] AKŞAM
t.
AKŞAM’ın
Küçük ilânları en verimli, en ucut vasıladır.
Sene 30 — No. 10540 — Flati her yerde 10 kuruştu».
Sahibi: Necmeddin Sadak — Yazı İşlerini fiilen idare eden: C. Bildik — Akşam Matbaası
Mühim bir demeç
“Amerika, Yunanistan’ın istiklâlden mahrum edilmesine seyirci kalmıyacaktır „
Amerikan Yakın Doğu şubesi müdürü diyor ki:
“ ft- illetlerarası komünizm faaliyeti, Yunan silâhlı kuvvetlerinin yalnızca başa çıkamıyacağı durum alabilir. Bu takdirde Amerika durumu gözden geçirerek icabeden tedbirleri alacaktır,,
Mew-York 10 (R) — Amerika Dışişleri Bakanlığı Yakın Doğu şubesi müdürü Benderson dün akşam söylediği nutukta Yunanistan meselesin» temas ederek demiştir kİ:
«— Amerika. Yunanistan: mü id tamamlyetlnden ve siyasi istiklâlinden mahrum etmeğe çalışan, ecnebi teşebbüslerine karşı seyirci vaziyetinde kalmıyacaktır. Milletlerarası komünizm teşkilâtının faaliyeti. Yunan silâhlı kuvvetlerinin yalnızca başa çıkamıyacağı bir durum alabilir. Bu takdirde Amerika Yunan İşini yeniden gözden geçirecek ve İcabeden tedbirleri alacaktır.»
Markos'un bir emri
Seüânifc 19 CA.P.) — Yunan kaynak kınııdan verilen malûmata göre, general Markos »demokrat ordu» suna verdiği bir emirde, Birleşmiş Milletler Balkan komisyonuna mensup her hangi mümessilin, ele geçtiği takdir do charb esiri gibi tevkif olunmasını v» .bu şeklide muamele görmesinin bildirmiştir.
Esir edilen bir çetenin cebinden çıkan bu emirde «Balkan komisyonunu teşkil eden izanın çoğunun Anglo ■ Saksonlardan veya onların ortaklarından mürekkep olduğu, bunun İçin, demokrat kuvvetlerin mücadelesini baltalamak İhtimalleri mevcut bulunduğu» işaret edilmektedir.
Bir müsademe
Atina 19 (AP> — Üçüncü ordunun diin geceki resmi tebliğine göre. Yu- ■ nan Bulgar hududu civarında. 8elâ-nikten 7$ kilometr» kadar şimalde Kruslya dağlarında cereyan eden salı I
günkü çarpışmalarda çetelerin komutanlarından binbaşı Nikltaş ölmüştür. Asıl adı Nlkola Trlyandafllu olan bu komutan Makedonyadakl çete hare-
Devlet Bakanlıkları
Verilen takrir Parti Grupunda bugün görünülecek
Ankara 19 — Devlet Bakanı Abdülballk Randanın, sıhhî sebeplerle İstifa ettiği şllpheaiı Bayılmakla beraber. Dr, Fahri Kurtuluşun C. H. P. Grupunda bugün müzakere edilecek takririnin de bu İstifaya sebebolduğu söylenmektedir. Fahri Kurtuluş bu takririnde Kabinedeki Devlet Bakanlıklarından birini, bilhassa İkincisini fazla görerek, kadronun kaldırılmasını teklif etmiştir. Bari çevreler, esasen saflık durumu elverişli olmıyan Abdül-hallk Rendanm, Grupta açılacak lehte, aleyhte müzakerelerden önce İstifayı uvgun bulduğunu İleri sürmektedirler. Grupta, bu takrir üzerinde açılacak görüş-m®’pr merakla beklenmektedir.
Karakış başladı İstanbul’a yağan kann kalınlığı 3 Sm. i buldu
Ceyhan nehri yayılmakta devam ediyor. Ovada mahsur kalan köylere uçaklarla yardım edilecek, yiyecek atılacak
kâtını İdare ediyordu.
Markoa’u tanımağa
doğru adımlar
Atina 18 — Bulgarisi anın
Markos nezdlne siyasi bir mümessil. Yugoslavyanın da askeri bir mümes-
sil göndereceği «öylenlyor. Haber tahakkuk ederse. Atina hükümeti ge-
rekil teşebbüslerde bulunacaktır. Amerikan yardımı ilkbaharda ge-
nlşilyecck ve Amerikan kat! bir tenScIL hareketine
caktır.
başlana-
Yollarımız
Amerikan heyeti haşir
4 martta dönüyor
Ankara 19 (Telefonla) — Türklye-dekl Amerikan yol heyeti başkanı ve Amerikan Yollar umum mildür muavini Hilts, martın 4 ünde memleketimizden ayrılacaktır. Son İstanbul se-
yahati dolayıslyle. Hiits.
Yukarıda Markos vs askeri müşaviri general Kikitsa (solda, aşağıda düşürülen bir hükümet uçağı
Demokrat Partisini ele geçirmek istiyenler
Adnan Menderes, hu hususta uzun izahat verdi, iç ihtilâf lan bahsetti
Jklncl defa gittiğini, üçüncü defa daha giderse Vaşingtona dönemlyece-ğiııden korktuğunu 3öylemlş ve demiştir kl: -
(— İstanbul seyyah eeibetm-ek için elinizde *n büyük bir kozdur. Yollarınıza v» otellerinize biraz daha itina etmek şartlyle, sayısız seyyah celbe-dabillrsinlz O kadar kl bir gün bunların çokluğundan usanırsınız bile.»
Hllta, Türkiyeden ayrılmadan evvel karadan îstanbula gidecek ve İstanbul - Edirne yollyle Trakya yollarını tetkik edecektir.
Porsuk barajı
3 kontrol mühendisi sorumlu görüldü
Ankara 19 (Telefonla) — Porsuk barajı İnşaatında yolsuzluk yapıldığı İddiaları üzerine, tetkikler neticelenmiş: tahkikat evrakı Danıştay» verilmiştir. 3 kontrol mühendisi suiistimal ve İhmalden sorumlu görülmektedir.
Müteahhide avans mahiyetinde faz la para verilmiş ve kanuni formaliteler yerine getirilmemiştir. Bununla beraber, başlanan İş durmıyacaktır. İnşaatın yüzde 7S 1 İkmal edilmiş vaziyettedir.
İstanbul’un karlı bir görünüşü
Ingiltere - Irak
Eski Irak Başbakanının demeci
Londra 19 (R) — Irak m esle! Başbakanı Salih Cabir. İngiliz - Irak antlaşması hakkında demiştir kİ:
— Gazeteler, bütün Irakbn son antlaşmayı İyi karşılamadığını yazmışlardır. Bu doğru değildi. Son nümayişi yapan yalnız talebe ve okuma blhnlyenlerdlr. Bunlar, komünist a-Janlarlyle Raşlt Ali'nin tesiri altındadırlar. İraklılar muahede ile Irak İstiklâlinin lekelendiği iannina kasten sevkedll mislerdir.

Manisa 18 — Manisa Demokratları bugün Şehir sinemasında bir toplantı yapmışlardır. İptida Fuat Köprülü bir konuşma yapmış, bu arada dini tedrisat hakkünda demiştir kİ: «Tür-kiyede millet dini ilişlerin» dalma bağlıdır. Demokrat Parti anayasasında da laiklik vardır, fakat lâyJkllk din düşmanlığı demek değildir. Dinin İrticai fcdhllke dogurabileceğini söyleyenler tamamen aldanıyorlar.»
Bundan sonra Refik Şevket tnce söz alarak Genel Kurulda ancak dört kişinin sözünün hâkim olduğunu red delmiştir.
Adnan Menderes demiştir kİ; «Dün gece yattığımız otelin polis nezareti al tında bulundurulduğunu söyleyen bir arkadaşımız bir nevi baskının hfiJâ devam ettiğini söyledi. Filhakika baskı tamamlyle geçmiştir denemezse de ea’ziaino nispetle hafiflemiştir. 12 temmuz beyannamesinin neşri üzerine vukna gelen değişiklikler cümlemizin »nia umudur. sayın Hikmet Bayur'a göre değişmiş çok şey yoktur. Halbuki bugün İçinde bulunduğumuz şartlar İki üc sene evvellkllerie İnsafla kıyas, edilirse hem luyret, hem de derin bir sevinç hissetmemeğe imkân yoktur.
Demokrat Partide gevşeme yoktur, aevşeme varsa iktidar parttslndedlr.
Demokrat Partiyi bir muvazaa partisi gibi göstermek doğra değildir. Parti aalmll ve İmanlı yolda yürüyor.
Meclis grupunda eski idare heyetini Iskat teşebbüsü nizamname hükümlerine aykırı olarak ve hiç ds tabii olmıyan şartlar altındte. cereyan et m iştir. Artık açıklamakta mahzur gör madiğim bir hakikati artedeceğlnı: Büyük kongrede hürriyet mlsakuun kabul edilmesi bazı Demokrat milletvekillerinin hiç do hoşuna gitmemiştir. Hele hürriyet misakının tatblka konulma salâhiyetinin genel kurula verilmesi çoklarınca tamamen menfi karşılanmıştır.
Gen»! kurulu zayıflatmak ve meflfıç bir hale getirmek gibi maksatların tahakkuku İçin ilk önce Genel kurulu teşkil eden Azalar arasın» ayrılık sebepleri sokmak, sonra Genel kurulun karşısına Meclis grupunu çıkarmak İÇİR tertipler yürütüldü.
Pırtı idaresini ellerine almak, olamadığı takdirde muhalefeti bölerek v» Demokrat* Partiyi per^ay^ yeni bir parti kurmak emelinde olanların giz», veya aşikâr türlü (zilyetleri grup ve genel kurul içinde akisler yaratmamış değildir. İşte son hadisleri bu vakaların ujığt altinda mütalâa etmek yerinde olur
Bundan sonra Fevzi Lûtfl Karacs-
Üniversiteler arası kurulunda tartışmalar Ankara 19 (Telefonla) — Üniversiteler arası kurulda sol temayülde oldukları İddia edilen profesör ve doçentlerin durumu üzerinde hararetli tartılmalar olmaktadır. Üç gündenberi geç vakitlere kadar bu mevzu üzerinde çalışmakta olan Kurul bugün de toplanarak göuıçmel ?rlne devam edecektir.
Amerika’nın bir tekzibi
Londra 19 (R) — Dün Vaşing’ tonda demeçte bulunan Amerika Dışişleri Bakam Marshall. 1043 senesinde Birledik Amerikanın Almanya İle ayrı bir sulh muahedesi akletmek İstediği hakkında Moskovada Heri sürülen iddiaları kesin bir surette yalanlamıştır.
nıanoğlu sös almış ve şunları söylemiştir:
•— Açık olarak şunu söyilyeyinı kl, İS kişilik grupta dokuzumuz arasında tam tir fikir ve anlayış bersberVğl vardır. Mütebaki altı kişiden üçü bu j fikirlerin bazılar:ndan ayrılıyorlar. | Diğer üçü ise baran vazifeye gelmekte ve ana prensnplerlmlae da karşı koyma k ta (farlar. Emin Sazak, hürriyet mldakiha muarız olduğunu söylemiştir, Böyle bir adam, genel kurul Hw-laiiİB taban taban, zıt fikirlerle meşbu ve hürriyet nılsfikı aleyhinde bulunan bir adam nasıl olur da hâlâ aramızda bulunabilir?;
DİKKATLER:
Tekaütlükteki yanlış ölçümüz
Meşhur lort Derby 79 yaşında ölmüş. Son yıllara kadar en faal siyasi işler görürmüş; İngiliz -Amerikan cemiyetinin reisiymiş. Yine ton günler zarfında Gandhi 76 yaşında öldürüldü. Dört kurşuna kurban gitmeseydi ihtimal daha uzun zaman memleketinin yüksek siyasetini idare edecekti Mareşal Pitaiıi 85 yaşında Fransız siyaset dizginlerini ele aldı; cam devirip devirmediğini tarih, kitapları, zindanında ne zaman vefat edeceğini ise müstakbel gazeteler yazacaktır. Bizde ise...
Bizde de serbes meslek'erdg ve siyaset mesleğinde çok canlı 70 kusurluklara raslanıyor; kendilerinden hâlâ bihakkın faydalı işler bekliyoruz. Fakat her nedense barem cetvelinin maddi tatbikatında da, mânevi hayatimizin inan ve güvenlerinde de bu böyle otamıyor.
— Altmış beşi doldurmadan tekaütlük,.. Yine Devlet bütçesinden, yahut sair âmme hizmetlerinden maaş... (Ve kendi kendimize telkin:) Gençlik gitti... (Orta yaş nazarı itibara alınmadan',) İhtiyarlık bastırdı.
O ferdin çalışabildiği ile ispat olunuyor kl, tekaütlük kaidelerimiz yanlıştır, «Gençlere yer vermek» bahsine gelince, mütekaidin ikinci bir Devlet parası alması asıl zaytf noktadır: O suretle gençlere yer verilmemiş oluyor.
Ölçüler ıslah ister.
Birkaç gündenberi devam eden yağmur dün akşam kara çevirmiş ve bütün gece kar yağmıştır. Kaçın kalınlığı bu sabah 3 santimetre İdi. Hava nispeten mülayimdir. Termometre 1 dercedir.
Alman haberlere göre, Adana havalisinden başka, memleketin hemen her tarafına kar yağmaktadır. Kon-yada karın kalınlığı M lantlmttreyl bulmuş: birçok ilçelerin yolları kapanmıştır. Bursa-Ankara. Bozüyük -Eskişehir yolları da kanalıdır. Birçok kamyonlar yolun açılmasını bekliyor. Bursada Orhaneli, İzmit havalisinde Hendek - Bolu - Ankara yolu kapanmıştır. Bu son yolda bir metreden fazla kar vardır. Denizlerde fırtına vardır.
Adana havalisinde yağmur yeniden başlamıştır. Bu yüzden sular yükselmektedir. Son haberlere göre vazıyet, şöyledlr:
Poyraz fırtınası
Şiddetli poyraz fırtınası şehirde hâlâ devam etmektedir. Dün de Ka-raden'.zden Boğaza giriş v» çıkış olmamış. gemiler sığındı klan yerlerde kalmışlardır. Karadenlzda bulunan ufak teknelerin akıbetinden endişe edilmektedir.
Ceyhan mütemadiyen yükseliyor
Adana 18 — Ceyhan nehri mütemadiyen taşmakta ve suların yayıldığı sabalar genişlemektedir. Bu bölgedeki köyler çok tehlikeli duruma düş-
müştür. Ceyhan kasabasının elektrik santralını da sular bastığından, kasaba karanlık İçindedir. Kısacası, Çu-ktırovalılaT, eşine raslanmıyan bir tv İftket İçindedirler,
Adananın İncirlik mevklindekl bir çlfilk binasının çöktüğü, içinde bulunan 30 kişiden ancak dördünün müşkülâtla kurtarılablldlğl. dün gelen en son haberler arasındadır.
Yiyecek meselesi
Mersin Î0 — Sel basan köyler» sandallarla yiyecek ve ilâç götüren ekiplerden henüz bir haber gelmemiştir. Ankaradan gelen Kızılay müfettişi. vahameti gördükten sonra Ankaradan uçak gönderilmesini istemiştir. Uçaklardan, sular ortasında kalan köylere ekmek atılacaktır
Diğer taraftan Ceyhan köyleri lıal-kını kurtarmak için de İskender undan kayık istenmiştir.
Anadolyda soluklar
Şııhut 17 — Bir haftadan beri sık aralıklarla kar yağışı devam eylemek tedlr. Dört gündür Afyon İle llçemü arasındaki yol kapalı bulunmaktadır.
Pötürge 17 — Dokuz günden beri devam eden yağmur nihayet kara çe-vlnnlştlr. Boş olan hapishanenin bir kısmı İle bir ev yıkılmıştır.
îıkenderunda fırtına
İskenderun 19 (Akşam) — Dünden bert fırtına şiddetli yağmurlarla birlikte devam etmektedir. Denli vasıtaları yola çıkamamışlar ve limana al-ğmmişlardır.
B. Hilmi Uran ın demeci
Münhal Milletvekillikleri, Halkevleri, Halk Partisinin din tedrisatı, Halk Partisi
ve Demokratlar
Şehrimizde bulunan Cumhuriyet Halk Partisi genel başkan vekili Hilmi Uran dün §u demeçte bulunmuştur:
«Münhal milletvekillikleri İçin seçim, kış tatilini müteakip Meclisin kabul edeceğini beklediğimiz Seçim kanunu hükümlerine göre yapılacaktır. Partinin adayları mahalli teşekküller tarafından seçilecektir. Partimizin her yerdeki durumu kuvvetlidir.
Halkevlerini bütün vatandaşlar İçin faydalı birer tesis haline getirmeyi candan İstemekteyiz. Partili ödleklerine ön safta yer veriyoruz. Yalnız bunların hepsi mutlaka yerine getirilemez.
Partinin tefriş işi yeni btr şekle bağlanmak üzeredir. Gençlik için bir yurt yaptırmak hususunda incelemeler yapıyoruz.
Vatandaşa din bilgisi vermek şeklinin tesblt! günün mevzuu olarak Ankara'da partimizce ele alınmıştır.' Hedef (Lftlslzm) prensiplerini zedelemeksizin din bilgini yetiştirmek:, dini İhtiyaçlara cevap verecek kimseler yetiştirmek ve vatandaş çocuklarını
(Mnl bilgilerle teçhiz etmektir. Bunu blı mânevi bir ihtiyaç olarak ihmal «Jllmtyecek bir mevzu telâkki ettik. Bugünlerde neticelendireceğiz.
Bayın Renda'nın Kabineden sıhhî bir zaruretle çekilmiş olduğunu çok İyi biliyorum. Bu çekilmeye bilerek veya bilmeyerek politik bLr mân* vermeğe çabşmayı yersiz bulurum. Yerine başkasının gelip gelmlyeceğlnt tablatiyte kabine reisi bilir.»
D. Partinin bugünkü faaliyetleri ve durumu hakkmdakl düşünceleriniz sualini satfeco (mükemmel» kellme-slle cevaplandırmıştır.
Mahatma Gandhi ve DÜNYA
Yazan:
Halide Edib - ADIVAR
Bugün 5 İnci sahifemlzda
Son makale yannki nüshamızda
Sahile 2
AKSAM
SÖZÜN GELİŞİ
Prensiplerde muhalefet
Parti, mücadelesinin hükümetten o’anlarla olrmyanlar arasında cereyan eden bir çekişme değil de bir program mtl-fadelasl olduğu bizde de yavaş yavaş anlaşılıyor. Cumhuriyet Halk PartirinJn programı İle Demokrat Partisinin programı arasında «aslı bir fark almadığı İçin İki parti memleketi daha üstün bir refaha kavuşturacak sistemler üzerinde ciddi münakaşalara tutunamamıştır. Demokrat Parti61 antidemokratik «aydığı kanunların değiştirilmesin! istiyor. Yani kend'sl iktidara geldiği zaman ilk iş olarak bunu yapacak, İktidara gelmeden de bu kanunların değiştirilmesine çalışacaktır. Cumhuriyet Halk Partisi bu bahiste Demokratlarla aşağı yukarı aynı fikirdedir. îşaret edilen kanunların değiştirilmesine o da taraftardır, Netekim itiraz sebebi olan iskân kanunu bertaraf edilmiştir. Polis vazife ve salâhiyet kanununun antidemokratik sayılan maddeleri değiştirilmek üzeredir. Bir taraftan seçim kanunu da ele alınmıştır. Demokratların İstediği gizil rey, açık tasnif esası Halk Partisince de kabul edildiğinden bu yolda bir değişiklik hazırlanıyor. Uzun zaman Demokrat Partinin başlıca muhalefet mevzuu olan baskı İddi al an karşısında hükümet çok tiriz davranmakta, bu türlü şikâyetler* meydan vermemek İçin elinden geTenl yapmaktadır.
Hattâ bu bakımdan teşebbüs şimdi Cumhuriyet Halk Pari İsinin elindedir. Hükümet kanunları, nizamları kendiliğinden yokluyor, demokratik anlayışa uygun düşmeyen hükümleri, karşı taraftan bir teşebbüs gelmeden kendi kendine düzeltmeye çalışıyor. Netekim avukatlık kanununun, bu serbes mesleğe girmeyi güçleştiren hükümleri Halk Partisinin teşebbüslle değiştirilmiştir.
Halk Partisi, Demokrat Partisinin İtiraz mevzuların! önlemek yolunu tutmuştur ve şimdiye kadar muhalefetin istediklerini yerine getirmek de kendi programına aykırı düşmemiştir. Böylece Demokrat Partisinin elindeki kO2İar günden güne azalmaktadır. Bir İç buhrana düşmesinin başlıca sebebi de şüphesiz budur.
Kanunlarda milletin de muvafık bulduğu değişiklikleri kısa za manda gerçekleştirmekte Demokrat Partisinin rolü ve hizmeti hiç bir suretle küçümsenemez. Fakat muhalefet münakaşaları aynı zamanda milleti daha çabuk, refaha kavuşturacak programlar, prensipler etrafında açılsaydı memleket bundan daha çok istifade edecekti. Acele halli lâzım gelen büyük mesele şüphesiz odur.
Şevket Rado
Polis vazife ve salâhiyet kanununda değişiklik
18 inci maddeyi büsbütün ortadan kaldıran bir tasarı hazırlandı
Ankara ıfi _ Poilj vsılte t» salâhiyet kanunundald değişikliklere dair Usan dtln hükümet tarafından Meclisten geri Ahninış; kısa bir müddet sonra kanunun 13 İnci maddesini büsbütün ortadan kaldıran b!r tasan verilmiştir.
Bu (irada Meclis toplntı haUndo idi Adalet komisyonu üyeleri keyfiyetten haberdar edildiğinden, bir taraftan bu komisyon, bundan sonra d* İciçlerl komisyonu toplanmış; tasan, her iki komisyondan da bu sefer pek sûra ti a geçmiş ve hattâ Meclisin atıma günkü toplantısında tercihan ve müstaceliyetle görüşülmesi de ştm diden karara bağlanmıştır.
Hükümetin bu hoş sürprizi, muhalefet çevrelerinde memnuniyet uyandırmış Te bu kanundaki tâdiller bakımından. arada hiçbir ihtilâf kalmamıştır.
Demokratlara göre
Bu sürprizi hazırlıyan sebep. Demokrat mahfillerin mütalâasına göre, içişleri komisyonu tarafından tasarıya verilen .şeklin, şiddetli bir muhalefete uftrıyac ağının anlaşılması, siyasi havanın bu yüzden boş ve haksız yere gerginleşmesinin uygun görülmemesi ve nihayet ileri sürülen tezlerin
doğruluğuna iştlrftk «dllmecldlı. Filhakika bazı Halk Partin milletvekilleri de, tasarıya verilmek istenen şekle şiddetle itiraz etmekteydiler.
Başbakanın izahatı
Halk Partisi çe-jtrelerlne gellnoe; hükümetin bu yeni tasarıyı Meclise getirmesi; C. H. P. programındaki on dokuzuncu maddenin hatırlanmış 01-majindandır. Kurultayda kabul edilmiş olan yen! programın 19 uncu maddesi, İdari makamlara bu hususta hiçbir yetki tanımamaktadır. Meclisin Adalet ve İçişleri komisyonları arasındaki İhtilâf da, bu salâhiyet meselesinden çıkmaktaydı.
Hükümet, tasarıyı geri alıp yenisini getirdikten sonra Başbakan Hasen Saka, dün. Adalet komisyonunda İzah larda bulunmuş ve bu İzahları arasında. Parti kurultayından . çıkmış olan programın Ittibaı mecburi bir direktif olduğunu da kaydetmiştir.
İçişleri komisyonundaki görülmelerde de. Başbakan yardımcısı Faik Ahmet Barutçu İzahlarda bulunmuştur. Adalet ve İçişleri Bakanları da görüşmelere Iştirâk etmişlerdir. Mamafih. Atıf Tilzfin ve Galip Pekel, gene tasarıya muhalif kalmışlardır.
=6UNUN MESELELERİ
Çindeki durum endişe uyandırıyor
Çin'de cereyan eden vakalar son günler zarfında her tarafta büyük alâka uyandırmıştır. Malûmdur kİ Çin’de biri milliyetçi, diğeri komünist olmak üzere İki hükümet vardır. Bu iki hükümet arasında bir anlaşma temini İçin vakit vakit yapılan teşebbüsler hiç bir netice vermemiştir. Bu yüzden devamlı bLr iç harbi hail mevcuttur. Bu harb bazen gevşiyor, fakat çok geçmeden yeniden şiddetlen)yor. Çin milliyetçi]eriyle komünist kuvvetleri arasındaki çarpışma son »imanlarda şiddetlenmiştir. Büyük kuvvetlerle taarruza geçen komünistler Mançuri'de Uerllyerek bu kıtanın başşehri olan Mukdcn’ln kenar mahallelerine kadar gelmişlerdir.. Milliyetçilerin komünist taarruzunu durdurduklarına dair bazı haberler verilmekte ise de bunun ne derece doğra olduğu belli değildir. Nankin-den gelen bir telgrafta vaziyet hakkında esaslı hiç bir malûmat mevcut olmadıfit bildiriliyor. Diğer taraftan komünistler Mükdenln 200 kilometre güney batısında Yia Kao limanına ve çelik sanayiinin merkezi olan An Bhan'a karşı yeni hücumlara girişmişlerdir. Bu havalideki bütün maden ve fabrikalarda çalışmalara nihayet verilmiştir.
Mukden'e karşı yapılan taarruzun akim kaldığı kabul edilse bile Mançuri'de vaziyetin karışık olduğu muhakkaktır. Devama askeri imre-ketler ve fena idare yüzünden halk büyük sefalet İçindedir, her tarafta bir hoşnutsuzluk vardır. Bu hal komünistlerin variyetini kuvvetlendirmektedir.
Amerika hükümeti bir müddeti enberi Çin’e yardımı kesmişti. Vaziyetin aldığı şekil üzerine şimdi yeni den yardıma karar vermiştir. Dışişleri Bakanı Marshall, Çin’e yeniden 750 milyon dolarlık bir yardım yapılması için bir program hazırlamıştır. Program yakında lifin edilecektir. Amerikan yardımı iktisadi mahiyette olacaktır. Çin milliyetçilerine silâh ve mühimmat da verilecektir.
Amerika Ayanından bir kısmı Avrupaya yardımın azaltılması, buna mukabil Çin'e yardımın genişletilmesi için çalışmağa başlamıştır. Çin’deki durumun endişe uyandırmakta olduğu anlaşılıyor
Dünkü Meclis
Fransa’da
Tramvay'ara ve elektriğe zam
Hükümetin zam taleplerini kabul etmiyeceğı umuluyor
Tüccar derneğinin toplantısı
Dış ticaret hakkında hararetli görüşmeler yapıldı
Yeni bir dörtler toplantısı ihtimalinden bahsediliyor
Amerikalılarla Huşlar arasında bu hususta temaslar yapıldığı söyleniyor
Bayan Makbule’ye maaş tabsisi kabul edildi
Halk toplulu «u Partisinin bir toplantısı
Kömür fiatlerlnlR arttırılması üzerine Devlet Demir ve Denizyollarının tren ve vapur tarifelerine yeniden »ajn yapacağı şayialarından sonra Elektrik ve Tramvay İdaresinin, de elektrik Halleriyle tramvay, tünel vo otobüs »Arifelerini arttıracağı söylenmektedir. Dün bu hususta fikrini sorduğumuz Elektrik, Tramvay umum müdürü B. İbrahim Kemal Baybora demiştir kİ:
— Elektrik, Tramvay İdaresi, yılda 200 bin tona yakın kömür «affetmektedir, Kömürün tonu dört lira arttırıldığı için İdarenin masrafı birdenbire sekiz yüz bin lira artmıştır. Bu İtibarla vaziyet tetkik ediliyor.»
Hükümet, kömür flatlerlnl arttırırken dolayısiyle dahi olsa halka yeni külfetler tahmil edllmlyeceğlnl v&det-tiğl İçin yapılacak zam tekliflerinin alâkalı Bakanlıklarca kabul edllml-yeceğl İleri sürülmektedir. Elektrik. Tramvay İdaresi, kârla çalışan bir müessese olduğu İçin kömür flütleri farkından doğacak açığını karşılıyn-bllecek bir durumda olduğu halde Devlet Demir ve Denizyolları İdarelerinin esasen denk olmıyan bütçelerinin yen! zamdan son derece sarsılacağı, bunan da ancak tarifelerin art-âınlmaslyle ünlenebileceği beyan edilmektedir.-
•tanbul Tüccar derneğinin aylık toplantısı dûn Galat* yolcu salonu lo kan tasında yaphmıştır. Bu toplantıda Demek dış ticaret komisyonunun raporu görüşülmüştür. Raporda dış Uca relimizin i âsi t bir daire içine girdiğinden. 7 Eylül Ayarlanmasından evvelki mahzurların tekrar baş gösterdiğinden bahsedilmekte, paramızın kıymetinin dolara göre tesblt edilmesi Deri sürülmektedir.
Bu hususta dört saat kadar müzakere cereyan etmiş, bazı üyeler raporu tenkidetmlşler, bazıları noksan bul muşlardır. Komisyon başkanı tarafından verilen İzahattan sonra raporun komisyona İade edilerek bir kere deha tetkik edilmesi ve bu esnada İtirazı olanların çağrılarak dinlenmeleri. ondan sonra umumi heyete ar-zedllmesl kararlaştırılmıştır.
İki otomobil kazası
Şoför Ayninin İdaresindeki 2808 numaralı otomobil Harbiye-den Altmbakkala doğru gelmekte Ören direksiyonunda vukua gelen bir ânza İle yol kenarındaki elektrik direğine çarpmıştır. Bu sırada oradan geçen Karabet isminde birine çarpıp ağır yaralanmasına sebebolduğu gibi şoförün yanında oturan Ali Rıza adında biri de tehlikeli surette yaralar almıştır. îşe d koyan zabıta, yaralıları Şişil Çocvk hastanesine kald-nmşhr.
Şc ’r Mustafanın idaresindeki 1962 .ayılı bir taksi de Şişhaneden bankalara inerken, yolun bir tarımdan diğer tarafına geçmekte olan Todori ve Olga adındaki nişanlılara çarpmış ve her ikisinin de yaralanmalarına 8e-bebolmuştur. Yaralı nişanlılar hastaneye kaldırılmışlar, şoför yakalanmıştır.
Demokrat Parti Milletvekillerinin ödenekleri
Ankara 19 (Telefonla) — Demokrat Partinin Çanakkale Milletvekillerinden Ali Rıza Kırsever; Behçet Göker ve İhsan Karasl-oğlu, ödenek ve pulluk zamlarını mahalli parti teşkilâtına bırak-tlklonnı bildirmişlerdir.
Halil Lûtfi’nin danıştayda açtığı dâva Ankara 18 — Tan matbaası sahibi Halil Lûtfi Dördüncünün Danıştay d a açtığı dâvaya bugün bakılmıştır. Bugünkü meselede Halil Lûtfi Dördüncü, kendisine tarhedllen verginin Tan matbaasının tahribi dolayısile verilmemesi lcabettlğinl müdafaa etmiştir.
İtalya’ya ihraç edilen buğdaylar
Recep Peker hükümeti zamanında İtalya’ya ihraç edilen 20 bin ton buğdaya karşılık memlekete getirilecek İthalât eşyasının o zamandanberi hâlâ gelmediği iddia edilmektedir. İhracata müsaade veren eski Başbakan Recep Peker bu mevzu hakkında demiştir M:
(— Bu mesele üzerindeki fikirlerini eski ve yeni Ticaret Bakanlan Meclis huzurunda açıkladılar. Diyecek başka bir şeyim yoktur.»
İhracat İşini üzerine alan Trak şirketi sahibi Bekir Kara ise, İhraç edilen buğdayın karşılığı olan dövizin tamamen verildiğini, ayrıca manifatura karşılığı bir miktar hububat ihracının istendiğini, buna da müsaade edilmediğini söylemiştir.
Denizyolları üniversite son sınıf talebelerine tenzilât yapacak Ankara 19 (Telefonla) — Devlet Denizyollarının da üniversite ve yüksek okul son sınıf talebelerinin toplu seyahatlerinde tenzilât yapması takarrür etmiştir.
Londra 18 t AA) — Bazı basın organlarının mâkes olduğu söylentilere göre, ilkbaharda Almanya meselesini görüşmek üzere, Dört Dışişleri Bakanları konferansı yeniden toplanacaktır. Londranın bazı diplomatik mahfillerinde dolaşan bu söylentiler anlaşıldığına göre; 23 şubatta Lon-drada toplanmasına karar verilen İngiliz - Fransız - Amerikan konferansının yeniden taliki ihtimaline ls-tinad etmektedir.
Bevln’in Almanya meselesin! incelemek üzere, toplanacak olan böyle üçlü bir konferansla Dörtler Konseyinin daimi teşekkülü arasında bir karışıklık olması ihtimalinden endişe ettiği söylenmektedir. Diğer taraftan Dışişleri Bakanı; Almanya meselesi hakkında Dörtler arasında bir anlaşmanın her hangi bir pakt şekline tercih edilmesi lâzım geldiğini açıkça bildirmiştir.
Bundan başka Fransanın. Üçlü bir bölgenin Ihtasma müncer olabilecek müzakerelere iştirâk etmekte tercd-düd ettiği hatırlatılmakta ve üçlü konferansın bu yüzden talik edileceği netleesjne varılmaktadır.
Nihayet aynı mahfillerde, yalanlamalara rağmen, Amerikalılarla Kuşlar arasında temaslar yapıldığı ve yakında bir Dörtelr konferansı toplanması meselesinin bu temasların mevzuunu teşkil ettiği sanılmaktadır. Bununla beraber, İngiliz Dışişleri Bakanlığının sözcüsü dün akşam FraDce Presse ajansının muhabirine, bir Dört
Dışişleri Bakanları konferansının topalnması İçin hiçbir teşebbüste bulunulmadığını söylemiştir.
Londra 18 (AA) — Anadolu ajansının özel muhabiri bildiriyor:
Almanya meselelerini görüşmek ü-zere toplanacak olan Üçler konferansının gelecek haftaya tehiri burada bazı yorumlara sebebiyet vermiştir. Bir hafta ewel Berllnde, Amerikan şahsiyetleriyle Sovyet makamları a-rasıhda vaki tcmalsar göz önünde tutularak, bu görüşmelerin Rusya ile Amerika arasında yeni bir anlaşma zemini araştırılmasına matuf gsy retlerden ileri geldiği birçok mahfillerde düşünülmekte İse de resmi makamlar böyle bir ihtimalin varld olmadığı üzerinde ısrar etmektedirler. Umumiyetle görüşmelerin Amerikan temsilcisi Lews Duglas'ın Vaşlngton-da Dışişleri Bakanlığıyla temaslarını tamamiıyamadığından ve Londraya hareketini geciktirmek zaruretinde kaldığından, tehire uğradığı teri sürtmektedir.
Bu arada İngiltere İla Fransa a-rasında Almanya meselesi etrafında temaslar devam etmektedir. Bu temaslar daha ziyade Benelux hükümetlerinin konferansa ne şeklide lş-tlrâk ettirilecekleri konferansın gündemi üzerinde temerküz ettiği anlaşılmaktadır.
Resmi makamlar, konferansın neticeleri hakkında daha şimdiden iyimserdirler.
Ankara 19 — Bayan Makbuieye vatani hizmet tertibinden 1000 lira aylık bağlanmasına dair tasan, Meclisin dtlnkü toplantısında yeniden o-ya konarak 20 ret, 4 çekimser oy» mukabil 198 oyla kabul edİiLdL
Bundan sonra Haşan- Keyif tütünlerinin 1Ö44 yılı mahsulünden ihraç vergisi alınmaması hakkındakl Cemü Salt Barlasın teklifi görüşüldü. Tekel Bakanının İzahatından sonra bu da kabul olundu.
Doktora veren memurların birer üst derece maaş almaları hakkında Mustafa Reşit Tarakçıoğlu tarafından verilen teklif Milli Eğitim komle-I yonuna verildi.
Meclisin dönkü toplantısında Danıştay reisi te üyelikleri İçin seçim yapıldı. Oyların tasnifinden sonra Danıştay Dördüncü daire başkanlığı-, na Tevflk Talât Hltayln. üyeliklere dc Dr. Salih Tezcaner, Hakemi Ergök, Raslm Ehgörün seçildikleri anlaşıldı. Diğer üyelerin nisabı doldurmadıkları İçin, bunların seçimi cuma günü tekrarlanacaktır.
Meclisin, cuma günkü toplantıda, kış tatiline karar vermesi muhtemeldir.
Paris 18 (A. A.) — Fransız Halk topluluğu partisi dûn akşam Far!/te binlerce kişi önünde umum! bir toplantı yapmıştır. Bu toplantıda hul:ıı-metln siyasetine hücum etmek - e milletlerarası durum hakkında görüşlerin! ifade etmek için bir çok hatipler SÖZ almışlardır. Konuşanlar ara-sında Paris Belediye Meclisi başkanı ve general de Gaulle'ün kardeşi Plerre de Gaulie de vardır. Plerre de Gaulle, Fransamn umumi vaziyetinden bahsederek şunları söylemiştir:
•Mart Teya nisan ayında Stailn hareketinin faaliyete geçtiği görülecek ve bu Ispanyol ve Yugoslavya müfritleri. tarafından yapılacak mKfi BlçiV'e bir sabotaj ûlâcakttr.n
İstanbul Borsaaımn 18/2/1948 flütleri
ÇEKLER
Kapanış

