AKŞAM’ın
Küçök Olârsiarı en v®Fİml)ll uneua vasıftadır

U BUGÜN
6 ncı SAYFADA
Sene 33 — No. 11570 — Fiati her yerde 10 kuruştur.
CUMARTESİ 23 Aralık 1950
Sahibi: Necmeddin Sadak — Yazı İşlerini fiilen idare eden C. Bildik — Aksam matbaası
Dört Büyükler Toplantısı yapılacak
Almanya işinin müzakeresi için
Batıklar dün Sovyet notasına cevap verdi
Dörtler toplantısının tarih ve yerinin tesbiti için hazırlayıcı görüşmeler yapılması istendi
-------------— ■— —... (
Mecliste dünkü müzakereler Gelir vergisine ait soru cevapsız kaldı
Cumhurbaşkanlığı ve Meclis sığmakları ile köşkteki lâbora-tuvara dair soruya Meclis başkanlığı cevap verdi
Nevyork 22 (Radyo) — Birleşmiş Milletlerdeki Amerikan. İngiliz ve Fransız delegeleri, bugün Sovyet Rusya delegesi Gromyko'ya Rynı mealde olan cevabi notalarnı tevdi etmişlerdir.
Bu nota ile, Sovyet Rusya tarafından Almanya meselesinin görüşülmesi için istenen bir dörller toplar.t'sı yapılması ka-
bul edilmekte ve toplantının tarih ve yerlr.l tesbit etmek üzere hazırlayıcı mahiyette gö-| rüşmelerin yapılmas’ İstenmek-1 tedlr.
Üç höyüklerin Sovyet Rusya-ya verdikleri hu notanın metni yarın sabah aynı zamanda neşrolunacaktır
(Arkası 2 ncl sahifede)
Avrupayı kendi haline bırakalım diyen Amerikalı politikacılar
Kızıl Çin lideri Mao Tse Tııng
Koredeki
Tekelioğluna: “Derini yüzeceğiz„ diye mektuplar yollanmış..
Ankara 22 (Akşamı — Mec-ı Boyar müzakerelerin bir kısmı-llsln bugünkü toplantısında nı locasından takip ettL muhtelif sual takrirleri görü- Erzurum milletvekili Bahadır şiUdii. Cumhurbaşkanı Celâl 1 Dülgerin sağ ve sol fikir çere-
I
I Demokrasi cephesinde birlik ve dirlikten hâlâ eser yok-
I tur ve karşı tarat bundan âzami derecede istifade etmek t e d ir .
I------ Nermeddin SADAK________________________
Tarihin hiçbir devrinde
Amerika, siyasî ve askerî bakımdan bu derece güç duruma düşmemişti. Sovyet tehlikesine karşı Avrupayı kuvvetlendirmeğe çalışıyor. Buna, hem Amerikan efkârının bir kısmı karşı koymaktadır, hem de bizzat Avrupa tereddütler içinde bocalamaktadır. Ameri-
A1 manyanın bu dileklerini yerine getirmek için Al -manyadaki İşgal ordularına Alman birlikleri de ilâve ederek bunları «işgal* değil, «müdafaa» kuvveti addetmek fikri mevcuttur.
(Arkası 3 üncü sahifede)
“Ateş kes,, teşebbüsü akim kaldı
Kızıl Çin, komitenin üçüncü müracaatını da reddetti
(Yazısı 2 ncl sahifede)
tugayımız
Korgeneral Şahap Gürler yarın sabah gidiyor
Tugayımızın İhtiyaçlarını yakından tetkik İçin Kore’ye gidecek ulan kcrgeneral Şahap Gürler dün sabahki ekspresle Şehrimize gelmiştir. Korgeneral bu seyahati etrafında sorulan (Baş tarafı 1 İnci sahLfede)
Münhal iki Bakanlığa dün tayinler yapıldı
Çalışıra Bakanlığına Hulûsi Köymen, Bayındırlık Bakanlığına da K. Zeytinoğlu getirildi
ka Dışişleri Bakam, M. A-eheson, siyasetini şiddetle tenkid eden ve çekilmesini isteyen muhalefet partisinin hücumları arasında Avrupa-ya geldi, gitti ve Avruparun kudreti ve azmi hakkında memleketine herhalde çok bir şev götüremedi.
Balı Avrupada ruhî halet değişmişe benzemiyor. Halk kütleleri millî müdafaa için büyük masraflara katlanmaktan ve İktisadî sıkıntılara yeniden düşmekten sakındığı gibi her hangi bir sebeple harbin Avrupaya bulaşmasını da istemiyor. Elli tümenlik bir Atlantik ordusunun, iki yüz tümenlik Sovyet ordularını durdurmağa vetmiyeceğine ve müdafaanın beyhude olacağına şimdiden karar vermiş gibidir. Ancak Amerikanın, gelip, Batı Avrupayı koruyacağına inanıyor.
Almanyanuı Batı ordusuna girmesi de başlı başına bir mesele olmuştur. Almanlar. Batı Avrupa ordusuna katılmak İçin evvelâ eşit devlet muamelesi, yâni bugünkü askerî işgal İdaresine şon verilmesini, Batı Alman devletinin bütün hükümranlık haklarına sahip olmasını istiyorlar. Diğer taraftan, silâhlanmadan önce Doğudan gelecek herhangi bir tehlikeye karşı Almanya-run korunmasını şart koşuyorlar.
Bu ikinci şart Fransanın da işine gelmektedir. Günkü, Ahnanva silâhlanmadan ve asker vermeden önce. Al-manyasız bir Batı ordusu kurulması ve bu suretle ilk önce Almanvanın korunması lâzım gelecektir. Yâni Almanya silâhlanmadan evvel Fransa kuvvetlenmiş olacaktır.
Konyada jandarmalı bir D. P. kongresi!
Çumra kongresinde bir kısım delegelerin ağır tenkidleri, hazır bulunan milletvekillerine tecavüz mahiyetinde te-ibat yapılması istendi lâkki olundu ve tak
Dört sahifeli parasız RENKLİ İLÂVEMİZİ Bugün müvezziler-den isteyiniz

AYRICA İKİ TEFRİKAYA DA BAŞLADIK:
1 — Zaferden Zafere — Horasanlı Ebu Müslim. (Büyük tarihi roman)
Sahile: 5

2 — İstanbula Kaçan Kız. (Aşk ve macera romanı)
Sahife: 4
Kemal Zeyttnoğla Hulüs| Köymen
Ankara 22 (Akşam’ — Vekâleten idare edl'mekte olan Bayındırlık ve Çaıışnıa Bakanlıklarına bugün tâyinler yapılmıştır.
ARADA BİR
Konya 22 (Akşam) — Çumra D. P. İlçe kongresi yapılmış ve toplantıda bir kısım delegeler, kongreyi takibe gelen Konya milletvekillerini şiddetle ten-
kid etmişlerdir. Milletvekillerine: «Evvelce verdiğiniz sözleri yerine getirmediniz. Memleket kuraklıktan ve sefaletten Lstı-
(Arkası 2 ncl sahifede)
Belediye hastaneleri ve tıp fakültesi
Vaziyetin tetkiki için Valinin reisliğinde bîr komisyon kuruldu
Vilâyette Sağlık Bakanının reisliğinde yapılan toplantıdan bir görünül (Yazısı 2 ncl sahifede)
100 fahrî müfettiş tâyin edilirken...
Polis altıncı şube, bizim bu sütunda senelerdenberi takip ettiğimiz fahrî müfettişlik usulünü, itimada değer 100 hemşehrimize tevcih edecekmiş. Kontrol cihazı, bu suretle gelişecekmiş.
Diğer bazı daire ve müesseseler de, altıncı şubenin bu güzel örneğine kendilerini uydurabilirler. «Bu arada Devlet Deniz ve Demiryolları da...» diyeceğiz ama, gazete sütunlarına akseden şikâyetleri dikkate alıp «Nakil vasıtalarının camlan, zaten maaşlarını alan kadro mensuplarımız tarafından temizlensin!» diye bîr tamim bile göndermediğini, her gün evimizden işimize, isimizden I evimize giderken. tstaııbıılda I görüyoruz. Başka şehirlerde oturup küçük büyük seyahatlere çıkan hemşehrilerimiz de güzel yurdumuzu mağmum, donuk, tozlu camlar arkasından seyrederken aynı teessüre kapılıyorlardı!-.
Mütemadiyen bozuk vapur siparişi yapmamak için, iyi iş görmeğe, en küçük vazifeleri İhmal etmeyerek idman etmeli.
Eskişehir milletvekili Kemal Zeytlnoglunun Bayındırlık Bakanlığına. Meclis başkan vekillerinden Hulûsl Köynıenln Çalışma Bakanlığına tayt» «111-dLklerlno dair tezkete Cumhurbaşkanının lasdlkına arzedll-miştlr.
yanları karşısında hükûmetüı nasıl bir hareket hattı takip ettiğine dair sorusuna Başbakan Yardımcısı Samed Agaoğlu cevap verdi.
(Arkası 2 ncl sahifede)
Eski emekliler
Yenileriyle aynı haklara sahip olmaları için Meclise bir kanun teklifi yapıldı
Ankara 22 (Akşam) — Erzurum milletvekili Emrullah Nutku ve bazı arkadaşları muhtelif kanunlara göre tekaüt edilmiş memurların bir seviyeye getirilmeleri için bir kanun tasarısı hazırlamışlardır.
Bu tasarı ile şimdiye kadar çıkan dört tekaütlük kanununa göre tekaüt edilenler hizmet ve derecelerine göre bir seviyeye getirilecekler ve son Emeklilik Kanununa tâbi olanların İktisap ettikleri haklara sahip olacaklardır.
Olmayan otelin işletilmesi
Bir dostumuz sordu. Biz de henüz anlamadığımı! için
cevap veremedik, mesele şu:
Devlet, on üç milyon liraya büyük bir otel yaptırıyor. Fakat otel ortada yok. plânlan bile yapılmamış. Henüz mevcut ol-
— Şu fili neye getiriyorlar acaba?
— Bütçe açığuu kapatmak için herhalde.
maya» bir otelin işletilmesi bir Amerikalıya şimdiden ihale ediliyor. Bu nasıl vc niçin yapılıyor?
Bu otelin inşası işi gene bir Amerikalı şirkete veriliyor.
Bu otel İşini bizzat hükümet idare ettiğine, Devlet Bakanlığı resmi tebliğler neşrettiğine göre demek ki sermayesini Devlet koyuyor.
Buna muarız değiliz. Bil akil ■Oh, oh maşallah» deriz. Devletin yaptığı fabrikaları satmağa kalkışan bir parti hükümetinin Devlet pensiyle otel yapmağa başlaması, siyasetinin değiştiğine alâmettir, Buna seviniriz.
Hcniiz yok olan bir otelin işletme hakkını şimdiden devretmek, tam Amerikarıviri bir zihniyet ifade eder. Buna da memnun oluruz. Faka* bütün bunlar niçin yalnız bu otel işinde tatbik ediliyor ve buna neden lüzum görülüyor? Yâni hükümet, daha otelin temelini bile atmadan bunun işletilmesini filân veya falan Amerikalıya ŞİMDİDEN devretmeğe neden mecbur kalıyor? Evvelâ otel inşa edilseydi de, inşa edilen otele göre işletmesi düşünülmeydi olmaz mıydı? Yapılacak oteli, bitince, İşletecek adam ya beğenmezse? Neden Devletin — kendi para-siyle — iki ayağı bir pabuca sokuldu?
Bize banlan sordular. Bu sırra akıl erdiremediğimiz için Cevap veremedik. Biz de soruyoruz. Bilen varsa söylesin.
***


B&hlfe *
K î? A M
Hafta Sonu Notları fgB
Ceza kanunu değiştirilirken
Belediye hastaneleri ve tıp fakültesi
Ceıa kanununun bası maddelerini değiştiren :asarı Büyük Millet Meclisi adalet, komisyonun do bir müddet müzakere edildikten sonra daha esaslı tetkiklere tmkân verilme)' üzere müzakerelerin yılbaşından sonraya bırakıim.-'-ı karariaştınl-mış.
Ve çok ise- '-t olmuş Komünistlik ile müessir bir mücadeleyi bedel tutan ayın zamc.-.da mft’.ouuta alt boa takyit edici nü kümleri ihtiva eden, bu insanilin, çabucak kanun balina getirilmesi, seçilen hedefe ulaşamamak ve tenkid hürriyetini de kısmak gibi neticeler verebilirdi.
Ceza kanununda yapılacak değişikliklerde bir çok bakımlardan dikkati] olmak zarureti vardır Cra kanunumuz yürürlüğe girdiği tarihten bugüne kadar o kadar çok değişikliklere uğramıştır kİ bu hukuk manzumesine hâkim olan prenslpln çoktan kaybolduğu bizzat hukukçular tarafından zaman zaman İleri sürülür.
Bilhassa ceza kanunumuzun şimdi değiştirilmek istenen bölümündeki hükümler faşist İtalyan kanunundan alınmıştır. Binaenaleyh ruhi bakımdan demokrat bir rejimin hukuk- anlayışına ay-Jnndir. Onuıı İçin de esaslı incelemelere tabi tutulmak lâzım gelir, Demokratik hukuk anlayışı bahis mevzuu olduğuna göre tıpkı seçim
Çimento yolsuzluğu
Kaymakamlık fen memurluğundan verilen vesikalarla 20 Bin torba çimento karaborsaya sürülmüş
Ekonomi ve Ticaret Bakanlı-x İle içişleri Bakanlığı müfettişleri Üsküdar kaymakamlığı fen kurulundan yolsuz çimento permisi verildiğine dair yapılan bir İhbar üzerine tahkikata başlamışlar, bazı vesikaları da ele geçirmişlerdir.
Kartal ve Zeylin burnu çimento fabrikalarından alınmak üzere fen kurulundan yolsuz 0-larak şimdiye kadar 74 bin tot-baltk çimento belgesi verildiği tesblt edilmiştir. Fabrikalardan verilen rakamlara göre de 18-20 bin torba çimentonun karaborsaya kaçırıldığı anlaşılmıştır.
Tahkikata ehemmiyetle devam. olunmaktadır.
Merkez bankası idare meclisi değiştirilecek
Ankara 22 (Akşam) — Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası İdare meclisi heyetinin tamamen değiştirileceği kuvvetle söylenmektedir. Yeni teşekkül edecek idare meclisine girecek şahsiyetler önümüzdeki hafta içinde belli olacaktır.
Dü?ün gecesi kanlı bir hâdise
İzmir 22 * Akşam) — Tirenin Gemlyerl köyünde düğün gecesi bir çok gençler fazla miktarda İçmişler ve düğünde oyun oynamak istemeleri neticesi kı-aşan kavgada Mehmet Ersin tabanca İle Haşan adındaki bir genel öldürmüştür. Mustafa Erlin de Mustafa Köseyi karnından bıçakla yaralamıştır.
Pamuk gene yükseldi
İzmir 22 ((Akşam) — pamuk, bugün fevkalâde bir yükselme kaydederek 450 kuruştan 500 ton, 447,5 kuruştan 10 ton satış yapıldı.
İzmir kız kolejinde bir zehirlenme
İzmir 22 (Akşam) — Bu sabah Amerikan Kız Kolejinde müstahdem 30 yaşında Hüseyin Ulupmar helâda ateş yaktıktan sonra banyo yapmış ve glylndt-ğl esnada kömürden zehirlenerek ölmüştür.
kanununda olduğu gibi bir Ulm heyetinin bu kısmı e-hemmlyetle gözden Geçirmesi zaruridir. Nitekim Ankara-dan gelen haberler hükümetin bu hususta gazetecilerle mutabık olduğunu bildiriyor.
Komünistlik ve İrtica ile mücadeleye ait hükümlere gelince, hazırlanan projede getirilen hükümler yine son derece müphem ifadeler taşımaktadır. Biz projeyi okuduk. Bir yerinde olsun "komünizm* kelimesinin geçtiğini görmedik, »Bir sosyal sınıfın diğer sosyal sınıflar üzerinde tahakküm tesis etmesine veya bir sosyal sınıfı cebir yollyle taam en veya tamamen ortadan kaldırmaya ve memleket İçinde müesses iktisadi veya sosyal nizamları cebren yok etmeğe...» gibi müphem, yürürlükteki kanunlarımızda da yer| olan v® mücadele bakımına an bir faydası görülmeyen tâbirler yine aynen kullanılmıştır.
Kanun ritan bu hususta müphemllğl ortadan kaldırarak vâzıh olmaya vc hâkime de sarih bir yol göstermeğe mc-cburdur. Zamanımızda son derece elâstiki bir istikamet almış olan komünizm propagandasını tesblt edecek hükümler bulmak zarureti vardır.
Bu bakımdan da projenin tekrar bir İlim heyeti ve gazetecilerin huzuriyle tetkik edilmesin© karar verilmesi İyi olmuştur.
Şevket RADO

Kısa haberler

* Kendilerine tebligat yapılan hususi otobüslerin muayyen saatlerde hareket edip etmedikleri 6 ncı şube müdürlüğünce kontrol edilecektir
* Posta İdaresi Anka ra d a toplanan kooperatifçilik kongresi münasebetiyle bir seri hâtıra pulu çıkarmıştır.
ir Teknik Üniversite Talebe Birliği kongresi bugün saat 15 te Teknik Üniversite konferans salonunda yapılacaktır.
■k Dün saat 10 da Fen Fakültesi konferans salonunda Des-cartes’ln ölümünün 300 üncü yıldönümünü anmak üzere bir toplantı yapılmıştır,
★ Denizyolları İdaresinin Tarsus gemisi dün saat 12 de 280 yolcu ve 250 ton yükle Batı Akdeniz seferine çıkmıştır.
-^ Denizyollarının Kastamonu, şilebi dün akşam Batı Akdeniz' hattına hareket etmiştir . Şilep İzm ire de uğrayarak Cumhurbaşkanı Celâl Bayann Edlmburg Düküne hediye etUğl üç tayı a-lacak ve Maltaya götürecektir.
★ Pedagoji Cemiyetinin yıllık kongresi bugün saat 15,30 da İstanbul Erkek Lisesinde yapılacaktır.
Sağlık Bakanı rahatsız
Şehrimizde bulunan Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı doktor Ekrem Hayrl Üstiindağ gripten rahatsızlık geçirmektedir. Bakan iyileştiği takdirde yarın otomobille şehrimizden ayrılacak. Bursa, Balıkesir. İzmir ve Manisa İllerinde bir tetkik gezisine çıkacaktır.
Radyo Meraklıları
İsveç piyasası için İmal edilen 70 W tipi LÜKOR Radyoları haklı olarak büyük rağbet kazandı. Çünkü bu âhlzeler 7 büyük lâmbayı ihtiva edip en düşük cereyanda bile normal çalışmaktadır.
Bulunduğunuz şehirde LUXOR Aeentesl yoksa katalogunu bizden isteyiniz.
Türkiye Umumi Mümessilliği Sultanhamnm Havuzlu han No. 1 — İstanbul
1951

