Sene 32 — Nb. H205 — Fiatl; her çerde 10 kuruştur.
CUMA 23 Aralık 1949
Vali Ankaradan döndü
İstanbula kilovatı 3 Krş.10 paradan cereyan verilecek
Turizm için alınan kararlar — Darülacezede iki yeni paviyon — Üniversite siteleri ve 500 üncü fetih yılı hazırlıkları
Hafta başındanberi Ankarada bulunan İstanbul Vali ve Belediye başkanı profesör Fahred-dln Kerim Gökay bu sabahki ekspresle şehrimize dönmüştür. Vali. Haydarpaşada Belediye ve Vilâyetteki muavinleriyle Emniyet müdürü tarafından karşılanmıştır.
Turizm işleri
Kendisi ile konuşsan bir arkadaşımıza Vali. Ankaradaki temasları hakkında şunları söylemiştir:
«— Ankarada evvelâ. Turizm Danışma kurulu cnhşmalariyle meşgul oldum. Bı: çalışmalar bitmiştir. Turizm, bugün mem-lektlıı mühim bLr servet konusu olduğu için yapılar, toplantılarda salahiyetli arkadaşlar, hazırlanmış tasarılar üzerinde çalıştılar. Çok hayırlı neticelere varıldı Varılan kararların bir kısmı turizmin teşviki bir kısmı da turizmin İnkişafı ile alâkalıdır. Bu arada pasaport meselelerinin halli, ecnebilerin bir vilâyet İçinde bulunan ilçeler dahilinde serbseçe gezebilmeleri,. yabancıların emniyet teşkilâtı ile olan münasebetlerini otelciler vasıtası İle de yapabilmeleri, memleketimizdeki İkamet müddetinin uzatılması (ki bu dört aya çıkarılacaktır.) Okullarda turizm terbiyesine ehemmiyet verilmesi ve âbidelerin korunması hakkında çocukların yetiştirilmesi için de kararlar alındı. Bu kararların kanun haline gelmesi İçin İç ve
Vali ve Belediye reisi Fahreddin Kerim Gökay
Dışişleri komisyonlarının ayrı ayrı hazırladıkları tasarılar ü-zerinde görüşmeler oldu. Bu tasarıların memleketlmizdo turizmi teşvik hususunda aynı kolaylıkların gösterilmesi mevzuunda birleştikleri memnuniyetle görüldü.
Bunlardan başka turizmin İnkişafı İçin memlekette turistik bölgelerin lhdasl kararlaştırıldı.
İstanbul'a cereyan
Ankarada çatalağzından İsla tıb ula elektrik verilmesi meselesi üzerinde de alâkalılarla
Birinci nevi sigara lar ıslah ediliyor
Tekel umum müdürü kibritlerin de ıslah edileceğini, bir ecnebi mütehassıs getirileceğini söylüyor
Tekel umum müdürünün basın toplantısından bir görünüş
Tekel genel müdürü Hadi Hüsman Boınonti bira fabrikasında yaptığı bir basın toplantısında, birinci nevi sigara, kibrit ve bira mevzuların a temas ederek demiştir kİ:
Halkımızın fazla rağbet gösterdiği birinci nevi sigaraların ıslahına elimizden geldiği kadar çalışmaktayız. Bu nevi sigaralar için gerek İmalât ve gerek ambalâj bakımından bazı yenilikler temin ediyoruz. Yeni birinci nevi sigaraları azami bir ay içinde piyasaya çıkaracağımızı kuvvetle ümit etmek teyiz.
Kibritlerin imalâtı ve ıslahı bakımından bazı tedbirler aldık ve kontrol tesisleri kurduk. Kibrit fabrikasında İncelemelerde bulunacak yabancı bir mütehassıs getirmek üzereyle Mütehassısın vereceği rapordan
temaslarda bulundum. Oradan 1952 den sonra şehrimize elektrik verilecektir. Cereyanın pahalı olacağı hakkındakl haberlerin ash yoktur. Yapılan hesaplara göre elektriğin kilovatı 3.25 kuruşa mal olacaktır.
500 üncü yıl hazırlıklaır
Beş yüzüncü fetih yıldönümü hazırlıkları için Eğitim Bakanı ile görüştüm. Bu hususta esaslı hazırlıklar yapılmaktadır. Alâkalı Bakanlıklar bütçelerine tahsisat konuluyor. Milli Eğitim Bakanı yakında İstanbul» gelerek bu işlerle bizzat meşgul o-lacaktır. Bu mevzuda belediyeye İşler de vardır.
Darülacezede iki
yeni paviyon
Milli Eğitim Bakanı İstanbula gelince. Üniversite sitelerinin kuruluşu ile de meşeul olacaktır.
Size bir de hayırlı haber vereyim, Darülacezede iki yeni paviyon açılacaktır. Bunlardan birisinde yaşlı ihtiyarlar, diğerimde de 7 yaşına sadar fakir çocuklar barındmlacaktır. Bu pavlyonlar bu sene açılacaktır.
AKŞAM
H e r g ü n
8 Sahöf©
Sahibi: Necmeddln Sadak — Yazı işlerini fiilen idare eden C. Bildik — Aksam Matbaası.
Yeni Suriye Kabinesi
Nâzım Kudsi tarafından teşkil ediliyor
mebus I ar -
Şam 23 (Arkadaşımız Şakir Çeçen bildiriyor:) — Suriye meclisi toplanarak iç tüzüğü kabul etti. Müstakil
dan Haydar, geçen pazartesi vukuatı hakkında ı teklifinde bulunmuş reis, bu bahsin hükümetin teşkilinden. sonraya bırakılmasını oturumun salıya talikini teklif elli.
müzakere i ise de
Dil Kurultayı neticeleri memnuniyet verici
bugün intihap olunacak
Ankara 23 (Arkadaşımız Şevket Ilado'dan) — İkinci ve üçüncü günü komisyon çalışmaları ile geçiren Türk Di] kurultayı, dün bütün ü-yelerirıin iştiraki ile yaptığı büyük toplantıda terim ve sözlük komisyonunun hazırladığı ve mahiyetini dün bildirdiğim prensipleri ayrıca kabul etmek suretile en mühim kararını vermiş bulunuyor. Umumî kanaat prensipleri gözünün de tutarak çalışacak olan Dil kuruntunun Türk dilinin gelişmesine daha faydalı olacağı ve her türlü aşırı istikametlere gitmenin böylelikle önlendiği merkezindedir. Yabancı Şaaba mensup olacaktır. Yeni kelimeleri Türkçeleştirmek-Cumhurbaşkanı Hâşlm Attasl *----------------—* —"~
salı günü Mecliste and içecektir. And suretinde tadilât pılmıştır.
Kurultay bu akşam, çalışmalarında güttüğü gayeleri belirten bir tebliğ yayınlayacak
Kabine buhranının bugüne kadar sürmesi ekseriyet partisi olan Şaap fırkasındaki ayrılıktan ileri gelmiştir. Bugüne kadar müstakil ricalden hiç biri Kabine teşkilini kabul etmemiştir. Asayiş yerlndedlr. General Sami Hlnnavi’nin kayınbiraderi Esat Talaş Beyruta sığınmıştır.
Londra 23 ıR> — Nâzım Kudsi yeni Suriye Kabinesini kurmağı kabul etmiş ve derhal istişarelere başlamıştır. Bakanların çoğu ekseriyet partisi
te ve lüzumlu terimleri yapmakta konuşulan dil ve halk dili esas tutulacak, ancak bunlardan istifade edilemediği zaman Türkçenin daha eski kaynaklarına gidi lecek, bilhassa yeni kelimeler yapılırken bugünkü Türkiye Türkçesinin fonetik ve estetiğine uysrun olmasına dikkat edilecektir. Kurul-bancı bir kaynaktan Terilen taydan alınan netice umu haber resmen yalanlanmakta- miyetle memnuniyet verici dır. Suriye ordusu eski Genel- ' sayılıyor. Cumhurbaşkanı kurmay Başkanı el&n —
askeri hastahanesinde bulunmaktadır.
Hinnavi serbest bırakılmadı
ya-
Şam 22 tAA.ı — Hlnnavtnln serbest bırakıldığı yolunda ya-
Yugoslavyaya dair Trumanın demeci
sonra kibrit fabrikasındaki kusur ve eksiklikleri daha esaslı olarak müşanade edecek ve bu hususta gereken tedbirlere başvuracağız.
Son aylarda çakmakların çok miktarda piyasaya çıkmış olmasına rağmen kibrit satışlarında bir artma görüldüğünü de izah eden genel müdür, Bomon-tt bira fabrikasının kaydetmiş olduğu terakkiden bahsederek şunları söylemiştir:
Tekel idaresi fabrikayı 1940 senesinde satın aldığı vakit fab' rlka senede 4 milyon litre bira imal etmekte idi. Bugün fabrikanın verimi senede 12 milyon 1 litreyi bulmaktadır. Yaptırmak- [ ta olduğumuz yeni tesisler sayesinde yakında fabrika senede 18 milyon litre bira İstihsal e-____________________________ _
decek ve bira daha İyi dinlen- mderi hakkındakl haberi hay-dirünıiş vaziyette piyasaya sü- retle karşıladığını söylemiş, bu rülecektlr.
Boyarın seçim tasarısına dairfikri
Hükümet tasarısındadeğiştirilmesi zarurî noktalar bulunmakla beraber demokrasi yolunda mühim bir adımdır
Ankara 22 — Demokrat Parti genel başkanı Celâl Bayar, seçim tasarısı hakkında partinin görüşünü bugün gazetecilere verdiği beyanatla açıklamış ve demiştir kİ:

Genci- sayılıyor. CumîiMiböçk«tii Mezze İsmet İnönü dün de öğleden evvelki ve sonraki toplantılarda hazır bulunmuş, konuşmaları alâka ile takip etmiştir. Milli Eğitim Bakanı alınan neticeden mem-(Arkası sâhife C; autun 7 de)
— Seçim kanunu tasarısının Meclise sunulması üzerine genel kurulumuzla Meclis gruptunuz hâdiseyi tetkik etti. İlk olarak söyllyecegimiz muhterem ilim heyetinin vukuflu ve dikkatli bir mesai İle emniyetli seçim dâvasına gayet mühim bir hizmette bulunmuş olmasıdır. Bunu şükranla kaydettikten »oma, şunu da ifade edeyim ki, hükümet tasarısında seçim emniyeti bakımından değiştirilmesini veya ikmalini zaruri gördüğümüz bir takım esaslı noktalar bulunmakla beraber, bu tasan demokrasi yolunda atılmış bir a-dun teşkil ediyor.
Esasen mesele buraya kadar getirildikten sonra yapılacak
Cclâl Bnyar
yeni bîr hamle ile emniyetli seçim kanunu dâvası artık arkada kalmış olacaktır. Memleketin senelerden beri tztırabınt çektiği siyasi emniyet buhranının izalesinde bunun ne büyük ehemmiyeti olduğunu ayrıca I-zaha hacet görmüyorum.»
Amerika Yugoslavyaya yapılacak bir tecavüze karşı koyacak
Londra 23 (Radyo! — Başkan Truman basın toplantısında Birleşik Amerikanın her hangi bir memlekete karşı yapılacak tecavüze muhalefet edeceği gibi, Yugoslavya aleyhine müteveccih tecavüze de karşı koyacağını söylemiş ve Amerikanın Yugoslavyaya karşı takip ettiği siyasette hiç bir değişiklik olmadığını ilâve etmiştir.
Vaşlngton 22 (AA) — «Uni-
ted Press»:
Bugün basına demeçte bulunan başkan truman. Amerikanın 1950 İktisadî vaziyeti hakkında iyimser olduğunu söylemiştir.
Bir müddet evvel Belgrada büyük elçi tâyin edilen AUenln söylediği gibi. Amerikanın Yugoslavyaya yapılacak her hangi bir tecavüze maruz olduğunu kendisinin de teyit etmesi ricası üzerine başkan Truman hangi memleketi hedef tutarsa tutsun her türlü tecavüze Birleşik Amerikanın muanz olduğunu söylemiştir.
Bu beyanatın Formozaya da şamil olup olmadığı hakkında sorulan suale başkan Truman cevap vermlyeceğinl, çünkü For mozanın müstakil bir toprak olmadığını ve milliyetçi Çinin bir parçasını teşkil ettiğini söylemiştir.
Truman, papalık nezdlndekl hususi temsilcisi. Myron Tayio-run yakında İstifa edeceği haberini yorumlamak istememiştir. Buna mukabil, Savunma Bakanı Johnsön’un çalışmasından memnun olmadığı ve yakın da vazifesini lerketmeslnl istl-yeccği hakkındakl haberi resmen tekzip etmiştir.
Başkan. Rusların bin tane süratli denizaltı inşasına giriş-
Başkan Truman
Savunma plânında bir değişiklik viicude getlrmiyeceğlnl İlâve etmiştir.

