DİKKATİ
25 lira doğuran 21 liralık Bugün 6 net sahifede

1
AKŞAM
AK ŞAM t- tu/ e KÜÇÜK İLANLAR!
BUCÜN 6INCI SAYFAM,
PAZARTESİ 23 Ek:m 1950
ALMANYANIN SİLÂHLANMASI MESELESİ
Sene 33 — No. 11509 — Fiatı her yerde 10 kuruştur.
Sahibi: Necmeddln Sadak — Yazı islerini fiilen İdare eden C. Bildik — Aksam Matbaası.
Prag konferansı komedi sayılıyor
Batı Almanya Başbakanı, “Prag tebliği yalnız safdilleri aldatabilir,, diyor
Prag’da Peyk devletler konferansının toplandığı Czemin sarayı
Trumanın sonnutku
Sovyet Pravda gazetesinin cevabı
Moskova 23 *AP • — Sovyet gazetesi Pravda dûn. Başkan Truman’ın San Franslrto söylevine cevap vererek bir diınya harbi tehdidinin ortadan kaldırılması isteniyorsa. Rusyarfln değil, fakat Birleşik Amerikanın siyasetini değiştirmesi İcap ettiğini ileri süı muştur
Başkan Truman'ın dürt maddesinden bahseden Pravda, 'Bu kadar basit mânâsız İddialar, ancak bir harb tahrikçisinin karihasından doğabilir» demektedir.
Pravda, her madde hakkında verdiği izahatla, kabahati Birleşik Amerikaya yüklemekte ve hail hazır durumun mesuliyetinin keza Amerikaya alt olduğunu kaydetmektedir.
Pravdanm bu makalesini gazete tahrir heyetinin Deri gelen simalarından Y. Vlktorov. bir kaç gün evvel yazmıştır
Moda deniz hamamları kasten mi yakıldı
Modada İhsan Akdağa alt deniz hamamlarının kereste doldurulmuş bir yerinde dün akşam yangın çıkmış ve yüz kadar kabine yandıktan sonra sön dürü lmüştür.
Yangının müstehdemlerden Hasarı tarafından çıkarıldığı İddiası tahkik ediliyor.
Siilevmaniye doğumevinde dün dünyaya gelenlerden 14 minimini yavru
Nüfus sayımı dün intizamla başarıldı
27 si hastanelerde 13 ü de evlerde
40 doğum vakası kaydedildi
Londra 23 'Radyo» — Batı çevreleri, Pra" çerinde Molo-tofun başkanlığı altında toplanan Peyk devletleri konferansını bir komedi addetmekte ve konferansın- Almanyanm silâhlanması hakkında neşrettiği tebliği Fransız ve Alman efkârı umumiyesinl aldatmağa matuf mûtat komünist propagandasının bir Örneği addederek mühimsem emekte ve Sovyet Rusyanm ciddî teklifler yapacağı zaman öyle yaygaralarla değil, gizli diplomasi usullerine müracaat ettiğini belirtmektedir.
Batı Almanya Başbakanı Dr. Adenauer, yaptığı beyanatta. Prae konferansı tebliğinin safdilleri aldatmak İçin hazırlanmış olduğunu söylemiş ve tebliğde kaydedilen dört noktaya temasla şu sualleri sormuştur:
1 _ Sovyet bölgesi Alman polis teşkilâtı dağıtılacak mıdır? Askeri hazırlıklar Batı bölgesinde değil, ancak Doğu Sovyet bölgesinde yapılmaktadır.
2 — Doğu Almanya sanayii Sovyet Rusyaya nakledilmeğe devam edilecek midir?
3 - Sovyet kuvvetleri Alman hudutlarına, Amerikan kuvvetlerinin, bulunduğu mesafede üslenecek midir?
4 — Bütün Almanyaya şamil bir parlâmento kurulabilmesi İçin Doğu bölgesinde hakiketen şerbet seçimler yapılmasına müsaade edilecek midir?
Moskova 23 (AP» - Pravda, dünkü sayısında. Doğu Avrupa-nm sekiz devletinin Dışişleri Bakanları tarafından neşredilmiş olan müşterek beyannamenin metnini vermiştir.
B(ı beyannamede. Almanya İle barış yapılması ve Doğu ve Batı Almanya temi DeÛerinin mûsavaten bulunacakları bir Müessesan Meclisinin teşkili talep edilmektedir.
Moîotof'un temasları
Londra 23 (Radyo» — Prag-dan bildirildiğine göre, Sovyet Başbakan Yardımcısı Molotof, Doğıı Almanya Dışişleri Bakanı ile görüşmüştür.
Fransa bevanname hazırlıyor
Londra 23 (Radyo) — Fran-
Batı Almanya Başbakanı Dr. Adenauer
sız kabinesi bugün de toplanarak Batı Almanyanm silâhlanması meselesi hakkında hükû-
(Arkası 2 nci sahifede)
D. Parti kongresi
Eaşbakanın öğleden sonra kon-
grede nutuk söylemesi
Ankara 23 (Akşam) — Jtüfua sayımı dün. geç bittiği İçin topla nam lyan Demokrat Partt Istl-şari kongresi bu sabah saat dokuzdan itibaren komisyonlar halinde çalışmalarına başlamıştır.
Hükümet, Parti ve maliye komisyonları öğleye kadar raporlarını hazırlayacaklardır. Bunların saat 13 te yapılacak ikinci oturuma raporlarım getirmeleri ve heyeti umumiyettin tasvibine sunmaları muhtemeldir.
Raporların münakaşasından
Yağmur ve rutubet altında bırakılantarım aletleri
Kullanılmaz bir hale geldiği Tarım Bakanlığına ve Vilâyete ihbar edildi
Acıbademde dere içinde bırakılan tarım âletleri
Marshali yardımından memleketimize gelen traktör, pulluk vesair ziraat âletleri, monte edildikten sonra muhtelif bölgelere sevkedllmektedlr.
Bu ziraat âletleri Haydarpaşa İle Kadıköy arasında bulunan Acıbademdeki Anadolu lisesinin arka taraflarına düşen dereler (Arkası 2 nci sahifede)
muhtemel
alınacak neticeler, hükümete direktif olarak verile çek tir.
Başbakan Adnan Menderes, sıhhi durumu düzelirse akşam üzerine doğru kongreye gelecek ve bir nutuk söyliyecektlr. Başbakan bütiin tenkldlere, temenni ve tekliflere birer birer cevap verecektir.
Diğer taraftan öğrendiğime göre, hükümet komisyonun hazırlayıp bugün heyeti umumlye-nln tasvibine sunacağı rapor üzerinde verilmesi lâzım gelen cevapları. Başbakan yardımcısı Samed AÇ a oğlu verecektir.
■ nerum
Bir kul için ne mutlu
Serkis Gülbengian, bizim paramızla 4 milyar liranın sahibi imiş; dünyada «en zengin adam* olmak rekorunu kırmış.
Bir rivayete göre aslen Türkiyeli olan ihtiyar Ser-kis, servetinin muazzam kısmım İstanbulun imarına terkedecekmi$.
Şimdilik temenni, tahakkukunda da teşekkür ederiz elbette Fakat milyarlar döküp şu rstanbulıı, tarih ve coğrafyadaki şanına lâyık bir mamurlu "a getirmenin bir ferde vereceği şeref, şan, itibar tasavvur edilsin: Büyük cihangirler, hiiyük ürfırancılar arasında, ismi, tarih boyunca anılacak:
Justinyan zamanında şu eser. Süleyman zamanında öbür eser. Gülbengian'm mil-yarlarivle de şu su eserler yapıldı diye, yirmi küsurundu, otuz kiisuruncu asırlarda dedelerin torunlara hâtıraları nakletmesi...
Milyarder olmak değermiş...
Diinkû sayımda Beyazıt meydanından bir görünüş
Genel nüfus sayımı dün bütün yurtta büyük bir intizamla yapılmış ve sayım dün akşam saat 17.50 de sora ermiştir. Vali sajmn hakkında şu beyanatta bulunmuştur:
t— Demokrasi rejiminde milletin kendi yüksek İradesiyle kendi hürriyetini tehdit ederek yurd ve memleket menfaatini her şeyin fevkinde tutarak yaptığı. Cumhuriyet devrindeki nüfus sayımlarının beşincisini de dön şehrimizde haşan ile sona erdirmiş bulunuyoruz.
İlk defa saat 16.25 de Adalar halkının serbestçe sokağa çıkabileceğini kaymakama bildirdim. İstanbul halkına saat 17.55 de yangın kulesindeki İtfaiye kumandanı vasıtaslyle sokağa çıkma serbestlslnl İlân ettim Bu hususta kullandığım parola benim İçin çok uğur'u olan Eskişehir İdadisindeki numaram-dı.
Sayım günü Vali muavinleri, kaymakamlar, bucak müdürleri. Emniyet müdürvü ve arkadaş-larlyle emniyet ve jandarma teşkilâtı askeri komutan ve yardımcıları. 11 sayım komitesi ve sayımda çalışan bütün memurlar sabahın saat altı otuzundan İtibaren vazifeleri başında bulundular. Vazifelilerin ve hemşehrilerimizin Fayımın muntazam işlemesi ve erken saatlerde bitmesi için gösterdikleri gayreti takdir ve sitayişle yadederim.
Sağlık ekipleri muntazam bir şekilde vazifelerini dakikası dakikasına yapmışlardır. Sayın basın mensuplarının çalışmalarımın kolaylaştırma yolunda gösterdikleri müzaherete teşekkürü vazife bilirim.
Bu sayım da yurdumuz için hayırlı olsun »
Sayımın ilçelerde tamamlandığı saatler
İlimiz dahilinde intizamla yapılan nüfus sayımı ilçelerde aşağıdaki saatlerde tamamlanmıştır:
Çatalca ve Adalar saat 14 30. Üsküdar saat 14 40. Yalova ra Kartal saat 1610 Bevkos saat 16. Sarıyer saat H30 Eyüp saat 17 04. Beyoğlu saat >7.70. Bakırköy saat 1740 Be-ıktaş 17 45 Fatih saat 1730 Eminönü ve Kadıköy 1750.
Denizdeki sayım da saat 16,11 te bitmiştir.
(Arkası 2 nci sahifede)
Dünkü Zabıta raporu: »Bugün İstanbulda hlc seyrüsefer kazası olmamış, yollarda da hiçbir kadına sarkıntılık yükü bulmamıştır.
Bahıle 2
23 Ekim 19i)t)
SÖZÜN GELİŞİ
Öğretmen okulları tekrar açılırken
Geven ders yılı başında lâğvedilen şehrimiz Eğitim Enstitüsü İle kapatılmış olan yüksek ve ilik, bğ-r lıncn okulları Çapadaki eski kız muallim mektebi binasında bugiin tekrar açılacak ve derslere başlanacaktır.
Maarif dâvamızın talebe dâvasından ziyade öğretmen dâvası olduğunu takdir edenler hususi bir ehemmiyet vererek öğretmen yetiştirmeye çalışacak olan bu nırklcplerin tekrar açılmasından büyük memnuniyet duyacaklardır. Soıı Ankara seyahatimde Milli Eğilim Rakam Tevfik İleri’yi ziyaret ettiğimiz zaman da, mânevi vasıfları itibariyle mükemmel öğretmen yetiştir mtk meselesine son derece ehemmiyet verdiğini bizzat kendi ağzından dinlemek fırsatını bulduk. Çocuklarımı-•ı yetiştirecek olan öğretmenler Eerek kültür, gerek öğretim kabiliyeti ve gerekse ahlâki vasıflar itibarîyle zayıf olurlarsa istediğimiz kadar okul açalım, bu okullardan çıkacak çocukları okutmuş gibi görünmemize rağmen. memleketin muhtaç olduğu kuvvetli nesilleri yetişirmiş sayılamnyız,
ö "re t men okulları bize mahsus müesseseler değildir. iler memlekette öğretmenleri hususi bir itina ile ye-ti’ t.'ien okullar vardır ve bunların yüksek olanları en mühim okulların arasında yer almıştır. Birçok kıymetli öğretmenler yetiştirmiş olan Hk ve yüksek öğretmen okullarımızın son senelerde kapanmalarına sebep olan buhran onların yeniden açılmalariyle, temenni edelim M, sona ermiş olsun ve taze Türk nesillerini yetiştirecek olan, her türlü meziyetlerle mücehhez öğretmenleri yine bu okullardan çıkar görelim.
____________________Şevket RADO
Yiiksek okul ve ümeisile talebeleri
Millî Eğitim Bakanı «Siyasetle meşgul olmamaları için hiç bir karar almmif değildir» dedi
Batının Y ugoslavyaya yapacağı yardım
Ingiltere ve Amerika, Yugoslavyada bir İktisadî heyetin bulunmasını şart koşuyor ar
Müttefik kuvvetler Mançuriye yaklaşıyor
Son 24 saatte komünistlerden 13,000 esir daha alındı
Ankara 23 t Akşam) — Son tünlerde, bazı yüksele okul İdarelerince. talebelere siyasetle meşgul olmamalarını. aksi halde haklarında İnzibati ceza verileceğini bildiren yazık tebligat yapılmakladır.
Halbuki Milli Eğitim Bakanlığınca Yüksek okul »e Üniversite talebelerinin siyasetle meşgul olmamaları için hiç bir karar alınmış değildir, Keleklin dün. hususi bir hasbıhal sırasında Milli Eğitim Bakanı Tev-fUt Deri bu hususu sarahatle İfade etti. Üniversite lale belerinin serbestçe münakaşa etmelerinin, hayata atıldıkları ve mesuliyet deruhte ettikleri zaman büyük fayda temin edeceğini ifade eden Bakan, gençlerin politika kirliliklerine âlet olmamalarını da temenni ettiğini söyledi.
Güzel Sanatlar akademisinde [mesleki etüdler yapan karikatürist arkadaşımız Semih Bal-cıoğluna da okul İdaresince bir tebligat yapıldığını ve bundajı böyle karikatürlerine devam etmemesi istendiğini sayın Bakana söyledim.
Tevfik heri, karikatürlerini takdirle takip ettiği Semih Balcı öfclu arkadaşımıza haksız muamele yapıldığını, yalnız öğretmenlerin politika İle iştigal etmemelerine dair tamim dolayı-riyle İdarenin bir zuhule düşmüş olabileceğini İfade ederek: «Talebeler için ne bir tamim yapılmış ve ne de düşünülmüştür» dedi.
Arkadaşımıza mesaisinde başarılar diledi ve bundan böyle de eserlerini zevkle takip edeceğini ifade etti.
Londra 22 (A. A.t — AFP: 8 ıın d ay Times gazetesi diplomatik muharriri, şunları yazmaktadır.'
Batılıtann Yugoslavyaya yardım yapmaları meselesinde bir çıkmaza girilmiş gibidir. İlklen. Londrada bulunan tngllterenln Yugoslavya Büyük Elçisi Slr Charles Peake'ın yakında Bel-grada dönmesi pek az muhtemeldir.»
Büyük muhafazakâr gazetenin diplomatik muhabirine göre. İngiliz ve Amerikalılar, Yugoslavyaya yapılacak yardım İçin bir iktisadi heyetin Yugoslavyada mevcudiyetini şart koşacaklardır.
Gazete- bu hususta şunları yazmaktadır:
«Mareşal Tito, aşağıdaki İki sebepten dolayı bunu kabul et-miyeblllr:
1 — Komin form a baskısını art tıracak ve «emperyalistler» sa-
fına geçmekle İtham edecektir.
2 — Batılı müşavir ve mütehassısların mevcudiyeti Yugos-lavyariaki mutlakıyet sislenil 1-çln bir tehdit teşkil edecektir.»
Belgrad 22 (A,A.) — AFP: Mareşal Tito, cumartesi akşamı, hâlen Yugoslavyada seyahat etmekle bulunan Amerikan tem alicilerini kabul etmiştir.
Bu mülâkattaıı sonra Amerikalı saylavlar Birleşik Amerikanın Yugoslavyaya yardım etmesi lebinde olduklarını bildirmişlerdir.
öte yandan Birleşik Amerika elçiliği saylavlar şerefine bir yemek' vermiştir. Bu yemekte YugoslavyalI şahsiyetler de hazır bulunmuşlardır.
Londta 22 (A-A.) — Reulcr: Umumiyette iyi haber alan kaynaklara güre. İngiltere Dışişleri Bakanlığı uzmanları, kuraklık dplayışlyle mahsulleri harab o-
lan Yugbslavyanın âcil borç talebini cevaplandırmağa karar vermişlerdir.
Bu kararın geçen hafta Lon-draya dönen îngllterenin Bcl-grad Biiyiik Elçisi Slr Charles Peake tarafından vâki olan tavsiyeler üzerine verildiği anlaşılmıştır.
Yugoslavyaya behemehal borç verilmesi keyfiyeti İngiltere kabin esince tetkik edilecektir.
Bclgrad 22 IA.A.) _ United Press: Yugoslav kaynakları tarafından açıklandığına göre. Dünya Bankası Yugoslavyaya 20ü milyon dolarlık bir borç teklif etmiş bulunmakla beraber- Tito hükümeti, daha müsait şartlar ummaktadır.
Yugoslav Dış Ticaret Bakanı Yardımcısı Viadlmlr Vlcblt ö-nümüzdekl hafta zarfında banka memurlarlyle müzakerelerde bulunmak üzere Amerikaya hareket edecektir.
Nevyork 23 — (Radyo) —Kore cephesinde müttefik uçakları, şimale doğru kaçmakta olan komünist askerleriyle taşıt kafilelerini şiddetle takibe ve bom bulamağa devam-edlyorlar.
Son 24 saatte komünistlerden 13.000 asker daha esir alınmış-komünist ordusu 50.000 kişiden aşağı düşmüştür.
Müttefik kuvvetler Mançurya hududundan 90 kilometre mesafede bulunuyorlar. îlerl hare-
ket süratle devam ediyor. Düşman mukavemeti, sıfıra fnmi«-tlr.
2,5 milyon tonluk harb malzemesi
Nevyork 23. (Radyo) — Amerika deniz Ve hava taşitlslh. sofi üç ay zarfında Kore hörb cephesine 2,5 milyondan faz fa harb malzemesi taşımağa muvaffak olmuşlardır.
Komünistlerin Orla Doğuda propagandası
Bilhassa Irak i e Lübnanda şiddetlendiği gfrülüyor
Amcasını bıçakladı
Samanlığı boşaltma yüzünden çıkan kavga
Bereke (Akşam! — ütün zamandan beri TütûnçlHlfiinde yerleşmiş bulunan Rumeli muhacirlerinden Mehmet Çetin, çarşamba günü saat 21.30 da köyün kahvesinde otururken, yeğeni Eşref Çetin yanına gelerek, samanlığı boşaltmasını İslemiş: o da yeğeninden bir araba odun getirmesini İstemiş; bunun üzerine aralarında bir münakaşa başlamıştır. Kaiıve-rede bulunanlar taralından İş bastırılmış ve Eşref, amcasının yanına oturmuştur. Kendisiyle meşgul olunmadığını hissettiği bir anda, yanında taşıdığı kamayı ansızın amcasının safi böğrüne saplamıştır. Amcasının feryadı üzerine Eşref, köylüler tarafından yakalanarak jandarmaya teslim edilmiş, yarah Mehmel de İzmit hastanesine kaldırılmıştır.
Amerikan yardımı 5‘nıdiye kadar 43 ırj’yar dolar tahsis edildi
Nevyork 23 İR) — Amerikan kongresi Uhslrat komisyonu, Amerika Birleşik Devletlerinin şimdiye kadar « milyar dolar vermiş olduğunu açıklamıştır. Bu yardımın en büyük kısmı Batı Avrupa devk-lterlne yapıi-m ıştır.
İşçi sana-toryomu
500 yataklı olacak ve 4 milyon liraya çıkacak
Ankara 22 — Süreyya İlmen ı (paşa (tarafından İşçi sigortası genel kurumıına bağışlanan çlf-lıkte yaptırılacak işçi sanator-yomu İçin gereken çalışmalara başlanmıştır.
500 yataklı olmasına karar verilen sanatoryom için 3 milyon lira ayrılmışsa da bütün inşaatın 4 milyon liraya çıkacağı 11-gilUcy tarafından söylenmektedir.
İşçi slgorLası genel kurulu bu yıl Istanbulda dört dispanser açmağa karar vermiştir.