Din okulları
C-H.P. Meclis Grupu komisyonu kararını bugün görüşecek
Ankara 13 — Din mektepleri işini incelemekte olan parti komisyonu gece geç vakte kadar çalışmış, orta ve lise derecesinde imam hatib okulları açılıp açıl-mıyacağı ve bu okulların nereye merbut olacağı meselesini münakaşa etmiştir.
Bu okulların cemaat tarafından açılması cereyanı zayıftır. Buna mukabil onların diyanet İşlerince açılması veya Millî Eğitim Bakanlığınca açılması cereyanları daha kuvvetlidir.
İlkokulların son sınıflarında ihtiyari ders okutulması ve llâhi-yat fakültesi açılmasında İttifak vardır.
Komisyonun varacağı netice yarın Parti Grupuna verilecek, üçte toplanacak olan Parti Gru-punda prensip kararma varılarak ilân olunacaktır.
Azıîı bir kaatil
Ankara’daki einayetlerin faili yakalandı
Ankara 18 — Geçenlerde Tabakhane caddesinde bir terzi dükkânını soyarken yakalanacağını anlayınca bekçinin üzerine ateş ederek kaçan, fakat bilâhare eşkâl üzerine yapılan aramada yakalanan Arnavut Sadık dün akşam, bundan evvelki suçlarını da itiraf etmiş ve adalete teslim edilmiştir.
Sadık bundan bir müddet evvel yine bir dükkân soyarken İM bekçi taralından görülmüş, bekçilerden birisini öldürmüş, diğerini de yarajıyarak kaçmıştı. Geçen sene de Numan isminde bir esklcij'i öldürmüş, fakat cinayet faili bulunamamıştı. Yapılan tahkikat esmu mda Sadık, Nu-manı da kendisinin öldürmüş olduğunu İtiraf etmiştir.
Sadığın gösterdiği yerlerde yapılan aramalarda pek çok halı, ev eşyası, bir kavanozda altın vesair kıymetli eşya bulunmuştur. Sadığın suç ortağı sanılan bazı kimseler hakkında da takibata başlanmıştır
Cumhurbaşkanının kabul ettiği heyetler
Ankara 18 — Cumhurbaşkanı bugün Çerkeş heyetini, İstanbul Teknik okulu mühendis kısmi talebelerinden mürekkep 50 Wsî-llk bir grupu ve Gazianteb’in Halsek! bucağı heyetin! kabul etmiştir.
Amiral Seetle Amerika’ ya gitti
Ankara 18 (A.A.) — Amerikanın Türkiye’ye yardım heyetinin deniz grupunun şefi amiral Seetle heyetin çalışmaları hakkında kısa bir müddet kalarak İstişarelerde bulunmak üzere (Pan Amerikan Alrways) kumpanyasının bîr uçağı İle bugün Vaştagton’a müteveccihen hareket etmiştir.
Yeni İzmir valisi tzmirde
îzmlr İÜ — Yen! îzmlr valisi Osman Sabri Adal bu akşam Şehrimize gelecektir.
Vapurdan denize düştü
Dün akşam saat on sekizde Hay dar paşadan köprüye hareket etmekte olan Heybellada vapuru yolcularından ve Sirkeci İstasyon otelinde yatıp kalkan Halil özgür, bir aralık muvazenesini kaybederek denize düşmüştür. Halü suların akıntısile açılmış, boğulmak üzere iken, yetişen bir sandal tarafından kurtarilımşşa da fazla su yuttuğu görüldüğünden köprüye getirilerek Beyoğlu hastanesine kaldırılmıştır.
Aynı saatte köprüden Kadıkö-ye hareket eden «Kadıküyı vapuru kalkmış olduğu bir sırada koşarak vapura atlamak isteyen Erenkövde Çifçl sokağında oturan tornacı Bedii d? ayağı kayarak denize düşmüş, bu sırada tayfalardan biri atlıyarak. pervaneye doğru gitmekte olan yolcuyu kurtarmıştır.
Londra 1 Sterlin 11.3356
New - York 100 Dolar 289.—
Paris 100 Fransız f. 1.306Û
Cenevre 100 İsviçre f. «5.7.210
Aır.sterdzm 100 Filorln 105.5468 Brüksel 100 Belçika f. 8.38B7
Pr3g 100 Çekö ö. 5.60
Stokholm 100 İsveç kr. 77-8860
Lizbon i00 Eakudes 11.2495
ESHAM VE TAHVtLAT
% T Faizli Tahviller
Bıvas - Eminini 1 20.05
Sivas - Erzurum 2-7 20.40
İMİ Demiryolu I 20.40
İMİ Demiryolu H 21-40
İMİ Demiryolu m 20.80
Milli Müdafaa I 20.55
Milli Müdafaa H 21.30
Milli Müdafaa IH 21.15
Milli Müdafaa IV 20.25
% fi faizli TnhrUler
Kalkınma 1 05.CS
FCalInnma H 95.56
Kalkınma IH 95.80
194! Demiryolu Vi _ 05.65
% 9 faizU Tahviller
1933 Ergani 22.40
193U İkramlyeU 21.10
MIHI Müdafaa 20.50
Demiryolu IV 25-50
Demlryolp V 96.—
Anadolu Demiryolu Grupu
Tahviller 1-2 103.—
Hisse senetleri % 8 65.50
Mümessil senet 73.—
şirket hisseleri
Her kez Bankası 134.—
İş Bankası 21-
T. TicaTet Bankası 5.05
Aslan Çimento 16.25
SARRAFLARDA ALTIN
Satış
Gulden 37.55
Türk lirası 39.50
6terlln 62.75
Külçe 5.73
Reşat 43.90
ZZJf AKVİM’e™
i Rebiıüühır 8 — Kasım 101 İmsak. Gü Öğle İkindi Ak. Yıl tel
E. 11.25 1.04 6.41 9,33 12.00 1.31
İV, 5.12 6,52 >2,28 15.25 17,47 ri».17
10 Şubat !948
X K 1!
Cıhlfe S
AKŞAMDAN AKŞAMA
Tiirkçentn benliğini hassasiyetle koruyalım!
Belediye bütçesi
ölümle biten bir vakanın iç yüzü
Evvelâ bir kelimenin tenkidi ile işe bavlıyalım. Cumhuriyet gazetesi muharrirlerinden — (Aşk hakkında yeni bir kitabı da son günlerde intişar eden) — Necdet Evliyâgil’ln dikkate lâyık bir makalesini okudum, Bir parçasını aşağıya alacağım. Lâkin daha evvel bir kelimesi üzerinde durayım: Foundation,
Osınanlıcası: Vakıf, tesis, müessese, gedik.
Çiçeği burnunda öz Türkçesl: Kurul.
Fransızca bilenlerin ağzında aynı söz: Fondation (yani içinde u harfi olmaksızın).
Zahir şimdi bir de İngilizcesini u ile belleyip yazacağız; telâffuz edebilmek İçin dudaklarımıza acayip jimnastikler yaptıracağız?
Türkçe vol geçen hanı değildir. Arabicller nesil, Fransızca severler nesli, İngilizce severler nesil hep bir araya gelip kafa kafaya versek Dil milliyetin direğidir, bunu kabul edip canım Türicçe-mizi Babil kulesi haline sokma-sak... Sanırım, Pîr-i plran Îbnüî Emin Mahmud Kemalden genç muharrir Necdet EviiyagiTe kadar hepimiz bu esasta mutabık kalabiliriz; Türkçenln benliğinin muhafazası...
Aman, etmiyelim.
Şi
Hükümet, bütçeye konulan kaydı kabul edecek mi?
Hastane doktorile morg rapo runun aydınlatacağı hâdise
Frangın yeni kıymeti
Fransızca eserler va gazetelerin fıatlerinde değişiklik
İSTANEUI, HAYATI
Belediye bütçe al
Amerikalılar bizi bir listeden daha silmişler
Cumhuriyet gazetesinin genç muharriri, memleketimizi ziyaret eden Rockefeller müessesesinin mümesslUerlle görüşmüş. Baş tarafta ağzımıza bir parmak bal: Şöyle mükemmelmişiz, böyle istidatlıymışız. Fakat son * berbat.
Necdet Evliyagil'in bazı larını aynen alıyorum:
— Bu teşkilâtın insaniyet için yapmış olduğu büyük hizmetleri daima şükranla anmak lâzımdır. Milletlerarası sağlık teşkilâtı 1924 ten itibaren çeşitli memleketlerde sıtma, frengi, verem, sarı humma ve kancalı kurt gibi mühim hastalıklarla mücadeleye girişmiş, bu uğurda milyarlar harcamıştır. .Foundation, diğer taraftan her yıl bir çok memleketlerin gönderdikleri doktor, mühendis ve sosyal İlim sahasında ihtisas yapmak isteyen gençleri kendi hesabına Avrupada ve Amerlkada okutur. 1924 ten beri 28 doktor ve mühendisimizle bes hastabakıcımız Foundation’un verdiği burslarla Avrupa ve Ame-rikada ihtisas görmüştür... Buna rağmen bursun kesilmesi memle-timiz için büyük bir kayıptır. Mamafih kabahat bizdeciir. Zira biz affedilmez bir ihmalkârlıkla mecburî hizmet va'diır.izi yerine getirmedik. İhtisaslarını yapan gençlerimizi, memlekete döndükten sonra, serbes bıraktık. Kimisi bir hastaneye girdi. diğer bir kısmı da meslsğîle ilgili olmıvan vazifelere başladılar. Rockfeller müessesesi, hesaplarına okutulan talebelerden hangilerinin memleketin hansi köşesinde beş yıl hizmet gördüğüne dair bizden rapor istedi. Bunun cevabını lâ-vıkı veçhile veremeyince onlar da burs tahsisatmı kestiler. Bugün bizden başka, bütün dünya milletlerinin çocukları, bu insani yardımdan İstifade etmektedirler >
kısım
satır-
Belediyenin iki aydanberl tasdik edllmiyen bütçeli dün tekrar İçljlori Bakanlığına gönderilmiştir. Bütçenin gelir kısmı 6.589.643 lira açıktır, tik okul öğretmenlerinin maaşlarının muvazeneden verilmesine dair kanun çıkınca hükümetin her yll, maaşların arttırılmasından doğan farkı Ödemek üzere verdiği 11 milyon liralık tahsisat da kesilmiştir. Belediyenin 1948 bütçesi hazırlanırken hükümetin bu yardımı gelir kısmına konulduğu için tik okul öğretmenlerinin maaşlarının mâliyeden verilmesi diğer vilâyetlerin' özel İdarelerini ferahlandırdığı halde’ vilâyetimiz bütçesinde 5,5 milyonluk bir açığa sebebolmuştur.
Belediye, tstanbulda, medeni bir şehirde görülmesi loabeden umumi hizmetleri gelirinin kâfi gelmemesi yüzünden istenildiği gibi İfa edememektedir. Bütün ümitler, hükümetin belediyelere yeni geiir kaynakları sağ-lıyacak tasarının bir an evvel kanu-nlyet kastetmesine bağlanmış İken bu tasarının temin edeceği gelirin kesilen hükümet yardımına karşılık tutulması hesaplan alt üst etmiş, ümitleri kırmıştır.
Şehir meclisi âzalarının bir çoğu, on yıldanbcrl peşinde koşulan bu tasarının sağlıyaçağı gelirin, çıkan bir kanunla bütçede hasıl olan açığın kapatılmasına harcanmasını asla doğru bulmadıklarını beyan etmişlerdir.
tstanbulun senelerdenberJ devam eden et, süt ve ekmek meselelerlylo diğer İşlerinin halli için tahsisat yokluğu yüzünden teşebbüse dahi girlşl-lememektedlr. Bütün bu işlerin halli bu tasarının sağlıyacağı gelirlerle mümkün olduğu ciheti® belediye, sabırsızlıkla bu tasarının kanunlaşmasını beklemekte İdi.
Bu tasarının hususiyeti İtibariyle mükellefe fazla bir yilk talimli etml-yeceği İlâve olunmaktadır.
Vali ve belediye başkanı doktor Lütfl Kırdar, tasarı hakkında İzahat vererek demiştir kİ:
— «Yeni gelirler tasarısı mükelleften esasen alınmakta olan fakat belediyelere alt olmâsı lâzım gelirken muhtelif tarihlerde v® muhtelif sebeplerle başka yerlete tahsis edilmiş bulunan gelirlerin belediyelere lade-sLnl hedef tutmaktadır. Ve Bllylık Millet Meclisinin nisan içtlmaında kanunun behemehal çıkarılmasına hükümetimizce âzami gayret sarfe-dllecektir.
Mevcut tasarı bütçe açığımızı tamamen kapatacak kaynakları belediyemize 'temin edecektir. Hattâ hükümetimizin hayırhah temennisi belediyelere biraz da imar sahasında çalışma İmkânlarını verecek bir genişlik temin etmektedir.»
Umumi meclis tarafından İkinci defa gözden geçirilerek tasdik İçin İçişleri Bakanlığına gönderilen bütçeye şöyle bir kayıt ilâve edilmişti: i Nisanda çıkacağı (İmldedllen yen! gelir tasarısı İle bütçedeki açık kapatılmadığı takdirde bunun hükümet yar dimiyle kapatılması Icabetmekte-dlr.»
Vali ve belediye başkanı doktor B. Lûtfl Kırdar bütçeye böyle bir kaydın ilâve edilmesinin bütçenin yeniden tasdik edilmemek ihtimalini doğurduğunu söylemiştir. Valinin kanaatine göre hükümet böyle bir taahhüde girmekte tereddüdedecektlr. Bütçe, bu defa da tasdik edilmezse durumun ne olacağını alâkalılar tahmin etmekten bile çekinmektedirler.
Birahanede gözüküp caddede kaybolan Havva — Bir dövüşme, bir yumruk ve bir düşme — Hastanede geçen bir kaç saat — Mevkuten Ağır Cezada yargılanan Behiç beş yüz lira kefaletle tahliye edildi...
İkinci ağır ceza mahkemesi yeni ve mahiyeti itibariyle şayanı dikkat bir dâvayı rüyet etmektedir. Bu dâvayı İcabettlren v® bir gencin ölü-mlylo biten, hâdise, birinci ajftr c&za mahkemesinde yargılanmasına başlanmış olan futbolcu Bahânın, Beşiktaşlı Sftdlnlu • ölümüne sebebiyet verdiği şeklindeki İddianın hemen hemen aynı tipte bir vakadır vo mu-hakementa cereyanı hakikaten meraklı aafhalar göstermektedir.
Den fay olları İdaresi servislerinden birinde vazifedir bulunan v® Üsktl-darda oturan Behiç Sevinç genç ve yakışıklı bir adamdır.
Bundan bir müddat evvel, bir cumartesi gecesi, •şöyl® kendi başına bir nat gezip dolaşmak, eğlenmek İçin yola koyulmuş, bu arada da Galatada Necatlbey caddesi üzerinde sazlı bir birahanede oturmuştur. Burada bir miktar İçki içen. Behiç, sazın curcunası orasında Üsküdara son vapurla dönebilmek İçin kalkmağa hazırlandığı bir şurada yanına «Havva» isminde bir kadın sokulmuş ve onun İçkili vaziyetinden İstifade ederek bir münasebet kurmak hevesine kapılmıştır.
Çıkıp da yolda konuşa konuşa İlerledikleri bir'sırada, biraz ileride yanlarında bir taksi peyda oimtış ve ou taksiden İnen dört kişi, Havvayı Behlcln yanından almak istemişlerdir.
Behiç mütecavizlerin bu füzııll müdahalesine kızmakla beraber, tek olmak İtibariyle âciz vaziyette kalmış, iş münakaşaya binince, «Havva» da ne o tarafa, ne de beri tarafa yâr olmadan ortadan savuşrnııştur. Bu sırada Behiç, kadını almak istlyenler tarafından sille, ve yumruklarla.sersemlemiş vaziyette ilerlemeğe çalışırken ötekiler de ortadan kaybolmuşlardır.
Behiç, toparlanarak son vapuruna yetişmek üzere Köprüye doğru İlerlemekte iken kendini taklbetmekt® olan bir gencin vaziyetinden kuşkulanmış vc bunun, az ewe1 kendisiyle mücadele edenlerden biri olduğu zehabına kapılmıştır. Bu gene şoför Alt Özbek i İsminde biridir.
Behiç, az evvel yediği dayağın tesiri altından henüz kamilen sıyrılamamış bir vaziyette olduğundan, birden geriye dönerek:
— Sen de beni dövenlerdensin!
Dedikten sonra ona bir yumruk İndirmiştir. Bu yumruk üzerine Ali Özbek, olduğu yers düşmüş, Behiç Sevinç de yoluna devam etmiş ve son vapurla Üsküdardakl evine geçmiştir.
•**
Az sonra Alt Özbek’in vaziyetine el koyan zabıta, onu derhal hastaneye kaldırmış, diğer taraftan hâdise etrafında soruşturmalara girişilmiş-1
tir. Bu soruşturmalar sonunda vaka; bütün evrollyatiyle meydana konmuı ve bir taraftan Behiç aranmkata İken, diğer taraftan da hastanoyo kaldırılan Ah Özbek, sıhhi durumuna göre lâzım gelen tedavi yapıldıktan sonra, evine gönderilmiştir.
Aradan bir gün daha geçtikten sonra ALİ Özbek'in ailesi efradı bir taraftan zabıtaya diğer taraftan ad-llyeye baş vurarak kendisinin Ölmüş olduğunu blldlrnılşlordlr. Cesedi muayene eden adalet doktoru, kati ölüm sebebinin tâyini için morga kaldırılmasına lfizum göstermiştir. Diğer taraftan da Behiç Sevinç yakalanarak sorguya çekilmiş v® ortada öltlmla biten bir vaka olması dolayısıyla tevkif edilerek ceza evin# gönderilmiştir.
Şimdi Behiç Sevinç ikinci ağır ceza mahkemesi huzurunda, sorgusunda vakanın tafsilâtını; hâdise gecesi vapura blninceye kadar olan bütün te-lerrliatlyle anlatıyor. Behlcln o gece İlk karşılaştığı şahıslar meydanda yok... «Havva» ismindeki kadın da yapılan bütün araştırmalara rağmen bulunamıyor.
Mahkemede okunan ve ceset üzerindeki otopsiye dair olan morg raporu. Ali Özbek'in ölümünün «kafa tasının parçalanm’ası» suretiyle vukua geldiğini bildiriyor.
Bu arada Ali Özbek’in hastaneye yatırıldığı gece nöbetçi doktoru B. Mithat mahkemede şahit olarak dinleniyor. Doktor Mithat, şayanı dikkat şahadette bulunuyor vo diyor ki:
— Ali Özbek o gece hastaneye getirildi. Umumi ahvalinde hiç bir vahamet yoktu. Hattâ salâh vardı, tik tedavisin! yaptım. Ve usulen proto-kola kaydederek evine gönderdim. Eğer kafatası parçalanmış bir halde gelmiş olsaydı koma halinde olur ve hastaneden çıkarılamazdı.
Mevkuf bulunan Behiç Sevincin duruşması bu şekil ahnea, vekili söz aldı v.a Bohicin mevkııfiyct halinin ortadan kaldırılmasını ve tahliye olunmasını İstedi.
Ağır ceza mahkemesi bu isLek üzerine kısa bir müzakereye çekildi v® mevkuf Behiç Sevincin 500 Ura kefaletle tahliyesine ve duruşmasının bundan sonraki safhalarına gayri mevkuf olarak devam edilmesine karar verdi. Behiç, tahliye muamelesi yapılmak iizere Jandarmanın muhafazasında tekrar ceza evine giderken arkasından onu taklbeden hemşiresi; sevinç göz yaşları döküyor:
— Benîm; ondan başka bakacak kimsem yoktu kil.
Diye mırıldanıyordu..
Remzi TOZANOĞLU
23 ocakta Fransada frangın metinin düşürülmesinin tesirleri henüz memleketimizde hissedilir bir şekilde gözükmemektedir.
Yeni ayarlamanın kitap ve gazete flütleri üzerindeki tesirleri hakkında gazetemize beyanatta bulunan Haşet kütüphanesi İstanbul ve Ankara şubeleri müdürü Plerre Morlceau şöyle demiştir:
— Frangın kıymetinin düşürülmesi neticesi olarak 25 ocaktan sonra Franaadan gönderilen kitapların satışlarında frank 2 kuruş üzerinden hesap edilmektedir. Halbuki eskiden kitaplarda frank 3 kuruştan hesabe-dllmekteydl. Yeni kur, flatlerde oldukça mühim bir ucuzluk temin etmektedir. Bu tarihten sonra gelen kitaplar üzerine halkın kolayca «nlı-yablieceğl şekilde İşaretler konmuştur. Eski kitapların Hallerinde tabiidir kİ bir düşüklük mevzuu bahis değildir.
Mecmua ve gazeteler ise ayarlamadan evvel 3.5 kuruş üzerinden satılmaktaydı. şimdi 2,5 kuruştan satılmaktaki. Son günlerde bu flütlerde herkesin sebebin! anlayamadığı bir İstikrarsızlık gözüktü. 2:5 ocaktan evvel Fransadan gönderilmiş olduğu balda Bulgar İs tanda kalmış bir miktar neşriyat vardı, bunlardan sonra gelenler yeni flatle satılmaya başlandı, Bulgarlstandan gecikerek gelenleri ise eski flat Üzerinden satışa çıkardık. bu durum flatlerl büsbütün karıştırdı.
Frangın kıymetinin diişüriilmesile hasıl olan % 33 tenzilâta mukabil Fransnda Basın Sendikalarının verdiği kararlarla da mecmua ve gazete flitlerine % 20 kadar bir zaııı yapıldı. Böylece de ucuzluğun tesiri kısmen zail oldu. Fakat yine de nlsbl bir ucuzluk mevcuttur.
Neşriyatın muntazam ve çabuk gelmeleri İçin de teşebbüste bulunduk. Halen gazeteler Fransadan en çabuk on günde gelmektedir. Neşriyat trenle gönderilmekte ve günlerce İsviçre. Yugoslavya ve Bulgarlstanda, vagon değiştirilmesi yüzünden beklemektedir. İki hafta ilâ on gün geç gelen haberler İse aktüalitesini kaybetmektedir, Bu neşriyatın uçakla gönderilmesi İçin Fransız Havayollarına müracaat ettik. Fakat İşleyen uçakların küçüklüğünün İhtiyacı kar-şılıyacak miktarda nakliyata İmkân vermediğini öğrendik. Mamafih nisandan İtibaren bu hatta tahsis e-dllecek olan 40 kişilik büyük yolcu uçakları İle nakliyat yapabileceğimizi kuvvetle tahmin ediyorum. Böylece Fransız neşriyatım giinü gününe veya bir İki günde elde edebileceğiz. Fransız Havayollarının matbuata tatbik ettiği tenzilâtlı tarife sayesinde de flatlerde bir artış olmıyacaktır.
kıy-

