40 Mikron kaplama su geçmez vj otomatiktir.
Türkiye mümessili R. Akili. Bahçekapı No. fi
AKŞAM
AKSAM*
> i
r KUÇUK ■ .(
İLÂNLARI 'ii
BUCÜN 6/NCI SAYFA&
Sene 32 —• Ffo. 11 SOS -r Fişti: her yerde 10 kuruştur.
ÇARŞAMBA 21 Aralık 1D49
Sahibi? Nöomoddln Sadak — Yazı İşlerini Allan İdare eden ü. Bildik — Akşam. Matbaam.
-
Yeni seçimlerin vaktinden
Kibrisin mukadderatı
ZMZ Kurultayının çalışmaları
evvel yapılması muhtemel
Ingiltere Rumların plebisit talebini katiyetle reddetti
Millet Meclisinin devre tamamlanmadan fesih kararı vermesi ihtimali kuvvetleniyor
Parti ve hükümet mahfilleri ademi malûmat beyan ediyor
[Ankarada bulunan arkadaşımız Şevket
Ankara 21 — Büyük Millet Meclisinin normal devre tamamlanmadan evvel «fesih» karan vermesi ihtimali günden güne kuvvetlenmektedir. Milletvekillerini simdi meşgul den başlıca meselelerden biri bu dur. Göçenlerde aynı mesele ortaya atıldığı saman Başbakan yardımcısı Nihat Erim, bunun Meclisin bileceği bir i.ş olduğunu söylemiştir. Burada temas ettiğim bazı tanınmış milletvekilleri Seçim Kanunu ve bütçe Meclisten çıktıktan sonra, yani mart ayında Büyük Millet Meclisi fonksiyonunu tamamlamış olacağı kanaatin dedirler. Ve bu ) kanate iştirâk eden mil-
Pakistan Basın ataşesi matbaamızı ziyaret elti
letvekUlerinln gittikçe çoğaldığını söylemektedirler.
Gene söylediklerne göre, bütçe kabul edildikten sonra Meclisin faaliyet imkânları azalacak, milletvekilleri İçin Mecliste mühim bir iş kalmı-vacaktır, önümüzdeki sene seçim mücadelesi çok şiddetli olacağına göre, milletvekilleri bir an evveli seçim bölgelerin» gitmek için acele etmektedirler. Hattâ son haftalar içinde Meclis toplantılarında ekseriyeti temin etmek güç olmaktadır. Bu vaziyete göre, bütçe kabul edildikten sonra Meclisin âdeta kendiliğinden kapanmış hale geleceği tahmin edl-
Rado bildiriyor:] [ llyor. Bu meselede nihai i karar Meclisin olduğu cihetle milletvekillerinin ■ dağılıp gitmeden evvel > Meclisin feshine karar l vermeleri pek mümkün görülüyor. Eğer Meclis, böyle bir karar verirse Anayasa hükümleri ge- ! reğtnce seçimlerin he- \ men yapılması da zaruri l olacaktır. Temas ettiğim ( Halk Partisi ve hükümet mahfilleri bu hususta her ' hangi bir karar salılbi değildirler. Meclisin te- \ mayülüne göre hareket { edileceği anlaşılıyor. .
Halk Partili ve hükû- , met malıfUerine mensup ( şahsiyetlerden kime sor- ' dumsa bu hususta ademi malûmat beyan etmlş-lerdir.
(Devamı 2 nci sahifede)
Londra 21 (AP) — İngiltere, Kıbrıs adasının Yunanistan^ İlhakı hakkında bir netice •-hnması maksadlle. anılan ada sekenesi arasında bir «plebisit» yapdması yolunda, Ortodoks ruhban meclisi tarafından İleri sürülmüş olan teklifi şiddetle reddetmişti!-.
Bu karar dün gece Sömürgeler Bakanlığı tarafından açıklanmıştır. Bu karar, Kıbrıs valisi slr Andrew Wright tarafından Kıbrıs Plskcposuna gönderilen bir mektup şeklinde İfadesini bulmuştur. Mektup, «mesele kapanmıştır» demektedir. Aynı mektupta vali. Piskopostan Kibrisin Yunanlstana ilhakı için, ahali arasında bir talepnamenin dolaştırılmama-sını da istemiştir. Bu Yunanlstana ilhak meselesi, bazı Ktb-nslı Yunanlıların eski bir fikridir kİ. hâlen adanın komünistleri aynı meseleyi ele almış bulunmaktadırlar.
Sözlük ve terimler prensipi bugün münakaşa edilecek
Dilde cezri hareketlere taraftar olmayan davetli üyeler dün de söz almadılar
Başbakan Sivas’a gidiyor
Ankara 21 (Akşam) — Başbakan şems eti d in Günaltay, beraberinde Dışişleri Bakanı Necmeddin Sadak. İşletmeler Bakanı Münir Birsel. Çalışma Bakanı şemseddin Birer Sivas va Erzincan Milletvekilleri oldukları halde cuma günü Sivas'a hareket edecektir.
■—■ - - —— —
Samdaki son hükümet darbesi
Pakistan, sürüncemedeki Keşmir dâvasının biran evvel demokratik yollarla hallini istiyor
Büyük Suriye projesini akim bıraktı
Pakistan Basın ataşesi matbaamızda
Pakistan Basın ataşesi B. Mehmet Ali Dadaşl (sağda) İle arkadaşı Bay Harun R. Bayır (ortada) matbaamızı ziyaret etmişlerdir- Muharririmiz (Vâ -Nft> ile Pakistan ahvaline dair uzun uzadıya konuşmuşlardır. İki memleketin karşılıklı sevgisinden ve mânevi bağlarından bahsedildiği sırada, muharririmiz. sayın ataşeye, Paklstanı işgal eden bellibaşlı meselenin ne olduğunu sordu.
Pakistan. Keşmir anlaşmazlığının halledilmesini İstiyor. Bununla beraber, komşusu HlndU-tûnla İhtilâf haline düşmeme-
NDhaiı iKaramağaraOıı
ı Bu kıymetli muharririn, gazetemizde şimdiye ka-) dar birçok hikâyeleri; ve:
[> 1 — «Büyük bir aşk», 2 — «Ateşle oyun»,
i «Karanlık yol»
(. İsimli romanları neşredilmiştir.
l Nihal Karamağaralı dördüncü romanını da hazırlamıştır.
ÇERÇEVE DIŞI
ğl arzu edecek kadar sulhperverdir. Bunun, birinci aebeM, HJndlstanm içinde 25 milyon Müslümaıun bulunması. Hlnd ordusunda da çok Müslüman o-luşudur. Pakistan, kardeş kanı dökülmesine aleyhtardır.
Fakat. PakistanlIların anlattıklarına göre. Hindistan, genişleme emelleriyle, Paklstanı hayat membalarından mahrum bırakıyor. Ktiçük devletleri yutmaktan başlayıp Paklstanın varlığım tehdld ediyor. Hükümdarı Müslüman, halkı Hindu olan Haydarâbadı hazmet-
CArkam sabite 2 sütun 5 de)
Londraya göre Suriye Lübnan, Mısır ve Suudî Arabistan arasında bir yakınlaşma olacak
Londra 20 ( AA.» — «ttnlted
Press»:
İngiliz başkenti siyasi mahfillerinde yapılan tahminlere göre Suriyedeki hükümet darbesi memleketin «Büyük Suriye* plânı hakkında takip ettiği siyasette esaslı bir değişiklik husule getirecektir. Ayni mahfiller daha .şimdiden son hâdiseleri bu projeye vurulmuş son ve öldürücü darbe mahiyetinde saymakta ve bu olayları Suriye ile Lübnan, Mısır ve Suudi Arabistan arasında bir yakınlaşma kaydedileceği şeklinde tefsir etmektedirler, Hükümet darbesi haberi gerek siyasi mahfillerde gerek resmi çevrelerde büyük
(Arkası sabite B| sütun 4 te»
Dış Bakanlığına gctlrilefcğl söylenen Nilzım Kndsl
isviçreli işletme uzmanları geldi
Heyet âzasından M. Terrier'in gazetecilere izahatı
Aşk ve Macera Romanı
Sene başından itibaren AKŞAM’da tefrika edilecektir.
Uun çelen uviçriiU belediye isletmecileri Galata rıhtımında (Yazım 2 nel sabl/ede)
Yukarıda Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Meclis Reisi Kurultayın müzakerelerini takip ediyorlar. Aşağıda: Oll Kurultayına İştirak edenlerden bir grup
Ankara 21 (Ankarada hıı-j misyon çalışmalariyle geçti.
En hararetli komisyon şimdilik «Sözlük ve Terim» komisyonudur. Kurultaydan sonra terim ve kelime yapmakta hangi prensipe göre hareket edileceğini her Kıyafet inkılâbını | «eyden evvel lesbît etmek lü ı zumunu hisseden bu komisyon ileri sürülen çeştli teklifler üzerinde karar vermek imkânını bulamamış; neticede teklif edilen prensiplerin vazıh olarak tâli bir komisyona verilmesi ve büyük komisyon tarafından hu prensiplerin bugün müna-
lunan arkadaşımız Şevket Rado bildiriyor) — Dil Kurultayının ikinci giinii ko-
yapmamızdaki gaye kaybolmuyor mu?

Atatürk'ün kıyafet inkılâbını Türk milletine kabul ettirmesindeki âmil, demokratik bir zihniyetti: Sokakta yürüyen adamın, sınıf ve derecesi belli olmasın içindi. Kıyafetlerin sınıf ve zümrelere göre ayrılması ise, bunun tam aksine ortaçağvari bir usuldür.
Gazetelerin yazdıklarına göre. Rum rahipleri, bundan sonra o ayni şekilde» giyineceklermiş. Metropolitlerden en ufak rütbeli papasa kadar bütün ruhanîler siyah redingot ve pantolonla siyah şapka giymekten maada. rütbeleri belli olsun diye yakalarına ayrı renkler takacaklar; metropolit ve piskoposlar mor, rahipler kahve rengi, papazlar İse siyah renkte yaka taşıyacaklarmış.
Türk inkılâbındaki demokratik zihniyetin itirazı, eski tip papazın lüle lüle uzun »açlarına, sakalına, cübbesine değil, halk arasında te-ferrüt etmesineydi. Yeni kararla. inkılâbımızın gayesi ortadan kayboluyor. Arkasından hocalar, diğer ruhaniler. diğer sınıf ve imtiyaz sahipleri de kendilerini halktan ayırıcı kıyafetlere bii -rünmeğe başlayabilirler.
Bu İlk adıma İtiraz ederiz.
kaşa edilmesine karar vermiştir.
Komisyon üyeleri arasında yalnız öz Türkçe köklerden yeni kelimeler yapılmasına taraftar olanlar bulunduğu gibi, milletlerarası cilan ilim terimlerini aynen almak fikrini müdafaa e-denler de vardır.
Terim komisyonunun diiıı-kü çalışmalarında Millî E-ğitim Bakanı da hazır bulunmuştur. Tahsin Bangu* oğlu, ilim terimlerinin Türkçe köklerden alınmasına fa-(Arkası sahlte 2 sütun 5 de)
Üsküdarla İstanbul arasında asma köprü kurulacak! (Gazeteler)
— Üsküdara asma köprü... aşağı yukarı kırk yıldan beri bu hikâyeyi dinler dururuz!
— Evet. doğru., asma köprü değil, asmtıda kalan köprü demetli ______

Sahlfe 2
21 Aralık 194»
Okumaya yanaşmadıkça
Bizim en büyük derdimiz okumayışımız. okumayı sevmeyişimis, okumaktan mümkün olduğu kadar kurtulmaya çahşışııruzdur. değil gazeteleri, değil mec -m unlan, değil kitapları, hattâ işimiz icabı okumaya mecbur olduğumuz kitapları ve yazıları okumuyoruz..
Gelir vergisi dolayısile bir sürü kitap yayınlandı. Vergi nıes’elesi bizi doğrudan doğruya alâkadar eden, hayatî bir nıcsclcdır. Dikkat ediyorum: Kimse bu kitaplardan bir tane alıp okumuyor da, bütün gayretini okuyanları bulmak uğrunda harcıyor: «Yahu sen şu gelir vergisi kanununu okudun nıu? Okudunsa anlat Allaha? kma! Yılbaşından itibaren neler yapmak mecburiyetindeyiz, biz de öğrenelim!»
Bunu söyleyen adamın okuması, yazması vardır. Yapacağı şey bir gelir vergisi kanunu alıp okumak, anlamadığı yerler olursa izahlı kitaplardan birini alıp oku -malttır. Böyle mühim bir mevzuda insim başkasının o-kuduğuna nasıl itimat eder?.
Hayır, kimse okumuyor. Kitaplar ortada. Herkes birikirine soruyor?
Dün bîr daire müdürüyle konuşuyordum. Odaya bir memur girdi. Müdüre: «Biri gelmiş. Falan mes’ele hakkında ne muamele yapıldığını öğrenmek istiyor. Ne cevap verelim?» diye sodu. Müdür, birdenbire yarında» fırladı:
______O mes’ele hakkında ne muamele yapılacağını daha gecen hafta tamim ettik. Siz o tamimi okumadım» mı?» diye çıkışmaya başladı. Memur aokumadığını*' itiraf ederek çıktı gitti ve mlldiir «arkadaşlara hiç bir şey okutamıyoruz.» diye sızlandı, durdu.
Evet, okumuyoruz, okumamaya çalışıyoruz; iki satırı okumamak için elimizden geleni yapıyoruz. Okumaya alışmazsak bu işin içinden çıkamayacağımızı bilmem nasıl anlatmalı? Mekteplerde çocuklara okumayı sevdirmek için ne yapmamız gerektiğini oturup uzun uzun düşünsek yeridir. Şevket RADO
Fırtına ve yağmur Vapurlar Boğaz’dan çıkamıyorlar
Fırtına ve yağmur devam ediyor. Fırtına yüzünden gemiler ve motörler Boğaz’dan çıkamı-yarak fırtınanın hafiflemesini bekliyorlar. Bilyükdere’de Hazım. Tan, Eti, Turban, İstikbal, Suat şilepleri ile 15 kadar motftr bulunmaktadır.
Burhaniye’de kar
Burhaniye 20 (AA. ) — Mevsimin ilk karı yağmış, civar dağlar karla örtülmüştür.
Aydın 2ü CA.AJ — Dün sabah başlayan yağmurla birlikte mevsim soğukları da gelmiştir. Isı sıfırın üstünde 4 e düşmüştür.
Doğu illerinde kar
Ankara 20 — Doğu İllerine kar yağıyor. Karın kalınlığı Kars. Karaköse’de 14. Van-da 8, Tgdır, Erzurum’da 1 santimetredir.
Sıfırın altında en düşük Bıçaklıklar Ödemiş Akhisar, Burdur, İsparta, Erzincan'da 1, Karakösede 3, Uşak'da 4, Erzurum, Iğdırda C. Kars’ta 9 derecedir.
İskenderun’da şiddetli fırtına
İskenderun 20 (Akşam) — 24 saat süren Yarık kaya fırtınası İskenderun ve mülhakatında ataçları. bir kısım telgraf ve telefon direklerini devirmek, evlerde ve bahçelerde tahribat yapmak, denizde de küçük bir motörii batırmak, elektrik şebekesinde de arızalar yapmak suretiyle bir havli hasara sebebiyet vermiştir. Limanda da bir bekçi başından ağır yaralanmıştır. Dün gece yarısından itibaren fırtına tamamen dinmiş, lnkitaa uğrayan şehirlerarası ve İçi muhaberat yeniden kurulmuştur.
İsparta 2n (A.A.) — iki günden beri devam eden ştddetll fırtına ve yağmurdan sonra bu gece şehre ve çevresine hıevsl-mln ilk kan yağmıştır.
Kış ortasında bahar
Söğüt 20 (AA.) — İlçemiz çevresinde havaların sıcak gitmesinden meyva ağaçlan çiçek açmıştır.
Ankara vapuru Batı Akdeniz seferinden döndü
Ankara vapuru 191 yolcu İle dûn batı Akdeniz seferinden dönmüştür.
Ankara vapuru gidişte Pire’ den Vunan kiralının yeğeni prenses Eugenle ile eşi eski î-talya kıralı Vlctor Emmanuelln yeğeni prens Torre Della’yı Marsılyaya götürmüştür.
Prens ve prenses seyahatleri sırasında gemide gördükleri temizlik, intizam ve iyi kabulden dolayı, Denlzyollp.n İdaresine hı» mekruhu p«r>/1«-r-
Feci sukut
Merdivende rujunu tazelerken düçerek öldü
Taksimde Hatay apartımaıu-nın İki numaralı dairesinde oturan kırk yaşında Viktorya,1 Abdülhak Hâmld caddesinde Neptün apartımanında dört numarada oturan ahbabı Ra-şel Motolayı dûn ziyarete gitmiştir. Burada epeyce oturan Viktorya, geç vakit oradan ayrılmış ve merdivenlerde dudaklarının rujunu tazelerken ayağı kayarak düşmüş ve başı taşa çarpmıştır. Söz söyleyemi-yecek bir halde Beyoğlu hastanesine kaldırılan Viktorya beyin kanaması neticesinde Ölmüştür, Tahkikata nöbetçi savcı Suat özdoğru el koymuştur.
İsviçreli işletme mütehassısları geldi Bete diye işletmeleri üzerinde tetkiklerde bulunmak üzere belediyece davet edilen Cenevre üniversitesi İşletme kürsüsü ^profesörü M. Komlscttl tktlsad fakültesi dekanı ve İşletme profesörü M. Terrler ve Cenevre sanayi İşletmeleri şefi Marsscl Rosgen dün Ankara vapurlle gelmişlerdir.
Heyetten O. Terrier ken dirile görüşen gazetecilere Cenevrenin elektrik ve su şebekesi, Istan-bula uygun görüldüğünden, İS-vlçrede Türk mütehassıslariyie yapılan çalışmaları müteakip şehrimize gelmiş bulunduklarını. burada da elektrik, su. Iram vay mevzuu üzerinde altı ay kadar devam edecek bir çalışma sonunda bir proje hazırlıyacak-larını, İşin güç olmasına rağmen müsbet bir neticeye varılacağını kuvvetle ümit ettiklerini söylemiştir.
_______AKŞAM
Sütlücedeki infilâk fnciasının duruşması
Emekli general Hüsnü Emir Erkılet ile Seyit Ali infilâktan mesul olmadıklarını söylüyorlar
Hüsnü Emir Ergütt ile Seyit Ali mahkeme huzurunda
On ay kadar evvel Sütlücede «Nuri Paşa» silâh fabrikasında 27 kişinin ölümü, 20 kişinin d? yaralanmariyle neticelenen İnfilâk faciasının duruşmasına dün İkinci ağır ceza mahkemesinde başlanmıştır.
Birinci sorgu hakimliğinin kararnamesine göre, bu faciada, fabrikanın idare müdürü olduğu kanatlne varılan, Emekli general Hüseyin Hüsnü Emir Erki tlet'le kapsülhane şefi Seyit AH Oral sorumlu görülmüş Ve bir müddet mevkuf kalıp tahliye edilen bu İki sanık dün gay-rlmevkuf olarak mahkemeye çıkarılmışlardır.
Sanıkların usulen hüviyetleri tesblt edildikten sonra generalin avukatlarından Sadi Rıza Dag söz istemiş ve:
— Buraya bizimle beraber, bu . kabil fabrikalara göz yuman a-lâkadarlar da gönderilmeli idi demiştir.
Mütaakıben sorgusu yapılan Hüseyin Hüsnü Emir Erkilet, kendisinin fabrikada hiçbir vazifesi olmadığını, sadece Nuri Paşanın şahsi dostu olduğunu yalnız geçen kasım ayında Su riye, Mısır ve Paklstana gönderilecek mühimmatın orada tes-
limi İşini paşanın kendisine verdiğini, hat tâ bu iş İçin pasaportunu bile hazırladığını, bllâ-hara da bundan vazgeçildiğini anlattı; ve Nuri Paşanın kendisine bazı ulak maddi yardımlarda bulunduğunu da İlâve etil. Bir aralık bu fabrikanın hakiki müdürlerinin kimler olduğunu ifşa edeceğini söyllyen General Erkilet:
— Fabrika müdürü yüksele mühendis İbrahim 8üllüva, teknik müdür de gene yüksek mühendis Cemildir.. dedi.
Mahkeme başkanı Salim Ba-şol bunları zapta geçirtti.
Bundan, sonra diğer sanık kapsiilhane şefi Seyit Ora! sorguya çekildi- Bu, kendisinin yangından ve İnfilâktan mesul olamayacağını, fabrikanın esasen her an tehlike İçinde olduğunu, kimyager tbrahlmfn son derece sigara tiryakisi olup en tehlikeli yerde sigara İçmekten çekinmediğini anlattı ve: «Belki sigaradan düşen küçük-kızgın bir kül barut kırıntılarını ateşlemiş olabilir!» dedi.
Mahkeme; dosyadaki evrakın okunması için duruşmayı gelecek ayın 10 una bıraktı.
Çamdaki son hükümet darbesi
Marshall
Götürü kazanç usulüne
yar-'rnı tâbi serbes meslek erbabı
Cemil Sait Barlas’ın bütçe komisyonunda izahatı
Ankara 21 (Akşam) — Maliye Bakanlığı Gelirler Genel mll-. diirlüğü Gelir Vergini Kanunu ----------------*------ (gereğince gerçek kazançlarının Ankara 20 — Marshall plânı teshilinde zorluk bulunmasın-İŞİerlle meşgul iktisadi işbirliği' daıı dolayı bazı serbes meslek | idaresinin bütçesi dolayısile,: erbabım götürü kazanç usulü-; Meclis bütçe komisyonunda' ne almıştır. Bunların kazanç hararetli müzakereler olmuş- vergileri götürü olarak tesblt e-tur. Sorulan bir çok suallere■ dildiğinden, defter tutmalarına, cevaben İzahat veren Devlet Bekanı Cemil Salt Barlas, 1949-1950 devresinde 35 mllyoıı dolar İkraz, 16 milyon dolar hibe ve 8 milyon dolar şartlı yardım yapılacağını, 55 milyon dolarlık tiraj hakkı tanındığını bu suretle 49 - 50 devresinde 114 milyon dolar yardım göreceğimizi İlâve etmiştir.
izahatına devam eden Cemil
Barlas, Marshall yardım plâ- ı omdan fabrika malzemesi İs- !
içmediğimizi, fakat et ve balık kombinasının kurulacağını, petrol sondajları yapılacağını Anlatmıştır.
Müzakereler hayli uzamış ve'
sair vesikaları saklamalarına lüzum hastı oimıyocaktır. Götürü kazanç vergisi usulüne alınan serbes meslek eroabındnn Gelir Vergisi Kanununun 80 İnci maddesinde yazılı kamu idare ve müeaseselerlne, kuramlara, demeklere, tesis ve vakıflara gerçek gelirlerini beyan .etmeğe mecbur olan fecirlere ve serbes meslek erbabına yapacaklar' serbes meslek faaliyetleri karşılığında kendine Ödenecek paradan gelir vergisi keşlim ilecektir.
Maliye Bakanlığının götürü kazanç usulüne aldığı serbes ..7 meslek erbabı şunlardır: görüşmeler sırasında Marshall! Kendi nam ve hesaplarına İŞlle meşgul ParİBlckl kadroda yaptıkları serbes meslek faall-7 memur bulunduğunu ve ya- yetlerl sebebiyle ebeler, bancı memleketlerdeki memur-' netçiler, la ra verilen aylıkların 477 bin 755 lira tuttuğu ve aylıklarının 0 mislinin dolar olarak verildiği, yabancı memleketlere gidecekler İçin 15D bin Ura yolluk, ayrıldığı, 30 bin lira da ziyafet masrafı kabul olunduğu anla- nın getirdikleri yazılan yazan Şılmıştır.
Nihayet maddelere g,_
Ve bütçe aynen kabul edilmiş-
tir,
Iyetlerl sebebiyle ebeler, sünnetçiler, sağlık mamurlan, hayvan sağlık memurları, hemşireler, hastabakıciar,. enjeksl-I yoncalar, pansımnncılor, çıkık ve kırıkçılar, seyyar veya İdarehane sahibi olanlar dahi), arzuhalciler, muakkipler başkaları
j daktilolar, bağırma, konuşma geçilmiş Vesair şekillerde reklâm yapan
reklâmcılar. Seyyar olarak faaliyette bulunan her nevi dere, lisan, müzik, dana, nakış, dikiş ve benzeri öğretmenler, müzik âleti akortçuları, binalarda tezyini resim yapan nakkaşlar, (musiki konseri verenler hariç» bir yere bağlı olmaksızın kendi nam ve hempiamn -çalışmak veya hasılatından hisse almak .'-uretilc faaliyette bulunarak şarkı «öyllyenler ve çalgı çalan lar, artistlerin şarkı söyllyenle*' rl Ve çalgı çalanlarım angaje! etlen artist ve musiki ajanları,’’ kendi nam ve hesaplarına seyyar olarak faaliyette bulunanlar, tulûat, oyun heyetlerinde hasılatından hisse almak surc-tlle çalışanlar dahi., ancak tulûatçı sayılmıyan tiyatro heyetlerini idare edenlerle bu heyet-lerde hasılâttan hisse alanlar hariç, meddah ve tulûatçılar, kendi nam ve hesaplanma çalışmak ve hasılattan hisse almak suretlle seyyar bir surette faaliyette bulunan rakkaseler, seyyar olarak çalışan canbaz-lar, İş yeri açanlar hariç hokkabazlar. bir yere bağlı olmaksızın tercümanlık yapanlar, arazi ölçüp krokisini yapan ressamlar, yüksek tahsili' olanlar hariç bahçe mimarla tı, bir İş yeri açmaksızın ser bes olarak çalışan makyajcı lar, manikür ve pedlkürcüler v( her türlü spor temaslarını organize eden spor organizatörleri.