Federasyon genel idare kurulu
Türkiye Milli Talebe Federasyonu genel idare kurulu perşembe günü Ankarada federasyon merkezinde toplanacaktır. Bu toplantıya İstanbul üniversitesi Talebe Birliği, İstanbul Yüksek Okulları Talebe Birliği,! İzmir Yüksek Ekonomi ve Ticaret Okulu, Talebe Cemiyeti, Zonguldak Teknik Okulu Talebe ' Cemiyeti, Ankara üniversitesi Talebe Birliği, Ankara Yüksek i Tahsil Talebe Birliği ve Istan- | biti Teknik üniversitesi Talebe Birliği temsilcileri katılacaktır. I İdare kurulunun gündemine j göre bu toplantıda (ederasyo-1 nun mail durumu, faajlyet ra-' poru, öğretim talimatnameleri,' talebe bursları, talebe yurtları,! talebe lokalleri, yedek subaylık1 kanun tasarısı, milli gençlik ko-' mlteslnin durumu görüşülecek- • tri. j
Yeni Bulgar notası
Sofya, 131 vagonun iadesini istiyor
Ankara 22 ’A A ) — (Basın Yaylnl: Sofya radyosunun bu sabahki neşriyatında bildlrldl-ğine göre. Bulgur Dışişleri Bakan yardımcısı Jlvkov Sofya’daki Türk mssîahagüzannn yeni bir nota tevdi etmiştir.
Bu notada «Türk hükümetinin keyfi bir kararla hududu kapaması üzerine Türklyede 131 açık Bulgar yük vagonu kalmış olduğu* bildirilmekte ve «bunların İade edilmemesinin Bul-gnrlstanm iktisadi bünyesinde bir takım zararlara sebebiyet verdiği» kaydedilmektedir.
Bulgar notası «Türk hükümetinin bu vagonları İade etmemesinin devletlerarası hukuk kaidelerine aykırı olduğuna* İşaretle bu vaziyeti protesto etmekte. vagonların derhal ladesini İstemekte ve ayrıca zarar ve ziyan talep etmektedir.
Vapurdan düşerek boğuldu
Kuruçeşmede bulunan Zonguldak vapuru mürettebatından Cidel! 30 yaşında Haşan Öksüz, gece vapurdan kazaen denize düşerek boğulmuştur. Haşanın ancak sahilde kasketi bulunmuştur. Savcılık tahkikat yapmaktadır.
Birleşmiş Milletler günü münasebetile merasim
Birleşmiş Milletler günii münasebetiyle yarın saat 16 da Devletler Hukuku Enstitüsü tarafından Üniversite merkez binasında bir merasim yapılacaktır.
Yağmur a'tinda kalan traktörler
(Baş tarafı birinci sahifede) İçine doldurulmuştur. Bu âletlerin motor, bobin ve akümülatörleriyle diğer akşamının yağmur vç rutubetten muhafaza edilmeğe liizum görülmekslzln açıkta bırakılması yüzünden büyük bir kısmının kullanılmaz bir hale geldiği İddia edilmektedir.
Şehir Meclisi Üsküdar âzasından Fahri Kıyak bu vaziyeti Ziraat Bakanlığına, Vali ve Belediye Başkanlığına ve Vilâyet Ziraat müdürlüğüne bildirmiştir. Çiflik sahibi olan Fahri Kıyak, yekûnu 8 milyon lira tutan bu malzemenin aylardan beri yağmur altında bırakılmasından dolayı umumiyetle kullanılın lyacak hale geldiğini, kullanılabilecek alanların da ömürlerinin azaldığını bildirmiş ve:
«— Bu malzemeden bana hisse İsabet «derse katiyen almı-yacagım. Bunların parası hepimizin cebinden çıkıyor. Be deva değildir. Banlan alacak çlfçlle-rimlz İstifade etmeden çalışamaz hale geldiğini göreceklerdir» demiştir.
Valilik mesele İle yakından alâkadar olmakladır. Tarım Bakanlığının da bu İhmal karşısında kayıtsız kaimıyacağı tahmin ediliyor.
Amerika, Yunanista-na muhripler verecek
Vaşlngîon 22 (AA.) — Rcu-ter: Dün burada basma demeçte bulunan Askerî yardım memurlarından biri. Birleşik Amerikanın Yunanistan a komünist aleyhten hükümetlerine Amerika tarafından yapılan silâh yar dimi programı gereğince birkaç refakat mulırlbl vereceğini söylemiştir.
Adı geçen memur, Yunanlsta-na verilecek gemiler sayısını açıklamaktan sakınmış tır.
Boğaz koprusu
İnşaat bir Amerikan firmasına verilecek
Ankara 22 — İstanbul Boğazı üzerine kurulacak köprünün plânlarının bir Amerikan firmasına yaptırılması için gereken hazırlıklara başlanmıştır.
Kahire 23 iNafen) — Halen ajansının muhabiri bildiriyor: Son zamanlarda Orta Doğunun bazı memleketlerinde komünist faaliyetinin ştddeltenmekte olduğu görüldüğünden, İlgili hükümetler derhal tedbirler almağa başlamışlardır. Komünistlerle mücadelenin bilhassa Irak İle Lübnanda şiddetlendirilme kte olduğu müşahede e-dllmlştlr.
Irakla süratle harekete geçen polis, Bağdadide. birçok şüp ı beli evleri basmış ve komünist broşürler ele geçirmiştir. Lüb-
nanda da Beyrut Amerikan ü-niversitesl içinde bir komünist yuvasının mevcud olduğu tes-bit edilmiş ve tevkifler yapılmıştır.
Siyasi çevrelerde, Moskovamn Arap memleketlerine tevcih e-dllen propagandasına son zamanlarda hız vermiş olduğunun gözden kaçmadığı belirtilmiştir.
Sovyetlerln Güvenlik Konseyi İçinde yeniden başlıyan A* rap - İsrail İhtilâfından fayda temin etmeğe çalışması da ihtimal dahilinde görülmektedir.

Köprünün Sarayburnu İle Haydarpaşa arasında yapılması çok güç olduğundan Boğazın en dar yerinde inşası muhtemeldir. Köprünün her iki ayağına Taslayan yerlerde belediyeye alt arsalar istimlâk edilmek üzere
tespit edilecektir
Amerikan firmasınca veriler cek’lnşa projeleri kabul edilirse, Uluslararası Bankasından kredi yardımı temin edilecektir.
Elâlemyn savaşının yıldönümü
Elâlemeyn 22 (A.A.) — Reu-ter: Elâlemeyn muharebesinde ölen askerlerin mezarlarını İşaret eden 7000 beyaz haç üzerine bugün uçaklar 250.000 kırmızı gelincik atmışlardır.
İki bonıma uçağı Elâlemeyn muharebesinin sona erişinin 8 İnci yıldönümünü kutlamak üzere bu gelincikleri serpmişlerdir.
İngiliz kültür heyeti başkam geldi
İngiliz Kültür Heyetinin Türklyede kuruluşunun 10 neti yıldönümünü kutlama töreninde bulunmak üzere Kültür Heyeti Genel Başkanı General Ronald Adam Ue heyetin Türkiye kurucusu Prof. Michael Grant, dün uçakla şehrimize gelmişlerdir.
Sah ah Gazeteleri Ne Diyor ?
Huzursuzduk v*.r mı?
Nadir Nadi CÜMHÜRİYET-teki başmakalesinde Cemil Sait Barlasın memleketle siyasi huzursuzluk bulunduğu yolundaki iddialarına cevap vererek şöyle demektedir:
Kanunsuz hareketlere, u-sulsüz ve keyfî emirlere başvurduğu gün Demokrat, Parti millet gözündeki bütün itibarını derhal kaybeder ve gelecek seçimlerde devrilir, gider. Hangi şartlar tıllında. ne gibi sebeplerle iş başına geçtiğini bilen bir İktidar elbette kendi eliyle bindiği dalı kesmek IstemiyecekUr. Onun İçin biz «yurtta huzursuzluk var» diyen sayın Bnrlas'ın bu huzursuzluk kelimesine bir başka mâna verdiğini sanıyoruz. Kendisi bu mânayı açıklarsa belki bizi de aydınlatmış olur.
Keşke her gün sayım olsa
Samih Tiryakioğlu HÜltKİ-YETteki fıkrasında sayım günii hakkında şunları yazıyor:
Sokakta çocuk gürültüsü, satıcı bağırtısı yok. Tramvay, taksi otobüs, araba işlemediği için tabiî çan ve klakson sesi duyulmuyor. Ve tabii, seyrüsefer kazası olmasına da İmkân ve ihtimal yok.
Velhasıl dün bütün memleket terbiyeli bir çocuk gibi uslu oturdu: O kadar kİ. sayımın devamı mÜddetince kavga döğüş, filân bile olmadı.
İnsan dünkü günü yaşayınca sükunun kıymetini daha İyi anlıyor ve her günkü dağ-rluvah hayatı eeçlrdlğine bayağı üzülüyor.
Ah. ne olur, şu sayım her
giın yapılsaydı!..

İstanbul valiliği
YENİ SABAH’taki bir fıkrada llalk Partisinin Fahrcd-din Kerim'i İstanbul» vali tâyin etmesi hakkında şöyle deniyor:
Eski Devlet Bakanı Cemil Salt Barlas, Halk Partisinin Gökay’ı İstanbula vali getirmekle hutalı hareket ettiğini «öylem İş.
Halbuki, bütün memleket eski iktidarın bu İşi ay ila bayıla yaptığını pekâlâ biliyor. Gakay'ın kabul etmesi de bu şehri scvmesindcndlr. Parası mı yoktu? Bir validen daha çok kazandığı muhakkaktı. Unvanı mı eksikti? Bir ordinaryüs profesörün unvanı, her holde bir valininklnden az değildir.
O halde Barlas'a ne oluyor?
Prag konferansı
(Baş tarafı birinci sahifede} mete dahil siyasi partiler tarafından kabul edilebilecek bir beyanname hazırlamağa devam
edecektir.
Fransız Sosyalist Partisi Genel Sekreteri Guy Molet. parti* sinin, AJmanyanın silahlandırılmasına muhalefet ettiğini bir kere daha kaydetmiş ve demiştir kİ:
«Almanyanın Avrupa savunmasına İştirakini ancak bir Avrupa orduâu kurulması suretiyle kabul edebiliriz. Fakat Avrupa ordusunu kurmağa teşebbüs etmeden Avrupa Birliğini mutlaka tahakkuk ettirmek gerektir.»
Dünkü zabıta vakaları
Sayım esnasında şehirde geçen vakalar da şunlardır:
Gedikpaşada Nevlye sokağında oturan Mantık karısı Arşaloz kocasiyle münakaşa ettiği bir sırada elini cama çarptırmış ve bilek damarları kesildiğinden hastaneye kaldırılmıştır.
Taksimde Elmadağında Nalbant sokağında oturan Virjina İsminde bir tadın, pencereden dışarı bakmakta İken muvazenesini kaybederek düşmüş, ağır surette yaralandığından hastaneye kaldırılmıştır.
Hasköyde tçtoostan sokağında oturan Şevki isminde biri, kız kardeşi Aliye İle kavga etmiş, bu sırada eline geçirdiği bir kazma İle kardeşini ağır surette yaralamışta!.
j Bunlardan başka Taksimde .Taşkışla arkasındaki yolda sar-j hoşlukla blrblriyle kavga eden Orhan ve Ali İsimlerinde İki gençten Ali. Orhan i bıçakla ya-I ralamıştır. Orhan. Beyoğlu hastanesine kaldırılmıştır.
Kayınpederini yaraladı
Üsküdarda oturan Mustafa Toker İsminde biri, ayrı yaşamakta olduğu karısının yanında bulunan çocuklarını görmek I özere geçe Üsküdarda Hacı-'hesna mahallesinde Dere sokağında oturan kayınpederi Ah-medln evine gitmiştir.
i Bu görüşme sırasında kayın-
1 pederiyle kavgaya tutuşan Mus-[tafa Toker, bir aralık bıçağını çekerek kayınpederinin üzerine atılmış ve dört yerinden yara-ı İnmiştir.
| Yarah tedavi altına alinmiş,
Nüfus sayımı
(Bas tarafı 1 inci sahifede)
Dünkü doğumlar
Dünkü sayım günü doğum bakımından gayet verimli bir gün olmuş ve şehrimizde 29 u hastanelerde, 13 ü de evlerde olmak üzere cem’an 42 doğum vakasr kaydedilmiştir
Doğumların 14 ü Süleymani-ye doğumevinde 3 ü Zeynep Kâmilde, 4 ü Hasekide. 3 û Şişlide, 5 I de Gurabadu olmuştur. Dün can kurtaran arabaları 11e 9 gebe kadın hastanelere nakledilmiştir Hartaların bir kısmı hastaneye gelir gelmez doğurmuşlardır.
Doğan çocukların çoğuna Sayım adı verilmiştir. Çocukların bir kısmı sayımda kaydedilmişler, bir kısmı da sarım bittikten sonra dünyaya geldiklerinden kayda geçememişlerdir
Ankara 23 i Akşamı — Dünkü sayımda Ankarada 14 çocuk dünyaya gelmiştir Buna mukabil 5 ölüm vakası olmuştur.
Bursada sayım
Bursa 23 'Akşamı — şehrimizde dün sabah saat 7 de, başlayan nüfus sayım, ıî.de bitti. Savım esnasında 3 doğum vakası olmuştur
Saat 17 de nüfuş sayınımın bittiğini ilân eder, top resinden iki dakika sonra stadyum 6-nünde bir kamyon ihtiyar bir köylüye çarptı ve feci surette ölümüne sebep oldu
Meşhur bir Fransız profesörü geldi
Paris Tıp fakültesi profesörlerinden ve dünyaca tanınmış İç hastalıkları mütehassıslarından Dr. Justün Besençon dün. bir Fransız uçağı ile şehrimize gelmiş, Yeşilköy hava meydanında eski Sağlık ve Sosyal yardım Bakanı Profs, Nıha: Reşat Belger. doktorlar ve Fransız elçiliği kültür ataşesi tarafından karşılanmıştır. Profesör, şehrimizde 15 gün kadar kalacak ve altı konferans verecektir.
Şehrimizde iki firari kaatil yakalandı
On beş gün evvel Orhangazl-de bir cinayet İşleyip kaçan Ali Üftur isminde bir gençle, Sal-ranboluda yine bir cinayet suçundan mahkûm iken aynı ç den kaçan Necip Çelik İsmi biri şehrimiz zabıtası tarafı dan yakalanmışlardır. Bun! ; mahfuzen kaçtıkları yerle n
AKŞAMDAN = [s= AKŞAMA
Hangi (aralık)?,
(va-Nû)
«Bir ihtiyar okuyucunuz» imzasiyle aldığımız mektuptan birkaç satır:
— Mektep talebesi iken, muharrir Ahmet Hikmetin »Yeğenim» monologunun bir cümlesinden azıcık rötuşla yaptığımız tekerlemeyi birbirimize ansızın sorardık: (Darülfünunun bütün fiinuniyle miitefennin mi olmak istersin, yoksa darülfünunun bütün ciinu-niyle miitecennin olmak mı?) Şaşırıp: «Mütecen-nin!» diyenler çok olurdu. Bu sabah gazeteleri okurken: (Başkan. Başbakan) gibi, hep aynı köklerden yapılmış modern kelimeleri ok urken, çocukluk hâtıram uyandı...
Ciddî tenkidim şudur:
Bir kelimeyi İşitince: «Mâ-naşı neydi? Dur hele bir düşüneyim!» dememeli. Vuzuh ister. Onun için, (masa) kelimesi. mefhumu birdenbire göz önünde canlandırdığı 1-çin. (aralık) kelimesine fa-iktir. (Kapı aralığı) ile. (perde aralığı) ile, (bir aralık) arasında (1) zihin bocalıyor. Derken, parmağınla hesapla: Teşrinisani midir, kânunuevvel midir?
!İ!
Cumhuriyet bayramı
Halkın parasız eğlenmesi için müsabakalar tertip edilecek
Küçücük bir lâstik top sayesinde evlenme!
Cumhuriyet bayramının kutlama programı hazırlanmakta-dır, Vali ve belediye başkanlığı, bayramda halkın parasız olarak eğlenmesini temin makaa-dlyle bazı müsabakalar tertibine karar vermiştir.
Bit arada İnönü stadında bir güreş veya futbol müsabakası yapılması, gece de halkı eğlendirecek çeşitli eğlenceler tertip edilmesi uygun görülmektedir. Belediye bu işle meşgul olmağa başlamıştır.
Yeni bir yuva kuruluyor..»
- - .| Yazan : Cemaleddin Bildik |—---------------—
Ahmet Üstün, kadınla konuşmak hususunda pek beceriksiz olduğunu söyliyerek 15 gün evvel Neclâ ile nasıl evlendiğini anlatıyor — Bekârken aldığı izdivaç tekliflerinin en cazibi
— Lâstik fabrikası, lokanta, sonra da sahne hayatı!..
Sanayi genel meclisi
Tasan, yakında mütalâaları alınmak üzere Bakanlıklara verilecek
İSTANBUL E=n| ■«^ı HAYATIJ
Bitmeyen senfoni
Memur ue aktör ı
Sanat muhitinde yaşıyan-lar, İbrahim Delideniz"! ta- -ıııriar. Mesleğine kıymet veren. iyi bir aktördür. Fakat ■ seçtiği sovadıııa da bakılır- 1 , sa, coşkunluktan hoşlanır. 1 Bu. onun mizacı iktizasıdır, i
Gazetelerin yazdığına göre. Delideniz, muayyen saatte tiyatrodaki vazifesine gelmiş: (İdareciler aleyhinde cereyanlar yarattın!) gibi — yahut buna benzer — bir sebeple, yüksek makamlardan da karar çıkararak, artisti müesseseye sokmamışlar.
İbrahim Delideniz’le fazla ahbaplığım yoktur: müşterek bir tanıdık da bana bu fikirleri telkin etmedi: ancak gazetede okuduklarıma istinaden yazıyorum:
— İdarecilerin ilk vazifesi, artistlerin nabızlarına göre şerbet vermesini öğrenmek, onları menıurlaştırına-mağa çalışmaktır. Memur uysallığını, yumuşak başlılığını, intizamını ve mutavaatını alan bir aktör, bir muharrir, bir musikişinas? Ne-uzübillâh. Onlardaki bir nevi hohemliği, bir nevi aşkın-lığı, taşkınlığı tabii görmeli. İdarecilik, bu evsafı bozmaksızın işi idare etmektir. Yoksa, «Maarifi idare ederdim. mektelper olmasa» sözü akla gelir.

Vali ve belediye başkanı profesör Gökay, dün elektrik, tramvay umum müdürüyle sular müdürünü davet ederek şehrin nakil vasıtası ve su İşleri etrafında kendileriyle görüşmüştür. Bu arada sipariş edilen 50 otobüse ilâveten yeniden 50 otobüs daha satın alınması da mev-zubahs edilmiştir.
Her biri 50 bin liraya satın alınacağı hesaplanan otobüsleri bir Alman firmasının yedek parçalarlle beraber 32 bin liraya vermesi üzerine eldeki para İle ayni otobüslerden 50 verine yüz tane satın alınması uygun görülmektedir.
Birinci parti 50 otobüs Nisan sonuna kadar teslim edilmiş olacaktır.
V—-------------------------
Ahmet Üstün, sou üört beş sencdenberl, erkek sanatkârlar arasında sevilmiş bir okuyucudur. Tatlı sesi ile şarkılarını dinletiyor. Arama bu arada alaturka musikinin usullerine ne dereceye kadar vâkıftır, bilemem. Çurfkti bu sahada kendisine not verecek salâhiyette değilim...
İstanbul radyosunda sık sık şarkılarını dinlediğimiz Ahmet Üstünü. 30 - 40 yaşlarında bir sanatkâr olarak tahayyül ederdim. Bekâr olduğunu, bir çok kadınların izdivaç tekliflerine karsı (Evlenmek istemiyorum. Bekâr kalmak en büyük arzumdur» dediğini de duymuştum.
Elektrik
işçileri
İdare, iş ihtilâfları şikâyetler hakkında bir tamim yayınladı
ve
Evvelki gün. söyle bir araştırdım. Fındıklıdaki tramvay durağından yukarıya doğru giden cadde üstünde bir apartmanda oturduğunu öğrendim ve gittim. Kapıyı, bıyıkları henüz terlemiş, tombul bir delikanlı açtı:
— Ahmet Ü-tiin bu evde ot ürüyor muş. Kendisini ziyarete geldim. Evde mi acgba"’...
Kapıdan geriye doğru çekilerek:
— Buyurunnz! dedi. Evdedir. Kendisine haber vereyim...
Perdelerinden koltuklarına varıncaya kadar büfesi, radyo dolabı, sigara masaları ve sai-resiyle her eşyası yerlerine henüz konmuş bir salonda bana koltuklardan birini işaret etti:,
— Şöyle oturursanız, daha rahat edersiniz .
