„ BUGÜN
Q'^&İNCI SAYFADA
AKSAM
Sene 32 — No. 11354 — Fiatl: her yerde 10 kuruştur.
PAZAR 21 Mayıs 1950
Sahibi: Neemeddin Sadak — Yaa islerini fiilen İdare eden C. Bildik — Aksam Matbaası.
Adnan Menderes’in kuracağı kabine Zafer gemisinin kaptanlığı
kimlerden mürekkep olacak ?
D. P. Meclis grupunun dünkü toplantısından evvelki ve sonraki hava
Muhtelif bakanlıklar için isimleri söylenen en kuvvetli namzetler
İlk cereyan Bayat’ın Parti Başkanı kalması lehinde idi. 7 oplanlıda hava Cumhurbaşkanı seçilmesine doğru inkişaf etli
Celâl Bayar bîr îeep arabasile toplantıya geliyor
Yarınki toplantı
Demokrat
milletvekilleri ayağa kalkmıyacaklar
Ankara 21 (Akşam) — Bu sabahki Zafer gazetesinin yazdığına göre, pazartesi günü yapılacak meclis toplantısında Demokrat milletvekilleri. Reisicumhur geldiği zaman Mecliste ayağa kalkmıyacaklardır. Bu. eski bir prensip kararını teyld etmektir. Bu karar dün demokrat milletvekilleri tarafından alkışlarla ve ittifakla kabul o-olunmuştur.
Ankara 20 (Yeni İstanbul) —
Dünkü toplantıdan bir görünüş
Ankara 21 (Arkadaşımız Ce-nıaleddin Bildik bildiriyor) — Demokrat milletvekillerinin pek çoğu düııkii meclis grupu lçti-rnama girinceye kadar parti

Ankara 21 (Akşam) — Demokrat Parti genel idare kurulu bu sabah saat on birde toplanarak celâl Bayarın Cumhurbaşkanlığına seçilmesi halinde in-hiiâl edecek parti başkanlığına akimin getirileceğini ve aynı zamanda hükümetin teşekkül tarzım görüşmeğe başlamıştır. Demokrat Parti başkanlığı İçin dündenberl dolaşan şayialara göre, Fevzi Lûtfl Karaosmanoğ-lu en kuvvetli namzet görülmektedir. Fevzi Lûtfl Kâraos-manoğlunun aynı zamanda Tarım Bakanlığını da deruhte edeceği söylenmektedir Parti başkanlığı için Fuat Köprülünün ismi üzerinde de durulmakla beraber Köprülünün şahsen bunu istemediği ve Dışişleri Bakanlığını deruhte edeceği. Adnan Menderesin hükümeti kuracağı artık kararlaşmış gibidir. Parti başkanlığı ile hükümet başkanlığının bir şahıs uhdesinde toplanmasında fayda görenler de vardır. Bu vaziyete göre Adnan Menderesin ismi de ortaya atılmaktadır. Fakat buna rağmen üç İsimden en kuvvetli namzet Fevzi Lûtfl Kara-osmanoğludur. Fevzi Lûtfl Ka-raosmanoğlu kabinede yer ala-• cağı İçin genel İdare kurulu ü-
yeleri arasında kendisinin yal-, nız bir vazife görmesi fikrinde olanlar da vardır, Bu hususta bugünkü toplantıda bir prensip kararma varılacaktır. .
Pazartesi günkü meclis toplantısında Cumhurbaşkanı seçiminden sonra yeni Cumhurbaşkanı kabineyi kimin teşkil edeceğini en kısa bir zamanda bir tezkere ile meclise bildirecektir. Adnan Menderesin İlk demokrat hükümeti kurmağa memur edileceği muhakkak gibidir. Demokrat milletvekilleri bunu tasvip etmekte ve İyi karşılamaktadırlar. Adnan Menderes kabinesine girecek isimler üzerinde şimdiden bir çok tahminler yapılmaktadır. Ekseri milletvekillerinin müştereken üzerinde durdukları İsimler şunlardır:
kanı: Nihat Reşat Be)ger veya Ekrem Hayri İİstündağ.
Bayındırlık Bakanı; Kemal Zeytinoğiu,
(Arkası sahife 2; sütun 7 de)
Yeni kabine
nin ilk işleri
Muhtar, Belediye, umumî meclis seçimler
mmuıu ireni îöiutıuıııı — . . . . „ .
Hab*r ‘ 1
başkanı İsmet İnönü, Meclisin •pazartesi günkü toplantısında hazır bulunmıyacaktır. Buna sebep Cumhurbaşkanlığı vazifesinin yeni başkan seçilinceye kadar devam etmesi ve Cumhurbaşkanı sıfatiyle Meclis lçti-maına iştirakine imkân olmayışıdır, Bu itibarla İsmet İnönü seçimi müteakip Meclise gelecek ve yeni Başkanı tebrik edecektir.
Eski işime başlarken
Başbakan: Adnan Menderes.
Dışişleri Bakanı: Fuat Köprülü.
İçişleri Bakanı: Rükueddin Nasuhoğlu.
Adalet Bakanı; ;
İnce,
Tarım Bakanı: Karaosmanoğlu.
Maliye Bakam: kent.
Sağlık ve Sosyal
Refik Şevket
Kâzım Tay-
yardım Ba-
Ankara 21 (Akşam) — Demokrat Parti mahallinden sı-( zan haberlere göre yeni Demokrat Kabine ilk iş olarak muhtar, Belediye seçimleri ve umumi meclis seçimlerinde yenilik yapacak, istinat mahkemeleri kurulmasını ve köylünün hayat şartlarım yükseltme bakımından tedbirler alacak ve bilhassa sağlık işlerinde hazırlanmış olan eski teşkilât kanununu ele alarak üzerinde bir takım yenilikler yapıp tatbik sahasına koyacaktır.
Yazan:
Necmeddin Sadak
Yarınki «AKŞAM» da
■■!nrı.jro
Şemseddin Günah t ay’a da teşekkür etmek lâzımdır.
başkanlığından daha mülılfrı gördüklerini söyliyerek Celâl Ba yarın Cumhurbaşkanı seçilmesini doğru bulmuyordu. Hattâ bir «zafer gemisi* telâkki ettikleri Demokrat Partiye Celâl Bayırdan başkasının kaptanlık e-demiyeceğlnl ileri sürenler de az değildi. Celâl Bayarın Cumhurbaşkanı seçilmesine itiraz eden milletvekilleri şu noktal nazarı da açıkça söylüyorlardı:
«Demokrat Parti İktidara gelinceye kadar bol bol vaidlerde bulunmuş ve millete çok borçlanmıştır. Bu borcun ödenmesi için Bayarın parti başkanlığını da uhdesinde tutarak Başbakan olması İcap ederdi. »
Fakat grup toplantısında hava tamamen Celâl Bayarın Cum hurbaşkanı seçilmesine doğru inkişaf etmiş ve Bayar 379 mevcuttan 345 İnin reyiyle Cum hurbaşkanı adayı olarak seçilmiştir. Demokrat Parti başkanlığının Dışişleri Bakanlığına getirilecek olan Fuat Köprülüye tevdii çok muhtemeldir. Köprülü kabineye girerse başkanlık İçin en kuvvetli namzet Fevzi Lûtfl Karaosmanoğiudur.
Bahar bayramı neşeli geçti
Güllüne parkında dünkü kalabalık ve çiçeklerle süslenmiş arabalar
İktidardan ayrılan Şemseddin Giinaltay, k endi nin-kinden evvel kurulan hükümetlere kıyasla çok daha müsamahalı, tedbirli davranmıştır. Ecnebi paralarının düşürülmesi sırasında yanlış mülâhazalara kapılmayıp Türk parasını bugünkü seviyede tutmuş, yeni bir 7 Eylül faciasına meydan ver m emiştir, Neticede de ihracat mallarımız pekâlâ satı-labildi, Şemseddin Günal-tay, verdiği vaitlcri tuttu. Onun devrinde, Halk Partisinin simasında bir yenileşme, gençleşme oldu. Ve nihayet. seçimler, vine onun zamanında, müdahale olmaksızın dürüst idare edildi. Demokrasimiz, onun ve arkadaşlarının iyi idaresi yüzünden, dünya matbuatında okuduğumuz takdirlere nail oldu.
Dünkü seçim
Dün neşrettiğimiz ikinci tabımızda bildirdiğimiz gibi. Celâl Bayar, D P. meclis grupunda 345 oyla Cumhurbaşkanlığı a-dayhğına getirilmiştir. Halil Öz-yörük, Ali Fuat Cebesoy ve Nihat Reşat Belger de bir miktar rey almışlardtr. Mütaakıben başkanlık divanı seçimine geçilmiş. Refik Koraltatı'ın başkan gösterilmesi 274 reyle kararlaştırılmıştır. Halil özyörüK 50, Fuat Hulûs! Demirelll de 11
rey almışlardır. Meclis başkan-vekiniklerine Bursa milletvekili Hulusi Kuymen, Balıkesir milletvekili Sıtki Yırtalı intihap olunmuştur. Meclis kâtipliklerine Eskişehir milletvekili Ha-Jjan Polatkajı. Konya milletvekili Ümran Nazif Ylgiter. İstanbul milletvekili Flruzan Tekil. Manisa milletvekili Muzaffer Kurbanoğlu seçilmişlerdir. Kütahya milletvekili İhsan şerif Özgen, Kayseri milletvekili Kâmil Gündeş de idareci âzalıklara intihap olunmuşlardır. Bu İntihap sırasında reyler çok dağılmış olduğundan tasnif gece geç vakte kadar devam etmiştir.
Celâl Bayar toplantıdan çıkarken meclis öründe toplanmış olan halk büyük tezahüratta bulunmuştur.
Cumhurbaşkanı seçimi
Ankara 20 — Büyük Millet Meclisinde kahir bir ekseriyete sahip bulunan D. P. Meclis Grupunun dün Celâl Bayar’ı. Cumhurbaşkanlığına aday göstermesi, Meclisin yarınki ilk ve umumî içtimamda Bayar'ın Cumhurreisi ilân edileceğini meydana koymuştur. Mecliste yarın bu netice alınınca keyfiyet yurdun her tarafına bildirilecek ve ötedenberi mutat olduğu üzere her tarafta toplar atılacaktır.
C. H.P, Meclis Grupu bugün toplanıyor
Ankara 2L (Akşam) — İktidarı eline almış bulunan Demokrat Parti, Büyük Millet Meclisinde bir Başkan vekilliği İle iki kâtip ve bir idareci izanın nlihabını Cumhuriyet Halk Partisine bırakmıştır.
C.H.P. Meclis Grupu bugün toplanarak D. P. nin bu hu-suslaki kararını inceliyecektir.
D. P. nin karan kabul edildiği takdirde bir Başkan vekili ile
iki kâtip ve bir de İdareci üyelik İçin aday göstermek sure-tile Meclis Başkanlık divanı tamamlanmış olacaktır.
Demokrat Parti Meclis Grupunun tebliği
Ankara 20 (A-A.) — Demokrat Parti Meclis Grupu Başkanlığından bildirilmiştir:
Demokrat Parti Meclis Grupu bugün saat 15 te Türkiye Büyük Millet Meclisinde Demokrat Parti başkanı Celâl Sayarın reisliğinde toplanmıştır
Başkan Celâl Bayar. milletimizin seçimlerde gösterdiği liyakati ve siyasi rüştünü övdükten ve serbest bir seçimle milletin hakiki itimadını kazanan milletvekillerinin memlekete karşı vazifelerinin ehemmiyetini tebarüz ettirdikten ve Demokrat milletvekillerini selâmladıktan sonra gündemdeki seçimlere başlanmıştır. Neticede Cumhurbaşkanlığı adaylığına Celâl Bayar seçilmiştir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına İçel milletvekili Refik Koraltan. Başkanvekilllk-lerlne Bursa milletvekili Hulusi Köymen ve Balıkesir milletvekili SıLkı Yırcalı, İdareci üyeliklere Kütahya milletvekili İhsan Şerif özgen ve Kayseri milletvekili Kâmil Gündeş, başkanlık divanı kâtipliklerine de Eskişehir milletvekili Haşan Polatkan. Konya milletvekili Ümran Nazif Yiğlter, İstanbul milletvekili Flruzan Tekil ve Manisa milletvekili Muzaffer Kurbanoğlu aday seçilmişlerdlı
Cumhurbaşkanlığı adaylığına seçilen Celâl Bayar. Grupa teşekkür ederek Anasayamn bugünkü hükümleri dairesinde devlet reisliği vazifesinin lyl »e muntazam numunesini vermeğe, sevgili milletimize minnet borcunu Ödemeğe çalışacağına itimat edilmesini rica etmiştir.
lYazısı İkinci sahlfemlzde]
Galip sayılır bu yolda mağlûp
Ben böyle hezimete fedayım
beytini Şcmseddin Giinaltay şerefine tekrarlamakta ancak isabet vardır.
Dünkü toplantıdan bir görünül
Ö «(WJO
Sahlfe 2
kİ İ«.UJİ3 IJji)
tgaaaeGcffiû
Yıllarca bekledikten sonra
Sabah Gazeteleri Ne Diyor ?
Bizde her şey bir moda halinde, bir salgın gibi gelip geçiyor. Bir zaman Istan bulda çocuk bahçesi vücuda getirmek moda olmuştu. İnınrcılar nereye bakmışlarsa orayı bir çocuk bahçesine elverişli görmüşlerdir. Gerçi bu hevesten İstanbul birkaç çocuk bahçesi kazandı ama çocuk bahçesi yapılmak üzere açılan veya istimlâk edilen yerlerden çoğu çocuk bahçesi haline gelememiştir. Çünkü heves yavaş yavaş tavsadı, moda geçti.
Çocuk bahçesi olmak üzere hazırlanmış ila olamamış yerlerden biri Cihangir asfaltının hemen üstündeki geniş arsadır. Sekiz on sene evvel bu hevesle istimlâk edilmiş, geniş ara«i sahiplerinin elinden alınmıştır. Öylece durur. Eir toprak tesviyesi bile yapılmadığı için tümseğin yanlarından topraklar, yağmur yağdıkça Cihangir asfaltına taşar. Dört tarafı halk tarafından beş altı katlı apartımanlar yapılarak imar edilmiş olan bu ma’‘ailenin ortası yıllardır toprak yığını halinde durmaktadır. Mademki belediye bu yeri çocuk bahçesi yapmaya karar vermiş, satın almış, ufak bir masrafla bu toprak tesviye edilir, çocukların istifadesine açılır, mahallede halkın yaptığı imarı belediye de oraya bir bıılıçe ilâve etmekle tamamlayabilirdi.
Tamâmlıyarnamıştır. Bu meydan kimsenin olmadığı için bakımsızdır. Hususî şahısların arsaları bile duvarla çevrilirken belediye hu arsaya, aldığından beri el sürmemiştir. Çok ucuza yapılması mümkün bir imar yapılmamış, pahalı imara para yetiştirmek için sıkıntıya düşülmüştür,
Şimdi öğreniyoruz ki belediye, çocuk bahçesi yapmak üzere senelerce evvel istimlâk ettiği bu sahayı satılığa çıkaracakmış. Mademki çocuk bahçesi yapamıya-caktı; neden arsa sahiplerini mallarından etti ve şimdi neden satıyor? Tıklım tıklım dolmuş olan Cihangirin bir nefeslik hava alma yeri de belediye marifetiyle mi tıkanacak? Şevket RADO
Hükümetin
Fskişehirde
Günaltay, beyanname yayınladı
Bugün
Bahar bayramı
Mayısın altıncı ve yedinci günleri için Gül hane parkında tertip edilen Bahar bayca mı hayanın muhalefeti dolayislle tehir, edilmişti. Bu bayram dün yapılmışlar. Çoluklu çocuklu, büyüklü küçüklü binlerce kişi diin bu bayrama İştirak etmiş gerek prakın İçinde, gerek dışarıda giriş çıkışın İntizamla cereyanı, bu arada nakil vasıtalarının muntazam seyrüsefer edebilmesi için zabıtaca hususi tertibat alınmak mecburiyeti hasıl olmuştur.
Vali ve Belediye Başka'.u Fahreddln Gökay, töreni açmış ve söylediği nutukta, eski Şehremini Cemil paşa tarafından vücuda getirilen parkın tarihçesini yaparak burasının, İstanbıılun mesirelerinden u-zak halkı İçin bir dinlenme vcjj_ hava alma yeri olarak yenid u-Q hazırlanmış bulunduğunu oil-fi dirin iştir.
Merisini sırasında SehlKt bandosu çalmış, müiaakıljen O yapılan «Çiçek kervanı» geçit — resmi bir hayli alâka çekmiş-q "tn bazi (-ı:ieııct- yerk-rı de imiu-.-2 maktadır. Bunun İçin muayyen (D bir duhuliye alınmaktadır. Bu >
(D ilerimi edilecektir. Bahar bay-(D ranıı bugün de devanı etmek-Jü U’dJr.
Bir adam, iı^rkta mahzene düşüp Q)
yaralandı CÖ
Dûn Gülhane parkında yapı- G) lan bahar bahranuna gelen A-* * nAdolukavağında Zincirli!: ır..n*-' caddesinde 24 numarada oturan Faik Köklen adında biri, park İçinde bulunan bir mahzene düşerek ‘ muhtelif yerlerinden e-hemmiyetU şekilde yaralanmış ve zabıta tarafından Cerrahpaşa hastanesine yatırılmıştır.
Kavaklıderede Rusça iki tomar evrak bulundu
Amerikada bir infilâk
Bir çok ölü ve yaralı var
South Amboy (New Jereöy) 20 IAJ*.) — South Amboy rıhtımında bulunan ve infilâk maddelerile yüklü olan dört mavna dün infilâk etmiş, bir çok kimseler ölmüş ve takriben 300 kişi yaralanmıştır.
10,000 kişilik nüfusu olan South Amboy’da (New-Yorkun 30 mil güneyindedir) fevkalâde hal ilân edilmiştir.
Pennsylvaııia demiryolunun Rarltan körfezinde bulunan doklarında şiddetli bir yangın başlamıştır.
Şehrin hemen hemen bütün binalarının camlan kırılmıştır. Dolu gibi «T» maynı yağmuru
New-York 20 (YİRS) — South Amboy rıhtımında vuku bulan İnfilâk neticesinde şehrin üzerine âdeta «yağan* kara maynlar) şehir sakinlerinin, hayatını tehlikeye düşürmektedir. Meselâ allı katlı bir binanın damı üzerinde bir «T» maynı bulunmuştur.
Hoparlörle mücehhez polis otomobilleri ve radyo, halkı devamlı surette İkaz etmekte, hattâ bazı mahallerde sokağa çıkma yasağı tatbik olunmaktadır.
Tahminlere göre, Pakistana gönderilmek üzere hazırlanan cephane ve ma.vnian havi bir gemide infilâk olmuştur. Bunun neticesi İnfilâk etmemiş ■Ti mayoları etrafa sıçrayan çamur gibi şehrin üzerine yağmıştır.
olarak ifade etmelidirler. Hoşumuza . gltmiyecek hatipleri susturmak veya, lâkırdılarını gürültüye boğmak ve buna müsaade ve müsamaha eylemek, yeni Meclisin gelenekleri arasına asla ve kat’a girmemelidir ve bunu şüphesiz, müzakere usullerine iyice vâkıf, sedye ve ahlâkı sağlam, müsamahası geniş bir zat yapabilir.
Mlllefcvekllterimlz ellerini vicdanlarına koyarak bu vasıfları en ziyade kimde buluyorlarsa ona reylerini vermelidirler. Bu iki mühim seçim İle üçüncü şahsiyetin yâni Başbakanın da vaziyeti belli olacaktır. Yeni Cumhurbaşkanı, İlk iş olarak, yeni kabineyi kurmak üzere çoğunluk içinden bir zatı tercih edecektir, önümüzdeki günlerin Türk milletine uğurlu ve hayırlı olmasını dileriz.
A
Değişen
Sedat Simav i diyor ki:
Simdi, çok giizel
kİi iktidara gelen Demokrat Partinin icraatına şahit olacağız. öyle ümit ediyoruz kİ, yeni iktidar partisi, giden partinin hatalarına düşmiyecek ve ötekinde bulduğumuz kusurları tekrarlamıyacaktır. Biz, iktidara yeni gelenleri saygı ile selâmlarken, gidenleri de ümitsiz görmek istemiyoruz. Onlar da yeni bir vazife almış bulunuyorlar: Bu vazife tenkid ve murakabedir. Makul tenkid ve murakabenin bu memleket için artık bir gıda olduğunu ve onsuz yaşayamıyacağını bilmeliyiz; o kotlar bilmeliyiz kİ, Demokratları iktidar mevkiine ge-tlern kuvvetin biraz da bu olduğunu hiç unutmamalıyız.
Aday
Nnrtir Naili CtiMIÎÜRİYET’te bu başlıklı yatsında iliyor İti:
Biz D, Parti Meclis Grupu kararına uymakla Sayan Başkanın bu noktada hiç bir tereddüde kapılmadığı hükmüne varıyoruz, Demek oluyor, ki genç İktidar kendi kuvvetine tamamiie güvenmekle, karşısındaki sayısız güçlükleri gene kendi azmiyle yeneceğine inanmaktadır. İnanmak şüphesiz ki iyi bir şeydir, hattâ muvaffakiyetin başlıca şartlarından biridir. Bununla beraber, iki noktaya burada dokunmağı bir vazife biliyoruz: D. Parti Avrupai nıâ-nasîyle henüz bir doktrin, ve program partisi olmamıştır. İçtimaî, siyasî ve ikstisadi bir takım prensiplc-r etrafında kuvvetle blrleşmiyen toplulukların lSç devamını sağlamak oldukça güçtür. Demokrat liderleri bu husus üzerinde dikkatle durmalı, muhtemel hizlblcnmelere engel olabilmek İçin kusa zamanda belli bir program yürû-tücûlüğû vazifesini üzerine almalıdırlar. Bu arada Atatürk ve inkılâp prensiplerine sıkı bir bağlılık göstermek, şu veya bu tarafa doğru başgösterecek kayma hareketlerini cesaretle önlemek lâzımdır. Herkes taro-fından İyice bilinmelidir kİ. yeni Türk iyede batıl itlkodlar, hurafeler saltanatı, saray sal-tanatiyle birlikte sona ermiştir. Hangi maksadla olursa olsun bunların hortlamasına müsaade edllmiyecektir. Hürriyet, gıdasını müspet düşünceden, namuslu ve açık tartışmalardan alır, örümcek 11 kafaların hürriyete sarılması sadece hürriyeti boğmak içindir.
Yeni İktidarın yeni Cumhur Başkanlığı adayına başarılar di-
terken bu seçimin milletimize daha İyi yarınlar sağlaması yü-. reklen isteğimizdir.
*
Olgunluk imtihanına devam
Ahmet Emin kalman VATAN* da diyor ki:
Eğer Halk Partisi; yeni iktidar muhitinde başgöBleren hayırlı cereyanın, sırf memleketin müşterek teşrii cihazını kuvvetlendirmek ve demokrasinin tesirli bir surette vazife görmesini kolaylaştırmak maksadlyle yapıldığını gözönünde tutarsa, bundan istifade etmeği elbette vatani bir vatife diye telâkki edecek ve memnun olacaktır.
Profesör Şenıseddin Günal-tayın defalarla Ifdae ettiği gibi, buğun Türk milletinin yaptığı iş, bir parti kavgasına tutuşmak değil, modern devletin ve tam bir hak ve hürriyet, nizamının, temelini elbirliği ile almaktır. Eğer hepimiz, görüşlerimizi bu geniş telâkkiye göre ayarlarsak. miltet|mfa yalnız olgunluk imtihanını parlak bir surette geçirmeğe devam etmekle kalmaz, dünyn yüzünde yen! ve yaratıcı bîr role sahip çıkar ve daha ziyade husumete göre ayarlı olan bugünkü dünyaya, sevginin Ve ahenk ve İstikrarın çok güzel olur.
örneklerini göstermiş
nöbet
HÜRRİYET* te
vaitlerle mev-

