BUGÜN QİNCİ SAYFADA
Serte 32 — Ho. 11173 — Fiati: her yerde 10 kuruştur.
PAZARTESİ 21 Kasun 1949
A M İgM
■■■■■' .. - -. ■ ■ ' ~u ~ =a
Sahibi: Necmeddlû Sadak — Yaa İdlerini fiilen idare eden: C. Bildik — Akşato Matbaası

Tahliye isteği red edildi
Mevkufların avukatları ağır cezaya müracaatla buna itiraz ettiler
Reşat Aydınlı, sabaha karşı Emniyet müfettişi Necmeddini ziyaret ederek
bir kaç saat görüştü
Ankara 21 (Akşam) — iFııat Arna ile Osman Bölük-başının tahliye talepleri bu ■a hah yargıç tarafından reddedilmiştir. İki sanığın avukatları ağır cezaya başvurarak bu karara itiraz etmişlerdir.
Denizli Milletvekili Reşat Aydınlı bu nece sabaha karşı Emniyet müfettişi Nec-nıeddin Aydmlıyı evinde ziyaret ederek birkaç saat süren bir görüşme yapmıştır.
Ankara 21 (Akşam) — Harı rl ama komisyonu bu sabah saat onda toplanarak kalb sek-(esinden vefat eden komisyon Azasından Numan Aksoj’un yerine yent bir üye -seçilmesini karma komisyondan lstiyeceğl gibi İhbar hâdisesine dair talep ettiği müspet deliller hakkında dün akşam hükümetten gelen cevap üzerinde müzakerede bulunarak Alcloğanın teşrii ma-suniyetinln kaldırılıp kaldırılmaması meselesini tetkike de-yam edecektir.
Hazırlama komisyonunun bugün raporunu karma komisyona vermesi kuvvetle muhtemeldir. Suikast hakkında müspet deliller istemiş olan karma komisyonuna verilen cevap muhteviyatına dair müspet deliller olmamakla beraber Reşat Aydınımın ihbarından başka bir delil bulunmadığı söylenmektedir.
Karma komisyonu da bu sabah toplanarak Numan Akso-yun vefatı üzerine hazırlama komisyonunda münhal kalan fizalığa. bir Milletvekili seçecek ve hazırlama komisyonunun raporuna intizaren ihzari müzakerelerde bulunacaktır.
Karma komisyonunun, bugünkü toplantısında Sadık Al-ğanla Reşat Ayduıhyı yüzleştireceği rivayetleri dolaşmaktadır.
Adlî tahkikat devam ediyor
Ankara Cumhuriyet savcısı
Sadık Aldeğan Mili et Meclisinden çıkarken
Rüştü Kayıkçıoğlu İle muavini Zeki Kumrulu dün de tahkikata devam etmişlerdir. Söylendiğine göre İhbarı yapan Denizli Milletvekili Reşat Aydınlı bugün bir dilekçe İle savcılığa müracaat edecek ve hükümet
Mareşal
Çakmak
Millet Partisinden bir heyet Mareşali ziyaret etti
Şişli Sıhhat Yurdunda tedavi edilmekte olan Millet Partisi fahrî Genel başkanı Mareşal Fevzi Çakmak'ın durumu gittikçe düzelmektedir.
Mareşal hastaneye gelen Millet Partisinden bir heyeti kabal etmiştir. Heyet üyeleri mareşa-la, suikast meselelerini anlatmışlar ve bu hususta İzahat vermişlerdir. Partililer ntareşala ha yüzden heyecanlanmama ■nnı söylemişlerdir.
Fevzi Çakmak, bu sözlere karşılık olarak şunları söylemiştir:
*— Hayır heyecanlanmıyorum. Bize İftira edebileceklerine inanırım.»
makamlarına yaptığı İhbarı bütün teferruatiyle anlatacaktır. Bu dilekçenin 20 daktilo sahl-fesl tuttuğu söylenmektedir. Fakat Reşat Aydınlı, kendisi ile
(Arkası sahife 2 sütun 6 da)
1950 BÜTÇESİ BAKANLAR KURULUNDA
Bütçe yekûnu bazı fevkalâde masraflar yüzünden bir buçuk milyara yakındır
Ankara 21 — Bakanlar Kurulu pazar olmasına rağmen dün sabah toplanarak 1950 bütçesinde yapılan tenklhatı tetkike devam etmiş ve Maliye Bakanının verdiği İzahatı dinlemiştir. Bakanlar Kurulu her gün toplanarak biitçe üzerinde tetkiklerine devam edecek ve ay sonuda yeni bütçeyi Millet
Meclisine gönderecektir.
1950 yılı bütçe yekûnu 1 milyar 450 milyonu aşmakta ve bir buçuk milyara yaklaşmaktadır.
Yeni bütçede bazı fevkalâde külfetlerin bulunması bu yekûnu daha aşağıya İndirmek imkânını vermemiştir.
Bu fevkalâde masraflar arasında yeni tekaütlük kanunu-
Tıp fakültesi tekrar Haydarpaşaya dönebilir mi? & Prof. Kâzım İsmail Giirkaa’ın mütalâası §
nun tatbikatı vardır. Ve bu, bütçeye 20 - 30 milyona mal olmaktadır. istisnaî masraflar ı arasında 1950 seçimi masrafları ve verem savaşına tahsis edilecek milyonlar vardır,
Alman tasarruf tedbirleri lirasında şu esaslar bulunduğu tahmin edilmektedir:
Memur kadrolarının yüzde on azaltılması (bu kadroların ya lağvı veya yeni memur alınmaması suretiyle temin edilecektir.)
2-3 milyon tutan neşriyat işlerinin tamamen lağvı, resmi kamyon ve otomobillerin tahdi-ı ili, birçok Bakanlık ve umum müdür lüklerdeki müşavirliklerin tevhidi, tetkik heyetlerinin îiığvı veya asgariye indirilmesi, d^lre müdürlüklerinin lÛğvı. tenvirat ve mefruşat masrafların ın asgarî hadde indirilmesi.
Hayıt cemiyetlerine ve muhtelif teşekküllere verilen paralar titiz bir kontrole tabı tutulacak ve çoğu Jâftvcdilecektlr. Bu tasarruftan KlP-ı tayın istisna edildiği tahmin olunmaktadır.
İrana yardım Truman daha fazla yardım edilmesi lüzumuna kani oldtı
TOashington 20 (A A ) —
(United Press): İran şahmın Washingtoiı’da Truman. Aehe-son ve kurmaybaskanları He yaptığı görüşmeler hakkında malûmat alınmamışsa da siyasi mahfillerin kanaatine göre, Şah, Başkan Truman’ı memleketinin silâh bakımından daha fazla yardıma muhtaç bulunduğuna ikna etmiştir Şahın bu ziyareti geçenlerde Hint Başbakanı tarafından yap don ziyaretle mukayese edilmekte ve Şahın İran’ı kesin olarak batı memleketleri safına geçirdiği, halbuki Nehru'nun Hindistan'ı doğu ile batı arasındaki mücadele dışında tutmak arzusunu izhar etliği belirtilmektedir.
Başkan Truman, geçen gece Şah ile yaptığı görüşmede harb stratejisini münakaşa etmiş olduğunu bildirmişti Şah tarafından Başkanın şerefine verilen yemekte de Truman, Birleşik Amerika'nın sağ kanadını takviye etmek için bazı şeyler yapacağı üimldlnl izhar etmişti.
Müşahitler. Rusya'ya batıdan bakıldığı takdirde orta -doğunun sağ kanat olduğuna işaret etmektedirler. Bu sağ kanada mensup milletlerden İkisi yani Türkiye ve Yunanistan, esasen Birleşik Amerika tarafından takviye edilmiş bulunmaktadır.
İlâve edildiğine göre. Şahın Washington seyahatinin başlıca sebebi, silâhlanma programı mucibince İran'a düşen hissenin kifayetsizliğidir

Bilâ faide sütun
işgali
Mevcut Matbuat kanununda a Keyfiyetin aynı sütunda neşrin mecburiyeti vardır- Bunun yersizliğini bütün gazeteler türlü misallerle izalı edip duruyorlar. Bulduğumuz yeni Lir misali asa»ıva geçiriyoruz. Kudıkövk* Üsküdar arasındaki dolmuşların nizama sokulmasını istemiş tk. Kadıköy kaymakamlısından şöyle bîr açıklama aldık:
«Biri Şişlide ikisi Bakırköyde üç dersimiz vardır. Bu üç klinik* ten ikisi bugünlerde Haseki ve Cerrahpaşaya gelmek yolundadır. Bunun için Şehir Meclisinin anlayışlı kararını bekliyoruz» Tıp fakültesinin tekrar Hay-darpaşaya naklinde fayda olup olmadığı etrafındaki araştırmalarımıza devam ediyoruz. Görüştüğümüz Tıp fakülteet profesörlerinden operatör Kâzım tamall Gflrkan bu hususta demiştir kİ:
c— İkinci Mahraudün Gala-tasarayında açtığı ilk Tıbbiye -nln üzerinden 125 yıl geçti. Tıp mektebimiz bunun. 25 senesini Haydarpaşadn, mütebakisini îs-tanbulun içinde yaşamıştır. Haydarpaşadaki Mahut bina, İkinci Abdülhamlt tarafından saltanatın son yıllarında askeri tıbbiye olarak İtalyan mimarı Devaieri'ye yaptınlmıştır. Ab-dülhamld'Ln Askeri Tıbbiyeden çok çektiği malûmdur. Bu arada hem mektebi okşar gibi görünerek hem de onu Sellmiye-nin süngüsünün tehdidi altına
O £ o > (D P
ve Karacaaiımet İle deniz arasına sürmek gibi bir gaye takip ettirdiği mervidfr- Keza muhte-rem Cemil paşa hocamızın, 4^ meşrutiyetin Hânında Kadirga-da bulunan Mülki Tıbbi y- yt do o Haydarpaşadaki Asker: Tıbbi- _ yeye naklederek oraaa fakülte 5? halinde tesis etmek teşebbü- -w sünde Mülki Tıbbiyenhı Hay- ® darpaşaya geçmek İstemediği, fakat bilâhare buna razı ol- O duğu da rivayet cümlesinden-dlr.
Ben bunları bilmeni. Fakat bHdiklerim var: 1933 senesinde Darülfünunu ıslah ile Üniversiteyi kurmak için îsviçreden getirtilen profesör Molş. Haydarpaşa fakültesinde tetkikler yaparken orada yeni bir müderris muavini idim. Herkes gibi benimle de görüştü ve bildiğime Prof. Kâzım İsmail Gürkan (Arkası üçüncü sah i f ede)

Suriye takımı ağır bir mağlûbiyete uğradı 7 golümüzden üçünü Fahreddin, dördünü de Gündüz, Bülent, Erol ve Lefter attılar
Gazetenizin 15 kasını 9-1?) j tarihli sayısının birinci sa-ı hilesinde Dikkatler sütıı-] nıında «Dolmuşlara güçliik ı değil, kolaylık gösterilmeli»1 başlıktı yazı okundu:
(Arkası 7 inci sabucdo
Ankara 21 (Spor muharririmiz Halûk San bildiriyor) — Milli maça tekaüdüm eden günlerde bir antrenman esnasında takım kaptanı Gündüzün bacağında bir adalenin kopması, Türk milli takımı İçin ilk talihsizlik İşareti olmuştu. Doktorların tedavisi ve idarecilerin ıs-
rarlarına rağmen, maçtan iki saat evveline kadar Gündüzün oynaması, maneviyatının kırılması dolayuiyle. hemen hemen imkânsız bir hale gelmişti. Fakat, maçtan iki saat evvel Gündüz. yapılan tedavinin faydasını -görmüş ve Cihatla kanı 1 kurdukları otelic kftrşumda
yaptığı sıkı Mr antrenman ne-I meşinde aynıya bileceğine kanaat gelirmiş ve milli takımdaki yerini almıştır Neteklm Gündüzün oynaması Türk milli ca-j kınıma ne . kadar fayda temin | ei Hâı bütün maç imıidudınca I ker.di"! «•fcstcrûtf’tlr Türk milli ( (Arkası sahife 2; sütun 3 te)
Sahile 2
21 Kasım 1949
A M S * M

Atelyeler bir kere daha parçalanmasa!
Suriye takımı ağır birF-8ahçe2 G. Saray0
Yürürlükte bulunan Muamele vergisi kanununun aksıyan değil, işleri aksatan birçok tarafları vardır. İstanbul Defterdarlığında toplanan bir komisyon kanunu bu bakımdan inceliyor, şikâyetlere yol açan, sanayii ufalıyan taraflarını düzeltmeğe çalışıyor. Gazetelerde çıkan haberlere bakılırsa komisyon raporunu henüz tamamlamamış, fakat bazı esaslarda anlaşma olmuştur: Bazı iptidai maddelerden Muamele vergisi alınacak, bu maddeler mamul hale geldikleri zaman vergiden muaf tutulacak.
Bu esas yürürlükte nasıl bir netice verecek, bilmiyoruz. Formaliteleri azaltması bakımından iyi gibi görünüyor. Fakat komisyonun küçük işletme muaflığı yerine el sanatkârlığı muaflığını koymak tarafını tutması öyle sanıyorum ki gene mahzurludur. Şimdiye kadar iki beygirlik motörle âzami beş işçi çalıştıran küçük iraalat-haneler Muamele vergisinden muaftı. Bu muafiyet yerli sanayiin büyümesine engel olmuş, üstelik büyük atölyelerin parçalanmasına yol açmıştı. Bir marangoz beş veya on beygirlik motörlerle ve kalabalık işçi ile çalıştırdığı imalâthanesini, vergiden kurtulmak için parçalamak. ufalamak yolunu tutmuş ve imalâtında Muamele vergisi ödemediği için büyük atelye ile rekabet ederek onu da parçalanmağa mecbur etmişti.
Anlaşılan yeni teklif, vergi muaflığını daha küçük atölyelere tahsis eder mahiyette olacaktır; bir beygir kuvvetinde müteharrik kuvvetten istifade eden ve yanında ancak bir çırakla ailesi efradını çalıştıranlar Muamele vergisi öd emi y etektir.
Korkaıun, Muamele vergisine getirilmek istenen bu yeni esas zaten küçülmüş olan atölyeyi bir kere daha küçültecek, bugün beş k üçük atelye ile çalışan adam, muhtelif unvanlar altında 20 küçük atölyeyi 20 izbeye dağıtarak vergiden kurtulma yolu anyacaktır. Bu da Türk sanayiinin perişan olmasından başka br şey değildir. Şevket RADO
mağlubiyete uğradı

