[SH AKŞAM fspö^
Bene 31 — No. 11083— Flati: her yerde 10 kuruştur, CUMARTESİ 20 Ağustos 1949 Sahibi: Necmeddln Sadak — Yasa İşlerini fiilen idare eden: C. Bildik — Akşam Matbaası

İnönü'nün dünkü hitabeleri “Serbes seçim olacak, onun neticesine siyasetler boyun eğecektir,,
Cumhurbaşkanı “Seçimin neticesi ne olursa olsun vatandaşlar birbirlerine dost olacaklardır,, diyor
İnünii Ege seyahatinde halk arasında
femir 20 — Cumhurbaşkanı İsmet İnönü dün Selçuk. Kuşadası. Sökeyi ziyaret etmiş, akşam İzmire dönmüştür. Cumhurbaşkanı her tarafta sevgi tezahürleriyle karşılanmıştır.
İnönü, Selçuk’taki hitabesinde demiştir kİ:
;Günierdenberl söylediklerimi dinliyorsunuz değil mİ? cDin-liyoruz sesleri ve şiddetli alkışlar) Beğeniyorsunuz değil mi? (Beğeniyoruz sesleri) Söylediklerim çok sade şeylerdir fakat sizin bunları yürekten kavrayıp tasvip etmeniz benim için ölçülmez bir nimet ve kuvvettir.»
Cumhurbaşkanı Kuradasında demiştir ki:
^Vatandaşların birbirine İtimadını zehirllyecek vesveselerin temelini kazımaya mecburuz. (Şiddetli alkışlar) Vatandaşları .seçtikleri siyaset saflarında şerefte vazife İfa eden İnsanlar gibi huzur içinde, teselli ve gurıır İçinde yaşatmağa mecburuz. (Çok yaşa, varol sesleri.)
Kuşadalılar,
Burada söylediklerimi Kuradasının bir hususiyeti olarak, bütün memleket dinleyecek ve düşünecektir. Görüyorsunuz kİ soy ediklerimde vatandaşlarımın birbirine olan dostluğunu koruyacak ve arttıracak mevzular üzerinde duruyorum. Bu mevzular üzerinde çok kuvvetliyim. Kuvvetim çok haklı mevzularda durmaktan geliyor. Türk halkı düşünmeğe mukte-
dirdir. Düşüncelerinin başında haksızlığa karşı vaziyet almak gelir. Çok teşekkür ederim Ku-şadalılar. Çam sakızı çoban armağanı. Size getirdiğim fikir bundan ibaret. Dostluğunuzu mükâfat olarak alıyorum. Allahaısmarladık. (Çok yaşa İnönü, sağol İnönü sesleri.)»
İnönü, Sökedeki hitabesinde:
Sökeliler, serbes seçim olacak ve onun neticesinde siyasetler boyun eğecek. Bu serbes seçimde vatandaşlar bir seçimin bütün çekişmesini yapacaklar, fakat zor kullanmıyacaklardır. düşman olmıyacaklar. Serbes seçimden sonra netice ne olursa olsun vatandaşlar birbirlerine dost kalacaklar. Birbirinin canı üzerinde, mâlı üzerinde her hangi bir emniyetsizlik hissi doğmıyacaktır. (Sağol İnönü,
' doğmıyacaktır sesleri) Bu İdeal neticenin İlk İşaretini ve eserini canlı bir surette Söke'de gördüm diye bahtiyarım. Dinliyor musunuz? Anlıyor musunuz Sökeliler? (Dinliyoruz ve anlıyoruz sesleri.)
Bugün burada yanyana duran muhalif siyasi kanaatteki vatandaşlarımın bana gösterdikleri hal, İstikbal İçin böyle bir müjdedir. Size çok teşekkür ederim. (Sağol, varol sesleri.)
Bu sözlerim, buzların çözüldüğünü, emniyete, iyiliğe doğru gittiğimizi bildiren bir haber, Söke den bütün memlekete verdiğim hayırlı bir haber olsun. Allaha ısmarladık. Sökeliler, sağ olunuz. Varolunuz. (Şiddetli alkışlar.)»
[■İnönü'nün Nazilli’deki hitabesi dördüncü sahifemlzdedir.]
Hususî teşebbüs nasıl gelişebilir?
Ticaret ve Ekonomi Bakanlığının anketi — B. Tekin Alp’in cevapları
Ticaret ve Ekonomi Bakanlığı, memleketimizde devletçilikten ayrı olarak hususi teşebbüsü geliştirmek arzusundadır. Bakanlık, bu hususta yapılması
gereken İşleri tesbit etmek için bir anket açmış ve hazırlanan sualleri tanınmış İş adamiarlyle profesörlere göndermiştir. Bu (Devamı 3 üncü sahifede)
BtR OKSUZ KIZIN AŞK VE HEYECAN DOLU HAYATINI GÖSTEREN RESİMLİ MACERA ROMANI...
Finlândiya-da mühim hâdiseler
Komünistlerin teşvi-kile grevler başladı
Londra 20 (R> — Helslnklden gelen haberlere göre komünistlerin teşvikiyle Flnlâdlyada grevler başlamıştır. İşçi federasyonu salı gününe kadar grev lere son verilmezse komünist İşçilerin teşkilâttan çıkarılacağını İlân etmiştir. Buna rağmen dün Helslnkide yiyecek işinde çalışanlarla yapı amelesi grev ilân etmiştir. Grev 4 limanda da devam ediyor. Bazı şehirlerde hâdiseler olmuş, 17 kişi tevkif edilmiştir.
Bu sabahki Times gazetesi, Fin hükümetinin buhranı soğukkanlılıkla karşıladığını, bununla beraber tehlikenin ciddi olduğunu söylüyor ve «Fin hükümeti kendisini batı devletlerinden ayırmanın neticesini çekiyor» diyor.
Gemi mubayaası
Hollanda ve Italyaya bir heyet gidecek
Ankara 20 (Akşam* — Devlet Denizyolları genel müdür yardımcısı Behçet Osman Ağaoğ-lunun başkanlığında bir heyetimiz, 1349 - 1950 programına dahil gemilerin miibayaasj hususunda muhtelif tezgâhlarla temaslarda bulunmak üzere yakında Hollanda ve İtalyaya hareket edecektir.
Heyet bu arada Parise de uğrayarak aynı mevzu dahilinde temaslar yapacaktır.
Başbakanın Doğu seyahati
Ankara 20 (Akşam) — Başbakan şeni şeddin Giinaltay, Cumhuriyet Halk Partisi divanı toplantılarını müteakip doğudaki tedklk seyahatine çıkacaktır.
Başbakanın sah giınü bu seyahate başlaması muhtemeldir.
Bir uçak kazası
Manchester 20 (AP) — Dün,1 öğleye doğru İngiliz lıava yollarına alt bir uçak Ma nekesler civarında düşmüştür.
Uçakta 33 yolcu bulunuyordu. Bunlar 28 seyyah ve 3 uçak mürettebatı idi. Yolculardan 22 kişinin ve 3 mürettebatın öldüğü kuvvetle zannedilmektedir.
imtiyazlı bir kooperatif yüzde on fazlaya mal satıyor
Fahrî Müfettişin not defterinden:
Mısırçarşısı kapısında (her kese ait» ferah bir boşluk vardı. Bir gün, bu meydancığın küfelerle, sepetlerle do luştuğunu gördük. Şehircilik estetiği namına isyan e-decektik. Fakat tabelâya gö ziımüz ilişince, sesimizi çıkarmadık: Kooperatife bu imtiyaz verilmiş. Eh, Kooperatifler, ucuzluğu temin e-derler; böyle bir devirde estetik ikinci plânda kalır. Varsın, kalsın!
Bir muharririmiz, piyasada 50 kuruşa olan çekirdeksiz üzümün o kooperatifte 55 kuruşa olduğuna — bir müşteri sıfatiyle — itiraz e-dince, memurdan epeyi azar işitmiştir. Tüccarlığa uymı-yan bu tekdiri alenî ile, halk toplanmıştır.
Bu zihniyetle kooperatifçilik olur mu? Ve böyle imtiyazlara dayanan kooperatiflerden meded olmazsa, de mek teşekkül ve çalışma u-sulicrinde bozukluk var...
Suriyede kurucu meclis için hazırlık yapılıyor
Gl. Kâzım Orbay, yeni Suriye hükümetinin isteği üzerine tetkiklerini tamamlamak^ üzere 24 ağustosa kadar Suriyede kalacak
Şam 20 [Arkadaşımız Hıfzı Topuz bildiriyor] — Suriyede sükûn hüküm sürmekte devam
ediyor. Hükümetin başlıca meşguliyetini kurucu meclis hazırlıkları teşkil etmektedir. Bu hususta hazırlık yapmak üzere 30 kişilik bir heyet teşkil edilmiştir. Meclis eylülün sonunda toplanacak ve yeni anayasa meselesini görüşecektir. Hüsnü Zaim zamanında bir anayasa kabul edilmişti. Bu baştan başa değiştirilecektir.
Kâzım Orbay 24 ağustosa kadar Suriyede kalacak
Ankara 19 (A.A.) — Haber aldığımıza göre, evvelce Suriye hükümetinin daveti üzerine Suriye ordusunun ıslahına ait askeri tetklkat için Şam'a gitmiş olan orgeneral Kâzım Or-bay'ın Suriyede tetklkatına de-
vam etmesi hususunda ahiren yeni Suriye hükümeti tarafından hükümetimize müracaat ve talepte bulunulmuştur. Bu talebe hükümetimizce muvafakat edilmiş ve orgeneral Orbay’ın tetklkatmı İtinam etmesi için Suriye'de "İkametini 24 ağustosa kadar uzatması takarrür etmiştir.
Şam 19 — Dün Hüsnü Zaim’in kasası açılmış, içinden 3G bin lira para çıkmıştır. Hüsnü Zaim'in bankalarda parası ve emlâki olmadığı anlaşılmıştır. Suriye maslahatgüzarının beyanatı
Ankara 19 — Bugün basın mensuplarını davet eden Suriye elçiliği maslahatgüzarı bay Nizar El Rabbani, Suriyede büyük kargaşalıklar olduğu ve Hale bin Barzani aşireti tarafından istilâ edildiği hakkında -ki haberlerin doğru olmadığını ve memleketinde sükûn ve asayişin mevcut olduğunu beyan ettikten sonra, gazetecilerin çeşitli sorularına karşı da aşağıdaki açıklamalarda bulunmuştur: «Orgeneral Orbav hakkında verilen haberler tamamen asılsızdır. Kendisi Suriyede çok sevilen ve hürmete şayan bir şahsiyettir. Ve hükümetimiz nez-dlndekl vazifesine devam edecektir.
Dış siyasetimizde ve Türkiye İle olan münasebetlerimizde hiç bir değişiklik olnııyucaktır.
Suriye, dış münasebetlerinde dalma kendi menfaatlerini gözetmekte ve Birleşmiş Milletler anayasasına sadık kalmaktadır.
Suriyede hükümet darbesi yapıldığı gün müstesna hiç bir suretle silâhlı bir çarpışma olmamıştır, Bu noktayı bilhassa tebarüz ettirmek İsterim.
Suriye Dışişleri Bakanı Nâzım Kutsi (solda) ve Suriye muhabiri mâ Şakir Çeçen
İstanbul valiliği
Dr. Lûtfi Kırdarın başka bir vazifeye tayin edileceği haberi şehrimizde umumî teessür uyandırdı
İstanbul Valisi ve Belediye reisi Dr. Lûtfi Kırdar'ın başka bir vazifeye tâyin edileceği baklandaki haber şehrimizde umumi teessür uyandırmıştır. On bir seneden beri İstanbul’da bulunan Dr. Lûtfi Kırdar kendisini hereke sevdirmeğe .herkesin hürmet ve mııhabbeünl kazanmağa muvaffak olmuştur. Muhtelif meselelerde gösterdiği dürüstlük herkes tarafından takdir edilmektedir. Bu sabahki gazetelerin hemen hepsi bu haberden teessürle bahsediyordu.
Gazetelerden bazıları verilen haberin dolgu olmadığını söylüyor, bir kısmı da haberin doğru olduğunu, fakat şimdilik kati sayılamıyacağıtıı yazıyor. Hattâ bir gazete An karada yüksek salâhiyet sahibi bir zatın «Şimdilik böyle bir şey yoktur» dediğini kaydediyor.
Bu neşriyat münasebetiyle Ankara muhabirimize müracaat ettik. Muhabirimiz şu malûmatı verdi:
«Dr. Lûtfi Kırdar'ın Suriye Elçiliğine tâvini haberi doğrudur, ancak tâyin henüz katileşmiş değildir. Bu sabahki Ulus gazetesinin verilen haberi tekzip etmemesi, Anadolu ajansının da bu hususta hiç bir tebliğde bulunmaması haberin doğru olduğunu gösteriyor.»
Dr. Lûtfi Kınlar
Ara seçimler için İstanbula para gönderildi
Dün İçişleri Bakanlığından İstanbul vilâyetine gelen bir yazıda — Seçim kanununun 14 üncü maddesinde gösterilen — ara seçimi hazırlıklarına hangi gün başlanacağının aynca teshil ve ilân edileceği bildirilmektedir. Vilâyete, önümüzdeki ara seçim masrafı için 114 bin lira gönderilmiştir. Bu paranın 99 bin lirası merkezde, mütebakisi İlçelerde sarfedile-cektlr.
Haydarpaşa Lisesinden yetişenler
Haydarpaşa Lisesinden Yetişenler Cemiyeti dün akşam Liman lokantasında bir toplantı tertlbetmişlerdlr. Başkan vekili Alâeddin ören, cemiyetin faaliyeti hakkında İzahat vermiş ve bir lokal tesisi İçin üyelerin fikirleri alınmıştır, Kukandaki resimde, geç vakte kadar devam odon loplatıda bulunanlardan, bir kısmı görülmektedlr.
Sahife 2
AKSAM
20 Ağustos 1940
MilletPartisibir be
Bakım Bakanlığı apura giriyorsunuz: Sandalye tank, yapılmamış.
Resmi daireye giriyorsunuz: Çerçeve düşmüş, (âmir edilmemiş. Kapıların parlaması lâzım gelen madeni kısımlar paslanmış. Dam aktarılmamış, yağmurda akı»or. Masalarda kahve fincanı lekeleri.
Babıâlinin tutum kıralı Halil Lûtfi Dördüncü bütün bunların, sebebini hükümette bir «Bakım Nezareti» yahut «Rakım Bakanlığı» olmamasında buluyor.
— Her dairede müdür vardır; muavin vardır; türiil türlü âmir vardır. Fakat, hiç biri kendisini devlet malına bakmakla mükellef saymaz. Duvarda asılmış çerçevenin arkasındaki tozu silmeyi veya sildirmeyi kimse düşünmez. Halbuki birçok kimse! eı maaş almakla ve sadece esnemektedirler. Hükümet içinde devlet malına bakmayı vazife edinen bir Bakım Nazırlığı kurulmadıkça devlet malına bakılacağı da yoktur. Milyonlar değil, seneler içinde yüz milyonlar. yalnız bakım sayesinde tasarruf edilebilir.
Dünyaya israf etmemek İçin gönderilmiş olan tulum kiralımızın bu sözlerini tasarruf düşünen hükümete duyurmakta fayda görüyorum.
masraf kapısı- olarak vasıflandırıyor. Binlerce lira harcanarak beyannameler basılmış; binlerce memur bunların tevzii İle meggul olmuş. Gene binlerce memur bunların tetklIKl ile meşgul olacak.
— Beş senede bir yapılan ve hayli masrafa, üstelik bir günlük hürriyete mal olan umumi! nüfus sayımlarının, neticesini beş senede toparlı-y anlıyoruz. Yüz binlerce memurun bir sürü suale verdikleri cevapların tetkiki acaba kaç sene sürer ve yapılan bunca masrafa karşılık elde edilecek kâr ne olacaktır? diye soruyor.
Biz bu fikirde değiliz. Hayatının hesabını vererek her vatandaşın temize çıkmasından daha büyük kâr olur mu?
*
farkı turizm
yanname neşretti
Şehrimizde yapılan toplantılarda vardan kararlar açıklandı
Millet Partisi genel kurulu dün bir beyanname neşrederek, genel kurul üyeleri ile Millet vekillerinin şehrimizde Millet Partisi mensup)arlyie yaptıkları toplantılarda varılan kararları nçıklanışıtır.
Buna göre, parti ileri gelenleri, memleketin, genel durumu ile Cumhurbaşkanının Ege seyahatini incelemişlerdir. Varılan neticelerin, memleket işlerinde her sahada bir kararsızlık ve kifayetsizlik hüküm oürdöğü, emniyet re İtimadın sarsıldığı merkezinde olduğuna beyannamede işaret olunmakta ve: «Cumhuriyet Halk Partisi hükümeti ise bunlara, çare bulacak yerde, yalnız İktidarda kalmak kaygınını taşımaktadır.» iteni1 mek tedlr.
Beyamuunenin, Cumhurbaşkanının Ege seyahatinden bahçeden kutnunda, cacunle şöyle denilmektedir:
«Bugünkü gerginliğin izalesinde Devlet Başkanınm tarafsa bir hakem olamıyoeağı şüphesizdir. Siyaset, muhalifleri, şu
veya bu biçimde yola getirmek değil, memleketin büyük dert ve dâvalarını hnlletmektir. Bu yolda hiç bir adım atılmamıştır.
Cumhurbaşkanı, kendisinin hedef olarak alınmasından şikâyetçidir. Bunun tek sebebi, o-nun her önemli İşte İlk ve son söz sahibi, doiayıriyle tek mesul olmasıdır. Onun İş başından çekilmesi, bu yüzden memleket için faydalı olacaktır.
Vatandaşların ar* seçimlerine katılmaması İse. 1949 seçimlerinin Akıbeti ve şahsan verilen teminatın bir kıymet ifade etmediğinin tecrübe İle sabit. (H-maslyle İzah edilebilir.
Son yılların tecrübesi bize gösteriyor kİ, onun bazı meseleler üzerinde ısrarla durarak konuşması, yeni bir takım tedbirlerin alınmasına ve kanunların çıkanlnınsına mukaddeme teşkil etmektedir Buna göre, esasen faydalı bir netice ver-mlyecek biçimde kısılmış bulunan bugünkü hürriyetlerimizin yakında daha da kunlacağı-na hükmolunabillr.»
İstanbul radyosu
Türk musikisi için
3 grup
Büyük kâr
Bir başka tasarrufçu, memurların mal beyanına tabi tutulmasını «yeni bir
Mütehassıs mı, Turist mi?
azeteiere bakıyorum: Memleketimize dünyanın
her tarafından mütehassıslar geliyor. En sön olarak bir tuz mütehassısı gelmiş.
Mütehassıslardan istifade edemediğlmtae göre bunların bir turistten yoktur. Binaenaleyh
hareketinin canlandığı İddia edilebilir. Fakat ne yazık ki mütehassıslara paralarını biz kendi cebimizden veriyoruz. Tiirkiyeye döviz getirmiyorlar, bilâkis götürüyorlar.
§u turizm işinin bizde hiç talihi yoktur. Ne zaman tutalım de*ek ters tarafından tutuyoruz,
şevket RADO
Maarif
M. Dorr
şurası
geldi
DEVLET İŞLETMECİLİĞİ
Cumhuriyet Halk partisi Divanındaki görüşmelerde Başbakan da bulundu
Pazartesiye toplana-cak olan şûrada mühim müzakereler olacak
Marshall plânı Türkiye idaresi başkanınm demeci
Ankara 19 — Bugün Hilmi Uran'ım başkanlığında toplanan Cumhuriyet Halk Partisi divanında devlet işletmeciliği ile hususi teşebbüse ayrdacak sahaların tesbitl mevzuu etrafında görüşülmüştür. Toplantıda Başbakan Şcmseddln Günaltay da bulunmuştur,
Ankara 19 — Milli Eğitim Şûrası, önümüzdeki pazartesi günü saat 10 da Dil - Tarih löküıLeşinin büyük salonunda toplanacaktır. Bir hafta süreceği tahinin edilen şûrada, hu iseler hararetli görüşmeler olacağı sanılıyor. Şûra gündeminde, İlk ve orta öğretim, müfredat programlan, öğretmen ye-UşLiren okullarla Eğitim enstitüleri ve Yüksek öğretmen o-kulunun müfredat programlan vardır.
Toplantıda. Bakanlık merkez te-ki'ân mın düzenlenmesi ve İllerin deril toplu halledilmesi yolunda mütalâalar yürütüleceği eğitim işlerinde haksız ve kanunsuz görülen bazı muamelelerin şiddetle lenkld ediieceal söylenmekledir. Bu arada. Ilkı ve orta okul öğretmenleri artı- I tmda yapılmakla olan geni* ölçüdeki nakiller üzerinde dc- ■■>-itişmeler olacakta.
Ticaret ve Ekonomi Bakanı doktor Vedat Dicleli, devletçilik sahasında bugüne kadar tatbik edilen sistemle kabul edilmiş
Bir nıüddcttenberl Pariste buluna prensipleri mukayese e-buiumın Marshall plânı Türkl- dtu uzun bir konuşma yapmış-ye İdaresi başkanı Russel Dorr. tır- İşletmeler Bakanı Münir Birsel de, bu mevzuda kendi ba-
Tevfik Fikret için dün anıma töreni yapıldı
Beşiktaş Halkevinde dfın saat 21 de büyük şair Teville Fikret İçin bir anma töreni yapılmıştır.
Toplantıda büyük şairin serme şiirleri okunmuş. Muzaffer Genr.nn tarafından şairin na-yau. Nejâd Tahsin Alper tarafındın da edebi hüviyeti haıc-kında birer Konuşma yapılnıış-
b
refakatinde, İşbirliği idaresi başkanı Paul Hoffman'ın eşi ve çocukları bulunduğu halde dün öğleden sonra şehrimize gelmiştir. Hoffman da hususi uçağı ile Atinadan gelmiştir.
Russel Don dün kendisllc konuşan gazetecilere Paris görüşmeleri hakkında İzahat vererek »İstediğimiz 132 milyon dolarlık paradan bir kesinti yapılacaktır. Fakat programımız bundan fazla müteessir ol-mıyacakta.» demiştir.
Türklyenln durumundan da bu arada bahseden Russel Dorr, buğday sıkıntımızın geçici olduğunu. ziraathn iz maklneleş-I tikten sonra Türklyenln kalkındırılmasının çok çabuk olacağını söylemiş ve:
«— Buğday sıkıntısı karşısında hükümetiniz iktisadi işbirliği İdaresine de müracaat etmiştir. Fakat bu hususta kesin bir neticeye varılamamıştır. Müzakereler Parlsto devam etmektedir.
tamından geniş izahat vermiştir.
Neticede, vaziyet nazik ve münakaşaya çok müsait görülmüş, bunu en İsabetli şekilde hallederek bir rapor hazırlamak üzere 7 kşlDIk bir tâli komisyon teşkiline karar verilmiştir. Bu komisyona seçilenler arasında, İrtanbuldan Atıf Ödül. An-karadan Arif Çubukçu ve genel İdare kurulundan Cevat Dur-sunoğlu da vardır. Heyet, yarin (bugün) öğleden evvel çalışacak ve hazırlıyacağı rapor, öğleden sonra toplanacak oian divanda müzakere edilecektir. Divan, pazar günü de mesaisine devam edecektir.
