V» » BUGÜN
£ 8 İNCİ SAYFA DA
AKŞAM
IJAIIARLIK BORDÜR. REYYE ve EKOSE KADIN YÜNLÜLERİNİ mutlaka arayınız. Markaya Dikkat
Sene 32 — No. 11235 — Fiat!: her yerde 10 kuruştur.
PAZAR 22 Ocak 1950
Sahibi: Necmeddln Sadak — Yazı İslerini fiilen İdare eden C. Bildik — Akşam Matbaası.
C. Halk Partisinde ihtilâf haberleri katî surette tekzip ediliyor
Genel Başkan Vekili diyor ki;
“Birbirimizden pek memnunuz. Hele hükümetle parti arasında su sıkmamaktadır bir tesanüt ve ahenk içinde büyük seçime doğru gidiyoruz,.
Bir kaç gündenberl bazı gazeteler Cumhuriyet Partisinde İhtilâl mevcut olduğundan, partide ıslahatçı ve tasfiyeci diye iki grupun çarpıştığından bahsediyorlar. Parti erkânı ve partiye mensup gazeteler bil şayialar: kati surette yalanlon-dırmaktadır. Cumhuriyet Halk Partisi mahfilleri ortaya atılan haberleri iftira ve tezvir diye karşılamakta, partide tam bir birlik olduğunu söylemektedirler.
Millet Partisi çevrelerinde bu İhtilâf doğrudan doğruya «Mümtaz Ökmen - Nihat Erim mücadelesi» şeklinde tavsif e-dilm ektedir. Tekrar çıkmağa başlayan Kudret gazetesi de meseleden bahsederken, kendi tâblrile «Nihat Erim - Mümtaz Ökmen düellosu etrafında bir takım tahminlerde bulunmuş ve: «İnönü, Nihat ErtnTl tutmazsa Mümtaz öknıen’ln muzaffer olacağını» ileri sürmüştür.
Yine bu partinin tahminine göre seçimlerin nisan ayında yapılması kararlaşmış gibidir. Bu karara hâkim olan sebepler şöyle izah edilmektedir: Nisanda etraf çamur olacağı için, köylülerin seçim sandıklan başına gitmeleri güç olacaktır. Buna mukabil CHP. srevetlne
Hilmi l’ran
dayanarak, taraftarlarını nakil vasi'-alorile sandık başına götürecektir. Seçimlerin bilhassa muhtar ve belediye lntlhaba-tındnn evvel yapılmasına itina edilecektir. Muhtarların çoğu C.HP. âzasıdır. Muhtar seçimi Önce yapılırsa. muhalefetin muhtarlıktan kazanacağı muhakkak sayıldığı için milletvekilliği seçimine CHP. muhtar -
lan iş başında iken gidilmek İstenmektedir.
Hilmi Uran ne diyor?
Son günler zarfında bazı gazetelerde çıkan haberler müna-sebetile mütalâasını soranlara C HP. Genel Başkan Vekili Hilmi Uran demiştir kİ:
— Bugünkü yazı hülâsalarını okurken bir takım İstanbul gazetelerinin partimiz mensuplan arasında yeni bir seçim ve kurultay İhtilâfı yüzünden hizipler belirdiğini, mevzu diye ele aldıklarını ve mevcutlara ilâveten bu defa da ıslahatçılar, tasfiyeciler gibi yeni zümreler çıkardıklarını gördüm. Yanlış ma liımat edinmiş olduklarını anlıyorum. Kendilerinin endişelerini gidermiş olmak için açik-lıyayını kİ merak edilecek bir halimiz yoktur. Birbirimizden pek memnunuz. Hele hükümet ile portr arasında su sızınamtk-ladır. Bir tesanüt ve âhenk İçinde yaşıyoruz, ve büyük seçime doğru gidiyoruz.
Vatan’ın yazısı
Bu sabahki Vatan gazetesi,
Hilmi Uran'ın beyanatındaki Reşat Aydmlınm duruşması sıra son fıkrayı ele almakta ve bu sında avukat Emin Akyüz aley-fıkradakl »Büyük seçimlere hinde âdaba aykırı bir şekilde doğru gidiyoruz» cümlesi 11e hitapla bulunduğu iddiası ile Hilmi Uran'ın seçimlerin kurul- Celu Cevheroğlu tara-
taydan önce yapılacağını İma tından vaki şikâyet üzerine An-
etliğini yazmaktadır.
Her tarafta yine kar yağmaya başladı
Karabük fabrikası
Sıcaklık derecesi düştü, Çoruh nehri yer yer dondu
İlk defa olarak Ferromanganez istihsaline başlandı
un
Lodosun poyraza çevirmesi ü-l zerine iki günden beri hava soğumuş, yeniden kar yağmağa başlamıştır. Kar dün ve dûn gece fasılalarla devam etmiştir. Bu sabah her taraf bembeyazdı. Termometre sıfır altında 3 derecedir.
Orta Doğu Anadolunun he- . men her tarafına bol kar yağmakladır. Kardan bazı yollar kapanmıştır. Kış. bLlhassa Doğu illerinde şiddetlidir. Çoruh neh-rinln yer yer donduğu, Borçka-dan Hopaya gitmekte olan üç kişiden birinin donduğu, ikisinin sıhhi durumunun ağır olduğu haber veriliyor.
Bursa havalisine, bilhassa U-ludagtt çok kar yağmıştır. Bundan faydalanan b’r çok kayakçı uiudaga hareket etmiştir.
h bir görünüşü
Karın kalınlığı Artvlnde 81. Karaköscde 45, Sivasta 22, Ulukışla da 14, çorumda 13. Siirtte 8.5, Gaziantepte 5. Çankırıda 4 santimetredir.
Memleketin muhtelif yerlerinde sıcaklık derecesi şudur:' Adana sıfırın üstünde ı, İzmir sıfır. Kayseri, Konya. Malatya sıfırın alında 3, Ankara 4, Kü-tahya5, Erzurum, Erzincan 7 derece.
Denizlerde
Karadenizde şiddetli fırtına hüküm sürüyor. Vapurlar limanlara sığınmışlardır. Kara-denlze çıkacak vapurlar ve mo-törler Büyülsderede bekliyorlar
Fırtına Marmarada şiddetlidir. Bu yüzden Bandırma ve Mudanya seferlerinde bazı aksaklıklar olmuştur.
Dün cet* kİ güreşte Haili Kaya has m mı tuşa getirirken
fFoto Ahmet Tona]
Reşat Aydınlanın avukatı
Baro takibata mahal olmadığına karar verdi
Ankara 22 (Akşam) — Birinci asliye ceza mahkemesinde
kara barosunca tahkikat açılmıştı. Baro yönetim kurulu yaptığı tahkikat sonunda yargıç tarafından Heri sürülen iddiayı sabit görmlyerck avukat Emin Akyüz hakkında ademi takip kararı vermiştlı.
Kiralık pansiyon
Dün geceki karşılaşmalar

Fr ansızları 7-1 yendik
Peniîvanlarımız mükemmel surette güreştiler, çok alkışlandılar
Ankara 22 (Akşam) — Karabük demir ve çelik fabrikası. Türkiyede İlk defa olmak üzere, birkaç günden beri ferro manganez İstihsaline başlamış bulunmaktadır. Demir ve çelik İstihsalinde başlıca madde olan ve bu cevherler mutlak surette karıştırılması gereken ferro manganez bugüne kadar beher tonu 229 250 dolara dış mende -ketlerden İthal edilmekte İdi. Böylece bu çok kıymetli madenin Karabük fabrikasının yüksek fırınlarında istihsal edilmesi her yıl büyük bir dovl2 tasarrufunu da temin edecektir.
Gerek ferro manganez, gerekse aynalı demir İstihsali, Türk mühendis ve teknisyenlerinin eseridir. Bu İstihsal ât do-layıslyle dış memleketlere açılmış olan ferro manganez akreditifleri Ticaret Bakanlığı tarafından İptal edilmiştir.
Bir heyelan
2 kişi Öldü, 4 yaralı
var
Gazetelerde şu tarz ilân ■ lar dikkati çekiyor: «Filan -ca semtte, kaloriferli, kon • IotIu bir pansiyon kiralıktır. Talpilerin, verecekleri fiyatı mektupla filânca postres tant adrese bildirmeleri.»
Arz ve talep kaidelerini alt üst eden bir teklif.
Yani, memleketimizde pansiyon o kadar azdır ki. pansiyon sahipleri odaları açık arttırmağa koymuşlar. Kapalı zarfla açık arttırma.
Biitiin medeni memleketlerde otelden ziyade pansî -yon vardır. İşpai ettiği dairede bir odayı, ecnebi, yerli bir insana, yemekli, yemeksiz kiraya % ermek ailenin şerefini ihlâl etmez. Bilâkis, orta kazançtaki aileler için bir tasarruf kaidesi sayılır.. Bu suretle aile dalıa derli toplu oturmak, içtimai te -mas temin etmek, hir ecnebi dil öğrenmek ve ecnebiye Lisan dersi vermek imkânını bulur.
Garplılaşma hareketleri esnasında, bizim âdetlerimiz arasına, evine pansiyoner almak usulü girmedi. Halbu ■ ki, pek çok ailelerimizin iş -gâl ettiği evlerde müsaıd o-datar vardır. Yemeksiz pansiyoner de. ayda yüz liraya, hattâ fazlnya kabul oluna -biliyor. Daha mütevazi evlerde, daha mütevazı fiatla...
Kapalı zarf usulii ile art tımıacaları yalnız belediye kontrolü ile değil, halkımızın pansiyoner kabul etmek usulüne rağbetiyle de sağla-
....ı. Yoksa bu gidişle
Konya 21 (Akşam) — Dün gece Dere köyünde vuku bulan ikinci bir heyelanda elektrik santralında çalışan işçilerden 1-klsl toprak altında kalarak öl-1 ya bilir iz. miiş, dördü ağır surette yara-' bir pansiyon odası, otel oda-Lannuştır. | sındım pahalıya verilecek.
Mart ayında Stokholmda yapılacak olan Avrupa Greko-Ro-men güreş şampiyonasına hazırlık Olmak üzere, Güreş federasyonumuz tarafından tertiplenen sert halindeki karşılaşmaların blrnclsl dün gece Spor ve Sergi Sarayında Fransız güreşçileriyle yapıldı.
Malûm olduğu üzere güreş federasyonu Fransız güreşçileriyle yapılacak müsabakalarda milli güreş takımımızın haricinde kalan istidatları tecrübe etmek düşüncesiyle müsabakaları Parls-İstanınıl ve Paris-Anka-ra şeklinde ve temsili mahiyette tertiplemiş ve bu bu hareketinde ne kadar haklı bulunduğunu da karşılaşmalar İspat etmiştir.
İstanbul takımı namı altında dün gece İlk müsabakayı yapan ve bir iki istisnası He tamamen genç elemanlardan teşkil edilen ekip cidden takdire lâyık bir müsabaka çıkarmış ve Spor ve Sergi Sarayını dolduran binlerce vatandaşımız da haklı olarak nta sporu olan güreşimizin İstikbaline artık emniyetle bakabileceğini bir kere daha anlamıştır.
Fransız güreşçilerinin bu spo» şubesinde fazla bir İsim yapmamış olduklarnu kabul etmekle beraber, aslanlarımızın gösterdikleri teknis faikıyet, kuvvet üstünlükleri ve rakiplerinin karşısındaki rahat ve emniyetli güreşleri bu işte cidden dünya çapında elemanlar yetiştirdiğimizi ispat etmiştir. Varolsunlar...
Son güne, hattı! son saata kadar Radyo İdaresiyle güreş federasyonu arasında çıkan bir İhtilâf yüzünden, müsabakaların radyo ile yayınlanacağı şüpheli vaziyette olduğundan, şehrimizin en uzak köşelerinde oturanlar bile aslanlarımızı ecnebi pehlivanlar karşısında görmek ve bir kere daha alkışlıya-bllmek İçin müsabakalar saat 21 de bağlıyacağı halde saat 18 den itibaren Spor ve Sergi Sarayının etrafını doldurmuştu.
Fevkalâde tedbirler alan polis kuvvetlerinin Spor ve Sergi Sarayına giden yollan muntazam kordonlar altına alarak biletsiz kimselerin ve bilhassa karaborsacıların önüne geçmek 1-
Yazan: Şati TEZCAN
çln âzami gayret sarfettlği görülüyordu.
Saat 19 da kapıların açıima-slyle bir saat gibi kısa zamanda koca salonun dolduğu görüldü. Şimdi artık hepimiz heyecanla
aslanlarımızın ringe çıkmasını bekliyoruz. Nihayet müsabaka saatinde çılgınca alkışlar arasında takımlar göründü. Fcansızlar lâcivert eşofman giymiş, göğüslerinde armaları bulunuyor; İstanbul takımı da düz kır-
(Ark&st sahile ’ sütun t de)
Yedi sene ormanlarda
yaşayan iki kardeş

Bakırköy akıl hastanesine götürülen çıplaklar neler söylüyorlar
ıltırfn alınan Mehmet ve Bekir
Bakırköy hxstanesir.de tedavi
Dün Giresundan şehrimize Mehmet ve Bekir adlarında iki deli getirilmiştir. Çrılçıplak vaziyette 7 sene Giresun ormanlarında yaşayan bu İki kardeş, bir tesadüf eseri olarak ormanda jandarmalar tarafından gö-
rülerek yakalanmıştır.
Saçları ve sakalları biribirlne karışmış bu İkiz kardeşler, vapurdan çıkarüdıkr&n sonra derhal Bakırköy akıl hastanesine götürülmüşlerdir Hastane-lArltası sallifc 2 sütun 5 de)
Sahife 2
AKŞAM
22 Ocak 1050
Sanat dostları
Şehrimizin san’at dostları derneği evvelki gün üç yaşına bastı. Bu münasebetle cemiyet lokalinde bir toplantı yapıldı ve gazetelerde san at dostlan cemiyetinin 300 âza s mın hangi meslekte olduklarını gösteren küçük bir istatistik neşredildi.
Benim de gazetelerde gördüğüm bu listeye göre san’ at dostlan cemiyetinin, yâni san'ati seven vatandaşlar ■ dan mürekkep olan bu topluluğun 300 âzasından 98 i resim, heykel, musiki, tiyatro, sinema şübelerine mensup san’atkârlardır. Bunların san’ati sevdiklerini meslek olarak san’ati seçmelerinden de bellidir. Yani bu cemiyet olmasaydı da onlar yine san'ati sevdiklerini isbat edebileceklerdi Geri kalanlardan 76 sı muharrir ve şairmiş ki. butılaruı da san’ati sevdiklerini isbat etmeleri giiç değildir.
İJst tarafı? bunlardan 14 i hukukçu. 15 i doktor, 37 si tüccardır ve san’at dostlan cemiyetinde olduğu gibi hayatta da az olanlar bunlardır. Eğer bizde canlı bir san’at hayatı, canlı bir edebiyat hayatı görülmüyorsa, meslek olarak san’ati seçmeyenlerin san’ate düşkünlük, hattâ yakınlık göstermemeleridir. Dedelerimi?. «müşteri-siz meta ? ay i di r» demişler. «Bir yerde nağmeni takdir edecek kulak yoksa boşuna nefes tüketme, başka makama geç!» demişler. Heyhat, bizde san'at hâla müşte-risiz metadır ve san'atkâr çaldığı nağmeyi takdir edecek kulak belki günün birinde çıkar diye hâla nefes tüketmektedir.
San'at dostlan cemiyetinin âzalannı, meslek itibarile sınıflayan cetvel de bunu göstermiyor mu?
Şevket RADO
Seçimlerde oylar aleni sayılacak
Ankara 21 (AA.) — Seçim
komisyonu bugün Denizli milletvekili Dr. Behçet Uz’un başkanlığında saat 10 da toplanmıştır. Seçim kanunu tasarısında, oyların sayılmasına müteallik maddelerin müzakeresine başlandı, Kaoul edilen esaslara göre:
Oylar aleni olarak sayılacaktır. Oy verme yerinde hazır bulunanlar sayımı takip edebileceklerdir. Oy verme müddeti tamam olunca, sandık kurulu başkanı bunu yüksek sesle ilân ettikten sonra, seçmen kütük listesinde yazılı olup oy vermiş olanların sayısı, isimleri hizasındaki imza vs parmak izleri «ayılarak, kaç seçmenin oy vermiş olduğu ilân edilecektir. i Bundan sonra, oy zarflarından ; kııllanllmıyanlar sayılıp oylarını veren seçmen sayısına eklenerek, sandık kuruluna teslim edilen zarf yekûnuna uygun olup olmadığı tesbit edilecektir. ı
Nihayet, sandık hazır bulunanların göziı önünde açılıp içindeki zarflar sayıldıktan sonra oylarını kullanmış olan sermen sayısına uygun olup olmadığına bakılıp, fazla çıkan zarflar gelişigüzel ayrılarak yakılacaktır. Sayım olurak yapılacaktır
başlanmazdan önce, sandık başkanı, ayrı ayrı siyasi partilere mensup iki üyeyi cetvel kayıtçısı olarak ve siyasî parti mensubu üyelerden birini sandıktan zarfları çıkarıp kendisine vermek diğerini de işlenecek oy pusulalarını torbaya koymakla görevlendirecektir. Vazifeli üye, sandıktan birer birer zarflan alıp başkana verecek, başkan zarfın üzerinde seçmenin kim olduğunu belli edecek bir işaret yoksa onu açlıklan sonra oy pusulasındaki isimleri birer birer okuyacak ve cetvel kayıtçısı iki üye ayrı ayrı cetvele kaydedecektir. O-kıınan pusulayı başkan mühür-liyerek vazifeli üyeye verecek o da torbaya atacaktır, Oy pusulasını isterlerse kurulun diğer üyeleri, adaylar ve müşahitler de görebileceklerdir.
Oy pusulalarına adayların adları ve soyadları yazılması mecburidir. Ancak, yalnzı ad veya royaddan adayın kim olduğu tereddütsüz anlaşılmakta ise verilen oy muteberdir.
Muteber olmıyaıı oy pusulalarını tesbit eden 101 inci maddede sayılmış bulunan hallere diğerlerinin eklenmesi hakkın-aralıksız da yapıları teklifler üzerinde Sayıma'uzun müzakereler japılmıştır.
Maaş kanununa ek bir madde kaldırılacak Ankara 22 (Akşam) — Maaş kanununa ek 5017 saydı kanunun dördüncü maddesinin kaldırılması hakkındakl bûkûniet adalet komisyonunca Meclis heyeti sevkedllmiştir.
teklifi
kabul edilerek umumlyeslne Bu tasan Meclisçe kabul edildiği takdirde. Adalet Bakanlığı merkez teşkilâtında bir vazifeden diğer bir vazifeye tercihan tâyin edilenler, yargıçlık ve savcılık sınıfından geldikleri takdirde harcırah alabileceklerdir.
Burmada dünkü yangın
Bursa 21 — Bu sabah saat 5 sıralarında Tuzpazar civarında Gümüşkesen mahallesinde Fehmi Balkişa alt Süslü terzihanesinde bir yangın çıkmıştır- İtfaiyenin vaktinde yetişmesine rağmen 3 ev ve 2 dükkân tamamen yanmıştır Zarar )00 bin Hra tahmin fdilmektedir.
Jandarma genel komutanı ve emniyet umum müdürü Bursa’da
Bursa 21 — Jandarma Genel komutanı General Nuri Berköz ile Emniyet umum müdürü bugün Karaköy yeliyle şehrimize gelmişlerdir. Emniyet âmirleri şehrimizde kendilerini alâkalandıran işlerle meseul olacaklardır.
Ekmek fiatı düşmiyecek
Un fiallerinin düştüğünü dün yazmıştık. Toprak Ofisten aldığımız malûmata göre Ofis, buğdayı bugünkü ekmek fiatinden daha pahalıya satın almış olduğu cihetle şimdilik ekmek flat-lerinde düşüklük bahis mevzuu değildir. Fiat tahavvülü perakende buğday fiatleri üzerinde görülmektedir. Halbuki Ofisin vaktinde külliyetli mubayaa yaptığı İlâve edilmektedir.
Mecliste yarın iki sözlü soru görüşülecek
Ankara 21 — Meclisin pazartesi gündeminde iki sözlü soru bulunmaktadır. Bunlar Hakkı Gediğin deniz İşletmeleri leşkl-lâtiyle, Amerikadan 1947 de satan alınan altı gemi hakkındakl ve Cevdet Kerim İncedaymın Cumhuriyetin onuncu yıldönümünde İlçe merkezlerinden gönderilen topraklarla Kıbrıs gençlerinin bir şişede tophya-rak yolladıkları kana dair sorulardır.
Gündemde bundan başka iş mahkemeleri kurulmasına dair olan kanun tasarısı görüşülecektir.
4Milletlerarası banka, 17 milyon dolar borç verecek
Vaşington 21 (AA.) — Milletlerarası Banka, Türkiyeye 17 milyon dolarlık ikrazda bulunmağı kararlaştırmıştır. Bu para, İstanbul ve İzmir limanlan İçin harcanacaktır.
Sabah Gazeteleri Ne Diyor?
Diin yapılan lig maçlarında
Mesken dâvamız
Nadir Nadi CUMHURİYET te diyor ki:
Bugünkü şartlar altında, sağlık kaidelerini de gözönündc tutarak, bir aileye kaç metre karelik yer lâzım olduğunu ve bunun bu kadar para. İle nasıl yapabileceğini artık ilgili uzmanlar muz düşüneceklerdir.
Şirketler veya kooperatifler kurmak, kat mülkiyetini ihdas etmek, geçen harbden sonra orta Avrupada yapıldığı gibi bir çok aileyi bir arada barındıran Gemclndohaus’lar sistemini îstanbulda tatbik etmek, fakir halka uzun vâde lie kredi temin etmek ve buna benzer tedbirler almak akla gelebilir. Çeşitli yollardan bir kaçını aynı zamanda denemek de mümkündür ve belki de faydalı şekil de budur. Her halde İstanbu-lun mesken derdi, çözülmesi bir an önce gereken dâvalarımızın başındadır.

