuhın çetin faşlan Pek küçük lüğümde Halic'in dönüş u — Bitini çocukluğumuzdaki kışlar — 1919 ve 132$ deki zemheriler — Eski kibar sayfiyelerinin kar kuyuları ,.
10 - 11 ocağa raslıyan geçen çarşamba gecesi kar yağmağa boşladı; o günden beri fasılalı fasılalı devam ediyor. Nakil vasıtaları güçlük çekmektedir. Orta lık ta laks-lliT bayU azalmakla beraber IşUycnleri. gerek saat hesabiyle, gerekse dolmuş o-larak yolculardan kat kat fazla ücret taJebtadeler Belediye yasakları taksilerde, odun kömür satışlarında tatbik od ilemiyor. Yurt içinde niç kış yüzü gör-miyen yerler bile kardan krjrtu-lamıyor. İstanbul dahilindeki telefon muhabereleri hâlâ döşetemedi- şehirler arasr.da. hele Çanakkale, Bandırma, Balıkesir, Edremit. Izmlrle lâyıkıjrte konuşmak imkânsız. Karadeniz seferleri aksadı: Vapurlar limanlarda oeklemede. Rasat istasyonlar inin bildirdiğine göre, hararet burada sıfırın altında A dereceye kadar İndi,
İnebolu havalisinde kar bir metreyi bulmuş; köylerle İrtibat kesilmiş. Dörfyolda. Antalyada portakal ağaçlan donmak tehlikesindeymiş. 3D senedir yağ-mıyan kar Antalyada 15 santime varmış. Sıvasta soğuklar o derece fana imiş ki evlerin pencere camlan çatlayıp kırılmış; bilmem nerenin istasyonunda tren bekliyen bir kadının kucağındaki çocuğu tatar-dayrvenniş... Allah muhlimiz olsun!
j Yazan: 11 '■ 1
[Sermet Muhtar ALUS|
KORÇERTOLAJU KARAY'
Taişan dağında Konfiçius
un mezarını ziyaret
★
Tarihlerin rivayetine batahT-za İstanbul, muhtelif çağlarda çok şiddetli soğuklar görmüştür.
Fethimizden evvel. Sekizinci Asırda dört kere Boğazlclnln ve Halicin donduğuna; 763 teki zonuncusunda buzların Karadeniz methalinde birikerek karşıdan karşıya geçildiğine, nîha-.
yet çözülen buz kütlelerinin Sa-rayburnu surlarını yıktığın* taşlanmıştır. 10 uncu ve 13 üncü Asarlarda hakeza.
Fetihten sonra 1020 de. Genç Osman, padişahken Boğaz ve Haliç gene donmuş; İstanbul yakasından Galataya. Beşlk-(iftan Üsküdara yürüre yürüye adamlar geçmiş. Buna da Hicri 1030 tarihi düşürülerek şu mısra söylenmiş: (Yol oldu Üskü-dara. Akdeniz dondu).
1669 da Kandlye kalesinin zaptı esnasında; 1755 te Darut-paşa iskelesine dayanan büyük Cibali yangımın okluğu sıra; 1828 Mora İsyanı yatıştırmağa çahşılırker. Haliç gene İnci- . mad etmiş. 1862 de Sultanahmet meydanına umumi sergi kuruluşundan üç beş ay önce denizde buz parçalan yüzmüş. ] 1877 - 78 Rus harbi devam t-, derken İstanbul kıyılarını buz tutmuş; Kümeliden kafile kafi- j le dökülen, camilerde sığındın-* lan muhacirler arasında müthiş bir tifo salgını belirerek, ahaliye yayılarak âdeta âfet halini âlmış.
1892 deki Halicin donuşunu hatırlamam; çok küçükmüşüm. Seyri için halkın atan akın Vn-kapanı köprüsüne koşusunu anlatırlar; derlerdi ki:
— Söyledikleri gibi Odunka-pssmdan An» pkapı çına geçen meçen görmedik; yalnız suyun üstünde akçılımsı bazı lekeler vardı, o kadar...
★
Bizim çocukluğumuzda İstanbul da hatan sayılır kışlar olur, koca kan lokmaları yağar durur, kolay kolay ortalıktan kar
Çin trenleri — Her şey yavaş — İstasyonlarda gürültü — Yolda görülenler — Hedefe muvasalat
Bugün Matinelerden itibaren!
ALEMDAR veMiLLÎ’de
I
«RED SKELTON» Rolünü konuşan ve dublâjı İdare eden: FERDİ TAYFUR
ATLAS Sinemasında büyük muvaffakiyetler kazanan
r .........................
PRANGA KAÇAĞI — ASİLZADE SİLÂHŞOR Filmlerinden sonra R E K S’ira 3 ncü müstesna şaheseri:
Gözleriniz» inanamayacağınız Sinemacılık âleminin en büyük bir san’at mucizesi. ,
[Zolıim, işkence ve İstibdat altında inleyen bir milletini kahramanlık de s tanı.|
ANA IZDIRABI
MERLE OBERON — LAHKENCE OLİVIER
Göz yaşları İle seyredeceğiniz «Emil Brote'nln bütün dillere çevrilmiş ölmez eseri.
HALL’de
Şaheserler haftası senenin 2 büyük filmi birden
1-1 ÖLMEYEN AŞK |
V
2 -1 FİLİPİN ARSLflNt (Türkçe) |
GARY CĞOPER — DAVİD NİVEN'in yarattıkları büyük aşk macera ve kahramanlık şaheseri.
Dahi muharrir «Julr? Vcrncr» İn romanından ıtnrmay» alman:
KAFKAS KAHRAMANI
AKİM TAMİRÖFF — ELİZABETH ALLAN’m yarattığı (The Band.it and the Lady)
Kanlı mücadeleler — Korkunç çarpışmalar, Tüyler ürpertici lıazin .sahneler.
Çok beğenilen, alkışlanan ve takdir edilen.
—-ER MEYDANI
Gördüğü çoşkun rağbet ve umumî istek üzerine Bugünden RAR ız Sinemasında İtibaren V 2 nci ve son haftası
Bu büyük Millî Filmimizi siz de alkışlayın
(HALİL KÂMİL FİLM) Emasssc
1«.W> leree ccngârerin iştirakiyle bugüne kadar hiçbir filmde benzeri görülmemiş büyük meydan muharebeleri ve süvari hücum lan.
Bugün matinelerden itibaren 3 sinemada
İngilizce orijinal kopyası İstanbul Marmara'da Türkçesl 1 İstanbul 1 Çenbelitaşta ’ İngilizce orijinal kopyası Beyoğlu YILDIZ'da
____________ LÜTFEN DİKKAT : ______________ Beyoğlu «I5 el Noteri huzurunda çekilecek olan büyük ve zengin piyangomuza ait bu hafta biletlerle beraber parasız verilecek 3 Holü Kupon ile fırtına ve kar yüzünden filmlerimizi göremeyenlerin arzularını yerine getirmek gayesile 1 veya 2 nel Kupon yerine muteber olmak üzere İhdas ettiğimiz yardımcı kuponu saklayınız.
Mevsimin en muazzam ve en çok beğenilen filmi.
HARROV KUMARBAZI
REKS HARRİSON _ MAUREEN O’ HARA
Savın müşterilerinden gördüğü eşsiz rağbet üzerine MELEK nemasında daha bir hafta uzatılmıştır.!
Çin din Kakımından dahi pf— raberiik teşkil etmez, çünkü Çnde üç muhtelif diri vardır, hımlarABn ikini efsanevî din— lerdir. Kanfoçryanlık ve Taolik Bir de Budistlik vardır U dışarıdan gelmiş bir dindir,
Konfiçnıs Milâdı İs^ria-n 551 sene evvel, bu dini kurmuştur Çince Kung-fu-tse denilen bu din kımg yani mukaddes usta demet olan bir isim verilmiştir. Bu Hinin eifisı Kang târafca-dan değildir, Kung yalnız Khing - Shu denilen dini eserlerdeki mukaddes yazılan telif elmiş ve buna İlâveten Çin millerinin efsanevî dinî âdetlerini de birleştirerek, bu dtntn mukaddes kitabını yazmıştır. Bu eserde hayat felsefesi ve ahlâk bilgileri büyük bir kısım teg kil eder.
Taolik ise Milâdı tsadan 604 sene evvel Laot - Se tarat undan kurulmuş bir dindir. Bu Çinlilerin mukaddes adammm yazdığı din kitabına Tao - teh -King denilir. Bu mukaddes eser ise bilhassa Tao Be alakadardır, yani doğruca tabiat veya feraset diye tercüme edilebilir. Bu iki dîn de Çm topraBa-nnda doğmuş olduğu halde bu da bir ecnebi dini olarak Milâdı Isadan sonra birinci asırda Hindistan dan Çine geçmiştir. Aitmışbeş senesinde Çin hn-Iparaîoru Ming - ti Cinde bu dini resmi bir din olarak kabul etmiştir, her üç inauçda 1 Cinde iyi tutulmuş ve birbirl-le İyi geçinmektedirler. Bununla beraber halkta daha tabiata karşı bir İnanç dahi mevcuttur. meselâ ağaca, sulara ve suların ruhuna veyahut rüzgârların (T«?ng - Sub ruhuna taparlar.
Kötü ruhlardan korku, Çinlilerin tabiatlerinde çok defa kendini gösterir. Meselâ bu maksatla her evin kapısının medhaline bir perde takarur ; veyahut ruhlar doğrudan doğruya İçeri girdikleri için kapıyı I dalma yan açarlar, bu suretle j içeri girmelerine imkân yoktur I denilir.
Çinin en mukaddes rarhkla-■ rından bîri olan Taişan dağı İle bu dağın zirvesinde bulunan
Çeviren: " 1
| Hami BEKEM I l_.
| Çinin en mukaddes rarlıkla-
Tefrika No; 17
— Götüreceğim... Dediklerini yapacağım... Müsterih ol, söz veriyorum.
— Sana her zaman güvendim, dok tere uğum... Kimse bilmemeli... Kimse...
Sözü yarıda kaldı Bitişik odanın kapısı, isterik bir feryadın önünde açılıverdl. Vedia hanım, mayosunun üzerice geçirdiği emprime rabdoşambri İle, saç baş darmadağın karyo-taya atıldı.
Bu, okırn yaydan fırlayışı kabilinden öyle âni bir hamleydi M. gergin vücudu De ileriye doğru sıçrayan Osman Ömerli, bu hamleyi onllycmedi.
Mazhar Hancıoğlu, öldürücü darbeyi asıl şimdi yemiş gibi can havliyle doğruluverdi. 8ı-kılan yumruğunu İleri doğru u-zattı; dudakları aralandı... O kadar! Sonra, lanetlerini haykıramadım sönmüş bir balon gibi tekrar yatağa yuvarlandı.
Vedia banım, elleriyle yüzünü kapatıp odadan fırladı.
Yaptığı bu kaçıncı enjeksiyondur?... Daha neıer yapması gerekirdi’... Soğukkanlılığına
niçin kaybetti?... Osman Ömerli!, hastasının üzerine lğilmlş bunları düşünüyor.
Ve, Hancıoğlu. artık, onun yüzünü göremiyor. Alnındaki elin temasmı duyamıyor. Bir dua halinde fısıldanan ra idleri işitemiyor. Hezeyana başladı, ■ölümün eşiğinde bulunduğu şu sıralarda, kardeşinin çocukluğunu hatırlıyor. Geleneği ve göreneği icabı, her türlü tezahürünü dizginlediği evlât muhabbetiyle karışık kardeş sevgisini, ebediyetin uçurumuna yuvarlanırken, tehlll getirir gibi mırıldanjyor. Yalnız bu sevgisine iltica etmiş. Kapanan göz kapaklarında, hatıra diye yalnız onun hayalini götürmeğe azmetmiş. Kopuk cümleler, yarısı hırıltılar arasında kaybolan kelimelerle yalnız maziyi konuşuyor.
Doktor, koltuğa çöktü. Başı avuçlarının içinde, omuzlan titriyor.
Oda birdenbire ölüm sükûtuna düiıverince. boğuk nefeslerin kesilmesindeki sebebi arar gWi başım kaldırdı; yanakları ulaktı.
Beyaz pikenin üzerinde, tut-
Çin'de büküm giyen bir tavuk kıran
Konfiçius mezarına Tdngtav geçen vadideki yoldan gidilir.
Bir seyahat
Bu yol Çin diyarıma kalbine giden yoldur ve biz bu yolculuğu hac yolu diye isimlendirdik, çünkü Çinlilerin binlerce senelik dinlerinden Birinin mer keti bu mâbettir. Her hangi bir şey düşünmeden Tstingtav’da tren bUetlerimiti aldık, evvelâ Şantung hattının son istasyonu olan Tsnanfuya kadar yolumuz belli İdi. Çinde bir AvrupalI için üçüncü mevkie binmek bir meseledir, çünkü Çin kolileri, üçüncü mevkii doldururlar. Bunlar tercihen saf sarımsak yiyen insanlardır. Aynı zamanda etrafa nerede o-lursa olsun tükürmekten ve
sümkürmekten âdeti haz du-yariar.
_ Birinci ve İkinci mevkiler a-raiinda fazla fark yak gibidir, oldukça temiz olan bu mevkiler, bu memleketin toz ve top- . rağı müsaade ettiği kadar te- ~*~ mİzdirler, yolculuk ayni zaman- LJ da pahalı değildir. On İki saat- Q_ İlk Tsingtav'dau Tslnanfu ’ya (^| kadar ikinci mevki tren bileti M— sekiz lira, birinci mr-vki ise on O iki buçuk liradır. Bu yol üç yüz yirmi sekiz kilometredir ve on O iki saat yolculuk demektir. "— Hat kuruluşta bîr AvrupalI şirketin malı idi. Fakat Çin devleri hatta satın alınca, ekspresler de süratlerini kaybettiler. Çünkü Çinlilerin vakti çoktur. gayet keyifli yaşarlar, geç kalmanın eza ve çalasına mu-kabil, sinirlerinin sağla nıîı un O tertih ederler. Eğer bu insan-larda âsap sağlamlığı olmasa hj» idi, bu diyar, bu kadar iç barb senelerinden sonra ne haie ge- ® lirdi? Bu keyjflj yaşayış onla- £* ra kuvveti! sinirler bahseder ve Çinli de, iç fcarbde yıkılan evleri yerine yenilerini inşa e-der ve harb sahalarını kısa bir zankan sonra gene tarlası olarak kullanır, eker ve biçer.
Çinin daha sulha kavuşmadığını trende hissediyoruz. Sebepsiz değil kuvveti; -ve müsel-lâhasker, elleri daima silâhlarında, trenin İçinde dolaşıyorlar ve her bir istasyonda derhal trenden dışarıya atlıyarak trenin etrafım sarıyorlar. Bundan ötürü gece yolculuğunu terke-derek, gündüz yolcuğunu tercih ettlk-Esasen gece trenlerinde yataklı vagonlarda dahi İstirahat imkânı yoktur, istasyonlarda muhafız askerlerin gürültüleri ve gece yolculuğundaki emniyetsizlik inşam gündüz yolculuğuna adetâ icbar etmekledir.