---------------
Kari mektubu
Unkapanında bir kapalı otobüs durağına ihtiyaç var
Altın fmtı
Son günlerdeki yükselişin sebepsiz olduğu söyleniyor
GENERAL ELECTTitC MÜSABAKASI
Öğrendiğimi?.? göre, Koç Ticaret T.A.Ş. büyük bir müsabaka tertip etmiştir. Herkesin iştirak| edebileceği bu müsabakada, kazananlara yeni gelen General Electric radyolarından birer tane hediye edilecektir. Bu müsabakanın teferruatını dünkü sayımızda bulabilirsiniz.
Filânca mevzuu tahsil edip o İhtisasta çalışmayan ve çalıştırıl* Buyanların hikâyesi yalnız bu bahse münhasır kalmayıp dulmî, biı lıastal:ğımjz olduğundan meşhur meselimizi kullanmakla İktifa edeceğiz?
Bîr musibet. bin nasihat t an yeğdir! İnşallah silici tedip olur, tesiratı şlfabahsası görülür, amin.
fVâ - A’û i

İhtikârla mücadele tedbirleri
İhtikârla mücadele hususunda yapılan müracaarieri karşılamak üzere Eminönü kaymakamlığında ekipler teşkil edilmiştir. Verilen malûmata göre 22042, 20913 numaralara, beşten sonra 2077.1 numaraya telefon edildiği takdir-d derhal.harekete geçilecektir.
aniler
atiller
ırsızlar azalır,
eğer
İyi dergiler, îyl kitaplar okuyanlar çoğalırsa!
Doğan Kardeş ve Kiiçiik
Kardeş dergileri
P K. 2217 — Beyoğlu
I Prof. M az har Osman Uzman’m Kadıköy Halkevmdekî ikinci
1 konferansı
Ord, Prof. Dr. Mazhar Osman I Uzman Krtdıköylülerin ilk kpnfe-ıransma gösterdikleri büyük alâ-! ka üzerine. 2ü şubat cuma günü ŞEHVETİN SIRRI? ■ ' '1
Cibali ve Unkapanı semtinde oturan okuyucularımızdan aldığımız yüzü mütecaviz imzalı bir mektupta deniliyor K:
«— Şurada burada kapalı duraklar yapılmaktadır. Fakat binlerce amelenin kışta kıyamette bir saçak altı bile bulamadıkları Unkapanmda kapalı otobüs durağına şiddetle İhtiyaç hasıl olduğu halde burada da bir kapalı durak yapılmasını kimse düşünmemektedir. Gazeteniz vasıtası I e bu İhtiyacnı yazılmasını rica ediyoruz.»
------------ ■. ____________J
A C.H.P. Gedlkpaşa semt ocağı İdare kurulu seçimi yapılmış, başkanlığa tüccarden bay Mehmet Ali İpek, fizalıklara da bay Nazml Dayan, 3a-dcddin, Kürkçü, getirilmiştir.
★ Evvelce Beyazıt, Yalovaran Kılıç, Böyükçekmeee, va Çatalca kaymakam vekilliğinde bulunmuş olan, Nuri Tunaboyiu Hftaköy bucak müdürlüğüne naklen tâyin edilmiştir.
Son günler zarfında altın flütlerinde mühim bir yükseliş görülmüştür. Reşat alimi 39,&o den 43,50 ye, Cumhuriyet allım 33 den 39,50 ye, Gulden 33.70 den 37,40 a, Hamld altım 35.50 den 40,50 ye, külçe 530 dan 570 e çıkmıştır. İlgili çevreler bu yükselişi alış veriş yapanların gayri şuur! hareketine atfetmekte, flat yükselişini ica-bettlren bir sebep olmadığını söylemektedir. Son haftalar İçinde piyasada dolaşan bazı asılsız şayiaların da bu hususta tesir yaptığı, yükselişin geçici olduğu belirtiliyor.
Diğer taraftan rcsbıl flatı 65 kuruş olan İsviçre frangının gayri resmi olarak 89 dan. 90 ya, resmi flatı 280 kuruş olan doların 265 den 390 kuruşa yükseldiği söyleniyor.
Selçuk Kız Enstitüsünün toplantısı
Selçuk Kız Enstitüsü Oku] -Aile Birliğinin Sosyal Yardım Kolu yararına 22 şubat 1948 pazar günü saat 15 ile 19 arasında Taksim Belediye gazinosunda bir toplantı yapılacaktır.
Çanakkale Milletvekilinin bir mektubu
15 şubat 948 tarihli gazetenizde Demokrat Milletvekillerinden örtenek farklarını Parti merkezine yatırmayan Milletvekilleri arasında İsmimin de yazılı oldu-, ğunu teessürle gördüm.
Bir aile mahremiyeti İçerisine geçen hâdise ve vakıalar gibi, bu hususa müteallik cereyan eden ahvali neşir ve işaeden sureti katiyetle içtinabetmeyl, memleket selâmeti addetmekte ve bir emrü vicdanlyeye dayanan meselelere iradeye tahakkümü de kabul etmemekteyim.
Mahnza şahsıma alt ödenek far lanı secim dairemin muhtelif teşkilâtına ve hayır cemiyetlerine verilmek üzere Ziraat Bankasının 29/1/948 ve muhtelif sajn-larlle ceman yekûn 2880.24 lirayı göndermiş olduğumun tavziften sayın gazetenizde neşrin! rica ederim.
Çanakkale Mflletvekttf İhsan Karasioğlu
Belediye Reisimiz Ankara seyahatinden pek memnun döndü. Fakat B. Lûtfl Kırdar’ın Ankara-da yaptığı temaslar ve elde edilen neticeler etrafındaki sözlerin» bakılırsa bu sevinç biraz mübalâğalı gibi geliyor bana.
Hükümetin yardımı kesilince İstanbul Belediyesinin bütçesi altı buçuk milyon lira açık verdi. Şimdilik bu açığın kapatılması için hükümet yardımının devamını sağlamak üzere Anka ra ya 1 giden heyet, alâkalı makamlarla yaptığı temaslar neticesinde bu işin ehemmiyetle ele alınmasını teinin etmiş. Belediyelere yeni gelir temin edecek olan kanunun nisanda Meclisten çıkması umu-luyormuş. Bu kanun İstanbul Belediyesinin, varidatını 11 milyon. Hra arttıracakmış. Şayet kanun Meclisin nisan devresLnde çıkmazsa hükümet yine Belediyeye bir mikdar yardımda bulu-, nacakmış.
Hükümeti yardım yükünden kurtaracak olan bu kanunun İstanbul Eelediyeslne temin edeceği fayda nedir? 11 milyon liralık varidatın büyük bir kısmı ancak Belediyenin bugünkü açığını ka-pıyacak.
Sayın doktor Lûtfi Kırdar bu ciheti şöyle izah .ediyor:
«— Yeni gelir kanunu b’-ze 11 milyon lira temin edecektir. Açığımız altı buçuk milyon olduğuna göre, elimizde dört buçuk mll-, yon liralık varidat fazlası olacaktır. Bununla başka işler göreceğiz.»
Güzel amma İstanbul Belediyesinin henüz açığı kapatılama-mı? vaziyette olan bugünkü bütçesi, şehıin ihtiyacını karşılamak bakımından ancak asgarî İmkânları saglıyabilecek şekilde tanzim edilmişti. Bu para I'.e tstanbulda esaslı bîr İmar faaliyetine girişmek şöyle dursun, memur maj? ve ücretleri verildikten sonra, şehrin en mübrem, en müstacel işlerinin dahî tamamlle yapılması mümkün olamıyacağı içindir ki Belediyemiz bu bütçeyi genişletmek üzere yeni ve esaslı gelir kavnaklan arıyordu. Varidat ümitlerinin son lıaddinl çizecek olan veni kanım. Belediyeye dört bucuk milyon liralık veni bir kaynak temin edeblUvor. Kiicük Beledive bütçelerinde bu para büyük bir kuvvet teşkil edebilir. Fakat en mühim işlerin bir çoğu vanılamadığı halde asgari masraf bütçesi kırk beş milyona yaklaşan İstanbul Belediyesi için dört buçuk miîvon lira, havuza bir damla su kabilindendir.
En İşlek sokakların bir çoğunda Arnavut kaldırımı bile yokken, esnafı kontrol edecek bir murakabe teşkilâtı mevcut ğilken, teknik şikâvet zünden için daracık ana caddeler nakil vasıtatarjle tıkanırken, sahil mahallelerinden bir çoğunda lâğımlar sokaklara taşarken ve saymakla tükenmlyecek bir sürü acele işler yüzüstü dururken bütçe fazlası olan dört bucuk milyon lira ile yapılacağı söylenen başka İşler nelerdir acaba?
tstanbulun ilk beş yıllık 1mar olanının tatbik edilebilmesi için 80 milyon lira lâzım. Buna mukabil elde iki buçuk milyonluk tahsisat var. Yeni varidat fazlasını da ilâve edersek 7 milyon olur, îhtlvacm onda biri bile değil. Binaenaleyh beyhude sevin* mlyellm, bu gidişle zavallı İstanbul haraplıktan kurtulamıvecak.
Cemal Helik
de-sevrüsefer kadrosunun, teşkilâtının darlığından edilirken, parasızlık vü-istimlâk yapılamadığı
Acıçeşme tramvay durağı
Edimekapj Açıçeşmçde yapılmakta olan tramvay durağında iki tarafın açık olmasının mahzurundan bahsetmiştik. Tramvay idaresi durağın yalnu bir tarafının açık olacağını bildirmektedir. Eunu memnuniyetle kaydederiz.
Vilâyet Tevzi Bürosu
Vilâyet Dağıtma Bürosu dün ! toplanarak iki haftalık tevziatı yapmıştır. Bu atada, bilhassa külliyetli miktarda teneke vardır.
İstanbul vapuru bugün Marsilyadan kalkıyor Devlet Denizyolları idaresinin ıtstanbul» yolcu gemisi dün Mar-silyaya varmıştır. Bugün dönüş seferine başlayacak dan vapurun Akdenizde hüküm süren fırtına yüzünden İstanbula varışında teehhüre uğrayıp uğramıyacağı henüz -belli değildir. İlgililer geminin hu fırtınalardan pek fazla miitecsJr clmıvacağmı söylemekledirler.
Created by free version of 2 PDF
19 Şubat 1913
Sahile 4
AKŞAM
• Yarı askerî, yarı siyasî