CENEVE
Baatlarınuı yeni ve zengin çeşitleri gelmiştir.
Eminönü meydanı ARLON mağazası No. 14.
Almanya Batı müdafaasına iştiraki kabul ediyor
İştirak şeklinin müzakeresini yapacak olan Alman askeri delegeleri dün tayin edildi
Londra 23 (Radyo) — Batı Almanya hükümeti bugün öğleden sonra Avrupa müdafaasına Lytirak şeklini tâyin etmek ü-zere yapılacak görüşmelerde bulunacak askeri üyelerini tâ-
yin etmiştir, Bunlar Herr Blake; general Spelder ve Her-slnger’dirler.
Görüşmelere en kısa zamanda başlanacaktır.
Alman radyosu «Serbest bir
Askerî şûrada iki önemli tasarı var
Gedikli erbeşların subay olabilmeleri ve subayların asgarî hizmet müddetinin indirilmesi inceleniyor
Ankara 22 (Akşam) — Gedikli erbaşların subaylığa terfi edebilmeleri İmkânını sağlayan bir kanun tasarısı hazırlanmıştır. Tasan hâlen Yüksek Askeri Şûrada görüşülmektedir. Bu tasan İle gedikli erbaşlar kıtalarda komutanlarından iyi sicil ve subaylığa terfi etmeğe liyakatli olduklarına dair not alabilirlerse kısa bir kurs devresl-gördiikten sonra Asteğmenliğe terfi edebileceklerdir. Mütaakı-ben de alacakları sicillere göre yüzbaşılığa kadar yükselebileceklerdir.
Subayların tekaütlüklerini is-tiyebllm eleri veya ordu hizmetinden ayrılabilmeleri İçin asgari 15 yıl olan hizmet mildde-
Devlet Bakanı Almanyaya gidecek
Fevzi Lûtfi Karaos-manoğlu Almanyaya gidiyor
İzmir 22 (TJB A.) — Tütünlerimizin Almanyaya ihracı İmkânlarını tetkik etmek üzere İzmir ve İstanbul tütüncülerinden müteşekkil bir heyetin Ba-Lı Almanyaya gitmesi ve bu heyete hükümet erkânından bir zatın başkanlık etmesi İçin temaslar yapıldığı Öğrenilmiştir,
Bugün Ankaradan şehrimize gelen bir habere göre, tütüncüler heyetine Devlet Bakanı Fevzi Lûtfi Karaosmanoğhı başkanlık edecektir. Heyetin o-cak ayının ilk haftasında Istan bul dan. uçakla Batı Almanyaya hareket etmesi muhtemeldir.
Konyada
(Baş tarafı birinci sahifede) rap çekiyor, Konya ovasının sulanmasını istiyoruz» denilmiştir. Bu arada milletvekillerine, milletvekili seçildikleri takdirde sadece ayda 500 lira a-lacakları yolundaki sözleri hatırlatılmış ve şimdi neden ayda 500 değil de 1200 lira aldıkları sorulmuştur. Hazır bulunan milletvekilleri 1200 lira almalarına bugünkü hayat pahalılığını sebep göstermişlerdir.
Milletvekillerinin göıterdlkle-ri bu sebep delegelerin şiddetli İtirazları ve ağır tenkidlerlyle karşılanmış, her hangi bir hâdisenin zuhurunu önlemek İçin jandarma kuvveti getirilmiştir. Şiddetli tenkldlerde o kadar ileri gidilmiştir ki, bunun bazı safhaları milletvekillerinin masuniyetlerine Dlr nevi tecavüz mahiyetinde telâkki olunmuş ve bunlar hakkmda takibat yapılması istenmiştir.
Dört Büyükler
(Başlaraft 1 inci sahifede)
Londra 22 (Radyo.) — Amerika, Ingiltere ve Fransanın bugün Sovyet notasına Verdikleri cevapta. Alman meselesinin ancak kendileriyle Rusya arasında halledilememiş diğer İhtilâflarla birlikte ve bunlar arasında faydalı surette görüşülebileceği belirtildiği ve İhzari görüşmelerde bu meseleleri ihtiva eden bir gündemin tanzimi İleri sürüldüğü haber verilmektedir.
Almanyanın. kendi ordusu, kentli genelkurmayı ve kumandanlar lyle Avrupanm müdafaasına iştirak edeceğini» İlâve etmektedir.
Şehir
Meclisi
tinin azaltılmasına dair de bir kanun tasarısı hazırlanmış ve Askeri Şûrada görüşülmesine başlanmıştır. Şûra iki şekil üzerinde durmaktadır. Ordudan ayrılmak İsteyenlerden ya askeri okullarda yaptıkları tahsil müddetlerine göre tazminat a-Imacak veyahut 15 yıllık asgari müddet Şuranın göreceği lm-kfın nispetine göre azaltılacaktır.
Milli Savunma Bakanı Refik Şevket İnce bugün Meclis toplantısında bu iki mevzu üzerinde sorulan suallere cevap vermiş ve hazırlanan tasarıların Askerî Şûra tarafından dünden beri İncelenmekte olduğunu bildirmiştir.
Keredeki tugayımız (Baş tarafı 1 inci sahifede) muhtelit suallere cevaben şunları söylemiştir’
C— Birliğimizin yerinde temin edllemiyen ihtiyaçlarını tesblt etmek üzere pazar sabahı Fanamerikan uçağı ile Ko-reye hareket edeceğim. Memlekete döndükten sonra icabeden tedbirleri alacağız.
Bütün yurttaşlarımın, büyüklerimin sempatilerini ve milletçe duyulan heyecan dolu alâkayı kahraır.an subay ve erlerimize bildireceğim. Bir ay kadar devam edecek olan bu sc-l yahatlmden lyl haberlerle döneceğimi umuyorum.
Koredekl birliğimiz, bildiğiniz gibi tugaydır. Bu asla değlşml-yecektlr. Bu hususta söylenen bütün sözlerin aslı yoktur ve hepsi uydurmadır
Benim vazifem, teftiş kurulu başkanlığıdır. Her nerede olursa olsun askeri birliğimizi teftiş etmek esas vazifemdir. Bilr haasa, çok uzaklarda olan bir tugayımızın İhtiyaçlarını yerinde tebit etmek de başta gelen vazifelerimden biridir.
Asker olmam ltibarlle başkomutan Mac Arthur’u ziyaret edeceğim. Bunu müteakip teftişlerime bağlıyacağım, Refakatimde hava binbaşısı Cevdet Zeybek'len başka kimse yoktur.»
Ateş kes teşebbüsü akim kaldı
(Başlarafı 1 inci sahifede)
Nevyork 22 (Radyo) — Pekin radyosu bu akşam komünist Çin’in Dışişleri Bakanı Tsu-En-Lal'nln beyanatını yayınlamıştır. Dışişleri Bakanı, beyanatında «Ateş kes» Komitesinin tekliflerini mevzuubahls etmiş ve ezcümle şunlan söylemiştir:
«Amerika vc Birleşmiş Milletler Çine karşı haksız olarak hareket etmektedirler. «Ateş kes» Komitesi, Çin hükümetinin temsil edilmediği bir topluluğun karariylc tesis edilmiştir. Binaenaleyh teklif ve kararları da Çine râci olamaz. Amerikan kuvvetleri Formoza ve Kereden çekilmedikleri takdirde Çin gönüllüleri de Kore halkının İstiklâli İçin çarpışmakta devam edeceklerdir. Amerika ve Birleşmiş Milletler Konseyi yeni a-vantajlar temin edebilmek üzere Çini tuzağa düşürmeğe gayret ediyorlar. Fakat neticede
Sular idaresi, idare meclisi üyelerinin tahsisatını ayda 500 liradan 100 liraya indirdi
Sular idaresinin 1951 senesi bütçesini müzakere etmek üzere fevkalâde toplantıya çağrılan Umumi Meclis dün saat 15 ten 21 buçuğa kadar devam e-den dört celsede İstanbulun su ihtiyaçları etrafında hararetli münakaşalara sahne olmuş, Sular idaresinin âdi ve fevkalâde bütçeleri bazı tâdillerle kabul edim iştir.
Bu m ey anda bütçede bazı mühim tasarruflar yapılmıştır. Bu tasarrufun en mühimi şudur: idare Meclisi âzasuıa verilecek 36.600 liralık senelik tahsisatın İndirilmesi, 37 imzalı bir takrirle ■ istenmiş ve neticede doktor Rahmi Duman İle avukat Bülent Ege’nin verdikleri takrir kabul edilerek bu tahsisat yekûnu 9600 liraya tenzil edilmiştir. Bu suretle aynı zamanda İdare Meclisi reisi o-lan. Vali de dahi) olduğu halde alta zattan İbaret olan İdare Meclisi âzalan 500 lira yerine ayda 90 - 100 lira arasında bir tahsisat alacaklardır.
Beykoz ve Ramide çeşme yapılmak üzere bütçeye tahsisat ilâve olunmuştur.
Meclis fevkalâde toplantısı dün. bitmiştir. Önümüzdeki salt günü meclis yc-ni bir fevkalâde toplantıya çağırılacak, elektrik İdaresi bütçes1 hâl talimatnamesi ve proshûin mukavelesi mevzularını müzakere edecektir.
Kore’de yoklama taarruzları
Londra 22 (Radyol — Korede bu sabah neşredilmiş bulunan Mac Arlhur'un resmi tebliğine göre, Çin kuvvetleri 38 inci arz dairesi boyunca mevzii taarruzlarına devam etmişlerdir. Tebliğde ilâve edildiğine göre, bu taarruzlar yakında başlayacak büyük taarruzun bir başlangıcı mahiyetindedir.
I. tTüTEF. nin beyannamesi
İstanbul Teknik Üniversitesi Talebe Birliği, bütün sinema, tiyatro ve emsali eğlence yerlerinin bütün cemiyet ve mües-seselerin Yılbaşında yapacakları bir günlük kârın, Türk kardeşlik ve yardımseverliğinin bir nişanesini daha vermek üzere, şu kış günlerinde bağrımıza bastığımız, göçmen kardeşlerimize bırakılmasını temenni ve teklif eder.
Bir milletvekili daha Kore’ye gitmek istedi
Ankara 22 (Akşam) — Kırşehir milletvekili Amiral Rifat özdeş’den. sonra bugün Niğde milletvekili Halil Nuri Demirden kol da Milli Savunma Bakanlığına bir dilekçe ile müracaat e-derek er rütbesi dahil herhangi bir rütbe İle Koredekl askeri birliğimize katılabilmesi için gereken muamelenin yapılmasını İstemiştir. Ayrıca Meclis Başkanlığına müTaraat ederek lüzumlu muamelenin, yapılmasını İstemiştir.
bütün teşebbüsler. Çin teklifleri kabul edilmedikçe neticesiz kalacaklardır. •
«Ateş kes» komitesi 25 Aralığa kadar resmi bir cevap verildiği takdirde komisyonun sarfettlği gayretlerin müessir olmadığı yolundaki raporunu Genel Kurula verecektir.
(Baş tarafı 1 inci sahifede)
Başbakan Yardımcısı, hükümetin görüşünü açıklamasına vesile olduğu için soru sahibine teşekkür ederek dedi kİ:
(— Memleketimizde fikir hürriyeti prenslpl en geniş tatbik sahasını bulmuştur. Hükümetimiz bugün temin edilmiş olan fikir ve vicdan hürriyetinin, şurada veya burada şu veya bu noktada herhangi bir sebeple sarsılmasını önlemek İçin lâzım gelen tedbirleri olmaktadır.
Fakat fikir ve vicdan hürriyetini müdafaa ederken dünyada ve her memlekette her zaman gözükmüş olan bir tecelliyi göz önünden uzak tutmak gafletine düşmeyeceğiz. Hükümetimiz hürriyet) müdafaa ederken hürriyete düşman olan fikir ve ce- > reyanlann hürriyet siperi arkasına gizlenmek İçin başvuracakları bütün çareleri yok etmek maksadlyle lüzumlu her tedbire başvuracaktır _>
Gelir vergisi sorusu cevapsız kaldı
Gelir vergisinin tatbik kabiliyetine dair bir soru bugün de cevapsız kaldı. Maliye Bakanı Haşan Fol a t kan Gelir vergisi mevzu unun bütçe müzakerelerinde daha geniş bir şekilde konuşulabileceğini söyleyerek soru sahibi Kocaeli milletvekili Ekrem Ali Can İle bu hususta mutabık kaldıklarını bildirdi.
Balıkesir milletvekili AH Fakiri İşeri'nfrı tren ve vapur ücretlerinin İndirilmesi ve İzdihamın önlenmesi için ne düşünüldüğüne dair sorusunu Ulaştırma Bakanı Seyfl Kurtbek cevaplandırdı.
Bakanın verdiği İzahata göre demir ve denizyolları hatlarının İşletme ve İşleme tarzından umum! şikâyet olduğu İçin İdarenin yüksek kademelerindeki teşkilât yeniden tanzim e-dilecektlr. Bütün deniz seferleri tarifeleri yeniden tanzim e-dilecektlf.
Tekclioğltı'nun sorusu
Seyhan milletvekili Sinan Te-kelipğlunun Cumhurbaşkanlığı köşkünde bulunan kimya lâ-boratuvan, kapalı manej binası ye sığınak İçin sarfedilen para ve milli sarayların teftişine dair Meclis Başkanlığından sorduğu suâle Meclis idarecisi İhsan Şerif Özgeajcevap verdi.
İhsan Şerif özgenin verdiği İzahata göre, malzemesi Meclise alt olmak üzere Meclis sığınağı 101,500 liraya. Cumhurbaşkanlığı sığınağı 48.954 liraya Vehbi Koç ve Raşit Börekçi İnşaat firmasına yaptırılmıştır. Malzeme parası İle iki sığmak 493,336 liraya malol-muş ve inşaat 1943 senesinde tamamlanmıştır,
Cumhurbaşkanlığı sığmağının üç koridor üzerinde bir İçtima
Hastaneler meselesi yüzünden, Belediye İle Üniversite arasında devam eden ihtilâfa çare bulmak üzere dûn Vilâyette saat 10 dan 14,30 a kadar fasılasız 4,5 saat sûren bir toplantı yapılmıştır.
Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı doktor Ekrem Hayri Üstün dağ*ın başkanlık ettiği bu toplantıda Vali ve Belediye Reisi, Tıp Fakültesi Dekanı ve beş profesör. Şehir Meclisi üyelerinden 21 zat, hastaneler başhekimleri hazır bulunmuştur.
Şehir Meclis! âzalan. Belediye hastanelerinin inkişafı İçin Üniversite kliniklerinin aynl-masını teklif etmişlerdir. Tıp Fakültesi Dekanı İle profesörler ise diğer memleketlerdeki Üni-veRite kliniklerinin hlzmetlert-n dair mütalâalar serdetmiş-lerdlr. Toplantıda bulunanlar, hastanelerde yatak sayısının arttırılması lüzumunda İttifak etmişlerdir.
Sağlık Bakanı söz alarak, memleketimizde devletin esas vazifesinin koruyucu hekimlik olduğunu, tedavi hekimliğinin daha ziyade lokal teşekküllere aidiyetini, bütün vilâyetlerde Belediye ve hususi muhasebelere alt hastanelerin sıkıntılı durumda bulunduklarını, bütün bunların umumi muvazeneye a-
lınmalan halinde bütçeye 30 milyonluk bir yük ekleneceğini, bunun da bugünkü şartlarla mümkün olamıyacağını anlatmış ve bu sene verem hastanelerine İki bin yatak ilâve edileceğini, Beykrrda bir sağlık merkezi kurulacağım, Beykoz Kasrının prevantoryum haline getirileceğini, Acıbademdeki binanın çocuk verem hastanesi yapılacağını, çocuk hastanesinde yeni bir nisaiye ve cerrahi servisinin açılması kararlaştırıldığını anlatmıştır.
Bakan, Üniversite ve Belediye hastanelerinizi vaziyetine temasla derhal bir komisyon kurularak vaziyetin süratle tetkikinin muvafık olacağını bildirmiş ve bu teklif kabul edilmiştir.
Bunun üzerine komisyonun Vali ve Belediye Reisi profesör GÖkayuı başkanlığında Üniversite ve Şehir Meclisi üyelerinden İkişer mümessil İle Sağlık Müdürü, Cerahpaşa ve Haseki hastaneleri, başhekimlerinden müteşekkil olması kararlaştırılmıştır.
Komisyon yakında toplantılara başlayarak hastaneleri t-darl ve mail cephelerinden tetkik ederek bir rapor hazırlayacaktır.
Mecliste dünkü müzakereler
salonu, bir çalışma odası ve kü* tüphane, İki yatak odası, bir duş, mutfak vesalr tesisatı vardır.
Köşk lâboraLuvarı İse resmi kayıtlara göre köşk hekimliği İhtiyacı için bu tahsisattan tesis edilmiştir.
Kapalı manej binasının parasının hangi tahsisattan verildiğine dair resmi kayıt yoktur. Derinliği 60, cephesi 15 metre olan, blnunın çatısı horb yıllarında lyl malzeme İle yapılmadığı için çökmek tehlikesinde olduğuudar. hâlen tâmlr ettirilmektedir
İhsan Şerif bu İzahatı verirken «Çatısı 35 hin liraya çıkarsa kendisinin i aça çıktığını siz hesap edin* dedi.
Sinan Tekelluf'lu «İhtiyaç olmadığı halde yeraltı sarayı yapılıp milletin 1,5 milyonu keyfe sarf ediliyor» diverek Cumhurbaşkanlığı İçin sığınak İnşasına itiraz etti. «Çalışacak ise gelsin burada çalışsın» diyerek Meclis sığınağının ihtiyaca kâfi geldiğini söyledi. Sözüne devam İle mesullerin bir an önce bulunup lâzmı gelen kanunî yola tevessül edilmesini İstedi. Manej binasının tahsisatınsa İse tahsisatı mestureden verildiğini İddia etti. Bu paranın bu kabil İşlere sarfedllemlyeceğinl anlattı.
Sinan Tekei’oğlu milli saraylardaki eşyalar meselesine geçti. Bazı İkazlarda bulunacağını soyllyerek «Atatürk'ön Kuleli köşkünde, saray eşyaları vardı, Bunlar aransın tetkik edilsin» dedi. Dil vr Tarih ku-rumunda olması lâzım gelen Hürrem Sultanın zümrüt teşbihi ve mücevheratı, silâh, elbise ve sair kıymetli eşyanın yerlerinde olmadıklarını söyledi, «Bunlar aranıyor mu» diyerek ileride ba2j eşyaların hakikilerinin alınıp yerlerine taklitlerinin konduğunu iddin etti. Senelerce evvel bir arkadaşının evinde saray eşyaları gördüğünü anlattı. «Kimdir-o» denince «Onun da zamanı gelecek ismini açıklayacağım > cevabmı verdi. Kürsüden inerken: «Bunları söylüyorum diye beni tehdit ediyorlar. Derini yüzeceğiz, diye mektup gönderiyorlar, gelsinler bekliyorum onları» dedi.
Meclis pazartesi günü toplanacak ve çarşamba günü de yılbaşı tatili yapacaktır.

