1
Pazar günkü nüfus sayımında sorulacak sualleri beşinci ga-hilemizde okuyunuz.
Sene 33 — No. 11505 — Fiatı her yerde 10 kuruştur.
PERŞEMBE 19 Ekim 1950
Sahibi: Necmeddln Sadak — Tazı İslerini fiilen İdare eden C. Bildik — Aksam Matbaası.
D. P. Istlşarî kongresi yarın sabah toplanıyor Başbakan, cereyan eden hâdiseler karşısında Partinin ve hükümetin durumunu izahgedecek
Delegeler: »Hükümet, parti teşkilâtına beş aylık hesabını verecek ve partiden iki sene müddetle direktif alacakn diyorlar. Toplantıda Celâl Bay ar bulunmıyacak
1---------------.----
Sınıfta geri kalan talebeler
----■----
Millî Eğitim Bakanlığı bütün okullara bir tebliğ gönderdi
Lâlelideki Hava Kurumu apartmanının kiracıları
Ankara 1» (Akşam) — Başbakan Adnan Menderes'in bir nutku ile yarın sabah açılacak olan Demokrat Parti Istlşarî kongresine gerek İktidar, gerek muhalefet çevreleri büyük ehem mlyet vermektedirler. Başbakan Adnan Menderes kongreyi açış nutkunda, Demokrat Partinin iktidarı devraldığı günden bugüne kadar cereyan eden siyasî hâdiseleri bu hâdiseler karşısında parti ve hükümetin durumunu İzah edeceği İçin bilhassa hükümet icraatının delegeler tarafından şiddetli ten-kldicre uğrayacağı şimdiden anlaşılmaktadır Şehrimize gelen delegeler kongre için «Hükümet parti teşkilâtına beş aylık hesabını verecek, partldeD İki sene müddetle direktif alacak» diyorlar.
Yine delegelerin ifadesine göre münakaşaların daha ziyade teşktlâtin hükümete vereceği iki senelik direktif Üzerinde o-lacaklır. Delegelerin hükümete ne elbi direktifler vereceği henüz açıklannuyor. - Her delegenin maddelerle tcsblt edilmiş bir programla geldiği. Mende-
resin açış nutkunun mahiyeti öğrenildikten sonra ancak tekliflerin orts^ya konulabileceği ifade ediliyor. Bazı mevzular üzerinde müşterek İmzalı takrirlerin verileceği bildiriliyor. Bilhassa bazı kararlar almadan önce hükümetin Meclise ve parti grupuna danışması İçin müşterek imzalı bir teklifin münakaşa mevzuu olacağı şayi olmaktadır. Parti genel kurulu üye-
lerinin fikri İse Istlşarî kongre kararlarının hünûmet için bir destek olacağıdır.
Kabinede âza olan bir genel kurul üyesi, görüşünü «Şiddetli bir fırtına He mücadele edeceğiz, fakat salimen çok emin bir Umana girmemiz temin »dilecek» cümlesiyle İfade ederek Lstlşarl kongrenin karakterini çizmektedir.
Parti genel İdare kurulu bu-
gün bir toplantı yaparak kongre gündemini tesbit edecektir. Kongre İlk toplantısını yann sabah saat onda yapacaktır. Kongreye Cumhurbaşkanı Celâl Bayar'ın da davet edilmesi bazı delegeler tarafından ileri sürülecekse de toplantının partinin kendi faaliyetlerine münhasır kalması bakımından Celâl Ba-yar'ın davete icabet etmlyeceğl anlaşılmaktadır.
Geceki boks müsabakaları
Ankara 19 (Akşam) — Okullardaki gerek ders, gerekse haleti ruhi yel eri bakımından geri katmış çocukların yetiştirilmesi İçin Milli Eğitim Bakanlığınca bütün okullara bir tebliğ gönderilmiştir. Bu tebliğe göre bu kabil öğrenciler diğer öğrencilerden başka bir sınıfa konacaklar ve en ehliyetli hocalar tarafından ders göreceklerdir.
Bu arada normal tedrisat programı dışında pedagojik usullerle çocukların yetiştirilmesine gayret edilecektir. Bu sınıflardaki öğrenciler yetiştikten sonra ilerideki sınıflara gönderilecektir.
İki ceset bulundu
Bu sabah Kumkapı 11e Yeni-kapı arasında İki erkek cesedi bulunmuştur Bunlardan biri tamamlle çıplaktır.
Mesken sahibi oldukları halde kirası ucuzdur diye bu apartımanda kat işgal edenler çıkarılacak ve yerlerine yıllardır sıra bekleyen meskensiz aileler yerleştirilecek
of2PDF
içindeki kiracılarından yüz kadarının ev ve apartıman sahibi olduktan anlaşılan Lâlelideki Hava Kuruma apartımanı
İspanyol Fernandez, rakibi Lemeunier’i yine nakavtta yendi. Ali ile Garbis berabere kaldılar
Y un artist an da 1940 doğumlu ihtiyatlar terhis edildi
Atina 18 (A.A.) — (Afpl:
1940 ihtiyat sınıfı İle daha gençlerin terhisi bugün yayınlanan Harbiye Bakanlığı tamimi ile emredilmiştir.
Fernandez - Lemeunfer karşılanmasından bir sahne,
l Yazısı 2 nel sahifede]
Kuvvete karşı kuvvet
r--------------—------------------~ı
Başkan Truman’ın nutku, şüphe ve tereddütleri ortadan kaldırmağa hizmet eden, demokrasi âlemine emniyet ve cesaret ve Asya milletlerine teminat veren tarihî bir vesikadır.
---------Necmeddin SADAK___________J
Bayar- İnönü miilâkatı
İnönü’nün, haricî politika hakkmdaki muhtırasının bir iki güne kadar Başbakana verileceği tahmin ediliyor
Fahir Kılıç adında bir hırsız yakala ndı
Kılıç Alinin oğlu olduğu anlaşılan Fahir’in çaldığı eşyalar pansiyonunda e I e g e ç i r i 1 d i
Zabıta, Fahir Kılıç adında birini, mühim bir hırsızlık vakasının faili olarak yakalamıştır. Fahlrln, merhum Kılıç Alinin oğlu olduğu anlaşılmıştır. Yüksek tahsil görmüş ve muhtelif İktisadi devlet teşekkül erinde vazifelerde bulunmuş olan Fahir Kılıç, Arnavutköyünde birinci caddede manifaturacı Ar-
Kılıç, Emniyet müdürlüğüne getirilerek hakkında soruşturmaya geçilmiştir Fahirln diğer bazı yerlere sattığı eşya da müsadere olunmuştur. Tahkikat ilerletilmektedir
ARADA BİR
Lâlelideki Hava Kurumu a-partımanlannda üç yüz kadar daire vardır. Hava Kurumu bu binaları, meskensiz halka yardım maksadiyle inşa ettirmiştir, statüsüne de «Bu daireleri ancak evi ve apartımanı bulunmayan kimseler kiralayabilir» diye kayıt koyduğu halde zamanla buraya ev ve apartımanı bulunanlar da ucuz olduğu İçin, yerleşmişlerdir
tstanbulda mesken buhranı aynı şekilde devam ettiği için
bu apartımanlann boşatacak dairesine yerleşmek İçin yüzlerce kişi sıra beklemekledir.
Ferah, konforlu olan Ou apar-tımanların hâlâ kiralan, içinde su naraları da dahil 18 İlâ (Arkası 2 nci sahifede)
Başkan Truman’ın gazetelerimizde yer bulamayan nutkunun metni dikkatle okunursa Amerikanın vardığı kararların ne derece ehemmiyetli olduğu daha iyi anlaşılır. Amerika Devlet Başkanı, dünya siyaseti hakkında hic bu derece açık, kesin ve etraflı konulmamıştı. Nutkun bıraktığı ilk tesir şudur; Avunma ve oyalanma politikası, tâviz ve yatıştırma usulleri sona ermiş, kuvvete ancak kuvvetle karşı konabileceği zarureti kabul edilmiştir.
Bilindiği jzibi. Başkan Tnıman, merakla beklenen bu nutkunu, general Mac Artlıur ile buluşup konuştuktan sonra söylemiştir. Bu demektir ki Truman, gerek Kore harbinin gidişi, gerek Asya durumu hakkında en yetkili şahsiyetten en son bilgileri alarak konuşmuştur. Bundan dolayıdır ki Sovyet Rusvaya karşı kul-landı«ı sert lisanın, muhtemel hâdiseler bakımından bir dayanağı olmak gerektir.
Başkan Trumanın bu tarihî nutkunu söylemek için Kore harbinin zafer safi lasını beklemesi ve bu nutku San - Fransiskoda söylemesi de manalıdır. Truman, beş yıl önce Birleşmiş Milletlerin kurulduğu bu şehirde Kore zaferini ve dünva sulhunu Birleşmiş Milletlerin müşterek emniyet idealine
Ilstinad ettirmekle bu kurulun canlı ve işlek hale getirilmesi İçin girişilen teşebbüsleri desteklemektedir. Bu bakımdan nutuk, Birleşmiş Milletlere verilen ehemmlye. tin en açık ifadesi sayılabilir.
(Arkası 2 nel sahifede)
Karısını öldüren deli koca
Kızılçullu'da Ali Sâfllo isimli biri, kahveden çıkıp evine yaklaştığı sırada, öteden beri kıskandığı bacanağına raslamış. Tabancasını çekerek ateşlemiş; bacanağını öldürdüğüne kanaat getirip evine girmiş. Karısı ve üç çocuğunun anası Cazibeye rasgele ateş ederek başının birçok yerlerinden vurmuş, kadıncağızı öldürmüş.
_ Ali'nin deli olduğu, sudan bir kıskançlık yüzünden birinci karısını da öldürdüğü tahkikat sonunda anlaşılmış.
*
Evlenmeden önce hekim muayenesine tabi olmak, usullerimiz arasındadır. Bu muayeneleri tereddi ettirmesek, sırf kırtasiye muamelesi haline sokmasak, yalnız Cazibenin hayatı kurtulmuş olmaz; daha nice facialar önlenmiş bulunurdu.
Ankara 18 — C H P. Genel Başkanı İsmet İnönü'nün Cumhurbaşkanı Celâl Bayor'a yaptığı ziyaret etrafında söylentiler vb muhtelif tefsirler devam etmektedir
Bu arada, İnönü'nün dış tehlike ve harici politikaya alt bir muhtırayı Celâl Baynr'a yermiş olduğuna dair olan rivayet üzerinde daha fazla durulmaktadır. Bir muhalefet liderinin bu kabil ziyaretini Devlet Reisine değil, Hükümet Reisine yapması
lcabedeceğl noktal nazarı ileri sürülmekte İse de Celâl Bayar'ın D, P. Başkanlığı sırasında, Hükümet Reisi İle değil, Devlet Reisi He konuşmalar yapmış olması misal olarak zikredilmektedir. .
İsmet İnönü'nün Bayar'ı ziyareti ve vermiş olduğu muhtıranın hükümete tevdi edildiğine dair henüz bir haber İntişar etmemiş İse de bu muhtıranın bir İki gün İçinde Cumhurbaşkanı tarafından Başbakana verileceği tahmin edilmektedir.
d aş Matyosun 160 numaralan evine, sokak kapısının kilidini kırmak suretiyle girmiş. Ardaş Matyos ailesinin sayfiyede bulunmasından istifade ederek bu evden zaman zaman bir çok halılar, altın ve gümüş zinet eşyası çalmış, bunu müteakip Bebekte bir apartımandan da on bin liradan fazla değerde halı, seccade ve kürk çalmıştır, Fahir Kılıç, çaldığı zinet eşyasından bir kısmını Kapalıçırşı-da. bir kuyumcuya satmak isterken sivil memurların şüphelerini celbetmlş ve kendisi Tar-labaşmdakl pansiyonuna kadar takip edilmiştir
Pansiyonda yapılan ftnl aramada çalınan eşyalardan mühim kısmı bulunmuş ve Fahir
askersek...
Merhum Fethi beyin Haşve-' dis daha çıktı: Fesatçılığı killiği esnasındaki .Sökün ve teme kanunu istikrar» politikasını, sonradan ’ Müphem bir utakrir-l-sükün» kanunu
takip etmişti. Bu kanunun ne miz titredi: Fesatçılık olduğunu o zamanki gazeteci- acaba? diye düşündük, ter iyi bilirler. Galiba Şarkla Kiiri Sait isyanı çıkmıştı.
Şimdi de '-Huzur ve sükun--formülü çıktı, ürkmeye başladıktı. Bereket versin bu huzur ve sükûn, temin-i-sülcûna kadar yol almadı. Bir gün «Demokrasiyi koruma» kanunundan bahsedildi. Aman, dedik, ne oluyoruz? Demokrasi tam bu sırada ’ tehlikeye mi girdi?
Derken, arkasından bir hava-
CASUSLAR MCf&tZi
‘'tâtanSuJL
Amerikan gizil ajanı binbaşı Hugh North’un casusluk maceraları.
Yazan: Van U’yck Mason Çeviren: Nihal Karamağaralı
Rus ve Amerikan gizli ajanlarının memleketimizdeki mücadelesini bütün tefer-
ruatiyle anlatan uluslararası şöhret kazanmış mühim bir eser
Öbürgün AKŞAM sütunlarında başlıyor
llllllllllllllllllllllllllllIlIllllllllinirınılMırııııııııııılıiılıllllliirilıılıllllıılılllllllllllllllllİlilı
Baba — Kaba, kaba lâflar iıa?.. Bir daha radyoda piyes, nutuk dinlediğini görnılyeceğinı senin...
ön-hazırlanıyormuş. tabirlerden, lâstik U kanunlardan korkarız. Yürcgi-nedif Fesat, hepsi
kötü huylar anıma, hu ahlâk meselesi bir kanunda nasıl tarif edilecek, hududu nerelere kadar gidecek diye uykunun kaçtı.
Bereket versin hiç biri doğra değilmiş. O zaman kendi kendimize kızdık; Ah şu gazetecileri Ortalığı heyecana vermek için neler icad etmezler!
Evet gazeteciler heyecanı severler. Huzur ve sükûnun adetâ düşmanıdırlar. İsterler kİ her şeyin gidişi sert olsun. İnönü, son defa, radyoda gayet mutedil konuştu. Daha itidallisi sağlıktı. Hemen büyük serlevhalar koyduk: İnönü çok sert konuştu.
Ortalık süt liman. Herkes, işi ve gücü ite meşgul. Ankara muhabirlerimiz haber verirler: rartüer arası hava çok gergindir...
Bakanlar kurula toplantısı beş saat sürmüş. Hemen yazarız: «Bakanlar kurulu İç durumu konuşmuş, bu böyle gitmez, ne gibi tedbirler alalım, demiş...» Ertesi gün herkes öğrenir kİ Bakanlar Kurulu, gayet serinkanlılıkla Bulgar notasını ve göçmen işini konuşmuş.
Dün gene okuduk: Partiler arası «fevkalâde gergin vaziyet do!ayısite.„»
Acaba bteler kalemi elimli* atıp, vnziyetl gergin, aı gergin, çok gergin, fevkalâde gergin, şiddetli, dehşetli yapmıyor muyuz. dersiniz,
Bir gün aklımıza ezerse, vaziyeti sâkln, huzurlu, çok sikin, gayet yumuşak göstermeye de ve halka bu kanaati vermeye d* muktedir doğU miyiz t
sistem kurulması isteniyor
Yunan Başbakani, Akdenizde kurulmasını arzu ettiği hu sistem etrafında müzakerede bulunmak üzereAdnan Menderes’le görüşmeğe gelecek
Biraz daha hoşgcıürlük sabimiz mı bozuk, yök sa biz başka milletlerden daha hiddetli İnsanlar mıyız? Tramvayda, otobüste hafif bir çarpışmanın kavgaya dönmesine ramak
kalıyor. Artık «PardonS bile kâfi gelmemektedir. Nazik bir «Pardon» karşısında «Anladık amma bu pardon!» geçiştirilecek iş mi? Ayakkabımın boyası gitti gider» diye bağıranlara sık sık taslanıyor. Yoldan geç kaçan yolcuyu şoför nerede ise inip dövecek! Otobüs şoförlerine ise boz söylemek kabil değil: hemen alevlenlverlyorlar.
Rom daki ari adaşım son mektubunda şöyle diyordu: «İtalyanlnf cok gürültücü, çok kavgacı insanlar. Otobüste, tramvayda bir gürültüdür gidiyor- Fakat kav-gs etseler bile Hı İşi gülerek, kızmadan, köpürmeden ya-pıyıırlrr. Bilmem sana yazmış mıydım? Bir gün çocuklu biz kadın otobüse binerken otobüs birdenbire kalktı. K .ı’ın ma’b’s bir feryat kopardı. Ne ise otobüs durdu. K-dm hem hindi, hem de şoförle biletçiye «Salaklar!» dn e küfretti. Otobüste herkes güldü. Biletçi de gülerek «İltifatınıza teşekkür ederiz» diye bağırdL Hiddetli hava dağıldı, git ti.»
Birbirimize karşı biraz daha mülayim olmaya, vatandaşı hic yoktan kırıp incitmemeye biraz daha dikkat etmeliyiz. İstanbullunuzun hali malûmdur. Her şeyin İyi bir saat gibi işlemesini istersek olmıyacak şeyi istemiş olur ve birbirimizi boşuna incitmekle kalırız.
Biraz daha hoş görür olalım.
Çevket RADO
Kuvvete
karşı kuvvet
(Raş tarafı 1 inci sahifede)
Başkan Trumanın bu demecinde Asya meselesi büyük yer tutmuştur. Bu da, eon zamanlarda münakaşa konusu olan «İlkin Avrupa mı. yoksa Asya mı?» sualine cevap teşkil ediyor. Başkan Truman As yaya verdiği ehemmiyeti belirtmiş, Asya milletlerinin hürriyet ve re* fahı ile yakından alâkalı olduğunu söviiverek komünist propagandasına karşı Asya-.hiar İçin İktisadî sahalarda hürriyet ve istiklâl içinde parlak idealler vaad etmiştir. «Asvanın eski medeniyetleri bi?e cok şeyler öğretmiştir-" diven Truman: «Onları bizim anlamağa çalıştığımız gibi, onların da bizi anlamalarını istiyoruz.» sözleriyle Asya milletlerine yakınlık göstermiştir.


