AKŞAM
H e r g ü n
8 SaıhSf®
AKŞAM spor
Sene 32 — No. 11234 — Fiatl: her yerde 10 turuşttır.
CUMARTESİ 21 Ocak 1950
Sahibi: Necmeddin Sadak — Ya2i işlerini fiilen idare eden C. Bildik — Akşam Matbaası.
AMERİKA BULGARiSTANA ŞİDDETLİ BİR NOTA VERDİ
Avukatlık kanunu
Devlet avukatları serbes iş yapamıyacaklar
Sofya hükümeti milletlerarası kaidelere riayet etmezse Amerikan - Bulgar münasebatı kesilecek
' Londra 21 (Radyo) — Va-■lngtondan bildirildiğine göre 'Amerikan hükümeti, Sofyada-Id Amerikan sefiri Donald Heathln geri çağırıl masun talebeden Bulgar notasına evvelki gün cevap vermiş. Bulgar Hatasının metnini de yayınlamıştır. Bulgar hükümeti notasında Sofyadakl Amerikan orta elçisinin. İdama mahkûm ve cezası infaz olunmuş Kastorun İdaresindeki casus vatandaşlardan mürekkep mücrimler grupu İle temas ve münasebette bulunduğunu iddia ederek Amerikan elcisinin geri çağrılmasını talep etmiştir.
Vaşington hükümeti, cevabi notasında Bulgar İddialarını katiyetle reddetmekte, iki sene içinde Sofyadakl Amerikan aefaretl heyetlerinin bir takım tazj'ıklara maruz bırakıldığını, normal diplomatik ve konsolosluk vazifelerini Ur etmesine İmkân bırakıln-adığını, A-merikart diplomatik temsllcl-
Anıerika Dışişleri Bakanı Acheson
Ierinin ser beşçe dolaşmalarına engeller çıkarıldığını. Amerikan sefarethanesinde çalışan Bulgar memurların İşkencelere ve takibata maruz bırakıl-
dığını, bunlardan ikizinin İdam edildiğini, bir üçüneüsünün de Bulgar polisinden gördüğü kötü muamelelerden öldüğünü belirtmektedir.
Amerika hükümeti, cevabi notasında ilâve ettiğine göre, Bulgar hükümeti 19 ocak tarihli notasında bildirilen kararından vazgeçmediği ve milletlerarası nizamlara riayet etmediği takdirde, Birleşik Amerika hükümeti, Bulgarl.vtanın normal diplomatik münasebetler tesis etmek arzusunda bulunmadığı kanaatine varacak ve bu suretle Bulg&rlstan-daki diplomatik temsUcUlğb-nl geri çekmek zorunda kalacağı gibi, Birleşik Amer İkada bulunan Bulgar diplomatik heyetinin geri çağınlroaaını isteyecektir.
Bulgar hükümetinin Moska-vadan aldığı talimat üzerine, Sofyadakl Amerikan sefirinin seri çağınlmasını kasden talep ettiği anlaşılmakladır.
Ankara 21 (Akşam) — Avukatlık kanununun beşinci maddesinin yürürlükten kaldırılması veya tatbikinin tehir edilmesi hakkında Kâmil Bora n’ın yaptığı teklif dün Meclis adalet komisyonunda görüşülerek reddedilmiştir. Teklifin reddedilmesi Ue beşinci maddenin bundan böyle tatbik e-dileceğt anlaşılmaktadır. Madde Devlet hizmetinde avukatların serbes iş yapamıyocakla-rına dairdir.
Iran Şahının seyahati
10 şubatta Pakistan'ı ziyaret edecek
Karaşl 21 (Nafen) — öğrenildiğine göre İran Şahı Pakistan’a lo şubat tarihinde ziyaret maksudlle gelecektir, İran Şahı Karaşl şehrinde bir kaç gün kaldıktan sonra Doğu Pakistan eyaletlerinde de bir gezinti yapacaktır. Doğu eyaletlerinden dönüşünde Şah Lahor vç Peshawer şehirlerine de uğrayacaktır?
Pakistan Dışişleri Bakanlığının İntihap ettiği bir komite İran elçiliği memurlarlle beraber Şahın ziyaret programının teferruatını hazırlamak üzere çalışmalarına başlamışlardır .
lstanbulda Vilâyet ile Belediyenin tefriki tasarısı
Tasarının müzakeresi esnasında Kemal Özçoban derhal belediye seçimleri yapılmasını istedi
Ankara 21 ıAkşam) — İstanbul vilâyeti İle belediyesinin ayrı! masın a dair kanun tasarısı dün İçişleri kamlsyonunda müzakere edilmiştir. Tasarının lehinde bir çok milletvekilleri konuşmuşlardır. Bu arada Demokrat Partiden Kemal özçoban tasandaki mevcut muvakkat maddeye ttiraz etmiştir. Bu itirazlarında: «-Kaldırılan bir kanuna göre kurulmuş müesese İş başında kalamaz. Blanenaleyh yen! bir seçim yapılması lâzımdır- Muvakkat madde seçim yapılıncaya kadar 11 ve beledi-diye meclislerinin vazifelerini şehir meclisinin İfa edeceğin! âmirdir. Bakandan soruyorum, lstanbulda belediye ve 11 genel meclisi seçimine hemen gidecekler mİ?» demiştir.
İçişleri Bakanı Emin ErlşIrgU uzun İzahat verdikten sonra seçime gidi imiyeceğlnl. esasen seçimlere 2-4 ay kaldığını söylemiştir. Bunun üzerine Kemal özçoban tekrar söz almış ve «Belediye seçimler! ae zaman yapılır?» sualini sormuştur.
Bakan da: «Eylülde» cevabını vermiştir.
Denizli milletvekili Behçet üz da tek derece ile belediye başkanı seçimi yapılması tezini ileri sürmüştür.
Bakan bu sözlere cevaben: «Tek derece Ue seçilen başkan diktatör olabilir. Belediye mec-
Piyano virtüözü Kempfin beyanatı
içişleri Bakanı Emin Erişirçfl
Jlsl ile arası açılırsa telif! nasıl kabil olur. Esasen demokrasi demek sadece seçim demek değildir. Demokrasi Murakabe demektir. Binaenaleyh biz ayrıca bir belediye şeşim kanunu tasarısı hazırlıyoruz Bir aya kadar Meclise getireceğiz.» demiştir
İçişleri Bakanının konuşmalından sonra tekrar Kemal özçoban söz alarak demiştir kİ:
«— Eski Lir kanuna göre kurulmuş salâhiyet ve haklar o kanun kaldırılınca sona erer ve artık devam etmez. Esld kanuna göre bütün kazaların da İş-
tiraki le kurulmuş İsatnbu! şehlt^J meclisinin bir taraftan valinin^ başkanlığı altında U genel meclisi olarak, diğer taraftan £ da seçilecek atar belediye başka-.s£ nmın riyaseti altında belediye JO meclisi sıfattyie henüz dokuz ayqj kadar bir zaman sonra ya-> pdacak seçimlere kadar vazife görmeleri gariptir ve bir mahzurlun da vardır. Esasen bit^ taraftan idareyi şehir halkın vermek ve şehirlerin muraka-İL* besine tevdi etmeği isterken. di-JJ ğer taraftan da seçime gitinlye-’U ceğts diye Bakan bu suretle te- (D naktısa düşmüş oluyor- Silivri-don gelen bir şehir mcellsi üye-Q) sl meselâ Beyoğlu temizliği Iş-Jt leri bahsinde rey ve mûtalâaV* dermeyon ediyor. Halbuki şehir İşlerini ancak şehirlilerin murakabe etmesi lâzım olduğuna göre ve demokratik esas seçim değil murakabedir diyen Bakana cevabım şu olabilir: Murakabe millet veya mümessilleri tarafından yapılır Bu ise seçim İle kabildir. Şu halde demokratik esas millet İradesinin hA kim iye tidir. Bu kanunun kaldırılması
İle derhal U ve belediye seçimlerine gidilmesi hususunda isteğimize ısrar ediyoruz.»
Kemal özçoban da dahil 7 kişilik bir tâli komisyon seçilmiş ve bu İşlerin tetkiki komisyona bırakılmıştır.
Mesken buhranını
hafifletmek için
Diin vilâyette Valinin riyaseti Aitında büyük bir toplantı yapıldı
Gelinim sen anla!
Cumhuriyet D. Partisinde gruplaşma rivayetleri Bölge müfettişi Sadi Irmak, gruplaşma söylentilerini varit görmüyor
Türkiyede müzik, büyük bir hız Ve güzellikle garplılaşıyor., t dil Bireti Pariste dinledim. On yıl sonra milletlerarası bir kıymet ve şöhret olacaktır.
Şehrin mesken buhranını hafifletmek ve ucuz mesken yapılmasını sağlamak hususlarını temin İçin İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi profesörleri ile şehrimizin tanınmış İktisatçılarından teşkil olunan komisyon dün saat 16 da vilâyette vali ve belediye başkanı Dr. Fahreddin Kerim Gökay’ın başkanlığında çalışmalarına başlamıştır.
Toplantıda imar bölgesi dahilindeki ve 5228 sayılı kanunla belediyeye verilmesine müsaade edilen arsalara belediye hudutları İçindekilerin de dahil edilmesi İstenilmiş ve bu arsaları kur'a suretiyle halka dağılmak üzere kooperatiflere vermek, fakir halka uzun vadeli taksitlerle ödenmek üzere üç odalı evler yapmak, şehrin gözde yerlerindeki arsaların u-2un müddet spekülatörlerin e-llnde kalmaması için tedbirler almak hususları görüşülmüş ve bu mevzularda komisyon üyeleri fikirlerini bildirmişlerdir. Komisyon çeşitli yön'erdcn çalışmalarına devam edecektir.
Cezalandırılan esnaf
Son 24 saatte Belediye murakabeleri 312 dükkân ve mü-Csseseyl kontrol etmişler ve 21 i hakkında zabıt tutmuşlardır. Ayrıca 182 sandovlç Ue noksan vezinli 26 ekmek müsadere olunmuştur.
Harp malûlleri
Boğaziçi, Haliç ve Yalova vapurlarında bedava seyahat edecekler
Ankaıa 20 — Büyük Millet Meclisi bütçe komisyonu bugünkü toplantısında Denizyolları ve P. t. t. bütçeleri kabul edilerek Tekel Bakanlığı bütçesinin müzakeresine geçilmiştir.
Denizyolları bütçesinin müzakeresi sırasında bllûmum harb malûllerinin, lstanbulda, Boğaziçi, Haliç ve Yalovaya kadar olan Marmara bölgesindeki vapurlarda nıeccanen seyahat edebilmeleri İçin İstanbul Milletvekili Ekrem Amacın teklifi komisyonda muhalefet Milletvekillerinin de iştirakiyle kabul edilmiştir.
Tekel bütçesinin müzakeresi dalayıslyle serdedllen mütalâalara Bakan yarın (bugünkü) [toplantıda cevap verecektir.
Vali Doktor Fahreddin Kerim Gökay, semtleri gezi -yor. Bir kasabın etiketini 260 kuruştan. 250 kuruşa indirmiş. Sonra da ahaliye dönerek :
— Eğer ben gittikten sonra fiyatı vine yükseltirse, lütfen makamıma telefon ediniz. - demiş.
İlim bir sistemdir. Fahreddin Kerim de ilim adamıdır. Ordinaryüs profesör, elbette böyle gelişi güzel, münferit, sistemsiz usullerle fiat kontrol edllemiyeceği-ni biliyor. Bin kasaptan bir kasabı, karakuşi şekilde, şehrin filânca tarafında yakalamaktan nc çıkar? Kaldı ki, kasap da bin esnaftan bir esnaf!
Kontrol, umumî, Şamil, sistemli olmalı. Devlet ve belediyeler, kaymakamlıklar ihdas etmiş: nahiye müdürlükleri, muhtarlıklar ihdas etmiş; keza belediye müfettişlikleri var, belediye zabıtası var.
Bize öyle geliyor ki. Falı -reddin Kerim, pek nazik bir zat olduğu için:
— Ey ahali, bu kasabın e-tikcti oynatmamasına siz dikkat edin! - derken:
— Kızını sana söylüyo • rum, gelinim sen anla! - diyerek kaymakamların, nahiye müdürlerinin, muhtarların, belediyede vazifedar-ların, top yekûn kulakları dibinde daimi zurna çalmış oluyor.
Anlayana...
W4U>e|m Kempff
Cumhuriyet Halk Partisinde bazı gruplaşmalar olduğu, Atatürkçüler ve ıslahatçılar diye ayrılan hiziplerin parti İçinde gûya bir tasfiye yapmak İstedikleri yolunda gazetelerde çıkan haber ve İddialar üzerine mütalâası sorulan Cumhuriyet Halk Partisi bölge müfettişi Sadi Irmak gazetecilere şunları söylemiştir:
«— Parti kurultayının en geç mayıs ayında toplanması, tüzük İcabıdır. Bu itibarla seçimin kurultaydan evvel mİ, sonra mı olacağı hakkında şlmdllk bir şey söylenemez. Yaşayan bir
partide ana prensipler etrafında birlik olmakla beraber, geniş fikir hareketi görülmesi tabiidir. Fakat parti içinde Atatürkçü, veya ıslahatçı olan veya almayan adamlar İle gruplaşmalar olacağını varit görmem.
çünkü, her Halk Partili aynı zamanda Atatürkçüdür- Kurultayda .bir gruplaşma değil, tam bir tesanüt görülecektir.
Bunun Üç sebebi vardır: 1 — Parti programının kuvveti. 2 — Partiye karşı millet teveccühünün. muhalefetin zuhurundan sonra eksilmemesi, S — Karşımıza teşkilâtlı bir muhalif partinin çıkması.»
Burhan Cahidin ölümünün yıldönümü
Bugünlerde şehrimizin san'at çevrelerinde konuşulan tek mev zu WUhelm Kcmpff'dLr. Büyük sanatkâr daha tstanbula gelmeden, bütün konserlerinin biletleri satılmış. Gecikenler bir tek bilet bulabilmek için fenerle adam arıyorlar. WUhelm Kempfl zamanımız m en büyük piyano virtüozlarmdan biridir. Hâlen 55 yaşındadır. Bütün dünya bası -nında onun hakkında haklı övmeler çıkmıştır.
Fransada verdiği son konserlerinden sonra «Flgaro» «Cante-
four» «Opera», «Paroles fran -çalse» ve «Cette semaine» gazete ve dergileri Kempff’ln «bir hârika, bir yaratıcı dehâ, bir san at sihirbazı» olduğunu belirt -inişlerdir. Dergilerden biriyse «bu büyük adamın sanat kudretini anlatmak İçin kullanılacak her kelime ve her tâbir az dır» diyor. Tiırk sanat adamlarından Seyfeddln Çürüksulu da «Kempff'ln çalışını sözler anlatamaz, kartalı semada uçarken seyretmeli» diye yazıyor.
(Arkası sahlfe 2 sütun 1 del
Kıymetli nıuharlr Burhan Ca-
mak hususundaki muvaffakiyet
hld Morkaya'nın ölümünün yıldönümü nıünascbetlle gazetecilerden ve dostlarından mürek-
kep bir heyet dün Zincirllkuyu kabristanındaki medfenlnl ziya ret etmiştir.
Kabrin önünde Enis Tahsin Tll merhumun meziyetlerinden, bilhassa haüu okumağa alıştır -
11 çalışmasından bahseden bir konuşma yapmış, kabre çiçekler konmuştur.
Zincirllkuyu kabristanına srt-denler, uzun müddet Burhan Cahldlc birlikte çalışmış olan büyük karikatürist Cemal Nâdir Güler'In kabrini de ziyaret etmişlerdir.
Sahife 2
Hafta Sonu Notları
edildi
İç dedikodular
mevzuun nıenıie-
bildiril -tetkikle-
Bakanı toplan tı-
üze rinde bulama-
Ispanya ile münasebat
katılacak erlerinin
Çete efradından altısı yakayı ele verdi
Esnafı kontrol talimatnamesi
Ağa Hanı soyanlar
VATAN' İstanbul
Tüccar
İsmet İnönü tarafından kabul edildi
tur. Ne seçim. 11e de şahısların vc partilerin değişmesi: hepimizin umduğumuz vc hasretini duyduğumuz selâmete bizi kavuşturmaz.»
mah-göre görüşmesi, Alman Başbakanının Mc Clayla yaptığı görüşmelerin bir devamı olmuştur.
Garsonlara yüzde 10 bahşiş bırakan fıkra kabul
Almanya, bölgenin milletlerarası kontrole alınmasını istedi
Paris 20 (A_A.) — (United Press) Polisin bildirdiğine göre, geçen ağustos ayında Ağahan'ı soyan çetenin altı üyesi geçen
Vali ve belediye başkanı Doktor Fahreddln Kerim Gökay. şehrimizdeki ilk okullarda okuyan çocukların sağlık durumunu ve bilhassa umumi zafiyete uğramış olan!an tesbit ettirmek ledir. Bu İş Millî Eğitim müdür lüğü sağlık müşaviri Doktor Ahmet Kuzucuya verilmiştir. Bu arada okulların bina vaziyetle-ride sağlık bakımından tetkik edilmektedir.
Sanayiciler heyeti
Cenevre 20 — Birleşmiş Milletler Filistin uzlaştırma komisyonundaki Türk delegesi Hüseyin Cahit Yal çın’ın zatür-rie geçirmekte olduğunun fakat sıhhi durumunda hiç bir tehlike bulunmadığını komia-yon suocüru bUdırmlştlr. I
Hastalık hallerindi yapılacak yardım için bir tasarı hazırlandı
Sağlık müşaviri Üsküdar ve Çatalca okullarını dolaşmış ve ilk raporlarını valiliğe vermiştir. Üsküdardaki Toptaşı, Al-tunizade ve Kısıklı Uk okullarının binaları mektep olmağa gay ri müsait görülmüştür. Çatalca okullarının İyi olduğu mistir. Sağlık müşaviri rine devam edecektir.
Hüseyin Cahit hal zatürrie geçirdi
Tütün satışları ve et kombinaları
Bonn 20 (AJk.) — (United Press) Batı Almanya Başbakanı Adenauer, Fransa'nın idaresinde bulunan Sarre endüstri bölgesinin milletlerarası kon-trola tâbi tutulması hususunda Birleşmiş Milletlere teklifte bulunmuştur.
Hükümet sözcüsünün bugün bildirdiğine güre, Alman Başbakanı bu tasarısını bir gün önce Bad Hamburg’da keudlsi-le görüşen yüksek komiser John Mc Clay’a sunmuştur. Diğer taraftan Adenauer bugün İngiliz yüksek komiseri slr Brlan Robertson ilâ de görüşmüştür. Adenauer ile yakından temas halinde bulunan fillerin bildirdiklerine Robertson - Adenauer
Sanayicileri namına İstanbul milletvekili Ekrem Amaç başkanlığında Hilmi Naili Barlo. Şak İr Zümre. İhsan Altiok, Mehmet Sipahioglu ve Muhld-din Alan’dan mürekkep altı kişilik heyeti kaui etmiştir.
Ankara 20 — Cumhurbaşkanı ismet İnönü bugün Çankaya'da Ziraat fakültesi dekanı Celâl Tanınan başkanlığında profesör Sedat Kansa, Tarım Rona, Feridun Üstün ve doktor Mustafa Uluöz'den mürekkep ziraat mühendisleri birliği heyetini kabul buyurmuşlardır.
Bu kabulde Tarım Bakanı Cavld Oral da hazır bulunmuştur.
İsmet İnönü Türk Mühendis birliği heyetini ve Ankara dtş ta bipleri heyetini de kabul etmiştir.
Merhum AJI Fuat TÜrk&Cl-di şahsi meziyetleri vc muharrirlik kabiliyeti İle Avrupai mânada v«anuvisin ta kendisidir. Böyle bir şahsiyet bütün vasıflariyle geçmiş asırlara doğru nesiller halinde uzanmış olsaydı tarihimizin birçok büyük vakaları birbirini nakzeden rivayetler içinde meçhule gömülmez, bütün Padişahların ve devlet adamlarının hususi hayatlarını aydınlatan biyografileri yazıt r. tarih, edebiyatımız ve bu yoldan e-deblyatimız daha çengin olurdu.
Dün, Yıldızda Teknik okulda inşaat amelesinin yatıp kalktığı barakada yakılan bir ateşten etrafa sıçrayan kıvılcımlarla bir yangın çıkmış ve bu baraka içindeki eşyasiyle birlikte tamamen yandıktan sonra itfaiye tarafından söndürülmüştür-
Teknik okul barakasında yangın
İkokul öğrencilerinin sağlık durumu
edilmiştir. Bunlardan başka. I çalınmış mücevheratı elinde1 bulunduran iki kişi. Paul Lu-cas ve Vinci Leone de tevkif edilmişlerdir. Polis, çetenin bindiği otomobili idare eden Roger Senanendj ve metresi Rennee Remy'nin. arkadaşları tarafından Mars Uya da öldürüldüklerini öğrenmiştir Henüz tevkif edilemeyen hayduttan yakalamak üzere Rlviera bölgesindeki yollar polis tarafından tutulmuştur.