Tren, saatlerce beyaz bir toz deryası ortasından geçer. Birçok biçilmiş tarlalar. Arada bir tek tük ağaç, bir kaç servi ile kavak ve bir kaç üstü süslenmiş ve ağaçlandırılmış mezar, bıı yolun bütün medenî manzarası idi. Bu rımtakada odun yoktur. Hattâ o kadar azdır ki köy fArkası 8 İnci sahifede)
2 (D >
0 P
K8RALBK VAZO HAİNİ E
Galatasaray, Panamerikan binasında 4 oda, 1 hol Kaloriferli, ı Kapıcıya müracaat.
I
Bu akşam İPEK Sinemasında
En muazzam ve Korkunç maceralarla en müthiş ve harikulade mevzuu ile herkesi şaşırtacak ve heyecandan heyecana götürecek bir saheser.
VAHŞİ İNTİKAM
(Coron-er Creek)
RENKLİ VE ORİJİNAL KOPYASI : Başlıca yaratıcıları RANDOLPH SCOTT — MARGF.RİTTE CHAPMAN
ÇERÇEVE DI5I
---YA2AMS HİUAL İ'APAMAÎAEAH --
AŞK VE MACERA ROMANI
lâ maddi ve mânevî kuvvetin remzi halinde açılmış duran siyah kıllarla örtülü iri kemikli eli, eline adı; ecel teriyle nemlenmiş avuca dudaklarını değdirdi.
Kulaklarında, onun sesi uğul- ı duyor:
(— Götür Nazlıyı!»
A
Nazlı, kendi davetlileri komşu kızlarını bahçe kapısına kadar geçirdi. Hassa alayı gibi yol boyunca sıralanmış servilerin ve kavakların gölgelerini çiğneyerek eve dönüyor Adımlan hiç de emniyetli değil. Sağa yalpa vuruyor, sola yalpa vuruyor. Sona kalan on. on beş kişilik grup Cemilin misafirleri . Varsın onlarla da Cemil meşgul olsun. Şayet bir yerlerde sızıp kalmadıysa... Sızdığı muhak-
kak. Bir saattenberl ortada gö-rünmeyitinfa sebebi başka ne olabilir? ’tdam keyfi bilir... Arkartaşlan da bilir o Cemilin ne biçimsiz sarhoş olduğunu, | kusuruna bakmazlar
Şimdi, ağabeysint bir yoklayıp misafirlere görünmeden kendi evine sıvışmalı... Bu derece yorgunken vücudun çarşaflara değmesi saadettir. Başı yastıklara gömülünce artık dönmez olur, hemen uyur.
Hayalinde yavaş yavaş soyunup beyaz saten geceliğini giyerken evin önüne geldi. İçerisi1 tssa... Deminki uğultuyu aratan bîr sessizdik...
Rahatsız edici, sıuirtendirici, vehimli bîr sessizlik ..
Bahçe de tess... Hasır koltuklan, tahta iskemleleri ve hâlâ ■ içki « meze bakiyelerini ten-
yan küçük, taht® masalarıyla bahçe, deniz tutmuş yolcuların yüzüstü bırakıp çekildikleri vapur gûvertlerini hatırlatıyor. Dallarda asılı kâğ.l fenerlerin çoğu sönmüş; arta kalan da yanıklılan ise can çekişmekte...
Nazlı, duraladL Cemil sıahy-sa pek ayıp olur. Düğün gecesinde sızan güvey... Dillerde dolaşacak bir mevzu.— Ailenin şerefi?... Hem sonra ne de olsa kocası... Onu. bugün kalabalık bir remaati-n huzurunda benimsedi, Osman Osif.ü de şahidi oldu. Hayat boyunca beraber...» denildi,
»— Şu sarhoş ksracığimlR değil mî ki bunları düşünebiliyorum. aferin bana!»
İçini çekerek dâvettilerin yanına dönmeğe hanrl anıyordu ki, arkasında süratle yaklaşan
ayak seslerin! işitince başını çevirdi; beyaz kostümünün ba-rizleştirdiği ince, uzun hatla-nyla Osmaıı Ömerli...
Büyülenmiş tavşan gibi olduğu yerde kalakald' «Garson, doldur bunu rln lımmlu t.Trafın-dan bir buzlu votka!» larm anara şimdi çekiyor. Beyni işlemiyor. Başı omuzlarının arasına sindi. Cezaya hazırlanan çocuk misali ha ağladı, ha ağlayacak. derken, doktorun, koçaklamak için açılan kollarına düşü verdi.
Bu iş nasıl oldu? Kendi de şaşıyor. Yaylım ateş beklerken konfeti yağması kabilinden akla durgunluk veren bir hâ-tfisc!
— Doktorcuğum, beni atfettiniz demek?... Çok teşekkür e-derim, çok teşekkür ■ederim.
İMİ I dolaşıyor.
— Sen affı icabettaren suç işlemezsin ki...
— İşledim... İçtim .. Ve...
— Ve bana köprülerini yaktığından bahsettin... Görüyorsun ya, yangının ötesinde kalmamışım.
— Demek sözlerim yüreğinize dokundu?
Doktor, gülümsedi:
— Hem de nasıl!
içini çekti; kolunu beline dolayıp genç kadım ağaçların kuytuluğuna şevketti;
— Nazlı, senden Dir şey isteyeceğim,
— Emredin. doktorcuğum, emredin öleyim.
Diİİ dolaşıyor
— Emir değil, bir ârtu... Bana itirazsız İtaat etmeğe söz verir raisin?
Nazlı, sevimli sevimli güldü:
— İtiraz ne haddime?... Siz, benim kaderîmsinlz. doktorcu-ğum.
İstihza diye de tefsire pek müsait olan bu cümıeyt öyle bir heyecanla söyledi ki. biraz evvel cereyan eden facia ile sinirleri yıpranmış bulunan Osman ömcrli. nefsine hükmedemedi; merhameti ve şefkati ihtiras mertebesine ulaşarak genç kadım kucakladı, göğsünde sıktı.
Nazlı, onun, hiç de alışık olmadığı bu coşkunluğu karşısında sevin tinden çıldırma raddelerine gelerek biran hayallerinin hakikat olduğnnu düşündü ve kendi de aynı derecede bir {Arkası var)
»
Jârihten Sayfalar
Kasımpaşa
Müthiş bir atom bombası
Çıkan haber büyük akisler uyandırdı
I
Yüz yirmi sene evvel tutulmuş bir Bos'.ajıcıbaşı denerinde, Kasımpaşa iskelesinden Hashöyc doğru kıyıdaki binalar şu suretle tesblt edilmiş bulunmaktadır: (Kasımpaşa Ls-ı kelesi, kalyoncu neferleri kışlası ve Haşan Paşa camisi, kop-1 rû üstünde Yakubun büyük kahvesi. Tebdili hümayun iskelesi, kalyonlar Baruthanesi, Tersane sancak kaptanlarının yeri, Kabakçı Ahmedln kahvesi, Odun meydanı ve bu meydana nazır beylik ekmek fırını. Tersane kethüdası dairesi ve iskelesi, Padişah nisalarının çekildiği kayıkhane, Zevrokhane, Nakkaşhane, Kaptan paşa ve Tersane emini efendinin üç göz kayıkhanesi, Ebulfeth Sultan Mehmet Han hazretlerinin camisi ve Tersane! âmire di-vanhacnsl C1J, Parmukkapı bitişiğinde Tersane eminlerine mahsus mahal, baştan başa gemilerin çekildiği saha, baştan başa kereste konulan ambarlar ve mühimmat mahzenleri, gemilerdi bina olunduğu meydan ve maçuna [21. Tersane! âmire içinde Çorlulu Ali pasa camisi, baştan başa Tersane! âmire ambarlan, Aynalıkavak sarayı arsası, Aralık iskelesi, Tersane emini olanlara mahsus büyük yalı. Ebulfeth Sultan Mehmet Han camisi, Bostancı Osman kahvesi, Kaptan beyin kayıkhanesi, Hacı zade AH kayıkhanesi, Yoda oğlunun hanesi, Saka Ismallln kahvesi, Hasköy iskelesi...)
Kasımpaşa, eski ve büyük Tersanenin kalabalık bir semtiydi. Zabitler, gem! İnşa mühendisleri, kalfalar ustalar, a-melcler bu semtin mahallelerinde otururlardı.
O vakitler Tersane mensuplarının civarda oturmasına dikkat edilirdi, n, Mahmuda in-gfltereden ilk tımarlı gemiyi getiren kaptan KeHv’ye, sonraları bu vazifesine İlâveten başka vazefeler de verilmiş. Padişah kendisine Tersaneye yakın bir yerde, bir ev yaptırtmak istedi. Ustalar böyle bir evin seksen bin kuruşa çıkacağını keşfettiler O sırada İn-giltereden bir bakırcı usta başı» da gelmişti Usta başının mukavelesinde kendisine bir ev tahsis edileceği de yazılıydı.
İki İngiliz mütehassısının beraberce oturmaları İçin yeni bir ev yaptırmak yerine (Tersane! âmire karşısında Fener nam mahalde altı bap kârglr (aş oda, su. hamam ve sair müştemilâ tiyle) beraber tekeri)t Kosta n t İnin evi satın alındı ve 1833 senesinde mütehassıslar bu eve naklettiler.
İstanbul Tersanen Oalata-dan. H&sköye kadar geniş bir sahayı işgal ediyordu. Muhtelif devirlerde bu Tersane dünyanın büyük ve mağlûp edilmez donanmalarım hazırladı. 18. asır içinde imparatorluğun diğer müesseseler! ile beraber gemi inşa sanayiinin de bir gerilemeye uğradığı görülmektedir
Bu asrın ikinci yansında Tersanenin, kalkınması İçin Cezalrll Haşan paşanın sarfet-tiği gayretler iyi neticeler vermişti. cezairli Haşan paşa Tersanede birçok lüzumlu inşaatı yaptırmış, genıl kumandanlarının gemicilik fennini öğrenmelerine ehemmiyet vermişti.
İslahatçı hükümdar IH. Selimin zamanında İm Kaptanı derya Küçük Uus-yta paşanın Tersanedeki mesaisi çok devamlı ve semereli olmuştu.
İsveçlen, Fransadan getirtilen gemi inşa mühendisleri eski büyıik Tersanede kabiliyetli genç Türk elemanlarını kısa bir zamanda yetiştirmişlerdi
Küçük Hüseyin taşa zamanında, Tirİ güverte dediğimiz kışla, civarındaki mescit ve Darağacı denilen yerin rıhtımı İle mukabilindeki mahzen, maçuna altında kıyı buyunca müteaddit ambarlar yapılmıştı. Aynı zaman da birinci havuz da kazılmış ve etrafına bir takım tesisler kurulmuştu
Kaıaağaçla İbrahim Hansa-delerin sahlfhanesı denilmekle meşhur olan büyük yalının bahçesinden on bin zlrâ yer alınıp buraya şalupe yapılmaya mahsus yirmi rat bina edilmişti.
( 1 Taran
Halûk Y.
Şehstıuaroğla I
i
i Bu tarihteki Tersanedeki Has bahçe İçindeki bir k&sur yeniden tamir ettirilerek bırakılmış ve Hasköy tarafındaki eski Tersane sarayının mühim bir kısmı yıktırılmış, yeri Tersaneye katılmıştı. (Haddehane) köşkü diye anılan ve EL Ab-dülhamlt zamanında yıktırılan bir bina da eski Tersane sarayı müştemilâtındandL
EL Mahmut zamanında buharlı gemilerin Tiırkiyede kullanılmaya ve İnşaya başlanılması Üzerine eski Tersane, yahut Aynalıkavak sarayı saha» bu gemilerin, yapılmasına tah-sl solunmuştu. Amerikalı gemi İnşa mühendisi t Rhoı’ds bu sabada buharlı gemiler ve katyonlar inşa etti
1825 te orta havuz kazılmş, civarına da Paalşaha mahsus bir kasır yaptırılmıştı. Ahşaptan olan ban eski mahzenlerle, Hasköy kapısındaki Bakır-hane. Demirhane de bu sırada kargır olarak inşa edilmişti.
Eski Tersane sarayı civarında Handan ağa mescidi vardı. Sarayla beraber bu mescit de müteaddit tamirler gördü, III Selim zamanında Tersane sarayının yıkılması üzerine mescit de Tersaneye dahil edildi. Ve civarına Tersane eminlerine mahsus büyük bir yalı yaptırıldı. Bu büyük yalı 1826 tarihinde baştan başa yenileştirildi
Kasunpaşannm mühim binalarından birisi de Kaptan paşalara mahsus divanhaneydi. 18. asrın ikinci yansında Kaptan paşaların bugiınkü Deniz hastanesi yerinde büyük bir konaklan vardı. Sonradan yıktırıldı ve bu sahaya 1838 de Bahriye mektebi yaptırıldı.
Kaptan paşaların resmi daireleri olan divanhane eski Bahriye Nezareti bina» yerin-deydl. Muhtelif devirlerde tl-mlrler gördü, n. Mahmut zamanında tamamen yıktırılarak yerine dört cephesi mermer sütunla o devrin mimari üslubuna uygun bir bina yaptırıldı.
Zamanla harap olan bu bina da Abdülâziz devrinde yıktırılıp yerine bugünkü divanhane İnşa edildi. 131 O tarihlerde Kasım paşadaki iskele meydanı, hastaneye giden yolun etrafı birçok ahşap ve çlrHn dükkânlarla kapalıydı. (Divanhanenin evvelki heyeti gayri mıın-taaama») ortadan kaldırıldıktan sonra etrafın temizlenmesine de dikkat edllül
Dükkân sahiplerine eski Dökümhane arsasında. Tulumbacı kışlası civarındaki sahalarda yerler gösterildi. Dükkânlar kısmen kaldırıldı. O tarihlerde de İskele meydanında tuğla ve odun depolan bulunuyordu.
Bunların miri a m narların arkasındaki meydana depo edilmesine ve havuz kapısı civarındaki iskelenin de ahaliye tahsisine teşebbüs edildi.
Divanhanede Padişahlara mahsus bir (Daire! hümayun) bulunuyordu. Gayet güzel döşeli olan bu daire kapalı durur, Padişahların gelişlerinden gelişlerine açılırdı. Son divanhanenin deniz* cephesinde üst kısmı teşkil eden müteaddit
salonlu ve hamamlı (Dalrel hümayuna) Sultan Aziz gelirdi. EL Abdülhamlt zamanında bu daire hep kapalı kaldı.
Bahriye Nazırlan binanın alt katında deniz üstünde, köşedeki büyük odada otururlardı. Meşrutiyette Bahriye Nazırlan aynı odama üstünde Hünkâr dairesi salonlarından birisine naklet inişlerdi. [4)
Tersanenin hududu dahilindeki yerlerde emniyet tedbirleri almak Bahrlyeyr «HU. Ab-dülmeclt 1848 senesinde ramazanın 7. günü (Gümüşsüyü ordugâhına gelmiş ve bu münasebetle (Karaağaç arkasından ta FUburnu havalisine kadar olan sabada Baiırıyece emniyet tedbirleri alınmıştı.
