°=-= ] AKSA Küçük ilânlar
Türk MESKEN ŞİRK ET t
* ' --------------------=————- -— -- __________________
Sene 33 — No. 11508 — Flatı her yerde 10 kuruştur. PAZAR 22 Ekim 1950 Sahibi! Necmeddln Sadak — Yazı islerini fiilen İdare eden C. Bildik — Aksam Matbaası.
D. P. kongresinde iki bakan tenkid edildi

Yeni bir barış teklifi
Truman salt günü bir nutuk söyliyecek
Meslek dışında şahsiyetlerin valiliğe getirilmesine de itiraz olundu
Ankara 22 (Akşam) — Demokrat Parti tstlşar! kongresi diln de toplanarak sabahtan akşama kadar müzakereye devam etmiştir.
Bugün sayını olduğundan kongre toplanmıyâcaktır. Fakat sayım İşleri saat 16 ya kadar bitirilirse kongre bu saatten sonra toplanarak geç vakte kadar müzakereye devam edecektir.
Başbakan Adnan Menderes, | tamamiyle iyileşmediğinden dün de evinden çıkmamıştır. Bugünkü muhtemel toplantıya da iştirak etmlyecektir. öğrendiğime göre Adnan Menderes, kongrenin yarın sabahki toplantısında hazır bulunacak ve beklenen izahatını yarınki toplantıda verecektir
DÜNKÜ TOPLANTI
Dünkü toplantıda Halkevlerl-
nin vaziyeti göriişülmii^, hazîneden ödenen paralar ve yardımlarla yaşayan bu müessese-lerln Halk Partisinin tapulu malı olması şiddetle tonkid edilerek halka mal edilmesi lüzumu ileri sürülmüştür
Kars delegelerinden biri Halk evlerine yerleşen C.H P. nin bir çok kolaylıklardan faydalandığın», halbuki D P. teşkilâtının
(Arkası 2 nci sahifede)
IVasiıinglon 21 (AP) — Başkan Truman muhtemel olarak sah günü Birleşmiş Milletler teşkilâtına hitaben vereceği bir demeçte yeni bir barış teklifinde bulunacaktır. Bilindiği gibi Cumhurbaşkanı, Generali Mac Art hur ile Pasif ilete yaptığı görüşmeyi mütankıp geçen salı günü San Fransisko’da bir sulh çağrısı ihtiva eden bir demeç vermiştir.
Birleşmiş Milletlere hitaben verilecek demeçte, ihtilaflı konuların bahis mevzuu cdilmiycccği zannedilmektedir.
Nüfus sayımına bu sabah
erkenden başlandı
--- ' ■ ■■ ------HZR33-- ■ - ■ ■■
Sayımın bittiği, saat 18 e doğru top sesleriyle ilân edilecek
Sovyet siyaseti değişiyor mu ?
Karakolda
dayak
r ——-----------------------
Son zamanlarda bütün komünistlerin ağzından sulh sözü hiç düşmediğine ve sulhü bozup bozmamak yalnız kendi ellerinde olduğuna göre bu barış propagandasından şüpheye düşmek daha yerindedir, L_
Necmeddin SADAK
J
Amerika Dışişleri Baka- barış gösterileri vapnıakta-m M. Acheson, haftalık dır. Söz arasında, Amerika basın toplantısında demiştir istediği takdirde harb İçin-ki: -Amerika, Sovyet Rusya jdelâ sıkı işbirliğinin şimdi ve başka devletlerle de müş-'de kurulabileceğini anlat-terek meseleleri konuşmağa nııştır.
daima hazırdır. Fakat, Amerika ile Doğu arasındaki kuvvet farkı giderilmedikçe beş büyük devlet çerçevesi içinde buluşup konuşmayı faydalı bulmuyorum.»
Bu sözler, son günlerde bazı küçük: devletlerin Birleşmiş Milletler komisyonunda ileri sürdükleri ve beş büyükler arasında sulhu sağlamak yolunda bir toplantı yapılmasını isteyen teklife cevaptır.
Amerika ile Sovyet Rusya-nın bir kere daha karşı karşıya gelerek anlaşma yollarını aramaları arzusu yeni değildir. Gerginlik arttıkça bu çare hep öne sürülür.
Fakat bu defa Kore harbinin neticesi ve Sovyet delegesi ni n Birlesmiş Mi 1 letlerde takındığı yumuşak çehre, uzlaşma taraftarlarını hareket? getiren başlıca sebeplerdir.
Bazılarına göre Sovyet Rusya siyasetinde değişiklik seziliyor. Bunun bir çok alâmetleri var.
Bu alâmetlerin en ehemmiyetlisi, Kore harbinde Sov yet Rusyanın seyirci kalmasıdır Birleşmiş Milletler orduları şimal Kore hükümet merkezini ele geçirdikleri halde karşı taraftan ses çıkmamıştır. Amerika uçaklarının yanlışlıkla Sibirya hududunda bir Sovyet hava alanını bombardıman etmeleri üzerine. Sovyet Rusya şikâyet etmeden önce Amerika tarziye vermiş ve zararları ödeyeceğini bildirmiştir, sta-lin, şimal Kore Devlet Baş-kanına yıldönümü tebrikinde. iyi şanslar dilemekle iktifa etmiştir.'Sovyet Rusya, Japonya sulbünü Amerika 11c nöriişmeğe hazır olduğunu bildirmiş, Sovyet delegesi aylardanberi gelmediği Uzak - Doğu komisyonu toplantılarına katılmağa başlamıştır.
Bunlardan başka, M. VI-şlnski, Birleşmiş Milletler Gene! Kuruluna sulhu korumak ve tecavüzü önlemek maksadiyle Amerika tarafından yapılan mühim teklifleri, eskisi gibi sert bir lisanla reddetmemiş, bu tekliflerin bir kısmını esas bakımdan kabul etmiştir. Ay-
(Arkası 2 nci sahifede)
tanık 21 — Dün aksam şehrimize gelen emniyet genel müdürü Sernıet Sürenkök bugün Anadolu Ajansı muhabirine verdiği bir beyanatta bundan böyle karakollarda dayak hâdiselerinin. vukubulmıyûcağınr, yıl başından İtibaren polis kıyafetlerinin değiştirileceğini bildirmiştir.
Sernıet Sürenkök İstanbulda polis prevantoryomunun açılış merasiminde hazır bulunmak üzere bugün öğleden sonra şehrimizden ayrılmıştır.
Taksilerin sınıllara ayrılması düşünülüyor
Her sınıf için ayrı tarife tesbit edilecek ve bu suretle daha ucuz şekilde müşteri taşınması imkân dahiline girecektir
I
Bnhçfknpıda bckliycn taksiler
(Yazısı İkinci sahlfedel
Kasım Gülelc, dün bu hususta sorulan bir suale de cevap verdi
Ankara 21 — C. H, P. Genel Sekreteri Kasım Güdek, tertip ettiği basın toplantısında muhtelif mevzularda izahat vermiştir.
Son seçimlerin katı neticesinin henüz belli olmamakla beraber H. Partisinin aldığı rey nispetinin yüzde kırklan fazla olduğunu söyleyen Kasım Gölek bu seçimlerde D. P. nin yaptığı baskılar üzerinde ehemmiyetle durulması gerektiğini, demokrasi hayatının her gün gelişmesi beklenirken duraklama ve gerileme tehllkcsile karşı karşıya bulunulduğunu da beyan etmiştir.
Kasım Gülek, bu arada İnönü - Bayar mülâkatı hakkında sorulan bir suale şöyle cevap vermiştir:
«— Bu mesele tamanılle şekle aittir. Memleketin çok yüksek menfaatlerine taallûk eden bir mevzu olduğu için Devlet Başkanınuı alâkası tabii görülmüştür. Biz isteriz kİ. dış poll-
Memurlar 2 evde ölüm vakası ile
Bir evin
kapısı önünde ve İçinde sayım fişleri doldurulurken
reated by free version ol
Genel
bah erken saatlerden
nüfus sayımı, bu sa-I oan eraen saatlerden itibaren Lika meseleleri, parti politika-, bütün yurtta başlamıştır. Muhtarının üstünde kalsın, Milli telif vilâyetlerden bıı sabah al-savunma ve din mevzuları gibi. meseleler de partiler arası istişare yolu İle halledilsin ve blı politika konusu yapılmasın. Biî buna hararetle taraftarız ve memleket menfaatine uygun sayarız,»
C. H. P. Genel Sekreteri, sözlerini şöyle bitirmiştir:
(ı— Bizim İçin en büyük kuvvet te, en büyük destek te Türk basınıdır. Biz de sesimizi gazetelere ve o vasıta İle umumi efkâra duyurmağa çalışırız.»
■3St3t33EE53îI
Hesap günü
Dünkü futbol ve boks maçları
(Yazısı 2 ncl sahifede)
Bugünün muhasebesini, yüreğimiz çarparak beklemeliyiz; Seçim neticeleri? Bütçe fasıllarının Meclisten çıkması? Hattâ servetimizin bilançosu? Nüfus sayımının yanında solda sıfır kalır. Öyle ya: Mademki her kıymetin menbaı »insan» dır.
(Miktar), (evsaf) ı yaratabiliyor, keyfiyet, kemiyetten doğabiliyor: Slâvlar, hatta yirminci asrın ortasında Çinliler. Hintliler çoğalabildikleri irin mühim oldular. Daha da oluyorlar. Geçen aşırların meşhur medeni Fransızları çoğalamadık-ları için Germenler, hele Anglosaksonlar karşısında ehemmiyetlerini husufu uğramış gördüler.
Bu topraklar, Zaro Ağa’lav r’ uzun ömürlülerin. dördüzlerin anaları gibi doğurgan anaların memleketidir. Türk şairi söyle diyor; Tükenmez kırmag ile Sayılmaz parmağ İle
Türk milleti, nice badirelerde kırılmakla tükenmemiştir. Cumhuriyet devrinde uzun bir sulh fasılası geçirip kendini toparlamak yolunu tutmuştur. Şairin tarif ettiği nüfus bereketine bir de «İktisadî nüfus = Verimli nüfus» vasfını ilâve etmeyi milli ülkü bilmeliyiz. Esasen bu seferki suallerin ruhunda şu var;
— Ne gibi faydalı bir iş görüyorsun, vatandaş? İnşallah kurukalabalık değil-sindir?
dığımız telgraf ve telefonlar her tarafta evvelden yapılan hazırlık ve program dâiresinde sâyt-mın yapılmakta olduğunu göstermektedir.
Şehrimizde de sayıma sabahın erken saatlerinde başlanmıştır. Umumiyetle saat 7-7,30 sıralarında muhtelif bölgelerdeki sayım memurlarının vazifeye başlamış oldukları görülüyordu. Suallerin teferruatlı olması yüzünden bir çok yerlerde sayım memurlarının halka sualler hakkında etraflı İzahat vermeleri Icabctmektedir. Buna mukabil bir çok yerlerde halkın sualleri kolayca cevaplandırdığı görülmektedir. Hattâ verilecek
cevaplan yazılı olarak hazırlamış olan kimselere de rastlan» maktadır.
Sayını bittikten sonra
Sayımın saat 18 e kadar bitirilmesine çalışılacaktır. Sayımın bittiği topla İlân edilecek ve bunu miilaakıp herkes so»
(Arkası 2 nci sahifede)
r—----------------------
İşte vatandaşınızın hülâsası
Yazan; HALİDE EDİB
5 inci sah i femizdedir.
Ali Anıranı ile Tuupe karşılaşmasından bir enstantane
— Sayını memuru musunuz oğlum?. Dertlerimiz salmakla bitmez ki!...
22 Ekim 195u
SÖZÜN GEMŞİ | Hasın kupası finalinde İGÖBE İLİŞENLER
Bir cL’dî adam
nmanımız şairlerinin en dikkâte değer olanlarından biri de, hiç şiiphe yok. Asar Halet Çelebidir. Asa! Halet Çelebi, mizacındaki tatlılık ve yumuşaklıkla, Eimaıı zaman acaibc kadar gitmekten çekinmeyen tavır ye iisliihiylc okuyucularını ve toplantılarda seyircilerini • ciddî bir adanı» olduğundan şüphe ettirir. Hulhuki o-nım saf olduğu kadar leziz ve bilhassa pek olgun bir edebî - fikri şahsiyeti vardır ki mahviyetinin altında bu şahsiyeti sezmek pek az kimseye nasip olmuştur. Bu dünya gülünecek ve alay edilecek şeylerle dolu olduğu için Asaf Halet Çelebi de güler ve alay eder. Yalnız bu, onun olgun ruhunu sezdirmeğe kâfi gelmez mi?
İçimizde en ciddî işleri yapanlardan birinin Asaf Halet Celebi olduğunu söylersem inanmıyacağuıızdan korkarım. Fakat İm. köyledir* Geçen gün hana bir kitabını hediye etti. Bu kitap Pariste. Adrientte - Maisonncuve’ de hasılmış, .Mevlâna Celâleddini Rumî’nin rubailerinin Fransızca tercümesidir. Bu rubaileri Farsça dun Fran-sızcaya çeviren Asaf Hâlet Çelebinin kendisidir. Kitaba yazdığı on bir salüfelik mukaddeme Mevlâuaııın şahsiyeti hakkında yapılmış en ince etüdlerden biridir. Biiyük Tiirk sairinin 276 nitesini ihtiva eden bu eser 1950 yılında, Pnristc, pek nefis bîr şekilde basılmış.
Zamanımızda hangi muharrir ve şairimiz, çok defa gülüp geçmek isteri iğim ir. şu Asaf Hâlet Çelebinin yaptığı ciddî işi başarmıştır. Ey ciddiyet isteyenler! Asaf Hâlet Çelebi kadar ciddi olacağınız giin ne zaman gelecek?
Şevket RADO
Fenerbahçe Beşiktaşı
2-1 mağlup etti
Sarılâcivertliler hem Basın kupasını aldılar ve hem de 1948 yılı İstanbul şampiyonu oldular
(Baş Urafı birinci rahifede)
D. P. kongresi
(Baş tarafı 1 inci sahifede) kiralık binalarda oturduğunu söylemiştir.
İKİ BAKAN TENKİD EDİLDİ
Dünkü toplantının dikkate değer tarafı, bazı Bakanların tenkid edUmcridir Uluştırma Bakanı Seyfi Kertbek'in İstan-bulda gazetecilere yaptığı muameleyi acı şekilde tenkid eden bir İstanbul delegesi. Demokrat Partinin zaferinde matbuatın çok büyük hissesi olduğunu, matbuatın birer adsız kahramanı olan gazetecilerin bu Bakan tarafından istihfaf edilmesini doğru bulmadığım anlatmış ve demiştir ki:
«— Bu zaferin tahakkuku İçin bizimle aynı safta çalışan gazetecilerin himmet ve gayretlerini ancak 950 de Demokrat Partiye intisap edenler takdir edemez-
Bu alâmetlere bakarak fiovyet Rusyanm. Kore harbinde gördüğü manzara ve silâhlanma gayretleri karşısında eski emellerinden vazgeçerek anlaşma siyaseti gütmek istediğine hükmetmek mümkün müdür?
Sovyet Rusyanın son aylarda bir yumuşama ve yumuşatma gayretine girdiği şüphe götürmez. Sûvyetler tarafından tahrik edildiği muhakkak olan Kore tecavüzünün bu şekilde bitmesi çok manalıdır. Bundan çıkan en açık netice. Sovyet Rusyanm, bu hâdiselerden sonra, sertlik ve anlaşmazlık
siyaset inin bu aralık kendi; ler * menfaatlerine UVgun Olma-] Bitlis delegesi de, kongrenin dığını ve ileri gittikçe karşı matbuata şükran borcunu bil-tarafı daha fazla kuvvetlen- J' * ■ "'
meğe ve birleşmeğe mecbur kılacağını kavramış olmasıdır. Bu yüzden, bir yuma- Bakanlar arasında İçişleri satnıa ve barışseverlik siya- ıBakarkı Rukneitin Nnsuhioğlu setini tercih etmektedir. An- —**’“
cak bu gibi değişmeler beş yıldır bîr kaç defa görüldüğü, fakat masa başına oturunca hiçbir şeyin değişmediği tesbit edildiği için Amerika, görünüşe ve söze artık aldanmamağa karar vermiştir. Başkan Trumanm son nutku bu kararın en kesin ifadesidir. Amerikanın, bir çok acı tecrübelerden sonra, vardığı inan, Sovyet Rusyanm, silâh üstünlüğünü elinde tutmak İçin, her defasında, uzlaşma ve barış ümitleriyle. Amerikan milletinin fedakârlık hamlelerini kırmak, silâhlanma hızını gevşetmek istediğidir. Bu seferki tezahürler de böyle bir manevra sayılıyor ve Amerika, silâh kuvvetinde eşitlik eld? edilmedikçe masa başına oturmayı faydalı değil, zararlı buluyor. Amerika ve Batı Avrupa, herhangi bir tecavüze karşı kovacak derecede kuvvetlendikleri zaman. konuşmak mümkün o-lacek ve ihtimal ki o zaman otnrup esaslı konuşmayı A-msrika isteyecektir.
E i: tün komünistlerin arzından son zamanlarda sulh sabaka Toupe ile Ali Amram a-kelimesl hiç düşmediğine ve, rasında oldll ikl boksör arasın. sulhu bozup bozmamak an-;dald maç çetln ve sılîl blr dö_ Ckk kendi ellerinde olduğu-1 vfrçmeden sonra berabere İlân na göre bu propagandadan j edildi, ümide kapılmak değil, şüpheye kovulmak daha verin-f de olur, / , ’ ‘
olduğunu belirten M. Chur-Chlll belki daha haklıdır.
Necmeddin SADAK
dirmesinl teklif etmiş, bu teklif alkışlarla kabul edilmiştir.
Bugünkü toplantıda tenkid e-
da vardır. Büknet’in Nasııhloğ-lun un valiler değişikliğinde daha enerjik hareket etmesi ve cezri değişikliği İlk hamlede yapmasını Iştlyenler olmuştur. Bu arada meslek dışında şahsiyetlerin valiliklere getirilmesine itiraz edenler de bulunmuştur.
Geceki boks maçları
neticeleri
Adnan, meşhur nakavt kıralı Fernandez’i yendi
Fransız ve Türk boksörleri a-rasmda son müsabakalar dün gece Spor ve Sergi Sarayında yapıldı.
Karşılaşmaların şöyledlr:
Birinci müsabaka bizim boksörlerden Vlademlr He Yorgc arasında yapıldı ve maç berabere bitti,
İkinci müsabaka Alp İle Gli-bert arasında yapıldı ve maç berabere bilil.
Üçüncü müsabaka Yorgo İs-Lavridl ite Fransız Lömonye a-rasında İdi. Fransız sayı hesabiyle galip sayıldı.
10 ravuntluk dördüncü mü-
İslanbul Gazeteciler Cemiyeti tarafından tertib edilen kupa maçı dün İnönü stadında yapıldı. Her İki kulübün liglerde aldıkları derecelerden sonra bu karşılaşmada elde edecekleri netice geniş bir alâka uyandırmış ve cumartesi olmasına rağmen stada 20 bine yakın seyirci toplanmıştı. Müsabakanın bir hususiyeti de başlama vuruşunu Türkiye güzellik kıtali çelerinden beşinciye kadar derece almış olanların yapacağı İdi.