361
altın satıldı
Bunun buğdaylar için Kanadaya verildiği anlaşılıyor
Türkiye, İlk olarak dün harice 361 kilo 143 gram altın satmıştır. Bu altınların değeri 1,137,888 lira tutmaktadır, Böy-lece dışarıdaki altın stokumuz 72 ton 137 kilo 653 grama düşmüştür. Bu altınların buğdaylar İçin Konadaya verildiği 1 aşılıyor.
an-
Demokrat
İstanbul radyosunda musikisi için 3 grup ayrılmıştır:
1 — Kemani Hakta Derman şefliği altında, kemençccl Kemal Niyazi Seyhun, Tamburi Salâhaddin Pınar, udi Şerif İçli, kanuni İsmail, fasıl okuyucularından Can Akşit, Faruk Altın ve Tahsin Karakuştan müteşekkil heyet.
2 — Kemanı Necati Tokyaym şefliğinde; tanburi Ercüment Batanay, piyanist Feyzi Aslan-gll. klarnet Hamdl Tokay. kanuni İsmail şençalar, udi Yorgi, fasıl okuyucusu olarak Hami t Dlkscs. Kemal Gürses ve henüz belli olmıyan bir kadın okuyucudan mürekkep heyet.
3 — Kemani Sadi Işılayın şefliği altında, tanbuıi İncitin ökte. klarnet ükrü Tunar ve Şeref .kanuni Ahmet Yatman, kcmençecl Aleko. fasıl okuyucusu olarak da Safiye Tokay, Celâl Tokses ve Zekiden müteşekkil heyet.
Bir anlaşmaya varıldığı takdirde bu heyetler .birer aylık fasıl programlannı önceden radyo İdaresine vereceklerdir. Radyo İdaresinin ileri sürdüğü şartlara göre, bu heyetler bir ay İçinde, aynı makamdan bir kaç fasıl yaptıkları takdirde, bir kere İcra ettikleri şarkıyı İkinci bir kere tekrarlanuyacaklardır. Bu suretle, Ankara radyosunda oldnğıı gibi, bir ay İçinde değil bozan bir hafta içinde bir şarkının bir kaç kere tekrarından ku rtul un acaktır
Her bir grup haftada üçer seans yapacaklar ve grupu teşkil eden sea ve saz sanatkârların a seans başına onar lira ücret verileceği bildirilmiştir. Is-Lan bul radyosunun fasıl neşriyatı kolunda çalışacak saz ve ses sanatkârları, bu parayı az bulduklarını, bunun bir kısmının yol parasına gideceğini söylemişlerdir, Mamafih radyo İdaresi bu meseleyi bir hal yoluna bağlamak üzere bu üç grupun temsilclleriye ayrıca birer kere daha görüşecektir.
Koro ve tarihi Türk musikisi yayınlarının idaresi İstanbul konservatuvan İdare heyeti tarafından yapılacaktır. Radyo İdaresi, konservatuvar İle. bu hususta bir anlaşamar» varacaktır.
Ayrıca İstanbul da bulunan kadın ve erkek solo okuyanlarım dan da istifade edilecek, bunlar sıra İle günlük programda yer alacaklardır.
Türk
=Giiniin Meseleleri
Finlândiyada mühim hadiseler
Dün gelen telgraflar Finlândivada mühim hadiseler olduğunu bildiriyor. Bu sakin memleketin bazı yerlerinde kargaşalıklar çıkmış, çarpışmalar olmuş, sükûneti iade etmek için asker müdahaleye mecbur kalmıştır. Karışıklıklara sebep Komünistlerin tahrikiyle başlıyan grevlerdir. Finlandiya nın iktisadi vaziyetinde hiç bir değişiklik olmadığı, hayat pahalılığı artmadığı halde işçiler vaziyetlerinden şikâyet ederek ücretlerine zam yapılmasını istemişlerdir, Hükümet bu isteğin doğru olmadığını, grevi teşvik eden Komünistlerin siyasî maksatlar takip ettiklerini söyleyince bu sözler büyük bir fırtına koparmıştır. Bazı şehirlerde, bilhassa Kemi’de kargaşalıklar çıkmış, 1 kişi ölmüş. 16 kişi yaralanmıştır.
Diğer taraftan Komünistler umumî grev ilânı için çalışmağa başlamışlardır. Böyle bir grev ilân edilirse bütiin Finlandiya sanayiinin durması ihtimali vardır.
Hükümet asayişi muhafaza için ciddî tedbirler almağa başlamıştır. Bu cümleden olan Kem i'ye 500 asker gönderildiği gibi serbes liman ilân edilmiş olan Han-goe'ye de bir birlik gönderilmiştir. Memleketin bütün mühim sanayi merkezlerinde polis kuvvetleri takviye e-dilmiştir. Adalet Bakam radyoda da bir nutuk soy 1 iverek hükümetin âsayişi muhafazaya muktedir olduğunu ve muhafaza edeceğini halka bildirmiştir.
Finlandiya'da iş basında Sosyalist bir hükümet vardır. FinlandiyalIların ekseriyeti Komünizme aleyhtardır. Buna rağmen Komünistler memlekette karışıklıklar çıkararak idareyi ellerine almak istiyorlar. Fakat diğer bazı memleketlerde muvaffak olan bu usulün Finiândi-vada Komünistlerin ümit ettikleri neticeyi vermesi şüphelidir — E. T.
Doğudaki zelzele
Deprem fasılalarla devam ediyor
Avrupa Birliği ve Türkiye
Sicilya’da Giuliano çetesile çarpışma
Palermo 20 (AA.) — Slcliya-da Giuliano çetesi ile yapılan çarpışmalarda 20 jandarma öl-: muş, 20 jandarma da yaralan-I ımştır.
...........................
tnusn bak ahırına katılmak üzere d
Fransay* hareket eden urdu aUeliıım takıuu
Avrupa Konseyindeki Fransız delegesi Buron’un demeci
Erzurum 19 — Zelzele, Erzurum un bilhassa Çat bucağına bağlı 26 köyde hasar yapmışta. Bu köylerde şimdiye kadar J6 ölü. 12 yaralı tesbit edilmiştir. Ağır yaralılar Memleket hastanesine getirilerek tedavi altına alınmışlardır. Ağaköyû lie Keseler köyü tamamen birer harabe olmuşlardır. Arazisi kaygan olduğu İçin Ağ&köyünde yapılan binalar birkaç sene içinde çatlar ve yıkılırdı, Anfca-radan gelen bir jeolog heyeti 88 hanelik olan bu köyün, toprağı sağlam bir yere kaldırılması-nı uygun bulmuş ve kararını alâkalılara bildirmiştir. Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı da, bu iş İçin 20 bin lira göndermişti. Köyün nakline başlanacağı sırada son zelzele olmuştur.
Yeni sarsıntılar
Pertek 19 (AA.) — Dün saat 22 de faşıladı olarak tahminen on saniye sûren bir deprem oi- . muştur.
Tug 19 (AA.) — 18 ağustos ( gecesi saat 22.1S te bir dakika , aralıkla ve bir saniye süren İki , deprem olmuştur. Depremin , şiddetli olmasına rağmen basar j yoktur.
Steasbour 19 (AA.) — (Afp)I Avrupa istişare meclisi Bpaak'm başkanlığında bu sabah saat 10 da toplanacak İnsan haklan korunması ve geliştirilmesi İçin alınacak tedbirler hakkında İkinci genel müzakeresine başlamışta.
Atina 19 (AA.) — (Afpi: Marshall plânı idarecisi Paul Hoffman yarın Vitsi savaş bölgesiyle Larissa. Selanik ve Flo-rina şehirlerini ziyaret edecektir.
Stsarbourg 19 (AA.) — Fransız Milli Meclisindeki Fransız -Türk dostluk grupu başkan vekili, Avrupa istişare meclisi Fransız heyeti üyelerinden Ro-bert Büron. Türklyenln Avrupa konseyine iştiraki münasebetiyle Frans - Presse ajansı muhabirine aşağıdaki beyanatı vermiştir:
«Türkiye eski medeniyet di-yan, 25 seneden beri modernleşme ve teknik ilerleme yolunda harikulade bir gayret sar-fe’.mektedir. Eski kültür modern ekonomi, işte onun iki mümeyyiz vasfı ki. bu vasıflarla Türkiye Avrupa memleketi timsalidir.
Bu şartlar dahilinde Türkiye-nln Strasbourg'dakl çalışmalara iştirakinin Asya hududu ye Doğu dünyasında e! ile tutulur bir şekilde hissedileceğine şüphe yoktur.
Türkiye’nin göreceği, öğretici bir vazifesi, kalkındırılması lâzım gelen Avrupa iktisadi birliğine de göstereceği bir örnek vardır. Türkiye’nin yeri çoktan taayyün etmiştir.
Nihayet kültürel sahada da Türkiye, bugünkü İnsanlığı teşkil eden medeniyetler arasında zaruri bir bağ teşkil etmelidir.
Fransız delegeleri Türk delegeleri ile tam itimat halinde çalışacaklardır. Giriştiği İşi başarabilmek için Türkiye'nin her milletten fazla barışa İhtiyacı vardır. Barışçı her hareket onun tarafından destekleneceğine güvenilebilir.
Kayıp iki genç kızın cesetleri bulundu
Kasunpaşada beraberce oturdukları evden on sekiz giin evvel birlikte tegayyüp eden on yedi yaşında Cahlde Tılmaz ile 16 yaşında Meri ismindeki Musevi kızın akıbetleri o zamandan beri araştırılmakta İd).
Her İki genç kızın cesedi, dün tedlr. Bu arada 12 temmuz be-' Zeytinburnu çimento fabrikası yannanıeslne ait İzahların ba- sahillerinde bulunmuştur, zı mukabil mütalâaları gerek- | Bunları müşterek bir kazaya tlrdlğine dc İşaret olunmakta- kurban gittikleri tenkit edilerek dır. I gömülmesine İzin verilmiştir.
Cumhurbaşkanının nutuklarındaki bazı noktaları açıklıyacak
İzmir 19 — Çeşmeden gelen haberlere göre Demokrat Parti, Cumhurbaşkanının son nutuklarından sonra bazı noktaların açıklanmasına lüzum görmek-1 tedlr. Bu arada 12 temmuz be- '
Kuduz vakaları çoğalıyor
Kuduz vakaları son günlerde yine fazlalaşmıştır. Caddebos-1 tanında oturan Saffet isminde i birine alt bir ev köpeği kudurmuş ve doktor Ali Şükrü Şav ı ile zevcesi Tasvire .damadı avukat Hazım Dağlı oğlu Yavuz Dağlı ve lclâl Tunçer, Müzeyyen Gürsel Aysu Bozkurt. Raiie Tunçay. Can Toncer İle Gool Toyasel, Mart ve R. Moraille adlarındaki tngillzleri ısırmıştır. Bunlar kuduz tedavievince tedavi altına alınmıştır.
Bundan başka Sarıyerde Gazino sokağında oturan Hilmi Zorlu. Eyüpte Kurukavakta oturan İbrahim Sanca, bilâhare Karabaş mahallesinde o-turan Huriye ve İlya. da başka başka köpekler tarafından ısı-nlmış ve kuduz hastanesine yatırılmışlardır.
BORSA
İ«L»nl»ul Bordasının 1O,'8/1SH9 llatlert
C E
e a
6 Mecmua aleyhindeki dâva
eri müdürleri mahkemede
kalyada fırtına
Roma 19 (AA.) _ ttal yanın muhtelif bölgelerinde dün patlak veren şiddetli fırtınalar yüzünden bazı kimseler ölmüş ve önemli hasar vukua gelmiştir.
Napoli İle yarımadanın diğer kısınılan arasındaki telefon muhabereleri tamamiyle kesilmiştir. Napoli bölgesindeki bir köyde yıldırım İki kişinin ölümüne sebep olmuştur. Liverno w Padov* bölgesine yağan şld- dâva açmanın yersiz olduğunu, detil yağmurlar bazı hasara se ortada suç. mûhiyciinde neşri-'t*p otaı uştur. yatları olmadığını, hangi yazı
Memulların sahip ve yazı işi
Neşrettikleri yazılar, bir ehlivukuf tarafından suç milliyetinde görüldüğünden savcılıkça aleyhlerin dâva açılan «Cinayet», «Hâdise», «Anya», «imdat», «Dehşet» ve «Kelepçe» gazeteleri sahibi ve yazı İşleri müdürlerinin duruşmasına dün ikinci asliye ceza mahkemesinde başlanmıştır.
Sanıklar ve avukatları, bilir-kişi raporlarına dayanılarak
ortada suç mahiyetinde neşri-
ve hangi resimlerin suç mahiyetinde görüldüğünün tasrih edilmemiş bulunduğunu, böyle umumi bir mütalâa karşısında kendilerini ne şekilde müdafaa edeceklerini bilmediklerini, neşredilen yazıların, cemiyet dertlerini teşrih ve cahil kimseleri ikaz mahiyetinde olduğunu söylemişlerdir.
Mahkeme, evvelemirde raporu veren ehlivukuf heyetinin çağırılarak dinlenmelerine karar vermiş ve buntın İçin duruşmayı italik elmkgür.
ESHAM VE TAHVİLAT
% 1 FAİZLZ1 TAHVİt l FH Sivas ■ Erzurum 1 Sİ». . eratı rum 7-, 11141 Demiryolu l 1941 Demiryolu II 1941 Demiryolu m müh Maaşına Milli MıldaU» u MLIlt Müdafaa in MUİ Müdafaa (V
% • TAİZLİ raHvtı i FT Kalkınma l
Kalkınma 11 Kalkınma UI 1)4* isli kral) I İMSı istikran n •941 Demiryolu wı
% a FAİZLİ TAHVİLLER 1913 Ergani 1098 İkramlyeB Mun HUdanu m
Demiryolu IV Demiryolu V
AHkDOLD DEMİR YOL O ÖSUPO TaUVlDcr 1-S 112.50
Hisse M netleri % «0 «S —
Mümessil «enet 6650
insan hakları
Avrupa Birliği asamblesinde müzakere bitti
ŞİRKETİ HİSSELERİ
Mcrltez Bankan h Bankan T, Ticaret Bankan Aralan çimento
Gulden Türk lirası Sterlin Külce ReBU*
Paris 20 (R> — Avrupa Birliği asamblesi toplantılarını pazartesi gününe kadar tatil etmiştir. insan haklarının korunması müzakeresi dün gece bitmiş. bu hususta bir rapor hazırlanması işi bir komiteye tevdi edilmiştir.
İnsan hakları İçin bir mukavele yapılacaktır. Bu hakimin nezaret etmek
için bir muhkeme kurlumaaı görüşülmek Lediv.
Santiar
43L(W korunmasına
61.50 flJH
20 Ağustos 1949
AKSAM
bütçesi
469 liralık aile
fuarı
Sabah Gazeteleri Ne Diyor ?
1949 İstanbul
KTAMBUL^ml
İstanbul Ticaret ve Sanayi odasının şimdiye kadar hazırladığı geçinme endekslerine matbuatta ağız birliğiyle hücum edilmişti. Müfredatın hakikate uymadığını iddia ettik, durduk. Çünkü. belli başlı madde: Ev kirası 24 liraydı. Beş nüfustu mefruz aile, bu fiate eskiden bir vere kapılanmış bile olsa, 1939 dan şimdiye kadar *(m yıldır aynı fiate otura-mıyordur; yahut başının c-tini yedirmiyordur.
Beş nüfuslu ailenin, işgal etmek mecburiyetinde olduğu oda miktarına göre verdiği ev kirası şimdi artık 100 lira olarak kabul edilmiş ki. piyasaya uygundur. Kon trattaki kira daha bile az olsa, ev sahibine ödettiği su, tanzifat vc tenvirat, kapıcı, Ufak tefek tamir paraları hakikatte üstüste 100 liradan aşağı değildir.
Eski uydurma 24 lira yerine bu dobra dobra toparlak rakam kiradan sonra, a-na, baba ve üç çocuktan mürekkep ailenin geçimi, ge çen ay, 469,5 lira tutuyormuş. Böylecc evini değiştiren ailenin umumi masraflarında 76 liralık bir artış doğmuş.-fakat, kira artışı bir tarafa bırakılırsa, umumî masrafta, haziran ayına kıyasla hissedilir bir düşüklük görülmekteymiş. Bu düşüklük gıda maddelerde yak ma, yıkanma, aydınlanma, ısıtma masraflarından hâsıl olan azalmadan ileri gelmiş. Ve ticaret odası, iki seneden beri ilk defa geçinme masraflarında bir düşüklük kay detmiş.
ri938 de, aynı aile 114 lira ile geçiniyormuş. — Bu senenin temmuz ayında ailenin umumî masrafları geçen temmuz ayının umumî masraflarından yüzde 15 fazlaymış.]

Ticaret odası, nihayet, hakikatin kıyıcığına ulaşmıştır. 469,5 lirayı on mütevazı şartlarla yaşıyan bîr aile i çin temmuz avında asgarî mikyas sayabiliriz. Çünkü bu ay zarfında ısınma ihtiyacı yoktur. Geceler kısaldır. Sebze, ıneyva fevkalâde •bol olduğundan ete kuvvet, yağa kuvvet gidilmemiştir.
Kömürden tasarruf edilmiştir. Yâni bir nal bulunmuştur. İş iiç nalla bir ata kaldı.
Heyhat, önümüzdeki sonbahar, hele kış ayları şimdiki gıda ucuzluğunun ceremesini katmer katmer çekeceğiz: Beş nüfuslu mütevazı ailenin o zaman işi fenadır! Beş yüz liradan hayli yüksek bir ihtiyaç listesiyle karşılaşacaktır.
Muayyan bahtiyar fertler, bu rakamları ailelerine tedarik edcbilselcr bile, büyük ekseriyet 469,5 ları nerede bulacak? Alın teriyle, göz nuriyle hayatını kazanmak mecburiyetinde bulunan fer din aylığı ortalama yüz yirmi ile iki yüz lira arasında olduğuna göre, Allah imdad eylesin,
Tedbir ve basiret de imdat eylesin!
Şimdilik bereket versin ve rem aşısı bulundu, tatbik de ediliyor. En ınühim istinatgah bu aşıdır! Duamız, ismi bilinmedik yeni hastalıkların gıdasızlara musallat olmamasıdır.
Fuar bugün merasimle açılacak
doğmuş; -fakat, kira
Bugün izmlrde açılacak olan fuar münasebetiyle şehrimizden iştirak edecek olan resmi ve hususi firmalar her türlü hazırlık larını bir müddet önce tamamlamış oldukları İçin lüzumlu mümessillerini İzni i re yollamışlardır.
Bu arada evvelki gün uçakla şehrimize gelen kırk kişilik bir Alman ticaret heyetinin 18 kişili ic i]fc kısmı aynı gün. mütebakisi de dün uçakla İzmlre gitmişlerdir.
Diğer taraftan geçen hafta şehrimizden Ankaraya dönen Ticaret ve Ekonomi Bakanı Vedat Dicleli de bugün İzmlrde bulunup fuarı açacaktır.
Ticaret ve Ekonomi Bakanı bu münasebetle çeşitli temaslarda da bulunacak, bu arada yarın sabahtan akşama kadar Manisada tetkiklerde bulunacak, pazartesi sabahı saat 10 da İzmir Ticaret ve Sanayi Odası salonunda ihracatçılarla, akşam saat 18 de de sanayicilerle konuşacaktır. Bu iki toplantı arasında İzmlrde Ticaret ve Ekonomi Bakanlığına alt mües seseleri gezecektir. Bakan salı günü saat 17 de ithalâtçılarla konuşacak. çarşamba sabahı Aydına hareket edip perşembe günü İzmlre dönecek, cuma sabahı Ayvalığa, oradan Edremit yoliyle Balıkesire. sonra da Bur saya gidecektir.
Araya giren kan
Ahmet Emin Yalman VA-TANdaki baş makalesinde birim bünyemizdeki mukavemetlerin birlik yaratıcı âmillerin Suriye Be kıyâs edilmlyecâk kadar kuvvetli olduğunu söyledikten sonra bun* rağmen 8u-riyenln halini kendim la için bir ibret aynası diye karşılamakla iyi edeceğbmiiıden bahsediyor ve sonra diyor ki:
(Vâ-Nu)
Telefon konuşmaları
Şehirlerarası konuşmalar için yeni bîr karar
P.T.T. İdaresi tarafından, şehirlerarası telefon konuşmaları için yeni bir karar alınmıştır. Buna göre ilk üç dakikalık konuşma için hiçbir değişiklik ol-mıyacak, fakat ondan sonra ge len üçer dakikalık fasılalar bun dan sonra birer dakikaya ayrılmak suretiyle ücret hesabı yapılacaktır. Bu suretle meselâ ev velce dört dakika konuştuğu halde İkinci üç dakikanın tamamı bedelini verirken, bundan sonra aynı ikinci üç dakikalık faslın yalnız bir dakikasının ücreti verilecektir.
Bu karar ilgili çevrelerde memnunluk uyandırmıştır.
Denizyollarının alacağı yeni vapurlar
Devlet Denizyolları Umum Müdür muavini Behçet Osman-ağaoğlu Ankaradan şehrimize dönmüştür. Verilen malumata göre umum müdür muavini Ankarada bilhassa Devlet Bakanlığıyla temas etmiş ve Maı-shal plânından idare hesabına İstenen 12 milyon dolarlık mal zem e hakkında görüşmüştür. Görüşmelerin yakında Denizyolları hesabına Avrupa memlC ketlerinden alınacak yeni gemilerin mubayaası İle İlgili olduğu söylenmektedir.
Almanyaya ton üzüm
beş bin satıldı
Yeni mahsulden
teslim edll-
Tecrübeli bir devlet adamı, tek parti gidlşüe alâkalı olan hatalarına rağmen Türklyerdn varlığı ve yükselişi bakımından büyük hizmetleri de olan bir vatandaş sıfatUe İsmet İnönü tehlikenin dehşetini görmüştür. Şehir şehir, köy köy dolaşıyor, Devlet Reisi sıfat ile güzel sözler söylüyor. Bunlar, can kuîağile dinlenmeğe değer sözlerdir, fakat hakikî bir tesir bırakması, ruhi an yatıştırması, muhaliflere anlaşma ve sevgi yollarına gLrmek İmkânını vermesi İçin bunları derhal bir takım fiillerin takip etmesi lâzımdır. Bilhassa İsmet İnönü-nün ya parti reisliğinden veya Devlet Reisliğinden çekilmeğe karar vermesi; İstikrar yolunu derhal açacak bir anahtardır. Sayın İnönü, ayrılık zaruretine olan ihtiyacı son Halk Partisi kurultayında kati bir lisanla İfade etmekle beraber müfritlere karşı demokrasiyi korumak zaruretlle başkan kalmağa lüzum görmüştü. Bu engel bugün ortada yoktur. Halk Partisini; namlı bir dayıya dayanan ve başarı İçin halkın sevgisine değil. idare makinesinin vazifesini suiistimaline güvenen bir
parti halinden kurtarmak ve memlekette siyasi emniyet re ahengin temelini fiili bir şekilde atmak lâzımdır.