Kati karar günü
İTKİ SABAH bu başlıklı makalesinde diyor ki:
Geçmişle misallerini gördüğümüz muhalefete susturma ve yıldırma zihniyeti bir kere daha Millet Memelisi kürsüsüne kadar yükseleni emelidir, Orada bütün milletvekilleri her nevi düşüncelerini se-rbest ve rahat
— >♦■■■.............
Yeniden bir seylâp tehlikesi başgösterdi
Eskişehir 20 (AA.) — Son
yağan yağmurlar Porsuk ve Kargın derelerini tekrar kabartmış, su şehir İçinde tabiî seviyesin! aşarak evlerin bodrumlarına girmeğe başlamıştır.
Geçenkl seylâba sebep olan Sarısuda henüz bir kabarma yoktur. Ayrıca Eğriöz deresi de taşmış, sular Keskin ve SöÇfrt-özıl köyleri arazisini İstilâ etmiştir. Porsuk suyu Eskişehir orasında da yayılmaktadır.
Sungurlu da sular altında
Sungurlu 20 (AA.) — 19 mayıs saat 18 sıralarında İlçe civarına yağan şiddetli yağma.” ve dolu neticesinde bağ ve bahçeler önemli surette hasara uğramış, Digi ve Buaközü dere lerinden gelen sel bazı kenar .evleri basmışsa da İnsanca za-iyiat olmamış, 15 kadar hayvan I sele kapılmıştır.
| Aynı şeklide hasar gördüğü tahmin edilen bazı köylerden, henüz haber yoktur.
Ankara 20 (AA.)
Başbakan Şemse ildin Günıl-tay, hükümeti Demokrat Partiye evir münasebetile, daki beyan ânnameyi m ıştır:
Üzerimizdeki ağır vazifeyi vicdan huzuriyle s unca Büyük Millet Meclisine devrederken memleketin iç huzur ve saadetinin. dış emniyet ve itibarının devamı temennilerini tekrarlamayı önde gelen kntsi bir va-, zıfe saymaktayım.
Ekseriyet partilerinin tahakkümüne müsait olan Anayasamızda demokrasi rejimini sağlam temeller üzerinde tutacak, hürriyetin ve milli inkılâpların korunmasını, devlet nizamının masuniyetini emniyet altına alacak esasları sağlayan tadil-;
• teri temin, memleket işlerinin dürüstçe tedvirini, gelişme
( faaliyetinin hızını kaybetmemesini murakabe, millî ruhu söndürmek amacını güden cc- i reyonlarla mücadele ve Ata-ı türk’ün emaneti olan tarihi partimizin, onun ölmez nıe*-! küresi etrafında yeni bir ha-1 yatiyetle toplanarak yeni görevlerini başarmasına çalışmak cenaze merasiminde bulunmak yolunda vatani vazifeme sar- üzere İrana gitmiş olan Türk sılmaz bir azim ve imanla de-' askeri heyeti bugün Türk - İran vam edeceğimi aziz vatandaş- hududunda vali ve tümen ko-lanma ve beni vekil seçmek ' mutanı tarafından karşîlanmış-sureüle bu hizmete memur e-'tir. Heyet İlçemize gelerek bir den muhterem hemşehrilerime miiddeı dinlendikten sonra An-araeder. iş başında buulndu-1 ğum müddetçe vatandaşları-' mm gösterdikleri yüksek te-• veccüh ve mânevi müzaherete1 «onsuz minnet ve şükranlarım 11 sunmakla ebedi bir şeref du-‘ yarım.
Bir kadın, komşusu-nu keserle yaraladı
Cibaiide YenJyol sokağında 71 numarada oturan Hüseyin is-1 ininde biri, aynı sokakta 72 numarada oturan Şerife İsminde bir kadınla çocuk yüzünden kavga etmiş, bir aralık hırsını yenemiyen Şerife, eline geçirdiği bir keseri Hüseyinin başına vurarak yaralamıştır. İşe e) koyan zabıta, Hüseyinl tedavi altına aldırmış. Şerifeyl de yakalamıştır.
Kabilde hükümet darbesi
Kahire 20 (APl _ Arab Ha- ' berler Ajansı ANA. tarafından ; bildirildiğine göre Afgan hükümetini devirmeğe teşebbüs etml? 1 olan «Demokrat Parti» nin
aşağı-neşret-
İran’a giden heyetimiz döndü
Doğu Beyazıt 20 (AA.) —
Eski İran Şahı Rıza Pehlevinln
karaya müteveccihen hareket etmiştir.
G. Saray-Sunderland
Maç4-3 Sunderlandın galebesile bitti
kalecisinin bir kurtarışı
Dünkü maçta Galatasaraylıların bir hücumu ve Sunderland
Moskova dönüşü
Lie Fransız ve Ingiliz devlet adamlarile görüşüyor
Londra 21 (R) — Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Lie, Parise gelmiş, Fransız Dışişleri ile bir saat görüşmüştür. Lle, Fransız Cumhurbaşkanı tarafından da kabul edilmiştir.
Yarın Londraya gelerek tn-llz devlet adamlariyle görüşecek .buradan Amerikaya hareket edecektir.
Ankara 21 (Akşamı — Evvelki gün Kavaklıdere civarında Rusça yazılı iki tomar evrak bulunmuştur; Henüz nerede bulunduğu ve kime ait olduğu açıklanmayan bu iki tomar yazı Kavaklıdere, karakoluna götürülmüş, .orada zabıt tutulduktan sonra tomar halinde emniyet müdürlüğüne verilmiştir. Bu evartan DİT kısmı yeşil kalem, diğer bir kısmı da mavi mürekkeple yazılmış bulunmaktadır.
Rhur’da bir patlama
55 amele enkaz altında kaldı
Vali Fazlı Güleç tekaütlüğünü istemiş
Ankara 20 — Edime valisi Fazlı Güleç Ankaraya gelmiş, İçişleri Bakanlığına müracaatla tekaütlüğünü İsteyip vazifesinden ayrılmıştır.
Seçimin neticeleri
Ankara 20 — Son gelen seçim neticelerine göre, yapılan tasnifte şu rakamlar elde edilmiştir. Türteiyede seçmen adedi 8,906.107 dir. İştirak adedi 7.815000 dir. Bu rakamlara gö-seçime İştirak nispeti yüzde 87 dir. Rey tasnifinde Demokrat Parti 4 433 761 rey almıştır ki nispet yiizde eli! beştir. C.HP. üç buçuk milyon rey almıştır. Nispet yüzde kırktır. Millet Par-tls 267.750 rey almıştır. Nispet yüzde üçtür. Bağımsızlar İse 140.57? rey almıştır, nispet yüzde İkidir .
Japon İmparatorunun kızı evlendi
Tokyo 20 (AJ>.) — Japon imparatoru Hirohlto’nun kıa prenses Taka bugün Toshlmiş Takatsukasa adlı bir müze memuru ile evlenmiştir. Takatsukasa ayda takriben 20 dolar ka-
mensuplarından 60 kişi dün Eanmal{tadır. Evlenme töreni
ArganUtMcU uvkır MUmUler- 1 '"'f'™1™ «Slu prens Taka-dir , matsu'nun evinde cereyan etmiş
dir.
Bunların arasında onlu subayları, Üniversite talebeleri ve Serdar aşireti mensuplan bulunduğu bildirilmektedir.
ilâve edildiğine göre, 20.000 kişiden müteşekkil Serdar uşire-ti lideri, bu tevkifleri protesto etmek için Tajak vc Warzad a-(1 retleri liderleriyle bir toplantı yapmıştır. ■
ı ve hor İki aileye mensup ancak . takriben 30 kişi davetli olarak bulunmuştur.
İmparatorun nikâhla hazır ( bulunuşu dikkat nazarını çekmiştir. Söylendiğine göre, bir Ja pen İmparatoru şimdiye kadar ilk defa olarak çocuklarından birinin nikâhında hazır bulun-I maktadır
Şehrimizde bulunan İngiltere-nln tanınmış Sunderland futbol takımı üçüncü karşılaşmasını dün saat 17 dc İnönü stadında Galatasaray İle yaptı. Sıın-derland sakat bulunan santrforları Davls'l de kadrosuna al-, mış bulunuyordu. Galatasaray şu kadro He sallaya çıkmıştı:
Turgay.— Naci, Ruhi — Musa, Muzaffer, Doğan — İsfendl-yar, Muhtar, Reha, Gündüz, Bülent, Hakem Sulhl Garan.
Oyuna her İki takım da çok hızlı haşladı. Bu arada her iki kale de tehlikeler geçiriyordu. Oyun geliştikçe Galatasaray e-nerjlk akınlar!a ağır basmağa başladı. Bu arada Sunderlandın santrforu Davls oyuna devam edemlyerek çıktı ve yerine yedek oyuncu girdi. 27 inci dakikada da Galatasaray sağdan yapılan bir korner atışında İs-fendlyarın hafif bLr şütü ile İlk golü kazandı. Ve karşılıklı akın-; lavdan sonra İlk devre 1-0 GalatasaraylIn. lehine bitti.
İkinci devreye GalatasaraylIlar canlı başladlıar ve hemen. dördüncü dakikada güzel bir sıyrılış yapan Reha Galatasara-yın İkinci golünü köşeyi bulan bir şütie yaptı. Bu iki sıfırlık vasiyet Sunderlandı şahlandırdı ve oyuna tamamen hâkim Olduğu bir sırada 17, 25 ve 27 nci dakikalarda 10 dakika içinde

