AKŞAM 1 AKŞAM
'ergun 8 sahıje
Hergiin
TUZLA İÇMELERİ
2.'( Mayıs Pazar günü hususî trenleri işleyerek AÇILIYOR
Sene 30 — No. 10631 — Fiatt her yerde 10 kuruştur.
PERŞEMBE 20 Mayıs 1948
Sahibi: Necıneddln Sadak — Yazı İşlerini fiilen idare eden: C. Bildik — Akşam Matbaası
Unesco — Fikir hürriyeti Dünya devleti
Yazan- 4 ADNAN - A Dİ VAR
Cumhurbaşkanı bu sabah geldi
iste size dünyayı cennete çevirmek istiyenlerin başlangıç ve hedef olarak ortaya attıkları birbirine bağlı bir kaç mevzu Bundan evvel yazdığım yazılarda da söylediğim gil.’i bunların çok parlak, çok iyi niyetler mahsulü, olan bir takım teşebbüsler olduğundan hır an bile şüphe etmedim. Ancak şunu da söyliyeyim ki böyle güzeî teşebbüsleri ortaya atmak hattâ bu hususta mukaveleler imza etmek kâfi değildir. Bu mukaveleleri hasırlayıp devletlere imza ettiren konferanslardan sonca ne yapıldığım bilmek de lâzımdır. «XX. asrın en büyük ümidi. ,adı takılan. Lnesca’ya, yani «Birleşmiş Milletler. terbiye, İUm. kültür teşkilâtı» na dair iki sene evvel Temimiz ayında yazdığım bir makaleyi, bu mevzua tekrar dönüp şimdiye kadar Unesco merkezinin ne yaptığını soruşturacağımızı söyleyerek bitirmiştim. Aradan hemen hemen İki sene geçti; bu mevzuda müsbet olarak söylenecek bir söz, yahut bir vakaya vâkıf olamadığım için havada kalacak sözler yazmaktan ise beklemeği tercih ediyordum. Nihayet ortaya Avrupa federasyonu, dünya devleti mevzuları çıktı. Bu teşebbüsler İşe daha doğrudan doğruya girişerek ya Avrupa ve Amerikadan müteşekkil bir dünya devleti, yahut yalnız Avrupa federasyonu veyahut da bütün dünyanın iştirak edeceği bir dünya devleti kurmak için çalışmak voiunu tuttular. Bütün bu teşebbüsler
dünyada felâketleri dindirecek, zulümleri bastıracak yolda çalıştıklarını söyledikleri için mu-vaffakıystlerini temenni etmemek kabil değildir. Ancak bu teşebbüsler konferans âzâlarına güzel seyahatler, konforlu ikametler temin etmekten başka umumi bir neticeye henüz varmış olmasa bile garp milletlerinin parlâmentolarında bu fikirlere tarafdar olan mebuslar arasında gruplar teşkiline başlanmış olması bu defa işi devletlerin değil milletlerin ele alacaklarını ve doğrudan doğruya milletler arasında itilâf, dostluk tesisine doğru bir adım afiûnış olacağım göstermek ltıb&rlle memnuniyeti muciptir. Hattâ bizim Büyük Millet Meclisinde de Avrupa federasyonu fikrini destekliyecek bir grup teşkilini düşünenler yok değildir.
Bu teşebbüsler, doğrudan doğruya ittifak muahedeleri akdetmek, umumi bir anayasa, umumî bir parlâmento kabul etmek gibi, tedricen ciddileşen ve demokratlaşan bir .................
ulaşmaktan evvelce bahsettiğim Unesco teşkilâtındı giriştiği yol daha uzun, daha esasit ve fakat çok hayırlı, taşlı, dikenli bir yoldur. Ne mübarektir o nesil kİ bu yolu eçıp. geçip hakiki hürriyetin ve ebedi sulhun şâhlkasına varacaktır.
Şimdi iki senedeberl bu Unesco denilen ve Lsminde bile birleşmek (Arkası sahi/e 2; sütun î de)
İstanbul'da bâr hafta kadar kalacak
Cumhurbaşkanı İsmet înönü dün akşam saat 22.30 da hususi trenle Ankara’dan, hareket etmiş ve bu sabah saat 10.30 da Hay-darpaşaya gelmiştir. İsmet înönü istasyonda Vali ve Belediye Başkanı Dr. Lûtfl Kırdar. İstanbul komutanı, şehrimizde bulunan Milletvekilleri, askerî erkân, emniyet müdürü ve diğer zevat tararından karşılanmıştır.
Cumhurbaşkanı, motörle Dol-mabahçe sarayına geçmiştir. İsmet İnönü şehrimizde bir hafta kadar ıkalaâ&ktir. *
C. F. P. Sivas
il kongresi
yolla hedefe
İbarettir. Halbuki bahsettiğim
Necmeddin Sadak bugün öğle trende hareket ediyor
Yukarıda tnönü stadında dfinkil merasimden bir görünüş, aşağıda misafir Amerikan bahriyelileri gençlen alkışlıyorlar
Ankara 20 (Akşam) — Cumhuriyet Halk Partisi Sivas ti kongresindo bulunacak olan Dışişleri Bakanı Nec meddln Sadak, bugün öğle treniyle Ankaradan hareket edecektir. Şcm-seddln Oünaltayla Abdüimuttallp Öker de aynı trenle Slvasa gitmektedirler.
Sivas milletvekili MIHI EğlLlrn Bakam Reşat şemseddln Strer, bugünlerde Büyük Mll]et Meclisinde ban işleri olduğundan, son dakikada, Slvasa gitmekten sarfınazar etmiştir.
Dışişleri Bakanı Necmeddln Sadak. dün de yazdığımız gibi, Sivas tl kongresinde, memleketin dış politikasını ve dünya meselelerini İzah e-den bir nutuk söyjlyecektlr.
DİKKATLER:
Çivi çiviyi söker!
Bütçede yiizde yirnıl öej tasarruf yanılabileceği tevatüren şa-Vidi. Deniyordu ki-.
— Yan yarıya israflar önlenir. Yarı yarıya suiistimal ve anbar far etikleri önlenir. Bunların yekûnu yilzde yirmi bes tutar.
Şimdi. bir sümrizle karşılaşıyoruz: Hasaıı Saka hükümeti nal’ mz israfları önlemek yolile yüzde yirmi tasarruf temin edileceğini ummuş ve bunu sağlayacakmış. Fiat samlarım ve dolaytsile yeni vergileri o sayede önleyecekmiş.
Demek geriye suiistimallerle anbar t ar eliklerini önlemek mevzuu kalıyor. İster misiniz, bir vc-Til hamle ile de ondan, da yüzde yirmi tasarruf edelim? Ve mecmuu yüzde kırk olsun? O sayede de fiat düşüklüğü olabilir, belki
de ucuzluk yüzünden ahlâk avdet eder: suiistimaller ve anbar fare-likleri kendiliğinden azalır. Clvi çiviyi söker...
Her halde şimdilik öı/le hissediliyor: Demir gibi bir iradeyle iki cins tasarrufu da tahakkuk ettirmek mümkündür
Amerika, bugünkü şartlar altında Sovyet Rusya ile görüşmeyi kabul etmiyor
Tass, bu husustaki beyanatın Moskova’da hayret uyandırdığını bildirdi
Times gazetesine göre Sovyet Rusya nüfuz bölgeleri teminini hedef tutmakta imiş
T
Vâjiflgton 20 (R) — Dışişleri Bakam Marshall, Btalln’ln aöû detna-clnde müspet hiçbir teklif bulunmadığını söylemiştir. Bu sözler. StalLnln teklifinin de, Molotofun teklifi gibi, şiddetle reddedildiği suretinde tefsir ediliyor. Resmi mahfiller. Btalln ve Molotofıın demeçlerinin propaganda gayesiyle yapıldığından şüphe ediyorlar.
Londra 20 (Rı — Tasa ajansı, Mos-kovada bir tebliğ neşretmlştlr. Bunda vvailaceln açık mektubuna Stilin tarafından verilen cevaptaki noktaların bir Amerikan - Rus görüşmesine esas teşkil edemlyeceğl hakkın-dakl Amerikan beyanatının Rusya da hayret uyandırdığı beyan edilmektedir. Tam, bugünkü durumun Amerika hükümetinin aldığı vaziyetin neticesi olduğunu bildiriyor.
Marshall’ın demeci
Vaşlngton 20 (R) — Dışişleri Bakanı MarshalL dün bir basın toplantısı yapmıştır. Toplantıda yalnız Amo tıkan - sovyetlcr münasebeti konu-1 şulmuştur. Bakan, Btallnln beyanatından bahslle «Amerika. Rusyanın samimiyetini sözlere göre değil, belll-başh meselelerdeki hareket tarzlylö
Norveç ve Danimarka
Amerikadan silâh İstediler
Londra 20 (R) — Norveç Danimarka hükümetleri
ve
Amerika'ya başvurarak müdafaalarını kuvvetlendirmek İçin bu hükümetten silâh istemişlerdir. AJâkaldar bu müracaatı tetkik ediyorlar.
l____________________________________
ölçecektir» demiştir. Bakan, ihtilâftı meselelerda iyiliğe doğru her hangi bir gelişme olmadığım, Moskova büyük clçLsl Smlth’ln tatili bittikten sonra Moskovaya döneceğini ilâve etmiştir.
Bir gazeteci, Molotof Amerlkaya gelirse kendlslyla görüşmekten memnun olup oltpıyacoğım sormuş; Marshall cevaben, bu takdirde pek tabii olarak Molotofla görüşeceğini söyla-
mlT, faiıt başka bir yorumda bulunmamıştır.
Amerikan işgal kuvvetlerinin bir karar*
Londra 20 (R> — Amerikan işgal kuvvetleri Rus bölgesinde çıkan gazete ve mecmuaların. Amerikan bölgesinde satılmasını yasak etmişlerdir.
Times ne diyor?
Londra 20 — Times gazetesine göre. Sovyet Rusya nüfuz bölgeleri teminim hedef tutmakta. Amerika İse komünist faallyelterlne son verilmesini istemekte lir. Bu sebeple iki görüş arasında uzlaşmaya İmkân yoktur. Esasen derhal mûzakereya ballanması da memul değildir.
Veto hakkının hududu
Nevryork 20 (R) — Amerikan Ayan Meclisi Dışişleri komisyonu Amerika hükümetinin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde veto hakkına bir hudut çizilmesi İçin âzami gayret sarfetmeslnl kararlaştırmıştır. Karar suretinde «Bu. Birleşmiş Milletler Kurulunu kuvvetlendirecek ve sulh arzusunu İspat edecektlr.> demiştir.
Gençlik ve Spor Bayramı
(Yazısı İkinci sahi remizde]
İnönü sınır toprağım vb bayrağ » yetiren atletin elini stkıuor
AKŞAM
20 Mayıs 1015
SÖZÜN GELİŞİ —
Mahsul az, mahsul çok!
Geçen sene bakla mahsulü fazla olmuş. O kadar fazla olmuş id yİ yem emişiz. Memlak»t dışındaki müşterilere de gÛDdaremAdlğimiz için «İde kalmış. Bakla »toku bozulmak telıh-Eeri gösterdiği şu günlerde yeni mahsul senesi de gelip çatmış Ak-ffiiğe bakın ki — bu tâbir bakla »toku hakkında gazetelere malûmat veren resnıt m a kamlara aittir — evet, aksiliğe balon İd, bu lenc de bakla mahsulü ihRyaçiah çok fazla imiş. Baklaları ne yapacağımızı bilemty örmüşüz.,
Havadisi gazetelerde okuyunca hayretler İçinde kaldım. Mahsul az olur, kıtlık olur, ne yapacağımızı bilemeyiz; şikâyet ede^ Ha Mahsul fazla olur, bolluk olur, ne yapacağımızı bilemeyiz; Şikâyet ederiı Peki ama nasıl olsun? Cenabıhak bize dalma, ne ^âdar ihtiyacımız varsa o kadar mı mahsul İhsan etmeli; bu İhsan fazla veya eksik olmamalı mıdır? İktisat ve ticaret bilimlerimin yüksek yardımUe, eksiği en tasa yoldan ve hiç bir sıkıntıya jneydan vermeksizin tamamlamak, fazlaya yeni müşteriler bularak pek muhtaç olduğumuz dövizleri cebe indirmek gibi müsbet Yollar dururken, mahsulün tıpa tıp gedmesi için gökten inecek Yağmurla güneşin hararetini mi ayar etmeye kalkacağız? «Elimizdeki bakla mahsulü tükenmeden bize bakla verme!» diye toprak inadan ricada mı bulunacağız?
Tabiat henüz kendini İnsanlara turnam Be teslim etmediğine göre bunları yapamıyacağumz besbellidir. Fakat yapacağımız şeyler var: Her şeyden önce, geçen çeneden elde kalan ve bozulmaya vüz tutmasından korkulan baklaları halka ucuz ucuz yedirmek. Sonla, yeni gelen mahsule, yiyecek buhranı İçinde kıvranan memle-yetJerde mutlaka müşteri bulmaya çalışmak; hem de buna şimalden başlamak. Müstahsil! de, müstehliki de sevindirmek.
Bu sene mahsulün az olması bizi üzebilir, fakat dünyanın böyle bir devrinde mahsulün çok olması neden İçimize endişe salıyor? Bunu anlıyan beri gelsin!
Eski şehirdeki Yahudi mahallesi hemen kâmilen işgal edildi, yeni şehirdeki mahalle bombardıman ediliyor
Aşırı sağcı ve soku cereyan
Kudret gazetesinde Hikmet Bayur’un bir makalesi
p.
Millî Piyango
19 mayıs çekilişinde kazanan numaralar
Milli Piyangonun 19 mayış 1943 çekilişi dün Ankarada 13.30 dn yapılmıştır. İkramiye kazanan nonu-ıla» n ‘
Unesco — Fikir hürriyeti Dünya
(Baş tarafı 1 inci sahifede)
mânası mündemiç bulunan bu teşkilâtın ne yaptığını çok salâ-hlyetll bir ağızdan size kısaca nakledersem öyle ümit ve temenni öderim M bu güzel teşebbüsü trtr ham hayal, bir ütopya diye göstermek gibi bir fena niyet! baba atfetmezsiniz. Çu kadar ki dün vayı demokrasiye alıştırmak yani pakKı. hakikati, fazileti ve hürriyeti milletler» mal etmek gavesl-1« toplanan (Birleşmi» Milletlerin» bünyesi içindeki bir teşekküle müdahene etmek bu gibi temiz teşebbüslerin dostunun değil, düşmanının İşidir,
Su İçinde bulunduğumuz Ma yıa ayıran on üçüncü günü yan! bir hafta evvel San-Franclsco'da toplanan Unesco konferansında Amerikanın kültür, lstlhbaTat ve milletierarası fikri İşler (Public ğdfairs) müsteşan Mr. George V Ailen söz alarak haberleşme, malûmat verme ve alma, fikir mübadelesi hususlarında baa memleketlerin asla müsait hareket et medlğinl ve meselâ Varşovada Amerikan İstihbarat dairesine girip çıkan PolonyalIların takip ▼o sorguva çekildiklerini söylemiştir. Halbuki buna mukabil Çusyada çıkan gazeteler, mecmualar ve kitaplar Amerlkada Vol talre ve Rousseau’nun Kari Marx ve hattâ Hitler’ln kitapları yanın da bol bol, apaçık satılırken Rus-yanın serbesçe haber ve malûmat verip almaya asla yanaşmadığını belirttikten ve bu fikir hürriyetinin yanında Unesco’nun serbestçe fikir teatisi pr^nslplnin Ame-rikada ve Inşaalİah heT yerde saltanat riirmesine dualar etlikten »onra diyor W,
»Hür cemiyetin hayat ve mevcudiyetini temin eden İlk şart fikir »er-beotlsidlr. Unesco’nun esas kanununda d* bütün dünya çocuklarını hürriyet İcaplarına alıştırarak yetiştirmek prensibi pek haklı ojarak yet almıştır. Bu münasebetle şunu be-ilrtmek İsterim kİ. fikir anbesllri ber nerede, her n« zaman lhlft] edi-|İTM Uneoco en keskin va en müessir ifadelerle bu İhlâli protesto ve hattâ (•erim etmeğe haıır bulunmalıdır, âamdolaun Amerikanın ön «afta gelen gazetelerinin baş muharrirleri Ölslm üniversitemizin İşine ne kadar kafir o] ur s* olsun vuku bulacak Btr türlü müdahaleyi »uçlamakt.a da-1m* çabuk ve çok hassas davranmış-^rdır. Fakat şunu da İtiraf etmell->lın ki bu münevver 11 derleri mirin Sağdaki 600 senelik Charles önlvet-ıiednln kudret ve hâkimiyetine 5-1 m diki Çek hükümeti tarafından indirilen darbelere karp lâk ayı t kalmaları hayreti mucip olmuştur. Unesco nm] İşe geçen 1M7 senesinde başla-bu- *!r. Bu sene daba ziyade tetkikler fitiuktin sonra plânlar hazırlamış Ve boa okutmaya ve öğretmeye ya~ l*ıyr-n hediyeler toplıyarak dağılmakla Keçmlçtlr.
Unesco en mühim olarak hocalar için bir ya* kursu açmış ve 3! memleketin en İyi 82 hocası a]tı hafta süren bu kurn iştirak etmişlerdir. Bu derslere dair Unesco in Actton diye bir de risale çıkarılmıştır Bundan başka Knhlrede, Rio de Janelro
devleti
vs N.ınklngde üç merkez teşkil olunmuş re burslarda filimler arasında İlmi haberleşmeleri temine çalışılmakta bulunmuştur.
Biz Amerikalılar tjnesco’yo imanımızı muhafaza ediyoruz ve bu İmana İştirak «den diğer milletler]» beraber bu teşekkülün anayasasındaki hadeflere erişmek İçin çalışacağız... Yalnu, bu hedeflere erişmeği arzu edenler arasında milletler arası anlaşmalar hususunda çalışmak lâzımdır. Çünkü bugün öyle sağa ve solcu hükümetler vardır kİ on]ar eerbes araştırma ve serbes münakaşa ve fikir mübadelesini kabul Kmcrjer. Hattâ bu hükümetlerden bazıları ünescoya iştirak bile etmemişlerdir, îşte mlUetJer arası bir İş birliğini ortaya atmış bulunuyoruz. Geçilecek yol güçlüklerle doludur.» (1).
Bu milletlerarası teşekkülün bir senelik yaptığı işler bundan ' ibaret. Şimdi sorabilir miyiz kİ bu ' teşekkül, bir taraftan buk&dar esaslı İslere girişirken ve sonra ' Amazon nehri havzasında Hm! tetkikler pibl biraz ihtiraslı pro- ; jeJer hazırlarken acaba milletler arası anlaşmaya doğru gidişi Gösterecek daha basit isleri milletlere, devletlere teklif edemez mi idi? Meselâ hâlâ dünyanın muhtelif yerlerinde kullanılan ayrı ölçüleri birleştirmek 1çln bir teşebbüs yapamaz mı İdi? Fran-s ad an bir saatlik bir hava seya-hatile indiğiniz încilterede soldan gidip sağdan gelirken başınız döner; metre hesabından yarda, kilo hesabından pound hesabına geçince aklınız bulanır. Bıı baş dönmesini, bu akıl bulantısını gidermek İçin vapılacafc teşebbüs ne kadar miitevazl olursa olsun Amazon nehri havzasının tetkikinden daha ziyade milletlerarası bir karakter taşımaz mı?
Simdi gelelim bize, acaba murahhaslarımızla iştirak etçiğimi? bu Unesco'ya dair hükümetin bize vereceği malûmat vok mudur1 Meselâ şu hocalar kursuna bizden kimler İştirak etti ve ne gibi İntibalarla döndüler? Bize en yafan olan Kahlredekl merkezden ne gibi İstifadeler ediyoruz? Ve nihayet geçende memleketimize gelen Unesco’nun dünyaca tanınmış âlim ve mütefekkir umumi kâtibi Jullan Husley ile alâkadar ve vazlfedar mütefekkirlerimiz ne konuştular ve bu konuşmalardan ne gib! İntibalar aldılar? Bunları bilmek bizde de milletler arası teşekküller grupu kurmağı düşünenler İçin pek faydalı olacaktır.
A. ADNAN - ADIVAll
Londra 20 (R> — Arap ağır topçusu dün sabah erkenden eski Kudlls şehrindeki Yahudi mevzilerini bombardıman etmeğe başlamıştır. Bir müddet sonra Yahudi müdafaası zayıflamış; Arap] ar hücuma geçerek Mkl şehri, şimal varoşlarına kadar temizlemişlerdir. Par bir sahada kalan Yahudller teslim olmayı reddetmişlerdir. Bunlarla çarpışma devam ■diyor.
Yeni şehirdeki Yahudi mahallesi (ie bombardıman edilmektedir. Muhabirlere göre İki taraf da mücehhezdir. Ancak muharebenin neticesini sl] İhtan riya de yiyecek tâyin e-decektlr. Kudüs'e 30 gûndenbcrl erzak gelmemiştir. Şehir 10 gündenberi susur, cum* günündenberl de elektriksizdir.
Londra 20 (R) — Amman'dan gelen haberlere göre; Arap kuvvetleri N&sava'ya hücum etmeğe başlamışlardır. Burası Telftvlv - Mayla oylun-da mühim bir şehirdir.
Londra 20 İR) — Mısır kıralı, dün Yemen prensi Beyfüllllâm Abdullah) kabul etmiştir. Prens, Yemen kuvvetlerinin yakında Filistin'e gelerek Mısır kuvvetleriyle blcjlkte çarpışacaklarını bildirmiştir.