Devlet Reisliği meselesinden ancak bir misal diye bahsediyoruz. Yoksa her iki tarafın iyi niyetini belirtmesi ve doğru yolu elblrllğlle açması İçin binbir türlü çare vardır.

Dürüstlüğün mükâfatı
Cihad Baban TASVİRDEki makalesinde diyor ki:
İstanbul Valisi, öyle zannediyoruz kİ. kendi aleyhinde bütün bir parti mekanizması işlediği müddetçe, büyük azap ve ıstıraplar İçindedir. Bu itibarla daha sakin bir vazifeye geçmesi, belki kendi sıhhati için de faydalıdır. Biz, îstan-bula gelecek valinin şahsı üzerinde duracak dcğilzl, bir İstanbullu olarak,
Kırdarm vazifesinden uzaklaştırılmasında âmil olan sebeplerin. bugünkü demokratik zihniyet ile bağdaşmadığını ve İnönü'nün Eğede irat ettiği nutuklarda seçimler münasebetle söylediği sözlerle hiç uygun düşmediğini söylemeğe mecburuz.
Amma, mademki, bunu, muhalif bir gazete söylüyor. Sözümüz ve İkazımız doğru da olsa, Lûtfi Kırdar değişmelidir. Değişmesi şimdi artık vacip olmuştur; çünkü hükümetin otoritesi bakımından bLr muhalif gazetenin ikazına kulak asmak yersizdir.
Fakat ne yapalım kİ. Lûtfi Kırdan buradan uzaklaştırma-
sınlar diye, biz kendisinin aleyhinde haksız ve yersiz neşriyat yapabilecek tıynette değiliz... Ona zarar vereceğini bile bile, bu hakikatleri yazmak mecburiyetini hissediyoruz.
sergisi
Devlet kuşları!
daha
fakat Lûtfi
rna-
partl

Muhalifler ve iktidar
HÜRRİYET bu başlıklı kalesinde diyor M:
İktidara gelecek yeni
ile değişecek olan yalnız Vekâlet sandalyeleridir. Bu sandalyelere oturacak yeni Vekiller ne kadar tecrübesiz olurlarsa olsunlar Devlet mekanizmasına hiç bir halel gelmez. Sonra, halk arasına yerleşen yalnış bir kanaat de Vekillik makamının bir nevi ihtisası icabettlren ehemmiyetidir. Öyle Vekiller gördük kİ, sandalyelerine oturmadan vevel Vekâletlerine ait meselelerin hiç birine vakıf değildiler. Ufak bir zekâ ile kavranan Vekâletlerin işlerini göz önünde büyütmeğe mâna yoktur. Sonra şu da var kİ Vekâlet sandalyesini işgal eden. Vekiller ekseriyetle — bizde olsun, başka memleketlerde olsun — partilerini temsil eden birer şahsiyettirler ve bütün işler müsteşarların elinden çıkar. Bu bakımdan mevkii İktidara gelecek olan partinin Vekilleri kim olursa olsun ve ne kadar tecrübesiz bulunursa bulunsun Devlet işlerinde aksaklık olamaz. Binaenaleyh seçimler sonunda nıevkil iktidara gelmesi tahmin edilen Demokrat Partinin güçlüklerle karşılaşması ve tecrübesizlik yüzünden bocalama devresi geçirmesi mevzuu bahis bile edilemez.
Hususî teşebbüs Karaköy
nasıl gelişebilir?
(Baş tarafı 1 inci sahirede) anket 9 suali ihtiva etmektedir. Fikirlerine müracaat edilen zatlardan cevapların ay sonuna kadar Bakanlığa gönderilmesi İstenmiştir.
Ticaret Bakanlığı, bu arada şehir meclisi âzası B, Tekin Alptan da bu husustaki fikirlerini bildirmesini İstemiştir, u-çakla İsviçreye hareket eden Tekin Alpla Yeşilköyde görüştüm. İşleri İçin İsviçreye, oradan da Fransaya gideceğini ve fırsat bulduğu takdirde Paris-tekl firmalarla İstanbulun süt meselesi etrafında temaslarda bulunacağını söyliyen Tekin Alp'tan Bakanlığın anketine verdiği cevapları sordum. Dedi ki:
— Anket 9 suali ihtiva ediyor. Ben ancak 4 sualin cevabını hazırlıyarak gönderebildim. Diğer sualler uzun tetkikleri icabettirecek mahiyettedir. Bun lan da ay sonuna doğru Av-nıpadan cevaplandırabileceğiml ümit ederim.
— Cevap verdiğiniz hangi suallerdir?
— Anketin birinci suali şöyledir: «Yurd kalkınmasında hususi teşebbüsün bugünkünden daha geniş ölçüde faaliyet göstermesini sağhyacak nispette memlekette hususi sermaye terakümü olduğuna kani misiniz, ınesnedlerlnlz nelerdir?
Bu suale, memleketimizde bu ________
günkünden daha geniş ölçüde’ geldiği hakkında ı faaliyet gösterecek nispette hu- nedir?» Bu suali de
vinde olduğu mütalâa edilen büyük maden İşletmeleriyle büyük enerji santrallannın ve a-ğır endüstri sahalarının hudutlarını sarahatle tayine yarayacak kıstaslar ne olmalıdır?» Bu suale de diyebilirim ki prensip itibariyle bundan sonra büyük maden işletmeleri, büyük enerji santrallan, ağır endüstri sahaları tamamlyle ecnebi sermayesiyle iş birliği yapabilecek hususî teşebbüse bırakılmalıdır. Millî sermaye ecnebi sermaye ile birlikte bu işleri yapabilir kanaatindeyim. Ancak kati zaruret görülürse hususi kanunla devlete salâhiyet verilebilir. Bu hususta bir kıstas tâyinini müm kün görüyorum.
Diğer bir sual de şudur: «Yur dun çeşitli servet kaynaklarından ilk plânda değerlendirilmesi mümkün ve hususi teşebbüs bakımından en verimli ve en faydalı görülen Lş sahaları hangileridir?»
İlk plânda değerlendirilmesi lâzım gelen türlü i? sahaları hatıra gelebilir. Bu hususta her saha için ayn tetkikat gerekir. Bu sebeple memleketin durumunu göz önünde tutarak en son plâna bırakılması lâzım gelen iş sahalarını tâyin daha kolay olur zannındayım.
Dördüncü sual de şöyledir: «Sanayi ve maden alanındaki muhtelif meslek kollarının ne suretle teşkilâtlanması lâzım ı mütalâanı® ----------------------------------___— »w, ue şu yolda susl sermaye «rakümü otouSu- eerapland.rarak dedim kİ: S«-Hfl Ufinllm dpriim Rıı irnnr.ıMnı 1 __( ... ..
lna kaniim, dedim. Bu kanaatim'Myl ,e maa(hn sahasında çalı-
, bir senelik İktisadi sahadaki1 m m» ____
İtaIyada bir gemimiz daha denize indirildi
Cenova 19 (AP.) — Devlet Denizyolları hesabına burada İmal edilmekte olan «İskenderun» adlı motorlu gemi, bu-
gün burada merasimle denize mı hafta başında yüklenmeğe İndirilmiştir. 1 başlanacaktır .
rıhtımı
Sergi hazırlıkları hızla ilerliyor
İstanbul sergisiyle Taksimdeki İnönü gezisini birbirine bağlayacak olan beton köprünün inşasına başlanmıştır. İnşaat en kısa bir samanda bitirilecektir. Bu suretle sergi sahasiyle Taksim meydanı birbirine bağlanmış olacaktır. Köprünün altıdan otomablller geçecek, üstü münhasıran yayalara tahsis e-dilecektlr.
Sergi sahasındaki yeni inşaat İlerlemiştir. Sütnerbankın yaptırmakta olduğu büyük pavi-yonun ikinci katı da bitmek û-zeredir. Bu bina sergi sarayının zarafetiyle mütenasip bir şekilde inşa edilmektedir. Etibank paviyonunun da inşaatına başlanmıştır. Tekel paviyonu İnşaatı da başlamak üzeredir.
İstanbul belediyesinin pavi-yonu İçin Güzel Sanatlar eski genel müdürü Vedat Nedim Tö-rün başkanlığında bir komite kurulmuş, bu komite paviyotıun plânlarını ve resimlerini hazırlamış, lüzumlu malzemeyi mii-bayaa etmiş ve dünden İtibaren pavlyonun inşasına başlanmıştır.
Ticaret ve Sanayi odası pavi-yonu serginin en güzel pavlyon-larmdan biri olacaktır. Bu pa-vlyonun hazırlıklarıyla memleketin tanınmış sanatkârları ve dekoratörleri meşgul olmaktadır.
Ara seçimlerinin 14 ekimde yapılması kararlaştırılmış. muhtelif vilayetlerden 14 milletvekili seçilecekmiş. Küçümsenecek rakam değil hani. On dört tane devlet kuşu havada kanad çırpıyor konacak baş arıyor demektir.
Odun kömür
Belediye depolarında «atı$ artıyor
Seçimlere şöyle böyle iki aya yakın zaman var amma bu işe meyil verenler şimdiden rüyasını görmege başlamışlardır. İstanbulda güvercin yuvalı duvar diplerinden geçenler günden güne çoğalıyor. Kerli ferli kimseler de gözüme çokça ilişiyor. Duvarlara adetâ sürtünerek ağır ağır yürüyüşlerinden belli ki devlet kuşunun kısmet müjdesini evvelâ güvercinin ferahlanmasın dan bekliyorlar. Ceketinin, omuzuna veya şapkanın tc peşine pıt diye düşüverdiLJ mi, o gece seyreyle rüyalar!Q_ Hem ne rüyalar, ne rüya-CN lar! Sandıklar açılıyor, nifler başlıyor, rey puslala- u rının hemen hepsinin başını- £Z da senin ismin yazılı. Ne du-_O ruyorsun? Koş magazava.'yj al büyücek bir valiz, doldur Js içini, ver elini Ankara! On-dan sonra efendim, malum işte: Gir Meclise, otur aşağı. ® Konuşmak, monuşmak ne- £ ne lâzım? Anaç politikanla-'^" ra bırak o işleri; Konuşsan da, konuşmasan da ödene—Q ğin cebinde. Her fırsatta"Q Meclisin kapısından kanad Q) çırpıp seçim bölgesine narsın. Orada sağa sola se-lâm çakıp cep defterinin kı- l_ yıcığına bir kaç adet notuÇJ da karalayıverdin mi. sırtın yere gelmez artık. Bîiznillâ-hi teâlâ, 1950 umumi seçimlerinde de isminin yeri rey puslalarının başındadır!
Belediye muhtelif semtlerde mahrukat satmak için 12 depo açmıştı. Bu depolardaki odun ve kömür satışları gittikçe hararetlenmektedir. Dün beledl-I yeden alâkalı bir zat bu husus-Sabah ve akşam saatlerinde ta demiştir ki:
Karaköydekt Rıhtım caddesi | '
pek kalabalık olmaktadır. Sey-. rüsefer idaresi bu İzdihamı a-zaltmak için tedbirler düşünmektedir. Bu arada rıhtım caddesinde bakliyen 40 kadar taksi arabası denizyolları İdaresi ' binasının yan tarafında ve 3-niinde yapılan otomobil park-larına alınarak rıhtım caddesinin tamamiyle seyrüsefere açılması üzerinde etûdler yapmaktadır.
Kalabalığı azaltmak için tedbir düşünülüyor
, I — Bu senekl odunların evsafı
1 belediyenin geçen sene sattıklarından daha iyi olduğu gibi serbest piyasada satılanlardan da daha üstündür Ftatler de serbest piyasaya nazaran odunların çekisinde 3-4 lira daha u-cuzdur. En İyi evsafta kuru meşe odununun çekisi depoda 15.5 liraya, eve teslim şartiyle 16.5 ı liraya sattırıyoruz. Tarım Ba-I kanlığının bu sene bize tahsis | ettiği odun miktarı şehir ihti-[ yacınm yarısına yakındır, Man-Ancak vapurdan çıkan ve kömürü satışlarına da baş-yanında eşyası bulunan tren ,adlk- Mangal kömürünün, kö-yolcularının bu parka kadar! mü"ülcrds' 21 kur“5a
gelip otomobile binmelerinin güçlük yaratacağı düşünülmektedir. Bu mahzuru bertaraf etmek için 6 neı şube müdürlüğü denizyolları İdaresiyle görüşerek tren yolcularım getiren vapurları Kadıköy iskelesi yerine Karaköy cihetindeki rıhtım iskelesine yanaştırmayı temine çalışacaktır. Denizyolları bunu kabul ettiği takdirde rıhtımda bekliyen taksi arabalarının otomobil parkına alınmasındaki mahzurun azalacağı ve bu tedbirin kolaylıkla tatbik edileceği beyan ediliyor.
I ınürcülerde kilosu 21 satılırken belediye satış depolarında 16.5 kuruşa veriliyor. Bu sene tahsis edilen kömür miktarı da geçen senekinden fazladır. Bu miktar şehir ihtiyacının üçte biri kadardır. îcap e-derse tahsis miktarı arttırılacaktır.
mek ^re B'manyaya d.n-M.^h se^'k lkluMl ‘
bin ton kadar çekirdeksiz usum „ müşahedelerime da- Uskurundan serbestçe teşkilât-' "
satümıştm Bn Ukdmler sıt Ham ya„r. bu htausta rakam »e landırılmahdır. Yanı mesleki801
Hoş bir şey, doğrusu Allahın bildiğini sîzlerden giz-liyecek değilim ya, ne zaman seçim faaliyeti başlasa benim de iliklerim gevşer gi-bi oluyor. Vüvuduma acayip ürpermeler geliver, kendi kentlime; «Neden olmasın. diyorum. Devlet kuşlarından birinin yorgun düşüp veyahut şaşıp yanılıp de benim başımda tünemiycceği ne malûm?» rüyalar kâbuslar içinde huzurum bozuluyor, Ankara garında trenden iniyorum derken karyoladan...
Uzun sözün kısası, have-sim uyanıyor bu ise. Yeni seçim kanunu tasarısı ser-bes adaylığı kabul etmiyor, vccahi ve gıyabi dostlar bir himmet etseler bari. Sizi temin ederim ki, sözün gümüş, sükûtun altın olduğunu bilenlerdenim ben. Araseçimlerden vazgeçtim, fakat umumî seçimlerde bir tecrübe ediniz. İstanbulda toplanırız, bol bol konuşuruz. Bülbül kesilirim, size neler söylerim, neler! Vaat projelerim yıllardan beri hazır duruyor. İstanbulu bol suya kavuşturacak, hayatı ucuzlatmak, beyaz undan ekmek yaptırmak, mülk sahipleri lehine ev kiralarını yükseltmek, kiracılar lehine indirmek. Boğazın iki yakası arasında asma köprüler kurmak, belediyeyi paraya gargetmek. . daha nelerim var amma şimdi marifetlerimin hepsini bir nefeste dök-miyeyim ortaya.
Bunları burada sîzlere anlatırım. fakat Ankaraya vardıktan sonra ağzımı açıp da iki çift lâf ettiğimi duyarsanız öbür secimde rey vermeyiniz bana!
Vc dahi selâmlar, saygılar.
Trabzon vapuru Batı Akdeniz seferine çıktı
Denizyolları idaresinin «Trabzon* vapuru dün «Ankara» vapurunun yerine saat 11 de Batı Akdeniz Hattı seferine çıkmıştır. Vapurun saat 10 da kalkması İcap ederken geciken muameleler yüzünden bir saat rötarla gitmiştir. En seferinde «Trabzon» la 342 yolcu gitmiştir. Bunların arasında Nâzım Poroy, Çalışma Bakanlığı U-mum müdür muavinlerinden Şükrü Soykan, aynı Bakanlık şube müdürlerinden Ekmel Ön bulaş, Ord. Prof. Dr. Mazhar Osman Uzman. Prof. Niizhat Kürkçüoğlu, Prof. Mustafa t-nan. Prof, thsan Şükrü Aksel. Beden Terbiyesi müfettişlerin, den Danyal Tepedelenll vardır.1
Streptomisin sarfiyatı artıyor
Streptomisin sarfiyatı glttik-î artıyor. Yapılan hesaplara göre her geçen ayda sarfiyat
----- ----meslekî
, --------,uutuxı serbestçe İnkişafına Wr evveIh;ine nazaran 2-3 misli
Teslimine son 011 sene içinde umumi ta- meydan verilmelidir. Hiikûme- sıvaşmaktadır Bu ilâcın muh tin müdahalesinden fayda um-' telw hastalıklara iyi geldiği bll-muyorum, Yalnız İhtiyaç görüldüğü hallerde hükümet yardımla iktifa etmelidir.
burg olmak üzere 72 buçuk ku-^vesalk de zikredebilirim. Filvâkl şuurun ruşlan verilmiştir. t’^h.vu .
eylül sonun» kadar devanı edi- J sarrufiann gelişmesi milyon H-
1 .. ı ra olarak şöyledir:
Sene- Banka- Teda- Umumi ] si lardaki vüldekı tasarruf mevduat devlet parası-tahvilâtı mn yekûnu
rjuu JVUUUrt r.tıu(ı( MCVMII Vkll lebllecek, ondan sonra Alman-1 lar yeni üzüm partileri satın alacaktır. Üzümlerden bir kıs-
S. G.

Devlet Tahvilleri
— Devlet Tahvillerinin gelirini nasıl arttırabilirim?
— Onları Yapı ve Kredi Bankasına vadeli olarak yatırmak suretiyle...
— Bu takdirde gelirim ne kadar artar?
— Devletin verdiği yüzde 4.5 ve 6 faizlere Yapı ve Kredi Bankasının ilâve ettiği yüzde 1 ile geliriniz yüzde 5,5-a ve 7-ye yükselir, Ayrıca Banka muhafaza ücreti, kupon tahsil ücreti gibi hiç bir masraf almadığı için bunları da kazanmış olursunuz,
hassa memleketimizde veremin tedavisinde kullanıldığı malûmdur. Veremlilerin tedavisinde ve bilhassa B.C.g verem aşısının tatbikatında önemli tecrübe ve etûdler yapmış olan doktor Nu-reddln Onurdan streptomisinin veremin tedavisinde ne dereceye kadar faydalı olduğunu sorduk. Nureddin Onur dedi ki:
Cemal Refik
ıllllllllinilllUlHIHilllinHiHillfHinillllllllllHllllllllllllinilllllllllUllllllimılı Doktor ve Eczacıların nazarı dlkkatine:ı
SCHERING CORPORATIJN OF AMERICA
Blooınfield, New Jcrsey.
yazılı müstahzarattan memlekete
Suriyeli öğretmenler geldiler
Bir müddettenberl Ankarada bulunan Suriyeli öğretmenler l^ğ|. i kafilesi bu sabah şehrimize gel 1400' mij3,erclir' 8 erkek, 15 bayan öğ-| retmenden müteşekkil kafile görülen!Çapa eğitim enstitüsünde ml-
1938
1943 I 1945 1047
I 1948
I Resmi
1400 milyon liralık tasarruf ak-'safir edilmişlerdir. Misafir öğ-çeslnden yarısının hususi te-' retmenler dün Taksim âbldesi-şebbüslerde kullanılacağını ka- ne çelenk koymuşlar, vilâyeti, bul etsek hususî sermayenin müsait şartlar altında bugün-günden kat kat fazla faaliyet göstereceği inkâr edilemez.
Anketin ikinci suali şöyledir: («Devletin bizzat yapmak göre-.
291 12Ö
52»
730 781)
33
9C
213
56Û
62(1
324
516
143
istatistiklerde
T
ı.
ve milli eğitim müdürlüğünü zl-'yaret etmişlerdir. Suriyeli öğretmen kafilesi şehrimizde on j gün kadar kalacak ve bu müddet zarfında görülecek yerleri ' gezeceklerdir.
— Bu İlâç veremin bazı şekillerinde ve bazı kayıtlar altında kullanılmak şartiyle ha-. kikaten faydalıdır. Fakat gelişi güzel kullanılmasında İliç bir fayda yoktur. Memleketimizde, maalesef streptomisinin kulla- ] nılması lüzumu olmıyacak şekil, de genişlemek istidadını gös- i termektedir. Bu ciheti de kaydetmeyi faydalı bulurum. |
Sayın
S
U. S. A Aşağıda
kâfi miktarda gelmiş bulunmaktadır. ORETON Ampul 10 tngm.lık ORETON » 25 nıgmJık
ORETDN-M Tablet lOmgm.lık ORETON-F Pcllct 75 nıgmJtk PROFOLIOL-B Ampul (forte)
5 tnpn.lık PROFOLIOL-DH Tablet
(forte! 0.5 mfm.lıb
■^■ŞARK TİCARET KOLLEKTİF ŞİRKETİ
S u i. A tekrar
PRIODA.K Tablet 0.50 çr.lık SULAMYD Tablet 0.50 gr.lık SOPRINAL Tablet 0.5 mfm.lık TETRAMEL Itıj. Ampul 5 cc.
Sahlfe 4
A K A M
20 Ağustos 1.9-19
iktisadi kalkınma plânı
Bugiinkii iktisadi sıkıntıların esası ve mahiyeti
İnönü'nün Nazili ide hitabesi
(»İktisadi kalkınma plânu meselesi senelerden beri günün mevzuunu teşkil tünektedir. Ecnebi mütehassıslar tarafından duy görüşleri aksettiren bir çok tetkikler yapıldığı gibi Türk mütehassıslarının iç görüşlerini tebarüz ettiren bLr çok kıymetli yazılar da neşredilmiştir. Bugünden itibaren en mü* hlm kısımlarını okuyucularımıza sunmağa boşladığımız iktisadi kalkınma plânı «İç görüş» mahsulü olmakla beraber memleketin bünyesine mahsus hususiye Heri göz önünde bulundurmak, ve tecrübeli bir iş adamının düşüncelerini belirtmek itl-barile ayrıca ehemmiyete şayandır. Bu plân alâkadar yüksek makamlara takdim edilmiştir vc İhtisas daireleri tarafından tetkik olunmaktadır.
Plânın muharriri Tekin Alp tır. B, Tekin Alp okuyucularımızın meçhulü değildir. Muhtelif iktisadi meseleler hakkında görüşlerini ve kıymetli fikirlerini AKŞAM vakit vakit neşrel-miştlr. Esaslı bir bilgiye dayanan bu yazılar daima alâka He takip edilmiştir. B. Tekin Alp'in hazırladığı iktisadi kalkınma plânının da aynı alâkayı eelbedeccğlne emini*.]
Plândan ne anlıyoruz?