«Korede muvaffak olduk diye gevşemiyeceğiz» diyen Truman. Korede beliren tecavüz ruhu yaşadıkça daha bir çok tehlikelerle karşıla* yılacağını. Sovyet Rusya ile peyklerinin büyük askerî kuv vetlere malik olduklarını, bu büyük orduların dünya sulhu için daimî tehlike oldu-
Ankara 18 — Dördüncü Türk mikrobiyoloji kongresi bugün saat Oda Dil, Tarih ve Coğrafya fakültesinde Abdi!ihale Hâmit ders salonunda açılmıştır. Açılış1 töreninde Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Dr Hayrl Üstün-dsğ, profesörler, askeri ve sivil doktorlar ile Tıp öğrenciler hazır bulunmuşlardır.
Kongre, onursal başkanı geçilen Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Dr. Ekrem Hayrl Üs-tûndağ bir nutuk söyllyerek doktorlarımızın bu şubeye önem vermediklerini belirtmiştir.
Lâ'eli apsrtımanları
(Baş tarafı 1 inci sahifede) 35 Hradır. 35 liralıklar beşer odalı dairelerdir. Bu Ucuzluk karşısında apartimanda daire klralıyaıılar bir daha çıkmamaktadır.
Ancak 1D4-J te bir dairesi boşalmıştır. Şimdi Hava Kurumu, apartimanların İnşa maksadını göz önünde tutarak burada e-
nu ıçm oaımııenıiKe oıuu- apartıman bulunmıyan
feunu vaşamBk isteyen hür klmseterln otQrraaIannı Umln
milletler için tek bir çare kaldığını, bu çarenin de kuvvete kuvvetle karsı koymak olduğunu söylemiştir. Amerikan milletinin katlanacağı ağar fedakârlıkları anlatan Başkan: «Kaynaklarımızı,
daha çok, askeri gayeler için kullanmalıyız.» deml$ ve Amerikanın bu fedakârlığa, hiç îstemiyerek. mecbur olarak katlandığını söylemiş ve Sovyet Rusyanın istilâcı emellerine, her sulh teşebbüsünü baltalamasına şiddetle hücum etmiştir. Sovyet Rus-yanm sözlerine artık inanılmayacağını belirten Truman, bu teminatın sözle değil. bilfiil ispat edilmesini lstiverek bazı misaller vermiştir Bu arada, demir perdenin kaldırılması, Kore meselesinde Birleşmiş Milletlerin kararma utulması vardır.
maks adiyle harekete geçmeğe karar vermiştir.
öğrendiğimize göre 300 kadar dairesi bulunan bu apartmanlarda oturan ıllze yatan kiracı ev ve apartıman sahibidir. Bunlar ev ve a partim anlarını yüksek flatle kiraya vererek u-cıız olan Hava Kurumu apartmanlarında kiracı olarak oturmağı tercih etmektedirler.
Sovyet delegesinin Birleşmiş Milletlerde geniş ölçüde bir sulh tecavüzüne giriştiği sırada Başkan Tınmanın bu açık, açık olduğu kadar sert sözleri her türlü propaganda manevralarını önleyecek mahiyettedir.
Birlenmiş Milletleri kuvvetlendirmek ve işler, işe yarar hale getirmek, As.va milletleri ve sulh içinde İşbirliği teminatı vermek, htlr dünyanın askerî kuvvete dayanması zaruretini belirtmek. v? Sovyet Rıısyaya en Ecıfc ihtarda bulunmak lıe-dejterini güden bu nutuk, fikirleri iyice aydınlatan, demokrasi âlemine emniyet ve cesaret veren tarihî bir vesika değerini taşımaktadır. Tereddütleri ve şüpheleri ortadan kaldırmaya çok hizmet edecektir.
Necmeddin SADAK
Londra 18 (AP> — Yunalstan Başbakanı Şofoklas Venlzeios, Doğu Akdeniz Mlgeslnda bir Türk - Yunan komünist aleyhtarı güvenlik sisteminin kurulması müzakerelerini hızlandırmak m aks adiyle yatanda An karayı ziyaret edecektir.
Ankaîa 18 — Bulgaristan d an yurdumuza gelen göçmenlerin adedi 88 bini bulmuştur. Bunların kısmıâzamı yerleştirilmiş olup, Dalaman ve Kocaşteke devlet tiftiklerinin göçmenlere verilmesi kararlaşt-ritmiştir.
Yurdumuza İltica eden göçmenlerin bir an evvel tamamen İskânı İçin alınması İcabeden tedbirleri kararlaştırmak üzere kurulmuş bulunan Bakanlıklar arası komisyon Devlet Bakanı Fevzi Lûtfi Karaosmanoğlu'nun başkanlığında üç saat süren bir toplantı yapmıştır Bu toplantıda göçmenlerin yerleştirilmesi İçin MarshaU plânından da yardım temini İşi üzerinde konuşmalar olmuştur.
Türklyedekl Bulgar tebaalılar hakkında bir emir
Bon göçmenler meselesi dola-yıslyle Bulgarlstanla hükümetimiz arasında teati edilen no-
Savaş birliğimiz Korede
hararetle karşılandı
Amerikan zırhlı birlihleri, komünistlerin başkenti Pyong - Yang’da sokak muharebeleri yayıyorlar
Nevyork 18 (R)
Devletler karargâhına mensup 1 Türk zırhlı birlikler, Pyong _ Yang’a girmişlerdir, şimdi komünistlerin başkenti olan bu şehirde sokak muharebeleri vukubul-m aktadır.
Konya harasına ait arazi tevzi edilecek
Konya 18 (Akşam) Tanın Bakanlığı Konya harasına ali 6 bin dekar arazinin topraksız köylülere tevziini ve kara teşkilâtının lâğvını kararlaştırmıştır. Haranın lâğvı hayvan, yetiştiricilerini üzmüştür.
Amerlkan pilotlarının bildirdiklerine göre, kuzey Koreliler, kuzey istikametinde perişan bir halde kaçmaktadırlar.
Türk »araş birliği Kore’de
11/111/1950 Halleri
rmıyacak- zümrüt kıyılarımız tam mânaslyle bir step manzarasına bürünecektir.»
ÖLÜM
Askerlik
İspir Askerlik Şubesi Başkanı Binbaşı Reşat Akın-sal'm kayınpederi, öğretmen Hesna Akınsa], As. Yargıtay Başsavcı yardımcılarından yargıç Zühtü Kıral, Rehft Kıral ve Belediye Kontrol memuru Faik Kiral ın babaları, Hatice Kıral’ın eşi ölüp yurdun muhtelif köşelerinde Bucak müdürlüğü, kaymakamlık ve vali vekilliği İle İstanbul Belediye müfettişliğinde bulunduktan sonra e-mekllye ayrılmış olan Daruşşe-faka mezunu:
AHMET HÜSNÜ KIRAL 19-10-1950 Perşembe günü saat 2,15 te. uzun zamandan beri müptelâ olduğu hastalıktan kurtul amıyarak Haktan rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi bugün oturmakta olduğu Bo-montl İzzet Paşa sokağı 42 No.lu evden kaldırılarak Şişil Camiinde ikindi namazı eda edildikten sonra Feriköy’deki aile mezarlığına tevdi edUecektir.
Allahtan rahmet, mağfiret ve kederdide ailesine baş sağlığı dHeriz.
Orman tahribatı Nadir Nadi, CUMHURİYET te, Orman Kanununun 100 mUj’onlarca zarara sebeb olduğunu Heri sürdükten sonra şunları yazıyor:
«O güne kadar orman azalması bir dere akışı İle yürüyor İdiyse, o günden beri artık müthiş bir şelâle- görülmemiş bir sel hızına ulaştı. İdarenin anlayışsızlığı karşuuıda ruhu kabaran köylü hıncını ormandan almağa kalkıştı. Bir balta yerine on balta vurdu, kaza yangınları yerine kasıtlı yangınlar aidi yürüdü. Rüş-vetll, yahut hırsızlama kaçakçılık kuytu köşelere ka-da sokuldu. Kendi haline bırakılsa 50 yılda göreceğimiz tahribatı, bilgisizlik, aciz ve dik kafalılık yüzünden beş yılda tamamlayıverdik. Mütehassıslar, yurdumuzda şimdiden bir İklim değişikliği baş gösterdiğini temin ediyorlar. Ormanlık bölgelere düşen yıllık yağmur ortalaması hissedilir derecede azalmıştır. E-Tet. bu gidişle çeyrek yüz yı-

Venlzeios, bu ziyareti yapmak niyetinde olduğunu Türkiye Başbakanı Adnan Menderese bildirmiş bulunmaktadır.
Kendi güvenlik tertibatlarını sağlamlaştırmaları İçin. İtalya t ve Yugoslavya gibi memleket-
Utların bir neticesi olmak üzere talimin edildiğine göre, Bulgar hükümetinin, Türklyedekl siyasi temsilcilerine gönderdiği bir emirle, Türklyedekl Bulgar lebaall şahısların her İhtimale karşı memleketlerine harekete hazır bir vaziyette bulunmaları bildirilmiştir.
Şehrimizdeki Bulgarların bir kısmı gidiş hazırlığı olmak üzere Tazîa eşyalarını satmağa başlamışlardır.
Genel Meclis seçimi
Ankara 18 — 11 Genel Meclisi seçimleri neticesi hemen hemen tamamen anlaşılmıştır. Yapılan tasnifler sonunda 328 İlçede Demokrat Parti, 110 İlçede C. H. P., e İlçede Millet Partisi tam ekseriyet kazanmıştır. t)ç İlçede bağımsızlar kazanmıştır. Henüz 35 İlçenin neticesi alınamamıştır.
Birleşik Tokyo 18 (AA.) — (Reuter): silâhlı kuvvetlerinin bir kısmı Birleşmiş Milletler kıtaları ile birlikte savaşmak üzere bugün güney Kore’deki Pusan limanında karaya çıkmıştır. Türk askerleri şarta söyleyen kadınlar ve çiçek taşıyan çocuklar tarafından karşılanmışlardır
-Türk kuvvetlerinin geri kalan kısmı da yarın Pusan’a gelecektir
*
Seçimler
Sedat Sfmari, HÜRRİYET te, D. P, Din seçimlerde yüzde 60 bir ekseriyet kazandığını, fakat geriye kalan yüzde 40 m da ihmal edilmemesi gereken bir nispet olduğunu belirterek şöyle diyor:
«Seçimlerden İstihraç edilecek neticeye gelince: Meclislerdeki âza adedine bakarak, muhalefeti küçümsemek doğru değildir. Son aylar l-çlnde sandıklardan çıkan pusulalardan, Türk milletinin yüzde altmışa yakın bir ekseriyetinin, Demokratlarla beraber olduğu anlaşılmaktadır. Yüzde altmış, bir memleketin İdaresinde İyi bir nispettir. Fakat yüzde kırk da, küçük bir nispet değildir.»
*
Batının rolü
Ahmet Emin Yalman
VA-
lerj de Türkiye ve Yunanlstanla işbirliği yapmağa teşvik edeceklerdir. Türkiye İle Yuııanls-tanın yapacakları işbirliği Bahasına. müşterek askeri manevralarla hudut kontrolünün daha mütekâmil bir şekilde yapılması dahil olacaktır.
u i-
Ankara 18 — Kıymetli damlarımızdan Süreyya İlmen’ in İstanbul’da Maltepe’de milyonlarca lira diğer taşıyan büyük çlfliğini VPremU işçiler için sanatoryum kurulması maksadı İle İşçi Sigortalan kurumuna bağışlamasından sonra Sümer-bank ıoo bin lira. Etlbank 100 bin Hra, Türkiye Şeker fabrikaları ananolm şirketi 100 bin lira, Türkiye Cumhuriyeti Ziraat bankası 100 Hn Hra bağışlamak suretiyle Türk işçisinin sağlığına hizmeti bir vazife bilmişler ve milli tesanüoün güvenilir bir unsuru olduklarını göstermişlerdir.
Fransaya askerî yardım
Nevyork 18 (Radyo) — Amerika, Fransajıın istediği geniş krediye mukabil kendisine askeri yardım olarak 200 milyon dolar vermeği kabul etmiştir.
Rus delegesi Tahkikat Komisyonuna âza olmuyor Lake Succeas 18 (AA.) — (Lps): Birleşmiş Milletler ekonomik ve sosyal konseyindeki Rus delegesi, kurulacak olan Kore tahkikat komisyonunda âza olmayı reddetmiş ve sebep olarak da bu kuzey Koreli temsilcilerin bu komisyona alınması haktandakl Sovyet teklifinin kabul edilmemesini göstermiş-
TAN’dakl başmakalesinde basının halkı Irşaıl etmek için ne gibi vazifelerle mükellef olduğunu belirttikten sonra şöyle demektedir:
«Biz bu sahada pek çok gayret göstermeğe muhtacız. Başka memleketlere nispetle meslek teşkilâtı denilecek teşkil âtımız yok gibidir. Mevcut Gazeteciler Cemiyeti vakit vakit pek iyi İşler yapıyor, fakat mesleği yükseltmekle alâkalı türlü türlü dâva ve vazifelere devamlı şekilde sahip bulunacak tarzda ihtiraslı meslek teşkilâtından mahrumuz.
Gazeteciliği sırf bir ticaret mevzuu diye telâkki edenler hiçbir yerde hiçbir zaman eksik olmıyacaktır. Fakat 1-dealist nevi gazetecilik canlanıp ve teşkilâtlanıp mesleği müdafaa sistemini bilirse, heyecan ticaretinin ve demagojinin müptelâları yaşıyacak havadan gitgide mahrum kalırlar.»
r
Bir müşahede
«Bu seyahatimde beni en çok üzen nokta, körpe Ih-kılâbımızın bir verinden tehlikeli bir çedik açıldığını görmek oldu. İrticadan bahsetmek istiyorum... Bir gün gelecek, bize bu topraklarda rahat nefes almak imkânı kalmayacaktır... Tarikatların kurulmasına, şeyhlerin inkılâp aleyhinde ağız dolusu konuşmasına göz yumuldu. Softalar cesaret buldu, cahiller tahrik edildi, rejime karşı bir reaksiyon dalgası Anadolu da dolaşmağa başladı.»
Bu satırları. Demokrat Parti iktidarına kasdı olan bir muhalif değil, bağımsız bir milletvekili, inkılâba bağlı bir genç gazeteci olan Nadir Nadi, seçim dairesinde seyahatten sonra yazıyor. Bu acıklı müşahede, başka yerlerden gelen haberleri teyid ettiği için, miîn-ferid ve şalisi değildir, hemen hemen umumîdir.
Araba hükümet ne düşünüyor?. Tehlike büvük sayılmıyor mu?
Geceki boks
Profesyonel Fransız boksörleriyle İkinci karşılaşma dün gece Spor ve Sergi Sarayında yapıldı. Evvelâ dün şehrimize gelen meşhur dünya şampiyonu G. CarpantJer seyircilere takdim e-dildl ve alkışlandı.
Dün geceki müsabakaların bir hususiyeti, müsabakaları yalnız orta hakeminin idare etmesi ve galibiyetin orta hakemi tarafından İlân edilmesiydi.
Alp - C us t a ve Perrot
Gecenin ilk karşılaşmasını Türk Alp ile Fransız G. Perrot, Daniyal’ın hakemliğinde ikişer dakikadan 6 ravunt olarak yaptılar: karşılaşmanın son ravundunda Alp nakdavun olduğundan. Fransız Perrot, müsabakayı kazandı.
Aleko - Guy Toupe
İkinci karşılaşma Fransız Guy Toupe İle Aleko arasında Danlyahn hakemliğinde ikişer dakikadan 8 ravunt üzerinden yapılmış ve Aleko 3 üncü ra-vuntta İki defa nakdavun oluğundan, Fransız galip |Iân edildi.
Feroandez - Jacçues Lemeunier Üçüncü karşılaşmayı meşhur
Türkiye ve Atlantik paktı
Cevat Açıkalın. dün
İngiltere Dışişleri
Bakanile görüştü
Londra. 18 (AA.) — (Reuter) Türkiye büyük elçisi Cevat A-çıkalın. bugün Ingiltere Dışişleri Bakanı Em es t Berin tara-fuıdan kabul edilmiştir.
Bu görüşmede Türkiyenln Atlantik Paktı devletlerlle girişeceği temaslar bahis mevzuu olduğu sanılmaktadır.
Parlama neticesinde yanan Mehmet usta öldü
Kyiıpte Silâhtara ğoda bir yağ fabrikasında vukua gelen patlama sırasında yaralanıp hastaneye kaldırılan Mehmet Dinç İsminde bir kazancı ustası dün hastanede ölmüştür. Tahkikata savcılık el koymuştur.
ESHAM VE TAHVİLÂT
7 FAİZLİ TAHVİLLER
a’ıvaa • Erzurum ı »79
Stvas ■ Erzurum î-7 213S
ifrn Demlryelıı ı »55
İMİ Demiryolu 11 «149
İMİ Demiryolu m zora 1
Milli Müaalaı ı 2025
Milli Miltlafsa U 20.95
MIHI Siuoafa» ııı 20 90 |
Milli MUdate» rv Zt 10 1
S4 S FAtZL! TAHVİLLER
1941 Demiryolu 981K»
Kalkınma 1 M W
Kalkınma II »6İ5
Kalkınma t D M SO
1948 istikrazı 1 90 90
IS4H istikrazı □ 95 40
1949 istikra o 1 (K 30
% «,â FKİZIJ raHTtL
1MB tahvili 95 SO
% 5 FAİZLİ tahviller
1933 Enianı 32 û5
1938 Ih rami veli 20.73
MIH! Mflrfafaa 20 03
Demiryolu IV 08.—
Demiryolu V 08.05
AHADOLD DEMİHYOLO GRUPU
lanvliler ABC 10925
Hisse «netleri * au 22 50
MOmeaaU şenel M -
ŞİRKET HİSSELERİ
Merkez Bankası İZJSÖ
Arılan çimento 850
T. Ticaret Bar.kası 0
İS Bankası 80 —
Sark Deginneneuifc u.a
Mim Reasürans 10 —
SARRAFLARDA ALTIN
Gulden Türk ilr«»
SUrUe ı KOlee I Reyi»
İH Ekim IVöu
J
nakavt kıralı İspanyol Feronn-dez ile Fransız Jacgues Leencu-nler, üçer dakikadan 10 ravunt üzerinden ve Danlyahn hakemliğinde yapılmağa başlandı Sekizinci ravunda kadar rakibine lyt dayanan Lemeunlre- meşhur nakavt kiralının bir sağ yumru-ğıyle yere uzanıverdi. Bu suretle İspanyol Fernandez, İstan-buldakl İkinci maçını da nakavtla kazanmış oldu.
Vural - Roland Gil beri
Dördüncü karşılanmayı Vural İnal Ue, Fransız Roland Gilbert ikişer dakikadan ö ravunt olarak Danlyahn hakemliğinde yaptılar. Ve neticede Vural, rakibine 6 ravuntta da üstün dövüştüğünden çok haklı olarak hakem tarafından galip İlân e-dlldl.
Garbis - Ali Anırim
Beşinci karşılaşma Garbls İle Kuzey Afrikalı AH Amcam arasında ve meşhur G. Çarpan der' nln hakemliğinde İkişer dakikadan 8 ravunt olarak yapıldı. Neticede meşhur dünya şampiyonu hakem- iki boksörü berabere Hân etti.
Haliık SAN

Gazeteciler Cemiyeti kupası maçı
Beden Terbiyesi İstanbul Bölgesi Başkanlığından:
21 Ekim 1950 cumartesi günü, İnönü stadında İstanbul Gazeteciler Cemiyeti adına Fenerbahçe - Beşiktaş kulüpleri arasında bir maç yapılacaktır.
Aynı zamanda 1948 senesi lig şampiyonluğunu tâyin ettecck olan bu müsabakaya giriş biletleri numaralı yerler 5.—, kapalı tribün 2,50. açık tribün 3.50 ve duhuliye 75 kuruş olarak '.«bit olunmuştur.
Bu müsabakaya alt biletler bugün saat 14 ten itibaren İnönü stadyumu gişelerinden satılacaktır.
İstanbulda hırsızlık yapan bîri Malatyada yakalandı
İstanbul ve tzmirde muhtelif hırsızlık suçlarlyle alâkalı olduğu tesbit edilen bir şebekeye dahil bulunan Beyoğlu lisesi talebesinden MalatyalI Erku! Evin adındaki genç, Malatyada babasının yanında yakalanmış ve mahfuzan şehrimize getirilerek sorgusu yapıldıktan sonra tevkif edilip cezaevine gönderilmiştir.
Fatihte bir evde 5 kilo eroin yakalandı
Fatihte İtfaiye caddesinde Kırbacı sokağında oturan cU-bıkaiılardan Arap Talisinle kardeşi Fethlyenin evinde zabıtaca yapılan aramada 4, kilo saf, 1 kilo da yarı mamul eroin ele geçirilmiştir. On bin liradan fazla kıymette bulunan eroinler müsadere edilmiştir.
Atmosfer Fiziği ve Televizyon hakkında KONFERANS
Paris Üniversitesi fen fakültesi «Atmosfer Fiziği» kürsüsü profesörü bulunan Prof. Vassy. UNESCO'nun teşebbüsüyle şehrimizde İki konferans verecektir. Bunlardan «Gecelerin gök ışığı» mevzulu olan Ukl İstanbul Üniversitesi fen fakültesinde. genel fizik enlisinde lâ Ekim perşembe günü saat 17 rt* «Televizyonun bugünkü vaziy» ti» mevzulu İkinci konferaru da İstanbul Teknik Üniversitesinde Gümüşsüyü binasındaki büyük an fide 20 Ekim cuma çc-nü saat 17 de verilecektir. Tnık-çeye tercüme edilecek Olan bu konferanslara herkes grieblUr.