Suudi Arabistan kuvvetleri kuman dam da Kahlreye varmıştır.
Birleşmiş Milletler Kurulunda
Nevyork 20 (R) — Amerika hükümeti Birleşmiş Milletler Kuruluna dün bir teklifte bıflunmuştur. Teklifte Filistin’de durumun milletlerarası sulhu ihlâl eder vaziyette olduğunu kabul edilmesi ve bu karar üzerine müdahalede bulunulması ileri sürülüyordu.
İngiliz delegesi Cadogon buna şld-
de]te muhalefet elmiş, Fljlstindckl durumun milletlerarası sulha ihlâl etmediğini söylemiştir. Cadoğan, Filizlinde muhasamatın durdurulması için teşebbüste bulunmanın daha muvafık olacağını bildirmiştir.
Amerikan delegesi buna muhalefet etmiş; Çin delegesi FHUtlnln toksini plânından tahsile Birleşmiş Milletlerin hiçbir memleketi tkoslme salâhiyeti olmadığını söylemiştir.
Belçika, tngillı teklifini desteklemiştir. 8 ur İye de Amorlkan teklifine muhaliftir. Bu sebeple 7 rey temini İçin ArJ*nt1n!n Filistin meselesinde iptidadan aldığı tarafsız variyeti değiştirmesi lâzımdır. Bunu gösterir bir ajftmet yoktur. Dün hiçbir karar verememiştir.
Arapların hedefi
Parts 30 iri — FUlsUndra «İman haberlere göre, Arapler mütemadi surette takviye kuvvetleri almaktadırlar. Aarplar bam yerlerde mühim kuvvetle tahşlt etmeğe taşlamışlhr-lar dır.
İlgül çevreler
rölen tahminlere göre. Arnplar ne pahasına geçirmeğe uğraşacaklardır. Arap lor Taklidilerin ellerinde hiç bir İlmen bırakmak istememektedirler. Bu suretle ecnebi memleketlerden gelecek Yahudi muhacir anınım önlemek istemektedirler.
Kudüs 20 (AF) — İleri gelen bir Arap şahsiyeti, Kudüs harbinin 40 saate kadar netlcelenecğinl tahmin etliğini söylemiştir. Arap lejyonuna karşı Yahudllerln îr t un. Hagana vs Stern teşkilâtındtm 6 bin kişilik bir kuvvetin çarpışmakta olduğu heaab edilmektedir.
tarafından Deri sü-her ılarsa olsun Telavlvl ele
Gençlik ve Spor Bayramı
Ankara 19 — On dokuz Mayıs Gençlik vs Bpor bayramı burada büyük tejahûratla kutlandı. Gençlik eatd-yumda toplandığı zaman otuz bine yakın AnkaralI stadın tribünlerini re etrafını tamamen doldurmuş bulunuyordu. Stadın dışı da aynı derecede kalabalıktı.
Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, büyük gösterilerde hazır bulunmak üzere stada gelmeden önce Ebedi Şef Atatürhün muvakkat kabrini ziyaret etmiş ve kabre bîr büket koymuştur.
Cumhurbaşkanı 19 Mayıs stadyumunda alkışlarla karşılanmış, şeref tribününe girişi de aynı tezahürat* vesile olmuştur. Meclis Başkanı, Başbakan. Bakanlar, Genelkurmay birinci başkanı OTgeneral Salih Omurilik ve diğer şahslytler, tününün yanında yer almışlardı.
Geçit resmi 9.30 da başlamış, böy-lece gençlik sahada evvelden ayrılan yerlerini aldıktan sonra Mili! Eğitim Bakanı tarafından söylenen bir nutukla bayram açılmıştır. Reşat Şem-seddln Birer, nutkunda, Türk gençliğine düşen vazifenin önemini belirtmiş, gençlik adına karşılık veren bir kız öğrenci de Atat ürk ün büyük enu-
netine karşı Türk gençliğinin sarsılmaz bağlılığını ve inancını blj defa daha teyit eylemiştir.
İnönü’nün hitabesi
Bundan sonra Inönüne ulaştırılmak üzere sınır topraklarını ve «Atatürk-ten tnönûye» bayrağını getiren atletlerle bisikletçiler, Maraton kulesi kapısından İçeriye girmişlerdir. Bu emanetlerin înönöye teslimi büyük tezahürata vesile olmuştur.
Müteakiben İnönü Türk gençliğine karşı şu hitabede bulunmuştur;
t— Türk gençleri, bayramınız kutlu olsun. Bu sevinçli gününüzde Ata-tikrkün kutsal adını engin sevgilerle anıyoruz. Bana, hudutlardan kıymetli omağdnlAr getirdiniz. Bunun İçin bu kıymetli armağanlar İçin alze yürekten ve candan teşekkür ederim
Türk gençleri, Türk bayrağı Ve sinir toprağı gibi azla elasınız.»
Sürekli alkışlarla karşılanan bu hitabeden sonra kız Te erkek öğrencilerin epor hareketleri boşlamış ve bu mutlu güntln 19 Mayıs stadyumundaki gösterileri böylece »ona ermiştir.
İnönü, akşam, Ankara üniversitesi Talebe birliğinden bir heyeti kabul etmiştir.
Petrol fiati
Fiatin bir kaç kuruş artması muhtemel
Tuz ve kibrit
C. H. perşembe günlerde
Ankara 20 (Akşam) — Meclis grupunun geçen günkü toplantısında, son vuku bulan bir hâdise dolayıslyle a-»in so]cu ve sağcı tezahürler özerinde görüşmeler olmuştu. Hikmet Ba-yur, bu sabahki Kudret gazetesinde çıkan başyazısında şöyle demektedir:
«— Halk, işlerin daha dü2gün glt-üğİDİ ve artık yüzsüzce soyulmadığı-nı anladığı gün bu propagandaların ve onları temsil eden kim İse, gazete ve dergilerin hiçbir önemi kajmaz. Bundnıı sonra onlarla ayrıca uğraşmağa bile değmez. Mevcut kanunlar, tararlarını gidermeğe- yeter. Hattâ onları dışarıdan destekllyen bir kuvvet ve hazine varsa o dahi emek ve parasını boş yere harcamaktan usanır.
Tekrar ediyoruz. Aşın sağcı ve solculuğun kuvvet eldığı başlıca kaynak kötü İdaredir. Vurguncu ve sal-renln cezasız olarak aramızda dolaşıp. bozan vicdanları da salın alarak bir sürü ahlâki sukutlara sebeb olmalarıdır. Asıl bu dertler tedavi 9-■İJlmelldir. Bundan âciz olanlar da iş başına yapışmaktan vazgeçmek yurtseverliğini ve ataUUığmı göstermelidirler.»
C.H.P. Meclis Grupu yann görüşmelere devam edecek
Ankara 19 — Cumhuriyet Tl-» it Partisi Meclis trupunun yarınki toplantısında Seçim ve Memurin Muha-kemat kanunlarında yapılacak (Jeğl-ş İkili er görüşülecektir.
Hükümet teklifinde Memurin Mu-hakemat kanunu tamamen kaldırılmakta ve memurların sadece seçim suçlan değil, işledikleri bütün suçlar normal muhakeme usulüne tâbi tutulmaktadır.
Ancak l(fcu« âmirleri vs memurla-nn, bu yüzden vazifelerinde her hangi bir aksaklık husule te'memeM İçin ban yeni esaslar konmaktadır, idare İmlilerinden bir çok flkftyeUere vesile olan seçim kurulu başkanlığı vazifesi de alınmakta ve seçim kurulu başkanJarının müntehap olması kabul edilmektedir.
Bu değişikliklerin, muhalefet partisini ve diğer muhalefet aümrelerini ne derecede tatmin edeceği de henüz belli değildir. Zira ban çevreler, «ki Memurin Muhaekmat kanununun hO kümleri ortadan kaldırılırken, konan yeni esaslarla vaziyette fiili hiç bir değişikliğin olmıyacağun ileri «Or-mektedrler. Bu mütalâaların ne dereceye kadar doğru olduğu, yarınki trup toplantısından sonra belli olacaktır.
Türk parası
Kıymetinin yeniden tesbiti bahis mevzuu değil
aşağıya yazıyoruz:
200 bn lira kazaann numara
178183
100 bin Jlra kazanan numara
M5456
&û bin pra kazanan numara 311475
lfl bin lira kazanan numarala* 143002 187490 «4763 2C6227
6 bin ]ira kazanan numara 011744 058075 12995» 217129 261C26 772801 275122 276615 324717 337157
2 bin lira kazanan numaralar CIO964 D1435O 020760 033936 048019 078161 097619 099302 099531 106214 I 109S81 122461 122792 1549M I562S7 | 156998 172S92 179379 180615 197094 | 199459200543 202190 23 W 2 24 • . ( 246745 2C0ES0 28974S 2799Ö9 290460 t 297071 324179 334357 335579 3fn€(H 385551 37450» 374987 383487 330315
1000 lira kazanan numaralar , 003943 022367 025802 039795 042000 ’ 047855 059141 060341 061654 064261 068751 072444 072693 074227 082041 092599 098514 101624 104311 109318 112072 119032 122Û43 122572 128991 147214 147695 147767 147826 143274 148801 166068 168801 178241 180379 ' 180799 186981 189111 193054 199514 201002 206551 213139 214148 214822 218949 219822 220107 224334 2267C7 ’ 233180 237560 238679 239722 244175 . 230284 254104 254613 261552 2G5694 2885+4 272559 272671 275125 289551 296991 299601 309683 319542 340764 341558 345004 357643 360024 361842 368853 375419 377371 381200 385351
500 Ur* kazanan numaralar Bon dört rakamı (0997. 1483, 3440, 8669) ]* nihayet bulan 160 numara.
200 lir* kazanan numaralar Bon üç rakamı (387) l]e nihayet bulan 400 numara.
100 lira kazanan numaralar
Bon üç rakamı (245, 573, 937) l]o nihayet bulan 1200 numara.
40 [İra kazanan Dumarajar
Bon üç rakamı (033, 252, 202, 4J4. 833) le nihayet bulan 2000 numara.
10 lir» kazanan numaralar Bon 1U rakamı (38, 80) İle nihayet bulan 8000 numara.
8 İka kazanan numaralar 8on rakamı (0 ve 9) la nihayet bulan 80,000 numara.
Bu çekilişin 200,000 liralık büyük İkramiyesini kazanan 178183 numaralı bilet Ankarada satılmıştır..
100,000 ]lra kazanan bilet Mardin'de, 60,000 lira kazanan biletin bir parçası Dinar, diğeri İstanbul* da;
10,000 lira kazanan biletlerden dördü İstanbul, İkişer tanesi Ankara, İzmir ve Aydın’da;
5,000 lira kazanan biletlerin dördü tstanbu], üçü Ankara, İki tanesi İzmir, diğerleri Akseki, Erzurum, înegöj, Maraş, Mersin, Tarsus v* Zonguldak'ta satılmıştır.
Demokratlar
Dün Nazilli’de bir toplantı yaptılar
O Û_ C\l
o
O $2 0 >
0 P
■o 0 ro 2 O
(1) Bu tözler Amerika İstihbarat Bürosunun dağıtmak nezaketinde bulunduâu radyo bülteninden alınmıştır.
Ankara 20 (Akşam) — Petrol flitlerine ram yapılması mevzuu üzerindeki görüşmelere Ticaret Bakanlığında devam edilmektedir, Ecnebi ve Türk petrol şlrketlerlle petrol ofla mümessilleri toplantıdB hazır bulunmaktadırlar. Petrol fiatin İn bütün dünya plyasalamda artması dolayı-aile memleketimizde de buna mütenazır olarak bir miktar ram yapılması şirket mümeaslllcrl tarafından istenmektedir. Hükümetin tetkikleri bu zammı haklı gördüğü akdirde flatler-dö 4-5 kuruş kadar bir arttım* olacaktır. ,
Dünden beri bu iki maddeye hücum başladı
Dünden beri bazı bak al lar da tuz ve kibrit bulunmamağa başlamıştır. Buna sebep halkın bu İki maddeye fazla hücum etmesidir. Memleketimizde kibrit fabrikası V» fabrikada her türlü malzeme vardır. Diğer taraftan tuz da boldur. Bunun İçin bir kibrit veya tuz buhranı olamaz. Balkın lüzumsuz yere stok yaparak suni buhrana sebep olmamasını tavsiye ederiz.
Voşlngton 10 (AA) — Amerikan İktisadi siyasetinin belllbaşlı teşekkülü olan milli İstişare konseyinin burada bildirdiğine göre; Amerika, Jüzmlu gördüğü takdirde Martlull plânına l$tirâk eden memleketleri paralarının kıymetten düşürülmesi imkânlarım nazarı İtibara almağa davet edebilecektir.
Anaodlu ajansının notu: Mail ve ekonomik meretlerimizden Öğrenildiğine göre; paramız 7 Eylül 1948 tarihinde dojara nazaran ayarlanmış bulunduğu cihetle Amerika Milli istişare konseyinin bu rapor vs beyanata Türk parası rayicine tallûk etmemektedir.
A Caffaloğlurıda Çata! çeşme ıoka-tında Salih* Denli isminde bir kadın* alt ohçap bir kulübede bırakı-Un man [faldan Mçrayan kıvılcımla dün akşam yangın çıkmış, bu kulübe tamamen, bltlşfğlsde |en e rai M'u-hkldln Raruinm oturduğu binanın çatısı da kısmen yandıfrı halde İtfaiye tarafından BÖndfllrümtlşlIlr,
Ankara’da Fenerbahçe lokali açıldı
Ankara 19 — Ankaradn bulunan Fenerbahçelilerin kurmuş olduktan •Ankara Fenerbahçe kulübü lokali» bugün saat 13 te açılmıştır.
Bu münasebetle Fenerbahçe İle Ankorafflcü arasında yapılan maç 3-1 Fenerin gellblyeli ile netlcclen-
İskân umum müdürü geldi
Avrupanın muhtelif yerlerindeki kamplarda bulunan göçmen ırkdaşlarımızın buraya gelmelerini temin İçin seyahatte bulunan iskân umum müdürü Cevdet Atasagun dün «İstanbul» vapuruyla şehrlmlro dönmüştür.
Umum müdürle beraber aynı gemide 25 kişilik bir göçmen kafilesi de gelmiştir, Bu kafile îtajyadan gelmektedir.
Rize çay fabrika»!
Ankara 20 (Akşam) — Riredckl çay fabrikası 1948 kampanyasın* dün törenle haşiniıştır. Bu yıı kuru çay rekoltesi 1R0 ton olarak tahmin •dilmektedir. , ______
öğretmenlerîn askerî durumları
Ankara 19 — Millî Eğitim Bakanlığı okul müdürlüklerine öğretmenlerin askerlik durumlarının bildirilmesi İçin bir tamim yapmıştır. Tamimde askerliklerini yaparr ve yapmamı? ol ani an n bildirilmesi istenmekte» ve tecil edilenlerin hangi sebeple tecil edilmiş oldukları sorulmaktadır.1
İzmir 19 — NazfUl’ Demokratları bugün, partilerinin kuruluş yıldönümü münasebetiyle bir toplantı yapmışlardır. Adnan Menderes'le Refik Korajtan bu toplantıda hazır bulunmuşlardır. Toplantıya Ödemi?, Tire ve İzmir civarından gelen heyetler de lştlrftk etmişlerdir.
Refik Kora]t*n, Fevri Lûtfl Kâra-osmanofîlu ve Adnan Menderes birer nutuk söylemişlerdir.
Bursa’da miting
Bursa 1» — BursalI demokratla» ünümüzdeki pazar günü bir miting yapacaklardır. İstanbul, Balıkesir Çanakkale îzmlrJIonlss, Eskişehir.' Bilecik, Ezine ve Ayvalıktan Demokrat Parti heyetler! bu mitinge iştlrâk etmişlerdir. Bursa Demokrat Parti başHmîığı yayınladığı bir beyanname İle bütün demokratlan pazar gün kil mitinge davet etmiştir.
Yeni parti
Yeni partinin kurucularından Kenan Öner, dün kendisi İle konuşan gazetecilere, yeni parti nizamnamesinin Ankaradak! arkadaşları tarafından tetkJk edilmekte olduğunu, bir kaç güne kadar partinin kurulması hakkında resmen müracaatta bulunulacağını söylemiş ve:
•— Müracaatımızdan sonra sürprizlerle karşılaşacağınızı, yeni yeni İsimler duyacağınızı tahmin ediyorum» demiştir.
20 Mayıs 1948
AKŞAM
Batıl te R
AKŞAMDAN akşama
Yüksek matbaa tekniği ve kötü Türkçe
Gençlik ve spor bayramı
Türkçeye hepimiz İmkânın son haddine kadar hürmet borçluyuz. Dil. milliyetçiliğin de. mille-ÎLn de, tarih İçinde mevcudiyetin de, hattâ devletler İnkiraz etse bile temel direğidir. Müminlerin liıukaddes kitaplardaki harekeler üzerine titredikleri gibi biz de bir tabirimiz. bir meşhur kelâmimiz ÜEerne titremek zorundayız.
Bıiyük ve ciddî bir gazetemizin meşhur ve eski bir muharriri başmakalesinde Füzuli’nin mısraını yanlış yazmış:
Dost yok, hemderd yok, düşman kavi. tati‘ zebun diyor. Aslını ve doğrusunu herkes bilir; yahut bilmeli:
Dün coşkun tezahüratla kutlandı
Filistindeki harb
Dost bîperva, felek bîrahm, devıan bîsükûn
Derd çok. hemderd yok, düşmen kavı, tali’ zebun
Efendi det ça-
Arada sırada homurdanıyoruz:
— Gençlerin, bizim nesle kıya-sen, şekil ve şemailleri fevkalâde: Sacları taranmış, elleri İtinalı, kıyafetleri düzgün, cildlerl sivilceniz. endamları servi, adaleleri sporla terbiye edilmiş... Tahsil cihetinde de: Medeniyete taallûk eden bilgileri fazla; teknikle alâkaları çok; (zira bizim nesilde bu derece mütenevvi serbest meslek mensubu yoktu; İhtisas şubeleri de şimdiki gibi değildi) fakat çenelerin kültür biigil&ri bizimkinden az; hele an’aneyi, hele türkçe. mevzuunu hiç açmayın. Feci!
Denecektir kİ: larsa ..
Bari biz def çalmıyalım:
Yok, hayır: Hiç kimseyi şahsan, kusurlu görmüyorum. Bahusus aceleye gelen gazete yazılarında daima yanlış yapılabilir. Benim kendi yazılarım arasında da — İntişarından sonra —nelere rastlıyorum da tüylerim diken diken oluyor. «Tertip hatası» diye, samur kürkü bankalarına gly-flirmiyeyLm. Mes'ul benim! Maileni yazı benimdir; son rötuşuna Kadar başında bekleseydim, titizlik etseydim; yahut eibirllğiyle başka bir çaresini bulsaydık.
Sanırım; asıl mesele, bu «el birliği» nln tanzimindedir. Müterakki memleketlerin gazetelerinde, mecmualarında, hele kitaplarında umumiyetle hiç yanlış bu-îp umuyor. Öyle editörler var; neş yettikleri eserlerin her türlü hatadan vareste kalışlle öğünebl-Ib-ier. Bunlar, sırf muharririn bilgisine ve dikkatine bel bağlamazlar. Sekreterleri, sekreter muavinleri, musahhih ve musahhih muavinleri şuurlu bir süzgeç teşkil etmiştir. Bu müdafaadan tek feata geçemez: Hesap hatası, tabiat bilgileri hatası, vezin hata-ffl, İmlâ hatası, cümle hatası. coğrafya hatası,.. Muharririn dalgınlığına gelmişse bile, «küizin» düzeltir yahut İkaz ederler.
Mütekâmil matbuat deyince, aklıma bu geliyor. Gerek devlet, ğerek büyük tâbiler bunu yavaş yavaş böyle bir kollektif tip üzerine tesise çalışmalıdırlar. Halbuki binbir dedikoduya sebep olan din kitabında bile nasıl zühuller olduğuna rastladık. Kusur bir şahsa değil, bu sahada zarurî teşkilâtın noksanına aittir. Gayret ve alâkayı bu hedefe tevcih Bineli.
Müteşebbisler, yen! yeni makineler. yeni yeni teknik levazımı getirterek mesleği ileri götürmek ftnelfndedirler Sanırım teknikten zlvade. mânevi mükemmelliğe İhtiyaç var. insan kısmını, bil-i Ri kısmını takviye lâzım.
Çünkü teknik garpten almıyor, fûrkçe bizimdir. İftihar vesi-telerlmlz ancak millî olabilir. Pek pahalı dizgi makinalarile di- , Üyeniz ama, ne diziyoruz?
(Vâ - Hû) .
1» Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı dün İnönü vo şeref stadyumlarlyle. Halkevlerinde coşkun tezahüratta kutlanmıştır. Şeref stadyumunda ortaokullar öğrencilerinin, İnönü stadyumunda da liselilerin, askeri okulların müzikli beden hareketleılfll muhtelif spor gösterilerini, 4Q bin seyirci takdirleri» ta kİ be t iniştir,
İnönü stadyumunda Deniz Harb okulu ve lisesi öğrencilerinin beyan şapkalarıyla Taksim cihotlndekl tribün duvarına yazdıktan »Denizden Ata'ya» İbaresi t» askeri İlseler öğrencilerinin direkler» tırmanarak yazdığı «İnönü» ismi ooşirun tesahü-rata. sebep olmuştur.