Almanyanm kızıl Füh reri: WiJhelm Pieck
ıı ■■■■■ıı ıııııııırııtnıııuıtıııııı ■■■■■••■■ mi iii •■■■■■»■■■■■ ■»■■■■»■■■■■««■ I Evvel zaman içinde Cenevrede talebelik hâtıraları
Yatan: M ŞEVKİ YAZMAN
— 4 —
Birinci harb yıllarında lsviçrede durum — İsviçre profesörleri — Münferit aulh lâkırdıları — intibah ve teceddüt partisi
Avrupantn rulhe veya harbi gö-tttrülm esinde Almanyanm dalma büyük rolü vardır. Birinci cihan harbi gibi İkinci cihan harbinin .çıkmalında Almanya daima birinci rolü oynamıştır. Bu rol, şayet çıkacaksa, üçüncü dünya harbinde de kendini gösterecektir, çünkü Avrupanın ortasında yetmiş milyonluk, kaliteli ve kesif bir millet sağdan veya «oldan gelen cereyana uymakla harbi ve sulbü geciktirip çabuklaştırabilir. Unulmsmah kİ son asrın İçtima! hareketlerine damgasını vurmuş olan Marka da. Nllesche de Almanyadan çıkmıştır.
Bazı garip hallerinin yanında sanatta, sınaatte, kültürde en ön »afta gelenlerden birisi Alman milletidir. Bu İtibarla Almanyadaki cereyanları ve bunları İdare eden şahsiyetleri tanımak mühim ve lft74mdir.
Geçen defa Sovyetlerln Alman gençliğini nasıl avlamaya, çalıştığını' anlatmıştık. Bugîln de kızıl Führer diyeceğimiz ve doğu Almanyaya hâkim bir şahsiyeti, arkadaşlarını ve hareketlerini hikâyeye uğraşacağız:
Şarki Almanyadaki bütün hareketlere hâkim ve Sovyetlerln icadı olan «Sosyalist birliği partisi» — kİ hakikatte bütün partilerin komünist partisi içinde erimesinden ibarettir — başkanı Vilhelm Pleck en az otu* «e-nedenbcrl ve pek de iyi şöhreti ol-mıyarak Almanlar tarafından tanınmaktadır. Kendisine bakılırsa bir zamanlar Almanyadakl komünist ve. •partakist hareketlerini İdare etmiş şahsiyetlerin ve ezcümle Llebknedst, in arkadaşı olduğunu anlatmaya ça- ı hşır amma, hakikatte bu eski komünistler Moskovanın uşağı olmayı dalma rcıi ve müstakil kalmayı tercih etmişlerdir. Vilhelm Pleck ise yirmi beş senedenberi Politbüronun âza t bulmaz bir uşağıdır. Yalnız son zamanlarda fazla olarak Bitler ve Ooe-riug’ taklide başlamıştır. Hattâ Alman lordan bir kısmı şakayı daha Heri götürerek ve İmparator İkinci Vll-helmı telmih ederek ona üçüncü Vll-helm adım da takmışlardır. Bu ad pek boş da değildir, çünkü yoldaş Pıock Almanya yıkılıp lıarabolduktan sonra Moskovadân Derline dönünce ; lik iş) Gocrlng’ln sabık malikânesi Karinhall e yerleşmek olmuştur. Tabii ; tıpkı Gocrlng gibi b!r sürü tevabll, yâranı ve dalkavukiariyle birlikte.
Her tarafta hane! maksatlarla gez- 1 diği malûm olmasına rağmen tnglliz 1 ve Amerikalılar Pleck’İn gaibi vc cenubi Almanyaya geçmesine, propaganda yapmasına ses çıkarmazlar. Bu gezişler de çok enteresandır Geçenlerde Münfhte bir basın konferansına gitmesi icabetmiş, Yoldaş Pleck Sovyetlerln kcndlslnft tahsis ettiği Amrrilthn malı bir otomobile ku- | rolmüş Şoförün yanında Brandenburg eyaletinin sancağım taşıyan bir bay- | raktar, otomobilin etrafında bir düzüne motosikletli muhafız, Berllndcn Miinihı- kadar böylece cevelftn eylemiş. Mamafih Bavyeralılar, PrusyalIlar kadar şatafata düşkün olmadığı İçin bu hail soŞuk karşılamışlar.
Yine geçenlerde Essen e yaptığı ziyareti de şöyle anlatıyorlar: Tren »»-tasyona geliyor. Komünistler saf saf '
(tıpkı eski NulıK gibi) istasyonun meydanını dolduruyor. Piaok racondan İnince bir kıyamettir kopuyor, hatta muzlkalar çalıyor. Faka! asıl möhlmml bu değil. Bu. şehirdeki komünist partisinin başkanlylo vagonun basamağında el ele vererek İşçi haklarını ölünce?» kadar müdafaa edeceklerine yemin ediyorlar. Bu esnada ellerinde çiçek buketleri taşıyan küçük kızlar sökün ediyor. Gayri ita hesabe-dln istasyondaki terin şamatasını.
Hakikat şu kİ bidayetten nihayete kadar Pl«k Moskovanın dolarlarını «atfeden, İki harb orasında Rusyaya işçi kaçıran, Polltbüroda Almanya şubesini İdare eden şahsiyettir. Harb esnasında öldürülen ve Slblryaya slhü-len yüz binlerce Alman askerînin kanma girenin de Pleck olduğu bir çoklarınca yine bilinmektedir.»
Almanlar Stalingrat faciasına uğrayıp Mareşal Paulus'un ordusu esir edilince bu ordunun başındakiler kınlarda albayı ûntformaslyle Pleckl karşılarında gördüler. Bp tanınmış Mareşala ve general Seydltt?*® «Şerbet Almanya» komitesini kurduran da odur.
Şimdi sabık Führer veya Kayzer gibi şarki Almanyanın ve hattâ bütün Almanyanm mukadderatında rol oynamak bilyen adam haddi «atında (Arkası S inci sahifede)
«tktlbflu hakkı mahfuzdur»
SEMİH MÜMTAZ S.
B
MEVLÜD
Geçen sene aramızdan ebediyen ayrılan kıymetli alla reisimiz ve büyüğümüz babam Erzurumlu SADREDDİN GÖZÜBÜYÜK'ün aziz ruhuna İthaf olunmak üzere 20 şubat S4fl cuma tünü öğle namazını müteakip Teşvikiye ca-’milnde Mevlûdü Nebevi okunacağından rahmetliyi sevenlerin akraba, meslektaş ve hemşerilo-rimlzle dindaşlarımızın teşriflerini rica edeTlz.
Necati Gözübûyillt
TEŞEKKÜR
Aile reisimiz, Demir tüccarı ve inşaJt müteahhidi Baki özümar-ziton'un veiatı münasebetiyle cenaze merasimine İştirak eden, çelenk göndermek lütfunda bulunan. mektup, telgraf ve telefonla büyük acımıza İştirak eden aziz akraba ve dostlarımıza evinde İstirahat ettiği sırada merhuma candan alâka gösteren Dr. Ahmet Hakkı Kucu İle Dr. Bürha-nettin Osman Tuğan’a teşekkürlerimizin iblâğına gazetenizin delâletini rica ederiz.
Baki Özümerzifon ailesi

İstanbul Belediyesi Şehir Tlyatrctu 3ııu|iı Saat 20 de
F Dram Kısmı
bil! EVİN ÜSTÜNDEKİ BULUT illlll '11 Komedi Kısmı
'IIHirfinhini BÜYÜK CEMAAT
MAKSİ M de
Muammer Karaca Opereti
KÂTİBİN KARISI
Revü operet; Sası 20.30 da
Telefon: «033
KÜMRULARI
Bu akşamdan itibaren

İrine! Harbi umumi »arlında tsvlçra, bahusus Cenovre şehri, göbeğlnda cihanı toplamıştı. Harbeden milletler® mensup yüzlerce ecnebi, binlerce entrika; hesapsız casusluk ve propaganda; muvazenesiz ve btaman neşriyat herkesi şaşırtacak bir hal almış; adamakıllı âaabr germişti. Fakat vatan hizmetleri gergin Asapla hllsnfllfa edUemtyeccğl için soğuk kanlılıkla düşünen gençlere İhtiyarlardan bir kısmı topluca hareket ve faaliyeti kararlaştırmışlar; bunun için de birkaç yol bulmuşlardı: 1) Ne pahasına olursa olsun, Türkiye aleyhindeki neşriyata mukabele llo hukukumuzu mÜdnfaa. 2) İzmir işgali vesilesiyle yapılan mezalimi teşhir. (Hiç unutmam, Polis müdürü Esat ■paşa bu mezalime dair batla bir Aürü fotoğraf yollamıştı). Bir taraftan da gazetelerde bir sütun temini için uğraşılmaktaydı. Cenevrede İntişar fiden Journal de Genâve sarahaten bize düşmanlık ediyordu. Şimdi İsmini hatırlıyamadığım başmuharriri söz dinlemez ve İnatçı bir adamdı. Tribüne de Genive gazetesinde de Ali Gayyat «dlı bir Mısırlı Türklere musallat olmuştu: ağzına geleni yazıyordu.
Der cengi evvel, tsvlçrede hürmetle sevilen Prof. Eugf-ne Plttar'a tale-bedtn iki murahhas gönderildi, Bilal Azizle Hamza Osman, bu kârı hakka k! hüsnü İtmam ettiler. Koca adam lehimizde yazılar yazdı ve birçok kon feranı verdi. Tesiri de görülür gibi oldu. Hattâ bu zalın refikası olup (Noel Role) müstesrlyle meşhur .olan muhterem kadın da yazılarlylc Tilrk-lere muhabbet vc lıiirmet İbraz etti. | Bu meyanda Reşit Saffet Bey Kara Şemsi Imzaslyle çok faydalı müdellel yazılar yazıyordu, risaleler neşrediyordu. Prof. Sadreddin Celâl de aynı yoldan yürüyor, broşürler basıyordu. Talebe arkadaşlarımın (bu broşürleri dağıtmak için kendilerini nasıl seferber ettiklerini ve ne kadaT uğraştıklarını hatırlamamak hakikaten klifran olur). Ahmet Bedevi ağa-’ beyimizin de bu İkinci risale basılırken sarfeltlgi emek teşekküre şayandır. (Parlste Prof. Dr. Nihat Reşat Bey -ayrıca faaliyetteydi vc onun faaliyetiyle tsvlçrfdckl teşebbüs! ire İrtibat İşini Ahmet Bedevi yapıyordu ki bu mühim vazifede çalışan rahmet’! Harun Allçe'yl de unutmamahyre • İsviçre profesörleri üniversite hocalarımızdan Mösyö Milo bitaraftı (Meşhur Jores'in kâtibi ve arkadaşıydı); o yalnız iktisat dersleriyle meşgul olur, çok da söylerdi. Fazla solcu idi. Yalnız talebeyi teşvik etmezdi. Halbuki Mösyö Monte (bu da üniversite profesörlerindendlr) din*! llycnlerl kendi fikri tarafına çekmeği. mamıştı. Ne o teşebbüslerden bir fny-severdl, Gene Cenevre üniversitesi da temin edllebLlmlştl; ne de tntlbah profesörlerinden Lağotala, Mösyö ve Teceddüt payidar olmuştu, çünkü Monteklen daha çok blzkre mfttevec- mütarekeden sonra Cenevredekl Türk clh İdi. Prof. Şoda nedense sarahati® kalabalığı ister İstemez dağılmıştı ve aleyhtarımız di; ona bir türlü kendi-, btrçağu vatanına koşmuştu, dntlbah mlzl sevdirememlştlk Bereket versin hırçınlığıyla meşhurdu da 'özleri ihtiyatla dinlenirdi.
Prof. Roverşon, biz Türklere, biz!

i
Cenevrede toplıyan sebeplen hayli | svvei Türk muhibbi olduğunu her j vesile İle izhar ederdi. Meşhur tarih- . çl Murat bey Ve-Dr. Abdullah Cevdet I bey hail firarda re Cenevrede bir ga-j zete çıkarmckla İken bu profesörü tanımışlar ve kendilerini sevdirmişlerdi. (— Murat nerede? Menfada' , Türkiycde hâlâ hürrlyctpervericri ne-fly mİ ederler?..! Bu muhavere Ro-verşon'la görüşen bir Türkle kendisi arasında cereyan etmişti. Yanılmı- j | yorsam eğer, profesör sualini Osmar.a tevcih etmişti. Gene tekrar I edeyim. Lehimizde şiddetle vc sanıl- | mlyetle bulunan ve her vesile İle Türk muhlpljğini İzhar eden Mösyö Pitlar'di.
Bıı kazançlar sayesinde; ve bir Iç-tlmaımıada davetli bulunan Mısır’ı Ali Gayyat’ın da bir hayli münakaşadan sonra bize hak veren karan Ö-nünde, yalnız Journal de Genive a- ‘i u ley’nte ısrar ediyordu. Bereket versin lehlinizde bulunan profesörler, efkj-' rı tenvir, hattâ bizi teşvik ediyorlardı, «Yaşasın Türk vatan evlâtları» gibi cemllekâr sözler duyulmağa başlıyordu. O acılar İçinde bunlar ne tatil teselliydi. Bunu da tekrar edeceğim: Cenevrede toplanan muvafıklar, muhalifler vatan İşinde zerre kadar ayrılmamışlar; uğradığımız haksızlıklara yr-kvücut olarak isyan etmişlerdi.
Bir parti teşkili
Almanyada askeri ihtilâlin ve mütarekenin vukuundan evvel bir sulhu ' münferit lâkırdıları deveran etti. İr»-gllizlerin böyle bir sulhr. taraftar olduktan dedikoduları da zardı Hattâ' (Bern) de bize mensup bazı zevatın ■ ı müzakere ve münakaşalar olmuştu Frnnsızlar da buna mütemayildiler. İstanbul». malûmat verildi. Ve müracaat- edildi.. Fakat cevapsız kaldı. Bu cev&psızlık o kadar hayret ve teessüfü mucib olmuştu kİ. bazı zevat buna İhtimal verilemez, belki rübaptaki mektubu yofcetmlşîerdlr: diyecek ha- 1 dar şüpheye düştüler. Çünkü sulhu I münferit memleket! kurtaracakla ka- 1 naatl kuvvetliydi. Bu fırsat dahi i.c- • ba edildiği İçin. mağlûbiyet ve Yunan ' İstilâsı karşısında belki bir rol daha oynamlablllr; galiplerle konuşulabilir: zannedenler hayli uğraştılar. Kon- [ greler akdettiler; sağa sola baş vur- 1 (fular.
İntibah ve Teceddüt isimli yeni hır ! parti bu sıralarda kuruldu. Günlerce ( uğraşıldı. Nizamnamesini tesbit etti-1 İkdam gazetesi sahibi Ahmet Cevdet bey Lozandan Cenevreye yeldi Gazetesinin bu parünln naşiri efkârı olacağını kabul ediyordu. Bir taraftan da ecnebi matbuatlyle temasta feu-İnmtık üzere ayrıca bîr heyet! müteşebbise teşkil olunmuştu. Hakka kî niyet hayırdı, fakat âktbet hayır ol- ı
STNEMHueTiVRTROSU
MABLENB DİETRİCH — RONALD COLMAN 8 S M E T RENKLİ FİLMİNDE
DİKKAT: Sinemamızın. İçiliş gecesi (Yardtrnsevenler) cemiyetine tahsis edilmiştir ■■se Davetiyeler Atlas gişesinden alınabilir.
Aşk ve macera romanı j-czan.- CBM4L REFİK Tefrika No. 27 I
L______________________________________________________________>
Sadlnln Üst üste İçtiği lkl kadeh bölün tesiri gecikmedi. Üçüncü kadehi yarılarken zihnindeki müzlç düşün erler dağılnuya başladı. DayısUe yengesinin oturdukları masaya baktı, Fahriye lie gene göz göze geldiler. Fakat bu defa gözleri birbirinden ayrılmadı. Fahriyenln bakışlarında yalvaran. nedameti İspata çalışan bir İfa do vardı. Saatlerden beri yaptıkları torak! hareketler sikici bir hal almıştı. Bu havayı değiştirmek lâzımdı. Badi kendi kadehini bitirdikten sonra bir kadeh böl. bir kadeh de viski alıp masaya gitti, viskiyi dayısının ö-nüne bıraktı, böl kadehin! Fahrlycye inattı:
— Buyurun, yengeciğlml Bu akşam alz büfe: e hiç uğramadınız.
Tnvırl.an, sesinin ahengi de değişmişi! yüziı gülüyordu. Bunun farkına v.-.ran Fahriye sevinçle kadeh) aldı.
— Teşekkür ederim Sadi beyi Çok memnun oldum. Fakat bu memnuniyetimin asıl sebebini blhyor musunuz?
— Bir kadeh bol getirmekle «izi memnun edeblldlmse bahtiyarım.
— Sizin masadan kalkmanız dayınızı meraka düşürmüş. Rüya bahsi açılınca sinirlenir gibi görünmüşüm. «İzin bundan gücenip de kalktığınızı zannetmiş. Ben bu düşüncesinin yan lış olduğunu söyledim, şimdi «Is de şu kadehi getirmekle ben! tasdik ettiniz.
— Kalkarken hatırımdan öyle bir şey geçmedi. Esasen ortada gücenmeyi İcabettlrecek bir şey yok. Ben susadığım İçin knllunıştım. Buzlu böl İçtim, büfeye gidip ayakta kalmamanız İçin dayımla sizin kadehlerinizi de buraya getirdim.
Sadi büfeden birer kadeh böl daha getirdi. Onları da İçtikten aoıua
Bu akşam SARAY Sinemasında
Maceralar kahramanı FRED MAC MURRAY/ ANNE EAKTER ve EP.UCE CAEOT tarafından yaratılan ve W t L L J A M e 9 * în meşhur romanından sinemaya ahnmı
KADINLAR ÇiFTLiGi
(SMOKYI RENK L 1 filini başlıyor.
Kadının istediği..•. Aşk da ister... Kuvvetli bir mevzuda ■ mnmaflKau.^jıuı oriiinal bir ilim. nııibıh ı ı— ■ ı '«ilil % I ırf»
I
v-

O Û_
Ol
Kadıköy SÜREYYA Sinemasında
BU AKŞAM:
Bütün dünyada birincilik kazanan şahane film
1— BÜYÜK ÜMİTLER
GREAT EXPECTATİONS
sn»asa 2 - TOKYO GÜLÜ Mamm
O
EHRAMLARIN GÖLGESİNDE
Kain rede ve EHRAMLAR DİYARINDA geçen son derece m t raklı bir macera.. Üç bin sene evvel ölen Mısır Hravnanlanndan beşinci Ramses in mezarı...
Aklına koyduğu her şeyi elde etmek kin hiç bir şeyden çekin-mlyen püzel BÎR KADIN ....................
Kocasının mirasına konmak içjn karısını, kocasını zehirlemeğe teşvik eden BİR ÂŞIK...............
Karısı tarafından yavaş yavaş zehirlenmekte olduğunu bildiği halde karısına büyük aşkından bahseden fedakâr BİR KOCA. . Her şeye rağmen kocasını seven bir kadının VİCDAN ÂZABI . Âşkını zeblrliyen ve onun ölümünü zevkle seyreden bir kadının feci Akibetl.
TÜRKÇE SÖZLÜ ve mü2»yyen Arab dekorlarile süslenmiş olan bu film Yarın Matinelerden itibaren TAKSİM Sinemasında Vf
r*
a M E L E K
ve Teceddüt partisinin İlk beyannamesini yine bu yanların verinde aynen ara ve tafsil edeceğim».
S. M. i.
Ralf beyden müsaade alıp bahçeye çıktılar. Sadi derin bir nefes aldı;
— Oh! Ağır bir yük altından kurtulmuş gibi rahatladım, gönlüm ferahladı. Akşamdan beri sıkıntıdan patlıyordum. Hele dayımı şüphelendirmek endişesi ben! fena halde üzüyordu.
— Evet, Sadi beyi Ben de aynı endişe İle sizden daha fazla üzülüyordum.
— Ne ise... O buhran zail oldu. Şim dİ Sizden bir rlçam var. Bu gec» bana söyllyeceğlnlz na İdi? merak içindeyim. Bir şey söyllyeccğlnlzl dayım ima etmişti. Bunu kendisinin da bildiğin! sanıyorum. Rica ederim, beni bu meraktan kurtarınız.
Fahriye kısa bir tereddütten sonra gülümsedi:
— O ha 1da evvelâ ben sizden bir ricada bulunacağım.
— Estağfurullah. Elimden galen bir şoy Uo derhal yerine getireceğimden emin olunu*.
— Ricamın kabulü sizin elinizdedir, Badi boyl Arzu ederseniz yapabilirsin!*.
— Buyurunuz, «İz! dinliyorum. Mademki yapabileceğim bir şey-..
— Evet, Sadi bc-yl Arzu «derseniz,
O
S2 (D > (D P
■o
(D
ro
S? O