Yüksek tahsil
TAN’da bu başlıklı yazısında diyor ki:
Münevver insan fabrikalarına; liselerde İyi hazırlanmamış, çoğu bilgi hasretini duymağa alıştırılmamış, zihinlerine türlü türlü yanlış fikirler zorla a-şıianmış binlerce genci barem kanununun ve askerlik hizmetlerinde sırf diplamanın temin ettiği imtiyazların cazibcsllc dolduruyoruz. Bunların vasati derecede bir miktarına olsun yüksek tahsili verecek adet ve kalitede hoca teinin etmiyoruz, akıncı ve idealist münevverden ziyade, zahmetsizce bir takım haklara ve İç teminatına kavuşmak emelini beşli yen, fakat işsizlikle karşılaşmağa ve cemiyete küsmeğe namzet olan yarım münevverlerden mürekkep huzursuz kafileler hazırlıyoruz, bir taraftan kendine güvenen cesur ve atılgan münevver genç yetiştirecek yollan tıkıyoruz, diğer cihetten taraftar tutmak, İstediklerini olsuıı tamamlle hoşnut kılan bir vasi devlet rolünü de yerine getiremiyoruz.
Her şeye rağmen yetişen kıymetli ve İdealist gençlerin ümit ve şevklerini besllyecck çalışma usullerine Ve İnsan istifası sistemlerine bir türlü Kanlamıyoruz. Sırf gösterişe ve sathiliğe güre ayarlanan bu şartlar karşısında bu memleketin hali ne olacak?