Boğaz dışında bir mayn görüldü
Dün Karadenlzden limanımıza gelmekte olan İtalyan bandıralı Palivl vapuru Rume-
Yeni seçimler
IBuş tarafı 1 inci sahifede]
Ispanyol takımı ay sonunda geliyor
İspanyanın en kuvvetli futbol takımlarından Valla Tolld 4 maç yapmak üzere, bu ay sonunda şehrimize gelecektir.
İspanya takımı ilk. maçını 31 aralıkta, İkinci maçını 1 ocakta, diğer iki maçını da 7 ve 8 ocakta yapacaktır-
(Baş tarafı 1 İnci sahifede)
hayretler uyandırmıştır. Zira Fransa ve Birleşik Amerika vuku bulan son değişikliği daha henüz eylül ayında tanımışlardı.
Bu arada ilgili makamlar Whlte Hall'de albay Çiçekli tarafından yapılan yeni hükümet darbesinden sonra durumu İncelemektedirler.
Mıeır gazeteleri ne diyor?
Kahiri 20 (AA.) — «Agp):
Mısır basını Suriye hâdiselerine mühim bir yer ayırmakla beraber yorumlarda Ihtlyatkâr d aşr anmaktadırlar.
Kanaatini açıkça bildiren tek gazete «Le Jurnal d'Egypteu dlr. Bu gazetenin direktörü Gallad paşa «İhanet yemim edilmedi» başlığı altında şunları yazıyor:
Suriye halkı ahtapotun kollarından kurtulmuştur, Suriye halkı bağımsızlığına karşı tecavüz. yabancı bir ordunun işgal tehdidi altında yaşamaktadır. Entrikaların dahilî manevraları onu komşu memleketin boyunduruğu altına sokmak İsti yordu, Bağdad ve Amman ihtiraslarından vazgeçmedikleri ve Suriyeyi yutmaya asla muvaffak olamıyacaklannı anlamadıkları müddetçe, bu durum devanı e-decektlr,
Ürdünlülerle İraklılar Suriyelilerin kendilerini istemediklerinin parlak misalini gördüler.
Resmi Mısır çevreleri her türlü yorumdan kaçmaktadırlar. Bu çevreler, Şam hâdiselerinin Suriyenin diğer Arap birliği ü-yelerile olan münasebetlerine mühim akisleri olabileceğini İnkâr etmemekle beraber lhtlyat-kâr davranmaktadırlar.
Yeni Suriye Kabinesi
Şam 20 (AA.) — «Afpı:
Kabineyi kurmaya resmen memur edilmiş bulunan Halld Elazem derhal İstişarelere başlamıştır.
İyi haber alan çevrelerin tahminlerine göre yeni kabine muh temelen şu kimselerden teşekkül edecektir.
Başbakan ve Maliye Halld Elazem, Dışişleri Nazım Kutsi, Sa vunma Ekrem Horanl, İçişleri Hani flbal, Milli Eğitim Feyzi Attaşl, Bayındırlık Fethullah Hüseyin. Millî Ekonomi Şaklr Elas, Adalet Sald Haydar.
Şam’a giden Mmr askeri heyeti
Şam 20 (A.A.ı — «Alp»:
Albay Mahmud HUml ve albay Mııhammed Yusuf beyden müteşekkil bir Mısır Iıeyetl bugün öğleden sonra Şama gelmiş ve derhal Dışişleri Bakanı Nazım Kutsi tarafından kabul edilmiştir.
Diğer taraftan ürdöniin Beyrut elçisi Farhan Şebeybat. Aramandan Ürdüne gelmiştir. Kendisinin bu akşam Dışişleri Bakanı tarafından kabul edilmesi muhtemeldir.
C.H.P. nin tamimi
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Sekreterliği, İl Başkanlık-11 Feneri İle Anadolu Feneri a- lanna bir tamim gÖDdermlştlr. rasında ve sahilden bir mil a- Tamimde 1950 seçimleri İçin Çık t ıı bit mayn görerek Liman hazırlıklara başlanması ve par-îdaresinl haberdar etmşittsj tilerin serbes tenkldlerlne yer Maymn İmha edilmesi husiı- verilmesi hususları bellrtilmek-sunda alâkalı makamlara ma- tedir.
.'ûmat verilin İştir.
Otomobil kazası jtıı v,uu,„ttt riU.LO1
AhdülâKls adında bir şoförün j'içg teşküâtiarında «i sık'top-Idareslnde bulunan 2170 nu- îantılar yapılarak uaüfctUîlcr maralı taksi Fatihten Edirne- (tarafından partililere bltabe-kapı istikametine gitmekte İken Jerde bulunulacaktır bir elektrik direğine çarparak | Dlğer taraftan 30 aralıkta ön kısmı hasara uğramış, şo-j toplanacak olan İstanbul C. H. fönın yanında oturan Mustafa P. U kongresi hazırlıklarına de-Ayhan ismindeki bir arkadaşı vaim edilmektedir. Dün kendisi-da başından ehemmiyetli şe- ]e görüşen gazetecilere Sadi Ir-kllde yaralandığından tedavi altına alınmıştır.
Alâkalıların söylediklerine göre önümüzdeki aydan İtibaren, Cumhuriyet Halk Partisi
lan Ular yapılarak müfettişler
fır-
ih-bu-
gen!» ölçüde görüşülmesine sat hasıl olacaktır.■
Seçimlerin öne alınması timallnden bahsedildiğini,
nun ne dereceye kadar doğru olduğunu soran gazetecilere Sadi Irmak şu cevabı vermiştir:
«■— Bu hususta verilmiş hiç bir karar yoktur. Yalnız şuran muhakkaktır kİ, seçim için, partililere değil, millete uyyıın gelen zaman seçilecektir. Bunu da, Meclis müzakereleri gösterecektir. " 8eçlmin zamanı da dahil olmak üzere bütün seçim meseleleri milletimize sürekli ve hayırlı bir eser yaratmak aznıile ele alınacaktır. Buna da kimsenin şüphesi olmamalıdır.»
Hilmi Uran şehrimizde
C. H. P. Genel başkan vekili Hilmi Uran tnj sabahki ekspresle İstanbul» gelmiştir.
İstanbul ticaret müdürü
Ankara 21 (Akşam) — Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı müfettişi Muhsin Baç, İstanbul bölge ekonomi ve ticaret mü-.İHrlii&ilno nsralptan tfioln rAfl»
«■
İürkiye İş Bankası A. Ş.
Seyyar Bürosu
Yarınki, 22 Aralık 1919 Perşembe gününden itibaren hergün, muntazaman, aşağıdaki semtlerde hizalarındaki saatlerde emirlerinize amade bulunacaktır.
Saat
Çltta - Fırınlar 9.— Dâ 1030
(Kurtuluş)
Pangaltı 10.45 Uâ 1230
Şişli (Meydan) 12 45 İlâ 14 45
Nişantaşı 15, İlâ 1630
Teşvikiye 1Ö.30 ilâ 18.—
Dil kurultayı (Baş tarafı 1 inci salıifede) raf far olmak ra beraber, bunların halk dilinde yeri olan munis kelimelerle yapılması fikrindedir. Komisyon çalışmaları hangi istikamette giderse gitsin, perşembe günü Kurultay toplantısında Millî Eğitim Bakanının tekrar kürsüye gelerek bu fikrini müdafaa edeceği anlaşılıyor.
Dilde cezri hareketlere taraftar olmamakla tanınan davetli üyeler dün komisyonlarda da konulmamışlardır. Söylenenleri dinlemeğe ve not almağa devanı ediyorlar.
Pakistan
(Baş tarafı 1 inci sahifede) tikten sonra, şimdi de, ıhım tersine reisi Hindu, hRİkı Müslüman Keşmir! ele geçirmek hevesine düşmüştür, Hindistan ordularlyle Müslüman silâhşorlar karşılaşınca, Birleşik Milletler, silâhlı çarpışmayı önlemişlerdir. şimdi, dâva, muallâkta duruyor,
Hindistan, İlk önce, Keşmir halkı arasında genel oya baş vurulmasını İleri sürmüştü. Birleşik Milletler de buna taraftar oldular. Zaten mantık da bunu İcab ettirir; zira en demokratik usul budur: Halkın fikrini sormaktır. Fakat Hindistan, Kcş-, mir halkının yüzde seksen nispetinde Pâklstana mütemayil olduftunurfiörünce, genel oy meselesini savsaklıyor, her gün bir yenli oyalama mevzuu yaratıyor. Sürüncemede KaJan bu siyasi meseleden dolayı da, Pakistan çok ıstırap çekmektedir.
Pâklstanhlar, genel oy işinin bir an önce hallini İstiyorlar. Biz Türkler de, Hindistan ve Pakistan arasındaki bu dâvanın en yakın zamanda, en mus-
m ak şu beyanatta bulunmuştur:
■— İstanbul ve İzmit kongrelerinde bulunmak üzere geldim. İstanbul kongresine Başbakan; İzmit kongresine de Başbakan Yardımcısı ve İlgili
% ■ FAİZLİ TAHVİLLER
Kalkınma I Kalkınma O Kalkınma in 9«« UtUfcrazı I istikrazı □ 2(Ml Demiryolu 19MB İMlkrazı 1.
% S FAİZLİ TAHVİLLER
1933 Ergani 1933 IkramıveH
Mili! Mtldam Demiryolu İV
î2.(m zı.w 20 01> ftl.TÛ
Steriia
64.50
Talebe birliği kongresi
Dün de münakaşalı olarak cereyan etti
Milli Tilric Talebe Birliği kongresine dün de Birlik lokalinde devam edilmiştir. Kongre münakaşalı bir hava içinde cereyan etmiş ve hukuk demeti 11-yeleri He diğer üyr'er arasında ki tartışmaları yatıştırmak İçin bir aralık polis çelbedlimiştir. Neticede evvelki gün yapılan genel başkan seçiminin yenilen meşine karar verilmiştir Seçime yedek üyeler de iştlr&k etmiş ve-Suphi Bayken birlik baş kanlığa getirilmiştir. Seçime cuma günü de devam edilecektir,
Diğer taraftan, bazı dernekler de ^ünkil secime itiraz etmişlerdir. Bıı münasebetle yarın ayrı bir toplsr.tı yapmayı kararlaştırmışlardır.
Avukatik kanunu
Ankara 21 — Adalet Bakanlığında bir komisyon yeni bir avukatlık kanunu tasarısı üzerinde çalışmaktadır Yeni hazırlanacak tasarı eski kanunun bir çok hükümlerini yeni baştan tadile uğratarak günün şartlarına uygun bir kanuıı haline getirecektir.
Yeni kanunda staj müddetinin arttırılması ve staj sonunda İmtihan esasının kabul e-dilmesi muhtemeldir
Reşat Aydınlı para
cezasına mahkûm oldu
Ankara 20 — Reşat Aydınh-nın avukatı tarafından İleri sürülen reddi linkim sebeplerin lncellyen 2 nel ağır ceza mahkemesi, sebepleri varit görıhiye-rek talebi reddetmiştir Rerut
Sahlfe 3
21 Aralık 1949
AKSAM
FaKŞAİÛO^AKŞAM»]
TartM - realist sistem
— Tahsin Banguoğluya, hürmetlerimle —
LiHfcn tahammül buyurup satırları okuyunuz!
— Elimde (kalem} var. Cinsi (stilo) dır. Karşımda (kâğıt) duruyor. Kalemimden (mürekkep) akıyor. (Filigranlı) kâğıt (masa) mn üzerindedir. (Müsvedde) yazıldıktan sonra (mürettiphane) ye gidip (dizgi makinesi) nde dizilecek. (Rota -tif> te basılıp, (gazete) miz, (müvezzi) !er tarafından yahut (kitapçı barakaları) nda satılacak. (Satıcısı bulunmayan camekânlı gazete sergileri) nde de gazeteler satılmağa başlanacak. Yeni (haber) terimizi, (makale) ve (fıkra) larunızı bakalım beğenecek misiniz? (Muhabir) terimizin de (telgraf) lan var.

Bütün bu (Parantez) içine abıtnuş kelimeleri bir defa daha gözden geçirmenizi rica ederim. Kimi Arapça-dan, kimi Farsçadan, kimi öz Türkçeden, kimi garp dillerinden alınmadır.
Bir kısmı maddî eşyaya, bir kısmı manevî mefhum • tara taallûk eden bu kelimeler, gazetecilik dünyasının bazı «terimleri» dir.
Vaktile, her şûbenin ıstılahları sırasında bizimkiler de öztürkçeleştirilmek istenirken, meselâ (muhabir) e (aytar), (haber) e (sav) den di. Olamadı, tutamadı. Zira, tarih boyunca, bütün o (parantez) içindeki sözler, Türkcemizc «kelime» olarak da girmiş, kabullenmiştir. Türkçe:
— Terimlerle kelimeler a-rasında ikilik istemem! - diye. lisanı hal ile bağır bağır bağırıyor.
Fakat, yine yukarıda bahsi geçen ve şehirlerimizin meydanlarında göze çarpan (satıcısı bulunmayan camekânlı gazete sergileri) vakıası. orta yerde apaçık ve «kelimesi mevcut olmaksı -zm» duruyor. Eğer, sayııı terimciler ille bir şey uydurmak, lisanı zenginleştirmek istiyorlarsa. İstanbul şehrinin hayatında doğan bu yeni çeşit gazete satış yerine bir isim uydursunlar. Mes -(eğimiz ıstılah kazanır. Münasip bir lâfız keşfederlerse; halk bunu zevka uygun sayarsa kabullenir. Tercihen, bu da Öztürkçe olsun, derhal anlaşılır çeşitten olsun. Daha hoşlanırız.
I *
Acaba bizim gazetecilik dünyamızın dışındaki vazi -yet başka tiirlü müdür?
Riyaziyat, fizik, kimya, hekimlik, adalet, ilh. her tarafta, asıllan Arapça, Farsça, Türkçe, Lâtince, Grekçe, Fransızca, İngilizce menus terimlerle doludur. Bunların çoğu, aynı zamanda Türkçe-nin kendine mal ettiği kelimelerdi.
Dil inkılâbının müfritleri, gazetecilik ıstılahları ortasından nasıl (muhabir), (haber) kelimelerini atmak yolunu tuttularsa, diğer şû-belerden de. böyle tasfiyelere kalkıştılar. (Aytar) lara, (sav) lara benzeyen binlerce lâfzı bi mânâ, mekteplerde zorla okutulur, belletilir oldu; Türkçede ikilik doğdu. Nesillerin arası açıldı.
Millî Eğitim Bakanı muhterem Tahsin Banguoğlu • dünkü gazetemizde Şevket Rado’nun hulâsa ettiğine göre - şöyle demiş:
— Terimlere gelince; Türk Dil Kurumu, bir terim sistemi viicııde getirmiştir. Şimdiye kadar hatâlar olmuşsa da bıı hatâlar aynı sistemin içinde düzeltilecek; mevcut terim sistemi böylelikle tekâmül ettirilecektir.
Ve:
— Teim. yüksek malûmunuz olduğu gibi, bir sistem işidir, kelime işi değildir. Terim, varisi şundan, yarısı bundan karışık birşey olamaz. Terim, ya bir yaşayan dil grameri ve vokabû-leri veyahut klâsik bir dil grameri ve vokabüleri üzerine .yapılır. /Aralarında sistem münasebeti olmayan te-’rimler tutunamazlar ve öy-ile bir terim ailesi olamaz. O halde verilecek kararla ya Arapça terimlere bağlı kalacaktık rvc mektep!erimizde Arapça okutacaktık; yahut da (biz Türkçe terim yapa -, çağız.) diyecektik.
Gelir vergisi
Tacirler, defterlerini 1950 yılı Ocağının sonuna kadar tasdik ettirebilecekler
Gelir Vergisi. Kanunu 1950 yılının birine! gününden itibaren yürürlüğe girecektir. Bu münasebetle şimdi deftere tâbi bütün mükellefleri mülılm bir mesele meşgul etmektedir. Bu gibi mükellefler şimdiye kadar, sona eren her yılın Aralık ayı İçinde yeni seneye alt defterlerini Maliye şubelerine tasdik ettirerek yeni yıla girerlerdi. Halbuki 1950 yılından İtibaren Ge-îlr Vergisi Kanunu yürürlüğe girecek ve buna göre yeni verginin Usul Kanunu tatbik edilecektir. Ancak HMD Aralık ayında bu yeni Usul Kanunu henüz yürürlükte bulunmamaktadır, Bu İtibarla deftere tâbi mükellefler cezaya çarpılmamak İçin 1949 Aralık ayında defterlerini yine tasdik ettirmek istemekte, ancak bunu hangi Usul Kanununa göre yapacaklarını bilememekte, bu sebeble piyasada hissedilir bir endişe ve tereddüt havası bulunmaktadır.
Biz bu hususu İstanbul Defterdarlığından sorduk. Aldığımız cevap şudur:
5432 sayılı Vergi Usul Kanununun 210 uncu maddeslle öte-denberl işine devam edenlere alt defterlerin, kullanılacağı yıldan evvel gelen Aralık ayının sonuna kadar tasdik ettirilmesi mecburiyeti konulmuştur. Ancak mezkûr kanun 1/1/950 tarihinde yürürlüğe gireceği için bu yıla münhasır olmak üzere aynı maddenin (3> üncü bendinde yazılı (yeni mükellefiyete girenlere) müteallik hükme gö-! re defterlerin 1950 Ocak sonuna kadar tasdik ettirilmesine de kanimi imkân mevcuttur.
Binaenaleyh 1950 yılında kullanılacak olan defterlerin Aralık 1949 İçinde tasdik ettirilmesi kanunun esas hükümlerine uygun olduğu gibi Aralık 949 İçinde tasdik muamelesini yap-tıramıyanların Ocak 1950 sonuna kadar zamanları da vardır.
Yoksul öğrencilere yardım
Şehrimiz Ünlversitelerile yük sek okullarında okuyan yoksul öğrencilere tevzi edilmek üzere devletçe yapılan 40 bin liralık yardım tahsisatı tevzi olunmuştur. Üniversite rektörlüğünün başkanlığında fakülteler mümessillerinin iştlraklle teşkil e-dllen komisyon fakültelerdeki talebe sayısını esas tutarak yar dım tahsisatını tevzi etmiştir
Gönderilen 40 bin liralık tahsisatın on bin lirası teknik üniversite ve yüksek okullardaki yardıma muhtaç öğrencilere, halen 4309 öğrencisi olduğu anlaşılan hukuk fakültesine 9 bin lira, tıb fakültesine 6 bin lira., fen fakültesine 3 bin, güzel san' atler akademisine de 1500 lira İsabet etmiştir.
Hukuk fakültesi aldığı 9 bin lirayı yardıma muhtaç olduğunu tesblt ettiği 225 öğrenciye kırkar lira dağıtmıştır.
Sabah Gaz eteleri Ne Diyor ?
Durmak yok
Nadir Nsull, Cumhuriyette yazdığı baş makalede Dil Ku-nıl tayının ümit verici bir hava içinde çalışmağa başladığından ileri, geri aşın cereyanlar çnr-pışa dursun bu sefer aklın ve mantığın ara buluca zaferinin beklendiğinden bahisle diyor ki:
Tekniğin günden güne ilerlediği, ortaya hiç bilinmedik mefhumlar ve aletler çıkardığı bir devirde bunları anlatacak kavramlara şiddetle muhtacız. Uyduracağız, yakıştıracağız, belki Batı medeniyet! dillerinin yardımına başvuracağız, fakat herhalde yannki nesilleri dilsiz bıraknııyacağız.
Bunu Kurultay mı yapsın, Kamutay mı başarsın? orasını bana sormayınız. İsterseniz devamlı bir akademi kuralım, muntazam kongreler toplayalım, yahut da işi oluruna bırakalım.
Belli olan bir şey varsa, o da Türkiye Cumhuriyeti tam mâ-nasile Batılı bir devlet olana kadar bu dil hareketinin bizde daima ileriye doğru yürüyeceğidir.

