AKŞAM
Her gün 8 sahife
AM
Gerber’s
En faydalı
Çocuk MAMASI
Büyük bakkaliye mağazalarında bulunur.
Sene 30 — No, 10605 — Flatt her yerde 10 kuruştur.
CUMARTESİ 24 Nisan 194S
Sahibi: Nccmeddin Sadak — Yazı İşlerini
fiilen İdare eden: C. Bildik — Akşam Matbaası
Hayfa muharebesi tafsilâtı
Din dersleri
Milli takımımız galip geldi
Hayfa şehrinde Arap mukavemeti sona erdi
Raporun ikinci kısmı salı günü Grupta görüşülecek
Muhacimlerimiz çok güzel oynadılar
Londra 24 (Radyo) — Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi dün toplanmış ve Fiilstlnde bir mütareke akdi teklifini görüşmüştür. Amerika murahhası, mütareke müzakerelerine ve akdedilecek mütarekenin tatbikine nezaret etmek üzere Kudüs'te soloslukları bulunan Fransa, Be ve Amerikan murahhaslarından komisyon kurulmasını, komisyonun dört eünde Güvenlik Konseyine raporunu ve sonra da muntazaman malûmat vermesini istemiştir. Suriye temsilcisi hükümetinin böyle bir komisyona iştirak etmlyeceğlnl beyan etmiştir.
Fllistlndekl İngiliz yüksek komiseri Arap ve Yahudilerle müzakerelere devam etmek imkânı bulunmadığını vc Nevyork'takl Arap yüksek komlte-Bl ve Yahudi ajansı temsUcilerlle müzakereye girişilmesini blldlrmlştr.
Yahudi ajansı temsilcisi Sertok, Yahudllerln mütareko akdini İstedikleri ve Araplar razı olursa Yahudlle-ria mütarekeyi kabule hazır bulunduklarım söylemiştir.
Arap yüksek komitesi namına Salt Cemal Hüseyni, mütareke Fiilstlnde her türlü siyasi ve askeri faaliyet! durduracaksa Arapların teklif edilen mütarekeye muvafakat edecekleri, fakat Yahudlier, Fiilstlnde Yahudi devletinin kurulduğunu ve 1« mayısla İşe başlayacaklarını beyan ettiklerinden Araplardan mütareke İstemek abes olacağı cevabını vermiştir.
İngiliz yüksek komiserinin Hayfa muharebesi hakkında ropru
Londra 24 (Radyo) — FlllstlndeH İngiliz yüksek komiseri Hayfa muharebesi hakkında kİ raporunu göndermiştir. Komiser raporunda Hayfa savaşının Arapların Yahudllere yaptıkları mütemadi hûcumlaın bir neticesi olduğunu. İngiliz askerlerinin bu muharebeyi durdurmak İçin ellerinden geleni yapmış olduklarını v« ta-mamile tarafsız kalarak İki muhatımdan hiç birini İltizam etmediklerini. Arap zayiatı ve Hayfa’dan kaçan Arapların miktarı hakkında verilen malûmatın mübalâğalı olduğunu bildirmektedir.
Filis tindeki tnglUz komiseri general Cunningham
Savaş gece yansınasın blrAz sonra İngiliz kıtalarının gelirin yeni ticaret merkezindeki güvenlik bölgesini terletmelerinden sonra başlamıştır. Yahudi hücum kıtaları üç istikametten ilerlemişlerdir. Bir birlik İn g iliz -lertn terketmlş olduğu meralleri İşgal etmiş, başka bir birlik Arap mahallesine taarruza geçmiştir. Üçüncü bir birlik ise kuzey doğuya hücumda bulunarak kuzeye ve Akkâ’ya giden yolu kesmiştir. Karmel dağına yerleştirilmiş olan önemli miktardaki mlt-ralyöz ve havan topları Arap mahallesini kesif bir ateşe tutmuştur. Yahudllerln taaruzunu idare etmekte olan şahıslar otomatik silâhlar ve el bombalan İle mücehhez bulunmaktaydılar'.
YahudUer bütün stratejik noktalan ellerinde bulundurduktan için bir Imütareke teklifinde bulunmuşlardır.
(ArKası s ahi fe 2: sütun 6 da)
Ankara 24 (Telefonla) — Din öğretimi hakkında C. H. P. Gru-pu komisyonu tarafından hazırlanan raporun ikinci kısmı sah günü Grup Genel Kurulunda görüşülecektir. Raporun İkinci kısmı İmam - hatlb okulları masına dairdir. Komisyon
okulların diyanet İşleri tarafından açılmasını kararlaştırmıştır. Ancak bir kısım üyeler, bu karara muhalif kalmışlar ve bu okulların Millî Eğitim Bakanlığı tarafından açılmasını ileri sürmüşlerdir.
Raporda bundan başka üniversitelerimizde İslâm ve İlâhlyat fakülteleri açılması da tavsiye edilmektedir. Bu hususta komisyon lığı
Almanya meselesi
ayrı-
Londra’da görüşülmesine devam ediliyor
Arkeoloji ve Topkapı müzeleritörenleaçıldı
Daeelliler, 1 opkapı müzesinde teshir edilen eserleri takdirle seyrettiler
KARANLIK YOL
Di K KATLER
Müdür Tahsin Öz, porselenler hakkında davetlilere izahat veriyor [Yazısı ikinef sahifemizde]
AŞK VE MACERA ROMANI Yazan: NİHAL KARAMAĞARALI
Bugün başladı
4 üncü sahifemi2dc okuyunuz
Londra 23 (A-A) — Altı devletin iştiraki ila Almanya hakkında yapılan müzakerelere bugün öğleden sonra İndla Offlce'da devam edilmiştir. Saat 14 da açılan oturum, saat İS de kapanmıştır. Murahhaslar, salahiyetli mahfillerde söylendiğine göre Fransa, Belçika, Hollanda ve Lüksemburg murahhaslarına yarın, saat 10 da açılacak olan daimi beşler komitesinin tik oturumunda hazır bulunmak İmkânını vermek üzere çalışmalarını pazartesiye kadar tehir etmeğe karar vermişlerdir.
Lancasler House'da açılacak olan beşler komitesinin oturumu gallb bir ihtimalle öğleden sonraya kadaT devam edecektir.
AtLna 23 (AA) — Türk ve Yunan milli futbol takınılan bugün saat 17.30 da Atlnaıun Panatlnaikos stadında 30 bini aşan bir seyirci kütlesi önünde karşılaşmışlardır.
Statta şimdiye kadar görülmemiş mahşeri bir kalabalık maç saatinden çok evvel toplanmış bulunuyordu. S ta d dışındaki bütün binalar, hattâ ağaçlar üzerinde de bir o kadar kalabalık maçı takibe çalışıyordu.
Şeref tribününde Türk - Yunan birliği başkanı Sofokles Venizelos İle Türkiye büyük elçisi Ünaydın, Yunan
Haberler Bakanı Baltacı, partiler şef-lerl ve diğer resmi şahsiyetler yer almışlardı. Türkiye büyük elçisi şeref tribününe girerken halkın coşkun 11-taşlariyle karşılandı.
Saat 17.30 da beynelmilel hakemlerden İtalyan Cenarozzo sahaya gelerek takımları davet etti. Her iki takım milli formalariyle ve sürekli alkışlar arasında sahaya çıktılar. Milli marjların çalınmasını müteakip mutat seremoni yapıldı ve pek az sonra da gerek seyircilerin gerekse oyuneu-
Mrfcojı sahije 2; sütun 5 te)
23 Nisan bayramı şenlikleri
Taksimde yapılan törene iştirak eden minimini yavrularımızdan bir grup [Yazısı ikinci sahifemizde]
Created bv free version of 2PDF
Hayfa muharebesi tafsilâtı
.ulita 23 (A.A.) — INafen): Bütün gün devam eden Hayfa savaşı sırasında 400 Arabm ölmüş olduğu v» ^’lercesinln de yaralandığı bildirilmektedir. Dün akşam YahudUer İngiliz kıtalarının elinde bulunan liman mahallesi hariç olmak üzere bütün şehri işgal elmiş bulunuyorlardı. Ha-ga..ah 3000 kişinin esir edilmiş olduğunu bildirmektedir,
Arap liderleri bugün bölgedeki İngiliz komutanı general Stoekvvell İle görüşerek halen şehirde bulunmakta olan Arapların tahliyesi İşini müzakere edeceklerdir. Kıyıda muazzam bir kfltablık vardır. Dün de binlerce Arap mültecinin sevkedilmlş olduğu kuzey bölgelerine kendilerini götürecek olan gemileri beklemektedirler.
Dün bir savaş sahası haline gelmiş o^Mı Hayfa'da ufak tefek bazı çarpışmalar dıaha olmuşsa da Arap mukavemeti sona ermiş addedilmektedir. Hastaneler tamamlle yaralılarla dolmuş olup bJr çok sıhhi yardım merkezleri vücuda getirilmiştir. İngiliz tahliyesinin belli başlı köprübaşı olan Liman mahallesi deniz piyadeleri ve hava yolu İle nakledilmiş olan . bir tümen v* dl&r askerî birliklerle ■ muhafaza edilmektedir. İngiliz bir- ' İlkleri bundan başka Liman mahallesini Karmel dağı bölgesine bağla- j makta olan yolu da ellerinde bulun- , durmaktadırlar. .

Terkibi bakımından, temizliği ve fiati bakımından kontrolsuz demokrat gıda: Silivri yoğurdu!
Günler Geçerken.
Besliyemedik, öldü
Ankara 24 — Burada Fransız 1 konsoloshanesi kilisesinin duvarı lanna «Orak - Çekiç» resmi çi-
• zerken yakalandığını evvelce
• yazdığımız 16 yaşındaki Piyer □aseryan adındaki Ermeni gen-
■ cinin sulh yargıçlığında ifadesl-r nin alınmasına devam olunmak-ı tadır, Şehrimizde büyük bir ilgi uyandıran bu dâvanın ikinci duruşmasına pek yakında başlana-, çaktır.
Piyer Gaseryanm poliste verdiği ifadeye göre sanık, babasının ölümü üzerine beş sene evvel Marsllyadan anneslle birlikte memleketimize gelmiştir.
, Sanık, sulh yargıçlığında verdiği ifadede kendisini Sovyet basın ataşesi Aleksi İsayefe Bel-vü Palas otelinin kolacısı Ago-bun tanıştırdığını söyledikten sonra demiştir ki:
«— Aleksinin bana vereceği vazifenin, sefarethanede bir garsonluk olduğunu zannetmiştim, ilk zamanlarda verdiği vazifeleri yaptım. Sovyet memurunun bana verdiği vazifeler arasında Cebecideki motörhi birliklere ve tanklara ait tesislerle Etimesut-taki uçak hangar ve benzin de-
polarını sabotaj suretile berhava etmek İşi de vardı. Bu arada da: «İyice düşiin, taşın, yapıp yapa-mıyacağını bildir» dedi. Bunun üzerine durumu iyice düşündüm. Adı geçen askerî tesislerin bulundukları yerleri gezdim. Buraların süngülü askerler tarafından muhafaza edilmekte olduğunu görünce korktum. «Eğer bu işleri yapamazsam başıma bir felâket gelir» diyordum. Orak -Çekiç resimleri yaparken yakalanmak, bu suretle Rusların elinden kurtulmak İstiyordum. Böy-lece, dedikleri resimleri ve yazılan yazarken yakalandım, Yakalanışım, kendi, isteğimle olmuştur ve sırf Aleksinin elinden kur-| tulmak içindir.»
Cereyan eden tahkikat sırasında öğrenildiğine göre kendisine bu işleri yapmak vazifesi verilen Piver Gaseryana, Fransız Dışişleri Bakanı Bidault’nun Tür klve'ye gelmek İhtimalinin mevcut olduğu söylenmiş ve geldiği takdirde Ankara Palasta bir suikast yapması vazifesi de verilmiştir.
Tahkikata devam olunmaktadır.
— Tiirkiyeye bir mevsimde kavun, öbür mevsimde yoğurt yemek için gelinse sezadır!
Bu sözü yazlıkçı ecnebiler vak-tile söylemişlerdi. Bereket hilesini bilmiyoruz da kavunlarımızı berbat edemiyoruz. Fakat yoğurtları perişan edip bıraktık. En hileli yoğurt çıkaran nusta». en makbul sayılıyor; daha ilstün ücretle tutuluyor.
Çatlak kaymaklı yoğurtların toz toprak altında nakilleri de ayrı facia halini almıştır. Her sabah Marmara sahillerini takiben köprüye 8,35 te gelen vapurda, ayak altına hemen oracığa konulan lenger lenqer Silivri tipi yoğurtların üzerleri tamamen açıktır. Kirden âdeta siyahlan-mistir. Bu yalnız bir tek misal. Bütün imalât, bütün nakliyat, bütün‘perakende satışlar, hep böyle kontrolsuzdur: Terkibi bakımından, temizliği bakımından, Halleri bakımından kontrolsuz: GU kuruşa satılabilirken bazı yerlerde 120 ye... Halbuki, bu mevsimde, en fakir halkın belli başlı gıdası yoğurttur.
Ey Belediye kontrolü!
Acep sen handesin kande?
Bir haber okuduk: Devlet Denizyolları idaresinin vapursuz-luk yüzünden durdurduğu İstanbul - İskenderiye seferlerini şimdi Hidivlye şirketi yapacakmış. Yani tıpkı istibdat ve Meşrutiyet devirlerindeki gibi yine o hat üzerinde bizim bayrağımızı taşıyan vapur yok! Yine o Hidiviyelerl Eski tas, eski hamam! Kırk yıldan beri bir adım ileri atamamış, hâlâ muntazam bir İstanbul - Mısır servisi kuramamış olan Denizyolları idaremiz için ne acı âkıbet! Fakat acayibi şudur ki istibdat ve Meşrutiyet hengâmelerinde bu lıat işlemezdi amma idarenin de sesi sadası çıkmaz, idare başındakiler övünüp böbürlenmezdi; dilini tutar, otururdu. Hükümet ricali de Devletin ticareti bahriye siyaseti olduğundan dem vurmadığı gibi tabiatile iddialara ve bayramlara da kalkışmazdı.
Demek ki çeyrek asırdan beri Denizyolları idaresi sadece Türkiye - Mısır seferini başaracak vaziyete bile ulaşamamış. O hat ki yarısı kendi denizimizden, kendi şehir ve limanlarımızdan geçer; âdeta kendi yolumuzdur. Son harb biter bitmez ilk iş olarak bir İskenderiye seferi kurulduğu zaman ne kadar sevinmiş, ne hoş ümitlere- kapılmıştık. Suriye ve Filistin önlerinden geçen bu yol yalnız ticaret bakımından değil, siyaset ltıbarile de pek ehemmiyetli İdi; çok lüzumlu bir propaganda vasıtası idi. Ne yapıp ve nelere başvurup kesilmemesi İcabetlerdi. Marsilya yolunu tercih ettik; yani döviz kaçakçılığı, kürk ve lavanta ithali yolunu! Yazık... Üç gün sonra Hidivlye vapurlarından biri, bizim kısa bir müddet işletip vapursuzluk, daha doğrusu İdaresizlik yüzünden ara verdiğimiz seferlere başlayarak limanımıza ve Denizyolları binasının karşısına demir attığı zaman hepimizin mahzun olacağına şüphe etmiyorum. Eğer o vapur demir atarken blzlmld de İskenderiyeye gitmek üzere demirini alsaydı ne derece memnun olacaktık!
Lâfla peynir gemisi yürümez, derler. İşte — peynir gemisi olmamakla beraber — bizimki de İskenderiye yolunda yürüme? oldu. Millet Meclisine kadar akseden Denizyolları fırtınası da cabal
Refik Halid KARAY
Sabite 2
l-HAFTA SOHU NOTLARI^
■ AKŞAM
Şemseddin Sami’ye hayranlık
Memleketimizde ne kadar Fransızca Men münevver varsa bunların hepsi, bilgilerinin büyük bir banını tek atama borçludurlar. Bu adamın adı Şemseden Sami’dir. Onun kırk iiç sene evvel yaptığı «Franazcadan Türk-çeya Lügat» yarım asra yakın bir tanıan zarfında tercümeler İçin tek müracaat vasıtası olarak el altında durduğu gibi, bugün Arap harflerini şöyle böyle bilenler bile hâlâ ondan İstifade etmektedlıler. Tanıdıklarımdan bir genç «sırf Şemscddln Sami lügatinden faydalanmak İçin Arap harflerini öğrenmeye çalışıyorum» dediği raman hiç de hayret etmemiştim. Fak.it o da artık kullanılma kabiliyetini yavaş yavaş kRybedlyor. Ynlnıa Arap harfleriyle oluşu değil, «ruberu». «etvan dütlribane», «elvah vc hututu atlkanın hal re kıraati», (hare1 medlde». »netteepe-,lr olmak» gibi tâbir ve tarifleriyle de yeni nesiller için, başkası okuduğu zaman bile anltışıhnu hale geliyor. Boş döndürücü dil inkılâpları geçiren bir memlekette bu büyiik adamın yaptığı lügatten kırk seneden fazla istifade edilmesi bile hayrete değer bîr hâdisedir.
Bugün ne yazık kl bu ayrdR blT Fransızca - Türkçe lügatimiz yek-tur ve yetişen nesiller böyle bir kitabın noksanlığını daha uzun müddet hissedeceklerdir. Bu noksanlığın İleride, genç nesillerin Fransızcadan yapacaktan tercümelerde çok güçlük çekmelerine sebep olacağı da muhakkak.
Bir başka himmet
Türkçe bir lügat olmakla beraber. Türkçeden Franşızcaya tarafı ve Fransızca küçük La-rousse'un hâs isimler ve tarih, çoğ-rafya bilgileri, Türk tanınmışları, kısımlarını da ihtiva etmesi İtibariyle İbrahim AlâadcBn Gövsa’nın gene Şenıseddln Sami gibi, tek başına hazırladığı »Resimli Yeni Lügat ve Ansiklopedi» hiç şüphesiz zamarumızın mühlaı lügatlerinden birini teşkil edecektir. (A) dan «denmek» kelimesine kadar olan maddeleri ihtiva eden 576 sahlfe-)ik Hk cildi — hele o nefis cildi — De bu eser ehemmiyetini hissettirecek bir hacme ulaşmıştır. Kitap basmak bilgisiyle, zevkinin inceliği, bUmassa neşriyatındaki intizamla BabıM'ye gelmesi Türk okuyucusu İtin bir kazanç olan 8er-
ver İskit dostumuz başlangıçta »Yeni Lügat ve Ansiklopedi» nbı İki cDt olacağını tahmin ediyordu. Şimdi öyle anlaşılıyor kİ eser dört büyük cilt içinde tamamlanacaktır. Fakat değer. Bu eser de, tamamlandığı zaman, kütüphanelerde dalma el altında duracak eserlerden olacaktır.
Güzel bir cilt örneği
Yukarıda Yeni Lügat ve Ansiklopedi'nln tamamlanmış
ilk cildinin güzeUİğlndtn bahsetmiştim. Bu, gelişi güzel bir medih değil, bir hayranlığın samimi İfadesidir. Bir zamanlar dünya ciltçiliği arasında başta gelen bir mevkii olan Türk kitap ciltlemek aanatı. ne yazık kİ son zamanla r-öa güzel örnekler veremiyor. CUtll kitaplarımızın çoğunda cilt son derece İptidaidir. Belki hâlâ tek tük güsel cilt yapılıyor, fakat piyasa ciltlerinde de, ortadan yukarı bir sevk aramak hakkımızdır. Sevver İskit Yeni Lügat ve Ansiklopedinin İlk cildi 1le en güzel örneği seçmesini bilmiştir. Bu da ayrı bir hizmet sayılmaya, değer.