Vali doktor LÛtfl Kırdar:
— oAtatürk'iirt. vatanı kurtarmak İçin Anadolu toprağına «yak bastığı bu kutsal bayram gününde, onun vatan ve cumhuriyeti emanet ettiği sîzleri sevgi İla selâmlanın» sözleriyle başlıyan hitabesinde ezelimi» şöyle demiştir:
— «Milletçe diyoruz İd Türk gençliği bilgi, beden, ruh ve karakter itibariyi» en ileri milletlerin gençleri kadar İyi yetişsin, hatta onlara örnek olsun.
Türk milleti, dimağlarınızı muasır bilgileri» teçhiz etmek için okullar, enstitüler. Üniversiteler açıyor. Kafalarınız gibi konarınızın da vücutlarınızın da sağlam v» sıhhatli olması için stadyumlar, spor sahaları ve salonları yaptırıyor.
Milletin göz bebeği çocuklar v» gençleri Kutsal vazifelerinizi hiç eksiksiz ve Lam boşan 11» yapmağa muktedir, vatan ve mltlst sevgisi yüreklerinizde ebediyen sönmesi bir alev gibi yanan yurttaşlar olmanızı dileyerek hepinizin gözlerinden öperim. Bayramınız kutlu otsun azlı gençler.» Vali, İstanbul komutanlyle beraber İnönü stadyumundaki, merasime başlanırken sahada hazır bulunan öğrencileri teftiş ederek bayramlarım kutlamış, bunu müteakip «Bayramıma kutlu olsun vatandaşlar» diyerek bütün tribünleri dolaşmış vs alkışlanmıştır.
Beden hareketleriyle spor gösterilerini müteakip vali ve diğer alâkalılar. 047 - D18 devresinde çeşitli spor müsabakalarını kazanan kulüplerle okullara kazandıkları kupaları m»-rasmlle vermişlerdir.
Şeker tevzii
Dün 300 bakkal© şeker verildi
Diin bayram dolayıslyl» tatil olmasına rağmen şeker şirketi, Beyker hanındaki bürosunda şeker ordinolarını almak İçin müracaat eden bakkalların muamelelerini saat 18 ya kadar yapmıştır. Şirket ambarları da saat 17 ya kadar bakkallara şeker vermiştir. Bugün tevziat ve Batışlara devam olunmaktadır.
Dün akşama kadar Üsküdar. Boğaziçi, Eminönü, Fatih, Kumkapı, Bakırköy, Eyüp ve Rami semtlerinden gelen ve sayıları 300 ü bulan bakkallara ordinoları ve depolardan d* şekerleri verilmiştir. Şeker alan bakkalların beklemeden halka satış yapmaları icabetmektedlr.
Şeker şirketi, işleri süratle bitirmek icln tedbirler aldığı halde bakkalların evvela belediye iktisat işleri müdürlüğüne müracaat ederek muamelelerini yaptırdıktan sonra şirkete müracaat etmeleri icabetmektedlr. Halbuki bakkalların çoğu bu muamelelerini yaptırmadan şirkete müracaat ettiklerinden tevziat gecikmektedir. B't sebeple dün şirket açık olduğu haldo belediyenin kapalı bulunması yüzünden evraklarını vize ettirmeyen bakkallara şeker verilememiştir. Satışlara devam olunmaktadır.
Bugün
îzmlrdo Çarşı! çl’nde bir ajansımız daha işe başladı
Pek yakında
îstanbulda Beşlktaşta diğer bir ajansımız da hizmete girecektir YAPI ve KREDİ BANKASI A. Ş.
Yahudi mukavemetinin çok çetin olacağı muhakkaktır. Fakat muharebe dar şehirlere ve sahalara inhisar ederse bu çetin mukavemet de para etmiyebilir
Yazan: M. ŞlVKt YAZMAK
hareket eder ve kendi hareketlerini birleştirirlerse, kısa zamanda sahillere ve büyük şehirlerin civarlarına ulaşmaları kabildir. Bu yerleri n hiçbirisi düşmanı kati surette sızdırmı-yacak tarzda kapanamaz.
3 — Harekâtın muhtemel gelişmesi:
Mısır ordusunun biri sahilden 11er-llyen ve diğeri bu kolun şark yanını kapayacak tarzda içeriden hareket eden İki kol halinde İlerlediği ve İlk iki gilnda Gazzeyl alarak bunun şimalindeki Yahudi kolonilerine vardığı ve hilen burada temizleme ve keşif hareketleriyle uğraştığı anlaşılıyor. Mısır ordusunun İlk vardığı merhale, İsrail devleH payitahtı olan
Aylardır, İki tarafın tehdidini şaka gibi karşıpyan dünya, bugün garip bir harb karşındadır. Oarlp diyoruz. Çünkü bu harbe bir iç hab demek kabil olmadığı gibi dört başı mamur bir dış harb de değilir. Yahu-dilerin muntazun bir ordusu, nizam» yoldan tedarik edilmiş, hazırlanmış Silâhlan yoktur veya olmaması lâzım gelirken, bakıyorsunuz, hava kuvvetlerinden, havan toplarından vs 3a İr eden bahsolunuyor. Yani unsurları evvelden billnralycn ve tahmini kolay olmıyan bir ordu ve hazırlıkla çarpışılıyor.
Arapların kuvvotlerl de çok çeşitli ve hesaba kitaba gelmlyen cinstendir. Ne olursa olsun, bu kuvvetlerle , . . . .
harb başlamıştır. Biz tahminlerimizi Telâvlv şehrine giden yolun Mısır hu yapabiliriz.
1 — tld tarafın kuvvetleri: tırall devletinin nüfusu takriben
800,000 İnsan kadardır. Bundan normal olarak ve muhtelif silâhlarla teçhiz atlllmek şartlyle. 80.000 mevcutlu bir ordu çıkarılabilir. Hattâ biraz daha fedakârlıkla bu ordunun mevcudu (geri teşkilâtı dahil) 100 bine kadar çıkarılabilir.
Karşı tarafın kuvvetlerini de btş-Arop devletinden beherinin 10.000 den 51X000 insan çıkardığını, yeril Arap kuvvetlerini (30 - 40) bin tahmin edersek, İki tarafın insan mevcutlarını 80 - 100 bin arasında hesaplamak kabildir.
Silâh v» teçhizat bakımtndan Arap devletleri ordularının çoktanberi hazırlanmış olduğuna göre, bilhassa ağır topçu, tank, tayyare bakımından daha kuvvetli olması lâzımdır.
2 — Arazinin taarruz ve müdafaaya elverişliliği:
Bidayette aahll mmtakuındakl büyük şehirleri tamamen veya kısmen el» geçirmiş olan Yahudller dışarıdan gelecek yardını İçin İHlet sağlamış oluyorlar. Gene Yahudilerle her şeyden evvel şimalden, yani Suriye va Lübnan hududunda kuvvet yığmaları, dav ve Arızalı olan bu hududun müdaraa imkânının fazlalığın dan İleri gelir.
Şarka karşı her ne kadar Taberlye gölü - Şeral nehri - Lût gölü hattı iyi bir müdafaa imkânı verirse de bu hattın da garbında Arap Kurtuluş ordusunun bulunması ve ayrıca cenuptan Mısır v» Suudi ArûbLstan kuvvetlerinin bu hat gerisine doğru ilerlemesi Yahudilerln şarka müdafaasını zayıflatır.
Cenuba karşı müdafaa ise, arazinin açık ve çöl olmasından dolayı, kabil değildir. Yahudilerln de bu İstikamette çok aa tahşldat yapmaları bundan İleri geliyor.
Şurası var kİ bütün Filistin arazİ3İ heyeti umumlyesl tlbariyla çok İnce bir şer» halinde olduğundan (takriben 80 kilometre) ve umumiyetle büyük arazi mântalan bulunmadığından. Arap kuvvetleri bira» becerikli
karşı
[dudundan İtibaren yarısı demektir. Btırda ehemmiyetti bir mukavemete raslaması veya bu mukavemet İçin hazırlanıp İkmal yapması Jcab eder.
Ürdün kuvvetlerinin Kudüs istikametinde ilerledikler! ve bazı rivayetlere göre, bu şehri sardıkları anlaşılıyor. Irak - Suriye kuvvetleri l»e, Suriye - Filistin hududunun şimali şarki köşesinde birleşecek nispeten dağlık Taberlye - Caııne hattına taarruza geçecekleri anlaşılıyor. Gerek bu kuvvetlere ve gerekse şimalden ilerjlyen Lübnan kuvvetlerine karşı Yahudilerin en büyük mukavemeti gösterdiği anlaşılıyor.
Arazinin müdafaaya pek elverişli olmaması, dahilde Arap Kurtuluş ordusunun. dışarıdan taarruz eden Arap kuvvetlerine İlerleme için fırsat hazırlaması bu harbi daha ziyade şehirler etrafında cereyan eden bir harb haline sokacaktır,
Yahudilerln büyük şehirler etrafında mukavemetlerinin çok şiddetli olacağına şüphe yok. Fakat muvaffak olabilmeleri için hariçten muntazam kuvvet almaları v» taarruzlarını bu şehirlerden İnkişaf ettirmeleri şarttır. Eğer Arap kuvvetleri süratli davranır. Yahudilerln hariçten kuvvet almalarına imkân bırakmadan büyük şehirleri çok yakından sararlarsa, bu kuvvetler gelmeden ve hattâ belki Birleşmiş Milletler işe müdahale etmeden Arapların bu şehirleri do düşürmeleri kabildir. (Tabii çok çetin harbler pahasına). Bunların hepsi iki tarafın göstereceği me-haret ve cesaret» bağlıdır. Yahudi mukavemetinin çok çetin olacağı muhakkak. Fakat muharebe dar şehirler» v» sahalara inhisar ederse, bu çetin mukavemet d» para elmtyebl-llr. '
Yunan Eskrim takımı geldi
Burada Dağcılık kulübünde milli eskrim takımımızla bir kaç müsabaka yapacak olan Yunan milli eskrim takımı dün »İstanbul» vapuruyla şehrimize gelmiştir.
İnönü Stadında kız ve erkek öğrencilerin beden hareketleri
Kömür tesisleri
400 milyona mal olacak tesisler yıllara taksim olunacak
İç İstihlâkin glttlkç» artman va dış piyasa taleplerinin fazlalaştnaat do-layıslyle hükümet, kömür tesislerini ıslah, tevsi re takviye için gayret sarefdlyor. Bugün elda edilen maden kömürünün yüzde 25 U» 35 nispetinde arttırılması İçin Ekonomi Bakanlığı teşebbüslerde bulunmaktadır.
Kömür havzasının normal miktarda İstihsal yapması ve normal maliyeti» çalışması için kurulacak to-alslerlû 400 milyon liraya mal olacağı hesap edilmiştir. Bu mflhlm parayı birden temin etmek güç olduğu 1ç!n tesislerin kurulması yıllara taksim edilmiş bir program gereğince İkmal edilecektir. ,
Diğer taraftan kömür tam seklinin şikâyetleri mucip olması üzerin» Ekonomi Bakanlığı, tevzi şartnamesindeki kayıtların mümkün olduğu nispette azaltılması için çalışılmaktadır. Bu kayıtların tamamen kaldırılması mümkün olmadığı İçin halk İhtiyacına ayrılacak miktarla mütenasip olarak tam şartlarında bazı değişikliklerin mümkün olacağı tahmin ediliyor.
Eski Türkîerde heykel
Refik Ahmet SevengU tarafından 20 mayıs perşembe günü akşamı saat yirmi İkiyi beş geçe Ankara radyosunda «Eski Türkîerde heykel» mevzulu biç konuşma yapılacaktır.
AKİSLER
Buhranın vehametini küçümsememeliyiz!
Ticaret muvazenemizin son on aırfık neticesi 295 milıivn liralık bir açık gösteriyor. Yani bu devre içinde yapılan İthalâta nlsbetle ihracatımız o kadar eksilmiştir. Bunun hakiki mânast. dış piyasalara satılması gereken ihraç mallarımızın çoğu elimizde kalmış demektir.
Yeni mahsulün idrakine yaklaşıldığı bir sırada çeçen yılın bu derece ağır stok vükn altında beli bükülen iktisadi bünyemiz, bereketli çeleceğini umduğumuz yeni yıl mahsulünün ağırlığına da nasıl dayanır, orasını Allah bilir!
Piyasamızda aulardanbert şiddetini artırarak devam eden durgunluğun sebebi yukarıda gösterdiğimiz rakamın belâgatüe kolayca anlaşılır.
Bu hâdisenin doğurduğu neticeler şöylece hulâsa edüebdlrz
1 — Alın fertle elde ettiği mahsulünü satamıyan milyonlarca müstahsil yurttaş satın alma kudretini t ama mile kaybetmiştir.
2 — Bu en büyllk müstehlik kitlesüe ithalât tüccarları arasında rolü olan perakendeci esnaf ve toptanet tüccar eli kolu bağtı kalmıştır.
3 — Sermayesini ve banka kredilerini mala yatıran ithalât tüccarlarına. mağaza ve depolarına yığdıkları mallara bekçüik etmekten başka is katmamıştır.
4 — Bankalar verdikleri kredileri geri alamaz ve dolayıslle kredi ihtiyaçlarına cevap veremez bir hale gelmişlerdir.
5 — Bütün bunların derlet bütçesine yapacağı In’lkâs dola-ytsiie de Millet Meclisinde son. dört aylık tahsüâtm memnunluk verici olduğunu sevinde söyleyen pek iytmser Maliye Bakanımızın rahgtı kacacakttr.
Bu vaziyetin geçici, kısa devreli bir buhranın kabı olduğuna inandıracak alâmetler görillebll- 1 şeydi mesele kolaylaşır, sılkûnet ve emniyetle sabredilir, fş haya- I tında belirecek inkişaf hareketle- 1 rine intizar edilirdi. Fakat haki- 1 kat maleset htc de öyle değil. Gö- ( riinüşe göre milli iktisadiyatımız 1 seheri belirsiz bir gecenin korkunç karanlıklarına gömülmek 1 üzeredir! 1
Bu realiteyi, içtimai bünyemizde doğurması bütün tehllkelerile I görmek ve görmek istemlyen 1 dostlarımıza çöstermek Milletve- > killerimize, devlet adamlartmıza ve bütün memleket münevverle- 1 rine düşen en âdi bir vazifedir. ı
B.
İSTANBUL HAYATI
Şekerleri toplıyanlar sayın halkımız değildir
Sarpa 3aran şeker İşinde d» tecrübeler devreline girdik. Evvelâ karne ile satılacak denildi, sonra karar değişti. On gün müddetle bakallar, her müşteriye günde bir kiloyu geçmemek üzere serbes olarak şeker »atacaklarmış. Fazla şeker alıp evinde veya dükkânında İstif edenler yakalanacak, cezaya çarptırılacaklarmış, Kötü niyetlilerin yakalanabilmelerini temin için de, on günlük serbes satış tecrübesi zarfında bakallar birer kilo şeker sattıkları müşterilerin İsimlerini deftere kaydedeceklermiş. Şayet bu 01i günlük tecrübe İyi netice vermezse o zaman şekerin karne He satılması cihetine gidilecek, bir de o şekil tecrübe edilecekmiş.
tklnci şekli bilmem amma, alındığı bildirilen tedbirlerden de açıkça anlaşılıyor İri hâlen glrl-şllmf? olan birinci tecrübeden beklenilen netice elde edllemlye-cektir. Bir kilo şeker alan müşte-rlnn İsmini bakkalın defterine kaydetmekle temin edilecek fayda ne olabilir? Bîr müşteri, bir gün İçinde ayrı ayrı bakkalların defterlerine ismin! kaydettirmek suretile yüz, İki yüz kilo şeker alamaz mı? Bakkallar şeker sattıkları müşterilerin arkalarında adam mı dolaştıracaklar, yotaa; «bu adam bugün bir kilo şeker almıştır» diye alınlanna damga mı vuracaklar ki o adam o gün başka bir dükkândan şeker atamasın?
Gelelim meselenin esasına: Alâkalı resmî makamlar, memlekette şeker darlığı diye bir şey mevcut olmadığım ısrarla İddia ediyorlar. Darlık yoksa bu kadar sıkı tedbirlere, tahdide neden lüzum görülüyor?
Yine alâkalı makamlar bunu şöyle izah veya tevil ediyorlar:
«— Memlekette şeker darlığı başhyacağı ve bilhassa flatlerin yükseleceği gibi bir takım yersiz şayialar üzerine bazı ldmseler piyasadan fazla miktarda seker toplayıp istif etmeğe başladıkları 1 için günlük şeker satışları blr-denblre arttı, bu yüzden piyasada şeker azaldı.»
Onu da kabul edelim amma ■ bu şayialar nereden çıktı? Atoş olmıyan yerde duman tütmez, diye bir ata sözü vardır.
Fiat zammı meselesini bilmiyorum. fakat beceriksizlik, kırta-slveclllk vüzunden memlekette şeker darlığına sebebiyet verildiği inkâr edilemez.
Aklımın erebildiği kadar işin İç yüzünü izah edeyim: öteden beri şeker fabrikalarımızın İstihsali, memleketin İstihlâkini kar-şılıyamamakta, her sene 30 - 35 bin ton açık vermektedir. Eskl-den şeker şirketi kendisine verilen salâhiyete dayanarak dışarıdan şeker İthal etmek suretile bu açığını kapatıyor, darlığa meydan vermiyordu. Fakat bu defa her nedense alâkalı makamlarla başlıvan muhabereler uzamış, bu müddet zarfında şirketin elindeki stoklar mütemadiyen erimiş ve nihayet bugünkü vaziyet meydana gelmiştir.
Ekonomi Bakardle konuştuktan sonra şeker İşi etrafında gazetecilere İzahat veren Vali B. LÛtfl Kırdar diyor kİ:
e— Sayın halkımız normal ihtiyaçtan fazla şeker almadığı takdirde htc bir sıkıntı baht» mevzuu değildir.»
Bana kalırsa bay Vali de çok iyi bilir kİ, normal İhtiyaçtan fazla şeker alanlar sayın halkımız değildir; sayın halkımızın araşma karışan ve sayın olmıyan kötü kişilerdir, bunlar şeker istiflerini çoktan yaptılar, şimdi ka raborsa fırsatı bekliyorlar.
Cemal Refik
Orman kanunu tadil
tasarısı
Vatandaşların büyük güçlüklerle karşılaşmasına sebep olan orman kanununun tâdili tasarısı ikmal edilmiştir. Taşandın ay sonuna kadar Meclüa sev kediler ek kanunlyet tabetmesi için çalışılmaktadır. Yeni tasan, bugün şikâyetler! mucip olan kayıtların çoğunu kaldırmayı istihdaf etmektedir. Bir kere mangal kömürü ve kereste işleri tamamen mB-teşebbüslere terkedllecek ve devlet ar tık bunların İstihsaliyle meşgul ol-mtyacaktır.
Ayrıca orman yetiştirilmesini teşvik için ağaç dikenlere Ziraat bankasınca kredi temin edilecek ve prim verilecektir.
Ormanların talıribedll merini önlemek İçin de kereste İthalinden alınan gümrük resmi d» mühim miktarda indirilecektir.
AKSAM
20 Mayıs
Sahife ■*
Kıbrıs notları
Kıbrıs, flyasofya camisi
Camiden görülen manzara — Türk lisemi " Minarelerdeki Türk sancağı — Kardeş ocağı
Yazan- Dr. Retti Şefi siiKttroğlu
Kıbrıs Kardej rea&ında toplantı
TÖrber camiye çevirdikleri lüllse-lerdcn bir çoğuna. Ayzsofy* demişler. 1» İn bulda, Lefkoşada Mjıgusa.-da hep aynı Hep Ayasofya «.misi...
Lef koşan m bu meşhur kilisesi un - 1319 tarihler! arasında muhtelif eller tarafından yaptır ilmi?, fakat geçirdiği İki zelzele «onunda harap olmuştu. Adanın zaptını müteakip Tür iti er bunum tamir ederek cami haline sokmuşiar. Ban yonu taşından yapım lış ve apayrı mimarî (arada yapılmış bir eser. Hâla lkl Bina resi var. tkisj de yarun—
Kıbru Iı kardeşlerimiz İftiharla caminin her taralını geldiriyorlar. Halta çatışma kadar çıkıyoruz. Artta bölün Ki hru ay aklar ııruzın altında. Bir yanda Hm blnaaı ve Raydarpaş* camisi Karşı tarafta İse bir semanlar hapishane olarak kullanılan Büyük han. Gene tarihî bir eser. İU Türk Hkmeittebl. Bir Hâl ve sonra Kıbrısn bütün güzellikleri ve yeşil-tikleri. .
Kibrisin kendine has bir hususiyeti var. Cuma günleri camilere bayrak çekilir. Bu hal 014 harbinde Îhgîllzieie güzel bîr sürpriz hazırlamış. İlk umumî harbde gene böyle My cuma günü Lama İtadaki camiye tckllen Türk bayrağını gören İngiliz garnizonu vaziyet! kavrayınca ra kadar biranda seferber olmuş ye iş an-laşıhncayadek epey yürek çarpıntısı çekmiş...
Camiden. Usede oynaşan Türk çocuklarını seyrediyorum. Ne yazık tt, onlan ancak uzaktan görebildim. Zira liseyi ziyaret için bir gazeteci arkadaştan tavassut rica ettimse de pün hususunda nasılsa anlaşamadık te ben de bir İngiliz İlse müdüründen çekinerek, randevu almadan, ziyarete gitmedim.