Hayatî meselemiz
Selim Ragıp Emeç yukarıkl başlıkla yazdığı makalede bu memleket için büyük ve her
şeyden üstün meselenin seçim kanununun alacağı nihai şekil olduğunu belirterek şöyle diyor:
Seçimlerin nlsbl esasları göre bLr cereyan aldığı şu zamanda; bizce bLr kenara bırakılan bu sistemin ihmal edllmeslle meydana gelebilen aksak durumu. ancak ilmi heyetin bu teklifi, o da kısmen telâfi edebilirdi.
Hükümet; bu noktal nazarı da ceffelkalem reddetmiştir.
Halbuki, hükümet Başkanı, bu tasarıyı, Büyük MUlet Meclisine aynen intikal ettireceğini vâdetmlştl. Bu vâlt İlk şekille tu t ulamayınca, biz vatandaşların tasarıya alt âklbetten bir miktar endişe duymamız gayet yerlndedir. Çünkü İktidarın öyle manevralarllo karşılasa gelmiş bulunuyoruz kİ ö-nümüzde duran yoğurt kâsesini ne derece üfllyerek yesek, ihtiyat tedbiri yine bize; az görünüyor. Kabahat bizde değil; bizi, şimdiye kadar atlata atiata bu mertebe reybileştl-renlerde. Biraz samimiyet göstersinler, her şey yoluna girebilir. Amma bu samimiyet nerede?
*
Mazi île alâka kesilebilir mi?
YENİ SABAH yukarıki baş-
lıkla yazdığı makalede fertler gibi, milletlerin dc manilerde alâkalarını tamamile kesmelerine İmkân bulunmadığından bahsettikten sonra yenilik adı altında her değişikliği alkışlamak moda olduğu zamanlarda lisanımızda da dehşetli bir bora ve fırtına koparıldığını, dilimizin Uygur, Çağatay lehçelerinden derlenme lügat ve ıstılahların istilâsına zorla uğratıldığını yazıyor ve şöyle diyor: Hem birlikten bahseder dururuz hem nesiller arasına ayrılık kundağını elimizle sokarız. Dilin de canlı bir müessese olduğunu ve her canLı şey gibi istihaleye tâbi olacağını İnkâr etmek İçin en kaba bir mutaassıp olmak lâzımdır. Fakat bu demek değildir İdi her sabah uykudan uyanan her Türk behemehal yeni yeni kelimelerle karşılaşır ve İşin fenası bu kelimeyi hükümet makamları resmi kudret ve nüfuzlarına dayanarak halka zorla kullandırmak İster. Eskiden geniş halk kitleleri Babıâllnin ve hükümetin dilini anlamazdı, kullanılan tâbir ve terkipleri benimsemezdl, şimdi de vaziyet aynıdır. Yeni dili, yaygın halk tabakaları, bir tiirlü aniıya-mamak tadır.
Doğruya ve mutedile rücu etmenin vakti çoktan gelmlş-I tir.
Yabancı dil tedrisatı
Çocuk ishali ile mücadele
Çocuk ölümüne en çok sebep olan çocuk İshalinin önlenmesi hususunda şehrimiz sağlık müdürlüğü büyük gayretler sarfet-mektedir. Müdürlük, son iki ay zarfında bu hastalığa yakala -nan çocuklarla bundan vefat e-denlerln sayısını, tesblt etmiş vc bakanlığa göndermiştir. Buna göre son İki ay İçinde vllâye -timizde yeni doğanlarla beş yaşında bulunanlar arasında çocuk İshaline yakalananların sa yısı 4613 tür-
Bunların arasında ölenlerin sayısı beştir. Vefat edenlerden İkisi bir yaşma kadar, üçü de İki yaşına kadar olan çocuklar arasındadır, İki İlâ beş yaş a-rasmda ishale yakalanan 1307 çocuktan ölen yoktur.
Sağlık Bakanlığı, bütün yurd-da sık sık görülen çocuk İshaline karşı tedbir olmak üzere bu hastalığın en müessir ilâcı olan Sulfa guvanll’den 4 ton sipariş etmiştir. Dört bin kiloluk İlâç, halka parasız olarak dağıtılmak üzere vilâyet ve beledi -yeler sağlık müdürlükleri arasında taksim edilecektir.
Şendi-
İyi doğan l _ ..
• Faik Izer, Ercumend
Tahsin Banguoğlu’nun teklif ettiği sistem, - af buyursunlar - zaten iflâs etmiş bulunan (aytar). (sav) sistemine gider. Hattâ, yu ■ karıda parantez içindeki bütün gazetecilik terimlerini de maazallah değiştirmemizi icabettirir. Kaldı ki, imkânsızdır. (Diğer şûbele-rin sözlükleri de buna katılırsa, Türkçe, yeni bîr curcunaya girer. Biz ise curcunanın bu kadarına bile dayanamıyoruz.
Binaenaleyh; Tarihin emri vâkilerini kabul edip (kalem), (stilo), (kâğıt), (maşa), (müsvedde), (rotatif), ilh. kelimelerini de - diğer ilim, ihtisas veya meslek şubelerinde bulunan muadillerini dc - kabullendikten sonra, bundan böyle yeni mefhumlara karşıİık, Arap-çadan değil. Tükçe ek ve köklerden kelime yaratma -nın yolunu aramalıyız. Banguoğlu, işte bu noktada haklıdır. Şu da var ki, bîr çok garp icadları, kelimelerile birlikte gümrüklerimizden i-çeri giriyor. Atomun ismini Turandan tedarik etmemize lüzum yoktur.
Onun için, (tarihî - realist) sistemin icaplarına uymaktan gayri çare kalmamıştır.
Yanlış hesap, idealistçe bile olsa, geri döndîirülmeli.
,(Vâ - Nû)
Dinlenme tatili tarihi
Şehrimizdeki ilk ve orta okullarla liselerin yılbaşında yapa -cakları dinlenme tatilinin başlama ve sona erme tarihlerini Bakanlık, Milli Eğitim Müdürlüğüne bildirmişti.
Müdürlük, dün tatile başlama ve son verme tarihlerini okullara tamim etmiştir. Buna göre İlk okullar ayın 31 nden yedinci giinü sabahına, orta okullarla İlseler Ocak ayının 2 nci gününden 9 ncu günil sabaha kadar tatu yapacaklardır.
Mensucat işçileri
Tekstil sendikası başkanınm izahatı
Son günlerde mensucat işçilerinin en fazla meşgul oldukları mesele hususi fabrikalar tarafından işçilere yol verilmesi keyfiyetidir. Bu hareket, İşçi mümessilleriyle Vilâyet ve Çalışma Bakanlığının ısrarları üzerine durdurulmuştur.
Dün bu hususta İstanbul Tekstil Sanayii İşçileri kası Başkanı Yaşar bize gelerek dedi ki:
«— çikvaşvUi fabrikasının İşçisine yol verdiği haberi doğru değildir. Filvaki bu müessese bir aralık böyle bir yola tevessül etmek üzereydi. Ancak, fab-rİkanın sahibi Yaşar çikvaşvi-( llyle İşçiler adına konuştuk. Bu zat, vaziyetimizi anlayışla karşıladı ve hafta mesaisini ortalama 60 saatten 40 saate İndirmek suretiyle hiçbir işçiye yol vermedi. Bugünkü vaziyette yalnız Adalet mensucat fabrikası tensikata devam etmekte, bu yüzden bir çok işçi arkadaşımız kış günü sokak ortasında kalmış bulunmaktadır. İlgililerin bu hususta bize yardımlarını rica ettik. Bu münasebetle, şimdiye kadar bize yardımlarını esirgemiyen Vali muavini Nâzım Arda, Bölge Çalışma Müdürü İsmail Akçay, Çlk-vaşvlll fabrikası sahibi Yaşar ÇikvaşvUi, Mensucat Santrali müessesesl sahibi Fuat Bezmen ve Karamürsel Mensucat T. A.' ş. İdare heyeti başkanı Hilmi [ Naili Barlo'ya teşekkürlerimizi belirtmenizi rica ederiz.»
i
Sanat Dostları Cemiyetindeki bugünkü toplantı
Sanat Dostları Cemiyeti tarafından bugün cemiyetin Beyoğlu Ses tiyatrosu geçidindeki merkezinde sanat severleri sevindiren bir toplantı tertip edilmiştir. Buna göre önce saat 18 de cemiyetin galerisinde tanınmış 18 ressamın 18 tablosundan mürekkep bir sergi açılacaktır. Bu ressamlar şunlardır: Şeref Akdlk, Hakkı Anlı, Sabrî Berkçi, şefik BursalI, İlhaml Demirci, Halil Dikmen Naci Elif, Bedri Eyüboğlu, Eren Eyiiboglu. Görele, Fuat İzer., Zeki Kalmlk,
Ziya Keseroğlu, Edip Hakkı Kö-seoğlu, Zahide Özar, Cemal Tol-lu ve Kemal Zeren.
Bu serginin açılışından sonra hazır bulunanlar saat 19-21 arası bir arada Splandit lokantasında yemek yiyecekler, daha sonra lokal salonunda saat 21 de bir oda musikisi konseri verilecektir. Konser Ferdi von Ştatzer (piyano), Gabrielle Bam berger (vlolonsel) ve Orhan Borar (keman) triosu tarafından verilecektir. Programda Mendelssohn, Mozart, Flblch, Saint-Sâerıs, Tchaîkovsky ve Brahms'ın eserleri vardır.
Tekel Umum Müdürünün basın toplantısı
Bir müddettenberl Ankara’da bulunan Tekel Umum Müdürü Hadi Hüsman dün şehrimize dönmüştür. Umum Müdür yarın saat 15 de bir basın toplantısı yapacak ve muhtelif mevzular hakkında demeçte bulunacak-
' t ır .
Talebe Birliğinin raporu Senatoda görüşülecek
Üniversite talebe yönetmeliğindeki yabancı dil tedrisatına ait hükümler öğrencileri pek müşkül vaziyete sokmaktadır. Bu yönetmeliğin 28 inci maddesine göre herhangi bir fakülteye devam eden öğrenci, 3, 4 üncü sömestreler zarfında yabancı dil İmtihanlarını tamamen vermiş ve bu dersten mu-muafiyet kazanmış olmalıdır. Aksi halde diğer sömestrelerln hiç bir dersinin İmtihanına alınmaz.
| Halen muhtelif fakültelerde j lisan. İmtihanını verememeleri i yüzünden pek çok talebe fakültelerinin diğer dersler İmtihanlarına alınmamakladır.
Eu müşkül durum karşısında fakülte temsilcilerinden müteşekkil İstanbul Üniversitesi ı Talebe Birliği toplanmış ve bir , rapor hazırlayarak Senatoya vermiştir. Bu rapor Senatoda bu perşembe görüşülecek ve bu hususta bir karar verilecektir.
Raporda bu işin halli İçin iki yol gösterilmektedir. Birincisi, yabancı dil dersleri, fakültelerin diğer derslerinden ayırt edilmeksizin ve bir sömesttr sayıslle tahdit edilmeksizin, eskiden olduğu gibi bu dersten imtihan verilmeden diploma almak mümkün olmasın. İkinci yol, üniversiteye girecek öğrenciler, bir sene ihzari mahiyette yabancı diller okuluna devam ederek yıl sonunda açılacak imtihanlara girsinler. Ve başarı gösterenler diledikleri fakültelere yine tesblt edilen esaslara göre kabul edildikten sonra artık yabancı dil dersi ve imtl-hanlarlle alâkaları kalmasın. Bıı suretle talebe daha Liselerde okurken üniversitede geçireceği yabancı dil imtihanının ehemmiyetini takdir ederek vaktinde buna göre hazırlansın. Profesörlerin çoğu ile öğrğencllerln ekseriyeti bu İkinci şekle mütemayil ol dul kan söylenmektedir.
Senato, bu müşkül vaziyete çare bulamadığı takdirde meselenin Büyük Millet Meclisi tarafından halli IçLn müracaat | edileceği, bununla beraber öğ-| rencllerln kendi meselelerinin | üniversite Senatosunca halledll-! meşini arzu ettikleri belirtil-1 m ektedir.
Bakırköy kaymakamının faaliyeti
Bakırköyünde oturan okuyucularımızdan aldığımız müteaddit mektuplarda Bakırköy kaymakamı Ekrem Sevencana bu ilçeye geldiği günden beri gösterdiği faaliyetten dolayı teşekkür edilmektedir Ekrem Se-vencan. Zeytinlik mahallesinde müteaddit müracaatlara raftın c n senelerden beri tamir yüzü gormlyep ve cumartesi günü kurulan pazar 'yerine giden binlerce kişinin geçtiği Halkçı sokağını halkın dİ löklerini nazarı dikkate alarak
Türkiye 6 Turistik bölgeye ayrıldı
Ankarada toplanan Turizm Danışma Kurulunda Basın vc Yayın Umum Mudura Şükrü Esmer konuşuyor
Ankara 20 (A.A.) — Dün çalışmalarına başlamış bulunan «Turizm danışma kurulu bugünde s&baiı ve öğleden sonra genel kurul ve komisyonlar halinde çalışmaların» devam etmiştir.
Büyük Millet Meclisine verilen tasarılarla diğer tekliflerin tetkiki çok uzun süreceğinden, önce basın yayın ve turizm genel müdürlüğünce hazırlanan
tasarı maddeleri birer birer o-kunmuş ve bitirilmiştir.
Bundan sonra yurdumuzdaki turlzstik bölgelerin tesblt! İşi görüşülmüş vc Tüıklyeyl 6 turistik bölgeye ayıran teklif kabul edilmiştir.
Devletin turizm işlerine müdahale derecesinin tesbltl bahsinde kurul İttifakla şahst teşebbüsü birinci derecede kabul elmiş ve devletin müdahalesini
esaslı surette tamir etmiş ve civardaki diğer sokakların da onarılmasına başlanmıştır. Yeni kaymakam, her gün çarşıyı ve esnafı bizzat kontrol etmeği İhmal etmediği gibi eshabı me-salih tarafından vâffl olan mite racaatların süratle netlcelendl-rllmeslyle de alâkadar olmaktadır.
Mt'i:nıi!rvh(»
MilyonJhk binalar
Teni bir karar tasarısına güre bundan sonra ilk okullar için pahalı ve büyük bi-nalar yapılmaması düşünülüyormuş.
Gazetenin yerdiği izahata nazaran şehrimizde her biri bir milyon liraya yakın para harcanarak yapılmış o-kul binaları varmış. Bunla -nn bir katlarını okullar işgal ediyor, diğer katlan boş duruyormuş. Buna mukabil birçok ilk okullarda dershanelerin darlığı yüzünden sıkıntı çekiliyormuş.
Bu cihetleri gözönüne a-lan alâkadarlar, belediyenin önümüzdeki yıl bütçesine o-kul inşaatı için konulan tahsisat ile azametli ve paiıaîı okul binaları yerine ucuz ve kullanışlı binalar yapılmasını prensip karart olarak kabul edeceklermiş.
Hakikatin kabul ve itiraf edilmiş olmasına rağmen tasarlanan prensip karan Çizerindeki tereddüt de açıkça gösteriyor ki, şatafat heveskârlığı ile aklı selim mücadele halindedir, münasebetsizlik idrâk edilmekle beraber gösteriş, israf mera -kından kolay kolay vazge -çilemi yor.
Devlet ve belediye bütçelerinin hali malûm. Her iki taraf da her sene açık verir, bunu kapatmak endişesile dört yana başvurulup gelir kaynakları aranır; mütemadiyen mükellefin omuzuna yüklenen vergi, rusum, tarh ve tahakkuklarında sineğin yağı bile hesaplanır. Fakat sarfiyata gelince gözler kapatılır, damla damla toplanan paralar, lüzumsuz, münasebetsiz yerlere avuç avuç serpilir. İşte bu mirasyedi sefahati yüzünden devlet bütçesinin de, belediye bütçelerinin de iki yakası bir-araya gelmez.
Falan yerde devlete veya belediyeye ait ufak tefek bir binaya ihtiyaç mı var? Telâşlı bir gayret başlar. Münakaşa ilânları verilir, proje. plân müsabakaları açı -lir, bîr sürü para harcanır, inşaata başlanacağı zaman da temel atılmadan evvel o civarda asıl bina bedelinin dörtte birine yakın para harcanarak gösterişli bir şantiye binası kurulur. Ondan sonra daldır avuçlarını, savur parayı.
Yirmi beş senedir üzerinde ısrarla durduğumuz ilk tahsil seferberliğinde bü -yük gayretlere rağmen henüz emekleme devresini a* şama dik. Programlar istik -rarsızdır, kitaplar bugünün tedris sistemlerine uyduru -lamaz, öğretmenlerin dert -lerine deva bulunamaz, makam maaşları vaktinde ödenemez. başka yerlere nakledilen öğretmenlerin aylıkları gecikir, birçok mektepler harap medrese köşelerinde,, köhne ahşap bina çatılan altında barınmağa çalışır-I ken öteyanda bir tek okul binasına bir milyon lira harcanır ve yarısı bomboş durur.
Gayretkeşlikte de, adam sendccilikte de ifrattan kurtulup ikisinin ortasını bu -lamıyoruz!
Cemal Refik