----TAKVİM—,
neblülavoel 11 — Keton 46
İmsak Gü oşı» İkindi Yolu
E. J3 52 2.37 fi.4» 12ÖÖ 1.89
V. S 37 7Z2 13 13 Hl? VMS '■
Telefonlarıma BasimuhnTTİr SOStiS tan isteri «VJSS; İdare 2ÖBS1 jrttldOr «HM
.—TOZ SOĞAN —:
I Yemeklerinize lezzet, evinize rahatlık verir. Beyoğlu Bos- S ■ tan mahallesi Serdar Ömer Cad. No. 133 Telefon: 80140
23 ,’ra'ık 1950
AKŞAM
Sahlfa 3
Göçmen misafirhaneleri
Valinin beyanatına iskân müdürünün cevabı
Vali ve Belediye başkam profesör GÖkay, göçmen misafirhanelerinin İyi vaziyetle olmadığını görerek şehrimiz iskân müdürü Atıf Ozernıan’ın Tarım Bakanlığınca başka bLr vazifeye nakledildiğini söylemişti.
Düıı iskân müdüriyetin don aldığımız 8690 sayılı tezkere do Vali ve Belediye başkaııınıu Seytlnburnundakl misafirhaneye birinci. Slrkecideklııe de ü-çüncü defa geldiği, Zcytlnbur-nu misafirhanesinin ise İki ay evvel berbat bir halde İken, elli bin lira sa.fiyle bugünkü hale getirildiği yazıldıktan sonra valinin «buralarda köpek bile yatmazı, diye tenkld ettiği yatakların bLr hafta evvel mubayaa olunduğu söylenmekle ve:
* En büyük âmiri mülki çılan sayın valimizin ağzından bu şekilde bir kelime sarfolun-masınin teşkilâtunızE. karşı çok 'ağır bir İthamı tazanınıun et-Imesi itibariyle bu hususta bir şev İlâvesine lüzunı görülmemektedir* denilmektedir.
Tezkerede valinin gazetecilere iskân müdürünün başka vazifeye tâyin edildiği hakkında-|ki beyanatı da tekzip edilerek Bakanlıktan köyle bir İşarda bulunulmadığı bildirilmiştir.
Üniversitelilerin Tahrana gitmelerinden vazgeçildi
trar. Şahmın düğününde hazır bulunmak üzere Milli Türk Talebe Birliği Hukuk Demeğinden 30 kişilik bir grupun kana gideceği yazılmıştı.
Teşebbüs alâkalı İare a uygun goı'ülmiyerek bu seyahate izin verilmemiştir.
Amerıkaya seyrüsefer ihtisası için gidenler
Tahsisatı Marshall yardımından ödenmek ve seyrüsefer mütehassısı yetiştirilmek üzere İçişleri. Ulaştırma, Bayındırlık Bakanlıklarından üç kişinin Amerikaya gönderilmesi karar-laştırümıştır.
İçişleri Bakanlığı, şehrimiz Altıncı şube müdürü Orhan Eyüboğlu’nu göndermeğe karar vermiş ve kendisine gereken tebligatı yapmıştır.
Bir hafta sonra hareket edecek olan mütehassıslar Amerl-kadar asgari bir sene kalacaklardır.
Tramvay idaresinin talebe federasyonundan metal ib i
Dünya gençlik teşkilâtının şehrimizde toplantı yaptığı sıralarda misafirler belediye otobüsleriyle şehri gezmişlerdi.
Tramvay İdaresi, talebe federasyonundan İki bin küsiır lira otobüs ücreti talep etmekledir.
Talebeler buna İtiraz etmişlerdir. Evvelâ bu kadar ücret fazla görülmekte saniyen şehrimize gelen dünya gençlik teşkilâtı üyelerinin sadece üniversitelilerin değil, aynı zamanda belediyenin de misafiri olduğu ileri sürülmektedir.
Üniversiteli güreşçiler Amerikalılarla karşılaşmak istiyorlar
Üniversite güreş takımı, şeh-rûnize gelen Amerikalı güreşçilerle karşılaşmağa karar vererek hazırı anmakta. İdiler.
Üniversiteliler, Amerikalılarla karşılaşmak üzere alâkalı makamlara müracaat etmişlerdir.
Bu müracaat kabul edildiği takdirde üniversite takımı rpj şekilde çıkacaktır:
52 de Mehmet Ali. 57 de Osman Öz, 02 de Ümit Demlrağ, 57 de izzet, 73 de Ahmet Şenol. 79 da Avni veya Servet Atillâ, 87 de Muharrem Canduş, Ağırda da Kılıç Önol.
AKŞAMDAN = == AKŞAMA
Asi olan halktır, ötesi teferruat...
Devlet Denizyollarından bir bilet aldım. Üzerindi «sivil» diye yazılıydı. İlk bakışta yanlış yok. Öyle ya: «asker» in karşılığı «sivil»--. Üstelik, biletin üstüne o ibareyi yazan, «sifil» de dememiş, «başıbozuk» da... Doğru dürüst yazmış... Pekâlâ işte...
Fakat, mütebaki ahaliyi «sivil» görmek, ancak ordudayken caizdir. Ordudan tekaütlüğüne erip bir Devlet müessesesini idare edince, görüş değişmeli, (Zira, eminim. bu «sivil» ibaresi, mütekait bir subayın kaleminden çıkmadır.) Meselâ biz gazeteciler, ancak matbaadayken meslek dışı insanları «Okuyucu - kari» sayabiliriz. Sokağa çıkınca, önümüze geleni «kari» sayamayız el-be.. Ve meselâ dükkâncı için de. dükkânının dışında gezerken elâlem «müşteri» değildir gavri. Kaptan bukı-mından da. vapur dışında, bütün millet «yolcu» olamaz.
Devletçi mücsseselerdeki bazı âmirler de, «ekâbir zenginler» mefhumuna karşılık, «halk» mefhumunu ticarete getirmişler: «Halk tipi elbise». «Halk tipi ayakkabı». «Halk tipi yağ» -- Gûya halktan gayrî bir halk memlekette bahis mevzuu imiş. Biivle görüşler, dürbünün tersiyle bakmak gibidir: İstisnadan. meslekten, zümreden hareket edilerek umum tarif edilemez. Hele âmme İşleri asla ona göre ayarla-namaz.
Şükrü Saraçoğlu hükümeti, daha geniş bir ölçüde, — memleket idaresi ölçüsünde. — bu kaide yanlışlığına düşmüştü: Türkiye iktisadiyatını düzeltmek bahis mevzuu olunca, topyekûn bir seviye kalkındırması arayacak yerde, «dar ve sabit gelirliler» diye tutturdu; bunlardan da bilhassa memurları ve memurların yanı başında devede pire kulağı bir ekalliyeti kasdettı. Gûya onları kayırmakla zor geçim dâvası halledilirmiş gibi.. Hele Recep Peker hükümeti, koskoca halk kütlesi karşısında memurları bîr siyasî dayanak sayıp onlara yaranmak, abanmak istedi; maaşları birdenbire çok arttırdı. Fakat ıstırap içindeki halkın yaşayışını düzeltemediği için, bütün halk gibi memurlar da tatmin olu-numaAılar. Çünkü ahali ile mm urları birbirinden ayn tutmak aslında doğru değildir. Halkın ıstırabı, memur hayatına da akseder: Memur maaşı yükseltilmiş dahi olsa...
Şimdi de. öyle sanıyorum, bu sene içinde iyi bir idare ile biraz ucuzluk ve biraz derli toplu iktisat sağlana-bilse. memurlar, Gelir vergisi yüzünden maaşları artmadı diye yeislerini unutacaklardır.
Diğer taraftan, şu var ki, memurun istikbali bir dereceye kadar garantilidir. Serbest meslektekilerin çoğu, yeni Gelir vergisiyle mişet-lerinj ıslah etmek şöyle dursun, eski standardda bile tutunamıyorlar; daha aşağı düşüyorlar. Üstelik, memurlar tarzında bir tckaüdiyele-ri. dul. yetim aylıkları yoktur.
Bütün bu işler, Denizyollarının biletinde dikkatimi çektiği tarzda, halkın geri kalan kısmını «sivil» görmekten ileri geliyor. Başta bulunan, işleri idare eden zat ve zümreler, bütün halkı, hakîki kıymeti ile telâkki etmeyip, gûya teferruat gibi, yahut, «şatonun dışındaki kalabalık» gibi telâkki ettikçe. halk kalabalığı iktisadi ve içtimai d uru m undan gayri memnun olacaktır. O gayri memnunken de, şu veya bu zümreye, Recep Peke-rinkinden büyük ikramlar dahi yapılsa, çok nafiledir, çok... Ademi memnuniyet, sâri bir hastalık gibi, himaye görenlerin ruhlarını dahi âkıbet istilâ eder. Onıın için h'r mesleği, bir zümreyi değil, bütün halkı — velev bir
kesir miktarı — tatmin etmekten âlâ iktisadi ve içtimai tedbir ve siyaset tasavvur edilemez.
(Vâ-Nû) ]
Istanbulun 1001 derdi
Ekmek, et, süt, yağ, pahalılıkla mücadele, işportacılar, kömür, yollarda izdiham, taksiler, »u, gaz, elektrik, 300 odalı otel, gecekondu, sersen çocuklar, tiyatro binası, Adalet sarayı vs...
İstanbul caddelerinde otomobil tıkanıklığı
mamalı mı? Belediye bunlara mâni olmalı mı, olmamalı mı? Al sana bir yığın mesele daha. Daha sonra işporlacılor meselesi gelir. Sokakta. işportayla mal satılmalı mı,, ^Atılmamalı mı’ Polisler İşportacıları kovalamak mı, idare ml etmeli? Bu da böyle gelmiş, böyle gider.
Bundan sonra odun, kömür meselesi gelir. Ucuz odun tevzi edilmeli ml, edilmemeli ml? Kömürcülerin azami derecede halkı soymamaları için ne gibi tedbirlerin düşünülmesi doğru olabilir. Vs.
| Daha sonra yol meselesi gelir. Hangi yolu kapayıp, hangi yolu açmak lâzımdır? îstanbu-lun bütün otomobillerini bir cadde üzerinde biriktirmek için neler yapılmalıdır? Husıısl otomobiller yolları ve meydanları nasıl işgal etmelidir? Beyoglun-dan tramvaylar kaldırılmalı mıdır? Durakların yerleri en çok kaç defa değiştirilebilir? Köprünün altından geçit yapılmalı mıdır? İstanbuldan Bey oğluna bir tünel yapılırsa izdiham azalır mı? Balıkpazarı kaldırılırsa ne olur? Nâzım plâna riayet edilmeli midir? Prostun İşine son vermeli ml, vermemeli ml? Halicin temizlenmesi İyi ml olur, kötü mü olur? Liman nereye yapılmalıdır? Üniversite sitesi İnşa edilmeli mİ. edilmemeli mi? Talebenin yurtlarda mı kalması İyidir, yoksa medrese ve otel köşelerinde ml? Şehrin güzelliği ml, yoksa halkın rahatı mı başta gelir? Ge-
îstanblllun bazı dertleri vardır kl hiç bilmez. Durur durur canlanır. Tam bitti zannedersiniz, mütehassıslar, heyetler, komiteler, raporlar, törenler, ziyafetler. kokteyler, beyanatlar, nutuklar, derken bic haftaya varmaz bir de bakarsınız- mesele yeniden patlak Vermiştir. Butiın ümitler suya düşer. Haydi sil baştan.
Kim bilir bu meseleler için şimdiye kadar kaç ton kâğıt ve mürekkep sarf edilmiştir. Bu dertlerin başında ekmek meşeleri gelir. Fırın meselesi, un meselesi. değirmen meselesi, modern ekmek fabrikası, ekmek tevziatı hep bu derdin teferru-a tındandır.
Sonra et meselesi gelir. Halk şikâyetçidir, perakendeciler şikâyetçidir, toptancılar şikâyetçidir. celepler şikâyetçidir. Mesele her defasında İstanbul hudutlarını aşarak Erzurum-dakl müstahsile kadar uzanır gider. Et İhracına İzin verilmesi. müsaadenin kaldırılması, cenup bölgelerinde koyun kaçakçılığı İle mücadele, pay mahalli, modem mezbaha, modern buzhane, flatlerin serbest bırakılması gibi bir yığın mesele de hep bu ana derdin küçük küçük kollarıdır.
Bundan sonra süt meselesi gelir. Sütlerde mikrop var denir, inekler veremlidir denir. Uzmanlar gider, mütehassıslar gelir. Kongreler toplanır, raporlar hazırlanır. Büyüüük. lâflar edilir. Netice yine sıfıra sıfır, elde var sıfırdır.
Daha sonra yağ meselesi gelir. Ofis yağ verecek denir, vermiyor denir. Belediye İle müzakereler devam ediyor denir. Bir taraftan flatler yükselir. Bu iş de uzar gider.
Bundan sonra flatlerin murakabesi ve pahalılıkla mücadele, meseleleri gelir. Etiket koymalı mı, koymamalı mı? Pıızar açmalı mı açmamalı mı? Ucuz satış mağazalarına İntlyaç var mıdır, yok mudur? Belediye murakıpları arttırılmalı mı. arltırılmatnalı mı? Vali tebdil gezmell mİ, gezmemell ml? Mısır çarşısında gıda maddeleri UCU2U mı satılmalı pahalıya mı? Esnaf kazık atmalı mı. al-
ISkMmE Kâzım Karabekirin kuvvetleri
Kâzım Karabekir paşanın tahtı kumandasında olduğu halde, Kemaici kuvvetlerin kısmı azami İzmir ve Bursa-daki Yunan cephelerine sev-kedilmiştir. Bu kuvvetler büyük hücumlara geçmek üzeredir, İzmir cephesindeki kuvvetlerin Uşak cephesinden hücuma geçecekleri istihbar edilmiştir.
23/Kflnunueyvel/ipao
Avrupayı kendi haline bırakalım diyen Amerikalı politikacılar
Devlet Başkanı M. Hoover'in geçen gün söylediği bir nutuk bu bakımdan çok manalıdır.
Koıe harbi Amerika için büyük bir ümit kırıklığı olmuştur. Batı Avrupanm bir senedir süren tereddütleri, tarafsızlık cereyanları, her fedakârlığın Amerikadan beklenmesi ve İşler kızışınca İngiliz Başbakanının harb tehlikesini önlemek için Va-şingtona koşması, Amerikan efkârında infiratçı siyaset propagandasına elverişli bir muhit yaratmıştır. Ameri-kadaki bu ayrılık ve Avru-payı bırakma cereyanı İngiliz basınında derin tepkiler uyandırmaktadır.
Demokrasi cephesinin birlik içinde kuvvete doğru gittiği ve yalcın tehlikeye hazırlandığı henüz iddia edilemez. Karşı taraf bu kargaşalıktan âzami şekilde istifade etmektedir. Bu gidişle daha da edecektir.
Necmeddin SADAK
(Baştarafı 1 inci sabifede)
Bunlar konuşulurken Sovyet Rusya. İngiltere ve Fransa ya birer nota gönderdi ve bu devletlerle 1942 ve 1944 yıllarında imzaladığı askerî ittifak andlaşmalarına dayanarak hem Atlantik Paktına girmelerini, hem de Al-manyayı silâhlandırmalarını protesto etti.
Brüksel toplantısının biraz da bu Sovyet notalarının tesiri altında kaldığı inkâr e-dilemez,. Fransa ve İngiltere, herhangi bir harekete girişmeden evvel Sovyet Rusya ile bir kere daha konuşmayı açıkça tercih etmektedirler ve Amerikayı bu fikre ya-naştırmışlardır.
Avrupada bu fikirler çarpışırken Amerikada. tehlikeli bir cereyan yol almaktadır. Bir kısım politikacılar. Amerikanın kendi müdafaasıyla uğraşmasını ve Avra-payı kendi haline bırakmasını İslemektedirler. Eski,
cekonduları yıkmalı mı, yakma-It mı? Halk tipi pahalı evler nerede inşa edilmelidir?
Bundan sonr?. su gaz ve elektrik meseleleri gelir. r— Bu yaz su sıkıntısı çeuilmlyecekUr. A-nadolu yakasının su derdi 1051 senesinde ebediyen hal edilmiş olacaktır. Partimiz halkı suya boğacaktır. Boruların döşenmesi ikmal ediımek üzeredir. Yalnız bir kaç ■-■ün içip maalesef sulan kesmek mecburiyetinde kalacağa Yenj elektrik santralı çuk yakında İşletmeye açılacaktır. Faka: yalnız bugünlerde bazı geceler cereyan kesilirse Kusura bakmayın. Havagazının da kalorisi günden güne artmakladır. Yedikulede ve Dolmabaiıçene yeni fırınlar yapılmaktadır. Fakat yalnız daha bir miiridet yemeklerinizi kömürde pişîrrenlz daha iyi o-lur. biraz daha dişinizi sıkmanızı tavsiye ederiz Sabrın sonu selâmettir,*
Bundan Sonra gelir telefon meselesi: Jonksyon hatları ya-' kında tamamlanacak ve santrallere yapılacak İlâveler sonunda Kadıköy. Beyoğlu, Şişli ve İstanbul mıntokalarında her aboneye telefon vermek ümidi çok kuvvetlenecek ve aynı zamanda telefonda arandan yerleri bulmak imkânı da bazan mevcut olabilecektir.
şimdi gelelim diğer büyük meselelere: Bcıedlye He vilâyet ne şekilde birbirinden ayrılmalı dır? Belediye reisi nasıl seçilmelidir?
300 odalı otel nerede inşa edilmelidir? Dilencilerle nasıl mücadele edilmelidir? Serseri çocuklar nasıl ortadan kaldırılmalıdır? İtalyan sefarethanesi neye tahsis edilmelidir? Çıra-ğan sarayı, tiyatro binası, Maltepe sigara fabrikası Adalet !sarayı, maçlarda biler karaborsası, verem pavlyonu, hasta-| neler, kaldırımsızlık. kanalizasyon derdi, taksilerde tarife, tramvaylarda otobüslerde ve vapurlarda izdiham. • Banliyö trenlerinin hali... vs. vs...
işte Istanbulun bitmek tükenmek bilmeyen dertlerinden kısa bir enstantane.
Hıfzı TOPUZ
Dariîşşafakaya bir bağış
Avukat İsmail Rlza De’ res, Da-riişşafakaya 1033 yılında mühimce bir bağışla bulunduğunu dün bir muharririmi-' ze açıklamıştır.
Hamiyetli vatandaşımız Devresin bu bağışı, Paşabahçede Sultaniye çayırının
Avukat bay az ilerisinde vâ-
İsmail Rîza sl bir arazi olup
Devre» irinde «Karhte-
pe» namlyle maruf bir kaç meni ha suyu bulunmaktadır.
Taksilerin taksimetreleri
Taksi otomobillerinde taksimetrelerin doğrudan doğruya müşterilerin ödeyeceği parayı yazacak şeklide tâdiline karar verilmişti. Bu husutukj teklif daimî encümende müzakere e-d İlmektedir,
Belediye, taksimetrelerin 40, şoförler cemiyeti ise 50 kuruşla açılmasını talep etmektedir. Encümenin vereceği karara göre hareket edilecektir
Taksi otomobillerinde radyoların kaldırılmasına karar verilmiştir. Bu husustaki teklif daimi encümene sevk edilmiştir.
Koredekı kahramanlarımıza tebrik telgrafı
Kore şahitlerini anmak mak-sadiyle dün Çapa yüksek öğretmen okulu ve Eğitim enstitüsü talebe derneği tarafından bir toplantı tertip edilmiş ve toplantı sonunda KoredekJ blrLl-ğimlze bir tebrik telgrafı çekilmiştir.
Hüseyin Cahit
Yalçıncın konferansı
Hüseyin Cahit Yalçın. 25 Ara-, lık pazartesi günü saat 18,30 da Kadıköy Kalkerinde bir konferans verecektir,
İstanbul kız lisesini bitirenlerin çayı
İstanbul Kız Lisesinden Yetişenler Derıjeği'nln senelik çayı bugün saat 14.30 da Park otelde verilecektir.
TURAL
öksürüpıi keser
Nüfus ve sanayi sayımı
İSTANBUL =1
HAYATI]
Sigara istihlâki
İstatistik genel müdürünün beyanatı
İstatistik genel mudiirü Şefik Bilkur gazetecilere beyanatta bulunarak sanayi sayımının Nisanda yapılacağını, nüfus sayımının kafi neticelerinin bir hafta İçinde broşür halinde neşredileceğini, nüfusumuzun 21 milyonu bulduğunu, yapılan tetkiklere göre yurdumuzda ortalama İki bin doğuma mukabil bin ölüm vakası kaydedildiğini söylemiştir.
Şefik Bilkur beyanatına devamla demiştir kl:
— Sanayi ve iş yerleri sayımı memlekette bütün iş yerlerine teşmil edilecektir. Burada ziraat dışında kalan her türlii faaliyet nazara alınacak ve meselâ perakendeciler, toptancılar, komisyoncular, esnaf, küçük sanatkârlar, serbest meslek erbabı, fabrikalar, nakliye şirketleri, kurumlar, dernekler gibi her türlü İş yerleri sayıma ithal edilecektir,
Istanbulda 20.000 dnıı fazla iş yeri çıkacağı sanıldığına göre sayımın yalnız İstanbul şehrinde 1000 e yakın sayım memuruna ve belki dit 100 den fazla ekip şefine ihtiyaç göstereceği tahmin edilmektedir.
Fahri seyrüsefer müfettişleri Emniyet 6 ncı şube müdürlüğünün seyrüsefer kontrollarındû yardım temin etmek maksadiy* le şehrimizin tanınmış doktor, öğretmen, avukat, gazeteci ve diğer münevverlerinden yüz kişiye fahri müfettişlik yapmaları İçin ricaya karat verdiği yazılmıştı.
Bu müfettişlerin rapor ve mütalâalarına cesur mahiyet verilmesi de temin olunacaktır. 0 ncı şube müdürlüğü bu zatları tesbltle meşguldür.
Üniversite talebe birliğinin valiye bir müracaatı
İstanbul Üniversitesi Talebe Birliğinden bir grup dün vilâyete gelerek Vali ve Belediye boşkanını ziyaret etmişlerdir.
Bu ziyaret.e maç biletlerinin karaborsaya intikal etmemesi için alınan tedbirlerin kifayetsizliği anlatılmış ve bu hususta Üniversitelilerin halka ve bölgeye yardıma hazır oldukları bildirilmiştir. Vali bu teklifi memnuniyetle kubul etmiştir.
Kore şehitleri için mevlûd
Haydarpaşa, lbralılmağa mahallesi halkı pazar günü öğle namazından sonra ibrahimaga camiinde Kore şehitlerimizin aziz ruhu İçLn mevlûdü şerif1 okutulacaktır.
Çok somurtuyoruz. Kötümserlikten silkinelim. biraz da şakalaşalım, gülümseyelim.
İşte size bir tablo: Bir ma-j sanın başına gazeteci arkadaşlar oturmuşlar. Ulaşanın üzerinde bir sürü sigara paketleri. paketten çıkarılmış sigaralar vs sigara tablaları dizili. Gazetecilerden birinin dudakları arasındaki sigaramı. dumanlan savruluyor. Tekel umum müdürü B. Hâdi Hiisman sevimJi, nazik, zarif hal ve tavrı ile ayakta duruyor. Neşeden Közlerinin içi gülen sayın umum müdürün elinde de bi. sigara paketi var.
Bir kaç gün evvel umum müdürün tertiplediği basın toplantısında çekilen bu fotoğrafı gazetede gördünüz tabii. B. Hâdi Hüsmanın gazetecilere karşı büyük sempatisi vardır. Sık sık basın toplantıları yapar. Tekelin çeşitli faaliyetleri etrafında izahat verir. Bu sefer de sigara mevzuu üzerinde konuşmuş.
Umum müdürün verdiği izahat cok enteresan. Sigara ambalajlarında ıslâhat devam ediyormuş. Birinci neviden sonra Baframaden sigarasının ambalajı venf-lendi. Bunu Büviikkulüp sigarasının ambalaj ıslâhatı takin edecek.
İdare bu emeklerin mükâfatını fazlasiyle ve süratle devşiriyor. Umum müdür memnun. Birinci nevi sigaranın yıllık sarfiyatı ’.100.000 kilodan 3.600 000 kiloya yükselmiş. Bilmem hangi sigaranın sarfiyat» altmış bin kiloyu tecavüz etmiş. Umumiyetle sigara istihlâkinin artış miktarı ayda kırk bin kiloyu aşıyor-muş,
B. Hâdi Hüsman ezcümlfc şöyle diyor:
«— Beklenilmeyen bu du-rum karşısında fabrikalarımız talepleri zaman zaman karşılayamamakta ve yurdun bazı mıntakalarında haklı olarak şikâyetler başgöstermlş bulunmaktadır. İdaremi» İçin bir taraftan da şayanı memnuniyet bulunan muvakkat buhran süratle Önlenecektir.»
Bu astronomik rakamlar memleket İçindeki sigara istihlâkinin son zamanlardaki artışını gösteriyor. Demek ki Tekelin yeni ambalaj lan halk arasında sigaraya karşı büyük bir rağbet, inhimak uyandırdı. Bir yandan eski tiryakiler günde iki iic paket içerken şimdi beş, altı paket içiyorlar, bir yandan da yeni tiryakiler türe-mekte.
Memleket içinde sigara istihlâkini yüz binlerce tona yükseltip Tekelin nesesin» arttırmak için ne yapsak acaba? Sokaklarda kürsüler kurup propaganda nutukları çeksek, çocuklarımızı . da sigara içmeğe teşvik için mektep programlarına tavsiye dersleri ilâve etsek nasıl olur?!-.
Ambalaj ıslâhatının tü-sunkâr tesiri rakı istihlakinde de kendini gösterdi-Rakı şişelerinin sekli değişince sarfiyat artmış. Tekel umum müdürü rakı istihlakinin yükseliş rakamlarını bildirmedi anıma ses sanatkârlarımızdan bir bayan geçenlerde su sözü ile sevinç müjdesini verdi:
«Meyhaneciklerimizin müdavimlerinin daima değiştiği ve gün geçtikçe de arttığı iftihar edilecek bir vakıadır.»
Allah encamımın hayır eylesin!
Cemal REFİK