İngilizce - Türkçe büyük lügat
Fransızcanın. kültür dil! olarak benimsendiği devirlerde Ştmseddin Sami, hatırladığı mükemmel lügatle nasıl heyetlerden beklenen vazifeyi tek başına yapmışsa. İngilizcenin bütün, dünyada Fransızca İle rekabet halinde olduğu ve bizim memleketimize de süratle glrdlgl şu yıllarda büyük bir İngilizce lügati itina İle ha-zırhyacak bir başka Şemseddl:: Şantiye de İhtiyacımız vardır. Bu vazifeyi, öyle görünüyor kl kıymetli lûgatçl Vasıf OkçugH üzerine almıştır. Hazırladığı İngilizce -Türkçe Büyük Lügati Kanaat Kl-tabevl basmaya karar vermiş ve birinci cildinin 240 sahildik ilk façikülü neşredilmiştir. «İngilizce -Türkçe Büyük Lügat» adım taşıyan bu eser şimdiye kadar çıkmış İngilizce lügatlerin en genişidir. İngilizce kelimelerin karşısında telâffuzları da Türkçe olarak gösterilmiş ve her kelime İngiliz dilindeki bütün mânalariylc işlenmiştir. Diziliş ve basılışındaki temizlik ve itina De ayrıca dikkat! çekecek değerde olan bu lügatin de tam zamanında başarılmış bir hizmet olarak karşılanacağından şüphe etmiyorum.
Şevket RadO
Lort BirdwoocTım pek dostane bir mesajı
İhtiyar asker, liirkler ve İnönü hahkm-dalti dostluk ve takdirlerini belirtiyor
Londra 23 (A.A1 — Nafen'in özel muhabiri bildiriyor:
Çanakkale savaşlarında ölenlerin hâtırasını anmak İçin yapılacak olan merasimlerin artterinde,^ nisan 1915 taarruzunda Avustralya ve Yeni Zelanda kuvvetlerine .kumula elmiş ve askeri tahliye harekâtını İdare etmiş olan Mareşal Lord BirdTVOOd Nafcn ajansına Türkiye İçin özel bir mesaj tevdi etmiştir.
Lord Blrdvood bahis mevzuu mesajında şöyle demektedir:
«Türkierden pek çoğunun, epeyce yıldanberl memleketleri ve milletlerine karşı ne kadar büyük bir dostuk ve alâka mevcut olduğunu anladıklar»». kaniim. Müteveffa kıra! frerin-ci George'un Anknrada Atotürkün cenaze ıııer asim İnde kendisini temsil etmek gibi büyük bir rereft bana bahsetmiş olduğu belki hatırlanacaktır. Tiirklyeyi görmek ve şimdiki büyük Cumhurbaşkanmızlu dostluk bağlarını tesis etmek fırsatını o zaman buldum. iftiharla şunu söylemek İsterim ki Cumhurbaşkanmızın resmi pek çok yıldanberl burada yazıhanemin üzerinde bulunmaktadır. Türkl-yeyl bir daha ziyaret etmek İsterdim. Fakat ne yazık kl. yaşımın pek İlerlemiş olmasından şimdi 83 yaşında bulunmaklayım ve sağlık durumum Sebebiyle Türklyeye tekrar gidebilmem ihtimallerinin gayet ufak olmasından korkarım. Bununla beraber sayıları pek çok olan Tiirk dostlarımı asla unutmıyaça^ım ve sözlerimi şöy-
le bitireceğim: «Adı dostlarım, hepinize selâm*
Lord Blrdıvood Türklyenln son yıllar zarfında müşkül bir rol oynamak durumunda kalmış olduğunu söyllye-rek şöyle demiştir:
«Turklyenln sayısız dostlarının, dünyanın büyük milletleri arasında Türklyenln mühim durumunun istikrarını idrak ettiklerine memnuniyetle kaniim. Türkiye, milletinin hüvenllk ve saadeti İçin en İyi olanı tefrik eden modern bir devlettir. Türkiye, bir nesil önce ordularımıza karşı savaştığı •sır. da belirmiş olan vasıfların aynını göstermektedir. Gazetelerde gördüğüm ve vakit vakit Türkjyeden aldığım haberlere bakılacak olursa kaydedilmiş olan terakkilere katiyen hayret etmiyorum. Türkiyeıiin bugünkü durumunun siyasi meziyetler, cc-spret, gayeye karşı azim kazandığı umumiyet itibariyle kabul olunmaktadır vo karşılaşmış bulunduğu bütün meseleleri halledeceğine eminim.» Cumhurbaşkanı İnönü Türk milletinin fevkalâde bir lideridir. Türklyede husule gelen olaylar! birçok seneler-denberi takibenim ve eğer kanaatimi ifade etmeme müsaade olunursa, Cumhurbaşkanını Atatürk'ün vakur halefi olduğunu İspat etmiştir. Türk ve İngiliz milletinin pek çok müşterek şeyleri mevcuttur: Hürriyet aşkı, harici müdahaleden nefret ve ufukta belirecek olan tehditlerin vüs'atl ne olursa olsun kendi meselelerini bizzat kendilerinin halletmek azmi.
Millî piyango çekildi
Dünkü çekilişte ikramiye kazanan numaralar
Milli Piyangonun 23 nisan çekilişi dün Ankarada saat 13-30 da yapılmıştır.
İkramiye kazanan numaralan aşağıya yazıyoruz:
275913
333515
353588
386411
377157
278876
337155
861408
366872
382549
283771
340057
36339.1
368847
383169
320848
343080
363352
371952
387 352
3244C8 353530 385805
375621
392607
500 lira kazanan numaralar
100.000 Ura kazanan numara
139643
Son dört rakamı (3 He, 4869, 6912, 7831) «e nihayet bulan 160 bilet beşer yüz lira.
80 000 lira kazanan numara
355444
200 lira, kazanan numaralar
10.0013 Ura kazanan numara
012508 077372 256887 276513
Son üç rakamı (622) ile nihayet bulan 400 bilet iki yüzer Hra.
6.00Q lira kazanan numaralar
014405 030343: 118421 15Û604 167048
181319 215930 247939 316281 395280
2.000 Ura kaşanan numaralar
004337 013865 016611 039310 046146
058447 071506 100414 113984 148410
148951 155396 157701 182473 172671
181001 200752 205612 2II14G 2142X1
21 «09 226267 244724 248212 252589
283242 295122 315960 325500 329908
842228 349698 355073 375887 37B265
Î81646 385591 391760 303239 395936
1.000 Hra kazanan numaralar
008009 000708 010079 022460
031232 031884 041455 045509 648132
048261 055648 050649 001907 C62278
088529 090190 93011 102460 102974
M8265 110785 1İ17ÎP 113910 118624
ŞSÖİİ 149560 150202 177357
188569 192177 103300 195760 197208
208039 210237 218693 216627 213407
01902(1 222156 222308 223294 237818
240222 245093 245902 246980 248308
100 lira kazanan numarala t
Son ÖÇ Takamı (332. 372. 530) 1
nihayet bulan 1200 bilet yüzer lira.
40 lira kazanan numaralar
İle;
Son ftç rakamı (027. 096. 284. 370. 527) ile nihayet bulan 2000 bilet kırkar lira.
10 lira kazanan numaralar
Son Ud rakamı (50, 54j İle nihayet bulan 8000 bilet onar lira.
Son Takamı (3,'si İle nihayet bulan 80.000 bilet beşer Ura İkramiye alırlar.
Karmen operası
Ankara 24 (Telefonla) — Blı-nıüddettenbfii hazırlıktan devam eden Karmen operasının İlk temsili dün akşam Devlet Tiyatrosunda verilmiştir. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü yanlarında refikası ile eski Başbakan Şükrü ■Saraçoğlu olduğu haM» temsilde
23 Nisan şenlikleri
23 âlsan Killi Hakimiyet ve Çocuk bayramı dün bütün yurtta fevkalâde törenlerle kutlanmıştır. An karada 10 mayıs stadyumu uda on binlerce AnkaralImın hazır bulunduğu türende nutuklar söylenmiş, günün ehemmiyeti anlatılmıştır. Öğrencilerden mürekkep bir grup Atatürk’ün kabrini ziyaret ederek bir çelenk koymuş ve mânevi huzurunda bir tazim vakfesinde bulunmuştur.
Öğleden sonra 250 kişilik bir öğrenci gmnu bando refakatinde Çankaya köşküne gitmiş tc orada Cumhurbaşkanı ve Bayan İnönü 11c Başbakan Hasarı saka tarafından karsı-lanmışltudır. Kendilerine şekerler İkrara edilerek bayramlara kutlanmışlar, Çocuklar, bundan sonra Millet Meclisine gelmişler Ve orada Meclis başkanı ve milletvekilleri tarafından karşılanmışlardır. Buradan da Çocuk Sarayına dönülmüştür. Bayram do-layısiyle şehirde yer yer eğlenceler tertibedilmişl’r. Yenlşehirde Sarar İlk okulunda bîr çocuk balosu verilmiştir.
Şehrimizde
Dun İstanbul ilçelerinde de ayrı ayrı törenler yapılmış, nutuklar söylenmiş, Taksim âbidesine çelen kler konmuş. Halkevlerinde filimler gösterilmiş, eğlenceler terljbedllmişlJr..
Günün en enteresan olayını. Taksim gazinosunda verilen çocuk balosu teşkil etmiştir. «Çocuk yuvalan Derneği» tarafından verilen bu baloda güzel güzel giyinmiş bine yakın çocuk bulunmuştur. Danslar alkışlar arasında seyredilmiş, çocukları en çok eğlendiren de kukla olmuştur. Çocuk Esirgeme Kuruntunun yavrulara mesajı
Ankara 24 (Telefonla) — çocuk bayramı dolayıslyle Çocuk Esirgeme Kurumu genel merkezi şu mesajı yayınlamıştır ;
«Sevgili Türk ÇöĞılklâri! Milli egemenlik bayramı 116 birlikte yıllardan beri coşkun bir sevinç ve neşe İle kutladığımız çocuk bayramını bu sene de şenlik ve esenlik İle geçirmenizi diler, ulusal amaçlarına sarsılmaz bir inanç ve kıvançla Ilcrllyen ve Türkün yüz-yıllardanbcrl hedef tuttuğu civanmertlik ve yüksek insanlık görevlerini başarmağa çalışan Türk ulusunun sevimli ve kıymetli yavrularının bu yılı da saadet ve bahtiyarlık!arla geçirmelerini, yurdumu? ve ulusunıpz îç-ln güçlü ve ünlü evlâtlar olmalarını temenni eder, sîzleri dalma sıcak İlgi ve sonsuz sevgilerle kucaklayan Çocuk Esirgeme kurumu genel merkezi bu mutlu bayramınızı kullar ve esenlik diler.
2000 çocuğa ziyafet
Ankara 24 (Telefonla) — Çocuk Esirgeme kurulu tarafından okullar-
Arkeoloji ve Top-kapı müzesi açıldı
İkinci dünya harbi başladık t enberi kapalı bulunan Topkapı müzesinin bazı kısımlara İle arkeoloji müzesinin lûhidler ve mezarlar kısmı dün, Tur-k."e, müzelerinin 160 üncü kuruluş yıldönümü münasebetiyle yapılan LÖ- 1 renle halka açılmıştır.
Törende vali ve belediye başkanı doktor Lûtfi KırdEr, ordu komutanı orgeneral Nuri Yomu», generaller ve amiraller, milletvekilleri, profesörler, doktorlar. gazeteciler hazır bulunmuşlardır.
Evvelâ, arkeoloji müzesi vali namına müdür Aziz Oğan'ın bir nutku He açılmış ve gerilmiştir. Bundan sonra Topkapı müzecine gidilmiş ve birinci avluda müzelerin 100 üncü kuruluş yıldönümü. IçLıı tören yapılmıştır. Topkapı sarayı müzesi müdürü Tahsin Oz, bir konuşma yaparak müzelerimizin ilk kurucusu Ahmet Fethi paşanın bu sahadaki gayretlerini ve fe-d.-k&rane çalışmalarını anlatmıştır.
Müdür Talisin Öz, Topkapı sarayı m iızeslnin kıymet ve ehemmiyetini de belirterek bu müzenin yurt İçinde ve dışında büyük bir ehemmiyet taşıdt* ğnu söylemiştir:
Miizc müdürü Tahsin Ör’den sonra vali ve belediye başkmu doktor Lûtfi ı Kir dar bir nutuk Iradetmlş, Topkapı müzesinde Türk Güzel Sanatlarının j pek kıymet)i örnekleri ile Türk medeniyetine çeref veren eserlerin toplan nuş bulunduğuna işaretle 500 yıllık bir tarihi bulunan Topkapı sarayının restore edilerek müze halinde halkımıza ve bütün dünyaya açılması şc-refinln Cumhuriyet rejimine nasip olduğunu söylemiştir.
Bundan sonra müzenin restore edilmiş kısımlarında itina İle tasnif olunmuş porselenler, cam eşya Türk çinileri, silâhlar kısmı l)e Kub’bealtl,, Hasahır ve tmrahör odası gezilmlştlc-
Hasalıır avlusunda kurulan ve İkinci Murada ait buunan müzeyyen bir çadır altındaki büfede davetlilere pasta ve limonata. İkram edilmiştir.
Topkapı sarayı müzesi pazartesi, çarşamba ve cuma günleri, arkeoloji müzesi de salı, perşembe ve cuma günleri öğleden sonra halkın gezmesine açıktır,
259 yurttaşımız geldi
Dün Panama bandıralı Tetc vapuru ile şehrimse Avrupadaki mülteci kamplarında bulunan Bkdaşlaşlarjmızdan 2:59 kişilik, bir küfilc gelmiştir.
İskân umum müdürlüğü tararından Tuzlada hazırlanan kam; pa yerleştirilen göçmenler bilâhare tesbit edilecek mahallere Rönder ileceklerdir.
öğrenciye ziyafet verilecektir.
Pazar günü de yine îooo çocuk için
___________________- 24 Nisan 1f ı
Millî takımımız galip geldi
(Baş tarafı i inci sahi}ede) lann son haddini bulan heyecanı arasında oyun başladı.
İlk golümüz
Tojıa Türk takımı başladı ve daha İlk dakikalardan İtibaren hücuma geçti. Dakikalar ilerledikçe Türk takımının deplasmanlı ve mütecanis oyunu kendin! göstermeye başladı. Bilhassa Türk takımında her oyuncunun hasımla temasında topu kolayca söktüğü göze çarpıyordu.
Daha devrenin 6 ncı dakikasında sağdan inkişaf eden bir Türk hücumunda sağ açık Fikret’lopu sürerek hesaplı bir çflt çekti, çıkışında geç kalan Yunan kalecisi Delavlnyas’ın müdahalesine meydan kalmadan top üst kale direğine çarparak İçeri girdi. Türkiye 1 — Yunanlılar D.
Bu golden sonra Yunanlılar toparlanarak hûcnma geçtiler ve oyun bir müddet Türk kalesi önünde oynandı. Bu arada Yunanlılar birkaç korner kazancılarsa da bunlardan İstifade edemediler. Fek az sonra Türk muhacimleri tekrar akınlara başladılar. Bilhassa takunuı hücum hattı harikulade denecek kadar güzel anlaşıyor ve Yunan kalesini âdeta bir şut yağmuruna tutmuş bulunuyordu. Fakat İyi bîr gününde olan Yunan kalecisi gol olmasına mâni oluyordu. Hattâ merkez muhacim Ahmed'ln üç metreden bir şutunu da tutmaya muvaffak oldu.
İlkle 3-1 Türk milli takımının galebesi j’Je sona eriyor.
Hakem oyunu büyük bir vukuf ve dürüstlükle İyi İdare etmiştir.
Türk takımı; Cihat. Murat. Vc-dll Saiâhaddln, (Naci), Bülent, Hüseyin Fikret: Erol; Ahmet; Lefter; Şükrü.
Yunan takımı: Delavlnyas, Gulyoa, Muratla, Minordos, Stafilldf; Maylras, Cavaras, (Papandonlyu), Ksenos; Vlkelldls, (Vanosi, Proplos; Aposto-loplos.
Şükrü Saracoğlunun tebrik telgrafı
Ankara 23 (A_A.) — Türk
milli futbol takımının Atinadald başarısı münasebetile C. H. P, Parti Gıupıı Başkanı Şükrü Saraçoğlu Türk futbol federasy onu genel sekreteri Ulvi Yenal'a aşağıdaki tebrik telgrafını göndermiştir:
«Millî takını gençlerinin oradaki muvaffakiyetlerini tebrik eder, hepinizin ayrı ayrı gözlerinizden öperim.^_______
23 Nisan kupası maçları
Dün Şerfiî stadında bir turnuva tertibede-n Beşiktaş, Galatasaray, Vefa ve İstanbulspor takımları sürprizli neticeler veren karşılaşmalar yapmışlardır.
Bu arada İştnnbnÎBpor Beşiktaş] 3-0 yenmiş. Galatasaray da Vefa iie 1-1 berabere kalmıştır.
21 İnci dakikada yine santrfor Ahmet topu Yunan ağlarına takmaya muvaffak olduysa da ofsayt olduğundan hakem bunu saymadL
23 üncü dakikada Yunanlıları hücumda görüyoruz, sağ içleri. Maropu- ' los'un aşırma bir vuruşunu Cihat yumrukla kornere atıyor, atılan kornerse. neticesiz kalıyor.
İkinci golümüz
29 uncu dakikada, soldan bir Türk akını İnkişaf ediyor. Derinlemesine bir pas alan sol açık Şükrü Yunan kalesine iniyor ve kısa mesafeden bir orta yapıyor. Yerinde bir atak yapan sol İç Lefter lkj metreden plase bir vuruşla ikinci Türk golünü kaydediyor. Türkiye 2 — Yunanlılar 8.
Bu golden sonra Yunanlılar yeni bir gayretle hücuma geçiyorlar ve bir | müddet Türk kalesini sıkıştırıyorlar.; Lâfcln canlı bir oyun çıkaran Türk müdafaası ve kaleci Cihad'in yerinde kurtarış ve müdahaleleri bu tazyiki semeresiz bırakıyor. Geri kalan dakikalar karşılıklı altınlarla geçtikten sonra devre 2-0 Türk takımının lehine bitiyor.
İlk devre sonunda umumi kanaat Türk takımının Yunan takımın» nazaran çok daha iyi anlaşmış olduğu vc daha iyi oynadığı merkezinde İdi.
İkinci devreye her İki takım da ban değişikliklerle çıkıyorlar. Yunan sağ açığı Cavaras'm yerine Papan-donlyu, merkez muhacim Vlkelldls’in yerine de eski oyunculardan Vâıos giriyor. Türk takımında ise sağ hal Salâha âdinin yerine Naeİ alınıyor.
İkinci devre
İkinci devre başlar başlamaz Türk takımı derhal hücuma geçiyor. İlk devrede olduğu gibi hücum hattı bir makine gibi işliyor ve fevkalâde bir anlaşma İle Yunan kaiesln! âdeta abluka ediyor. Bilhassa sûğ açık Fikre-tin aşırma ve hedefini bulan şutları Yunan kalesi İçin başlı başına bir tehlike oluyor. Bu ilk baskı geçtikten sonra oyun mütevazln bir hale geliyor. Bu arada bir Yunan akım hakem tarafından, ofsaytla durdurulduğundan seyirciler İtiraz ediyorlar. Fakat akabinde santrfor Ahmet de aynı şekilde ofsayda düşüyor.,
Türk santrbafı Bülent üçüncü bek olarak oynuyor ve Türk takımı bu sistem oyunda eidden muvaffak oluyor. Sol hat Hüseyin ise İyi bir gününde ve karşısındaki açığa göz açtırmıyor.