Maçın tafsilâtı
Saat 15 te taraftarlarının coş-kus tezahüratı arasında sahaya çıkan takımların şu şekilde dizildikleri görüldü:
Fenerbahçe: Şalapl - Müz-dat. Hilmi - Solâhaddln- Kâmil, Mehmet Ali - Zekerlya, Erol, Bahri, Lefter, Halit.
Beşiktaş: Feyzi - Kâmil, Ve-dll - Eşref. Ali İhsan. Fahred-dln - Recep, Şevket, Bülent, Hüseyin, Cihat.
Fenerbahçe takımında Ankara Demlrsportmdan gelen Zekerlya. Beşiktaş takımında da Adalette oynıyan ve son zamanlarda üzerinde çok fazla dedikodu yapılan Bülent oynuyordu.
Oyuna güzellik kırallçelerlnden Şükran Angiîn.ün vuruşu He başlandı. 3 üncü dakikada Beşiktaş kalesi mühim bir tehlike atlattı. Haildin mükemmel bir ortasını Zekerlya aeeles! yüzünden kalenin çok yakınından dışarı attı. Biraz sonra Bahri de aynı hatayı tekrarladı.
İlk anlar Sarılâclvertliterln üstünlüğü altında geçiyor ve Beşiktaş müdafileri kalelerini İ korumak İçin çok çalışmak zorunda kalıyordu.
Fenerin bu üstünlüğü 20 nel . dakikaya kadar sürdü. Bundan sonra Beşiktaş açıldı. Bu sırada | Fahreddlnln çektiği vole bir şüt Fener müdafllerlnin sırtına çar parak geri geld.. Bıına Bülent yetişerek şiddetli bir şüt daha kondurdu İse de kaleci fevkalâde bir plojonla kornere attı.
Biraz aonra Bölendin merkezden yaptığı bir akında çektiği âni şüt direkten geri geldi Lse de solaçık Cihat acelesi yüzünden bunu heba etti.
Bu sırada Lefter- ofsayt vaziyette bir gol attı İse de hâkem labiatlyle bu golü saymadı, Biraz sonra Recep de aynı vaziyette bir gol yaptı İse de bu da ofsayt olduğundan, tarafa r ö-d eşmiş oldular ve birinci devre 0-0 berabere kapandı.
İkinci devre
îklncl devreye Beşiktaş başladı. Bu sırada her iki takım da çok güzel oynuyor ve zevkli bir maç seyrediyoruz.
Bcşiktaşın golü
Oyun karşılıklı hücumlarla devam ederken tam 15 İnci dakikada solaçık Cihadın kale içine doldurduğu topa Şevket ve Hüseyin beraber çıkış yaparak topu Fener kalesine soktular. Bj golde Fener kalecisinin batası büyüktür. Cihadın ortasını Şalapl pekâlâ kornere atabilirdi.
Fenerin beraberlik golü
2ü nel dakikada Ani bir Fener hücumunda Zckeriyoıun serî bir çıkıştan sonra Beşiktaş kalecisini üzerine çekerek savurduğu hesaplı bir şütle Fenerliler beraberliğe ulaştılar.
Oyun tekrar berabere olunca heyecanlandı. Ve takımlar beraberliği lehlerine bozmak için çok çalıştılarsa da muvaffak o-lamadılar ve maç nizami müddeti İçinde 1 - 1 beraberlikle kapandı.
Maç Icnıdid «ililiyor
Berabere biten maç, kupanın sahibini tâyin İçin yarım saat lemdid edildi Şimdi her İki taraf da çok temkinli oynuyor ve bilhassa gol yememek İçin âzami gayretini sarfediyordu.
Fenerin Ralibîyct golü
5 İnci dakikada Fenerliler sağdan Fikret vasılaslyle seri bir hücumda bulundular. Ortalanan topa kale önünde Beşik-, taşlı Kâmille Fenerli Halli beraber çıktılar, fakat Haildin şansı yardım etti ve topa Kfi-
milin üzerinden güzel ve hesaplı bir kafa vurduğundan, Feneril-le galip duruma geçtiler. Bunda kalecinin hatası büyüktü. Netekün Beşiktaş aaîrenörü derhal kaleciyi değiştirdi ve maçın geri kalan kısmında her hangi bir değişiklik olmadı ve bu mühim karşılaşma 2 - 1 Fenerbahçenln galebesiyle nihayettendi.
Kupayı vali verdi
Maçtan sonra şeref tribünü önüne toplanan Fenerbahçeliler Vali ve Belediye Başkanı tarafından tebrik edilmiş ve Gazeteciler Cemiyeti tarafından ortaya konan gümüş kupa kendilerine verilmiştir.
2 — Genç millî takım kadrosuna mensup elemanların saat 10 da. İsrail seyahatine katılacak elemanların da saat 14 te bütün futbol levazımlarıyla birlikte İnönü stadında bulunmaları ehemmiyetle tebliğ olunur.
Millî takım futbolcularını davet
Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü Futbol Federasyonundan:
1 — 28 Ekimde Telâviv ve AnkaralI a oynanacak mlili futbol maçlarına katılacak olan futbolcularımız 23.10.1950 pazartesi günü İnönü stadında milli takım antrenörünün nezareti altında antrenman yapacaklardır.
Mc. Arthur, Türk ordusuna hayran
Tokyo 21 _ Kore harekâtına iştirâk edecek olan Türk birliğinin cepheye hareket etmiş bu Ilınması Birleşmiş Milletler komutanı General Mc Arthur'ü memnun etmiştir. Mc Arthur Tokyoda bulunan Türk askeri heyet başkanını kabul etnılş, duyduğu sevinç ve memnuniyetini İzhar etmiştir. Mc Arthur demiştir kİ:
(— Onların kıymetini yakından tanıyan bir insan sıfatlyle bir Türk birliğine malik olmak benim İçin büyük mazhariyettir. 1932 senesinde Atatürkün davetlisi olarak Turklyeyi ziyaret ettiğim raman askeri manevralarda bulundum. Ben Türk askerini orada tanıdım. Türk ordusuna olan hayranlığımı ve o ziyaretin büyük hâtırasını her zaman muhafaza et-inekteyim.»
Ya üçüncü ihtimal? ski Devlet Bakanı Cemil Earlas, partililerle bir konuşma sırasında: «1954 yılında seçimleri kaza-
narak iktidarı Demokrat Partinin elinden alacamız ..» demiş.
İktidara geçecek partiyi halkın kentli reyi ile serbestçe seçtiği bir idarede her şey mümkündür. Dört yıl sonraki! seçimleri gene Demokrat Parti kazanabilir. C. H. Partisi de... Seçimleri biz kazanacağız, demek maneviyatı yükseltme bakımından her partinin hakkıdır.
Fakat C. H. Partisi henüz iktidardan düştü. Demokrat Parti de hükümete geçeli ancak beş ay oldu. Bakalım biraz raman geçsin, o kendini toparlamağa, hu kendini göstermeğe vakit bulsun ve millet de bir fikir edinsin
Endişe edilecek cihet. Demokrat Parti veya C» H. Partisi adına, gelecek seçimlerin kaybı, yahut kazanılması değil de, bu gidişle, hiç umulmadık bir zümrenin iş başına geçivermeğidir.
Memleket menfaatleri adına evvelâ bu kötü ihtimali önlemek lâzımdır, sanırız. Gelen gideni her zaman a-ratır, derler.
Nüfus sayımı Taksilerin sınıflara
ayrılması
(Bay tarafı I inci sahifede) kağa çıkabilecektir. Sayım bittikten sonra nakil vasıtalarında ■ bir tehacüm olmaması İçin tedbirler alınmış ve tramvaylarla otobüsler şehrin muhtelit noktalarına gönderilmiştir. Diğer taraftan İstasyon ve İskelelerde de harekete hazır vaziyette iren ve vapurlar bulundurul- . maktadır. Nakil vasıtalarında çalışacak olan memurlara sayım saatlerinde vazifelerinin başlarına gidebilmeleri için hususi çıkış kartlan verilmiştir. ; Bu memurlar sayam devam ( ederken vazifelerinin başına giderek sayımın bitmesini bekli-yecekler ve savun biter bitmez vasıtalarını harekete geçireceklerdir.
Hastanelerde ve diğer yerlerde tedbirler
Bugün hastanelerde de hususi 1 nöbetler tanzim edilmiş, bütün ; cankurtaran arabaları harekete hazır bir vaziyete getirilmiştir. ’ Ayrıca nöbetçi ecza nane miktarı ' dn arttırılmıştır.
Bugün yalnız posta, telgraf, ' telefon, İtfaiye, su, elektrik, havagazı ve işlemesi zaruri olan
Taksi ve dolmuş şoförlerinin > tarifeden fazla para almamaları hususunda şimdiye kadar çeşitli tedbirler alınmış, faka; müessir olamamıştır. Buna mukabil İzmir ve bilhassa Ankara belediyeleri bu meseleyi çukla.ı halletmiş bulunmaktadırlar.
şehrimiz belediyesi ile tıncı şube müdürlüğü, şoförlerin tarifelere harfiyen riayet etmelerini temin malt&t-dlyle bazı müessir tedbirler almağa karar vermişlerdir. B;ı arada müşteriden fazla paıa almağı âdet edinmiş şoförlerin ehliyetnamelerinim tamamen alınması da vardır.

Bundan başka taksi otomobillerini lokanta, gazino ve oteller gibi sınıflara ayırmak ve her amfa mahsus tarifeler tesbit etmek meselesi üzerinde de durulmaktadır.
Alâkalılara göre 15-20 bûı lira vererek yeni ve lüks otomobili takside çalıştırmağa başbyan şoför veya patronu tarifeye ri-. fabrikalar normal şekilde ça-|ayeî ettirmek güç olmaktad). Esasen bu usulü bozanlar tla umumiyette lüks taksi şoförleridir.
Beşinci müsabaka Ruhi ile
, . .ıPertaut arasında cereyan etti.
Avrupada tehlike Ruhl dördiincü ravuntta aban-
Beş yaşında bir çocuk düştü ve öldü Kasımpaşada Klreçkapı semtinde oturan Aluned'iıı beş ya-şındaki kızı Süheylâ özgür, dün
done ettiğinden, Perraut galip İlan olundu.
Gecenin son maçı Adnan inan İle Fernandez arasında idi. Karşılıklı bir mücadele halinde cereyan eden bu maç neticesinde Adnan inan Fernondcze sayı, hesabiyle galip ilân edildi.
yi'icanı Kızı öuııcyıa uagur. mı»
akşam oturdukları hanın kapı- Bîr İntihar teşebbüsü sı önünde oynamakla İken bu- ' ciballde Üskünlii caddesinde rayiç konmuş olan demir po‘- uturan Kıymet Sevindik ismln-reller üzerine kapaklımmış, tm r de yirmi İki yaşında bir kadın, seklide başından yaralaı bir |,jr Ralta evvel öten çocuğunun halde Beyoğlu haşininsin.? kal-, vefatından duyduğu teessürle, dırılmım da kına bir zaman‘dün tfnkapanj sahilinden ken-snura clmuşlür. Idislnl denize almış ire de bo-
Tuhklkv.la savcılık el koymuş- ğıılmak üzere iken kartanlmış tur. ra ha(Unnevn Ir.klmtomrır
Mc Arthur, burada sözlerini Atatürke intikal ettirmiş Vt:
«— Atatürk gibi büyük bir komutan ve aynı zamanda değerli bir devlet adamı olmak va siflannı bir arada yoplaaıış bir insanla tanıştığımı hatırlamıyorum. O bambaşka bir yaradılışta İdi.» demiştir.
Kore'de sara?
Nevyork 22 (Radyo) —Kereden gelen en son haberlere göre. komünistler Mançurya hududunun şimaline doğru gitmektedirler. Komünist hükümet merkezi Slnulju şehrine nakledilmiştir.
Birieşmlş Milletlere mensup kıtalar cephede İleri hareketlerine devam etmektedirler. Birleşmiş Milletler elinde bugün 83 bin komünistin esir bulunduğu bildirilmektedir.
SabahfiazeteleriNe Diyor?
, Ilımaktadırlar. Diğer bütün imalâthane ve atölyelerin faaliyeti durdurulmuştur. Mektup ve telgrafların tevziatı normal olarak devam etmektedir. İstanbul radyosu da saat 8 dan itibaren neşriyata başlamıştır Büliin vazifeliler hususi kartlarını sokaklardaki ilgililere göstererek işlerine gidebilmektedirler.
Sokakların boşluğu bilhassa dikkati çekmektedir. Yollarda sayım memurları, polisler, jandarmalar ve gazete müvezzlle-rüe, sayım faaliyetini gazetelerine yazacak muharrirlerden ve gazete fotoğrafçılarından başka kimseye rastlanmamak-tadır. Şehir büyük bir sükûnet içindedir.
İki ölüm vakası
Bu sabah sayıma çıkan memurlar, Beşikte şt a ve Eyüp te iki evde, ölüm vakası He karşılaşmışlardır.
Memurlar, ev halkının göz yaşları arasında fişleri'doldur-' muşlardır.
ı Sayımdan haberdar olmıyan gençler
Müşteri celbetmek için taksilerde mümkün olduğu kadar lüks otomobil kullanmak adet haline geldiği İçin bu .yüzden pek çok döviz harcandığı da malûmdur.
Bütün dünyada en lüks taksilerin Mısır ve Türkiyede olduğunu, bıına mukabil en İleri memleketlerde bile taksilerin eski arabalardan ibaret bulunduğunu dış memleketlere gidip gelenler tekrarlamaktadırlar.
Belediye Lle 6 ncı şube müdürlüğü. İlk defa taksi olarak sefere başlıyan. yeni arabaları clüks taksi» diye isim lendJT.-rek bıuılar için daha yüksek Bir tarife kabul etmeği, diğer arabalar lçlıı de kısa bir müıldvı evvel taksi olarak çalışmağa başlıya ulan birinci, sınıfa, kalanları da İkinci sınıfa idhâl etmeği uygun görinairtediricr. Bu surette her sınıf için ayrı oiı tarife tesblt edilecek ve ikinci sınıf taksi arabalarında şimdikinden daha ucuz şeklîde mûş-
îctîş&re toplantıları
YENİ SABAH'ın başmakalesinde istişare t» plan tıkırı o ndan bahsedilmektedir. Yazıda D.P. nin Islişari kongresindeki objektif hâdiseler kaydedildikten sonra şöyle deniyor:
Bir siyasî partinin niçin umumi efkârdan düştüğünü araştırması kadar normal bir keyfiyet olamaz. Kuvvetini, evvelce olduğu gibi, bir şeften alumaytoca bu topluluk da, yavaş yavaş hakiki bir siyasi parti haline gelmeğe ve kendisine çeki düzen vermeğe çalışıyor elemektir. Eski iktidarı, çok çeşitli kanaatler besleyen ufkun dört köşesinden gelmiş ve sırf nimet sofrasından faydalanmak İstemiş elemanlardan kurtularak belli bir program ve hedef etrafında toplanır kimseleri çevresine toplayabilirse ve böyle bir programı ayak üzerine oturtabilirse belki yeniden bir hayatiyet kazanabilir uma Barlasın Acıtmadaki
tafrafuruş sözleri gibi maziyi unutarak söylenen nutuklarla bu parti nüfuz kazanmaz.
Zaten insicamlı ve belli program etrafında toplanmamış hiç bir siyasî parti hattâ iktidarı bertakrlp ele geçirse bile uzun dlamax
müddet payidar

dâvamız
Yo)
MİLLİYET baş yaaısuıda ■iYol dâvama» dan bahsediyor, Ve yurdun yollanılın bugünkü umumî manzarasını canlandırdıktan sonra şöyle diyor:
Devîet, yollan yaparken vatandaşın da bunun tahribine meydan vermemenin lüzumunu takdir eylemesi icabeder. Devletin yaptığını millet bozarsa asırlarca çalışsak yine bir yol şebekesi tesisine imkân bulamaya. Bu hakikati gcrzönünde tutarak herşeyden evvel yukarda İşaret ettiğimiz iptidai nakil usullerinin terki ve bilhassa kağnı devrine son verilmesi lâzımdır. Avrupanın
muhtelif yerlerinde öküz ve at arabalarına otomobil tekerlekleri takılmakta ve bll-yalı rulmanlar sayesinde hayvanlar yorulmadan daha ağır yükleri çekmek imkânını bulmaktadırlar.
*
Dipsiz kile
CÜMHURİYET'te Doğan Kadı yarıyor:
Bizim bütçedeki tasarruf hamlesi, üç dört resmi otomobilin ortadan kolkmaslle, hiç değilse şimdilik durmuşa benziyor. Şu Fransız fıkracıgı aklıma geldi:
Kadın — Kocacığun, bu ay bana vermiş olduğun paradan tam 7500 frank tasarruf ettim...
Kocası — Aferin sana, bravo!
Kadın — Ve. mükâfat olmak Üzere, gittim o para ile kendime gayet cici bir şapka aldım.
Aile bütçesinden devlet kasasına tablt çok fark var amma, korkarım, m anlık andırıyor glbil
( Bu .sabah saat yedi buçukta] rerj taşınmasının mümkün ol-.-
■ futbol meraklısı 7 genç, Tak-icatl 15;ue edilmektedir. 6 ncı 1 simde Fiat garaj» arkasındaki müdürlüğü bu isin etöti’iy-
ı meydanda antrenman yapar-l!e meşgul olmağa basiam^nr ] ken Talimhanede dolaşan. Tak- _________________________________
sim devriyelerl tarafından gö-Irülmüş ve yakalanmak üzere
■ iken kaçmışlardır.
Sayım komitesi İsleyenlere ekmek gönderecek
Teknik üniversite mutemedi dün akşama kadar üniversitenin iki günlük ekmeğini temin edememiş olduğunu bugün sayım komitesine bildirilmiş, komite de. otomobille Beşik-taşlaki fırından ekmek neklet-tlrmlşUr. Fırınlarda ekmek mevcut olup İhtiyacı olanlara sayım komitesi tarafından gönderilecektir. Kimsenin ekmeksiz kalmaması temin edilmiştir. Fırın önünde kanlı bir hâdise! • miiııde kılınacak ve oradaki
Dün fırınlarda ekmek bulunmadığı sırada husule gelen izdiham esnasında garip ve kanlı bir hâdise olmuştur.
Tepebaşmda Pireneci sokağında Atilla apartunamnda İlerden Rıza Çelik İsminde bili
oturan manifaturacı Adil As-[ manifaturacı Adillıı üzerin* mahmescittc Mihalın fırınına] t ilmiş ve şahsî gücü yellşihL-giderek ekmek almağa uğraşır-1 .vince Adil in kulağını ısırarak ken fırın müstahdemleri dc ■ ah kısmını tamamen küpnrauş-iıalkı dağıtmak için uğraşmak- lir. Rıin yakalanmış. Adil im.
ÖLÜM
Tpccardan Süleyman lshak-oğlunun ağabeydi, Eehzat İs-hakoğlu ve Yusuf Aksoy'uıı kayınbirader!, Necati ve Hikmet îshakoğiunun babaları müteahhit
İSHAK İSUAKOflLÜ
21/10,’llâo gîinü Hakkın rahmetine kavuşmuştur.
