AVRUPA
ÇOCUK Arabalarımız geldi HARAÇÇI Kardeşler Beyoğlu — TEL : 40678
Sahibi: Necmeddin Sadak — Yazı islerini fiilen İdare eden: C. Bildik — Aksam Matbaam
Sene 81 — No. 11084 — Fiati: her yerde 10 kuruştur.
PAZAR 21 Ağustos 1949
Suriyede hükümet darbesi nasıl yapıldı? Zaim nasıl yakalandı?
Zaim, “Ben sizin babamzım,, dedi, gelenler cevap verdiler: “Beyle babaya lanet o'sun!,,
Zaim, evinin kapı duvarını siper alarak eteş etmeğe başladı. Bir pencereyi kırarak içeriye giren bir çavuş kendisini yakaladı
Bünyedeki hükümet darbesinin nasıl yapıldığı ve Zalmln ne suretle yakalandığı hakkında şimdiye Kadaı pek az haber gelmiştir. Şamdan gelen bir yol cu bu hâdisenin meraklı safhalarını şu suretle anlatıyor:
13 Ağustos gecesi sabah sau'. öçte birçok tanklar ve mitralyöü lerie mücehhez bir askerî müfreze Zaim‘in Ebu Rum man e semtindeki evine doğru yol almağa başladı ve evin dört tarafını sardı. Gelenler. Zalm'in muhafazasına memur 20 kişilik Çerkeş müfrezesine: «Bizim kuvvetimizi görüyorsunuz; mukavemet boştur; boşuna kan dökülmesin; teslim olutıuz» dediler; müfreze biı tek silâh atmadan teslim oldu: tankların gürültüsü ve yüksek sesle konuşmalar uykuda olan Zalm’l uyandırdı; pijamasiyle elinde bir silâh kapıya indi.
— Ne İstiyorsunuz? diye sordu.
(Arkası 6 net satıifedc)
Suriyede »on hükümet darbesini idare eden albay Sami Hilmi Hinavi
Albay Hiuavi'uin muharririmize demeci
ilk gazeteci olarak muharririmizi kabul eden Albay hükümet darbesinin sebeplerini anlattı
Gl. Kâzım
Orbay
Çarşamba günü
Toros ekspresile dönüyor
Şam 21 [Muharrir imli Hıfzı Topuz bildiriyor] — Suriyede
Cumhur başkanı
Dün Izmırde muhtelif ziyaretlerde bulundu
İzmir 21 — Cumhurbaşkanı
İsmet İnönü bu akşam saat 18 de fuan ziyaret ettikten sonra Altay, Altınordu, Demlrspor, Göztepe, İzmirspor, Karşıyaka ve Yün Mensucat gençlik kulüpleriyle tütün, sanayi, yün mensucat işçileri ve garsonlar sendikaları tarafından Ada gazinosunda şereflerine verilecek çay ziyafetinde hazır bulunacaktır. İnönü, gece yarısına doğru da hususî trenile Anka-raya hareket edecek, Ankarada bir kaç saat kaldıktan sonra Erzurum'a gidecektir.
Doğudaki zelzele
Ölenlerin miktarı tahmin etkidiğinden fazla
Erzurum 21 (Akşam) — Doğu illetinde vukubulan zelzelede zayiat ve tahribat, son alınan haberlere göre şöyledir;
Klğının Çeşme bucağında 119 ölü, 177 yaralı. 729 hayvan zayiatı vardır, Burada 697 ev yıkılmıştır.
Bingölün Karlıova bucağında 165 ölü, 102 yaralı, 20 hayvan zayiatı vardır. 694 ev tamamen, 255 ev kısmen yıkılmışta.
Her İki mıntakuya da kamyonla yardım malzemesi şevke-dilmektedir,
Çeşme ve Karlıovadaki zayiatı birleştirdiğimiz zaman şu neticeye varırız: Karlıovada kısmen yıkılan evden başka bu İki yerde 1391 ev yıkılmıştır. 28| vatandaş ölmüştür. 279 vatandaş yaralıdır. 719 baş hayvan telef olmuştur.
Karlıovada zelzele fasılada devam etmektedir.
Finlândiyada
Hayat pahalılığile mücadele
Pirinç, nohut, mercimek, fasulye ve bakliyat tanzim satışları yapılacak^ .. OJ
Bu vazife yaş meyva ve Sebze Tarım Satış
tarafından alman bir kararla Istanbulda sadeyağ, et ve balık mevzuunda tanzim satışları yapması için Toprak Mahsulleri Ofisine vazife ve salâhiyet verildikten sonra şimdi dün alınan yeni bir kararla bakliyat mevzuunda tanzim satışları yapmak vazife ve salâhiyeti Yaş Meyva >e Sebze Tarım Satış Kooperatifleri Umum Müdür lüğüne verilmiştir.
Ticaret ve Ekonomi Bakanı Vedat Dicleli geçen hafta yaptığı İstanbul seyahati esnasında Kooperatifler Birliğinin hâlen şehrin muhtelif semtlerinde satışlar yapan altı mağazasını d* gezmiş ve Birliğin bakliyat satışları yapmasını uygun görmüş, dün de bu hususta İstanbul» talimat gelmiştir.
Buna göre şimdiye kadar mey
Taksimdeki
va ve sebze satılan bu dükkânlarda pek yakında pirinç, nohut. mercimek, fasulya veaair bakliyat satışlarına da başlanacaktır. Yarından İtibaren Bitlik bu hususta önce Toprak Mah
Rusya Yugoslavya’yı tehdit ediyor
Rus tebeasına fena muamele devam ederse tesirli tedbirler alacağını bildirdi
Şam 21 (muharririmiz Hıfzı Topuz bildiriyor) — Şamdaki son hükümet darbesinden sonra Albay Sami Hinavi ilk gazeteci olarak beni kabul etti ve bana şunları söyledi:
«— Türkiye IJe münasebetlerimizde hiçbir değişiklik olmı-yacaktır. Bugün kendisiyle görüştüğüm Gl. Kâzım Orbay a da aynı şeyi söyledim. GL Orbay vazifesine devam edecektir.»
Albay Sami Hmavi'ye sordum:
— Son hükümet darbesini nasıl hazırladınız?
Albay bana şu cevabı verdi:
•— Millet Zalm'in zulümlerinden artık bıkmıştı. Memlekette umumi memnuniyetsizlik havası vardı. Kendisi çok eski arkadaşım olduğundan, müteaddit defalar ikazlarda bulundum. «Ben işimi bilirim, sen karışma» dedi.
Ben kendisinin sağ kolu idim. Eski hükümeti beraber devirmiştik. Gayemiz halka daha fazla hürriyet vermekti. Bu tahakkuk edemeyince. Zaim'I devirdik.»
— Zalm’in muhakeme edilmediği söyleniyor; doğru mudur?
— Hayır bunun aslı yoktur. Kendisini bu odada muhakeme ettik. Zaim müdafaada bulunmadı. Bunun iizCrfne idam kararı verildi ve karar derhal tatbik edildi.
— Son hâdisede yabancı müdahalesinden bahsedenler var.
— Böyle bir şev yoktur. Benim vazifem ordudadır. Orduya döneceğim, siyasete ka-ı nşnruyacağım.»
Şam 21 [Muharririnizi Hıfzı
Topuz bildiriyor] — Suriye Kabinesi albay Sami Hmavi'ye generallik teklif etmiş, fakat albay Sami bunu kabul etmemiştir.
bulunan Gl. Kâzım Orbay salı günü Haleb’e gidecek, çarşamba günü Toros ekspresile Anka ra ya dönecek, hükümete Suriyenin istediği yardım hakkında rapor verecektir.
Umumî grevin önüne geçildi
İzmir Fuarı dün akşam açıldı
Londra 21 (R) — Finlandiya'da komünistlerin teşebbüsile başlamak İstidadı gösteren u-muml grevin önüne geçilmiştir. Bir çok İşçiler bu grevi kabul etmemişler, işlerini bırakanlardan bir kısmı da çalışmağa başlamışlardır. Grevler azalmıştır. Hükümet sıkı tedbirler almıştır.
Ticaret Bakanı nutkunda yabancı sermayeye kolaylık gösterileceğini söyledi
İzmir 20 — On sekizinci tamir Enternasyonal Fuarı bu akşam saat 19 da açılmıştır. Fuarın kapısında 12 devletin bayrağı dalgalanmaktadır. Lozan kapısı önünde yapılan törende evvelâ Belediye Başkanı Reşat Leblebicloğlu, sonra da Ekonomi ve Ticaret Bakanı Dr. Vedat Dicleli birer nutuk söylemişlerdir.
Ticaret Bakanı, tarım sahasındaki teşebbüsleri anlatırken buğday mevzuuna temas etmiş, Kanada ofisinden satın aldığımız 113,000 ton buğdayın gelmeğe başladığını Surlyeden a-lacağımıs 100.000 ton buğday İçin mutabakat hasıl olduğunu, .'larshall yardımından da 200 bin tonluk bir talepte bulunduğumuzu söylemiştir.
Özel sermayeye saha verileceğini. yabancı sermayeye de kolaylıklar gösterileceğini söyleyen Ticaret Bakanı dış ticaretimiz hakkında görüşlerini
Londra 21 (R) — Sovyet Rusya, dün Yugoslav hükümetine şiddetli bir nota vermiştir, Notada Yugoslavya-da bulunan Rus vatandaşlarına gayriinsani muamele edildiğinden bahsedilerek: «Sovyetler Birliği böyle bir hareketin devamına müsaade edemez. Binaenaleyh Sov-i yet vatandaşlarına karşı İMt-yik durdurulmaz, tevkiflere nihayet verilmezse, Sovyetler Birliği protesto ile kalmıya-cak, daha tesirli tedbir alacaktır,
Yugoslav hükümeti, tevkif edilenlerin vaktiyle Sovyetle-re karşı harbetmlş Beyaz Ruslar olduğunu, bunların harb içinde Almanlarla İş birliği yaptıklarını İleri sürmektedir. Fakat Sovyet Rusya bunu kabul etmlyerek, bu
ğis t irdiklerinden ve Komin -formun kararına göre hareket ettiklerinden bahsediyor. Sovyet notası 6000 kadar Beyaz Rusun . hapsedildiğini, bunların Tito rejimine karşı Sovyetler Birliği lehinde cephe almış kimseler bulunduğunu, Sovyet Rusy.ınin bu vaziyete ilânlhayet göz yunı-mıyacağını bildirmektedir.
Rus notası, Yugoslavyada Gestapo rejiminin hüküm sürdüğünden bahisle diyor kİ: «Yugoslavya bütün komünist partileriyle ihtilâf halindedir; ecnebi sermayesinin tesiri altındadır. Bu vaziyette iken kendisinin sosyalist olduğunu İddia etmesi kabul edilemez.»
Yugoslav hükümeti, tevkiî edilen Rusların Yugoalav-yada hükümeti devirmek istediklerini İddia etmektedir.
Rahvan at ve İstanbul telefonlari
Fuan açan Ticaret Bakana Vedat Dicleli
anlatarak sözlerine son vermiştir,
Nutuklardan sonra Fuar ge-zllmlştlr. 18 inci İzmir Fuarı olgunlaşmış bir çehre argot-nıektedlr.
Bir karikatür mevzuuna benziyor;
— Birader! Otomobil k»-labalığı yetmiyormuş gibi, bu rahvan ata binmiş, yel yeperek nereye gidiyorsun?
— Telefon etmeğe muvaffak olamadım da, Telefon müdürlüğüne sormağa gidiyorum: Bugünkü arızalar, acaba arızî midir? Yâni şebekenin geııişletilmesi dola-yısiyle muvakkat midir? Yoksa, bundan böyle hep: Çevir çevir ses vermez, inkıta üstüne inkıta, radyovari feding... katlanmağa mecbur muyuz?... O takdirde bu yürük at, işime daha fazla yarıyaoaktm
Rualann «İmdi fikirlerini do-
-
Fotoğrafçı Servanis’in cesedi bulundu
Kendisinin bir cinayete kurban gittiği tahmin ediliyor
4 nğrıstoa perşembe günü sa-
bahleyta çarşıdan aldığı yiyecekleri eşine bıraktıktan sonra «bira» hava atmağa gidiyorum, geç kalmam.» diyerek evinden ayrıldığını yazdığımız Kadıkö-yündeki fotoğrafçı Servaıtls’ln bir cinayete kurban gittiği alışılmıştır.
Dün sabah Acıbademde çalılıklar arasında oynıyan çocuklar, ağır brt koku geldiğini duyarak o tarafa doğru yürümüşler ve gözleri oyulmuş, pçrlşan kılıklı bir casoıle karşLk^nnş-larw.
Çocuklar derhal karakola haber ulaştırmışlardır. Diğer taraftan da savcılığa malûmat verilmiştir. Ceset kısa zamanda teşhis edilmiş ve bunun 3erva-nls olduğu anlaşılmıştır.
Muhitinde oldukça varlıklı ve evine bağlı olarak tanınan Servanls’in parasın» tamaen bir cinayete kurban gittiği anlaşılmakta ve bu cümleden araştırmalara devam edilmektedir.
Madam Servanls’in söylediğine göre o sabah evinden ayrılan eşinin cebinde 60 lira varmış.
satış yeri
sullerl Ofisiyle, sonra da icap ederse Anadolunun muhtelif yerlerinde bulunan Kooperatif şubeleriyle temasa geçecek, fiat alacak ve en kısa zamanda mü sait fiattan mubayaalara bağlıyacaktır Bu malların perakende olarak ağustos ay: sununa doğru Birlik dükkânlarında satışlarına başlanacaktır.
Zeytinyağı satışı
Diğer taraftar. Birlik bundan on gün radar önce Vattırlar idaresiyle de anlaşmış ra ayni dükkânlarda Vakıfların ekstra ekstra zeytinyağlarının birer, İkişer, dördeı ve on yedişer litrelik nususi tenekeler l-e itici e serbes piyasadan daha ucuz fiatle satılması için anlaşmıştır. Bu atışların başlınnost için. ısmarlanan hususi teneke-terin teslim edilmesi oeklentne» tedir. Zeytlnyağlar hazır olmak la beraber, tenekeler eylül ayı sonunda teslim edileceği için satışlara ekim ayı başında başlanacaktır
Birliğin yakında şehrin fakir birkaç semtinde daha dükkânlar açacağı haber alınmıştır
Yaş meyva ve sebze Tarım Satış kooperatiflerinin açtığı altı dükkândaki meyva ve seh-. ze satışı beklenen neticeyi vermemiş, Hatler çok defa hariçten fazla olmuştu. Yeni tanzim satışında bunan görülmlyeceğini iimit ederiz.____________
Dr. Lûtfi Kırdar
Şam elçiliği haberini gazetelerden öğrenmiş
Yalovad» bulunan İstanbul Valisi ve Belediye Başkanı Dr. Lûtfi Kırdar yakın dostları^* Şam elçiliğine tâyini hakkmda-ki haberi ilk defa gazetelerden öğrendiğini söylemiştir. Tâyin keyfiyeti kendisinden istimzaç edilmemiştir.
Diğer taraftan Dr. Lûtfi Kır-d&r, gerek şahsi ve gerek ailevi durumu dolayıslle yeni memuriyeti kabule meyal görünmemektedir.
Ankara 20 — ilgili makamlar. Dr. Lûtfi Kırdann Şam elçiliğine tâyini hakkındakl haberi no leyid ve ne de tekzip etmektedirler. Mamafih bu çevrelerde Dr. Kırdarın İstanbul valiliğinden alınacağına muhakkak na-zarlle bakılmaktadır. Ayrıca, Kırdann yerine İstanbula lâyık bLr vali ve Belediye reisi arandığı ihsas olunmaktadır.
Bu mütalâada olanlar, bu işin bugünlerde aydınlanacağını söylemektedirler. Şam elçiliğini kabul etmediği takdirde, Dc. Lûtfi Kırdarın, Danıştay üyeliklerinden birine seçilmesi de muhtemel görülüyor.
AKSAM
21 Ağustos 1!>40
Salı i Te 2
Endeksteki aile
Avusturya - Tiirkiye atletizm karşılaşması
C. H. P Divanı
Polisin teknik vasi
Şehrimizde yüz binlerce aile vardır. Hepsinin ma fi durumları başka başkadır. Kimisi fakir, kimisi orta halli, kimisi zengindir. Zentfn arabasını (^dan aşırır, fakir düz ovada yolunu şaşırır. Ortahalli düşımur dc düşünür.
Fakat koca İstanbulda bir ortahalli aile vardır kİ hiç düşünmez. Tam tersine, başkaları onu düşünür. Bu aile bir karı koca ile üç çocuktan mürekkeptir. Mütevazı bir hayat sürerler. Yiyecek ve giyecek flütleri yükseldikçe onların geçinebilmeleri İçin lâzım otan para inceden inceye hesap edilir ve aym otu» giinünii kaç kuruşa çıkardıkları ay sonunda vatandaşlara nfijdele-nir.
Bu mesut aileyi her halde tanıdınız: İstanbul Ticaret ve Sanayi odasmm hayat pahalılığı endeksindeki meşhur aileden bahsediyorum. ( Evvelki giin gazetelerde yine adlan geçiyordu. Aile haziran ayını 293,5 liraya çıkarmıştı. Tenunuı ayını 469.5 lira ile kapatmıştır.
______Ne o? İşi sefahate mi döktüler? demeyiniz. Zavallı aileyi ev sahibi sokağa atmış. On senedir ayda 24 Hra ile oturdukları evi bırakıp 100 lira kiralı bir eve geçmişler. Havn parası vermemişler, Böylece masraf sadece 76 lira artmış.
Şimdi insanın aklına: «Bu aile aylık bütçeye yüklenen 76 liralı nereden bulacak?» suali geliyor. Fakat merak etmeyin Eğer aile «hayattaki afle» olsaydı, felâketti. Bu «endeksteki aile- dir. Rakamla geçinir.
Cenabı llak hayattaki ailenin yardımcısı olsun!
Şevket RADO
Türk atletleri 49 puvanla başta gidiyorlar. AvusturyalIların 47 puvanları var
Başbakanın izahatını dinliyerek tasvibetti
talan arttırılacak
Seyrüsefer kazalarını önlemek işin tasarı
Şehirlerde 40 kilometreden fazla süratle gidüemiyecek
Ankara 21 ı Akşam )— Seyrüsefer kazalarını önlemek üzere bir Seyrüsefer kanun tasarısı hazırlanmıştır. Bu tasarının e-sarilanna göre, merkezde bir Seyrüsefer emniyet komisyonu kurulacak, İllerde de Seyrüsefer komiteleri teşkil edilecektir. TaçıLiarnı ve sürücülerin kayıt ve teselli. buna müteallik belge vt- işaretlerin verilmesi ve yollarda seyrüseferin düzenlenmesi ve kontrolü bir emniyet hizmeti olarak telâkki edilecektir.
Şehir içinde ve dışında hususi surette yetiştirilmiş vasıtalı ve vasıtası» genel zabıta kuvvetleri bu hizmeti göreceklerdir.
Tasannm en şayanı dikkat hükmü taşıt sahiplerini, taşıtların sebeb olacağı her türlü «ararlardan malen mestli tut-
maktadır. Taşıt sahipleri doğacak zararları karşılamak lelu taşıtlarını sigorta ettirmek mec buriyctlnde tutulacaklardır
Sigorta, baremi şöyledir: Heri kaza İçin motosiklet en az 509U ; lira, otomobil 10.000 Lira, otobüs, Ve kamyonlar on kişilik VC i kî tonluk ise 15,000 lira, bund.ui fazla ise 20.000, 20 kişilik veya dört tonluktan da fazla ise 25 bLn kira.
Bir taşıtın yaptığı kaza ölümlerde 1090 liradan 5000 liraya, yaralamalarda cezai masraflarından başka ânzn derecesine göre 200 liradan 2000 liraya kadar tazminat ödenmesi esası kabul edilmiştir.
Tasan, vasıtaların süratlerini dc lesblt etmiştir tş ve İskân mahallerinde 40. şehir dışı gündüz. 80, gece 60 kilometredir.
Mevsimsiz kış
Hava soğudu şiddetli bir karayel rüzgârı esiyor
Avusturya - Türkiye milli attasın karşılaşmam dün saat Uun 1® da İnönü stadında merasimle başlamıştır.
önünde ŞchJr bandosu olmak üzere sıraslyle hakemler, AvusturyalI atletler. Türk atletler bir geçit resmi yapmışlar ve bllâhara bandonun çaldığı A-vustarya mili! marşı esnasında Avusturya bayrağı, Türk milli manp esnasında da Türk bayrağı şeref di grine çekilmiştir. Bu merasimi müteakip Avusturya Atletizm federasyonu başkanı Amtsrat Hemıann Wrasclıtil Tfcrt atletten federasyonu başkanı Naili Morantı bir bayrak hediye etmiş ve Türk federasyonu başkanı da bu hediyeye bir şlld vermek suretiyle mukabelede bulunmuştur.
Beden Terbiyesi Genel müdıl-rü Vlldnn Aşlr Savaşır mikrofon başına gelerek Milli Eğitim Bakanı Tahsin Bancuoğlu namına Avusturya - Türkiye milli atletizm karşılaşmasını açtığını söylemiş ve ner iki tarafa da başarılar temenni etmiştir.
Merasimler yüzünden müsabakalar 20 dakika teehhürle başlamış ve günün ilk yarışı o-lan 100 metre koşusu saat 10.40 ta başlamıştır.
ŞLrnrfl sıra İle müsabaka lan birer birer gözden geçirelim:
100 metre:
Rı Struekl (Avusturya! 113 birinci: N Ergin (Türk! 11.4 1-klncl; F. Stieglcr (A.) 11.4 ü-çüncii: t. Ta-yacu (T.l 11.8 dördüncü.
Yüksek atlama:
w R. Sturm (A.) 1.80 birinci:
ti1 A. Holyafkim (T.) 1.M ikinci;
M. Araş (T > 1.75 üçüncü; F. Frilz 1.65 dördüncü,
Gülle atma:
H. Tunner (A.) 13.58 birinci1 Y. Oktay (T.l 13.11 ikinci; F Coufal (A.) 13.01 üçüncü. N A-kın (T.) 15.77 dördüncü.
400 metre:
D, Acarbay (T.i 50.2 birinci K Horolu ((T..> 51,2 İkinci; R. Blöch (A.) 5U üçüncü; R. Hnl-degger (Al 53 dördüncü.
Utun atlama-
H. HoTbauer (A.) 6.95 birinci; A. Akgün (T.) 081 ikinci; “ Banalp (T.) 6.58 üçüncü; Btlegler (A.) 6,31 dördüncü.
110 engelli:
M. Batman (T.) 15.4 birinci; F. Fritz i A.) 15.5 ikinci; E. Bar-kay (T.) 15.6 üçüncü; E. Bayer (AJ 16.4 dördüncü.
Çekiç atma:
T. Balcı (T.) 40.17 birinci; A.
R. F.
Dcpll (A.) 4473 İkinci; F. Cou-fal (A.) 44.38 Üçüncü; M. İskender (T.) 43.81 dördüncü.
