AKŞAM
AKŞAM’m Küçük Hânları en verimli, en ucuz vasıladır.
Sene 30 — No. 10664 — Fiati: her yerde 10 kuruştur.
SALI 22 Haziran 1943
Geçen hafta
Yazan: A. ADNAN - ADFVAR
Geçen hafta ne kadar dolgun bir hafta idi. Günlerce yeni Kabinenin beyannamesi beklendi; gazeteler her vakitkl gibi tahminler, mübalağalı, mübalağasız haberler neşretti. Nihayet cuma günü Hükümet Mecliste beyannamesini okudu. Beyanname âe yerine getiril emiysceği biline, biline ( Alelusul* yapılan vaid-leı in az olması ve masarifin çokluğu hakkında, pek geç kalmış olsa bile itiraflarda bulunulması memnuniyeti mucittir. Çünkü şimdiye kadar Hükümetler ağzından itiraf işitmeğe alışma-nîiştık. Memur çoktur, lüzumsuz. sefihane inşaat ve masarif vardır dedikçe kimse aldırmazdı. Şimdi âzami tasarrufa gideceklerini söylüyorlar, yollan açık olsun.
Fakat Kabinenin başaracağı en mühim iş, geçen hafta yazdığımız ve bu defa iki büyük sabah gazetesinin de tekrarladığı gibi, seçim meselesidir. Seçim kanunu şu yolda veya bu yolda tadil olunduktan sonra hükümetin onu en iyi surette tatbikte göstereceği gayret ve hüsnüniyet zannederim ki halkın hükümet üzerine itimad ve rağbetini toplayacak yegâne mühim muvaffakiyet olacaktır.
Bu kolay bir iş değildir; hattâ Muhalefet Partisi kısmî seçimlere iştirak etmez, seçime karşı alâkasız durursa o vakit seçimin selâmeti hakkında herkesi tatmin etmek daha güç olacaktır. Çünkü organize bir heyetin kontrolü elbette daha müessir ve daha emniyet verici olur. Her halde seçim işleri başına kendi nefsine hâkim ve adalet şuuruna kuvvetle sahip İnsanların yer yer geçmesi ve son büyük seçimde partizanlıkları hakkında tevatür derecesinde sözler dolaşmış olanların bu işlerin başından uzaklaştırılması lâzımdır.
Bütün bunlar hep kendi kendimize yapacağımız şeylerdir. Yoksa Kabine reisinin beyannamesini müdafaa sırasında söylediği gibi secim kanunu veyahut tatbiki şeklini Hollaniladan veya İsviçreden mütehassıs getirip tetkik ettirmeğe lüzum yoktur. Belki Kabine reisi bunu i-fade ederken «öyle bir seçim kanunu ve seçim mekanizması kuracağız ki onu tetkik edecek HollandalI, İsviçreli Hukuk Âlimleri bile takdir edeceklerdir.» demek istemiş olacaktır. Yoksa her mânasile tamamen ve Lû-milen dahilî bir siyaset işimizde ecnebi hakem heyetinin değil millet kitlesinin hükmüne dayanmak elbette daha yerinde o-lur.
aramak üzere Avrupaya gönderilen resmî ticari ye İktisadî heyetin raporu cidden şayanı dikkattir. Almanyanın etrafındaki memleketlerde yıllardan beri bulunan ticaret ataşelerimize, maliye müşavirlerimize rağmen ayrıca gönderilen bu mütehassıs heyetin raporundan üç seneden-berl hükümetlerin bu husustaki alâkasızlığı yüzünden Almanya piyasasını kaybetmiş olduğumuzu öğrenmek bizlere ne kadar acı geliyorsa oraya giden serbest iktisat ve ticaret mensuplarının yine raporda zikrolunan yanlış ve çirkin rekabet hareketleri de hükümete memur yerine tüccarları kullanmağı tavsiye eden tam serbest iktisat taraftarlarına o kadar acı gelecektir.
Yine geçen haftanın gazetelerinde Dil meselesine dair makaleler ve fıkralar pek boldu. Görülüyor kİ, Türkçe bilmek, Tiırk-çeyi bilmek başlıklı makalemizde dediğimiz gibi «Dil sevenler» nihayet aralarında sakil ve yazısız bir «Dil Misakı • akdetmek üzeredirler. Eğer ta iptidadan beri hepimiz birden sağdan soldan edüen tesirlerle uysallık yoluna düşmeden sevgili Türkçemizl korumak için passif mukavemet yoluna girmiş olsaydık bugün böyle bîr mlsaka bile lüzum kalmazdı. Halbuki bir kaç sene evvel her ortaya atılan yeni kelimeyi kullanmak ve bu kullanışı haklı göstermek için o kelimenin güzelliğini övmek moda olmuştu Vakıa bu medihler ve senaların bir kısmı da yanlış ve zamaneye uygun bir iş yapmadığına diğerlerini değilse bile kendini inandırmak arzusundan ileri gelirdi. Hattâ o zamanlar Maarif Vekâletinin üniversite hocalarına uydurttuğu kelimelerle kanaat etmiyerek dile adetâ bir kanser, bir veba gibi musallat o-lan uydurma hastalığına kendini kaptırıp kelimeler icadedenle-rin bugün bu cereyandan kurtulduklarını görmek hakikaten ferah verecek bir hâdisedir.
Dil üzerinde kanun ve hükümet otoritesinin hâkim olup ola-mıyacağı meslesinl «Hür fikirleri yayma» cemiyeti ele almış bulunuyor. Cemiyetin meseleyi böy le hukukî ve ilmi bir yoldan tetkike girişmesi elbette ferdî fikirlerin dalıa esaslı bir mecraya so-. kulması neticesini verecektir. Her şeyde olduğu gibi bu meselede de hakikat nerede ise onu bulup meydana çıkaranlar milletin takdir ve şükranına lâyık olacaklardır.
A. ADNAN ADIVAR
Amerikan ordusu
Almanyada büyük manevralara hazırlanıyor Manevra sahası Rus rnıntakasına çok yakındır
Frankfurt 22 (AP) — Niirnberg etrafındaki Bavyera tepelerine çıkan 10 bin kişilik Amerikan askeri kuvvetleri lıarbdenberl Avrupada yapılan en büyük manevraya hazırl&nrnak-tadırlar. Dört gün sürecek olan bu manevralarda Birinci Piyade Tümeni İle İkinci Muhafaza Alayı arasında, bir muharebe denemesi yapılacaktır.
Vaktiyle Bitler kuvvetlerinin yıldırım harbini hazırladıkları noktalara düşen bu 15 KliomeLre boyundaki cep he, Rus İşgal bölgesinden ancak 80 -50 kilometre uzaktadır. Rus ordusu da geçenlerde kendi topraklarında büyük çapta bir manevra yapmıştı.
Yeni bir ihtilâf
Londra 22 (R.) — Almanyada Batı Dcvletlerlle Rusya arasındaki münasebet gerginleşmektedir. Buna sebep Rusyanın kendi işgal mıntakasında yapacağı para ıslahatına bütün Berlin şehrini de sokmak İstemesidir. Rus işgal mıntakası valisi Mareşal Sokoloveskl. Berllnln Rus İşgal rmn-takasına dahil olduğunu İddia etmektedir. Batı Devletleri bunu kabul etmiyorlar. Berllnln diirt devlete alt olduğunu, hiç bir devletin diğerlerinden fazla hakkı bulunmadığım ileri sürüyorlar.
İngiliz, Aırterlkan ve Fransız bölgeleri askeri valileri, mareşal Soko-lovlsklye bir nota vererek vaziyet hakkında görüşmelerde bulunulmasını teklif etmişlatdlr. Mareşal teklifi kabul etmiştir. ‘Bugün görüşmelere bâria nacaktır.
Gl. Omurtak
Genelkurmay başkanı Berlinde
Berlin 21 (A.A.) — Türk genelkurmay başkam orgeneral Salih Omur-tak, yanında dokuz Türk subayı olduğu halde uçakla Berlin’e gelmiştir.
Borün 21 (AF.) — Türk ordusu Genelkurmay Başkanı orgeneral Salih Omurtak. bugün Berlin komutanlığına bağlı Amerikan birliklerini teftiş etmiştir.
Dışişleri Bakanlığı teşkilâtı kanunu
Ankara 22 (Akşam) — Dışişleri Bakanlığı teşkilât kanunu tasarısı btt-, tün Bakanların tetkikinden geçmiş ve Büyük Millet Meclisine sevkedLl-miştlr.
Sahibi Necmeddin Sadak — Yazı işlerini fiilen İdare eden: C. Bildik — Akşam Matbaası
Yunan ordusu bu sabah
umumî taarruza geçti
Harekâta 6tümen iştirak ediyor
ll o CL C\l
O
O
$2
(D
> (D £
_Q ■O
(D (0
2? u
Komutan neşrettiği günlük emirde bugün için “ Tarihî giin„ diyor
Yunan askerleri
bir istasyonda trene binmeğe hazırlanıyorlar
Londra 22 (R) — Yunan kuvvetleri Arnavutluk hududuna yakın Gramos dağlarındaki çetelere karşı bu sabah umumi taarruza geçmiştir. Bu kuv-vetTdrtn komutam günlük enirinde «Bugün Yunanistan İçin tarihi bir gün olacaktır» diyor. Taarruza 6 tümen İştirak etmektedir. Bu, şimdiye kadar yapılan hareketlerin en büyüğüdür, Yunan askerleri son İki günlük hareket esnasında bazı muvaffakiyetler elde etmiştir.
Londra 22 (R.) — Yunanlstandakl
Amerikan yardım heyeti başkanı Grlswold rayoda Yunan milletine hitaben demeçte bulunmuş ve demiştir kİ: «Amerikanın Uk yardım senesinin sonunda askeri ve ekonomik vaziyet? düzelmiştir.'Bütçe muvazeneli, paranın kıymeti sabittir. Flatler düşmektedir. Mamafih bugünkü merkezi İdare usulünü tenkid etmek lâzımdır. Yunan milleti daha demokratik bir İdareyi kabul etmelidir. Yunan millet! komünizme karşı ne derece uyanık bulunmuşsa, şahsi hürriyetin
muhafazasında da gözleri o derece açık olmalıdır.»
Markoâ, Tifodan yardı mistedi
Atina 21 (W — Makedonyadakİ basın muhabirleri sansasyonel bir haberi aksettirmektedirler. Bu habere göre askeri makamlar, Markos tarafından Yugoslav Devlet Başkam Tito’ya gönderilen ve âcil askeri yardım isteyen bir mesajı ele geçirmişlerdir.
DİKKATLER:
Dikenler arasında bir gonca gül!
Ulus gazetesinde okuduğumuza göre Kabine reisi şifahi beyanatında bundan evvelki muhalefet teşebbüsünden bahsederken oldukça müphem bir ifadeye düşmüştür. Halbuki o vakitler işin daha ziyade içinde ve başında bulunanlar bu hususta daha sarih ve daha objektif fikirler beyanından çekinmiyorlar. Binaenaleyh en yakın ve tevsiki en kolay tarihi hâdiseler hakkında en doğru malûmatı, en açık tarzda ifade etmenin en münasip bir hareket tarzı olacağında şüphe yoktur. Hattâ bu vesile ile sunu hatırlatmak isterim ki İnkılâp Tarihi Enstitüsü bir taraftan hafızalarını yormağa, evrak ve vesaik dolaplarının derinliklerini karıştırmağa amade olanları arayıp malûmatına müracaat etmekle beraber diğer taraftan da nef’an 11 t-larih (Yani tarihin doğruluğunu korumak İçin) Birinci Büyük Millet Meclisinin gizli toplantıları zabıtlarının neşrine tavassut etseydi yazılacak hakikî inkılâp Tarihinin sahifelerl daha aydınlık Olurdu.
Her ne ise bazı genç âzası kendilerini tebrik edenlere cevap verecek vakit bile bulamıyacak kadar işe sarılmış olan Kabineyi 1.511e giicile başbaşa bırakarak haftanın, başka mevzulanna geçelim;
Cumhuriyet gazetesinin pazar günkü nüshasında verdiği bir habere nazaran Almanya ile ticaret yollarını açmak çarelerini
Vandaki hastahane ve kavurma işi
Millî Savunma Bakanı Hüsnü Çakır 2 albayla 5 yüzbaşı ve bir muhasibin mahkemeye verildiklerini söyledi
4 milli Savunma Bakam hakkında Meclis soruş, turması yapılması hakkındaki takrir diğer bir gündeme alınacak
Ankara 21 — Büyük Millet Meclisi B. Ralf Karadenlzln başkanlığında toplandı. Bazı Meclis âzalarma İzin verilmesi hakkında Başkanlık tezkereleri okundlu. Bu arada İki aydan fazla İzin alan Haşan Âli Yiicel'ln ödeneğinin kesilmesi hakkındaki Baş kanlık tezkeresi de vardı. Bunda,, Meclisten muvafakat ve izin istenmekteydi. Bu istek bllâ İtiraz kabul edildi.
Mütaakıben Afyon Milletvekili Kemal Özçobanın, Vandaki askeri hastane ve uçak alanı İnşaatında yapılan yolsuzluklarla, satın alman kavur ma yolsuzluğuna dair olan takririne, Milli Savunma Bakanı Hüsnü Çakır cevap verdi.
Bakan, bu cevabında, Van. askeri hastanesinin İnşaatının 1039 da müteahhide İhale edildiğini, lakat İkin- , cl dünya harbi araya girince, demir ve malzeme buhranı yüzünden İnşoa-1
Okıı, oku; hep kötü haberler: Bulgar çetes* hudutlarımıza baskın yapmış. Çinde sular yiiz bin Jûşi.vi boğmuş, Kahirede yüz Yahudi uçurulmuş. Trenden atlayan bir kadın yaralanmış. Bir liman amelesi ambara düşüp ö-lüm haline gelmiş. Bir kamyon, bir adama çarpmış. İki İŞÇİ yemekten zehirlenmiş.
Büyük küçük bu kötü haberler ortasında bir tane iç açıcısına güçlükle raslanıyor: Yerli kumaşların daha iyi boyanması sulanacakmış.
Ehemmiyetsiz sanılmasın! Cana canlar katmasa bile can yongasına tesiri büyüktür. Zira hnl-kın belini, pahalılık kadar, belki dc ondan fazla «Fena mal- büküyor. Çüriik İplik, seyrek veya aksaklı dokuma, defolu desen, püTiliklenen veya habbe habbe kabaran kıımaş, solan veya boyası çamaşıra çıkan mensucat... Bu menfi evsafın bîri, ikisi yan yana geldimi, pahalılığı üç beş misline çıkarmış oluyor.
Bıınun içindir M, o kadar kötü haberler arasında bir tane böy le iyi haberi, alâka ile karşılıyoruz. Hemati tavsamayıp tahakkuk etse ve hetnan arkası gelse: Yani yerli malın umumiyetle evsafı düzelse... Tekrarlıyoruz. Bunu, ucuzlayıştan bile mühim sayarız. Bari: «Pahalıdır hikmeti var!» Demek İmkânını buluruz.
Buloaristaaa yarın bir nota verilmesi muhtemel
Bunda tecavüz eden çelenin Bulgar hükümeti tarafından desteklenmiş olduğu delilleri ile ispat edilecek
MilU Savunma Bakanı Hüsnü Çakır (Arkası sshlfe 2; sütun 8 d»)
Yeni romanımız*^ ,
YALAN İÇİNDE YALAN
Aşk ve Macera Romanı (
tVâ - Nü) nun tercüme ettiği ) bu romanı pek yakında AKŞAM . okuyacaksınız.
sütunlarında

Ankara 22 (Akşam) — Türk - Bulgar hududundaki tecavüz hâdisesinin Devlet merkezindeki akisleri deTam etmektedir. Dışişleri Bakanlığı, gerek genelkurmay, gerekse İçişleri Bakanlığı kanalile mahalli makamlarla daimi teman halinde bulunmakla ve hâdise hakkında mütemadiyen tamamlayıcı malûmat almaktadır. Dışişleri Bakanlığında Fuat Cârim’ln başkanlığı altında bir toplantı yapılarak gelen raporlar tetkik edilmiştir. Hükümetimiz bu raporlara İstinaden muhtemel olarak yarın Bulga-garlstana bir nota verecektir. Notada hâdisenin tamamlle açıklanacağı ve bilhassa mevzuu bahis çetenin Bulgar hükümeti tarafından desteklenmiş olduğunun delilleri İle İspat edileceği tahmin edilmektedir.
.I nkara 21 — Bulgar çetesi tarafından Kalkansöğüt köyüne yapılan baskın hâdisesi etrafındaki tahkikat
Yüz otomobil ithali teşebbüsü
Ankara 22 (Akşam) — Yüz otomobil ithali İçin, otomobil ithalâtçılarının Ticaret Bakanlığına müracaatlarından bahseden bir yayın üzerine yetkili makamlar şu malûmatı vermektedir:
«— Halen dolar durumu müsait olmadığından resmi daireler İçin olanlar hariç olmak üzere binek otomobili ithali İçin dolar akredetlfl açılamamaktadır. Ağırlığı 1700 kiloya kadar olan yani lüks olmayan otomobillerin takas İle İthaline müsaade edilmekte olup bu kabil talepler yerine getirilmektedir.»
devam etmekte, Dışişleri Bakanlığı?-le Genelkurmay başkanlığına peyderpey malûmat gelmektedir. Dışişleri Bakanı Necmeddin Sadak, bu İşe dair son vaziyet hakkında şunları söylemiştir:
«— Tahkikat henüz tekemmül etmiş değildir. Oradan alınacak malûmat. hattı hareketimizin tâyininde esas olacaktır.. Hâdise üzerinde hassasiyetle durmaktayız.»
Kadıköy Demokrat Pa;ti kurulunun bâr teklifi
Şehrimizde Kadıköy D P. Üçe İdare kurulu dün gece bir toplantı yapmış ve Kalkansöğüt köyü hâdilsesinl görüşerek parti merkezine bir telgraf çeklmeslne karar vermiştir. Bu telgrafta, hareket tel’in edilmekte, ölen vatandaşlarımız çln her tarafta Mev-lût okutulması ve kahramanca çarpışan AH ağaya da milli bir hediye gönderilmesi teklif edilmektedir.
Ticarî hayatta emniyetsizlik
Ankara 21 — Ticaret Bakanı Cemil Salt Barlas şu demeçte bulunmuştur:
«Ticari hayatta emniyetsizlik hüküm sürmektedir. Bu derde deva bulmak elbette lâzımdır. Fakat emniyetsizliğin salkl, Milli korunma sistemlerinin bıraktığı tesirlerdir. Bunlar tasfiye edilince emniyet avdet edecektir. Devletçilik hududunun tesblt edilmemesi, emnlyctlizllğin salkl diye gösterilemez. Çünü Halk Partisi programı, devletçiliği büyük madenler, ağır sanayi, bayındırlık, münakalât, posta İşleri gibi muayyen sahalara hasır vo talıdld etmiş bulunmaktadır.»
Sahlfe 2
A K ŞAM
22 Haziranı 1043
SÖZÜN 6ELİŞ1 —
Mahsul Hekimi
Önümde, timinle çıkan bir mecmuanın ilk sayısı var. Adı «Mahsul Hekimiu- Tuhafıma gitti. Mecmuanın sahibi Nihat tyrilos yazdığı ön sözde mahsul hekimliği diye bir ihtisas şubesi olduğunu haber veriyor. İnsan ve hayvan hastalıklarına, bakan hekimler var da nebat hastalıklarına bakan hekim neden
Fakat ön söz okununca anlatılıyor M bizde mahsul hekimliği ne pek aldmş eden yoktur. «Gülünü hasra, çamını tırtıl saran münevverden tutunuz da elmasına, lâhanasına kurt düşen bahçıvana; ekinini, pamuğunu kurt kesen; susamına, anasonuna güve düşen, tülünü Akdamat hastalığına yakalanan çlfçlye kadar herkes devletin gelip bu marazlardan mahsullerini temizlemesini bekler... Bilgi ve imkânların eksikliği yüründen çeşitli hastalıklar da her yıl lstilısalimta diledikleri gibi bozup eksiltmekte-
'r p( ki ne yapacağa? Nihat lyeü« üstadımız çıkardığı .Müh-sul Hekimi mecmuasında bu hastalıklarla nasıl mücadele edileceğini halkımıza öğretmeğe karar vermiş Köy muhtarlarından baş-hyarak her çeşit ve sınıftan en büyüğüne kadar bütün memurları hastalıklar hakkında aydınlatacak; bu sahadaki yeni CM™** Inn neticelerini halkımıza duyuracak? yabancı memleketlerdeki yeni mücadele usullerini, âletleri ve İlâçları memleketimi» tanıta cak; memleketimiz İçin tehlikeli hastalıkların yabancı ülkelerdeki durumlarından ilgilileri haberdar ederek korunma çarelerini öğretecek; yabancı memleket gümrüklerinde birdeki hastalıklar için ihraç ettiğimiz mahsullere konmuş karantinalar hakkında tüccarımın aydınlatacak—
Aman ne iyk Bu kadar büyük bir işi omuzlarına alan Mahsul Hekimi mecmuasının cesaretini cidden övmek İstiyorum ama. Tarım Bakanlığının «Benim yapmam lâzım gelen İşleri nasıl olsa Mahsul Hekimi mecmuası yapıyor» diyerek bundan böyle İra. tabada hiçbir şey yapmamaya karar vermesinden korkuyorum.
Şevket Rado
Solcu profesörler
Diin bazı şahitler dinlendi, muhakeme başka güne btrahıldı
Bir Amerikan filosu geliyor
Filo 1 temmuzda lstanbulda bulunacak
Ankara 21 (AA.) — Bize bildirildiğine göre, halen Akdenlzda bulunan Amfriknn deniz kuvvetlerinin altıncı filosu komutanı koramiral Forrortp Eherman. 1 temmuzda üç kruvazör ile İstanbul» gayri resmi bir ziyarette bulunacaktır.
Amiral Shcrman ile birlikte altıncı vazife filosunun on İkinci kruvazör kısmı komutanı tüm amiral Jame H. Foskett de gelmektedir.
Palau uçak gemisi
Norfolk 21 (AF) — Tütklyeye adedi açıklanmryan bir parti askeri uçak teslim edecek olan Palsa uçak gemisi 15 haziranda Norfolktan hareket etmiştir.