A K Ş A M
Bahlfe S
tAKŞAMel
Baştakilerin arkadakilere tesiri
Sarkıntılık yapanlar
Anadoludan notlar
Hizmetçiler, ekseriya, evin hanımlarını taklit eder. Genç, ğüzel bayanların mai-yetinde uzun zaman çalışanlara dikkat ederim; mukallit olurlar; seslenişlerini, yüzlerinin ifadelerini bile onlarınkine benzetirler. — Ekseriya: Lâteşbih!
Bankaların faal müdürlerine, ticarethanelerin, fabrikaların muvaffakiyetli patronlarına, memurlar, penç ustabaşılaı* eğer meftun o-lurlarsa, kopyalarını çıkanı-; evlerinde, köylerinde onların usul ve tarzlarını tekrarlarlar.
Büyük ölçülerde de. başka türlü müdür? Rejimlerin başındakiler. büyük memurlara önıek oluyorlar. Yavaş yavaş, tavır ve mişvarı uydurmak, memleketin muhtelif tabakalarına tesirini gösteriyor.
Sııltan Hamid zamanında kendini bilen, sakal koyuverir. fesini kulaklarının tepesine kadar geçirir, kanbur-ca vurür, kalın sesle konuşurdu. Kıyafet, kımıldanışı ağırdı.
Meşrutiyet devrinde Niyazi beyin bıyıkları, Talât Paşanın omuz okşayıp yakın alâka gösterişleri. Enver Pa-şanın fotoğraf karşısındaki pozları, mizaç ve meşrebe göre pek çoklarını tesir altında bıraktı.
Cumhuriyet devrinde, A-tatürkün yeyişini, içişini, o-turuş, kalkışını, şuna buna muamelesini tekrarlamağa kalkanlar az mıydı?
ÜsttekUerin alttakileri nüfuz altına alışını, galip ve hâkim milletlerin hudutlar aşırı moda salışı ile de dikkate çarpıyor:
Kayser Vilhelm’in çatal bıyıkları... Lloyd George'un düsîik bıyıkları... Yine Ata-türkün matruş (1) çehresi. Bunlar, yalnız kendi memleketleri halkına değil, uzak diyarlara da model oldular.
Hitlerin asık suratı... Anglosakson ileri gelenlerinin otuz iki dişlerini göstermeleri . Keza...
Durumları müşahede altına alınacak
Sinemalardan çıkan kadınlarla kız okullanndan çıkan öğrencilere ve otobüslerle tramvaylarda kadın yolculara dil ve el uzatanlar hakkında gizi! sivil polis vasıtaslyle sıkı bir takibat yapılmasına başlanmıştır. Bu gibi kimselerden yakalananlar zabıta hekimine muayene ettirilecek, akli durumlarında bir kusur olup olmadığı tesblt et-tlirierek lcabeden müşahedeye alınacaklardır. Neticede aklından kusurlu çıkanlar akıl hastanesine sevkedllecekleıdlr. Akil kusuru olmayıp da bunu ahlâki noksanlıklarından yapanlar derhal meşhut suç mahkemelerine verileceklerdir. Vali ve belediye reisi bu mevzu üzerinde emniyet müdürlüğüne gerekil ve kat'i talimatı vermiştir.
Bor un pazarı geçmiş amma biz eşeği Niğdeye sürmedik
500 üncü fetih yılı
İstanbul lisesinin belediyeye devri müsait karşılandı
Güleriz.
Bozkırdaki köyün bahtiyar kızı, gölgeli köye ge in gidiyor
Nüfus sayımı memurlarına talimat Pazar günü yapılacak olan nüfus sayımı hazırlıklarına hararetle devam ûıunıuanmuu Sayım işinde vazife alan memurlara valilikçe yapılan bir , tamimde sayımı kusursuz ve çabuk bitirenlerin takdir edl-, leccğl bildirilmekte ve sayımda herhangi bir ihmale meydan verilmemesi İstenilmektedir.
Sayım ve denetleme memurları bölgelerini dolaşarak kont-rollarına devam etmektedirler.
Şehrin
İnşa ve tamire muhtaç yol ve sokaklar yeniden tesbit edilecek
virajsız
100 kilometreye
hayli Ötesinde arasına sığm-
Ror bahçelerinde sandıklara doldurulan elmalar

tstanbulun beşyüzünoü letlh yıldönümü münasebetiyle Belediye, şehrimizin büyüklüğü İle mütenasip bir belediye binasına sahip olmağa karar vermiştir.
Bu maksatla yeni bir bina inşasına mal! İmkân bulunu la-m adıfîından Belediye, hâlen İstanbul lisesi olan eski Düyûnu Umumiye binasını almağa, karar vermişti. Bu karar tekrar alâkalı makamlara bildirilmiş ve müsait karşılanmıştır.
Son devrin başlangıcında sayın Celâl Kayarın, efendice muhalefeti de, bütün siyaset hayatımıza akord teşkil etmişti.
Fakat daha sonraki devrin siyasî nutukları, siyasi makaleleri zehir zakkumla-şınca. sokaklarımızı da. mü-vezzilerin naralarına kadar, nâhos bîr üslûp kapladı.
Onun için işlerin daha da çığırından çıkmamasını istiyorsak, baştakiler, notayı hesaplı, düşünceli, tedbirli, im’anlı, insaflı vermelidirler.
«Efendi tef çalarsa...» meselesi!
(Vâ-Nû>
(1) Bir okuyucum, bu kelimeye itiraz ediyor. Fakat yanlış da olsa, Türkçemizde sarih mânası var. (Traşlı) diyemeyiz: Traşı uzamış mânasına gelmektedir.
Çapa Eğitim Enstitüsü ve Yüksek öğretmen okulu
23 Ekim 650 pazartesi sabahı 8,30 da Çapa eğitim enstitüsü ve Yüksek öğretmen okulu açılacaktır.
Türk Ticaret Bankası
Şehrimizde bir şube açmağa karar vermiş olan Türk Ticaret Bankasının bu husustaki hazırlıkları bitmek üzere olup yakında faaliyete geçecektir.
n. Ferruh ÜÇBEY
1950 senesi Vilâyet ve Belediye bütçelerine konan tahsisatla, ana caddeler mahiyetinde bulunan şehir yollan Belediye merkez teşkilâtı mahalle aralarındaki sokaklar da kaymakamlıklar tarafından yapılacaktır.
İnşa veya tamire muhlaç bu-. lunatı yollar, geçen seı.e her . kazanın meclisi umumi âzasiy-. le kaymakamın İştirak ettiği heyetler tarafından tâyin vc tesblt edilmişti.
Halk dileklerinin tahakkuku gayesiyle yapılan bu tesblt muamelesi üzerine her kaza kendisine tefrik edilen tahsisat dairesinde sokakların İnşası hazırlıklarına başlamıştı. Ancak gerek bu hazırlıkların bitirilmesi, gerekse yolların müteahhide İhalesi h-ıyll uzun sürmüş ve bu. Belediye seçimine kadar mümkün olamamıştı.
Vaziyet bu merkezde İken evvelki gün verilen hlr takrir üzerine şehir meclisinde yol meselesi ehemmiyetli bir surette bahis mevzuu olmuştur. İleriye sürülen İddialara göre yapılması kararlaştırılan yollar hakiki İhtiyaçların dışında ve eski umumi meclis! İle daim! encümenin vazireslnln hitamından ancak bir ğiin evvel ihale edilmiştir. Halbuki mahalle İçlerindeki yolların İnşa ve tamiri behemehal hakiki mahalli ihtiyaçlara tetabuk etmesi lâzım gelmektedir.
Umumi mecliste bu temayül, umumi surette tasvip edildiğinden şehir meçlisi âzası kendi mıntakalarındakl sokak ve yollan birer birer gezerek inşa ve tâmLre muhtaç olanları tesblt edeceklerdir Bu suretle bundan evvelk' meclis âzaamın yaptığı tesbitler hükümsüz addedilecektir.
Ancak Vali ve Belediye başkanı profesör Fahreddln Kerim Gökay, îstanbolda kışın geç geldiği vo henu» İnşaata vakit
Aksarayıtı tozlu sokaklarının müntehasında mükemmel şoseye tekrar kavuştuk. Yine tekerlek hışıltıları, çakıl tıkırtıları arasında otomobilimiz Cû-30 kilometre ile İlerliyor, yerlerde sürat kadar çıkıyor.
Solda, yolun kırçıl tepelerin
mış bir köyü karşıdan selâmladık. Köyün içinde de, civarında da bir tek ağaç yok. Sanki tepelerden kayalar yuvarlanıp etekte ufalanmış, toprak yığılılarından köy meydana gelmiş, «.«««rina n«-1tailatar bln-
olunmnktadır. (“*“ kulakU ewln bnS«r-leılnl tekmehyerek yürütmeğe . çalışan köylü dayıyı görmesek, oranın meskûn olduğuna inanmak mümkün değil,
[ Halbuki bugün, o köyceğizin en hareketli günlerinden biri imiş. İleride önümüze bir kaille ı çıktı. Arkada yüklü bir beygir arabası. İçinde yeni kilime sa-l rılmış bir denk. Üzeri süslü te-1 nekelerle kaplanmış bir sandık.) Saç mangal. Yufka ve bazlama, bir köy. Önünde bir kaç -tane pLşlrmefte mahsus bir ocak sacı. Kalaylanmış bir bakır leğen ve lb-lk, bir desti ve iki bohça.
İkinci arabaya orta yaşlı ve genç, yedi sekiz erkek binmişi
En öndeki arabada alaca bü-rüklü, siyah çarşaflt kadınlar dolu. Otomobili görünce bir kaynaşma oldu. Arabadakilerhı başları birer makine süratiyle öteye döndü: çarşafların, bü-rüklerln altından uzanan bir kaç kol. ortada oturan havva kızının etrafına halkalanıverdi.' Dallı basma entarilerin kollarından belli ki sandıkların dibinden ciciler çıkarılıp giyilmiş.
Kafilenin öncüsü bir beygir. Üzerinde İr! yan. tıknaz, esmer bir adam ve terkisinde bir de-! llkanlı. Beygirin sol böğründe, kocaman bir davul asılı. Önde-1 kİ adamın sol elinde dizgin kayışları,, sağ elinde tokmak. Terkideki delikanlının elinde de bir zurna.
Geriden otomobil yaklaşırken beygir haşarılaşmağa başladı. Ürkütmemek için yavaşladık ve bu fırsattan İstifade ederek adamla konuştuk:
— Uğurlar olsun. Nereye böyle?
Çenesinin ucuyla İşaret etti:
— İleriki köye gelin gotüriı-yoz. Bu gece diiğün var,
— Haydi hayırlısı, uğurlu olsun.
— Anıln. Size de uğurlar ol-
ZZZZ Yazan: '•
Cemal REFİK
rında boydan boya tezekler dizili.
müsait bulunduğu cihetle yapılacak bu tesblt amel İyesin İn bir
’ Adamın çene ucu İle İşaretle-'IdiC-i ileriki köye biz otomobille
. yirmi beş dakikada varabildik.
I Gelin kafilesinin ne zaman ula-| saçağını varın hesap eyleyin, |
Genişçe bir meydanda durduk. Pazar yeri İmiş. Bir gün, evvel burada Bor pazarı kurulmuş. Meydandaki döküntülerden de belli.
Bor’un pazarı geçmiş amma
_r . . . , 1 biz eşeği Niğdeye sürmedik!,
Yolun sağında, şoseye yakın , ... .. ,
. s 7 3 Meydanın kenarında büyücek
, , _ , „ ı bir kahvenin taşlığında otur-;
bodur aş»Ç da v«r. Ne mullu »|dut Elratun„. eulcr yl,zlu. „t. toyr M. a5«ç sol,™ Eorrn dr nı »ala„da5larla çov-
knye eeım gldyor. All«h mead |M, SaRa,llları u saclllar. ta.
I rantalar. gençler... Kimisi kah-
Nlğde solumuzda kaldı, gör-, VCden çıkıyor, kimisi meydan-meden geçtik. Aksaray ile Bor', koşup geliyor. Mükrlm, ml-un arası 93 kilometre...
Yine daracık, zikzaklı sokak-1 lara saptık. Kerpiçten örülmüş1 ve ekserisinin düz damları toprak örtülü, irili ufaklı, alçaklı yüksekli evler arasmdan geçiyoruz. Sağa, sola bakıyorum. Boş arsalarda gübrele- yığılı ve_
binaların çamur sıvalı duvarla- üzere kazanın

30 y(1 evvelki
Akşam koleksiyonundan:
saflrperver vatandaşlar.
Su İçtik, kahve içtik. O esnada okullar paydos oldu, mektep kasketli çocuklar da etrafımıza halkalandılar. Sokulgan, cana yakın İnsanlar.


Vali ve Belediye Başkanı An-karada bu hususta alâkalılarla görüşmüştür. Milli Eğitim Bakanı yakında şehrim!» gelecek ve bu meseleyi Vali ve Belediye Başkam İle etraflı şekilde görüşecektir.
Belediye, Düyûnu Umumiye binasının mülkiyetinin kendisine verilmesi şartıyla İstanbul lisesi İçin yeni bir bina İnşa ettirmeğe hazırdır.
Taksi saatleri
Tadilden sonra müşterinin vereceği parayı gösterecek
Kibrit fabrikası müdürü
Bir müddeltcnberl açık lunan Tekelin Büyükdere rlt fabrikası müdürlüğüne Peksöz tâyin edilmiştir, sabahtan itibaren yeni vazifesine baçlıyan yen! müdür evvelce Tekelin muayene komisyonu başkam İdi. Kendisine muvaffakiyetler dileriz.
bu-klb-Sıtkı Dün
an evvel yapılması ricasında bulunmuştur. Bıı İtibarla şehir meclisi Azalan heyeti fennlye-den tefrik edilecek mühendislerle beraber k»ndi mmlakala-rını dolaşarak tesblt edecekleri yol ve sokakların kış mevsiminden evvel İnşa ve tâmlrlne başlanacaktır.
Bundan başka senelerce halk tarafından yapılması İstenen Aksaraydakl Meslhpaşa caddesi jile civarındaki bazı sokaklar bu
Liıe civarındaki bazı sokaklar (sene behemehal yapılacaktır.
Mâliyede 70,000 lirahk ihtilas «Bundan iki üç ay mukaddem Maliye Nezareti müdiranından bir zat, mâliyenin bütün altılılarını evrakı nakdiye ile değiştirmek için almış ve piyasada her tanesini beş yiiz kuruşa değiştirerek, mâliyeye beherini dört yüz altmış küsur kuruşa değiştirdiğini bildirmiş ve bu yüzden laafcal 70,090 lira ihtilas etmişti. Ahiren Maliye Nezareti bu ihtilası sezmiş ve tahkikatına bugün maliye müfettişlerinden İrfan bryi memur etmiştir.»
19/Teşrinicvvel 1920 '
Başta belediye reisi olmak İleri gelenleri akşam yemeğini beraber yiyip geceyi orada geçirmemiz İçin ısrar ettiler. Program gereğince, akşam Mersinde bulunmamız îcabettlğlnl söyllyerek özür diledik.
Bor da yeşilliğe bürünmüş bir kasaba. Elmanın envaını yetiştiriyor, Bu sene bolluk yılı imiş. Bahçelerde ağaçların dalları kırılmasın diye altlarına direkler dikmişler. Her tarafta elmalar toplanıyor, sandıklara doldurul uyor.
Belediye reisi kendi bahçesinde İzahat verdi Elına cinsinin I ıslâhına ve bilhassa Amasya elması yetiştirmeğe çalışıyorlar-mıç. Yetiştirilenler şekil ve renk İtibariyle Amasya elmasına benziyor, fakat bira2 sertçe ve ekşimsi. Bunun da kendine , mahsus tadı ve kokusu var
L.
Güzellik - Çirkinlik
Bor'dan Mersine hareket et-J tik.
gözleri? Yirminci asrın en gizli ve en kudretli silâhı bile onların yanında tesirsiz kalır. 1 Bu silâhlar mesafeyle İsabet bakımından hiç bir şarta tâbi değil. Taktığı yeri yakıyor, ) gördüğü yeri de yıkıyor. Hederini bir kere seçmeye görsün. Zavallının kurtulmasına İm- ’ kân yok artık.Mes'ut bir İmkânsızlık doğrusu. İkinci resim birincinin tam zıddıdır. Kadı- ) mn güzelliği erkeğin çirkinliğini büsbütün arttırırken, erkeğin çirkinliği de kadının güzelliğini büsbütün arttırıyor. Mamafih güzel güzelliğinden ne kadar m mnunsâ, çirkin do çirkinliğinden ayni nisbette şikâyetçi görünmüyor. Şu halde güzellikle çirkinliği birbirini tamamlayan iki mefhum olarak kabul edebiliriz. 151 rl olmasaydı diğeri de meçhul kalacaktı.

Arkadaşımız Hıfzı Topusu geçenlerde memleketimize gelen Fransız balıkçılık mütehassısı ile birlikte İstanbul Balıkhanesini gezmiş. İntihalarını anlatan sayın mütehassıs, bu kadar pis ve daracık yerde balıkçılarımızın nasıl barındıklarına akıl erdiremediğini belirttikten sonra balık avcılarımızın çok iptidaî vasıtalarla çalıştıklarını söylüyor.
Bunun böyle olması tabiîdir. Balıkçılarımızın avlama vasıtaları elbette balıkhanemize uygun olacak. Bizim U çln modern av vasıtaları, kel başa şimşir tarak!
Profesör mütehassıs, sularımızda bol bol yetişen nadide balıklardan gereği gibi faydalan:» nıadığımıza üzülüyor veher şeyden evvel memleket içinde balık istihLJ— lâkinin arttırılması lüzum uLJ na işaret ediyor. û_
Bunlar öteden beri bizc«CN de maltım şeyler amma ney>-llyelim kİ bildiklerimizin^ karşısında sadece üzülmekçe ve yutkunmakla ömür geçl-O riyoruz. İhtisasa hürmetl-J) m iz var, bilgililerin tavsiye-*— terine karşı kulaklarımız de-Sj, lik. Yalnız balıkçılık değil, şimdiye kadar bin bir çeşltS? İşlerimizin ıslahı İçin bin blrg* mütehassıs getirdik, hepsi-**-nl can kulağıyle dinledik ve>» hepsinin sözleri bir kulağı-O m ız d an girdi, öbür kulağı "O mızdan çıktı. Bundan sonraQ da kulaklarımızın delikle-"^ rlnden kim bilir daha niceQ mütehassısların tavsiyeleriL*^ girip çıkacak?!... G)
Fransız profesörle birlikte balıkhaneyi gezerlerken Eko. noml Bakanlığına mensup bir zat da arkadaşımı; Hıfzı Topuzun yanına sokularak, başından geçen bir hâdiseyi nakletmiş: Birkaç gün evvel balıkçılık miitehassıslle birlikte nıotöre binmişler, tet-kikat yapmak üzere denize çıkmışlar. Sarayburnu açıklarından geçerlerken güüiim diye bir şey patlamış, Bakanlığa mensub olan zatın ödü kopmuş, beti benzi sararmış.
Yanlış anlaşılmasın, bu korku, patlamanın sesinden mütevellit değil. Bizim Bakanlık memuru, denizdeki gürültüyü Frastz mütehassıs duyacak diye korkmuş. Meğerse balıkçılarımız Sarayburnu açıklarında dinamitle balık avlıyorlarmış. Ya bunu mütehassıs görürse?-Memurun korkusu bundan ileri geliyor.
Bay memur, arkadaşımızın kulağına fısıldamış:
«— Biz, mütehassıslara maalesef tam olarak blzdeld balık avcılığı hakkında izahat vermekten utanıyoruz.»
Tevekkeli değil, ötedenberi memlekete bir sürü mütehassıslar getiriyoruz vO hiçbirinden zerre kadar faydalanamıyoruz.
Güleriz... Ağlanacak halimize!