890 metre:
A. Griil 2 00.2 birinci; T. döker (T.) 2.01.4 İkinci; A. Kunz (A.) 2.01.6 üçüncü; Koçak (T.> 2.02.3 dördüncü.
5000 mettre:
O. Coşgül «T.) 15.46» bLrlncl; C. Önel «T.) 15.491 ikinci; R. Wöber (A.) 15.50.9 üçüncü; K. Rötzer (A.) 16.00.9 dördüncü.
4Xtl»0 bayrak:
Forstner, Rtruckl, Hofbauer, Silerlerden müteşekkil Avusturya lakımı 4S.7 11c birinci; N. Ergin. R- Östaş, K. Aksur, t. Taşucu.undan müteşekkil Türk takımı 43.8 )e ikinci olmuşlardır.
Koşu derecelerinin düşük öl-masına sebep, müsabakalardan evvel yağan yağmur yüzünden pistin çamurlu ve yumuşak olmamdır. 5000 metrede Cahit Önel bugün 1500 metrede yapacağı koşuyu düşünerek ken dini sıkmadan ikinciliği almakla İktifa etti. Mamafih Osman Coşgül de hiç ihmal edll-mlyecek bir kuvvdtllr. Pist çamurlu ve yumuşak otmasayadı bu koşu muhakkak kİ 15 dakikanın altında bir koşu olurdu.
Dünkü müsabakalardan sonra Türkiye 49 puvanla başta gitmektedir. AvusturyalIların 1-se 47 puvanları vardır.
Bugün yapılacak müsabakalardan 400 engelli, sırıkla atiıı-ma, mızrak atma. 150Ö metre, üç adım atlama. 10,000 metre, 4X400 bayrağın lehimizde bitmesi dünkü koşularla. atma ve atlamaları gördükten sonra lâzımdır.
Avusturya takımının en güzide atletlerinden ulan yüksek atlayım Dr. A. Pilhat&eh şehrimizde olmasına rağmen perşembe günü yaptığı hafif antrenmanda ayağı burkuldıığu için dünkü yüksek atlama müsabakasına girememiştir, ünutmamah ki bıı atletin son yaptığı derece 1,90 dır.
Bugün müsabakalara girecek olan AvusturyalI mrarak atma şampiyon ve rekordmenl Dr. Rektör (ki derecesi 64.62 diri sakat durumdadır Sırık atlayıcı ve takım kaptanı Dr. Sauna Wlckcl de (derecesi 3,80 d İti a-yağındaki ânaadan şikâyet etmektedir. îşte bu yüzden AvusturyalIlar, İddia edildiği gibi, kolay yutulur lokmalardan değillerdir. — Halûk SAN
G.
E.
Ankara 20 — Cumhuriyet Halk Partisi divanı bugün de Hilmi Uran’ın başkanlığında toplanmış ve 1 ekim cuma günü toplanmak üzere dağılmıştır. İki günlük toplantılarında' divan. Başbakan Şemseddln Günnltay’ın aon İki aylık İç ve dış durum hakkında verdiği, izahatı dinliyerek lacvlb etmiştir.
Ara seçimleri ve aday gösterilmesi mevzularında hararetli tartışmalar olmuştur. Neticede aday meselesini incelemek üzere bir tâli komisyon seçilmiştir.
Hususi sermayeye ne gibi imkânlar verileceği, devletçimde hususi teşebbüs arasındaki hudutlun tâyini dâvası da görüşülmüştür.
Burgaz adasında bir cinayet
Bir kişi öldü, 2 yaralı var
Kadınlara sarkıntılık edenîer
şiddet’e takip edilece’d
Emniyet Cimini miıdura Gafur Soylu, dünkü basın toplantısında gazeteciler arasında
Emniyet umanı müdürü Gafur Soyiu'nuıı Ankaradan şehrimize geldiğini ve burada bir hafta kadar kalacağını yazmıştık. Gafur Soylu dün Emniyet müdürü Cemal Gökron'm odasında bir basın toplantısı yapmış ve şunlan söylemiştir:
«— Emniyet işlerimiz etrafında alâkalı İdare ve zabıta â-milcriyle görüşmeye geldim. İstanbul, beşkilâtımızuı en geniş ve İhtiyacı fazla olan bir yerldLr. bunları tamamlamağa çalışacağız. Ezcümle karakoUanmın, yatakhaneleri daha muntazam
Dün akşam Burgaz adasında bir cinayet İşlenmiştir- 1 ölü. 2 yarak vardır.
Rıza Fırat adında 46 yaşla-.L ruıda biri. Burmz «dasınd» Ba-
CBnÜUu cMdlealod.. « nama- tlrtây Ue Şehrrmlnlnd. de bir-rada oturan Mehmet Kordon-an,™ korakol japtmlmokutdır. kıZL Halet İle iki seneden beriı nişanlıdır.
Dün gece saat 24 sularında! eve gelen Rıza Fırat, nişanlısını görmek istemiş, kendisini karşıla yan müstakbel kayın vulde-si Fatma Kordon, kızını uyan-dıramıyacağını söylemiştir.
Rıza Fırat, kapıda Fatma ile konuştuğu sırada Mehmet Kordon uyanmış, meseleyi anlatınca eşine hak vermiştir. Bundan fena halde sinirlenen Rıza Fırat yüksek sesle konuşurken genç nişanlı uyanmıştır. Bu suretle dördü bir araya gelen, aile bağıra çağıra kavga ederlerken. Rıza Fırat bıçağını çekerek saldırmağa başlamıştır. Mehmet Kordon İle kızı Halet muhtelif yerlerinden yaralıdırlar. Müstakbel kayın raide Fatma Kordon, aldığı yaraların te-tfrile ölmüştür.
Hâdiseyi müteakip kaçan İtaatli Rıza Fırat, sabaha karşı fındalıklar içinde, elinde bıçağı ile yakalanmıştır.
Rıza Fırat, bu cinayeti kançlık tesirlle işlediğini lemektedir. Bugün Adadan getirilecek ve adllyeye teslim edilecektin
tki gön evveline kadar şehrimizde bunaltıcı sıcaklar hüküm «örüyordu. Evvelki akşam hava birdenbire değişti, şiddetli bir
yağmur başladı.
karayel rüzgârı takip etti. Hava birdenbire soğudu. Bu sabah termometre 14 derece idi. İki gün evvel ceketsiz gezenler yün yelek, hattâ pardesü giymişlerdi. Yurdun muhtelif yerlerine yağmur, dağlara kar yağdığı bildiriliyor,
Uludağ’da
Uludağ ?o (A-A.J — özel muhabirimizden: Dün ştce yansı başlayan fırtınadan »onra Ulu-dağda bu mevsimde 30 sene-(tenb(rl İlk defa olarak kar yağ-tnuftu. Şimdi ılrve karla örtücüdür. Fırtına Ulud.ı.'.d&ki çadırlı Kampları altüst elmiş ve , çadır sakinleri sabaha kadar heyecanlı lauUer geçirmişlerdir. Merin» fabrikasının kampındaki çadırları mi basmış, bütün bu çadırlar tahliye edilerek sakinleri güç hal ile Kayakevlne sığınmışlardır.
Gece yanın kopan bu fırtına çok korkunç olmuş ve çadırlar rüzgârın teairllc balon halinde havalanmışlardır. Bu sabah hava dinmiş, buna rağmen hararet sıfıra yaklaşmıştır, Otellerde bulunan müşteriler birer birer Burguya, inmeğe başlamışlardır.
Denizlerde
Denizlerde fırtına hüküm sürmek t ed ir. Evvelki gece Yalova' vapuru İskeleye yanaşanlarmış, dilu Kartal - Yalova araba vapuru seferi yapılamamıştır, Kıı-radenlzde d t fırtına oaşlıım ıştır. Bir kısım vapurinr limanlara 81-ğınmışiardır.
Ege mmtakasmın bir çok yerlerine. Balıkesir havalisine Çok miktarda yağmur yağmıştır.
Karadeniz Ere filisi 20 (AJL) —
İstanbul dördüncü enternas
yoııal tenis şampiyonasi
Bunu sert bir • Esmekte olan batı karayel fırtınasının şiddeti gittikçe fazlalaşmaktadır. Tahmliât yapamı-yarak limanımıza Kirman birçok şileplerle motorler havanın açıl- ' masını beklemektedir. 82;, metre uzunluğundaki dalgakıran limanımızda bulunan şilep
Dünkü karşılaşmaların neticeleri
ve m öterlere çok büyük faydalar sağlamıştır.
Ada!et bakanlığında
Yeni tâyinler ve değişiklikler yapılmış
Bu sabahki Son Postaya göre. Adalet Bakanlığı erkânı ve mühim vilâyetlerin Cumhuriyet savcıları arasında geniş ölçüde değişiklik yapılmıştır. Yeni tayin listesi yüksek tasdik a sunulmak üzere Başbakanlığa verilmiştir
Vaziyeti yakından bilen mahfillerin temin ettiklerine göre. Adalet Bakanlığı müsteşarı. Teftiş heyeti başkanı Sezai Bilge, İstanbul Cumhuriyet savcısı. Ankara Cumhuriyet savcısı Baha Soysal değiştirilen erkân arasındadır, tklnd Ticaret reisi Ümran ökten, Birinci Asliye hukuk hâkimi Karalı Tepeci, Birinci Ticaret reisi Tahlr Sevûk Yargıtay âzahklanna getiriler :rer arasındadır. Bunların d' da daha mircuk tahvil-
ler vardır
Tenis ve Dnccılıfc Kulübünde tenis müsabakaları (başı açık olan meşhur Fransa tenisçi Cochet'dir)
Tenis Eskrim Dağcılık kulübünün aylandan beri büyük bir titizlikle hazırladığı ve dünyanın en kıymetli tenis yıldızlarını davet ettiği tenis şampiyonasın*. dün başlandı. Havanın çok rüzgârlı ve maçların ilk turtan olmasına rağmen kortlar m «aklilarla çevrilmişti.
Dünya tenis âleminde bir çok şampiyonluklar alan ve Fransız tenisinin bâniai sayılan ve bu gün 48 yaşında olan meşhur Cochet, AvusturyalI Harper, A-şustoryanın saat gibi oyuncusu Weiss, Belçikalı Peten dün 1 İnci teri arım oynadılar. Tablatlyle bu tenis kurtlarının hRkikl o-yunlanoı daha görmemize im-
kân olamadı, bize bu fırsatları ancak kördöfinal. dömlfinal ve finaller sağiıyacakıır.
Dünkü karşılaşmalarda We1s» Armitage 6/0 6/0, Peten î. Cim-cozu 6/1 6/3, Harper Erol'u 8/1 6/2, Cochet Davld'l 8/1 6 '0 kasandılar, Diğer 1 İnci tur maçlarında da normal sonuçlar a-lındı. Turnuvanın cn çetin maçları 2 ne! turlardan sonra bağlıyacaktır. Şimdiye kadar tur-nuaya davet edilen tenlsçllar-den yalnız meşhur Alman şampiyonu Von. Cramm gelmemiştir, o d» pazartesi sabahı şehrimize gelecek ve maçlara başlayacaktır.
Turnuanm bühaasa tak erkek.
sarı şimdiki halde Bayındırlık Bakanlığında Amerikalı yol mütehassıslarının da iştirak ettiği bir komisyonda İncelenmektedir.»
Emniyet umum müdürü SO-kaklardalıl sarkıntılık vakaları hakkmdaki suali de cevaplandırarak, bu gibi mütecavüzane hareketler üzerinde ehemmlyt t-le durulacağını ve fail İlerin şiddetle takip edileceğini söylemi; ve süslerini şöyle bitirmiştir:
(— İstanbul bıuuıınm öte dut beri zabıtauıu işlerini kolaylaştırmak hususundaki hizmetlerine de bu vesile İle teşekkür etmeyi bir boıç sayar Ve bu yardımlarının bundan böyle de devamım rica ederim.*
Polisin teknik vasıtalarının arttırılmasına da İhtiyaç vardır. Geçen yıl Ankara da tatbik edilen telsiz telefon tesisatın! bu yıl İstanbulda da başlanmas! İçin hazırlıklar yapılmaktadır.
İngiltere ve Amerika gibi demokrat memleketlerde polis cop tâbir edilen kauçuk bir sopa taşır ve icabında ölüme sebep ol-makstzuı şerefini kurtarmak İçin bunu kullanır. Bunlardan bizim polis memurlarımıza da ' vereceğiz. Bu sene 50 yataklı bir ' polis provantoryomu açılması 'kararlaşmış ve elverişli blnarim , alınabilmesi için lâzım gelen İlân yapılnıışUr.
Muhakkak ki zabıta memur-; 1 arının vazifesi arasında halkın huzur ve İstirahatını da sağla-Bakanlıklara vermiştir. Bu ta-mak ve müşkül anlarında ona : her türlü yardımı yapmak da vardır. Bu suretle hizmet saha-ı sı çok geniş olan bu mesleğin ; ı şerefi de o nispette büyüktür. > Bu şerefini şu veya bu şekilde kirletenler olursa bunları da ı , meslekten uzaklaştırmakta bir an tereddüt etmemekteyiz ve etnılyeceğlz. ı
Seyrüsefer işlerinin tanzimi
kanlı
kıs-söy-
Ekonomi ve Ticaret Bakanlığında bir tâyin
Ankara 2İ (Akşam) — noml Ticaret Bakanlığı dış ticaret dairesinde açık olan 80 lira maaşlı müşavirliğe aym Bokanlık müfettişlerinden. Hus-
I nü
tir.
Eko-
Sabuncuoğlu tayin edilmlş-
Engel atlama yarışmaları
Diin Süvari Binicilik okulunda İstanbul konkırinLklerlnln üçüncü kısmı olan engel atlama yarışmaları havanın rüzgârlı ve serin olmasına rağmen kalabalık bir seyirci önünde yapılmışta*.
Engel atlama yarışmalarına bugün öğleden sonra Süvari ve Binicilik okulu atlı yarışma alanında devam edilecek ve bu suretle İstanbul konkurlpikleri sona ermiş olacaktır Bu kon-Jcuripiklerden sonra binicilik e-kiplert 8, 9. 10 eylül 1949 günleri İzm İrde Alsancak stadında yapılacak olan engel atlama yarışmalarına katılmak üzere tamire hareket edeceKtlr.
ve çift erkek maçlarının bir hayli enteresan olacağı muhakkaktır. Tek erkek tablosunda Von Cramm İle Cochet ve çitlerde de Cochet - Peten İle Von Cramm - Harber baş seridedirler. Bugünkü karşılaşmalarda misafir yıldızlarla genç tenisçilerimiz arasında 3 nel tur maçları yapılacak tır.
Oteli
Fikir işçileri
Hazır!anan tasan tetkik ediliyor
İçin de bir komisyon kurulmuş ve dün ilk çalışmasını yapmıştır. Bir hafta devam edecektir. Polisin elindeki motorlu vasıtalar hor gün arttırılmaktadır. Seyrüseferin bugünkü mevzuatı ihtiyaca tekabül edecek şekll-(de değildir. Bakanlık, yabancı memleketlerdeki tetUkat neticesinde bir tasarı hazmlâmış ve
BORSA
iatanbul Bar
ESHAM VT TAHVtLA?
% f fAİZLZİ T*KVll.t KW
Sivas ■ Enurtını I 30.IM
Slı. ■ Craurum 3-1 ».-ö
IIH1 Dcmiryuhı > zı —
imi Demirrehı n » m
İMİ Demiryolu m jgoo
MUM Mödafaa u _
Milli Mflaafna a 3025
Mim Mtıdatöj m 2043
MU! MOdafaı (V ».IS
% • FAİZLİ TMMVftLEB
Kananma ı •5.55
Kalkınma U •s.ao
Kalkınma □! M.40
IMlı laUknm ı 95.40
MS UUkraa B SS.85
İMİ Demiryolu n •540
% 1 FAİZLİ TAMVİUJEB
1633 EırCatil 33 JÖ
1(138 borun İ veli M.35
Hini M anarsa m 31 —
Demiryolu JV •7.40
DcmlrTölO V »B3O
ANADOLU OEMİRVOLU OSOPO
Tnlıvlller U 11150
Birse senetleri « M «6.—
Mtlıncvırll senet______________ CT-H>
ŞİHKET HİSSELEHİ
Merkez Bankn» 116
k BnnkasJ 2IZ0
T. Ticaret Banttan 5.10
Arılan Çimento 1630
SAURAfLftTIDA hLTIH
Şaiıviıut Gulden 4135
Türk IItm 42H0
Sterlin »10
KDId
R«*a* 5û-W
Ankara 21 (Akşam) — Çalışma Bakanlığı tarafından hazırlanan fikir işçileri kanunu tasarısı üzerinde salahiyetli makamlar tetkiklerine devam etmektedirler. İş kannnund^l'.i içtimai adalet esaslarına muvazi olarak bu kanunun şümulü dışında kalan fikrî hizmet erbabınm kendilerini çalıştıranla aralarındaki münasebetleri düzenlemek, iş akili ve işin tanzimi, çalışma müddetleri, ücretler, sağlık ve emniyet şartlan, sosyal sigortalar bakanlarından fikir işçilerinin ihtiyaçlarına uygun tedbirler tasarıda yer almış bulunmaktadır.
Tasan bir ücret karşılığın da gerek hususi teşebbüse ve gerek resmi teşekküllere alt iş yerlerinde ftkren çalışan her türlü memur ve müstahdemleri şümulüne almaktadır. Ancak Dcv-■let m Sesse sele rinde çalışanlar hakkında mevcut memurin ve barem kanunu mevzuatı hükümleri mahfuz tutulmakladır.
Tasarının kanunlaşması ile şimdiye kadar memur statüsüne ait hükümlerin veya İş kanunun şümulü dışında kalan muharrirler. muhabirler, sanatkârlar, müzisyenler gibi büyük bir kütle çalışma ve yaşama şartları bakımından emniyet ve istikrara kavuşmuş olacaktır
Tasanda fikir işçilerinin İse alınmaları, işten çıkarı İmal aı ı. ücretlerinin arttırılması, çalışma saati ve müddetleri, fazla çalışma ücretleri ve mezuniyetleri hakkında hükümler mevcuttur,
İşçiler hakkında olduğu gLbi fikir işçilerinin de ouindukları yerlerde kaza ve hastalıkları önleyici gerekli emniyet tedbirlerinin alınması, hastalı# iş göı -memezlik ve ihtiyarlık halleri 1le İlgili tedbirlerde tasarıda yer almış bulunmaktadır.
Prof. Dr. PERTEV ATA
s.yahnilerinden artiet eunijUı.
21 Ağustos 1949
AKSAM
8aMf? 3
,AK$AM«
Küçük memur hayatının ıslahı
Telgraf,. telefon
Yeni istikraz
Beş nüfuslu bir aileye ayda 469,5 lira lâzım olduğunu İstanbul Ticaret ve Sanayi Odası nihayet itiraf edebildi. Bu da, senenin en ucuz ayı olan temmuza münhasır bir rakam. Zerzevat ve yemi? pahalanınca, odun, kömür Ve ışık ihtiyacı fazlalaşınca, yağ ve unlu maddeler daha pahalanınca, 500 küsur Hralar lâzım gelecek.
Ameleyi, serbes meslek erbabını bugünlük bir tarafa bırakalım; küçük memurlar bu parayı nereden bulacaklar? Diyelim ki. amelenin ve serbes meslek kadrolarında çalışan münevver ve yarı münevverlerin geçim durumu piyasa kaidelerince hal ve fasledilsin; küçük memur lar 120 - 200 lira net gelirlerimle nasıl ev gçcindirebi-lec'kler? Nasıl çoluk çocuk sahibi olacaklar? Kısacası nr ' norm-(l bir hayat yaşı-ya bilecekler?
Yine nıi haremlerini yükselteceğiz? Farzımuhal bol keseden her birine beşyiiz küsur lira ikram edecek yeni bir Reccn Peker çıksa, iktisat havalı yeniden teker meher olacaktır: 7 Eylülü müteakip, memur aldığından nasıl favdalanamadıysa bu 'eter de faydalanamıya-caMır.
Öyleyse çıkar yol nedir? Çünkü küciik memurun bir mantık, bir hesap dahilinde mevcudiyetini idame edebil-mc'i şarttır.
Kanun gereğince son mal beyanı talepleri ortasında, belki pek cok hırsızlar ve su ■ istimaldi er yakayı ele vereceklerdir. Lâkin tersine bir tablonun göründüğünü dc gazete haberleri arasında öğ reniyoruz. Küçük memurlardan pek çokları, ödeyemi-yecekleri kadar borca batmalar. O suretle mal beyan ediyorlarmış. Halbuki memurluk kanunları gereğince. ancak iki maaş nisbetîn-de borç edebileceklerinden şimdi de o cihetten mesul o-luyorlanmş.
Doluya koyuyor olmuyor, bosa koyuyor: dolmuyor, l’e ki Iju memurcuk ne etsin? 120 - 200 lira aylıkla 500 liralık ihtiyacı nasıl sağlasın?
Belki derdin tam mânasile devası bu değildir amma, küçük memuriyetini Türkiye ölçüsünde yavaş yavaş değiştirmeğe gitmek için, «O mahalde daimi şekilde yerleşmiş, küçük bir ev. küçük bir bahçe .ailece küçük bir istihsal sahibi olmuş eski tip memur tipine avdet etmek», en akıllıca çaredir.
— Memur demek, gezginci demektir. Bugün Antalva-davşak, yarın Vana, gelecek yıl tstanbula, bir müddet sonra da Ünyeye tayin edebiliriz. Ne cv kurabiliriz, no bahçe edinebiliriz. Babamızdan bir evimiz kaldıysa bile onu da satmağa mecburuz. Eşyamız olamaz. Karımız, baldızımız, ihtiyarlarımız bir tezgâh kuramazlar. Biz al este emir bekleriz, öyle e-mirler ki, hayatımızı her an alt üst edebilir.
Memurda böyle bir telâkki vardır. O telâkkiyi kaldırmak üzere, küçük memuru İstikrara kavuşturacak yeni bir usu! lâzımdır. Küçük memur, basit kılıklı olarak çalışmak mecburiyetinde de olursa (yâni sırtında bir montgomeri ile) hayat o zaman normalleşmeğe doğru gidebilir. Belki bunun mahzurlarını da gösterebilecekler vardır. Fakat mahalli me mur, mahallî hayatı iyice öğ reneceği için idari bakımdan da faydalar olsa gerektir
Her ne hal ise, akla gelen ıslah çaresi ancak bu olabilir. Daha iyisini tavsiye eden varsa o da mülâhaza edilsin.