Sineması ■®aE«i*wiAaB5.ej|b
Ama Macar PIanJart.1
İMRE UNGAR
İkinci konserinin yerleri de tamamen satılmıştır. Halkımızın gösLerdıri büyük alâkayı karşılamak ve diğer konserlerde yer bıılamıyaniarın bu büyün sanatkârı dlnliyebllmeleTlni temin etmek maksadlyle 27 Şubat cuma saat 21 de verilmek üzere bir VEDA KONSERİ tertip edilmiştir. Bu konser biletlerinin- sativ.n» busün başlanarakiıı
ı .....
Sunî ipek tevziatı
Bölge Sanayi Birliği kanalıyla ihtiyaç sahiplerine yapılan sunî ipek tevziatı devam etmektedir. Şubat ayı İstihkakı olan 12 ton sun! İpek tevziatının hazıriıklan da İkmal edilmektedir. Bu 12 tonun İki tonu el dokumacılarına verilecektir.
YENİ YAYIN
Şair Asaf Haletçelibinin bir mektubu
Sevgili babam Mehmet Salt Halet Çelebinin 15 şubatta vefatı üzerine bana taziyede bulunan ve oğlum Ömer H&let'ln İd şubatta doğumu üzerine tebrik eden dostlanma ve bu doğumu muvaffakiyetle başaran Nü-mune hastanesi nisaiye şefi Zekerlya Tahlr, Dr. Galip Yalvaç ve Bohlye Akkaya İle hastabakıcı Fatma Küt-denc'e alenen teşekkür ederim.
Asaf Hâl et çelebi
I
derhal yapabilirsiniz. Fakat söylemeğe cesaret edemiyorum, reddetmenizden korkuyorum. Belki kısaca; «hayır!» dlylp susturacaksınız beni. O Eaman...
Sadlden red cevabı alımş gibi müteessir, blLap b!r halde ağaca yaslandı.
— Reddedilmek benim İçin çok fena olacak, Sadi beyi ömrümün sonuna kadar ıstırap içinde yaşıyaca-ğım.
— Sizi dinliyorum,
— Söyllyemlyeceğlm Badi beyi Cesaret edemiyorum. Bu gece «İzin ağzınızdan «hayır» kelimesini duymak- I tansa, şimdiye kadar olduğu rlbl fimi t İçinde avunmak daha iyi.
— Fakat mutlaka, «hayır» diyeceğime nasıl hükmediyorsunuz» «Evet» denıiyeceğlml nereden biliyor sunuz?
— Evet, mi? Asaahî.. Sahi mİ? E-vet, mİ diyorsunuz? Demek ricamı kabul etliniz?
— Ben henüz oevap vermedim. Arzunuzu öğrenmeden nasıl karar vere bilirim?
— Hayır, Sadi bey! Böyllyemlycce-ğim. Kabul edeceğinizi hiç ummuyo-i rum. Reddedilmenin ıstuabma U-
MUHASEBE VE MALİYE MECMUASI
tş ve meslek adamlarının büyîik bir ıdâlca He takibeltlklerl bu mecmuanın »5 ncı sayısı 4ö sahıfeye çıkarılmış olarak zengin bir mör.derccnt İle İntişar etmiştir. Muhasebe, maliye» banka, sigorta ve gümrük mevzularından bahseden mecmua her yerde bulunur. Sayısı 50 kuruştur.
VETO
Bu hafızlık politika, sanat ve ak-tüsllte mecmuası!} m iknlcl sny-.sı zengin miinderecatla çıkmıştır
İŞTE TÜRKİYE
Bu aylık Türk Fikir Hayalı dergisinin Şubat sayısı çıkmıştır. BFr aylık TıMc basınını münevverlere takibe-debilme İmkânını sağlayan «işi® Türklye»nln bu sayısında $4 seçkin imaanın siyasi, İçtimai, iktisadi v® edebi yazı ve şiirleri bir arada toplanmıştır. Tavsiye ederiz.
hammül edenılyeccğlm. Bırakınız, ümidimle avunayım.
— Mademki siz söylemek’istemiyorsunuz, ısrar etmeğe de benim huk kim yok tabii. B\ınu bırakalım, Biri üzeceksem kendi ricamı lekrarlrnnak tan da vaz geçiyorum.
— Sizin «unlllnlz rai? Aaaah... O da benim ricamla alâkadardır. Fakat mühim bir şey değil, Sadi beyi Dayınızın haklı olarak kapıldığı bir meraktan İbaret
_____şimdi beni büsbütün meraka, dil şürdünüz. Şu andan itibaren daima üzüntü İçinde yışıyacağım. Lâkin sizin ıstırabın lan sebablyet vermemek ' İçin ben bu üşüntüye katlanmağa ra-
— Öyle mi? Demek ütüleceksiniz? Buna ben ran olamam, Badi bey!
— Üzülmem tabiidir. Kendimi alâkadar eden şeyden ziyade, «izin, belki do yerine getirebileceğim arzunuzu öğrencine dlğ İme üzüleceğim. Buna rağmen tekrar «diyorum, sizi tâzlp etmektense ben üzülmeğe razıyım.
— Hayır, S&dl bayi Sizin üzülmenize ben razı değilim. Reddedildiğim takdirde azaba göğüs gereceğim. Fakat binde bir ihtimal de olsa, ricam j kabul edildiği takdirde mosud olaca-
ğım.
Yalvaran bir eda ite gösterini Sa-dlyc dikti:
_ sam beyi.. Adadaki hâdiseyi u-nııtup bana karşı gene eski samimiyeti gösterebilir misiniz ?
Sadlnln red cevabını duymayıp dudaklarının hareketinden anlarsa teessürü haflfliyeceknılş glbj. ellerlyli kulaklarını kapadı, gözlerin! onun dudaklraına dikti. Sadlnln miiiebcs-elm dudaklarının kımıldayışı Fahrl-yeyl bir anda sürura garkettl.
— Evet, m! dediniz? Sahi mİ?
— Evet... Her şey unutulmuştur. İşte, size eski samimiyetle «yenge» diiyorum. çünkü o geco ânt bir bulı-tbh tesiriyle şuurunuzun sarsıldığını, bilâhare nadim olduğunuzu bu gcc® ispat ettiniz. Artık size karşı eski İtimadım bakidir. Sözlerimin sam! m İliğinden emin olunuz, yengeciğim!
____ Bundan sonra Adaya gelecek misiniz?
I — Geleceğim, yengeclftlm. Eski variyetimiz tılç dcğlşmlyecek.
Taşkın bir neşe İle Sadlnln elini sıktı.
____Şu anda bana dünyanın en büyü zevkim bağjşiadınız. karşj
minnettarım, Sadi bey!
•Arkası var)
Mahatma Gandhl
V E
DÜNYA
Wardha.'da sabah dualarının »onunda, İçlerindeki a amin şiddetinden huni an se&lerin, mütevazi bir ruhla tutmağa yemin ettikleri «d bir madde »ıra ile şunlardır:
(1) Ahlmaa, (2) Satyam, (3) Asteya, (4) BraJımacharya, (5) Asmagraha Shareershrama (7) Asvada, (8) Sarvatrabhya-rarjana, (9) Sarvadharmisanıa-nativa, (10) Svadeshl, (11) fiparshabhavana,
Bunların bir kısmı Hindlstanın İhtiyaç ve şartlarından, İlk hızını kendi köklerinden almış fakat aynı zamanda Garp medeniyetinin Hindlstana nilfuzlle ortaya atılmış kıymetlerdir. Bilhassa Anglo - Sakson Aleminin en büyük filozof ve âliminden, gündelik münevver ve gazetecilerine ka dar üzerinde kalem yürüttükleri, kafa yordukları meselelerdir, tik bakışta Orta - Çağ çeşnisi taşırlar. Fakat biraz üzerinde düşünür, Hindlstanda Oandhl vasıtası te nüfuz eden sistemin mahallî tesirini tetkik ederseniz derhal bunun Orta - Çağ zihniyetinden ayrılan hayatî mânasını sezersiniz. Çünkü Orta - Çağ gayri içtimaidir. Halbuki cemiyet hiç bir zaman vilcutsuz bir müessese o-lamtiz, bilhassa bugünkü medeniyet mânevi esaslara dayandığı kadar maddi İhtiyaçlara da cevap vermek mecburiyetindedir. Mistik ve tabiat üstü esaslara göre •İnsaniyete nizam vermek Isti-yenlerin dalma ruh lehine, müfrit materyalistlerin de madde lehine bütün ölçüyü kaçırdıkları tarihi bir hakikattir.
Orta - Çağ hayat felsefesi maddi realitelerden uzaklaştığı için Renesans denilen bir çığırın karşısında yuvarlandı, çöktü. Ondan sonraki, makine hâkimiyetinin açtığı materyalist çığır da bugün— Garptaki neşriyata bakılırsa — aynı tehlikeye maruzdur. İnanıyorum ki istikrarlı. ve insaniyetin İhtiyacına cevap verecek bir hayat felsefesi ne tamamen ruha ne de tamamen maddeye bağlanabilir, Maddi ve mânevi ihtiyaçları ölçülü bir terkip ve nizama sokabilecek hayat felsefesi — eğer bulunabilirse — yarının en İstikrarlı ve muvaffak nizamı olacaktır. Bu noktayı gözönünde tutarak Gandhl'nln kurmak istediği nizamın ana hatlarını teşkil eden on bir yemini tahlil edelim, çünkü — âciz kanaatimce — GandlıJ bazılarının dediği gibi sadece ruha dayanan bir utopl, yani dünya - cenneti kurmak Istiyen bir adam değildi.
Asvada (gıda İnzibatı) gerçi Hlndıdırtn, «insan yediği şeye ğö re şekil alır.» esasına dayanır, fakat gıda tanzimi bugün Garp laboratuarlarının dikkatle incelediği İlmî tecrübelere dayanmak tadır, ve GandlıJ daha fazla bu iîm! nıenbaı dikkate almıştır. Brahmacharya (bekârlık) tam mânaslle hiç bir cemiyete tatbik edilemez. Fakat Hindistan-da erken evlenmenin yc cinsî suiistimalin (genç) nesilleri nasıl bir tereddiye uğrattığını gören Gandhl, hiç olmazsa hayatlarını yeni bir Hint cemiyeti nizamı kurmağa vakfedenleri korumak istediği gibi, aynı zamanda bir nevi doğum tahdidi telâkki etmiştir zannediyorum. Her halde bu hususta Gandhl'nln en sarih fikri bekârlığın doğurduğu lnhlbitlon’un (1) cinsi suiistimallerin doğurduğu mahzurlardan ehven oluşudur. Amerikada, tec-rübl psikolojinin bu mesele İle çok alâkadar olduğunu gördüm. Acaba bekârlığı mı yoksa Freud’ On mübalâğalı ve yanlış tefslrlle, fikri cinsî meseleler üstüne satılansak mı İnsanları nihayet tımarhaneye kadar götürecek meselesi henüz halledilmemiş0 gibi görünüyor.
Asteya (çalmamak); Asmag-raha (mülkiyet - sizlik) beraber dikkate alınması lâzım lld yemindir. Çünkü, Gandhi, hırsızlık İle servet toplamak yüzünden yapılan İstismarı hemen hemen aynı mânada kullanmıştır. Bu bakımdan, Hindu cemiyetinin İstismarı her yerden fazla ileri götürdüğüne Gandhi inanıyordu. 1935 te bu meseleye dair münakaşalarda
H) Refoulemen, Iklfbaı. Ât abın vt rtflehsltrin hareketten kalması.
tuttuğu tez şu idi: Servet yaratan insanlar cemiyet İçin faydalı ve elzem unsurlardır, fakat onların kendilerini servetlerinin. mütevellisi telâkki etmeleri lâsım dır; ve topladıkları serveti, servetin müşterek ve Wc sahipleri olanların ihtiyaçlarına sarfetmakle mükelleftirler. Kanaatimce Gandhl, ademi-mülklyetl bir nevi mü tevellütle diye tefsir ederken Hln-distanı hiç olmazsa kendi hayatında komünizme karşı aşılamıştır. Hindlstanda sayıları az ölen
Yazan:
Halide Edib - ADIVAR MMMMMNM komünistler en fazla bundan dolayı Gandhl aleyhtarıdırlar. Hattâ Gandhl’nln şahsına çok bağlı olan sosyalistler de Hindlstanda Gandhl'nln müteveUUlk esasına, normal ve Garp sisteminde bir sosyalizme, yani az çok devletçiliğe mâni olduğu İçin mute-rlzdirler. Çünkü kolektif ruhu ve çekileri köylerinde tanımış ve tatbik etmiş olan Hint cemiyeti — Gandhl olmazsa — çoktan komünist olabilirdi.
Gandhl'nln, mütevellillk esası ve kolektif bir »isteme temayül eden içtimai ve İktisadî akideleri Rus komünizmine hiç benzemez. Cemaate dayanır, fakat devlet müdahalesini kabul etmez. Aynı zamanda bu sistem, Garp medeniyetinin ferdiyetçiliğe dayanan kapitalist sistemine de mu arızdır; çünkü bu sistem yabancı lstilâslyle Hindlstana hâkim olmağa başladığı zaman Hlndista-nın yerli İktlsadt durumu alt Üst olmuştur. Gerçi kapitalist sistem şehirlerde sanayileşme hareketiyle muayyen bir zümrenin faydasına İşlemiştir; fakat yüzde doksanı ziraat sahasına bağlı olan Hindistan nüfusu tahayyülü müş kül bir sefalete düşmüştür. Bundan dolayı Hin di s t anın arka kemiği telâkki ettiği köyü ve köylüyü ele aldığı zaman Gandhl ne Garbın kapitalizmini, ne de Rus komünizmini model telâkki etmiştir. Çünkü kapitalizm ferde hudutsuz ve kontrolsuz mülkiyet hakkım vermiş, bu suretle korkunç bir İstismar vücuda gelmiştir. Diğer taraftan Rus komünizminin İktisadî sahada devlete ver diği hudutsuz kudret, fertlerde hürriyetin zerresini bile bırakmamıştır. Gandhl bunun ikisi arası yolu servet sahiplerini dini bir kontroia tabi tutarak mütevelli - İlk fikrinde bulmuştur. Yalın ayak gezen, servetini halkın İhtiyaçlarına hasreden milyoner Hintlileri memleketlerinde komünizme karşı duran psikolojik âmiller diye kabul etmek zaruridir. Aynı şeyi, yalnız Amerikanın içinde değil, bütün dünyada İnsaniyete yardım İçin geniş mânada müesseseler kuran Cam eğle ve Rockfeller gibi Amerikan milyonerleri de kendi memleketlerinde yapmışlardır. Çünkü. komünizmin adını işitmemiş olan halk tabakasının içinde, (eğer hayat seviyeleri çok düşkün ise), hudutsuz bir sefahat ve servet gösterişine karşı doğan İsyanda komünizmin en çabuk mey va vereceği tohumlar vardır.
Acaba Garbın hayırseveri Rock-feller’lerl Garbı, Hlndlstanın yalın ayak milyonerleri Hindistanı Komünizmden bütün zaman için kurtarabilirler mi? Belki, Fakat Garpta ve Şarkta her hangi nam altında olursa olsun: İçtimaileşmek, cemaatin yükselmesi, İktisadî durumda mâkul bir tesviye faaliyeti artık durdurulmıyacak bir hızla devam etmektedir. Her halde Hlndlstanın müstakbel hayatında, Gandhi'den sonra şimdilik en faal bir rol oynıyacağa benzlyen Nehru*nun tesiri, şu veya bu İstikamette inkişaf etmesinin dikkate değer bir âmili olacaktır.
Shareershrama (İş veya emek), Suvade&hl (yeril mallar) yeminleri köy nizamının diğer Ikl temelidir. Fakat Gandhl bunu Hinduizmden değil Rusklnln, Unto thls Last adlı kitabının tesiriyle ortaya atmıştır. Kanaatlerinin aynası telâkki ettiği bu eserden Gandhl şu üç esası Hindlstana,
' Romanya petrolları
Bir Amerikan gazetesine göre Romanya yabancı sermayeleri ortadan kaldırmak istiyormuş
The farport and lmporl Journal of America, Romanya petrolleri hakkında yazdığı bir makalede diyor kİ: Rumen petrolleri yeniden güntln mevzuu halin! aldı. Romanyadakl Fransız basını ajanı hükümet tarafından kurutan «mahalli tetkik komisyonu* nun İki Rumen petrol kumpanyasının direktörünü aSrr cürümlerle. İtham ederek, İşinden azlettiğini haber vermektedir. Bu havadisin Ikl Her! gelen Sovyet gazetesi tarafından blldlrllme.ri biraz mânalıdır. Bcnntca ve Romnnle bibere gazeteleri, bu tahkikatın Romanya komünist partisi genel sekreteri George Ohenr-giu Del riyasetindeki petrol komisyonu tarafından yanıldığını bildirmektedir. Bilindiği üzere George Gbeor-glu Del aynı zamanda Romanya hükümetinin Ticaret ve Endüstri Bakanlıklarını deruhte etmektedir. Bundan başka, hisselerinin büyük bir kısışı Amerika ve Hollandaya alt bulunan, «Astta Romanla* petrol şirketi de «1945 denberl Romanya yeraltı servetini çalmak suçu İle» itham edilmiştir ve şimdiye kadar «çalınan petrol kıymeti de 700 milyon ley olarak gösterilmiştir. Hisselerinin büyük bir kısmını Amerikan ve Fransız sermayelerinin teşkil ettiği «Unlrea* şirketi de. «İdarenin fevkalâde kötü olmasından dolayı. İstihsalin ancak yüzde 98 İni başarmış olduğu da» İlâve edilmektedir.
Mahalli komünist basını bu idaresizliği. kendilerine göre haklı deliller İleri sürerek tcl'ln etmekte, ve garp devletlerini, Rumen petrollerine sabotajlar tertlbederek, memleketin ekonomik bakımından kalkınmasına engel olduğunu da İddia etmektedir.
Bu mesele ilk nazarda her na kadar mahalli bir münazaa gibi görünürse de, Romanya petrolleri için yatırılmış, Amerikan, tngllîz, Fransız. Belçika ve Hollanda sermayelerini tehlikeye koymaktadır. Romanya hükümeti de Sovyet sermayelerinden başka bütün sermayeleri, kısa bir müddet zarfında ortadan kaldırmak 1ç!n elinden gelen! yapmaktadır.
Yan Askerî yarı siyasî
(Baş tarafı 4 üncü sahifede) bir marangozdur. Almanyada sosyal demokrat hareketi başladığı »aman bu partlyo girdi ve orada kendisini gösterdi vo »onra da Bremen'de çıkan bir gazeteye başyazar oldu. Bundan sonradır kİ Almanyadakl komünist hareketin başlan olan Liebkneclst va Rasa Luxemburg ile temasa geldi. Fakat hiç bir z&man onlar gibi müstakil bir hareketle bulunamadı. J9IB da Sovyet dolarlarının Almanyaya akmaya başlamasından sonradır kİ Moskovanın emrine girerek bugünkü mevkiine getirildi.
Şark! Almanyada Bovyetlerln adamlarından bahsederken İkinci numarayı da unutmamalıdır. Yine Pleck gibi eakl bir marangoz olan Walter Ulbr.’cht belki kendi ustasından da sevimsiz va salim, fakat ondan daha yaman bîr teşkilâtçıdır. Bu İkinci şahıs parti kurmakta .değil, eakldenberi komünist «hücreleri» kurmakta İhtisas kcsbetmlştlr. İşletmelerde, sendikalarda. hükümet dairelerinde, polls-te, OTduda komünist hücreleri kurmak t» bunları doğrudan doğruya Moskovaya bağlamaya uğraşmıştır. O derecede kİ. ağzından düşürmediği bu hücre tâbiri dolayıslyle Almanlar asıl İsmini unutmuşlar ona Almanca yoldaş hücre «Selle» adını takmışlardır.
Bu yoldaş Zelle büyük kabiliyetin! İspanya savaşında da göstermiş, Alman Gestapo'aunun bir aynını bu cephede harbeden komünist kuvvetleri arasında vüeuda getirmiştir. Burada harb etmekte olan Alman, Avusturya. İsviçreli komünistlerden sadakatinden şüphe edilenler bu şahı» tarafın dan isticvap edilir ve ekseriya da Akıbeti meçhul kalırdı. Buna diğer taraftan komünistlerin «Hlmmler» 1 diyenler de çoktur ve pek haksıı da değildirler.
Hulâsa dünkü Almanyanın bir aynı ve fakat 180 derecelik ters düşünceler ve İtikatlar İla meydana getirilmeğe çalışılmaktadır. Bakalım bu ikinci tecrübenin sonu nereye vara-eak? Allah Almanya vo Avrupa He beraber bütün dünyayı azgınların şerrinden muhafasa etain
M. Şevki YAZMAN
daha doğrusu Hindu içtimai »İstemine tatbik etmek iktemiş, bun lan ortaya atmak istediği nizam ve hayat felsefesine sokmuştur:
1) Ferdin hayn bütün İnsaniyetin hayrı İle birdir.
2) Hayatını emeğiyle kazananların gördükleri İş ne olursa olsun, birbirinden yüksek veya aşağı değildir.
3) Bilhassa elle olan ve topra-rağa »atfedilen emek hayatı en değerli hayat tarzıdır.
Bunların birincisi her hangi dinî, ahlâkî, hattâ iktisadi dünya nizamında bulunabilir. İkincisi — kanaatimce — Islâmlyetln tesiriyle Hindlstanda ele alınmıştır. Lslâmda, İnsanı İnsan yapan emeğidir, İnsanı insandan üstüh yapan da aadçce fazilet ve İlmidir. îşte, hikmeti vücudu, bütün teşkilâtı en sıkı bir sınıf nizamına bağlı olan Hinduizme, lslâmım sınıfsız hayat görüşü ile, yalnız Gandhiye değil. Gandhi hareketinden evvel, On sekizinci asır sonunda Kalkûtada doğan Brahma Samaj cereyanına da kuvvetle tesir etmiştir. Ve bu müsavat insiyakı. Hindistanın her İnkılâp hareketinde eski İçtimaî nizama karşı bir İştiyak nakaratı gibi tekrar edilmektedir.
Üçüncüsü, Hindistan için en fazla ehemmiyeti haizdir. Esasen eliyle çalışmak sanat sahiplerinin yaratıcı İnsiyakını besler ve muhafaza eder. Toprakta çalıp-ırak İnsanın tabiatla temasını muhafaza eder, tabiat kanunlarına İntibak ettirir. Tabiattan tamamen ayrılmış her hangi medeniyet mutlak sunî ve anormal olmağa mahkûmdur. Bu İşin mânevi tarafı. Maddî tarafı da Hintli zürra, vanl Hlndlstanın yüzde doksanı için çok mühimdir. Çünkü köylü senede ancak İki üç ay toprak üstünde işler, ve toprak mahsulâtıyla bir dereceye kadar kamını doyurabileceğini kabul etsek bile hayvandan yüksek bir seviyede yaşıyabiimek İçLn el İşlerini satacak bir pazara muhtaçtır. İstiklâle lâyık bir milletin maddi hayat seviyesi de mutlak ve mutlak İnsanî ölçüden aşağı düşmemek lâzımdır. Luknovı'da, Gandhl'nln nüfuzunun ve mesaisinin girmediği bazı Hindu köylerini gezdiğim zaman, vaziyeti bizim en fakir telâkki ettiğimiz köylerden yüz dtfa aşağı buldum. Mütemadiyen üreyen, fakat yüzlerinin acı mânası, vücutlarının birer ucube haline gelmiş olan manzarası, Gandhinln Hindu köy lüsünü kurtarmak İçin el sanayiinin ihyasının ve bütün İnsanl-yetsever ve İstiklâl gayesi taşıyan Hintlileri yerli mallar satın almağa sevketmenin hayatî mânasını idrâk ettiriyor.
Sarvadharmisamanativa, (bütün dinlere karşı müsavi hürmet), bu, esasen On dokuzuncu asırdaki Brahma SamaJ cereyanıyla başlamış ve yayılmıştı. Bu tamamen Müslüman - Hindu ayrılığını gidermek İçin yapılmış bir harekettir. Gandhl buna kuvvet vermiş ve daha geniş bir sahaya yaymıştır. Mamafih jaman zaman Hindularia Müslümanlar tıraşında kısa Hr müddet için ahenk tesisine muvaffak olmuşsa da, hiç bir zaman İki kitleyi tamamen birleştlrememlştlr. Çün kü zahiren sırf dinî görünen bir' ayrılığın arkasında bir sürü siyasî. hattâ İktisadî Amiller do vardır. Bundan dolayı, hu esas meseleyi dinden hariç zaviyelerden tetkik ve halline çare aranmazsa bu yeminin cezri bir hai sureti olduğunu kabul etmek mümkün değildir.
Sparshabhavana (Paryalığın kaldırılması), Hindulann en çetin meselesidir. Kjrk milyon parya vardır. Dînleri gerçi bir nevi Hinduizmdir; fakat kendileri, cüzamlı bir zümre kadar sınıf harici edilmiş zavallılardır. îslâm istilâsından sonra tabiî birçoğu Müslüman olmuştur ve Hİndular, asıl bundan sonra Parya meşelerini bir tehlike telâkki etmişler, kütle halinde Müsltimnn olmadan İhtimalinden korkmuşlardır. Ingiliz hâkimiyeti onlara kanun nazarında mtlsavi hak verdiği için Paryaların kendileri tabi! olarak ancak yabana hâkimiyetinde insanlık h-’kkrm elde etmişlerdir.
CAzltLJrt • !U1 fOtlİJClM
Paris mektupları
Frangın kıymetinin indirilmesi neticeleri
Bu sayede ihracatın büyük ölçüde artacağı ümidediliyor
Bıuls (Hususi muhabirimiz yazıyor) — Fransa, yalnız kendisi için değil, fakat birçok dünya memleketleri için büyük ehemmiyeti haiz para tedbirleri almıştır. Bu tedbirler, memlekette birkaç gündenberi büyük heyecana sebebiyet vermiştir. Bunları, diğer tedbirlerin taklb edip etmiyectği belli değildir.
Mayer plânı
’ Filhakika hazırlanan umumi bir plân neticesinde herkes İçin gizil tutulan kararlar alınmıştır. Bu plân, Fransız parasının istikrarını sağlamağa ve devamlı fiat yüksekliğini önlemeğe matuftur. Bu sebepten dolayıdır kİ önümüzdeki haftalar zarfında alınabilecek başka tedbirler mevcırd' olup olmadığı belli değildir.
Schumann kabinesi İktidarı ele aldığı zaman Fransünm kurtuluştanbe-rl tanıdığı en felâketli grevle karşılaşmıştır. Bu grev, franga istikrarlı bir kıymet tesbtt etmek ve İç flatler-de. yeni her türlü terefrüil önlemek lüzumunu ortaya atmıştır. Aksi tax-dlrde işçilere yapılan zamlar, sıfıra müncer olacaktı. İşte o zaman Maliye Bakanı Reni Mayer, bugünkü elim vaziyet! tasfiye edecek bir piln tertlb etmeğe memur edilmiştir. Bu plânı gerçekleştirmek içindir W. bu kararlar alınmıştır.
Frangın kıymetini indirmek lâzımdı
Alınan İlk tedbir, frangın kıymetini indirmek olmuştur. Herkes uzun zamandanberl böyle bir kıymet İndirmenin yapılacağını biliyordu. Bllln-miyen bir şey var idiyse, bu amellye-nln nasıl yapılacağıydı. Bu tedbirin başka memleketlerin hoşuna gltmlye-cefil de biliniyordu.
Frangın kıymetin! İndirmek niçin elzemdi? Bunun sebebi basittir. Çünkü Fransa artık hiçbir ma! Jhrae edemiyordu. Frasanın şarapları, likörler! ve mensucatı İçin İstediği liatlcr, takip diğer memleketlerin flatlerlnden yüksekti. Misal olarak şunu zikredelim kİ, Fransa Türkiye Ue yürürlükte olan klerlng anlaşmasını yürütebilmek İçin hiçbir şey satamıyordu. Bu klerlnge göre Ikl hesap arasındaki fark 600 milyon frangı tecavüz ederse, bu haddi aşacak otan taraf mubayaalarını dolarla ödemeğe mecburdur; Fransa dalma bu hadöl aşmak üzereydi Fakat dolarla ödemek durumunda olmadığı için bizden roübaya-atını durduruyordu. Fransa bizden mal almak için İhracatta bulunabilirdi: diyeceksiniz. Fakat Fransanin mamulatı diğer memleketlerlnkl'.er-den pahalı olduğu İçin, Tilrklycde aTici bulamıyordu.
Fransız hükümeti, frangın kıymetini İndirmekle vaziyet birdenbire değişiyor; şimdi Fransa ucuz bir pazar oluyor ve !k! memleket arasında ticaretin gelişmesi İmkânları beliriyor, şüphesiz Fransada flatler yükselecek v« geçen senenin seviyesinde teklifler yıipilmiyacaktir. Fakat tereffü, frangın, devnluatlon’un seviyesi olan İRİ misline raramıyacaktır. Fransa, bizden alacağı mallan, yüzde seksen daha pahalı ödeyecektir, çünkü frangın flatl yüzde 80 indirilmiştir. Fakat aradaki fark o kadar büyülttür kİ, bizden mflbayaatta bulunması imkânı mevcuttur. Çünkü Fransada hububat Halleri Türklyedekinden 3 -4 defa daha yüksektir.
Fransız rintlerinin ecnebi alıcılar İçin kârlı olması kâfi değildir. Fran-sanın elinde mal bulunması da lâzımdır, Fransa, bu bakımdan İyi müeeh-hezdir. Diğer memleketlerin Te bilhassa îngilterenln korktukları da budar. Eğer Fransanm dış ticareti İyi tanzim edilirse, bu memleket fevkalâde bir-refaha kavuşacaktır. Fransada her şey mevcuttur. Meselâ İngiltere, »eç»n sonbaharda beş milyon sterlinlik erkek kumaşı mtlbayaa etmek için Fransa ile bir anlaşma İmzalamıştır. Bu kumaşlar 30 haziran 1948 tarihin» kadar teslim edilmeliydi. Halbuki 1947 jnlı bitmeıden evvel bu sipariş tealim edilmiştir. Çünkü Fransız fab-rtknlfunnın bitmez, tükenmez kumaş kaynaklan vardır, şimdi da 10 milyon sterlinlik yen! bir mübayaa anlaşması bahta konusu olmaktadır, Bu defa da arzın talebi geçeceği muhuk-kakktar.
tnglllerınln frank ftatlni Indl-ıllmeölne Itlras etmesinin sebebi bu-dur. Fakat Fransa, bu itiraza aldır-atamıştır. Frangın devnluation’u yapılmış lir.
Serbes döviz ticareti
Mayer plânı, yalnız Fransız ihracatını arttırmak değil, fakat Fransad?J3 kaçmış olan sermayeleri de geri getirmeğe matuftur. Hükümet, Prangadan paralarını kaçırmış olanları yüzde yirmi be; nispetinde bir para cezası mukabilinde affetmek niyetindedir. Bu maksatla serbes döviz ticaretini İhdas etmiştir. Bu para cezasını ödemek lstcmiyenier, isterlerse hariçte aıevcutlarını serbesçe satabilirler. FaKat dürüst davranmak ve servetlerinin membalarını göstermek Istlyenler. Fransaya geri getirmek istedikleri paranın miktarını beyan etmeği tercih edeceklerdir.
Bu beyan, bir gün evrak» nakdlye-den 7>:r kısmı değiştirilir ve yahut 5,000 franklık evrakı aakdiyede olduğu gibi, tedavülden kaldırılırsa faydalı olacaktır. Çünkü . paralarının menşeini ispat etmezler», hepsinin elden gitmesi tehlikesi vardır. Ha İh: -kİ beyan etmek suretiyle yüzde yirmi beştnl feda etmeğe razı olmak J.3ha kârlı ve müreccahtır.
Gelecek mektubumda, serbes a un piyasası hakkında Schumaıı ksb nesinin aldığı kararları bUdlreceğİcn.
Jos»! d’Orie»*
15 ton sudkostik daha dağıtılacak
Bölge Sanayi Birliği taralından yakında yeniden 15 Lon kadar sudkostik tevzi edilecektir. Sudkostik piyasası halen t>ir yıl evvelkiyle mukayese edilmiyccek derecede müsait ve ucuzsa da mü essese sahipleri Sanayi Birli .inin dağıttığı kostiklere yine rağbet etmektedirler. Zira yerli kostik fiatl ithal edilip bugün karaborsaya intikal eden sudkostikİtrin flatlerine nispetle epey ucuzdur. Bu itibarla sanayiciler Bölgenin çok az miktarda, sudkostik dağıttığından şikâvet etmektrdiT-ler-
Düğün halkı ile bir tehdıtçi arasında kanlı kavga
İzmir 17- (Akşam) — Müslim Ersoy adında yirmi bir yaşında bir genç, Seydiköy'de bir düğün alayının önüne çıkarak «baları durdurmuş ve tabanca tehdldl’.e para istemiş, bu yüzden düğün halkı ile Müslim arasında bir münakaşa çıkmış, bu sırada Müslim. Haşan adında birinin attığı tabanca He vurulup ölmüştür.
Kadıköy Kız Enstitüsü Müdürünün bir tavzihi
Gazetenizin 17 şubat 243 ve 10538 sayılı nüshasında «Kız Sanat Enstitüleri» başlıklı yazıda Enstitümüzden röportaj yapmış olan muharrir B. ce-maledclln Bildiğin yazısında bana atfen yazılmış aşağıdaki noktalar sureti kafiyede btuıitn İfadelerim olmadığı gibi hakikate de uymamaktadır.
1 — Çarşıya, pazara alışverişe çıkan kadınlarımızın davete gider gibi süslü giyinmelerinin, öğrencilerimizin evlerine döndüklerinde ailelerinden gördüklerini ve ailelerinin ısrarı He giyindikleri, asıl böyle giyinenlerin ailelerinin ta kendileri olduğu şeklinde bana atfen yazılan,
2 — öğrencilerin babalarından her ay 500 lira cep harçlığı alanların bulunduğu ve Öğrencilerin bu bol para İle artistleri taklideltlfclerlne dair, ayrıca veliler hakkında çiftlik sahipleri, harb zenginleri ifadeleri,
S — «Bir Muamma» başlıklı paragrafta bana atfen yazılanların tamamen muharrire alt olduğunu, benim söylediklerimin tae «yeni binanın en kısa bir zamanda okul bahçesine yapılmasının kararlaştırıldığı» şeklinde olup nedense ifademin değiştirildiğini:
4 — Koklanmaz başlıklı yazıda anlatılan hikâyenin katiyen mevzuuba-hta dahi olmadığını ve muharririn muhayyilesi mahsulü olduğunu,
8 — Okulumuz hakkında muharririn hüsnüniyetine rağmen yazıyı okuyanlarda fena tesir bırakacak ifade şekillerinin d» hakikate uymadığını bildirir ve bu yazının Basın Kanunu gereğince gazetenizin ilk çıkacak nüshasında aynı sahifede v* aynı puntolarla tavzlhan neşrini saygılarımla rica ederim.
Kadıköy Kız Enstitüsü nılldılrü
Nezahet Gönenç