Türk İye ye yardım programı mucibince teslim edilecek bu parti de Ye-şllköyde karaya çıkarılacaktır. Bundan evvel Rendova ve Boboney uçak gemileriyle birer parti gönderilmişti.
İnönü yaz tatilini lstanbulda geçirecek
Ankara 21 (Telefonla) — Meclisin tatilinden sonra Cumhurbaşkanı İ fitin ünün bir müddet kalmak üzere İstanbul ve Yalovaya gideceği söylenmektedir.
İsmet InBnO bugün Meclise gelerek dairelerinde bir müddet çalışmışlar ve bazı Bak? ıılan kabul ederek görüşmüşlerdir.
Birinci Mecliste ve Sivas heyeti temsiliyesin-de bulunanlara maaş
Ankara 2J — Birinci Büyük Millet Meclis! ve Sivas heyeti temslllycsl 0-yelerlne vatani hizmet tertibinden 550 lira tahsisat verilmesi haklındaki tasarıyı ince 11ye a komisyon bu hd-rasta yeni bir esas kabul etmiştir. Buna göre adetleri 100 kadar tutan bu zevat birer beyanname vererek aylık kazançlarını bildirecekler, hiç kazançları olmıyenlar veya 350 liradan az kazananların İstihkakları 350 liraya çıkarılacak, kazançları bundan fazla olanlar bu kanundan k lirde et-inlyecekk'rdlr.
Galatasaray hentbolda Fener bahçeyi 13 - 2 yendi
İ.-rtanbul hentbol birinciliğinin iki kuvvetli namzedi Galatasaray ile Fenerbahçe dün Şeref stadında karşılaştılar. Neticede anlaşmış hlr takım otan Galatasaray 13-2 Fenerbahçeyl yenerek İyi bir galebe kazandı Galip Galatasaray takımı aşağıdaki şekilde şıkta.
Zeki - Kesim - Ahmet - Fazıl - Yıl-taaz - Tefvlk - İnanç - BcUt (Kaptanı - Erdoğan - Favlo - Mehmet.
Müdafaanın başta Zeki olmak üzere canlı oyunu ve forvetlndo başta Erdoğan olmak üzere netice alan oyunu Uiymdnde Erdoğan 7. Beliğ 4, İnanç 1. Fazı) do 1 «ayı çıkararak neticede Galatasaray 13-2 kazandı Fenrrbahççnln bir golünü İsmet ikinci golıinii de Halûk Keman yaptı tar__________
10bin öğretmen
Maaşları geri kalan ilk okul öğretmenlerine zam kanunu çıkıyor
Ankara 91 — Bütçe komisyonu bu sabah Başbakan Haşan Saka ve Milli Eğitim Bakanı Tahsin Banguoftlunun İştiraki!® yaptığı bir toplantıda ilk öğretim bocalarından maaşları iler-İçmemiş ve geri kalmış olanlara yapılacak zam tasarısını müzakere etmiştir.
Takriben on bJn kişiyi bulan bu hocaların hJç olmazsa kısmen teri İlil İçin bir taviz yapılması veya tazminat verilmesi düşünülmekledir.
Tasan bu hususta bir formül bulunmak üzere tâli bir komisyona verilmiştir. Tasarının Meclis tatilinden evvel çıkarılmasına çalışılacak Ur.
Mekteplerde tek kitap usulü kalkıyor
Ankara 21 — Meclisin bugünkü toplantısında Milli Eğitim Bakanı Tahsin Banguoğlu Refik Ahmet 6e-vengiün sual takririne cevap verdi.
Bângııofflu, İlk, orta okullarla liselerin H» - Ö40 yılı başında kitap ihtiyâcının tamamen temin edileceğini,. çocukların kitap sıkıntısı çelt-rolyeceklerJnl, kitapların hazır olduğunu söyledi. (Tarih Boyunca Güzel yazılar) adlı eserler (Dil Bilgisi) kitabının da 948 ders yılı başında ha-ar olacağım, faslkül halinde hiç bir kitap kalmıyactığını anlattı.
Meclisin yaz tatiline kadar çıkarılacak kanun tasarıları
Ankara 21 — Meclisin on güno kadar ya* tatili karan vermesi muhtemeldir.
Tatilden evvel seçim kanununda yapılacak değişiklikler tasarısı ve milli müdafaa İçin İstenen 200 bin liralık munzam tahsisat tasarısının meclisten çıkarılması beklenmektedir.
Munzam tahsisat bütçede yapılacak tasarruflarla karşılanacaktır.
Yeniköy faciası muhakemesi
Karısı Perran Kuşku’yu Yeniköy Palûs'm bir odasında öldürmek kastiyle tabanca İle dört yerinden yara-lıyan zahireci Hüseyin Kuşku'nun duruşmasına dün birinci ağır ceza mahkemesinde devam edilmiştir.
Bu oturumda. Pcrran’ın ablası Berna İle yeğeni Refik ve otel müdürü Mustafa şahit olarak dinlenmişlerdir.
Berna İle Refik, beş aylık karı kocanın daimi bir huzursuzluk İçinde yaşadıklarını, HiJseylnln, Pcrran’a birçok ezalarda bulunduğunu, nihayet Dir giln Bakırköydekl evlerinden, tabanca ilo tehdld ederek karısını otele götürdüğünü, kendilerinin bu vaziyet karşısında emniyet teşkilâtına baş vurduklarını, nihayet bir sivil memurla Yeniköy Palasta gidip Per-ran’ı sordukları bir sırada cinayetin İşlendiğini anlatmışlar, otel müdürü Mustafa da Hüseyin lu birdenbire Perr&nta ateş etmesi üzerine müdahale ettiğini, fakat Hüseyin tabancasındaki kurşunları karısının üzerine boşalttığını söylemiştir. Mahkeme, diğer şahitlerin çağırılması için du-ruşmayı başka güne bırakmıştır.
Ankara 11 — Dil. Tarih, Coğrafya fakülteleri Öğretim Üyelerinden Pertev Naili Borntav, Niyazi Berkes ve Bâhlce Boranın dunışmalarma asliye dördüncü ceza mahkemesinde devam edildi.
Şahit olarak dinlenen asistan Vo-clho ’ Rılıçoğlıı, Pertev Boratav'ın derslorlnde propaganda yaptığını görmediğini, Behlçe Boranın bir konferansında bulunduğu kirada, hatibin Anglosakson fil eminin kapitalist tesirler altında, bulunduğunu İzah ettiğini söyledi.
Diğer şahit Hukuk fakültesi talebesinden Orhan öker dedi kİ:
«— Dil, Tarih - Coğrafya fakülte-sinde .ötedenberi komünist bir zümrenin bulunduğu vo bu hocaların, talebeleri komünistleşttrdlği söylen-nüktedir. Geçen sene. Pertev Naili Boratav bir konferans verecekti. Fakat talebenin bir hâdise çıkaracağından çekinerek, konferansa gelmedi. Niyazi Berkes, tmralıya yapılan seyahate, bazı milliyetçi talebeleri götürmemiş. Bunların yerine, talebe olmayan bir kaç kişiyi tümış ve yapılan ısrar üzerine: «Sizi führerlerlnla götürsün» demiş. Bun lan bana, N&sır Bolayırlı söyledi. Behlce Boranın konferansı.-îrındo Rus rejimini me(l-hettiğlnl arkadaşlarımdan işittim.»
DJfier şahit Dil. Tarih. Coğrafya fakültesi asistanlarından Zeynep Korkmaz da:
— Fakültede talebeler arasında siyasi gruplaşmalar olduğunu, bunların milliyetçi ve solcu gruplar namlle
tmıldığını, derslcde yapılan izahlarda komünistliğin Maşlarının anlatıldığını söyledi.
Diğer şahit fakültenin Türk edebiyatı profesörü Neamcddln îîalil Onan, Banato âzası olması Itlbarlle hâdiseye muttali bulunduğuna, yüksek tedrisat umum müdürü olduğu sırada da bunların «Görüşler» mecmuasına yazı yazmalarını doğru bulmayıp haklarında bir fezleke hazırlandığını söyledi.
Bon şahit, fakültenin, tarih profesörü vn üniversite rektörü Enver Ziya Karal’dı. Sanıklar haklondakl İsnatlara Banatoda muttali olduğunu, bunların fakülte dışında çıkardıkları bazı mecmuaların hasında münakaşalara sebep olan leşleri ta-şıdığmı anlattı.
Diğer şahitlerin celbi İçin duruşmn talik edildi.
Aşın sağcı ve solcular
Ankara 22 (Akşam) — C. H. P. Meclis grupu bugün saat on beşle toplanacaktır. Aşın sağcı ve solculuk hakland* seçilen komisyonun hazırladığı rapor bugünkü toplantıda bahis mevzuu olacaktır.
Raporda komünizm, prensip İtibariyle casusluk mahiyetinde görülmekte ve bu meîkûre peşinde koşunların casus addedilerek hlyaneti vataniye suçu ile askerî mahkemelere verilmeleri istenmektedir.
Parti gnıpunun bugünkü toplnntı-srnda ünlverdtler kanununun da muhtariyetlerine halel gelmemek şartlyte tadili lüzumu Üzerinde de görüşmeler yapılacaktır.
Vandaki
(Baş tarafı 1 İnci sahlfede)
ta devam edflemeylp müteahhidin İşi bıraktığını, ve bir tssfiye heyeti kurularak müteahhide, bırattağı İnşaat bedeli olarak 71 bin lira verildiğini, fakat bllâhara kurulan İkinci bir heyet, müteahhide 2Ö bin küsur lira fazla verilmiş olduğunu tesblt edince iki albayla beş yüzbaşı ve bir muhasibin mahkemeye verildiklerini ve hâlen dâva dosyasının Askeri Yargıtayda İncelenmekte olduğunu anlattı.
Kavurma işine de temas eden Hüsnü Çakır, Van civarındaki asker! birliklerin 10-42 deki İhtiyacı için kilosu 275 kuruştan 229 bin kilo kavurma alındığını, bllâhara bunun 2700 kilosunun bozuk olduğunun görüldüğünü ve fahiş flatle alındığının tesblt edildiğini, bu İşle alâkalı görülen subay ve sivillerin İcab eden takibata uğratılmış, bulunduklarını söyledi.
Takrir sahibi Kemal özçoban,, bu kavurmadan zehirlenerek Ölen askerler bulunduğunu söyleyince. Bakan: «ölen yoktur» dedi,
Kemal Özçoban, kavurma işini ihbar eden mektubu okuyarak hâdiseyi şöyle İzah etti:
«— Kavurma İşi bir fadadır. Müteahhit, gene aynı şahıstır. Kavurma IILatl 175 kuruş İken 275 kuruşu çıkarılmış, defterlerde tahrifat yapılmıştır. Ve bu suretle Devlet kasasından 300 küsur bin Ura çalınmıştır. Hâlbuki Erelyaşh tacirler, askeri birliklere, o sırada 170 kuruştan kavurma teklif etmişlerdir. Bu teklfler de ortadan yokedllmlştlr. 36 ton kavurma, teslim edilmediği halde teslim edilmiş gibi parası alınmıştır.
Çubukluda bir cinayet
Alacağını iatiyen genci yaraladılar
Çubukluda Ortabahçede oturan Süleyman isminde bir genç, evvelce yanında çalışıp, bilâhare ayrıldığı bahçıvan. Dursunta giderek kalan alacağını İstemeği kararlaştırmış vc bu kararla bahçıvanın yama. gitmiştir. Süleyman, parasız kaldığından bahsederek Dura tından alacağını rica etmiş, Dursun ona biraz beklemezini söylemiş ve kısa bir müddet sonra erkek kardeşi Osman özdemir ve kız kardeşi Şükriye özdemir ile birlikte gelmiştir. Dursun:
— Paran hazır!.. Şimdi Vereceğimi, demiş ve bu sırada Dursun ile kız kardeş! Şükriye, Sülcymanm üzerine atılarak kollar tııı tutmuşlar. Osman özdemir de kamasını çekerek Büley-manı beş yerinden bıçaklanmıştır.
Büleymanın feryat ve İstimdadını duyanlar zabıtayı haberdar etmişler, gelen memurlar bitkin bir halde bulunan Süleymanı Haydarpaşa Nilnıu-ne hastanesine nakletmişlerdir. Cinayet İşleyen üc kardeş de yakalan-
hastane işi
Birçok askerlerimiz bu kavurmadan yedikten sonra »eblrlenerek öldü. Vand* Musevi bir doktar vardı. Adı Abravaterdir. Ölen erleri muayene etti ve kavurmadan zehirlenerek öldüklerin# dair rapor verdi. Fakal doktor, böyle bir rapor verdiği İçin, Beytüşşebaba nakledildi vs meseleyi kapattılar. Bütün bu yolsuzlukların mahiyetine nüfuz etmesini sayın Bakandan İsteriz. Suiistimal geniştir, mühimdir ve acıdır. Temenni ediyorum kİ, İki üç sene sonra bu mevzuu tekrar bir başka Bakana sormıya-jT.ni.»
Bir ara tekrar kürsüye gelen Savunma Bakanı:
*— Hâdise etrafında tahkikat' devam etmektedir. Adaleti tecelli ettirmek İçin Bakanlığımız İcab eden şekilde çalışmıştır.» dedi.
Tekrar söz alan Kemal özçoban. İşin savsaklanıp müruru zamana uğratılmamuını eöyllyerck:
(— Bu !ş!n tahkikatı sırasında beş Bakan değişti. Bunları da mahkemeye verelim.» dedi.
Bu mevzu üzerinde Reşat Aydınlı da bir önerge verdi. Bunda Refik, Saydam, Şükrü Saraçoğlu, Recep Pekcr ve birinci Haşan 8aka kabinelerindeki Milli Savunma Bakanlarının ihmalci hareketlerinden dolayı haklarında Meclis soruşturması ■-çılmaaı İsteniyordu. Bu Bakanlar Naci Tınaz, Ali Rıza Artunkal, Cemil Cahit Toydemlr, Münir Birseldir.
Başkan, bu önergenin bugünkü gün demde olmadığı İçin diğer bir gündeme alınması jçtn lâzım gelen muamelenin yapılacağını söyledi ve celseye nihayet verlldL
Filistin meselesi
Kont Bernadotte Arap heyetile görüştü
Londra 29 (R) — Kont Bernadotte dün Arap heyetile 2 saat görümüştür. Bııgiin Yah udi heyeti gelecek Ur. Kont bu hafta İçinde bir uzlaşma şeklini kaleme alacağını ümit ettiğini gazetecilere söylemiştir.
Kahire'den bildirildiğine göre Kudüs'te Birleşmiş Milletler temsilcisi Evans vazifesinden İstifa etmiştir. Buna sebep böyle b!r vazifenin faydalı olmayacağını anlamış bulunmasıdır.
Fransız Kabinesi güç vaziyeffe
Frangı?. Kabinesi bir müddefctcnbeıi yeni buhranlarla karşılaşmaktadır. Buhrana sebep Kabineyi teşkil eden Cumhuriyetçi Halk hareketi, sosyalist ve radikal partileri arasındaki görüş ayrılıklarıdır. Ayrılık her sahada göze çarpıyor. İç politikada, İktisadî ve malî meselelerde, mekteplerde lâiklik esasında ciddî İhtilâflar mevcut olduğu gibi dış meselede, Batı Almanya-da bir hükümet kovulması hususunda da ihtilâf vardır.
Bu yüzden hükümet bir kaç defa tehlikeli vaziyete düşmüş, baş bakan Schuman’ın katî vaziyeti karşısında her defasında küçük bir ekseriyetle itmat reyi almıştır. Fakat bu vazıyetin uzun müddet devam edemiyeceğl, bir anlaşmaya varılamazsa günün birinde Kabinenin istifa etmek mecburiyetinde kalacağı şüphesizdir. *• I
Dün gelen telgraflara göre, bazı vilâyetlerde sosyalist federasyonlarının toplantılarında hükümetin politikası şiddetle ten-kld edilmiş, hattâ Kabinedeki sosyalist bakanların istifa etmelerini İsteyen karar suretleri kabul olunmuştur. Bu cereyan u-muml almamakla beraber dikkate şayandır.
Kabinenin karşısında şimdiye kadar başlıca komünistler vardL Şimdi de Gaıılle partisi de hükümeti şiddetle tenkid etme- LJ ğe başlamıştır. General de Gaulle geçen pazar günü, Verdim* Û_ de söylediği bir nutukta Sovyet tehlikesinden bahsetmiş, bu^ıin- CM kii anayasaya şiddetli hücumda bulunmuştur. General her 't şeyden evvel hükümetin, bünyesinde ıslâhat yapmak icabetti- O ğlnl, Kabinenin ancak bu suretle esaslı bir İş görebileceğini C söylemiştir. _O
Schuman hükümeti şimdiye kadar mühim işler görmüştür. Cfl Grevlere son verilmesi, malî kalkınma, hayat pahalılığım dur-durarak ucuzluğa doğru gidilmesini temin etmesi bunların ba- > çında geliyor. Kabinenin, büyük İhtilâflara rağmen, mevkiini mu halaza edebilmesinin başlıca sebebi bu muvaffakiyetlerdir. Fa- g kat prensip meselelerindeki ihtilâf şiddetlenirse bu muvaffak!- E_ yetine rağmen Schuman Kabinesinin istifaya mecbur kalması muhtemeldir.
Bir hakaret dâvası
Şe m şeddin YeşiFin açtığı dâvanın görülmesine başlandı
Etyemez camisi vâlzl Şemseddin Yeşil tarafından Hareket mecmuası «ahlbl ahlâk doçenti Nureddln Topçu İle mecmua muharrirlerinden Ahmet Kabaklı aleyhine açılan hakaret dâvasının rüjetlne dün ikinci ceza mahkemesinde başlanmıştır.
«Tariki nazenin» İsimli bir fıkradan doğan bu dâvada kendisinin kaydedildiğini söyilyen Şemseddin Yeşil, yazıda her ne kadar İsmi geçmemişse de, Etyemezde oturan, soyadı «Yeşil,» olan, dört dükkân sahibi bulunan kendisinden Taşta Tâlz bulunmadığını, binaenaleyh kendisinin kasdedflmlg olduğunu söylemiş ve felsefe öğretmeni Celâl isminde btr zatı da şahit olarak göstermiştir.
Sanıklardan Ahmet Kabaklı, kendisinin «Kırr Baba» tornanınm tesiri altında kaldığını, yananın mizahi olduğunu; Nureddln Topçu İse, yazıda bazı İrticai din hareketlerinden bahsedildiğini, takat bunda Şcmsed-din Yeşilin kasdedllmedİğini söylemişlerdir.
Tekrar söz alan Şemseddln Yeşil, yazının tamam!yle kendisini istihdaf ettiğini, hattâ bu yazıdan sonra, beş polis memurunun evinde arama yaptıklarını, bu yüzden şeref ve !tl-barının kırıldığını bahsetmiş ve sanıkların Türk ceza kanununun 480 -2 nel maddesi gereğince cezalandırılmasını, ayrıca on bin lira da mânevi zarar iıükmedllracslnl istemiştir,
Savcılık iddianamesinde de sanıkların ceza kanununun muayyen maddesine göte cezalandırılması - İstenmekteydi.
Mahkeme, felsefe öğretemnl Celâlin şahit olarak çağırılip dinlenmesine karar vererek duruşmayı tfllik etmiştir.
Dün akşamki yangın
(0 (D Beylerbeyinde 4 ev yandı q
Dün akşam saat yirmi buçukta Beylerbeyinde dört evin yanmaslie neticelenen bir yangın olmuştur. A-teş, Abdullabağa mahallesinde Şahbaz Yeği t sokağında yağcı Naile alt 28 numaralı evden çıkmış, irfan ve Kemal adlarında İki şahsa ait 28 ve 30 numaralı evlere ve buradan da Emniyet birinci şube müdüriı Zeki İle diğer baa şahısların müştereken sahip oldukları 32 numaralı eve geçmiş, bunların hepsi tamamen yanmıştır.
Söndürme İşinde Kadıköy ve Üsküdar İtfaiyeleri meşgul olmuş, suyun tam olarak bulunması ve itfaiyenin* ciddi çalışmasHe yangının daha fazla genişlemesi önlenebilmiştir. Yangının neden çıktığının tespiti 1-çln bugün lcabeden sonı.Stiırnnlar yapılacaktır. Üsküdar savcılığı İşe el koymuştur.
Italyan - Rus ticaret anlaşması
Roma, 21 (AA) — Dün akşam Clılgl «arayından bildirildiğine göre bir İtalyan - Rus ticaret anlaşması İmza etmek üzere temmuz sonunda Moskovaya gidecek olan İtalyan heyetinin başında cumhuriyetçi saylav La Malfa bulunacaktır.
ifr Mehmet İsminde bir vatmanın İdaresinde bulunan 32 numaralı tramvay arabası dön akşam Sirkecide Hamldlye caddesinden geçerken henüz hüviyeti tesblt edllemlyen on üç yaşlarında bir çocuk tramvaya atlamak İstemiş, muvazenesin! temin cdenılyerek römorkun altına gitmiştir. Yaralı çocuk Esnaf hastanesinle kaldırılmışsa da yolda giderken ölmüştür. Kaza kurbanı meçhul çocuğun kim olduğu araştırılmaktadır.
* Mehmet isminde bir 'tacire ait tavuk kafeslerini kırarak İçinden tavuk çalmak lstiyen Galatalı İbrahim adında biri, kendisini yakalamak ls-tiyen tacir Mehmedi bıçakla muhtelif yerlerinden yaralamıştır. Yaralı hastaneye kaldırılmış, eli bıçaklı hırsız da dün adllyeye verilerek tevkif edilmiştir.
■A Et kamyonlyle kasaplara et tevzi eden Abdullah, Şahin ve Derviş adlarında üç kişinin gece, kasap dükkânlarına «t bıraktıkları sırada birer miktar çalarak kamyona sakladıkları, bllâhara da aralarında yapıştıkları rabıtaca tesblt edilmiş ve cilrmü meş hut halinde yakalanarak adllyeye verilmişlerdir.