Boşaltacakları yerler çabuk dola
YENİ SABAH bil farhklı makalesinde diyor ki:
Halk Partisinin İktidardaki zevatı galiba hep o tatlı hâtı- I raian yâdederek o mes'ut gün- ! leri canlandırmak İstiyorlar. 1 Demokratlar veya Mülteciler 1 yani bugünkü muhalifler Mec- ' lise girmekten vazgeçerlerse biz onların yerlerini kolayca dol- j dururuz. Bu hususla hiç üzül- , meşinler diyorlar.
muhalefet teşkilleri Kurman ta ı ve yaratmakta Halk Partisi çok', tecrübelidir ama Türk milleti ! bir daha aynı oyunların tekra- ; rina razı olur mu?
İnönü
Ankara 21 (AA.) — Cumhurbaşkanı İsmet İnönü bugün Çankayada C. H. P Ankara İl idare kurulu başkanı Fuat Börekçinin başkanlığında, Beypazarı çlfçllerinden İhsan Eken, Fazıl Eken ve Hadi Çayır oğlu ile Beypazarının Taceddin köyü çlfçllerinden Ahmet Kaplan, Abdullah Seylân, Nuri Saraç ve Dikmen köyü çlfçllerinden Hakkı Demirci, Menmet Başarandan müteşekkil heyeti kabul buyurmuşlardır.
Filipinli hacılar
1700 hacı memleketlerine dönecek vasıta bulamıyor
Cidde 21 (Nafen) — Hacce gelenlerden bazılarının şimdi memleketlerine dönmedikleri bildirilmektedir. Bunların arasında 1700 Filipinli hacı bulunmaktadır. Bu hacıları Filipin -lerden getirmiş olan geminin kaptanı Clddeden mal yükleyebileceğin 1 tahmin etmiş ve hesaplarım ona göre yapmıştı. Şimdi ise gemi mal bulamamakta ve bu yüzden kumanya alamamaktadır. Filipinli hacılar da gemiye müşteri çıkması ve bu sayede yola koyulmasını dört gözle beklemektedirler.
Muhabirlerin bildirdiklerine göre, bu Filipinli hacılara Suudi Arabistan hükümeti bakmaktadır.
Diğer taraftan 5000 kadar Müslüman Hindlinin de memleketlerine dönmek için fırsat kolladıkları İlâve edilmektedir
Sivasta Kıbrıs için yapılan miting
Dün geceki karşılaşmalar
(Baş larafı 1 inci sahifede) m ızı eşofman taşıyorlardu. Güreşçiler ringde yerlerini alınca. Vali ve Belediye Reisimiz şehir namına Fransız güreşçilerine hoş geldiniz diyerek müsabakaları açtı ve bunu mütaakıp güreşçilerin takdimi yapıldı. Ve takımlar yekdiğerine buket ve bayrak verdikten sonra miisa-bakalara geçildi.
Müsabakaların tafsilâtı:
52 kilo
İlk güreş 52 kiloda Fransız Oilbert'in hakemliği altında Paris takımından Dore ile İstanbul takımından Fehmi Bü-yükmutlu arasında yapıldı. İkinci dakikada Fehmi güze! bir kara kol ile rakibini altma aldı ise de. Fransız güreşçi güzel bir köprii ile tehlikeyi atlattı. 5 inci dakikada Fehmi tekrar bir burgu takarak rakibini köprüye getirdi: 6 ncı dakikanın sonunda hakem hoyetl, Fehmiyi ittifakla üstün gördüğünden. Fehmi üstte, Fransız altta güreşmeğe başladılar. 7 nci dakikada kafa kol ile Doreyi altına atarak ezmeğe başladı ve nihayet 11 dakika 35 saniyede tuşla yendi.
57 kilo
tkınci güreşi. 57 kiloda Türk Kâmil'in hakemliği altında Paris takımından Bnmettinl ile İstanbul takımından Olimpiyat İkincisi Kenan Olcay yaptı, ilk 6 dakikada Kenan, hakem heyetinin ittifakıyle hâkim güreştiğinden, isteği üzerine güreşe ayakta devam etti 15 dakika nihayetinde Kenan, Fransıza, hakemlerin ittifakıyle galip ilân edildi.
62 kilo
Üçüncü güreşi. 62 kiloda Fransız Gullbert'ln hakemliğinde. Paris takımından Bielle ile İstanbul takımından Olimpiyat üçüncüsü Halil Kaya yaptı. Halil Kaya güzel bir burgu ile Fransız güreşçiyi 5 dakika 16 saniyede tuşla yendi.
67 kilo
Dördüncü güreşi. 67 kiloda Türk Veflk'in hakemliğinde Paris takımından Verdaine İle İstanbul takımından Olimpiyat şampiyonu Mehmet Oktav yaptı. 6 dakikanın sonunda hakemler kİ güreşçiyi berabere dununda gördüğünden, atılan ( kur’a neticesinde Mehmet Altta, adasın- Fransız üstte üç dairi İm güreşti-41.!____________1 ___________.
teremedikler İnden, kur’a atıldı. İk üç dakikayı Fransız üstte, Haydar altta, ikinci üç dakikada ise Fransız altta, Haydar üstte güreşiyor Gene netice çıkmadığından. İki güreşçi son üç dakikayı ayakta güreşerek geçirdiler. H-ıkelerln 2-1 ekseriyetiyle Haydar Zafer galip I-lân edildi.
87 kilo
Yedinci güreşi, 87 kiloda Fransız Gullbert'ln hakemliğinde Paris takımından Davidovlci ile İstanbul takımından Rızık Demir yaptı İlk « dakikada İki güreşçi be ra oe re durumda olduklarından, atılan kur’a neticesinde ilk üç dakikayı Fransız üstte, Rmık altta güreştiler. İ-kincl üç dakikada Rızık üstte, Fransız altta. Son üç dakikayı ayakta güreşerek geçiriyorlar ve neticede hakem heyetinin it-tifakıyle Rızık galip ilân edildi.
Ağır
Gecenin sekizinci ve son güreşi ağır sıklette Türk Ah m edin hakemliği altında Paris takımından G&ntzer ile İstanbul takımından Sabri Demiray arasında yapıldı İlk 6 dakika beraberlikle geçtiği İçin atılan kur’a neticesinde Sabri altta, Fransız üstte iiç dakika güreştiler. İkinci üç dakikada Fransız altta. Sabri üstte ’yi çalıştı. Son üç dakikayı ixi pehlivan ayakta geçirdiler. Neticede hakem heyetinin Ittifakıyle Sabri galip İlân edildi.
Bu suretle sekiz Greko - Romen güreş neticesinde İstanbul takımı Paris (akımına 7-1 galip geldi.
Bu akşam yapılacak müsabakaya çıkacak takım
Bu akşam Ankara takımı namı altında Fransız takımı karşısına çıkarılacak ekip. Güreş federasyonu tarafından şu güreşçilerden teşkil edilmiştir:
52 kilo: Halit Palamir,
57 kilo: NtLMih Akar.
62 kilo: Ahmet Bulut, 67 kilo: Tevflk Yüce.
73 kilo: Ali Özdemir.
79 kilo; Celâl Atik.
87 kilo: Adil Candetnlr, Ağır: Muharrem Caudaş.
F. Bahçe Beykozu 9 - 0 yenerek mevsimin gol rekorunu yaplı
G. Saray da I. Sporu 3-1 yendi
Diin lig maçlarına İnönü sta-. ruidan,₺!r pas alan Lçfter dor-dmda devam edilmiştir. Günün r’n'^n -ra
İlk maçını Fenerbahçe İle Beykoz yaptılar. Fenerbahçenin gü- ı zc| oyunu karşısında ancak bir ı haftayım, dayanan Beykozlular, ı İkinci devrede dördüncü golden sonra gevşediler. Lefterin fev- ı kalâde oyunu karşısında da Fenerbahçenin mevsimin gol re- : korunu yapmasına mâni ola- i madılar. Bu suretle Fener- 1 Filhakika^bahçeliler lig maçlarının • kurmakta, m devresinde büyük dedikodu- I ..........lara maruz kalan Beykoz gali- • biyelini bu sefer hiç bir hâdi-şeye meydan vermeden 9-0 gibi açık ve farklı bir netice ile yenmiş oldu.
Günün İkinci maçını Galatasarayla İstanbulspor yaptılar. İlk devreyi rüzgâr aleyhlerinde oynayan GalatasaraylIlar Istan bulspor hücumlarına fırsat vermediler- İkinci devrede de rüzgârın sayesinde GalatasaraylI- ı lar daha akıllı hareket ederek , İstanbulsporlulan 3-1 yenmesini bildiler.
Fenerbahçe - Beykoz
Günün İlk maçı saat 13 te Feridun Kılıcın hakemliği altında Fenerbahçe İle Beykoz a-raşırıda yapıldı.
İlk devrenin 7 nel dakikasında Beykoz müdafaasının defe-demediği topu Halit kafa üe Beykoz kalesine atarak Pener-bahçeye ilk golü kazandırdı.
19 uncu dakikada Fenerbahçe baskısından bunalan Beykozlu- : lar Lopu yine defedemediler. Bu sefer Halit yerden sıkı bir şütie Fenerahçeye İkinci golü kazandırdı. ,
40 inci dakikada Müjdat sakatlandı, oyundan çıktı. Bu sırada Cemal sol açığa Halit sol açe, Mehmet A)| santrfora, Erol : sağiçe, Lefter de sağaçığa geçtiler Devre de öylece 2-0 Fener-bahçenln lehinde bitti, ı
İkinci devreye Beykozlu! ar başladılar. Fener bahçede Miij-dat yerini almıştı. Lefter sağ açık Erol sağiç, Cemal santrfor, Mehmet Ali sollç, Halit de sol > açık oynuyor. ;
Devre başlar başlamaz Bey- , kozluların ayaklarından topb kapan Fenerliler hücuma geçtiler ve Eroldan yerinde bir pas alan Cemal Fenerbahçeye û-çüncü golü kazandırdı.
12 nci dakikada ftnî bir Fenerbahçe hücumunda yine E- (
BORSA
ÇEKLER
»80 M.II30 e* 03 n.ttvo
5 40
9.73SO
ESHAM VE TAHVİLAT % » FAİZLİ TAHVtLLra
Sıvat • Erzurum i
Sivas - Erzurum Z-7
19*1 Demiryolu I
UHi Demiryolu U
1B-I1 Demiryolu İD
Milli Müdafaa
Milli Muoafaa 11
Mi Ih Müdafaa Ol
Milli Müdafaa rv,f
Sivas 21 (A A.) — Sivas
gençliği bugün saat 13 tc, Kıb-j ns Rumlarının Kıbns da yaptıkları plebisite ve Ati-')er. ikinci üç dakikada Mehmet na üniversitelerinin aynı ada üstte. Fransız altta; netice çık-hakkmdakl .isteklerine cevap' mayınca son üç dakikayı iki olarak büyük bir miting yap-1 güreşçi ayakta çalışarak geçir-mışlardır. Bütün Sivas gençli- meğe başladılar. Neticede Meh-ğinin iştirak ettiği bu miting-1 met Oktav hakemlerin ittifa-de, Anadolunun bölünmez bir. kıyle galip ilân edldi. parçası olan Kıorısuı şimdiye kadar Türk olduğu ve bundan sonra da Türk kalacağı tebarüz ettirilmiş ve miting Türk gençliğinin ağır başlılığına yakışır bir şekilde sükûnetle sona ermiştir.
Pariste mevsimsiz bahar
Paris 22 (Nafen) — Havaia-nn gayet acayip bir şekilde gitmekle olduğu görülmektedir. , İlkbahara iki ay kala Parisin merkezinde bahçelerde çiçekler ; açmağa başlamıştır.
73 kilo
Beşinci güreşi, 73 kiloda Fransız Gulibertln hakemliğinde Paris takımından Chesnaud İle İstanbul takımından Yahya Kalkan yapü. ilk 6 dakikada hakemler Fransızı üstün gördüler. 15 dakika neticesinde Fransız güreşçi Chesnaud, hakemlerin ittifakıyla galip Uân edildi.
79 kilo
Altıncı güreşi, 79 kiloda Türk Mustafanın hakemliğinde Paris takımından Brunart ile İstanbul takımından Haydar Zafer yaptı, ilk 6 dakika, iki güreşçi birbirlerine üstünlük gös-
7 sene ormanda yaşayan iki kardeş
(Baş tarafı 1 inci sahifede) de her üdsl de tıraş ettirilmiş ve banyoya sokularak yıkanmıştır
Dün hastanede kendileriyle konuşan gazetecilere. Mehmet, 36 yaşında olduğunu söylemiş ve «ormanda ne yediniz?* sualine:
(— Çok çok meievcen ve kuş eti yediŞ. Bol bol da su içtik.a cevabını vermiş ve meievcenin ormanlıkta yetişen besleyici bir ot olduğunu söylemiştir
— Ormanda hep çıplak mı dolaştınız. Üşümediniz mi?
— Orman soğuk olmaz ki...
— Vahşi hayvanlardan korkmadınız mı’
— Biz iki kardeş hayvanlardan değil, insanlar tarafından görülüp yakalanmaktan korkuyorduk. Nihayet korktuğumuz başımıza geldi,
d üncü Fenerbahçe gplüou de yapınca;" rüzgâr (rtüöjtderinde oynayan Bey kozlular çöaüiu verdiler ve goller de birbirini takip etmeğe başladı.
20 nci dakikada Lefter beşinci, ^3 üncü dakikada yine Lefter altıncı, 39 uncu dakikada yine Lefter yedinci. «3, üncü dakikada Cemal 8 inci. 44 üncü da kik ada Müjdat 9 uncu golleri Fa nerbahçeye kazandırdı. Oyun da böylece Fenerbahçt-nin ve bilhassa Lefterln fevkalâde güzel oyunu ile Bcykozun 9-0 gibi büyük bir farkla mağ;0p olmasını intaç etti-
Fenerbahçe: Cihat - Kâmil, Hilmi - Müjdat, Samlın, Nus-ret - Erol, Mehmet AH, Cemal, Lefter, Halit.
Beykoz; Selman - Mehmet, Nureddin - Fikri, Rcfc-t, Fehmi-Hlkmet, Sami, tdris Orhan, Gazan fer. -O
Galatasaray - 1. Spor “2
Günün ikinci m açını saat
15 te Galatasarayla İstanbul- (0 spor Sulhl Ganinin hakemliği altında yaptılar.
Oyuna başlayan raylılar rüzgâr aleyhlerine olmasına rağmen mütemadi şekilde oynadıkları İstanbulspor kalesi önünde netice alamadılar ve ilk devre böylece golsüz olarak 0-0 berabere bitti.
İkinci devrede rüzgârı lehlerine alan GalatasaraylIların işi sıkı tuttukları görülüyordu. Nete kim 7 nci dakikada Garbisin sağdan çektiği korner atışiyle ilk gollerini kazandjzç. Gıolden sonra nedense GalatasaraylIlar gevşediler ve bunun acısını 16 ncı dakikada âni bir fetanbul-spor hücumunda Salim sıkı bir şütle takımını beraber duruma sokan golü yaptı.
GalatasaraylIlar tekrar hücuma geçtiler ve oyunda bariz bir hâkimiyet kurdular ve aradan bir dakika bile geçmeden İsfendiyarın sürüp ortaladığı topa güzel bir kafa vuruşu yapan Gündüz takımına ikinci ve galibiyet golünü kazandırmış oldu
23 üncü dakikada Gündüzün sürüp ortaladığı topu santrfor yerine deplesman yapan İsfen-diyar yakalayarak sıkı ölr şütle Galat&saraya üçüncü golü de kazandırdL Oyun di bu suretle GalatasaraylIların Tstanbulspor-lulara 3-1 galebesiyle sona erdL
Galatasaray: Turgay - Fazıl, Ruhi - Musa. Bülent Doğan -Isfendiyar, Mustafa, Gündüz, Muzaffer, Garbis.
İstanbulspor: Turan - Mustafa. Sata - Hidayet. Kâmil, Nevruz - Salim. Aydemir. Toros, Tayyar, Metin,
Haluk SAN
Galatasa-
O Û_ (M
o
o $2 (D >
0 P
% * CAIZL1 TAtaVlLLEB
KalKtrUUA 1 97.50
KalKınma n
Kalkınma İD 97.75
MS istikran i »7.50
M8 IstIKrazı n 97.25
İMİ Demiryolu 97 —
t »49 IsUkran L 99.
% S FAİZLİ TAHVILLEB
1933 Ergani 25 —
193» İkramıyeli 31J25
MJin M(Wa(M 30543
Demiryolu V W-
Demiryolu IV 1M.6O
% «S FAİZLİ TAHVİLLEH
M9 tahvili 9550
AN AD OL O DEMİTIYOLU CBVPD Tahviller 1*3 ,8T-—
Hisse senetleri 1 EO
Mümessil şenel e8~
Ankara lig maçları
Ankara 21 (A.A.) — Bugün
şehrimizde Ankara lig maçlarına devam edilmiştir Birinci kümede, Emniyet Kalespora 4-1 galip gelmiştir İkinci maç Harb okulu İle Hacettepe arasında idi. Bu maçın hakemi Ziya Ozan, sahanın karla kapalı ve havanın yağışlı olması dola-yısiyle maçı tehir etmiştir.
Giuliano’nun annesi ser be s bırakıldı Palermo 21 (AA ) — Sicilya haydudu Giulianonun anası bugün öğleden sonra ser be s bırakılmıştır.
ŞİHKET HİSSELfiBİ
McrR«? Bimknsı 130 —
t| Uankası 25 J0
T. Ticaret Bankan 5.-
Aralan ClTirnlo 1A—
SAHHAFLAHDA ALTIK
frauatar
Gulden 41.—
TürK iırsn 4130
Sterlin 54 M)
Külce «17
Hr;al 44.®
Ekonomi Bakanlığında iş takibi
Ankara 22 (Akşam) — Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı Bakanlıkta bilhassa dış ticaret dairesinde iş takibini yeril usullere bağlamıştır. Müracaat sahipleri bundan böyle İşlerinin neticesini kalem ve sair yerlerden değil, ancak ticaret dairesi başkanı 11e muavininden sorabileceklerdir,
İş sahiplerinin araya mutavassıt koymamaları da ayrıca kendilerine bildirilecektir. Bu hafta içinde bu mevzula alâkalı bir tebliğ neşredilecektir.
: ra
FaKSAMo^AKŞAM.?-]
İş Nikbinliği
Vali doktor Fahreddin Kerim Gökay, muhtelif semtleri geziyor. Bir kaç gün evvel de Kasımpaşa'ya uğramış. Gelişi güzel bir kahveye girmiş. İskambil oynayan dört kişiye yaklaşıp (Gazetele -rin yalancısıyız, sayın meslektaşlarım bu tâbiri mazur görsünler, kullanmağa mecbur oldum. 1 ellerinden kâğıtları çekmiş:
— Şimdi iş saati! Niçin böyle aylak aylak oturuyorsunuz? — demiş.
Çıtır koz kırmakta olanlar, bu tepeden inme ASO’yu karşılarında görünce kaput olmuştan betere dönmüşler. O derece mephut olmuşlar. Sultan Mahmud, tebdil ge • zer, alârivayetin, afyonkeşlerin kahvesine bacadan inermiş. Ve, bu tarihî sahneler ekseriya Kasımpaşa semt (erinde belirirmiş, öyle tasav vur ediyorum, iskambilkeş -ler, o anda zaman, mekân ve hüviyet kargaşalığı içinde kalmış olacaklar.
İçlerinden biri kekelemiş:
— Biz mensucat ameleliyiz, efendim. Son buhran dolayısıyla bizleri işten çıkardılar. Belki de gazetelerde okumuşsunuzdur?
Vali, 'önlerinde bir ümıd kapısı açmış:
— İşsiz oturmak olamaz. Mensucatçılıktan başka iş yapamaz mısınız?
— Her is elimizden gelir.
— O halde, kâtiplik, memurluk hariç olmak üzere size bir iş bulabilirim.
Bu sefer de Hızır diye eteğine yapıştıklarını tahmin ediyorum.
Fakat, neticeyi de tahmin etmiyor değilim.
Meselâ, vali, kendilerini iş bulma kurumuna göndere -çektir. O kurum da, benim ayrıca bu sütunda yazdığım misalde olduğu gibi, dört ameleye ayda otuz liralık (Evet otuz liralık) birer iş bulacaktır.
Hani. Sultan Mahmud. bir adamı hâzinesine sokmuş. Adama, bir kürek altın almak imtiyazını vermiş. A • dam da telâş yüzünden kü -reği ters «allayıp bir menfaat elde edememiş.
Ve:
— Vermeyince Mabut neylesin Mahmud. - demiş, geçiştirmişler.
Belki bu ona dönme- inşallah dört iskambilkeşin akıbeti hayırlı olur. Çalışma hayatının semerelerini bol bol toplarlar. Kısmetleri açık olsun.
Fakat, bahsi geçen i« bulma kurumuna kayıtlı dört bin beşyüz ( 4500 > işsiz daha vardır. İstanbuldaki işsizlerin ekseriyeti ise, bu kuruîna baş vurmak söyle dursun, onun mevcudiyetini dahi bilmiyorlar. Acaba, hepsi birden kahvelerden, han köşelerinden, harabelerden, oyuklardan konuklardan başlarını uzatsalar:
— Biz de varız, yahuî -deseler, Mahmud neyleye -cek?
içlerinden üç. beş kişiyi kenara çekip kulaklarına şöyle mi fısıldayacağız:
— Al şu elden geldiğimle idare et. diğer âdem evlâd-ları kardeşlerimiz işitirlerse, otuz liralık işi bile bu -lam azsın
Yok hayır, tenkiti etmiyorum! Bu gayreti, bu faaliyeti nahoş da görmüyorum.. Fakat, idrakimin ele oyu • ğ-undan, boğuğundan da bazı tenkidkâr kafalar uzanıp bana soruyor:
— Şimdiye kadar biiyük şehirlerimiz başka bir ida -reye, kasabalarımız ve köylerimiz ise bambaşka idarelere tâbi gibiydiler. Acaba bundan sonra İstanbul şehri de mi övle olacak? Bey -oğlunun bir kahvesine girip, bir kulübüne dalıp dört is -kanıbrfkeşe aynı ihtarda bulunmak mümkün müdür? Ve ilh, ilh. . (Bu mantığın devamı.)
Bu mantık ne şekilde devam ederse etsin, tekrarlıyorum ki, maksadım, bir ıslah-Ç* büsnüniveti çeimelemek değildir. Kasımpaşa ve Üsküdar in voliarmda pusu kuran yoktur. Valimiz, yine, incelemelerine devam etsin; ve inşallah kaymakamlar da, nahiye müdürleri de. diğer vazifedarlar da kendisi-
Boş ev ve apartmanlar
Bunların kiralarını ucuzlatmanın yolu bulunması temenni ediliyor
Şehrimizdeki mesken buhranına çare bulmak üzere evvelki gün alâkalılar toplanarak görüşmüşlerdi.
Az gelirli evsiz ailelere mesken temin etmek çok güç ve o nispette de zaman isteyen bir İŞ telâkki edildiğinden belediye mesken meselesiyle hakikaten meşgul olmak İstiyorsa evveli istanbulda pahalılık yüzünden boş duran evlerin kirasını ucuzltamanın yolunu bularak bunların tutulmalarının temin edilmesi temenni edilmektedir.
Filvaki alâkalılar şehrimizde pahalı olduğu için tutulamıyan (500 ilâ &ooo ev ve apartman olduğunu söylüyorlar. Yerinde olan bu temenni İle belediyenin alâkalanması beklenilmektedir.
İstanbul telefon idaresinin dahili numaraları
İstanbul telefon İdaresi tara, fından alınan yeni bir kararla yarın sabahtan İtibaren (05) numara saati. (04ı numara telefon başmüdürlüğünü. (02) de şikâyet bürosunu verecektir.
Bir hafta içinde İstanbula gelen ithâl malları
Son bir hafta zarfında limanımıza gelen ecnebi şilepler 57 ton boya, 17 ton cam. 202 ton gazete kâğıdı, 16 ton karton, 9 ton yumurta tablası, 85 ton saç, 88 ton çinko levha, 30 ton çivi, 25 ton kına, 41 ton sigara kâğıdı. 18 ton deri. 13 ton naftalin 43 ton demir eşya. 156 ton tebeşir tozu. 117 ton asid sülfürik, 26 ton karpit, 14 ton su serpme âleti, 55 ton amonyum hidrat, 11 ton soba, 135 ton çelik levha ve 133 ton ziraat âleti getirmişlerdir.
Yalovalılarm Valiye teşekkürü
Yalovadakl rıhtımın İhale edilmesi üzerine Yalova belediye başkam Safa Türün ataç İstanbul Vali ve Belediye Başkanı Ord. Prof. Dr. Fahrettin Kerim Gökay'a Yalova halkının teşekkür ve tahassüslerini bildirmiştir.
Bir Amerikalı kızın
Anadoluda seyahati
Tek başına seyahat eden Miss Fay Kirby gördüklerini anlatıyor
Mlss Fay Kirby namında bir Amerikalı kız tek başına Aııa-doluyu dolaşmıştır. Bu seyahat hakkındakl müşahede ve intihalarını şöyle anlatıyor:
«Eski eserleri görmek, halkın âdet ve ananelerini öğrenmek İçin Anadoluyu gezdim. Mail vasiyetim, beni elimde mevcut az parayı tasarrufla harcamağa mecbur ettiği için trenlerde üçüncü mevkide seyahat ettim ve ancak İhtiyaç hasıl odukça para harcadım. İld ay süren seyahatim esnasında günde ortalama masrafım. 3 lira seksen kuruşu geçmemiştir. Bu miktar para sarfile seyahat edebilmek İmkânı mevcut olduğunu göstermek için bunu zikrediyorum.
Anadoludakl oteller, yolcuların İhtiyaçlarına pek az elverişlidir. D. D. T. mucizeler yaratmış, ve eski mahzurları ortadan kaldırılmıştır. Fakat dışa rj çıkıldığı zaman tuvalet yapmak vasıtaları ancak erkeklerin kahvelerini içtikleri salonlarda mevcuttur. İlk gecemi bir otelin alt kat odasında geçirdim. Odamın önü balkonlu idi. Bu balkondan odaya girmek mümkündü. Valizimi kapının arkasına bir ipe bağlıyarak astım. Bu. bir ihtiyat tedbiri İdi. Biri odadan girmek İsterse, valiz yere düşecek ve gürültüden uyanacaktım. Ertesi sabah, valizi yerde buldum. Anlatılan geceleyin biri kapıyı kurcalamış. valiz yere düşünce, odasına dönmüştü. Bu teşebbüs bir daha tekerrür etmedi.
Trenle seyahat edenlerin yanında bıçak bulundurmaları lâzımdı. Bıçak, kendisini müdafaa etmek için değil sofrasına lüzumlu eşyayı tamamlamak İçindir.
Malatya Ue Diyarbakır arasında başımdan hoş bir hâdise geçti. Trene bindiğim zaman oturacak boş yer bulunmadığını gördüm. Polis memuru, beni bLr yolcuya tevdi ederek bana yer aramağa gitti. Asker vagonuna bindim. Bir asker, tahta
kanape üzerinde uyuyordu. Askerler. bana yer vermek İçin sıkıştılar, «buyurunuz abla» diyerek bana yer verdiler, oturdum. Polis memuru dönüp, beni orada görünce hayrette kaldı. Bana pencerenin yanındaki mevkii vermelerini talep etti. Bütün itirazlarıma rağmen bana pencerenin yanında bir yer verildi. Polis, valizimin sahan-iık t an kaldırılıp bulunduğum kompartımana getirilmesini istedi.
Askerler, valizimi elden ele vererek karşıma getirip yerleştirdiler. Polis, unları bir kenara çekerek yolda kimse tarafından rahatsız edilmemekliğime dikkat etmelerini tavsiye etti. Ben onların misafiri İdim. Sabaha karşı uykum geldi. Sık sık bana «Günaydın* sözlerlle hitap ediyorlardı. Askerler bana gülümsüyorlardı. Çehrelerinde bana karşı besledikleri İyi hisleri okuyordum. Şunu söylemeliyim kİ, Türklyede yolcular, namuslu ve mülteflttlr-ler. Bir yolcuya eşyanıza dikkat etmesini söylediniz mİ emniyetle trenden iner ve şairane manzaraları seyretmeğe gidebilirsiniz. Askerlerin başında bulunan subay Dlyarbakırda kaldığım müddetçe lisede misafir edilmemi cemin etti.
Türklyede böyle bir seyahat yapmakla, misafirperverliğin manâsını daha iyi anlayabilirsiniz. Türk milletinin ecnebilere gösterdiği misafirperverliği haz ve memnuniyetle zikretmeliyim. Bu sayede Anadolunun hayatını daha İyi anlayabilirsiniz. Pazarları dolaşırken bir tacirle tanıştım. Tacir, seyahat-1 arımı ve Amerikadakl hayatı anlatmamı sık sık rica etti, beni dostlarından birinin mağazasına götürdü. Tacir, binilir gece masallarını andıran eşyalarını hayretle dolu gözlerimin önünde açıp bana gösterdi ve ailesiyle beraber, beni evinde yemeğe davet etti. Ka-nslle tanışacaktım. İş adamı olan biz Amerikalılar İçin böyle bir teklifteki samimi ma-
nâyı anlamak güçtür. Teklifi reddettim, tacir, biz ecnebilerin niçin böyle samimi teklifleri reddettiğimizi anlayamadığım söyledi. Nihayet, öğleden sonra karısını ziyarete razı oldum. Pilâv ve diğer Türk yemeklerini pişirmeği öğrendim.
Urfada halkevi şerefime halk oyunları tertip etti. Bu danslar-1 dakl hareketlerin manâsını anlamak İçin zuma ve davulun seslerine alışmak lâzımdır. Halk oyunlarının çok yüzel ve zarif nüansları vurdu-.
Gaziantep köylerinde yerli damları gördüm. Bunların arasında en iyisi «Horoz* dansıdır. Başka bir fırsatta eski ve yeni adetler arasında bir kıyaslama yapabilirdim. Ba Irada
tütün pazarını geziyorduk, bir fotoğraf çektim. Yaşlı bir kadının ne yaptığımı anlamak istediğini gördüm. O kendisine vermek istediğini İzahata lâkayd kaldı. Dostlarımın bir pazarın nasıl olduğunu görmeleri İçin bu fotoğrafı Ame-rlkaya göndereceğimi söyledim. İhtiyar kadın bir defa daha makineme baktı ve başını sallayarak uzaklaştı. Bir müddet sonra, bir kasabadan başka bir kasabaya gitmek için otobüs beklemekten uzanmıştım. Derken bir kaptıkaçtı gelerek durdu. Kaptıkaçtıya binerek çuvallar ve fıçılar arasında yerleştim. Yolda konuşmağa boşladık. Bazı gençler, yalnız başıma seyahat ettiğimi öğrenince ilgi gösterdiler. Fakat tarla mahsullerini daha ziyade iyileştirmek çarelerini gösterdik lerl alâka daha büyük oldu, içlerinden biri buradan ne zaman tekrar geçeceğimi sordu. Arzulu, modern ziraat usuller 1-vç mahsullerin muhafaza tedbirleri hakkında benden daha fazla bilgi edinmekti. Seyaha-' timin mükemmeliyeti hakkında göstereceğim en büyük delil, 1950 senesinde de Türkiye-de bitirdiğim seyahat gibi daha bir çok seyahatler yapmak isteğinde bulunmaklıfiımdır.
Yabancı garsonlar
İşlerine nihayet verilmek için dört y kaldı
Hükümet verdiği bir kararla ecnebi tâblyetlnde olan garsonların şehrimizde ve memleketin diğer yerlerinde çahşa-mıyacaklarını bildirmişti. Bunun için beş aylık mühlet verilmiş ve bu müddet zarfında Türk tâblyetlnde olmayan garsonların işlerinden çıkarılarak yerlerine Türk tâblyetlnde olanların alınması alâkalılara tebliğ edilmiştir.
Şehrimizin büyük müesseseler!, garsonların vaziyetlerini tetkike başlamışlar ve mesleğinin ehil olan garsonlardan ekserisinin Yunan tebaası olduğunu tesblt etmişler ve mühletin bilmesine kalan 4 ay İçinde yeni garsonların yetiştirilmesi yoluna başvurmuşlardır.
Alâkalılar bundan sonra garsonlar İçin belediyenin açtığı kursun ehemmiyet kazanacağını söylüyorlar.
Garson bahşişleri
Çalışma Bakanlığı yeni bir kararanme ile müşterilerden alınan yüzde onların garsonlara verilmesi İcap ettiğini kararlaştırmıştır .
Bu kararnamenin bazı mahzurlar doğuracağı ve yeniden pahalılığa sebep olacağı İddia ediliyor Muhallebici ve pas-tah anelede, kahvehanelerde çalışan garsonlar müşte -rllerden para almamaktadırlar. Halbuki yeni kararnameye göre bu gibi yerlerin garsonları da yüzde on İsteyeceklerdir.
Garsonlar sendikası
İstanbul garsonları sendikası Perşembe günü saat 15 de Beyoğlu halkevlnde toplanacaktır.
Noksan vezinli ekmek ve sandviçler Dün yapılan belediye kont-rolunda 292 müessese teftiş edilmiş 27 si hakkında zabıt tutulmuştur. Bu teftiş sonucunda 2099 sandviç ve noksan vezinli 400 ekmek müsadere olunmuştur. Sandviç yapan 7 fırıncı milli korunmaya verilmiştir.
Elbirliği
Konferans
Salt Sadi Dânişmendgâzioğlu, (Atom çağında yeni hayat şartları» konusunda Cuma günü saat 17J0 da İstanbul Teknik üniversitesi salonunda bir konferans verecektir
ni taklide kalksınlar.
İllâ mesele şudur ki: İş müsmir olmalı. Ferde, aile -ye, memlekete faydalı olmalı. Kürek mahkûmlarına verilen en büyük ceza, bir taş yığınını sabahtan akşama kadar (A) noktasından (B) noktasına taşıtmak ve ertesi giin, (B) noktasından (A) noktnsına geri taşıtmakmış İnsan ruhu, semeresiz iş gördüğü için, büyük bir inkisarla karşılaşır. İlle iş bulmak deyince, bulacağımız işler bu neviden faydasız, semeresiz bir «sebeplendirme» olmamalı . Müsmir iş ya -ratmalı. Bu memlekette iş mi yok? Bugün devlet başında bulunanlar ve yarınki seçimlerle devlet başına geçecekler iş yaratmalıdırlar O kadar methü senası edi -len serbest piyasa da. kezâ, İŞ yaratmalı. Birbirine zıt rejimlerde, Amerika'da. Almanya'da, sosyalist ve ko -münist memleketlerde, rejimlerin bütün gayreti, insanları işsiz bırakmamak hedefinde toplanıyor. Medeniyet de hu mihanikiyetle i-Ierliyor. Bizde de başlıca gaye bu olursa, Kasımpaşa kahvelerinde güpe gündüz zatcıı iskambil oynamazlar. Ve Beyoğlu pastalın neleri birer iş randevu yeri halini alır.
Asıl hüner bu «iş nikbin -liği» ni yaratmaktadır.
(Vâ - NÛ)
Üstat Yahya Kemal
Edebiyat fakültesi talebesinin ziyaretinden çok mütehassis oldu
t. t). T. B. Edebiyat Fakültesi Talebe Cemiyeti adına Aylıan Altan ve Kemal Demirci'den müteşekkil bir heyet üs ta d Yahya Kemal Seyatlıyl Cerrahpaşa hostahaneslıtde ziyaretle görüşmüştür.
Üstat 9 sene hocalık ettiği e-deblyat fakültesinin temsilcilerini büyük jlı heyecanla karşılamış ve gençlere hitaben:
— Edebiyat fakültesi talebesinin bende mutena bir yeri vardır. Bana 9 sone hocalık yaptığını bir müesseseden gelen ha-vnyı teneffüs etmenin manevi zevkini d uyurdur uz. demiş ve kendisinin «lâftan olduğunu şimdi fakültede eslâfmn kimse bulunup bulunmadığını sorduktan sonra gençlerin getirdikleri çiçek buketine İşaîet ederek:
— Bunları Edebiyat fakültesi talebesinin sevgilerinin nlşn-nesi olarak ayrı ayn sak Uyacağım ■ Bilemezsiniz çocuklar, ne kadar memnun ve mes'udıım. Üstat fakülteye ait hatıralarından bahsettikten sonra İki elini birden ağzına götürerek buse işareti yapmış ve:
— Ufak bir hastalık amma doktor bırakmıyor, kimse 1le gö rüştürmüyorlar demişse de dok tor:
— Üstadım hastalık ufak amma hasta büyük diye cevap vermiştir. Gençler daha razla rahatsız edilmemesi için üstadı doktoru Ue başbaşa bırakırken âcil şifalar dilemişler ve üstadın arkadaşlarına yolladığı sevgilerini ulaştıracaklarını ifade ederek ayrılmışlardır.
Belediye suçları ile meşgul olacak Sulh Ceza Mahkemesi
Belediye nizamlarına aykırı hareket eden esnafa ve diğer kimselere verilen belediye cezaları İçin yapılan İtirazlara bakacak yeni bir mahkeme teşkil edilmekte olduğunu ve yargıcının da tayin edildiğini yazmıştık.
Belediye, bu mahkemenin belediye dairesinde olmasını İstemişti. Adalet Bakanlığı İse yeni mahkemenin de diğer mahkemeler gibi Adliyede İş görmesini muvafık bulmuştur.
Bu yeni mahkemeye Dördüncü Sulh Ceza Mahkemesi İsmi verilmiştir. Hakimliğine Zübey-de Yeğenil tayin edilmiştir.
Bu mahkeme adllvecte |ş görmekle beraber münhasıran belediye itirazlarına bakacaktır.
Millî oyunlar gecesi
Eminönü Halkevi Dll-Edebl-yat Şubesi Milli Oyunlar kolu ta rafından 22 ve 23/Ocak/1950 günleri saat »20-30» da bir (Milli Oyunlar Gecesi) tertiplemiştir, ____________
Darülacezenin ıslahı
Darülaceze müdür muavinliğine tayin edilen Dr. Muzaffer Sezer nıücssesenln durumunu İncelemeğe memur edilmiştir. Müesscsedeki yatılı pansiyon okulu çocuklarının zayıf oldukları dikkati çekmiş, müesse-senln umumi durumunun iyileştirilmesi İçin gerekil tedbirlerin alınması Vali ve Belediye Başkanlığınca müessese müdürlüğüne tebliğ edilmiştir.
Vali Beşiktaş halkının dileklerini dinleyecek
Pazartesi günü saat 10.30 da Vali ve Belediye Bnşkanı Beşlk-taşa giderek halkın ve gecekondu sakinlerinin dertlerini dlnliyecektlr.
Fiat etiketleri
Yiyecek etiketleri 12X12 eb’admda ve okunaklı olacak
Adana vapuru
Denizyolları İdaresinin «Adana vapuru bugün saat 14 de Güney-Doğu Akdeniz hattı seferine çıkmıştır.
RADYO
Dün belediye daimi encümeni, etiketler hıkında yeni bir karar vermiş ve bunu alâkalılara bildirmiştir.
Yeni karara göre yiyecek maddeleri üzerine esnaf tarafından konulan etiketler en az 12X12 eb'adında olacaktır. Daha büyük de olabilir.- Etiketlerin üzeri mürekkeple ve matbaa harflerde kolayca okunacak şekilde yazılacak üst tarafına da malın cinsi ve evsafı kaydedilecektir.
Daimi encümen bu yeni kararın tatbiki için esna ra muayyen bir müddet mühlet verecektir. ____________
Tüccar Derneği kongresi
İstanbul Tüccar Derneğinin 18 ocak 1950 çarşamba günü çoğunluk olmadığı İçin geri bırakılan yıllık kongresi 27 ocak cuma günü saat 16 da Ga latada Liman lokantasında toplanacaktır, Nizamname hükümlerine göre bu İkinci toplantıda kaç kişi olursa olsun kongre açılarak gündem gereğince müzakere yapılacaktır.
Gündeme şu mescitler dahildir:
1 — 1940 muamelât ve hesa-butına dair yönetim kurulu, denetleme kurulu raporlarının okunması ve kabulü. 2 — 1949 bilançosunun ve 1959 bütçe tasarısının tetkik ve kabulü. 3 — 1950 Türkiye lktisnl kongresi hakkında karar verilmesi. 4 — Yönetim kuruluna, denteleme kuruluna, uzlaştırma ve haysl-|yet divanına üye seçilmesi.
İSTANBUL R.4BTOSO
Ö4le r* Akum eıoorajtu
13 57 Acilli ve Programlar. 13.00 Haberler.
13 15 HMIf eri müıigj (PJ.) 1350 Radyo Tango orkestram konseri. Orhan Av*«r İdarelinde.
13 W Pattl Gtıgan'dan tu «arkılari (PL|
14.00 Sat «erleri, »rin ve tOrkÜIer Okuyan: Munllâ V«knr.
14.45 Tiyatroya dair hlr haıbıhal.
15 00 Şarkı ve tUrkOler »Pl.l
15-15 Xavler Cugat c>ı kestranndan dana mOzUh fPl.»
15.» Kunaerlo (Pl,)
10 oo Programlar ve kapanı» .
11.31 Açılış ve programlar. tS.ft) Darı ın lrlji (Pl •
18.30 Varyete ■ndtltl vc kabare jar-kılnn (Pl.l
10.00 Haberler.
13.15 Hatif orkeatro enerleri İPİ )
19.55 Sat eserler), çarkı ve türküler. Okuyan: Safiye Ajrta.
20.15 Cifte mandolin kuarteti konseri.
50.3$ Piyanist Frank Baı.te'dan hsfir «olular (Pl I
20 13 Karıcık snrkt ve türküler tPI.» 2100 Svpr ve Serdi saray tadan Fransız- güreş lobimi Ue gu-reKllerlmlı aralındaki müsabakaların naklen yay tu. Müsabakaların hitamında mu-tad programın devamı.
24 00 Programlar ve kapanış ANKARA RADYOSU
Akranı protrrmı
17,58 Açılı» ve program
10.00 M. S. ayart.
18.00 tnce saz aHıcaekAr faali)
10.00 M, S. ayarı ve Haberler.
10.15 Geçmişte bugün:
la50 Yarım sn.ıt dan* (PL>
19.50 A katımın karma mazili (Pl.) so 15 Radyo gazetesi. •
20 30 Sanat heveslileri
M 45 Baflf melodiler (PL) 2100 MOzIkld geri (Pl I
22 00 Spor uııll (Ganili* haberleri!
23.15 Dan* müJlŞI (Pl )
22 45 M. S. ayarı vc Haberler.
23 00 Program ve k*p,.ı>ıa-
Yarın aababkl program
1.30 M, S. ay*Ti.
131 Hatif müzik (Pi.j
145 Haberler ve Hava rapora.
3.00 Şarkılar (Pl.) Ota Tangolar (PL t
0.23 G (İnlin programı
8.30 Hale m'dıklorl (PL»
0,00 Kapanı».
Her toplantıda olduğu gibi İstanbul Tüccar Demeğinin yıllık toplantısında da hazır bulunan Vali ve Belediye reisi B. Gökay, âzanın ricası üzerine kürsüye çıkıp konuşmuş. Bu mühim konuşmasında çeşitli mevzulara temas eden sayın Valimiz, Istanbulıın dertlerinin çokluğunu da belirtmiş.
R. Gökay'ın tâbiriyle «Bu mutena şehir» in dertleri hakikaten çok. hem pek çoktur ve bu mutena şehir u bin bir çeşit dertleriyle baş başa bırakılmıştır. Sen el erden beri itina şöyle dursun hükümetin gerekli bir himmetine dahi mazhar olamadığı gibi üstelik, hazine menfaati mülâhazasiyle kendi haklarından bir kısmı d* başka taraflara devredilmiştir. İşte bunun içindir ki.|» hakikaten hu şehre hizmet f) etmek isteyen idare adam-fi larımızın iyi niyetleri ve cid-fy] di gayretleri daima parasız-* İık şeddinin garabetlerine Q çarparak kırılıp dağılmak-£d,r O
S2
Muhterem Fahreddin Ke- Q rim Gökay. yine bu konuş- > masında pahalılık mevzuun- q dan da bahisle, toptan eşya q fiatlerinde düşüklük olma-.»— sına rağmen perakende satış fiatlcrînin inmediğini, umumi ticaret ahlâkının bozukluğunu belirterek memleket-'O te namusluların, namussuz- jP lar karşısında elbirliği yap- (0 malarının bir zaruret oldu- (D ğunu söylemiş.
Valimizin teşhisindeki isabet muhakkak, fakat bu teşhis yeni bir buluş değil. Öte-denberi hükümet ricalinin her vesile ilr tekrarladıkları ticaret ahlâkındaki bozukluk müzmin bir maraz halini aldı ve esaslı bir tedavi çaresi bulunamadığı için marazın tahribatı genişliyor.
Düşük rintle toptancıdan çıkan mal nivasada müstehlike ulaşıncaya kadar öyle ellerden öyle dalavere dolaplarından geçiyor ki flatler yüksele yüksele ateş pahası oluyor.
Namussuzların karşısında namusluların elbirliği etmesi belki ivi bir tedbirdir ama şimdiye kadar yapılamama-sundan anlaşılıyor ki tatbik kabiliyeti zayıftır. Namuslu ellerin birleyebilmesi için evvelâ o birliğe engel olan namussuz elleri kırmak gerek. Bunun temini ihtarlarla, derme çatma tedbirlerle değil, ancak ciddî hir kontrol ve sert ceza tatbikativle mümkündür.
Nushile yola gelmeyeni etmeli tekdir,»
«Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir»
Fakat neyleyelim ki bugün kü mevzuatımız da. mevcut teşkilât kudreti de bu icraata müsait değil. Binaenaleyh, leyleğin ömrü lâklâkla geçtiği gibi bizim ömrümüz de nutuklarla, nasihatlerle, tomar tomar tamim ve tebliğlerle geçiyor.
Cemal REFİK
Karadenizde fırtına
Bir kaç gün düzgün giden hava evvelki akşam tekrar bozmuş, bu yüzden KaraderUzda seyrüsefer yine durmuştur. Burada yıldız - karayel fırtınası hüküm sürmektedir. «Kozlu*, «Şadan», «Şark*, «Kaplan*, «Hacı Eşref» ve «Revan» şilepleriyle otuz kadar motor dûn Büyükdereden çıkamamışlardır.
Dışişleri Bakanlığı umumî kâtiplik ikinci muavinliği
Ankara 21 (A.A.) — Dışişleri Bakanlığı umumi kâtiplik İkinci muavinliğine tayin edilen Amman elçimiz Rıfkı Refik Pa-sln Ankara'ya gelerek yeni vazifesine başlamıştır.
FTUR ALI
I ÖKSÜRJGİJ KESERİ
_ Sahifc 4__________=====
Nuhıın uçan gemileri, konuşmıy an yolcular
Hayvan nakline mahsus muntazam hava taşıt servisi