Yunanlıların golü
25 inci dakikada oyun mütevazln bir cereyan takibederken bu sarada orta hafından yerinde bir pas alan Yunan santrforu çok yakından ve sol bir şutla takunınıa İlk ve son golünü kaydediyor. Türkiye 2 —■ Yunanlılar 1.
Bu golden sonra heyecan umumi olarak son haddini buluyor ve oyun çok süratleniyor. Yunan takımı büyük bir gayretie beraberliği temin için tekrar hücuma geçiyor ve tribünlerden teşci görüyor, Fakat çok geçmeden Türk takımı vaziyete yine hâkim oluyor.
Üçüncü golümüz
30 uncu dakikada Ahmet aradan sıyrılarak yakın mesafeden sıkı bir şutla topn üçüncü defa Yunan kalesi ağlarına gönderiyor. Türkiye 3 — Yunanlılar 1-
Son 15 dakika, karşılıklı fakat başlangıçtaki canlılığın gözükmediği
Türkiye okullar arssı futbol birinciliği
Dün sabah Şeref stadında İstanbul, Ankara ve İzmir mekteplerinin şampiyonları arasında Türkiye futbol birinciliğine başlanmıştır.
Çekilen kur’aya göre dünkü maç İstanbul şampiyonu Galatasaray lisesi ile İzmir şampiyonu Altınordu lisesi arasında yapılmış ve ne'.l'Me Galatasaray lisesi rakibini 3-1 yenmeğe muvaffak olmuştur.
Bugün gene şeref stadında Galatasaray lisesi He Ankara şampiyonu oynayacak ve bu maç sonunda şampiyon! belli o’acaktir.
Buğday sıkıntısı pazartesiye Mecliste görüşülecek
Ankara 24 — Büyük Millet Meclisinin pazartesi günü yapacağı toplantıda, Ticaret Eakam Mahmut Nedim Gündüzalp. buğday meşeleri hakkında verilmiş olan 10 sual takririne cevap verecektir.
Öğrendiğimize göre Bakanın bu takrirlerin hepsine değil ancak bir kısmına cevap vereceği, diğerlerini cevaplandırmak için de mühlet' istireceği ihtimal dahilindedir. _________
Celâl Bayar’ın propaganda seyahati Ankara 24 — Dün Samsuna giden Demokrat Parti Genel Başkanı Celâl Bayar. Samsun D. P. kongresinde bulunduktan sonra Ordu’ya, oradan da Amasya ve Tokad’a giderek Anka taya dönecektir.

da böyic-
Hayfa muharebesi
(Baş tarafı 1 inci sthifedje) Yahudller tarafından ileri sü-ıiilen şartlar arasında tamamen silâhsızlanma. Arap ma halleşince arag turnaların yapılacağı sırada 24 saat müddetle sakağa çıkma yasağıma İlân edilmesi ve Hayfa’da İkamet etmeyen. silâhlı bütün Arapların yirmi dört saat zarfında şehri terket-meleri 11e «Araplar tarafından misafir edilmekte olan AvrupalI nazile* rln» YahudLlere teslimi mevcut bulunmaktaydı. Araplar bu şarılaıı re4 iletmişlerdir,
Hayfa. Fülstintn geri kalan kısmından tecrit edilmiş bir durumdi bulunmaktaydı, Yahudller, Arap t,ıkl viya kuvvetlerinin gelmesi İhtimalini göl önünde tutarak bütün yollarf kontrollün altına almışlardır. Kudü* sün batısında bîr Yahudi mahallesini de gizi! olarak küçük bir hava r.larâ İnşa edilmiştir. Arap ablukasını yai rarak ilk gelen uçak Telarlv’e va^ mıştiT. 11
Safed şehrinde de muharebe başladı
Kahire 23 (AA.) Kahlre'de ög> rcnildiğlne göre İngUlzlerln Gallle'oö Tabarlya'nm kuzeyinde Safed şeh* rln! tahliye etmeler! üzerine Araplaç la YahudUer arasında fllddctll biç muharebe başlamıştır. Her İki taraf da, Birleşmiş Milletler taksim plâıû gereğince Yahudi devletine Isabd eden bu şehrin kontrolünü ele almaİ

AKŞAM
Sahffe 8
24 Nisan 194J ____
u. ---=-
AKŞAMDAN AKŞAMA
Çocuklara karşı plâkamızı belki de yüz misline çıkarmak zorundayız
Çocuk Esirgeme Kurumu  tar .ul Merkezi Başkanı B. Zl“1-tü. Cubukcuoğlu, Kurumun uu-çiıtnu hakkında gazetecilere malûma gönderirken beni de unut-Âaı. .Jt Fakat 21 nisa" tarihinde fazı n mektubu maalesef 23 ru-&n ıbahı matbaada Duldum. Ö sc >enle bu yaz’Y1 diınkü nüshan n yetişilremediğlme miıte-essi' ı.
İstanbul vilâyeti İçinde Çocuk Esirgeme Kurumun un tesis ettiği müesseseler şuhlarmış:
13 çocuk dispanseri. 3 çocuk diş dispanseri. 3 çocuk bahçesi. 1 doğum evi. 10 süt damlası. 4 gündüz çocuk bakım evi. 1 dikiş örme evi. 1 gece barındırma yurdu. I kundak çocukları bakım evi. 3 yıkanma yurdu. 1 aş evi. 1 cocuk kütüphanesi.
Ceman 42 müessese.
Ru müesseseler neler yapmış? Diğer bir cetvelden öğrendiği* jnw göre. bu 42 müesseseden 150770 defa istifade edilmiş. Ne gibi?
29914 çocuk, dispanserde tedavi edilmiş, ilâçları verilmiş. 1253 çocuğa ası tatbik edilmiş. (Pek az değil mi?) 453 çocuk, muhtelif hastanelerde tedavi ettirilmiş. (Hele bu mevzuda pek zayıf ol-duğıımuz hissediliyor. İstanbul nüfusunun üçte biri çocuktur. Edet üc yüz bin çocuk. Bunların üçte biri fakir tabakadan sayılsa eder yüz bin çocuk. Binde kaçın yardımına koşulmuş oluyor?) 5683 çocuğun dişleri tedavi edilmiş. (Binde hesabına vurun.) 306 kadırun doğum evinde doğumu yapılmış (bir senede, İstanbul şehrinde. Kâfi mi?) 114 kadın doğum evindp tedavi edilmiş. 217“ kadının ayakta muayenesi yapılmış. 311 kadına kundak takımı verilmiş. (İstanbul gibi bir şehir, her fakir kadına, doğurduğu bir evlât için behemehal bir kundak ip.kımı ve sair hediyeler verebilir.) 27994 çocuğun süt ve şekeri verilmiştir. (Öyle anlaşılıyor ki, bu hesap çocuk hesabîle değil, gün hesabiledîı. Yani, aynı çocuğa bir sene verilmesine, bu yekûnda 363 ile İfade edilmiş.) 32678 çocuk,, gündüz bakım evlerinde bakılmıştır. (Bu da öyle.) 3491 çocuk giydirilmiş. (Bazı mahallelerin çocukları pa-puçları nöbetleşe giyiyorlar da okula öyle gidiyorlar. Bu yardımları çoğaltmak lâ2iın.) 3135 çocuk. yLkanma yerlerinde yıkattırılmış. (Bir günde bütün İstan-bulda 10 çocuğun bile yıkatljrı-lamadığı neticesine varılıyor.) 34632 çocuk aş evlerinde doyurulmuştur. (Serseri çocuklar top-lattırılmıştı. Kaçıp yine meydanları doldurdular. Aralarında bir soruşturma yaptım. Yemeğin azlığından kaçtıklarını söylediler. Gerçi bunlar yalan da söylerler a... 164 çocuk sünnet ettirilmiş (Tekabbel Allah.) 3698 çocuğa nakten yardım edilmiş. 734 çocuğa okul levazımı alınmış. (Bunu da küçümsedim.) 3180 çocuk' kütüphanelere. 9895 çocuk bahçelere devam etmiş. (Günlere taksim edilince?)
**•
Derhal şunu kaydedeyim: Mu-terizalar içindeki notlarım Çocuk Esirgeme Kurumuna teveccüh etmiyor. O. ihtimal, bütün İmkânlarını kullanmıştır; ancak herkes gibj ben de bu koca şehir İçinde çocuklara katiyen kâfi derecede alâka gösterilmediğini fark ediyorum. Her günkü temaslar. tecrübeler bunu ispat ediyor. Binaenaleyh, şimdiye kadar- her ne yapılmışsa, kimini yüz, kimini bin misline çıkarmalı. Ben o noktaya dokunmak istedim. Vatandaşın alâkasını uyandırarak, çocuğa yardım için fahri çalışan teşkilâtı kuvvetlendirerek gelecek nesillere olan borcumuzu ödemeliyiz. Borçlu durumdayız. ’
(V& - Nû)
Kadıköy Halkevinde
Selim Sırrı Tarcanın konferansı
Selim Sırrı Tartan üstadımız uzun zamandanberi beklenen (Fikir, ahlak beden terbiyesi) mevzulu konferansın! 26 nisan pazartesi giinü saat 18.30 da Kadıköy Halkevinde verecektir,
Bu sen» belediye bütçesin» şehir yollarının t&mlr. ıslah va İnşası için 1.700.000 lira tahsisat konulmuştu. Bu para belediye hududu İçinde bulunan 11 İlçeye taksim edilmiştir. İlçeler, hudutlarının genişliğine ve yol vaziyetlerine göre 250 İlâ 100 bin lira arasında hisse almışlardır.
Her İlçede yolların devamlı tâmlrl için ekipler bulunmaktadır. Bunların bir senelik ücretleriyle tamirat İçin lüzumlu bazı İnşaat malzemesine bir yılda 700.000 lira sarfolunmaktadır. Kalan bir milyon lira ile de bu sene miihlm parke yollardan bazıları asfalta, Arnavut kaldırımlı olan sakakların bir kısmı da parke kaldırıma Çevrilecektir. _
Akar yakıt gemilerimiz
Denizyolları idaresinin tankerleri hâlen çeşitli denizlerde seyretmektedirler. Bunlardan yeni satın alınıp henüz yurda gelmemiş olan «Kocaeli» Rumen limanına akaryakıt boşaltmış ve salı günü Abadana müteveccihen hareket etmiştir, Hayfadan petrol ofis hesabına akaryakıt alıp evvelki gün hareket eden «Akar» ise yarın limanımıza dönecektir. Geçenlerde Abadana hareket eden «Sivas» tankeri dün oraya varmıştır. Gemi alacağı yükle İstanbula dönecektir.
İsveç'e ticaret
Yeni bir anlaşma için görüşmelere başlandı
İsveç hükümeti. Türkiye - İsveç ticaret ve tediye anlaşmasını feshettiğini bildirmiştir. Bu İtibarlı halen yürürlükte bulunan adı seçen anlaşmalar, ıs haziran 19>8 tarihinden itibaren meriyetten kalkmış bulunacka-tır.
Halen yeni bir anlaşma yapılması için İsveç heyetiyle Ankarada müzakerelere başlanmış bulunmaktadır. Görüşmeler her iki tarafı da tatmin edici bir şekil ve anlayışta devam etmektedir. Yetil anlaşmanın şimdiye kadar eldg edilen tecrübelere İstinaden eskisinden daha İyi bir şeklide İşlemesini temin edecek esasiar dahilinde yapılacağı talimin edilmektedir. Müzakerelerin bu ayın sonunda iyi neticeyle sona eımeai beklenmektedir.
Müzakereleri İsveç hükümeti namım sefir Von Post İdare etmek-tedl*-. Murahhas olarak bu memleketin Dış Ticaret dairesi .şube müdürlerinden Baron PJaten ve ayrıca İhracat Birlikleri daire müdürlerinden Mr. İngren de mütehassıs müşavirlik vazifesini görmektedir,
KÜÇÜK HABERLER:
★ Unkapanında oturan Kâzım adında biri, bir müddetten beri araları açık bulunan kayınbiraderi Sey-ieddln ile drin gece Ciballdeki evinin önür.de münakaşaya tutuşmuşlar, bu arada bıçağını çeken Kâzım, Seyfed-dlnln üzerine atılarak muhtelit yerlerinden yaralamıştır.
İşe el koyan zabıta, yaralıyı hastaneye kaldımış. yaralayanı da yakalayarak hakında takibata girişmiştir, tir.
★ Bundan bir müddet evvel Çarşıkapıda Kürkçüler kapısı sokağında bir evde mahiyeti itiba-ı-lle feci bir vaka geçmiş ve bu evin karşısında kahvecilik eden Mehmet Ali isminde bir adam, Mediha ismindeki bir kadını evin üst kat penceresinden sokağa fırlatıp atmıştı.
Vakayı müteakip ümitsiz bir halde Haseki hastanesine kaldırılan kadın, uzun müddet burada kaldıktan sonra ölümden kurtularak çıkmışsa da şuur muvazenesi bir hayli bozulmuştur
Mevkut bulunan kahveci Mehmet Ali teammiiden Öldürmeğe tam teşebbüs suçile ve ölüm cezasına çarptırılma isteğile yargılanmak üzere ağır ceza mahkemesine verilmiştir. Duruşmasına yakında başlanacaktır.
Yeniden maden kömürü geliyor
İstanbul kömür satış ve tevzi müessesesi hesabına «Türkân» şilebi getirdiği 800 ton kok kömürünü dün boşaltmıştır. Ayrıca bugün «Anadolu* ve «Hacı Eşref» .şilepleri de maden kömürü getireceklerdir.
Şehir yollan ıslah edilecek
1,700,000 liralık tahsisat 11 ilçeye taksim edildi
[dünün mevzuları |
Bu zihniyetle faal, kıymetli insanları kaçırırız

Büyük Millet Meclisinde, bugünlerde de, bir dedikodu, mesuliyetten korkmayıp müspet İş gören insanları yıkmak, büyük siyasî dâvaları unutup şahıslar Ll« uğraşmak cereyanı belirmektedir,
İfrattan, tefrite gitmek bizim bir nevi ruhi kanunumuz mudur? Bir zaman İcraatı Ue memlekete büyük zararlar verdiği İddia edilen şu veya bu vekil, sırf particilik, yanlı? anlaşılan bir disiplin gayreti ile, himaye edilmiş, bu yüzden müdafaa edilmek İstenenler. hem umumi efkâr nazarında şüpheli duruma düşmüşler, hem de millete hesap vermek ve temize çıkmak İmkânından mahrum edilmişler İdi.
şimdi ise, belki yhıe bazı küçük politika hesapları ile, belki bir vekili düşürmek İçin, bası yüksek memurların şerefleri, Meclb kürsüsünde, hatipler arasında bir nev'l top gibi, elden ele, dilden dile geçmekte, belki bütün enerjileri, hizmet emellerini yok edici bir hava yaratılmaktadır,
Vâkia bu dedikodu havası birçok kimselerin, kötülükten hoşlanan skandal tiryakilerinki ruhlarını bes-llyeblUr, fakat milletin kahir çoğunluğu böyle politikacı oyunlarından, kavgalarından tiksinir.
Biz bu dedikoduculuğun doğurabileceği siyasi mahzurlardan fazla İşlerin İdaresi ve İdarecileri bakımından lev 11 Gedebileceği menfi neticeler üzerinde durmak isteriz.
Bugünlerde Mecliste görüşülen vapur, heyet, buğday satışı ve İhracı konuları vesilesi He ne bir Vekâleti, ne de bir ofisi veya şahısları müdafaa hatırımızdan bile geçmez. İtiyadımıza sadık kalarak günün mevzularından, kavgalarından bazı umumi neticeler çıkarmağa çalışacağız.
Devlet, buna taraftar olunsun veya olunmasın, birçok İktisadi İşlere girişmiş, bazı işletmeleri kendi İdaresine almış bulunmaktadır. Bu bir vâ-kıadır. Ancak bürokratik, klâsik, mesuliyetlerin makamlar, memurlar arasında .müteaddit havaleler cirolar şeklinde tebehbürünü İcabettlren devlet, hükümet İdare sisteminin İktisadi teşekküllere, işletmelere tatbiki caiz olmadığını cl’an bihakkın kavramış değiliz. Devlet, İdare cihazı İçin belki sıkı, ezici, fazla gayret ve hareket! durdurucu kontrol, kırtasiyecilik lüzumludur, hiç olmazsa mevzuun İcabıdır, umumi idare İşlerinde müspet düşünüşlerin yanında menfi İstikamette işliyen zihniyetin de faydası olduğu İddia edilebilir. Bu zihniyet. bir nevi fren vazifesi görür ve «İdare» nlıı icraatı. !j âleminde olduğu gibi, bir bllânço He ölçülemedıği için, neticeler hakkında istendiği kadar edebiyat yapılabilir, Böyle pldu-ğu içindir kİ bizde, mesuliyetten kaçan. eski tâbtr ile «fartı gayretten tevakki» eden sönük, silik; en büyük meşgalesi âmirlerinin hoşuna gltınek olan memur tipi klâsik bir model olmuştur.
Bütün İnkılâplara rağmen, bu modele uygun memurlara cl’an rağbet edilmekte ve böyleterl genç, dinamik. 13 aşkı ile dar Çerçeveleri kırmağa mütemayil elemanları geride bırakmak imkânını bulmaktadırlar.
Fakat İktisadi teşekküller, İşletmeler için başka modeller. İş muhitinin ölçülerine göre yetişmiş ve hareket eden elemanlar lâzımdır, çünkü bu teşekkül ve İşletmeler klâsik memur tipi İle, zihniyeti İle İdare edilemez. Ya devlet bu işlerden vaz geçmeli veya bunlar İçin lüzumlu zihniyet ve lısule İntibak etmelidir.
Memleketin büyük bir talilıl, mü- ‘
İstanbul Üniversitesi Rektörü Sıddık Sami Onar’la Hukuk Fakültesi Ceza Profesörü. Tahir Taner'in Fransada Toulouse Üniversitesi tarafından verilen fahri doktorluk unvanı merasiminde bulunmak üzere Fransaya gittiklerini yazmıştık. Yukarıda Rektör ve Profesör Tahir Taner teşyi edenlerle bir arada görünüyor.
letin adam, kıymetli adam yetiştirme hususundaki cömertliği sayesinde, birçok İktisadi teşekküllerin, İşletmelerin başına, tam ticari zihniyeti), dinamik; mesuliyetten korkmıyan, müteşebbis elemanların geçtlğL oluyor. Fakat bütün hükümet cihazı bu enerjileri kurutmak, klâ3İk memur kalıbına sokmak için İşliyor ve muvaffak oluyor. Ya yaratmak emeli ile devlet İktisadi İşletmelerinin İçine girenler yavaş yavaş miskinleşmek mecburiyetinde kalıyorlar veya nadiren, ser-bes leşbebüs sahasında kendi karakterlerine uygun İşlere geçiyorlar. Her iki şıkta da devlet lktuadl işleri en kıymetli enerji kaynaklarından mahrum oluyor.