Oturduğum yerden holdeki eşyaya bakıyorum: Ortadaki masa da. etrafındaki deri kaplı iskemleler de masa üstündeki örtü de yepyeni... Hattâ o kadar ki ’ mağazadan nakledileli 'bir hafta olmuş .. Vazolarda da ' taptaze çiçekler duruyor ve bu inini mini apartımnn katında insanın içi açılıyor.. Kendi kenuime her halde Ahmet "Üstün. ya evlendi bıı eı» gelin getirdi. yahut da evlenmek üzere hazırlık yapıyor’’...
Ahmet üstün ve refikası Necla
Tahminimde aldandığımı itiraf etmekle söze başladım:
— Bu kadar genç olduğunuzu bilmiyordum, doğrusu. . "
yaşındasın ız?
— 28 yı bitildim, 27 ye tıın.
Sol elinin parmasında pırıl bir alyans gülüyordu
— Evli misiniz, nişanlı mı?
— Evlendim. On beş gün kadar oluyor Bu apartımam da pek acele bulduk Simdi eksiklerimizi tamamlamakla meşgulüz.-
— Belli! dedim. Bütün eşya yeni... Fakat ben sizin, bekâr kalmağa azmettiğinizi duymuştum.
Kaç
bas-
— öyle idi. Evlenmek aklımdan bile geçmezdi
— GalibT, bir sürü de İzdivaç i teklifleri aldığınız halde sizi kararınızdan caydtraın:,vorlardı.
— Doğrııduı. Fauat «kısmet» e dc inaı.mak lâzım. Evlenmek öyle bir şey kİ. insan ne kadar bekâr k-ılmak karar ve azminde olsa günün birinde kendisini evlenmiş görüveriyor.
Bere meselesi
Hakikaten mesele oldu: Yine bereliler yakalanmış.
Geçen gün, bir okuyucumun da yazdığı gibi, Atatürk. bu şapka inkılâbını Garplılaşma hareketinin baslarımızda daima hissedeceğimiz bîr ihtarı kabilinden yaptı. Fakat Garpta da (bere) giyilir. Hattâ (bere) bir Garp serpuşudur. Eğer (şemssiperi yoktur) diye tenkid ediliyorsa, modern askerî serpuşlarda da yok.
Mesele cumhurdan ayrılmamaksa, medenî milletler ailesi İçinde diğer milletler gibi olmaksa, inkılâbı dipdiri tutmaksa, şu minnacık bere, ne yaralıyor, ne bereliyor.
Elektrik, tramvay ve olob0S|ŞlrVazolarda da idaresi binlerce İşçi çalıştıran - — *—
büyük bir müessesedir. İdare, evvelki gün, işçilerle olan münasebetleri, onların dilek, şikâyet vaziyetleri etrarmda kendilerine bLr tamim yapmıştır.
Bu tamimde işçilerin bir âmme müessesesl İşçisi olduklarım belirttikten sonra idarenin. işçilerin vaziyet ve ihtiyaçlarından doğan lıer türlü şikâyet ve dileklerini doğrudan doğruya dinleyip incelemek İstediği anlatılmakta ve tamim şu suretle bitirilmektedir:
■ Bu kanuni, tabii ve mâkul yollar dışında İşçiyi tahrik ile sun’i İş İhtilâfları ihdas edecek ve işçiye kendilerlle İdareyi, birinin menfaati, diğerinin zararında İki zıt unsur gibi gösterecek mahiyetteki hareketleri İşçilerimizin. hakiki menfaatlerine ve millî duygu ve vakarlarına uygun görmlyerek red edeceklerine emin olan umum müdürlük, bu gibi hareketleri, ya mahiyeti şüpheli bir kasta veyahut derin ve teessüfe şayan, bir anlayışsızlığa atfeder ve idaremizin salim ve samimi bünyesini kemirici bu gibi hareketlere karşı gerek işçilerimizin sendikalarının, gerek İşçi mümessili ve işçi arkadaşlarımın uyanık bulunmalarını tavsiyeyi kendisine vazife bilir.«
On dakika sonra bir kapı gıcırdadı, ayak sesi salona doğru yaklaştı... Az evvel nar,a kapı açan delikanlı, ou dci:« ceketini giymiş, saçların, bir kaç tarak ‘darbesiyle düzeltmiş vaziyette idi.
— Af buyurunuz! cıedl. Sizi beklettim Ahimi Üstün beııcie-nizlm! Şiındi rahat rahat ko-’ nuşabllirlz.
Kıyyesi 52 kuruşa
30 yıl evvelki »AKŞAM» ın ilân kısmında da haberler kadar mühim ilânlara Taşlanmaktadır. İşte bir tanesi:
«Cümlenin fevkalâde maz-lıarı takdiri olmuş aliyyülâ-lâ halis külçe sabunlarımız lııyycsi 52 kuruşa.
İti kıyyeden fazla alan müşterilerimize yüzde 4 Iskonto.
Çuval ile alan esnafa 46 kurusa.-
23/T'eşrinicvvel İfi*2ft
(1) Bir (ara) insan şaşırıyor. Çünkü (arasında) da bu ara. araya karışmış. Mânayı ara dur.
Herekede bir çocuk cereyana kapılarak öldü
Hereke 22 (Akşam) _ Derin-, oe İle Tütün Çlfliğl arasındaki havai elektrik hattı evvelki gün fırtına esnasında kopmuş, oralarda dolaşan bir çocuk teli kaldırmak İstediğinden, cereyana kapılarak derhal ölmüştür. Ço-ouğun hüviyeti henüj tesbit e-dliememlştlr.
2 sabıkalı biribirleri-ni bıçaklıyacaklardı
Yenlşehlrde Zlbada oturan eski sabıkalılardan kahveci Yunus İle, Lâz Hüseyin dün gece aralarındaki beş liralık bir alacak yüzünden kavga etmişler, ikisi de birlbirlerinl vurmak üzere bıçaklarım çektikleri bir sırada 1048 numaralı polis Şemsi havaya silâh atmak suretlle sabıkalıları durdurmuş, ikisi de bu şekilde yakalanarak emniyet müdürlüğüne götürülmüştür. îkl sabıkalı hakkında, umumi sükûnu İhlâl, silâh çekmek ve zabıtaya mukavemet suçlarından takibat yapılmaktadır.
îşletmeler Bakanlığı Üe Ekonomi Bakanlığının müştereken Sanayi Genel Meclisi teşkili için hazırlamakta oldukları tasan önümüzdeki Mcells toplantılarında kanunlaşmış olmak üzere yakın bir zaman içinde Bakanlıkların mütalâasına sunulacaktır.
Sanayi Genel Meclisinin ne surelte teşkil edileceğini esaslara bağlıyan tasarıya göre. Ticaret ve Sanayi odalarından ve sanayicilerin aralarında seçeceği birer mümessil Ekonomi ve İşletmeler Bakanlıklarının temsilcileri, meclisi teşkil edecektir. Meclis, memleketin sanayi İşleri üzerinde karar vermek ve sanayicilerin menfaatlerini korumak yetkisini haiz olacaktır.
Pamuk müstahsiline 6 milyon lira kredi
Tebrik ve seadet ►.-'mennlsin-den sonra, öğrcnmpk İstedim:
— İzdivaç te’tlif etleıı bir çok mektuplar aldığınızın doğru olduğunu söylemiştiniz. Bunların İçinden en cazip olanı hangisi idi?
— Onu hlc unutmam! dedi Ankara radyosunda okuduğum sıralarda İdi. Parih adresini yazan bir bayan, iki çif’llği olduğunu, 150 bin Hra kadar da parası bulunduğunu zikrederek kocasının vefa*, ettiğin: yazıyor ve: «Bir de oğlum vur» giyerek bunun İzdivaç hususunda bir mâni teşkil ctnılyeceğl kanaatinde bulunduğunu bildiriyordu. Ne garipliı kİ sesimden tanıyanlar beni yaşlı tahmin ederler ve mektup gönderenler hep Arap hafileriyle yazarlardı. Ben dc bllnıccburlye o mektupları başkalarına okuturdum.
Peki, o cazip teklife ne cevap yazdınız?
— Maalesef’ diye cevap verdim. Çûnkii ben. kadın para ı-nın
Ziraat Bankası Genel müdürünün beyanatı
Ziraat bankası muhtaç pamuk müstahsiline 6 milyon liralık kredi açmıştır. Bankanın bu kararı hakkında Genel müdür şu İzahat! vermektedir:
«— Pamuk fıaHerindeki düşüklüğün sebebini, dış piyasanın. en mühim alıcısı Alınanya-nın pamuk ihtiyacını Marsfıall vardım plânından temin etmesinde aramak lâzımdı’ Alman-yanın piyasadan çekl'mesl üzerine bir müddet alıcısını bula-I mayan müstahsil flatlerde I mecburi bir düşüm? yapmıştır. Bu düşüş neticesinde birinci Akala tip pamuk 327 kuruştan 298 kuruşa düşmüştür
Bunun üzerine biz de müstahsilin pamuklarını düşük 11-aıle satmasını önlemek üzere 6 milyon liralık yardım yapmayı kararlaştırdık Bu yardım müstahsile geni» mikyasla avans verilmek suretiyle yapılacaktır. Bu tedbir, derhal tasirinl göstermiş ve pamuk flatlerl yükselmeğe başlamıştır Flatler 10 ekimde 3 >5; 18 ekimde 342; bugün ise 335 kuruşu bulmuştur.
Aldığı avanslarla vaziyetini düzelten müstahsilin pamuk satışını düzeltmesiyle bu durum* temin edilmiştir.»
ADYO
İSTANBUL RADYOSU Öğle ve akşam programı
saadet Rettrenıivrceğine
Ahmet Üstün, refikası Neoiâ İe birlikte Estergon filmindeki rollerindi
1'00 Haberler.
• 115 Hafif jfils mOrlPI Pl n 15 , Şarkılar. Okuvan: Belkls Gcnccr.
11 20 Serbest saat U SD Türküler Pl
11.45 Rlelıard U’açner operalarından miıtik Pl.
15 00 Programlar ve kapanı»,
IS 00 Fasıl lıevetl konseri «Muhayyer. ia-10 Dnns mllzlgl Pl
İli OD Haberler,
İv,15 Kıei şehir haberler).
19» Kû.Uk urkeOtad-nı melediler 19,10 Raiye, klâsik Türk musikini birliği konseri.
20.15 Ral-o eareleal
20 30 k'ânbul saraylarını jfeziyorus.
Konuşanı Halûk jehsuvaroglu 20.40 Oyun havaları ve türküler. Okuyan Alla Şense*.
21 15 Senfonik mürık Pl.
J.’OO Dinleyici istekleri. (Terk mü-ıişu
22 45 Haberler.
23 00 Dans mUzlgi PL
ANKARA RADYOSU
Öğle ve akşam programı
I, 'IOO Haberler,
13.15 M-rfodiler Pl.
13.30 öğle gazeteiL
13 45 Rlimcller Pl.
II, 00 Hava raporu. Ak,an» program'
ve kapani|.
ia.00 Dans parçalan Pl.
14.30 Kitap saati.
III, 43 Hafi! tarlalar Pl
1!>00 M S ayarı ve Haberler.
19 15 Tarihten bir yaprak
19 30 Şarkılar. Okuyan: MOzehhcr
Gttycr.
19 45 Tarihi Türk müziği,
20.13 Radyo gazelml.
20.30 Radyo senfoni otkeıtrom.
21.15 Radyo haftanı »Mümtaz Faik
Fenik»
2130 Caz nıUzlgt Pl.
21.45 Yedek subaylar programı.
22 43 M S. ayart va Haberler. 1X00 Program ve kapanı*
Varın sabahki program
731 Neşeli parçalar Pl _
7.43 Haberler.
a oo Şarkılar - tûrkOlM PL
S 13 Tangolar Pl
a 24 , Günün programı va Hava raporu.
8 30 Hafif orkıtra çalıyor- **
9 00 Kap.rnıg.
Cemal REFİK
İstanbulini şehir içi yol tamiri dedikoduları Bin bir Gece masalından farksızdır, seneler geçtikçe bu masal uzayıp gider. Her yıl tetkiklere girişilir, keşifler yapılır, tamire muhtaç yollar tesbit edilir, ana cadde sayılan yolların belediye tarafından, mahalle arasındaki sokakların kaymakamlıklar tarafından yapılması kararlaştırılır. tahsisatın da hazır Olduğu bildirilir.
İnşaat mevsimi gelir, geçer; kışın diz boyu çamur, yazın toz deryası halindeki sokaklara tamir amelesi uğramaz. Nihayet bir gün gazetelerde bir haber çıkar;
«Şehir yollarının inşa ve 11 tamir faaliyeti devam edl- /’■> yor. Filanca mahallede fa- q lanca sokağın tesviyesine başlanmıştır.»
Yani, dağ bir fare doğur- *q muş!
Gı-cen sene de yol tamiri g işine büyük bir gayretle d atı'mıstı. Halk dileklerinin {O tahakkuku gayesiyle Umumî Meclis üyeleri ve kayma- > hamlar şehrin her semtini q gezdiler, tamire muhtaç o- Q) lan yolları mahallinde görüp tesbit ettiler ve derhal tamir faaliyetine geçilece- _q ğini bildirdiler.
Ümide kapıldık, sevinçle bekledik ve her sene olduğu J5 gibi, bu sefer de utlar geç- C0 ti, en ufak bîr faaliyet ha- jü reketi belirmedi. ÇN
Meğerse biz boşuna ümitlenmişiz. Faaliyet deyip geçmemeli İmişiz. Bunun bir hazırlık, bir de ihale devresi varmış. Bu devreler uzun sürdüğü için vaktinde İşe başlanamamış. Derken efendim. araya belediye seçimleri girmiş, vol teşebbüsleri bir kenara bırakılmış.
Şimdi gazetelerde yeni müjde: Yeni Şehir Meclisi yol dâvasını ehemmiyetle ele alınış. Eski defterler kapanmış, yeniden işe başlanmış. Meclisimizin yeni üyeleri. Belediye Fen Hevetinin mütehassisleriyle birlikte kendi mıntakalarındaki yollan ve sokakları birer birer gezecekler, görecekler, tesbit edecekler ve ondan sonra teşebbüse geçilecekmiş.
Tabiî bu teşebbüslerden evvel vine uzun bir hazırlık ve uzun bir İhale devresi var.
Nasreddiıı Hoca merhumu anmak vacib. oldu. Alacaklı kapıya dikilmiş, yenge hanım pencereden izahat vermiş:
«— Hocafendi çalı toplamağa gitti, çalıları yolun kenarına dikecek, oradan geçen koy unların yünleri takılacak, onları toplayıp iplik yapacağız, çorap öreceğiz. çorapları da satıp borcumuzu ödeyeceğiz.»
Adamcağız dayanamamış, kapının önünde kahkahayı basmış- Bu defa hocafendi pencereden başını uzatmışı
(— Peşin paravı duyunca sevincinden gülüyorsun» köftehor!»
Anlı vana sivrisinek saz ..
GalatasaraylIlar
Voleybol ve basketbol şampiyonu oldular
Dörder oyuncudan müteşekkil takımlar ırasında yapılan voleybol hazırlık turnuvası finaline Galatasarayla Beyoğluspor klüpleri kalmışlardı. Evvelki ak şanı Galatasaray lokalinde yapılan karşılaşmada Galatasaray kuvvetli rakibi Beyoğlusporu (10 - 8), (10 - 4). (8 - 10) yenerek şampiyon olmuştur.
üçer oyuncudan müteşekkil takımlar arasında yapılan basketbol hazırlık turnuvası finaline Galatasaray A takımı U* Galatasaray B takımı kalmışlardı. Bu İki takım arasında yapılan karşılaşmayı Yalçın, Sadi. Cemil, Ayhan, Behçetten müteşekkil Galatasaray B lalamı: Ali. Erdoğan, Yılmaz Ertemden müteşekkil Oalataaaray A takımını 31 - 30 yenmişlerdir.
Sahile 4
Şehir tiyatrosu aranı kısmında
Don Juon
(B Ekip ile)
Hakiki üzüntüler duyarak kaydediyorum: Don Juan bek-lenllı.-n rağbeti görmedi. Tiyatro Uc Alâkadar olanlar İçin, içte sebebi araştırılması lâzım gelen bir nıeoelc! Molltere'in bu şaheseri hakkında meal aktarlarımın mütalâalarını, maalesef, gazetelerde ok uyamadım. Şehir ^Tiyatrosunun Don Jaon'ı ®ah-neye koymak İçin s ar f e 1t Iğ i gayret karşısında herhalde l&kayt taü-aıatmşiar ve görünen kuSOrlöiS da göz yummuşlardır. Binaenaleyh kuvvetle tahmin ediyorum kİ bu komedi hakkında intişar eden yazıların hemen hep-«1 müspet M.
Lâkin şunu da kaydetmek İfi-eım kl, bizde tiyatro seyircileri, mtoefcfcJdlcrdeıı fazla hlrblrle-dine i tim ad ediyorlar. Bir eserin muvaffak olup olmaması, gazetelerde yaralan yatılardın fazla ağızdan eîıza dolaşım rivayetlere bağlıdır.
Don Jnan'ı görüp de aatr hak tında benimle konuşanların çoğu temsilden memnun kalmadıklarını söylediler. Bazıları: •MoRiârs böyle mİ oynanırî» deyip dudak büktüler. Mol-İtere'in komedileri nasıl oynanacağını bildiklerinden şüphe ettiğim İçin ba gibi tenkidi er e fazla ehemmiyet vertUnemelldlr kanaatindeyim Fakat cidden tettnta veren bir hakikat var ki o da geçen akşam, cumartesi tflmasına rağmen, tiyatro. — bele galeri — hemen hemen yarı yarıya boştu.
Beş ay gibi uzun bir tiyatro mahrumiyeti devresinden sonra kendilerine MoTIltre'ln bir şaheseri takdim edildiği halde, «İrin seyirciler salonu doldurmazlar? Bunun sebebi nedir? Acaba «hayat diUmterte nden İbaret olan bu eserin inşa tarzı m ı seyircilerin yadırgamasına w>bfb oldu? Çünkü Don Juan'da tabii seyrin! taklb eden bir mev ru yoktur. Bin mevzu vardır. Daha doğrusu bir hayatın acı veya tatlı, güldürücü veya nğ-Ir.tıct safhaları mevcuttur. Bu s-brpten dolayı da komedi, hattâ. «faree» rahneleri He trajik ırşednst-rl birbirini taklb eden blrbüriyle bağdaşır, kaynaşır, birbirine karışır: bir şelâlenin köpüklü sulan plM...
Acaba, Molüere'hı dehâ şelft-Itrinden köpüren, kaynaşan, hiçbiriyle tezat teşkil eden mec-ürierin çılgın akışı mıdır, bir tiyatro eserin! bir hikâye dinler gibi aeyrCttne/e alışık lyatro müdavimlerin.’!. Don Jnan'a karşı lakayt kalmalarına sebep?
Akla, bir de şu geliyor: Halk, Dram tosrama ağlamak veya heyecan duymak: Komedi kanuna da gülmek için gkliyor; ve daha tiyatroya gitmek üzere yola çıktığındı*, kendisin! buna hazırlıyor... Beklediğini, aradı-gına bulamayınca da yadırgıyor.
Elbet, daha başka sebepler de
sardır. Bunları tiyatro İle pek yakından alâkadar olanlnr atayıp bıılmalıdırlar. Tiyatronun selâmeti İçirt...
Biz, B Ekip ile temsil edilen Don Juâh'a avdet edelim. Alınan yeni bir karar mucibince bu sene Dtarh kısmında her e-ser İki ekip tarafından temsil edilecekmiş. Bftyic bir kararın iyi ve fena taraftan var. Bunları burada tâdâd etmek için ne temin müsait, ne gaman...
Biz, sadece Don Junn’ıh $n B Ekip upktından nasıl oynandığını — A Ekip'! teşkil edenlerle hiçbir mukayeseye girişmeden— buraya kaydeceğiz.
Ercüment Behzat Lav. sanatkârdır, kültür sahibidir, şair ve hassaslar; bu sebepten dolay ı da Don Jutn'ın şahsına çok yaklaşmıştır. Buna şekil ve siması da yardım etmektedir. Eseı l gürel bir tempoda, yani İcabına göre kâh seri, kâh ağır oynuyor. Bu sayede de «tlrade» lar>-m zevkle dinletiyor. Şair Ercüment Behzat, bir cümlenin temelini, can damarım teşkil eden kelimeyi buluyor ve bize gösteriyor. Böylece. müellifin İfade etmek İstediği bütün fikirler meydana çıkıyor.