Bir ay kadar sonra şehrlmlz-de İşleyen taksi otomobillerinin saatleri ıslah edilmiş olacaktır. Bu suretle saatler müşterinin ödeyeceği parayı gösterecektir.
Başlayan hazırlıklara göre saatler 20 kuruş yerine Lkl misil olarak yâni 40 kuruşla açılacak ve müşterinin ödeyeceği parayı yazacaktır. Ancak şoförler cemiyeti, saatlerin 40 kuruş yerine 50 kuruşla açılmasını istemekte ve bu suretle şoförlerin müşterilerden fazla para İstememelerinin temin edileceğini iddia etmektedir.
İSTANBUL RADYOSU öğle ve akşam programı
13.00 Haber'ot
13.15 öğle konseri ipi.»
1 13.45 Şarkılar Okuyan Afife Edlbogltı,
• 11.20 Ser'ıeB Saat.
; n,30 Şaı 'sı ve ÜlrkUİCT «p!.»-
11.45 Te : Benelc oıkestrasmdian rr-tniei cpl.»
15.00 Prouram ve knpanıj. 19,00 Dans mOtiğl.
I 18,30 Türküler geçidi.
■ 19,00 Haberler
I 19.1.4 Kısa şehir haberleri
19 "l Küçük orkestradan melodiler.
1 19 :q Radyo kljslk Türk musiklal bir-
liği konseri.
■ 31,15 Radyo gazetesi.
'■>30Tcd sterle orkestrasından dam müziği (pl.>.
20.45 Snrru Toker ve arksdMİarından j şarkılar.
22.10 İstanbul saraylarını geriyoruz. Hazırlayan: Halûk Şchsnıvaroğlu.
21.15 Viyana Çocük korosundan »arıcılar.
21.30 Fasıl heyeti konserL
22.10 Serbcs saat.
22.20 Oda mtalfll.
22.45 Haberler,
23.00 Dana müziği «pl »

Cemal REFİK
ANKARA RADYOSU
öğle ve akşam programı
12.28 Açılış ve Program.
12.30 M. S. ayart.
12.30 Şarkılar.
13,00 Haberler
13.15 Keman soloları (pl.»,
13.30 öğle gazetesi.
13.45 Hafit şarkılar (pl > 14,00 Hava raporu, aksam
ve kapanış.
117.53 Açılış ve program 18.00 M. S. ayarı.
18,00 hc«ar (Sultonlycgâh faali).
18.45 Pol karılar «pİ.ı.
19,00 M. Ş. ayan, ve haberler.
19.15 Tarihten bir voprulc.
19.20 Yurttan «esler, tdnro «den Muzaffer Sar alizen,
19.45 Radyo İle İngilizce.
20.00 Uvertürler (Pİ,».
20.15 Radyo gascteal,
20.30 Serbes «net.
20,35 Semai, divan ve kojmalor.
20.30 Bağlama takımından oyun
Jarı.
21,00 Konuşma:
21.15 Dans müziği «pt».
21.45 Sağlık unu.
22,00 Müzikseverin aaatl.
22.45 M. S. ayan, ve h ıbOrltt.
23.00 Program ve kapanış.
Hububat silosu
Haydarpaşada 30 bin tonluk bir silo inşa edilecek
programı

Yarın sabahki program
1.30 Açılı», program ve M. S. ayarı.
7.35 Kuran-: Kerim. ipi.».
7.15 Haberler.
3.00 Şarkılar ipi,».
8.15 Havai müzikler ipi.».
8.25 GIIillin programı ve hava raporu.
8.30 Choptn - Sonat ipi,». PlyonUt: Dlnv Lipatu.
0,00 Kapama.
Toprak mahsulleri ofisi Hay-darpaşada 30 bin ton kapasitesi olan bir hububat ve mısır silosu inşa ettirmeyi kararlaştırmış tır. Silonun bütün projeleri hazırlanmış ve Bayındırlık Bakan lığına gönderilmiştir. Bakanlık tasdik ettiği takdirde derhal İnşaata başlanacaktır.
3110nun İnşası İçin lâzım gelen meblâğ İmar ve Kalkınma bankasından İstikraz olarak temin edilmektedir. Silo tstanbu-lun çok mühim bir İhtiyacını karşılamış olacaktır. Çünkü halen şehirde Toprak Ofisine alt hiç bir hububat silosu mevcut değildir, Istan bolda hususi müesseslere alt olan depolar İse şehrin bir aylık İhtiyacını bile karşılıyacak durumda değillerdir. Bu bakımdan demiryolları arızalan veya şiddeti! fırtınalar yüzünden münakale İnkıtaa uğ radığı zamanlarda şehrin ekmek durumu tehlikeye mana kalmaktadır. Silo İnşa edildiği takdirde bu tehlike önlenmiş olacaktır.
Sahile 4
AKSAM
19 Ekim 1950
Evvel zamaniçinde..-
ile silâhlanıyor
Bir Rus generali müdafaa bakanı olduktan sonra bu işe ehemmiyet verilmeğe başlandı
İsviçre'de Zürlh şehrinde çıkan New Zurirhcr Zeitung ga-zetcsl. Bulgarisinin Yunanistan, Türkiye ve Yugoslavya ile münasebetlerinin gergin olduğundan ve Bulgari standa. yaşıyım Türklerln tehcirinden bahisle diyor ki:
Bıılgarlatanda silâhlanma faaliyetinin süratli bir tempo ile İlerlemekte olduğu muhakkaktır. Bilhassa Bulgar menşeli Rus pvMerall Peter PanschetvkPnln müdâfaa nazırı olduğundan beri bu İşe ehemmiyet verilmektedir. Bıügarlstnnda orduda Ru» mütehassısları çalışmaktadır. En büyük dikkat münakale, mu vasale ve muhabere sistemlinin ikmaline hasrolunuyor. Bilhassa demiryollarında Rus teknisyenleri Bulgarları mahmuzlamakta ve onları azami gayretle çalışmağa sevketmektedlrler. Bu mütehassıslar. Bulgarlsta-nın mihvere tlnhakından önce Bulgaristana gelmiş olan Alman mütehassıslarının faaliyet terini hatırlatmaktadırlar. Tuna üzerinden Roman yaya giden muvasala yolunun ıslâhına, ke-salik Rusyaya giden diğer yollarda resmî şahsiyetlerden, mürekkep büyük bir heyet huzurunda yeni bir feribotun İşletmeye girmesi tesid olunmuştur. Bu sal - gemisi C&Iafat İle VI-dln arasında Tuna üzerinde geçit yalamaktadır. Bu feribotun bir demiryolu feribotu mu olduğu, kısa olan reşml malûmattan öğrenilin emiştir. Her halde öyle anlaşılıyor ki her İki rafallde iki sabit köprübaşı yapılmış olacaktır. Bu hal, bu feribotun hayli büyük bir nakli hacmim İhtiva ettiğini gösteriyor. Askerî bakımdan feribotun bir köprüye kıyasla muhtelif üstün faydaları vardır.Her şeyden evvel feribot tayyareler İçin fena bir hedef teşkil eder. Zira Sal - gemisi kolaylıkla gözlenebilir. bir köprll İse dalma hedef inhasında sabit bulunur. Diğer teberlere göre başkaca Nlko-pol'da da Tuna üzerinde bir br-nrü kurulmuştur.
»emesi almış olduğu anlaşılıyor. Bofyada 0 eylülde yapılan bir geçit resminde büyük Rus zırhlı tankları seyircilerin dikkat nazarlarını çekmiştir. Sofyada büyük bir faaliyetle pasif korunma hazırlıkları yapılmaktadır. Sofya etrafında tayyare dâfl bataryalarından müteşekkil bir müdafaa çemberi vücuda getirilmiştir Pasir korunma mahzenleri tekrar istimale hazır bir hole getirilmiştir. Butun binalarda yangına karşı kum hazır bulunduıulmaktad'r. En büyük sanat eserleri bombaya karşı mahfuz vo mukavim mahzenlere konarak emniyet altına alınmıştır.
(Arkası î nol sahlfede!
İst. FİLARMONİ DERNEĞİ 1950 - 51 Mevsimini birinci
Abonman Senfonik Konser Şef: CEMAL REŞİT REY Solist:
İSILA EL Piyano Virtiozu PNİNA S A L 7. M A N Programda:
Caesar Franck - Çaykofski Beethoven
Bu Saat
akşam 18,30 da
SARAY’da
Biletler gişede [I T A satılıyor.
m
Açık Teşekkür
....— ■.......... ■
Makine insanlar, hakiki insanlar gibi görüp, konuşmakta ve duymaktadır. Makine insanın bütün sırrını elektronlar teşkil eder
Babıâliye dair
Meclisi vükelâda müzakereler nasıl olurdu? Konuşanın sözü kesilmezdi, müzakere intizamla cereyan ederdi .
Her hakkı mahfuzdur Semih Mümtaz S.
Son on yıl İçinde fennin meydana koyduğu hakikatler, hayalperest romancıları bile hayrette bırakmışta.
en
Yarının makine insanları
Yannın makineleri, tıpkı İnsanlar gibi görecek, işitecek, dokunacak, yediği şeylerin çeşni sini ayırt edebilecek ve muhtelif kokuları ayırt edebilecektir. Tabii bunları yapabildiği için, mükemmel bir beyine sahip o-lacak, ve bu beyin sayesinde eski hâdiseleri hatırlayabilecek, ölçecek, sayı sayabilecek ve hattâ konuşabilecektir.
Sonra bütiin bunları saniyenin milyonda biri kadar kısa bir zamanda yapabilecektir. RCA lâboratuvarı mühendisleri, yarının makine adamlarını şöyle tarif etmektedir. «En zeki adamdan daha zeki olan bu makine adamların yegâne kusuru, şuurdan mahrum olmalarıdır. -
Makine adamların bütün sırrı, kâinatın e«ı ufak varlığını teşkil eden elektronlardır.
Makine adamın 5 duygusu
Hastası bulunduğum zamanlarda ve ahıellyat esnasında mesleğime ve şahsıma karşı gösterdiği nezaket, şefkat, saygı ve aşırı derecede âlicenaplığından dolayı üstün karakterli bir İnsanın bütün hasletlerini ve mesleğinin meharet ve İnceliklerini nefsinde toplamış olan (Profesör Operatör Doktor Şlna-sl Erel'e borçlu olduğum şükranlarımı. sunar un.
Aynı zamanda Fransız hastanesi Doktor, Asistan ve hemşirelerine de ayrıca memnuniyet ve teşekkürlerimin İlânını rica ederim.
Bu'şarlatanın son zamanda Sovyetler Birliğinden harb mal-
Aliye Tunagiray
Beyoğlu Firuzağa İlkokulu öğretmeni
Kadıköy SÜREYYA Sinemasında
İBu akşam 2 san'at harikası birden
1 - AŞK ve ÖLÜM VADİSİ
İD A LUPİNO — DANE CLARK
İ — ORMANLAR FERİSİ «Renkli»
DOROTIIY LAMOLTR — RAY MİLLAND

GÖRMEYENLERE MÜJDE ■■■■■■■
Yılın, hayranlıkla, alkışlanan 2 şaheseri birden
Bu akşam ELHAMRA’da
1 — ÇILGIN KALPLER
MARGARLT LO€WOOD — PAt'L Dl'PÜİ
2 —TAKİP
TERESA HRİGHT —ROBERT MİTCHUM’un
emsalsiz filmleri
Şimdi bir makine adamın beş duygusunun nasıl çalıştığını görelim:
Görmek — Elektronlar zifiri karanlıkta bir hırsızı görüp, resmini çekebilmektedir. Sonra bunlar, tıpkı bir mikroskop gibi, türlü mikropları görebilmekte ve bir kan damlasına baktıkları zaman kan fçinde nikotinin fazla olup olmadığını yahut hangi vitaminlerin eksik olduğunu ayırt edebilmektedirler. Muhtelif renkleri 100 mil ilerden tefrik edebilmektedir.
İşitmek Elektronlar öteki odada yahut dünyanın öte u-cundakl bir sineğin kanad seslerini duymakta ve bu sesleri bir gök gürültüsü kadar büyütebilmektedir.
Koku — Elektronlar evin yahut mahallenin her hangi bir tarafında yeni başlayan yangın kokusunu evvelden duymakta ve İtfaiyeyi kendiliğinden haberdar etmektedir.
Tad — Bir bardak temiz suyun İçine, bir kahve kaşığı koyup bir saniye bekletin. Kaşığın bir saniye içinde saf sııda bıraktığı lezzeti elektronla! farkedebilmektedlr. Hattâ elektronlar muhtelif gıdalar İçindeki, çeşitli vitaminlerin cinsini ve miktarını tatma suretlle anlayabilmektedir .
Dokuma — Elektronlar cilâlı bir masaya dokunarak üzerindeki cilanın kalınlığın! ölçebilmektedir. Hararetin mühim rol oynadığı fırınlarda yine elektronlar kullanılmakta ve bunlar fırınların hararetini kendi kendilerine kontrol etmektedir.
Konuşma, hafıza ve düşünce — Bugün. 10,000 filmde bütün film meraklılarını heyeca-
Meclîs günleri Babıâli tenhaiaşırdı
Meclis günleri BabıâlI ve diğer nezaret daireleri t"r,bulaşırlardı. Hele pazarları tr.t bütün tenhalaşırlardı. Nasılsa bir müsamaha cariydi. Lâkhı diğer günler bu olamazdı. Esasen dairelerin âmirleri vazifelerine meclis günleri gitmc-2 değillerdi. Arzettlğîm müsamaha ikine! derecelilere aitti ve meselâ
abıâlide haftada İki gün Meclisi vükelâ inikat
ederdi. Pazar ve çarşamba günleri. O zamanlarda alaturka saatle hareket edildiği için erkende yenen öğle yemeğinden sonra Sadrâzam ve Şeyhülislâm ve bütün Nazır paşalar ve beyler Babıâliye gelirler. Sedaret uzma dairesindeki Vükelâ meclisi odasına girerlerdi. Sadrâzam. da bu odaya gelinceye; kâ-
tipler yerlerini alıncaya kadar kapı kâhyaları gibi İşleri çok ırz sohbet ederlerdi. Afakî bir sürü olanlara müteallikti. Sonra da lâf: Havadan, sudan, yemekten.'bugünlere mahsus ınünavebe-ahçıdan bahisler açarlardı, ler de vardı. Buna göz yumul-Sadrâzam geldi mi iş değişirdi. Huğundan memurcuklar istifa-Kendlslne meclise havale olu-, de ederlerdi.., nan evrakın bir listesi sunu-'--------------— -------j---- —
lurdu. O da hangi İşlerin mü-|lanlar esbabı muelbeyf yazmak zakerc edilmesi lâzım geldiğini ve imzalamak İtiyadında Jdilc-r. rüıekasına sorardı. Kararı, ve Hattâ Şûrayı Devlette de vesait okuyucu kâtiplere emir verilir-' daireler meclislerinde de bu dİ. Kâğıt okunmaya balşardı. böyle olurdu... Meselâ bir nıü-Kâtlp (biz ona kıraat memuru zakerede hazır bıılunmıyanlar derdik! tezkereleri veya Şurayı İÇİn mazbatada o zatın ismi hi-Devletten gelen mazbataları o-.,sasına «bulunmadım demek âdet kurken herkes dinler tek blr,U, Amma yine o zat evrakı o-söz duyulmazdı Bittikten yanlı kur ve kararı muvafık bulursa okunan kâğıdın sonu geldikten, imzasını atabilirdi veyahut bu-sonra. Sadrâzam isterse bir hfl-1 lunmadı kaydından lftsa yapardı ve at nalı masa- yarı çizerdi. Yalnız nm sağında ve - -
turan zattan itibaren vükelâ-! nın mütalâalarını sormaya koyulurdu. Ve bir nevi zikzak yapardı, Bir sağdan bir soldan sorardı.
'de ederlerdi,.. Meclisi vük«'lâ ■! müzakeratmda ekalliyette ka-
Yarınki makine adamın bütün organları elektronik tüplerden ibarettir
na sürükllyecek tatlılıkta söylenen «Seni seviyorum.» kelimeleri. elektronlar tarafından söylenmektedir. Sonra elektronlara şöyle bir şey tembihi ediyorsunuz: «Hava karardığı zaman musluğu aç.» Makine adamın bunu unutmasına artık İmkân yoktur. Hattâ elektronlar düşünen bir adamın beyninden intişar eden dalgaların cinsine bakarak ne düşündüğünü anlayabilmektedir.
İşte bütün bunlar bir radyo lâmbasından farkı olmayan e-lektron lâmbaları tarafından yapılmaktadır. Elektronlar o kadar küçük zerreciklerdir kJ. bunların bu kadar muazzam İşler başaracağı İnanılmaz bir hâdisedir. Meselâ milyar kere milyar elektron bir araya geldiği zaman ancak bir gram çekmektedir.
maltine adamın yalnız gözii ve kulağıdır. Radarlarda alillerce ötedeki tayyare denizaltı, veya herhangi bir cismi, bütün şekli ve sürati İle tespit edebilmektedir. Radarlar'ıın görmesi İçin ışığın veya mesafenin. İşitmesi için yakınlık veya uzaklığın, sesin şiddetinin hiç bir ehemmiyeti yoktur. Mesafe tâyinin de radarların yaptığı hesap, en büyük matematikçileri hayrette bırakacak kadar süratlidir. Çûn kü elektronların sürati saniyede 20.000 mildir.
bllistiiade çıkan bu en sonunda o- karara artık muhalefet ede-. mezdl...
i Encümeni vükelâ
I Bir de encümeni vükelâ vardı. İkinci Sultan Abdiılhanât, bazan sarayda nihayet, dört kişilik bir vükelâ meclisciği kurdururdu. Ehemmiyet verdiği bir meseleyi tetkik ettirtlrdi. Mazbata yaptırtırdı. İradesini de verirdi. Şu kayıtla ki buğuna yazılmış mazbatalardan çıkan iradeler kanunu muvakkat ma-ol-efendi hazretleri, mak İçin meclisi hasa vükelânın demişlerse de bendeniz1 kararı lâzımdı. Sultan Abdiil-a 5 ani meşrutiyeti verdiği güne kadar verdiği bütün resmi iradelerde a Meclis! Mebusanın inikadında kanuniyetl tekin olunmak üzere bu muvakkat kanunun neşrine müsaade ederim - demeği bir türlü unutmamıştı.
S. M. S.
Usulü müzakere
Elektronların harika tarafı
Elcktronlann en harika rafı her cins dalgayı tespit ve kontrol edebilmesidir. Meselâ gözün tespit edemediği ışık dalgalan. yahut kulağın duymadığı ses dalgaları, elektronlar tarafından kolaylıkla tespit e-d ile bilmektedir. Son harbde tekâmül ettirilen radar, yarınki
ta-
Yarınki makine adamın temin edeceği faydalardan bir kaçı: Meselâ bir dokuma fabrikasında saniyede 10,000 ilmek atılmaktadır. Yanlış atılan İlmekleri kontrol etmek İçin bir tek elektronik göz kâfi gelmektedir. Oturma odalarındaki o-tektronik gözler hava karardığı zaman elektriği kendiliğinden yakacaktır. Mutfaktaki elektronik burun, yangın kokusunun duyup tehlikeyi önleyecektir. Fotoğraflar bir dakika içinde dünyanın İstenilen tarafına gön derllebllecek ür.
Hülâsa yannın makine adamı. kendisini meydana getiren fen adamından kat kat üstündür.
A. DEREBEYOCLU
BEYAZLI KADIN
Ajk ve macera romanı
Yazan: W. W. CoIIIns Tercüme eden: (Vâ-Nû)
«.Tefrika No. 81 __.
Doktor Dawson, beni evine dMvet etti. Fakat, vaktimin dar olduğunu bildirip teşekkür İçin uğrayacağımı da aynca söyledim.
Doğruca Hlgh Street'e, avukatın yazıhanesine gittim. Artık kaybedecek bir dakikam yoktu, ihtiyar papazın söyledikleri okumdan çıkmıyordu. Yalnız Slr Percivalın annesine ve ailesine dair malûmat almakla kalmayıp eğer mümkünse, avukatın babası tarafından tutulan İkinci kayıtlan da görmek İstiyordum.
Avukat- İyi kalbU, neşeli bir adamdı. Benim ricam hoşuna «İtti.
— Keşke babam hayatta bulunsaydı da, çalışmaların beyhude olmadığını, bir gün defterlerine ihtiyaç duyulduğunu görseydi.
Maiyetinden birini, kıymetli ciltleri getirmeğe gönderdi.
Ellerim titrlyerekten kayıtları açtım. Derhal İzdivaç tarihini aradım, Sahifenln bir başında, yine İki kardeşin İzdivaçları yazılıydı. Bir sahile evveli açtım, ait taraf beyazdı. Slr Fe-llx'le Cecllla Jane Elşter'in evlendiklerine dair bir kayıt yoktu, Kalbim hızla çarpmağa başladı. Tekrar baktım. Sahil e-yi çevirdim. Hiçbir şey yok. İki biraderin izdivacı ve öbür sahnedeki diğer İzdivaç arasında bir beyaz boşluk vardı; başka hiç bir şey mevcut değildi.
Hikâye vazıhtı:
Slr Perclval, gençliğinde öld Welnlgham’da bulunduğu sırada, henüz kestiremediğimiz bir hUe He, babası İle annesinin sözde İzdivaç ettiklerini sahte
olarak resmi kayıtlara geçirmişti.
Başım dönüyordu. Düşmemek İçin yazıhaneye dayanmak zorunda kaldım.
Halbuki, ben. Slr Perclvalİ, Armanın babası, yahut da kocası zannetmiştim. Slr Perclval Glydeln Iord ünvanı ala-mıyacağı, Blackvvater malikânesinin de sahibi olamıyacağı hiç aklıma gelmemişti.
Bu hırsızlığın alçaklığı, cür-mün cüretkârlığı başımı döndürüyordu. Perclval'in Anna Cat-herick'ten niçin o derece korktuğunu şimdi anlıyordum. Zira, cürmü duyulacak olursa hail bitik.
Şurası muhakkaktı kİ İçtimai mevkii, şerefi, serveti kendinden hep alınacaktı. Bu adam artık İsimsiz, parasız bir parya olacaktı.
Bu defteri, her ne bahasına o-lursa olsun emin bir yerde saklamak zarureti vardı. Kilisenin hazneslndeklnd keza, muhafaza edebilmeliydi.
Vakit kaybetmeksizin derhal Old Welnlgham'a gitmem lâzım geliyordu.
Ücretini verdikten sonra avukatın yanından ayrıldığım sırada damarlarımda kanun hızla dönüp duruyordu. Karanlık çökmeğe başlamıştı. İki herif tarafından tekrar takip edileceğim! tahmin ettiğimden, yola çıkmadan evvel ne olur ne olmaz diye yanıma kocaman bir sopa aldım.
Yolumun dörtte üçünü katet-mlştlm kİ bir hendeğin içinden karşıma ansızın üç herif çıktı. İçlerinden biri bir baston sallayıp omuzuma vurdu; omuzum çok acımadı. Elimdeki ağır sopayı saldırganın kafasına indirdim.
Adam, imdadına gelen iki arkadaşının üzerine yığıldı. Fazla beklemeksizin tabanları kaldırdım. Onlar da peşime düştüler; gayet iyi koşuyorlardı. Arayı a-çamıyacağunı bir kaç dakika sonra anladım. Böyle bir karanlıkta bu derece hızlı koşmak da tehlikeliydi. Çiinkü herhangi bir yere çarpıp düşmem- ihtimal dahllindeydi. Bu takdirde basımlarımın pençesinde kalırdım. Duz arazide koşup dlirdıl-ı «tunuz sırada aramızdaki mesa-
fa eksilmiyordu. Fakat vak ta kİ bir yokuşa geldik, onlar benim kadar atik davranamadılar. Bu fırsattan İstifade ederek aramışı imkân derecesinde açtım,. Tarlalardan birine hudut teşkil eden bir parmaklığı f&rkedlnce üzerinden. aşıp yere »İndim. Biraz sonra nefes nefese hızla Ö-nümden geçtiler.
Yağmurla ve rüzgârla istikametimi tâyin ederek tarlayı baştan aşağı katettlm; kilise haznedarının bulunduğu eve doğru bütün kuvvetimle koştum. Kapısını vurdum.
Adam, elinde mum, kapıyı bizzat açtı. 8omurtuk bir suratla sordu;
__Anahtarları siz mi aldınız? Hayretle:
— Hangi nnahtarlaı? Ne demek İstiyorsunuz? — dedim.
— Kilise haznesinin’ anahtarlarını... Aman yarabblm, ben ne yapayım şlıudl? Aşırmışlar anahtarları...
Tam o sırada hava cereyanı mumu söndürdü.
— Haydi gidin başka bir ışık getirin. Kiliseye birlikte gidelim, çabuk. — dedim.