İktisadi karakter taşıyan bütün İslerin başına geçecek, esaslı mevkilerini işgal edecek elemanları evvelâ İş âleminin kabul ve tatbik ettiği ölçülere göre seçmeliyiz. Bu vazifeleri bazı banka veya hükümete az çok bağU sigorta şirketlerinin idare meclisleri İçin yapıldığı gibi tevzi etmeyip tam ehlilerine vo bilhassa müstakil olarak çatışma, mesuliyeti üzerine alıp çabuk karar verme kabiliyetinde olan bilgin, mütehassıs vatandaşlara tahsis etmeliyiz.
Fakat bir defa intihap, tâyin yapıldıktan sonra lttmada lâyık olduklarım kabul etmiş olduğumuz bu elemanları da. İş muhitinin ölçü ve telâkkilerine uyarak, serbes, hiç olmazsa rahat bırakmalıyız. Bunların hakkında verilecek hüküm münferit İşlerine göre değil, fakat idarelerinin bir kül olarak vereceği neticelere dayanmalıdır.
tş hayatında en liyakatli, en talihi! İnsanlar bile bazen İsabetsiz, hattâ zararlı teşebbüslere girişebilirler. Bunlar gülün dikeni sayılır ve umumi netice müspet ise, hüküm lehte olur. Fakat bir şirketin, bir bankanın veya fabrikanın müdürü* yaptığı 99 müspet İşin yanında bir hatalı teşebbüse girişmiş, karar vermiş ise. bu gayet tabii bulunur ve umum] neticeye göre müdür tebrik edilir ve mükâfatlandırılır.
Halbuki devlet idaresinde bir senelik değil, bütün bir memuriyet hayatında sırfedılen temiz mesai, yapılan hizmetler bir tek hata yüzünden unutulur, müfettişler, âmirler bu hatayı zengin bir maden bulmuş gibi İşlemeyi, büyütmeyi en zevkli bir vazife sayarlar ve hataya düşen zavallı memur, bütün şerefli mazisinin birdenbire slliııdiğinL görmek bedbahtlığına düşer.
Bu, belki böyle olmalıdır veya başka türlü olamaz. Fakat İktisadi İşlerde, işletmelerde aynı ölçü tatbik edilemez. Bu sahada dalma bir hata payı ayırmak, hiç is görmemekten ise. kısmen hatalı işi tercih etmek zorundayız.
Bu sahada herhangi bir şefin, müdürün yaptığı, çabuk karar verme mecburiyeti neticesi; yapılması tabii Olan bir hatayı dar bir nşüfettlş zihniyeti ile elimize alıp büyütmek, hattâ Millet Meclisi kürsüsüne kadar götürmek ancak bir netice verir: Bütün kıymetli, enerjik,
cesur elemanlar devlet İktisadi teşebbüslerinden uzaklaşı irilir ve bu İşler klâsik, kırtasiyeci, iş görmemeği mesuliyet doğurucu İşlere girişmeğe tercih eden, korkak, devletçilik prensibini iflâsa götürücü, küçük ölçüde memurların eline geçer, düşer. Bu. belki olmaktadır da.
Her halde «hiç bir 1} görmlyenden değil, iş görenden hesap sorulur» formülünü değiştirmek zamanı artık gelmiştir.
Ceval Nizam!
Sokullu camii
Belediye caminin etrafım açmakta müşkülâta uğruyor
Belediye, Azapkapıdakl Mimar Slnanm en güzel eserlerinden biri olan Sokullu camisinin etrafını açmağa karar vermiştir. Caminin arkasındaki bina bu maksatla İstimlâk edilmiştir. Ancak ön tarafta bulunan ve Denizyolları İdaresine alt olup depo olarak kullanılan binayı Denizyolları belediyeye satmamaktadır.
Ulaştırma Bakanlığına yapılan müracaatten de müspet netice alınamamıştır. Hattâ, Denizyolları, son zamanlarda bu binayı (âmir de ettirmiştir.
Şehir plânı mucibince bu caminin etrafının açılman icnbettiğl halde resmi dairelerin belediyeye gösterdikleri güçlükten dolayı belediye, hükümete müracaaı etmeğe karar vermiştir.
Şehre verilen su, on gün azaltılacak
Sular İdaresi, Terkos fabrikasındaki makinelerden birinin mühim bir parçasını yenilemeğe karar vermiştir. Bu sebeple şehre on gün müddetle yiizde 10 nispetinde az iti verilecektir. On günlük müddet bu sabahtan İtibardı başlamakladır.
İdare, halkın İhtiyatlı bulunmasını tavsiye etmektedir.
Münir Nureddin'in mevsim sonu konseri
Evvelce de haber verdiğimiz üzere üstat Münir NureddLn mevsimin son konserini 26 nisan pazartesi akşamı saat 21 de Saray sinemasında verecektir.
Programda klâsiklerden büyük bestekâr Itri merhumun Hisar makamından b;r bestesi ve ağır semaisiyle Kara İsmail Ağa, Dede, Rıza efendi, Arif bey gibi maruf üstatların eserleri; bundan başka yen! bestekârların en yeni ve güzel şarkıları He bazı Rumeli ve Anadolu halk türküleri vardır.
Bu konser seçkin ve kalabalık bir saz heyet! refakatiyle verilecektir.
Çalınan ipekli çuvalı
Emniyet müdürlüğü İkinci şubesi, safahatı IttbarUe çok şayanı dikkat bir hırsızlığın faillerini meydana çıkarmıştır. Hâdl3tnin İçyüzü göyledlr:
Sirkecide . Doğan, nakliyat ambarı, kendine alt bir kamyonla Ad ana da manifatura taciri Abdullah Deniz ve Mehmet Arpacı namlarına bir çuval içinde 17 top ipekli kumaş göndermiştir. Kamyon Adanaya varınca, tacirler kendilerine alt çuvalın meydanda olmadığını görmüşler ve zabıtaya başvurmuşlardır. Bütün şüpheler kamyon şoförü Cemalin üzerinde toplanmış ve Cemal tevkif edllmiştlr-
Hâdise böyle oladursun, şehrimiz Emniyet müdürlüğü ikinci şubesi memeriprt bir top ipekli kumaş ele geçirmişler -ve tahkikatı derinleştirince bu kumaşın, kamyonla Adanaya gönderilen ipekli kumaş toplarından olduğu meydana çıkmıştır. Soruşturma bir az daha sıklaştırınca hırsızlığın sabıkalılardan Nuri Alem dağt ve Tahir adlarında İki kişi tarafından yapıldığı ve Kâmil Yıldırım adında birinin delâletçe muhtelif yerlere satıldığı tesblt edilmiş, hepsi yakalanmıştır. Toptop kumaşlar satıldığı yerlerden istirdat olunmuş. Adanada tevkif edilen şoför Cemalin de tahliyesi temin edilmiştir.
-------------------——>
Haklı şikâyetler
Bira bulunmıyan bir mahalle
Beşiktaş. Ihlamur Yıldız caddesinde okuyucul ar muzdan bakkal AH Rıza yazıyor:
Beşiktaş Ihlamur ve Yıldız caddesiyle civarındaki bakkallarda İki aydır bira bulunmuyor. Tekel İdaresi birayı bakkallara müteahhidinin kamyonlarlyle göndermekte İdi. Müteahhit, uzaktır diye iki aydır bira getirmiyor. Vaziyeti Tekel satış âmirine söyledik. Ben göndertirim. dediği halde netice çıkmadı. Müteahhit de oralara kadar kamyon çıkaranısın diye hâlâ ısrar ediyor. Ne yapacağımızı biz de şaşırdık. Alâkalıların dlkkntinl çekmenizi rica ederiz Beşiktaş Ihlamur belediye caddesinde numara 29 da bakkal AH Rıza

İSTANBUL HAYATI
Ah şu gazetecileri
Biraz da kendi kusurlarımızı İti raf edelim. Ah şu gazetecileri Yapacak başka İŞ kalmamış gibi, döner dolaştılar, öteye beriye gl* rip çıkarlar, şununla bununla gö rüşiiu konuşurlar; memleket işlerini İlgilendiren meselelerle alâkadar olurlar; şurada burada gördükleri aksaklıkları, bozukluk lan, münasebetsizlikleri, düzensiz İlkleri, beceriksizlikleri, hataları, savapları; halkın dileklerini, dert lerini derlerylp toplarlar, mal bulmuş mağribi gibi dağarcıklarına doldurup matbaaya koşarlar. Ondan sonra efendime söyli-yeyim, dağarcıklarının ağzını açıp içindekileri gazetelerin sahi-felerine boşaltıverirler. Üstelik, kendi akLUarmca, bu İşleri bir vazife sayarlar.
Hadi bu gayretkeşliği düşüncesizliklerine bağışlıyalım; «dünyanın zevkinden haberleri yok da. gazete sahifelerini karalamayı bir zevk sanıyorlar» diyelim. Velâkin. şu bir siirû lâflarla doldurdukları gazetelerini çarşıda pazarda satmalarına ne buyurulur? Mademki gördüklerini, duyduklarını, bildiklerini gazeteye yazmayı kendilerince bir vazife, bir zevk sayıyorlar; kendi gazetelerini gene kendileri okusalar ya! Hayır; gazeteleri memleketin her tarafına dağıtırlar, her kese okuturlar, kendi gördüklerini, duyduklarını âleme ilân ederler. îş-te bu olmaz, a efendimi Dedikoduculukta ne mânâ var?!
Bereket versin. Milli Eğitim Bakanlığı, ağızlarında bakla ıs-lanmıyan şu çenesi düşük gazetecilere hadlerini bildirmek için sıkı tedbirler olmayı İhmal etmedi, ciddi bir mücadele açtı. Eğitim müdürlüklerine tamimler yağıyor. Evvelâ kendi memurlarına sert bir ihtarda bulundu. Hiç bir öğretmen, derdini, dileğini gazetecilere aksettirnılyecek.
Sıkı mücadele hızım birinci tamimle yenememiş olacak ta. üç dört gün sonra Bakanlık makamından bir tamim daha su-dür etti.
Birincisine rahmet okutan ikin Ci temimin emirleri gereğince, bundan sonra ’ okulların açılış törenleri ve sergiler hariç, hiç bir öğretmen, okul çalışmaları hakkında gazeteciye izahat ver-mivcc ekmiş: lıiç bir gazeteci hiç bir okula girip röportaj yapamı-yacak. resim de çekemiyerekmiş.
Ha şöyieeee! İşi kökünden halletmen vesselam. Okullarla, kültür Işleriie gazetecinin ne alâkası var?! Herkes kendi işine baksın. Bana kalırsa. Bakanlığın bu tedbirleri de kâfi değil. İşi daha sıkı tutmak. Müdüründen, öğretmeninden hademesine varıncaya kadar Eğitim nıensupiarile gazetecilerin temasım tamamile kes-meli, selamlaşmayı dahi yasak etmeli. Hattâ ve hattâ... Mademki Milli Eğitim teşkilâtı içinden htc bir şeyin dışarıya sızmaması için sıkı tedbirlere lüzum görülüyor, gazetecilerin çocuklarını okullara kabul etmemeli, hâlen mevcut olanları da çıkarıp atmanı
Den de bu fikirleri ileri sürmek Ie ukalâlık ediyorum ya! Zaten bunların da Bakanlıkça düşünülmediği: yarın veya öbür gün üçüncü tamimin gelmiyeceğl ne malûm?!.
Ha gayret! Diğer devlet müesseslerine de alâkalı Bakanlıklardan böyle tamimler gelmeli. Öyle ya; memleketin kültür işlerini idare eden Bakanlık bunu yaparsa öbürleri neden yapmasın?!...
İslerin düzenliliğinden, düzensizliğinden gazeteciye ne, halkın nesine gerek? Evliyayı umurun hikmetinden sual olunur mu?!...
Cemal Reli!:
Amerikalı piyanist Julius Katchen
Bir müddettenberl şehrimizde konserler vermekte olan Amerikalı virtüöz piyanist Julius Katchen pazartesi akşamı son konserini verdikten sonra turnesine devam etmek tizere gelirimizden ayrılacaktır. Zamanımızın cn büyük sanatkârlarından biri olan Julius Katchen bu son konserinde Bach, Franek. Debussy ve Da Falla’dan bagka Beethoven'in 32 va-riyasyonunu ve Brahma'm fa minör sonatını çalacaktır.
Edirne şilebi Amerıkaya krom götürecek
Denizyolları idaresinin «Edirne» şilebi dün 1500 ton krom vükile limanımızdan ayrılmıştır tskenderuna gitmekte olan şilep oradan da krom yükü alıp doğru Amerlkaya gidecektir.

Sahlfe 4
MAHKEME KORIDORI ARINDA:
AKSAM
Öksüz oğlan hırsızlığa çıkarsa ay ilk akşamdan doğar!
Jandarmanın yanında oturan adama yaklaştık.
— Ne oldu, ahbap? Sen gene buraya gelmişsin.
Bileklerindeki gelcpçeye bir göz attıktan sonra yılıştı:
— Nereden tanışıyoruz, bey abl? Sen de içeriden mi çıktın yoksa? Benim gözüm ısınrır gibi oluyor. Kaç ay yatmıştın?
— Biz içeriye filân girmedik, çok şükür. Dışarıdan tanışıyoruz.
Biraz daha sırıttı.
— Öyle ndiil? Nerede görüştük? acaba? Baı-banın meyhanesine uğruyor musun?
— Meyhaneden değil; buradan tanışıyoruz. Sen evvelce ete bir kac defa geldin mahkemeye.
Kaçlan çatıldı:
— Haaa, evet... İnsanlık hali bu. Ara sıra kaza oluyor İşte.
— Kazalar lıep seni mi buluyor?
Çipil gözlerini süzdü?
— Kazanın gözü kördür, efendi kardeşim. Bana da gelir, sana da. Allah sîzleri muhafaza eylesin. Biz nasıl olsa alıştık böyle şevlere. Yalnız kaza gelse, eyvallah diyeceğim amma her seferinde kazanın ardından ceza da geliyor. Kaza, ceza, hepsi bize seza.
— Oooo, bugün senin şairliğin tutmuş.
Gene kelepçeye göz atıp yılıştı:
— Böyle olduğumuza batana, bey abi. Sayenizde, az çok o işlerden de çakarız. Bundan evvelki girişimde kodeste bir şiir yazmıştım. Okuyayım da dlrJe.
Dudaklarını yaladıktan sonra gözlerini kapayıp istiğrak içinde okudu:
"Kodese girdik, murat alamadık;» "Şu fâni dünyada adam olamadık,, "Rahatlık aradık, onu bulatna-dıkn "Kazalar, belâlar hep bize çatar.,,
— Kasıl, beğendin mi? Böyle daha bir çok ?iiı1erim var amma şimdi hatırımda değil.
— Bravo! Sen onları bir araya topla da kitap bastır bar!.
— Dalga mı geçiyorsun, bey abi? Bizde öyle talih nerede? Şu fani dünyada kazadan, beiâdâıı kurtulamıvonız ki defterlerle ki-tiplsria uğraşalım. Arasıra kodese girdikçe can sıkıntısından aklıma gelenleri yazıyorum İşte.
— Bu sefer nasıl kaza geçirdin?
— Bir lâf vardır, bilir misin/ etendi abi? «öksüz oğlan hırsız-
lığa çıkarsa ay İlk akşamdan doğar» derler.
— Demek sen gene hırsızlığa çıktın da ay doğdu.
— Hâşâ... Bu lâfı kabul etmem, beyefendi kardeşim. Ben öyle şey lere tövbekar oldum. Evci Allahın iznile, sonra sîzlerin sayenizde çalışıp alnımın terile geçiniyorum.
— Buraya'niçin geldin ya?
— İş icabı öyle oldu, bey kardeşim. İş başında bile kazadan 'kurtulamıyoruz.
— Ne iş yapıyorsun?
— Ticaret işlerile uğraşıyorum, efendi abl. Öteberi alıp ayakta satıyorum, ekmek parasını kazanıyorum.
— Ne alıp satıyorsun?
— Ne olursa alır, satarım ben. Bu işlerin kurdu oleiuk artık. Mala karşıdan şöyle bir baktım mı. kaç kuruş edeceğini, bana kaç papel kâr bırakacağını anlarım. Meselâ sen donunu, gömleğini getirsen de satmak istesen, bir bakışta fiatmı kestiririm.
— Don. gömlek mİ alıp satıyorsun?
— Ne olursa alırım satarım, dedim ya. Ev eşyası filân gibi şey ter iyi kâr bırakır. Velâkin bu sefer torpile çarptık.
— Denize nıi dalmıştın?
— Bizim torpiller karada dolaşır, efendi kardeşim. Belâ bir defa yola çıktı mı, feleğin kulağına bile girsem gelir, beni bulur, ayak lanma dolaşır.
— Bu defa nerede dolaştı ayağına?
— Körün taşı, korün kuşuna tasladı. Bir delikanlıdan mal almıştım. Üç gün sonra polisler evi bastılar, malları elimden aldılar, beni de buralara getirdiler.
— Evini neden başlılar?
— Kazalar, belâlar hep beııl bu luyor, dedim ya. Sözüm ona o mallar hırsızlık malmış da ben bilerek satın alası lmişirn. «Sen de tavsızın ortağısın, ona yataklık ediyorsun» diye enseme yapıştılar. Gel de çık bakalım bu işin içinden. Etin malının hırsızlık olduğunu ne bileyim? Meselâ senin sırtındaki şu paltonun hırsız hk mıdır, değil midir, bilir miyim ben? O delikanlıdan ara sıra alış veriş ederdim. Ben tüccar adamım, Değerinden daha ucuz hıal bulursam alırım tabii. Yataklık, yorganlık ne varmış bunda?
Mübaşir işaret edince benzi sarardı, kollarını jandarmaya uzattı.
Ce. Re.
İstanbul Teknik Üniversitesi Makina Fakültesi Satınalma Komisyonu Başkanlığından
Fakültemizde basılacak .kitaplar İçin 70 X 10o ebadımda (70 - 75) gr/m2 240 top birinci hamur veya İyi cins İkinci hamur nümunelere uygun kâğıt He 1800 tabaka 70 x 100 ebadında ISO gr/m2 İzmit kaplık karton satın alınacaktır. İstekliler 29 nisan 1948 perşembe giinü saat 14 de t. T. ü. Gümüşsüyü binasında açık eksiltmeye İştirak edebilirler.
Not: Numuneler ve eksiltme şartnamesi her gün öğleye kadar makina fakültesi Sekreterliğinde görülebilir.
(5419)

bugün
İPEK
SİNEMASINDA
2. inci dünya savaşının son hamlesi.. Milletleri zulümden kurtaran silâh
TÜRKÇE SÖZLÜ
«nnnifiı ımınımı .inimi ııı nıı* uı ııuınımmııı unu mimin
rııııııııııııııınııuıı ııııu ıı>

İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Fakültesi Dekanlığından:
Zürich Teknik Üniversitesi profe-sörlerlnden Prof. M. ten Bosch, konferanslar vermek üzere üniversitemi? | tarafından davet edilmiştir. 26 Nisan pazartesi, 2-8 Nisan çarşamba: 30 Nl- 1 san cuma; 3 Mayıs pazartesi; ş Mayıs j çarşamba günleri Gümfişsııytı Istan-bul Teknik Üniversitesi binasında'! «Makine elemanlarında yeni İnkişaf-* lar» isimli seri konferanslarını vere- ,
çektir.