(Vâ-NÛ)
Teknik Üniversitelilerin zelzele felâketzedelerine yardımı İstanbul Teknik Üniversitesi Talebe Birliği, Bingöl ve havalisinde zelzele felâketine uğrayan yurttaşlarımıza bir ilk yardım olmak özere Bingöl valiliğine tek raf havalesiyle 250 lira göndermiştir. Talebe Birliği Bingöl valisine bir de teessür telgrafı çekmiştir.
Zelzele ve fırtına yüzünden bazı yerlerde hatlar bozuldu
Son gönlerde bir yandan yurdun muhtelif bölgelerinde hüküm süren fiTtına. bir yandan da şark bölgesinde vuku bulan zelzele felâketi sebebiyle şehrimizle bazı m intaka lar arasındaki telgraf ve telefon muhaberatı kısmen sekteye uğramıştır. Bu arada evvelki gün İzmlrle telefon görüşmesi mümkün olmamış. bu hal kısmen dün de devam etmiştir.
Ayrıca zelzeleye uğnyan Doğu bölgesiyle. Erzurum. Erzincan ve clvariyle de üç günden beri pek seyrek telgraf ve telefon görüşmesi yapılabilmektedir.
P.T.T. ekipleri bozuk hatlar üzerinde çalışmaktadırlar.
2 numaralı parkta köprü
Köprünün ayakları için temel kazılmasına başlandı
Belediye, 2 numaralı park sahasını yani iki ay evvel milletlerarası güreş müsabakalarının yapıldığı yeni sergi ve spor sarayı ile etrafındaki parkı şehrin daimi bir eğlence ve gezinti yeri haline getirmek arzusundadır. Bu maksatla park sahası tanzim edilirken bu sahaya gelen muhtelit yollan n açılması kararlaştırılmış ve bu arada İnönü gezisinden 2 numaralı park sahası arasına bir de köprü yapılması düşünülmüş ve projeleri hazırlatılmıştı.
Belediye, 2 numaralı park sahasında 1 eklimde açılacak sergi münasebetiyle bu köprüyü inşaya karar vermiştir. Köprünün istinat edeceği ayakların ve iki tarafındaki mesnedlerin temelleri açılmağa başlanmıştır. Bu köprü tamamlanınca Taksimden spor ve sergi sarayı sahasına pek kısa bir yoldan gidilmiş olacaktır. Yeni köprü münhasıran yayalara tahsis e-dllecektlr.
Lise, ortaokullarda bütünleme imtihanı
Liselerle orta okullar, öğretmen okulları, sanat okul ve enstitüleriyle ticaret okul ve liselerinde yarın sabahtan itibaren bütünleme İmtihanları bağlıyacaktır. Bu imtihanlara alt programlarla mümeyyizlere alt listeler dün Milli Eğitim Müdür lüğünce tasdik edilerek okullara gönderilmiştir.
Çorum vapuru yangını
Denizyolları erkânı ile vapur mensuplarından beş irişi mesul görülüyor
Çorum vapuru yangını faciası hakkında tetklkatuıı bitirip altı kişilik Um! heyet bir kaç gündür raporunu daktilo üe tebyiz ettirmekte İdi. Bir hayli uzun olan ehlivukuf raporu dün savcılığa ve diğer alâkalı makamlara verilmiştir.
Diğer taraftan yangın hakkında idari tahkikat yapmış olan Ulaştırma Bakanlığı mu-ı fetüşierl de tahkikattan neticesine dair raporlarını Bakanlığa verdikleri cihetle Ulaştırma Bakanı Kemal Satır, dün bu İdari tahkikat neticesine alt rapor evrakım savcılığa göndermiştir. Bu raporda Denizyolları erkânlle vapur mensubundan beş kişinin Türk ceza kanununun 230 zuncu maddesinin İkinci bendine göre raes-I ul olmaları İcap edeceği tebav-rüz ettirilmiş bulunmaktadır.
Facia tahkikatın adli safhasını İdare etmiş olan savcı yargıcı Tarık Onanın yarın iddianamesini hazırlaması ve sorumlu görülenleri mahkemeye sov-ketmesl beklenmektedir. I
Millî Eğitim Şûrası lta“ b"n,'n b“«h-
- dır. z- fi. '
CUMHURİYET gazetesinde Nadir Nadi -Millî Eğitim Şurası» başlıklı yazısında Şûranın yüklü bir gündemle yann toplantılarına bavlıyacağına İşaret ettikten sonra »özlediğimiz vatandaş tipi nasıl olmalıdır?" noktasına dokunmaktadır. İnsanın gökten zembil Ue inmediğini, onu cemiyetin yarattığını, cemiyetin yetiştirdiğini anlatan Nadir Nadi, okumanın en sapa köylere kadar girdiğini, okuyanın çoğaldığını d* yazdıktan soıırn şöyle devam etmektedir:
Ancak, özlediğimiz vatandaş tipini bugüne kadar yaratabildik mİ? Başka bir deyimle. Cumhuriyet İdealine uygun vatandaşı yetiştirecek eğitim ve öğretim metodunu bulabildik! mİ?
Ne yazık kİ bu suale müspet bir cevap vermek henüz L--, kânsızdır, Kemiyeti arttırmak duğumuz zorluğa bakılırsa
★ Avrup&lı olmanın yolu
Partisi şimdiden sonra 'takdir ve tatbik eder mi?
tahvilleri
Şirretliğin himayesi
★
YENİ SABAH bn başlıklı maka leş in de diyor İd:
Avrupa meclisine ve milletlerarası parlâmentoya murahhaslar gönderdik, insan haklarını koruyacak vesikaların altına bol bol İmza attık fakat matbuatımız en ağır faşist Mussolini kanununun tercümesi ile idare edilir ve ona göre ağır cezalar verilir...
Taymls gazetesi Türkîyenin Avrupa Birliğine çağrılmasını bir hata sayıyor. Bu gazeteye göre, kültür, veçhesi, içtimai telâkkisi Avrupa dan ayrı olan Türkiye bu vahdet İçinde zor kaynaşır... Hürriyet yolundaki UKV, mücadelede, içeride uğradığı-im-[mız ve hâlen uğramakta bulun-ve uğruna yıllardan beri harcadı- henüz İktidarın hoşuna gitmeğimiz gayretlerden olacak, key- yen bir fikri söylemek kahra-flyet üzerinde şimdiye kadar mani* ve buna müsamahada' Iâyıkile duraınamışızdır. Dör- J hükümet İçin en büyük şeref düncii Milli Eğitim Şûrası üye- ve fedakârlık sayılırsa hürrl- ; lerlnln Ankarada bu konuya yet ve demokrasi sahasında bir : ehemmiyetle dokunacaklarını buçuk asırdır çok az yol aldığı-ve gündemde bununla İlgili mız anlaşılır. Şekil değişlklik-maddelerl tartışmasız geçmiye-1 teri ile değil fikir tahavvüllerile ' çeklerini umuyoruz. Dâva gerçekten çok mühimdir. Cumhuriyetimizin ve rejimimizin istik—
ve İnkılâplarile Avrupa camiasına katılmak lâkım. Bunu, çeyrek asırdır anhyamıyan
Muvafık ve muhalifi teessüre şevke den karar
(itimi Baban TABVİKdckl makalesinde «Dr. Lûtfi Kırda-nn başka varifeye tâyini haberinden bahisle diyor ki:
İşte bir memleket kİ, valisi seçime fesat karıştırmak İstemediği ve dar particiliğe yine Halk Partisinin menfaatleri bakımından yer vermek istemediği için, kötü kişi olmaktadır. Faziletin bu çapta ve bu kadar alenî olarak çiğnendiği bu memlekette. artık sayın Devlet Reisi, istediği kadar nasihat verebilir, öyle zannediyoruz kİ, kendileri bu nasihatleri kendi partilerine tevcih etmedikçe, ve sözleri tutulmadıkça yine kendi arkadaşları tarafından mütemadiyen hatalı bir duruma düşürüleceklerdir.
Şehrin İmarı, susuzluğun giderilmesi, Belediye murakabesinin temini, temizlik gibi işleri İse, otuz milyonluk bütçe ile, temin, pdecek kabadayıyı, biz. valiler arasında göremiyoruz. Hele vali. Merkez tarafından tutulmaz olur, ve onun tekerleklerine mütemadiyen değnek sokulursa...
Dün biten satışlara çok rağbet edildi
Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanan yüzde 6 faizli birinci tertip 1049 istikrazı ve Harami- i yeli yüzde 4,5 faizli birinci tertip 1949 istikrazı tahvilleri pazartesi gününden beri yurdun her yerindeki bankalarda satılmaktaydı. Bu satışlar dün saat 13 de sona ermiştir. Bu müddet zarfında satılan tahvillerden yüzde 6 faizli olanlarından 15 milyon liralık, yüzde 4,5 faizli ve ikramiycli olanlarından da 5 milyon liralık tahvil satışa çıkarılmıştı.
Dün biten bu satışlar münasebetiyle kendileriyle görüştüğü i müz birkaç banka müdürü tahvillerin büyük bir süratle kapı-şıldığını ve elde hemen hiç tahvil kalmadığını belirtmişlerdir. Bunun sebebi, gelir vergisinden kurtulmak isteyen bazı zenginlerin. vergiden muaf olan tahvilleri tercih edişleridir.
Ekmekler
bu
yine hamur
Fırınlar dün gece kontrol edildi
Kadın yedek subay, muvazzaf subay
Seferberlik dairesi başkanı bunun tahakkukunu temenni ediyor
Ankara 20 — Bugün saat 101 Konuşmalardan sonra, hava da 3 üncü uçaksavar alayında savunma genel komutanı kor-uçaksavar kursu üçüncü devre-sLnlbitiren. üniversiteli kızlarımıza diploma verme töreni yapılmıştır.
Törene İstiklâl Marşı ile başlanmış, korgeneral Sırrı Seyrek kısa bir konuşma yaparak kızlarımızı uçaksavar ailesinin mensupları olarak selâmlamış ve millet fertlerinin hukuku yer üstünde korunurken, hukukçu kızlarımızın bu hukuku ayni zamanda göklerde koruyacağını belirtmiştir. General, tûpyekün harbte kadının rolünden bilhassa dış memleket ordularındaki kadın kuvvetlerden bahset mlş ve «hukuk çocukları sîzleri dekanınızdan sivil hukukçu olarak aldık. Şimdi asker hukukçu olarak teslim ediyoruz. lîer İki hukuku da koruyacaksınız» demiştir.
Generalin konuşmasını müteakip hukuk fakültesi dekanı Hıiscyln Cahit Oğuzoğlu cevap vermiş, bilhassa askeri öğretmenlere teşekkür etmiştir.
Daha sonra millî seferberlik dairesi başkanı kurmay albay Seyfl Kurtbek söz alarak modem teçhizatın göründüğü gibi az adama değil, çok adama İhtiyaç gösterdiğini, yalnız erkeklerin bu işe yetişmlyeceğlnl, kadınlarda birçok hislerin bilhassa tahammül, sabır gibi hasletlerin çok kuvvetli olduğunu belirterek kadın asker yetiştirmek İçin daha geniş kurslar açılması, kadın yedek subay, hattâ muvazzaf kadın subay yo tlştirilmeslnl dilemiştir.
Bunu müteakip, kursu bitiren kızlar muzdan Refika Öge ve Ferzan Alas kısa birer konuşma yaparak öğretmenlerine teşekkür etmişlerdir.
I
vapurlar
Çalışacakları hatlar tesbit edildi
Denizyolları idaresi .Amerika dan yeni gelen ve aynı tipte o-lan «Giresun», «Ordu» ve (Trab zor» vapurlarının çalışacakları
.mivuruna, genci nuıııuıaııı "uı-
I general Sırrı Seyrek kızlarımıza diplomalarını ve dekan Oğuz- , kati hatları tesbit etmiştir. Bu-oğlu ve öğretmenler rozetlerini vermişlerdir.
Törene bir ağızdan söylenen
'Dağ başını duman almış» ve
•Topçu» marşları İle nihayet verilmiştir.
Fırıncılar, İyi evsafta ekmek çıkaracaklarına dair belediyeye söz verdikleri halde yine bozuk ekmek çıkarmağa devam ediyorlar. Belediye, 605 gram vezninde ve rutubeti yüzde 36 olan ekmekler çıkarılmasını, fırın-: cıların da mütalâalarını alarak kararlaştırmış olduğu halde bir çok semtlerde ekmekler yine hamur çıkarılmaktadır. Fırıncılar, ekmeklerin hamur çıkarıldığı belli olmasın diye ağır’ ağır imalât yapmakta ve dai-j ma sıcak ekmek satmayı tercihi etmektedirler. Bu sıcak ekm ?k-
na göre Ordu» İzmir sürat pos-. ıer hemen tartıldığı zaman be-, tasında. «Giresun» Hopa sürat tediyenin istediği vezinde gel-postasında çalışacaklar. «Trabzon» vapuruysa bu münasebetle yeni İhdas edilen İskenderun sürat postasını yapacaktır.
Marshall plânından yapılacak tahsisler
7 iirkiyenin taleplerinin kesintiye uğramaksızın kabul edilmesi muhtemel
Ankara 20 (Akşam! — Marshall plânından 16 üye devlete yapılacak tahsisler İçin Paris te iktisadi işbirliğinin komisyonları tetkiklerini bitirmişlerdir.
İktisadi işbirliği konseyi dün başlıyan toplantılarında hazırlanan raporu müzakereye bavlıyacak ve bu çalışmalar 27 &-ğustosa kadar devam edecektir.
Paristen gelen haberler, Türkiye tarafından ilen sürülmüş olan asgari ölçüdeki taleplerin belki de hiç kesintiye uğramak-slztn kabul edilmesi İhtimalinin çoğaldığını göstermektedir. Kon şeyin hazırhyacağı nlhakl rakam lar bir rapor halinde Amerikan makamlarına sunulacaktır.
Devlet Bakanı Cemil Sait Barlas, bu hususta şunları söylemiştir:
(— Görüşmelerin neticesi hakkında şimdiye kadar aldığım malûmattan çok ümit varım. Esasen bugünkiı gazetelerde çıkan haberler de vaziyeti kümen İzah etmektedir. Bundan. başka şimdilik her hangi bir şey soyllyecek durumda değilim. Tekrar ediyorum, neticeden ümltvarun.»
İmar ve Kalkınma bankasından bir heyet geliyor
Ankara 20 (Akşam1 — Milletlerarası tmar ve Kalkınma bankasından tahminen 50 milyon dolar tutan taleplerimizi tetkik etmek üzere banka tarafından gönderilecek bir teknik heyetin yalanda memleketimize geleceği alâkadarlara resmen bildirilmiştir.
BİR OKSUZ KIZIN AŞK VE HEYECAN DOLU HAYATINI GÖSTEREN RESİMLİ MACERA ROMANI-.
inekte ise de soğuyunca 15-20 gram hafiflemektedir.
Ekmeklerin bir türlü düzelmemesinden doğan şikâyetler ü zerine vali ve belediye reisi doktor Lûtfi Kırdar dün Adadan telefonla bütün kaymakam lıklatla beeldiye teşkilâtına ve müfettişlerle murakıplara gece sabaha kadar bütün fırınların devamlı surette kontrol ettirilerek gündüz satılan ekmeklerin geceden hazırlatılması hususunda direktif vermiştir. Dün gece sabaha kadar her semtteki fırınlar kontrol edilmiştir.
Sağlık Bakanının tetkikleri
Şehrimizde bulunan Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Doktor Kemali Bayezid. tamir ve tâdil edilmekte olan Balıklı Rum hastanesi civarındaki pavyonları dolaşmıştır. Bakan, bu işlerin biran evvel bitirilmesi için icap eden tedbirlerin alınması hususunda alâkalılara direktif vermiştir.
Doktor Kemali Bayezld bugün Balıkeslre gidecektir. Bakan. Balıkesirde yapılmasına karar verilen yeni memleket hastanesinin temel atma merasiminde hazır bulunmuştur.
Sanayi Umum Müdürlüğü Verilen malûmata göre Sanayi Umum Müdürü Kemalettln Apak, yeni İhdas edilen İşletmeler Bakanlığında mühim bir vazifeye getirilmiş, yerine uzıin zamandan beri umum müdür ınuavinlLğl yapmakta olan Ce-vat Alpar umum müdürlüğe terfi ettirilmiştir.
Mülkî taksimatta değişiklik yapılması muhtemel
Ankara 20 — İçişleri Bakanlığı muhtelif yerlerden vaki müra-caatlerl göz önüne alarak halen 63 olan vilâyet sayısının arttırılıp ar tınmanı ası meselesi üzerinde İncelemeler yapmaktadır. Anlaşıldığına göre 1950 yılı bütçesinin Mecliste görüşülmesinden önce mülki taksimatta bir takım değişiklikler yapılacaktır.
Diğer taraftan yeni ilçeler kurulmasına dair tekliflerin arkası kesilmemektedir. İleri sürülen bazı mütalâaları dikkate alan hükümet, eldeki imkânlar ölçü- [ sünde bunları peyderpey tahakkuk ettirmeğe çalışacaktır.
Değirmenciler, fırıncılar, ofisçiler geçimsizliği derken başımıza bir de Belediye ihtilafı çıktı. Ekmek meselesi üzerinde Daimî Encümenle Belediye reis muavini arasında ihtilâf baş göstermiş. İstanbul halkının üç gün 1 ekmeksiz kalmasına sebep, bu işlerle alâkalı bulunun reis muavinliği makamının isabetsiz kararlan imiş, ihtilâf da bundan doğmuş.
Aralarında gecen şey bizi alâkadar etmez. Her iki taraf da aynı kapının yoldaşlarıdır. bugün bozuşurlar, yarın uyuşurlar. Asıl teessürle, teessüfle karşılanacak mesele, bu ihtilâfın mevzuudur. Yeni tip ekmeğin gûva daha pişkin olması için gramı ve sekli üzerinde Dm mi Encümene karar teklifi yapılıyor, Belediye reis muavini bu teklif etrafında izahat vererek elemek meselesinin 11 kati surette halledileceğini söylüyor. Fakat Enciinvn-Jr1 den çıkan karar tatbik mcv-~ kiine konulunca fırıncılar^ açıktan açığa isyan havra-ğı çekiyorlar, masraflarının arttığım iteri sürüyorlar; C «Fîatlere zam yapmazsanız _O ekmek pişirmeyiz» diyorlar ve pişirmiyorlar. İstanbul halkı üç gün ekmeksiz kalıyor, akşamlara kadar fırınların önünde kümelenip bekliyorlar. Beri tarafta o _ reis muavinliği makamı. M—
elindeki salâhiyeti kullan- >> manın aczi içinde kollarını _Q kavuşturuyor, fırıncıların -q halka çektirdiği işkenceye seyirci kalıyor ve bütün bıı -*-* münasebetsizliklerin netice- CJJ sinde yine fırıncılar hüküm-[terini yürütüyorlar, ekmeği kendi istedikleri şekilde yapmak için yeniden karar çıkartmağa muvaffak oluyorlar.
Zaten geçim darlığı aza-biyle kıvranan halkın kuru ekmek lokmasına karşı yapılan bu hareketler beccrik-! sizlik, acizlik, lâubalîlik ke-! llmelcrivîe de tavsif edilemez.
Dahası var: Ekmek buhranı hüküm sürdüğü günlerde Belediye makamlarının üst perdeden sesleri yükseliyordu:
«— Fırınlan sıkı kontrol altına alıyoruz. Murakıplarımız, müfettişlerimiz her tarafta faaliyete geçtiler. Kararı dinlemeyen, ekmek çıkarmıyan fırıncıları tesbit edip cezaya çarptıracağız.-
Onlar söylediler, biz dinledik ve fırıncılar ekmek çıkarmamakta devam ettiler, fakat hiç kimsenin cezaya çarptırıldığını görmedik, duymadık.
Ekmek dâvası fırıncılar lehine neticelendikten sonra bu defa ortava çıkan söylentilerden öğreniyoruz ki Belediye murakıp ve müfettişleri .kararı diıılemiven, ekmek çıkarmıyan dört vül fırıncı hakkında zabıt tutmuşlar, makama vermişler, fakat o reis muavinliği makamı fırıncıları affetmiş, ceza zabıtlarını muameleye koymamış.
Eğer bu iddialar hakikat ise — ki vakıalar öyle olduğunu gösteriyor — pes, doğrusu!
Haksız, süfli menfaat ‘iğ-runda halkı işkenceye sokan şirretliğe karşı himaye, şefkat münasebetsizliğini hır yana bırakalım: şu hareket Reledive otoritesine Yine Beledivenin yüksek bir. makamı tarafından indirilmiş bir darbe değil midir? Suçlu esnaf hakkında tuttukları ceza zabıtları infaz edilmezse o Belediyenin murakıbından .müfettişinden ne beklenebilir?
Cemal REFİK
Mevlûd
Son Posta refikimizin baş muharriri merhum Ali Ekrem Uşakl ıgllln aziz hâtırası için bugünkü pazar günü öğleden sonra saat 16 da merhumun Cadde-baştanında, İskele Çıkmazındaki evinde Mevlûdü Nebevi okunacaktır. Merhumu sevenlerin ve dostlarının teşrifi rica ediliyor.
Köprüden saat 14.10 da doğru vapur vardır.
E" (D > (D
A KŞ A M
21 AŞıHos 1040
bilinildi kalkınma plânı
Hayat pahalılığı hastalığınınteşhisi
Papa onikinci Pius’ün
hususî hayatı
ütyn
Hayat pahalılığı başlı başına bir hastalık değildir, İktisadî bünyedeki aksaklıkların neticesidir
terimizin pek mühim bir kısmını istihsal eden şeker vesalr tekel fabrikaları Ue iktisadi devlet teşekkülleri, ceryanı takip etmekten geri kalamazlardı. Birdenbire Halı beş misli ar₺-: tınlan şeker gibi ban maddeler de yalnız nefl hazine göz önünde bulundurularak pahalılık se-, | riyeshıden daha İleri gidllmlş-koynıadan. Ur,
___ *~~**~7—kİ Bunun gibi hayat pahalılığı-abesle uğraşmak demektir. Klü- ‘ m arttırmağa sebebiyet vermiş sik maliyeci ve İktisatçıların bu olaıı daha bir çok İdari hata-husustaki noktai nazarları mı- ları sapp dökmek mümkündür, lümdur: Enllâsyon diyorlar. Fakat maksadımız tcnkld olma-
Bunlann İddiasına göre, başka' dığı vc ancak bu âfete karşı ça-mcmleketlerde olduğu gibi biz- re aramaktan ibaret olduğu için de dnhi hayat pahalılığının ye- (hatalar üzerinde uzun boylu güne mesulü enflâsyondur, pa- duracak değiliz. Fakat, ehem-ra bolluğudur. Paranın arzı bol mlydllne binaen bit meselede. 7 olunca, iştira kuvveti, maküsen eylül kararlarına işaret ctınek-mütenasip olarak azalır ve bin- ten vazgeçemeyiz^ 7^eylül ka-nelice mallar pahalı olur. | “ bir
Kürsüde doğru olan bu naza- bnkınıa göre^abetli olup olma-riye. hayatta her zaman reaJl- " ' leye uygun olmaz. Hele bizde hayat pahalılığının enflâsyonla alâkası yoktur. Harbin bidayetinden heri hayat pahalılığının seyrini yakından takip edersek görürüz kl. hayat pahalılığı enflâsyonu takip etmemiş, bilâkis ona takaddüm etmiştir. Memleketimizde enflâsyon bulunduğunu kabul edersek, bunu hayat pahalılığının bir sebebi değil olsa olsa bir neticesi olduğunu kabul etmek zarureti vardır.