Filhakika Türkierin bu en büytıfc kültür müesseseslnln başında bîr İngiliz mfidilr varılır. Mahallî İdare Türk okulları için senede 8000 lira kadar bir yardım yaptığından kendisinde bu hakkı görüyor. Gönül isterdi ki Kıbnsh Jcardeşlerlrlm!» pek de mühim sanılmıyacak (80 - 90 bin Türk lirası) olan bu parayı aralarında toplayıp, tıpkı Kumlana olduğu gfM muhtar kültür mflessesderine kavuşabilsinler...
Kıbrıs lisesi aynen bizim liselerimizin programını taklbdmektedlr ve MJJ1! Eğitim Bakanlığınca, liselerimizle muadeleti tasdik edilmiştir.
Aj/asofya eamtsi
İ$ln bir başka tarafı da okutan Türk llserf olarak değil, müslüman lisesi diya adlandırılmasıdır. Türkler bu hususu bir beyanname İla vali nezdlnda protesto etmişler ve lisenin Türk lisesi olduğunu belirterek:
— «Lâik bir maarif sistem! takibe-den İtsemlze Kıbrıs İslim lisesi ismini vermek biraz tuhaftır. O halde bütün diğer mekteplere de Hıristiyan lisesi, diyelim» diye haklı dâvalarını veciz bir şeklide müdafaa etmişlerdir.
Adada bundan başka. Lefkoşadakl Vlktorya kız lisesi ve müteaddit Türk İlkokulu vardır. Kıbnsta İlk tahsil mecburîdir ve bu okullarda esas dil o ekalliyetin kendi dili olmakla beraber İngilizce de mecburi olarak okutulmaktadır.
Adadaki bu Türk okulların tn yanında İnglIlzJere, AmerikalıMra ve Rumlara alt olan okulların sayısı d* hiç de küçümsenmlyecek bir mertebededir.
Akşama doğru Lefkoşanm merke-zlnde va Atatürk meydanının çok yakınındaki Kardeş öcağfna çaya davetliyiz. Onun için gezmeleri ve mttaafahalan mümkün mertebe kısa keserek Kardeşlerin sohbetinden gene mümkün mertebe fazla tatmak İstiyoruz.
Bu toplantılar sayesinde Kıbnsta her meslek eıbabı Türkle görüşüp.
furtası 6 ıneı sav fada)
AŞK VE MACERA ROMANI
Tasan: NİHAL KAHAUAÜARALI Tefrika No. 27
koyduğu elli kaatij, bu meçhul düşmanlarına kıyasla ona ehven görünüyor. Ve Ali Hâzımı, artık sağ elini düşünmeksizin arıyor. Acaba çok mu uzaktalar?... Acaba yanlış yoldan mı gidiyor, derken yerde kotra ile gelenlerin çeşlt)l ayak izlerine rasjıyor. Fa kat bu ne bltm« yokuş?...
Yol ağaçsı», taşlık arazinin ortasında kâh bir keçinin geçebileceği ksdar daralıyor; kSM bir dönemeçte sivri bir kaya !Je büsbütün tıkanıyor. Bozan da bir düzlük halini alıyor. Nihayet ileride tekrar inşaat göründü. Zeynep rahat bir nefes aldı. Fakat tam bu anda, yerde bir toz bulutu yükseldi, ölü sandığı tabiat sanki bir nefesle canlanıvermlştl. Kulağına utu!lu]a geldi. Ça]ı]ar hışırdadı, Bonra saniye İçinde y« yerinden oy-
nadı. öyle bir fırtına koptu ki, güya dört İstikametten birden eslyormuş intibaını veren rüzgârla hovalaunıa-mak için Zeynep zırtını bir kayaya vermeğe mecbur oldu. Erimiş tunç renglndeki gök şimdi akın akın gelen, sıkışan kara bulutlarla örtülmüş; alçalıyor, alçalıyordu.
Ne yapsmî Hedefe bu kadar yaklaşmışken tekrar sahile mİ dönsün?
Kararsızlığı uzun sürmedi. Dimağında şimşek gibi çakan yepyeni bir fikirle bir feryat kopardı:
— Ya başka yoldan giderlerse?
Artık nefes bile almaksızın yokuş geldiği yojdan gerişin geriye geriye koşmağa başladı. İniş çıkıştan daha güç. Ajtı kauçuk ayakkabıları kayıyor; sendeliyor; kayalar, dikenlere tutunmağa mecbur o] uy ur; a-
EvveS zaman içinde
Eski sefaret kâtipleri
Beyrut’un vücutlundan iki aile çocuğu — Paris’te Peteraburg’ta — Gece açılmayan kapıda bir hâdise
«İktibas hakkı mahfuzdur»
SEMİH MÜMTAZ S.
devam etti ve kapının silini de çalarak açtırmağa başladı. (Halbuki diğerleri bir yolunu bulmuşlar, rill çalmaksam kapıyı açtırablllr]ermişl..).
Fevkalâde muktesit ve Isralton korkan sefir paşa (.bunu da söyler-Jerdl), meselâ geceleri saat 11 den sonra sefarethane lâmbalarını «önci lir türdü. Hülâsal kelâm sefaret erkân ve efradı azap İçindeydiler ve bunların arasında bir de Miralay Fes Aziz bey vardı. Hela bu zat geceleri büsbütün ac fare te gelmezdi, sabahları gelirdi. Gecenin birinde karlar İçinde boğulurcasına sefarethaneye gelen Tüeynl bey kızak arabasını savdıktan sonra ne görsün? Zi| çalmıyor. Bas bre bas. Hayır, mümkün değil İşlemiyor. Epeye© uğraşmış. Bastonla vurmuş, kapıyı tokmaklamış, ne mümkünse yapmış. Mümkün eleği] sesini d uy ııramamış. Dönse kar lar İçinde boğulacak; dursa donacak. Ben size gösteririm demiş. Cebinden revolverini çıkarmış. Anahtar deliğine revolverin «ğnnı yerleştirmiş,. Tetiğine dokunuvermlş. Bir endsht daha yapmış. İçeri d» bir kargaşalık. Dışarıda polisler. Kapı açılır açılmaz kendisini içeriye atmış va doğruca, sefir paşanın dalraslna gidiyormuş anıma onu bu yolundan çevirmişler, odasına sokmuşlar, masajlara başlamışlar. canını kurtarmışlar. Dalız doğrusu «celi gelmemiş, ayaklanmış.
Bu hikâyeyi bana aD]atuk«D bunu da söylerdi Tüeynl bey: Bu patırdıda sefir de uyanmış amma sabah olmaz dan evvel kimseye bir şey sormamış ve bir «kandaidan kaçınmak fikriyle olacak olanı bileni kimseye söylemeyin emrini vermiş.
Günahı boynuna Tüeynl bey bunu bana böyle anlatmıştı Meşrutiyetten (18081 evve]. (Merhum) Mlra]ay Fes Aziz bey de yalnız bunu mu anlattı, daha ne]er yapardık? demişti bir gün bana.
Beyrutun vücuhünden iki aile çocuğu vardı: Bunlardan biri Tüeynl. diğeri Bursuk ailelerine mensuplu. Paraları da vardı. Hele İkincisi genç ve bekâr Alfred Eursuk çok zengindi. Jan TÜeynl o kadar zengin değildi. Eurlyede yapacak iş bulamadıkları için «ık sık Avrupaya; bilhassa ParL&e gider gelirlerdi. Ancak kendi memleketlerinde yaptıkları gibi auvareler, ziyafetler, balolsr ve galalar arasına pek karışa ma dıkjarı için sevdikleri Avrupa d a bir mevki sahibi olmağa hâhlşü idiler. Yalnız para kâfi değijdl. yanı başında bir de resmi ve İzafi bir lâkap lâzımdı. Nihayet buldular: Farta sefareti senl-yesi fahri üçüncü kâtipliğini İstihsal etiller; vazifelerine gittiler; İşe baş- | lıdılar. BlrlsJ yalnız Pariste yerleşti, kımıldamadı, öteki mesleğe girdi ve terakki etil; hatâ Petcrsburg sefaretimizin mühim kâtiplerinden oldu. Vazifesine dikkatle sarılmışlardandı. Fakat vazife haricinde hayli tuhaflıkları vardı. Bu tuhaflıklar sayesinde de hangi memlekete gitse dost ları vardı. Onu ziyade severlerdi. Çünkü «avahire faz]a dikkat eder, dürüst hareket ederdi.
Heje şakaları ve muziplikleri ölçüsüzdü. Ölçüsüzdü: Meselâ Parlat® beraber çalışırlarken kendisi kadar cemiyet hayatında girginlik gösteremi-yen Alfrcdi, seni şuna takdim edeceğim, buna götüreceğim der; arkasından koşturur dururdu. Ona mü- ' hlm bir zati takdim etti m! hemen ' en büyük bir restoranda o «atı gfl-ya Ajfrcde yemeğe davet ettirir ve ( fakat sonrada biçareyi davetlilerinden biriymiş gibi bulundurarak ve ' masrafı kftml]en Alfrede yükleterek ; bin dereden su getirirdi. Bu davetler ( tevali ederdi de. Bön çocuk bu oyunun pek farkına varmazdı. Oynardı ‘ oynardı, oynatıldığına «erinir, hattâ j bObllrlenİrdi: Şu markin davet ettim: X Nazın dün davetli İdi glbl._ Davet «dl]en]er dahi bunun farkında İdiler, amma nelerine Jâzunoı? İki arkadaşın İşine (!) karışacak değillerdi ya?
Petersburg’ta
Terfii sınıf ederek Parlsten Pet-eraburg sefaretine giden Tüynl bey. orada büyük elçimiz müşir bir paşanın maiyetine düştü. (Zannediyorum Hüsnü paşaydı), Bu paşa otoriter bir paşaydı ve sefarethanede yatıp kalkan kâtiplere aşağı yukarı mektep çocuğu muamelesi eder; sefaretten aynldıklan; sefarete geldikleri saatleri tesblt va vaktinin hu]fl]ünde kapıların kapanmasını emrederdİ. Böyle de yapılırdı.
İlk günleri Tüeynl bey bu usulün pek farkına varmamıştı, Petersburga yeni gelmişti. Pek meraklı şıklardan, fakat rabıtalı şıklardan olduğu için dalma beraberinde taşıdığı Reşit isimli vn)e«lnl yen) dairesine alıştırıyor, hemen hemen sefarethaneden çıkmıyor gibiydi. Çıkmıyordu amma nasıl ö]s* çıkacak; Feterburg şehrinin âlemlerine karışacaktı. Nihayet katıştı da. Davetlere, çaylara, tiyatrolara va saraylara gitmeğe, bazen geç gelmeğe başjadı. Arkadaşjan kulağını büktüler; «Şeflr acayip bir adamdır; bLr gürültü çıkarma» dediler. Bey- tırnak mümkün olacaktır, rutlu aldırmadı. Gene geç gelmekle Diğer taraftan hükümet, yeni çi-
S, M. S.
NOT: Akşam matbaasına gönderilen KadıköylÜ Dürrî Mehmet İmzalı aldığım mektupta bir de adre» olaydı. mektubun hiç olmazsa samimiyeti gibi bir kıymeti; sahibinin de majörn bir hüviyeti olurdu. Teessürle arrede-rlm, o uzun uzun yatılara bu kadar kısa bir not vermekten başka bir şey yapmak elimden g|emcdl.
Semth
sraeaBBnoBMEa BU AKŞAM ■ıw—wıasaram: ATLAS Sinemasında CANAVAR TUZAĞI
BOGDADY'sin
i,
1
t
(My Name la Julla Ross)
Korku İçinde geçen bir gecenin gonunda kendJnl çılgu adamla evli bulan bir genç kınn hlJtâyeaf, Artbt’tri;1 NlNA rOCH - OEÖROE MACREDY
Filme İlâveten:
Meşhur Canbaziar
Harlkûlâde varyete numaralan. Tel, 40835 Fiatlarda zam yoktur
Bugün Matlnolorden İtibaren
S A R A Y Sinemasında Güze) ve seçkin mürekkep büyük program
1—CASUSLAR HARBİ
(Dark Joumey) (Orijinal Kopyam)
VtVİAN LKİOH ve GONK AD vİİDT
Harp. RMirgalan arasında güzel bir emroe kadınının fec
2 — KANLI KORSAN (Türftçe Kopyasi)
VtOTOR MATUHU — ALLAN LADD
Emsalsiz bîr mizansen arasında müthiş bir korsanlar ve kan romanı
™ Bugün LÂLE Sinemasında Mevsimin en güzel 2 büyük filmi birden — BEN KATIL DEĞİLİM
ROBERT LOWERY -BARBARA BRİITON 2—BEDELYA
MARGARETT LOCK WOOD
Dikkat: Pazartesi - Çarşamba - Cumartesi sabahlan 11 de ucu» matine.
Bu akşam A R Sinemasında
Memleketin çimento ihtiyacı
Mırcut Çimento fabrikalarının İhtiyacı karşılayamıyan istihsaller lr.1 arttırmak üzere bazı kararlar alınmıştı. Bütün fabrikaların senelik istihsal miktarı 250-400 bin ton aracında olduğu halde çimento taleplerini tamamen karşılamak İçin yılda bir milyon ton çimentoya İhtiyaç vardır. ,
Ekonomi Bakanlığının Sivas Devirt çimento fabrikasının istihsalin! bir misli arttırmak üzere hazırladığı . projenin ihalesi bugünlerde yapı]a-çaktır.
Bu suretle Sivas fabrikasının yıllık İstihsalini 00 - 100 bin ton fazla!a:
vuçları zedeleniyor. Toz bulutundan bir metre ötesin) göremiyor ve yol bitmek bilmiyor. Saçları eşarpuun altından fırlamış savruluyor; çantası savruluyor. Köpüren denirin uğultusu yaklaştığının müjdesi haline kulaklarına geldi. Hızını arttırarak keçi yolundan aşağı kendini koyverdl. Son dönemeçten kıvrıldığı zaman, karşısına bir hayal dikildi. Çarpışıp yuvarla nacaklardı. Adam, kazayı önlemek İçin kollarını açtı; Zeynebl güçlükle zaptetti.
Zeynep, biran evvel sahile yetişmek endişesiyle nerede, naşı] bir yerde bulunduğunu unutmuştu. Önüne dikilen bu mânla ona, elli kaatljll adayı hatırlatıverdi. Dudaklarına va-rıncıya kadar yiizfl bembeyaz; şuursuz korkusu içinde boğuk boğak hay kırdı:
— Bırak beni, kantill
Ve yumruklarını ıssgele savurmağa başladı.
— Allah rızası lç:n beni dinleyin... Ben kaotl] fljfin deği|‘m... Bm mühendis Orhan... Nas.’J ojdu d,ı burada kaldınız?
Hakikaten mabkflma benzer yeri yok. Mongomerlrinin yakasına kırmızı bir mendi] bağlamış; başı açık, sari «açlan rüzgârla darmadağın... Bal j
1-
ANN SITERIDAN — DENKIS MORGAN
JAK GARSON — ALEXİS SMİTH
• Dikkat: Pazartesi - Çarşamba - Cumartesi
sabahlan 11 de ucuz matine
ikinci kitap
BURHAN FELEKln mizah edebiyatımıza kazandırdığı bu değer]] eserin İkinci cl]dl de çıkmıştır. 250 kuruştur.
Çıkaran: Babıâll CEMAL NADİR sokağı 12 N GÜNDÜZ YAYINEVİ,
Umumî satış: Yayı nevini! zde ve Csğajoğlu yokuşu 44 No.
Kültür Kltabevl.
MUAMMER KARACA OPERETİ Bu akşam. .
Kadıköy Opera sinemasında D E L î DOLU
mento fabrikaları açmak veya mevcut olanları tevsi etmek için çok mühim paraya İhtiyaç olduğunu hesapladığı gibi çimento işini İnhisar halinde kendi elinde bulundurmak arzusunda değildir.
Bu sebeple çimento işlerinin hususi sermayelerle başarılacak işler lirasında olduğunu bütün vatandaşlara duyurmak üzere Ekonomi Bakanlığı yakında bir İlân neşredecektir.
rengi gözleri, sesi kadar munis... Lâkin genç kadın, hakikat) kavnyabil-meklcn pek uzak. Görmüyor, işitmiyor,
Erkek, onun lâkırdı anl&mıyacak derecede kendinden geçtiğini farke-dlp omuzlarından yakaladı, sarstı:
— Aklının başınız* toplayın, koşun!.. Kotraya binmek üzere]er
Sonra eevap beklemeksizin Zeynebl elinden yakaladı; koşturmağa baş ]Adı.
Nefesleri tıkanarak kayalık sahili buldukları zaman, e] ele öylece kalakaldılar.
Kotra çoktan uzaklaşmıştı. Yelkenler! açmamışlardı tunma, motö-riinün süratiyle adanın kıvrımını bulmuştu. Dalgaların kucağında kâh omurgalarına kadar yükselerek, kân küpeştesine kadar suya batarak burnu kıvrıhverdl.
Genç adam, bir kelime He dehşet ■farie eden Zeynebl:
— Son bir ümit diyerek bu defa da kendi evi İstikametinde koşturmağa başladı.
— Motörümii Çıkaracağım, sizi yetiştireceğim.
Fakat bu teşebbüs, badanalı duvarları pinidıyan tek katlı e> n ■-mu; hizasına yükselen dalgalar v-
BU ROMAN BİR
YILDA 4MERİKADA
İKİ MİLYON SATTH
nünde kırıldı; kolları yanına sarkıverdi. Yeisle başını kaldırdı; giz]! kuvvetlerden istifade ederek göğü araştırdı, imkânsızlığının nzabı o derece ezâmetllydl kt şu anda tefelerinde bir tayyare uçsa, yerden göğe doğTu bir karta] gibi havalanacak; pençesin! tayyareye geçirecek; durduracaktı. Lâkin böyle bir ruhî haletten insanı uyandıracak sebep zuhur da asla gecikmez.
Genç adam, gökleri araştırırken, İnşaattan kumsala doğru inen geniş yolda mahkûm elbiseli İki gölgenin mevcudiyetini farketti: hakikatin gayyasına düştü. Yani başında, dudak lan birbirine yapışmış: boş gözlerle dalgalara bakan Zeynebl , omuzuna basıp yere çökertti:
____Yat ve kımıldama!.. Kendini de. ben! de mahvederslnl
Mahkûmlar adasında
Zeynep, hasır serili odanın tek hasır kolluğunda, kımıldamamak emrini almış medyum gibi oturuyor. Elleri dizlerine düşmüş; camlardan süzülen köpüklere bakıyor. Nefes alıyor inu, almıyor mu be]]l değil.
Mühendis Orhan, duvara daya]ı tahta nnı ■?nm kenarına İlişerek ba-
Memleketimizde şimdiye kadar neşredilmemiş en büyük, en lüks romandır. 400 küsûr sehlfellk 3 dit bir arada, hususi, zarif bir kutu içinde 800 kuruş.
NEBİOĞLU YAYINEVİ
cak bacak üstüne attı; alguasım yaktı:
— Ayağınızla tıpış tıpış safa geldiniz amma mülUtatımıs pek münasebetsiz bir yerde vaki oldu dedi.
Genç kadın bütün Yunan ilâhlarının ve bir takım samana insanlarının uyandırdıkları müşterek teh'ikg içinde bu sözlerin mânasını ve mahiyetini kavnyamadı.
Erkek, bal rengi gözlerinde şeytani bir ifade ile onu tetkik ederek devam etti:
— Sade münasebetsiz yerde vaki o]sa ne mut]u! Aynı zamanda pek telıllkell yerde... çifte fitljl yanan barut fıçısının üstünde randevu gibi bir şey...
tçlni çekti. Çizdiği tablo kendini da dehşete «almıştı.
— Çifte fitilin biri inşaat tarafında öbürü kotrada.., Berren ve bahren muhatara... An]adını» mı?
Hayalinde müthiş Akıbetler canlanıyor; Zeynebl ve dolayısiyle kendini kim bilir ne badireler İçinde görüyor ki. müstehzi tavrını bırakıp diama, tik perdelere geçti.
— Kafamı patlatıyorum, hareketinizi bir türlü havsalama sığdıramıyorum. Adanın vaziyetini bllmiyck
(Arkası vaıi
Çardaş Fürstin
6aia Lirika Italyan trupu Kalman’ın bu tanınmış operetini muvaffakiyetle temsil etti
Şöhrlmldtde bulunan Gala Lirika İtalyan trupu bu hafta Viyana operetlerini temsil atmağa başladı; UM olarak (Şen du]) u, onu takiben de (Çardaa Fûrstin) l oynadı.
(Şen dul). meşhur operet bestekârı «Leharr in âdetâ klftsUtltşmlş •" serlerinden biridir. İlk oynandığı za-mandanberl 45 «ene geçtiği halde hk 13 tazeliğini muhafaza ediyor. Başta İngiltere olmak Özere bsn memleketler hajkı( Şen dul) a baplul"; buralarda (Lehar) m meşhur opereti hftlft sık sık temsil edilir. (Şen dul) un valsleri. melodileri pek güzeldir, komik rahneleri çoktur. Bu yüzden erer bir kaç defa filme de çekilmiştir.
işen dul) şehrimizde da bfiyflk rağ bet görmekle beraber (Çardaş) onunla kıyas edllemlyecek derecede alâka uyandırmıştır. Bunun sebebi biraz da bu piyesin bıraktığı hatıralardır. Birinci üönya harbinin «onlanna doğru fstanbula gelen Viyana operet heyeti temsillerine (Çardaş) 1* bulamıştı. Bu güzel operetin kâh oynak, kAh İç çekici havalan derhal horkesl teshir etmişti. Operet, İstanbul'la kaldığı müddet sarfında (Çu-daş) ı en aşağı elli altmış defa oynadı. melodileri herkes tarafından öğrenildi. Bugün kırk beş yaşını geçmiş olan tiyatro meraklıları arasında (Çardaş)ı hiç olmaaa bir defa seyretmemiş ojanlar pek azdır.