Konferanslara saat 17.00 de başlanır ve giriş serbesttir. '53231
YFNİ V'tYTN
Fedaileri I
>1 Baş Rollerde; ’ j
ROBERT WALKER p BRİAN DONLEVY
*
28 Nisan Çarşamba akşamı
21 de
SARAY
Sinemasında
Meşhur Belçikalı Piyanist
Tristan Risselin’in
DÜNYANIN EN GÜZEL BÜYÜK HİKÂYELERİ
Varlık Yayınlarının antolojiler serisi İçinde yer alan bu eserde dünyanın en meşhur ediplerinden se-
çilmiş on İki büyük hikâye yer almıştır. Ekserisi İlk defa dilimize çev-, rllcn bu hikâyeler Yaşar Nabl tara-, findan hazırlanmış, ayrıca muharrirler hakkında esere notlar ve bir önsöz ilâve edilmiştir. Fiatl 2 liradır. (
tek ve yegâne resitali Biletler SARAY Sineması hususî gişesinde satılmaktadır. | ^iiim ı ı ıı ı rn ,ı n——ırırmıl* yata Bu pazartesi akşamı ■^■*1
SARAY
SİNEMASINDA Üstad
Münir Nureddin’in
Mevsim Sonu Konseri
ITRİ - KARA İSMAİL AĞA - DEDE - RIZA EFENDİ
Yeni eserler ve türküler
BUGÜN
ATLAS Sinemasında
JOHN HERĞEY'in dilimize de çevrilen meşhur romanından alınan nefis bir film :
HÜRRİYET ÇANI
Baş Rolde: «KISKANÇ KADIN# şaheserinin unutulmaz yıldızı GENE TİERNE ve JOHN flOL
Dikkat: Seanslar 2 — 4.15 — 6.45 ve 0.15 de
Cumartesi - Pazartesi ve perşembe saat 11 de TENZİLÂTLI MATİNE

VİYANA OPERA ÇOCUK KORO KONSERİ Yarınki pazar günü saat 11 de
SON KONSER : Yen! ve büyük program
Kuzu eti alınacak
Ankara Numune Hastanesi Baştabipliğinden
Miktarı M. TemiııaüTiıtan M? Teminatı
Cinsi Kgr Lira kuruş Lira kuruş Lira kuruş Düşünceler
Kuzu eti 10,000 2 50 25000 1875 ÖÖ 27.4.948 Sah
günü saat 11 dc ı — Ankara Numune hastanesinin ihtiyacı otan kuzu eti kapalı zarf csuiile eksiltmeye konulmuştur,
2 — Taliplerin kanunun tarif at) dairesinde hazırayacakarı mühürlü teklif mektuplarını belli gün ve saatten bir saat evveline kadar hastanede müteşekkil komisyona vermeleri.
3 — şartnameler her gün hastane idaresinde ve İstanbulda Sağlık ve
Sosyal Yardım Müdürlüğünde görülebilir. 4830
AŞK VE MACERA ROMANI
Yazan: NİHAL KARAMAĞARAL7 Tefrika No. 1
BAŞLANGIÇ
Zeynep, büyük bir tehlike İçinde çırpmıyor. Bulutlar gittikçe alçalıyor; iıava kararıyor, kararıyor. Seslenip annesini imdadına çağırmak İstedi, fakat dudaklarından «Selim» diye bir İsim döküldü. Zeynep, şaştı. Böyle bir anda Selim ne demeğe aklına geldi? Tehlike gittikçe büyüyor. Siyah bulutların arasında bir kuş peyıla oldu. Tepesinde döndü, döndü. Süzüldükçe büyüdü; misil görülmemiş bir Anka oluverdi. « Dadıcığım, senin masajlarda anlattığın Anka!» demek İsledi. Gene dudaklarında aynı isim: «Se-Selim, gökten inen belâya ne yapabilir? Bununla beraber, o cen-tlimen tavırlı, ağır başlı çocuklu): ar-kadpş), her nasılsa yanı başında be-
liriverdi. Dedesinin silâhlıkta duran Flevne hâtırası kılıcı çekmiş, kara bulutlara karşı çlmşc-k gibi sallıyor. İnce uzun vücudunun gerili bir yay gibi ne hoş görünüşü var. Yıllarca evvel resmine beraber bak tıklan kurtarıcı prensi hatırlatıyor. Kılıcı, alevlerden renk olmş; göklerde nasıl da ışıldıyor. Fakat, zavallı Selimi Sen bu zikudret Ankaya nasıl karşı durabilirsin? Efsanevi kara kuş, kanatlar il e bulutları kapladı. Pençeleri İnsan eliydi, İri kemikli kaba erkek elleri kİ, hakiki bir kartalın pençesi bile bu kadar korkunç değildir. Küçük parmağında akikten mühürümsü bir yüzük var. Zeynep, bu elleri tanıdığı gibi bu yüzüğü de tanıdı: Çeklerin altına imzayı atan el!,.. Müdürün oda-
> •
Pek Yakında
ABBE PREVOST’un
/i şaheseri
MANON
Lescayt
I
bugün SARAY Sinemasında
IVİLLİAM TAUROG'un meşhur romanından sinemaya alınan ve Sine manın en sevimli polis haflyeslyle büyük aşk filmleri yıldızı WİLLİAM FOVVER — ESTHER V/İLLtAMS tarafından çok güze) bir tarzda yaratılan
FIRTINALAR ÖNÜNDE
(The HoodJum Salnt); Aşk. hey ecan; macera vc esrar filmi. Bir Metro - Goldvln — Mayer filmidir.
*■.III III—I I IIMIB’I II I I
bugün 1ı mıı
Kadıköy OPERA Sinemasında
1- KUCAKLA BENİ
(Klss and Teli)
SHİRLEY TEMPLE — JEROME COURTLAND
2- YETiMENiN AŞKI
A. ABDÜL VEHAP - MEDİHA YUSRİ
Türkçe Sözlü — Arapça şarkılı
Altlı üstlü işçi için demir karyola satın alınacaktır Etibank İstanbul Şubesinden:
Bankamız İhtiyacı için 200 çift altlı üstlü işçi için demir karyola satın alınacaktır.
Taliplerin en geç 3/5/848 pazartesi saat 17 ye kadar tekliflerini kapalı zarfla Bankamız holündeki teklif kutusuna almaları.
Şartname her gün satın alma servisinden temin edilebilir. Banka İhaleyi kısmen veya tamamen yapıp yapmamakta serbesttir. (5312)

-rrwTT-irrn Acele satılık eam
KOŞU ATI
Azimet dolayısile pcdlgrlll koşu atı satılıktır. Her gün
orasında: Yeni postahane caddesi, No. 66 ya müracaat. Telefon: 22216,
Baş rolde:
ALİDA VALLİ
Müzik: GİACOMO PUCCÎNİ
L J
İstanbul Belediyesi şehir Tiyatrosu Saat 20 de Dram Kısmı
DÜŞMAN
Komedi Kısmı
KAS YAPAYIM DERKEN
Pazar günleri 15 te matine
MAKSİM'de Muammer Karaca Opereti
DELİ DOLU
Revü operet: Saat 20.3Û da
Telefon: 42633 Cumartesi, pazar matine 15 te
H
saf kan Arap uygun fiatle saat 11 - 12
Keçeli belleme alınacak
İstanbul Jandarma Satmalına Komisyonu Başkanlığından:
J. Hayvanlan İhtiyacı İçin (1000- 1300) adet keçeli belleme Taksimde Jandarma .müfettişlik binası İçindeki komisyonumuzda 30 Nisan 948 cuma günü saat 15 de kapalı zarf ekslltmesiJe satın alınacaktır. Muhammen bedeli beheri için 1200) kuruştan (15600) lira ilk teminat (Azamiye göre 1170) liradır. Evsaf şartname ve numunesi her gün komisyonda görülür ve parasız aldırılabiliı*. İsteklilerin İlk teminat makbuzu veya banka kefalet mektubu ticaret vesikalarını teklif mektuplârile birlikte eksiltme saatinden en az bir saat evveline kadar komisyonumuzda bulundurmaları.
(4700)
Silihtarda yeni türbin tesisatının giriş kanalı, süzgeç binası ve dekantasyon havuzu inşa ettirilecektir
î. E. T. T. İşletmelerinden:
1 — 324.000,10 lira keşif bedelli yukarda yazılı İnşaat İşi 10. 5. 048 pazartesi günü saat 10 da kapalı zarf usuilyle eksiltmeye konmuştur.
2 — Eksiltmeye girecek müteahhitlerin 1940 senesinden evvel en az 100000 veya 1940 senesinden sonra en az 250000 liralık bu nevi Mr tek İnşaatı başarmış olması.
3 _ Müteahhitlerin şantiye şefi olarak ve bütün fenni mesuliyetleri
deruhte etmek üzere kullanmağı teklif edecekleri yüksek mühendis, yüksek mimar veya mühendisin bu nevi inşaatı fiilen kendi mesuliyetleri altında ve başarı ile sevk ve idare etmiş bulunmaları ve bu İnşaah başından sonuna kadar fiilen ifa edeceklerini Noter senediyle teâhhüt etmiş bulunmaları şarttır. (Müteahhit bu maddede yazılı şartı lıafz ise çautlye şefliğini üzerine almağı taahhüt edebldı.)
4 — Müteahhidin kendilerinin ikinci maddede yazılı ehliyet ve şantiye şeflerinin 3 üncü maddede yazılı teknik ehliyeti haiz olduklarını gösterir resmi vesikalarla teahhütlerinl ve yeter derecede tafsilâtlı yazı »e fotoğraflarla eksiltme gününden en az 5 gün evveline kadar umum müdürlüğe bir dilekçe ile müracaat ederek ehliyet vesikası almaları lâzın.â r.
Bundan sonra yapılacak müracaatlarla 2 cl ve 3 cü maddede yanlı şartları gayet açık ve sarih olarak tevsik etmeyen vesikalar dikkat nazarına alınmaz.
5 — Muvakkat teminat 16710,35 Ura olup bu işe alt şartnameler Met-rolıan veznesinden 16.50 Ura bedel mukabilinde verilmektedir. (5263*
sında mukaveleyi buruşturup müteahhidin kafasına atan el!... «Her şey avuçları içindedir.» diyorlar a, o elit... «Dur» emriyle kalkınca, talihleri durduran el!... Zcynebe uzanan el. Zey-nebln reddettiği eh
Kaçmak, bir yerlere saklanmak İstedi, kımıklayamadı. Bu aczinin ÜB-bebjni de anladı: Muazzam kuş gözlerinin İçine bakıyor. Bu gözler de o yaman Ali Bâzımın sihirbaz gözleri. Her karşılaşmada olduğu gibi bu gözler, Zeynebl, biçare şikâr misali büyülediler, Akik yüzüktü o küstah el uzandı; genç kızı altın saçlarından yakaladı. Havalandılar, şimdi Zeynep, aşağıda, anneciğinin romatizmalı bacağını sürükllyerek rüzgâra kanıtmışçasına bocaladığını, gittikçe küçüldüğünü, küçüldüğünü görüyor. Mama dadısı, maymun ayasına bcnzlyen avuçlarını gök yüzüne açmış, dua ediyor. Kambur kalfa, Zeynebe sıçrayayım derken tekerlendi. Ve bu kendi insanları ortasında Selim!... Şimşek kılıçlı Selim!.., Selimin şimşek kılıcı, Ankanın gözleri önünde çakıyor. Zeynep, korkuyor. Zeynep, haykıracak. Zeynep haykıramıyor.
Zeynep, ter İçinde, nefes nerese;
kalbi çarparak uyandı. Etrafını yokladı; yatağında bulunduğunu anlayınca pek sevindi. Lâkin, alabildiğine cOlıs diyemedi. Zira gördüğü geçici bir kâbus değil; tesirinden kolay kolay kurtulamayacak. Rüyasının hakikatle sıkı sıkıya bağlı olduğunu biliyordu. Ali Hâzımın gözleri, karanlıkta hâlâ gözlerinin İçine bakıyor. Kâbusunun intibaı nu? Hayır!... Kâbusu hakikatin devamı. Ve öyle görülüyor kl, bir kumaşa batıp çıkan İğne gibi, rüya hakikat; rüya hakikat böylece devam edecek. Ali Kâzım tarafından benliğine lika edilen korku, bütün ömrünce sürecek; gecelerine gündüzlerine, tahteşşuuruna ve şuuruna hükmedecek.
Peki, Selim!
Selim mİ?.,. Selim, keşke rüyasında gördüğü gibi şövalyevarl bir insan olsa! Zeynep, ona dayansa, kainata meydan okusa... Neredîeee?
Odasındaki yalnızlığını gözleriyle görüp sakinleşebilmek İçin aydınlıktan İmdat bekledi Baş ucundaki küçük gece âmbasma uzandı.
Fakat ışığı yakmadı.
Evin içinde bir kımıldanış, hafif bir pırıltı sezdi. Bu sezişinin rüy asile
alâkası olamaz. Bunlar, hakikat âleminin sesleri... Aşağı katta bir pencere sürüldü; eski yalının çürümeğe yüz tutan «mİn tahtaları, ihtiyatlı ayaklar altında esnediler.
Zeynep, karyolasında oturarak başını llcr.1 doğru uzattı; hlslorl yalnız kulaklarında toplanmış, dinledi. Aldanmıyor.- Aşağı katta dolaşan kim olabilir? Pencereyi kim açmış olabilir? Herkesin yatak odası yukarıda. Kaldı ki, btr yol odalarına çekilip de kapılarını kilitlediler mİ, şafaktan evvel sofaya ayak attıkları, ancak geçen sen» komşuda çıkan yangın üzerine kaydedilmiş ender vakalardandır. Binanın alt katındaki İç İÇ* salonlar, geceleyin, diledikler! gibi cirit atsınlar diye; «iyi saatte olsunlar» a tamamen terkedilir. Karanlık sofalarda lüzumlu lüzumsuz gezinip er vahileri tedirgin etmek, mamada-djnın, kim bilir hangi tarihte onayladığı. bir anayasa gereğince menedll-miştlr. Diğer emektarlar da bu hükme ister istemez uymuşlardır... O halde aşağı kotta gezinen?
Zeynep, yatağından yavaşça süzülürken cesaretine kendi de şaştı.
t—Demek ki, ben öyle zannetti-
ğim gibi korkağın biri değilmişim?.. Hırsız mıdLr, kaatll midir bilmeden aşağı inmeğe iıazıriauıyonun.»
Ve, kend! kendine güldü:
«— İnmeğe hazırlanıyorum, çünkü aşağıdaklnln Alt Hâzıra olmadığım biliyorum.»
Bu İsim onu gene ürpertti. Fakat artık zihni hırsızla meşgul. En ufak bir gürültü çıkarmaktan çekinerek, ayaklarının ucuna basa basa, el yordam! yle eşyayı yoklıya yoklıya kapıyı buldu. Sürgüyü çekti; gıcırdamasın diye kanadı rezelerinden kaldırarak bir «olukta açtı. Sofaya çekti, aynı İhtiyatla merdivene yürüdü, trabzan-dan sarktı.
Aldanmamış... Salonun camlı kapısından titreyen vc yaldızlı fırça gibi şurayı burayı yalayan bir ışık gördü. Sonra, bir kibrit çakıldı... Artık tereddüde lılç mahal yok.
Merdiven basamaklarının — hatırında kalan — çürük ve ahileri İni i yerlerini, bir aerçe hafifliğiyle mümkün mertebe otlamaya çalışarak alt sofaya indi. Elektrik fenerli adara, şamdanın bir mumunu yakmış olacak. Demek, indiği işitilmedi?
(Arkası varı
—ratalı tiı IK'T 1 "
( TARİHTEN SAHİFELER j
Serbes Sütun.
Türk müzeciliğin yüzüncü yıl dönümü münasebetile
Fethi Ahmet paşa ___________________________________
Bodoslu Hafız Hacı Ahmet ağanın f Yazan : "1
oiıiu FeUü Ahmet 1801 de stanbulda | HALÛK Y- SEHSUVAROOLU | dofcd*». Kendisini sekiz yaşında En- - '
deruna verdiler. Burada iyi bir Türkçe tahlilinden sonra merak edip Fransızcayı da ÖgreudL ;
Sarayda. Rodoalu Ahmet bey dlyo »mUn genç Enderimi uyu Mahmut Mabeyincileri arasına ak11 ve 1332 san esinde uhtvslne 'Asa kiri Hassa! Şahane feriJdUti) MTC,J’
II. Mahmuden ölümünde Partate bulunan »» AbdüJjnecJdln culûsun-dar. sonra memlekete getirilip (Meclisi ahkâmı adliye AzAİığınaı tâyin «ylen Fethi paşanın o rene İçinde Padişahın hemşiresi Atiye «uttanla naniietiiü İlân olundu ve kendisine Ticaret Nazırlığı verildi.
9 ağustos 1840 tarihinde Dol ma-bahçedeki büyük Tüfekhanede Atiye sultanla Fethi paşaya nJdir görülmüş bir diiğûn tertlbedlldl. Padişahın, BlUlanlarm. devlet erkânının, maat'tl paşalann. Ulemanın ve yabana devlet sefirlerinin bulunduğu bu düğünde günlerce ziyafetler çekilmiş, parlak bir cihaz alayı tcrtibolumuştu.
Osmanlı sarayınıE tarihi ve kıymetli eşyalarlle süslenen Tüfckbane divanhanesine attın ve gümüş takımlı sofralar kurulmuş, burada «alarranya usulünde» yabancı sefirlere yemek veritelştl. Yemek esnasında saray mıuikası garp livaları çalmış, elçiler kısa nutuklarla Padl-dişahı öfeûp. evlenenleri tebrik etmişler ve Harielye Naarı Reşit paşa da bir hitabe ile yabancı misafirlere teşekkürde bulunmuştu.
Şemsi nur kimli bir baromla evli bulunan ve bu hanımdan çocukları olan ri3 Fethi paşanın evliliği sultandan saklanmış ve kendirinin bekâr olduğu söyletsiLştl. Fakat sonraları sultan, paşasnm bekâr olmasından şüpheye düşmüş ve bazı günler kayığa binip Kuzguncuk kıyılarına gelerek pembe boyalı Fethi paşa yslısuu kontrol eder olmuştu. Yalıda kadınlar ve çocuklar evvelce edilmiş tembihler üzerine dalma perdeleri örtülü tutarlar ve sultanın kayığı göründüğü günlerde yüzükoyun yerlere yatıp gölgelerinin pencerelere vumamasma gayret ederlerdi. Bu suretle sultana yatıma her vakit boş ve metruk olduğu hissi verilmek istenirdi.
Fethi paşa uârlu ve melankolik sultanmm üzüntülerlle eski evinin ıstuabı arasında her halde sıtanhh seneler geçirirdi. Feride ve Senîye sultanlar irimi i iki çocuğu dünyaya gelen Atîye sultan bir müddet Arnavut köy sûhHsarayında oturmuş, sonra Eyüp sarayına naklctmtşlL Fethi paşa sultanın ölümün» kadar Eyüpte, sonraları yazın Kuzguncuktaki yalısında, kışın Salıpazarındaki kona-gında ikamet etti.
Fransızca öğrenmiş, Viyana, Paris. Londra seflrhklerindç bulunmuş olan Fethi paşa, Taıızlmatm hakikaten samimi ve yeri düşünceli taraftarlarından birisiydi. Fikirlerde, sanayide, muaşerrette tamamen Avrupa! usullerin tatbikini istiyordu,
Fabrikalar açılmasına#. Tophanenin ıslahında, büyük teşebbüsleri ve hizmetler! görüldü. Medeni bir memleketin müzelerden de mahrum ola-nuyacağı düşüncesini ortaya atan ve eski Harbiye ambarında Türk silâhlarını tasnif ederek İlk müzeyi kuran da kendisi oldu. Buraya Abdiilmeeldl davet etmiş ve müze mevzuuna Padişahın alâkasını da çekmek İstemişti.