Malûm olduğu veçhile, bizde pahalılığın ilk hamlesi her yerde ve her memlekette olduğu gibi arz vc talep âyanuzlığı veya enflâsyon neticesi değil, suni bir müdahalenin tesiriyle vuku-* gelmiştir.
Mîr«tnh^lll himaye maksadıle hububat gibi en esaslı toprak mahsullerimizin flatlerine müdahale olunarak bir kaç misli aritmim ış. iınlkâs kanunu tabii hükmünü icra etmekten hail kalmadığından diğer istihlâk maddeleri dahi ona göre yük- , sistemimizi, İktisadi mÜessese-selmlş. arlık bundan sonra bu- ] İtrimizi, mail durumumuzu 13-iamk suda balık avlamak tıy- (lah etmek demektir. İktisadi netinde olan Jstlfçller, muhte- . bünyemizde yerleşmiş olan çe-klrter. karaborsacılar, spekülft-1 şltll sakatlıkları ortadan kal-törler bu fırsatı ganimet bile- dırnıadnn hayat pahalılığının
sundan evvelki yazını urda Tckinalp'm «İktisadi kalkınma plânı, hakkmdald tetkikinden hayal pahalılığına çare bulunmadan İktisadî kalkınmaya İmkân bulunamıyocağını belirten failini neşretUK. Plânın bu I aslında haynt pahalılığı hastalığı ııın teşhisine çalışılmaktadır.
Hastalığa teşhis hastalığın tedavisine kalkışmak
rujlarının, esas itibariyle ve bir
dığı meselesi sade d haricidir. Fakat muhakkak kİ bu kararların hayat pahalılığı meselesi üzerindeki tesirleri pek vahim olmuştur. 7 eylül kararlariyle Türk parasının iştira kuvveti yüzde elli derecesinde düşürülmüştür.
Belki bu kararları ittihaz e-den İdareciler, kararların bu şekilde İnlkâsmı göz önünde bulundurmuş olsalardı, bu yanlış yola sapmazlardı.
I Yukarıda verdiğimiz lzahat-ı tan pekâlâ anlaşılıyor ki. hayat pahalılığı, başlîbaşına biînyevJ ı bir hastalık değildir, bünyenin muhtelit organlarında zuhur ed?n aksaklık ve sakatlıkların bir neticesidir. Dev-, ict bütçesi bozulur, para kıymetten düşer. İdareciler hatalı işler yaparlar, devtctçÜlk prensibi yanlış tatbik edilir, aksi tesiri hemen hayat pahalılığı meselesinde göze çarpar. Bu itibarla hayat pahalılığına çare bulmak demek, başta İktisadi
Papa kendisi traş olur, yazılarını yazı makinesinde kendisi yazar
Papanın yemeklerini Alman hemşireler hazırlar Vatikandaki telefoncu kızlar rahibelerdir
Yazan: Avukat Reşat KAYNAR
Üskiidann belediyecilik bakımından perişanlığım tasvir ve son günlerde yapılmağa başlanan yolların, inşaatındaki ihmal ve alâkasızlığı belirten bir mektubu, geçen hafta AKŞAM gazetesinde Valimize hitaben yayınladım. Yıllarca metrûk kalan Üsküdar yollarının inşasına. başlarken, ciddi bir alâka ve kontrolün, eslrgenmemeslnl, çünkü, şimdiye kadar yapılan yolların aradan henüz beş on gün geçmeden eskisinden de kötü olduğunu bu mektubumda arzertlm.
Valimiz, mektuptaki maruzatın sıhhatini InceByecek, hattâ imkân bulursa, bizzat
talikandan Lı
1
Son günler zarfında komft-: nlzme karşı açıkça mücadeleye atılmış olan Papa On İkinci 1 Plus Roma'nın çok rken kal-İkttsadl kanlarından. biridir. Papalık hizmet personelinin, kendirini uyandırmasına meydan bırakmadan o her sabah saat altıda uyanır. göriOlklerlnl bulur, sa-‘n pirinç karyolasından kalkar, ■cSaint Pierre» meydanına nazır iki pencerenin perdelerini nçar
I Meydanda sabahın bu kadar erken saatlerinde hiç bir fert bulunması ihtimali asmadığından ihtiyar Papanın her hangi bir mütecesıds göz tarafından görülebilmesi tehlikesi yoktur. Yalnız 1944 senesi yazında Ingiliz ordusuna mensun birkaç subay İle İngiliz kadını teleskoplu bir adese ile Papanın gecelik kıyafeti ile fotoğrafım teşbihi
nk azami gayretle fesat ma- önlenebileceği ümld edilemez, uTr*™'T ı. .'
neemlanna germi »erdiler ve Ücüncü bir yazıda meselenin n.Jlınria fJrk ' ' Pa J
pek tabii olarak hayat pahalıh- İktisadi cephesini tetkik edece- (lprh„. „ . rplfl?fliftlrır. , .
----------------— r------------ İktisadi cephesini tetkik edeceği aldı yürüdü. İhtiyaç madde- giz.
Wallace ve lürkiye
Rusya Türkiyeye taarruz ederse Amerikanın Türkiyeye yardım etmesine
Washlngton 20 (APi — Henry Wallace. dün. Başkan Truman tarafından hazırlanniLŞ olan programın kabulü keyfiyetinin hem Avrupanın hem de Amerikanın İktisadiyatım allak bul lak edeceğini iler! sürmüş ve Başkan Tnıman ve Dean Ache-son tarafından verilen demeçler İçin «Harbe kışkırtıcı» olarak vnsınandırmıştır.
Terakkiperver partinin 1948 ■eçlmierindeki başkanlık nam-»edl olan WaJlace, ayan meeli-ıdnin Dışlşler ve MIDI Müdafaa komisyonlarının müşterek oturumunda şahit sıfatiyle konuşmuştur.
Kendisine sorulan bir sualde, VaJJace, Çanakkale Boğazının minctlcrarosı bir idareye tâbi tutulmasını doğru bulmuş ve şa yet Rusya, Türkiyeye taarruz c-derse, kİ bunu mümkün görmediğini kaydederek, bu takdirde. Amerikanın Türkiyeye yardım etmesinin doğru olacağını söy-
taraftar
Henry Wallac
Çekiliş
30 Ağustos’da
Büyük ikramiye
300.000
Lira
demokratik midir? Yoksa miti demokratik midir? Bunu ehlfcoe bırakıyorum...
Şunu demek istiyorum İri, tabiî sîzler de (Milletvekilleri halk İle temas etmezse şehir vekilleri halkla temas eder mİ?) meselesini çözmeğe gayret harcayarak. Üsküdarlılarla çok sık temas etmemeği tercih etliniz. Halbuki üç yü önce, seçim sırasında sîzlere ne ümitler bağ-lanmıştı. Seçim günü, Üskö-darda bir mahalleyi geziyordum. Halk kendiliğinden çok büyük bir levha yapmış ve asmıştı. Bu levhayı hâlâ unutmuyorum. Sırası gelmişken miinderecatını şuraya yazmama
gelerek, vntandşın terinden vo mösaade edlQ_ canından tasarruf ederek biriktirdiği paraların bihakkin ve mahalline ruocuuı. uıu>(*» yolunda en büyük alâkayı gÖB-1 terecekti.
Kimsenin çalısını İstihdaf etmeksizin, garazdan ve ivazdan âri olarak, bu işe tahsis edilen paranın heba olduğunu söylemişti!:. Garaz ve şahsî menfaat taşımayan, zata dokunmıyan, vatandaşın müşahedesine dayanan dilekler, tahkik olunur, neticede müşahede yanlış İse, kendisine durum anlatılır, eğer gezileri. İnşa edilirken. Üskücia-hakiı tse vaziyet ıslah edilir. ~~ ” ’
Birim bildiğimiz Şudur ki, demokratik İdarenin ruhu ve matbuatta scrbesilği ancak bu yolla tebellür eder. Yoksa, (sen İstediğin kadar yazl Ne okurum._____—............
Okusam da aldınş etmem) du- husı»taki sonsuz gürellerini» rumu ve zlnhlyetl hâkim olor-1 anlattık... Fakat yoitarm inşa-sa, matbuat hürriyeti, nâçiz smîl başlanmasını müteakip şahıslanınna göre ne bir mâna görülen manzara hepimizi yei-ne de bir değer ifade edebilir. Q(, düşürdü.
Herkes kanun dahilinde serbeste yazacak. Fakat idarede bulunanlar da bu yazılan okuduktan sonra derhal kontrol _.u _ . . 4. aaaıue yuııav pozmuyor. öu Kts
İ ^““7 fetadarltann onurdan çeM-VT, " çekleri e,umb. sMere aks.-tUr-
r . mC)ç Lstlyonım. Lütfen- Üsküda-ra gelin. Yapılan yolların inşa tarzını gözlerinizle görünüz. Şimdiye kadar olan oldu. Hiç olmazsa yapılacak yollar bihakkın tamir edilsin, hiç olmazsa bir kaç sene dayanacak bir tarzda yapılsın. Eahat rahat uyurken sîzleri rahatsız ettim. Gelecek devrede de Şehir Meclisi üy esi seçilmenizi ve MeelisLe bol bol kahve içmenizi temenni eder, saygıinr»mt sunarım
lirin t/.!-..- Iririn I (Bürhan Felek her dileğımaL m'^rıf" olması1 w'" “““ «”»mı«ır.> Bütün Üsküdarlılar gibi sayın Burhan Feleği ben de pek sevdiğim İçin gözlerim yaşarmıştı. Sayın Bürhan Felek ve sîzler seçildiniz. Aynı levhayı yazanlar şimdi soruyorlar.. Bizim Şehir Meclisi âzam izin Üsküdar için harcadıkları faaliyetin bilançosu nedir?... İstanbulun Operası, şark kahvesi. Açık Hava Tiyatrosu, bulvarları ve
' ra Belediyenin çak Lığı çivinin azlığına sebep nedir?..
Her gördüğümüze, dilimizin döndüğü kadar, son günlerde yapılacak yolların parlak manzarasını belirttik. Sislerin bu
Tav&nma kadar kitaplarla slü kütüphanede Papanın kolutğu cevU bir masanın ö-nünde bulunmaktadır. Koltuğun arkasındaki pencerenin camlan üzerine Meryem ve Lsa tasvirleri pek snnutkârane bir şekilde tersim edilmiştir. Mı srollni Papanın çok muhteşem ve sanat-kârane çalışma odasına gıpta eder. Burayı görmüş olan ecnebi diplomatlara buranın kendisinin Venedik sarayındaki çalışma salon undan daha fevkalâde olup olmadığını sorardı, çalışma odasında Papa On htinei (Plus) u monsenyör ıMontlnii ve monseyör (Tar-rtiniJ karşılarlar. 1944 senesinde vefat eden Papaluc Başvekili kardinal «Magllaneı un yerine Papa kimseyi tâyin etmemiş olup bu işleri (Mantini) ve (Tardinll nin yardımı ile bizzat yürütmektedir. Papalık tarihînde bu hâdise birinci defa oiıirajc görülmektedir. Papa Başvekâlet makamına çok kıymetli bu iki monseııyorden her hangi birini tâyin edebilirdi. Fakat Papa çok takdir ettiği bu iki mııosenyör arasında bir tercih ve tefrik yapmış olmaktan çekinmektedir.
Bu müşavirler sabahlan Papanın nezdinde bir buçuk İki saat kalırlar ve günün basın neşriyatı ve hâdiseleri Ue yabancı memleketlerde bulunan Papalık mümessillerinden gelen raporlar ve Papanın huzurun* kabul olunmak İst iyen terin listesi incelenir. Resmi ziyaretleri Papa küçük taht salonunda kabul eder. Harb sona erdikten sonra ecnebi hükümdarlardan hiç blı-inin Vaııkanı ziyaret etliği görülmemiştir.
öğle yemeği _____ _______ , , Resmi ve hususî ziyaretlerden
ajr. Rap» y.TZlıSa ^dürten "bu ' W»-
| hemşireleri de [Cas-tel Gandolfo şatosuna götürür.
[ Kahvaltıdan sonra çalışma odasına çekilen Pupa bir miid-.— ister Fev-
kalâde mühim haller müstesna hiç kimsenin bu müddet zarfında Papanın yanına girmesine müsaade edilmez. I eylül 1939 sabahı Almanların Polonyayn hücumu hakkında Papaya maruzatta bulunacak kardinal Maglloııc'un bu saatse Papanın huzuruna bırakılması islisnaen vaki olmuştu,
Kütüphanede
l saat 3 İle 0.3» arasında Papa üçüncü, katta bulunan hususi dairesinden bir asansör İle İkinci katta bulunan kütüphane ve çalışma odasına fiter, öğleden sonraları ıızun yürüyüşleri yapan Papanın üçüncü kattan tkinci irat,a inmek İçin aııınsör- j den iHtifarie etmesi, sabahın er-' ken saatinde hoşuna giunlye-bilecek bir yabancı He karşılaş- I maktan çekindiği şeklinde tef-. sir olunabilir. I
Mademki yollar böyle kapamaca yapılacaktı bu kadar thasisat atmağa ne lüzum vardı?.. Yol yaptlnnyar. aksine yollar bozuluyor. Bu kış
1’3 pn On Ekinci Piu>
A-
derhal geri çekildiğindim İri filizler isteklerin'? muvaffak olamamışlardır.
Papalık İkametgâhının banyo dairesi çok moderndir. Burada birçok (duş) lar mevcut uiciugu gibi Papaya âni bir fenalık gelmesi takdirinde dışarıda kileri hnbtrdar edebilmek üzere bir çok yerlerine zil tertibatı da,.________D_...... _____
ilâve olunmuştur. Papa banyo- şama kadar hiç bir şey yemez, sunu kendi hazırladığı gibi ^ı-'sigara İçmez, İtalyan şurapla-yinmesi ve harç ohnaei İşlerini -de bizzat yapar. Ilarb esnasın
'da Faşist matbuat Papanın A merlkan mamulatından bfr mû-J kine ile tıraş olması meselesini 'ellerine dolamışlardı Hakikatte jPapa tıraş olmak İçin m.uhtelir ı çeşit ve modelden bir hayli makinelere malik buiutunakta u-lup bunların içinde bir de Japon makinesi mevcuttur. ~_____„__ _________________
Alp dağlarında kış «porlurı da bilirler. Çok çekingen bir hayat inırar eden bu hemşirelerin basında bir de başhemşire var-
Papanın 1030 senesindeki mrrika seyahatinde edindiği bir de diktafonu vardır Bundan sonra Papanın htHtiai uşağı fClovannl Stefanoriı bir fincan sütiü kahve İle iki tereyağlı sandviçten ibaret kahvaltısını getirir. Papa pek az et yer hele akşamları hiç yemez — |vc cuma günleri sabahtan ak-
rint çok hafifiiıtcrek İçer.
Papanm bütün yemeklerini Bcrhnde Papalık mümessili ola-j rak buhniduğıı senelerde hlz-I metine almış olduğu Alman I hemşireler hazırlarlar. Bıı Alman hemşireler ballanın gününü, mevsimi ve Papanın sıhhi durumunu göz önünde tutarak Papaya hangi yemeklerin i iyi geleceğini gayet mükemmel
Yazdığım mektubun. Vali tarafından okunduğunu sanmıyorum. Talihsizliğe Kendileri Yalovada etmek üzere hareket Talovadan gelmeği, okunmasını ve neticesini, beklemeğe kalkışırsam, yolların inşası bittiği eibi. tahsisatın da gerekene tediye edileceği muhakkaktı. Tahsisatın tediyesinden sonra, söz söylemek, dedikodu. seviyesine düşer.
Sîzler haünnıa geldiniz. Meşhur seçimlerden sonra, Üsküdarlıların dertlerini dinleme yolunda sık sık toplanmadığımız için, şifahen anlatmağa imkân bulamayınca, derdi yazı İle arzetmeğe karar verdim.
Mîllî Şeflik devrinde mebuslar her sene lıazay» uğrarlar ve vâdettiklerl İşlerin neticesini anlatırlar, biitçe darlığı hasebl-le olmadığını söylerler, vâde-der ve tekrar ertesi sene aynı usulü tatbik ederek gönülleri- .sanatkâr Cemal Reşit ile Ek-mizı alır lar öl | rcın öper etlerinden en
Demokrasi başladıktan son- çok beğenilen bazı parçaların, —. ge,.£a sene Jldugu gjjjj bu
de tekrarı düşünülmektedir Bu dana ve şarkılara refakat edecek orkestranın. İst animi kon-servatuvanndan remlin için mûracat edilmiş?ir ^elıir tiyatrosunda ve Şehir tiyatrosu hart cindeki tanınmış müzik, tiyatro ve revü arlistlerile mutabık kalınmış. provalara başlanmış tu-.
uğradı. İstirahat ettiler... yazımın
Reşat KAYNAR
Emekli Sahne sanatkârları için verilecek müsamere
3 eylül cumartesi asşaııu açık hava tiyatrosunda verilecek o-lon m usum ere programının zengin olması için Vasfı Rıza Zobu’nun başkanlığında toplanan heyet, çalışmalarına devam etmektedir.
ra. İstanbul Mütetvekillerinhı dertlerimizi dinlemek hususim -da toplantıya davetleri şöyle dursun, bu yazının nâçiz muharriri de dahi) olduğu halde, çoğunun yüzlerini görsek tanımaz bir hale geldik. Mebuslarımızla dertleşmemek ve onları muluUmize ait ihtiyaçların gerçekleşmesinde çalıştırmamak.
yapmış eski bir sporcu olmakla maruf On İkinci (Plus) un Papalık makamını işgal etliği za- ’ man banyo dairesine yerleştir I rilmiş bulunan müteaddit ilm- • Inastlk âletleri hâlâ yerlerinde i durmakta İse de 1.94adc geçnmiş j olduğu ciddi bir kaib krizinden _____ ,_____
sonra doktor Papanın bu âletlere ' det yalnız kalmak el sürmesini sureti k»'. iyede
| men etmiştir.
Sabah meşguliyeti Papaların sabah tuvaleti için Vatikan protokolü bir bjçuk
berabertiHle,Ilr- «Ste J«neU i»
(Arkası 7 nci yahifetle)
lemiştlr.
Çan Kay Ştkln paraları
kaçttğmı söyleyen OTallace ... ----- ---------„„
rup:ı İktisadî Yardım teşkilâtı saatlik bir müddet tâyin etmiş
alıp Av-
Rusyayı hariç bıraktığı Içirr o-nun aleyhinde bulunmuştur. Walla.ee, Rusyamn silâhlı kuvvetlerini arttırmakta olduğunu ve harbe karşı ahlâki bir çekingenlik hissetmediğini ilâve etmiştir.
VEFAT
Arkadaşımız Tcvilk Nevzat Çağ dağın kayınvalidesi bayan Mak
İse de On İkinci Plus bu işleri j 40 - 50 dakika içerisine sığdırmaktadır. Saat yediye doğru yatak odasına bitişik - Papaların rahatsızlıkları zamanı düşünülerek — hususi kilisesinde kısa bir İbaret icra ettikten sonra namına gelen mektupları o kunıak ve bunlara Karşılık vermek iizere hususi çalışma odasına geçer. Musir retı beyan
tıutpıı nAjnıvaıinesi mayım julojc ,
rü>«. MlsUloeiu, 17 çar.l"’1™,' ' ' n“
«ımta U-Iinü M„l «Silmekte r»™n(t, n
olduğu BuhkU taslanestede ta- 'I1" taltauna-
ntt s.al.rtol rummu, vc eumı ““U “lup »” "“««»İni» eanü defuedUmljllr Tuztat J'5”" " »aeılann,
eyleriz. J,bfcE£aL yazmaktadır.
Avrupa. Birliği assan» ölesin e iştirak eden Türk miUclvekillCrindcu uçağın ödünde
Buz dolabı
Giuliana
Esrar kullananların
çetesi
•sayısı artıyormuş
Esrarın beyin ve vücut üzerindeki fena tesirleri
yısı bin misil artmıştır. 1045
te polisin müsadere ettiği esrar miktarı 380.000 sigara yapacak kadar çok olduğu halde, 1947 de kaçak olarak tutulan esrarın miktarı 900,000 sigara yapacak kadar artmıştır.
,| Los Angeles’te 1945 te 172 es-
Geçenlerde tanınmış sinema artistlerinden Robert Vltchum, esrar kaçakçılığı yapmak ve esrar kullanmak suçundan tevkif edilmişti. Hâdise Amerlka-da, bilhassa HoUywood’da büyük dedikodulara sebebiyet vermişti. Herkes bir artistin bu _
kader ehemmiyetsiz bir suçlan rar keş yakalanmışken. 1M7 de tevkif cdilemiyecefii fikrini De-' esrarkeşlerin sayısı 1,167 ye, ri sürmüştü. Fakat bu fikri İle-J çıkmış ve geçen sene 1,516 ya ri sürenlerin hepsi, esrarın ne yükselmiştir. Hattâ bu car ar -olduğunu bilmeyen kimselerdir, keşler
I Esrarın dimağ üzerinde ne * gibi tesirler yaptığını anlatmak Jlçin, bir kaç misal vermek kâfidir Bir gün. Virginiada genç -bir adam, oturduğu binanın ■*•6 inci katında esrar içerken.
re7 pencereden başını uzatıp dışarı bakmış. O esnada vakit akşam olduğundan caddenin lâmbaları sıra İle yoruyormuş. Adamcağız esrarın tesirile lâmbalara bakıp: «Kadının biri inci gerdanlığını yere attı!» diye bağırarak pencereden tam atlıya-rağı sırada arkasından arkadaşları zor yetişmişler...
Bir seferinde de başka esrarkeş, esrarın tesirini şöyle an)ftrmı«ttr: «Hafta sonu tatilinden istifade ederek gezmeğe çıkmıştım. Bİt berber dükkânının önüne geldiğim zaman, şöyle bir etrafıma bakındım. Bir de ne göreyim? Vücudum bir karyolaya uzanmış yatıyor. Ben de hemen kendi vücudumu alarak ormanda bir yere gömdüm. İşte ogiinden beri ben vücutsuz bir ruhum.1»
Esrar üzerinde ilmi araştırmalar yapan bir profesör, bu-Sto tariite raafisajille esrar "• ■"*■»>*" ““ ««««• içini,-,Ur Profesörün —r ö.n baya ya verdiği anlaçılunştar. ulau^ın, göm, esrar biteri anmyet modilrloM UraHn-. bitme.. profesör Mr mürekkep
•upn
- ‘fanadlarile durup dinlenmeden : lam 200 sene hokkanın içinde f uçup dolaşmış!