(Çardaş) ı i$t^nbu]da meşhur euec yalnız eserin müziğinin güzelliği değildir. Operette baş kadın rolünü yapan artistin. (Mlloriç) in hayatı etrafındaki efsanevi dedikoduların da bu hususta büyük tesiri olmuştur. (Mllovlç) tatil ve bo] sesli, rahneye hâkim olmasını bilen bir sanatkâr öl (Çardaş) j Viyana da ilk defa o oynadığı için piyesin bütün inceliklerine vâkıftı. Istan bula geldiği saman ancak 25 yaşlarında genç ve güzel bir kadındı. O zamanın harb zenginleri, büyük tacirleri derhal güzel artistin peşine düştüler. (Mllovlç) in şerefine ziyafetler veriliyor, eğlenceler tertip ediliyordu. Harb zenginlerinin Mllovlçln bastığı yelere beşer lirapk banknotlar döşedikleri (o raman bir al ün 4 lira olduğuna göre bu beş lira bugünün 80 lirası demektir), artistin sigarasını beş liralık banknotlarla yakanları söylenirdi. Bunlar belki doğru., belki hayal mah ■ulü idi. Her ne olursa olsun söylentiler ona efsanevi mahiyet vermişti.
Aradan otuz sene geçtiği halde hâlâ o zamanlan hAUrlıyaniar ve başkalarına anlatanlar pek çoktur. Bunlar için (Çardaş) i seyretmek biraz da «kİ gençlik devrine dönmek demektir. Faz]a rağbetin biz sebebi de bu olsa gerektir.
Çardaş'ın mevzuuna kısaca anlatalım: Bir barda, kendisine Çardaş prensi adı verilen Bilva Veresen adın da genç ve güze] bir artist Ttirdır. Bu artist, barm müdavimlerinden kibar bir aileye mensup Edvin adında bir gençle sevişiyor. Barm müdavim jerl anısında Edvinin sıkı dostu Borü adında çapkın ve şakacı bir genç, yaşı ilerlediği halde bar]xrdan bir türlü aynlamıyan Feri adında yaşlıca bîr eğlence düşkünü vardır.
Birinci perde barda geçer. Bilva Amorikaya turneye gideceği İçin btr veda mtlsamerest vermektedir. Mfl-smnerenln en parlak zamanında Ed-rinin kuzeni yeliyor, anaslle babasın dan bir mektup getiriyor. Bunda ak
rabasına an nlşanİMl olan 6tö£y J]e evlenmek üzere hemen Viyanaya a-Hcri nezdlne dönmesi bildirilmekledir. Edvin İptida buna muvafakat etmiyor, bir noter getirterek barda Bilva He evleniyor ve onu seyyahat-ten vazgeçirmeğe razı ediyor, Fakat ailesi nğır basıyor. Viyanaya gitmeğe ■mecbur oluyor.
Mlll*«|||ltSlltSStlSltlItll»l*lUf*ı*ıı
inekte 1dl. Kendisinin, göreceği kimselerden bazıları tarafından öldürüldüğünü kabvletmek gerektir.»
ı ■■■»■■ ıııııaı »ıı rııııııaıtımmın
Vali re Belcdiıtt Reisi Dr. Lûlfi Kırdmn Sibmeıı gemisini £i!>QTetî
îklnd perde Edvtata babamın ♦-v*nd*(ör. Burada delikanlının «n-mılj mttnM«b*tiie Ur (uv*re «iliyor. BCvaraye hiç Hklanmlysn Mr misafir geliyor: Beni ve tllva... Kod* Borü Bllvayı karısı diye takdim ediyor. Kontes Bonlnin hakikatte bkr artisti olduğunu kimse anlamıyor Tabii Edvin mflsteena... Edvin, Bocinin mûnascbotalı hareketine kıa-yor, nişanlısı Stuyyl bir tarafa bırakarak Bilva ile meşgul olmağa başlıyor. Diğer taraftan Bonl İle Btasy blrbirile çabuk kaynıyorlar, dans ediyorlar, şakalaşıyorlar ve »e Tiftiklerini anlıyorlar.
Büvarenln sonlarına doğru Bilva hakiki hüviyetini söylüyor te Bonl İle şatodan ayrılıyorlar. Edvin ailesine Stasy ile değil KllTa He evlenmek istediğini söylüyor. Bu istafil kabul edilmeyince o da şatodan kaçıyor.
üçüncü perde gene bardadır. Bütün tanıdıklar ve oğulları peşi sıra koşup gelen ana ve babası burada top Kanıyorlar, reri İki sevdazedenln evlenmesi için bir yol buluyor. Edvin bar artisti Bilva He değil, kont Bonl-nln boşadığı kontes Bonl IJe evlenecek. Bu suretle asil prens gene esil bir kontesle evlenmiş olacak!.. Esasen Edvinin baban da vaktile bu suretle evlenmiş!
Oyunun sonunda Edvin Bilva He. Bonl de BLaşy He evleniyorlar, her şey yoluna giriyor.
Gala Lirika turupu İki opereti de iyi oynadı, bilhassa Çardaş'da çok muvaffak oldu, Bonl ve Stasy Viyana operetlerini araLnuyacak kadar mükemmeldiler. Terörün sesi ve oyunu İyidir. Soprano'ya gelince, sesi bol olmamakla beraber, sevimli bir Sllva olmasını bildi. İkinci derecede rol yapanlar da muvaffak oldular. Dans lar çok İyi idi, halk bir çok parçaları tekrarlattı.
Operet heyeti Çardaştan sonra bu piyesin bestekârı Kalman’ın Marltsa kontes! piyesini oynıyacaktir.
Yunanistan’da
Amerikan heyeti balkanının demeci
New - York 10 (AJL) — Dün akşam kendisini Yunanistan dan getiren uçaktan inişinde Yunanlatana Amerikan yordun heyeti başkam Dwlghy Grimvold şunları söylemiştir: «Amerikan yardinu olmasaydı, Yw-nanlstan daha sekiz ay önen komünistlermiş olurdu.*
Dweiht Grlsv/old bundan sonra ga-petedlero «Yıunanlstanin iktisadi! durumunu Avrupay» yardım plânı idare müdürü Paul Hoffman, Dışişleri Bakanlığı ve Savunma Bakanı James Forrestal» İle görüşmek üzere Amer ikaya geldiğini bildirmiştir.
Daha sonra ^çetecilerin sordukla ı sualleri cevaplandıran Grlswold. Yunanlstanda komünist İlerleyişinin durdurulmuş olduğunu ve Yunan ordusunun çetecilerle çok iyi sava»tığını beyan etmiştir.
Grisurold, Yunan milletinin yüzde 86 İlâ 80 mnın komünizme muhalif olduğunu söylemiş ve gelecek Î0 haziranda sona eren Amerikan yardımından Yunanlstanın MarshalJ plânından yardım görmeğe devam edeceğini ve yardımın askeri taamının başka hlr metin ahkâmına tahsis edilmiş olduğunu tasrih eylemiştir.
Nihayet Amerikalı muhabir Plok*un katli hakkında sorulan suale Grlsvotd şu «vahi vermiştir: .Plok, komünistleri görmek Üzere BelânIk’e glt-
Bir Amerikan dergisine cevap
Usun mtiddettenberi
Türldyede yaşayan 6 Amerikalının açık mektubu
Amortita'da çıkan Tha Aaturdaj Evsotag Post dsrglsı M rahat tarihli uüahMinda E. O. Hauser tarafından TOrklye'ys dair bir makale neşrat-mlşttr, Türklys'dfl uzun zamandan bari yar leşmiş olan altı Amerikalı makalenin çok eksik olduğunu görerek bif açık mektup yazmıştardır. 24 aUan 1948tarihli olan ve dergiye hitabeden bu açık mektupta deniliyor M:
*aym yazı İşleri müdürü;
Ettim t O. Hauser ln yıldığı ve 28 şubat 1M8 tarihi! derginizde ya-yıntadıfiınıa «Türkiye ödllnç alınmış bir samanda yaşıyor» başlıklı makale tstanbulda birçok tefsirlere yol açmıştır. Bir çoklarımız TOrklyeyi usun bir zamandan bert müşahede etmekte olduğumuz İçin muharririn aksettirdiği bir taraflı resmi müstesna olarak göz Önünde tutmaktayız. Gayet tabii olarak tenkit İyi bir şeydir. Fakat su! tefehhüm de başka bir şeydir.
Makalenin verdiği umumi hissiyat. Türklertn köşelerde bucaklarda görülen barlkadlann Ve dikenli tellerin meydana getirdikleri bir dekor içinde gey® müessir btr surette yaşadıktandır. (fhbll burada yaşayan tizler «muhasara edilmiş bir çehlrl» hissiyatına sahip değiliz.) Makalenin bir yerinde muharrir Urmenücfrden. Rum! ardan ve YahudDerden çok doğ-' ru olarak bahsederek bunların HC-I elUerden beri Tüzkiyede yaşamış olduklarını belirtiyor. Halbuki, aynı yazının biraz ötesinde bunlara İm A yoöu «yabancıları diyor. Muharrir, «temta olmayan nesillere hasredilen köşe kahvelerinde vakit geçiren orta sınıf halk» (Kye başvurduğu bir çok grupların yukarıda bahsettiği «yabancılar» olduğu hakikatini göz önünde tutmaktadır. Beş asırdan beri ticareti İmansızca tekkeî tiki erini ga-vet doğru olarak yazarken, Müslüman Türkîerdeki iş dirayetsizi iğini mübalâğa ediyor. Zira, Cumhuriyetin kuruluşundan beri geçen bir nesli-de bir çok Türkler ticaret sahasında pek çok şeyler öğrenmişlerdir, ve müstesna başarı, bahsettiği mevkie biz şahısla inhisar etmemektedir. Bütün bunlar yazarın kolay gazetecilik kaleminden çıkan bam sul tefehhümlerdir.
Saniyen muhaTrirdclü görüş eksikliğine İtiraz ediyoruz. Yeni Cumhuriyetin doğuşuna hinıayckâr bir şekilde kavuşurken, tarih boyunca kaydedilen terakkileri takdir etmekte Aciz gösteriyor. Kendisine tarihin Bahlfe-lerlnl geriye doğra çevirmeği ve İhtilâlden 25 yıl «öntakl Birleşik Amerikanın na durum arsettlğinl bir an İçin gözden geçirmeği İkaz etmek isteriz.
Bizi hayrete düşüren üçüncü nokta, bazı tavsif edici re hattâ bunun gibi mahdut bir yer kaplayan bir makale İçin dahi elzem olan hakikatlerin ihmal edilmiş olmasıdır. Nitekim, kültürel gelişmesinden bahsetmeden bir memleket hakkında esaslı bir fikir verilemez. Bu makalede de kaydedilen ban terakkileri belirten »IraHer açığa vurulabilirdi. Bu misallerden hasılan şunlardır: Bir Marmara adasındaki modern hapishane; Ankara Erkek Ticaret okulları ve Kız Meslek okulları; Köy öğretmen Enstitüleri: Belediye Halk Tiyatrosu: Opera inkişaf!; alysuet eden sanatkârlara. gösterilen candan hüsnü kabulden anlaşılacak ve İyi müziğe karşı olan takdir; bale okulunun kurulma®. Bn sahada çalışan kadın ve erkeklerle konuşan Amerikalılar, bunların göstermiş oldukları gayret ve kabiliyeti can ve yürekten takdir etmişlerdir.
Böyle bir makale büyük bir halk kitlesi tarafından okunmaktadır ra bunlardan bir çokları Türkiye hakkında hecıen hemen hiç bir şey bilmemektedirler. Zamanın büyük bir kısmını savaş bulutlan altında geçirmeğe mahkûm olan genç Cumhuriyetin karşılaşmış olduğu ve karşılattığı nıiişkllât hakkında ya gayet hz ve yahut da hiç bir bilgiye sahip değillerdir. Diğer taraftan bütün müşkülâta rağtgcn Batı demokrasisine doğru kaydettiği terakkiler hakkında bilinen çok azdır.
Mektuba son verirken btr eeyyahın hissiyatın) diğer blı seyyahın k.Lssl-yatiyle karşılaştırmak İstiyoruz. Mls-ter Hnuser «taş yflzJü süskün TBrk»-ten bahsediyor ve bir tnglltoln söı-lerinJ naklediyor: .Ne raman blr Türkün gülümsediğini göreem, bu
Dünyanın en pahalı şehri
Milyonerler memleketi Miamide otelde bir gecelik oda fiati 60 dolardır
Bir koltukta geceyi geçirmek ücreti 16 dolar, bir yemek 20, sabah kahvaltısı 5 dolar
Miami’den bir görünü}
Aliami'de plâjın gerisindeki yüksek İfnalar
Amerika, demokrasi dâvasının kazanması için, İkinci dünya harbinde büyük gayretler sarfet-ti. Mihvere karşı harbeden devletlere ödünç verme ve kiralama suretlle milyarlarca dolarlık yardımda bulundu, aynı zamanda milyonlarca genel silâhı altına çağırarak muhtelif harb cephelerine gönderdi. Amerikalılar her tarafta büyiik kahramanlıkla çarpıştılar. Denilebilir kİ demokrasi cephesinin galebesinde başlıca âmil Amerika olmuştur.
Amerika, çok büyük fedakârlıklara katlanmakla beraber, ikinci dünya harbinden büyük mali ve İktisadi faydalar temin etmiştir. Yeryüzünde mevcut altının üçte ikisi şimdi Amertkada dır. Yine yeryüzündeki zenginlerin beşte dördü Amerikada bulunmaktadır. Harb yıllarında Amerikada blr çok kimseler akıllara durgunluk verecek kadar çok para kazanmışlardır
Amerika, harb bittikten sonra da bu İmtiyazlı vaziyetini muhafaza etti. Harbi müteakip İşler durmadı, bilâkis daha ziyade genişledi. Amerika, bir çok hususlarda, bütün dünyanın müteahhidi vaziyetlndedir. Bu yüzden hâlâ pek çok para kazananlar vardır.
Amerika zenginleri paralarını harcamak lcln bir zamanlar Avrupa'ya gelirlerdi. İkinci dünya harbinden sonra eski dünyaya seyahat hevesi azalmıştır. Bunun sebebi seyahat güçlüğü, AvTupa-nın harap hali ve güvensiz vaziyetidir. Amerikalılar şimdi daha ziyade kendi memleketlerinde geziyorlar. Zenginlerin İlk hedefi Florida’dakl Mlaml şehridir.
Mlaml Amerika’nın Nİ3 (Nice) İdlr. Yaz kış havası mutedil, iklimi çok güzeldir. Kışın bile burada deniz banyosu yapmak kabildir. Harbden evvel Amerikanın büyük zenginlerinin Mlaml' de birer köşkü vardı. Çimdi akın o kadar fazlalaşmıştır kİ 1939 da şehrin nüfusu 250 bin İken bugün 1500 bini bulmuştur. Her gün yeni ve muazzam otellerin yapıldığı, her tarafta yeni yeni köşkler. binalar inşa edildiği görülüyor.
Amerikan zenginlerinin yap-
horekell teriöetinek için günümün geri talanını eğienceya hasrediyorum.» 1838 yılında Royal Oeographle Cemiyeti Yunan edebiyatına bihakkın vâkıf «lan Charles Fellowe tatali blr IngHladen Anadolu reyahatlne dair blr kitap yazmtaını İstemişti. Charles Feliowş, «Anadolu» isimli e-scrlnln ön sözünde şunları yazmak-, iadu; «Tilrklyeye varınca. Türkler hakkında çok fena düşüncelere sahip Oldum.» Fakat hu fena düşünceler yavaş yavaş zail oldu. Seyahatinden bahsederken de şunları belirtmektedir: «Burada orta tabakadan halkta gördüğüm azlmkâr anlayışa biç bir yerde taslamadığım muhakkaktır.» Yüz seneyi aşan bir müddet evvel seyahat eden blr seyyahın tecrübesi buğün burada yaşamakta olan blr çok Amerikalıların tecrübelerini teşkil etmektedir.
Bu mektubu İmzalayan altı Amerikalı Ttakiyedf altı ilâ otuz yıl İkamet «•: niştir.
Ilıdıkları bu binalar cidden çok muhteşemdir. Bunların eşine başka hiç blr tarafta taslanamaz-Bazıları birer saray gibidir. Zenginler bu binaları muz ağaçlari-le kaplı ve Mlaml Beach denilen yarım ada üzerinde, yahut koydaki adalarda yaptırıyorlar. Bazı zenginler küçiik adaları satın atarak burasını tam bir malikâne şekline koyuyorlar.
gehrin. nüfusunun blr misil artması burada müthiş bir mesken buhranı doğurmuştur. Otellerde yer, yahut bir jıpaıtıman bulmak çok güçtür. Otel odaları, lokantalar da ateş pahasmadır. Fahalıhk bakımından Mlaml bütün rekorları kırıyor. Buraya dünyanın en pahalı şehri demek mübalâğa değildir. Milyonlar kazsnan zenginler hesapsız para sarfetmekten zevk duyuyorlar.
Mlami'dc geceliği 60 dolardan aşağıya oda yoktur. Evlerde, pansiyonlarda odaların bir gecelik flat! 35 dolardır. Buna rağmen yer bulunamadığından blr çok kimseler 1G dolar vererek otel veya evlerin salonlarında gecesi 1 geçiriyorlar.
Mlaml'den gelen bir İsviçreli gazetecinin anlattığına bakılırsa her şeyin fiati bu nispette yüksektir. Bu gazeteciye göre blr kişinin günlük masrafı (tiyatro eğlence lıarlc) 150 dolardır. İyi blr yemek 20 dolara, mütevazı blr sabah kahvaltısı 5 dolara maloluvor. Saç kesmek ve traş 3 (bahşiş hariç), bir sandviç 1,5 bir kadeh konyak 1.75, blr kahve 1.75 dolardır. Bir kısım eşyanın fiati tasavvurun fevkinde yük-
sektir. Meselâ blr Fransız kravatı 150 dolardır.
Miami’de herkes bol para kazanıyor. Kazancı en az otan şoförlerdir. Bunlar haftada ancak 300 dolar (850 lira) aldıkları için ağlaşıp duruyorlar. Bu zevk ve eğlence şehrinde para bolluğu hakkında bir fikir vermek için bankalardaki mevduatın 376 milyon 756,197 doları yani bizim paramızla bir milyarı geçliğini söylemek kâfidir.
Paıa bolluğunu anlatacak başka bir misal: Zenginin biri kumsa'-da gezerken bir lâstikle tutturulmuş bir deste baknot bulmuştur. Zengin yerdeki küçük taşlan atmak için lâstiği almış, banknotları bırakmıştır!
Mlaml aynı zamanda bir aşk ve muhabbet diyarıdır. Bol para kazananlar sğygililerUe buraya geliyorlar, yahut burada biter sevgili buluyorlar... Plajda yalnız başına güneş banyosu yapan veya yalnızca denize giren kimseye «ıslanmaz
Miami bir kaç seneden beri bil-vük bir uçak merkezi olmuştur. Şimal ve Cenup Amerika, Amerika İle Afrika arasında işleyen bütün uçaklar buraya uğruyorlar. Bu sebeple büyük bir hava meydanı yapünus, muazzam tesisat vücuda getirilmiştir. Dakika başında bir uçağın meydana indiği veya buradan havalandığı görülüyor.
Amerikalılar Miami'nin İstikbalini çok parlak görüyorlar ve burasının nüfusunun çok geçmeden blr milyonu bulacağını tahmin ediyorlar.
MJlIllllllHlllllllllllIDDIlllllllnlIlllllHIIIIUİIIllllllIllllllllllllIlllItlIllillllUIIOllIlMIlllUHIIHUtlIllUIltllIlllHllllllllltiatlItmitlt
Bahire e
Esasi «AZPAZ^jy j
Marki RödoK sözünde şiddeti* rar eti:
— Ben size söylüyorum. İd dşfine mevcuttur Ailemin vesikaları Klnu teyldedlyor. Ecdadımdan marki Kh-denıar, Kıral Onuncu Louls% harb açtı. Er geç Kiralın eline düşüp Öleceğini bildiği İçin hâzinesini düşmanı (juı eline geçmekten kurtarmak ve l)lrgön ahfadı tarafından bûîuû-mak ümidiyle emin bir yerde «akladı. şimdi, Andemar'ın, hazînesini sakladığı yeri bulmak lâzım. Fakat elimdeki vesikalarda maalesef buna dair hiç bir kayıt yoktur, d&İL
hıtlyar markinin davetlilerinden
Stefan Lakur söze karıştı:
— Marki cenapları, defineyi bulura 4 m bana ne vereceksin, diye sordu.
— Yarısını size veririm.
— İstemeni. Benim için mUkâfat. yegâne hazine...
— Nedir? Söylelnlz.
— Kerlmenlzdir marki cenapları. Nlkol'ü severim. Onun da bu hissime lökayt kalmadığını sanıyorum, kıa-nızı bana vermeğe muvafakat ederseniz defineyi bulmayı üzerim» aiı-
- rım.
Bu teklif Andemar sülâlesin» vârisi olan marki Rodolfun hoşuna gitmedi. Fakat şatosunun merhun bulunduğunu ve ancak bu hazînenin bu lunması tnall vaziyetini kurtarblle-ceğinl düşününce razı oldu:
— Teklifinizi kabul ediyorum. De-ffneyt bulursanız kızım NlIcOl şirin olacak, cevabını verdi. Ertesi gün Lakur şatoya şaşı ve tıknaz bir adam getirerek markiye takdim etti:
— Bu adamın adı Plyer Benin'dlr. Mesleği yer altında akan su kaynaklarını. madenleri, hattâ yere gö-mtilü madeni eşyayı bulmaktır. Plyer. şatonun bahçesinde araştırma yapıp defineyi bulacaktır.