de:
1 — Şahsi teşebbüsle ortak o-lar ak;
2 — Doğrudan doğruya yardım ederek;
3 — Ve bu hallerde faaliyet görülmediği takdirde devlet doğ rudan doğruya harekete geçer, şeklinde üç şarta bağlamıştır.
Tahrir komitesi yarın çalışmalarına devam ederek bir rapor hazırlıyacaktu.
Konferans
Türk Kültür Ocağı seri konferanslarının ilki û-larak, Çarşmaba günü saat 17 de Eminönü halkevLnde, Milli Eğitim Bakanlığı Rölöve Bürosu şefi Yüksek Mimar Sedat Çetintaş tarafından, (Medeniyet tarihimizdeki karanlık yılların hazin izleri) mevzuunda projeksiyonlu bir konferans verilecektir.
İzmit barosunun toplantısı
İzmit _ İzmit barosu yıllık toplantısını dün adliye sarayı karşısındaki binada yapmıştır. Toplantıda bütçe ve diğer İşler hakkında görüşülmüş ve baronun bir yıllık faaliyeti takdir e-dllmlşllr.
Müteakiben İdare heyeti seçimine geçilmiştir. Neticede baro başkanlığına tekrar avukat Adnan Şâklr Öngören, azalıklara da Ömer Ttıhaoftlu, Sakine Gi -ray, Lûtfl Tokoğlu, Nail Bllcl ve Tevfik Ertan seçilmişlerdir.
Tesis tarihi 1867
ŞİŞMAN YANKO
J. Ananlarti Mahdumları Mağazası
S A W A C O
Erkek ve Kadın Pamuklu ve Yünlü Meşhur İsviçre İç çamaşırları Masa örtüsü ve Çarşaflık İçin ;
FRANSIZ EKSTRA KETENLERİ
Beyaz ve renkli GELMİŞTİR.
Cihaz İçin zengin çeşitleri t
hm 39 Yeni Postane caddesi İstanbul — Telefon: 20104
Sahite 4
A K Ş A M
2i Aralık 10 !0
Ankara mektupları
l.
Kör flüt virtüözü
Şahin Işiner
‘Each’ı çalarken çitte telli isterlerse insanda heves mi kalır?»
Ankara
■— Hayatta en büyük zevkim sahnede konser vermektir. . Beni dinleyen ve sanatımı anlamaya çalışan insanların karşısında hayatımın en büyük heyecanını duyarım.»
İki aylıkken geçirdiği bir çiçek hastalığını müteakip iki gözünü de kaybeden 28 sc neden-beri renksiz, fakat ümit ve ışık dolu bir âlemde yaşayarak zaman zaman Ankara, radyo?undan bize tatlı konserlerini dinleten değerli kompozitör Şahin İşiner sanata olan bağlılığını şu şekilde anlatmaya devam etti:
•— Flütü zevk için çalıyorum. Fakat anlaşılmamak kadar kolu bir şey de tasavvur edemi-
Dünyada en fazla bağlı olduğum insan, annem, evde flüt çaldığım zamanlar:
«— Aman Şahin, bırak artık şunu- diye başımın etini yiyor.
Bundan bir müddet evvel bir Anadolu turnesine çıktını; bir çok yerlerde flütü kaval zannetme r Bir konserimde karşımda ancak 7 kişinin bulunduğunu öğrendim.
Bach'ı çalarken benden çifte telli istiyorlar.
Devamlı bir mücadele içindeyim Son zamanlarda akordeona da başladım. Daha doğrusu hayat beni akordeon öğrenmeye mecbur etti. Akordeon flütten daha çok alâka topluyor. Bir çok yerlere davet ediliyorum. Etrafımda dans ediyorlar. Beni dinliyenlerin 1yi bir hava içinde eğlendiklerini hissediyorum. Fakat btı bana flüt çalmanın zve-klnin binde birini bile vermiyor.»
Şanin lşiner’e flüte nasıl başladığım soruyorum, şöyle diyor.
«— Çocukluğuma ait hatıralarımı yokladığım zaman hafızamda 4 yaşında bir çocuğun canlandığını görürüm. Ankara-nm Bent deresinde, elinden ağız m uzı kası düşmeyen 4 yaşında âmâ bir çocuk.. İki gözümün de
kör om lası bütün, muhitimin bana bedbin nazarlarla bakma* sın's ^ebeb oluyordu- Evet, İki gözü kor olan bir çocuk hayatta ne yapabilirdi? Hafızamın derinliklerini yokladığım »man bu 4 yaşındaki çocuğun hayatla büyük bir mücadeleye girişmek İçin hazırlandığını görüyorum.
6 yaşındayken arkadaşlarım bana «flüt> adını taktılar. O zaman daha manasını bile bilmediğim bu -isim günlerce kafamda muammalar yarattı. Flütün ne olduğunu öğrendikten sonra ona büyük bir aşkla bağlandım. İzmir Dilsiz (₺ Körler Enstitüsü bana karanlık âlemimin arkasındaki dünyayı ve müzik zevkini tanıttı. Hayatta en büyük arkadaşımı bulmuştum. Bütün ümiUeriml ve dünyamı ona bağladım, tştc senelerden beri de onunla başbaşa-yıı.»
Bugünden, Dünden 1
Lâvantalar
(Fcmme) mı. (Bobe de solr) mı? — Livantajri İstanbula kimler sokmuş? — Lavanta kelimesi — Hacı yağları — Mezat maDanndakl, işportalardaki lâvantalar — Kokusunu duyunca küplere binenler — Bir vaktin namlı lavantası (Liiben) — Gelle Biraderlerin. Piver’in, Coty’ninkiler.
Dil Kurultayı toplanırken
Batı ile Doğuyu karştıran terimler
Ahmet Cevat EMRE
Kadıköyûnc gidiyordum, Vapur kalkmak üzere. Hareket zili çalarken gri tayörlfi, şapkası kuşlu, vardakosta bir bayan a-cele acele önümüzden yürüyüp salonun lüks bölmesine girdi iç ezici bir livanla kokusu etrafı bürümüştü. Karşımda oturan iki tazenin fısıltılarına ister İstemez kulak misafiri oldum:
— Karon'un (Fenune) par Jönü galiba?
_ Hayır, (Robe de sok) ı. ts-tanbulda ender bulunuyor- Birim Lcllo geçen yaz Patisteyken küçücük şişesini MM franga almış; tükenecek diye ödü kopu-yo.
mürikle meşgul olmanızı ne derece güçleştiriyor?
«— Biz bir çok kimselerin zannettiği gibi flütii ezbere, kulak dolgunluğu ile çalmıyoruz. Bilâkis her parçayı tamamen notadan öğrenmek mecburiyetindeyiz.
Diğer memleketlerde körlerin müzikle meşgul olmaları İçin büyük kolaylıklar mevcuttur. Halbuki bizde kabartma nota bulmak veya Avrupadan nota getirtebilmek muazzam bir mesele teşkil eder Bu şartlar âlim da yeni parçalar öğrenmenin ne derece güç olduğunu tahmin edersiniz her halde.»
Şahin İşlner bir müddet sustu, siyah gözlüklerinin altından kendi karanlık âlemini seyre dalmış gibiydi. Sonra heyecanlı bir sesle ilâve etti:
bitiyor, bar bar bağırıyorlar: (Ey cemaat bilmiş olun, bu mel'un nerenize değse orasını yann ahtrette zebaniler kızgın demirleri® doğlıyacak, ateşten kıpkızıl kerpetenlerle koparacak!...)
Tanıdıklardan bir Hacı Halil Efendi vardı: gayet mutaassıp-
p—— Yazan: "-ı
[Sermet Muhtar ALUSJ
Bundan 00. 95 sene evvel İstanbullular içinde lâvantayı bilen yokmuş. Dünya kuruldu kurulalı tuvalet, çekidüzen kadının şanındandır. Itriyata, esN tâbirle (rayihnl tayyibe) ye öteden beri dinen de cevaz verildiği malûmdur Ninelerimi* gençliklerinde Kızanlığın, işportanın gül yağlarını: Mısır-çarşısmm Kalemis, tarçın, karanfil yağlarını sürerler, belitlerine şirin görünmeğe çalışırlardı.
Böylece nice yüz yıllar geçmiş. Vaktâ ki 1854 te. Kırım harbi sırasında müttefik Fransız ve İngiliz kıtalan memlekete gelmeğe başlayınca, birçok Avrupa metaları gibi, lâvantayı da buraya sokmuşlar; ortalığa yaymışlar.
Dâvanla kelimesi Frenkçc
(lavandef dan. o da İtalyanca (lavanda) dan tûremedir-
vanda, bahçe tarhlarının kenarına dikilen, çiçekleri bez torbacıklara tıkılıp çamaşır bohçalarına konan bildiğimiz nesnedir.
Lâvanta, bizim çocukluğu-
lordan. Kimde 1 Avanta kokusu duysa, hemen oradan uzaklaşır, mendile dahi siimkürmlyerek musluğa koşup Jstinşaka (burnuna su çekmeğe), masmazayn (ağzını çalkamaya) koyulurdu. O derece kaba sofu olmıyanlar arasında da oruçlu iken, orucum sakatlanmasın diye lâvan-talının yanından kaçanlar çoktu.
1 ılar tarafından kapışıiırdu. O zamana kadar bilinenlerden bambaşka, yepyeni isimler ta-şırlerdl:
Safranor, Trefl, Aziırea. Flör-aml, Vlvitz, Pojnpeia-, Kibar kişilerin haremleri, kerimeleri, gelinleri, mahtumlan, damatları hep bu ncvzuhıırlan kullanır; Beyoğlu gezintilerinde, mesire piyatalarında usulcacık kulak memelerine, burun kon adlarına. çarşaflarına, kravatlarına, kostümlerine, hattâ konak arabalarının döşemelerine sürerlerdi.
Bazı kimseler aynı lâvantadan hiç şaşmam», onlara ad bile takılırdı: Azüreali Küçük hanfen-(11; Flöramli Gelin hanfendi; Safranotlu Mahtum bey; VI-vltzll Damat bey...
Alaya aldıklarına da şu yolda kulplar:
Eabukll muşmula; Opopo-nakslı kart horoz; Lilâblach pişmiş kelle...
La-
İlk lâvantâliu- İçinde en namlısı (Lüben) mlş. Lâıl renkli, sabit kokuluymuş: Beyoğlu mağazalarından iki çeyreğe alınırmış. 50. 55 yı| evvelin meşhur livan talan Gelle Biraderleritı-kUerdl. Beğen beğendiğini seç:
Opoponaks Esbuke, Helyotrop, Llla blân, mlinör, Podespony, Vlyolet dö Parm, Fuan küpe. Büke de flor... Beheri 9 paradan on paraya, 8 otuz paraya 8 kuruşaydı. Pinaud’nunkller daha ucuz. 8 kuruş on paraya, İdiler.
11»00 yılına doğru Piver'ln ma-mulâtı mevcutları solda sıfır _ bıraktı. 17 buçuk kuruşa varlık- (Caprlcietüt) ier bastırmıştı.
_ . . . uıvauuı, UlZJIll ojiuhuku-
k“” «br. çoktan yerlejml,-
olan tesuııctnı asla sarsılma- u Ya|n]! nanımlar depll. sık muur «UDdUlk e» bosük ea- b
Vr-n> nlr rtinr.ua rnnına mir» Kil— ı
dururlardı. Hacı yağı denilen kân kadim kokulara rağbet,
Bu güne kadar gördüğünüz aşk filmlerinin en güzell. En cazibi ve en fevkalâdesi
yem bir dünya turuna çıkabilmektir. Bir âmâ Türkün müzik-te neler ,«p»bll„[jStal dünjr-
» SOSlemelten »yİ Ulu- e«ppcli1(rae. yaslı hatunuma.
'HH ' bir de konaklara kapılanmış,
yahut boşta kalıp kahve köşelerinde pinekliyen uşak. aşçı, arabacı makuJrierindeydL
Pazar yerlerinde, İranlı mezat malcılarm teskerelerini dolduran; ayna, tarak, sabun, boncuk mlslllû tcfarlk nevinden 20 paraya, 40 paraya. İkiliğe satılan ufak tefek arasındaki lavantalara Tefarik adı verilirdi. A-monyak gibi geniz yakar, safra] kabartır, gönül bulandırırlardı. | Tefarik lavantalarının bir grado üstünü Kapalıçarşının,1 Mahmutpaşa yokuşunun İşportalarında saııhrdı. şişesi üç kuruş. bilemedin üç buçuktu.
Yeşili gûya menekşe, turuncusu şebboy, eflâtunu leylâk, sarımtırak beyazı yasemin. Ya-pışkancaydı. Dakika geçer geçmez kokusu uçar gider. Bunların müşterisi küçük evlerin kızlan, dört kaşlı şabı emretlerly-(11.
Bu delikanlıların sıynk kısmı ramazanlarda Şehzadebaşınm kalabalığına karışmca, mukabele, vaiz dinleyip camilerden sok aklara hıırya eden kadın kafilelerinin peşine katılır; saate andıran lAvantahklan gizlice çıkararak tazelerin göğsüne fıs-sadak sıkarlar; açık renk blûa-lular. çarşaflılar leke Kraktı mı diye çırpınır; koca kanlar şemsiyeyi kaldırarak ağzı açar, gözü yumarlardı:
— Bacaksız maymun, şimdi seni polise teslim edersem Han-yayı, Konyayı anlarsın. Zamparalığa kalkışacağına kırk para ver de yırtık pabucunu yamalat cebi delik upırl...
ANM ARALI
Bu Cuma
Matinelerden
itibaren

SUMER'de
( O rijrual kopyası1
TAKSiM’de
(Türkçe kopyası) Fevkalâde büyük aşk ve macera filmi,
RENKLİ
Asrımızın en büyük romancısı: W SOMERSET MAUGHAM'm bütün dünya dillerine çevrilen (The MOON and 9İXPEN-CE> romanından Sinemaya alınan United ArUste'ln Süper Filmi:
BİİYÜLENMiŞflOAM
(The Moon and Sizpence)
Başlıca yaratıcıları:
GEORGE SANUErs _ HERBERT MARSHALL - DORİS DUDLEY -ELENA VERDUGO - ERİC BLORE -ALHERT BASSEKMAN.
Hakiki bir aşkın, en çılgın, en hassas tezahürlerini yüksek bir kudretle tasvir eden hissi fevkalâde bir eser,
BUGÜN MATİNELERDEN İTİBAREN BÜYÜK GALA Programı olarak
Orijinal Kopyası
YILDIZ
SİNEMASINDA
Türkçe kopyası
Beyoğlu ŞIK
_ ______________ SİNEM ASINDA
İBİİtûn sinema severlerini hayran Inntart bu filmi ev-l leıiKic çağında olan kızla n m ula evlenmiş, yuva kurmuşI I kadınlarımıza tavsiye ederiz.
HALİL KÂMİL FİLM
Ağa babalar, kadinneler torunlarında livanla kokusu sezer sezmez köpürür, küplere binerlerdi:
— Şu musibet kâfir İcadının haram olduğunu bütün ehlül-lâhlardan duymuyor musunuz? Kürsüye sika sika yumruklarını vura vura demiyorlar mı ki (O karnakslde şarap, rakı mayası var. Âzanıza, üstünüze zinhar katrasını bulaştırmayın. Zaten günnhlannız başınızdan aşkın: üstelik bardaklarınız necasetle dolu; necaset hamalısınız. Bunlar yetmiyor da dışınızı da mı murdar edeceksiniz?). Vaizi arda adamcağızların dillerinde tüy
Gel zaman git zaman Coty-ler ortaya çıktı; fabrikatörünü sayılı milyonerlerden etti, En ehveninin şişesi o âna değin görülmedik pahada; İki mecidiye, ekstra kaliteleri yıkım mı kim; meselâ (La rose). gout) 74; (Ambreine) 84, (t-dyllel 88 kuruşa.
Daha sonraları (Solr de Fa-• ris), (Origan), (Prult veri) falan filânlar hayli rağbet bulmuşken bunları da (Chanell) )er. (Arpöge) 1er, (Prelud) 1er,
yı-(Le
MARMARA Sinemasında
Bugün matinelerden itibaren senenin a fevkalâde filmi birden Dünya Slnemacılfiının lk! büyük yıldızı ;
İNGKİI) BERGMAN — CHARLES BOYER'ta
Müştereken yarattığı
ZAFER ABİDESİ
Garp cephesinde sükûnet var müeDifl «Erfch Marla Re-martjne» meşhur romanından sinemaya alınan en büyük bir eser. Bu muazzam filme ilâveten:
CflHİKAÇIYOR
KENT TAYLOR
Cinayet... Esrar... ve Heyecan filmi.
İstanbul Sinemacılık hayatında yeni bir çığır açılıyor... Yeni senenin ilk büyük sinema haftası.
4. Ocak Çarşambayı
Sabırsızlıkla bekleyiniz.

f'
Bugün Matinelerden itibaren

MiLLî-ALEMDAR
'da
Bu senenin en büyük muvaffakiyet kazanan 1 büyük Türkçe filmi birden, seyredenleri hayran bırakacak.
1 _ İYAŞAMAK ARZUSUİ
I (Türkçe) |
2 . [KARAMAZOF KARDEŞLER
(Türkçe)
Bu büyük ve müstesna programda yer bulmak «e geri dönmemek İçin tam seans saatlerinde gelinmesi.
t—
Her yıl, bir yıl Öncekinden daha güzel ve daha mükemmel olarak çıkan
MUHTIRALI HAYAT TAKVİMİ
Yeni yılın en hoşa giden hediyesi olacaktır.
yeni çıkan bütün kanunların hülâsası ve günlük hayat için lüzumlu bütün bilgileri, büyük mütehassısların hazırladığı bu Ansiklopedide bulacaksınız. Gayet mükemmel bir muhtıra ve 320 sahile en faydalı yazılar, renkli haritalar ve bandralar Taklitlerini almamak için Maarif Kitaphanesi adresine dikkat etmelidir. Pandozot ciltlidir. Fiatı 130 kuruştur.
Edeb. Ter. Sözlüğünde Grek -Lâtin (ve dolayısiyie Batı) nazmına mahsus olan metre Ue Arap (ve dolayıslyle Doğu) nazmına mahsus olan vezin karıştırılmış; metre'i kaldırıp hor ikisi İçin taTtı (y&nl vezin) demeğe çalışılmış,
1. ölçü: 1. Bir mısradakl hece sayısı;
2. Tartılar bundan meydana gelir;
3. Tartı anlamına da kullanılır.
n. Tartı (vezin, mâtre):
1. Grek nazmında iki ayaktan İbaret ölçü;
2. Genel olarak mısrada. ayak veya hece sayısı İle sıralanma.
m. Tartı bilim (evzan ilmi, metrlque, prosodie).
Niçin böyle bir karışıklığa lüzum görülmüş?
İki kültür dünyacının sanatında hâkim olan iki ayrı kavrayışı gösteren iki ayrı terim birleşltrllebillr mi?
Taslamalara verilen şekiller
Edeb. Ter. Sözlüğünde taslam-lara verilen şekiller üzerine de birkaç Örnek verelim:
1. Batı dillerinde — isme ile sonlanan edebi mektep, çığır İsimleri, bizim Sözlükte. — Clhk bileşik ekiyle; — işte İle sonlanan meslek ve çığır mensupları İsimleri de — cı İle yapılmıştır. Meselâ, r^allsme, röaliste terimleri, taban lan o-laıı reel, gerçek diye alınmış, bundan da gerçekçi (realiste), gerçekçilik (realiame yapılmıştır, Gerçekçi, karşı fa yalancı bir kelimedir: gerçekçilik de yalancılık Ue karşılaşır.
Bir kere, reel İle vral eş anlamlı değildir; gerçek isminin anlattığı kavram reel değil vrai'dir. Realistler gerçek Büyüyenler değil, hayatı ve tabiatı olduğu gibi tasvir edenlerdir.
Fakat asıl garabet bu ekin özel adlara ulaşmasında görülür; meselâ, on alfancı yüz yılda, İspanya ediplerinden Gon-gora'nın yazılan beğenilerek bir Gongre mektebi meydana gelmiş, gongorisme adım da almış. Sözlük müellifleri, bunu da, — cılık ekiyle, gongoracılık diye dilimize getiriyorlar. Böyle bir kelime bana pek acayip geliyor; gongora çığın daha mülayim olmaz mı?
2. Bir çığır ismi daha: YAPIUKÇIUK!
ConstruCtlvisnae karşılığı oluyormuş!
(Yapı) herkesin anladığı şekilde bir kelime.
Dilde yapılık şeklinde satılık örneği vardır; burada — lık tahsis morfemidir: satılık: Satıya (satışa) tahsis olunan demektir; yapılık da (yapıya tahsis olunan) m ân asiyle anlaşılabilir.
Sıfat Olan bu şekildeki kelimelerden sonra ûtm gelir; saldık ev... güri. Yapılık taş da denilebilir; fakat satılık ismine çı ve çılık ilâve edilebilir mİ? Yapdık’tan yapdıkçdık nosd türetilebilir?
Sözlük müellifleri yazdık (makale) kelimesini de yaratmışlardır; bu da satılık kategorisine giren bir türem olabilir mi? Satılık, zaman itibariyle, gelecek kav ramiyle düşünülür; makale üse geçmiş zaman Ue kavranılır.
Başka örnekler:
a) Zamandaşçdık (rimulta-
neisme)
«Sahnede aynı zamanda iki olayın gösterilmesi..»
Dilde kbu üçüz — daşçılı ekyUe yapılmış bir misal daha var mıdır? Sıfatlara — ci eki gelir mİ?
b) Klasikçilik (classlclsme)
KlâsikçiUk denebilmek İçin bir klâslkçi bulunmalı; klasikçi ne mânâya gelebüir? Fransızca-da (cjassiciste!) var mıdır? O
holde, classlsicme için klâsiklik yetmez mİ?
e) TerlndeslzUk 'ademi mutabakat)
Bu da bir çığır mıdır?
(Yerinde) herkesçe bilinen güzel bir kelimedir' fakat bundan yerindeslz ve yerindesizlik çıkardablllr mi?
d) Yenlclı deyim, yenlcilük (nöologlsmeı
Nöologlsme yeni kelime yaratma demektir: yaratılan yeni kelimeye de neolopsme denl-Ur; — cil ekinin (tavşancıl, balıkçıl gibi örneklere göreı deyime yenici! denemez: yeniyi seven deyim değildir ki yenici! dey im denllebilsin-
fı Ismpresslonisme sonrasının İspanyadaki şeklilerinden birine crealionnlsme denlllyormuş". Sözlük müellifleri bunu da Türkçeleştirerek yaıadışçılık deyivermişler! Fiillerden — İd şeklinde isimler türer: Alıcı, atıcı, binici, görücü gibi, fakat — işçi şeklinde fiil Isfmieri var mıdır? Alışçı, verişçi, atışçı» görüşçü... dendiği görülmüş müdür?
Edebiyat ve sarat çığırları, genel olarak, tarihin bir dönemine ilişikli olur, sanat v« edebiyat tarihi erbabı o çığırları, tarihsel ve özel isimleriyle anarlar: onlara bir de Türkçe İsim vermeğe ihtiyaç var mı? Ve bu kadar lüzumsuz bir işi görmek İçin dilimizin morfolojisini bu derece bozmağa hakkımız olabilir mİ?
Bir kaç taslam daha
a) Ek — yapılı türek tasla-mına bakalım.
Sözlükte yalancı türek yana-eı (figüre pseudo — ötymolo-gique) diye verilmektedir. Türe — fiilinden gelen türek: etymo)ogique anlamına getiriliyor. demektir. Türe — fUli. son zamanlarda, deriver karşılığı o-larak kullanılıyor: türek şekil birinci defa olarak etymolojlk (Arkası 7 inci sahil ede)
Müessif ölüm
Şehrimiz tüccarlarından Mı-gırdlç Şellefyan. Kimyager Hayk Şellefyan ve Aram Şeliefyanm babalan ve Slranuş Şeliefyanm kardeşi:
BAY KİRKOR ŞELLEFYAN
Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenaze merasimi 22. 12. 1949 Perşembe günü saat 14 de Beyoğlu Bahkpazarı Üç Horen Kl-Useslnde yapılarak Şişli mezarlığındaki ebedî Istirahatgâhına tevdi kılınacaktır.
Acele Satılık Apartıman
Pangaltı - Kurtuluş -Türkbey sokağ 144 No. h dört katlı, konforlu, odaları geniş ve pek ferah havadar manzarası mükemmel dört daireli apartı-nıan saulıktır Arkasında Bahçesi de vardır. Üst kat-takitere müracaat,
Şvhtr Tlyuroa» Bu akşam Saat 20.30 da ORAM KISMI PARA UĞRDNDA
Yazan: Nah i d Sırrı Ürik.
KOMEDİ KISMİ NEMO BANKASI Yazan: L. Verneuil Türkçesl; Fehmi Baltaş, L Ay
Cunurtesi ve çarşamba ptınier» 1«JD da Çocuk Tiyatrosu Pazar gönleri matine 153® «■
MCAMMEK KARACA OPERETİ Maksimde
Saat 20,30 da SİZtN SOKAK
Matineler: Cumor tesl pazar lö te
Pazartesi akimlan tanuril vektur.
» Bu akşam MELEK sinamasında s
Eşine, benzerine asla rastlanmıyacak nefis ve mükemmel bir sanat âbidesi
meydan
Günahkâr Baba
(Edward, My Son)
Metro-Goldwyn-Mayer Şirketinin büyük himmetlerle vü-cude getirdiği harikulade süper fihn, Başlıca yaratıcıları;
Spencer Tracy — Deborah Kerr
İlâve olarak: Yeni FOK, dünya havadisleri gazetesi
Nuasualı biletler bugünden .sanimnirtadır