Hayat pahalılığının bizdeki hususiyeti
İktisadi kalkınma plânı mev-suu çok iddialı bir bahis tesiri yapar. Hele «plânı tesiri büsbütün tezyit ve teyld edecek mahiyettedir. Dünyanın en muazzam dâvaları plân ile halledilmeğe çalışılıyor. Mors-hall plânı bütün Avrupayı İktisadi müzayakadan kurtarmak. Beverlç plânı beşeriyetin en bahtsız sınıflarına huzur ve refah temini maksadına matuftur. Harb esnasında bir çok memleketler baza büyük müte-
fekkirlerin kafasından çıkan f
Umumi suretle denebilir ki memleketimizde hayat pahalı-yüzundeu diğer bütün memleketlerden çok fazla sıkıntı çekilmekledir. Çünkü yabancı memleketlerde millet efradının geliri gidere göre ayarlanmış bulunmaktadır. Oralarda milli paranın iştira kuvveti azaldıkça emek ve hizmet sahipleri istihkaklarım m ak üşen mütenasip bir surette arttırma- ' ğn İmkân buluyorlar, memleketin iktisadi bünyesi ve teşkilâtı buna müsaittir. Bundan
“Doğru bir seçim yapmaya bir mani yoktur,,
“Biribirinize itimat ediniz, seçim neticelerinin doğru olacağına inanmak lâzımdır,,
ÜZİK
Modern müzik hakkında
plânlar sayesinde açlıktan ve türlü türlü mahrumiyetlerden kurtulmuştur- İsviçrede gıda maddelerinin istihsalini bir kaç misil arttırmağa hizmet etmiş olan Vahlen plânı bu cûmle-dendrl.
Bu ve bu kabil yazılarda böyle yüksek iddiaların bahis mevzuu olanııyacağım İzaha lüzum yoktur. Burada plân tâbirini lügat mânasında kullanıyoruz. Maksadımız, İktisadi kalkınma meselesinin umumi re esaslı hatlarını kısaca çizmekten ibarettir. Şunu İlâve edelim ki. iktisadi kalkınma tabirini ideal mânasında kullanmıyoruz, yani uzka bir âtide tahakkuk edebilecek ümitlerimize ve gayelerimize işaret etmek istemiyoruz. Bu yazımız en ziyade günün meselelerde alâkadardır. Çünkü, kanaatı-mızca bugün ticaret ve iktisat âlemimizin maruz bulunduğu zorluklar ve sıkıntılar bir neşvünema buhranından başka bir şey değildir. İktisadi kalkınmaya müteallik essah meseleleri plân dairesinde gözöniın-de bulundurursak bugün memlekette buhranlı bir hava yaratan çeşitli meseleleri halletmek çarelerini bulmak vazifesi kolaylaşır.
Esaslı ve geçici meseleler
Bugün ticaret âlemimizde esaslı meselelerle geçici meseleler birbirine karışıyor, içinden çıkılamıyor. ı Piyasada para darlığı vardır, karaborsada dolar 425 e çıkmıştır, binaenaleyh Türk parası kıymetten düşmüş demektlri gibi telâşlı sözlerle ortalık velveleye veriliyor, asıl üzerinde durulması lâzım gelen meseleler İkinci plânda kalıyor. Karaborsada doların yükselmesi üçlü takasın tabiî bir neticesidir. Üçlü takas kalkınca karaborsanın bu yağlı kuyruğunun dahi ortadan kalkması pek tabiidir. Para darlığı, bir kaka mevcudu meselesidir. Tacirin kasasında mevcut para bulunmaması mutlaka fena alâmet sayılamaz, tozan, tacirin ka.yi.sinda bol para bulunması işsizliğe alâmet sayılır.
Bugün piyasada görülen para darlığı nihayet mutaddan fazla bLr ciro neticesi olabilir. Bu da bir kaç aydan fazla sürtmez. Kanaatimizce iktisadi kalkınma ile alâkadar yalnız şu tiç mesele vardır, burada bİ2 yalnız onlarla meşgul olacağız.
! — Hayat pahalılığı.
2 — Senelik dış ticaret muvazenemizin büyük açıkları.
3 — Devlet ekonomi sahasının günden güne genişlemesi ve buna mukabil ferdi ekonomi •■hasının günden güne daralması.
Bu üç mesele de sıkı surette blrhirin- bağlı bulunduğu için hepsini iktisadi kalkınma çerçevesi İçinde tahlil etmeğe ça-hşacağız.
dolayı emek ve hizmet sahipleri oralarda bütçelerinin iki u-cunu İyi kötü bir araya getirmeğe muvaffak oluyorlar. Halbuki bizde bu ayarlama mumcun değildir. Netekim bugün bizde geçim endeksi harbden evvelkine nispetle beş msill arttığı halde emek ve hizmet istihkakı ancak İki ve nihayet üç misil artmış bulunmaktadır. Halkın kahir ekseriyetini teşkil eden emek ve hizmet erbabının bundan dolayı ne kadar sıkıntı çektiğini uzun boylu İzaha luzum yoktur.
Şurası muhakkaktır ki, hayat pahalılığına esaslı bir çare bulunmadığı müddetçe dış ticaretimizin muvazenesini düzeltmek. iktisadi kalkınma teşebbüslerinde muvaffakiyet sağlamak mümkün olmayacaktır. Unutmıyaiını ki müstahsil aynı zamanda müstehliktir. M üs-tahsil İhtiyaç maddelerini pa-' halı alırsa istihsal maliyeti ona göre yükselir. İstihsal maliyeti yüksek olan maddeler için dünya piyasalarında müşteri bulmak zor olur. İstihsal maliyeti yüksek olursa, iç piyasada dahi ecnebi mamulatın rekabetine mukavemet etmek mümkün olamaz. Milli mamulleri ilelebet ancak yüksek gümrük resimlerde yaşatmak, ancak otarşi iAutarchle) yani kendi kendine yeter ekonomilerde kabili tatbik olur. Halbuki hedefimiz kültür sabasında olduğu gibi İktisadi sahanla dahi kendimizi hudutlarımız içinde hapsetmek değil. dünya manzumesinde hayırlı, faydalı ve feyizli bir unsur olmaktan ibarettir.
Son zamanlarda hayat pahalılığına karşı en müessir çare olmak üzere en ziyade istihsalin arttırılması lüzumu Beri sürülmektedir. Halbuki istihsal maliyetini ucuzlatmadan İstihsali arttırmak kolay bir İş değildir.
Şurası da var ki, hayatı u-cuzlatmadan devlet bütçesinde muvazene tesis etmek pek zor olur. Memlekette en büyük müstehUk Devlet değil mi? Devlet, ayniyat ve hizmet erbabına ücret ve maaş olarak senede bir buçuk milyar lira sarfeder. Şu veya bu vasıta ile hayat yüzde yirmi derecesinde ucuzlarsa Devletin bütçesinde üç yüz milyon liralık tasarruf sağlamak mümkün olur.
Nazilli 19 — Cumhurbaşkanı İnönü dün Denizliden buraya gelmiş, büyük tezahüratla karşılanmıştır. İnönü istasyondaki büyük bir binanın balkonundan Nazlllllcre şu hitabede bulunmuştur :
■ Muhabbetiniz beni çok mütehassis etmiştir. Size minnettarını. (Alkışlar, sağal, varol sesleri) Sizin bu tnânah ve samimi muhabbet gösterinizden İstifade ederek size bir ricada bulunacağım, Nazilli bizim yeni siyaset hayatımızda faal bir köşedir. Burada vatandaşlar muhtelif partiler ve münakaşalar içinde birbirine karşı bazı sert vaziyet almışlardır. İsterim ki bugün bana gösterdiğiniz muhabbeti birbirinize gösteriniz ve Nazi İlil Uer siyasi partilerin mücadelesi İçinde sağlam bir yol, verimli ve feyizli bir yol tutmakta en önde bulunsunlar.
Eğer siz en hararetli mevkilerden biri olarak birbirinizi: anlamakta bana yardımcı olursanız bana İyi örneklerden birinin zevkini vermiş olacaksınız.
Ortada bulunan meselelerden hiçbirinin ciddi bir ehemmiyeti yoktur. Memleket o hale gelmiş tir ki siyaset anlayışı vatandaşların siyasi haklarını görüşleri ve kavrayışları o dereceye yükselmiştir ki meselâ doğru bLr seçim yapmağa hiçbir mâni) yoktur. Bu memlekette artık serbest bir seçimi bütün neticeleriyle tahakkuk etttrmlye-cek engel tasavvur olunamaz. î-Umadınıa birbirinize esirge-
mezseniz her türlü anlaşmazlıkları ortadan kaldıracaksınız. Bu itimat teessüs etmezse ne hal İçin, ne âli için rahat yoktur, Bugünkü gerginlik devam ederse yarınki seçimi haııgi par ti kazanırsa bu gerginlik artar.
Birbirinize itimat ediniz. Seçim neticelerinin doğru olaca-cagma mutlaka riayet göreceğine ve yeni seçimde kazanan kim olursa olsun emniyet ve huzur halinin devam edeceğine İnanmak lâzımdır. Bu İnan bugünden başlar.
Demokrasi rejimi vatandaşların birbirine emniyet ve İtimadı üzerine kurulacaktır. İnsafsız şekilde bir taraf öteki tarafı kötüleyerek demokrasi rejimi kurulamaz.»
İnönü bundan .onra Nazilli mensucat fabrikasını gezrrilş, burada konferans salonunda müdür, mühendis, memur ve İşçilerle hasbıhalde bulunmuş, İşçilere İzmlrde muhtelif fabrikaları dolaşırken söylediği sözleri okuyup okumadıklarını sormuş ve okudukları cevabım aldıktan sonra demiştir ki:
»Orada söylediklerim umumi olarak işçilere soyliyeceklerim-den İbarettir. İşçiler kendi siyasî kanaatlerinin sahibi olacaklardır. Fabrika Lçinde hem müessesenin hem de kendilerinin İşlerini siyaset münakaşala-n dışında dostluk hisleri içinde yürüteceklerdir.
işçiler, hür vatandaşların teş-
kilâtı İçinde kendi meslek menfaatlerini ve kanun haklarını korumak İçin feyizli ve verimli bir surette çalışacaklar-
dır. Benim işçilere karşı en ziyade ehemmiyet verdiğim mesele şudur: Onların. mesleklerinde ve meslek haklarında kanun teminatından tamamlyle İstifade etmeleri ve vazife dışında siyasî kanaatlerini herhangi bir şekilde göstermekten yürütmekten her hangi bir rahatsızlık duymamalarıdır, anlıyor musunuz? (anlıyoruz sesleri, alkışlar t Her şeyden evvel meslekte bulunanlar kendilerine ve kanuna İtimatları ve bütün müessese İçinde bulunanların birbirlerine riayetleri olsun vazife dereceleri kanunun dereceleri bir meslekte çalışanların birbirlerine vaziyetlerini temin eder, sekteye uğratmaz. İzmlrde söylediğim gibi memleketin muhtelif tabakalarından toplanmış yurt çocuklarının ordunun iyi birer muharip olarak yetiştirmesi gibi fabrikalar da muhtelif tabakalardan gelen ve muhtelif siyasi kanaatlere sahip olan işçileri iyi ve dost birer uzmaıı vatandaş olarak birbirine kaynatır. Sizden İstediğim bundan 1-barettir. Size çok teşekkür ederim arkhadaşlar, Allahaısmarladık.»
İnönü fabrikadan ayrıldıktan sonra geceyi Çamlık istasyonunda hususi treninde geçirmiştir.
AKŞAM - S P O R
ı____________________
Türkiye - Avusturya atletizm karşılaşması
Bugün İnönü stadında saat 16 da yapılıyor
Şu halde demek oluyor ki dış ticaret, Devlet bütçesi muvazenelerinin bel kemiği, geçim seviyesinin ve daha doğrusu İstihsal maliyetinin normalleşmesinden ibarettir.
Bundan sonraki yazımızda hayat pahalılığı meselesinde bu bakımdan tetkike devam edeceğiz.
* Milli Eğitim Müdürü Murat Uraz, Anka raya hareketini Ud gün tehir etmiştir. Murat Uraa pazar günü gidecek ve porşem-j be günü dönecektir.

Bugün İnönü stadında saat 16 da Türkiye - Avusturya milli atletizm karşılaşması yapılmağa başlanıyor. Uzun, senelerden sonra tik defa atletizm sahasında yapılan bu milli maça. atletlerimiz 20 gündenberi Mlrgiinde kurdukları bir kampta hazırlanmaktadırlar.
İki giin devam edecek olan Türk - Avusturya milli atletizm karşılaşmasında bugün yapılacak müsabakalar şunlardır:
Yüksek atlama. 100 metre, gülle atma, 800 metre, uzun atlama, 400 metre, çekiç atma. 5000 metre, 4 X 100 bayraktır. Türkiye - Avusturya milli atletizm karşılaşmasına her millet namına ancak iki atlet girecek, birinciye 4, İkinciye 3, üçüncü ye 2, d ördüncüye 1 puan, bayrak yarışlarında da birinciye 4, liklnclye 2 puan verilecektir.
Yüksek atlama: Avusturya namına Dr. Pllhatseh derecesi 1.90, Sturm derecesi 1.85; Türkiye namına A Bolyofkim derecesi I.8O, Mahir Araş derecesi 1.75 gireceklerdir.
100 mette: Avusturya namına Struckl derecesi 10.8, Fralss derecesi LÛ.9; Türkiye namına Necdet Ergûn derecesi 11. İlhan Toşucu derecesi 11.2 gireceklerdir.
Gülle alma: Avusturya namına Tunner derecesi 13.15, Coufal derecesi 13.07; Türkiye namına Nuri Turan derecesi 12.72. Necdet Akın derecesi 12.88 gireceklerdir.
800 metre: Avusturya namına Grili derecesi i.55.5, Nınz derecesi 1.58.1; Türkiye namına Turhan Göker derecesi 1.59,3 Ekrem Kaçak derecesi 2.00.21 gireceklerdir
Uzun atlama: Avusturya namına Hofhaner derecesi 6.945, Stieglcr derecesi 8.72; Türkiye namına Ruhi Sarıalp derecesi 6.83,5. Avnl Afcgün derecesi 6.89 gireceklerdir.
400 metre: Avusturya namına BJöch derecesi 50.6, Haideg-ger derecesi 51.6; Türkiye namına Kemal Horolu derecesi 50.8, Doğan Acarbay derecesi 5Û.8 gireceklerdir.
Çekiç atma: Avusturya namına Deril derecesi 46.50, Coufal derecesi 43,86; Türkiye namına Torna Balcı derecesi 44,14; Muzaffer İskender derecesi 43,27 gireceklerdir.
5000 metre: Avusturya namına Rötzcr derecesi 15.03, Wöber derecesi 15.05; Türkiye namına Cahld Önel derecesi: 15.12, Osman Coggiil derecesi 15.15,6 gireceklerdir.
Günün en heyecanlı yarışı şüphesiz ki bu olacaktır. Türki-yenin ikj en güzide atleti bu mesafede yarışacaklar ve herhalde 15 dakikanın altında bir Türkiye rekoru hediye edeceklerdir.
4 X 100 bayrak: Avusturya namına Struckl. FTaiss. Rorst-ner. Stlegler'den müteşekkil takım girecektir Derecesi 43.7 dir.
Türkiye adına da bayrak yarışına Roşld Öz taş. Kemal Ak-sur. İlhan Taşucu, Necdet Er-günılen mürekkep bir takım iştirak edecektir. Derecesi 4-1.0 dır.
Bugün yapılan rûüsabakaiar-jda her İki takımın da müsavi bir puvap durumuna mâlik bulunacağı ve asıl neticenin yarın yapılacak olan müsabakalardan sonra belit olacağım Lah min etmek hiç (lc zor bir iş değildir.
Türk milli atletizm takımını teşkil eden atletlerimize başarılar dilerken, soğukkanlı ve taktikii yarışmalarını da bllhas sa tavsiye ederiz.
Avusturya kafile başkanı A. Hermann Wradehtil’Ln de dediği gibi her iki milli takım elemanlarının son yaptıkları dereceleri tetkik edersek müsabakaların çekişmeli geçeceğinden e-min bulunmaktayız.
Son zamanlarda memleketimize gelen Amerikalılar hariç, en kuvvetli elemanlara malik takım şüphesiz kİ AvusturyalIlardır. içlerinde 6 tane doktorun ve 5 tane doktor namzedinin bulunması da Avusturya, milli atletizm ekibinin ne kadar kültürlü kimselerden müteşekkil bulunduğunu göstermesi bakımından hayli enteresandır.
Halûk SAN
Hayat kanunlarla mukayyet olduğu gibi hayatın aynası o-lan musiki sanatı da öylece kanun ve kaidelere bağlıdır, Bu en zaruri kanunlardan birisi de teakup ve tevali kanunudur. Her tesirin mutlak surette bir aksi tesiri vardır M bu da bir başkasını doğurur, meydana getirir. Bu, kendisine gelip çarpan cereyanı geldiği yere atar, geriye püskürtür ;yenl bir şekli, yeni bir tan ortaya çıkar. Bununla beraber bu tarz, aynı şeklin devamı ve tıpatıp benzeri değildir. Gerçi bunda eski düşünüş ve duyuşa doğru bir dönüş görmemek mümkün değildir. Fakat tarz asla aynı tarz olmayacaktır; çünkü tekâmül esnasında dalma iz bırakan tesirlere mâruz kalmıştır.
İşte bu sebepledir ki modem müzikten bahsederken onun doğduğu ve Dağlı olduğu kaynaklan geniş çizgiler halinde mütalâa etmemek imkânsız gibidir.
Milletlerin hayatında musiki daima müstesna bir yer İşgal etmiştir. Eski medeniyetlere doğ ru ne kadar çıkılırsa çıkılsın, bütün dini ve İçtimai büyük tezahürlerde musikinin varlığına şahit oluruz.
Musiki İster İptidai, İster mütekâmil İnsanda olsun .onda mevcut olan en yüksek ve en canlı şeyin ifadesidir. Fakat İlk İnsanı hatırlayınca ondakl musiki anlayış ve idrakinin modern lnsanınklnden âşikâr surette başka olduğunu derhal hissede riz.
İlk insanda musiki, raks ve şarkı ile sıkı sıkıya bağlıdır. Bu Ritmik üç ifade, İçtimai ve dini mahiyetteki müşterek merasim vesilesiyle sanki kendiliğinden, doğu vermiştir. Üç ritim, sanati-nln blrblriyle bağlılığı o kadar sıkıdır ki bunlara, kendiliğinden tekevvün eden sanatla biricik ve yegâne ifadesidir dense yeridir. Bu anlayış ve idrak, sahip olduğu bütün vasıtalarla ve bü tün varlığiyle kendisini İfade et meğe savaşan ilk insanın tabla-tlnden doğmuştur. Bu insan he nüz sanat şekillerini ayırdede-memektedlr. Bunlar ancak zamanla şahsileşecektlr.
Büt ün diğer san ati erden ziya de musiki, Kaynağından uzak taşmadan, en yüksek güzellik derecesine ulaşabilir. Rakstaki ritmin sihrine kapılmak ve tro plkai bir geçenin ıssızlığı İçinde kendi sesinin aksini dinleyip heyecan duymak İçin okuyup yazma bilmeğe ihtiyaç yoktur. Fakat halk arasındaki bu kolay yayılma hassasına rağmen musiki, yüksek ilim sanati de u-labillr. İşte bunun içindir kİ hiç bir sanat musiki kadar halk işi olmamıştır; fakat musiki kadar , kadri bülnmlyen sanat dc yok- ( tur. dense yeridir.
Musiki, tabiatı kati olarak tâ rif olunamıyan bLr sanattır. Her büyük devirde tesadüf ettiğimi» musiki tariflerini mukayese e-decelr olursak birbirlerini tama mile nakzettiklerini görürüz. Bu tenakuz da Isbat eder ki musiki, tamamlyle orijinal ve hususi karakterde bir Tezahürdür
Eski medeniyetlerde musiki mânevi ye esrarlı büyük bir kuv velin kaynağı idi. Fakat önce musiki bir sihir kuvveti olmakla tanındı; ondan mucizeler beklendi. Hotnire devrindeki Yunanlı, yarasından akan kum durdurmak için musikiden medet umdu. Yağmur yağdırmak yahut güneşli havaya kavuşmak için Hintlilerde şarkılar mevcut olduğunu biliyoruz. Eski Mısırlılar ve eski Yunanlılar da sihirli şarkılar, çocukların doğumunda mühim bir yer tutmakta İdi. Bazı melodilerin sihirli kuvveti hakkında Çinlilerde sayısız efsaneler mevcuttur. Bu l-nancın bütün eski zamana hâkim olmasında şaşılacak bir şey yoktur; çünkü mukaddes kitaplarda dahi (Kelimetullah) a atfedilen ehemmiyet meydandadır. Mısır ilâhı Thot, ne bir düşünce ile, ne de bir sözle dün yayı yaratmıştır. Mısırlılar o-nun, miithiş bir çığlıkla dünyayı yoktan var ettiğine, ve kendisi gibi diğer dört ilâhın da ay nı çığlıklarla, aynı usul vc kaidelerle kâinata düzen verdiklerine inanırlardı.
Söz, ritim ve ses., işle eşyadaki nizama iyi ve fena şekiller vermeğe muktedir olan ihtizaz kuvvetlerini ihtiva eden unsurlar.. söz, ritim ve ses., insanın zekâ katına yükselmesine yardım eden unsurlar., insan boy-lece hayvandan ayrılır. Önce Su nuşma sesi, sonra şiir heceliyen ses ve türkü, sesi., işte insan ru bunun ilk ifadesi., ve yine s's sayesinde, sesler sayesindedir ki musiki, şahsî bir sanat olma tekâmülüne nıazhar olacaktır. İlk eşlik sazlan ortaya çıkınca bun lar da tabiatin eseri olacaK(ardır. Ses, nefes sazlarının ana ör neğl olmuştur; etler de vurularak çalman çalgıların ilk ömcSİ bununla beraber bu unsurlu r problemin ancak dış görünüşüdür. Hiç şüphesiz musiki sazlar vasıtaslyle yapılacakur. Fakat musikinin kendisinde maddi olmıyan oîr temel, canlı bir şekil vardır ki bil psikolojik bir cevhere bağlıdır.
Medeniyetler boyunca tekâmül edecek olan; musiki şekil ve tarzlarını armonileri, melodileri ve çeşitli ritimleri yaratacak olan ou psikolojik muhtevadır. Devam edecek olan bu etüdde bunu takip etmeği deneyeceğiz,
Berthe Nyssensten çeviren;
Fikri ÇİÇEKOĞLT

İstanbulspor kulübünün deniz gezintisi
İstanbulspor kulübünün tertip ettiği deniz gezintisi 20.8.Û40 cumartesi günü yapılacaktır. Gezinti İçin ayrılan hususi vapur saat 21 de Galata rıhtımından kalkacak, Boğazda ve Adalarda bir ccvalân yaptıktan son ra Kadiköye uğrayıp Köprüye dönecektir. Gecenin neşeli geçmesi için tertibat alınmıştır. Davetiyeler Necini Rum mağazasından temin edilebilir.
Semiha Berksoy’un şan konseri
Dün Viyanaya hareket eden soprano Semiha Berksoy’un, Kndıköy Halkevi güzel sanatlar kolu tarafından tertiplenen ve 16 ağustos salı günü akşamı verilen konser, mevsimi çok gecikmiş olmasına rağmen kalabalık ve güzide bir topluluk tarafından dinlendi. Kendisini İstanbul ve Ankarada senelerden beri dinlemek fırsat ve imkânını bulamadığımdan sonsuz bLr sevinçle konsere gittim.