Padişahlar bozar, cuma namazlarını Tersane teindeki camide kılarlardı. Bozan da denize İndirilecek gemilerin merasim tprlnde bulunmak veya teftiş yapmak üzere Tersaneye gelirlerdi. Bu münasebetle Tersanede merasim yapılırdı.
Bayram günlerinde divanhanenin. ve kalyoncu kışlasının bası salonlarına hanlar serilir ve her İki bina yeni eşyalarla süslenirdi. Kurban bayramı günerlnde divanhaneden toplar atılır ve bayram gecesi divanhane minaresinde kandiller yakılırdı.
Tersane, en usta sanatkârların yetiştiği bir sanat o-cagtydl. Bilhassa oymacılık ve boya İşleri çok ileri gitmişti. Gemilerin âtıl kaldığı D. Ab-dülhamit zamanında Tersane daha ziyade muhtelif eşya yapan. makineler imal eden bir fabrika halindeydi.
Eski asırlarda bütün sanat kollan çok muvaffak bir şekilde çalışırdı. Oymacı başılar, nakkaş başılar, pusulacı başılar ve sair mütehassısla!ın mesaj zamanları ve ücretleri bir nizama tabi tutulmuşta
1802 senesinde IH Selimin Tersane kapısına konulan bir adet tuğrası için oyma ücreti olarak bin dört yüz para ödenmişti. 1818 da Tersanenin pusulam başısı olan Salih usta kırk sekiz kalyon pusulasını altmışar paradan tamir ve doksan yedi kalyon puralamnı ise yirmişer paradan ayar etmişti.
Mühendis Mustafa Hoca, aynı yıl içinde, Karadeniz haritasını ve İşaret defterlerindeki sancakları resmetmiş, yirmi iane Karadeniz haritasının her biri İçin altı kuruştan yüz yirmi kuruş ve on beş adet işaret defterindeki sancakların her birinden bir kuruştan on beş kuruş almıştı.
Tersanede Türk ustabaşılarla beraber, Rum ve Ermeni sanatkârlar, ameleler de çalışırlardı.
Vaşlngton 17 (AP) — Vaşlng-ton dün. Birleşik Amerikanın, hâlen elinde bulunandan belki de 1,000 defa daha kudretli bir «Süper» atom bombası yapmak üzere bulunduğu haberinin tesiri altında adeta İhtizaz etmektedir.
Su ve kara av vergileri kaldırılacak Ankara 17 (Akşam) — Bu ve kara av vergilerinin kaldırılmasını sağlamak raaksadile bir kanun tasarısı hazırlanmaca başlamıştır. »51 yılından itibaren tatbik edilecek olan tasarı devlete bir milyon £00 bin liralık bir külfet tahmil edecektir.
[11 Eski Bahriye Nerareft ve hâlen Gedikli mektebi olan binadır.
[2] Camlalü denilen saba.
|3| Deride bu binanın tarihi hakkında ayrıca bir makale yazılacaktır.
[4| Bu salonda İstanbul ve Musul konferansları toplanmıştır.
DÜZELTME:
Geçen makalede tngDIz Ali beyden bahseden cümle «Im-rûnü sürgün bulunduğu Kon-yada. ) şeklinde olacakta. Düzeltiriz.
yapılan gemilerimiz
Marmara tipi Uludağ ile Bandırma Mart ve Nisanda, İskenderun ile Samsun da Haziran ve Temmuzda gelecekler
bir
lskenderıında
İskenderun 16 (Akşam) Bir haftadan beri şiddetli
soğuk hüküm sürüyordu. Soğuk bugün fazlalaşmıştır. Kırk yıldan beri İlk defa olarak yağan kardan. Antakya İle ilçemiz arasındaki yollar kapanmıştır. Yollar bugün açılmış, otobüs seferleri tekrar başlamıştır.
Kamyondan düşerek öldü
İskenderun 16 (Akşam) — İlçemizin Karahüseyinl! sağlık memuru Tevflk Başaran Cem-gan köyünden karahüseyinllye giderken bindiği kamyondan muvazenesini kaybederek, düşmüş, tekerleklerin altında ezilmiş, hastaneye kaldırılmışsa (la ölmüştür.
Deniz ticaret İşlerimizin, ve Devlet Denizyolları İdaresinin bir zamanlar, ne kadar beceriksizce İdare edildiğinin müteaddit misalleri arasında, şu Ansaldo tezgâhlarına verdiğimiz gemi slyarlşl de mühim bir rol oynar.
Büyük Millet Meclisinde deniz ticaret işlerimize ait yedi maddelik bir sual takriri veren Kütahya Milletvekili sayın Hakkı Gedik, Ansaldoya sipariş edilen gemiler işini sormağı unutmuş. Halbuki asıl sorulacak ve aydınlatılması İstenilecek, hattâ mesuliyeti aranacak meselelerden biri de bu İdi. Bu siparişin tarihçesinden kısaca bahsedelim.
1946 da gemi peşinde
Harb İçinde olduğu gibi, harb-den sonra, Devlet Denizyolları getnl darlığı çekiyordu. Denlz-bankın İngil terede Svan - Hun-ter tezgâhlarına ısmarlamak üzere oldugıı 11 gemi mânâsız ve mesnetsiz vehimler yüzünden aylarca sipariş edilememiş ve ısmarlanma kararı verildikten bir müddet sonra da harb
Teknik üniversite talebe birliğinin yıllık büyük kongresi
İstanbul teknik üniversitesi j çıktığından bu iş suya düşmüş-(alebe birliğinin yıllık büyük l0 Almanyada yapılmış olan kongresi 21/Ocak/159Q Cumartesi günü saat 13.0ü de Teknik üniversite konferans salonunda yapılacaktır. Ruzname aşağıdaki şekilde tespit edilmiştir.
1 — Yoklamanın yapılmost, 2 _ Kongre başkanlık divanının seçilmesi, 3 — Açılış konuşması, 4 — Yeni İdare heyeti, murakabe heyeti ve haysiyet divanının seçilmesi. 5 — Dilekler ve kongrenin hitanı bulması,
t. T. Ü, İnşaat fakültesi talebe cemiyeti kongresi nlsab temin edilemediğinden 19 Ocak Perşembe günü saat 10,30 a tehir edilmiştir. Gündemde İstanbul Teknik üniversitesi talebe birliğine i--— müzakeresi, birliğe gönderilecek delegelerin seçimi bulunmaktadır. Ayrıca cemiyet başkanı, İ. T. Ü. Talebe birliğinin statüsü hakkında İzahat veren bir konuşma da yapacaktır.
Doğu tipi 3 büyük gemi İle Et-rüsk tipi Şatom vapuru da Al-manyadan getlrtllmemiştl. Doğu tipi gemilerin safra taşıyor diye reddedilmesi ayrı bir bilgisizlik ve basiretsizlik şaheseri olmuştur.
Harb bitlikten sonra, 1945 sonlarında Devlet Denizyolları İdaresi ile Ulaştırma Bakanlığı gemi darlığım gidermek İçin bir program hazırladılar. Bu programın İlk 5 yıllık müstacel kısmını tatbik ve gemi tedarik etmek İçin 1M0 da teşebbüslere girişildi.
İkinci Dünya Harbinde milyonlarca tonluk gemi batmıştı. Amerikan tersanelerinden baş-
I» bütan Avrupa tezgâhları.
First Vtenna takım uun Ankaradakl maçlarından Hr enstantane: Viyana kaieeia bir «uta tutarken-
hani harıl kendi memleketleri için gemi yapmakla meşguldü.. Alman gemi tezgâhlarından hayır, İtalyan tezgâhlarında da gemi yapacak hal kalmamıştı. Meşhur Ansaldo Adeta İflâs •-d«ek bir vaziyete düşmüştü.
Müstacel en yeni gemi yaptırma İmkânı görülmeyince, hazır gemi salın alınmak Üten dİ îngiltereye İki heyet gönderildi. Birincisi hazır gemi bulamadığı gibi, tersaneler dolu olduğundan, yeni gem! ısmarlamağa da İmkân bulamadı. Fuat Zln -elrkıranm riyasetindeki İkinci heyet de, tngllterede ve hiçbir başka memlekette işe yarar hazır yolcu gemisi bulamadı. Yalnız. İsveçte harp İçinde. Almanya hesabına inşa edilmekte olan ik İşllcp bularak bunları satın aldı Sonra da hem gemi, hem demiryolu malzemesi almak üzere Amerikaya gönderildi.
için teşebbüse geçildi. Çünkü Amerikada da satılık Liberty tipi bol şilep bulunmasına rağmen. American hükümeti yolcu gemilerini hArice satmıyordu. Yeni yolcu gemisi yaptırmağa teşebbüs edilince ecnebi firmaları bu İşe talip oldular. Bunlar arasında müteaddit ve meş hur İngiliz ve Amerikan tezgâhlan gibi Italyan Ansaldo* da vardı. Bir münakaşa mahiyetin de müzakereler yapıldı. Ve nihayet Ansaldo, İngiliz ve Amerikan firmalarından yüzde 30 eksiğine ve gemileri 13 İlâ 32 ayda teslim etmek gibi şartlar Heri sürdü. Amerikan tezgâhları 14 - 15 ayda hepsini, bir İngiliz firması İse 18 aydan itibaren, 1948 sonuna kadar hepsini teslim edecekti. Devlet Deniz-yollan İdaresi 6 tanesi büyük 2 tanesi Marmara tipi olmak Çizere 8 gemiyi 31 Ekim 1948 tarihinde İmzalanan - ve pek fena yapılmış olduğu sonradan anlaşılan bir mukavele İle - aldatıcı ucuzluğa aldanarak Ansftldo'ya ısmarladı. O zamar. Ansaldo, muayyen flatler vermekten ziyade İngilizlerle A -merikalılardan yüzde 25 - 30 nisbetlnde daha ucuz yapacağız ve onlann kabul ettikleri teslim müddetleri zarfında gemi -leri teslim edeceğiz, diye her ne pahasın n olursa olsun siparişi almak Istediğini gösteren gayri ciddi bir tavır takınmıştı Fakat Ansaldo İle işi müzakere edenler bu zahiri, fakat tatbiki gayri kabil ucuzluğa aldanmalardı.
O zaman înglllz ve Amerikan firmaları, İtalyanların damping yaptıklarını, bütün gemi ham maddelerini hariçten almak mecburiyetinde bulunan bu memleketin gemileri yüzde 30 eksiğine ve taahhüt ettiği samanda yapamayacağını söylemişlerdi. Nltkelm onların dediği doğru çıktı.
Ansaldo. tngUlz. Amerikan firmalarını bu işten uzaklaştırdıktan sonra, mukavelenin üstüne oturdu ve ltalyada işçilik ücretlerinin ve ham madde fiat-lerinln yükseldiğini ileri süre -rek gemilerin tek çivisini çakmadı ve flatlere zam yapılmasını İstedi O kadar kİ, ilk gemilerin 18 - 20 ayda teelUninl taahhüt ettiği halde, bu müddet bittiği zaman dahi gemilerin inşasına başlamamıştı.
3-4 aylık yeni gecikme
İtalyadatü kuraklık münaseA betlle elektrik darlığı ve tahdidi yüzünden Ansaldo. gemileri maalesef 3 - 4 aylık bir gecikme 11e teslim etmek mecburiyetinde kalacaktır. Böylece Ansaldo bir defa daha sözûniı tutmuyordu,
Bu satırların muharriri, Lon-drada, 50 İngiliz gemi İnşaat fir muınuı İşlerini idare eden Ship-bullding con fer ense adlı birliğin reiBile görüştüğü zaman îtalyr gibi Akdenizde Tûrklyenin denia ticareti bakımından rakibi olan bir memleketin İnşaat tezgâhtarına gemi ısmarlamakla hatâ ettiğimiz yolundaki fikrinin, hu zat ile muavini tarafından da teyld edildiğin! gördü.
Yeni gemi yaptırmak istiyor ve Ansaldoya aldanıyoruz!
m* da yeni gem) yaptırmak
Ansaldo gemileri nasıl yapıyor?
Seyahatten dönerken Ankara vapurunun Cenovaya uğrama -sın dan ve orada 24 saat kalma, undan faydalanarak gemilerin 1 İnşasına nezarete memur edilen .'heyetten yüksek mühendis Ba-Ihacddin Elgiz’ln d 5 ve U üzerine bu gemilerden iki büyüğünün yapıldığı tezgâhlara gittim ve gemilerle Ansnldonun atölyelerini gezdim. Gemilerden İskenderun un İnşaatı İşi Samsuna nazaran, daha l.erilemlş olduğu İçin, İki saatten fazİ3 müddet bu gemiyi gözden geçirdim. Ansaldonun gemileri blzf beğendirmek İçin İkna ve İh’lmatn ile çalıştığını gördüğüm glb! gemi lnşaiye mühendis ve teknisyen! olmadığım İçin, işin bilmediğim tarafları hakkında da Bahaeddin Elglzden de görüşümü leyld eden malûmat aldım.
Gemilerde Ve tezgâhlardaki tetkiklerim arasında, yanımızda Ansaldodan hiç kimsenin bulunmadığını. hattâ benim bu ziyaretimden Ansaldo müdıir ve mühendislerinin haberdar bile olmadıklarını ilâve edeyim.
Bahaeddin Elgiz bana, An -saldonun gemileri elinden geldiği kadar İyi yapmak İçin çalıştığını söyledikten sonra, şunları da İlâve etti:
— Sizin Ansalda aleyhindeki yanlanüHin bu hususta çok büyük tesiri olmuş -tur. Firmanın ileri gelenleri, yeni tenkidirtinize uğramamak için, gemileri iyi yapmak hususunda asami gayreti gösteriyorlar. Hattâ elektrik tahditleri yüzünden 3-4 aylık mecburi teehhürü mümkün mertebe telafiye çalışıyorlar.
— Ben de; İnşallah yeni gecikmeler olmaz. Olursa bu defa âzami şiddetle knleme sarılacağımı kendilerine söylemenizi rica ederim, dedim.
Son gecikmelerin zararı
Şunu da ilâve edeyim ki. bu son gecikmeler olmasaydı, ge-
8 gemi yerine 4 gemi
Nihayet 1948 ortalarında tek -rar uzun müzakereler neticesinde, Ansaldo İle 8 gemi yerine 2 büyük 2 küçiik gemi yapılması üzerinde yeni bir anlaşma ya -pildi. Bu mukavele imzalandığı zaman Ansaldo, artık hiç bir teehhüre meydan vermeyerek gemileri 1950 başına kadar kimilen teslim etmeği deruhte etmişti ve gemilerin inşasına 1948 Ağustos veya Eylülünde başta -inişti.
1949 yazında yeni gemiler tedarik veya sipariş etmek üzere'
Avrupaya giden yeni genel oıü- mller. şimdi elimize geçmiş ve dür Cemil Parman Ansaldonun) (Arkası 4 neı sahilede>
Mahkeme Koridorlarında
Kış gelince başım dertten kurtulmuyor!