Sivil emekli derneği
Londra’dan yazılıyor: Rarb-tenheri İngMiz havacılık şirketleri ve bilhassa BOAC. hayvanların uçakla nakli İçin gittikçe büyüyen bir taşıt servisi tertiplemişlerdir. Bundan bir; kaç yıl evveline kadar ticaret emtiası taşıyan uçaklar uzak bölgelere yaptıkları uzun seferlerden ekseriyetle boş olarak dönerlerken şimdi, hayvanat bahçeleri veya diğer müesseseler için canlı hayvanlardan müteşekkil navlunlarla dönmektedirler. Meselâ her hafta BOAC uçakları Hindisi and an Ingll tereye yüzlerce c.Green Rhesus» denilen cinsten maymun taşımaktadır. Yol üzerindeki duraklarda bu hayvanları beslemek ve bakmak özere ö-wl surette yetiştirilmiş BOAC. personeli vardı r.
Bir çoklan özel bir ihtimama muhtaç olan bu dilsiz uçak yolcularına her türlü bakım sağlanmaktadır. Meselâ uron-gotan cinsinden büyük maymunlara, yolculuk sırasında sarınmaları İçin battaniyeler verilmesi veya yatak hazırlanması lâzımdır. Aynı tarzda kendi cinslerinden vol arkadaşları yoksa, kendilerine, memnun kalmaları İçin insan arkadaşlar tefrik edilir, zira aksi halele, uçakta yalnız kalınca korkmaları veya hiddetlenmeleri melhuzdur.
Geçenlerde Uzak - Doğudan Londra hava alanına varan bir urangotan yolcunun keyifsiz olduğu görülmüş ve iyileşmesi için bir hayvan hastanesine gönderilmiştir. Ertesi gün BOAC mensuplarından biri, şirketin bu itibarlı yolcusunu ziyarete gittiği zaman, İri yan maymun, omuzlarına bir battaniye sanlı olduğu halde, koltuğa kurulmuş ve zevkle bir televizyon programı seyrettiğini görmüştür!
Londra hayvanat bahçesini geven binlerce çocuğun en fazla sevdikleri hayvanlardan ikisi BOAC'nln eski müşterileridir. Bunlardan biri hediye o-larak Çin’den İngiltareye gönderilen -MİS3 Lfen Ho»duT. Sincapla tilki arası bir mahlûk o-lın bayan iden Ho, uçakta buz kalıplarının üzerinde seyahat etmiş vc bütün yolculuk sırasında kamarot kendisini taze bambu filizleriyle beslemiştir. Diğeri Kalküta’dan gelme «Dumbo» adlı bir fil yavrusudur. Kendisini getiren uçağın kaptanı İdeal bir yolcu olduğunu söylemiştir. «Dumbo» ilk anlarda biraz huysuzları ıp bağırmışsa da. süt hülâsası İle beslenince sakinleşmiş ve sonradan kimseyi rahatsız etmemiştir.
Son günlerde İngiltere?® varan bu dilsiz yolcular arasında Malaya’dan gelme bal merakim bir ayı, İngiliz ve İskoç-ya kürk çifliklcri için Kanamadan gelme bir parti canlı mink ve nutria, bir çok kırmızı yüzlü ve güdük kuyruklu maymun. Tropikal balıklar, cennetkuşla-n. mandarin cinsi Cin ördekleri, kaplanlar, panterler, cins
cins karacalar, Sibirya sincapları. balıkçı denilen cins kediler ve bülbüller vardır. Bir taşıt uçağı İlindisLandan Anıs-terdam hayvanat bahçesi için 7.000 muhtelif cins kuş getirmiştir.
Hakikatte, dünyanın hayvan nakline mahsus yegâne muntazam hava taşıt servisini işletmekte olan BOAC şimdiye kadar hemen hemen her cinsten hayvanı nakletmiştlr. Yalnız İnek ve at gibi büyük evdi hayvanlar nakliyatı, istiyenlere uçak kiralayan bazı özel hava-taşıt teşebbüsleri tarafından yapılmaktadır. Meselâ bu kumpanyalar İrlanda ile Amerika arasında muntazaman haliskan yarış attan taşıdıkları gibi. İngfltereden Fransaya da aynı tarzda yarış atı nakledilmektedir.
Bir çok kedi ve köpek de BOAC uçaklarüe yolculuk etmektedir. Kediler ekseriyetle cins Acem ve Siyam kedileridir. İngiltere bu cinsleri üretmekte şöhret kazanmıştır. Son günlerde uçak yolcusu köpekler arasında. Mısırlı bir Prensesin getirttiği «Sealyham» cinsinden kıymetli bir köpek
(Arkası 6 ncı sahifede)

l*l«nt>ul B«lc(Uro«ı $«hlr Tlraitoıo Bu akşam Saat 20,30 da
DRAM KISMI TEBEŞİR DAİRESİ
Yazan: Klabund Türkçesl: M. Baslr
KOMEDİ KISMI KAYSERİ GÜLLERİ Türkçesl: Hüseyin Suat ve Münir Nlg&r
Cu.TUilUl »e çarsamDa günleri 1«JO (U Çocuk Tiyatron Pazar tünleri nuUne İS.30 da
Her ağacı, her taşı mukaddes olan yerler!
Mukaddes dağa çıkarken görülenler — Efsanevî hikâyeler — Dönüş
MUAMMER KARACA OPERET.
Ma irsimde
Saat 20.30 da
SİZİN SOKAK
Matineler: Cumar tesl pazar 15 te
Pazartesi /Meşemi Kadıköy Opera'da
Güneş dogmadan evvel yola koyuluyoruz. Dört tahtırevan taşıyıcı, keçeden mamul terliklerle. basit ve tahtadan m Umul tahtırevanlarla bizi yukarıya taşıyacak. Gayet adaleli, ince ve kuvvetli insanlar, bunların cemiyetleri otuz yaşından evvel bu işe kimsenin girmesine ve elli yaşından sonra da kimsenin bu vazifeyi ifa etmesine müsaade etmiyor. Pek tabii arada bun lardan bazıları yorgunluktan veyahut veremden ölüyorlar.
Talşan dağının dik merdiven, leri ve 6000 basamak tabii yüksüz insanı bile yoruyor. Bu zavallı hamalları, bilhassa bu mukaddes yeri ziyaret ânında, nasıl yorduğunu tahmin edebilirsiniz.
Hamallar enselerinde aşağı sarkan geniş askı kemerleri İle bu tahtırevanları »aşıyorlar. Çoğunun enseleri, develerin sırtlarındaki semerden husule ge-ı len nasırlar gibi nasırlanmış. |
Bu adamların taşıma ücretleri yüksek değildir, tahtırevan | taşıyıcılar bir gün için çıkış ve inişi dahil tahminen 125 kuruş alırlar. Bu paranın bir kısmını: yolda yemek parası olarak kullanırlar. bir kısmını cemiyetle -rlnin baştanına. diğer üçte biri kısmı dn elli yaşını geçince geçinmek İçin tasarruf ederler.
Bütün bu meşakkate rağmen hallerinden memnun kimselerdir. Yürüyüşte arada sırada insana güzel manzaraları gösterirler, hazan çay suyu temin eder- | ler. Bu mesleğin de kendisine mahsus bir hususiyeti vardır, buraya ziyarete gelenleri memnun etmek, bunların meslek gururudur.
Talanfu kasabası hâlâ karanlıklar içinde, uyuyor, yalnız sokaklarda tek tük ihtiyar kadınlar var. Bunların İşi evlere gidip çay suyunu ısıtmaktır. Bun lar evlerin önünde mangallarda kömür yakıyorlar, arada bir de. boynuna bir km içinde büyük bir kılıç asılı olduğu ha! -de. tiyatrolarda eski zaman figüranları andıran bir polis dev-riyesl geziyor.
Bir kontrol
Kasabanın taş yığınından yapılmış şehir kapısında eşkiya-' lara karşı olr manga asker nöbet bekliyor, askerler bizi durduruyorlar ve sırt çantalarımı -zı gözden geçirlyorla?, ne an -yorlar, ne için ve hangi hak vc seiâhiyetle, kimse anlamıyor. Bu diyarda askerler elinde veya sırtında eşyası olan kimseyi göldüler mİ hemen kontrol ediyorlar, İstasyonlarda, şehİT surlarında, yollarda, ne arıyorlar, kendileri de bilmiyorlar,
Çeviren: |
Hami BEKEM | t_______________________l
Bu kontrol esnasında ellerine bir kart dö vizlt verirseniz hemen insana müsait davranıyorlar. herhangi bir kart dö vlzll çünkü ok uyamıyorlar, eğer yakıtları müsaltae eşyanızı tam mânâslle alt Üst ediyorlar- Eşya muayenesinin girerken, çı -karken ne mânâsı var?
Bu iş bitiyor ve yola koyulu -yoruz, tarlalarda köylüler kışlık pamuklularını giyinmiş olarak çalışmaya taşlıyorlar. Son baharın son günleri burada güneşli v® ılık, - Kuzey Çinde seyahat için en müsait ay ekimdir - fakat geceleri hava se -rinlivor. ve kıyın yaklaştığını ihsas ediyor. Buranın iklimi yazın (0 derece sıcak, kışın ise nâkıs 30 derece soğuktur. Yayla havasını İnsana hissettir! -yor.
Mukaddes dağ
Biz daha kasabanın kapısından çıkarak vadide yürüyoruz ve bir laktan - semanın kapısını - geçerek önümüzdeki pür azamet ve yekpare bir kaya gi-
bi Talşan duğını görüyoruz. Yeni doğmakta olan güneşin ilk şuaları ince sis tabakasını keserek bizi selâmlıyor. Bu mukaddes dağ ulr muazzam kap -lumbağa gibi görünüyor, bu dağ geniş bir sahanın ortasında yükseliyor. Çinlilerin bu dağı mukaddes addetmeleri, tabiata karşı olan sevgilerinden iler*, geldiği anlaşılıyor.
Bu dağın itibarı bu diyarda sonsuzdur ve buna «dağların a-tası ve bütün lakeli s edilmiş dağların en mukaddesi» diye hitap olunur ve hattâ Çin İmparatorları bu dağa kurban vermeden iılç bir zaman «semanın -£os ıSEorÂtuıcıv tuptkL «nfŞo lenmektedir.
Birçok çia hanedanının ithafını taşıyan İri ve ihtiyarlamış kayalar, efsanevi Çin İm para -torlarının biraları ziyaret ettiklerine dair hâtırat bu mc -yanda Milâdı İsıldan 2500 sene evvel yaşamış olan Çin İm para toru Çtıan - hsü’ nün hâtıra taşı, bu dağın Çinliler için kıymet ve azametini İfade etmektedir-
Bu dağ zirvesi bir çok mâbed vc taklarla müzeyyendir. Etrafında hâtıra taşlar vc kaya düz (Arkası 6 ncı sahifede)
KİRALIK YAZJHAfME
Galatasaray. Panamerikan binasında 4 oda. 1 hol kaloriferli.
Kapıcıya müracaat.
r* 1 1
YARIN* AKŞAM
ATLAS
SİNEMASINDA
E S T H E R
GENE KELLY ve
Senede yalnız bir hafta parlayan bir güneş...
Kalplere zevk... Meşe... ve heyecan saçan şahane yıldız.
W İ L L İ A M S
FRANK SJNATRA
tarafından ç evrilen, Metro Goldwyn Maj*er Şirketinin Süper Filmi
GENÇLERİN SEVGİLİSİ
Renkli (Take oıe out to the BalI ganıe) Renkli
Dikkat:. Numaralı biletlerin erkenden aldırılması rica olunur.
/ ’
Bir kadın kalbinin meşakkatli hikâyesi... Yarınsız Bir Aşk...
İki saatte yıkılan bütün bir hayat...
SUÇLU BENİM
(Lite Today fer Tomorrov) Filminde FREDERİC MASCH — FLORENCE EJLDRİDGE — EDMOND O'BEİBN,
| Hu Saiı Akşamı SÜMER ine masında
(Sivil Genel. Emekli Derneği ı nin W XI/ IMS tarihinde toplanan Genel Kurulu; Yönetim, Haysiyet, ve Denetçiler Kurulları âzasmı seçmiş, dernek bu tarihten itibaren faaliyete geçmiştir. Memleket çapında önemli bir hâdise olarak karşılanması lâzım gelen B-mekliler Demeğinin kuruluşu bir kaç İstanbul gazetesinde çıkan kısa yazılardan başka matbuatta, hemen hiç bir akis uyandırmamış, bizzat emekliler bile bu teşekküle karşı beklenen. alâkayı göstermemişlerdir. (On binlerce sivil emeklinin bulunduğu İstanbulda ancak yüz aza kaybedilmiş, kongreye de bunlardan altmış kadarı gelmiştir.)
Bu alâkasızlığı izah ve tahlile girişmeden evvel İtiraf edeyim ki: bu yazının aciz muharriri de demeğin kurulması için yapılan teşebbüsün ilk devresindeki toplantılara gelenlerin azlığına bakarak bu İşten ümidini kesmişti.
Halbuki, demeğin ilk kongresinin asil ve vakur manzarası bu hükmünü tamam ile değiştirdi, En küçük kademesinden, en büyüğüne kadar çeşitli devlet hizmetlerinde ağarmış saçların altındaki başların dinçliği, müzakere ve münakaşalardaki ciddiyet ve olgunluk beni çok mütehassis etti: bu topluluktan yalnız emeklilerin şahısları İçin değil merale ketimiz için de hayırlı neticeler a-lınacağma tam bir kanaat hasıl ettim.
Demeğe iştirak hususunda geciken emekli arkadaşlarıma da, İşin başlan dıcında başımdan geçen aynı duygu ve düşüncelerin tesiri altında kalmış olmaları ihtimal dahilinde olmakla beraber, aşağıda arze-dc-ccğlm sebeplerin de bu hususta mühim rolleri olman düşünülebilir.
1 — Emeklilik halinin; memurun sosyal sahadaki faaliyetinin sona ermesi suretinde telâkkisi, uzun zamanlardanbe-ri hemen umumiyetle zihinlerde yerleşmiştir. Bu telâkkinin tesiriledir ki, memurlarımızın ekserisi emekliye ayrılır ayrılmaz —sudan çıkan balık gibi — (benzetmeyi mazur görünüz) kendilerini cemiyet İçindeki hayatiyetini kaybetmiş faydasız bir unsur gibi sayarak ona göre bir yaşayış tarzı ihtiyar etmekte, ya evde minder üstünde istirahatle yahut gazino ve kahvehanelerde oyun veya sohbetle vakLt ge-çirmektedirler. Bazı arkadaşlarımızın alıştıkları bıı inziva ve fütur halinin kendilerini derneğe girmekten alıkoymuş olması hatıra gelebilir. Şurasını da ilâve edeyim ki; eski tekaüt kanunlarına göre emekliye ay-t ılnıış olan memurların geçim zorluğunun şiddetle hüküm sürdüğü sırada düştükleri darlık ve sıkıntıların her türlü teşebbüs kuvvetini zaafa uğratmış olmasını da kendileri için .haklı bir mazeret olarak kabul 'etmemek İnsafsızlık olur.
| 2 — Bazı arkadaşların da mail durumlarından bahsederek demeğe girmek istemedikleri görülüyor. Halbuki, deme-
ğe verilecek iîç aylık aidat. 1, 2, 3 ve 4 lira olmak üzere dört derece olarak kongrece kabul edilmiştir ki bu miktarlar en dar bütçelere bile yük teşkil elmiyecek kadar ciiz'ldlr. Her halde dernek nizamnamesi hakkında emeklilerin bilgi e-dinmemiş olmalarının demeğe iştirakte tereddüt göstermelerine sebep olduğu aşikârdır.
Sivil Emekliler Derneği, e-meWi memurlar arasında yardımlaşma ga yeşil e kurulmuş, siyasetle katiyen alâkası, olmayan bir hayır müessese sidir. Derneğin âza sına yapabileceği yardımlar, mahiyetleri i Utar ile iki kısma ayrılabilir: Biri, ihtiyaç ve hastalık gibi emeklinin darlık günlerinde şahsına ve ailesine muhteta suret ve vasıtalarla doğrudan doğruya yapılacak âcil yardımlardır. Diğeri, emeklileri ve ailelerini istihsal sahalarında faaliyete sevketmek için gereken vasıta ve bilgileri temin etmek sureti-I İt? yapılacak bilvasıta yardımlardır. Bu ikinci yardım şekli, fikir ve beden kuvvetleri yerinde olan bir çok aydın ve görgülü vatandaşların, istisnasız bütün milletimizin vazifelenmesi lâzım gelen iktisadi kalkınma hamlelerine katılmalarını soğuyacaktır ki yurdun yüksek menfaatleri bakımından ehemmiyeti izaha muhtaç değildir.
Bundan başka muhtelif hizmet ve mesleklerde uzun sene-ler bilgi ve tecrübe kazanmış [olan emeklilerin, siyasi mevzular dışında, muhtelif yurt dâvaları, hükümetçe alınacak mühim İdarî karar ve tedbirler hakkında tetkikler yaparak mütalâalarını bildirmeleri de şüphesiz çok faydalı olacaktır. Demekçe teşkil edilecek ihtisas komisyonları vasıtasile bu vazitenln devamlı ve rasyonel bir surette ifası temin olunabilir.
İlerleme hararetlerim izde kendimize örnek ittihaz ettiğimiz ileri memleketlerdeki e-mekilfer dernekleri yukarda ancak bir kısmını sayabildiğim ' faydalı teşebbüsleri çok mütekâmil şekillerde gerçekleştirmek hususunda değerli basarılar göstermişler, hem âzalarının hem de memleketlerinin menfaatlerine büyük hizmetler ' yapmışlardır.
Derneğimizin bu büyük gaye-, lere ulaşabilmesi, her şeyden evvel emekli arkadaşlarımızın derneğe iştirak suretüe İlk mali imkânı temin etmelerine bağlıdır.
Tek bir emeklinin bile böyle hayırlı bir kurumun dışında kaldığını görmek bizlerc elem verir. Emeldi derneği, yalnız emeklilerin değil, vazifeli memurların da derneğidir. Çünkü, er geç her memur için emeklilik mukadder bir akıbettir.
Aziz emekli kardeşlerimiz! Hepimiz için müşfik bir kucak, yurdumuz için de feyizli oır kaynak olmak gayesile kurulmuş olan derneğimize girmenizi canı gönülden diler ve bekleriz.
İstanbul Vilâyeti İdare Heyeti Atalığından Emekli M. Kudret ARKUN