Marki İtiraz etmedi ve derhal üç erkek şatodan dışarı çıkarak araştırmalara başladılar. Plyer, bahçenin orta yerinde birdenbire dıurdu. Elindeki madeni çubuk titremeğe va sanki esrarengiz bir kuvvet çekiyormuş gibi yere doğru meyletmeğe başladı. Plyer. o yeri derhal kazmağa başladı. Kaza kaza nihayet kazması maden! bir levhaya çarptı kanter tçlnda kazıları taklbeden Lakur sevinçle:
— Define, define bulundu, diye haykırdı. Biraz sonra kazıcı madeni kapağı kaldırarak altından büyücek bir demir çekmece çıkarıp markiye uzattı. Marki Rodolf elleri tltrlyerek çekmecenin kapağını açtı. Oözlert kamaştı. Çekmece pırıl pırıl eski altın paralarla dolu idi. Marki, bir taraftan altınları avuçbyarak şakırdatıyor, diğer taraftan da:
— Bu, muazzam, bir servettir. Yarın sabah İlk İşim Darphaneye gitmek. bunları değiştirirken aldatılmamak İçin hakiki kıymetlerini tahmin ettirmek olacak, diyordu.
Marki, İlk heyecanı zail olunca yatımda duran La kura döndü:
— Gel oğlum sent ku çaldırayım. d?drt Nlkol'ün drahomasını, mezarın İçinden çıkardın. Aferin sana oğlum!
Aradan üç hafta geçti. Nlkol. şatonun taraşında duruyor, nişanlısı Laktır'un gelmesini bekliyordu. Delikanlının şatonun bahçesine girdiğini görünce elini sallıyarak:
— Stefan, Stefan! Darphanenin raporu geldi diye bağırdı:
— Öyle mİ şekerim? Baban nereıSe Nlkol?
— Kütüphanede... Darphanenin gönderdiği raporu okuyor.
aı«-
F»«a.ne
Delikanlı, şatonun mefütaâf v eti1 atin d8h fili 4ıfce
tikbâi kana asînin yantga WÖ-
tttlyir marki, kirşısifidd LİÎhru (6-rffiiö feryat bîitP
— Çık, dafd dnümün alçakı di?» bağırmağa haşladı.
ÖelLantı, şâşV& şaşkın tordu t
— cîu/drimnıuı mujbtarafn m*s-kil Hiddetinizin sebebini hniıyatlfl-yöfum.
— şimdi anlı yatıksın. Darphanenin. raporunda ne dtdlğbd biliyor ftuenmûaf O üM paralâf, kurşundan mamul, yanı kalp imiş. Bıi surat!* «enin gibi mendebur ve sefil bir harftin yüzünde «lâlem, ceddim, tenli va kahraman marki Andemar’ın kalpazan olduğunu öğrenecek. Kimlinin. evet hiç bir ferdhl bilmediği sırları açığa vurdun. Ne yaptığını gördün mü şimdi?
Lakur kendisinin bunda kabahati olmadığını söylemek istedi. Fakat ihtiyar marki bir kaplan çevikllğlyl* üzerine atılA, Lakur'u yere yatardı, var kuvvetiyle boğazını sıkmağa başladı. Zavallı Lakur boğuluyordu. Feryadı basarak İmdat istedi. Nişanlısının boğuk feryadını duyan Nlkol İle uşaklar, koşarak zavallı delikanlıyı, ihtiyarın pençesinden torla kur-tardılra.
thtlyiar asilzade durmadan gülüyor:
— Paralar kalp imiş, ceddim kal-pazanmışl Ne rezalet diye bağırıyordu. Zavallı marki İnkisar ve teessüründen çıldırmıştı.
Çeviren* A. Hilâli
(Bas tarafı 4 üncü sayfada) konuşup, dertleşmek İmkânını bulduk. Hepsinin bağrında yanan dert bir tek hasret ateşi... Fakat beni Ozeıı. biraz da hayrete düşüren şey. pervane gibi aynı ateşe koşup yanma. pahasına da olsa, kuvvetli bir gönül va İşbirliği ödememeleridir. Temenni edeyim ki birkaç günlük kısa bir ziyaret dolyisiyle böyle yanlış bir zehaba kapılmış olayım.
Bu büyük derdin yanında Kıbnsh kardeşlerimizin başkaca ufak tefek sıkın t dan yok değil. Meselâ hayat pahalılığı, meselâ maarif meselesi... Bilhassa anavatandan liseye birer tarih - coğrafya, edebiyat ve riyaziye hocası göndererek çok bsğtı oldukları bu mflcssesentn takviyesini rica ediyorlar.
Diğer ekalliyetlerin mazhar oldukları bu gibi nimetlerden Tilrklerln de faydalanacaklarını ve böyle ufak yardımların eslrgenmlyooeğlnl limit ediyorlar.
Gün kararırken otomobille Larna-kaya dönüyoruz. Atatürk meydanından ayrılan uzun yol bir köprüden geçiyor ve sonra karşılıklı İki tesis Tımarhane ve Fillstlnden gelecek İngiliz askerlerini ockllyen boş kamplar... Biraz Uerlde körler mektebi. Cüzamlıların çalıştığı bir çlfllk va sonra bir dönemeç ve meşhur Atalaa* çlfllğl ve nihayet İşte Kiracı köyü. Mehtap asfalttaki gölgelerle Oynaşırken bte çoktan yolu yarılamıştık. Bu aksam Rum köylerinde başka bir canlılık var, Hattâ birçok yerlerde şimdiden, sıra sırı küçük bayraklar asılmış. Yann 23 mart. Yunanlstanın kurtuluş günü ve ada Rumları bu günü kutlamaya hazırlanıyorlar.
(Devan» edeesk»
---------------------
İmparatorun enfiye kutusu
ASK VB ZABITA ROMANI
Yazan: John D. Carr Tercüme eden: Vâ-NÛ
Tftfrllfa No, 4«
Kadın, yatak odasın m kapısını
vuçdu. Hürmetle dikildi, bekliyor.
— Aşağıda bir çok polisler v&r, efendim. — diye bildirdi.
Yvetle‘10 neşeli sesi ve halindeki barla memnuniyet, Eve'lıı boğazında yeni bir tıkanıklık hasıl etti
— Madam şimdi inecek. — diye haber ■çereylm mİ, efendim?
— Salona alımı, kendilerini... Ben şimdi iniyorum. — diya geaı kadın n« dediğini bilmeden söyledi,
— Peki, madam.
itap t kapanacağı sırada,* Eve, »yağa kalktı. Gatdrobundan bir kürk ja-ket çıkardı. Sırtına giyip İtin* İle düğmelerini İlikledi. Çantasın^ kâfi para olrrp olmadığım anlamAk İçin göz altı. Sonra, ışığı söndürüp odacından çıktı.
Mahut basamaktaki bozuk müari-teuc basmamağa vo ayak şeşlerini kimseye duyurmamağa gayret «Jare^.
HIW-
flmerikada içki düşmanları yeniden faaliyete geçtiler
Bunların iddialarına göre insanların bugünkü felâketlerine sebep içkidir
Blrlnal dünya harbinden sonra uzunoa bir müddet Amerika'da İçki yasağı büküm «ördü. Fakat bu yasağa rağmen her tarafta, hor tllrlü İçkiyi bulmak kabildi. Yal mı flatler eskLslna nlsbetle bir parça yüksekti. Amerika'ya kaçak suretlia İçki sokmak İçin büyük sermayeli şirketler kurulmuştu. Bu şirketlerin vapurları, nakit vasıtaları, miktarı binleri aşan adanılan vardı. Her şirket senenin sonunda büyük ölçüde temettü dağıtıyordu.
Bu vasiyet karşısında İçki yasağının mânası kalmadığı anlaşıldı. Yasağın bir takım İnsanları zengin etmeğe ve zayıf seciyeli memurları su-lutlmıl, sovkflmej, .ır.lıj, 8öry. dü, yasak kaldırıldı.
Fakat Amerika'da müfrit içki düşmanları vardır. Bunlar, İnsanların bugünkü felâketlerine hep içkinin sebep olduğunu iddia ederler: (içki yasağı kalkmamış olsaydı ikinci dilnya harbi çıkmazdı!» derler. Yine bu adamlara gör« İçki yasağı konmazsa üçüncü dünya harbi muhakkaktır I Amerika İçinde 9ü şubesi olan içki düşmanlan cemiyeti bu defa ya-
sağın bütün dünyaya şamil olmasını İstiyor, t Umumi İçki yasağı kabul edilmezse dünya rahat yüzü görml-yecektlr» diyor.
İçki düşmanlan cemiyetine göre Amerika'da Ayan İzanının yarısı, saylavların ise dörtte üçü İçki aleyhinde imiş ve İçki yasağı hakkında bir kanun teklif edilirse derhal rey vereceklermiş.
içki yasağının dünyaya sükûn vo huzur getirmesi şüphelidir. Bunun İçin Amerika'nın yeniden «Kuru» olacağı tahmin edilemez. Fakat yapılan teşebbüsün neticesbıde ispirtolu içkiler hakkında baa kayıtlar konulması muhtemeldir. Esasen Amerika Birleşik hükümetini teşkil eden 18 hükümetten otuz altısında bu hususta az çok kayıt vardır. Bu kayıtların arttırılması ve bütün bükü-metlere teşmili mümkündür.
Amerika İçki düşmanları cemiyetine bakılırsa yer yüzündeki insanların büyük bir çoğunluğu içkinin aleyhindedir. Fakat araya yasak edilme girince bunlar, İçki içmedikleri halde, bu husustaki hürriyetin tahdit edilmesini kabul etmiyorlar.
YENİ YAYIN
ARTHUR’ÜN ÖLÜMÜ
1 ve n
Slr Thomas Malory'nin «Arthur'ün Ölümü». İngiliz edebiyatının nesir sahasuıda İlk mühim eseridir. An-glo - Saksonlarm İstilâsından önce Britanya adalarında yaşayan ve İstilâcılarla mücadele eden Kıral Arthur U* şövalyeleri hakkında toplanan efsaneler» dair bir hikâye koleksiyonu olan «Arthui-'ün öjümû». Edebiyat fakültesi doçentlerinden Mina Urgan tarafından dilimize çevrilmiş olup. İleride çıkacak olan S üncü ve 4 üncü elitleriyle bir takım teşkil etmektedir. Bu defa yayımlanmış olan birinci ve İkinci ciltleri, 200 er kuruş Hatla, MIHI Eğilim Bakanlığı ystyınevlerlyle bütün kitapçılarda satılmaktadır.
OSMANLI TARİH DEYİMLERİ VE TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ
Mehmet Zeki Pakaîın'ın kaleme aldığı «Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü» Tarih alanında dil ve terim bakımından rastlanan zorlukları önlemek maksadını gütmektedir. Bundan önce 1. n. di. fa-slküllerl çıkmış olan bu değerli sözlüğün. bu defa çıkan IV. fasikülü. 125 kuruş flatla MllIİEğitlm Bakanlığı yayinevlerHe bütün kitapçılarda satılmaktadır,
SAĞDUYU ve DUYARLIK
Milli Eğitim Bakanlığı yayımlan İçkide İngiliz klâsiklerinin 50 nclslnl teşkil .eden Jana Austen'ln bu eserinin ikinci cildi de .150 kuruş flatle satışa çıkmıştır,
İSLÂM ANSİKLOPEDİSİ Dördüncü Cilt tamamlandı
İstâmAnsiklopedlsinln 38 inci cüzü çıkmıştır. Bu cüzde Germeyanoğalları (Ord. ProC t. Hakkı Uzunçarşılü, Olresun, Göksu, Göksün, Göl, Oördes ve Gümüşhane Be3lm Dar kot), Gbfclen (R. R. Arat). Girit ( Cemal Tükln) , Oen-
usulla aşağı İndi. Sanki kendisine baJayormuşçasına Yvetta'ln hareketlerini taklbedlyordu. Mırıltılar şimdi salondan geliyor; evin ön tarafından... Salonun kapısı aralık. Orada Yvette’l aırtından gördü. Adaletin mü uıeaslll gibi elini havaya kaldırmış. Eve. salonda, -bir adamın gözüyle bıyığım da gördü. Fakat, kendisinin farkedlldlglno dair bir emare yok. İki saniye sonra, yemek odasından geçti, mutfaktan geçti; her yer karanlık...
Tıpkı bir hafta evvel olduğu gibi kapının yaylı kilidini açtı. Fakat bu sefer andı sıra kapıyı kendi kapadı Şebnemlerle ıslanmış merdivenlerden ark» bahçeye çıktı; denk fenerinin muayyen fasılalarla dolaş çıkıntısı, başının üzerinde semayı süpürüp duruyor. Patikaya giden küçük kapıya varmak İçin acele etti. Üç dâltlka sonra, hlo kimsenin dikkatini oek-
BULMACA
1 3 14*8789 10
l 1 1 1 1 ı ı ı I
1 1 1 1 1 1 1 I
1 1 1 1 1 ■ 1
1 1 1 ■ i ■
1 1 ■ J LLLLL1 ■II i 1 M
1 l 1 1 1 l II
1 ■ 1. 1 1 1 1 I
1 ■Milli
I 1 ■ 1 1
Soldan taffa ve yukarıdan aşağıya: 1 — Ders yılının son ayı.
3 — Mefhumu bilinen,
3 — Serbea ve güzel söyleyiş - Tı-
kanmanın başlangıcı.
4 — Ek - Bir nida.
6 — Hikmet v» felsefeye dair sözler.
8 — Gür - Nuşadeltm.
T — Tersi gecikmeden yatağına uzanan.
8 — Kırmızı - Yürek çarpıntısı. 0 — Bir emir - Alışverişe müteallik.
10 — Başına «K» gelirse eski bir Türk içkisidir - Engel.
OEÇEN BULMACANIN HALLİ Soldan safta vs yukarıdan ajağtya: I — ireklmUâcı: 3 — Erlkağacı;
3 — Klmlhacı; 4 — iki bacı, ev; 5 ______
Mahact; Ala; s — iğacıbller; 7 — Lacı, İzabe; 8 — Acı, Abasak; 0 — Ct, Elebaşı: 10 — Avarekız.
co, Gökçe ve Gürcistan (Mirza Bala). Giray (Halil İnalcık). Gına (Ehad Arpat), Gucduvânl OusÜl ve Gülşenl (Kasım Kufraiı), Gül Baba (Orhan Köprülü) makaleleri yeniden telif edilmiştir. Faslkülde ayrıca Kırım Giraylarına alt mufassal bir de şecere vardır.
FIati 200 kuruştur.
meksizln — bir yerde bağlı olan, bir köpeğin müstesna — Kazlne bulvarına varıp bir taksi durdurdu. 8üratle:
— Harpe sokağı 17 numaraya... — dedi.
xrn
— Geldlic mİ?
şoför:
— Evet, efendim. — dedi. — Harpe sokağı 17 ye geldik.
— Burası ev filân mı?
— Hayır, efendim. Burasa bir dükkân... Çiçekçi dükkânı.
Sokak. Sandalette kasabasının zarafette en geri kalmış kısmtndnydı. Yani deniz kıyısında promendo civarındaydı. Bandelette sevip oralarda oturan tngilizjerden çoğu wes-ton'a yahut Flûkeston'a benzettikleri İçin bu mahalleden nefret ederlerdi
Gündüzler! kalabalıktır. Sokakları satıcılarla dolu; türlü dükkânlar, oyuncakçı magMaları, fotoğrafları Uân eden sarı sarı levhalar vş atlo lokantaları... Fakat akşamları bilhassa böyle sonbahar başlangıcında, mahalle he® mağmum, hçm de rutubetliydi. Harpe sokağının yüksek binaları var; ama hiç de cazip hallileri yok, Taksi, karanlık bir methalin
- 20 Mayıs 1048
MAHKEME KORİDORLARINDA:
Vapur düt dedi, gözlerimi açtım ki Yıldız yok!
Vapur İskeleye yanaşmış, yolcular çıkmak İçin ayağa kalkmışlar, bu esnada Fahriye hanımla Cemile hanım saç saça, baş başa döğüşe tutuşmuşlar.
Cemile hanım kırkına yakın, zayıf, kara kuru bir hatuncuk. Bayan Fahriye daha genç, eli ayağı düzgünce bir şey.
Evvelâ Fahriye hanımı dinledik:
— Vapur düüüt der demez gözlerimi açtım, bir de baktım kİ Yıldız yok.
— Hava mı bulutlarmış, hemşire hanım?
— Maskara gibi konuşmasana karşımda. Hava İle. su ile ne alış verişim var benim?
— Ne bileyim ben? Müneccim başı gibi yıldızlardan bahsediyorsun.
— Ben kendi Yıldızımı arıyorum, ayol.
— İyi ya İşte, hanım abla Ben de sana, hava bulutlanmış mı. di ve soruyorum. Senin yıldızın havada değil mi? Akmış mı yoksa?
— Ben sana havadaki yıldızları söylemiyorum, ayol. Bİzlm kt-zrn tleerine lâf ediyorum. Kızımın adı Yıldızdır, anladın mı? Dört yaşında yavrucak.
— Hımmm... Peki, nereye gitmiş Yıldız hanım?
— Ne bileyim ben? Gözlerimi açtım kİ çocuk yok.
— Vapurda uykuya daldın demek.
— Nah, karşıda duran şu teneşir horozu yapılı karıyı görüyor musun? Uyumama sebep oldu İşte.
— Ne yaptı? Ninni mi söyledi sana?
— Ne yaptığını farkedebildlm mi kİ? Üzerime ölü toprağı mı serpti, ne etti, anlıyamadım.
— Uyuduğunun farkında delilisin öyle mi?
— Nasıl farkına varayım canım? Uyku dediğin, yarim ölümdür. Kan karşıma oturdu, fosur fosur cıgarasmı içtikten sonra başladı esnemeğe Amma ne esneyiş görsenl Ağzını açtıkça avurtları yırtılıp çene kemikleri sökülecek zannedersin,
— O esnedi, sen uyudun desene.
— Sen ol da uyuma bakalım. Karıya baka baka beni de bir esnemedir almaz mı! Aman Allahım, çenelerim kapanmıyor. Derken efendim, içim geçlvermiş oracıkta.
— Şekerleme de pek tatlı olur, hanım abla.
— Sekeri, kaymağı kaldı mı, ayol? Söyledim va. uyku dediğin yarım ölümdür. Öyle bir dalmışım kİ, vapur düt demese uyanacağım yok.
— Yıldız hanım ne oldu?
— Ben de lâfı oraya getiriyorum işte. Vapur düt dedi, ben gözümü açtım, baktım kİ Yıldız yok. Yıldız, Yıldız... diye bir kaç defa seslendim, cevap çıkmadL Karşımdaki karıya; «Hanım teyze! Bizim çocuk ne tarafa gitti acaba?» diye sordum. «Ağzını toplaI Ben senin banım teyzen neden oluyormuşum? Vapurda horul horul uyuyacağına, otur da çocuğuna bak. Utanmıyor musun?» demez mil «Ne oluyorsun
önünde durduğu zaman. Eve. a asuın bir ürkeklik hlssettL
,E11. aralanmış kapıda, hâlâ yerinde duruyor; taksimetre lâmbasının küçük ışığıyla aydınlanan şöföra buluyordu.
— Demek, çiçekçi mağazası? — diye tekrarladı.
— Evet, madaml
Şoför, eliyle, bir takım beyaz harfler gösterdi. Mağazanın karnlık cam lan üzeılnd» bunlar güçlükle okunabiliyordu.
«Cennet bahçesi — En İyi cins çiçekler».
Şoför:
— Görüyorsunuz ya, kapalı. _ diye hüsnü niyetle ilâve ettL
— Evet, görüyorum.
— tlıtlmâl, madam, kendisini başka bir tarafa bırakmamı İster?
— Hayır, buraya *guimek İstemiştim, İyi...
hanım? dedim. Benim uyumama sen sebeboldun. Karşımda çenelerini çatirdata çatırdat» esnedin, beni uyuttun» kan bu sefer ağzını bozdu. Lâf altında kalır mıyım ben. Ondan beş beler karşılığım verdim tabii.
— Ondan sonra da dönüştünüz öyle mİ?
— Baksana şu yüzümün haline. Kedi gibi pençeyi atınca kanlara kattı. Ben de kalktım ayağa, saçlarına yapışmamla beraber kafasını pencerenin kenarına küt küt çarpıverdim.
— Çocuk ne oldu?
— Kavga arasında çocuğu düşünmeğe vakit kaldı mı kİ, ayol? Döğüşten sonra buJdum Yıldızı. Gemicinin biri öte tarafta yakalamış, getirdi. LL
Cemile hanımın sigarasını de-O rin derin çekmesinden belli Idû_ öfkesi hâlâ yatışmamış. CM
— Geçmiş olsun, hemşire ha-'t mm, O
— Ağzına sağlık... Oldu bana C olanlar. Kafamın içerisi aşura.O kazanı gibi fıkır fıkır kaynıyor.'cö Acaba beynim mi oynadı dersi- İR nlz? Elleri kınlâsıca kan, kafamı *> davul tokmağı gibi gümbür gümbür pencereye vurunca gözleri-X mtn içinde yıldırımlar parladL C-
— Daha evvel sen de onu tır- .-malamışsın. _q
— Tırmalamak değil, elimden—, gelse gırtlağını didik didik ede-m çektim amma gücüm yetmedi ki-S Zemane karısından hayır gelir 5 mi? Piç kurusunu doğurmasını S biliyor da bakmasını düştlnmü-^ yor. Vapurun içinde bir horultudur koptu. Kan kafasını pencerenin kenarına dayamış, kus tüyü şiltede yatar gibi mışıl mışıl uyuyor. Sonra da; «Çocuğum nerede? Beni sen uyuttun» diye kalkmış bana sataşıyor. Suratına şaman çarptığım gib!..;
Mübaşir seslendi, sigarasını üstüste çekerek gitti.