ı Akşaml — Bu-Fikri Duşünsei’ln toplanan Büyük ide, iki sözlü so-
ka, manevralara De Salom ve Wonchester zörleri, 44 destroyer, 1 altı, 98 diğer deniz İştirak edecektir. Bu manevralara kara, deniz ve hava sayısı 80,000 i bulacaktır.
Taksimde Tulga sokağında Osman İsminde birinin işlettiği bir kumarhane zabıtaca meydana çıkarılmış. on İki kumarbaz, oyun âlâtın paralar, rehin alı-nanyüzük vs saatlerle, İki tabanca ve İki da kama bulun- : muştur. Kumarcılar Beyoğlu : adliyecine teslim edilmişler, hak Jannda lâzım gelen kanuni takibata girişilmiştir.
| Bu yönetmelik kanunımun işçi hastalık sigortalarının yürürlüğe gireceği 1951 yılına kadar olan devre içindeki İhtiyaçlarına cevap verecektir. Bu suretle İşçilere ilâç, muayene ve tedavi yardımları yapıla-, cak. aile muayeneleri İhdas1 olunacaktır. Tasan Ulaştırma Bakanlığının tasvibine sunul-. muştur.
Diğer taraftan ikinci mühim | bir konu olarak İşletmelerde çalışan personele verilen parasız gıda rejiminin yeniden tanzim ve ıslahı ele alınmıştır. Üçüncü mevzu olarak da barem harici kadrolarda çalışan personele hastalık hallerinde şimdiye kadar ücretlerinin yansı verilirken bunun barem dahilindekilerle eşit olarak tam ücret şeklinde tediye edil-
Orta boylu, koyu renk elbiseli, gri ve dağınık saçlı, açık yeşil gözlü dinamik bir adam hay! ret dolu gözlerle bana bakıyor-Yanımda. henüz kapanmamış !-ki bavul.
Kendimi tutamayıp gülmeye başladım Baktım, o da gülü -yor.
EJini uzattı:
— Tamam, dedi ödeştik.
Uzatılan bu eli sıkarken bir anda tetkik ettim: Bembeyaz, ince uzun parmaklı eller. Wll-hı İm Kempff adını dünyaya bu eller yazdı. Sanat tarihine de yine bu eller kaydedecek. Dost başa, düşman ayağa bakar. Ben ellere bakıyorum
— M. Kempff. dedim, Türkl-yeye kaçıncı gelişiniz bu ?
— Beşinci, önce 1927 de, sonra 1931 de, 1537 de. bundan önce de 1949 şubatında geldim
— Bu arada Türkiyede garp müziği sahasında İlerlemeler gördünüz mü?
— Hem de nasıl... Türkiyede müzik cereyanı her yıl gitgide artan bir hız ve güzellikle garp lılaşıyor. K.ymetli sanatkârlar yetiştiriyorsunuz Bunları dün -yaya tanıtmanız lâzım. Şöhret onların hakkıdır Meselâ Ce -mal Reşit Beyden bahsetmek isterim. Çeçen seneld gelişimde bu şayanı hayret orkestra şen nln İdaresinde Beethoven'in bü-tîfn kensertolarıru çaldun. Cemal Re^ıt Reyin orkestra şefi olarak kudretini göstermek İçin Almanya, Fransa ve İtalya gi- 1 bl büyük müzik diyarlarında ı
Uzun yıllar Alatorkün Koruyucu kanatlan altında yaşayan Cumhuriyet Ha’k Partisi, bizce her şeyden ziyade mazisiyle övünebilecek oir teşekküldür. Günün birinde bir takım adamlar çıkar da partiyi dünden bugüne koparı verirse, ortada Halk şey kalmaz.»
Şehitlikleri imâr cemiyeti kongresi yarın toplanıyor Şehitlikleri imâr cemiyetinin senelik kongresi yarınki Pazar günü saat 14 te Eminönü Halkevinde toplanacaktır.
İliştiren bağlan inanınız bana. Partisi diye bir
Corkunç gürültülerle kopan kayalar elektrik santralına kadar geldi
Bu saban çıkan gazeteler Acheson'un dün akşamki demecinden ancak bîr kaç cümle verebilmişlerdir. Beyanat yorum yampağa vakit m ışl ardır.
İspanya Dışişleri Martin Artajo, kabine sından önce Acheson'un beyanatını general Franco’ya okumuştur. Bahrniar, Acheson'un demeci He iktisadi yardım, ödünç alma «c buğday konularını müzakere etmişlerdir.
Acheson’un bu demeci, Birleşmiş Milletlerdeki üye devlet elçilerinin bu yıl içinde tekrar İspanyaya dönecekler! suretinde yorumlanmaktadır-
“Görüp işittiklerim,,
İlkokul başöğretmenlerinin ödenekleri Ankara 21 (Akşam) — Trabzon milletvekili Mustafa Reşit Tarakcıoğlunun maarif teşkilâtına dair kanunun 13 üncü maddesinin değiştirilmesi halkındaki kanun teklifi ilgili komisyonlardan geçerek son şeklini almıştır. Teklife göre ilkokul öğretmenleri ile Milli Eğitim İşyorlığı yapanlara kıdemlerine göre 10-40 Hra arasında ödenek verilmesi kabul olunmaktadır. Buna göre yüz Başöğretmen 40 Um. bin iki yüz Başöğretmen 30 Hra, üçyüz Başöğretmen 20 Ura, bin elit Başöğretmen de 10 Hra görev tazminatı alacaklardır. ~
Lokantalarla ahçılar, manav mest İçin teşebbüslere girişliye sebzecUerin ve otellerin tef- mistir________________________
tişlnde aranılacak hususları j gösterir talimattan Vali ve Belediye başkanlığınca lüzumu kadar tabettirilmiçtlr Bunlar ilgililere tevzi ettirilerek cerçe-velettirildlkten sonra dükkânlarda halkın görebileceği yerlere astırılacak tır.
Bir kadın yandı
Gece saat 1,20 sularında E-renköyde Bostancı caddesinde iki odalı gecekonduda, ylanu başına yaşayan 65 yaşında Annik Dudu’nun gece açık bıraktığı mangaldan kıvılcım sıçrayarak yangın çıkmış ve kulübe He beraber ihtiyar kadın da yanarak ölmüştür.
Eminönü sulh mahkemeleri
«Sultanahmet sulh hukuk» ve «Sultanahmet sulh ceza» namları altında çalışan sulh hukuk ve ceza mahkemelerinin isimleri de «Eminönü sulh hukuk» ve «Emir
.ya çevrilmiştir.
I Bu'la rafı 1 inci ‘»hilede)
Bu satırlar çıktığı zaman W!l-helm Kemplf ilk konserini Ankara da venuiş olacak. Onu. perşembe günü “ark Oteldeki daire sinde aradığım zaman, hummalı bir faaliyet içindeydi- Fakat bu sefer ne piyanoda, ne de nota üzerinde çalışıyordu. Ankara ekspresine yetişmek için çantalarını hazırlıyordu.
Odasının kapısına vurdum.
— Kim o? diye bağırdı.
— Ben.
— Ben kim?
— Gazeteci.
Sükût... Sonra:
— Meşgulüm! Trene yetişmem lâzım
— Benim dc gazeteye yazı ye-tistirmem lâzım-
İçerden Almanca homurtular. Yine sessizlik.
Tekrar kapıya vurdum:
_ M. Kempff. muhakkak gö ■ rüşmemiz lâzım.
içeriden bağırdı:
— Görüşemeyiz, imkân yok*
- Pek âlâ
îzrar ettim: Nihayet odasına
Konya 21 (Akşam) — -Dere Devlet Denizyolları idaresln-köyiıncie müthiş bir heyelan den öğrenildiğine göre idare iş oldu. Korkunç gürültülerle ko- yerlerinde çalışan işçilere haspan buyuk kaya parçaları, yu- talik hallerinde yapılacak yar-varlanarak elektrik santralına dım İçin yönetmelik tasarısı kadar geldi.. Müthiş sadmeler, hazırlamıştır, abrajın beton arme kenarlan-| ~ -
nı tahrip etti. Nufıısca zayiat yoksa da, ikinci bir heyelândan korkulmakladır. Santralda bu bakımdan tedbirler alınmıştır.
Ankara 26 — Cumhurbaşkanı
İsmet İnönü Çankaya'da İstanbul Sanayiciler Birliği ve İzmir gece Marsilya ve Paris’te tevkif
careı Bakanı
ket ekonomisinde oynadığı rolü tafsilâtlı olarak izah ettikten sonra, et endüstrisinin iyi organize edilmemesinden dolayı her sene memleket eko-nemişine 100 milyon Ura zarara mal* olduğunu, dâvanın halli için Amerikan ve Türk mütehassıslarının müşterek bir avan proje hazırladıklarını, bu projeye göre muhtelif bölgelerde et kombinaları kurulacağını bildirdi.
Mevlûd sahibi Süleyman Çelebi’nin.
mezarı
Bursa 20 (A.A.) — Bursa öğretmenleri Mevlûd sahibi Süleyman Çekbi'nin kabir inşaa-sulh ecza» [ tına yardım olmak üzere 815 «liralık bağışta bulunmuşlardır. _
Piyano virtüözü Kempffin beyanatı
, orkestralar idare etmek fırsatını bulacağını ümit ediyorum.
I — Bize yelen haberlere göre . geçenlerde Pariste İdil Biretle tanışıp onun piyano çalışını dinlemişsiniz. Bu küçük Türk kızının sanat kabiliyeti hakkın da ne düşünüyorsunuz?
I — Çok mühim bir noktayı sordunuz. Söylediklerimin hepsini yazmanızı rica ediyorum: Bir pazar güaiı Pariste, tdlll. kü çûk bir otelde dinledim. Doğrusunu söylemek lâzım gelirse bu nin.t7.am küeûk çocukta bu de rece büyük bir kabiliyet bulunabileceğini tahmin etmemiş -tim. Kendisi piyanist ve müzisyen olarak büyük bir sürpriz ve şayanı aayrei bir istidattır. Ümit ederim ki. İdil adı on sene sonra milletlerarası bir kıymet ve şöhret olacaktır. O gün İ-dii benim İçin, Bach’ın r minör konsertosunu çaldı. Bitirince, kendisinden bu konsertoyu r minörden do minöre çevirmesini ıtransposer) rica ettim. Çocuk bu İşi zahmetsizce yapt».
Bundan başka İdilin küçük besteleri de şayanı hayret bir istidadın işaretleridir. Kendi bes tesi olan «Filler» 1, «Süleyman! -ye> yi ve «Ayasofya» yı hiç u-nutamıyacağım. Bilhassa (A-yasofya» mükemmel bir eser. İdilin Nadia Boulanger gibi bir boca tarafından yetiştirilmesi de aynca sevinilecek bir vâkıa-dır.
— tstanbulda hangi tarihlerde çal araksınız?
— 23 ocak pazartesi günü Beethoven'in eserlernden mürekkep bir resital vereceğim, 26 ocakla İstanbul fll&rmoni orkestrasıyla birlikte Brahma ve Schuman’ın eserlerinden bir kısmını çalacağız. 36 ocakta da bir veda resitali verip karışık bir program çalacağım.
— Sonra?
— 31 ocak sabahı buradan uçakla Atinaya hareket edip aynı günün akşamı Atinada bir , resital vereceğim.
Şahap BALCI OĞLU ,
S ab ah Gaz eteleri Ne Diyo
ŞİRKET HİSSELSRİ
Merkez Banka» la Bankası T. Ticaret Bankası Aratan Çimento 1Z6 — 21.16 S- 15.—
SARHAFURDA ALTIN
21 Ocak 1950
A k
[AKŞAMoiatAK Ş AMg]
Hamiyetli insan
— Burhan Cahldln vefat yıldönümü münasebetlle — Ekmeğe nazaran maya neyse millete nazaran da hamiyetli insan o olsa gerek. Ben böyle düşündüm.
Bir fikir temerküz ettirmek, mütemadiyen tekrarlayıp. mütemadiyen kontrol edip, mütemadiyen takibe-dip tatbik edildiğine bak -mak, btınıı vazife edinmek muvaffakiyetin bir sırrıdır.. Başlıca sır da budur dense yanlış olmaz. Sanat bahisle* rinde bu böyle olduğu gibi, her meslekte de aynı İsrarın hamilleri dikkati çeki ■ yor. Keza, siyasette de var.
Siyaseti, bazı kimse nalıncı keseri gibi hep kendine menfaat yontmak için ele alıyor, bazıları da amatörcesine adetâ şairane ele alıyorlar.
Böyleleri fanzimat devrinde pek çokmuş; hissediyoruz. (Bövleleri. yani ikinci kısım.) Memleketin bütün ■ lüğünü ide il edinmekten başka, ileriye doğru yeni yeni hamleler yapmak kudretini de o gibi «hamiyet -mendan» halk tabakalarına aşılamış.
Bunlar mava imişler. Lezzetli scmunn bunlar kabart mışlar.

Refah yıllarında, tehlikesiz devrelerde bu siyaset şairleri kendilerini pek göstermiyorlar. Fakat vakta ki, memleket bir derde uğru -yor. Tanzimat ricalinin hamiyetli hafidlcri, kıyıdan köşeden, konaklarından, köşklerinden, yahut mahal -le aralarındaki fakirhanele • rînden belirip kulüplere, ocaklara. salonlara, kahve köşelerine, gazete sütunlarına, meydan kürsülerine iniyoı lar; fikirlerinin damlacıklarım başkaların kafatasına akıtıyorlar. Böylece sirayet Vâki oluyor. Cemiyet tepre-şiyor. uyanıyor, davranıyor.
Hamiyetli insanların beyinleri. I&baratuvarlardaki tüpler gibi icabında kilit altında tutuluyor; fakat icabında da harcıâlem bir aşı halini atıveriyor.
Ben şahsen, şairler, san’-atkârlar meclisinden hoşlanırım. ömrüm böyleleri arasında geçmiştir, desem hatâ olmaz. Hele gençliğimde, san’at ve fikir adamı olmayan kimseye tahammül bile edemezdim. Pek sonraları, ev yemeği gibi hatif muhaverelere alışabildim. Şiir, san’at ve fikir adamlarının muhitlerini arayıp durur -ken. onlarla akraba vaziyetindeki, bu siyaset amatörlerinin şahsiyetleriyle de temasa geçtim. Bunlar, kâh, sakin devrin icabı, bahçelerinde gülleri budamakla meşguldüler. Yahut, icraî meslek ediyorlardı: Bir matbaa odasında, modern bir roman yazmak faaliyetin-deydiler. Lâkin, siz yanları-nageldiniz miydi, ellerinden makası, kalemi bırakırlar, musikişinasın bir müzik âleti üzerinde oynaması gibi, ressamın atölyesini gezdirmesi gibi »ize bir vatan hi -kâyesi açarlardı.
Ofis yemeldik yağlan
Eyüp, Beşiktaş, Beykoz, Aksaray pazar yerlerinde de satılacak
Memurlar İstihlâk kooperatifi mağazalarında kilosu 330 ku -ruştan satışa çıkarılan oüs yemeklik yağlaıa rağbet gün geçtikçe artmaktadır. Bilhassa Mısır çarşısı. Kadıköy. Fatih ve Üsküdar mağazalarında tehacüm husule geldiği görülmektedir.
Kooperatif müdürü Kemal Atlı, dün kendisi ile konuşan bir muharririmize şunları söylemiştir;
«— Şimdi işi genişletmek ü-zereylz. Eyüp. Beşiktaş. Beykoz. Aksaray gibi, mağazalarımızın bulunmadıkları mahallerde, halkın uzaklara gitmeden ve kolayca yağ Alabilmeleri için pazar kurulduğu günlerde satış servisleri açacağız. Kaymakamlar. kooperatif için pazar yerlerinde bize yer gösterecekler. Biz de, bu satış İşlerini kemali emniyet ve intizamla temine çalışa cağız. Bunun İçin tertibat alınmıştır.»
İstanbul - Paris takımları bu gece güreşiyorlar
Fener - Beykoz, Galatasaray - Istanbul-
spor maçları hayli çetin olacak
Vatan hikâyesi habâver oldu hüzzara
Ben ağladım yine tesiri dasitanımdan.
Kabilinden, siz muhavereyi takıbetseniz, etmeseniz, esneseniz, bahsi değişti rsc-niz bile, yine onlar mayalarını size geçirmek, inandıklarım size inandırmak içiıı çabalarlardı.
Bunlar bölüklü kütüklüdürler. Tıpkı şairler gilıî. Biiyiik şair olur, küçük şair olur; fakat o yolun yolcusu* dur.
Dün. kıymetli arkadaşım ve meslektaşım, Burhan Ca-hid Morkava'nın vefat yıl -dönümü idi. Ona dair ilişlerimin blânçosunu yapar -ken, kendisinin diğer vasıfları arasında en karakteristiğinin böyle bîr Tanzimat hamiyetmendanı hafidi olmasında buldum. Meslekî muvaffakiyetin bir sırrı da, Boğazın hâkim bir tepesinde münzevi oturmasına rağmen. ruhunda kaynayan mayayı geniş köylü tabaka -^ar'na kadar aşılamanın u-sıılunü bilm es indedir.
(Vâ - Nû)
Zeytinyağı fırladı
İhracata izin verileceği haberi, bu yükselişe sebep oldu
Birkaç gündeiıberl piyasada dolaşan bir söylentiye göre Bakanlık zeytinyağı ihracına izin verecektir- Bu haber üzerine zcy tinyağı flatlan birdenbire yükselmiştir. Haber çıkmadan önce sabunluk zeyclnyagın toptan kilosu 150 - 180 kuruşken şimdi 200 kuruş olmuş, yemeklik zeytinyağı da 240-250 kuruştan 275 kuruşa fırlamıştır.
Halbuki ilgili çevreler Bakan İlgan zeytinyağının İhracı yo -1 tında herhangi bir karar alacağına İhtimal vermemektedirler. Böyle bir karar olursa dahi lhrı çatın resmi müesseseler kanalıy la yapılması faydalı görülmekte, çünkü piyasada eski günlerin aşın kazançlarını arayan fırsat düşkünlerinin böyle bir İhracat bahanesini kaçırmıya -caklan ve zeytinyağı Hatlarının büsbütün yükseleceği belirtilmektedir.
Bu itibarla Be kanlığın vaziyeti kati bir lisanla aydınlatması ve piyasadaki İstikrarsızlığı önlemesi beklenmektedir.
Darülacezede ıslahat
Müessese daha iyi bir hale getirilecek
Darülacezeyi bugünkünden daha iyi bir hale getirmeğe karar veren belediye, çalışmağa başlamıştır. îlk olarak müesseseye idari işlere yardun ve bilhassa gelirlerinin İyi işlemesini temin m aks ad İle bir müdür muavinliği ihdas edilmiştir Bu vazifeye Doktor Muzaffer Sezer tâyin e-dHmiştlr.
Belediye, Darülacezede ihtiyar lara ve çocuklara alt pavyonlarla pansiyonlu İlk okulun durumunu tetkik ettirmektedir. Alınacak neticeye göre İhtiyaçlar karşılanacaktır. Bilhassa mües-sesece verilmekte olan yiyecekler daha iyi bir hâle getirilecektir.
Diğer taraftan belediye yeni nt pavyonlar inşa suretkle mü-tsseseyl tevsle karar vermiştir. Tevsi işlerine sarfedllecek paraya kısmen Sağlık Bakanlığı da yardım edecektir
Yumurta ihracatı
On beş gündenberi şehrimizden yapılan yumurta ihracatı hayli artmıştır. Yumurtalar bilhassa Yunanistan ve tsralle sev kedllmekte olup sandığın 1440 yumurtalık flatı 160 - 170 lira arasındadır. İhracat sebebiyle iç piyasada da yumurta Hatları yükselmiştir. Bakkallarda yu murta 15 kuruşa satılmaktadır
Birinci devrede Feccrbahçenin 3-2 yendiği Beykoz maçından bir enstantane
Bu gece Spor ve Sergi sarayında Fransız güreşçileri!6 ük teması yapacağız. Türk güreşçileri ve Türk seyircileri grekoromen güreşi Fransızlardan öğrenmişlerdir. Koca Yusuf. Filiz Nurullah, Adalı Halil. Kurtde-rell Mehmet, Cihan şampiyonu Kara Ahmet pehlivan yarım asır evvel Avrupaya gittikleri zaman ilk uğradıkları memleket Fransa ve İlk şehir de Paris ve İlk öğrendikleri Avrupai tarzdaki güreş te Greko-Romen olmuştur.
İşte «Türk gibi kuvvetli* sözünü bütün Dünyaya tanıtan Türk pehlivanlarının Oreko -Romen güreşi ilk defa öğrendikleri Fransızlarla bu gece yapacakları müsabakalar bu bakımdan çok enteresandır.
Güreşler Fransızların İsteği üzerine Paris muhteliti namı altındaki Fransız milli ta kimi-le bu gece İstanbul, yarın gece de Ankara muhteliti He yapılacaktır.
İstanbul muhtelitinde İzmirli güreşçiler, Ankara muhtelitinde de Eskişehirli güreşçiler yer alacaklardır.
Spor ve Sergi sarayında bu gece saat 21 de başlayacak olan Paris - İstanbul muhtelitleri Greko - Romen güreş karşılaşması sekiz sıklet üzerinden yapılacaktır.