DENİZCİLİK
Kanapede omıi2İannı kaldırmış, boynunu içeriye çekmiş, dirseklerini dizlerine, çenesini yumruklarına dayamış. melûl mahzun etrafına bakınıyordu; bizi görünce başını önüne eğdi. Yanına gittik.
— Pek düşüncelisin, ahbap. Canın mı sıkılıyor?
Ürpererek doğruldu;
— Şey oluyor, bey abi... Yani senin anlıyacağın, üşüyorum.
— Hasta mısın?
— Yok be yahu. Yalnız hastalar üşümez ya. Ben fidanı değil miyim? Baksana, soğuktan benzim sarardı.
— Burada kalorifer yanıyor.
— Bırak öyle şeyleri, bey abi. Buradaki kaloriferi sırtıma alıp sokağa götürecek değilim ya.
— Sokakta giymek İçin palton yok mu,
— Ha şöyle. Onu sor bana,
Omuzlarını biraz daha kaldırarak titrer gibi çenesini oynattı:
— Üşüyorum, bey abi, Paltosuzluk çok fena. Geçen sene kış başında bir palto almıştım, rahat ediyordum. Bu sene o da yok,
— Ne Çaptın paltonu.
Yılışarak göz süzdü:
— Sana dosdoğru bir lâf söyliyeyim mi, beyefendi abi Cenabı Allah bir insanı yere vurmak isteyince evvelâ aklını alırmış. Bana da öyle yaptı.
— Sen de aküm mı kaybettin.
— Halimi görmüyor musun. beyefendi abi. Aklım olsaydı bu kışta kıyamette paltosuz dolaşır mıydım? Güme gitti bizim palto.
— Sattın mı, çaldılar mı yoksa?
— Benim paltomu çalacak adam daha anasının kamından çıkmadı, beyefendi abi. Bizim malımız kılçıklıdır, çalanın boğazına saplanır.
— Sattın demek?
— Yok be yahu. Satıp da parasım yeseydim yüreğim yanmazdı. Güme gitti diyorum ya. Bir gün kahvede İb-rahimle tavla oynuyorduk; tanımadığım bir adam yanımıza geldi; «Beş kâğıdına bir parti yapalım» dedi. Benim cebimde on papel vardı Üst üste iki parti kaybettim, on kâğıt gidince yüreğim sızladı. On papeli kurtarmak lâzım amma üçüncü partiyi oynamak için cebimde para kalmadı. Yirmi beş kâğıda paltoyu rehin koydum. on papeli kurtarayım derken palto da gitti. «Dur be kardeşim, bana biraz mü-sade et de birkaç gün sonra yirmi beş lirayı veririm sana» dedim amma herif dinlemedi, sırtımdan paltoyu soyup aldı.
— Paltoyu aldığı için kavga mı ettin o adamla?
Ciddî oda ile kaşlarını kaldırdı;
— Yoook. bey abi. Sayenizde ben namuslu adamım. Herif beni zorla soymadı ya
Kendi arzumla kumar oynadım, kör talih aksilik ettiği için yenildim. Eğer ka-zansaydım ben de onun sırtındaki paltoyu alırdım tabiî.
— Mahkemeye niçin geldin?
— Palto meselesinden getirdiler, beyefendi abi. Soğuğa hiç yüzüm yoktur benim. Kış gelince palto yüzünden benim başıma işler açılıyor. Sokakta dolaşırken üşüdüm. Bir kahvenin önünden geçiyordum; şuraya gireyim de bir çay içip karnımı ısıtayım» diyerek girdim. Bu kahveye ömrümde ilk defa girdiğim için yabancı geldi bana. Sağa sola bakınırken köşede eski tanıdıklardan birini gördüm, onun yanma gidip oturdum. Çayımı içerken hatırıma bir iş geldi Mahmutpaşâda kunduracı dükkânına uğrayıp bizim koca karının iskarpinlerini alacaktım. O sırada mübarek hava öyle bir azdı ki kar fırtınasından göz gözü görmez oldu. Saate baktım, altı buçuk. Fırtınanın durmasını bekleşeni vakit geçecek, dükkân kapanacak. O havada paltosuz çıksam hasta olacağım. Sıkıntı içinde pis pis düşünmeğe başladım. Bizim ahbap da sıkıldığımın farkına vardı, sordu, meseleyi kendisine anlatım. «Ne diye kendini sıkıyorsun, İlyasçi-ğım? Bemın paltom var. Onu giyin de Mahmutpaşaya kadar git, dönüşte paltoyu getir. Ben seni burada beklerim» dedi. Paltosu kapının ardındaki askıda asılı imiş. Tarif etti, oradan alıp çıktım.
— Sonra ne oldu?
— Sonrası sizin sağlığınız, bey kardeşim. Allah razı olsun. bizim ahbabın sayesinde koca karının pabuçlarını aldım. Palto olmasaydı kahveden çıkamıyacaktım.
— Mahkemeye niçin geldiğini anlatsana.
— Palto meselesi, bey kardeşim. Palto derdinden yakamı kurtaramıyorum. Çarşılarda bir sürü elbiseler, çamaşırlar satıyorlar, kimse karışmıyor da benim sattığım palto polislerin gözüne batıyor.
— Sen palto mu sattın?
— Ne yapayım, beyefendi abi? Mahnıutpaşadan dö -nüşte bizim ahbabı kahvede bulamadım. İki gün akşamlara kadar her tarafa baktım. gene elime geçiremedim. Evini bilmiyorum ki götürüp paltosunu teslim edeyim. .
— Peki amma hem emanet paltoyu satıyorsun, hem kendin soğuktan şikâyet ediyorsun. Satacağına kendin giyinseydin ya.
— Amma yaptın ha! Elin paltosunu oen nasıl giyinirim? Öyle yeni bir paltoyu polisler benim sırtımda görseler; «Sen bunu çalmışsın* diyerek yakama yapışırlar. Başımdan atayım da kurtulayım, diyerek paltoyu Kapalıçarşıva götürdüm. İyi
TECRÜBELİ MUHASİP — Muay-yaa «Önlerde gelir vergUL ticari muhasebe defterlerini uygun ücretle tutar. Kıymetli rtferarulnr» maliktir Galat* rıhtımı Kefeli HümjIji lum 3 No, ya. Telefon: «MO. «78-3
TECRÜBELİ MUHASİP — Ticari defterlerini»! uygun ücretle tutar, ayrıca Almanca. İngilizce ve Fran-sıtea muhaberatınızı da İdare edebilir. R.S rumuzuna müracaat. Mİ — 1
iş ARIYOR — Gencim. Arapça lügatine bakiciyle vnkuım. at Fransızca ve İngilizce de bilirim. Ticarethanelerde veya evlerin dıs hizmetine. ayçıbk yapnblUlrm Gazeteye «V» rümuzlyle müracaat 900 — 2
YÜKSEK TİCARET MEZUNU BİR MUHASEBECİ — Günün muayyen saatlerinde gelir vergisine tabi tüe-carın defterlerin! uygun fiatle tutar. Ak^am'da (Muhasebeci) rümuzuna yazılması. 010 — 1
BRlNUmiJtn
İYİ TERZİ KALFASI ARANIYOR — Ismartomacı parça bası veya haftalık Ue Çakmakçılar yokugu ajafluııcıda Dübenadeler mafazuı civarında S»br| Safa Han No. 13. 827 - 1
KIZ İŞÇİ ARANIYOR — 14-17 ya» arazında anbalâj islerinde galtg-mak üzere l«ci aranmaktadır. Müracaat yeri: Temelli Han No. 13 Atabek mağarası yanında Yeni Postane caddesi. 08C —
CİDDÎ BİR TİCARETHANENİN — Kasa Ijlerini yapabilecek bir bayana İhtiyaç vaTdır. Kendi el yazılariyle JMS Posta kutusuna müracaat 882 — 1
ORTA YAŞLI — Kimsesiz bir bayın haftada bir gün ev. çamaşır islerini görecek htemelçi aranıyor. lEski Saarçhane sokak 32 Fal İh> ad-ersine mektupla müracaat. 879 — 1
YEMEK VE ORTA İŞİ YAPACAK BİR BAYANA İHTİYAÇ VARDIR — Adres; $tsll Bomonti İr? et paşa «ocak SUrel apartımanı 10 numaralı daire. 907 — 1
ASLEN ALMAN OLUP — McslcŞi mürebbtye olan bir bayan arıyorum. Orta yaşlı ve İngilizce bileni tercih edilir. Müracaat Tel: 25871 891 — 2
MUHABERAT İŞLERİ İÇİN — Daktilo. İngilizce - Fransızca bilen memur aranıyor. Acele Galata Rıhtım caddesi Veli Alemdar han 31 No .y» müracaatları. Tel. 42574. »İt — 2
AYDA 100 LİRA NET MAAŞLA ACELE MEMURA İHTİYAÇ VARDIR — 3000 Ura nakdi teminat verilmesi şarttır. Kefalet kabul edilmez. Talısüötta % 10 ve hor ruhsatta ayrıca 10 Ura prim verilir. Her gün sabahları saat 9 - 11 arası Sirkeci Yalı Köşkü cad. No. 76 han, kat 3. No. 3 tnyaat Bürosuna müracaat. 912 — 1
3 Al.l/Vl SATI WEŞYA)I
ACELE SATILIK KOMPRİME MAKİNESİ — Amerikan ARTHUR COLTON markalı, çok seri çalışan, muhtelif zunbalı. yepyeni bir kom -prime makinesi saldıktır Müracaat Hergün OŞledcn sonra Galata Tersane cad. No: 179 Tuna Eczanesi. Telefon: 49241 7B3
SATILIK PİYANO — En iyi marka Maçka Palas birinci kapı No. B. Müracaat her gün dğlcye kadar,
803
12,500 SATILIK — 3000 ipotekli on sene vergisiz Bejlktaflta yeni kâttır üçer odalı İki daireli .-ıpartunan biıl bostur. Marpuççular Leblebici ham 10. aw — t
ACELE SATILIK AHŞAP EV — 423 metrekare bahçe güllük, fidanlık. dört büyük bir küçük oda. İki büyük hol. helaları. İki kuyusu, elektriği vardır. Müracaat: Aksaray Sofular Ragıp Rey sokak No. 4 e.
096 — 1
OKKAZİON KÜRK MANTO — Par isten henüz geldi. Müsait flaL Cinai: Pal - Astragan. Müracaat Terzi islratl. Eminönü No. 31. GUmtlrk karsın. — 1
ŞEREFLİ MEVKİDE SATILIK ARSA — Beyoğlu. Harbi ve Emlâk caddesinde denize nasır. 17 metre cephe 470 metrekare. Pastakutusu 4M. İstanbul. 891 —
SATILIK ARAZİ — Mudanya kazasına bağlı Göynüklü köyünde kâin gayet münbit 3000 dönüm arazi acele satılıktır. Almak istlyenierin Buruda Veli Şemsettin mahallesi Kn okulu caddesi 2 numarada Veliye Sehbenderler’e müracaatları
890
ACELE — 20000 kilometrede, radyolu ve kalorifer Ue »ogukhava te sisli Amerlkada monte edilmiş lüks taksi otomobili vasıtasız olarak satılıktır. Müracaat: P.K. 1652 (Otor Galata. 852
SATILIK EV - Beyoğlu Katyoncu-hulluk caddesi Gillfldan sokak 1 No. 11 4 kal. s Oda. ev, elektrik, 1 kat bos teslim kâgtr ev. 12'150 liraya satılıktır. Müracaat: Galatasaray Pasaj Krcpen 10 No. lı kahvede. 857 — 8
LOKANTACILARA, MAHALLEBİ-C İLERE PASTACILARA. RAKKAL-LARA — İrinine yarar vitrlnU bir buz dolabı Uygun flatle satılıktır. Müracaat yeri: Ycmiç iskele caddesi 3Jİ. Tel of on 258» 892 — 1
ÇOCUK ARABAM — iyi cins Avrupa malı az ve temiz kullanılmış bir çocuk arabası alınacaktır. Sabahlan saat il o kadar telefon 85733, 307 - 1
ÇİFTLİK VE EVLER - Çekmecede İsparta çift ilgine bitişik 2,50» dönüm sırf crazl 45 000 liraya keloplr fiate satılıktır. Bol su. düz yer. fevkalâde manzara. Satılık ev isUklft) caddeye yakın bo; teslim S kat 45 000 Kiralık asri ev bol günejll konforlu 3 odalı 30M liraya. Müracaat. Beyoğlu. Rumeli han geçidi dükkân No. 17 Bay lsldora. mm —
— 2
ELEKTRİKLE MÜCEHHEZ — Bütün makineleri U, ali yel te ruhsatlı komple imalâthane ehven rintle satılıktır. Her «ün saat 11 - 12 arası 40035 e telefon edilmesi
903
3
DEVREN SATILIK - Ijlek mevkide manifatura, tuhafiye dükkânıma bore dolay isiyle % S tenzilatla acele devren satılıktır. Müracaat; Üe-ktldar Hâkimiyeti MlUlye 107.
974
>
SATILIK TAKSİ — 5M3 plâkalı
Argo saatli açık renk Deneto. Bankalar «aralında «örHİe bilir. Sirkeci Şeref oteli Tl. ÖTS4
BATİLİK APS A — Nijantagında Vali Konağı caddesinde ■ kaili Ap tngatsna müsaadeli cepheni 8,5 metre. önü açık havadar 107 nı2. Telefon 3317Ö. 870 — 1
İPOTEK 1STIYENLEHE
KADIKÖY
EK2EE
İNGtLİZCE VEREN BAYAN — Ç-0 cuklara. büyüklere, kolay metod. ko-nu$ma usulü, imtihana hazırlama, elverişli şartlar. M D posta kutusu W0 İstanbul rümuzuna müracaat.
864
ARSA DAHİL 10M İLÂ ÜÇ BİN LİRASI PEŞİN TAKSİTLE EV tN ŞAATI — İstanbul Alemdar canoeM Gülhane Park kapısı karcısında (3'1-8K> - 1
İNGİLİZCE — Amerlkada okumuş ve Amerikan mekteplerinde İngilizce Öğretmiş bir genç Üç ayda Usan öğretir. Akşam «D. S.» rümuzuna müracaat. 908 — I
(Baş tarafı 5 ne i sahifede> 1950 yılında Komaya gelecek Hılstiyan turistleri taşımak ve memlekete döviz sağlamak hu -susunda bize büyük faydalar temin etmiş olacaklardL Kuraklık yüzünden elektrik tahdidi kadar, Akdenlzde bizimle rekabet endişesinin de bu gecikmelere sebep olduğunu sanıyorum E-ger Ansaldoda. bu endişe de hâkim olmuşsa, bize rakip bir mem lekete gemi ısmarlamanın bir hatâ olduğu yolundaki düşünceler teyld edilmiş olacaktır.