Muallimler Birliği yazlık kampı
Muallimler Birliği tarafından açılan Göztepe yazlık kampına İstanbul. Trakya ve Anadolu öğretmenleri çok fazla plsbette rağbet göstermektedirler. Bu yüzden kampın İkinci ve Ûçüncil devrelerinin de açılması düşünülüyor. Bugün toplanacak o-laa Birlik idare heyeti bu meseleyi müzakere edecektir. Birinci devre kampının l/temmuz/10-ifl de merasimle açılacağı haber alınmıştır. Birine! devreye ekserisi Anadoludan olmak üzere elli öğretmen girecektir.
1 B O R S
tetaolıol «/»/»(* Halleri
ÇEKLEŞ
Kapanış
1 cııdra 1 Sterlin 113056
NMrlVk 100 Dolar 580.—
Parljı 100 Fıannı t. 1 ’OOO
100 İsviçre V. raısro
Amsterdain 100 Flortn 105 -j458
Ltzbcn İÖÖ Belçika F. S 3881
ürflkıcl 1G0 Çeke. Kr. 5.60
PrU îüü I meç Kr. 71 BÖİiO
Sloknolm JW &kxıdee 11Î453
ESHAM VE TAHVİLAT
FAİZLİ TAHVİLLER
Sina - Erzurum 1
Sivas - Erzurum î-1
1841 Demiryolu 1 *°50
1941 Demiryolu 11 ıî rî
İMİ Demiryolu Hl u u"
MIHI MOcUIu 1 20.60
MUI1 Müdafaa IX 19.91
MıUl Müdafaa Hl «0,10
Milli Müdafâa % • 17 -7' FAteLİ TAHVİLLER
Kullrmnaa I DB.—
1£MJ Demiryolu VI 90 —
Kalkınma H 93.—
Kalkınma m 33.—
% 5 FAİZLİ TAHVİLUOI
1833 Krzanl 23,—
ltöH İkraTnlyell 71 —
j,UIH Müdafaa al.18
Demiryolu T7
Demiryolu V Ü73#
AHADOLV DEMİRYOLU CRUFU
TuhyUle» I - a. 11)0.—
Jlaae senetleri % 90 »5&0
Mümessil wnei •M.—
ŞİRKET HİSSELERİ
Merkez Bankon J23«—
İS Banka.'.! 24.—
T. Ticaret Eankası 9,—
Aalnn Çimento H.—
SARFL1FLABDA ALTIN
Gulden ’
TOık Uran »5.95
Sterlin 03 50
KOlço B3Û
ilcsal »K
22 Haziran 1943
AKŞAM
Sahlfe 3
AKŞAMDAN AKŞAMA
Tatzib-i insan bilâ faıde...
Umumî bir yerde telefon etmek için nöbete girdim. Bakırköy hastalıaııesinde bir doktorun soyadını öğrenmek istiyorum. Son günlerde hastahane-yi ziyaret etmiş, profesör ve asistanlarımızın bir keşif etrafında müştereken nasıl çalıştıklarını bütün gün seyretmiştim. Fakat gene âlimlerden bazılarının isimlerini öğrenmiş, soyadlarını bir tarafa kaydetmemişim. Bu noksanı tamamlamak niyetindey-dinı. Sonra telefonu olmıyan biı yere çekilip notlarıma baka baka fıkramı tamamlıyacaktım. Programım böyle idi.
Lâkin bir hâdise oldu. Elim ayağım titredi. O fıkrayı başka bir giine bırakıp zihnimin takıldığı bu okuduğunuzu yazıyorum.
Bazı saatlerde telefonun düdüğü ne güç ötüyor değilmi? Önümdeki iki kişi, beni — herkesin kim bilir kaç kere tecrübe ettiği — sebeplerle beklettiler. Nihayet telefona kavuştum. Açarım, ötmez diidük; açarım, ötmez düdük. Nihayet öttü, şükür...
İG Bakırköy'dür, biliyorum. Çevirdim. Ses çıkmadı. Bir daha çevirdim. Ses çıkmadı. Bir dalıa çevirdim. Rakam hafızası bende kuvvetlicedir amma, hastalı an en in numarasını boğuntu yerde ansızın unutmuşum. Telâfisini kolay sandım. Bayana:
— Akıl hastahanesiııi vermenizi rica ederim.* - dedim.
— Numarasını söyleyiniz.
— Numarasını bilmiyorum.
— Arayıp bulunuz.
— Simdi güç olacak. Burası da kalabalık Kim bilir kaçıncı sa-hilededir.
— Sıfır bire sorunuz.
— Peki efendim, peki. Kapadım.
Benden sonra nöbette- olanlar muhaveremi takibedivor ve pek haklı olarak bana telmihti sözler söylivorlar. Acaba (Bakırköy akıl ve sinir hastahanesi) ni ne şekilde arayayım?
1 — Bakırköy ... demi?
2 — Akıl ve sinir ... demi?
3 — Sinir ve akıl ... damı?
4 — Emrazı akliye ... de nü? Emrazı asabiye ve akliyede mi?
5 — Sıhhiye Vekâleti nde nü?
6 — Sağlık Bakanlığında mı?
7 — İçtimaî Muavenet ve Sağlık Vekilliği'nde mi?
8 — Belediye ... de mi?
9 — İstanbul belediyesinde ini?
10 — Üniversite'de mi?
11 — İstanbul Üniversitesin’ de mi?
12 — Ilastahaneler kısmında mı?
Hepsi mümkün... Baht işi...
Böyle bir hastahaneniu İdarî teşkilattan hangisine bağlı olduğunu bilmiyen vatandaşlar (bilhassa o müesseseylc ilgili yarım akıllılar) için, defterin resmi kısmında, hususi kısmında işte bu kadar çok arama, tarama zeminleri vardır. Ben de bunaldığımdan ve telefonun diğer talihleri tarafından sıkıştırıldığını-dan, 12 ihtimal arasında varid gördüğüm iiç beşinde pala çaldım, Hayrettir: 2600 hastalı koskoca lıastahanemizi, telefon defterinde — (Ben yedi batındır İstanbullu. 30 senedir gazeteci) ■— bulamadım, bulamadım... Çaresiz. sırfır bire başvurdum. Yine düdük ötmez... Bir numara düşer, cevap gelmez... Üçüncü tecrübede sıfır birden rakamı öğrendim: 16-60 imiş... Bu sefer tek rar düdük Ötmez... Üter, numara düşmez... Üç tecrübe daha... Nihayet Bakırköy santralındaki bayanı buldum:
— Bana beyhude yere hem para, hem zaman sarf ettirdiniz. Hatları nafile işgal ettirdiniz. Sizin hastahaneyi bilmemenize imkân yoktur. Asabi bir ânınıza rastlamış olacak! - dedim.
Nezaketle ceva verdi:
— Cevap vermek isterdim ama, numarası söylenuüyen yerleri ver inekten bizi menettiler. - Dedi.
— Lütfen altı sıfırı verin... HO| vermeseniz daha iyi olur a...
Çünkü kendim bizzat oraya gelsen», hem öğreneceğimi öğrensem, hem de bozulan asabimi tedavi ettirsem: daha kârlı çıkarım...
Eskilerin bir tâbiri vardır:
Tazib-i hayvan bilâ faidc... Benim uğradığımın ismi de Tazib-i insan bilâ faidedlr... Ve işgal-i alât bilâ mantık,
......................(Vâ-Nû> Sağlık Bakanlığı hukuk müşavirliği
Ankara 21 (Akşam) — Açık bulunan Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı hukuk müşavirliğine Terfik Çaydam tâyin edilmiştir.
Taşlıktaki kahve
103 bin liraya ihale edildi
Belediyenin Maçkada Taşlık mevkiinde eski Türk mimarisi üzerine bir kahve inşa ettireceğini yazmıştı' Kahvenin İnşası İçin faaliyete geçit-mlştlr. Bina 103 bin liraya İhale olunmuştur. .
Bu kahve Taşlıktaki teras üzeri ide büyük park ortasında İnşa olunacaktır. Bu parkın aahası 40 bin metre murabbaı kadardır. Kahvenin İçi 50 kişi kadar alacaktır. Parknı tanzimine başlanmıştır. îkl yıl İçinde bu parkın istenildi şekil alacağı söyleniyor. Kahvenin binası sonbaharda, ikmal edilecektir.
Tanınmış bir İsveçli mimarın şehrimizde tetkikleri
Bir haitadanberl şehrimizde bulunan tanınmış İsveçli cılmar doktor Blrch Sindgreıı burada muhtelit incelemeler yapmıştır.
Doktor Slndgren bu arada bilhassa Tıp Fakültesi enstitü ve klinikleri inşaatı için çalışmıştır. Cenubi Amerika: İsveç, Norveç ve Afrlkanın muh telif yerlerinde birçok modern hasta -1 ianeler inşaat projelerini hazırlamış olan İsveçli mimar son günlerde Haseki ve Gureba hastahanelerinl gezmiş. Tıp Fakültesi eski ve yeni dc-kanlarlyle yeııl İnşaat pro!eleri hakkında görüşmüştür.
Yüksek mimarın bugiin İsveçe hareket edeceği tahmin edilmektedir.
Liselerde olgunluk imtihanları başladı tlselerln olgunluk imtihanları dün başlamıştır. İlk İmtihan kompozisyon dan yapılmıştır. İkinci imtihan yarın, sonuncusu da aynı 28 indedir.
Muhtelif fakültelere girecek bire qc ileri üniversite, diplomalarının derecelerine göre aldığı İçLn olgunluk imtihanlarına önem verilmektedir.
Ortaokul imtihanları da devam etmektedir. Bu İmtihanlar ayın 25 İnde sona erecektir.
Kahve fiatleri
Ticaret Ofisi fiat’arda yeni indirmeler yaptı
Ticaret Ofisi mühim Btokiar yapıp kahve ithalinden vazgeçtikten sonra tüccar eliyle ve sterlin nıuka-btll kahve ithalinin sağlanması piyasada bolluk ve ucuzluk yaratmıştır.
Bunun neticesi olarak bir aralık toptan kilosu 542 kuruşa kadar yükselmiş olan kahvenin flatı 515—520 kuruş civarına düşmüştür.
Piyasada nâzını rolü oynıyan Ticaret Ofisi şimdi yeni bir kararla fiat-larda yeniden tenzilât yapmıştır. Buna göre ofis depolarında satılmakta olan kahvenin flatı toptan 125 çuvala kadar 3 numaralı kahve İçin 513 kuruştan, aynı kahvenin 125 çuvaldan fazlası İçin 508 kuruştan, yine 125 çuvala kadar 5 numaralı kahve için 611 kuruştan, aynı kahvenin 125 çuvaldan fazlası İçin de 508 kuruştan hesap edilecektir.
Ticaret Ofisi tarafından yapılan bu tenzilâtın serbest piyasaya da aksedeceği tahmin edilmektedir.
Bağdat caddesinde alınan seyrüsefer tedbirleri
Anadolu yakasındaki Bağdat caddesinde mevsim dolayıslle büyük bir nakil vasıtası İzdihamı vardır, Bu sebeple belediye kazaların önüne geçmek üzere bu caddede bazı tedbirler almıştır. Bu tedbirler şunlardır.
1 — Caddebostanmda plâl yolundan İtibaren Tan sokağı tramvay durağına kadar uzanan Bağdat caddesinde saat 18 dan 22 ye kadar bisiklet seyrüseferi me ne (1 diniştir.
2 — Bu caddenin darlığı dolayısile sokakta otomobil bırakılması da mahzurlu görüldüğünden menedll-mlşttr. Bu yasaklara riayeti temin maksadlle caddede seyrüsefer! temin eden elemanlar fazlalaştınlmtşfır.
Ortalcöy - Kuruçeşme arasındaki dar yoî
Ortaköyle Kuruçeşme arasındaki dar yolun açılmasına belediye tarafından bir müddet evvel başlanmıştır. Bu arada Kuruçeşmedekl kömür depolarının İnşası münasebellla buradaki büyük duvarın kaldırılmasına başlanmıştır. Yolun genişlemesi için arazinin doldurulmasına İhtiyaç vardır. Yolun bir an evvel açılması bu havalideki seyrüsefer bakımından çok lüzumlu olduğundan İnşaatın ve lüzumlu görülen istimlâkin sonbahar sonuna kadar tamamlanmasına ehemmiyet verilmektedir,
Ingiliz inşaat şirketinin tedkikleri
Türkiyede yapılması düşiinülsn işler
arasında hastaneler, evler, baraj inşaatı ve saire vardır
îııgllterenln ( Pilot İndıutrlal Truşt Limited* adındaki büyük İnşaat şirketinin mümessilleri bir ınüd-dettenberl memleketimizde tetklkat yapmakta idiler. Mümessille» bilhassa İstanbul. Ankara, İzmir ve Bursa vilâ yellerinde yapılması düşünülen has-tahane, tek ttp ev vesaire gibi inşaat mevzularlle meşgui olmuşlardır.
Eski Ingiliz hava nazırı ve hâlen Lordiar kamarası âzasından Lord Brabazon İle. İki İngiliz lordu, İngiltere mimari enstitüleri reisi Hen-SOU, otuz yıldanberi Londrada bulunan Türk zenginlerinden Rüsteaı Fehmi Necip ve Misler Denny, yukarıda bahsi geçen şirketin lılssadar direktörleridirler.
Heyetten bir kısmı on beş gün evvel, Mıster Denny ile Hiistem Fehmi Necip de evvelki gün hava yolile tundraya dönmüşlerdir. Şirket direktörlerinden Rüstem Fehmi Necibin, hareketinden evvel bir muharririmize verdiği malûmata göre heyet Ânkarada Sağlık Bakanlığı taralından hazırlanan 10 yıllık programın İki üç yıl gibi kısa zamanda tahakkukunun mümkün olduğu ntlcesine varmış, lâzım gelen tesislerin şirket taranırdan kurulmasını teklif etmiştir. Şir-ı ket mümessillerinin hazırlamağa başladıkları projeler yakında Ankarava gönderilecek, mutabakat hasıl olduğu takdirde şirket, burada işbirliği yapa cağL bir Türk firması ile derhal faaliyete geçerek plânın tahakkukuna çalışacaktır.
600 küsur milyon liraya baliğ olacağı hesaplanan bu bastahaueler, yalnız İstanbul., Ankara, İzmir ve Bıırsada değil, yurdun her tarafında inşa olunacaktır, şirket, hazırlığına başladığı projeler İçin bakanlıktan para talep etrfılyecek, Türkiyede kalkınma plânları arasında yer alan her çeşit bina ve baraj inşaatı, su ve fabrikasyon tesisleri için sarfı gereken parayı da muayyen taksitlere bağlayacaktır. şirket müdürü. Türkiyede yapacakları işler arasında Bursanm Uludağ hattı He İstanbulda Ç yağan sarayının otel lıalhıe getirilmesinin ve mesken buhranını önlemek İçin tok rlp ev inşasının da yec aldığını söylemekte ve;
c— Tetkiklerimizi, bunları da nazarı dikkate alarak yaptık.» demektedir.
Muharririmiz. mesken buhranına karşı yapılacak evlerin nekadar zamanda meydana getirilebileceğini sormuş, şirketin lılsseda Harından ve direktörlerinden olan Mister Denny:
»— Bir evi âzânıl 36 saatte meydana çıkarabiliriz.« demiştir. Diğer direktör Rüstem Fehmi Necip de:
«— Yapacağımız işlerin Türkiye için büyük bir avantaj teşkil edeceğine kaniiz . cümlesini İlâve etmiştir.
38 saatte meydana getirilecek bir evla dayanma kabiliyetinin bugünkü İnşaat tarzına kıyasla ne derece dayanıklı olup olmadığını soran muharririmize şirket müdürü şu cevabı vermiştir :
a— Muhakkak kİ bugünkü İnşaat kadar sağlam yapılar olacaktır.»
Ucuzluğunu tebarüz ettirmek İçin de: •
«— Buglın kira bedelleri meselâ 50 ___ 60 lira, taksit olarak alınsa,
yapacağımız evlerin bedelini 4 senede ödemek mümkündür. Bu suretle kiracıyı mal sahibi etmek de imkân dahiline girer.
Şirket mümessillerine tstanbulda Beyazıt İle Taksim arasında bir yer altı yolunun yapılmasından da bah-sol unmuş, mümessiller Londraya gitmezden önce bu mevzu He de alâ-
kadar olmuşlardır. Şirket mümessilleri bütün projeleri hazırlayıp, ağustosun on beşine doğru şehrimize gelecekler, Ankaraya geçerek alâkadarlarla temasa geçeceklerdir.
Belediyenin yanındaki ahşap bina tamir ettirildi
Belediyenin sokak İçinde bulunan merkez binasına ilâve olarak bulunan harap ve ahşap bina tamir ve tâdil edilmek suretlle kârglr hale konulmuştur. Tamirat dola-yislle muvakkaten başka yerlere nakledilen daireler tekrar yerlerine taşınacaklardır. Binaya 20 bin lira sarfedilmiştlr.
Tütün heyetimiz uçak ile Paris© gitti
Türk tütünlerinin Anglo - Amerikan İşgali altuıdakl Alman bölgesine satılmasını temin maksadlyle Parlste yeniden başlıyacak olan müzakerelerde Türkiye'yi temsllen hazır bulunacak olan zevattan Mahmut Şeyda, Sabrl Tüten ve Kenan Yalter cumartesi günü uçakla gitmişlerdi. Heyetin diğer iki üyesi olsu Mithat Nemli 11e Haşan Kavala]ı da dün uçakla hareket etmişlerdir.
Fındıklı ve Taksim imar plânı
Plân yakında umumî mecliste görüşülecek
Fındıklı ve Taksim civarının İmar plânı hazırlanmıştır. Bu plânlar tetkik için belediyeye verilmiştir- Yakında umumî mecliste görüşülecektir. Plânı yapılan saha. Fındıklı t -am-vay caddcâlle Taksim meydanı arasındaki vadiye münhasırdır. Bu dik vadi bugün araba yollarından bile mahrumdur. Plân buradaki yolların tanzimini birinci İş olarak ele almaktadır. Yeni yolların İnşası İşinde arazinin topoğraflk vaziyeti gözoniınde l.ıtuiarak teessüs etmiş İstikametlerin muhafazasına dikkat edilecektir. Btı suretle istimlâk bedelleri azaltılmış olacaktır. Burada açılacak İki ana caddenin genişliği 12 ve 15 metre olacaktır.
1 numaralı yol Fındtklıdan bağlıyarak Mebusan caddesini takip edecektir. 2 numaralı yol mevcut Cihangir caddesinin devamı olacaktır. 15 metre genişliğinde inşa edilecek olan bu yol Taksim meydanına müntehi olacaktır. Diğer yolların genişliği 9,5 metreyi geçmlyecektlr. Yalnız Park Otelin altından geçcek 4 numaralı yolun genişliği 12 ’yl bulacaktır.
Plânda Taksim meydanında bir teras tesis edilmektedir. Bu teras halen İstanbul Kulübü binasının bulunduğu yeıde, meydanın seviyesinden beş metre münhat bir seviyede 60 metre uzunluk ve 3o metre genişlikte olacaktır. Terasın altında 3 katlı bir garaj olacak, buraya arazinin meylinden İstifade edilerek muhtelif yollara müntehi olacak ve 400 otomobil alacaktır.
Terasın meydandan beş metre aşağıda inşası şimal rüzgârlarından muhafaza içindir.
Bu plânda Pürtelâş ve Ülker sokakları arasındaki çukur yer. yeşil saha olarak kabul edilmiştir. Bu sahanın boyu 120. genişliği 75 metredir. Bu sahada inşa edilecek binaların kat sayısı her ada İçin ayrı olarak tesbit edilmiştir. Bu adalara göre binalar 2, 3, 4 ve 5 katlı olabilecektir.
İstanbul Gazeteciler Cemiyetinin büyük konseri
İstanbul Gazeteciler Cemiyeti tarafından tertlbedilen büyük Türk musikisi konseri 28 Haziran 048 cumartesi günü akşamı saat 21,30 da Açıkhava tiyatrosunda verilecektir. Memleketin en mümtaz musiki sanatkârlarının İştirak edeceği bu konser İçin Türk musikisi yüksek sanatkârları İki aydanberl fasılasız olarak çalışmaktadırlar. Son provalarını da bu cumartesi günü Ferah saz salonunda yapacak olan sanatkârlar bu sefer Şetaraban faslını dinletecekler ve bunu 15 solistin soloları takibedecektlr. Programın son kısmı yeni sürprizlerle süslenmiştir. Bu muhteşem konserin davetiyeleri cemiyetin eski Tayyare cemiyeti binasındaki merkezi ile Beyoğlunda Necnıl Rıza mağazasından temin e-dllmektedlr.
Telefon numaralan: 21322 ve 40633 tür.
Zeytinyağı
İhracat yapılmamasının sebebi ne imiş?
Verilen malûmata göre Ticaret Bakanlığı tarafından zeytinyağı İhracına bazı kayıtlarla müsaade edildiği halde mühim bir Lhracat hareketi görülmeme'ctedlr. Bu hal ne za-mandanberi malını dışan satmak Is-tiyen tüccarın arzusuyla tezat teşkU etmektedir.
tlgüller bu durgunluğu İzah ederlerken bilhassa İki sebep üzerinde durmaktadırlar. Bunlardan birincisi tüccarımızın elinde kap bulunmaması. İkincisi de ecnebi alıcının malı kendi memleketinde teslim almak İslemesidir. Evvelce bu güçlükler! tah inin etmlyen tüccar şimdi bilhassa İzm irde kap tedarikine çalışmaktadır.
Zeytinyağı İçin İstenilen ftatların yüksek olduğundan da bahsediliyor.
Ingiliz Büyük Elçisi ve maiyeti Trabzonda
Trabzon 20 — Üç gün ev ve! Trab-zona gelmiş bulunan İngiltere büyük elçisi Slr Davld Kelly sivil ve askeri makamları ziyaret ettikten sonra İngiltere konsolosu tarafından verilen bir kokteyl partide şehrin İleri ge-lenlerile tanışmıştır. Büyük elçi ve Lady Kelly cumartesi günü konsolosun ve basın ataşe muavininin refakatinde Alatürkün köşkünü ve şehirdeki asar! atlaayı gezmişlerdir
Sabahleyin Lady Kelly Trabzon has talıaneslnl ziyaret ederek mükemmel tesisata karşı hayranlığım İfade etmiş. Elçi yeni İnşa olunan Trabzon limanında çalışmaları gözden geçirmiştir. Limana alt olan beş milyon Türk lirası kıymetindeki makl-n al arın hepsi tanınmış İngiliz Mltc-hell fabrikası tarafından teslim olunacaktır Büyük elçi ve maiyeti dün Samsuna haraket etmiştir.