19 Şubat ima
Sahlfe 5
__________'________________
t/ahatma Gandhi .J-J-tâ^EME KORİDORLARINDA:
Öksürükten halim harap, Bari bir I İlâç alayım, dedin». Eczaneye girer ‘ girine», mahallemizin maruf çamaşırcısı Hllsnlye hanımla karşılaştım. Reçetesinin yapılmasını bekliyordu. Galiba boş yaşındaki oğlunu aırtına almış, sekiz yaş sularındaki kızının elinden tutmuştu.
.— Yahu, bu tipide çocukları no çıkardın sokağa? — diye çıkıştım. — Bir aksuydu» kaynanana...
Hüsntye hanım, derin derin İç geğirdi:
Hacı doktordan geliyorum da... — dedi. — Çocuklara lğıı» vurdurdum...
— Gene ne İğnesi vurdurdun?
— Ne bileyim kİ?.. Yazın köprüden döşlüydü de Ramazanın diri şişmişti bant?... Hastaneye Hettimdl. Sardılar, sarnıaladılardi. Geçtlydl... Bir haftadır çocuğun diri gene şişti. Ayağının üstüne basamaz oldu... Sırtladım bugün, doğru Hacı doktora... Üç iğne vurdurdu.
Cevaba hazırlanıyordum kİ. elinden tuttuğu kızını İşaretle devam etti:
— Nazmlyenln de durmadan boğazı luer. Evlâtçığım. fırınlar gibi Anar, öğretmeni yollar gerisin geriye mektepten... Otıa da, rtoktor, İki İğne vurdurdu. Boğazına da ilâç yazdı... Nah, simdi onu yaptırıyorum...
Tumturaklı bir lahavleden eonra öfkeyle bağırdım:
— A. kadını Kırk kere söyledim size, gitmeyin şu Hacı doktora diye... Bulmuş sizin gibi cahilleri, basıyor iğneleri, alıyor paranızı. Çocuktan hastaneye götürsene...
Beni, ters .ters süzerek Hüsnlye ha-
— Hastanede aaııkl bir şey bildikleri var da... — diye homurdandı. — Sıkıştırıyorlar İnsanın eline reçeteyi, yallah sıran savuldu.
Ve münakaşanın daha fazla uzamasına tahammülü yokmuş gibi, uzatılan şişeyi, soluk mavi mantosunun 1 cebine tıktı. Arkasına bakmadan çıktı.
Biz, eczacı İle bir müddet bakıştık kaldık.
Bu iğne meraklısı hacı doktor kini bo, birim semtin fıkaratarı arasında Sdeta efsanevi bir şöhret sahibidir; hastanedeki profesörlerden ziyade ona İtimatları vardır; hastalanın bir • kere götürmeden edemezler.
«— Adamcağızın günahını olma. ' ■ beyim. Mevlûde teyzenin beli tutulmuştu. Kütük gibi, kırnıldayamaz ota muştu. Arabaya kucakta koyduk da İlettik. Kalçalarından doğru lklşerj zorlu iğne saldı Dönüşte arabaya hilem hacet kalmadı. Oııca yolu bire abana abana yürüdü.»
«— Bekçinin karısı Zilha'nm tıkanma illeti vardı ya, beyim? Hacı dok- 1 tor, on beş Ura peşin aldı, haftada iki sefer gel sana İğne yapacağım, dedi.'
HACI DOKTOR
DÜNYA
| Nihal
Yazan:
Kararnağaralı I
yoksa, kendi sınıflarından olmayana adresinin verilmemesini buza t Hacı doktor mu tembih etmiştir? Keza, bu nokta da meçhulüm. Yalnız, onun hakkında, muhtelif kimselerden, -bütün talikatlml ve zekâmı kullanarak toplıy&blldlğlın malûmat şundan ibarettir: Yetmiş yaşlarında varmış. Hazakatine İnandırmak için olacak, İcabına göre sırmalı elbiseler giyermiş ve bilmem hangi padişahın tabibi hassı olduğunu söylermiş, İcabına göre do teşbih çeker, tütsü verirmiş. Para gözlüsü değilmiş. Sahte hekim mlî Hayır! Kapısında tabelâsı varmış.
Bir el! üfürükçülükte, bir eli tababette bu garip şahsiyetin, mahallo-uılzdekl biçare fıkaralarımızı, birim fıkaralarımızı, safiyetlerinden bilistifade dolandırma ihtimali, zihnimi kurcalamaya başladı, beni rahatsız .etti. Zorla değil a, işittiklerim sinirime battı. Bir kaç defa şeytan dürttü: Vaziyeti karakola, savcıya açmaya niyet ettimse de, dosyamda, «bol miktarda zorlu iğne salması» rivayetinden gayri delil olmadığından böylo bir teşebbüsün, sonuçsuz kalacağını düşündüm. Evvelâ işin künhüntl öğrenmeliydim. Fırsat kolladım
Fırsat, çıkmakta gecikmedi
Bir gün, çamaşırcı Hüsniye'den kaynanasının hastalandığını İşittim. Kadına, selâmünkavlen gibi bir şey olmuş. Sağ yanı pek tutmuyormuş. Hacı doktora götürmüş. Doktor, öte beri edip altı iğne vurmuş. Kaynanası gayri lylceslymlş.
Yarım düzüne İğnenin bir çırpıda vurulduğu İddiası, artık tepemi attırdı. Hıisniye hanımın ağzından girdim, burnundan çıktım. İlletlin gıUetlnı okluğuna kendisini inandırdım. Beni, Hacı doktorun evine kadar götürmesini sağladım.
Odasma girdiğim zaman, Hacı doktor yerinden kıpırdamamızın v» ko-nuşmaksızuı beni karışladı. Yegân» alâka olarak parmaklarının v» dudaklarının hareketini süratlendirdi. Doha seri teşbih çekmeye ve daha seri tellili mırıldanmaya başladı. Aynı zamanda, çocukluğumuzdan hepimizin hatırladığı bir İşareti gözüyle bana çaktı: aDedln neyse sen söyliye dur, hele şu İbadetim bitsin, ben sana zaman cevap veririm.» demeğe getirdi. Uzun boylu, cüsseli, beyaz sakalıyla Musa'ya benzlyen bir adamdı... Asma çardağına bakan penceresinin önündeki kerevetle, bir ayağını altına almıştı. Sırtında, tarzı kadim üzere baklava dikişli şal taklidi bir -o..- ____ 1 hırka midesi hizasından fırlamıj
Gayrj para almam, dedi. Topu topu «öbeğini örtemlyordu.
sekiz İğne salmış, kadın şimdi ılı Neden? Nasıl? Bilemem. Yüreğlm-benden daha sağlam. Çamaşırdı, te- den, gazap, kin ve neftet taşarak şe-mizllktl kaçırmaz... . reflne ve ekmeğine kastederek, onu il
«— Tarlada oynarken, çocuklar, le imha etmek arzusuyla karşısına dl-benlm oğlanın kulağına taş atlılardı. kUdlğlm bu anda, hislerini bozguna iŞIşlverdlydl kulağının ardı. Başladı?-[uğrayıverdi. Bu adam, benim fıkora-dı kandı, cerahatti akmağa.,, Hacı gıklara nasıl fenalık edebilir Sulnl-doktor bir melhem verdi, bir de iğne : salıverdi, kulak plrû pâk..»
Onıı, böylece, methü sena hususunda dil birliği etmiş olmalarına rağ- i men. bu esrarengiz Hlpokrat zadenin 1 adını, aralarında sır gibi saklarlar. Yahut. hakikaten bilmezler; orası meçhulüm. Adresini, uzak bir semtten bahisle, o kadar dolambaçlı yollardan tarif ederler kİ, kasten mİ böy- şeyim yok. Ben, muayene İçin gelme-le yaparlar, (gerçi bizim memleketle «Hm. Slri merak ettim de geldim, yol tarif etmesini pek bilen yoktur...) Gözlüğünü alnına doğru kaldırıp
yetim, hüsnüniyet olup evvelce hazırladığım hastalık cümlelerimi dilime dolaştırdı. İrademin dışında bir kuvvet, beni sanki dürtükledl; İhtiyar doktor teşbihini bir yana bırakıp yazıhanesinin başına geçtiği zaman, hakikati dobra dobra ortaya vurdum:
— Bu martavalları bırakayım, doktor bey. Aslını ararsam» benim bir
başını ileri uzattı; alaycı alaycı yüzüme baktı: ,
— Neyimi merak ettin bakayım?
— İğne salmaktaki şöhretinizi...
— Sen kimsin, evlât?
Ve, cevap beklemeden devam etti:
— Kim olursan ol... Polis isen de, gazeteci İsen de, sıhhiye müfettişi Ken de çürük tarafımı yakalıyamıya-eaksın, avucunu yala...
Upuzun parmağını, şahadet timsali gibi duvarda asılı duran yaldızlı diplomasına uzattı:
— Bak, çerçevede duruyor. SlcU . mlcll hepsi tamam... Lâkin, sen bunları bir kalem geç... Ben asıl dersi mektepten değil, bayatlan aldım, (Çenesini sıvazladı.] Bu sakalı değirmende ağartmadım. Flzan'a sürüldüğüm zaman, kaytan bıyıklı Jön Türk-tüm. Şimdi eşiğim! aşındırıp benden rahmet umanlar, o zaman beni ellerine geçirselerdl, »Coıı» diye kafamı paralarlardı.
Onun, cepheden hücumu, beni de yalın kılıç ortaya atılmaya sevııetLl: «ordum:
— Peki, hastalarınızı böyle deıvl-şane karşılayışlar... Benim fıknrac’.k-lanma bir çırpıda sekiz lğııe çalmalar fllftn?... Bunlar-da pratik, hayat tecrübeleri mi?
—- Ne sandımdı, düdük?... - diye yerinden kalkan nacı doktor, sırfınu okşattı. Sonra, şişman kollarını ardında güçlükle kavuşturup talebesine takrir veren bir profesör glb! odanın içinde gidip gelmeğe başladı:
— Sen sanır mısın kİ, senin tıkara-cıklarını, malûm bir doktor muaye-: nehaneal dekoru İçinde karşıladım bana geleceklerdir? Onların her şeyden fazla mistik bir mizansene İhtiyaçları var. Aksi takdirde, hasta oldukları zaman, hocaya, üfürükçüye, kurşuncuya koşmazlardı. Hekimlik dahil, ben, onların bu ihtiyaçlarını da kendilerine zarar vermeksizin, tatmin ediyorum. Bana geliyorlar. Tuzağıma düşüyorlar. Cezalarıdır diye İğneleri cazır cazır batırıyorum, Daha doğrusu cezaları değil. Hakikatte, biçarelerin ne kabahati var? Zira, bunlar geri kalmışlarsa, bundan biraz da b İzler mesul değil miyiz? Re, söyle?... Onların geride kalışından sen kendine mesuliyet payı çıkarmıyor musun?
Sesini yükseltmişti; ansızın sustu. O müstehzi, o babacan tavrını takındı.
— Ya, İşte böyle, evlâ 11... Senin fık&racıklarının bilhassa ruhları tedaviye muhtaç... Üfürükçüye, büyücüye, mutatabblb» gidiyorum sanarak bana geliyorlar. Ben de, ara yerde, dalavereye getirip kendi maddi medeniyetimizin kininlerini; sülfa-mltlerlnl, kalsiyumlarını, vitaminlerini sokuşturuverlyorum. Aksi takdirde, bunlar, asla, doktor kapısı çal-mıyacaklardır.
Gezinmekten vazgeçerek, birdenbire karşısuıda durdu. İmanlı gözlerini yüksek bir İdeale doğru kaldırdı:
— Bealm şanlı mesleğimin İhtisas şubelerinin şubeleri var, sen ne diyorsun?... Benim de, yarını asırlık tecrübelerime dayanan içtimai laboratuarımda. âciz hisseme bu ihtlsascık düştü. Cahil tabakalar Üzerinde çalışıyorum.
Ve, mülakatımızın bittiğini anlatır bir eda He bent ayağa mecbur etti;
— Senin fıkaraeıkların, benim de fıkaracıklarmtdtr. - dedi. - Sen günlünü ferah tutl
kalkma 5â
Nihal Karamayarak I
(Baş taa.fi 5 inci sahi/ede)
Mahatnıavı şahsan tanıdıktan sonra, Paryulığın kaldırılmağı için yaptığı mücadelenin, siyasî olmaktan fazla İnsanî olduğuna kanaat getirdim. Aynı zamanda Gandhi. Hinduizmin, bir kısım insanlara ‘bu çirkin ve insani ol-mıyan muamelesine nedamet getirmeğe ve kefaret etmeğe mecbur olduğunu iddia eder. Hattâ bu Pai-yalık şayet kaldn'ıhnazsa, Hinduizmin bekası mümkün olmadığını pek açık Boyler. İşte bun dan dolayı, hattâ muhafazakâr Hindu politika adamları da bu meselede Gandhl’ye iltihak etmişlerdir. Her halde daima bir Müslüman tahakkümü korkusu duyan Hin d uların, bu kırk milyon Paryanın kendilerine iltlha-kıyle bu tehlikenin kalkacağına inandıkları İçin, bu dâvayı-Gan-dlıi’nln ölümünden sonra da tutmaları mümkündür. Fakat, dâvanın kendisinin ne kadar İnsanî tarafı olursa olsun, buna Müslümanların karışmasını meneden, ve bunu sadece bir Hindu meselesi telâkki eden zihniyet yanlıştır. Çünkü zahiren İnsan haklarını korur qribt görünen bu hareketleri hakikat holde Paryaların Müslüman olmalarına mâni olmak maksadlyle güdülen bir siyasettir. Halbuki, bu bütün Hintlilerin ve istiklâl lstiyen bir milletin dâvasıdır. Çünkü kırk milyon vatandaşta insani ve kanunî hakkı için hariçten bir idare isteyecek, yani ecnebi idaresini destekliye-cek bir his idame ettirmekten daha tehlikeli bir şey olamaz.
Hindistan d akl -Parya hk derecesinde olmamakla beraber Amerikanın da. Zenci meselesi hemen hemen aynı derecede müşkül bir şeydi. Lincoln, bunu kaldırdı, hem Amerikada Cenuplularla Şi-malliler arasında bir İç - harbi pahasına kaldırdı. Zenci, İnsanî ve kanunî haklarını aldı. Fakat umumî efkârın tutmadığı her hangi kanunun normal bîr şekilde yürümesi zordur. Zenci, bir türlü Cenupta İçtimaî bakımdan müsavi bir durum elde edemedi. Tabii Amerikadakl Zenci dâvası sırf bir renk dâvasıdır. Fakat İster din, İster ırk, ister renk dâva- ; sı olsun, bir milette veya millet-; ler arasında, bir zümreye veya; millete Parya, yani insan hakları olmıyan mahiûkat diye bakmak tehlikelidir. Hinduizmi, bu zihniyet tasavvur edllemiyecek kadar zor bir duruma sokmuştur. İşin garibi, asıl bundan zarar gören, bu muameleye maruz olanlardan fazla muameleyi yapanların olmasıdır. Hlndlstanda vaktiyle başta olan Brahman sınıfı bugtln hiç de ehemmiyeti haiz değildir. Dİğer taraftan Hindista-nın selâmeti bu muameleye manız kalan kırk milyon Paryanın vaziyetiyle alâkadardır. Gerçi eski zamanlarda, eearet gibi. Parya sınıfı da İçtimaî veya medenî ] bir zaruret telâkki edilmişti; fa-• kat bu zihniyetin İçinde bir ceml-ı yet ve milletin mahvlni hazırlı-yan tohumların bulunduğunu da ı tarih bize tekrar tekrar ispat etti.
Halide üdlb - ADIVAR