1
ıMfldrihten Sayfalar Anadoluhisarı
Üçüncü defa birleşeceklerini?
Franchot Tone’nin karısı sinir buhranı geçiriyor
Yazan
Haluk Y.
i Şehsuvaroğla
AnadoluhİNsruun en eski »-rtfini Brliya çelebi-* bakıyoruz. Gezrilfc. vc gördüğü yerleri büTûn tafsrâriyle anlatan Seyahatnamesinde Hisardan şy şe-kilde bahsetmektedir: (Bln
seksen hanedir. Amma azim sarayları ve yalıları vardır. Defterdar Hnl nızııde sarayı. Mustafa paşa sarayı. Hoca Çelebi sarayı Kaftancı Ali Çelebi sarayı, I^tTlir paşa tın rayı bAŞİllMl saraylarından dır.
Yalılarının en güzeli Behai e-fendin! n taşı Çin ile müzeyyen kasrı âüsidir.
Kasabada asla kefere yoktur. Ahalisi hep Müslümandır. Kale camiinden maada bir kaç mescidi yedi adet Daruttalim sübyanı ve bir küçük hamamı, yirmi adet dükkânlar, vardır. Halkı hep ehli zevk, garip dost a-damlardır. Dallarında bağlan hesapsızdır.)
An grin İnhisarı Ue karşı kıyı-dakd Rumelihisarı arası Boğaz-içinin en dar yeridir. Bu koyun Anadoluhisarı. yahut daha evvelleri IGüzelcehlsar) diye mimarına sebep, Yıldırım Ba yezidin İstanbul u fethinden elli dokuz sene evvel burada yaptırdığı kaledir.
Boğaıiçinln ötedenbtrl Müslümanlarla sakin olan bu kö-. yünde Fatih Sultan Mehmedin' efendi yalısı, EsU Reisler ket-bir camii de. AmasyalI Sina-neddin Yusuf efendinin İnşa ettirdiği bir mescit vardır.
Fatihin camii bir yangın neticesinde tamamen yanmış ve bina 1845 tarihinde yeniden inşa olunmuştur. Sinaneddin Yusuf efendi mescidini de Âdile sultan kız. Hayriye banım sultan tamir ettirmiştir.
Köyün camisi yanında Yasemin hatunun bir mektebi vardır .Bu hayırsever hatun mektebin bahçesinde medfundur. Kendisi aynca 1 tamam yaptırmış ve Hisara bir de pazar kayığı vakfetmiştir.
Hisar, yalıları ile ve arka inamlardaki mahalleleriyle esta-denberi kalabalık bir semtti.
18 asır sonlarında tutulmuş, bir Bostancıbaşı defteri Küçükse kasrından Hisara doğru ulan 1 yalıları şu şeklide tesbit etmiş bulunmaktadır:
(Yenişehirli Ahmet ağa ya- .) Ikü. Camii şerif önü. Slpnhbaş halifesi Abdü İterim efendi yalısı. Ayasofya ruanamçecisl zadelerin yalısı, Çeşmi zade efendinin yalısı, Hüseyin, ağa zade Mehmet Sarım ağanın yalısı, I
Koy etrafındaki yanlarla. Kanlıca yalıları bu semtten bahsedilirken yazılacaktır. Kanlıca hattında daha evvel bir makale neşredilmiş bulunmaktadır. [•! 19. asırda tutulmuş bir Bos-tancıbaşı defterinde İse Küçük-su kasrından İtibaren sahildeki binalar şu sırayı takip etmektedir: »Esbak Baş tebdili şehrl-' yâri İbiş ağa kahvesi. Atlarlar kethüdası Mustafa ağanın validesi yalısı. Kullaptan Saip e-fendı yalısı. Kalsam başkâtibi Beyld Mustafa efendi yalısı, Es-bak Kile nazın Mustafa ağa yalısı, Göksu namazgâhı, Şükrü efendi zade yalısı, kale İçinde Silâhşor Osman bey hanesi, kale İçinde Dizdar hanesi, Anadolu-hlsan kalesi, Küttaptan 3alt e-fendi yalısı. Esbak Sekbanbûşı Hazan ağa yalın, Müderrislerden Arif efendi yalısı. Ebiilfeth Sultan Mehmet Han camii şerifi, Anadoluhisarı iskelesi. Arif efendi yalısı. İsmail efendi kerimesi yansı. Efendinin diğer kerimesi yalısı. Müderrislerden Hakkı paşa zade Eihac Ahmet İszet ' nfor^ril nolı« Eçjrl Paialoy »nf— hûdası Mustafa ağa yalısı. Arabi sade Hüseyin efendi yalısı. Kefeli isklesl. Valide kethüdası esbak fodla kâtibi Mehmet e-fendi yalısı, Anadoluhisarı hamamı ve İskelesi ve kahve dükkânları, Tüfekçi başı Mir Mehmet yalısı, hâlâ Şeyhülislâm 1 Yasine! zade Abdûlvehhap efendi yalısı.»
Şeyhülislâm m sahil hanesi A-nacioiuhlsarının güzel ve büyük I yapılarından birisiydi. Yasincl r[. m_____ zade Abdûlvehhap efendi pek
K«al'ıraa»'‘t>'lr 'aüjirLumj M.#hal makamın-— - da kalmasına vücudunun taka-
ti elvermediğinden Padişah kendisinin yalısında Istlrahate çekilmesini istemişti.
Abdûlvehhap efendi bir sene 'sonra 124ü Ramazanının 26. günü (1833) bu yalıda ölmüş ve cenazesi Fatih camiine getirtilmişti. O sırada Çırağan sara-jymda oturmakta bulunan 13. Mahmut da eski Şeyhülislâmına •beslediği muhabbetin bir nişanesi olarak bizzat camie gitmiş büyük bir teessürle cenaze na-bazını kılmış ve Yasine! zadenin tezkiyesinde bulunmuştu. _____ ____ .......... r_____ | Son zamanlara kadar bozul-
Mahmut tnu ,2»ı. Buareü ."""'5 0,““ »“ yllld“ mud-bu, jau». IMıı pa- ae’ Mlzan'' Muta be, otur-
ça zade Hüseyin beyin yalısı, /nu5tu-
Hüseyin paşa zade
tuğundan verese tarafından sa-tıiığa çıkarıldı. Ceride! LLara-dls'e verilen ilânda yalı hakkında şu malûmat bulunmaktadır: (AnadöiuhİEiınnda İskele başında selâmlıkta liri oda Ve haremde deniz üstüne ve kara tarafına üst katta İki oda bir sofa ve alt katta bir oda ve bir tahtaboş ve bir az açıklık ve köhne bir hamam Ve bir mutfak ve yarım masura tatlı sulu Hacı Et Iram elendi yalısı satılıktır. >
Bu tarihlerde iskelenin diğer tarafında da Sekbanbaşı yalısı bulunuyordu, Sekbanbaşmın sa-hllh&nesi selâmlıkta üç oda ve üç mabeyin odası, baremde altı oda, hamam, camekân ve iki masura suyu bulu ran bir bina İdi.
a nnri rıhı hi sarında arka kısımlarda muhtelif devirlerde büyük ve güze! köşkler inşa edilmiştir.
Bunlar arasında (Lalanın köşkü inamiyle maruf bir köşk yakın zamanlara kadar duruyordu.
Anadoluhisarının mesiresi Küçüksudıir. Küçüksu İstanbulini çok eski ve güzel bir mesire yeridir. Buranın geçirdiği İmar safhaları ve buraya yapılan gezintiler ayrı bir makale mevzuudur.
Jean H'allace
-=| DENöZCBLöK^
Yeni gemilerimizin bir kıs-mını kendimiz yapmalıyız
Bunun için de Haliç fabrikalarına tez elden modern bir motor ve makine atelyesi temin etmek kâfidir
— Ulaştırm Bıkanı Sayın Kemal Satır*a —
Ahmet' Anadoluhisarının eski yalıla-bey yalısı, Affan bey hııllles! rından biri de Zarif Mustafa yalısı. Mehmet Çavuş zade da- paşanın yalısıdır. Yalının bir madı Şemseddin -fendi yalısı, kısmı yıkılmış olmakla beraber, elçi Abdûlkcrün yalısı. Kirli kalan kısmı eski karakterini İbrahim efendi kerimesi, yalısı, muhafaza etmektedir. Yalıda Hacekândan Behçet zade elendi bir de devrinden kalmış çok yalısı. Yağlıkçı Mehmet ağa ke- güzel bir hamam bulunmakta-rimesi yalısı, Sürreemlni Ham dır.
İbrahim ağa yalısı. Müderris Gül 1841 senesinde Hisarda Ukde zade efendi yalun.ı başında Hacı Bthem ağanın ya-
Bu yalılar boylere Hisardan lısı vardır. Bu küçük yalı bu Kanhcay* kadar usanmaktadır. tarihlerde harablyete yüz tut-
1*J Kanlıca hakkında fazla ma lûmat içte 21/9/949 tarihli Ak şam gazetesine bakıma
NOT:
7 aralık 949 tarihli (Vaniköy) makalesinde Evkaf Nazın Mustafa paşa om yalısı zikredilmemiş ve Şerkâtip Mustafa paşa yalısı da köyün Kuleli tarafında gösterilmiştir.
Serisâöp Mustafa paşanın yalısı Vaniköy iskelesinin Kandilli tarafında büyük bir sahil hane idi .
İskelenin Kuleli tarafındaki ilk büyük yalı da Evkaf Nazın Mustafa paşaya aitti. Bu binayı sonradan Serasker Kıza paça satın alarak yıktırıp yerine yeni bir yalı inşa ettirdi
Hııkuk usul muhakemeleri kanununda değişildik
Ankara 19 — Bugünkü Mecliste. Hukuk Usul muhakemeleri kanununda değişiklik yapan tasarının ikinci müzakeresi yapılmış ve tasan, kanunlyet kesbe tmlş liri
Bugünkü oturumda Kâmil Coşkunoğlu, bir önerge vermiştir.
Önerge, kanunun 8, 427 ve 438 inci maddelerini değiştiren maddelerin makabline şamil olmaması, yani bu kanunun yürürlüğe girmeden evvel açılmış dâvalara tatbik edilmemesini derpiş ediyordu.
Bu önergenin kabuliylc kanuna geçici bir madde olarak İlâve edilmesi de kararlaştırılmıştır.
Hollvud'un tanınmış artistlerinden Franehoi Tone, Joan Cravford ve Joan Steno ile evlenerek her İkisinden ayrıldıktan sonra Jean WaJlaee ile evlenmişti. Jean Vallace Holu-vudun en güzel kadınlarından biridir. Kan koca birbirini çok seviyor ve pek mesut görünüyordu. İki de çocuk) an olmuştu.
Günün birinde aralan açıldı. ayrı yaşamağa başladılar. Boşanmak İçin mahkemeye boş vuracakları söyleniyordu. Bu sırada İkisi de Avrupa seyahatine çıkmıştı. Franchot Tone Fariste bir suvarede kıansını görünce kendirine âşık oldu, barışmak için yol aradı. Kendisine kıymetli hediyeler verdi. Nihayet tekrar barıştılar.
Fakat bu birleşme uzun sürmedi. Yeniden ayrıldılar, bu defa mahkemeye başvurarak boşanma kararı aldılar. Mahkeme çocuklun babaya bırakmıştı. Genç kadın yalnız kalınca çok sıkıldı, sinir nöbetleri geçirmeğe başladı. Geçen gün bu nöbet esnasında eline bir bıçak alarak karnım deşti, bir nevi harakiri yaptı. Fakat yetişen annesi kendisini hastaneye kaldırdı. Şimdi orada tedavi edilmektedir. Hayatının tehlikede olmadığı anlaşılmıştır.
Diğer taraftan Franchot Tone bu variyetten pek müteessir o— larak Jean Wâllâce İle yeniden hayatım birleştirmeğe karar verdiği söyleniyor.
Denizyolları genel müdürünün basın toplantısı
Drvlet Denizyolları Genel Müdiiru gazeiCClter arasında
Sovyet donanması
Bâzı haberler mübalâğalı »ayılıyor
Vaşlngton 20 (AJt )— Birleşik Amerika Deniz Bakanlığı Sovyetlerin 35 bin tonluk üç zırhlı ve 195-1 seneri sonuna kadar sayısı 1000 1 bulacak muazzam bir denizaltı filosu Lnşa edeceklerine dair verilen hA-berler baklanda çok İhtiyatlı davranmaktadır
Mütehassıs Amerikan çevrelerinden edinilen intibaa göre, zırhlıların Lnşaalına dair verilen haber doğru olarak kabul edilmekte, fakat bunun muazzam denizaltı filosu meselesi kadar askeri eksperleri İşgal etmediği anlaşılmaktadır.
Aynı çevrelerde söylendiğine göre, gerek Birleşik Amerika, gerek Atlantik camiasının savunması İçin, Sovyet programında derpiş olunan bin denizaltının kaçının birer basit sahil muhafızı ve kaçının uzun menzilli ve taarruza elverişli birer birlik olacağını anlamakta menfaat vardır.
Bundan evvelki yazımızda Devlet Denizyolları İdaresinin yaptırmak İstediği yeni gemilerin bir kısmını, memlekette yaptırmak lüzumundan bahsetmiş ve yazımı şöyle bitirmiştim:
«Mevcut gemilerini süratle tamir etmek İmkânlarından mahrum olan bir müe-sseseden. yen|, gemi yapmağı İstemek, hayale kapılmak demek değil midir? Bir bakışta öyle ğibl görünürse de. sipariş edilmesi düşünülen gemilerin bir kısmını burada yapmak kabil olduğu ka-natlndeyim. Bu kanaatimin neye dayandığını ayn bir yazıda İzah edeceğim.»
Bu yazı, İşte bu kanaati izah edecektir. Devlet DenlzyoUan ve Limanlan Umum Müdürü sayın Cemil Parmanın 25 kasım tarihli gazetelerimizde çıkan beyanatına göre, yeni sipariş e-dilecck gemiler 17 tanedir, ts-tabuldan bir acenta tarafından Londrada Shİpbulldİng Conle-rence denilen İngiliz gemi taşa tezgâhlan birliğine yazılan mektuptaki gemilerin sayısı 12 veya 18 dir. Biz Cemil Parmanın, sipariş edilecek gemilerin sayısını her hangi bir komüs-yoncu firmadan daha iyi bildiğini kabul ederek düşüncelerimizi buna göre yürüteceğiz.
Cemil Parmanın beyanatına göre ısmarlanacak 17 gemiyi şöyle tasnif edebiliriz:
1 — Büyük yolcu - yük gemileri:
2 — Marmara ve körfez tipi yolcu - yük gemileri:
. 3 — Şehir hattı İçin süratli gemiler ve eski gemilerine yerine konacak gemiler;
4 — Araba vapıırlan.
Bu 17 gemiden İki tanesi 5000 tonluk 21 mil süratli yolcu - yük gemisidir. Banlan, ecnebi tez-gâlılarından en müsait şartlar teklif edecek: fakat taahhüdünü tam zamanmda yerine getirecek ecnebi tezgâhlarına ısmarlamak yerinde olur.
Marmara «e körfez tip! yolcu - yük gemileri 1200 gres tonluk ve 17 mil süratli yolcu -yük gemileri olacaktır. Cemil Parmanın beyanatında bu gemilerin kaç tane olacağı tasrih edilmemiştir. Bunların çoğunu, ecnebi tezgâhlarına ısmarlamak, en az bir tanesini olsun, siparişi alacak ecnebi tezgâhının plân ve resimleri dairesinde burada yapmak doğru ve faydalı olur.
Şehir hattı gemilerinden üç tanesi Ülev tipinde ve 18 mil süratinde olacaktır. Bunların bir tanesi burada, gene siparişi alacak ecnebi firmanın hazırlı-yacağı plân ve resimlerle burada yapmalıyız.
Araba vapurlarına geltace. bunlar da ikisi büyük, İkisi küçüktür. Araba vapuru İhtiyacı müstacel olduğu için, bunların büyüklerini ecnebi tezgâhlarına ısmarlamak ve küçüklerin bir tanesini de gene sipariş alacak olan tezgâhın plân ve resimleri üzerine burada yapmak muvafık olur. Bu suretle burada ve
dışarıda yapılan gemiler, birbirinin eşi olur.
Demek ki 17 gemiden üçünü burada yapmağı göz önünde tutmak hem faydalı, hem de mümkündür. Bu gemilerin burada yapamıyacağımız makine, kazan, motor gibi tasımlan o-iursa onları dışarıdan getirtmek İmkânı vardır.
Bu üç gemiyi, burada taşa etmek İçin, ilk İş olarak Haliç fabrika ve havuzlarındaki makine ve motor atelyelerihi tevsi ve takviye etmek İcab eder. Bizim Haliç fabrika ve havuzlarının en büyük eksiği modern bLr molör ve makine atölyesinden mahrumiyetidir.
Dedikodulara, şahsi münafe-retlere İnanarak, haksız yere a-leyhinde bulunulduğu sabit olan Fuat Zincirkıran heyeti Amerl-kadan motorlu ve türbini! yolcu ve yük gemileri aldığı zaman, yani daha 1947 tem uzunda bu gemilerin nazik motor ve türbinlerinin tâmiri için, modem bir motor ve makine atelyesi de almağa teşebbüs etmiş ve bunun bir bedahet halindeki lüzumunu merkeze bildirmişti. Fakat o zaman «İstim sonra gelsin» hikâyesine benziyen bir zihniyetle bu İş geri bırakılmıştı.
O zaman Fuat Zincirkıran heyeti. satın aldığı takriben 130 bin tonluk 7 motorlu, 8 türbin-11 geminin bütün motörlerinta, türbinlerinin ve modem makinelerinin her türlü tamirleriyle, hemen hemen bütün yedek parçalanın yeniden yapacak olan bu modern makine ve motor a-lelyestata şeklini, tezgâhlarının miktarını, vasıflarını, îiatlertai Amerikan firmalariyle anlaşarak tesbit etmiş ve çok müsait tekliflerde almıştı- O- zaman takriben 700 - 800 dolara alınabileceği anlaşılan bu ntelyede 500 tondan daha ağır tezgâhlardan en hatif ve hassas tezgâhlara kadar muhtelif 80 tezgâh. elektrikli döküm fırınları, takım atelyesi vesaire mevcuttu. Mukavele İmzalandıktan sonra 3 aydan İtibaren 11 ayda teslim edilecek olan bu atelye tezgâhlarının bedeli. Amerikan İmport - Export Bankasından alınacak uzun vadeli kredi İle ödenecekti.
1947 temmuzunda, bu atelye satın alınanı; olsaydı, 1948 sonunda Haliçte kurulmuş ve İşlemeğe başlamış olacaktı. Fakat, işten aniamıyon zevat, bu teşebbüsü geri bıraktılar Bugün dahi, atelye henüz alınmamış bulunuyor. Bu yüzden motorlu ve türbini! gemilerin, tamirleri uzayıp gidiyor; hattâ burada yapılamıyor En son misali Turşusun kırılan türbin parçasıdır. Bu parça, Ansaldo tezgâhların-, da tamir ettirilmiş ve gemiyi aylarca bağlamak zarureti hasıl olmuştur. Tarsus gibi 10,000 tonluk bir yolcu - yük gemisinin 4 ay sefere çıkamaması, kim bilir, kaç yüz bin liralık bir zarar demektir.
Aynı mülâhaza, Fuat Zinclr-
taran heyetinin, gene 1947 temmuzunda alınmasını teklif ettiği halde henüz- lâkırdısı edilmekte olan 12,000 tonluk ve 150 metre boyundaki gemileri kaldırabilecek kabliiyeteki büyük yüzer havuz için de varittlr-Tesllm müddeti 15 ay ve kredi ile ödenecek kıymeti 2 milyon dolar olan bu havuzun alınmamış olması, büyük tonajda ve uzun boylu gemilerimizin, başka memleketlerde havuzlanmasına ve yüz binlerce liranın harice verilmesine sebeb olmaktadır.
118,408 tonluk büyük Kocae’l ! tankeri, geçen yıl Akdenizde kapı kapı dolaşarak havuz aramış ve nihayet Cebel! Tarık'a kadar giderek orada havuzlan-mıştı.
İşte kimsen ta hesabını sormadığı bu beceriksizlik, bilgisiz-, Lık ve ihmal yüzünden 1950 ye girmek üzere bulunduğumuz şu günlerde dahi, Haliç tersanesi, modem bir motör ve makine a-Lelyesinden, büyük bir yüzer havuzdan mahrumdur. Bunlar, kim bilir ne vakit tedarik edilecektir?
Geçmiş hataları ve aranıp Sörulmıyan mesuliyetleri bir tarafa bırakalım da,, halden ve İhtiyaçtan bahsedelim.
Devlet Denizyolları İçin hazırlanan ve idarenin 1949 bütçesinin raportörü tarafından bütçe tasarısının mazbatasında bahsi geçen yeni programa gö-. re, 1949 - 52 yıllarında yapılacak işler arasında, kapalı bir ifade ile «Deniz tamirhaneleri» denilen tersane İçin 15,511,000 dolar ayrılmıştır Geçen yazımızda Büyük Milleı Meclisi Bütçe komisyonu raporundan aldığımız rakamlara göre, bu paradan. 1946 - 50 yılına ayrılın para 3,636.000 dolar. 1950' - 51 yılına ayrılan ise 3.025.000 dtı-lardır-
Şimdi yen! gemiler ısmarlanırken bu iki yıl için tersaneye tahsisi kararlaş tırılmış olun 1 6.681.000 doları da temin ve tedarik ederek tersane atölyelerini tevsi ve takviye etmek, yeta yaptırılacak gemilerin en az uç tanesini burada yapmağa başlamak mümkündür. İlk kısım o-larak yaptırılacak 17 vapurdan sonra, başka gemiler de İnşa ettirileceği Bütçe komisyonunun raporunda yazılıdır Raporda üç yılda büyük, orta, küçük hacimde 24 - 25 vapur. 4-5 feri-, bot yaptırılacağı söylendiğine göre, eğer makine ve motör a-telyesl ve diğer tersane tesisleri 1950 - 51 yıllan arasında temin edilirse, İlk 17 vapurdan sonra yaptırılacak gemileri de gene kısmen burada inşa ve mevcut gemilerimizi süratle tamir etmek mümkün olur. Bu sayede, memleketimizde de bir gemi İnşa sanayii kurulmuş ve milyonlarca dolar tasarruf edilmiş o-lur. Modem gemi yapmak demek. birçok sanayie iş bulmak demek olduğuna göre, memlekette İş hacminin artması temin edilir.
A. D. D.