En son moda
Ajansların verdiği şu telgrafı, bütün alâkadarların dikkatine bir kere daha ar-zederiz:
Şcrburg 21 (A.A.) — Reu-ter; VVihdsor düşesi ile kendisini Nevyorka götürecek olan Queen Mary'ye binerken Windsor dükü demiştir ki:
— Düşes ve ben çalışacağız. Bu zamanda bütün dünya çalışmak mecburiyetindedir.
¥
Liselerde ve yüksek mekteplerde tahsil ettikten sonra, evlenince «moda» kadını olanlara, bilhassa onlara, bu
Türkiye iktisat kongresi mayıs ayında toplanacak
Tüccar Derneğinin ılunku toplantısınc! an bir çorun tış
İstanbul Tüccâr derneğinin aylık toplanışı dün Liman lo-kontası salonunda İzzet Akos-man’ın başkanlığında yapılmıştır.
Toplantıda 1950 Türkiye iktisat kongresi hakkında Ticaret odalan ve birliklerden gelen cevaplar okunmuş, geçen kongrede alınan kararlarla yönetim kurulunun bu husustaki teklifi müzakere edilerek kongrenin mayıs ayında toplan-
masına karar verilmiştir.
1950 Türkiye İktisat kongresinin müstacel ve aktüel olan iktisadi meseleler hakkında salâhiyeti! kimselerin görüşlerini bir araya toplamak ve kongre gündeminin «Türklyede istihsalin gelişmesinde hususi teşebbüs ve sermayenin rolü nasıl çoğalır ve Türklyede sanayi nasıl himaye edilir?» şeklinde tek bir maddeden ibaret olması ileri sürülmüştür.
Bundan sonra d ıs ticaretin organlaştırılmadı hususunu tetkik için teşkil olunan komisyonun raporu müzakere edilmiş ve dış ticaret rejimi hak-kındaki her türlü nususu inceleyerek neticelerini hükümete ve ilgililere arzedecek, derneğe bağlı bir müşavere heyeti teşekkülü hakkındakl teklif üzerinde söz alan üylerın mütalaaları dinlenmiştir.
f
Y@nl feefröfcamıs
1
fiKsann nı;ı
■YAZAN; NİHAL tA/MMAÎAZAL/ -
Bu güzel aşk ve macera romanını Yılbaşından itibaren AKŞAM’da terfıka etmeğe başlıyoruz.
A K ŞAM
23 Aralık 1949
SBhlfe 2
Hapishanelerin ıslahı ve tapulama kanunu
F ün geceki
4 yaralama
Ders kitabı ikkat ediyorum İlkokullardaki, ortaokullardaki çocuklar ders kitaplarını sevmiyorlar. Nasıl sevsinler ki ders kitabı her şeyden evvel güzel değildir. Bakı-
sı güzel değildir, kâğıdı güzel değildir, resimlen güzel değildir. cildi güzel değildir. En iiinast* kitaplarımız çocuklar için hazırladığtıntz kitaplar.
Halbuki başka memleketlerde iş tam ters tarafından tutulmuş. Büyükler için çıkarılan kitaplara o kadar ehemmiyet vermiyorlar da çocuklar için hazırlanan kitapların mutlaka güzel, her bakımdan güzel olmasına dikkat ediyorlar.
Doğan Kardeş yayınevinde çocuk neşriyatına hazırlanırken merak ettik. İngilterenin, Amerikanın. Is-viçrenin, Franasnın, İtalyaıun ilkokul kitaplarını getirttik. İstisnasız hepsi ciltli idî. Kitaplanııı ciltlemeyi pek sevmiyerı Fransızların bile mektep kitapları kalın ciltlidir. İngilizlcrin, Amerikalıların kitapları bez ciltlidir: sahifeleri en okunaklı harflerle ditilmiş, resimleri baştan başa renklidir. Böyle kitaplarla okumaya başlı-yaîı çocuğun kitaba bağlanmamasına imkân yoktur. Ayrıca kitap temiz ve güzel olduğu için onu kirletmemeyi, yırtmamavı. saklamayı da daha küçük yaştan öğrenecektir. Çünkü bir güzel kitaba bakmaya kıyamıyan onu nasıl parçalar? Kaldı ki kitap kolay kolay parçalan mıyacak kadar sağlamdır da.
Bunlar, başka memleketlerdeki mektep kitaplarının dış görünüşüdür. Metinleri ayrı bir çalışman m mahsulü! Ders artık sıkıcı olmaktan çıkmıştır. Gaye, çocuklara bilgileri kolayca ve canlarını sıkmadan öğretmektir. Bu maksadı temin etmek üzere Amerikada» Şikago Üniversitesine bağlı bir tecrübe okulu kurulmuştur. Ses, hava, ateş, bulut, yağmur, kar. yer çekimi, gök yüzü, miknatis. insan, su, fen adanılan mevzularını terbiyeciler oturup yazmışlar. Doğan Kardeş bu kitapları «Nedir? Niçin? Nasıl» adı altında tercüme ettirip bastırdı. Ben ki ders kitabı okumak yaşım çoktan geçirmişim Bunları, âdeta bir hikâye okur gibi okudum ve bu arada birçok şeyler öğrendinu
Adamlar ders kitaplarım bile tatsız olmaktan çıkarmanın yolunu bulmuşlar. Kitabı sevdirmek için onlara uymak zorundayız. Şevket RADO
Bütçe komisyonu Vakıflar, Diyanet işleri ve Adliye bütçelerinin müzakeresini bitirdi
Ankara 22 — Bütçe komisyonu bugün de çalışmalarına devam ederek dünkü oturumda görüşülmesi yarıda kalan Vakıflar umum müdürlüğü bütçe-sile diyanet İçleri başkanlığı, meteoroloji umum müdürlüğü. Adalet Bakanlığı, tapu ve kadastro umum müdürlüğü bütçelerinin müzakerelerini bitirmiştir.
Adalet Bakanlığı bütçesinin müzakeresi sırasında söz alan Tahsin Coşkan. hapishanelerin bugünkü durumlarının çok feci olduğunu söylemiş, bu halin biran evvel önlenmesi tamennl-slnde bulunmuştur. Diğer bazı milletvekilleri de bu mütalâaya iştirak etmişlerdir.
Adalet Bakanı Fuat Sirmen cevap vererek, hapishanelerin ıslahı için maddi imkânlar a-rayacağmı vâdetmlşfclr.
Tapu ve kadastro genel müdürlüğü bütçesinin müzakeresinde söz alan Muzaffer Akalın,
halkın tapu işlerinde çektiği sıkıntıları belirterek bunun hallinin ancak Lopıılamn kanununun biran önce Meclise getirilip kanunlaşması ile mümkün olabileceği mütalâasında bulunmuş, fakat bütçede bu İşe para ayrılmamış olduğuna dikkati çekmiştir.
Adalet Bakanı hükümetin de bu sıkıntılı vaziyete muttali olduğunu. kanunun bu devre 1-çinde Meclise geleceğini gereken ödeneğin de o zaman sağlanacağını, bu hususta Maliye Bakanile mutabık kaldıklarını söylemiştir. Muzaffer Akalın tekrar söz almış, ferağ ve intikal İşlerini kolaylaştırıcı kanunun da çıkarılması lüzumunu belirtmiş ve Bakanın ne düşündüğünü sormuştur Silmenin bn yoldaki çalışmaların nihayetleri mekte olduğunu söylemesi üzerine middelere geçilmiş ve bu bütçe de aynen kabul edilmiştir.
Sabihanın yarası ağır ve tehlikelidir
Ticaret serbestisi ve Ankaradaki toplantılar
Dün gece biri Süleymaniyede, diğeri de Fatihle Sarigüzelde iki kanlı vaica olmuş ve bir kadın ağır olmak özere dört kişi yaralanarak hastanelere kaldırılmıştır. Suieymaniyede-1 ki vaka şöyledlr :
Bu semtte Ağızlıkçı sokağında 14 numaralı evde oturan Sabi-ha Menekşe ile Çevriye Yaprak adlarında iki genç kadın evde yapılması icabeden ı
Dış ticaret reisi, ithalâtın men'i ve dış fiat-lerde görülen iniş temayüllerinden müstehliklerin mahrum edilmesi asla düşünülmemiştir diyor
Trabzon limanı
Mendireğin 250 metrelik kısmı tamamlandı
Ankara 22 — inşa edilmekte bulunan Trabzon mendireğinin 250 metrelik kısmı tamamlanmış ve şimdiye kadar 78 bin ton taş dökülmüştür.
Mendirek 50 metre daha İlâvesiyle 500 metre- olacakt ır. Liman. bütün tesisleriyle birlikle 1952 de tamamlanarak faaliyete geçecektir.
Bandırma telefonu
Bandırma 22 (AJL) — Bandırma şehir içi telefon şebekesi işletmeye açılmıştır.
P. T. T.
bütçesi
İstanbul telefon şebekesinin tevsiine mühim tahsisat ayrıldı
müstehliki tazyik edecek vaziyetleri Önlemek için dikkate a-lınacak mütalâalardırj
Ticaret muvazenemizin açık vermekte olduğunun söylendiği, buna ne diyeceği sorulması üzerine Ozansoy, bu vaziyetin yeni yauuıuuaı ıcaınucu ------r-—- - - ; . . , ... , _ _
UmUllk «M»» l»*™ “■nm’■ t,
tutu,mutlardır, oır .rulı* tur- ₺u mtmle İmkktnd» ju nekl Tto mUjra M» blo lira lt-
Sm, bir turlu ytnrmtyrn Cer- '»hat> uermlrtlr: |halita mukabil S51 mil,on 3«
riya, aline «eskin bir bıaak ga-l — İthaU »abat bm^ttlamm bm Uralık İhracat w dura., rlnnlave Sabihram uaerlM >>,J "»«""• r«rUlekl kaUmma halinde te tolhsüa-
at.larak «amcmdan «e kamm- «örutamıtr sonunda kati tara-|ttm arlUrmak »ta çah»an bir dan olmak üaere asır surette m bagırad^ına köre hiç bir memlekette tlhalârlyle İhracatı earalamıçtır. Kadran lstlmda-. İta™ tart"» tabi tutulmak»- arastada bu elbl tarlaların badına yemen polisler sablha hta memlekete ithal emienilecek lunabdeceltal, eeeen senenin Menekşeyi Haseki hastanesine'’» mukabili olan dövizde anla,- eMm alına kadar açıkuu 2kS kaldırmışlardır, çevriye hak- ma heaabmda bir poUbllıte mer milyon 5« but lira olmazına kmda takibata seçtim,-lir 11» olmadıjına batelmaknzın mukabil, bu aenetup ekim ayı-
Putlbte Srautitaldekl vaka ">™'e«ete ödenecektir, na tadar 1« mlly.r,25 ota Hra
™ s. .. ... ra ™.ı.™a. İta malların miktarı da tahdit oldueunu. ratauıla-dan da an-Hivmer Ttanda, ZtaLto liri ohtalç debidir. Bir malın mlk- laçılacalı veçhlyle açılın azal-tam ovun s.tasmd. kavca tamı, memleketin İthale olan makta bulutulujutıu Söylemiştir. T 7ta . r T teUta^t tayin edecektir |Bu açdr aadmasmm İthalatm
tor ede'rta^ Bunm™' zjrtateri bu maddelerdeki - uçm^te desti. MtUla İhra-
babası Talk müdahale etmlç «e “hatattn yansına tadar serbesarljınlmaslyle olduğunu Hikmeti düşmüştür. bırakdacaSı zehabın, uyandıran
„ , .............. I yüzde 50 nlsbeti sadece bu mal-
Bu sefer Hikmetin baban. |lnn
Ibrahlmle umeasi Hcclp de İçe A,_
,, , . ...... , ™Pa iktisadi işbirliği teşkilâtına
raklannı Çütaarak birlbtrtrrt- M(n „ ar;uwaa.
ne etrmlçlerdir. nihayet Falk.^ mutadeMeri tam ser-
İbrahim ve Necip her uçu de . . ,
, . , - j . ,, bes cereyana aevketmek olan bu
muhtelif yerlerinden bıçaklan- . .
i teşkilat idarecileri, birinci merin ış ar ır. ha]e olarak işine yüzde
, işe el koyan zabıta ûç yara- den başiamayı uygun gör-’-tai rio tanemi aii»» ■«iH.rmva... yani 19 memleket
arasındaki ticari münasebet-
lerin yekûnunun yüzde 50 si serbes bırakılmış olacaktır. Fakat, serbes bırakılacağı ilân o-lunan inallar, yüzde yüz ser-bestiden istifade edecektir.»
Ozansoy, bu karara varmak için bizde yapılan çalışmalara dair izahat vermiş, muhtelif sanayiciler ve ithalâtçılarla yapılan toplantılar hakkında da
Ankara 22 — Avrupa iktisadi işbirliği teşkilâtına katılan memleketlerden ithal edilecek malların yüzde 50 nispetinde ' serbes bırakılmasına ka-___ „____frar verildiği yazılmıştı. Ticaret müşterek Bakanlığı Dış Ticaret dairesi 'ta-. ta —. 14.1 ulu
Amerika seferinin
seyahati
Ankara 23 (Akşam) — Amerikanın Ankara büyük elçisi' karışmış ve hepsi birden Wadsworth Noeli müteakip ayın yirmi yedisinde Vaşlngtona gidecektir. Büyük elçinin bu seyahatinin Türkiyeye yapılan Amerikan vardımı ile ilgili olduğu ve kısa bir zaman süreceği tahmin edilmektedir.
Mehmet Ali Avbar hakkîndskı dâva
Ankara 23 »Akşam) — Cumhurbaşkanı aleyhinde neşriyatta bulunmaktan sanık Zincirli Hürriyet gazetesi sahibi Mehmet Ali Aybar'ın duruşmasına dün ikinci asliye ceza mahkemesinde bakılmıştır. Bilindiği gibi sanık ayrıca ağır ceza mahkemesinde yapılan muhakememi sonunda Cumhurbaşkanına karşı tecavüzkâr neşriyatta bulunduğundan dolayı dört ay hapse mahkûm olmuştu. Sanık avukatı ikinci cezada dÜD yapılan duruşması sırasında bu dâvanın ağır cezada ka-
rara bağlanmış olan aynı dâ-1 kanlar Kurulu gazete sahifele-vaya ait yazıdan ileri gelmiş rinl tahdit eden kararnameyi olduğunu söyiiyerek hüküm ve- kaldırmağa karar vermiştir rilmiş bir hâdise hakıknda ikinci Gazetelere daha geniş çalışma defa muhakeme yapılaınıyaca- ( imkânları sağlanmak tein ah-. — *----.... —- ---bu karar tu sabahtan iti-
Gazeteler sahıf elerindeki tahdidat kaldırıldı
Ankara 23 (Akşam) — Be.-
hyı da tedavi altına aldırmış-1 tır. İcap eden soruşturmalar devam etmektedir.
Hukuk talebesinin imtihanlar hakkında bir talebi
da kaydetmiştir.
Dil Kuıuiiayı
(Baş tarafı 1 İnci sahi(ede)
Ankara 23 (Akşam) — P. T. T, genel müdürlüğü 1950 yılı bütçesi 64 milyon 815 bin 761 lira ^lnı beyan etmiş ve bv müna- i nan-------------- ------------
olarak hesaplanmıştır. Bu bül- ı dâvanın düşmesini ta- haren yürürlüğe girmiştir-
çede İstanbul, İzmir ve Ankara ’ I
şehir İçi telefon şebekelerinin genişletilmesi için mühim tah- , sisat ayrılmıştır. Br arada diğer ehemmiyetli şehirlerin şe- ! beke işleri de yeniden ele alınacaktır. Istanbıılu Ankaraya bağ- , isyan telefon şebekelerinin Kadıköy. İzmit, Geyve hattı İle Kadıköy, Balçık ve Gebze hatları modem bir şekilde inşa dilec ektir.
Jep etmiştir.
Ağır ceza mahkemesince verilen karara ait dosya henüz yargı tay dan gelmediğinden du-.ruşma, bu dosyanın gelmesine intizareıı başka güne mıştır.
e-
Amasya da yeni hükümet konağı açıldı
Amasya 22 — 19 aralık 1943 tarihinde yanan hükümet konağının eski yerinde kurulan yeni binanın açılış töreni bugün saat 14 te binlerce kişinin huzurlle yapılmıştır.
İhracı serbes bırakılan maddeler
Ankara 22 (AA.) — Ekonomi ve Ticaret Bakanlığından tebliğ edilmiştir:
Memleket sanayiini İnkişaf ettirmek ve sanayi mamullerimizin dış pazarlarda sürümünü sağlamak maksadile, krem tartar (bl karbonat dö potas), her nevi kadın ve erkek eldiveni, demir mensucat (elek teli), adi e) terazisi, yüzde 15 yağlı ihra-kiyelik prina küspesi, dut kurusu. loluol, xylol, solvent nafıa ve idrofil pamuğunun, anlaşma h memleketlere anlaşmalar hükümleri dahilinde ve anlaşmamız bulunmıyan ülkelere şerbeti dövizle (dolar ve İsviçre frangı) veya Türk hesabına geçirilecek: sterlinle ve lisansı Bakanlığımızca verilmek şartll e ihracı uygun görülmüş ve keyfiyet 355 sayılı sirkülerimizle a-lâkalılara duyurulmuştur.
Konyaya giden
Milletvekilleri
Ankara 23 (Akşam) — Halk Partisi genel sekreteri Tevfik Fikret Sılay ve diğer Konya milletvekllleıi bu sabah Konyaya hareket etmişlerdir Genel sekreter ve milletvekilleri Konya C. H. P. n kongresinde hazır b ulun ataklardır.
ııun olduğunu belirtmektedir. Şimdiye kadar mektep kitaplarına seçmiş kelime ve terimlerin tekrar gözden geçirilerek yeni prensiplere uydurulması hak kındaki komisyon kararına Saim Ali Dilenire 3e Sadri Maksudı Arsal iştirak etmemişlerse de kurultay, teklifi komisyondan geldiği gibi kabul etmiştir.
Zaten bütün bu prensiplerin tatbiki ve yapılan terimlerin gözden geçirilmesi bugiin seçilecek olan «Bilim , fcmuiu,, cun çalışmalarına
açıklamalarda bulunmuştur. | ve uiâkkisme bağlıdıı. Dün
Hukuk fakültesi öğrencileri, yeni sömestr talimatnamesinin imtihana dair bazı bükümlerinin bu sene tatbik edilmesini istemişlerdir. Bu arada 5 ve 6 ncı sömestr öğrencilerinin B grubu derslerinin imtihanlarını vermeden C grubu imtihanlarına pirem iyeceğini bildiren talimatname hükmünün geçen sene olduğu gibi bu sene de tatbik edilmesini istemişlerdir. Bir de her dersin yazılı ve sözlü olarak yapılması icap eden çift İmtihanların yalnız sözlü olmasını istemişlerdir. Talebelerin bu dilekleri bu hatta toplanacak profesörler kurulunda görüşülecek tir.
Oıaıuoy, a, ödeme İmkânla-' lobul etn|,,n tiizüse eöre ınnıaa luklki U>UW madde- .Bilim kurulu.: (Dil devri-ilerine hasredildiğiiıi belirttik- -- --
Un ve bilhassa bu sene İhtiyacı' da“çahsmaYl ” ’iâaril gerçek rakamlarla tesblt için (]j] uzmanlarından, çalışıldığına işaret ettikten son- ' ra demiştir kİ:
(— İthalâtı menetmek, dış fiatlerde görülen iniş temayüllerinden müstehlik kütleyi mahrum etmek nîç bir zaman düşünülmemiştir. Sanayicilerle yapılan toplantılar sonunda Bakanlığa tevdi edilen raporlar, döviz tahsislerimizde bazı maddelerde ihtiyaçtan fasla stoklara imkân vermek bazılarında İse. İhtiyacı dahi karşılayamamak gibi gerek piyasayı, gerek
I mini betıiınsîyen ve bu vol-ı üzerine alan
II ardan ve fikir adamkırın-• dan kurultayca seçilecek en
az 20. en çok 30 kişiden meydana gelecektir.
Bugünün en mühim hadisesi bu kurula kimlerin seçileceğidir.
Bazı kurultay üyeleri Bi-, İsım kıırulumın mutlaka ii-| niversite profesörlerinden diplomalı dil âlimlerinden ı teşekkül etmesini isliyorlar. Bu fikre kurultaydaki edebiyatçılar ve gazeteciler şiddetle itiraz etmekte, dil ancak muharrirlerin, sairlerin yapacağı kelimelerin bunlar vasıtaşife dilde yerleşebileceği fikrini müdafaa etmektedirler. Refik Hal id ile Peyami Safa bu fikre teraf-tar olanların başında geliyor. Halid Fahri ile Esat Malı nıud Karakurt dün kürsüde heyecanla konuştular fakat bu arada başkanlığa verilen ve Bilim kurulunda en az oıı tanınmış muharrir bulunması teklifine ait önerge kurultayca reddedildi. Buna rağmen bugün yapılacak seçimlerde Bilim kuruluna tanınmış bir kaç nıutıarririn girmesi kuvvetle muhtemeldir. Diğer üyelerin daha ziyade dil bilginlerinden o!aca«ı anlaşılmaktadır. Kurultay bu akşam çalışmalarında güttiieii mak şatları aydınlatan bir tebliğ neşredecektir.
Yemekten zehirlenerek öldü Bakırköye bağlı Mahmudiye isminde, bir kadın, dün kocası İstanbul-, da bulunduğu bîr sırada yemiş, olduğu bir yemeği müteakip ze-
bırakıl- köyü halkından Ayşe
Cemil Sait Barlas
-zdimfeki toplan*.
Bu
Bakanlığında temsilcilerinin Bakanı Cemil başkanlığında bir toplantı yapılmıştır. Bu toplantıda E. C. A. idaresi nez-dinde baş delegemiz olan ve Paristen Vaşinçlona gidip temaslarda bulunduktan sonra An kara ya dönen Mehmet Ali Tünnay da bulunmuştur.
Ankara 23 (Akşam) sabah Devlet İlgili Bakanlar lştiraklte Devlet Sait Barlas'm
hastaneye kaldırılmışsa da kısa bir müddet sonra ölmüştür. Ayşenin cesedini muayene eden adalet doktoru ölümü şüpheli gördüğünden morga kaldırılmasına lüzum göstermiştir
Tahkikata savcılıkça devam olunmaktadır.
Afyonun mahallî bir s»*»ıfı olan yemenicilik tarihe karışıyor Afyon (Akşam! — Afyonun çok eski zamanlardanberl başlıca el san’atlerinden olan ve bir çarşı teşkil eden yemenicilik son zamanlarda kauçuk a-yakkabıların ucuzluğu ve pek çok ve mebzul piyasaya arzedl-len eski otomobil lâstikleri yüzünden yerli ve nlsbeten pahalı
Edirne il umumî meclisi
Edirne (Akşam) — Edime il umumi meclisi devre toplantı-; larına Vali Fazlı Güleç'în baş-| kralcında baslramur. Valinin açış söylevinden sonra komisyon olan yemenilerin satLşı dur-ikincl başkanlığına Fuat Ozan^ mUştur. Fakir halk ve hasse-, seçilmişjre komisyonlar aynla-j ten köylülerimiz bu lâstik ca-
■ - - ----—~ -.-br—tıklara rağbet göstermekte ve
tamir neye tabi tutulmak maksadile Bu yıl için hazırlanan bütçe.'hattâ yemeniciler kendi dük-. [| New*York hastanesinde bulu- yeni hizmet ve kadro ilâvesi kânlarında, şimdi rakipleri o-kablolan nan Iran Şahı, teneffüs ciha- olmadığı halde gelirin noksan- ]an lâstik «atmakta ve gitgide tamamen andan hafif surette mustarip- lığı yüzünden 15(J bin Hra açıkla yemeniler, bu derisüe. köselesi-
İran Şahı teneffüs cihazından hafifçe mu zt ar ip
Nevyork 22 lA.A.) — (United
Otomobil yangını
Feyzi Özdemir İsminde birine ait 5332 numaralı otomobil dün akşam Karagumrükte Altay Press) Bu sabah öğrenildiğine camii sokağında I" ‘ '
evin bahçesi önünde ■> edilmekte iken karbüratör par-[ New-York hastanesinde lamış ve otomobilin İle ahşap akşamı
~ ’ ------- ------- -«o -w- ta.... .raYitatata yfinvı111vf, bu nvTisııe, koscicsi-
yraıtuı. çofor samı Olcay de fc Doktorlar bunun hafif Ur crnel nıeellse sunulmuş bulun- le yapollc Türk isi olan ayak-muhtelif yerlerinden yandığın- (’«**■•»»■ -u..»«_■ . . .
dan tedavi altına alınmıştır.
Otomobildeki yangın, ancak' itfaiyenin müdahalesi te söndü-rölebll mlştlr.
17 numaralı göre, umumi bir tıbbî muaye- rak çalışmalara başlanmıştır, tünde tamir neye tâbi tutulmak maksadile Bu vıl ieln hazırlanan bftt.ee •
T^^u_^CTJ^den.--y^nd.‘e‘n‘ isoguk ®îgınh^ olduğunu söyle- maktadır. İkinci toplantı ayın kabıîar~ torih7 Lınşmak'üzem-mektedirler. 123 ünde yapılacaktır.
BORSA
talanbul Bonomun H/1I/15-O (««İleri
ESHAM VE TABVILAT
Ç 1E K L E B
5.0
9.73 JV
Yakalanan kaçak eşya
Marsllyadan gelen «Ankara» vapurunda 4 çuval İpekli kumaş, 6 tabanca, 300 kravat, 295 çakmak ve 35 kilo yalancı inciyi kaçak olarak şehre sokmak İsterlerken bir gümrük memuruna yüz lira da rüşvet teklif eden vapurun yağcısı Aslan. Kasım ve Muzaffer dun geç vakit adi i ye ye verilmişler ve ikinci sulh ceza mahkemesinde sorguları yapıldıktan »A-nBH-f hHIHn
Edirne’de mevsimin ilk karı yağdı
Edime (Akşam) — Günler-denberi iyi ve müsait gitmekte olan havalar dûn birdenbire bozulmuş ve şiddetli bir fırtınadan sonra sabaha karşı hlr ve civarına mevsimin kan yağmıştır-
Karadeniz’de fırtına hafifledi
Karadenizdeki fırtına blyle Boğazdan çıkanııyarak Büyükdtre'de bekliycn vapurlardan Nazım ve Tan, havanın sakinleşmesi üzerine dün hareket etmişlerdir.
Büyükdore'de demirli bulunan diğer gemiler fırtınanın tamamen dinmesini beklemektedirler. Karadeniz’den limanı-
tş Bankasının seyyar gişesi Şişlide faaliyete geçmiştir. Seyyar gişe, her gün 9 dan 16 e ka-dar BeyoğlujnıMakaginda muhtelif yerlerde bulunarak muamele yapacaktır. Y tık anki klişe
21.60
21 li
% 6 FAİZLİ TAhVlLLEfl
KaDnnma 1 95 60
Kalkınma U 35.70
Kalkınma dİ 95.90
SIS unikr.ını t 98.10
MB UUkrazı H «RJS
1S4İ Demiryolu 98 ıo
1S-I3 İstihracı 1.
% S TAİZLİ İLLER
1933 Ergani 22X5
1933 İkramı yeli ;i.m>
MılH Müaafna W 0
Demiryolu IV JOO-—
Demiryolu v B5-50
Kîğide zelzele
Kigl 22 (AA) - Bu sabah saat 3 te oirbirlnl takip eden iki şiddetli deprem olmuştur. Hasar yoktur.
Santiar «.75
41.W
54 M
Fransız Kabinesi müşkül bîr durumda
Paris 23 (APJ — Açık rey ite verilen bir karar neticesinde Fransız Milli meclisi dün. Başbakan Bidaulfun koalisyon kabinesi hakkında cumartesi gö-! nü erken saatlerde rey vermeyi kabul etmiştir.
Bidault kabinesi 1950 bütçesi üzerinde ya düşecek yahut iktidarı muhafaza edecektir.
Kabine düşecek olursa bunun
23 Aralık
KUŞAMSAK ŞAMy|
Kurultay mâkul kararlar veriyor^ fakat...
Umumî Meclis toplanıyor
6 Gün sürecek toplantıda görüşülecek meseleler
Dil Kurultayındaki cereyan ve kararları, gazete haberlerinden takip edîyoruz-Çok şükür, ifrata ve tefrite sapıtmalar yok. Şu satırları yazdığım dakikaya kadar, birkaç sendeleme oldu, fakat sonu iyi çıktı.
(G, L, K) harflerinin yumuşak şekilleriyle okunabilmesi için, bunlara hususî işaretler konulacaktı, imlâmız yeniden altüst edilecekti az daha. . Ve ilk öğretimin de, mevcut kitapların da esası bozulacaktı. Buna yol açmadığı için Kurultayın akh selimine teşekkür borçluyuz.
Yeni harflerin kabulü başlangıcında «kaf» ile «kef» vesairenin muadili inceli, kaimli harfler atmamızı biz de çok istemiştik. O zaman en mâkulü buydu. Maalesef olamadı ve şimdiki alfabemiz. eksiklik arzediyor. Fakat üç beş istisna bir tarafa; telâfisi mümkün... Yirmi küsur sene sonra alfabe ıslahatına kalkışırsak, bu istikrarsızlık, mevcut noksandan ziyade zarar verir.
Tarihteki hataları mümkün mertebe kabullenmek, realistlik icabıdır.
Şöyle bir haber de göze çarpıyor:
— Sonları (c. t. p) ile yazılmakta olup sesli bir harf eklendiği zaman (c. d, b) şekline giren kelimelerin yalın hallerinde de (e, d, b) ile yazılmaları esas kabul edilmiştir.
Bu imla behemehal böyle olmalıdır diye, yalnız Akşam sütunlarına yüz yazıdan fazla yazdığımı hatırlıyorum. Böylevken. «Aman, karışıklık olmasın, istikrar lâzımdır, yanlışa devam edilsin» tavsiyesinde bulunabilirdim. Fakat maalesef, istikrar zaten voktur: Gazetelerin kimi nohudu (t) ile, kimi (d) ile yazıyor. Bundan sonra hep beraber (no-hurl) yazarız. Fakat asıl has isimlerde kargaşalık olacak. Bunca firma, bunca pasaport, bunca adres ve katalog, telefon rehberleri vesaire, haydi balca lun yeni baştan!
«— Herkes has ismine tasarruf edebilir!.) desek acaba nasıl olur? Bu kaidenin has isimlerde ne şekil olacağını Sîilâ komisyonu tesbit etsin görelim.
Asıl mühim mesele; Bazı hatalar var ki. tashihleri ne kadar evvel olsa o kadar az ziyanlı çıkarız: «Terim.» lerc taallûk eden ve millet arasında Bâhil Kulesi hayatı yaratan hatalar bu kabildendir. Onların da tashihine gidiliyor: bundan dolayı da Kurultaya hemen teşekkürlerimizi arzedelim. Kararın hulâsası şuymuş:
— Terimler yapılırken Türk halk dilinde kullanılan kelimelerle çalışılacak. Kelimelerin ırkına bakılmı-yacak. Benimsenmiş kelimelerden mürekkep bir Türk dili hâzinesi vücuda getirilecek.
Gelelim tatbikata:
(Mektep) kelimesi ölme-tniştir. O kadar ki. ilkokul çocukları arasında anket a-çın: (Mektebe gidiyorum, mektepten geliyorum) demektedirler. Öyleyse (okul), (ilkokul) dan başlıyarak, karşılıkları zaten lisanda mevcut yeni kelimelerin mevkii ne olacak?
Meselâ:
Ekseriyet (müselles) kelimesini anlıyor. (Üçken) i (üç iken) zannedenler var. Fakat gene bir şoför de geçen gün bana:
— (Müselles) dediğiniz (üçken) midir? — diye sordu. — Benim tahsilim azdır, (müselles) i kulaktan işitiyorum, ne okluğunu bilemiyorum, (üçken) i biliyorum.
Pirincin taşını ayıklamak için rey-i âm'a mı, genel oy’a mı, yoksa ple-bisît’e mi baş Vurmalı?
Çorbaya döndürdük. Fakat çorbanın son kıvamı ye-rîndedir. Böyle pişer, böyle kotarılır, ağız tadımızı yakında buluruz inşallah!
,(Vâ - NÛ)
Umumi Meclis bugün saat 15 te fevkalâde olarak toplanacak, ve içtimaları 6 gün devam edecektir:
Meclis, bu toplantıların birincisini, yani bugünü, İki İçtima devresi müddetince üyeler tarafından verilen takrirlerin ce-va plan dinim asına hasredecek, mütaakıben ruznamenln müzakeresine geçilecektir.
Bu toplantılar, bilhassa Devlet ve Belediyeler bütçelerinden farklı olarak önümüzdeki ay başında tatbika başlanacak o-lan Sular ve Elektrik, Tramvay İdareleri bütçelerinin müzakereleri İçin yapılmaktadır.
Bir müddettir An kara d a bulunan Vali ve Belediye Başkanı Dr, Fahreddln Kerim Gökay müzakerelerde bulunmak üzere bugün şehrimize dönmüştür.