T


-A
ivS
t



*1
1
k 1
A
Galatasaray muhacim hattı şut çekememesi yüzünden maçı kaybetti
Yunanislandaki Ingiliz t skerleri şerefine ziyafet
Yunan Harbiye Bakanı ile Ingiliz Büyük Elçisinin nutukları
Atina 20 (AA) (Atina ajansı bildiriyor) — Yunanistan Harbiye Bakanı Panayotis Kanelle-pulos bu gece Grand Bretagne otelinde Yunanistan'dan çekilen İngiliz silâhlı kuvvetleri şerefine bir ziyafet vermiştir Ziyafette general Ernest Down, İngiliz büyük elçisi ve lady Norton Marshall. Yunan başkumandanı Aieksander Papa-gos, Yunan kabine üyeleri ve genel kurmay mensuplan ile yabancı memleketler ataşemlll-ter) erinden mürekkep davetliler hazır bulunmuştur ,
Ziyafet sonunda Yunanistan'dan İngiliz kuvvetlerinin
çekilmesinin Büyük Brltanya-nın Yunanistan'a karşı olan alâkasının azalması demek olmadığına İşaret eden KanaUe-pulos Yunanistan’daki çete harbi esnasında İngiliz kuvvetlerinin büyük yardımlarından sitayişle bahsetmiştir.
Kanellepulos'a cevap veren İngiliz büyük elçisi de şunları söylemişti;
«Dostların ayrılması daima üzüntü tevlld eden bir hâdisedir. Fakat onların burada bulunmaları sembolik bir mâna taşıyorsa ayrılmalarının da sembolik bir mânası vardır.
Afyon konferansı
BırHin Tarım Bakanlığında bir toplantı yapılacak
An.1—ra 20 (Akşam) — Türkiye. İran. Hindistan ve Yu-gûölavyadan mürekkep afyon müstahsili memleketler konferansı yarın şehrimiz Ziraat fakültesi salonlarında toplanacaktır. Bu konferansa Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinin mümessili olarak katılması takarrür eden misler Leon Sgei-niııg şehrimize gelmiştir.
Bu münasebetle bu akşam saat lt’3 da Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Kemali Ba yezit taralından delegeler şerefine Anadolu Kulübünde bir kokteyl veri İmi jtlr. Davette Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan vekili Rajf Karadeniz, Devlet Bakrnı Cemil Salt Barlas. Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı mü;;p-ar ve umum müdürleriyle İlgili Bakanlıklar ileri gelen-ftri ve misafir delegeler hazır bulunmuşlardır.
Makine şeflerinin toplantısı
Ankara 21 ı Akşam) — id kazımda Bayındırlık Bakanlığında toplanmış olan makine şefleri toplantısı dört gün devam etmiş ve evvelki gün bitmiştir. Bu toplantılarda Marshall yardımı mucibince gönderilen yol makineleriyle bir kat daha canlanmış olan makine İle yol yapımına dair ehemmiyetli kararlar alınmıştır. Bu arada bilhassa yol makinelerini kullanacak e-Jcma uların ve tâmlrcUerin yetiştirilmesi. bölge ve şubelerde tesis edilecek atelyeler, teknik makine ambarlan ve yedek parça işleri gibi konular üzerinde görüşmeler cereyan etmiştir.
Bulgar komünist partisi kabiliyetsiz idarecilerden şikâyetçi
Sofya 20 (A-A.) — LPS: Rabotnlchesko gazetesi, komünist partisi yetkili makamlara kabiliyetsiz ve mesullyetsiz kimselerin getirilmiş olmasından şikâyet etmekte ve partinin M tün teşkilâtının ihmal, uyuşukluk ve tam bir lâkaydı buhranından mustarlb olduğunu yazmaktadır.
Türk Hava kurumu uçaklarının gezisi
Görele 20 (AA) — Propaganda gezisine çıkmış olan Türk hava kurumu uçaklarından iki tanesi, dün saat 16.15 te Trabzon'dan ilçemize gelmiş ve halkın tezahürleri arasında meydana inmiştir Bu sabahın erken saatlerinde bavlıyan gösteri uçuşlarını halk ilgi ile ta-Mbetmiştlr.
Bir kız kuyuya düşerek boğuldu
Kadıköyde Çuhad arağa sokağında 8 numaralı evde oturan avukat Mennan öztürk'ün 13 yaşındaki hizmetçisi Afife Erzurum, dün öğle üzeri aynı evin bahçesindeki kuyuya düşmüştür. itfaiye tahlisiye ekipl Arifeyi boğulmuş olarak kuyudan çıkarmıştır.
Bir kadın, otomobil altında can verdi
Mustafa adında bir şoför, idaresinde bulunan 2Ö87 numaralı otomobil. Şehremlnlnde manevra yaparken o civarda Ereğli mahallesinde Çıkmaz* bostan sokağında oturan yetmiş yaşında Safiye Karadenfzc çarparak altına almış ve fiikmfi-ne sebe palan uçtur
takımı, dün Suriye milli takımına karşı 7-0 gibi açık ve farkb bir galebe kazanmış olmasına rağmen, vasattan çok aşağı blı oyun çıkarmıştır Bunun sebebi, rakipleri Suriye milli takımının çok acemi oyunculardan teşekkül etmiş bulunması idi. Türk milli takımının en iyi oyıııyan tarafı, hücum hattı olmuştur. Bilhassa uzun senelerden beri seyircilerin görmeği unuttukları şütlü bir oyun semeresini 7 gol İle vermiştir. Erdal, Lefter, Gündüz, Fahreddin çok güzel oynamışlardır. Şükrü, vazifesini yapmağa çalışmış, haf hattında milli takımda yer almış olan Harb Okullu Mustafa da çok güzel oynamıştır. Bülent de muvaffak olan oyuncular arasındadır.
Türk millî takımında Hüseyin, Vediî, Naci aksamışlardır. Kaleci Erdal'a bütün oyun Im-tidadınca 6 defa top gelmiştir. Bu 6 top gelişinin içinde Erdal bir hatalı çıkış yapmıştır.
Maçtan sonra konuştuğumuz Suriye milli takımının antrenörü AvusturyalI Çiller, bize şunları söyledi:
«— Türk takımının en iyi oyuncusu Defterdir. Ben Suriye milii takımını bJr aydan beri çalıştırmaktayım- Geçen martta viyanada yapılan Tiirk - Avusturya milli maçını gördüm. Türklerin i - 0 mağlûb oldukları bu maçta takımınız Surlyeye karşı çıkardığı oyunu AvusturyalIlara karşı oynasaydı, netice aynen Suriyenln dünkü mağlûbiyeti gibi olurdu.»
Şunu da ilâve edeyim kİ Suriye millî takımı dünkü oyununda, 10 oyuncu ile kendi on sekizleri İçinde daimi bir müdafaa halinde idi,
Maçın tafsilâtı
Ankara 20 — Dünya futbol turnuvası eleme maçı bugün, Suriye ve Türkiye milli takımları arasında 19 Mayıs stadında yapıldı.
8tad, maç saatinden çok önce tamamiyle dolmuştu. Şeref tribününde Büyük Millet Meclisi Başkanı Şükrü Saraçoğlu, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nihat Erim, Bakanlar, generaller hazır bulunuyordu. Stadyumda tahminen 40,000 seyirci topluluğu vardı.
İki takım karşı karşıya
Saat 14 ü 8 dakika geçe hakemler ve onları takiben de önde Suriyeliler olduğu halde takımlar sahaya çıktılar- Bu sırada kapalı tribünden ayaklarında kırmızı beyaz kurdeleler bağlı olan beyaz güvercinler u-çuruidu. Bunlar arasında bir de küçük bir Suriye bayrağı taşıyan güvercin vardı. Bu güzel jest seyircilerin tezahürlerine vesile oldu. Suriye ve Türkiye takımları kaptanları arasında bayraklar ve buketler teati edildi- Büyük Millet Meclisi Başkanı şükrü Saraçoğlu. Beden Terbiyesi Genel müdürü ile birlikte Türk ve Suriyeli oyuncuların birer birer ellerini sıkarak hatırlarını sordu, başarılar diledi, Askeri bando önce Suriye milli marşım, sonra da İstiklâl marşını çaldı. İstiklâl marşına bütün seyirciler hep bir ağızdan lşttrtHt ettiler.
Burtye ve Tûrt milli takımları §u kadrolarla sahada yer al- . mı? bulunuyorlardı:
Burtye takanı: Mnrt - Aasl-
t
i
1
t!ç gol atan Fahreddin
dun, Mardini - Atassl, Abra ham. Sefadl - Agop, Vasken Abdullah, Manuel, Hamo.
Türkiye takımı: Erdal - Naci. Vedii - Mustafa, Bülent, Hüseyin - Erol, Leltcr, Gündüz, Fahreddin, Şükrü.
Orta hakem: Agustin Gamba
Yan hakemler: Guido Agno-lin, Ermanno Silvano.
Oyun başlıyor
Oyun saat 14,15 te başladı, Türk takımı Şükrü vasıtasiyle ! soldan ilk akını yapıyor. Şükrü karşısındaki Suriyeli oyuncuyu geçtikten sonra topu Gündüze verdi- Gündüz topu müsait vaziyette olan Leftere geçirdi. Lefter yakından kaleye şut attı, fakat top kale üzerinden dışa-n çıktı. İlk dakikalarda oyuıı Suriye yan sahasında cereyan ediyor. Bir dakika sonra, Erol taç çizgisi ürerinden topu korner yerine kadar getirdikten sonra ortaladı Top Lefterln ayağından Gündüze kadar geldi ve Gündüzün dönerek attığı güzel bir vole ile kalenin solundan dışarı çıktı.
4 üncü dakikada Lefter Ero-1ün güzel ortaladığı topa yetişe-miyerek bir gol fırsatı kaçırdı. Top Suriyeli oyuncunun ayağından kornere çıktı- Şükrünün kornerini Suriye kalecisi kurtardı. Bu sırada Türk takımı umumiyetle sağ taraftan oynuyor. Erol iki Suriyeli oyuncuyu geçerek kaleye kadar sokuldu «e topu Şükriiye verdi. Şükrünün sıkı bir şütle kaleye gönderdiği top Gündüzün sırtına çarparak avut oluyor. Oyunun 10 uncu dakikasındayız Türk takımı daha süratli ve anlaşarak oynuyor; fakat hücumları neticesiz kalıyor, Bu sırada Suriyelilerin Uk hücumunu görüyoruz. Fakat Suriye şoilçl ofsayt vaziyette. Tiirk takımı birbiri arkasından tekrar hücumlar yapıyor ve mükemmel müselleslerle Suriye kalesine kadar İniyor. 11 inci dakikada Bülent uzun bir vuruşla topu Leftere veriyor. Lefter Suriyeli müdafii çalımla geçtikten sonra topu Gündüze, Gündüz de Erole geçiriyor. Erolün 18 pas çizgsl yakını arından güzel bir şütünc şalı i ti oluyoruz. Top kale direklerini yalıyarak dışan çıkıyor.
Birinci devredeki üç golümüz
14 üncü dakikada Bülent'ten Gündüze, Gündüzden de Fııh-reddine gelen topu. Fahreddin güzel bir vuruşla Suriye ağlarına takıyor ve Türkiye takımına Hk golü kazandırıyor Bu golden »onra Suriyeliler arka arkaya İki hücum yaptılar; fakat İkisi de netice vermedi. 12 ud daki-
kadar Hüseyindı-n aldığı pasla kaleye kadar sokulan Şükrü kaleciyle çarpıştı ve muhakkak ı bir gol kaçırdı. Top kalecinin elinde kaldı.
Türk takımı anlaşarak güzel ı ve süratli bir oyun oynuyor. 26 ncı dakikada. Fahreddin, . Gündüzün nefis bir pasını güze] bir şütle '.amamUyarak Türk | takımına ikinci golü de kazan -diriyor.
I Bundan sonra Suriyeliler ne-I ticcslz birkaç akın yaptılar.
35 inci dakikada Fahreddn Suriyeli oyuncuyu geçerek topu, Deftere verdi Defterin şutu kale üzerinden dışarı çıktı.
Kalemizin atlattığı mühim bir tehlike
40 inci dakikada Türk kalesi ilk mühim tehlikeyi atlatıyor. Suriyeliler 3ontrforlan vasıtasıyla ortadan ilerliyorlar. Erdal bir tereddüdü müteakip pec kalmış, fazla bir ileri çıkış yapıyor. Fakat santrforun şutunu Bülent ve Naci yetişerek kurtarıyorlar. 42 nci dakikada Gündüzün güzel bir kafa vuruşu ile kaleye attığı topu kaleci tuttu. 44 üncü dakikada, Bülent 35 metreden Suriye kalesine hendbol atıyor Fevkalâde bir şüt ve gol.
Seyircilerin sürekli alkışları arasında birinci devre bu şekilde Türk takımının 3-0 galibiyeti bitti.
İkinci devreye saat 15,20 de başlandı Suriye takımı bu devrede biraz daha insicamlı oynuyor. Top Suriye kalesi 18 pas çizgisi İçinde, Türk oyuncularının ayaklarında. Şükrü. Erol, Gündüz, Lefter ve Fahrettin mütemadiyen birbirlerine pas veriyorlar ve birbiri arkasına gol kaçırıyorlar. 12 nel dakikada. top Gündüz'den şükrü'ye geçti, şükrü müsait vaziyette şut atmadı ve Lefter'e pas verdi. Defter çok güzel bir vole vuruşu yaptıysa da top kale üzerinden avut oldu-
Oyun âdeta tek kale halinde geçiyordu. Türk takımı sağdan, soldan ve ortadan birbiri ardınca akınlar yapıyor Bu sırada Suriyelilerin ânî bir hücumunu görüyoruz. Erdal, kale önüne kadar jlerliyen Suriye sol içinin ayaklarına yatarak bir golü kurtarıyor. Dördüncü, beşinci ve altıncı gollerimiz
18 inci dakikada Şükrü nün ortaladığı topa çıkan Gündüz, yerinde bir kafa vuruşu İle topu Suriye kalesine kalecinin müdahalesine rağmen sokmaya muvaffak oldu. 4 üncü gol.
14 üncü dakika Bülent'ten Deftere gelen topu Lefter kale yakınında bulunan Erol'a verdi Erol çok kuvvetli bir şütle kalecinin kıpırdamasına meydan vermeden 5 inci golü attı. Bu golün hemen arkasından Lefter 6 Suriyeli oyuncuyu çalımla geçerek kale önüne kadar ğcldi ve fevkalâde bir şütle ' 6 ncı golü yaptı. Biraz sonra gene Lefter'ln nefis bir volesini Suriye kalecisi güçlükle kur- ( tardı. Oyunun bundan sonraki 1 kısmı da Türk takımının git- ı tikçe artan baskısı altında cereyan etti. Bu arada Suriyeli- . ler bir İki akın yaptılarsa da ■ bunlar Bülent’in, Naci'nin, Hû- ı şeyinin ve Vedii'nln yerinde ı müdahelelerl ile neticesiz kaldı. Son dakikalarda. Erdal İki s güzel kurtarışla Suriyelilerin I
Ustan bulda haftanın müsabakamız geçmemesi ve milli takıma ayrılamıyan Fener vc GalatasaraylI oyuncuları teselli için (Son Saati refikimizin ortaya koyduğu (Teselli kupası) İçin dün İnönü stadında Fenerbahçe İle Galatasaray hususi bir karşflaşma yaptılar Hakem Eş--TCftn İdaresindeki maça takımlar şu kadrolarla çıktılar:
Fenerbahçe; Hüsnü - Hilmi, Ahmet - Müzdat, Refet, Nus-ret - Turan, M. Ali, Cemal. Ali. Halit
Galatasaray: Turgay (Sa-
mimi - Fâzıl Ruhi - Musa. Doğan. Özcan - İsfendiyar, Muştala ( Yılmazı, Muhtar (Roberl, Muzaffer, Garbis.
Maçın birinci devresi müteva-zln geçti. Ortadan GalatasaraylIların yapmak istedikleri altınları Fener müdıgaası kolay kesiyor; Fener takımında da Cemal bütün hücum hatlını sürüklüyor.
Maçın 20 aci dakikasından I-tibaren Fenerliler oyunda görünür bir hâkimiyet kurdular. 32 nel dakikada Turgay sakatlanarak oyunu terkelll 37 nel
dakikada Cemale yapılan bir favülü Halit çekti; direkten dönen topu M- AH Galatasaray kalesine soktu ve devre 1-0 Fenerin galibiyetiyle kapandı.
İkinci devre
GalatasaraylIlar Muatafanın yerine Yılmazı almış olarak başladılar; daha İlk dakikada İsfendiyar fena bir vuruşla topu boş Fener kalesine iki metreden alamadı Dakikalar geçtikçe Galatasarayın hastası arttı. ise de. for hattının Fener kalesine hiç şut çekmemesi takımın gol çıkarmasına mâni oluyor. 21 İnci dakikada Muhtar bir gol attıysa da hakem bunu ofsayt addetti.
32 nci dakikada Muzaffer i şı pat Uyarak sahadan çıktı. N çın sonuna doğru Fenerli canlandılar- 42 nci dakika Doğan ile Özcan ın dural ad bir anda ortaya kaymış bulun Halit topu yakaladı; biraz s> dükten sonra kaleciyle ka karşıya iken sıkı bir şütle « ikinci defa Galatasaray ağla na gönderdi ve maç 2 - 0 Feı rin galibiyetiyle sona erdi.
Suikast
tahkikat
(— Savcılığa gittiğim malûmdur. EJâdise nasıl olmuşsa orada anlattım. Adalete hizmet vazife m izxlir. Savcılıkla tem aslarımız bununla bitmiş olduğundan ayrıca 20 sahifcllk dilekçe vereceğim doğru değildir.» demiştir.
Mîllet Partisinden istenen malumat
Ankara Cumhuriyet Savcılığı tarafından Denizli Milletvekili Reşat Aydınlı ile Fuat Ama ve Osman Bölükbaşının aralarındaki mûnasebat hakkında Millet Partisinden istenmiş otao malûmata dair cevap verilmiştir. Bu cevap dqrt daktilo sahı-fesi tutmakta ve sekiz vesika da ekli bulunmaktadır.
Cevapta, Fuat Ama n m Reşat Aydınımın bazı hareketlerini 1-Ieri sürerek Haysiyet divanına verilmesini istediği, Osman Bölük başının da Reşat Aydınlım»! kendi başına hareket ederek parti disiplini dışına çıktığını müteaddit defalar belirttiği ve kendisini partiden ihraç etmek İçin bir mazbata hazırladığı da zikredilmektedir.
Reşat Aydınımın partiye ne şekilde intlsab ettiği ve muhte-
atmak için çok çalıştıkları şeref golüne imkân vermedi-
Yedinci golümüz
42 nci dakikada Erol süratli bir inişten sonra topu kale önüne ortaladı Fahredddin güzel bir kafa vuruşu ile bunu tamamladı. 7 İnci gol.
Oyun hücumları devam ederken ve netice değişmeden Türk milli lakunmın 7-0 galibiyeti ile bitti.
Türk milli takımının aldığı bu netice, Suriye takımının henüz zayıf bir takım olmasından ve bütün oyun müddetince müdafaa tâbiyesi tatbik etmesinden ileri gelmiştir. Dört beş oyuncu müstesna, Türk milli takımı oyuncularına tam for-münde demek ve takıma en iyi tarzda teşkil edilmiş yiizlyle bakmak oldukça zordur.
Misafir Suriye takımı, bütün maç devamınca çok temiz bir oyun gösterdi Her iki takım da sahayı terkederken tıpkı çıkışlarında olduğu gibi seyirciler tarafından hararetle alkışlandılar
İtalyan hakemi ve Suriye kafile başkanı ne diyorlar?
Ankara 20 — İtalyan hakemi Gamba. Türk - Suriye maçı hakkında şu beyanatta bulunmuştur:
«— Türk 'akımının santrforu. Avrupada eşine raslanmıyacak derecede feragati nefisle çalışmakta ve arkadaşları İçin oynamaktadır.
•Türk milli takımı yarım bir »totemle oynuyor, yani ıWi yİ tamamiyle tatbik etmiyor. Fa-
ili zamanlarda ne gibi ay) hareketlerde bulunduğu da ; nca izah edilmiştir. Bu cevfi ekli bulunan sekiz vesikadan rlsl. Reşat Aydın linin Ankara Yenldoğanda bir nutuk soy mlş gibi bazı İstanbul gazetelerine imzaslyie gönderdiği mektuptur. Bu mektup nutkun metnidir. Reşat Aydınlmın bunda İnönü, Celâl Bayar ve Mareşal Çakmağın bir yuvarlak masada toplanarak barışmaları lâzım geldiğini, parti İşlerinin bir nevi kıskançlıktan doğduğunu İfade ettiği bildirilmektedir.
Bu mektup İstanbul gazetelerinden biri tarafından Fuat Ar-naya verilmiş, o da buna istin ad ederek Reşat Aydınlmın Haysiyet divanına verilmesini İstemiştir. Diğer vesikalar da Reşat Aydınlmın Kırıkkale ilçe başkanlığına göndermiş olduğu muvazaa tamimi ve Haysiyet divanına şevkine dair olan karar suretidir
Son Saat gazetesi aleyhine dâva
Ankara 21 (Akşam) — Suikast İhbarının gazetelere ilk aksettiği gün ts tan bul da çıkan Son Saat gazetesi bir yazısında Osman Bölükbaşı ve Fuat Ar-na'nın şahıslan hakkında ağır lisan kullandığından, vekilleri bu gazete aleyhine dâva açmışlardır.
kat gözü dolduran çok süratli bir oyun tarzı var. Bugün gördüğüm Türk milli takımı, Ati-nada Doğu Akdeniz kupası maçlarında gördüğüm tak undan daha az deplasmanlı oynadı Bunun da karşısındaki takımın zayıf olmasından ileri geldiğini tahmin ediyorum. Türk takımında başta Gündüz, Defter. Mustafa. Bûnlet. çok muvaffak oldular. Sağ haf Muşta-fanın üzerinde bilhassa durmak isterim. Lefter de beynelmilel çaptı bir oyuncudnr.»
SURİYE KAFİLE BAŞKANI NE DİYOR?
Suriye kafile başkanı da şunları söylemiştir:
(— Türk milli takımını seyretmek fırsatını buldum. Brezilya milli takımına çok benzettim. Mübalağasız onlar kadar süratli oynuyor. Santforu-nuzun oyunu İdaresine hayran oldum. Bilhassa sağ ve sol içlerinizle sağ hafiniz ve santr-hafımzı çok mükemmel buldum.*
Misafir futbolcular şerefine ziyafet
Ankara 20 — Suriye - Türkiye milli futbol karşılaşması münasebetiyle Beden Terbiyesi umum müdürlüğü tarafından bu akşam saat 21 de Gar Gazinosunda misafir sporcular şerefine bir akşam yemeği verilmiştir.
Beden Terbiyesi Umum müdürü ile Suriye Futbol Federasyonu Başkanı tarafından bire? nutuk söylenmiş ve bu konuşmalardan sonra iki takını oyuncu ve idarecilerine hediyeler verilmiş Ur.
Created by free version of 2PDF
21 Kasım l?t9
AKŞAM
,AK$AMc|
Matbuat kanunu ' yapmağı, anayasa ile menetmek bile kâfi değildir
tiyatrosu
SahahGazeteleriNe Diyor?
Bahire 3
Yardımcı Haller
lı artacaktır. Çünköü bütün bu vilâyet belediyeleri. Valinin emri altona tâbi birer idaredir. Bütçesini bile Vali tasdik eder.
Biz İstanbul için böyle bir belediye istemiyoruz. Eğer belediye vilâyetten ayrılacaksa, sala hiyetlerl ve şehir İşlerindeki tasarruf İmkânları demokrasi telâkkilerine uygun bir şeklide tevsi edilmek şartiyle ayrılmalıdır. Bugünkü bc-lediye kendi memurlarını kendisi tâyin edemez. Şehir plânı üzerinden en ufak tasarruf yapamaz. Bütçesini içişleri Bakanlığında birimiz İstediği şekilde çizer, bozar.
Yani merkeze sormadan öksür-, haline getirilmeli, sonra benzer-meler bile güçtür- Bu haille be- lerl İlçelerde kurulmalıdır. Mer-lcdiyeyl vilâyetten ayırmak, kez hâil bugünkü vaziyetiyle şehre fenalık etmek olur. Çün- varidat bakımından ne beledl-kil bugün vilâyet kuvvetiyle ya-' yeye, ne de >ıat ucuzluğu bakı-pılmakta olan bir sürü belediye mından halka faydalı olamıyor hLzmetl o zaman kudretsiz ve. Bu müesseseyl yeniden teşkllâl-satâhlyetslz fakat ayrı bir bele- laııdırmalıdır. Evvelâ bu mües-diyenin omuzlarına çullanır.
İstanbul halkı, belediyenin vilâyetten ayrılmasını ancak m üs takıl, kuvvetli ve salâhiyeti! bir şehir idaresine malik olmak için İster. Bu şart temnl edilmedikçe belediyeyi vilâyetten ayırmak günün birinde bunları birblrleriyle daha sıkı bağlamak için:
Yine eski âdetlere mi dönüyoruz?
SON POSTA, yukanki başlıkla yazdığı makalede, İnöaü-nün açış nutku münasebetiyle açılmak istenen münakaşa için verilen islizah takririnin reddinden bahisle diyor kİ:
Bir taraftan, evet konuşalım, istediğiniz münakaşaya memnuniyetle hazırız demek, bir taraftan da bu münakaşanın neticesine göre değil dc peşinen it tlhaz olunmuş bir karara göre reyi vermek: şüphesiz ço kgarip görünmekte idi.
Halk partisinin bu garabeti olsun İdrak ederek bu gibi mİ-Birinci grupun başında Vasfl nakaşalardan uzak durması parlâmento çalışmaları bakımından çok yanlış olsa bile bu partinin zihniyetini tam mâna-siyle ifade etmek noktasından hayırlıdır .
Kaldı kİ. İş yalnız bununla da kalmamış; aynı grup Ictlmam-da. evvelce her nasılsa kabul edilmiş olan aleni celse usulü dc kaldırılmak suretiyle, gizil oturumlar usulune avdet edilmiştir.
Halktan ve efkârı umumiye-deıı gizllyecek hiç bir şeyleri olmadığı iddiaslyle, ortaya çıkanların çabucak bu yoldan yine bildiklerini okumak sevdaslyle eski âdetlere dönmeleri şayanı dikkattir.
T alimatnameyi beğenenler ve begenmiyenier
Gazeteci arkadaşlarımız, ycııi çıka t. iaç-a k şiddetli Matbuat kanununu münakaşa etmek üzere Ankarayu g-îı. yorlar.
Bazı arkadaşlar:
— İliç Matbuat kanunu olmasın. Umumî hükümler p^inc! içinde neşriyat dâvaları da halledilsin! - diyorlar.
Bunun beyhudeliğini gösterecek misal, aşağıki mad-, dedir. Türk Ceza kanunun-, ™uık®veJelc^j da 269 uncu maddenin şu^ *'
şeli’lde değiştirilmesi îsteni-' ^®r' Rıza Zobu, İkinci grupun başın-
I da da Sami Ayanoğlu bulun-„rgL?dâ.e 'G9.V VS maktadır.
208 inci madde hükümleri dışında Büyük Millet Meclisi | _ .
veya Bakanlar Kurulu veya edenlerin bllâkayıt ve şart haresini heyetler üyelerinden rlçte çalışmağa İzin Istedikle-veya devlet memurlarından' rinden dolayı mukaveleleri lm-ad söylenıîyerek bir veya za etmediklerini söylemekle, Sa-birkaçmın veya hepsinin Ayanoslu İse Vasi, R,sa Zo-
fatlar.ndan veya memuriyet bu nun sürdü6ü mütalâa-veya vazifelerinin ifasından dolayı kapalı ve haklarında1 kötü şüpheler uyandıracak mahiyette vatı, resimlerle ■ şeref ve haysiyetlerini kı-
Şehir Tiyatrosu İçlin hazırlanan talimatnamenin sanatkârlar arasında bir İkilik meydana getirdiği yazılmıştı. İki taraftan ----—I grupu talimatnameyi beğenerek mukaveleleri Imzalı-yanlar; ikinci grupu da talimatnameyi beğenmedikleri lçn lmzalamı yanlar teşkil etmektedir.
Vasfl Rıza, İkinci grupu teşkil
ilin varid olmadığım beyanla1 şunları söylemektedir:
t— Bizim itiraz ettiğimiz nok-...ta: Kurulun teşekkül, vazife ve ran lar aşağıda yazılı olduğu 'salâhiyetlerine üzere cezalandırılırlar, I .......... —
Bu fiil ve hareketler:
1 — Büyük Millet Meclisi veya Bakanlar Kurulu üye-leriden biri veya birkaçı veya hepsine karşı işlenmiş ise i verilecek ceza altı avdan iki I seneye kadar hapis’ ve 500 reket cdeccfclcrln• kim garanti liradan 2000 liraya kadar a- eder? ğır para cezasıdır. | -----------------------
taallûk - eden maddeclrdlr. Dâvamız şahıs dâvası değildir. Bugünkü arkadaş . lar maddeleri tam ve iyi niyetle tatbik edebilirler. Fakat onlardan sonra gelecek kurul üyelerinin de aynı hüsnüniyetle ha-
Baylar lütfen «adada
«VATAN» da yukanki başlıkla yanlan fıkrada şöyle deniliyor:
Büyük Millet Meclisi yaz tatilini bittireli haftalar oluyor Hep «dedim ki, demiş kİ» ile meşgul.. «Vay, filânın falan söcden maksadı ne?» Hükümetten bir şey sormak değil, karşı tarafa söz atmıya bahane İcat etmek!
Allah Teklrdağı milletvekili Cezaroğluııdon razı olsun: «Kuraklık yüzünden hayvanlarını yok pahasına satmaya mecbur olan çif çilerin durumuna dair bir önerge» vermiş de o müzakere olunacakmış!
Aman, bunu arada müzakere edip — pamuk İpliği ile bile olsa — bir karara bağlayınız da «gerçek bir millet işi konuşuldu» diyelim!
*
Vilâyet ve belediye
CUMHURİYET, Ankaradan dönen Valinin vilâyetle belediyenin yakında birbirinden ayrılacağı hakkındnki demecini yorumlayarak diyor ki:
Eğer İstanbul belediyesi vilâyetten ayrılınca bir vekilin dediği gibi Türklyecie mevcut 83 vilâyet belediyesinden biri gibi mütalâa ve o hükümlerle idare edilecekse şüphesiz eski hayra-
ı
Evvelâ merkez hâlinin ıslahını isteyenler var
5ağla m beden, sağlam kafa!
«Sağlam kafa, sağlam bedende bulunur- vecîzesîni çocukluğumdan beri dinlerim. Bunun aksini iddia e-
Belediye, hayat pahalılığına ' den nazariveJer de ileri sö-çare ararken, İlçelerde yardımcı' rüİdü, mevzu üzerinde hav-hâller kurmağa karar vermiş ve münakaşalar
tetkiklere başlamıştır. Bir kısım ' belediye mensupları bundan ev- İ vel merkez hâlinin ıslahını istiyorlar. İleri sürülen fikirler şöyle hulâsa edilebilir:
Hal, bugünkü durumlyle hayal pahalılığını önllyecek şekil- , de çalışmamaktadır. Evvelâ bu-. rası şehre faydalı bir müessese
2 — Resini heyetler üyele-
riyle devlet memurlarından 1’dıJDUlUsl
biri veya birkaçı veya hepsi aleyhlerinde işlenmiş ise verilecek ceza iiç aydan bir seneye kadar hapis ve 200 liradan 1000 liraya kadar ağır para cezasıdır.
otelleri
— —-------- cereyan
I etti, gazetelerde . kitaplarda I birçok yazılar okuduk, fa-kal neticenin neye bağlandığının farkımla değildim, arasıra merakım depresirdi. Eksik olmasın. Millî Eğitim Bakanlığı yeni bir kara-riyle bizi bu meraktan kurtardı. Okullara beden terbiyesi öğretmeni yetiştirmek özere îstanbulda Çapadaki okul binasında bir kurs a-çilmiş. Muhtelif mekteplerdeki beden terbiyesi yardımcı öğretmenlerinden sekiz kişi bu kursa talebe olarak yazılmışlar. Bir sene kurs gördükten sonra imtihanda muvaffak olanlar asli öğret», menliğe tâyin edilecek I miş. LJ
Madalyonun bu tarafı böyt^-le, bir de öbür yüzüne euXN atalım: Sekiz taiebeli kursafe Milli Eğitim Bakanlığı teş-^ kilâtından bes 2at öğretmenC olarak tâyin edilmişler. BuO baylar haftada ikişer defâ^j Ankaradan uçakla İstanbu-Js la gelip derslerini verdikten^ sonra tekrar vazifeleri başına döneceklermiş. Ders üc-(D retlerinden maada uçakla^ gelil» gitme masrafları d.*t Bakanlığa aitmiş.
Gene bu sekiz talebclLQ kursa İsvecten iki muallim»— le bir doktor getirtilmiş. ay-fl\ rica İstanbuldan da bir mtw allim verilmiş ve sekiz tale-® benin dokuz kişilik talim veg* terbiye heyeti masrafı naf}
karşılık bir vıl için yirmi altı*-* bin liralık tahsisat ayrılıp a-lâkalı makama gönderilmiş. Tarihte Spartalıların sportmenlikleri malûm. Hele su sekiz talebemiz kursu bitirsinler de inşallah imtihanda muvaffak alıip mekteplerde vazife alsınlar, ondan sonra seyreyleyin bizi! Spartalıla-ra taş çıkartacağız, alimallah! Öyle ya. bîr kurs devresi bu memlekete yirmi altı bin liraya nıalolan sekiz beden terbiyecisinin mekteplerde yetiştirecekleri öğrenciler sporun şahikasına yükselecekler.
Amma diyeceksiniz ki: «Milli Eğitim Bakanlığı bütçede tasarruf gayreti vle mektepler kapatıyor, sınıflarda çocuklar istif halinde oturuyorlar, yüzlerce öğretmen Anadoluya dağıtılıyor. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu? Mekteplerden o-kutma masrafları kıskanıltr-ken bir kursa bu kadar para nasıl ve mirin veriliyor?* Gerçi ilk bakışta böyle bir sual mukadder gibi görünürse de. biraz düşününce Millî Eğitim Bakanlığının yerden göğe kadar haklı olduğu anlaşılır. Şöv-b'iyük radyoloji nelerde yerleştirmiş olsa bu ha- hçmc nhemen Anadoiıı ekspre- le kî: Seneler senesidir bütün merale- llyle dahi hem llm: hem de sine inhisar edecektir, | sarfedîlen gayretlere rağ-
tedavisine ya- mail bakımdan bir Haydarpa-I Ankara ekspresi bilhassa per- men. maarif müessesele-şaya seyahat hayalinden yüz ?emb« *e Cl,ma günleri Anka- rinden gereği gibi randıman uefu üaiıa iyuur. rurzı munaı alınamadı-!mı gören Bnkan-
brtyle bir nakil vaki olsa Devle- loci de Istanbuldan kamilen dol-j lığın; «Sağlam kafa, sağlam duktan başka bir veya İki ya- bedende bulunur»---------------------------------------'—f
taklı vagon ilâvesi Icabetmekte ve bazan buna rağmen yine yer
Ibulunmamakta idi.
' Bu bakımdan hiç olmazsa yolcu kalabalığının en dugu dört gün bu İşletmek muvafık olur.
I sese ve mezbaha gibi diğer be-
1 lediye müesseseler! mütedavll . sermaye İle çalışan müstakil ik-tisadl işletmeler haline getirilmelidir. Hâlde çürüyen ve deni-heder olmamalarına da çare bu-ı lunmıyan meyve ve sebzelerin heder olmamlraına da çare bulunmalıdır. Bunun İçin hale so-I ğuk ve sıcak hava depolan kıı-| rulmalt, ayrıca sirke şıra ve — Gördünüz mü? Yürümedi marmelât yapacak küçük ima-işte! diyebilmek gayesinden'.............
başka neye yorulabilir?