Fransız takımı Le Roy'un başkanlığında hakem Cilbert. antrenör Laurent: 52 kiloda Dore. 57 kiloda Brunettlni, 02 kiloda Blelle, 67 kUoda Verdai-ne. 73 kiloda Chesneaud, 79 kİ- I loda Bnınart. 87 kUoda Davl-dovicl .ağırda Gantzerdlr. I
Dün gece Fatihteki Oüreş kulübünde yapılan seçmelerden sonra İstanbul muhteliti şu güreşçilerden müteşekkil oia-caktır:
52 kiloda Fehmi Büyükmut-lıı. 57 kUoda Kenan Olcay. 62 kiloda Halil Kaya, 67 kiloda Mehmet Oktav, 73 kiloda Yahya Kalkan. 79 kiloda Haydar Zafer. «7 kiloda Muhlis Tayfur, ağırda Sabrl Ünal.
Neticenin İstanbul takımı lehinde olacağını tahmin etmek güç olmasa gerek. Yalnız bu arada ufak bir noktayı İşaret etmeden geçem İyece giz. Son zamanlarda futbol sahalarında güreş seyirci taşkınlıklarına, Spor ve Sergi sarayında yapı-j lacak güreş müsabakalarında da Taslıyoruz. Seyircilerin, gü-reştekl büyük başarılarımıza yaraşan vakar ve ciddiyeti muhafaza edeceklerinden emin bulunuyoruz.
Halûk SAN
Kempff’in orkestra ile konseri
Alman piyano üstadı Cemal Reşld Rey idaresinde Harmoni demeği sen tunik orkestrası İle 26 ocak perşembe günii bir konser verecektir.
Programda Brahms ve Schu-mann'm konçertoları vardır.
Bugün yapılacak futbol maçiarı hakkında tahminler
Beşyüzüncü fetih yılı
Istanbulun fethini kutlamak için bir dernek kuruluyor
Istan bulun beşyüzüncü fetih yılını kutlamak İçin bir cemiyet kurulmaktadır- Cemiyetin İsmi «tstanh-Jttn beşyüzüncü yıl dönümünü ve fetih yıllarını kut lama derneği» olarak tesbit e-dilmlş, bir de nizamname hazırlanmıştır.
Dün saat 10 da vilâyette vali ve belediye reisi Doktor Fahred-din Kerim Gokay'ın başkanlı--ğında kutlama demeğinin müteşebbis heyet) toplanmış ve hazırlanan nizamnameyi gözden geçirerek kabul etmiştir. Derneğin fahri başkanı İstanbul' vali ve belediye reisidir,
Dün valinin başkanlığında toplanan resmi komite, cemiyet teşekkül ettikten sonra bu teşekkülle işbirliği yapmağa ve cemiyete şehrimizin fikir, san’at ve tarih mensuplarının, yani bu işlerde maddî ve manevi hizmet lerde bulunacak olanların düve t edilmelerine aynı zamanda İsteyenlerin cemiyete âza olabilmelerine karar vermiştir.
Cemiyetin fahri ve asli olmaz üzere İki türlü âzası bulunacak ve 1950 de İstanbvıun beşyüzüncü fetih yıl dönümü kutlan diktan sonra dağılmayacak. Diğer senelerde de kutlama Lalenle meşgul olacaktır.
Dünkü toplantıda kabul edilen nizamname İlân edileceği gibi tabı da ettirilerek isteyenlere ve alâkalılara tevzi edilecektir.
Yazan - ŞAZ t TEZCAN
Geçen hafta fazla kar yüzünden tehir edilen lig maçlarının onuncu hafta karşılaş- Günün diğer maçında Fener-malarına bugün İnönü stadın- bahçe ile Beykozu seyredeceğiz, da devam edilecek, Fenerbahçe Beykozlular şayanı takdir bir Beykozla. Galatasaray da İs-'hamle yaparak ikinci devreye, tanbulsporla karşılaşacaktır. 'u *• *■'- —*-"-** *•—
Galatasarayla İstanblusporun yapacağı maçın Fenerbahçe ile! Bekyozun yapacağı maça na-^ zaran daha ehemmiyetli olacağı ve çok çekişmeli geçeceği: muhakkaktır. Genç İstanbul-spor takımı filvaki ikinci dev-' renin ille maçında Fenerbah-(—------------——. ,— —
çeye çok sayılı bir mağlûbiyete nimettir. Klübûn yaş.-nıası uğradı amma ikinci hafta lig İÇin hiç olmazsa bu sene ye-Hderl Beşiktaş karşısındaki başarılı uyunu ile bir hafta gl-' bl kısa bir zamanda çabuk toparlanabileceğim
Bu bakımdan raylıların bogiin da çelin bir rakip bulacak-. Itırını______,_______ ~____. ---- _ ---- ... -----
takımın ilk devre karşılaşma-bir kazançtır. İleride bulunan larında da 1-1 berabere kalma-■ Emniyet ve tslanbulspor maçları kuvvetlerin mü₺avl olduğu - f ların dan birisini kazanmaları na bLr delildir. Bu arada Gala-' sonculuktan kati olarak kur-tasarayın ikinci devre maçla-, tulmaya yarayacaktır ki yegâ-rına birinci devreye nazaran ne gayeleri bu olmalıdır. Ma-daha hazırlıklı girdiği Uerl sû- lûm ya aza kanaat etmlyen ço-rülebllirse de bundun evvel da bulamaz. Bugünkü maç* karşılaştığı takımların Kasım-, ta temiz bir futbol çıkarmaları paşa ve Emniyet gibi nispeten İve az gol yemeye bakmaları zayıf kadrolar olduğunu da kendi menfaatleri İcabıdır, düşünmek icap eder. Mamafih! yukarıda İzah ettiğimiz gibi Galatasarayın ikinci devre maçlarına hızlı girmesini bu maçla İstanbulspora karşı bir!
avantaj olarak kabul ediyor ve Giındüz’ün idare ettiği Galata-' saray hücum hattının İstanbul sporun genç müdafaasında gol yapacak boşluk bulacağını tah- 1 mln ediyoruz. Amma Emniyet maçında olduğu gibi becerik-| sizlik yaparlarsa netice değişe-' bilir.
I namıe yaparaK ııuııvı uevreye başarılı bir şekilde başladılar , Lse de bu hamlesinin Fener-bahçeyi yenebilecek durumda ■ olduğu kabul edilemez. Zaten ■ I Beykozluiarın puan cetvellnn I üst tarafında gözü olacağını •I zannetmiyorum. Sonunculuk-• tan kurtulmaları kendileri ve 'biz taraftarları İçin büyük bir ■_ Klübûn

' dinciliği tutmaları lâzımdır, ö-nümiizdekl sene blraı da masrafı göze alarak oyuncu transfer edebilirlerse o zaman dördüncülük İçin bir dâvaları o-labitlr. Elde bulunan bugünkü kadroları He Vefa ve Kasımpa-zannediyorum Her İki şayi mağlûp etmeleri fevkalâde
İspat etti. Galatasa -karşıların -|
r’-
Bugünkü maçlar
İNÖNÜ STADINDA:
Saat 13,00: Fenerbahçe -Beykoz: Hakemi. Feridun Kılıç.
Saat 14.46: Galatasaray -i. Spor, Hakemi: Sulhl Garan.
Fındık fiatleri yükseliyor
Son günlerde fındık flatlan hayli yükselmiştir. Mevsim başında ve takasla İhracat kararından önce kLlosu 120 - 125 kuruş olan fındık flatı şimdi 150 kuruşa kadar çıkmıştır. Takas kararını fırsat bilen spekülatörler faaliyete geçmiş olup flat yükselişinde başlıca rolü oynamaktadırlar. İlgililerin bu mevzulu yakından meşgul olmaları lcabetmektedlr.
RADYO
79 Kiloda ts tan bulu temsil eılccck olz.ı HAYDAR Zll-E'A
Bu akşam 02 kiloda güreşecek ola» HALİL KAYA
İSTANBUL RADYOSU
ÖŞU v» Akfam Pıagranu
18.57 Açılış ve programlar.
13,oo Haberler.
13.15 Dini mClılRI (PL> 13.St Haftanın {İlimleri. Konugan Seul Solelll.
13.40 Çejllll hafif mtaik (PİJ.
14.00 Yurdun her k&p^ılnden deyişler vc »öyl erinler Tertip ve idare eden: Nedlro Obam.
14.30 Haftanın programını takdim ediyoruz.
14.45 Memleket türküleri. Söyleyen Mııtatyalı Fahri Kayhan.
İ5.0Û Bjjkn dünyalardı, hayat var mil Konu>an Ord. ttrot. Salih Murat Utdllck.
15.10 Sar eserleri »arkı ve türkaier-Okuyan: MunlIJ Mukadder
.Çalanlar: Necati Tokyny. Yorga Bancanof. Ercüment Batanay.
16.00 Programlar ve krpanıy. 1157 Açılış ve programlar.
İS.00 Karilik »arkı ve türküler CP1.I.
13.15 Dana müziği- ÇalacJar: Necdet Koyutürk orkeatrası. Söyllyetı: Şecaattin Tanyerli.
13.« Çejllll hafif mOrtk CPU.
19.00 Haberler
10.15 Dana müziği (Pil
19.45 Sarlcı ve türküler. Okuyan : Senıiha Coşar. Çalanlar. Necati Tokyay, Yorga Bancına#, Ercüment BnUnay
20.15 Radyo salon orkcstrıuı konseri.
20.45 Dans nıüzlgl (PI
11.00 Varyete müziği (Pl.l.
31.15 Faıııl heyeti konseri «Acem Kürdi fasb».
22.00 Çeşitli dans müziği (P|,).
23.45 Haberler.
23.00 Dlnah Slıore ve Louis Cariyle* den şarkılar.
23.15 Dans müziği (Pi l.
23.45 Çeşitli hafif gece müziği (PI I 24.00 Porgramlnr ve icap anı; .
ANKARA RADYOSU ÖŞta vo atefam programa
13.23 Açılış ve program.
12.30 M, S. ayarı,
12.30 Radyo salon orkealraM.
13,00 Haberler.
13.15 Şarkılar
J3.30 Öfilc Garetesi.
13 45 Şarkıların devamı.
14.40 Melodiler (PI.).
14,55 Konusu.».
15.00 Aksam programı, hava raporu ve kapûnıj.
i7.oo Çocuk saati.
1B.00 Dans müziği (P1.3.
19.30 Şarkılar.
10.00 M. s, ayarı ve Haberler.
10.15 Geçmişle Bugün.
19.20 Yurttan Sesler
19.15 Çeşitli hafif melodiler (PLİ.
20.15 Radyo Gazeteci.
20.30 Serbea Saat.
20.35 incesaz (Muhayyer faali).
21,1$ Salon orkestralarından melodiler (PI.).
21.35 Hafif şarkılar (Pl».
22.00 Konuşma.
22.15 Şarkılar.
22.15 M. S. ayan ve Haberler. 23.00 Dans mülzfti (Pil.
23.30 Program ve kapımı^
EBgrom!
Hem kâr, hem himaye!
Kırk bir buçuk maşallah, ağızlarından ilk defa zararsız bir lâkırdı duyduk. Devlet iktisad kurumlan genel kurul toplantısında okunan rapora nazaran, Sümerbank miiesseseleri 1948 yılı içinde otuz bir milyon kıisûr lira safi kâr temin etmişler. Ina-namıyacağı geliyor insanın. Sümerbank. Etibank gibi devlet işletmelerinin «zarar, açık,, lâkırdılarına o kadar alıştık ki bu ağızlardan «kârn kelimesinin duyulması garibimize gidiyor, inanmakta tereddüt ediyoruz.
Her sene, bazen senede bir kaç defa zarar, bütçe açığı teranelerde mamul Hallerine zam istiven ve isteklerini her dalaşında hükümete kabul ettiren teşkilâtın kârdan bahsetmesi cidden şaşılacak sey. “
Harb yıllarında gûya hal-Q kın ihtiyacını karşıiamakÛ-gayretile ve gûya Hat ucuz-C\l luğu nakaratile, mamulâ-u-tını bin bir türlü kayıtlar al- O tuıda ve istedikleri fiatle hal ka satan lıu müesseseler de- O ğil miydi? 'yj
Sürekli 7amlarla da zara- L-n kapatamadıklannı ileri (D sürerek tasarruf bahanesile üç beş kuruş ücretli mağaza (D müstahdemlerine yo! veren bu müesseseler değil miydiTM—
Memleket İçinde kendi teş *>* kilâtına nisbetle hiç mesa-_Q besindeki verli sanayi teşek-^ külerinin rekabetine bile da-yanamıyarak onları yok meğe çalışan ve otuz milyon 9? lira kâr ettiğini söylediği t 1948 yılı içinde Paşabahçe(J) fabrikasını himaye m aksa-dile hususi teşebbüsler elindeki cam sanayii imalâtha-lerini kapattıran bu müesseseler değil miydi?
Hususî teşebbüsler cılız bünyelerde pek âlâ para kazanırken, viiz milyonlarca liralık devlet sermayesinin gereği gibi işletilememesinin zarara sokulmasının sebebi bu müesseselerdeki israflar, beceriksizlikler değil midir?
Eldeki tesisler lâyıkıylc iş-letilseydi, bugün göğüs kabartarak ortaya kovdukları kar rakamı dahs yüksek olmaz mıydı?
Raporda, tetkikat ve hesap neticeleri izah edildik -ten sonra şöyle deniliyor-muş:
«Bugünkü değeri milyarı aşan ve memleketin büyük çapta ihtiyacını karşılamak suretile tediye muvazenemiz de mühiın rol avnamakta bulunan milli sanayiin hırpalanmasına meydan bırakılmaması için icabeden ted birleri almayı, hükümetin bilhassa ithalât rejimimizde bir prensip olarak nazarı itibara almasının bir zaruret olduğunu tebarüz ettiririz».
Hükümete tavsiye edilen tedbir prensini nedir? Avnı cins mamıûfitın ithali durdurulsun, değeri milyan aşan miiesseselerimig istedikleri fiatle mal satsınlar ve onların israflarının, beceriksizliklerinin cezası müs tehlik halkın sırtına yüklensin. Yani köylü dayı basma mintanına kırk yama vursun da o milyarlık müesseseler bilançolarım her sena kârla kapasınlar.
Bu diyarda insafa da biraz yer verelim, baylar!
Cemal REFİK
Ticaret ve Zahire borsasından emekliye ayrılanlar
İstanbul Ticaret ve Zahire Borsasından bazı memurlar e-mckllye ayrılmışlardır. Verilen malûmata göre borsa memurlarının daha genç elemanlardan terekküp etmesine çalışılmakta dır.
Ankara vapuru gitti
Denizyolları İdaresinin «Ankara» vapuru dün saat 12 de ISO yolcu ve 50 ton yükle Batı Akdeniz Hattı seferine çıkmıştır.
$1'.ıfc 4 ________________________________________________ AKŞAM_____________________________________________________________________________________________________________21 Ocak 1950
Ü Z İ~K
Şehir orkestrasının üçüncü konseri
şel Cemal Reşit Rey İdarelindeki Şehir orkestrası üçüncü konserini 16 ocak 1950 pa-sartesi akşamı şehir Dram Tiyatrosunda verdi- Alâka çekici bir programın üç eseri: Franz IJszl’in mİ bemol majör No. 1 piyano konçertosu, Aibert Ro-ussel'ln «Bacchus et Ariane» bale süiti de Edouard Lalo’nun •Le rol d’Ys» uvertürü İdi. İDr eser olarak çalınan Llszt'in konçertosunda solist: piyanist Ferdi Stalzer’dl. Büyük piyanist ve besteci Llszt, harikulade bir tekniğe lüzum gösteren bazı piyano eser-lerile ve bilhassa «Paraphra-■t» lerlle. çok defa sadece bir piyano bestecisi olaras anılır. Halbuki onun piyano eserleri arasında yalnız tekniği hedef tutmayan ve her biri olgun birer musiki eseri olanları bulunduğu gibi, senfonik müzik sabasında da bestecisine şeref verecek mühim eserleri vardır. Bu sebeple Llszt'l senfoni sahasında eser vermiş olan en mühim besteciler arasında saymak hakşinaslık olur.
Llszt'in bir numaralı piayno konçertosu en tanınmış ve sevilmiş konçertolardandır. Harcıâlem olmıyan bir piyano tekniğine ve olgun bir musiki anlayışına lüzum gösteren bu e-■eri piyanist Ferdi statzer hâkim bir teknikle çaldı. Orkestra, bir çok defalar çaldığı bu konçertoda başarılıydı. Solistle orkestranın beraberliği takdir edilecek derecede idi. Yalnız piyanistin, orkestraya uymak için fazla gayret sarfetti-ği görülüyordu. Oysa ki orkestra piyaniste eşlik etmek durumundadır.
Fransız bestecisi Aibert Ro-ussel'in «Bacchus et Ariane» bale süiti bizde ilk defa çalınıyor. Eser bale olarak İlk defa Paris Operasında 1932 mayısında sahneye konmuştur. Bu konserde dinlediğimiz süit bu baleden alınmış kuronlardan İbarettir. 1936 tarihli Fransızca bir musiki mecmuasında bu güzel eserin o yıla kadar ancak iki defa çalınmış olduğundan şikâyet edildiğini okumuştum. Roussol'in ölümünden on üç sene sonra bu eserin memleketimizde çalınması, öz yurdunda bile çok defa İhmal edilen btı değerdeki bestecilerin mevcudiyetine bakılırsa, pek garip görülmemeli.
Bu eser, «Choregraphie» nln yardımına ihtiyaç göstermeden, üzerindeki musiki değeri!e senfonik programlarda yer alabilecek değerdedir. Muhteşem bir armoni ve orkestrasyon, melodik hatların ve renklerin zenginliği. ritmin çeşitliği, her şey Ronssel'in büyük bir besteci olduğuna ve modern musiki yaratıcılarının başında bulunduğuna şahadet eder.
Şehir orkestrasının repertuarına henüz giren bu enere, bize getirdiği yenilikle bu mevsimin bir sürprizi dense yeridir. Ciddi ve yorucu çalışmaların mahsulü olduğuna inandığımız bu eser, dinleyiciler üzerinde meselâ Liszt'ln konçertosu derece-
sinde bir tesir bırakmamışsa bunun sebebini, bizde heniiz yeni yeni tanımaya başlayan modern müzikle pek ülfetimiz olmamasında aramalıyız. Modern müziği anlamak İçin klâsik müzik süzgecinden geçmek lüzumuna inanıyoruz; önce klâsik repertuarla beslenmek İcap ettiğine kaniiz, şehtr orkestrasının şefi, şimdiye kadar bize dinlettiği eserlerle bu İnanışta olduğunu ispat etti.
Aibert Roussel'ln bale süiti, Şehir orkestrasının varmış olduğu bir merhaleyi göstermesi bakımından da ayrıca tetkik edilmeğe değer bir başarıdır.
Edouard Lalo’nun «Le rol d'Ys» uvretürü yaylı sazlarla bir obua ve Uârlnetin duyulduğu bir Andante ile başlar. Sesler yavaş yavaş hacımlanır, trompet ve trombon da katılır. Allegronun ilk teması bu senfonik sahifeye kudretli karakterini verir. Bunu takip eden ikinci tema yaylı sazlarda duyulur: ince, zarif bir musikidir. Biraz sonra viyolonselin solosu işitilir. Fakat temballn uğultusu, gümbürtüsü ve dalgaların hücumunu andıran sesler birbirini takip eder. Trompetlerin keskin ve yeknasak çığlığı arasında, korku ve heyecandan titreyen sesler duyulur.
Lalo’nun bu uvertürü de bizde İlk defa çalınan bir eserdir. Bilhassa yeni ikL eserin icrasındaki mükemmelliği gözönünde tutarak diyebiliriz ki: Gerek •Le rol d’Ys» uvertürü ve gerek Roussol’in bale süt! orkestranın yüzünü ağartan iki eser olmuştur. Yalnız sahnenin orkestrayı istiap edemiyecek derecede dar oluşu, akustiğin elverişli olmaması, Llszt'in piyano konçertosunda bu darlığın hâd bir dereceye varması, piyanonun artık miadım doldurmuş ve emekliliği çoktan haketmiş bulunması sebebile ne solist ve nc de orkestra, emeğinin randımanını hakktyle alamadı, şehir tiyatrosunun tamamlanmasına intizaren şimdilik tiyatro ve sinemalarda mihman olmaktan başka çare göremiyoruz.