Müzik öğretmenlerinin bir toplantısı
Şehrimizdeki ortaoklu ve İlseler müzik öğretmenleri İstanbul Erkek lisesinde toplanmışlardır. Toplantıda şehrimizde bulunan Milli Eğitim Bakanlığı müzik dersleri umumi müfettişi Ferit Hilmi, müzik öğretimi hakkında ve öğrencilerde müzik bilgi ve zevkinin yükseltil emsi için dikkat edilmesi gereken cihetleri belirten bir konuşma yapmıştır.
Müfettiş Ferit Hilmi, okulları da dolaşarak müzik derslerini taklb etmektedir.
Bir kız erkekjoldu 16 Yaşında çoban kızı Leylânın macerası
İzmir . _ Şehrimiz Eşref -paşa Üroloji Hastahaneslnde 4 seansta yapılan bir ameliyat' neticesinde 10 yaşında bir kız çocuğu erkek olmuştur.
Kınık ilçesinin Kalem köyünde renç herlikle hayatını kazanan Ahmet Yeşil ismindeki vatandaşın çoban kızı Leylâ diye tanınan bir çocuğu vardır.
Leylâ küçük yaşındanberl babasının tarla İşlerine yardım et mekte ve köyün diğer kızlan a-rasında büyümektedir. Çoban kızının yaşı ilerledikçe vücudun dakl kızlık emareleri de geliş -mekte, göğüsleri büyümekte, hattâ köy delikanlıları arasında rekabete bile sebep olmaktadır.
Fakat Leylânın erkeklerde pek gözü yoktur. Kız arkadaşlarının arasında bulunmaktan haz duymakladır. Hele İçlerinden birine karşı arkadaşlıktan , daha »eri hisler de beslemeye başlamıştır.
Artık 15 yaşma da basmıştır. o zamanki hissiyatını şöyle anlatıyor:
t— Ekinleri biçerken ona kar şı kendimde bir yakınlık duy-mıya başlamıştım. Yardım et -mek İçin fırsat arardım. Bazı kerre diğerlerine göstermeden onun ekinlerini de blçlverlr İşlerini kolaylaştırmaktan h&2 duyardım.»
Çoban kızı Leylâ ruhi halelini ana vc babasına da açıyor «Ben diyor, galiba erkek olu -yorum.» İleri fikirli kimseler o-lan köylü ebeveyn, kızlarını bir kerre mütehassıs doktorlara gös termiye karar veriyorlar.
Genç kız Eşrefpaşa Üroloji hastahaneslnde müşahede altına alınıyor. Mütehassıslar ameliyata karar veriyorlar.
Üroloğ operatör Reşat Toktay ve Dr. İsmail Dermanın 4 seansta yaptıkları nazik ameliyat muvaffakiyetle neticeleniyor.
Çoban kızı Leylâ arlık çoban oğlu Mustafa olmuştur.
Ameliyattan sapasağlam bir delikanlı olarak çıkan Mustafa nın, doktorlarından İlk suali:
«— Hemen gidip nişanlansara olur mu?» olmuştur.
Erkekliğe kavuşmaktan son derece mesut görünen Mustafa Yeşil hastahnneden ayrılmış ve köyüne tatlı hayallerle dönmüştür.
Eski çoban kızı Leylâ hasta-hanede kendisine gösterilen ihtimamdan son derecede memnun ve nazik ameliyatı muvaffakiyetle başaran doktorlarına minnettardır.
Sabah Gazeteleri Ne Diyor ?
Seçimlere dair
Selim Rafiib Emeç, SON POS-TA'da bu mevzua dair yardığı başmakalede C. H. P. iktidarının seçimleri öne almak istediğini hissettiren esaslı sezinti ve belirtiler mevcut olduğundun bahisle diyor ki:
Mart ayı bizde kıştır, Kasabalar arasında muvasala gayet güçtür ve bazı yerlerde münakale bile imkânsızdır. Martiu seçim yapmak; makûs tabiat şartlarını iktidar partisinin şansına eklemek demektir.
Kaldı ki, ortada bir de, ağırlığı yok edilen bir adli teminat meselesi vardır. D. P. seçimler için adli teminatı bir temel şart olarak ileri sürmüştür. Hükümet; bir taraftan bu teklifi kabul eder görünürken, diğer taraftan da hâkimler kanununu tâdil etmiştir. Bu tâdil İle; Yargıtay başkanı da dahil olmak üzere, bütün hâkimlerin teminatı sıfıra indirilmiştir. Bu şartlar altında iktidar partisinin umumi seçimleri tehalükle beklemesini tabii görmelidir. Mamafih, ve her şeye rağmen bütün bu tertiplerin tesirsiz kalacağına ve milletin selim aklı-
Kuraklık
Konyanın cenup bölgesine bu sene de az yağmur yağdı
Konya {Akşam) — Geçen mahsul yılında Orta Anadolu çok kurak ve yağışsız geçmiş, bazı mıntakalarda atılan tohum lar bile kaldırılamamıştı.
Bu sene de Konyanın cenup bölgesinde bilhassa Çumra. Ereğli ve Karaman taraflarında normal yağış olmadığından gerek kışlık ve gerekse yazlıklar üzerinde istenilen neticeye va-nlamıyacağı sanılmaktadır. Yalnız Akşehir, Kadınhaıı, Cihanbeyli’de ziraî durum iyidir. Buralarda, mükemmel gelişmiş ekinler mevcuttur. Bu kısımlarda yüzde 8o nlsbetlnde tohumların lntaş ettiği, yüzde 10 nlu-betlnde arazinin yeşermiş olduğu görülmektedir.
Bu senekl ekini mikdarı geçen seneye nazaran çok fazladır. İl çevresinde ekilmiş bulunan tohum mlkdan 30.500 tondur. Gelecek mahusl yılı hakkında korkulacak bir durum sc-zllmemekle beraber, çiftçilerimiz vaziyetten memnun görünmemektedir.
Gelir Vergisi muvacehesinde gazeteciler
Gazeteciler Cemiyetinden : 2B/Aralık/94S Pazartesi günü saat 15 de cemiyetimiz merkezinde İstanbul Defterd arlığın ca memur edilen bir mütehassıs tarafından aGellr Vergisi müva-ceheslnde gazetecilerin durumu» mevzuunda bir konferans verilecektir.
Türkiye Kredi Bankası
Büyük Postahane karşısında
Tasarruf Hesaplan İkramiyesi i
14 Ocak 1950 de çekilecektir.
Bu çekilişten istifade için (
3İ AIRALBK
Gününe kadar hesap açtırılabilir.
Karaşl İslâm memleketleri iktisat konferansı: Başbakan Liyakat Ali Han'ın kabul resminde Başbakan heyetimiz erkânlle görüşüyor.
AKŞAM
nın vaziyete galebe çalacağın^ İnanmak lâzımdır., •
★ Karadeniz halkını ıstıraptan kurtarmak için
CUMHURİYET’te Abidin Davar yukankl başlıkta yazdığı başmakalede Karadeniz vilâyetlerinde halkın geçim hususunda çektiği zorlukları mevzuu bahis ederek diyor ki:
Karadeniz kıyısında, arazisi dar ve toprak mahsulleri mahdut olan vilâyetler halkını refaha kavuşturmak pek güç bir me sele değildir. Binlerce yıl önceki tarihte olduğu gibi bugün dahi arazisi dar ve toprak mahsulleri mahdut memleketlerin vaziyetinden ilham ve ders almak mümkündür.
Türk ticaret filosunu 200 bin ton daha arttırmak, Karadeni-zin yalnız kıyılarında değil, ortasında da balıkçılı*c yapmak ü-zere, balıkçı gemileri tedarik etmek, 50.000 tondan ibaret o-lan yelkenli - motorlu küçük tekneleri çoğaltacak tmeselâ çok pahalı olan mazot fiatlerlnl en az yan yarıya indirmek gibi) tedbirler almak sayesinde, Karadeniz kıyıları halkını süratle
kalkındırmak mümkündür. Bu iş, o vilâyetlerin hailemi memle-ektLn başka yerlerine yerleştirmekten daha kolaydır ve daha çabuk netice verir. Bu, Parti grupu müzakerelerinde ve Yusuf Mazhar Aren arakdaşımızın yazısında İleri sürülen tedbirlerin alınmasına da mâni değildir.

İhtida ve rücu mu?
YENİ SABAH yukankl başlıkla yazdığı makalede Halk Partisinin belli bir programa bağlı kalmaktan ziyade günün havasına uyarak mütemadi yalpalar yaptığını ileri sürüyor ve uydurma dili kabul hususunda muallimleri devamlı baskı altında tutmuş olan eski Milli E-ğitim Bakanı Basan Âli Yii-cel’ln şimdi fikir değiştirmiş olmasını misal olarak göstererek. diyor ki:
Bu İhtidanın samimi olduğuna insan inansa haklı bir dâvanın zaferi diye memnun olabilir ama dünkü düşünce ve fikrinden bu akdaı çabuk dönenin bugünkü ifadesine güven olur mu?
t------------------
Kari Mektupları
Bozuk sokaklar
Gedlkpaşa'da Mimar Hayrettin ve Çadırcı ve Beyazı t-ta Mimar Kemalettin, Kum-kapıda Saraç îshak ve Nişanca ve diğer mahalleler muhtarları geçen yıl ilgili yerlere mazbatalarla müracaat ederek mıntıkalarında cadde ve sokaklarının tamirlerini talep etmişlerdi. Henüz tamir işine başlanmamıştır. Tekrar resmen müracaat ederek eski dilek taleplerinde İsrar etmişler. İlgili yerler henüz cevap vermemişlerdir. 1949 yılının bitmesine az kaldığından bu İsin 1950 yılma bırakılmamasını temenni edilmektedir.
Gedikpaşa M ima r Hayrettin Muhtarı HALİT ATAÇ
____________________________
Okul-Aile birlikleri toplantıları
Okul - AUe Birlikleri toplantılarına başlanmıştır- Aile Birlikleri, müsait okullarda talebelere İngilizce ve Fransızsa Usan dersleriyle müzik dersleri verilmesini uygun görmüşlerdir.
Şimdiye kadar lisan dersleri vermeğe başlıyım okulların sayısı yirmiye yaklaşmıştır. Bu a-rada Büyük Reşit Paşa Okulunda Fransızce ve İngilizce dersleriyle musiki derslerine başlanmıştır.
Pamuk piyasası
Satışlarda biraz hareket başladı
Adana . — şimdiye kadar durgun giden pamuk satışlarında, birdenbire bir artış göze çarpmaktadır. Sümerbank mü-essesesl, ekim mevsiminde çiftçilere dağıtmış olduğu paralara mukabil, pamuk almakta -dır, Fakat bugünkü durumda sadece borçlu çiftçilerden alına cak pamukların müessesenin İh tlyacını karşılayamıyacağı an -laşılmaktadır- Önümüzdeki ay içersinde, Sümerbankın daha bol miktarda pamuk alması kuvvetle muhtemeldir.
Şehrimizde ve Mersinde bulunan dört büyük firma, İngiltere, Fransa ve Almanyaya pamuk İhraç etmektedir. Fakat, Almanya bir derece müstesna olmak üzere diğer devletler eskiye nlsbeten daha az miktarda pamuk almaktadır.
Bunun sebebine gelince; harp zamanlarında anormal bir satış mevcuttu. Bu memleketlere buradan 150 — 200 ton birden ihracat yapılmaktaydı. Fakat şimdi ise. ancak 10 — 15 ton ü-zerinde yapılmaktadır. Harp zamanlarında pamuk sarfiyatı olağanüstü bir vaziyetteyken, şimdi normal duruma gelmiştir.
Bildirildiğine göre Çekoslovakya ve İtalya bizden pamuk satın almak istemekte, bu. hususta muhabere halinde bulunulmaktadır. Antant kaldığımız takdirde pek yakında İtalya ve bilhassa Çekoslovakya biz den bol miktarda pamuk ala -çaktır.
Bundan 15 gün evveline kadar şehir dahilinde bir gün İçerisinde 15 — 20 ton satış yapılırken satış miktarı; şimdi 40 — 50 tona yükselmiştir.
* Oedlkpaşa, Kumkapı, Beyazıt civarında oturan okuyu- j culanmızdan aldığımız mektuplarda şöyle yazılmaktadır:
Beyazıt, belediye dairesinde geceleri nöbetçi hekimi bulundurulması İktiza eder, Ehemmiyetle dikkati çekmenizi rica ederiz.
İŞÇİ tensikatı
Tensikatın söylendiğinden geniş olduğu bildiriliyor
Son günlerde mensucat sanayiinde işçi tensikatı hareketine dair yeniden itirazlar yükselmeye başlamıştır. İşverenlerin bir kısmı, vaktiyle giriştikleri bu tensikat hareketinden vazgeçmekle, bir kısmı da tensikata devam etmektedirler. Bu arada mensucat İşçilerini temsil eden sendikalar arasında birlik olmadığı göze çarpmaktadır. Bunlardan «İstanbul Tekstil Sanayii İşçileri Sendikası» yalnız Adalet Mensucat fabrikasının İşçiye yol verdiğini, diğerlerinin bu tensikatı durdurduğunu beyan ederken «İstanbul Mensucat Sanayii işçileri Sendikası» İşçi tensikatı hareketinin daha geniş çapta yapıldığını İddia etmektedir.
Bu sendikanın idare heyeti üyesi ve aynı zamanda Malta-oğulları fabrikası İşçi mümessili olan Sabri Tığlı dün matbaamıza gelerek dedi kİ:
«— İşçi tensikatı bugün başlıca üç fabrika tarafından yapılmaktadır. Bunlardan Malta-oğullan fabrikası son günlerde 96 lçşisine yol veremeğe karar vermtş ve bunların bir kısmını şimdiden çıkarmıştır. Diğer bir kısmı da bugünlerde çıkarılacaktır. Vaziyet kendilerine tebliğ edilmiştir Çikvaşvlll fabrikası da evvelce 14 İşçiye yol vermişti, şimdi de heyecan u-yandırmamak için azar azar çıkartmakta devam ediyor. Adalet mensucat fabrikası İse herkesin bildiği gibi rahat rahat işçilerine yol veriyor. Biz bu hususlarda resmi çevrelere müracaat edip tedbir almalarını İstedik. Bakalım ne olacak?»
İşçi tensikatının duracak yerde devam etmesi, İşçi muhitlerinde endişe ve üzüntüye yol açmaktadır.
Dr. Lütfi Kırdar’ın ziyaretleri
Şehrimizde bulunan eski Vali ve Belediye Başkanı Dr. Lût-fl Kırdar, dün öğleden evvel ve öğleden sonra dostlarını ziyaret etmiştir.
RADYO
İSTANBUL RADYOSU
Ğşi» ’• »kyam programı
12.57 Açılış ve program.
13.00 Haberler.
13.15 Safiye Aylaklan sarlu ve ttlr-küler (Pl).
13.30 Dans mOrlJl (Pl.)
13,50 Şarkılar ve türküler. Okuyan' Lftlfl Güneri.
14.30 Dinah Shore ve Grnce Moore dan şarkılar (Pl.)
14.45 Tango. rumba ve sambalar (Pl.).
15,00 Programlar ve kapanış.
17.57 Açılış ve programlar. 38.00 Dans müziği (Pl.l
j 18.20 Karışık varyete tnûfclfil (PL).
18,43 Müzeyyen Senar Işıldan şarkı vc türküler (Pt.l.
10.00 Haberler.
10.15 Hafif ara müziği (Pl.).
19.20 Radyo Senfoni orkestrası konseri. idare eden: Cemal Reşit Hey.
20.00 Münir Nureddin Selçuk'tan şarki ve türküler İPİ .).
20.15 Piyano soloları. Çalan: Ferdi Statzer.
20.30 Dinleyici istekleri (Türk mü-Zİ8U.
21.00 Konuşma: İktisat konuşması cProf. Hazım Atıf Kuyucuk».
21,03 Hafif ara mUrlgl (Pl).
21.13 Fasıl «Uşşak faslı».
22,00 Konııertolar (PL).
22.35 Karışık hafif müzik (Pl.l.
22.45 Haberler.
23,00 Dans müzlfil (Pl.).
23.15 Hatif gece mOzIğl (Pl.).
33.30 Program ve kapanıl.
ANKARA RADYOSU Alcının programı 18.00 M. S. oyun vc incesaz; Nişabü-
18.30 Konuşma.
18.45 Şen parçalar (PL).
13.00 M S ayan vc Haberler.
19.13 Geçmişte Bugün.
19.20 Tarihi Ttlrk müziği.
20.00 Varyete müzikleri (PL).
20.15 Radyo Gazetesi.
20.30 Scrbes Saat.
20.35 Opera aryaları (PL).
21,00 Konuşma.
21.15 Müzik: (Pl.l.
22.00 Konuşma: b. M. M. Saati.
22.15 Darıs müzlfil (PL).
22.15 M. S. ayarı vc Haberler.
Yarın oabah va öfil» programı 7,31 Hafif müzik (PL).
7,45 Haberler va hava rapora.
O.uO Şarkılar (PL).
8.15 Müzik: (PLİ.
8,25 Günün programı.
8.30 Filim melodileri, tango, rumba sambalar (Pl.).
13.30 M. S. ayan vc (Radyo salon ör-
13.00 Haberler.
13.15 Şarkılar.
13.30 öğle Gazeteni,
13.45 Şarkıların devamı.
14.00 Cumhurbaşkanlığı Armoni mu-
14.40 Sinema orguyla melodiler.
14.55 Konuşma.
15.00 Aksam programı, lıava raporu vo kapanış.
Sahlfe 3
Babil kalesi
Altıncı Dil Kurultayının toplanması münasebetiyle dil meselesi üzerinde dedikodular hararetlendi. Dilin kemiği yok, mevzu da geni?, şöyle söliyebildiğin kadar!
Eksik olmasınlar, ulemamız, ve ukalâmız işe dört elle sarıldılar. Böyle zamanlarda araya karışmaktan hoşlanmanı, etrafa kulak misafiri olmayı tercih ederim. Bu sefer de öyle yaptım. Konuşanları dinledim, duyabildiklerimin bir kısmını naklediyorum:
Haliç vapurunda biri kalın enseli, koca göbekli. Öbürü çöp boyunlu, kadit vücutlu. yaşlarını başlarını almış iki zat konuşuyorlar:
— Lisanın binayi aslîsi kavaidi esasiyeye ibtina ettirilmedikçe mesaii m as niteden semerci müfide ikti-1, tafı adimül imkândır.
— Vehlci ûlâda elsin e i p şarkıyye üzerinde tetebbua-Jrj tı arıza ve arnikaya müste-^* nid kavâidi sarfiyye ve nah-'fe viyyenin tanzim-ü tesbit! elzemdir. Meselâ, mesadın C hafife ve mesâdırı sakiyle- ,2 nin esnayı tasnifinde «imek» (/) fi li cevherisinin hikâyetil- gj hali filmazi sigasınm müf-red gaibinde iktisab edeceği şekli bir kaide tahtinde tes- 9-bit eylemek, nâ kabili içti-nap bir zarureti tabiiyedir. M—
Tramvayda iki kişi hara- **» retli mübahaseye dalmışlar:-L2
— Lengüistik problemler "O üzerinde harcanan efordan O tam randıman alınmak için. gramatikal teorileri iyice 0 etüd etmek lâzımdır.
— Benim kanaatimce, fo-'** netik nüanslar meselesi cok mühimdir. Filolojik etüdler-de kelime fonksiyonlarına da dikkat etmek lâzım. Klâsik dil vokabüleri üzerinde teorik ve pratik etüd-Ier için komisyonlar kurulmalı.
Vapur iskelesinde kulak misafiri olduğum bir musahabeden hatırımda kalanlar:
— Dil konusunda evrensel bilimlerin etkisi büyüktür. Arapça, Farsça deyimlerin verine öz dilden deyimler bulmak için köknel araştırmalar yapacak sal-gıtlar kurulmazsa çalışmalar salgıya uğrar.
— Kelimelerin gösterdik-ri değişinleri ayırtlamak için evrim kurallarına abay-lamak lâzımdır.
Millî Eğitim Bakanlığı neşriyatından bir kitabın 143 üncü sahifesinden bir cümle:
«Demek ki ruhunuz keııdi doğasını ve kendi duyumlarını tasarımlamak isteyince bu konuda kendisine tensel bir imge yoğrumlamağa çabalar. kendini bütün tensel varlıklarda arar.»
Bu da, çeçen hafta gazetelerde çıkan Basm - Yayın ve Turizm Genel müdürlüğünün satın alma ilânının ikinci maddesi:
«Muhammen bedeli 39510 lira ve geçerli inancası 5727 liradır.»
Yetiş ey desti kerem, desti rehâaver, kurtar bizi şu Bâ-bil Kulesi kargaşalığından!
Cemal Refik


500 üncü yıl
Bir piyes müsabakası açılıyor
İstanbul fethinin 500 üncü yıldönümünde Şehir Tiyatrosunda temsil edilmek üzere telif eserler arasında bir müsabaka açılmıştır.
Şehir Tiyatrosu Müdürlüğü tarafından terllb edilen bu müsabakada birinciliği kazanacak esere, yüzde on telif hakkıyla beraber 1500 Ura ikramiye do verilecektir. îklncl ve üçüncii gelen eserlerin sahipleri de beşer yüz lira alacaklardır.
Eserin mevzuu seTbestçe seçilebilecektir. Müsabaka müddeti, 1951 senesinin nisan ayı sonuna kadar devam etmek üzere 16 ay olarak tesbit edilmiştir. Eserleri tetkik ederek derecelendirmek için memleketin en tanınmış sanat ve fikir adamlarından müteşekkil bLr jüri teşkil edilecektir.
Sahlfe 4
AKS »M
[ Gazeteler, Gazeteciler ]
Yunus Nadi bey