Şakiiton vasıtaslyle üç gol kazandılar. Bununla beraber Ga-latasaraykn güzel oyunu devam ediyor ve güzel net İçeli hücumlar yapıyordu. Nihayet 32 nel dakikada Bitlendin bir korner atışından üçüncü gollerini atarak vaziyeti berabere şekline soktular. 3-3 berabere vaziyet o-yuna azami heyecanı ve sürati verdiği bir sırada 37 nci dakikada İngiüzler penaltıdan dördüncü gollerini de attılar ve maç bu şekilde 4-3 Sunderlandın galibiyetiyle bitti. Sunderland bugün son maçım ayni satdda Fenerbahçe takımiyle yapacaktır.
Ankaradakî maç
Ankara 20 — İki maç yapmak üzero şehrimize gelmiş olan İngiliz Hull City takımı bugün İlk maçını Dcmirsporla yapmıştır.
Yedinci dakikada Hull City sol içi Cartere 18 pas çizgisi İçinde faul yapıldığı İçin hakem De-mirspor aleyhine penaltı verdi. Solaçık Shfpher sol köşeden, yerden kuvvetli bir şütle takımının İlk golünü yaptı. Bu ilk golden sonra Demirspor akınla-nnı sıklaştırdı. Bu arada Rıdvan sakatlanarak çıktı ve yerine Naci girdi. Demirspor kale önünde gösterdiği kararsızlıktan ve şiit çekoır.emekten hücum halinde olduğu halde netice alamıyor. îngillzler akınla-ru» süratli olan, aolaçıklan ve
Carter vasıtaslyle inkişaf ettiriyorlar. Demirspor kalecisi güzel kurtarışlar yaparak gol olmasına mâni oluyor. 40 uıcı dakikada Mehmedin verdiği a-ra paSını Naci sağdan avuta attı. Birinci devre 1-0 Hull City* lehine sona erdi
İkinci devrede, Hull City santrfor mevkiine Vamcy‘1, Demirspor da Mehmedin yerine Kemali ve soliçe de Ayhanı almıştı. Hull City. İkinci devreye daha canlı olarak başladı. Demirspor çalım yapmağa, kaçtığı için topu rakip takım oyuncularına kaptırıyor. 17 nel dakikada Smith, Hull City’nln 2 nel goiüniî yaptı. Abdullah çıkarak yerine Naci tekrar girdi. 21 İnci dakikada Smlth bir gol daha attı. Vaziyet 3-0 Hull City lehine. Hava serinledikçe İngllizler daha açılıyorlar.
27 nci dakikada sollç Carterin kafa ile attığı güzel bir şütü ka-1 İçel Emin kurtardı. Demirspor
fırsatlar kaçırmağa devanı edl- 1 yor. 33 üncü dakikada santrfor Varney vasıtaslyle Hull City dördüncü golünü attı. Oyun boy lece 4-0 Hull City lehine sona erdi. Misafir takım bugün Genç-lerbirllgi İle karşılaşacaktır.
İzmit’te
İzmit 20 (AA.) — Bugün şehrimizde gruplararası 1950 yılı
Londra 21 (R; — Ahnanyanın Ruhr kömür havzasında Gel-senklrehen yakınında bir madende patlama olmuş, bundan sonra yangın çıkmıştır. 55 amele enkaz altında kalmıştır. Yangının söndürül meşine çalışılıyor.
yunan ordusu
Mevcudu tedricen azaltılacak
Londra 21 (R) — Yunan ordusu miktarı tedricen azaltılacaktır. Kabine bu hususta katı karar vermiştir.
Mülkiye memurları maaşlarının arttırılmasını istiyerek dün grev yapmışlardır. İçişleri Bakanı Papandreu grevin haklı olmadığını söylemiştir.
Türkiye futbol birinciliği maçlarına devam edilmiştir.
Adana Demirspor 5-1 Nazilli Dcmlrspora, Eskişehir 2-0 Tavşanlı Linyit Spora galip gelmişlerdir.
İzmit Kâğıtsporla Trabzon İdman Ocağı 2-2 berabere kalmışlar dır.
Adnan Menderese kuracağı kabine
(Baştarafı 1 İnei sahifede)
Millî Eğitim Bakanlığına Avni Başmak’ın getirileceği söylenmektedir. 1ÜUİ Savunma Bakanlığına Ali Fuat Cebesö-yun getirilmesini İsteyenler varsa da. Demokratlardan, ekserisi bu Bakanlığa sivil bir şalisi ye tin getirilmesini İstemektedirler.
Çalışma, İşletmeler ve Milli Savunma bakanlıkları için henüz bir şey söylenmiyor. Maliye Bakanlığını deruhte edecek olan Kâzım Taşkontin Ticaret ve Ekonomi Bakanlıklarını da vekâleten idare edeceği söylenmektedir. Maliye için Emin Kalafat da kuvvetli bir namzettir. Ekonomi ve Ticaret Bakanlığına Samed Ağaoğlunun getirilmesini mümkün görenler bulunmakta ise de Samed Ağaoğlunun Çalışma Bakanlığına getirilmesini istiyenler daha çoktur.
Yeni kabinede vazife alacak kimselerin, daha ziyade demokrat Parti kuruluşun d anberi faaliyet gösteren veya parti İleri gelenlerinin çok yakından tanıdığı kimseler olması hakkında bir prensip kararı alınacağı da söylenmektedir. Bazı bakan-iıkiarın birleştirileceği ve bazılarının da lâğvedileceğl hakkında son günlerde çıkan şayiaları salâhiyet sahibi bir şahsiyet katiyetle yalanlamıştır.
[AKŞAM(Ü&(AK*ŞAMğ]
Celâl Bayar’rn bir resmini tefsir ediyorum
Geçenlerde, İstanbıılıın büyük gazetelerinden biri, sayın Celâl Bayarın taksi şoförüne para verirken bir resmini bastı. Bunu Türk halkı, elbette ki: «Demokrat Parti Başkanı sonuncu defa para ile bir taraftan bir tarafa gidiyor; bundan sonra en lüks marka otomobillere, hususî trenlere, resmî yatlara binecek’» mânasında telâkki etmedi.
Demokratların birçok mümessilleri. — tıpkı Türk gazeteleri gibi — devlet israflarından zaman zaman, fakat ısrarla şikâyet etmişlerdir. Dört dııvar arkasında neler yapıldığı pek dikkate çarpmaz, tenkid edilemez amma; sokaklara taşan, seyyar bir anti - propaganda olan resmî taşıt lüksü, halkın sinirine batıyordu.
Yalnız sinire batmak meselesi mi? Bu, elbette, mânevi bir tezahür değildir. Bir Amerikalı, bana demişti ki:
-— Amerikan lüks otomobilleri. Amerikanın hiçbir yerinde sizin Ankaranızda olduğu derecede kesif değildir. Hele Meclis binasının önü bir yeni model otomobil sergisi halindedir.
Ben kendi hesabıma muhterem Celâl Bayarın resmini hayra yordum.Ve o resmi başatı meslektaşların da bir işmarda bulunduklarına kanaat getirdim:
— Demokrat milletvekili Senilıi Yürüten başta, birçok Demokrat milletvekilleri, devlet lükslerinden şikâyet ederken, bilhassa resmi oto-mabilleri misal diye göstermişlerdi. Her halde, «Ele verir talkını, kendi yutar salkımı» tarzında bir iktidar değişikliği olmıyacaktır. Bakalım, şimdi devlet idaresinde ne gibi tasarruflar yapılacak?
Çünkü, Milli Müdafaa masrafları yine o Milli Müdafaa masrafları. Memur maaşları yine o memur maaşları. Demokrat Parti, bunlarda bir azaltma değil, bilâkis bir yükseliş olacak gibi tavır takınmıştır. Muhtelif yerlerde sarfedilen muhtelif sözleri yan yana ekleyince, bütçemizin bu en esaslı sarfiyat hanelerinin kabaracaklarını bile şimdiden görüyor gibiyiz. Milli Eğitimden kesemezler. Bayındırlıktan kesemez, Tekelden kesebilirler amma, bütçeye altın yıımurtlıyan tavuğu kesmek gibi olur. Çalışma Bakanlığından keserler, fakat zaten semiz tavuk değildir. Öbür tasarruflar da o kabil olur.
Öyleyse, devletçilikten bir miktar uzaklaşıp liberalliğe bir hayli yaklaşacak yeni idarenin «ucuz devlet» tipi nasıl sağlanacak? Zira, liberalliğin de, demokratlığın da başlıca tutanağı budur: A-fıalînin sırtına fazla vük olmamak: fakir fıkaranın güçlükle verdiği vergilerle, devlet nam ve hesabına liiküs-çülük yapmamak. Bu varı aç milletin tepesinde arşidük hayatı yaşamamak.
İşte, pek muhterem Celâl Bayarın meslektaşlarla bir hayırlı işaret diye basılan resmini böyle şerli ve tefsir ettim.
Mollaların yukarıdan aşağı geldikleri malûmdur. Eğer başa yeni geeenler «sadelik» modasını bidayetten beri yapabilirlerse, içinde bulunduğumuz miiskül vaziyetler yine de halledilmez elbette..
Fakat, yolunda bulunuruz.
(Vâ - Nû)
Zayıf çocuklar için açılacak kamplar
Ankara 20 — ilkokullardaki za?lf çocuklar İçin Geredenln İfsmiepo çamlığında Kızılay Gençlik Kurulunun yardunlyle Milli Eğitim Müdürlüğü tarafın-
Ticaret odaları
Hazırlanmakta olan nizamname bitmek üzere
Ankara 20 (Akşam) — Ticaret odaları ve borsaları İçin hazırlanmakta olan ytenl nizamname üzerindeki çalışmalar bitmek üzeredir. İstanbul, İzmir, Ankara ve Samsun şehirlerinin ticaret odaları ve borsalan temsilcilerinin iştira-kiie yapılmakta olan çalışmalarda mevcut nizamnamenin tatbikatındaki aksaklıkları göz den geçirilmektedir. Ayrıca memleketimizin diğer llferin-deki ticaret birliklerinden de bazı suallera cevaplar istenmiştir.
Gelecek cevaplara göre, nizamnameye yeni bir veçhe verilecektir.
Resim sergisi
Yediler grupunun 17 nci resim sergisi, dün öğleden sonra Taksimde Fransız konsoloshanesinin galerisinde açılmıştır. Yedi ressam 80 tane yağlı boya tablosu ve estamp teşhir etmiştir. Sergi yirmi gün açık kalacaktır.
Gülyağlarımıza rağbet fazla
Fransada kilosu 330 bin franga satılıyor
Paris Ticaret ataşeliğimizden gönderilen bir raporda iyi kalite gül yağlarımızın Fransız piyasasında aranmakta olduğu ve diğer memleketlerden gönderilen gülyağlarına tercih edildiği belirtilerek şöyle denmektedir:
«Son zamanlarda gülyağları-mız eskisine nispetle daha fazla tutulmağa ve gönderilen mallar alıcıları memnun etmeğe başlamıştır.
Bulgarlar da 200 kilodan fazla mal getirmişler ve bunun şim diye kadar ancak 80 kilosunu salmağa muvaffak olmuşlardır. Bunların ortalama fiati, kilosu 360,000 franga gelmiştir, İlk zamanlarda eski şöhretlerinden İstifade ederek bu flate satmağa imkân buldukları halde, vaziyet ve sürüm şartlan kendileri İçin güçleştikçe bir nevi damping yapmağa tevessül etmişlerdir. Bu suretle son defa 325 bin franga teklif etmeğe başladıkları görülüyor.
Bizim Hallerimiz 330 - 340 bin frank arasındadır.»
Bigadiç’te cinayet
Bigadiç — İlçemiz köylerinden birinde feci bir cinayet İşlenmiştir.
Çağış bucağı Nergis köyünden Hüseyin geniş, ayni köyden Mustafa Arığı bıçaklamak sure-tile öldürmüştür.
Sanık yakalanarak tevkif edLl m iştir.
Cinayetin tarlaya hayvan sok m ak meselesinden çıkan bir kavga neticesi vukua geldiği anlaşılmaktadır.
Ankara hukuk fakültesi
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi 1948 - 1950 ders yılına son vermiştir Fakülte imtihanları 25 İlâ 26 mayıs tarihlerinde başlayacak ve haziran ortalarına kadar devam edecektir. Bu yılkl askerlik kampları İçin fakültede lâzım gelen hazırlıklara başlanmıştır.
Muhsin Ertuğrul rahatsız
öğrenildiğine göre Milli Eğitim Bakanlığından 15 gün İçin izin alarak devlet tiyatrosunun önümüzdeki sezonda oynıya-cağı eserleri seçmek ve bazı elemanlar aramak Üzere Avru-paya gitmiş olan devlet tiyatrosu umum müdürü Muhsin Ertuğrul hâlâ vazifesi başına dönmemiştir.
dan bir sağlık kampı açılacak-
tır. 40 gün devam edecek olan izin müddetini iki ay geçir-bu kampa Okul - Aile birlikler!, mlş olması ve kendisinden ha-de ücretlerini tediye etmek şar-, ber alınmaması üzerine yapılan «lyle zayıf ve muhtaç çocukları soruşturmalarda İsvlçrede ra-göndereblleceklerdir, Vesait üc- halsiz bulunduğu anlaşılmıştır, reli de dahil olmak üzere kamp Muhsin Ertuğrula geçmiş ol-ücretı 90 Umdır. | sun der, afiyetler dileriz.
Ankara mektupları
Yeni Meclis ve memurlar
Yeni Mecliste kimleri göremiyeceğiz ? — Meclisin yeni şahsiyetleri kimler olacak? — Hangi memurlar tasfiye edilecekmiş
Ankara 20 — Meclis yarın (bugün) açılıyor. Yakın tarihimizde mühim bir dönüm noktası teşkil eden yeni Meclis yepyeni İnsanlarla dolu n-Jacaktır. Şimdiye kadar Meclisin alışmış olduğumuz bir takım simaları vardı. Artık yeni Mecliste kendilerini göremiyece ğiz. Artık gazetelerde «Dün Mecliste ... meselesi hakkında konuşan» diye resimleri çıkmayacak.
Bir takım milletvekilleri vardı ki onlar artık Meclisin bir nevi Ayanı olmuşlardı. Yıllardan beri T, B. M, M. denince aklımıza derhal onlardan bir kaçı gelirdi. Yani onlar Meclisin mütemmim cüz’ü gibi bir şeydiler. Hattâ içlerinde mebusluğu kendilerine meslek edinmiş insanlar vardı. Yarınki Mecliste artık onlar bulunmayacaklar.
Yeni Meclis Saracoglusuz, Fnlih Rıfkısız, Muhiddln Ba*-hasız. Rasih Kaplansız, Mümtaz Ökmensiz, Haşan Âllsiz, Şükrü Söknıensüersiz olacaktır.
Yeni Mecliste son Meclisin genç Bakanlarını da görmek mümkün oiamıyacaktır. Nihat Erim artık yan sıralardaki koltuğunda görülmeyecek, Barlas, Dicleli. Sirer, Banguoğlu. Rüştü Aksal hararetli konuşm alarııu yapanuyacaklardır.
Mecliste göremiyeceklerimiz arasında eski dönemin bir yığın entresan şahıslan da mevcuttur. Fahri Kurtuluş artık yangınlar hakkında neşredilmemiş açıklamalarda buluna-
Eski Meclis toplantı halinde mıyacak İbrahim Arvas din ve dünya İşlerinden bahsedenıl-yecek, Emin Sazak her meselede söz islemiyecek, Süreyya Örgeevren sert hücumlarını yapamıyacak, Sadık Aidoğan mânevi şahsiyet meseleleri İle uğraşamıyacak. Aydınlı da ye.ıi yeni ihbarlarda bulunamıya-c aktır.
Meclisin yeni şahsiyetleri kimler olacak?
Buna mukabil yen! Meclis bize bir yığın yepyeni milletvekilleri tanıtacaktır. Şimdiye kadar muhtelif sahalarda sözlerini işittiğimiz, yazılarını okuduğumuz bir çok kimseleri şimdi de Meclis kürsüsünden dinllyeceğiz. Halil Özyörük. Halide Edib. Nadir Nadi, Bedri Nedim Göknll, Kâzım Taşkent. A. Hamdl Başar. Hamit Şevket, Selim Ragıp. Mümtaz Faik Fenik, Ekrem Hayrl Üstiindağ Meclis İçin yepyeni simalar olacaklardır.
Bit devre Meclis bize bir yığın İliç ismini duymadığımız şahısları da tanıtacaktır. Kendi sahalarında ve muhitlerinde kendilerini sevdirmiş olan bir çok kimseleri yakında Meclis kürsüsünden tanımak imkânını elde edeceğiz. İçlerinden muhakkak ki çok heyecanlı kimseler çıkacak ve seçildikleri bölgelerden getirecekleri memleket dertlerini samimi bir tarzda ortaya koyacaklardır. Meclisin İlk celseleri muhakkak ki her yerde büyük bir alâka İle taklb edilecektir.
Yine tayinler meselesi
Ankarada yine günün en mühim mevzuu mühim mevkilerde yapılacak değişiklikler meselesidir.
Demokrat Partinin mamurların değiştirilmiyeceğl yolundaki açıklamasına rağmen buradaki çeşitli dedikodular hâlâ devam etmektedir. D. P. memur kadrolarını değlştlrmi-yecektlr; zaten buna ne lüzum ne de İmkân vardır. Fakat bir de partinin şimdiye kadar muhtelif fırsatlarda karşılaşmış olduğu bir takım en İleri memurlar vardır kİ bunlardan bir çoğunun değiştirileceği pek çok kimseler tarafından ileri sürülmektedir.
Bir çok kimseler değiştirilmesi muhtemel olan memurları şu şeklide sıralamaktadırlar:
1 — Bazı müsteşarlar.
2 — Bir çok valiler (Bunlar arasında bilhassa 946 seçimlerinde sık sık İsmi geçen valilerdim bahsedilmektedir.)
3 — Bazı genel müdürler.
4 — Bazı emniyet müdiirle-rlie bir takım şube müürierl.
5 — Bir çok savcılar.
6 — Ve nihayet bazı elçiler. Bir çek kimseler de bu değişikliklerin birdenbire yapıl-mıyacağını. ancak, yavaş yavaş bir tasfiyeye gidileceğini söylemektedirler. Fakat ortada mutlak olan bir şey varsa orta ve küçük memurların bu değişikliklerin şümulüne glrmi-yeceğldir.
ANKARALI
Çiçek bayramı
İSTANBUL HAYATI
Acele etmiyelim
Pakistan ve Rusya
Başbakan Liyakat Ali Hanın beyanatı
Los Angeles 20 (AP) — Pakistan Başbakanı Liyakat Ali Han, dün, bur?da kendisine, Sovyctlerin, iktisadi kalkınma İçin Pnkistana girmeleri hakkında sorulan suallere kaçamaklı cevaplar vermiştir. Memleketin. tabii kaynaklarının ve İktisadiyatının gelişmesi için Rusların yardım teşebbüsünde bulunup bulunmadıkları sualine. Başbakan basın konferansında:
«Rusya henüz böyle bir talepte bulunmadı, sadece bir imkâna dayanan sualler üzerinde tefsirlerde bulunamam» demiş ve «Pakistanda petrol araştırmak ve benzin çıkarmak için bize şimdiye kadar pek çok teklifler yapıldı» diye İlâve etmiştir.
Mİ® MII dİ
ŞAKIR SOMlINCUOûLU’nun vefatının şenel devriyesl olan ayın 22 nel Pazartesi günü ŞİŞLt CAMİİNDE öğle namazını müteakip Mevlidi şerif okuna-ğından, kendisini seven dostların teşrifleri rica olunur.
Som uncu Ailesi
Sovyet propagandası İngiliz ve Amerikan radyoları mücadele plânı hazırlıyorlar
Londra 20 (Nafen) — Sovyet Rusyanın propaganda hücumlarına mukabil hücumlarda bulunmak üzere yakında bir plân hazırlanacağı bildirilmektedir. Bu plânın tafsilâtı üzerinde «Amerikanın sesi» radyosunun müdürü Edrcnrd Barret ile BBC nln idarecileri arasında görüşmelerin başlamak üzere olduğu da ilâve edilmektedir.
Muhabirlerin bildirdiklerine göre, Rusya dahiline doğru haberlerin ulaştırılması işine büyük bir ehemmiyet verilecek ve demir perde hudutları yakınlarındaki radyolardan faydalanmak İmkânları araştırılacaktır. Diğer taraftan Sovyet Rusyanın batının radyo yayınlarını baltalayan bozucu istasyonlarını da İşe yaramaz bir hale getirmek İçin hususi çalışmaların yakında kati neticeler vermesine intizar edilmektedir. Radyo savaşının önümüzdeki aylar içinde şiddetlenmesi beklenmektedir,
Koreye yardım
WashinglOn 20 (A.A.) — (U-nlted Press): Temsilciler meclisi tahsisat komisyonu, Koreye yapılacak İktisadi yardım için 50 milyon dolarlık bir tahsisat kabul etmiştir.
Dün kutlanmasına başlandı, bu akşam sona eriyor
Günlerdenberl hazırlıkları devam eden bahar ve çiçek bayramı dün sa^t 15 den İtibaren Gülhane parkında kullanmağa başlamıştır. Bayram îau-giin saat 20 de sona erecektir.
Dün saat 14 den itibaren parkta görülmemiş bir kalabalık toplanmağa başlamıştır. Duhuliye bileli almak İçin gişelerin önünde yüzlerce kişi toplanmıştı. Bu vaziyet saat 17 ye kadar devam etmiştir.
Askeri müzenin önünde toplanan çiçek arabaları ve kamyonlar saat 14 de hareket ederek Suitanahmette bir dolaşma yapmışlar ve saat 15 de parka dönerek binlerce seyircinin önünden geçmişlerdir. Resmi geçide başlanmadan evvpl Vali ve Belediye Başkanı profesör Fahrettin Kerim kısa bir konuşma ile bayramı açmış ve herkese İyi eğlenceler temenni etmiştir.
Parkta eğlence namına bir fevkalâdelik görülmemekte İdi. Yalnız parkın yukarı kısmında bayramlarda kurulan çocuk salıncakları vardır. Daha yu-| karıda da bir çengi ekibi kö-I çek havaları çalıp oynamakta İdi Bayramın bugün daha eğlenceli geçeceği ümit edilmektedir.
Seyrüseferi ışıkla idare usulü
Ankara 20 — Belediyede kurulan bir komisyonda uzun zamandan beri tetkik edilmekte olan «ışıkla seyrüseferi idare etme İşi son safhasına gelmiştir.
Komisyon Avrupada tatbik edilen ve iyi neticeler alınan bu yeniliğin şehrimizde de kurulmasına katar vermiştir. Ancak bu ışık kulelerinden şimdilik bir tane getirttirilerek Ulus meydanına kurulacak ve müspet netice alındığı takdirde diğer büyük kavşak noktaları için de siparişler verilecektir.
A merili ada patlama 6 kişi öldü, 300 kişi de yaralandı
South Amboy (New Jersey) 2o (AP) — South Amboy rıhtımında bulunan ve infilâk maddeleri İle yüklü olan dört mavna dün İnfilâk etmiş, bazı kimseler ölmüş ve takriben 300 kişi yaralanmıştır, Ölenlerin sayısı üç İle altı arasında tahmin edilmektedir.
10.000 kişilik nüfusu olan South Amboy'da (Nevyork'un 30 mil güneyindedir* fevkalâde hal ilân edilmiştir.
Pennsylbanîa demir yolunun Rarltan körfezinde bulunan doklarında şiddetli bir yangın başlamıştır.
Şehrin hemen hemen bütün binalarının camlan kırılmıştır.
Hâdise mahallinden 300 metre kadar mesafede bulunan bir kömür mavnasında çaltşan 63 yaşındaki Charles Bersin, ■ıStalIn geldi sandım» demiştir. Bir çok kimseler İnfilâkın bir atom bombası tarafından yapıldığı kanaati umumi olmuş ve bir çok kimseler «harb» diye bağırmışlardır.
Rusların iade ettiği Alman fabrikaları
Berlin 20 (AP) — Rusya dün, 1945 senesinden beri, Sovyet Rusya'ya tazminat olarak istihsalde bulunan 23 Alman sanayi mü ensese sini, Doğu Almanya idaresine tevdi etmiştir.
KADYO
İSTANBUL RADYOSU öğle ve akşam programlan
12.57 Açılış vc programlar.
13,00 Haberler.
13.15 Hafif orkestralardan melodiler
•Pl...
13.30 Dans miltigl «Pl.».
13.50 Serbes saat.
14.00 Saz eserleri - Şarki ve tilrkülcr Okuyan: Akile Arttın. Çalanlar: Snrtt Işıi.ıy, tzzeddln Ökle. Yorgo Bacana»,
14.45 Caz mılrigl «Pl,».
15.00 Konserle «pı.».
15.25 Dans mtırlgı «Pl
16.00 Programlar ve kapanış.
17.57 Açılış ve programlar.
18,00 Orkestra eterleri «Pl.».
18.30 Karışık dans mUzlgi ve Türkçe tangolar.
19.00 Haberler.
10.15 İstanbul haberleri.
19.20 Dans müziği «Pl.».
19.30 Saz eserleri - Şarkı ve türküler, Okuyan: Safiye Ayla. Çalan* 1ar: Sadi Isılay. lîzeddln ökle. Edip Erle.
20.15 Vals M'isette ve Passo Doblclcr «PL».
30.30 Btr Sukutu. Hayal - Radyofonik komedi
71.M Spor hasbıhalleri. Konujan : ' Efraf Şefik.
21.20 Fasıl heyeti konseri «Uçsak»,
22 00 Sunderland - Fenerbahçe futbol maçının röportajı ve İkinci devresinin tolslIAlı
22.45 Haberler
23.00 Dans mUrıjjl «Pl ».
23.30 Karışık hatif gece mütlftl «Pl.». I 24.00 Programlar ve kapama.
ANKARA RADYOSU
| öğle ve akşam prvcraminrj
, 12.00 Hep beraber sUyllyelım «Yurttan Sesler».
12.30 Telden Tele.
15.50 Oyun havaları.
43,00 M, S. ayart ve Haberler.
73.15 Dana mUılgl «Pl.».
13.30 öile Gaıctcsl.
13 45 Dans müzltl «Pl...
14.00 Hava raporu, ak^arn programı ve kapanı;.
17.56 Açı lig ve program.
18,00 M S. ayarı ve incesaz «Hüzzam faslı*.
19.00 m, s. ayan ve Haberler.
19.15 Geçmlgte Bugün.
19.20 Yarım saat dans «Pl.».
19.50 Akşamın karma müziği «Pl.».
90.15 Radyo Gazetesi.
20.30 Snnat hevestllerl aaatL
20.15 Genç milli kçlnln Sesi , 51.00 Hafif melodiler «Pl».
21.15 Müıikle gezi «Pl.».
23,00 Spor »aat( «GO—ı haberleri*.
22.15 Dans müzIBI «Pl,».
23.45 M. S. ayarı ve Haberler. 23.00 Program ve kapanı».
Yarın sabahki program
7.S0 M. S. ayarı.
7.31 Neşeli in ürik «Pl.».
7,45 Haberler.
8.00 Hafif p.ırçnlar «Pl,».
6,35 Gilntln programı ve hava ra*
0.30 Hafif orkestralar cuIlvoc «Pl.». ».o» Kaputu*.
Gazetelerde iyi haberler okuyoruz. İstihsal bölgelerinden alınan malûmata nazaran, bu sene memlekette toprak mahsullerinin verimi çok iyi imiş. Çifçiler seviniyorlar, alâkalı çevreler. buğday ve emsali maddelerin bolluğu sayesinde bu yıl sıkıntı çckmiyeceğimizi, hattâ yabancı memleketlere ihracat yapabileceğimizi söy liıyorlarmış.
Bu duaya hep bir ağızdan amin diyelim, fakat kendimizi sevince kaptırırken biraz daha temkinli davranalım. Bana kalırsa, alâkalı çevrelerin ileri sürdükleri iyimserce mütalâalar henüz mevsimsizdir, çok acele ediyorlar.
Geçen yıllara nispetle bu sene istihsal bölgelerinde ekimin fazla olduğunu biliyoruz. Bazı mıntakalarda vu^ ku bulan mevziî sel âfetlerO müstesna, umumiyet itihaû-riyle hava vaziyeti de şimdiCM ye kadar iyi gitti, ziraate ehn-verişli yağmurlar vaktindeO yağdı. Bu sayede ekinlerine; gelişmesi tabiidir. Geçen a-O ym sonunda İstanbul - An:(g kara - İzmir arasında tayya-J-re ile üzerinden uçtuğumuz^* geniş arazide ekinlerin zum-^ rüt gibi yeşerip boy attıkla-(D rını gördük. Fakat bunlar£) şimdiden mahsul bolluğuna»— sevinmemizi, ihracata ha->s sırlanmamızı icab ettirecekO kati teminata delil sayıla-Q m az.
Gazeteler bazı bölgelerde^ arpa mahsulünün bîçilmeğeQ) başladığını yazıyorlar. Ş'm/r dilik bu da kâfi bir bollu»*/ teminatı değildir.
Bu mütalâalarım mübalâğalı bir kötümserlik telâkki edilmesin. Çifçi de, alâkalı çevreler ve makamlar da çok iyi bilirler ki bizde mahsul ambara doldurulmadıkça bolluğa inanmak hatadır.
Marshall yardımıyle zira-atimizi makineleştirmeğe çalışıyoruz. Fakat traktörler, biçer döver ve modern harman makineleri henüz yurdun her tarafına yayılmış, çifçinin eline geçmiş değildir. Birçok yerlerde ekinler hâlâ tırpanla biçiliyor, öküz veya at koşulu iptidaî âletlerle savruluyor ve kağnı arabalariyle ambarlara taşınıyor. Bu hakikat göz önünde dururken tarladaki ekinlere, hattâ biçilmiş yığınlara bakıp da bolluğa bel bağlamak yanlıştır. Bundan sonra havanın ne olacağını bilmiyoruz.
Masa başı raporlarına dayanan rakamlardan ağzımız yandı, gözümüz yıldı. Hakikatlere göz yumup safiyane hayallere kapılmıyalım.
Cemal Refik
Afganistanda tevkifler
Hükümeti devirmek isteyen 60 kişi tevkif edildi
Kahire 20 (AP) — Arap Haberler Ajansı ANA tarafından dün bildirildiğine göre, Afgan hükümetini devirmeğe teşebbüs etmiş olan «Demokrat Parti» nin mensuplarından 60 kişi dûn. Afganlstanda tevkif edilmişlerdir.
Haber, bunların arasında ordu subayları, üniversite talebeleri ve Serdar aşireti mensupları bulunduğunu bildirmektedir.
İlâve edildiğine göre. Serdar aşireti id 20,000 kişiden müteşekkildir, bu tevkifleri protesto etmek için, Tajak ve Warztul aşiretleri liderleriyle bir toplantı yapmıştır.
Orta sıklet boks şampiyonası
New York 20 (AP) — Italya-nın namağlûp orta sıklet boks şampiyonu Tiberlo Milrl, dün Madtson Square Garden’de yapılan on ravundluk maçın sonunda ittifakla ve sayı Ue A-merlkaiı Dlçk Wagner'i mağlûp etmiştir.
Karagiimrük cinayeti
ElliinFkaatil âşık hastanede sayıklıyor
Ingilterede veterinerlik tahsili
On iki gündür hastanede yatan Ve kafasındaki kurşun çıkarılmış olan Hamdi Umay: «O zavallı yavrucağa yazık oldu..v diye söleniyor
Hamdi Umay, tam on iki gündür G araba hastanesinin cerrahi kliniğinde yatıyor. Ağımdan girip başının bir kenarına saplanmış olaıı tabanca kurşunu, ince bir ameliyatla çıkarılmış olmasına rağmen henüz ölüm tehlikesini tamamen atlatmış değildir.
On yedi yaşında genç bir kadının bir kaç dakika içinde canına kıymasına mukabil kendisinin yaşamakla oludğu-na üzülür gibi bir hali var:
— O zavallı yavrucağa yazık oldu. Ben ne diye yaşıyorum Mnki—
Diye ara sıra sayıklıyor.
Ve kendisini ziyaret edenlere:
— Bütün olup bitenler, ancak şimdi birer filim şeridi gibi gözlerimin önünden geçip gidiyor. Bu İşin azabı muhakkak ki ölümden beter.» diyor.