Devlet Denizyolları Genel Müdürü Cemil Parman bir basuı toplantısı yapmış, turizm mevzuundan bahsederek demiştir M:
«Turizm Danışma Kurulunun ‘ AnkarBda bugün faaliyete geçirilmesi de btı cümledendir. Geçen hafta İçin An karada turizm dâvasını tetkik etmek İçir,, Basın - Yayın ve Turizm Genel Müdürünün başkanlığında ya-
pılan toplantıya Dışişleri ve Maliye Bakanlariyle Emniyet Genel Müdürlüğü ve idaremiz mümessilleri katılmışlardı. Bu toplantıda vardığımız neticeleri bir protokol ile tesbit etlik Bahis konusu seferleri kati olarak İhdas etmeğe karar verdiğimiz zaman protokol bükümlerinin tatbiku konmasını alakalı makamlardan istiyect-gi*.
Bu protokol turisti gezdirme
bakımından atılan İleri bir a-dundır. Vardığımız neticeler u-mumlyetle İdaremiz! ve turizmle alâkah teşekküllerimizi sevindirecek bir mahiyettedir
Birkaç gün evvel şehrimize gelen İtalyan Coşul iç h gemi kumpanyası mümessili Marlo Cûaullch He bu hususta görülmeler yapmış bulunmaktayım; çalışmalarımıza devam edeceği»
Amerikada mahsul bu sene pek bol Nevyork 20 (R.) _ Amcrlka-da mahsul bu sene pek boldur. Yalnız mısır geçen seneden yiia de if’klz noksandır Buğday, yulaf, tııtün, pamuk boldur, hele pirinç rekor teşkil edecek derecededir.
Von Manstein 18 seneye mahkûm oldu
Londra lfl (BB.C) — Alman Marcşallarmdan Von Manstein* İn (11 günden beri devam etmekle olan dâvası bugün sona ermiş ve sanık 18 sene hapse mabktan aknaytoL
Karaşi İslâm memleketleri iktisat konferansı: Türk hey’âtl reisi Sırrı Enver Batar Kon-*oui8U) kajMDM celsesinde deklarasyonu imza ederken.
t
Sahlfe 5
21 Aralık 1949
M ahkeme Kori dorl ar ı n da
RADYO
Ben de aşiklik yapmisim amma olmamış kavga
Koridorun köşesinde haşin bakışlarla etrafı süzen siyah mantolu, başı sargılı madamın yanına gittik:
— Geçmiş olsun, madam.. Başın mı ağrıyor?
Sargı bezinin kenarların-; dan çıkan kırcii, kıvırcık sac demetlerini parmak u-cuyia iterek sert sert baktı:
— Benim kafasinda soruyorsunuz?
— Evet, madam. Babındaki sargıyı merak ettik.
Çantasından aynasını çıkardı, sol elile sargının kenarlarını düzelttikten sonra derin derin göğüs geçirdi:
— Başımda bir buyuk ağrımak var, naasın bilirsiniz? Sankim epsi adamlar davul vuruyorlar içerde.
— Vah vah. Nezle oldun demek?
Öfkelendi:
— Haydi vıre zevzek! A-lay yapivorsun bana?
— Yok be madamcığım. Alayı nereden çıkardın?
— Eee, niçin soyliyorsun bana, nezle var?
— Başım ağrıyor, dedin ya.
— Eeevet efendim, çok çok ağriyor basımda. Ma yok iç bir tefa hastalık, ya-niyakim nezleler,
— Başın neclen ağrıyor ya?
— Çünkiın bir buyuk vara var basimin içerisinde. Ne zaman vurmuş bir sise pat. aa pa pa paaa! Kanlar çekiş, akıvor na bovle. Ba-riyorumben; «Ahmamaaa!»
— Başına şişe mi vurdular?
— Evet efendim, böyle o-luyor epsi bu isler. Nah, var bir kari duruyor karsi tarafta, bir polis duruyor ya-ninda, tanıyorsun sen ona0
— Tanımıyorum, madam-cığım.
— Madam Eleni soyuyorlar onun ismisi. Ma çok fena bir kari. Ne zaman onun oğlan istiyor evlenmeye benim kız ilen beraber, bırakmıyor Eleni bu isler ki olsun.
— Senin kızım beğenmiyor mu?
— Yok efendim beğen -inek, soyliyor bana: «Ne zaman benim oğlan alacak se nin kız, vereceksin on bin lira dırahoma. Oğlan bir tiikân açacak, olacak bir buyuk tücar. «Ah vıre. diyorum, naasin veriyorum ben bu kadar para? Senin oğlan istiyor evlenmek benim kız ilen, çünkim çok çok seviyor ona. Eee. ne için vereceğim ben bu kadar para?»
— Senin kızın da onun oğlunu seviyor mu?
Yutkunarak durakladı, biraz düşündükten sonra gülümsedi:
— İkisi beraber geziyorlar her zaman. Trikotaj fabrikada işliyor benim kız. bir haftada alivor yirmi Ura. Ma epsi paralar yiyorlar oğlan ilen beraber.
— Hımmmm... Senin kız fena tutulmuş oğlana, ma-damcığım.
Ellerini uyuşturarak boyun büktü:
— Bilmiyorum efendim, naasin oluyor bu isler?
— Bilmeyecek ne var, madam? oğlana tutulmuş senin kız. kazandığını ona yediriyor.
— Eevet efendim amma nereden bulacayim ben on bin lira?
— Oğlanın anasile para için mi kavga ettiniz?
— Dün aksam benim kız eve gelmemiş yemek için, yalanlz oturmaktan canimin içerisi sıkılıyor çok çok Bizim evin arka tarafta var bir kajino çok güzel. Gittim orada, oturdum bir masa, içiyorum bir sise bira. Son -ra efendim, geliyor madam Eleni, oturuyor benim karsımda bir masada, içiyor duziko.
— Vayyy! .. Madam Eleni rakı tiryakisi, desene.
— Boyledir efendim. İçiyor ena duble rakl, sonram bana bariyor; «Sindik vereceksin on bin Ura, yoksam öldüreceyim senin kiz.» Ben de kıziyoum o zaman soyliyorum; «Haydi, aptal!. Ne zaman sen bir fenaluk yapacaksin benim kıza, ben de sana hapishanede koydu-racayim» O zaman efendim. EJeni kalkiyor ayak üstünde, geliyor benim masada, naasin vuruyor bira şişesi basımda, kanlar cıkiyor sankim bir çeşme. "Ah mamaa, bariyorum, Eleni öldürüyor bana, gelsin bir polis.
— Vah vah, madamcığım Kızın aşık oldu, senin başın belâya girdi Öyle mi?
— Gençlik zamaninda ben de yapmisim böyle aşiklik, ma olmamış iç bir tefa böyle kavgalar şişe ilen.
— Siz nasıl kavga ederdiniz, madamcığım?
— Yapmayouz biz kavga, yalaniz bir tefa mösyö Ko-ço, yaniyakim benim kocasi, yumruk vurmuş kendi ana-sinin ağzlnda.
Mahkeme açıldı, öbür madamla konuşamadık.
Ce. Re.
İSTANBUL RADYOSU ıa.uı Açılış ve programlar. I3.oo Hıtapr. - - ’
13,1*5 Çcaltlı memleket türkülCTt CP₺l.
13.30 PJjTino soloları.
13.50 Şarkılar re türküler. Okuyan: MualM Yakar. Çalanlar: Necatı Tokyay. Yorgo Baeanoa, Ercüment Bntanay.
14.30 Tino Roosl vc Frank Slnataa-dan şarkılar (Pl.)
14.45 Rumbalar (PI). e ■ fe 15.00 Programlar ve kapanı?.
17.57 Atılış ve programlar.
,18.00 Necdet Koyu türk orkrjtrasin-dnn Türkçe tangolar. Okuyan: Şecnaddüı Tanyerli
13.30 Ailen Roth orkestrasından dans mlizlfii (Pl.l.
18.30 Konser piyanisti Earl Wd’den Frcderlc Clıonpın'in «erleri
18.45 Mualia Köke ay ve Sabite Tur1-dan »arkı ve lOrküler (?(),
19,00 Haberler.
19.15 Hattf ara müziği (Pl.l.
1920 İstanbul Konservaiuvarı Türle Musikisi ter# Heyeti koMerl. İdnre eden: Alt Rna Şengel «Neva faslı».
20.Ö0 Jacques Thlbaııd. O. Knlrstedt. Erlca Molrni'den keman soloları cpı.ı.
20.15 Radyo salon orkestrası konseri.
20.45 Dinleyici İstekleri (Hafif batı müzUi).
21.15 Şarkılar ve türküler. Okuyan: Mefharet Yıldırım. Çalanlar: Hakkı Derman. Şerif teli- h- i mail Teselli.
31.45 Operada bir saat «Rlchard Wag-
ner - Dle tValküre». Hazırlayan: Feridun Alttın». '
22.45 Haberler.
23.00 Dans müziği (Pl.l.
23.15 Hatif gece müziği (Fİ.).
ANKARA RADYOSU
18.00 M. S. Ayarı ve jarkılar.
18.15 Halk Türküleri.
19. M KONUŞMA.
18.45 Caa Orkestraları «Pl.l
10,00 M. S. Ayarı ve haberler.
19.15 Geçmljte Bugün.
19.20 Film Melodileri (Pl.l UM5 KONUŞMA (Maliye Bakanlığı
Adına)
20.00 Şarkılar.
20.15 Radyo Gazetesi.
20. M Serbest Saat.
20,35 Tarihi Türk müziği,
21.15 KONUŞMA.
21.30 Senfonik müzik .PLİ.
22.00 KONUŞMA: B M M Sâati.
22.15 Dans müziği (Pl),
22.45 M. S. ayarı ve Haberler.
Yarın Sabah vo Öğle Programı
7.31 Hafif uvertürler (PİJ.
7,4? HABERLER ve Hava raporu. 8.00 Saz eserleri (Pl,).
8.15 Havai adalarından melodiler (Pl.).
825 Günün programı.
3.30 Hatif orkestra «erleri (Pl.l, 1220 M. S. ayarı ve Karışık şarkılar. 13 00 HABERLER.
1115 Radyo salon orkestrası. 1320 Öğle Gazetesi.
13.45 Radyo salon orkestrası.
14.00 Aksam programı, hava raporu ve kapanı],
»M
GELİR VERGİSİ KANUNUNA GÖRE — Defler tanzimi İçin tecrübeli jnulıaalp - ayrıca Almanca, tng İllice. Fransızca ticari muhabere, referans. Telefon: 22142 550
AZ ÜCRETLE — Gelir vergisine gire deflcrierl tutmağa muktedir tecrübeli muhasip her hangi müesse-nede günde IkJ saat, çalışacaktır. «Muhasip» Balıkpazar No, 5». Tel: 22390 ya müracaatları-
KOLEJ MEZUNU GENÇ DOKTOR — Muvakkat l4 arıyor, İngilizceden Türkçeye. TUrkçeden İngilizceye tercüme ve hususi derste tocrübolldlr.. Müracaat Akşamda TTT rumuzuna,
623
YÜKSEK ZİRAAT MÜHENDİSİ. — Askerlikle alakası yoktur. Mesleğiyle alakalı müemnuıelerde iş arıyor. Arzu edenlerin Akşam gareicslndo •Ziraatçı» rumuzuna müracaatları. 623
TİCARÎ VE SANAYİ - Muhasebe vc organizasyonu. Tecrübeli, bonservisti, kefaletli. Yüksek Ticaret mezunu müsait şartlarla kabul eder. Aktam’da • Arnika» remzine yazılması.
«38 —
r Batilik kaptikaçti — Kamyonet) 942. Ford. İyi vaziyete. Naklİyeye ve yolcu taşımağa elverişli- Müracaat: Beyoğlu Tünel Aamalımeacit No. 32. Wl — 1
PİYANOLAR — Yılbaşı geliyor, acaba no hediye nlayırr. dlyo düşünmeyiniz. Osmanbcyde Nargllcclyan eczanesi karsısında 211 numaralı Fahrcddln Koeakarzominplyano ve kanarya sergisinden 1000 liradan yukarı olan piyanolarını yarısı peşin k-ılanı da 6 taksitle. Gcee gündüz Öten kanaryaları da 25 liraya alabilirsiniz. Dcmelyo mandolinleri, kanaryalar, her cins tavuklar ve güvercinler de vardır. Telefon: 82417. 648 - 1
SATILIK PULLUK — Hidrolik tertibatlı traktörlere mahsus İki soktu yeni bir pulluk ehven flntle satılık-Ur. Salthaddln Bey çirtllgine müracaat Yalova. 850 — 4
KELEPİR SATILIK TAKSİ — 046 model Voksol markadır. Her saatte Beşiktaş KıiıçaU mahallesi Esarlye caddesi No. 40 da Recep Engine müracaat ediniz. 6M — 2
SATILIK — Astragan kürk. M Ura-
CMt Telefon 42546. IU — 1
MUAMELE VERGİSİ — kayıtlarını bilir. Türkçe vc Franınzcoya vakıf tecrübeli genç bayan kâtibe. daktilo, knıadarlık aramaktadır. Tnltplerin Galata P. K. 1484 e yazmaları.
038 —
DİR MUHASİP — Gelir vergisi icaplarına uygun ticari her nevi muhasebe usullerine vâkıf tecrübeli referanstı muhasibe ihtiyaç gösterenler öğleye kadar B3474 telefonla müracaatları. 632 —
MUHASİP — Gelir yergisine tltbl tüccarların defterlerini günün muayyen saatlerinde kanuni şekilde ehven bir ücretle tutar. Müracaat: Telefon 42202. 644 - I
LİSE MEZUNUYUM — Umumi bir müessesede (kasiyeri lk. kâtiplik) gibi bir yer arıyorum, isteklilerin su adrese müracaat etmeleri: Doktor Şevket Bey Sokak No. 13 Şlgll.
EM — 2
ŞÇİ ARAYANLAR
MUHASİP ARANIYOR — Ticarethanede devamlı çalışacak tecrübeli. İngilizce, başka Usan bilen, ithal. İhraç, İğlerinde çalışmış tercih edilir., iktidarına güre maaş verilir. Hal tercümesi. referans ve isteklerim İstanbul MS posta kutusuna mektupla:
618
OKAZİYON YENİ KÜRK — Pa-rlslcn henüz geldi, müsait Hat. Cinai: Pat - Astragan. Müracaat: Terzi Lotratl. Eminönü No. 31. Gümrük karamı 670 — 1
Tk- Sisli Halkevinden — 23/12/1949 cuma günü saat 18.30 da Halkevimlz-dc bay Abldin Daver tarafından (Seyahat hatıraları) konusunda bir konferans verilecektir. Herkes gelebilir.
*• Sen Mijel lisesinden yetişenler derneği — Derneğimizin Ünyon Fran-sez salonunda tertibettifc! konferans. Mevzuu: Gelir vergisi karsısında ticari kazançlar, K. verecek: Maliye doçenti, avukat Orhan Dikmen, Tarihi: 22 Aralık 1949 perşembe. Saat 18,30 da. Giriş serbesttir.
İstanbul İkinci İcra Memurluğundan: 948/2848
Bir borçtan dolayı mahcuz o-lup paraya çevrilmesine karar verilen 30 otuz adet dokuma makineleri 26. 12. 949 tarihine tesadüf eden Pazartesi günü saat 10 dan 12 ye kadar Topkapı Maltepe Caddesi 35 sayılı Dokuma fabrikasında açık arttırma suretiyle paraya çevrileceğinden arttırma bedeli muham-j men kıymetin yüzde 75 ini bulmadığı takdirde İkinci arttırma 30. 12. 949 tarihli Cuma günü ay nı yerde ve saatte İcra edileceğinden talip olanların yevmi mezkûrda mahallinde hazır bulunacak memurumuza müracaatları lifin olunur. (7482)
CAZ KEMANCISI ARANIYOR — Bir müessesimin kulüp cazını İdare edebilecek nota bilir İyi keman çalan bir Türk gencine ihtiyaç vardır. Talilp olanlar on beş elin zarfında her 0ün Kadıköy Al uy oluğu SUNA Tuhafiye Mağazasına müracaatları.
657 — 5
LİSE VEYA TİCARET MEKTEBİ MEZUNU — Bir bayan memur iyi maaşla isteniyor. Rıdvan Umay mü-esseseal Sirkeci eski tramvay durağı.
652 — I
BAYAN HİZMETÇİ ARANIYOR — Bir bayın bililin ev işlerini görebilmeli. Kısa hal tercümesi ile müracaat Akjam'da (Bn. Hizmetçi) rumuzuna.
645 —
KASA İŞLERİNİ İDARE EDECEK— Orta tahsilli genç bayan aranmaktadır. Taliplerin İstanbul Hasırcılar No 40 Kuru yemişçi İki Kardeyler marazasına müracaat etmeleri.

Düşman Dostlar
Macera ve Aşk Romanı
Yazan: J O. Carr Tercüme eden: (Vâ-Nû)
L ıTefrika No. 10 J
— Bu gazetenin muharrirle- . tinden olduğunuzu iddia ede-. cek değilsiniz a? — dedi.
Swan, onu. yatıştırdı:
— Yok efendini, endişeye mahal yok. öğrendiğim bütün hâdiseleri âleme ilân etmek mecburiyetini duydum. Şantajcılığa ihtiyaç yol:. Meselâ, sizin sayın doktor Alan Campbell, geceyi, bu bayanla aynı kompartımanda geçirdiğinizi dünyaya lifin edecek değilim. Ancak şurası var kİ...
Colln'ln kopardığı gürültülü bir kahkaha yüzünden susmak mecburiyetinde kaldı. Doktor Colln, keyif içindeydi. Neşesinden dizlerine şamarlar indiriyordu. Biraz sükûu bulduktan «onra haykırdı:
— Demek gazetecisiniz ha? E. niçin gazeteci olmay ı iniz?.,, Giriniz içeri, sala geldiniz.
ı Londra ile Manchesler hikâyeyi niçin öğrenmesin? öyle de-|grll mi? Olup bitenleri herkes öğrensin. Geceyi aynı kompartımanda geçiren bu allâme-lefe gelince...
Alan derhal müdahale etti:
— Sizi temin ederim ki...
— Bu meseleye dair, rica e-derlm artık ısrarda bulunmayınız. Benim hoşuma gidiyorsunuz, alimallah! Bizler vaktiyle gençken neler yapıyorsak, genç neslin de aşağı yukarı aynı şeyleri yaptığım görmek bana zevk veriyor. Alimallah, alimallah hoşuma gidiyorsunuz.
Colin, bu sözleri söyliyerekten Alan‘m omuzuna vurdu. Kotunu yakalayıp sarstı. Ekşi suratı nasıl çekilmez suratlardan-sa, dostluğu da aynı şekUde tahammülferstl.
— Çok müteessifim ki, şatoda
DİKKAT - ipotek isteyenlere tavassut eder. Emlâk, arazı alım Batımı He vekâlet işlet lal kabul eden herkesin itimadım kozanmış olan Suhulet Emlâk Zarif Özalp Beyoğlu Bü-yükparmakkapı köşcbnşı No. 4. Telefon: 42356______________76 - 13
GALATA GÜMRÜĞÜNF YAKIN — 50 metrekare kiralık dukkfln Galata Veli Alemdar hanı kahvecisine müracaat___________________155 — 14
KİRALIK YAZIHANELER - S o-dalı 3-2 tek odalı yazıhaneler ayrıca 300 metrelik bir salon kiralıktır. Galata Veli Alemdar hanında Veli Alemdar yazıhanesine müracaat. _________________________377 - 23
11.000 LİRAYA BOŞ OLARAK SATILIK AHŞAP HANE — Üsküdar iradiye Çamlıca caddesi 17 sayılı. 4 odalı, bahçe, elektrik, havagazı, sarnıç ve kuyusu İle denize nazır. Müracaat: Telefon: 202li). Pazar günleri ayıiı yere saat 16 ya kadar 585 — 1
BOYA CIKÖYÜNDE — Çarşı içinde on bir odalı vc iki dönüm bahçesi vardır. Tamamen deniz görür satılık köşk. Müracaat Fatih Sarıgüzcl Mii-temet sokak No. 45 681 —
SATILIK UCUZ AHŞAP EV — Fatih - Nişanca Bakkalzndc sokak 13 numarak. 4 odalı, bahçesi, terkos. elektriği, kuyuslyle Milliktir. Sokak başındaki bakkala müracaat.
665 — 2
SATILIK EVLER - Bakırköy Sakızağacı Orta sök. 3 kal, 0 oda. 3 mutfak katlar ayrı ayrı diğeri 2 oda, kâgtr müstakil elekrık, kuyu, ve bahçesi vardır. Mürcaat İstanbul Mercan Tıgcılar No. 25. tel: 25264.
DEVREN SATILIK İÇKİLİ LOKAN-ta — P« ya bahçe iskele eaddesinde-dtr. içindekilere müracaat. 653 —2
DAKTİLO ARANIYOR — Liseyi bitirmiş daktiloda İyi yazan genç bir bayan aranıyor. Müracaat: Fincancılar Mustafa Paoa Han No. 1-8 John Caoukl. 024
3 AUM-SATIYWlj|
MÜESSESELER VE YAZIHANELER İÇİN — Mükemmel teshin mazot sobası flatı gaye* ehvendir. Girmek İçin Taksim bahçesi arkasında Güney park bahçeli lokantada yanar vaziyette görülebilir. 611 * —
YAZIHANE ARANIYOR — İstanbul cihetindeki hanların birinde, a-vvkatlıga elverişli, telefonlu bir yazıhane aranıyor. Devren de alınır. Eski İşlerin tasfiyesine ve devamına müsaade edilir Gündüzleri (232481 telefon numarasına randevu verilmesi. 562 —2
HEYBÛLİADA PLÂJI YANINDA — Çok kıymcli orsa acele satılıktır. Ayrıca muhtelif verdc ucuz amalar. Beyoğlu, Sakızağacı caddesi 8/1 Santral Emlâk Bürosuna müracaat.
680 — 1
3*.OM — Tnrlabnşında beş katlı dörder odalı, banyolu bir kat boş teslim »partı.man Beyoğlu. Sakızağacı csddesl 8/1 Santral Emlak Bürosuna müracaat 653 — 1
KİRALIK — Atelyc. muayenehane ve yazıhaneye elverişli bir daire Beyoğlu. Sakızağacı caddesi 8/1 Santral Emi Ak Bürosuna müracaat.
658 — 1
ŞİRKETLERE - BANKALARA — Kahvehane v» her fee elvertjU, Uük:-kAn devren kiralıktır. Aksaray Atatürk Bulvarı Doğu Palas opartunanı altındaki köjeye her rûn saat 10 dan 4 e kadar müracaat. ffl ÇEMBERLİTAS — Vralrhan caddv-■ttntJ* her Ije elverlıM retıK bir dükkan devren satılıktır. Vesirhan e»a-dcııl 62 ournarada berbor Cafer'e müracaat. 6TT — 1
SATILIK ARSA — Aksaray Bulvar, alın caddede, bcç kala mOsaadell. tesviyesi yapılmış B 19 ebadında. Lâleli Ordu caddesi No. 230 İhsan Ertufia mOracantlan. 653 — 2
SATILIK DÜKKÂN _ Aksaray postahanc karşınında Uludağ apartt-man altında her Ue elverişli hâlen açıktır. MOracaat: Kadıköy imren Bo-yahaneai No. 30. T. 50993. «11 — *
12500 BOŞ — Beylerbeyi Ukdeye be;, dakika Oçeı odn iki kat kâglr 3000. Kandilli üç oda bnhce Galata Büyük Millet han 26 667 —
SATILIK EV VE APART1MAN A-RANIYOR — Kadıköy ve Ercnküye kadar ki cemi dahilinde satılık ev ve apar limon arıyorum. Müracaat: Kadıköy posta kulunu numara: 3. 831
ALTI BİN LİRASI PEŞİN — Dört bin lirası taksitle küçük bir apartıman acele «altlıktır. Müracaat: Bahçekapı ArUryon han Terzi Selimiye. Tel: 22560. 66B —
EREN KÖYDE - Acele satılık üç katlı yeni npartıman vc yeni kBsk-Her İkisi do boj tealim. Kaptanarif sok*fiLnda mh kögk« müracat, 583 -1
KİRALIK DÜKKÂN — Tamirhane, imalâthane, antrepoya elverişli 300 metre kare yer kiralıktır. Ösmanbcy AbldelhUrrlyet cad. 33 Sen Mişel Fransız mektebi bitişiğinde Tel. 8119» 6li - I
KEREBTE. KUM, ODUN DEPOSU ARAYANLARA — Yenlkapı. Davut-pasa lakeleal arkalında, bir taralı deniz, bir tarafı yol olan yer acele satılıktır. Mektup adresi: P. K. 6. Beyazlı - İstanbul. Görmek İçin: Ycnl-fcnpı. Kumsal sokak No. 195, 649 — 3
SATILIK KELEPİR APARTIMAN — 2 daireli 2 ser odalı blrkatı boş. Kurtuluş Sinemköyünde. Müracaat; Beyoğlu Balo sokak 22. Telf. 40634. 460 -1
KİRALIK ODA — Ormanbcy Hacı Mansur sok. 92. Bir aile yanında. Yal-nı« Kadın kiracıya Verilecektir. İçindekilere müraeıut. «M — 1 ACELE BOŞ SATILIK EV — Şehremini caddede ild ayrı kat. Terkoa. elektrik, yarım kân İr ipotekli 8000. Eminönü ij bankam karşısında oyuncakçı Haşan. 646 —
ACELE SATILIK ODALAR - Mer-can Valide hanında I. nel kapı üst katta imalâthane, depo ve atelyeye elverişli 13 - 14 No. lu yekdiğerine muttasıl kâslr odalar ayrı veya İkisi birden ehven ILaUe t allıktır. Tallp- KADI KÖYÜNDE — Ehven flntle satılık İkişer daireli apartım anlar. Müracaat Altıyoldakl kahvede İbrahim e 598 -
I.IS.'.4^JSJ4UII.4
Voyvoda caddesi Nur handa avukat Esat A. Güven'e veyahut 4. cü icra memurlujunun 949/4813 wyıll do»yasına müracaatları. 035 — LİSE VE ORTAOKULLARIM - Her sınıfı ile olgunluk tmUnanlaruta gireceklere matematik vc tlzlk dersleri veriIJr Mektupla müracaat. Kadıköy Halidaga Cad No. 61. AJ4 181 — S
ACELE SATILIK ARSA — Beşik-ta;ta Umncnova caddesinde iki yüzlü nezaretli dört eve İfna edilebilecek satılık arsa. Akaretler 6 numaralı yazıhanede Bahaeddln'e müracaat. 639—1
AÇILACAK - Muhallebici ve pas-tahane dükkânı için sermayedar ortağa ihtiyaç vardır. Dükkân hazırdır. Aksaray lnebey mahallesi Kocıbcy sokak No: 33 Tuncay apartman, kat. 3 ye müracaat. 573
KURTULUŞ — Sinemköy durağına yakın senelik trnd 3109 bir k»tl bos teslim İki katlı, manzaralı, konforlu aportunan. EiTcfccfndt sokak 186 No. ikinci kata. 640 — t
CEBİR - GEOMETRİ • FİZİK - KİMYA - LİSAN — Çemberli tas tramvay durağı sırasında Yabancı diller ve riyaziye Kız - Erkek dersant-lerltıde
ACELE SATILIK EV — 12 odalı, bahçeli, havuzlu, elektrik, havagazı, terkos. sarnıç ve Marmarnya tevkalâ-de nezaretli. Tel: 24732 651 —9 istenilen «ekil ve saatlerde hazırlıyoruz. Müdürü Ziya Çetinkaya 668 — 2
PARİS VE BERLİN YÜKSEK MEKTEPLERİNDEN DİPLOMALI — Yüksek tanınmış Osman Zeki Terzio^lu sermayesiyle Ankara İle birleştirerek Beyofllunutı muteber bir müessese-slyle işbirliği yapmak İstemektedir. Beyoğlu Avrupa Oteli Osman Zeki Tel: 40787. 608 — 2 MEKTUPLARINIZI ALDlfilNİZI Gazetemiz ınaresim sdrtî olaras göstermiş olan karllertnuzdeo Bayan Fazller — T.T.T — Namlarına gelen mektuplar» HM-rabanemltden aldırmalar. rica