Programda Beethoven, Schu-man, Brahms, straua, ve Wag-ner’den seçilmiş parçalarla, Tosça, Cermen vc Cavalang Rusticana’dan aryalar dinledik, sanatkâra piyanoda refakat e-den Vecihe Koral’ın duygulu ve anlayışlı çalışını zikretmek bir vazifedir.
Semiha Berksoy hemen her parçada tabii sesinin güzel kalitesini iyi kullanabileceğini ve çok iyi bir ekole sahip olduğunu gösterdi.
Sesi bilhassa wagner ve dramatik eserlerde hakiki kıymetini buluyor ve malik olduğu ekolün Lyi vasıflarım tamamen belirtiyordu. Buna rağmen denilebilir ki Straus'un «Rııhe Meinc Seele» ile Brahms'hı İki Ued’i ve bilhassa Carmen’den
300 ceza zaptı
İstanbul belediyesinden: Barı gazetelerde 300 e yanın zabıt varakalarının belediye daimi komisyonunca iptali için tekili yapılacağı ve ekmeğin şekil ve vezni halikındaki son kararın daimi komisyonca İmzalanmadığı yolunda haberler neşredilmiştir.
1 — Salahiyetli memurlar tarafından düzenlenen zabıt varakaları üzerine ceza tayini. 1608 sayılı umuru belediyeye müteallik, ahkâmı cezaiye kanununa göre kaymakam ve belediye şube müdürlüklerine aittir. Binaenaleyh zabıt varakalarında tesbit edilen fili ve hareketlerin mevzuatımıza göre suç mahiyetini taşıyıp taşımadığının tâyin ve takdiri ancak kamına göre kaymakam ve belediye şubesi müdürlüklerine mevdu bir keyfiyettir. Bu itibarla ceza zabıtlarının iptali yolunda daimî komisyona teklif yapılacağı hakkındaki haberler asılsızdır.
2 — Ekmeğin gramajı, şekli ve fiati hakkındaki teklif tinimi komisyonca tezekkür tünerek ilân edildiği şekilde karara bağlanmıştır. Keyfiyet bu şekilde tavzih olunur.
Operatör - Jinekolog
IDr. Hayri Demirtekinj
Doğum ve kadın hasta- I
1 ıklar t mütehassısı, I Maçka Kalıpçı sokak No. 102] ■ kat 3. Muayene; 14 - 19««
Habaneva konserinin en mu-vafakıyetli parçaları idi.
| Konsere hazırlanmak için kâfi zurnan ayrılmadığı, halkın reoşkun ve rürekli alkışlarına rağmen yapacak bir parça bu-iundurulamaınasından anlaşılı-l yordu.
I Salonu tamamen dolduran
kuvvetli sesi, her parçayı müzikal bir anlayışla ifadesi, rejiniz enfenasyonu ve pes sesicr-jde kontralto karattteri taşıyan (güzel tabii sesiyle çalışımı sa-jhası bulabileceği her yerdi- mu-|vaffakıyei kazanabileceğine e-ıııin bulunuyorum.
f Tarihten Şahit eler {
--ı_— m^ii. ı—~ ~ — — ~ .T.
^bdiilmecidin kılıç alayı
Türk-Fransız
Ordu atletizm
dostluğu
ekibi gitti
Cülusuna (Bir liri, çifte delik -Abdülmecit oldu Meliki tarihi söylenen Abdülmecit tahta çıkışının on birinci perşembe gn-nü Eyüpsultan türbesinde ananevi merasimle Hazrctl Faruğun kılıcını kuşandı.
Padişah Eyübe saltanat kayığı ile gelmiş, halk ve türbe civarında toplanan devlet ricali, saray mensupları tarafından selâmlanın işti. Genç Hükümdara Halife Ömer'in kılıcını Naklbül-eşraf sudurdan Abdürrahlm e-fendi kuşattı.
Ve yeni Padişah tertip olunan alay ile Edimekapısı caddesinden avdetle Fatihin türbesini ziyaret ve oradan Atpazari, Ba-yeait. Divanyolunu geçerek top-kapı sarayına döndü.
Yabancı devletlerin elçileri
- için Eğrikapı caddesine çadırlar vurulmuştu. Padişah oradan geçerken Mabeyin katibi Tefvik beyi göndererek sefirlerin hatırını sordurdu.
O gön Topkapı sarayının bine ktaşından iç kapısına kadar şallar ve pul işleme canfes kumaşlarla. ustufaiar döşenmişti. Aynca iç kapıdan dış kapıya kadar, harem kapısından şadırvan kapısına kadar, kubbe odadan kapıya, kahve sofasından mermerliğe kadar da muhtelif renklerde canfesler, ustufaiar döşenmişti.
Sarayın harem avlusunda peyklere, hademelere ve mıızi-kacıiara altmış kese altın ve iki futa çil para, saçıldı. Haremde içeri sofaya kırk kese alım ve İki f uta para serpildi.
(Haremi hümayuna gelen çırakla nn, tevabi! olan olmıyan taşradan alınan altı yüz can olmak üzere her birine} muhtelif miktarlarda paralar ihsan olundu.
Sultan Mecit, kılıç alayı merasiminde Eyüpsultan türbeda-nna bin kuruş olmak üzere türbede hatmi şerif eden İmamlara, fethi şerifi okuyanlara, dua eden şeyhe, Fatih Sultan Mehmet türbedanna, Fatih camii hademelerine muhtelif ihsanlarda bulundu. Yolda bulunan fakirlere yeni bin kuruş verildi.
O gün Mabeyin mensuplarına, hassa askerlerine ve zabitlerine. kurban kesen teberdar Süleyman ağaya, kasaplara, saltanat kayığı neferlerine muh telif miktarlarda paralar dağıtıldı.
Kılıç alayı günü yeni Valde sultan da. başta Mabeyin müşiri Riza paşa olman üzere Mabeyincilere. musahiplere. Cüce Ahmet ağaya, bütün saray mensuplarına, kayıkçılara muhtelif ihsanlarda bulundu.
Oıı yedi yaşında OsmanlI tahtına oturan Abdülmecit ince yapılı zayıf bünyeli İdL Üzerinde sık ve İnce çiçek bozuklan bulunan uzun, solu); bir yüzü vardı. Burnu büyükçe, s adası kalın ve gürdü. Başına ağzı geniş, koyu renkli bir fes ve sırlına önü düz, alaturka bir setre iie kışları siyah, yazlan beyaz pantolon giyerdi. Setresinin ü-zerine kılıç kuşanır, her mevsimde üstüne yakası düz, etekleri uzun bir sako alırdı.
AbdüJmecicii, tahta çıktığı günlerde Beylerbeyi sarayında ziyaret eden Molleke, hâtıralarında diyor ki: «Padişahı, babası merhumun iki sene evvel huzuruna çıktığımız Beylerbeyi sarayının aynı odasında gördük, şeklen Sultan Mahraudu andırdığından ben âdeta karşımda merhumu görmüş gibi oldum. On yedi yaşında bulunmasına rağmen güzel yüzünü siyah bir sakal süslüyor, tavrında bir ciddiyet ve mehabet görünüyor, Kıyafeti babasının aynı, o da sorguçlu, kırmızı bir fes .mavi bir manto giymiş.}
Tahta çıkan Padişahların sakal koyuvermeleri anane İcabında ndı. Sultan Mecit de eü-iûsunun beşinci günü Topkapı ■arayının sünnet odasına giderek sakal bırakma merasimi yaptırmıştı.
O gün dualar edilmiş, berber-başı ağaya samur kürk bedeli olarak beş bin kuruş, başimama sırt samuru kürk bedeli iki bin beş yüz kuruş, ikine! imama sırt kürk bedeli İki bin beş yüz kuruş verilmişti.
Aynı gün kütüphane hocası- ...
na .hazine hocasına, has oda ] çoklardır. Bunların sınıflandı-, kethüdası ağaya. Iıırkai saadet ınlmal&n dolayısilc bir de ücret hademelerine, serhademe ağa-| baremi tesbit edilecektir.
C_ Yazan: —■
HALÛK 1.
ŞEHSUVAKOflLU
Strasburg’da bir top* lantıda mühim nutuklar söylendi
Strasbourg 19 (A.A.) — Avrupa Birliğinin dün öğleden sonra yaptığı toplantı nihayetinde Strasbourg’da Türk - Fran sır, dostluğunu tebarüz ettiren bir tezahürat yapılmıştır.
Fransız Milli Meclisinde Fransız - Türk dostluk grup una mensup saylavlar Strasbourg asamblesinde bulunan Türk milletvekillerini Avrupa kîübün de tertip ettikleri, samimi bir toplantıya davet etmişlerdir.
Fransız dostluk grupu üyele-rile Türk delegelerinden maada birçok Fransız şahsiyetleri büyük Millet Meclisi temsllcilerile buluşmak üzere klühe gelmiş bulunuyordu. Bunların arazında eski Fransız Cumhuriyeti muvakkat hükümeti başkanı Georges Bldault ve Dışişleri Bakanı Schuman da vardı.
Fransız - Türk dostluk grupu başkan vekili Robert Büron Türk temsilcilerine hoş geldiniz dedikten sonra Fransız - Türk dostluk grupunun diğer dostluk gruplarından ziyade faaliyet gösterdiğini söylemiş, Fransız Parlâmento neyettoin geçen sene Türk iyeye yaptığı seyahati ve Türk milletvekillerinin bu senenin haziran ayında Fran-sayı ziyaretlerini hatırlatmış ve Strasbourg toplantısından istifade ederek Avrupa milletlerinin İlk safında gelen Türkiye ile dostluğu bir kat daha takviye etmenin imkânlarını elde eden Fransız saylavlarının mem nunluğunu belirtmiştir .
Bunun üzerine Türkiye Büyük Millet Meclisi başkan vekili Feridun Düşünsel heyecanlı bir hitabede bulunarak demiştir kİ:
(İki memleket asırlardan beri dosttur. Türkler. kuvvetli, me sut ve müreffeh Fransız milleti hakkında kardeşçe hisler beslemektedirler»
Bundan sonra Bidaull'ya doğ ru dönen Düşünsel sözlerine şutu lan İlâve etmiştir: «Sayın başkan, sizin şahsınızda mukavemet ederek muzaffer olan Fran sayı selâmlarım.»
Feridun Fikri Düşünselden sonra söz alan eski Ulaştırma Bakanı ve Seyhan milletvekili Kasım Gûlek demiştir ki:
«Biz Türkler, bu Avrupa çer-
çevesi içinde kendimizi Fransız dostlarımızın yanında görmekle müstesna bir zevk duymaktayız. Türkiyenin ve Fransanın bu Avrupa birliğini bir hakikat
Kafile başkam neti-çelerden ümidli görünüyor
ya, münasip İhsanlarda bulunulmuştu.
Genç Hükümdarın sabırsızlıkla beklenen İlk çocuğu kız oldu. Bu haber fazla memnuniyet uyandırmıştı. Fakat İlk çocuk olması münasebetiyle Mevhlbe sultanın doğumu şehzadelere yapılan şenliklerle tesit edilcü.
1256 senesi rebiülevvellnln 29. günü dünyaya gelen sultan için Esat efendi (Mevhlbe sultsuı tevellüt kıldı şadolsun raman.) diyordu. Şehirde yeai gün müddetle topla atıldı ve donanmalar tertip olundu. Sarayda da Ud nöbet muzika çalınmış ve haremde iki bölük çengi oynamıştı.
Sultanın doğumu münasebetiyle Abdülmecit ve Valde sultan sultanlara, saray mensuplarına ve devlet erkânına muhtelif kıymetlerde hediyeler dağıtmışlardı.
Dört ay sonra Aodülmecidin ve saray halkının sevincini mucip olan hâdise vukubuldu. Padişahın şevklefza kadından 12 eylül 1840 (25 recep 1256) da bir oğlu tevellüt etti.
Abdülmecit Sadrazama yazdığı hattı hümayunda Allahın bu lütuf ve ihsanına bamdüse-na ettikten sonra (İşbu pazartesi günü saat onda gül ustanı sulhu şahanemden bir şeyzade arayış efzayı gehvarei vücut tarazenclel ıııehdü şühut ol-mağla ismini Sultan Mehmet Murad tesmiye) eylediğini bildirerek bu haberi Sadrazamına ve bütün sadık bendegânına tebşir ediyordu. Bu sururundan (bütün tebaasının hissement olmaları için de şehirde yedi gün beşer nöbet top alılmasın! ve ben değiniyle sair istekli olanların geceleri kandiUer yakarak izharı şadi ve meserret eylemelerini) istiyordu.
Doğum günü, eski âdete uygun olarak Abdûlmecidln val-desi tarafından haremde altın ve çil paralar serpiliyor. Dışar-da Mabeyin muzlkası, İçerde yemiş ve tavşan sazendeleri çalıyorlardı.
Yeni şehzadeye ve annesine ve diğer saray mensuplarına münasip hediyeler dağıtıldı. Geceleri Boğaziçi ve Marmara kıyılan donanma şenlikleri içindeydi. Çıragan sarayı önüne ge- [ haline koymağa muvaffak ola-tirilen sallardan (sanayii acibeden masnu fişekler) atılıyordu.
Abdülmecldhı bazan senede bir kaçı dünyaya gelmek üzere bir çok çocukları oldu. Padişah bilhassa sefahat ve işretle çabuk göçmüştür. Tahta çıkışından on üç sene sonra kendisini gören bir yabancı iııtlbalannı şu satırlarla tesbit ediyordu: (Abdülmecit, esmer, yorgun bakışlı kırk yaşında görünmesine rağmen on yaş daha genç. Prusya zabitlerinin üniformasını andırır lâcivert bir kostüm giymiş, kostümün yakası ve 1 kolları sırma İle işlemeli. Bu elbise üzerinde iğreti gibi duruyor. Âdeta bir çocuk oyuncağına giydirilmiş gibi.
Boynundan sarkan üzeri elmas işlenmiş bir alim plâktan başka nişan taşımıyor. Belinde donuk renkli bir kılıç, ayaklarında kendisine çok büyük ge-ı len burunları parlak bir Fransız ayakkabısı var. Konuşurken i ayaklan yerlerini değiştiriyor. ■ eneriyle asabi hareketler yapıyor. Eminim ki güzel olmasına rağmen sakalı, kendisine sıkıntı veriyor.)
16 milletin iştirakiyle Bordoda yapılacak olan ordulararası atleLlzm müsabakalarına iştirak edecek ordu atletizm eklpl-mlü, dün Trabzon vapuru İle Fransa ya hareket etmiştir, Kafile İle giden 12 atlet şunlardır: Turan Türker, Fikret Güç, Fikret Evirgen, Abdullah Gökpınar, Sabit Dinçtürk, alım, Nuri Tuna, Mehmet Oktav, İsmail Uysal, Münir Köseoğiu, Ahmet Kırlı. Hilmi Merken,
r
Osman Coşgül .Necdet Erkin ve Muzaffer İskender Türkiye -Avusturya atletizm müsabakasına iştirak ettikten sonra, pazartesi günü Fransa hava yolla n uçagiyle Paris yeliyle Bordoya gideceklerdir. Kafileye kurmay Albay Ziya Konut başkanlık etmektedir, Vlşi'de yapılacak olan ordulararası spor kon gresinde kurmay albay Ziya Konut İle birlikte memleketimizi temsil edecek olan kurmay binbaşı Nuri Gücüyener ve spor mütehassısı binbaşı Hüsamettin Güreli de kafilede bulunmaktadır. Masör olarak da kafileye Danyal Tepedelen refakat etmektedir.
Hareketlerinden evvel kendisiyle görüden gazetecilere kafile başkanı Ziya Konut şunları söy içmiştir:
15 atlet ve üç İdareci olarak Genelkurmaydan bu yarışmalara gönderiliyoruz. Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü vâki müracaatımız üzerine sağlık işlerimize yardımcı olarak Danyal Tepedeleni kafilemize ilhak etti. Atletlerimiz kısa bir çalışmadan sonra yarışmalara katı-| lacaklardır. İyi dereceler alabileceğimizi. takını tasnifinde yük sek olmasa bile ortadan muhtemelen yukarıda olacağımızı ümit ediyoruz, 4 seneden beri devam eden bu ordular arası şampiyonalara daha hareketli ve daha ümitli katılacağımız muhakkaktır. Mamafih biz, teknik neticelerden ziyade dost ordularla temasa kıymet veriyor ve onların arasında sıcak bir muhit bulacağımızı ve kaynaşacağımızı ümit ediyoruz,*
I
Teknik üniversite postanesi
Beyoğlu merkez postanesi, gerek Teknik üniversitede ve gerekse civarında son sonelerdeki posta, koli nakliyatı ve havale işleri fazla inkişaf ettiği I-çin ihtiyacı karşılıyamamaktay-dı. Bu maksatla P. T. T. baş-memurluğu Teknik üniversite, Dolmubahçe, Ayaspaşa, Gümüşsüyü ve Taksim civarındaki ihtiyacı karşılamak üzere bir Teknik üniversite postanesi tesis
rak güzel bir yakınlık ve kardeşlik misali vereceklerine inan maktayım.»
Italyaya fitlen Üniversiteliler
İtalya talebe birliğinin davetlisi olan Üniversitemizin muhtelif fakültelerine mensup yüksek tahsil gençlerinden mürekkep 30 kişilik bir heyet dün etmiştir. Bu postane eylül ayı Trabzon vapuru İle İtaiyaya başından İtibaren çalışmaya gitmiştir. I bağlıyacaktır.
Ankarada hizmetç meselesi
Ankara 19 1 Akşam) — Ankara Belediyesi hizmetçi meşe-, leşini bir esasa bağlamağa karar vermiştir. Düşünülen şekle göre şehrimizdeki bütün abçı— larla mûrebblye ve hizmetçiler, İş ve İşçi bulma kuruntuna müracaat ederek kendilerini kaybettireceklerdir. Kayıtlan yapılanlar safilik muayenesinden sonra sınıflara ayniacaklardır. Bunların hepsine birer ehliyet vesikası verilecektir. Ellerinde vesika bulunmayanlar bu İşlerde hiç bir suretle çalışımlya-1
Fransa'da yataklı vagonlar memurları grev yapmışlardır Bu yüzden yataklı vagon İşlemiyor. Geceyi trende geçirecek 1 .yolcular, yukarıda görüldüğü gibi yastık ve Örtü tedarik edi-ı yurlar. \
Riayet edilmiyen belediye yasakları
Kuyuya düşen çocuklar
•g| Yazan : Cemaleddin Bildik
Ayaza bırakılan testi — Dükkân ve bina temizlikleri — 48 yasaktan bazıları — Bostan kuyuları ve arsalarda ağızları açık sarnıç, mahzen vesaire — Soba borularından damlayan
Pencere kenarına konmuş bir kaç saksı
Dün sabah saat altı sularında Lâleli durağında tramvay beklerken gözüm. Tayyare Apar-1 Limanının penceresine ve oraya akşamdan ayazlamak üzere bırakılan bir testiye ilişti. Pencere kenarı, yağmur sularının birikmeden akması için dışa doğru meyilli yapıldığından testi sokak tarafına eğilmiş vaziyette duruyor, öyle ki ha düştü, ha düşecek...
Bir kötü ihtimali düşünmekten kendimi alamadım: şu testi şuradan diişse. aşağıdan geçen birinin başına isabet etse.. Ölüm muhakkak olduğuna göre kim mesul olacak acaba? Böyle düşüne düşüne matbaaya gelirken gözlerim yol üstündeki a-par t imanlarla evlerin pencerelerinde hep bu kabil münasebetsizlikler ve ihtiyatsız hareketler arıyordu. Pencere kenarlarında daha bir çok testi ve çiçek saksıları!,..
Bir sürü yasak!
şimdi de zabıtai belediye talimatnamesini açarak, pencere kenarlarına saksı, testi gibi şeyler koyanlar hakkında bir kayıt olup olmadığını araştıralım Burada bir sürü «Yasak» görülüyor kİ hemen hepsi de o talimatnamede yazılı olarak kalmaktadırlar. Aradığımız maddeyi gözden geçirelim. Bunda:
«Binaların yüz tarafındaki pencere, balkon ve sair yerlerine saksı, testi ve bu gibi eşya koymak yasaktır. Ancak düşme ferine ve suların dışarı akmasına mâni tesisat yapıldığı takdirde buralara çiçek saksısı konabilir.»
Denmektedir. Fakat hangi belediye memurunun veya alâkadar pencere ve balkon kenarındaki testileri ve tehlikeli vaziyette duran sıra sıra çiçek saksılarını göriiyor? Tertemiz elbiselerin bu pencere ve balkon kenarlarına konan saksıların akan sularile kirlenir, lekelenir de hiç bir şey yapamazsınız. Hattâ günün birinde bunlardan biri düşerek bir vatandaşın ö-liimiine de sebebiyet verebilir. Acaba alâkadarlar, tehlikeli vaziyette duran saksı ve testilerin sahiplerini cezalandırmak İçin mutlaka bir vaka mı bekliyorlar dersiniz?
Belediye zabıtası talimatnamesinde şöyle bir madde de görüyoruz:
«Binaların pencerelerini silerken sokağı ve gelip geçenlerin üstünü kirletmek yasaktır.» Dükkân temizlikleri
Acaba lokantacılarla mahal-leblcller ve kasaplar, dükkânlarının içini yıkadıkları zaman bu kirli suları, yukarıdaki madde de yerleri yok diye mİ sokağa salıveriyorlar? Hayırl Çünkü aynt talimatnamede şöyle bir madde de göze çarpıyor:
«Temizlik İrin belediyece tayin ve ilân, edilecek gün ve saat re usul haricinde binaların kapı ve pencereleriyle balkonlardan ve hava ve ışık mahalle rinılen halı, bilim, yatak takımı. örtü vrsair eşyayı silkmek yasaktır, Kcm boraLardan b*r
ne zaman olursa olsun süprüntü atmak yasaktır.»
Lâkin kim kime, d uııı dııma!.. Her binada arzu edilen gün ve saatte temizlik yapılır, çirkeni sular sokaklarda kavisler çlze-çize dağılır, bunların üstlerinden belediyeciler de atlıyarak geçerler!.. Hattâ silkilen halıların, kilimlerin, yatak çarşaflarının mikroplu tozlariyle tepemizden aşağı bulanırız da bir lahavle ile hâdiseyi geçiştirmek ten başka bir şey yapamayız.
Yukarıdaki maddeyi okuduktan sonra bir kaç lokantacı ile mahallebiclye telefon ederek sordum;
— Binalarda yapılacak temiz likler için belediyenin gün, saat ve usul ilân edeceğinden haberiniz var mı?
Hepsinden de:
(— Böyle bir şeyden katiyen haberimiz yoktur, istediğimiz günde temizliğimizi yapmakta serbes değil nılyiz?» cevabını al dım.
Haydi diyelim kİ onlar belediye zabıtası talimatnamesini o kılmamışlar, okumuyorlar. Ya o talimatnameyi hazırlıyanların da mı böyle bir maddeden haberleri yok?