Gedikli başçavuşluğundan emekli olan elli yaşındaki Hamdi Umay hakkında bir de tevkif tezkeresi kesilmiş bulunduğundan hastanede bir polis memurunun nezareti al-tındıuliT. £lli yaşındaki adamın, on yedi yaşındaki genç ve giisel bir kadını gözünü kırpmadan öldürmüş olmasının tek .sebebi, karşılık görmeyen şiddetli sevgidir,
Karagumrükte Arpaemlnl caddesindeki 64 numaralı evinin üst katını Hallaç İzzet ailesine kiralayan Hamdi Umay İzzetin biri Şöhret, diğeri de Mâhper adındaki iki kızından küçüğü olan Mâhper'e karşı sevgi duymağa başlamış ve onunla aralarındaki (33) yaş farkı hesaba dahi katmamıştır.
Bu sıralarda Mâhperin, babasının mesiekdaşlanndan cilan Rahmi Aslan Unıinde bir gençle evlenmiş olmasına rağ-ı men ellilik âşık. kafasında I yerleşen kara sevda mikrobunu yenememiş ve genç kadına' karşı sevgisi, gün geçtikçe şiddetlen iniştir.
Genç kadınla aynı bina içinde oturan Hamdi. bir kaç defa bu hissini Mâhperr açmak istemişse de on yedi yaşındaki evli kadının dalma menfî ce-vatolle karşılaşmıştır. Genç kadının. tarzı hareketi Hamdının âsiıbını bozmuş, yaşlı âşıkla vakit vakit anormal haller görülmüştür.

Genç kadın, aile arasında herhangi bîr sızıltıya meydan vermemek için kimseye derdini açamamış ve bütün olup bilenleri, kendisine emanet e-diilmiş bir sır gibi saklamağa muvaffak olmuştur. Bu sim saklama işi, Mâhper'in bir daha konuşamıy3C3ğı güne kadar devam etmiş. o gün ablasının evlenmesi İçin söz ke-
Yazan: Bemrl rOZANOöLÜ
Talihsit Mâhper
sileceğin! bilen Mâhper, ona bu vaziyetten kısaca bahsetmiştir.
O gün. kendisini bekleyen müthiş Mabetten bihaber olan Mâhper'ln bu kısa açıklaması cereyan edecek faciayı Bnliye-memlş ve az sonra Hamdi Ü-may ile Mâhper evde karşı karşıya gelmişlerdir. Hamdi Uına-yın bu seferki bakışlarında kanlı bir intikam almağa azmetmiş bir adamın vahşi karan okunuyordu.
N e tekim Mâhper lc karşılaşır karşılaşmaz:
— Bugün kararım katidir. Her şey htülonmalıdır! deyince kocasına büyük bir sadakatle bağlı bulunan genç kadın, o-nun ne demek istediğini pek âlâ anhyarak Hamdinin önünden çekilip gitmek istemiş, Fakat bu hareketle beraber bir tabanca sesi ve onu takiben yere yıkılışı bir kaç saniye içine sığıvermiştir.
İlk kurşunu takib eden İki kurşun daha Mâtıperl cansız yere sermiş, Hamdi de elinde tabancaslle merdivenlerden, inerken düşerek tabancası a-teş almış ve İçinde kalan son kurşun beynine saplanmıştır.
*
Örselenmiş bir vücutta çok çabuk yerleşen bir sevginin esiri olan Hamdi Ümay'ın İşlediği bu facianın adli tahkikatına el koymuş bulunan savcı yardımcısı Hilmi Arca, şimdi bir ellilik âşıkm sıhhî vaziyetinin alacağı son şekli beklemektedir. Hamdi tamamen iyileşebildiği takdirde Cezaevine gönderilecek. oradan da ağır ceza mahkemesine sevko-lunacaktır.
Remzi TOZANOĞLÜ
Müzeyyen Senar Işıl
Alaturka musiki ilerliyor mu? — Saz salonlarındaki alkış — Dünyada hiçbir şeyden korkmayan sanatkâr — Mektuplar — Telefonla şarkı söylenir mi ?
Kabataşlılar günü
Kabataş lisesinden mezırn veya mensup olanlar 28 Mayıs Pazar günü saat 11 de okulda bir eğlence tertip etmişlerdir. Ayrıca demek misafirlere konser, yemek ve yaşlı öğretmenlere ve iftihara geçenlere hediye verecektir.
Programım tam om! iyon Müzeyyen Senar Radyoevlnden çıkmağa hazırlanıyordu. Kendisinden mülakat rica ettim. Dedi ki:
— Gazetelere o kadar çok mülâkat verdim kİ, size yeni bir şey söyllyemcmekten korkarım.
— Size kimsenin sormadığı şeyler sorarım. Mesele kalmaz, dedim.
Taksimdeki apartımanında-yım. Kızı Feraye İle konuşuyoruz. Sevimli sanatkâr odaya girince kendisine neler soracağımı merak etmiş göründü.
— Kaç numara ayakkabı giyersiniz,? Boyunuz kaç. kilonuz ne kadar?.
Ciddiyetle şu cevaplan verdi t
— 35 numara ayakkabı giyerim. Boyum 1.62, kilom 63 tür. Dünyada cn çok korktuğum şey de şişmanlamaktır.
Hayatı ve yetişmesi
— Biz BursalIyız. Babamız cerrahtı. Üç kardeşiz. En küçükleri benim. Onların sesleri yoktur. Annemin ve anne annemin sesleri güzeldi. Dayım da bâfızdı. şimdi 32 yaşındayım. 17 yaşında evlendim. Ercüment Işıl ile 11 yıldır evliyiz. Ergun. Ömer ve Feraye isimlerinde üç çocuğumuz var. 15 yaşında iken Uk İstanbul radyosunda, bir yıl sonra da Belvüde okumağa başladım. O zaman Üsküdar 19 uncu ilkokulda öğrenci İdim.
İstanbul radyosu
— İstanbul radyosunu nasıl buluyorsunuz?
— Radyoda Türk musikisini idare edenlerin bu musiki İle a-lâkalan yoktur, Günahlarına girmek İstemem ama halkı bu musikiden bıktırmak İçin çalışıyorlar diyeceğim. Fakat halk vazgeçmiyor. Sonra her önlerine gelene mikrofonda söyletiyorlar. Onları evvelâ İmtihan edecek bir heyet olmalı. Ben bunları An karada umum müdüre de söyledim. Yapacağız, edeceğiz dediler, arkası çıkmadı.
— Garb musikisiyle de meşgul olur musunuz?
— Garb musikisini de zevkle dinlerim. Fakat çok anlamam. Konserlere vaktim olmadığı 1-çln gidemem.
Gelecekteki alaturka musiki
— İleride alaturka musiki namı olacak, dersiniz?
— Böyle giderse hiçbir şey o-lacağı yok. Konservatuvar. kon-servatuvar diyoruz. O da yerinde sayıyor. İçkili saz salonları İşliyor. Fakat oradaki musikiye musiki denmez. Dedim ya bu gidişin sonunu beğenmiyorum. Alaturka konserlere halk akın ediyor. Radyo da ümit ettiğimiz gibi çıkmadı. Musiki sevenler. çatal bıçak gürültüsünden «az salonlarına gelmiyorlar. Bu
Konuşan: SADEDDİN GÖKÇEPINAR
Müıcyyen Senar’tn en son resmi
gibi yerlerde saz devam ederken müşteriler meselâ koyun pazarlık ediyorlar. Sonra da alkışlıyorlar. Ben bazan onisra ne anladınız da alkışlıyorsunuz? diye soranın.
— Ne derler?
— Hiç ne diyecekler? Sarhoş tabii.
Şehirde içkisiz ve nezih Türk musikisi dinlenen bir yer olmalı.
— Besteleriniz var mı, bir saz çalar mısınız?
— Beste yapmıyorum. Saz da çalmam. Biraz uda başlamıştım, kaldı. Bir hayli de İngilizce ders aldım .Bunları öğrenmeği o kadar istediğim halde hoca söylerken kafam başka şeylerle meşgul oluyor. Kafam çok yorgundur. Gördüğümü tanımam, aklımda İsim tutamam. Ama bir bestekâr gelip yeni bir eserini bana geçsin, bir saat içinde öğreniveririm.
Tehdit mektupları
— Size de gönderilen tehdit mektuplarının neticesi belli olmadı mı?
— O mektuplar bir alaydı. Ben dünyada hiçbir şeyden kork manı, şahsım bahis mevzuu olsa. dünyaya ferman okurum. Fakat işin İçine çocuklarım girmişti, Geçen gün Kristale bir genç gelmiş, Üstünde tabanca 1-le kama bulmuşlar. Karakola götürmüşler. Ben de gittim.
— Müzeyyen Senarla evleniyorum. Bugün Kristalde düğünümüz var, radyoevlne mektup yazdım, cevap vermedi, demiş, üstünde de bir mektup bulmuşlar. Onda, bu akşam Kristalde nikâhımız kıyılmazsa mukadderatımız bunlara - tabanca ve
kama - bağlı diye yazmış.
Yazın tabanca ile gezerim. Arabamda durur.
— İlerisi İçin ne düşünüyorsunuz?
— Çocuklarımızı iyi yetiştirmekten başka emelimiz yok. Çocukları çok severim. Ben de çocuk ruhluyumdur. Haşarılığı severim. Fakat on yıl önceki haşarılığım kalmadı. O zaman uçan İdim. Aklıma geleni yapardım. Avcılık ederim, otomobil kullanırım, Yüzerim, Baharda kırlarda dolaşmayı severim. Artık dan«ı sevmiyorum. Baloya, pavlyonuna lâf olsun diye gidiyoruz. Kırda koşmaca oynamasını tercih ederim. Bütün bunlardan çok, kimin olursa olsun çocuk severim. Bakmağa kudretim olsa doğurmaktan çekinmem, Fakat eski enerjim kalmadı. Ercüment beyle 11 yıldır evliyiz. Artık eskidik, arkadaş olduk.
Mektuplar
— Size çok mektup gelir mİ?
— Aman arlık gına geldi. Radyoevlne gönderilen dahili mektupları hiç okumuyorum. Gelen mektupları üç grupa ayırabilirsiniz. Birincilerde seviyorum, evlenelim, derler, İkincilerde siz zenginsiniz, bize de yarım ediniz diye para İsterler. En fazla olan üçüncü gruptur. Bunda da radyoda filân şarkıyı söyleyiniz diye rica ederler. Bazan gece yansı telefonu açarak telefonda kendilerine şarkı söylememi İsteyen münasebetsizler de eksik olmaz. Tabii bunu sarhoşlar yapar Ben de ağzımı a-çanm ve onlan, telefonu açtıklarına pişman ederim.
— Yen! şarkıları nasıl öğrenirsiniz?
— Bestekârlar yeni şarkılarını gelip bize geçerler, iyi bir dinleyici karşısında şarkı okurken kendimden geçerim. Şarkının mevzuunu âdeta yaşarım. Sevgili gitmiş İse benim sevgilim gitmiş gibi olurum.
— En çok hangi ses sanatkârlarını beğenirsiniz?
— Safiye Ayla İle Münir Nu-reddln beyi.
— Ev işleri yapar mısınız?
— icap edince yemek pişiririm. tahta silerim, ütü de yaparım, çamaşır yıkayamam.
Kazancı
— Kazancınız ne kadardır?
— Çok şükür kazanıyoruz. Fakat kalmıyor. Rumellhlsarm-da bir yalı yaptırmıştık. Borca girdik, şimdi onu satacağız ve bu civarda - Taksimde - başımıza bir yuva alacağız. En çok para giyime gidiyor. Bu sene yaptıklarım gelecek yıl giyilmez. Varken gfylyoruz. Yokken otururuz. Yalnız bu kış 2 - 3 bin lira terzi parası verdim. El-
Ingilterede öğretim teşkilâtı olan 140 hastane var
Londradan yazılıyor: İngll-teredeki veterinerlik eğitimi «Krali Veteriner - Operatörler Koleji» tarafından idare edilmektedir, Bu kolej, hakikatte bir okul olmayıp, veterinerlik mesleğine dahil herkesin üye bulunduğu mesleki bir teşekküldür. Ödtevl, veterinerlikle İlgisi olanlar arasındaki mesleki haysiyetin uygun bir standarda göre idamesini sağlamak ve hâlen memleketin muhtelif veteriner okullarına devam etmekte olan öğrencilerin imtihanlarını hazırlamaktadır.
1844 te kurulan Kolej, bu tarihtenberi bazı hususlarda tadillere uğramışsa da, esas ödevi değişmemiştir. Teşekkül, kendisine üye olabilmek için bir öğrencinin geçirmesi elzem olan bütün imi İhamlardan sorumludur. Hâlen Büyük Bri-tanyada 4 ve İrlanda'da 1 Veteriner okulu mevcuttur. Llver-pool'dakl müstesna, bu kolejler bulundukları şehirlerin ü-niversitelerine kısmen bağlı olmakla beraber, idareleri müstakildir. Uverpool’daki okul İse teessüsün d enberi LhıerpçoJ üniversitesinin bir şubesidir.
Hâlen İngiltere Parlâmentosunda mevcut okulların sayısını 7 ye yükseltmeğe ve ünl-l ve rs İtelerde kİ veterinerlik tedrislerini kolaylaştırmağa matuf bir veterinerlik kanun tasarısı mevcuttur. Aynı tasarı mucibince açılması teklif edl-J len İki yeni Kolej, Cambrldge ve Brlstol üniversitelerine şube olarak İlâve edilecek ve mevcut okullardan üçü Londra, Edinburgh ve Glasgow üniversitelerine bağlanacaktır.1 Böylece İki üç yıla kadar İngU-teredekl veterinerlik eğitimi üniversitelerle tarnamlle kaynaştırılmış olacak, fakat kurs ve İmtihanların nezareti yine Krali veteriner - Operatörler Koleji uhteslnde kalacaktır.
Veteriner okullarındaki İmtihan standardı yüksek olup, umumiyetle bu imtihanlara giren öğrencilerden ancak % 55 ilâ 65 1 mezun olabilmektedir.
Kralı Kolejin kayıtlarına göre, 1912 - 1937 yıllan arasında İngüteredekl veteriner cerrahların sayısı 3500 raddelerinde dolaşmış ve 1937 denberl Lse bu sayı 4548 e yükselmiştir. Evvelce bu okullar yılda takriben 100 mezun verirken 1937 den.-
beri mezunlar vasatisi yddrü 150 ye çıkmış ve hatta bu sayıyı aşmıştır.
1846 da Kolej 195 yani mezun kaydetmiş olup, bu rakamın, bilhassa yeni okullar açılınca, idame edilebileceği ümit edilmektedir. Okullar şimdi gayet kalabalık olup, öğrencilerin çoğunu kadın ve erkek eski ordu mensuplarıdır. Son bir kaç yıl zarfında bu okullara yapılan hükümet yardımı muazzam derecede artmış ve tahsisatın daha da genişletilmesi beklenilmektedir.
Ingilterede Öğretim teşkilâtı olan hastaneler
Ingilterede öğretim teşkilâtı olan 140 hastane vardır. Londra'da bulunan 26 Londra hastanesi hakikatte hastane grupları halinde olup bunlar arasında 00 tane tek hastane vardır. Gal bölgesinde veya vilâyet merkezlerindeki 10 öğretim hastanesi 40 tan fazla enstitüyü havidir. Dört İskoç-ya öğretim merkezine İse 26 enstitü bağlıdır.
blselerimin modelin! terzim ile istişare ederek buluruz. Gecele-1 rl de kafam bununla meşgul o-lur.
Sonra sık sık seyahat ederiz.; Eh... Görüyorsunuz ya. bunlar İnsanın elinde para bırakmaz.
____ Çocuklarınızdan en çok hangisini seversiniz?
— Altı yaşındaki oğlum öme-ri. Giyimden, musikiden anlar. Ben sokağa çıkarken:
(— Yanıma gel bakayım, giydiklerin yakışmış mı. diye beni tetkik eder, sonunda da: «Bugün çok güzelsin» diye boynuma sanlır.
Londradakl on İki tıp okulunun her biri şu aşağıkl öğretim hastanelerinden birine bağlıdır. St. Bartholomeuis, Et. Thomas's, St. Mary’s yahut St, George’s, The London, The Middlesex, The Westmlnls’.er ı yahut The Royal Free, Ünlvir-sity CoLlege yahut Klng» Col-lege, Gays’s yahut Châring Cross. Bu hastanelerde tıbbiye okulları öğrencilerinden başka loku 1dan mezun olmuşlar .la ders, ameliyat görürler. Fakat başka 14 Londra öğretim hastanesi vardır kİ bunlarda yalnız okuldan mezun olmuşlar, ders görmektedirler. Bu 14 hastane, t İngiltere Tıp Mezunları Fede-|rasyonıı> na bağlı Londra l üniversitesinin Tıp mezunlan enstitülerinin temenerini teşkil eyler.
1 Londramn öğretim hast.«neferinden İkisinin tarihi on I ikinci yüz yıla kadar uzanır ve manastırların hastane teşkilâtını temsil eder. Nehân güney tarafındaki (SI. Tho-mas’sl hastanesi 1106, nehrin i kuzeyindeki St. Bartholnın;w’s i hastanesi de 1123 de Rahere tarafından kurulmuş olup her i İkisi de Augustin sahipleri tarafından teçhiz olunmuştur
i İskoçya'daki Edinburg şehri 'bir tıp öğretim merkezi olarak çabucak milletlerarası şöhret 1 kazanmıştır. Ve 1729 da kurulmuş olan (Royal înfirmery) adlı hastanesiie en önde gelmektedir. Yine İskoçya'nuı A-berdeen, Glascore ve Dundee şehirleri sıra İle 1742 de. 1794 de ve 1798 de kurulmuş olan hastaneleri, yani Aberdeen Ru-yal İnfirmery. Glasgow Royal înfirmery ve Dundee Royal İnfirmery adlı hastaneleri ile E-dinburg şehrini takip etmektedir.