.________
Milletlerin Garip Adetleri
Nadi beyin mebusluk hayatı ve iki mühim hâdise
Başkumandanlık kanununun teklifi — Cumhurbaşkanına Meclisi dağıtmak salâhiyetinin verilmesi
Yunus Nadi Beyin gazeteciliği yanında bir de mebusluk hayalı vardır. Nadi Bey, Osmanlı Mebusan Meclisi İçin yapıları ikinci seçimde Aydın Mebusluğuna lnilhab edilmişti. MİDİ Mücadele senelerinde Muğla Mebusu olarak Birinci Meclise girdi ve altıncı devrenin sonuna kadar bu mebusluğu muhafaza elLL Milli hükümetin ilk teşekkülü senelerinde Kanun ueaasi Encümeni Relşi idi. Bu sıfatla Teşkil&tı Esasiye Kanununun hazırlanmasında ve Meclisteki münakaşasında mühim rol oynadı- Sık sık kürsüye çıkarak kanunu müdafaa etmesi lâzım geldi.
Yunus Nadi Bey. büyük bir hatip değildi, fakat sırası gelince pek İyi konuşmasını blllrdi-Ylrmi sene evvel Ford Şirketi eski tip arabaları yerine, hatları düzgün yeni tip otomobiller yapmağa başlamıştı. İstanbul a-centcsl bu münasebetle gazetecilere bir ziyafet vermişti. Ziyafette müessese namına söylenen sözlere mukabele etmek ü-rere Had! Bey ayağa kalkarak cidden çok güzel ve çok esprili bir nutuk söyledi. Mecliste Söylediği nutuklar arasmda da pek güzelleri vardır.
Başkumandanlık kanunu
Yunus Nadi Beyin mebusluk hayatında en mühim rolü, düşman kuvvetler Arı karaya 17 kilometre mesafeye kadar geldikleri raman Başkumandanlık Kanununun teklifi hususunda ön ayak olmasıdır. Sakarya Harbi esnasında Nadi Bey, -«Yeni Gün» û m a t ba asiyle birlikte Kayseriye nakletmiş, gazete burada çıkmağa başlamıştı. Fakat kendisi Ankaradan ayrılmamıştı, Meclisteki çalışmasına devam ediyordu.
Vaziyetin tehlikeli bir şekil aldığım görünce. Atatürke çok
geniş salâhiyet bahşeden Baş- , kumandanlık Kanununu tekli! etti. Meclis hararetli bir münakaşadan sonra bu salâhiyeti verdi. Aynı zamanda Meclis namına Atatürk!e daimi temasta bnlunacak bir harb encümeni fcv'—'adesl kuruldu. Yunus Nadi Fey bu encümende de âza idi.
N~H Bey. Atatûrke istediği gibi hareket etmek salâhiyetini veren bir kanun teklif etmekle bearber şiddetli tenkidlerde bU-lumr oktan da çekinmiyordu, ö zamanlar Ankarada tam demokrasi vardı, gazetelerin en sert tenkidlerl bile tabii görülüyordu. Sakarya Harbi esnasında Hüseyin Suat Beyin «Yeni Gün» de çıkan birkaç makalesi bll-hazsa şiddetlidir Bu makaleler, totaliter düşünce ile hareket e-dllirse. kışkırtıcı, harb esnasında orduyu tenkid sayılarak çok ağır cezalar verilebilirdi. Fakat o zaman kimsenin aklından
Birmanyada, bekâr yurtları hastaları tedavi tarzı
Bekârlar giyim farziarile tanınırlar — Cenaze merasimine herkes en iyi elbisesUe gider — Ölüleri yalıma âdeti
23 Aralık 1949
İngiltere'de spor
Tertiplenmesi düşünülen futbol festivali
Kupa maçları gittikçe artan bir ilgi uyandırmaktadır
böyle bir şey geçmemişti.
Mühim bir münakaşa
Yunus Nadi Beyin mebusluk hayatında çok dikkate şayan bir hâdise de Cumhurbaşkanına Meclisi dağıtmak salâhiyeti verilmesini İstemesi ve bundal ısrar etmesi olmuştur. O zaman bütün muhalifler, hattâ hükümete taraftar olanların büyük bir kısmı buna itiraz etmişler, neticede bu salâhiyet verilmemişti. Hükümet taraftan olanlardan itiraz edenlerin arasında Earacoğlu Şükrü, Mahumut E-sat Bey gibi tanınmış şahsiyetler vardı.
Mecliste cereyan eden müzakere ve verilen karar üzerine Naili Bey. 24 mart 1924 tarihli •Yeni Gün» de «Hâkimiyeti milliyeye ilk darbe» başlıklı u-«ım ve şiddetli bir makale yazdı- «Dûn Türkiye Büyük Millet Meclisi, Teşkilâtı Esasfyenin fesih meselesine taalluku itibariyle milletin hâkimiyetine İlk darbeyi İndirdi ve bu darbe de maatteessüf Türkiye Büyük Millet Meclisinden geldi» diye başlıyan makale şu suretle nihayet buluyordu:
«Hulâsa eimek için arzedelim ki mLUetln hâkimiyeti demek, milletin hayatı demektir. İşte bu hayattır Mİ hiçbir oyuna gelemez. Türkiye Büyük Millet Mec'isl millet namına lerai ve teşrii salâhiyetlerin fiili tccelU-
Nadi bey kürsüde
gâhsdır. Amenna... Fakat vekil olan bu Meclisin müe İrkil olan milleti solda sıfır bırakabileceğini farzetmeğe dahi imkân yoktur. Meclis inkâr edebilir mİ w kendisinden evvel ve ebedi olarak bir millet vardır?... O halde nasıl ölmüştür da dün üç beş kişinin iğfal ve tahrikiyle bu asim unutulmasına cevaz gösteren bir manzara görülebll-mlştir?
Hakikat şudur kl dün Mecliste belki İlk olarak milletin hâkimiyetine — ve Meclis tarafından gelmek şartiyle —.ilk darbe indirilmiştir. Daha doğrusu indirilmek İstenilmiştir. Böyle1 diyoruz- çünkü şahsan bir kimsenin milletin hâkimiyetini ihlâle muvaffak ve muktedir olabileceğine kani değiliz. Meclisin dünkü hareketi evvel ve âhır ıslahı kabil bir »akametten başka bir şey değildir. Bu saka-met nasıl mı ıslah olunur buyuracaksınız? Bin bir şekil ve surettel... Meselâ milletin bu Meclisi diğer bir Meclisle isLib-dal etmesi şekil ve suretinde... Ümid ederiz ki muarızlar imiz milletin bu şekil ve surette tezahür edecek bir hareketini hâkimiyeti milliyeye münafi addetmezler.
Hulâsa, dün Türkiye Büyük Millet. Meclisinde bir takım hissiyat ve lhtlrasatm idare ettiği müşevveş vaziyet neticesi olarak (hâkimiyeti milliye) netice İtibariyle Meclis tarafındart hırpalanmış bir vaziyete ilka olunmuştur. Bu vaziyeti teşviş eden şey pek garip olarak Meclisten gelme bir darbedir M evvel ve âhır Iskat ve izale edileceğinden biz en katı bir surette eminiz. Yalnız milli hâkimiyetin (hâkimiyeti mlllye) yi müdafaa perdesi altında İlk defa olarak Meclis tarafından darbelermiş olması bizim İçin ilelebet bir e-za ve ıstırap teşkil edecektir. | Yazık ki Türkiye Büyük Millet Meclisi bazı kör hissiyat ve ihtirasatın şevkiyle dün küçük bir Meclis manzarası arzetmlş
Birmanya'da bir düğün merasimi
Çeviren:
BEKEM J
Londra'dan yazılıyor: İngiliz futbol federasyona, yabana memleketlerdeki mümasil teşekküllerin cesaret verici bte şekilde cevaplandıracaklarını Û-mit ettiği bir iyi arkadaştık jesti yapmıştır. Ingiliz federasyonu, Büyük Brttanyada ziyaretçi takmılann milletlerarası maçlar oynıyabilmeleri için,
1950 - 5i futbol mevsimini iki hafta uzatmak tasavvurunds-dır. Şimdiye kadar federasyona dahil klüpler futbol mevsimi kapanır kapanmaz hariçte turnelere çıkmak âdetinde İdiler. Federasyonun yeni programı tatbika konulunca, İngiliz ligi klüpleriyle belli başlı Avrupa takımları arasında İngll-terede maçlar tertiplemek mümkün olacaktır.
Iskoçya, İrlanda ve Gal futbol federasyonları bu proje De İşbirliği ypâmağa davet edil-mşilerdir. Bu teşekküllerin davet! memnunlukla kabul edeceklerinde şüphe yoktur. Zira bu tasarı, futbol sporunun,
1951 de yapılacak Büyük Britanya festivali İştirak ve yardımını. sağlıyacaktır. İkinci Dünya harblndenberi Ingiliz takımlarını Avrupa memleketlerine davet etmiş olan yabancı klüpler bu kere festivale katılmağa davet edilecekler ve ziyaretçilere İngilterenin imkân dahilinde her tarafını gezdirmek İçin tertibat alınacaktır.
Futbol sporunu miDetler arasında karşılıklı iyi niyet yaratmak vasıtası olarak kullanmak bahsinde âzami gayret sarfet-miş olan İngiliz futbol federasyonu sekreteri sir Stanley Rous, yeni tasarıyı bir muvaffakiyet haüne sokmaya azmetmiştir. Slr Stanley, futbol federasyonu konseyi başkanı Mr. A, Brook Hirst, futbol İlgi başkanı ve İngiltere mUlî takanı seçicileri grupu başkanı Mr. Arthur Drevry gibi nüfuzlu futbol idarecileri tarafından desteklenmektedir.
önemli bir tarih
12 aralık 949. İngiliz futbolu takviminde ortalama önemin üstünde bir gün teşkil etmektedir. Birinci ve ikinci küme klüpleri 12 aralığı, ümit ve endişe ile karışık büyük bir ha-hişle beklerler. Zira her mevsim, bu tarihte futbol federasyonu kupası turnuvasının 3 üncü turunun fikstürleri İçin kur‘a çekilir. O zamana kadar 'kupa turnuvası nispeten önemsiz klüplere münhasır kalmıştır. Ancak 47 klüp, üçüncü tura kadar turnuvaya girmekten muaf tutulurlar. Bu 47 klüpten 44 ü ligin birinci ve ikinci küme takımlarıdır. Geri kalan 3 klüp ise üçüncü kümenin liderleridir.
Büyük ve küçük kulüpler
Kupa turnuvası cazibesinin bir kısmı şu sebepten üeri gelmektedir. Bu maçlarda en büyük ve meşhur klüplerle küçük takımlar karşılaşmakta olup, 1949 - 50 turnuvasında, yine diğer küçük bir klübün, geçici bile olsa, ön plâna geçeceği ve parlıyacağı muhakkaktır. Bu İse futbol tarihçesinde her zaman hatırlanmakta ve oyun* karşı İlgiyi kamçılamaktadır. Bundan 20 yıl sonra bile futbol
meraklıları, Colchesterln hart» şuasında ve YcoYtlln geçen yd yarattıktan sürprizi batıriıy** caldardır.
Kupa turnuvasının eazlbeet gittikçe büyümektedir. Bundan 30 yıl evvel turnuva ihdas edildiği zaman, pek az kimse, bu müsabakaların hemen hemen dünyadaki bütün futbol meraklıları tarafından bu derecede ilgi İle takip edileceğini hatırlarına getirmişlerdir. İlk mevsimde turnuvaya yalnız 12 kulüp katılmıştı. Bu takımlardan ekserisi Londra ve civarından gelme idi. Tedricen, turnuva bütün memleketi sarmış ve meşhur Blackbum Rovers'ler, kupayı 3 yıl iistüste kazanmışlardır.
İhdasından 1& yıl sonra turnuvaya. giren kulüplerin sayısı 150 ye yükselmiş ve büyük va kuvvetli kulüplerin ,llk turlarda nispeten zayıf takımlara karşı oynamaları îçbı kaideler kabul edilmiştir. Memleket 22 bölüme ayrılmış ve her bölümün galibi, turnuvanın ilk turlarından muaf tutulan 22 kulübe katılmıştır. Bu şekil 1905 e kadar devam etmiş, ilk turlardan muaf kulüplerin sayhan 52 yi ve bölümlerin sayısı 12 yi bulmuştur. Hattâ o devirlerde bile, müsabakanın son maçları muazzam seyirci kitleler! çekmeğe başlamıştı.
1901 de Tottenham Hotspur He Shellield United arasında Londranın Kristal Palas stadında cereyan eden kupa finali 110.020 seyirci toplamıştı. Fakat bir çok kimseler maçı, fazla kalabalık yüzünden görmeğe muvaffak olamamıştılar. Müteakiben Londra'da. VVembfey'de 1924 de İmparatorluk Sergisi münasebetiyle rahat rahat 100 bin kişi istlab edebilecek yeni ve güzel stad inşa edilmiş ve bu tarihtenberl Futbol Federasyonu bütün Kupa (inallarını teembley stadında yaptırmıştır.