Hususi hayatında da devrin en modern pcjalanndzndj. Yalı ve konaklarım tamamen Avrupa üslûbunda (töşHlrdl,
Yeni yapıt!) Polmabahçe farayımn tefriş İşlerini daha sonraları diğer kasn ve sarayların döşetilmelerini ftaerino almıştı. Dekoratör Sdchanla kendi adnıkarmdan Krepen 11e Avrupa fabrika ve mağazalartndBn mubayaalara girinti. Ntşanta çındaki Sultan düğünlerinin levazımını da kendisi getirtmişti.
Bu hareketleriyle Tophane müşlr-J'fii arasında münasebet göremlyen-ler ve bilhassa bunları bahane eden hasıml3n kendisine hücumdan geri kalmazlar ve Fethi paşayı aralarında (BezlrgAû pasaj diye anarlardı.
Adile Sultan kız kardeşinin çektiği ıstıraptan dolayı Fethi paşayı sevmez, Adile Sultan kotası damat Mehmet ah paşa da daha ziyade siyasi ihtiraslarla Sultan Mecldü» pek ya-kuu olan bu vezire kar-p bL» kin ve «davet beslerdi. Kendisi Kaptanı-
deryalıkta bulunduğu sıralarda uzun bir samandan b«rJ çektiği göğüs darlığı hastalığından 5i«ı Fethi paşanın ölüm haberini Tojsanede öğrendi £1 vakit Adeta memnuniyet göstermiş ve (Hamdolsun şu Bezirgan paşadan kurtulduk) demişti. 121
Sık sık vükela değiştiren ADdülme-ett bilhassa Rıza, Reşit ve Fethi paşaların tesirinde kaklı. Zaman zaman bunlardan birine meylettiği ve onun dediklerinden ayıılmadtğı durdu.
Fetbl paşa ilk ramanbrd Reşit paşayla aynı tiklideydi. Diğer vükelâya karşı aralarında âdeta bir beraberlik vardı. Fakat sonraları bu dostlukları bosu İd v. Devrin şahsiyetlerinden biri olan Cevdet paşa diyor ki: (Muahharen aralan şekertLb oldu kİ aralarında bu börudet encümenin yevmi kîlşadında kesbl şiddet eylemiştir.
Sonraları meclisi maarifin işlerini terviçte ekseriya tarafı hllâfta bulundular. Ol anda ise Fethi paşa Toplıanei âmire müşiri ve mazhan kemali teveccühü şehriynrf olarak bayağı müsteşarı saltanat malcamın-daydı.)
1851 mali buhranında vükelâ meseleyi istikraz yeliyle hal çaresini düşündü. Bunu ileri sürenlerin başında Fuat efendi geliyordu. Nihayet Fransadan bir miktar altın İstikrasına karar verildi. Âli paşanın Sadaretinde ve Fuat efendinin Hariciye Nazırlığı «Tasında Fransa nefiriyle bir istikra» mukavelesi imzalandı. Fakat Fethi paşa İşe müdahale edip borçlanmanın zararlarını Padişaha anlattı. (Pederiniz iki defa Rusyahı 11 e muharebe etti. Bu kadar meseleler aşUTdıı, bunca gaileler geçirdi. Hariçten bir para istikraz etmedi. Zamanı hümayununu» 4 say iş üzer** geçmiş olduğu hakte Istikraaa idem he der) IM deyince Sultan Meelt mukaveleden vazgeçti, Fust efendi telâşa düştü v° Padişahı !kna.a çalıştı. Fakat sözleri fayda vermedi. Abdülmectt (Ben bu devlet! selefimden nasıl buldum İse halefime öyle teslim edeceğim, eğer bu istikraz bozulmazsa saltanattan IsUfa ederim) 141 diyerek konuşmayı kesmiş re neticede mukavele bozulmuştu.
Fethi paşa hususi hayatında da devrin en modern paşalarından birisiydi. Zamanında yapılmış yağh boya portrelernlde sevimi) bir sakalla çevrilmiş zeki ve biraz müstehzi ba-ksşlarlyle karşılaşıyoruz.
Güzel sanatlara, resme dalma ehemmiyet vermiş olan eski Tophne müşirinin Viyana sefirliği esnasında İmparator sarayına gidişi, itimat mektubunu takdim edişi VJyanah bir sonatkAr tarafından sulu boya ile yaphmış ve bir albüm halin* getirilmişti. [5]
Atiye Sultanla evlendiğinin ertesi Eünü teşekkür için mabe.vlne gitti-Binde Padişahın hediye ettiği çok kıymetli tek taş bir yüzüğü dalma parmağında taşırdı.
Sultanın ilaha n. Mahmut zamanında hazırlanan çeyizi aracına damat paşa İçin de çok kıymetli hediyeler konulmuştu.
insan paşanın siyah sakallı portresine bakarken dalma çeyiz İçindeki üzeri roza elmasla tuğra İşlenmiş müzikali attın sakal tarağını hatırlıyor.
Fethi paşa sabahtan Arnvutköy sarayından kuzguncuk taratma doğru bakarak sakalını bu tarakla tararken acaba mu; ikası nasıl bıP hava çalıyordu.
EH Fethi paşanın Şcmslnur hanımdan olan çocukları Besim, Mahmut beylerle Yegâne ve Ollzkle hanımlardır.
(21 Mehmet Ali paşa bu sözleri Tersane müsteşarı Sait efendi yanında aarfetmîş. Ali Rıza bey ondan naklen 13. Asrı hicride Oımanîı ricali eserinde yazıyor.
[3, 41 Cevdet paşa Tezaklr.
161 Müzelerin yüzüncü ybdanünjiı münasebetiyle Fethi Ahmet paşa namına çok güzel bir madalya basılmıştır. Müzelerin yüzüncü yılı münasebetiyle neşredilecek eserde hayatına alt makalelerin ve ban tay-mctll resimlerin yer alacağı şüphesizdir. Ailesi çok yerinde bir hareketle paşanın yagh boya bir portresin.* Teokajn sarayı resim galerisine hediye etmiştir.
Orman kanununun iadiii tam olmalıdır
Sokak kumarları
Tek partili Vasîiik hükümeti günlerinden kalan Antt demokratik kanunlardan birisi hiç şüphesiz (9/7/945) tarihli ve (4785> numaralı Orman Kanununa ek kanundur. Bu kanunun birinci maddesi: (Hiç bir işlem ve bildirime lüaum olmadan bütün ormanların devlete geçtiğini) tasrih eder. On ikinci maddesi ise: (Bir yerin orman sayılıp saytla-mryac ağını Tanın Bakanlığı belli eder.) kaydım taşır.
Bu, şu demektir ki ormanla hiç bir alâkası olmıy&n herhangi hir yer veya arsa, sahibinin haberi olmadan — içinde bir kaç ağaç var diye — Devlet ormanı olarak tapuya tescil ettirilebilecektir. Netekün tatbikat, bu korkulan sonuçları vermiştir. Belediye hudutları İçinde bulunan ve ormanla hiç bir ilgisi olnıîyan, hattâ orman vasfında olmadığına dair sahiplerin ellerinde ilâmlar bulunmasına rağmen — bir çok arsalar habersizce tapuya tescil ettirilmiştir.
Daha garibi var: Bu kanunun beşinci maddesi: (Kanunun yürürlüğe girmesinden başlayarak en geç bir yıl içinde tapu senetlerini orman İsletme müdürlüklerine İbraz etmiyen mülk saiıip-leri, devletleştirilmiş mülklerinin karşılıklarını istemek hakkını da kaybetmektedirler.
öyle sanıyorum ki bu kanunun totaliter devlet rejimlerinde bile mîs’lne tesadüf edilemez. Bir defa keyfî tir kararla sahibinin elindeki yer orman sayılıyor, ve kanunun birinci maddesine dayanılarak habersizce Devlet namına tescil ettiriliyor. Fakat bu tescil işi kanunun yürürlüğe girmesinden bir sene geçtikten sonra yapılıyor ki sahibi hiç bir karşılık istemesin.
Bir şans ve tesadüf eseri olarak sahibi bu kanunun miinderl-eatına vukuf peyda eder ve kendi yerinin orman sayıldığını bir sene geçmeden öğrenebilirse kendisine karşılık olarak verilen pa- bil kâğıdından hangisinin yüzün ranın da adalet mefhumuyla telifi mümkün değildir. Arsa veya arazi sahibi yerini bugünkü kıymetine göre yüksek fiatle almış ve bunu tapuya da doâtu olarak tescil ettirmiş bulunabilir. Fakat kanun bunu tanımıyor. Karşılık olarak ancak 194G yılı vergi kıymetine matrah olan değerini altı senede, altı taksitte vermeği kabul ediyor. Yani 1936 yılında metresi elli kuruş olan ve bugün kıymeti elli liraya yükselen bir yeri ancak yüzde bir değerli* bunu da altı taksitte ve altı senede vermeği kabul ediyor. Bu kadar adaletsiz bir hükme kanunlarımızın hiç birinde tesadüf edilmemektedir.
Şimdi bu kanunun tâdiline gidiliyor. Kanun tasarısı Meclis komisyonlarında müzakereye başlanmıştır. Fakat bu tâdilin, tam olmadığı yalnız ziraat İşletmeleri içinde bulunan ormanların sahiplerine iadesine gidileceği, ziraat İşletmeleri dışmda kalan ve orman sayılan sahipli arazinin yine Devlet mülkiyetinde bırakılacağı. anlaşılmaktadır. Halbuki Belediye sınırlan içinde ve mahalleler bitişiğinde — İçlerinde ağaç bulunduğu için orman, sayılan — bir çok arsalar vardır ki bunlar yine Devlete kalmaktadır.
Adı geçen kanun vaktiyle bütçe encümeninde müzakere edilirken zamanın Tarım Bakanı Şevket Raşit Hatiboğlu (böyle yerlere dokunulmıyacağmı. bunları ormandan ayıran vasfın kuruluş ve kullanışlarındaki gaye olduğunu, böyle yerlerde orman mahsullerinden faydalanma gibi İktisadi gaye takibedilmediğini, bu ağaçların bulundukları yerlerin güzelliğini ve sahiplerini dinlendirme imkânlarını sağladığını) söylemişti. Zapta geçen bu sözlerine rağmen tatbikatta aksi yapılmıştır.
Belediye şuurları içinde bulunan bu arsaların da sahiplerine iadesi adalet icabıdır. Mecliste bu cihetin göz önünde tutularak tâdilin ona göre yapılmasını ilgililerden bekleriz.
Salim. Kenrea
f' _
Linotip operatörü aranıyor
Eski ve yeni Türkçe yazıyı bilen tecrübelL iki Linotip operatör aranıyor. «AKŞAM» idaresine müracaat.
Köşe başlarında iskambil açanlar, yumurta döğüştürenler!
l Yazan: Cemaleddin BİLDİK
8-10 Hra kazc —ılar...
El arabasında ku nazı yumurtalar
Tophane civarındaki yokuşta: «Resmi bulan kazanıyor!» diye bağıran adam — Gözeliler ı ve oyuna iştiraki temine çalışanlar — Mermer ■ yumurta ile çocukları aldatan adam — Kırık yumurtaları toplıyanlar — Lokanta ve piyazcılara satılan kırmızı yumurtalar — Günde
Kumar oynamak yasaktır amma, resmî müsaade ile serbes olduğu yerler vardır. Fakat sokak ortasında iskambil açıp geçen yolcularda merak uyandırmak, nedir? Ne oluyor? Diyerek toplananların ceplerindeki paraları «El çabukluğu» nıarifetile almak, her halde müsaadeye bağlı kumarlardan olmasa gerektir.
Sabahlan saat dokuzla on arasında Tophanedeki Erkek Sanat okulunun arkasında. Cihangire giden Defterdar yokuşundan geçen her vatandaş, yukarıda- İşaret ettiğimiz bu sokak kumarım görmüştür.
Bu nasıl oyun?
Anlatayım... Bir adanı, etrafım çerçeveleyen kalabalık arasında, yere çömelmiş olduğu halde bağırıyor:
«— Resmi bulan kazanıyor! Ka zanıyor, kazanıyor!... Resmi bulan kazanıyorl...»
Bu adamın elinde ikisinin yüzü bembeyaz, birinin yüzünde de jokey resmi bulunan üç iskambil kâğıdı vardır. Hünerli bir el çabukluğu İle yere serdiği üç iskanı
de resim, bulunduğu belli değildir. Çünkü İskambiller yerde ters olarak durmaktadır. İşte oyuna girmek istiyen kimse, bunlardan biri üstüne parmağını basarak cevap veriyor;
(— Resimli kâğıt budar! >
Oyunu idare eden adam soruyor
(— Kaç para koyuyorsun?
Yarım lira, bir lira, bir buçuk lira ve iki Hranın adı bile anılmıyor bu oyunda... Mutlaka bir iki buçukluktan yukarı olacak... Beş Ura, on lira, 20 lira, elli lira ile oyuna giren girene...
Oyuncu, para konan iskambilin yüzünü çeviriyor... Şayet oyu na giren resimli kâğıdı bulduysa koyduğu parayı bir misli fazlasi-le yani beş lirasını 10. 10 lirasını 20, 50 lirasını da 100 Hra olarak alıyor. Resinıi bulamadıysa kovduğu para oyunu idare edenin oluyor....
Kazanan kim?
Seyrettiğiniz müddetçe bu 0-yunda beşliklerin, onlukların, hattâ elliliklerin hep oyunu idare edene, yani el çabukluğu İle yere
iskambil seren adama geçliğini görürsünüz.
Oyuna girenler hiç mi kazanmazlar? Kazanırlar... Fakat bu kazanmanın da bir sır tarafı var dır, şimdi onu anlatayım;
Oyunu idare eden adam yalnız değildir. Bir kaç gözcüsü vardır, vazifeleri de tuttukları köşe başlarından polisleri gözetlemektir... Aynı teşkilâtın bir kaç adamı daha vardır ki bunlar da seyircilerin oyuna iştiraklerini temin ederler. Bir yabancı gibi oyuna girer, resimli kâğıdı bulur ve karşısından beşer onar boyuna para çeker. Onun kazandığını gören seyirciler de oyuna girmekten kendini kurtaramaz, girer ve resimli kâğıdı bulamadıkları için boyuna para kaybederler. Hülâsa, kazananlar aynı teşkilâtın adam lan, kaybedenler de seyircilerdir.
Polisin «Papelciler diye adlandırdıkları bu adamları bir kaç sabahtır 9 - 10 arasında hep aynı yerde görüyoruz. Alâkadar!arm dikkatlerini çekeriz.
Gelelim yumurta döğiiştürmeğe
Bir kaç gündenberi sokaklarda sepetler ve el arabaları içinde kır mızıya boyanmış yumurtalar görülmektedir. Sattcılarmm etrafında da bir sürü delikanlı İle ilk ve orta okullara devam ettikleri şapkalarından belli olan bir çok talebe.., Bunlar, mütemadiyen
| Yukarıda: Amerikan bava kuvvetleri tarafından testim edilen P. 42
1 Thi|iıderbQİt uçuklarının bir kısmı Gazlemır hava alanında, aşağıda hava '1 tümgenerali İhsan Esincr, Binbaşı E. Miller (sağda) tarahnd.m verilen Amerikan pilot kanadını tutuyor (soldaki Amerikanın Türklyey» yardım ' hçye+tn'e bağlı Amerika hava kuvvetleri grupu talim Ve terbiye kısmı ■•başkanı albay Fcrgusonıiurj

yumurta döğüşlürmek suret ile kumar oynamaktadırlar. Sağlamını seçen biri, avucuna aldığı yumurtayı uzatıyor:
— 10 kuruşa!...
Yumurtasının sağlamlığına gü venen bir diğeri teklifi kabul ederek oyuna giriyor... Ild yunrtıı-tarnn uçları birbirine vuruluyor. Ucu kınlan yumurtanın sahibi karşısındakine hem yumurtasını veriyor, hem de 10 kuruş...
Bu suretle 15, 20. 25, hattâ 59 kuruşa bile iddiaya girilerek yumurta döğüştüriilüyor...
Boyalı yumurta satışı da bir sokak kuman haline gelmiştir. Bir yumurtacının bana anlattığına göre bu yüzden günde sekiz on lira para kazananlar da varmış! Fakat hile ile.... İşin hile tarafını da şoyiece anlattılar:
«— Yumurta döğüştürmekie nara kazanmağı is edinen öyle ad anılar var ki mermerden vanmr ta yaptırıp kırmızıya buyuyor v° nerede kırmızı boyalı yumurta satan varsa oraya gidin mermer vumurtasüc oyuna giriyor. Tabii karşısındaki çocuklar bunun farkında olmadıklarından boyuna yumurta ve para kaybediyorlar!...»
Kırık yumurtalar ne oluyor?
Oyunda iki ucundan kırılmış olan yüzlerce hazırlop yumurtanın da alıcıları vardır. Bunlar, ovun yellerinde dolaşarak yumur talan 2-3 kuruş eksiğine toplayıp lokantalara ve piyazcılara sa-tıvorlarmtsl.. Sirkecide sokak içinde Tasladığım yumurta düğüsünü bir müddet seyrettim. Yirmi yirmi beş dakikada iki yüze yakın yumurta kırıldı. Aynı vu-murta satıcısı, kırık yumurtaları çocuklardan bir kaç kuruş eksiğine salın aldı ve sonra yanma gelen bir toplayıcı ya sattı.
Cemaleddin BİLDİK
Danslı çay
Nişantaşı kız enstitüsü oktıl aile birliği sosyal yardım kolunun 3 mayıs 1S)48 cumartesi günü saat 15 den 30 ye kadar Taksim belediye gazinosunda bir danslı çay tertlbetmekte olduğu, bu toplantıya belediye gazinosunun tekmil programfyte fştir-ak edeceği ve ayrıca güzide sanatkârlarımızdan Necml Rıza Ahıskan vc arkadaşları tarafından da bir musiki konseri verileceği ve daha bavı numaralar ve sürprizler bulunacağı haber alMMmştor.
Bu konsere alt davetiyeler oku! müdürlüğünden temin edilebilir.
—* TAKVİM ©_
Gemazlyel'âbg U — Kasım. 169
İmsak. Gıi. öğle İkindi Ak. VuTri E. 8.10 10.10 8.15 6.04 12.00 l.« V. 4.1fl 5:03 13.13 17.01 10.58 20.38
I Ilı M
H frlrart İSIT
Herkesgider Mersine biz gideriz tersine!..