Sakakların temiz tutulması I-çln talimatnameye bir sürü madde sokulmuş. Meselâ bir tanesini ok uyuvcrelim:
«Her türlü eşya naklinde sokakları kirletmek yasaktır. Nakil yapanlar, bıınun için lâzım olan tedbirleri almağa mecburdurlar,»
Ben bu şehirde öyle nakil yapanlara raslanuşımdtr k! eşyalarını alıp giderlerken, evlerinin bütün muzahref atını kapı önüne yığmakta tereddüd etmemiş Ierdir. O evin önü günlerce bir çöplük halinde kalır dn «Bunu klın yaptı? KU evden çıkan nereye gitti?» diyerek araştırma zahmetine katlanılmaz. O ev nakledene, arkasından bir nakdi ceza kesmek suretiyle bir ders verildiği görülmez!..
Sokak kirletme mevzuunda seyyar surette arabalarla kavun, karpuz satanlar en başta gelirler ve cezasız kaldıkları 1-çin de soydukları karpuzların kabuklarını, cıvımış kavunları köşe başlarına, sokak aralıklarına savurup atıvermekten aslâ çekinmezler.
Kuyuya düşen çocuklar
Yaz geldi mİ. gazetelerde «feci kazalar» görürüz. Falan yerdeki bostan ve bahçe kuyusuna düşen çocuklardan ekserisi ölü olarak çıkarılır. Bu haberleri o-kurken de bahçe ve bostanlar-dakl kuyuların ağızlarını açık bulundurmak yasak değil midir? diye düşünürdüm. Bugün belediye zâbıtası talimatnamesini karıştırırken buna dair bir madde olduğunu da hayretler İçinde gördüm. İşte o madde:
«Şehir içindeki arsalarda bulunan sarnıç, kuyu, mahzen ve saire gibi çukurlan üstü açık bu hin durmak yasaktır. Bostan kn yuianm® da içlerine İnsan ve
hayvan düşmesine mâni olacak tertibatı havi olmaları şarttır.» Hem yasak, hem şart amma buna riayet eden nerede? Arsalardaki üstü açık sarnıç, kuyu ve mahzenleri haber vermek hu susunda bekçiler niçin mecbur tutulmazlar: bostanlarda yapılacak kontroliarla kuyularının ağızlarının insan ve hayvan düşmeği önllyecek tertibat al-mıyanlar hakkında niçin, ceza kesilmez? Btı işlere de mi mutlaka bir düşme ve boğulma vakası beklenir.
Hatırımda kaldığına göre son iki ay içinde dört çocuk bu kabil kuyulara düşerek boğulmuş tur. Yazık günah değil mi?
Soba boruları
Kış geliyor. Gazetelere yine şi kâyet mektupları gelecek ve bunlar da mahalle aralarında sokaklara .ızatılan soba borularından ve bunlardan dnmE-yan inli suların elbiseleri lekelediğinden şikâyet edilecektir. Halbuki talimatnamede buna dair de bir maddeye taslanıyor:
«Baca tesisatı olmıyan binalarda sokağa soba borusu çıkarmak zarureti bulunanlar, so kakları, gelip geçenleri kirle*-miyccek şekilde tertibat almağa mecburdurlar.»
Mecburiyet yasaktan doğınnk ta ise de s tan bulun muhtelif sokaklarında dışarıya fırlamış öyle soba boruları görülmektedir ki. isli sulan yalnız gelip geçenlerin üstünü kirletmekle kalmaz. Sokaklarda bıraktıkları kahverengi lekeleriyle ev sahiplerinin yasağa aldırış etmediğini ilân ederler.
Belediye zâbıtası talimatnamesini şöyle bir karıştırışla hiç biri tatbik edilmiyen tamam «3 tane «yasak» maddesine yasladım. Diğerlerini de başka bir gün sırası gelince kaydederim.
Fakat şayanı hayret olan cihet şudur ki talimatname, şehrin ve şehirlinin hem süıbati-ni ve hem de menfaatlerini koruyacak maddelerle doludur. Şayet bu maddeler tatbik edilse İstanbul gülistan, halk da bu günkünden ;ok daha sıhhatli u-lur. Fakat hani o gayret!
Cemaleddin BİLDİK
Bir Ermeni heyeti dün Beyruta gitti
Ermeni Patrik Vekili Aslan-yan tarafından bazı âzalara seçim hakkında verilen mânevi cezanın usulsüz olup olmadığını Eçmlyazln tarafından tetkike memur edilen Beyrut patriğinin hükmünü almak üzere dün 4 kişilik bir heyet uçakla Beyruta gitmiştir.
Giden heyet Kadıköy Ermeni kilisesi Baş rahibi Hunayak A-yaroğlıı, Torna Şlgaher. Beyoğlu kilisesi başpapazı ve avukat tstepan Macundan müteşekkildir.
Heyet azalan dün hareket ederken bir arkadaşımıza, bu seyahatlerinin yalnız seçim işlerini ilgilendirdiğini söylemiştir.

S'ihtfe B___________________________________________________________________________________________________A K ş a M 20 ağustos 1949
HER AKŞAM BİR HİKÂYE
Mahkeme Koridorlarında
— Doktor. yaşamıyacağındaû emin misiniz?
— İmkânsız madam! Size böyle açıkça konuşuyorsam, kocanızın ölümü, sizin İçin bir kurtuluş teşkil edeceğini bilmekliğimden ileri geliyor. Yirmi yılda tı beri, hayatınızın ne ıstırap ve İşkenceler İçinde geçmiş olduğunu bilirim. Fakat pek yakında çektikleriniz sona erecek!
— Daha ne kadar yaşayacak?
— Azami 3-4 ay kadar. Böyle şiddetli bir felç pek nâdir gördüm Kader, onu merhametsizse cezalandırdı. Fakat buna müstahaktı. ölünceye kadar şuur ve idraki berraklığını muhafaza edecek, fakat hiddetini ancak gözleriyle ifade edebilecek Müslebldane karakteri bu duruma tahammül edemez. Bu güne kadar herkesi titreten bir talim gibi yaşadı. Şimdi, kendisinin âklbeii feci olacak. Halbuki sizin çektiklerinle arlık sona erdi.
Antuvanet, doktora teşekkür ettikten sonra odasına döndü. Babını yere eğmiş. düşünceli düşünceli yürüyordu. Orta yaşlı «ayıf. çehresi vaktinden cwel tazeliğini kaybetmiş bir kadındı. Yirmi yıl evvel babası. İflâstan kurtulmak için kendisini zengin Jul Remi ile evlendlr-dirmişti. Fakat zavallı kadın ne feci bir hayat geçirdi. İzdivaçlarından bir kaç gün sonra kocasını. kendisini hizmetçi kadınla aldatırken yakaladı Jül Uk defasında hicap duyarak bu deliliğinden dolayı zevcesinden at diledi. Fakat bir müddet sonra utanmayı ve sıkılmayı bıraktı. Antuvanet. onun yanında ue hakaretlere uğramadı. Sık sık kendisine küfrediyor ve metresi
olan oda hizmetçisinin önünde el kaldırıyordu
Yaşadıkları küçük şehirde halkın diline düşmek ve rezil olmak korkusu genç kadını boşanmaktan menetti. Annesiyle babası da kendisini muaheze edeceklerdi. Esasen.bir kız çocuğu dünyaya gelmiş olduğu için kocasından boşanması, kendisini zor duruma düşürecekti. Çünkü Jül'ün İntikam almak için Küçük Mari'yi kendisine vermek istemiycceği ve yanında alıkoyacağı muhakkaktı. Antuvanet, bir defa babası için kendisini feda ettikten sonra, şimdi de kızı uğruna feda olmağa razı oldu. AntuvaneUn bu fedakârlığı boşa gitmedi. Yirmisine basacak olan, kızı Marl. kendisini çıldırasıya seviyor ve böyle bir adamın kızı olmak zilletinden kurtardığı için annesine teşekkür ediyordu. Çünkü Antuvanet, kızına korkunç fakat 2et kil bir sırrını ifşa etti; Vaktiyle Kolan Larm21 naıınnda bir genci bütün kalbi üe sevmiş olduğunu, hatla ona kaçmağa hazırlanmış iken zavallı delikanlının bir otomobil kazasında Ölümü bu tasavvurunu gerçekleştirmesine mâni olduğunu anlattı ve üç tatlı unutulmaz maceranın biricik bir hâtırası kaldı O da Ratan ile âşıkane münasebeti neticesinde dünyaya gelmiş olan Marl idi.

Antuvanet. kocasının yatak odasına girdiği zaman hep bunları düşünüyordu. Kocasının gözlerinde okuduğu korku ifadesi. kendisinde derin bir intiba bıraktı. Derhal bu korkunun sebebini anladı. Jül vaktiyle
kendisine çektirdiği ıstırap ve i işkenceleri hatırlıyor ve mukabele bilmlsllden korkuyordu.
Antuvanet, hayatını mahvetmiş olan adamın karşısına dikildi ve merhametsizce konuşlu: ölüme mahkûm olduğunu, pek yakında mevcudiyetinden kurtulacağı İçin kendisini bahtiyar addettiğini söyledi. Hak- [ kında beslediği kin ve nefreti izli ar etti, kocasının vaktiyle! yaptığı gibi şimdi kendisi de ı onu dönebilirdi. Fakat Antuvanet. daha dokunaklı, daha acı ve daha elim bir intikam almak İstiyordu. Derken aklına en korkunç ve işitilmemiş bir intikam çaresi geldi, koşarak odadan çıktı, çamaşır odasına girerek şapka kutusu içinden vaktiyle Kolanın kendisine göndermiş olduğu aşk mektuplarını aldıktan sonra kocasının yanına döndü ve Jüle göstererek:
— şu mektupları görüyor musun, bunları bana âşığım Kolan göndermişti. Uzun seneler onunla seni aldattım. Ro-lana karşı beslediğim sevgi hak salıklarına ve kabalıklarına tahammül etmek için bana kuvvet verdi. Al da şunları oku. Okuyamazsan dur da ben sana okuyayım: ■ Sevgili meleğim
Antuvanet! Çok sevdiğim güzel ağzından hasretle öperim.»
Görüyorsun ya bu sözler bana yazılmıştır. Kudretin olsa şimdi beni öldürürdün. Halbuki hamdolsun yerinden kımıldanacak kudretin yok. Şimdiden ölmüş gibisin!
Fakat her şeyi suna söylemedim. Dinle sana daha söyllye-ceklerlm var:
Marl senin kızın değildir. Sevgilimin şu fotoğrafına bak.
Marl ona ne kadar çok benziyor Kendisine babası olmadığını söylediğim zaman Marltün ne kadar çok sevindiğini bir görmeli idin. Zavallı kızcağız, senin gibi hayvan ve kaba bir adamın kızı olduğu düşüncesiyle o kadar çok üzülüyordu kİ-,.
Dinle, Marinin öz babası, kızından ne büyük hararetle bahsediyor: .Melek Antuvanelcl-glm’ Sakın kıskanma! Kızımızın şahsında dehşetli bir rakt-ben bulunduğunu sana haber vereyim. Pek korkarım kl lazımız Marlyi senden daha çok sevmlyeyim..
Bu sırrımı, ölerek mezara götürmekliğim mümkündü. Fakat kader ne yaptığım biliyor. Yüzüne karşı barbar söyliyeme(İlgim için bugüne kadar beni boğmuş olan bu sırdan sen zehirlenecek ve ıstırap çekerek evvelâ sen Öleceksin!
Antuvanet. bu kadar büyük bir talnkatle söz söyliyeblleceği-nl aklından bile geçlrmemlştl. Birdenbire kocasının gözleri vahşiyane bir parlayışla parladı, sonra birdenbire söndü. O zaman Antuvanet. müte-hayylr ve endişeli bir eda ile kocasına yaklaştı. Nefesi işitilmiyordu Küçük bir ayna alarak Julün dudaklarına yaklaştırdı, aynanın camı buğulanmadı. Demek Jül ölmüştü.
Kalbi, tamanıiyle tatmin e-dilnıcmiş İntikam hissiyle dolu olarak kocasına uzun uzun baktı ve dudaklarından hırsını ve hiddetini İfade eden şu üç kelime döküldü:
— Bu kadar çabuk ölmemeli Ul! Çeviren: A. HİLÂLİ
GİZLİ POLİS
(INGİLİZ CASUSU ASHENDEN)
Yazan: Somerset Maueham Tercüme eden: Vâ - Nû
Aşk ve macera romanı
‘ T-M».
Piyanist yeni bir havaya başladı Bir çok çift, dans etmeğe kalktılar Salonda kâfi erkek yoklu. Kadınlar, aralarında darı.-s ediyorlar. General, iki porsiyon spagetti İle oır şişe Cap-ri lamarladı. Koca bir bardağı Uk hamlede hırsla yuvarladt. Sonra, komşu kadınlara göz atmağa başldı.
— Dana eder misiniz? — diye Ashendcn'e sordu — Ben bu kızlardan birini çağıracağım,
Ayağa kalktı; manidar gözleri ile beyaz dişleri olan bir kadına yaklaştı Kadın, lakayıt, daveti kabul ederek meydana çıktı. General. İyi dans ediyor. Kadın da ona zevkle uyuyor gibiydi. Derken, muhavereleri canlandı. Dans bittikten sonra, Mek,ikalı, Ashendenin yanına gelip kendi bardağına tekrar
No. 23 —
şarap doldurdu.
— Muvaffakiyetime ne dersiniz? Dans etmek bacaklara iyi gelir. E. siz niye davranmıyorsunuz? lena kabare değil, ha?... Bu gibi yerleri keşfetmek hususunda burnum koku alır, insiyak meselesi...
Müzik tekrar başlamıştı. Na-pollll kadın, tekrar gcneral'e baleti. General, parmağı ile dans yerini gösterdi; Kadın acele ile fırladı. MeksikalI ceketini ilikledi; sırtını kamburlaştırdı; masanın yanında ayakta durarak kadının kendisine gelmesini bekledi Bu kadın kısa zaman İçinde herkes İçin sempatik bir şahsiyet oluvermişti. Konuşuyordu. Dansözü Uc birlikte döndüğü sırada otur İki dişini birden gösteriyordu. İspanyol
Berlinde komünistlerin nümayişleri
Şerlinin Sovyet işgali altındaki kısmında «Milli cephe» adlı Komünist teşekkül büyük nümayişler yapmış, Batı Almanyadakl seçimleri protesto etmiştir Yukarıda FoUdamer Banhol önündeki nümayişlerden bir enstantane görülüyor.
Sıcaklardan kaçanlar ve şortla gezenler
Fransada şiddetli sıcaklar bükiiın sürüyor. Bu yüzden Paris halkı plajlara, kırlara kaçmaktadır. Birgün yainıv bir istasyondan 60 bin kişi hareket etmiştir. Diğer istasyonlarla birlikte hareket edenler 150-200 bini buluyor.
Yukarıda bir istasyonun önünde bilet almak için sıralananlar ve boş kalan Parîste şortla gezen bir yabancı güriilüyor.
şivesi Ue setleşmiş olan İşlek bir İtalyanca 11e şununla bununla şaka ediyordu. O her yumurta yumurtladıkça etrafta kahkahalar... Nihayet, garson, İki koca tabak makarna getirdi. General, dans arkadaşını yüz üstü bırakıp derhal koştu.
— Açlıktan geberiyorum. — dedi. — Halbuki akşam yemeğini de mükemmel yemiştim... E, siz?... İnşallah siz de makarnadan buyurursunuz?
Ashenden, cevap vecdi:
— Beni geçin!
Fakat yemek yemeğe karar verdiğini görerek kendi de şaştı. İştihası da yok değilmiş. MeksikalI, obur gibi yiyordu. Gözleri parlıyordu. Dans ettiği kadın, ona bütün hayatını anlatabilmek fırsatını bulmuş, şimdi general, ağzı makarna İle dolu, bu itirafları Ashenden'e tekrarlıyordu. İki çatal makarnadan sonra ağzına bir koca lokma da ekmek sokuyor. Derken başka bir şişe şarap ısmarladı.
İstihfafla:
— Şarap! — diye bağırdı. — Şarap dediğin içkiden sayılmaz. Hattâ susuzluğu bile gidermez.
Hakiki içki şampanyadır, De bakalım, amigo, şimdi biraz daha iyi misiniz?
— Vallahi inkâr edemiyece-ğim.
— Bu işlere çabuk alışacağa benzersiniz. Biraz pratiğe ihtiyacınız var,
Ashenden’in koluna lâuballce vurdu.
Ashenden. titreyerek:
— Bu ne böyle! — diye sordu. Ceketinizde bir leke var,
MeksikalI, yenine baktı.
— Bir şey değil. Sadece kan... Ufak kazaya uğradım da bir yerimi kesmiş olacağım.
Ashenden, sustu; gözleriyle duvarda, kapının üzerinde asık duran saati aradı,
— Treni kaçırmaktan korkuyorsunuz?... Bir dans daha edeyim de size, İstasyona kadar refakat ederim.
Nefsine harikulade itlmadla ayağa kalktı; komşu masada o-tıırun kadınlardan en yakınını belinden yakaladı; ve onunla dönmeğe başladı. San saçlarly-le. sinek kaydırmış gibi traşıy-la. devâsâ ve pür dehşet, zarafette yektaydı. Kollan arasına aldığı boyalı kaduı. eriyor gi-
Gökler melâikesi yavukluyaaşkmektubu
Sarhoşluk ye silâh atmak suçlarından maznunmuş, tıraşı uzamış, kiril saçları diken diken. Jandarmanın yanında arpacı kumrusu gibi düşünüyordu. Bizi görünce melûl mahzun bakarak derin bir ah çekti:
— Yaş yirmi sekizi buldu, bey abi.
— Bunun icın mi attın tabancayı.
— Birak şimdi tabancayı. O ayrı mesele. Senin ne derdin var. diye sorsana.
— Ne derdin var? Anlat da dinliyelim .
— Hımmm... Benim derdime dağlar dayanamaz. Tutkunum, efendi abi. Ayıp değil ya. biz de erkeğiz. Yaş yirmi sekizi buldu diyorum sana.
—Yaaa... Âşıksın demek?
— Derin bir ah daha çekti:
kalaylıyorum. Senin için naylon çoraplar da, ipek entari de, kırmızı manto da, delikli iskarpin de feda olsun.
Böyle şeylerin mekadiri nedir ki? Amma velâkin, ölüsü kandilli mangiz meselesi işi bozuyor. Bunların hepsini bir den almak için kac papel lâzım, biliyor musun? Doğrusunu istersen, ben hesabını yapamadım. Kahvede paketin arkasına rakamları yazarken gözlerim karardı. Benim elime o kadar para geçse piyasaya girer de kara borsacılık ederim. Teyyare piyangosu aldım, o geçmişi tenekeliden de bir sev çıkmadı. Zaten talihim olsaydı anam beni kız doğururdu da. şimdi se-, | nin arkan sıra itler gibi do-p» laşıp kanlı katiller gibi yal-— . varmazdım Şu inatçüığı^-
— Avrada vurulmanın ne bırak. Fatma. Nasıl olsa sır-CM bili- tında iyi kötü bir entari varAfc yüreği-1 Nikâhı onunla kıydıralım da ® ' sonra naylonları, ipeklileri C al mantoları birer birer Ya_O parız. Hele biı evleneliın.'J) seni gökteki meLâikeler gibi Jjr giydirip kuşatmazsam tükür 2* vüzüme
Ben biliyorum, anan ola- 0 cak kahbe fitilliyor seni. Kulak asma o enayinin lâflan-tt na. Naylonlar, mantolar ol sa da. olmasa da sen benim _Q sin, anladın mı? Bunu böv-_ lece bil de ayağını denk al q Bana dirsek çevirip de baş ka binle âşna fisnaüğa kal- ®
demek olduğunu ben rim. Gece gündüz min başı yanıyor.
— Evlen bari:
— Hav ağzını seveyim. Doğru lâf ediyorsun amma gel de bunu karıya anlat. Nuh diyor da peygamber demiyor. Avrat inadı ne kötü şeymiş.
Seninle evlenmek istemi-
yor mu?
— İstemesine ister gibi o-
luyor. Ağzından girdim, bur nundan çıktım, gönlünü ettim amma evlenmek için şart koşuyor. Yani senin an- ______________,_____ .
lavacağjn. naza çekiyor ken karsan kendini de. o serseri- _ dini. Eksik etek kısmı böy- , yi de dünya yüzünde yok bil Q ledir İste. Sen üzerine var-, Benim son sözüm budur i$-dıkca o geriye çekilir. I te. Tez elden cevabını bekli-
— Mademki öyledir, sen yorum. Ettiklerin elverir de biraz kendini geriye çek. beni ateş teinde cazır cazır Belki bu sefer o sana vakla- kavrulmaktan kurtar ar-şir 1 tık. İnsafa gel. gökler melâ
Avurtlarını şişirip pufladı: Fatmacığım. Gözleri-
— Tutkunum diyorum. n* öperim,••
anlamıyor musun, efendi a-! Mektubun okunması bit-bi? Ben gerive nasıl çekili-, tikten sonra yılıştı: rim? Karı öfkelenir de dir- —Görüyorsun va. bülbül “ sek çevirirse ne yaparım 1er gibi nasıl dil döktüm ka sonra? rıva! Doğru söyle, efendi a
Ceketinin iç cebinden bir bi. sen bir avrat olsan su kâğıt çıkarıp açtı. | mektubu okuduktan sonra
—Suna bak, Birtane de merhamete gelmez misin temize çekip ona gönder- Allaasen? Bir haftadır cevap
dim, bir haftadır cevap yaz- vermiyor, dinine yandığımın
madı. 1 karısı. Dün gece efkârım ka-
— Ask mektubu mu yaz- bardı, meyhanenin tezgâh
din? '* *■
— Al. oku da bak.
Bizim kasketli
i mektubu aldı, kargacık bur- , , .
gacık yazılan kekeliyerek o- seldi. Radvo muvdu. gramer-IfUdu 1 fon rnuvdu- voksa sahici ka-
«Ulan, dinine yandığımın n jm söylüyordu, tarkmd.l
1 melâikesi! Sen benim başı-j ((Bu ne sevgi ah.
1 ma yedi kat göklerden mi in- ötı ne ıstırap» lafını duvun-
din, yoksa yedi kat verin di- ca vuregım gazoz gibi kodeinden mi çıktın? Sana Pu,rdu,. (Heee.v hak- bıze de tutkunum, yüreğimin içinde bak» diye nagrayı basmam -verin var diyorum, inanmı-beraber elimi tabancaya
I yor musun? Şu kavanoz dip- attım- taaax taak ıkı el nat-
1 Li dünya yüzünde gözlerini ^attım havaya, Hakkım yok 1 senden gayri avrat görmü- ™u- 007 abl° 711 re“
yor. Beyoğlu kanlan bile varuvor. ötede kan:
[cehennem zebanisi gibi gö-, tDellkh iskarpin, navlon co-rünüyor gözüme. Varsa da rap. ^ipekli entari, kırmızı sen, yoksa da sen. Eğer ya- "
lan söylüyorsam sabaha çık-mıyayım. inanmazsan kitap getir de el basayım, yar mı daha bir diyeceğin? İstedi-
basında tamam altı dubleyi
... üst üste yuvarladım. Eve gi-
delikanlı derken bir pencereden kulağıma vanık bir avrat sesi
... . kırmızı
manto giymeden nikâh müdürünün eşiğinden adımı mı atmam» diye inadedivor.