layında evvelâ rahipler önde yürür. Bunu müteakip erkek ve kadınlar ayrı ayrı yürürler, yolda ölüye hrûmeten yabancılar dahi cenaze alayına katılırlar. Cenaze mezarlığa gelince durur ve orkestra da susar, burada rahipler yüksek sesle dualar okurlar ve Sandalalar cenazeyi mezara koymadan evvel. beşikte sallar gibi, birçok defa salladıktan sonra kabre koyarlar, ölünün taaUûkaü, elleriyle birkaç defa tabutun üstüne toprak serptikten sonru Sandal alar mezarı örterler.
I Bu anda sülâlenin en yaşhsı-
Bir manyanın Karen denilen, halk tabakalarında. Endogamle caridir. Yani bunlarda muhle-lif evlenme memnüiyetler I vardır. Bu memnüiyetler kabilelere göre pek muhteliftir. Bazı kabilelerde yalnız taallûkac a-r asın da evlenmeye müsaade e-dlllr, bazıları ise aUe haricinde değil hattâ kabile ve ırk dışında evlenmelere müsaade e-derler. Blrmanyad2ki Çin mil-I Jetleri arasın dâ Exogamle, yani aynı kabile arasında evlenmelere müsaade edilmez. Hattâ. aynı köy ve aynı gruptan kimse kız alamza. Karenlerin , _ _
dağlarda sakin olanları arasın- kolu ruhları defedeceğine ka- nm vazifesi ölünün ruhunu yada evlenme memnüiyetler! kor- nidlr- Bu adamın yaptığı ezl- k3İamak ve beraber almaktır, kunç bir şekil ahr. bunlarda yeller o kadar ağırdır ki kendi- Birmanyalıların itikatlarına gö-evlenmeyi birçok memnüiyetler sl ancak hastan,n son dakika-'re bu ruh bir kelebek gibidir, önlemektedir. Tannda çağırılır. |İnsan yaşadığı müddetçe ve
Bundan dolayı buralarda bir I B'r ha3-a ölünce, taallûkatı uyanık iken yanman, ve uyur-( çok bekârlar vardır ki bunlar müthiş yaygaralarla ölüm va- ken bir müddet insandan ay-kendilerine uygun bir zevce kasını etrafa bildirirler. Der- rdır. Bundan dolayı Bir man -bulamadıklarından hayatı bo- *aıt,.Wr.saJ beyetl ÇaBmlır^ve jada hiç bir kimse ansızın u-yunca bekâr yurtlarında yaşamaktadırlar.
Bekâr yurtların] yalnız Ka-renlerde değil, Birmanyada bir çok kabilelerlede bir sosyal teşekkül olarak görmekteyiz. Meselâ Luşal Kuki ve Padaung kabilelerinde böyle bekâr yurtlan vardr.
teslr edeceği pek tabiîdir. Day- ; lisler İse dini telklnat Ue has- , tayı tedaviye uğraşırlar ve me- ; seiâ hastanın yiyecekleri ye- , mekler, bir hastanın doğduğu , günün isminin İlk harfiyle baş- • lıyan yemekler olması şarttır. , Buna mukabil ruh doktoru en ; korkunç adamdır. Bu adam za- ; vallı hastayı Herek, inleterek, eza ve cefa De tedaviye uğra- ı şır. çünkü bu suretle hastadan j
tedfine kadar bu orkestra mü-| yandırılmaz. Çünkü uyuyanın | temadiyen çalar, cenaze balko- gezemeğe gitmiş olan ruhunun, _•» •_ »--iıı •- — ânide geri dönememes! do-
lay isiyle, o insan m hemen o-racıkla ölmesi muhtemeldir de-nUmektedir. Eğer insan ölürse kelebek olan ruhunun tutulması lüzumlu denilmektedir. zira
BUGÜN ■■KBI
SARK Sinemasında
Amerikada bu sene çevrilen en
oldu. Maahaza bu halin ayıp ve hacaletl onun balsleri olan hissiyat ve ihll rasat a aittir- Meclis dalma büyük, millet ise elbette ona kıyas bile caiz olmıyacak surette ve âdeta arşla beraber bir halde büyük ve yüksektir.»
Bu yazı üzerine muhalif mebuslar köpürdüler. İstanbulda Mercan Yokuşunda Matosyan matbaamın m uzay ed esiz olarak satıldığından bahisle İzahat İstediler. O zaman Maliye Vekili olan Mustafa Ab^ûlhalik Bey kürsüye çıkarak .şu cevabı verdi:
«— Matosyan matbaası emval! metrukedendir. Sahibi namına idare etmekte bulunan hükümet en fa gördüğü şekilde İstimal eder. Kanunsuz bir hal olduğu iddia ediliyorsa sarlhan beyan buyurulur, tahkik ederiz.» Bu cevap üzerine müzakere kâfi görüldü.
Bugün ortada dikkate şayan I bir nokta vardır ki o da aradan 25 sene geçtikten ve demokrasi ! usulleri kabul edilmeğe başlandıktan sonra bir Meclisin her şeye hâkim olmasının mahzurlu olduğunun anlaşılması. Cum-I hurbaşkanına Meclisi feshederek milletin reyine müracaat etmek imkânının verilmesi lâzım çeldiğinin İleri sürülmeğe bs"’r.-masıdır.
Nadi Beyin hayatına alt yazılara devam edeceğiz.
1 Enis Tahsin TİL
na çıkarılır, balkonda yıkanır ve göğüsten aşağıya kadaT kefene sarılır. Ve bunun üzerine ölüye renkli elbiseler giydirilir Ve oğlunun ve yahut kızının saç kiliyle ölünün iki baş parmağı ve iki ayak baş parmakla-,ölenin ruhu mezarlıkta kalırsa, n birbirine bağlanır, evlâdı kötü bir ruh halini alabilir, de-yoksa pamuk ipliği ile bağla- nilir. Bu maksatla mezarlDrta nu. ------------------------------------------------- --------
Bundan mada cenazenin ağzına, ruhlar arasında seyahat ederken yo! ücretin! vermek üzere, bir madeni para konur, bütün bunlar ölünün taallû-katı tarafından olur. Cenaze- mendili derhal eve getirir ve nln bundan gayri tedfin hazır- ‘ evin kapısının solunda iki o-lığı, Birmanyada Sandala de- dun kütüğü arasına koyar. Yenilen aşağı telâkki olunan bir dİ gün mendil burada kalır ve halk tabakasının vazifesidir, ö- yedinci gün rahiplerin hazır lünün t.abuia konulması bu bulundukları bir merasimle kü-Sandala denilen adamır. vazl-'tükler kaldırılır, mendil açılır, feşidir. |bu suretle ruhun tekrar me-
, Tabut gayet ince tahtalardan zarlığa dönmesi tehlikesi artık yapılmış maaiU1 01up üstünde bambüs-'ortadan kalkmış olur, ölünün [>ç sazın"(ten yapılmış bir yükseklik var-1 taalluk atı zenginler tarafındır ve bu yükseklik altın yal- dan yedi gün iaşe olunurlar. J». .okU kâğıtlarla tez-'
Bekârların giyim
tarzı
Karenierde bekârlar giyimleri itibariyle tanınırlar. Bunlar midye kabuğu, hububat taneleri ve yahut midye kabuğundan mamul paralarla mücehhez bir nevi ceket giyerler ve boyunlarına renkli taşlardan. İnci ve yahut saz tohumlarından gerdanlıklar ve bundan mada göğüslerinde bir ayı pençesi taşırlar. Kulaklarında biiyük gümüş bir tüp bulunur. Bazı kabilelerde alınlanna midye kabuğundan y— •—— paralarla süslü ve pirinç sazından mamul bir şerit takarlar. Böyle bir bekâr evlenirse bu dız ve ren£u tezyinat karısına devrolunur ve y|n edi|jr. k^ri|>lrta? (d’ Cn buyÜk °^U-| Sandala adamları mezarı ka-'det memleketin yalnız blrakç na_,n * ,er' . . , , zarlar, mezarlar daima şehrin mıntakasına münhasır kalmış-
rmanyaıar a ma açı a- |,a t ısındadır. Bir ölünün do-] tır. Ve bu âdette de ölü yakılmada yaşayan İnsanlar oldukla- BÖmülmMİ ttftursu2luk dlktan sonra altraoalttnndan en
n..^n, 3 31 j *j Z6 ®ddolunur ve kuzeyde Gavta- yakın üç kişi, ölünün geri ka-
toriann^teMr islimi dun °pi" ma Buda'n,n ba’: gümülmüş'lan kemiklerini loplar kokulu hi Hi E ' olduğundan, ölü tedfin edilmez, suda veyahut Hindistan cevizi
at. ™ V. m »■ TetUin merasiminin sonra en 'sûdüe yıkarlar vC pamuklara »
da verH halk tein bîr Siluet yakln manastlra yiyecek, içecek rarak bir kap içine koyarlardı, teskn eıipr 7 i ra veriı cihirho» 'ler SünderUlr vc fedakârlıklar I Bu kabı evvelâ eve getirirler * ™ Avh m l 1 >aP’hr- lve ycdlnci Künde bu kab, mâ-
klld. K,.- h»nsl bir Z" ,'»« »»—* O” ■«>»«»." d-
tıp adamı yoktur .matem evine gelir ve dualar e- varında yere gömerlerdi.
Yerli tın adamları iki nevi-'derler VÇ eVde,cl taer hangl ge'' Bu kem,klerin gömüldüğü ye-dlr. Mrt blzdekl aturto SİM, . , , . . . ımege çalışırlar. Bundan dolayı dı.
b.rç„k del. başlaya ?»"">■>»-' da bu «na», ç.kan dnün-«k otlan .«şwral, İlâç dİ- dE „rtostra ,
| denilen sihirbazlıkla kotu ruh-lan hastalardan kovahyan sl- ı feiymez'"-
■ hîrbaziardır. Cenaze merasimi
| Yüz otuz yedi muhtelif un- Cenaze merasimine herkes en (surlardan mürekkep bir ilâcın, iyi elbisesini, eğlence yerine gl-jinüsbet veya menü bir şekilde. dildiği gibi giyerler. Cenaze a-
I kalan ihtiyar mezarın yanına bir mendil serer ve yüksek sesle (Bizimle beraber gel> diye ruha hitabeder ve birden mendili kathyarak sıkar, o anda ruhu yakaladığını zanneder, bu
Eskiden Birmanyada da ölülerin yakılması âdetti, fakat bu â-
MUAMMER KARACA OPERET)
Maksimde Saat 20,30 da
SİZİN SOKAK
Matineler: Cumar test pazar İS te
Paurical akfamUn ir—11 yoldur.
son Tarzan filmi.
Baş Rolde: JOHNNY
■ SHEFFİLD (Boy)
şenu riyaırora Bu akşam Saat 20.30 da
DRAM KISMI _____ PARA UĞRUNDA
Yavan: Nahid Sim Örik KOMEDİ K1SAO NEMO BANKASI Yazan: L. Vemetril Türkçesi: Fehmi Ballaş, l. Ay
0
1BUCM ».Uortcrd.» lUbaren: »«
T A K S I M ’ de Turkçesı ■ Binlerce figüranın İştirakiyle yapılan Renk, Işık, Aşk, I Macera ve Kail raman hk filmi.
Gelir vergisi
İstanbul Defterdarı B. Mehmet Izmenle bir mülakat
Daldan dala
Yeni vergiyi gerekli esasları — 1950 yılının ilk gününden itibaren yürürlüğe girecek olan gelir vergisi Kanunu. ' bugün memlekette her vatandaşı en fazla ilgilendiren meselelerin başında yer almaktadır.
Yeni yıla önümüzde bir halttı vakit var. Biz ou zamandan İstifade ederek gelir vergisi bak kında sağlam ve yetkili bir makamla görüşerek okuyucularımıza lüzumlu malûmatı aksettirmeyi faydalı bulduk. Bu mak. salla da İstanbul Defterdarı Mehmet İzmenle uzun bir gö rüşme yaptık. Bugünden itibaren okuyacağınız ve suali», cevaplı olarak tertiplenen bu yazı şerhinden gelir vergisi hakkında en lüzumlu bilgileri çıkarabileceksiniz.
Sual — Bu vergi reformunu gerekli kılan sebep ve âmiller nelerdir? Yapılacak vergi reformunu. lerkettlğûnız kazanç ver glslnin esasları dahilinde tahakkuk ettiremez miydik?
Cevao— Evvelâ prensip bakımından bu reformu gerçek -leştirmek zorundaydık. Bugıin. siyasi rejimlerindeki farklara, sosyal ve ekonomik bünyelerindeki ayrılıklara rağmen dünyanın bütiîn medeni memleketlerinde gelir vergisi tatbik edilmektedir. Yani bütün bu memleketlerde. herkesin elde ettiği şahsi ve hakiki geliri toplu olarak vergilendirmeyi hedef tutan mali bir sistem mevcul bulunmakladır. Halbuki 1026 yı -lındanberl tatbik etmekte olduğumuz kazanç vergicinin ilmi bakımdan dayandığı böyle belli bir prensibi yoktur. Verginin yalnız ismi kazanç vergisidir.. Fakat vergi kanununda kazancın umumi bir tarifine tesadüf edilemez. Meseleyi ekonomik bakımdan incelediğimiz za man da aynı neticeye varırız.
Bir vergi sisteminin iktisadi hayatı tazyik etmemesi, milli ekonominin normal gelişmesine engel olmaması ve aksine bu gelişmeyi teşvik etmesi lâzımdır. Bu icaplara ea iyi cevap veren vergi sistemi gelir vergisi «istemidir. Zira, lstlsadi faaliyetlerin neticeleri gelirde birleşir. Bu bakımdan da tekmil ver Eilerln tek bir kaynağı olduğu kabul edilir ki, o da gerçek ve tüzel kişilerin kazanç ve iratlarından. terekküp eden milli gelirdir.
Gelir vergisi en az geçim indirimi dışında biinjn kazanç ve iratları istisnası olarak kav rar. Ve tekmil gelirler aynı tarife üzerinden seyvanen vergi-1 kndirilir. Halbuki kazanç vergisinde. bu umumilik, bu prensip bütünlüğü ve birliği olmadığı, sermaye Iratlan vergi dışı kaldığı ve yan yana yürüyen çeşitli mükellefiyet şekilleri tatbik edildiği İçin verginin İstihsal üzerindeki yeKnasak tesiri bozulmuş ve bunun neticesinde kazanç verilisi iktisadi faaliyet to bir muvazenesizlik unsuru haline gelmiştir.
Bundan başka muasır vergicilikte sosyal adalet düşüncesi de ön plânda gelir
Sosyal adaleti Um ve doğru
İstanbul Defterdarı Mehmet İzm en
Itaraşl'dekl Türk büyük elçisi Kebil Butu, son günlerde Karajlyl ziyaret eden M as kat Bn.«ri ne birlikte.
lalan sebepler — C
- Kurumlar, esnaf
olarak yerine getirebilen yegâne vergi ise yine gelir vergisidir. Bu vergi sosyal adalete yalnız gelirle mütenasip bulunma sı bakımından uygun olmakla kalmaz, geçim için zaruri olan ren az geliri» vergi dışı bırak -mak, gelirin teşekkülünde ve sarfında aile durumunu gözetmek, emek kazancını sermaye 1-rudından ayırt etmek ve nihayet fedakârlıkla müsavat kal -desine göre büyük gelirleri müterakki nlsbet üzerinden daha ağır bir şekilde vergilendirmek suretile de sosyal adaletin bütün icaplarını yerine getirir.
Nihayet, birçok mali sebep ve âmiller de kazanç vergisi rejiminde devam etmemize imkân vermemekteydi. Miktan her yıl mühim artışlar gösteren devlet masraflarını kazanç vergisi sistemiyle karşılamak İmkânsızdı. İşte bütün bu sebep ve âmillerin tesiri altında Türk geıir ver gisl sistemi doğmuştur.
Gelir vergisinin esaslan
Sual — Türk gelir vergisi sisteminin esasları ve hususiyetleri nelerdir?
Cevap — Gelir vergisi kanunu münhasıran gerçek kişilerin elde ettiği geliri vergilendirmeyi hedef tutar. Yanı bu kanuna göre her gerçek kişi bir takvim yılı içinde çeşitli Kaynaklardan elde ettiği bütün kazanç ve 1-ratların safi ve gerçek mlkdar-lan üzerinden vergilendirilecek tir.
Kanunda gerçek kişilerin vergilendirilmesinde tam mükellefiyet ve dar mükellefiyet olmak üzere İki mükellefiyet şekli tes-bit olunmuştur. Tam mükellefiyet esasında. İster Türk vatandaşı olsun ister yabancı olsun. Türklycde yerleşmiş olan bütün gerçek kişiler Türkiye İçinde ve dışında elde ettikleri kazanç ve iratların tamamı üzerinden vergiye tâbi tutulacaklardır. Dar mükellefiyetteyse, Türklyede yerleşmiş olmayan kimseler sadece Tütklyede elde ettikleri kazanç ve İratların mlkdarina göre vergilendirileceklerdir.
Kanunda çeşitli sosyal vc ekonomik düşüncelerle bir takım muaflık ve istisnalara da
r vergisi sisteminin •gileri
yer verilmiştir. Bunların beltl başlıca!an, tarım kazançları istisnası. telif kazançları İstisnası, esnaf muaflığı, göçmen muaflığı, sermaye İratlarında kabul edilen İndirimler ve en az geçim indirimidir. Kanun hükümlerine göre getire giren kazançlar prensip İtibariyle deftere müsteniden gerçek ve sâri miktarları üzerinden tes-blt edilecektir. Bunlardan ticari kazancın tâyini bakımından tüccarlar birinci ve ikinci sınıf olmak üzere ikiye ayrılmışlardır. Birinci sınıf tüccarlar ticari kazançlarını bllânço esasına, İkinci sınıf tüccarlra İse «işletme hesabı* esasına göre tesblt edileceklerdir, işletme hesBtn esası sadece basit ve tek bir defter tutmağı gerektiren pratik bir usuldür. Sermaye iratlarının tesblti için defter tutul-mıyacak, bunların mikdarian senede bir defa verilen beyannamede gösterilmekle İktifa olunacaktır. Alınacak verginin nlsbet! % 15 den başlamakta ve 100.000 lirada fiilen % 35 e çıkmakta ve bu azami nlsbet üzerinde sabitleşmektedir. Verginin tarhında beyan esasına yani herkesin gelirini bildirmesi esasına dayamlnuştır.
Kurumlar, esnaf vergileri
Kurumlar vergisi kanununa gelince, bu kanun münhasıran tüzel kişiliği haiz olan anonim eshamlı komandit, limited ve kooperatif şirketlerle, İktisadi kamu müesseselerlnl, demek ve tesislerle vakıflara alt İktisadi işletmelerin elde etlikleri kazançları vergiye tabi tutmağı derpiş etmektedir. Şunu bilhassa belirtelim kli, esas itibariyle bu vergi gelir vergisinin, özel ve tamamlayıcı bir kısmından ibarettir. Tüzel kişilerin ayrı bir kanunin vergilendirilmelerinin sebebi sadece, bunlarda hâkim olan unsurun sermaye olması, İktisadî ve mali varlıklarının bu unsurla izah vc ifade edilmesine dayanır.
Esnaf Vergisi Kanunu, bünyeleri iLibariyle defter tutmağa ve beyânname vermeğe muktedir oiamıyan ve bu itibarla da Gelir Vergisi Kanunundaki esnaf muaflığından faydalanan bir kısım san'at ve ticaret erbabını, İşyeri kirası ve bulunulan yerin nüfus mlkdan gibi bir takım müsbet vc kavranma-'sı kolay karineler üzerinden vergiye tabi tutacaktır. Mahiyeti itibariyle bu vergi de gelir vergisinin tamamlayıcı bir kısmını teşkil etmektedir.
Vergi Usul Kanunu, yalnız gelir, esnaf ve kurumlar vergilerine değil, memleketimizde tatbik edilen bütün vergilere de şâmil bir ana usul kanunudur. Bu kanun modern vergi hukukunun doğması He beraber vergi tatbikatında görülen sistemsizlik ve karışıklıklara bir son vermek, vergilerin tatbikatına alt çeşitli hükümleri ahenkli surette bir araya toplamak ve bunları umumi ve sade prensip-! lerc irca etmek maksadiyle hazırlanmıştır.
Şahap BAl.CIOĞl.U
İhtisasa hürmet
Yollarımız hakkında üç seneden beri tetkiklerde bulunan Amerikan Yollar idaresi Başkan yardımcısı Mr. Hllts evvelki gün Gazeteciler Cemiyetinde bir basın toplantısı yaptı. Gazetecilerle uzun müddet görüştü, sorulan suallerin hepsine cevaplar verdi. Mr. HUte'ln sözlerinin hepsi mühimdir. Fakat en dikkate şayan olanı hiç şüphesiz İhtisasa hürmet edilmesi hakkındadır. Amerikan Yollar İdaresi Başken yardımcısı diyor kİ:
«Burada gördüğüm en aykırı durum, mühim mevkllerdekl kimselerin mütemadiyen değişmesidir. Bu husus muhakkak surette halledilmelidir. Hususi teşebbüste de aynı şeyin tatbik edildiğini esefle gördüm. Her hangi bir şahıs işe alınmadan iyi bir şekilde araştırmalı ve muhtelif tecrübelerden geçirilmelidir. TÜTklyede üç seneden beri şu onktayı tekrar edip durdum: İşlerin iyi şekilde yürümesi için mütehassıs personele İhtiyaç vardır. Memurların istikbali de temin edilmiş olmalıdır. Amerlkada Yollar İdaresi Başkanı 35 seneden beri bu işi yapmaktadır. Ben bu İdarenin en genç memuruyum. On bej seneden beri burada çalışıyorum. Fakat Federal İdarede çalışmazdan evvel Amerikan hükümetlerinden birinin yol İşlerini İdare ediyordum. Değişiklikler istikran baltalar.*
Ak saçlı Amerikalı mütehassıs bu sözleriyle en mühim bir yaramıza dokunmuştur. Bizde memurlar hakikaten mütemadi yer değişmeye tabidirler. Bu hem mütehassıs yetişmesine, hem de işlerin çabuk yürümesine mâni oluyor. Mr. Hllts'in dediği gibi bunu muhakkak surette halletmek lâzımdır.
Bir zamanlar bizde dc ihtisasa hürmet edilirdi. Şimendifer i kıunapnyaları memurlarını bulundukları vazifede terfi ettirirlerdi. Bu suretle 35 - 40 sene aynı hatta çalışan bir mühendis. hattın her tarafım, zayıf ve kuvvetli noktalarını pek güzel bilirdi. Aynı yol üzerinde mütemadiyen gidip gelen bir tren şefi de yolu, treni kapalı gözle idare edecek kadar öğrenirdi.
Bir zamanlar Rumeli Vilâyetleri umumi müfettişi olan Hüseyin Hilmi Paşa, Makedonya-nın karışık bir devrinde, bulundukları kazaları iyi idare eden kaymakamları yerinde terfi ettirmeğe muvaffak olmuştu.
Bugün maatteessüf, Amerikalı mütehassısın dediği gibi, ihtisasa hürmet edilmiyor, bn yüzden mütehassıs da yetişmiyor. Bu. büyük bir noksandır. Bu noksanı bir an evvel telâfi etmek lâzımdır. Yoksa İşler ne çabuk yürür, ne de İstediğimiz mükemmellikte olur.
Serçe
Meme karnenle mücadele
Washlngton 22 (AA) — A-nıerikan hekimlerinden bir grup, meme kanserinden mütevellit ölümlerin yandan yan-ya azaltılabileceğini ve bu ne-tiyece varabilmek İçin lüzumlu I tedbirlerin şimdiden alındığını | bildirmiştir.
Milli kanser enstitüsünden doktor Austin V. DcJbert, demiştir ki:
«Teşhis konduğu zaman, kanser tamamen mevzii İse ve inkişaf vaziyetle bulunuyorsa, hastalığı da atlatıp yaşama İhtimalleri yüzde 93 tür. Kanser vücudun bir nahiyesinde mevcutsa, veya yayılmağa başlamışsa, hiç olmazsa bir sene yaşama ihtimalleri yüzde 88 dlr.
Fakat teşhis, kanser vücuda yayıldıktan sonra konmuşsa, yaşama ihtimalleri pek zayıftır, Hastaların yüzde ellisi bir sene zarfında ölmeye mahkumdur. Esas mesele teşhisin vaktinde ve bir an evvel konmasıdır.
Dördüzler
Lllle 22 (A.A .1 — Lüle yakınındaki Bapaunı doğum evinde buğun dördüz dünyaya gelmiştir. Dört bebeğin vücut yapılan mükemmeldir, takat Miyıfhkia-rından ötürü çocuk tandırları-, na konmuşlardır.
Bir tarım isçisi olan anneleri bayan Morcl’ln üç çocuğu daha vradır. Bunlardan bil kız 15 Ocakta bir yaşına basacaktır.
Brezilya’da bir futbol maçı Rio 22 (AJM — Botafoga takımı İsveç takımını 7-1 yenmiştir.
Radyomuzun yeni sanatkârları
Mürşide Şener, Emel Esen,
*e
Huriye Özkurun'un hayatları
— Günün birinde evinize bir paket gelir ve içinden bir tehdit mektubuyla küçük bir parça zehir çıkarsa ne yaparsınız? Ne hissedersiniz?
Mürşide Şener:
— Al.. Ben korkarım. Heyecanlıyım. öyle şeylere gelemem. Dedi ve kıkır kıkır gülmeye başladı.
Emel Esene döndüm:
— Ben, dedi, gülerim. Öyleya. tehdit eden benden ne alacak? Zengin olsam, haydi neyse. Amma hiç bir zaman radyoyu bırakıp profesyonel sahaya atd-mıyacağuna göre o sahanın geniş maddî gelir şartlarına da giremiyeceğim demektir, şu holde korkacak bir şeyim olmayacak. Bittabi güleceğim.
Huriye Özkutuna baktım.
— Ben de gülerim, dedi. Amma nc yalan söyllyeyim, bir yandan da sevinirim.
Huriye Özkurunun bu cevabı, kadın psikolojisinin, - hattâ daha genişleterek söylJyeblllrlz -İnsan psikolojisinin bir bam teli nl açıklıyor: gazete sablfclerin-de adı ve resmi çıkmak isteği... Bu samimi ve normal bir arzudur. Mürşldeyle Emelin de aynı şeyi hissettiklerine eminim. Nitekim Huriye bu cevabı verince ikisi birden ona dönüp adetâ çıkıştılar:
— A... kardeş .hiç öyle şey söylenir mi? Neden sevlnecek-nıişifı sanki?
Bir imtihan
İstanbul Radyoevi nln bir odası n d a yı». Karşımda duran bu üç genç kızın hallerinde, böyle bir muhite yeni girmenin verdiği tereddüt ve çekingenlik okunuyor. Her üçünü de bundan on gün kadar önce ilk defa olarak radyoda dinledik. Kulağa hoş gelen, tatlı vc istikbal vâdeden sesler. Böyle yeni İstidatları halka tanıtmak maksadıyla Radyocvinde esaslı bir imtihan yapılmış, Konservatuar İlmî kurul başkanı Şerif Muhittin. Targan, konservatuar müdür muavini Selâhattin Candan, konservatuar Tiirk musikisi İcra heyeti şefi Ali Rıza Çengel, piyanist Şefik Gürmeriç ve tanburi Dürrû Turan'dan müteşekkil olan beş kişilik seçim heyetinin karşısına seksen kişilik kjzz.li erkekli bir aday ordusu çıkmış. Eleye, eleyc dört istidat üzerinde karar kılmışlar. Biz de bunların üçünü bu odada bulduk. Amma, kendileriyle konuşmadan önce hocaları piyanist Şefik Gürmerlç'Ic görüştüm.
— Efendim, dedi, bn hanım-: Iarla epeyce senedir beraber çalışıyoruz. Kendilerinin kıymetli hususiyetleri var. Meselâ Türk musikisinin nazariyat ve notasını gayet iyi bilirler, Bir notayı ellerine alınca usulünü vurarak ve o şarkının karakterini vererek okuyabilirler. Ancak
kendileri İlk defa mikrofon başına çıktıkları İçin bu sahada heniiz bir parça acemilik çekiyorlar. Burada da bltkaç tecrübeden sonra muvaffak olacaklarına yüzde yüz eminim. Bcnlnı daha bir çok talebelerim var amma bu hanımlar en iyileridir.
Şu anda karşımda duran bu üç genç kız hakkında böylece lüzumlu malumatı aldıktan sonra kendileriyle konuşabiliriz:
Mürşide Şener in hayatı
Mürşide Şener, doğuma büyüme İstanbulludur. 1.88 boyunda. 60 kilo ağırlıkta, kızü saçlı, yeşil gözlü güler yüzlü, esmer bir genç ktz, Yeşil mantosu. yeşil eşarbı, siyah ayakkabıları ve iri dizili b!r kolyesi var. Bekârdır. Orta tahsillidir. Cihangirde oturan bir ev kızıdır. Az daha unutuyordum: Yirmi yaşındadır.
— Türk musikisine ne zaman merak sarıp öğrenmeye başladınız?
— Türk musikisini küçüklü-ğümdenberl severim. Dört sene önce İstanbul Konservatuarına yazıldım. Şimdi son sınıftayım.
— En çok hangi bestekârı seversiniz?
— Hacı Arif beyi.
— Hangi makamı tercih edersiniz?
— Nihavent makamını.
— Bugünkü ses sanatkârlarından beyendlğlnlz bir erkek ve bir kadın?
— Münir Nurettin Selçuk ve Müzeyyen Senar Işıl.
— Mikrofon başına İlk gelişinizde ne hissettiniz?
— çok heyecanlandım. Belki de bu yüzden sesim titremiştir. Amma alışacağım.
— Mikrofonda ilk okuduğunuz şarkılar?
— Musa Süreyya beyin «Sensiz geceler geçti hayalât 11? bitap» sûzlnak bestesi ve Hacı Arif beyin «Kamer çehre peri rû tende canını» hicaz bestesi.
Noel yaklaştı, her tarafta oyuncak satan mağazaların canıekânları türlü türlü oyuncaklarla doldu. Çocuklar geçerlerken bunları zevkle seyrediyorlar Yukarıda bir dükkânın came-kânındaki oyuncaklara zevk ve arzu ile bakan çocuklar görünüyor.
Emel Esen
Emel Esen de doğma büyüme İstanbulludur. 1.61 boyunda. M kilo ağırlıkta, kumral, elâ gözlü bir genç kız. Yeşil mantosu, yeşil ayakkabıları, gri robu, yaprak şeklinde altın küpeleri var. Yirmi uç yaşında. Taksimde oturuyor. İstanbul kız lisesini bitirmiş. Sular idaresinde çalışıyor. Bekârdır.
— 1944 yümdanberl Şefik Gürmeriç'den ders alıyordum, detil. Bu. â?nc imtihanla kon-serratuarııMron sınıfına girdim. Bestekârlar arasında Lemi Atlıyı beğenirim. Rast makamını tercih ederim. Münir Nurettin Selçuk, Safiye Ayla ve Sabite Turun seBİerinl çok severim.
— Mikrofon basında ne hissettiniz? İlk olarak hangi şarkıları okudunuz?
— Karşımda kimseyi görmüyordum. Yanımda da hocam vardı. Onun için hiç heyecanlanmadım. İlk olarak Lemi Atlının «Son aşkımı canlandıran en tatlı emelsin» hlcazkâr bestesiyle Boğos efendinin. «Bir nl-gâhınla kapıldım, gönlümü verdim sana» suzinak bestesini okudum.
Huriye Özkurun
Huriye Özkurun da doğma büyüme İstanbulludur. Boyu 1.57, kilosu 57. Yirmi yaşında. Esmer, siyah saçlı, siyah gözlü, çift dizi kolyesi, maron mantosu. mavi robu var. Güler yüzlü, orta tahsilli. Bekâr, işe gitmiyor, Evinde oturuyor.
— Musikiye 15 yaşında başladım, dedi. Şimdi konservatuarın son sınıfmdayırn. Bestekârlardan Şevki beyi tercih ederim. En çok Hüseynî makamını severim. Münir Nurettin Sel-çukla Safiye Ayîâyı bey.enlrim.
— Mikrofon başında?
— Çok heyecanlandım. Fakat arkadaşlarımdan öğrendiğime göre bu heyecan, sesimde belli olmamış. Tabiî alışacağım.
— Mikrofondaki İlk şarkılarmış?
— Şevki beyin «Gülzâre nazar kıldım» uşşak şarkısı ve Şerif İçlinin «Hâlâ acıyor gözlerinin yaktığı yerler* uşşak şarkısı.
Radyomuzun yeni sanatkârlarına başarılar...
Şahap BALCIOĞLU
Adalet Bakanlığı Zat İşleri Müdür Muavinliği
İstanbul Cumhuriyet Savcı yardımcılarından Selâm! Dlııçel terfian. Adalet Bakanlığı Zat İşleri Umum Müdür Muavinliğine tayin edilmiştir, Genç ve kıymetli adliyecimize yeni vazifesinde başarılar dileriz.
r
Sâhlfe B
23 Aralık 1940
Mahkeme Koridorlarında
Bırakmıyorlar ki rahat rahat gerineyim!
Zabıta memurunun yanında oturan maznun karşıdan bizi süzdükten sonra ba$ını önüne eğdi. Dikkat ettik, ceza mahkemeleri koridorunun eski aşinalarından. Telâşına bakılırsa kendini tanıtmak istemiyor. Yanına sokulduk:
— Merhaba, ahbap.
Silkinerek başını doğrulttu:
— Merhaba, bey abiler. Nereden tanışıyoruz acaba?
— Bizi unuttun pallba. Evvelce de burada konuşmuştuk ya.
Hafızasını yoklaştmyor-muş Rİbı başım kaldırıp Közlerini tavana dikti, biraz düşündükten sonra gülümsedi: A
— Dünya fırıl İmi dönüyor. derler ya. cok doğru sözdür, beyefendi kardeşim, ölüsü kandilli döndükçe bizim işlerimiz de alt üst oluyor. insan oğullarının başına bin bir çeşit şeyler geliyor. Bir gün kazaya uğrarsın, bir gün iftiraya uğrarsın. üç günlük ömrün böyle-ce geçip gider. Anamdan doğalı bir gün rahat nefes alıp da oh demedim. Hâşa huzurdan, dinine yandığımın kansı beni doğurmasa ydı ne olurdu sanki?
— Dünyadan memnun değilsin demek?
— Çocuk gibi lâf etmese-ne. bey abi. Neresinden memnun otayım bu dünyanın? Karakoldan hâkim karşısına, mahkemeden kodese. Elâlem keyfinde, safa-sında gül gibi yasarken bizim ömrümüz dört duvar arasında çürüyüp gidiyor. Bazı defa kendi kendime öfkeleniyorum da; «Ulan, Çağanoz Niyazi! Mademki şaşmış yanılmış da dünyaya gelmişsin, bari mahbushane gardiyanlığına yazdaydın da ölünciye kadar orada otu-raydın. Hiç olmazsa sokaklarda polislerin, bekçilerin gözlerine diken olup batmazdın» diyorum.
— Onların gözlerine niçin batıyorsun?.
— Ne bilevim, bevefendl abi? İşleri güçleri yokmuş gibi dönüp dolaşıp benimle uğraşıyorlar. Cenabı Allah cümle din kardeşlerimi kuru iftiralardan saklasın, kimin ağzından yalan yanlış bir lâkırdı çıksa polisler gelip benim enseme yapışıyorlar. İstanbul un içinde Çağanoz Niyaziden gayrı adam kalmadı mı. bre Allahın kullan? Benim yakamı bıraksalar da biraz da başkalariy-le uğraşsalar ne olur? Gel buraya Niyazi, gir kodese Niyazi. Anam beni doğur-masavdı polisler ne yapacaklardı acaba?
— Bugün cok öfkeli görünüyorsun. ahbap.
— öfke de lâf mı. bey a-bl? Görmüyor musun halimi? Çocukluğumda kollarımı kundağın içine sarıp sıkı sıkı bağlarlarmış. Kundaktan çıktıktan sonra da kelepçeler musallat oldu. Kollarım serbes kalmıyor ki rahat rahat gerineyim. Be-
nim yerimde sen ol da öfkelenme bakalım.
Başını sağ tarafa çevirdi, yanımıza sokulup dik dik kendisine bakan mintanlı adama bir göz attır
— Allahtan korkun yok mu senin, babalık? Durup dururken ne diye benim başımı bu dertlere soktun?
Mintanlı adam kaşlarını çattı:
— Karşımda lâf söylemeğe utanmıyor musun, bre Allahın zalimi? Hem beni bu hale getirdin, hem de yaptıklarını inkâr ediyorsun. Sen beni alıp götürürken sırtımda yepyeni palto yok muydu? Ya ceketim nerede? Haniya başımın örtüsü?
Niyazi, homurdanarak başım öteye çevirdi:
— Sus, be adam. Yalanları söyleyip de öfkemi kabartma şurada. Bak hele, saçın sakalın ağarmış. Paramla satın aldığım paltoya sahip çıkıp da benim üzerime iftira atmağa utanmıyor musun? Dinini seversen karşımdan çekil, kafam kızıyor.
Mintanlı adamla beraber öbür köşeye çekildik, macerasını şöyie anlattı;
— Torunumu doktora göstermek için İstanbula getirdim. Buraya gelmişken ben de şu karnıma bir baktırayım, dedim. Arasıra sancı geliyor, geceleri uykumu kaçırıyor. Sabahleyin kahvede çav içerken şu herif yanıma geldi, selâm verip karşıma oturdu. Öteden beriden lâf ederken karnımın sancısını anlattım, doktora gitmek istediğimi söyledim. Benim tanıdığım bir doktor var, böyle hastalıkların ustasıdır. Seni götüreyim de baksın. Onun el sürdüğü hastalar anadan doğmuşa dönerler. Başkasından on beş lira alır amma ben götürürsem seni beş liraya muayene eder» dedi. Uzatmıyalım efendim, öğleden sonra gene kahvede buluştuk; «Ben doktorla konuştum, seni bekliyor. Haydi gidelim» diyerek beni aldı, bilmediğim yerlerden dolaştırarak büyük bir binanın kapısından içeriye soktu. Birkaç basamak derdivenden çıktık, sağa sola saparak biraz daha dolaştıktan sonra bir kapının önüne geldik. «Doktor beyin odası burası. İçeriye elbise ile girilmez. Soyun da ben burada bekliyeyim, sen içeriye gir, muayene ol» dedi. Paltomu, ceketimi, şapkamı çıkarıp herifin kucağına verdim, kendim kapıyı açıp içeriye girdim. Masanın başında oturan adam beni görünce sert sert yüzüme bakarak: «Sen kimsin? Ne istiyorsun?» dedi. «Ben kamımdan hastayım, doktor bey. Muayene olmak istiyorum. Senin tanıdığın adam getirdi beni buraya» diyecek oldum, herif; «Çok konuşma. Bu yaşta dilenmeğe utanmıyor musun? Al şu çeyreği de karşımdan defol» diye bağırarak önüme
— 1
ONBEŞ YAŞINDA BİR TÜRK ÇOCUĞU — Otomobil tamirhanelerinde babası çille Ig arıyor. Akşamda (Çırak) rümuauna yazılması rica olunur.
674 — 1
MUHASİP — Gelir vergisine tâbi tüccarların defterlerini günün muayyen saatlerinde kanuni seklide ehven ücretle tutar. Müracaat: Telefon 12. 644
LİSE MEZUNUYUM - Umumi bir mUeucsede (kasiyerine, katiplik» gibi bir yer arıyorum, isteklilerin su adrese müracaat etmeleri: Doktor Şevket Bey sokak No. 13 Siğil.
E54
ÜÇ ADET — Geeebckçl kontrol saati 20 - 12 - 049 Perşembe günü Sandal bcdestanlnda Satılacaktır 084 — 3
I» HUŞUM. — 70 hamule tonllatolu, Gabel ' motorlu bir tekne acele salı' lıkür. Müracaat Eminönü A koşman han İS numara. Telefon: 25564.
677 — 2
SATILIK KOMPRESÖR — ingerdl Rand marka 7 atmosfer 45 beygir takatinde mazotla çalışır, iğler iyi bir vaziyette. Müracaat telef on: 46247.
«33 — 1
1 s 1 4 ö 8 B