Yirmi bin çuval kahve var
Toptan kahve fiatlert son zamanlarda bir hayli düşmüştür. Hâlen Rio kahvesinin flatı 120 kuruştur. Fakat toptan flatlar-dak! bu düşme, perakende flat-lere İntikal etmemiştir. Perakende kahve satışı 1000 kuruştan yapılmaktadır. İthalâtçıların elinde daha önce gelmiş 20 bin çuval kahve mevcuttur.
Sahile *
AKSAM
z-« »(
Mahkeme Koridorlarında
Babanda alafranga mı çalardı ?
Öfkeden yüzü morarmış. Kaklan çatık, bakışları hu-aunelll Suçunu sorduk. Derin derin soluduktan sonra homurdandı:
— Durun dururken başım belâya Kirdi.
— Kavga mı ettin?
— Bciâ kendi kendine gelip inanın ayağına dolaşıyor. Karının verdiği öfke eb TOi rnivormus eibi o serseri d ■ benim ina duna is vapı-yw
— Kavga kadın yüzünden oldu medek.
— Yak be vahu. Karının melesi avrL Dinine vandı-fımm kahbesi benim palto-y da araklamış.
— Eve hırsız mı girdi?
Çocuk musun, bey kar-de--i’nr’ Bizim evde birazın ne isi var? Eceline susamımsa gelsin.
— Paltonu kim çaldı va?
— Kim olacak, karı götürmüş. Sabahleyin evden çıkarken ileri geri lâflar etti. marizledim habbeyi. Man tosu eski imiş de verisini yap ı tornalıymışım. Şimdi böyle şeylerin sırası mı. bev kardeşim? Ben iki yakamı bir araya getirmek kin akşamlara kadar, sözüm meclisten dışaıu esşekler gibi çalışşyo-ruırLKis geldi. Odun lâzım, kömür lâzım, soba da tamirden geceeek. Bunların hepsi pora ister. Karıya; (Bu sene de sırtındaki manto İle idare et. Gelecek sene bir şe, düşünürüz, elbet» de-rlîm âSeı adam değilsin ki kannırt kıymetin: bilesin» demez mi? Dinine vandığı-mm habbesine bak hele. Şimdiki zamanda herkes nikâhlı karısına bile manto yaptııamıyor.
— Spninki nikâhsız mı?
—Altı aydır beraberiz Nikâh mikâh benim işime gelmez.
— Manto için kavga ettiniz övle mi?
— Tersine lâf edince dayanamadım ben. Avluda iki tokat çaktım, ağımdan burnundan kan boşandı.
— O da seni dâva etti dendi.
—Öyle bir şey yok. Dâvaya kalkarsa hapı yuttuğu gündür. O bnim nasıl adam olduğumu bilir. Aksam üstü eve gittim, kan yok. Dayağı yivin.ee içerlemiş, savuşup gitmiş. Benim paltoyu da a-lın götürmüş kah be Evde biraz demleneyim diye şişemi de cebime koymuştum, bulamayınca kafam kızdı, şişeyi masanın üstüne bırakın çıktım, meyhanede. kafayı çektim, öfke ile içi-1
len rakı daha cok dokunuyor insana. Meyhaneden cık tığım zaman kafam fırıl fini dönüyordu. Bir- sade kahve içeyim diyerek kahveye girdim. Zırıl zırıl radyo ö-tüvor. Viyak viyak, cıyak cıyak sesler. Garsonu çağırdım; bu zırıltılardan kalanı ağrıyor:» dedim. ( Alafranga çalıyor, görmüyor musun?» diyerek tersledi beni «Ulan. İşenin baban: da alafranga mı çalardı? Ne anlıyorsun bv giirültülerclen?» dedim. Cevap vermeden savuştu, ötüşü kandilli alafranga ne de uzun şeymiş. Çalıyor çalıyor. bitmek bilmiyor. Yanın saat bekledim, susmadı. En nihayet sabrım tükendi, gene garsonu çağırdım; ,U-lan, ben bu gece efkârlıyım. Kafamın içerisi kazan gibi kaynıyor. Su radyoyu çevir de. şarkıb, gazelli bir şey çal sın, ağız tadı ile dinliyelim. benim de efkârım biraz yatışsın. dedim. «Ben çevirtmem. Efkârlı isen başka bir kahveye git. Burada senden başka müşteriler de var. Onlar brişey demiyorlar da sen nr diye söyleniyorsun?» diyerek kafa tumağa başlacb. Fena içerliyorum amma, e-1 i m den bir belâ çıkmasın diye dişimi sıkıyorum. Bir a-ralık kalkıp başka kahveye pideyim., dedim, sonra düşündüm ki bu da erkekliğe yakışmaz. Garson azarladı da, kahveden sırıstt diyecekler. Sussam bir türlü. Radyo cıyak cıyak bağırdıkça benim her tarafım titriyor. «Bari şunu kendim düzelteyim, gazelli bir çalgı bu layım-» âdim, radyonun basma gittim. Düğmeyi çevirirken öteden kahveci; «Karıştırma radyoyu» diye seslendi. «Bozan m dive korkuyorsan merak etme, bu işlere benim de biraz elim, yatar» dedim. Meğerse herif telâ anvnrmnş. Ben tekrar 'elimi uzatınca ocaktan çıkıp üzerime vürüdii; «Ben sana r8(î”r«raeî sürme, demiyor murrm? Kahvenin radyosu ser m keyfin İçin iş-liyemez» di-erek omuzumdan. tuttuğu gibi savurdu beni. Ayağım sandalyaya takıldı. yere yuvarlandım. Sen olsan dayanır mısın buna? Güzlerim karardı, yerden kalkmamla beraber elimi bıçağa attım. Ondan sonrasını bilmiyorum. Herifi hasatne-ye kaldırmışlar. Bunu da sabahleyin karakolda haber aldım.
Mahkeme açıldı, diş gıcırdatarak kalktı.
Ce. Re.
büyük
ıRed

YENİ AÇILAN
1C Mİlimelrrllta Film Şubesi Türkçe ve ecnebi lisanlarından yüzlerce film uygun Hatlarla kiraya verilmektedir.
İPEK FİLM stüdyosu ile anlanma yapılarak 35 m/nı İlk kopyalarınız. 16 nvm ye çevrilir ve İS nvm İlk filmleriniz Türkçe seslendirilir.
Avrupanın meşhur DEB-RİK fabrikasının 15 m.'m film için sesli projeksiyon makineleri vasıtamızla satılmakladır.
16 m m film hakkında her ihtiyacınız İçin miiessese-nıke müracaat ediniz.
FİT.AŞ FİLMCİLİK TÜRK A. S.
Beyoğlu Yeşil sokak No. 15
TİYATROLAR