Fikri ÇİÇEKOĞLÜ
Ul(ntoul BalMllrMI S«hU riruron
Türkçesl: M. Baslr
KOMEDİ KISMI
KAYSERİ GÜLLERİ
Kalb hastalığına dair bazı yeni tetkikler
Kalb krizleri en çok Kasım, Aralık, Ocak, Şubat aylarında, en az Mayıs ve Ağustostadır
Hindi eti kilo ile satılmalıdır
Et ihtiyacımızın mühim bir kısmı kümes hayvanlarite temin edilebilir
Yazan: Cafer Fahri DİKMEN
. mustarip bulunduğu halde 70 ile 74 arasındaki erkeklerde bu nispetin yüzde yirmi dokuca yükseldiği görülmektedir. Bu nispetler kalb hastalığının bir İhtiyarlık hastalığı olduğunu göstermektedir. 45 ile 64 yaşlar arasında bulunan erkeklerin . yüzde kırk dördü kalb hastalığının ilk krizini a Hatama -maktadırlar. Krizi geçiştiremc-yen işbu kırk dördün on dokuzu yirmi dört saat ve mütebaki yirmi beşi bir sene yaşayabilmektedirler. 20 ile 44 yaşlar arasında bulunmakla olan erkeklerin ilk kalb krizi tchllke-yüz bin slnj atlatma şansı yaşlıların muztarlp aynıdır. Yalnız bu çağlarda lunmakta ve her sene kalb-_ bulunan erkekler yaşlılar ka-
girdikleri zaman kalb hastalığına yakalanma tehlikesine en fazla maruz bulunduklarını göstermektedir. 45 ile 49 arasında bulunmakta olan erkeklerin takriben yüzde altısmda, 55 ile 59 arasındakilcrin yüzde on ikisinde ve 60 İle 64 ar acındakilerin yüzde on yedisinde kalb hastalıkları görülmektedir.
Birleşik Amerika devletleri sıhhat işleri dairesi hekimlerinden Solwyn Colllns ve asistanları marifetile İki buçuk
milyon kalb hastası üzerinde çalışılmak ve on milyon dolar sarf edilmek sur etile kalb hastalıkları hakkında şümullü ve esaslı tetkikler yapılmıştır. Kan deveranı rahatsızlıkları, yüksek tansiyon ve bu neviden diğer hastalıkları da çerçevesi İçine almakta olan kalb hastalığı bugün tıpta bir numaralı dâvayı teşkil etmektedir. Amerika umum nüfusunun aşağı yukarı on altıda biri demek olan dokuz milyon iki kişi bu hastalıktan bulı ( . . a huj a ujuc vaı
ten 750 bin Amerikalı ölmek- dar kalb hastalığına tutulma- a^uu‘ •*“ B',u
tedlr. Yeni tedavi şeklileri ve maktadırlar. Yaşı 20 ile 29 a- n**P*u ay,,ıa nazaran ı yeni yeni ilâçlar bulunması razında bulunan gençlerde yukarl yan yarıyadır, sayesinde İnsan hayatının u- kalb hastalıkları yüzde iki, 30 Amerikan sıhhat işleri dair -ratılarak ihtiyarlar sayısının 'ye 39 a rasın dak il erde bu nispeL slnce lesbit edi,en çoğalması cemiyette kalblkleri yüzde üç ve 40 ile 44 yaşları kalb tcdavlsl sahasındaki çalı arttırmaktadır. Çünkü ihtiyar- ’arasıncJaklIerde bu nispet yüz- raaiara yen] bl5 h“ 1*™?^ ’ lar çoğaldıkça bunlara has de beşten azdır. Nispet bu yaş- in;“n ’“'saÜ 0*"n!”U, hastalıklar ve bu cümleden ol- lardan sonra artmağa başla- muvaffak olan tabı
mak üzere kalb hastalığı da maktadır. ’^n bu derdine (
artmaktadır. I Sıhhat dairesince tanzim e- bfcsme‘ «d(*
j_>_. dilen İstatistikler, erkeklerin unı * olunmaktadır.
naza- en »eHmU olma ve en ağır Bir Amerikan derginindi
kalble mesuliyetler yüklenme çağına çeviren: B. AKSEL
BUGÜN Kadıköy OPERA Sinemasında—,
2 Büyük film birden
1 - ALTIN KELEPÇE
(İt Had lo be you)
Baş rollerde: GINGER ROGERS — CORNEL W1I.DE
2 - TABANCALAR PATLARKEN
(Gunfighters)
Baş rollerde: ItANDOI-FH SCOTT — BARBARA BR1TTON
Bu akşam Saat 20,30 da »RAM KISMİ TEBEŞİR DAİRESİ
Yazan; Klabund
Türkçesl; Hüseyin Suat ve Münir Nlgâr
Cu/nârt(al tt carwn>b# gUr>l«rt U JO öl ÇoeuE rtvatrosnı Fuar ıçûnlert matine lfl.SO da
MUAMMER KARACA OPERET)
Maksimde
Saat 20,30 da
SİZİN SOKAK
Matineler: Cumar tesi pazar 15 te
Amerikan sıhhat işleri dairesince yapılan tetkiklere ran gerek kalb gerek ilgili diğer hastalıklara girif- ' tar olanların durumu zanne-' dildiği kadar tehlikeli değildir. Bu hastalık kısanı behemehal yatağa yatırmamaktadır. Hastanın yatağa ve hattâ mezara uzanması tehlikesi yalnız ilk hastalık krizi geldiği zaman mevzuubahis olmaktadır.
Daha ziyade yaşlı ve orta yaşlı insanlar hastalığı olan kalb hastalığının yaş kırkı aştıktan sonra bir tehlike teşkil etmekte olduğunu tesbit eden Amerikan sıhhat işleri dairesi diğer taraftan memnuniyet verici bazı sonuçlar da ortaya koymuştur. Sıhhat dairesi İlk kalb krizi atlatıldıktan sonra bir çok işler yapabilmek şartl-le kalb hastasının zannedildiğinden çok uzun zaman yaşayabileceğini belirtmiştir.
Kalb hastalığı nispeti kadınlarda erkeklerden yüksektir, j Fakat tehlikeli olan ilk kalb' krizini geçiştirme hususunda kadınlar daha şanslıdırlar. Bu tehlikeyi atlatma şansı orta yaşlı kadınlarda aynı yaştaki erkeklere nazaran bir misli fazla olduğu gibi genç kadınlarda bu nispet bire karşı üç olmak üzere daha yüksektir. Kadınlara kalb hastalığının verdiği ıstırap erkeklerinki kadar ağır da olmamaktadır. Kadınlarda kalb hastalıklarının hlper tansiyon denilen nevine daha ziyade tesadüf olunmaktadır.
(Passıonate Freınds) Bugünün (3 RETA GARBOSU, ANN TODD ve Amerikanın en kudretli Dram artisti
CLAUDDE RAlNS'ln en muazzam şaheseri.
Bugün AR ELHAMRA
Sinema sevenlerin uzun yıllardanberi ■■■■■ bir eşini daha görmediği bir film pırlantası:
SEVEN KALPLER
SİNEMALARINDA
MELEK
SİNEMASINDA
Harikulade bir filmin 3 ncü haftasının son günlerinden istifade ediniz.
HARROV KUMARBAZI
Baş Rollerde :
REKS HARBYSON — MAVREEN O' HARA
Pazartesi Akşamı Kadıköy Operada
Erkekler için tehlike elti yaşında başlamakta ve yaş ilerledikçe tehlike artmaktadır. 50 ile 54 yaşları arasında bulunmakta olan yüz erkekten sekizi kalb rahatsızlıklarından

HoLivud’un en çok sevilen 3 yıldızının yarattığı büyük film
Lâle Sinemasında
Vay İla Kapılanları
(Wı!d Harvest)
ALAN I.ADD — DO ROTHY LAMOÜR —
ROBERT PRESTON’un
Gözümüze göynümûze en tatlı heyecanı veren güniin aşk mücadele, fedakârlık dolu filmi. Büyük artistlerin unutulmaz kahramanlık destanı
Tefrika No: _2O ,
karşı yalnız, şefkatle, muhabbetle çarpıyordu. Onu ağaçların arasında göğsüne bastırdığı hattâ kucakladığı, hattâ yanaklarını, saçlarını öpücüklerle örttüğü sırada bile. Sinirleri ihtizaza gelmeden yalnız ilişleriyle onun mevcudiyetini duyuyordu.
Fakat, lâmbayı yakıp da abajurdan süzülen rüyalı, mavimsi ışık altında, durgun suda şehvetle serpilmiş nilüferleri hatırlatarak uyuyan genç kadına baktığı anda, yüzündeki şefkat İfadesinin yerini hayret aldı. Bayalden hakikate rucu, ancak bu kadar süratli olur.
Uykuda öyle bir keramet vardır kİ, uyuduğu sırada, bir mcl'unun bile şuurlu melânetleri gaflet içinde bulunduğundan, çehresinde onun nihayet İnsan, her şeye rağmen insan olduğunu işba ta yetecek munis İfadeler belirir. Uyku esnasında. herkes, derece derece masumlaşır; bütün fenalıklar az çok tasfiyeye uğramıştır. İnsanın. yaradılışı itibariyle pek de • kadar kötü bir mahluk ol-
madığının delili uykudur.
Şu anda Nazlı da uykudaydı. Fakat, uykunun kerameti ondan başka türlü kendini göstermişti. Yani, safiyetini hezimete uğratmış ; yalnız cinsî arzulara hasretini belirten bir ifade yüzünde ve vücudunun davet edici kıvrılışlarında zahir oluyordu.
Osman Ömerli, beyaz örtüler üzerine ipekten bir kanat gibi yayılmış sarı saçlara; öpme, öpülme susuzluğu ile aralanmış olgun kızıl dudaklara ve insana yüzünü süre süre okşama arzusu duyuran mevzun boyuna, sonra 'beyaz tuvaletin dekoltesinden görünen müdev-ver göğüslerin arasındaki kuytuluğa bakmamazlık edemedi. Bir tariki dünyayı dahi baştan çıkarabilecek bu Havva kızının güzelliği karşısında gözlerini yumamadı. İdeal mideal. ahlâk mahlûk ama nihayet o bir peygamber değil... Peygamber bile olsa... Âdemi hatırladı
Zihninde, delice saydığı deminki kararını nakzeden fikirler beliriyor. Bu güzelliğe bütün, ömrünce sahib olmak; bu güzellik benimdir, yainu benim


ÇERÇEVE 0151
---YAZAN? NİHAL fMAMAİAKALt -
AŞK. VE MACERA ROMANI
malimdir, diyebilmek...
her akşam böyle... Böyle mi ya, ne münasebet?.. Çok daha mah-remane, aynı sıcak örtülerin altında, bu lanetlenmiş elbiseler sırtlarında olmaksızın kollan arasına almak, onu doya doya, doyamadan seyretmek...
Bir vehim uğruna bu zevklerden kendini mahrum etmekle pek büyük bir fedakârlığa kalkışmıyor mu?_ Adam, dünyayı düzeltecek o mu kaldı?.. Hangi ideal Nazlı kadar güzel olabilir?
Verilmiş bir kararla İğildl, genç kadının başını kucakladı.
Nazlı, gözlerini açtı, gülümsedi:
— Doktorcuğura, İçim yanıyor, su II
Osman Ömerli, soluk soluğa doğruldu. Komodun üzerindeki
Onu sürahiden
bardağı doldurdu: bir kolunu omuzlarından geçirerek Nazlıyı kaldırdı; ve bardağı, onun dudaklarına uzattı.
Kader işte bazan böyle bir bardak su halinde dudaklara uzanır ve bu bir bardak su, talihin yolunu değiştirir.
Nazlı, şu anda, Lstlkbalilni tayin edecek bir hükmün teraziye vurulduğundan, bir sözü veya bir hareketi ile talih veya talihsizlik kefelerinden birini ağır bastırabkleceğinden habersiz, dudaklarına değen bardağa, uyuklayarak, tıpkı bir çocuğun emziğe yapışması tarzında, iki eliyle yapıştı.
Ve İşte bu hareket, terazinin talihsizlik kefesinde birden ağır bastı.
Nazlı, doktorun nazarında ufaldı, ufaldı; yine on dört ya-
şındaki halini buldu.
Ve, bu çocuğa arzu duymasından ölesiye utanarak Osman Ömerli, onu tekrar yatağa yatırdı.
IH
Cemil, pembe 1pek yorganı üzerinden fırlatıp yataktan kalkarken İki aydanberl her reddedlllşte tekrarladığı suali yine ortaya attı:
— Madem karım olm ayacak-tın, neden evlendin benimle?
Nazlı, kocasının, beş parmağının izini taşıyan çıplak omuzunu beyaz yün iizözü İle örttü; İçin için söylendi:
•— Bu sebep sana nasıl anlatılır?»
Ve, sesini yükseltti:
— Belki çıldırmıştan, şimdi aklını başıma geldi.
Cemti, titreyen elleriyle ko-
İn.s anlar hakklyle çalışabilmek ve sıhhatlerin! muhafaza etmek için gereken kalori ve enerjiyi et ve et gibi kuvvetli bir gıdayı yemekle alabildiklerinden her memlekette et sarfiyatı günden güne artmaktadır. Bu sebeple her yerde halkın mübrem et ihtiyacını temin etmek İçin her çeşit hayvanların ve balık cinslerinin ıslâh ve teksirleri hattâ av hayvanlarının muhafazası uğrunda büyük gayret sarfedilir. Bu sayede yalnız halkın et ihtiyacı temin edilmez, yerleri hayvan yetiştirmeğe müsait olan memleketlerde büyük bir gelir kaynağı elde edilmiş otur.
Memleketimiz her çeşit hayvan Ye balık yetiştirmeğe o kadar elverişlidir ki eğer diğer memleketlerde yapıldığı gibi bizde de hayvanlarımız ilmi şekilde yetiştirilse varidatı 11c bir kaç Türklyeyl besleyeceğini memleketimizi gören ecnebi mütehassıslar söylemektedirler. Ve buna da hiç şüphe etmemelidir. Bu hususta Amerikayı misal getirmeğe hacet yoktur. Bir vilâyetimiz kadar küçük olan Danimarka, yetiştirdiği her çeşit hayvan ve mahsullerini, İngiltere ve Almanyaya ihraç etmesi sayesinde büyük bir gelir temin etmektedir Ve Avrupanın en zengin ve mamur bir memleketi olmuştur.
Bizde de et sarfiyatı günden güne artmakladır. Bizim et İhtiyacımız cn çok koyun, keçi ve yaşlı sığırlara bağlıdır. Bir miktar da kümes hayvanları vardır. Fakat bu son senelerde kümes hayvanlarına finz otan bulaşık tavuk hastalıkları her sene verdikleri binlerce telefat yüzünden ct İhtiyacımız artmaktadır. Halbu kİ Avrupa vc Amerikada en çok et ihtiyacını temin eden kümes hayvanları ve bilhassa hindidir. Memleketimiz hindi yetiştirmeğe çok elverişli olduğu halde günden güne hindi sarfiyatı azalmaktadır.
Sebebi hindi etinin kilo ile satılmamasıdır. Bizde yetiştirilen bir hindi 4-5 kiloluk olduğuna göre altı ve yedi liradan aşağı alınamamaktadır. İyi ve semiz bir hindi almak için mutlaka 8-10 Ura vermek gerektir. Bu kadar parayı verip hindi alacak kaç kişi vardır? Bu yüzden her sene hindi sarfiyatı azalıyor. Eğer dünyanın her tarafında olduğu gibi dükkânlarda kesilmiş olarak satılan hindiler kilo ile satılmış olsa koyun eti alır gibi herkes bir
İki Ura vererek yarım ve bir kilo hindi eti alabilir, İhtiyacını görür, hastasına bir çorba verebilir. Hindi vp tavuğun kilo Ue satılmasının en biî-yiik iki faydası daha vardır. Birisi her tavukçu yetiştireceği hindinin büyüklüğüne ve ağırlığına göre fazla para edeceğini bilirse yetiştireceği hindinin daha büyük olması için daha büyük et cinslerini İntihap ve İyi beslemeğe çalışıp 10-12 kiloluk büyük hindiler yetiştirmeğe gayret eder, İkincisi bu sayede memlekette et miktarı fcvkajâde artar.
Bugün Amerikada on. onbeş hattâ yirmi kiloluk hindi yetiştirmeğe çalışmaları et İstihsalini arttırmak içindir, bunun kıymeti pek büyüktür. Amerikada senede yüz milyonlarca hindi yetiştirilmesini ve Noel gecesi yalnız yirmi milyon hindinin kesilmesini btr tarafa bırakalım, bizim memlekette senede hiç olmazsa bir milyon hindi yetiştirmek mümkündür. Biz en azdan senede 8-10 kiloluk yüz bin hindi yetiştirileceğini kabul edersek bir milyon kUo ct eder kİ bütün Türklye-nin diğer et sarfiyatına tekabül eder.
Yetiştirilen hindi etlerinin gayet lezzetli, gevrek, mugaddi ve hazmı kolay olması yiyenlerin istifadesini arttırır. İyi beslen-
(Arkası 7 nci sahifede)

/— SÜMER
SİNEMASINDA
M e v I û t
Annemiz, bayan Firdevs Ark ruhuna 22/1/1950 tarihine tesadüf eyleyen Pazar günü ikindi namazından sonra Kadıköy cihetinde Kızıltoprakla Zühtü-paşa camiinde mevlüt okunacaktır. Kendisini tanıyanlarla arzu edenlerin teşriileri rica olunur.
Çocukları:
Nahide Ark, Mühendis Naci Ark
Senenin en eğlenceli, en neş’eli ve en Spirltüei filminde emsalsizdirler.
DENİZ KIZININ AŞKI
(Mr. Feabody and (he Mermaid)
Bir adam denizden bir deniz kızı çıkarıyor ve bu BALIK - KADIN onun en büyük aşkı oluyor.
W™—)
m odun üzerindeki pakete uzandı, bir sigara yaktı:
— Yoksa, o zaman aklın başındaydı da şimdi mi çıldırdın?
— O da olabilir.
— Bu soğukkanlılığın beni deliye döndürüyor... İki ay bu, yahu, iki ay!
Nazlı, mahzun mahzun İçini çekti. Şu anda münakaşaya asla tahammülü yok. Günlerdir yemeden, içmeden, uyumadan cehennem azapları İçinde kıvranıyor. Müthiş şüphesi hakikat oldu, «şok neticesinde...» diye tefsire çalıştığı gayri tabiiliğini, baş vurduğu bir doktor, «gebelik» diye izah etti. Ikl aylık gebe... Ve sanki gayrimeşru bir münasebetten gebe kalmış. SankLsl bir tarafa; Osman Ömerlinin onaylamadığı bir münasebetten gebe kalmak elbette gayri meşru sayılır.
Sırtı yastıklara dayalı yatağın içinde oturuyor. Ellerini ensesinde kenetledi. Bakışları dalgın... Kulaklarında doktorun sesi uğuldamak ta:
«— Kendini Cemile vermlye-cc-ğine yemin et, yemin et, yemin etf»
«— Yemin ediyorum, doktor-
cuğum, yemin ediyorum.»
Zehri balına katışmış o unutulmaz gecede Osman Ömerlinin vahşi bakışlarından ürkerek yalan yere yemin de etmişti. Karan şuydu; Doktorla evleneceği güne kadar sırrını saklamak. Ancak, nikâh muameleleri bitip de birleşmeleri sağlama bağlandıktan sonra İtirafını yapacaktı. Yatak odalarına girdikleri zaman... Doktorun boynuna sarılacak. Cemilin yaptığı emrivakil anlatacak.
Osman Ömerli ile evleneceğine kati kanaati var. Zaten bu kanaatinden aldığı kuvvetledir ki, şu iki aylık tahammül-fersa hayatına tevekkülle boyun eğebildi. Cemilin karısı olmasına rağmen kendini onun nişanlısı farzediyordu. Zira, boşanma aleyhinde sütunlarca makaleler yazmış Osman Ömerlinin, kendi fikirlerini nakzederek Cemilden ayrılması için fetva vermesini, onun, kendisiyle evtenmek istemesinden gayri bir şeye yoramıyordu. Keza, Osman Ömerlinin, Cemil-den nefretine de kıskançlıktan gayri bir sebep bulamıyordu.
(Arsası vitri

^Jörihten Sayfalar
-------------------
Briç masasında
Gözleri dört açmak
Kibrisin fethi
Voli içini çekerek:
— Bir müddcttenberl, dedi, zor eller iıep bana düşüyor.
NeclA atıldı:
îstanbulda liman meselesi nasıl halledilmelidir?
Osmanlı İmparatorluğunun Akdeniz hâklmiyett Kanuni Sultan Süleyman zamanında tamamen kurulmuştu. Bazı adaların. askeri bakımdan ehemmiyeti otan ülkelerin fetihleri tamamlanmış. Türk gemileri bu de nizde büyük bir emniyetle dolaşır olmuşlardı.
Yalnız coğrafi bakımdan e-hemmıyeti aşikâr bulunan Kıbrıs. imparatorluğa ilhak edilmemiş ve burayı sığmak yapan korsanların Mısır üzerindeki ticaretimizi tehditleri önlenememişti.
n. Selim henüz veliaht ve Manisa valisi bulunurken Mısırdan ısmarladığı bazı eşya Kıbrıs şövalyeleri tarafından raptedilmiş, Babıâilnln bu eşyanın geri verilmeme dair yaptığı teşebbüse Kıbnsiılar (Bu haşarata cesaret edenler, bizim adanın takımlarından olmayıp Girit ve Malta adatan korsanlarının işidir i cevabını vermişler ve giden memurları Adeta hakaretle knrgılmışlardı.
Bu hâdise n Selimi daha veliahtlığında Kibrine fethi m(telesini düşünmeye aevlcet-mişu. 11] Tahta çıkuğj senelerde Hac yolunun da üstünde olan bu adanın seyrüsefere verdiği güçlüklerden şikâyet e-denltr çoğalmıştı.