1
1 ■
I ■
1 1
■ 1 ■ ■
1 ■


|
Soldan sağa: l — Bir çiçek veya Tekelin bir nevi sigarası. 2 — Tutsak familya. 3 — Koku esnnaı. 4 — Tersi usta dcftll - Hisarın bası S — Cana yakınlık. 6 — Ayak. 7 — Sovyet ricalinden biri. 8 — Yag - Bir içki. 9 — Zalimin bağı - Sonuna «A» gelirse tıraş bıçuftı olur. 10 — Arkadaşını taharri et.
Yukarıdan asaftiys: 1 — Sonuna •L» Rel«e Itlnasızc* demektir, 3 — 2 — İsimler - Tersi ozan. 3 — ingil
Tersi akar

DJKKAT - İpotek isteyenlere tavassut eder. Emlâk, afazi alim satım’ 11c vekâlet İğlerini kabul eden herkesin İtimadını kazanmış olan Suhulet Emlâk Zarif Özalp Beyoğlu Bü-ydkparmakkapı kCycbagı No. 4. Telefon: 42390.___________76 - 18
LİSE MEZUNUYUM — Kooperatif, demiryolu, firkat muhasebelerinde ve nakliye İğlerinde çalıştım. Ucuz bir ücretle U arıyorum. Akşamda (M.S S.) rtlmuzutıa müracaat.
galata gümrüğüne ya kin -64> metrekare kiralık dükkân Galata Veli Alemdar lıanı kahvecisine mö-
LİSE VEYA TİCARET MEKTEBİ j MEZUNU — Bir bayan memur İyi maaşla isteniyor. Rıdvan Umay mü-essesesi Sirkeci eski tramvay duraftı.
652 —
BAYAN MEMUR Ticaret mektebi ve) saptan anlayan bir vardır. Saat 10 — 1 Yeni yolcu salonu kargısında Muradiye han, 30 — 31 numaraya müracaat- 673 — 2
Adres tebdili için allı truruşlua pul gönderilmelidir Aksı takdir ı« «ara* deftlstlrllmet
YAZIHANE ARANIYOR — İstanbul 'cihetindeki hanların birinde, a-vukatlıfta elverişli, telefonlu bir yazıhane aranıyor. Devren de alınır. Eski iğlerin tasiiyesine ve devamına müsaade edilir Gündüzleri 123248) telefon numarasına randevu verilmesi. 663 — 1
Telefonlarımız Başmuharrir zo5w vao isleri w» - İd»ası Mühür 3M9?
3- ALlM-5(nWffvA)|
taarenaac BaDıgü Civarı Cemal Nadir «oksft: No W
MÜESSESELER VE YAZIHANELER İÇİN — Mükemmel teshin mazot sobası flatl gayet ehvendir. Görmek İçin Taksim bahçesi arkasında Güney park bahçeli lokantada yanar vaziyette görülebilir. Sil — t
bir çeyrek fırlattı. Galiba doktor bey beni tanıyamadı. Bizim ahbabı yanıma alayım da beraber girelim diyerek dışarıya çıktım, kimseler yok. Bizim palto, ceket, şapka dâ gitmiş. İki gün evvel paltoyu seksen liraya almıştım. Uzun sözün kısası, kapının önünde mintanla kaldım. Sağa koştum, sola koştum, herif yok. Tekrar doktorun odasına girdim; «Doktor bey, benim başıma bir iş geldi amma ne olduğunu kendim de anlıyama-dım. Azarlama da dinle» diyerek olup bitenleri anlattım. Adam güldü. «Ben doktor moktor değilim. Seni dolandırmışlar. Hemen karakola git de bunları anlat » dedi. Ertesi gün herifi yakalamışlar, beni karakola çağırdılar. Orada karşılaşınca tanıdım kendisini. Velâ-kin, herif beni tarumamaz-lıktan geliyor.
Mahkeme açıldı, mintanlı adam acı acı gülümşiyerek gittL
Ce. Re.
SATILIK KAPTIKAÇTI — Kamyonet) 042. Ford, iyi vaziyete. Nakllye-ye ve yolcu tagunafia elverişli. Müracaat: Beyoğlu Tünel Aamnlunescit NO. 32. 634
PİYANOLAR — Yılbaşı geliyor, acaba ne hedLye alayınr. diye düşünmeyiniz. Osman beyde Nargilcelyan eczanesi kargışındı 211 numaralı Fahreddln Kocnkarzamlnplyano ve kanarya sergisinden 1000 liradan yukarı olan piyanolarını yarısı peşin kalanı da 6 taksitle. Gece gündüz öten kanaryaları da 25 liraya alabilirsiniz. Demclyo mandolinleri, kanaryalar, her cins tavuklar ve güvercinler de vardır. Telefon; 62417. 648
SATILIK PULLUK — Hidrolik tertibatlı traktörlere mahsus iki soklu yeni bir pulluk ehven Halle satılıktır. Saiatıaddin Bey çiftliğine müracaat Yalova. 650 — 3
KELEPİR SATILIK TAKSİ — 946 model Voksol markadır. Her saatte Bcşlktag Kılıçali mahallesi Esarlye caddesi No. 40 da Recep Engine müracaat ediniz. G56 — I
SATILIK — Astragan kürk. Müracaat Telefon 41546. 655 —
OKAZİYON YENİ KÜRK — Haristen henüz geldi, müsait Hat. Cinsi; Pat - Astragan. Müracaat: Terzi btraU, Eminönü No. 31. Gümrük karsısı. 670 —
KİRALIK YENİ APARTIMAN KATI — 3 büyük oda. t giimme balkon. Mutfak. Helik, Banyo, tramvay duracına pek yafan. Elektrik, var, Aksaray ~ .
durağı - Müverrih Nnlmn No. 3. İçindekilere
SATILIK DÜKKAN - Aksaray poslahane kargısında Uludaft opartı-man altında her İşe elverl;ll hâlen açıktır. Müracaat: Kadıköy İrmen Boyahanesi No. 30, T. 60903. 611-3
38,000 — Tariabajında beg katlı dörder odalı, banyolu bkr kat boş teslim aparlımun Beyoğlu. Sakızağacı caddesi 8/1 Santral Emlâk Bürosuna müracaat. 650 —
EREN KÖYDE — Acele satılık üç katlı yeni aparUnıan ve yeni kögk. Her İkisi de boş teslim. Kaptanaril sokağında sarı köşke müracat
583
KI21LTOPRAĞIN GÜZEL BİR YERİNDE — Tramvaya yakın yerdeki arsaların kısmen 450. kısmen de 250 kurugtan melre murnbbaları acele satılıktır. Kızıloprak Bağdat caddesi 74/1 Kolaylık Emlâk Bilroauna.
671—3
HEYBELİADA PLAJI YANINDA — Çok kıymeti arsa acele şahlıktır. Ayrıca muhtelif .erde ucuz arsalar. Beyoğlu. Sakızağacı caddesi 8/1 Santral Emlâk Bürosuna müracaat.
660 —
KİRALIK — Ufak apar liman daireleri. Amerikan tipi möbleli. AYFER ap. Beyoğlu Sakızağacı wk No. 8-1 Rozenlal. 672 — 4
Terko*u
Davutpaga tramvay
müracaat. 675 — 1
KİRALIK — Atclye, muayenehane ve yazıhaneye elverişli bir daire Beyoğlu, Sakızağacı caddesi 8/1 Santral Emlak Bürosuna müracaat.
658 —
KERESTE. KUM. ODUN DEPOSU arayanlara — Yenikapl. Davut-pasa lakclesi arkasında, bir tarafı deniz, bir tarafı yol olan yer acele Sut ılıktır. Mektup adresi' P. K. 8. Beyazıt - İstanbul. Görmek İçin; Yctll-kapı. Kumsal solcak No, 195. 649 — 1 KİRALIK BÜYÜK DEPO — 249 M3 ve ttç kapılı, temamen betonarme terkçe. elektrik, telefon mevcuttur. 50 tonluk Byrtca su Barnıct vardır. 23-102 ye müracaat. 878 — 8
KİRALIK DÜKKÂN — TunlrtUm*. imalâthane, antrepoya elverljlı 390 metre kare yer kiralıktır. Oırmanbey Abidelbürrlyet cad. U Sen M:;el Fraonz mektebi bitişiğinde. Tel. 81198 641
KİRALIK ODA — Ösmanbcy Hacı Mensur Bok. 92. Bir aile yanında. Yalnız kadın kiracıya verilecektir. içindekilere müracaat. 633
SATILIK KELEPİH APARTIMAN — 2 daireli 2 şer odalı bir katı bos. Kurtuluş Stnemköyündc. Müracaat: Beyoğlu Balo sokak 23. Tclf 40634. 400
ACELE SATILIK ARSA — Begik-Uşla Uzuncnova caddesinde Ud yüzlü nezaretli dürt eve «rot edilebilecek «atılıfc arşa. Akaretler « numaralı yazıhanede Bahacddln'e müracaat. 838
KADI KÖYÜNDE — Ehven flatle satılık ikişer daireli aportım anlar. Müracaat Altıyoldakt kahvede İbrahim e. 598 _ ı
KURTULUŞ — Slneınköy duracına yakın senelik Lrad 3106 bir katı boş teslim İki katlı, manzaralı, konforlu

apnrtıman. Eşrefeefndl sokak 186 No. İkinci kata M) EW.tU*ılll JJU-1IM
LİSE VE ORTAOKULLARIM - Her «mm ile olgunluk ImtUıanlanns gireceklere matematik ve fizik dertleri verilir. Mektupla müracaat KadıkSy. Halldafta Cad. No. n. AJ4 101 - T
ACELE SATILIK EV — 12 odalı, bahçeli, havuzlu, elektrik, havagazı, terkos. sarnıç ve Marmaraya tevkalâ-de nezaretli. Tel: 24732. S5I - 4
ÇEMBERLİTA8 — Vezir han caddesinde her İşe elverişli geniş bir dükkân devren satılıktır. Vezlrhan cadde»! G2 numarada berber Cafer'e müracaat. W7 INGİLİZ'CE — Amcrikada okumuı ve Amerikan mekteplerinde İngilizce «ftretmlg bir genç üç ayda lisan Aft-retlr. Akşam «D. S.» rumuzuna müracaat cm — ı
SATILIK ARSA — Aksaray Bulvar, ana caddede, beg kata müsaadeli, tesviyesi yapılmış 1 X B ebadında. Lâleli Ordu caddesi No. 230 thaın ErtuJta müracaatları. «53 — | CEBİR - GEOMETRİ - FİZİK - KİMYA - LİSAN — çcmberlllaş tramvay durağı sırasında Yabancı diller ve riyaziye Kız - Erkek dersanelerinde istenilen sekil ve saatlerde hazırlıyoruz. MUdüril Ziya Çctlnkaya 6«a — i
DEVREN — Veya müUule satılık bakkaliye dükkânı. Kartal Maltepe -sinde çargı İçinde Beşçe^meler No: 16 Müracaat. İçindeki sahibi Fuat Amana. 081 — 3
PARİS VE BERLİN YÜKSEK MEKTEPLERİNDEN DİPLOMALI — Yüksek tanınmış Osman Zeki Terzloftlu sermayeliyle Ankara He birleştirerek Beyoftlunun muteber bir mOesıese-Slyle işbirliği yapmak istemektedir. Beyoğlu Avrupa Oteli Osman Zeki Tel: 40787. 666 — 2
DEVREN SATILIK İÇKİLİ LOKANTA — Paşabahçe İlkele caddeslnde-dlr. İçindekilere müracaat. 663—1
KİRALIK — İyi mfibleU, temamen müstakil İki odalı, komorlu kârglr ev. Kadıköy Rıhtım boyu Mlsaktmilll M kak No; 11 re müracaat. Telefon: 69136 683 — 3
LİSE TALEBELERİNE — Üniversite mezunu tarafından ehven şartlarla kimya dersi verilir. Evlere gidilebilir. Akşamda Emin Gözet M-
EN IŞLEK MAHAI.DE — Azimet mine mektupla müracaat. CT6 — 1
dükkanı, yazıhane vesaire de olur. Divanyolu tramvay caddesi 184 numaraya müracaat, 685 — 1 MEKTUPLARINIZI ALDİRİNİZİ Gazetemiz idaresini adres olarak göstermiş olan Karilerimizden' Bn. Hlzmriçl — B. N. — Namlarına galen oıakiııplan ida-rehanemlıdon aldırmaları rica
DEVREN KİRALIK — Harbiye tramvay duraftı numara 43 le dişçi atölyesine, kadın berber salonuna, terzihaneye, laboratuar için, elektrik terkos. havagazı, aynı yere müracaat. t>79 — 2

Cilt hastalıkları mütehassısı alınacak Türkiye Demir ve Çelik Fabrikaları Müessesinden «Karabük» Müessesemiz sağlık koruma servisine bir cilt hastalıkları uzmanı alınacaktır. İsteklilerin aşağıda yazılı belgelerini bağlıyacakları dilekçeleriyle en geç 5. 1. 950 eıiniine kadar müessesemize başvurmaları ilân olunur. (17748) 1 — Nüfus cüzdanı. 2 — Terhis tezkeresi. 3 — «Varsa» hizmet belgesi. 4 — İhtisas belgesi.
A. Necdet Tanere Türkiye Demir ve Çelik Fabrikaları Miiessesesi Müdürlüğünden: Yükümlü hizmeti müessesemize verilen 12057 . sicil numaralı A. Necdet Taner 21.9.949 tarihinde bir ay izinli giderek bir daha işine dönmediğinden 15 ffün zarfında işine dönmediği veya yazılı müracaat etmediği taktirde hakkında kanuni kavuşturma yapılacağı açık adresine tebligat yerine kaim olmak üzere ilân olunur (17659)