Tıp fakültesi tekrar
lâthaneler açmak ve meyva konserveleri yapılacak müesseseler vücuda getlrilmeldlr. Bu suretle merkez hâli hakikaten faydalı bir müessese haline getirildikten sonra benzerlerinin diğer İlçelerde vücuda getirilmesine çalışmalıdır.
Ankara yataklı ekspresi
(Baş tarafı 1 inci aahlfede» , göre Tıp fakültesinin İstanbula, profesörün kendi tâbirlle Ünl-vresite coğrafyası İçine alınmasın el o rapor vermiştir. Sonra dendiği gibi yalnız üç hoca değil, o zamanki fakülte kurulu da ittifak İle bu karara iştirak etmiştir. Haydarpaşada iken...
Bir bildiğim daha var: Tıp fakültesi, Haydarpaşada ikameti müddetinde hiç bir zaman tam olarak orada toplanmış değildir. Ben Haydarpaşada talebe, asistan ve müderris muavLnl olarak bulundum. Biz talebe İken doğum ve tedavi dersleri Kadırgada eski Tıbbiye binasında İdi. Ayrıca talebeye fazla hasta göstermek için fakültenin Cağaloğlunda bir poli kliniği vardı. Bir ü-çüncüaü İstanbul da kalmış olan Dişçi mektebi talebesi de bir kaç ders için Haydarpaşaya taşınıp dururlardı.
Demekkl lodos, sis. geceleri vapur olmaması gibi engellerle karşılaşan yalnız tıp hocaları değil tıp talebesi, diş hekimliği talebesi, hastalar ve hasta sahipleri vesair İdi Derslere intizam 1le gitmek İ hocalar İçin bir emri azim İdi. Hastaların çokluğu ve tenevvü bakımından İstanbul, Haydar-paşaya daima müreccah İdi. Ayrıca bütçe darlığı dolayısile senenin bir kaç ayında hastanenin kapanması da müşkülâtı arttırıyordu. 930 da bu mesele .dilen milletlerarası otel tasnifi-' münakaşa mevzuu olduğu za-ne göre, bir müessesenln otel (man muhterem hocamız Cemi) sayüabilmesl için mutlaka jo- . Topuzlu yine akşam gazetesl-kaniasının bulunması şarttır.
i İstanbul otelleri böyle bir durumda olduklarına göre, mem-1 lekelin geri kalan kısımlarındaki ollierin hail kolaylıkla tah-
; mır, ediKbUlr. outeUian le)vl - T*1"" ,aJ Ma*nr,
; »inde çok 5eC kaldım» ,uph,,- ™ a-11»'1"
. ’ s r kenri s n» vmriiaı
İstanbulda 164 otel, bunlarda 6,330 yatak var
Fakültenin Haseki ve Cer-ahpaşada çalışan personel İçin
Demek ki. mesele, ağır ve baltalayıcı maddenin şu ve-. ya bu kanun dahilinde değil. umumiyetle Türk kanunları arasında bulunmamasıdır. Zira ister matbuat, ister ceza, ister ticaret, ister nafia kanunu dahilinde böyle madde bulununca gazeteciliğin alfa sı kalmaz. Hürriyet kuşu sol gözünden deva bulunmaz şekilde vurulur!
Matbuat hürriyetini tah-did eden kanunlar, çıkarılmaması hakkında Anayasaya madde koymalıyız.
Şiddetli kanun taraftarla-' rından biri. Amerikada da_________________ _____________
bizim bu çıkarılacak kanu-clı 31 ikinci. 79 üçüncü. 33 dör-na benzer bir Matbuat kanununun mevcud olduğunu zannedermiş. Bizde baskıyı sağlamak iizere, memleketimizi ziyaret eden Lippman’a kalabalıkta sormuş:
— Sizin Matbuat kanununuz nasıldır?
— Bizde Matbuat kanunu yoktur. Olmaması da Anayasa ile sağlanmıştır.
Demek, bizde, Anayasa i-le Matbuat kanununu yasak etmek kâfi gelmiyecek. Matbuatı tahdid edici, tenkiti bünyelini köstekleyici , maddelerin, diğer kanunlar İçine de, bu yukarıdaki müstakbel 2G9 uncu madde gibi serpiştirilmemesini Anayasamızda ayrıca desteklemek icah edecek.
Basın kanunu projesini münakaşa edecek arkadaşlar arasında ben yoğum. Bu fikrimin tercümanı olmalarım kendilerinden dilerim.
Yoksa, mes'.ek elden gidiyor.
Mesleğe kim bakar: Manevî mevcudiyet gidiyor,.
Böyle kanını olur mu?
(Vâ - Nû)
İstanbul Belediyesinin neşrettiği İstatistik Yıllığı, tanbul otllerlnin 1948 başındaki durumunu gösteren bir tabloyu da ihtiva ediyor.
istatistiğe göre, îstanbulda 164 otel vardır. Bunların oda sayıları 3,102, yatak sayılan 6330 dan ibarettir kİ otel başına ortalama 10,8 oda ve oda başına da 2 yatak düşmektedir.
yeni ts-

Oteller, belediyece şu sınıflara ayrılmıştır: 5 lüks, 13 birin -
düncü, 3 beşinci sınıf otel.
Konfor ve tesisat bakımından yalnız 14 otelde kalorifer, 17 o-telin odalarında telefon, 52 o-telde de banyo vardır. İstatistik, içinde akar w bulunan odalarla banyolu odaların sayısını vermiyor. Otel İstatistiklerinin bun Jan da ihtiva etmesi lcab eder. Fakat, belediyenin verebildiği malûmat da otelciliğimizin geriliğini ve kontrol bakımından gösterilen müsamahanın derecesin! pekâlâ anlatıyor.
32.
22
Lokantalı otellerin sayışı gazinolu otllerln (?) sayısı dir. Bu rakamları mânlandır-mak üzere şunu İlâve edelim: Milletlerarası Otelciler Birliğinin 1M7 Kongresinde kabul e-
Erzurum et
kombinası
Binanın insası tamamlandı
ca.ii, yüzlerce asistanı vardır.
Kitap, mecmua ve beynelmilel_______,. ,.. ................
neşriyat Haydarpaşaya nazaren' verdiği maaş yılda 485 bin ilra-binde yirmi nispetinde artmıştır Haydarpaşada vardı. Bugün fakültenin ,
yatağı var. Fakülte bugün tam te kanaliyle Devleti, İstanbul bir plânla ileri em şl ve yerleş- hastanelerinin, İstanbul şehrin-mesinln de yarıdan fazlasını, den başka hastalara da bakma-yûpmişlır. Tam plâıı tahakkuk-----------“— *------*J,J-----’—
edince bin yatağı daha olacaktır.
Haydarpaşada bir konferans J . |UBUBÜU.a __________________________
salonundan bahsediliyor. Istan-' merkez binasında olunası geli- bağlanıyor bulda beheri Haydarpaşada-[ yor. şunu söylemeliyim ki bu Ankara ekspresi İhdasından kinden dört defa daha büyük enstitüler de Haydarpaşadakl beri ya|nız yaz aylarında Işle-olmak üzere 6 konferans sa- benzerlerini her bakımdan kat itilmekte ve kış gelince kaldırıi-Ionumuz hastanelerin içinde l"'fc vnoib-ıı»rin
inşa edilmiştir ki farzı muhal fakülte bunlar
dir. Yine Guraba bunun dışın-
300 yatak' dadır. Şu halde bugün ortada 1250 bir mesai iştiraki vardır. Fa kül-
Ekspresin kalktığı gündenberi yatak bulmakta güçlük çekiliyor
Devlet Demiryollarının 12 kasını tarihli bir tebliği. Ankara , , ile İstanbul arasında işleyen ya-
|S) »mmHııe bu ««klMe yardan t!lk|1 ctspres,nln H ediyor demektir. | „,baren kaldırılacağını bildir-
I Klinikler 3 harla,»de lopla- mWr. y,,,,,, bun-
anınca ensmulerm BayeHUe a,n mnra Anadolu ekspresine
' yor. şunu söylemeliyim ki bu
kat geçmişlerdir. Enstitülerin maktadır.
de üç hastane ortasında ve is-, Halbuki. Ankara ile İstanbul kalkarsa limlâke de başlanmış olan Çu- arasında yazın her gün korşı-içlnde kurbostan sahasında yapılması pid, olarak yapılan uçak seferi-başka hiç bir İşe yaramaz. Yl-, mukarrerdir. Devlet. iktisat nin de bir müddeltenberl bire ne bu müddet İçinde yeniden tedbirleri zarııretUe bunu mu- indirildiği ve kışın bozuk hava-8 klinik yapılmıştır, iki de vakkaten durdurmuş bulunu- larda uçak yolculuğunu göze a-enstitü yapılmıştır. Klinikler- yor. den meselâ bir cerrahi kliniği Haydarpaşad akl
buradan hastanelerin
lanuyanlann treni tercih ettik-EnsUtülerlıı ikmali için sar-' lerl düşünülürse, Ankara eks-—.—r~.---------- emsalinden fedilccek olan i ' "
beş defa daha büyük ve o ka-' tiz milyon Hradır, dar daha fazla mükemmeldir.1 pdınca fakülte ideal Gurab&da bir radyoloji enstl-1 almış olacaktır, tüsü kurulmuştur kİ eşini bir ki bu enstitüler ’ daha bu memleketin yapabt- da Bayezitte kalsa ve leceğinden şüpheliyim. f________________________________________
j şarkın en büyük radyoloji nelerde yerleştirmiş olsa bu ha- heme rıhemen Anadolu ekspre- le I enstitüsüdür ve Hlinîr, monuİA. ' ,1..,^ L- „—.* ,___ sine inhisar edecelrtir I on
’ ketin teşlıLs ve ' ramaktadır. „ ----------------------------T---
Dağınıklık kalkıyor daha İyidir. Fara muhal radan. pazar ve pazartesi gun- alınamadığını gören Bakan-
ı-rcLgıı.ın.ji.s «.«ın-iyur ____,.„ lerl de Istanbuldan kâmilen dol- h^n- «Sathım k«ra
• Dağınıklıktan
. 933 te nakledildiği zaman Şişelide üç klinik: vc bir enstitü ı yerleşmişti. Enstitü 11c kllnik-.'lerden tücLsŞ (Çocuk. Cerrahi ve I Üroloji) 941 de Haseki ve Cer-| rahpaşaya getirilmiştir, şimdi . uzaklarda bin Şjşlidc ve ikisi 1 Bakırköyde oLmak üzere üç .' dersimiz kalmıştır Bunlar do-
_ --------------,_(._._ J-‘yıslledİr kİ fakülte 25 kllo-
| tedricen geçmenin muvafık o-, metrelik bir sahada bulunu-
lacağı» mealinde IdJ Maarif y°r-
_______________________________I Bu üç klinikten İkisi bugün-kendlsine verdiği sert cevap bl- lerdc Haseki vc Cerrahpaşaya raz nShoştu.______________I gelmek yolundadır. Bunun için
Bugünkü vaziyet şudur: Fa-j Şehir Meclisinin anlayışlı ka-külte îstanbulda oturduğu 15 rarım bekliyoruz. Bu vıi iciod» ».«_ — kuk eldnce fakülte
yalnız üç hastane Cerrahpaşa ve Oııraba) yerleşmiş olacak kİ o zaman mesafe birdenbire bir kilometreye düşecektir. Bundan daha az dağınık bir fakülte de dünyanın hiç bir yerinde yoktur.
Bazı rakamlar
Fakültenin şehre ne hüsnet ettiğin! göstermek İçin size bir tek poliklinik rakkamı vereyim. Haseki ve Ccrrahpaşada gecen yıl fakülte kliniklerinde bakılan. poliklinik hastalan sayısı 41428 dir. Bir de mali rakam arzedeylnı; Haseki ve Cer-rahpaşaya fakültenin hasta bakımı için verdiği para yılda 498S94 liradır. Gurabada 307
Azamî on se-' presinin bilhassa kışın işletll-Buıılar ya- mesi lâzım gelirdi- Kaldı ki. ya-formunu taklı trenle seyahat ihtiyacını Bırakınız kısmen ortadan kaldıran mo-yapılmasa torlu tren de son günlerde ser-
ıbt- da Bayerttte kalsa ve fakülte vls₺en çekilmiştir. Bu suretle Bu. kliniklerini tam olarak hasta-' Ankara - İstanbul muvasalası
bahsediliyor
| , ----------O“
ne bir beyanat vermişti. Hatır-' ladığıma göre o beyanat, nak-ılin prensip itibarlle doğru olduğu. ancak «binaları yaparak
sîzdir. Bu bakımdan, Basın -Yayın ve Turizm Oenel Müdürlüğünün hazırladığı Otel Teşvik Kanunu tasarısının büyük ve âcil bir ihtiyacı karşılıyacagı a-şikârdır. Konunun Meclisin dağılmasından evvel behemehal çıkarılması lâzımdır, çünkü, yeni otellerin inşaat en az 2 - 3 seneye mütevakkıftır.
tahak-kl inikleri (Haseki, da
yıl içinde âzami bir terakki ve İnkişaf göstermiştir. Bu terakki, bir taraftan fakültenin İnkişafı, diğer taraftan da şehre sağladığı büyük hizmet şeklinde tecelli eder. Ayrıca bu 15 yılın yansının İkinci Cihan harbine rasgelmesl dolayısile büyük bir şey yapamadan geçmiş olmasını gözönıine alırsak demek oluyor ki fakülte bu inkişafı ancak 6-7 sene zarfında yapmıştır. Bu kısa zamanda yapılanın Haydarpaşada 26 yılda yapılandan her bakımdan on defa daha fazla olduğu muhakkaktır.
Bir mukayese
I lana gelen misafirler bu otelden Kısa bir mukayese yapalım: modem istifade edecekleri için, ilçedeki Haydarpaşada 250 talebe ve montajı mühim bir eksiklik giderilmiş 2o - 30 hoca vardı. Bugün fa-'yatağın İaşesi İçin Evkafa ve-,bulunmaktadır, kültenin üç bin talebesi, 60 ho-^rllen para bunun dışındadır-
Emet’te bîr otel açıldı
Emet (Akşam) — Elektriğe
Ankara 20 'Akşam) — Toprak Mahsulleri Ofisi tarafından; yaptırılmakta olan Erzurum Et kombinasının bina İnşaatı ta- kavuştuktan sonra şehirde de mamen bltmi jtir Bu büyük bi- Dazı İlerlemeler kaydedilmeye namn lçind-j kesim yerleri, am-1 başlanmıştır. Evvel emirde bir bar. büro, ağıl, atelye, canlı otel açılmıştır hayvanları tartmak İçin otoma- 1 Bu veçhile. İlçe merkezinde tik kantar ve ayrıca cfu 513 met- mevcut Bliyuk Kaynarca. Davut re karelik büyük bir buz fabri- oğlu hamamı ve Belediye ılıca-kaıı mevcutl ı r
Amerikadan gelen kerinı maki'-”'’rlnln do yapılmakladır.
vecîı esine dört elle sarıldığı anlaşılıyor. Buuttan soma mekteplerimizde yetişecek sağlam bedenli gençlerin kafalarının da sağlam olması tabiidir. Muntazam ders okutup o sağlam kafaları ıvır zıvır-la doldurarak yormakta mâna yok, zekâları elverir bize!
Cemal Refik
te yeniden 50 - 60 milyon liraya nıalolacak ve burada bırakılanlar da hiç bir işe yaramıya-cnktır.
Talebe meselesine gelince: Bugünkü vaziyeti Haydarpaşa-daki 200 yatılı Askeri Tıbbiye talebeslle 150 mülki talebe zamanındaki gözle görmeğe İmkân yoktur. Binlerce Tıp talebesi hep Bayezlt civarında resmî veya hususi bürolarda yerleşmiş bulunuyor. Buıılan Ka-racaahmet mahallesinde nereye yerleştiririz? Haydarpaşa İntaniye ve Askeri hastaneleri İçin fakülte orada İken uğraşılmıştır Bunlar gibi İlmiyeyi jrurd yapmak da hayali muhaldir.
Hülâsa
Hülâsa olarak fikrim şudur: Tıp fakültesinin bir şehir İçinde coğrafyası vardır kİ bu ba-________,____ ______ ,w
kımdan yeri Haydarpaşada de- J bir surette ifa ettiğini gösteri-jRlze çay>n>n ayrı paketler İçe-ğll Istanbuldadır- Tıp fakülte- yor. Durup dururken böyle tjfr risknde satılmasıdır Bu dileğin ı.ı.j. ___ ... t>..verinn getirilmesi halinde Ri'ZC-
fazla ol-ekspresl
çok Se-blr
. maz. Hülâsa ilmi, malî, talebe, . hasta, hoca ve ilâ bakımlar-. dan nc kadar incelense hep , fakültenin îstanbulda kalıp I , İnkişafım tamamlaması lüzumuna kani oluruz. Fakülteyi yatılı bir askeri mektep gözly-le değil geniş mftnaslle bir Üniversite parçası, araştırma, 1 tedris ve sosyal hizmet gören bir organizm olarak görmek daha doğrudur. İS yıllık müddetin bitaraf muhasebesi fakültenin bütün bu hizmetleri,' nefis çayı Haydarpaşayı bir daha hatır-, nefis çaylarına rekabet edecek latmıyacak şekilde ve parlak derecededir. Rizelilerin işleği
Çay kampanyası sona erdi
Rize (Akşam» — Çay kampanyası geçen yıllara nazaran bu yıl verimi daha İyi sona ermiştir. Rize çay tabakasının cidden haricin en
sinin bir de Üniversite İçinde inkişafı baltalamak ve Devlete coğrafyası vardır. O da muhte- namütenahi bir masraf kapısı lif fakülteler arasındaki müş- daha açmak bence, hiç bir terek dersler bakamından çok yönden muvafık olacak bir İş mühimdir: Bizim F. K, b tale- değildir, Fakültenin bu bemlz Fen fakültesinde okur, t-'--— • ■ • - -
Bizim fizlyoloji, pslklatri gibi 1 bazı derslerimize Fen ve Edebiyat fakültelerinin talebesi gelir. Bir kul olarak Üniversitenin 1 değişik fakülteleri arasındaki bu füzüyonman, fakülte denizin ! ötesine gittiği zaman yapıla,- j
sarih inkişafım daha teferruatlı rakamlarla resmi makamlar neşrederler ve fakülte üzerinde fikir beyan edenler bunları lütfen ya ki tıen tetkik ederlerse zannederim kİ koni olmt-yacak hiç kimse kulmaz
8 G.
yerine getirilmesi halinde Rizelileri çok sevindirecektir.
Emet’te bir yaralama Emet (Akşam) — Samrık köyden Ali. tbrahlml sol yanından bıçakla yaralanmıştır. Bu İki arkadaş bahse tutuşmuşlar «e köy harman yerinde yaptıkları, güreşteki yenme yeullme meselesi büyümüş. İş kavgaya dökülerek yaralamaya kadar varılmıştır.
Sah ire 4
Nevyorkun nüfusu
14 milyonubuluyor
Bazı hâtıralar
Evvel zaman içinde..
Milletlerin Garip Adetler i
Şehir mütemadiyen genişliyor, sokaklarda daimî bir insan seli akıyor
Dünyanın en büyük şehri bir zamanlar Londra İdi. şimdi Nevyork Londra’yı çok geride bırakmıştır- Bu şehrin nüfusu orta derecede bir çok hükümetlerin nüfusundan fazladır. Vc bu nüfus durmadan artmaktadır. Yapılan hesaplara göre 1950 senesinde Nevyork'ta 14 milyon insan bulunacaktır.
Bugünkü Nevyork'un yeri 300 sene evvel tamamen boştu, burada bir tek bina yoktu. 1609 senesinde İlk olarak Ingiliz seyyahı Henry Hudson sahile çıktı, karşılaştığı nehri takip ederek bir miktar ilerledi. Şehrin kurulduğu yeri İlk gezen adamın adına izafe edilerek nehre «Hudson nehri» adı verildi.
1Ö2() senesinde HollandalIlar bugünkü Nevyork’un Manhat-ten kısmını 24 dolar değerinde bir miktar boncuk ve süs eşyası mukabilinde Kızıl derililerden satın aldılar, burada bir kaç bina yapıldı. 1642 de hem otel, hem Belediye dairesi olmak üzere bir bina inşa edildi. Yeni şehirde yerleşenler çoğalmağa başladı. 1743 te nüfusu 11,717 yi buldu. 1860 da 1 milyon 174,779, 1900 de 3,437,202, 1920 de 5.620.048. 1940 da 7 milyon 454,995 oldu. Şehrin şimdiki bütçesi 317 milyon dolardır.
beklemeğe mecbur olurlar. Bu yüzden acele işi olanlar ya yürürler, yahut metroya, yani yeraltı şimendiferine binerler. Yeraltı şimendiferinin uzunluğu ?80 kilometredir. Metro her gün 6 milyon, otobüsler 1.5 milyon yolcu taşırlar.
Nevyorkta her gün 5.780.000 gazete satılır, 13 milyon telefon konuşması yapılır. Telefon abonelerinin miktarı 2,458,000 dlr. Binalar® yüzde kırk seki-, zinde telefon, yüzde 98 inde radyo vardır. Nevyork ile Amerika’nın diğer şehirleri arasında telefonla pek çabuk görüşü- I lür. 350 kilometre uzak olan Vûşlngton’la telefonu açar açmaz, 3,400 kilometre uzaktaki San Francisco He 30 saniye. Paris'le bir kaç dakika içinde görüşülür.