Şimdi teslimleri senelerce müddet geciken ve bu yüzden astan yüzünden pahalıya mal olan bu gemiler hakkında biraz malûmat vereyim.
Büyük gemiler
Büyük gemiler, yani İskenderun İle Samsun 7000 gros ton etrafındachrlar. 8800 beygir kuv vetlle azamî tecrübe sür'ati eri 20, servis sûc’atlerl 18 mil ola -çaktır. Birinci mevki yatakları 86. İkinci mevki 116, 3 ncii mevki 276 dır. Güverte yolcusu yoktur. Mürettepîert 108 kişi olacaktır. Anbar kapasiteleri şöy -ledlr: Yük anbarları 405 ton. soğuk hava anbarları 100 ton, bagaj ve posta anbarı 50 ton yük alır ki, hepsi 555 ton eder. 20 tane otomobil de alabilecekler -dlr. Bu otomobilleri de 25 ton olarak hesaplarsak bu koca muh tellt yolcu - yük gemilerinin yalnız 580 ton gibi ehemmiyet -siz bir yük taşıyabilecekleri anlaşılır kİ, hakikaten pek azdır.. Gemîler ısmarlandığı zaman 2000 ton yük alacakları Devlet Denizyolları genel müdür yar -dımcllarından biri tarafından bana söylenmişti; Amerika -dan alınan İstanbul ve Adana vapurları 5250 tonluk oldukları halde. 2800 ton yük alan geniş anbarları vardır. Bunun 500 tonu soğuk hava anbarlarına konulacak neviden yüktür Bunlar da 20 ç-tomobll taşıyabilirler. Bu gemilerde 150 birinci. 60 ikinci, 78 üçüncü mevki ve 220 yataklı güverte, yani kovuşlarda yatan yolcu alabilirler, İcabında bu 220 yolcunun sayısını daha artırabilecek yerleri de vardır Demek kİ, 7000 tonluk İskenderun İle Samsun 5250 tonluk İstanbul ve Adanadan. hem daha az yolcu, ve bilhassa çok daha
az yük taşıyacaklardır. Sür’at bakımlarından da aralarında büyük fark soktur. İstanbul ve Ankara 7300 beygir kuvvetlle 15,5 mil azami ve 17 mil servis sür'atlne sahiptirler.
Ansaldo gemileri İse 8800 bey gir kuvvetlle azami 20 mil ve
18 mil servis sür'atlne mâliktirler.
Görülüyor ki, yeni İskenderun ile Samsun, birer muhtelit yolcu - yük gemisi olmak bakımından 1933 - 34 doğumlu olan ve Fuat Zlncirkıran heyeti tarafından Amerlkadan satın alınmış bulunan İstanbul ve Adana vapurlarından üstün ticari vasıflarda değildirler. Halbuki, daha yüksek ekonomik vasıflan haiz olmaları lâzımgellrdL
Küçük gemiler
Bu İki gemi yine Ansaldoya alt olan NapuU civarındaki tezgâhlarda yapılmaktadırlar- Bu gemiler, Marmara seferlerine mahsusturlar Bidayette, bu seferleri yapmakta olan 1500 tonluk Sus İle Marakaz’dan biraz büyük yapılmaları kararlaştırılmış ve 2300 gros ton olmaları mukarrer bulunmuştu. Fakat zamanla gemiler, şişip büyümüş ve tonajları şimdilik 3000 l bul' muştur.
Uludağ ve Bandırma adlarım taşıyan bu İki geminin de ha -kiki tonajları. İnşaları tamam olduktan sonra malûm olacaktır. Bunların da 5500 beygir kuv vetlnde çift türbin makine İle
19 mil aza ini ve 18 mil servis sür'atleri vardır. 480 birinci ve 400 ikinci mevki yolcusu taşıyacaklardır. Güverte yolcusu ve yük anbarlan yoktur. Bazı kaptanlar, bu gemilerin işleyecek -lerl Mudany i. Bandırma İskeleleri için çok büyük oldukları ve İskeleleri büyütmek lâzımgelece ğl kanaatlndedirler- Hele bir gelsinler babalım, bu cihetleri sonra düşünürüz.
Küçük gemilerden biri mart sonunda, ötekisi de nisan so -punda gelecektir. Büyüklerden İskenderun haziranda, Samsun da temmuzda teslim edllecektlr-Ansaldonun yeni bir gecikme İle teslim işini geriye atmaması ve bizi bir zarara daha uğratma -ması şartlie.
A. D. D.
— 3
R akşam
Abone bedeli
DOKUMA FABRİKALARI İÇİN — Her nevi kâğıt masura yapan otomatik makine yeriyle veya ycralz satılıktır, Müracaat: Fincancılar mudiye Kan numara 1
898
Mah-
2
bir müşteri çıktı, onunla pazarlık ederken polisler yakaladılar.
Mahkeme açıldı, bizim ahbap titrlyerek kalkıp kelepçeli bileklerini jandarmaya uzattı.
I
Ce. Re.
İSTABUL ŞEHRİNE YAKIN — (1500 - 3000) dönüm mlkdarında çlf-llgi «İtip satmak İsteyenlerin, arazi ve müjtcmllâ tının ve içinde suyu o-tup olmadığın in. kabilse basit bir krokisini ckliyeceklcrl tekliflerini, mümkün olduğu kadar talzilâtlı olarak aşağıdaki adrese mektupla bildirmeleri. Adres: İstanbul Ketenciler Sabuncu han Cad. Bayır Han No. 41 Zeki. 905 — 2
idarehane: BabıAU civan
Cemal Nadir No 13
Düşman Dostlar
Macera ve Aşk Romanı
Yazan; I D. Carr Tercüme eden: (Vâ-Nû)
l Tr-friks NO. 37 '
Alec Forbes’ten bahsedişini dü- I şündü. Onu cinayet İşlemiş, eonra kendi kendine kıymış | gibi gösteriyordu. Euna karşılık dok ot r Fell, susuyordu. Kathryn İse, düşüncelerine dalmıştı. Ve Swan, gazetesine uzun bir röportaj yazmakla meşguldü.
— Niçinmlş efendim?
— çünkü Collnln kuleli odada geceyi geçirmeğe karar verdiğini bilemezdi. Forbes, dün, öğleden sonra, hep handa İmiş. Colin İse, kule odasında yatacağından bize aynı gün öğleden sonra bahsetti. Binaenaleyh, Colln’ln ansızın verdiği bu karan Forbes bilemezdi. Eğer Forbes katledildi İse, ki ben buna kaniim ama ne şekilde katledildiğini bir türlü kestiremiyorum; bu cürüm An g usun intihar etmediğine
bizi İkna için İşlenmiştir. Lâkin, bu mizansenin sebebi ne? Hiç şüphesiz, sigortanın vereceği para olacak. Ben öyle zannediyorum kl...
Sustu, çehresi saf ve lâtif bir İfade aldı. Holde, ayak sesleri duyulmuştu. Kız, bir göz İşareti ile Alan'ı'lkaz etti. Alan da, yine fotoğraf aloümünü açtı, dalmış gibi göründü.
Odaya gazeteci Şuan girdi.
Gazeteci, Elspat halanın kendisini cezalandırdığı sırada ne derece ıslanmış ise şimdi de o derece ıslanmıştı. Ocağa yaklaştı ve ellerini ateşe uzattı:
— Eğer zatürreeye yakalanmazsam şaşarım... Demek kİ beni gaipten himaye eden bükü vvet varmış diye düşünürüm, Doktor Fell'ln ardından asla ayrılmadım, çünkü bana o şekilde emir verilmişti. Eğer bu
vazifeyi kolay zannediyorsanız aldanırsınız.
— Yok, kolay zannetmeyiz.
Gazeteci, nallnden şikâyete devam etti:
— Hakikaten kolay değil! Bü-gün doktor Fell. iki Kere ölümden kurtuldu. Fırtına patlak vermeden evvel hava müdafaa-cılarile temasa geçti. Bundan bir şey aniayabildlmse nah şuradayım. Benim yerimde Sher-İock Holmes olsaydL yine İşin içinden çıkamazdı. E. bakalım, burada yeni bir şey var mı?
— Hayır. Ailenin eski fotoğraflarına bakıp duruyorduk.
Ajan, albümü yavaş yavaş karıştırıyordu. Birdenbire durdu; gözleri bir fotoğrafa Taslayıp hayrette kaldı. Dehşet içinde dedi kl:
— Fakat ben bu simayı bir yerde gördüm.
Fotoğraf, takriben 1906 senelerinde çıkarılmış Olacaktı. Açık renk saçlı bir adam; bıyıklar düşük. Üst köşede gayet antika bir hatla «iyi temenniler» yazıh.
Katherin, kuzenine:
— Tabiî bir yerde görmüş o-lacaksımz. — dedL____Campteli1
lerden birinin resmi. Campbell’ ler, aşağı yukarı birbirlerine benzerler.
— Hayır hayır, öylesi değil.
Böyle konuşaraktan, delikanlı albümden fotoğrafı çıkardı, arkasını çevirdi. Aynı antika batla, arka tarafta şöyle yazılıydı: «Robert Campbell, Haziran 1905.»
— İşte demek ki meşhur Robert, dahi Robert!
Alan’ın omuzu üzerinden bakan Swan, albümdeki öbür fotoğrafları da görmek istedi. Robert Campmell'l yerine koydu; sahlfeleri karıştırdı.
— Aman Allah ne güzellik bu! İnsanı teshir eden bu sima da kim?
— ELspat hala.
— Kim, kim?
— Elspat Campbell. Gözlerini uğuşturdu î
— Yahu, bu o cadı kan mı?
— Tabii ya! şu öbür fotoğrafa da bakınız. İskoç kostümü giymiş. Fevkalâde güzel olan bacaklarını temaşa buyurursunuz. Bugünkü gustoya göre belki de biraz şişmanca ama...
Kathryn .berrak »esiyle haykırdı;
— Bununla beraber sizin sevgili düşes Çleveland'ın bacaklarına kıyas edilmez.
Gazeteci, merakla sordu :
— Kuzum, söyleyin şu düşes Cleveland kim? Charles kim? Russel kim? Onların bahsi açılınca siz niçin boyuna kavgaya tutuşuyorsunuz? Sorduğum bu s&ullerle merhametinize fazla nüfuz etmeğe kalkışıyorum galiba? Beni affedlnl Ancak bu iş zihnimi o derece işgal etti ki. uyku uyuyamadım.
Alan, gülümseyerek İzahat verdi:
— Celeveland düşesi Charles’ ın metresiydi.
— Ha, İşte ben onu anlar gibi olmuştum. Peki, sîzinde mİ metresinlzdl?
— Hayır Sizin zannettiğiniz gibi, Amerlkada bulunan Cle-velandlarm. menşe İnden değil. Bu bizim bahsettiğimiz İki asır evvel ölmüştür.
— Kuzum .siz benimle alay mı ediyorsunuz?
— Böyle bir harekete cüret edemem. Kuzinim ve ben, tarihi bir mevzuun münakaşası üzerindeyiz.
— Pardon! Lâkin, banimle a-
MEKTUPLARINIZI ALDIRINIZ; Gazetemu idaresini aares oıara» göstermiş "alan Karilerimizden
Hollywood’un faninmiş yıldızlarından Llndu Damell'in başlıca zevki boş yakıtlarında iş işlemektir. Bu esnada çok sevdiği köpeği Medor yanından ayrılmaz.
lay ettiğinize eminim. Celeveland isimli bu kadir., her halde mevcut olacak Daily Flood-llgth’a gönderdiğim ilk makalede yazdığım gibi, o...
Devam etmek İçin dudakları kımıldadı, fakat devam edemedi. Dört göz ona. şimşekler saçarak bakıyordu.
Kathryn, dişlerini gıcırdatarak sordu:
— Siz makalenize ne yazdınız bakayım?
— Bir şey yazmacım vallahi, namusumla temin ederim. Ufacık bir telmihte bulundum. Minimini bir şaka... Şeref ve haysiyete dokunmaz.
— Alan! Kılıcı tekrar ele almanın zamanı gelmedi mi dersiniz?
Gazeteci, gayri ihtiyari geriye doğru sıçradı ve sırtını duvara çarptı. Daha ciddî bir sesle izahat verdi:
— Dinleyin beni, kuzum. Nasıl olsa evleneceksiniz. Doktor Feü .size mümkün mertebe çabuk evlenmenizi tavsiye ediyordu. öyleyse yazdığım makalede ne fenalık var? Size fenalık olsun diye yazmadım, sadece de-cilm kL..
Kathryn, aynı soğuk ifade ile:
— Ah, şu Colln’ln Koşabilecek durumda olmaması çok fen al — dedi.
Bununla beraber, ateşli silâhları çok iyi kulandığma. iyi nişancı olduğuna eminim. Yatak odasının penceresi şoseye açıldığına göre...
Düşüncefl düşünceli tavana baktı.
Tam o esnada hizmetçi, kapıyı açıp dedi kl:
— Bay Colin Campbell, sizinle görüşmek İstiyor.
Swan in rengi attı.
— Kiminle görüşmek istiyor?
— Hepinizle.
Kathryn, itiraz etti:
— Fakat, doktor ziyaretlere müsaade etmiyor ya?
— Orasını bilmiyorum. Her halde viski yasak edilme miş-olacak. Çünkü boyuna İçip duruyor. — diye hizmetçi izahat verdi.
Katheryn, kollarını göğsüne çaprazladı ve gazeteciyi tepeden tırnağa süzdü;
(Arkası yari
18 Oca* 195 0
AKSAM
Salıife 7
İklimler değişti mi?
Bugünden, dünden
Meri, yatanına uaanmış, gc«-krini tavana dikmiş, derin derin düşünüyor, gece kandilinin titrek ışıkları arasında beş hayal görüyor: Biri, kendisinin 17 yaşındaki hayalde, Dlno’nun kendisini çıldırasıya severek e-bcdi bir aşk ve sadakat vadettlği anmanı, hayali ve evlendikten sonra kendisUe kocasının üç çocuğunun hayalleri.
Tam altı aydanbcri, bu be$ hayal, biran bile güderinin ö-nünden gitmiyor ve göğsünden yükselen kesik hıçkırıklar, zayıf vücudunu sarsıyordu.
Üç çocuğunun en küçüğü olan Fani, annesinin yanına sokularak:
— Cici anneciğim. »yİ» bana babam niçin bu kadar çok gecikti? diye sorunca, genç kadın. kızınıff bu hasretini gidermek için:
_ Üzülme kızım. Posta geciktiği için mektubunu çabuk alamıyoruz. Mesafe çok uzak! Fakat bugünlerde muhakkak babandan bir haber alacağız, gibi sünnettedarlk bir cevap verdi.
İkiz çocukları da söze karışarak sordular.
— Babam çok mu uzakta anne?
— Uzakta, çok uzaktadır yav yularım!
Çocuklar:
— Ne yazık anneciğini diye esefle haykırıştılar.