Mahkeme acılmasavdi bizim âşık daha cok dertler Bta“se7İer“f'iİSıden“‘çıktı ^kecekti an,m» mübaşir
■ - .... kesti sozunu!
zannetme. Gece gündüz onları düşünüp kahbe feleği
biydi, Meksikalmın küçük ayaklan zemine kaplan pençesi gl-; bl yapışıyor. Rltm kabiliyeti şaşılacak şey. Bütün benliğinden müzik sızıyor. Kalçalarına en ufak bir kıvrılışına, bacaklar, itaatkâr uyuveriyor. Ne kadar gülünç ve meşum olursa olsun, kedi hareketlerine benzlyen hareketlerinde, gizli ve dalâletti bir cazibe vardı. Ashenden, 0-na baktıkça pre Aztec'lerin aynı zamanda zarif, barbar ve haşin olan heykellerini hatırlıyordu.
Ashenden. geceyi bu meyhanede geçirmeği belki de tercih edecekti. Fakat, yapılacak hesaplan var. Ona verilen emir, vesikalar mukabilinde Manuel Cannona'ya para vermekti. İşte vesikalar elde edilemedi Geri kalan cihet de onu alâkadar etmez.
MeksLkah, önünden geçtiği sırada ona el salladı.
■— Müzik durur durmaz geleceğim, — dedi. — Siz, o zamana kadar hesabı görün bakalım.
Ashenden, onun zihninden geçenleri okumağa çalışıyor. Generalin hareketlerinden hiç bir şar anlıyanuyor. Nihayet.
levantalı mendili ile alnını ku-rulayaraktan onun yanına geldi.
— Eğlendiniz mİ. general?
— Ben her zaman eğlenirim. Av olmasına zayıf bir av doğrusu I Fakat, umurumda mı9... Ben, kollarımın arasında bir kaduı vücudu tutmaktan hoşlanırım. Gözleri ağırlaşarak kapansın. Dudakları öylesine a-ralansm kl, iliklerine kadar titresin. Mertebede en sonuncu gelen bile yine kadındır.
Çıktılar. MeksikalI yaya gitmeği teklif etti. Esasen, bu mahallede, bu saatte araba bulmağı ümit edemezlerdi Yıldızlar pırıldıyordu. Gece ılık ve sakindi. Sükût, kendilerini bir o-lüm heytılâsı gibi takibediyor Tereddüt eden bir şafağın ışıltıları arasında, gar civarındı evlerin şekilleri belirdi. Yurtk sıkıntısının insanı kapladığı saat bu saatti. İnsan, ışıkların zulmetleri dağıtıp dağılnuyaca-ğnu kestiremez gibidir.
Gara girdiler. İşsiz bir kaç hamal, tiyatro perdesi kalktıktan sonra istirahate varan sahne makinistlerine benziyorlardı. Koyu renk önıCortnaJı İki |
Ce. Re.
asker, hareketsiz bekliyor
Yolcu salonu boştu. Ashen-den’le MeksikalI, en karanlık köşeye gidip yerleştiler
— Tren gelinceye kadar bir saat daha burada pinekllvecv-ğiz. — diye Ashenden. söylendi. — Bari bu müddet zarfmd» telgrafta ne yazılı olduğunu sökeyim,
Telgrafı ve şifre anahtarın* meydana ç>kardı, Şifre anahtarı o kadar muğlâk bir şey de ğildi. Esasında İki kısımdan mu -rekkepti. Biri pek İnce bir kitaptı; öbürüne gelince, Asi tenden. bunu bir kâğtı üzerin* kopya ettikten sonra ezberlemiş; ve hareketinden evve. imha etmişti. Gözlüğünü taktı ve çalışmağa başldı Sıranın ö bür ucunda, MeksikalI, sigara sarıp duruyor. Ashenden, telgrafların şifresini çözdükçe, elde ettiği kelimeleri bir kâğıda yazardı. Cümleyi tamamiyle bulmadan önce mânası İle sili nlni uğraştırmazdı Çünkü, ace le ile varılan neticeler yanıış olabilir. Telgrafı başlan başa çözdükten sonra, hepsini beraber okudu:
(Arkası var»
AKŞAM
Bflhlfe 7
2û Ağustos 1949
Satılık Emlâk
70 sene
ANKARA RADYOSU
İstanbul Defterdarlığından
sonra
Ctnsl
Bu akşamki program
Kıymeti Teminat
Lira Lira
Bir diiğiin evini kana boyayan leci bir hâdise
Amerikan yardımı

Tarausta bir düğün evine dört kişi tarafından baskm yapıldı — Bir kişi öldürüldü, iki kişi de ağır surette yaralandı
17 Çocuk saati. II Dans müzifi ı 18,45 Karen Krmplc söylüyor ı 18 Haberler, 19,15 Oçnıfçle bugün. 1920 Yurttan »esler. 19 50 Semai ra şarkılar. 20.15 Radyo Gazetesi. M,30 Önel prOgrıun, 22 Ahkamda bu balla. 23J5 Dans milliği (Pl.>. 29,«s Haberler. S Dans mtihği (PİL
Batı Avrupa’ya yardım yanya indirildi
Çocuk iken ayağın* giren iğne şimdi çıktı
Tarsus (Özel) — Yeşilma-hallede çok feci bir cinayet işlenmiş dört haydut bir düğün evini basarak bir kişiyi öldürülüş, bir kişiyi de ağır surette yaralamıştır.
Bu cinayet şu suretle olmuştur:
Mehmet Özkan. Yusuf Dediği doğru, Yusuf Özgürde! re Süleyman Ağaçsever adında dört sorba dün akşam üzeri Mehmet Özkanın erinde oturup eğlen— (aeğe başlamışlar ve bu arada bir bayii de içmişlerdir. Masada oturan bu dört kafadar evlerinin biraz ilerisinde sebze ko-misyonculanndan Haydar Akdoğanın evinde yapılan düğün törenine ne diye davet edilmediğini münakaşa etmişler ve bu arada dört kafadar düğün evine baskın yapmak İçin sofrada bir plan kurarak saat 23 de Mehmet Özkanın evinden düğün evine doğra gelmişlerdir. '
Ellerinde bıçaklariyle düğün eri kapısına gelen dört kafadar derhal evin İçerisine girerek masaları devirmeğe ve sandal-yalan da düğündeki davetlilerin üzerlerine fırlatmağa başlamışlardır.
Bir yandan sandalya savru-hırken ellerindeki bıçaklan da sine izin vermiştir
f
1

salla-sırada
rast gele etrafındakilere mağa başlamışlar, bu düğün sahibi Hakkı Akdoğanın kardeşi Bilâl Akdoğan yeğeni Ahmet Akdoğan, İbrahim Uşkun, Ali Sölek adındaki misafirleri bıçakla yaralamışlardır. A-11 Sölek düğün evinden kaçmak istemiş ve kapıya doğru giderken arkasından yetişen mütecavizlerden Mehmet Özkan Ali Sölekln arkasından bıçağını ciğerlerine doğru iki defa sallamıştır.
Ali Sölek aldığı yar alarm tesiriyle orada derhal ölmüş ve bu suretle düğün evindeki muharebe bir müddet daha devam etmiştir. Fakat Ali Sölekln öldüğünü düğündekllerin bağırmaları üzerine mütecavizler oradan uzaklaşmışlardır.
Hâdise yerine bir müddet son ra emniyet memurları gelmiş ve hâdiseye el koymuşlardır. Kaa-Ullerin yakalanması için emniyet âmiri Rlfat hemen polis memurlarını seferber etmiş ve iki saat sonra Süleyman Ağaç-seven ile Yusuf Dediğidoğru 3ü ieymanın evinde yakalanmıştır.
Tarsus savcısı hâdise mahalline gelerek gerekli tahkikatı yapmış ve Ali Sölekln gömülme
BULMACA
13345678
1 ı 1 ı ı ı
ı ı ı an
1 1 1 I ı 1
1 ■ 1 1 1 Bı 1 1 1
n ı ı ■
1 1 M 1 i
ı a ı ı ■
1 1 1 !■ 1 1 ■illi ı_L
Nevyork 19 (R) — Temsilciler meclisi, hükümetin tavsiyesine rağmen, Batı Avrupa'ya sİİ&h yardımını yüzde elli azaltmaya karar vermiştir. Türkiye, Yunanistan, İran, Kore ve Filipin’e yardımda değişiklik yn-pılmıyacaktır. Batı Avrupa'ya yardım 1960 haziranına kadar devam edecektir.
Şehir hatları kış tarifeleri
Şehir hatlan işletmesi tarafından kış tarifelerinin hazırlıklarına başlanmıştır. Ekim a-ymın ilk haftasından itibaren tatbikine başlanacak olan bu ee nekl programda her türlü İhtiyacın gözünün de bulundurulacağı bildirilmektedir.
Nuhun gemisi
Prof, Smith, Ağrı dağa gitti
Yakılan
Soldan ınfta: I — Çarşamba. 2 — Eda, Ev. 3 — LimonaU, 4 - ilAveltr. S — Keza. An. C — Alet. 7 — Arnavut. 8 — Le. Rarak. 9 — Eva. İkna. , 10 — Manila
Yukarıdan a^aAıya: 1 — Çı-Jkk kilon, î — Adile, Reva, 3 — Ramazan. An. 4 — Ovalar. 5 — Anne. Evall. 6 — Alaturka. 7 — Beter. Tan. 8 — Avam. Kaç.
şarapları
İngilterede büyük rağbet görüyor
Londra 19 (Nafen) — İngilterelin tanınmış şarap tüccarları Türkiye şaraplarının Virijtnl-na tipindeki Türk tütünleri kadar beğenilmiş olduğunu söylemektedirler. İngiliz gazeteleri bu şaraplardan bahsederken bunların «dünyanın en zengin bağlarından» gelmekte olduğunu kaydetmekte ve bu şaraplar hakkında verdikleri haberlerle Türkiye şaraplarına büyük bir reklâm yapmış olmaktadırlar. Londra d ak i şarap tüccarlarının Tûrkiyeden şarap getirtmek üzere hazırlıklar yaptıkları tahmin edilmektedir. Bilhassa İzmir ve Tekirdağ tipindeki şaraplar aranmakta ve bunlar burada 10 buçuk şilinge satılmaktadır.
Mersin Likörünün de beğenilmiş olduğu ilâve edilmektedir.
İlâve edildiğine göre, Tûrkiyeden rakı ile votka, getirilmesi meselesi üzerinde de ehemmiyetle durulmaktadır.
ispirtizma
Ameliyatlarda ve asabi hastalılkann tedavisinde faydaları
ipnotizmanın hem hissi iptal etmek, hastalıkları tedavi
fitre zarfları
Suiistimal iddiası doğru değil
Takat 18 (Akşam) — Tasvir ve Zafer gazeteleri Türk Hava Kurumu Tokat şubesinde 948 yılına ait fitre zarflarının yakılması suretiyle on binlerce liralık suiistimal vukua geldiği yazılıyordu.
Bu yazılar üzerine durumla yakından İlgilenen Tokat valiliği tahkikata girişmiş diğer taraftan Hava Kurumu genel mer kezi. müfettişlerinden Memduh Akarslan'la Necini Tartanı derhal buraya yollamıştır.
Dört günden beri yapılan İncelemeler sonunda verdikleri rapora göre iki gazetede bahis mevzuu olarak yakıldığı bildirilen zarflar geçmiş yıllara ait olup bunların yakılması için tunik hükümlerine uygun olarak yapılmıştır. Suiistimalle ilgili hiç bir hususa t tesblt edilmemiştir. Türk Hava Kurumu Tokat şubesinin 948 gelir bütçesi on bin lira olup bundan ancak iki bin sekizyüz lirasının fitre gelirinden temin edildiği görülmüştür.
Yakılan zarflara alt tahakkuk cetveli de mevcut bulunduğun dan her zarf numara itibariyle İçindeki parayı göstermekte ve tesblt İşi Kurumun Başkanı ve üyeleri tarafından dikkatle yapılmaktadır. Yıllık bütçesi on-hin lira olan bir şubenin onbln-Itree liralık suiistimalle alâkalı gösterilmesi mantıki değildir.
Nevyorkta Kara örümcek salgını
New - York 19 (Nafen) New-York'un Long Tsiand bölgesi «Kara örümceklerin» salgınına yeniden uğramak tehlikesi karşısında bulunmaktadır. Bundan birkaç sene evvel bu bölgeye kara örümcekler hücum etmiş ve Long tsland'da panik baş göstermişti. O vakit belediye süratle harekete geçmiş ve evlerin hepsi kara örümceklerden temizlenmişti. Halka, bu örümceklere karşı nasıl mücadele edeceği hususunda da dersler verilmişti.
Muhabirlerin, bu mahallerden aldıkları haberlere göre, Long İsiond'da yeniden kara örümcekler görülmüştür. Evvelâ plajdaki çıplak kadın erkek ve çocuklara hücum eden kara örümceklerin şimdi yeniden evlere ve apartımanlııra musallat olduğu görülmektedir. Belediye
YENİ YAYINA
Ankara 18 — Nuhun gemisini arayacak olan heyetin başkanı profesör Smith bu sabah uçakla Ağrı dağına gitmek üzere şehrimizden ayrılmıştır
Profesör, yanında bir mütercimle Ağrı civarında Nuhun gemisi hakkında halk içinde dolaşan rivayetleri tesbit edecek ve tekrar şehrimize dönecektir. Profesörün arkadaşları halen şehrimizde bulunmakta ve profesör Smlth'ln dönmesini beklemektedirler. Profesör ve arkadaşları muhtemelen salı günü Ağrıya hareket edecektir.
Londra )* (Matem — Güney Afrikada Kap Prolnce’dc yaşamakta olan ve yetmiş yaşında bulunan Oallta İsminde bir doktor dokuz aylık İken ayağının başparmağına giren bir dikiş iğnesinden daha yeni kurtulmuştur.
Küçüklüğünden beri bu iğne yüzünden ıstırap çeken doktor İğneyi bir türlü bulamamakta ve dikiş İğnesi doktorun vücudunda «de vr lâlem seyahati* yapmaktaydı. Nihayet geçen gün İğne dönüp dolaşıp yeniden başparmağına gelmiş ve orada şiddetli bir sızı husule getirmiştir. Doktorun. Karun 70 sene sonra iğneyi bularak çıkarmaya muvaffak olmuştur.
İSLÂM ANSİKLOPEDİSİ 4l.vaU.Ct>
bUm An^klopedblnl.ı HArlrm'den Hazarlar maddesine kadar H Ue başlayan telif ve tercüme bir çok maddeleri İhtiva eden 42 ve (3. fasiküi-leri yazılmış re bsmimıştır. Bu elitlerde başlıca Hârizmsahtar maddesi Fuad Köprülü. Hârtan maddesi Zeki Vclidi Togon. meahur Türk rlyaaiyecl-si Hâriuni Abdülhak Adnan Adı var ve HSrizml Ebü Bekir. Dr. H- flitler. OsmanlI tarihindeki Haun Pasolar. Ha-acU makaleleri. İsmail Hakkı Vrun-çarjılı, Tayyip Gökbılgin, Orhan Köprülü ve Celâl Atasoy, jalr Haşmet makalesi, Mehmet Kaplan vc Arap sairi Haşan B. Sabit makalesi. Ahmet Atej, Hall-ı Hümâyun İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Hazarlar Zeki Ve-Udi Togan tarafından yeniden teli! edilmiştir.
KÖÇÖK THOTT
Milli Eğitim Bakanlığı çocuk yayınları serisinin Üç dne tisi) nü tenltıl etmek Özere bu defa, tanınmış Fransız yazarlarından Andre Llchlenbcr-ger'ln «Küçük Trott» adlı eserini. Erad Ûnatkııt'un kalemiyle dilimize çcvtrtrrek. renkli vc çok cOzcl bir kapak içinde ynyımlamı». l«> kuruş Haile salığa çıkarın ıştır
Milli Eğilim Bakanlığı yayınevlerıy-le bütün kitapçılarda satılmakadır.
HANIMELİ
HANIMELİ’ııin ağustos sayısı bir ev kadınının bu mevsime göre bütuıı ihtiyaçlarına cevap verecek surette haziTlnnmısıır. Bundan maada bu sayıda sür. bıkAye. karikatür, roman ve bilhassa deniz mevsimine ait resim Ve yazılar, renkli modeller ve modaya ait en son haberler vardır.
İSTANBUL TAN Matbaam AV VE DENİZ SPORLARI 11 İnci sayıu cıklı
Bu sayı. Deniz bayramına alt lotrafları, Sait Sıhhatlinin Plâk sa-tısJarı. Prof. Zühta Sevgenta köpek yetiştirmesi baklandaki makalelerini, yurdun muhtelif av bölgelerinden gelmiş yazı vc resimleri, avcılık hfl-lıra ve tercümelerini, Ali Rıza Sey-fi. Kaptan Süreyya GtlrsO, Harun Olman. Nevzat Erkanın denizciliğe ait yazılarını. Zeki Canın balıkçılıma alt tetkiklerin) İhtiva etmektedir. Tavsiye ederiz.
fo-
ZAYİ — Fatih Malmüdüriü-ğünden almakta olduğum dul maaşıma ait cüzdanımı, hüvlye timi, berat ve tatbik mührümü bir torba İçinde olarak kaybettim. Bulanın içindeki para helalinden kendisinde kalması şar tiyle aşağıdaki adresime teslimini İnsaniyet namına rica ederim. Aksi halde yenilerini alacağımdan eskilerinin hükümsüzlüğünü İlân ederim.
ZEHRA EKCİYAŞ Çemberiitaş Tavukpazarı S»-kak No. 7 Nihad Elıle
Londra 19 (Nafen) — İsmal-. liye imamlığına gelişinin 64 üncü şenel devrlyesi münasebetiyle Ağa Han’a Pakistanm her . tarafından tebrik telgrafları gelmektedir. Şimdi 73 yaşında olan Ağa Han tsmaliiye imam -: lığına dokuz yaşında gelmişti.
Dün bu senei devriye mıina-1 «ebeliyle Karaşi'de ismaıllye mezhebine mensup kimseler şenlikler yapmışlardır. Aynca, Slnd. Lazbella, Belucistan ve İran körfezinde bulunan İsmai-liyeliler de Ağa Han'ı tebrik etmişlerdir.
Diğer taraftan Karaşi'den ge-! len haberlere göre. Ağa Han ın oğlu Ali Han İle kansı Begüm Rlta Hayıvortiı kasım ayında Karaşi'de beklennıektedirlçr. Yeni evliler burada merasimle karşılanacaklar ve Katraşl'ye yakın bir mesafede bulunan Ağa Han'ın «Balayı» isimli villâsında oturacaklardır. Sene başında da Ağa Han Karaşi’de ' beklenmektedir.
Dovya !*o.
M—Mil Kmalrndo, Köşk» (0^, « n oda. 6 panel 239.30 ara.
Sİ—2141 Büyükada, Maden mah Kesedar »o. 56 ada, 14 panel «eki 30 kapı «ayılı 65 M2 ama.
SM—8182 Beyoğlu, Kasımpaşa Sururi Mehmet efendi mah. teki Gizlice Evliya yeni Keramet s©. 816 »da, 7« parsel eski 38 mük. yeni 46 ta j 27 kapı sayılı 2493,50 M2 arsanın 85/720pajT.
Beyoğlu, Dikilitaş m ah. Tohum so.
3 pafta, 11 ada, 10 prsel 141 M2 arsa.
Beyoğlu, Bostan mah. Kurtuluş Deresi «o. 795 ada, 13 parsel eski 127 yeni 79 kapı sayılı 38 M2 arsa.
Eminönü, (Mahmutpasa) Daya-hatun mah. Çakmakçılar yokuşu Büyük Yeni han 1 inci kat 259 ada, eski ve yeni 39 kapı sayılı 39.50 M2 kâr gir odanın 12/18 payı. Eminönü (Çarşıkapu Moilafenari mah. Çarşıkapı ve Hüseyin ağa camii so. Yolgeçen han alt kat 254 ada. 33 parsel eski 33 taj 6 kapı sayılı 17.50 M2 kârgir dükkân. 516—18627 Eminönü, (Çadırcılar) Beyazıt, mah.
Yorgancılar cad. 640 ada, 38 parsel eski ve yeni 81 kapı sayılı 7 M2 kârgir dükkânın 4/10 payı.
Fatih. (Feneri Kfiçûk Mustafa paşa mah. Abdülezel paşa cad. 2260 ada. 4 parsel eski 256. 258 yeni ve taj 212, 214 kapı sayılı 595.25 M2 kârgir mağazanın 1'18 payı.
Faldı. (Yenlkapıı Yalı mail. Çur-bacıhaşı so. 827 ada, 8 parsel eski
4 yeni 18 kapı sayılı 24 M2 arsa. Fatih, (Bamalya) Hacvı Hüseyin ağa mah Curcuna ve Imrahor İl-yas bey cad. 1240 ada. 17 parsel îmrahor İiyas beyden en eski, eski, yeni ve taj 23, Curcuna sokağından yeni ve taj 24 kapı sayılı 188
M2 bahçeli kârgir evin 30 165 payı. 1200 Fatih, (Yenikapp Yalı mah. Kâtip Kasını Bostan (tapuya göre Kule boyu.- so, 933 ada, 5 parsel eski 15 yeni 29 kapı sayılı 11 M2 arsa.
Fatih, (Yedikule) Hacı Evhadet-tin mah. Hacı Manav so. 1079 ada. 59 parsel en eski 132 eski yeni ve taj 134 kapı sayılı 48 M2 arsa.
Yukarıda yazılı gayri menkuller 7/9 949
saat 15 de Millî Emlâk Müdürlüğündeki komisyonda ayrı ayrı açık arttırma İle satılacaktır, isteklilerin nihayet saat 15 e kadar yatıracakları teminat makbuzları ve nüfus cüzdanlarile satış günü komisyona, fazla bilgi için sözü geçen müdürlüce başvurmaları (Teminatlar önceden de yatırılabilir ) (121931
546—9047
516-3370
618— m
518-9294
548—30
ıwo
1170
1170
141
300
2400
1900
403
4500
216
110
K

11
180
143
30
11
9
576 çarşamba
44
günıi
Saf Naftalin Fiatında Tenzilât
Türkiye Demir ve Çelik Fabrikaları Müessese »inden:
Satışı serbes ve tahdide tâbi olmıyan istihsalimiz saf naftalini aşağıda bildirilen miktarda almak istiyenlere hizalarında gösterilen tenzilâtın yapılacağı ilân olunur.
1 Tondan 30 tona kadar TL. 800
30 * 50 » » . 760
50 » 100 » » » 730
100 n Daha fazlası için » 720
(12022)
% 5 tenzilât % 8 >
%10 »
İstanbul Telefon Başmiidüriüşünden:
1 — İstanbul Tahtakale telefon başmüdürlüğü bü'.ası bitişiğindeki bahçede mevcut projesine göre bir depo İnşası kapalı zarf usulü ile Eksiltmeye konmuştur.
2 — Muhammen bedel (22855 62) lira olup muvakkat teminat (1714.17) liradır.