Tiyatro, Sinema, lokanta, otel
Nevyork'ta 84 tiyatro, 700 sinema, 400 otel (30 bin yataklı), 22 bta lokanta vardır. Şehrin bulutlan tırmalayan binaları pek meşhurdur En yüksek bina 403 metre irtifada ve 102 katlı Empire State Buildlng-dir. Bu binaya her gün 50 bin kişi girer. Pencereleri temizle-' mek için 6,400, muhtelif hizmetlerde 18 bin kişi çalışır. Bl-, nada 74 asansiir vardır. Bundan sonra diğer yüksek binalar, şunlardır: Chrysler Bullding (77 katlı). Rockfeller Çenter (70 kath), Bu son bina 14 loşundan müteşekkildir. Burada 1000 kadar cemiyetin merkezi vardır.
Duk Duk’lar ve bu cemi
yete giriş merasimi
Gizli âyinler — Cemiyetin sırrı — Korkunç sesler ve endişe ile bekliyenler — Büyük ziyafet ve gezinti — Para toplama resmi
Bir Melânczya köyü
Okyanus adalarında yaşayan insanların kendi aralarında da bir sır teşkil eden cemiyetleri vardır. Melânezya bu gibi sır cemiyetlerinin en geniş yerleştiği bir diyardır. Cemiyetler sırf ı evlenemezler.
erkekler İçin olup ayn bir binada muayyen günlerde top-1 lantı yapılır. Dışardan kimse ' ' bu mahalle girmeğe teşebbüs 'edemez Bu cemiyete mensup erkekler toplantılarda hiç klm-seye malûm olmayan merasimler tertip ederler. Bu merasimi hariçten bir şahsın veyahut bir ıkadmın öğrenmesi veya bilmesi I caiz değildir. Sırların İfşası Nevyork'un kütüphanesi dün- takdirinde en ağır cezalar ve-yanın en büyük kütüphanesi-' rillr. Bu cemiyetlere alınmamış dlr. Burada 3,730,0«) cilt eser olanlar hiçbir şekilde binaya vardır. Şehirde 38 üniversite ve ] yafclaşamazlar. Hariçten bir kolej, 157 banka, 99 sigorta kimsenin böyle bir hareketi kumpanyan. 1044 sinagog, 430 hattâ ölümü demektir, katolik, 262 proteston, 11 orto-doks kilisesi vardır.
Nevyork’un beş kısmı
Nevyork başlıca beş kısma
•ynlır:
1 — Manhatten: 18 kilometre uzunluğu, 5 kilometre genişliği olan bu kısmı Nevyork* un en mühim parçasıdır. Burada iki milyon insan yaşar,
2 — Bronz: Şehrin kuzey taamıdır- îçlnde parklar, yeşil vahalar vardır. Nüfusu bir buçuk milyondur.
3 — Brooklyn: M&nh a t tenden sonra şehrin en mühim kısmıdır. Nüfusu 2 milyon 881 bindir.
4 — Queens- Muhteöf mahallelerden mürekkep olan bu kısmın nüfusu Mr buçuk milyon kadardır.
5 — Rlchamond: Manhat-
len’den dört defa büyük btr adadır. Büyüklüğüne rağmen buranın nüfusu ancak 193 bindir. , B(, ov,,ç, (.c MIMgoui M.G---»---------- ---------------
Şehir son seneler zarfında fakirlik ve sefalet yanyanadır. | hırlar, yakalayabildllkleri erke-tnütemadiyen genişlemektedir, Nevyork halkının başlıca şlkâ- döverler.
Bu sebeple 1950 seçiminde nü-]yeti mesken buhranı, hizmetçi! Her delikanlının bu cemlyet-fusun 14 milyonu bulacağı lafa- ve çocuk dadısı bulmak İmkâ- ] lerde âza olması âdettir, bu cemin ediliyor. Nevyork’ta her m, erkeklerin metroda kurula- miyete girmiyenler köylerde ttıillete mensup İnsan vardır, rak kadınlara yer ------------’ J“— *— ***"
Bunların arasında 2 milyon dir.
Musevi, 1 milyon İtalyan, 5001
bin İrlandalI, 412 bin Polonya- 1
b. 500 bin Zenci. 250 bin Por- 1 torikolu, 33 bin Yunanlı vardır. Şehrin 19 bin polisi, II bin itfaiye efradı, 120 bin Belediye memuru mevcuttur
C_ Çeviren:
H*ni BEKEM I
ı Bu cemiyetlerin
' menşei hakkında brl fikir edinmek kabil olmamışiır- Her ne kadar son zamanlarda yerliler dahi bu cemiyetlerin maskeli danslarının ve yağmacılıklarının mahiyetini anlamış İseler de, bâtıl itlkadlar dolaytsiyle, bu cemiyet âzalarının bıraktığı korkunun sonsuz olduğu anlaşılmıştır.
ça-
Babıâlide güzel yazı yazanlar — Fevkalâde hüsnühattı olanlar — Sadrâzam mektupçusu Kenan bey — Şaheser bir müsvedde
Her hakkı mahfuzdur
Semih Mümtaz S
Nazın Mcmduh; Bedaret müsteşarı Bülbül Tevfik vc Hnlki Mehmet Ali (Amedci bey denmekle meşhurdu) Zaptiye Na-mti v₺ sonraları Suriye valisi Nâzım; Defteri Hakanl Nazırı Ali Rıza Mümtaz ve biraderi Reşit Mümtaz; Reşit Akif: Sadrâzam olan Müşir Ahmet İzzet; başkâtip Ali paşa zade Ali Fuat bey ve Süreyya; Sad-râzamlıklarlle meşhur Küçük Salt; valiliklerde bulunan Sırrı; Diyarbakırh Sait; damat Mehmet şerif misil lû paşalarla Ahmet Reşit (H Nâzım) Süleyman Nazif; Cenap şahabeddin kâbında bir sürü beyler ve beyefendiler cidden güzel ve dürüst yazılar yazarlardı. Mabeyn başkâtibi ve Sadaret müsteşarı olan Ali Fuat bey de bu me-yanda şöhret bulanlardandı. Hatırıma gelmişken şunu da söyliyeyim Baban zade Mustafa Zihni paşa ile Nalla Nazırı Zihni paşayı ve Maarif Nazın meşhur Münif paşayı unutmamak lâzımdır.
Daha evvele göz atarsak daha bir çokların: sayabiliriz. Reşit Akif paşanın pederi Akif paşa: tablatile cümlece malum olan Namık Kemal bey; Ziya paşa: Ebüzziya Tevfik bey; pek meşhur olan Sadaret mektupçusu Kenan bey: büyük babamın mühürdarı ŞazI bey (merhum diş tabibi Şazl beyin pederjı ve emsali gibi ve saymakla da bilmez. Bunların rİçinde bir hayli kuvvetli şairler de vardı.
İçinde bulunduğum zaman Babıâlide güzel yazı yazanlardan bir çoğunu tanırım. Eyal&tı mümtuze kalemi müdürü hattat Sami elendi başto İdi. Galiba yanlış söyledim. Divanı hümayun kalemi müdürü İdi. Sırası geldiği İçin bir daha söyliyeceğinı. Karilerim yazdıklarımı unutuyorum zannetmesinler diye bir daha soy llyece ğim dedim. Divanı
hümayun kalemi idi kİ fermanlar; ru uslar vc beratlar gibi şeyler yazardı. Divani yazı yazmakla şöhret alan bir hayli efendi bu kalem ketebeslnden İdiler. İşte Sami efendi bunların başı İdi. Kendisi de yazısı kadar güzeldi. Beşüştü-çok zeki ve terbiyeliydi, büyüklü küçüklü hepimiz met ederdik.
Sudaret uzma mektubi kalemi mütehayyizan hülefasından olup Avlonyalı Ferit paşanın zamanında Sadrâzam mühür-darhğını yapan Salt beyin de fevkalâde hüsnühattı vardı. Nam el hümayunları ona yazdırırlardı. İşkodralı Mustafa paşa zade Rıza beyin oğlu Celâl beyin dahi (paşa) el yazısı çok güzeldi. Bu zat henüz İkinci Sultan Hamid’e damat olarak Şûrayı Devlet Mülkiye dairesi âzalığına tâyin olunmazdan evvel Amedîi divanı hümayun kaleminde İdi. Benim bu kalemde de arkadaşım esasen Nümunel Terakkiden beri arkadaşım ve dostumdu. Zavallının alnının yazısı fena çıktı. „
Kemik veremi hastalığından Kenan bey hikâyesi senelerce sırtüstü yattı ve ni- Mektubli sadaret uzma Ke-hayet Fransanm Nis şehrinde nan bey, devrini hayretten hay-vefat etti, İşkodrada da gö- rete düşüren kâtiplerden imiş, müldü- | Fevkalâde de Büratle yazı yazar
Amedil divanı hümayunda müsveddeye tenezzül etmezmiş, güzel yazı yazanlar daha vardı. ~ Baki efendi zade Müfid bey gibi meselâ! Bu kalemde bir de kitabet müsabakası vardı. Kim kimden iyi yazar merakı vardL Fakat rüchan hakkını kimse kimseye vermediği İçin biz bunu Amedcİ beyden anlardık. Demek İstiyorum Amedci bey mühim işlerde kimleri İstihdam ederse İyi yazı yazanın o bir( kaç kişiden ibaret olduğunu] anlardık. Zira Amedci Mehmet • Ali bey (paşa) hem yazısı hem de kitabeti — aman Falih Rıfkı bey muharriri bl nazlrtmlz duy- I masın — eğer tâbir caizse ek-zel olanlardandı. Biz o devirde güzele bir fsml tafdll çeker, tu- I haflık olsun diye ehzel derdik. '■ Nizamnamelere tüzük demek
Hele Ona hür-
Created by free version of 2PDF
siirü gürültülerle, bağırıp ğırma yaygaralariylc etrafa 1-lân olunur. Delikanlılar meydana girerler ve bir yuvarlak sıra halinde beklerler, bu cemiyetin en kıdemlisi, maske ve ziynetleri ile süslenmiş olarak bu delikanlıların. halkası İçinde dans etmeğe, bağırmağa başlar ve heyecana gelir, bu anda insafsız bir şekilde bir sopa ile gençlere vurmağa başlar, bu harekete halkanın dışında duranlar da katılır ve yaygaralarla dayak yiyen zavallıların inlemesi ile hazin ve vahşlyane merasim yapılır.
Bu anda kulübelerde oturan ve bekllyen analar ve hemşireler ağlıyarak merasimin sonunu beklemeğe mecburdurlar-Bunu müteakip bu namzed â-zalara, hal ve takat kaldı İse. yemekler ikram olunur ve halka ortasındaki reis, mevkiini narazedlere, üstündeki bütün maske vesalreyl çıkardıktan sonra, bırakır, gençleri bu eşyayı üstlerine takmağa davet i eder. Fakat namzed âznlar bu- ı nu kabul temezler ve etmeleri ! de doğru değildir, çünkü bu eş- ı ya üstünde bir sihirbazlık mev- ' cu ittir.
Bu merasimi müteakip hazır ı bulunanlar hoplamağa başlıya-rak dans ederler, bu dans genç- 1 lero Öğretilir, ve kendilerine I merasimle bu cemiyet sırlarını ifşa edenlerin âklbetl ölüm- ı dür* diye telkin edilir.
Yemek ve gezinti
Duk Duk
Bu cemiyetlerden en tanınmış olanı Duk - Duk'dur. Bu cemiyet eski Alman müstemlekesi olan Yeni Pomeranyada yayılmıştır. Bu cemiyet âzalan ormanların içinde etrafı çalı ile sarılmışbir meydanda buluşurlar. Buralara hariçten kimse nakamaz, etrafı Hindistan cevizi yaprağından ınâmul hasırlarla örterter, meydanda mas keleri saklamak için bir İki kulübe kurulur, daha büyük maskeler ağaçlara asılır. Burası cemiyetin en esrarengiz yeridir. Hariçten yani cemiyete âza olmayan hiçbir kimse buraya yaklaşamaz, aksi takdirde ölüm kendisini bekler. Bir kaç gencin Duk-Duk'lara iltihakı gayet büyük ve yorucu merasimle — ________ —a— D........„—.. —kutlanır. Merasim güneş doğar-
vermemesi- diğer âza olan delikanlılar gibi ( ken ve naralar atılarak dans mevki sahibi değildirler, hattâ mahallinde başlar Bu olay bir
Kurulu
olması
Birleşmiş Milletler merkezinin Nevyork’ta şehrin büyümesini bir kat daha çabuklaştıracaktır.
Bu binaların İçinden kunç ses ve gürültüler Hariçten bunları işitenler korku içinde titreşirler. Bu gibi mahallerde gayet korkunç maskeler takılır, bazı zamanlar bu gibi korkunç maskeli mahlûklar köyün İçine saldırırlar, bahçe
kor-gelir.
Resmî evraka bir de müsvedde lâzım olduğunu, bunu kalem (Arkası î nei sabilede) lılanbal Btlrdlyral Senu Tljrarrotu
Halkın şikâyetleri
Nevyork pahalı bir şehirdir. ve meyva ağaçlarını soyar, dar-Burada gözü okşıyacak manza- madağın. ederler. Korku İçinde | ra yoktur. Servet ve ihtişam ile kaçan kadın ve çocukları kova-