Esrarın bilhassa sinir sistemi ve beyin ürerinde yaptığı hazar, tamir cdDemJyecek derecede büyüktür. Esrarkeş bir müddet için câlı bir neşe içinde kalabilir. Yakutla sonsuz bir elem yahut teessüre kapılabilir. Fakat her iki halde de, beş doy^ıı tamamen işlemez bir hale gelmektedir. Duygular anormal bir şeklide çalışmağa başladığı zaman da, zaman, mekân ve hareket mefhumları ortadan kalkmaktadır. Meselâ sunan mefhumu kalmadığı için, profesör daldığı hokkama İçinde tam 200 sene uçmuştur. Birinci misaldeki, esrarkeşin iâ katlı binadan atlamak İstemesi. mekân ve mesafe mefhumlarının ortadan kalkmasını göstermektedir. Aynı şekilde bir taşın üzerine basan bir afyonkeş, yüksek dağlara tinna-myonuuş gibi bir lıayaJc kapılır. Zaman denilen şey de bir türlü geçmek bilemez.
Bununla beraber afyon ve esrarın tesirleri, kullanan kim-■enitı şahsiyetine göre değişir. Banları gayet »tak ve hunhar ■Idıığıı halde, bazılan da gayet t pasif bir hal takınır. Meselâ ^»rara yeni başlamış 17 yaşla- unda bir çocuk bir akşam eve dönthigü jamar; elipsinin kendisine bir kötülük yapacağı zehabına kapılmış ve eline geçirdiği bir balta iLe uyumakla olan annesini, babasını ve kız kardeşim öldürmüştür. Fakat boran da esrarkeş ayık olduğu raman atak yahut normal bir mizaca rahip olduğu holde esrar içtiği zaman gayet pasif, pısırılt. kasvetli bir hol takmır.
Esrarın en fena tarafı da, vücudun gayet kısa bir zam an -da alışması, ve en sonunda esrarkeşin kokain, morfin vt eroin gibi zehirlere başiama-şı-' dır. Meselâ bu zehirler sinir . «istemine o derece tesir etinek-tidir M. bir iki sefer içildiği takdirde vücut hemen ahşmak-tadır.
Esrarın beyine ve vücuda bu ' Imdar kötü tesiri olduğu hlade.
I yeryüzünde esrar ve benzeri
I nehirleri kullananların sayısı
günden güne arUnaJctadır. Me-stlâ yalnız Amer ikada her 3000 I kişide bir kişinin esrar ve ben' seri zehirleri kullandıkları tûh-
î min edilmektedir. Fakat mu-
k hakkak olarak bilinen bir şey , varsa o da, Amer 11 ada son on 5l sene zarfında esrarkeşlerin sa-
bir
Yeni değil, 2000 senelikmiş!
arasında. 20 yaşından ufak gençler, kız ve erkek kolej talebeleri mühim bir yekûn teşkil etmektedir.
— Bir Amerikan dergisinden —
Londra 20 tNafen) Yemekleri soğutmak İçin buz dolaplarım kullanmak veya bu gibi her hangi bir çareye başvurmanın yeni bir buluş olmadığı anlaşılmaktadır. Romalıların bundan 2ûOo sene evvel buz dolabını yakından andırır bir sistem kullandıkları tesbit edilmiş! İr. Korentiyad* hafriyat yapan AvusturyalI arkeologlar bu hakikati ortaya atmışlardır.
Arkeologlar tarafından yapılan keşiflere göre Romalılar tarafından kullanılan buz dolapları şu şekilde idi: Sarayla. rın içinde muazzam kaya blok-lan bulundurulur, bunların Iç-lerl oyulur ve su sıkmayan bu çukurlara sıkışmış kar yerleştirilirdi. Bu kar yuvalarının İçine yerleştirilen yemekler, içkiler buz gibi kalır ve bozulmazdı. Belirtildiğine göre, Roma hükümdarları saraylarından ayrılıp her hangi bri yere gittikleri vakit İlk yaptırdıklan iş bu «buz dolapları» olurdu.
Yola mayn koymuş el bombalarile hücum etmiş
PaJermo 20 (AP> — Salvato-re Giullano’nnn çetesi dün gece karabbıiyerleri taşımakta olan bir kamyonu, yola koydukları bir maynln uçurmuşlar ve 8 Malnln ölümüne ve 10 kişinin yaralanmasına sebebiyet vermişlerdir.
Kamyon. Otuliano'nun faali-yelle bulunduğu Lapre dağı ci-varmda yol alırken mayının üzerinden geçmiş ve İnfilâk neticesinde parçalanmıştır. Şarabini yert'ier, Palermo civarın-, dR Bellacampo karakoluna btu-kın yapmış olan haydutları aramaktan dönüyorlardı.
Sonradan verilen haberlere göre, mayn patladıktan sonra haydutlar, el bombalan ve makineli tüfeklerle hücum etmişlerdir. Karablniyerilerden yalnız iki kişi yarasız kurtulmuştur.
Maarif Şûrası
İki muhribin iltihakile muhripleri mizin sayısı on ikiye çıkmıştır
Balıkeslrin Dursunbey ilçesi . orman işletmesi muhasebe memuru ve mutemedi iken ayın 15 İnde işletmeye alt 50 bin lirayı Balıkesir Ziraat bankasından alıp savuşan ve bilâhare teslim olan Sapancalı Ahmet oğlu 336 doğumlu Adil Akçaka-’ ya, evvelâ aldığı paraları tren; de hastalığından dolayı yankesicilere çarptırdığını İddia et. mlşse de yapılan tahkikat neticesinde bu naranın 44 bin lirasını Sapancada Rus te m paşa . mahallesinde oturan ablası Murat karısı Huriye Halkaya . oğla 336 dlğumlu Adil Akçaka-
içine dalarak, mavi
, --------,------„--------------- —
morlar 44 bin Ura İle Derbendin Balaban köyünde Hüseyin , Erdoğan'a bırakılan tabancayı getirmişlerdir. Tabanca İle paralar adliyeye teslim edilmiştir.
İhralriyeden tasarruf yapacaklara ikramiye
Denizyolları İdaresi, gemilerdeki makine personeli arasında teşvik ve teşci mahiyetinde olmak üzere Ihraklye üzerinde tasarruf yapacak olanlara thra-kiye primi vermeyi kararlaştırmıştır. Bu primlerin esaslarını ve miktarım tesbit edecek bir talimatname hazır]anmaktadır.
Belediye imâr müdürü
Şehrin imBrına alt muhtelif meseleler hakkında alâkalılarla görüşmek ve gereken izahatı vermek için Anka ra ya giden belediye tmar işleri müdürü Akif Bazopln bugün şehrimize gelecektir. İmar müdürünün Anka-rada boa ehemmiyetli meseleleri hallettiği söyleniyor.
Tevfik Fikret’i anma töreni
Dün akşam saat 21 de Beşiktaş Halkevlndc Tevfik Flkretln Aliimiinlin 34 üncü dönüm yılı miinosebetıie anma töreni yapılmıştır. Bu törende merhum Fikre tten seçilmiş şiirler okunmuş ve Nejat Tahsin Alper tarafından Fikre tin gür sanatını tahlil eden konuşma yapılmıştır.
Liseler 4 seneye çıkarılacak mı?
MllLi Eğlthn Bakanlığı merkez I ye çıkarılması İstenmekte idi, kuruluş ve görevleri hakkında- Bakanlığın bu rapor üzerine kİ kanuna göre toplanacak olan dikkatini toplıyarak yeni İlse Maarif Şurası yarın saat 10 da I programını dört senelik bir öğ-Dll Tarih Coğrafya Fakültesi sa relime göre tanzim edileceği 1-lonunda müzakerelerine başlayacaktır. Istanbuldan Şûrâ top lantılanna davet edilen B7 profesör ve Öğretmen bu akşamki trenle Ankara ya hareket edecektir. Milli Eğitim müdürü Mu-rad Uraz da Şûrâ toplantıları için bu akşam An karaya gidecektir.
Şûrada görüşülecek meseleler tesbit edilmiştir. Esasen davet edilen profesör ve öğretmetlere Şûrada görüşülecek meseleler bildirilerek hazırlıklı gelmeleri temin olunmuştur.
Şûrâda evvelâ geçen ders yılı başından itibaren talbika baş Jantın yeni İlk oku! programı et rafında görüşülecek, aksayan tarafların mevcut olup olmadı-dıfrı gözden geçirilecektir. Müteakiben orta okullar için tatbiki İstenen ve projesi hazırlanan öğretim programı görüşülüp karara bağlanacaktır.
Üçüncü ve en mühim mesele olarak liselerin dört seneye çıkarılması üzerinde durulacaktır.
Söylendiğine göre Milli Eğitim Bakanlığı inlim ve terbiye heyeti, liselerin dört seneye çt-kanlnnunna taraftardır. Talim ve Terbiyede böyle bir kanaatin doğmasına Üniversitenin bu yolda hazırladığı raporun sebep olduğu söyleniyor. Filvaki Milli Eğitim Bakanlığı, bir müddet evvel Üniversitenin liselerden gelen öğrencilerin İyi yetiştiril-mediğlnden devamlı şikâyeti filerine liselerin ıslahı baklanda bu teşekkülden bir rapor İstemişti. Üniversite, rektörlüğü, fakülteler mümessillerinin iştirakiyle hazırlanan raporu Bakanlığa göndermişti. Bu raporda liselerin evvelemirde 4 sene-
1 dfc Vf:
lûve edilmektedir.
Mesele bu safhada iken Üniversite senatosu müteakip bir kararla fakülteler mümessillerinin liselerin 4 seneye çıkarılın ası hakkın da.ki kararım kabul etmemiş ve tedrisatın yine 3 senede gösterilmesini uygun bulmuştur. Bakanlığın, bu vaziyet karşısında nasıl hareket edeceği henüz malûm olmamakla beraber Şûra da ilse sınıflarının dört yıla çıkarılması lehinde ko nusacağı tahmin edilmektedir.
Şurada ayrıca orta okullarla liselere öğretmen yetiştiren E-ğlllm Enstitüleriyle yüksek öğretmen okulu teşkilâtının yeni İhtiyaçlara göre tanzim edilmesi de görüşülecektir.
Yine bu toplantılarda eğilim ve öğretim İşlerinde memleketimizde gelişen demokratik esas lora göre hareket edilmesi de konuşulacaktır, İcap ettiği takdirde bu hususta programlarda gereken değişikliklerin de yapılacağı ilâve ediliyor. Şûrlnm ne kadar süreceği henüz malûm değildir.
Sergi hazırlıkları
İstanbul serpişinin inçaal faaliyeti dün birdenbire hızlanmıştır. Taksimle Harbiye arasında serginin şeref kapısının İnşasına başlanmış ur. Bu kapının 12 giriş yeri olacaktır. Şeref kapısından başka daim 10 kapı inşa edilecektir. Dolma bahçe'de yapılacak vapur iskelesinin plân ve projeleri de hazırlanmıştır.
Sergide, radyo tesisatı da yapılmaktadır. Serginin devamı müddetin» sergi salı asında tam 40 oparior çalışacaktır. ‘
Amerika nükûnıetlnüı askeri yaıdun faslından bize verdiği iki muhrip. Gaziantep ile Gemlik , perşembe güııü yapılan güzel bir törenden sonra, donanmamıza katıldılar. Cuma günü de sabahleyin daha evvelce gelmiş olan eşleri Gelibolu ve Giresun muhripleriyle beraber Büyiikdere açıklarına kadar çık tıklan sonra, dönüp Dolma-bahçe önünde demirlediler ve iiç gün müddetle halk tarafından ziyaret edileceklerdir.
Dört muhrip Büyükdere açıklarına geldikleri zaman orakla yalan Türk şilepleri İle Boğazdan aşağı inmekte olau bir Bulgar motorlu yelkenlisi tarafından selâm Uıımadılar. Halbuki lıarb gemilerini selâmlamak usuldendir. Kaldı ki dört muhribin mürettebatı da güvertelere dizilmişler, eski tâbiriyle çamariva etmiş vealyette idiler. Bulgar gemisinin bu ne- 1 ardır, zttketsizüğine blrşey söylemek. İmkânı yoktur, çünkü Türlt şilepleri de bu usul ve kaideye riayet etmemişlerdir.
Gemileri Türk denizcileri getr idi Gemilerin ilk ikisi Gelibolu İle Giresun, geçen ilkbaharda yarı Türk, yan Amerikan mürettebatla sularımıza geldikleri haî-de. son İkisi Gaziantep İle Gemlik tamimiyle Türk mürettebatın İdaresinde 7000 mİ! mesafe kat ederek tstanbula gelmişlerdir. Neteklm gecen yaz gelen 220 tonluk 8 küçük kıyı aratıl» -tarama gemisi Ue 1 benzin gemisinden ,1 atölye cemisinden, 1 ağ gemisinden mürekkep filoyu da Türk mürettebat getirmiş. Türk denizcilerinin kıymetini dost Amerikan denizcilerine göstermişlerdi. Bilhassa bu küçük ve yolsuz gemilerden mürekkep filonun, lılç bir imzaya uğramadan Türk denizcileri tarafından Atlas Okyanusunu aşmağa muvaffak olması, cidden takdire değer bir muvaffakiyet olmuştur.
Muhripler hakkında malûmat
Amerikan ttpl dört muhribimiz hakkında, okuyucularımıza biraz malûmat vermeği, daha doğrusu, evvelce verdiğimiz malûmatı hâtıra knbitlnden tekrarlamağı faydalı buluyoruz:
Amerikan donanmasında bu gemilere Ltvermore tip! muhripler denilir. Bunlar Benson tipi denilen gemilerden 15 ton büyüktürler. Resim ve plânlan ikinci dünya harbinden evvel
Ankara'da, üniversiteli kızlar zırhlı birlikler Mallında direksiyon talimi yapıyorlar
Sunî yağmur tecrübeleri
Londra 20 tNafen) — Geçenlerde yapılan bir tecrübe esnasında suni yağmur yağdırılmıştı. Şimdi bu tecrübelerin genişletilmesi meselesi etrafında çalışılmaktadır. Bildirildiğine göre. özci bir uçak bulutlar üzerine karbondioksit atmış ve böylelikle yağmur yağdırılmıştır. Karbon dlokslt'ln uçaktan toz halinde bulutlar üzerine serplldlği de İlâve edilmektedir.
Şimdiki tecrübeler de İyi bir netice verdiği taktirde istenilen zâraan ve İstenilen yere yağmur yağdırmak mümkün olacak tır.
1938 de çizilmiş olan bu gemiler, iki seri halinde inşa edilmişlerdir. Birinci seri 1939 martından, ikinci seri UM t den itibaren yapılmıştır. Bize verilmiş olanlar, Amerikan donanmasının sua-slyle 484 - 436 - 487 vc 488 lr.cl | rettebatı biraz daha fazladır muhripleri olan Buchanan - 4 tane İtalyan tipi: Zater
Gelibolu, Lonsdowne - Gazian- . Tınaztepe .Adatepe. Bu 4 gemi tep. Lardner - Gemlik ve Mc den Kocatepe mektep ve tatbi-Colla da Glrtsıındur. Tekneler!' kat gemisi olarak kullanılmak-hiç lunbuzsuz yapılmıştır. Dör- tadır. Adatepe de İhtiyata ny-dü de 1912 de hizmete girmişler rılmıştir.
ve Pasifik savaşlarına iştirak Bu İtalyan tipi -1 muhripten etmişlerdir. Amerikanın muti-telif Lczgâhlanndn 64 tane olarak İnşa edilmiş bulunan bu muhriplerin Mr kısmı sonradan süratli arama - tarama gekmSsi haline konulmuş, 13 tanesi (fe harbde batmıştır. Harb sonulda 40 tane kadar kalmışlar ve muhtelif Amerikan deniz üslerinde, yeni bir usulle plâstiklere sarılarak İhtiyata aynlnu.®-T--J—. Amorfta hükümeti, bu gemileri bize devretmeğe karar verdikten sonra, makine ve kazanları elden geçirilerek tamir ve yeni radarlarla teçhiz edilmişlerdir.
Bu mulıritilcrir. boylan 106.07, enleri 11.80 metredir, 1630 tam yükle 2060 tondurlar. 50.000 beygir kuvvetinde çift türbin makine ile 37 mil süratleri vardır. Sarnıçları 600 ton mazot alır ve bu kadar mazotla 12 mil seyrettikleri takdirde, 6000 mi! mesafe ka'.edebilirler.
Silâhlan :Baş ve kıçta .tama-miyle kapalı 4 tarette birer tane olmak üzere 4 tane 127 İlk çift maksatlı top, 4 tane İkişer İkişer tabiye edilmiş 40 tık ve 7 tane dn 20 lik uçaksavar topları vardır. 533 lük beşizli bir torpido kovan grupu İle mücehhezdirler. Denlzaltılara «arşı 2 tane su bombası düşürme cihazı ile 6 su bombanı havanı taşırlar Mürettepleri 250 kişidir.
127 ilk tnplnrmın kapak taretlerde olması, bu toptann numara erlerini alçaktan hücum eden uçakların makineli tüfek ateşlerine karşı muhafaza eder. Btı suretle top taretlerinin arkası açık otan İngiliz ve İtalyan tipi muhriplerimizden daha iyi muhafazalıdırlar. Kumanda köprüleri de İngiliz ve İtalyan muhriplerde olduğu gibi açık değildir. Bu bakımdan hem "hava şartlarına, hem hava hücumlarına karşı mahfuzdurlar. Ingiliz tipi muhriplerimizde 4 kovan olduğu halde .bunlarda 5 kovan vardır. 37 mil gittikleri İçtn surat bakımından da İngiliz tipi muhrriplerimizden biraz üstündürler.
Muhrip filotillamız
Bu muhriplerin iltihakıyla muhrip fUotllâmız şimdi şu gemilerden mürekkep traJmımak-tadır:
4 tane Amerikan tipi: Gelibolu, Giresun. Gaziantep. Gemlik .
4 tane Ingiliz tipi: Gayret, Muavenet, is ultan hisar, Demir-hisar. Bu 4 gemiden Gayret, ayrı bir tiptedir ve diğer üç muhripten daha büyüktür. Gayretin standart tonajı 1540 dır; tam yükle 2290 tondur. Sürati 35 mildir. 4 tane 120 İlk top, 1 tane 105 ilk, 4 tane 40 lık, 4 tane 20 İlk uçaksavar top; 4 tane 533 lük torplto kovam ve 4 tane ra bombası havanı, 1 tane de düşürme cihazı taşır
Muavenet 1360 tondur. Sürati 36 mildir. 4 iane 120 İlk top, 4 tane 40 lık, 8 tane 20 İlk uçaksavar; 4 tane kovan, 4 tone su bombası havanı, 1 tane düşürme cihazı taşır.
BuJtanhisûr Ue D»nlrhi.w
aynı tonajdadırlar. Süratleri ve silâhları aynıdır. Muave fazla olarak yalnız birer 7.6 lık uçaksavarla 2 tane kineli tüfekleri vardır. M lepleri 145 kişidir. Gayretin nıu-
Zafe rile Tıııaztepe 1206 tam yükle 1610 tondur. Tecürbe süratleri 41 mildir. Fransız yıllığına göre normal olarak 38 mil süratleri vardır. Silili 4 tane 120 tik. 3 tane 40 lıl tane 20 İlk top, 1 tane de namlılı makineli tüfektir çüzfü İki grupta 6 kovanları su bombası topu. 2 tane düşürme cifazlan vardır. 40 mayıtı alabilirler.
Kocatepe ile Adauspe. 1350. tam yükle 1650 tondurlar Tecrübe süratleri 42 mildir. Fransız yıllığına göre normal süratleri 33 mildir Silâhlan Zafer ile Tına?,tepenin aynıdır. Yalnız bunların 120 lik topları basta, kıçta cilt oturak iki tarete tabiye edilmiştir. Zafer 11e Tuıaz-tepede ise toplşu, başta kıçta teker teker /e biri üstte olarak tabiye edilmiş dört taret lir. İtalyan tipi gemilerin müre»-tepler! 149 kişidir.
Kocatepe ile Adatepeyı de hesaba katmak sartlyle 12 muhribimiz vardır. Bir daha tekrar edelim ki Türk donanmasının muhrip ihtiyacı bu kadar muhriple karşılanamaz. Çünkü nu-günün harblerinde muhrip! re çok reşitli ve nSır razifeter düşmektedir. A. D. I».
Devlet Demiryolla-rındaki personel
Devlet Demiryolları umum müdürlüğünden: 16 ağustos
1949 tarihli sayınızda »Devlet Demir ve Denizyolları İdaresinde dikkate değer iki va 7.1ye’» başlığı altında çıkan yazıyı □-kuduın. Yazınızda tasarruf inak sadiyle personel miktarının fazla azaltılmış olması neticesi (ı-larak Haydarpaşa - Pendik banliyö irenlerinde bilet kontrolümü! hakklyle yapılmadığından bahsedilmektedir.
idaremiz servislerinde personel kadroları muntazam ve verimli İşletmeciliğin normal şanlara göre zaruri kıldığı evsur ve miktar üzerinden lesblt edilmiştir. Halbuki demi ry uüa rı-mızda yolcu adedi mevsimlere göre büyük ayrılıklar göstermekledir. Banliyö servislerinde kışın en aşağı haddine inen yolcu miktarı yazın leııezzuh ve bilhassa plûj mevsiminde en yüksek haddine çıkmaktadır. Personel miktarını normalin üstünde, bu kısa devrenin ihtiyaçlarına göte ayanamanuı bugün üzerinde hassasiyetle durduğumuz ekonomik işletme Lca-batiyle telif kabul etiniyeceği takdir buyurulur.
Yunanistanda seçim
Atina 20 (Nafne) — Bu senenin ekim ayında yapılacak seçimlere büyük bir ehemmiyet atfedilmektedir. Bu seçimlerde 25 yaşında ve 25 yaşından yukan olan bütün Yunanlılar reylerini kullanacaklardır.
Siyasi çevrelerde belirtildiğine göre, seçimlerin yapılacağı ane kadar dahili savaşın da büyük bir kısmı tamamlanmış olacaktır.
Sahife 8
AKŞAM
21 Ağustos L949
^İk Bir tesadüf"^
Mahkeme Koridorlarında
Namusuma lâf
Suriyede hükümet darbesi
du. Kırlarda saatlerce beraber geziyorlardı. Birçok defalar, papatya tarlaları arasında yan yana uzanmış, tatlı tatlı konuşurlarken onları gördüm. Fakat Krlstlnln ailesi, onu Jorara vermek istemedi- İyi bilmiyorum amma. Jerar’m kalkıp A-merikaya gitmesinin başlıca sebebi bu olsa gerek.