Sadrâzamın hltabettiği zatın cevabı alınırken ötekiler aynı fikri kabul etmlyecek olsalar bile mütekellinıln kelâmını ke-J semezlerdl. Ancak sıra kendile- • rlne geldiği zaman filân Nazir' niyetini alamazdı Kam n paşa veya.....................* *
şöyle--------r-------------------
böyle düşünüyorum mukadde-! hamil çekildiği dakikan mestle sözlerine başlarlardı. Bu «a-rii» -ît—
usul sayesinde müzakere muntazam olarak cereyan ederdi kİ Âmedl odası hülefasından olan biz kâtipler de asla sıkıntı çekmezdik. Sahibi rey olmamakla beraber mecliste oturan ve mü-zakeratı takip eden Sedaret müsteşarüe mektupçusu ve Âmetçl bey sayelerinde de yazılarda yanlışlık olmazdı. Zira aynı zamanda bizi de müraka-be ederlerdi. Yazdıklarımızı İptida onlar görürlerdi, tashih e-derlerdi. Eğer bir şey kaçırmış İsek. Acele maruzatın müsveddesi ve beyazı ve İmzası aynı celsede yapılırdı. İllâ. öbür meclise bırakılırdı.
Bel*dly*«l Ş«hh flrMrctu DRAM HIŞMI
DON JUAN
Vazon: SlolıCre rtlrlcçesa- 1 Galip Arcın Telefon: «ÎI5T KOMEDİ KISMI
GELİR VERGİSİ MEKTEBİ Yazan: Loul» Vemeull ue GeorKcfivrr Türkçeri: LSmlI Yencr lütfen: 4049?
Hele Hünkârın acele ettiği İşin mazbatası, meclis bitmeden evvel tanzim ve sraolunurdu. Ve pek bazan yine meclis henüz dağılmadan bu mazbata geri gelir ve bir dlrelctifil tezkere Ue geldiği İçin ona göre bir lklncL mazbata daha yazılır, ve takdim edilirdi. Fakat böy- Tıırkçesl:
lesl büyükler de dahil olduğu Çarşamba tenzilâtlı, Cumartesi, halde hiç birimize gülmezdi. I Pazar matine 15 de. Tel: 493£U
YENİ SES TİYATROSU
Her akşam 20.45 de ÜÇ GÜVERCİN Operet 4 perde Eşer: Szigllgetl,
Müzik: Kalman ve Braiıms Esat N. Ercndu»

Aklımdan geçen hayasızlıkların hepsi birer birer yapılmaktaydı. Elde ettiğim bütün muvaffakiyetler birer birsi mahvoı-lacaktı. Bense bütün bunlan ne güçlükle edinmiştim.
Sabırsızlığım o dereceyi bulmuştu B, haznedarın gelmesini belflemekslıln bir başıma yol* düzüldüm.
Yolun henüz yarısın daydım ki, karşı taraf ton gelen bir adama rastladım.
Bu adam seslendi:
— Affedersiniz, Slr Perclval...
Sözünü kestim:
— Aldanıyorsunuz. Ben Slr Perolva] değilim
— Ya, özür diterim, elendim... Slr Perclval benim kendisini burada beklememi söylemişti de, efendimiz, Slr Perclval...
Arkasını döndü.
Ben da o sırada, hazine muhafızının «Unda feneri» yaklaştığını gürdüm. Koluna girip daha hızlı yürümesine yardım ettim. Hırasını geçtiğimle sırada adamı göstererek papaz sordı;
= Kimdir bu? Benim anahtar* dair malûmatı yok mudur
acaba?
Sürüklemekte devam ettim:
— Şimdi anlarız.. Fakat evvelâ kiliseye gidelim.
Tanı biz yaklaşıyorduk W, bir erkek çocuk rahibe doğru yürüdü:
— Efendim, dem İn biri kilisede dolaşıyordu. Kapıyı açtığını ve bir kibrit çaktığını Markettim.
Papaz, titreyerek bana abandı:
— Koşalım, koşalım!... Yoksa hırsızı yakalayamıyacağız.
— Fener sizde dursun, mümkün olduğu süratle arkamdan gelin.
Böyle söyllyerek, kiliseye çıkan bayıra koşarak tırmandım. Binanın, etrafını şöyle bir döndüğüm sırada, mihrapla hazne kısmının İyice aydınlanmış olduğunu gördüm. Garip bir koku genzime doluyordu. Daha yaklaşınca İçerde bazı tıkırtılar da hissettim. Parlaklık vs aydınlık dikkati çekecek şekilde artıyordu. Cam kırıldı; kapıya doğru atıldım
Kilisenin hazne dairesi ateş almıştı.
(Arkası varl
GÜNÜN MEVZULARI
Yabancı sermaye nasıl gelir?
Ormanlı ln>pM»u»l»8u «v-dnln bun M> t«rObdert m™-tekele bir ara yabancı sermayeye kanı, hatifi husumete kadar gideıı, bir tereddüt yaratmış idi. Vakıa yabancı sermayenin, hattâ umııml olarak ecnebilerin kapitülâsyon namı altında bir takım İmtiyazlardan İstifade etmeleri kendi vatandaşlarımıza karşı üstünlük İddia etmeleri milli gururumuza dokunmakla kalmıyor, millî ha yatımız İçin de büyük, küçük her sahada bir tehlike, bir tehdit teşkil ediyordu.
Çok şükür milli mücadeleden sonra ve Cumhuriyet devrinde hem hudutlarımızın İçinde yaşlan yerli ve yabancılar arasında, hem de devlet olarak dünyada tam müsavilik pren-sipinl kabul ettirdik ve tatblka muvaffak olduk.
şimdiden sonra hiç bir ecne-81, hiç bir yabancı sermaye, geç mişte olduğu gibi, bizde üstünlük, İmtiyaz lstiyemez. Bu yeni Türk devletinin, Türk milletinin en mukaddes bildiği esaslara aykırı olur.
Bu mevzuda!;ı hassaslığımızı, titizliğimiz! büyük, küçük bütün dostlanmış bilmektedirler.
Türk millet! İçin şeref her türlü maddî menfaatin üstünde olduğu İçindir kİ dünyadaki mevki ve itibarımız yükselmiştir.
Bu en mühim preasipe, müsavili^ razı olmak şartı İle memleketimiz yabancı sermayelere kapılarını açmaktadır.
Fakat karşı tnrafm, yani yabancı sermayedarların da, harekete geçmek bizim İktisadî hayatımızda faal bir rol oynamağa ra2i olmak için bazı haklı talepleri ve şartları vardır:
Bunları tahlil, zannederiz, faydadan hâil değildir.
Sermaye, yatırılacağı yerin emniyetli olmasını ister Bu her keşçe bilinen tir esastır.
Fakat emniyet mefhumu, ser maye bakımından, biraz geniştir Sırf siyasî asayiş ve emniyet, esas olmakla beraber, sermayeyi bizim istikametimizde tahrike kâfi gelmez.
Sermayenin bizde her hangi bir İşe yatırılması, trl aradığımız bilhassa budun alal&de İkrazdan başkadır.
Yabancı sermayenin bizde meselâ bir fab'ika veya maden işletmesine yatırılması İçin ecnebi paranın m‘!li paraja. Türk parasına tahvili lâzım gelir.
Sırf işe alt rizikolar hariç, ecnebi sermayedar İcabında Türk parasını kısmen veya tamamen kendi parasına çevirebilmek, ve bu arada Türk parasının kıy metinin düşmesi yüzünden bir ziyana maruz Kalmamak İster
Yani yabancı sermayedar i-çln, emniyet mefhumunda. paramızın istikrarı ehemmiyetli bir yer İşgal eder.
Bütün iktisadi ve İçtimai hayal mı İçin olduğu gibi, sırf yabancı sermaye celbi bakımın dan da meşhur 7 eylül kararlarını andıran bir para İntiharının bizde tasavvur bile edlie-mlyeceğini. hattâ belki bu nü esas teşkilât kanununun bir prensip! derecesine yükselterek, kabul ve Hân etmek para İstikrarını bir nev’t devlet namusu icabı addetmek yerinde olur.
Yabancı sermaye için İkinci teknik emniyet unsuru gerek resulmalı ve gerek, ve bilhassa burada elde edilen kârlan serbestçe menşe memleketine nak k-tmektlr.
Milletlerarası para hareketini durduran en büyük engel, birinci cihan harbinden sonra, gerek resülmal, gerek temettü-lerln nakil hususunda muhtelif devletlerce .az edilen mâni hükümlerdir.
Biz. eski İktidar zamanında, yabancı sermayenin ve bilhassa lemetl-lllerln memleketimizden çıkarılma*- mevzuunu en liberal bazı hükümlere bağlamış bulunmaktayız.
Bu bakımdan yabancı sermayenin mem lekelinizde yerleşmesine müsait iklim yaratılmış kır.
Ancak elva gibi oynak olan yabancı sermaye, hattâ umumî ve mutlak olarak sermaye emniyetin yanında bir de kâr cazibesini arar.
Bu da, belki emniyet mefhumuna girebilir.
İşte bu bakımdan gerek yabancı. gerek yeril sermaye ve teşebbüs erbabına karşı yapılacak bazı şeyler, iktisap edilecek yeni bir zihniyet vardır.
İ? adamlarının, sermayedarların kârlarının göze battığı, bilhassa devlet cihazının hususi teşebbüsün kârlarım kıskandığı bir muhitte sermaye kendini emniyette saymaz.
Bu müşahede bizim İçin nazari bir kıymeti haiz olmaktan daha ehemmiyetlidir. Çünkü bir çok senelerdeaberi, İmparatorluk devrinin bu mevzudakl lâkaytlığına mukabil, şimdi fazla bir titizlik, hattâ kıskançlık tezahürleri görülmektedir. Bilhassa devlet cihazı İçinde mevki alan orta ve küçük elemanlar arasında bazen mili! ekonomimizde rol oynıyan teşebbüs ve sermaye erbabının kazançlarına kıskanan veya bu intibaı veren insanlara tesadüf edilmektedir.
Harb devrinin fevkalâde şart larını, milletin ıstıraplarım ve tef aletini istismar dışında normal ve meşru çalışmalar mahsulü olan kazançları taşkanmak veya hoş görmemek, geriliğin ta kendisidir. Bu zihniyetin hâkim olduğu muhitlerde İktisadî, hat tâ İçtima! ve medeni ilerleme mümkün olmaz.
Memleketimiz hem yeril, hem yabancı sermayeler için çok cazibeli yatırım İmkânlarına maliktir. Belki elli sene İçin İktisat bakımından az çok bftklr sayılabilecek bir muhitiz ve 1te-rllemlş memleketlere nlsbctle daha geniş kârlara imkân verecek bir çok şartlar bizde mevcuttur.
Fakat bütün bunların tam tesirini gösterebilmesi ve memleketimizin bir zamanki Ameri-kadakl İktisadi dinamizme kavuşması için hepimizin ve başta hükümetin çalışan ve kazananlara birer cemiyet düşmanı değil, birer iktisat kahramanı gibi bakmağa alışmamız lâzımdır.
Çalışan, muvaffak olan ve zengin olan her vatandaş1, her yabancı milletin, memleketin seviyesinin, kudretinin yükselmesine âmil olur.
Bunu böyle görmek ve düşünmek bir zihniyet inkılâbıdır.
Ruhen daima yüksek olan milletimiz bu mevzuda da küçüklükten. muhakkak tiksinecek ve hükümet cihazı içinde bulunan büyük küçük bütün unsurları kendi seviyesine yükseltmeğe mecbur edecektir.
Devletin kazancı kıskanma-yıp bilâkis tahrik ve teşvik ettiği herkesçe müşahede edildiği eaman hem yer!!, hem yabancı sermayeler İş sahasına dökülecek ve bu sayede memleketimiz iktlsad bakımından da lâyık olduğu seviye ve kudrete yükselecektir. Bu, muhakkak olacaktır.
Cevat NİZAMİ
Niifııs sayımı giiııii sorulacak sualler
Önlünüzdeki 22 Ekim pazar günü nüfus sayımı yapılacaktır. Okuyucularımıza bir kolaylık olmak ve şimdiden cevaplarını hazırlamak üzere memur tarafından sorulacak sualleri aynen neşrediyoruz:
1 — Bina numarası.
2 — Aile reisi evde midir?
3 — Adı, soyadı.
4 — Cinsiyeti.
6 — Hangi devlet tebaasın-d andır?
6 — Hangi dindendir?
7 — Nerede doğmuştur?
8 — Devamlı olarak nerede
ikamet eder? (Şehir söylenecek).
9 — Ana dili nedir?
10 — En İyi konuştuğu dil
hangisidir?
Jl — Kaç yaşındadır?
12 — Bir yaşından küçük ise
kaç aylıktır?
13 — Hâlen evli midir?
14 — Okuma biliyor mu?
15 — Yazma biliyor mu?
18 — Bir okula devam ediyor mu?
17 — Me2un olduğu son tahsil
miiessesesi nedir?
18 — Son yıl İçinde asıl mes-
leği nedir?
(Not: 18 den sonra gelen sorular ev kadınlarına sorulmıya-caktır).
19 — Son hafta İçinde kaç
gün çalışmıştır?
20 — Son haftada mesleği ne-
dir?
21 — çalıştığı yerin mahi-
yeti nedir?
22 — Çalışmak şekli aşağıda-
ki dört halden hangisine uygundur?
A) Kendi hesabına evinde,
B) Kendi hesabına dışarıda,
C) Aile reisinin işinde ücretsiz.
D) müessese!erde veya başkasının işinde veya yanında.
Boğalı futbol
Fransada bu gibi maçlar çok rağbet görüyor
Paris 18 (Nafen) — Son zamanlarda Fransada yeni tarz bir futbol oyunu seyircilerin a-lâkasmı fazla çekmektedir, tsmi «Bul Balı» olan bildiğimiz futboldan farkı ise oyunda bir de boğa bulunmasıdır. Oyundan ı maksat boğaya hücum etmek değil- fakat onu karşı tarafın o-yuncuları üzerine hücum ettirmek ve bu suretle de topu hasım oyuncularının ayaklarından almaktır.
Seyirciler hem oyuncuları ve hem de boğanın hareketlerini taklb ettiklerinden, fazla heyecanlanmaktadırlar.
Boğalı rutbolda fazla bir tehlike yoktur; çünkü boğanın boynuzlan mantarlarla kapatılmıştır. Bu yeni top oyununu seyirciler çok beğenmekte ve eski top oyununu fazla basit bulmaktadırlar.
Bekârlar kulübü
Hindistanda nüfusun artışını Önlemek çın kuruldu
Yeni Delhi 18 (Nafen) — Yeni Delhi’de tesis edilmiş olan kulüp «e cemiyetlere İlâve olarak bir de «Bekârlar Kulübüı kurulmuştur.
Bu kulüp birçok meselelere yol açan nüfus fazlalığını ve artmasını önlemek gayesiyle tesis edilmiştir.
Bu kulübe âza kaydedilmek latiyenler muayyen bir yaşa kadar bekâr kalacaklarına dair yemin etmek mecburiyetindedirler. Kulübün bu sert nizamnamesine riayet etmiyenler derhal kulüpten ihraç edilmektedirler____________
Formoza meselesi
Komünist Çin, gündemden çıkarılmasını istedi
Tokyo 18 (AA.) — (Ünlted Press): Komünist Çin haberler ajansının bildirdiğine göre, komünist Çin Dışişleri Bakanı Chouen Lal, Birleşmiş; Milletlere müracaat ederek genel kurul gündeminden Formoza meselesinin çıkartılmasını istemiştir.
Ajansın İlâve ettiğine göre, Chou en Lal. genel kurul ve güvenlik konseyi başkan lariyle genel sekreter Trgyve Lie’yö gönderdiği telgraflarda, Birleşik Amerikanın Çin topraklarının bombalanması hâdisesine komünist Çinin yaptığı İtirazın müzakeresinde komünist Çin temsilcisinin hazır bulunmasını istemiştir.
Sayın Bayanlaı HMB
Ki} mevsiminde ucuz ve şık giyinmek İstiyorsanız fabrika flatınn perakende olarak satılan yünlü kadın kumaşlrımızı görmeniz menfaatiniz İcabıdır.
Zevkinize uygun ve ucuz kumaşları ancak mağazamızda bulabilirsiniz.
Adres: Beyoğlu İstiklâl caddesi Elhamra Pasajı No. 5
Yıldızda Şnle köşkünde toplanan Sivil Havacılık Konferansından bir görünüş
Federal araştırma bürosu direktörü Edgar Hoover
Şöhreti Dünyanın en modern polis kuvvetini kur . ak ve idare etmek başarısına dayanıyor
Federal araştırma hâresi direktörü Edçnr Hoover