Tefrifta No: 21
Doktor, Cemile «hergele» bile demişti. Bu, Nazlının, onun ağzından İşittiği İlk küfürdü.
■— Şayialara meydan vermemek için bir kaç ay bekliye-ceğiz. Boşanma davası açmadan evvel, evlendiğiniz iarlh unutulacak kadar aradan bir zaman geçmeli.»
«— Doktorcuğum, ya Cemil, benden ayrılmağa razı olmazsa?*
■— Elinde ise hergelenin razı olmasın.»
• — Peki doktorluğum, sonra?.. Ben boşandıktan sonra’#
• — Seni güzel günler bekliyor. Nazlı... Cennet gibi güzel günler.»
İşte bekllyen güzel günler... Aman felek, yaman felek, bana bıı oyunu nasıl oynarsın?»
Oyunu oynayan felek değil. Oyunu oynayan işte şu adam... Şu, şu, şu! Yarı belinden yukarısı çırılçıplak: adalelerini şişire şişire gerinip karşısında gösteriler yapan şu Adonls özentisi züppe !
Cemil, esefle başını salladı:
— Bana nasıl da hain hain;
bakıyorsun.— deoi.
Nazlı, omuz silkti:
— Muhabbetle bakmama fırsat vermiyorsun ki...
Cemil, sigarasını dudaklarının arasında sıkıştırıp gözlüğünü itina ile taktıktan sonra öfkeli adımlarla yürüyor: pembe ipek perdeleri çekti; camları açtı.
Sonbaharın yazla kış atası bocalayan kararsız günlerinden biri... Gök kurşuni, deniz kurşuni... Bu kurşuni kubbe ile deniz ortasında yelkenleri sönmüş bir tekne, mim mini, beyaz bir leke gibi görünüyor. Vaktin öğleye yaklaşmasına rağmen, tabiat sanki hâlâ şalaka t an evvelki saati yaşıyor; öylesine hareketsiz...
Cemi!, taze hava İle göğsünü şişirdi. Derin derin soludu; ve birdenbire karısına dönerek:
— İki ay bu yahu!— diye tekrarladı.— İki ay... Yani altmış gün, aitmiş gece... Bu İpekler içindeki lavanta kokulu odada, yanyana yataklarda yatıyoruz. Ben, seni o kadar istemişim. . Karımsın... Bir kere de kendini bana vermişsin.. Şimdi bu yabaniliğine şaşıyo-
i
yi
s
İCEREEVE 0151
.--VATAN" NÎHAL KAPAMAM AL! -
AŞK VE MACERA ROMANI
merliye ait. Ona ihanet edemez, yemeğine davetli değil Meydan okurcasına kocasına baktı:
— Kaç kere soyliyeyını sana, benden hayır yok diye?
Bu cevap karşısında, Cemil,
rum.
Hayreti cidden samimi... Düğün gecesi kırdığı potu, daha doğrusu potcuğu, karısı öğrenmiş olabilir mİ? Ona ne kendisi, ne de cürüm ortağı bir şey sezdirmediler. Osman Ömerliye gelince, o gece tehdidi savuran oydu: «Nazlıya duyurursanız ikinize de bahalıya ödetirim.» O halde?.. Nazlının inadı ne yolda tevil olunabilir? Acaba, Vedia ile mütemadi münakaşalarından kuşkulanıyor mu? Yoksa, onu, nikâhtan sonra kollarının arasına aldığı zaman ihtirasla deliye dönmüştü de karısında cinsi bir nefret mi uyandırdı?
Zihninden geçen suallere cevap beikertesine Nazlıya baktı.
Nazlı, dudaklarını büktü; ağlamaklı bir sesle mırıldandı:
— İki aydır, diye tutturuyorsun... Ağabeyimin öldüğünü hiç hesaba kattığın yok.
— Matemin artık geçti... Helvası yendi, mevlüdu okundu, bitti.
— Sen öyle bil. âvâre I
Bakışları, karşısındaki tuvalet aynasında aksini buldu.
«— Aman yarabbl, üzüntü insanı nasıl değiştiriyor. Cami yıkıldı, bari mihrabı yerinde kalysaydı» diye İçin için söylendi.
Soluk yüzü çukur çenesine doğru süzülmüş. Etrafını çeviren siyah halkalarla gözleri daha irileşmiş görünüyor. Boynu bile incelmiş, uzamış.
Aynadaki hayalinden İnkisara uğradı. »Bari görmiyeyim.» der gibi başını çevirdi, pufladı:
— Bana da bir sigara ver, Cemil.
Genç adam, süratle döndü. Karısına tehalükle yaklaşarak dudaklarının arasındaki sigarayı onun dudaklarına »ıkıştırdı. Bir anlık tereddütten sonra yatağın kenarına ilişip:
— Aç karnına sigara içecek kadar ne çabuk da tiryaki oldun. — dedi.
— İftihar et, senin marifetin!... Beni, kendine benzetmek niyetinde değil miydin?
Cemil, meyus bir tavırla cevap verdi:
— Seni, kendime benzetmek gibi büyük iddialardan çoklan vaz geçtim. Yalnız, şu güzel ka-f açığına mâkulü so kabilsem, benim için kâfi ...
Güzel kafacığına mâkul girmez, giremez. O, Osman O-
kufredecekmiş gibi bîr tavır takındı. Sonra asabiyetini yutkunup «Dell misin?» mânasında üç parmağını şakağında döndürdü.
Pek ehemmiyetli olr iş yapıyormuş intibaını uyandırarak Nazlı, sigaranın dumanını havaya üfledi:
— Dell İmiş im d ir.
Bu lâkayıt eda erkeği büsbütün, çileden çıkardı; haykırdı:
— Hissiz, diyeceğim ama pek de hissiz değllsindlr.
— Hissizmişim d İr.
— Aynı zamanda hainsin de...
— Hain de olabilirim.
— Ben sana ne yaptım, Nazlı?
— Daha ne yapacaksın ki, hayallerinin binasını, bir üfle-yişte iskambil kâğıtları gibi dağıttın ...Az zulüm mü bu?
— Hiç bir şey yapmadınız, Cemil, bey. Fakat bugün öğle
miydiniz?... Azıcık daha nenimle çene yarıştırayım derseniz, vapurunuz İskeleden düüûûi!
Cemil, hiddetinden morardı:
— Soğuk kadın! Kaltaız kadın! Buz deryası!
Ve, ânl bir hareketle karısının dudaklarından sigarayı çekti; öpmek için iğlldt.
Nazh, mutat miidoiaa vaziyetini aldı İki aydanberi sık sık tekrarlanan sahne1.... Buna ben zer bir münakaşayı takiben boğuşma faslı... Cemil, karısının mukavemetinden sinirlenip izdivacının tek gayesi ona sahip olmak nezaketiyle taarruza geçiyor. Nazlı, yılan görmüş kertenkele misali saklanacak delik arayarak dehşet içinde örtülere bürünüyor; boğuşuyorlar. En iptidai iki mahlûk gibi, altalta, ü/.t üste, birbirlerinin kanına susa-mışçısına boğuşuyorlar. Cemil, İşittiği tahkirlerle yunuyor. Gururu. kırbaçlandıkça azıtan huysuz bir ata benziyor. Hakarete uğradıkça duhe mütecaviz, dalıa küstah, dahç. cüretkâr kesiliyor; boğuşuyorlar.
iAtkosl Vur)
Sovyetlerde ahlâk telâkkisi değişiyor
- Vatandaşlar ancak aile hayatı içinde mesut olabilirler kanaati yerleşiyor
Rus - Çin müzakereleri
Yine Berlin ablukası mı?

Rusyada nüfusu çoğaltmak maksadı ile komünist partisinin cinsi terbiye hakkındakl görüşü, son samanlarda değiştirilmiş. ve tamamen eski tarz terbiye usullerine dönülmüştür.
Rus hükümetinin bu kararı, harpte edinilen tecrübelerden, sonra verilmiştir. Harpten evvel Rusyada evlenmek ve boşanmak basil bir kayıt işinden ibaretti. Fakat harp içinde aile bağlarının ehemmiyeti kcnd.nl daha çok belli etti; ve bu bağlan kuvvetlendirmek için resmî tedbirler alındı. Şimdi de
Cinsî terbiyenin prensipleri
Yeni Sovyet prensiplerine göre bu prensipler hakikatte şmdiye kadar bilinen şeylerdir. Prensipler şu şekilde hülâsa ediliyor; Cinsî terbiyede müşahhas misaller en İyi vasıtayı temin etmektedir. Çocuk etrafında olup bitenlere ilk akıl erdirmeğe başladığından beri, anne ve babası arasında hakiki bir sevgi, karşılıklı hürmet ve muhabbet, müşterek yardım gibi sevgi tezahürlerine şahit

bu tedbirler Sovyet »Sltlml •>»> “lur£1'' keı>disl»' »erlleert emsi klta.pt> tesbıt rdlımelrterUr terbiyenin en milNm tabbirle-Sovyet ahlat rtandarllarırun « («mln edllml? demektir, değiştirilmesi lüzumunu şu ke-l *’ * * ’
İlmelerle izah edebilmektedir : (Ekim (1927) sosyalist İhtilâli,1 kadının siyasi, kanuni ve ikil-, sadi müsavatsızlığını ortadan kaldırmıştır. Fakat bazı kimse- ,
l,r bu hürriyeti, liynrlle anla- ,ertnl' m=k“W"'
mıyarak, cinsi hayata sadar teşmil ettiler. Neticede aile ha- ; yatı ve saadeti sarsıldı. Halbuki vatandaşlar ancak aile saadeti içinde mesut olabilirler. ve cinsi hayatın zevkleri yalnız İzdivaçtı ve babaların • birinci bu olmazsa yetişen çocuklarda hedefi tayin edilmemiş bir cinsi hayat İçinde bedbaht ve sefil olurlar. Neticede zarar cemiyetedir.»
Eski terbiye
Başlangıçtaki Sovyet nazari- dadaşlığın egoist
. - . ___«___a ____’ vn tpçarlnfl nlmnc

i İkinci nokta
t I İkinci mühim nokta çocuğa
2 sevgi fikrini ve hissini zamanında aşılamaktır. Zira bir çocuk anne ve babasını, kardeş* “ “ j ve
memleketini sevmesin! öğren-memışse, büyüdükten sonra her , hangi bir kimseye sevgi göster-1 miyeceği muhakkaktır. Böyle bir terbiye altında yetişen gençlerin ekseriya cinsi istekleri son tadılmalıdır. Eğer anne!dereee £dde“ °’ur Mh°-
maksadI !,una gldcn herhan8| bir kimseye karşı hürmet ve haldkl sevgi besleyemezler; ve ne Lice'de kimseye yar olamıyacaklan İçin, daimi bir kararsızlık için-Ide yuvarlanıp giderler. Bu bakımdan çocuğun bir çok arkadaşlara malik olması, ve bu ar________ iLrırı _______maksatlarla y esine'"g^e^esaT'maksat co-tesadüfi olmasından ziyade cuğtı cinsi hayata hazırlamak-1 sevgiye dayanan bir arkadaştı. Çocuk böyle bir hayata hâ- îdc olması lâzımdır, arlanırken cinsî meselelerde Bütün bu sebeplerden anne «ayıp» sayılan yahut gizil kal- ve babalara düşen vazife, dev-masi lcabeden şeylere rhemml- tete düşen vazifeden daha mü-yet verilmezdi; cinsiyet ve do-jhlmdir. Anne ve babaların çoğum hakkındakl bütün meşe- cuklan İle yapacakları konuş-teler mümkün mertebe erken malar ve onlara verecekleri bir vakitte çocuğa anlatılırdı, terbiye, ancak yukarıdaki pren-Ualbuki böyle bir terbiyenin siplcr ailenin kendisinde bulun-büyük bir ihtiyatla ele alınma-1 dağu takdirde çocuklara mües-sı lâzımdır. Bir çocuğun, ken- slr olabilir. Yukarıdaki prenrip-dlslnin nereden geldiğini sor- ter de dahi) olmak özere, eğer ması üzerine mutlaka derin çocuğun başkalarına karşı bes-tafsilâtlara girişilmesi doğru tediği hisler göz önünde bulun-dcğildJr çünkü çocuğun bu me- ' durulmazsa, ve eğer çocuğun »eteleri öğreneceği zaman ken- karşısında örnek olabilecek dil iğin den gelecektir._kimse yoksa, verilecek öğütler-
çocuk buluğa erdikten sonra, den de bir fayda beklenemez, cinsiyet meselelerinin ne suret- j İşle yeni Sovyet natariycsl-te ele alınacağı şu şekilde an- nin tuttuğu yol bunlardan iba-lalılmak tadır: Buba ve oğul. ’
anne ve kız arasındaki konuşmalar tamamen gizli olmalıdır. Konuşmaların mevzuu da cinsi terbi ye ve ahlâk, cinsiyet hıf-sıhhası gibi faydalı bilgileri ih- hayet Sovyetlcri eski na2*riye-tlva etmelidir.
Hattâ en İyisi buna konuşmalar bir doktor, yahut-1 ta mektepte salâhiyeti! kimseler tarafından yapılmalıdır. Çünkü meselelerin ehemmiye-1 tine binaen, anne ve babaların söyliyecegi şeyler iste-1 nilen neticeyi vernıiyebUlr.
Cinsi terbiye, hakikatte
reltlr. Görüldüğü gibi ortada yeni bir şey yoktur Harpten sonra devlet mekteplerinde birikip kalan milyonlarca gayri meşru çocuklar ve yetimler nl-
J terini değiştirmeğe mecbur et-benzer , »niştir.
Nakleden: A. Dcrebeyoğlu
Üç gün ölü kaldıktan sonra canlanan kadın Port au Prince 21 (AP.) —
26 yaşında Anlta Souffrant. 6
bir ay süren bir hastalıktan sonra sevşi ve muhabbet terbiyesidir; gelen üç günlük komadan son-ve cinsi terbiyenin gayesi de bu ra ölmüş te tam gömüleceği za-olmaiıdır. Fakat bıı terbiye ve- man, nefes aldığı anlaşılmıştır, rliirken açık saçık, maksada Derhal hastaneye getirilen genç hizmet etmeyen bazı fizyolojik kız, üç gün daha devam eden hakikatlerden bahsetmek doğru bir haleti nezihden sonra ,tek-değildir. rar canlanmıştır
k