En korkunç, en vahşi maceralarla... İnsanı heyecandan heyecana sürükleyen müthiş sahneleri 11e, Zulmü, Vahşeti, Korsanlığı İngiliz deniz tarihine geçen
BuMdıwlrtn Wm»M>eX :hen6l c„mralçtl
•asımıv e son bulur hıı vı--
Sokaklarda insan seli
KORSANLAR KRALI Man h
Bu büyük şehrin sokaklarında dalma bir İnsan seli akar. Motorlu vesait o kadar çoktur İd otomobiller sık sık durup feı
TÜRKÇE SÖZLÜ — Baş Rollerde:
CHARLES I.AÜGHTON — RANDÖLPH SCÖTT — BARBA RA BRİTTON
Yarın Matinelerden itibaren ö K Sinemasında
merasimiyle son bulur, bu yemeği gencin akrabaları yeni Duk-Duk âzasirun şerefine verirler. Birinci günün gecesini yeni azalar eski âzalarla beraber cemiyet sahasında geçirirler. ikinci günü kendilerine Duk-Duk elbiseleri verilir, eğer Duk-Duk sahası denize yakın bîr yerde İse Duk-Duk erkekleri süslenmiş bir kayığa blne-(Arkası 1 nei »hilede)
Bu akşam saat 20,30 da
EĞMEM KISMI BEBEK
Yazan: Maurlcc Braddel, Anlta Kart Türkçesi: Hakkı Bipeç
Meşhur kât pil er
Çocukluğumdan beri duyduklarım sonra da gördüklerimden meşhur kâtipler oldukça çoktu. Bunları bu yazıda ne yzamaga ne de sıralamaya İmkân vardır. Yalnız şu satırları karalarken aklıma gelenleri arzedeyim. Meselâ Mlratı Hakikat isimli tarihin müellifi Mahmut Celâlcddin; Dahiliye
Vivien Leigh
Ralph Richardson Kieron Moore
4JVJV4 KAR&NM
br Julle» Oo.kFv
* L0MMN frirt rHODUCnOH
- 47 -
Mektup parmaklan arasında İdi. Hayretinden olduğu yerde donakalın işti. Biraz sonra birer birer odalan gezdi Bir kölede sandalyenin üstünde Arlanın pembe sabahlığım gördü İçinden «Her halde buraya dönmek niyetinde, öyle olmasa sabahlığını böyle açıkta sandalye üstünde bırakmazdı. Muhakkak dönecek ve benden af latiytcek. dedi
Ne yapacağını bilmiyor, ne yapmak lâzım geldiğini tâyin e-demiyordu. Birdenbire boguiuı gibi oldu. Pek muhtaç olduğu bir şeyin eksikliğini hissediyor du. Evet, boğulmak üzere olan bir kimse gibi İdi- Kendi kendine konuşuyordu:
«AptaJI Beni kolaylıkla başından savacağını zannediyor. Onun yüzünden az kaldı kaatll ölüyordum. Onun İçin her türlü deliliği yaptım. Şimdi sıyrılıp kaçmak istiyor. Hayatımı uğruna feda etlim. Bakin bir hayat Kürüyordum; mesuddum, zengindim. bir şeye ihtiyacım yoklu. Onu yaşatmak için her işe
baş vurdum, hattâ manken oldum- Şimdi arkama bir tekme vurarak benden kurtulmk istiyor- Gidip onu bulacak, kulalarından yakalayıp buraya getireceğim. Eğer o suratsız herif kandırıp kaçırmışsa, çekeceği var. Her ikisinin de cezasını vereceğim.»
Üzerinde hâlâ yolculuğun yoı-gunlğu vardı İstirshate muhtaçtı. Fakat içindeki endişe ve huzursuzluk iştira haline mâni oluyordu. Kendisini sokağa attı-Doğru Opera binasına gitti Arlanın mösyö Jorjla kaçtığına kanldi. Kapıcı sordu:
— Kimi arıyorsunuz?
— Mösyö Jorju, Bugün benimle randevusu var.
Adam hayretle Morise baktı: —■ Acayip. Her halde mösyö Jorj yanılmış olacak. Çünkü tiç gündenberi burada değil
Morla hemen hatasını tamire yeltendi:
— Affedersiniz, her halde bcıı yanlış anlamış olacağım. Bu gaybubeti daha çok sürecek mi?
— Zannederim sürecek. Her halde on. beş, yirmi günden ev ■
Satın alınmış kalb
YAzmıuaMM PEVEe[uı^Pfn^t-KA2iM ds?$an ,
vel dönmez.
— Şu halde ben gider kendisini bulurum. Acele bîr İş için mutlaka kendisini görmeliyim-
— Mösyö Jorj şimdi Cannes’ de bulunuyor. Orada bazı teşkilât kurmakla meşgul.
Moris:
— Verdiğiniz İzahata teşekkür ederim, diyerek aynldı.
Ertesi akşam trene atladı, Cannes'a. hareket etti. Para hususunda âzami surette iktisada mecbur olduğundan üçüncü mevkide seyahati ediyordu.
Cannes’a varır varmaz ilk İşi stüdyoların nerede bulunduğunu tahkik etmek oldu. Bir sürü adres aldı. Stüdyoların çoğu şehir dışında, o'dokça uzak mesafede bulunuyordu. Opera müdürünü Caslno’da bulmak müm kün olduğunu da öğrendi. Bu
malûmatı aldıktan sonra orta derecede bir otelde bir oda t uttu. Yıkandı, traş oldu. Sokağa çıktı. Lokantalardan birinde kamını doyurduktan sonra doğru Casino’ya gitti. Müdüriyete müracaat etti. Başı, ağrıdan çatlayacak gibiydi, yalnız başı değil, vücudunun her tarafı ag-nyotdu. Güçlükle ayakta durabiliyordu. Müdüriyetten mösyö Jorju sordu.
İhtiyar bir bayanı teskin İle meşgul olan muhatabı cevap Verdi:
— Btı akşam geleceğini zannetmiyorum: Zaten akşamlan hiç gelmez. Fakat ne de olsa o-nu buradan değil, temsiller müdürlüğünden aramalısınız.
— Onu bu akşam görmek isterdim
— Zannederim, yann sabaha
kadar gelmez. Nc-den telefon etmiyorsunuz? Onun burada Canjıesda kendi apar tim anı var.
— Lütfen adresi veya telefon numarasını verir misiniz? Gideyim, kendisini, tr. akşam göreyim.
Kâtibin uzattığı pusulayı aldı, teşekkür etti. Otele dönerken hep Artanı düşünüyordu. ZaLen aklı, fikri hep onunla meşguldü.
Bütün gece hiç yumadı gibi. Yatak sertti, hiç rahat edemedi. Erkenden kalktı, gözleri şiş, ağzı zehir gibi acı idi.
Odanın bunaltıcı havasından kurtulmak için bir an evvel kendisini sokağa attı. Bir kahveye gitti, sıcak bir şey içti, bir İki pasta yedi. Garsondan kâğıt, hokka ve kalem isledi. Arlan ı
yazmağa başladı.
•Buradayım. Rezalet çıkarmağı, facia koparmağı sevmediğim için gidip o herifin evinde seni arayacak değilim. Saat dörtte Hötel ıtoyal’ın önüne gel, beni orada bulacaksın. Tavsiye ederim, valizini da yanına aJ, çünkü peşin söyliyeym, dakika kaybetmeden buradan birlikte hareket edeceğiz Büyük bir kabahat işledin. Eminim sen de pişman olmuşsundur. Söz veriyorum. Artık bir daha bundan bahsetmez, unutmağa çalışırız.»
Mektubu zarfa koydu, kapattı, cebine attı. Denize doğru giderek gezinmeğe başladı. Mösyö Jorj un apar tim anı şehrin en zarif mahallesinde İdi. Denize nazır balkonları vardı. Elindeki adresle apartımanı kolayca buldu. İçeri girdi, mösyö Jorjun o-lurdugu katın kapısını çaldı. Ses, şada yok. Tekrar çaldı. Yine bir şey yok. Acaba evde yoklar mı? Her ikisi de dışarı mı çıktı?
Tam geri döneceği bir sırada hafif bir ayak sesi kulağına geldi. Kapı yan açıldı. Arlan karşısında lui Acaba Artan m:.
yoksa başka biri mİ? Aradan binlerce sene geçse onu tanımakta güçlük çekmezdi. Fakat karşısındaki artık onun Artanı değildi. Bu kadar az zaman İçinde toplansın, şişmanlasın, bir türlü inananııyordu. Âdeta yunakları dolmuştu.
Beklenmedik bir 2amanda Morisi karşısında görünce elinde tuttuğu lavanta şişesi gayri ihtiyarı yere dûşüverdL
Moris:
— Bonjur Ariyan, dedi.
Arlan cevap vermedi, kapıyı yüzüne kapamak İster gibi bir vaziyet aldı.
Moris:
— Hayır, dedi, olmaz. Ben! böyle alelacele ltoğma... Sana söyliyecek bir çift sözüm var.
— Hayır, seni İçeri alamam. O, evde. Haydi git, sonra gelir seni görürüm.
Yalan söylüyordu, İçindeki dehşet yüzünde okunuyordu.
— Eğer (o> burada İse daha iyi. Ona da '.öyliyeceklerim var. Fakat Arlan, biliyorum, evde kimse yok.
(Arkası var)
k
W 1
Mw,{o '
TMMIUM Me,
-/aşrM gvXKP«R (OK mi Ko/tKuro&ıJ»7
- rAlJİ KAHM (OX/>T
\tımıve Mfi*vı... i
- w \ 7/ .
-j/MOM OTOHOSU StrBtflKE» HfPfN KM JK* WMWK7..

Created by free version of 2PDF
Birleşik flmerikada
Televizyon gelişiyor
Şimdiye kadar 2 milyon televizyon alıcısı makine satılmıştır
[
Amerikada televizyonun günden güne daha fazla yayılması beklenmektedir. Federal Ulaştırma Komisyonu, memleketin takriben 1400 nahiyesine 2r245 verici televizyon İstasyonunun kurulmasını sağlıyacak bir program teklif etmiştir. Şimdiki halde Amerikada 70 verici İstasyon vardır ve bunların büyük bir kısmı doğu şehirle rindedir.
Federal Ulaştırma Komisyonunun İnkişaf programı, hâlen İşlemekle olan 12 çok yüksek tevettürlü kanallara İlâveten ûllra yüksek tevettürlü 42 yeni televizyon kanallarının açılmasını ileri sürmektedir, Amerikada şimdi 2,000,000 televizyon alıcısı vardır.
Televizyon sanayiinin en ö-nemll olaylarından biri de renkli televizyon gibi, yeni gelişmeleri, tatbik etmektir. Son samanlarda elde edilen İnkişaf sayesinde bu durumun tahakkuk edeceği anlaşılmakladır. Bu alanda elde edilen gelişmelerden birini bugün kullanılmakla olan alıcılara takılabilen ve ucuza maiolan bir adaptör teşkil etmekledir Bu adaptörler hâlen kullanılmakta olan makinelerin. üitra yüksek tevet-tûrle yayınlanan programların raptedil meşine imkân Bağlamaktadır.
Diğer taraf tan tam mân asiyle renkli televizyon yayınlan f-Çin yeni bir yayın sisteminin bulunması da ikinci bir gelişme kaydetmektedir. Bu usul tatbik edildiği takdirde, bugün kulla-nımlakta olan verici İstasyon-
larla alıcı makineleri değiştirmeğe lüzum kaimiyse» tetir Radlo Corporation of Amerlca’-ya göre, yeni elektronik sistemine istinaden, hâlen istimal edilmekte olan Ahizelerin, renkli televizyon yayını yapan istasyonların yayın! lyacaklan siyah - beyaz televizyonu eskisi gibi zaptedebileceklerdlr. Ancak, renkli televizyon yayınlarında İlâve şeklinde bir adaptör istimal edilecektir. Federal Ulaştırma Komisyona dört Amerikan şehrinde tecrübe mahiyetinde renkli televizyon yayınlarına ruhsat vermiştir. Bıı alanda yapılan tecrübelerde Amerikan tıp gruplan için yeni cerrahi teknikler gösterilmiştir.
Birleşik Amerikada televizyonun mucize denebilecek bir şekilde İnkişaf etmesine yardım eden bir durum varsa, o da televizyon Ahizelerinin yığuı halinde İstihsal edilebilmesidir. Günden güne gelişen istihsal metodlan televizyon makinelerinin sayısını o kadar çoğaltmış ve flütlerini o kadar düşürmüş olması. Amerikan halkının büyük bir kısmının televizyondan faydalanmasına imkân vermiştir.
Son zamanlarda Radyo İmalât Birliğinin bir raporuna göre. 1949 yılının İlk altı ayı zarfında 1,000,000 televizyon alıcısı meydana getirilmiş ve Amerikan halkına sunulmuştur. Bu alıcılardan yüzde 7? sİ orta gelirli aileler tarafından satırı a-Iınmışlır. Gelecek altı ay sarfında televizyon sanayii 1 milyon 500 bin alıç mm ima! edilip Batılacağım tahmin etmektedir.
Gazeteler, Gazeteciler
Türk matbuatının büyük bir siması: H. Bedrettin Bey
36 sene durmadan gazetelerde çalışan bu zat geniş kültür sahibi müstesna bir insandı
Türk matbuatının adı çok duyulmamış, fakat en mühim atmalarından biri Haşan Bedreddln Bey'dlr. 1870 te doğan ve 1926 da bir gece, matbaadan e-vlne dönerken, sokakta düşüp bayata gözlerini kapayan bu zat kelimenin tam m&naslyle bir gaztecfydl. Derin malûmatlı, geniş kültürlü, herkesin iyiliğini lstiyen ve her görüştüğüne kendini sevdiren müstesna bir insandı. Meeleğine âşıktı. 30 yaşında Bren gazeteciliğe başlamış, ölunciye kadar » sene gazetecilikten başka hiçbir işle meşgul olmamıştı- Ucun müddet piyasanın en bilgili, en muktedir yazı işleri müdürü İdi. Son senelerde sıhhati bozulan ve vaktinden evvel ihtiyarlıyan bu zat sekreterliği bırakarak ga-selelere roman, hikâyeler tercüme ediyor, fıkralar yazıyordu, ölümü bütün gazetecileri çok müteessir etmiş, cenazesini büyük bir kalabalık Eyüp teki medfentne kadar takîb etmiş, burada mezarı başında nutuklar söylenmişti
Haşan Bedreddin beyin hayatı
Basan Bedreddln Bey, Girid'in Kandtye şehrinde doğmuştur Baban Leryos kaymakamı Bedri zade Rauf Beydir. İyi btr tahsO gönMkten sonra 1890 da 20 yaşında gazeteciliğe başladk, GuMtelertke evvelâ
Haşan Bedreddin Bey ortamektep talebesi iken
Fransızca ve Rumca mütercimi olarak çalıştı. Sonra yazı işleri müdürü yardımcısı, nihayet yazı İşleri müdürü oldu. Kendisinde lisan öğrenmek hususunda büyük bir kabiliyet vardı. Bundan istifade ederek Türkçe. Fransızca, Ru racadan başka İtalyanca ve Almanca da öğrendi. Arapça ve Farsçayı okuduğunu aııhyacak kadar biliyordu. 8on seneler zarfında İngilizceyi de epeyce ilerletmişti. Geniş bilgisini katiyen yeter görmez, dalma daha fazla öğrenmek için çalışırdı.
Gazetelerde birçok fıkrası, tercüme romanı çıkan bu sat.
kendisinde İstidat gördüğü genç gazetecilerin yetişmesi için bU-hassa çalışır, onları teşvik eder, yol gösterirdi. Bugün saçları •garmış olan eski gazetecilerden çoğu Basan Bedreddln Beyin İrşatlarından istifade etmişlerdir.
Ha »an Bedreddin bey ve gazetecilik Haşan Bedreddln Beyin mesleğine ne kadar bağlı olduğunu ve gazetecilik hakkındakl telâkkilerini, 1926 eylülünde Ayhk Mecmuanın «Hayatta hangi yolu tutmak İsteminiz?» sualine verdiği cevap açıkça gösterir. Bu değerli gazeteci cevabında diyor ki:
«Gazetecilik en füsun kâr ve en yüksek mesleklerden biridir. İnsanın İnsanlığı sırf fikirle,bilgi İle kaimdir, Bu mesleğin hizana ölüncJye kadar ber gün mutlaka yeni bir şey öğrenmek ve öğretmek fırsatını hazırlaması. hattâ mecburiyetini yüklemesi bfle kadrini ilâya kâfidir.
İyilik etmek, bent nevine muavenet etmek, haksızlığa, felâkete ağrıyanlara destetr olarak hakkı. adaie« müdafaa etmek İnsaniyetin en yüksek has-letlerindendlr. Gazetecilik işte bu ulvi, bu mukaddes gayelere hizmet etmektir.
Enis Talisin TİL (Arkası 7 nci sahifede)
Dünyanın en bol madeni
Yeryüzünde en bol madenlerden biri tuzdur çünkü tuz toprağın üstünde vç altında olduğu kadar deniz suyunda ve göllerde bol miktarda mevcuttur. Fakat tuzun en bol olduğu yer denizlerdir.
Bu münasebetle Amerikada kimya uzmanlan şöyle bir hesap yapmışlardır: Bütün dünyayı kaplayan denizler bir gün kuruyacak olsa, denizlerin dibinde birikip kalan tuzlar, dünyanın her tarafım 3360 cm. kalınlığında bir tuz tabakası lie kaplayacak kadar çoktur.
Amerikada motorlu vasıtalar
tkinel Diinya Savaşı sona erdiği günden bert Birleşik Amerikada motorlü vasıtaların 10 buçuk milyonu aştığı Otomobil İm al atçılar Birliği tarafından bildirilmiştir,
Amerikalı turistler
Birleşik Amerika İktisadi İş Birliği İdaresinin tahmin ettiğine göre, 1949 yılı zarfında 250,009 - 300.000 Amerika turisti Avrupayı ziyaret edecektir. Bu yılın İlk yedi ayı zarfında Avrupayı ziyaret eden Amerikalıların sayısı 1948 yılının aynı devresine nazaran yüzde 38 nispetinde bir fazlalık arzetmek-tedir.
Bir gazetede elli spor yazarı
Amerikada günlük gazetelerde spor yazan olarak çalışanların sayım 10,0001 bulmaktadır. Diğer taraftan haftalık spor dergilerinde çalışan spor yazarlarının sayısı da 10.000 den aşağı değildir. Bundan başka radyolarda çalışan 1000 spor tefsircisl vardır.
Amerikanın başşehrinde yayınlanan bir günlük gazetenin spor şubesinde çalışan yazarların sayısı takriben 50 kişidir.
Bir çok hastalıklar hormonlarla tedavi ediliyor
Sön günlerde Amerikada astım hastalığını tedavi etmek İçin yepyeni bir ilâç keşfedilmiştin Hormonlardan çıkartılan bir llâcıfı İsmi kısaca A C. T, H. dır.
Yeni İlâcın en faydalı tarafı astım gibi müzminleşmiş bir hastalığı gayet kısa bir zamanda tedavi etmesidir Had müzmin hallerde ilâç hastaları 2-3 haftada tedavi edebilmekledir. Fakat daha hafif hallerde Adil İle tedavi edilen bir adımda 12-36 saat İçinde hastalıktan eser kalmamaktadır
Acth ile ilk tecrübelerin yapıldığı sırada, yeni ilâcın aslımdan başka göğüs nezlesine de İyi bk deva olduğu anlaşılmıştır. Acth göğüs nezlesine astım kadar müessir değilse de, göğüs nezlesi İçin kullanılan diğer ilâçlar acth'dnn daha müessir değildir Göğüs nezlesine karşı yapılan ilk tecrübelerde, hastalara her alt, saatle 25 mg- lık enjeksiyon yapılmış, ve 48 saat zarfında hastalar mevsimin sonuna kedar bir daha göğüs nezlesine tutulmamışlardır.
Oksijen maskesi
Son zamanlarda Birleşik A-merlkada kâğıt ve plâstikten meydana getirilen ve ucuza mal olan oksijen maskesi tecrübe e-dilmiştlr. Maske, normal irtifaların fevkinde uçan uçaklardaki yolcular tarafından İstim* 11 gozönünde tutularak İmal c-dUmlştir. Maskeyi kullanacak yolcu, bir plâstik tüpten oksijeni teneffüs edip kâğıttan yapılmış bir maskeden fena havayı çıkaracaktır.
Yeni maske 7,500 metreye k* dar olan irtifalarda 5 saat mûd dede yolcuya konfor verecektir.
Sahlfe o
21 Kasım 1049
Mahkeme Koridorlarında
Otobüsün içerisinde Hanr partsuma hasret kalmışım!
dooruza devi bağırmış ise hemen içerisine koşmuşum Dapdaracık kapısından zor-lana aorlana girerken giril giril motorlar işledi, otobüs yürümeğe başladı, Ben deli divaneler gibi: cHampar-tsum, Hampartsumîu deyi bangır bangır bağıroorum, otobüs vızır vızır gidoor. ..Mösyö şoför, bir takke dur da pencereden işaret vereyim, komşunun kızı Ham-partsumu getirsin» der iken su herif: *Ne yapoorsun karı? Sen delisin nesin? Sıfatımı tırmaloorsun» diyerek-ten kolumu tutun sıkmağa başladı, «Deli sensin zo, dedim. Ben çocukluğumda kundağım inan validemin ku cağında Barizleri gezmiş .onda bile zatınız gibi br edepsiz, terbiyesiz adam görmemişim. Hambartsuma hasret gidoorum. görmoorsun? Tuuu senin sıfatına! Kolumu bırakasın, yoksam ki: o sokur, o sokur diyerek polisleri davet edeceğim.»
Madam Bayzarın göğsü karnına, karnı dizlerine laikmiş. Ters dönmüş dikiş sepetini andıran şapkasının kenarındaki benekli tülü sol omuzundan sarkıtmış, tepesindeki horoz kuyruğa sağa kıvrılmış. Kısa etekli dar mantosunun göğsü açık, sağ omuzunda Kocaman çantası asılı, soL elindeki mendili kâh asabiyetle mıncıklıyor, kâh kızıl boyalı kalın dudaklarının kenarlarında bi-j riken tükürük köpüklerinij kuruluyor. Asabi ’ ‘ “ besbelli. Çekinerek yanına yakiaşan kasketli delikanlıya döndü, gâr kaslarını ka-vislendirerck dik dik baktı:
— Öyle ağnoorum ki zatınız bu devairlerin memuriyetinde bulunoorsunu2.
— Havır madam, memur değilim anma, buralara sık sık gelirim. Mahkemede işiniz mi var sizin?
Göz uciyle karşı tarafa bakıp içini çekti:
— Bir büyük felaketlerin içerisine düşmüş isem dö- Ben bu kelamları eder iken nün dol an araktan tak bu-raa kıdar gelmişim. Cihan alemin içeririnde heç kimseler demez idi ki bir günden bir güne Madam Ba y zar ge-| „ıu „ JLJ1C lecek de bunda hakim bey- gavzar minimini mendiliyle terin karsıma tıkılıp derdi- dudak kçnarıanndaki konin devasını araacak Amma pükieri silerek salona girdi, velakin, As rasın emri böyle, iisehelbette ki diğneeceğiz.
— Geçmiş olsun, madam, I Derdin nedir?
Gene öfkeli öfkeli göğüs geçirdi:
— Madam Haykanoşun Beşiktaş civarındaki hanesini bilirsin?
— Bilemiyorum m adamcığım, kusura bakma.
— Haykanuş benim kız kardaşımın kocasinin ablasının görümcesidir. Çok eyi bir karıdır heee. Senede iki kerek ben ona giderim, iki tefa da o bize gelir.
— Allah muhabbetinizi art , tirsin. Madam Haykanuş burada mı simdi?
— Çeee .. Benim buraa| geldiğimi Haykanuş bilmoor| ki. Onun ziyaretine gider-1 ken felaketler geldi basıma. J
— Ne oldu, madamcığım’1 Nasıl...
— Hiddetle sözü kesti: |
— Otobüsün içerisinde
Hampartsumu ararken şu terbiyesiz herif bana neler etmiş, bilirsin? [
— Onu da duymadım, ma- kunıiüanumm
damcığım. Bav Hamparsum senin kocan mı? „ ", _e",
— Sus pus Ol, bızdık. Ca- n _ üyku kumar
hilane kelamlar ilen günaha girme. Benim karnımdan çı-1 kan parmak kıdar Ham- ( partsum kocam oluur? O ı O benim evladımdır ağna- ı dun? J
— Simdi anladım, ma-
dam. Otobüste ne oldu Ham ‘ parsuma? J
Madam Haykanuşa gi- ı derken Hampartsumu bizim komşunun kızının kucağına koydum: «Otobüse kıdar getir de bindikten sonra bana ver- diye tenbihatta bulundum. Kaldırımın kıyısında beklee beklee en nihayet bir otobüs gelin de; o Yıldıza gi-
olduğu
herif kolumu küvet üen sıktı. az kaldı ki otobüsün ortalık yerinde düşüp de mef-rum olayım...
Mübaşir seslendi, Madam
Ce. Re.
BULMACA
— Çalma. 5 — Tortıııuz. 6 — Anka-rada bir w«nt - Vaıct, T — Tersi nç kalmamaca. 8 — Tersi bir aa; haytalığı - Mükemmel. 9 — Vilâyet - Dokunma, 10 — Kot kahraman
Yukarıdan a**4(r*' I — EjitliJt. 3 — Bedevi topluluğu - Bir eöı j rengi. 3 — Aaalet. 4 — Tersi
•------------t başlangıcı - Tersi
_____________- Uaak nidası. $ — İlgi - Tersi dedenin yarısı. 6 — ' Ski - Ek. 7 — Ehemmiyet - Zor değil.
GEÇEN BULMACANIN HALLİ
Soldan ıa4a: 1 — Sormasa k. î — Ebe. Rain. S — Ruhsatol, 4 — Gri, Kıla. S - İÇ. Pınar, 6 — Sulayan, 7 — Ebibel. 8 — Rubu. Ata. 9 — Eraçlney. 1» — La.
Yukarıdan aaaOıra: 1 — Sergise ren. t — Aburcubur, 3 — Relin. LJbuk. 4 — Pabuç, 5 — Arakıye, tl, 6 — Salmaları, 7 — Azalan, Tel, 8 — Kılar, Koya.
Çocuk bekimi dekler
Ahmel Akkoyunlu
laKsıro - talimhane
Palas Tele fon: 82621
■ -----------------------
Bir Aşk Gecesi
Yazan: Karen Bramson Tercüme eden: Vâ - Nû No. 35
Acaba bu drahomadan faydalanacak derecede hayatı u-zun sürecek ııal zavallı kızcağı-zın?... Bu sabahki hali hiç de İyi değildi- Sonradan annesinin telefondaki sesinden de endişe seziliyordu. Ah, zavallı yavru! Eğer ölürse?... Hayır, hayır! Bu mevzuu düşünmemeli! O korkunç fikir, dimağını niçin tırmalıyor? ölmiyecekl ölnılye-ıek! Bunu düşünmek bile cinnet.., Neylersiniz ki. kızın öleceği fikri, dimağına yapıştı, artık bu fikirden kurtulamıyor!
Yarına da cenaze merasimi var Çocuktan bu hâdiseyi gizlemek mümkün olacak mı? Eve çelenk çiçekler, kapının önüne sıra sıra arabalar gelecek.
Jacques, kalemini bıraktı. Bu Vfirler ona musallat olmuşken Ö.iışamıyacak!
>naze merasimi.. Bu işken-
723
EHLİYETLİ ŞOrÖBÖM — HuaMİ arabalarda veya taklide, iy arıyorum. İhtiyacı olanların Tel. No 15920 den Naci Uzun a lütfen mfl.rae84tlan.
MI —
W İSTANBUL YARATINDAKİ — Fstorik». toptancı. bOyuk bakkallyt-ierdc 700Ö liramı lıletmek ve Rec« bekçiliil. konüoUr slbı 15 arıyorum. Akimda T.A. Tûraunnıa.
35.1
4
S
HıımuU mi
BİR BAYAN İŞÇİ ARANIYOR Çaryıkapı Gcdikpa»» Ged. No. W müracaat. îıu
DİŞ TABİBİ ARANIYOR — Bay veya bayan bir di» tabibine ihtiyaç vardır. Sirkeci Paris otelinde HâMh Fehmi Erdotana. 9-15 »raunda müracaat Urı. Paris oteli telefon îîms.
»3 — 1
BAYAN DAKTİLO ARAMIYOR — Eski Türkçe yazıyı bilen, ser- daktilo yazan metnure ltamdır. Müracaat: Bankalar caddesi. Dönüp âlKorta han No, 4/6. Telefon: 4OT40 3W
1
DAKTİLO ARANIYOR - Seri dak-UÜO yazar bay veya bayan bi.r memura ihtiyaç vardır. UteUılerln Galatı pasla kutusu 10W a yazı ile müracaatları. no — 2
v\ S \1 I AA1EŞYA.
SATILIK ALMAN PLYANO — Meşhur markalı yepyeni 3 pedallı çap-rar telli demlrlçl Beyoğlu Galatau-ray Yenlçanı caddesi Erdcıı apartı-manı 51/5 pınardan manda «ünlerde 16-20. 306
SATILIK OTO — Azimet dolıyıaly-le 4 kapılı ve çok ekonomik bir oto satılıktır. Müracaat: Galata Tersane caddesi No. »t. Tel: 40439.
3Z3
SATILIK — 947 model temiz kul-lanıimt» Morls taksi otomobili. Müracaat: Çemberlıias Vezir han caddesi Yuva gişesi NO. 2 ye, 369 —3
batilik — çok yem huşun mt küçük İnffilir. Ford, otomobili deri dfl-l«u UUuiye fehkalâde müsait Bahçe-kapı Ta jhan M No. ya telefon 33043
373 — 1
DLKKAT İpotek İsteyenlere tavassut eder. Emlâk, arazi alım satımı İle vekâlet idlerini kabul eden herkesin ııtmadııu kazanmış olan Suhulet Emlâk Zarif Özalp Beyoğlu Bü-yükparmakkapı köyebası No. 4. Telefon: 42308 78-36
AZİMET DOLAY7SİYLE — Konforlu kiralık kat ve satılık en iyi cins yepyeni Astragan manto. ScU-miçepne He çiftetuvurlar arasında tramvaya iki dakika mesafede kaloriferli sıcak sulu muşambalı mobilyalı veya mobilyasız dert oda manzarası netli iki balkon bir banyo ve mutfak. YenL köjk durafiındnkl kasaba müracaat. 346 — 1
SATILIK riRIH — Galate'da İram vay caddesinde kesime tabı olmtyun kflgir dilcinde odaları ile birlikte. Müracaat: Karaküy otobll* duraftı Dcmribafi han No. 18. Tel: «OHH.
□45 _
BEYOĞLU — AJyon Geçidi Merkez apartımanı birinci kal dört oda Um konfor kiralıktır. Caddeye yirmi adımdır. Üç numaran dairesine müracaat. 344 — 1
SATILIK ARSA — Maltepe Küçült Yalızında asfalta yûr metre Süreyya Plâjına bej dakika 3676 mİ manzaralı arsa maktuarı 5000 liraya. Sahibine müracaat. Tel: 23234. 342 — 1
ACELE SATILIK KÖŞK — Kadıköy'ünde. iki dünüm çamıl. mey vali, bahçe İçinde iki bina. Denize, iskeleye yolun- Konforlu. Fliti ehven. Boş teslim. 22996 ya telefonla.
340
1
SATILIK BOŞ EV — Beyoğlu Bülbül sokak No. 18. İki mutfak, be» oda. tam konfor. Bahçe ve sarnıç da var. İçindekilere müracaat
4
SATILIK APARTIMAN — Şl^Ude tramvaya yakın fevklAde manzaralı bahçeli 3 katlı dükkânlı apartıman 45 bin liraya acele satılıktır. Tcdiyal-ta Azami kolaylık gibterilcCcktir. Müracaat: Beyoğlu IıtlkJAl caddeal İM/I. A#B cami tramvay durağı karsısında
30 4 - >
SATILIK EVLER — Şifhane Refik Saydam cadidad iSnrı HNw Bahçeli gazinocundan az İlerisinde) Bedreddln mahallesi Ayni Ali Baba sokağında ahşap evler 33 numaralı ev 9 odalı kısmen bat Ilatl maktuan 0000 Hra. 31 numaralı ev 4 odalı U-ati moktuan 5000 Hra. Müracaat: Pazartesi. perşembe günleri mahallinde. her tün T. 21137. 355 —
ocraııaa:
İNGİLİZCE DERS - Kol . tecrübeli ciddi bayan kolay melodla 3 ayda konuşma öğretir. Ücret 3 Lir* Evlere gidebilir. Akimda (Kole)ll> ' rüm uzuna yazılmazı
SATILIK EVLER — Fatih Nişanca Bakkalznde sokak 13 ve 13/1 numaralı 2 ev. Elektrik lerkosiyle ddrder oda mutfak ve bahçeleriyle birisi 6. diğeri (bos teslimi 7 bin liraya satılık- 1 tır.. Sokak bayındaki bakkala müracaat. 350 i
KELEPİR EV — Küçtlkpazar Mektep sokağında 26 No. bos teslim satılıktır. Bahçesi İki aparlımanlıktir. Mürcaat: Sİ4İİ Samanyolu sokak Ese» aparlıınsni 122/3 Meliha Sezer.
357 - 1
PROJE. İNŞAAT — Plân, betonarme hesabı, mülıendıs tarafından tasdikli porjeler. Tek katlı 50. iki katlı 73. ilç katlı binalar da 100 liraya yapılır. însaat yaptıracaklara tcdıi-yatta kil aylık güsterflir. Çemberiiuı Garanti bankası Usul 68'1.