3 — Eksiltme 2-9-949 tarihine raslıyan cuma gıinü saat (15) te Tahtakalede telefon başmüdürlüğü binasındaki satmalına komisyonunda yapılacaktır
4 — Şartname ve proje, Telefon başmüdürlüğü levazım â-mirliğinden 75 kuruş mukabilinde alınabilir.
5 — İsteklilerin gerekli vesikalarlle beraoer usulüne uygun
teminat mektubunu ve teklifleri muhtevi zarfı eksiltme saatinden bir saat önce makbuz mukabilinde Satın alma komisyonuna tevdi etmeleri. (12098*

Londra 19 (R) — Bu- İngiliz Tıp mecmuası ipnotizmaya dair bir baş makale neşretmİştir Makalede ameliyatta hem asabi
eylemek hususundaki faydalarından bahsediliyor. Makalenin muharriri İpnotizmanın dikkatli kimseler tarafından tatbik e-dllmeslnde hiç bir tehlike mevcut olmadığını, hastanın normal zamanda yapmak istediği, fakat yapamadığı şeylerin bu defa kendisine yaptınlablldlfd bildiriliyor.
New-York .9 (Nafeni — 19
yaşında olan Joyce Dovey ismin de gene bir kır. bir Ispiritlzma oyununna iştirak ettikten sonra kendini kaybetmiş ve kentli âleminden ayrılarak bambaşka bir âlemde yaşamıya başlamı.-;-trr. Annesi ile babası bir çok doktorlara müracaat etmişlerse dp lüç bir netice elde edememiş terdir. Nihayet p gün lsplrltiz-mayı idare eden kimseyi bulmuşlar ve bil adam kısa bir müddet İçinde bun eski âie- —»- »--------------—-—
mine sokmıya muvaffak otmuş-,süratle tedbir almış vc örûm-tur. Joyce Dowey. Uplritlzmanın çeklere karşı D.D.T. de hücuma tesiri altında bulunduğu sıra-, geçmiştir. Yalnız bir evde elli larriu yaptığı hareketleri hatır- kadar kara örümccK bulunduğu Lur. lamadıgını eylemektedir | bildirilmektedir.
EakşamS
Abone bedeli
Türlüye Ecnehı
İdarehane' Babın U e1v«r> Cemal Nadir uıKatı No 12
Zayi - Fatih nüfus memurlusundan almış olduğum nüfusumu kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yok-
ıkesir Valiliğinden
1 — Balıkesir (Bandırma ayrımı) Şamlı yolu 7 -4- 000 - 30 + ûuo arası etüd, aplikasyon ve toprak tesviyesi 174960) lira keşif bedeli üzerinden kapalı zarf usullyle eksiltmeye konulmuştur.
2 — İhalesi 8/eyiûl/949 perşembe günü saat 17 de il daimî komisyonunda yapılacaktır.
3 — Bu işin bütün evrakı her gün bayındırlık müdürlüğünde görülebilir.
4 — İsteklilerin 4998 liralık geçici teminat yatırmaları, ticaret odası vesikası ibraz etmeleri, ihale gününden en az üç gün evvel (tatil günleri dahili 30 bin liralık İş yaptıkların; gösterir belge ile valiliğe müracaatları, ehliyet vesikası almaları ve 2490 sayılı kanun hükümleri dairesinde hozırlıyaeaklan kapalı teklif mektuplarını İhale günıi saat 16 ya kadar komisyon başkanlığına vermeleri lâzımdır.
Postada olan gecikme kabul edilmez.
11944
n
Ankara telefon müdürlüğünden
1 — Kâğıt ve kartonu idarem izce verilmek üzere 1400(1 iane Ankara telefon rehberinin bastırılması işi açık ekslluı.ey.
konmuştur.
2 — Tahmin edilen bedel 110(10 liradır.
3 — Bu işe ait şartnameler Ankara telefon müdürlüğünden görülebilir.
4 — Eksiltme 26. 8 949 cuma günü saat 15,30 da yapılacaktır.
5 — Geçici teminatı 825 liradır.
6 — Eksiltmeye gireceklerin geçici teminat makbuzları
İle diğer kanuni vesikalarım eksiltme tarihi olan 28/8 949 cuma günü saat 15-30 za Kadar Ankara teleion müdürlüğüne vermeleri ve eksiltme saatinde hazır bulunmaları lan olunur.*1184?
Alacak verecek ve mirasçılık ilânı
Beyoğlu Dördüncü Sulh Hukuk Yargıçlığından: 949 - 183
Beyoğlu Taksim SıraselvLler caddesi 63 numarada oturmakla iken ölen Ahmet Karamuslafaoğhınun terekesine mahkemece el konulmuştur. İlân tarihinden başlamak üzere alacak verecek vesalr suretle alâkadarların bir ay, mirasçıların üç ay zarfında Sirkecide Yolcu Salonunda Beyoğlu dördüncü sulh hukuk yargıçlığına müracaat etmeleri, aksi takdirde kanunu medeninin 534, 501, 569 eu maddeleri tatbik edileceği ilân olunur. 12175
mukarrcr 2490 sayılı uzatılarak
binası ve
Gölcük deniz fabrikaları Genel müdürlüğünden
1 — Faorika!arımıza 40 tane tesviyeci ve 25 tane boyacı alınacaktır, Alınma şartları aşağıda gösterilmiştir.
A — AsKerüğlııi yapmış Sanat okulu mezunu veya 5 senelik bonservis ibraz eden, asgari İlkokul mezunu birinci sınıf işçi veya uslalar ameli ve nazari sınavdaki kabiliyetlerine göre 60 - 140 kuruşa kadar saatlik ücret verilecektir,
B — Azanı! yaş haddi 40 Ur.
2 — İsteklilerin ilân tarihinden İtibaren 2 oy zarfında bütün masrafları kendilerine ait olmak üzere müracalları.
(11742)
Yapı işleri ilânı
Tekel Manisa Başmüdürlüğünden
1 — Akhisar Tekel İdare hluaüyle mamulât ve içki ambarının tâdil vc iKma! İşlerinin 478/949 gününde icrası kapalı zarf eksiltmesi, istekli zuhur etmediğinden kanunun 40 cı maddesi gereğince bir ay müddetle 2.9.949 gününe bırakılmıştır.
2 — Eksiltmeye konulan İş: Akhisar teke! İdare
ambarının tahkimi Ue elektrik sıhhi tesisat ve muamelât rafları.
3 — Keşif bedeli tutarı 44640.80 lira muvakkat teminat akçesi 3348.06 liradır.
4 — Eksiltme kapalı zarf usuUyle 2. eyl(U.949 cuma günü saat onda Manisa tekel başmüdürlüğünde toplanacak komisyon tarafından yapılacaktır.
& — Eksiltme şartnamesiyle keşif evrakı ve diğer belgeler Mnııisa, İstanbul, Ankara ve İzmir tekel başmüdürlüklerinde görülebilir.
6 — EksUtmcye girebilmek İçin isteklilerin bu İşe benzer en az bir kalemde olu2 bin liralık inşaatı kusursuz bir surette başardığına dair alt olduğu daireden alınmış ehliyet vesikasını eksiltme gününden üç gün evvel yukarıda sözü geçen başmüdürlüklere ibraz ederek yeterlik vesikaları ve bu vesikayı 2490 sayılı kanunun 33 cü maddesi mucibince eksiltme komisyonuna eksiltmeden bir saat evvel tevdi etmeleri icap eder.
Necmiye Toker
Sahlfe B
AKŞAM
20 Ağustos 1940
Yatılı
Nişantaşı Çınar Caddesi — öce)
I Yatısız
Şişli Terakki Lisesi
Ana, ilk. orta ve ilse sınıflarına öftrcna! kaydına başlanmıştır.
Müracaat saatleri her gün 9 dan İT ye kadardır Yabancı dil ilk kısmı sınıflarında başlar.
Telefon: 80517 I" Erkek-------
Kız
AsprO,
•’İni olarak öldürür ve uzun tesirli bir himaye temin ede
Satış Deposu: Galata Voyvoda Han No. 1. İstanbul Tel: 41065
Jul Krepon ve Kemal Müderrisliğin Kul. Şti.
Te&Vt $a/ıaSuıa
DİKKAT EDİNİZ f
^feı^ASPRO’
Özel ____r|_________
Yatdı 1 Yatısız | BOĞAZİÇİ LİSESİ Kız | Erxek
Ana, öt(k( ©rta ve töse smoflaırıınıdla
öğrenci kaydına başlanmıştır. İsteyenlere tarifııaıne gönderilir.
Ama vud köy Tramvay Cad. Tel; 36.210
KLİPPERİN BİR HUSUSİYETİ DAHA I
DEVLET DENİZYOLLARI İLÂNLARI
Eksiltmesi yapılacak olan işin mahiyet ve cinsi Tasarlanmış Geçici defteri güvenmesi EKSİLTMENİN Lira Kr. Lira Kr Sekil Tarihi Günü Saati
10 adet buz dolabı alımı... — _ pazarlık 22/8/1949 Pazartesi 15
Eminönü 10 No, lı anbar dahilinde yapılacak asfalt yol ve parke kaldırım işi...... 5700 05 855 (M Pazarlık 23/8/1949 Salı İ5
1 — Yukarıda yazılı İşlerin pazarlığı, hizalarında yazdı tarihlerde Tophanede Genel Müdürlük Alım Satım Komisyonunda yapılacaktır.
2 — İsteklilerin, (Asfalt işi için) daha önce bu gibi İşleri yaptıklarına dair belgelerini pazarlık sırasında komisyona ibraz etmeleri, pazarlıktan önce komisyondan alacakları bir yazı ile güvenme paralarını İdare veznesine yatırmaları ve şartnamelerde yazılı belge ve nıak-buzlarlle birlikte belirli tarihlerde komisyonda bulunmaları. (Tasarlanmış değer zikredilmeyen buz dolapları İçin isteklilerin, teklif edecekleri mal bedelinin % 15 nisbetlnni güvenme parası olarak hesapalamaları ve dolapların tafsilâtı muhtevi katalog larlle, flat tekliflerini havi mektuplarını pazarlık sırasında komisyona ibraz etmeleri lâzımdır.»
3 — Buz dolaplarına alt şartname komisyon Başkanlığında, asfalt işine alt şartname de
Yapı Şubesi Müdürlüğünde her gün görülebilir. (11940)
| Tekeli Ca^rml Müdürlüğü Bianlarl
Kızılay Derneği —q
Genel Merkezinden:
Beheri 200030 ünitelik on bin şişe
Penisilin satın alınacaktır
Bunların her sene satıcı firma tarafından taze mal ile değiştirileceğinin taahhüt edilmesi şarttır.
Satmak İsteyenlerin teslim müddetini, Hat ve ödeme şekillerini Delirten kapalı teklif mektuplarını 10 Eylül 949 günü öğleye kadar Genel Merkezimizde bulundurmaları vo teklif mektuplarına bin liralık teminat mektup veya makbuzu eklemeleri İlân olunur.
reated by free version of 2PDF
Malzeme Alım Şubesinden
■aB!EaBBS—— Taksim - Sıraselvilcr 84 - HG
™ | Yeni Kolej
İlk - Orta - Lise Ed. Fen sınıflarına öğrenci kaydediyor. İlk üçiincü sınıfta bavlıyan İngilizce ve Fransızca öğretimine pek çolı önem verir. Binaları kaloriferli ve sağlık tertibatı mükemmeldir. Öğrencilerinin çaiışmalarile yakından ilgilenen muadeleti tasdikli özel Türk lisesidir. Tel: 41159.
n/o 6 Faizli Birinci Tertip 1949 istikrazı ikramiyeli °/0 41/2 Faizli Birinci Tertip 1949 istikrazı
Tahvilleri satışa çıkarıldı
I.
K 1 Z ERKEK
1OO Lira itibarî değerli bir tahvil 95 liradır.
Güvenme İhale
Cinsi Miktarı Paras Tarihi Günü Saati
Külçe kurşun 5000 KİLO 940 Lira 2.9.949 Cuma 10.15
Metal enamı hesaba» 260 » 150 > » * » 10.30
Pulvarizatör 7 Adet 113 » * * 10.45
Hareket Rezistansı 1 > 90 » 6.9 949 Salı 10 36
Kolorimetre 1 » 103 » 9.9 949 Cuma 11.15
Selofan kâğıdı 35300 Bobin 43045 * 2.9.949 Cuma 11.—
» » 5000 Tabaka
Fıçı çemberi 1700 Kilo 150 > 20.9.949 san 10—
Yassı kayış «nuhtelli» 3726 Metre 2700 » 23.9.949 Cuma 10—
Makkap ucu 7797 Adet 1409 > 27.9 949 Salı >•-
Ampul cMuhtelIt» 26900 > 1820 » 27.9 949 Salı 10.30
Puro makinesi 1 » 750 > 30.9.949 Cuma 10. -
Bira şişesi kapsülü 50 Milyon 19000 > 30.9.949 Cuma 10.15
ÇivtLl kayış «muhtelif» 9000 Metre 4725 30.9.949 Cuma 10.30
1 — Yukarıda cins ve miktarı yazılı malzeme pazarlıkla satın alınacaktır
2 — Pazarlık hizalarında gösterilen gün ve saatlerde Kabataş Genel Müdürlük malzeme
NİŞANTAŞINDA
AMİRAL BRİSTOL HASTANESİNE bağlı
HEMŞİRE DERSHANESİNDE
Öğrenci kaydına bşalnmıştır. — Tahsil müddeti 3 senedir. Okul yatılı ve parasızdır.
Kabul şartları :
1 — Türk tâblyetinde olmak. 2 — 18 yaşından az ve 25 ten yukarı olmamak. 3 — Ortaokulu bitirmiş olmak. 4 — İyi ahlâklı olmak. 5 — Sıhhatli olmak.
Müracaat zamanları: Cumartesi öğleden sonra ve pazardan başka her gün saat 9,00 — 16.00 arasında.
Dershane müdürlümü: Giizribabçe Sokak — Ni.^aııtaş
Bu tahviller de. diğer Devlet- Ic İstikraz tahvillerinin bütün imtiyaz ve muaflıklarını haizdir. %6 faizli tahviller her yılın 20 Şubat ve 20 Ağustos tarihlerinde bol faiz ödenir.
İkramiyeli tahvillere 20 Ağustosta ödenecek faizden başka 20 Şubat ve 20 Ağustos tarihlerin-
de: Adet Miktar Lira
1 10.000
2 3.000
4 1,000
12 500
10 250
1 337
İkramiye dağıtılır. Faiz ve ikramiyelerden hic
bir vergi ve resim alınmaz. Satışlara 20 Ağustos
1949 Cumartesi ekinli son verilecektir.
Satış yerleri: Bütün Bankalar
EN Mükemmel »e Külfetsiz iradı Oevlet Tahvilleri Getirir. 1132ü
Alım şubesindeki komisyonda yapılacaktır.
3 — Şartnameler hergiin sözü geçen şubede görülebilir.
4 — İsteklilerin belirli gün ve saatte hizalarında gösterilen güvenme paraları ve kanuni vesaikle birlikte mezkûr komisyona müracaatları, İlân olunur.
5 — İdare kısmen veya tamamen ihale edip etmemekte veya kısım kısım ayrı ayrı taliplere ihale etmekte serbestlr. (12229)
En ucuz ve en temiz Toto malzemesi ile en sanatkârane resimlerinizi İzm ir de FOTO HAMZA RÜSTErfıDE yaptırabilirsiniz. Acele SATILIK TAKSİ 1 Çok az kullanılmış muced- 1 S det 5747 No. 11 taksi azimet 1 I dolayısiyle acele ehven fi- 1 1 atle saldıktır Müracaat: ■ 1 Boğazkesen İstanbul Ga- I | rajı müdürlüğüne | Elma ve Amut Satışı Devlet Ziraat İşletir eler: Kurumu Orman Çiftliği k üdürlüğünden: Orman ÇLftllgl meyva bahçelerinin 1949 yılı muhtelif neyi (büyük kısmı Amasya) olmak üzere tahminen 150 ton elma lle 75 ton armut mahsulü, bahçede ağaç üzerinde toptan götürü olarak veyahut da toplandıkça tartılıp kilo ii-zerinden teslim edilmek suretiyle satılacaktır, Satış 5/9/949 pazartesi günü saat 16 da Orman çiftliği müdürlüğünde açık arttırma suretiyle yapılacaktır, Meyva bahçeleri her zaman görülebilir. Şartnamesi Orman Çiftliğinden ve Devlet Ziraat İşletmeleri Kuruntunun İstanbul, Eminönü, Balık-pazarı, Süngerciler 83 numaradaki bürosundan parasız a-lınablllr. Satışı yapıp yapmamakta çiftlik tdaresi serbesttir.
İM, 4 cü icra memurluğundan: 949/2416 Mahcuz olup satılmasına karar verilen besler İmaline mahsus dört kasnaklı İki beygir kuv velinde motör. 1 ton plrüıç unu, 90 paket 20 İlk kola, 100 paket 10 luk kola, 200 adet 172 İlk koşa pirinç yemiş Zindan han 37/45 numarada 25/8/949 perşembe günü saat 11 de birinci artırma 27/8 049 cumartesi günü ayni saatte 2 ci arttırma suretiyle satılacaktır. Taliplerin mahallinde hazır bulunacak memuruna müracaatları ilân olunur.
İlân: AT YARIŞLARI MÜŞTEREK BAHİS TEDİYESİ Yarış atlan yetiştiricileri ve sahipleri cemiyetinden : ı — 14/8/949 tarihinde berayı tetkik tevdi edilen 31/7 1049 dakl tstanbııl at yarışları müşterek bahis biletlerinden İstanbul gişelerinden satın alınmış olanlarının, mahallinde asılı tablodaki miktar ve şartlar dairesinde paralarının tediyesi 21/8/949 pazar günü saat 10 dan 17 ye kadar Taksim Belediye Gazinosu medhalindeki gişelerden yapılacağından alâkadarların tevdi kâğıtlurlyle birlikte müracaatları lüzumu ve bu müddetten sonra yapılacak her türlü müracaatın nazarı İUbare alınmıyacağı ilân olunur. 2 — Gişelerden satılmadığı görülen biletler polhse teslim edilecektir.
Sayın Doktor ve Eczacılara ;
LABORflTOIRESOMS.fi.
Firmasının aşağıda isimleri yazılı
Müstahzarlan yeniden piyasaya araedltıniştic.
Buco-Pentaloın Om-Arocan Ampul
Bio-Pentalom Antipyogene Om-Hydantoine
Rbiııo-Pentalom Burun pomadı Om-Hydantoine Composee
Pentalom Ampul %6 ve %12 Sedatif Rea Forte l’entnl-Onı Tablet Thlo-Calcl-Om
Türkiye Mümessilliği
Jul Krcpen ve Kemal Mütlerrisnğlu Koli, ŞU
Galata, Voyvoda Hım No. 1. İstanbul
AÇIK ARTTIRMA İLF. MECBURİ SATIŞ
Her keseye uygun Eşya satışı
21 ağustos 949 pazar günü saat 10 da Beyoğlunda Meşrutiyet caddesi Beyoğlu Konser vatuvarı karşısında 243 No. Frederlci Pasajında iç kapı No.su 9, 3. cü kat 4 numaralı dairede mevcut tekmil aparliınanın sağlam eşyaları her eve lazım muhtelif yemek tabaklan, kristal kadehler, çatal bıçak vesaire lüzumlu eşyalar açık arttırma Lle satılacaktır.
Aşağıda bu lüzumlu eşyanın tafsilâtını okuyunuz;
9 parçadan ibnret Viyana usulü meşhur Pûtrlyanuz tarafından Amerikan cevizi Ue İmal edilmiş üstü vltrinll sağlamlığı itibariyle bilhassa sayfiyeye yaıaynn her keseye uygun yemek oda takımı, ayni takımın 5 adet sandalyası dahi mevcuttur. 3 kapılı ortası büyük aynalı dolap ve aynasız dolaplar, tuvaletler, komodinler vo lavomanolar Istlyene takım halinde de satılır. Maroken 4 adet pomye ve kübik koltuklar, aynalı portmanto, hezaren sandalyalar, oyun masaları. elektrik lâmbalar, resimler, istorlar, İngiliz demir karyolalar. elcim ve Goblen kumaş perdeler bir çok masa örtüleri, elişi Milin dantel İşlemeli ufak büyük keten örtüler, İşlemeli karyola etekleri, sofra örtüleri ve peçeteleri. tül perdeler, bir çok yemek ve yemiş tabakları, şekerlikler, yemişlik. portkart, kristal kadehler, elektrik semaver, bakır tencereler, havagazı ocağı, mutfak takımları vesaire tarifi gayri kabil lüzumlu eşyalar.
Tafsilât için: Beyoğlu Su Terazi sokak No. 12 Eila Behar’a müracaat.
Kapalı zarfla eksiltme ilânı
Pendik Veteriner Bakteriyoloji Enstitüsü Müdürlüğünden:
1 _ 70 ton balya halinde kuru çayır otu satın alınacaktır.
2 — Muhammen bedeli 8400 lira ve geçici güvenlik akçesi
630 liradır
3 — Kapalı zarfla eksiltme 2/9/949 cuma günü saat 16 da İstanbulda Cağaloglunda Yüksek Okullar Saymanlığında toplanan Enstitü Satmalma komisyonunca yapılacaktır
4 — Hususi şartnamesi iş gün ve saatlerinde adı geçen Saymanlıkta ve adı geçen Enstitüde görülebilir.
5 — İstekliler 2490 sayılı kanunda yazılı lüzumlu belgeleri-
ni havi kapalı zarflarını yukarıda yazılı günde saat 15 e kadar Komisyona vermeleri lâzımdır. (118M>
Kapalı eksiltme ilânı
İstanbul Bayındırlık müdürlüğünden
1 — Pendik Bakteriyoloji Enstitüsünde yapılacak çeşitli inşaat İşleri kapalı zarf usulüyle eksiltmeye çıkarılmıştır.
Keşif bedeli 14G696 lira 10 kuruştur.
Eksiltme 26/8/949 tarihinde perşembe günü saat 15 te İstanbul Bayındırlık Müdürlüğünde toplanacak komisyon tarafından yapılacaktır.
2 — Bu İşe alt evrak şunlardır: Mukavele, eksiltme bayındırlık işleri genel, hususi ve fenni şartnameleri, proje, keşif hülâsaslyle buna müteferrl diğer evrak dairesinde görülebilir.
3 — Eksiltmeye iştirak etmek İçin taliplerin 8584 Ur* 81 kuruşluk muvakkat teminat yatırdığına dair makbuz ibraz etmesi ve 949 yılında ticaret odasında kaydı bulunduğuna dair belgeyi hamil olması, eksiltme gününden tatil günleri hariç 3 gün evvel vilâyet makamına müracaat ederek ehliyet vesikası alması ve yukarıda 2 cl maddede yazılan evrakı görüp eksiltme şartnamesinde yazılı kayda göre kabul etliğine dair imzalaması ve buna alt 2490 sayılı kanun mucibince hasırhya-caftı teklif zarflarını 25/8/949 perşembe günü saat 14 de kadar İstanbul Bayındırlık Müdürlüğüne verilmesi lâzımdır.
İHIM

Comments (0)