Ce. Re.
ANKARA RADYOSU
Bu akşamki program.
17,58 Açılış vo program; İB U. & ayan ve Radyo salon orkestrası; 18J0 Konuşma; 18,45 Şarkılar; 11 M. i ayarı v« Haberler; 19.16 Geç nişte Buğun; 19,20 Tarihi Türk müziği; 20 Zeybekler ve oyun havalan; 20.15 Radyo Gazetesi; 20,30 Serbea saati 20.35 Çeşitli milzlk (Pl.); 21,1» Kırışık şarkılar; 21,45 Konuşma; 21 Opera aryaları (Pl.); 22,20 Dana müziği (Pl.); 22,45 M. S. ayan ve Haberleri 23 Program ve kapanış.
Farın jabaft ve öğle programı
7,29 Açılış ve program; 7.3ş M. 8. ayan ve Hatif müzik (Pl.); 7,« Haberler; 8 Şarkılar (Pl.); 8,L8 Operetlerden seçme parçalar (Pl.); 8,43 Filim yı’dulamdan melodiler (PL); * Kapanış.
12,S0 Açılış vo program; 1330 Mâ ayarı va Çeşitli müzik (Pl.); 43 Haberler; 13,15 Radyo salon orkestranı 14 Kapanış.
kat, vekilini bilirim. Matmazel La- ’r İne aksediyor; İçerisinin seçilme a İne tour'dur. Küçük İsmini kullanırlar, mâni oluyor.
Matmazel Arlette derler. Pek sevimli
bir bayandır.
Eve. birdenbire, hizmetçisi Yvetteln
de soyadının Latour olduğunu hatırladı.
... Saat ondan sonra kapı aran» bulunacak. Vurmadan gtrebUlrdnte.
Eve, otomobilden İndi; tekrar tereddüt etti:
— Bu dükkânın ktme alt olduğunu belki de biliyorsunuzdur?
Şoför, uzun uzun düşündükten sonra:
— Efendim?... 8ahibl ml?... Kim olduğunu maalesef bilmiyorum. Fa-
— Latour mu?
— Evet, madaml... Rahatsız mısınız, efendim?
— Ben mİ?... Hayırl Bu Arlette Latour dediğiniz acaba Yvette Latour isminde birinin hemşiresi, yahut akrabası filân mı?
şoför, müşterisine dikkatle baldı:
— Maalesef size malûmat verebilecek vaziyette değilim, madaml... Yalnıs, bu dükkânın gayet tertipli bir yer olduğunu biliyorum. Arlette İn kendi gibi cici blcldlr. (O sırada. Eve. karanlıktan kendisine meraklı meraklı bakıldığını farketti.) Burada bekllyeylm mi alzi madam?
— Hayır. Evetl Beklemeniz daha İv! olur, evetl
Eve, şoföre bir sual daha sormak
istediysl de vazgeçti. Birdenbire mağazanın eşiğin» ayağını bastı.
Kapının önünde durdu. Camekftn-dan bir şey göremlyordu. Damların Üzerinden hilâl görünüyor; ışığı vlt-
Tokmağı çevirdi; kanat aoılıverdL Kanadın üzerinde bir çıngırak çaldı. Fakat içeride kımıltı yok. Kendisini sükût ve karanlık karşıladı. Dtşanda şoför varsa da içeride kim var acaba? Bu fikir zihnini kurcalıyorsa. Kapıyı ardına kadar açık bırakıp dükkâna girdi.
Hâlâ ses şada yokl Serinlik, rutubet va çiçek kokularlla. dolu bir hava yüzüna çarptı. Dükkân büyükmüş hissini vermiyor. Tavan da alçalt Pencerenin yanında üzeri örtülü btf kuş kafesi, zincirle asılı. Ay ışığı vitrinden giriyor; duvarda asılı duran bir mezar ç si enginin hututunu belli ediyor.
Kasanın yanına gelmişti M, ağır bir kapı perdesinin aralığından sarı bir ı?ık sızdığım farketti. Bö perde, dükkânın arkasındaki küçük bir odayı maskeliyor. belU! Ve gene bu perdenin arkasından, genç Mf kadıma neşeli sesi çınladL
(ArfcOM par)
Mayıs 1948
A K e A M
Sahife 7
Atom araştırmaları
Amerikada bu iş ifin senede 500 milyon dolar sarfediligor
Nev-Ydrk Times dergisinden: Bir pl evvel Birleçlk Amerika nslLeü dönys-nın en Önemli bîr fen vazifesi için beş kişi İstihdam etmişti. Bu beş şahsiyet atomik «nrejlnln gtUşmesile va Birleşik Ameritada nüve Bahasında gerek araştırma ve gerekse istihsal bakımından bütün ham maddelerin kontrolü» meşgul olacaktı. Beş BsUli bu komlıym ’id-1
p_-o]esİDİ Hare bMtul bir Rn «bamı, bir ” *dam "
bir dr >wl -«rUMlere rahip
01,„ ı,ıır«mrt Marrclnndm mOtr^b kljdf. Atomik enerji kötnlsyonuD'J teş kl] eden bn beş kişi giriştikleri İşin azemetinl çok iyi billyörlardı. Güneşe bakan bir »damın gözleri nasıl ta masıyorsa. tn* İşe bakanların gözleri de ayni şeklide kamaşıyordu. Bunlar İnşaata başlıyan bir duvarcı gibi iş* giriştiler. Adım, adım İnkişaf ettirilen bu İş bugün tam mânasJİB bir olgunluk devresine ulaşmış bulunmaktadır. Nitekim, bu teşkllktla uğraşan umumi İdarecinin sÖ21erfle belir 111-dlfii gibi Atomik enerji komisyonu • cidden çok iyi çalışmağa başlamıştır.»
Bu komisyonun en önemli üç başarısından birini de görülecek İşlerin bir plân hajlnde tanzimi teşkil ediyordu. Bu da başarılacak İşlerin en çetinini teşkil ediyordu. Bu güçlük do tamamen yeni olan bu iş! Amer! kan demokrasisinin çerçevesi İçine Bokabllmekten ileri geliyordu.
Atomik enerji komlsyonıman deruhte eîUğl işler nelerdir? Pek tabi! olarak bu komisyonun birinci valileri yanla bilecek maden Cllzl maileni esi bulmak, bomba ve diğer atomik »İlâhlar İmal etmekten İbarettir. Göz önünde tutulan ikinci vazıte atomik enerjinin endüstride kulfanüması bakımından bir programın hazırlanması ve tatbikidir. Bu arada atomik enerjinin doğrudan doğruya tatbik edilebilmesi için de esaslı araştırma-lsra girişilmiş bulunmaktadır. Bîr Atomik enerji komisyonu müteahhidi, atomik enerjinin gemilerde tatbik edilmesini tecrübe' ederken diğeri de uçakları bu enerjiden faydalan crrmalc çarelerini araştırmaktadır. Büyük bir önemle gozönûnde tutulan üçüncü programın hedefi hastalıkların incelenmesi ve tedavi edilebilmesi bakımından atomik bilginin inkişaf ettirilmesini teşkil etmektedir. Kanser ve sair İnsan öldürücü hastalıklara karşı açılan İnsan! mücadelede radyo - aktif İzotopları değer biçmek gayet zordur. şimdi, izotoplar elverişli Haller dahilînde ve dün yanın muhtelif kasımlarındaki hastanelere ve enstitüler» gönderilmek-led.r. Radyo-aktlf malzemelerle meş gul olacak kadın ve erkeklerin durum jarını emniyete almak için de korun m* çereierlnln inkişaf ettirilmesi Ciarttır. Nüve ilminde tatbik edtjen bütiln bu faaliyet ve araştırma İşlerinin gerisinde İstihsalle ilgisi olmı-yan jsLboratuvar İşlerile de meşgul olmak gerektir.
MJ]]l lAboratuvarında büyük atomik rindr reaksiyon pg™ rsrdır. Bu «kın iktod mahsul olarak izotoplar Ut İhsa I »önektedir. HAnford fabrikasında plutonium istihsal edilmektedir. Atomik yığınlar (kerlndo Üerl tetkikat vo araştırma Argo un eda yn-pilmaktadır. Brookhaven’d* daha •-sm)i araşlMmalsr yejnîscakur. Burada, başarı sağlıyım Unlvaralte öğrencilerin» do vazifeler tevdi edilecektir.
Atomik enerji komisyonu muhitinde azami derecede mahremiyet göze çarpmaktadır. Birleşik Amerlkada biç bir bina Vaşlflgt-ffli D. C. deki be-yat bina kadar ciddiyetle ve ihtimam 1» korunmamaktadır. Zira, burası A-tomlk enerji komisyonunun merkezdir.
Atomik enerji komisyonu her şeyden evvel Birleşik Amerika kongresinin atomik enerji komitesine karşı mesuldür. Bu komitenin, her meclisten a kişi olmak üzera 18 üyesi vardır. Bundan »onra senelik tahsisat bakımından iki kongrenin İki tahsisat komitesine karşı sorumludur. V» nihayet sözü geçen komlıyon Birleşik Amerika Hariciye Nezaretin® karşı sorumludur.
Atomik enerjinin lklbetlnl Uyln eden beş kişiden birini teşkil eden Air. Lîjlenthal bu hususta şunları söylemiştir:
«■Bu komisyonda çalışacak olan ü-yelerln tam bir mahremiyet İçinde re dört duvar arasında, faaliyet göstermesi lcabetmektedlr. Birleşik A-merika hükümetinin en ketum komitesinde yer a]mış olan kimselerden İstenilen şeyler; İnsan anlayışı, tolerans ve tam mânasl]e esaslı bir disiplindir.
Atomik enerji komisyonu yekta bir müessese olduğuna göre, çalışma metodlan da seçmişteki veya hajen mevcut olan bütün hükümet bürolarından farklıdır. Her şeyden evvel komisyon hemen hemen her gün tep lanmaJctachr, Hattâ basan 18 saat derarif eden günlük toplantuann yapıldığı d» nadir görülen şeyler değildir. Bu toplantılarda münakaşa, edilen mevzular gayet çeşitlidir. Burada, günlük işlerden fen Aleminin giz U olaylarına kadar her şey konuşulmakladır.
Atomik enerji komisyonunun vermiş o]duğu kararları tatbik etmek işi umumiyet İtibar ile genç v» gayet ka blllyetjl elemanlara düşmektedir. Bu grupa da Atomik enerji komisyonunun «İkinci takımı» ismi verilmektedir. Komisyon üyeleri sık tık seyahat etmek v* yakından temaslar yap mak suretlle dalma istlhsalât ve a-raştırma sahalarında o]tıp bitenler hakkında esaslı bilgiye sahip olmalarına rağmen. Atomik enerji komisyonunun kararlan gayet tabii olarak geniş ve atomik meseleleri esaslı bir surette hal teşkil ettiği için bu kararların diğerleri tarafından tatbik edilmesi şarttır.
Almanya ve Batı Avrupa Birliği
Rusyanın tavrı, Batı Avrupa meselelerini bu hükümetin İştiraki olmadan halletmeği lüzumlu kılmıştır
Mera yüzünden cinayet
Üç çoban tabanca ile bir köylüyü öldürdü
akşamı
Bu vazifeleri yerine getirmek Jçln Atomik enerji komisyonunun Birleşik Amerikada oldukça muğlak bir organizasyonu mevcuttur. Böyle bir organizasyonu İdare etmek üzere senelik tutan 500,000,000 dolar olan bîr bütçeden faydalâmltnaktadır. Bu ot-gsmfifflsyon» bağlı 0]an uıemur] ardan 350 sİ Vaşlngtonda çalışmekta-(hr. Diğer 45 000 1 de doğrudan doğruya atomik enerji sahasında, çalışan kontratlı İşçilerdir. Birleşik Amerlka-da atomik enerji işleri üç şehirde gö roimektedtr. 3unlardan biri Loa A-JamM’dur. New Menlco'da bulunan bu »ahrin nufusu, işçilerin aileleri de dahn o] nıak üzere, 8,000 dlr. tkİnci şehir Vaşlngtondur ve nüfusu 15,000 dlr. üçüncü şehir Is* Tennesseede bu lun an Oak Rldgedlr. Bu şehrin nufusu da 30.000 dlr. Bu Qç mm tak a »avaş devresinde tatbik »dilen Manhattan projesin* ait arazidir ve dün yanın geri kalan kısımlarından tamamen tecrit edilmiştir. Emniyet ted birlerin* de Azam! derecede riayet bildiğini bildirmek lâzlmdir.
Bugün, yer yüzünde bilinen dokuz Atomik enerji komisyonu tesisatı vardır. Atomik snerJI İşlerindi» bazı durumlarda kısmen ve bazı durum-“,d“ (u Umuna MUrlıjı «(ıM M BnJverslte t, buıurt eudüstrt nıe,-cnllur. Bu. dojrudsn UoJiüj» faali-j«t Mojeslul tHll| elmuklnUr. cıu-11 tutulması Jâzungelen asker! işler haricinde Atomik enerji komisyonu ' bölün işlerini hususî şubeler yaşıta- I •İle görmektedir. Atomik enerji komisyonunun ıoo endüstri ve öğretim müesseseslle direkt kontratı vardır J Bunlar da takriben diğer 3000 mües-j ■ese »e kontrat yapmışlardır.
Gak Ridgede bulunan Cllnlon j.
Usule uygun olarak bütün kararlar 37 yaşında olan umumi idareci tVllson'un vasıtası lo tatbik edilmek-' Ledlr. Wl|.son’un omuzjanna düşen vazife komisyon üyeler lâkin den çok daha ağırdır.
Atomik enerji »abasında yapılan her türlü araştırmalar kontrollar ve plAnlar hakkında tam mânaslle ha-klktate vâjaf olan komisyon üyeJcfr! fevkalâde şeylerin beşgöstereceğlne kani olmakla beraber atomik enerji gelişmesi hakkında evvelden haber verme bakımından acele etmekten hoşlanmamaktadırlar. Bununla beraber, Mr. IJllenthai ve arkadaşları atomik enerjinin gayet olgun bir seviyeye ulaştığını ve endüstride kudret olarak istimal edilebilmesi keyfiyetinin doğrudan doğruya mühendislerin maharetin» bağlı bir şey olduğunu samimiyetle açığa vurmuşlardır.
Atomik enerji komisyonu Üyelerini, Birleşik Amerika kongresinin a-fomlk enerji kanununa yazdığı bir cümlenin hakikati kadar lkna eden eden hiç bir şey farzedllemez, O elim 1* de şudur: «Bugünkü İçtimai, iktisadi ve siyasi bünyeler dahilinde r-tomlk enerjinin sivil maksatlara kul lan ıhının tesiri şimdiden tesblt »-dilemez.»
Lon Aradan bil diriliyor:
Aimanyadakl durum ^lmdl va-zlhtlr. Müttefik kontrol konseyi resmen dağılmamış fakat Maje-şal fiokolovsky’nln 20 Mart ot,ummandan dramatik bir tarzda çe-klllşindenberi, yeniden toplanmamışta. Nazari olarak, Potsdam protokolü, İşgal müddetine® Al-manyanın anayasası olarak kalmaktadır. Fakat pratikte, Sovyet makamlarmm İttihaz ettikleri hareket ve durum sebebiyle bu protokol tatbik kabiliyetini kaybetmiştir.
Fiilen artık bir 4 devlet idare mekanizması mevcut olmadığı cihetle, 9 Batılı İşgal devletinin Batı bölgelerinin bir dereceye kadar birliğini sağlıyacak olan bir sistem İhdas etmeleri lâzımdır. Zira aksi halde gayn muayyen bir devre için Almanyanın tamamıyla parçalanmasını kabul etmek zarureti hasıl olacaktır. Hus bas-kıst altındaki Doğu İşgal bölgesi kendi yolunda yürümekte ve Potsdam andlaşmasmın artık işlemediğine göre, Almanyanın Batası) tçln Potsdam’ın yerine diğer bir andlaşmanın İkamesi gerekmektedir.
înglllz ve Amerikan bölgelerinde İktisadi kaynaşma şimdiden geniş öTçüde birlik vtlcude getirmiştir. Bununla beraber, bünyede el’an gedikler mevcuttur. Para reformu, vergi reformu Hatlarla ücretlerin ayarlanması gibi halli İcap eden müstacel meseleler mevcut olup, bunlar şimdiye kadar 4 devlet meseleleri telâkki edilmiş ve bölgeler tarafından ayrı ayn hallin® çalışılmamıştır Bundan başka karma bölgedeki Alman ekonomik teşekküllerinin, şimdilik tablatiyle müttefik kontrolün» tabi demokratik bir Alman İdarî sistemine kal bediim e-si gerekmektedir.
Gerek ekonomik bünyenin İkmali ve gerek siyasî bünyenin ihdası, karma bölge ile Fransız bölgesinde ayn avn tahakkuk ettirilecek yerde Batı Aimanyanm bütününe şâmil olması her bakımdan müreccahtır. Bu takdirde Batı Almanyanın birleştirilmesi, Birleşmiş Demokratik bir Almanyanın kuruluşuna docru ilk adımı teşkil edecektir. Bununla beraber Huşlar Doğuyu demokrasiden mahrum ettikçe. Sovyet boigesLnln bıı birliğe katılmasına İmkân yoktur.
Bu itibarla gerek sivasl ve gerek ekonomik alanda 3 bölgenin birleşmesi tamamiyip şayanı arzudur. Güvenlik sebepleri -bakı mrndan münasip bir müttefik kontrolü da bulundurmak lâzımdır. Fakat bölgelerin birleşmesi için 3 devlet arasında bir anlaşmanın tahakkuk etmesi İcap etmektedir. Netice İtibariyle böyle bir anlaşma Batı Almanya İçin bir anayasa demek olacaktır. Şimdiye kadar ise böyle bir and-laşma tahakkuk etmemiştir.
İngiliz ve Amerikalılara teypsen, Fransızlar daha fazla ademi merkeziyet taraftandırlar. Fransa, eyalet hükümetlerine daha fazla yetki ve sorumluluk verilmesini, Federal idarenin daha zayıf olmasını tercih etmektedir. Bilhassa Ruhr endüstrileri batisında Fransızlar, İngiliz v« Amerikalılara kayasen daha sıkı bir müttefik kontrolü İhdasını İstemektedirler.
Î5te görüşmelerin hedefi bu muhtelif görüşleri imtizaç ettirmek ve böylec® Batı Almanyada demokratik bir Alman hükümeti-. nin kuruluşunu mümkün kılmaktadır. Huşlar bu görüşmelerin muvaffakiyet İhtimallerini arttırmışlardın Zira, Berlin-deki hareketleri neticesinde, can çekişmekte olan Kontrol Konseyinin yerine Batıda diğer bir İdare kurulmasının d zem olduğu meydana çıkmıştır. Sovyetlerin tavır ve hareketleri hattâ en iyimser malı fillerde bile şu kanaati uyandırmıştır: Avrupada umumi bir anlaşmaya varmak ümidiyle Almanyadaki âcil reform] an geri bırakmak faydasızdır.
Moskova, aldığı tavırla, Batı vo Güney Avrupa memieketlertrJ Doğunun İştiraki olmadan nasıl Avrupa kalkınma programının tahakkukuna girişmeğe şevketti İse, yine aynı şekilde Doğunun İştiraki olmadan, Batı Almanya meselelerinin halli mecburiyetini İhdas etmiştir. Hakikatte Avrupa ve Almanya kalkınması meseleleri birbirine girifttir. Batı Almanya Ehllğini elzem kılan sebeplerden biri de şudur: Batı Almanya-nın Avrupa kalkınma programı meselesine dahil edilmesi esastır. Bu cihet gerek Batı Avrupa vc gerek Almanvanın menfaatleri bakımından aynı derecede önemlidir.
Tablatiyle bu Batı Almanya devletini Brüksel sndlasmasınm daha dar ve sıkı birliğine İthal etmek. Batılı müttefiklerle bir Batı Alman devleti arasında siyasi veya askeri bir ittifak yapmak bahis mevzuu olamaz.
BeneluK memleketleri de, kısmen Büyük Britanya ve Fransa İle yeni ve sıkı ortaklıkları dola-yırile ve kısmen bu konudaki ekonomik ve güvenlik İlgileri bakımından Londra görüşmelerine İştirak etmektedirler. Fakat bu görüşmeler sırf Bati Almanyanın gelecekteki gelişmesiyle ilgili olup, Batı Almanya ile Batı Birliği arasında «Sovyet aleyhtarn bir blok kurulması bahis mevzuu değildir ve olamaz. Batı Alman-yanın yeniden sllâhlandınlması da kafiyen bahis mevzuu edilmemiştir ve buna İmkân yoktur.