ARSA SAHİPLERİNE — tstanbulun ----------------------------------
muhtelif Semtlerinde ariiaill olanla- DEVREDİLECEK YAZIHANE — rm: AbdülhBkhâmlt caddesi 34 No. Iı Galaianın merkezi bir yelinde birlp-Gayret aparUmanının ikinci dairesin- I C| yalta İki oda ve bir koridordan de Y. mühendis Hayrl Aybara tafsi- I ibaret her i$e elverişli telefonlu ve lfith mektupla müracaatları mefruşattı- bir yazıhane dcvredılc-
353 — 1 çektir. 21401 telefona müracaat.
SATILIK VİLLÂ — Bostancıda, asfalta ve denize nâslr. iki katlı, bahçeli, tam konforlu bir villâ satılıktır. Tel: *2351 256 ----1
müstakil bir oda '
MÖBLELİ
1« LİRAYA KİRALIKTIR - Hergün saat 13 - 14 arasında Straselvller bil-lûrcu sokak 4 numaralı binanın tisi katına müracaat. 257 - - >
GALATA GÜMRÜĞÜNE YAKIN -50 metrekare kiralık dılkkân Galata Veli Alemdar hanı kahvecisine müracaat. 155 - Zl
3
1946 MODEL PEJO MARKA HUSUSİ OTOMOBİL ACELE SATILIKTIR — Almak tatiyenlcT 23379 telefona müracaatlar. 335 — 7
KADIKÖYÜNUN MERKEZİ YERİNDE — 3 büyük 1 küçük odalı,
banyolu kagir ev havucun. elektrik, terkos. bos teslim 13.5(10 liraya şahlıktır. Alhyvlda kahvede İbrahim'e.
2S6 - 1
SATILIK BÜYÜK BİNA — Otel han pansiyona müsait manzara hava 17 Ma 1 dükkAn Çargıkapı Hüseyin-aga Cami SOİt-lk W No. ya.
31#
3
ÜSKÜDAR — Zcyncpk&mll Çinili Hamam! sokak 34 sayılı büyük bahçeli elektrik: lurkn» havadarlı banyolu dört oda İcAsrl'r ev acele satılıktır, içindekilere müracaat. ■ 318
KAHVEHANE SATIŞI — MüsterlBİ jbol .kazancı iyi bir kahvehane azimet dolayısiy.le devren verilecektir, ten anlayanla ortaklık da yâ-
I
AT MERAKLILARINA
Nonyos. 1.5S boyunda, doğru resi olan binek atı azimet dolayısilc acele ntHıMm Müracaat: P.K, 490 İst. 33e
SATILIK APARTtMAN _ Çarjıkapı tramvayına on adım, betonarme bodrum hariç Uç kal beser oda 60 bin lira. Kadıköy AJtıyol kahvesinde Mustafaja ıcs __ 1
SATILIK DÜKKÂN — Arnavutköy tramvay caddesi aı No nalbur dükkân ve malzcmel inşaiye devren Milliktir. DükkAna mtLracat ısı _3
KADIN ÇAMAŞIRLARI ve B E Y A Z t Ş
En son Paris modellerini getirdi.
Şişil Halâskâr Gazi Cad.
Sırmalı Apt, 332/t
Tel: 11527
Created by free version of 2PDF
ALMANCA VE PİYANO — Derileri yabancı öğretmen israfından verilmekledir. Avrupaya gidenlere, doktorlara. mühendialere ve tüccarlara ar zamanda Almanca diretiyor P.S.
33» — 4
Lokman Hekim
(Dr. UAF1Z CEMAL)
Dahiliye Mütehassısı
Divanyolu No. 1U4 Muayene saatleri Pazar hariç h« cün 241 - 6 Tel: 21398
Kauçk satılacaktır.
Etibank İstanbul şubesinden
Açık arttırma suretti e 28 Kasım 949 pazartesi günü saat de Şubemizde tahminen 20*18 kilo kauçuk satılackatır.
Bu husustaki şartname satmalına servisinden temin edilebilir ve numune her gün görülebilir. (İMLİ)
15
DEVREN SATILIK BAKKALİYE — İki kazançlı olup milştoı isi bol azimet dolayısıyla İçindeki bütün maLlsn ile | birlikte (5000) liraya satılıktır. Kurlu- j
SATILIK MERCEDES BENZ HU-
SUSİ OTOMOBİL — tyi vazıyette tali Meslekte
siye de yorar, ucuz fial. Galat» Rıh- pıhr. Aksaray Atatürk bulvar) Dojju Juş Sinenıkoy Şahin sokak No. « Um caddesi No. 41. 388 — kırsaUııuıesine müracaat. 282 - 3 366 — 2
Beşiktaş Bekçi İşleri
Komisyonu Başkanlığından
1 — Beşiktaş ilçesi gece bekçileri için «1 adet kojru renkte muşamba pazarlık suretiyle alınacaktır.
2 _ Bu işe adıt şartname tıer çiin Bekçi İşleri komisyonunda görülebilir.
3 — İhalesi 25-11 949 cunıa günü saat İS de Komisyon başkanlığında yapılacaktır.
4 — Taliplerin belirli gün ve saatte birer r.ümune ve 230 liralık teminat makbuzları İle hazır bulunmaları.
5 — Komisyon ihaleyi yapıp yapmamakta serbestlr. 16230
ceye de katlanması lâzım!
Ertesi sabah, kızı yoklamak istedi; fakat dün şiddeti! heyecana yakalandığı İçin, yeni bLr heyecanla asabını bozmamak üzere vazgeçti. Dâvalarında «erin kanlılığa İhtiyacı olduğundan kendi kendini korumalı.
Bereket versin şu Manesco meselesinde muvaffak oldu. Muvaffak oldu sayılır mı acaba? Aksi nasıl kabil olurdu kl. mukadderat, zaten bu kadının beraet etmesini ezelden tâyin etmişti Kendinin bu İşte ne rolü vardı? Hayatta çalışıp çabalıyoruz, bir meselede muvaffak olduğumuzu sanıyoruz. Halbuki bizim hiç bir dahilmiz yok! O neticenin öyle olması mukarrerdi, mukadderdi!
şimdi Jacques. tam mâna-siyle bir şarklı gibi düşünüyor-
du Her hâdisenin önceden karar altına alındığına ima ne-diyordu. Bu «esaret» i kabul etmak nahoş bir şeydi ama neylersiniz? Buna rağmen, kendinin -hiç bir şeyden mesul olmadığını anlamaıc da, muazzam bir teselliydi! Günahlar, cürümler, faizlerin sırtımızdan kalkıyor, feleğin sırtına yükleniyordu! Bizler. mukadderatın emrinde, küçük yaylar halini almış bulunuyoruz. Kudretin eli, hangi düğmeye dokunursa, bizler, ona göre hareket ediyoruz.
Jacpues, kalemini gene aldı ve çalışmasına başladı. Oh. bu «kader kısmet» nazariyesl ne iyi! Ferahladı- Bütün gece gönül rahmiyle çalışabildi
Sonra, yatıp uyudu. Fakat çok geçmeden, sıçrayat aktan uyandı Ruya görmüştü. Lucien’-le karşı karşıya gelmişti. Kinle. ıstırapla kırışan yüzü ne feci! Luclen, boyuna tekrarlayıp duruyor:
e— ödeyeceğiniz bir borç var.» Uyandığı zaman, Jacques, eski arkadaşiyle sahiden karşılaşmış gibi heyecanlıydı. Uykusu
esnasında hafızasını bir an kaybettikten sonra, kendini topladı ve feci hakikati kavradı.
«— Onu öldürdüm !> diye düşündü; ve alnında soğuk ter damlaları belirdi
Kendt kendini mazur göstermek üzere:
«— öldürdüm, fakat mecburdum, Mukadderat öyle emretmişti!. diye, görünmeyen bir mahkeme huzurunda söylenmeğe başladı
Hasta sinirlerini tedavi etmek üzere, bayan Manesco'yu düşündü. «Onun kaatilliği fena netice mi verdi? Bir sürü fakir fıkara, sebillenecek! Bizzat Lu cien'in öldürülmesi, bunda müessir oldu, O fakir tıkara nam ve hesabına kendisinin böyle bir harekette bulunması elzemdi!
Mantıki, boyuna işlemekte devam ediyordu: Luclen'in katli de, diğer bir hâdiseni o mabadı idi: Antoinette'L en. sevdiği arkadaşının karısını kendisine metres edişinin Akıbeti! Başka bir mesele daha var; Antolnette
ile münasebet peyda ettiği sıralar, diğer bir metresiyle alâkasını kesmiş bulunuyordu. Eğer o kadın tahammülfersa bir metres olmasaydı, Antolnetle'le münasebet peyda etmiyecekU-İlk metresiyle münasebeti hâlâ devam eder, dururdu Demek mukadderatın birbirine bağlı zincirleri âdeta bir Kumaş gibi dokunmuş. Hayat, bunların u-m um undan mürekkep!
Acaba., böyle bir felsefeye inansın mı?... Fazla İleri mi gidiyor? Bizler. sahiden, kaderin emirlerini harfi harfine ye rlne getiren âdı ve maiyet mahluklar mıyız? tr&del cüzlyen de yok mu? İradel cilzl yen İz varsa, muazzam hâdiselerin seyrinin değişmesinde müessir mi oluyoruz? öyleyse mukadderat nerede kalıyor? Mukadderat nazariyesl içine. Iradei cüziye fikri sığar mı? Çünkü bir tabancasını yanma almamakla, insan, bütün bu mukadderatı değiştirmiş o-iuçaktır. Diğer taraftan, beynimizin nealçlcrlnl, içtimai muhitimizi kendimiz hazırlamıyoruz ki, irade! cüziyemizin bir mânası olsun! Beynimizin ne-
siçleri ve içtimai muhitimiz, yani «irade» mlzin unsurları da mukadderata dahil Beynimiz ve terbiyemiz öyledir de, onun için filânca şekilde hareket ediyoruz.
Fakat işte, bütün bunlara rağmen, karşısına azametli bir itham dikiliyor:
(— ödemeniz icabeden bir
borcunuz var!»
Bu alacaklı, ondan ne istiyor? Niçin istiyor? Felekten istesin! ■ Jacques, artık uyuyamaz oldu. Bu fikirler, beynini burguluyor, duruyor Gözleri olabildiğine »• çık, yatağında sırtüstü yatmış, karanlıklar arasında, görünmeyen bir çok şeylere bakıyor, bakıyor!