Ancak Ercüment Behzat, ufak bir noktaya dikkat etmemiştir. Sık sık Don Juan'ın bir İspanyol asilzadesi olduğunu unutuyor. Asilzadeler daha «grand selgneur», daha azametli olurlardı; köylü kıllarıyla cllvela-{drlerken bile, böyle bir şeyi te-nezaülen yaptıklarını hal ve ta-rırlarlyle anlatırlardı. Diğer taraftan tspanyollar nadiren fiberler - blzJer gibi - halbuki Ercüment Bezat biraz fazla mü-tebesslmdl; rarfcttlğl bütün gayretlere rağmen, arkadaşlarının temposunu ağırlaştırdıkları köylü kızları arasında hemen hemen bir köy delikanlısı oldu. Belki de bunun sebebi meclise hakiki temposunu verebilmek düşünebildi. Ne yazık kl arkadaşları bu düşünceden cok u-zaktılar. Halbuki bu sahne â-deta «burlesçue» bir komedi sahnesidir ve öyle de oynenma-Jıdır
tArkası 7 nci sabifede»
tsl hn-nnl SvMİTMİ S«Mt Tl? «İr0.0 KOMEDİ KlSfal
SMI 30 8D de GELİn YENGİSİ MEKTEBİ Yanan: LouHî Veren euil ve Georce Berr Türkçal: AümU Y«n«t>
G4fe!« »at 11 « eçUtr.
TENİ S E 8 TtYATROSD
Ve, hareketine mânt olmak İstercesine genç kızın kotunu tul arak ilâve elti:
— Mâkul ol, kızım, fimle beti!...
Jlngles. başıyla menfi bir işaret yaptı:
— Olmaz dedim ya... Beni yolumdan alıkoyamassın... t-çirude kötü bir his var. öyle sanıyorum ki Hugh e bir şey oldu.
Hasın suratlı, pejmürde kıhkh adamlar, yakışıklı Amerikan su
AKSAM
23 Ekim 1050
Casuslar Merkezi
İSTANBUL |
Evvel zaman içinde..
Amerikan gizli a jant North’un casusluk
Binbaşı Hugh maceraları
Yazan: Van Wyck Mason
Çeviren: Nihal Karamağaralı tKİl GfNLİ'K TEFRİKAMIZIN HÜLÂSASI
Amerikuıı istihbarat subayı Stoddard'ln Amerikan gazetecisi Jingles Lavvsoıı Istanbulda Haliç meyhane-h ıinde ayyaş arkadaşları Hugh North’u arıyorlar ve iplen kazıktan kurtulmuş serserilerin toplandığı Vasilin meyhanesine giriyorlar.
başlar onlara çevrilmişti.
Sloddard'ın adaleleri yay gibi gerilmiş, bu bakışlara karşı koyarken üniformasına rağmen burada hiç de hoş karşılanmadığım anladı.
Fakat, Jingtes'in güzel başı SLoddaıri’m omuzu birasında belirince, kaynaşma birdenbire duruldu; alâka kesit leşti. Bir dûriine kadar şekli şemaili ber-
bayı ile şık vr zarif Amerikalı l»t. sefU kadın, sürmeli gözle-gazclecl kızın yanından sende- kısarak baktılar. Küdınlar-icyerek getfyorisnh. Binbaşının biri kasten tükürdü. Diğer tetikteki gözleri, tehlikelerle biri kocaman madeni kûptlerl-dolu olduğu İntibaını uyandı- sallayarakten ileri doğru u-ran aralıklarta ve methallerde “nd‘: rigarasmın izmaritini
Jingles'e fırlattı.
Binbaşı, sual sormadan önce e trol mı sükûnetle gözden geçirdi:
— Bay Varil'le görüşmek istiyorum. - dedi.
Dişleri yon yarıya dökülmüş bir bahriyeli, yamyassı parmağı İle. dipteki tezgâhın üzerine, eğilmiş dazlak kafalı, şişko a-damı İşaret etti:
— VasU işte karşıda.,.
Jlngles, alçak bir sesle hancclye hitabetti:
— Bir arkadaşımızı arıyoruz. Siyah saçtı bir Amerikalı... Çok İçer... Kendisini burada fiulabi-leceğlmlzl haber vermişlerdi.
Vasili, kavisli kaşlarını kaldırarak meyhanesinde hiç bir A-merikalı görmediğini söyledi Rumrayı İzmir aksanlyle konuşuyordu; yerli Romlardandı bcLil... Jlngles. onun bir güreş sahasındaki pehlivanlar arasında bile çlrklnllğile göze batacağını düşündü. Vaktiyle her halde yaman bir darbe yemiş, suratının bir tarafı çarpılmıştı. Kocaman sivri burnu, kır bıyıkları ve ufacık siyah gözlerile .nadir resi anır gudubetlerdendi.
Genç kız, sigara dumanlarlle boğazı gıcıklandığından öksü-■ rüklerinl zorla boğmağa çalışarak etrafına bakınırken, zabıta âmirinin İhtiyat tavsiyesine /hak verdi. Vücudunda dolaşan ı* kiiçtah bakışlardan rahatsız o-
Pariste verdiği tems iller — Kızktılesini gösteren mahut perde — Karagöz oyunu
iler hakkı mahfuzdur
Semilı Mümtaz S.
Her akşam 2O.« de ÜÇ GÜVERCİN Operet 4 perde Eser: SzlgllgetL Müzik: Kalman ve Bralıms
Türkçes!: Esat N. Erendor Çarşamba tenzilâtlı, Cumartesi Pazar matine 15 de. Tel: 493(1'9
endişe ile dolaşıyordu.
Jlngles, ansan bağırdı:
İşte Varilin meyhanesi.
Stöddard:
Ben ortada meyhaneye benzer bir şey göremiyorum, dedi.
Kız sabırsızlıkla cevap verdi:
— Baksana, karşıda.. Kapının yarımdaki mtjelfiyi görmüyor musun?
Stöddard derin derin iç geçirdi. Bir anlık tereddürten sonra geniş omuzlarını dikleştirerek yürüdü: meyhanenin kapısını itti.
İçerde radyo kulak tırmalayarak cazırdıyor: ve tavandan sarkan çıplak ampul, eşikte duran İki gencin gözlerini kamaştırıyordu. Soğan rakı ve co berbat cinslen tülün kokuları karışmış mide bulandırıcı bir hava yüzlerine çarptı, tik anda bir şey göremediler.
Eşikte kımıldanmıyorlardı Binbaşının heybeti! cüssesi, mavi ve beyaz boyalı kapının çerçevesini kaplamıştı.
Meyhane daracık bir yerdi. Fakat yetil milletten süfli İn-, şanlarla hıncahınç dolu. Ve belli U bu, yüzleri güneşle, rüzgârla kavrulmuş perişan kalabalıkta ekseriyet! denizeller teşkil ediyor.
Burası, herhalde az evvel bir arbedeye şaline olmuş. Einı,] çinko kaplı tezgâhın üstünde .
T» .yerime Utat çanı» kırık- , lnyoMlı. Bay*Smm tamiri Ur lan var. Kırılmış bardakların Ypr- • kadehlerin bakiyeleri, ampul-} Huglı Norlh hakikaten bu den dökülen ışıkla pmldıyor. ı mezbeleye gömülmüş olabilir Gözleri aydınlığa alışıp da nü?
etrafını görebildiği zaman, bin-1 Kalabalığın İçinde, Amerikan bnşı Stoddard'ın dikkatini ük. hançeresinden çıktığına şüphe çeken şey. cafcaflı bir Illit İlânı götürmeyen bir ses haykırdı: oldu. Sonra, önüne mavi çizgili — Hey baksanıza!... Bize bitir önlük kuşanmış iri çeneli rer İçki ısmarlamaz mısınz?... bir adam »inkavım çeidL Ada- Paralarımız suyunu çekiyor, mın yağlı ve şişman yüzünde Alim bileziğini gözlerden sak-barlz bir şüphe ve huşunet ifa- lamak Jlngles Lavson’un ancak d esi vardı. | ‘ '
Radyonun^ çığırtkanlığından kimse ötekinin ne dediğini anlamıyor, ellerini kulaklarının Brkasma götürerek işitmeğe çabalıyorlardı.
Amerikan subayı İle Jlngles Stöddard dürüstçe cevap ver-kapıcla belirdiği anda, bütün di:
mey-
— İstediğiniz içki olsun... Di-1 leyin dilediğinizi... Dışarda ka-• kırdatıcı bir soğuk var. ı Kız. sordu:
- — Dile dilediğini dedin amma
burada her içki bulunur mu?
Adam, cevap verdi: ı — Sen paradan haber ver, î sayın bayan! Her aradığın bu-: lunur... Rite oteli değil amma
■ kıtlık da çekmezsin... Dekoru
■ beğenmiyorsun beterler! de
■ çoktur.
: Ve kendini takdim etti:
— İsmim Alberonldlr, sayın
■ bayan. Sam Alberon!... Ame-I rlka lıyun.
Ve eliyle masasını işaret e-ı derek seslendi:
— Masamıza şeref vermez misiniz?
Binbaşının cevabına vakit bırakmadan gazeteci kız atıldı: ı — Çok naziksiniz... Teşekkür ederiz,
l İki arkadaş masaya doğru yürürlerken diğer masalarda o-turup İşkembe çorbası, bey İnli pilâv, börek vesalreyl şapırdat* şapırda te yiyenler, mütecossls ve sert bakışlarla bu acemi çaylakları süzüyorlardı.
Alberoni yerinden kalkıp yok-ı taşanları mübalâğalı şekilde e-ğilerek selâmladı. Masada bir adam daha vardı: J iri yarj bir genç... üstünde de eski bir tutuyordu.
Alberoni dedi kl:
— Umulmadık bir
mulmadık bir ramanda vatandaşlarımla karşılaşmak değil doğrusu... Şu akordlyoncu kazık herifin adı Kuzak'tır. O da birim memleketli.
Kuzak, yerinden kımıldamak-ruzın başıyla selâmladı; ve kızın oturmazı için ayağıyla bir İskemle İtti. Yem gelenlere lâka-yt bir eda ile bakıyordu.
Stöddard gülümseyip elini uzatırken kendini takdim ettlı sonra genç kızı da tanıttı:
— Arkadaşım bayan Jlngles Lawson... Etrafı şöyle bir dolaşalım dedikti de...
Alberoni, sordu:
— Kötü mahalleleri kolaçan ediyorsunuz ha?... Tam yerine düştünüz.
lyatro lâkırdıları yine dolaşmağa başladı. Belediye Ali Paşa Vergisi kabilinden olarak şehir Tiyatrosuna verdiği İmtiyazı geri almış, yeniden meseleyi inceletecekmiş! Bunları okurken (Burhaneddln) I akla getirmemek kabil olmuyor. Çünkü Burhaneddln ilâm meşrutiyetle beraber kaçtığı Frnnsadan tstanbula gelir gelmez (Plateau - Tiyatro sahnesi) tepsiye çıkmış, neler yapmıştı neler? İstanbul;: bir kat daha fazla tiyatro Iptüâsı aşılamıştı. Kıyametleri koparırdı. Fakat hayatın sahnesi tlyatrodakin-den daha başka türlü ve daha şümullü olduğu İçin, Burhan, madalyanın bu tarafını beceremem İş, İdaresizliklerin! İdare i-le uğraşıp durmuştu. İşte bu çabalamalarından bir kısmı sırasında İdi. ben onu Pariste görür durur ve konuşurdum. Hiçbir şey yapmazdı. Fakat meşgul olmadığı gün yoktu. Programını şöyle izah edebilirim: Tanrının günü elinde çanta, devri ebvabıv yani kapı kapıl dolaşmaya başlardı. Parlstekl M&Jestlk otelinin tlyatrocuğun-da vereceği müstakbel oyuna (bu kendi tâbiridir) bUet aatardı ve oyun ne zaman veri-
lecekse onu da ayrıca haber ■ ı;-ı receglm derdi ve verirdi. İîân da ederdi, Kırmızj kâğıtlara yazılmış ilânları bilet aiaııLua yollardı.
Zamanı geldi mİ? Yani aıtık uzadı, oyunu verelim dedi mİ? Gününü tesblt eder, faaliyete girerdi. Ufak tefek adamları vardı. On lan koştururdu. Üsküdar! a Kız Kulesini gösteren mahut ve meşhur perdeyi tiyatroya yollardı. Veyahut bazan yaptığı gibi, İki oyun arasında orada bırakmış ise, bu perdeyi yerine açtırırdı. Mukavvadan mamul parmaklan da yerlerine koydururüu. Bir adamı vardı orkestraya (!) koşardı. Bir de İhtiyar konferansçısı vardı. O da perde açılmazdan evvel bir şeyler söylemek üzere ve meselâ Karagöz hakkında vereceği tafsilâtı hazırlardı (zira perde aralarında bir de Karagöz perdesi kurdurur- Karagöz oynat-tınrdı). Kendisi de oyuna iştl-rfik ettireceği Fransız kızlarına bizim âdetlmlzce selâm vermeği, temenna etmeği meşkederdl. Oyun bittabi pandomlma idi. Kimse ağzını açmazdı. Yalnız sahne İcabı Burhaneddln kızdı mı, bağırır, homurdaıurdı.
(Arkası 7 nci sahifede)
I Bt] AKŞAM ATLAS vb MELEK İNEMALARINDA
Senenin İlk ve muhteşem Sinema mıisameresl olarak mevsimin İlk süper filmi
ıı
■ luııı.ın .ııuHi'J Lıanjuı.uı. cuiLon. |o zaman hatırına geldi. Elini
ı mantosunun cebine soktu: ve
■ yan kapıdan girerek köşedeki
ı bir masaya doğru yürüyen göm-' leği yağ İçinde, sıska ve kemikli adama sükûnetle baktı.
Sarı saçlı,1 Dizlerinin r akordlyon I
yerde u-^
{Arkası var)
Renkli (Neptun's Danghter) Renkli
Başlıca yaratıcılar
ESIHER WiLLiAMS
RED SKELTON — RİCA EDO MONTALBAN
Metro - Goldroyn şirketinin Aşk - Güzellik - Zevk, Neş'e _ Caz - Dans ve Müzik Şaheseri. Biletler bugün erkenden aldırılmalıdır.
/■
BEYAZLI KADIN
Aşk ve macera romanı
Taran: W. W. ColUnı Tercüor Men» (Vi-Nû)
Tefrika No. 85 _. ...
Anna'mn babası hakkında geçen günkü telmihiniz beni çok üzdü. Slzijı gibi bir çentilmene, böyle sözler yaraşmazdı Ben. şe«f ve haysiyetine pek düşkün bir kadınım. Wetaılng-ham ahalisinin y*nm da bunun Myl® olduğunu bilir.
Belki de özür dilemek borü riyaret edersiniz. ötei mermnunlyella kabul edeceğim, •fendim. ıçimdlki durumum, sizi Aavct etmeğe, birlikte çay iç-«wmlze müaallllr. Evimi şeref-jendirtraenlz, umumi mevmlar-ian bohradr-rL’. Delillerin yangında yandığını biliyorum. Fa-tat nisan, ne olur ne olmaz, lh-0*U> davranmalı, değil mi e-iondim?
Ute bunun içindir ki bu Mektuba tmm atmıyorum •
XII
Bayan Câtherlcktn mektubunu okuduktan sonra, lik hareketim, bu mektubu yırtmak oldu. Fakat mektubun yırtıklarını sakladım. Anna’nin babasını merak ediyordum. Onu da öğrenmem. feshediyordu.
Ertesi sabah, postaya uğradım, Haleombe, postrestant o-Jarak bana mektup göndermişti. Kısa bir mektuptu bu. Şu satırlar yazılıydı:
«Mümkün olduğu kadar süratle geliniz. Yerimizi değiştirmek zorunda kalıyorum. Biri, Fulham’da Wal!r sokağında 6 numarada bulunuz. Merak etmeyin; gayet İyiyiz. Fakat derhal geliniz.»
Kâğıt elimde şaşkın, kalakaldım. Zira bu mektupta Kont Fçeco’nun yen! bir hilesinin
İzlerini göriir gibi olmuştum. Ben Londra'da yokken neler tcadetmlştj acaba? Halbuki işte burada adaletle muamelem bilmediği için Londra'ya gidemezdim.
öğleden sonra, tehkikat. mûtat yavaşlığı He devam etti.
Üç saat müzakereyi mûtaakıb mahkeme, yangını kaza neticesi saydı. Dosya da rafa kaldırıldı.
Hemen otele koşarak hesabı kestim. Knowlesbury‘ye gitmek 1 üzere bir arabaya atladım.
Otelin yazıhane rinde benimle birlikte bulunan bir bay. aynı yolculuğu yapacağı için araba masrafına beraber katılmamızı teklif elti. Ben de memnuniyetle kabul ettim.
Bu yeni ahbabım BLr Fercl-vai Glyde'ın avukatı bay Merri-man İle dostmuş Verdiği malûmattan, Slr Perclvel'ln boğazına kadar borç İçinde olduğunu, vasiyetnamesin ahrete gittiğini alacaklıları tarafından, karısının da servetine el konulduğunu öğrendim. Malikânenin varisi Slr Feltr Gieyde'm kuzeni olan bir rivl) bahriye zabiti imiş.
Zihnim Londra'ya bir an evvel varmakla meşgul İdi ama; yol arkadaşımın verdiği molû- ! inatla son derece İlgilenmiştim.
Knov,’leabury'ye vardığımızda dogmca resmi daireye koştum. AJeyhlmdo hiç bir takibata gi-rişllmedlğl İçin artık kati şekilde hür olduğumu anladım.
Yan.rn sa»t sonra, bindiğim ekspres, beni Londra istikametinde uçuruyordu.
XHI
Fulham'a varışım saat on sularında oldu. Laura 11c Hal-combe. beni sabırsızlıkla bekliyorlardı. Buluşmamız pek neşeli oldu. Halcombe'ın yüzünde büyük bir yorgunluk ve endişe iradesi okudum. Halbuki Laura'-nın dudaklarında bir saadet tebessümü vardı.
Hakombe, bu ev naklini bana bir sürpriz nallnde hazırlamıştı. Kız kardeşi de böyle muhit değiştirerek zihin kargaşalığından kurtulmuş gibiydi. Nehir kıyısının, ağaçların ve çimenlerin gönlüne verdiği ferahtan bahsetti Londranın o eski, kesif Ve bnş döndürücü hava-ından kurtulmuştu. İs-

1Z
Şehrimizi ziyaret- edne AmeıLkanm en büyük rejisörü
WILLÎAM DlETERLE’nin
IUAREZ — EMİL ZOLA -₺• NOTRD.lM’dan sonra yarattığı
en son mucizesi
MEMNU MINTAKA
«'Ropc Of Sand
Bt'RT LANCASTER — PAUL HENREİD — CLAÜDE RAİNS MHB— PETER LOR RE — CORİNE CALVAT ■MBBİ
BUGÜN MATİNELERDEN İTİBAREN (j ÜE BC SİNEMASINDA
Balla, görmemiş ormanlarda, vahşi, kanlı hayvanlar arasında geçen korkunç maceralarla dolu ve hakiki TARZAN Filmlerinin en dehşetlisi
Başlıca yaratıcısı:

JOHN Y
tikbale ait bir çok projelerinden bahsetti. Rosml İlerletmek, eserlerini satarak geçinmek istiyordu. Ruhunda hosıi □lan bu değişiklik: beni pek se-vindtrdL Halçombe da, ben de Allaha şükrettik
Fakat, Halconıbe Dir fırsatını getirip bana dedi kl:
— Mektubumu sana pek kısa yazmıştım, Walter. Postaya yetiştirmek için acele ettim. Seni heyecana düşürmüş olmayayım.
— Başlangıçta heyecana düştüm. Hafcombe Fakat sana son derece itimadım olduğu için, her müşkülden behemehal kurtulacağını düşündüm. Galiba, Fosco, yine bir şeyler karıştırdı.
— İyi tahmin ettim. Kendisiyle konuştum.
— Nasıl oldu ou? Adresimizi öğrenmiş demek?
— Evet, biliyorum. Laura ile beraber salondaydık. Pencerenin önünden geçerken yolun ö-te tarafında Kontu gördüm. Bir adamla konuşuyordu. Bu adamın da tımarhane müdürü olduğunu farketîLm. Görünmemek için perdenin arkasına saklandım. Bir an sonra birbirle-
Hfiklkl TARZAN eski dünya yüzme şampiyonu
WEISS MÜLLER
T C R K Ç E SÖZLÜ MBtHBMHMHHaBH
rinden ayındılar Fosra portföyünü çıkardı; İçinden bir kart çekip üzerine bir kaç kolime yazdı. Yolun bu tarafına geçerek evimize doğru geldi.