Tefrika No.: .49
— Neden bunu yaptım? Mar-zioyu sevmiyorum. Ben tek bir adama aittim. Bu kadar zayıf davranmamalı İdim.
Hiç kıra hıçkıra ağlıyordu.
Tekrar vc sabırla okumağa koyuldu. Üçüncü mektubu da bitirdi. Sonra yemeğini odasına getirtti, Facia ortada yokta. Biraz sonra geldiği zaman Do-natellayı mektup yazar buldu.
— Şunu anlamak isliyorum, dedi, Marrioya mı yazıyorsun, Armandoya mı? Vallahi yüzünden bir şey belli olmuyor,
— Mangoya yazmıyorum. Ona lıiç yazmadım ve yazmam da. Onu sevmiyorum.
Paola omuzlarını kaldırarak:
— Sen, Armandoyu sevmiyorsun. dedi.
Bu cümle o kadar mânasizdı kİ Donatelia istifini bile bozmadı.
— Ne istersen söyle. Ona karşı olan sevgimi göstermek için daha ne yapmalıyım bilmem ki
— Fakat ren onu da sevi yorsun Donatelia. Sen aşk mace-
ranı seviyorsun. Fazla romantik, hayalperestsin. Bu feci macera hoşuna gidiyor. Her şey senin hoşuna gidiyor: Göl, müzik, ölü kız. ayrlık... Hepsi. Kendini bir roman kahramanı hissediyorsun. Bir taraftan o kahramanlık mevkiini kaybetmekten korkuyorsun, diğer taraftan genç, kuvvetli, yakışıklı bir delikanlı 1le yatağa giriyorsun.
Paolanın bu soğuk lâkırdıları ona çok dokunuyordu.
— Ne söylesen nafile, şimdi de durmuş bana Mârzlonun a- ' vukatJıgını yapıyorsun, halbuki | ona karşı ne kin beslediğini pek âlâ biliyorum.
— Bu da tuhaf doğrusu. Evet Mazzio ile aramızda birantlpati var, onu görmeğe bile tahammülüm yok. Şimdi seni avucu İçine aldığını zannediyor, kim bilir ne kadar seviniyor. Fakat uğrayacağı hayal sukutunu. çekeceği azap ve ıstırabı düşündükçe ona cidden acıyorum.
Donatelia yemekten kalktı, gece için hazıtlanmağa başladı. Sâkln görünüyor gibi İdi, £a-

kat elleri hiddetinden titriyordu.
— Bana bak Paola, dedi, bana bu derece garazın varsa neden peşimi bırakmıyorsun?
— Sana garaz bağlamak mı? Sen delisin galiba. Ben, dünyada senin iyijlğlnl İsteyen belki de tek kimseyim. Çünkü bir kadın başka bir kadını İçten severse sevgisi hakikattir. Araya o erkeklerin çirkin hodbinliği girmez. Ben senin İçini tamamen okumuş bulunuyorum. Sen kendinden başka kimseye dünyada metelik vermiyorsun.
— Ya benim büyük aşkım?
— Sırf hayatını dolduruyor diye o aşka karşı alâkadar oluyorsun.
— Sen delisin Paola. Bilmem neden durup seni dinliyorum. Şunu bil ki Armaııdo ile aramızdaki aşk bambaşkadır. Yer
yüzünde bizimki gibi bir aşk Nâdir bulunur. Hayat biri daimi surette ayırsa bile biz daima birbirimiz) seveceğiz.
Paola:
— Hayatın sizi ayırmamasını arzu ederdim, bakalım o zaman ne olurdu, dedi.
İki gün sonra, yani tâyin olunan günden 1 gün evvel Marzlo avdet etti. Vakit gece idi, Dona-telln yatmak üzere bulunuyordu.
Bir bay bekliyor, diye haber verdiler. Marzloyu beklemediği İçin kimin olduğunu merak etti, bir takım ümitlere kapıldı. Arkasına robunu attı, acele aşağıya İndi. İnerken yüzü gülüyordu. Marzlo He karşılaşınca gülüşüne devam etmek cesaretin! buldu.
Marzlo, Donatellayı ellerinden yakaladı:
ben annene ne yazayım? Ne diyeyim?
Marzlo gerdanlığı Boynuna geçiriyordu. Heyecanlı İdi, elleri titriyordu.
— Sana çok yakıştı Donatelia. Sana tastamam geleceğini anneme söylemiştim. Hakikaten anneminki gibi senin de boynun ince ve beyaz. Anneme bir şey yazmağa hacet yok. çünkü onu göreceksin, seni bekliyor.
— Beni mİ bekliyor, Marzlo?
— Evet. Yann sabah hareket ediyoruz. Bütün gün bizde kalacaksın. Annemi tanımadan, evimizi görmeden Slcllyadan ayrılamazsın.
Marzio, nasıl olur?
— Annem herşeyi biliyor sevgilim. Seni delicesine sevdiğimi, seni çok beğendiğimi söyledim. Annem zeki bir kadındır. Sana derin bir aşkla bağlı olduğumu anindi. Seni seviyorum, seni seviyorum .Donatelia...
Şiddetle kollan arasında sıktı, hırsla, iştiyakla öptü.
— Marzlo uslu dur, biri geliverir.
— Yann hareket ediyoruz değil mi? Eminim bahçemizi,
— Sevgilim, ruhum, sensiz daha fazla duramadım. Bu İki gün, bana ebediyet kadar uzun göründü.
Donatelia:
— Bu Marzlo da ne çocukmuş, dedi.
— Sana bir sürprizin) var Do-natella, eminim hoşuna gidecek.
Otelin salonu tenha İdi. Yalnız idiler. Kanapeye oturdular. Marzlo cebinden bir kutu çıkardı. İçinde elmas Işelemelf bîr İnci gerdanlık vardı, İşçilik fevkalâde güzeldi. Eski, zarif bir gerdanlık.
— Marzlo bu ne fevkalâde, ne muhteşem bir şey!..
— Ailemize ait mücevherlerdendir. Annem sana hediye etti.
— Annen mİ? Doğrusu çok heyecanlandım. Peki Marzlo,
portakallarımızı çok beğeneceksin. Güzel olduğunu, yer yüzünün en tatlı, en cazip kadım olduğunu anneme söyledim,
— O halde güzel bir hayal sukutuna uğrayacak.
— Hayır Donatelia, böyle bir şeye uğramıyacak, bunu sen tie İyi bilirsin.
Maızonun ailesi merak ve endişe İçinde İdi. Bir aktris, sinema âlemine mensup bir kadın. Babası .şişmanca, sıhhati yerinde, kolay kolay hiddete kapılır, SicilyalI. Bütün gü:ı suratı asık durdu, dolaştı. Karısına:
— Bizim oğlan da, dedi, kızlan hep o muhitte avlıyor. Galiba süslü püslü sahne bebekleri hoşuna gidiyor. Romada uzun müddet yalnız bırakmakla hata ettik. Tahsil... Muhakkak kİ O tahsili bir tarafa bıraktı. Burada babasının yanında limon bahçelerinde, dalyanlarda çalışsa daha iyi olurdu.
O tattı Ingiliz sükûnetini, o soğukkanlılığını bir an bile kaybetmemiş olan annesi:
(Arkası var)