Cenaze merasim! gelip çattı.
Mutevaffanın en yakın arkadaşı sıfaüyle, Jacques. alayın en başında yürüyordu Kabristanda da dul kadının yanında durdu, Biriblr terinin yüzüne bakmıyorlardı
Eski Baro reisi ihtiyar avukat Slmotıy de orada idi. Jacques'ın etini sıktı. Çok eleuıkl olduğunu
harekeliyle belli etti.
Alçak sesle:
— Vah. zavallı evlâdım! — dedi.
Jacques ın dudakları titriyordu. Tek kelime şöyleyemiyecek haldeydi Bütün dostlar, bütün meslektaşlar, elini sıkarak, Ja-cques'a taziyctlerlni bildirdiler, yalnız doktor Richard bunu yapmadı, kaçindı-
Jacques o gece, uyuyabilmek için fazla miktarda veronal almak mecburiyetinde kaldı.
VI
Aradan bir kaç gün geçtikten sonra Madam Tayna Balanett isimli bir Rus kadını genç avukatla görüşmek üzere yazıhanesine geldi.
Jacques, onr kabul etti.
Bu bayan Tayna. takriben kırk yaşlarında, çok güzel bir kadındı. Sırtında fevkalâde bir zlblın manto vardı Lâkin eldivenleri de, ayakkabıları da eskimişti İpek çorapları röprlzll idi.
Jacques, bakar bakmaz:
(Arkası var)
AKSAM
Sabite 7
21 Kasım 1949
HİKÂYE
Sanat bahisleri
BALE
Bekâr kızlar kulübü
A. Fraccarcli’den
Kapmın üstündeki tabelâ, ışıklar içinde parıldıyordu. «Bekâr kızlar kulübü.»
Uzak bir yerdesiniz- Gün pazar. Yalnızdıktan canıınz Sikilmiş âvâre âvâre dolaşırken gözünüz böyle bir levhaya ilişiyor. Tabii alz de merale eder, içeri girersiniz değil mİ? Ben de tereddüt etmeden gridim.
Zarif, sevimli Ur k» beni karşıladı. Gülüşü tıpkı tabelâdaki yazılar gibi nur saçıyordu.
Bonjur bayım. Evlenmek İster misiniz?
____ Durunuz canım, biraz nefes alayım. Evvelâ müdiriyc-tte birâile görüşeyim. Müdür bey var mı?
— Erkek miidiir, bayır- Bir kadın reisimiz var. Sizi hemen yanına götüreyim. Derhal ve memnuniyetle kabul edecektir. Evlenmek niyetinde olan gençleri biz dalma sempati De karşılarız.
— Fakat ben...
— Derhal taahhüde girmenize lüzum yok. Biz, hepimiz sabırlı kızlarız. Zaten yaşımız da yirmi beşten aşağı Fakat belki lâzım olur, lütfen hatırınızda tutunuz: İsmim Arabella-dır.
Bir defa daha bana gülümsedi. kulübün reisine haber verdi.

Reis de güzel tip doğrusu. O da beni gülerek karşıladı* iller halde bu gülüş, kulübün spesyaiitesi olacak’ ve Amerikan usuliyle kendisini takdim elti:
— Mae Worthing-
Hürmetle eğildim, ismimi söyledim ve sordum:
— Siz evli misiniz?
— Ne münasebet1 Evli olsaydım bu kadar işi. üzerime alır mıydım? Kulübümüz betahsis evlenecek kızlara koca bulmak 4çın kurulmuştur.
— Siz de arıyor musunuz?
— Aramıyorum, fakat bulursam reddetmem. Anlarsınız, reis sıfatile âzalara iyi bir Örnek olmam lâzım.
— Haklısınız, Çok âzamz var nu?
— Yalnız Baltimorada, ilk iki hafta içinde üç bin âza topladık,
— Hepsi de evlenmeğe hazır mı?
— Tabiî.
— Peki her şeyleri tamam mı? Bir eksikleri oyk mu?
— Yalnız kocalan eksik. Fakat bulacaklar
— Ben de şüphe etmiyorum-★
Kulüp reisi matmazel Mae Worthnig, bana oturmamı işaret etmeden evvel sordu:
— Siz hakikaten bekâr mısınız?
— Matmazel, müsaade ediniz. Bu sualinize şimdi eevap vermiyeyim. Daha evvel bazı şeyler öğrenmek istiyorum
Matmazel Worthing'ln cam sıkılır gibi oldu. Biraz düşündükten sonra:
— Pek âlâ. Oturunuz, dedi.
— Çok naziksiniz matmazel. Sualinize derhal cevap vermedim. Çünkü daha evvel bazı malûmat almağı tercih ettim. Vereceğiniz bu malümalda tamamen bitaraf olmanızı rica edeceğim.
— Tabii bitaraf olacağım. Zira ben kendimden evvel âza-lara koca bulmağı düşünmeliyim
— Siz ideal bir reissiniz. Sualimi biraz garip bulacaksınız. fakat mazın görünüz: Böyle bir kulüp tesis etmek fikri nereden geldi?
— Lâzımdı da ondan- Evlenecek kızlar teşkil Atsız yaşıyorlardı! BJr usul dairesinde onları himaye etmek, yuva kurmalarına yardım etmek hiç kimsenin akimdan geçmiyordu. Malum ya bu gibi yardımlar ve tavassutlar izdivaç hazırlıkların da çok mühimdir. Teşkilâtsızlık yüzünden kızların hareket sahası pek mahdut kalıyor, herkes kendi hesabına •Vlenmek çarelerine başvuruyordu.
— Peki, başkalarının hesabına mı çalışmağı istiyorsunuz?
— Hayır efendim, öyle değil, istiyorum ki evlenecek her kıza bütün diğer arkadaşları mnzuhJr olsıın, aralarında bir te^anınit bulunsun. Her şene
Amerikada takriben beş mü-| yon genç, evlenecek olgun bir çağa geliyor. Bununla beraber evlenmeler oldukça az. Neden?
— Çünkü erkek olgunlaşınca evlenmek istemiyor da ondan.
— Fena. Evlenme isteği her] zaman mevcut olmtUıdır, Bls onlarda bu isteği yaratacağız.
— Ne suretle?
_____ Kapak kapı siyasetlle Bir çok erkekler evlenmeden I kaçıyorlar. Çiinku bir kadının | şefkatline ihtiyaçları olduğu zaman, övlenme lüzumuna ha-cet kalmadan kolayca bulu-'yrolar. Bilmem izah edebildim mİ?
— Zannederim evet,
— Demek istiyorum İd bekâr bir adam şimdiki modern sosyetede, evlenme yoluna uğar-madan, istediği bütün zevki zahmetsiz kolayca temin ediyor. Buna bir çare bulmak lâzımdı.
— Bu çareyi buldunuz mu?
— Evet, Kulübümüz, yuva kurmak gibi samimi bir niyetle hareket etmeyenleri, herhangi bir kadının mesut etmesine mâni olmak vazifesini üzerine almıştır. Evlilik hayâtı hoşuna gidiyor mu? Evlensin, Evlenmek İstemiyor mu’ Sevgi, şefkat yok. Zannederim Avrupada I sizde bir darbımesel var: Ya bu deveyi, gütmeli veya bu diyardan gitmeli. Anladınız de-ğü mİ?
— Hem de nasıl!

Miss Mae Worthnig'e soruyorum:
— Bu söylediğiniz şeyler yalnız evlenecek kızlara mı şâmildir 7
| — Hayır. Boyleri affedllmeı bir hata olurdu■ O zaman bütün evli kadınlar bize müessir rekabette bulunurlardı. Evli kadınlan yalnız, kocalarım sevmeğe yalnız hisselerine düşenle iktifa etmelerine İcbar edeceğiz. Hiç bir erkek de kendi hesabına bir metres bulaou-yacaktır. Biz, mahrumiyet, yok-suzluk sislemlle erkekleri evlenmeğe icbar edceeğlz.
— Anladım. Yine o mahut darbımesel: Ya bu deveyi güt-
I meli...
— Veya bu diyardan gitmeli.
— Peki, zannediyor musunuz k] evli kadınlar sizin bu prensiplerinize riayet edecek?
— Zannederim, zira bizde, Amerikada, evli bir kadın çok defa boşanma zorunda kalır ve yeniden evlenecek kız vaziyetine döner.
— Hepsi mİ?
— Hemen hemen. O zaman o da bizim safımıza girer. İşte bu yüzden tesanüde her zaman ihtiyacı vardır.
Reis, burada biraz sustu. Beni baştan aşağı bir süzdü.
— Yeni bir teşebbüsümüz var. Size anlatayım mı?
— Memnun olurum mis Mae.
— Şu: Kulübümüz, erkekleri izdivaca sevketmek maksadile hususi bir propaganda servisi kuracak. Evlenmelerdeki azlığın en mühim sebeplerinden biri de izdivaç lehinde kâU derecede neşriyat yapılmamağından, propagandasızitktan Deri geliyor. Erkeklerin izdivaç hakkında sarih bir fikirleri olmalıdır. izdivaç hakikaten nedir? Bunu bilmelidirler. Bu maksatla tecrübe kursları açmak niyetindeyiz.
— Nasıl, nasıl? Ne dediniz?
— Diyorum ki İzdivaç fikrini lâyikile yayabilmek maksadile kuülbümüz, evlenmek niyetinde olan çiftler İçin hususî tecrübe apartmanları kuracaktır.
— Nasıl olacak? Anlıyama-
•— Biz kızlar, erkeklerde İzdivaç arzusunu uyandırmak Jçln onlara aile zevkini tattıracağın,
— Beni hayretler İçinde bırakıyorsunuz mlaa
— öyle olsun, fakat anlamakta mübalâğa etmeyiniz. Aklınızdan geçen gibi bir şey olnuyacak. Tecrübe mahiye inde vereeeğmliz zevkler şunlar olacak. «Tek başına yaşjyan» sevgiden, şefkatten mahrum bekâra bir kaç gün için bir yuvaya, kendisini düşünen, e-vlne çeki düzen veren, yemeklerini hazırlayan eve döndüğü
zaman yüzüne gülen, lokantaya, tiyatroya, sinemaya birlikte giden, icabında beraber seyahate çıkan bir kadına malik olmak zevkini tattıracağız. Fakat hepsi bu kadar, Bundan fazla bir şey yok. Bekâr tabii ]bu hayattan hoşlanacak ve muhtemeldir ki evlenmeğe karar verecek, İşte o zaman, hakkı olduğu diğer şeylere kavuşacaktır,
— Peki, ya evlenmeğe yanaşmazsa?
— O zaman ismi kara listeye yazılacak ve hiç bir kadından iltifat görmiyecektir.
— Hülâsa siz, bekârın etrafında bir boşluk yaratmak İstiyorsun üz.
— Evet, tamamen öyle, Kulübümüz âzası. İzdivaca yanaş-mıyanlara İltifat etmemeğe and içmiştir- Bu andımızda sabitiz. Ancak bu suretle bekâr kızlara koca bulabileceğiz.
— Peki ya kızın biri çıkar da bu and hilâfına ve bu şiddetli programa* rağmen bir erkekle düşüp kalkansa, yont...
— Ahladım. Talimat hilâfına hareket etmiş bize İhanet etmiş olur!
— Orası öyle. Kuüibünüzün bu gibilere vereceği ceza nedir? Bunlar hakkında ne yapılır?
Mİss Mae biraz düşündükten sonra:
— Kulübümüz ne yapabilir? dedi. Bu gibi hallerde ne yapılırsa onu yapar. Bir gözünü, hattâ ikisini de kapar. Aldırış etmez.
— Şıı halde kulübün nizamnameleri, teşebbüsleri, ciddiyeti nerede kalır?
— Muhterem bayım, size mahrem bir şey söyllyeylm; Bu kulübü, kendime koca bulmak için kurdum. Ben bulayım da ötekiler umurumda değil.
Çeviren: Nazım DERSAN
Milletlerin Garip âdetleri (Baş tarafı 4 üncü sahifede rek, maskelenmemiş diğer köy sâkinleri tarafından, karadan çekilen iplerle şarkı vc tamtam sesleri ve gürültüleri . arasında kayıklar sahil boyunca bu suretle çekilerek, gezdirilirler ve geri dönerler. Bu gezinti de bittikten sonra kayıktaki Azalar birer kalın bambüs sopası ellerine alırlar, reis kayıktan dışarı atlayan iter bir maskeye birer defa sopasile vurur, bunlar da reise birer defa mukabe-1 le ederler.
Kadınlar deniz kenarında bu bağırmaları ve naraları İşitir-. ler Ve bunlar da ayni şekilde | gürültüye katılırlar Kültürlü insanlar yerlilerin bu gürültü-1 den akıl ve muvazenelerini boz- ’ atadıklarına şaşmaktadırlar. Bu olayı müteakip âzalar bir halka haline gelir ve herkes reise para verir, reis de bu paralardan bir kısmını kendisine alıkoyarak bir miktarım yeni :ıaa-lara Duk-Duk cemiyetine âza olmanın ne kadar hayırlı okluğunu ispat etmek üzere verir. Bundan sonra maskeler çıkarılır. vc yine yemekler yenmeğe başlar
Para toplama
Üçüncü günü Duk-Duk er- , kekleri kulübe kulübe dolaşarak ve İki ay bir müddetle şantaj yaparcasına para toplarlar.) Köylüler para vermiycnlerin başlarına gelecek felâketlerden' ürkerek, varını yoğunu verir- ] ler. Bu para toplanmasından sonra Duk-Duk erkekleri olmuş] addolunur. Ve sor. bir yemek daha beraber yendikten sonra, gelecek bir içtimaa kadar, cemiyet faaliyetini tatil eder.
Bu Duk-Duk cemiyetleri yerliler İçin bir fecaattir Çünkü bu cemiyetlerden çok korkan yerliler, ziyafet ve paralarını reise vermek şuretUe fakrü zarurete düşerler. Herhangi bir yerlinin bu isteklere ayak diremesine imkân yoktur, zira Duk Duk adamları, herhangi bir toplantı esnasında köye bücıım ettiklerinde, karşı gelenin malını ve mülkünü mahv ve yağma ederler.
Kırmızı Ayakkabılar Balesi - Balede müzik ve ritm - Kostüm ve dekor-Koreografın rolü — Modern bale
Yazan: H. Cahid İŞMAN Yük Mühendis
— «The Red Shoes» filmi münasebetiyle —
İstanbul bu yıl bale gösterileri bakımından oldukça verimli bir devre yaşamaktadır. Yazın Açıkhava Tiyatrosunda güzel ve ahenklar danslarını alkışladığımız Sadlera Wells sanatkârla-
Dans, mimik, müzik, dekor ve sahne Banafinm birleşmesiyle teşekkül eden bale, koreograf denilen idareci eliyle en uygun bir senteze tabi tutularak seyircilere sunulur. Bale sanatkârı,
rmdan sonra muhtelif bale truplarının halkımız tarafından gördüğü rağbet bizce henüz pek yeni Olan baleye karşı artmakta olan temayülü belirtmektedir
Yazımıza mevzu teşkil edecek olan The Red Shoes - Kırmızı Ayakkabılar filmi Periler Dünyası ismi altında Beyoğlu sinemalarında gösteriliyor.
Dünyaca önemli bale möesse-aelerinden olan Sadlers Wells
sanatkârlarının oynadığı bu pek meşhur ı-sere kendi ismini vermek daha doğru olurdu Netekim aynı eseri İtalyada
vakayı, his vc heyecanını, konuşmadan ifade etmek vc temsil ettiği karakterin portresini çizmek zorundadır. İşte koreograf bunlan İfade edecek sözler yerine, hareketler koyacaktır.
Her bir bole eseri için hususi bir müziğin kompoze edilmesi, hususi dekor vc kostümlerin hazırlanması lâzımdır- Bu bakımdan sanatkâr, kompozitör, dekoratör ve koreograf müşterek
Scarpettc Reisse ismi altında seyretmiştim. Venedik festivalinde birinciliği kazanan bu filim, İki aşk arasında bocalıyan bir balerinin hayatıdır. Bir tarafta çok sevdiği ve kendisini meşhur eden Kırmızı Ayakkabılar balesini hemen hemen yeniden kompoze eden müzisyen kocası, diğer tarafta ise bilmek tükenmek bllmlycn sanat aşkı. Filim.de son senelerin en parlak eserlerinden ilan Kırmızı Ayakkabılar balesinin mühim bir kısmını görmek mümkündür.
Eseri İngiliz Kırallyet baş ba-, terini Moira Shearer ve Robert; Helpman gibi pek tanınmış bale sanatkârları oynamaktadır.
Kırmış Ayakkabılar balesi dekor ve kostüm bakımından bir I fevkalâdelik nraediyor.
Bugün Rusya, İngiltere. Amerika. Fransa ve İtalya tiyatrolarında bale çok önemli bir yer İşgal etmekledir. Göz kamaşlı-ıan kostüm ve dekorlarile, dra- I matik temalar, ahenk ve his dolu hareketleı ile, bale en ince bir sanat vasfını taşımaktadır. Klâsik, modern, realist ve romantik şekilleriyle asrımızın yaratıcı havası baleye sokulmuş ve bunda muvaffak olunmuştur. Daha ziyade göze hitab eden balede konuşma olmadığı için sözlerin yerine kaim olmuş el j ve kolların muayyen bükülüşle-1 ri, baş, omuz vc gözlerin muh- | telif hareketleri ve bunlara İlâ-, veten yüz ifadeleri vardır. Keza balenin kendine has makyajı da bu İfadeleri kuvvetlendirecek mahiyettedir.
Balenin sinir ve adalelere te- J slr edip onları âni olarak hare-kete geçirecek, mistik bir ritm] taşıyan, dinamik bir musikisi vardır. Canlılık ve enerji veren bu musikide gallb olan unsur melodiden ziyade ritmik vasıftır.
çalışarak eseri vücuda getirirler. Ancak bu şekildeki bir çalışma İle dansın atmosferini yaratacak bir zemin temin edite-
bilir.
| Resim ve heykelde olduğu gibi, klâsik baleden başka bir de modern bale vardır. Ancak modern resim ve heykelde çalışılan malzeme taş. bez, boya olduğu İçin bunlar sanatkârın arzu ettiği şekli alabUlrler. Fakat balede ortada lâaleltâyln şekillendirllemiyecek olan bir insan mevcuttur. Bugün modem balenin de birçok muarızlan çıkmaktadır.
ı Sadlers Wells'in tanınmış ba-1 lerbı ve koreogaflarmdan olan Ninette de Valois'nm iki buçuk sene evvel Turkiyeyi ziyaretiyle İslanbulda da bir, bale akademisi teessüsü kararlaştırılmıştı. Aynı müessesede on beş sene balerinlik yapmış olan Miss J. Nevvton’un başkanlığında bllâ-hara kurulan Türk Milli Bale Akademisi aynen Sadlers WeUs ekolünün sistemini taklb etmektedir.
Açıkhava Tiyatrosunda sözü geçen akademiye ait Türk talebeleriyle Sadlers Wells'in dört sanatkârının bcrnbarce verdikleri temsiller bir artistin teknik mükemmeliyetini sağlıyan esas çafışm alanı ğöslermeleri bakımından bir hususiyeti haizdiler Bir aralık konuşmak fırsatını bulduğum Moi ra Shearer, Türz talebelerinin yarm İçin büyük bir ümit verdiklerini ifade etmişti.
Yazımızın başında bahsi geçen filimde Kırmızı Ayakkabılar balesinden başka Sadlers Wells' in repertuvanna dahil diğer meşhur bazı balelerin muhtelif sahnelerini de görmek mümkündür. Hatla bunlardan bazılarını Ann Heaton ve bizzat Mo -İra Shearer tarafından Açıkhava Tiyatrosunda seyretmiştik. Bu arada Les Sylphides, La Bou-Llque Fan lası; ue sayılabilir.
Do'u bulutlarını dağıt, n füze
İtalya’da doluya karşı füzeler kullanılmasına başlanmıştır. Bunların dolu bulutlarını dağıttığı İddin ediliyor Yukarıda bir füze atılmak üzere iken ve atıldıktan sonra görülüyor.
Evvel zaman içinde
(Baş tarafı 1 üncü sahifede) efendileri İş olup bittikten son- j ra yaparlarmış, çok da dikkat-11 bir zat imiş Evrakı okudukça bir noktaya kadar dikkat | eder, hele snllıatta tahammül edemezmiş. Onun İçin fena yazıl ı efendileri kalem müdürleri evrak kaydına filân ayırırlar müsvdcdelerl yazılan güzel veya güzelcelere yazdırırlarmış.
Yedi seneden fazla devam eden büyük babanım Sadaret uzma müsteşarlığında dahi Kenan bey mektupçulukta bulunduğu; Şehzadebaşında da komşumuz olduğu için hemen her akşam bizim evde bulunur, vazifesine taallûk edip o zamanın fideki veçhile çantasında evine getirdiği kâğıtları bile bizde okur tashih edermiş Sohbeti de fevkalâde neşeli Ve merakı miktarını aşan bir Jptl-lâ ile işünûş imiş. Okkalarla rakı İçerdi derler. İddiası da varmış. Rakı İçtikçe zihninde küşaylş olurmuş.
Keçeci zade Fuat paşa Sadrâzam iken ve bugün Şehzade camisinin karşısındaki sıra sıra' dükkânlarla arkalarındaki evlerin bulunduğu mahfedeki ko-, nağında oturduğu zamanın bir gecesinde komşusu olan Müm-: Laz efendide Vükela Meclisini I aklederken bililtizam Kenan beye miadından fazla arak nûş- j ettirmiş; sızar bir hale geleceği vakitte ona eıı mühim bir maruzat müsveddesinin kaleme alınmasını emretmiş! Sadrâzamın niyeti bozuk mektupçuyu azletmek için bir vesile arıyor demşiler ve korkmuşlar. Bir de ne baksınlar Kenan beyin kaleme aldığı ariza müsveddesi bJr şaheser! Hayretten hayrete düşerek kâtibi bl menendi tebrik Ve masraflı bir adam olduğunu bildiklerinden taltifini nakdi bir hediye ile süslemişler. Yani Dadişhtan ona, İhsanı şahane almışlar (o zaman bu tâbirler böyle kullanılırdı>.
S. M. S.
Gazeteler, Gazeteler
(Baş tarafı 5 nti sah i f ede)
Gazeteciliğin birinci şariı di-ğergûmlık he hakkaniyettir. Bir gazeteci hiçbir zaman garazlarına, ihtiraslarına zebun, bankaların ağruzına. ihtirasına â-let olmamalıdır. Gazetesinin meslek ve mezhebi ne olursa olsun, hiçbir zaman istikamet ve hakkaniyetten ayrılmamalıdır. Hele gazetenin sürümünü tezyit emeliyle havadis tasnll, menfaat temini ümidiyle umumun menfaatine mugayir işlerle şüpheli maksadı terviç ve müdafaa etmek gibi zilletlerin hakiki gazetecilikte yeri yoktur Yalnız hak bildiği dâvasını, yalnız İstikamet ve hakkaniyetle müdafaa etmelidir,
Asınmız ihf.ıâas asrıdır. Gazetecilikte ihtisas, hoş bJr tezad olarak, her şeyi bilmek, her şeyden haberdar olmaktır- Fakat her şeyi bilmek kabil olmadığı için, bundan maksadımız sırası düştükçe ’oillnmiyen şeyleri mutlaka ve hemen öğrenip âleme büdirmek vazifesidir.
Bu mesleğe Intlsab edecek gençlerin her şeyden evvel meslek aşkı duymalar», sonra da ansiklopedik, yani muhit ve şamil malûmat sahibi olmaları ve bilhassa Usanın, tarihin, coğrafyanın, İktisadiyatın, hasılı mesleklerine taalluk edebilecek fen vc ilimlerin mümkün olduğu kadar gavamızına vâkıf bulunmaları elzemdir.
Biraz resim, biraz fotoğrafçılık gazeteciye pek lâzım oian şeylerdir. Bir de mutlaka bir iki ecnebi lisanını mükemmelen öğrenmeli, Fransızcadan ziyade İngilizceye ehemmiyet vermelidir.
Memleketimizde henüz gazetecilik mektebi teessüs etmediği için bu malûmatı mesleğe girdikten sonra ciddi tetebbu ile elde etmeğe çalışınaidır. Çünkü, yukarıda da ima ettiğimiz gibi, gazetecilik ömrün sonuna kadar ikmal olunamıyan bir mekteptir. Orada herkes mevkiine göre hem muallim, hem mütealllmdlr.
Gazeteci, politika mesailiyle iştigal edecekse, bu meselelerle münasebeti, tabLbln hastaya o-lan münasebeti gibi olmalı, yani hastalığın ıslahına, tedavisine çalışmalı, fakat hastalığı kendine bulaştırmamalıdır. Hakiki gazeteci fazla ticarete ehemmiyet vermez. Ancak mesleğinin terakkisine, tealisine çalışır.
NlhaySt gazeteciliği basamak ittihaz edip bir mevki veya menfaat temini sevdasında çılanlara ve. serhadde bekllyen vatan müdafi! nefer gibi, hayatının son demine kadar gazetecilikte kalmak niyetinde olmayanlara bu mesleğe girmemelerini tavsiye ederim.»
Haşan Bedreddln Beyin, ölümünden blrıcaç ay evvel yazdığı bu satırlar onun mesleğine ne kadar badı olduğunu gösterdiği kadar dikkatle okunacak ve derin derin düşünülecek hakikatlerle doludur.
«Baba» iinvant
Haşan Bedreddln Bey, matbuat piyasasında «Baba» diye maruftu. Herkes ondan baba diye bahseder, kendisine baba diye hitab ederdi Bunun sebebini ve «Baba» nm hayatının muhtelif safhalarını başka bir yazıda anlatacağız.
Enis Tahsin TİL
Created by free version of 2PDF
omnsaa
Bîlâ faide siitun işgali
(Baş Latrafı 1 inci sahifede) Kadıköyden Üskiidara dolmuş yapan taksilerin bulunduğu mahalli bizzat taksi sahipleri tarafından tesbit edilmiş ve makamın müsaadesi istihsal edilmiştir.
Tramvay yolu üzerinde vc rıhtım karşısında ulan bu yer «bilâ (aide tazyiki insan için» tesbit edilmemiş, iskele. tramvay, otobüs, taksi a-rabalan ve Bostancı - Sua-dıye dolmuş arabaları ile zaten meşbu hale geldiğinden, bir de Üsküdar dolmıış-lariyle, iskele meydanını tamamen işba haline getirilerek halkımızın vapurlara giriş çıkışlarının müşkül duruma sokulmaması için sözii gecen dolmuşların bu yerde bulunmalarına müsaade e-dilmiştir.
Esasen, İstaııbuldan Üs-küdara gidecek yolcular Köpriidan Üsküdar vapuruna biner. Kadıköyden üskü-dara gidecek olan yolcular ise hâlen tesbit edilen mahalden daha kolaylıkla dolmuşa binebileceklerinden, iskele meydanın lüzumsuz o* tarak Üskiidara dolmuş yapacak arabalarla doldur- ] makta bir fayda vc lüzum görülememiştir.
Keyfiyetin gazetenizin aynı sütununda açıklanmasını rica ederim. Saygılar.
Kaymakam vc B. Ş. Müdürü Arif Özgen