Suriye Başbakanı Malidülâtam
Vishinski’nin Amerikanın Asya siyasetine hücumları
Moskova 21 (AF.) — Rus -Çin müzakerelerinin bu sabah ehemmiyetli bir noktaya vardıkları tahmin edilmektedir-
Mü zadelerin mühim bir safhaya geldikleri .dün sabah Çin Dışişleri Bakanı Chou En - Lal' nln Moskova'ya gelmesinden de istihraç edilmektedir.
Komünist Çin lideri Mao Tse Tung, bir kaç haftadan beri Moskova’da idi.
Vişinski’nin beyanatı
Moskova 21 (A.P. )— Sovyet Dışişleri Bakanı Andrei Vishinsky. dün gece. Amerikanın Asya siyasetinin yeni muvaffa-kıyetslziiklere uğrayacağı kanaatini izhar etmiştir.
Bakanlık basın dairesi tarafından dün gece yayınlanan beş sahifelik bir Beyanatında Vishinsky, Birleşik Amerika Dış işleri Bakanı Dean Achcson'un 12 ocak tarihli beyanatındaki iddialarını reddetmiştir. Ache-son Rusyarun kuzey çlnde bulu nan dört eyaleti ilhak ettiğini ileri sürmüştü, Vishinsky, bu id diaları gülünç olarak vasıflandırmış tır.
Vlsinsky, beyanatında, Sovyet Dışişleri Bakanlığının, bu İddiaların Achesöıı tarafından ser-dedildiğini kabul etmek istemediğini ve bu sözlerin, matbuat tarafından yanlış bir kaynaktan aksetttrildiğlnln kabul edilmek, istendiğini .çünkü bu iddiaların çok «acemice ve yersiz» olduklarım kaydetmektedir.
Sovyet Bakanı. Acheson'un iddialarını, «kendi Asya siyasetinin muvaffakıyetsizliğini örtmek için kullanılan bir sis perdesine* benzetmiştir.
Bu beyanatın ehendyeU, metninin, Bakanlığa davet olunan yabancı basın mensuplarına verilmesi ile ortaya çıkmaktadır.
Vishinsky Rusyamn Mançurya, İç ve dış Moğolistan ve Sikiang'l İlhak etmek üzere öldüğü yolundaki İddiaları sureti k atiye -de reddetmiştir. Çin ve Rus münasebetleri karşılıklı anlayış ve dostluk ve mülkî tamamiyete riayet esasları dairesinde izah edilmiştir.
Arap mültecileri
Ruslar bir çok kamyonları geri çevir mitler
Berlin 21 (AA.) — (United Press): Sovyet makamlan Berlin'den Batı Almanyaya giden müteaddit kamyonu geri çevirmişlerdir, Bu, Berlin ablukası kalktığındanberl İlk önemli seyrüsefer kesilmesini teşkil ediyor. Resmi müttefik şahsiyetleri dün, demiryolu münakalâtında herhangi bir kısıntı tehdidi başgösterdiğl takdirde hava köprüsünü tekrar kurmağa hazır bulundukların» bildirmişlerdi.
Missouri zırhlısı yüzüdürülemedi
Norfolk 21 (A.A.) — (United Press): 21 Römorkörün 2 3aat süren gayretlerine rağmen çamura oturmuş bulunan Missourl zırhlısını yerinden kımıldatmak mümkün olmamıştır. Kurtarma ameliye»! suların en fazla yükseleceği tarih olan iki Şubata bırakılmıştır.
Komünist Çinin yeni para kıymeti
San Franslako 21 (AP) — Komünist Çin, yeni para kambiyosunu ilân etmiştir. Buna nazaran bir dolar 25.000 Ve bir İngiliz lirası C,û28 Yen olarak kabul edilmiştir. Bir ara bir dolar 300 Yen İdi, bu yeni kambiyo fi atı bir enflâsyon olduğunu göstermektedir.
Yardım için aza devletlere baş vurulacak
Milliyetçi Çin’in son kalesi: FORMOZA
Esaslı bir değişiklik olmazsa bu adanın uzun müddet dayanması ümit edilmiyor
Kamyon, tramvaya çarptı, vatman ve şoför yaralandılar Vatman Sadikm İdaresindeki bir Şişli - Tünel tramvayı. Pan -gnltıda Halâskârgazl caddesin den Harbiyeye doğru gitmekte iken şoför Şenıscddinln kullandığı 3206 numaralı kamyon tramvayın ön tarafına çarpmış ve bu çarpma neticesinde kam yon devrildiği gibi vatman ve şoför de muhtelif yerlerinden yaralanmışlardır. Şoför hakkında kanuni takibat yapılmaktadır.
BiTFüze bombası
Lake Success 21 (AP) — Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Trygve Lle, geçen gene] kurul toplantısında kabul edilmiş olan ve Arap mültecilerine yardım için kullanılması derpiş edilen 54 milyon dolarlık tahsisatı temin etmeleri için âza devletlere müracaat etmeye karar verdiğini bildirmiştir. Şimdiye kadar bu tahsisat için hiç bir devlet para vermemiştir. _____________
Çığ altında klaanhr
Dört kişiden ikisi öldü, ikisi de ağır yaralandı
Artvin 21 (AA.) — Bir kaç günlük fasıladan sonra yeniden yağmaya başlıyan kar, kırk sekiz saatten beri fasılasız olarak devam etmektedir. Şehir merkezinde J.40, civar köylerde iki. Hopa-Artvin yolu üzerinde cankurtaran mevkiinde de Uç metreyi aşmıştır. Çoruh nehri yıllardanberi görülmemiş bir şekilde yer yer donmuştur. Fırtına esnasında Hopa’ya gitmek üzere Borçka'dan çıkan dört vatandaş çiğ altında kalmıştır, içlerinden Ispir’in Bozan Burs köyünden 22 yaşlarında Kâmil Aslan derhal ölmüş, diğer İki arkadaşı ağırca yaralanmıştır. Bir vatandaş da Hopa-Arhav! aracında soğuktan donmak suretiyle ölmüştür.
Alaska körfezinde muvaffakiyetle atıldı
Vaşlngton 21 (AA) — (Afp): Bahriye Bakanlığından dün akşam bildirildiğine göre «Acro-bee» tipindeki bir füze!) bomba Alaska körfezinde tecrübe gemisi «Norton Sound» tan muvaffakiyetle atılmıştır,
60.000 metre kadar yükselen füzenin uç kısmında kozmik şuaların tetkiki İçin aletler yer-leştirUmlştL
1919 Mart’ındanberi Norton Sound'un güvertesinden üçüncü defa olarak füzeli bir bomba atılmaktadır.
Moda resimleri
sergisi
Yarın saat 17 de Eyüp Halkevinde Tarihi-Müze ve Sergiler kolu tarafından (Moda resimleri sergisi) açılacaktır.
TOrkly» Zenci»
Senelik 4800 kuru* moo kutu,
» *ylı> İM» . SUtt ,
ı «jiı noo ■ tat» *
I «ylı» 306 > — «
AOre» tebdili iclo elli Kuruşluk pul conuerumeuoir A kel lakdir-de nur» deÇlgurllmez.
reielonmrımıı tMısnıunarrır aosao Vsd isleri 2Ü760 — İdare StMHD
___________MUdUı 3M 99
B«b(ÜJM»r 3 — »mm Tg
Isualc □ &. 041» Ikındı Ak. Vat» K. 1X25 2.09 T,13 0« 1J.OO M* V 0.36 ?.ao 12X5 H-S7 17.12 m.41
Idarcmuıe. M»n,ail 41 Van Ccoıaı N«dU «okagı Na u
Milliyetçi Çin hükümeti bir buçuk aydanberl Taipeh'te vaktiyle Formozadokl Japon umumi valilerinin yerleşmiş buIUndugu geniş ve gösterişli binaya nakletmiş bulunmaktadır. (Nankingı de müteaddit binalara dağlmış olan Bakanlıklar şimdi bir çatı a’ı.nda toplanmış ve evvelce on binlerle ifade olunan memurlar sayısı da (1800» e düşmüştür. Milliyetçi hükümet son dokuz ay içinde dört defa merkez değiştirmiş olduğundan orta dereceli ve küçük memulrar’a bir çoğu şurada burada dökülmüştür. Formoza adasına ds-hr ziyade ekâbir memurin gelebilmiştir. Milliyete' hükümetin yetmişlik Başbakanı Yen |Hsl şan burada rahatsın edil-imckslzin bir müddet icrayı hu-kûmet edeceğini ümit etmektedir. Hükümet her defa merkez değtştlrişinde nakil vasıtaları kifayetsizliğinden dolayı resmî evrak ve vesaikin bir çoğunu, külliyetli miktarda gümüş Amerikan dolarlarını ve birçok sanat eserleuni kaçıl.'ı-m anı iş ve bunlar Çin komünistlerinin eline düşmüştür
Muazzam İdare mekanizma sının hayli küçülmüş olmasına rağmet hükümet! merkeziye tasarrufla İdare meselesine ehemmiyet vermeyip hısım ve akrabayı himaye sistemi hâlâ devam elliriimcktedir. Bu yüzden milliyetçi çinin mali durumu çok fena bir safhaya girmektedir-
Geçen senenin, nisanında (Nanking)ln sükûtu ite devlet kendisine varidat sağlayan mneabil de kaybetmiş olduğundan o zamandanberl vaktiyle Formoza adasına nakletllıiriş olan altın stoku ve ecnebi dövizlerinden sarfetmek sorunda kalmıştır. O zaman 400 ilâ 50G milyon dolar tahmin olunan bu servetten 1949 yılı sonuna kadar 200 milyon dolar sarfe-dilmişllr.
Sathi bir hesap bu hâzinenin çok zaman geçmeden suna ereceğini göstermek-edir. Bızırdan sarfetnıekte olduğunu düşünmeyen hükümet komünist Çinlilerin eline düşeli çok zaman olan vilâyetlere umumi valiler tâyin ve bunlara nıouş tahsisi gibi lüzumsuz ve fuzuli teşkilât ve İşler yapmağa devam etmektedir. Plânsız, programsız ve yevmün cedit nzkın cedit tarzında bir İdare devam ettiren hükümet, oir mucia: belirip kendilerini iflâstan kurtaracakmış gibi hareket etmektedir.
Hükümet partisinin kenti! içinde küçük memur tabakalarına kadar sirayet etmiş öte ayrılık ve İkilik mevcuttur. Cen L1 Fu ve CenKuo Fu biraderlere izafeten C- C. Cliync grupu — Şang Kay Şek taraftarları da bu grup a mensuptur — İle Cumhurbaşkan naibi L1 Cung Yen ve general Pay Cung Hsi'nln mensup bulundukları Kwangal grupu aynı parti içinde yekdlğeriyle çarpışmakta ve bu mücadelenin harici durum üzerine yapacağı tesir düşünühniyerek bu gruplar birbirinin teşeboas ve plân-
larını baltalamağa çalışmaktadırlar.
Milliyetçi Çin meclisi İçindeki bu ikilikten mâda Formoza adası halkı da m'Ulyelçi Çin hükümetinin 1945 tenberi ta-klbetmekte olduğu İdare sUtc-minden memnun bulunmamaktadır.
Ada sekenesi 1947 senesinde bu İdare tarzına karşı ayaklanmışlar ve isyan silâhla batırılmıştı. Hükümet: adalet,
sâyü gayret ve İstikameti ite tanınmış bir şahsiyet olan ea-bık Şanghay belediye reisi doktor K. C. Wu’yu Forn.tza valiliğine tâyin ederek komünizme karşı mücadele İçin ada halkını kazanmak İstemektedir.
Mevcut dahilî teşettüt ve münaferetîerdeıı sarfınazar e-dllirse Formoza adası komünizm İçin hiç de müsait bte zemin değildir. Ada kcudisıue lüzumlu şeyleri kendiri yetiştirebilmekte olduğundan buraca nersl Çlndekl sefalete tesadüf olunmamaktadır
Şanghay muhasarası esnasında Formozada üslenen hava vc deniz kuvvetleri komünistlere büyük zararlar verdikletındeı» komünistlerin ou aaayı ergeç istilâya teşebbüs edecekleri zannolunmuktadır. Yabancı askeri mütehassıslar kuvvel m*1-neviyesl yerinde ve ada haltından yardım görecek bir ordunun adayı kolaylıkla müdafaa edebileceği mütaiâasındadırlar Adada hâlen bulunmakta olan 300 bin kişilik kuvvete generaı Sun Ll Jen kumanda etmektedir. Vaktiyle Jfiponlara karşı (Burma) da muvaDakyette dö-
Koreye yardım
Amerikan yardımı olmazsa mücadele güç olacak
Vaşlngton 21 (AA.) — (United Press): Kore'nin Amerika elçisi doktor John Myun Çang Kore'nin Amerikan yardımı devam etmedikçe komünizmle mücadele etmesinin çok güç | olduğunu, bununla beraber çarpışmaya devam edeceğini ve Amerikanın bu vaziyetin önemini ergeç takdir edeçeğlne güvendiğin! söylemiştir.
Myun Çang sözlerine şöyle devam etmiştir:
— Bugün Kore'deki gelişme, Marshall plânının yarattığı demokratik hayatın ve giiven havasının neticesidir. Amerikan kongresi Kore'ye yardım konusunu önemle ele almalıdı r Bu yardımı bekliyoruz.
Bu demeçten sonra kendisi He görüşen elçiye iktisadi İşbirliği İdarecisi Paul Hoffman. Dışişleri Rakam Dean Acheson-ıın Koreye yardım yapılması İmkânlarını araştırmakta olduğunu bildirmlşür.
ğüşmüş olan bu k>taların durumlarının iyi olduğu söylenmektedir. Hava kuvvetleri personelinin durumu da iyidir. Yalnız şimdi (Hong Kongı ile Formoza adası arasında kaçakçılık İşleri yapmakta olan milliyetçi Çin bahriyelinin milH hükümete ne derece bağlı kalabileceği şüphelidir
Formoza adası müdafaasında en mühim mesele buradaki kıtaların silah ve mühimmat noksanlarının ikmal işidir. Kendi plânlarının talblkında hâli ısrar eden ıSang Kay şek) e Vaşlngton hükümetince itimat edilemedikçe Amerikanın esaslı yardımına İntizar edilemez Bir Çlr. gazetesi general Mac Arthur'un Ja-ponyadan Formozaya Amerikan kıtaları göndereceği hakkında öir haber yayrmlamış ise de buna ihtimal verilmemektedir.
Vaziyeti durendlşane tetkik ve muhakeme eder, mühim bir halk çoğunluğu ümitsizliğe düşmekte ve Amerika esasi» yardım yapmıyacak Ue sdavı müdafaaya kalkmakta mâna olmadığını söylemektedir Halkın mevcut devıet adamlarından general Sun 14 - Jen ite Formoza valisi doktor K. C. Wu'dan midaşma itimadı ria kalmamıştır. Halk komünizme karşı yapılmakta olan rr.ucaıi- -lenin son ve kati safhasını yorgun, bitkin ve başarısızlıkları sabit olmuş otan politikacı ve generallerin idare edebileceklerini ümit etmemektedir Tehlike gelip çattığı zaman bu haleti ruhlyenln değişmesi ihtimali de pek az varittir.
Çeviren- B AKSEL
Hindi Çinide entirikalar
Çin komünistleri yeni bir siyasî taarruza geçtiler
Hong Kong 21 (AP) — Çin komünistleri dûn. hakimiyetlerini Hindi Çiniye teşmil etmek maksadıyla yeni bir siyasî tuaarruza girişmişlerdir.
Balıh diplomattan hayrette bırakan bir manevra ile' komünistler. Çarşamba günü, «Vletnan Demokrat Cumhuriyetini tanımışlardır
Bildirildiğine göre. Çin Dış İşleri Bakanı Chou En-Lal, Fransaya şiddetli bir nota göndererek, Hindi Çinide yaşnyaft Çinlilere Fransızların yap tıklan iddia olunan mezalim» protesto etmiştir.
Vletman Demokrat Cumhuriyetinin başında Moskovada yetişmiş Dr, Ho Chi Minlı bulunmaktadır. Mink, Fransızların destekledikleri imparator Bao Dai'ye mukasım biı durumdadır. Vietnam takriben 20 milyon insun barındırmaktadır.