ITrtanbul Şehir rirelrotu
Dram knmı Saat 5ÇJC «n
i AT AKTI GSLtM
KADIM
Vavan -âdels’u'"- Casona Tütkçesl: Cahit fc(a‘ ve M. nnkman
KOMEDİ A SIMI
ÇİFTE K E H A M E T Yaıan: Telaları BerLiuO
TOırkCeal: R₺ja: Nun CHHekü»
e —fc
S A R A Y’ dı |
28 Aralık Petşembe saat 18.3Û da 1
CNLÜ VİYOLONSELİST I
CASSADO’nun I
Büyük başarın dolayıslk? B| umumi İstek üzerine ta- V, mamen yeiıi programla. ■ Bir veda resital! verile- 1| çektir.
Zayi — Sarcatya nüfus memurluğundan dlâu'.un ve İçinde askerlik mua.n etelerim yazılı iri mİ Ut erâadajıımı kaybettim. Yenisini alacalımdan eskisinin faütanü yoktur.
1335 doğumlu
Pandcli o*îu Mırçıi Cucıılay
E? tş
Bugün Kadıköy OPERA Sinemasında
2 büyük filin birden
1 — TUNA AĞLIYOR
Damıbc)
Bas rollerde: Wa!tcr Pitlgcon - PcCer Latvford -Lansbury
Ş A H 1 D
Wltness) ___
Angela SON
(Key
Baş rollerde: John Beni - Trudy ÎMnrshalI
> YILIN EN MUAZZAM SVPEK FİLMİ ■■
BORJİALAR1N İNTİKAMI (Bridge ot Vengeance) PALILF.TTE G ODDAKİ» — JOHN LLND —
MACDONALD CARREY Buğun
GAYHİMENKi'L SATIŞ İLÂM 1 klzııtııı! 3 üı-cü icra memur-İsiınbut (Sevinci İcr» Memur- ht^nndsn: 953 3700
Huğundan | Em,,, j (ltrcc«de İpotekli olup
Bir burçtan dolayı mtrhua o- ta JWOO Ura kıymet lak-
lııp satılmasına karar verilen ve1 dır edilen Mirgün Hekimata tamamına bL'lrkijl tarafından ■•iv dtsiıı.le en »ski 53. yeni 67 kar» saydı, 103 ada. ÎO parsel Nl nı 170.08 M2 miktarında arta 200i Fır lu luutubima tev-flkan açık arıiırtnay.c çıkayu-
İİSTANBUL BELEDİYESİ İLANLAR»!
Gazetelerdeki ilânlarından Küçükçekmecenin daha İlerisinde oaxı arazinin iskân maksacbyle parsellenip halka satışa arze-dıldiğl görülmektedir. Bu arsalardan alan bazı vatandaşlar arsanın durumunu öğrenmek için imar müdürlüğüne başvurmaktadır.
Ne belediye ve ne de İmar plânlan İçinde bulunmayan bu yerler hakkında belediyemizin ve imarın hiçbir alâkaaı ve malûmatı bulunmamakta olduğu sayın halka ilân olunur. 17592
Feride Kıuıltl, illi çalınınca, merakla kalktı. Kapıyı açmağa gitti. Bu saatte gelenJr*. umulmadık bir n’-'aflr cl uçağım kestirmişti. Ahiannmdığmı gördü:
Merdiven kuri dorunun alaca karanlığında lace bir kadın hayali belirmişti. Pfrride. misa-fıirnin atm otauğunu derhal tanıdır
— Vay! Aysel! .. Bensin demek?,.. Aman ,bu ne güzel sürprizi... tstanhulp. safa geldin, güzelim. Ham senlnfciier? Ne zaman geldiniz^ K3ç gün kalacaksınız?
Ziyaretçi kız:
— Hoş bclduk. ablacı-ğım. — diye, tutiı bir sesle cevap verdi. — Rahnteız etmiyorum inşallah 7
Ev rahibi bayan. misafirini samimi bir şekilde kucakladı. Taşradaki çocukluğvndanberi tanıdığı bu güzel yüzlü ve temiz ruhlu kızcağızı pek severdi. O-na, hem muhabbetle, hem de biraz korkuyla bakmağa başladı.
— Tuhaf şey... Istanbula
böyle birdenbire geleceğini, burada böyle karşılaşacağımızı akhma getirmiyordum. Ben bir gün sîzin kapınızı çalabilirdim de, s;n b.ıraya gelmenin sanıyordum. Üstelik de böyle tek başına Maşallah ne kadar büyümü;. ne kadar güzelleşnılş-sinl... Na«ı! da heyecan İçindesin.
Böyle bir hararetli buluşma törenlDdvo sonra. Feride, misafirini, aynı zamanda yemek ve oturma odası vazifesini gören salonlu rina gâtürdü Modern tâbiriyle «studio» salon.a. Zaten, kapı çnlınTrtarlar, önce de, ev sahibesi, burada ild küçük çocuğuyla uğraşmaktaydı.
Eşiğe ayak basınca tanıştırmağa girişti:
— işte iki çocuğum... Uzun samuıdaûberi görmedin ikisin) de... Fikretl kundaktayken kucağına. alırdın. Kutluhan büyümüş mü?
— Evet, Kutluhan çok büyümüş güzelim... Cici bayan olmuş... Fikret de aslan kesilmiş... ikisine de bıravo!
Yavrulan yanma çekti. Muhabbetle kontrol etti Başlarını okşadı, çocuklar da. insan seç-
I (13.000ı lira kıymet takdir edl-ılcn. Bakırköy Yeşilköy. Ümraniye mahallesi. Orhanlye sokağında eski 13, yvni 23 kapı sayılı, 63, 20 metre murabba ı müf-rt'z muabahçe hane 201M No lu 1er:. ve iflâs kanunu hükümleri dairesinde açık arttırma suretiyle satılacaktır.
Gayrimenkulun evsafı: Bakır köy, Yeşilköy, Ümraniye mahallesi Orhanly(- sokağında eski 12. yeni 23 kapı sayıl» mürrea manbahçe evdir,
Zemin kat :Zemlnl çini pa- tirak edecekler şartnameyi göre btiçluktan camekânlı kapıdan m üs ve lüzumlu tnalûmau almış girilir, bîr sofa ve sokak Üstün- ad ve itibar olunurlar.
de bir oda ve iofadan merdiven I Arttırmaya şltlrak edecekler altında dolap ve bir alafranga (takdir edilen kıymetin yüzde helâ ve arkada zemini kırmızı buçuk nlsbetknde pey ak-çini ve alafranga ocaklı bir mutfak ve bahçeye çıkılır kapı ve bahçede kuyusu mevcut ö-, lup bu kat muşamba döşelidir.
Blrlrtcl kat: eltfrdiven üstün- • de sâbit bir dolap ve bir sofa 3- : zerinde iki karşılıklı oda ve gay- , rimenkul ahşap olup dahili ve harici yağlı boyalı ve İçeride e-lektrlk tesisatı mevcut bulunduğu ve birinci katın odası cumbalı penceresi ahşap pan-curhı ve zemin kat pencereleri demir parmaklıklıdır.
Hududu: Tapu kaydı gibidir. Yüz ölçüsü: Tapu kaydına göre (63^07 metre kare miktarında olup 50 metre karesi bina ve geri kalan bahçedir.
işbu gayrimenkulun şartnamesi 21/12/950 gününden itibaren herkesin görebilmesi İçin İstanbul Beşine! İcra, dairesinin muayyen mahallinde açık bu- [ Ilınmaktadır.
Arttırmaya İştirak edeceklerin şartnameyi okumuş ve lüzumlu malûmatı almış ve bütün şartlan kabul etmiş ad ve İtibar o-lunur. Arttırmaya İştirak edeceklerin takdir edilen kıymetin %7,5 u nlsbetinde nakit pey akçesi veya millî bir bankanın teminat mektubunu vermekle m tikelle f tirler. Satış bedeli peşindir, Ancak ihtiyati olarak müşteriye 20 günü geçmemek ü-zere mehil verilir. Bedelin ödenmemesi halinde icra ve İflâs kanununun 133 üncü maddesi hilkmü tatbik olunur. Gayri -menkulün birinci arttırması 18/1/951 tarihine rutbyon perşembe günü saat 10 dan 11 e kadar İstanbul beşine! icra dairesinde yapılacaktır. Bu arttırmada gayrimenkul üç defa ba.-ğınidıktan sonra takdir edilen kıymetin %75 İni geçmek şar-Liyle en çok arttırana ihale edilir. Böye bir bedel elde edilemezse en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak üzere arttırma 10 gün daha temdit edilerek 29/1/951 tarihine müsadif pazartesi günü aynı mahal ve saatte ikinci arttırması icra kılınarak en çok arttırana İhalesi yapılacaktır.
İpotek sahibi alacaklılarla diğer bütün alâkadarların gayri ■menkul üzerindeki haklarım ve

Gay'L-ienktılün evsaf::- .Ö5h moloz ırk» duvarla kapalı olup alınan kapıdan içtrl girilmek-t«ür. Arsanın zemini ineylfjf-dir. İçinde iki incir ağacı vardır. tsbu gayrfmcnkalün •;_rt-nam«l 20.11950 tarihinden İtibaren herkesin görebilmesi Lçin ,dairede açıktır Artiırınaya iş-
İstanbul Tekel başmüdüriüğünrfen;
1 — Her nevi mamul tütün re sigaralarla çay vc kibritin atölye veya labrikalanmız-dan alınarak bölgeleri dahilinde tesis edecekleri satış depolarından istaubuJ şehri Belediye hudutları çevresi İçerisindeki bayilerle Yeniköy. Rami, Bakırirtiy. Beykoz, Kartal, ve Üsküdar depolarımızdan mamulât alan köy bayilerine tevzii (3) yıl müddetle taahhüde bağlanacaktır.
2 — Yukarıda sayılan sahalar »Beyoğlu. İstanbul. Ana-döluv olmak üzere 13ı bölgeye ayrılmış olup her biri ayrı ayrı taahhüde bağlanacaktır.
3 — Taahhüt esaslarını İhtiva eden sözleşme projesi baş müdürlüğümüze mevcut olup istek halinde UgHHere bedelsiz û-larak verilecektir,
4 — Arzu edenler sözleşme konusu ile ÜgUl her türlü izahatı ve malumat ı baş müdürlüğümüzden alabilirler.
5 — İlgililerin yazılı tekliflerini en geç 11.1.951 perşembe günü akşamına kadar baş müdürlüğümüze vermeler! lâzımdır.
6 — Teklif sahipleri, haklarında nerelerden referans. nüetnl(?ceginl teklif mektuplarında kaydetmelidirler.
7 — İdaremiz tekliflerde en müsait telâkki ettiğini
inekte serbesttir. (17310)
hte-
seç-
Hayvan sağlık memurları ve nalbant
okulu müdürlüğünden
muhammen
fiatı
Miktarı Lira
20533 1/3
K.
30
Tutan Ura K. «160 M
Cinsi
Ekmek
19/12/1950 tarihinde- de yapılan açık usnlle eksiltmesine talibi çıkmayan ekmeğin bir ay müddetle ve pazarlıkla ahn-1 masına karar verilmişti.
1 Blı- ây zarûnda pazarlıkla ekmek alımı 18/1/1951 salı günü .saat 15 te İstanbul Yüksek Okullar Saymanlığı binasında yapılacağı tesblt edilmiş olduğundan taliplerin bu saatten evvel teminatlarını yatırmaları ve 249û sayılı kanun mucibince kendilerinden aranılması gereken belgeleri İle biTllkte yakanda adı geçen saymanlıkta toplanan satmalma komisyonuna müracâatları. 17(J4S
Ambulans ve Buz Dolabı
Satın Alınacak
Zayi — Samatya nüfus memurlusundan tidıgım ve içinde askeri durumum yazıl-, kimlik cüzdan ıiii ı kay te t tim Yenisini aldığımdan yoktur.
eskisinin külünü 1335 doğumlu ölü Ömer oğlu Ekrem ÇankırJiği!
Haslnhanc İçin 8 adet- hasta nakliye arabası (Ambulâns) adet buz dolabı satın alınacaktır
İsteklilerin ellerindeki marka, evsaf, teslim müddeti ve flütlerini bildirir tafsilâtlı tekliflerini 2.7.12.950 gününe kadar Nişantaşı İşçi sigortalan kurumu İstanbul hâstahanesinde satın alma komisyonuna bildirmeleri. (1T?8Ş)
TELEFON: S28M
10
Âçık eksiltme ile IE. H. kâğıt satın alınacaktır
Devlet kitapları mütedavil sermayesi müdürlüğünden:
SULTANAHMET Bir Kg. mm Muhannner. Geçici
Gnn. Muhammen fiatı Miktarı oedeli teminatı 60
Cinsi______
D. H. Kâğıt
îb’adı
57 X tt
110
(2501 top 3500 Kg. 3ŞâO.— 288.75
Devlet Mtapierı mütedavil sermayesi müdürlüğünce satın alınacak olan evsafı şartnamesinde yazıh kâğıdın nçtk eksiltmesi 5/1 >9®ı cuma günü saat 15 de müdür lüğüm üzün Ayatofya arkasındaki merkez binasında yapılacaktır.
İsteklilerin yazılı gün Ve saatte geçici teminat akçeleri ile komisyona baş vurmaları. Şartname bedelsiz olarak Müdürlükten işlenebilir. c 17418)
AŞK ve MACERA ROMANI — Nakleden: Afi MARALARul
enekle asla ajdanm.yan tnsl-yaklarıyie, genç kızı pek sevimli bularak sokuldular.
Alnında bir endişe ve teessür çizgisi belirdi:
— Bir anne, böyle güzel evlâtlara uabip olunca Mm bilir ne kadar bahtiyardır — dedi.
Sustu. İçini çekti. Sonra, düşünceli düşünceli ilâve etti:
— Bir kadın !«tin hakiki saadet, evlâtları uğrunda yaşamak ve çalışmaktır. Vallahi sana gıpta etmeli. Feride sbla. Cidden mesutsun, nazarını değmesin. Hakiki zenginlik para zenginliği değildir, aile İçindeki dirlik düzendir.
— BfllHK&ı. kocamdan da memnunum.
— A... Doğrusu Adnan enişteme diyecek yoktur. Nasıl? O da iyidir inşallah ?
Ev sahibi, gû.ümsfverek-
— Hamdolsun . Bildiğin gi- ] bi... — dedi.
Aysel hayret elti:
— Niçin gülnynrsun?
Biraz tazaraıak sordu:
= Acaba ölçüsüz bir söz mü söyledim?
— Bilâkis... Teşrif atta kocamı arkaya alışın beni güldürdü... Bu evin İçinde hepimizden ehemmiyetli «dur da...
— Canım ablacığmı... Blimeu miyim? Elbette o birinci... Fakat bu merrujm stlsdesinde o-nu sona getirişim hayat hakkında kendi düşüncemin orijinalliğinden ileri geliyor. Umumiyetle erkeklere karşı İçimde bir ürküntü varılır. Tabii eniştemiz müstesna...
Feride misafirine hayretle baktı.
Bu gîbl düşüncelere: kapılması için, bu küçük Aysel'in ba-
şından ne gibi vakalar geçmişti acaba?
Misafir, muhatabında yarattığı hayreti görmüş; düşüncesinin mahiyetin) anlam^tı.
— Dediklerime bakma, ehemmiyet verme, ahla .. Şu kalabalık İstanbul da böyle tek başıma kahretmek, yüreğimde ne kadar olsa bîr vahşilik yarattı da, onun için bu şekilde konuşuyorum...
— Yalnız başına mi?... Niçin?
— Anlatırım sırası gelince, ahla... Yalnızlık, bir kızı, erkeklere karşı çok çekingen yapıyor... İster istemez...
Feride, cevap rermedl. Arkadaşının son sözleri, ramimi olmasa gerekti. Onun asıl başka bir sırrı olacaktı. Bu sözlerle, asıl amnı maskeliyordu.
Genç anne, ayağa kalktı. O-damn bir köşesinde duvara da-
■ çesl rey* mıiii bir bankanın «-ı minat mektubunu ibraz etmek-|le mükelleftirler. Satış bedeli peşindir. Ancak müşteriye ih-j t i yari alarak 20 günü geçmemek 1 üzere mehü verilir. Satış |>e-otlinln ödenmemesi halinde . icra ve iflâs kanununun 133 üncü maddesi hükmü tatbik olunur.
Birinci arttınnusi 22.1J51 tarihine gelen pazartesi günü saat il den 12 ye kadar İstanbul 3 üncü icra memurluğunda yapılacak ve bu arttırmada takdir edilen kıymetin yüzde yetmiş beşini geçmek şar tiyle en çok arttırana ihale edilecektir. Mezkûr günde bu bedelle talip çıkmadığı takdirde arttırma 10 gün daha uzatılarak 1.2J51 tarihinde ayni halde ve ayni sat te ikinci arttırması yapılacak ve en arttırana ihale edilecektir, ipotek sahibi alacaklılarla diğer alâkadarların gayrimenkul üzerindeki haklarını ve bu hususile faiz ve masrafa dair o’on iddialarını ilân tarihinden itibaren 15 gün içinde dairemize bildirmeleri lâzımdır Aksi halde haklan tapu sicili ile sabit olmadıkça .satış bedelinin paylaşmasından hariç kalırlar.
Teifâllye rüsomtı. varsa 20 | senelik taviz bedeli, İhale pullan, tapu harçları müşteriye, diğer vergiler borçluya aittir. İşbu gayrimenkulun lifin ve şartname dairesinde satılacağı fazla malûmat almak İsteyenlerin dairemizin 950/37M sayılı dosyasına, müracaatları ilân olunur. 117755)
>ıuMUMa,>»m«((ıraı,,„M ■■ hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarım evrakı müsbl-teleriyle birlikte 15 gün zarfında memuriyetimize bildirmeleri ve aksi halde haklan tapu sicilli İle sabit olmadıkça satış bedelinin paylaşmasından hariç kalacakları ve tellâliye resmi ile İhale karar pullan ve tapu harç ve masrafları ve bulunduğu takdirde 20 senelik tâviz bedeli müşteriye ve diğer vergi ve rüsumlar borçluya aittir.
Daha fazla malûmat almak İsteyenlerin dairemizin 949/4035 No. lu dosyasına müracaatları ilân olunur. 17761
ma-
çok
Teklif isteme ilânı
Sümerbank alım ve satım müessesesinden
Merinos ve Defterdar yünlü sanayii m ti esmesem izin ihtiyacı için 130 tan perina yağı alınacaktır. Evsaf şartnameleri alım servisimizin W inci kısmından alınabilir. Bu İşe Lşttrek için müessesemlz veznesine,
TL. 5800 b₺ş Mn lira teminat yatırılması ve tekliflerin kapalı zarfla X V951 akşamına kadar verilmesi lâzımdır. (17809)
yandı. Çocuklarının başlan ü- Haiti nerede eğlenmek, oya* zerinden misafirini şefkatle lanmak üzere İstanbula gelmiş olmam... Benimki büsbütün aksi...
süadü:
Sözleriyle, gözleriyle, hislerini açığa vuruyordu:
— Pek soluksun, yüzünün hatin pek gergin... Bu bakısının. mânası nedir?... Kederli-ıSinl... Ne oluyorsun kuzum?... Her halde ruhunda bir bozuk-lluk olacak... Hayır, bayır. senln ruhun bozulmaz. Senin ruhun pırlanta gibidir... Ancak geçici bir derdin var... O deri nedir?... Maamafîh, fetanbula gezmeğe geldiğine iyi ettin. Açılır, ferahlar i m biraz.. İFtanbulda nerede oturduğunu da henüz söylemedin... Yoksa hürriyetini fazlaca, suiistimal mı ediyorsun? Geceleri uykusuz mu kalıyorsun? Gözlerinin etrafında mor halkalar haşıl olmuş.. Zevk ve sefahet çarhma kendini kap-tırmazsm, değil mi' Sen. seciyesi kuvvetli btr kızran. Ben seni eskldenberi tanırım ve sana güvenirim...
Genç kız, hazin bir tebessümle gülümsedi.
îçinl çekerek:
— Ne yanlış anladın, abla... Nerede sefahet, nerede ben...
Yeisle ev sahibesine bakıyordu. Feride Kuntel, misafirinin İstanbula gelişinde çok esaslı, çok feci bir sebep olacağım anlamakta gecikmedi.
— Kuzum nedir senin hayatındaki bozukluk? — diye, hâkim bir eda İle sordu -= Fikreti kucağından yere bırak. Geç şöyle, karşıma otur dâ ciddi konuş bakalım. Anlat siri üzen hikâyeyi.
Aysel, ablasının tevsiyesinl yerine getirdi. Çocuğu, kucağından bıraktı. Fakat macerasına nereden başlıyaeağını. sadede nasıl geleceğini kestiremlyordu. Kelimelerini aramsğa seçmeğe çalıştı. Sonra, acemler detil kl:
— SöyMyeeeğtm söze şaşacaksın abla. Ben on İki günden-berl îstanbuldayım,
— On »ti gflndenberl mi? Çok garip... O zamandanberl neredeydin? Bize niçin uğramadın? Halbuki İstanbııMa İlk uğraman lâ2im selen yer. benim e-vimdlr, öyle sanırdım
(Arkası var)

Tefrika No. 1 TAŞASIN EMİNE ABLAM!