Saf naftalin fiatleri Türkiye demir ve çelik fabrika-ları müessesesi müdürlüğünden İstihsalimiz saf naftaline 1 Aralık 1949 tarihinden itibaren tatbik olunan yeni fatlarımız sayın müşterilerimize ilân olunur. 1 — 30 ton için 500 Lira 31 — 50 ,t „ 475 „ 51 —100 „ „ 460 „ (17594)
Devlet Orman İşletmesi Biğa Müdürlüğünden 1 — İşletmemizin Kârablga orman dışı istif yerinde mevcut 15S5 adede 485.247 metreküp çam azmanı altı parti halinde 15-12-949 gününden itibaren 15 gün müddetle açık arttırma suretüe satışa konulmuştur. 2 — Açık arttırma 30-12-949 Cuma günü saat 15 de Biga İşletme Müdürlüğü binasında toplanacak komisyon huzurunda yapılacaktır. Beher metreküpün tahmini bedel! 7o liradır, Her parti için % 7.5 hesabile geçici teminat alınır 3 — Buna alt şartname Orman Genel Müdürlüğünde İstanbul Orman İşletme Müdürlüğünde Çanakkale Or- man İşletme Müdürlüğünde karadağ Orman Bölge Şefliğinde ve Müdürlüğümüzde görülebilinir. 4 — İsteklilerin belli gün ve saatte müsplt evrak ve İlk
teminatları İle komisyona müracaatları. (1'7609)
Created by free version of 2 PDF
.ikinize bir oda veremiyeceğiz. Burada zevahiri korumak lâzımdır. Ama üzelmeylnlz. ikinize bitişik birer oda sağlamak gayretinde bulunurum. Elspat halaya sakın bir şey çıtlatmayın ha!
— Peki ama. Allah rızası İçin dinleyin beni,
— Kırk sene müddetle Angus’ un metresiydi ama, bu hala ahlâk meselelerinde pek titiz görünüyor. Buna rağmen, burada, İskoçyada, biraderin sadık zevcesi rolünü oynamıştır. Haydi canım, surat asıp öyîe aptal ta-vurlar takınmayın
Şoföre dönerek emir verdi:
— Şu bagajları bana ver bakalım, Joekl
— Benim İsmim Jock değlL
— Mademki Jock dedim, Jock' sun. İnatçı kafana bunu artık sok, Para istiyor musun?
— Sizden jara istemiyorum. Benim ismim...
Colin:
— Kâfi. — dedi.
Çantaları kolunun altna aldı; bu ağır yükleri tüy gibi taşıyordu.
İlâve etti:
! — Hoş, Allah bilir a, para İs-
teseydin nereden bulacağımı ben de şaşıracaktım (Coşkunlukla devam etti:) .Angus, şu Alec Forbes tarafından katledilmiş olsun, yahut onu başka biri öldürmüş bulunsun, yahut da bilemediniz, pencereden düşüp ölüşü sırf tesadüf neticesi olsun, hakikat şu ki, Elspat'la ben, artık zenginleştik. Fakat, aksi vaki ise, Angus intihar etti İse bir santim bile paramız olmayacaktır. Maalesef, mesele bu merkezde...
Alan, tekrar söze başladı:
— Ben öyle zannediyorum kİ...
— O ihtiyar hasis herifin Karun gibi zengin olduğunu mu zannediyordunuz? Herkes de de öyle zannediyordu. Ama mesele her zamanki mesele...
Anlaşılmaz bir sürü mülâhazalarda bulundu. Kremalardan bahsetti, traktörlerden bahsetti. Amiral Drake'in altınlarından bahsetti; sonra, yine karmakarışık şekilde hikâyesini anlatmağa koyuldu:
— Hakçası, siz, Angus' u pek o kadar da hasis sanmayınız. Kâfirin biriydi, evet! Lfikln, o mânada değlL Ne demek istedi-
ğimi anlıyorsunuzdur? İhtiyaçta bulunduğum zamanlar bazan bana yardım ettiği vaklydi. Şayet ele geçlrebllseydi. küçük biradere de yardım ederdi,. Peki ama, eve glrmiyecek misiniz? Hem, siz valizinizi ne yaptınız?
Bu suale maruz kalan Swan, cevap verdi:
— Ben, günü birliğine geldim, teşekkür-ederim.
Sonra, şoföre dönüp dedi ki:
— Lütfen beni bekleyiniz. Birazdan şehre döneceğim.
Colln. haykırdı:
— Eh işte, bütün işler nizamına girdi demektir. Haydi. Jock, sen mutfağa.. Söyle de bir çeyrek şişe İçki versinler sana... Angus'un viskileri dünyaca meşhurdu. Sîzler de peşim sıra yürüyün bakalım.
Sakallının, arkası sıra gittiler. Jock, bakakaldı. Jock olmadığını nasıl, kime ispat etsin zavallı!
Tepesi kubbeli büyük kapıya varmadan önce, yüreğinde bir bıırkultu hisseden Swan, Colln’i kolundan yakaladı:
— Gerçi, bunu söylemek bana düşmez, — dedi. — Fakat ne yap tığı nızm farkında mısınız?
— Neyaplığunın mı?
Swan, şapkasını ensesine itti:
— Söyleyim işte: İskoçyahia-rin yaman insanlar olduklarını ötedenberi işitirdim ama, bu kadarını beklemezdim. Yahu, kafayı çekmişsin bu derecesi olur mu? Şoföre, çeyrek şişe viski ikram ediyorsunuz? Arabamı bir yerlere çarpacak.
Sakallı, cevap verdi:
— Ah, mıcırık! Biz. bir oturuşta yarım şişe İçeriz be!
— V —
Colin’le beraber girdikleri hol, epeyce büyüktü, fakat küf kokuyordu. Eskimiş taşların saçtığı yosunlu rayiha havayı dolduruyordu. içeri girenler, loşlukta hiç bir şey! seçemlyorlardı.
Colln, sol tararla bir kapı açtı:
— Siz ikiniz burada bekleyiniz. — dedi. — Dostum Swan, siz de benimle geliniz. Elspat’ın nerede olduğunu keşfedelim. Elspat! Elspat! Nereye saklandın be? Ha, az daha unutuyordum, sizin ikinize haber vermeliyim, iki insanın şu odada kavga ettiklerini işitirseniz korkmayınız sakın! Bu iki şalııs, avukat Bun-
can’ia Hercule sigorta kumpanyasının adamı Walter Shapman'dır.
Cathryn'le Alan, İçinde bulundukları uzun ve alçak tavanlı odayı gözden geçirdiler. Burası balmumu kokuyordu. Şöminede odun yanmaktaydL İki pencere, doğrudan odğruya göle bakıyordu. Duvarlarda İnanılmaz derecede büyük yaldızlı çerçeveler içinde namütenahi tablolar asılıydı. Zemin, çok eskimiş bir kırmızı hah ile örtülüydü. Bir küçük masa üzerine, koskoca bir Kitabı Mukaddes konulmuş; şöminenin üzerine de siyah kreplerle sarılı bir portre asılmıştı. Tablodaki insanla Colln'ln benzerliği, bu a-damda ne sakal, ne bıyık bulunmamasına ve saçlarının bem beyaz olmasına rağmen, inkâr kabul etmez şekilde aşikârdı.
Derin bir sükût var. Hiç bir tarfata, hiç bir patırdı İşitilmiyor. İki Campbell, ister İstemez, fısıldaşarak konuşuyorlar.
Cathryn, vanakİBn kıpkırmızı kızararak:
(Arkası var)

21 Aralık 1949
AKŞAM
8ahHe 1
Sadık memur
]
Dil kurultayı toplanırken
Nallıhan - Çayırhan Bucağı Yetiştirme Yurdu Satınalma Komisyonu Başkanlığından
Mösyö Valua büyük bir un fabrikatörü İdi. Kendi kendine yetişmiş ve mevki sahibi olmuş tu. Haklı surette övünerek anlattığına göre, bu işe küçük bir memur sıfatile bxşlornış, sonu nda ticaret ve sanat âleminin, ön safına geçmiş. 1908 senesinde altı ortakla 'fulua ve ortakları Şirketini kurmuşta. Fakat zamanla ait» ortağından en açık gözünün yardımı ile diğer beş şerikini atlatmış ve şirket İki kişinin elinde kalmıştı. Valua son ortağım da bir müddet sonra başından savmış bu ticari müessesenin münferid sahibi olmuş ve şirketin adındaki ^ortakların kelimesini, bir süs diye muhafaza etmişti.
Valua’nın Bessi adında ve yirmi yaşında yetişmiş bir kızı vardı. Bu hal. kazancının bir kısmını, kolay elde edilen genç kadınlar uğunda hareamasuıa mâni olmuyordu. Fakat İşinde sert ve amansızdı. Santimini bile hesap eder ve çalınmasına göz yunanazdı. En küçük bir hata ve kusur işliyen her hangi bir memurunu İliç atfetmez, derhal işinden atar, tazminat istemesine mâni olmak İçin de alnına hırsız damgasını vurmağı katiyen ihmal etmezdi.
Hakikat şu ki. Valua, memur hususunda hiç bir zaman talihli çıkmamıştı. Bütün memurları tenbel ve şirketin işlerine ta-mamile lakayttılar. Patron başlarında bulunmadığı zaman kahve ve sigara içmekten, bol lâf atmaktan başka bir İş görmezlerdi. Valua’nın tekdir ve tevbihleri kendilerine vız gelirdi.
Valua, yağmurlu bir günün sabahı. yazıhanesinde iken mebus dostlarından biri kendisine telefime elti;
— Valuacığım dedi Bana bir lûtufla bulunacaksın. Göndereceğim bir genel, hizmetine alacaksın.
— Başıma daha bir tufeyli mi musallat etmek istiyorsun?
— Fakat sana tavsiye ettiğim delikanlı), enerji, İffet ve istikamet örneğidir dostum! Göreceksin ondan ne kadar memnun olacaksın.
— Hepsi de İşe alınmak için böyle diller kullanırlar, sonra foyalarını açığa vururlar. Ben onların ne mal olduklarını bilirim azizim. Fakat mademki ısrar ediyorsun, bana gönder. Senin hatırın İçin onu alırını.
— Teşekkür ederim dostum bu lûtfunu hiç bir zaman unut-mıyacağım.
Mebusun tavsiye ettiği adam, ciddi, kılığı kıyafet! yerinde kibar ve nazik bLr geuçti. Mösyö Valua onun ciddiyet ve faaliyetini gördükçe:
— Hepsi de İlk zamanlarda böyle faal -görünürler diye düşünüyordu. Fakat aradan haftalar, aylar geçince, hizmetine aldığı Marsel hakkında böyle düşünmekte haksız olduğunu itirafa mecbur kaldı.
Marsel sabahlan herkesten evvel saat yedide İşinin başına gelir ve akşamları dokuzdan evvel ayrılmazdı. O da İş bahsinde patronu gibi insaf ve mer hamet nedir bilmez, şirkete ait bir santim üzerinde bile tlrtlr-titrer ve, İsrafa, çarçura işçilerin. memurların tenbellik ekmelerine katiyen göz yummazdı. Ellilin işleri yoluna koydu, şirketin muameleleri yüzde 25 nlsbetinde bir artış kaydetti Marsel müteşebbisti, namuskâr dı. Kendisine bazı İşlerde ve-
rilmek istenen yüzde 3 veya beş komisyonu katiyen kabul etmez, şirketin kasasına yatırırdı.
Valua’nın bu komisyonu kabul etmesi hususundaki ısrarlarına:
tamamile temiz çıkardı.
A
Nihayet bir sabah Marsel şirket merkezine gelmedi Mösyö Valua, telefonla kendisini evin de aradı. Evde bulunmadığı ve dışarı çıktığı cevabını alınca, derhal pirelendi. İster misin Marsel, kasadaki bütiin paraları alıp kaçmış olsun. DeıhaJ muhasebeciyi ve veznedarı çağırarak hesapları ve kasanın mevcudunu kontrol ettirdi. Kasanın mevcudunda bir noksanlık, hesaplarda da hile ve bozukluk görülmedi. Bütün muameleler doğru ve muntazamdı.
Mösyö Valua, bu cevval ve çalışkan memurunu elinden Kaçırmak endişesi İçinde kıvranırken kansı Manan ti kendisini telefonla aradı:
— Valua nedir bu başımıza gelenler?
— Ne imiş karıcığım?
— Kızımız Bessi Marselle beraber kaçtı.
— Doğru mu söylüyorsun?
— Hiç yalan söyler miyim? Kızımızın odasına girdiğim zaman karyolasını bozulmamış, komodinin üzerinde de bir nıek tup gördüm. Mektubu sana o-kuyorum: «Marsel Ue beraber kaçıyorum. Senelerden beri sevişiyoruz, evlenmeğe gidiyoruz.» Beğendiğin herifin bize oynadığı oyunu gördün mü şimdi?
— Telâş etme karıcığım, e-hemmiyetli bir şey değil. Marsel mükemmel bir gençtir. Benden kızımı isteseydi, kendisine vermekte tereddüt etmezdim.
Kârisi:
— Senin aklın bu kadar erer diyerek telefonu hırsla kapadı. Valua, karısının bu hiddetine aldırmadı, zabıta ve adllyeye de müracaat etmedi. Sabırla beklemeğe başladı. Aradan on beş gün geçtikten sonra Marsel, sanki hiç bir şey olmamış gibi yazıhaneye vakar ve ciddiyetle çıka geldi, lğilerek kayınpederinin elini öplü. Valua’nın heyecandan gözleri yaşardı;
— Oğlum, dedi, kızımı niçin benden istemedin.
— Bana vermlyeceğinl sanıyordum da.-
— Zannında aldandın. Her ne hal ise hayır duamla mesut ve bahtiyar olunuz.
A
Aradan bir ay geçti. Marsel şimdi değişmeğe başlamıştı. Evvelâ hususi bir lüks otomobil satın alCh. Saniyen kimseye hesap vermemeğe başladı. Salisen kayın valdesile zevcesine Valu-onın hususi hayatını İfşa ederek onlan aile servetinin tehlikede olduğuna ve Valua’nın hacir altına alınması lâzım geldiğine ikna etti.
Şimdi fabrikatör Valuaya, mahkemenin kararilo şirketin İşlerinden el çektirildi.
Mahkemece tâyin edilen küçük bir cep harçlığını alarak sabahtan akşama kadar mahalle kahvesinde pinekliyor ve kendlsile konuşanlara şu nasihati veriyor:
— Başınıza bir gün belâ gelmesini İstemezseniz hizmetinize işe yarıyan adamları almayınız. Hizmetinize aldığınız adamı, faal ve çalışkan görürseniz, şayet kızınız varsa, arkasına bir tekme vurarak kapı dışarı ediniz. Eğer kızınız güzel İse alacağınız memurun çirkin, aksak ve abda) olmasına dikkat ediniz. Bu sözlerim, kulağınıza küpe olsun.
Çeviren* A. HİLALİ
(Baştarafı 4 üncü sahifede) anlamiyle görülmektedir; de-rlvatlon kavramından etymo-logle kavramına güç geçilebilir: Hele ek şekliyle tiirek, dil duyumuza yabancı kalmaktadır,
b) Derere ismi geniş kullanılıştı olan bir kelimedir; yabancı menşelidir. Onun yerine getirilmesi istenilen kerte, halis Türkçe olsa da, derece kadar aşmamaz değildir; onu derece mânaslyle kabul edemiyoruz. Bıçakla ağacı kerterek bir çentik yaparız; kerte diyebileceğimiz bu İşaretten derece anlamı çıkamaz. İşte bunun için kerteleme (= tedriç, gradation) zihnimize yabancı gelir; dereceleme denmiş olsa kimse itiraz etmiyecek. sanırız.
c) Yetizleme (dlssertatlon)
Müellifler, mehaz göstermeksizin. yetizleme fiilinin tetkik ve ikmal etmek anlamına geldiğini söylüyorlar. Lehçelerden veya ağızlardan birinde yetiz-lemek fiilinin verilen anlamda var olduğuna inanalım; bizim Türkçede bu temel tamamlyle meçhul ve anlamsız olduktan sonra, istenilen terimin mânâsını aksettlrebLUr ini?
(Filân, bu konu üzerine güzel bLr genişleme yaptı denmiş olsa, tam dissertatlon'un mânâsı olmasa da, yine ona yakın bir meal anlaşılır. (Disser-tation'un Turkçesi yetizleme) diye Sözlüğe kayıt geçmekle bu taslam istenilen anlamı kazanmış bir kelime olamaz.
d> Taylam
Frans. rythme. Gr. ruthmos, Lât, rythmus; yazıda ve müzikte kullanılan bu terimi Sözlük müellifleri taylam diye tasla-mışalr; taylamak fiilinin mânâsını da şöyle veriyorlar: «LevzLn etmek»; tabanı olan tay’ın da »denk, muvazene, mü-teva2İn» demek olduğunu bir notla gösteriyorlar
BLr kere tay = denk ismi dar bir bölge kelimesidir; l'kincile-ybı, buradaki denk'ten muvazene ve tevzin anlamı çıkmaz, çünkü tay (yükün İki dericinden biri) demektir: yükte İki tay miivazene halindedir; tay kendi başına muvazene kavramını vermez. İşte böyle mevhum bir mânâ verilerek taylam yapılmıştır.
Fakat asıl hata rathmus'u bir muvazene sanmadadır; bu kelime (söz ve ses sanatlarında temps fort adı verilen vurgulu hecenin veya müzik notasının eşit aralıklarla dönmesi! anlamındadır.
Ası) sorulacak nokta şudur: Taylam kelimesinden, köksüz dipsiz tarifler verilmeksizin — neonlarsınız ? — Hiç bir şey!
Hayret! Bu derece özel bir söz ve ses sanatının bütün kültür dünyasınca bilinen İsmi atılıyor da» yerine bir hiç konuyor! Tamamlyle Batı kültürüne alt olan bu terimin özel adı niçin değiştirilsin?
Kullanılış sahası dar veya u-zak, mânâları zorlanmış. Türkiye'nin kültürlü kültürsüz tabakalarınca analş:!maz temeller bu terminolojimizde epeyce daha kulJanıImışt'r; ıra (karakter, seelyye), öre (sütün; gazete sütunu), yar. —: yanıç —, öğe, sim (işaret), sin (mezar!, sav, savla — vb. gibi.
Zorlanan, normal mânâ kategorileri dışında kullanılan başka şekiller de epcycedir.
Fakat eleştirdiğimiz örnekler bir fikir vermeğe yetecek derecede olduğu için ou incelemeyi artık kesiyoruz.
Cinsi Miktarı Kilo Fiat! Lira Kuruş Tutan Lira Kuruş
Sade yağ 850 8 50 5525 00
Beyaz peynir 100 2 20 220 00
Zeytin yağı 72 3 20 230 40
Zeytin tanesi 350 1 40 490 00
Beyaz sabıııı 200 2 20 440 00
Yeşil sabun 200 1 CO 320 00
Çamaşır sodası 50 0 40 020 00
Tiftik eti 1600 1 40 2240 00
Kesme şeker 300 2 10 630 00
Toz şeker 300 i 80 640 00
çay 50 10 00 800 O0'
İç fındık 50 2 00 100 00
Kuru kayısı 150 0 60 090 00
Kuru erik 200 0 50 ıoo 00
Kuru üzüm (Çekirdeksiz) 200 1 00 200 00
Kuru incir 100 1 00 100 00
Ceviz içi ıoo 2 00 200 00
Pekmez 200 1 00 2UO 00
Tahin 100 2 00 200 00
Tahlnhelvnsı 150 2 00 300 00
Makarna 450 1 00 450 00
Şehriye 50 1 00 50 00
Nişasta 50 2 00 100 00
Aşurelik buğday 50 0 75 C37 50
Pirinç 600 1 00 500 00
Bulgur 250 0 75 18? 50
Kuru fasulye 500 0 50 250 00
Mercimek 200 0 50 100 00
Nohut 500 0 50 250 00
İnce tuz 500 0 25 125 00
Salça 00 1 ÛÛ 6(1 00
Sirke 20 0 50 10 00
Ekmek 10000 0 44 4400 00
Buğday unu 450 0 50 225 1)0
Patates 1000 0 25 250 00
Kuru soğan 1200 0 15 180 00
Kuru sarımsak 10 0 50 5 00
Lâhana 400 0 15 80 00
Pırasa 250 0 15 37 50
Ispanak 400 0 20 80 00
Havuç 150 0 20 30 00
Balkabağı 200 0 50 100 00
Elma 500 0 30 150 00
Portakal (adet) 1000 0 15 150 00
Meşe odunu 25000 0 3 750 00
Çıra 200 0 5 10 00
Gaz yağı teneke 20 5 39 118 60
1 — Nallıhan İlçesi Çayırhan Bucağında açılan yetiştir-
me yurdunun yukarıda adları yazılı yiyecek ve yakacak ihtiyaçları ekslltmı* şartnamelerine göre her biri ayrı ayrı olmak ilzere açık eksiltme suretlle eksiltmeye konulmuş ve her cinsin tutarı karşılarına yazılmıştır.
2 — Her birinin ayrı ayrı olmak üzere ihaleleri 3O/KU/1M9 günü saat 14 te Nallıhan Kaymakamlığı odasında toplanacak komisyon huznıırnda yapılacaktır.
3 — Hey'et Umumiye üzerinden yapılacak teklifler kabul edilmlyecektlr. Her bir cins İçin ayrı ayrı Hal tekili edilecektir.
4 — Her madde İçin teklif edilen fiat muhammen bedelden yüksek olmıyucaktır.
5 — Eksiltmeye gireceklerin 1949 yılı Ticaret odası. 2490 sayılı kanun hükümlerine göre ellerinde bulunan belgelerle komisyona başvurmaları
6 — Geçici teminatların eksiltme saatinden önce Nallıhan Malmüdürlüğüne yatırılması lâzımdır.
7 — Geçici teminat her cins tutarının % 7,5 dur.
8 — Eksiltme şartnamelerini görmek Istiyen.'ırin Nallıhan
Milli Eğitim Memurluğuna Ankara Milli Eğitim Müdürlüğüne başvurmaları. (17623)
Gayrimenkul satış ilânı
Istanbnl Emniyet Sandığından
Scmlha Şükriye Tüter. A. 2495 hesap No. Sile Sandığımızdan aldığı (5000) beşbbı liraya mukabil Beyjğlu Kâtlpmusta-fa Çelebi mahallesi Tel sokağında eski 20 yeni 20 TaJ 20 No- lı seneden kârgir bir ev mahallen kârgir bir apartımanın tamamını Sandığımıza birine! derecede İpotek etmiş idi. Borç vadesinde ödenmediğinden İşbu gayrimenkul satışa çıkarılmıştır.
Dosyada mevcut tapu kaydı suretinde bu gayrimenkul Beyoğlu Kâtipmustafaçelebl mahallesinin Tel sokağında eski, yeni ve TaJ 20 kapı 470 Ada 3 parsel No, b 129 metre murobbaı miktarında kârgir evin tamamı olduğu ve Sandığımıza (5000) beşbln liraya birinci derecede ipotekli bulunduğu ve 20/9/049 gün ve 2175 yevmiye No, sile Burhan İErsan lehine 1/10/949 dan 1/10/950 tarihine kadar kira şerhi mevcut olduğu bildirilmiştir. İşbu kira leşçili Sandığın ve müşterilerin hukukuna müessir değildir.
Dosyada mevcut borç senedi suretinde işbu gayrimenkulun 434 kütük 22 pafta 470 ada 4 parsel No. h çaplı tasarruf vesikasına göre hududunun 4, 2 No- u parseller ve Te) sokağı ile mahdut bulunduğu yazılıdır
Dosyada mevcut muhammin raporu mucibince İşbu gayrl-menkulün umum mesahasl 120 metre murabbaı olup bunun 120 metre muraobaı kısmı üzerinde çatı ve örtüsü ahşap dörtbu -çuk katlı kârgir bir apartıman vardır. Ait kat yarım kat olup bir çamaşırlık bir odun kömüıiük Birinci katında üç oda bir sofa bir matbah bir helâ ve banyo, ikinci katında dört oda bir sofa bir matbah bir helâ ve banyo. Üçüncü katında dört oda bir sofa bir matbah bir helâ ve banyo bir balkon. Dördüncü katında dört oda bir sofa bir matbah bir helâ ve banyo, bir kapalı caraça vardır. Binada elektrik, terkos ve havagazı tesisatı vardır.
Borçlu hakkında yapılan kanun! takip üzerine 3202 No lı kanunun 48 ncı maddesinin matufu 40 mcı maddesine göre satılması Icabeden yukarıda evsafı yazılı gayrimen kıılün tamamı birbuçuk ay müddetle açık arttırmaya konmuştur. Satış tapu sicil kaydına göre yapılmaktadır. Arttırmaya girmek isteyen (2500) Iklbln beşyüz lira pey akçesi verecektir. Milli Banka -larımızdan birinin teminat mektubu da kabul olunur. Birikmiş bütün vergilerle dellaJiye ve belediye rusumu borçluya aittir.
Arttırma şartnamesi 23. 12. 949 tarihinden itibaren tetkik etmek İsteyenlere Sandık Hukuk İşleri servisinde açık bulundurulacaktır. Tapu sicil kaydı Ve sair lüzumlu 12ahat da şartnamede ve takip dosyasında vardır. Gününde arttırmaya girmek İsteyenler bunlan ve herkese açık bulunan tapu sicil kayıtlarını da tetkik ederek satılığa çıkarılan İşbu gayrimenkul hakkında her şeyi öğrenmiş ad ve telâkki olunur. Birinci arttırma 9. 2. 950 tarihine tesadüı eden Perşembe günü caöalofi-lunda kâin Sandığımızda saat 10 dan 12 ye kadar yapılacaktır. Muvakkat İhalesi yapılması İçin teklif edilecek bedelin tercihan ödenmesi Icabeden gayrimenkul mükellefîyetile Bandık alacağını tamamen geçmiş olması şarttır. Aksi takdirde son arttıranın teahhüdü baki kalmak şartile 24. 2 950 tarihine müsadif Cuma günü aynı mahalde ve aynı saatte son arttırması yapılacaktır Bu arttırmada gayrimenkul en çok arttıranın üstünde bırakılacaktır- Hakları Tapu stcillerile sabit olmayan a.-lâkadarlar ve İrtifak hakkı sahiplerinin bu haklarını ve husu-sile faiz ve masarife dair ıddiaiarnu flûn tarihinden itibaren yirmi gün içinde evrakı müshltelerile beraber Sandığımıza bildirmeleri lâzımdır. Bu suretle- haklarını bildirmemiş olanlarla haklan tapu sicillerde sabit olmayanlar satış bedelinin paylaşmasından hariç kalırlar. Dana fazla, malûmat almak İsteyenlerin 43/131." Dosya No. sile Sandığımız hukıık İşleri servisine müracaat etmeler! lüzumu İlân olunur. (17001)
üç sylıkların ödeneceği yerler hakkında ilân
Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Genel Müdürlüğünden t