Birkaç ay sonra Krlstinin annesiyle babası birer hafta ara Ue öldüler, klsi de kanserden muzt ar iptiler.
Jerar bir daha dönmemiş mi diye sordum.
— Hayır. Amer İka da Hatnpshir'de oturuyor, seyrek mektup yazıyor.
Birkaç gün sonra karı
çocuklarlyle beraber, civardaki bir şehre gittiler. Akşam, geç vakit döneceklerdi. Ben evde yalnız kalmıştım, öğleden sonra mutat gezintiyi yapmağa hazırlandım. Fakat ansızın başlı-yan yağmur, dışarı çıkmama mâni oldu. Vaktimi, kitap okuyarak kütüphanede geçirmeğe karar verdini. Kütüphane, birçok raflı, fakat okunacak kitapları pek az büyük bir oda idi. Zevksiz ve harcıâlem ro-
Tren, güneş battıktan az sonra istasyona vardı. Sabahtan beri seyahat ettiğim İçin ser-»enı gibi idim. Evlerine gideceğim Şevalyelerln ne biçim İnsanlar olduğunu da bilmediğim İçin endişeli bul n uy ordum. Çocuklarının mürebblycsi sıfatiyle hizmetlerine girecektim.
Bir çocuk, beni evlerine götürdü. Evleri istasyon civarında büyük ve heybetli bir bina İdi. İlk andan itibaren madam Şe-Tttlye ve kocası hiç hoşuma gitmediler. Kadın, müstebit ve riyakârdı. Kocası ise zayii karakterli ve iradesiz bir adamdı.
İki çocuklarından altı yaşlarında olan Hânriyl daha ilk gördüğüm andan itibaren sevdim Kendisinden bir yaş daha küçük olan kız kardeşi Polet bana iki yüzlü göründü.
Evde madam Şevolyenin en küçük kardeşi amca Lui de vardı. Sevimli, iyi kalbi! ve güler yüzlü bir erkekti. Bana öyle geldi ki Lul, diğer aile efradı hilâfına olarak beni aşağı bir mahlûk telâkki etmiyordu.
Her sabah çocuklarla beraber gezmeğe gidiyordum. Evvelâ bakkaldan, manav ve kasaptan geçer, madam Şövalyenin sipa- ' mantarla, mektep kitapları karnelerini kendilerine söyledikten makarışık bir halde rafların sonra bahçelere doğru yola dü- üzerinde duruyordu. Belli zülürdük, Bir gün mutattan da- kimse kütüphane he meşgul ol-ha fazla yol yürüdük. Bir aralık Httnrl elimi sıktı:
— Buradan gitmtyellm mat-' çevirirken birinin İçinden bir
mazel. O tarafta deli kadının - — — *-
evi var, dedi.
Çocuğa çıkıştım:
— Niçin mânâsız sözler söylüyorsun? Hangi deli kadından bahsediyorsun?
— Şayet bana inanmıyorsanız annemle Lui amcaya sorunuz. Dell kadın, kırmızı tuğla» şu evde oturuyor. Pencereleri hiç açmaz, dişarıys adım at-
Sofrada çocuğun söyledikleri-___________ ____________ _______
ni anlattım. Madam Şevalye hiç «u. Oradan vapura binip A-memnun görünmedi:
— Burada herkes onu deli sanıyor. FakaL deli değil. O, kendi evinde yalnız yaşıyor ve kimse ile görüşmüyor.
Kocası, kafa sallamak suretiyle karısının sözünü tasdik etti. I;l____________________________
— Onu hiç gördünüz mü diye Sjn|n kararından habersiz olan
«ordum: Kristin de. Jerarla beraber gi-
— Hayır,,. Seneler var kİ demedi. Jerar, sevgilisinin kas-
kimse onun yüzünü görmedi. ten gelmediği zaimiyle kalbi Vaktiyle karımla göriişüoyrdu. hicran ve İnkisarla dolu olarak Aynı mektepte beraber okumuş-' Amerika,ya gitti. Ocnç kız da, lardı. Kristin. bölgenin en gü-' sevgilisinin kendisini terketmlş zel kadını olmak şöhretini ka- olduğunu sanarak İnzivaya çe-zanmıştı. İkildi. Jerarm adresini öğren-
New
Çok
koca.
turmuş bana. Götürüp deriştireceğim tabiî» halıyı tekrar sardık, doğruca götü-j rüp meyhaneciye teslim ettim. Akşam üzeri de kendim gidip oturdum. BÖylece üç akşam bekledim, gelmedi herif. Nihayet dün akşam-, «Haniya, ucuz çarşaflarım var- diyerek içeriye girdi. Bu sefer de yatak çarşafı satıyor. Beni pörünce savuşmak istedi amma yakasını bırakır mıyım? «Yaptığın ayıp değil mi? Ben senden sağlam halın satın aldım, sen paketin içine zedeli halıyı sarmışsın. Geriye getirdim. Halını al da altmış beş liramı ver» dedim. Herif evvelâ: «Ben halı tüccarı değilim. Seni de tanımıyorum. Halıyı kimden âldınsa onu bul» diye inkâra kalkıştı, sonra lâkırdıyı değiştirdi; «Ben sana bunu sattım.
kİ
muyordu.
I Bazı romanların yapraklarını
. ... »I alan ■* hlrlnln l^ln*İAr> Li r-
zarf düştü. Zarf açıktı. Mektubu okuyunca hayretten dona kaldım. Mektup şu idi:
14 Mart 1926
»Sevgili Kristin!
Kati kararımı verdim. Beraber Amerikaya gideceğiz ve çıra da evleneceğiz. Bütün İşler! yluna koydum. Sana bu mektu-. bu kız kardeşi mMarl ile gön-ı deriyorum. Akşam saat altıda ı bildiğin yerde sent beklTyeceğlm. Bir araba bizi Bordo’ya götürc-
I merikaya gideceğiz.
İmza: Jerar I Mektubu okuyunca, her şeyi anladım. Jerarın sonradan mös-' yo Şevalye İle evlenmiş olan kız kardeşi Mari, kötü kalbi yüzünden ağabeyslnin mektubunu Kristine vermemişti. Sevğili-
Madam Şevalye. kocasının bu inekte zorluk çelemedim. Kendi-sözlerinc surat astı: I «ine b» mektupla yaptığım
— Kristin. olduçka sevimli *ceşrt ve kendisi gittikten sonra idi, fakat bölgenin en güze! ka- Krlstinin sürdüğü münzevi hadım değildi, cevabını verdi. yatı bildirdim. Mektubumun
Temizce kıyafetli, ellisini geçkin bir zat ceza mahkemeleri koridorunda polisin yanında duran adama dik dik baktıktan sonra homurdanarak döndü:
— Alçak, edebsiz herif.
Sorduk :
— Ne oldu, efendi amca? O adamla aranızda bir şey mi geçti?
— Az kaldı öldürecekti beni. Bıçağı zorlukla aldılar elinden.
— Neden kavga ettiniz?
— Kazık meselesi. Bizim oğlanı evlendirmeğe hazırlanıyorum da.
— Evlenme işi hayırlı olsun amma su kazık meselesini anlayamadık.
— Göz göre göre kazıkladı
beni herif. Diin akşam eve giderken şeytan dürttü, meyhaneye uğradım. Şişemi bitirmek üzere idim, su a-dam omuzunda iki halı ile
İçeriye girdi; «Ucuz halılar Başka hah yok. Satılmış satıyorum» diyerek masala- ma| Rerjye aimmaz. Çekil rın arasında dolaşmağa baş- karşımdan., diye kafa tut-ladı. O zaman bizim oğlanı nıağa başladı. Ben ısrar e-hatırladım; çocuğV evlendi-' dince göğsüme bir yumruk rıyoruz, hiç değilse odasına • . . . .
bir halı döşeyelim fı“ Yanımda para da Adamı çağırdım, baldan] muayene ettim. Birine 60, lira İstiyor, öbürüne seksen 1 lira, tkisl de hoşuma gitti1 amma altmış liralığın ortasında zedesi var. Uzatmıya-lım efendim, sarhoş kafa ile pazarlığa giriştim, seksen lira istediği halıyı altmış beş liraya satın aldım. Herif: «Beyefendi, ben dışarıdan ambalâf kağıdı alıp getireyim de halıyı güzel bir paket yapayım, eve götürmesi kolay olsun., dedi. Kâğıt, ip getirdi, benim aldığım halıyı gözümün önünde paket yapıp bağladı; «Güle güle kullan, bey baba» diyerek öbür halıyı koltuğunun altına alıp savuştu, sevine eve gittim. _ halı paketini nasıl taşıdığı- vapıyormussun. mı bilmeksin. Evdekiler yatmışlardı. halıyı ertesi sabah de. Kimse benim keyfime açtık. Bir de ne görelim, pa- karışamaz.
ketin içinden ortası zedeli — Evet amam, su adamla halı çıkmaz mı! Bizim ha- aranızda bir halı değiştirme mm: «Yahu mademki arzu meselesi geçmiş, etmişsin, biraz daha para verip iyi bir şey alaydın bâ-ri. Zedeli halıyı çocuğun o-dasına nasıl serelim?» diye sitem etmeğe başladı. «Sinirlenme, hanım, dedim. Ben oğluma zedeli halıyı lâyık görür müyüm? Aldığım
h ı vordu, sonra cebinden l?lr ° rdı b,çak çıkarıp; «Bana iftira hlhiari1 ccliyorusun, senin leşini sererim.. diyerek üzerime yürüdü. Bereket versin öbür müşteriler araya girdiler de bıçağı saplamasına meydan vermediler.
Maznunla da konuştuk.
— Müşteriye bıçak çekmişsin öyle mi?
Gözlerini belerterek teh-ditkâr bakışlarla homurdandı:
— Size ne oluyor yani?
— öfkelenme, ahbap. Bize bir şey olmadı, meyhanede olan şeyi konuşuyoruz. Şu adama bıçak çekmişsin. Yalan mı söylüyor yoksa?
n «««-I- — Ben tüccar adamım, ’şevin'e bev kardeşim.
O ağır I •- ---- -------
I
— Öyle imiş, halı ticareti
— Halı da satarım, kilim
Bu mevzuda daha fazla ısrar etmemekliğim lâzım geldiğini anladım. Yemekten sonra biraz gezinmek için bahçeye indim.
Biraz sonra Lul amca, yanıma geldi ve gülerek:
— Kız kardeşimin sözlerine inanmayınız. Kristin son derece güzeldi, dedi.
— O halde niçin evinde kapandı. Acaba aşkta inkisara mı uğradı, diye sordum.
— Doğrusu bilmiyorum. Fakat Kristin. Jerar gittiği günden beri evinde kapandı.
— Jerar mı?
— Evet, o, ağabey ini izdir. Kristin iiç seviştiklerini sanıyorum. Herkes böyle söylüyor-
cevabı gelmesi gecikmedi.
I Jerar. bana çok hararetli kelimelerle teşekkür ediyor. Kris-tini Amerikada yanına gitmesi için kandırmak hususunda ta-| vassutıımu rica ediyor, ve «Krls-tîn hayatımın biricik aşkıdır» diyor, kendisinin sevgilisine 'mektup yazdığım, fakat teklifinin reddedilmesinden korktuğunu İlâve ediyordu.
| Ertesi sabah Krlstinin evine koştum, Fakat onu bulmadım. Hizmetini gören ihtiyar kadın, ı hatunuma Amerikaya hareket 'edecek vapura binmek İçin evvelki gece Bordo'ya gitmiş olduğunu söyledi:
— Hanımcığım çok mesut ve
— Bırak moruğun lâfını. Meyhanede kafayı çekmiş, ne yaptığını bilmiyor. Pazarlık ettik, halıyı aldı, sonra getirip Reriye vermek istiyor. Ticarette böyle şey o-ı lur mu? Bir de kalkmış, o-yın KU.U. k—-^dar adamın karşısında
halının zedesi filân yoktu. | benim üzerime iftira atıyor. JTaVn» horir r>nlrnr vanaTlCPtl —. . .. . ..
el çobukluğu ile halıları de-1 ğiştirmiş, altmış lira istediği' halıyı altmış beş liraya yut-
—........ . , ı ucuııııı utcıııuc uma aııtvı.
Fakat herif paket yaparken pgn tüccar adamım, Böyle Ot m» halıları de- iftiralara davanamam. Şu
dünyada her şeye eyvallah derim amma namusuma lâf söyletmem ha.
Yüksek sesle namus müdafaasına Kirişti, bereket versin mübaşir imdadımıza yetişti!
sevinçli idi. Gülüyor, şarkı söylüyor ve sevincinden zıplıyordu.
Daha fazla bir şey öğrenmeğe ihtiyacım yoktu İyi bir tesadüf, bugüne kadar pek bedbaht olan iki sevdalıya sevinci ve saadeti bahşetmek İmkânını bana vermişti.
Bu hareketim, işimden çıkarılmama sebep oldu. Çünkü madam Şevalye aile işlerine ka'inum MB1 nşmamt asla affetmedi. Fakat sı,s?ı»n pnur günü •»» bundan gücenmiş değilim. |.
HALKEVLERİ
i KURUMLAR
Şehremini Halkevinden: BvlmJ» temıll kolu öğretmenlerinden merhum Sadi Mele nin hâlırumı anmak ................................-...................»“ 1030 da Evimiz salonunda Dir toplantı yapılacaktır. Kendisini tanıyan ve ae-Çcviren: A. HİLÂLİ venlarln gelmeleri rica olunur.
GİZLİ POLİS
(İNGİLİZ CASUSU ASHENDEN)
Yazan: Somerset Maughatn Tercüme eden: Vâ - Nû Aşk ve macera romanı
. Tpfriira NO. 24
«— Constantine Andreadl hastalandığından Plre’den ay-rılamadı, Seyahati gecikti. Cenevre'ye dönüp talimat bekleyiniz >
Aııhenden. birden bire anlıya-madı. Tekrar okudu ve titremeğe başladı. Sonra soğukkanlı lığını kaybederek boğuk bir sc»' le haykırdı*
— Behey sersem canavar ters adam öldürmüşsün!
GİÜLİA LAZZARİ
Ashenden, hiç canının sıkıl-madıgını iddia ederoi. Ona nazaran can sıkıntısı başkaları olmaksızın oyalanamıyan işsizle re ve aptallara matuus bir hâlem. Kendi hakkında büylik teveccühleri olduğundun dolayı bu lıJslere kapılmazdı, hayır! Edebiyattaki nıuvaf lakıyctk rl
başını döndürmüş değildi. Çok satılan bir kitabın yahut rağbet kazanan bir piyesin sağladığı şöhrete karşı lâkayıt kamasını bilirdi. Fakat işin İçinde İkram olarak verilen lüks kabinler var Gümrükten kolayca seçişler vaı. Romanlarını okuyan karilere rastladıkça bu gibi iltimaslar oluyor. Buna karşılık da heyhat, genç meslekdaşların teknik münakaşalarına katlanmak ica-bcdlyordu. Bunlar, katiyen cazibesi olmayan nesneler. Hele perestlşkâr kadınların gevezelikleri komplimanıma gelince, mezarların sükutu bunlara müreccahtır.
Fakat, söylediğimiz gibi, can sıkıntısına yakalanacağını asla kabul etmiyordu. Arkadaşlarının alacaklıdan kaçar gibi kaçtıkları dtbsiz ve boş mevzulara bi-
le tahammül ediyordu. Belki de. o sıralarda, dalma uyanık bulunan mesleki İnsiyakının tesirinde idi. Beşeriyet kobayları, onu, müstchasclerln tablatçllerl ilgilendirdiği kadar ilgilendiriyordu.
Harb sırasında bit adamın neye ihtiyacı varsa, şimdilik onda bunların hepsi vardı. Cenevre’de, İyi bir otelin konforu içinde yaşıyordu. Cenevreki, yaşanılması en hoş şehirler arasındadır. Arcısıra, gölde kayığa, vapura biniyor, bir binek atı kiralayıp gezmeğe çıkıyordu. Böyle sakin bir kantonda, insan, dörtnala kalkmak fırsat mı nadir buluyordu. Şehir civarındaki şosede aheste aheste gidiyordu. Eski sokaklarda ilerlediği sırada, gri renkli taşlarla yapılmış evlere bakıyordu da. geçmiş zam anların ruhunu bulmağa çabalıyordu. J. J. Rousseau’nun «İtiraflarım» İsimli eserini tekrar zevkle okuyordu. Kendi de yazılar yazıyordu. Mesleği icabı ortalıkta pek fazla görünmemesi lâzımdı. Bununla beraber, o-telde, ötekile beriki le görüşme-rnezllk edemiyordu, işleri epey ' mütenevvidl. Boş zamaularuu
(Baş tarafı 1 inci sabifede) , «— Teslim ol; ordu seni muhakeme edecek, götüreceğiz.» dediler.
— Aym değil mİ yaptığınız? Ben teshin olmam; ben sizin babanızım (Ene ebüküm) dedi” ayaklanan asker saflan arasından bir ses yükseldi!
— Telin Ebuna (Böyle babaya lânet olsun!).
Kıyam eden asker havaya si-lâh atıyordu Şehir tam bir sükûnun hâkim olduğu bu saatte bu silâh sesleri her taraftan du : yutuyor ve halk ne oluyor?- diye pencerelere, kapılara koşuyordu; tanklar ve asker yüklü kamyonlar şehrin belli başlı caddelerini dolaşıyor, meydanlar ve dört yol ağızları, posta ve telefon merkezler! nezaret al tına alınıyordu.
Zaim yakalanıyor
Zaim. evin kapı duvarım siper alarak ateş ediyor ve tes- I llm olmuyordu; karşı taraf da l ateş ediyordu, Zaim ayağından' yaralanmış vc kurşunlan tükenmiş. Bir yatı pencereyi kıra- . rak İçeri giren bir çavuş üzerine atıldı ve kendisini zaptetti,
Zaim (Mazze) ye, Şükrii El kuvvetlinin de çile doldurduğu hapishaneye sevkolundu.1 Harb divanının hâlen başkomutan albay Yalepll Sami Hilmi
seç!» Bütün eski kabine âzaiarı] evlerinde nezaret altındadırlar.
(Antuvan Sâde) nin Lübnan hükümetine bir merde hiç ya-' kışmıyacak bir şekilde edilmesi Suriyeli şeref ve haysiyet erbabını çok kızdırmıştı. Yine bu esnada emniyet müdürü Ad ip Şişek»:
İlga ettiği gazetelerden bir çoklarına (Allnşâ,, Alnazlr, Ellstlk--lâl, Elfeyha, Eşşuab tekrar ü." tlşar müsaadesi almışlardır.
Şuriye milletini Sami Hann-tesllm'avlye kazandıran valt şudur: »Bte askerler hükümet kurulduk ] can sonra idareyi aîyaai ricale bırakıp kendimizi hudutta va-| tan bekçiliği vazifesini yapma-— Sayın komutanım; iltica ga hasredeceğiz; bunu Allah ve eden ve aman dileyen bir ada- ] tarih karşısında taahhüt ediyo-mı düşmanlarına teslim Arab^rum.» milli âdet ve ananalerine mu- “ haliftir, kıral Abdülâziz El Su- ] ud da Raşid Oeylânlyi büyük ve müttahit ve galip dünya dev | leblerine teslim etmemiş ve isterseniz onun yerine oğlumu size kurban olarak vereyim. |__
Demişti, sözleriyle İtirazda jn( bulunması üzerine Zaim kendisini azletmiş ve hapse attır-j mıştı.
RADYO
4NRARA RADYOSU Btt akşamki progmm
18 Salcın Orkestrasından |>araç)ar
I (Pl.î. 18.4.1 Şarkı ve ıtlrküler, 19 n«-l berter, 19.16. Geçmişte hııgtlrı, 18» ire MU (Suzinak tarihi ■rü.l.l Parar Biletesi, 20.30 Yayb »arlardan dar. »erleri, 20.5S Halk türküleri. 21 İS Mozart - Re Majör piyano koııserloou , İPİ >. ai.40 Güzel sesler (Pl.ı. 22 Spcr Tahakkuk ettirilme- ,“*’*• 22,5 Dan* m(wtı. «ts n»ber-
Yann sabah ve öğle programı
T31 Nc-jell parçalar (Pl->, 7.4» H>-•-erler. 8 Şarkılar (Pl.ı. 8 13 On daki-':o gitar 0.23 'Günün programı. 8 Jft vnıs, polka ve pasodobleitr IPJ.I .
| 1200' Şarkılar. 13 Haberler. 13 1» Pl-
' yana soloları CPJA. 13JÖ Öfile gazeteat. 13.15 Jumplng Jncks ll’ı
yen vâitler
(Şükrü El Kuvvetli) nin ıskatından sonra halka bir çok vâ-idlerde bulunulmuş, fakat bun- vnte? pöik^ 1 ların hiçbirisi tahakkuk etti- | 1 rilmemİştir. Halkın muhafazakâr kısmı kadının serbestlisi, peçe, çarşaf ve fesin kaldırılması gibi yapılacağı söylenen İçtimai devrlmlerden idi. Bunlar Şamın
ürkmüş kenar malan aıoay xatepu samı nııuıı ■ s c ı j ı
, „ 3 , . , , ıa . | halle erinden hususi klraladık-
bey Hannavl tarafından tâyin ... UI
, . , , lan otobüslere blnivor ve EU-
olunan azalan genel kurmay .
başkanı yarbay Bahlc Kellas başkanlığında emre Amade idiler, Zaim vatan hıyanetiyle suç- . londırılarak idama mahkûm e-| dildi ve ayni 3uçla itham edilen başbakan doktor Muhsin Barazİ de ahlret yolunda kendisine terfik edildi.
Zalmln öldürülmeden
âdet olduğu üzere:
— Bir arzun var mı?
Sualine:
— Bana bir kadeh su veri-
niz.. .
Dediği ve titrek elinden kadehin yere düşüp kırılması üze-, rlne yine 30 mart 949 hükümet ymlamıştır: darbesinde baş rolü oynayan vej 1 — Zalnı sahtekâr idi, Ida-sag eli adddllen Bahlc Kollasın resl- fenalıkta eski idareyi geç-kendisine* |ml? ld1, Hükümeti ele aldık-
_ Ayıp değil mi? Asker ola-'lan 8on’'a rüşvetçilik, iltlmasç!-caksın, ölüm karşısında litre-( me; ayıp, ayıp!
Dediği rivayet olunuyor. .
Başbakan Muhsin Barazınln ’ «iftllfti sanmak, dış siyaseti ani kuzeni eski Halep valisi Hüsnü zewk ’e İhtiraslarına göre ida-Barazâyl Zaim bir kaç gün ev- r* etmek' kanunlara arka çevir-vel hapsettirmiş ve (Mazze) ye gönderinizi. L_T----------------------
den sebebini sormuş, ZaLm şu cevabı vermiş:
— Lübnanda Halepte (. otelinin bahçesinde l.uu kaç zat ile konuşurken görmüşler.