te 5*5
V:.
Dolores, Alkazar meydanını geçtikten sonra melta adımlarla Adliye dairesine girerek yargıcın ayaklarına kapandı:
— Ben suçluyum Cinayetimi tize itirafa «eldim, diyerek anlatmağa başladı:
— Bundan takriben bir ay evvel bir pazar günü İdi. İhtiyar dadım Dona Pepita He beraber Alkazar’dan geçiyordum. Şehrimizin muattar havasını ciğerlerime sindire sindlre teneffüs e-diyordum. Derken bir çift gözün ısrar i a üzerime dikilmiş olduğunu sezdim. Başım birdenbire döndü, gözlerim karardı, içim yanmağa başladı. Arkama bakınca, uzaklaştıkça betıJ gözleriyle takibeden bir Fransız yüzbaşısı gördüm.
Gezintimi keserek evime döndüm. Salonda sıcak bakışlı Fransız yüzbaşısını görünce ne kadar şaşırdığımı kolayca tahmin edebilirsiniz, Yüzbaşı an- ısîatacakmış, Bundan sana ne? nem ve babam ile beraber otu- Sen sevgilimi elîmdeD aldın, nıyordu. Babam onu bana'Kalbime hançer sapladjn mft-
prezante etti. Yüzbaşının ismi [nazına gelen bir nazarla bak-Jak Vensan. ldl Mezuniyetini *— geçirmek ve şehrin tabii güzelliklerini görmek için Sevil şehrine gelmişti.
Babama eski dostları tarafından bir çok tavsiye mektupları getirmişti. Babam, yüzbaşıdan evimizi kendi evi telâkki etmesini rica etti.
O zaman ne söylediğim! hatırlayamıyorum, O kadar heyecanlı ve mesuttum k: odamda kapanmağa gittim. Sonra hasta bulunan küçük kız kardeşim. Konşlta’mn odasına koştum. O-na sırrımı ifşa eltim.
— Çabuk iyileşmeğe bak da yüzbaşı Jak'ı gör. n». güzel erkektir. dedim.
Akşam yemekten sonra yüzbaşı benden gitaı çalmamı rica elti. Bilmem nasıl oldu, eli elime dokundu. Bu temas, beni o kadar heyecanlandırdı kl gitar az kaldı ellerimden düşecekti. Bana karşı muamelesi, derin bir sempati İle meşbuydu.
Sonra o da şarin söyledi. O, ne sesti yarabbl* Yüzbaşı Jak’ı ne ka-ıar seıdlğlmi o zaman anladım.
Ona kız kaidesin. Konşita'-dan bahsettim. Kendisine:
— Konşlta, perestışe lâyıktır. Sesi benimkinden de daha tatlı ve daha sıcakiır, görsen ne kadar güzeldir Gördüğünüz zaman ona bayılacaksınız.
Jak:
— Bunları bana niçin söylüyorsunuz? ben Konşlıa’yı hemşireniz olduğu İçin seveceğim. Onup güzelliği te meziyetleri beni alâkadar etmez, çünkü kalbim senin sevginle doludur, dedi.
Dolores nefes almak için bir ftn durduk(an sonra sözüne de- ' ramla:
— o anda, Jok’la salonda
yalnız bulunuyordum Dudakla- üuğu korkunç n, dudaklarıma dokundu. He- •
yecanımdan oh çığlık kopararak bayıldım. Hemşirem Kontta çığlığımı işiLinca salona koştu, İkisi beni ayıltmak için ; çok çalıştılar. Gözlerimi açınca. _________,___________,_________
Konşinta'yı karşımda gördüm kesilen titrek bir sesle anlat-Şimdiye kadar onu tnı kadar .mağa devam etli:
gûzd görmemiştim Her halde _ Evet ki2 kardeşime bir çl-Jak da onu çok beğenmiş ola- çek buketi gönderecektim. Bu caktl- „ | buket, onu hem mest edecek.
Aradan dört gün geçli. Hâtli- hem de oldurecc-ktl Çünkü bu-eeler yıldırım süratiyle ve bek-[ketin çiçekleri arasına vaktiyle lenmcdlk bir şekilde inkişaf dadım PepitaHm bana vermiş etti. Jak artık bana bakmıyor- olduğu zehirli tozdan serpecek-du. Mestedkl tath sözlerle ar- tim.
tık bana hitap etmiyordu. Hem] Buketi hazırlatıp kız kardeşl-çlrem konşlta ya vurulmuştu, me gönderdikten sonra pişman Jak'takl bu ânl degfşjjaiği. oldum ve koklamamasını u-
menni etmeğe boşladım. Fakat İş İşten geçmişti.
Kıs kardeşim, başın» gelecek feci akıbetten bihaber, taze orman çiçekleriyle yapılmış olan buketi alır almaz derin derin
şöyle anladım. Bü akşam Konşlta ile Jak salonda haşhaşa o-turuyorlardı. Salona girer girmez, kalbimde derin bir sızı hissettim. Konşlta, elinden düşmüş olaa el işini eğilip yer-_____________________
den aldı. Jak. ters tuttuğu bir | kokladı. Fakat bir kaç dakika kitabı karıştırın ağa başladı.
Teessür ve heyecan içinde terasa çıktım. Bahçe çiçeklerinin güzel kokularını doya doya teneffüs ederken, arkamda Konşlta’mn sesini İşittim:
— Ablacığım, burada yalnız ne yapıyorsun? Gel de bana Jak'm okuduğu enteresan şeyi sen de dinle. Gökyüzüne bak. Toplanan bulutlar, bir sağanağın kopacağını haber veriyor. Haydi içeri gir Doloresl Terasta yalnız durman deliliktir, dedi.
Konşita’ya:
— Sen! yalancı, seni riyakâr sent! Sağanak kopup da beni
sonra çehresini rle ölüm sardığı kapladı ve başını, yanında oturan yüzbaşı Jak’ın göğsüne da-yıyarak o güzel kara gözlerini ebediyen kapadı.
Şimdi Jak, mezarlıkta âvâre âvâre dolaşıyor, akimı uynat-mıştır. Durmadan Konşita’yı çağırıyor ve mezar taşını kucaklayıp duruyor. Ben de işlediğim cinayetten nadim ve pişman kanlı göz yaşlan döküyorum.