sağladı. Bugün, sistemi bir odanın İçinde olup
ması hususunu
Federal araştırma bürosunda memurlar hukuk fakültesi veya buna muadil bir tah-olduklan gibi ayrıca esaslı bir beden muayenesine tâbi tutulmaktadırlar.
Hüviyet kısmı ve muazzam lahora tu var
Mr. Hoover, bürosunda bir hüviyet kısmı kurdu. Bu kısım memleketin muhtelif kısımla- | nndan parmak izleri toplıya-rak bunları, verilecek herhan’I; bir İzahat neticesinde kolaylıkla bulunabilmesini saglıyabUecek bir şekilde tasnif ettirdi. 1932 yılında Federal araştırma bürosu parmak İzlerini teati eden milletlerarası bir mübadele imkânlarım sağlayan bLr kısım İhdas etti- Seksen dört millet şimdi bu mübadeleye iştirak etmektedir. Aym yıl zarfında Fe-derhal araştırma bürosu muazzam bir teknik lâborutuvar mey dana getirdi. Bu lâboratuvarda cinayetleri tesblt etme İlminin en son teknikleri geliştirilip tur bik ediliyordu. Bugün bile, gömlek yakasının üzerinde tesblt e-dllecek bir ter emaresinin gayet değerli bir İpucu teşkil etmesi ihtimal dahilindedir.
1932 yılında Almanyada doğmuş olan Bruno Hauptm&nn •-simli bir marangoz, meşhur havacı Charles A. Lludberghin evine girerek 20 aylık oğlunu çalmıştı. Bu yüzden bütün A-merlka derin bir keder İçinde bulunuyordu. Şehir ve eyalet polisinin tek başlarına organize cinayetlerin önüne geçemlye-ğjne kanaat getiren halk, federal kuvvetler İçin dahR büyük bir İktidar talebinde bulunmuş tu. Adalet Bakanlığı milli bankaları veya Federal İhtiyat sisteminin diğer üyelerini ilgilendiren hırsızlığı yok etmek bakımından Federal araştırma bü rosunun salâhiyetlerinin arttırılması hususunu ileri süren 21 kıınun lâyihası hazırladı. Bu ka nun lâyihalarının hepsi de tasvip edildi. Bu kanunlardan biri de çocuk hırsızlığını federal bir suç olarak gözönünde tutuyur-du, Diğer bir konun da Federal araştırma bürosuna milli bankaları veya Federal İhtiyat sisteminin üyelerini İlgilendirecek hırsızlıklarla meşgul olmak salâhiyetini verdi Bu arada bir kanun da Federal ajanların Silâh taşımalarına müsaade ediyordu.
Casuslar ve sabotajcılarla mücadele
Bu yeni salâhiyetlerle teçhiz edilen Federal araştırma bürosu Ltndbergh çocuk hırsızlığının meydana çıkarılmasına yur dım edip organize cürümlerin başını ezdi. 1938 yılında artık G—men. Amerikan halkının na zarında Popüler bir kahraman oluvermişti.
Savaş esnasında Federal araş tırma bürosu 18.000 düşman yabancıyı murakabe etti. Denizli] Ulardan çıkarılan 10 Alınan sabotajcısını tevkif etti ve New York çevresinde 33 erkek casus gayet ustalıklı bir şekilde ele geçirilmişti. Bu casusların ele geçirilmesinde sinema ve fotoğraf makLnelerile ayna hilelilerinden taydalanıluııştır. Ayna hilesi bilhassa hazarı dikkati celbetmektedlr. Federal araştırma Bürosunun yaptığı ayna
Federal araştırma bürosunun direktörü J. Edgar Hoover, Birleşik Amerikanın en müstesna vatandaşlarından biridir. Gençlik ve zindelik İfade eden bu sİ- sil derecesine sahip
bitenleri kimsenin farkına var-
mazına imkân vermeden gözden
geçirmeği sağlamaktadır savaş esnasında gayet müessir bir uıe
ma. gazete ve dergi okumak a-, delinde olanlara, reis Truman veya şarkıcı Bing Crosby kadar malûmdur. Mr. Hoover’in veya teşkilâtına mensup olan G— men (hükümet adamları) nın başarıları her Amerikalıda takdir hisleri uyandırmıştır. Mr. Hoover’in şöhreti bir İki yiğitliğe Istinad etmemektedir. Bu şöhret, dünyanın en modem ve en müessir polis gücünü kurmak ve idare etmek bakımından elde ettiği esaslı başırıları belirten kayıtlardan İleri gelmektedir.
Hoover’in hal tercümesi
Ağır yapılı, siyah saçlı ve kara kaşh olan Mr. Moover bundan 5& yıl önce, 1895 de bir yılbaşı günü Vaşkngtonda doğmuş tur. Birleşik Amerikanın sabık cumhurbaşkanı Herbert Hover İle akrabalığı yoktur. Babası Ticaret Bakanlığında memurdu. Annesi, Vaşingtonda Capital binasının sütunlarını işleyen ts-vlçreVli bir k&lemkânn torunu İdi. Mr. Hoûverln babası, kendisi delikanlılık çağında bulun-1 duğu bir sırada ölmüştü. Federal araştırma bürosunun müstakbel direktörü, ailesini geçln-dJrebllmek için Kongre kütüphanesinde haber getirme ve götürme İşlerinde çalışıyordu. Diğer taraftan binlerce diğer hükümet memurları gibi tahsilini İkmal edebilmek İçin geceleri George Vaşington üniversitesinin hukuk fakültesine devam e-dlyordu. Hukuk tahsilini ikmal ettikten sonra, savcı olarak a-dalet bakanlığında vazife görme ğe başladı. 1924 yılında daha Mr, Hoover 29 yaşlarında bulunduğu bir sırada İdare bakımından olan müstesna kablllye tl bakanlıktaki âmirleri tarafın dan derhal müşahadc edilmiş ve Adalet Bakanlığına bağlı bu lunan araştırma bürosunun başına geçmesi kendisinden İstenmiştir. Bu teklif, o zamanlarda Birleşik Amerikanın başsavcılık vazifesinde bulunan Birleşik A-merlkanın müteveffa Adalet Ba kanı Harlan Fiske Stone tarafından yapılmıştır.
Araştırma bürosunun başında
Birinci dünya savaşı esnasında düşman, yabancıları sıkı bir göz hapsine almış bulunuyordu ve böylece Bakanlık Araştırma bürosunun mesuliyetini arttırdığı İçin takip edilmesi lâzım-gelen durumlar mütemadi bir surette artıyordu. Böyle olmasına rağmen büro verilen mesuliyetlere nazaran esaslı bir mesai sağlıyamıyordu; burası, kabUlyetleri göz önünde tutulma dan dostlarına vazifeler veren politikacılar tarafından idare ediliyordu. Mr. Hoover, büronun o zamanki durumundan bahsederken şunları söylemişti: «Hiç bir kimse büro İle ilgili olduğunun. bilinmesini arzu etmiyordu. Herkes kendisini bir dolandırıcı veya politikacı olarak bitecekti.»
Mr. Hoover yeni vazifesinin başına geçince, kabiliyetsiz memurları derhal İşlet İnden uzaklaştırarak hususi ajanlık için dalıa esaslı bir İhtisasın aran-
sal gösteren Federal araştırma bürosu bir tek sabotaj hâdise-
sinin yer almasını bırakmamıştır.
3 milyon memurun sadakatini kontrol Federal araştırma bürosu, savaş sona erdikten sonra da 2-saslı bir rol oynıyarak eıı önemli H komünist ajanının meydana çıkarılmasını temin etmiştir. Yine ayni teşkilât Amerikan hükümetinde çalışan takriben 3,000,000 memurun sadakatini kontrol etmiştir. Bu arada -00 den daha az memurun sadakat gnsterraedikelrl işba t edilmiştir. Organizasyonun son zamanlarda komünistler hakkında yap tığı araştırma Federal araştırma bürosunun fonksiyonları bakımından bazı anlaşmazlıklara ön ayak olmuştur. Bu büro, hakikat ariyan bir organizasyondur ve tavsiyelerde bulunmaz. Tavsiyelerde bulunmak, hükümetin diğer şubelerine düşen bir vazifedir. Federal araştırma bürosu, herhangi bir kay naktan bilgi veya şikâyet kabul eder. Bir çok şikâyetlerin bir esasa istinat etmeyen yanlış bilgi olmasına rağmen bunlar büyük bir titizlikle tetkik edilir. Bir federal kanunun ihlâl edildiğini belirten bir esas müşahede edilmeden Federal sı-r aştırma bürosu hiç bir durum hakkında tahkikata girişmez. Elde edilen bilgi. Birleşik Amerika Adalet Bakanlığındaki sav alarma sunulmaktadır. Savcılar da bunları esaslı bir şekilde inceledikten sonra, mahkemelere tevdi etmektedir. Umumiyet ltlbarite Federal araştırma bürosunun İtham ettiği 100 kişiden 94 ünün cürmünü iişa etmesine rağmen teşkilât yine de yanılmazlığını ileri sürmemektedir.
Şahsî emniyet her şeyin fevkinde
Mr. Hoover son zamanlarda bu alanda şunları belirtmiştir: «Bİ2. hata imkânının yüksek, mizacın hassas ve şahsi emniyetin herşeyin fevkinde oldu ğu bir sahada çalışan bir beşer organizasyonuyuz. Federal a-raştırma bürosunda çalışan İnsanlara. masumiyetin tesisi, cürümden daha önemli olduğu öğretilmiştir.»
Takriben İS yıl önce bir A-m erik an senatörü, tehlikeli mücrimleri bizzat tevkil edip etmediğini sormuştur. Mr, Hoover. umumiyet itlbaılle tevkiflerin büyük bir kısmının hususi ajanlar taraîındau yapıldığını kendi vazifesinin herşeydurt önce idare İşi olduğunu belirtmiştir.
Âyan üyesi, Mr. Hoover’in birini tevkif etmekten korktııülı-nu İleri sürmüştür. Bir kaç gün sonra; Federal araştırma bürosuna mensup memurlar Louisi-ana eyaletinde bir evi sararak Alvln Karpls İsminde tehlikeli bir caninin çıkmasını bektemişlerdir, Nihayet Karpls evçten çıkar çıkmaz otomobilinden fırlayan Mr. Hoover tehlikeli «damı silâhını çıkarmak fırsatını ı vermeden tevkif etmiştir. O za-ı mandan sonra Mr. Hoover’in t cesaretini hiç bir kimse bahis | mevzuu etmemiştir.
Sahile 6
AKŞAM
içad ı
ilk SİYAH
Created by free version öf 2PDF

'Â’ov₺ rcnk yünlü.
, .trl rCıl il lU pil D
den Mevsimlik bir MODEL. ÜSTKISJM Pt LeRİNSEKLIN#? v£ RÖL&İZDUR. AYRICA .KASWRLA ŞÜ5LU-vûrSmta g'iyile . cervlehse dl kol. SUZVE KADİFEYLE CARNiLİDIR .ETEK bügmelidir.
KURŞUN! yünlüden BİR TAYYÖR
MODELİ;
VAKASI OPIJI NAL BlR SEK-
y&VAjKVEKİ
ÖüLENOEN $ ONPASI İÇİN !i ÇOR ORİJİNAL- BİR KIVA-FCT KOLLARIN GENİŞ ve ŞİŞKİN OLMASI YA. KADAKİ KOCAMAN PAPYONLA AHENK YAPtyOR, CEKET KISMININ DIZ-LERE KADAR.ONDÜLE. Ll. ŞEKİLDE /NMF5İ DOP'I.YES'I ZENGİNLEŞ.
Tlf’MEKTeDİR.
AÇIK BtJ RENĞI YAKASI KMULÛ
Bit? MANTO
Dertler Ve Devalar
, adide Songül — Fatih — Bilhassa yemeklerden sonra
1 v miğdenizde yanıklık olduğundan şikâyet ederek bunun çaresini soruyorsunuz. Başlıca sebeplerden biri miğdenin lüzumundan fazla asit klorldrik ifraz etmesidir. Aç karnına bunun pek farkına varılın a inakla beraber, yemeklerden sonra miğdede yanıklık başlar. Karbonat do süd, karbonat dö kalsiyum, bizmut, manyezyum gibi kalevilerle, jelatin, şarbon vejetal gibi emici maddeler tedavi bakımından faydalıdır. Yemeklerden sonra İstirahat şarttır. Kahvaltılarda kahvell, çaylı, kakaolu yahut sade süt lyl gelir. Bir müddet yağda kızarmış yemeklerden sakınmak lâzımdır. Bilhassa et zararlıdır. Haşlanmış sebze İle beyaz etler dokunmaz. Bilumum içkiler de dokunur.
Bu tavsiyeleri yerine getirdikten sonra da migdenlzdekl yanıklık geçmezse, bir doktora başvurmama Icabedccektlr. Selâmlar
Bhuveyre Billur — Pendik _ Doğum yaptıktan soma t karnınızın göze batacak derecede şiş kaldığından bahsederek sebebini soruyor ve bunu önlemenin mümkün olup olamıyacağını soruyorsunuz.
Doğum sonrası karın şişliği tamamiyle normaldir. Buna meydan vermemek için lohusaiık boyunca kuşak sarmanız icabederdl. Bunu her halde yapmamış olacaksınız. Mamafih zarar yok. şimdi vakit kaybetmeden kendinize sıkıca bir korse yaptırın. Alınıncaya kadar biraz zorluk çekersiniz amma, alıştıktan sonra hiç sıkıntı vermez. Kamınız eski halini buluncaya kadar bunu kullanmalısınız. Bu sahlfede tarifi yapılan üfleme usulünü size de tavsiye edebiliriz. Selâmlar.
3Samahat Dağlı — Yedikule —. Saçlarınız vaktinden
■ evvel ağardığı için boyamak mecburiyetinde kalıyor-muşsunuz, Fakat boya faslından sonra saçlarınız dökülmeğe başlamış. Sebebini soruyorsunuz. Sebep gayet basit. Boyadığınız İçin dökülüyor. Boyadan vazgeçmek İstemediğinize göre bazı önleyici tedbirler almanız lâzım. Saçlarınızı sık sık yıkayarak, nemliyken badem yağı sürün. Boya yaparken umumiyetle olduğu gibi diş fırçası değil, ucuna pamuk sarılmış İnce bir değnek kullanın. Kullandığınız tarağın da yumuşak ve lyl cins olması şarttır.
3.
Şevkiye, Kadıköy — Senelerdenberi kurtulamadığınızı söylediğiniz dert hiç da zannettiğiniz kadar mühUn
değil. Ayni durumda bulunan diğer okuyucularımızın da faydalanabilmesi İçin Şikâyetinizi tekrarlıyalım: Sabahları yüzünüzü yıkadıktan sonra cildinizin kabuk kabuk ve pütürlü olduğunu söylüyorsunuz. Şu halde olldtnlz fazla kuru. Yapılacak şey gayet basit. Yüzünüzü yıkarken ya hiç sabun kullanmayın yahut da lyl bLr sabun kullanın. Geceleri besleyici bir krem sürmek de çok faydalıdır. Sabahlan yüzünüzü yıkadıktan sonra da lyl cins bir krem sürer bunun üstüne de çok sıcak kompres yaparsanız, cildiniz pamuk gibi yumuşar. Selâmlar.
L__________________________________________________________,
Birinci model bej rengi »Ierscy«dir. Model itibariyle çok sade, Ön kısım düğmeli, kollar da reglandır. Diğeri eteklen pek az kısa ceketli bir kompledir. Kol|ar ve yaka astraganla ga milidir.
Güzellik Tavsiyeleri
Şişmanlamayı önleminin Çareleri
Bütiin kadınların kafiyen ihmal edemiyeceği hayali meselelerden biri de şüphe yok kİ güzellik ve şuhluktur. Yirminci asırda güzellikle şuhluğu tamamiyle Allalı vergisi saymak biraz yersiz. Kendine itina eden her kadının güzel ve şuh görünmesi pekâlâ mümkün olabiliyor artık. Fakat güzelleşmenin de bir takım usul ve kaideleri var. Her şeyden evvel bunları öğrenmek, öğrendikten sonra hakkiyle tatbik etmek mecburiyetindeyiz. Şimdiye kadar bu konuya ilgilendiren çeşitli neşriyat mevcut İhtiyacı tam bir yetki ile karşılamak başarısını gösteremediği için her hafta bu sahlfede çeşitli çareleri kısaca incelemeyi faydalı bulduk. Güzellik tavsiyeleri başlığı ile çıkan yazılarımız en emin kaynaklarından toplandığı için bayan okuyucularımızın yüzde yüz faydalanabileceğini iimit ediyoruz.
KADINLARIN en büyük korkusu muhakkak kİ lüzumundan fazla şişmanlamaktır. Zira, en güzel, cn kusursuz vücuda sahip kadınların şişmanladıktan'sonra tamam lyle değilse bile kısmen deforme olduğunu ve çirkinleştiğini sık sık görüyoruz. Şişmanladığı halde güzelliğini. şuhluğunu muhafaza edebilenler parmakla gösterilecek kadar az.
Lüzumsuz kilo almanın sebeplerini yalnız fazla gıda ile fazla Istirahatte aramak yanlıştır. Bu bakımdan ön plândaki âmilin daha ziyade hava olduğunu bilhassa hatırlatmak İsteriz. Evet, insanların balon gibi şişmesine en büyük sebep sadece havadır.
Meşhur doktor G. Leven, hava yüzünden fazla şişmanlamayı önlemek için teneffüs yolu He mükemmel bir çare bulmuştur. Şöyle diyor:
«Ben bu çareye - üfleme usulü - İsmini verdim. Bu usulü tatbik edecek kimseler karşılarında yanan bir mum bulunduğunu tasavvur etmelidirler. Bu mum yavaş yavaş ve uzun uzun üflenecek. Üf-lemekten maksat mumu söndürmek değil, alevi geriye doğru meylettlrmektlr.
Nefesi ağızdan değil, burundan almayı unutmamak
lâzım. Yukarıda izahı yapılan üfleme usulü her yerde ve her zaman tatbik edilebilir. (Ayakta, oturarak, yutarak, yan uzanmış vaziyette, yürürken, dururken vesaire». Zayıflamağa ihtiyacı olanlar, bu tavsiyeyi yerine getirebilmek bakımından vakitleri olmadığını iddia edemezler.
Hergün muntazaman yapılması lâzım gelen hareketler: Burun yolundan içinizi havayla doldurduktan sonra bunu ağır ağır üfleyeceksiniz. Hareket üstüste beş kere tekrarlanacak. Yarım saat fasılayla ayni şeyi günde yirmi kere yapmak lâzımdır. Tok karnına zararLı olduğu İçin, üflemelere yemeklerden bir saat sonra başlamak çok daha faydalıdır. Böylece vasati olarak günde yüz üfleme yapmış bulunacaksınız Kısa bir zamanda da kafiyen zafiyete uğramadan ve hastalanmadan zayıflamağa başladığınızı görerek hayret edecek- I siniz.
Daha fazla zayıflamak Is- j tlyenler, yövmı üfleme adedini arttırmağa kalkıştıkları takdirde, bundan fayda değil zarar göreceklerdir. • Yemeklerden birer saat sonra yarımşar saat fasıla ile bunu günde beşer üflemeden yirmi defa tekrarlamak tamamiyle normal ve kâfidir.