İSTANBUL HAYAT!
Motor ve vapur seferleri
Plaj eğlenceleri başladı. Vapurlar, Florya trenleri tıklım tıklım dolu. Köprü ile Kadıköy arasında dolmuş seferi yapan rno-törlcr de nünden güne çoğalıyor ve vızır vızır yolcu taşıyorlar.
Gazetlerin verdiği malûmata göre bu motörlcrden bir kısmı istiap haddinden fazla yolcıı alı yorlarmış. Bunun farkına varan Liman idaresi harekete geçmiş idarenin denet memurları — şu denet lâfı da dili ve kulağı törpü gibi hırpalıyan uydurma lâflar dan biri. Bakalım, biz mi ona alışacağız, yoksa o mu dilimizde dikiş tutturamayıp kaybolacak? — Köprü iskelesine âni bir baskın yapmışlar, fazla yolcu alan mö törleri cezalandırmak üzere seferden alıkoymuşlar.
Üç beş kuruş kazanç uğruna halkın hayatiyle oynıyan bu gibi menfaat düşkünlerine göz açtırmamak, cezaya çarptırmak elbette lâzımdır, iskelede âdet® yolcu avcılığı yapıyorlar. MotörJJ-taşıy a bileceği kadar yolcuyu al-LJ dığı halde hareket etmiyor. Çıû_ ğırtkan mütemadiyen haykın-CM yor: 'fc
— Haydi bir kişi... Haydi biT O kişi Sen de binersen tamamdır, c bayım! Hadi, atla da hareket e-_O delim! "(/)
Bu bir kişiler bitmek tiiken-mek bilmiyor. Bir kişi yerine beş S-kişi daha biniyoT, çığırtkanın sesi hâlâ İrkilmiyor.
Liman memurlarının âni bas-kmlariyle bu tehlike önlenemez.^ Dalıa sıkı tedbirler almak, mo- !>» türlerin hareket ettikten yerlere-O daimi memurlar koyup miilema-^ di kontrol altında bulundurmak (D icab eder. Kontrollar yalnız yöfçg cıı fazlalığına da inhisar etme-Qj melidir. İşliycn motörlerin arası-â— na çürük tekneler de kanşabilir.O Menfaat düşkünleri bu gibi fırsatlardan istifade için her şeyi yaparlar. Kazanç için halkı tehlikeye sokanlara verilecek cezalar da. onları uslandırıp yola getirecek kadar ağır olmalıdır.
üzerinde durulması icab eden bir nokta daha var: Fazla yolcu taşımak bakımından motörlere konulan kayıttan vapurlar niçin istisna ediliyor? Gişelerde bilet satışlarının hesabı, kitabı yok. Hareket düdüğü ötünciye kadar satış devamediyor, vapurlar sardalye kutusu haline geliyor. Motor yolcularını tehdid eden tehlike vapurlar için de varit değil midir? Bunların devlet eliyle işletilmesi, tehlikelere k^rşı teminat olabilir mi? Muazzam teşkilât kurup memur, müstahdemin ve saire maaşlarına milyonlar harcıyaıı ve mütemadiyen açık verdiğini ileri süren idarenin, gelirini arttırmak için vapurlara alabildiğine yolcu istif etmesine nasıl müsaade ediliyor? Şimdiye kadar vapurlarda bu yüzden kaza vuku bulmadı, diyebilirler. Cok şükür, şimdiye kadar vuku bulmadı amma, bundan sonra da olm nacağını kim ve nasıl temin edebilir?
Boğaziçi ve Haliç vapur seferlerinde intizam da yok. Köprüden hareketleri tarifeye uygıın, fakat gidecekleri iskelelere vaktinde ulaşamıyorlar.
Bir kaç gün evvel bindiğim bir vapur. 48 dakika sonra Çengelköy iskelesine yanaşması icabe-derkeıı, Üsküdar İskelesine kendinden evvel yanaşan bir vapurun kalkmasını, ondan sonra da yukarıdan gelen diğer bir vapurun yanaşıp çekilmesini bekledi ve bu yüzden Çengelköy iskelesine 55 dakikada gidebildi. Üç adımlık mesafe arasında 7 dakikalık geçikme, resmî bir idarenin ciddiyetiyle telif edilemez, Cemal Refik
Kuruçeşme hamalları
Etibanka alt Kuruçeşme kömür depolarında çalışan hamallar belediyeye müracaat ederek vaziyetlerinin İyi olmadığını bildirmişler ve kendilerinin de şehrin muhtelif semtlerinde çalışan diğer hamalların statüsüne dahil cdLlmelerlnl İstemişlerdir. Be ledtyo bu müracaatı yerinde bulmuştur. Kömür depolarında çalışan bu işçilerin sayısı 200 ü bulmaktadır.
Kâğıthane köyü halkının şikâyeti
Kâğıthane, köyü halkından bir kısmı alâkalı ma'ramlara müracaat ederek köyün sivrisinek ve sıtma men-baı haline geldiğinden ve çok pis bir vaziyette olduğundan şikayet etmişlerdir. İddialara göre İnşaat için imal edilen tuğla ve kiremitlerin toprakları köyün civarından alındığı için kazılan yerlerde teşekkül edea kiiçiik göller yüzünden köy sivrisinekler tarafından istilâ edilmiştir. Aynı zamanda bu kamyonlar gelip giderken köyden geçtikleri İçin sokakları da kirletmektedirler. Alâkadar makamlar halkın bu şlkâyetlerlle meşgul olmaktadır.
Prof. Dr.
Şevket Salih Sosyal
2 ay müddetle tetklkatta bulunmak (irere Avrupaya gitmiştir.
iö .Haziran JH ia
SahJfe 4
Londra’^ moda haftası
Amerikada seçim mücadelesi
Kazanovanm maceraları
Londra'da bu adi* bir Filim ç«yrİldi, mühim yollardan birini Turhan b*y yapıyor
Londra da J. Artnur Bank Uşkllâ-B «Kazanovalun maceraları* (Ad-venturos of Caaanova) İsi mü yeni bir ffiim çevirmiştir- Mevzuu şudur:
İfi inci asır Sicilya'sında, Avusturya imparatorluğunun kuvvetli orduları vatanperver kuvvetlerin isyanını bastırmışlardır. Ezil»* kriterin İhtiyar lideri ITAnneol, mücadeleyi devam ettirmek İçin genç bir adam* İhtiyaç olduğunu unlar.
Kahraman muharip V» âşık Ka-■anova (bu rolü Arturo d» Cordov* oynamaktadır), vatanperverleri kurtarabilecek adamdır; fakat arkadaştan harb alanında kan dökerken, o, uzak Malta'd* romantik anlar yaşamaktadır. D'Annccl'nln sadık yardımcısı Lor en» (Oynıyan Turhan Bey), Mal taya gider. Kaaanovayı yeni lider olarak Palermo'ya gelmeğe davet eder. Kazanova. babası 11» hemşiresinin de düşman tarafından öldürülenler arasında olduğunu öğrenince, kılıcını çeker
Palermoya dönüşte, vatanperverler ona katılır ve Kazanova, vali kont D'Alberhassl'nln ordularına karşı laktikli çete savaşlarına girişir
Halka boyun eğdirmek İçin bir plân tertibeden polis müdürü ile Avusturya imparatorunun elçisi, valiyi ekmek vergisini arttırmağa kandırırlar Esasen açlık çeken halk, artık bu vaziyette bas kaldıramıyacak-tır
Cüretkâr Kazanova, polis müdürü ile valinin biraderini esir etnıeCe muvaffak olur, onları rehine olarak «hkoyar ve Lorenzo 11e D'AnnecPyl yanma alarak valinin konağına gider. vali vaziyeti öğrenince, erirtertn »erbes bırakılmazı mukabilinde Kasan ovanın İsteğin! kabul eder: Konağın büyük yiyecek depolarını halka açar Valinin muvakkat gözdesi Lady Adrla Kazanova’nın cesaretine hayran olur. Entrikacı elçi De BrLs-sae onu. Cosanova'ya bir yem olarak kullanır
Lady Adrla Kaunova'yı yatak odasına davet eder; De Brlsaao'ın adanılan kendirini orada yakabyacaklar-dır; Fakat Kazanova'nın ateşli sözlerinin tesiri altında kalan Lady Adrla plânı ifşa eder v» Kazanova tam vaktinde kaçar
Bu arada. Talinin gttael kışı Lady Blanca ı oynayan Lucülo Bremer), kcnnSa geliri Babası De BrLssac ile
■vlenm etini emreder, fakat Lady Blanca reddeder Vali genş kızı Oda sma hapseder. Lady Blanc* Mı uşak elbİMri giyerek vatanperver kuvvetlere katılmağa Şld»r ve hlsnetçlsL lanette (aynıyım Noreen Ma*h) L*dy Elanca rolüne girer.
Za.no t te. erkek kıyafetinde konağın bahçesinden geçerken Kaaano-vaya rastlar ve ona Lady Blanca nın müşküllerini anlatır. Kazanova sahte Lady Blanca'yı kurtarır ve onu Zanette İle birlikte vatanperver karargâhına götürür.
Vatanperverler karargâhında, Lady Blanca hakiki aşıkı Lorenzo'yu bulur v» derhal evlenme plânlarını yaparlar. Bu arada Kazanova rehineleri •er be a bırakır.
gvlenme merasimi İçin çağırılan rahip Jacopo, Lady Blanca İle De Brlsssc’ın evlenme kâğıtlarının "vali tarafından ilân edildiğini öğrenir. Bu variyette Milse kanunlarına göre Lorenzo ile Lady filanca nın evlenmesine imkân yoktur. Ancak. De Brtssaç ÖUe iş değişecektir, Lorenzo, De BrlssM*) düelloya davet, • da kabul eder.
Bu esnada, Kazanova, hâlâ erkek elbisesi giyen Zanetta’yı (yani
lın d a Lady Blanca'yı) kendisine uşak edinmiştir ve kadın olduğunu far-ket ilgini hiç belli etmemektedir Kabaca muamele eder ve Zanelta ona âşık olur. Kazanova. zeM bir kadını sor bulabileceğinden şikâyet edince, Zanetta ona böyle bir kadın bulmağı vadeder ve dışarı çıkarak elbise terli» odaya döner. Kazanova önce hayret etmiş görünür, fakat ateşli bir aşk sahnesinden sonra Lanet tanın güze! bir kadın olduğunu önceden keşfetmiş bulunduğunu İtiraf eder. Zartetta yine, kendi isteğite onun kölesi olarak kalır.
Kazanova. Lorenzo'nun De Brissac’ı düelloya davet ettiğini öğrenince onun yerine çarpışmağa gider. Fakat geç kalmıştir: Lorenzo daha evvel gelftek De' Brlssac'ın arkadan vurduğu bir kılıç darbesile ölmüştür. Kazanova bu sırada etrafta gizlenmiş bulunan De Brisfac'n» adamları tarafından yakalanarak valinin konağına götürülür,
Vali, Kazanovannj asılarak Bldü-rülmeslne karar verir, fakat bu sırada din! bir bayramın başlamam do-layıslle İdamın S gün tehir edilmesi
*s-
AŞK VE MACERA ROMANI
Yazan: NİHAL KARAM AĞARALI Tefrika No. 00
Mcllhn ark^aşıntn rilni yeke h varak yanakların* sürdü; feryat hainde:
— Allah seni korusun. Seynepcl-|imr - dedi
teynep tevekkülle İçini çekti:
— Şimdiye kadar koruda... Şimdiden sonra. «Var kendi başısın çaresine bak!» dem bilemem.
Boynunu bükmüştü. Dudaklılarını küsüyordu. Hazır duran yaştan gfl»-terin» doluverdL
Belim onun bu halini seyreder»k »rtteeMir bir tavırla başım Miladı:
— Nafile yavrum, s»n kut yaşma gelsen de çoouk kalaoajuıa... Liakal Benim nazanında çocuk...
— Çocuk otaaun aor kM«r Bvta-lardum onun elinden....
— 0o»uk otoMtaaydm m» kati a n-
4ın beş aylık mahpuriyete...
— Ali Hânım gibi bir rindanem olsun da, katlanır miydin, katlanamu miydin şörtlrdük.
— KaacUrl mutlak değil ya bu hs-rifl
— HâşAl... îblta!
— îbltaa» biz de onu ibllsftne plânlarla altedMeğlz... Onu kendi ueu-Hlnee vuracağız..,
— Naatf Yani?... Bir teplMe «ol»... Atı kahve içirerek mİ?... Toksa kotra gerintistne davet edip yelken direğini rinmm ortasına şavultamakin mi?
■»Mm. tün) onan ağsına kapattı:
— Toktatannın ardı arkası gtlml-yM»t» b«Mfyor... Bırak bu boş lâftaki (« şunu söyle, Styup: Bu
işte tam amile ban* yükteylp
Ingiltere kadın modasında da büyük mevki kazanmağa çalışıyor
LoadradM yazılıyor: İngilterenln İhracâtını arttırmak İçin Ma mİ t aylat! aarfetmekte olduğu bu yıllarda, moda endüstrisinin bu alanda oynadığı rol hiç da bnomsls değildir. Londra terzileri v» moda müesseselorl, şimdiye kadar fethedilmM telâkki •dilen Moda Kalesi İçin gittikçe artan bLr tehlike halini almaktadırlar Londranın erkek terzileri esasen ra-kipslı bir şöhrete sahip olup, kadın modalarını d* bu şöhrete ulaştırmak için çok gayret sarfedHmekte ve bu yılın Londra modalarının tee. dünya ölçüsünde bir rağbet yaratması beklenilmektedir.
Harbin doğurduğu ve harbden sonra da mecburi olarak devam ettirilen darlık ve İktisat günleri artık tngll-tarede unutulmuş olup, her halde bflhaasa dış ticaret bahsinde malzeme darlığı bahta mevzuu değildir. Yslnıs eldeki malzemenin evsafı an yüksek bir incelik ve nefaset derecesin» ulaşmakla kalmamış fakat malzemenin kendisi de boliaşmıştır. Artık moda Icsoı bir rob için sarfe-dilmosl lâzım gelen kumaşın tasarrufu gibi tahdit edici mülâhazalar mevcut değildir. Dünya çapında bir şöhrete m artar olan İngiliz malı yünlü kumaşlar ve dokumalar bu yıl her zamankinden bile daha üstün kaliteli olup, Ingiliz dokuma sanayiinin düsturu haline gelen «yalnız en İyi malı kullanmak* prc-nslpi her zamankinden fazla revaçtadır.
Teni elinden çıkan ısmarlama elbiselerden başka, tngilterede son zamanlarda uzun tetkik ve araştırmalar neticesinde gerçekten en üstün bir standarda ulaşmış bir hazır elbise, rob re manto endüstrisi gellş-
iniştir. İyi giyinmek İçin arlık bundan böyle İri başından aşmış terzilerin keyfine tabi olmağa, zamanında hazır olmayan provalara sinirlenmeğe lüzum kalmamıştır. Londra giyim müeseeselerind» »İmdi her tiple kadına tamamile uygun hazır elbiselerden muazzam stoklar mevaut-tur.
Denli aşın alıcılar* tngiltereden elde edebilecekleri gayet çeşitli malları teşhir fırsatını temin İçin Lon-drada bir moda «haftası* tertlbedil-mektedir Bu hafta içinde Londra Yüksek. Terlileri Cemiyeti de eonba har koleksiyonlarını teşhir edecek ve böylece yabancı «lyaretçller gayet mütenevvi ve zengin bir moda «lya-fetine konacaklardır.
Bu moda «haftasına* iştirak edecek firmalar, kendilerince malfim İyi müşterilerine şahsi davetiyeler göndermek tasavvıırıındadırlar, Hazırlıklar bitince, bu münasebetle Londraya gelmeleri melhuz bulunan herkese, ■hafta* zarfında cereyan edecek faaliyetlerin programı da gönderilecektir
Moda endüstrisinin hakiki bir sergisi mahiyetinde olan bu faaliyetler sırasında «lyaretçllere yünlü ve pamuklu kumaşlar dantel, örgü İçler, ayakkabı, çanta, parflr ve moda aksesuarları gibi yüzlerce cins mamül-ler teşhir edilecektir.
19 temmuzda başhyaeak ilk hatta zarfında, bağımsız terzilerin de koleksiyonlarının teşhir edilebileceği ümit edilmektedir. Ziyaretçiler bu meyanda model suvar» roblan, kadın elbiseleri, terzi elinden çıkmış Mmnar-lama model palto ve erkek elbiseleri ve hakikaten şayet «engin bir kürk koleksiyonu görebileceklerdir.
Sovyetlere yapılan müsaadeleri tenkid
Cumhuriyetçilerin Başkan yardımcı namzedi Graen şiddetli bir nutuk söyledi
niadelflya, U (AJL.İ — Otuz bin kişilik muazzam bir dinleyici kitle» önünde br nutuk vermiş olan Illinois eyaleti valisi Oırelght Green önümüzdeki cumhurbaşkanı seçimlerinde cumhuriyetçilerin kazanacağından e-mln olduğunu söylemiştir.
Cumhurbaşkanlığı yardımcılığın* namzet olmam kuvvetle tahmin olunan Dwelght, Başkan Trumanın iç ve dış siyasetle ilgili faaliyetlerini şiddetle tenkid ederek bugünkü demokrat İdarenin harbin kaçımı mav olduğunu bilmesine rağmen mütemadiyen sulh vadinde bulunduğunu va bu vaadler meyaıunda bilhassa 8te-Iln'e yaptığı vaadleri tuttuğunu, halbuki cumhuriyetçilerin harici siyasetler inde Amerikan demokrasisini kuvvetlendirmek suretlle köleliğin dünyaya yayılmasına mâni olacaklarını söylemiştir.
Green. Amerikan milletinin gerek mftnen gerek maddeten yapmış olduğu fedakârlıkların sırf harici siyasetteki liyakatsizlikler yüzünden heba olduğuna İşaret ederek bak ve hürriyet uğrunda bunca kan dökülmüş olmasına rağmen başka memleketlerde milyonlarca İnsanın mal vs mülklerinin ellerinden alınarak öldürüldüğünü İlâve etmiştir.
Dvelğht Green, Sovyet Rusyanın Mançurya'ntn kuzey bölgelerine hâkim olduğuna ve bugünkü duruma 11» Alaska ve Amerikanın pariflk sahilleri için tehlike teşkil ettiğini. Tahran
te Talta konferanslarında Rusyama Polonya Ue çin'Ln mühim bir ki/» tnında hâkimiyet teri» etmesine vâ Potıdam konferansında da peyk memleketlerin Rus nüfuzu altına glT-merine müsaade edildiğini ve doğu Almanya Ue doğu Avusturya yı işgal ötmesine imkân verilmiş olduğun* beyan etmiştir -
Taft’ın bir nutku
HJadelflya, 31 fAA) — Dün öğleden sonra yapılan bir basın toplantısında beyanatta bulunan Oblo mm hurlyetçl âyândan Taft, evvelce De- |j_ we/in yaptığı gibi, cumhuriyetçiler Q kongresi tarafından vücude getirilen « •eerden takdirle bahsetmiştir.
Taft bundan sonra milletlerarası vaziyeti yorumlayarak şunlan söyle-
«Blr Bovyet taarruzunun kaçınılmaz bir olay olduğuna hiç bir zaman inanmadım. Fakat kanaatimce mUJetlerarasında durumda hiç bir salâh hasıl olmamıştır.»
Diğer taraftan Taft. Meclisteki İşlerinin kendirine cumhuriyet partisi programının hazırlanmasına iştirak etmek imk&nmı vermediğini söylemiş ve kongrenin olağanüstü bir toplantıya davet edilmesinin kanaatine» -q lüzumsuz olduğunu belirtmiştir
Nihayet Taft. Amerikanın Avrupa-ya karşı rolü hakkında ve cumhur- q başkanlığına adaylıklarım koyan dl- te-ger kimseler hakkında hiçbir şey söy- O temek istememiştir.
O
O
12 (0 >
(0
(0 ro
SANAT
ANSİKLOPEDİSİ
. A-F.ye kadar olan IEcildin hususi bezli. da kablari. sahsa çıkmıştır.
SATıŞ YEftLERİ KÖPRÜ ALTI ■ KEMAL KİTAPEVİ İLE BEKÇĞLUNOA HAŞET KİTABEYİ FİYATI 3 LİRA
CEsad l^RSEVEAT
lâzımdır. O zamana kadar, Kazn.no-va çan kulesine hapsedilir; buraya her kim hapsedilmişse kuvvetli çan seslerinden çıldırmıştır.
Zane'.la çocukluk st-vgUlsI olan bir nalbanta müracaat ederek Kaza.no-vamn bulunduğu kuleye bir ok attırır. Okun içinde İnce bir testere vardır; Kacanova bununla hücrenin parmaklıklarını keser ve gardiyan geldiği zaman özerine atılır.
Kazanova nihayet kaçar, takat kargaşalıkta Zanetla hafifçe yaralanır ve valinin adamln tarafından yakalanır Kazanova yardımcılarlte birlikte tekrar konağa dönerek bir düelloda De Brissac’ı öldürür.
Artık Zanctta olmaktan çıkan Lady Elanca seçtiği adam İle yani Kaza-nov* İle evlenmekte Serbesttir.
her dediğimi itirazsız kabul edecek misin?
Oenç kadın, başını tasdikle folladı.
— PekMâl... Şimdilik birinci arzum »yumandır. . Zira ben de bitik haldeyim.
Zeynep, yatağın İçinde oturuverdi, bileğindeki «aati ona göstererek:
— Beş oldu. — dedi. — Bundan sonra uyuyamam... Allah korusunI... Ya ben uykudayken geliverirse?
— Geliverirse karşısında beni bulur... Meliha. awı tabii Zeyneple yatacaksın . Haydi, kardeşim, ne lâzımsa yu kandan al gel!
Melihanın yüzündeki o garip endişe İfadesi dağılıverdi. Gözlerinde bir sevinç yanıp söndü. Kim bilir ti mitsiz aşkının ye'sile deminden beri neler kurmuş ne vehimlere kapılmıştı. Belki, yatma zBnıanı gelince, kendinin, safra gibi dışan atılacağını bekliyordu da. Belimden böyle bir teklif alır almaz tcmkintnl artık muhafaza edemedi. Yerinden sıçradı; Zeynebln İki yanağını öptü-
— Eski günlerde olduğu gibi... Seninle koyun koyuna ...