Başbakan küsmüş gün hastalık bahane makamına gelmemişti. Zalmln ısrar ve tehditleri karşısında işine devama başlamış olduğu da söyleniyor .
Suriye devlet adamlarının l-çinde siyasî düşmanlarının dahi teslim ettiği bir çok meziyet ve fâziletlere malik namlı bir °>d«>Kuna dalr:
' = - Bütün hükümet memur-
larının vazifelerine mutad şeklide sükûnetle devam etmeleri ve vazifelerine gelmlyecek o-lanların mâzul addedileceğine dair:
l d — Jandarmanın asayişi temin yolunda ordu ile işbirliği yapmalarına dair;
Gazeteler
Yövnıi gazeteler bugün ancak arasından öğleden sonra çıkmıştır. Zalmln
BULMACA
evvel
lan otobüslere biniyor ve günün kahramanı albay Sami Hannaviyl kutlamağa gidiyor- ] Iar.
Hapishanelerdeki bütün siyasi mevkuflar serbest bırakılmış-tır. (Şükrü Kuvvetli) ye mensup dünkü menkuplar bugün ı sokaklarda birbirlerini kutluyorlar.
Şehirde hayat tabii ceryanı-nı takip ediyor.
Hükümetin tebliğleri
Askeri hükümet 14 ağustos akşamına kadar aşağıda sıralanan resmi tebliğleri radyo, gazete ve gazete ilâveleriyle ya-
zevk ve sefahate ve israfa dalmak. memleketi kendi baba
Başbakan. Zaim- hususlarında seleflerini geçmiş ve bu delicesine idare orduyu
I ve mensuplarını millet nazaı ın-(....j da hakir etmiş idi. Millet «Şu
Iraklı bir askerlere, subaylara bakınız.
,' Memleketi ıslah edeceğiz dedl-i 1er, halbuki daha berbat bir hale soktular» diyordu.
2 — Memleket idaresini, nor-( mal idare kuruluncaya kadar, ellerine alan yüksek harb meclisi âzalarının tâyini;
I 3 — Zaimi ve başbakanı nıu-I hakeme etmeğe memur
divanı âzalarının tâyini:
— 4 — Nümayişlerin memnu
ve iki ederek
»c ıtusııeııcıt: ıııuıııs unum u» _ -maliyeci ve iktisatçı olan mali-' 5 ye ve milli iktisat bakanı Ha- Jarının san Cebbareye gelince, bunun 14 ağustos darbesini yapan erkâna karşı şu sözleri söylediği mervldir: «Ben müsadere edilmiş bir metâ, zaptedllmlş bir in san İdim, bir kaç defa İstifa etmek İstedim: bana demiş idi ki: «Ya kabinede kalırsın veyahut (Mazze) hapishanesini boylarsın; bu iki şık
düşünmekle geçiriyordu. Böyle bir vaziyette imanın canı nasıl sıkılır? Bununla beraber, gökte bir sis perdesi yükselir gibi, ha-y a tın m ufkunda bezginlik sislerinin belirdiğini duyuyordu.
Göl kenarında, boynu kasılmış. saçları kırpılmış bir at sırtında, eksi şövalye tablolarının timsali gibi dolaştığı sırada neler düşünüyordu? Lâkin onun atı hiç de şaha kalkmıyor. Tırıs gitmesi için dahi epey mahmuzlamak lâzım! Belki de, Londra’da, teşkilâtın kudretli hâkimleri olan İstihbarat şeflerinin heyecanlı hayatını kıskanıyordu. Ashenden, hayalini işletiyordu da, onların, satranç tahtasına eğilmiş; piyade taşlarını oynatmasına talihleri oynattığım tahayyül ediyordu. Fakat kendi vaziyetindeki bir İnsan İçin bu casusluk vazifesi hiç de cazip değildi. Kendi hayatı. işte bu küçük şehir çerçevesi İçinde kapanmış geçiyordu. Maiyetindeki casuslara muayyen zamanda aidatlarım
veriyor, onlar da Al-manyadan haberler getirmek üzere hududu tekrar geçiyorlardı. Haberi ele geçLrlr ge-
çirmez, derhal merkeze bildiriyordu. Haftada bir kere. Fransa hududuna geçip oradaki meslektaşlarla müzakere ediyor ve Londra'dan emirler alıyordu. İhtiyar bir yağ satıcısı kadın, sınırın öte tarafından ona talimat getiriyordu. Bazı malûmat alır almaz kocaman raporlar yazıyordu. Bunları da kimsenin dikkatle okumadığına kani bulunuyordu. Fakat bu raporlardan birinde günün birinde mini mini bir şaka yapmağa kalkınca. kendisine soğuk bir eda ile ciddiyet tavsiyesinde bulunuldu.
Bir müddet, yapacak başka keyifli Şey olmadığından. Ba-ronne Higglns İsimli kadınla flörte devam etti. Bu kadının Avusturya hizmetinde olduğunu biliyordu. Aralarındaki münasebete, İşte bu hal. bir düello heyecanı İlâve ediyordu, yapmacıklar ve gösterişler yüreğini çarptırıyordu. Baroııne .onu çiçeklerle gelir gördüğü zamanlar, pek hararet» sözlerle teşekkürler yağdırıyordu. Gölde, kayığa biniyor; beraber geziyorlardı, AvusturyalI kadın, beyaz uzun elini suya sarkılıyor, ona
Soldan «»3»; ı — Şehrımls; S — Minimini bir Icuş - Bir ulat eki. 1 — tualH levazımından - Sesini kes. 4 -Akran. 5 — Tersi çocuklukta demektir. 6 - Bayat dejil. 1 - A( - Btr çalgı. 8 — Nota - Alçak. 9 — tç -Sıfat eki. 10 — Tersi bir bendese sekil - Bülbülün majukası.
Yukarıdan aaa^ır»: 1 — Cenup U-mnnlarımtıdan birf, 2 — Yere yayma - Starttı, 3 — Tersi çok katı -Tekrarlanırsa kusun burnudur. 4 — KUaat etmek - Tersi tanın yonkasıı. 5 — Bir soru - İnayeleıı. « — Tera devadır. 7 — Büyük • Üzüm utan. 8 — Teni tembellik • Vilayet.
ÇEÇEN BULMACANIN HALLİ
Soldan saÇa: 1 — Maıgarın. I — ikiay. Re. S — Naılıbay. t — Dre. Ran». S — Ey. kadim, 6 — Bahinıe, 7 — Karaman. 8 — Sık. Zil, ■ — Atik. Çan. 10 - Maline.
Yukarıdan aşağıya: I — Minder. Sat. 2 — Akaryakıt. 1 Rize Hakim. 4 — Gol. Kir. Ka. S — Ayıranı». 6 —
Abone bedeli
ıç — Huır ıa«
aşkın ıztırapalaruıdan şikâyet ediyordu. Ronteo ve Julliette piyesinin Fransucaya adaptasyonunu seyre gitmeden önce, birlikte akşam yemeği yiyorlardı. Ashenden. kurunu daha ileıl getirmek üzereydi ki. albay R. dan bir ihtar mektubu aldı, şefi ona. ne rolü oynadığını soruyordu. Baroııne. merkezî devletler casusu olması icabettlğlni, binaenaleyh, muharririn bu kadınla ancak nezaket kaidesi dahilinde münasebetlerde bulunması gerektiğini bildiriyordu.
Ashenden omuz silkti. Albay R. onun zekâsına İcabeden kıymeti veriyor! Onun maceraya girişerek vazifesini İhmal edeceğini sanıyorlar Bu İtimatsızlıkla alay etti. Ah bu R de ne kurnaz ihtiyar tilki imiş. Hiç kimseye itimat edemiyor. Malye tindeki bütün insanları, baştan aşağı, basit carhlar sanıyor.
Ashenden. kendisini kimin casusladığını çak merak etti; araştırdı, fakat bulamadı. Acaba oteldeki garsonlardan, biri ıııl? R nin hizmetkârlara büyük' bir ehemmiyet verdiğini biliyordu. Acaba onu mütemadiyen
pul «önderlime ıtau de adı es dejıstırilıueı
göz hapsinde .*al tuttular? Belki de R. bizzat Baronne Hlggins"-ten malûmat almıştır. Bu güzel casus kadınlar çok defa iki taraflı oyun oynarlar Düşman cephelerinin İkisinde de ayakları vardır. Ashenden ona karşı nazik hareketlerinde devam etti; fakat flört cümlelerinin arkasını kesti.
O gün yine atını çevirdi, tırısı tutturup Cenevreye döndü. Otelin önünde, bir ahır uşağı, atını almak üzere de bekliyordu. Ashenden otele girdi
Kapıcı ona bir telgraf uzattı «Maggle teyze. Patiste Lottl otelinde çok hastadır Mümkünse kendisini derhal ziyaret etmenizi istiyor. Raymond.»
Raymond, albay (R> nin harb sırasında kullandığı miistear lsLmlerindeıı biriydi. Ashen-den'in böyle Maggle lsinıll bir teyzesi veya halası bulunmadığından, Parise davet edildiğini derhal anladı, şefini hâlâ bvj zamanlara sahip ve Sherlok Holmes romanları okur tasavvur ediyordu. Vaka çözülmeğe başlayınca, şefin keyfi gelir, fakat mesele halledil ilkten sonra (Arkus* varı
î'tOS ] 94Û-
AKSA M
Sahlfe 7
,î■ P»pa OHİltİRCİ PİÜS
{Baş tarafı 4 üncü salıifedc) kahvaltısı gibi basil olup kızartılmış et üe meyvadon ibaret ’ bulunmaktadır, Papanın hususî
hekimi doktor (Llsl) boyu bir metre seksen santimetre olma-• sına rağmen yalnız (60) kilo
I gelmekte olan Papaya kilo al-
ması için çok ısrar etnıegte ise de Papa yemekleri hususunda büyük değişiklikler yapmağa j karar verem emektedir.
Papanın hususi hekimi bir göz mütehassısıdır; Papanın bit göz mütehassısım hususî hekim olarak seçmesi hikâyesini anlatmak Romalıların pek hoşuna gider. Henüz Papa olmadan ev-1 vel bir akşam gezintisinden va-tikana avdet etmekte iken gözlerinin fena halde ıstırap vermesi üzerine geçmekte olduğu Via Sistlna caddesinde tabel&sı-' - _ - m gördüğü doktor (Llsi) nin 2 .r«hinrslnr- girmiştir. Doktor (LUU kendisine hemen gözlüklerini degiştlrtmlş ve numarası değişince gözlerin ağrısı dinmiş t ir. Zamanla doktor (Lisü-ye alışmış olan Papa bugün bütün dert ve elemlerini dindirmesini doktor (List) den rica etmektedir.
Papa yemeklerini yalnız olarak yer. Papa On Üçüncü Leo samanından beri Vatikan rüe-sasuun sofralarına misafir kabul etmeleri usulü ııaldınlmış-lır. Yeni usul sayesinde Papa He diğer insanlar arasındaki mesafenin muhafaza edilmesi ve Papanın bir rahip gibi riyazetle kifatı nefsetnıesi hususlarının temini istihdaf edilmektedir. Papa On İkinci (Pius) un sofrasına birini aldığı pek nadiren görülmektedir
Kendisinin yakın mesai arkadaşları monsenyör Mantini ve monsenyar Tardini’nln Papa ile birlikte yemek yemeleri on senede bir defa vaki olmuştur.
Papa birini yemeğe davet e-k derse Vatikan prolokolunn göre yemek salonuna bir masa da-
— *4ıa konulacak ve Papa bir plât-. form üzerindeki masada ve jl davetli İre onun ayak ucuna
kurulacak başka bir masada yc-meğini yiyeceklerdir. Ve Vatikan protokolü esasıarı mucibince Papanın misafiri gerek kardinal, gerek imparator, her tüm olursa olsun yemek evvelâ Papaya getirilecektir.
Misafir odası
Papalık lıussui dairesinde çok lüks tefriş edilmiş bir de misafir odası mevcut 1se de burada bir misafirin kaldığı son elii sene zarfında yalnız bir defa görülmüştür. 1930 senesinde bu odada yatırılan talihli misafir hizmetten çekilmiş PolonyalI bir köy papası idi. Bu köy papası Papa On kinci (Pius) u bir kar fırtınasından kurtarmış ve sekiz gün evinde misafir etmişti. Papazlıktan tekaüt olduktan sonra hac maksadiyle Komaya gelmiş olan Polonya!] rahip Vatikan ı ziyaret ettiği zaman yalım yemeğe alıkonulmamı^, misafir odasında da yaUrılmaştı.
öğle yemeğinden sonra Papa tekrar işe boşlar. Pupa birçok işleri telefonla hallettiğinden Vatikan m yüksek memurları çalupna saatleri zarfında masaları başından ayrılamazlar. Zaman zaman Papanın berrak ve ahenkli sesi ile: 'Ben Papa
- On kinci Pius. Bana lütfen 254 A nnmaralı evrakın dosyasını gönderini? > dediği işitilir Papanın telefon görüşmeleri lâik insanların işitmesi caiz şeyler olmadığından Papalık telefon santralinde Don Orione tarikatına mensup hemşireler rahibe kıyafetiyle vazife görürler.
Saat 4 ile 6 arsamda Papa Vatikan bahçesinde uzun bir yürüyüş yapar.
Vatikan dahilinde pazar günleri kendi aralarında veya Romanın diğer kulüpleri 11c maç yapan yedi futbol takımı mev-eut bulunduğu çok a» kişinin malûmudur Vatikanh futbolcular eski bir sporcu olan Papanın maçları seyretmesini çok arzu etmekte iseler de Papanın şimdiye kadar seyirciler arasında yer aldığı görülmemiştir
Aksam yemeğinde soğuk şeyler yemeği itiyat etmiş olan Papa yemekten sonra ikametgâhına çekilerek gecenin geç
saatlerine kadar çalışır. Bazı akşamlar yemekten sonra kendisine tavsiye edilmiş olan filimler! görür. Jannifer Jones'in oynadığı 'Bernariottenin şarkısı* filimi ile Bing Crosby ile Barry Fitzgerald’ın rol aldıkian «Ben Yoluma Gideyim» filimin! Papa bilhassa beğenmiştir.
Papa İngrid Bergman’m «Jan Bark» flllmlniı henüz görmemiş İse de (Castel Gandolfo) dan yaz tatili sonunda avdet ettiği zaman bu filimi de getirterek görecektir.
Bir İsviçre gazetesinden çeviren: B. AKSEL
ZAYİ — Beyoğlu kayama-kamlığından almakta olduğum asker ailesine yardım, aylığında kullandığım tatbik mühiirûmû kaybettim. Yenisini yaptıracağımdan eskilinin hükmü yoktur.
Taksim Talimhane Şehitmuh-tar cad. Sait Şakir apartmanında Muazzez özyetkln. 1
k
i
ÖZEL —
D ! N ©KUL
Muadeleti taadıtal
YUVA — İLK - KIZ _ ERKEK
Lokman Heki ı
(Dr. HAFIZ CEMAL)
Dahiliye Mütehassısı
Divanyulu No. 104 Muayene saatleri Pazuı hariç bet gün 2.9-5 Tel; 33398
Çoonk. hekimi doktor
Ahmet Akkoyunlu
Vaksiın • Lallmiıoııe
Palas. Telefon: «2®27
Mahkeme, tapu. icra ve noier ilânları
Bedelleri D us us 1 şahıslar tarafından ödenen mahkeme, icra, tapu vc noter İlânları gibi reste> ilânlar eskiden olduğu vt-bl doğrudan doğruyu «AKŞAM, idaresi taraf"', dan kabul edllmektediı
Zevk sahiplerine
SATILIK İKİ ARSA
, Erenköyünde istasyona 3 dakika, park halinde hazırlanmış biri 1M8 M. K. Ut metresi 7 liradan, diğeri 2071 M. K. İlk kuyulu ..havuzlu ve su kuleli metresi 9 liradan.
ı İstasyon caddesi No. 40/2 yo müracaat.
VAPURLARı
L
— HE LENİC LİNES LİMİTEO —
Türkiye - İngiltere - Belçika arasında muntazam posta
22 ağustosa doğru limanımızda beklenen
M O N G O L i A vapuru
23 ağustosta eşyai ticariye alarak
LONDRA - ROTTERDAM ve ANVEdS’e
hareket edecektir. Umumî acentalan. :
—* S. TOPER Galata. Veli Alemdar Han, Tel: 41929 t*
J
Beyoğlu Vakıfları Müdürlüğü ilânları |
SATILIK ARSA
Muhammen kıymeti Ura Kr.
Geçici Teminatı
Ura
429.65 33
Beşiktaş Kuruçeşme mahallesinin Arnavut köy caddesi ve Dulkadlr oğulları sokağında 1 numaralı 100 metre murabbaı sahasında arsanın 1728/10080 hissesi 2490 saydı kanun hükümleri dairesinde ve açık arttırma suretiyle satılacaktır.
İhalesi 29 Ağustos 949 pazu rtesi günü saat 10 (onda) yapılacağından İsteklilerin belli gün vc saatte nüfus hüviyet cüzdanı İle birlikte idaremiz Akara t kalemine müracaatları.
(11876)
Tekel Genel Müdürlüğü İlânları
Levazım alım komisyonundan
1 — İstanbul Likör fabrikasında 60 tonluk su deposu açık eksiltme İle İnşa ettirilecektir.
3 — Muhammen, bedeli 560 6.57 lir* olup geçici teminatı 425 liradır.
3 „ Mukavele projesi eksiltme şartnamesi keşif hülâsası ve aeridöpri cetveli her gün levazım ve evrak şubemizde görülebilir.
4 — Eksiltme 5-9-49 pazartesi saat 10,30 a levazım ahm komisyonunda yapılacaktır.
5 — Taliplerin eksiltmeye girebilmeleri için 5000 liralık ‘ Yeterlik belgelerini eksiltme gününden iiç gün evveline kadar İnşaat şubemizden almaları şarttır.
6 — İsteklilerin yukarıda yazık pey akçelerini idare vezne-
sine yatırarak makbuzları, ehliyet belgeleri ve kanun! İkametgâhlarını gösterir vesikaları belirli gün ve saatte adı geçen komisyona müracaatları rica olunur. 12095
S. • ♦ •
UDU azalan Anneler üzül merinler.
ve TİCARET OKULU
gündIIzlO
PİRİNÇ UNU yardım cıları vardır.
KTZ — ERKEK —
ITALYAN
yeni Öğrenci kayıtla nna başlandı.
Orta, Orta Ticaret - Lise. Lise Ticaret kısımlariyle Orta ve Lise hazırlık sınıflan vardır. İtalyancadan başka. Lâtince, İngilizce, Fransızca kurları mevcuttur. Ciddiyet ve başarislle tanınmıştır.
Beyoğlu - Boğazkesen Tom Tom sokak No. 11,
Ticaret ofisinden
Avaryalı yeni çuval satışı
Muhtelif nlsbetlerde avaryalı tahminen
A — Muvakkat Kabullü:
a — 46 balyada 19033 adet 2 11b. Kalkiita şeker
b — 4 Balyada I2(ta adet 2 i lib. Liverpol Caba
c — 1 Balyada 300 adet 2 i lib. Marsilya.
B — Kafi Kabullü:
a — 30 Balyada 12000 adet 3 i lib Kalk uta şeker
b — 2 Balyada 60ü adet 2 i lib. Marsilya cinsi çuvallar İstanbul depolarımızda teslim satışa çıkarılmıştır.
İsteklilerin 1 eylül 1949 perşembe günü saat 15 de ofisimiz iç ticaret şubesine müracaatları İlân olunur. (12004)
Mühürdar Kulübünden :
Tüzüğümüz hükmüne tevfikan mutad umumi heyet toplcn-tısı 3/9/949 cumartesi saat 16 da Kadıköyûndc Kulüp merkezinde yapılacaktır. Ekseriyet olmadığı takdirde 10/9/949 cumartesi günü ayni saatte ve ayni mahalde toplanarak aşağıdaki gündemi müzakere edecektir :
1 - İdare heyeLİ raporunun okunması, 2 — Mürakıp raporunun okunması, 3 — Hess batuı tetkiki, 4 -- idare heyetinin ibrası, 5 — Yeni idare heyetinin seçimi,
Marmara Bölgesi Liman Ve Deniz işieri Müdürlüğünden
12.9.949 tarihinde Yüksek Denizcilik okulunda yapılacak güverte ve makine zabitan imtihanına glnnek istiyenlcrin 30 3.349 tarihine kadar İstanbul Liman başkanlığına müracaatları.
11839
DARÜLACEZE YARDIM CEMİYETİNDEN:
Diuriıtecczı-ye yurdun cemiyetinin genel toplantını 25/aÇua-ıos/lS48 perşembe günü saat 16 da Cagaloğlu Etıbba edası salonunda İcra edileceği ilân olunur.
GÜNDEM: 1 — İdare heyetinin senelik raporu, 2 — İdare heyetinin bu tesis halkındaki kararlarının heyeti umum iye ye ara. 3 — Geçmiş zamana alt hesapların umumî heyet tarafından tetkik ve ibrası, 4 — Yeni sene bütçesinin kabul ve tasdikti — Üyelerin tesis haktandaki mütalâa vc tekliflerinin münakaşası. 6 _ Mürakıp ve yedek mOratabın intihabı.*
Hayrat onrımı ilânı
Kütahya Vakıflar Müdürlüğünden
1 — Eksiltmeye konulan iş : Kü tabyada Hlsarbey oğlu Mustafa paşa camii onarım İşL
2 — Keşif tutarı (14240) lira (43) kuruştur.
3 — Eksiltme 29-8-94Û pazartesi günü saat 15 de Kütahya Vakıflar müdürlüğü binasında toplanacak İnşaat komisyonu odasında kapalı zarf usuliyle ya pılacakta.
4 — Eksiltme şartlaşması ve buna bağlı kâğıtlar Ankarada Vakıflar genel müdürlüğü İnşaat müdürlüğünde vc Kütahya vatan ar müdürlüğünde görülebilir.
5 — Eksiltmeye girebilmek İçin İsteklilerin usulüne göre (1063ı liralık geçici teminat vermesi ve eksiltme şartnamesi gereğince ticaret odası belgesi ibraz etmeleri lâzımdır,
6 — İsteklilerin bu Lşin özelliği dolayıslyle 1949 yılı için. Vakıflar gene! müdürlüğünden alınmış yeterlik belgelerini gös termeleri şarttır.
7 — Talip olanların, yunandaki maddelerde yazılı belge-
lerle birlikte üçüncü maddede yazılı günde adı geçen komisyona müracaatları ilân olunur. (11773)
D. Denizyolları Fabrika Havuzlar işletmesi
Müdürlüğünden
Aşağıda cins, miktar ve vasıflan yazılı malzeme 23 Ağustos 949 salı günü saal 15.00 do pazarlıkla alınacaktır. Vericiler örneklerini pazarlık gününden evvel ve pazarhk için de sözü edilen gün ve saatte gereç servisimize göndermeleri vo gelmeleri:
3 Adet Ampermetre 1600 amp. şontltt elternatit
3 » Sigorta bıçaklı 700 amp.