I
(•
19 Ekim 1Ö50
AKSAM
Pameln. paltosunu acele giyerek bahçeye İndi. Gece kuşlan mi acı bağrışıyorlardı. Genç kadın, yılankavi yollardan geçerek civardaki ormana daldı. O gün öyleden sonra o-radft seveülslie buluşmuştu, ve kendlsile evlenmek lattyen genç, aşkından bahsetmişti. Kendi kendine:
— Hugo İle kendisine sırrımı söylemeden evime mem diye düşünüyordu.
Az bir müddet sonra ormanı geçti, şimdi kalbi hızlı hızlı çar pıyordu. Derken çehresi sevinçle parladı. Gözleri tepenin eleğinde bina edilmiş olan kiliseye İlişil, Kapısı açıktı.
Günah çıkartmak için İçinde dayanılmaz bîr arzu nlsseltl. Ve İki göz yaşı damlası yanaklarından aşağı süzüldü- Metin adımlarla yürüdü Az bir müddet acura kilisenin içine glrtti. Çehresinin, gerdin hatları, İçinde çetin bir mücadele olduğunu gösteriyordu.
Kilisenin mukaddes, masası üzerinde yanan mumlardan süzülen hatif ışık aracında birinin kendisine yaklaşmakta olduğunun farkına vardı. Bu, u-] zun beyaz sakallı, beli bükük,.' nrtında cübbesi bulunan papazdı.
Pamela ellerini uzatarak:
— Muhterem peder yardımınıza muhtacım. S12e söyltyecek bir sırrım var diye kekeledi. Papaz:
— Kıg'uı, Bana tevdi edeceğin sırrın fâş edilmiyecegtnden «İlin olabilirsin cevabını verdi.
Genç kadın, usa bir tereddüt anından sonra anlatmağa baş-htdı:
— Takriben beş yıl evvel bir «kek öldürdüm. Evet ben kaa-til oldum. Fakat bu cinayeti na «usumu korumak İçin işledim. O zamanlar yirmi yaşında bir kızdım, öldürdüğüm erkek İse ber.den İki misil yaşlı olduğu halde beni kendisine metres yapmak İstiyordu. Babam ölür ken bana oldukça büyük bir servet bırakmıştı. Erkek bunu biliyor, beni .yalnız servetim 1-çin sevlyo rve benimle evlenmenin İmkânı olmadığını bitiyordu.
Pamria, İtiraflarının bu noktasına çelince derinden bir ah çektikten sonra sözüne devam
düşünce ürerine tüyleri ürper-dl. Mihaniki bir hareketle, öpmek için ona elini usattı. O^lu Hugo, heyecan ve çekingenli,/-ula hiç farkına varmamıştı. Pa paz, genç kadının kendisine tevdi etmiş olduğu müthiş &ırn hatırlıyor ve:
— Bu kadın oğlumun karı» nasıl olabilir? diye düşünüyordu. Gözlerini Pûm elaya dikerek dikkatle baktı. Genç kadın ne kadar da güzeldi. İki nişanlıyı baş başa bırakarak odasına çekildi Ne yapacağı düşüncesi 1-çtal kemiriyordu.
— Oğlum, bu kadını çok seviyor. Fakat benim bildiğim sim o da öğrenirse acaba ne ya pacak? diye üzülüyordu.
Yere diz çökerek dua etmeğe başladı. Duayı bitirip ayağa kalktığı zanıan kararım vermiş tl. Pencereyi a;arak gök yüzüne baktı. Mehtap ortalığı aydınlatıyor, yasemin çiçeklerinin kokusu etratı dolduruyordu. Bah çede tahta bir sıranın üzerine oturmuş olan oğluyla genç kadının öpüştüklerini gördü. Bahçeye İnerek yanlanna gitti ve müstakbel gellJIne hitap ederek
— Oflumun rahmetli annesi ^yaseminleri çok seviyor ve odamın vazosunu bunlarla doldurmağı hiç ihmal etmiyordu ben de size hoş geldiniz demek Jçin sana bir kaç^yasemln vermeme müsaade eder misin kızım? diye sordu.
Pamela, papaza dikkatle bakınca derhal onu tanıdı fakat Allahın himayesi altında bulunduğunu bildiği için soğuk kanlılığım hiç kaybetmedi. Papazın uzattığı yaseminleri elinden alarak derin derin kç'cladı. Artık kâbustu mazisini temft-mlle unutmuştu. Kalbi normal çarpıyor ve saadet içinde yüzüyordu.
Çeviren: A. HİLÂLİ
— Bir gün gûya benimle konuşma!: İçin odasına çağırdı yanına gittim. Kudurmuş gibi ürerime atıldı, korktum Bana dokunmaması için ettiğim ricalara kahkahalarla mukabele
Edirnedeki muhacirlerin ihtiyaçları tetkik edilecek
Edirne 18 (Akşam) — Göçmenlerin ihtiyaç :lanm mahallinde tesMt etmek üzere Çocuk Esirgeme kurumu İdarecilerinden Hasette İhraz ve İffet Halim Gruz dün şehrimize gelmişler. w muhtarlara damıtılmak üzere 500 takım elbise getirmiş (erdir.
Mahkeme Koridorlarında
Canımın içi Aspasiya!
Hidrojen bonbası
ediyordu Son derece sinirli idi. bayılıp düşeceğimden korkarken ansızın yere yuvarlandığını gördüm Uzun müddettenbe-ri kalbinden rahatsız olduğu 1-cın kendisine tele gelmişti, kriz geldiği içir İçtiği ilâcı hatırladım, şöminenin üzerinden aldıktan ve bir bardağın İçine koyduktan sonra (ıoa içirdim. Sonra da oradan kaçtım Erleri gün kendisine içirdiğim fazla İlâcın teshile öldüğünü öğrendim. Papaz:
— Kızım, dua etmeli ve Al-♦atılan günahını ottetmest için yalvarmaksın, dedi.
Pamela bu tavsiye üzerine ye ve diz çökerek papazla beraber dua okumağa ha rindi tçl biraz sükûnet bulduktan sonra papaza sordu:
— Muhterem peder, evlenecek olursam bıı sırrımı .alacağım erkekge söylemek lâzım
— Hayır kının! Kimseye bir şey 5Öyıememe1l.rin Artık sırrın Allaha İntikal etmiştir.
Karısını kaçıran koca
Adana — Şehrimiz ağır ceza mahkemesinde enteresan bir dâvanın duruşmasına devam e-dlimlştir. Bir müddet evvel Osman 1 yenin Nobuttepe köyünden Mehmet Arslan. iki senedenberl ayrı yaşadığı karısı Emlneyl harmandan kaçırarak Ceyha-nm Mahmudiye köyüne götürmüştür Bu kaçırma hâdisesi 0-rerine Emine çelik'in baban tarafından Mehmet Aralan a-leyhtne bir dâva açılmıştır.
Tutuklu olarak muhakeme edilmekte olan Mehmet Arşların duruşmasına devam edilmiştir. Dinlenen şahitlerden hemen hepsi de bu kaçırma hâdisesinin Emlnenln srzusiyle olduğunu söylemişler ve neticede mahkeme sanığın tahliyesine karar vermiştir.
Türkiye ■cnebl
Pamela, odasına dönünce o-bırup Hugoya bir mektup yazdı ve İzdivaç teklifini kabul ettiğini bildirdi
A
Aradan bir yıl geçti. Rahip Btefen, yazı masasının başında oturmuş oğlundan gelen mektubu okuyor. Kendi kendine:
— Oğlumdan çok memnunum Evlenmesi çok yerinde bir harekettir. Geltncp kendisin! tebrik edeceğim diye söyleniyordu
Ertesi sabah kapısının önünde duran otomobilin motör gürültüsünü doyunca, içini garip Mr his kapladı Gelen muhakkak oğlu ve nişanlısı olmak lâ-nrıdı.
İki dakika sonra oğlu Hugo nlşanlisiyle beraber odasına gir dL Papaz, oğlunun nişanlısını görür ı,'örmez, knlblnln hızlı lıa lı rarptığım hissetti Kadım dtj-hai tanıdı Bu kiliseye giderek kenditirt rinapeunj jtj-raf etmiş olan P3meıa idi Bu
Senen* aao» kuruş MW tunu
H Vlık 1SD0 » 2900 »
1 aylık 800 » 1G00 »
1 aylık 900 » —
Alre» tybdlü l£iD clU kuruşluk pul «ünUertlmeUdlr. AJub UktUr-de ad re* degljLlrllmeı
TeielenlarLmn Başmuharrir »0M5
Van UJerl 20705 - idare 20681
Müdür SMSÎ
Muharrem 7 — Hızır 167
Vnaak Gl OŞI» İkindi Ak. Valaı
V. 4J7 0,14 11.59 18. 1 Tl.24 111,55 e nui 12.43 o -'55 12 00 1.31 idarehane: İrtanbul BrtJiSU elvan
Cemil Naalr sokag> No 13
KONSERLER
«ALZMATrın OnKTSTHA TL E KORSEM
Fıtarmanl &»,*«. «Moolk orkestralı 1950 - 51 mevtimi Mrtr.ci abur -man Beri tonik kor terini Cemal Hrjll Hey ldareUudc ve vehrlıtiUde bul-ınnn lzrael piyano virtüözü Pnlna Sa tama n"ın ırtlraklle 13 10 M pcr»embe KünU verilecektir, Pros.amda £rci-bouen * Coraır F anek ve Çcykcvtkl konçertoları vardır
Süslenmiş, püslenmiş. giyinmiş kuşanmış, iki dirhem bir çekirdek. Koyu siyah boyalı saçlarının dipleri alacalanmış. Sürmeli, civelek gözlerinin çukurlan çapaklarımı?. İnce, kavruk dudaklarının açık kızıl boyası çengelli burnunun ucuna bulaşmış. Daracık emprime robunun eteği diz kapak hizasında. Naylon çoraplarının dikiş çizgileri iki yana kaymış. Kauçuk tabanlı spor iskarpinlerinin üzerinde kek. lik gibi sekerek yürüyüşü on sekizinde, çiçeği burnunda bir tazeden farksız. Kendisi de ufak tefek, minyon bir şey. Yaşını ben pek iyi kesti re m e di m amma bizim kasketli delikanlı; «Kırktan aşağı ise şunları keserim» diyerek kaytan bıyıklarının üzerine yemin etti. Vebâli onun boynuna!
Dert ortağı arıyormuş gibi etrafa bakarak dolaşmasından cesaret alıp yanma gittik.
— Dâvanız mı var, bayan? Mütereddit bakışlarla süzdükten sonra başı İle tasdik işareti yaptı:
— Evet efendim, hakim beye bekliyorum ki eps! ağ-nattiracayim benim davalar.
— Anlatacağın dâva nedir? Kimden şikâyetçisin?
Omuzunda asılı çantasını açtı, evvelâ bir sigara çıkarıp yaktı, sonra dörde bükülmüş, kirli parmak izlerine bulanmış bir kâğıdı İtina İle açın uzattı:
— Nalı, buna okuyacaksi-nlz. epsl ağnlyorsunuz k! neler var İçerde.
Bizim kasketli delikanlı parmaklarının ucuyla kâğıdı tutup pencere önüne yaklaştı. Kursun kalemi İle yazılmış kargacık burgacık kelimeleri heceliye heceliye okudu:
«Canımın iç! Aspasiya,
«Dün gece gene seni rüyamda gördüm, sabaha ka--dar gözüme uyku girmedi. Eğer yalanım varsa namussuzum. Ulan, dinine yandığımın kahbesi! Ali İle beraber evine geldiğimiz gece rakı masasında kadehleri kendi elinle benim ağzıma boşalttın. mezeleri kendi çatalınla ağzıma verdin, beni büyüledin de sonradan ne halt etmeğe küstün? Çıkarken istediğin beş kâğıdı vermediğim için öfkelendin-se kusura bakma. Yanımda yirmi beş kuruştan fazla metelik yoktu. Biliyorsun yâ, on papeli senin gözünün önünde kumara verdim, Pa-nayot dediğin herif kazandı. O serseriyi masa başında şişliyeçektim amma sana fenalık gelir diyerekten dişimi sıktım.
Şimdi beni dinle. Aspasiya. Ben senin için yanıp tutuşuyorum. Yalanım varsa gençliğimin hayrını görmi-yeyim. İnanmazsan ekmek getir de üç defa öpeyim. Dün sabah dııkkânda soba borusu yaparken senin hayalin gözümün önüne geldi, «Hey felek heeey!» diyerek bir alı çektim, çekiç elimden düştü, ustanın ayağına çarptı. «Ne oluyorsun, âşık mısın, ulan eşsoğlu eşşek?» diyerek usta beni payladı. Bunlar hep senhı yüzünden oluyor. Amma velâkin, sen beni adam yerine koymuyorsun. Eğer bu İş böyle giderse sonu fena olacak. İşte sana son sözüm budur. Beni dost tutar da eve alırsan ne âlâ. Eğer bunu yapmazsan namussuzum ki bir bıçakta iflahını keserim. Aklını başına topla, bu mektubumun cevabını tezeiden göndelr. Selâm ederek gözlerini öperim. ciğerim Aspasiya.
Seni seven
Mahmut. Ne zaman bir aksam geldiler Ali bey ilen ba-raber bizim evde, Panayot da var İdi benim klz karılaş kocasi misafir. Şans için oynamışlar bir ovun tavla, Mahmut kaybettiriyor on lira. Ondan sonra kendisi a-şiklik olmuş bana. İstiyor ki ben oturayim onun ilen harabe r metres. Ma aslindan sevmiyor bana, biliyor kİ var bende biraz para, onun İçin oturacak benim ilen.
Tekrar delikanlıya dönüp sağ elinin parmaklarını açtı. karşıdan alnını karışlar gibi bir işaret yaptı:
— Nah sana, aptal! Ne 1-çln vereceyim benim paralar kİ sen yiyeceksin?
— Sana bu mektubu yazdığı için dâva ettin öyle mi?
— Yok efendim mektup için. Ben yazmadim iç bir sev kendisine. Dün gece gelmiş bizim kapi önünde çok çok sarhos, bir de blçak tutuyor elinde, barivor, «Aspa-slya, aç kapuyu, çik disarda, Öldiireceylm sana!» Ben ba-riyorum pencereden, polisler geliyorlar, yakalıyorlar kendisine. Sindik çikacayiz hakim bev karşısında, ona da okutturacayim bu mektup.
Mahkeme açıldı, âşık delikanlı ile konuşamadık.
Ce. Re.
Askerî yarılım
6 milyardan 2.400 milyon doları Fransaya verilecek
Vaşlngton 18 (AA.) — (United Press): Resmî hükümet şahsiyetler inin dün akşam açıkladıklarına göre, kongrenin Atlantik paktı devletleri müdafaam İçin tasvip ettiği 0 milyar dolarlık fondan 2 400 milyon do lan Fransanın silâhlanma programına ve Çin Hindine tabsb edilecektir.
Geçen cuma burada cereyan eden Fransız-Amerikan görüşmelerini mâtaakıp yayınlanan m&şterek tebliğde Eirleşlk Amerikanın şimdilik Fransa için 200 milyon dolar ayırdığı ve bu yardımın alacağı Eon şekil hakkında bilâhare yapılacak olan askeri müzakereler neticesi karar verileceği belirtilmektedir.
Fransız resmi şahsiyetlerinin İleri sürdüklerine göre, 1951 senesi İçinde bu tahsisat 5 Fransız tümeninin teçhizinin tamamlanması ve 4 yeni tümenin tamam iyi e teçhla edilmesi İşinde kullanılacaktır.
Tebliğde ilâve edildiğine göre Üzni-Dogn memleketlerine yapılacak yardım İçin ayrılan 500 milyon dolarlık fondan mühim bir kısmı da Çin Hindine tali-
BULMACA