Dino, alfa aydamberi evine uğ ramıyordu. O günden beri, zavallı Meri, daimi bir elem ve ıstırap içinde yaşıyordu. Bir akşam kocasından bir mektup aldı. Dino bu mektubunda, bir daha dönmemek üzere uzun bir seyahate çıkacağı için kendisile çocuklarının geçimini temin etmek üzere bankaya bir miktar para bıraktığım karısına bildiriyordu. Meri, teessüründen çıldıracak raddeye geldi. Çünkü sevgili kocasının bu ani hareketini neye atfedeceğini bilemiyordu.
Dino nereye gidiyordu, ken-dtalle çocuklarını bırakıp niçin kaçıyordu? Meri, bunun sebebini ertesi günü bir arkadaşın-, dan öğrendi:
Kocası, Katina namında bir kadınla kaçmıştı. Bu kadın, kendi arkadaşı idi Kocası, ev-lenmezden evvel Katina İle münasebette idi. Fakat Meriyi görüp sevdikten sonra onun semtine uğramaz olmuştu. Di-nonun Meri ile evlenebilmesi için uzun bir zaman geçmesi icap etti. Çiinkii delikanlının mali vaziyeti müsait olmadığı için babası bu izdivaca razı olmuyordu. Saniyen ba müddet esnasında Dlnonun annerf ölmüştü. Nihayet Merinin baharı, bu izdivaca razı oldu. Ve Dl-noyu yanına alarak ticaretine şerik yaptı. İzdivaçtan sonra kan koca, sekiz yıl tam bir saadet içinde yaşadılar. Evlerinden neşe ve şetaret akıyor, dünyaya gelen üç çocukları bu çiftin saadetini tamamlıyordu Bu müddet zarfında, a-ilenln ahengini en küçük bir İhtilâf bile bozma mışb.
Bütün bu noktalan gözonön-de tutan Meri, kocasının kendisini ve çocuklarını bırakıp da Katına ile nasıl kaçtığını havsalasına sığdiramıyordu. Genç kadın, İçi kan ağlı yarak:
— Artık, sevgili kocamı bir daha goremlyeceglm diye inliyor. çocuklarının:
— Babamız nerede, ne zaman gelecek anneciğim şeklindeki suallerine:
— Uzun bir seyahate çıktı. Üzülmeyiniz, yakında dönecek! cevabını verirken ağlamamak, teessürünü evlâtlarına gösterip onları da üzmemek için insan takati fevkinde bir gayret sar-fediyordu.
Yor. mevsimi geldi,* genç anne çocuklarını sayfiyeye nasıl götüreceğini düşünüyor, yatağına uzanarak kocasının hayalini gözlerinin önüne getiriyordu. Dinoyu hâlâ kalbinin bütün kuvvetile sevmeğe devanı ettiği için ona karşı kin bağ-lûmamıgtı. Yalnız mektubunda kendisini bir daha görmlyece-Rüıl yazdığım hatırladıkça lııç-kıra hiçkıra ağlıyordu.
Bir gün çocuklarının odasından yükselen sevinç kahkaha-an garibine gitti. Daha yarım «uıt evvel onları uyutmuştu. Odalarına koşarak kapjyj açın-ca o da şaşa kald), gözlerine bir türlii Inanamıyordu. Gördüğü manzara şu Jdl:
Hareketinden pişman olan kocası, eve dönmüş, evlâtlarını kolları arasına alarak şapır şu-
pur öpüyordu. Çocuklar evlerin de cereyan etmiş olan faciadan bihaber, seyahate dair kendisine bir sürü sualler soruyorlardı. Dino bu sualleri onları buselerine gark etmek suretile cevaplandırıyordu
Meri, kalbi neşe ve saadet içinde kocasının yanına koştu ve kolları arasın» atıldı. Dino, mahcup ve nâdlm".
_ Ben sana insafsızca davrandım. Beni atfedeceksin değil mİ Mcrlclğim? diye sordu.
— Meri:
— Sen çocuklarımın babası ve sevgili kocaman. Geçen kara günleri artık hatırlanııya-Um. Cevabını verdi ve güzel gözleri sevinç yaşlan ile doldu.
Çeviren: .1. HİLÂLİ
Parasız verem aşısı
İstanbul 16 (AJL) — it sağlık müdürlüğü İle İstanbul veremle savaş derneğinin müşterek çalışmaları neticesinde halka parasız B. C. G. verem aşısı tatbikine dün sabahtan itibaren başlanmıştır.
Aşı tatbikat merkezleri 14 û veremle savaş dispanserlerinde 9 u yeni açılan istasyonlarda olmak üzere şehrin 23 muhtelif kısmında faaliyete geçmiş bulunmaktadır.
Ingilterede kışlar mutedil geçiyor
Londra 17 (Naten) — Yer yükünde iklimlerin acayip bir şekilde değişmekte oldukları mü-şahadc edilmiştir. Bazı uzmanların güneş lekelerine, bazıları nın da hallcdilemeycn bazı tabiat değişikliklerine atfettikleri bu acaipliklcr bilhassa İngiltere ilie Amerlkada kendini göstermiştir,
tngllterede kışlar mutedil geçmeye başlamıştır Hatta bazı yerlerde sıcaklar bile bastırmıştır. Diğer taraftan Amerikanın şiddetli kışları olan bölgeleri şimdi yaz ayları yaşamaktadırlar. Ayrıca güneş memleketi diye anılan ve tanılan Ka-llforniyada İse buz tutmuştur. Bu bölgede bir çok meyve ağaçlan zarar görmüşlerdir.
Kuzey Avrupa İse gayet şiddetli bir kışla karşılaşmıştır. Sovyet Rusya ile Moskovada şimdiye kadar görülmedik soğuklar başgöstermlştlr. Leningrad şehrinde derece sıfırın altında elliyi göstermektedir.
Türk - Hindistan kültür derneği
Ankara 16 ( Akşam — Türk -Hindistan kültür demeği dün sat 16 da dernek binasında fevkalâde toplantısını yapmıştır. Toplantı başkanlığına Çorum Milletvekilli Hasene İlgaz seçilmiştir. Bundan sonra gündemde mevcut maddeler görüşülmüş ve İstanbul şubesinin açılış formalitesi tornalandığı için bu hususta faaliyete geçilmesi karar altına alınmıştır.
Bundan başka Hin rüştüm cumhuriyetinin ilân edileceği 26 ocak gûnû için yapılacak kutlama programını hazırlamak üzere bir komite kurulmuştur.
Askerî fabrikaların idaresi
Ankara İS — Millî Savunma komisyonu bugünkü toplantısın ds askeri fabrikaların İşletme Bakanlığına devri ve iktisadi devlet teşekküleri halinde İdaresi tasanınm görüşmüştür. Bazı üyeler, bu fabrikaların Savunma Bakanlığı emrinde kalmasını İstemişlerdir Neticede rabrikalann İşletme Bakanlığı tarafından idare edilmesi ko-misyonca kabul edilmiştir.
İzinsiz yurt dışına ı götürülen sporcu
Ankara 16 — Harb okulu komutanlığı tarafından Beden Terbiyesi genel müdürü Vildan Aşır Savaşır Ue Basketbol federasyonu başkanı Vedat Abut aleyhine açılan (gizilce bir şahsı yurt dışına çıkarmak) dâvasına bugün bakılmıştır.
Dâvanın, mahiyeti, M7 de Türk basketbol takımı arasında Mehmet Ali Yalım adında birisinin Harb okulu komutanlığından İzin alınmadan Lübnan ve Mısıra götürülmüş olmamdır.
Vildan Aşlr bugünkü ifadesinde. Mehmet Ali Yalıma izin verilmesi İçin ilk önce tezkere yazıldığını, fakat kafilenin hareket gününe kadar bîr cevap gelmediğini, bu sırada Mehmet Ali Yalımın genel müdürlüğe gelerek kendİBine bir tezkere verilirse izin alabileceğini söylediğini, tezkere verildikten sonra akşam üstü İstasyona gelen Yalımın (İzini aldım, genel müdürlüğe de bildireceker) dediğini ve bu suretle kafileye katılarak Lübnan vç Mısıra gittiğini söylemiştir.
Tek dersten ve üssümizandan kalanlara imtihan hakkı
Ankara 16 (Akşam) — Ankara hukuk fakültesi öğrencilerinden tek ders ve üssiimlzan dan kalanlarına şubatta imtl-han'Tıakkı tanınması hakkında-kl karıy Meclis komisyonundan çıkmıştır. Bu kararın yürürlüğe girebilmesi İçin önümüzdeki günlerde Meclis heyeti umumlyeslnln müstecelen çıkarılması İstenmektedir. Eğer bugünlerde Meclis heyeti umu-j miyeslnden çıkarılabilirse önümüzdeki şubatta imtihana girebileceklerdir.
Amerikanın
nüfusu
(Bitarafı 4 üncii sahifede)
1910 da Blnblrdlı'ek’te oturduğum yıl. kış gemi azıya aLı-verdl idi. Sokaklarda tepeleme kar dolu. Tramvaylar yürüyemiyor; araba beygirlerini yürütmek deveye hendek atlatmaktan beter. Kapı karşı ahbabıma giderken, sanki karpuz kabuğuna basmış gibi vızzadak kaymamla sağ dizimin üzerine kapaklanmam bir oldu. Ağnsı-na dayanamıyorum; kompres, pansuman, masaj kâr etmiyor. Bastona dayana dayana bir ay topal ladımdı.
O zemheri esnasında mizah gazetelerinden biri alaylı bir^ manzume deıcelmiş, bunu okuyan Salt Hikmet merhum hemen;
— Anlaşıldı. Cenap Şahabed-din üstadımızın mahut (Elhanı şita) sini tashih gerek! diyerek •Ey uçarken düşüp ölen kelebek» mısraındakl kelebeği kargaya çevlrlvermişti.
1929 un yaman kışını da u-nutnuyalım. Ihı Urlardadır ya, o vakit de — yukarıda geçtiği gibi — Karadenlzden hurya fiden buz kümeleri Sarayburnu önlerine. Ma rm araya yayılmış. Kutup denizlerini görmedik de-miyellm diyerek herkes seyrine seğirtmlşti.
GöatepelHer bilir. Demiryolunun İstasyon altındaki dört metre derin yarması karla dolup sağı ve solu aynı hizaya geldi, trenler IşUyemedi.
Zemini basık Dutluk tarafında oturan u’r komşumuz duvar boyunca örülen bahçe kapısından glremiyerek. kaç defa ağaca tırmanarak güç belâ İçeriye atlamış; kimseler işine gücüne gidememiş; tabana kuvvet Bağdat caddesinden Kadıköyünü tutmağa kalkışan pek gözlüler Selâm! çeşmesine varmadan gerisin geri dönmeğe mecbur kalmışlardı.
★
Eski ekâblr sayfiyelerinde yaz mevsimi için kar kuyuları varmış. Köşklerinin, pahların bahçelerine gayet muhkem ve ızgaralı olarak kazdırırlarmış Kışın kar yağınca ilkine yanaşma yok; zira temiz olmaz, semtidir, sancı verir kanaati kulaklarda küpe. Birinci kar ta-mamlyle eriyecek; İkincisinde bekçinin, korucunun ellerinde kürekler, küreyip küreyip kuyuya tıkacaklar; İçerisi ağza kadar doldu mu demir kapak kapanıp kült asılacak.
Vakta kİ haziran yarılandı mı, uşaklara emirler:
— Bana soğuk bir fenk üzümü şerbetli... Bugün meyyali dondurma ehududulu olsun!... Çilingir sofrasının cacığına boi kar serpiştirin!
Âli Paşanın Bebekte, Keçeci-zade Fuat Paşan m Kanlıcada. Mısırlı Mustafa Paşanın Kandillide. Serasker Hüseyin Avni Paşanın Paşalimanuıda kâin sahllhanelerir.de kar kuyularının daniskası mevcutmuş...
Son istatistiklere göre 150 milyonu geçti
Nevyork 17 (Nafen) — Birleşik Amerikanın nüfusunun ayda 200.000 kişi artmakta olduğu bildirilmektedir. Son istatistiklere göre Amerikanın nüfusu 150 milyonu aşmıştır.
Diğer taraftan bu sene zarfında kaydedilen ölüm adedinin azlığı da bir rekor telâkki edilmek tcdlr.
İstatistiklere göre, 1947 senesindeki ölümlerin sebepleri kalp hastalıkları, kanser ve diyabet olarak tesbkt edilmiştir. Son İki sene zarfında sari hastalıklar hemen hemen yok edilmiştir. Verem ve zatürrlye hâdiseleri de mühim ölçüde azalmıştır. Son istatistikler, veremden ölenlerin 100.000 de 30 ve za-türriye vakalarının da 100.000 de 38,7 olduğunu göstermektedir. Çocuk felci vakaları da azalmaktadır.
Yemen’nı cenup hududunda İngiliz kuvveti toplanmış
Kahire 16 (AP) — Al Assas gazetesinin bildirdiğine göre, Yemen'in cenup hududunda, İn gülzlerin çöl için hususî surette talim görmüş olan bir askerî kuvveti tahşıdat yapmaktadır. Haberin menşei Aden'dir.
Belediye zabıtası
Belediye zabıtası. emniyet müdürlüğünden bu senenin sonuna doğru ayrılacak ve belediye emrinde miistakilen vazife görecektir.
Vali ve Belediye Başkanlığı, kurulacak belediye zabıtasının vazifelerini iyi bilen elemanlardan teşekkül etmesi için yakında belediye zabıtası okulunu faaliyete geçirecektir. Bu okula lise mezunu gençler alınacak ve altı aylık mesleki bilgileri mütaakıp ilçelerde kaymakamlar ve nahiye müdürleri emrinde çalışacaklardır.
Belediye, yeni bütçesine bu okul ve ayrılacak belediye zabıtası teşkilâtı için tahsisat koyacaktır.
Jimnastik ve spor gösterileri
Şehrimizdeki kız ve erkek liseleriyle okullar Mart ayında yapılmak üzere geniş programlı bir jimnastik spor gösterisine hazırhınmaktadırlnr. Liseler Jimnastik miisamerelerl, orta
Tüccar Derneğinin bugünkü toplantısı
Tüccar Demeğinin 21 nel aylık toplantısı bugün saat 16,30 da Liman Lokantasında yapılacaktır. Vali ve Belediye Başkanı Dr. Fahrettin Kerim Gökay'ın da hazır bulunacağı toplantının gündemini:
, 1 — Memleket sanayinin korunması bakımından ithalât nasıl önlenmelidir?
2 — fstanbulun İktisadi meseleleri nelerdir ve bunlar nasıl halledilmelidir? Mevzuları teşkil etmektedir.
Ayrıca toplantıda, derneğin Almanya alacaklıları komitesi tarafından, işgalden evvel Al-manyaya mal ısmarlamış ve bedellerine mahsuben % 25 avans ödemiş bulunan tacirlerin durumları üzerinde yapılan tetkik ve vanlan neticeler de görüşülecektir.