.-BÜYÜK TARİHİ ROMAN ---y.
-u '- ZAFERDEN ZAFER^^Sİ g’Horûsan/r Tbu lyüsfâri / Kahramanlık ve AtLDpdanı /
Yazan: Muharrem Zeki KORGUNAL
Bu acıklı hikâyeyi dinllyen hâkim, Dolores.’! teessürle süzüyordu. İnsan sıfatlyk bu bedbaht te* acıyor, fakat yargıç sıfatJyle bu hissini izhar etmemeğe mecbur bulunuyordu. Dolores ellerini yukan kaldırarak:
— Allahım sen beni affet! diye yalvardı.
Hâkim:
— Müsterih ol kızım! Allah elbet seni affedecek Fakat İnsanların adaleti işlediğin cina-( yetten dolayı seni cezalandıracak, dedikten sonra zili çaldı ve İçeriye giren Jandarmaya:
— Benorlta Doİotc-s*! hapishaneye götür emrini verdi.
Çeviren: A. nİLÂLİ
Merv şehrinin kenar mahallelerinden birisi...
Bostan bekçilerinin kulübelerinden farksız derme, çatma, şiddetlice bir rüzgâr es», hemen yıkılıverecek kadar çürük, harap bir ev...
Köşede, aynı zamanda yatak vazifesi gören ortası delik ince bir çuval...
Çoklanberi yemek pişirmek için ateş yüzü görmeyen ağzı kapalı bir tencere; bomboş bir ekmek teknesi...
Gözlerinin İkisinden de mahrum bir kadın ve beş yaşından biraz fasla olmasına rağmen yedi yaşında gibi görünen, fakat gıdasızlıktan yanaklarında kan, gözlerinde fer olmayan bir çocuk...
Kadının İsmi Kelime, çocuğun İsmi Abdurrahman...
Abdurrahman: geniş ayalı, u-zun ve sert parmaklı elleriyle annesinin kör gözlerini okşayarak:
— Anne, kamım aç! dedi.
Kadın, göğüs geçirdi:
— Pek! yavrum. Teknede ekmek varsa, bir lokma vereyim.
Kelime, teknede ekmek olmadığını biliyordu. Fakat doğrudan doğruya yok deyip oğlunu mahzun etmek istemiyordu.
Ağır ağır kalktı. Teknenin 1-çlne elini sokarak yokladı. Lâkin yine yok diyemedi.
Çocuk, annesinin parmakla-rlyle teknenin çarpışmasından hâsıl olan kanı bir tahta lakırdından başka bir ses duymadı:
Memleket Haberleri
4
tim.
Konşlta, gözlerini yere İndirerek bana sokuldu:
Kız kardeşime dönerek:
— Haydi sen İçeri gir de Jak'm sana söylediği tatlı ve sıcak sözleri rahat ve mesut dinle, diyerek onu yanımdan kovdum.
Filhakika, Konşlta ile Jak salonun dibindeki divanın üzerinde yan yana oturarak sağanağı ve zavallı Dolores’l unutmuşlardı.
Terasın basamaklarından yavaş yavaş aşağı İndim ve bardaktan boşanırcasına yağan yağmura aldırmayarak bahçemizin koruluğuna duldun. Yılankavi ateş uü tunları gibi sık sık gökyüzünü yiTtatl şişmşek-ler. korkunç gürültüler koparan yıldırımlar, seller gibi akan yağmur, beni biç alâkadar etmiyordu.
«Jak artık ber.i sevmiyor. Konşita’yı görmeseyd! beni hâlâ sevecekti. Onu kaybetse yine bana dönecek» fikri sabiti zihnimi tırmalayıp duruyordu.
Sonsuz bir şefkat ve muhabbetle sevdiğim kız kardeşim, bana bu fenalığı niçin yaptı. Ben ona ne yaptım? Hayır, hayır kuzu gibi -essiz sadasız bu haksızlığa boyun eğmlyeceğlm. Kalbimi çiğneyen ve İstikbalimi bir lâhzada mahveden Konşl-I ta'nın benden alacağı olsun.
şimşekler ile yıldırımlar arasında İhtiyar iki oduncu kari’ kocanın oturdukları kulübeye ' gittim. Sırsıklam olsp. clblsele-, riml kurutmak ve beni ısıtmak İçin ateş yaktılar. Kalbim bua j kesilmişti.
Kız kardeşinle bir veda buketi göndermeğe karar verdim.
Dolores. hikâyesinin bu noktasına geldiği zaman sebep oltacımın acıklı rahneleri gözlerinin önüne gelmiş olacak ki birdenbire sustu ve elleriyle yüzünü örttü.
Yargıç kendisini clkkat ve alâka ile dlnlh-ordu
Dolores. sık sık hıçkırık!urla
Herekede bir
sendika mühürlendi
Ad anayı ikiye aytran 310 metre uzunluğundaki «Taşköprü a nün bugünkü durumu
Taşköpriinün geçen senekl (âmirden sonraki gorurtuşu
Mersin 22 (Akşamı — Birisi çıkıp da, Türkiyede Galala’dan sonra en işlek köprü hangisidir? diye sorsa, «Atatürk» köprüsü deriz. Geçen seneye kadar hakikaten öyle idi, fakat büyün ta-mamiyle değişmiştir. Salâhiyeti 1 bir zatın söylediğine göre, Seyhan nehri üzerinde bulunan meşhur «Taşköprü» Unkapan urdaki «Atatürk» köprüsünden İkinciliği almış bulunmaktadır. Buna sebep Çukurova'nın baş I döndürücü bir şekilde İnkişaf etmiş olması ve hergün biraz [dalıa kalabalıklaşmasıdır.
I Çok eski bir mazisi olan «Taşköprü» Adana’yı İkiye ayıran Seyhan üzerinde şehri birleştiren bir noktadır. Kazalara giden bütün yollar burada birleşir. «Karşıyaka» İsini verilen kısım muhakkak kİ bu köprü sayesinde İnkişaf etmektedir.
Çukurovada tarihî eserlerin
Dövülen öğrenciler
Aydın milli eğitim müdürü tahkikat
yapıyor
Buketi hazırlatıp kız kardeşl-
Aydın 22 ( Akşam )— Aydın Lisesinde bazı öğrencilerin, öğretmenleri tarafından dövüldükleri hakkında vilâyet makamına şikâyette bulunulmuştur. Valimiz bu şikâyetlerin tahkikine MUll Eğitim Müdürünü memur etmiştir.
Milli Eğitim Müdürü soruşturmalara başlamıştır.
en kıymetlisi olan bu zamanımız İçin görülmeğe değer bir abidedir. Fakat ne yarık kİ, böyle kıymetli bir tarihi abidenin hangi devirde ve kimler tarafından İnşa edildiğine dair ne bir İz ve ne de bir kitabe vardır. AdanalIların verdiği isini muhafaza eden köprü, bir rivayete göre Roma imparatoru ’ Adrian, diğer bir söylentiye göre de Bizans İmparatoru Jûstln-yen tarafından yapılmıştır. Bu iki adamın yaşadıkları devir arasında 4 asır gibi uzun bir zaman mevcut olduğundan köp-', rühün inşa tarihi tam c‘ meydana çıkamamaktadır. Blz ( İkisinin ortasını kabul edersek , Taşköprü’nün aşağı yukarı 1600 . senelik bir eser olduğunu dğre-]. nlriz.
Elde edilen bazı köprünün başından maceralar geçtiğini ve mühim bir mevki olduğunu göstermiş- : Lir. Üzerindeki bir barut deposunun havaya uçurulmaslylc büyük bir hasara uğrayan Taşköprü. geçen asırlarda şehrin kapın olarak kuliaıuiırnnş. Bir ucunda bir de kale varmış, buradan şehir müdafaa edilirmiş. Aynı zamanda köprü, bir gelir kaynağı imiş, vaktiyle Galatada ve dünyanın pek çok yerlerinde olduğu gibi her geçenden para, Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesine göre iletiri eşyalar için de gümrük alınırmış.
310 metre uzunlukta olan köprü son defa geçen sene en büyük tamiri görmüştür. Bu tamir bir sene kadar devam etmiş ve bir milyon liraya yakın m tarar yapılmıştır.
Sadi KURTULUŞ 1
Bütün evrak ve muamelâta da hükümetçe el kondu
HerekC 22 (Akşam) — Henüz bir iki oy evvel kurulan Siimerbank Hercke Fabrikası İşçileri Sendikası, geçen pazar günü kongresini yaparak yeni idare kurulunu seçmişti. Teşebbüs heyeti kendilerine bir komplo yapılarak tamamlyle İş başından saflaştırıldıklarını ve İdareyi üçüncü, dördüncü şahısların ele aldıklarını söyleyerek devir muamelesi yapmadılar. Hâdise hükümete aksettirilmiştir. Bunun üzerine sendikanın bütün evrak ve muamelâtına vaziyed edilmiş, merkez binası da mühürlenmiştir.
Kaçak 5 bin çakmak ve 20 bin liralık kumaş yakalandı
İskenderun 21 (Akşam) — Altınözü ilçesinde mühim bir - —kaçakçılık vakası olmuştur. ° »t 1 Muhafaza teşkilâtının Kun-ö ’ çulu boğazında tertiplediği pusuya düşürülen İskenderun plâ-,kalı bir taksi Harbiye yolunda i yakalanabilmiş, şoför ve ka-jçakçılar ele geçirilmiştir. Takside yapılan aramada 5000 e : yakın çakmak ve sekiz çuval > 20.000 lira tutarında ipekli kumaş bulunmuştur.
vesikalar, pek çok
Buğday ve arpa fiatleri yükseliyor Konya 22 (Akşam) — Konya-da kuraklığın şiddetli bir hal alması yüzünden istihsalin azalınası, piyasada buğday, arpa ve çeşitli zirai mahsuller fl-atlerlnln yükselmesine sebep olmuştur.
------------.
Çukurova pamukları
Adana 21 (Akşam) - Adana pamuk borsası, izmlrden aldığı fiatiere uyarak muamele yapmağa başlamıştır. Bu demektir ki. Çukurova pamukları son haftalarda İzmir pamuklan kadar kıymet bulmuştur.
— Anneciğim, eğer ekmek yoksa üzülme! dedi. Bir gün aç kalmakla ölecek değilim ya... Hani, geçenlerde tam dört gün aç kalmıştık. Açlıktan ölseydim, o zaman ölürdüm.
Bahtı kara annenin içi burkuldu. ciğeri sökülür gibi oldu:
_ Zavallı yavrum!
— Anne, niçin bana böyle söylüyorsun? Ben zavallı mıyım? Annesi, babası olmayanlara zavallı derler. Benim annem de var, babam do...
Kadın, demindenberi boğazına biriken hıçkırıkları zaptede-medl. Hüngür hüngür ağlamağa başladı. Nasıl ağlamasın? Kocası asılalı İki sene olduğu halde, oğluna hakikati söylememiş, onu «Baban uzak bir memlekete gitti, yakında gelecek» diye şimdiye kadar aldatmıştı. Hâlâ da aldatmakta devam ediyordu. Zavallı çocuk da annesiz, babasız olmadığını söyleyerek kendisine annesiz, babasız çocuklara verilmesi lâzım gelen sıfatın verilmesini istemiyordu.
Abdurrahman. annesinin boynuna sarılarak gözlerinden, yanaklarından öptü:
— Niçin ağlıyorsun, anneciğim? Babam gelmeyecek dîye korkuyorsan, hiç merak etme! Onu rüyamda gördüm. Yakında geleceğin! söyledi.
Kelime, ağlamak ihtiyacında idi. Fakat çocuğunu fazla üzmemek için hıçkırıklarını kesmek mecburiyetinde kaldı:
— Baban İçin ağlamıyorum, Çocuğum.
— Ya niçin ağlıyorsun?
— Sana ekmek veremediğim İçin ağlıyorum.
— Aaa. anneciğim, sen benden daha çocuksun. Ben, biraz evvel. «Bir gün aç kalmakla açlıktan ölecek değilim ya» demedim mİ? Bundan müteessir olup ağlamağa ne lüzum var? Sabredelim. Allah, bir yerden bir kısmet gönderir elbette... Belki de bugün veya yann Emine ablam gelir.
Kelime, henüz beş yaşında olmasına rağmen uslu adamlar gibi doğru düşünen ve yerinde söz söyleyen oğlunun bu m Asuman e tesellisine hayran oldu:
— Evet yavrum! Emlnenin bu günlerde geleceğini ben de u-muyoram. Fakat bugüne faydası olmadıktan sonra kaç para eder?
Emine, zengin bir Yahudlnln cariyesl İdi. Yirmi beş yaşında, temiz kalbll, elinden geldiği kadar düşkünlere, fakirlere yardım etmeyi seven, hattâ b’iıu vicdan borcu bilen bir kadındı. Bu ana ile oğulu bir sen eden beri o, besliyordu, çok hasis ve merhametsiz bir adam olan efendisine sezdirmeden haftada otr veya Ik! defa gelip biraz yiyecek, getiriyor; onların duasını alıp gidiyordu, işte, ana İle oğulıın andıkları Emine, hu İyi kalbll kadındı.
Kelime ile oğlu, Emlnenin lâkırdısını ederlerken kam çatındı.
Abdurrahman, koşa koşa gidip kapıyı açtı ve sonsuz bir sevinçle bağırdır
— Anne!.. Emine ablam gei-dlU!..
Emine, Abdurrahmanın elinden tutarak içeri girdi. Büyük bir saygı ile Kelimenin öptü ve özür diledi:
— Kusura bakma teyzeclftim. Bazı mühim sebepler yüzünden bir kaç gün geciktim, sizi ziyaret edemedim.
— Aman kıza», öyle söyleme. Özür dilemek de bize düşer... Bizim yüzümüzden az mı rahatsız oluyorsun?
— Bilâkis, siz! ziyaret etmeğe fırsat bulabildiğim zamanlar çok seviniyorum.
— Eksik olma kızım! Allah senden ran olsun! Bize yaptığın iyilikleri bilmem nasıl ödeyeceğiz?
— Teyzemin düşündüğü şeye bnk... İnsanlar birbirlerine daima yardım etmekle mükellef değil midirler?.. Beıı. uncak insanlık vazifemi yapmağa çalışıyorum.
Bu sırada, Abdurrahman söze karıştı:
— Emine abla! Niçin bütün insanlar kotu de sen İyisin?
Emine güldü:
— Bunu büyüyünce öğrenirsin, cicim!
____işte büyüdüm ya, daha ne kadar büyüyeceğim?
— Yoook... Daha miniminisin. Baban kadar olunca büyümüş sayılırsın.
— Babamı tanımıyorum kİ ne kadar büyüyeceğimi bileyim.
Emine, yine güldü. Fakat bu sefer cevap vermedi. Gelirken bir bohça dolusu yiyecek getirmişti. İçinde mühim miktarda pişmiş et de vardı. Bohçayı olduğu gibi bırakarak gitmek tize re ayağa kalktı:
— Ben, bugün her zamankinden çabuk dönmek mecburiyetindeyim. Şimdilik hoşça kalın teyzeclğlm. İnşailab, bir kaç gün sonra yine uğrar, sizi görmekle sevinirim.
Emine gitmişti. Abdurrahman bohçayı açtı. İçindekileri annesine birer birer söyledi ve İlâve ettir
— Bize tam bir hafta Hol bol yetişir. Bana da bir gömlek dikip getirmiş. Yaşasın Emine ablam. yaşasın!
Oğlunun bu candan sevincine İştirak etmiş olmak için Kelime de bağırdı:
_ Yaşasın oğlumun Emine ablası!..
SAMOEL ÇÜHUB
Samoel Cûhud. Merv’in
en zengin ve en hasis adamıydı. Sekiz, on zenginin servetine bedel emlâk ve arazisinden başka binlerce altın kıymetinde mücevheratı vardı. Fakat o katlar sünepe giyinir, a derece iptidai yaşardı kİ, onun kim olduğunu bilmeyenler, fakir bir adam zan nederlerdi. Bununla beraber, güzel cariyesl, Emineyi göz kamaştıracak bir şekilde giydirip kuşatarak gezdirmekten sohsuz zevk duyardı. Zaten ondan başka kimsesi yoktu.
Samoel Cühud'un en sevmediği şey, başkalarına yardım, düşkünlere iyl'lk etmekti. Yardım ve iyilik edenlere de fena halde kızarttı. «Allahın yere vurduklarını kaldırmak bize düşmez» diye düşünürdü.
Samoel Cühud’un bir gün canı sıkılmıştı. Biraz dol aymak İçin kenar mahallelere gitmeğe karar verdi. Oralarda dolaşırken gözüne bir çocuk ilişti. Çocuğun sırtında alacalı, butacalı bir gömlek vardı. Gömleğin kumaşı, gözlerine yabancı gelmiyordu. Acaba bu kumaş kendi evinden kalkıp bu çocuğun sırtına nasıl gitmişti?
Çocuğun yanına sokulup sor da:
— Oğlum, senin adın ne?
— Abdurrahman.
— Kimin oğlnsıın?
— Annem Kel!me*nin oğluyum.
— Annen Kelime kimin nesi?
— A. sen annemi tanımıyor musun?
— Tanımıyorum ya
— Hani, gözleri kör bir kadı»
elini
vaa..
— Eeee...
— işte o...
_ Peki, baban yok mu?
— Niçin olmasın? Babam da var. amma burada değil.
— Ya nerede?
— Ben bebek iken uzağa git mlş. Yakında gelecek, bana 8-teberi getirecek.
— Babanın adı ne?
____ Bilmiyorum, annem biliyor. amma bana söylemiyor,
— Niçin söylemiyor?
— Küçük çocukların babalık nnın isimlerini öğretmeleri doğru değilmiş.
— Ne güzel gömleğin var! Bunu sana annen mİ alıverdi?
— Annemin parası yok kİ..
— Başka biri m) ah verdi?
* Emine ablam getirdi.
— Hangi Fmine ablan?
— Sen bilmezsin. Bir Yahudinin yanında cariyelik yapıyormuş. Bizim yiyeceğimizi, giyeceğimizi hep o getirir.
— Beni annenin yanına götürür müsün? Ona para vereyim.
____ Senin bize verecek fazla paran var mı? Sen de bizim gibi fakire benziyorsun.
— Hayır, ben fakir değilim, çok zengin bir adamım,
— Peki, gidelim öyleyse.. BUsen, annem sana ne kadai dua edecektir.
Abdurrahman. Yalıudlyl eve götürdü,
Samoel, İçeri girer girmez:
— Nasılsın. banım? di yi sordu.
(Arkası var)
Balıife 6
AKŞAM
23 Aral
AKŞAM /POP
87 kiloda Amerika şampiyonu Louls Heintz Yaşar Doğu İle güreşecektir.
Gecenin en heyecanlı güreşi n| yapacak
Yaşar Dotr
şampiyonumuz
z----------------
1 Haftanın Notları:
Yazan: Adil Giray
Resmî lig maçları
—Amerika - Türkiye-
SERBEST GÜREŞ MÜSABAKASI BU GECE YAPILIYOR DOST AMERİKAN SPORCULARI SERBEST GÜREŞTE TEKNİK BİLGİYE SAHİPTİRLER
Bizde olduğu kadar hiç bir memlekette bu derece gevşek tutulmaz. Futbol inkişafını baltalayan bu huydan vazgeçmeliyiz.
Haftalar var ki lig maçları oynanmıyor. Bir ay içinde arka arkaya beş milli maç yaptık. Resmi maçlar bu yüzden geri kaldı. Milli maçlar bitti, şimdi sıra yabancı takımlara geldi. On beş yirmi gün içinde iki İsveç takımı geldi, gitti. Bugünlerde Avusturya, Yugoslavya, Yunan. İsrail, Hint ilh bir çok diğer yabancı takımların şehrimize geleceğinden bahsedilmektedir. Demek oluyor ki lig maçları daha bir çok haftalar oynanmıyacak.
Lig maçlarının bu derece ihmale uğramasına başka memleketlerde t.': rastlaıı-
Lig maçlarını gelişi güzel Bu sene nlhayetlenmesi şüpheye giren lig maçlarından bir
bahanelerle geri bırakmak.
enstantane
SERBES güreş milli takımımız kıtı gece büyük ve çetin bir İmtihan daha geçirecek. Dünyanuı en sayılı serbes güreşçilerini kadrosunda bulunduran Amerikalılarla yapılacak bu müsabakalar kelimenin tanı mânaslyle büyük bir ehemmiyet taşımakta ve aslanlarımızın elde edeceği netice bütün dünyada alâka İle beklenmektedir. Çankii Amerika-da Greko - Romen güreşler tutulmadığından serbes güreşe çok fazla ehemmiyet verilmekte ve yetişen şampiyonlar da bu güreşin teknik bütün inceliklerim vâkıf bulunmaktadır. Nitekim dört senede bir yapılmakta olan Olimpiyatlarda A-nıerlkalılar serbes güreşte dalma İyi neticeler elde etmektedirler. Bilhassa harbedn evvel serbeste dünya şampiyonluğuna kadar yükselmeleri bunu İspata yarar...
Bu arada hor sene bir Avrupa memleketinde bir sene Greko - Romen, bir sene serbes güreş olarak tekrarlanmaca olan dünya ş ımplyonasma A-merikahların katümad:g!nı burada belirtmek lâzımdıt Yani bizimkilerin dünya şampiyonluğunu kazandıklara müsabakalara — Olimpiyatlar hariç — Amerikalı güreşçiler girmemişlerdir. Bu bakımdan serbes güreşte bizimkiler kadar mahir olan Amerika!iarla yapılacak bu müsabakalar güreş sporunda İsini yapmış olan bir İsveç, bir FLnlândlya karşılaşması kadar ve hattâ ondan fazla e-hemmiyetlldir. Amerikalıların serbes güreş stilleri kuvvetten fazla tekniğe Istlnad etmekte ve Japon güreşi 1le karışık muvazaa* esasına dayanarak yaptıkları oyunlarda cidden muvaffa dolmaktadırlar. Bir kuntn kllnipf d a dünya şampiyonluğunu kazandıkları Berlin oUmplyûtlaMnda kendilerini yakında gfcdü.r,. En ümit edilmedik ve yenileceğin! zannettiğimiz bir zamanda tatbik ettikleri ve bizimkilerin o zaman güreş hocası bulunan Pelllnen'ln bile içinden çıkamadığı mukabil bir oyunla tuş olmaktan kurtuldukları ptbl rakibim tehlikeye sokan ve körüye getiren bu elemanların aradan çok seneler geçtiği için bugünkü vaziyetlerini yakından bilmiyorum. Fakat Amerl-kada bu spora karşı olan alâkanın gün geç’.kçe arttığı malûm olduğu cil-etle yine bu işte mahir olduklarını tahmin ediyorum. Bu ciheti,, bizim pehlivanlara Türkün ananevi sporu olan yağh güreşte ö?ifndikler! sarma kılçık re künyelerle diğer mîlletlerin güreşçilerine kar-
Yazan: Şazî TEZCAN
73 kiloda Celâl Atiğe karşı güreşecek olan Amerikalı Wil-iiam Nelsoı»
şı elde etlikleri üstünlükleri bu sefer Anıerlka.ıiara karşı tatbik ti ederken çok dikkatli bulunmalarım haddim ulmıyarak tavsiye edeceğim Çünkü Amerikalılarda bunların Japon güreşi He karışık mukabil oyunlar vardır. Ve insana göz açıp kapayıncaya kadar gökteki yıldızları saydırırlar. Yani tuşa getirirler.
Kendilerine büyük güvenliniz olan aslanlarımızı İka? mahiyetinde bu satırları karaladım. Otedenberl bizi alıştırdıkları galebe için hepimizin ve bütün Türk milletinin kendilerine dua ettiği şüphesizdir. Allah yardımcıları olsun...
Güreş federasyonu tarafından tertiplenen seçme müsabakalarında oirlnclllği kazananlardan Fehmi — Nasuh — Kemal — servet — celâl — Haydar — Yaşar — Âdil bu gece milli müsabakayı yapacaklar, ikinciliği kazananlardan Ali — şuha - Ahmet — Tev-flk — Ahmet -• AH — Bektaş — İrfan yarın g-cekl temsili, ü-çüncüiüğû kazanarJatdan Sey-fl — Alı — Nureddir — Tev-fik - Mehmet — Bekir — Mah-« mut — Sabri salı gecesi son müsabakayı yakacaklardır.
oynamamak yabancı memleketlerde kimsenin cesaret e-demiyccegi bir hareket gibi telâkki edilir. İngilizler başta olmak üzere futbolun ileri olduğu memleketlerde lig maçları, kulüpleri ayakta tutan, oyun kalitesinin gelişmesini sağlaya n yegâne organizas-
yon olarak kabul edilmiştir. Avrupa federasyonlar, milli takımlarına senede beş, altı müsabaka oynatırlar. Bu vesile ile millî takıma oyuncu veren takımların resmi maçları geri kalır. Diğerleri mutlaka maçlara devam mec-
buriyetindedirler. İngilizler bu bakımdan dünyanın en hassas idaresine daiıîplirler. Onlar milli maç yaptıkları günlerde dahi lig maçlarını hiçbir suretle tehir etmeyi düşünmezler. Esasen İngilte-(Arkası 7 nci sabifedei
Bugünkü maçlar
Ve/a ile O/du muhteliti, Fenerle Admira ka/şıiaşıı/oı