Cevabımız:
1 — Üsküdar dolmuşlarının çamur ve bataklıklar i-çtndekı yeri neşriyatımız ü* zerine derhal iskeleye daha yakın ve mâkul bir tarafa nakledilmiştir.
2— Aynı neşriyatta. Üsküdar dolmuşlarına Kadıköy Belediyesi 75 kuruş fıat koymasına rağmen dolmuşların 25 kuruş aldıklarını belirtmiştik. Bu cihet sayın kaymakamın açıklamasında meskût geçiliyor-
3 — Aynı neşriyatımız ü-zerine, Üsküdar Belediyesi, dolmuş işinin tanzimini hüsnüniyetle ele almıştır.
4 — Resmi kitabet daha selis bir Türkçe olmalıdır.
5 — Valiler bilhassa eski ve veni İstanbul Vali ve Belediye Rei'teri, matbuatın — daha ağır — her türlü tcııkidleriııi soğukkanlılıkla kar ılam“-’ardır: ıs’nhM i-şinde matbuatla el birliği e-
ı
I
diyorlar. Kaymakamlarımız da aynı zihniyetle hareket etmeli, tenkidleri hoş gördüklerini düzeltmelerle belirtmeli, ancak Iıaksrz tenkidleri bu şekilde ivedilikle ve kesinsel «aynı sütunda» cevaplandırmalı. Yeni devrimizin zihniyeti bunu icab ettirir. Kaldı ki, tek partili rejimde dahi İstanbul işleri böyle bir «helrdîvc - matbuat.. »s h!"îiği ile hal ve lâtl-'■aınıırdu.'
F-'Mfe 8
A KU A M
21 Kasım 1949
TUNGSRAM
■âuna da c'-rcA deMtı
TM6SRAM dt/l&JL....
7ia*ıa deK&A...
EMLÂK BANKASI
İSTANBUL RADYOSU
1157 Atılış ve programlar.
13,OT Haberler.
13 İS Hatif ara müziği İPİ )
13 30 Şarkılar ve tOrkULer (PI>
13,» CcjitU hafif mittik (Fİ.)
13 15 Şarkılar vc tÜrkOIer (PLİ H.ot Mcmlekei havalan (Pi-l
M.15 Dans mtiılgi (Fİ.) l*5t) Scrbea sanı.
14 15 Hafif org ve piyana «atatan
ipi.)
15.00 Programlar ve kapanıg.
AKŞAM PROCHAMI I7_57 Açılış ve programlar.
18 00 şarkı ve türküler (Pl.)
18.15 Şarkı ve türküler. Okuyan: Necml Rıza Ahıskan.
IBM Haberler.
19.15 Hafif ara mttzlgl (PI.)
1820 Saz eserleri. Çalanlar: bilse Can (keman), Fulya Abaydın (piyano)
19 W Memleket havalan (PLİ 30.00 Opera aryaları (Pl.)
50.15 Senfonik müzik «Fl.l
20 W Küçük orkestradan melodttar. 21,00 Konuşma: İstanbul müzelerini
geziyoruz, Türk isUm eserleri müzesi. Konuşan: Elit Naci.
21.15 Fasıl tNIşabürek faslı). 24 50 Şarkılar ve türMUer (Pl.)
22 00 Sonatlar (Pl.)
22.35 Hafif orkestralardım melodiler (PLİ
22.45 Haberler.
23 00 Dana müziği (Pl.)
23 3ı) Proçrnmlar ve kapanıp
ANKARA RADYOSU
iigle ve akşam programı
17 50 Açılış ve program.
14 00 M.S. ayan ve Dans miır.i|l (Pl.) J4» Konuşma.
10 46 Gitar soloları (PL) 19.00 M. S. ayarı ve Haberler.
19 15 Geçmişte bugün.
19 20 10 dakika salon orkestran (Pl.) 1930 Konuşma:' (Maliye Bakanlığı
19.45 Tarihi Türk mllzlâl
30.15 Radyo gazetesi.
30.30 Sert>« saat
20.35 Radyo senfoni orkestran. 3120 Konuşma.
21,34 şarkılar.
ÖOO Konujma: B M M ssaU.
2215 Dans müziği (Pl.)
22.4$ M. S. ayan ve Habrrled. îsoo PrOgratn Ve kapani4.
Yerin tabeh v» ofil» programı
TM M. S. ayarı ve Hafif müzik (P!,) 7 46 Haberler ve Hava rapora. 80* Türküler (Pl.) aıs Marnlar (Pl.)
a.ZS Günün programı.
İM Ailen Rollı ve ffarry HorUck orkestrası çalıyor (PL)
9JO FUm melodileri (PİJ
9,00 Kapanı).
12.28 Açıta vc program.
U 39 M .8. ayarı ve Manpk sarkıtar 11.00 Haberler.
13.15 3 pinauo ile melodiler (PL)
13.30 öğle gszetesL
13.45 Xavior Cugat Otkestrass (PL*
M oo Akıpmı programı .Hava raporu ve kapanıy.
•HOBART» marka A-m er İkan malı Kombine kaynak ve Generâ- j tör takımı. 50 Volt 300 Amperllk kaynak 3000 Wallik 110/120 Volt' enerj i 6 Volt akümülâ-tör sarf yapar.
Müracaat: |
CEMİL AVGEN
Sanayi Makineleri Galata, Kürekçiler
No. 33. Tel: 42419
. KONSERVATUAR ı
KORO KONSERİ
Ntıhiddin Sadak idaresinde Solist Ali Sezin I
Program: Haydn - Kodaly - A. Mendcslhou - Brahma I
■ Bu akşam saat 16,30 da Şehir Dram Tiyatrosunda.
| (16441) I
| İstanbul Vakıflar Başmüdürlüğü ilânları |
D:
Dr. SAFA KARATAY
Kulak, Burun, Boğaz mütehassısı Amerikadaki tetkik gezisinden dönmüş ve hastalarım kabule başlamıştır.
flıraserviler No, 9L
Telefon: 41894
Kumkapıda Kazgarıi Sadi mahallesinin Hemşire sokağında 87,89 kapı, 1313 ada, 11 parsel saydı 217.50 metre kare arsanın. 24/72 payL D: 7909
Yavuzsinan mahallesinin Leblebici sokağında 5(t kapı, 554 ada, 17 parsel sayılı 39 metre kare evin 13824/51840 payı. 6066
Eyüple Gümüşsüyü mahallesinin Karyağdı sokağında 17 sayılı iki arsanın 4/18 payı. D: 7910
Hacı Hamza mahallesinde Ali Veli sokağında 5 kapı, 1303 ada, 3 parsel sayılı 226 metre kare evin 54/240 payı. D: 7866
Kâtip MiLslahattdn mahallesinde Kiremit caddesinde 46 kapı, 2313 ada, 13 parsel sayılı kârgir evin 4/42 hissesL D: 7911
Yukarıda yazdı ev ve ev arsalarının Vakfa ait hissesini satın alıp almıyacağı halikında tebligat yapılmak üzere müracaat etmeyen hissedarları araştırılmış ise de adresleri tes-bit edilemediğinden ilân tarihinden, itibaren 91 gün zarfında kendileri veya resmi vekilleri müracaat etmedikleri takdirde Vakıf hissenin kanuni hükümler dairesinde talibi bulunan hissedarına teffiz olunacağı ilânen tebliğ olunur. (16456)
*
Kumkapıda Kazganlsadi mahallesinin Hemşire sokağında 87.89 kapı, 1313 ada. 11 parsel sayılı 217 50 metre kare arsanın 34/72 payı D: 7809
YavuzsLnan mahallesinin Leblebici sokağında 58 kapı, 554 ada. 17 parsel sayılı 39 metre kare evin 13824/51840 payı. D: 6066
Eyupte Gümüşsüyü mahallesinin Karyağdı sokağında 17 saydı iki arsanın 4/18 payı. D: 7910
Hacı Hamza mahallesinde Ali Veli sokağında 5 kapı. 1303 ada. 3 parsel sayılı 226 metre kare evin 54/240 pay». D: 7866
Kâtip Muslahaftin mahallesinde Kiremit caddesinde 40 kapı 2313 ada. 13 parsel sayılı kârgir evin 4/12 hissesi. D: 791L
Yukarıda yazıtı ev ve ev arsalarının Vakfa alt hissesini satın alıp almıyacağı hakkında tebligat yapılmak üzere müracaat etmeyen hissedarları araştırılmış ise de adresleri tes-blt edilemediğinden ilân tarihinden itibaren 91 gün zarfında kendileri veya resmi vekilleri müracaat etmedikleri Vakıf hissenin kanuni hükümler dairesinde taUbi hissedarına tefflz olunacağı Llâııen tebliğ olunur.
takdirde bulunan (16455)
öksürük ilâcı piyasaya çıkmıştır. Eczanelerde ve ecza depolarında bol miktarda bulunmaktadır
VİLLASI
UEŞİDEMİZ
SİZE. .
I ERENKÖY
„ Bie
K05K
TÜRKİYE KREDİ BANKASI A. 0.
İstanbul, Büyük Postahane karşısında
Yeni telefon numaralarımızın aşağıdaki şekilde tespit edilmiş olduğunu saygılar muzla bildiririz.
24800 - 24307 - 24808 24809
İst. Lv. Amirliği İlânları
Kapalı zarfla aşağıda cins ve miktarı yazılı i kalem sıhhi malzeme 28-11-949 günü saat 11 de Ankara MB-BSa.ALKo.da satın alınacaktır. Tutan 7520 Lira olup teminatı 564 liradır. Şartnamesi İst. Lv Â.de görülür. Taliplerin kanuni veslkalarlle teklif mektuplarını İhale saatinden bir saat evveline kadar komisyona vermeleri.
Cinsi Miktarı Piatl Tutan
10. C.C.llk Rekor şırngaaı
Tercübe tüpü
Ağlütinasyon tüpü
Preslpltasyon tüpü
358
28
48 11.3
teminatları yazılı
Selimiye kışlasının helalarının onarımı Maltepe, As. lisesinin çatı aktarılması ve yağmur oluklarının onaranı
1 — Yukarıda keşi! bedeli, geçici
rım İşleri açık eksiltme ile yaptırılacaktır.
2 — Eksiltmeleri 29 kasım 949 salı günü yukarda hizalarında yazılı saatlerde İstanbulda Harblyede 10825 satmalıma komisyon başkanlığında yapılacaktır. Keşii ve şartnameleri her
gün komisyonda görülebilir.
3 — Taliplerin bu işlere girebilmeleri İçin eksiltme tarihinden evvel 10825. İs. şubesinden belge almaları lâzımdır.
16163
+
Beher adedi 850 kuruştan 150.000 adet 10 C. C. lik boş ampul açık eksiltme İle 3/Aralık/949 günü saat 11.30 da Ankara M. 3 B. Sa, Al. Ko. da satın alınacaktır. Tutan 12,750 Ura olup teminatı 967 liradır Şartnamesi İst. Lv. A. de görülür. Taliplerin belli vakitte komisyona müracaatlar*. 4405-10288

Keşif bedeli 364,427 Ura 71 kuruş olan tamirhane İnşaatının kapalı zarfla eksiltmesi 5 Aralık 949 günü saat 15,30 da Erzurum As 6a Al. Ko. da yapılacaktır. Teminat* 10327 Ura 10 kuruştur. Taliplerin kanun! vesikalarUe teklif mektuplarını ihale saatinden bir saat evveline kadar komisyona vermeleri İhaleye gireceklerin Y. Mühendis veya Y. Mimar olmaları veya İnşaatın devamı miiddetince iş başında Y. Mühendis veya Y Mimar bulundurmaları şarttır- şartnamesi 1822 kuruşa komisyonda satılır, 4477 — 15347

100 ton tel batyali kuru ot pazarlıkta 23/11 >949 günü saat 15 da Çorlu 117 No. lu As. Sa. Al. Ko. da satın alınacaktır. Kilosu 13,5 kuruş olup teminat* 2025 liradır. Taliplerin belU ▼akitte komisyona mürcaaatlan. 4519-16436
Tıp fakültesi dekanlığından
Fakültemize bağlı Şişil Çocuk Hastalıkları ve Bakım Kliniğinde 210 lira ücretli münhal bir Başhemşirelik ve 130 Hra ücretli münhal bir lâborantlık vardır. isteklilerin Klinik Ord. Profesörlüğüne müracaatları. (16308)
Created by free version of 2PDF
SULFADERME
YARA MERHEMİ
YARA, YANIK, ÇATLAK ve ÇIBANA KARŞ
DEVLET DEMİRYOLLARI İLÂNLARI
15.000 kilo ham kauçuk alınacak
Dclvet Demiryolları Merkez 9 uncu Komisyon Başkanlığından:
1 — 15000 kilo ham kauçuğun satın alınması (kapalı zarf» usulü ile eksiltmeye konulmuştur.
2 — Malzemenin tahmin edilen bedeli 30.150 ve geçici teminatı 2.261.25 Uradır.
3 — Şartnameler parasız olarak Ankarada Malzeme Dairesinden ve Haydrapaşa'da Malzeme Teslim alma ve Yollama Müdürlüğünden verilir
4 — Eksiltme Ankarada idare binasında Malzeme Dairesinde topLanan Merkez 9 uncu Satmalına Komisyonunca 7/12/94# çarşamba günü saat 15 te yapılacağından isteklilerin tekliflerde kanunun tâyin ettiği belgelerini aynı günde nihayet saat 14 de kadar makbuz karşılığında adı geçen komisyon Başkanlığuıa vermeleri (veya belli vakitten önce ele geçecek tarzda iadelU taahhütlü olarak posta İle göndermeleri.»
(16370»
E ORTAK ARANIYOR 1,1 %
ıa He müfclm işleri bulunan bir İthalât ve ihracat I
i iyi bh sermaye koyabilecek bir ortak arıyor. I uzu ile 17Ö posta kutusuna yazmaları. |
Bayındırlık Bakanlığından
Erbea kasabasının (136» hektar olan yalnız meskûn taamının lıall hazlr haritasının alınması İşi açık eksiltme usulfi İle eksiltmeye konulmuştur.
işin keşif bedeli (1012Ş0O) ou bin yüz yirmi beş liradır. Eksiltme 24/11/949 tarihine rastlayan perşembe günü saat (15) de Bayındırlık Bakanlığı Yapı ve imar İşleri Reisliği 'Eksiltme komisyonunda yapılacaktır.
Eksiltmeye girebilmek için:
1 — Usuliı dairesinde (759.381 yedi yüz etti dokuz itaa otuz sekiz kuruşluk geçici teminat vermelerL
2 — 21/11/949 günü akşamına kadar yan ita Bayındırlık Bakanlığına baş vurarak bu iş için yeterlik belgesi almalar» lâzımdır.
Eksiltmeye alt kâğıtlar Bayındırlık bakanlığı yapı ve imar İşleri reisliğinde görülebilir. 15845)
r
L

Comments (0)