(Arkası var)
Bana söylediği lâfı duysan bir odun da sen vururdun!
dedim. Birasında hovardalık yapmasını bilirim, urkadaç uğruna canımı feda ederim. Amma vel^* kin, yüz elli kurucu 3enln gibi bir serseriye yedirecek kadar da enayi değilim» Benim bu laflarım dokunmuş hergeleye. Evveli hi, sesini çıkarmadı Ben arkamı dönün giderken birdenbire kafama küt diye bir şey indi, aklım dağılıverdi. Arkadaşlar koştular, kan revan içinde doktora götürdüler beni. Meğer ben başımı çevirince o hergele yerden btr kal m alıp başıma vurmuş. Buna düpedüz kahbeilk demezler mi, beya-bi? Erkekse karşıma çıksın da vuruşalım. İşte, ben haarun. Buraya gelsin de boyunun ölçüsünü vereyim,
— Yapma, ahbap! Burada öyle şeyler olmaz.
Kemal de kendini haklı çıkarmağa çalışıyor.
-■ Erkeklikten haberi yoktur Muştalanın, Ağandan çıkan lâh biniliyor.
— Paramı dolandırdı, diyor.
— Ben dolandırıcı değilim, efendi bllâder. Evvel Allahın İzni le kendim çalışıp kazanıyorum, bileğimin hakkını yiyorum. Bir gün acele para lâzım oldu da o serseriden yüz elli kuruş borç aldım, Günde kırk defa yakama yapışıp istiyor; (U]an, acele etme. Bugünlerde sıkıntım var. Elim genişleyince vereceğim paranı* diyorum amma lâf anlamıyor kİ enayi,
— Kafasını da yarmışsın.
— Yararım elbette. Bana söylediği lâkırdıyı duysan, başına bir odun da sen indirirdin. Biz arkadaşlarla konuşurken o hergele gelip de; «Mademki borcunu veremiyorsun. bir kan bul da eğlenelim» demez mi?. Birdenbire gözlerimi kan bürüdü.
Mahkeme açıldı, Kemal burnunu uğuşturarak gitti.
Ce. Re.
VİRAN KULE
Aşk ve macera romanı
Yaşart: Jnlın D. Carr Tercüme eden: Vâ - NÛ
" ’ Tefrika No. 20 —I
Banı sebeplerden dolayı aşağısını tercih ediyorum. Sit acaba itira». etmez miriniz?
— Hayır, katiyen! Glrsenize. b'iyur-aanıza...
— Mersi!
Kitap yıgmlarinın arasından ma-hacetle yüriidii; hareketlerinin ahengi, hor halde şuurundan değil, lı.st-yakından p diyordu. Elindeki lâmbayı, gazete koleksiyonuna benzlyen ellilerin useıiı e koydu: etrafında ha£!f kir tojt bulutu kabardı,
- Çak enteresan! — dedi. — Amcanız ne tetkik ediyormuş?
'■îh çağ tarihinde Ihtlsau şahlb! o* :'ı beraber biraz her şey... Fa-ı v--,ı şanjanda, çok İnce bir ar-
• 't». Spordan, bahçıvanlıktan
• -laoırdı Satranç oynardı. Ha-
• ı kaldığına göre, eta! muam-
r da kendi ünI ilgilendirirdi. Ve...
•j. birdendin suçtu ve muhave-
renin mecrasını dîğİçtirdi:
— Umarım id, burası sizin hoşunuza gitmiş olsun, bayan Beton? — dedi.
— Tabii, efendim. Bayan Hanunond bana karşı pek naıjk davranıyor. Kendisini küçük İsmiyle Marion diye çağırmamı istedi.
Miles, kla kardeşinin nezaketinden hiç şüphe etmiyordu. Seyahat «ovasında da, derms çatma hazırlanan yemekler sırasında da. Marion, eon derece gevezelik etnüştl. Misafir» ikramlarda bulunmuştu. Fakat kız kardeşinin ahlâkını bilen MUes, endlge etmekten de geri kalmıyordu.
— Hizmetçimi olmamasından çok müteessirimi — dedi, — Glı d» trftt-yorsunuz kl bilfiil hlzmotçl yok. Y»nl yerleştiğimize göre, bizim için mt>-küllt iki katlı. tster(Mm ki, sis...
Fay. itiraz ettî•
— Bilâkis, ben çok maoımznum.
Böylesl daha samimi. Üçümü» eveto yalnız... New Forestln ‘ tam ortasında yız, değil mİ?
— Evet.
Fay Beton, btttfln heyeketflerinln üslûbu otan ahenkli bir kımıldanışla, kitapların etrafından dolaşıp pencerelerden birin» yaklaştı. Elini pervaza dayayarak dışarı şartta.
Ortalık tamamüt kararmışta. Terasın çlmlarl. demir parmaklığın ötosln-dekl çayırla blriçjtyor gibiydi. Deh* ötede, gayet toyu renkli bir orman verdi; gûya, mlUtâneyi her tarafınken sımsıkı kuşatmışta.
Fay, sordu:
— Qck büyük bir orman mıdır?
— Takriban İM yüı bin Sİ.
— Ay, o kadar var mı? Hiç tahmin etmemiştim.
— Ekseriya böyledir. İnaan doluşsa, amillere» yolunu kaybedebilir. Kaybolan adamlar yollanın butaunİM (Uy«. gonk çaldmldlğı ok «k vaki OÎUt, tnrilter® gfbl küçük btr meralrtıatta, buna insanın pek İnanacağı gelmiyor: lâkin amcam* Kavatan btr çoktan burada fc.ybotaruj. Gatt*. ben bll»( muhit! iyi bilmediğimden, bu ormana pek dalmana.
, Mustafa, başındaki kiril sargı-I yi parmağının uclje yozlaştırarak kaşlarını çattı:
— Ben hovarda adamım, beya-’ bil Zengin değiliz amma evvel ‘ Allahın, sonra da sizin sayenizde, sırası gelince hovardalık yapmasını biliriz. Paranın no kıymeti var? Ahbap uğruna can kurban. İsterseniz ben mahkemeye girip ' çıktıktan sonra hep beraber bizim Mastoriyo gidelim, tezgâh , başında benim hesabıma ikişer tek atalım. Böyle şeyden kaçarsam anam avradım olsun. Müsaadenizle para yemesini bilirim ben.
— Kesene bereket, ahbapt Senin başına ne oldu? Mahkemeye niçin geldin?
— Söyledim ya, bey kardeşim. Ben hovarda adamım. Sırasına göre para yemesini de, ahbap ağırlamasını da bilirim.
— Hovardalıkta mı yaralandın?
— Yok be efendi kardeşim. Biz. ' işçi adamız. İki lokma ekmek parası uğruna fabrikada akşama kadar çekiç sallıyoruz. Hovardalık kim, ben kim?
— Biraz evvel hovardalıktan bahsediyordun ya ,
Mustafa yutkundu:
— Bakma sen.o lâflara. Hovardalık yerine göre yapılır. Hovardayım, dedimse paralarımı Kemal olacak hergeleye yedirecek değilim ya.
— Kimdir o Kemal?
— Koridorun öte tarafında duruyor serseri. Benim olduğum yere s oku lam az kİ.
— Senin paralarım mı yedi?
— Hem paramı iç etmeğe kalktı, hem de kahbelikle kafamı yardı.
— Ne kadar paranı yedi?
— Aslında fazla bir şey değil amma yüz eili kuruşun bizim için kıymeti büyüktür, beyabl. Ben o bir buçuk kâğıdı kazanmak için kaç saat çekiç sallıyorum biliyor musun?
— Kafanı niçin yardı?
— Kemal hergelenin biridir, dedim ya. İkimiz bir fabrikada çalışıyoruz. Kemal bundan üç ay evvel bir gün valvara yakara benden yüz elli kuruş borç para aldı. Sözüm ona hafta başında i ödiyecekti. Fakat haftalar geçti, : Kemal paradan bahsetmedi. Bir kaç defa istedim; rElim darda. Bana bir kaç gün daha müsaade et» diyerek başından savdı.
Nihayet evvelki gün öğle paydosunda baktım kİ fabrikanın öbür işçilerini başına toplamış, geçe yaptığı eğlentiyi anlatıyor. Sözüm yabana, avratlarla ber yiyip İçip eğlenmişler, duyunca yanma vardım; Kemal, kanlarla rakı içip çatmağa para buluyorsun da borcunu niçin ödemiyorsun? Ver bakalım şu bizim bir buçuk kâğıdı» dedim. Haksız mıyım, beyabl?
— Haklısın. Sonra r.e oldu?
— Sonrası ne olacak? Hergele bana kafa tutmağa başladı. «Ulan, yüz elli kuruşun ne kıymeti var? Senin koynun koltuğun para dolu. Kazandığın paraları yemiyorsun, biriktiriyorsun. Bir arkadaşında yüz elli kuruşun kalırsa iflâs mı edersin?» demez mİ Kafam kızdı; ->Oğluın. ben . .
• para canlısı değilim, aç gözünü, killer, U.Oo Kapanış.
hıklarda, nasıl diyeyim... Haşyet verici bir hal vardır. Bunda da keza...
— Perili fribl bir şey değil mİ?
Kb:
— öyl» bkr şey. — dodl.
— Gösterdiğim şu İstikamete bakıma. a-ördûğünüa noktadan biraz ötede, Kızıl GuİUaums, av »anasında bir Okla öldürülmüş. H&tıra kabilinden kötü bir anıt dikmişler Bir akşam, mehtap varken gerer bakans,.. Tabii Morioma blrilkte...
— Çok İyi otur.
Pencereye dayanmış, F&y Beton, delikanlıya bakmaksmn cevap veriyordu. Dalgın btr hail vardı. Ksndtal-ne söylen anlar! dinlemiyor gibiydi. Müea onan yanında ayakta, kıxiQ beyaa enseri özerinde lüle lüla kıvrılan bakır renkli aatfiaraı görüyordu: bukllOT, lâmbanın aydındıîmda ışıldıyordu. Bu gane kadın vücudun dan intişar «km hafif fakat baş döndürücü rayiha, onu oUrfk 'bullak ediyordu.
Tı>y ■!*, belki bunun fartana verip deTAnl>âaa uraldaştı. Lâmbayı kovduğu yasa doğru yflrödfl.
MStaB, ermanın tamaşasına dalmış adfat kekh. Fakat, haMkaUa can» vu-
RADYO
ANKARA RADYOSU
Bu akşamki program
bera-Bunu «Ulan
keyif

17.58 Açılış ve program, 18.00 M. S. ayarı, Müzik (pl.), 18.30 Konuşma,
18.45 Şarkılar, 19,00 M. 3. ayan, Haberler, 19,15 Geçmişte bugün, 19.20 Radyo senfoni orkestrası, 19.55 Müzik (pl.), 20.15 Radyo Gazetesi, 20.30 Serbes saat. 20.35 Tarihi Türk müziği, 21.15 Müzik; Lato İspanyol senfonisi (pl.). 21.40 Müzik: Kongalar (pL),
21.45 Konuşma, 22.00 Varyete müzikleri (pl.), 22.20 Dans müziği (pl.),
22.45 M. S. ayarı, Haberler, 23 program ve Kapanış
Yartn sabah oa öğle programı
7.29 Açılış ve program, 7.30 M. B. ayarı. Hafit parçalar (pl.), 7.45 Haberler, 8.00 Vals potpurileri (pl.), 8.20 Film melodileri (pl.), £40 Hafif sololar (pl.), 9.oo Kapanış.
12.29 Açılış ve program, 12.30 M. S. ayan, Salon oıkestrata-nndan çeşitli parçalar (pl.). 13.00 Haberler, 13.15 Şarkılar, 13.46 Tûr-
aldn; açıp silkti; bir kitap yigmının üzerine koyup oturdu.
Erkek, dönmekslzin:
— Dikkat! — dedi. — Toz İçinde ka lacaksınız.
Fay:
— Zaraı yok. — diye cevap vordL — Burası pek İyi. Nerc-Foreat’in havası İyiye benzer.
— Cidden öyledir. Nasıl rahat uyuyacaksınız bakın.
— Uykusuzluktan muztarip misini»?
— Evet, tavan,
—. Hemşireniz, büyük hastalık geçirdiğiniz! söyledi.
— Çok şükür şimdi atlattım. Tama m İyi» İyileştim.
Fay, kısaca:
— 5u harbi — dedi.
— Öyla: H&rb... En nahoç şekliyle.,. V» ban* hiç şeref veımlyerek...
Fay Beton , e esinin p&rdednde, hiç btr değişiklik hasıl olmıyarak:
— Harry Brooke, 1940 Dunkerqua ricatı »ırasınd* öldürüldü. Fransus ordusunda irtibat subayıydı. — dedi.
Bir sükûn hüküm sürdü. MUesün kulaktannda, yıldırımın düşmesini hattftatrr şcklld» kan uğuldadı Hâlâ.
Beton'*
bakıyordu.
Kız, aynı sikin sesle:
— Maceramı biliyor musunuz? — diye sordu.
Mlles’ln eli o kadar şiddetle titredi kİ, geriye dönebilmesi İçin bir kaç s* niye beklemek İhtiyâcını duydu.
— Size kim söyledi?
— Hemşireniz, anlatmış oldu. Mizacınızın mütalıavvll olduğunu v» ha yalfttını» pek faal bulunduğunu bana öğretti.
(Şu Marion!...)
—Sual sormaksızın beni İş» aldjğı-nızdan dolayı sİ2» teşekkür etmek isterim, bay Hammondl... Bun* çok Lh tlyacım vardı. A3 daha beni giyotin» göndereceklerdi. Haberlnla var hm?... Mahut macera hakkında benim d» noktayı nazarımı öğrenmiş olsanı» f» na etmezsiniz.
Tekrar sükût!!
Çiçek kokusuyla dolu hafif rücg&r, bu toz kokan odaya girip havayı hafifçe tazeledi.
Mile» gri bir kumaş gibi üzerin» sarkan bir örümcek ağına, gözlerini daldırarak saygınlığını gidermek İçin öksürdüı
(Arkıa var)
19 Şubat 1948
AKSAM
Sıhlfe T'
Edirnede spor hareketleri
Edirne (Akşam) — Edim» olta okulları arasında, resmi futbol maçlarına başlanmış ve İlk defa Erkek Sonat - idse arasında yapılan maç 1-0 Erkek Sanatın lehine neticelenmiştir.
Lise * Kız Sanat enstitüsü voleybol maçım da Kız Sanat okulu kazanmıştır.
Mevsimin ilerlemiş olmesına rağmen bu yıl bölge kulüpler* arasında resmi lig maçları henüz yapılamamıştır. Buna da «bep liglere İştirak etmekte elan dArt takımdan Uzunköprü ve Keşan takımlarının gelip gitme masraftanmn s ağl anam amasıdır. Bölgenin etrafı pistli, nlzanü bir futbol sahası olduğu halde trlbünsllz-iftk yüzünden sahadan hasılat temin edilememekte ve bölge bütçesine de lig maçları İçin nyn bir tahsisat konulmamış bulunmaktadır.
Mamafih bölge daha ziyade hareketlerini, kış olmak dolayıslyle kapsU ralonda yapmakta ve ayrıca atletizm ve atıcılık sahasında çalışmaktadır.
Son günlerde Lalapaşa İlçesinde koy çocukları İçin bir atıcılık kursu açılmıştır. Geçen senelerde İyi neticeler alan ve köy çocuklarını askerliğe alıştıran atıcılığın İnkişafı İçin bu yıl da muhtelif kuralar ve müsabakalar tertibedUmesi bölgenin çalışma programına İthal edilmiş bulunmaktadır.
BULMACA
Soladn tağa ve yutcandan ajağna: i — Merdiven aynklıunndan İki tanesi.
9 — Bir dıenlz kuşu,
3 — Ziyankârlık yapma.
4 — Görmo hassası - Bir ■*> «a-natkân.
5 — Yüz suyu - Tersi toprağadır,
8 — Alan - Tasdik »tme.
1 — Baba - En dermansızı.
8 — Masura yapan.
9 — Bir İlim mûeaseeosi - İ0 gün.
10 — Matematik.
GEÇW BULMACANIN HALLİ Soldan safla te yufcarufan aşfltftpa: 1— tzalelşuyu; 1 — Zariîkadın; 3 — Aramgâh: Ku; 4 — Llm; Abldat; 5 — Efgan; Kaya: 8 — tkab; Sayın;
7 — Şahika; Aca; 8 — Ud; Dayanış;
8 — Yıkayıcı; 10 — Unutan&şık.
Soma elektrik santralı için İşletme personeli alınacaktır GARP LiNYiTLERi İŞLETMESİ
Müdürlüğünden:
1 — Somada tesis halinde bulunan 9X1000 Kar. lık elektrik santralı için bir santral şefi İle üç türbin makinisti re üç boş ateşçiden ibaret olan santral İşletme personeli alınacaktır.
9 - Bu personelin aşağıdaki şartlan halı olması lâzımdır:
a — Santral şefi en az üç sene bilfiil mesul »antre! şefliği yapmış olacaktır.
b — Türbin makinistleri en az üç sene bilfiil vardiya almış ve bu vardiyalarda mesul olarak, çalışmış bulunacakta.
c — Baş ateşçiler en az tiç sene fiilen vardiya mesuliyetini deruhte etmiş bulunacaklardır,
5 — Taliplerin mufassal hal tercümeleri r» tahsil dereceleri İla şimdiye kadar çalıştıkları yerlere alt vesika asıl veya suretleri ve talep edecekleri asgari ücreti bildirir bir yazı He Tavşanlıda garp Linyitleri 'eletmesi mflesseşesi müdürlüğüne 10 mart 1948 tarihine kadar müra-ftOAllUS. • ■ -*-
AKEL TİCARET TÜRK A. ŞİRKETİNDEN:
Ticaret kanunu ile ana sözleşmebilz hükümlerine uyarak Akoi Ticaret Türk Anonim Şirketi Ortaklım Genel kurulu 18 mart 948 perşçmba günü saat 10 da şirketin Galata Ömer Ahit Han birinci kat. 4 numaradaki Merkezinde olağan toplantıya davet olunur.
GÜNDEM:
1 — 1947 senesi muamelâtına dair İdare kurulu ve mnnakip raporlarının okunması ve kabulü.,
,2 — 1947 senesi bllârço, kâr ve zarar hesaplarının okunmazı ve kabulü.
3 — 1947 senesi temettüünün tevzii hakkında karar,
4 — İdare Kurulu ve müraklbin İbrası.
5 — Bir müraklp seçilmesi İle ücretinin tâyini,
şirketimiz ana sözleşmesinin 89 ve 41 inci maddeleri gereğince en aça-ğı 10 hisse senedine malik hissedarların bu toplantıda bulunabilmek üzere toplantı gününden bir hafta evveline kadar hâmil oldukları hisse «•-netlerini şLrket veznesine tevdi etmeleri lâzımdır. MaM müesseseler» yatırılacak hisse senetleri mukabilinde alınan vesikalar kabul olunur.
İDARE KURULU
mauujıiLMaıı»■!!■■■» m:^far(ja
ÇEŞiTLi ELEKTRİK MALZEMESİ
gaf m alınacaktır
Ankara Elektrik ve Havagazı
İŞLETME MÜESSESESİNDEN:
1 — Aşağıda yanlı çeşitli malzeme. taklit verme usulü U« «atın alınacaktır.
7810 Adet Muhtelif IzoLâtör
7080 adet muhtelif Izolfttör demiri
> 3885 adet muhtelif Hat raptiyesi
244 adet Kablo başlığı ve manşonu
170 «det Muhtelif sigortalı »v kotram
127 adet Şebeke transformatörü. ve aç ağı 8200 metro muhtelif kuturda ttololi nakil 11300 adet 220 volt »a muhtelif wat'da ampul 41 adet muhtelif amperajda Ampermetre
2 — Yukarıda yazılı malzemeye alt şartname, HMeler v» bunların İngilizce ve Almanca tercemeleri ile ban malzemeye alt resimler, 5. lira mukabilinde müessese alım satım ve tesisat şubesinden alır ’.cektir.
3 — İlgililerin, tekliflerini s, B. 948 tarihin» kadar mÜMsese ınnum
müdürlüğüne vermeleri ilân olunur.
ÖZEN FİLM
Bilimcilik ve Sinemacılık
TÜRK ANONİM ŞİRKETİNDEN:
şirketimizin. hiMMtariar umumi heyaü «melik toplantın u Mert İHB tarihli PERŞEMBE günö saat onda BeyoğluMa Yeşil Çam »okakta 17 numaralı apartımanın lldncl dairesindeki şirket merkezinde yapılacağından aşağıdaki gündemde yazılı işler! müzakere etmek üzere her biri m u ra hisse senedine malik hlsîidariann veya vekillerinin heur bulunmaları ve M-hLp oldukları hisse senetlerini toplantı gününden bir hafta evvel şirketin idare merkezine dühullye kartı ısukabülnd» tealim etmeleri Tiraret kanunu ve şirket ana söyleşmesinin hükümleri gereğince riea v» ilân olunur.
GÜNDEM: ı — Yönetim Kurulu ve denotç! raporlarının okunması,
— yı,t w*â«ço vc kâr zarar haplarının İncelenerek onaylanması, 3 Yönetim kurulunun kâr dağıtılması hakkındaM teklifinin tasvibi „ "c ','nr"-'1",n «T»». » — 1SM rtı İğin W u-
it yılbk fceUntn Hffl.l TÖNSTİM 1TOROT.V
Devlet Demiryolları ve Limanları lfletme
Genel idare»! İlânlar:
Siyah saçtan mamul boş varil satılacak
Yedinci İşletme Komisyonundan:
1 — idaremi! Konya nuığasasınd* «SOTO* adet bo» varil kapalı tart uuilyla satışa çıkarılmıştır.
3 — Varillerin 117 adedi «600», 532 adedi «800», 3881 adedi «1300» kuruş hesabiyle muhammen bedeli «88521.00» lira geçici İnancası da «M64.OT» hradır.
t — Şartnameler Afyon veznesinden 177 kuruş karşılığında tedarik edilir.
4 — Batış 30 şubat 848 perşembo günü saat 15 te Afyonda yedinci iş-
letme mOdürlflğü binasındaki komisyonda yapılacağından istekliler kanunun 10 uncu maddesi gereğince lüzumlu ehliyet vo ticaret vesikalar!!» teklif mektuplarım kanun! tarifata uygun olarak aynı gön saat 14 de kadar komisyona vermeleri veya muayyen vakitten evvel komisyonun »llne geçecek tarzda posta ile göndermeleri yayınlanır, (147:2)
Olimpiyat sanat müsabaka ve sergilerine katılmak isteyenlere
Millî Eğitim Bakanlığından:
1848 Londra olimpiyattan »ırasında açılacak olan Sanat müsabaka ve sergilerine memleketimiz de davet edilmiştir.
Ressam, mimar, heykeltraş, müzisyen ve »diplerimizden olimpiyat Banat müsabaka ve sergilerine katılmak istlyenlerln genel ye öze! şartlan öğrenmek üzere Ankarada güzel sanatlar genel müdürlüğü, An karada devlet konservfttuvan. tstanbulda Güzel sanatlar Akademisi Ue İstanbul ye İzmir milli eğitim müdürlüklerine baş vuımaİBn rica olunur. (2043)
İst. P. T. T. Bölge Başmüdürlüğünden:
İdaremi» alt 885 «ayılı 42 Model şevrole kimyonu fenni keşif v« şartnamesi dahilinde tamiri işi açık eksiltmeye konulmuştur.
Eksiltme l/3/0-f8 pazartesi günü saat 15 de Büyük Postahane binası birinci kat İdari Muavinlik od asm da top! anaç ak alım satım komisyonunda yapılacakklır.
Muhammen bedeli (2000) lira geçici teminat (150) Hradır.
Taliplerin şartnamesin! görmek vo geçici teminatlarını yatırmak Ü-îore iş günlerinde Baş Müdürlük kalemi Emlâk ra Levazım şefliğin» Ek-ılltme gün ve saatinde 1948 senesi İçin muteber Ticaret odası veslkaa ve geçici teminat makbuzu 11e mezkûr komisyon Başkanlığına müracaatları. (1813)
ilâç alınacak
lâf. Jandarma Satmalına Komisyonundan:
Jandarma ihtiyacı İçin en yüksek evsafta «01* kalem ilâç kapalı iarf usulllo «atın alınacaktır. Muhammen bedeli (8116 lira 38 kuruştur.) Geçici teminatı 608 Ura 73 kuruştur. İlâçların liste ve şartnamesi her gün kuru-lumuzria. görülebilir, thaie S Mart 948 Cuma günü saat 18,30 da 'Taksimde J. Bölge komutanlığı binası İçindeki kurulumuzda yapılacaktır.
İsteklilerin usul One uygun olarak hazırlayacakları teklif mektubu İle geçici teminat makbuzunu İhale saatinden en «z bir saat evvel kurulumu-ta Termiş olmaları. (2182)
Yer muşambası alınacak
İstanbul Telefon Başmüdürlüğünden t
idare İhtiyacı İçin 8,5 m/m kalınlıkta, 1,82 metre genişlikte 800 metre düz. kahve renginde yer muşambası kapalı «rf usullle satın alınacaktır. Muhammen bedel 8260 lira olup muvakkat teminat 610 liradır. Eksiltme 5/3/948 tarihine Taslatan Cuma günü saat 15 de Istanbulda Telefon Başmüdürlüğü binasındaki alını satım komisyonunda yapılacaktır. İsteklilerin şartnameyi görmek ve teminatlarını yatırmak üzere çalışma günlerinde Beyoğlu P. T. T. Merkezi binasındaki Levaam Amirliğine müracaatları. Eksiltmeye girebilmek Ü2ere de Ticaret odası vesikosile muvakkat teminat makbuzu veya muteber banka mektublle usulüne uygun teklif mektubunu havi zarfı eksiltme saatinden bir aaat evveline kadar numaralı makbuz mukabilinde yukarıda toplanacağı yeri yazılı komisyona tevdi eylemeleri.
(2184)
İstanbul Bölge Ticaret Müdürlüğünden:
Şu günlerde bazı gazetelerimizde «Esnaf Odası nihayet tarihe karışıyor» veya «Esnaf Odası tasfiye ediliyor» yollu ve aık sık yapılan neşriyatın uzaktan ve yakından haklkatla hiç bir ilgisi olmadığı ve 4355 sayılı kanun hükümleri dahilinde odanın vazifelerine devam edeceğinin tabii ve esnafın tekliflerini samanında yerine getirmelerinin de zaruri bulunduğu beyan olunur. (2059) Cadillac Binek Otomobili Satışı
Ticaret Ofisinden:
12/2/848 tarihînde kapalı zarfla yapılan artırmasında verilen teklifler haddi iâyıkında görülmediğinden, 1937 modeli iyi durumda Cadillac btnek otomobili 23 Şubat 1948 de saat 14,30 da açık artırma yollle satılacaktır.
Satış şartnamesi İstanbul Yeni Valde handa Ticaret Ofisinden bedelsiz alınabilir. (1857)
Nakliyat yaptırılacak
Akşam Erkek Sanat Okulu Müdürlüğünden:
1 — iş çıktıkça yurdun muhtelif yerlerindeki Teknik öğretini okul ve enstitülerine, maklna âlet ve diğer eşyaların »evldyat işleri yaptırılacaktır.
2 — Bu işlere alt şartname ile »evk mahallerini gösterir ced-veller her gün Tophanede 847 numaradaki okulun bürosunda görülebilir.
3 — İstekli olan nakliyat firmalarının buna göre ve en geç
28/2/1948 gününe kadar şartnamede belirtilen tip vo esaslar dairesinde yazılı teklifte bulunmaları. (2000)
Muhtelif Demir Boru ve Demir
malzeme mubayaa edilecek
î. E. T. T. İşletmelerindenı
1 — Muhammen bedeli 22536,00 lira olan yukarda yazılı malzeme 23/2/948 Paznrtesl günü Mat 10,80 da pazarlık usullle mubayaa edilecektir,
2 -— Muvakkat teminat 1700 lira olup bu hıunutakl şartna-mekn’ Metro - Han Lcvazunında parasız dağıtılmaktadır,.
Kömür nakil ve istifi yaptırılacak
SÜMERBANK
iplik ve Dokuma Fabrikaları Müet&esesi
Hereke Fabrikası Müdürlüğünden:
İşin mahiyeti: 1348 - 1949 senelerinda fabrikamıza gelecek tahminen 8000 ton maden kömürünün koru veya deniz, vesaitinden tahliye, fabrikaya nakil v» istifi İçi »çık eksiltme 11» ihale edilecektir.
1 — Muhammen b»d»! ton başına î.BO liradır.
1 — Açık eksiltme t mart 1B48 çarşamba rftnîl saat 15 de Herekede fabrika müdüriyet binasında yapılacaktır.
3 — Bu İşe alt şartname her gün tstanbolda Sümerbank satın alma v» nakliyat müdOrlüğü ile Hereke fabrika ticaret servisinde görülebilir.
4 — Açık eksiltmeye gireceklerin:
* — Bu gibi İşlerle meşgul olduklarını tevsik edecek vesika İbraz etmeleri,
b — tik teminat olarak % 7,5 hesabiyi» 1500 lirayı eksiltmeden evvel fabrika vemeslne yatırmaları lâzımdır.
8 — Fabrika müdürlüğü İhaleyi yapmakta serbesttir, (1794)
Yapı işleri ilânı
Bayındırlık Bakanlığından:
i — Eksiltmeye konulan İç: Ankara Doğumevi ve Nisaiye kıllnlği ikllm-lendLrma ve havalandırma tesisatı işidir.
3 — Keşif tutan 172.732 liradır.
1 — Eksiltme 35.2.1948 çarşamba günü saat 16 da Bayındırlık Bakanlığı Yapı ve İmar işleri reisliği ♦talltme komisyonu odasında kapah rarf usullle yapılacaktır.
4 — Eksiltme şartlaşması ve buna bağlı kâğıtlar Yapı ve imar İşleri reisliğinden (8.841 lira karTihEmda alınabilir.
5 — Eksiltmeye girebilmek, için İsteklileri usulüne göre (9888.60) liralık geçici teminat vermeleri ve bu İşin teknik Bneminde bİT İşi iyi bir surette başardığını veya İdare ve denetlediğini Isbatn, yarar belgelerlle birlikte İhale gününden en as (tatil günler! hariç) 3 gün evvel yazı İle Bayındırlık Bakanlığına başvurarak bu işin eksiltmesine girebilmek İçin yeterlik belgesi almaları ve Ticaret odası belgesi İbraz etmeleri şarttır.
8 — İstekliler aldıklar: eksiltme kâğıdlannın her parçasına ellişer ku nışlnk pul yapıştırıp İmza ettikten sonra teklif mektuplarüe birlik’e sarfa koymaları ve eksiltme günü olan 25.2.1948 çarşamba günii saat; 15 » kadar alındı karşılığında Eksiltme komisyonu reisliğine vermeleri !â simdir.
7 — Postada olacak gecikmeler kabul edllme7. (1556)