(Aşağıda bir mendil unuttuğumu bahane ederek odadan süratle fırladım Mantomu, şap kamı kaparak hemen merdivenlerden İndim Her ne bahasına olursa olsun onu yukarıya çıkarmamağa karar vermiştim.
«Fakat o böyla bir teşebbüse girişmedi bile... Hizmetçi merdivende kaşıma çıktı; bana kartı verdi. Kartta ıu satırları okudum:
Sevgili madmazel, bana bir dakikanızı hasretmek lûöunda bulununuz. İkiniz İçin de pek mühim haberlerle geldim.
Tereddüt etmeksizin kapıya doğru yürüdün: Kaçınmakt-an-sa, düşmanımla karşılaşmağı tercih ediyordum Beni görünce, mutad nezaketiyle yürüdü; dudaklarında sahte bir tebessüm vardı. Blacsvater malikânesindeki kötü hârraiar hayalimde
hep canlandı. Yılışkan bir sesle öyle sinire batıcı lâflar söyledi kl, onu tokatlamamak için kendimi zor tuttum.
«Nefsime hâkim olmağa çabalıyordum. Sesi kardeşimin kulağına varmasın diye, çaresini bularak onu evden biraz u-zaklaştırdım. Sonra soğuk bir ifade ile ne istediğini sordum.
Evvelâ, hürmetlerini, arzev-mek için müsaademi rica etti. Katiyetle reddettim. Vaktiyle bildirdiği bir şeyi tekrarladı. Sir Perclvari daima sevk ve İdare etmek İstemiş imiş. Fakat o, hep burnunun doğrusuna gitmiş imiş. Dostunun nasihatlerine kulak asmadığı için maalesef ölmüşmüş şimdi Kont, bizim saklandığımız yeri işittiği İçin, buraya gelmiş. Evvelce bu keşfinden İstifadeye kal kınamış mış. Fakat artık Sir Perclval öldüğünden, kendisinin aleyhine dönmlyeslnlz diye korkmuş. İşte bunun üzerine, Lauro’nın saklandığı yeri tımarhane müdürüne göstermiş. Bu maksatla onunla birlikte buraya gelmiş.
(Arkası var>
Cerrahpaşada trahom
Bir atom
Hollanda mektupları
enstitüsü açılıyor
âlimi kayıp
Profeaör Ziya Giin’ün milyonluk teberruu — Trahom ile .mücadele— Doçent Necdet Sezer’in iki keşfi — Amerikadaki ölü gözü bankaları — Yeni enstitü hangi işlerle meşgul olacak? — Trahom tamamiyle önlenebilecek mi?
korneadaki bu kesafet görmeğe mâni oluyor, işte bu gibi faullerde yeni ölmüş bir insanın korneasını çıkararak hastanın göa komeasile değiştirmek suretiyle körlüğü izale ediliyor.
— Aşılanacak ölü görüler nasıl elde ediliyor?
— Yeni ölmüş olanların gözlerinden. yahut gözün çıkani-mnsL icabeden ameliytalardan.
— BLzim Üniversitemizde bu ameliye tatbik ediliyor mu?
— Evet. Bu ameliyat üniversitemizde on sencdenberl başarıyla tatbik. edilmektedir. Yalnız bu İşin güçlüğü, gözünü almak için taze ölü beklemektedir. Amerikada bu İş göz bankaları tarafından temin e-dlLmektedlr. İşte benim bu İkinci tıavaylm bu derece mühim bir ameliyatın «üçlüklerini bertaraf etmek ümidini rlyor.
Yeni enstitü ne yapacak?
— Açılacak olan Ziya Gün enstitüsü hangi işlerle meşgul olacak?
— Trahom, Yakın Şarka mahsus bir hastalıktır. Bizim Cenup ve şark vilâyetlerimizde de salgın haldedir. Bu hastalık mücadele teşkilâtı sayesinde eskisine nazaran azalmıştır. Fakat tamamiyle yok edilememiştir. Yakın Şark memleketleri arasında tıpta en İleri vaziyette olanı bizlz Aynı zamanda memleketimizde de bu trahom âfeti mevcuttur. Bu sebeplerle her memleketten önce bu âfetin kati şifasını bulmak bize düşmektedir, işte yeni enstitü bu hastalığın virüsünün mahiyetini tâyin etmeğe ve lüzumlu aşı ve İlâçları bulmağa çalışacaktır.»
Sndeddln GÖKÇE PINAR
Profesör Carvo’nun
Polonyaya gittiği arılaşıldı
On sene kadar evvel vefat eden Tıp Fakültesi göz profesörü Ziya Gün, bir ifam müesse-resl kurulması için milyonluk servetini Üniversiteye bırakmıştı. Bu servetin idaresine Üniversite rektörü, Tıp ve Hukuk dekanları. Ziraat bankası müdürü ve birinci dahiliye ordinaryüs profesörü tâyin edilmişlerdi.
Dört sene evvel toplanan bu heyet. Ziya Gün'ün bıraktığı serveti en İyi şekilde kullanmak İçin Üniversite göz kliniğine bağlı bir Trahom araştırma enstitüsü kurmağa karar vermiş ve trahom üzerinde araştırmalar yapmak üzere göz doçenti doktor Necdet Sezeri A-nıcrikaya göndermişti. Necdet Bezer tetkiklerine devam ederken bir taraftan da Trahom a-raştırma enstitüsünün kuruluş hazırlıkları yapılmıştır. Hazırlıklar tamamlanmış, Necdet Se-'-rer de dönmüştür Enstitü, Ü-niverşitenin CerrahpaşadakI göz kliniği lâboratnvarlannda açılacak Ur. Yeni enstitünün ö-nüne iki ay evvel merhum Ziya Gün’ün büstü de dikilmiştir.
Türk tababetinin vazifesi
Memleketimizin en mühim «ağlık dertlerinden biri de trahomdur. Cenup ve Şark vilâyetlerimizde salgı f; halde bulunan bu hastalığın tahribatın» önlemek üzere Sağlık Bakanlığının mücadele teşkilâtı başarılı şekilde çalışmakta İse de bu faaliyet, hastalığı tamamen önleyecek şekilde ilmi araştırmalarla takviye edilmemiştir.
Yakın Şarka münhasır bulunan bu hastalımın gerek meni-lekelimizde, gerekse komşu, memleketlerinde tamamen yok etmek vazifesi Türk hekimlerine düşmektedir. Zira Yakın şarkın, bilhassa tıp sahasında en İleri memleketi Tüllüyedir. Alâkalıların anlattıklarına göre Avrupa ve Amerika memleketlerinde bu hastalık da artık tarihe karışmıştır Amerikadaki trahom araştırma l&boratuvar-Jarında trahom hastalığıma ait materyeller Türkiye ve Mısırdan gönderilmektedir.
Doçent Necdet Sezer’in başarıları Açılacak Trahom araştırma enstitüsünde çalışacak olan Necdet Sezer. 3 sene süren Mısıjr ve Amerikadaki tetkiklerinden dönmüştür-. Göz kliniğinde kendisin! bularak te'.l-ikleri ve yeni enstitü hakkında İzahat rica ettim. Dedi ki-
— Açılacak Irahom araştırma enstitüsü İçin evvelâ Mısırdaki trahom enstitüsüne gönderildim. fngPIzler tarafından idare edilen bu enstitü, dünyanın, en büyük ‘trahom araştırma nıüessesesldlr Burada bir sene Kalarak trahomun kom-plikasyoniariyle cerrahi tatbikatını tetkik ettim. Trahom bir virüs hastalığı olduğu İçin oradan da Amerikadaki virüs enstitülerinde çalışmağa gönderildim.
Amerikada New Bronswiek şehrindeki Sauibb virüs mites-«eseslnde ve aynı şehirdeki Ratger üniversitesinin virüs enstitülerinde profesör Rnke ile Stroptomcyni keşfeden profesör Waksman’lj bir sene çalıştım Profesör Waksman Strop-tomcynl'sinden kazandığı milyarlık servetin» kendi üniversitesinde bir virüs enstitüsü sıçılmak üzere hibe etmiştir. O-radan Kaliforniya Üniversitesi göz profesörü Thygcson'un yanında çalıştım. Kısa bir müddet sonra bu üniversitede yardımcı profesörlüğe tâyin edildim ve bü müddet zarfında iki orijinal mesai yaptım. Birisi trahomun husule getirdiği hücre değişikliğini tâyin etmek oldu. Bu suretle trahomun bir virüs hastalığı olduğunu kati surette tesblt etmekle beraber benzeri hastalıklardan da etmeğe yaramaktadır trahomun virüsü henüz olarak malûm olmadığı sirayet tarzı da kesin ırak bilinmemektedir.
Profeür Tbygeson İstanbul
Rahmetli Ziya Gün
Dr. Doçent Necdet Sezer
Üniversitesine bir rapor göndermiştir. Bu rıporda haziranda San FransLsko'da toplanan Amerikan tıp kongresine tra-vayımın tebliğ edildiği ve bulduğum bu yeni hücreye Ziya Gün hücresi İsmi verilmesi İçin. Amerikan Tıp Akademisine teklifte bulunulduğu haber verilmiştir.
İkinci travayım göz saydam tabakası olan Kornea’nm. kuluçka yumurtasındaki zara aşılanması keyfiyetidir. Bu da dünyada ilk defa başarılmış bir iştir. Bu yeni usul İle kornea. İnsan vücudu haricinde 20 gün canlı şeklide muhafaza edilebilmektedir. Trahom virüsü İnsan gözünden başka vasıtalarla üreUlemlyordu. Canlı insan gözünde hastalık tecrübeleri yapılamadığından göz nesiçle-rînl vücut haricinde canlı olarak yaşatmak şarttır. Korneayı yumurtada yaşatmağı temin edişini hem hastalık virüsünün devamlı şekilde ve kolaylıkla tetkikini temin edeceği gibi ölü gözlerinin canlı İnsan gözüne aşılanması ameltyeslne de bugün için zaruri olarak süratli hareketin mahzurunu da bertaraf edecek ve her zaman caniL İnsan korneası bulundurmak kabil olacaktır.
Ölü gözlerini canlı insana aşılamak
— ölü gözlerindeki kornea hangi hallerde ve ne şekilde insan gözüne aşılanıyor?
— Bir çok körlüklerin sebebi kornea dediğimiz göz saydam tabakasının kcslflcnmesinden İleri geliyor. Gözün diğer tabakaları sağlam olduğu haltle


ayırt Zira kati gibi ola-
ve-
Batının müdafaası
Londra 21 (A.A.İ — (AFP): Romadan bildirildiğine göre İngiliz resmî makamlarının mü-dahelesi üzerine İngil teredeki Harwell atom araştırma merkezine mensup profesör Ponte Carvo’nuu kaybolması hakkında İtalyan polisi tarafından tahkikat açılmıştır.
Tatilin! geçirmek Caere memleketi İtalyaya gitmiş olan profesör İngiltereye dönmeyince İngiliz makamları müdahalede bulunmak zorunda kalmışlardır.
İtalyan polisi yaptığı tahkikat sonunda profesör Ponte - Car-vo’nıuı bir kaç gün evvel bir Çekoslovak uçağına binerek Po-lonyaya gitmiş olduğunu meydana çıkarmıştır.
Loadra 21 (A.P.) — İtalyan Haberler ajansı Anaa’nın Po-lonyaya gittiğini bildirmiş olduğu Ingiliz atom âlimi Prof. Bruno Ponte - Carvo 40 İlâ 45 yaş arasındadır. Harwell atom araştırma enstitüsünün Her! ge len slmalarındandır ve kendisinde atom sahasını alâkadar eden pek çok malûmat mevcuttur.
Avrupada soğuk harb
Ingilizler, Rusyanın soğuk harbe hazırlandığı fikrinde
Çörçil Almanyanın da iştirakini lüzumlu görüyor
Londra 21 (ALA.) — (United Press): Muhalefet lideri Wlns-ton Churchlll. ;uma gecesi eski muhariplerin toplantısında verdiği beyanatta, batı Avrupanın savunması İçin teşkil edilecek kuvvete Almanyanın da dahil olması lüzumunu belirtmiş ve Fransamn bu plâna mâni olmaması gerektiğini İlâve etmiştir. Fransız ordusunun, yeniden teşkil edilmekte olduğunu söyleyen Churchlll, Alman milletinin yardımı olmadan bir Batı Avrupa savunma kuvveti İhdas etmenin asla mümkün olmayacağını bildirmiştir.
Meşum bir silâh teşkil eden atom bombası mevcut olmasa Avrupada derhal harb olacağını söyleyen Churchlll demiştir ki:
«Halihazırda Atlantik paktı devletlerinin başlıca vazifesi doğuya karşı yöneltilmiş birleşmiş bit- cephenin İhdasıdır. Avrupada ciddi bir tehlike mevcuttur.»
zDii öğrenmenin tabiî yo u^
Hollandada gördüklerim
Hollandada nüfus sayımı nasıl yapılır? günü sokağa çıkmak yasağı yoktur — ölüm, evlenme ve boşanma nispetleri
Sayım
Yazan: Hüsnü Sadık
Amslerdam şehrinden bir görünüş
şe-
Londra 21 (A.A.) — United Press: îyi haber alan mahfiller, Sovyat Başbakan muavini Mo-lotov’un yedi peyk devlet lideri İle. Pragda yaptığı konferanstan bahisle, Asyada aylarca uğraşan Sovyet Rusyanın. Avru-pada esaslı bir soğuk harb taarruzuna hazırlandığı kanaa-tlndedirler.
Siyasi mahfilde hâkim fikir, Prag koferansının Batı AvrupalIları korkutmağa ve Sovyet işgal bölgesinde yeniden «llâh-lanılmasmı haklı göstermeğe matuf olduğu yolundadır.
Prag konferans). Alman askeri kudretini Sovyet blokuna ta- ı mam en dahil etmek maksadly-le tasarlanmıştır.
Prag konferasmtn ilk tebliği
Prag 21 (A A.) — AFP: Sovyet Rusya ve 7 Halk Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlarının yaptıkları ilk. toplantıdan sonra Pragda yayınlanan resmi tebliğin metni aşağıdadır:
• Sovyet hükümetinin teşeb-büslyle Sovyet Rusya, Arnavut-, luk- Bulgaristan. Çekoslovakya, Polonya, Romanya, Macaristan ve Alman Halk Cumhuriyeti! Dışişleri Bakanları arasında ak- ; dedüen konferans 20 ekimde. Pragda açılmıştır.
Dışişleri Bakanlan lû eylülde Nevyorkta yapılan ve Babı Al-manyanın yeniden silâhlandırıl ması mevzuunda cereyan e-den üç büyük devlet (Amerika, İngiltere, Fransa) konferansiy-le alâkalı ve bu konferans neticesinde ortaya çıkan meseleler! incellyecek ve görüşecektir.
Dünkü toplantıya Çekoslovakya Başbakan yardımcısı Fl-erllnger başkanlık etmiştir.
Abone bedel)
adres tcİKllll ıcin elli KurusluK pul gönderilmelidir, Aksi takdir* de fidreo deDIslINImre.
Muhımm kİ — Hııır 171
İdnrrhane: İstanbul OnbuAİl civan Cemil Naci İr «okat* No 13
Gramofon piakı Linguafon metodumuzda, belleme organları bu üç fonksiyonu aynı zamanda yerine getirmektedir. Bu İtibarla derse çalışırken herhangi bir te-heyyüç. acele veya zorlayış mevzuu bahis f ğlldir. Ders kitapları üzerinde sıkıcı ezber Saatlerini kaldırıp onun yerine KÜLAHTAN öğrenme usulünü İkame etmekle ders ça ■ Jışmak bşalı başına bir zevk halini ab maktadır. Emeğinizin meyvasınt çabuk toplamak ise pek tatlıdır. Kuponu doldurup gönderin, size mufassal tamamlayıcı izahat yoilt-yalım.
TUrklye Ecnebi
S#U0 kurusMAft ki
Her yıl Avrupanın büyük birlerinden birinde toplantısını yapan Avrupa doğrıı trenler servislerinin seyrüsefer (Horalres) konferansı milletlerarası büyük pres katarlarının ticari feransı, 1950 toplanlısını terdanıda yapmaktadır.
11 ekimden 21 ekim tarihine kadar, Anısterdamuı sayılı büyük binalarından biri olan Endonezya enstitüsü salonlarında toplantısına hâlen devam etmekte bulunan konferans müzakerelerine İştirak etmek maksadlle 7 ekimde Panamer-keu uçağı İle Istanbuldan ayrılmıştım. Son zamanlarda Yugoslavya arazisi üzerinden uçuşuna müsaade edilen bu firma uçağının yeni parkur üzerindeki fak tevakkuf yeri Frankfurt-lur. Arı kovanı gibi İşleyen bu muazzam hava meydanında ancak 45 dakika kadar kalmış o-lan uçağımızla yolumuza devam edilerek saat yirmi buçukta Brüksel hava meydanına muvasalat edildi. Nazik ve terbiyeli Hotesler tarafından yolda' sıcak yemek servisi dc yapılan İstanbul - Brüksel arasındaki PAA uçak servisinde hiç bir rahatsızlık duyulmadı.
Gece Briikselde geçirildikten sonra SABENA (Belçika Havayolları) firmasının bir uçağı Lle ertesi günü 40 dakikada seyahatin Brüksel - Amsterdam kısmı da İkmal edilmiş oldu. Belçika ve Hollanda gümrüklerinde ve pasaport muayenelerinde hiç bir müşkülâta r asi an m adı. Gümrük ve pasaport muayeneleri süratle yapılmakta ve gümrük ve emniyet memurları yolculara azami kolaylık göstermekte ve nazik davranmaktadırlar. Bu memurların altın yumurta yumurtlayan turizm tavuğunu ürkütmemek İçin lüzumlu turizm zihniyeti ve ter-blyeslle mücehhez oldukları anlaşılıyor. Hakikati tamamlle ifade etmiş olmak için Yeşilköy hava meydanındaki gümrük ve emniyet memurlarının dn yolculara karşı nazikâne muamelede bulunduklarını söylemeliyim.
Şehir, Venedik’i andırıyor
ile
garının
nın hayretle seyrettiği bir manzara hiç şüphe yok kİ bu şehrin. Italyan Venedlğln! andıran bir çok kanalları ve bunlar üzerindeki yüzlerce köprüleridir.
Zaten, bu benzeyiş dolayısile olacak kl HollandalIlar en çok nüfuslu bu sevimli şehirlerine «Kuzey Venedlği» adını vermişlerdir. Yabancıları hayrete düşüren diğer canlı ve çok hoş bir manzarada kadın,erkek, çocuk veya büyük binlerce Amster-damhnın bisikletle şehrin cadde ve sokaklarında her istikamette süratle gidip gelmeleridir. Fakat, Hollandanın diğer şehrllerl de gezPdlğl zaman bu hoş manzaranın yalnız Amsteı--dama mahsus olmadığı gözden kaçmaz. Hollanda arazisinin baştan aşağı düz ve her tarafındaki yolların çok muntazam olması Hollanda şehirleri içinde ve dışında nakil vasıtaları arasında bisiklete imtiyazlı bir mevki vermektedir.
Memleketimizde bu ayın yirmi ikisinde yapılacak umumi nüfus sayımı dolayısile demiryolları konferansının açılmasına takaddüm eden iki üç günden İstifade ederek Hollandada nüfus sayımının nasıl yapıldığına ve nüfus artışına, doğum, ölüm, evlenme ve boşanma gibi HollandalIların nüfus vaziyetlerine ve medeni hallerine dair elde edilen malûmatın kısaca bildirilmesinde fayda mülâhaza edilmiştir.
Amsterdam santral karşısındaki Vlktorya oteline eşyalarımı bıraktıktan sonra ilk işim şehir İçinde bir gezinti yapmak oldu. Karşılaştığım manzara cidden şaşırtıcı İdi. Filhakika, 1915 te tahsilimi İkmal etmek üzere Pariste bulunduğum sırada mektep tatilinden İstifade ederek ziyaret ettiğim Amsterdam şehri İle bugün gezmekte olduğum Amsterdam şehri arasında dağlar kadar fıırlc vardır. Şehir çok büyümüş, giizelleşmi-j ve 800.000 i aşan nüfusu He adetâ tanınmı-yacak bir hale gelmiştir. 40 sene zarfındaki bu değişiklik HollandalIların İmâr kabiliyetlerinin canlı bir misalini teşkil etmektedir. Bugünkü Amster-dıunı ziyaret eden her yaboncı-
Nüfus sayımı on yılda bir yapılır
Kendilerini ziyaretimde çok hararetli ve samimi hüsnüka-bul göstermek lütfıında bulunan Amsterdam belediyesi basın ve yayın müdürü M. P. Jmljk-senaar ile naîik muavini M. Bert C. Helnemeijer’ln kıymetli delâletleriyle elde ettiğim malumat şu suretle hülâsa edilebilir: Hollandada umumi nüfus sayımı her on senede bir yapılmaktadır. 1930 dan sonra 1940 da yapılması lâzım gelen sayım ikinci cihan harbinde Hollanda-nın işgale uğraması yüzünden yapılamamış, ancak nüfus sayınımın 1947 senesi Mayısının 31 İnde yapılması kabil olmuştur.