— Ben sisin mera urunu zam. Menfaatlerinizi korumak ve kazancınızı arttırmakla mükelle-
fim. Yaptığım İşlerden dolayı mual komisyon alabilirim? cevabını verirdi.
Mösyö Valua, bu fedakâr ve namuslu memurunun maaşını arttırdıkça arttırdı. Nihayet, kendisini müdür de yaptı. Ar-trk bütün işleri. Marsel görüyor. Mösyö Valua fikri sorulmak İstendiği zaman:
— Buna değil, Mösyö Marse-le sorunuz mukabelesinde bulunuyordu. Fakat bu nümune memura karşı gösterdiği bütün İtimat ve teveccühe rağmen ne olur ne olmaz diye ansızın hesaba!) kontrol etmeği de İhmal etmez ve bunun «usulden»' olduğunu söylerdi Fakat kontrol
Daktilo aranıyor
Ciddi bir ticarethane, iyi almanca ve fraıısızca bilen bir daktilo aramaktadır.
(LİSAN) rümuzlle Posta Kutusu 176 İstanbuia yazılması.
İstanbul sular
idaresinden
İdare İhtiyaç) için 15 ton külçe kurşun satın alınacaktır.
Şartnamesi satınalma servisinden alınabilir. İsteklilerin teklif bedellerinin % 7,5 ğu nlsbetinde teminat mektupları Ue birlikte şartnamesi dairesinde hajnrhyacakları kapalı teklif mektuplarını 28.12)949 Çarşamba günü saat İ2 ye kadar Muamelât Dairesine Vermeleri. (17898)
Devlet Denizyolları ve Limanları işletme Genel Müdürlüğü ilânlar)
İdaremiz İhtiyacı İçin aşağıda miktar ve evsafı yazılı akl-mûl&tör pazarlıkla satın alınacaktır. Herhangi bir taahhüdü tazammun etmemek şartlyle evsaf ve Batiyle teslim müddetini açıklayan tekliflerin birer ya?.’. İle Gereç Şubemiz Müdürlüğüne 10. 1, 1950 akşamına kadar bildirmeleri lüzumu ilân olunur.
Adet — Volt — Amper
100 6 250
Cilt hastalıkları mütehassısı a'ınacak
Türkiye Demir ve Çelik Fabrikaları;
Müessesinden
«Karabük»
Müessesimi a sağlık koruma servisine bir cilt hastalıkları uzmanı alınacaktır.
İsteklilerin aşağıda yazılı belgelerini bağlıyacakları dilekçeleriyle en geç 5. 1. 950 riinüne kadar müessesemize başvurmaları ilân olunur. (17748)
1 — Nüfus cüzdanı.
2 — Terhis tezkeresi.
3 — «Varsa» hizmet belgesi.
4 — İhtisas belgesi.
Bakırhoy Kadastro Müdürlüğünden:
1 — Bakırköy ilçesi Yeşilköy şenlik mahallesinin kadastrosuna 8 Şubat 950 Çarşamba günü sabahından itibaren başlanacaktır. Bu mahallede gayri menkulü olanların bizzat veya vekilleri vasıtası İle tasarruf belgeleri nüfus hüviyet varakaları - varsa - haritaları ile birlikte mezkûr tarihe kadar Zeytinlik mahallesi Ekrem bey sokok 23 numarada müdürlüğümüze müracaatları ve mezkûr tarihten itibaren .gayri menkulleri başına gelecek memurlarımıza sunularını göstermeleri, suluları belli olmayan gayri menkullerin alâkalısı tarafından hudut noktalarına münasip İşaretlerle belirtmeleri.
2 — Bu mahalledeki gayrı menkullerin komisyon tarafından 1 Mart 1950 tarihinden İtibaren her hafta 'Pazartesi, Perşembe günleri toplanarak letîdkata başlayacaktır. Alacaklıların mahallinde yapılan tahdit ve tesblt işleri üzerinde bir diyecekleri varsa İddialarını dermeyan. etmek" üzere mezkûr günlerde komisyonda bulunmadıkları takdirde mevcut vesaiklere ve bilir kişilerin tsadlklnc İstinaden tesbltlerln yapılacağı 2613 saydı kadastro kanun hükümlerine tevfikan ilân olunur.
(17873)
Şamot Ateş Tuğlası ve harcına ihtiyacı olanlara
Sümcrbank Alım ve Satıra Müesses esin d en:
Filyos Fabrikası İmalatı Şamot Ateş luğlaslle harcı bn ker-Te İhtiyaç sahiplerinin İstifadesine arzedilmek üzere satışa çıkarılmıştır.
Cins ve kalitelere göre aynimi? olan numuneleri görmek satış şerait ve fiatiıu öğrenmek arzu edenler her gün Sümer hanında kâin müeaaesemizin 3 cü katında 32 numaraya müra-
1 — Tekel, Devlet Demiryolları (işçiler hariç). Devlet Denizyolları, Devlet Ekonomi Kurumlan, iller Bankası. Ziraat Bankası, Merkez Bankası, Emlâk Kredi Bankası, Askeri Fabrikalar (İşçiler hariç) Emekli Sandıklarından aylık alan, emekli, dul ve yetimlerin 1.1.1950 de 3 aylık maaşları yükseltilmiş olarak İkamet mahalleri itibariyle aşağıdaki yerlerde ödenecektir:
An karada
Bakanlıklardaki Devlet Ekonomi Kurumlan Emekli Sandığı veznesinden,
İstanbul'da
1 — Tekel mensuplarına, Bankalar caddesindeki Tekel Tekaüt Sandığında,
2 — Devlet Dâr.lzyollnn mensuplarına. Karaköy'dekl Tekaüt Sandığında,
3 — Devlet Demiryolları mensuplarından İstanbul, Beyoğlu ve Boğazın Rumeli tarafında oturanlara Devlet Demiryolları Sirkeci veznesinde, Kadıköy, Üsküdar ve Boğaz’m Anadolu yakasında oturanlara Devlet Demiryolları Haydarpaşa veznesinde,
4 — Ziraat Bankası mensuplarına Ziraat Bankası Karaköy Şubesinde,
5 — Devlet Ekonomi Kurumlan. İller Bankası, Merkez Bankası, Emlâk Kredi Bankasu Askeri Fabrikalar Tekaüt Bandıklarından aylık alanlara Bankalar caddesinde Sunıerbank İstanbul Şubesinde,
İzmir’de
1 — Devlet Demiryolları mensuplarına. Devlet Demiryollarının Alsancak veznesinde,
2 — Diğer Sandıkalrdan aylık alanlara Ziraat Bankası tamir Şubesinde,
Eskişehir'de
1 — Devlet Demiryolları mensuplarına Eskişehir'deki Devlet Demiryolları veznesinde,
2 — Diğer Sandıklardan aylık alanlara Ziraat Bankası Eskişehir Şubesinde,
Ziraat Bankası Şubesi bulunan diğer şehirlerde oturanlara, Bulundukları yerlerin Ziraat Bankası Şubelerinde: Ziraat Bankası Şubesi bulunmayan yerlerde «turnalara, P. T. T. İdaresinin mahalli şubesinde;
TT — Maaş rahipleri, yoklama İlmühaberlerini, aylıklarını aldıkları Banka veya veznelere verecekler, paralannı posta 11e alanlar ise bu ilmühaberleri doğruca Sandığımıza göndereceklerdir.
Dİ _ Halen mevcut Emekli Sandıklarından, emekli, dul ve yetim aylığı alanların son yoklama ilmühaberlerinde gösterdikleri ikâmetgâh adreslerinde değişiklik olmuş ise, 1950 yılma alt İkinci üç aylıklarının ödenmesi hususundaki müşkülâ’ı önlemek üzere son ikâmetgâhlarının sarih olarak en kısa zamanda Genel Müdürlüğümüze bildirilmesi gerekmektedir.
TV — Bu konudaki her türlü müracaatların Sandığımız.
Genel Müdürlüğüne yapılmasını rica ederra. Mektup adresi : Türkiye Cumhuriyet) Emekli Sandığı — Ankara. Telgraf adı e-
Fahîfe 8
Bir KOMPRİME Hayat Karşılığıdır
En sıkışık samanlarda size en büyük yardımcıdır. Kalöri, gıda, lezzet ve nefaset bakımından tatmin edici mahiyeti ve yüksek evsafı haizdir. Mercimek, bezelye, ouğday vesair çorbalık komprimelerimizi her yerde bulabilirsiniz. çapamarka Müstahzaratı M. NURİ ÇAPA Kuruluş tarihî: 1915
AKŞAM
21 Aralık 1949

Yılbaşı hediyelerini» için hiç düşünmeyiniz. Bu müşkülünüzü
HAŞAN
Parfümeri Mağazaları şayet ucuza halledebilecektir.
Sevdiklerinizi mesud edecek çok zarif kolyeler, müstesna pudriyeler, VAKKO eşarplarının en son modelleri. İsvlçrenin dantelli mendilleri, hakiki Amerikan Nylon çoraplar, Fransa ve Amerikanın en İyi parfümeri çeşldlerL, Yavrularınızı sevindirecek hakiki Alman bebekleri ve daha bir çok yenilikler...
Beyoğlu - Galatasaray durağı yanında 323 KarakÖy - Galata. Köprübaşı Meydanı Eminönü - Tramvay caddesi No. 25
1ÜRK ÇİMENTOSU ve ASLAN ESKiHiSAR ÇİMENTO Şirketlerinden:
ZEYTİNBURNU ve DARICA fabrikalarından 1949 senesi zarfında tesellüm edilmek üzere siparişe bağlanarak teslim sıralan tesbit edilmiş bulunan ihtiyaç sahiplerinin çimentolarının verilmesine sene nihayetine kadar devam olunacaktır.
Ancak. Şirketlerce tâyin edilmiş olan günlerde çimentolarını kendi istekleriyle cekmlyenlerin siparişlerinin 1950 senesine intikal etti rilmeyıp iptal olunacağı, bu r i bile re 2 ocak 1950 tarihinden itibaren bir ay içinde yapacakları müracaat üzerine en gec Mart - Mayıs aylan İçin yeniden sıra tertib edileceği, ancak bu gibilerin çimentolannın verilebilmesi için teslim gününe kadar ihtiyaçlarının devam etmekte olduğuna dair alâkalı makamlardan alacaklan belgeleri Şirketlere ibraz etmeleri lâzımdır.
Ocak ayı içinde müracaat etmiyenlerin bakıyyelerl iptal edilecektir.
En güzel hediye
Gillette
- EKZAMATOL -ı
Sülfamidli Kompoze, Yara ve Cilt Merhemi I
Her türlü yara, çıban, ekzeaıa, sivilce, deri çatlakları, I ergenlik ve ustura yaralarına faydalıdır. Her eczanede I bulunur. ŞANO LABORATUARI. Tel]82g03,|
Piyasado mevcut yüzlerce marka 1raj bıçaklarından artık hangüini teçe( eğinin bilemiyonunu: ?
Torından itibaren. HAVANA lra> bıçağım lecrube ediniz, bunun hakikaten yüksek kalitede bir »ra* bıçağı olduğunu tiz de farkedecekıiniz.
Aynı zamanda HAVANA lra> sabununu do kulla-
nırsanız sizı'n için ağır olan bu günlük külfet ho|
bir itiyat haline gelecektir.
DAYANA
IRAŞ BIÇAĞI Tl AŞ SABUNU
Çok acele olarak fabrika için Kullanılmağa elverişli bir yer aranmaktadır Sanayi mıntakasına dahil asgari 400 - 500 metresi örtülü bir miktarı da açık fabrika İçin kullanmağa elverişli bir yer, satılık veya kiralık aranmaktadır. Sahiplerinin cuma günü akşamına kadar Oalatada Kürekçiler sokağında 38 - 40 numaralı dükkâna veya 41350 numaralı telefona müracaatları. RAYAN KÂTİBE ARANIYOR Fabrika muhasebesine yardımcı olarak çalışacak. Lisan bilenler tercih edilir. Adres; Çemberllla^ Kürkçü Pazarı sokak No. 10/1 Telefon 21756.
ZAYİ — Ajs. Pos. No: 13996
K. lığına alt cm No; 002633 ve sıra No: 00020 dolu sevk muh -tıraşı kayıptır. Hükümsüzdür. A. P. N, 13998 K.Vİ. Kaplan-oglu.
950 yılına ait bekçi aylığı tahakkuk cetvelleri Eminönü Kaymakamlığından: 950 yılı bekçi aylığı tahakkuk cetvelleri 18.12.940 gününden ilibaren on beş gün müddetle polis karakollarına asılmıştır. ilgililer tarafından tetkiki rica olunur. (17781)
Çocuk bekinil doktor Ahmet Akkoyunlu Taksim . Talim nane Palas. Telefon: «2627
KÖSELE ve DERİ SATICILARI İSTİHLÂK M|| KOOPERATİFİ YÖNETİM KURULUNDAN.
Kooperatifin htlsl hakkında bir karara varılmak üzere aşağıdaki gündem dahilinde 16/1/950 günü saat (11) de Mer-can'da Yaldızlı Handa (141 numaralı Kooperatif merkezinde olağanüstü oturum yapılmasına İhtiyaç hâsıl olduğundan ortaklarımızın muayyen saatte teşrifleri Hân olunur.
GÜNDEM:
1 — Yönetim kurulu raporunun okunması ve İbrası.
2 — Denetçiler raporunun okunması vw İbrası,
3 — Bllânçonun kabul ve tasdiki.
4 — Kooperatifin âtisi hakkında karar ittihazı.
5 — Tasfiye kararı verildiği takdirde ortaklık sözleşmesi-
nin (601 inci maddesi gereğince tasfiye memurlle murakıbın seçiminin yapılması ve umuru idareye yetki verilmsel.
a — Kooperatif memurlarının, hizmetlerine mukabil verilecek tazminatın tayini.
7 — Tasfiye esnasında muvakkaten İstihdam edilecek
memurların ücretlerinin tesbiti ve ödenmesi hususunda tasfiye memuruna yetki verilmesi.
8 — Tasfiyeye karar verilmediği takdirde ortaklık söz-
leşmesinin (53) üncü maddesindeki % 3 İdare heye-tlnln tahsisatının kaldtnlarak yerine bUAücrete
taalılhi
KARAMÜRSEL
Fabrikamızın tanınmış BATTANİYELERİ YÜNLÜ KUMAŞLARI ve HAZIR ELBİSE, PALTO PARDESÜ ve MANTO üzerine yeni, bo3 ve zengin çeşitlerimiz piyasanın en ucuz fiatlariyle satışlarına başlanışı t ir
KARAMÜRSELMENSUCAT FABRİKASI SATIŞ MAĞAZASI Sultanhamam, İkinci Vakıf Han altında.
SULFADERME
YARAMERHEMi
YARA. YANIK. ÇATLAK »e ÇİBANA KARŞI

Comments (0)