HS ^Talihsiz adamj
Bazı insanların hayatı, felâket silsilesi İçinde geçer- Dostum Merkuryo'nun hayatı da bu kabildendi. Zavallı Merkuryo! Biz fanilerin «hüsnü talih» dediğimiz şey, zavallı arkadaşım için meçhul bir şeydi. Hülâsa, hayatında mesut bir gün görmedi. Nereye el atsa, o tarafı kururdu. Bu talUıslzügl yetişmiyor-muş gibi ,blr otomobil kazası
ne ilçesinde
ayağı kırıldı.
rakola gidiş. Kadın, tabii Merkuryo dan af diledi.
Ertesi sabah dostum, gözünü tedavi ile meşgul İken tanımadığı üç kişi kendisini ziyarete geldiler. Ziyaretçilerden biri:
— Ben Marki Trlstan Dal-monte'yim. Dün sizi kazaen tokatlayan madanım kocalıyım. Bizzat sizden Özür dilemeğe geldim, diyerek kendisini pra-
müddet soma da bir tren çarpışması esnasında kulağının zan patlayarak sağır oldu.
Fakat Merkuryonun eşsiz bir meziyeti vardı. Her şeyi dalma pembe görürdü- Başına gelen bu felâketleri ehemmiyetsiz addeder ve ergeç talihin kendisine güleceğine İnanırdı.
Bir mirasa konmak için Fransa ya gittiği zaman yegâne kazancı tifoya yakalanmaktan ibaret kaldı. İyileşmeğe yüz tuttuğu zaman hastabakıcı Janete vurularak onunla evlendi. Fakat iiç gün sonra karısı kendisini terkederek tayfa Naderle beraber kaçtı. Merkuryo, bu hâdiseyi anlatırken :
— Tuharı şu ki, Atlanliğl benim hesabıma geçip eğleniyorlar. Çünkü Janet kaçarken biriktirdiğim paralan da alıp götürmeği ihmal etmedi, diye dert yanıyordu.
Bir zante etti.
Arkadaşım, meseleyi kapanmış addettiğini söyledi. Fakat Marki, itiraz; etti:
— Hayır, hayır mösyö! Müthiş bir tokat yediniz. Bu, büyük bir hakarettir, tarziye İstemeğe hakkınız var. Eğer bu tokalı, size bir erkek atsaydı onu düelloya davet edecektiniz değil mİ?
— Evet. Fakat bana tokat vuran bir kadındır.
— Doğru. Karım, sizinle düello edemez. Ben onun yerine sizinle düello edeceğim.
_ Fakat bu iş bu kadar zahmete değmez. Özür dilemeniz benim için kâfi bir tarziyedir:
MarM, resmî bir ciddiyetle cevap verdi:
— Affedersiniz mösyö! Bu. sizin İçin olr şeref meselesidir. Sizin basit bir adam olmanızın nazarımda hiç ehemmiyeti yoktur. Marki olduğum halde benimle düello etmek şerefini
size bahşedeceğim- Bunu, sizi ne kadar takdir ettiğimi göstermek için yapıyorum. (Yanındaki iki kişiyi göstererek) bu mösyöler, benim şahttierlmdir. Düello te-ferrüatını tesbit etmek için şa-
Fakat dostumu en çok üzen cihet, Janecln kaçmasından ziyade paralarını kaybetmiş o'-ması idi. Bu esefi, cimriliğinden ileri gelmlyoıdu. Avrupanm başlıca şehirlerini ziyaret etmek hususundaki plânını tatbik I hltlerinlzl tâyin etmenizi sizden mevkiine koyacağı sırada para- rica ederim, laruu kaptırmış, beş parasız kalmıştı "ovalli arkadaşım, «o. dönüş biletini ödemek İçin Ro- resi olarak: madaki amcasına t müracaat etti- Fakat amcası öl- ’ müa, bütün servetini de bir hayır cemiyetine bırakmıştı. Merr kuryo, bir sene süren ıstıraplı ve maceralı bir hayattan sonra memleketine dönmeğe muvaffak oldu.
Merkuryo, du sözler karşısında sarardı. Son bir kurtulş ça-
. ıçm «W* . UJBia.ii,
mektupla — Fakat kanun, ımnoıı menpriivnr «nvl^rinl
düelloyıi menediyor .sözlerini kekeledi, — Bu hususta müsterih olabilirsiniz, Bizi kimse rahatsız etmiyecek. Ben her şeyi yoluna koydum- Yarın sabah Lukriso ormanında vuruşacağız.
Zavallı arkadaşım, bu belâdan
Vaziyeti yoluna koyduğu bir sırada güzel karısı Janet İkiz zenci yavruları kucağında, yanına dödii. Tabii bu zenci ikizler, kanunen arkadaşımın ev-lâdlart Bayılıyordu. Çünkü kan koca boşanmamışlar!!!. Bidayette, Merkuryo, sadakatsiz zevcesine evinden çıkıp gitmesini söylediyse ae sonradan zenci İkizlere acımış ve onları hoplatıp oynatırken «belki de öz çoeukianmdır* diye düşünmüştü. İhtimal kİ dedelerim arasında zenci vardı da çocuklarım irsiyet neticesi siyah olarak doğmuşlardır.
Dostumun kim olduğunu göstermek İçin bütün bunları size anlattım, şimdi bu maceranın mabadinl ve netlceslnt de ürenince hiç dc hayrete düşmeyeceksiniz. Bir gün arkadaşım, trenle seyahat ederken arkasında şık ve çok güzel bir kadın duruyordu. Yolculardan birinin genç kadına sırnaşmağa başladığını görünce, bu terbiyesize muaşeret âdabını hâtırlatmağa kalkıştı. Güzel kadın, elini kaldırıp küstah sırnaşığa haddini bildirmek lsteıken şiddetli yumruğu, yanında duran Merkuryo yedi ve gözü mosmor oldu..
Artık mabadinl siz tasavvur edebilirsiniz: Çığlıklar, feryad-lar, polisin müdahalesi ve ka-
kurtulmak İçin bir defa daha çabaladı, fakat nafile .. Marki talebinde ısrar ediyordu.. Bütün tanıdıkları, hattâ karısı bile arkadaşıma, bu düellonun kendi sİ için büyük bir şeref ve reklâm vesilesi olacağını söylediler. Nihayet o da kabule mecbur kal dı.
Ertesi sabah Merkuryo, en kötümser hLsler içinde şahitleriyle beraber orman yolunu tuttu. Saat altıyabeş kala Marki alnına isabet ettirdiği bir kurşunla zavallı dostumu öbür dünyaya gönderdi. Merkuryo, tabancasını ateşlemeğe bile vakit bulamadı.
Bu dünyanın dertlerinden kurtulan arkadaşımı, öbür dünyada neler beklediğini kimse kestiremez-
Çeviren A. HİLÂI.t
Üç eroin satıcısı yakayı ele verdi
Sabıkalı eroinemancılardan Arap Ali, Keğork ve Mehmet A-11 Emniyet Müdürlüğü kaçakçılık kısmı memurları tarafından yakalanmışlar ve üzerlerinde seksen paket eroin bulunmuş -tur- Emniyet müdürlüğüne getirilen bu beyaz zehir satıcıları hakkında kanuni takibat yapıl maktadır.
Milletlerin garip adetleri (Baş tarafı 4 üncü sahifede) lükleri ise bir çok dini vecizeler-le süslenmiştir. Burada akan her suyun ve ber taşın bir hikâyesi vardır.
Mukaddes ağaçlar
Bu yolda bulunan bir kaç a-ğaç bir kaç yüz yaşındadır ve bir mukaddes bitkidir. Şanton-gun en gaddar hırsızları bile bu odun kıtlığı çeken mıntakada bu ağaçlardan birine dokunmak tan korkar.
Bu ağaçlara dokunan ve kesmeğe teşebbüs edecek kimselerin üstüne bu ağaçlardan kan fışkıracağı söylenir.
Yolda bulunan beş çam ağacına, imparator Tsin-şe-huang-ti tarafından asalet unvanı verilmiştir, yüksekteki büyük çam İse «metin âlem» denmekte ve hiç bir rüzgâra boyun eğmediği bilhassa asaletinin şanından olduğu belirtilmektedir-Burada fışkıran Ll-tsuen men -bamdan bir zamanlar tatlı şarap fışkırmıştır. Karşıdaki kaya parçası kİ, önünde dua edil mektedîlr, bunun üstüne kırmızı bulûtlar çökmüş ve «an I-pekten mâmvl semanın mektubu bu kaya üzerinde doğmuştur denlhnektedtr. Bir zaman -lar yirmi beş bin Buda dinin -den rahip ve bilumum Çinin Taoltl ile Konflçius âlimleri birden hükümdar İmparatora müracaatla Taişan'a yeniden bir kurban feda edilmesini rica etmişler, buna da semanın oğlu rıza gösterince ve kendisi de bu dağa ziyarete gidince, ara -basını beş yıldızın takip ettiği söylenmektedir.
Bu gibi efsanevi hikâyeleri o-lan bir çok daha nıabedler vardır, bunların hepsini ziyaret etmek tabii çok müşküldür. Çin -iller, bu mukaddes m&bedlerin en esaslılarında bir mum yakmak suretile İktifa ederler. Dokuz defa bu m&bed! dolaşmak lâzımgelmekte ise de. vakit buna müsaade etmemektedir. Beş saat süren çıkış!
Yolda ufak bir mola vermek suretile de bu mukaddes dağa çıkış beş saat sürmektedir, Çin edebiyat âlemi eserlerinde bu çıkışı 60 L1 (yani 30 kilometre) diye yazarlar ise de, hakikatte dağ yolu bu kadar değilse de düz yolda gidiş olarak 60 L1 1-çln sarfolunan emek kadar demektir. Bir Li bir normal İnşa -nın altı dakikada düz bir sahada katettlğl yol demektir, tabii bu Ll dağa tırmanırken daha kısadır.
Mabede yaklaştığınızda gözünüze yüz kollu Guan-yin mâ -budesl çarpar Bu altın sarısı mâbude önünde insanın gözleri kamaşır, bu mâbude Buda rahibelerinin nezareti altındadır..
Dağın zirvesinden aşağı ba -kıldığında Şantungun bir çok köyleri ve kasabaları göze İlişmekte, bunların arasında sarı nehir görünmektedir.
Bu mâbedde çinin gayet İtinalı mimari tarzı da göze çarpmaktadır. Talşan ve torununun mâbedlerinin çatılan sarı, parlak ve kıvrak kırmızı lakla boyanmış sütunlar, İçten tavanlar altın kaplanmış ve açık mavi renkte oymalarla süslenmiştir.
Bu dağın güneyindeki kayalar gayet sarp bir uçuruma gider, bazı Çinliler burada, hasta olan sevdikleri bir İnsanın
Maltanın İktisadî
Mahkeme Koridorlarında
durumu iyi değil
Küpelerde çok hevesim var!
Ingiltere, adaya yardım etmezse Ameri İtadan yardım istenecek
Nevyork 21 (AP> — Bir ay-danberl Amerikada tetkikler yapmış olan Malta Milli Eğitim Bakanı Dr. Godwin O, GanadO dün uşakla Malta’yp. hareketinden evvel verdiği demeçte, Malta’dakl İktisadi durumun feci olduğunu ve bu halin Malta İçin bir ölüm kalun meselesi haline geldiğini söylemiş ve şayet tngiilzler yardım etmedikleri takdirde, bu yardımın, her ne şartla olursa olsun, diğer bir devletten - Birleşik. Amerika - isteneceğini kaydetmiştir.
Malta adasının Amerikan federasyonunun 51 inci devleti olarak tasavvur edip edemediği
hakkındakl suale «konfederasyon ile statüsü arasında fark inekteyim, zaten askeri üs haline gelmek, İlhak edilmek gibi şeylerin artık ehemmiyeti yok, mühim olan cihet yardım görmemizdir. şeklinde cevap vermiştir.
Bakan, Maltaya yeni bir İngiliz mail heyetinin tahkikat için geleceğini, şayet bundan sonra da yardım yapılmazsa kabinenin istifasının muhtemel olduğunu Söylemiş ve o zaman yen! seçimlerde. Amerikan yardımına istinaden propaganda yapılacağını ilâve etmiştir.
Ganado, sömürge görme-
Nuhun uçan gemiler*
(Baştarafı 4 üncü sahifede)
Düşman Dostlar
Macera ve Aşk Romanı
Yazan; J. D. Carr Tercüme eden: (Vâ-Nû)
— Bilmiyorum. — diye cevap verdi. — Gerçi çok mesudum, fakat bir garabet hissediyorum. Bütün. düşüncelerim allak bullak.
Alan, onu yatıştırmağa uğraştı:
— zarar yok. Elspat lıala tatmin edildi. Ömrünün sonuna kadar da yüreği rahatlayacak. Fakat acaba hakikat bu mu?
Genç kız, gülümsedi:
— Tabiî. — dedi — Colln amca, bana bir lûtufta bulunur mu-sunuz?
— Sen dile, ben yapayım.
— öyleyse bardağıma biraz daha viski koyunuz. Sodası fazla kaçmış.
— Ah benim güze! kedim, ne kadar hoşuma gidiyorsun bil-sen! Oldu mu’... Kafi mi?...
— Rica ederim, buaz daha!
— Daha mı?
— Evet.
Başı şimdiden dönmeğe başlayan gazeteci, mırıldandı:
Siz âlimler ne cinli şeylersiniz! Bu İçkiye nas’l tahammül ediyorsunuz, anlıyamıyorum. çocuklar, hep bir ağızdan şarla söylesek.
Colln, yine tüfeğini kaptı, havada salladı. Budunla, gûya bir orkestrayı İdare etmeğe başladı. Baso sesiyle başladı:
— Bir kız sevdim, güzeeel kız... Giizeeel kız...
Swan, öksürüp sesini akord etti. Bardağına .sallayıp tepmo-yu bularak: o da başladı:
— Güzeeel kız... Güzeeel kız...
Alan da Kathryn'le birlikte j bu koroya karıştı. Dünyanın mevcudiyeti sırasında en güzel anın şu an olduğuna kaniydi. İstikbalin de rengi pembe! A-
Orta boylu, narin yapılı, Sarışın, saçları kıvır kıvır, sevimli, civelek bir Havva kızı. Yaşına on beş desem ben yalancı çıkarım, yirmi beşe yaklaştırsam kendisi gücenir. Zaten pek öfkeli görünüyor. Bizi küskün ba-kışlaryle süzerek yüzünü ekşitti. Konuşmak istemediği anlaşılıyor. Fakat bizim, kasketli delikanlı kolay kolay atlatılır takımından değil. Gülümseyerek sokuldu:
— Rahatsız mısınız, küçük hanım?
Kircin bir dudak büküşü ile başını salladı:
— Doktor musun Hastalığımı nereden anladın?
— Neşesiz görünüyorsun da.
Mantosunun düğmesini Çözdü, derin bir nefes aldı:
— Öyle içim sıkılıyor ki pat diye patlayacak gibi o-luyorum.
— Neye üzülüyorsun? Gözlerim kapalı mahkeme
sen?
buiunmaktadır. bqaç taşıt bıçaklarının uçan personeli ken- ,
dilerine tevdi edilen hayvanla- kapısına dikti: rın âdet ve hususiyetlerini — Ne zaman açılacak bu-süratle öğrenmşllerdlr. Şimdi j arşı? Bekledikçe sıkılıyorum, personele, her cins hayvanın Açsalar da ne olacaksa olsa bakımı beslenme tarzı vesaire hakkında gerekli bilgiyi veren bir risale yayınlanmıştır. Uçuş başlamadan önce bütün sandık ve kafeslerin İnceden inceye muayene edilmesi ve kusurların giderilmesi elzemdir. Bazı cins hayvanların tahripkâr huylan yüzünden bazı kafesle-
İ,lerl BakanUS. ve İthalât İh-.rln "m‘“‘ « '“" J”1 «',Ul
Belgrat ikinci bir istikraz için müzakerede
Vaşlngton 21 (AP) — Buradaki resmi çevrelerden bildirildiğine göre, Yugoslavya İkinci bir istikraz sadedinde Birleşmiş Mllleltere müracaat etmiştir.
İlâve edildiğine göre, Yugoslav büyük elçiliği memurları bu hususu, Birleşik Amerika Dış
raca t bankası çevreleri İle müzakere etmektedirler.
Resmî şahsiyetlerin belirttiklerine göre. Yugoslavya bu İkinci İstikrazı, Rus İktisadi ablukasının tesirlerini hafifletmek! için istemektedir. Bildirildiğine , göre, Yugoslavya, mensucat ve diğer sanayi şubelerinde ku«-lanmak İçin ham madde satın alabilmesi zımnında 5 milyon1 dolar İstemektedir.
şıktı ve sevdiği kızın -yanında idi. Gülümsedi. Kız da, ona aynı şefkatli tebessümle cevap verdi.
Şarkıya devam ettiler.
Elspat hala, elinde bir tulumlu flâvta İle geldi. Tarihin eski devirleri böylece kapıdan İçeri girmiş gibiydi. İhtiyar kadın başını salladı. Kim der kİ böyle bir netice olsun?
XXVII
Alan Campbell, gözünü açtı Ruhu sanki uza kblr seyahatten avdet ediyor, 12tlrap çeken vü-duna gülçlükle tekrar yerleşiyordu. Birdenbire, gözlerinin ö-nünde bir aile albümü olduğu ve bu albümden evvelce gördügü simaların birer birer doğrulup dirildiklerini farkettl Simalardan birini vaktiyle bir yerde görmüştü ama nerede?
Delikanlı, yavaş yavaş büsbütün ayıldı, kendine geldi. Hatırladı ki, dün akşam ahdini bozmuş, Campbell ailesinin baş belâsı olan mahut viskiden yine bol bol içmişti. İşle şu anda uğradığı berbat hale sebep buydu.
Yastıklarına İyice abandı. Gözlerini tavana dikti. Oda güneş
Karı koca birbirini yaralamışlar
Balatta Draman caddesinde oturan Haşan Mutlu ile karısı Nafla dün, geçimsizlik yüzün -den. kavga etmişler, Haşan ek mek bıçağlie karısını, karısı da dikiş makasile kocasını yaralamıştır. Yaralı karıkoca Cerrahpaşa hastahaneslne saldırılmış tır.
bari.
— Mahkemedeki işiniz nedir?
Başını önüne eğdi, mırıldandı:
— Ne bileyim ben? Onlar şikâyet etmişler.
— Onlar dediğin kim?
— Şey işte. Melâhat ablam.
— Kız kardeşin mi dâva etti seni?
— Ne münasebet? Benim kız kardeşim yok ki.
— Melâhat ablam, dediğin kim?
— Şey... Halamın gö-rümcesinin kızı. Benden ye-| di yaş büyük olduğu içüı abla diyorum tabiî .
I Somurtkan bir cehre ile omuzunu ovnattı:
— Bir daha abla tfemiye-
saçlarla kaplamak lâzım gelmektedir. Bu kaplamanın ta-mamlle İntibak etmesine âzami derecede dikkat edilir, zira, ! kumpanyanın yayınladığı risalede kaydedildiği veçhile «kafesinin bir köşesinin laçka ol-duğunun farkına varan sebat-' u kâr bir ayı, bütün kafesi yıkıp
’ dökebilir..
’l Hayvanlara verilen yiyecek cinsleri ve yemek saatleri del İhtimamla tespit edilmiştir.; Meselâ büyük cins maymunlardan bazılarına, ekmek. teTe-' ceğlm ya. Yüzüne bakmıya-yağ, reçel veya bal. rneyva sebzeden müteşekkil günde 3 övün yemek verilmesi lâzımdır. Pek uzun yolculuklar hariç timsahların normal olarak beslenilmelerine lüzum yoksa da, her gün bir hortumla sulanmaları elzemdir. Aynı tarzda kurbağa, tosbağa ve bu cinsten
I hayvanların da. derilerindeki
I
Hırçınlaştı:
— Amaaan, ne kadar çok soruyorsun? Bunların hepsini karakolda yazdılar zaten,
— Ne yazdılar karakolda?
— Hepsini yazdılar diyorum ya. Hem küpeleri aldılar, hem benim snylgrii kibrimi yazdılar.
— Küpelerin mi vardı senin?
— Onlar benim küpelerim değildi.
— Başkasından mı almıştın?
Yine somurttu:
— Çok soluyorsun. Başım ağrımağa başladı. Boşuna uğraşma, hic bir şey söylemem. Bilmiyorum kj söyleyeyim, Küpe lâkırdısı siıir-J^ lerime dokunuyor. LJ
— Peki, küpe meseleslııiû-bırakahm da başka seylerCN konuşalım. Sen bir yerde'fc çalışıyor musun? °
— Yoook, evde oturuyo-rum. ,2
— Hiç sokağa çıkmaz mı- OT sın? 0
—Aaa. de i i ve bak Sokağa > çıkmaz mı insan? Çıkıp ge- m ziyorum *abiî. q
— Çarşıya çtktığın zaman polisler niçin arkana takıl-dılar? n
— Bilmiyorum ki. Ar-kama takıldıklarının Tsr- q kında değildim, dükkâna-S girdikleri zaman gördüm 5* onları.
— Dükkânda ne yapıyor-O dun da yakaladılar seni’
— Hiiiç... Ne yapılır dükkânda? Kuvurr.cu ile konuşurken şev ettiler. Elimden küpeleri aldılar beni de karakola götürdüler.
— KÜDeleı kimindi?
— Melâhattan almıştım.
— Emanet mi verdi sana?
— Hayır, sev oldu. Düğüne gidecektim. Benim küpem yoktu ki takayım. Melâhattan emanet istesem vermez. Çok çingenedir, dedim ya. Düğünden bir gün evvel onlara gitmiştim. Baktım ki küpeleri konsolun üstünde duruyor. O küpelerde çok hevesim vârriı. Düğüne giderken şunları taksam ne iyi olur, dedim, küpeleri alıp çantama koydum.
— Alırken Melâhat ablan görmedi nü?
— Görseydi bırakmazdı ki. Ona göstermeden aldım, düğünden sonra götürüp gene yerine koyacaktım.
— Niçin götürmedin ya?
— Götüımeğe vakit kalmadı ki. Küpelerin kaybolduğunu anlamışlar, aramağa başlamışlar. Bunu duyunca küpeleri götürmekten çekindim. Evde saklamaktan da korktuğum için başımdan defetmek istedim. Fa-
cağım onun.
— Seni küstürdü demek’ Ne diye şikâyet etmiş?
— Onlar çok zengin. A-partımanları bile var, Melâhat ablamın altınlarını, elmaslarını görsen bayılırsın.
— Sana hiç hediye vermiyor galiba.
.mekamattan ncle3 alalan (tl-| T“İunu iterek gagüs
____..._____ .. ; geçirdi:
— Bırak şu çingeneleri Günahını bile vermez kimseye.
— Seni ne diye gücendir diler?
— Karakola şikâyet etmişler. sonra sev oldu işte
— Ne oldu? Neden şikâyet etmişler?
— Polisler yakaladılar beni.
— Nerede yakladılar?
— Çarşıda dolaşıyordum, uan ac„[nleK ra-
peşıme takılmışlar. Onları kat kuvumı-uva gösterirken görmedim ben. Dükkâna' polisler yakaladılar. Kirdim, onlar da gelip yaka- MahlteTne açıld, genç klI -Ne yapıyordun dük.1^ok salona girdi, kânda? I Ce. Re.
iyileşmesl İçin, adadıkları tak- hetle, ıslak tutulmaları lâzım-i Lirde, kendilerini bu kayadan dır. Maymunları sulamak nls-' aşağı atarak intihar ederler, [peten kolaydır. Yolculuk sıra-birçok bu gibi vak'alardan do-,sında kendilerine maşrapa ve-, layı, Mandarin denilen muhtar ■ • -oradaki kayalara şu cümleleri hâkettLrmlştlr:
Hayatta, insanın kendi boyatma kastetmesi İçin, sebep yoktur- Fakat yaşamak İçin bir çok sebepler vardır. Hayatı kasten kısaltmak kötü olduğu gibi, hayata da o kadar çok bağlı bu -lunmak kötüdür. Bunu âlim a-talar bu suretle öğretirler.
Bu gayet mâkul ihtar ve tav-
siye İle Talşan dağı ziy ar etçile- sekiz raunttuk olr maçın dör-rlnl uğurlar. düncü raundunda Danimarka
Bunu mütnâkıp yavaş yavaş şampiyon Cari Nlelsen'İ nakavt tahtırevanlarla İnişe başladık., ile mağlûp etmiştir.
ya şişelerle su verilmekte ve bu Suyu almak için kuyruk teşkil etmeleri öğretilmektedir.
İçindeydi. Başı fena halde ağrıyor, boğazı kuru...
Gerçi, ilk sarhoşluğa nazaran bu seferki hafif geçml, ağrıları daha az... Halbuki, o seferden daha da az içmemişti. Yoksa zehirs karşı vücudunda bir alışkanlık mı hasıl oldu?
Yavaş yavaş, hafızası daha vuzuh peyda etti. İlk önce, gözlerinin önünde müphem levhalar. tulumlu flavtanın ahenglne ayak uydurup belirmişken şimdi bu tablolar daha berraklaştı: Elspat halayı, koltuğunda sallanır, gülümser ve mesut gördü.
Kendini hiç suçlu saymıyordu. Başka türlü hareket; etmesine asla İmkân olmadığını, mukadderatına tâbi olduğunu görüyordu.
Kathryn, kapıyı açtığı zaman dellkanLı, onun, kendinden de perişan bir halde bulunduğunu farkettl Kızın getirdiği tepsinin içinde iki fincan kahve var.
Kathryn, bunları, nişanlısının baş ucuna koydu ;ve Alan'a baktı:
— Doğrusunu istersen, bunu senin getirmen Icabrderdl. Fakat beklemenin beyhudeliginı
Amerika ağır sıklet boksörünün bir galebesi
Kopenhag 21 (AP) — Amerikan ağır siklet boksörü Steve Mac Cali, dün akşam yapılan
anladım, çünkü öğleye kadar uyuyacağını kestirdim. Galiba bu sefer de hiç bir şey hatırlamıyorsun.
Alan, beynindeki uğultuyu gidermek üzere yatağında doğrulmak teşebbüsünde bulundu:
— Doğrusunu istersen hayır! Hiç bir şey hatırlamıyorum. Yine ml bir halt karıştırdım?
— Nazik davrandın. Sanki biitün dünya şeninmiş gibi, keyif İçinde oturdun Ama bir tutturuş tutturdun, ille şiir o-kumak arzusuna kapıldın, tşte, o cihet müthişti.
— Canım, ne ehemmiyeti var? Eh, söyle bakalım hej, iş yolunda mı?
Kathryn. dudaklarına götürdüğü fincanı masanın üstüne bıraktı. Gözlerini testekerlek açarak, aksi seda gibi tekrarladı:
— Her iş yolunda mı? Belki de su anda zavallı Sıvan, hastanede, bir yatakla can çe-klşiyordur.
Alan'ıa beynindeki kargaşalık arttı;
— Canım, biz ne yaptık ki?
— Sen hiç bir şey yapmadın. Ama Colln amca...
— Deme, kuzum?... Swan'ı tekrar mı yaraladı ’ Anlat bakalım şu hâdise nasıl olmuş?
— Anlatayım. Colln. Camp-bell’lerln baş belâsı viskiye on beşinci kadehe kadar mukavemet etti. Swan de son derece sarhoş olmuştu Dûn yazdığı makaleyi okumak fikrine kapıldı.
— E, sonra?
— Doğrusunu İstersen, yazdığı yazı pek hainane değilmiş- Hattâ, hiç de halnane değilmiş. Lâkin. Swan, Colin amcanın, kule odağında yatmasını hikâye eden kıema gelince, mesele birdenbire değişti. Colln amca, bu karan verdiği zaman, pencerenin önünde dolaşıyordu., hatırlarsın? Swan de gazeteye takriben şöyle yazmış:
«Son derece dindar bir zat olan doktor Colln Campell. e-llnl İncile bastırdı, ve hortlak Shlra şatosunda doıaştığı müddetçe, bir daha kiliseye ayak basmıyacağına dair yemin etti.»
— Bu satırları .dinledikten sonra, Colln amca, beş on saniye hareketsiz kaldı. Derken,
parmağını hiddetle uzatıp kapıyı gösterdi. Var kuvvetiyle, «Defol!» diye haykırdı. Svuan, bir şey anlamaksızın ona baktı. Bunun üzerine. Colln, yanaklarına alevler basarak haykırdı: «Bu evden hemen defol, bir daha ayak basma, yoksa bacaklarını kırarım.» Hemen tüfeğine sarıldı.
— İnşallah ateş etmemiştir?
— Hayır. Fakat, vazallı gazeteci, merdivenlerden aşağı kaçtığı sırada, Colin emir verdi: «Işıkları söndürün, perdeleri çekin! şosede koşarken hakkından geleceğim keratanın!» Bildiğin gibi, yatağı pencerenin yanındadır.
— E. Colln adama ateş mİ etti demek istiyorsun
— Hayır, Colln değil, ben.
Genç kız, sesi titreyerek bu cevabi verdL
— Ah Alan’cığım, sevgilim! Bu melun memleketten derhal uzaklaşıp gitmemiz lâzım .Nasıl bir fikre kapıldığımı bilemiyorum. Cidden bilemiyorum.
Alan'ın başı zonklayıp duruyordu-
— Peki bu sırada ben neredeydim? İse karısmi'dım mı?
(Arkası var)
Katiyen
Soğuk ve Rutubetli havalarda
GRIPIN
almayı unutmayınız
SIRRI
45 yn$lannd.n olduğu halde yü dinde hiçbir bu-tutukluğu yolrtut
Tem. bu genç kırınki gibi te» «e tazedir !ljtc; Viyana Üniversitesi Profesörü Dr StejsWin şayanı hayret keşfi- gençliğin yeni ve cazip unsuru «Bioccl- in sıhrâtniz tffiirlerî Bioccl. su uyurken cil> diriîıi besler vo ccnçleştlrir Bu cevher. Pembe renkteki Takalön kremi terkibinde mr»(uttur Gîıh-dûzterı beyaz ve geceleri de Pembe renkteki Tokalon krem tanımı
Daktll© alınacak
Harp Akademilerinde çalışmak üzere İyi derecede daktilo yarAn pir erkek daktilo alınacak. Ücret 115 liradır. Sınavları yapılmak üzere isteklilerin 26/Ocak/950 günü Harp Akademileri Personel Şubesine dilekçe «e diğer vesikalarile birlikte müracaatları. (294-763)
İstanbul Altıncı İcra Memurluğundan; 947/975
İpotek borcundan dolayı paraya çevrilmesine karar verilen Eyûp’ün Arnavutköyünde kapı numarası olmayan ve bilirkişi tarafından yüz lira kıymet takdir edilen şarkan Bilâl, gar-ben Has&n, cenuben Rıfat ve Şimalen Süleyman Çelik tarla -zile mahdut 5 ada. 4 parsel sayılı 5 dekar 980 metre tarlanın tamamı Ue yine aynı köyde elli Ura kıymet takdir olunan şar-kan Hamdl Koç, Garben Süleyman Çelik, şimalen Haşan ve Abdullah tarlalartyle ve cenuben yol ile mahdut 28 ada, 1 parsel 13 dekar yüz metre mlkdannd&ki tarla açık arttırmaya konulmuştur.
Yukarıda evsafı yazılı gayri menkule ali şartname 20/1/950 tarihinden İtibaren herkesin görebilmeli İçin dairemizde açık bul un d urulaca k tır.
Birinci arttırması 16/2/950 tarihine rastlayan Perşembe günü saat İl den 12 e kadar 6 İcra dairesinde zatı? salonunda yapılacak ve muhammen kıymetinin %75 şlnl bulduğu takdirde en çok arttırana ihale edilecektir. O gün böyle bir bedel ile elde edilemezse arttırma on gün uzatılacak ve 27/2/950 tarihine rastlayan P. ertesi günü ayni mahal ve saatte İcra 0-lunacak İkinci artırmada en fazla bedelle talip olana ihale edilecektir.
Arttırma bedeli hemen veya verilen m addet içinde ödenmezse İcra kanununun 133 üncü maddesi tatbik olunur. Arttırmaya lştlr&k edeceklerin pey olarak muhammen kıymetinin %7,5 nisbettne nakit veya milli bir bankanın teminat m ek tu -bunu İbraz etmeleri lâzımdır.
ipotek sahibi alacaklılarla diğer aldkadarlarm ve irtifak hakkı sahiplerinin gayri menkul üzerindeki haklarını husurile faiz ve masrafa dair olan İddialarını İlân tarihinden İtibaren on beş gün İçinde evrakı milabltelerile dairemize bildirmeleri aksi halde haklan tapuda kayıtlı olmayanların paranm paylaştırılın asın danhariç kalacaktan; artırmaya iştirak edenlerin şartnameyi okumuş ve mündereratını tamamen kabul ve müzayede salonunu terksdenlerin kefiye t etmiş ad olunacakları ve daha fazla malûmat almak isteyenlerin her zaman M7/975 numaralı dosyamız* müracaat edebilecekleri İlin olunur. (8201
terki ticaret
AMERİKAN

Çünkü GRİPİN Nezle ve Grip başlangıcının da önüne geçer.