V» rüzgâr gibi dtşan fırladı.
ÎMri de bir müddet onun arkasın-
BULMACA I
ANKARA ajLDVOSO Bu akşamki pvaffsam
11.58 Açılı» ve program, İS M. 8. *yan
Radyo d«rj orkestrası. 18,50 Konvjrna. 1».« Hafit melodiler tFI.1. 1» M. S ayan ve Haberler. 18.10 Gecml*ıs Bugün. 18J0 Mandolin Blrlitl. 18,15 Konu«mn » Şarkılar. tOrkUler. ».15 Radyo Garsteıl »30 8«r-be* Saat. »M Mtlıîk: Karışık şarkılar. >1 Konuşma. «.İS Tarihi TOrk mlhlgl. 13 Piyano aoloLan fPl.l. a. I» D*n.( mantı CP1>, ».«S m, s, ayarı ve kapanıl-
Yarın «aban
7.8ü Açılış ve program. 730 M. ». ayan ve Hafif Uvertürler (PL). 7.43 Haberler,
S Çc-JUl hafif mUrlk (Fİ), 8JO Hafif sololar «PLİ. B.« Tangolar (P!.). I Kapanış, 1229 Açılis ve ptoSratn. 13J0 M. «. ayar’ ve Müzik: Radyo salon erkertrast. 1» Haberler. 13JS Sar eserleri. 13.30 öğle Oare-teat. 13.45 Şarkılar. 14 Kapanıg.
Mühim ilâçlar için 250 bin dolar tahsis edildi Soğlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı, memlekete İthal edilecek İlâçlar Kin lüzumu derecesinde dolar temin etmektedir. Bakanlık, şehrimiz Sağlık Müdürlüğünden ithal edilen ilâçların talmierile »atfedilen döviz miktarını sormuştur.
Bakanlık önümüzdeki Üç ay İçin pentallln, streptomisin Te yeni keşfedilen İM kanser İlâcı İçin 250 bin dolar tahsis etmiştir.
Bu paranın hepsinin birden bu ilâçlara yatırılmayıp peyderpey getirilmesi uygun görülmektedir. Diğer ilâçlar İçin de ayn tahsisler yapılmaktadır
YENt YAYIN:
flftatTMrN
Ankara'da yayı ulanmakta bulunan
derginin 7 nci aayın »ıkznıstır
Mcrlckl anketini de bu sayıda atan. BğrtfJm d»va ve rıı*»al*l»rlnJ »İddi} ubjrmif bir gOrUjte İnealaym bu Şarıl yİ İUtüi retim mensuplarına tavylye »derLı. P T.ı.1 kutusu 203* Ankara.
İSTATİSTİK GENUL MUOÜRLÜâÛ YAYINLARI
t — Dıı Ticaret rstaUıtlklerl:
194S Mart aylığı c.kmıstar.
U - Adalet tsuı.la’lklarl; (l»te - ««) 3S7 aahlfcden Ibartt olan bu sıertls: Adalet tejkUlUı. Mâhkamelrr, MvmlıkJar. sorgu yargıçlıkları. Mili! Korunma mahkemeleri vs aavcUıklan. Kıs vs Utta ça lıjmnlan, cezaevleri haraketlcrL «Urümlrr ve maZDimiar «ayın. Adli Tıp faaliyeti hakkında toplu marttmat vardır.
- Bu eserlerden, yakın SUg)l1eT«. msvcudun masa.tdesl nispetır.de. parasu gCnılsrlto'.ektedir.
bu
Yakarıdan aşağıya*.
GEÇEN BDLMACANIN HALLİ
Soldan «aŞaı 1 — Suiistimal. S — Üat-dairsde. J — Vshimetük. 4 — Kvs tadalı S — YUlm. Akara, S — Ma, Zlgnse. V —
Olimpiyatlarda futbol karşılaşmaları
Lçndıs 20 CRı — Olimpiyatlara B1 millet iştiı&k etmektedir. Bu bit rekor teşkil ediyor. Son Berlin oltir.pl-yatiannA öl millet Iştlrâk etmıçtl.
Futbol karşılaşmalarında şu takımlar çarpışacaklardır;
Polonya Amerika;
İtalya - Macaristan;
FTanfta - Hindistan.
Ay M. R« 1*8 — NlrrailEkn. S — inil Z»r. İt» — lln. fiurty».
YnMandım «rato«: 1 — sai*y’.-..-.r.Sy,
> — VMVttytftl. S — İUuü- Ar»»- « - ,fM-tarat, s — Snmlml. t — Tic«. Gruu i — irld*n«i(u S — Melek®. Gri. • — Adli retle 10 — Lektm. S*y«
dan kapanan kapıya sessizce baktılar.
Zeynep. İçini çekerek: -
— Yahu, günah bu kıza, Selimi — dedi. — Seni seviyor.. Biçareye hiç a-cırmyor musun?
Selim, kollarıyla genç kadının nahif vücudunu sarıverdi:
— Ben de seni seriyordum - 8*n bana acımış miydin?
Ve, parmaklarını saçlarına geçirerek Zeynebln başını arkaya eğdi; beyaz saten geceliğin geniş yakasından dokunmakla eoluverecek bir manolya gibi, zarif hatlarla uzanan boyna, ateşli yüzünü değdirdi.
Zeynep o derece şaşırmıştı M mücâdele dahi edemedL üç senelik hasretle erine koştuğu zaman Belimin âşık hüviyetini asla hesaba katmamış: onu «idece, kendini himaye edebilir eski bir dost telâkki etmişti Bütün olup hilen hâdiselerden sonra. Selimin hâlâ kendklne bağlı kalmasını havsalanın* «ğdıramıyordu. Zannediyordu kİ, bir başkasının karısı olduğu o günden itibaren Selim, »cv-gllKI Zeynebl defterden silmiş; yalnız arkadaş Zeynebe gönlünde yrr b(nılcmıştır. Ancak su anda, değdiği yeri yakarak boynunda, göğsünde
dolaşan cüretkâr dudaklarının tema-sile tahminlerinde gene yanılmış *1* doğunu anlıyordu.
Onu, omuzlarından iterek fısıltı halinde:
— Ne yapıyorsun. Belim, çıldırdın mı? - dedi
Selim, başını kaldırdı; göz göze geldiler.
— Çıldırmadım... Lâkin bu sefer de aramıza bir bilmem meselâ bir mühendis Orhan haili dlkmoğe kalkarsan İşte o saman çıldırırım. (Bu l.mıl bfr küfür gibi telâffuz etmişti.» Seni sevmekten bâlâ bıkmadım, yorulmadım, Zeynep!... Beni seriyo rum...
Son kelimeler boğazında düğümlendi. Birdenbire Zeynebln fiserine kapandı; omuzlan sarsılıyordu.
Eellm ağlıyor. Selim, ömründe birinci defadır ki Zeynebln yanında ağlıyor.
Zeynep» en ufak bir hareket yapmaktan çekinerek sadece ona batıyor.
•— Bunun, aevpl.il de şekil değiştirmiş. Tehliken btr hal almi»l...» diye İçin için söyleniyor.
Ve şu sahnenin kafasındaki hayale İhanet mİ demek olduğunu düşü-
nerek azap duyuyor.
Melihanın gittikçe yaklaşan telâşlı ayak «eslerile Selim, kendini toplayarak doğruldu. Yanaklarında İH rint yaş İzi vardı Eğilip, genç kadının ahuna dudaklarını değdirdi:
— Ait edersini... İstemediğin w* şeyi yaptım.
C»vap beklemeksizin süratle Odasına çekildi. Ar* kapının cicimden perdesi İndi.
Zeynep, sabahleyin, kötü bir hlssl-kablelvukuun tetirinde. İÇİ İçine sığmayarak gözlerini açtı. Saatine baktı: sekizdi. Oee®u hâdiseler, birbirini kovalarcasına hayalinde geçit resmine başladı. Hâtıraları tazelendikçe de heyecanı büyüyerek yatakta duramai oldu; fırladı; alalâoele giyinmeğe koyuldu. pugün, hayatinin gene btr dönüm noktasında bulunduğunu biliyor. Her meçhul dönemeç karşısında duyulan tereddütle karışık korku, sabırsızlık v» tevehhûm bütün mevcudiyetini hükmü altına alıyoff hareketlerini şaşırıyor: düşüncelerine bir İstikamet veremiyor; azabı gittikçe artarak selimin odaya girmelini bekliyor.
• JArtası var)
L
BestekâHammıız..»
Amerika tarihinde şimdiye kadar en geniş iktidar ve »al ahiye te malik olan insan
Paul a. Hoffman, & nisanda, Başkan Tınman tarafından Amerikanın milyarlarca dolar aafrlie, teşkilâtlandırdığı AvTupamn kr.’tarma programı direktör lüğüne tâyin »d İlmiş tir, Bu tâyin, daha arteri gün Birleşik Amerika Ayan Meöill tarafından İttifakla tasdik eullmlştlr. Senede (00.000) dolar gelir temin »den 8tu-debaker otomobil fabrikasındaki direktörlük vazifesine mukabil senede oncak 20.000 dolar maaşı olan bu vazifeyi kabul «den Hoffman, yeni »arifesinde belki de Amerikan tarihinin şimdiye kadar kaydetmediği büyük bir İktidar ve salahiyete sahip olacaktır
Halen 60 yaşında olan bu otomobil fabrika direktörü. aynı zamanda Cumhuriyet partisinde üyedir. Kendiri Amerlkada ekseriya «Uyanık fikirli endüstriyel ve hükümet adamı» veya (Faai kafalı» İş adamı diye anılmaktadır Hoffman, Marshall plânını Mdayettenterl desteklemiş ve plânın gelişmesi yolunda yardımlarda bulunmuştur. İlk zamanlar meşhur Ekonomik Gelişme Komitesinde bilfiil çalışmıştır. Marshall plânı İle İlgili Herrlman raporunu intaç eden «Yabancı memleketlere yardım» programı dotayıslle Başkan Truman tarafından organize edilmiş olan •Komite» de faaliyet göstererek Birleşik Amemkanın Avrupaya yardım program inin hazırlanmasında faydalı yardımlarda, bulunmuştur
Uollnıaıı «Ayan Meclisi Dışişleri, Komitesi» başkam, senatör Arthur H Vandenberg'in yakın dostudur. Bu vazifeye tâyini, bütün ilgili mahfillerde ve herkes tarafından büyük bir memnu niyetle karşılanmıştır Amerlkada iki partinin de İtimadını kazanmış olan Hoffman yaptığı bir beyanatta bu vazifeyi bilhassa dünya sulhuna bir yardımı dokunabileceği Ümidiyle rcddedenıedlğtal söylemiştir. Hoffman, vazifesinin alacağı şekli ve bu teşkilâtın alâkalı memleketlerde vereceği semerenin şimdilik bir kumar fakat «iyi bir kumar» mahiyetinde olduğunu söylemiştir.
Hoffman’m deruhte ettiği vazife, tarihte ve dünyada en geniş salâhiyeti haiz çok büyük bir vazifedir. Bu vazifeye Birleşik Amerika Ayan Meclisi taraflndan o derece büyük ehemmiyet atfedilmektedir kİ, Ayan Meclisi Huiinıane kabinesini- teşkil etmesi hususunda, başkanlık kabinesi Ezalarından çok daha büyük haklar vermişlerdir Hoffman'ın başarmakla mükellef olduğu vazifeler hakikaten heybetlidir Bunlar arasında meselâ dışişleri İle İlgili teknik ve önemli meselelerin halli için, bu sahada fevkalâde bilgili şahıslardan müteşekkil bir heyet toplaması, kalkınma için ön plânda gelen malzemenin Avrupaya durmadan şevkini temin: Marshall plânına dahil ıs ecnebi hükümetle yapılacak ticarî anlaşmalara İştirak etmesi gibi vazifeler vardır Vazifelerden biri de yardım plânına dahil memleketlerin teker teker İhtiyaçlarını teSblt etmesi ve Amerikan hükümetinin bu İşle İlgin diğer makamlarla temasa geçerek bu muhtelif ihtiyaçların temini Ue malzemenin yerlerine gönderilmesi işidir Aynı zamanda Marshall plânına dahil memleketlerden hangisine ne kadar malzeme verileceğin! ve verilecek malzemenin ödünç olarak veya bedava mı verileceği karan da yine Roffman’a bırakılmıştır Bu bakımdan EEoffman'ln yalnız Amc-rikada değil, fakat yardımdan faya-lanan bütün memleketlerin İhracatı üzerinde vâsi salâhiyeti olacaktır
Hoffman 28 nisan 1821 d» Chicago* da doğmuştur. Deha çocuk iken otomobil tüccan olmaya karar vermiş ve otomobiller hakkında İlk bilgisini de babasının İcadı olan ve onu kandırarak aldırdığı elden düşme eski bir otomobili tetkik euretlle elde etmiştir. Avukat olmak Caere hukuk tahsil etmekte olduğu üniversitede ancak tir »ene kadar okuyabilmiş, bu bir sene içinde Amerlkada İhtiyaçtan fazla s vuku t olduğuna kanaat getirerek daha o zaman yeni bir meslek olao otomobil işine atılmıştır. ab zaman sonra Mr otomobil tamir atelyeel (eü olmuş, çok geçmeden de Studebaker marka otomobillerin satışına başlamıştır. Otomobilleri, te-ker teker satıcı buluncaya kadar göstere göstere dolaştırıyor re birini BR- , tınca fabrikadan bir yenisin! alarak satışa aynı şekilde devam ediyordu. , Hoffman 1817 de Birleşik Amerika ı ordusuna nefer girmiş, fakat İki sene (
Paul Hoffman
, İyinde sahra topçu teğmeni rütbesine . yükselmiştir. 1825 senesinde Los . Angeles'i terkettlğind» senede 7 mil-i yon geliri olan bir İş. sahibi İdi.
34 yaşında İken Studebaker otomo-. bil kumpanyası müdüründen satış . şubesi direktör muavinliği vazi-I feri İçin bir teklif aldı. Nihayet , 1033 te yine Studbaker kumpanyası ı umum müdürlüğüne tâyin edildi Son t zamana kadar da bu vazifesini mu-. hafaza etti. Kendisi hâlen Chlago ı «Federal Reserve Bank» ın, (New -- York Sigorta şirketi» nln, ünite d Alrllnea»Jn, «Encyclopaedla Brltan-. olca İne. ve Encyelopaesla Brltaa-' nlca Film*, tnc.‘ m direktörlüğünü yapmaktadır.
Bugün Amerlkada işçilerine en yüksek maaşı veren Studebaker kumpanyasında grev olduğu vaki değildir. Hoffman, işçi kanunlarında dalma mutedil olmak tarafını Utlzam *tm İştir.
, İkine! dünya harbinin daha bida-, yetinde Hoffman’m otomobil kum-> pftnyası, orda İçin otomobil imaline ı başlamıştır. 1941 senesi aralık ayının 7 rinde Hoffman uçak motörü lmnl eden 3 büyük fabrikanın temelini atmıştı. Hark seneleri esnasında Studebaker kumpanyası uçankaleler denilen bombardıman uçaktan için 63.789 tane motor, 187 678 adat kam-
, yon ve hem karada, hem de «uda ; giden büyük bir eşya ve İnsan taşıyan kamyon İmal etmiştir.
Bütün bu basanlarına ve idare , attiğ! Studebaker kumpanyasının (70.000.000) dolarlık Mr müessese olmasına rağmen Hoffman kendisini büyük bir satış müdürü değil, fakat İşinde muvaffak olmuş küçük bir İs ndamı addetmektedir
Hoffman bir zamanlar müşavir o-İRrak hükümet memuriyetinde de bulunmuştur 1940 senesinde «Amerikan tdareeller Teşkilâtı» ve «Amerikan Makine Mühendisler! Birliğinden». endüstri sahasında elde ettiği başa ril ar d olay isiyle ve memleketine bu sahada temin ettiği faydaların bir nişanesi olarak altın bir madalya almıştır.
Hoffman, esaslı ve devamlı prensiplere dayanan bir ekonomi felsefesinin, âdeta bir otomobil glhl satılabileceğini İddia etmekte ve hattâ bunun elzem olduğunu ilâve eylemektedir Kapitalizmin şiddetli bir mtldafll olan Hoffman, 1948 senesinde verdiği bir nutukta şöyle demiştir: «Kapitalizme dayanan endüstri sistemimi® sayesinde, Amerikanın bugün dünyada eşi olmayan bir hayat seviyesi elde ettiği malûmdur Gelecek 25 sene zarfında yeni bir dünya harbi olmadığı ve kapitalizm sistemi İle çalışmaya devam ettiğimiz takdirde, bugünkü seviyesinin iki kat daha yükseleceğine şüphem yoktur. Buna İlâveten Amerikanın kapitalizm prensibine karşı yapılacak her türlü hücuma şiddetle karşı koymasının vatan} bir vazife olduğunu» söylemiştir. Kendisi insanların şahsi haklarının ancak llön sayesinde elde edilerek edilebileceği kanaatindedir.
New - York Magazine'de bir yazısında Hoffman, tin. milletin menfaatini sağlamak maksadiyle memleket dahilinde hunisi teşebbüslerin gelişmesini desteklemezi icabettlftlue İşaret etmiştir.» Hükümetin çalışma programını, tüccar, işçi ve şahinlerin birlikte yapması teabettlğl kanaatini müdafaa etmiştir. İşçileri tarafından •Direktörlerin Ptenri.» diye anılan HoffmRû’ın, her meseleyi gayet soğuk kanlılıkla karşılaması karakterinin büyük hususiyetlerinden biridir.
İr ııpit a-himaye
yazdığı ıHOkûme-
i
Solmıyan çiçekler
Çiçek meraklıları sevdikleri çiçekler» bir daha kavuşmak İçin bir mevsim beklemek külfetinden artık kurtulmuşlardır. Amerlkada Dr. fiidney Joffe ve Philip isminde iki kardeşin buldukları bir İlâç sayesinde çiçekleri soldurmadan yalnız bir mevsim değü, senelerce muhafaza edebiliyorlar.
Bu yeni bulunan ilâç sayesinde daha bir çok İstifadeler temin edilmiştir. Meselâ düğünlerde hediye edilen çiçekleri şimdi evliler hayatlarının sonuna kadar saklayabileceklerdir. Sonra-mekteplerde mevsimi olmadığı halde istenilen çiçekler her zaman tetkik edilebilecektir. Sonra yine bu sayede kışın bahar dekorları İçinde resim çekmek, fillmleT çevirmek mümkün olabilecektir.
Bütün bu ameliye üç kısımdan müteşekkildir. Evvelâ çiçekler birinci solüsyona batmhyor, ve bu solüsyon çiçekleri hidratlardan kurtarmış oluyor. çünkü çiçekleri çürüten hidratlardır. Sonra üçüncü bir solüsyon dn çiçeklerdeki asidi ve alkollüleri mü-tevazln bir hale koyuyor, ve bu seklide çiçekler sıcaktan, soğuktan ve zamandan müteessir elmadan kendi şeklini ve rengini ıızun müddet muhafaza edebiliyor.
Yeni aayma makineleri
Potter Intrumcnt kumpanyası radyo mühendisler İnden John J. Wlld'ln keşfettiği bir kâğıt sayma makinesi llo saniyede 1,600,000 tabaka kâğıdı saymak mümkün olmuştur.
Yani makine yığın halinde bulunan kâğıtların yan tarafına tatbik edilen bir uçla, büyük bir tekerlekten ibarettir. ve bu tekerlek el İle çevrilmektedir. Tekerlek İşletilince, yan tarafında bulunan bir taksimatta gecen kâğıt adedini göstermektedir ve tekerlek nekadar çabuk çevrilirse sayılan kâğıt adedi o kadar fazla oluyor. Aletin geniş kâşifi yeni makinesin! dİ ğer işlerde da kullanabilir bir hale getirmek için çalışmalarına devam ediyor.
Iskenderıında
feci bir cinayet
Bir adam, karısını koyun keser gibi boğazladı
tskçnderun — Şehrimizde misline az tesadüf edilir bir cinayet olmuş, bir adam on yedi sene beraber yaşadığı ve dört çocuk annpsl olan karnını boğazına kesmek suretlie öldürmüştür.
Yapılan tahkikata göre cinayet şu şekilde cereyan etmiştir:
Aslen Ammanlı olup yirmi seneden beri îskenderunda oturmakta o-laa Osman Blzzeıı ismindeki şahıs, bundan on yedi sene önce burada Mahlnur adlı bir kadınla evlenmiştir. İlk zamanlar çok mesut bir hayat geçiren Osman'la Mfihnlntır'un dört çocukları olmuştur. Bu çocukların en büyüğü bugün on yedi yaşındadır.
Boa zamanlarda bu karı kocanın araları açılmış hattâ bu yüzden Os-dan Blzzen bir aralık evini ve çocuklarını bırakarak Surlyeye geçmiştir.
Sonradan tekrar İskenderun» gelen bu adamın huysuszluğu büsbütün artmış ve sık sık karısını dövmeğe, onu başka erkeklerle temasta bulunmakla İtham etmeğe başlamıştır.
KaatlJ vakadan üç gün önce kendisi eve geldiği zaman yine evden bir erkeğin çıktığını ve karısı İle hızar fabrikasında çalışan bu adam arasında gayri meşrû münasebette bulunduğuna dair kati deliller elde ettiğini söylemektedir.
Bunun üzerine Mahlnııru öldürmeğe kat! olarak karar veren Osman bu tasavvurunu kuvveden fille çıkarmak için bıçak aramıya başlamış ve nihayet pazar günü bir tanıdığından borç alarak aldığı altmış kuruşla bir bıçak tedarik etmiştir. ı Osman bıçağı eline geçirdikten sonra doğruca evine ve hiçbir şeyden ; haberi olmıyan zavallı karısını yer?; yatırarak onu bir tavuk boğazlar , glhl gırtlağını kesmek euretlle öldürmüştür.
Hâdiseyi haber alan emniyet me- | murlanmıa kaatil! derhal yakalamış lor ve O. Savcılığına teslim etmişlerdir.