| Düşman Dostlar
Macera ve Aşk Romanı
I Yazan: J D. Carr Tercüme eden: (Vâ-Nû)
l Tefrika No. 12 -
kısmında, kaygan bir duvar var- dışarı atmışlar, dır; hiç girintisi çıkıntısı yok. Üstünde ise, dam, kubbe halindedir; gene kaygan kiremitlerle döşeli... Kiremitçi ustası, fikrini katiyetle beyan etti: Hattâ bir ip kullanaraktan pencereye varamazmış. Demek kİ, bir adamın. üst odaya girebilmesi ve Bay Angus'u boşluğa atabllmeal İmkânsız.
Bütün bu iddialara rağmen, Buncan, mağlûbiyeti kabul etmiyordu. Hliekârar.e sordu:
— Bu odanın İçinde bir köpek kafesinin bulunmasını ne şeklide izah edersiniz öyleyse?
— Anlıyamadım?
— Müsaadenizle hâfızanızı ta-zeiiyeylm: Mûhut gece. Angus, şu Alec Forbes'Ie kavgaya tutuşmuş. Saygısızca şatoya giren ve müteveffanın odasına dalan adam... Büyük müşkülâtla onu,
— Doğru!
— Daha sonra, Ar.gus, kavga ettiği Forbes'in gizlice içeriye girmesinden ve bina dahilinde bir yere saklanmasından, korkarak, Bayan Elespatı ve hizmetçi kadını, ve Mactavlsh’l çağırmış. İki kadın, Angus’un yatak odasını dikkatle gözden geçirmişler. Hattâ gardroba da, yatağın altına da bakmışlar. Odanın içinde saklanan kimse yokmuş. Bu küçiik noktayı gözden kaçırmayın, rica ederim. Ertesi sabah, müteveffanın yalak odası kapısını kırdıkları zaman, yatağın altında bir köpek kafesi keşfettiler, biliyorsunuz. Köpek besleyicilerin seyahatlerde kullandıkları kafeslerden biri... Bir yanı parmaklıklı. Bunun üzerine, 1-kl kadın, dün gece bu kafesin odada bulunmadığını söylediler..
Angus. odaya kendini kapamadan önce, köpek kafesi odaha yokmuş, evet!
Avukat, son cümlesinin tesirini arttırmak üzere bir an sustu; tekrar söze başladı:
— Size şu suali soruyorum, bay Shapman: Kafes, odaya ne şekilde sokulmuş olabilir?
Sigorta memuru hafifçe İnledi.
— Cevabınızı bekliyorum, bay Shapman! Eğer benimle beraber gelirseniz, savcı Mac İnty-re ile de münakaşaya devam e-deblllrsinlz .
Ayak sesleri duyuldu. Holün alaca karanlığında bir adam hayali belirdi ve kapının yanındaki elektrik düğmesini çevirdi.
Oda aydınlandığı vakit Alan Cathryn'le, suç üstü yakalanmış İki çocuğa benzem İşlerdi. Münakaşa eden iki adamın şekli şemaili, Alan'ın zihninde hasıl olan hayallere aşağı yukarı uygundu. Gerçi, avukat, tasavvurundan daha uzun boylu, iri ve sigortacı daha kısa ve tıknaz... Avukatın omuzları düşüktü: gözleri ise miyop. Kolalı yakalığıma üzerinden {ladü
pek İri gırtlak kemiği görünüyor. Başı tamamlyle dazlak gibi... Çıplak kafatasını, kıvırcık, kır saçlardan bir hale çeviriyor. Bununla beraber, siyah ve rabıtalı elbisesi içinde ol-, dukça kibar tavırlıydı.
Pek zarif bir insan olan Shapman da zihnen meşgul görünüyordu. Işığın altında, kumral ve itinalı saçları, yaldızlı imiş gibi pırıldadı.
Avukat Dun can, odada Cathryn ve Alan’ı görünce hayretle gözlerini açtı. Delikanlıya hitaben:
— Siz... Şey... Savcı mısınız yoksa? — diye sordu. — Savcı Mac İntayre misiniz?
Genç profesör, eevap verdi:
— Hayır, sayın avukat, blzler. Avukatın gözleri, bole açılan karşı kapıya çevrildi. Sonra, sigortacıya dönerek dedi ki:
— öyle sanırım, kuleye çıkmış olacak... Siz de lütfen be- | nJmle beraber gelir misiniz?
Geçerken, gençlerin önünde başiyle selâm verdi ve sigortacı 11e beraber odadan çıktı.
Genç kız, onların peşi sıra bir müddet baktı, sonra artık pat-
— Olur şey değili... Hayır!... Böylesl görülmemiştir.
— İtiraf ederim kİ, avukatın böylesine, bütün menfaatlerimi gözü, kapalı teslim ederim.
— Fakat, doktor Campbell...
— Ab, rica ederim, artık bana doktor Campbell demeyiniz!
— Peki... Eğer isterseniz kısaca Alan, derim.
Genç kızın gözlerinde garip bir ışık pırıldıyordu. Sözlerine devam etti:
— Vaziyet berbat.. Bununla beraber... Bu İki adamın dediklerini işittiniz ya?
— Tabii...
— İntihar etmemiş, öldürülmüş de olamaz. Demek kİ...
Swan'ın içeri girdiğini görünce sözü kesti. KanadalI, zihnen pek meşgul. Umumiyetle ta vırları kibar ol ma sına rağmen, bina dahilinde şapkasını çıkarmamış: ve şapka kafasının üzerinde mucize ile muvazenede duruyor. Bir siirü yumurtaya basarak yürüyormuş gibi bir hail vardı.
— Bu ne İş, yahu? — diye haykırdı. — Nedir bu başımıza gelenler? Bizim gazetenin müdürü. burada yaman bir mevzu
He karşılaşacığımı biliyordu. Burnu kâfi derecede koku almamış mı nedir?..
— Siz nereye kayboldunuz, kuzum?
— Hizmetçi kadınla gevezelik ettik... Ben, gittiğim yerde daima hizmetçilere bitap ederim. Bittabi ele geçirebilirsem...
Etrafına bir göz attı; sonra fısıl darcasına dedi ki:
— Doktor Colin, ihtiyar kadının yerini buldu. Beni, kendisine takdim etmek İçin şimdi onu buraya getiriyor.
— Siz, onu görmediniz mİ?
— Hayır, görmedim. Üzerinde de İyi tesir bırakmak İstiyorum. Hoş, şahsan bana vız gelir a... Sayın bayanın, gazetem hakkında gayet müsait bir fikri Varmış. (Kathryn’e dehşet saçan bir nazar fırlatarak) Başkaları onun bu fikrine iştirak etmiyorlar. Bu sayede ben de bir çok yazılar yazmak fırsatını buluyorum. İhtiyar bayan, şayet, beni burada kalmağa davet ederse, şaşmıyaeağım. Siz ne dersiniz buna bakalım?
— Çok mümkündür... Fakat... Swan, bir nefeste devam etti: — Bayanın huzurunda çok
rabıtalı olmamız icabedlyor. çünkü, anlaşıldığına göre, evin sahibesi oymuş. Hah İşte!
XI
Swan, girdiği kapıyı kapatmamıştı.* Colin CampbelHe beraber gelen Elspat halanın sesi hakikaten İşitiliyordu. Sakallı doktor o kadar hafif sesle konuşuyordu kİ, ne dediği pek anlaşılmıyordu. Fakat bazı tehditler savurduğu aa belliydi. Gelgelellm, İhtiyar kadının aldırış ettiği yok.
— Bizler, din ve kilisenin usul ve kaidelerine riayet edilen bir evde yaşıyoruz. Manehesterden gelen bir zibidi, usullerimizi allak bullak edemez. Hele bak! Bitişik odalar lâzımmış! Hele baki Günün bu saatinde elektriklerimi de kim yakmış?
Nihayet, kapının eşiğinde belirdi. Orta boylu, kupkuru, kemikli bir kadındı bu... Dimdik durmağa çalıştığı İçin hakikatte olduğundan daha uzun boylu görünüyordu.
Kathryn, onun, doksan yaşında bulunduğunu söylemesine rağmen. Alan, Elspat halay*
(Arkası var)
23 Aralık 1949
AKŞAM
RaMfe 1
I Dayı ile yeğen j
Kont Orelio ile Delllnln hayatında benim de as çok rolüm olacağını onların hayatı-di, kendini de biraz yaşamış gibi addederim. Kont Orelio-nun hayalımın yegâne ve büyük aşkı olduğunu söylersem, şimdi anlatacağım hikâyeyi daha İyi anlıyacaksnuz. Babamın sevgilini Orelioya büyük bir meblâğ borçlu olduğunu öğrenir öğrenmez onunla münasebeti kestim ve bir ay sonra beni uzun zamandanberl beslediği halde hiç sevmediğim başka bir erkekle evlendim.
O lıareketimin çocukça bir inat eseri olduğunu şimdi anlıyorum. Fakat alm yazısı değişmiyor ki. Bu izdivacımdan çocuklarım olmadı. Bir kaç sene sonra da kocam öldü. Dul kalınca Orelio ile evlenmek İçin bir saz söylemekliğim kâfidir. Fakat gururum ve egoistliğim buna mâni oldu. Orelio evlenmedi ve uzun samanlar aşkımıza eadık kaldı. Ben artık hayatımın aşk faslını kapamak lazım geldiği kanaatinde İdim. Fikrim ve arzum eski sevgilimin sadece arkadaşı olarak kalmaktı.
Orelio ancak ellisine bastıktan sonra evlenmeğe karar verdi. Anlaşılan eski aşkımızın harareti kalbinde sönmüştü. Zaten ben de artık ihtiyarla-m iştim. Orel ionun kalbinde, ölmüş bir arkadaşının yirmi yaşındaki kızı Delfin yerimi İşgal etti. Genç kız, daha ilk bakışta erkekler üzerinde derin heyecanlar uyandıran güzellerdendi. Orelio, genç kıza çılgınca vurulmuştu. Fakat bu askına mukabele görmemişti. Esasen kendisi böyle bir şey istemiyordu. O, sevilip sevilmediğine aldırmayarak sevdiğine can ve gönülden bağlanan erkeklerdendi.
Şimdi hâdiselerin nasıl cereyan ettiğini size anlatacağım: Maceranın ilk safhalarını Öreli on un İhtiyar hizmetçisi Rozadan öğrendim. Son safhasını İse gözlerimle gördüm:
Orelio, sevdiği Delfin ile evlendi. Hayatlarının ilk iki yılı sakin, belki de mesut geçti. Sonra kan kocanın hayatına üçüncü bir şahıs karıştı. Bu, kız kardeşinin öksüz çocuğu Furio İdi.. Delikanlı bahriye teğmeni idi. Aldığı üç aylık iznini dayısının ve yengesinin yanında geçirmeğe gelmişti. Furio, dayısının yirmi beş sene evvelki gençliğinin tıpatıp modeli İdi. Delikanlı, gelişinin ikinci haftasında yengesi ile çılgınca sevişmişti. Aşklarını kont Orelioya açıkça itiraf etmeğe karar verdiler. Bu zor işi, Delfin üzerine aldı. Bir akşam kocasının ayaklarına kapanarak Orelio İle leviştiğlnl söyledi:
— Yalvarırım sana Orelio, hürriyetimi bana iade et. İkimiz için en hayırlı yol budur. Çünkü yengene karşı beslediğim sevgiyi kalbimde gömüp itiraf etmiştim. Belki senden bir gün nefret ederim. Halbuki böyle bir şey istemiyorum dedi.
Orelio, bu beklenmedik itiraf karşısında sap sarı kesildi. Bununla beraber, kendini tutarak gülümsedi ve eğilerek kerısını alnından öptü:
— Git, ikiniz de buradan gidiniz. İstediğin gibi senden boşanacağım ve müreffeh yaşayabilmeniz için size yetecek miktarda para da göndereceğim. Çünkü Furio bu rezaletten sonra bahri yeden istifaya mecbur olacak. Haydi gidiniz cevabım verdi.
Delfin, kocasının ellerine sarılıp öptükten sonra köşkün avlusuna indi Furio kendisini otomobilde bekliyordu. Bir kaç dakika sonra yola düzüknüş-lerdi. Vakıa Orelio, karısından •ynlmafia muvafakat etmişti. Fakat otomobilin motor gürültüsünü işitir İşitmez, yeis ve hiddet içini kapladı Hayır, hayır. Delfinl bırakamazdı. Sağ veya ölü onu eie geçirmek lâzımdı.
Bir kaç dakika sonra Orelio lüks otomobili ile peşlerine düştü. Furionun otomobili küçük ve sürati az olduğu İçil» yavaş yavaş onlara yaklaşmağa başladı nihayet kont onlara yetişti. Karşılaşma Rokka yolunda, evimin ününde vuku buldu ‘
O esnada balkonda olduğum İçin facia, gözlerimin önünde cereyan eUl. Esasen bir kaç saniyeden fazJa sürmemişti. Kont, yeğeninin otomobili önü-
Ölüme çare bulunmuş?


don-Bey-yere kapı-açar
Fazla kan kaybından ölen elli bir kişi diriltildi
Demir sanayii büyük tehlike geçiriyor
Genel işler komisyonunda delegelerimizin muvaffakiyetli çalışmaları
StraSbourg 22 (A.A.) — Genel İşler komisyonunun müzakereleri Türk heyetinin belâgatle olduğu kadar ısrarla müdafaa ettiği tezlerin zaferi ile kapanmıştır.
Komisyonun İsveçli başkanı Ohlln'den sonra, Fransız -aoor-lör Guy Mollet son basın konferansında Türk delegelerine saygısını belirtmiş ve biraz sonra İngiliz heyeti tarafından basına verilen kabul resminde Dal ton Mac kay ve Mac Mıilan Türkiye mümessillerine karşı takdirlerini tekrarlamışlardır.
Hakikaten nazari federalizm, konfederasyon ve birlik tezlerini bir yana bırakan komisyon, müzkereierin başından itibaren Türk delegeleri tarafından müdafaa edilen realist görüşü, yani basma kalıp teoriler kale ahnmıyarak. maksada, mümkün olduğa kadar çabuk ulaşılmasını benimsemiştir.
Türk delegesi Kasım Gülek'e göre yapılacak en basit şey Avrupa konseyinin mevcut teşekküllerini takviye ve selâhl-yetleri kesin surette tahdit etmektir.
Tahsin Bekir Balta bu akşam Strasbourg dan ayrılırken faydalı bir rol oynadığı bu oturum hakkında memnunluğunu İfade
Hükümet kanuni müeyyidelerle bu sanayiin inkişafına çalışmazsa, bizde demir sanayii ölüme mahkûmdur.

- -"21 dakika ___________________pek içinde Chcrepavov’un kalbi at-Gerek ilim gerekse mağa, ölü 3 dakika sonra nefes din, hayatla ölümü birbirindenI almağa başlamış, ve aradan bir kati olarak ayırmıştı. Yani bir saat geçtikten sonra hastanın kimse öldükten sonra, arlık o şuuru tamamen yerine gelmiş-kimsenln bir daha bu aleme tir. Bundan sonra Cherepavov gelmesine imkân yoktur. | derin bir uykuya dalmış, fakat
Fakat bugünkü nazariye eski aradan bir müddet geçtikten nazariyeyi tamamen inkâr et-'sonra ismi çağrıldığı zaman inektedir. Yani hayatla ölüm' gözlerini açmış ve ysnında bu-arasında kati bir hat yoktur. J lunanlardan içecek bir şey işve arada kati bir hudut olma- iniştir.
(i.s> Uta SUn bir kimseyi tek- B . nman,,.,,
rar bu itana Brtirmek dalma „hhaUe normal Wr haJnl «llr-mumlcundur. Imcktedir; ve kendisine vaktiyle
Bu yeni nazariye ilk nazarda ö]üp tekrar dirildiği söylendiği imkânsızmış gibi geliyorsa da,1 ___- - - - -
son dünya harbinde bu nazarı-1 mamaktâdır.
yeye göre tam 51 ölüyü dirilt-inek mümkün olmuştur. Fakat | Dr- Negovski'nin İzahına göre ölüleri diriltmek İçin, hastalar o’en bir kimse İlk olarak şuuru-öldükten en geç 5 dakika sonra nU kaybetmektedir. Tekrar dl-■_____ı____v,„.______ı. ı-__1 rilrtl?» vakit te pn son iade edi-
Şimdiyc kadar insanların ölüm ı ameliyattan sonra, hakkında bildikleri şey J,.L. - 7
mahduttu.
haykırmağa başladı.
Fakat Furio, otomobilinin süratini arttırarak Merino yoluna sapmağa teşebbüs etti.
İşte o esnada kontun yollarını kesmek İçin otomobilini öne sürdüğünü ve karısı «e yeğeninin otomobiline bindirdiğini dehşetle gördüm.
Kailim, damarlarımda muş, nefesim kesilmişti, nim durmuş, ayaklarım m ıhlanın işti. Birdenbire mın zili çalındı- Kapıyı
açmaz. Furioyu sırtında taşıyan Orelioyu kanlar içinde gördüm. Yeğenini omuzundan indirmek için kendisine yardım etlim. Kont boğuk bir sesle:
— Bayılmıştır. Fakat yaraları ağır değildir. Eski aşkımızın hürmetine Furieyu evinde alı-ko. İyileşir iyileşmez, buradan gitmesini kendisine söyle. Karım ile beraber bulunduğunu kimse öğrenmesin dedi.
— Delflne bir şey olmadı ya diye sordum.
Orelio. bu sualime bıçkınk-lar içinde:
— Öldü, her şeyi mahvettim cevabını verdi.
İki otomobil çarpışır çarpışmaz Delfin derhal ölmüştü. Bu facia bir kaza diye telâkki edildi. Furio bir kaç gön sonra iyileşti. Dayısını öldürmek İstiyordu, Fakat onu, bu tasavvurundan vazgeçirdlm ve gitmeğe İkna ettim.
Orelioya gelince; kimse İle görüşmeden bir kaç ay odasında kapanıp kaldı. Bir sabah ihtiyar hizmetçisi Roza, onu odasında ölmüş buldu.
Çeviren: A. HİLÂLİ
Türk-tran transit ve ticaret anlaşması Tahran 22 (AA.) — İran şahı Muhammed Rıza Pehlevi, İran Dışişleri Bakanına Türk-tran transit ve ticaret anlaşmasını imzalamak yetkisini vermiştir. Anlaşma Ankara’da İmzalanacaktır.
HALKEVLERİ i l___KURUMLAR
* EmıııonO Halkevinden — C, H. P. lotanbul Bölge Mlllettip Konya Milletvekili Prof. Dr. SodJ Irmak taralından 23/ Aralık/ 11H0 Cuma (ünü saat (17.30) da Evimiz salonunda (Türklyede siyasi cerj anlar) mevzuunda bir konferans verilecektir.
Şehremini Halkevi Başkanlığından — MIHI rpenamur. olan GOrcs'e karşı göcterllen yakın alâkadan cesaret alarak hevesidir sporcu gençleri çalıştırmak ve yeUgUrmclc ürere evimizde bir gtlres gubesl »çılmiftır. Arzu edenlerin Ev İdare mOdürlOgOne mdracaatleri rica olunur.
Kaydarpaşatıların Senelik Toplantısı — Haydarpaça Lls«ın/Rn Yetişenler cemlyel senelik adi kontralarını JS. 11 IMS Pazar gflnO saat 10 da Kadıköy Halkcvındr yapılacaktır Cemiyet bütün mezunları bu toplantıya dâvet eder..
Ruzname: 1 — Yıllık faaliyet raporunun okunması.
I — Hesap ve murakr.be raporun«T> okunman.
3 — İdare heyetinin ibrası ve dilek-
İsmail Ziya BERSİS
■ değildir. Binaenaleyh demir sa-, naylinin getireceği vasati kâr yüzde on veyahut yüzde ylr-. midir.
Halbuki pamuk ve iplik sa-nayll böyle değildir. Bir kilo : pamuk İpliğinden çıkan bir kilo kumaş pamuk f la tinin beş on misli olduğu gibi bir kilo ham yünden veya İplikten Çt-, kan bir kilo mamul kumaşın r kilo hesabile farkı on mislini kanuni geçtiği her gün gözle görülen in- hâdiselerdir.
I Bizde mensucat fabrikalarının fazla revaç bulması ve sermayelerin oralara fazla mlk-tarda bağlanması hep bu kâr hadlerinin cazip olmasındandır. Eğer mensucat fabrikatörlerimiz biraz himaye görürlerse İhracat yapacak durumdadırlar. Halbuki demir sanayii hiç de öyle değildir. Demir sanayii büyük sermayelerin bağlanmasını icabettlren ve tlca- ] etmiştir. Balta, doğruca Anka-retinde de az kazanç getiren r»ya gidecek ve tam hakkettiği bir sanayi olduğu için büyük sermayedarın tamamı az celbe der. Bugün bizde kurulmuş olan demir sanayii ve fabrikaları çok mahdut olduğu gibi kazançları da göz kamaştırıcı değildir.
Tulumu sırtında makinelerin arasında ve kızgın ateş karşısında geceli gündüzlü çalışan bir atölye veya imalâthane sahibinin bir senede kazanacağını, ithal edeceği ufak bir demir mamulü partisinden bir saat içinde kazanan ithalâtçı tüccarla demir sanayiic isini bir tutmamalıdır.
Demir sanayicilerinden bir ----
milyoner İşitmedik. Fakat de-,!ek- Avrupa konseyi memleket-mir mamulleri İthalâtçıların- *er*n*n müşterek selâmeti nadan bir çok milyonerler tanı- mına toazı faydalı kararlar çı-yonız. Allah emsalini arttırsın. | bu tal® komisyonun çalış-Onlann kazançlarını çok gör- ma,ann' hızlandırmağa son de-düğümüz İçin değil, demir sa- " *“ *'*“ ' '
nayiciierinin son günlerde fena duruma düştüklerini tebarüz ettirmek için ou misalleri veriyoruz.
Hülâsa olarak şunu arztemek isteriz kİ hükümet demir sa-____________
nayiinl mutlak surette himaye rıs^n(jaı^ etmeli ve eski teşviki s—j* kanunu gibi bir kanunla bu'c—____________J
I .... . 1 Mil UCİİİ UvlIKH EO-
mnı. »nw l tatatakav bir runmûs v. Bo>vlk Ujalr»™-ie bağiamalıdır. '
| Dünyada hiç bir büyük fab- j I rika yalnız başına bir iş yapa-I max. Mutlaka kendisine yar-
I dımcı fabrikalar ve yardımcı branşlar kurar.
Binaenaleyh bizim, vücudly-le iftihar ettiğimiz Karabük ______ _______
fabrikasını tamam randımanla, Ç*n lideri Mao Tse Tung çalıştırırken onun etrafına bir *•----‘---------
çok ufak fabrikalar toplamalı ve bu fabrikaları ihtisaslarına göre vazifelerle ayarlamalı ve memleketin bütün demir ihtiyacını karşılayacak çareleri aramalıdır.
Biz, ziraat a)ât ve edevatım hariçten getirttiğimiz gibi pulluklarımızı ve pulluk uçlarını bile hariçten getiriyoruz Yarın bu İthal ettiğimiz makinelerin tamir atölyelerini ve yedek parçalarını bile hariçten getirmeğe kalkacağız. Bu çok acıdır. Halbuki biz kendi demir sanayiimizi ihya etmekle bütün bu ihtiyaçları karşılamak su-retile dövizlerimizi harice ç. karmayacağımız gibi belki civar memleketlere demir nıa-mûlleri ihraç ederek yeniden döviz bulmak imkânlarını bulabilecek bir memleketiz.
Karabük fabrikası bugün bizim ana fabrikamız olabilir ve onun etrafında ve onun emrinde müteaddit demir fabrikalarımız, demir İmalâthanelerimiz, demir atölyelerimiz kurulabilir. Yeter kİ hükümetin bu defa demir sanayicilerine verdiği ümit verici intibaı kanuni çerçevelerle perçinlesin ve İcap ederse demir mamûlle-rinl memleket İhtiyacına göre ayarlayarak fazla ithalâtı önlesin ve hattâ icap ederse tahdit etsin!.. Demir sanayii deyip geçmiyellm; topundan tüfeğine, en büyük zırhlısından tankına, makinesinden pulluğa, zincirinden saat zembereğine
Demir sanaylcllcrile demir ithalâtçıları Ankarada Ticaret ve Ekonomi Bakanı sayın Vedat Diclelinin başkanlığında toplandılar. Dertlerini anlattılar ve esaslı müzakereler ve münakaşalar yaptılar. Neticede hükümetten yardım vadini alarak iyi bir hava ile ayrıldılar. Ekonomi Bakanının gösterdiği alâkadan çok memnun otan demir sanayicileri diyorlar kİ. eğer hükümet müeyyidelerle bu sanayiin kişafına çalışmazsa, eğer otuz' beş sene evvel yapılan gümrük tarife kanunu zamanın Icaba-tına göre ayarlanmazsa bizde demir sanayii ölüme mahkûmdur.
Bu sözler, bugünkü hâdiselerin realite olarak ortaya koyduğu hakikatleri ifade etmesi itibar İle cidden mühimdir. Elli altmış milyon liraya mal olan Karabük demir ve çelik fabrikası kendi etrafında evlât sanayi fabrikaları, sanayi atölyeleri kurmazsa ve bugün mevcut olan fabrikaları da kendi öz evlâdı glb! himayesi altına almazsa ne kendisi yaşayabilir ve ne de etrafındakllerl yaşatır.
Karabük fabrikasının, kilosunu 65 kuruştan sattığı demiri. dış pazarlar 20 . 25 kuru, şa teklif ediyorlar ve hattâ ] teklif ediyorlar değil bin bir İcap hal takalliis etmekle ve çok çeşit vasıtalarla, takaslarla, _J _ ı geçmeden tekrar çalışmağa memlekete getiriyorlar. Eğer bu başlamaktadır. vaziyet devam ederse Karabük
1 fabrikasının hali ne olur?
l, Bir kaç ay evvel 50 kuruşa demir ithal eden İthalatçı bıı-günkü flatler karşısında ne vaziyete düşer? Yeril demir sanayicileri veya demir fabri-kalan, Karabük demir fabrikasının vereceği demirleri satın almak ve İşlemek İmkânını bulamıyacaklan gibi Avrupa-dan ucuz fialle ithal edilen demirle İmalâtı yaptıkları far-ızedllse kazanç ve muamele 1 vergilerinin arttırdığı maliyet Halinden daha ucuz Hat® It-hal edilen yabancı memleketlerin demir mamullerde rekabet etmelerine İmkân yoktur, çünkü bu demir mamûilerln gilmrük tarifeleri, memlekette demir sanayii kurulmadan evvel yapılmış ve milli sanayiimizin inkişafı nazarı itibarı? alınmadan hazırlanmış olması] itlbarile tarifelerin bugünkü hükümlerde yabancı memleketlerden İthal edilen demir mamulleri bizim milli sanayli-mlzc göz açtırmaz.
Halbuki biz, civar memleketler şöyle dursun Balkanlarda bile eşine raslanamıyacak büyüklükte bir demir ve çelik fabrikasına sahip bulunduğumuz ve tam randımanla çalıştırdığımız zaman memleketin bütün ihtiyacına cevap verecek bir durumda olduğumuz halde bu modern ve asri fabrikamızdan âzami randımanı alamazsak bu muazzam fabrika İle birlikte küçük çaptaki hususi teşebbüslerin elinde bulunan bütün demir fabrikalarını da uçuruma sürüklemiş oluruz.
En İyi demir, bizim memleketimizde İstihsal edilir. En iyi maden kömürü bizde çıkar, dünyanın en kanaatk&r sanatkârlarım da bizim memleketimiz yetiştirir. Bu kül halindeki varlıklardan istifade ederek demir sanayiimizi tam mâna-611e bir milli sanayi olarak inkişaf ettirmemekte hiç bir sebep yoktur.
Demir sanayii bir memleketin İstiklâli demektir. Bu sanayie hâkim olamıyan ve bu sanayii kendi bünyesi içinde kendi imkânlariie ayarluyamı-yan milletler yabancıların yardımına muhtaç olurlar.
Demle sanayii başka sanayi gibi büyük kârlar getiren bir sanayi de değildir. Demirini, çeliğini veya bakirim 60 kuruşa kilosunu mal eden bir fabrika buna en ince işçiliklerini de ilâve etmek surctile yapacağı
vakit böyle bir ihtimale İnan-
hemen harekete geçmek lâzım- 1
dır.
Ölüleri diriltmek usulü ilk defa olmak üzere Dr. V.A. Kegovs-ki isminde bir Rus âlimi tara- ' Tından ortaya atılmıştır. Dr. Negovski harpte fazla kan kay- ' bederek ölen askerleri diriltmeğe teşebbüs etmiş, bu işte muvaffak olduktan sonra çalışmalarım sulh zamanına de teşmil | etmiştir. Hâlen Amerikan dok- • torlan da bu mesele üzerinde ı çalışmaktadırlar.
Dr. Negovski’nln tezi şu şe- ı___________________ _ ______
kilde hülâsa edilmektedir: Ölüm j ve adrenalin bulunan ılık kan denilen hadise, zannedildiği zerk edilmektedir. Bu mahlül' gibi ânl bir şey değildir. Ya- muayyen bir tazyik altında şamak halinden ölüm haline.zerkedüdiğl Lakdlrde kalp der-] geçmek İçin katcdklmesi İcap — -*•— ■*
eden bir çok merhaleler vardırJ Meselâ kalp birdenbire durmuş olabilir. Fakat bu vücudun diğer organlarının da ölmüş olduğuna delil sayılmaz. Klinikte öldüğü zannedilen bir kimse hakikatte bu hayattan saatlerce hattâ günlerce sonra ayrılmaktadır; ve ancak vücudua bütün organları tam olarak öldüğü zaman, o insanı hayata iade etmenin kalmaz.»
İşte bu teze göre hareket eden Dr. Negovskl, ilk defa Va- ' tarafından diriltilen (51) lantln Cherepavon adında ui-mi- ».an.
ölüyü diriltmeğe muvaffak ol- . 51 den muştur. Kızılorduda çavuş olan yüzünden Cherepavov harpte, bacağından tur.
Dr. Kegovskl tarafından tatbik edilen metod son derece basittir. Evvelâ işe mümkün mertebe erken başlamak şarttır. İlk olarak kalbe en yakın da-marlann birine, İçinde glikoz |
I
Bundan başka Dr. Negovskl hastanın burnuna körüğe benzer bir âlet takmaktadır. Takriben btr saat kadar çalıştırılan bu âlet te hastanın nefes alıp vermesini temin etmektedir. Bundan sonra hayata kavuşan hastaya, nekahet devrin-
ıstıraba te kavuşacaktır.
Fakat Gülek son üç gün zarfında çok çalışmış olmasına rağmen dinlenemlyecektlr Yarından İtibaren başknalık ettiği tali iktisadi komisyonu toplayacaktır.
Gündemde Avrupada yapılacak büyük bayındırlık İşlerinin incelenmesi vardır. Senelerce te rked ildik ten ve harbin sebep olduğu yıkıntılardan sonra modern tarzda tekrar teçhiz edilecek memleketlerde bu işler büyük güçlüklere maruz bulunmaktadır.
Türkiyenln eski Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı olan Oü-