Genel nüfus sayımının yapılma tarzı gayet basittir. Sayım tarihinden bir kaç gün evvel aile reislerine beyannsmeler dağıtılmakta olup bunların üzerine sayım gününün gece yansında her İkametgâhta bulunanlar kaydedilir. Muvakkaten bulananlar olursa bunlar da beyannamelere kaydedilmekle beraber, sayımda tekerrüre mahal kalmamak üzere bunların daimi adresleri beyanname üzerindeki İsimleri hizasına İşaret olunur. Sayım tarihinin ertesi günü veya bir gün daha sonra umumi nüfus sayım işi için tavzif edilen memurlar görevlendirildikleri çevrelerdeki ikametgâhlara giderek doldurulan be-, yannamelerl toplayıp muhteviyatını gözden geçirip gerekiyorsa düzeltirler.
Sokağa çıkmak yasağı yoklar
Sayım dolayısile hic sokağa çıkmak veya işin mek hakkından mahrum mez. Yürürlükteki usnte, umumi sayım her on sc Aralık aynının 31 İnde yapılır. Bu tarih ya bir pazara rastlar veya rastlamaz. Her ne olursa olsun sayım gönü herkes serbest olarak sokağa çıkar veya işine gider. 1940 da yapıiumıvan nüfus sayımı mevcut usule P.y-kırı olarak Aralık ayının 3i yerine 1947 Mayıs ayınm 31 hviy yapılmıştır. Normal ularale tatbik edilen usule dönmeli üzere gelecek gene) nüfus sayımının 1860 yılının Aralık ayının 31’utee yapılması çok muhtemel görülmektedir.
Hollandada kültürel bayat çok ilerlemiş olnıası hur h.yle okuyup yazmak bilmeyen hiç bir kimse olmadığı teytâ edilmektedir. Beyannameler umumiyet İtibariyle doğru olarak doldurulmakta, şayet hatalı olanlara rastlanırsa mahallen memurlar tarafından düzeltilmektedir.
1947 yılı nüfus saymıı neticesinde Hollandanm umumî nüfusunun 10 milyon kişi olduğu anlaşılmıştır. Hollandada tatbik edilmekte olan diğer bir usul de herkesin çevresi cinhifhıde bulunduğu belediye dairesinde muntazaman tutulmakta olan defterlere kaydedilmesi mecburiyetine tabi tutulmasıdır. Adresini değiştiren her Hullanöalı yen! taşındığı mahal belediyesine müracaatla kendisini kaydettirmek zorundadır. Bu sebeple. umumi nilfus sayım eet-velierlnln sondnji su'tetfyir belediyelerdeki kayıtlarla çın karşılaştırılarak kontrol edilmesi imkânı vardır, Umumi nüfus sayımında beyannameleri toplamak ve indelicap, mek vazifesini deruhte mektep öğretmenleri ve memurlar bu İşi parasız .vapurlar.
Nüfus senede 100 bin artıyor
Hollandada doğum njsbeîl umum nüfusun yüzde biri kadardır. Demek oluyor kİ, bugünkü vaziyete göre, her sene nüfus artışı en az. 100.000 I bulmaktadır. Doğan çocuklarda cinsiyet nlsbetl .100 kız çocuğuna mukabil 106 erkek çocuktur. Evlenme nlsbetl umumî nüfusun ortalama % 8 I kadardır. Ölüm nlsbcti binde 6 ile 7 arasındadır. Boşanma nlsbetl İse evliler miktarına göre ancak binde 4 tür. Bu neticeler tamamiyle memnunluk verici mahiyette sayılmaktadır.
d özel t-eden diğer
Sivil havacılık kongresi
Yıldız sarayı şale köşkünde toplanan «tCAO» sivil havacıhk kongresine İtalya ve Yunanistan delegeleri iştirak etmeğe başlamışlardır. Böylece kongreye İştirak eden devletler sûyiM 15 e çıkmıştır.
Sahile 6 __________________________________________________________________________AKSAM_________________________________________________________ 23 Ekim 1950
fnııaı.nm
TAHSİLLİ BİR GENÇ - Fransızca fclllr. Askerlikle İlgili yoklur Ko-mionueu veya tüccar yanında ç«ı>l-nı,ık İsliyor. Akşamda »Emek» rO-muşuna müracaat 573 — •
MÜREBBtYE — İngilizce bilen «an® blı buyan Amerikalı bl- »ilenin yanındı mUrcblyelIk etmek İstiyor. Akşam da ıMUrebbıye. rllmuzıına müracaat MT - 1
BtR MÜEBSESFNtN - ingılIZC® V»
Almanca muhabctatınl lâyikiyla İdare edebilecek lecıüheli bir bay Hileden sonraları lçw. ı® aramakladır. Aklımda «A. A • rümuıuna müracaat 595 ~ 1
DİKKAT - İpotek lateveıııere ta-vasatı t adar. Emlak, ararı alım astımı ila vekâlet idlerini knbııl »den heı keetn itimadını kaıanmı® olan Şuhu lal Emlâk Zarif Özalp Beyojllu Büyük Parmakkapı kögcbaıı No *. Telefon: 4Î3M. 3-M) — »6
KİRALIK MÖBLELİ E» - Mecidiye köy Un de 8 odalı mllıtaklı »e her türlü konforu halı mAble bir «V kiralıktır. Müracaat; 80540 telefon,
431
BULUNMAZ BİR FIRSAT — SI»H tramvay duruğum br d.ıkika dbrl kat apartımnn yanılabilir. A««a satılıktır. Taliplerin sahibi 4K»t» ya telefon. Mrt - I
SATtLIK YALI — Üaküıiıır Pajall-manında İki epAi'tunan dnueU doku» od ılı »nuauir ınanzara Tilılım, ayrıca ağaçlı bahçe. g>z. elektrik, tükenme» au acele tOÜOll liraya Beyoğlu isti kİ II caddesi Agicami tramvay durağı kaıımnda UJ'l Cemale
KİRALIK ARDİYELER - Bcslk-lajla Hayrcddln Hilelerinde deniz kenarında kâgıı ardiyeler kiralıktır. İsteklilerin Ha»reddin isk-lesınde 19 No. İu eve müracaatları. &Hİ —
ACELE SATILIK - Üsküdar iınıa-rahor Dogancdar CBd' No. 141 de Uç kat üçer mlnlı denize nazır apartl-man. Terki», elektrik Maktuaıı HUM» ln:ı. Ankara raddesi 37 9 avukat Flk-ret Çağlın a müracaat Telefon 28343.
V2L — 3
KAT SATIŞI — Bir katı U® oda, hol bo®. diteri bt» oda. hol 10 000 lira Müracaat Beyot’J Mi» »o kak 38, saa—l
SATILIK APART1MANLAR — Kadıköy Modada yüzde oıı iki irattı 23 bin lira ipotekli alt' daire bir dair» bos lusllm gezmek tafsilât Içlıı KadıkOy iskele caddesinde Sevil berberi Ahmrd'c 566
, KİRALIK APARTIMAN KATI -iKıdıkor. MübUrOrtrilh »IH od» b‘r »bol. zemini mup»mbalı. denire nnzır. manzaralt bayatlar. Tel. otutS.
MIT — 2
ırı uru bilen b1r bayan -Heı »itenin UlU islerini kabili etmekledir çajınhak üzere Beyoğlu Aama-tııneacit cad. No. 8 kıl 1 t müracaat.
623 —
2 İŞÇİ ARAYANLAR
İYİ BtR r İRS AT — Kadıköy, Altı yo>, Sa|iltlUçeıme caddesi 101 No. Iı. içinde lk| but dolabı telefonu mevcut ve müşterinin dükkân dahilinde ayakta ve oturarak yiyecek İhtiyarını temin edecek tealıatı tamamen muhtevi mezeci dükkânı çok e'.ınabllccetl »Ibl kiraya da verilir Talipler her (lln »sat 10 a kadar dükkan üstündeki I5B No. İl eve mil-rnesat edebilir. s«4 _ ı
CİHANGİRİN JN İYİ YERİNDE -Denize n«klm ccolıe W, derinlik 32 iki yüz metre murobbaı İmarla alâkası olmayan ars» satılıht.r Taliplerin 42398 ra telefon. 803 — J
ALMANCA TtACÜMAN ALINACAK — Anadolüda. Alman mılhen-bilen tercüman ılınOvaMir Şartların Akşamda «Mercan» rumuzuna bildi-
BİR KIZ ÇOCUĞUNU EVLÂTLIK İSTİYOHUM - Yedi yasına kadar, hiç klnıle»! bulüftnuym bir ta* çocuğu-mı cvlilllK edinmek İstiyorum. Ak-
KİRALIK OTEL — Sirkeci. Tahran PainB oteli demirbaş esynsı ite birlikte kiralıktır. Müracaat otel sahibi Haeı Karime SOI
HElMtiat ARANIYOR — 300 Hra, daim n-îa kazandıran ilde, tecrübeli hane 85 numaraya 13-14 aralında mtl-rat-aatiari. 578 — 1
KADIKÖYÖNÛN EN YAKIN YERİNDE — Tam konforlu, kötfk. fenni slıırlar. ürUm batı. binlerce meyva • tacı, motbria kuyular, ımksnnsız büyük bir şevkle imar edilmiş çiftlik ıa t ılıktır Bedelinin tediyesinde kolaylık gösterilecektir. 423M ya telefon. 558 - *
KELEPİR — Her Ije elvereli !>oj tealim aatılık dükkân Meıcan yokuşu No. M Aynı atında 47 No ya mu racaat 5M — 1
KİRALIK YAZIHANE - Kal ak li de merkezi bir yerde ımıln katla telefonlu nnıblc 2 odalı yazıhane devredilecektir. 18.59 Göl,Un posta kutusuna yazı ile müracaat 595 -
KİRALIK KAT - Aksar." da dnrt oda. aalon. banyo, mutfai». hnvagazı. • ıı. elektriği havi kullaı ılınınnıs bir kat 123 liraya kirallklli Sirkeci Azeri alntıntai çanında No. 55 Remzi
VAKKO EMPRINE FABRİKASINA tSÇt KIZLAR ALINACAKTIR — i| bilen u’.'i ı l kırlar aranmaktadır Her gln, . ı» arası müracaat Kurtuluş: A.-.ı- . No 12 597—1
SUCUK KALORİFERLİ — Bir »par* tııııand'i - .va-ında 1 çocıık ve ev illeriyle me>8Ul olacak 1 bayan aranıyor. Adreu: Nı antsfi Amerikan hastanesi karsısında Çamlıbel apartımanı No. 9 018 — 1
ERENKOYDE KİRALIK ÇİFTLİK -» dönüm meyva ve sebzelik, 100 dönüm tarla. Ev. ahır, arabalık ve samanlık. Telefon 44848 Hali) Gülay,
SM —3
BAYAN MEMUR ALINACAKTIR — Büro islerinde çalı-acak bayan meri.m,. ılıttyaç vardır. Llsar bilenler I- edilir. Her rün saat 14 - 14 aı > ı Büyük Postane karım Merkez ha-ı kat 2 ye müracaat edilme»!.
PEK YAKINDA — lntt>ar edecek gazetemiz için yurdun ber IcÖacsitıde g.ı-c-rmiıl temsil edecek muhabir ve ru'-1- temtnalb abonman memuru ı«tı ®uı ı: ■ Be.ojlıı posta kutusu 2304.
620 — 1
KADIKÖY EMLÂKİN SAYANI TAVSİYE BÖYUK İPOTEK İŞLERİ re SATIŞLARI — Altıyol civarında I daire 9000 Iratlı apartunan »5 004 liraya ve 48 000; 35.000; ».OM liraya doigud Iratlı apartimanlar KadıkOy Emlak Attıyol 133 Kndıköv
552 _ S
SATILIK KELEDİR YAĞHANE -Yakacıkta K»y içinde Hamam sonatında 316 m2 arazi İçinde yağhane. «Sikme presi ve ezme lafları takım halinde ve tylcr vaziyetle acele satılıktır. Muhit Itlbarlle güzel manzarası olduğundan mükemmel sureli» ev yapmağa elverişlidir. Müracaat Eminönü Tütün Gümrük Cad 48 Nl* yazl Akdoğan. Telefon: 27074
551
BAYAN ARANIYOR — Büroda ça-lltıCaklır. Dakllo bilen tercih edilir. B»uçekapı Anadolu han No. 11 a mfl-satraıL 601—3
DEVREN SATILIK DÜKKÂN -Orta Bahçe Cad. 00 No Beslkta® Teke! ruhsatiyen dört yol afizı her Ije elverişli. Müracaat Mercan Tıgcılar Cad. 80, Nlyazlje 519
MEMUR ARANIYOR — El yazısı du.-gıln 2 memur bayan aranıyor. Adi'esı ÇembelUa» Ormanbay matbaası 628 —
KİRALIK — Mobilyalı 2 oda btı hol müstakil kat manzara konfor telefon ve aalr edevat Ycjllkby Rıhtım «akak ». 548
3 ALlAtsyimEjVA)]
SATILIK ECZANE VİTRİNLERİ -Eczane ve sekerci dükkânına elverişli lnı.>ı.ıjr atacından yapılmıı camekin aatıhklır. Aıire» fatih cad. No. 11 e müracaat 523 — 3
SATILIK RÖrfAR MANTO — 8
Rönardaıı ynpilrru gayet temit lüks tnanlo satılıktır ^aal 10 - 17 $I|U Kocamansın ao>:a( »1/93 daire I.
588
SATILIK PİYANO — Üç pCdaUl Altınlı piyanosu demtr çapraz olarak satılıktır. Pazardın başka her gün Ücc kadar Taksim Tarlabaj. No. 79/2 Camcı dükkânın»541>
SATILIK KAMYON — Fullh Mer-ker garajında 4B model F-S Ford kamyon acele salıl'k. Garaja mllra-çjy 582 —
ACELE SATILIK TAKSİ - 19»
muayenesi göımilj 938 modeli Kasta) Pleyrnut küçük Aıgo son t II radyolu. Batır otoblla durağında sekerci Fatma Örtat'a müracaat. S90 — 1
ALMAN PİYANOSU - Demir çapraz «Stever» marka, mükemmel variyette satılıktır. Tel: 44243
592 — 1
SATILIK KOHKASÖR — Yetil vasiyetle bir konkasör «Ta® kırma makinesi» aatıhktır Mozaik ton kıracak teslaslı da vardır Telefon 23741.
sw —
ORTAK ARANIYOR - htinbulds iyi bir müessese çok kazançlı va garantili isi için «10» bin Ura sarmaya koyabilecek o-tak arıyor. Aksam gsrriMi Küçük İlânlarında «R.R» rumuzuna mektupla bildirilmesi.
598 —
SENELİĞİ 1400 PEŞİN - Kiralık Taksim - Şlçll - Be?ik>.aj • Fındıklı -Cihangir civarlarında 3 odalı banyolu, havadar, müstakil kat. Ev aranıyor. Telefon »2331 Neci- 502
SATILTK KONFORLU EV — Cl-bangırda, 6 oda. salon, garaj, banyo, hamam, kalorifer sıcak au va telefon. Müracaat Tel; 4!4W . 547
SATILIK EV — Üç ayrı daire ayda 180 tlra Iratlı istanbulu baştanbaşa görür. Yani kârfllr bina içindekilere Haliç - Fener. Abdlsubap F'ıatjkdlbl
No. 3-3, M8*
KİRALIK YAZIHANELER — Bankalar. Sair Ziya caddesinde Tel. 22613 veya 3238 den Rafi Dolana müracaat 544 - 3
I DÖNÜM BAHvESİLE — 13 odalı fevkalâde manzaralı köçk aatılıktır Kısıklı Küçük Çamlıca Cad No. 73 • müracaat. 543
■ATILIK APARTIMAN - Bayog-lunda Hemalbafinda 30000 Ura tay* metinde be® dairelidir. Müracaat Kadıköy Mühürdar caddesi No 1 tala-ton; 80458. 3M — »
SATILIK APARTIMAN - ü® katta üç daireli, ferah çok sağlam yeni yapı, tam konforlu, genlg bahçeli apar t iman satılıktır. Kadıköy Cevizlik durağı İleri sokak No. M üst kat» müracaat 576 — 3
KİRALIK YALI — Pasa limanında t>eı oda, muhteşem fnSnMUe, kSglr. yağlı boya Daimi gu, gaz, elektrik. Bir buçuk aeneUk kiralıktır. 12*17 aran. Telefon: Z72N) 570 — 1
UCUZ TAK6İ — Otomobil satılıktır. Müracaat: Saat 11 d®, Cihangirde Neangora bakkaliyesinde bay Hırtsio. 622 —
SATILIK APARTIMAN — PangaîU Radyoevi karsısı Damdöeyon lisesi arkasında Oo kat beser oda. bahçe, konfor, »on 56 bin. Kadıköy Emniyet Sandığı karşısında kahvede Mustafa’ ya. 577 — 1
PİYASAYA YAKIN — iki «lokuma •I tez,gIhlan yağhanesiyle devran asilliktir. Yejildırı-k Bakkal sokak Kalmadı han No. 9. 616 — ■
SATILIK EV - Bakırköy Zeytinlikte bo> olarak teslim, beç ode kâ-glr ov satılıktır. Emniyet Sandığında Kemal örge’ye müracaat Böl — l
SATILIK FRAK — latlkUl cad. Konak lıarçısı Yatıl Dünya apt. No. 8.
814 — 1
3CKWEIZER LE75IKON — 1948. yeni. 7 cilt komite ratılı'ıtır. Adres: Bankalar cad Vo>voda han No. t. Galata - İstanbul. eıo — 1
SATILIK MÜCELLİT MAKASI — Alman ınarka yeni vasiyette 115X100 abadında mücetlll makası satılıktır. Müracaat: Asın allı caddesi No. 64. CeMfvt kolloktlf Sirkeli. Telefon 23138
«02—1
ANADOLUYA GİDECEĞİMDEN — Acele satıhk şekerci dükkgnı tma-. lâthanMtnda bulunan alektrlk motörtl-no batlı helva makinesi badım tavası, lokum kazanı va pBlavnn makinesi. Toplan mel yapmak İçin de alvarl|lidlr. Çalifir vaziyettedir Ad* raa: Sehzadebajı caddeat No. 107. İstanbul. 883 —
BATİLIK HANE — Haakbyde. Okmeydanı caddesinde No. 71. 3 katlı, kâglr, bahçeli mükemmel av bo® lao-Um. 0000 liraya Mhlıtaır İçindekiler» müracaat. 804 — 1
EMINOHÜNDE Hallkpuari cad- | de imde «aıet ıjlık blı oükkâli devi ren sai.ılıktıı Kalatylık mevkilerde | bir dükkânl'i dn değiştirilir. İsteyenler İstanbul polla Kiıtü.u 145 adresine mektupla ya mi ular 613 — 1
KİRALIK APARTIMAN DAİRESİ -■ Ca Batağı unda, doktorlar muhitinde, lâmajnen yeni vaziyette, nıuçamba döşeli, kon torlu dört o.) a iki heLiıı bulunan Nurııoınıanlye rad. No. 9 Uakı kat kııalıktır En tut kala müıa-cani_____________________________'112 - 2
SATILIK ARSALAR — Bı •..»zıt So-gaııağa Kâtip âiııaiı Çobançavu® Medıeae sokak No 23 de vr Elmas pa>» aolııjında 1/4 mı maralı arsalar uc*le aalılıktU'- Arsa yanında 21 No. ya mül'scaat_____________________611 — 1
DENİZE Hâkim — Daimi güne» gören, havadar, bü.. ük dört odası gc* niı lıolü. nıuitrk vc banyosu bulunan Taksim Gümüa»ııyu Karancı caddesindeki 37 »ayılı âparlımar.ın üst katı kiralıktır, Sıraseıiler cad 50.4 Tel 430711 a müracaat. 600 —2
SATILIK YENİ, APARTIMAN —
Avda 400 lira Icaı gelirli. Bit katı böj müracaat Bcy-tln MI* SOk.ll» No. 25.