Cenazesi 23,İD1 950 Pazartesi günü saat 10 da Beyazıt So-gonaga mahallesi Nur sokak No. 9 dakı evinden kaldırılarak öğle namazı Fyüpsultan c-ı-
İle kabristanına defnediiraek-1 tir.
I Çelenk getirilmemesi rica o-lun ur.
AKŞAMDAN = .«eAKŞAMA
Sayım gününde bir vatandaşın hikâyesi
(Vâ-Nû)
— Merhaba Fettah çavuş!
— Merhaba!..
— Merhaba Zeynep hamın.
— Merhaba beyim.
— Nedir o elinizdeki tenekeler?
— Ayşe kadının eşyası beyim Bütün malı bundan ibaretmiş... Yattığı delikte, birdenbire ayaklan şişmiş de... Romatizmadan olacak - Yürüyemedi... Bize aldıktı... Eşyalarını da getirelim, dedik ... Gittik getirmeğe. . Fukaracığın bunlarmış eşyaları... Başka bir şey-çiği yokmuş.
Eğilip baktım: Eski üç gaz tenekesi içine konulmuş bir delik iskarpin, bir gömlek, bir tava, bir kaç şişe gözüme ilişti- Tenekelerin alt kısımlarına bakmağa hacet olmasa gerek. Oralarda da bu kabil hthpırtı doluydu elbet.
— Kimmiş bu Ayşe kadın?
Evvelâ Fettah çavuşla zevcesi Zeynep hanımın kim olduklarını anlatayım: Fettah çavuş, mahallemizdeki metruk bir çöplüğü ağaçlandırmış, güzelleştirmiş bîr bahçıvandır. Rızkını burada yetiştirdiği şeftalilerden, salatalardan, şimşirlerden çıkarır. Mutedil ücret karşılığında herkesin işine yarar, kazma kazır, odun yarar, iş için gönderilir. Mahallenin kol-lektif hizmetlerini gören, kimseye fenalığı dokunmayan bîr güleryüzlü, şakacı Rumelili. Zeynep hanım da. rahatsızdır ama. yine dikiş dikiyor, tavuk besliyor, fabrikaya giden kadınların çocuklarına da bakıyor.
Hattâ bu sonuncu mesleği dolayısiyle, bu ailenin başından maceralar da geçmiş. Büyüttükleri çocukları, benimsemek zorunda kalmışlar. Belki «zorunda kalmak» yerinde bir tâbir değildir. Hakikî ana baba kesilmişler. Simdi o yolla torun sahibidirler. Bir de, yeni küçük oğul yetiştiriyorlar. Oğullarının annesi de, babası da ahbapları.
Zeynep hanım, sualime cevap verdi:
— Ayşe kadın, otuz senelik ahbabımda Bir amelenin karısıydı. Kocası merhum oldu. Yangın yerindeki harabeye başını sokmuş, yaşıyordu. Hastalanınca, yüzüstü bırakamam tabiî. Alıp evimize getirdik.
Fettah çavuş :
.— Bakan yok, eden yok, aldıran yok... — diye, zevcesinin şefkat hislerine iştirak etti.
Sabık çöplüğün, şimdiki bahçelerinin yanında, eski zaman külhanlarına benzi-yen harabeleri ikametgâh yapmış. Çoluk çocuk orada Oturuyorlardı. Girip baktım. Oturmağa mahsus kerevetleri üzerine, Ayşe kadını yatırmışlardı. Kadın ağlıyor, bunlar teselli ediyorlar. Yalnız kuru sözle teselli değil: kucaklarında taşıyarak, haftalarca gezdirdiler, altını temizlediler, oturağa oturttular. Mevsim dolayısiyle varidatlarının pek azaldığını, kendilerini güçlükle .____________
yakinen biliyordum, rağmen, sonuna kadar sebat ettiler.
Fettah çavuşla ve Zeynep hanımla mutabık kalmıştık: Eğer Darülacezede kötü muamele görmeyecekse. Ayşe kaçını kaldırtacakiardı. Ben Darülacezeyi son zamanda gezdiğimi, onların sandıkları gibi fena bir yer olmadığını, herhalde Ayşe kadına daha iyi bakılacağını lıaber verdim. Telefonlar, ’ minnetler, istidalar, hazır, evrak havale ______ ,
evrak orada, evrak burada, evrakı odacı kaybetmiş. Yedisini hazırlarlar, merak etme Fettah çavuş, beni gazeteci olarak tanır ve kırmazlar... Derken, tenekelerin taşındığından beş harta sonra, bir gün Fettah çavuş;
— Naklettik.., — dedi.
— Hele şükür. Gelip alabildiler demek ...Sen kendin
ve evlâtlarını geçindirdiklerini Ona
ricalar, evrak edildi.
Öğretmen tâyinleri
Orta okul ve lise muallimleri arasında yapılan nakiller
Gerek yeniden şube açılması ve gerek arzularlle İkametgâhlarına yakın okullara verilmesi üzerine orta okullarda, liselerde yapılmış olan nakiller aşağıda gösterilmiştir:
Ilaydarpaşadan Makbule Yar-gueu İst. kız lisesine, Afife Buğra Erenköy kız lisesinden Çamlıca kız lisesine. Kadri Güney Eyüp ortadan Kabataş lisesine, Kadircan Kaflı Gazi Osmanpaşadan Kabataş lisesine, M. AH Haşmet Kırca İstanbul erkek lisesinden Beyoğlu erkek lisesine, Nuri Ardıç Haydarpaşadan Kartal ortaya, Muhlise Öztü-zemen îst. kız lisesinden Beyoğlu kıs lisesine, Neriman Gökay İst. kız lisesinden Erenköy kız lisesine. Be dia Er ma t Beşiktaş ortadan Nişantaşı ortaya. Refahat Ege Beykoz ortadan Kasımpaşa ortaya. Yakup Av-cıoğlu Karagümrükten Clball ortaya, Ralfe Olgaç Pertcvniyal-den Mirgün ortaya, Kâmil Erman Pertevnlyalden Mirgün ortaya, Enver Parlar Kartal ortadan Beyoğlu ortaya, Yahya Ûmay Kadıköy ortadan Vefa lisesine, Hablbe Akmirza Eyüp ortadan Bakırköy ortaya, Nafla Kuzucu Üsküdar ortadan Beşiktaş ortaya. Edip Ayel Beyoğlu erkek lisesinden İstanbul erkek lisesine, Şaziye Songürlük Gazi Osmanpaşadan Beykoz ortaya, Kayhan Teknıener Ge-lenbevl ortadan Kumkapı ortaya. Remzi Doğuetilh Bariyerden Ciball ortaya. Hulusi Giir-ses Beyoğlu ortadan Beyoğlu erkek lisesine. AlânddLn Güneş Sarıyer ortadan Bakırköy ortaya. Handan Seyhan Kandilli lisesinden Beyoğlu erkek lisesi-' ne. Kadri Süglün Bakırköy ortadan Pertevniyale. Adnan Koca-bay Gclenbevi ortadan Beşiktaş ortaya, Şükrü Sezek Beşiktaş ortadan Gelenbevl ortıtya, Vedat Şenural Vefa lisesinden Kandilli lisesine, Atike Ünal Bakırköy ortadan Gazi Osman-paşa ortaya. Rami Şeydik Gazi Osmanpaşadan Beykoz ortaya. Gülfeza tnsel Çapa lisesinden Vefa lisesine, Nevvare Duray Çapa lisesinden Haydarpaşa lisesine, çapa lisesinden Fer-hunde Çakmak Kadıköy ortaya.
Doktorlar tıp kongresinden şehrimize dün döndüler
Ankarada toplanan tıp kongresine başkanlık eden profesör İhsan Şükrü Aksel ve kongreye İstanbuldan iştirak eden diğer doktorlar dünkü ekspresle Ankaradan şehrimize dönmüş-j lerdlr.
piyasası

| Yazan: Cemaieddin Bildik

Boş caddelerde otomobil gezintisi —- Saat yediden sonra— I Kumar borcu, namus borcu demekmiş! — Keseye zarar — . Cankurtaranın peşinde — Sabırsızlanan bebek ■— Valininı azat topunu bekleyenler — 3 odalı apartman katında 14 nüfus
Bugün, Vali ve Belediye Başkanı Ord, Profesör Fahreddin Kerim Gökay tarafından verilecek emirle, sayımın bittiğini i’ân edecek olan top patlayınca;» kadar herkes evinde Kalacaktır. İkametgâhların pencere veya balkonundun baktığınız zaman sokakta gördüğünüz kimseler, ya sayım memurlarıdır. yahut da devrlyeler-le halkı gazetesiz bırakmamak için hususi müsaadenameyi lıalz gazete müvezzllerl ve onlara hazırlayacakları gazetele-leri verecek muharrirlerdir.^
Köprii de, caddeler de dinleniyorlar
Sirkeciden Emlnönvne doğru kıvrılıp da köprüye geldiğimiz zaman, günün en erken saatinden, en geç saatine "kadar iistü kadın, erkek, tramvay, otobüs ve otomobillerle kaynaşan GalaLa köprüsü bomboş... Adeta kendini istirahata çekmiş uyuyan bir hali var...
Kadıköy vapur iskelesinden çıkan yolcuların ziraat bankası önüne kendilerini atabilmeleri için bir cambazlık hüneri gös-terdiklerl o geçit de, bütün so-
Sahlfe 8
İSTANBUL = HAYATI
Tiftik 450-800, yapağı 320-340 kuruş arasında satılıyor
Hububat yığınları Allaha emanet!
Cemal REFİK
Gecikmiş, geri kalmış birçok işlerimiz var. Bunlardan bir kısmının süratle yapılması için hâdiseler, vâki-
Son günlerde yapağı Hat- pılması için hâdiseler, vâkilerinde dünya piyasalarıyla mu-1 alar bizi icbar etmektedir, vazl bir yükseliş müşahede I Fakat ihtiyaçların ihramına edilmektedir. Bunda âmil olan başlıca sebep, Sovyet Rusya ve diğer peyk devletlerin dünya piyasalarından külliyetli miktarda mal satın almaları olmuştur. Memleketimizde yapağı İhracatının devam etmesi de flatlerir» yükselişine yardım etmektedir. Bugüne kadar 6500 ton yapağı ihraç edilmiştir. Alıcı memleketlerin başında Amerika, Suriye, İngiltere, Macaristan ve İtalya gelmektedir.
Yıkanmış güz yünü 500-520 kuruş, Trakya kirli yapağısı 355365, Anadolu yapağısı 320 - 340 kuruştan muamele görmektedir.
Tiftik piyasasına gelince: Bu senekl mahsulden elde pek a2 tiftik kalmış, malın büyük kısmı satılmıştır. Bu sebeple, piyasa bir müddettanberi durgun gittiği halde Haller düşmemektedir. Esasen dış pazarlardan Türk tiftiğine talep devam etmektedir. Verilen malûmata göre bu yılki 5000 tonluk mahsulün 4000 tonu satılmış bulunmaktadır. Flütler mal cinslerine göre 450-800 kuruş arasında değişmektedir.
İstanbul öğretmen’~r derneği
Türkiye öğretmen dernekleri milli birliğinin üçüncü Kayseri kongresinin kararma uyarak, öğretmen okullarını bitirenler cemiyetinin, adını dünkü olağan üstü kongresinde: (İstanbul öğretmenler derneği) olarak değiştirmiştir.
sem-
yedl
mi götürdün? Memnun kaldı mı bari?
Fettah çavuş, beni boşa bastırmış meğer:
— Karacaahmede naklettik.' — dedi.
Çoğalmanın ehemmiyeti büyüktür elbette... Fakat yirmi küsûr milyonumuzda bir tek kişinin bile bu akıbete uğramaması şartivle.
Ben de sokaktayım. Saat altı buçukta gazetemizin makiney.-verileceği ana kadar dolaşarak gördüklerimi size yetiştirmeğe çalışıyorum... Bir gün evveli 'müsaadesini alarak temin etti-' • ftinıiz otomobil caddelerde şiir-] faile İlerliyor. Süratle diyorum. I çünkü şoförün şu bomboş caddelerde oiomobıll 8o kilometre i He sürmeğe pek hevesi varmış, basıyor gaza...
Saat altı buçukta Lâleli tramvay durağından nareket. ederek Beyazıta doğru çıkarken yolda hiç kimseye ve hiç bir nakil vasıtasına Taslamadım. Cağa Wundan geçe-tken gördüğümüz çocuklar da. gazete vezzllerl İdi...
30 yıl evvelki
Akşam koleksiyonundan:
ş
Dünkü şenlik
«Dün Sadaret alayı zamanı Babıâli caddesi bir bayram yerini andırıyordu. Kapının karşısında yokuşun aşağı tararlarına kadar kaldırımları dolduran halkın yüzünde biıyiik bir meserret vardı. Herkes beşuş, mesut bir hâdiseyi istikbal eder gibiydi. Her nedense, Ferit paşa kabinelerinin her sukutu gününü nrillel, büyük bir sevinçle karşılıyor.»
22 Teşrinievvel 1920
İSTANBUL RADYOSU
Öğle ve akşam programı
9.90 Hafit sabah r jrıfii PL
9,İS ~ .........
9.JO
10 00 istanbıılun eğlence yerlerinden
11 (M> Şarkılar.
11.30 Meddah; Hayali Küçük Ali.
' 13.00 Dans uıkes’-alırımn pcçifll.
1?.M Türküler.
12.45 Karışık hafit müzik Pl.
1S.OO Haberi jr
13.15 öjle konseri Pl.
13.45 Şarkılar.
14 00 Serbest saat
14.10 Datvı ruUzijl PL 1440 80
15.15 D ılevlcl istekleri tKI&slk batı masifli
16.00 arzı ve türküler
16.30 Konseri o Pl
I 17.1» Şevlimi» seslerden melodiler Fi.
; 17.30 Dans müziği.
10 07 Bestekâr simaları.
18-9 Fasıl heyeti konseri «Hicaz faslı»
19 00 Haberler,
J t 15 Kısa şehir haberleri 1^20 Şarkılar.
20.00 Şcrbest saat. • 1
Karadeniz tU-klılcrl. Marslar Pl.
Sar eserleri ■fe oyun havaları
kaklar ve caddeler gibi dinleniyor...
Tophane caddesine saparak ilerliyor, Taksime çıkıyor ve tâ Şişliye kadar uzanıyoruz. Bütün bu yolculuğumuzda İnsan yüzünü nerede gördük biliyor musunuz? Şişlide... Bu. üç kişilik bir gruptu ve sayıma başlamak üzere kendilerine ayrılan te doğru yürüyorlardı.
Saat yediden sonra
Şişli dönüşümüzde saat
olmuştu. Kurtuluşa doğru giden caddeye saptık. İşe başlayan bir ekibi, apartmanlardan birine girerken görünce otomobili durdurduk.
Sayım memurlarile birlikte apartımanın en üst katına çıkarken, ayak seslerini duyan-' lar ara katların kapılarını açarak bu erken saatteki ziyaretçileri öğrenmeğe çalışıyorlardı.
Memurlar, üst kattan başlayarak katları aşağıya doğru sıralıyacaklar. Bunun bir fay- .
dası varmış. Apartmanlarına ■" “ ”af,( ara ,nOt,*i PL 30 IS R«dvn r>.ı»»»nul sayım memurları girdiğini gö- . ren diğer katiar. kendilerini • hazır bulundururlarmış... Net’-p kim öyle de oldu. Üst kattan . alt katlara inerken aileleri, sa-|j yım memurlarını fzala alıkoy- ı mtyacak şekilde hazır bulduk. :
Bir muziplik
Bu apartımanın, üçüncü kat':
(Arkası 7 nci sahitedel
lar.
30.15 Radyo gazetesi,
20 30 Saz escrıerl.
2045 Tino Rossl'den şarkılar Pl.
I 21.00 Uyuyan Kadın - Radyofonik temsil.
2130 Piyano soloları Pl.
I 21.45 Şarkılar.
2215 Sevilmiş uvertürler PL
I 22 45 Haberler.
123.00 Haftanın Spor haberleri.
İ23J0 Dans müziği pl.
23.45 Hafif gece mftrigl FL
rağmen, kösetkleyici tereddütlerden. yessiz teennilerden kendimizi kurtaramıyoruz, önümüze çıkan ufak tefek zorluklar elimizi kolumuzu bağlıyor: müşkülâtı yenecek imkânları araştırmı yoruz, onun kendi kendine husulünü bekliyoruz. Bu beceriksizlik yüzünden en müstacel işlerimiz bite uzun vadeli programların, plânların istifleri arasında yüz üstü kah’ m. .
Istanbı .'ıın bir hububat" silosuna :!ıtivacı var. Sentjr” ferden hrri bu mevzu üzerinde tetkikler yapılır, zırlıklura girişilir, fakat isfc bir ti irlfi el atılaınaz. Bu arada A merik adan geterC
buğdaylar, deniz kenarlarvS na yığılır ve gûya yağmur-OT d k ırdan muhafaza iç'u^|j ü rlerine bez örtülür. > Aynı üzücü manzaraya biLu defa Anadolu seyahatinde^ An kara d an senuba doğru iE nerken vol boyunda da şa-JT hid olduk. Karşıdan renklfry tümsekler görünüyor. YoT-* için hazırlanmış taş, ktınC yığınları zannediyoruz. Fa^s İcat yaklaşınca bunların hu(0 bubat yığınları olduğunuO görüyoruz. Kimisinin üzerU h ne çadır bezleri, muşamba’-' lar örtülmüş, kimisi açık duruyor. Buralar Toprak Mahsulleri Ofisinin miiba-yaa istasyonları imiş. Civar köylerden çifçiler hububat mahsulünü kağnı ve at ara-balariyle, eşeklere yükledikleri çuvallarla taşıyıp bu istasyonlara götürüyorlar. Buğdaylar, arpalar orada miibayaa memuru tarafından baskülde tartılıp toprak üstüne yığılıyor ve üzerleri derme çatma örtülerle kapatılıyor. Hububatın, yağmur damlalarına karşı bu bezlerle bir dereceye kadar muhafaza altına alındığını kabul etsek bile, yanı basındaki tepelerden inecek su akıntılarının yapacağı tahribat hiç düşünülmemiş. Mubayaa istasyonları tren güzergâhından çok uzak ver-lerda kurulmuş- Bunda, Müstahsil için nakliye kolaylığının göz önüne alındığı aşikâr. Fakat hububat yığınlarının oralardan kaldırılıp esas merkezlere taşınması da Ofis için pek kolay bir is olmasa gerek. Esasen götürülecekleri yerlerde alınan muhafaza tedbirleri de avnı şekilde bez örtülerden ibaret olduğuna göre, hububat yine ziyan olmağa mahkûmdur.
Bu sene kış erken başladı. Sürekli yağmurlar altında buğdav, arpa yığınları Allaha emanet ediliyor. Bir yandan da istihsali arttırmaktan bahsediyoruz. Yazık emeklere. yazık paralara.
Dunkıı Fener - Beşiktaş maçında Fenerin ofsayt sayılan gülü
ANKARA RADYOSU
Öğle ve akşam programı
Da.ut orkestrası Pl.