Dörl saat ora ile gönde öç koje ohnabiliı
KATRAN HAKKI EKREM
Kızılay Derneği İstanbul Aşocakları
İDARE KOMİTESİNDEN :
Yoksullar iaşesi İçin aşocakl arına yapılacak teberru-lardo, (20607} telefon numarasına haber verildiği takdirde memurumuz ellle ve makbuz mukabilinde yerinden aldırılacaktır.
Çuval satılacaktır
Toprak Mahsulleri Ofisi İstanbul Bölge Müdürlüğünden
1 — Ofisimiz İşinden Iskat edilmiş Fındıklı çuval sunda mevcut:
Adetli hububat çuvalı, adetli kanevlçe kepek çuvalı, kiloluk kanevlçe kepek çuvalı, Kiloluk 64’ lük çuval Kiloluk hububat çuvalı.
10.000
10.000
10.000
10.000
10.000
10.000
3.000
depo-
Kilo muşamba parçası, açık arttırma suretiyle satılacaktır.
2 — Arttırma 30. 1. 1050 pazartesi günü saat 15 de Ofis binasında toplanacak olan hususi komisyon önünde yapılacaktır. Teminat:
Adetli Hububat çuvalı için „ Kanavlçe kepek çuvah
Kiloluk _
„ M lük çuval „ Hububat Çuvalı
3 —
10.000
10-000
10.000
10.000
10.000
10.000 „ „ „ ________________________________________________ _____
4 — İsteklilerin teminatları ile birlikte belirli gün ve saatte komisyonu başvurmaları lâzımdır.
5 — Bu işe alt şartlaşma tasarısı malzeme servisinde gö -itilebilir.
6 — Ofis ihaleyi yapıp yapmamakta serbesttir. (807)
1500.—
750.—
600.—
600.—
600.— 600—dur
ve
İstanbul’da yağ iskelesinde 22 No. lu mağazada icrayı ticaret etmekte İdim. Ahiren geçirdiğim prostat ameliyatı neticesinde terki ticaret eyledim. Resmi ilân yapılmıştır. Mezkûr ticarethanede bir alâkam kalma dığından muhterem müşterilerimin, mektuplar, faturalar ve hesabı cariler mucibince müte-hakltak borçlarını yalnız yeğenim vc vekili umumîm İstanbul İş Bankasında muhasebeci Bay Ferld Basmacıya makbuz mukabilinde tesviye etmelerini hassaten rica ederim.
luet Basmacı
Çocuk bekimi doktor
Ahmel Akkoyunlu
I aksım • laiıuıbanr l'alae Celotun: *2621
WfliTES
□iş macunu
Eczanelerde ve Itriyat mağazalarında arayınız. Türkiye Eezacdan Deposu
Yüksek inşaat mühendisi alınacak Türkiye Demir ve Çelik fabrikaları müessesesinden (Karabük) İnşaat işlerinde tecrübesi bulunmak ve İnşaat Yüksek Mühendisi olmka şartlle müessesimize bir bakım şefi alınacak tır
İsteklilerin aşağıda yazılı belgelerini bağlayacakları dl-lekçelerile en geç 26.1.950 tarihine kadar müessesemize mii-racatlan İlân olunur. (281J
1 — Nüfus cüzdanı
3 — Terhis tezkeresi
3 — (Varsa) hizmet belgesi
4 — Diploma
DEVLET DENİZYOLLARI İLÂNLARI
İHALENİN
Tarihi
Günü
Saati
Eminönü İS No. h kahve on-ban pencerelerine çelik tel kafes yapılması işi... 1B21 96
tstinye koyundaki çamurluk volisinin kiraya verilmesi işi,,.
(Senelik kirası) ... 340 00 36 00
1 — Yukarıda yazılı işlerin eksiltme ve arttırması _____________________________. _ ___________
Tophanede Genel Müdürlük Alım Satım Komisyonunda yapılacaktır.
2 — İsteklilerin, Komisyondan alacakları bir yazj Ue güvenme parolanın İdare veznesine ya-
tırmaları inşaat işi İçin bu işle ayni teknik vasılla bir yapı veyahut onanm İşini daha önce başarı ile yapmış olduklarına dair belgelerini pazarlık sırasında komisyona Ib -raz etmeleri ve belirli tarihlerde şartnamede yazılı belge at jnakbnzterüo birlikte komisyonda bulunmaları.
3 — İnşaat işinin şartnamesi Yapı Şubesinde, kiraya vertleeak voli jartname
de Alım Satım Komlayoııanda hergun gorölabllta
273 30
Pazarlık 24/1/1950
Arttırma 25/1/1950 hizalarında gösterilen
Sah
»
İstanbul ikinci «ra tuğundan:
Mahcuz olup paraya çevrilmesine karar verilen Beyoğlu birinci muı taka tapu sicil muhafızlığının 3/9/949 tarih ve 3922 sayılı yevmiyesinde ka-| yıtlı Bey golü Sururi mahallesinin Atlama sokağında eski 8 mü.— yeni ve taj. 17 kapı sayılı ahşab ev 2004 sayılı kanuna tevfikan ve aşağıda jazılı şartlar dairesinde açık arttırmaya konulmuştur.
Gayrimenkulun evsafı: Gayrimenkul Beyoğlu Sururi mahallesinin Atlama sokağı ile Sururi çıkmazı arasında VC Atlama sokağında 17 numara-tajlı ahşap evdir. Sokaktan tek kanatlı ahşap kapıdan girilen ev bir kaç basamakla çıkılan bir koridor ve sofa üzerine kapısız bir oda ve arka cephede diğer bir odadır.
Bodrum kal: Methalden inilerek evin altına girilmekte olup burası bir kat halinde ise de döşeme ve bölmeleri yoktur. Bir mutfak yeri ve helası olup arka cephedeki bahçede iki İncir ağacı vardır. Ev alışap ve haraptır. Üstü yeril kire mitil örtülüdür. İçinde Nuran Engin oturmaktadır. Ayda 4 Lira olduğunu söyleyen ldra bedelinin vergiye verildiğini söylemiştir.
Hududu: Tapu kaydı gibidir.
Yüz ölçüsü: Kadastronun 857 ada 31 parsel sayılı tesbltine göre 118.00 M2. olup (50.00 M2J sİ bina geri kalan arkada bahçedir.
Değeri: Arsa ve binanın tamamına (6900) lira değer biçilmiştir. İşbu gayrimenkulun şartnamesi 23/1/950 tarihinden itibaren açıktır. Arttırmaya iş-tirâk edecekler şartnameyi okumuş ve lüzumlu izahatı almış ve bunları kabul etmiş ad ve Jtlbar olunurlar. Arttırmaya içildik edecekler takdir edilen kıymetin yüzde yedi buçuğu nlsbetlndc nakid pev akçesi te milli bir bankanın teminat mektubunu vermekle mükelleftirler. Satış bedeli peşindir. Ancak İhtiyari olarak müşteriye 20 günü geçmemek üzere mehil verilir. Satış bedelinin tediye edilmemesinden icra ve iflâs kanunun 133 ncü maddesi tatbik olunur.
Birinci arttırması: 18/Şubat/ 950 Cumartesi günü saat J0 dan 12 ye kadar İstanbul İkinci İcra memurluğu satış salonunda yapılacaktır. Bu arttırmada gayrimenkul üç defa batırıldıktan sonra takdir edilen kıymetin yüzde yetmiş beşini bulduğu takdirde en çok arttırana İhale edilir. Böyle bir bedel elde edilmezse en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şartlyle arttırma on gün daha nzatıla-rak 28/§ubat/lfl50 Salı günü ayni saatte ikinci arttırması yapılacak ve en çok arttırana ihale edilecektir.
İpotek sahibi alacaklılarla diğer alâkalıların gayrimenkul üzerindeki haklarını, hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddl-alarını mtlsblt cvraklariyle 15 gün içinde dairemize bildirmeleri lâzımdır. Aksi halde haklan tapu siciliyle sabit olmadıkça satış bedelinin paylaşmasından hariç kalırlar.
20 senelik taviz bedeli, İhale pullan ve tapu masrafları ve dellâllye müşteriye aittir. Diğer vergi ve resimler satış bedelinden ödenecektir. Daha fazla malûmat olmak İsteyenlerin dairemizin 949/1999 sayılı dosyasına müracaatları ve bu gayrimenkul ün Hân ve şartname dairesinde satılacağı Hân olunur.
UNLARI
Besler Kuvvet verir
BOTON AĞRILARA KARŞI |

Tekel İstanbul Baş Müdürlüğünden
1 — İstanbul şehri Belediye Hudutları Ue Kûcükçekmecc, Küçükyalı, Maltepe, Kartal, Pendik ve Yakacık, anadolu ve Rumeli Kavağı mıntakalan dahilindeki her tfırlû şişeli içki ve siplrtolann (Bira Ve şarap hariç) Fabrikalardan hâvilere tevzii üç yıl müddetle taahhüde bağlanacaktır.
2 — Yukarda sayılan sahalar Beyoğlu - İstanbul Anadolu yakası (Adalar dahil) olmak üzere üç bölgeye ayrılmış o-lop her biri ayrı ayn taahhüde bağlanacaktır
3 — Bu husustaki taahhüt esaslarını ihtiva eden sözleşme tasarısı Başmüdürlüğümüzde mevcut olup talep halinde ilgililere bedelsiz olarak verilecektir.
4 — Sözleşme dışında ve sözleşme konusu He ilgili olan her türlü İzahat ve malûmat arzu edenler Başmüdürlüğümüzden atabilirler.
5 — İlgililerin yazılı tekliflerini en geç 2/2/950 tarihine tesadüf eden perşembe günü akşamı saat 17 ye kadar Başmüdürlüğümüze vermeleri lâzımdır.
6 — Teklif sahipleri haklarında nerelerden referans latan ilebileceğini teklif mektuplarında kaydetmelidirler.
7 — İdaremiz tek)inerden en müsait telâkki ettiğini seçmekte serbesttir. (567)
22020 metre er kumaşı için teklif isteme ilânı
Etibank İstanbul Şubesinden:
Bu husustaki şartname 25/1/950 akşamına kadar Satmalına servisimizden temin edilebilir. (708)
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasından
Bankamızın Etüd ve Dış Muameleler Servisleri ihtiyacı İçin mûsaha»» imtihanı Ue İngilizce veya Fransızca dillerinden birini İyi bilen memur veya raportör alınacaktır. İmtihana Iştl-râk için askerliğini yapmış bulunmak ve kırk yaşından yakan olmamak lâzımdır. Bankamız tarafından evvelce açılmış bulunan lisan İmtihanlarına girip kazanamamış olanlar bu İmtihana katılamazlar.
Yazılı İmtihan günleri aşağıda gösterilmiştir:
20 Şubat Pazartesi saat 14 te İngilizce
21 „ Salı . 14 te Fransızca
22 „ Çarşamba „ 14 te Türkçe kompozisyon.
Yazılı İmtihanda kazananlar ayrıca sözlü İmtihana tabi tutulacaklardır.
Yazılı İmtihanlar Ankara ve İstanbul’da, sözlü İmtihan Ankarada yapılacaktır.
KnvnnAninra, imtihandaki muvaffakiyetleri, tecrübe ve kabiliyetleri gözönünde tutularak ücret veya barem aylığı verilecektir.
isteklilerin 15 Şubat 1950 tarihine kadar Ankarada Umum Müdürlük Personel servisine, İstanbul ve İzmir’de Şube Müdürlüklerine müracaat! an. (837)
Türkiye Demir Çelik Fabrikaları Mües-sesesi Müdürlüğünden;
Saç satışı serbesttir, İsteklilerin ihtiyaçlarım müessese ■ûbdürlufiTine bildirmeleri İlan olunur. (638)
Haftanın en mühim maçı: BeşiktaşVefa karşılaşması
E m niyet-Kasımpaşa maçı da çok çetin ve çekişmeli olacak
Siyah beyazlıların ilk devrede Vefalıları 6-2 yendikleri maçta Beşiktaş kalesi bir tehlike allatırken
TiM »Mİ mOM
Lig maçlarının onuncu karşılaşmalarından olan Emniyet -Kasımpaşa, Beşiktaş - Vefa maçları bugün İnönü stadında yapılacak. Haftanın en mühim karşılaşması olan Beşiktaş -Vefa maçı ne kadar ehemmiyetli İse Kasımpaşa ile Emniyet arasında yapılacak maçta o kadar mühimdir. Çünkü Beykozun ikinci devre karşılaşmalarına büyük bir hamle ile başlı yarak Vefa ve Kasımpaşa -yı mağlûbiyete uğratması üzerine sonunculuk meselesi tekrar çapraşık bir vaziyete girmiş ve puan durumu nazik o-lan klüpleri endişeye sevket-miştir Bu yüzden bugünkü Kasımpaşa - Emniyet maçı .■ munculuk dâvası üzerinde rol oynaması bakımından tabiî kendi taraftarlarını çok
Beşiktaşlı Şükrü
çabuk anlıyaeakları muhakkaktır amma bu arada telâfisi güç bir duruma düşerlerse o vakit vaziyeti kurtarmak pek kolay olamıyac aktır. Slyahbe-yazlılara tavsiyemiz eskiden olduğu gibi ve kendilerini meşhur eden takım oyununu çıkarmağa çalışmalarıdır.
Vefalılara gelince; geçen hafta Fenerbahçe karşısında bazı oyuncularının sertliğe kaçtığını her halde kıymetli antrenörleri Re bil görmüş ve lâzım gelen tenblhatta bulunmuştur. Çünkü sertlik yapan futbolcu normal oyununu kaybetmektedir. Yoksa Yeşilbe yazlıların bugün için başta giden üç büyük klübümüzün arasına girmeğe en lâyık takım olduğu muhakkaktır.
Bu maçta Beşiktaşlılar normal takım oyunlarını tuttururlarsa kazanabilirler.
fazla alâkadar eder bir maç _ halline gelmiştir.
Kasımpaşalılar sert ve fa-, vuilii. oynamak gibi yanlış bir yola sapmalarının cezasını çekmektedirler. Takımın en güzide dört oyuncusu muhtelif maçlarda hakemler tarafından çıkarılmış ve bölge ceza heyeti tarafından tecziye edilmiştir. Halbuki Kasımpaşa klübü ilk devrede çıkardığı enerjik oyunlar ile hem dördüncülükte rol oynamak hem de seyircilerin sempatisini kazanmak ihtimali çok kuvvetli bir vaziyete gelmişti. Bugünkü maçta cezalı oyuncuların müddeti bittiyse takımları mübavi görmek lâzımdır. Aksi takdirde Emniyet rakibine tefevvuk eder,
Haftanın en mühim müsabakasına gelince ilk devre karşılaşmasında Vefayı gayet rahat 6-2 yenen Beşlktaşm bu sefer zorluk çekeceğini zannediyorum. Başlarında bir de İngiliz antrenör bulunan Slyahbe-yazlıların • bilhassa ikinci dev-ı re maçlarında çıkardığı oyunlar taraftarlarını memnun etmekten bir hayli uzaktır. Antrenörlerinin tavsiyesine pek riayet etmediği anlaşılan Beşiktaşlıların bu gidişle lig liderliğini muhafaza edecekleri şüphelidir. Bilhassa hücum hattı çok dağınık oynamakta ve şöhretlerine güvenen bazı elemanlar şahsi kabiliyetlerine dayanarak yalnız başına gol peşinde koşmaktadır. Futbol 11 kişi He oynandığına göre bu düşüncelerinde yanıldıklarını
Haftanın notları:
İki güreşçimizin Pakistan seyahati ve Avrupa şampiyonası
Haftanın dedikodusu
Son güreşler doiayısiyle
Güreşte muhakkak ki büyük bir şöhretimiz var. Profesyonel pehlivanlarımızdan Koca Yu-sufların, Adalı Hallilerin, Kurt-derell Mahmetlerin, Cihan şampiyonu Kara Ahmetlerin, Yusuf Hüseylnlerln, Kızılcıktı Mahrnutların on dokuzuncu yüz yılın son senelerinde ve yirminci yüz yılın İlk yirmi senesinde Avrupa ve Amerikadakl başarılarlle Türk gücünü bütün dünyaya tanıttılar.
1824 ollmplyadında derece alamıyan Türk amatör güreşçileri İlk başarıya 192Û ollmpl-yadında ulaştılar. Merhum Tayyar Yalaz sıkletinde grekoromen ve Dünya dördüncüsü oldu .
1932 ollmpiyadına gitmeyen Türk güreşçileri bütün Dünyaya Türk gücünü 1943 olimpiyatlarında Berllnde tekrar gösterdiler. Serbes güreşte Mersinli Ahmet sıkletinin ü-çüncüsü, Yaşar Erkan da Gre-ko - Romende sıkletinin şampiyonu oldular.
1048 olimpiyadından evvel Stokholmde yapılan Avrupa serbes güreş şampiyonasında Türk takımının ve güreşçilerinin Zafer'l, Greko - Romen Avrupa şampiyonasında talihsizlik ve haksızlık neticesi üçün- j cü olmaları ve nihayet Londra-da olimpiyat oyuklarında serbes güreş Dünya şampiyonluğu ve Greko - Romen ikinciliği bugüne kadar güreş sporunda hiç bir milletin ulaşamadığı birer zafer rekorudur.
Kara Ahmed'in şahsında başlayıp: Yaşar Erkan: Yaşar Doğu, Celâl Atik, talihsiz Gazanfer Bilge, Nasuh Akar, Mehmet Oktav, Mersinli Ahmed'in devam eden Cihan şampiyonluğu karşısında hâlen güreş âleminde büyük bir otorite olarak gücümüzü İspat etmiş bulunuyoruz. Hele geçen haziran İstanbulda Spor ve Sergi sarayında yapılan Avrupa serbes güreş şampiyonasında sekiz sıklette de derece alarak bu spor branşında rakipsiz olduğumuzu gösterince Dünya güreş âlemindeki mevkilmize bütün milletler gıpta İle bakmağa başladılar.
İşte Dünya güreş tarihindeki mümtaz mevkiımlz dolay ıslle önümüzdeki mart ayı içinde Stokholmde yapılacak olan Dünya Greko - Romen şampiyonasına bütün ciddiyetimizle hazırlanarak İştirak etmek mecburiyetindeyiz.
Halûk SAN
Türk - Fransız takımları güreşçileri bfr arada
Dün geceki maçlaıflatı iki enstantane

Bugünkü maçlar
----■----
İNÖNÜ STADINDA:
Saat 13 Kasımpaşa - Emniyet Hakemi: deı&ml Akal.
Saat 14.45 Beşiktaş - Vefa Hakemi Mustafa Güventürk
Pakistana gitmeleri Yaşar Doğu
Bugünlerde bize dünya şampiyonluğu kazandıran ve diünya çapmda şöhret yapan iki güreşçimizin uzak ve ‘Müslüman bir memlekete seyahatleri mevzuu bahis.
İki sporcumuzun bu uzun yolculuğa razı olmaları milli güreş takımımızı çok sarsacak ve zayıflatarak, bir İki ay sonra milli güre? takımımız İsveçtc yapılacak Greko - Romen şampiyonasına gidecek.
Dünyanın en usta güreşçilerini bir aray ı toplayacak olan bu şampiyonada şöhretimize lâyık bir surette temsil edilmemiz İcabediyor. Bu sebeple en çok güvendiğimi'. İki elemandan mahrum oku ak İsveçe gitmek
mevzuu balı solan
Celâl Atik
TftKUt; İH GİKAf
mecburiyetinde kalmaklığımız güreş sever muhitte bir inkisar ve ümitsizlik doğurmaktadır.
Şampiyonlarım izin Müslüman ve kardeş bir memlekete giderek Türk sporculuğu lehine yapacakları propagandayı düşünerek bir derece teselli bulmak belki mümkündür.
Fakat diğer taraftan aşağı yukan bir dünya şampiyonası sayılan İsveçtekl güreşlerin bizim için bir prestij meselesi olduğunu da unutmak kabil değildir.
Bu sebepledir kİ, İsveçe behemehal ve muhakkak suretle en kuvvetli takımımızı göndermek
mecburiyetindeyiz.
Bu uzun seyahati göze alan güreşçilerimiz hakkında söz sahibi idarecilerimizin neler düşündükleri henüz açıklanmış değildir.
Bir rivayete İnanmak lâzım gelirse Pakistana gidecek iki güreşçimiz zamanı gelince îs-veçtekl müsabakalara iştirak etmek üzere yurdumuza döneceklermiş.
tki üç ay sizden uzak kalacak ve bir misafir hayatı geçirecek pehlivanı arımızın milli takımda vazife almak üzere geri dönmeleri söylendiği gibi kolay olacak mı?
Avrup3 şampiyonasından evvel bir rejim ve çalışma kampına alınacak gürelilerimiz gibi onlar da gltiklerl yerde aynı İhtimam ve dikkatle hazırlanma imkânını ve fırsatını bulacaklar mı?
On lan milli takımda yer almak üzere binlerce lira masraf ederek yurda avdetleri imkânı hazırlandığı halde bir İhtimal İle şampiyona gününe kadar formlarını bulamazlarsa yazık olmaz mı?
Bugün karşımıza çıkan bu çetin dâvanın deha buna benzer bütün. İhtimallerini incelemek, hepimizden evvel Güreş fede- j rasyonuna düşen vazifedir. Biz-1 ce bu İşin tek çıkar yolu vardır: Güreşçilerimizin Pakistan seyahatini Avrupa şamiyonasından sonraya tehir ettirmek. Şampiyonlarımızı davet eden tarafın da bu oıükul teklifi memnunlukla karşılayacaklarına hiç şüphe etmiyoruz.
Dünkü Galatasaray - tstanbulspor maçımla İstanublspor kalecisinin bir kurtarışı
Gaiatasarayın bir hücumunu İslanbuLspoılular uzaklaştırmağa uğraşıyor

Comments (0)