006 — 1
ACELE SATILIK YENİ BOŞ EV -
3 odalı. İki hol. mutfak, banyolu. Müracnt Beyoğlu Mts sokak No 25.
SATILIK ARSA ARANIYOR — BevazJI civarında ana raddelere yakın salıbk blı arsa aramyor Salmak iste) enler. Ak->am gazcldat İdarehanesinde .Ama» rumt'zittıa mektupla »a-rlh adıc» ve rruUu Ilallni bildlıme-lerl. «1* — 1
Ankararin toplanan Millî Trirk Tıp kongresi üyelerinin şerefine veıilm çay ».1yafrıinde Cumhurbaşkanı Celâl Boyar da bulunmuştu. Yukarıdaki resimde bu ziyafetten bir intiha görülmektedir
SATILIK KELEPİR - Alı«ap binalı 318 metre sahalı deniz goı ür, İnşaatçılara da getir. Bo» »erlim yirmi be; bin liraya Katılıktır. Fındıklı tramvay iaddesins elli metredir Müracaat. Karaköy otobüs durağı pemlrbag hanında numara 1». telefon 40304.
588 —
İNGİLİZCE DERS — Müellif btr titrcim*n »r umanda İngilizce ögro-llr. Tale'neye âzami trnzlHe yapılır. Adres: Marmara Palaâ No 24 Beyazıt. 553
SATILIK VEYA KİRALIK — Küf-tulııg tramvay- caddesi üzerinde No. 172 Uç katlı tam kUrglr ev bcı oda mutfak bıırıyo hell bahçezlle bos tealim maklııım 40W> İha Müracaat. 278İ4. 14 • 17 arası. 594 —
SATILIK APARTIMAN — Lâlelinin dcrılze karsı gürel bir yerinde bütün vasıtalara yakın Dört buçuk katL» 20 oda. 3 katı bo, teslim, r. 28855
593 —1
DENİZ DERYA — Hâkimi üniversite kargısında kalorifer ve bütün konforu havi be® odalt bir daire kiralıktır, Lâleli Kocaragıp caddesi No. 28 kapıcı Abdullah 504 — 1
S,İM LİRAYA YENİ İNŞAAT -Kendi arsamız üzerine 3 odalı ev İnşaatı Alemdar caddesi Cülhane park kapısı irarjıaı İrfan Erakman.
5 V4 ÜThFERIlİKİ
AKORDEON DERSLER- — Müsait fjatle ve kısa Tornanda Ir.jfiltareden dbtlmll® bir akordeon üretmeni tarafından verilir. tıUycnlere İngilizce de Bgrellr. Akordeon rllmuzuna ya*
MATEMATİK. FRANSIZCA. İNGİLİZCE va MANDOLİN DERSLERİ -.Her aemte gidebilir. Ayrıca mutıa-
yam caddesi No. 105 Hınatbası - Galatasaray. 5® — I
MADAM - Ecnebi ogı etmen halında 2-3 kere mekteplilere İngilizce Almanca ve piyano dersler Vermektedir. Küçük hanımlara pratik deriler ve Dame 4e Compagnie yapar Akşamda Madam rümuzuna.
»e
Güney Kore Başkenti Sculun istirdadı esnasında cereyan eden sokak muharebelerinden biri
25 lira doğuran iki buçuk liralıklar 2 tane oldu
SERt A 43 — No: 131153
Yukarıda resmi ve numaralan neşredilen İkinci 2.5 liralık SÎRKECÎ’de b,r dükkânda sarfedilmiştlr. Bu parayı bulan okuyucumuz bugünkü AKSAM gazetesi ile birlikte 2 Kasım Perşembe günü saat 17 ve kadar İdaremize getirdiği takdirde kendisine 25 liıa verilecektir-
*
ikramiyen 2,5 liralıklar şehrin muhtelif semtlerinde peyderpey harcanarak numaraları AKŞAM'da İlân edilecektir.
Birinci 2,6 liralığın numarası: SERİ A 41 — No. 073984 idi. Müddeti 31 Ekim Salı saat 17 de bitecektir.
ALMANCA DER3LER - öîretmea tarafından verilmektedir C’nlveralta talebeler-, mühendislere, doktorlara meleğe göre ilere yapar ve tercüma eder Mkiupla Aktam-da Freu P S. rümuzuna 359
ORTAK ARANIYOR - İslanbuJd* iyi bir .ııUcısese çok kazançlı ve garantili tfl İçin »10» bin lira sermaye koyabilecek ortak arıyor. Akşam sareteal Küçük İlttıtarınd® .R R» rü-m>auna mektupla bildirilmesi.
598 — 1
LİSE. ORTAOKULDAKİLERE — Ehven :i»tle Fizik - Kimya - Matematik derileri Teknik Üniversiteli lar»-
. Lmtilıanljıa yetiştirilir. deblUr. Aksaın’da »H.G»
«27 - >l_L
LABOR Al L V A l( I
Kan. idrar. Balgam. Kafura t vesaiı taiıllüeı, ge-bellgİD İdrar muayenesi? ie erken teşhisi
MEVSİMİN. EN SON FORMALARI
VE
Muhtelif renklerde

alan gelmiştir.
□K^fAPKA EVİ
□köy 34-GALATA » Tel. • 417~
BOL KÖPÜKLÜ - NEFİS KOKULU
PURO
SABUNLARI 100 de 100 saftir -1

Betonarme köprü yapımı
Karayolları genel Müdürlüğünden
1 — Eksiltmeye konulan İş: İskenderun - Erzurum Devlet yolu üzerinde Elâzığ - Erzurum arasındaki Mutu Sansa v® Kültür köprülerinin betonarme olarak yapımları ulup keşli bedelleri tutarı (1.115.340.76) bir milyon yüz on beş bin üç yiiı kırk Ura yetmiş altı kuruştur.
2 — EksUtme günü: 27/10/1950 tarihine rastlayan cuma günü saat 16 da Ankara'da Bayındırlık Bakanlığı binasında Karayolları Genel Müdürlüğünde Karayolları eksiltme komisyonunca kapalı zarf usulü İle yapılacaktır.
3 — Eksiltme evrakı: Vezneye yatırılacak t50ı elli lira bedele alt makbuz karşılığında Karayolları Genel Müdürlüğü Teknik Hesaplar Şubesinden alınabilir.
4 — Eksiltmeye girebilmek İçin:
a> tsteklllerln 1930 yılına alt Tlcraet Odası belgesi Ua usulü dairesinde (47.210.22) kırk yedi bin İki yüz on lira yirmi İki kuruşluk geçici teminat vermeleri,
b) isteklilerin bu İş gibi teknik önemi haiz asgari 50 mette açıklıklı bir betonarme kemer köprü İnşaatını seya kenar ayaklar arası «00 metre olan kirişli köprü inşaatını iyi surette başardığını veya İdare ve denetlediğini Isbata yarar belgelerini, Karayolları Genel Müdürlüğünden alacakları tanıtma beyannamelerine (Müteahhit ehliyet beyannamesi, müteahhit pl&n v₺ teçhizat beyannamesi! bağlamaları ve bu beyannamelerin içindeki sorular cevaplandırılarak yeterlik belgesi İsteme dilekçeleriyle birlikte eksiltme gününden en az üş gün. önce (tatU günleri hariç) yazı İle Bayındırlık Bakanlığına müracaat ederek bu İş İçin yeterlik belgesi almaları,
5 — İsteklilerin eksiltme şartlaşmasının 84 üncü maddesinde verilen izahat çerçevesinde (eksiltme evrakının her parçasına ellişer kuruşluk pul yapıştırarak bunlan imzalayıp zarflarına koymaları) hazırlayacakları yükleme mektuplarım eksiltme günü saat on beşe kadar makbuı karşılığında komisyon Reisliğine vermeleri lâzımdır.
Postada olacak gecikmeler kabul edilmez.
Keyfiyet UAn olunur. (13741)
23 Ekim 1950
A K S A M
Sahlfe 7
HER AKŞAM BİR HİKÂYE
. . 'M
intikamj
Mersin belediye memurları
■ ■

Mahkeme Koriflörfârında'l
Dük Dalegro. Markiz Dökevo- 1 nun önünde diz çökerek yüzün- ı cu defa aşkını İtiraf ediyor: i
— sevgili Margarinini, bana ( ne zaman merhamet edeceksiniz. Zannetmem kİ bana karşı « kayıtsız olasıma Aksi takdirde I beni çoktan kofmuş olacaktı- ■ mz, Halbuki siz kumarlar, ve gücenmeden İtiraflarımı dinil- 1 yorgunuz. Yalnız sonunda, bu- l güne kadar gerçekleşmeyen 1 müphem bazı ümitler vermekle ı iktifa ediyoraunus, diyordu.
Markiz; evli bir kadın olduğunu ve kocasmh ihanet etmeğe hakkı olmadığım hatırlatmak suretiyle hararetli ftşıkınuı İtiraf hamlesini kepmeğe hazırlanıyor. fakat her defasında sözü boğazında sönerek ağzından çıkmıyordu
Yavaş yavaş ufukta batan güneşin sön ışıkları çiçekli bahçenin ortasında bulunan küçük köşkün duvarlarını son defa okşadıktan sonra . tamamiyle söndü.
Etrafı tatlı bîr sessizlik kapladı ve çiçeklerin mestedici kokuları. pencereleri açık küçük köşkün odalarını doldurmağa başladı.
Dük Dalegro, Markize o kadar sokulmuştu a sevdiği kadının altın sarısına çalan ipek gibi saçları çehresine dokunuyordu. Dükün tatlı resi, birden bire boğuklaştı ve ruhunun derinliklerinden gelen bir hırıltıya döndü. Dük mutat çekingenliğini birdenbire bırakarak bu sarışın başı yakaladığı gibi, sıcak dudaklarını sevgilisinin iki olgun kiraza krıızeyen dudaklarına yapıştırdı
Markiz Margarit mukavemete teşebbüs etmedi. Çünkü bir gün mağlup olacağım biUyordu. Şimdi bu mukadder aıı gelince hiç bir hiddet ve hayret göstermedi.
Dükün ateşli buseleri, bütün vücudunu tutuşturup yakıyor ve kendisini tatlı bir baygınlığa gar ■'.ediyordu. Dük. sevgiden, naz ve işveden mest bir halde d urnıadan:
— Margarit! Seni sevfyoruffi; sana perestiş ediyorum. Yalnız benim olduğunu söyle de kalbim rahat etsin «diye söyleniyor, genç kadın da:
— Evet şeninim, ebediyen şeninim. cevabını veriyordu.
Tabiî bu muaşaka gizil kalamazdı. iki sevdalı, bir akşam aşklarının yuvası olan küçük köşkten çıkarlarken Marki Dö-kevoyu uşaklariyie beraber kendilerine doğru gelmekte olduğunu gördüler.
Bu. tehlikeli bir andı. Bir kaç dakika daha orada kalsaydılar, İkisi de Mark İran uşakları tarafından kendilerine indirilecek bıçak darbeleri al unda can vereceklerdi.
Fakat bu vahim dakikada Dük Dalegro soğuk kanlılığını kaybetmedi. Maşukasiyie beraber. paviyonun içine çekildi, kapının demir kolunu arkasına da muhtelif yığdı.
Markinin adamları,
kırmağa uğraşırlarken köşkün arkasındaki pencereden maşukasiyle beraber aşağıya allayarak karanlıklar arasında kayboldu.
Marki İle uşakları, kapıyı kırıp da köşke girdikleri zaman iki âşıkm kaçmış olduğunu gördüler ve derhal bthçeye fırlayarak iki firariyi aramağa koyuldular. Halbuki o esnada Dük Ue sevgilisi, Ud kuvvetli beygire binerek tsuar istikametine kaçıyorlardı.
îkl âşık, şafak sökerken bu küçük müstahkem şehre vardılar. İstıar, Protestanların en mühim merkezlerinden biri idi. Dük ile Margarlt. bu kasabaya sığınır sığınmaz, mezhep değiştirdiler ve Katoliklikten Protestanlığa intisap ettiler. Bu suretle bu müstahkem şehrin surları arkasında emin bulunacaklar ve Margarit de kocasından boşanınca evleneceklerdi.
Halbuki Markı Dökevo intikam hirsiyle yanıp tutuşuyor:
— Cehenneme kaçsalar bile anlan takip edeceğim, diye and üstüne and içiyordu.
Hakikaten vaktin! de boş geçirmiyordu. Mücevherlerini sattı. emlâkini terhin etti ve eline geçen paralarla mitilim bir as-»-keri kuvvet topladıktan sonra tsuar üzerine yürüdü.
Zavallı kasaba halkı, boş yere mezlierçîjaşLanr.dnn yardım bekliyordu b'u ümitleri bosa çıkmakla beraber düşmanlarının vahşiyane «Mü rr-hırınu karşı İnatçı olr mu • n. t g-> erdi-f
ler. Dük Dalegrc. burçların üze-Tİnde ön safta savaşırken sevgilisi de yaralı ve hastalan tedavi ile meşgul oluyordu.
Fakat bir gece para Ue elde edilen garnizondaki askerlerden bir kısmının ihaneti üzerine düşman kuvvetleri kaleye girdi.
Bir an Marki İle Dük karşı karşıya geldiler. Dük kendini müdafaaya vakit bulamadan. Markinin bir işareti üzerine adamları tarafından yakalanarak elleri kolları bağlandı ve altında derin bir uçurum bulunan bir mazgalın tepesinden başaşağı asıldı. Zavallı Dük, az bir müddet sonra beynine kan hücumu yüzünden öldü.
Şehrin sokaklarında katliâm devanı ederken. Marki de karısını arayıp duruyordu. Nihayet onu, bazı kadınlarla beraber bir kiliseye sığınmış olarak buldu. Onu kilisenin avlusuna çıkararak halkın gözleri dnünde çırılçıplak soyduktan sonra kirletmek İçin askerlerine teslim etti.
Zavallı kadın bu feci anda askerlerden birinin kılıcını kaparak çıplak göğsüne saplarken etrafını sarmış olan güruha dönerek!
— Alçaklar, namussuzlar, işte görünüz, ölümden korkmuyorum, diye haykırdı ve kanlar İçinde yere yıkılarak can verdi.
Çeviren: A HİLÂLİ
Belediye balkanının bir
ihtilâf dolayısile istifa edeceği söyleniyor
Mer-
Adana 21 f Akşam) — sinde dolaşan bir şayiaya göre belediye başkanı bayan Müfide İlhan İstifa edecektir. Yaptığım tahkikata göre meselenin esası şudur:
8on defakl D. P. İdare kurulu toplantısında basılan, Müfide İlhana belediyedeki memurları bu güne kadar niçin çıkarmayıp yerlerine Demokratlardan koymadığını sormuşlar. Müfide İlhan da hiddetlenerek: «Bu gibi İşler kanuna uyularak yapılır» demiş ve arkadaşlarına sabırlı olmalarını tavsiye etmiştir. Arkadaşları bu İşte acele edilmesi lâzım geldiğini söyleyince belediye başkanı: «çok üzerime düşmeyin, istifa ederim» cevabını vermiştir.
Bayan Müfide İlhan, bu rivayetlerden bahisle kendisiyle konuşan gazetecUerc, İstifa etmek niyetinde olmadığım söylemiş ise de çaresizlik içinde bulunduğunu ve istifa edeceğini tahmin edenler az değildir.
(Baş tarafı 3 üncü Mhlfede) İnananlardanım... Kadının zenginliğine tamnh ederek evlenen hemcinslerimi, kendilerini kadına «atmış addederim. Zengin olacaksam, kendi alın terimle olmağı tercih ederim. Bu itibarladır ki aldığım izdivaç teklifi mektuplarına hep menfi cevap verdim. Bir çoklarını da, vaktim olmadığından cevaplandı-ramadım.
sürdü, eşyayı
kapıyı
Dük.
Evvel zaman
(Baş tarafı 4 üncü sahnede) ı
Mevzu ne idi?
Hemen hiç. Burhan padişah. ' Bir başkası oğlu. Hünkârın göz- • desi bir kadın. Bir harem ağa- 1 sı. İki üç, haydi bilemedin dört beş halayık. Ve Burhanm ba- 1 şında bir kavuk belinde hançer, elinde kamçı. Kızı oğlundan kıskanıyor ve kız oğlan konuş urlarken üzerlerine geliyor. Oğlunu dövüyor. Ve kendi hiddetinden bayılıyor. Koluna girip onu yerdeki mindere doğru çekiyorlar. Puuf puuf... Duvara dayanıyor. Yelpazeler, »ular- telâş telâş ve perde İniyor. Tabii alkışlarla perde açılıyor ve llh. Fakat manzara ve elbiseler cidden güzeldi. Hele Fransızlar 1-çln. Şalvarlar, baş örtüleri, sırmalı cepkenler vesaire.
Ya Karagöz?
Hele bu bir âlemdi. Ve hele bir defasında âlem içre bir ft-lemdL Muhtasar an arşedeyim: Bıırhanddlnln bir arkadaş vatandaşı vardı .Gece gündüz beraber gibi idiler. O da gurbetze-de olduğu İçin Burhan kendisiyle çok meşgul olurdu. Çamaşırlarına vanncıya kadar yıkatır, ütületirdl. Nasılsa meşhur sahnenin ve tiyatronun verileceği akşam bu lkl arkadaş, olur a: kavga etmişler. Halbuki Karagözü oynatacak bu arkadaştır. Mamafih hayalin perdesi kurulduğundan. Burhan, kavgaya bir kardeş kavgası numunesi süsü vererek ve ehemmiyet vermlyerek. Karagöz oyunu verilecektir zannede dursun- arkadaş gözükmemiş. Konferans bitmiş, Fransız hatip (!) Karagözü tarif etmiş ve İşte şimdi göreceksiniz demiş. Amma Karagözcü yok: Tepsi luzannış,
■ kızmış, bir çare aramış! Ne yapsa beğenirsiniz?? Bunu da arzedeyim: Yalvarmış, yakarmış. elinl.cteğinl öpmüş, kuliste bulunan kaynanasının eline bir tef vermiş, hayal perdesinin mumlarını yaktırtmış, kadınca-gizi — ben o muhterem kadına
. hanımefendi derdim — perde-
■ nln arkasına oturtmuş. Bende-nlz salonda idim... Perdenin arkasından (Hay hak - Hey hak) diye bir ses geliyor ve tef. Başka bir şey yok. Bir gürültü, patır
■ kütür mum sönüyor. Ve bir ses. Karagöz edevatı kırıttı, affedersiniz fllftn ve şimdi oyunumuza başlıyacağız haberi. Sah-
1 ne uşakları perdeyi fokuyorlar 1 ve tabiî bir peTde arası. Bendeniz İçeriye girdim. Burhancddln 1 oherlf elime geçse, şurada öttü- J rürüm deyip duruyor. Çıktım : salona girdim, o herif bir köşeye oturmuş- kah kah gülüyor, sl-
■ garasını İçiyor, Her İkisi aynı zamanda İyi adam oldukları 1-
ı çlçı, İki gün sonra kol kola bul. varlar^.,,,, dpl^şujardt (sene 1934 - Parlsteı. Hadise gözû-ı mün önüne gelince hfılâ güle-ı rim.
Mersinde yeni bir iskele yapılıyor
Mersin 21 (Akşam) — Mersin limanında son günlerde bir canlılık göze çarpmaktadır. Buna «ebep şimdiye kadaT görülmemiş derecede pamuk sevkıyatıdır. Şehirdeki bütün iskele, antrepo ve meydanlar pamuk balyalarlyle dolup taşmaktadır.
Liman İdaresi bu işe cevap verecek durumda olmadığından Mersin limanına yardımcı olmak üzere şehre yakın bir mevki olan Taşucunda yükleme ve boşaltmaya elverişli bir İskele inşasına karar vermiştir. İnşaat 800 bin liraya İhale olunmuştur. Bu arada Anamur tasına da büyük bir iskele pılması karar!aşmıştır.
Tiyatro
kaya-
(Baş tarafı 4 üncü sahifede) :
Şunu da kaydetmeliyim kİ ' Ercüment Behzat. Don Juan ro- ' İflnü «effemlnö» bir tarzda oy- , nadı; bilhassa M. Dlmanche İle olan sahnesinde... Onu seyrederken. bİTÇok sene evvel okuduğum ve bugün kimin tarafından yazıldığını hatırlamadığım bir etüd aklıma geldi. Bu etüdün muharririne göre, Don Juan bir «effeminĞ» tiptir ve kadınlara olan düşkünlüğü, onlara karşı beslediği nefretten başka bir şey değildir... Olabilir!... O halde Ercüment Behzadın da Don Juan telâkkisini kabul etmemiz lâzım; nitekim de ediyoruz... Her halde Ercümendin kompozisyonu çok alâka uy andırrcıdır. Hakkında bu kadar uzun satırlar yazdığımız bunun bir delili değil mİ?