•Kıu> dalga asker saatinde bir Çc.-rek nakli».
Telden Tele Ok'iyan; Ekrem
orkestrası »Scdsd Edırr öğle Gazetesi S.ılon orkestrası Devamı.
Huaa Raporu. Aksara Programı vn kapanı].
Açılıp ve Pıoffram-
oo M S. Ayarı ve incesaz (Nihavent Fıslı.» Okuyanlar: Mclâhat Pars MfUehiıer Cüyer. Sevim Tan. GUyor. Muzaffer Blrlan, Etsöi iyon ve Haberler.
19.15 Tarihten Bir Yaprak.
19,20 Varım sası darı» Pl
13,50 Akşamın karma müziği PL
29.15 Radyo Cnıetesl.
2V.j0 Şarkılar.
20.45 Filim melodileri PJ
21.15 Müzikle gezi Pl.
Konuşma: Spor -aail «Günün haberleri»
Dans mUzlfl Pl. M S. ayarı ve Mabetler.
23.00 Program ve kapanış.
Varın sabahki program 7.2» Açılış ve program.
7.30 M. S. ayan.
1.31 Müzik: Pl.
7.45 Haberler.
00 Çeşitli melodiler Pl Günün programı ve hav»
Hafif müzik PL W» Kapanig.
Akbank’ın ikramiye keşidesi
Akbankın 3.10.1550 tarihine kadar en az 250.— Ura tevdiatta bulunan bayan müşterileri arasında tertip ettiği fevkalâde ziynet İkramiyeleri keşidesi dün saat 15 de Beyazıtta Marmara lokalinde İstanbul ikinci noteri Kenan Örer ile Defterdarlık vasıtasız vergiler gelir müdür yardımcısı Bedri Güvenin neza-retl altında seçkin davetliler huzurunda yapılmıştır.
Bu keşidenin en büyük İkramiyesi olan Astragan manto 2033 numaralı hesap sahibi Zerrin Sapmaza, 1500 lira kıymetinde bir tomar hakiki inci gerdanlık 2049 numaralı hesap sahibi Fatma Tolunaya. bir altın bilezikli kol saati 11152 numaralı hesap sahibi Sinyora Finzlye, 375 Ura değerinde Adana Burması da 2005 numaralı hesap sahibi Maşuka Hasekl’ye isabet etmiş, ayrıca 22 bayan müşteri de muhteUf değerde ziynet ikramiyeleri kazanmışlardır.
ra-
Muzaffer Adam da
Paris'in biıtün terzihanelerinin mevsimlik en müntahap Manto tayyör ve rop miilfijlan-nı bulabilirsiniz Telelon: 40387
Sahife 4
Mahkeme Koridorları nda
Ejderha gibi karşıma dikilince aklım oynadı
— Ben ne bileyim elâle-min huyunu, ahJftRım? Tanıyanlara bilenlere sorup soruşturdum; «Temiz çocuktur. Kazancı da iyidir» dediler. Kra da bir defa meyi] vermiş, çevirmek ne mümkiin? Zamanenin gidişatı böyle İste. Anaya, babaya danışan kim? Kızlar da kendi başlarına buyruk, oğlanlar da Sokakta göz göze geldiler mi, birbirlerine sıp diye meyli veriyorlar. Ondan sonra ateş bacayı sarıyor. Ayıra bilirsen, ayır bakalım. Ağzımı açmağa kalksam; -Eğer benim işimi bozarsan bu dünyada yaşamam* diyerek bayrakları a-çıvor. «Kızım, bu işleri İyice düşünmek lâzım. İnsanın görünüşüne aldanmanıah. Allah göstermesin, sonradan pişman olursun Is İşten geçer» diyerek Öğütler verdim anıma beninı lâkırdılarıma kulak asan kim? «Ben her tarafı düşündüm. Eğer önüme geçmeğe kalkarsan İşin sonu fena olacaka deyip lâkırdımı ağzıma tıkıyor. Ne yalan soyliyeylm, oğlana benim de kuşum kondu ha. «Anneciğimdiyerek bir elimi bırakıp öbür elime yapışıyor. Bugünün eyyftmmda böyle edebil, terbiyeli adam bulmak kolay mı?
— Kızın yerine âşık oldun öyle mi?
____ Ne yaparsın, gönlünü kap tirmiş bir defa. Aslına bakarsan, bugünkü günde koca bulmak da kolay değil. Ortalığın pahalılığı herkesin güzünü korkutuyor, erkekler evlenmeğe cesaret e-demiyorlar. Yalnız boğaz doyurmak değil kİ. Bu devir de kadını giydirip kuşatmak kolay mı? Bir çarşıya çık-san, pabuç, çorap, entari, derken insanı soyup soğana çeviriyorlar. Kendi kızım diye ölünüyorum zannetmeyin, Muazzezciğim başka kızlara benzemez. Ağzı var, düi vok. Verirsen, giyinmesini kuşanırlarını bilir, vermezsen; «Ben de sunu isterim* demez. Hele benim lâkırdımdan dışarıya hiç çıkmaz. «Kırk gün. kırk gece şurada oturacaksın» desem, Bri dizinin üstüne oturur, b°nim gözümün içine bakar. Bîr dediğimi iki etmez-
— Allah bağışlasın, teyze hanım amma, küçük hanım yuva kurma işinde...
S-rt bir el işaretiyle sözü keşfi:
— O tarafını karıştırma. 15 hn başında da söyledim va. şimdiki zamanenin gidi-şatı böyle. İsin için? gönül meselesi kananca gençlerin önüne geçilemiyor. Ne de olsa bir tek evlâdın hali başkadır. Üzerine düşsem gene sözümü dinletirim amma gönlünü kırmak istemiyorum. Varsın kendi göbeğini kendi eliyle kessin, dedim. Oğlan da etrafımızda pervane gibi dönünce büsbütün gevşedim: «Haydi bakalım, ne olacaksa olsun. Sonu hayırlı çıkar inşallah» dedim,
nişanı yaptık.
—Hayırlı, uğurlu olsun, teyze hâıirm. Allah kısmet ederse düğün ne zaman?
Gözlerini süzerek biraz düşündü:
— Düğünü müğünü bırak şimdi. «Benin buralarda ne işin var? İşi gücü bıraktın da hâkim kapılarında ne dolaşıyorsun?» dive sorsa na bîr defa.
— Btınu sormağa vakit kalmadı kİ hanım teyze.
— Elbette vakit kalmaz. Neler çektiğimi ben bilirim. Kâfir oğlu kâfirin kahbesi ejderha gibi karşıma dikilince aklım başımdan gide-yazdı- Aman yârabbi, edeb-slz mİ, edebsiz. Şirret mf, şirret. Cenabı Allah düşma-mmın başına da vermesin öyle karıyı. İnsanı yedi defa suya götürür de susuz getirir.
— Şikâyetin kimden, hanım teyze?
— Görüyor musun şu sürtüğü. Baksana, hâlâ karşıma geçmiş de yılan gibi r özlerde beni süzüyor. Elinden gelse bir lokmada yutu-verecek.
— Karşıda duran yüzü sarılı genç kadma mı kızdın?
— Yüzü batsın kahbenkı. Ne hale getirdiğimi görüyor sun ya. Ben öyleyhndir İşte. Bir defa cinlerim başıma toplandı mı, gözlerim, dünyayı görmez.
— O kadınla kavga mı ettiniz?
— Ejderha gibi karşıma dikildi, diyorum, anlamıyor musun?
— Nerede oldu bu İş? Ne diye dikiliyor senin karşına?
— Orasını git de kendisine sor. öğle vakti kapı çalındı. Evde yalnızdım. Kapıyı açtım, karşıma şu karı dikildi, kırı ta km ta; .Muazzez hanımın evi burası mı?» diye sordu- Kızımın bir ahbabı zannettim; «Evet, burası. İçeriye buyur» dedim.
DÜNKÜ TEFRİKANIN HÜLAS1SI
Amerikan gizli ajanı NortKan casusluk
Btnbasz nugh maceraları
Yazan: Van Wycfc Maaan
fevireri: Nihai Karamağa sair
matmazel4 dedi Ertesi' sabu'A hukuk müşavirine gUıhn. Fakat üç ıriui sonra oradan da kaymağa mecbur oldum. Çünkü! bir akşam müşavir, fazla iş bahaneslle beni göçenin guc buruşundu
«Senln de söylediğin gibi. Jlngies, biz onu gel de bir harb malulü tarzmdtı mütalâa edelim, Evet sen inanmayabilirsin; inanmayabilirsin «ma- şu son iki hafta İçindi-, tahkirlere uğradı, tezytflerı* uğradı- hattâ bütün eski arkadaşları tarafından terkedildl. Ben müstesna, çünkü ben, onu bıı halinde bırakamam.
Eldivenli kocaman eli. asabiyetle takallüs etti, yumruk halini aldı.
— Eğer beni de kolaylıkla kündeden atabilirse aşkolsun! Anlatabildim tr ayyaşlığın onda cinnet derecesine vardığını nazarı İtibara alıyor, hükümlerimi ona göre veriyorum.
— Ben de aynı tarzda düşünüyorum. Çok defa İnsan hayal kırıklığına uğraı... — diye genç kız. bir pencereye abandı; İstanbul. ufuklarına hükmeden narin minareleri alaca karanlıkla seyre daldı. — Nctekim ben de hayal inkisarına uğradım. Nişanlımın aklını başka bir kız çelince hayatta bunaldım: teselli bulmak için Por-toflno’da modern bir ressamla yaşayayım, dedim
Onurda nlşanlnnmam mukadder değilmiş; bir para avcısının peşine takılıp P.lcuntor'n kaçtım. Bunlar hep çocukluk tabii! Ama Hugh'ün durumu bambaşka... Dikkatini çekerim, dostum, Onun ber.llğiude ansızın gûya bir hastalık belirdi
— Yükselt rütbeli subaylarla haşır neşir olmak ve müthiş bir tazyik altında bulunmak, hemen her insanın kafasında bir çatlaklık hasıl eder.. — diye, genç adam mütalâa yürüttü. — Meslektaşları gamazinmiş, çileden de çıkarmışlardır İhtimal...
Kan içeriye ("İrer eirmez ; o«-üml, Mr nıııyaucâıiıK». yaygarayı basmaz mı? Ba- Amerikan subay» etrafına ba-
ğırdıkça tavandan topraklar dökülüyor.
— Ne diye bağırıyor?
— Ne olacak, kahbelik. Vaktile bizim damadı baştan çıkarmış, gönlünü eğlemiş. Şimdi de bana gelmiş; «Biz FaLk'le sevişiyorduk. Evlenecektik. Sen aramıza kara çalı gibi girdin, büyü yaptın, kocamı elimden alıp kendi kızını vermeğe kalktın, alçak karı!» diyerek kıyametleri koparıyor. «Sus bakalım. Dırlanıp durma. Sen kimsin? > diyecek oldum, Üzerime hücum etti. Ben mutfaktan elime bir çatal geçirdim, kahbenin iki yanağını parça parça ettim. Onun gürültüsünden mahalle ayağa kalktı, polisler, candarmaiar kapıya dayandılar.
Mahkeme açıldı, yüzü sanlı bayanla konuşamadık.
Ce. Re.
: kındı. Kendilerini dinleyecek i bir .saha İçinde kimsenin bulunmadığına kanaat getirip rahatladı.
Derken .köhne vapur, bronşitti bir hırıltı île öttü; iskeleye toslayarak yanaştı Kılığı bozuk bir lakım İnsanlar, karanlıklardan belirerek halat aldılar; İndiler, çıktılar Kendi işlerinden gayri her şeye karşı iâkayt bir çok İnsan, kapı önüne yaklaşan İki Amerikalıyı iterek kakarak, geçtiler, geçtiler Yamrı yumru evlerle dolu eciş bücüş sokaklarda kayboldular Amerikalılar tla indi ve yürüdüler
İyi, Türkçe »ilen genç kız, tabelâları okuyarak. Vasilin meyhanesinin bulunduğu tarafı uzaktan kestirdi.
Binbaşı. J incitsin kahve rengi elbisesi içinde çok mevzun duran en dam mı yarım adını geriden yürüyerek seyrediyordu. Genç kız, bir tutam töyil bulunan ŞKpkasfyle, kertenkele derisinden lskatpinleriyle hakl-
Bir /lmcrikan istihbarat subayı Stoddurd’la .Inıe-rtftan gazetecisi bayan Jingjes Lausott tntanbuiria Ha-BçtedSrfer. WksaCfcwn, ayyaş arkadaşları Hugh North’u meyhanelerde aramaktır.
i_______________________________
; keton P”* zarifti çapkasnım ı tüyü, {iyintşindekl ciddiyeti rö-- ₺ıış etmekteydi, ı Binbaşı sordu;
. — Kuzum sen Tlirkçeyi nere-
. den öğrendin'’
Abus sukakların gam» havası İçinde, genç kızın beyaz dişleri . şimşek gibi çaktı:
— Babam burada, Kolejde hocaydı. Anne annem de Turk-ı tü. Dokuz yaşıma gelinceye kadar İngilizce bilmezdim Sonra, • babamla beraber vatana dön-ı dük.
Arnavut kaldırımları üzerinde sekerek yürürlerken, binbaşı yine sordu:
I — Başka ne Usan bilirsin?
■ Kız ciddi bir tavırla cevap
. verdi:
ı — Eğer k&sdın hangi dilleri . kolaylıkla kanıışhıftumu öğren-ı mekse. Rumca, Ermenice, Bul-, garca. Sırpça ve tabii Fransızca , konuşurum.
Omuz silkti.
— Şaşırmış görünme... Ca-ı mm, bu kadar çok lisanı tayfalar bile konuşur
— öyleyse bun beş para etmem... Halbuki Fransızca biliyorum diye gururlanıyordum. Azacık da lokanta tspanyplcası ve Tiirlcçesl çakarım.
— Bonsolr! — diye Fransızca bir selâm İşitip başlarını çevirdiler.
Gözlerine doğru eğilmiş kasketi alımdan, bir zabıta memurunun yüzü görünüyordu. İki Amerikalıya lökayt, baktı:
— Efendi ile bftya». bu sapa yerlerde ne arıyorlar?
SLoddard. Fransızca izahat verdi:
— Bir arkadaşı arıyoruz. Q-zun boylu, siyah saçlı bir Amerikalıdır. Dikkatinizi çekti mi? Tipini de tarif edeyi”1: Bıyıkları incecik, burunu diia ve elmacık kemikleri çıtaktır. Zayıftır ve dimdik yürür.
İstihbarat subayı, ou tarifini, öfkeli bir iç çekişle bitirdi.
Zabıta mermininim ifadesinde dikkati «ekecek bir değişiklik oldu.
— Vallahi lamdım galiba,.. Sarhoş olup olup da şeytana küflüler yağdıran o yabani herif!
— Muhakkak odur... Götürmeğe geldik. Nerededir dersiniz?
Sokak lâmba(ıaın zayıf ışığına rağmen, zabıta memurunun ifadesinde bir sertleşme fark-edildi.
— Şurada mendebur bir meyhane vardır, «Vasilin meyhanesi* derler. Oraya müracaat buyurul*.
— Meral... 'Zahmet etmeyin, kendimiz gideriz! — diye binbaşı gülümsedi
Nihayet Hugh Nortlı’un İzini
J
ı ele gp.çiüebildlıîL İçin fcrahlaa-
mnjth
— Bir dakika boyun!'... Böyle bir bayanı d meyhaneye götürmeniz uygun düşmez. Serseri yabancılarla ayak takımının devam ettiği bir yerdir, İçeri' , girmeniz mesele, değildir ama, oradan çıkmanız mesele teşkil eder.
Stoddard, tasdikle başını sâl-
■ tadı: _____________________
— Haklı olacak,. Sen beni I pti.rnpy» yumma geldi; iskelede beklersen daha isabet!
edersin.
Kız, katiyetle İtiraz «ta:
— Kabil defti!. Selâmetle girip selâmette çıkacağım, Ben beter yerlere burnumu sok-muşlardRDim. Hem ben, icabında geçer akçe olacak numaralar da bilirim Haydi yallah!
Zabıta memurunun gezleriyle takip edilerek, koyulaşan karanlıklara daldılar. Sokağın havası, buram buram zeytinyağı, soğan, koyun eti, balık ve en fecll sanrı umlc kokuyordu. Bunlara açık lağımların, çürümüş tahtaların LaaJIünleri de karışıyordu.
Jlııgles, kırmızı işaretli bir
tabelâ gösterdi'
— İşte meyhanenin bulunduğu sokak burasıdır.
Stoddard esefleniyordu. Ne demeğe lâstik kamçısını yanına almayıp Beyoğlundaki dairede bıraktı? Burada belki de işine yorardı. Dar sokakta ilerledikleri sırada — ki buraya sokak da denemezdi; zira büsbütün daralıyor, karanlıklaşıyor ve çamurlu bir hal alıyordu. — Kafeslerin arkasından tek tük ışıkların süzültlüf-ü görülüyordu. Evler, kafa kafaya tokuşur vaziyetteydiler. Saçakları o derece birbirine yakındı. Sürüyle uyuz kedi, harb kıtlığı dolayı-siyle büsbütün uyıucli»şmtşt sıskalaşmış; mezbelelerde mırnav-Jaşarak kısmet arıyorlardı. Bir evden acı bir kadiL çığlığı duyuldu ;ve bir erkek, Stoddard’ın anlamadığı bir lisanda küfürler yağdırınca kadının sesi kesildi.
Binbaşı duraklayarak:
— Zabıta memurunun hakkı var. Benimle gelmen cidden doğru olmıyacak. — dedi. — Sen! iskeleye götüreyiın.
Jingles alay etti:
— Binbaşı Tlıeodore Stoddard acaba ne zamandanberl Trans World gazetesi muhabirlerinin; himayesini üzerine almış bulunuyor... Şaka bir tarafa, azizini, sen istesen de İstemesen de geleceğim... Her ne bahasına Hugh'ü bulmalıyım.
Amerikan subayı, Itlra» etti:
— İnadından vaz geç’... Tehlikeli yerlere ne demeğe burnunu sokacaksın? Meçhul Akıbetlere seni «vkedemem.
t Arkası var)
BEYAZLI KADIN
Aşk ve macera romanı
Yazan: IV, W. Colllns Tercüme eden: (Vâ-Nül
Tefrika No. 84
— Eğer beni mahvedenin, kendin de benimle beraber sürüklenirsin. Ona göre davran. Kanun, yalnız mücrimleri değil, cürüm crtaidanıu da cezalandırır.
Bu şantaj, gözümü yıldırdı. Fakat Lorda karşı, ömrümün sonuna kadar klıı besledim Hareket geçmek, başına 1$ açmak elimde değildi Hediyeleri sağdırdı; seneden seneye bana bir para vermeği teklif elti. Şu «artla ki susacaktım ve Wal-mingham'dan aşla aynlmıya* çaktım.
Emirlerine boyun eğmekten başka çarem yoktu. Zira bir de evl&d bekliyordum. Lordun bana teldir ettiği maaşla. çok tutandan daha yi şartlar içinde yerleşmem kabil olacaktı. Bl-MtenaJeyh. teklifi kabul zorun-
MI'ÜU-
J
da kaldım. Muvaffak da olduğumu kendi gözlerinizle gordu nflz.