Resmî maçlar ve lig maçları — Faal sporcu ve idareci — Sporcu ve spor yazarı — Hakemlik ve spor muharrirliği
Yazan: ADİL GİRAY
Beykozla Elektrik yarın gene karşılaşıyor Oeçoh hafta terfi maçlarının birincisini yapan Beykozla Elektrik takımları talimatname gereğince ikinci karşılaşmalarını yarın yine Şeref stadında yapacaklar ve bu suretle terfi maçları nllınyetlenmlş olacaktır. Birinci maçta Beykozun Elektrik takımına 3-0 galip gelmesUe İş bitmiş değildir. Bit cihetle yarınki karşılaşmanın da birinci maç kadar heye-
Başka memleketlerdeki spor İşlerine g(i! atarsak şunlar» görürüz: Oralarda spor İşleri teamül, örf ve âdet halini almış ve kökleşmiş bir takım metot ve sistemlerle yürümektedir. Bu metotlar senelerce tecrübe edilerek müspet neticeler vermiş dünyaca benimsenmiş sistemlerdir. îşl biraz İncelersek görürüz kİ bütün milletlerin uyduğu program bir örnektir. Bu programda seneler var kİ ufak bir değişiklik yanılmış değildir, çünkü onları değiştirmek cidden zordur. Sistemde bir tadilât yapmak, yüksek bir bilgi, hakiki bir otorite ve tecrübeye dayanan bir etüdün mahsulü olabilir. Salim bir düşünce İle bunu bu şekilde mütalâa edebiliriz. Biz bugüne kadar dünyaca kabul edilen ve tatbik edilen bu beynelmilel metot vs sistemlere bir türlü ayak uyduramadık. Bu yüzden pek tabiî olarak spor İşlerinde —* yerinde bir tâbirle — İki yakamız bir araya gelememektedlr. Bizde spor işleri hâlâ âlemin tuttuğu yolun aykırı bir istikametinde yürümektedir. İşlerimizi bugünkü başıbozuk hüviyetinden tecrldetmek zamanı gelip geçmektedir. Metotlu ve sistemli çalışma yolunu tutmalıyız. Başka türlü bu İşlerde bir düzenlik olacağına inanmak kendimizi aldatmaktan başka bir şey değildir.
Bugünkü noksan ve uygunsuz İşlerimizi bazı misallerle açıklamağı faydalı bulduk.
Resmi maçlar, lig maçları:
Bugünkü şekli İle Türkiye birinciliği ve Milli Eğitim mükâfatı müsabakaları başka yerlerde yapılan bu neviden organizasyonlara lılç benzemez. Lig maçlarının oynanması tüyebiliriz kl arzuya ve keyfe tabi bir hal almıştır. Halbuki bizden başka yerlerde bu müsabakalar sporcular için hakiki bir disiplin ve olgunluk mektebi sayılır. Bu müsabakaları tadil, tatil veya tehir etmek oralarda kimsenin aklından bile geçmez.
Buna zaten kimse cesaret edemez. Böyle bir hal vukuunda kıyametler kopar. Orada çok iyi anlaşılmıştır kl kulüplerin yaşamasını, oyuncuların yetişmesini sağlıyan ancak resmi müsabakalar ve lig maçlarıdır. Ne ecnebi temasları, ne milli takım maçları hattâ ne de olimpiyat hazırlığı bahanesiyle resmi maçlar teehhüre uğramaz. Bu yüzden de futbol oralarda İyi durumdadır. Gün geçtikçe İnkişaf da etmektedir. Bizde İşler tamimiyle aksinedir ve cidden pek lâü-balidlr. Spor teşkilâtı ve kulüplerimiz resmi müsabakaları baltalamak için âdeta aralarında rekabet ederler. Ufak bir bahane ve fırsat lcadederek rc3mi müsabakaları çabucak bir yana atmak işten bile değildir.
Bir misal:
Bratislava Çek takımı İstanbul» geldi. Lig maçları İki hafta müddetle bir duraklama geçirdi. Aynı tarihte yine bir Çek takımı olan (Boheml-ansı da Patiste oynamıştı. Bu yüzden Farlstekl resmi maçlar tehir
edilmedi. Fransızlarla, Çekler arasındaki müsabaka Parlste hafta İçinde oynandı ve bu maçta birkaç bin seyirci bulundu. Fransız takımı sahaya daha ziyade İhtiyat oyuncularla çıkmıştı. Asıl oyuncularını üç gün sonra yapacağı resmi maça saklamıştı. Üç gün sonra bu resmi maçta 30.000 den fazla seyirci hazır bulunmuştur.
Fransız seyircisi hususi bir maçın şampiyona maçından daha önemli olamıyacağını anlıyacak ve takdir edecek bir duruma gelmiştir, çünkü sporun başında bulunanlar İyi İdareleri ile halkı da yetiştirmişlerdir. Bir gün bizim de bu olgunluk devresini İdrak et maki İğim İz naslbolacak mı? En büyük temennimiz bu olmalıdır.
»*•
Faal sporcu, hem de İdareci:
Sporun İleri bulunduğu yerlerdi faal sporcuların aynı zamanda İdare İşleri İla meşgul olması hiç vâki değildir. Bunun mahzurları hakkında fikir yürütmek bile zaittir. Bizde son zamanlarda faal sporcu İdareciler çoğalmağa başlamıştır. Bunun ününe geçmek sporun selâmeti namına elzemdir.
Sporcu ve spor yazarı:
Bizde türeyeu ve başka yerlerdo raslıyamıyacağınız bir tip do budur. Bir faal sporcunun devamlı olarak spor yazarı olması spor kanun ve telâkkilerine çok aykırı düşer. Bir muharrir tenkld yapan insan demektir. Bir sporcu kendi büyüklerini ve kendisini yetiştirenleri uluorta tenkld etmesi bir kere sporculuk nezahetlyle kabili telif değildir. Şayet bunun aksin! yaparsa o da birincisi kadar mucibi muahezedir. Çünkü büyükler, küçüklerin takdir ve taltifin? muhtaç değildirler. Velhasıl bu İş normal sayılmaz. Bizde bu müsamaha İle karşılanan bir âdettir. Bu müsamahadan en çok zarar görecek olan maalesef memleket sporu olacaktır. Bir gencin buna heves etmesi onun ly| bir kariyer yapmasını da zorlaştırabilir.
Hakemlik ve spor muharrirliği:
Yabancı memleketlerde hakemlerin devamlı olarak spor muharrirliği yapması görülmüş değildir. Spor dünyasının en yüksek ve şaşmaz otoritesi vasfını taşıyan hakemlerin — kariyerleri devammca — spor yazısı yazmak bahsinde İmsakli davranmaları belki şerefleri İcabıdır.
Spor sahalarında adaletin en büyük mümessili olarak kabul edilen hakemlerin birinci vasıfları ağır başlı olmalarıdır. Hakemlerin herhangi bir spor batisinde fikir ve kanaatlerini münakaşa ve tenkld mevzuu yapacak yazılar yazmaktan uzak kalmaları onlara yaraşan bir meziyet sayılmaz mı? Bizde bu nokta büyük lâkaydl ile karşılanmaktadır. Bugün kalbur üstünde kalan birinci sınıf hakemlerimiz de dahil hemen hemen hakemlerimizin kâffesi devamlı olarak spor muharrirliği yapmaktadırlar. Bunun da hakem işlerinde görülen İstikrarsızlık âmillerinden bir! olmadığını kim İddia edebilir?
canlı geçeceği muhakkaktır. Averaj
usulünün tatbik edildiği bu karşılaşmalarda atılan vo yenen goller hesaplanacağı cihetle bu sefer Elektri-
ğin Boykotu 4-0 yenmeelle bütün İhtimalleri altüst edeceğini düşünmek lâzımdır.
Geçen haftaki maçta her İki takımı da yekdiğerine müsavi bulduk. Beykozun 3-0 lılc galebesi fırsatlardan iyi istifade etmesi İle olmuştur. Bu sefer aynı şansın Elektrik takımına gûlmlyeceğlnl kimse İddia edemez. Bu cihetle Beykozluların bu maçta daha fazla müdafaaya ehemmiyet vererek oynaması ve bu arada çetin rakibine gol atmaya bakması averaj temin etmesi yüzünden çok ehemmiyetlidir. Bugünkü vaziyete göre Beykoz rakibine nazaran bu maça büyük avantajla girmekte İsa de yukarıda İzah ettiğimiz sebeplerin her an vuku bulabileceğin! gözönünde tutarak oynamaları lâzımdır. Ve bu şekilde çalışırlarsa birinci kümedeki mevkilerini muhafaza edecekleri şüphesizdir. Bilhassa geçen sefer olduğu gibi Asaplarına lıâklm olarak oynamalarının kendi lehlerine olduğunu hiç bir zaman hatırdan çıkarmamalıdırlar.
Okullar arası futbol birinciliği
Okullar arası Türkiye futbol birinciliklerine dün şeref stadında başlanmış bulunmaktadır. Bu müsabakalar için şehrimize gelen Ankara ve İzmir okullarının birincileri şehrimizde okullar birinciliğini kazanan Galatasaray lisesi takımı İle karşılaşmaktadırlar. Müsabakalara bugün ve yarın devam edilecek ve bugün Oa latasaray Ue Ankara şampiyonu, yarın İzmir ile Ankara şampiyonları karşılaşacaktır.
Galatasaray boks takımı İrana gidiyor
Türklyenln en kuvvctU boks takımına malik bulunan Galatasaray boks takımının İran spor teşkilâtının davetlisi olarak Tahrana gitmesi takarrür etmiştir. Kulüp İdarecilerinden Adnan Akıska'nın riyasetinde gidecek olan Lakımla Celâl. Vlâde-mir, Hüsnü. Erol, Vural, Aydın, Gar-bb. Ziya. Muammer bulunmakta ve kafile İle birlikte meşhur kalecilerimizden Osman İncili de gitmektedir. İsveçli güreşçiler geliyor
Güreş federasyonunun olimpiyat hazırlıkları programında bulunan İsveç - Türk güreş teması için bütün hazırlıklar tamamlanmıştır, İsveçlilerden alınan bir telgrafta kafilenin 5 mayısta hususi bir uçakla İstonbul-da olacağı anlaşılmıştır. İlk müsabaka 8 mayısta Stokholm - İstanbul muhtelitleri arasında olacak ve ikinci karşılaşma 3 mayısta Türk - İsveç milli takımları arasında serbC3 güreş olarak yapılacaktır. Müsabakalar İnönü stadında olacaktır.
---- -— ■"""i
İmparatorun enfiye kutusu
AŞK VE ZABITA ROMANI
Yazan: John D. Carr Tercüme eden: Vâ-NÛ
- .. . Tefıika No. 20_____________
Evet, kabul zaruretindedir: Sebebini bilmemekle beraber, Yvette. onu, öte-denbcrl korkutuyor. Peki ama eve naa:l girsin? Pencereden olamaz. Zemin katının bütün pencereleri, geceleyin İç kapaklarla kapatılmaktadır.
Eve, elini alnına götürdü, dada, kanın yapışkanlığını sezer sezmez, irkildi ve elini çekti. Geceliği filân da. mükemmel vaziyette olacak doğrusu. Ne derece kana bulaştığını anlamak İçin, kendini bir muayeneden geçirmek İstedi; fakat ışık kâfi ûegll. Goyleee üstünü başını yoklarken pijamasının cebinde, Ned Atwood'un kendisine İade ettiği anahtarı keşfetti: Ön kapının anahtarını...
içinde bir ses haykırıyor• Sokaklar polis dolul Evin öte yanına dönemezsin' Fakat İçinde başka bir ses de. bahçe parmaklığı sayesinde sokaktan Bönilmiyeceğtni ona haber veriyor. Du var boyunca kayıp yürüyebilir. Eğer
hiç gürültü çıkarmazsa, dikkati çek-nıekslzln, ön kapıdan İçeri kayabilir, Kararını verinceye kadar epey zaman geçti. Her saniye, perişanlığını artttnyor. Nihayet, karanın verip' duvarlara sürtüne sütüne koşmaya başladı. Villânın önünde nefes nefese durdu. Vo orada. Toby Lawes ile karşL karşıya geldi. Qenç kadının tahmin ettiği gribi, delikanlı, hattâ giyinmek fırsatını bulmaksızın onu almaya gelmiş. Pijamasının üstünde bir yağmurluğu var, o kadar.
Bereket, Toby, onu görmüyor. Meymenetsizlikler başlıyalıberl talih ilk defa olarak Eve'e gülifrnşedl.
Bahçeyi sokaktan ayıran duvar, dokuz kadem kadar yüksek. Tak şeklindeki kapı demirdendi. Angea sokağının yüksek fenerlerinden ışıklar süzülüyor; fakat at kestanelerinin yapraklarına çarptığı için içeriye yo-şllimtrak aksediyorlar. Villânın bahçesi gölgede kalıyor. Toby Lawe9 İse,
[radyo]
ANKARA RADYOSU Bu akşamki protfrarn
17 Radyo Çocuk kulübü: 18 Dans müziği (Pl.); 18.30 Konuşma; J0.45 şarkılar; 18 Haberler; 19.15 Geçmişte bugün; 19.20 Bvlng Melodileri; 19.45 Yurttan sesler; 20.15 Radyo gazetesi; 20,30 Serbes; saat; 20.35 İnce saz; 22.13 Dans müziği (Fİ.); 22.45 Haberler: 23 Dans müziği (PİJ:
Farm sabah ve Oûh programı
3.30 Haberler; 8.45 Çeşitli hafif müzik (Pl.): 9.15 Dinleyici işlekleri
(PI.I; 10 Müzik: (Pl.); 10.30 Şarkılar (Pl.); 11 Temsil; 11.25 Çeşitli sololar (Pl.); 11.45 İnce saz; 12.30 Yurttan seslet; 13 Haberler; 13.15 Radyo salon orkestrası: 13.50 Konuşma: Ç. E. K. adına.
|j KONSERLER
____________________
SUAT GÜN KONSERİ
Sanatkâr Suat Gün 4 mayıs salı akşamı saat 21,30 da Melek sinemasında bir konser verecektir. Programda Ebubeklr ağanın mahur bestesi,; Abdülhallm ağanın sdzlnâk ağır semaisi ve tanburl AH efendinin nihavent yürük semaisi olduğu gibi Suat Gün tarafından bestelenmiş dört adet yeni şarkı Ue diğer şarkı ve halk türküleri mevcuttur.
Biletler sinema gişesinde satılmak-
Tedbirsizlik’]
DÜNYA SPOR HAVADİSLERİ
Kapalı salonda futbol
Ernplre Pool of Wembl?y, kapulı salonunda gelecek haziranda futbol karşılaşmaları organize etmek düşünülmektedir.
Bu maçlar 6 kişilik takımlarla yapılacaktır. Bu arada Tommy Lamson' un İdaresindeki takımla Carter’ln idaresindeki ekibin karşılaşmasını îngtllzler şimdiden merakla bekliyorlar. Bu arada kapalı salonun uzıınhı-ğn 55 m. genişliği de 25 m.olacaktır.
Bu küçük sahadaki oynanacak oyunlarda beynelmilel futbol kaideleri tatbik edilecektir. Fakat gaye mümkün olduğu kadar yerden oynamak olacaktır.
Bütün bu hazırlıklar bitmekle beraber geriye federasyonun müsaadesini almak kalıyor kl bunun pek zor olacağı söyleniyor.
Arjantinde gece maçları
Rio de Janeiro'da geceleyin yapılan bir futbol müsabakası esnasında, bir seyirci sahayı aydınlatan projektörü taşıyan büyilk beton sütunun sallandığını görmüş.
Hakikatte bu rüzgârla İtilen bulutların meydana getirdiği optik olaydan başka bir şey değildi..
Bu vaziyetten kuşkulanan seyirci yanındaki arkadaşına lazlyett bildirmiş ve bu haber kısa bir anda büyük sütunun civarında oturan seyirciler arasında yayılmış, hepsi birden ayağa kalkıp acele İle kaçmak İsterlerken büyük bir kargaşalık olmuş ve sonunda 6 kişi ağır yaralı olarak hastaneye yatırılmıştır.
Atletizm müsabakaları
İstanbul atletizm ajanlığının tertiplediği Onlu yarışmalar bugün ve yarın İnönü stadında yapılacaktır. Bugün 16 da başlıyacak olan bu müsabakalarda 100, 4ûo metre koşularla uzun, yüksek atlamalar ve güLle atma, yarın 110 mânialı, 1500 metre, disk, cirit, sırık atlama yapılacaktır.
demir kapının öte yanında, ışıkların altında... Anges sokağı, Eve'ln tahmin ettiği gibi polislerle dolu değildi. Görünürde sado bir nöbetçi polis var. Genç kadının keşfedilmesine İşle o mâni oldu.
Toby, demir kapıya varmıştı kl, arkasından kaba bir ses aksetti:
— Dur bakayım orada, delikanlı, kirişi kırıyorsun galiba?
Toby, cevap vermek için döndü. Fransızcayı ly| konuşuyorsa da şivesinden ecnebiliği belliydi.
— Ben bayan Nelll'e gidiyorum. — diye cevap verdi. — Buraya İşte...
Demir parmaklığa yumruğuyla vur du.
— Hayır efendim. Evden ayrılmak yasaktır. Derhal dönünüz, derhal.
— Fakat, size söylüyorum işte...
— İzahatı sönra verirsiniz.
Toby, bezginlik irado eden bir harekette bulundu. Aydınlığın altında, Eve. onun eve döndüğünü gördü. Par maklıkların arasından kesik bıyıklı, .kıvırcık saçlı, glizel başını farketti. Fakat şu esnada, yüzünün bütün hat ları gerilmiş; heyecanlı olduğu anlaşılıyor. Toby. yumruklarını havaya kaldırdı. Hiç kimse, bu arada (îa Bve, onun hissettiği derin İstıraptan
Klodi kollarını masasına dayamış, başını İki eli atasına alarak derin bir düşüneeye dalmıştı. İçinde kaynaşan endişeler alnını kırıştırır ve çehresinin hatlarını sertleştirirken gökleri duvarda asılı duran güzel karısının protresine dikildi. Biraz sonra karısı Jaklln odaya girdi. Klodı derhal yerinden fırlayarak yanma koştu ve:
— A'... Sen misin Jaklln? Dışarı mı çıkıyorsun? diye sordu.
— Evet Klod, terzime uğrayaca-cağım, sonra madam sartolu ziyarete gideceğim.
Delikanlı, karısını köllan arasına alarak alnından öptü:
— Pekâlâ Jaklln ben burada kalacağım ve seni bekJIyeceğlnı, dedi.
Fakat genç kadın duraklayınca Klod yeniden sordu:
— Bir şey mİ söyllyeceksln?
Genç kadın:
— Hayır, söyllyeceğlm ciddi değil amma yine senden utanıyorum, cevabını verdikten sonra İlâve etti:
— Kocacığım, bu ay bana verdiğin harçlığı tamamlle sarfettikten başka terziye de epey borcum kaldı?
— Nasıl olur Jaklln, ben harçlığından başka terzideki hesabı da temizlemek için şana para vermiştim,
— Hakkın var amma, terzideki hesabı bir türlü ödeyemedlm.
Klod, biraz düşündükten sonra sordu:
— Kaç palaya ihtiyacın rar bakayım.
Genç kadın bir rakam söyledi. Klod, bunu İşitince sapsarı kesildi. Fakat süratle soğukkanlılığı avdet ederek bir çek imzalayıp karısına ■zattı.
Joklln'ln yüzü sevinçle parladı. Kocasına bir kaç teşekkür sözü söyledikten sonra odadan çıkıp gitti. Klod, derin bir ah çektikten sonra:
— Artık bu ştiphe İçinde yaşayamam. Hakikati öğrenmeliyim, diye kendi kendine söylendikten sonra evden çıkıp hususi bir polis idarehanesine baş vurdu.
Karısının nereye gittiğim öğrenmeğe memur olan ve bu İş! aydınlat-meğı üzerine alan hususi polis hafl-yesl bit kaç gün sonra kendisine şu malûmatı verdi:
— Zevceniz. İşitilmemiş bir şantajın kurbanıdır. Madam Jaklln. Jk| yıl evvel büyük bir tedblrslkllkte bulundu, Kibat muhitlerde dolaşan Jigololardan birinin kurduğu tuzağa düştü, onunla flört etmeğe başladı. Fakat şunu da şöyliyeylm kl bu münasebet tamamlle nazarî sahadadır. Herif revcenlze yazdığı aşk mektuplarına cevap aldı. Şimdi bu soysuz delikanlı o mektupları tehdit silâhı olarak kullanıyor ve zevcenizden para sızdırıyor. Bu akşam zevceniz o'
Jigolonun evine gidecek ve mektuplarını kendisine İade etmesini mil- .
kabil 25.900 frank verecek.