Evkafın Mevlûdu
Berat kandiline müsadif 22 Haziran MS flflJı günü ikindi nam «and au sonra Fatih camii şerifinde vâkıfınım ruhlarına İthaf edilmek ürere İstanbul Evkaf Baş Müdürlüğü tarafından mevlûdü şerif okutturuia-caklır
Kazançları garson bahşişi kadar bile değilmiş!
Bestekâr Osman Nihat anlatıyor...
^-^-jYazan: Cemaleddin Bildik ~k—_______________- ■
5 İhtiyar bir kanun — Telif hakkı — Bestede aşkın rolü — Kulağa fısılda-
ma — Plâk doldurma — Ne verilirse!.. — Bestesi bozulan şarkı — Mackada bir toplantı — Üzerine yürüme — Sokağa fırlama... Ve®---------------------- ----
Muharrirliği meslek edinmiş, onu bir geçim vasıtası yapmış olanlar makale, fıkra, roman ve hikâyeyi ancak para lAukablllnde yazarlar. Bizde şiir yazarak geçinen şalı yoktur amma — az bir para mukabilinde de olsa — şiiri satın alman sanatkâr şairlerimiz vardır. Ya bestekârlar? Onlar da aylarca meşgul olurlar, kafa yorarlar, bir güfteyi bestellyerek şarkı haline getirirler. Bu emekleri mukabilinde ne alırlar?
Bestekârlarımızla konuşup bu suali cevaplandırmayı çoktanberldir arzu ederdim Birkaç gün evvel bestekârlardan birkaç tanesini bir arada buldum ve sordum:
— Ne dersiniz? dedim. Faydalı olur mu? Fakat kimlerle konuşmam lâzım.,. Bana bugünün kalbur üstü bestekârlarından isimler verebilir misiniz?
Verdikleri İsimleri not ettim: Sa-deddln Kaynak. Balfthaddln Pınar, Osman NLhat. Refik Fersan, Fahri Kopuz, Şerif İçli. Rftkım Elkutiu, Ye-sarl Asım, Kadri Şençaiar...
Osman Nihatla karsı karşıya...
Evvelâ Osman Nlhadı sorguya çektim. Konuşmaya Osman Nlhattan başlamamın sebebi de, kendisinin hakkı telif üzerinde hayli meşgul olmuş bir gazeteci, neşriyat müdürü, bestelediği şarkıları sevilen ve tutulan bir bestekâr olmasıdır.
Ahmet Ra si m merhumun lorunu olduğunu da bilirim.
— Söyle bakalım Osman NihatI dedim, Sıra bestekârların durumuna geldi. Bestekârlarımız, besteden para kazanırlar mı?
«— Başka sualleriniz de var mı?»
— Vorl dedim. Bestecilikte başınızdan geçen enteresan vakaları bile bu arada öğrenmek İsterim. Fakat suallerimde daha fazla bestekârlarımızın yaşama imkânlarına yer veri yo nım.
BLrblri arkasına sorduğum sualleri not ettikten sonra:
«— Güzeli dedi Bilhassa «telif hak kı» bizim memlekette üzerinde durulacak ciddi ve mühim bir mevzudur. Bu vesile ile bir çığır açılır da bu dâva halledilirse acınacak halde bulunan birçok sanatkârlara en büyük hizmeti yapmış olacak ve mutlaka hepsinin bayır dualarını almış olacaksınız.»
Telif hakkı
Osman Nihat, telif hakkı üzerinde bilhassa durarak:
•— B12lm memlekette, diyor, câri kanunlar arasında bir «Telif hakkı» kanunu vardır kİ hâlâ yürürlükte bulunan bu kanunun numarası 87, tarihi de 8 mayıs 1326 dır. Artık bu kanunun kaç yaşında olduğunu ve bugünün İhtiyaçlarımı ne dereceye kadar cevap verebileceğini bir düşünün... Şüphesiz, hor nevi mahsulatı fLkrlye ve kalemlye üzerinde, fikir ve kalem sahiplerinin, bir lıakla vardır ve bu mülkiyet hakkına da «telif hakkı» denir. Sözü geçen kanunun 3 nel maddesi bunları tasrih ederken:
"Hasılatı fikriye va kalemtye, her nevi kütüp ve müelltfat ve resim va elvah ve hutut ve mahkûkât ve heykel ue plân va harita ve mimart ve coğrafi pş topoğrafl ve ecrir fenni mHaattahat »e miloeatevutt ve,musiki beste ve notaları gibi firardır.,, der.
Osman NLhat, süflilerimden birini cevaplandırmak İçin kanunda yeri olan «Musiki beste ve notal&n» kaydını ele alarak diyor kİ:
«— Yürürlükte olan bu İhtiyar kanuna göra hareket etmek gerekirse evveiâ hakin telifi temin etmek lâzım. Fakat bakın kanunun 20 nel maddesine: (Müellif, hakkı telifi temin- için, eserin ilç nüshai matbuamı Dersaadctte Maarif Nasarettne vo tafralarda Maarif mildilrtyetlne teslim ile kayıt ue tMcU ettlrKfktlr,^ diyor. Şu maddeye göre bestekâr, bir aser yaptığı saman evvelâ eserin! tabettirmek mecburiyetindedir. Ondan sonra da gidip Maariften tescil ettirmek sar ur e tindedir. Buna yap- ,
Bestekâr Osman Nihat
madunı hapı yuttu demektir. Artık hak iddia edemezi...
çünkü mûseccel olmıyan müellif at hakkında hakkı telif dâvası mesmû olamaz. Tatbikatta bunların hiç biri yapılmaz. Yani şu acalp formalite yüzünden kimse gidip de Maarife baş vuramaz. Bu muamele yapılmadığı İçin de. herhangi bir ihtilâf zuhurunda, telif hakkının masuniyeti muallâkta kalırı... Bestekâr, plâk doldurmada pek cüzi bir hakkı telif &-lıraa da şurada burada okunan şarkısından dolayı hiç bir hakkı telif alamaz. Hülâsa bestekârlar cidden acınacak durumdadırlar. Mev2U üzerinde meşgul olmak ve müsbet neticeler elde etmeğe doğru gitmek lâzımdır»
30 dan fazla beste
— Siz, dedim, beste yapmağa ne zaman başladınız?
«— Çnk genç yaşımda, dedi, fakat o zamanki bestelerimi neşretmeğe bir turlu cesaret edemezdim »
— tik besteldlğlnlz şarkı hangisidir.
«— Bazan radyoda Muzaffer Ogar : taralından okunan ve silzlnak makamından bestelediğim, «Ne müşkll-mlş «eni sevme!:, sana yâr olmak» dîye başlayan bLr şarkidir.»
— Bugüne katlar aşağı yukarı kaç şarkı bestelediniz?
(— Otuzdan fazladır ya... Size garip bir şey töyllyeylm ml, benim e-vlmde bir tek plâğım dahi yoktur.»
— Besteleriniz arasında en çok beğendiniz hangisi?
«— Rahmetli hocam Müverrih Ahmet Refik Beyin kendi eille güftesini yazıp «Bestele» diye verdiği ve Baflye Aylâ'nın harlkulâde bir incelikle okuduğu:
Bu da garson bahşişinden daha yukarıya çıkamıyor.
Aşkın rolü ve bir hâdise!
Osman Nlhada: LL
— Bestede aşkın rolü var m/O diye sordum. Ne demek İstiyorsunnsû_ mânâsında gözlerini gözlerime d'l-CNI kince:
— Meselâ, dedim. Bir kıza âşık olma. bir kadını sevme gibi... C
Düşündü: .2
«Çok nâzik ve çok politik bir j-$2 ali diye cevap verdi. Sır tutabl ® nlz kulağınıza fısıldarım.» 5*
Yaklaştım. Bir şeyler fısıldadı. (D Anladım kİ bestede aşkın çok büyî (d rolü var. M—
Osmap Nihat, uzun uzun öksürür-5** ken bir sual dalla sordum: -O
— Bestecilik yüzünden, başınız-"O dan geçen en garip ve entertsnnÇI) vaka nedir? çjj
«— Yaşb gözler'l bestelediği:n sı-^) ra İdi Maçka taraflarında oturura * bir arkadaşım beni bir toplantıya dâ'^*^ vet etmişti, gittim Kalabalık ve gürültüler arasında .usulcacık bir kenara oturdum. Çeşitli eğlenceler arasında bir Bayan da kalkıp piyano Ue bu şarkımı çaldı ve söyledi. Söyledi amma ben güftesinden başkasını *a-nnnadım, o derece değiştirilmişti Bir aralık piyano çalan Bayana:
— Affedersiniz, bunun başka Dlr bestesi daha var değil ml? dedim. Bayan beni yukarıdan aşağı süzdükten sonra:
— Aklınız sıra beni cenkid rnl etmek’istiyorsunuz? Şaşarım size! diye beni İstihfaf ettikten sonra;
— Daha İyisini ölüyorsanız, ou yorun siz çalın ve okuyun, öğrencüml Diyerek piyanonun başından kalktı. Ben. ev sahibinin müdahalesine meydan vermeden gayet soğukkanlı, piyanonun başına oturdum ve şarkımı çalıp söyledim Bu arada benim «Osman Nihat» olduğumu Bayan öğrenmiş olacak kİ bu sefer de;
— Vay benimle alay nu etti, buna asla tahammül edememI diye üzerime-yürümesin mi? Ben şapkamı dahi almadan sokağa kendimi dar atarak yakamı kurtardı İdim.»
Müsaade isteyip ayrılırken Osman Nihat:
«— Sakın diyordu o Kulağınıza h-sıldadaklarimı yazayım demeyin
Bunun içindir kİ ben de o fısıltıları yazmadım çünkü tevdi edilen bir sim İfşa etmekten katlyyen noşlan-mam.
Cemaleddin UJMIJK
Kaç yıl yüreğim, suladı, ateşlere yandım. şünblillere, leylaklara baktım seni andım-Sermest ederek ruhumu güya oyalandım SBnbilllere, leylâklara baktım seni andm.
Şarkısıdır...
Kazanç tarafı
Hakkı telif bakımından gadre uğrayan bestekârlarımızın kaşane taraf larını ihmal »demezdim- Çünkü asıl temas etmek istediğim hususlardan
biri de bu İdi. Bordum:
— Bestecilik ne gibi bir para kazancı temin »der? Oturup yalnız beste yapmak bir geçim yolu olur mu? Hariçle mukayese edersek bi-tinüd ml azdır, onlannkl ml?
Osman Nihat acı bir tebessümden sonra «uallerlml toptan oevaplan-(hrdi:
«— Bizim memlekette, dedi, oturup beste yapmakla insan ancak «Perhizo ynpacak katlar bir kazanç temin eder. Hariçle mukayese e-dereek bizdekl kazancın garsonlara rurilen bahşişten daha as olduğunu görürüz, Çünkü telif hakkinin asgari haddi tâyin edilmiş değildir. 8a-natkârlar, m verilirse onu alıyorlar.
YILDIZ ROMANLAR SERİSİNİN 9^ KİTABI
Jassy, niçin çılgın gibi sevdiği genci bırakıp, ihtiyar adamın kollarına atıldı?
Dllys, niçin durmadan evlenip âşık değiştirdi?
Anormal aşkların, garip maceraların kaynaştığı yılın en enteresan Tornanı. »Flati: 26ü KrşJ
S.ıhıff 8
AKSAM
22 Haziran 1348
flIER AKŞAM İ BÎR HİKÂYE
[Haydut ve arkadaşı
18Ö2 senesi ocak ayının bir sabahı idi: Lusk bir araba İrlandanuı Tala-mor geliri sakalılarından geçerken birdenbire tekerleklerinden biri kırıldı. Arabanın, albay üniformasını gıy m'4 biricik binicisi bu hâdiseden fena halde canı sıkıldı. Arabacı derhal ağacıya inerek, civardan knık tekerleği yapacak bir araba tamircisi bulup ı>etirdi. Tamirci, kırık tekerleği muayene eıdktcn sonra sabırsızlıkla bekleyen zabıta dönerek:
— Albayım, dedi, arabanızın tamiri en az bir güne mütevakkıf, cevabını verdi,
Zabit:
— Hay kör şeytan hay! Acele İşim de vardı. Sâri burada geceyi geçirebilecek bir otel var mi? diye sordu.
Kaza yerinde toplanan halk arasından şişman ve saf çehreli biri ilerleyerek :
— Tabii var albayım. Damadımın oteli hor türlü konforu haizdir. Arzu ederseniz sizi götüreyim, dedi.
Albay Üter istemez, söylenen otele gitti Eşyalarını yerleştirdikten sonra emirlerini bekleyen otelciye dönerek sordıı:
— Günümü burada nasıl geçireceğim1
— Şehirde umumi hayat mahduttur, eğlence yerleri yoktur. Fakat bugün kasabamızda meşhur eşklya reisi Kuilıi'nln arkadaşlarından birinin duruşması yapılıyor. Arzu ederseniz mahkeme reisine haber göndereyim de size mutena bir yer ayırsın. Her halde bu duruşma sizi oyalayacak sanırım.
Albay omuz silkerek sordu:
— Eşkıya reisi Kullti mİ dediniz? Bu da kim oluyor?
— Kuii ti kiın mİ diye soruyorsunuz1 Bütün âlem bunu bilir Her halde bu ele avuca sığmaz canavarın adını işitmediğinizi söylemekle benimle şaka etmek İstiyorsunuz galiba’ ■
— Yemin ederim ki, bu adamın adım ilk defa işitiyorum.
— O haide hakkınız var albayım, Bu meşhur haydudun hempalarından Harrl’yi yakalamışlar. İşte bugün onu muhakeme ediyorlar. Bu meraklı dâvayı dinlemek İstemiyor musunuz0
— Dâvalar, beni pek İlgilendirmez amma, vaktimi öldürmek için gideceğini.
Mahkeme reisi, dâvayı dinlemeğe giden albayı nezaketle karşıladı ve salonun en İyi yerini ona tahsis etti. Muhakeme başladı. Sanık Harri. yol ortasında, birini soyduktan sonra öldürmüş olduğunu inkâr ediyor, o gün Iıiandada değil, îrıgll terede Douvre şehrinde bulunduğunu söylüyordu. Fakat Jüri heyeti bu iddialarını dlnlemiyerek onu idama mahkûm etmek azminde bulnuyordu.
Mahkeme reisi, kararını vermezden evvel a&nığa sordu: •
— Harri, kendini müdafaa etmek İçin başka bir şey söyleyecek misin?
Sanık yüksek sesle:
— Tamamhe masumum! diye haykırırken gözlerini etrafına çevirdi ve:
— Aman Allahım sana nasıl şükredeyim! Günahsız olduğumu ispat edecek şahit burada bulunuyor, diye haykırdı.
Mahkeme reisi, merak ve alâka İle Sordu:
— Harri. ne demek İslediğini anlamıyorum.
— Büyük Tanrım, beni son dakikada kurtarıyor bay ras! Yanınızda] oturan zat, cinayet gününde Douvre ■ şehrinde bulunduğuma şehadet edebilecek dedi.
Hayretle kendisine bakan subaya dönerek İlâve etil:
— Cinayet gününde beni Douvre şehrinde gördüğünüzü ve Franşadan
sizi getiren vapurdaki eşyanızı bendenizin taşımış olduğumu lütfen heyeti hâklmeye söyleyiniz.
Otelin defterine ismini Lord Kin-ternl diye yazdırmış olan albay, sanığı şaşkın şaşkın süzdü:
— Ben sizi tanımıyorum, cevabını verdi.
— Vapur rıhtıma yanaşınca eşyanızı bana taşıtmış olduğunuzu nasıl hatırlamıyorsunuz?
— Maalesef, anlattığınız şeylerden hiç birini hatırlamıyorum!
— Halbuki sîzdiniz albayını! Haiti muharebede başımdan almış olduğum yara yerini size göstermiştim. Bir masumun hayatı bahis konusu olduğu İçin rica öderim, biraz hafızanızı yoklayınız, albayım!
Bu sözler üzerine albayın çehresinde bîr tebessüm belirdi.
— Evet, evet, bu sözünüz doğrudur. Şimdi hatırladım!
— Şükür satıa ey büyük Allahım! Şimdi benî sehpadan kurtarmak için IJouvre şehiılne geldiğiniz tarihi hatırlamak kalıyor albayım!
Albay biraz düşündükten sonra cevap verdi:
— Günü hatırımda değil! Fakat Douvre şehrine Franşadan geldiğim gün. bavulumda bulunan not defterimde yazılıdır,
Sanık ile albay arasında cereyan eden bu muhavere, hâkimlerle halk üzerinde derin bir tesir yapmıştı. Muhakeme talik edildi. Albay giderek otelden not defterini getirdi ve soygunculukla cinayetin işlendiği güııde albayın Douvre şehrine gelmiş olduğu anlaşıldı. Tabii, mahkeme öğleden sonra bu delil ve şehadet kar- I şısmda sanığın beractlne karar verdi.
Ertesi günü, arabası tâmlr edilen albay Lord Klnternl yola çıktı. Tala-nıor şehrinden bir kaç mil uzakta bir adam, yol ortasında kendisin! bekliyordu. b Arabacı onu görünce allan durdurdu. Yolda bekleyen adam bir gün evvel beraet etmiş olan Harri İdi. Albay, arabaya girerek yaııma oturan Harrl'ye dOndti;
— Adaletin eline düşerse kurtaracağımı sana söylememi! mi İdim? ikimiz de rolümüsii mükemmel surette oynadık, dedi.
Tabi! anlayacağınız gibi albay Kinleri .kıyafetini değiştirmiş olan meşhur eşkıya ret»! Kuiltl’nln tâ kendisi, Harri de azılı hempalarından biri idi. Bu macera, azılı haydut Kuilti’nln kendi ehle yazdığı hâtıra defterinden iktibas edilmiştir.
Çeviren: »4. Hilâli
•vn*iia t!W kuru» 1400 kuru»
* «rUk 13*0 • IIOO •
o arlık «M • ıtM ■
1 aylık 300 * — *
Adre» tebdili itin elli kuruşluk pııl cbnderllmeUdlr Akı! lakdlrdo adres değiştirilmem.
Telefonlarımız: Başmuharrir S’MS Vı:ı Uiert S0T8S - idare WtG81 MÜdUr: 3049?
Şaksa 14 — Hx»u 4*
Inualc Gü, ÖJl» t kail Ak. Yaltı
B. 0.23 8.44 4.31 8.32 13,00 atH
V 3.08 5.3 14.18 17,17 M,M 23,48
tdaralMAa: Babıill civarı
Cama] Nadir aokağı Ha II
IIIIIKlitllM
Gandhi’nin oğlu ve zevcesi şu sırada Ingiltereyl ziyaret ediyorlar. Yukarıda Gandhi’nin oğlu ve zevcesi Bcuthatnpton’a çıkarken görlmüyor-lar.
Konuşan iskeletler
Kemiklnrin mütehassıslar tarafından tetkiki bir çok cinayetlerin meydana çıkmasını temin ediyor
MAHKEME KORİDORLARINDA:
Lâylâ’nın hayali karşıma dikildi!
İskeletlerin konuşabileceğine İnan--m ak bu asrın adamına biraz garip görünür. Fakat Amerlkadakl anthro-pologların. meselâ kuru bir İnsan kafasına bakarak, kafanın sahibi hakkında ortaya attığı hakikatler hem İllin adamlarını, hem de detektifleri hayrete düşürmüştür.
Bugünün anihropologlan insanlığın mazisi hakkında bir karara’ varmak İçin kuru kafalarla vakit geçiriyor.
Bundan başka yine antropologlar bir cinayete kurban gitmiş bir zavallının kafa tasma bakarak, cinayet hakkında, hattâ kurbanın kanim hakkında en doğru malûmatı verebiliyorlar. Hattâ bqzan bütün bunları yapmak İçin, ölünün her hangi bir yerinden kesilmiş ufak bir kemik parçası kâh gelmektedir.
Bir gün Kansas çiftliğinde kesik ve yanmış bir el bulunmuştur, önce herkes bu elin, bir cinayete kurban gitmiş birinin eli olduğu İhtimalinden bahsetmiştir. Fakat eli bir anthropolog muayene edince, el sahibinin eski Mısır mumyalarından birine alt olduğunu söylemiştir.
Bunun üzerine mesele büyümüş, gazeteler anthropolog ile alay etmeğe başlnıış, fakat tahkikat biraz daha ilerletilince mesele aydınlanmıştır.
Meğerse bu eli. Mısırda tetkikler yapan bir âlımla Kansasta oturan bir arkadaşının çocuğuna hediye ettiği bir mumya eli İmiş. Çocuk da kaybettiği bu yadigârı harıl harıl a-ranıakla meşgulmüş!
şimdi anthropoloğuu bu kehanetinin sırları ne olabileceği hatır* gelebilir. Tabii X Şuaları elin bir insan ci! olduğunu açıklamıştır Sonra eh yanık bir el gibi gösteren şey hakikatle, Mısırlılar ölüleri mumyalarken kullandıkları kimyevi maddelerden İleri gelmektedir, ve elin üzerinde ufak neslç parçala rina benzeyen şeyler de Mısırlıların ölüleri gömmeden evvel sardıkları pamuk parçalarıdır.
Bir seferinde de, bir çiftçinin karısı ân! olarak ortadan kaybolmuştur. Bu hâdise esnasında civar ormanlardan biri yanmağa başlamış. Bu vasiyette şüphelenen polis, derhal yangım bastırmış, ormanın içinden birkaç kemik parçası çıkarmış ve kemikler! bir anthrnpologa teslim etmek mecburiyetinde kalmıştır
Bunun üzerine aatlıropoloğ kemik parçalarının bir kadının kafatasına alt olduğunu söylemiştir. Bîr kafatasından, sahibinin, erkek yahut kadın olduğunu, lıangl ırktan olduğunu, kaç yaşında olduğunu kestirmek bir antlıropoloğ için gayet koiay bir İştir, ve bütün bu hakikatler ortaya dökülünce polislerin de yardımı ile çiftçinin karısı, kocası tarafından öldürüldüğü meydana çıkarılmıştır.