Zayi olur geştî ile her saman Kibrisin önünde nic» müslüman Sa'yedip eylese fetih murat Şah ederdi nice defi fesat diyen şairler vardı
Daha tahta Çıktığının İlk senelerinde, Venedik elçisi II. Selimin Kıbrıs haklındaki tasavvurlarından endişelenmeye başlamıştı.
Yalnız Sadrâzam Sokullu Mehmet paşa. Macaristan ve Arabistan meseleleri hallrdil--• jneden Venediklilerle bir cenge girişmenin doğru olmıyncağuu hesaplıyor ve Padişahı tasavvurlar nidan alıkoyuyordu Fakat bu meseleler halledildikten sonra. Kibrisin fetiıl düşünceleri tekrar ortaya konuldu. 1569 senesi sonbaharında Venedik tersanesinin müthiş bir şekilde yanması. Padişahla beraber harb taraftarlarına, hareket zamanının gelmiş olduğu kanaatini zerdi.
Evvelâ, Feçevi'nir. dediği gibi 'MiFira gıdetı sefam ve ebnai sebil ve tüccar ve hacca e Kıbrıs ceziresi eşkıyası,
mazarratlarından muztarlpı olduğundan (Pes gayret ve namusa Padişahı muk*eraBuuc ü-aerlerine seferi hümayun ı lâzım gelip, gelmediği Şeyhülislâm Ebussuud efendiden sorul-- -muş ve şeyhülislâm da ananın fethinin haklı olacağına daıı bir fetva vermişti.
Ebussuud efendi uzun fetvasında bu adada Hazret! O-mtr zamanında Arapları ve ondan sonra da Mısır Sultanlarının büküme t eim^dnl ve ada varidatının Mısır Sultanları Laraf nidan Mekke re Medine -nin İaşesine tahsır edilmiş bu-tarnnatnu anlatıyor re bu beldelere gene eski varidatlarının iadesinin dini oir vazife olacağını Heri sürüyordu.
Tl Selim Kıbrıs şövalyelerinden edilen şikâyetleri bildirmek ve Kibrisin imparatorluğa terkini istemek üzere Ve-vecui e iki elçi gönderdi. Ve-nedddder Padişahın âdeta bir emir mahiyetini .ışıyan na-w Birsim tnüza):.-r- ?• reddettiler
Bu iıabc-r «zerine Îstanbulda cenk hazırlıklarına başlanıldı. Ve Venediklilerle nur be taraftar bulunan vezirlerden Lâ!â Mustafa paşa adaya çıkarılacak askeri kuvvetlerin Ira mandtmhğına Plyole p. .a da donanma bn'ktımnndanhğına tâyin olundular
Belere katılacak ^skeri kuvvetler uç kısma ayrılmıştı. I5"»0 senesi nisanının ît* günle-rinde Murat Reis mımı.ndarmdtıkl yirmi eeş çekttnden ibaret bir filo İstanbul aralarını terkrt-11.
Nişan nihayetinde, Riyale paşa altmış "bey Kadırga. otuz kalyon He yola çıkmiFtı.
Mayısta İse Müezzinzane AL paşa, oluz altı k3dirça. on iki cekuıı sekiz mavna. hayvanların nakline malum kırk gemi. asker ile yiyecek ve top mühimmatı naklini; mahsus kırk Karam ur (1 ile Beşiktaş
sularından demir aldı- O gün Mûezzinzade filosunun hareketi münasebetiyle îstanbulda muhteşem bir alay yapılmışlı.
Mecmuu üç yüz altmış yelkenliyi bulan donanmanın toplanma yeri Finike limanıydı. Kıbrıs muharebesinin İlk hedefini Lefkoşe teşkil etmişti. Venedik valisi Nikola Dandolo'-nun idaresizliği ve liyakatsizliği. sayesinde) karaya zahmetsizce asker çıkarılmıştı. Ada halkı ile Venedikliler bu İlk hamle karşısında paniğe ka-pılpı şiardı.
Leftari kalesinin mukavemetsiz Türk kuvvetlerine teslim olması Venediklileri kızdırmış ve başka kalelere otr gözdağı vermek üzere bir gece ansızın Leftari şehrine hücum He ahalinin ekserisini öldürdüler, çocuklarla, kadınlar dağlara çıkardılar.
Karaya çıkan Türk kuvvetleri. Lefkoşe kalesini yedi noktadan topla düğmeye başlamışlar ve elli bir gün süren çetin bir muhasaradan sonra burayı ele geçirmişlerdi
Lefkoşa kalesi fetholunun-ca Piyale paşa bir filo İle adanın etrafını muhafaza altına almış, Kaptan paşa da diğer bir filo İle Lefkoşe limanında kalmıştı. Adada yer yer kanlı mu harebeler oluyor, kal» ve şehirlerin düşmesi zamana ve Tozla kuvvete ihtiyaç gösteriyordu.
9 eylül 1570 te Podokatara. Kostantra. Tripoli tabyalar.1 güneş doğmadan zaptolunmuş-tu. Adanın eski payitahtı LAr-naka da bu sırada ®.e geçmişti Serasker 15 eylülde Kıbrıs -tâki Ayasofya camisinde i2] gösterişli serpuşları, renk renk elbiseleri ve parlak sil&hiariy-le gözler kamaştıran gazileriyle cuma namazım kıldı.
Kış gelmiş derya zamanı geçmiş olmakla Kaptan Piyale ve Ali paşalar donanmayı İstanbul» getirdiler. Kıbnsta da kâfi kara kuvvetiyle, nakliye hizmetinde kullanılan kırk kadar cia kadırga bırakılmıştı.
4 mayıs 1571 de Türk donanması tekrar sefere çıkmış ve evvelâ Dalmaçya sahilleri feth edilerek, kazanılm ş zaferlerin şevkiyle, mevsim sonunda tekrar Kıbrıs önlerinde görülmüştü.
1 ağustos 1571 de Makusa kalesi de düşmüş ve boylece Kıbrıs adasının feıhi tamamlanmıştı. Tûrkler bütün şehirlerdeki halka l-îtlyer.İtrin adayı te rkcdeb ileceklerini bildir-raîşlerdL Bunlar Tıırk gemileriyle. Venedik hâkimiyetindeki Giride nakloluııabfeceklerdi.
Yalnız Tûrkler Magosa kalesinde esir edilen elh Türk esi-
rinin ladesini İstiyorlardı. Venedikliler bu şartı kabul etmişler ve Giride gitmek istiyen halk da eşyalartyle. servetleriyle Türk gemilerine nakletallş-lerdi.
Bu insani muameleden dolayı Venedik kumandanı, Serdar Mustafa paşayı ziyarete gelmişler ve askeri merasimle kabul olunmuşlardı. Artık Türk esirlerinin de laderl istenmiş. Venediklileri Giride götürecek gemilerin de zaptedJimiycccgi-ne, yahut dönüp gelirken Venedik donanmasının taarruzuna uğrannyacağına teminat olmak üzere kumandanlardan birinin bırakılması rica edilmişti.
Bunları anlatıp »Rehine olarak bir bey bırakılsın) diyen Serdar Mustafa paşaya Venedik başkumandanı Marco An-tonlo Bragadino (Bey değil bir kelp alakoyamazsıu) cevabım vermişti. 131
Elli Türk esirini de, kalenin teslimi gecesi idam ettiklerini söyliyen Venedikli başkumandanın önünde on kumandanı idam edilmiş ve Türitlerln ellerine vurulan kelepçe Venedik başkomutanına vurularak Türk esirlerine yaptırttığı işkenceler kendisine tatbik olunmuş ve sonra da İdam edilmişti.
fi] Yabancı kaynaklar U. Selimin Kıbrıs fethine şarabına tama' ederek kalkıştığını da yazarlar.
12] Ayasofya kilisesi derhal camiye çevrilmişti.
13] Yabancı kaynaklar ve bilhassa Hammer Kıbnsta Türkterin zulümlerinden hak-
sız bîr şekilde bahseder. Gay Hami Danişmend izahlı Os-
manlI Tarihî Kronoloji-İnde
Tûrklerin ada balkına nedikiilere yaptıkları
Briç Allahı, sadık kullarını tecrübeye çekiyor, dedi.
— Belki, fakat galiba biraz da kabahat bizde. Bozan çizmeden yukarı çıkıyoruz.
49 8 3 VB 9 5 4 R 8 4 AR872
4 A V 7 1 |---î I A D « 5
4 D84 L a| V A 832 ♦97«5 T 9432
♦ V 5 | , J 4 D 10 I
A R İO 2 4 V 10 7 4 AD V 10 4 9 4 3 Vasfl
NeclA kağıtları verdi. Bir Uefil dekâre etti. Ortağı bir karo dedi. Necâ tretlllerlni tekrarladı. Vasfl, tehlikeyi göze alarak iki sanzatu dedi. NeclA üçe çıkardı. Ben Pikin dörtlüsü ile hücuma geçtim. Ortağım Nevzat damı koydu. Vasfl düşünceye daldı. Yedi sağlam levesl vardı, öteki iki Jeveyi nerede bulmalı?
Nihayet pik ruasını basarak:
— Alacağım, çünkü trefUle-ri muhakkak yapma’iyim dedi vo L re filin as Ye ruasını, arkasından da bir ufağım geldi.
Treflller taksimdi. Nevzat üçüncü elde damla tutunca pik geldi, kör ası da arkadaşımda çıktı, Vasfl içeri girdi.
NeclA:
— Maceranın sonu fena çıktı diye mırıldandı. Vasfinin yüzünden teessürünü sezince ilâve etti: Ne yapalım benim tre-filler de o kadar kuvvetli değildi.
— Trefillerlnizin, dedim, bu oyunda o kadar büyük bir i lıc-mmiyeU yok. Felâket şu ki Vasfl çok kötü oynadı. TreflI-tre dokunmak La bütün şanslarım baltaladığını, zira mu-beş leve bıraktı-
ğım görmesi ieabederdi. Binaenaleyh trgf^leri bir kenara bırakmalı İdi.
Vasfl:
— Pek İyi, ne yapmalı İdim? diye haykırdı.
— Azizim Vasfl, görü! yor ki avcı değilsin. Asıl avı. körleri, görmedin. Eğer dam. müsait ele düşmüş İse bu renkten iki leve yapabilirdin. Zira körün üç onortı da sende. Trefillere dokunmayıp el tutar tutmaz , kör volesini ortaya kor. taarruz! bir keşif hareketine girişirsin. Böylece körelen iki. karodan dört, treflldcn İki. pik' ten de bir leve alır oyunu çıkarırsın.
Nâzım DERSAN
r '
Muharririmiz Nâzım Dtr-san'ın briç hakkında neşrettiği iki eser tnkılâp Ki-tabevinde satılmaktadır.
Tavsiye ederiz.
ve Ve-
insanîJ hasım tarafa
muameleyi toplu ve mtiknl bir
şekilde nakletmektedir.
Gayrimenkul m al lan n tescili için ek tasan
Ankara 20 (Akşam) — Tapu kayıtlarından hakiki kıymetlerini kaybetmiş olanların tasfiyesine dair 1515 sayılı kanuna ek kanun tasarısı Meclis heyeti umumtyesine sevkcdHmiştir. Tasarıya göre gayrimenkul malların 1515 sayılı kanunun birinci mdadesine göre yapılacak tescilleri He tapuda kayıtlı olmayıp şahısların ta'arruHarı aitmda bulunan gayrimenkul malların tapuya tescilleri yargıç karnrile yapılacaktır. Yargıç kararlarına tapu fen memurluğu olan yerlerde bu memurlara. olmıyan yerlerde bu İşi yapmağa yetkili fen memurlarına veya mühendislere yaptırılacak harı tatar «e krokiler eklenecektir.

Paris kadınlarının en eok eldiven kaybettikleri yapılan istatistikler neticesinde anlaşıl m ıştır. Kadınlar oturunca eldivenlerini ekseriya dizleri veya çantalın üzerine bırakıyorlar, kalkarken bunlar yere düşüyor ve kayboluyor, Bu mahzurun önüne geçmek için, yukarıda guruidugu gibi, çantalara bir zincir takılmasına başlanmıştır Eldivenler bu zincirin haika-kmu> geçirilerek Kaybolmaktan kur Larıla vakur,
Çinin Fransa’ ya notası
Hindiçinî’deki Çinlilere fena muamele ediliyormuş
Hoııg-Kong 20 ULA.) — Komünist Çin Başkanı ve Dışişleri Bakanı Şuenlâl Fransız Dışişleri Rakam Sı-hnman'a gönderdiği bir mesajda Fransayı Hindiçlnlde bulunan Çinlilere zulüm yapmakta ittiham etmekte ve Çin hükümetinin bu hususta taleplerde bulunmak hakkını muhafaza ettiğini bildirmektedir.
Hatırlarda olduğu üzere, Şu-enlal bundan bir kaç lıafta evvel Fransızlara ihtarda bulunarak milliyetçi Çinlilere İltica hakkı tanımamalarını istemiş aksi takdirde komünist ordusunun bunlar: Hindicini topraklarında da takip edeceğini bildi rmlştd.______
Garip bîr istatistik
Manchester 2Ö (A_A.) — Âyan üyesi Btyies Bridges, hükümetçe girişilen ve yüz bin dolara mal olan bir İstatistikten şu neticeler alındığını açıklamıştır:
Amerikan erkeklerinin yüzde 53 ü pijama İle, yüzde 47 sİ İse gecelikle veya çırılçıplak yatmaktadırlar.
İstanbul'da bir değil bir kaç liman yapdması lâzımdır
■ ■ ■■>(>.
Yüksek Mühendis: SAit ÜE.MIHEN
İki kıtanın birleştiği noktada kâin İstanbul şehri 100 kilometreden fazla sahile maliktir İyi bir Uman olmak için fevkalâde güzel bir vaziyeti vardır-Gemi hacimleri, bugünkü gibi, muazzam bir tonaja çıkmadığı devirde Haıtç; gayet güzel tabii bir liman vazifesini görmüşse de bugün arlık buna İmkân yoktur.
îstanbulda. modem bir liman için lüzumlu tesisat mevcut değildir. Haliç, Galata ve Şirketi rıhtımları ve Hay • darpaşadakl Uman tesisleri müteferrik halde ve kifayetsiz vasıtalarla liman vazifelerini görmeğe çalışmaktadırlar.
Modem bir Umanda uzun tul de rıh tunlar, ticari eşyayı taşımağa mahsus kuvvetli vinç ve makineler, antrepolar, kömür ve akar yakıt depolan olması ve bütün bu tesisatın bir demir yoluna bağlanmış bulunması lâzımdır. Rıhtıma yanaşan bir vapurun boşaltılması ve tekrar yük atması ve kömür ve su He takviyesi asgari bir zaman zarfında yapılabilmelidir. Bir vapurun Umanda faydasız geçireceği her fazla saat vapur kumpanyası İçin zarardır ve bu zararlar limana olan nakliye ücretlerinin artmasına sebeb olur.
Rıhtıma yanaşan bir vapur, âzami süratle mal verip alabilmeli, kömür ve suyu Azami süratle tamamlamalıdır kl rıhtımdan çekilerek yerini başka b'.r vapura terke'iebilsin. Liman ve rıhtım inşaatına yalınlan sermayenin verimli olması ve gayet uzun nhtımlar yaparak paranın beyhude israf edilmemesi ancak bu sürate tabidir ve süratin temini de liman tesisatının modem olmasına bağlıdır.
îstanbulda modem liman ve tesisler yapılması memclketlml-zin ticaret w iktisadiyatı İçin ne kadar lüzumlu olduğu aşikârdır.
Sirkeci ve Galata terkedİlerek yalnız Haydarpaşa ile 'Üsküdar arasında büyük bir liman yapılması varid olamaz. Ticaret sahasının, fabrikalar, oteller ve mftessesclerln Rumeliden Anadolu yakasına taşınması düşünülemez.
Galata ve Sirkeci nktimla cırı ı Halice doğru uzatıp yeni limanı Haliçte yapmak imkânsızdır. Boğaziçlnin iki sahilinde nktımlar ve tesisler yaparak Boğazda vâsi ve uzun bir liman kurmak hatıra gelir bu tak-
dirde Boğazın güzelliğini liman tesisleri, fabrikalar, kömür ve mazot depolan bozacaktır U es tetik ve turistik bakımından bu yük zarardır. Boğazın İki tarafındaki sırtlar sahile yakındır ve rıhtımın arkasında geniş bir düzlük olmaması böyle bLrılma-nın inkişafına müsait değildir
İstanbul limanını Yedikule ile Bakırköy arasında veya Fe-nerbabçede tesis etmek ve bütün Uman faaliyet merkezini bu noktaya toplamak da muvafık değildir.
Flkrünlzce îstanbulda bir değil. bir kaç liman yapılmalıdır.
1 — Galata rıhtımları Akademi civarma kadar temdit edilerek mükemmel tesisat ile teçhiz edilmelidir. Denizyolları, Tophanedan İleride Satye binası civarında 280 metre tülündü yeni nktım, antrepo ve .1-man tesisleri yaptırmağa başlamıştır. Daha İleriye de devanı edecektir.
2 — Sirkeci rıhtım ve depoları ıslah ve oazı alât ve edevat
Bir düzine güzel bacak
Hollywood‘un en güzel bacaklı 12 kadın artisti bir heyet tarafından ayrılmıştır. Yukarıda resmi görülen Vlrginla Mayo birinci gelmiştir. Diğer artistler şunlardır: Jane Wyman. June Haver, G lorla Crahame, Ann Baztcr, Marle Wllson, Marle Mac Donald, Collen Cray. Adele Mnnı. Jane Greer, (Teleste Holm, Jane Russel.
ve tesisler İle ikmal edilmeiMlir-Yapur tonaj lan gittikçe büyümekte ve trafik ziyadeleşmektedir. îstanbulda Uman olarak yalnız Galata ve Sirkeci ile iktifa edilirse mahalli yolcu vapurları ve mot-jıbotlarla deniz □akliyatı güçleşecek ve liman içi seyrüseferi Beyoğlu ile İstanbul arasındaki münakale gibi tıkanacaktır.
3 — Haydarpaşa Umanı te*«İ edilmelidir. Yeni dalgakıran ve nhtımlar yapılarak denizi doldurmak suretile arazi elde edilmeli ve buralarda kömür ve mazot depolan, antrepolar, silolar, deniz İnşaat ve tamirat tezgâhlan ve havuzlar, ÇataLagzr.dan gelecek enerji muhavvile merkezi ve bir de SHâhdarağu. ,ao-rikasmdan başka ikinci bir elektrik santralı inşa ve tesis e-dJimelidİr. Haliçteki deniz fab-rikalannı re havuzlan kaldırmak ve asırlardan ben tersane olan yerleri şehrin iman irin belediyeye rerketmek zamanı artık gelmiştir.
4 — Yedikule de Bakırköy arasında denizi doldurarak bir liman yapmak lazımdır Halen mevcut BOmeıtank bez lııurl-kalan. Zeytinburnu fabrika'an. Çimento, tuğla, deri fabrikala-n bu bölgenin büyük sannjt bölgesi olacağını göstermededir- îstanbulda yeni tesenkül edecek fabrikalar itin burada müsait ara?) hazırlanmış olacaktır
Rıuneliyi Anadolu yakasına istikbalde bağlıyacak olan bir köprü veya tünele gidecek tren hattı da bu 1in.andan ayrılacaktır. Buna intizaren Sirkesi -Yedikule - Bakırköy - Haydarpaşa limanlan arasında feıiont tesis edilmelidh.
tstanbulun ılmnn meselesinin ne suretle nalıcdileceğlri biran evvel kararlaştırmak lâzımdır. Bu suretle İmar plinlarmı bu hedefe göre tertlpllyerek ucuz istimlâkler He beledlyeve büyük menfaatler sağlamak imkân da-hlllntfedtr.
İstanbul iman inşaatı ıle-nlzden elde edilecek arazi depo, antrepo, lanıit ateiyelevı ve siloların getireceği varide', vesa-lr rüsum ile muhakkak rantabi bir İştir. Ve bu işe başlamak zamanı çoktan gc.mlştir. Ymnız kuvvetli bir enerjinin bu meseleyi ele alması ve kombinezonlar bulup iri nonto etmesi 1?-zundır- Doktor Fahrettin Kerim Gökaydnn bunu beklemekteyiz.
«5ail DCMİttEN

Viyana’da fil eti satıldı!
Viyana’da bir fil sakatlanmış kesilerek eti satılmıştır. Yukarıda fil eti satar. Xsâp dükkânı soruluyor.
Malikime Koridorlarında
Yağız çehrell, parlak siyah gözlü genç şeyh Kadir. Merakcş şehrinde Mis E velinin oturduğu beyaz boyalı, küçük evin yolunu bir daha tutmuştu. Şeyh Kadir, Merakeşte yer leye 11 den-beri bu genç vc güzel İngiliz kızına karşı sönmez bir aşk beslemeğe başlamış, sevdiği kadının hatırı için en samimi d&sllarlyle arası bozulmuş, ıstırabını dindirmek ve unutmak İçin kendin! içkiye vermiş, Eve-linl düşüne düşüne uykusu kaçmış. mum gibi erimişti.