Acaba, onun sırrını nasıl muhafaza edebildim'’.. Onun ve benim Birlunjjmzı?... Bu kadar uzun bir müddet da?...
Nihayet. Anna da bu s.rrı öğrenmişti. Bu işin rami olduğunu elbet merak ediyorsunuz dur.
Bize karşı >nedyunfuğnm o derecede kİ, hiç bir arzu* u:u — hatta uzaktan uzağa tu arzuyu keşfedince — redde muktedir değilim. Her şeyi izah c-deccfelın.
Lâkin; azizim bay HartrighL, kızımı ilgilendiren ou İşin irin? sizin niçln kznştığınızı bir türlü öğrenemedim. Anım uormai olmayan bir kızdı Hayatta mâ>
temadiye» başıma belâ oldu. Şahsi vaziyetlerimi uzan uzadıya anlatmam ueyhııdedir Ya.-nız şunu söyleyeyim kİ. ne za man bîr yere seyahate çıkmak İstesem, «efendimizin* müsaadesini alırdım, ilemen her talebimde müsaade ederdi Karakterimi öğrenmişti. Susmakta devam, edip naralan almakla in devam edeceğime inanmıştı.
Bu şehirde yerleşmiş, ftlbarh bir mevki kazanmış bulunuyordum. Annaıun mvlemadiyen beyazlar giymek merakı, konu komşunun. merhamet ve teveccühünü kazandı Kilisede bana hususî iki yer ay ırmağa kadar itibarımı arttırdılar. O günden itibaren de papaz bana selâm vertr oldu.
Vaziyetim böyle teshil edildikten sonra, bir aün tebdili lısva-ya gitmek arz.runa kapıldım «Efendimiz* den müsaade İstedim. Bana kabu bir cevap verdi. Sahiden efendimmiş gibi reddetti. Bn İş»’ o derece içerledim ki, kendisine:
— Namussuz hUekAr... — dedim. — Sırrını faş enersem seni nısh ve de bilirini1
Anna. bu hiddetim sırasında.
bana hayretle merakla bakıyordu. Soğukkanlılığımı toplamam için dışarı çıkmasını söyledim. Bu sözleri ağzımdan kaçırdığım için pek korkmuştur» Zira, Anna. fevkalâde tesir altında kalmıştı Bu şekilde hitap ettiğim adama karşı. aynı sözleri tekrarlamağa başlayabil lirdi, Diklerime kadar donmuştum.
Ertesi gün ansızın «Lortta, beni ziyarete geldi. Halinin ne-3akeîinden, me-ıubundnki haşinlisi gidermek, niyetinde olduğunu anladım. Kızımı odada gürünce; dışarı çıkması için emir verdi. Kısaca:
— Dışarı çık. Biz konuşacağız! — dedi.
Kızım, sükunla dedi W: — Siz evvelâ bana karşı biyeli davnuıın bakayun.
Pereival bana döndü'
— Şu aptalı koft şuradan!...
Annu. .şeref ve vakarına karşı ötedenberi hassastır Hiddetle yürüdü. Müdahale elemedim.
— Benden af dileyin. Yoksa mahvolursunuz' — dedi — Hayatınızı mahvederim. Sırrınızı orfîdria yayarım
«Lordu, sapıaij kesildi.
ter-
Bense, kızımı bileğinden yakalamıştım. Odadan dışarı lû-rüklüyordum.
Soğukkanlılığına tekrar kavuştuğu zaman s,ıu:fettiğl sös-lerl tekrarlayamıyacak derecede nefsine hürmet eden btr kadınım. Ben, kilise mahafillnd» İtibar gören bir İnsanım. Nasıl olur da bu derece alçalabilirim? ' O İse, İngilterede ne kadar küfür varsa hepsini toparlamış. ' üzerime yürüyordu.
Neticesini bUyorsunuz: İki H gün sonra, Annu. bir tlmarha- i neye sokulmuş bulunuyordu. I Boyuna protesto ettim, «Lordo. I dinlemedi bile... Ve o günden itibaren, kırım kendisini hapsettiren insana karşı benim | beslediğimden hile müthiş bir kijı besler oldu. İlk fırsatta İntikamını alacağına dair yemin etti. Namusum üzerine yemin j ederim Ö, Percival'ln sırrı nedir. öğrenernemiştL
İşte efendim merakınızı ar- ! tık tatm!n ettiğimi aamıedıyo- ] inin. Mamafih bu mektubu size ( bir serzenişte bulunmaksızın . ] kapamayacağım.
(Arkası vay) j
yorum iti hayatını ölünceye kadar değîşmiyecelt. Zaten değişmesini de istemem. Sırtında, kırk senenin yükünü, taşıyan bir kadının olabileceği kadar| memnun ve müsterihim, ı
şimdi yirmi yıl evveline yun! vakitlerine kadar ailemin vaziyeti beni dışarıda' alıkoymuş ve bir aralık eğilerek, iş aramağa meebur ettiği za-i beni ensemden, opmüşlü. Dermana dönelim. Babam o zamanlar öldüğü ve bamı aervet bırakmadığı için bir şirkete gerdim.
Bir gün kadın ve kız arkadaş-| iarımııı ansızın ayağa kalktık-lunnı gürdüm. Takriben elli yaşlarında dav cüsseli bir adam çalışı iğimiz odana, glamlştt. Arkadaşlarım. kulağıma: •Üııımni müdür mösyö. Martinin diye fısıldadılar.
Umumi mudiır,, mutamın- ij-nüsıde durdu. Kısıra, âmiri:
—‘Yeni aldığımız (fakt.ürı btı-dur. Kendisinden çek memnunuz. diyerek beni hem. takdim, hem de methetti.
I İki gün sonra kiâim şefimiz.
pürneşe yııumıa geldi:
I — Çabuk umumi müdürün i ynmnn gidiniz. Size bir şeyler | yazdıracak dedi.
Mösyö Martini'nln. hiiro.sıına. heyecanlı girdim. O, benim şaşkınlığıma ve heyecanıma gül- ' dü. Hayırhah bir eda Ue bana sordu:
— Niçin telâş ediyorsunuz matmazel? Yoksa umumi müdürü, sLzi yutacak bir canavar mı sandınız. Çabuk karşıma oturunuz da Lşe h-işiıcahm
Bana yarım saat kadar bir 1 şeyler yazdırdı. Sonra koltuğun- 1 dan kalkarak oturduğum sandalyenin arkasuia gelerek durdu:
— Ne güzel ve parlak saçla- ‘
rıma var madiiiozel diyerek saçlarımı okşamağa başlaül I Sonra elini boynuma kadar tn-dtedL (
— Bir tazın bu kadar güzel 1 bir gerdanı olsun da kolyesi ol- 1 maması günah değil mİ? Yoksa 1 mücevherlerden hoşlanmıyor 1 musunuz matmazel? diye sordu. 1
Mücevherler hoşuma gidiyor 1 anımı alabilecek param yok ( cevabını verdim.
Mösyö Martini, gevrek gevrek I güldü: 1
— Bu vaziyet, mücevherat 1
sahihi olanııyacaftınız mânasını ' ifade etmez dedikten sonra be- 1 nl elimden tutarak bir kana- 1 peye götürdü, 1
— Oturunuî da biraz dinleniniz. dedi. 1
Kendimde red cevabını ver- 1 mek kuvvetini batamadım ve 1 ansızın ağzından şu iğrenç teklifi İşittim;
— Mari hoşuma gidiyorsun. Metresim olmağı kabul eder misin?
Tepemden tırnağıma kadar hiddetimden titreyerek.
— Metresiniz nıl olayım? Fakat ben sizi sevmiyorum kİ cevabını verdim.
Mösyö Martini yine gülerek cevap verdi:
— Sen çok saf bir kız imişsin Mari! Metresim olmak için beni sevmenize hiç lüzum yok. Sanki ben seni seviyorum dedim mi? Sade hoşuma gittiğinizi söyledim. Bu da yeter ve artar bile.
ttmınnt müdür bunları söylerken üzerime eğilerek bent öpmek istedi. Kollan arasından sıyntarak odadan dışarı fırladım.
Ertesi sabah kısım şefi, beni yanına çağırdı ve umumi müdür hizmetimden memnun kalmadığı İçin bana, yol verdiğini tebliğ etti. Bu suretle işsiz kaldım.
O şirkette tanıdığım yüksek memurlar arasında hukuk müşaviri de vardı. Bir gün kendisine yolda, rasladım. Kendisine sebebini söylemeden bana şirketten yol verdiklerini söyleyince. hiddetlenir gibi götündü: [
lial yerimden fırladım ve çun-lanıı kııptığrm gibi bir daha ■ dönmemek üzere çıkıp ciftim. Bir kaç ay rislz, günniiz kaldım. Nihayet bir bankaya, gîir-meğ»! muavîfalr oldum Bü defa' âtnideıte. bana saygı eös-(temUter. Fakat şimdi; kaibm ar*-kadoşlaıundım birini seviyordum. Onun da beni sevdiğini sanıyor, kendimi dünyanın en mesut kızı added i yordum.
Bir müddet nıünasebeUerl-miz. saffet ve nezahatı çerçevesini a-inmcü. Fakat bin gun sevgiden sarhoş bir halde kendimi sevgilimia koUarı arasına attım. Kendime geldiğin» vakit İş işten geçmişti.
Aradrnı bir müddet geçtikten sonra anne alucugmıı anladım. Neşr ve saadet İçinde bu güzel' haberi, sevgilime vermeğe koştum. Sevgilim suratını asarak:
— Doğrusu mükemmel becerdin diye ters bir cevap verdi,
— Şimdi ne yapacağız sevgilim diye sordum:
— Ne mi yapacağız? Ben sana söyllyeyîm- Mari, akima şunu iyi koy: Ben .seninle evlenensem. Mtesreghnin başlangıcında olduğum efhetle, bir kadınla bir cocuğu üzerime alamam. Çeyizin olsaydı, iş değişirdi.
— Ya çocuk ne olacak? Mahvolduğumu anlamıyor musun?
— İnsan hayatında işlediği hataların neticelerine metanetle göğüs germelîdlr. Hata yalnız benim değildir.
Shvgflbnle konuştuğumuz son. söaier, bunlar oldu. Bir daha onunla konuşmadım. Zanneder-, sem, o da bandan memnun oldu. Utanç verici vaziyetimi elimden geldiği kadar ıgizledim. Doğurma aamanım gelince hususi bir hastaneye girdim. Çocuğum. ölü doğdu.
O gündenbeû başka, bir erkeği sevmedim ve bana yapdaa bütün İzdivaç tekliflerini de reddettim. Erkr-kler, artık beni heyecanlandırmıyorlar. Kalbimde sonsuz bir boşluk tusse-dlyor v* bunu hiç bir erkeğin, dolduramıyacağını unlıyorum.
Aradan, yıllar geçtikçe İhtiyar bir kız oldum. Erkekler de artık bana dikkat etmiyorlar, içimde büyük bir sükûn, niçin yaşadıklarını veyahut yaşayıp yaşamadıklarını bilmeyen İnsanların huzur ve sükûnunu dnyu-
Çeriren A BLLÂLJ

Hereke fabrikası memurlarına ikramiye
Hereke (Akşam! — Sunıer-bank memurlarına her sene verilmekte olan Fevkalâde mesai İkramiyesi dün Hereke fabrikasındaki memurlara verilmiştir.
DON JUAN
lENt SES TİYATROSU
Her akşam 20,45 de
ÜÇ GÜVERCİN
Operet 4 perde Bspt ■ SzigUgetl, Müzik: Kalman, ve
Brahma
Türkçesl: Esat N. Erendor Çarşamba tenzilâtlı, Cumarte-ıi. Pazar matine 15 de. Tel: 493(39
SiSbJ
br
'N
iSTANBUL’un FETHİ |
-SALİH KEİS-
Yerli fılmcülğimlzln zajeri olan bu ilimi sabırsızlıkla H
bekleyiniz. m
HİLÂL FİLM
Haşmet vt uarneti önünde bütün dünyanın boran eğdiği şahane zafer
ATLAS FİLM
işte vatandaşınızın hülâsası
İstanbul
Anadoludan notlar
Milletler arasında soğuk veya sıcak harbler olmaktadır. Bunların, eski din harb-lerini hatırlatan tarafı yok değil. Bu defa su veya bu dinin üstünlüğünü tesbit için girişilen kanlı savaşlar yerine çok cepheli bir siyasi - iti. katilar çarpışmasına şahit oluyoruz. Bu cihetlere, demokrasi ve totaliter isimlerini vermek mümkündür. Fakat bu kamplarda bu siyasi itikatların birçok tefsirini işitmekteyiz.
İkisinin hedefi de menfi veya müspet bir şekilde hürriyet fikrine dayanıyor; bir taraf, bu kıymetin muhafazası. diğer taraf imhası için döğiişüyor. Bu iki rejimin fikir ve bir dereceye kadar şekil itibariyle örnekleri mazide mevcuttur, bugünküler sadece bin defa daha karışık olmak bakımından eskilerden ayrılıyorlar. Ve insan cinsinin en aşağıdan en yükseğine doğru medenî tekâmülünde. tefsirler ne kadar başka olursa olsun, hürriyet fikri daima bir rol oynamıştır.
Siyasi bakımdan, sol totaliter rejimin taraftarları, bazan ırkçılık ile biraz karışarak ekseriyeti teşkil etmektedirler. Avrupa veya Garb medeniyeti umumî mâ-nasiyle. Avrupa ve Amerikanın bu kavgada kurtarmak İddiasında bulundukları durumdur. Bu cephe Asyada çok tutunamamış ise de kendi içinde de, sol veya sağ siyasî akidelerin. nispeten ekalliyette de olsalar dahi - faaliyette oldukları göze çarpıyor. Demokrasi cephesi, bir çok cereyanları içinde kaynatan ve henüz hangisinin tamamen galip geleceğini göstermeyen bir kazan gibi görünüyor. Neticesinin belki yüksek bir medeniyete lâyık bir terkip olması muhtemeldir. Fakat bugün plânlarındaki unsurlar ne tamamen tasnife tabidir, ne de fayda veya zararları hakkında sarih bir fikir vardır. Buna mukabil. totaliterlerin, tek cepheli de olsa, insaniyetin hattâ kendilerinin varlığına muzır dahi olsa, gene de çok vazıh bir plânlan vardır.
Demokrasi cephesinin iddiası: (bence) «Hürriyet hilkatin nefesidir. İptidadan beri hürriyet en hayatî ve uzvı bir insiyak olmuştur ve olmakta devam edecektir. Onsuz değişmek imkânı yoktur. Onsuz, ne kadar ideal olursa olsun, herhangi bir rejim idaresinde millet mutlak tohuma kaçar ve göçer gider.»
Totaliter cephenin iddiası şudur:
»İnsanların muhtaç olduğu ve istediği şey, sefaletten, ve İstikbalinin emniyetsizliğinden onu kurtaracak, bilhassa insanları yeni hayat tarzları ve fikirler yaratmak filetinden kurtaracak sâbit ve ezelî bir idare ve rejim mekanizmasıdır. Eğer insan cinsi mesut ve emniyet içinde yaşamak istiyorsa fert bütün zaman için içtimai, ve iktisadi bir mekanizmanın içinde kaybolmalıdır. Hürriyet fikrî, ekseriyetin saadeti için bir tehlikedir.»
İşte insaniyeti sulha ve saadete kavuşturmak için meydana atılmış iki cephe! Bugünkü ve yarınki soğuk veya sıcak harblerin neticeleri ne olursa olsun, insaniyet, mukadderatının dönüm noktasına erişmiştir.
Muharrir ve münevver insan, tecrübe, ilim ve muhakeme kabiliyetine sahip olmak şartiyle hangi cephede I olursa olsun, bugünkü huzursuzluğun sebeplerini serin bir kafa ile tetkik etmekle mükelleftir Acaba bu günkü kargaşalığı vücude getiren yakın mazimizdeki âmiller hangileridir? Yeni bir dünya kurmak İçin bütün insaniyeti ayaklandıran sev nedir? Bunun hürriyet fikriyle ne alâkası var? Acaba, bu iki muhasım cephelerin han. gizinin kendi modeline Köre yeni ve daha ivi bir dünya kurmak şansı vardır?
Cevaplar:
Sebeplerini, modern çağın iki büyük ihtilâl ve inkılâbında aramak iktiza eder- Birincisi Fransız ihtilâlidir. Dünyaya hem milliyetçilik. hem de demokrasi tesirlerini hemen her kıtaya az çok yaymakta bir rolü oldu. Fakat. İnsaniyete hürriyet, müsavat ve adalet getireceğini vâdeden bu İhtilâl Garb medeniyeti sahasının içinde ve dışında kendini gösteren diğer ihtilâllerde d„ bilerek bilmeyerek bir âmil-oldu.
yazan.*
HALİDE EDİB
İkincisi. X X. Asırda Rusya da patladı. Bunda Fransız ihtilâlinin demokrasi tarafının tesiriyle beraber, mahalli ve Asyai tesirler de barizdir. Bu ihtilâl de, Fransız ihtilâli kadar iman sahibi ve mutaassıp bir ruh yarattı. İnsaniyeti saadete kavuşturmak. kendisinin ortaya attığı tek modele çevir inekle mümkün olacağını
çüyü aşan tahakküm ihtiraslarıdır.
Acaba hangisinin daha fazla galibiyet sansı vardır sualine gelince:
İstikbaldeki galiplerin zaferi sırf silâh tefevvukuna bağlı değildir. Zafer meydanı, dünya gençliğinin dlmağındadır. Bundan dolayı Garp yâni demokrasi cep-heaindekiler sadece siyasi, iktisadi ve askeri meselelerde birleşmekle bir şey elde edemezler. Bunlann hangisi dünya gençliğinin fikrini fethederse — h i c olmazsa bir zaman icın — zafere erecektir. Bundan dolayı, sağ ve sol totaliterlerdeki kadar, hattâ daha kudretli bir imanı demokrasiler ve bütün demokratlar, (bu defa siyasiler tarafından değil) hakiki müminleri tarafından dünyaya yaymalıdırlar.
Eğer muvaffak olamazlarsa, hic olmazsa bir zaman için, fikir hürriyeti olmayan taraf dünyaya hâkim olacak. dünyayı bir sirk içinde
valiliği
Valimizin Cemil Sait Barlasa cevabı
oynatılan makine veya maymunlara benzeteceklerdir.
Hürriyet onun için bu dâvada en büyük kozdur. Eğer, iddia etti. Sefalet içinde ve [ kanun içinde yüksek bir nispeten İptidaî kütleler ü- hürriyet fikrini, bugünün zerinde tesiri büyük oldu. Bu1 oldukça müsait toprağında nun tesisi için eski ve yeni- yetiştirmekten demokrasiler ye doğru değişmek insiyakı-, ve demokratlar âciz kalırsa; nın. yâni hürriyet fikrinin bütün maddî ihtiyaçları ı kalkması için yaptıkları plân altına alırken, ona mu-1 propaganda dünyanın teh- vazi olarak mânevi kıymetleri aynı bizhda, hattâ daha
like noktasını teşkil etmektedir.