|~ Gazeteler, Gazeteciler j
( Filip efendi
Prenses Fethiye’nin evlenme dedikodusu
İsrail röportajları
85 sene evvel en çok okunan gazeteleri çıkaran bu adam kimdir?
Valide Kıraliçe Nazlı, prens Mehmet Aliyi tbir kadının aşkı için taç ve tahtını feda edebileceğini anlamamakla» muahaze ediyor
iki yıl önceye kıyasla bu günkü vaziyet — Tarihin en büyük muhacereti
— Ben. gazeteyi (Filip) ine kadar okurum!...
Seksen beş, doksan sel ki meraklı kariler, aldıkları gazeteyi ne kadar dikkatle okuduklarını anlatmak için birbirlerine böyle söylerlerdi.
— Ben gazeteyi (Filip) İne kadar okurum!...
Demekle bir kelimeyi bile kaçırmadıklarını anlatmak islerlerdi, O devrin meşhur gazetecisi Filip efendi gazetenin en sonuna imzasını atardı. Buraya kadar okumak İçin her satın gözden geçirmek lâzımdı...
Bu Filip efendi Kimdi?-. Nereden gelmişti, gazete çıkarmağa ne suretle başlamıştı?... Bunları bilenler pek azdır. Bilinenlerin büyük bir kısmı da yanlıştır. Bazılan Filip efendinin Kayserili Ermeni, bazıları Karamanlı Rum olduğunu söylerler. (Meşhur adamlar ansiklopedisi» bu İkinci rivayet! kaydetmektedir. Halbuki Filip efendi ne Kayserili Ermeni, ne de Karamanlı Rumdur. Süryani Katolik tir. 1828 senesinde Diyarbakır’da doğmuştur.
Filip efendi 1840 senesinde 12 yaşında bir çocukken İstanbul'a geldi ve William ChurchiH in çıkarmağa başladığı (Ruznamel Ceridel Havadis) gazetesine hademe olarak girdi. Wılliam Churehlll İstanbul'da yerleşmiş, Kadıköy tarafında oturan bir İngilızdl. Eski İngiliz Başbakanı Churchill ile İsim beznzerliğin-den başka bir münasebeti olmayan bu adam bizde (Ceridel Havadis) adıyla Türkçe İlk hususî gazeteyi çıkarmağa başlamıştı. Bu gazete haftalıktı.
Bir müddet sonra Ceridel Havadise bir rakip çıktı: Âgâh efendi (Tercümanı Ahval) adıyla bir gazete neşretmeğe başladı... Churchill yeni rakiple mücadeleye girişmeğe karar verdi. (Ruznamei Ceridei Havadisi adıyla bir gazete tesis etti. Filip efendi bu gazetede hade-. me olarak senelerce çalıştı. Çok zeki bir çocuktu. Büyüdükçe zekâsı gelişiyor, bilgisi artıyordu. Gazeteciliğin bütün çalışma sahalarım öğrenmiş, bir çok muharrirleri yakından tanımıştı. Kazandığı parayı bir kenara koyar, sermaye edinmeğe çalışırdı Emeli bir gün bir gazete neşretmekti.
Muhbir gazetesi
Emeline 1866 da nail oldu; Ali Suavi ile birlikle (Muhbir) adlı bir gazete neşretmeğe başladı. 'Muhbir) haftada dört defa çıkıyordu. Ali Suavi hür fikirli, ateşli bir gençti, yazdığı makaleler büyük alâka uyandırıyordu. Bir aralık Girit meselesini parmağına doladı, G iri ite zulme uğrayan Müslümanlar için iane toplamağa başladı Sık sık bir millî meclis açılması lüzumundan bahsediyordu. Hükümet ve saray muhiti bu şiddetli neşriyattan ürktü, 3 zilkade 1283 (1867) de gazetenin kapatılması için o zaman gazetelerin bağlı bulunduğu Maarif Nezaretine müracaat edildi. Yazılan tezkerede şu satırlar vardı.
•Muhbir gazetesinin hükümet aleyhinde tağiiti ezhanı mucip - olacak baza ekâzlp ve eraclt I neşretmeği itiyat edinmesi ve bahusus şu günlerde çıkardığı numaralarda hilâli kanun pek
çok uygunsuz Ve esassız şeyler bulunduğu cihetle Matbuat nizamnamesinin yedinci bendinde tâyin olunduğu ve Matbuat kaleminden ihtar kılındığı veçhile matbaasının bir müddet tatil ettirilmesi.»
Muhbir pervasız bir gazete-idi. Tezkereyi aynen neşretti ve hemen döşenerek altına Filip İmzasiyle şu satırları yazdı:
«Vakıa dünyanın en adaletli yerlerinde bile bir matbaayı bihakkın kapatmak hükümetin yedi iküdanndadır Fakat bâlâda muharrer müzekkerede beyan olmıyan tafthti ezban ve neşri eracif ne gibi şeylerdir ve (Muhbir) in hangi numarasında yazılmıştır? Müşterilerimiz caniplerinden ve erbabı hamiyet taraflarından olsun beyan bu-yurulsa bundan böyle gazete-
m İzi bu mlslllû kapatmak hükmünde bulundurmaktan salim olurduk.
(.Muhbir) Devleti allyenln ve mile 11 Osmanlyenln hayr ilahıdır. Osmanlı gazetesi olduğu için hakkında bu yolda hüküm icra olunuyor. Bir mah müddetle kapandığını müşterilerimize beyan ederim ve bu müddet İçinde müşterilerimizi havadLs-slz bırakmamak için derhal bir Türk gazetesiyle mukavele edeceğim ve Girit ianesi meselesini o gazete ile ilân eyllyeceğim ve ileride hükümete, muhafazai hukuk yolunda bazı mülâhazat dahi beyan eyllyeceğim.»
O vnmanlcl hükümet gazeteyi kapatmakla kalmadı, ateşli Ali Suavlyl de Kastamoniye sürdü. Suavi 1869 da Kastamoniden AvTupaya kaçtı, (Muhbir) gazetesini orada çıkardı.
Terakki, Vakit gazeteleri
Filip efendi bundan sonra (Muhbir) 1 tekrar neşretmeğe kalkışmadı. Doktor Ali bey ile müştereken (Terakki) adlı bir gazete çıkardı. Fakat bu da uzun müddet devam edemedi, hükümet tarafından kapatıldı.
15 mayıs 1291 (1875) de (Vakit) adlı bir gazete neşretmeğe başladı. Gazetenin İdaresi evvelâ Ketenciler başında Hanı Halil'de iken sonraları Babıâll caddesinde 54 numaraya nakle tmlştl. Bir nüshası 30 paraya satılırdı.
(Vakit) gazetesinde makaleler İmzasızdı. Yazılarının altında (Muharriri evvel) imzası vardı. (Vakit) kısa bir zamanda kendisine mühim bir mevki yaptı, cn çok okunan gazetelerden biri oldu. (Vakit) de hürriyet fikirlerini müdafaa ediyordu. Gazetenin neşriyatına bir müddet göz yumuldu. Fakat günün birinde Abdül’âzlzln ve hükümetin tahammülü kalmadı, Vakit kapatıldı.
Tarık gazetesi
Filip efendi yine yılmadı, bir müddet sonra (Tarik) adlı bir gazele çıkarmağa başladı. (Tarik) kısa bir zamanda diğer bütün gazeteleri gölgede bıraka-kacak bir mevki temin etti. Gazetede çıkan her yazı büyük akisler yapıyordu.
(Tarik) in başmuharriri Kemalpaşa zade Salt beydi. Bir müddet de Ata bey (Hammer mütercimi, tanınmış gazetecilerden) başmuharrirliğinde bulundu. Fakat Abdülhamldin istibdadı şiddetlenince ateşli makale yazan muharrirler memleketin dışına kaçmağa mecbur oldular. Memlekette kalanlar da birer tarafa sürüldüler, yahut gazetecilik yapmaktan menedildiler.
(Tarik) gazetesi bu vaziyet karşısında mutedil bir meslek tuttu, etliye sütlüye karışmamağa başladı. Filip efendi yavaş yavaş Abdülhamldin ve sarayın gözde şahsiyetlerinden biri oldu. Rütbelere, nişanlara gark edildi, atiyeler aldı. (Tarik). Filip efendinin ölümüne kadar çıktı.
Filip efendinin şahsına ve matbuat hayatına dair yazılara devam edeceğiz.
Eni« Tahsin TİL
San Fransisco 20 (AP) — Valde kırallçe Nazlı, dün gece Mısır tahtının varisi prens Mehmet Ali aleyhinde yeni bir beyanname yayınlamıştır.
Valde kırallçe Nazlı, siyasi entrika ile ittiham ettiği prense karşı, kızının izdivacını temin maksadlyle, icab ederse, kendi unvan ve selâhiyeilerini de feda edeceğini bildirmiştir.
74 yaşında bulunan ve kraliyet konseyinin başkanlığını yapan Prens Mehmet Ali. Kral Faruk ile birleşerek, prenses Fethiye ile Riad Gahli'nin dini İzdivacına mani olmak İstemekledir.
Prens, kırallçe n in iddialarına karşı «hareketleri mevkii ile mütenasip değildir» diye cevaplandırmıştı.
Valde kırallçe Nazil dünkü beyanatında, «Prens Mehmet Ali'yi kolaylıkla affedebilirim. Kendisi çocukça büyüklüğü ve azameti içinde, bir kadının aşkı için, hattâ taç ve tahtını feda etmesini anhyamaz» demiştir.
Prenses din! İzdivacın bir İki gün içinde yapılacağını söylemişken. dün Valde kır al İçenin mümanaatı üzerine bu merasim bir hafta tehir edilmiştir.
Dün. Kalifornlyadaki tek camiin imamı, bu hâdise ile hiç bir alâka istemediğini söylemiş
Mısır Veliahlı Prens Mehmet Ali
ve böylece Faruk'un tesiri bariz olarak görünmüştür. Fakat, San Fransisco’dakl müslüman misyonu şefi Beşir Ahmet Mln-to. imama hacet olmadığını ve çiftin müslüman şahitler hü-zurunda evlenmek rızalarını beyanlarının kâfi geleceğini belirtmiştir. Fakat, her hangi bir dini merasimden evvel C alilinin İslâm dinini kabul etmesi icab etmektedir.
Alman esirler
Rusyada hâlâ 400 bin esir bulunduğu isbat edilecek
Bonn 20 (AAl) — (Afp): Tass ajansının verdiği bir haberde, Rusyada bulunan bütün Alman bari) esirlerinin vatanlarına iade edildiği bildirilmişti.
Batı Almanya federal hükümeti Tass ajansının bu haberini tekzip ve red maksadıyla ve Alman harb esirleri meselesini tekrar ele almak için yakında bir muhtıra neşredecektir.
Alman harb esirleri meselesiyle uğraşmak için hükümet tarafından vazifelendirilen Heinrich Mertens'in açıkladığına göre federal hükümetin neşredeceği bu muhtırada, Sovyet Rusyada hâlen 400 bin Alman esirinin bulunduğu ispat edilecektir.
Aynı zamanda bu muhtırada Sovyet Rusyadan aşağıdaki taleplerde bulunulacaktır:
1 — Sovyet Rusyada bulunan Almaçı harb esirlerinin aileleriyle mektuplaşmalarını temin etmek.
2 — Sovyet askeri mahkemeleri tarafından mahkeme edilen Almanların isimlerini havi bir listenin neşri,
3 — Dâvalarına başlanmasını bekliyen Alman esirlerinin isimlerinin bildirilmesi,
4 — Rusya daki Alman harb esirlerini koruyacak bitaraf bir kuvvetin tesisi,
5 — Ve nihayet bütün bu Alman esirlerinin ve sivil Inter-nelerin affı ve vatana iadesi.
Avustııryanm beyanatı
Batılı devletler, sivil komiserler tâyin edecekler
Londra 20 (AP) — Üç büyükler dün, Avustüryanın istiklâlinin temini sahasında Huşlardan işbirliği beklemeyi haklı gösterecek bir ümit şemmesi bulunmadığını açıklıyarak, Batı bölgesindeki tahditleri hafifletmek için plânlar hazırlamaya başlamışlardır.
Amerikan, İngiliz ve Fransız bölgelerindeki askeri komutanların yerini sivil yüksek komiserler alacak ve bunlar aynı zamanda memleketlerinin diplomatik temsilcileri olarak da hareket edeceklerdir.
Bir Amerikan sözcüsünün bildirdiğine göre, işgal kuvvetlerinin geri alınması derpiş e-d ilmem ektedir; fakat bunlar şimdiden sonra, işgal kuvvetinden ziyade emniyeti temin kaygusu ile bulundurulan bir askeri kuvvet olarak mütalâa edileceklerdir.
Sözcü, Acheson, Bevln ve Schumann'ın katılmış oldukları bir konferanstan sonra yayınlanmış otan bu tebliğin, bir barış andlaşmasınm yerini tutmasının bahis konusu olmadığını da tebarüz ettirmiştir.
Viyana 20 AP) — Bir hükümet sözcüsü, İngiltere, Fransa ve Amerikanın sivil komiserler tâyin etmelerinin «En İyiye en çok yaklaşan bir şey» olduğunu belirtmiştir.
Sözcü «En iyisi barış and taşmasıdır, fakat ondan artık û-midlnıizi kesmiş bulunuyoruz» c-fye ilâve etmiştir
İsrail ülkesi bir çok bakımdan ilgi çekici ve sürükleyici manzaralar arzediyor. Bunların her biri de ayrı bir yazıya konu olacak kadar önemlidir. Bundan başka Orta Doğunun bu yeni cumhuriyeti memleketimiz bakımından üzerinde dikkatle durulması gereken yeni ve canlı bir ekonomik, sosyal ve siyasal gerçektir. Bu bakımdan İsrailin genel durumuna şöyle bir göz atalım:
İsrailin yüz ölçüsü ve nüfusu ne kadar?
İsrail ülkesinin yüz ölçümü 20 bin 594 kilometre karedir. Yani bu memleket Türklyedeo 38 defa küçüktür. İngiliz mandası altında, bundan iki yıl kadar önce o zaman Filistin adı verilen bölgenin yüz ölçümü İse 27 bin 9 kilometre kareydi. Şu halde bugünkü topraklar o günkünün yüzde 79 una eşittir. Batı kısmı tamamen Akdenize bakan bu ülkenin doğusunda Ürdün, kuzeyinde Suriye ve Lübnan, güneyinde de Mısır ve Suudi Arabistan topraklan vardır. Demek oluyor kİ İsrail bugün henüz barış anlaşmaları lmzalıyamadığı devletlerle çevrili bulunuyor.
İsrailin nüfusu bundan İki yıl önce 650 bin iken bugün bir milyon 200 bine çıkmıştır. Bunun 1 milyon 42 bin yahudi, 160 bini de iraptır. Bu irapların yüzde yetmişi müslüman, gerisi hıristiyan veya müsevl-dlr.
Ancak bu memlekette nüfusu tam rakamıyla söylemek bugün için imkânsız gibi bir şeydir. Çünkü İsrailin nüfusu normal hesaplarla ölçiilemlyeeek derecede her gün artmaktadır. Hay fa limanına giren hemen her gemi memlekete yeni yahudi muhacirleri getirmektedir. Öyle kİ, cumhuriyet ilân edildl-ğindenberi bir buçuk yıl içinde yani 1950 senesi şubat ayına kadar İsralle giren muhacirlerin sayısı 365 bini, bugünse rahat rahat 400 bini bulmuştur, Bu rakam, memleketin ondan önceki 700 bin civarındaki nüfusuna kıyas edilecek olursa çıkacak netice meydandadır: Tarihin kaydettiği en büyük muhaceret hareketi İki yıldan-berl İsralle yapılmaktadır.
îmar ve gelişme hamlesi
Kısa zamanda istiklâline kavuşmuş ve o zaroandan-berl de nüfusu hayret edilecek hızda artmış olan bir ülkede bütün bu âmillerin tesiri altında bittabi bir çok ilerlemeler kaydedilmiştir. Meselâ İki yıl içinde memlekette yeniden 288 şehir ve köy kurulmuş, böyle-cc şehir ve köy sayısı 510 a varmıştır. Bunun da neticesi olarak bugün tvrallde bir karış toprak bile boş birakılmayıp ekilmektedir.
Ayrıca çalışan adam sayısı yüzde 40 nisbetlnde artmış.
leri açmak maksadıyla 35 cin adet yeni bina katı ve 58 bin adet yeni oda İnşa edilmiştir.
Yeni bir ülke yaratmak hedefini güden bu insanlar devamlı surette çalıştıkları için hareket halindedirler. Meselâ İki yıl içinde memleketteki otobüsler 190 milyon yolcu taşımışlardır kİ ı milyon 200 bin nüfuslu bir yerde bu rakam hayli ehemmiyet taşımaktadır. Yine bu iki yıl zarfında İsrail topraklarına 3357 uçak inmiş ve bunlar 80 bin 649 yolcu getirip 23 bin 667 yolcu götürmüşlerdir.
Ticaret faaliyeti ve filosu
İsrailin ticari faaliyeti de günden güne artmaktadır. 1950 yılı Şubat ayına kadar bir buçuk yıl içinde İsrail limanlarına 2265 gemi girmiştir. Bunlar ceman 3 milyon tona varmışlardır. Bu gemiler İsralle 1 milyon 434 bin ton eşya çıkarıp 304 bin ton mal almışlardır. Bundan da anlaşılacağı gibi bugün İsrailin ithalâtı ihracatından fazla olup memleketin en büyük meselelerinden birini de bu iş teşkil etmektedir.
Yeni İsrail devletinin ticaret filosu da gitgide büyümektedir.
şimdiki halde 80 bin tonluk ticaret filosuna sahip olan İsrail bu tonajı yakında 100 bine, 1951 yılı içindeyse 250 bine çıkarmayı programlaştırmış vaziyettedir.
Memlekette diğer medeni vasıtalar da günden güne çoğalmakladır. Bugünkü telefon sayısı 24 bin 686. radyo sayısı da 144 bindir.
öğretim ve sağlık hamlesi
Öğretime büyük bir önem vc-
iki yıl önce 135 bin iken bugün >■» bu rakam 181 bine çıkmıştır.
şu halde memleket nüfusunun^ yüzde sekizi halen okullarda bulunmaktadır. +2
co
Keza sağlık İşleri de ciddi (D şekilde ele alınmış ve Üastaba*/ (« nelerdeki yatak sayısı iki yır*'* önce 440o İken bugün 6250 ye varmıştır.
Memlekette artan ticari faaliyetle beraber banka muamelâtı da bir hayli gelişmiştir. 1948 yılında İsralideki bankalarda bulunan hesabı cari yekûnu 58 milyon 500 bin İsrail lirası (yani aşağı yukarı 100 milyon Türk lirası) iken bu yekûn bugün 94 milyon İsrail lirasına yükselmiştir.
îsrail bütçesi ve hayat pahalılığı
İsrail devletinin bütçesi de hayli kabarık bir seviyede bulunmaktadır. Normal bütçe 50 milyon İsrail lirasına varmakta. ayrıca yine 50 milyon İsrail lirası hacminde bir de kalkınma bütçesi İşlemektedir. Bunlardan başka millî savunma vesair masraflar İçin ayrılan mahrem bütçe vardır ki bunun yekûnu bilinmemektedir.
İsrailde hayat pahalıdır. Aşağı yukarı her şey Tûrkiyede-kinden bir kaç misil pahalıdır. Ancak herkes de ona göre kazanıp geçimini temin etmektedir. Verilen resmi rakamlara göre memlekette hayat pahalılığı nisbeten hafiflemiş durumdadır. Bundan iki yıl &nçe geçim İndeksi 337 rakamınday-ken. 1949 yılında bu rakam 371 e kadar yükselmiş, bugünse 319 a düşmüştür.
İşte -İsrailin genel durum*! budur.
Şahap BALCIOCLU
Son seçim; Manısada seçmenlerin tehalükü
,ıı»iiUHiııumıııiıııuıııııııımiiııuıuııııuıııınııııııımmmmıııııııııııuıutınııııı
Bafra'da traktörler vc köylünün alâkası
Bafra (Akşam) — Bafrada 5 senedenberi faaliyette bulunan tarım kredi kooperatifleri ortaklarına ve çevrelerine faydalı olmak yolunda yeni bir adım daha atmışlardır. Bu kooperatiflerden kaynak ve arazi durumları müsait bulunanları maUnelafmektedlrkı-
Marşal plânından sağlanan traktörlerle bunların teferruatı şehrimize getirilmiştir. Bu münasebetle Cumhuriyet alanında tertiplenen törene kesif köylü kitleleri iştirak etmiştir. Bandonun çaldığı istiklâl marşından sonra kaymakam Adnan Aksel. ticaret odasından Bafra ,
gazetesi sahibi Süleyman Türk, ve Tanm Mütehassısı Hüseyin Balcı törenin mânasını belirten ve coşkun tezahürata veslı? veren konuşmalar yapmışlardır.
Kooperatifler, tedarik eyledikleri bu yeni vasıtalarla çeşitli ziraatın gelişine.,ınl sağlı-
ortadan kaybolmuştu. Zavallı kont, bu korkunç cinayeti kimin işlediğini bir türlü öğrenemedi.
Düşes, Godfruaya:
— Rica ederim kont, kızımın halâskârı kim olduğunu öğreniniz. dedi.
— Hakkınız var düşes! Fakat keşke kim olduğunu öğrenme-seydik...
— Ne demek istiyorsunuz kont?
— Bu delikanlı, kızınızı kurtardıktan sonra vaadettlğlniz mükâfata lâyık olmadığım anlamış olacak ki, ortadan sır olup gitti.
— Mükâfala lâyık değil mİ dediniz?
— Evet, cesurdur, yiğittir. Fakat asilzade değildir. Adı Filip olup, ormanda yaşar ve avlanmak için çaylakları terbiye eder.
Düşes, şaşkın şaşkın:
I — Aman Yarabbi! Böyle bir Fakat bili- adam İle ben nasıl evlcnebill-
Mızrak atma oyunlarını seyreden halk, beygirinden inerek şahane bir edâ ile locasına giren düşes Arabellayı çılgınca alkışladı, Son derece güzel bir dul olan düşesin perestişkârları arasında dük Rober, kont Eddl ve prens dö Rour birinci mevkii İşgal ediyorlardı. Üçü de güzel düşesle evlenmek istedikleri cihetle birbirlerinin rakibi İdiler.
Fakat şimdilik düşesin evlenmeğe niyeti yoktu. Bütün sevgi ve şefkatini iki yaşındaki kızı Noemiye hasretmişti. Kızını daima yanında bulundurmak İstediği cihetle, bugün de locasına almıştı. Dadısı kızcağıza nezaret ediyordu.
Prens dö Rour, düşesin elini öperken:
— Sevgili düşes, hasretle beklediğim cevabı bana ne zaman vereceksiniz? diye sûrdu.
Teklifiniz bana şeref ve gprur | bahşediyor prens! yorsunuz ki ben en cesur ve en rlm? Gidiniz, onu bulunuz. Bu-yiğit olduğunu ispat edecek er- tün servetimi ona vermeğe ra-kekle evlenmeğe and İçtim. zıyım. Elverir kl benimle evlen-
— O halde bugün mızrak mü- mekte ısrar etmesin, barezesinde kalbinizi de kaza- . İhtiyar kont, düşesin bu arzu-nacağım düşes! 'sunu yerine getirmek İçin o fe-
Kiıçuk Noemi, mızrak atma dakâr delikanlıyı görmeğe gitti müsabakası hazırlıklarını se- Ertesi gün Arabellayı ziyaret vinçle seyrederken yerden gelen ederek Filipin cevabını getirdi: bir kükreme dikkatini çekil. I — Maalesef düşes hazretleri. Düşesinin oturduğu locanın tam delikanlıyı kandıramadım O, altında bulunan ve demir par-' benim parada gözüm yok, diyor maklıklarla çevrilmiş olan derin ve nakdi mükâfatı kabul etmi-bir hendek içinde bir ayı ile yor. güreştirilecek bir aslan vardı. I
Kızcağız, aslanı görünce, e- | Ertesi gün. düşes, bizzat or-ğildi ve minimini ellerini ona mana giderek delikanlıyı buldu, uzatırken ayaklan kayarak Fjllp düşesın teşekkürlerine ce-hendeğin içinde, aslanın ayak- vaben: lan dibine yuvarlandı, | _ Gönderdiğiniz adamın para
Düşes, bunu görünce yerinden teklifini kabul etmediğimden fırladı. Etrafında bulunanlar, dolnyı benlaffediniz. Fakat ben mâni olmadaydılar kızım kur- verıneğL teklif ettiğiniz altınları tarmak İçin hendeğin İÇlne at- n(-yapayım’Kızınızı kurtaracak layacaktı. Genç kadın : ı adamla evleneceğinize dair o
— Kızımı, kızımı kurtarınız, ıstıraptı dakikalarınızda Içtlğl-
diye haykırırken prensle göz niz andı hükümsüz addediyo-göze geldi. rum. Serbestsiniz düşes hazret-
Prens de bu hâdiseden sarar- ]er|. Ben sizinle evlenmeğe lâyık mıştı. Prens, düşesin sihirli ba- bir adam değilim. Asaletim, kışlarının cazibesiyle hendeğe ' unvanım yok kl yaklaştı. Kontla dük de hende- | Delikanlının bu âlicenaplığı ğin yanına koştular. Fakat as- genç kadını çok mütehassis lan öyle korkunç bir kükreme etti, bir lâhzada kalbini fethet-salıverdl kl üçü de yerlerinde tl. Düşes delikanlıya meftun mıhlanıp kaldı. Canlı bir ıstırap heyecandan titreyen bir sesle: heykelini andıran düşes: | — Hayır Filip! Sözümde du-
— Kızımı kurtaran hem ser- racağım. Zevceniz olacağım, velimi, hem de kalbimi verece- Senden daha münasip ve daha gime and İçerim, diye bağırır- (lâyık bir koca bulamam, cevabı-ken korkusundan dışarı uğra- nı verdi.
mış olan güzel gözleri bir muCize ile karşılaşmıştı.
Tanımadığı genç bir erkek, den evvel fakir delikanlıya mu-hendeğln içine atlayarak küçük aşeret âdabını öğretmeği üze-kızı bir eliyle aslanın ayakları rine aldı. Filip, mızrak ile vu-dibinden çekip alırken, öbür ruşmak usullerini öğrenirken, elinde tuttuğu uzun mızrakla yanlış bir hareketle beygirinden vahşi hayvanı, üzerine saldır- düşerek omuzundan yaralandı, maktan menediyordu. (Derhal ceibedilen doktor yara-
Delikanlı. bir atlayışta hen- sim sarmak için mintanını a-dekten dışarı fırladı Ve küçük çarken, orada bulunan İhtiyar Noemiyi götürüp yarı baygın bir kont, boğuk bir feryat kopardı, halde bulunan düşesin dizleri Doktor yarasını sarıp gittikten üzerine bıraktıktan sonra çekilip gitti.
Franstı'da zaferin yıldönümü münasebetiyle Takızafer önünde yapılan merasim
Amerlka Dışişleri Bakanı Acheson Avrupada: Parlste kendisini karşılıyım Almanyadaki Amerikan Yüksek komiseri Mac Clay'm elini sıkıyor.
Soğuk harp
sözü
Vaşington 20 lAP) — Başkan Truman, şayet kongre İstediğim tasarıyı üç sene beklemeden 1945 senesinde tasdik etmiş olsaydı, soğuk harb Vücut bulmazdı, demiştir.
Başkan Truman'm bt
askeri liderlerin. Amerikan ordu günü münasebetiyle verilen bir ziyafette, Amerikanın muhtemel bir Rus atom taarruzuna karşı kendisini kuvvetlendirmesini istemeleri üzerine söylenmiştir.
Başkan, 1-943 senesinde, ' kongreden bir seçme askeri hlr-met kanunu istemiş olduğunu sandı ve umumi askerlik hakkında kanunu kabul etti, demiştir.
BULMACA
İhtiyar kont Godfrua, dügün-
Ankara Milletvekillerinin tutanakları verilirken
Mahkeme Koriflorlannda
Karnımın
kurtlar
içerisine doldu!
sonra, delikanlıya sordu:
— Sol omuzunuzda siyah bir [et beni gördüm. Acaba sağ omuzunuzda da böyle bir ben .var mı?
Delikanlı, bu sualin mânasını
ııı(mıııııııııııııııııı»ıııııııııııııııııııııııııııııııııııııtıı mcdiğinl, kendisini ormanda yaşamış olan bir ihtiyarın büyütmüş olduğunu, ölürken de kendisine bir madalyon verdiğini söyledi ve cebinden çıka-
Arabellanın karyolası yanında en emin ve mutemet müşaviri ihtiyar kont Godfrua duruyordu. Godfrua, eski ve asil bir anlamıyarak: aileye mensuptu. Başına gelen | — Evet kont hazretleri var.1 rarak Godfruaya gösterdi, müthiş bir felâket bir gecede cevabını verdi. I Bir saat sonra ihtiyar asilzade
saçlarını ağartmıştı. Muharebe- I İhtiyar asilzade bu cevaptan yanında Filip olduğu halde genç
den döndüğü zaman evini yakıl- derin bir heyecana düşerek Fi- ' düşesi ziyarete gitti ve delikan-
mış. zevcesiyle kızlarım ve u- llpten çocukluk hayatına dair lıyı elinden tutarak: şaklarını öldürülmüş bulmuş, malumat İstedi. Delikanlı ebe- ’ — Düşes hazretleri, size sev-
beş yaşındaki biricik' oğlu da veynlnln .kimler olduklarını bil- gill oğlum Hcnrlyl takdim edi-
yorum. Ben onu ölmüş sanıyordum. Fakat Allaha çok şükür sağdır. Elindeki madolyonu. doğduğu zaman ben boynuna takmıştım. Oğlum olduğuna katiyen şüphem kalmadı, dedi.
Güzel düşes, bu haberden son derece sevindi Bir ay sonra şatoda muhteşem bLr düğün yapıldı vc İki genç hak kazandıkları saadete kavuştular.
Çeviren: A. HİLÂLİ
BİR SEVGİLİ UĞRUNA
Aşk ve macera romanı
Yazan: Carter Dickson
T e f r i k a
beriye doğru bir adım atmak istedim. Fakat, zefnin kaygandı, yere yığfldım. Mukavemete asla kabiliyetim kalmamıştı, Bayılacağımı anladım. Geriye dönmek aklıma geldi. Mağaranın ağzını, keskin zlr mehtap aydınlatıyordu. Korsanlar Barınağının medhalinde, birinin ayakta durduğunu gördüm.
xvm
Kendime geldiğim zaman dikkatime ilk çarpan şey, eski bir koltukla dantelli perdeye vuran bir güneş toparlağı oldu. Fakat, kendi yatağımda olduğumu ve kendi odamda bulunduğumu anlamam İçin hayli zaman geçti. Dinlenmiştim, rahatlamıştım. Vücuduma garip bir sükûn yayılmıştı. Yatağım d$ heı zamankinden yumuşak-
Tercüme eden: Vâ ■ Nû
No. 48 -
mış gibiydi. Slr Stanley, üzerime doğru eğildi. Sanki hiç bir hâdise cereyan etmemiş gibi:
— Bonjur! — dedi.
Dirseğime abanarak doğruldum.
S. M. bana yakın bir iskemle çekti. Oturdu, yüzünü buruşturdu; iki elini bastonunun topuzuna dayadL Burnunu çekti, durdu,
— Epey müddet uyudunuz. — dedi. — Bu sayede kurtulacaksınız. Belle Suilivan, bardağınıza külliyetli miktarda uyku ilâcı koyduğu için size büyük hizmet etmiş. Kendi düşündüğünden ziyade faydası dokundu.
O sırada, hâfızam uyanıverdi. öne doğru eğildim
— Hey, sakın ha kalkmağa davranmayınız. — diye S. M-
emrettl — Kımıldamaksızın yatın Size yiyecek getirsinler,
— Buraya nasıl gelmişim?
— Sizi buraya ben getirdim.
— Bugün sorgu günü değil mi?... Sorgu saat kaçta?
Sir Stanley:
— Ah zavallı dostum, o işler oldu bitti. — dedi,
Pencereler açktı. Komşu bahçede tavukların gıdakladığını işittim. Tekrar doğruldum. Ce-nabıhakkın bana karşı bu derece lûtufkâr davranmasına şükrettim.
S. M. devam etti:
— Dostumuz Craft sizin şahit sıfatıyla sorgu yargıcının karşısına çıkmadığınızdan dolayı memnun. Yoksa kendinizi berbat duruma sokarmışsınız. Siz de hakikati benim gibi biliyorsunuz.
— Jürinin verdiği hüküm ne?
— Mânevi muvazenesizlik yüzünden çifte intihar.
Sordum:
— Slr Stanley! 8on defa giydiğim elbiselerin nerede olduğunu bana söyleyebilir misiniz?
Gözlerini benden ayırmaksı-zın başıyla iskemleyi işaret etti:
— Şurada... İskemlenin üs-
Aman efendim, o ne hiddet, o ne şiddeti Madam Dirimi ceza mahkemierl koridodrunda ateş püskürüyor. Esmer tenli, kıvırcık saçlı, kara kaşlı, kara gözlü, orta boylu, tombul tombul, bıngıl bıngıl bir kadın. Bakarken aklan beleren gözlerinin bebeklerinden hiddet kıvılcımları, konuşurken titrlyen dudaklarının arasından tükürük sağnakları saçılıyor. Dövmek ve yaralamak suçlarından maznunmuş. Teh-dltkâr bakışlarla bizim kasketli delikanlıyı süzerek sordu:
— Senin familyan vardır?
— Yok, madamcığım. Şimdilik bekârım.
— Eyl etmişsin de bekâretin İlen kalmışsın. Bu günün dünyasında evlenmek çok böyük bir korkulu İştir
— Öyle, madam. Her şey halı, ev geçindirmek kolay ğll.
İri gözlerini biraz daha İcrltl:
— Benim etmiş olduğum lamı yanış ağımmışsın zo! ra İçin demoorum,
zerine koiıuşoorum ben,
— Hangi kanlardan bahsediyorsun madam?
— Karılar demiş isem kırk tane Satenik yok ya. Onu sen de tanırsın hee?
— Tanımıyorum madamcığım. Kimdir o Satenik?
— Nasıl tanımoorsun zo? Satenik cümle alemin erkeklerini evine aloor. Sen hiç gitmemişsin?
— Gitmedim, madamcığım. Onun evi ne tarafta?
Gülümser gibi oldu, eliyle havada bir daire çizdi:
— Senin de fikrini ağnoorum amma boşuna umutlara düşo-orsun. Satenlkl arar İsen hasta-hanelerde bulacaksın.
— Vah vah! Hastalandı inek?
Yine gözleri şimşeklendi:
d um da ağzımı kapattım. Vela-kln kamımın İçerisine kurtlar girdi, sabahlara ktdar uyku u» yumadım. Kuzenimin karısı madam Hayganoş birkaç tef a bana; «Dlruhl, kocanın kafasını boş bırakmaasın. Kendisini o Satenik karının hanesinin civarlarında promönad eder iken göroorum. Bilirsin kİ kan senin kocanın ardında dolanoor.
pa-de-
be-
ke-
Pa-karıların ü-
— Çarşının ortalık yerinde kafasına taşları çatır çatır vurmuş İsem kanların içerisinde kalmış da bangır bangır ba-ğıraraktan yerlere yuvarlanmış.
— Vayyyy!.., Sen yaraladın da hastaneye gitti öyle mi?
öfkeli bir göğüs geçirdi:
— Vurmuş İsem ellerime saflık olsun. Sergis dun gece saat kaçta eve gelmiştir bilirsin?
ma-
ÇOK
Seldan «fta 1 — MOsamaha. 2 — Tersi yardıma benıcr. 3 — Psikoloji. 4 — Nelerler - Koy eri. S — Alelade - Bir harf. 6 — Tcrxl notadır -Örnek, 1 — Ter»! olduğun »erde our - Bir gün. S — Ümit edilen. 9 — Uzun boyunlu hayvan. 10 — Büyük -Lüzumsuz ısrar.
Yukarıdan aşaftsya: 1 - Karadeniz ( sahili bir kasaba halkından. 3 — dün gece eve geç geldi? Çok yiyen kimse. 3 —- Tersi deniz ı kıyısıdır - Koyunun yavrusu.
Maarif • Sıfat eki. s — Oy - Tccimcl. I vin İçerisinde İki kerek düştü E - Teni incim oftlu - Takd.m eden. d ZOT u kaldlrdllnı «Netjjr bu 7 — Eksik - Nota, B — Nota - Bir ,______„, ___„________
bayan,
GEÇEN BULMACANIN HALLİ j
Soldan safta. ı — IkUnadl. 2 — içtin bu cermakcuru? Sen heç Kaıdclen, 3 - Rimel. Fa, 4 - An»- , utanmoorsun ?. deyi SİV3İ et-nlm. S — Mac, Mane, 6 - Itıj, Not.1
7 - Necibe. 8 - Et. Kided. 9 - Lat. «Kusuruma bakma, sevgili
Cali. io — İçınr. I Diruhi. Bu akşam arkadaşlar
Yukarıdan amSıy-ı 1 — ikramiyen, davet ettiler de hatırlarına da’ -KAİMİ. Taç, 3 — TıınOçııı F«, vanamadim. İnatlasın kİ içti-4 — idon, şek. a — Selini, cie>. t* - ' . ,
At. Mânidar, 7 - Del. Nobei. a -, Glm ırakılar için on para ver-inayetedin. memişim» demiş ise. sus pus ol-
ı -
— Onu da bilmiyorum, dam. Serşii dedirin kim?
— Ağnoorum ki zatınız cahil bir adamsınız. Cihanı ale-
min içerisinde kuyumcu Mösyö Sergis deyincîs tanımaan bir kimse yoktur Ben de onun famliyasıyım heee.
— Peki m adamcığım Onu da öğrendik' Demek Bay Sergis
— O kerte şafroş olmuş ki e-
i etliğin kepazelik, Sergis? Gece' nin yarılarına kıdar nerelerde
— Madam Sat enik sizin Serpiş efendiye göz koymuş öyle mİ?
— Gözleri pallasın. Cümle alemin erkekleri ilen beraber Sergisi de benim elimden kopartmak için tuzaklaT kuroor. İki kerek kapışma dayandım da kavgalar, kıyametler ettim amma kan bırakmoor Sergisin kuyruğunu. Fikrini kandırıp kal elinden aloor.l r
— Demek ki Sergis efendi deO ona karşı yumuşak dâvranıyor?D-
— Eveeeet. Agnoorum ki be-^ nim karşımda bangır bangır ba-'g gıran Sergis. onun karşısına varınca mumlar gibi eroor da C yupyumuşak oloor. Bir tefa ba-.*j na; cDinıhi. yankesiciler koy- OT numdan beş yitz tane liramı kaptılar> demiş ise İnanmış i- > dim. Sonradan duydum ki Ser-gls o paralar Uen ipekli urbalar. q şapkalar, pabuçlar almış da Sa-J^ tenike hediye etmiş. Bu sefer de SergrLs gecelerin yarılarına kı-dar dışarıda ırakı içmiş ise:
«Acap gene Satenikin evine ml^ gitti?» deyi düşünerekten kar- ÇP nımın içerisine kurtlar girdi co amma Sergisin sıfatına karşı bunları demedim. Buğun sa-^T bahlayın pazara çıkmış İsem'** kan. dün gece bizim Sergis nerede idi?» deyi sival ettim. «Aşifte sensin. aptal kan! Sergis benim için yanıp tutuşoor. Dün gece de benim misafirim İdi. Karşı be karşı oturduk da çatır çatır kadehlerimizi vura-raktan ırakı içlik. Sen de çatla, patla!» diyerekten sıfatıma tükürükler attı. O zaman ciğerimin üstünde ateşler tutuştu, yerden bir böyük taş kaptım ise karının kafasına iki kerek vurdum.
Mahkeme acildi, madam Di-rhi yine gözlerini belertip mübaşiri süzerek zabıta memurunun önü sıra salona girdi.
Ce. Re.
AKŞAM
Abone bedeli
TÜrKlve