Yapı işleri ilânı
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Dekanlığından:
1 — Eksiltmeye konulan İş: Hukuk Fakültesi binasının beşinci ■ bloku-nun İkmali ve kalorifer, sıhhi, elektrik ve konferans salonunun ortılnKin.-na alt tesislerdir.
3 — Keşif tutan 605945 lira 72 kuruştur.
3 — Eksiltme 28/Şubat/1948 perşembe günü saat 15 te Ankara üniversitesi Hukuk Fakültesi Müdürlüğü odasında kapalı zarf usullle yapılacakta.
4 — Eksiltme şartlaşması ve buna bağlı kâğıtlar Ankara Hukuk Fakültesinden 25 lira 3o kuruş karşılığında alınabilir.
5 — İsteklilerin usulüne göre 23987 lira 83 kurnlşluk geçici güven akçesi vermeleri ve bu İşin teknik öneminde Wr işi İyi bir sutette başardığım veya İdare ve denetlediğini İspata yarar belgelerlle birlikte İhale gününden en as üç gün ewel yazı ila Bayındırlık Bakanlığı na başvurarak bu İş» yeterlik belgesi »İmaları şarttır.
0 — İstekliler, aldıkları eksiltme kâğıtlarının her parçasına ellişer kuruşluk pul yapıştırıp imza ettikten sonra teklif mektuplarlle birlikte zarfa koymaları ve eksiltme günü olan 96/Şubat/-l?48 Perşembe günü saat 14 d» kadar alındı karşılığında Hukuk Fakültesi Eksiltme komisyonu Başkanlığına vermeleri gerektir.
Posta De gönderilecek mektuplardaki gecikmeler kabul olunmaz.
1493
İmtihan tehiri
Tarım Bakanlığından:
4489 sayılı kanun hükümleri gereğince Zootekni ve Bakteri* yolojl (Veteriner) sahalarında yabancı memleketlere bilgi, görgü ve ihtisaslarım artırmak üzere gönderileceklerin seçim imtihanı görülen lüzum üzerine 2 Nisan 1948 tarihine tehir edilmiştir, imtihan Ankara Yüksek Ziraat Enstitüsünde yapılacakta*.
30 yaşını geçmemiş ve İki yıl Tarım Bakanlığında başarı ile çalışanlardan İmtihana girmek isteyenlerin aşağıdaki belgelerle 15 Mart 1948 tarihine kadar Bakanlık Müşavir ve Mütehassıslar Komisyonu Başkanlığına baş vurmaları gerektir. Bu tarihten sonraki müracaatlar üzerinde hiç blrişlem yapılamaz.
1 — Dilekçe
2 — Diploma aslı veya sureti
3 —• Nüfus cüzdanı sureti (2047)
4 — Askerlik terhis tezkeresi sureti
5 — tyl hal kâğıdı (Dairesi âmirinden ve Emniyetten alınacak)
fl — Sağlık raporu (Tam teşekküllü hastahaneden)
7 — Üç. adet fotoğraf
8 — Tercümel hal kâğıdı.
Flekirik tesisatı yaptırılacak
İller Bankasından:
1 — Yozgat belediyesinin, belediyesinin elektrik tesisata çehir şebekesi yaptırılacaktır.
2 — Tekmil tesisatın kaşif bedeli 104.121.84 liradır.
3 — Teklifler en geç Perşembe günü eaat 17 ye ka-
dar iller Banu kasın dan makbuz mukabilinde teslim edilmiş olmalıdır. Poatada vaki olacak gecikmeler kabul edilmez.
4 — Banka her türlü tetkikatmı gelen teklifler üzerine yapacak ve ona göre vereceği karan, kendisine ihale yapılacak olan teklif sahibine bildirecektir,
5 — Banka İhaleyi yaprp yapmamakta serbes olduğu gibi tekliflerin. İçinden dilediğini intihapta tamamen, muhtardır.
fl — Keşif ve şartnameler be? lira mukabilinde Ticaret İşleri
Müdürlüğünden almablUr. (1582)
Gümrük Muhafaza Gene! Komutanlığı İstanbul Levazım Amirliği Satmalma Komisyonundan:
8875 TAKIM er ve gedikli yazlık elbisesinin «îlkimi kapalı iar.’la eksiltmeye konulmuştur. Ekşitme 8/Mart/948 günQ saat 15 dedir. Muhammen bedeli 20281 lira 25 kuruştur. Muvakkat teminatı 1521 lira 10 kuruştur. Şartname komisyonda her güngflrüleblllr. İsteklclerin teklif mektuplarını en (eş ekşitme günü saat 14 do kadar Galata Mumhane caddesi No. 54 d*.kl komisyon Başkanlığına vermeleri veya göndermeleri.___
AMERİKA Muazzam Fabrikaların Merkezidir
AMERİKA'da 2000 ni mütecaviz radyo fabrikası vardır,
Bunların içinde en büyükleri
sahua a
RADIO CORPORATION fabrikalarıdır.
JB Radyo meraklıları artık sevinebilirler. Çünkü pek yakında en son yeniliklerle teçhiz edilmiş olan Zenitlı radyoları satışa aı/edilecektir. türkîve umum mümessIuğî


Taksim Sehldmuhtar caddesi No 3/2 — Telefon: 82008
R
Doktor
muhafaza, eder, parlak kalır.
Kalınlığı
0,50 milimetre
Levha genişliği
Gfl santim
SATIŞ Y E R t :
T
Bina, Garaj, Ardiye vo bUûmum yeni ve eski inşantlarâa çatı ve yan kısımlarda asri ve yeni malzeme olan Amerikan
Oluklu Alüminyom Saçları
GELMİŞTİR.
1 — Katiyen paslanma», ömrü diğer saçlarla mukayese edi-
lemez.
2 — Mukavemeti ve hafifliği sayesinde yatın güneşin sıcak-
lığını içeriye nüfu* ettirmediği gibi kışın da dahildeki sıcaklığı dalma muhafaza eder.
3 — Sağlamlığı ve d a yanıklığın a rağmen diğer oluklu saçlar-
dan daha ucuzdur.
4 — Yapılan inşaatların güzelliğini dalma
Çüııkü alûmlnyom oluklu saçlar dalma
Boyu
140 santim
F RAT ELLİ HAM ICO - ROMA
Karedenlcden 10 caride beklenmekte olan
FRANCESCA vapuru
yük ve yolcu kabul ederek, 23 caride
DOûRU CENOVA’ya hareket edecektir.
Türlüye umumi Acente:
LEVANT EKSPRES T.L.Ş.
Galata, Hüdavendlgftr Han, Tel. 44791 — 44792
SÜMERBANK
Bankamızda Tasarruf Mevduatı Hesabı olanlar:
1 — Senede dört defa: Şubat, mayla; ağustos ve kasım aylarının birinci gününde yapılacak Yeril Malı İkramiye çekilişlerine iştirak etmek ve
2 — Dileyenler faizlerine karşılık % 8 fazlaslle yeril malı almak hakkını sağlamış olurlar.
Gizlerim 180en lzahat*alınır
liirk Motor Anonim Şirketi
Yönetim Kurulundan:
şirketimiz Ortakları Genel Kumlu aşağıda yanlı gündemdeki İçleri görüşmek ve karara bağlamak üzere adi surette 4 Mart 1948 Perşembe günü saat 11 dc Şirket merkezinin buhındutu. Beyoğlu, İstiklâl caddesi 392/394 numaralı dairesinde toplanacaktır.
Ortakların sahip oldukları hisse senetlerini veya bunu mtisblt evrakı toplantı gününden-bir hafta önce şirket merkezine tevdi ederek, giriş kâğıdı almaları vo belli gün vo saatte aaaleten veya vekâleten toplantı yerinde hazır bulunmaları rica ve ana sözleşmenin hükümlerine göre 10 hisseye aahlp ortakların oya iştirak edebilecekleri ve hisse adedi her ne olursa olsun. ondan ziyade oy olnııyacağı ilân olunur. •
GÜNDEM:
1 — 1947 senesi muamelât ve hesaplarına alt Yönetim Kurulu ve denetçiler raporlarının okunması,
2 — 1047 senesi Biiânço kâr v« zarar hesaplarının tedklk ve tasdiki Ve Yönetim Kurulu İle denetçilerin ibrası,
3 — 1947 senesi BUftnçoeun* göre kârin tevali hakkında karar kiınmas Ç
4 — 1948 senesi İçin yeniden denetçilerin seçilmesi ve ttcretlorln tes-olti.
5 — Yönetim Kurulu üyelerinin huzur haklarının tâyini.
İstanbul Cumhuriyet Savcılığından: İlâm: 547/611
Satışa arzcttlğl mallar üzerine etiket koymamak suretiyle milli korunma kanununa muhalefetten »uçlu Beyoğlu, Küçük Parmakkapı Abdullah sokak 17 No. da oturur ve Beyoğlu Tarlabaşmda 73/1 numaralı kahveyi İşletir Ali oğlu 320 doğumlu Şerci KÖueoğlu hakkında 3W5 sayılı kanuna tevfikan İstanbul mülga (3 ı No. lu milli korunma mahkemesinde yapılan duruşma sonunda: suçlunun sabit görülen fiilinden dolayı hareketine uyan mili! korunma K. mınıın muaddel 31/7, 57/10, 63 cü maddelerine tevfikan elli lira ağır para ceza-siyle tecziyesine, ve hükmün katileştiğinde neşrine dair mezkûr mahkemeden verilen 5. 11. 947 tarih ve 223 206 sayılı karar katlleşmekle ilân olunur. Akşam gazetesiyle neşrolunacaktır. (2172)
Medine Mehmetoğlu
Çocuk hastalıkları Mütehassısı pazardan maada her gün saat 15 - 19 Muayene.
Mithat Paşa cad. No. 31 Beyazıt
SATIL
çiftehavuziarda denizin en güzel yerinde çamlık ve meyvalık bahçe içerisindeki Köşk ve Evler satılıktır. Taliplerin 40656 uu-marayA telefon etmeleri rica siesesss olunur.
BAYBURT KÜLTÜR ve YARDIM CEMİYETİ
BAŞKANLIĞINDAN:
21 şubat #48 cumartesi Bayburt kurtuluşunun 30 yıl dönümü münasebetiyle gündiia saat 14 da Eminönü Halkevlnde FOLKLOR toplantısı >ece saat 2o de Liman Lokantan
salonlarında yemekli balo tertip edilmiştir.
Arzu eden lıemşerllerlmizln teşrifleri rica olunur.
Not: Gündüz Halkevlns giriş «rbcattlr. Gece davetiyeleri Sirkeci Köprülü han 23 numarada Asal Umar yazıhanesinden temin edlle-
HMiaaRI' ’TJ bilir. ■ma9K3K3OK8SEI3aB3*3Ea9«aaa33MZ3
ZAYİ — Fatih nüfus dairesinden aldığım ve İçinde askerlik muamelelerim yazılı kimlik cüzdanımı kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hiikmii yoktur.
1335 Doğumlu tfzeylr oğlu Hüseyin Göksu
ZAYİ — Çapa Kıs Enstitüsünden aldığım tramvay pasomu zayi ettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
5/B. 313 Salma Fırat
Kaput bezi parçahrı satılacak
Toprak Mahsulleri Ofici Pamuklu Dokuma Tesellüm ve Sevk Heyeti Başkanlığından:
Kaput bezlerinden artmış ve bir ay zarfında artacak takriben, bin ton kadar bir metreden küçük kaput bezi parçalarile muhtelif boyda avaryalı kaput bezi parçalan 20-2/948 günü Kartal Maltepe Sümerbank tesislerinde bulunan Toprak Mahsulleri Ofisi Bez Tesellüm ve Sevk Heyetince açık artırma ile satılacaktır.
’________________(2101)
İstanbul Cumhuriyet Savcılığından: İlânı: 948/8
Satışa araettlği etler üzerine etiket | koymamak suretiyle milli korunma kanununa muhalefetten suçlu Gedık-paşa caddesi. 12 numarada kasaplık yapar ve dükkânının üstünde oturul Kenan oğlu 334 doğumlu Hüseyin Özgelik hakkında 3005 sayılı kanuna tevfikan İstanbul mülga (4) No. lu milli korunma mahkemesinde yapılan duruşma sonunda: Suçlunun sabit görülen fiilinden dolayı hareketine uyan milli korunma K. ııun muaddel 31 7. 57410, 63 cü maddelerine tevfikan elli Ura ağır para cezaslyle tecziyesine ve hükmün katileştiğinde neşrine dair mezkûr mahkemeden verilen 28. 11. 947 tarih ve 322/298 sayılı karar katlleşmekle ilân olunur. Akşam gazetesiyle neşrolunacaktır.
(2170i
ZAYİ — Kız Lisesinden aldığım pasomu kaybettim. Yenisin! çıkaracağımdan eskisinin hükmıı yoktur.
2. 3 70 Gijlcr Tansug
ZAYİ — Türbe Akşam Ku Sına: okulundan almış olduğum pasoyu kaybettim. Yenisini çıkartacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Ergiln Ayalin
Sağın Halka
İstanbul Tekel Başmüdürlüğünden:
150 kuruşa satılmakta olan «Yoket» in satış fiatı 17/2 948 tarihinden itibaren «25» kuruş şişe depozitosu dahil «125» kuruşa tenzil edilmiştir.
Sayın halka ilân olunur.
(2L60>
Şukadarcık
Kolynos diş ferahlandırıcı, temizleyici

I
Cinsi
TMKİYI MOMESSIll *•4 M.rt.. E.ı» Ph»m«
vermeöo kâfidir
Satılık Arsalar
İstanbul Defterdarlığından:
İstanbul Telefon Başmüdürlüğünden:
Telefon malzemesi konulmak üzere İstanbul ve Beyoğlu cihetlerinde 1000 nıetre murabbaı mesahasında bir veya ayrı iki nane ardiye kiralanacaktır. Böyle ardiyesi olanların malûmat ahn-mak üzere Başmüdürlüğüne müracaatları İlân olunur. (1923)
Dosya No.
51280-10 SJ Kadıköy, Erenköy malı. Ethem efendi 80.
374 ada, 5 parsel eski 14. 15. 18 yeni 22/3 kapı sayılı 1091 M2 arsa. (Üzerinde ağaçlar vardır.)
51230-10 ’2 Kadıköy, Erenköy mah. Ethem efendi So.
374 ada.’î parsel eski 14. 15, 18 yeni 22/2 kapı sayılı 1007 M2 arsa. (Üzerinde ağaçlar vardır.)
Yukarıda yazılı arsalar açık arttırma liö satışa çıkarılmışsa . çıkmadığından satış 13 2 948 tarihinden itibaren ON GÜN uzatılmıştır.
İsteklilerin geçici teminat makbuzları ve nüfus cüzdsnlarlie 23/2/943 pazartesi günil saat 15 de Milli Emlâlî Müdürlüğündeki komisyona başvurmaları. (2114)
d» İsteki’.
I

Comments (0)