Balıkedr — Şamil bucağın», bağlı D*]iyusuflar köyünde ölümle neticelenen kanlı Mı Taka olmuştur, öğrendiğimi» göre Del!}-u»uflar köyün den Ramazan Kahraman adında, bir genç öküzlerini köyün merasında ot-latirken Muatafa, Kazım ve Mehmet adlarında üç çoban gelmiş v* burada hayvan otlatmanın yasak olduğunu I ve binaenaleyh ceza olarak para ve receğlnl »öylendierdir, Genç derhal köy* gitmiş va babası Haşan Kahramanı vaziyetten haberdar etmiştir. Bir müddet sonra Ramazanla babası Haşan, çobanların yanına gelmişler ve aralarında bir münakaşa banlamış tır.
Nihayet iş kavgaya binmiş, bu a-rada çobanlardan biri tabancasını çekerek Ramazanı karnından yaralı-yarak kaçmışlardır. Bir müddet sonra Ramazan ölmüş re çobanlar da Jandarmalar tarafından yakalanarak ftdjlyeye teslim edllmîşlerdılr.
Çukurovada su baskınına uğrayan vatandaşlara yardım
Adana (Husus!) — İstanbul Yardım Sevenler merkezinin Çukurova su hasinnir.fi uğrayan vatandaşlar I-çln hazırladığı giyim eşyasını İlimize getirmiş olan heyet köyleri dolaşmak tadır. K0y!ö îstanbujun hediyesini büyük bîr memnunlukla, tarşiiamış-tır.
Halen su altında bulunan köylere, de bizzat gidilmek üzer* dağıtım yapılmaktadır. Heyet Üyeleri Çorum milletvekili Hasene ligiz l]e kadın gazetesi sahibi İllet Halim Oruı A-dana şehirli ve köylü kadınlığı İle müteaddit görüşmeler yaparak tstan bu[ kadınlığının su baskını İçin duyduğu üzüntüyü belirtmişlerdir.
İstanbul vapuru dün geldi
Derlet Denizyolları İdaresinin «İstanbul» vapuru dün saat 14,30 da 180 yolcu ve 130 ton yükle Batı Akdeniz hettı seferinden dönmüştür. Ocmly- | Je gelenler arasında «Toulouse» ûn!-ı verslteslnin e?o inci yıldönümüne gitmiş ve orada Doktor Honorls 1 Causa payesin! almış olan esk! rektör 8amsun milletvekili Cemil Bilse!, bîr müddettenberl İsviçredekl Haberleşme Hürriyeti konferansı mü-nasebetile dışarıda bulunan Cumhuriyet gazetesi başmuharriri Nadir Na d! ve Tasvir gazetesi başmuharriri Cihat Baban, muharrir Esat Mahmut Karakurt vardır.
çocuk hekimi: Doktor
Ahmet Akkoyunlu
Taksim - Talimhane Palas
Telefon- 82627
K v Rl
iş bulmak istiyenler; işçi arayanlar; emlâk, arsa, eşya alıp satm.ık arzusunda olanlar için
En verimli ve en ucuz vasıtadır
• Doğrudan doğruya «AKŞAM» ilân servisine müracaat Ttiefmv 2oenı
îdeal Bir Dıs Macunu
ULIRAMİN
Dişleri çilr ilmekten korur.
Güzel bir E V ' e
Sahip olmak İster misiniz?
TÜRKİYE İŞ BANKASI nın
Küçük Cari Hesaplan ar asm da tertip eylediği zengin İkramiye çeldi İşlerinden faydalanınız, >
1 Haziran 1948 Çekilirinde ,
Ankara’da Tasar-
25 Ağustos 1948 » » ı ruf Evlerinde Bah-
çeli EV
Ankara’da Güven 30 Aralık 1948 » » t Mahallesinde Bah-il
çell EV
Her çekilişte ayrıca bir ARSA ve dolaun vara ikramiyeleri
'»■ilin ■■■ I .......
M00 kuruş 6400 kuruş
eli! kuruşluk Aksi takdir
tebdili İçin pul gönderilmelidir, d* adres değiştirilmez.
Abone bedeli
Türküye .Ecnebi
Telefonlarımız; Başmuharrir 20585 Yası işleri 20765 — İdare .20081 Müdür: 20907
. Recep i 1 — Hızır 15
İmsak Gü. öğle ikindi Ak. kataı
E. 7,07 B,14 4,46 8,44 12,00 139
V. 3J1 B,38 13.10 17.08 20.24 22.17
İdarehane: Babı&U civan
Cemal Nadir sokağı No. 13
BANKASI
Türk Anonim Şirketi,
— Tesis Tarihi: 1863 Sermayesi: 10.0B0.G00 İngili2 Lirası
Merkezî İdaresi: Galata Yenlcaml ve Beyoğlu nda. Türklyenln başlıca şehirlerinse, Parts, Marsilya.. Londra. Man-çester’de ve Mısır. Kıbrıs, Irak, fcan ve Flllstlnde Şubeleri
ve Yugoslavya, Kumanya ve Suriye’de Fl'.yallerl vardır
Her türlü banka muameleleri yapar. -----------a— —
Çok müsdt fala şartlartle tasarruf ve mevduat hesaplan açılır.
Tasarruf hesaplan İçin öç ayda tir İkramiye keşideleri yapılır.
Daha fazla malûmat almak İçin Osman h Bankası Gişelerini müracaat edilmelidir.
m Dr. A. Asım Onur k
Ortaköy Şifa Yurdu şehir gürültüsünden uzak ou yerde büyük bîr parkın İçinde v* çamların ortasında fevkalâde güzel manzaralı, çok temiz ?e İyi bakımlı; kadın, erkek her türlü hastalara açık husus' hastane. Sinirlerini ve yorgunluğunu dinlendirmek ve neka-bat devrini geçirmek isttyenlere mahsus yegâne müessese.
Telefon: 84421
T. C.
Ziraat Bankası
Tasarruf Hesapları
İKRAMİYE PÂLNI
Hesaplan 50 liradan Aşağıdüşmiyenlere bu yıl verilecek Lkramlyeler:
4 tane 1.500 liralık 6.000
4 > 500 » 2.000
4 » 250 » 1.000
40 100 > 4.000
120 » 50 » 0.000
240 > 20 » 4.800
400 » 10 > 4 000
ÇEKİLİŞ GÜNLERİ:
16 Şubat. 10 Mayıs, 20 Temmuz, 29 Aralık İkramiyeler, hesaplan bir yılda
100 liradan aşağı düşmJyenlere % 10
200 liradan aşağı düşmiyenlere % 15
500 liradan aşağı düşmiyenlere % 20 fazlasile ödenecektir.
İKRAMİYE ÇIKMAYAN YERLER İÇİN
21 Haziran ve 10 Aralıkla ayrıca yapılacak çekilişlerde şu kramlyeler verilecektir:
2 Tane 500 liralık 1.000
2 > 250 > 500
40 > 50 > 2.000
80 » 20 » 1.600
100 » 10 » 1.000
Bu ikramiyeler de hesaplarındaki paralar bir
yılda 100 liradan aşağı düşmiyenlere % t O | azla sile ödenecektir.
BAL rrUjiMB
Türkiye Kızılay Derneği
Genel Merkezinden:
Dernek ihtiyacı için beheri 1.60x2,30 ebadında, 2,5 kLlo ağırlığında, orta kalitede ve tercihan koyu gri veya kir götürecek renkte
2,000 yün battaniye satın alınacaktır. Battaniyelerin dört köşesine Kızılay işareti konulması şarttır. Bu evsafın dışındaki teklifler de tetkik edilebilir. 500 tanesi bir hafta içinde kalanı da bir ay sonra teslim edilmesi matluptur. Satmak isteyenlerin 1 Haziran 948 akşamına kadar teklif mektuplarile örneklerini Ankara’da Kızılay Genel Merkezinde bulundurmaları rica olunur.
Mürebbiye veya Dadı Aranıyor
3 yaşında bir ku çocuğuna şefkatte bakacak İyi bir MOrebbtye »eya dadı aranıyor.
Müracaat, Beyoğlu Posta kutusu 2327
r- FORTİNAL
iştah Açan Kuvvet İlâcı
Sayın Doktor ve eczacılara:
Lezzeti hoş, kokusu lâtif, iştah açın FORTİNAL EKSİRİ 'iıipjıı erza depolarına tevzi edilmiştir.
İstanbul jandarma satınalma kurulu başkanlığından
İlk teminatı Lira Krş. İhale gün ve saati
Mıkdjrı
173 M
2329 M.
I7Û00Û adet . ___... _________ ___________________ ..
• — İstanbul Jandarma Imalâthcresl ihtiyacı olan yukarıda cins, mlk-(tar. ve ilk teminatları yazılı eşya ve malzeme karşılarında yazılı gün va saatlerde kurulumuzda mevcut mühürlü numunesine göre pazarlıkla satın alınacaktır.
2 — Numuneler her gün mesai saatleri İçinde Taksim Ayaspaşudakl kurulumuzdan görülebilir. İsteklilerin belirli gün 70 saatlerde İlk teminata alt maLsaadığı makbuzlarlle pazarlığa iştirakleri. (8893)
Cinsi_________
Kırmızı çuha Telâ
Orta mat düğme
144 dî
353 İJ
333
27’5/048
29/5/948
1/8/848
li w
14
Devlet Demiryolları ve Limanları işletme Genel İdaresi İlânları
g>ııııwifi:iHnniHH
Haydarpaşa Birinci İşletme Müdürlüğünden:
948 yılı sonuna kadar Derinceye gelecek denizde açıkta demirleyin vapur lardan deniz vasıtasına tahliye edilecek tahminen «5000» beş bin ton malzeme işi kapalı zarfla eksiltmeye konulmuştur.
Muhtelif altı ameliyedpn mürekkep olan bu İşin mecmuu mnham-meiı bedeli c 12125» on lal bin jrüz yirmi bey lira Olup muvakkat teminatı «909.38» dokuz yüz dokuz lira otuz sekLz kuruştur.
Eksiltme 24.5948 »arihlnç rastlı yan pazartesi günü saat 15,30 da Hay darpBjada birinci İşletme komisyonunda yapılacaktır.
isteklilerin kanun gereğince h azı rayacakları kapalı zarflarını eksiltmeden bir asaat evveline kadar komisyona vermeleri lâzımdır.
Şartnamesi parasız olarak komisyon kaleminden alınabilir. (53551
*
Kula elektrik tesisatı yaptırılacak
iller Bankasından:
î — Kula kasabasının trompla eektrlk tesisatı yaptırılacaktır.
2 — Tekmil tesisatın keşif bedeli 136557,91 Ilr3dir.
3 — Geçici teminat 8.177JO liradır.
4 — Tc-klifler kapalı zarfla en geç 8 Temmuz 1918 pazartesi akşamt-!•«. kadar tiler Bankası Ticaret İşleri Miidûrlüğiir.a makbuz mukabilinde teslim edilecektir.
5 — şartnameler 5 lira mukabilinde Ticaret servisinden, temin edilebilir.
8 — Banka İhaleyi yapıp yapmamaktı serbesttir.
7 — Postada vaki olacak gecikmeler kabul edilmez.
(8311)
Deviet Demriyolları Haydarpaşa birinci işletme müdürlüğünden
23,5,1918 pazar gününden İtibaren açılacak olan «Tuzla İçmelerine» seyahat edecek yolcuların, gidişler İçin her gün 28 nolu iren İçmeye, 28 39, 32 nolu trenler Tuzlaya devam ettirilecek, ve dönüşleri 1çln de her gün 37 No. Iı tren Tuzladan, 39, 43 No. lı treler İçmeden geleceklerdir. Bunlardan başka bu mıntakada. her gün işlemekte olan 1016, 25, 42, 49 nolu banliyö trenlerile 13. 14. 15, 18 nolu Adapazarı trenleri de her gün İçmede birer dakik* duracaklardır. Sayın lıalkımıza ilân olunur. (6903»
DUPONT
Hoş koku, Ani tesir
HAŞBRAT ÖLDÜRME MAHLÜLÜ Yakında eczanelerde ve büyük bakkallarda bulabileceksiniz.
aranıyor™, fabrikasında imal sakat kumaşların bir örücüye İhtiyaç olanların bergiin
»orucu
Bir Doktıma
edilen yünlil örülmesi için vardır. Talip
aşağıdaki adrese müracaatları: Dokuma ve Çorap Fabrikası
T. A. Şirketi
Taksim. Nizamiye cad. No. 9-11-13
ev-
İsvlçrenin En İyi TRAŞ BIÇAĞI
Beyoğlu cihetinde İnşaatı olanl arat
Çivi ve beton bağlama tellerinizi Fabrika fiyatına alîniz.
Topluna, tekel» caddesi No. 23
İstanbul birinci lora memurluğun-ın: 948/82
Bir borcun temini istifası için mahcuz vs 1 İnal derecod* ipotekli İst. Beşiktaş Muradiye mahallesinin Şair Nazım sokağında, oskl 2 mükerrer yeni Ö taj 4 ve tJ kapı ve 809 ada 20 parselde kayıtlı şarkı 18 numaralı parsel mahal, şimali 21 parsel numaralı Müzeyyenin evi. 23 parjel Nolu Yusuf Ziyanın ev!, olup garbı şair Nazım sokağı, cenubu 19 parsel Nolu Abdullah ve Hatlcenln »vl Ua mahdut HO.OOMÎ miktarın de bahçeli ahşap evin tamamı İşbu İpotek bor cu İçin açık artırma suretlle satılacaktır.
Artırma şartnamesi herkesin görebilmesi İçin 24 3 '948 tarihinden İtibaren divanhanede açık bulundurulacaktır.
Gayri menkulün evsafı: Zemini be ton bir koridor İle sokağı na2ir temin ve tavanı tahta döşeli orta büyüklükte ve zetnlnl beton tavanı ahşap ocaklı ve dolaplı mermer yalaklı lerkoj musluğu olan bir mutfak; 2 inci katta bahçeye nazır zemini ve tavanı tahta döşeli bir sofa üzerine sokağa bakan büyük boyda zemini tahta va tavanı İşlemeli şahnişli bir oda He bunun yanında diğer küçük bir oda mermer yalaklı abdesthana alaturka bir lıelâ oradan çatı arası kısmını ihtiva eden tavanı beşik örtüsü şeklinde zetnlnl ve tavanı tahta döşeli bir sofa Q« bu sofa üzerinde dolaplı orta boyda bir oda mevcuttur.
Evin arka tarafında orta büyüklük te ve İçinde 4 adet fidan halinde mey va ağacı olan bahçesi o]up bu bahçenin sol köşesinde muntazam tuğla He yapılmış üstü avrupa Iriremltll zemini toprak bir kömürlük ve sağın da ayrı bir kısım halinde zemini beton olarak devam eden kısmın nihayetinde ve sokağa çıkan LU kanatlı ahşap kapı vardır.
Mutfaktan geçilerek evin zemin katını teşkil eden zemini toprak olarak muntazam ve sokağa ufak penceresi olan bodrumu vardır.
Evin heyeti umumlyesl Itlbarlle ûslıl Avrupa kiremitli 1 inci kattan beton duvarları kâglr diğer üst katları İle Iç teşkilât va bölmeleri kimilen ahşaptır.
Evde elektrik ve terkos suyu teşkilâtı vardır. Muntazam ve kullanışlı olup çok İyi durumdadır.
Takdir olunan kıymeti işbu gayrı men kultin mevkii ve heyeti hazınuı ve yapılış tarzı He malzemesi gözonlne alınarak tamamı 11500 liradır. On bir bin beş yüz liradır.
BLrinçl açık artırma; 22/haziran.' 948 salı günü saat 14 den 18 ya kadar ve artırma bedeli muhammen ktyme tinin yüzde yetmiş beşini bulmadığı ve alacaklıların mecmuundan ra21a olmak ve bundan başka paraya çevrilme ve paylaştırılmada en çok artıranın taahhüdü baki kalmak üzere artırma 10 gün uzatılarak İkinci satışı 2/temmuz l948 cuma gönü saat 14 den 18 ya kadar İstanbul İcra dairesi müzayede salonunda yapılacak ve en fazla artırana ihale edilecektir. Şukadar İri. artırma bedeli satış Istiyenln alacağın» ruçhanı olan alacaklıların mecmuundan fazla olmak va bundan başka paraya çevrilme va paylaştırma masraflarını tecavüz etmek lâzımdır. Böyle fazla bedeli alıcı çıkmazsa satış talebi düşer, artırmaya İştirak edenler şart nameyi okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır.
İpotekli alacaklılar He diğer alâkalıların ve irtifak hakkı sahiplerinin gayri menkul üzerindeki haklarını İlândan itibaren 15 gün İçinde evrakı müsbltelerile beraber daireye bildirmeleri gerektir. Aksi takd'.r-da hakları tapu kayd:le sabit olmadıkça âatış bedelinin yaplaşmasındun hariç kalacaklardır. Artırmaya İştirak edecekler pey akçesi olarak % 7,5 nlsbetlnde nakit veya milli bankanın teminat mektubunu vereceklerdir. Artırma bedeli peşindir. Verilen müddet İçinde artırma bedelini vermeyenler hakkında İcra iflâs K. nun 133 üncü maddesi tatbik olu nacaktır. -
Birikmiş vergi bedelleri; satış be- ' delinden İstifa olunur. Vakıf icaresl belediye resimleri vesalr masraf tamamen alıcıya aittir. Fazla malumat almak Lstlyeıılerln 948 82 dosya icramıza baş vurmaları lâzımdır, j tşbu satış İlânı herkesçe malûm olmak üzere İlân olunur, (071961
İstanbul Satış Yerleri:
RIDVAN UMAY : Sirkeci, Tramvay durağı No. 4 T. GÜLERYÜZ : Yenişehir Cad. No. 34 Beyazıd MEHMED ÖZGELİK: Karaköy Palas karşısı, Galata
Yaz geliyor, haşarat canlanıyor
Bütün Türklyede haşarat: ini olarak İmh* etmekte büyük şöhret kazanan iDİDtT» marka DD.T. solüsyonunu her yerde arayınız. Başka marka verirlerse kabul etmeyin.z ille DtDİT Lstepialg.
Türkiye Kızılay Derneği
GENEL MERKEZtNDEN:
SATIŞ YERİ;
TEZİŞ ITRİYAT DEPOSU
Çiçek Pazar Vakıf han Cad. No. 16
İstanbul
Küçük sanayi ve ziraat işleri İçin
5, 8. 10 ve 12 beygir, alçak devirli
SLAVİA dizelleri
Başka yerden almadan bir defa sorunuz.
TEKYOL Ticaret T. A. Ş.
Kara köy Palas
Telefon: 42789
GENÇ BtR ERKEK
Tezgâhtar Aranıyor
Itriyattan anlayan tercih edilir. Müracaat: Zaman Ecza deposu — İstanbul.
Süley maniye
Gençlik Kiübü
Büyük eşya piyangosu
Çekilişinin zaruri «edepler la 30/8/918 tarihine tehir edildiğini, ikramiye verme müddetinin da 31/10/948 tarihine kadar devam edeceğini «ayın alıcılarına arze-der.
Zayi — Salnt Benolt 5 cü sınıftan aldığını 56680 nol-ı pasomu zayi etittn YenlsJn! alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Elrlra Bensdoa
3900 Kilo Quinine Chlorhydrate toz 5 kiloluk ambalajlarda
2000 » > • > 2.5 » »
500 » » Sulfate » 2.5 » >
300 • » Bromhydrate » 2.5 » »
200 » > » > 250 Gramlık»
100 > > Tannate » 250 » »
50 » > » » 100 » »
Cins ve nılkdarları yukarıda yazılı ve Türk Kodeksindeki (
safı haiz
Kinin Emlâhı Satın Alınacaktır Satmak isteyenlerin Cif İstanbul fiyat, ödeme şekil ve teslim müddeti ile Fob-Cif faikının navlun ve Sigortaya İsabet eden mikdarlannı belirten teklif mektuplarını 7 Haziran 948 tarihine kadar Genel Merkezde bulundurmaları, 15000 liralık geçici teminat vermeleri ve sipariş halinde bu teminatı kat'l teminata lbl⣠edeceklerini taahhüt etmeleri şarttır.
Fiatların Sterlin üzerinden teklifine çalışılması tavsiyeye şayan görüim üştür.
ZAPİON KIZ LİSESİNİ BİTİRENLER DERNEĞİ
İdare kurulu, dernek azalaruu. 22 Mayıs 1948 cumartesi günü saat 15 te, Beyoğlu Spor klübü (Telgraf sok. No. 9i salonunda olağan üsMl Hr toplantıyı davet etmektedir.
GÖRÜŞÜLECEK KONV:
1 — Çekilen bazı İdare kurulu azalarının yerine yenilerinin seçimi
2 — Derneğin Merkezi hakkında görüşme.__________________
Yağlı boya fırçası alınacak
Devlet Demiryolları Haydarpaşa Satmalına Komisyonundan:
1 — 550 adet muhtelif yağlı boya fırçası açık eksiltme İle satın alınacaktır.
2 — Muhammen bedeli 2856 lira olup muvakkat teminatı 213 lira 78 tunıştur.
3 — Buna alt şirinime komisyondan parasız olarak dağıtılmaktadır.
4 _ Eksiltme 3 Haziran 1943 ça şambı günü saat 15 de Haydarpaşa Oar binası dahilindeki Haydarpaşa satmalnıa komisyonunda yapılıca-tından arzu edenlerin vaktinde komisyonda hazır bulunmaları. (6894)
İstanbul Sular idaresinden
Bakır köyünde Çörekçi çayırı namile maruf ve idareye ait çayırdaki otlar satılacaktır.
Şartname Levazım dairesinden alınabilir.
Açık arttrma 26 Maviş 948 Çarşamba günil saat 16-30 da Çörekçi çayırında yapılacağından talip olanların mezkiiı gün ve saatte hazır bulunmalaru (0385)
Comments (0)