Senelik ZBuö kuruş SWu kuruş
0 aslık 151X1 • »X •
3 ay US - l«X •
I aylık W ► -
pul Könaerilmelidır Aksı takdir-«te adrer deriştirilme!
Telefonlarımız Başmuharrir ÎÛ56S Yazı İsleri îl>765 - İdare ÎÜCfll MUdüt HMirc
Şaban 4 — Hızır 16
tmıak Gü Öqlo İkindJ Ak Y»t«.
E. 7.OT 8.13 4.47 B.44 12.00 1.54
3,33 5,37 1.7,111 17.08 »1,25 22,19
İdarehane Babıfili civarı
Cemal Nadir sokağı No 13
tünde. Niçin sordunuz ?
— şayet yeleğimin sol cebini | arayacak olursanız, sualimin mânasını anlarsınız.
Sir Stanley, cevap verdi:
— Ceplerde bir şey yok, doktor. Cepleri araştırdık bile...
Kapı hafifçe vuruldu. Molly' nin neşeli yüzü aralıkta belirdi. Bir onluk takmıştı; arkası sıra Belle de göründü. Endişe ile bakıyordu.
Molly, sordu:
— Doktor acaba bir şey İçebilir mi?
S. M. benim yerime konuştu:
— Evet, hem İçer, hem yer... Fakat, yemeğini buraya getirseniz daha İyi edersiniz.
Molly. yumruklarını kalçalarına dayamıştı. Beni bir an sükûtla seyretti:
— Siz, bizi şimdiye kadar çok üzdünüz. Fakat, dünkü marifetinizle bütün rekorları kırdığınızı söyleyerek İftihar edebilirsiniz. Fakat, mademki şu anda pek zayıfsınız, şimdilik fazla azarlamayayım.
Böyle söyleyerek çekilip gitti. Onun yanımdan ayrılması da beni üzdü.
Dedim ki:
— Ya... Craft kazandı, ha? Demek en zekimiz o imiş diye İlân edildi? Arzu ettiği hükmü jüriden aldı, defteri de böylelikle kapattığını zannediyor. Doğrusu çok teessüf ederim. Çünkü ben, bu işin haliedihş şeklini bulmuştum. Benim görüşüm onunkinden hayli ayrılıyor.
S. M. bir sigar seçti; parmakları arasında çevirdi durdu:
— Haklı olduğunuzdan katiyetle emin misiniz? — diye sordu.
— Bu gece saat birde size hakikati göstermek ve nazarlyeml ispat etmek üzereydim. Halbuki şimdi, maalesef...
S. M. pantalonıunın paçalarına doğru bir kibriti sürttü ve alevlendirdi.
— Çok garip, çok garip! —dedi.— Zabıta işlerinde acemi olan bir insan, ötnrunde ilk defadır kl. beni uğraştığım bir meseleye dair tenvir edecek. Umarım ki. kastilin ismini de söyliyebileceksinlz?
— Evet, söyliyebileceğlmi zannediyorum.
— Acaba şüphlendiğlmiz biri mİ?
— İlk lâhzada şüphelendiklerimizden değil, —dedim.— Buna rağmen berbat bir kaatil. Nasıl oklu da daha evvel maskesini düşüremedik diye şaşıyorum. Kendisini hep tanırdık. O olduğunu tasavvur edemiyorduk.
Kapıya tekrar vuruldu. Ressam Ferrars içeri girdi. Gayet şık giyinmişti. Onu ömrümde ilk defa olarak kıravatlı görüyordum.
— Sıhhatinize kavuştuğunuzdan dolayı pek memnunum, —dedi.— Sizi İyi buldum, Molly uyandığınızı söyledi. Eğer konuşabilecek durumda İseniz, başınızdan ne gibi bLr hâdise geçtiğini öğrenmeği çok arzu ederdim.
S. M. kuru bir sesle:
— Oturun, dostum. —dedi.— Şu anda, doktor, bize kaatilin kim olduğunu ve cürümleri ne şekilde işlediğini anlatacak.
Ressam Ferrars, eli ceketinin yakasına kenetli, bir an durdu. Alnını kırıştırdı; Sir Stanley'e şüpheli şüpheli baktı.
Şişman adam, elindeki sigarın ucuyla ressama karşı bir
tatmin edici harekette bulundu. Ferrars, koltuğuma oturdu. Yüzünü yatağıma çevirdi:
— İşte efendim! — diye söze başladım.— Dün akşam bu odada oturmuştum. Bütün olup bitenleri zihnimden geçirip duruyordum. Şu ana kadar keşfettiklerimizi tasnif ediyordum. Bütün tafsilât gözümün önünde, jüri heyetinin dosyası halini aldı. Fakat, hâsıl olan zincirde bir halka eksikti. Telefon hattını kimin kestiğini, benzin depoia-rıru kimin boşalttığım ve o adamın bu işleri ne maksatla yaptığını bilmiyordum.
S. M. sordu: ,
— E, sonra?
Dikkatimi daha fazla temerküz ettirmek için gözlerimi kapadım Ve devam ettim:
— Cumartesi akşamı yağmur yağmaya başlayınca, Barry Suilivan, bahçedeki eşyayı münasip bir yere çekmek işini kendi üzerine aldı. Bu, İhtimal kl geride kalmak için uydurduğu bir bahaneydi. Ben bu sırada eve girmiş bulunuyordum.
(Arkası var)

21 Mayıs 1950
fi K 3 A M
•Sahlfc 7
Üsküdar Sulh hukuk yargıçlığından; 950/10 İ. Ş.
Öiii Hirlstosnıos Hirlsostomi-dis varisleri Marl, Hirisa. Yergi Harikiya'nm şayi hissedarı bulundukları Kuzguncukta eski arnavut yeni bozacı caddesinde kâin eski 36 mükerrer 3G yeni yeni 32, 34, 38 kapı sayılı ve bir tapu senedlle tasarruf edilen 3 bab evin yazılı hissedarlar beyninde aynen taksimi kabil görülemediğinden satılıp bedelinin kendilerine tevzii su-retıle şuyuun izalesine dair mahkemece 4/2/950 gününde 949/130-22 sayılarla verilerek kesinleşen İlâm gereğince bahsi geçen gayri menkul açık arb-ı turnaya çıkarılmışlar.
Muhammen kıymeti: Bilirkişi tarafından verilmiş olan raporda bu 3 gayri menkulün, tamamının muhammen kıymetinin (4600) dört bin altı yüz lira olduğu zikredilmektedir
Gayri menkulün vaziyeti ha-arası: Yine bilirkişi tarafından verilen raporda 32 No.lu ev bir antre üzerinde İki oda bir mut-balı ve iki ufak odadan ve 34 No.lu evde yine bir sofa üzerinde iki oda bir mutfaktan ve 38 No.lu ev ise 2 katlı olup zemin katoda bir mutfak bir hela ve birinci katta sofa üzerinde 3 oda, ı helâ ve 2 nel katta yine 1 sofa üzerinde İki oda bir mutfak mevcut bulunduğu ve bu gayri menkullerin 4 tasma m utesayiy et taksimle Fİ imkânları görülemediği ve bu evler tamamen ahşap ve muhtacı tâmlr bulunduğu bildirilmiştir.
1 nci açık arttırması 12/6/850 pazartesi günü saat 14 den 16 ya karlar icra kılınacaktır. Muhammen kıymetinin % 75 şini bulduğu takdirde o gün kati ihalesi icra kılınacaktır. Bulmadığı takdime en çok ırttı-rarun taahhüdü baki kalmak şartiie 10 gıiu müddetle uzatılarak 2 nci açık arttırması 23/6 950 Cuma günü saat 14 den 16 ya kadar yapılarak o gün en çok arttırana ihale edilecektir. İpotek sahibi alacaklılarla diğer alâkadarların işbu gayri menkul üzerindeki haklan ve hnsusile faiz ve masrafa dahil olan iddialarını evrakı müsbi beleril e birlikte 15 gün içinde bildirmeleri lâzımdır. Aksi halde hakları tapu sicillerde sabit olmadıkça satış be-
Zayi — 213 piyade alayından aldığım sıhhat raporumla süresiz izin kâğıdımı *e nüfus cüzdanımı zayi ettim, yenisini çıkartacağımdan eskisinin hükmü
yoktur.
Tercan Korsan köyü 1929 doğumlu Derviş oğlu Avnî Yıldırım
Zayi — İmroz nüfus idaresinden aldığım nüfus hüviyet cüzdanımı kaybettim, yenisini alacağım için eskisinin hükmü yoktur. 1927 doğumlu
Zahariya Boyacopuloa
Üsküdar Sulh Hukuk Yargıçlığından: Sayı: 950/7 I. ş.
| Mahkememizin kesinleşen 123/2/950 gün ve 949/630-82 sa-■yüı Hâmile açık arttırmaya çı-■ karılan Üsküdarda Evliya Ho-| ca mahallesinin Evliya Hoca sokağında eski 37 yeni 55 Laj 45 kapı sayılı 495 arşın miktarında Evliya Hoca vakfından maa bahçe bir bap hanenin İkinci açık arttırmasının 19/5/950 cuma günü saat 14 den 16 ya kadar yapılacağı 9 Nisan 950 gün ve 11312 sayılı Akşam ga-zetesile yapılan Hânda gösterilmişse de yazılı gün resmi tatile tasladığından 2 nel açık arttırmanın 5/6/950 pazartesi günü saat 14 den 1« ya kadar yapılacağı tashihen ilân olunur. (10081)
risini ve vakıflar kanunu mucibince verilmesi icap eden 20 senelik taviz bedeli ve ihale pulu ve tapu harcı müşterilere aittir. Satış peşin para ile ve tapu kaydı mucibince ve İcra ı ve iflâs kanunu hükümlerine tevfikan İcra edilir. Arttırma şartnamesi İşbu İlân tarihinden itibaren mahkeme divanhanesine asılmıştır. İsteklilerin gelip okumaları ve fa21a bilgi isteyenlerin 950/10 sayılı dosy3 ile başkâtipliğe müracaatları ve alıcıların % 7.5 nlsbetlndeki pey akçelerde birlikte yazılı . gün ve saatte Üsküdar silo delinin paylaşmasından hariç hukuk mahkemesi kaleminde kalacaklardır. Müterakim ver- hazır bulunmaları Hân olunur, giler hissedarlara ve delâliye' (10075)
BU ÇEKİLİŞE 9. 6. 1950 AKŞAMINA KADAR EN AZ 100 LİRA YATIRANLAR DAHİL OLURLAR
EMLÂK BANKAS!
BAKTERİYOLOG
Dr. Necmettin Ülker LÂBORATUVA RI (Garaba Hastanesi Lâboratuvar Şefi)
Kan, tdrraj. Balgam, Ga-zurat vesalr tahliller, gebeliğin idrar muayenesiyle erken teşhisi.
İstanbul — Cağaloğlu Eczane karşısı No. 23 Müracaat: Saat 15 - 18.
Mahkeme, tapu, icra ve noter ilânları
Bedelleri hususi şamalar tarafından ödenen mahkeme, icra, tapu ve noter ilânları gibi resuu ilânlar eskiden olduğu gibi doğrudan doğruya «AKŞAMa idaresi israfından kabul edilmektedir
Lokman Hekim
(Dr. HAFIZ CEMAL)
Dahiliye Mütehassısı Divanyolu No. 104 Muayene saatler* Pa«ar hariç her gün 2.5-6 Tel: 23398
Bahar ve Çiçek Bayramı
20-21 Mayıs Günleri Gülhane parkında
Çiçek alayı, her türlü müzik ve oyunlar
Çeşitli eğlenceler
Denizden ve karadan umumi vasıtalar temin edilmiştir. Duhuliye yalnız 25 kuruştur. (6407)
İstanbul P.T.T.Bölge Başmü lüLüiüntlsıı
1 — Mukavele ve şartnamesine bağlı özel şartnamesine göre lüzumlu bez İdaremlzce verilmek şartiyle yüz atlet çadır açık eksiltme He dlktiritecektir.
2 — Bu işe alt eksiltme 25/5/950 perşembe günü saat on beşte başmüdürlük alım satım komisyonunda yapılacaktır.
3 — Muhammen bedel 8000 lira, geçici teminatı 600 Uradır.
4 — İlgililer mukavele ve şartnamesine bağlı özel şartnamesini görmek, geçici tcmlnatf batırmak üzere çalışma saatlerinde başmüdürlük levazım şefliğine belli gün ve saatte de teminat makbuzu 950 yılı ticaret odası vesika siyle birlikte komisyon başkanlığına' müracaatları İlân olunur.
(5601)
(Kükürt alınacak) Sümerbank Alım ve Satım Müessesesin- j den:
Gemlik Suni ipek ve Viskoz Mamulleri müesseaemiz için Kükürt mübayaa edilecektir.
Teslim ve evsaf şartnamesi müessesemlz Boya - Kimya servisinde görülebilir. Teklifte bulunmak İsteyenlerin ellnda mevcut miktarlarla birlikte 22/5/950 günü saat 17 ye kadar” kapalı zarfla müracaatları üân olunur. (8249ı LJ
----------------------------------------------------Q_
Şehir suyu tesisatı £ yaptırılacaktır g İller Bankasından W
1 — Aşağıda İsimleri keşif bedelleri ve geçici teminat SljJ miktarları gösterilen 11 kasabanın içme su inşaatı yaptırila-
Teklif isteme ilânı
Sümerbank Alım ve Satım müessesesinden:
Evvelce gazetelerle ilân edlnlen Beykoz Deri ve Kundt Sanayii Müessesemizin sade yağı ihalesi İşi görülen lûzı üzeirne 26/5/950 tarihine kadar uzatılmıştır.
Evsaf 4e mubayaa şeraiti tnüessesemiz sipariş servisind öğrenilebilir. Bu işe IşLirak İçin mûessesemlz veznesiı Tl. 1000.— lira teminat yatırı İması ve tekliflerin kapalı 2ar verilmesi lâzımdır.
Müessesemiz ihaleyi yapıp yapmamakta serbesttir. (641
İstanbul Deniz Komutanlığından:
Deniz ihtiyacı için 20 ton İthal malı çimento mübaj olunacaktır. Vermeğe işlekli olanların komutanlığımız ikn şubesine müracatlan. 16608)
Terkibindeki mevadın safiyeti, miktarının fazlalığı, kullanılışındaki temin eylediği ferahlığı itibarlle
PERTEV DiŞ MACUNU
faydalıdır.
BANKO Di ROMA
Anemim Şirketi- Sermaye ve ihtiyatlar Liret: 7.25©.©©©.©©© . Umumî merkez v@ Umum Müdürlük = ROhâ
TESİS TARİHİ : 1880
31-12-1949 Genel Bilanço
AKTİF
Lit.
PASİF
Lit.
çaktır. Kasaba adı Keşif ( bedeli Geçici tem 0 inalg
Alaca 49551.76 3.739.11 >»
ş. Karahiasr 139.2.12,34 8411.17 _Q
Devrakânl 36543.60 2.725.77 "O
Vize 32565.32 2.442.40 O
NUuar 287.16950 15236.78 ro 2
Manyas 74.811.15 4.990.56
Kula 1(9.931.80 8.746.59
Osmancık 45.000.00 3375.00 o
Umurlu 815 60.00 5.300.00
Artvin 89.897.78 5.744 89
Çemişgezek 40.35559 3.026 70
Bu keşif tutarlarından font boru hususi aksam ve
armatür bedelleri hariç olup b unlan Bankanın İstanbuidaid
deposunda müteahhide teslim edilecektir.
3 — Her kasaba için ayrı teklif mektubu verilecektir.
4 — İhale 29 Mayıs 1950 Pazartesi günü saat 15 te toplanacak olan Bankamız İhale komisyonunun inceleme «macunun İdare Meclisince tasdikini Aıutaatap kesinleşecek (ir.
5 — Teklif mektuplarının en geç 29 Mayıs 1950 Pazar»n-1 günü sant 12 ye kadar Bankamıza makbuz mukabilinde teslimi şarttır.
6 — Her b‘ır işin eksiltme evrakı 5-— lira bedel mukabilinde Bankamızdan alınabilir. Projeler Bankamızda görülebilir.
7 — Eksiltmeye gireceklerin Bayındırlık Bakanlığına ihale gününden en az üç gün evvel yaptıkları işleri gösterir belgeleri ile müracaat ederek bu işi yakabilecek kabiliyetle olduklarına dair yeterlik belgesi almaları icabeder.
8 — Banka ihaleyi yapıp yapmamakta ve işi dilediğina
vermekte serbesttir. ■ 16381 >
M. S. B, îst. Sa, AL Ko. Bşk. 1. Numaralı Komisyon ilânları
1—Kapalı zarfla 8 kalem gıda maddesi satın alınacaktır. Tahmin edilen bedeli 7793 lira Geçici teminatı 585 liradır.
2 — ihalesi 29 Mayıs 950 günü saat 11 de Harbiye M. S. B. îsL 1. No. Sat. AJ. Kom. da yapılacaktır, istekliler ihale saatinden bir saat evvel teklif mektuplarını komisyona vermeleri. Şartnamesi her gün komisyonda görülür. (2243 — 6257)