Ne yazık kİ bu Don Juan'ın Sganarelle'i oldukça zayıftı. Bende oldukça takdlrkâr hisler uyandıran dostum Müfit Kl-per'ln, Mol liftte'İn «valet» yani uşaklarını temsil edebilmek İçin ne siması, ne şekil, ne sesi, ne tab'ı müsaittir. Bu rolde Reşit Baran'ı veya Neşet Berküren'I görmek İsterdim. Mamafih, sarI ettiği büyük gayretlerden dolayı Müfidi tebrik ederim.
Kıymetli Necini Oy da yanlış bir tevziatın kurbanı olmuştur. Evet, İyiydi, hoştu, fakat Vasfl Rıza bu rolde ne mükemmel o-lurdul...
Seyrettiğim iki Elvlre’den sonra, Şehir Tiyatrosunun Cahide-yl kaybederek neler kaybetmiş olduğuna bir defa daha ve bütün acılığı İle. şahit oldum Bu rolde gördüğüm — ve alkışladığım — İki artistin sanatları nıevzuubahls değildir: zira her İkisi de birer varlık, birer kıyın ettir. Fakat evvelâ şahlanan-ortalığı kasıp kavuran, sonra da ulvi bir sükûnete erişen Elvire, Cahide için sanatını bir defa daha al kışlatmağa ne güze) bir vesUe, bizim İçin ne bedii bir ziyafet teşkil edecekti.
Hulâsa, spor lisanını kullanarak diyebiliriz kl: Don JiiaiVa bir «milli takım» teşkil edilebilmesi İçin A ve B takımlarından bir karma yapıp, bunu da- Gabide İle takviye etmek lâzımdır. Ne yazık ki mümkün olmuyor*...
Ekrem Betft REY
Konuşmamızın tam burasın- 1 da, orta boylu, narin yapılı, gü- 1 zel bir bayan içeriye girmişti. ‘ Ahmet Üstün:
— Refikam Neclâ. 1 diyerek 1 takdim etti.
Getirdiği kahvelerimiz! içer- 1 ken cereyan eden konuşmamız arasında öğrendiğime göre bû- ’ yan Neclâ, henüz 17 yaşındadır ve babası îskenderunda bir lo- ı konta sahibidir Bir buçuk yıl ı evvel sahne hayatına atılmış, ( îstanbulda Fehmi Ege, Anka- 1 rada Şevket Yücesaz orkestra- 1 larında Türkçe tangolar oku- ! muş, Bir müddet de îzmirde ■ Muammer Karaca operetinde çalışmış... ,
— Ahmet Üstiin:
— Fakat, dlvor. artık çalışmak yok... Evin lıanrmı olacak...
Nasıl tanışıp evlendiklerini merak ettim. Ahmet Üstün:
— Oldukça meraklıdır, diyerek söze haşladı: Ben kadın kandırmak ve çapkınlık etmek hususunda çok becerlkslzimdir. Böyle şeyler katiyen elimden gelmez,.. Neclâyı İlk defa Ka-dıköyden gelirken vapurda gördüm. Karşılıklı oturuyorduk. O bana baktı, ben ona derken bakışlarımız blzt birlblrimlze kaynattı. Fakat cesaret edip de konuşamadım. O sırada benim ■ Kapanan Gözlero filminde bit dublâj İşim vardı. Stüdyoya gittim. Aynı stüdyoda Neclftnın da vazifesi varmış. Stüdyo direktörü gelinceye kadar vakit geçirmek İcabetti Bahçede top oynayan çocukları seyre daldık. Bir aralık küçücük lâstik top benim ayağımın hizasına geldi, vurdum, Neclftnın ayağı hizasına gitti, o da vurdu!... O ana kadar kendisi Ue konuşmadığım Neciâya:
— Oynar mısınız? dedim. Kabul etti. Oyuna katıldık. Böylelikle arkadaş olduk. Sonra da...
— Malûm! Sonra da karı ko- . ca odunuz...
— O lâsitk top olmasaydı, bende bu cesaretsizlik ve beceriksizlik varken Neclâ !lc sam i- I tülleşmeme ve evlenmeme İm- ı kân yoktu. Bugünkü izdivacımı-2i işte o küçücük lâstik topa medyunuz...
Ahmet Üstünün annesi Ue konuştum. Anlattığına göre aile. Yu nanis tanın îskeçe kaz as ından dır. 1941 yılında latan bula gelerek burada yerleşmişler... Ahmet üstün evvelâ Fatihte bir lâstik fabrikasında 250 kuruş yevmiye Ue İşe başlamış. Geceleri fabrikadaki vazifesine devam eder, gündüzleri de bir lokantanın servis kısmında çalışır, iki yerden ayda 150 lira temin eder ve geçinirmiş. Bu sırada ablasının oğlu l.ûtft Güneri — kl o da ses sanatkârıdır — şarkı okuduğu gazinoda yerini Ahmet Üstüne bırakarak başka bir gazinoya geçmiş Ahmet üstün bu suretle şarkı okumağa başlamış:
— Bu İşe karşı sizde ekzersiz var mı idi?
— Vardı! diyor Fakat Yu-nanbtana getirttiğimiz plâklardan dinlediğim şarkılar üzerinde çakşırdım. Sonra Ar.karada Fahri Kopuzdan ders aldım. Nota hususunda da bestekâr Nebahat üheıd-m çok istifade ettim.
— Hayatınızdan memnun musunuz?
— Şüphesiz...
— Ayda kaç lira kazanıyorsunuz?
— Eh! İstanbul radyosundarattıklar imla ayda 8-7 yüz lirayı buluyor.
Ahmet Üstün şimdi, refikası Neclft ile birlikte Mr de «Es-tergon Kalesi» İsmi ile filim çeviriyorlar. Ahmet üstün de, Neclâ da illimde baş roldedirler. Neclâ Üstünü bu İllimde Nadiya rolünde göreceğiz. Kendisi filimden bahsederken:
— Fakat, diyor, Türk kahramanı rolünde olan Ahmetle sevişmemiz sonunda evleneceğiz. Nadlya adım da Nadide olacak...
Bu yazı münasebetiyle gazeteye koyacağım resimleri ayırırken. Ahmet Üstünün annesi gelini Neclânın resmini vermek İstemedi. Zorlukla ikna edebildik, Kendilerine veda edip ayrılırken de:
— Bu sondur Bir daha gelinimin gazetelerde resminin çıkmasına asla razı olamam, diyordu.
Cemnlrdditı BİLDİK
[■ BAYAN A KAM İOR ■■ Haftada üç gün birer saat çalışmak suretlle bir mû-esseseııln Fransızca ve İngilizce muhaberatını yapabilecek bu iki Lisana hakklyle vakıf bir bayana ihtiyaç vardır. Çalışmak İsteyenlerin referanslarlle beraber istedikleri ücreti staııbui Posta kutusu 479 gg adresine bildirmeler!
Biraz sonra yanımıza gelen
ıımıınııııınuınMiMinıııiMiumnmuıııııııııııııııiHinıiHinııııııanıııuıımuııınıuıı
inşaat
Kırıkkale C, Savcılığından
1 - Eksiltmeye konulan İş: 83320 Altmış üç bin üç yüz ylr-llra 19 on dokuz kuruş keşif bedelli Kırıkkale A tipi Cezae-
nıl
vlnln İnşası kapalı zarf usuliyle eksiltmeye konulmuştur.
2 _ İhale 25 Ekim 950 çarşamba günü saat 18 On altı da Kırıkkale C. savcılığı odasında bu İş için toplanacak komisyon marifetiyle yapılacaktır.
3 — Bu işe ait şartname proje ve diğer evrak her gün C, savcılığı odasında ve Ankara bayındırlık müdürlüğünde görülebilir.
4 — İsteklilerin, eksiltmeye girebilmek için 44JU dört bin dört yüz on altı liralık geçici teminat yatırmaları ve 950 yılına alt ticaret odası belgesini İbraz etmeleri lâzımdır.
5 — Taliplerin bu işe benzer neviden cn aşağı bir kalemde Kırk bin liralık bir yapı İşini iyi bir surette başardığını veya murakabe ettiğini gösterir bir belge İle en az «tatil günleri hariç» üç gün öne? Bayındırlık müdürlüğüne müracaatla yeterlik belgeleri almaları meşruttur.
6 — Bu İşe isteki! olanların 249ç saydı kanun hükümlerine uygun teklif mektuplarını eksiltme günü olan 25 EMm 950 çarşamba günü saat 15 e kadar, makbuz karşılığında komisyon başkamna vermeleri şarttır.
7 — Postada vukua gelecek gecikmeler kabul olunmaz.
(13648)
| Tekel Genel Müdürlüğü İlânları
T
İValzeme Alım Şubesinden:
1 _ Mevcut şartnamesi mucibince 1 adet şerit destere tezgâhı açık eksiltme Ue satın alınacak!ir.
3 — Muhammen bedeli 2000 lira olup muvakkat teminatı 150 liradır.
3 — Eksiltme 27/10/1050 cuma günü saat 10,45 de Kabataş!» genel müdürlük malzeme alım şubesindeki komisyonda yapılacaktır.
4 _ Şartnamesi her gün sözü geçen şubede görülebilir.
5 — İsteklilerin belirli giin ve saatte güvenme paraları ve
kanunî vesaikle birlikle mezkûr komisyona müracaatları İlân olunur. (13924)
Davacı orta boylu, zayıf, otuz yaşlarında bir adam. , Gözünün etrafı morarmış, sol yanağı şişmiş. Konuş- I tuk:
— Geçmiş olsun, kavga ; mı ettiniz?
Mütevekkilâne başını sallayıp gülümsedi:
— Tecavüze uğradım. (
— Sebep ne?
— Zorbalık. Herif hem a- i çıkgöz, hem zorba.
— Kavga nerede oldu? 1 . — Kahvede oturuyordum, i iki gün evvel doksan liraya ] aldığım pardesümü duvara ı asmıştım. Bir aralık nasılsa 1 gözüm o tarafa kaydı, par- j desüm ü astığım yerde gö- ; remedim. Hemen yerimden i kalktım, o sırada bir ada- » mın elinde pardesü İle kapıdan çıktığını gördüm. Her ( kesin pardesüsü vardır tabii. Fakat dışarıda şakır şa- : kır yağmur yağarken o a- 1 damın pardesüyü sırtına giymeyip de kolunda götür- : mesi şüphemi büsbütün art- ( tirdi, ben de kahveden çıkıp . koşarak arkasından yetiş- ; tim. Evvelâ kaçmak istedi, : sonra yolun tenha bir yerin- : de durup dik dik yüzüme bakmağa başladı. Yanma J gittim: -«Bu pardesü senin ; mi?? diye sordum. «Ne soruyorsun? Elbette benim. Kendi kolumda götürdüğüm pardesü başkasının olur mu? Sen kimsin? Her- ■ kesin pardesüsüne, paltosuna ne karışıyorsun?» diyerek gürültü çıkarmağa başladı. «Bağırma, arkadaş. Bu yardesü senin değil, benim. Sen bunu kahveden alıp çık tın, ben de gördüm, arkandan geldim» dedim. «Çekil karsımdan. Ben kahveye mahveye girmedim» diye göğsümden itti. «Burada gürültü etmiyelım. karakola kadar gidelim de orada anlaşalım» dedim. «Sen kim oluyorsun da karakola adam götürüyorsun? Ben hırsız mıyım?-' diyerek yüzüme iki yumruk savurduktan sonra kaçmağa başladı. Arkasını bırakmadım tabiî. Doksan liralık yepyeni paı-desüyü göz göre göre herife verecek değilim ya. «Hırsız kaçıyor, yakalayın» diye bağırarak ben de koşmağa baş ladım. Bir müddet kovaladıktan sonra yoldan geçenlerin yardımlariyle yakaladık herifi. Karakolda evvelâ suçu inkâr etti, sonra; «Kaza oldu, yanlışlık oldu» diyerek lâkırdıyı değiştirdi. Kendisinin birkaç sabıkası da varmış.
Maznun başını eğmiş, göz-lerlni yere dikmiş, kimsenin yüzüne bakmıyor. Yanma gittik.
— Hasta mısın .ahbap?
Uykudan uyanır gibi irkilerek doğruldu:
. — Bana mı söylüyorsun,
efendi kardeşim?
l — Hasta gibi duruyorsun ı da merak ettik.
Dudak büktü:
— İçerimin üzüntüsünden
■ başım ağrıyor. Belâ nereden gelirsin, elinin köründen,
ı diye bir söz vardır. Ben de
■ görünmez bir belâya çattım. Zaten Cenabı Allahın ne
■ kadar kazaları, belâları varı sa hepsi gelip benim başıma
• toplanır.
ı _ Senin sabıkan da var galiba. Evvelce de burada
■ birkaç defa görüşmüştük.
’ Yüzünü ekşitti:
• — Eski zamanlan karıştırma. efendi birader. İnsanın başından her şey geçer. Amma velâkin. günün bl-
‘ rinde tövbekar olur, namu-siyle yasar. Sabıka dediğin
■ nedir ki? Ben bugün terbiyemle, namusumla yaşıyor muyum, ona bak sen.
• — Peki, mahkemeye niçin getirdiler seni?
ı — Söyledim ya. belâ gelip takıldı. Bu işte bir günahım
- olsa yüreğim yanmaz. Du-
- rııp dururken buralara sürüklendim.
— Bir pardesü meselesi e varmış galiba.
1 — Bos ver böyle masalla-
ra. Mesele diye bir şev yok.
— Pardesü yüzünden kavga etmediniz mi?
— Duur, kavgayı bırak da ben] dinle. Havalar soğuyup yağmurlar başlayınca sırtına bir şey giymez misin? •
— Giyferim tabii.
— Giymeli, bey kardeşim. Soğuğun şakası yoktur, bir defa yapışırsa yatağa düşıl-rür insanı. Ben de tıpkı senin gibiyim. Sonbahar çok netamelidir. Bunun için sabahleyin. evden çıkarken havaya bakarım, gök yüzünde bir bulut parçası gördüm mü, hemen pardesümü sırtıma alirım. Alışmışım, onsuz gezemem. Sırtımda veyahut elimde pardesüm olmazsa değneksiz körler gibi yürümemi şaşırırım.
— Peki, bu seferki pardesü işi nasıl oldu?
— Lâf etmeğe değer şey yok, bey kardeşin':, bahleyin evden çıkarken pardesümü almayı unutmuşum. Kahveye girip ' dum. Oradan kalkınca alışkanlığıyle
bir Sa-
otur-el ______ bir pardesü alıp çıkmışım. Olur ya, kazadır bu. Pardesüsüz gezmeğe alışmamışım.
— Peki, pardesünün sahibi arkandan gelmiş, yumruk! ayı D kaçmağa Ismışsın.
— Bunun da sebebi kadir, bey kardeşim. O herif konuşmasını bilmiyor. Gelse de; «Arkadaş, benim pardesüm kayboldu. Acaba yanlışlıkla sen mi aldın”7" deseydi, hic de gürültü çıkmazdı. Velâkin, herif gelir de: «Sen benim pardesümü çaldın» diyerek yakama yapışınca kafam kızdı Ben pardesüvü yanlış aldığımın farkında değilim İd. Üzerime iftira atınca öfkelendim, kendimi tutamadım. Yumruk vurduğumun bile faikına varamadım.
— Sonra ne diye kaçtın?
— Kaçarım tabiî. Malum ya, serde sabıka var Bizim öksürmemiz bile günah sayılıyor.
Mübaşir çağırdı, pardesünün sahibini öfkeli öfkeli süzerek kalktı.
onu
bp..«-
baş-
Ce. Re
O Û_
C\l
o
O $2 0 >
0 P
■O
0 ra
2 U
Türk - Mısır millî maçında Türk takımı
Bu ayın 28 inde Ankarr.da yapılacak olan Türk - Mısır milli maçında Türk millî takına kuvvetli bir ihtimalle şu şekilde çıkacaktır;
Turgay - Naci, Rahmi - Mustafa- Melih. Muzaffer - İsft‘-diyar. Erol, Bülent, Lefter. Fah-reddln.
Mısır takanı. ayın 25 İnde 2" kişilik bir kafile halinde uçakla gelecektir.

-n 1 ■ r ■ I 1 ı ı T ı ı r ı ı n ı ■ I ili ‘ İlli ■ II 1 ■
1 III I
I 1 I ■ ı_
1 1 ■
■~r ■ 1 -
Soldan «fia 1 - Zararın» - ~ Er.» cylr. 3 — Teıal yaıınus kuinn -Bir »ıfat «kİ. 4 — Saat yayı 5 -Tcrü basma fes giymiş, a — Din! «lirlerden. 1 — Fevvrnn. horu I v «ahlbl olmaklık. 8 — Tcıvıltlı J>ap*l -Bir edat. 9 — Tersi Reml-ı U1b(rleı -den - Lisan. 10 — Mirnmıı faciası - Geçmiş »aman.
Yukarıdan aşngH-a: 1 -kişi.. I — AUmct • İstikbali,
1 — Tarihteki Celebinin ı>'
* — Tersi çaylı rengine bnyat ’ -Pintidir, 6 — Tersi trnsın bojl.ıue^’ Hakikat - Davarın bası, i — I’ ■ ■'
>ünll( tajı - Cilt olmak • lifti
A — Eski - Bir oyun kAp>oı.
GECEN BULMACANIN HALLİ
Soldan sağa: 1 - Esınboiıa, 2 -Deva. Tuj, 3 — İnekk-r 4— Belli»-t 5 — Zlr, Bo, G KmayrtBP 1 — Vs mala. B — Onai, Var, 9 — I '• 1 10 — uy. Sakin.
Yukarıdan a;aûıva 1 — E.brı.r’I'h
2 » Sent. Manav 3 — K't
4 — Nakliyat. 5 - Liret Sa. '■ • Otev, Kavak, 7 — Gıtınba Ü -
Aj. Koparan.
Cc-.
AKSAM
22 Ekim 1950
• •
'4
Sahlfp R
HERKES GELSİN GÖRSÜN..
' >> RADYOLARINI GÖREN BAŞKA BİR
ff Uf n U kaoyo görmek ihtİyacini duymaz
. wAv Av > Fjr^Rİ > W SESTE tabi/lîk - GÖRÜNÜŞTE GVZELUK-KALİTEDE ÜSTÜNLÜK
Çocuk hrkirtr doktor
Ahmet Akkoyunlu
Taksim Tıiımhane
Palas T-'iphın- R262?
KABIZLIĞI
defeder mide

ilIhıllltaMi^
( orlıı Belediye
Kadıköy Süreyya sineması yanında Nevzemin sokak 2*), Saat 15 - 20. l’el: 69144
ANTİSEPTİK Vİ$ MACUNU Kl/LIANINIZ
Pfiyasanon @rs ç@k feeflonSûerii maırkas» oüöltuı
SuRanhaınutn - Hucupulo hanı karşısında No. 40
Türkiye’nin en modern fabrikasında yapılmış Avrupa malları ayarında lâstik çizmeler.
KAUÇUK İŞLERİ Ltd ŞİRKETİ
EYÜP BAHARİYE No, 5 — Telefon: 20902
* Dahiliye Mütehassısı Dr. Ihsan Karlıklı
V/OI5 N VJ 8
Ooi.koUo 1700
fr()rl(lv4 Gtnol Arınl ılı'jı >
ŞAEAK TİCARET A.Ot
»•EftKEZ POSTAHANESİ KARŞISI . İSTAN0UL ANTANT ■ İSTANBUL Telefon > 20744
Başkanlığından:
1 — 2925 M2 miktarında yeniden kaldıran açık eksiltme suretiyle yaptırılacaktır. «Lüzumlu kum ve taş belediyece verilecektir.••
2 — Beher metre kare kaldırımın muhammen bedeli 70 kuruştur.
3 — Şartnamesi Belediye Fen işleri bürosunda çalışma saatlerinde görülür.
4 — İhale 1,11 95ü çarşamba günü saat 16 da Beledlya encümeninde yapılacaktır.
5 — Muvakkat teminat miktarı 153 lira 57 kuruştur.
0 — İhale günün? kadar geçici teminatın verilmesi ve b( gibi işleri Çaptığına dair gerekli vesikanın İbran mecburidir. «Doğrudan doğruya kaldırımdık sanatlyle meşgul olanlar tercih olunur. (14140*

Comments (0)