Bir kafatasından bu kadar hakikati meydana çıkartabildi bir antlıropoloğ, bir iskeletin sahibi hakkında bir kitap dolusu malûmat verebilir. Meselâ bir gün Vlrglnla'da bir kuyu içinde bir iskelet bulunmuştur, ve iskelet derhal anthropo-loğlara teslim edilmiştir. Polisler evvelâ İskeletin John Bradtod Elllson İsminde, ve uzun «aman evvel orta-
ğinln boyu 1.880 milimetre ile darbe-dlllp çıkan adede 813,00 milimetre İlave edilirse iskelet snhlbinln hakiki boyu meydana çıkıyor.
Bundan başka bir iskelet sahibinin hangi hastalıktan öldüğünü tâyin etmek de bir anthropoloğ için gayet kolaydır. Çünkü hor hastalık kemikler üzerinde başka bir iz bırakıyor. Felç gibi hastalıkları da kemiklerin üzerindeki işaretlerden anlamak mümkündür. Sonra bir kafatasından Ölen, şahsın kemiklerini örten etlerin cinsini, rengini tâyin etmek de mümkün oluyor. Meselâ bir sererinde ştkago üniversitesi anthropoloğu ve nnatomy profesörü Dr. vvilton Marlon Krogmana bir kafa İskeleti verilmişti, Hakikatte kafa sahibi malûm bir kimse İdi, Mütehassısın bu kuru kafadan çıkardığı malûmat sayesinde hcykel-traş Mary Tone Mac Cue' nun yaptığı heykel İle İskelet sahibinin fotoğrafı karşılaştırılınca, arada nlç bir fark bulmak mümkün olmamıştır.
Başka bir seferinde yine Şikaço civarında fena halde yanmış bir ceset bulunmuştur. Cesedin tanmanyaca k bir hale kadar yanması polise hiç bir İp ucu veremeyince. Dr. Krogmana müracaat edilmiştir. . Kroğ-manın elde ettiği neticeler şöyledlr: Kafatası ile yüz arasındaki nispet, sonra alın genişliği ölünün beyaz ırktan olduğunu göstermiştir. Kafatasının büyüklüğü, but kemiklerinin uç tarafları, kalçalar ve kann boşluğu ölünün erkek olduğunu, dişler, kafatasının birbirine kenetlendiği yerler, adamın yaşının 50 civarında olduğunu göstermiştir. But. komiği nln uzunluğundan adamın boyu 5 kadem 3 İnç olduğu da hesap çdtl-mlş ve geniş göğüs kemikleri de gcs önünde tutularak İskelet sahibinin ağırlığı 140 libre tahmin edilmiştir
Bunun üzerine elde edilen bu malûmat ilân edilmiş ve aradan bir müddet geçtikten sonra bir zenci kadın bu şahsın kaybolan kocası olduğunu ileri sürmüştür İskelet meydana çıkanldızı zaman kaybolan adamın dişçisi iskelet üzerindeki dişleri delil göstererek zenci kadının lehinde şahadet etmiştir.
Fakat verilen rapora göre, İskelet sahibinin beyaz ırktan olması teahe-dlyordu. Filhakika aradan bir müddet daha geçince kadının kocası çıkıp gelmiş ve İskeletin de başka birine ait olduğu anlaşılmışım
Anthropoloğlar bu sayede sayısız mücrimi ortaya çıkardıkları gibi masumları da meydana çıkarıyorlar. Meselâ bir gün Çinçinnatlde bir kunduracının, genç kızları baştan çıkarıldıktan sonra öldürüldüğü polise İhbar edilmiştir. Polisin ânl olarak yaptığı bir araştırmada kunduracının bodrum katında bir çLkın İçinde yığınla kemik bulunmuştur.
Fakat anthropoloğlardan gelen rapor herkes! hayrete düşürmüştür, çünkü raporda bunların İnek, koyun, hindi ve tavuk kemikleri olduğu tasrih ediliyordu Bunun üzerine kunduracı da serbes bırakılmıştır.
Feyzi, meyhanade bıçakla Kemali yaralamış. Koridorda kana-penin ucuna oturmuş, çenesini, kelepçenin birbirine bitiştirdiği yumruklarına dayamış, derin derin düşünüyor. Yaklaştık, aldırış etmedi.
— Ne o. ahbap, pek efkârlı görünüyorsun I
Uykudan uyanır gibi yavaş yavaş başını doğrulttu, denize dalar gibi kollarını uzattı, gerindi, ağzını bir karış açarak esnedi, akları kızıllaşmış gözlerini beler-te belerte. nezleli, hırıltılı bir sesle homurdandı:
— Uykusuzluk canıma okudu.
— Gece uyumadın mı?
— Çocuk musun be yahu? Evraklar yazılırken uyur mu insan?
— Evrak mı yazıyorsun sen?
— Alayı bırak, bey kardeşim! Yazıp çizmekle ne alışverişim var benim? Karakolda polis abiler be ııim evraklarımı doldurdular.
— Demek karakolda sabahladın.
— Ne yaparsın? Meyhaneden çıktık soluğu karakolda aldık.
— Karakola niçin gittin?
— Toy çocuklar gibi lâf et meşene Allah aşkına! Sen de çakarsın dalgayı, bey bilâder! Tilkinin dönüp dolaşıp gideceği yer kürkçü dükkânıdır.
— Oralara alışıksın, desene.
— Eeeeh. neylersin, bizim kısmetimiz de o taraftan açılmış. Erkeklik yolunda gezdikçe bir a-vağımız karakoldan çıkmaz.
— Sizin erkeklik yolunuz karakol kapısından mı geçiyor?
— Ayağının altını öpeyim, bırak bu lâfları, beyefendi abi! Kendi keyfime kalsam karakolun semtine uğrar mıyım ben? Amma ve lâkin, sulu hergeleler balta oluyorlar, onların yüzünden bizim başımız derde giriyor. Sözüm bu meclisten dışarı, bit kadar bile günahım yoktur benim bu işte. Zorla kendini şişletil enayi. Marazayı o çıkardı.
— Kavganızın sebebi ne idi?
— Bizim gibi adamlar neden kavga ederler, efendi kardeşim? Durup dururken bir polim meselesinden hırlaştık.
— Anlı yamadım. Nedir o polim meselesi?
Gene gözlerini belerterek sırıttı:
— Anlamaz olur musun, bey abi? Hani, dalkavukluk ediyorum gibi olmasın amma, senin ne hin oğlu hin olduğunu anlamıyorum zannetme hal Sayenizde biz de insan saralıyız, adattım yüzüne bakınca ne mal olduğunu çakarız.
— Kemal adında birini bıçakladığını biliyorum amma sebebini ij’lce öğrenemedim.
— Hasbi geç, bey kardeşim. Gözlerinden belli ki bu dünyada senin öğrenmediğin şey yoktur. Benim Lylâ’ya tutkun olduğumu bilmiyor musun?
— Duymamıştım.
— Nasü duymazsın be yahu? Dünya yüzünde bunu duymıyan kaldımı?
— Yalnız ben kalmışım her halde.
— Estağfurullah, Ne söylesen nafile. Kendini enayi diye yuttu-ramazsın bana. Eğer bu işi sen de duymamışsan namussuzum ben. Leylâyı nasıl bilmezsin be ya hu? Moloz İbrahimln eski dostu Leylâyı bilirsin ya, ona tutuldum işte. İbrahim kodese girince kan açıkta kaldı. Malûm ya. o
lar hamam nalınına benzerler, bir gün bile boş duramazlar. Karı şimdi bana nem kuyruk sallıyor, hem de akü sıra kendini naza çekiyor .Amma ve lâkin...
Şehadet parmağını tükürükle* yip dizine sürttü:
— Nah, işte şuraya yazıyorum, siz de şahid olunuz. Sayenizde bir gün kafesliyeceğim kahpeyi.
— Leylâ hanım için mİ kav ga ettiniz meyhanede?
— Yok beyahu, mey iıancda kan yoktu. Leylânın şarkısı için hırlaştık.
— Leylâ hanımın şarkısı da var demek,
— Enayi gibi lâf etmemene, abicim. Leylâââ, Leylâ! diye şarkı vardır, onu da mı bilmiyorsun, gençliğinin başı için doğru söyle,
— Onu biliyorum.
— Eh, biz de onun için kapıştık işte. Sayenizde kafayı çekerken meyhaneye kemancı ile dar-LL bukacı geldi, köşede çalmağa Q başladılar. Onlar çaldıkça ölüsü Û_ kandilli karının havali de benim CXI gözlerimin önüne dikildi. Gel de m-dayan bakalım! Garsonun eline O bir yirmi beşlik toka ettim; «Al c ulan, enayi. Şunu çalgıcılara gö- O tür de benim tarafımdan söyle, '«â bir Leylâ şarkısı çalsınlar. Ama- jJ-ma hem çalsınlar, hem okusun- ® lar dedim. Herifler Leylâyı ağız-lavına aldıkları sırada öteden (D serserinin biri kalkıp da; *Şu pa- P peli alınız, bana, Modalı kızı ça- »t lınız-ı demez mj! Hadi sen ol da öfkelenme bakalım,, bey karde- -O şim! Üst üste iki kadeh çektikten -q sonra masaya bir yumruk salla- 0 dım; (Benlm Leylâmı bozacak ±2 hergele karşıma çıksın., diye nâ- S raya bastım. Ondan ötesin! bile- E miyorum. o
Malık eme açıldı. Feyzi, kelepçeden çıkan bileklerini oğuştura-rak:
— Eyvallah, bey abi, dedi. Kodesin yolu görünüyor bize. Beş dakka evvel gitsem de rahat bir uyku çeksem bari.
Ce. Re.
Çanakkalede iskele derdi
Çanakkale (Akşâml — Çanakka-lede hazana iskele vardır, vapurlar yanaşır; çok defa da yanaşacak iskele bulunmaz, vapurlar açıkta demirler. Vapurun açıkta durması girip çıkmağı çok zorlaştırır ve küllet haline koyar.
Gümrük İskelesinin muvakkaten tamir edilerek asıl büyük ve daim! İskele yapılıncaya kadar vapurların yanaşhıasının temin edtleeeğl söylenmektedir.
Tamirine başlanan İsketedeki tertibat çok İptidaidir, bu şekilde devam ederse yazın sonuna kadar işin başarılmasına imkân yoktur.
Maydosta yapılcak esaslı iskelenin sondajına başlanmıştır. 150 M. uzunluğunda ve 70 metre genişliğinde yapılacak iskelenin çanakkalenln İhtiyacını karşılayacağı muhakkaktır. ____________
Bozlar yolunda bir kamyon kazası
Kony (Akşam! — Konya - Bozkıl yolunda bir ölüm ve bir ağır yaralanma he neticelen bir kamyon kozası olmuştur. Şoför Durmuş'un ı İdaresindeki 10 plâka sayılı kamyon, Bozkırdan Konyay* gelmekta iken, yolda devrilmiş, mal sahibi Ali Rıza,
dan kaybolan bir bahriyeliye alt olmasından şüphelenmelerdir
Anthropoloğlar İskeleti uzun zaman muayene ettikten sonra, iskelet sahibinin solak olduğunu, bir cerahat akıntısına kurban gittiğini, ıyı bir asker olduğu, boyunu, kilosunu, yaşını tesbh etmişlerdir. Anthropo-loğlarm verdiği malûmatla, Elllso-nun- sicil kayıtları karşılaştırılınca. İskeletin bu bahriyeliye ait olduğu aulaşdmıştır. Çok geçmeden de kua-tlll Raymound Saunders ele geçirilmiştir- Saunders hâlen hapishanededir
Acaba anthropoloğlar bu iskelet sahibinin solak olduğunu nereden anlamış olabilirler? Tabii bu aleiâ-de tahminden başka bir şey değildi. İskeletin sol tarafı, sağ taralına nazaran biraz dah3 kalın ve kuvvetli olduğu için anthropoloğlar bu neticeye varmıştır. İyi bir asker olduğa da amudu fıkarîslnln diğer iskeletlere nazaran diimdiiz olduğu İçin anlaşılmıştır. Cinsiyeti, karın boşluğunun nispeten geniş olmasından anlaşılmıştır. Tabii İskelet sahibinin boyunu kestirmek hepsinden kolaydır. Fakat anthrnpoloğlarm bir İskeletin boyunu kestirmek için kullandıkları metod ayrıdır. But keml-
kafası parçalanmak suretiyle ölmüş kaltak-'ve bir yolcu da ağırca yaralanmıştır.
fillstln meselesi: Kıral Abdullah t’rdün kıtalannı teftiş ediyon
-*1
B2 HaslrM 1Q48
S»hli. 7
Yeni ordular
Bir İngiliz generali diyor ki:
Atom bombası veya diğer toptan tahrip silâhları kara harekâtının normal seyrini esaslı ıurett« değiştiremez
Sümerbank selüloz sanayii müessesesi müdürlüğünden
İZMİT
lvaafı aşağıda yazılı Klor - Alkali fabrikamız mamuDerinln «•-tışına devam olunmaktadır.
0/06 Faizli 1. inci Tertip 1948 istikraz Tahvilleri Satışa Çıkarıldı




kanlık arasında askerlyeyl ilgilendiren bahislerde en sıkı bir İrtibat ve işbirliği mevcut olup temaslar mütehassıs subaylar tarafından temin edilmektedir. Tablatila Malzeme Bakanlığının İlmi araştırmalar için emrinde ÖT-el bir bütçesi vardır.
Subay ve erbaş seçmek ve yetiştirmek: Her hangi bir ordunun İş görme kabiliyeti ve maneviyatının subaylarının evsafına bağlı bulunduğu malûm bir hakikattir.
Başlıca şart aubay olacak »damlan seçmekte yanılmamıştır. bu adamların liderlik hasletlerini hala obnalan elzemdir. İkinci şart ise bu adamı mesleğinin ustası yapacak şekilde bir bilgi He teçhiz etmek ve kendisine zuhur edebilecek yeni selelerle anide uğraşabilecek tldarda hakikaten kavravışlı zihniyet aşılamaktır. Şimdi gllterede subay olmak Iştlyenlere gayet İlmi ve teknik bir seçme usulü tatbik edilmektedir.
Harbden evvel subay namzetleri İki sekeri okula devam ederlerdi. Topçular Wbolwich'dekl Knallyet asker! akademisine ve diğer subaylar ise koleje yazılırlardı. Sivil okullardan mezun olan gençler doğrudan doğruya bu müesse selere kaydolunurlar, okul masrafları kendilerine alt olmak üzere 18 aylık bir askeri tahsil görürlerdi. Bu kurstan da teğmen olarak çıkarlardı. Harbden beri bu üd müessese birleştirilmiş ve Kırallyet Sandhurst askeri akademisi namını almıştır. Şimdi subay namzetleri doğrudan doğruya sivil okullardan bu müesseseye alınmamaktadırlar. önceden orduda ar olarak hizmet etmeleri lâzımdır. Böy-lece müstakbelin subayları bir gün kumanda edecekleri insanların yaşayış ve görüşlerini tetkik fırsatı bulmaktadırlar. Aynı zamanda şimdi Sandhnrst'dekl tahsil masrafı devlet tarafından ödenllmektedlr. Subay namzetlerine aynı zamanda ilmi ve modem mezunlar hakkında yüksek tahsil derecesinde dersler de verilmektedir.
İngiliz tümgenerali L. O. Lync yazıyor:
Bugünlerde hemen hemen herkesin ağzından şöyle bir lâf işitilmektedir: Atom bombasının icadı vb diğer toptan tahrip silâhlarının gelişmesi orduları modası geçmiş hale getirmiştir. Tahrip kudretinin muazzam bir şekilde terakkisi neticesinde harb tekniğinin tam amile değişmesi da elzem olduğu iddia edilmektedir. Son harbde öğrendiğimiz cinsten kara harekâtının artık tememiyle maziye ■it olduğunu da Heri sürenler vardır.
Askerlik bahsinde, tam hareketsizlik derecesine varan muhafazakârlık bârla olarak felâkete sürükleyecek mahiyette olmakla beraber, bu konularda fazla bir Heri görüş de tehlikelidir. Meselâ, son herbden evvel, piyadenin harb meydanlarında artık yeri olmadığını ileri sürenler mevcut olup, bu düşünceyi müdafaa edenler, her iki tarafın artan ateş kudreti karşısında piyade İçin yaşama imkânı olmadığını söylerlerdi. Her hangi bir ordu, bu düşüncelere uyup da, piyadesini lâğvetmiş olsaydı, mütevazln bir kuvvetin klâsik taaruzu karşısında hakikatte imhaya mahkûm ourdu. Bu Sanhurst'dekl askeri misal sırf şu noktayı belirtmek İçin zikredilmiştir: Yeni silâhların harb teknik ve taktiğini tamamlyle değiştirebileceği kanaatine çok kolaylıkla kapılmamalıdır.
Kanaatime göre, toptan tahrip silâhlarının icadı en geniş anlamda harb tekniğinde esaslı değişikliklere yol açacak mahiyette olmakla beraber, kara harekâtı üzerinde esaslı bir tesir husule getlrmlyeceğinl zannettirecek sebepler vardır. Bundan başka misilleme hareketlerinden çekinecek tarafların toptan tahrip silâhlarını hiç kullanmamaları ihtimali de mevcuttur. Böyle bir hal karşısında İse. mütevazln klâsik kuvvetlere sahip olmayan bir devlet tamamlylo müdafaasız kalmış olur.
Elde bir ordu bulundurmak ne kadar lüzumlu işe, bu orduya modern bir şekilde muhafaza etmek de aynı derecede lüzumludur Büyük bir harbi müteakip yeniden bir ordu kurmak bahsinde aile dilmesi lâzım gelen en belli başlı aleyhte mülâhaza mail Ve iktisadi güçlüklerdir. Harbden çıkan ber hangi bir demokrat devlet, yeniden imar devresi sırasında ağır silâhlanma masraflarına girlşemez. Bu itibarla, askeri tekniği değiştirmek bahsinde yalnız en iyi usulleri değil, aynı zamanda en ucuz yolu da bulmak zorundayız.
îngil terenin noktal nazarından, bunu tahakkuk ettirmenin en verimli metodları şunlardır:
a) timi araştırmalar.
b) Subay ve erbaş seçmek ve yetiştirmek hususunda daha iyi usuller tatbiki.
e) İyi talim görmüş bir İhtiyat kadro bulundurmak.
Hakikatte Hm! araştırmaların sorumluluğu Ingiltere Harbiye Bakanlığına değil, ayrı bir Bakanlık olan Malzeme Bakanlığına râcl bulunmaktadır. Bununla beraber, İki Ba-
İzmit Fab. teslimi Cif İstanbul
Kireç kaymağı «Chlorure de
arf’-f chapX»
Ton Flafa T. U
Tonu T, L.
me-
Ik-bir în-
Tashih
İstanbul Defterdarlığından;
19 Haziran 848 tarihli Akşam gazetesinde çıkan «Satılık emlâk» başlıklı İlânda 82801/3086 dosya sayılı arsa 84 M2 iken yanlış olarak 45 M2 olarak yayınlanmıştır. Tashih ve tav-ıdh olunur.
Zayi — Çehremin! nüfus dairesinden almış olduğum ve İçinde askerlik durumum yazılı kimlik cüzdanımı kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
1340 doğumlu
Yaşar oğlu Sedat Karpat
Zayi — Sultanahmet tapu re kadastrodan 1335 senesi almış olduğum Samatya AH Fakı mahallesi İskender Paşa sokak No. 1 deki evimin tapusunu zayi ettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
1293 doğumlu Mustafa oğlu Mustafa
Yetkili işçi yetiştirilmek iizere öğrenci alınacak
Türkiye Demir ve Çelik Fabrikaları Müessesesi Müdürlüğünden
1 — 1948-1949 öğretim yılı için milessesemiz Teknik öğ-
retim Şefliği Meslek Kursunda yetkili İşçi yetiştirmek iizere ilk okulu İyi derece ile bitirmiş olanlar arasından öğrenci alınacaktır. ■
2 — Kurs yatılı olup öğretim süresi üç senedir.
3 — Kursa girmek için 13-15 «on beş dahil. arasında bulunmalı ve öğrencinin sıhhî muayenesinde, seçme sınavında başarısı tesbit edildikten sonra lıer türlü İaşe ve İbatesi kursa ait olacaktır.
4 — İstekliler bir dilekçe ile Karabiikte Müessese Müdürlüğüne en geç 31 Temmuz akşamına kadar aşağıda yazdı belcelerle başvurmaları,
a — tik okul diploması
b — Nüfus cüzdanı veya tasdikli blrsuretl
c — Sıhhat raporu ve aşı kâğıdı
d — Doğruluk kâğıdı «Okuldan bir sene evvel ayrılmış olanlar için»
e — 4, 5x6 ebadında 10 adet fotoğraf
5 — Gönderilecek yukarıda yazılı müsbit evrak üzerinde yapdacak tetkikat sonunda bunlar arasından meslek kursuna
(alınabilecekler seçildikten sonra mufassal kaydıkahul şartlan ayrıca adreslerine gör» derilecek ve bildirden şartlan
90 - 100 er kiloluk 0.70 mm. kalınlıkta saçtan mamul dışı katran boyalı variller içinde % 33-36 aktif klorla 10 ton ve daha yukarı siparişler İÇta j 200, •
10 tondan as siparişler İçin 250( .
Tuz ruhu «Acide chlorydrîque»
19 - 21 bomellk damacanasu 10 ton ve daha yutan siparişler için 250,-
10 tondan az siparişler İçin 300, -
Mayi klor «Chlore liginden
% M Ns OH İhtiva eden ve 300 - 330 kiloluk saç varillerde ’ 750, -
İsteklilerin müessescmİM mü racaat etmeleri Hân olnnur.
J13,-
163, -
«73,-«24,-
518, -
Kapalı eksiltme
İstanbul Bayındırlık müdürlüğünden:
• 1 — Bakırköy Akıl ve Sinir Hastalıkları Hastahanesl üçüncü kısım
İnşaatı kapalı uirf osuUyto eksiltmeye çıkartmıştır. Keşif bedeli «199960» Ura «77» kuruştur.
Eksiltme 12/7/948 tarihinde pazartesi günü saat 16 de İstanbul Bayındırlık müdürlüğünde toplanacak komisyon tarafından yapılacaktır.
2 — Bu İşe ait evrak şunlardır: Mukavele, eksiltme, bayındırlık İşleri genel, hususi ve fenni şartnameleri, proje keşif hulâsasUe buna mü-teferri diğer evrak dairesinde görülecektir.