Halbuki Evelln onu sevmiyordu, Faştan ayrılarak memleketine dönmek hususundaki kararından Kadire bahsettiği zaman kendisini sevmediğini bir de fa daha tekrarlamıştı. Basit bir akıl ve mantık, genç şeyhi yeni bir ziyarette bulunmaktan menetmesi icabederdl. Fakat Kadir, Eveltnin red cevabını unutmuş ve son bir ilmide kapılmıştı. Mademki sevgilisi Faştan gidecekti. O da kendisini her gittiği yerde bir gölge gibi takip edecekti. Elverir ki genç kız buna razı olsun. Faslı şeyh, bu kararla E velinin nezdlnde son bir teşebbüste daha bulunacak, bu arzusunu reddetmemesini rica edecekti.
Ingiliz kızı, Kadiri, karşısında görünce derin bir hayrete düşmekle beraber güler yüzle karşıladı, valizler ve p iketlerle do-du küçük salona aldı,
Genç şeylı bagajları görünce acı bir teessümle:
— Gidiyor musun sevgilim? diye sordu. Genç kız. lûkâyıt bir tavırla:
— Sana gideceğimi söylemiştim ya... Ben buraya memleketinizin berrak ve bulutsuz semasının renklerini tablolarıma aksettirmek için gelmiştim. Seyahatimin biricik gayesi bu İdi. Fakat şimdi gitmeğe mecburum.
— Ya ben, sensiz nasıl yaşayacağım?
Evelln, tatlı bir sesle:
— Mantıki olmalısın Kadir! Ben sent aşkla sevemem. Bırak senin hâtıranı iyi bir ahbap diye kalbimde muhafaza edeyim. Dün akşam seninle vedalaşırken. bunları sana söylemiştim. Bugün ne diye tekrar evime geldin?
Kadir heyecandan titreyen bir sesle cevap verdi:
— Senin için annemi, babamı, kardeşlerimi, memleketimi, her şeyimi berke'.meğe karar verdiğimi size söylemek için... Seni nereye gidersen gölgen gibi takip edeceğim. Kölen olacağım. Bu ricamı reddetme sevgilim.
Evelln bu sözleri, alaylı bir kahkaha ile karşıladı ve sordu;
— Bent bir başka erkeğin kollan arasında görmek hoşuna gider mİ?
— Bu sözlerinle ne demek istediğini anlayamıyorum.
Genç kız, gülerek İlâve etti:
— Erkekler hiç bir zaman anlamazlar. Faştan hareketimi tacil etmemin bir sebebi de sevgilimin vazifede bulunduğu Hindlstandan Inglltereye -dön müş olmasıdır. Bir aya varmaz düğünümüz olacak.
Evelinln, bu sözleri yalandı. Fakat Kadirin kalbindeki son ümidi de söndürmek İçin bu yalanı uydurmuştu.
Kadir, derlndeen bir ah çekti, çehreri balmumu gibi sarardı. Gözlerinin eski parlaklığı sön-kü. Genç kızın sözleri, âdeta vücudundaki hayat şûleslnl söndürmüştü.
Delikanlı, diz çöktü, Ingiliz kızının eteğini elleri arasına alarak dudaklarına götürdü ve boğuk bir sesle:
—( Temenni ederim ki mesut ves bahtiyar olasın, sözlerini ke keledl.
Başka bir söz söylemekalzin kalkıp gitti, kapıdan çıkarken, bir otomobilin geldiğini gördü. Evelinln vapura binmek için bununla limana gideceğini anladı.
Otomobil az sonra yola çıktı. Evelln şoförün yanında oturuyordu. Arabanın arka kısmı valizler ve paketlerle dolu idi. O-tomobLİ süratle gidiyordu. Limana giden yola sapacağı esnada beyaz bir bomuza sarılmış bir adam, otomobilin tekerlekleri önüne atıldı. Evelln, bu adamın kendisini çıldırasıya seven genç şeyh olduğunu ancak anlayabildi. Bir saniye sonra otomobilin tekerlekleri Kadirin üzerinden geçmiş ve vücudunu hurdahaş etmişti.
Evelln, artık Faştan hareket etmedi, aylardanbcrl oturduğu beyaz küçük eve döndü Şimdi o evde eski hâtırlaarı ile yaşıyor. Kadirin muhtelif pozlarda resimlerini yapmaktan derin bir hâz duyuyor.
Oturduğu oda, Kadirin portreleri İle doludur Oenç İngiliz kızı, sağ İken sevmemiş olduğu bu fedakâr âşıktı karşı şimdi kalbinde sonsuz bir muhabbet duyuyor. Bir an bile geçmiyor kİ zavallı Kadirin melûl hayali gözlerinin önünde canlanmasın ve onun ismini anmasın.
Mera keş şehrinde bir çok kimseler, ömrünü ve gençliğini bu küçük evde herkesten ve her türlü zevk ve eğlenceden uzak geçirmesine bakarak Evellnl meczup addediyorlar. Dünya böyledlr. Hayatta iken kıymeti bilinmeyen şeyler, elden gittik ten sonra aziz ve kıymetli oluyorlar .
Çeviren; .1. HİLÂLİ Belediye mahkemesi başkanı tayin edildi
Belediye i’içlarınmın sür’atie takip ve tecziyesi İçin belediyede bir mahkeme kurulmasının kararlaştırıldığını yanlıştık -
Adalet Bakanlığı belediye suç lanna bakmak için bir bayan hâkim tâyin etmiştir. Yeni belediye mahkemesi şubat başından itibaren Belediyede hazırla-ianan yerde faaliyete geçecektir.
Kauçuk ithalâtçılarının şikâyeti
Şehrimizde*! kauçuk fabrikatörleri toplanarak kendilerini il gllendlren meseleler hakkında konuşmuşlar, bu arada dışarı -dan ham madde İthali için kâfi döviz alamadıklarından şikâyet etmişler ve bu şikâyet en kısa yolla Ticaret ve Ekonomi Bakanlığına bildirilmiştir.
Bu münasebetle belirtildiğine göre yerli sanayiin senelik ham kauçuk İhtiyacı 1939 da 300 ton iken şimdi 4000 tona yükselmiştir.
Yugoslav hükümeti İngiltere »e bir ticari anlaşma İmzalamıştı. Yukarıda Mareşal Tito ve Dışişleri Bakanı KardeU Mecliste bu anlaşmanın müzakeresini takib enerken görülüyorlar.
Kocasını eldüren kadın
Fransa’nın Savigny şehrinde Amelie Rablllard adında 52 yaşında bir kadın kocasını gecŞeyin balla 11c öldürmüştür. Kadın kocasının kendisini mütemadiyen döğdiığünü bu yüzden cinayeti işlediğini söylemiştir. Yukarıda kadın adliye dairesinden çıkarken görülüyor.
Afrlkada İng Ut erenin Altın sahili müstemlekesinde bir grev yüzünden bazı karışıklıklar olduğu bildirilmişti Memlekette sükûn avdet etmiştir. Yukarıda Altın sahilinde yerli çocuklarının okudukları avrupai tarzda bir okul görünüyor.
Çıldırmak kolay mı, efendi oğlum!
Yakın Toğu ve Güney Asya
Düşman Dostlar
Macera ve Aşk Romanı
Yazan: J. D. Carr Tercüme eden; (Vâ-Nû)
Tefrika No. 40
— Putperestler zamanından kalma eğlenceleri bu evde tertibe tmekten seni men ederim, Colln.
Sonra, gençlere döndü:
— Evlâ tarım! Sizi tazi2 ederim. Berhurdar olun İhtiyar bir kadının duaları, emin olun ki, yabana atılacak şey değildir.
Colln, memnun, homurdandı:
— Eh, haydi bakalım, şimdi islediğimiz kdar vukl İçebileceğiz. Umarım kİ, bu akşam sen de gençlerin şerefine içirsin.
E İspat hala:
— Evet, — dedi, Bu gece ben de aranıza katılacağın. Allah beni affeder.
— Araya katılsan 8a oyunu bozuyorsun, katılmazsan du bozuyorsun.
Tam o sırada, Coiln’ln yüzü tekrar ışıldadı: zira hizmetçi kadın, elinde bardaklarla ve sürahi İle İçeri girmişti.
— Haydi kızım, bir kadeh daha yetiştir. Hayır, bir kadeh de yetişmez. Bir dolu sürahi ile bir kadeh daha getir.
Alan, araya girdi:
— Durun, yahu! Bu gece yeni bir arbede tertlbetmek niyetinde değilsiniz İnşallah?
Böyle diyerek endişe He silâha baktı. Çünkü aklınca, kılıç düellosu gelmişti,
Colln, içkiyi bardaklara Domaltırken :
— Arbede mi? — dedi. — Kimmiş arbededen bahseden? Blzler, burada, müstakbel evlilerin şerefine içiyoruz, yani sizin şerefinize. Bl- projenin aleyhinde bulunacak kimse yok tur zannederim?
Kathryn, coşkunlukla: ; — Kimse aleyhte bulunmaz. — dedi.
Gazeteci de tasdik etti:
— Ben de aynı fikirdeyim. Fevkalâde kuvvetli, neşeli ve canlıyım. Bana kötü oyun oynayan herkesi affediyorum. Sizi de affediyorum, madam. (Fakat birdenbire korktu. Çünkü ciddi hali ile Erspat hala, ona hâlâ dehşet saçıyordu ! E, ama ya, on İngiliz liralık kostümümü berbat ettiniz, sizi yine affediyorum,
Celin:
— Beni dinle. Elspat! — dedi. — Bu akşam Anpus’un bizimle beraber burada bulunmamasından dolayı çok müteessirim. Ama neylersin, bu mukadderat değiştirilemez, itiraf edeyim ki. madam An-gus'un sayılı günleri bu kadarmış, vallahi, billâhl sevgili kardeşim, beni, pek müşkül bir mail durumdan kurtardı, şimdi ne yapmak fikrindeyim, haberin var mı? Mar.chester'dekl yazıhanemi terkedeceğim. Bir küçük vapur s&tıtı alacağım, cenup denizlerinde dolaşmağa çıkacağım. Sana gelince, Els-
pat! Senin İçin ge’ de. An-gus'un bir düzüne nurtresini ısmarlayalım, karşılarına geç, bak dur. oyalan Yahut da Londraya git, dansingleri tetebbu et. Hülâsa her ne İstersen yap. Bundan sonra endişesiz bir hayat sürebileceksin
İhtiyar kadının kasları çatıktı:
— Ne sebepten dolayı emniyette bulunduğumuzu biliyor musun? — diye sordu.
Alan. onu konuşmaktan menetmek istedi. Vereceği haberin ne olduğunu biliyordu. Aynı şeyi Kathryn ae kestirdi. Nişanlılar, halaya, susması için İşaret çakıp durdular.
Fakat bu ihtarlar ona vız geldi: ihtiyar kadın devam etti: — Bir sürü yalanlarla vicdanımı azap içinde bırakmak istemiyorum. Ebediyen lânet-lenmiş kalamam. Bugünden itibaren niçin emniyet içinde yaşayabileceğimizi biliyor musun sen?
Svan'e döndü. Gazetecinin şatoya geldiğin denberi İlk defa olarak — duş hâdisesi müstesna — ona ilk defa olarak hi-tabediyoedu. Angus'un nasıl
— Tahammül edemem efendim, tahammül edemem...
Temiz kıyafetli, uzun boylu, kırçıl saçlı, kara kaşlı, zayıf, esmer bir zat koridorda gözlerini belertip yumrukla rını sıkarak yüksek sesle söyleniyor;
— Olamaz.. Bu kadar münasebetsizliğe tahammül edemem ben.
Yaklaştık, bizim kasketli delikanlı konuşmak istedi;
— Hayır ola, beyefendi... Beyefendi lâkırdı dinliye-cek halde değil, olduğu yerde fini fini dönerek söyleniyor:
— Bu münasebetsizliklerin önüne geçmek lâzım. Bu kadar karışıklıkğa can dayanmaz. Sinirlerim geriliyor, keman teli gibi kopacak hale geliyor. Hayatım tehlikede...
Ayağını vere vurup havaya yumruk savuruyor:
— Evet . Hayatımdan korkuyorum
Bizim delikanlı yılışarak biraz daha sokuldu:
— Geçmiş olsun, beyefendi. Sinirlennzİden mi rahatsızsınız?
Göz aklarını biraz daha belerterek .İlk bakışlarla tepeden aşağı süzdü:
— Cinnet getireceğim, azizim. Aklımı oynatıp sapa sola saldıracağım. Deliriyorum ben.
— Aman, öyle söylemeyiniz. beyefendi. Aklınızı, fikrinizi Allah muhafaza buyursun.
— Sus... Sen de münasebetsiz lâkırdılarla büsbütün canımı sıkma. Deli olacağını diyorum, anlamıyor musun?
— Anlıyorum beyefendi-ciğîm. anlıyorum. Anladığım için telâş ediyorum ya, Allah muhafaza buyursun, sjz deli olursanız...
— Himmm. . Deli olursam ben bilirim yapacağımı. Ben aklımı kaybettikten son ra onların yakalarını bırakır mıyım sanıyorsun? Hepsini mahkemelere sürüklerim, yaptıklarını burunlarından getiririm. İşte, görüyorsunuz va, şimdiden ayağım alışmağa başladı mahkeme kapılarına.
— Geçmiş olsun, beyefendi, Dâvanız mı var?
— Bu kadar münasebetsizlikler içinde yaşayan bir insanın dâvasız, mahkeme-siz gün geçirmesine imkân var mı? Hele şu herif gibi zevzekler de başıma musallat olunca mutlaka delireceğim. Evet... Bir gün aklımı oynatıp birinin, gırtlağına sarılacağım.
— Öfkelenmeyiniz...
— Sus diyorum. Ukalalık etme. Yapacağım işi bilirim ben.
— Ona şüphe yok, beye-fendiciğim. Aklınızı oynatmadan evvel her işinizi yapıp bitirseniz cok iyi olur.
Diş gıcırdatarak bir müddet tavana baktıktan sonra derin bir nefgs aldı:
— Doğru söylüyorsun.
Ben de öyle düşünüyorum. Fakat bırakmıyorlar ki İş yapayım Münasebetsizliklerden yakamı kurtaramıyorum.
— Sormak ayıp olmasın amma hangi münasebetsizliğe öfkelendiniz de mahkemeye geldiniz?.
— Hangi birini anlatayım? Sabahleyin evin kapısından çıkar çıkmaz münasebetsizlikler etrafımı sarıyor. Tramvay geliyor, kalabalık. Binebilene aşkolsun Otobüs bekliyorum, vaktinde gelmiyor. Yazıhaneye gidiyorum, defterler yanlış yazılmış. Ondan sonra telefon münasebetsizliği başlıyor. Manifaturacının numarasını çeviriyorum, karşıma kasap dükkânı çıkıyor. Bankayı arıyorum, terzi çırağı cevap veriyor. Bu kadar münasebetsizlikler karşısında sen ol da çıldırma bakalım.
— Şimdi bu münasebetsizliklerin hangisinden şikâyetçisiniz?
— Ne yapacağımı ben de şaşırdım, Hangi’ birini ele dolayacağımı bilmiyorum ki. Hepsi birbirinden beter Ya şu herife ne dersiniz? Başımdaki münasebetsizlikler elvemıivormuş gibi bu ukalâ herif de musallat oldu, bir de mahkeme gailesi çıkardı. Yazıhanede karşıma oturmuş, kendisini alâkadar etmiyen lâkırdılara karışıyor, ukalâhk ediyor. Hiddetlenmem eli imişim. münasebetsizliklerden şikâyet etme meli imişim. Bir sürü hezeyanlar savuruyor, «Rica ederim, benîm işime müdahale etme» diye ihtarda bulundum, dinletemedim. «Sen haksızsın. Ne diye bağırıp çağırıyorsun?» demez mi! Allah aşkına söyle, çıldırmaz mısın sen?
— Siz ne yaptınız?
— Ne yapacağım, masanın üstünden sigara tablasını kaptığım gibi kafasına indirdim.
— Eyvah, adam yaraladınız demek?
— Çıldırmak kolay mı. efendi oğlum? Sinirlerim gerildi. çürük keman teli gibi kopmağa başladı. Tablayı herifin kafasına vurmasay-dım tamamile aklımı kaçıracaktım.
Başı sanlı adamla konuştuk. O da temiz kıyafetli, ufak tefek bir zat. Acı acı gü-lümsiyerek dert yandı:
— Bu kadar hırçınlık olmaz ki. Bir iş üzerinde konuşmak için yazıhanesine gitmiştim. Telefonnu açmış tepinerek haykırıp duruyor. Hiddetlendikçe itidalini kav bediyor, telefonda yanlış numaralar çeriviyor. aradığı yeri bulamayınca bağıra çağıra küfür savuruyor. «Biraz sakin olunuz, numarayı doğ ru çeviriniz Bu kadar asabiyetle iş yapılmaz» diyecek oldum, birdenbire üzerime hücum etti, sigara tablasını başıma vurduktan sonra gırtlağıma sarıldı. Başımdan kanlar akıyor, kendimi
intihar etiğini, bu intihan nasıl ispat edebileceğini sakin sakin hikâye etti. Sözlerinde gayet samimi bir hakikat İfadesi vardı.
Dolu bir kadeh viski İçen ve peşi sıra İkinciyi de yuvarla-jan Swan, nezarketle cevap verdi:
— Cidden çok enteresan, madam.
Elspat halanın, kendisine bir denbire lâyık gördüğü alâka ve İhtimamdan, pek gururlanmışa benziyordu.
— Demek ,slz, buna darılmadınız?
Elspat hala, ona, hayretle baktı:
— Size darılmak mı? Demek kİ söylediğimi işitmediniz?
— işittim, madam. Sizin neden dolayı şaşrdiğinizi anlıyorum.
— Bana İnanmadınız mı?
Swan .arkaya doğru yaslandı, kahkahalar attı:
— Ben, kadınl an n söyledi kle -rlnln zıddını söylemekten hoşlanmam. Fakat, eğer, siz, bunları polise yalı ut doktor Fell’e söyleseydiniz veya bazı genç kimselere anlatsaydmız, aldan-
mış bulunduğunuzu derhal kav rardınız. Alec Forbes’in intihar ettiğini size haber vermediler mi? Bu adam, bıraktığı kâğıtta, Angus Campbeli'ln kaatili olduğunu itiraf ediyor.
Elspat hala, nefes nefese bir hal aldı. Yüzünün adaleleri gerildi. Colin’e döndi bu söylenenin hakikat olup olmadığını öğrenmek istedi
— Evet, Elspat. sen geciktin! Bu tün gün neredeydin bugün?
İhtiyar kadının şaşkın bir hale gelmesi. Alan'tn yüreğine dokundu, Kadın, Koltuklardan birinin koluna yapıştı ve oturdu. Lakayıt ve haşin maskesinin altında, hassas ve muztarip bir şahsiyetin doğduğu anlaşıyordu.
Israr etti:
— Yalan söylemiyor musun? Allaha yemin eder misin?
Birdenbire, oturduğu koltuğu sallamağa ve gülmeğe başladı. Çok güzel dişleri olduğu böylelikle görüldü. Çehresi aydınlanmıştı.
Demek ki. Angus. intihar etmemiş? Asırlarca müddet cehennem ateşinde yaiımayacak? ffakikl soyadını kimsenin bil-
Amerika dış müsteşarı bu iki bölgenin önemini belirtti
Chapel 20 (AA.) — Dün akşam Kuzey Karolln üniversitesinde verdiği söylevde Orta-Dogu Oüney Asya vo Afrika işleri mütehassısı Dışişleri Bakan yardımcısı Mc Ghee Yakın Doğunun ve Güney Aryanın Amerika halkı için olan önemini belirtmiştir.
Bu bölgeyi «Yunanistan vo Tiirklyeden başlayıp Hindistan ve Paklstana kadar uzayan yer» olarak tarif eden Mc Ghee, Birleşik Amerikanın ikinci dünya harbiyle bu ülkelerin hayatında faal bir rol aldığım bildirmiştir. jj_
Hatip 1939'45 mücadelesinin Birleşik Amerika ve müttefik- fl_ leri İçin sebeb olduğu netleele- Ç\| rl şöyle sıralamıştır q_
O $2 0 >
0 p
3 — Suriye. Lübnan. Ürdün, "O İsrail, Hindistan, Pakistan, Ne- 0 pal. 8cylan gibi bir çok devletler doğmuştur. "
4— Kremlin açıkça Gunef Asya ve Yakın Doğu üzerinde emperyalist emeller beslediğini 12har etmiş bu da Birleşik Amerika İle müttefiklerini meşru müdafaa tedbirleri almaya sev-ketmiştir.
Mc Ghee bu münasebetle Truman doktrininin içerden ve dışardan beliren bir çok güçlüklere rağmen Yunanistanın. Tiirklyenin ve diğer yakın komşularının durumlarında istikrar temin ettiğini hatırlatmıştır.
Filistin meselesine atfettiği ehemmiyeti belirtmek İçin Amerika Birleşmiş Milletler gibi türlü milletlerarası teşkilâtlarda faaliyet göstermiştir.
Mc Ghee, Güney Asyada sıkıntıda bulunan genç devletlere Amerikan Dışişleri Bakanlığının, mümkün olan her yardım ve tavsiyede bulunacağım teytd etmiştir.
Nihayet Trumanın 4 üncü nokta denilen programından bahseden Me Ghee, Dışişleri Bakanlığının geçenlerde Clapp heyeti raporu ile de tebarüz ettirilen en âcil ihtiyaçları İncelediğini açıklamıştır.
kurtarmağa çalışıyorum, fakat elinden kurtulmak ne mümkün! Öldürecek beni. Bir aralık silkinerek geriye fırladım, bağırmağa başladım.