tekrar
imkânı de bulunan diğer hastalara yapılan tedavi yapılmaktadır.
Cherapavov, Dr, Negovskl ------- ölû_| bir'nün yalnız biridir. Bu ölümlerin J 151 den fazlası kan kaybı . yüzünden vuku bulmuş-vnerepavov Harpte, oucagındatı tur. Yani İnsanın yaşa-aldığı bir yara neticesi hasta-. masında hayati hiç biri tah-haneye getirilir getirilmez he- rip edilmemiştir. Fakat Dr. Ne-men ölmüştür. Fakat ölümün kovskinln dirilttiği 51 ölünün sebebi fazla kan kaybı olduğu ekserisi, hayatta ancak kısa İçin Dr. Negovskl hastanın o bir müddet İçin avdet cdebll-esnada kalbinden başka diğer! inişlerdir. Bazısı bir İki saat, organlarının çalıştığım Heri sü- bazısı bir kaç gün yaşamış, bu rerek ölüyü diriltmek İçin he-' müddet zarfında normal Jnsan-men teşebbüse girişmiştir. Dr. lar gibi konuşmuşlar, gülüşmüş-Negovski'nln yaptığı kısa * - - •
bir
İstanbul Defterdarlığından:
Ticari yıllan Maliye Bakanlığınca tayin edilen vergi mükelleflerinin dikkat nazarlarına:
Kuramların ve Beyanname usulünde vergiye tabi kişilerin (Kollektlflerle adi komanditler ve hususi _ dahil) evvelce vâki olan İstekleri üzerine 2395 sayılı kazanç vergisi kanununun 9 uncu maddesi gereğince Maliye Bakanlığınca tayin edilmiş otan hususi hesap dönemleri (ticari yılları) 5432 saydı Vergi Usul Kanununun geçici 10 uncu maddesine göre. Gelir ve Kurumlar Vergileri bakımından teuar Maliye Bakanlığından müsaade almaksızın aynen devam edecektir.
Ancak kazanç vergisinden yeni vergilere İlk intikal devresinde bu mükellefler;
1 — Hesap dönemlerinin başladığı tarihten 31 Aralık 949 tarihine kadar geçen faaliyet devrelerine alt hesaplarını Aralık 949 sonunda kapatarak bu tarihe kadar olan muamelelerinden mütevellit kazançlarına ait beyanname, bilanço ve eklerini kazanç vergisi kanunu hükümleri dairesinde tanzim ve gerçek kişiler 950 senesi Mart ayı. kurumlar Nisan ayı sonuna kadar mensup oldukları Maliye Şubesine tevdi edeceklerdir.
Bu devreye alt vergiler 2395 sayılı kazanç vergisi kanunu hükümleri dairesinde salınacaktır.
2 — 1/1/950 tarihinden itibaren Vergi Usul Kanunu hû -
kümleri dairesinde tutulmağa başlanacak olan kayıtlar, hususi hesap döneminin bitim tarihinde kapanacak ve bu devreye alt kazançlar hususi hesap döneminin kapandığı tarihin tesadüf ettiği devreye ait gelir veya kurumlar beyannamelerine ithal edilecektir. (18063)
lar gibi konuşmuşlar, gülüşmüşler, ahbaplarına mektuplar yazmışlar. fakat mühim İç organlarından biri tahrip edildiğinden tekrar ölmüşlerdir.
recede kifayetli bir şahsiyettir.
Stalin’ in Doğum merasimi
Moskova 22 (AA.) _ Stalin'in doğum günü merasimi gece ya. sonraya kadar de-
sanayi vam etmiştir. Stalin merasim ,’a “U i anasında bir defa halka gö-
dakl müsamereye gitmiştir.
Vlşlnski Moskova'daki diplomatlara bir ziyafet vermiştir. Bu resmi kabulde Amerika Birleşik Devletleri Büyük Elçisi Allan Kirk ve İngiliz Büyük Elçisi 8ir Davld Kelly Vışinski'yİ tebrik etmişlerdir. Komünist ~ ... _ —da
toplantıda hazır bulunmuştur.
gerçek şirketler
Diğer taraftan 51 hastanın 12 si daimi olarak iyileşmiştir. Aradan çeneler geçtiği halde bunlar halâ normal olarak yaşamaktadırlar.
Afyonda imam hatip kursu
Fabrika tahtası alınacak
Posta, Telgraf ve Telefon Fabrikası Müdürlüğünden:
öiitleri diriltmek hususunda yapılan ilk tecrübeler daha 1907 tarihlerinde başlamıştır. Kul-yabno isminde bir filim bu sahada yaptığı tecrübelerde ölen 3,5 aylık bir bebeği tekrar diriltmeğe muvaffak olmuştur. Hattâ Negovsklden evvel 204 ölüyü diriltmek için teşebbüler-de bulunulmuştur. Ve bu 284 ölünün 151 tanesine tekrar hayat verilebilmiştir. Aynca 77 ölü muvakkat bir zaman için yaşatılmış 61 tanestnl tekrar diriltmek mümkün olamamıştır. Bu rakkamlardan da anlaşıldığına göre şimdiye kadar ölüleri diriltmek için yapılan tecrübelerin % 53 ü muvaffakiyetle neticelenmiştir.
Nakleden: Arif Derebeyoğltı
YENİ YAYIIN^
Şartnamesi mucibince açık eksiltme He (2X25X400) santimetre eb’adında (40> metre mikâp, Köknar Fabrika tahtası satın alınacaktır .Muhammen bedeli (7200), ilk teminatı (540) liradır. Taliplerin (24/12/049) Cumartesi günü saat (II) de Sirkecide, Salkırnsöğüttekl Fabrika Mubayaa Knminvr.nnnrtn
VEJlGI
İstanbul Defterdarı Mehmet lzmro. rejtnlerde gchrlmlıe Şelcrı mejhur Fransır profesörü Henry Saufenbur-cer’nln bu kitabını TUrkçeye çevirmiştir. Maliye üzerinde çalışanlarla l>mun vergi mUhellrGcrlel Hallendiren İm eser, yeni gelir vergisinin ruhunu ve esaslarını açık bir İfadeyle anlatmak bakımından da ayrı bir e-Kemmiyı-t UfunakUdır. H aahUeUk bu BU
Afyon (Akşamı .— Şehrimizde açılan İmam hatib kursuna orta mektep ve lise mezunla -rından 15 kişi devam etmekte • dir. Kursta kuran. tefsir, hadîs ve akaid okutulmakta, ayırca Türkçe ve İslâm tarihi dersleri de verilmektedir.
diklş iğnesinden traş bıçağına kadar demir ve çelik namına ■u- ne varsa bunları yapan ancak çı-' ve ancak demir sanayiidir.
Biz bu sanayiin de en eski kurucularından birisiyiz. Binaenaleyh memleketimizin askeri olduğu kadar iktisadi varlığım müdafaa edecek ve onu terakkiye götürecek kurulmuş bir de muazzam fabrikamız ve etrafında da resmi ve hususi fabrikalarımız ve müessesele-rlmiz var ve bunun İnkişafı İmkânları da hükümetin elindedir. Ve bu hükümet de sanayicilerimizi dinledikten sonra 12har ettiği temayül bu inkişafın lehtndedlr. Şu halde demir sanayicilerimizin de müsterih olmaları ve bllgllerile, tecrübe-lerlle ve ellerindeki imkânlarl-le hükümete bilfiil yardımda bulunmaları yerinde olur.
Çünkü hükümetin bir sanayi kanunu hazırlamak üzere olduğunu da burada öğrendim. De-nılr sanavicilprinin hiigiıı
ZENITH
otomatik
AKŞAM
23 Aralık 1949
Saat tekniğinin en
büyük muvaffakiyeti
ZENITH otomatik saati öncülerinin tecrübesinden genlj Ölçüde faydalanmıştır. Bu saat derîn araştırmaların bir semeresidir, imalindeki itina ve bugüne kadar elde edilen ayar neticeleri, saatçilik sahasında otomatik işleyişin en mükemmel bir nü-munesinl teşkil elliğini teyide imkân vermiştir. İşte delilleri ı 0 17 taslı- Orta saniyesi doğrudan doğruyu orta çarka bağlı. Netice: dişlilerin basitleştirilmesi
0 Mahfazanın kutruna nişbt-ten büyük makimi Netice : kronometre tabirine lâyık oluşu.
o Kurma tertibatı bilhassa mukavim. Netice : Kurma sisteminin devamlı emniyeti.
0 Büyük çapta bir zemberek yuvası ve büyük bir rakkas koyabilmeğe imkân veren patentli bir sistem Netice: Vasattan üstün şekilde işleyişte İstikrar.
0 Sadem etere karşı bir tertibatla mücehhez rakkas Netice ı Hassas uzvun daha iyi şekilde muhafazası.
0 40 saat işleyiş ihtiyatı. Netice: saat kullanılmadığı takdirde uzun müddet işleyiş.
0 Antimanyetik. Netice; Ayar uzuvlarının m ikna t isi cereyanlara karşı hassas olmayışı
O Hususi şekilde düz ve zaıif. Netice: Şahsen tatmin olma ntz.
0 ZENITH an’anesine her bakımdan lâyık. Netice; Sizin garantiniz.
ZENITH
otomatik
Zırhlı Birlik Gedikli Erbaş Okuluna öğrenci alınacaktır
1 — Ankarada bulunan Zırhlı Birlik Gedikli Erbaş Okuluna 950 - 951 ders yılı İçin aşağıdaki şartları haiz Öğrenci alınacaktır.
2 — Okul yatılı ve parasızdır, öğrencilerin İaşe ve giyimleri okulca temin edilir,
3 — Okulu muvaffakiyetle bitirenler Zırhlı Birlik Gedikli Çavuşu olurlar
4 — Müracaat tein Ankarada bulunanların doğruca Okula Ankaradan dışarda bulunanların da bulundukları yerin Askerlik şubelerine başvurmaları lâzımdır.
5 _Kayıt ve kabul işlerine 1 Kasım 949 tarihinde başlanarak 28 Şubat 950 tarihinde son
verilecektir. Okula girmeğe isteklilerin bu müddet zarfında evrakını tamamlamış olmaları lâzımdır.
6 — Aranılan şartlar şunlardır:
A) Türk uyruğundan olmak.
B — Orta okulu bitirdiğine dair okul diploması veya daha yüksek okuldan tastlkname almış olmak.
C___Tahsili terketmlş durumda iken müracaat edenlerin eıı çok iki sene terki tahsil etmiş
olması lâzımdır.
D — Yaşı 16 - 21 olmak.
7 — Lüzumlu evrak.
a> Okula girmeğe istekli olduğunu bildirir dilekçe.
b) Aşl kâğıdı.
ct Kendisinin ailesinin velisinin 1yi ahlâk sahipleri olduklarını gösterir doğruluk kâğıdı. (Mahalli Hükümet Başkanlığından).
d) Nüfus cüzdan? veya tastlkll örneği.
e) Sıhhi durumu Tank sınıfında çalışmağa elverişli olmak. (Tam teşekküllü sıhhi kurulu olan Askeri Hastanelerden As. Okula girer diye sağlam rapor almak.
f) Gedikli Erbaş okuluna kabul olunduğu taktirde okulun tâbi olduğu kanun, nizam talimat ve emirlere riayet edeceğine ve mecburi hizmetini doldurmadan ordudan ayrılmayacağına dair velisi tarafından verilmiş noterlikçe mtısaddak taahhüt senedi.
8 — Evrakını tamamlamış olanlara Okuldan verilecek sıra numarası öğrencinin ev adresine gönderilir. îllahare Okula kabul edilenlerin adreslerine bilgi verilmek suretile staja başlanmak üzere Okulda bulunacakları tarih bildirilir.
9 — Okula kayıt ve kabul edildiği anlaşılanların bulunduklar yerlerden Okula gelinceye kadar yol masraflariyle Okula geldikten sonra her hangi bir şekilde girmeyeceği anlaşılanların dönüş yol masruflan kendilerine aittir,
10 — Zırhlı Birlik Gedikli Erbaşlarının Terfileri ve aldıkları maaşlar üzerinde bilgi aşağıya çıkarılmıştır.
Gd. Çvş.Üst Gd, Çvş. Baş. Çvş.
153 37
15 ton beyaz 30 ton yeşil sabun satın alınacaktır
Etibank İstanbul Şubesinden:
Bu husustaki şartname 3.1.950 tarihine kadar her gün Satınalnıa servisinden temin edilebilir. 118017»
İstanbul Belediyesinden
Şile ilçesine su isalesi işi kapalı zarf usuliyle eksiltmeye konulmuştur. Keşif bedeli (100,000) lira olup 30 bin lirası 1949 yılı bütçesinden, 70 bin lirası da 1950, 1951 yılları bütçelerinden ödenecektir.
İlk teminatı 6250 liradır Şartname ve ekleri beş lira mukabilinde Belediye Makine, Elektrik ve Sanayi İşleri Müdürlüğünden satın alınacaktır.
İhalesi fi/Ocak/1950 Pazartesi günü saat 15 de Türbede Belediye Merkez binasında müteşekkil Daimi Komisyonda yapılacaktır.
İsteklilerin 1949 yılı Ticaret odası vesikası, İlk teminat makbuz veya banka mektubu, İmzalı şartname ve şartnamedeki hükme göre su İşi yapabileceklerine dair ibraz edecekleri resmi daire vesikaları mukabilinde Makine. Elektrik ve Sanayi İşleri Müdürlüğünden ihale tarihinden üç gün evveline kadar alacakları ehliyet vesikalannı hamil olarak hazırlıyacaklan kap ah zarflarını ihale günü saat 14 de kadar Daimi Komisyona vermeleri lâzımdır. (17782)
CENUBİ AMERİKA'*®
DBna Lyl. dor. M* vasrta yoktur.
Rom», Lltbon. >°lu lle ucu—
tak w Ko’d"* bir (6k d:6*' *“,İl'
..m.. *“•»«•*(• c,"uW *",7iko,7 ’
bvySk '« **’6'*’ ,Ç"?
rormol wn 4
aıı..k. V- ,
oo BRAZIl) ,2
PAN AMERICAN ffORlD mjracool vâlnil-

ÜAMffi DO BRASIL
İSTANBUL , » “■
ANKARA , Polo. O(»«
Maaş 121 76 Tankçı 2ammı 15 54
136 30
Baş, Gd. 1. Temdit 2 Temdit. 3. Tem.
170 33
187 21
____________________21 62
Toplam 137 24 187 »2
26 81
180 18
29 37
37 53
42 41 40,30
199 70
224 74 263 38 300 93
(4316 - 15878)
Devlet Orman işletmesi Biga müdürlüğünden
1 — İşletmemizin Karablga orman dışı istif yerinde mevcut 1555 adede 485.247 metreküp çam azmanı altı parti halinde 15-12-949 gününden itibaren 15 gün müddetle açık arttırma suretLle satışa konulmuştur.
2 — Açık arttırma 30-12-949 Cuma günü saat 15 de Biga İşletme Müdürlüğü binasında toplanacak komisyon huzurun-1 da yapılacaktır. Beher metreküün tahmini bedeli 70 liradır. Her parti için % 7.5 hesablle geçici teminat alınır.
3 — Buna ait şartname Orman Genel Müdürlüğünde İstanbul Orman İşletme Müdürlüğünde Çanakkale Orman İşletme Müdürlüğünde Karadağ Orman Bölge Şefliğinde ve Müdürlüğümüzde göriilebilinir.
4 -■ isteklilerin belli gün ve saatte müspit evrak ve ilk
teminatları İle komisyona müracaatları. (17600)
Türk Tıp Cemiyeti
3/1'1950 günü saat 20.30 da Cemiyetimizin Kongresi toplanacağından Sayın Üyelerimizin teşriileri rica olunur.
GÜNDEM: Umumi Kâtip
1 — Kongreye Başkan ve Kâtip seç'unl, 2 — Cemiyet Balkanının nutku, 3 — Umumi kâtip raporu, 4 — Veznedar raporu, 5 — Murakipler raporu, 6 — Yeni idare hey’eti, müra-kipler ve haysiyet divanının seçimleri.
Daktilo aranıyor
Ciddi bir ticarethane, iyi alınanca ve Fransızca bilen bir daktilo aramaktadır.
(LİSAN) rümuzile Posta Kutusu 176 Istan bula yazılması.
r«—•
Herkesin evinde vc seyahate Çıkacak olanlarda her «eyden evvel1 bir «ise
MAZON

Meyva Tuzu bulunmalıdır. Güç HAZIMLARI kolaylaştırır,
KABI ZLIÛ1 defeder, mide ŞİŞKİNLİK vo yanmalarını giderir. ağıt-deki .tatsızlığı ve fena kokuyu izale eder.
IIO ROS m*rk*n>M dikkat.
HELENİC LINES Ltd. New York - İstanbul -New - York HELENİC BEACH Vapuru 22 Aralıkta beklenmekte ve
HE W-YORK - BOSTON İçin eşyayı ticariye yükliye-c ek tir. Fazla tafsilât İçin Galatada Veli Alemdar Iian. S. TOPER ve Şsl. Umumî acenteliğine müracaat. Tel: 41929
Vitonal
«ekler
Ahmet Akkoyunlu
Taksim - Yallrobanc
Palaa. Telefjn: 82427
Sultanahmet Iktnoi Sulh Hukuk Yargıçlığından; »49/346 İrfan Canhtürk tarafından Hüseyin Talat Ye Mehmet Refik haklarında açılan Ahıçelebl mahallesinden Tuzcular sokağında 462 ada, ve 6 parsel numaralı kargtr odah dükkânın şu-yuunun izalesi davasında mûd-del aleyhlerin adresleri malûm olmadığından dava istidası hükümleri için 9/1/960 saat 14 e talik olunduğu W gûıı müddetle ilân olunur. (75091
Yeni Tora Yenik Merhemi
YEÇ-L AMSUlAHAllA DİKKAT
ZAYİ — 286 numaralı hudut kartımı kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Yataklı Vagonlarda Mustafa Biçer
LEVEND MAHALLESİ EVLERİ
Türkiye Emlâk Kredi Bankacından:
Lavend mahallesinde Bankamız tarafından İnşa edilmekte olan erlerin satışına Eminönünde Banka binasında devam edilmektedir, Evlerin plân ve projeleri aynı mahalde teşhir edilmektedir
BOY ADI DEĞİŞİMİ _ İstanbul onbirincl hukuk mahkemesinin 23-11-940 tarih ve 949/799 numaralı kar ar iple soyadlarunız Kaya iken Karaman olarak değiştirildiğini ll&n ederiz,
Safer oğla Ömer Faruk Karaman ve çocukları: İsmail Karaman. Yaşar Karaman ve Ne-bahat Karaman.
Balat — Motlaaşk* mah, Şa-bidak 8. «ta, S.
Hidroelektrik tesisatı inşaatı yaptırılacak
iller Bankasından
geçle, teminatı
1 — Bozdoğan kasabasının hidroelektrik tesisatı su ve yapı kısmı inşaatı yaptırılacaktır.
2 — İşin keşif bedeli 86,285,00 lira ve 55G4.25 liradır.
3 — 27 Aralık 1940 Salı günü saat 15 de Bankamızda İhale komisyonunca yapılacak İlk İnceleme sonucu idare meclisine tasdik edildikten soııra ihale kesinleşecektir.
4 — Teklif mektuplarının 27 Aralık 1949 günü saat 12 ye kadar Bankamıza makbuz mukabilinde verilmesi şarttır. Postada veya sair suretle vukubulacak gecikmeler kabul edilmez,
5 — İhale evrakı ve projeler 10.— lira bedel mukabilinde Bankamızdan alınabilir, veya Bozdoğan belediyesinde görülebilir
6 — Eksiltmeye girebilmek için Bayındırlık Bakanlığına İhale gününden en az üç gün evvel yaptıkları işleri gösterir belgelerle müracaat ederek bu İşi yapabllceklerlne dair yeterlik belgesi almak şarttır.
7 — Banka ihaleyi yapıp yapmamakta ve işi dilediğine
vermekte serbesttir._________ _ _ ________________________(17132)
Balıkesir valiliğinden
1 — Manyas ilçesi merkezinde inşa olunan ilkokul binasının 29556 Ura 15 kuruşluk üçüncü kısım İnşaatı ile Sındırgı İlçesi merkezinde İnşa olunan ilkokul binasının 29716 lira 18 kuruşluk üçüncü kısım inşaatları 1950 yılına geçici olarak açık eksiltme He ihaleye çıkarılmıştır.
2 — Manyas okulunun teminat akçesi 2217 liradır.
3 — Sındırgı okulunun teminat akçesi 2229 liradır.
4 — Sındırgı okulunun İhalesi S-1-950 Perşembe saat de U daimi komisyonunda yapılacaktır.
5 — Manyas okulunun ihallesi 5-1-950 Perşembe günü
saat 15,30 da ü daimi komisyonunda yapılacaktır.
İsteklilerin teminat makbuzu, ithale gününden en az üç gün evvel Valiliğe müracaatla) alacakları vesika ve diğer lüzumlu belgelerle belli edilen samanda il daimi komisyonuna müracaatları, keşir evrakının daimi komisyonla Milli Eğitim Müdürlüğünde her zaman içki gürül eceği Uân. olunur. (17668»
15
Serbest Vigon ipliği satışı
Sümerbank Alım ve Satım
Miiessesesi Müdürlüğünden:
Kayseri fabrikası mamulü 2.5 ve 3.5 numara Vigon iplikleri serbest satışa arzedilmiştir- İhtiyaç sahiplerinin tstanbul-bulda Sümerbank Alım ve Satım Mûessesesiyle mağazalarımıza müracaatları rica olunur. (18055)
İSKOÇ VİSKİSİ
JOHNNIE
WAIKE!J
JeAn ff'a/ker (₺ Sons Lld. SrMcâ tf'hltky Dt sı Hicri. KitmnrneAt. Sroffand

Comments (0)