3 » > * 500 >
Öğrenci kayıtlarına başlanmıştır. Eski öğrencilerin de 15 eylüle kadar kayıtlarının yenilen meleri İftzsntinr.
Yabancı rlil üçüncü sınıfta başlar
Takffim Cumhuriyet Meydanı Ne» 19. Tel' 40 T 81
6
4
3
3
Şalter 3 kotlu » tek kollu
400 »
400 >
1600 > 110-190 volt
» 600 amp. 22u - 380 volt tablo için
100 Metre İzole tel E.C A. kablo 70 mm2
monte
112125)
Deniz Gedikli Erbaş Ortaokulu Müdürlüğünden
1 — Türk Donanmasının gedikli erbaş kaynağı olan «Deniz gedikli erbaş ortaokulu» ve Da Gd. erbaş ırauf okulun» «öğrenci yazımına lthaziran/MO dan l/Eylfll/949 gününe kadar devam edecektir.
2 — Birinci sınıfa bu yıl ilkokulu bitirenler, IX sinim ora» okullarda ikinci sınıfa geçenler, üçüncü sınıfa da orta okulda HL eli sınıfa geçmiş bulunanlar ve gedikli erliğe de orta okulu bitirerek diploma alanlar kabul edilir.
3 — Birinci sınıfa 16, ikinci sınıfa 17 ve üçüncü sınıfa 18 yaşından büyük olanlar kabul edilmez.
4 — Gedikli er olacakların 18 yaşım tam&mhyarak 19 yaşından gün alnınları şarttır.
5 — İsteklilerden Lstanbulda bulunanların Kasımpaşadalri
okul müdürlüğüne, başka yerlerde bulunanların bulundukları yerin askerlik şubesi başkanlığına aşağıda yaaab vesikalarla müracaatları 7208
b> Nüfus cüzdanı fotoğraflı
c) Bir seneyi geçmemiş aşı kflğıch
d) Ailesinin ve kendisinin iyi ahlâk sahibi olduğuna daiT iyi hal kâğıdı.
e) Okul taatlknamesi veya diploma.
f) t? adet vesika hfc fotoğraf
Ankara Devlet Konservatuvan
1 _ 1949 - 1950 dera yılında Ankara Devlet Kausemtuva-rına girmek Istiyenler İçin kabul şanlarını. 25. temmuz 1949 tarih ve 548 sayılı millî eğitim bakanhtı tebliğler dergkdad» jraıyırüannu.-;tn-. Tebliğler dergisi hemen her okul ve milli eğitim müdürlüğü ile milli eğitim nıemurluİLkırında bulunabilh'. Ayrıca kabul şartlan Ankara Devlet Kcmservatırvan müdürlüğünden de fsteaeljihr.
n — Müracaataüf ağustos sonuna kadar yapılmış obuahdu.
m — Kabul sınavları tzmirde İzmir taz lisesinde saat 9.30 da. îstanbuJda Galatasaray lisesinde saat 9.30 da ve Ankarada Devlet Konservatuvannda saat 9 da yapılacaktır.
SINAV GÜNLEHİ :
İzmircfe :
2.9.1949 Onma. Kompozisyon - Piyano
3J.1S49 Cumartesi Yoyh sazlar - Nefes sazlan
5-94949 Pazartesi Opera ve şan
6.9.1949 Sah Tiyatro
İstanbulda:
92)4949 10.9.1949 J2.94949 13.9.1949 Anka radar Cuma Cumartesi Pazartesi Salı Kompozisyon - Piyano Yaylı sazlar - Ndcs sazlan Opera ve Şan Tiyatro
15.9.1949 Perşembe Kompozisyon - Pivan-o
16.9.1949 Cuma Yaylı sazlar - Nefes sazları
17,94949 Crmn arteri Opera ve şan
19.9.1949 Pazartesi Tiyatro
JİM5
Ankara Belediye Başkanlığından
1 - Toptancı halinde yaptırılacak 20 dükkân, işi 15 gün süre ve kapalı zarf usulüyle eksiltmeye konulmuştur.
2 — Muhammen keşif bedeli (49999) lira (îtti kuruştur,
3 — Teminat (39491 lira (90) kuruştur.
4 — Teminat Belediye veznesine yatırılacaktır.
5 — şartname ve keşif cetveli ve sair evrak her gün Belediye Tutanak ve tnaamclât müdürlüğü kaleminde eörulf.bilir-
6 — İhalesi 31/8/949 çarşamba 3un üsaat 16,30 da Belediyede toplanan Enenmende yapılacaktır.
7 — Bu işe glnnek İsteyenlerin Y. mühendis Y. mimar, mühendis veya mimar olmaları ve bu işi» teknik anemmdeki bir işi bilfiil inşa veya idare etmiş veya denetlemiş bulunmaları veya bu .şeraiti haiz bir fen adamı İle ortak olarak İhaleye İştirak etmeleri ve ihaleden üç gün evvel (tatil ğünıert tmrir,) Fen İşlerine müracaatla yeterlik belgesi alarak teklif mektubuna eklemeleri şarttır.
8 — İsteklilerin 2490 sayılı kanunun 32 nel matîdesf sa-
rahati veçhile hazırlayacakları teklif mektup! arını belli günde saat I5.S0 a kadar encümen başkanlığına makbınr karşılığında vermeleri lâzımdır. (717091
İnşaat ikmali işi
Basın yayın ve Turizm genel müdürlüğünden
1 — İstanbul Radyoevi ikmal inşaatı işi vahidi Lal esasi tteerniden kapah urf usulü İte eksütıneye konulmuştur.
3 — Bu İş için 171 570.03 lira bedel tahmin edünişKÜ Geçerli inanca.-ı 9628.50 liradır.
3 — İhalesi, Ankara'da Anafor talar caddesi Konya sokaic Tarko Han'da Genel Müdürlüğümüz Satuıalma koalisyonu o-dosında 3/9/1940 tarihine müsadif cuma günü saat 15.30 da yapılacaktır.
4 — Daha fazla iaahat ve parasız -şartname almak iste-
yenlerin Ankara'da aynı binada Genel Müdürlüğümü» İdari İşler Müdürlüğüne ve İstanbul’da Harbiye'de İstanbul Radyosu Müdürlüsüne müracaatları ve taliplerin yukarıda, tayin edilen gü nve saatten 1 saat evveline kadar şartnamede gösterilen be Ege ler ini de koyacakları teklif mektuplarına alt kapalı zarflarım Komisyon Başkanldıfcuıa makbuz mukabilinde vermeleri İlân olunur. (11974)
Serbest Vigon ipliği satışı hakkımla
S ura er bank Alim ve Satım Müessesesi Müttiir-
1 öğünden: ;j
Kayseri ve Nazilli fabrikalarında imal edilecek 2, 5. 3, ve 4 ııumara vigon iplikleri bir ağustos tarihinden itibaren üçer ay fasıla ile hah dokuyucu ve dokutturuculanna serbest olarak satılacaktır.
Alâkalıların İstanbul'la Bahçekapı Siimerhanda mues-sesemlzin pamuklu şubesi müdürlüğüne müracaatları Uûn olunur. 12128 ■
İstanbul Sular İdresinden
İdaremiz telefon santral uunıaia&ı 22 '8/949 tarihînden itibaren. E187G olarak ‘kğistîrümtstir.
Sayın halka ilan ohıııur. £11651)
AKŞAM
II Afeustos 1949
Haftanın n@£ları:
Haftanın dedikodusu
Davetiye ve giriş kartlan
Tekmeli futbola muvazi hakem meselesi
Milletler arası İstanbul
lenis şampiyonası başladı
Bu seneki şampiyonların derecelerine göre Türk takımının kazanması muhtemel
İstanbul aUctiını birinciliklerinde atletlerimi!
Türk ve Avusturya milli takımları arasında dün başlayan müsabakalar bugün sona erecektir. Bu maçın hangi takım tarafından kazanıldığı şu satırları okuduğunuz zaman, henüz belli olmuş değildir, Dünyanın her tarafında böyle mühim maçlar arifesinde temenniler yürütmek umumi bir âdet halini almıştır. Biz de bu yazımızda bu teamüle uyarak bugünkü maçın ufak bir tahminini yapacağız. Tahminlerin bir esas ve temele dayanması şarttır. Biz tahminimizi Avusturya ve Türkiye atletizm blimclllk-lerlnde her İki takıma mensup şampiyonların elde ettikleri neticeleri gözönünde tutarak yaptık. Aradaki derece farkları çok az olduğundan İnönü stadındaki müsabakalar bizim aşağıdaki tha ruhilerimizin çok aksine de neticelenebilir.
100 metre: 1 — Avusturya, 2 — Türk, 3 — Türk. 4 Avusturya,
200 metre: 1 — Türk. 2 — Avus., 3 — Avus,, 4 — Türk.
400 metre: 1 — Avus., 2 — Türk, 3 — Tiirk, 4 — Avus.
Yazan: Adil GİRAY
800 metre: 1 — Türk. 3 — Türk, 3 — Avus., 4 — Avus.
1500 metre: 1 — Türk, 2 — Türk, 3 — Avus., 4 — Avus,
5000 metre t—1 — Türk, 2 — Avus,, 3 — Avus., 4 — Türk,
10000 metre: 1 — Türk 2 — Türk, 3 — Avus., 4 — Avus.
Yükselt atlama: 1 — Avus., 2 — Avus., 3 “ Türk, 4 — Türk.
110 metre mânialı: 1 — Türk, 2 — Türk, 3 — Avus., 4 — Avus.
400 metre mânialı: 1 — Türk, 2 — Avus., 3 — Türk, 4 _ Avus.
Gülle atma: 1 — Avus., 2 — Avus., 3 — Türk, 4 — Türk.
Disk atma: ı — Avus,, 2 — Avus.. 3 — Türk, 4 _ Türk.
Cirit alma: 1 — Türk, 2 — Avus., 3 — Avus., 4 — Türk.
Ç-ekiç atma: 1 — Türk. 2 — Avus., 3 — Avus., 4 — Türk.
Uzun atlama: 1 — Avus.,
2 — Türk, 3 — Türk. 4 — Avus.
üç adım atlama: 1 — Türk, 2 — Türk, 3 — AVUS., 4 — AvUs.
Beden terbiyesi genel müdürlüğünün bazı garip kararları var. Bunlardan bir tanesi de davetiye ve serbes giriş kartları meselesidir.
Mühim milli karşılaşmalarda veya beden terbiyesi genel müdürlüğünün tertip ettiği müsabakalarda bir protpkola dnlıll kimseler tuttururlar ve beden terbiyesi genel müdürlüğü ile uzak bir alâkası olmıyan İrimseler elinde böyle maçlarda
■ davetiyeler bulunur.
Serbes giriş kartlan da böy-, ledlr. Her hangi bir spor şube-, sinde hakem lisansı olmadığı, ı halde elinde o şubenin hakemi | olduğunu gösteren serbes giriş kartlarına da rasg eliyoruz. Vel-' hasıl bu davetiye ve serbes giriş kartlarını dağıtmak kararı-1 nı verirken beden terbiyesi gc-* ııel direktörlüğünün bundan böyle daha dikkatli davranacağından emin bulunuyoruz.
Tekmeli futbola muvazi kakem meaöleai
Futbol mevsimi yaklaşıyor. Geçen hafta arkadaşım Şazi Tczcan tekmeli futbol hakkında güzel bir yazı yazarak alâ-
i
Sınkin allama: 1 — Tükr,
2 __ Avus., 3 __ Türk, 4 — kadarları çok yerinde olarak.
Avus | ^az ediyordu.
Yukınd. M euitiml. «İM Bcn ,sül,md“ blr , (utb"1 bu tahminleri bu sene iki mem- »">“«" «»«•,■-
tekel «»»Mnmuınd» auntertn ™" M*
elde ettikleri derecelere f yürüttük. Milletler arası müsa-1 bekalardaki tecrübe üstünlüğü, bakımından bizim çocuklar AvusturyalI rakiplerine nazaran zayıftır. Müsabakalarda bu noktanın mühim rolü vardır. I Bunu unutmamak icap eder. '
Tahminlerimize göre şöyle blr netice
tasnif
doğurmaktadır:
Türkiye il
Avusturya 6
1, 2, 3, 4 sayıya göre umumi tasnif yaparsak Türk takımı (91) Avusturya takımı ise (76»! sayı kazanabilir. Bütün tali-, minlere rağmen Avusturya kiminin kazanması İmkânı dalma mevcuttur.
dokunacağım.
isa- Türk futbolunun ilerllyeme-mesl sebeplerinden birincisi nasıl ki tekmeli futbol İse İkincisi de hakem meselesidir.
' Maalesef geçen mevsim seyrettiğimiz bir çok futbol maç-’[ lannda öyle hakemler gördük kİ, bir hafta evvel bir hakemin l beyaz diye verdiği kararı bir hafta sonra diğer bir hakem siyah hükmü vererek seyircileri, futbolcuları ve hattâ futbol yazarlarını bile hayretler içinde bıraktı. Meselâ bir lig maçında bir hakem golü, yapan oyuncuyu ofsayt pozisyonunda gördüğü için saymadı. Ertesi hafta başka bir hakem aynı pozisyonda yapılan golü muteber addetti.
ı Bunlar öyle hâdiselerdir ki, • futbolcularımızın hakemlere
I karşı itimadını sarsar ve onları ecnebi hakemlere karşı İşya-■ na kadar sevkeder. Bence tek-nıcli. futbölle bitlikte hakem
tada
Ya I n ı z birinci küme d eğil
İkinci küme klüpleriyle de alâkadar olalım!
Ötedenberi spor iğlerinde yanlış tuttuğumuz bir yol vardır kİ sırası geldikçe bu sütunlarda bahsetmeyi İhmal etmiyoruz, Fakat bir çok dâvalarımızda olduğu gibi ayni aksaklık senelerdenberi devam edip gidiyor ve bir türlü hal çaresi bulunamıyor. Düzeleceğine pek fazla kanaatimiz olmadığı halde belki bir hayır sahibi çıkar da bu meseleyi parmağına dolar ümidiyle yine yazmaktan kendimizi alamadık.
Yüksek pozisyonda olanların İmtiyazları ortadan kalktığı halde maalesef spor mevzuları-aıızda bu fark bâriz şekilde devam edegelmektedir. Birinci sınıl kulüpler İstanbulda sekiz tanedir. Türk sporu sanki bu sekiz kulübün sırtına yüklenmiş gibi bütün çalışmalar, antrenörler, sahalar, kulüp lokalleri âdeta bu kulüplere inhisar etmiştir. Hattâ bu tasnife 8 kulübü bile katmak doğru değildir. Ancak başta giden üç veya dört kulüp bu nasihatlerden hlssemend olurlar. Geri kalanların bu avantajlardan İstifade etmesine İmkân yoktur. Fil vâki başta giden kulüplerin uzun seneler zarfında gösterdikleri faaliyet ve muvaffakiyetler dolayısivle antrenör, saha, kulüp lokali sahibi oldukla-
rını ve bunları ancak kendi mesaileri neticesinde elde ettiklerini inkâr edecek değilim. Fakat beri tarafta büyük kulüplerin temin ettiğini bir türlü temin edemlyen ve bu gidişle senelerce temin edemlyecek olan ufak kulüpleri bilhassa İkinci küme kulüplerini kalkındırmak için esaslı bir teşebbüse girişmek lâzımdır.
Büyük kulüplerin oyuneu tnembaı olan İkinci küme kulüpleri; hiç saklamağa lüzum yoktur kİ dalma ve her İşte ü-vey evlât muamelesi görür. Sabah karanlıklarında en hücra köşelerde maçlarını yaparlar, maçlarında hasılat diye bir şey olmadığından oyuncuların yol paralarını fedakâr kulüp idarecileri ceplerinden öder, İyi hakemler büyük maçlara seçildiğinden maçlarını IkLnci plânda gelen hakemler idare eder. Ta-biatiyle bu İdare pek İyi olmadığından maçlarında kavgalar olur. Ceza heyetlerinde en ağır cezalar İkinci küme kulüplerin futbolcularına verilir. Hattâ o kadar ki biz gazeteciler bile 1-klnci küme kulüplerin maçlarını ya hiç yazmayız, veya iki satırla geçiştJrJverirlz. Bütün bun lar İkinci küme kulübü olduğu İçin başlarına gelir. Antreman için sahası, yıkanmak İçin du-
çü, öğrenmek için hocası, lıaltâ, idmanda giyecek forması yoktur. - çünkü formaları ancak , 11 tanedir, o da ancak maçlar-1, da giyilecektir - Bu vaziyette! bir kulübün kalkınmasına ve' oüyük kulüplerle boy ölçüşmesi-* ne İmkân kalır mı? Geçenlerde bir kulüp İdarecisi anlattı. Bütün gayem önümüzdeki ilk. maçlarına çocukların gidip gel- ‘ meşini temin etmek için para toplamaktır. 500 lira temin e-clersem bu seneyi de atlatırız. Düşünün blr kere, büyük kulüplerimizin bir maçta İlci mislini sarfettlğl para ikinci küme kulübünün blr sezonluk bütün maçlarının masrafına yetişiyor.
Âzalarının vereceği ufak aidatlar ve senede blr defa yapabildiği müsamere hasılatı 1le bu parayı temine çalışan kulüplerin İdarecileri cidden takdire lâyıktırlar. Çünkü yokluk, İçinde muhitinin gençlik küt-l leşine spor yaptırmağa nıuvaf- ' fak oluyorlar.
Bu mevzuda çuk uzun yazmak kabildir; fakat sütunlarımız tahdit edilmiş olduğundan, spor teşkilâtımız büyüklerinin çok mağdur vaziyette bulunan bu ikinci küme kulüpleriyle biraz fazlaca alâkalanmalarını temenni ederek yazımızı tatlıya bağlıyalım...
Bir çok ecnebi tenisçilerinin katıldığı bu müsabakaların küçük bir tarihçesi
Takslmdeki tenis kortlarında milletlerarası tenis şampiyonasının dördüncü yılı müsabakalarına başlanmıştır. Bir çok ecnebi tenisçilerinin katıldığı bu müsabakaların küçük bir tarihçesini takdim ediyoruz:
Birinci sene 1946: İştirak e-den yabancı tenisçiler: Stalios. (Yunan) Argirlu (Yunan) Mme Mathleu (Fransız) (Fransız) Netice:
Çift Birinci:
Gentien
Birinci: Stalios Arglrlu, Stal los
Birinci:
Mm e Mathleu Muhtelit Birinci : Gentien. Mme Mathieu İkinci sene 1947: İştirak fiden yabancı tenisçiler: Stalios (Yunan} Nikolaidls (Yunan) Vodiçka (Çek) Cohen (Mısır), Talât (Mısırı Zalzal (Mısır) Gornlski (Filistin) Mel (İtalya), Netice: Tek
Üçüncü sene 1948: İştirak e-den yabancı tenisçiler: Wets« (Avusturya) Redl (Avusturya) Stalios (Yunan) Klryaku (Yunan) Vulzu (Yunanı Weber (İsviçreı Hughes (İngiliz) Boan (İngiliz) Binz (İngiliz) Matlar (Lübnan)
Çift
birinci: Stalios Birinci: Bahtlye Birinci: Nlkolai-dls, Stalios
Muhtelit Birinci : Bahtlye, Cohcn
erkek Birinci: Welss kadın birinci: Grûdeski
Muhtelit Birinci: Grd deskl, Redl
Muhtelit birinci: Sta 1İOS, Hughes
Milletlerarası Beden Terbiyesi Kongresi
1953 yılındaki toplantının şehrimizde
yapılması kabul edildi
Halûk S
Lingiad jimnastik, gösterileri
meselesini de en on safhaya almak icap etmektedir.
Bu da kuvvetli bir hakem komitesi kurmakla, futbol ha-kemelerinin en ulak haveketle-rile ve onların psikolojileriyle alâkadar olmakla, önüne gelene futbol hakem lisansı vermemekle geçilebilir kanaatindeyim.
| Stokholm (Hususi muhabirimizden' — Blr hafta devam e-den (LİNOİAD) jimnastik gös-
1 terllerl bu sefer tahminlerin ievkinde büyük blr alâka topla-
I di. Ve ollmplyad oyunlarını çoktan aşan bir ehemmiyet kazandı. 60 milletin İştirak ettiği bu toplulukta bilfiil jimnastik
i hareketlerine katışanların sayısı (10.600) ü buldu. Yazık ki hava ekseriyetle yağışlı idi. Fakat tabiatın bu cilvesi ne organizasyon komitesini, ne de genç kızları ve delikanlıları zerre kadar şaşırtmadı. Her şey en titiz blr itinâ He yürüdü. Gençler yağmurun altında, çamur gölcüklerinin İçinde, atladılar, zıpladılar. koştular, ritmik hareket
.Avusturya 800 metre rekoruna ve danslarını gösterdiler Halk | 1,53 1e sahip olan Huidegger | da muşambasını giyip şemsiye-,
sini açıp onları büyük bir tehalükle gelip alkışladı. Hem de oldukça pahalı bilet parası ödeyerek-.,
Llnglad’m ntlıayetlenmeslni müteakip «Beynelmilel dünya beden terbiyesi kongresi» başladı. BLr hafta süren bu kongrede 6o memleket resmen temsil edilmiş, 27 milletten konfe-ranslyeler tebliğlerde bulunmuşlardır. Bunlar orasında Türk delegesi, yaptığı tebliği üe büyük blr alâka toplamağa muvaffak olmuştur. Delegemiz vaktiyle İsveçte tahsil etmiş bulunan beden terbiyesi boş müfettişi Nlzameddin Kuşan İCli.
Beden terbiyesi, okullarda blr eğitim konusu mudur yoksa öğretim meselesi midir? mevzu-, undaki tezimiz ehemmiyetli gö-
rülerek bu hususta beynelmilel otoritelerin tetkiklerini yapabilmeleri ve tebliğlerini münakaşa etmeleri için gelecek kongrenin ehemmiyetli maddeleri arasında müzakere edilmesine karar verildi. Bundan sonra toplanan «beynelmilel Llngiad jimnastikleri federasyonu, kongresinde murahhasımızın îsveç dilindeki beyanatı kongre u-mumi heyetinde büyük blr sempati yarattı ve delegemizin 1953 kongresinin îstanbulun 50ı) üncü sene! {tevriyesine rastlaması dolnyısiyle İstanbulda yapılması teklifi, Hindistan, Cenubi Amerika, Venezüella temsilcilerinin ayni kongreyi kendi memleketlerine çağırma istekleri karşısında büyük bir çoğunlukla w lehimize olarak kabul edildi.
Comments (0)