İki büyük dünya harbi arasında, Almauy ada milliyetçiliğin çarpık ve tohuma kalkmış bir başka tecellisi de, dünyanın mukadderatı üzerinde az çok rol oynayan ırkçıların ihtilâlidir. Bu. ve daha mülayim bir şekli olan Faşizm Avrupada hattâ Asyanın bazı kısımlarında moda oldu ve bir çok mukallitler yarattı. Bunu, Garp demokrasisi, komünist tehlikesine karsı bir siper olabilir diye destekledi. Bu gün, ikisinin tehlikesini de garbte idrak etmeyen kalmamıştır. Cönkü birinin galebesi, ortaya bangır bangır bağıran türedi insan - ilâhların tahakkümü, diğerinin galebesi, bîr kudret inhisarı altında insaniyeti, makine halinde âciz bir amele sınıfına ircâ edeceğinden ve bunu ancak hürriyet fikrini fertle felce uğrattıktan sonra yapabileceklerinden, her düşünen kafa emindir.
İnsaniyeti yeni bîr dünya kurmak için harekete getiren huzursuzluğun âmili hiç şüphesiz, teknik ve ma. kine hâkimiyetinin milletleri birbiriyie beraber çalışmağa mecbur edecek kadar yaklaştırması, ve nüfusun bütün âlimlere endişe verecek kadar çoğalmasıdır.
Hürriyet fikriyle bu vaziyetin alâkası, sabit bir mekanizma kurmak yolundaki çalışmağı aksatması, ve totaliter rejimlerde, şahıs veya zümrelerin bütün öl-
ilerde tutmazlarsa, insaniyetin vukanya doğru tekâmülünde kazandığı kıymetlerin hepsini toprağa ve nis-yana gömmeğe mecbur olacaktır.
Bu muhtıranın mealini Yuvarlak Masaya anlattığı gün, bu vatandaşınız, bütün İngiliz matbuatını işgal eden bir hâdisenin başlangıcına şahit olmuştu. Ondan ve ertesi gün. dört yüz küsür muharririn toplandığı kongredeki fırtınadan memleket islerine dair yazacağım diğer makalelerde münasebet düştükçe bahsedeceğim.
Halide EDİB
İki Amerikan muhribi İstanbul’a gelecek
Ankara 22 (Akşam) — Amerikanın Akdeniz filosuna mensup harb gemilerinden ikisi 27 ekim tarihinde İstanbul Umanını ziyaret edecektir. Fhannon ve T. Eesraser arlındaki harb gemileri İstanbul limanının 4 gvn misafiri olacakla; ılır.
Sümerbankın
Ceyhandaki fabrikası satıldı
Adana — Satışa çıkarıldığını daha evvelce bildirdiğim Sümer bankın Ceyhandakl pamıık çekme fabrikası kapalı zarf mola İle 450 bin liraya satılmıştır. Terfik Coşkun İsmail Pat, Abdi Dal. Kerim Caymaz adındaki alıcılar 200 bin lirayı peşin ödeyerek 25® bin lirayı da taksite bağlamışlardır.
Eski Ticaret ve Ekonomi Bakanı Cemil Sait Barlas, Adana-da halkevi salonunda söylediği nutukta. Demokrat parti hükümetinin bir çok hatalar işlemekte olduğunu ve vaadlerini yerine getiremediğini belirterek:
(— Ucuzluk temin edeceklerini söylüyorlardı, hayat bilâkis palmlılaşti- Kanun devleti kuracaklarını söylüyorlardı. . Bir çok kanunsuz işler yapıyorlar. Valiliklere meslekten olmıyan kimselerin getirilmesi bunun bir misalidir. Bu hatayı biz de işledik ve İstanbul valiliğine Fah-reddin Kerimi getirdik.» demiştir.
Vaü ve belediye başkanı Fah-reddin Kerim Gökay, Ce Sait Barlasın bu sözlerine cevabı vermektedir:
«— Beni vali ve belediye başkanlığına getirmekle hata ettilerse günahı getirenlere aittir. Fakat Fahreddln Kerimi bu vazifeye getirenlerin hes lalarında zimmetlerine dilmiş bir hâdise olmadığını sözün kaili ile arkadaşları her halde bilirler. İstanbul halkı da çeşitli vesilelerle bunu İspat etmiştir. Fahreddln Kerim de kendisine yapılan memleket hizmeti teklifini kabul etmiştir.» Cemil Sait Barlasın beyanatı
Mersin 22 (Akşam! — Dün Toros ekspresiyle Adanaya gelen eski Devlet Bakam Cemil Sait Barlas, Halk Partisi binasında. partiUier’e bir konuşma yapmıştır.
İktidarın bugunku tç politikasını tenkid eden Bar tas, valilerden başlamak üzere muhtelit Bakanlık mensjnlarmın keyfi surette nakil ve tâyin edildiklerini söyledikten sonra ezcümle demiştir ki:
(— Biz iktidarı, Demokrat Partiden 1954 de, bırak lığımız İçtimai nizam dairesinde devralacağız, Cumhuriyet kurulduğu günden bugüne tek parti devrinde İzmir suıkasd: müstesna .memlekctu kuvvet politikası gorülmemlşUr Türk milletinin. olgunlu Cu vc kanunu bağlılığı kimseye şidoeı politikası gütmesine müsait değildir. Bilhassa biz Halk Partililer, bugünkü İçtimaî nizamın kanuni çerçevesi dahillr.de müdafii olmakta devam •Meceğfr >
Barlas bugün Antrbe gidecektir.
Boksör Carpantier valiyi ziyaret etti
Şehrimizde bulunan sabık .
dünya boks şampiyonu Çarpan- Akşam yemeğini Tüccar Kütler dün vilâyete gelerek vali lübûndc yedik Burada Mersin ve belediye başkam profesör i Valisiyle ve İlk kadın ^Belediye Gokayı ziyaret etmiş ve bir - - - -
müddet kendisiyle görüşmüştür.
Boksör bu ziyaretinde İstanbul un gerek tabii güzelliğinden gerekse sporcuların ve halkın gösterdiği yakın dostluk ve alâkamızdan hayranlıkla bahsetmiştir.
Illillılillifnılıılınıinillllllllilll>liınılllı»»ıi"iııııııııııııııııııi||ii"i|iııııııın>'iıtııııııııııırııııııı*nıı ııı inin
Mersin turistik bL şehir amma otel yapılmamış!
- ------------------- --------------------------------
I Çarşıda genç bayanlar bisikletle dolaşıyor — Kadın Belediye | Başkanı ile tanışma — Pompei Polis harabe leri — Kızkalesi I — Hükümdarın kızı — Meyva sepetinde yılan! — Mersinli ı Ahmed’in kahvesinde yorgunluk kahvesi
Toroslan kısmen aydınlıkta, kısmen karanlıkta geçtik. Yol güzel, fakat virajlar fazla olduğu İçin süratli gidemiyoruz.
Karşıdan bir ateş böceği kümesi göründü. Ovaya serpilmiş ışıklar göz kırpıyorlar...
Tarsusun İçinden geçiyoruz Manzara değişti. Yolun İki tarafına sıralanan dükkânlar açık. Kahvehaneler tenha. Herkes işiyle gûciyle meşgul. Yüklü kamyonlar, arabalar mekik dokuyorlar. Kocaman çuvallara doldurulmuş pamuklar taşınıyor.
Mersindeyiz. 508 kilometre yol aldık ve ilk merhaleye ulaştık. Otomobilden indiğimiz zaman saat dokuzu geçiyordu. Mersinde gözümüze İlk balan şey, otel meselesi oldu. Cenubun en İşlek limanlarından biri, aynı zamanda turistik bir şehir. Fa- | orada raslstdl₺Mn yerUierden kat yabancı seyyahlar .şöyle bir vatandaş. Kız Kalesinin ef-dursun, İş İçin, gezmek için gelen vatandaşların bile tahalça barınabilecekleri bir otel yok.' Şehirde muazzam bir Halkevi yapılmış, bu arada otel dâvası unutulmuş. Mevcut oteller birer eski ban bozuntusundan farksız. Otel sahipleri de. müstahdemleri de müşteriye karşı son derece kayıtsız, kazançtan müstağni tavırlı adamlar. Âdeta; 'Nereden geldiniz de rahatımızı bozdunuz!* diyen bir halleri var.
duvarlar. kubbefer, su kemerleri. yekpare taş sütunlar, muazzam kayalar içinde insan filiyle oyulmuş muntazam bölmeli mağaralar. Sahile yakın yerlerde âbide duvarlarının üzerine göçebe çadırları örtülmüş. çergeler kurulmuş. Berrak denizin okşadığı güzelim kumsalda develer yalıyor.
Sahilden birkaç yüz metre ileride. suyun içinde kayalar üzerine kurulmuş heybetli bir saray. -Kız Kalesi, Etrafını çeviren duvarların ortasında sarayın kuleleri, mazgalları asırlarca evvel buralarda hüküm .. .... süren medeniyetin hâtıralarını aynı canlandırıyor.
Netice pek hazin. Dünya güzeli prenses sarayda sepetlen meyvalan çıkarırken yılan başını uzatmış, o narin eli ısırıp zehirini akıtmış
Feci, fakat ibre* dersi alınacak bir efsane...
Harabeleri gezdikten sonra Mersine döndük. Şehirde hummalı bir faaliyet göze çarpıyor. Caddeler kalabalık. Yüklü kamyonlar, otobüsler, lüks binek o-tomoblileri. faytonlar işliyor. Büyük mağazalariyie. şık giyinmiş bayanlariyle İstanbul sokaklarını andırıyor. Çarşı içinde bisikletle dolaşan genç bayanlara da raslıyoruz.
Büyük başın derdi de büyük olurmuş. Kalabalık* işlek, zengin bir yurt köşesi olan Mersinin de birçok ihtiyaçları var. En başla liman meselesi geliyor. Dileriz kl hükümet bu işi İlk plânda ele alsın, Mersin limanı bir an evvel yapılsın,
Dünya şampiyonumuz Mersinli Ahmetlin kahvehanesinde birer kahve İçtik ve öğle yemeğini Adan ada yemek üzere yola çıktık.
sanesinl anlattı: Şehir kayalıklar arasında olduğu için- zehirli yılanlar çokmuş Zamanın hii-kiimdannın dünya güzeli bir kızı varmış. Hükümdar bir gece rüyasında biricik sevgili evlâdının bir yılan tarafından sokulduğunu görmüş. Bu facianın dehşeti için yataktan fırlıyan hükümdar, derhal emir vermiş, ertesi sabah işe başlanmış, denizin ortasındaki kayalıklar û-
[zerinde Kız Kalesi İnşa edilmiş alelyelerine götürmekte 've dünya gözeli prenses, zehirli I tren^n Ankaradan 37 kilomeUe yılanların şerrinden kurtulmak [mesaîede vagonlardan birinin için bu muazzam saraya yer-. dingilinin kırılması yüzünden, Rdri Bayan" Müfide’tnıan“’«e le”nl5‘ iTaşköprü civanda dereye yu-
tandık, konuştuk. Sayın ba-I mkat heyhat! .. Şer bir defa varlands^* y“ümışt. Kazada in yan. şehrin ihtiyaçlarını anla- musallat olunca filin boynuzun- sanca kayıp olmamasına rağ---------------------------- -‘da da bulur, yakalar insanı. «nen, 15 kadar vagonun tam
. mânasiyle hasara uğradığı, bu
Dereye yuvarlanan
vagon
Ankara 22 'Akşam) — Bozuk bir vagonu tamir için Eskişehir olan
Valinin yıldönümü
Vali ve belediye başkanı profesör Gökay. vazifeye başladığının yıldönümü münasebetiyle 24 Ekim sah günü saal 17 de vilâyetle bir basın toplantısı yapmağa karar vermiştir.
Yukarıda resmini gördüğünüz Claudia namındaki genç İLalyan kadını nikahlanmak İçin nlnadıst İle beraber kiliseye git mi, ve mutat âyini mütaakıp güveğl papasın evlenmeğe razı olup olmadığı hulusundaki sualine ananevi »Evet» ceva--,bını vermeğe sıra petdiftl zaman nl'anlısını terkederek kaçmış-. Lir. Klişe terkedllen zavallı gelini gösteriyor.
Bilgimizi arttıralım
Dünkü sayımızda çıkan soruların doğru cevaplan
1 — Kahire (NülOsu: hin.)
2 — Yugoslavya.
.3 — Pekin.
4 — Takriben 5 milyon.
5 — Kilometre mttntbbaı başın» 51.
6 _ % W.
7 — Takriben 5(l bin yumurta.
x — IValter fileşelimK,
9 — En çoğu KuifMtfldir. (Takriben ■% 68). Mac arlar
takriben *1 30 dur. Carbî Alm.ın re Yahudldir.
10 — Sovyet. Takriben milyon baş at vardır.
1,35»
18
tıyor ve kendine güvenen, a, zlmkâr bir eda ile. bunları birer birer temine çalışacağını söylüyor. Muvaffakiyetler dileriz.
ra Silifke yolu üzerinde «0 kilo- 1 k 5 e boylece dcn,zl a“ mi olarak 50000 lira tesbit edilme t re mesafede kâm Pomprt ( “m Karnı’° *"UM-
Polis harabelerini görmeğe plt-tik. Uçsuz bucaksız bozkırlara-uzun fftsılalarla dere kıyılarına toplanmış ağaç Kümelerine ahşan gözlerimiz bugünkü manzarayı âdeta yadırgıyör. Solumuz sakin deniz, sağımız göz alabildiğine yeşillik ummanı. Dümdüz ovayı yemyeşil portakal, muz bahçeleri kaplamış. Nefis kokuyu ciğerlerimize sindirmek için derin derin nefes alıyoruz.
Motorlu zlraulin verimli faaliyetini burada gördük. Tarlalarda traktörler çalışıyor.
Yol boyunca nazarı dikkatimi celbeden şeylerden biri de etrafımızdan vızır vızır geçen bisikletler oldu. Arazi düz, yollar giizel; kır saçlı adamlar bile civar köylere bisikletlerle geliyorlar.
Mersin ovasından çıktık,
peler arasında kâh denizden u-7aklaşarak. kâh JâUr bir kumsalı okşıyan fısıltıları dlnllyerek ilerliyoruz. Tepecikler arasına Kokulmuş koylar incecik, tertemiz kumlarla örtülü. Tabiatın hârikalar yaratan eli buraları en güzel plajlarla süslemiş. Seyyah akını için insan elinin ufak bir himmetini bekliyor.
Kayalık tepelerin denize İnen meyilli sathı üzerinde Pompei Polis harabeleri. Asırlardan be-| rl ayakta duran taştan örme
Mtnus yılan, bir 6ün »hlrden husluu uozta, riiJen'„p„;d„„ “,'yva Ovn veriler, ma-
.T'"1 Köre zarar miktarı m-
pederinden birinin İçine girip
şıp saraya gitmiş.
m iştir.

Yukarıda bir İpe asjlı görüntünüz iki İnsan. Alman cambazlarıdır. Bunlar balyada Go ne kilisesi yanında gerdikleri ip üzerinde biri motosiklet üzerinle, öbürü de taııı onun altında trapezde çok tehlikeli oyunlar yapıyorlar.
Salılfe 8
A Kg AM
22 Ekim 1950
b ü n YA OLAYLAR |,
Yüz yirmi kiloluk Rence Fluetln tutkunlarından biri de hu genç kadındır işte
/ 4 ASİNO (lc Paris'nin en gözde yıldızlarından Marcelle Bengeot, bütün genç kızları ayıltıp bayıltacak derecede olağanüstü bir izdivaç teklifini reddetmiş bulunuyor.
Teklifi yapan Jean de Lemmonier isminde hem asil, hem de zengin bir genç adamdır. Musikiyle edebiyata da düşkün aynı zamanda.
İyi niyetle yaptığı teklifin nezaketle reddedilmesi Lem-monier’yl adamakıllı şaşırttığı için sormnş:
— Kararınızın evcili yahut
hayırlı olması tamanıiyle sîze ail anıma, röfüze edilmemin sebebini öğrenebilir miyim hiç olmazsa?
Yıldız gerdan kırmış:
— Siz benim İçin hiç de eğlenceli bir mevzu değilsiniz a-zlz mösyö. Ben aşkı insanı sikan. ağırlık veren değil, bilâkis eğlendiren bir vak’a şeklinde kabul ediyorum.
Lemmonier beş on gün boynunu bükerek sağda solda dolaştıktan sonra* aynı tek-
iifl bu sefer de aynı gazinoda çalışan Evelinc Boy isminde diğer, bir yıldıza yapıyor.
Aksiliğe bakın ki cevap yine menfi.
İşin püf tarafları olduğuna kanaat getiren genç adam başlıyor gizliden gizliye tahkikat yapmağa.
Netice: Meğer kızların İkisi de aynı gazinoda çalışan Rene Fulet ismindeki bir aktörle ilgiliymiş.
Bu haber bedbaht adamın
Meşhur Don Junn Renle Fluet ” 1
V irminci asrın yarısına geldik gcçiyo- ! ruz. Tekâmüle doğru lıer ; gün yeni hamleler sağiı- ( yan medeniyet, cemiyet hayatına bir siirii yenilikler getiriyor. Yalnız madde değil, madde o-l-mıyan taraflarımızla da İm yeniliklere ayak yu-dıırınak zorundayız. Aşk bile artık eski romantik hüviyetini kaybetti. Şimdi kadınlar fazla hassas erkeklerden ziyade eğlendirici tipleri tercih e-diyor. Aşağıki yazı bıı bakımdan size mükemmel bir fikir verebilir.
Bundan sonra yakışıklı, bovlu boslıı olmayanların da gam yemesine, üzülmesine lüzum yok.
bütün bir gece uykusuz kalmasına sebep oluyor. Ertesi gün, sabahın erken saatlerinde ver elini Rene’nln evi.
Kapıyı, henüz pijamasını çıkarmamış bir adam açıyor:
— Kimi istiyorsunuz mösyö?
— Efendini İstiyorum. Evde mi?
— Evet evde... Bendenizin». , Buyurun...
Don Juan tipinde yakışıklı birisiyle karşılaşacağını zan-
Yüz yirmi kiloluğun diğer bl* tutkunu; Sarışın Marcellc
Tutkuntardan biri de bu

neden Lemmoııicr hayretler içinde kalıyor. Halbuki karşısındaki adanı kırkına yaklaşmış, en aşağı yüz yirmi kilo ağırlığında, orta boylu garip bir yaratılış. Hele göbeği? Kadın olsa insan cni konu şüpheye düşer.. Buna mukabil gözleri gayet canlı, yüzü de tatlı ve ılık bir tebessümle aydınlık.
İki saat sonra Jcan Lem-monier iie Rene Fluet kolko-la vermiş cvdcıı çıkı.vurdular.
Hallerinde münakaşa etmişe, kavgaya tutuşmuşa- birbirini yu mrukl sımışa benzer bir i-fade yoktu- Bilâkis kırk yıllık ahbaplar gibi konuşup gülüşüyorlardı.