8 — Eksiltmeye İştirak etmek için taliplerin «11248» lira «04» kuruşluk muvakkat teminat yatırdığına dair makbuz İbraz etmesi vs 948 yılında ticaret odasında kaydı bulunduğuna dair belgeyi hamil olması, eksiltme gününden «tatil günleri hariç» üç gün evvel vilâyet makamına müracaat ederek ehliyet vesikası alması ve yukarıda İkinci maddede yazılan evrakı görüp kabul ettiğine dair imzalaması ve buna ait 2490 sayılı kanun mucibince hazırlayacağı teklif tartlarını 12/7/948 pazartesi günü saat 14 de kadar İstanbul Bayındırlık Müdürlüğüne verilmesi lâzımdır. (8723)
Van il jandarma komutanlığından:
I — Jandarma İhtiyacım karşılamak üzere 628 ton yüzde 85 randımanlı buğday unundan mamul fabrika unu kapalı sarfla eksiltmeye konulmuştur.
S — 25Hariran M8 cuma günü saat 18 te Van 11 Jandarma komutanlığında yapılacaktır. Bu alım için tahmin edilen bedel (232320» Uradır. Ve geçici teminat İse 12886 Uradır.
3 — Buna alt şartname her gün Van il Jandarma K. lığında görülebilir. '
4 — İsteklilerin o gün saat 14 de kadar kanuni vesikalarlle mektuplarını komisyona vermiş olmaları İlân olunur. (8789)
—. 363856.- Liralık inşaat yaptırılacak _ Ankara Elektrik ve Havagazı İşletme Müessesesinden:
1 — Müessesemia »abasında yaptırılacak ceman 363.856.— lira keşif bedelli ra soğutma kulesi, gaco metre temeli, bemol tesisatı binan ve anbsr binası inşaatı, kapalı sarf usullyle eksiltmeye çıkarılmış-
t — Bu İnşaata alt eksiltme eVrakt, 30— Ura bedel karşılığında müessese Alım Satım Servisinden alınabilir.
8 — Eksiltme, 12/TemmuE/1443 Pazartesi günü saat 15 de Müessese Umum Müdürlük binasında komisyon bumrunda yapılacağından mühürlü zarfların, nihayet saat 14 de kadar makbuz karşılığında ilintim Müdürlüğe tevdii lâzımdır.
4 — Eksiltmeye girmek isteyenlerin, bu ehemmiyette ve bir defa da en az 80.800.— Liralık demir konsirtksİyonu ve yine bir defa da 100.000— liralık amal İnşaat işini muvaffakiyetle yaptıklarına dair vesikalarını, eksiltmeden 5 gün evveline kadar Müessese Umum Müdürlüğüne İbrnz He ehliyet vesikası atmaları ve bu vesika İle 18.305.— liralık muvakkat teminatı, teklif nameleri 1e birlikte vermeleri şarttır.
B — Müessese ehliyet vesikası verip vermemekte ve İhaleyi yapıp yapmamakta serbesttir.
TÜRKİYE İŞ BANKASI ’
Küçük Cari Hesaplar
25 Ağustos 1948 çekilişinin ikramiyeleri
. (Ankara'da Tasarruf Evleri Mahallesinde bahçe
"| t \f ^ında iki katlı vb bodrumlu, 6 oda, 2 sofa, veranda. balkonlar, tam konforlu.)
1 Arsa (İstanbul’da Suadiıje’de)

1 X 5000 Liralık
1 X 2000
2 X 1000
5X 500
»
>
n
14 X 200 Liralık
25 X 100
25 X 50
150 X 20
9
»
D
.Yüz lira itibârı kıymetli bir tahvilin ihraç fi a ti 95 liradır.
Yüzde altı faizli olan bu tahvillerin, faizleri altı ayda bir ödenmektedir. Diğer iç istikraz tahvillerinde olduğu gibi, tahvillerin bedel ve faizleri her türlü vergi ve resimden muaf olduğu gibi, bunların artırma, eksiltme ve sözleşmelerde teminat ve millî emlak atımlarında bedel olarak üzerlerinde yazılı kıymetle kullanmak daima mümkündür.
Devlet Tahvili Demek Bol Faiz Getiren Hazır Para Demektir.
*8429)
İstanbul Jandarma Satınalma Kurulu Başkanlığından:
1 — Jandarma eratının kunduralarında tatBuJmak ûaere evsaf ve nümuneslne güre 2000 Kg. kundura yağı ihalesi 24/9/948 perşembe günü saat 13 dekapalı zarf usuJlyle Taksim Ayaspaşada Jandarma müfettişlik binası içindeki kurulumuzda yapılacaktır.
2 — Tahmin edilen bedeli 7800 lira re Llk teminatı 585 Uradır.
8 — Buna alt şartname ve mühürlü nümtınesl her giin kur ulu muafla görülebilir ve İsteklilere bedelsiz verilir, isteklilerin kanun! vesaiki hala teklif mektupalrını İhale saatinden bir saat evveline kadar kurulu’ muzda bulundurmaları. (7832)
Devlet Demiryolları ve Limanları İşletme Genel idaresi İlânlarî
HKsniMiBOiaiMMmuııuıııiHmınınınuuHiıııniffliiNiaMiımHnııtımıiHmıı ııı ııı iikii ııı ııı ııı »rııı iihiuii «ruıı 1

Taranmış kenevir alınacak
Devlet Demiryolları Haydarpaşa Satınalma Komisyonundan:
1 — 4qq Kg. Taranmış kenevir açık eksiltme İle satın alınacaktır
2 — Muhammen bedeli 1400 lira olup muvakkat teminatı 105 Hradır.
3 — Buna alt şartname komisyonda parssa olarak dağıtılmaktadır.
4 — Eksiltme d/Temmuz/1948 Salı günü saat 15,30 da Haydarpaşa Gar binası dahilindeki Haydarpaşa Satınalma komisyonunda yapılacak adan arzu edenlerin vaktinde korrJsycnda hazır bulunmaları. (8386)

Dz. Lisesine öğrenci alınacaktır
Dz. Hr. Ok. ve K. L«. K. lığından
1 — Deniz Lisesinin yalnhMjlrlncI sınıfına öğrenci alınacaktı»
3 — Kayıtlar 1 Hazirandan 20 Ağustosa kadar devam edecektir.
* — Birinci sınıfa alınacak öğrencilerin 14 yaşından küçük ve 17 yaşından gün almamış olmaları lâzımdır.
4 — Bulundukları 6inıfın son sınavında sınıfta kalanlarla bütünlemeleri olanlar ve öğretim! yanda bırakanlar kabul olunmazlar.
6 — Kayıt kabul için İstanbulda olanlar Heybelladada Deniz Harp Okulu ve Lisesi Koni utandığına, taşrada olanlar askerlik şubelerine birer dilekçe İle mürcaat etmekle beraber dilekçelerinin bir eşini okul komutanlığına göndereceklerdir.
Dilekçelere: a — Diploma, veya okulu bitirdiğine dair belge, b — Nüfus kâğıdı aslı veya noterlikçe tasdikli sureti, e — Bir seneyi geçmemiş aşı kâğıdı, d — 12 adet vesikalık fotoğraf, e — Hüsnühal kâğıdı bağlanacaktır 6 — Seçme sınavları 1-10 eylülde yapılacaktır.
(8612)
Deniz Okullar ve Kurslar Komutanlığından:
1 — Donanmamızın Gedlgli Erbaş kaynağı olan «DENİ2 GkJ->OiU ERBAŞ ORTA OKULU» nun I, II ve III sınıflan ile «Deniz Gedikli Sınıf Okuluna» öğrenci yazımına 1 Haziran 948 den 15 Ağustoâ 948 gününe kadar devam edilecektir.
2 — Dz. Gd. ETbaş Orta okuluna; İlk okulu bitirenler
3 — Dz. Gd. Sınıf
Yaşlar:
okuluna; orta, okulu bitirenler kabullenir.
Dz. Gedikli Orta
> » >
Okul
>
I. sınıfına:
II. »
m. »
12 : ıı
13 : 18
14 : 19 yaşında olanlar.
»
tiz. Gedikli sınıf okuluna 18 yaşını tamamlamış olanlar alınır.
4 — «DENİZ GEDİKLİ SINIF OKULU» na girenlerle «Dz. Gd. Erh Orta okulunu bitirenler, iki yıl nısıf okulu öğrenimini tamaladıktan sonra «GEDİKLİ ÇAVUŞLUĞA» yükselirler. Ve bundan sonra 150 lira ayni: alırlar. Ayrıca beslenme ve giyimleri de Devlet tarafından yapılır.
6 — Deniz Gedikli erbaşlarına subaylar gibi, harcırah, aile, mesken zammı verildiği gibi emekliye ayrılmakta ve kendilerine emekliye ay-nlıkren ikramiye verilmektedir.
6 — Kayıt için; îslanbulda bulunanlar, Kasınıpaşadakl Dz. Gedikli Erbaş Orta Okulu Müdürlüğüne, başka yerlerde bulunanların; bulundukları yerin askerlik şubeleri başkanlığına hüsnühal kâğıdı, aşı kâfiHb ve nüfus cüzdanları ile 12 tane vesikalık fotoğrafla başvurmaları. (86151

Diyarbakır Valiliğinden
1 — Diyarbakır merkezinde yaptırılmakta olan Sülgymannaz-if ilk okulu inşaatının ikmali kapalı zarf yolu İle eksiltmeye konulmuştur. Keşif bedeli 44443 Hra 10 kuruş olup llk teminat 3333 liradır.
2 — Eksiltme İhalesi 7/Temrmız/948 Çarşamba günü saat on birde II daim! komisyonunda yapılacaktır. İsteklilerin ihaleden üç gün evvel ük teminat makbuzları ve doğu bölgesi yapı İşleri müdürlüğünden alınmış ehliyet belgesi ve Ticaret Odası kayıt vcslkalarlyle birlikte komisyona müracaat etmeleri »lâzımdır.
3 — İstekliler teklif mektuplarını ihaleden btr saat evveline kadar komisyon başkanlığına vermeleri lâzımdır. Posta gecikmeleri kabul edilmez. Zarfların kabul zamanı için ayarlanmış bulunan salondaki saat »■W8f.tr. Keşif ve şartnameler parasız olarak daimi komisyon kaleminde görülebilir.
Z3BSXZBf-l
Bankamızdakl hesabında en az 100 lirası olanlar bu çekilişe katılacaklardır. Her 500 Lira İçin ayrı bir kura numaran.
Henüz bankamızda hesap açtırmamış olanlar, sisler de talihinizi deneyiniz!
İstanbul Deniz Komutanlığından
Deniz kuruluşları ihtiyacı İçin 250 ndet gemici feneri mubayaa cdUe-crltlJr Ellerinde mevcudu olanların niimunc ve kataluglarile birlikte 30 >l*nn 048 gününe kadar Kasımpaşada bulunan levazım mtl düdüğüm ü-oıüracan ilan.
22 Haziran 1948
Hahlfe 8
İLİM YOLUYLA HİLMET
.ÛrıssM oğlundan 6ize sıra t/oeki!
BAKIRKÖY BAHÇELİ EVLER
K HAVA D
Mal koymak isteyenlere
16 77 telefon numaraya müracaotle vesait İstemeleri rica olunur.
Yazın çorapsız gezmeyiniz.
GLAMOUR GİRL «EARE LEG» çıplak bacak % 100 Nylon İngiliz
Çorapları
4 muhtelif ten renklerimde çorapsız hissini verir.
En sağlam, en ucuz
Posta kutusu İstanbul 689
Tesisleri için
AMERİKAN MENŞELİ
AM0Nİ1K GAZIMIZ
gelmiştir.
Toptan Satış Yeri: KOÇ TİCARET t. a. ş.
SANOGYL
Antiseptik Tıbbî DİŞ MACUNU
Dişlerin beyazlığını temin eder. Ağız kokusunu giderir ve dişleri hastalıktan korur, Lâboratoire Villette, Pari®
Mnllt servisi r Acenteliği

Fatih ikinci Sulh Hukuk Yargıçlından: 947/416
Davacı İbrahim Hamdl İle dâvah Sofya, Vasll, DimLtrinln ba tapu sahip ve hissedar bulundukları İst. Fatih Seyylt Ömer mahallesi Eski Küçük Hamam ve Yeni Vezir caddesinde eski 60 - 68 yeni 43 - 45 ve hâ-leı 1/1 No. dükkânı (hâlen odası) bı ı(an bir tarafı Şerife hanesi ve bahçesi ve bir tarafı Şerafettln ve Halli hanesi ve tarafeyni tarlkıftm İle mahdut nısfı berveçhl vakfiyet ve nısfı diğeri berveçhl mülkiyet tasarruf edilen ve bilirkişi raporunda yazıl» olduğu üzere İki kullan ibaret alt katta büyük bir oda ve gayri muntazam tefriş edilmiş bir taşlık ve bir helisi ve üst katla yan yana orta ebatta İki oda ve tahta 1 bir sofa ve gayri müstamel bir belâsı ve dışarısı kârglr ve İçerisi ahşap ve derinliği (12). eni (7) metre bahçesi bulunan hanenin baştan başn harap ve çok eski ve (2800) iki bin sekiz yüz lira muhammen kıymetli bulunan İşbu gayri menkul maa halice hanenin tamamı Fatih ikinci sulh hukuk mahkemesinin kesinleşmiş i/6‘948 tarih ve 947'418 esas vc «48'432 karar No. Iı Llâmllc izalel şuyu suretlle blimüzayede 12'7/943 tarihine müsadif pazartesi giinü saat (11) den (I2ı-ye kadar (tst Defterdarlığı binası karşısında) Fatih İkinci sulh hukuk mahkemesinin bulunduğu bina dahilindeki mahsıısasında aşağıda yazılı dairesinde satılacaktır.
dalrcl şerait
hak sahlp-kalacaklar-
(D Tahmin edilen (2800) Ura kıymetin % 75 ini bulduğu takdirde aynı günde İhalesi İcra edilecek aksi takdirde en son arttıranın taahhüdü baki kalmak şartile 22'7/M8 tarihine müsadif perşembe günlı saat (11) den (12> ye kadar müzayedeye devamla en son Arttırana ihalesi icra edilecektir.
(2) İşbu gayri menkul maa bahçe hane üzerinde müseccel ve gayri müseccel hak sahiplerinin tarihi ilândan’ İtibaren (15) gün İçinde vesikalar ile birlikte mahkememizdeki satış memuruna müracaatları ve aksi takdirde gayri müseccel lerl paylaşmadan hariç dır.
(3) Arttırmaya iştirak % 7 buçuk pey akçesi lâzımdır. Satış dahilinde kanuni mehil verebilir.
edeceklerin yatırmaları memuru salâhiyet)
(4) Bedeli İhale müşteri tarafından müddeti kanunlyesl zarfında ödenmediği takdirde ihale fesih ve gayri menkul yeniden müzayedeye
| konulup en son arttırana Lhale edilerek aradaki fark vc zarar ve ziyanlar hükme hacet kalmaksızın İlk müşteriden tahsil edilir.
(5) Vergi borçlan hissedarlara taviz bedeli İle dellâllye ve ihale harç ve damga pullar: müşteriye aittİT şartname bu günden İtibaren herkesin görebileceği şekilde mahkeme divanhanesi 11e mahalline usulen asılmış ve Sandal Bedesteni ve taraflara tebliğ edilmiştir Fazla malûmat almak isteyenler 947/418 dosya No. sile mahkeme kaleminde satış memuru Ahmet Balabana müracaatları Uân olunur. (97863)
Kadıköy icra memurluğundan: 946/610
Âli Tonkaya borçlu İrfan Darca-nm işbu borcundan dolayı mahcuz I olup satılmasına karar verilen Kadıköy Bostancıda Yeni karyede Kılavuz çayırı mevkiinde yeni 4; 5 No. Iı 48 ada 2 parsel sayılı 1516 metre murabbaındakl ve bilir kişi tarafından tamamına 7580 lira kıymet takdir edilen tarlanın 1/2 hissesi 2004 No lı kanuıı mucibince 13'7 948 tarihine müsadif salı günü saat 14 ten 16 ya kadar Kadıköy icra dairesinde ' açık arttırma 1le satılmasına karar verilmiştir.
1 — Şartname 23/6/948 tarihinden İtibaren açıktır.
2 — Satış peşin para İledir.
3 — Arttırmaya iştirak İçin % 7.5 nispetinde pe.v akçesi veya milli bir bankanın teminat mektubunun verilmesi lâzımdır.
4 _ 13/7'948 tarihine müsadif salı giinü talip çıkmadığı veya sürülen pey muhammen kıymetinin % 75 Jni bulmadığı takdirde en çok arttım- ( nın taahhüdü baki kalmak şartile . ikinci arttırmanın 23/7/948 tarihine müsadif cuma günü aynı saate bırakılacak ve aynı odada yapılacaktır.
5 — ipotek sahibi alacaklılar vc diğer alâkadarlar gayri menkul ti-zerlndekl haklarını ve hususan faiz ve masrafa dair olan iddialarını ilân tarihinden itibaren 15 gün zarfında evrakı müsbitelerlle birlikte icra dairesine bildirmeleri aksi takdirde hakları tapu sicillinde sabit olmadıkça paylaşmadan hariç kalacaklardır.
6 — Taviz bedeli; mukataa vergisi; lhale pulları tescil masrafları İle tellaliye müşteriye; diğer vergiler borçluya aittir.
7 — Alıcının belli gün ve saatte satış odasında hazır bulunmaları: i şartnameyi; takdiri kıymet zabıt va- J rakasım görmek ve daha fazla malûmat almak İsteyenlerin dairemizin 948/010 sayılı dosya No. sile satış gü- t nüne kadar memuriyetimize mü- * racaatları ilân olunur.
Transmıssion
Fenni bir surette imal edilmiş olan” U. S* RAINBOW Transmisyon kayışı, kayma do-layısıyle^ husule ’ gelen’ randıman kaybını tamamen bertaraf edebilmiştir. Bezi hususi bir tarzda dokunduğundan,'* ende katılığı muhafaza etmekle beraber, boyda azami sağlamlığı'-ve bükülme kabiliyetini temin' eder. Terkibinde bulunan kauçuk, bükülme hassasının uzun zaman süriip gitmesini ve hiç anzaya'uğramadan senelerce vazife görmesini sağlar.
Multi "V"1

UNITED STATES RUBBER EXPORT CO., LTD
Rockefeller Çenter, Ncw York 20, U S. A.
İn Canoda: Dominion Rubber Co , tld .
Türkiye Umum Acentesi KOÇ TİCARET TAŞ (Ankara - İstanbul • EskışehırJ
Müracsal yeri. LÂSTİK MAMULAT ŞUBESİ -İstanbul, Cabta. Fermeoecllar 90
Beyoğlu Vakıflar müdürlüğü ilânları
Aylığı Geçici teminatı
Semti Matîallesl Sokağı Kapı No. Cinsi Lr. Kr. Lr. Kr.
Kasımpaşa Camlkeblr Sıraberberler 42 20 M2. arsa Ş.OO 7.20
Beyoğlu Katip Mustafa Çelebi Tel 21 Arsa 7.50 675
Kasımpaşa CamlkebLr Sıraberberler 32 Odalı dükkân 6 00 540
Yukarıda yazılı taşıtsız mallar 31'12/948 nünü sonuna kadar kiraya verileceklerdir ihaleleri 29/6/848
salı günü saat 15 de yapılacağından isteklilerin o cüıı ve saate kadar Müdürlük Akarat Italpmlnp müracaat-
la teminatlarını yatırmaları. (6652)
EDEBİYAT ÖĞRETMENİ ARANIYOR
TARSUS AMERİKAN KOLEJi
Hususi Erkek Lisesi Müdürlüğünden:
Yalnız okulumuzda ders vermek üzere Lise kısmı için tecrübeli Edebiyat öğretmeni aranmaktadır. Verilen ücret öğretmenin kıdemine göre tesblt edilir. İsteklilerin Fotoğraf, menşe ve hal tercümeleri ile müdürlüğümüze başvurmaları. Daha fazla bilgi edinmek Isteyen-iı-rln müracaatlarında, tafsilat verilir.
Tamirat ilânı
IstanLul Ticaret Eorsasından:
Keşif bedeli 4180 lira tahmin olunan tamirat İşi kapalı zarf usu-lile münakaşaya konmuştur. Bu hususta hazırlanan evrak Borsa Miibayaa Komisyonundadır.
Münakaşa. 29 6 948 salı günü yapılacaktır. Tekliflerin o gün saat 18 ya kadar imza mukabilinde Komisyona verilmesi lâzımdır. İhaleyi yapıp yapmamakta Borsa İdaresi muhtardır.
Talip olanların Ticaret Odasına kayıtlı ve bu gibi tamirat işlerini yapmış bulunması ve 500 liralık teminat akçesini makbuz mukabilinde münakaşa günîi saat 12 ye kadar veznemize yatırmış olması lâzım gcldlgl lifin olunur.
Çeşitli elektrik malzemesi alınacak
Akşam Erkek Sanat Okulu Müdürlüğünden
1 — Erkek Teknik öğretim Oku İlan İhtiyacı İçin *104 kalem> çeşitli elektrik malzemesile çeşitli elektrik ölçü âletleri, her kalem için ayrı ayrı pazarlık yapılmak suretlle satın alınacaktır.
2 — Şartname Tophanede 347 numarada okulun bürosunda görülebilir.
3 — Şartnamede CİM, mlkdar, özellik ve tasarlanan tlatlert birer birer gösterilen (104 kalem» ihtiyaçların tekmilinin pazarlığına İştirak etmek lstiyenlerden 4048 lira, bir kısmının pazarlığına iştirak etmek U-tlyenlerden iştirak edecekleri mlkdarın % 15 1 hesaplanarak buna göre güven parası alınacaktır.
4 — İstekli olanların kanuni beigelerlle birlikte 29/0/1948 sah günü
saat 13,30 da. İkinci maddede yazılı büroda toplanacak komisyona başvurmaları. (8872)
İ. E. T. T. Umum Müdürlüğünden
Bundan böyle Anadolu yakası havagazı ^rızalarını bildirmek İçin, her giin saat 17.80 ye kadar 80710 No. ya, saat 17.00 den sonra da 60790 veya 60799 No. ya telefon edilmesi sayın abonelerden rica olunur.
(8875)

Comments (0)