Açık eksiltme suretiyle aşağıda yazılı iki kalem gıda maddesi Harbiye No. 1 St.Al Ko. Ks. i de hizalarında yazılı gün we saatte satuı alınacaktır. Tahmin edilen oedelieri ve geçici te-natlan yazılı olan İşbu iki madde bir İstekliye ihale edilebileceği gibi ayrı ayrı taliplere de verilebilir, şartnamesi her gun komisyonda görülür.
Kasa, Devlet Bankası ve hazine nemlindeki mevduat ... Dahili ve harici diğer bankalar .............................
Senedat cüzdanı ve Hazine bonoları -..........................
Röporlar ............................................. .......
Muhabirler ve borçlu hesaplar ................................
Teminatlı cari hesaplar ................ .....................
Devlet eshamı, devletten tekeffül edilen esham ve tahvilât .....—..................................................
Muhtelif esham ...........................—.............- _
Başka bankalarda İştirakler __________________________________
Bankanın malı olan gayri menkuller ...........................
Muhtelif borçlular ...........................................
Ticari kabullerimizden ve vesikalı kredi küşadlanndan dolayı borçlular _________............. .__________......
Kefalet ve teminatlardan dolayı borçlular ..................
Nazım Hesaplar :
Teminat için e***™ ...................
Kefalet için esham ..................................
Esham ve tahvilât hesaplan —...........................
BRLM.İANI TI RKONİ
50,16*1.931372,-
26.827.673.921,— $1.706.227.465,—
3.950.504.093.—
57.469.105.305,—
7.076.026,980,—
1.792.493.163,—
144 269.359,—
628 918.900,— 147257213,,—
4.294.845.738,—
19.401 .361.768,—
12.662291.126.—
236.3S9.9O6.402,—
19.762231.9(^8,—
23245.851 —
121207.809.930.—
Sermaye .................................
İhtiyatlar .......................... ..............................
Hesabı cari ve tasarruf mevduat» ......................... .......
Muhabirler ve alacaklı hesaplar ...............................
Tahsil senedatı mudileri ....................................
Mutedavil çekler (çek sirküler) .................... ........
Adi çekler .........................................................
Muhtelif alacaklılar .........-............................
Ticari kabuller ve vesikalı kredi küşadı ...................—.
üçüncü şahıslar hesabına kefalet ve teminatlar 1950 senesine tahakkuk eden reeskontlar ...............
Evvelki senelerden müdevver kârlar ...........................
Bu senenin safi kân .......................................... -
Nâzım Hesaplar :
Kefalet ve teminat mudileri ...........................
Esham ve tahvilât hesaplan .......................... _
Yekûn
1.000.000.000,250.000.000. 57.880.392 187,120527.657255 —
8.843.959.625,—
10.482.152.833. — 306.088 321 -4.308.922.338,— 19.401361 766 — 12 662291.126,— 628.180.325,—
3.024.051-
175.878.525,-
236.369.906.402,—
19.785.477.759,—
121207 809 930,—
J77J63.lM.t9i.—
Yekûn
317.363.lM.e9i-—
Murahhas Ata Mn ra kipler Baş Muhaup
FOSCOLO MATTEllCCİ Başkan - FO8CHİNİ MAZZANTİNİ — ÖBBEK — VERONESE NAZARETH
Kâr ve Zarar Tablosu
ZİMMET Lit. MATLÛP Lit.
Umumi masraflar 6 806JÛ5 897. Millî veya harici senedat üzerine Iskonto vc faizler ... 2.862.935539- 434.437.281,— 1.50G5t3J64,— 34.171.604,- 3.442.653263-
Vergi ve harçlar 183.961.488 — 396.537^08 — 628,180325 —
Alacaklı hesabı cariler üzerine verilen faizler 1950 senesine tahakkuk eden reeskontlar .. Hazine bonoları, esham ve tahvilât ve iştirakler üzerine
1949 devre! hesabıyesl safl kân , Yekûn Gayri menkul gelirleri Muhtelif faiz ve kârlar ......... Yekûn
8.104884918,- 175.876525,—
8J80.76i.441,— 6.280.761.441,—
Cinsi Miktarı Tutan G. Teminatı Lira İhale günü Saati
Makarna 6000 Kg. 3660 275 Lira 29/5/1950 15
Arpa şehriye 3000 Kg 1830 138 » 29/5/1950 15
Toplamı 5490 413 > i
(2241 - 1 5255)

1 — Pazarlıkla 200 ton linyit kömürü satan alınacaktır.
Tahmin edilen flatı 5400 lira. Kesin teminatı 810 liradır.
2 — Pazarlığı 22 Mayıs 950 günü saat 15 de Harbiye M. 3. B 1. No. Sat. Al. Kom. da yapılacaktır Şarntamesl komisyonda görülür (2298 — 6509)

1) 4iooo adet marul 22.5.950 günü saat 18 da Harbiye No. 1 Satın alma Kom. Başk. da pazarlıkla satın alınacaktır. Muhammen bedeli 3280 Hra kesin teminatı 500 liradır.
2) İşbu miktar marul toptan bir İstekliye ihale edilebileceği gibi Rumeli ve Anadolu yakası ile Tuzla garnizonu İçin ayrı ayn üç İstekliye de İhale edilebilir.
3) Şartnamesi her gün komisyonda görülür. (6642-2318),

1) 3000 kilo sirke 22/Mayıs/1950 günü saat 10.45 de Harbiye 1 No.lu Satın Alma Kotn.da pazarlıkla satın alınacaktır. Muhammen bedeli 900 lira, kesin teminatı 135 liradır.
2) şartnamesi komisyonda görülür. Sirkeler, bilâhare
müteahhide İade edilmek şartiyle, tahta fıçılar İçinde alınacaktır. (6843 — 2317»
•k
1) 2000 kilo süt ile 2000 kilo yoğurt 23/5/1850 günü saat 11.30 da pazarlıkla Harbiye M.S. B. 1. No. Sat. AL Ko. da satın alınacaktır
2) Kesin teminatı 3X5 Ura olup muhammen tutarları 2100
İkadır. I
3) İşbu ikişer bin kilo süt ye yoğurt bir istekliye Ihald
edilebileceği gibi 1500 kilo süt ve yoğurt bir istekliye ve 500 kilo süt ve yoğurt ayn bir istekliye de İhale edilebilir. Şartnamesi komisyonda görülür. (8640 — 2328»
+
D 2500 kilo zeytin tanesi 22/5/1950 günü saat 15.30 da Harbiye M 8. B. 1. No. St. AL K. da pazarlıkla satın alınacaktır.
2( Muhammen tutan 2825 lira kesin teminatı 395 liradır.
3) Zeytinler küfelerle teslim edilecektir. Şartnamsl komisyonda görülür. (6844 — 2723)
M-ram. .tClRO
Jıife 8
AKSAM
21 Mayıs 1950
AKŞAM |spor|
Ingiliz oyuncu ve idarecileri futboliîmüzü nasıl buldular
Türkiyede böyle bir futbul bulacağımızı bilmiyorduk. Lefter, Naci, Muzaffer Ingiliz ayarında oyunculardır
Eksikleriniz takım halinde oynamamanı zdır, Şut çekerken topun üzerine yat ma manı zdır. Kale ağzına kadar iyi oynuyorsunuz, topu fazla havalandırmamalısınız, bizimle sık stk temas ederseniz Avrupanın en iyi fut bolcuları olursunuz
t*f
Sunderland oyuncularının karikatüristimi! tarafından çırJlcn karikatürler!
Haftanın Notları:
Yabancıların Türk futbolünde buldukları en büyük kusur!
Yazan: Adil GİRAY
Oluz beş küsur senedenberi İstanbul* gelen bir çok yabancı takımların yaptıkları maçları hatırlarız.
Maçlardan sonra meraklıların misafir İdareci ve oyunculara heyecan ve sabırsızlıkla sorduktan İlk sual şudur:
— Bizim futbolu nasıl buldunuz?
Merak ederek dikkat etmiş iseniz aldığımız cevap hep aynıdır:
— Türk oyuncuları arasında teker teker lyt futbolcular göze batmaktadır Fakat lakım halinde oynamayı başaramıyorsunuz Futbol bir takım oyunudur, bunu hatırınızdan çıkarmayın. Muvaffak olmak için takım o-
Beyoğlundaki İngiliz sefaret binasında İngiliz sefiri tarafından misafir İngiliz profesyonel futbol takımı Sunderland oyuncuları şerefine verilen kokteyl partide dünyanın bu şöhretli futbolcuları ve İdarecilerinin futboliimüz hakkındakl düşüncelerini öğrenmek fırsatını buldum.
İngiliz spor yazarı Anderson ne diyor?
tik olarak misafir takımla birlikte yurdumuza gelen Sunderland Daily Echo gündelik gazetesinin spor muharriri J. Anderson ile Galatasaray birinci takım futbolcülerlnden Öz-canın tercümanlığı İle konamıyorum.
Meslekdaş olduğumuzu anlar anlamaz İlk sozii şu oldu:
«— Azizim ben Türkiyede böyle bir futbol bulacağımı hiç zannetmiyordum. Bunu size bir meslekdaş sıf atiyle derhal İtiraf etmeği borç bilirim.
Bizimkilerin (yani misafir İngiliz Lakımı! birinci maçını daha çok beğendim. İkinci maçı i muhtelit karşılaşması) hava sıcak olduğundan oynayamadı-lar .Birinci hakem (Sulhl Garan) futbolu biliyordu. İkinci maçın hakemi İse futboiü bilmiyordu. Bir futbol maçı ancak futbolu bilen hakemler tarafından İdare edilirse zevkli olabilir. Birinci maçta (Beşiktaş kar-şılmasmda) sol bek Vedli» birinci hanayımda çok İyi İdi. t-kincl devrenin hemen başında gevşedi. İkinci maçta1 (muhtelit karşılaşmasında* sag fcek (Naci). sol iç (tefleri i çok iyi buLdum,
İkinci maçta (muhtelit karşılaşmasında) forvetlerinizin hataları şüt pozisyonuna girdikten sonra şiiLıi çekerken topun üstüne doğru yolmamalarıdır. Hülâsa siz bizimle böyle sık sık temas yaparsanız Avrupanın en namlı futbol takımına malik olursunuz. şimdiye kadar seyretti-
ğim iki maçınızda çok miistait oyuncular gördüm.»
Kafile başkanmm fikri
Meslekdaşımm yanından ayrılırken biraz ötede kafile başkanı E. W. Detchbum'un bir grup arasında neşeli neşeli konuştuğunu görünce fırsatı kaçırmadım, hemen onun da bizim hak kımızda ki düşüncelerini sordum:
(—Bizi güzel yurdunuza getiren Galatasaray kulübü idarecilerine teşekkürü bilhassa borç bilirim.
Futbolünüze gelince: Kale ağzına kadar çok İyiler. Ondan sonrası kötü. Topu fazla havalandırmamaları lâzım. Belki bunun sebebi sahanızın çok sert olmasındadır.
Geçen cumartesi günkü hakem (Beşiktaş maçında Sulhl Oaran) lyl İdi. Salı günkü hakem iyi değildi. Oyuncularınız hakkında sah günü (muhtelit maçında) numarasız olduklarından bir şey söyilyemlyeceğlm. Zira WM sistemiyle oynıyan takımların oyuncuları ancak nu-maralarlyle tandırlar..
İngiliz gol kıralı Davısın söyledikleri
Bu sırada yanımıza gelen bu yıiın İngiliz İlk maçları gol kıralı meşhur Davls kafile balkanının sözünü şöyle tamamladı:
(— Salı günü (muhtelit maçında) Tilrkler iyi futbol oynadılar. Sağ beki Naci», sol haf (Muzaffer), sol iç (Lefter) bizim ayarımızda oyunculardır. Birinci maçın hakemi (Sulhl Garan) Lam bir İngUiz gibi maçı İdare etti. İkinci maçın hakemi bakkuıda bir şey söyleml-yeceğim, çünkü futboiü bilmiyor.»
İngiliz kalecisinin mütalâası
Sunderland takımının en eski ve en yaşlı oyuncusu olan kalecileri J. Mapsoıı ise:
(— Salı günü (muhtelit maçı) bizim takım lyl değildi. İki maçınızda şunları bilhassa gördüm kİ oyuncularınızın şahsi ka billyetleri fevklaâde, yalnız takım halinde çalışamıyorlar Salı günkü (muhtelit maçında) takımınızda sağ .bek (Naci) sol haf (Muzafferi, sol iç (Lefter) göz dolduran ve futbolu bilerek oynıyan oyunculardır, çok genç olan kaleciniz (Turgay) da ümitli bir istidattır. İleride daha iyi olabilir. Beşiktaşlılar bilhassa lknc devrede yoruldular.» Sol iç ve antrenörleri ne diyorlar?
Misafir İngiliz takımının yaptığı İki maçta hücum hattında en çok nazarı dikkati çekmiş olan sol içleri Shackleton da:
(— Salı günkü( muhtelit maçında) oynıyan sol İç (Lefter), sağ bek (Naci) çok güzel oynadılar. Türk takımları tahminimizden çok daha iyi futbol oynuyorlar.»
Sunderland takımının antrenör ve menecerl îngilizlerin eski şöhretli milli futbolcularından Jonhslonu bulup onunla konuşmak hayli enteresan olacaktı. Fakat bu milli futbol adamını bulmak hayli güç oldu. Kendi tâbiri ile ttrtanbulun zevkini çıkarmak Istlyen bu antrenör ve menecerl nihayet bir köşede sıkıştırabildik Suallerimizi güçlükle cevaplandırdı:
«— iyi oynanırsa futbol çok kolaydır. Futboiü ilerletmek için çok antrenman, fakat her şeyden evvel cesaret lâzımdır. Bir futbolcunun muvaffak olması için her şeyden evvel topa yutması elzemdir.»
Antrenörden bilhassa WM sis? temi hakkında ve bu sistemin bizim takınıl ur tarafından lâ-yıklyle tatbik edilip edilmediği hususunda sorduğumuz sualleri nedense cevaplandırmak istememiş, ancak bütün maçları tamamlandıktan sonra bir cevap verebileceğini söylemiştir.
Halûk SAN
yununu benimsemeniz icabeder.
Yirmi yedi sene evvel meşhur Slavyalıİarın futbolumuz hak-kındftkl düşündükleri ve söyledikleri bu İdi.
Emin olunuz kİ bugün Sunderland idarecilerine futbolumuzu nasıl buldunuz, sualini soracak olursanız, alacağınız cevap şu olacaktır:
— Takım oyununda zayıf VS mupledl gibisiniz...
İşte Türk futbolunun en büyük kusuru ve noksanı budur. Milletlerarası futbol piyasasında derece almak niyetinde isek behemehal futbolcularımıza takım oyunu oynamasını öğretmeliyiz. Bu işin başka çıkar yolu yoktur.
Beşiktaş takımı, takım oyunu ve beraberlik meziyetlerini bilerek vc anlayarak oynayabi İşeyeli belki Sunderland karşısında daha iyi bir netice alabilirdi.
Salı günkü maçta milli takım namzedi eri İkinci devrede bilhassa takım oyununu başarmağa çalıştılar ve az çok muvaffak da oldular. Yorulmadılar, çünkü lakım oyunu yorucu değildir. Takımımız birinci devrede aynı ahenk ve tempolu oyunu tutturabllseydl. muhakkak ki sahadan mağlûp olarak ayrılmazdı.
Futbolun temeli, esası, birlik ve beraberliktir. Yalnız fubolda değil, bütün cemi sporlarda a- ,
ranan uk «asır, takım anlaşma-| sesi W-
*h‘"nd' lon “S maçlarında» sonra ha-I yaptıkları , „,-------------------------------------------e yorgunluklarını
ve şansa bağlı çıkarmak ve eğlenmek gayesine hareket ettikleri İçin nor-bile he-
Sunderlandın son maçı
Sarı lâcivertliler kısa paslı ve yerden oynamalıdırlar. Havadan oynamak Îngilizlerin işine yarar
İngiliz futbolcuları şehrimizdeki son maçlarını bugün mll-111 küme şampiyonu Fenerbahçe İle İnönü stadında yapacaklar. Bundan evvelki karşıiaşmala-nnda çıkardıkları güzel oyutı-lar yüzünden halkımızın sempatisini kazanan SUNDER-LANDlıların bu son maçta nasıl bir tabiye kullanacakları ve | Sarüâcivertlttertn de İngilizler karşısında r.asıl bir netice ala. cağı merakla beklenmektedir. | Ötedenberl înglliz profesyo-
Yazan: ŞAZI TEZCAN
Created by free
oynamusını beceremeyen bir te- rlç’ memleketlere şeklcülden derece ve netice bek- seyahatlerde temek tesadüf ve şense kaslı' „tarmak „ j.
bir keyfiyettir. he hareket ettikleri İçin
Birlik ve beraberlik meziyet- ma] oyunlarının yarısını lerl zayıf olan takımlarda İs- göstermedikleri yolunda (ikrar aramak beyhudedir. Bu men. hemen bütün Avrupa gibi takımların günü gününe ' memleketlerinde yapılan şl-uymaz. Bizim takımlarda görü- kiyetler bu seferki maçlarda len istikrarsızlık da bundan ......................
doğmaktadır. Gün gelir kuvvet- tinde isek parolamız şu olmalı-liyi yener, zaman olur en zayıfa dır:
yeniliriz. Türk futbolunda ileri- ı — Takım halinde oynamasını ye doğru hamle yapmak niye- | öğrenmek.
hamdoisun tahakkuk etmedi. Ve İngiliz futbolcuları blzlere güzel ve zevkli maçlar seyrettirdiler Bu hususu inceden inceye tetkik etmedik amma belki kulakları bükülmüştür diye düşünüyorum. Her ne ise bu oyuncular ikaz edildi veya edilmedi. Fakat bl2 İngiliz futbolunun hakiki çehresini gördük ya ona bakalım-.. Temenni edelim ki bugün de son maçlarında bizlere bir futbol gösterisi yapsınlar da Türkiye-den öyle ayrılsınlar. Bundan evvel de yazmıştım. İngilia futbolunun seviyesi bütün dünyaca malûm olduğu için takımlarımızın mağlûbiyeti hiç bir zaman şerefimize nakLse getirmez. Yeter kİ tam sportmene yakışır şekilde centilmene® oy ılıyalım.
Saat 11 de başlıyacok olan maça Sarılâcivertlilerin '
bir kadro ile iştirak edeceklerini kati olarak bilmiyorum. Fakat Fenerbahçenln oyuncu-
bir ve
nasıl
ları malûm olduğu için bu hususta bir fikir yürütebiliriz. Ahmed'in bu maçta hücum hattında oynatılmayıp müdafaada oynatılması daha muvafıktır. Çünkü İngiliz forvetlerini tutmakta Ahmetsiz Fener müdafaası çok zorluk çekecektir, Hücum hattında Lefter ve Erol'un iyi günlerinde olmak şartlle Ingilia kalecisi Mepsona bir hayli ter döktüreceklerini zannediyorum. Sa-nlâcivertlllerin öledenberi iten dilerine mahsus olan kısa paslı ve yerden oyunlarını bilhassa bu maçta çıkarmaları kendi menfaatleri icabıdır. Havadan oynamak İngiliz futbolcularının işini kolaylaştırmaktan başka bir şeye yaramaz. Çünkü bundan evvelki maçlarda havadan oyunda tngiliz-lerin ne kadar mahir olduklarını gördük. Bu arada milli takun kalecisi Cihadın da oıı-gün hayatının sayılı maçlarından birisini daha yapacağı şüphesizdir. Kendisine muvaffakiyetler dileriz.
Uunkü Galatasaray • Sunderland maçında Galatasarayın ilk gulu

Comments (0)