Rene, yeni dostuna lıer şeyi olduğu gibi anlatacak kadar samimî davranmıştı. Yalnız sarışın Evcline’le esmer Marcelle değil, gazinodaki bütün kızlar ons tutkundu. Çünkü o, genç kadınlan çılgınlar gibi eğlendirmesini bl-
Uyurdu. Şimdiki kadınların bedbin ve fazla romantik erkeklerden hoşlanmadığı apâ-şikârdı. Mehtap serenadlan. ahh vahlı şiirler onların zerre kadar hoşuna gitmiyordu artık. Gülmek, katılırcasına gülmek istiyordu hepsi de...
— İşte bu noktayı keşfet-tlğimdenberi bütün kadınlar peşimde. Bîr kadının kalbine ancak tebessümün açtığı kapıdan girilebilir. Başka türlü imkânı yok. Size de aynı şeyi tavsiye ederim aziz Lemmo-nier...
/denüz 22 sinde
k AKAT üç kere evlenip üç kere de boşanmış! Son ı günlerde bütün Amerikan basınını hayli işgal eden meşhur dansöz Leslle Banning Holly-wood'dan ayrılarak, mühim bir radyotelevlzyon şirketiyle mukavele yaptıktan sonra New -York'a gitmiştir.
Ancak yirmi iki yaşında olmasına rağmen genç kadının mazisi oldukça zengindir. Henüz yirmi İki yaşındayken üç boşanma İle dördüncü bir İzdivaç hazırlığı herkese kolay kolay nasip olmaz. Dördüncü koca namzedi Amerikadakl petrol krallarından birinin oğludur. Delikanlının ailesi bu İzdivaca katiyen yanaşmadığı İçin gazetelerde bu bakımdan bir'sürü dedikodu çıkıyormuş. Bakalım zaferi dolarlar mj kazanacak, yoksa genç kadının müstesna güzelliği mİ?
famptart sahneye
ONL Mohr İsmindeki bu dansöz aslen Viyanalıdır. Şimdi Amerikada bulunuyor. Oraya gideli pek az bir zaman olduğu halde mükemmel sükse yapmış. Vaktiyle Alınanyadakl Nazi şeflerinin huzurunda dan-sedlp onları eğlendirdiği, fazla olarak da madam Emma Goe-rlng’ln uzaktan akrabası bulunduğu için İkinci Büyük Harp sonrasının üç senesini bir temerküz kampında geçirmek zorunda kalmış. Yapılan İncelemeler onun suçsuz olduğunu meydana çıkarır çıkarmaz soluğu Amerikada alarak başlamış Broadway*da dansetnıege. şimdi Şlkago’da. Seyrednlerln hepsi ona hayran kalıyormuş. Yuka-rıkl resim, ona alt numaralardan birinin son kısmım gösteriyor. Dekor bir çeşme taklididir. Etraftan rengârenk sular fışkırıyor ve perde kapanıyor,
Demokrasi ve Samba
Lal ER sene olduğu gibi bu ’ sene de Amerikanın bütün eyaletlerinden seçilen güzeller müsabakaya İştirak etmek üzere merkeze gelmişlerdir. Burada İltimasla tercihe katiyen yer verilmeden sahici güzelin seçileceği hususuna herkes e-mlndir. Aşağıki resimde henüz on sekiz yaşındaki «Mlss Havayı. yİ görüyorsunuz. Adı: Dell - Fin Poalıa'dır. Atlantic City' de yapılacak seçmelere İştirak l etmeden evvel lıcm muhite a- I lışmak. heıtı de bizzat kendi reklâmını yapmış olmak için New Yorklaki bir gece lokaliyle anlaşarak karakteristik dans numaraları göstermiştir.
Reklâm mı? Değil mi?
İCKÎE Hayes
bir model kız
nnda tam boğulmak üzereyken kurtarılmıştır. Önce, bunu, klm-bilir hangi maksatla hazırlanmış murettep bir kaza olduğunu zannedenler, genç kızın bir daha denize girmemek ve kayığa binmemek hususunda ettiği yeminleri duyunca hâdisenin ciddiyetine inanmışlardır. Amma yine de Allah bilir!.
İsmindeki evvelki hûf-
Güzeller topluluğu
İMDİYE kadar yapılan ferdi güzellik müsabakalarına mukabil, Nls’te bir do toplu şekilde güzellik müsabakası yapılmıştır. Bu sefer k! üç dört genç kızın bir araya gelmesiyle meydana çıkan güzeller grubudur. Topluluğun estetik mahiyette olması tercih ediliyormuş. Bu müsabakayı kazanan üçler grubundan bir tanesinin resmi aşağıdadır. Tara mânaslyle Parisli tipinin bütün hususiyetlerini bünyelerinde topladıktan İçin jüri blrlnolUğl onlara vermiş.
Bir taşla iki kuş
|j| ENİZLE karayı aynı za-** manda bünyesinde toplayan bu model kızın adı Terry Moore'dur. İstikbalinin çok parlak olduğu söyleniyor. Ayağında kovboy çizmeleri, sırtında gemici fanilâsı- başında da bir deniz kurdu şapkası var. Ne maksatla bu kılığa girmiş diyeceksiniz. Gayet basit. Hem denizde. henı de karada nakliye işleri yapan bir tnüessesenln reklâm afişlerine modellik yap-
22 Ekim 1950
AKSAM
SaHfe 7
TÜRK MESKEN ŞİRKETİNDEN
Sermayesi: 150 000 T. L. Sicilli Ticaret No. 42707
Adres: Galata Rıhtım Caddesi Kefeli Hüseyin Han bitişiği Küçük Han kat: 2
AYDA: 20 30-40 LİRA TAKSİTLE
MARMARA DENiZıNE NAZIR FEVKALADE ARSALAR
-------
jrS D (fil (5 •

79S Ferç. gayr, menkulün mua.ucm, «.0ugu »e ayrı o.
800 »d,t perilim a. Merinin Mwı,
dest bulunduğu gCruiayş we anlaçilmiş tır.
Kcyf ıy eıj^Jstqjinı 2 üzerine_aay£i_l_öri£,lajbı 1-
di riri_nı»
Caztb villaların toplu haldeki gurüniışü
Müşterilerimizin Modern Mesken Şehrimiz Arazisinde, modern o-tobilsümüz öniinde jrııp resimleri.
30 hululde Taksim Belediye Gazinosunda müşteriler ferağı imzalarken (1) Tapu Muhafızı Bay Yakub Veli, (2) Şirket Kurucumuz Hüseyin Taşdelcnler. (3) Müşterilerden birisi.
TC.
BAKIRKÖY
Tepusicil Muhatızlıpı ' ' s*y(.----
"üöü rt) "öseyinjjeşdeitniere
13/9/930 Tarihlî*Dlleİic?nîile*îat«î 1^1017
malumat tetkik edildi:
Namınıza 5/9/930 T8rlh1n» kadar 346PsrçTve
5/9/S50 T.*„ , ol„„ „„„ cm.jn

A — MARMARA denizinin biltiin güzelliklerini yakından seyreden, ruh ferahlatıcı- fevkalâde hava, sıhhat kaynağı, bol miktarda akmakta olan maden suyuna salılp, Londra asfaltına bağlı Kuleli Çiftliği mevkiinde Modern Mesken Şehri tesis edilmektedir. Avrupa şehircilik sistemi gozönünde tutularak caddelerinde gidiş, geliş yolları ayri Olup hem yol aralan, hem de yol kenarlan tabiatın rengârenk ve en lâtif gül ve yıldız çiçekleriyle süslenmiş ve ayrıca akasya, yabani kestane ağaçlar iyi e kısa bir zamanda yeşillendirilin İştir. Yakın bir istikbalde 3000 parseli- İhtiva edecek olan Modern Mesken Şehrine miiessesemlz. Türkiyede henüz emsali görülmemiş tam konforlu, lüks mevsimine göre, sıcak ve soğuk hava cihazlarına sahip modern otobüslerle müşterilerini 15 kuruşa özel kartlarla taşıyacaktır. öğrencilerden İse yalnız 5 kuruş alınacaktır.
B — İstanbülun en modern Florya plajına 7 ve Yeşilköy sivil hava meydanına 8 kilometre mesafesi olan Modern Mesken Şehrinden otobüslerle 6 dakikada Florya plftjma ve 5 dakikada da hava meydanına gidilebilmektedir,
Modern Mesken Şehrimiz; Soğuksu, Kiiçükçek-mcceden 17, Floryadan 7, Yeşilköy'den. İse 6 kilometre İstanbul» daha yakın bir mesafede olup Ye-Şİlköyle Bakırköy arasında kurulmaktadır. Aynı zamanda Fikret Yözalh İle Avnl Başaran, İncirli Bahçeli Evlerin mevki komşusudur.
C — ARSALARIMIZIN BATIŞ ŞARTLARI: Her parselimiz 15 metre cephe ve 14 metre derinlikte olup (210) metre karedir. Bu arsalar bundan bir buçuk ay evvel peşin para ile 300 liraya satışa çıkarılmış ise de kısa bir zamanda şehrin hayret verici bir süratle İnkişafı dolayıslyle şirketimiz 1 E-klmden İtibaren yeni müşterilere Çe4O zamla bunları her parseli 420 liraya satmaktadır. Fakat eski müşterilerin İn de hukukunu gözeten jnüessesemk, onlara aynı arsaları gene 300 liradan satışa devam etmektedir. Ancak 051 senesi 1 Nisandan İtibaren %100 zam İlâvesiyle peşin para 840 liraya satılacaktır. Bundan bir ay evvel taksitle satış usulünü kaldırmış olduğumuzu gazetelerle ilân etmiştik. Dar gelirli vatandaşlarımızın üzüntülü müracaatlerlnl gözün finde tutan şirketimiz taksit usulünü yeniden kabul etmiştir. Ayda 1205 Hra taksitle 650. (3Q) Hra taksine 575 ve (401 Ura taksitle de 500 liraya sattığımız bu arsalar peşin para İle (4201 liradır.
D — Şirketimiz, müşterilerinin arsalarının tapulama İşinde de şu kolaylıkları göstermektedir: 420 liralık peşin bedeli (41 ayda ödeyen müşterilere «am yapılmadan tapuları namlarına tesçll edilir. 300 lira bedeli İkmal edenlerin İse tapuları Ipotek-slz olarak namlarına tescil edilir. Müşterilerimizin bakiye kalan borçlan 120 Ura borçlarından dolayı 5 ay vâdell müessesemlz kendilerinden sâdece bir borç senedi alır.
E — şirketimizin satışa çıkardığı arsalardan 7 İle 8 kilometre İstanbul dışına doğra daha uzakta bulunan Yeşilköy ve Floryada bir evlik arsalar 12000 on İki bin liraya satılmaktadır. Müe-sscsemla Lopraksız vatandaşları arsa sahibi yapmak arzusiy-le ticari mahiyetten ziyade ortaya bir eserin tahak-
kukunu meydna çıkarmak azmindedir.
K — Resimde toplu olarak görülen 2-3-4-S odalı cazip villâların 1/50 mlkyasJı İnşaat plânlarını müşterilerimiz 15 lira ücretle şirketimizden alabilirler.
Villâ yaptırma şartları 5 odalı maliyet fiatı
12500 lira olup 4500 lirası peşin, bakiye kalan 8000 lirası ayda 120 Hra taksitle öednecektlr, 4 odatı tip 10.500 lira olup 3500 lirası peşin, bakiye kalan 7000 lirası ayda 100 lira taksitle Ödenecektir. Üç odalı tip 8200 lira olup 3000 lirası peşin, bakiye kalan 5200 lirası da ayda 80. Ura taksitle ödenecektir. 2 o-dalı tip 4700 lira olup 1750 lirası peşin, bakiye kalan 2950 lirası da ayda 60 lira taksitle ödenecektir. Arsa alan müşteriler İnşaat yaptırıp yaptırmamakta serbesttir. İnşaat yaptırmağa talip müşterilerimize arzu ettikleri tipin bedelini banka hesaplarımızdan birisine yatırdıkları veya göndere!İlkleri tarihten âzami 6 ay içinde kendilerine villâları teslim edilir.
K — Tapularını almış veya henüz almamış müşterilerimizin şirketimizin muntazam sererlerine banlayan modern otobüsümüzle 15 kuruşa seyahat edebilmeleri İçin 1 Kasımdan itibaren 2 fonografileriyle müracaat ederek özel otobüs kartı alabileceklerdir.
F — Tapularını alan müşteriler aldıkları tarihten (İki sene) sonra şirketimize sattıkları takdirde şirket 7150 kârla almayı taahhüt eder. (3 sene) sonra %75 kârla arzu eden müşteriler şirketimize arsalarını satabilirler.
VEKÂLET SURETİ: Bakırköy - Londra asfaltı Kuleli Çiftliği mevkiinde Türk Mesken Şirketi hissedar ve müdürü Hüseyin Taşdelenlerden namıma gayrimenkul almağa yetkilidir. Çevresinde şirketimiz memurlarından Hamdı Kafalı veya Mehmet Ağrı adına İstanbulda akrabaları olmayan taşra müşterilerimiz vekâlet göndermekle tapuları namlarına tesçll edilerek adreslerine postalanacaktır.
Y — 2 ay mazisi olan şirketimiz aşağıda İsim ve parsel numaraları yazılı yüzlerce vatandaşa tapularını vermekle kalmamış, geniş mikyasta talip karşısında ne şirketimizin ve ne de tapu dairesinin yüzlerce vatandaşa ferağ yapmak için salonları kâfi gelmediğinden 30 Eylülde Taksim Belediye Gazinosunun büyük salonunda'çayla birlikte müşterilerine tapularını vermiş ve 17 Kasımda İkinci bir parti olarak aynı gazinoda saat 2 den sonra çayla birlikte keza yüzlerce vatandaşa arsa ferağlarını yaptırarak müşterilerin tapularını verecektir. Yukarıdaki resim. Belediye Gazinosunda ferağ mera-’mlni göstermektedir.
Talip müşterilerin Şirketimizin İstanbul ZİRAAT BANKASI. (2463» hesabımıza bütün Türkiye dahilindeki diğer bankalar veya postalar vasıl asiyle arsalarımızın peşin veya, taksit bedellerini göndermekle talip olabilirler. İnşaat yaptırmak Istlyenler de keza aynı hesaba para gönderebilirler. Talip müşterilerin ayrıca kesin adreslerini şirketimize bildirmeleri şarttır.
Tiirk mesken şirketimizden tapu almış müşterilerin adı,soyadı ve parsel No.ları
1 — P. No, 517 Mülkide - Abdullah Altıpçubuki
2 — P. No. 518 Abdullah - Mürşide Altınçubuk)
3 — P. No. 526 Agavni Meline Yanık» 4 — P. No. 527 Agavni MeJine Yanık) 5 — P, No. 528 Mlşon Hablb) « — P. No. 533 Pakize Yaman) 7 — P. No. 550 Abdullah - Mürşide Altınçubuk) 8 — P. No. 551 Mürşide - Abdullah Altınçubuk) 8 — P. No. 555 Şeklb Özgüner) 10 — P. No. 558 A. Kemaleddln A-nkan) 11 — P. No. 557 A. Kemaleddln Arıkan) 12 — P. No. 560 Nesime Özsoy) 13 — P No. 576 Şe-klb özgüner) 14 — P. No. 58Ö Jüllde Pelin) 15 — P. No. 604 Cemaleddin Aktürk) 16 — P. No. 605 Salim Örenler) 17 — P. No. 624 A. Suna Malhasyan) 18 — P. No. 625 Permine Malhasyan) 19 — P. No. 826 Hurop Malhasyan) 20 — P. No. 627 Maryan Ma-rükyan) 21 — P. No. 649 Abdullah Kara kaya) 22 — P.No. 627'KJrlpüs Kalemkâr) 23 — P.No. 658 Kiripüs Kaiemk&r) 24 — p. No. 859 Klripüs Kalemkâr) 25 — P. No. 688 Tufan Aktiirkl 26 _ P. No. 669 Tufan Aktürk) 27 — p. No, 672 İzabel Kılıççı) 28 — P. No. 673 Allçe Kalemkâr) 29 — P. No. 674 Allça Kalemkâr) 30 — P. No. *?01 Rauf Eren) 31 — P. No.
706 Emine Günçör) 32 — P. No. 716 A. Mithat E-ral) 33 — P. No. 717 Mcrzuka Eral) 34 — P, No. 722 Hatice Özdoğan) 35 — P. No. 723 Hatice özdoğan) 36 — P. No. 789 Sıdıka Akçay) 37 — P. No. 798 Alâ-eddln Turagay) 38 — P. No. 799 Hayrullah Şener) 39 — P. No. 801 Alâeddln Turagay) 40 — P. No. 810 Salın e Akçay» 41 — P. No. 825 Seher Erdem) 42 — P. No. 827 Zihni Erendi 43 — P. No. 828 A. Yekdane Yüceldem.» 44 — P No. 829 Hatice Yıldız baykara) 45 — P. No. 1004 İbrahim Karaosmanoğ-İU) 46 — P. No. 529 Necati Gedik) 47 — P No. 532 Naflye Baysan) 48 — P. No, 536 Kâmil Öruncak) 49 — P. No, 539 Hüsnü Gözen) 50 — P. No. 558 Me-iâhat Sokullu) 51 — P, No. 561 Müzehher Sakar) 52 — P. No. 562 Müzehher Sakar) 53 — P. No. 563 Salâhaddln Özen» 54 — p. No. 565 Jüllde Pelin) 55 — P. No. 581 Müzehher Sakar) 56 — P. No. 583 Müzehher Sakar) 57 _ P. No. 584 Salâhaddln Gözen» 58 — P. No. 588 Fatma Günüsen) 59 — P. No. 589 Fatnıa Günüşen) 60 — P. No. 594 Salme Kafes-Çi) 61 — P. No. 595 Kemal Peker» 62 — P. No, 601 M. Emin Bayın) 63 — P. No. 602 Enver Kaptan) 64 — P No. 603 Enver Kaptan) 65 - P. No. 606 Sı-dıka Bek t an) 66 — P. No. 609 Zehra Cebeci) 67 — P- No. 615 Zalaı Kafese!) 68 — P. No. 635 Nuri Kaya) 69 — P, No. 660 Semlha Bilir) 70 — P. No 061 îbruhlnı Sözİitemiz) 71 — P. No. 662 İbrahim Sözü-temlz) 72 — P. No. 687 Semlha Atanır) 73 _ P. No. 691 Hacer Sadedil» 74 — P. No. 892 Hacer Sadedll» 75 — P.No. 705 Şaziye Hamdl Taşdelcn) 76 — P.No. 707 fşkan Drekopoğlu) 77 — P. No. 708 îşkan Dre-kop) 78 — P. No. 709 Suna Tuyet) 79 — P. No. 710 Suna Tüyct) 80 — P. No. 711 Suna Tüye» 81 — P.No. 712 Suna) 82 — P.No. 713 İşkan Drekopoğlu? 83 — p. No. 714 İşkan Drekopoğlu) 84 — P. No. 718 Müzeyyen özler) 85 — P. No. 718 Mürşide EI-degezerı 86 — p. No. 735 Fatma) 87 — P. No. 749 Kâzım Akıncı) 88 — P. No. 770 Kâzım Akıncı» 89 —
P. No. 771 Sabrı Aktan) 80 - P. No. 772 Agâvnl Metine) 91 — P. No., 987 Salamon) B2 — P. No. Bil Müzeyyen Merey) 93 — P. No. 834 Ka.driye Tüter) 94 — P No. 956 Ferit) 95 — P. No. 976 Ferit) 96 — P. No. 083 Emine Güleç) 07 — P. No. 699 Feyzlye Çaldıran) 90 — P. No. 700 Feyzlye ÇaldıranJ 99 — P. No. 953 Bogos Sarıoğlu) 100 — P. No. 951 Ayşe Bahriye) 101 — P. No. 928 Hüseyin Vnral) 102 — P. No. 929 Hüseyin Vural) 103 — P. No. 919 Nimet Bostanoğlu) 104 — P. No. 684 Tevfik Karaca) 105 — P. No. 1007 Nadire Tan) 106 — P. No. 685 Mustafa Topçuoğlu) 107 — P. No. 559 Kadri Tanca) 108 — P. No. 580 Galibe Tanca) 109 — P. No. 774 Şlnasi Akar) 110 — P. No. 933 Salm Bilgin) 111 — P. No. 935 Rıza Kaplan) 112 _ P. No. 960 Mığırdıç Nal-banclyan) 113 — P. No. 679 İsmail Özkan) 114 — P. No. 683 Feriha Alptugan) 115 — P. Np. 632 Nu-reddin Alptugan) 116 — P. No, 593 Suzan Ürkmezı 117 — P. No. 702 Fikriye Özbaykan) 118 — P. No-715 Ferlser Özer) 119 — P. No. 725 Celâleddln İzmirli) 120 — P. No. 746 Haf ize Mete) 121 — P. No. 678 İsmail Küçiiköakan) 122 — P. No. 650 Fatma ölçer) 123 — P. No. 1006 Mustafa Murat) 124 — P. No. 540 Haşan Küçüker&ll) 125 — 549 Klrkor Davulcu) 126 — p. No. 579 Yıldız Atılsoy) 127 — P. No. 587 Mahmura Bilgi) 128 _ P. No. 824 Nuriye Varlık) 129 — P. No. 794 Celâl Yücelir) 130 — P. No. 848 Zehra önlş) 131 — P. No. 847 Haşlm önişı 132 — P. No. 925 Melâhat Soykan) 133 — P. No. 805 Celâl Yücelir) 134 — P. No. 813 İsmet Ürgüplü ) 135 — P. No. 815 Nalme Sertkal) 136 — P. No. 814 Nalme Sertkal) 137 — P. No. 787 Han-.it Etgâr» 138 — P. No. "55 Kohor Dradaryan) 139 — P. No. 916 Hatice Eral) 140 — P. No. 878 Şerife Konrapa» 141 — P. No. 958 Leon İstepan) 142 — ?. No. 954 Levon tstepan) 143 — P. No. «40 Muhterem Artar) 144 — p. No. 564 Nazif Gözen) 145 — P. No. 585 E-mlne Gözer) 146 — P. No. 748 Mefkûre Türkân) 147 _ p. No. 731 ftya FIHba) 148 - P. No. 752 Hilmi Sanur) 149 — P. No. 768 Naci Utunoğlıı) 150 — P. No. 892 Mehmet Arabacı)
İzmir Fuarında talib olup tapularını alan müşterilerim1.