Fırınları kontrol
Son bir ay zarfında Kaymakam ve Belediye Müfettişleri tarafından 778 fırın kontrol edl-
okullar jimnastik müsabakaları içrek, suçları görülen 38 fırıneı-yapacaklardır. | y», ceza zabtı tanzim olunmtış-
Bıına alt tertip edilen prog-'tur.
ram Milli Eğilim Müdürlüğün-1 Belediye murakıblan Cunıar ce tesblt edilip okullara gön- Lesl ve Pazar günleri 345 esnaf deril iniştir. Okullarda çalışma- (ve müesseseyl kontrol etmişler lar başlamıştır. Gösterilerin ya- ( ve bunlardan 24 ü hakkında kapılacağı günler umumi prova- nunl takibata girişmişlerdir, lardan sonra önümüzdeki ayı tesblt edilecektir.
İş Kanunu
Ankara (Akşam) — İş kanununun bazı maddelerinin değiştirilmesi hakkındakl kanun tasarısı İlgili komisyonlardan geçerek Meclis heyeti urauml-yeei mÜBakeresl gündemine alınmıştır. Bilindiği gibi bu kanun 936 da meclisten çıkmıştı. Yürürlükte bulunduğu 13 sene zarfında kanunda bir çok boşlukların mevcut olduğunu gören hükümet 19 maddesini kısmen veya tamamen değiştirmiştir.
Değişikliklere göre tasan İş verenle İşçinin vaziyetini günün şartlarına uydurmaktadır. Ayrıca işçinin sağlık ve sosyal ve ekonomik bakımlardan refahı bu tasarıda göz önüne alınmaktadır. İş yerinin düzeni ve işçi ile iş verenlerin münasebeti bakımından tasanda hükümler vardır.
Türk sosyoloji cemiyeti idare heyeti Türk sosyoloji cemiyeti umumi toplantısını yapmıştır. Toplantı neticesinde Türkiye Dışişleri Bakanı Necmettin Sadak fahri başkanlığa seçilmişlerdir. ________________ uv„,v„_ Başkanlığa Prof. Hilmi Ziya Çinisinde bulunmak ürere Cum.-^®®’ başkanlığa Prof. Zl-
yaeddln Fahri Fındıkoğlu. sekreterliğe Selmin Evrim, azalılr-İara da Hazım Berge, Ali Rıza Korap, Doç. Nurettin Şazi Kö-semihal, Münir Raşlt öyraen, Nahlt Tendar, Dr. Ekme! Zadll seçilmişlerdir._____
Konya Türk Eğitim Derneğinin kongresi
Konya (Akşam) _ Konyn Türk Eğitim Derneği yıllık kongresinde, Konynçla bir Selçuk üniversitesinin açılması temen-
Surİyede
(Bnş tarafı 3 üncü sahifede) başkan mm keyf ve arzusuna, hased ve nefsanlyetlne tâbi oL-mayan, kendi kendine harekete ve yüksek milli menfaatleri mü dataaya kadir, kuvvetli bir müdafaa makinesi meydana getirmeleri lâzımdır.
Muarızların mütalâası
İrak ile Euriyenln birleşmesine muarız olanlar da diyorlar ki: «Suriyeliler otuz yıi İs tiki âf için savaştılar; şimdi frakın ve dolayı$lle İngllterenin boyunduruğu altına girmeği kabul edemezler; Irak ordu ve nüfusu l-tlbarlle Surlyeden üstündür.. Böyle bir birleşme vukuunda medeniyet, terakki ve kültürce Irak kat kat faik olan Suriye, Irak tarafından istilâya uğra -yacak ve şahsiyetini kaybede -çektir. Suriye ile Irakta birleşmeye taraftar olan devlet ricali ya bilerek veya farkına varmaksızın yakın doğuda entrika ocağını tültünnekten bir türlü geri kalmayan İngiltere -nln hüekâr AJJjlon'un âletidirler; Mısır, kuvvetli bir devlettir: Suudi ArabLstan hükümdarı çok zengindir; her İkisi bir araya gelir ve Suriyeyi kalkındırmağa ve müdafaaya teşebbüs e-derlerse muvaffak olurlar.»
Her türlü manevi bağları koparmış ve tamamile maddi düşünen küçük bir zümre de var kİ, o da şöyle diyor:
Arap devletleri hangi istiklâlden bahsediyorlar? Büyük devletlerin koltuğu altına sığınmadan yaşamağa İmkân var m»'’ Bu devletlerin büyükleri arasında en zeki, pratik ve açık olanı ve en alnlbsı, «Ürdün» ün ta-cldandır; rolünü hiç olmazsa açık bir sahRda ve şüpheye yer bırakmayacak bir tarzda oynuyor. İttlhnd’n bayrak tarlan da, muarızlan da lekesiz birer kuzu değildirler.»
Bu mütalâa; vatanseverlik kadrosunun ancak dışında yer alabileceği !çln (materyalizm ve markslzm’ln kalesi) sayılan memleketin ğizll damgasını taşıyan bir metaldir denilebilir
Allah Suriye ve Löbnanı korusun!
Şakir ÇEÇEN
Sovyet elçisi Tahrana döndü
Tahran 16 (AP) — 10 aydan beri Rusyada bulunan Sovyct-ler Birliğinin Tahrar. büyük elçisi tvan Satçlkov bugün eşi ile birlikte buraya dönmüştür.
Elçi, hava alanında Tahrandaki bütün Sovyet kolonisi men supları ve peyk memleketler diplomatları tarafından karşılarım ışUr. ______
Amerikada talebelere yardım
Nevyork 17 (Nafen) — Başkan Truman m talebelere yardım İçin yeni bit kanun projesi üzerinde durduğu bildirilmektedir. Bu projeye göre hükümet her talebeye senede 600 dolarlık bir yardım yapacak ve bu talebe tahsilini ikmal ettikten bir sene sonra bu borcunu devlete ödemeye bağlıyacaktır. Borcun on senede Ödenmesi İcap edecektir.
BULMACA
i 2 S 4 ö fl 7 8
ı 1 1 1 1 1 1
I l 1 II 1 I
o 1 1 1 I I 1 I 1 ■ '■ ■■ llllll
â m ı b ı
l M ■ M
00 M 1 1 1 1 1
1 1 • II
Soldnp »oÇa: 1 — trtanbııldz htr (rtSI. Z — Kıyamamak. 3 — Maınozaın
ffl'bl 4 - inim, 5 - Sonuna .Er gelirce toplan değil. B — Rıseplör-Hane. 7 — Terci intikam »t - Bağına -B» gcllrae avukatların cemiyeti, o — tnUzaua kor, 9 — İnce demir tevlıa - Erkek dadı, Ki — Sed et -■ Terci bir edaı.
Yukarıdan ağacıya: 1 — laUınhıılda bir otel, 2 — RaiMt yasama 3 — Teni pislik - Tavumıt eden 4 — Bir harb gemisi. S — tasına (B> (e-Jirto damı-lık öküz - Tersi yama -Cöe rengi. 6 — Ters» siyahtır - Cezire. 7 — Sarsaklar - Hnngl memleket halkından? S — Cemi eki - Bir musiki (UUnlı.
ÇEÇEN BULMACANIN HALLİ
Soldan zatla: 1 — TUrbeler. 2 — Eti Cali. 3 — Şükür. Da. 4 - Azamet. s — İstemek. B — La. Cal. 7 — Amel!. La. 8 — Tu. İç, Mı S — Leskeran. İÖ — Ha. Neke.
Yukarıdan ajafcrja: 1 — Tc-ikUiib, 2 — Öte, sunueJ. 3 — Rikat, Sn. 4 — 0terlik. 5 — Ecratn. İçen, ■ — La. Meç. Re. î — EMekalmak. B — Ulat. Lalnc.
HALKEVLERİ “ l. . -KURUMLAR.
İstanbul Yüzme ihtisas kulübü-nün tcrubettlBI danslı çay 21 orak cjmarterl (Ona mini 15 ten llibnren ve piyanist sanatkar lllıan Gcnçerin İştirakiyle Taksim Bdlbdlyc Gazino-«veda yapılacaktır. Davetiyeler Bcy-afilunda Neemi Rıza mağarasından temin edile bilir.
KONGRE TEHİRİ
Isianbıü. Yüzme Ilıt Um Kulübünden: 1/ ocak 19ŞO tarlntnde Baal üçte Ûrtaküy. Muallim Naci Cad. 112 numarada trulüp lokalinde aktrdılr-cejl lUn edilen kongre ekserbel bulunmadığı İÇln 30.1.930 çumaı »esi gllnû saat 15 e tehir edilmiştir Butta izanın hazır bulunmaları rka olunur.
KONFERANS
ŞlşU Halkevinden: 30 ocak 9M cuma günü 10 30 da Halkcvimtzde Prof. Dr. Süheyl Ünver tarat indin ıGeçmljtelcl; sanntlarımiMİAn alacağımız deriler), mevzuunda projcksl-yotılu bir konferans verllecoktı ı. Krr-kM «elcbiLLr.
hurbaşkamna bir temenni telgrafı çekilmiştir.
Yapı ve Kredi Bankasının İnegöl ajanlığı açıldı İnegöl 17 (A.A.I — Bugün saat 15 de Yapı Kredi Bankasının İnegöl ajanlığı kalabalık bir halk topluluğu huzuriyle açılmış ve derhal faaliyete geç-, iniştir.
' Fransız ticaret filosu
Paris 16 (AA.) — Fransız ticaret filosu bugiin hemen he-I men harbden evvelki seviyeyi bulmuştur. Daha 100 gemi İnşa halindedir. Bunlar da bitlikten sonra Fransız ticaret gemilerinin sayısı 790 ı aşacaktır.
Amerika - Lübnan müzakeresi
Beyrut 17 (A,A.) — Amerika İle Lübnan arasında bir dostluk ticaret ve kültür and taşmasının akdi hakkındakl müzakerelere burada yeniden başlanmıştır.
î sk ender unda deprem
İskenderun ış (Akşam) — I Cumartesiyi pazara bağhyan gece saat yanma doğru orta şiddette 3 saniye süren bir deb-rem olmuştur. Ayni gece saat ikide yeni bir debrem duyulmuştur.
Eski Tomruk dairesinde kanlı bir vaka
Vilâyet binası karşısında hukuk mahkemelerinin bulunduğu eski Tomruk dairesinde kanlı bir vaka olmuştur.
Buradaki sulh hukuk mahkemesine, boşanmak üzere u-sulcn «sulh teşebbüsü1» dâvası-! na gelen kunduracı Mehmet I Gemici İle karısı Hnstbe mâhke meden çıktıktan sonra kavgaya tutuşmuşlardır.
Bu sırada kadının kocasına sarfettiğl bir kııç ağır söze kı-[ san Mehmet Gemici, yanında bulunan kunduracı bıçağını çc-| kerek kanamın ürerine atılmış? yüzünden ve burnunun muh-[ telır yerlerinden yaralamıştır. I
be el koyan zabıta, _______________________
tadını tedavi altına aldırmış.' runun ailesi 61 üyeden mürek-carih koca hakkında takibata keptir. Bu adamın torununun girişilmiştir. [torunu dahi vardır.
110 yaşında bir Türk A meri kaya gidecek
Nevyork, 16 (Nafen) — Zaro .Ağanın en iyi dostlarından Osman. Doğrunun şimdi Birleşik Amerlkayı ziyaret etmek İstedi-|ğl bildirilmektedir. Buradaki .Türle Haberler bürosundan öğrenildiğine göte, i 10 yaşında o-| lan bu Türk, meşhur güreşçilerden Hftzım pehlivanın oğlundur. Anlaşıldığına göre, Amerikan ziyaret eden Zaro Ağa arkadaşı Osman Doğruya Amerika hakkında o kadar cazip şeyler anlatmıştır kİ Osman da bu ülkeyi bir gün görmek arau-yaralı suna kapılmıştır. Osman Doğ-
İzmir kasaba ve temdidi
Demiryolu Türk şirketi
İÇTİMA İLÂNI
Alelade surette İçtima edecek olan hissedar an heyeti u-mumiyesi şirket hissedarımı ticaret kanununun 361 nd ve dahilî nizamnamesinin 24 ncü maddelerine tevfikan 22 Mart 1950 tarihine mûradif çarşamba günü saat 10 da alelâdo surette İçtimaa davet edilmektedir. Alâkadarlarını tarih ve vakti mezkûrda Şirketin İstanbul’da Golata'da Güven hanındaki Merkez İdaresinde hazır bulunmaları rica olunur.
RUZNAMEİ M ÜZ AK ERAT;
— İdare Meclisi Raporu,
— Murakıb ve hesap müfettişleri raporu,
— 1949 senesi hesaplarının tasvibi ve İdare azalan zimmetinin İbrası.
— Nizamname! dahili mucibince tevziat,
—. Husi'si idare vazifesiyle iştigal eden âznlardan her birinin ucretierinln tayini zımnında meclis? selâhlyel fut sı..
— İdare meclisi âzalarının intihabı,
— Murakıp ve hesap müfettişlerinin inühablyie bunların ücretlerinin tayin!,
— Diğer şirketlerde dahi âza bulunan İdare meclisi âzalarının mezkûr şirketlerle ceryan edebilecek olan muamelâtın takibi İçin aelâhlyet itası.
Asaleten veyahut vekâleten yirmi hisse senedine malik bulunan her hissedar heyeti umumiye içtlmaına Iştlrâk etmek hakkını nlzamnıımel dahili mucibince haizdir.
İçtimaa İştirak edebilmek için hissedaran veyahut vekilleri haiz bulundukları hisse senetlerini bir bankaya tevdi ettiklerini içtimadan on az bir hafta evvel Isbat etmelidirler.
Bu babda imlâ edilecek olan varaka 11e numaralı bir bordroyu hlssedaran Şirket İdaresinden veyahut Osmanh Banka -sından istihsal edebilirler.
Her flzaya nama muharrer bir duhuliye varakası ita olunacaktır. İDARE HEYETİ
Mahke
ııulktn^iı
net
Sahile b_——=^=======____
Milletlerin garip âdetleri
AKSAM
18 Ocak 1950
hsla - yüan - tjûn» denilir ve ilahe İdi. Mabudenin mukaddes bir siması ve güzelliği de Venüs gibi İdi, igbu haç seferleri de bil hassa bu mabudeye münhasırdı, İşbu mabette bu ilahenin Önünde bir dua He kısır kadınların çocuğu olur denilmektedir. Çinin en tanınmış şairleri bu İlâhi anaya hitaben gayet İçil şiirler yazmakta ve şiirlerinde İnsanlara ziirriyet veren ve hastaları iyileştiren bu mabudeyi takdis etmektedirler. Ve bu mabudenin dede3İ olan Taişan dağına • dünyanın göbeğinin yüksek ve mukaddes hükümdarı iyilik ve kudsiyet sen-, den taşar» diye hitap edilmek- 1 tedlr.