Mübaşir çağırdı, hiddetli zatın ardı sıra gene acı acı gülümsiyerek gitti.
Ce. Re.
mediği Elpat, koltuğunda, sallanıyor, gülüyor; artık mesuL
Colln. bu ruhi hâletl hiç anlayamamış, harmanlığına devam ediyordu. Gülümseyerek izahat verdi:
— Anlıyorsun ya? Ne sen ne de ben, Angus’un kendini öldürdüğüne bir an bile İhtimal vermemiştik. Fakat İşte, çok şükür bu mevzu da oöylece aydınlandı. Forbes'in lrtihar ettiğini sen bilmiyordun her halde? Bilmediğinden haberim olsaydı, bu halimle yatağımın dışına sürüklenir, gelir sana malûmat verirdim. Haydi, ne olursa Elspat! Ben, bu evin matemde bir ev olduğuna biliyorum. Fakat, bana bir tulumlu flavta bul, getir.
Elspat kalktı ve dışarı çıktı.
— Olur şey değil be! Vallahi getirecek. Ne oluyor buna? Sen bu İşe ne dersin, küçük kediciğim?
Katheryn, gözleri pırıldıya-rak, dudaklarını isli arak kapıya bakıyordu. Sonra, nazarlarım Alan'a çevirdi
(Arkası var>
21 Ocak
yonluğm kim kazanacak
AKSAM
Ingilterede futbol şampi-û
Süper atom
bombası
Missouri zırhlısı
En ileri gelen adayları Wolverhampton,
Liverpoo), Manchester United, Araenal ▼e Port*mouth
Londradan yazılıyor: İngiliz futbol mevsimi hemen hemen yansına yaklaşmış olduğu cihetle, lig turnuvasında başta
Snhlfp 7
Sevkifieluııtı Ha»ad*n Yepınıı ^cuz e ı d» trikMiO. «lo(ok> «m'1*” U. toru. t- rWm> ılDOÇ»**1 ••»•S ç q0H Itl«de,»to|r.r.r. Wr» P*' KtM Hİ. ttMUrf* hntf». '8 Mİ! teuebAffM" İÇİ» —/’koı FANAIR 0Q BtASIl HİA •"’-*' w,1‘ oranlOtl ola" fiti (Mviacoot ediniz- Pawur do Bmsh AH?O* Aa»(~ r.te. oı.ın.ı «34»'

Amerikada radyo ve televizyon
1920 yılında yapılan Dempley-Carpenller ağır sıklet boks maçını Amerikada radyodan din lcyenlerln sayısı gayet tiiz'ldi. Halbuki bugün 39,000,000 aile -yani Amerikadak) ailelerin yüz de 94 il - 2800 ü aşan radyo İstasyonlarının programlarını takip etmektedir. Diğer taraftan milyonlarca Amerikalı da 2, milyon 225 bin ahizeden faydalanmak suretlle televizyonun evlerine ulaştırdığı programlan gözden geçirmek İmkânını elde etmtş bulunmaktadırlar.
Savaş devresinde mevcut olmayan Amerikan televizyonu mucize denebilecek kadar geliş mlş bulunmakladır. İkinci dünya savaşından sonra, meydana getirilen televizyon ahizelerinin sayısı 2,500,000 i geçmiştir. Sadece, 1949 yılının İlk on ayı zarfında 1,350,01*6 televizyon ahizesi imâl edilmiştir
Radyoda olduğu gibi televizyon yayınlarında da gayet çeşitli totr program sunulmaktadır, Bu yayınların arasında bilhassa tiyatro, sinema, vodvil gösterileri büyük opera ve senfoni konserleri, «ocuklar için kukla gösterileri, haber yayım, münazaralar, spor müsabakaları, Birleşmiş Milletler Genel Ku nıl vesaire gibi toplantılarda rüyet esasına dayanan röpor -tajlar yer Almaktadır.
İngiliz saat endüstrisi
İngiliz saatçilik endüstrisinde 1045 ten beri yer aJan muazzam gelişme dikkate şayan bir sınai başarı teşkil etmektedir.
İki asır cwel 70-000 işçi kullanırken denizaşırı memleketler deki ucuz maliyetli seri inıalâ -lan rekabeti yüzünden 1039 da işçilik sayısı 4.000 e kadar düşmüş olan bu an'anevi İngiliz en düstrisl 4 yıl zarfında tamamiy-1c yeni başlan kurulmuş ve 35 bin işçi istihdam etmekledir. Aynı zamanda dünyanın en nıo dern fabrikalarından bazılarına sahip olup. 72 yabancı memlekete yaptığı «ınuat kıymet itibariyle harpten önceki ihracatının 10 mislini bulmuştur
1049 yjh zarfında İngiliz endüstrisine zemberekli çalar masa ve duvar saat! arını ucuza ve seri halinde imal etmekte olan iki yeni komple şube İlâve edilmiştir. Bu şubelere 10 yeni fabrika dahi] olup bunlar kısa bir zamanda tamamlyle inşa ve teç hlz edilmiştir.
Özel tipte saat)ar imal edcıî fabrikalar da dahil İngiliz saatçilik endüstrisi takriben 70 imalât mûe&seseslnden ibarettir. Bu müesseselerde yılda 6 milyon kol, cep ve duvar saatiyle cnûüs triyle İlgili her cins âlet ve yedek parça İmal edilmektedir. Pek yakında 3 yeni duvar Saati fabrikası daha imalâta bağlıyacaktır. Harp sonra» İnŞâ ve teç hız porgramı şimdi hemen hemen tamamlyle İkmal edilmiştir, 1952 ye kadar yıllık topye-kûn İmalât rakkamı şimdikinden birkaç milyon facialaşacak tır.
Amerikada tecrübelere başlandı
Gemiyi yüzdürmek henüz kabil olamadı
Norrolk - Virglnya 20 (A.A.) — Birleşik Amerika bahrlyesi kum ve çamura saplanmış bulunan Missouri zırhlısını kurtarmak İçin gayretlerine devam etmektedir.
Akaryakıt, depolardan hemen hemen tamamlyle boşal idmiş bulunmaktadır. Dün gündüz bahriyenln tarak dubası geminin her iki taralına 10 metreden fazla derinlikte çukurlar kazm ıştır.
Ameliye nlhayetienince Mls-sourl çamur üzerinde kalacaktır. Bundan sonra dalgıçlar dalacaklar ve yüksek tazyikli su tulumbaları ile bu çamuru teni izi lye-ce klerdlr.
Bugün kurtarma teşebbüsüne iştirak edecek römorkörlerin adedi 21 e yükseltilmiştir. Missouri yerinden oyantıiamoz-sa cephaneler boşaltılacak ve yeniden teşebbüse geçilecektir.
Pearl Harbour'da Japontar tarafından batırılan zırhlıları yüzdürmüş olan Kontr amiral Homer WaUin. hâdise mahallinde çalışmaları İdare etmektedir..
Amerikada kî büyük haydutluğu yapanlar aranıyorlar
Boston 20 (A.A.İ Amerikanın tarihinde vukubulan hay-dudluklann en heyecanlısının faLUerlnl bulmak azminde olan hükümet bu İşe federal emniyet müdürü Edgard Hoovcr'I memur etmiştir. Bilindiği gibi Salı akşamı müscllah 9 haydut kamyonla nakliyat yapan bir şirketin yazıhanelerine girerek memurlan bağlamışlar ve bir buçuk milyon dolan alıp sa-vuşmuşlardı.
Itoo verin emrinde çalışan 3000 polis, haydutların hüviyetini tesbit etmek için araştırmalara devam etmektedir.
Bir kadını, iki köpeği öldürdü
Vaşinglon 20 (AP> — Tahmin edildiğine göre. Birleşik Amerika. süper atom bombasını imâl sadedinde, tecrübe çalışmalarına başlamıştır. Hiç değilse, Başkan Truman İdaresinin ileri gelen bir kaç şahsiyeti bombanın edileceğine Köt'l karar bizzat Başkan Truman tarafından verilecektir.
Hükümetin şimdiki halde hidrojen bombası hakkında ki riyaseti mümkün olan bütün mütalâaları toplamaktan ibarettir. Bunlara göre, nihai bir karar verilecektir. Bu kararın da b|r kaç hafta içinde tebey-yün etmesi beklenmektedir.
Müşterek Kurmay Başmanları Başkanı General Omar Brad-ley Âyan ve Mümessiller Meclislerinin müşterek bir toplantısında askeri noktaı nazardan hidrojen bombası hakkında İzahat verecektir.
Bu arada Dışişleri Bakanlığı ve diğer İdareler, milletlerarası atom kontrolü meselesini incelemektedirler.
Bu arada, hidrojen bombası gibi müthiş bir silâh imâlinin Rusyanın, yeniden, milletlerarası kontrola yanaşmasını temin edip »tmlyeceğl teemmül edilmektedir.
Rusya tarafından böyle bir tavır takmılırsa, bu üç şekilde netice verebilir:
1 — Rusyanın hakiki arzusu olup olmadığının tetkik edilmesi,
2 — Moskovaya Başkan Truman tarafından şahsi bir temsilci gönderilerek bunun Stalin ile doğrudan doğruya teması veya Moskovadakl Amerikan büyük elçisinin Stalin ile temasa geçmek için talimat alması.
3 — Başkan Truman veya Dean Achcson'un Birleşmiş Milletlerde yapacakları bir konuşma İle, Rusyanın işbirliğini temenni ötmeleri.
Başkan Trumanın müşavirlerinden bazılarının, süper bombanın İmâline geçilmeden evvel, Rusya ile yeni bir anlaşma zemini için temasa geçilmesini tavsiye ettikleri de bildirilmektedir.
nadim teşkil eden çifte Stanley'] ere sahip Blackpool kazanma ihtimallerine malikse de, bu mevsim Blackpool muhatımdan ş olması Porismotıth, geçen mevsimin ezici ve yıkıcı kuvveti olmamakla beraber, 1048 -49 da tam manasiyle hak ettiği şampiyonluk ünvanmı muhafaza ümidinden vazgeçmemiştir. Yenilmesi en güç İngiliz takımlarından biri Portttnouth-tnr.
Geçen mevsim birinci kümeye terfi eden W e» t Broııı-vrich Alblon ve Fulham takanları, sağlam bir durum muhafaza etmek suretiyle taraftarlarım sevindirmişlerdir. Fakat Huddersiield 1le Mlddles-brough kulüpleri İçin, dımnnîa-rmın emin, olduğu söylenilemez. Her İki latam geçen mevsimin en son gününde ikinci kümeye tekerlenmekten gülçükle kendilerini kurtarmış olup, bu mevsim henüz toparlanma emareleri göstermemişlerdir.
gideri kulüplerin durumlarını daiansının hücum ri*, morart ««»>•»■ »nte»
— umumiye. »Ibraljl-. »*'h>Ur PueUmonUl.
m İştir.
durum, geçen Nisan vc Mayısta, yeni mevsim sonunda ileri sürülen tahminleri laabetli I1* karmışttf. Bundan î ay sonra, kümenin en başında görülmesi melhuz takımlar şunlardır: Lig şampiyonu Fortemouth kupa şampiyona Wolverhamp-ton harptenberi e» inde anili ve sebatkâr takın» olduğunu ispat ede» Manchester United, parlak fakat İnişli yokuşlu Sıınderland. her zaman bel bağlanabilir takım Arsenal ve taraftarlarını kâh sevinçten uçuran kâh yeisten ağlatan Ncvreastle United.
Her bakımdan mükemmel teçhizath ve yata» kendi ös taraftarlarını değil, fakat futbol meraklılarından bir çoklarının hakkında büyük ümitler bcBİedikleri Derby'nln uğradığı başarısızlık âdeta bir esrar teşkil etmekledir. Bu lakımın elinde, îskoçyanın göz kamaştıran forvreti Steel, Morris, İngiliz milli takımının yedek santrhafı Lenty, milli takımın sağbekl Mozley ve Howe gibi enternasyonaller ve kıymetli elemanlar bulunmaktadır. Fakat Derby takımının kendi sahası dışındaki maçlarda hemen hemen hiç sayı kaydcdememesl ve hatta kendi Öz sahasında ûst--» üste uğradığı sürpriz uyandıran mağlûbiyetler bir kerre daha şu ciheti ispat etmektedir: Umumiyetle şampiyon namzedi telâkki «men bir takımın, Ingiliz İlgi turnuvam denilen: bu uzun, yıpratıcı ve neticesi önceden kestirilmesi İmkânsız yarışta, taraftar 1 arının ümitlerini gerçekleştireceği hiç bir zaman muhakkak degAdlr.
İngiliz lig maçtan turnuvası, hayatiyet, azim ve meha-retin eşit derecede rol oynadığı bir yarıştır. İyi bir depar, nihai muvaffakiyeti hiç bir zaman garanti İmiş sayı lama?.; buna mukabil Bk iki veya üç mania üzerinde sendellyenlerin de çok zamanlar sonradan kendilerini toparlayıp daha fantazili ve göz alıcı namzedleri geçtikleri görülmüştür. Bu mevsim Arsenal, ilk devrelerde muhalif rüzgâra düşen bir kulübün tedricen bunu altetmeslnln tipik bir nû-munesidir.
Londranın bu meşhur kulübü, 3 Eylülde, kendi öz sahasında oynadığı 3 maçj üstüate ve diğer bir maçı hariç bir sahada kaybettiği s&man bir hayli sıkıntılı baş sallamalar ve hattâ kıskanç rakipler arsanda bir bayii gizliden gibiye sevinmeler yer almıştı.
MutoaJuben büyük İmtihan gelip çatmış ve Arsenal, üst-ûste oynadığı bütün, maçları kazanmış olan ve müdafaa hattına lâyİkile güvenebilecek durumda olan Blncicpoolla karşılaşmıştır. Arsenal sahaya yılmadan çıknuştır. Maç 65 000 «eyirel toplamış ve yenik ola-
Hindi eti kilo
ile satılmalıdır
Batı devletleri
ve Ispanya
bu muhtemelen İmâl inanmaktadırlar.
DOKTOR ■HMMB
I EMİR NECİP ATAKA.M |
Kadın - Doğum Hastalıkları ■ ve ameliyalları mu1tha-n- I Beyoğlu, İstiklâl Cad. 403 I kat 2, Şark Pazan karşısı. ■ | Muayene: 15.30 - 19. ||
Tel: 43804
aaemlş hindilerin etleri lezzetsiz ve mugaddi olmadüdarmdan yiyenler hiç İstifade edemezler.
Bizde hindi yetiştirilmesi halâ iptidai bir haldedir. Hindinin yumurtiamosı için Uk bahar beklenir. Yumurtalar: kuluçka olmuş bLr hindi veya tavuğun altına konarak çıkarılan hindi yavrulan kışa kadar şöyle böyle beslenir ve kışın satıldığından hindi eti ki? mahsulü İmiş gibi telâkki edilir. Hindi, dolma ve çerkes tavuğu gibi bir ziyafet yemeği olmuştur. Halbuki hindi eli her mevsimde yenilebilir. Hele İyi beslenmiş hindi palazının I«setine doyum olmaz. Hindi etinden bir çok çeşit yemekler yapılabilir. Sebzeli sebzesiz hindi haşalamatarı, muhtelif hububatla bindi yahnisi, tencere ve fırında taze MiçalarUe kızartması, hindi pilâvı, hindi dolması. kestanen hindi vs... Yani hindi etinden bıkılmaz. Bu et her mevsimde yenilebilir. Gayet kıymetli bLr gıdadır.
Avrupa ve Amcrlkada hindi ve diğer kümes hayvanlarının etlerinden balkın daha ziyade ve daha ucuz İstifade etmeleri için pek çok kolaylıklar gösterilmektedir.
(rak kuzeye dönen Blackpool geride, şampiyonluğu kazanmak Iht.lmalf t .__
mak ihtimali mevcut bir Arse-nai bırakmıştır.
Şimdiki halde lig favorisi. 88 lig kulübünün herhangi birinden daha uzun müddet mağlûbiyetten kaçınmasını bilmiş olan LiveiTööl'dtır. Manchtster United, bundan İki yıl evvelki dayanılmaz kuvvet değildir, takat bu takımın manneeri Malt Buaby, lig maçları gibi bir turnuvada kaçınılması imkânsız alan yedekleri yetiştirmek bahamda iyi çalışmıştır.
Arsenaiın kazanma İhtimalleri yulcanda belirtilmiştir. Bu tnkun iyi muvazeneli, taarruz ▼e müdafaada kuvvetlidir. Maç kabiliyetine güvenilebilir, ar-senalın kuruluş bünyesi diğer *•- bir çok takımlar tarafından kopya edilmiş, fakat pek a» «J™ munıffakiytn gösterebilmiştir. Takımın merkezi, ve belkemiği, hücum kesici bir sanirhaftır. Leshe Compton hâlâ bu anahtar mevkide müessirdir.
Meşhur Mattlıevvjs ile Morten-■en'e, hücum hattının sağ ka-
Kümes hayvanlarının etlerinden bir kişilik veya bir kaç kişilik konserve yapan fabrikalar vardır. Bu yapılan konservelerin leset ve gıdası kat-iyyen bozulmaz. Kümes hayvanlarının etlerinden, içlerinde ayn ayn salçaları olmak üzere on beş çeşit hazır yemek konserveleri yapılmıştır. Bunlar her dükkânda satılır, her aile İstediği miktarda alır, pek kolaylıkla mükemmel bir hindi veya tavuk eti yemiş olur. Hattâ amele büe işine giderken kendine göre bir kutu alır, ekmeği ile yer ve çalışması İçin lüzumlu olan enerjiyi almış otur.
Bunlar ancak binlerce kümes hayvanatı yetiş üren çiftliklerden başka yalnız hindi, tavuk, piliç yetiştirmek İçin binlerce yumurtadan civciv yetiştiren ı yüzlerce müesseseler sayesinde yapılmaktadır.
Tavukçu dükkânında kesilen kümes hyavanlannm mezba-hade kesilmesinin umumi sıhhatin muhafazası İçin ne kadar lüzumlu ve faydalı olduğu gelecek makalede yazılaraktır.
Türkiye Malûl Gaziler Birliği
Türkiye harp malûlleri birliği, son kongresinde birliğin a-dını ^Türkiye malûl gaziler bir-Hği» adına çevirmeğe karar ver mlş ve kanuni formaliteleri tamamlayarak Tophane kasrındaki merkezine taşınmıştır.
Muazzam bir mobilyacılık sergisi
14 Şubattan 24 şubata kadar ı Earis Courtta tertiplenecek c-
• lan İngiliz Mobilyacılık ve Dö-I şemeellik San atları Berglsl, şlm I diye kadar İngUterede bu en-i dilstrl için yapılmış olan en bü-
■ yük ve şumullü sergi olacaktır
■ İngiliz mobilya fabrikatörleri ce 1 mlyeti bu maksatla özel bir «er , gf komisyonu kurmuştur.
I Şimdiden sergide 300 den faz . la mobltya, karyola ve keçe fab
■ rikatörü yer ayırtmışlardır. ser-î glnin tam manaailo bütün en-l düstriyi temsil edebilmesi İçin,
: mobilyacılığa bağlı sân'at ve endüstriler İşin de yer »yırmış . tır. Ağaç ve metal mobilya ak-
■ samı, dokuma ve diğer kaplama ; malzemeleri her cin» boya ve
vernik, susta ve madeni aksam,
• plâstik ve cam aksam için pavlı-
■ yanlar tertiplenecektir.
Mobilyacılık sergisi hakkında ' aşağıdaki adresten daha fazla tafsilât elde edilebilir. BF.M-L Ezfbitlons. Ltd. «41. Orand Bu-b ÜdJng Trafalpar Square, London , W. C. 2.
1 Kuru hava
pencereleri
Soğuk havalarda, en fazla can
■ sıkan küçük mahzurlardan bl-î ri buğulanan ve odayı karartan camlardır. Pencereleri dal-
- ma kapalı tutmak ise birçok
• hallerde sıhhi bakımdan m ah -
■ Kurludur. Ingilterede henüz pi -1 yasaya çıkarılmış bulunan ye -i nl tipte bir pençere, yalnız bu-
• ğulanma gibi normal mahzur -
■ lan izale etmekle kalmamakta, ı fakat ayni zamanda fabrikalar, . okullar, yazıhane, hastahane ve I evlerde teshin masraflarının e-. sazlı surette İndirmektedir. Ye-ı nl tipte pençereler, yıllarca süren araştırmalar neticesinde
J pllklngton Bros. Şirketinin tek-I nlzyenlert tarafından geliştiril -iniştir. Bu tip pençereler çifte camlıdır,
1 Camların arasında bir çeyrek
• inç kalınlığında maden! bir ayına çerçeve bulunmaktadır ve
1 bu çerçeve şoğuk ve rutubetin ı nüfuzuna tamamlyle mani ol-ı maktadır, tkl cam arasındaki boşluk kuru hava İle doldurul-, muştur Kura hava su buharının dış cam üzerinde su haline . gelmesine mani olmakta ve su-, huneti ayni derecede muhafaza . etmektedir.