151 — P. No. 338 Halide Adanırı 152 — P. No. 840 A. şükrü Börükanlar) 153 — ,P. No. 853 Rasim Ak-ben) 154 - P. No. 857 Meryem Akyol) 155 — P. No.
843 Mustafa Özkan) 156 — P. No. 850 Rahmi Şen-kavalaı 157 — P. No. 851 Rahmi Şenkavola) 158 — P. No. 882 Elensarl Yardımcılar) 159 — P. No. 887 Nermln Sipahi) 160 — P. No. 861 Sabahat Suna» 161 — P. No. 862 — Mukadder İnamlı) 162 — P. No 863 Mustafa tnamlı) 163 — P. No. 873 Şiikûfe Keresteci) 164 — P. No. 897 Mustafa Ünver) 165 — P. No. 894 Zekiye Tohuigaı 16® — P. No. 895 — Zekiye Tohulga) 167 — P No. 889 Vefa Moral) 168 — P. No. S9Û Vefa Moral) . •
Not: Gerek İzmir Fuarında talip olan- gerekae taşradan talip olup da parsel bedellerini İkmal e-dc-n müşterilerimizin âzami Kasım ayı İçinde tapu-laimm adreslerine gönderilmiş olacağını bildiriri!!.
Istanbulun sokakları ve caddeleri istirahat ediyor
(Baş tarafı 3 üncü sahlfcde) dairesinde. — kİ üç odalı bir daire — Tamam 14 nüfuslu bir aile İle karşılaştık!
— Bu kalabalık, apartımana nasıl sığıyor? Derken yaşlıca zat;
— Muziplik! diye cevap verdi Hem de öyle bir muziplik kİ zararı kesemize...
Sayım memurları bir taraftan aileyi sorguya çekip fişleri doldururlarken muhatabım, izahat verdi:
— Dün gece yansın-ti»
geceden mİ başlandı diyerek telâşla kalktım. Bir de ne göreyim ki bizim kayınbirader o-lacak bu adam, (köşede bir koltukta sessiz sedasız oturan göbekli bir zatı İşaret ediyordu.) Kamını, kayınvalidesi İle kayın pederini, dört de çocuğunu alarak gelmemişler mİ?
— Hayır ola? dedim. Hayırdır! diyerek İçeriye girdiler. Bu geceyi bizde geçireceklerini söyleyince hepimizde şafak attı, Üzatmıyayım koridorlara
der serdik ve geceyi geçirdik. Bugün sayım var. Evlerine de gidemezler. Kahvaltı, öğle yemeği de bizden olacak! Şayet vali topu erken attırmazsa, akşam yemeğine de kalırlar, asıl topu |»en atarını...
Kayınbirader dediği zat yerinde duramadı:
— Üç ay evvel tavlada enişte beyi ziyafetine yendim, Bugün varın deyip atlatıp duruyor. Böyle bir emrivaki yâptun ki kumar borcunun namus bor-(:>ı oleineııfın öftri'iisİTi de hlr
daha İnsanı atlatmasın, oyalayıp durmasın...
tşln garip tarafı şu idi ki, bu İzahtan sonra enişte bey de, muzipliğin neden İleri geldiğini bizimle beraber Öğrenmişti.
Matbaaya dönerken
Bomboş caddelerden otomobilimizi son süratle aşırtarak matbaaya gelirken, köprü üstünde bir Cankurtaran otomobili İle karşılaştık. Vukuat mı? Kim bilir... Beyaz otomobili durduranalyacngımız İçin peşine takıldık ve İstanbul tarafına
önünde durdu, hâdiseyi öğrendik: Doğum varmış...
Fakat saat dokuzu geçiyor. Bu yazı dizilecek, sahifeye girecek ve bugünkü gazetede çıkacak... Fazla oyalanmağa İmkân olmadığından bugünkü tahriri nüfusa kaydedilmek üzere sabırsızlanan bebeğin erkek mİ, yoksa kız mı olduğunu yetiştiremiyorum.
İstanbul sokakları, caddeleri Ve her gün hıncahınç dolan nakil vasıtaları da bugün dln-
Susurluğa giden göçmenler Susurluk — Yurdun her tarafında olduğu gibi ilçemize de göçmen gelmektedir. Alâkadar makamlardan öğrendiğime göre şimdiye kadar Susurluğa iki yüz haneyi mütecaviz göçmen gelmiştir. Belediye tarafından İlk ve âcil yardım yapılan göçmenler muhtelif köy ve bucaklara iskân edilmektedirler.
uııı(n'(Hin»uıtH*(H|ı|*hlıeımm*rernıHtmiınwnı bir Alem... Bütün aile faın kadrosu ile Validen azat topunu bekliyor.
Sîvasta seçim neticeleri
Sivas (Akşam) — tilmizdi genel meclis seçimlerinin kat'i neticesi belli ölmnştnr. Netice şöyledır: Sivas merkez ilccîlyic Şarkışla ilçesinde büyük bir ekseriyetle C. H. P., diğer 8 ilçede ise D, P. adayları ve bi: ilçede de (İmranlı) müstakiller kazanmıştır, tştirfık nlsbeti yüzde 50 yİ geçmiştir.
I Çocuk bıkiınl doklar M
Ahmet Akkoyıtnlıı |
Taksim Talimhane ■ w
Bp.Fılte n
AKSAM
22 Ekim 1950
S Vitaminli
S PA-RO çocuk roamaab
TERKİBİNDE BOL VİTAMİN, KALSİYUM VE FOSFAT MÜREKKEBATI MEVCUTTUR.
Hademe alınacak
Dirayetli Ingiliz personelin sevk vo İdaresi altında Kibrit Havayolları
GRİPİN. SatjM re Sn yjl Yırttım Bahınlttjı nın resmi ruhsatını ha-IHftr IS B 5-2541 tio ra 20. t.35J
Grip ve nezleye karşı en başarılı ilâç...
Kininli
GRİPİN
GRİPİN. baş, diş nezle, romatizma, adale, sinir ağrılarını geçirir. Kışın yağışlı ve rutubetli günlerde grip ve soğuk algınlığı hastalıklarından korunmak için GRİPİN almağı ihmal etmeyiniz.
Deniz üzesi ve Arşivi Müdürlüğünden:
Dolmubahçcde bulunan müzemize 90 liradan başıamak ve 160 liraya kadar yükselmek üzere aylık ücretle iki hademe alınacaktır.
İsteklilerin Müdürlüğümüze müracaatları. 14212
EMNİYET SANDIĞI
foyy areleri lo seyahat ederseniz, dirayetli Ingiliz pilot vo personelinin idare ettiği uçoklorla uçmuş olursunuz. Tayyorelerin bakımı Ingiliz mühendisleri tarafından yapılmakladır. Servisler muntazam, sık ve tarifeye tamamen uygundur, lam bir konfor içinde seyahat eder ve âzami ihtimam ve neza-
ketle muamele görürsünüz.
Tasarruf hesapları 12/ARALIK/950 keşidesinde
GÖZTEPE’ nin en mutena yerinde 800 M2
değerli bir ARSA ve ayrıca
10.000
liralık
«• Para ikramiyeleri
Cağaloğlu Pan(jallı Ankara Eminönü Beşiktaş Fatih Bursa Kadıköy
Merkez ve şubelerinde 11/11/050 akşamına kadar yeniden hesap açtırmakta ve mevcut tevdiatınızı ı arttırmakta
Acele Ediniz.
Yukarıdan ajagıya: l — EdJrneye Biden yol, 2 — Yıl - Meyvn ve seli-reci, 3 — Eski çağlar. •» — Tasıtnntnr. 5 — İtalyan parası - S-nlilıin bası, U — Tersi Blrleçnilg tnUlelIuıde Sov-yetlcrln çok kullandı81 - Upuzun bir aftaç, 7 — Garipler - ilan u(Jı. 8 — Yemek - Suküp ayıran.
ıas40«vö
yama yaptıran. İt — Mllhluzom ve alılâkll - Mevcut, 9 — Tersi eşejln pabucu - Ses, 10 — Tersi vurulmanın başlangıcı - Sükûnete Icavugmug.
FETHİ ERDEN
ı ABORATUVAul
> BaKteriyuluiık. Biyuiuiik ve kimyevi lahllller yapılu Beyoğlu rubaime giderken Meşeli suKugı Seran Apartımu.nı I'el 40534
GEÇEN BULMACANIN HALLİ
Soldan «afta: 1 — Hertnbah, 2 — Ehnnnlye. 3 — Mindıvor. « — Sntıı l.nr. 6 — İç. Sayei. o — Ilı. Amcdl. 7 — Elt. Halini. « — Gaıtcl. ti — Elen. Ret. 10 — Rcines. Ne.
Yukarıdan aşağıya: 1 — Hemşireler, 2 — Eliaçık. te. S — Raman. Gem. 1 — Sad. Şahane, 5 — Anlamaz, fi — Blvayeler, 7 — Ayucdlluı, a — Her, Tııp, Ta
faahtıi olmak ve yer ayırtmak için : tu fiilî; Havayolları K»n Palas No. I, Aytıspaşa, İstanbul. Tel. : S29S2 veya bastıca seyahat a çent a*
tanıta müracaat etliniz.
Cyprus Airways
Ingiliz Havayolları ile müştereken
I
SUUtl ve yumurtalı makarnaları Piyasaya kaiilaca Ualünlütünü la- 1 mlo ellikleri İçin, arlık tekilimin '.ucumu kalmamı«iır.
3IKKAT: Asıka İsim alimdi ellkSLUnuln Renk vo (OklinI talimli edenler» aldırmayınız-
DERMOJEN
Yanık. Ekzema ve cilt yaraların* fevkalâde iyi getir
PROIEJİN
Frengi ve üelsoğııklujunun teminatlı bir koruyucusudur.
İstanbul Sular idaresinden
Kâfi yağmurlar yağmış ve Anadolu yakasını beslıyen Elmalı bendi sıı seviyesi yükselmiş olduğundan Ü3küdardan Bostancıya kadar olan sahanın tağdiyesl İçin bundnp 15 gün evvel İhdas edilen nöbet usulü. 21/10/950 gününden itibaren kaldırılmış ve bu sahaya normal şekilde su verilme*'' başlanmıştır.
Keyfiyet sayın halkımıza ilân olunur. 114436}
- .... .
Parisli bit Bayanın bu Sırrı
SACLARINIZI
GÜZELLEŞTİRECEKTİR
S«ıi«leıce d aram adan oropırınolaıdoa •oma Franuı alimim O' Rp|a'n>p b»ı-laylcl Bılyanilalnl Ihtlro ad»bllml|lrrdlı iGo/oı ttuvunılı biı bolla,lel lıoııay. hali ) Erllilml» ReçJnafi, Amoılkadon Ih hol edilen andaı bulunur bl> ,o«J İla blılaılirmaya mu «o Hat almalardır. Saç. lorın uhhoı i» gtlıellljl için jıındlye ko. dor bu dorcco Ouyuk fal» kcıifıe bulunul-mamıı'i. Şimdi Oölo, Bu.a,a da geldi 10 dünyomn biııun kadınlan g.bl. gürel Türk SoyOfllaı. do bu pyom ha,>el >«■ ellikleri isıilado vdobillrtor. -Hor taboh
TECRÜBELİ BİR MİIREB-BÎYE VEYA DADI
ARANIYOR
İyi bir ailenin bir buçuk yaşındaki çocuğuna bakmak İçin tecrübeli veya diplomalı bir miirebbiye veya dadıya ihtiyaç vardır. Llyakatlılara iyi maaş verilebilir. Talip olanlar her gün Ayaspaşa tndlgo u-partınan No. 5 e müra-
İMKTEKt VOLİNİ
Dr. Necmettin Ülker
L A B U K A 1 L V A K 1
BabIâli, Vilâyet Konağı karşısında (9) numaraya nakletmiştir.
Kan ıdrııt Balgam. Kazurat vesalı GahlilleT. gebeliğin (draı muayenesiyle erken teşhisi
GRİPİN
4 sbot ara ile günde 3 âdet alınabilir.
Gazojenll müteharrik halen işler vaziyette 66 beygir kuvvetinde
TANGi
Motoru satılıktır, Müracaat yeri: 15'16 Küçük Balıklı han. Galata.
aw KAYIP ARANIYORMB
Bûrgaz adasının Yalı caddesinde 35 No, da oturan ErzincanlI Tora oğullarından Kamer oğlu Ahmet Fırat namında ve 45 yaşındaki zat 15 giindeüberl kayıptır. Göreı; ve nerede olduğunu bilen varsa İnsaniyet namına Burgazadada Kunduracı Mehmet çizmeciye bildirmelerini rica e-Bd derim. Tel: 58/602
Kayıp ilânı — İstanbul Ünl-' versilesi ttykuk Fakültesinden, mezkûr Fakültenin mührünü ve Dekan Prof,' Dr. Hüseyin Naili Kubalı'nın -imzasını havi ve 1/IX/1949 tarihli Diploma yeri- ] ne geçen vesikayı kaybettim.' Bu vesikanın hükmü kalmadı- | ğrnı jlftn ederim
1948/1949 nazlran dönemi mezunlarından 2083 I
Ali Coşkun Kırca |
t inci sınıl
Verem ve dahiliye hastalıktan onıtelıassısı
Dr. Sadık Biigisevea
Muayenertame: Fuıın tramvay cad Kristal Kıraathanesi karşısında Pazardan başka her gün saat 3 30 - 8 arasında


T. C. ZİRAAT BANKASI
Vadesiz tasarruf hesabı ikramiyeleri
31) .Aralık 1950 çekilişinde:
Te v
(Anka ra da, Kavakhderede, 3 Oda, I Hol)
Ayrıca:
1 tane 10.000, 15 lane 1.000 llra
Bu çekilişe katılmak isterseniz 10 Kasını 1950 tarihine kadar Bankalarımızda 150 liralık bir hesap açtırmanız ve bu parayı 30 Aralık 1950 akşamına kadar çekmemeniz lâzımdır. Her 150 liraya ayrı bir iştirak hakkı verilir.
Gayrimenkul satış ilanı ™«
İstanbul Dördüncü icra memurluğundan: 950/3030
İkinci ve Üçüncü derecede ipotekli olup paraya çevrilmesine karar verinlen Eminönü, Siileyınaniye mahallesi, Uzunçarşı sokak eski 132, yeni 291 kapı, 204 pafta, 282 a-da, 21 parseı sayılı 64 M2 mesahadaki kâglr FERİN birinci derecedeki İpotek fazlasına şamil olmak üzere 1. 11/950 çarşamba günü saat 10 dan 12 ye kadar birinci açık arttırma ve 11'11/950 tarihine rnstlıyan cumartesi güniı 10 dan 12 ye kadar İstanbul 4, cü icra dairesinde ikinci açık arttırrilmas; yapılmak sureliyle satılacağı.
Ehllvuktü tarafından tamamına 35200 lira değer konulmuş olup ve değet tera yargıçlıgınca 70.000 yelmiş bin liraya tezyit enlim istir
Birinci derecedeki ipotek 9000 lira olup halen bu borçtan 6524 lira 40 kuruş bakiye kalmıştır. Fazla malumat almak Istlyenlerin 1 Ekim 950 günlü Cumhuriyet gazetesindeki satış i’&nıuı, dairede asılı şartname, 950/3030 dusya-dakl kayıt örnekleri blllrklıŞl raporunu görmeleri ilân olu-
Konya Valiliğinden
Konya merkezinde yaptırılacak 71154 lira 26 kuruş keşif bedelli beş sınıflı ilkokul inşaatı 10'10/950 tarihinden 6'11/050 tarihine kadar 26 gün müdcleılj kapalı zarf usuliyle eksiltin oy a çıkarılmıştır;
Eksiltme ve ihale 6 '11/950 Pazartesi günü saat on beşte İl daimi komisyonunda yapılacaktır.
Geçici teminat 4917 liradır.
İstekliler bu gibi inşaatı yapını? ve yaptırmış clduklarma dair belge ibra,2 edeceklerdir.
Teklif mektupları 6/11/950 günü saat 14 de kadar İl dakul komisyonuna verilmiş olacaktır.
Plân, ve şartnameler her gıin Milli Eğitim Müdürlüğünde görülebilir. (14085)

Comments (0)