İmza okunamıyor. Mektubun altında armut seklinde bir yürek resmini delip geçmiş bir hançer.
Bizim delikanlı mektubu itina ile katlayıp iade etti:
— Kim yazmış bu mektubu?
Madam Aspasiya mağrur edalarla kırıtarak döndü, jandarmanın yanında oturan uzun boylu, zayıf, soluk benizli delikanlıyı işaret etti:
— Nah, görüyorsunuz şü adam ki Ismlsi soyllyorlari
Scıldmı »>tn: 1 — Merasim. 1 — Haslı kUcUk tayım. 3 — Pisi piri . İs-ynııkSr, 4 — KarjılLk . Ekmek. 5 — Ziyan - Babanın yarurı. ■ — Beydir -Bir erkek adı. 7 — Tersi kısırlıktır. P — İblis. 9 — Tersi bal yapar • Terziye ıltaım, 10 — Bir Rum ismi -Çabuk.
V ukandan mai>ya 1 — Onaitı «r-tının yarm. X— Avadanlık - Erimekten emir, 3 — Tayyar» haber verme cihazı - Tersi deftere geçirme. 4 ____
Bir ecnebi kadın. & — Soru eki - Tersi onarmMltr, 6 — Anlayışlı - Telin etme. 2 — Temi nazik dcCtatn - Bit edat. B — Kulııal lıtilual edemez.
Geçen bulmacantn halli
Seldin sa£a 1 — Deztaecl. 2 —Ebu-bekJr, 3 — Velime. 4 — Elas, Lep, 9 — Dun, reza. 6 — ikame, il. 2 — Karaca. B — EL Salim. 9 — Nclica. 10 —
Yukarıdan asa£ı(a ı _ Devedikeni. i - Ebelik. Tek 3 — Bulamak, LI, 4 — İblı. Hasta. S — Sem. Ferace. B-Ekele, Alan, 3 - C4. ₺Rı. B-irk I palamut.
öldürücü tozlarile insaniyet mahvedile-bilir mi?
Chicago 18 (AP) — Chicago üniversitesinin Atom araştırmaları enstitüsünün profesörlerinden James Arnold'a dün, hidrojen bombasının öldürücü tozları İle insaniyetin mahvedll-meslnln mümkün olup olmadığı sorulmuş ve bilgin, «Bu belki kabildir, fakat, kuvvetli bir devletin, bütün İnsanlığı mahvedebilmesi için senelere İhtiyaç vardır» demiştir.
Chicago 18 fA.A.) — (United Press): «Atom bilginleri» bülteninde çıkan bir yazısında Chicago üniversitesi mensuplarından Dr. James Arnol 2 ilâ 40 milyon dolar gibi asgari bir masrafla hemen hemen dünyadaki bütün İnsanları öldürecek kudrette bir hidrojen bombasının yapılması mi'unkün olacağını söylemekte ve bunun İmalinin 5 İlâ 10 yıl gibi bir zamana mütevakkıf olduğunu tasrih eylemektedir.
Bununla beraber bilgin James Arnold, bu kudrette bir hidrojen bombasının İmalinin sonsuz güçlükleri karşısında şimdilik her hangi bir devletin bu gibi bir teşebbüse girişmesi tehlikesinin bahis mevzuu ol-mıyacağını İlâve etmekten sakınmamak tadır
Çin Hindinde vaziyet
200.000 kişilik bir Çin komünist kuvveti hudutta toplanıyor
Hong Kong 18 (AA.) — (United Press): Bir yandan büyük miktarda komünist Çin kuvvetlerinin Hindi çini hududu yakınlarında yığıldıklarına dair komünist Çlnden haberler gelirken. bir yandan da bazı komünist yüksek şahsiyetlerinin Vletminh. asilerine daha büyilk yardım v âdin de bulunduktan öğrenilmektedir.
Henüz teyld edilmeyen fakat İsrarla dolaşan bazı haberlere göre 2OT.0OT kişilik bir komünist kuvveti, Hlndl-Çlnl hudut bölgesi civarındaki güney Ku-vangsi eyaletinde toplanmaktadır. Bununla beraber bu kuvvetlerin hududu geçeceklerine veya sadece Çin topraklan İçinde komünist aleyhtarı faaliyetleri sindireceklerine alt henüz sarih bir İşaret mevcut değildir._____________
Japonyada ecnebiler
1 Kasımdan itibaren Japon kanunlarına tabi olacak
Tokya 18 (AA.) — (United Press); Çarşamba günü general Mc Arthur genel karargâhından bildirildiğine göre Japon hükümetine, Kasım ayunn birinden itibaren yürürlüğe girmek üzere, cinai suçlardan dolayı İşgal personeli müstesna Birleşmiş Milletlere mensup herhangi bir devlet personelini tevkif ve yargılama yetkisi verilmiştir.
Mc Arthur tarafından verilen bu emir gereğince Üzak-Doğu müttefik komisyonunun 21 Eylülde Vaşlngtonda aldığı kararlar tatbik edilmiş olacaktır.
Japon hükümeti bundan böyle Japonyada kanun ve asayişi temin vazifesi ile mükellef olacaktır.
Müttefik devletlere mensup İş adamları, misyoner ve turistlerle diplomatik masuniyeti ol-rnıyan şahıslar böylelikle Japon ceza kanunlarına göre yargılanacaklardır.
_______________________Sahile 7
•" 1 ' u « a
Rusya, Kareyi kendi haline bırakıyor
Stalin, Kore meselesini normal gidişinde bırakmağa karar verdi
Londra 18 (AA.) (Afp) — Lond ranın yetkili çevrelerinden gelen malûmata nazaran. Stalin Kore meselesin! normal gidişine bırakmağa karar vermiştir. Dışişleri Bakanlığında, bu hususta hiçbir tefsir yapılmamaktadır, Maamafih Emest Bevin’e yakın bir şahsiyet, Sovyet matbuatının geçenlerde komünist Çin hükümet sözcüsünün bir beyanatını neşrettiğini hatırlatmış ve bu beyanatta mevcut kuzey Koreliler yalnız Çinin değil, fakat Sovyetler Birliğinin de yardımına güvenebilirler, cümlesinin kasden yayınlanmamış olmasına dikkat nazan çekmiştir.
Londra siyasi ve diplomatik müşahitlerine göre bu keyfiyet Moskovantn Kore ihtilâfının dışında kalmak arzusuna bir delil olarak gösterilebilir.
İngiliz Uzakdoğu meseleleri mütehassislan da komünist çinin hakikaten silâhlı bir müda-
halede bulunmak arzusunda olmadığı kanaatlndedirler. Hattâ dün akşam Ingiliz başkentinde dolaşan bazı rivayetlere töre» Pekin hükümeti- kuzey Kore makamlarına Birleşmiş Milletler kuvvetlerinin zaferi tahakkuk edince hiç olmazsa bir müddet İçin Çin harbine devam teşebbüsünden vazgeçmelerini tavsiye etmiştir, öte yandan komünist Çin hükümeti ricat halinde bulunan kuzey Kore kuvvetlerine Mançuryaya iltica hakkını vermeyi kaıalraştırraıştır. Nihayet yetkili Ingiliz kaynaklarındaki kanaate göre, ancak 38 İnci arz dairesinin her İki tarafındaki halkın ihtiyaçlarına cevap veren siyasi. İktisadi ve içtimai bir (uzlaşma) rejimi kurulabildiği takdirde Birlenmiş Milletler dâvası kazanılmış o-laeakbr kİ bu da yine aynı kaynaklara nazaran Syngman B'ne-e’nin aalâhlyetlerinln 38 İnci arz dairesi kuzeyine teşmilini bertaraf etmektedir.
Tecaîüzle mücadele olâııı
Vişinski ile Dulles arasındaki görüşmeden bir netice çıkmadı
Lake Success 18 fAP) — Birleşik Amerika delegesi John Poster Dulles İle. Sovyet Dışişleri Bakam Andrei Vkhlnsky, dün. Amerikalılar tarafından desteklenmekte olan tecavüzle mücadsle plânı hakkında kırk dakika süren bir mülâkat yapmışlar, fakat bundan hiç bir netice elde edememişlerdir.
Dulles, müzakerelerden sonra. «Barış karar sureti (plâna verilen İsimdir) üzerindeki görüş ayrılıklarımızı müzakere ettik. Tam mânası İle açık sözle görüşlerimizi izah ettik, bir netice alamAdıyrak da. müteka-bllen durumumuzu öğrenmiş olduk» demiştir.
Bu mülâkatı, Mr. Vlshnlsky'-nln talep etmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Vlshlnsky. Birleşmiş milletlerin siyasi komitesinde, adı geçen bu plâna hücum etmiş, fakat, Batı İle İşbirliği yapabileceklerine dair de gayri vazıh telmihlerde bulunmuştu.
Gerek Dulles. gerekse Vlshlns-
Antep fıstığı
Bu sene rekolde ancak bin ton olacak
Gaziantep (Akşam) — 049 senesinde fıstık rekoltesinin on 1-kl bin ton gibi uzun senelerden beri İdrak edilmemiş muazzam bir miktarda olmasına mukabil bu sene rekoltesi henüz kafi olarak bilinmemekle beraber bin ton kadar tahmin edilmektedir .Buna mukabil 950 üzüm rekoltesi çok bereketli ise de I Tekel İdaresinin mübayaaya başlamayı geciktirmesi flütlerde mühim düşüklüğe sebep olmuş ve bu ise müstahsili çok sıkıntıya sokmuştu. Nihayet Tekelin m ıntakamızda üzüm almağa başlaması flatlerin yükselmesine ve müstahsilin, rahat nefes olmasına sebep olmuştur.
Çocuk hekimi doktor
Ahmet Akkoyunlu
Taksim Talimhane
Palas. Telefon: 82627
Malzeme Alım Şubesinden:
1 — Mevcut şartnamesi mucibince 1 adet şerit destere tezgâhı açık eksiltme ile satın alınacaktır.
2 — Muhammen bedeli 2000 lira olup muvakkat teminatı İM Uradır.
3 — Eksiltme 27/10/1950 cuma günü saat 10,48 de Ka-bataşta genel müdürlük malzeme alım şubesindeki komisyonda yapılacaktır.
4 _ Şartnamesi her gün sözü geçen şubede gtirülebUlr.
8 — iste kili erin belirli gün ve saatte güvenme paraları ve kanuni vesaikle birlikte mezkûr komisyona müracaatları İlân olunur. (13024)

ky, Lake Success’deki küçük toplantı salonunu terke t tiki eri zaman mûtebesslm İdiler.
Mülfikatın vukuu hakkında İlk haberlerin şuyuu akabinde, İki devlet adamının Japon barış andlaşması hakkında gârüştü*-leri söylentileri de duyulmaya haşlanmıştır.
Mr. Dulles, bu mevzu hakkında diğer ban delegasyonlar ile hususi müzakereler yapmaktadır.
Bununla beraber. Mr. Vishins-ky, «Şimdiki halde Japon bn-nş andlaşmasım müzakere etmiyorum > demiştir.
Millâkattan çıktıkları vakit, Vlshlnsky, gazetecilere hitaben «Affedeniniz, İngilizcem pek iyi değildir» demiş, bunun üzerine kendisine doğru dönen muhabirlere Dulles'ds aynı şakacı eda İle «Affedersiniz pek iyi Rusça bilmem» demiştir.
Daha sonra, Mr. Dulles'ın müzakerelerin ana mevzuu hak-kındakl beyanatı gazetecilere okunmuştur,
Bulgariar hızlı b'r tempo ile silâhlanıyor
(Baştarafı ( üncü sahifede)
Başkaca lşltlldiğlne göre bir takım muayyen nezaretlerin ba bi knımlan hükümet merkezinden başka yerlere naklolunmuş-tur. Müdafaa nezaretinin biz şubesi şimdi Oabrowa‘da, Sov-yetler Birliği ile münasebetleri tanzim eden diğer bir şubesi de Şumnu (Kolaröffgrad) da bulunmaktadır, Ştnnnu şimdi Türklerin oradan tehcir edildikleri min takalardan biridir. Dahiliye nezaretinin bir kı«mı da Sofya dışına nakledilmiştir. Bütün bu tedbîrler bir harbe hazırlık manavına alınabilir.
Bulgaristan. Sovyet pakt sisteminin sabit bir uzvudur. Daha üç yıl önce ve batı devletleri daha henüz kendi araların da bir ittifak sistemi kurmadan evvel, Sovyet Birliği kendi peyk devletlerini karşılıklı bLr yardan ve İttifak anlaşması ağı 1-çine almağa başlamıştı. Peyk devletlerden her biri diğeri ile İki taraflı bir anlaşma akdetmiştir. Meselâ Kuzey Atlantik paktı gibi çok taraftı bir anlaşma bu peyk devletler arasında şimdiye kadar yapılmamıştır. Bu sistem elâstikidir.
Peyk devletler arasında koordinasyon, komünist partiler va-sıtasıyle ve Kremllndekl müşterek emir merkezinden sağlanmaktadır, 27 kasım 1947 den IS temmuz 1948 e kaadr olan zaman İçinde Bulgaristan komünist devletlerle 7 tane muahede akdetmiştir. Yugoslavya Ue akdedilmiş olan böyle bir muahede bu aralık feshedilmiştir.
AKSAM
19 Ekim 1950
Sanlfe 8
T îirk Anonim Şirketi, Tesis tarihi: 863
Sermayesi: lu.uuo.uuu. İngiliz lirası
Merkezi İdaresi: Is t an bal — Galata Istanbulda: Venlcaml Beyoğlu Kadıköy ve Şişlide ve rurklyenln başlıca şetılriertie...
Parts Marsilya Londra Mançesıet Mısır, Kıbrıs İrak P'lilstln ve Maverayı Ürdünde
bubeıen:
Suriye ve Lübnanda
Fnyallert vardır
-----■-------
Her türlü banka muameleleri yapar
çutt m usun tat? »urttarlie çasarrul ve mevduat be-saplan açılır
lasarruı Hesaplan için uç ayda otr ikramiye keşideleri yapılır
üaiıa (azla malumat ah mak İçin Osmanlı Bankası Gişelerine müracaat edilmelidir.
Zayi — Asliye 1 ncl hukuk w ırgıçlığının 9*9/327 sayılı dosyasına alt yiiz liralık teminat makbuzunu kaybettim Hükmü olmadığını ilân, ederim,
Sabalıat Kırksekîzoğlu vekili:
Avukat
M, Feyzi Gökçeli
CAFER FAHRİ DİKMEN 'in
Eserlerinden
Krş
Seni arıcılık SU
Av ve salon köpekleri SU
Savaş ve potla köpeği 60
Tavukçulukta tnuvaJ fakıyetln sırrı 25
Nasıl tavukçuluk yapmalı? 25
Tavukçulukta nasıl kazanılır? 25
Tavukları yumurtlatmak için ne yedirmeli dir? 25
Tavuk tı ast atıkları 25
Kanarya 150
Kiianyıiardan arayınız
GRIPIN
VİTAMİNLİ
ANA SÜTÜNE
ÇOCUK DAMASI
Tekel Genel Müdürlüğü ilânları
^«O-NCAT
CİLDİNİZİ KOBUmAK İÇİN Yüzünüze hafifçe "Vcnishing" kreminden sürünüz. Bu krem, pudranızın sabitliğini bir kat arttırmakla beraber, yeni cazip teninizi koruyacak ve saatlerce pudranızın uçmasına imkân bırakmıyacaktır.
Göz Mütehassısı □r.Cenil Görür
CağaJoğlo Nuru Osmaniye i caddesi Alay Apartımaoı i Pazardan oaşks neı gun saat H ten 18 e kadar i Telefon: «K15II
İçin gurup kapalı zarf
Tertip Komitesinden:
21 Ekim cumartesi akşamı yapılacak üçüncü sor. karşılaşmanın biletler*, bugün saat 10 dan İtibaren Ankara caddesi Türkiye eczanesinde, Beyoğlu ve Galata Vagonll gişelerinde. Osmanbeyde Osman Güzel mağazasında satışa çıkarılmıştır. Müsabaka günü Spor sarayı gişelerinde satışa devam olunacaktır Saym halka ilân olunur
Grip ve nezleye karşı en başarılı ilâç...
. , saat 15 de
Cağaloğlundakl Sağlık ve S. Y. Md. lüğü binasında toplanan Sıhhi Kurumlar Satın Alma Komisyonunca yapılacaktır.
2 — Muhammen bedeli: Montaj dahil olmak üzere topye-kûn: 23.000 Ura olup. İlk teminatı: 2100 Uradır.
3 — İstekliler bu İşe alt şartnameyi çalışma günlerinde komisyonda görebilirler.
4 — İsteklilerin cari seneye alt ticaret odası vesikası İle 2460 sayılı kanunda yazılı belgeler ve bu İşe yeter İlk teminat ' makbuz veya banka mektubu olduğu halde teklifi havi kapalı zarflarını eksiltme saatinden bir saat evveline kadar makbuz mukabilinde komisyona vermeleri.
5 — Postada vaki gecikmeler şayanı kabul değildir,
114102)
Konya Valiliğinden
Konya merkezinde yaptırılacak 71154 lira 23 kuruş keşif bedelli beş sınıflı ilkokul İnşaatı 10/10/650 tarihinden 8/11'950 tarihine kadar 26 gun müddetle kapalı zarf usuliyle eksiltmeye çıkarılmıştır.
Eksiltme ve İhale G 11'950 Pazartesi günü saat on beşte ti daimi komisyonunda yapılacaktır.
Geçici teminat 4917 Hradır
Eşya satışı hakkında ilân
Geçen pazar günü Beşiktaşda yaptığımız açık arttırma suretile satışımızda teşhir olunan eşyanın çokluğundan satışına, vakit kalmamış olan Saks Porselen yemek takımları, kahve ve çay takımlarlyle Berllnde yapılmış modern yatak odası takımı ve on parçadan mürekkep gayet orijinal Rokoko salon takımları ve sair kıymetli eşyaserbest satılacaktır. Alâkalıların Beşiktaş Serencebey Yokuşu çıt-lenbik sokak 16 numaraya müracaat etmeleri rica olunur
Satış ilânı
Istaubul Defterdarlığından:
Muamele ve İstihlâk vergi dairesi müdürlüğüne muamele vergisinden borçlu Yahya ve Can Çlçekllgllln Talıtakale mahallesi Rızapaşa sokak Şark Han 17 No. lı imalâthanesinde ha elz edilen (bir adet arka dikiş 41200 No. lı Amerikan «istemi makinesiyle bir adet dikiş burun 100141 No. lı Kentlye lâstik
İKİ YAG RAFİNE USTABAŞ Si
tkl yağ rafine ustabaşısına İhtiyacımız vardır. İsteklilerin Karaköy Mehmet Ali paşa Han 49 numaraya pıüracaatları rica olunur.
Evvelâ bu iki kremi kullon-maya başlarsınız. Her gece, yüz ve göğsünüze parmaklarınızla Pond's Cold kreminden sürünüz Bı> kremi bilâhare sildiğinizde, bütün kir ve makyaj izlerinden eser kalmıyacağını göreceksiniz. Bundan sonra, cildinizin temizlik ve yumuşaklığını mu* hafazo etmek üzere, bir kerre daha Cold kreminden sürünüz.
ve Eksiltme Komisyonundan
Şişli çocuk hastahanest röntgen lâboratuvarı halinde Mlkro-Radyografl cihazı ve teferruatı usulüyle eksiltmeye konulmuştur.
1 — Eksiltme 8/Kasım/1950 çarşamba günü
Betonarme köprü yapımı Karayolları genel Müdürlüğünden
1 — Eksiltmeye konulan İş: İskenderun - Erzurum Devlet yolu üzerinde Elâzığ - Erzurum arasındaki Mutu Sansa ve Kültür köprülerinin betonarme olarak yapınılan olup keşif bedelleri tutarı (1,115.340.78) bir milyon, yüz on beş bin uç yüz kırk lira yetnrş altı kuruştur.
2 — Eksiltme günü: 27/10/1950 tarihine rastlayan cuma günü saat 16 da Ankara'da Bayındırlık Bakımlığı binasında Karayolları Genel Müdürlüğünde Karayolları eksiltme komisyonunca kapalı zarf usulü İle yapılacaktır.
3 — Eksiltme evrakı: Vezneye yatırılacak (50) elli lira bedele ait makbuz karşılığında Karayolları Genel Müdürlüğü Teknik Hesaplar Şubesinden alınabilir.
4 — Eksiltmeye girebilmek için:
a) isteklilerin 1950 yılına alt Ticraet Odası belgesi İle usulü dairesinde (47.210.22) kırk yedi bin iki yüz oıı lira yirmi İki kuruşluk geçici teminat vermeleri,
b) İsteklilerin bu iş gibi teknik önemi haiz asgari 50 metre açıklıklı bu betonarme kemer köprü inşaatını veya kenar ayaklar arası ‘00 metre olan kirişli köprü İnşaatını iyi surette başardığını veya İdare ve denetlediğini Isbata yarar belgelerini. Karayolları Genel Müdürlüğünden atacakları tanıtma beyannamelerine (Müteahhit ehliyet beyannamesi, müteahhit plân vt teçhizat beyannamesi) bağlamaları ve bu beyannamelerin İçindeki sorular cevaplandırılarak vetcrlfk belgesi İsteme dilekçeleriyle birlikte eksiltme gününden en az uç gun önce (tatil günleri hariç) yazı İle Bayındırlık Bakanlığına müracaat ederek bu İş İçin yeterlik belgesi almaları.
5 — İsteklilerin eksiltme şartlaşmasının 34 üncü maddesinde verilen izahat çerçevesinde (eksiltme evrakının her parçasına ellişer kuruşluk pul yapıştırarak bârdan imzalayıp zarflarına koymaları) hazırlayacakları yükleme mektuplarını eksiltme günü saat on beşe kadar makbuz karşılığında komisyon Retsllğıı.e vermeleri lâzımdır.
Postada olacak gecikmeler kabul edilmez.
Keyfiyet ilân olunur. (13751)
r
Babın Sigara kâğıdı satın alınacaktır
Maizeme Atım Şabesinrten:
1 — Mevcut şartnamesi mucibince 78.500 bobin sigara kâğıdı pazarlıkla satın alınacaktır,
2 — Pazarlık 1/12'850 cuma günü saat 10.30 da Kabataş Genel Müdürlük Alım Komisyonunda yapılacaktır,
3 — Şartnameleri her gün sözü geçen şubede ve Ankara, İzmir başmüdürlüklerinde görülebilir.
4 — İsteklilerin belirli gün ve saatte 22.650 liralık gûvenma parası ve kanuni vesaikle birlikte mezkûr komisyona müracaatları İlân olunur.
5 — İdare kısmen veya tamamen İhale edip etmemekte veya kısım kısım ayrı ayn taliplere ihalede serbesttir. 14114
MIPS»cmnsı
HURİMMO
Hakiki
ENO Ingiliz Meyva Tuzu
Gelmiş ve satışa arzedilmiştir TAKSİM Eczanesi Nizameddin DİLER
PARO
EN ÂZ PARAYA . EN BOL AYDINLIK


Zayi — 10812 sayılı eski pasaportumu zayi ettim, yenisini çıkaracağımdan eskisinin hükmü olmadığını İlân ederim.
Ayşe Ezel Sezgin
makinesi) 25.10.950 tarihine tesadüf eden çarşamba günü saat 11 de Tahsili Emval Kanunu hükümleri dairesinde mahallinde açık arttırma İle satılacaktır.
İsteklilerin belirli gün ve saatte satış mahallinde hazır bulunmaları İlân olunur. 14267
TARLA. MEYVA BAHÇESİ, BOSTAN VE ÇİÇEK BAHÇESİ OLANLAR4
Albümln artığı (Kan kurusu) tam gübre satılıktır. Eyüp Bahariye cad No. 46 ya müracaat. Tel: 24086
İstekliler bu gibi inşaatı yapmış ve yaptırmış tlduklarınA dair belge ibraz edeceklerdir.
Teklif mektupları 6/11/950 günü saat 14 de kadar İl daim) komisyonuna verilmiş olacaktır.
Plân, ve şartname!» her gün Milli Eğitim Müdürlüğünda görülebilir. (14085)

Comments (0)