Amerikada elektrik fiatleri ucuzluyor
Amerika Federal Elektrik Komisyonunun İstatistiklerinden ani aşıldığın9, göre, elektrik fl-
• yatlarında tenzilât yapılmıştır., 1939 yılında 25(1 kilovatıık elektrik sarfiyuti için t dolar «S
: sent ödenmekteydi. 1949 yılında ayni miktarda elektrik sar-fiyntı İçin 7 dolar 10 sent tahsil ı edilmektedir.
Amerikan Dışişleri Bakanının demeci
Ncvyork 20 — Dışişleri Bakanı Acheson İspanyadan bahisle demiştir kİ: İspanyada şimdiki hükümetin değişeceğine dair bir bolirtl yoktur.
■İkinci nokta, hükümetin dahili durumu kuvvetlidir ve büyük bir çoğunluk tarafından desteklenmektedir. Bunlar belki başka bir hükümet şeklini ve başka bir devlet başkanın» tercih ederler ama, kargaşalığın, memleket için kötü neticeler vereceğini bildiklerinden dolayı, şimdiki hüküm 1iltizam etmektedirler.
Üçüncü nokta, İspanya Av-rupanin öyle bir bölgesindedir kİ, onun, bu bölge İle normal münasebetler tesisinden ebediyen uzaklaştırılması doğru olmaz..
Bakan, 1946 senesinde, Amerikanın, İspanya ile diplomatik münasebetlerin kesilmesine rey verirken, bu hareketinin aklı selime uygun olup olmadığını hayli düşündüğünü ve fakat buna rağmen. münasebetlerin kafi istikametinde rey verdiğini kaydetmiştir.
Acheson Amerikanın aynı samanda İspanyanın barışçı ve iktisadi gayelerini tahakkuk ettirebilmesi için ona kredi açmaya da hazır olduğunu açıklamıştır.
Vaşlngton 20 (AP) — Amerikan Âyan Meclisi azaiarından biri dün Batı Avrupa Birliği kara kuvvetleri komutum General De Lattre de Tossleny’nin kendisine komuta ettiği kuvvetler arasında İspanyol piyadesini de görmekle memnun olacağım söylediğini bildirmiştir. _________
Kanadada kar duası!
Ottawa 20 (Nafen) — Kanadımın kış sporları sayesinde geçinen bir çok şehirleri müşkül bir durumda bulunmaktadırlar. Buralarda şimdi yağmakta olan yağmurun kar olması için dualar yapılmak ta-
Muhabirlerin bildirdiklerine göre, kar yagmaınaya devam ettiği takdirde bu kış sporları mahalleri iflâsa sürüklenmiş olacaklardır.
Boş olan otellerin sahipleri ile müstahdemini, ski sahipleri, tobogan kullanan ve bu sayede para kazanan kimseler klişelere akın etmekte ve burada «kar yağması İçin dua» etmektedirler, Karlarla kaplı olması lâzım gelen yamaçlar şimdi yemyeşil bir vaziyettedir ve buralara durmadan, yağmur yağmaktadır.
Çok uzun ömür
İnsan oğlu şimdi bundan korkuyormuş
Şikago 20 (A.A.) — Amerikan lıb cemiyetinin İktisadî araştırma bürosu şefi Frank G. Dickinson, şu son elli yıl İçinde »ağlık sahasında büyük terakki Kaydedildiğini, insan oğlunun artık ölümden korkmadığını ve fakat bu keyfiyetin kendisinde «fazla unın ömür sürme endişesini doğurduğunu» açıklamıştır.
Tıb İlminin İnkişafı 1000 yi" imdanberl insan oğlunun ömrünü 20 sene uzatmıştır. Halihazırda insanı korkutan, mezardan ziyade, geliri tükenince nasıl yaşayacağı meselesidir.
Bu açıklamayı yapım Frank Dkldnson. sözlerine devamla demiştir kİ:
insanlar hayatlarında vuku bulan bu değişikliğe alınabilirse medeniyet inkişaf eder, aksi takdirde, eski ve yeni nesiller arasında yepyeni bir sınıf kavgası başgöaterlr. «5 yaşını dolduran kimselerin bundan böyle tekaüde scvkedilmemeler! ve uzun seneler zarfında elde ettikleri olgunluktan istifade edilmesi çok isabetli bir hareket ölut.
Bugün bir gencin yetişmesi için önünde daha fazla zaman vardır. Bu genç 18 yaşında çalışmaya başlamak mecburiyetinde değildir.
Bugün dini İnançlar da değişmiştir, insanoğlu Allahı ve cehennemi düşünmekle vakit gcçlrıneyip dini mevzularda da günlük hayatında İ9tlnad edebileceği felsafi bir inanç peşindedir.
Ölüm artık korkunç bir he-yûia değildir. Filhakika bugün, ömürleri vefa ettiğinden, insanlar, umumiyetle, çocuklarını yetiştirip gayelerine eriştikten vc tam mimariyle yaşayıp hayati anladıktan sonra ölüyorlar.
Eskişehir Noterliği TSMtasHa AıÜname:
Vekâletten azleden: Mehmet Kanatlılı ve Ahmet Kanathlı.
Vekâletten azlolunanJar: Eb-kişehlrde Hoşnidiye mahallcshv-de Teoman sokak 4 numarada Mehmet Kanatlüı ve ayni sokakta 6 numarada Ahmet Kanatlı! ı.
Eskişehir vc İstanbul Noterliklerince tanzim ve tasdik kılınmış olan umumi vekâletnamelerle yekdlğerlmlzl umumi vekil tayin eylemiştik. Bu defa gördüğümüz lüzum üzerine birbirimiz! umumi vekillikten azlediyoruz. Keyfiyetin Mehmet ve Ahmet Kanntlı’ya tebliğini ve İş bu azlin sünelerden bir nsüha-sının Esklşehlrde çıkan gazetelerde birisine ve diğer bir nüshasını da Istan bul d a İntişar eden gazetelerden birisine gönderilerek Uân edilmesini dileriz. Beş nüshadan ibaret İş bu arilnanıelerden birisinin Mehmet Kıınatlı'ya diğerinin Ahmet Kana lü‘ya tebliğini, bir mislu-urun dairenizde saklanmasını ve diğer İki nüshasının da gazetelerle neşrini rica ede-
17/1/1850
Esklşehirde Hoşnidiye mahallesinde Teoman sokak 4 numarada Mehmet Kanatith vc ayni soknk »J No.da Ahmet Ka-nathlı.
Münih 20 (AP) — Münih civarında bir kadın iki köpeği tarafından öldürülmüş ve parça parça edilmiştir. 65 yaşında bulunan bayan Crescentlna Buse her, bahçesinde köpeklerini beslerken hayvanlar üzerine atılmışlardır.
Komşular kadının feryadları-m duymuşlarsa da. yaklaşmaya cesaret edememişlerdir. Çağrılan bir korucu, köpeklere ateş ederek öldürmüştür. Cesedi muayene eden doktorun ifadesine göre, bu kadar feel şekilde parçalanmış ceset nadir olarak görülür.
Münih veteriner dairesi; korkan hayvanların saldırdıktan ve sonra kan kokusu He devam ettiklerini ileri sürmüştür.
BULMACA
İstanbul ikinci İflâs memurluğundan: 949/12
Beyoğlu İstiklâl caddesi 292 No. da çantacılıkla iştigal ederken İstanbul üçncü ticaret mahkemesince iflâsına karar verilen iLul Mathurenin alacaklılar sua cetveli İflâs idaresince tanzim edilerek daireye bırakılmış ve alacaklıların her zaman tetkikine hazır bulundurulmuştur. îcra ve iflâs kanununun 235 inci maddesi mucibince sıra cetveline itiraz etmek istlyenlerin ilândan itibaren yedi gün içinde iflâsa karar veren mahkemeye veya tetkik merciine dâva açabileceği ve alacaklılar ikinci toplantısı 14/27950 sah günü saat 16 da dairede yapılacağından alâkalıların toplanmaya gelmeleri iflâs İdare korarlylç Hân olunur. ! 8041
13 3 4 0 8 7 8
Soldan m(■: 1 — irtanbulda talııı merktai. 3 — lUkikat. □ — Facia piyesi - Bir «rkek icml. « — S O S. -Yama, S — Bir Irattın Irml - Bir «iat. ■ — Ayna yapan ianntMr, 7 — Nota • Çok ıcnçln. 6 — Öyuk -Hn(!İSV. 9 — Softuklan mütceMir olmuyor, io — Karaciğer hastalığı -‘Tersi bcyaıdtr.
Vukiuıdan a**fiıy*; 1 — Proluâr rütben, 3 — Kapıtslln basoribllcce-t‘l mesele. 3 — Madence - Gravürün sonu. 1 — AluıUinemek ■ Sonuna «R»- Rell.'/c bir renktir. S ■— Nisanın bap - Haddini asma, 4 — Vertfl» -Teral nısıftıı1. 7 — Elbisenin bir kisttik - Tersi raa'.luıd ır. 3 — Bir çiH ■ Sarhoş bağırması.
ÇEÇEN BULMACANI NHALLİ
Soldan sağa: i — Tercddüct. 2 — Ejlk. Ara. 3 — Becermek. 4 — Ekar. Ira. Ö — Terazi. O — Da. KAİay. 7 — 'Öve, Fıçı. 8 — 1-e. Sıkü. S — Arat». Ka. 10 — Teorik.
Yukarıdan nsaüıya: l — Tebeddülat. 2 — Krek. Avare. 3 — Rıeot. So. ♦ — Ekerek. Sır, $ — Fahri. 6 — Damı.-lık. 7 — Üaerıauık. * — Taka. Yılan.
Zayi Bordro
îsvlçreye ihraç ettiğim tuzlu koyun barsamının bedeli olan 6160 İsviçre Frank'm tutan olan. 4026.64 liranın Merkez Bankası Kambiyo Bordrosu bu defa zayii olduğundan Ve yenisini çıkaracağımdan eskisinin hükmü olmadığını ilân ederim.
Daniş tşvan
ZAYİ — Merkez hâlden aldığım (282) numaralı toptan müstahsil karnemi zayi ettiğimden yenisini alacağından eskisinin hükmü yoktur.
Adres: HM toptan nıüslahslt (282) Numaralı Süleyman Paksoyer.
ZAYİ — Eskişehir nüfus memurluğundan aldığım kimlik cüzdanımı kaybettim. Yenirini olacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
1331 Doğumlu Abdi oğlu Mehmet Birgul. Eskişehir Yenli mahalleden.
ZAYİ —- Kadıköy maimii-dürlÖğünden almakta olduğum 3136 numaralı maaş cüzdanıma ait beratım kaybettim. Yenisini olacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Melek' Başay
Sahife 8
AKSAM
HAYIR BU BEDAVA^ VERİLEN BİR HALIDIR. POKER PLAV tra$ bıçaklarının yanındö bulunacak olan kuponla yazılı adrese ibraz edip bu güzel halılara sahip olabilirsiniz. Her sabah POKER PLAY traş bıçağını açarken kupona dikkat ediniz.
POKER-PLAY
TRAŞ BIÇAKLARININ İKRAMİYESİ
F i A T
19 5 0
MODELİ OTOMOBİLLERİMİZ GELMİŞTİR
Gelmiş olan 4 muhtelit tip otomobillerden istifade etmek istlyen sayın müşterilerimizin, şeraiti öğrenmek üzere Şirketimize müracaat etmeleri tavsiye olunur.
Fiat Otomobil Ac en tası Pangaltı Tel: 80828
Hangi Model AUSTİN intihap ederseniz ediniz
21 Ocak 1950
Grip ve Nezleye karşı En Başarılı İlaç
Kininli
GRİPİN
Yağmurlu ve rutubetli havalarda Nezle başlangıcında GRİPİN alınız
Taklitlerinden sakınınız. Her yerde pullu kutularını İsrarla isteyiniz.
SAYIN BAYANLARA
KOMPRİMELERİ
T. G. Ziraat Bankası
Bahçekapı Şubesi
30-1-1950 tarihinde açılacaktır Adresi: Sümerhan Bahçekapı Telefon : Hususî merkez 24817
(778)
İstanbul Meyva ve Sebze Kabzımalları Esnafı Derneği Başkanlığından:
Demeğimiz Genel kurulu fevkalâde olarak 29.1.1950 tarihine rastlayan pazar günü saat 13 de, Eminönü Halkevi büyük salonunda toplanacaktır.
Sayın üyelerin toplantıya teşriflerini ve toplantıya katılabilmek için de Ocak nihayetine kadar olan aidatlarım ödemelerini ve hıivlyet varakalarını almalarım tlca ederiz.
GÜNDEM: YÖNETİM KURULU
1 — Derneğin 5373 sayılı kanun hükmünden çıkılıp çıkıl-
maması.
2 —Ana tüzüğün bazı maddelerinin tadili.
3 — Bütçenin onanması.
PROJE MÜSABAKASI
TüRKlfE CUMHURİYET M E ..KEZ BANKASI’
nın İzmir'de yaptıracağı şube binası için Türk mimar ve mühendisleri arasında bir proje müsabakası açılmıştır. Müsabaka müddeti 30 Nisan 1950 tarihine kadardır. Program ve vaziyet plânı Bankanın Ankara merkezi ile İstanbul ve İzmir şubelerinden bedelsiz alınabilir. (805)
EN İYİ ARABAYI ALDINIZ DEMEKTİR
Büyüklük, Stil, sürat ve ekonomi bakımından sîzin tam aradığınız otomobil işte bu AUSTİN ferin bir tanesidir. Belki cezbedici A 40 Devon'u veya lüks A 70 Hompshire'i veyahut da gösterişti ve sür'atli A 90 Converlible, (tente ile. örtülebilir) beğeneceksiniz, 1$te bu A90 modeli Birleşik Amerikada 11,850 mil mesafeyi 7 gün içinde kalederek 63 Amerikan oto rekorunu kırmijlır ve saatte vasati 70.54 mil yol almıştır. Bu arabalardan hangisini beğenirseniz beğeniniz, şimdiye kadar emsalini görmediğiniz en mükemmel motörü almış olacaksınız.
PARÇA ve SERVİS
Austin servis tejkilâtı bütün dünyaya yayılmış olduğundan Austin sahipleri gerek parça ve gerekse servis ve tamir hususunda Austin'e güvenebilirler.
A 40 DEVÛN KAPALI model arabalar 40 fren beygir kuvvelinde ve motörü üstten supoplıdır. Bunun ön takımı antipanten tertibatlı olup arkaya açılan kapılarının menlejeieri gizlidir.
A 70 HAMPSHIRE KAPALI model arabalar 68 tren beygir kuvvetinde ve motörü üstten $ü-poplıdır. Direksiyondan vitesli alan bu ora-baların ön kısmında Uç kiji rahatça oturabilir.
A90 ATLANTIC C0NVERTI8LE iipı arabalar 8B fren beygir kuvvetinde olup motörü çift karbüratörle mücehhezdir. Siper camı bombeli ve ön lakımı antipanlen tertibatlı ve direhi-yandan viteslidir. _________________________
AUSTİN.
Bütün izahatı aşağıda adres) yazılı acentelinden hemen alabilirsiniz
TEKTAŞ TEKNİK VASITALAR TİCARET T. A. Ş.
Beygglv. İstiklâl caddesi No. 103 — İSTANBUL
TELGRAF ; VASITALAR -İSTANBUL
TELEFON : 4106 9
^İSUSİ WM7MW İİIZM Gt/ZCl Bİtt MNİHA BIRAKIR
A
Devlet orman işletmesi Karabük müdürlüğünden
1 — İşletmemizin Eskipazar İstifinde mevcut 92.704, 92.242, 22.004, 92.774. 92-350 M3. Normal köknar keresteleri 5 parti halinde 9/1/950 tarihinden itibaren 25 gün müddetle ve açık artırma sııretlle satışa konmuştur.
2 — Açık artırma 3/2/950 Cuma günü saat 10 da Eskipazar bölge .şefliği binasında toplanacak komisyon önünde yapılacaktır.
Beher M3 niin muhammen bedeli 100 liradır. Her parti lç!n % 7.5 hesabiyle geçici teminat alınır.
3 — Bu işe ait şartname. Ankarada orman genel müdürlüğünde, İstanbul, Bartın Gerede, Devrek Işietmelerlle işlet -memizde* Eskipazar bölge şefliğinde görülebilir.
4 — İsteklilerin belli gün ve saatte komisyona müracaat
lan._____________________ (546)
OalktU© al anaca) k
Harp Akademilerinde çalışmak üzere iyi derecede daktilo yazan bir erkek daktilo alınacak. Ücret 115 liradır. Sınavları yapılmak üzere İsteklilerin 25/Ocak/950 günü Harp Akademileri Personel şubesine dilekçe ve diğer veslkalarile birlikte müracaatları. (294-763)
Yeni gelen gayet zarif ve sağlam n
ELDİVEN — Çocuk KİLOT ve MUŞAMBALARI Sıcak su TORBALARI ile sair lâstik eşya çeşitlerini lütfen görünüz. ,
TAKSIM ECZANESİ — Beyoğlu mJ
Laboratuar aletleri satın alınacak
İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Satın Alma Komisyonundan:
1 Zemin Mekaniği Laboratuarı için satmalına komisyonu kâtipliğinde mevcut şartnamesinde evsafı yazılı elek takımı, e-tüv, kronometre, mikroskop terazi v. s. gibi lâbor âlet ve teçhizatı satın alınacaktır.
2 — Bu âletıer tamamen bir elden satın alınacağı gibi, ayrı ayrı müsait teklif edenlerden de alınabilir.
3 — Tekliflerin 25. Ocak. 1950 akşamına kadar komisyon başkanlığına verilmesi
4 — Posta ile gönderme halinde gecikmelerden doğacak ıtt-
- razlar kabul olunmıyacaktır. _________11331
Ankara Sular idaresi Müdürlüğünden:
1 — Keçiören Verem Hasta hanesine su verilmesine lüzumlu iki- adedi Dizel ve altı adedi Elektro motörpomp olmak ü-zere cem'an sekiz adet motörpomp gurubu kapalı zarf usulü ile satın alınacaktır.
2 — Alınacak motörpomp guruplarının fenni vasıfları ve takatları fenni şartnamesinde ayrı ayrı yazılıdır Şartnameler Ankara Sular İdaresinden (10) lira mukabilinde alınabilir.
3 — Sekiz adet motörpomp gurubunun (Ankara nakil ve yerine montajı, ve resLm vesair her türlü masrafı dahil olarak muhammen bedeli (112.000) lira (yüz on İki bin liradır.
4 — Geçici teminat 685ü lira olup Ankara Sular İdaresi veznesine yatırılacaktır.
5 — Motörpomp gurupları ve teferruatı İhale tarihinden itibaren 90 gün zarfında Ankarada idarenin göstereceği yerde teslim alınacaktır.
6 — İhale 3/2/950 tarihine müsadif cuma günü saat 15.00 de Ankarada Kızılay karşısında Sular İdarecinde teşekkül eden bir komisyon huzurunda yapılacaktır. Bu tarihten sonra verilecek veya postada gecikecek olan teklifler kabul edilmez.
7 — İdare, İhaleyi yapıp yapmamakta ve dilediği tipi beğenmekte serbesttir. (670)
İstanbul P.T.T bölge başmüdürlüğünden
1 — İdaremiz İhtiyacı için mühürlü numunesine göre fabrika manıulâtı üç büküm 1400 kilo sicim alınacakür.
2 — Eksiltme 6/2/1950 Pazartesi günü saat onbeşte Başmüdürlük Alım Satım Komisyonunda yapılacaktır.
3 — Sicimin muhammen bedeli 9660 Ura geçLcl teminatı 724 lira 50 kuruştur.
4 — Alâkadarlar mukavele, şartname ve sicim numunesini
görmek ve geçici teminatı yatırmak üzere hergün Başmüdürlük levazım şefliğine belli gün ve saatte de Ticaret Odası vesikası ve geçici teminat makbuzlariyle birlikte komisyon başkanlığına müracaatları ilân olunur. (707)
inşaat ilânı
Sümerbank Genel Müdürlüğünden
1 — Defterdar Yünlü Sanayii Müessesesl gayri mamul anbarı İle sair binalar inşaatı birim fiatı esasiyle ve kapalı zarf usulüyle eksiltmeye konulmuştur.
2— Yapılacak İnşaatın keşfi (620.000.—) lira ve geçici teminat miktarı (28.550,—) liradır.
3 — f.k^ııtme evrakı Ankarada Sümerbank Genel Muamelât Müdürlüğünden (50) Liraya alınabilir.
4 — Eksiltme 10 Şubat 1950 Cuma günü saat 10 da Ankarada Sümrebank Genel Müdürlüğünde toplanacak komisyon marifetiyle yapılacaktır.
5 — İstekliler teklif evrakı arasına, şimdiye kadar yapmış oldukları bu gibi işlere ve bunların bedellerine, firmanın teknik teşkilâtının kimlerden teşekkül ettiğine dair belgeler koyacaklardır.
8 — Bu eksiltmeye iştirak edeceklerin bir taahhütte (400.000,—) liralık demir konstrüksiyon ve betonarme İnşaatı bizzat ikmal ederek kabullerini yaptırmış olmaları şarttır.
7 — Banka İhaleyi dilediği şekilde icrada serbesttir. (734)

I

Comments (0)