Çinin bu mukaddes yerine yaklaşıyoruz. Tslnanfu’ya gece karanlığında giriyoruz. Evvelâ askerler trenden çıkıyorlar ve jhemen treni ve İstasyonu mu-| halaza altına alıyorlar bir gürültü hercumerç Çinli istifini bozmuyor, keyifli ve rahatça treni terkediyor. Hancılar gelen müşterilerini karşılıyorlar, burada bir AvrupalI İstasyona yakın bir yerde, buranın İmkânlarına göre ufak bir otel işletiyor, Tslanfu Taişan dağına olan yolculuğumuzun birinci merhalesi ve bu orta çağdan kalma yarım milyonluk şehirde, cadde ve sokakları geziyoruz, güzel köşkler bir misyoner şehri, yüksek resmi binalar ve Cinlilerin köpek kulübesine benzeyen kulübelerini görüyoruz, yürüyoruz, çünkü ertesi gün 6600 basamaklı Taişan dağına çıkmak, trende uyuşan ayaklarımızı harekete getirmek lâzım. Bu şehirde altı gün geçiriyoruz, misafir kaldığımız Avrupalı doktor, bizi hiç ummadığımız bir mahalde ve zamanında, bize Avrupanuı ______________i hasretini telâfi ettiriyor, artık edilmesinden 'yarın Tslanfu'dan ayrılacağız
(Baş tarafı 4 üncü sahifede) lüier, tarlalardaki ekin köklerini söküp, kurutmakta ve malı rukat olarak kuUanmakbadır-Jar. Yalnız mezarlarındaki a-ğaçlara dokunulmaz, Çinli kabirlere ve kabristanlara son derece alâka gösterir ve hürmet t der.
Trenin penceresinden bakıyoruz. fakir köylüler fasulye tarlasının yarısından fazlasını süslerinin mezarlığı olarak kullanmışlar, çünkü bu civardaki Çinliler, cenazeyi basit bir kuyuya koymazlar evvelâ esaslı bir bina İnşa ederler, ve sonra cenazeleri buraya gömerler, bu suretle tabii mezarlık Avrupa-daki mezarlıklara nazaran kere daha büyüktür.
Hat boyu
Tren penceresinden bakarsanız, TslngtaVdan Tsinanlu’yaJ kadar bütün yol boyunu iyice 11 öğrenirsiniz.
Fasulye, mısır tarlaları, ku- I rumuş nehir yatakları kİ yalnız yağmur mevsim İnde suları akar, tütün tarlaları, ve yerlerde Çinin meşhur tatlı pata- 1 leşlerinin yem yeşil sarmaşık- i larını görürsünüz. Bunlar hep- ; si ufak ufak tarlalarda ve arada bir turlarda sığır görünmek- : tedlr. Çinli sığırları ancak gübresi bakımından besler, ve sû- 1 tü sevmediğinden, hayvanın 1 sütünden kaçınır. İstasyonlar- ' da yalnız erkekler ve çocukları ■ görmek kabildir, ked.j.l&r a-yakları bağlı olduğundan yü- 1 riiyecek bir d’Tiımda değildir- I ler. 1
Bu hac odierinc hazır- ■ lık olmak üzere size Taişan ' mabedi hakkında bir fikir vere- 1 lim: Bu dağın ehemmiyeti bir i yüksek dağ olmasından değil, sırf bir ruh yeri, İlâh makberi; olarak tellâkkl edilmesinden -ileri gelir. Hattâ bu dağ bulut-|*e Taişan yoluna gideceğiz, lardan ilkah olunarak dünyaya çocuklar dahi getirirler. Bu çocuklardan M-1 olan oğlu — Ping - Ll .g — imparator Mingfi’nln dukası idi, buna i-zafeten imparatorun oğullarına, «semavi oğullar» denilmektedir. Ping - Llng’in ise bir, hemşiresi vardı buna da nPi 1
HAYAT UCUİLUYÖR MU î
MEVSİMİN EN GÜZEL MI
OD
■ MATEMATİK - 1IZIKK
Bruxelles lisesinden ve Kimya Fakültesinden mezun, Fransızca, Kimya, Matematik. Fizik dersleri verir, Maçka Teşvikiye Çınar Sokak No. 37/1. 3 ncü kat.
Maliye Bakanlığından:
1 — Seyhan İlinin Merkez İlçesinin Karataş Bucağında bulunan Karataş Dalyanının on senelik balık avlama hakkl-le % 12 saydiye resmi, bu gölde (391945,81) lira keşif bedelli inşaat ve tesisat mültezim tarafından yaptırılmak ve kira süresinin hitamında bedelsiz olarak Hâzineye terk ve tesUm edilmek şartlle, kapalı zarf usulile arttırmaya konulmuştur.
2 — On senelik muhammen bediel, yapılacak inşaat ve tesisat bedeli de dahil r.lmak üzere (500,000) lira olun geçici te-blnatı (23750) Uradır.
3 — İhale 8/2/1950 tarihine müsadif çarşamba günü saat 16 da Maliye Bakanlığı Milli Emlâk Genel Müdürlüğünde toplaancak komisyonda yapılacaktır.
4 — İsteklilerin, teklif mektuplarını ihale zamanından bir saat öncesine kadar makbuz mukabilinde komisyon başkanlığına vermeler: lâzımdır. Postada olan gecikmelerden İdare mesuliyet kabul etmez.
5 — İstekliler cu işe ait şartname, porje ve keşif evra-
kını Maliye Bakanlığı Milli Emlâk Genel Müdürlüğünde, yalnız şartnamesini Seyhan, İstanbul ve İzmir Defterdarlıklarında bedelsiz olarak görebilirler. (621)
Günde 7 lira yevmiye ile bir aftçıbaşı tutulacak
Çamlıcada bulunan As. Sanatoryomda ça-ışmak üzere birinci sınıf bir ahçı başıya ihtiyaç vardır. Günde 7 liraya kadar yevmiye verilecektir.
Talip olanların lüzumlu belgeleri İle on gün İçinde Harbi-yede İst. Levazım Amirliği Levazım Müdürlüğüne dilekçe İle müracaatları. «251 - 695»
Deniz nakil vasıtası için teklif isteme ilânı
Sümerbank Alım ve Satım Müessesesi müdürlüüğnden:
1 — Gemlik Sunkipek ve Viskoz Mamulleri Sanayi Müessesesi İçin Marmara havzasında çalışacak ve 60 ton asit sülfrik taşıyacak kabiliyette lankh ve dizel motorlu deniz nakil vasıtası için fiat teklifi alınacaktır.
2 — Fenni şartnamesi her gün müessesemlzden temin edilebilir.
3 — Tekllflerni 28 Şubat 1950 günü akşamına kadar mü-essesemize verilmesi lâzımdır.
4 — Evvelce alınmış olan teklifler İhtiyaca uygun bulunmadığından nazarı itlbare ahnmıyacaktır. »569»
İSTANBUL BELEDİYESİ İLÂNLARI
Keşif bedeli 4140,63 Ura olan Beyazıt ve Galata yangın kulelerinin tamiri açık eksiltme suretlle yaptırılacaktır.
İlk teminatı 310,65 liradır.
Şartnamesi Divanyolunda Belediye merkez binasındaki Zabıt ve Muamelât Müdürlüğünden almaç ak veya görülecektir. İhale 26/Ocak/950 Perşembe günü saat 14 de Belediye Merkez binasında müteşekkil Daimi Komisyonda yapılacaktır.
İsteklilerin ilk teminat makbuz veya mektubu, 949 yılı Ticaret Odası vesikası ve şartnamesinde yazılı kayıtlara göre alınmış fennî ehliyet kâğıtlarlle birlikte ihale günü saat 14 de Daimi Komisyonda bulunmalar, lazımdır, 4299)
İNLİ
Almayı unutmayınız. Ciinkü
G R i P i N
Baş, Diş, Romatizma, Adale ve Sinir ağrılarını keser, Nezle ve Grip başlangıcının da önüne geçer.
Dört saat ara ile günde üç kaşe alınabilir.
Taklitlerinden sakınınız. Her yerde pullu kutuları İsrarla İsteyiniz.
Beşli ve yağlı tavuklardan istihsal edilen tavuk suyunu temin etmek zahmetine katlanmadan istediğiniz zaman, onu 25 kuruş gibi az bir fedakârlıkla elde edebilirsiniz.
Bakkalınızdan birkomprimeyi 25 kuruş mukabilinde alabilirsiniz.
ÇAPA MARKA ÇORBALIK KOMPRİMELERİ
En iyi cins taze sebze ve hububatla tavuk suyundan imâl edilmesi itibarıle çok yüksek kalori ve iştihaaver lezzeti camidir.
HER YERDE VARDIR.
Yüksek inşaat mühendisi alınacak Türkiye Demir ve Çelik fabrikaları müessesesinden (Karabük) İnşaat işlerinde tecrübesi bulunmak ve İnşaat Yüksek Mühendisi olmka şartlle müessesemlze bir bakım şefi alına* çaktı .r
İsteklilerin aşağıda yazılı belgelerini bağlayacakları di-lekçelerile en eeç 25 1.950 tarihine kadar müessesemlze mü-racatlan ilân olunur. 1281)
.1 — Nüfus cüzdanı
2 — Terhis tezkeresi
3 — (Varsa) hizmet belgesi
4 — Diploma
FREDO
ÇOCUK PUDRASI
İstanbul İcra Yargıçlığından:
Yargıçlıkça 17/11/949 tarihli kararla alacaklılarına kongur-dato teklif etmek üzere iki aylık mehil verilmiş olan Mustafa, Ahmet ve Muhlis Çanakçık kdTdeşler firmasının kongurda-to mühletinin kongurdato komiserinin talebi üzerine 17/1/ 95Û gününden İtibaren İki ay daha uzatılmasına 14/1/950 tarihinde karar verildi.
MADEN CİLASI SARI MADENİ EŞYAYI
Yep yeni yapar.
İstanbul İcra Yargıçlığından:
Yargıçlıkça 17/11/949 tarihli kararla alacaklılarına kongurdato teklif etmek üzere iki aylık mehil verilmiş olan Mustafa çanakçı! inin kongurdato mühletinin kongurdato komiserinin talebi üzerine 17/1/950 gününden İtibaren iki ay daha uzatılmasına 14/1/950 tarihinde karar verildiği ilân olunur.
Mahkeme, tapu, icra ve noter ilânları Bedelleri nususl şams-lar tarafından ödenen mahkeme, icra, tapu w noter ilânları gibi resmi ilânlar eskiden olduğu ıd-bl doğrudan doğruya aAKŞAM» idaresi tarafın-dan kabul edilmektedir
Tekyol Ticaret Anonim Ortaklığı
şirketimizin senelik alelâde umumî heyet toplantısı 115 Mart 1950 Çarşamba günü saat 10.30 da Galata, Karaköy , Palas, kat 4, 5/6 numaralı yazıhanemizde yapılacaktır. Sayın hissedarların teşrifleri rica olunur. fi'. İdare Meclîsi
GÜNDEM :
1 — İdare meclisi ve murakıp raporlarının okunması,
2 — 1949 yılı hesaplarının bu devre İçin ibraları,
3 — Yeni idare meclisi seçimi,
4 — Murakıp tayini ve ücretinin tesbitl. . _
ZAYİ — Mudanya'dan almış olduğum 120 sicil sayılı tayfa tezkeremi zayi ettim. Yenisini çıkaracağımdan eskisinin hükmü olmadığı İlân olunur.
927 Doğumlu
Ahmet oğlu Mehmet Ahçı
| Yara, Yanık, Şallak, Çiban ve Deri 1
1 üstü mikroplu, hastalıklarını iyi eder. 1
I -HE" ECZANEDE BULUNUR ■
İnşaat yaptırılacak
Devlet Demiryolları Merkez I Satın Alma Komisyonundan;
Slvas'da lokomteif edposunun tevsii ile su tasfiye cihazı binası, 150 dairelik hizmet evleri, yollar, çelik rezervar ve demir ayak konstrükslyonu, kâr gir kömür rampası ve etrafının toprak tesviyesi, ateş temizleme çukurları, Ulaş istasyon binası ve umumi beıâsı ile bunlara ait diğer teferruatın inşası işlerinin yapılması kapalı zarf usııllle ve fiac birimi esası üzerinden eksiltmeye konmuştur.
1 — Bu işlerin muhammen bedeli 2.500.000 Ura ve muvakkat teminatı 88750 liradır. İnşaatın bedeli, % 5 faizli bonolarla ödenecektir.
2 — Bu işe alt şartname ve sair evrak (50) lira mukabilinde Devlet Demiryolları İdaresinin Ankara Merkez veznesinde ve Haydarpaşa işletme veznesinde satılır.
3 — Eksiltme 3/2/1950 tarihinde cuma günü saat 16 da Ankarada Devlet Demiryolları Yol Dairesinde Merkez 1 Komisyonumuzca yapılacağından teklif mektuplarının o gün saat (15) e kadar komisyona verilmesi ve yahut tayin edilen zamandan evvel ele geçecek şekilde iadeli taahhütlü olarak posta İle gönderilmesi,
4 — İsteklilerin kanunun tayin ettiği mulad vesikalardan başka Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğünden alınmış ehliyet vesikasını ve vezneden aldıkları eksiltme evrakını (her parçasına (501 şer kuruşluk pul yapıştırılıp İmza ettikten sonra) teklif zarflarlle birlik te komisyona tevdi etme lerl lâzımdır. Ehliyet veslkasıiçln isteklilerin, ihale tarihin, den en az 3 gün evvel, eksiltme şartnamesinde yazılı belge lerl bir İstidaya rapten D, D.Yollan Genel Müdürlüğüne te vdl etmeleri ve vesikayı imzamukabillnde almak İçin Genel
Müdürlüğe müracaatları. (265)
Tekel İstanbul Baş Müdürlüğünden
1 _ İstanbul şehri Belediye Huduttan ile Kûcükçekmece, Küçükyalı, Maltepe, Kartal, Pendik ve Yakacık, Anadolu ve Rumeli Kavağı mıntakalan dahilindeki her türlü şişeli İçki ve slplrtolarm (Bira ve şarap hariç) Fabrikalardan bâylle-re tevzU üç yıl müddetle taahhüde bağlanacaktır.
2 — Yukarda sayılan sahalar Beyoğlu - İstanbul Anadolu yakası (Adalar dahil) olmak üzere üç bölgeye ayrılmış o-lup her biri ayrı ayrı taahhüde bağlanacaktır
3 — Bu husustaki taahhüt esaslarını İhtiva eden sözleşme tasarısı Başımı d iirliiğümüzde mevcut olup talep halinde İlgililere bedelsiz olarak verilecektir.
4 — Sözleşme d'çında ve sözleşme kouusu İle ilgili olan her türlü İzahat ve malûmat arzu edenler Başmüdürlüğümüzden alabilirler.
5 __ İlgLlllerin yazılı* tekliflerini en geç 2/2/950 tarihine
tesadüf eden perşembe günü akşamı saat 17 ye kadar Başmüdürlüğümüze vermeleri lâzımdır.
6 — Teklif sahipleri haklarında nerelerden referans İstenil ebdeceğin 1 tekili mektuplarında kaydetmelidirler,
7 — İdaremiz tekliflerden en müsait telâkki ettiğini seçmekte serbesttir. (507>
Comments (0)