Bu geceki karşılaşmasını zaferle bitireceği muhakkak olan
Celâl Atik
Fransız güreş federasyonu başkanı mahkum oldu!..
Fransız güreş federasyonu başkanı R. Coulon aleyhine profesyonel bir güreşçinin açtığı dâva neticesinde mahkeme federasyon başkanını 300.000 frank ödemeğe mahkûm etmiştir.
Federasyon başkanuıuı. dâva eden güreşçi Legeafın lisansım geri alması bu hâdiseye sebep olmuştu.
Federasyon başkam mahkeme nln kararını temyiz edecektir. Yeni yıla girerken...
Bir iki hafta sonra 1951 yılma giriyoruz. Bu vesile İle 1950 senesi Avrupa şampiyonlarından bir kaçını takdim ediyoruz:
Atletizm:
100 M. Bally (Fransa..
400 m.: Pugh (Ingiltere).
800 M.- Parlett (Ingiltere), 5000 M.: Zapotek (Çek).
110 Manialı Marle ıFransa). Maraton. Holden (Ingiltere). Yüksek; Paterson (İngiltere). Sırıkla atlama: Bryng (İsveç). Giille: Husebj, (İzlanda’
I
Evvelce de bildirdiğimiz gibi bu senekl lig maçlar: tam mânaslyle bir çıkmaza girdi. Sekiz kulüpten teşkil edilmiş bulunan birinci küme kulüplerinden ilk dördü bir taraftan ecnebi takım getirtmekle ve diğer taraftan milli maçlara oyuncu vermekle olduğundan ekiplerini formda tutabilmekte, halbuki beri tarafta diğer dört kulüp mac yapamadığı için bütün çalışmaları yalnız İdmanlara İnhisar etmektedir. Aynı zamanda ecnebi takım getirten İlk dört kulüp para bakımından da kulüplerine fayda sağlarken diğer dört kulüp parasızlık içinde kıvranmaktadır Bu mesele birinci küme kulüplerini İkiye ayırmış ve yapılan şikâyetler üzerine alâkalılar nihayet harekete geçerek bir hal çaresi bulmuşlardır. Memnuniyetle haber aldığımıza göre büyük kulüpler de hüsnü niyetle davranarak lig maçlarının tehiri esnasında getirttikleri ecnebi takımlarla yaptıkları karşılaşmalarda diğer dört kulübe hasılattan bir hisse ver-
şehrimize bir Icaç tane daha ecnebi takım geleceği öğrenildiğinden lig maçlarının ne zaman başlayacağı henüz malûm değildir...
Geçen hafta Avusturyanm Admira takımının yapacağı maçlardan bahsetmiştik. Evvelce tesbit edilmiş program gereğince Adın i ra bugün Fenerle. yarın Beylktaşla oynayacaktır. Fakat bu arada ay başındi' Ankarada İtalya ordu takımı He yapacağı maça uzun miiddet-tenberl hazırlık yapaıı ordu muhtelitinin kulüplerimize yaptığı teklif kabul edildiğinden Admira maçlarından evvel ordu muhtelitimizin bugün Vefa, yarın Galatasarayla karşılaşması takarrür ettiğinden haftanın maç programı zenginleşmiştir. Bu vaziyete göre bugün İnönü stadında saat 12.30 da Ordu muhteliti . Vefa. 14.30 da Admira - Fenerbahçe, yarın yine aynı saatlerde Ordu muhtelit! -Galatasaray. Admira - Beşiktaş karşılaşacaktır.
Ordu muhteliti esas İtibariyle kuvvetli bir ekip halinde gözük-
meyi kabul etmişler ve bu ku-1 mektedîr. Takımda Fenerbahçe-lüpler de liglerin tehirine rıza den Erol, Beşiktaş’.an Eşref. Re-göstermişlerdir. Bu anlaşmadan cep, Fahreddin, Î2mlrden Erdo-sonra önümüzdeki haftalarda ğan, Necdet. Ankaradan Refik.
bulunmaktadır. Bu bakımdan Vefalılar, karşılarında ciddi bi rakip bulmaktadır. Ad-mira’ya gelince, bu ekip Yunan Enesls takımından sonra şehrimize en fazla gelen ecnebi ta-k.mdır. Oyunu bizde çok tutulan bu ekip bundan evvel 1927. 1936. 1942 ve 1949 da olmak üzere dört defa gelmiş ve çok iyi neticeler almıştır. Bu seyahati beşincidir. Hâlen Avusturya lig maçlarında beşinci vaziyette bulunan bu lakımda milli kalecilerden ve B milli takımın esas kalecisi Zlm-merman, millî takımdan sol müdafi Gerhart, santrhaf Kla-zel, solLç Habitzel bulunmaktadır. En meşhurları milli takımın en acar oyuncusu Hnbltzeldir.
Admira İle yapılacak maçlarda takımlarımızın tam bir form da olduğu İddia edilemez, çünkü geçen hafta İsveçlilere karşı gerek Galatasaray ve gerekse Fenerbahçenin çıkardıkları kifayetsiz oyunlar meydandadır. Bu bakımdan son zamanlarda çok kuvvetli bir hale gelerek yine Avrupanın en sayılı futbol otoritesi mevkiine çıkan AvusturyalIlara karşı temiz birer oyun çıkarmak gayemiz olmalıdır.
ŞazI TEZCAN
Cumartesi günleri verdiğimiz magrazın sahi fesi yarınki nüshamızda
çıkacaktır.
Bugün İlk maçını Fenerbahçe ile yapacak olan Admira takımının oyunculun
■ p
23 Aralık 1950
■i R 3 A M
Sabite 1
PerusüGU
^lağa kaldınloşı
Yazan: Senned Muhtar ALUS
^izcn^^ŞalihJERİMEZ^
VAKA 1384 te olmuştur. O tarihte, CatMada tramvay cad* desinde komik Arifin tnlöal oynadığı (Avrupa Tiyatrosu) adında bir bina vardı ki hâlâ durur; şimdi galiba fo-ttnbağı fabrikasıdır. Bu tiyatroda kantoculuğa siftah e-den. Birinci Cihan Harbi mütarekesine kadar İhtiyar yaşında bile sahnede arn dldâr eylemekten geri kalmayan meşhur kantocu Peru» kumpanyaya dahilmiş. O uman genç, balık eti, dilli er; ortalığı yakıp kavuruyor.
Yafanın geçtiği IBM senesinde en çok rağbet gören, en çok müşteri çeken «Avrupa tiyatrosun sun kapısı. Günün her saatinde kap m tu önüne biriken halk merak ve helecanla afişleri okuyor, ilânda bildirilen yenilikleri, sürprizleri aralarında münakaşa ediyor.
Resmi lig maçları
(Baştarafı G ncı sahifede) rede millî maçlar hafta içinde, ekseriyetle çarşamba günleri oynanır. Son İskoçyn -Avusturya karşılaşma sının, geçen hafta çarşamba günü 70.0OT seyirci önünde oynanmasını buna en yakın bir misal olarak zikredebiliriz.
Yabancı memleketlerde lig maçlarının bir hafta tehir» bütün kulüpleri binlerce lira zarara sokar. Oralarda kulüpler bütün masraflarını lig maçlarında elde ettikleri hasılat ile karşılarlar. Kulüplerin yaşaması liglerin devamı ile kabildir. Hele yabancı takımların ziyareti vesilesiyle resmi maçların geri bırakılması hiç kimsenin aklından bile geçmez. Bu gibi maçlar hafta içinde oynanır. Bizde olduğunun aksine olarak pek az seyirci ve çok az hasılat yapar.
Geçenlerde Varisle oynayan meşhur bir Brezilya lakımı hafta İçinde oynamış, ancak beş bin Hra kadar hasılat yapmıştır. Halbuki dört çim sonra aynı sahada oynanan resmi bir Ug maçında kırk bin Liradan fazla varidat elde e-dilmiştir.
Yazımızıu başında kaydettiğimiz gibi bizde en ufak bahanelerle lig maçtan geri bırakılmaktadır. Bu yüzden bir çok takımlar aylarca maç yapmaktan mahrum katmaktadırlar. Bu da açıkça ispat ediyor ki idarecilerimiz senelerdenken Ug maçlannın ehemmiyetini takdir bahsinde bir anlaşmaya varmış değillerdir.
Bir zamanlar İstanbul fııt-folünü İdareye dfıvet edilen (Nuri Bos ut) arkadaşımız bu bakımdan şayanı takdir Mr olgunluk göstererek lig maçlarını ciddî bir intizama sok-
Foroz o çağlarında körpe, edalı, nazlı. Kara kaşlar, kara Közler, telem-; peyniri ten, gerdanında ben, bir içim su yosmalardan. Gala tay* gelip giderken sarsılmamak İçin arabaya binmiyor, pırıl ptni sedyeye kuruluyor. Yolda gidip gelirken gençler kadar yaşlı başlı adamlar da hayran hayran
muştu. Onun İdaresi zamanında bugün olduğu gibi sık sık maçların geri bırakılması bertaraf edilmiş gibiydi. Bu yüzden resmi maçlar alâka toplamağa da başlamıştı.
Katiyetle bilmeliyiz ki resmî lig maçlarının şaşmaz bir intizamla devamını bir yoluna koymazsak Türk futbolunda görmek istediğimiz ıreliş-rneyi çok gfeifcUrınbf oluruz.
Futbol Federasyonunun işi rainiz millî maçlar tertiplemek değildir. Asıl vazifesi memleket içi çalışmayı kontrol ve in Lirama sokmaktır. Biı, bugün böyle idarecilere çok mnhtacuE. (
KNAPP
C.mb.rtB»».*»’»*»
kendisini süzmekte. Fakat haspanın kimseye aldırdığı, kimseye yüz verdiği yok.
Evvelâ oynanan paınfominıaya, bir perdelik komc/yaya iştirake tenezzül etmez, kantoya davudi sesiyle söyler, hayranı seyirciler şanoya çiçekler, buketler yazdırırlarmış.
Tutkunlardan mirasyedi beylerden meftunu çok; kabadayı Reçinen sicilli sabıkalılardan belâlısı da knç tane: Meselâ Çeşmemcydanlı Aşİr, lirazatalıı Rahmi, Makinist Ferhat, Bıçakçı Prtri her gece tiyatroya dcvunıdaiar.
(Arkası yarın)
İSTANBUL RADYOSU
Öğle ve akşam programlan
12.57 Açılın ve prcjjramluı
1300 Haberler.
13.15 Damı mUzJffı Fİ.
1330 Radyo aalo(ı orkerirjsı konacd 1446 Snrkılur Oıcuvan: AJ3edilin Yavaşça.
14.45 HaClznın s.vıgranvr
15.00 Snlon tanseı orictziıcıı lodan müzik PL rik Pl,
İS.IO Türküler.
1520 Admlra - Het'ktij -tnaçaun İnönü stad ~r.dk n naklen yayını
15.45 Şevlimi; o-rln P| 18 10 Saz ezerleri.
17J0 Dam mduıj, PL
16.40 Saz ezerleri - '
17^0 Dan» mOzlgi Pl,
17J5 Yurdun be> IrCjferintfcn deyişle ve lUrtrtlrr
1" 45 Kayıp mektupları.
J7 50 Rmlyj KlXaK TUlfc m’lMJtlil birliği konum.
13J0 Caz şarkıları
10.00 Haberler.
19.15 Kıta şehir Haberleri
îajO Caz mantı.
15.40 Şarkılar. Şuran Güven.
30.15 Radyo (#MI«I.
3030 Şarkılar. Okoyanl Muştala Ko-
30.50 Konuşma.
2J,oo TOridiye - Amerika mil» arOras) mazabakalnnnını Spor ve Sergi zararından naiden yayını.
MM Kapanıp,
ANKARA RADYOSU
Öğle ve akşam prögramlarl
İtli - 1X15 Asker Miall:
ma
Huıvyl
57
ROFLUK
Çlnft en
Çift en
Çift en •
Fantezi Ka.nefa I Simli Kamefa :
çift en
Avrupa
TÜRKİYE jş BANKASI
12.15 Memleketten selâm
1220 Anıeerin Istecitgi hava Ur.
13.00 Haberler.
13.15 jKMsik. saz esetltrl
1320 öğle gozetcet
13.45 ŞarkDor.
14 M Radyo salon orkestrası.
1420 Hafif cartalar Pl.
14.55 Spor lınberleri.
15.00 Kayıp mektupları. Hava raporu ■Aksam procramı ve kapanış.
10,50 'AÇİİIS ve pregram.
17.00 Çocuk saati
18.00 M. S. oyarı ve Dans müziği Pl.
18.30 Şarkılar. Okuyan: Sadi Hoşre».
10.00 ıM. S, ayan ve Halleri er.
10.15 Tarihten bir ynpraz.
111.20 Yurttan »esler.
10.45 Radyo Ut logılisc*
30.00 Uvertürler Pl.
2015 Radyo gazetesi
2030 Serbest «ast
30 J5 İncesaz iNLbavent Culı)
İ21J5 Müsik- ra
31.35 raim nJdntlsrı sfiyibror PL ÎS00 Kontryma.
82.» Şarkılar, acuyan: RadJ'e Er
22.45 M. S. ayarı ve Haberler.
231» Dansa darüt PL
2330 Program ve kffpaıj.
0 — Lira
8.75
fiil 75 İLİK.— ıe—
>
TAYYÖRLÜK
Tiberyan
Panama
Oabarflin
Korci Fani asi çizgili
ERKEK KOSTÜMLÜK
10,— 18—
19— 23—
22— 28—
Hu Ol Fas
Avrupa diviti t
Kulu)
Bu münasebetle mütemadiyen takviye edilen yeril ve Avrupa erkek kumaşlarımızı görmenizi tavsiye ederiz.
Kuma^^thalâtJLA^^alıçekaprilo^8-3^34Eski(KULA)
KÜRK MANTO
Amerikan malı yeni VLzon-Muskfat kürk manto saldıktır. Maçka Teşvikiye caddesi 128 No. ikinci kat, hergiin 14 e kadar görülebilir.
İstanbul ger.el meclisi sayın üyelerine
İstanbul vali ve belediye başkanlığından:
İstanbul genci meclisi 22/12/1850 tarihinde sona tren fevkalâde toplantıda ruammeye dahil İşleri tamamen müzakere edip karara baftlıyamadığı gibi ayrıca genel meclis üyeleri tarafından kanuni tarlfalı dairesinde hastaneler mevzuu İçin fevkalâde toplantı talebinde bulunulmuş olduğundan 26/12/1950 salı, 29/12/1950 cuma, 2/1/1951 salı. 5/1/951 cuma, 9/1/951 salı günlerinde meclisin tekrar fevkalâde toplantıya d&vetl kararlaştırılmıştır.
Sayın üyelerin 28/12/1850 sal» günü saat 15 ta uencl meclis salonuna teşrifleri rica olunur,
GÜNDEM:
1 _ Hal tarifesi,
2 — Otoparkların ücret tarifesi,
3 — Elektrik, Tramvay ve Tünel İşletmeleri umum müdürlüğünün 1951 bütçesi.
4 — Elketrlk, Tramvay ve Tünel İşletmeleri. U, Müdürlüğüne iki murakıp seçilmesi,
5 —Belediye hastanelerinin sureti İdaresi,
6 — Prost’un mukavelesinin temdit edilip edilmeyeceği 17813

ZARİF BİR ■■■■■&
ARLONİ
SAATİ |
SiHHB Hediyelerin en değerlisidir. IBBSBV
Satılık otobüs
ÜSKÜDAR - KADIKÖY VE HAVALİSİ HALK TRAMVAYLARI T. A. ŞİRKETİNDEN:
Yerine yenisinin alınması münasebetiyle Servisten çi- | karılan 94d modeli Ve 3188 plâka sayılı l numara Chevrolet otobüs satılığa çıkarılmıştır.
Satış 28/12/950 perşembe günü saat 14 de ŞlrketK Bağ-larbaşı Deposunda yapılacaktır. Muhammc- t bedeli 6000 liradır, İstokHlerlr 450 liralık teminatla mtıayyec giln ve saatte hazır bulunmaları ye Otobüsü görmek ve İzahat almak İçin tevazır» Müdürlüğüne mûrcaatlıuı lâzımdır.
Asistanlık imtihanı
ilâhiyat fakültesi dekanlığından:
Fakültemiz «İslâm Sanatları Tarihi» kürsüsü İçin bir asistan alınacaktır.
Aranılan şartlar: Ankara üniversitesi Asistanlık yönelmcnli-ğlnhı. 4. maddesinde yazılı Vâsıflardan başka:
a) İstanbul Edebiyat- Fakültesi Sanat Tarihi Enstitüsünden, İstanbul veya Ankara Üniversitesi Arkeoloji veya Tarih şubelerinden mezun olmak.
Sınav:
1 — Yabancı dil
2 — Sanat tarihi
3 — Eski metinler okuyt.p tınlamak) den yapılır.
Sınav 20. Ocak. 1951 cumartesi gilnii saat 10 da Fakültede yapılacaktır.
İsteklilerin dlplomalanyle birlikte girecekleri yabancı dili de açıklayan bir dilekçe Ue 19. Ocak. 1951 akşamına kadar Fakülte Dekanlığına başvurmaları. 17558
Yugoslavya’da Malları Bulunan Vatandaşların Dikkat Nazarına: Sayın mal sahiplerine
İki mümessilin seçilmesi için Bakanlık tarafından sîzlere müracaat edilmiş bulunulmaktadır. Bizi çok yakından alâkadar eden mallarımızın tazmini ile alâkalı mühim bir mevzuda seçilecek olan mümessillerin üzerinde gayet titiz ve dlkkutll olmamız İcap eder. Mukadderatımızı ellerine tevdi edeceğimiz şahısların bütün mülâhazaların fevkinde şayanı Itlmad kimselerden olması icap ettiği gibi. Yugoslav mevzuatına âşinâ emlâk ve arazi kıymetlerinde vukufu olması menfaatimiz İktizasındandır. Demeğimiz bu hususta a-şagıda kimleri yazılı namzetleri mal sahibi vatandaşların takdir ve tasviplerine saygı ile arzederlz.
1 — ENVER MALİK OTOVA: Manastır eşrafından Malik Hacı Mahmut beyin oğlu ve Manastır sabık Belediye reisi Ömer Şükrü beyin damadı.
2 — MUZAFFER ALP: Üsküp eşrafından sabık Belediye Reisi Mehmet Reşat beyin oğlu ve Taşlıca eşrafından Muhammedi Koı-yenik beyin damadı.
YugoslavyalIn emval ve matlûnıbatı bulunan vatandaşların haklarını koninin derneği
İstanbul 3 üncü icra nıemar-luğundan: 950/3SM
Rehinli ve 55 Oo hra değtrh Enternasyonal marka müstamel kamyon İle Vangardl marka ive 3940 plâka sayılı ve 1000 Hra değerli diğer bir kamyon, ve yine Bcdfort markalı vç 4453 plâka stıyıh ve 3900 iira değerli kamyon ve yine Tempo markalı ve 4307 plâka sayılı ■ müstamel ve 4800 Jira dedril rdiğpj. bte kamyon ve yine Temi» markalı 4368 plâka saydı ve 4000 lira, değerli diğer bir kamilin Taksimde Valide Çeşme caddesinde 171 No. 11 Atlas garajında 26.11.950 sah günü saat 12 den 13 e kadar acık arttırma He satılacaktır.
O gün verilecek bedeller muhammen kıymetlerin yüzde 76 şinl bulmadığı tekdirde, ikinci arttırması 29.12.950 cuma günü ayni yerde ve ayni santte ya-pıl.ıcakdır. îsteldilerln mahal-ıllnde hazır bulunacak memura müracaatları ilân olunur.
(17700»
■______________________________________________________________________
23 Aralık 1950
Eanlfa
AKSAM
Goldfitted O m e g a’nın piyasaya çıkmasına kadar, kaplama altının ömrü mahduttu. Bu vaziyet artık değişmiştir. Bundan böyle kaplama tabakanın yerini hakiki bir altın tabaka alarak Goldfilled O mega saati rekor denecek derecede yani 80 mikronluk bir koruma sağlamaktadır. Bu nispet hergiin çalışmak şartı ile bütün bir hayatın icap ettirdiğinden bol bol fazladır. Sertliği, bozulmazltğı ve fevkalâde iltisak kabiliyeti sayesinde haddeden geçmiş Goldfilled zırhı ebediyen parlaklığını muhafaza eder. Binaenaleyh bir Goldfilled e malik almakla altının cazibesini de taşıyan bîr hassas O m e g a saalına sahip olursunuz.
Laboratonriurımn favsl-' wcsl «zeri ne O m e o a biıttin piyasa ua kıui’ietli «dalların ucni bir sınıfını (eskil eden lüks saat zarflan arz etmektedir. 14 karallık Goldfilled O m e o a saati, erkek terkine t>c kadın modasına uuaun fürlii tekit terde imâl edilmek te dir^
tÜRKİVCDE SATIŞ DEFOSU ■
J&K 0 EK ALO ve ORTAKLARI
TAHTAKAlE 51 ■ İSTANBUL

&
O M EGA DÜNYA İTİMADINA HAİZDİR
iTOnnlve umum deposu; bahçekapi, kutlu h*w "•
SATIŞ YERLERİ:
RANGULtS GAHÎFALU: Beyoğlu istiklâl Cad. 205 TEVFİK AYDIN: Eminönü Meydanı 4/«
Y. PANGİRtS ve S. SAVAİDİS: Galata Köprü Cad. 7 İSVİÇRE PAZARI: Bahçekapı Hayrl Efendi Cad. 11
ALMANYANIN EN BÜYÜK Bisiklet ve Hafif Motosiklet Fabrikası
ftRICKE ÜSTÜM KALİTELİ BİR BİSİKLETTİM
Piyasaya araetmekle iftihar duyduğumuz bu bisikletler dünya sergilerinde en üstün bisikletler sınıfına geçip madalyalar kazunmışUr-Hâîcn dünya piyasalarında
ö^âCKE
Eli üstün Alman bisikleti diye vasıfiandırılnıaktadır. Turklyede satış deposu:
JAK OEKALO ve ORTAKLARI
YÜKSEK KALORİLİ, BOL VİTAMİNLİ ARI UNLARI YAVRUNUZUN BESLENMESİ1
İÇİN EN FAYDALI GIOADIR.
İ’ÂRI i
E UriLARi ;
Berber, marangoz, boyacı aranıyor
Haydarpaşa Numune hastanesinden:
Taliplerin bonservisleriyle birlikte Haydarpaşa Numune Hastanesi Baştablbllgine müracaatları. 17513
Vitamin C, ve kininli
SATILIK
Azimet dolayıslyıt bir çift
büyük Gardrop bir tuvalet ve iki gece masası, Ingiliz mamulatı mavun masif İn-
gilizce ve Fransızca hukuk ve muhtelif edebi eserler
Bohem lâmbalar, tablolar
ve muhtelif eşyalar Her gün 15 den-20 ye kadar Ni-
şantaşı
^98 MMEUH
SAKALINIZA KARŞI
HER ÇÜNKÜ PASİF SAVAŞINIZDA
EN KUVVETLİ KOZUNUZ
alamitİ ra«iKA
KER PLAY
TRAŞ BIÇAKLARIDIR
kullananlara sorunuz
RADYOLAR PİKAPLAR
ILftıTKlK SLHKGELEKİ SİOHECI, HQOAV£NDlG*a
CaOoeSİ.ho «S.IStahbul
^şkttidctir^lrİQİhnhTrL2l®^
ÇAMAŞIR MAKİNELERİ
... ->
PROTEJİM
kanık Ekzema ve
Frengi ve Hclsııfııkluğunun teminatlı bir KuruvuruAtıdur.
kanık Ekzema ve cilt yaralarına fevkalâde iyi trelir.
her mevsimde SOĞUK ALGINLIĞI
NEZLE ve GRİP’ten korur.


Comments (0)