— Bu adamın ismini ve adresini bana 3öyleylnlz.
— Adı Jak Maren'dlr. Plomblar sokağında 11 numarada oturuyor. Evi küçük bir bahçenin İçindedir. Plânını da çizdim. İsterseniz vereyln),
Klod, hususî haflyenln elinden plânı aldıktan sonra çıkıp gitti.
O gece saat onda Jaklln, Plombişt sokağındaki evin bahçe kaputnı sessiz sadasız açarak İçeri girdi. Arkasını çevirmiş bir adam kütüphanenin raflarını karıştırıyordu. Genç kadın, el çantasından küçük bir tabanca çıkararak ateş etti. Çıkan kurşun, hedefini şaşırarak kitaplara şaplandı, Rafları karıştıran adam yüzünü çevirdi. Jaklln. derhal kocan KJodu tamdı Kalbinin ıstıraptan parçalan-11 dığııu hissetti, gözleri karardı, yeref—ş yıkılacağını hissetti. Düşmemek İçin fi kapının kenarına dayanırken ken-ç^R «ilsin! baştan çıkaran delikanlı İta., F olan macerası gözlerinin önünde O. canlandı.
Platonik sahada kalan bu macera, Q ruhunda hiç bir İz bırakmamıştı. "S Esasen bu, geçici bir histl. Şimdi u-J Jaklln kocasını, her zamandan fazla ® sevdiğini anlıyordu. Fakat ne yapa-çaktı? Facia artık patlak vermişti. (D Heyecan ve teessür içinde bir kaf 2 adım atarak kocasının önünde dls**-çökerken gözleri bir koltuğa sımsıkı bağlanmış olan Jigoloya ilişti. Elbi- -O selen yırtılmış, yüzü bereler İçinde "O idi. Jaklln, saadetini yıkan bu adamı (D öldürmek kastlle evine gelmlştL ra- (Q kat kocası ondan evvel hareket* (D geçmiş, karısının bu münasebetini Jt öğrenmişti. Jaklln, kocasının ayak- '*•' larma kapanarak:
— Affet beni Klod! Bir çocukluktur ettim. Fakat emin ol ki şerefimi kirletmedim.
— Meseleyi biliyorum Jaklln! Bunu sonra konuşuruz. Şimdi asıl mesele, mektupların! bulup geri almaktır. Acaba mektupların nerede?
Jaklln:
— Sakladığı yeri biliyorum, cevabını vermekle beraber odanın köşesinde bulunan bir çekmeceyi açtı ve İçinden bir deste mektup çıkararak kocasına uzattı. -
Klord. mektupları cebine attıktan sonra karısı Ue beraber çıkıp gitti; evinde mektupları birer birer Okudu. Jakllnln bu münasebeti nazarî ve hissi sahada kaldığım gördüğü ve samimi nedametine kani olduğu için onu affetti.
Bu. genç kadın İçin büyük bir ders olmuştu.
Çeviren: A. Hilâli
1
şüphe edemezdi.
— Bay müfettişi — dedi. — Annemi aklınıza getlrsenlze! Ne acınacak halde olduğunu kendiniz de gördünüz.
Polis:
— Yal — dedi.
— Annem, bayan Eve Nelll'l İstiyor. Çünkü böyle bir anda, ona. Eve' eten başka kimse yardım edemez. Sıvı şmıyacağımı da haber vereyim. Tek arzum, şu eve girmektir.
Parmaklıkları tekrar yumruklamağa koyuldu.
— Ne o eve girebilirsiniz, ne de başka tarafa gidebilirsiniz, efendim.
— Babam öldü...
Kanunun mümessili, genç adamın sözünü kesti:
— Evinizde cinayet İşlendiyse benim kabahatim ne?... Bu kasabada cinayet İşlensin? Olur şey değil! Bay Goron bu İşlere bakalım ne diyecek? Kazlno'da kumarbazlar ara sıra İntihar eder de ondan bile mesele çıkar, Ama böyle bir cinayet görülmemiştir. (Sonra, birdenbire hiddetle haykırdı,) işte biri daha!
Polisin dikkatini çeken, sokakta süratli fakat hafif adımlarla yürüyen biriydi. Gelen yürüyüşünü yavaşlattı. (Arfrası rar)
Tedavülden kaldırılacak eski gümüş 25 kuruşluklar kakkında ilân Maliye Bakanlığından:
5015 sayılı kanunla verilen salâhiyete İstinaden darbedUen gümüş 50 kuruşluklar tamamen basılmış ve kısmı âzami piyasaya çıkarılmış bulunduğu gibi, yeniden basılan 25 kuruşluklar , da yakında tedavüle vazedileceğinden, eski gümüş 25 kuruşlukların tedavülden kaldırılması kararlaştırılmıştır.
Eski gümüş 25 kuruşluklar bir sene sonra yani, 1/5/1949 tarihinden itibaren tedavülden kaldırılacak ve mezkur tarihten itibaren bir sene müddetle de yalnız Malsandıklan ve Türkiye Oumhurlyet Merkez Bankası ve Merkez Bankası şubeleri olmayan yerterde T. C. Ziraat Bankası şubelerince kabul ve değiştirilecektir.
Elinde bu gümüş paralardan bulunanların ona göre bunlan Mallandıkları: Cumhuriyet Merkez Bankası ve Ziraat Bankası şubelerinden
değiştirmeleri ilân olunur.
Bronz - Nikel 25 kuruşlukların tedavülden çekileceği tarih ayrıca İlân edilecektir.____________(5310)________________________________
Balıkesir Valiliğinden:
1 — Ayvalık - Altınova yolunun o + 000 — 17 + 000 arasında «ısiö-S» lira «20» kuruş keşif bedelli esaslı şcsa onan mı İş! kapalı zarf usullyle eksiltmeye konulmuştur.
2 — İhalesi o Mayıs 948 perşembe günü saat 15.30 da İl Daimi komisyonunda yapılacaktır.
3 — Bu İşe ait bllûmum evrak bayındırlık müdürlüğünde görülebilir.
4 — İsteklilerin «8847» liralık geçici teminat yatırmaları veya bu mikdar banka mektubu veya makbuzu İte ticaret odası vesikası göstermeleri ve İhale gününden en az üç gün evvel «tatil günleri hariç» vaU-liğa müracaatla usulüne göre ehliyet vesikası almaları ve 2490 «ayılı kanunun hükümleri gereğince hazırlıyacaklan teklif mektuplarım ihale günü saat 14.30 a kadar komisyon başkanlığına vermelerllânmdır.
Postada olan gecikmeler kabul edilmez. (5056)
Maliye Bakanlığından:
Geçici teminat)
Cinsi Lira K. Eksiltme tarihi
12,5x15 zarf imailyesL 15000000 adet 1462.50 26/4/948 pazartesi
13x18 zarf lmallyesi 7750000 » 072.— k *
17x24 zarf lmallyesi 1850000 • 243.— » »
Zamk fırçası 10000 • 112.50 27/4/948 salı
Cetvel tahtası 9000 » 003.40 > ■
Klasör sırt halkası 100000 • 375. 28/4/948 çarşamba
Büyük kapsül 300000 » 80.— > >
Çlvit mazı 2000 kilo 225.— > •
Yukarda cins ve miktarları yazılı İşler ve mubayaalar açık eksiltin*
i'.o İhale edileceğinden isteklilerin gösterilen tarihlerde ve saat 14 de ge-
çlcl teminat paralarlle birlikte Beşiktaş'ta Devlet Kâğıt Deposunda hau1 bulunmaları. (4384)
r
r
24 Nisan İMA
AKSAM
8ahlfe 1

Hareket münasebetiyle mecburi ve gayet sevimli bir eşya satışı Açık arflırma ile fevkalâde satış 200 kalem sevimli eşya ve biblo her ne fiyata olursa olsun satılacaktır. 25 Nisan 1948 pazar günü saat 10 da Ayazpaşada 15 No, h Murat a partim anının 8 No. lı dairesinde mevcut ve Çekoslovak sefareti ticaret ataşeal muavini Monsleıır Ctırad Hykel'o alt tekmili Avrupa mu-mul&tı (bUA İstisna) eşya biblo, h«U 7« sa,re a«lk arttırma İle satılacaktır. Praganın en meşhur eşya fabrikalarından Cholasta mamulatı ufak faJrat gayet sevimli büfe t* ortasından yedek tahtaları çıkararak büyüyen yuvarlak güzel I yemek ®1BSAa. Vlysnanm meşhur Tenet fabrikasının 4 adet yemek sondalyalan. yine çokoslovakyanın meşhur Unlversal PrcsUJov fabrikasının mamulMa 4 kapılı dolap, tuvalet, karyola ve salreyl hav) mükemmel plstale boyalı yatak oda ta-’kımı.'defa aynı fabrikanın sayfiye için yegâne bir beyaz büfesi, 2 adet İkişer kapılı beyaz Avrupa mamulâtı dolaplar ve beyaz sandalyalar ve masa hakiki kristal takara ve kristal Bohem hayli renkli vazolaı. tabaklar. bollar; çiçeklikler, sigara tablaları; kompostoluklar ve saire, 2b parçalı ufak ve gayet zarif kesme kristal su takımı, dünyaca meşhur Rosenthal fabrikasının hayli vazo, biblo ve heykelleri Bavarlamn meşhur PJI.L.T. Elchvald; Esclıenbach ve sair fabrikaların perakende tabak çay takımları ve saire, Murano ve sair hayli vazolar, kadife kaplı ve Avrupa mamulatı bir kanepe 2 koltuk, meşhur Fransız ressamı ve gravürü Edgar şahln'ln bir polnte-sechl (Anatelc France ın resmi) elektrikli halı süpürgesi, hayli resim, kara kalem; ve yağlı boy* tablo; kodak fotoğraf makinesi ve ayağı; elektrikli soba; duvar saatleri; abajurlu lâmbalar ve avizeler ve saire ev eşyaları; meşhur Ingiliz ültraphon marka 1 pikap ve dolabı (Avrupa) Avrupa Ferforge emsalsiz bir avize.
Fazla tafsilât için A. Bablkyana müracaat. Telefon! 41221
Madenî eşya fabrika ve imalâthanelerin dikkat nazarına İstanbul Arkeoloji Müzeleri Satınalma Komisyonu Başkanlığından:
Muvakkat Eksiltmenin hangi ta-temlnat Tahmin bedeli mlkdarı Cinsi Lira Kuruş Lira Kuru?
rlh ve gün ve saatte ve hangi dairede yapılacağı
Adet_______________________________
0 Madeni meskû- 8460 00 634 M Eksiltme 80/4/948 cuma
kûkât dolapları günll saat 15 de Yüksek
Okullar Saymanlığında yapılacaktır.
İstanbul ATkeoloJ! Müzeleri Nümlzmatlık kabinesi İçin nümuneslnc uygun olarak yaptırılacak olan madeni meskukât dolapları açık eksiltmeye konmuştur. Mevcut nümune ile şartname ve hazırlanmış olan resimleri gönnek İsteyenlerin her gün Müzeler ide resine ve eksiltmeye girecek olanların ticaret odasından alınmış belgeleme muvakkat teminat makbuzlarını hamilen 30/4/948 tarihinde saat 15 do Yüksek Okullar Saymanlığında Arkeoloji Müzeleri satmalına komisyonuna müracaat etmeleri. (4941)


I Devlet Demiryolları ve Limanları İşletme Genel tdaresi İlânları
Transmisyon kayışı alınacak
Devlet Demiryolları Haydarpaşa satın alma komisyonundan:
1 — Muhtelif eb'atta 200 metre tek katlı transmisyon kayışı açık eksiltme İle satın alınacaktır.
2 — Muhammen bedeli 1298 lira olup muvakkat teminatı 97 lira 35 ku rüşt ur.
3 — Buna alt şartname komisyondan parasız olarak dağıtılmaktadır.
4 — Eksiltme 5 mayıs 1948 çarşamba günü saat 15 de Haydarpaşa gar b.-nası dahilindeki Haydarpaşa satınalma komisyonunda yapılacağından arzu edenlerin vaktinde komisyonda haar bulunmaları. (4979)
Şehir su tesisatı yaptırılacak
İller Bankasından:
1 — Karacasu şehri içme su tesisatı birinci kısım inşaatı yaptırılacaktır.
2 — İşin keşif bedeli (104.392,64) Hra ve geçici teminat (8,495) liradır.
27/4/948 Salı günü saat 15 te Bankamız binasında ihale komisyonunca yapılacak ilk inceleme sonucu idare meclisince tasdik edildikten sonra ihale kesinleşecektir.
4 — Teklif mektuplarının, ihale günü saat 12 ve kadar Bankamıza makbuz mukabilinde verflmes! şarttır. Postada veya sair surette vukubulacek gecikmeler kabul edilmez.
5 — İhale evrakı (15) lira bedel mukabilinde Bankamızdan veya mahallî Belediyeden alınabilir. Ve projeler aynı yerlerde görülebilir.
6 — Eksiltmeye girebilmek için benzeri işlerde çalışmış yüksek mühendis, mühendis veya şimdiye kadar bu gibi işler teahhüt ederek muvaffakiyetle bitirmiş olmak ve ihale gününden en az üç gün evveline kadar lüzumlu belgelerle Bayındırlık Bakanlığına müracaat ederek ehliyet vesikası almak şarttır.
7 — Banka ihaleyi yapıp yapmamakta veya Iş! dilediğine
vermekte serbesttir. (4G26)
Uçak malzeme ve takımları satışı Türk Hava Kurumu Genel Merkez Başkanlığından:
1 — Çeşit, miktar muhammen bedelleri aşağıda yazılı 86 kalem maileme teker teker veya partiler halinde açık arttırma ile satılacaktır.
2 — şartnamesi Genel Merkez, Havacılık dairce!, levazım şubelerinde ve İstanbul T. H. K. Satınalma komisyonunda ve malzemeler Etlmesgutla Havacılık Dairesi Genel m del (ir lüğünde görülebilir.
3 — ihalesi 30 Nisan 948 tarihine rastlıyan emna günü nuıt 10 da Genel Merkez binasında yapılacaktır.
4 — istekliler almak İstedikleri malzeme kıymet! üzerinden yaptıracakları % 7,5 nlsbetlndekl teminat makbuzlarıyla birlikte Genel Merkez komisyonunda, hazır bulunmalıdırlar.
6 — Türk Hava kurumu İhaleyi yapıp yapmamakta serbest tir, (4877) M. Bedel
Miktarı LlraKu.
1
3
6
4
19
13
15
30
22
17
19
15
17
16
16
17
20
Malzemenin cinsi
t
( ( ( ( (
EKEZESaBCHB SAYIN DOKTOR ve ECZACILARA:
COROSEDAL
adlı kalp müstahzar! piyasaya arzedilm İştir.
Diler Tıbbî Müstahzarlar Laboratuarı
Çemberhtaş Atlkali paşa No. 10, DEPO Billûrcu sokak No. 32
Ankara Belediye Başkanlığından:
1 — Belediye şıhhl İmdat hizmetinde kullanılmak (izere İki adet yeni sıhhi İmdat otomobili satın alınması işi 15 gün süre İle ve kapalı zarfla eksiltmeye konulmuştur.
2 — Muhammen bedeli (17850) on yedi bin sekiz yüz elli Uradır.
3 — Geçici teminatı (1338-75) Uradır.
4 — Teminatı belediye merkez muhasebe veznesine yatırılacaktır.
5 — Eksiltme ve İhalesi 26/4/548 pazartesi günü binasında toplanacak komisyonda yapılacaktır.
fl - Şartname ve sözleşme projeleri her gün muamelât müdürlüğü kaleminde görülebilir.
7 — İsteklilerin (2400) sayılı kanunun 32 nel
saat 16 da belediye
belediye tutanak ve
maddesine göre yazılı belgelerini ve teklif mektuplarını İhale günü nihayet saat 15 e kadar makbuz mukabilinde komisyon kalemine vermiş olmaları şarttır.
8 — İsteklilerin belli gün ve saatte adı geçen komisyona baş vurmaları. (4582)
Röntgen, Bakteriyoloji ve Bevliye Mütehassısı alınacak
Zonguldak’ta Merkez hastahanemizde açık bulunan Röntgen, bakteriyoloji »e Bevliye servisleri İçin mütehassıs lutln alınacaktır.
isteklilerin şartlan öğrenmek üzere, bir mektupla Zonguldak’ta Ereğli Kömürleri İşletmesi Genel Müdürlüğüne müra-H egat- etmeleri rica olunur._________ (5321)
İstanbul Eğitim Enstitüsü Satmalına Komisyonundan:
Enstitümüze alt bir adet Jip marka kamyonet şasesi üzerine yaptın-Kcak olan 3900 lira tahmin bedelli karoseri açık eksiltmeye konulmuştur. İhale 30/4/948 cuma günü saat 15-30 da Cağaloğlunda Yüksek okullar saymanlığında toplanacak komisyonumuzda yapılacaktır.
Geçici teminat 225 Uradır, ti te killerin şartnameyi görmek üzere her gün »alışma saatlerinde Çapada Eğitim Enstitüsü muhasebe servisine ekrfltme gün ve saatinde de teminat parasını adj geçen saymanlık veznesine yatırarak alacakları makbuzla komisyona baş vurmaları. (4773)
İSTİL EŞYA Ve YAĞLI BOYA
Resim Amatörlerine BÜYÜK FIRSAT
AÇIK ARTTIRMA İLE BATIŞ Yarınki pazar saat ıo da Beyoğ-lunda, Kumbaracı yokuşu 49 nu-ralı Markete a partim annıın 4 numaralı dairesinde ıLebon pas-tahaDMİnîn yanındaki sokak) 25 senedenberl büyük İtina İle toplanmış IstlI, Empire eşya; yağlı boya AH Rıza, Hallt; Zeryen; Du-kat; Cenca, Krftmer Vandet İmzalı ve Kataloge resimler ve aku-rtl; gümüş çay takınılan tabaklar, vazolar ve seccadeifT satılacaktır. Gûbltn kaplı kanapç ve 2 koltuk, Empire konsol; ceviz masif çekmeceli sekreter, Marketerll Bahü, m avun masif salon ve oyun masaları, Istll 3 adet kütüphane, aynalı dolap; divan; koltuklar; «mdalyalar; vitrin; salıncak: elektrik avizeleri, eski İkonalar. Em pir bronz masif saat ve 2 samdan, İngiliz, Portuge ve Çin Labakları ve vazolar, 56 adet Porselen labak takımı, komple çay
~ ut, R ulolar ve saire.
ASRî DANSLAR
, Beyoğlu. Galatasaray Yeni çarşı cad. No. 25 p. Panosyan
Kiralık
MÜSTAKİL KÖŞK
YeşiUcöyde İstasyona 6 dakika, saat 19 - 21 arası 42005 Telefon numaraya müracaat
Zayi — Malûl e»2l cemiyetinden aldığım hüviyet ciladanım zayi ettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur. Cüzdan 643 Salih Şener Ayatpaşa Cam! yokuşu No. 33
Zayi — Tercan nüfus memurluğundan aldığım ve İçinde askerlik muamelelerim yanlı kimlik cüzdanımı kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Niyazi oğlu şahin Aydeğer 1328 doğumlu
Zayi — Asker ailesine yardım maaşlını alırken kullnndıfiun (Mülterrem Yunus 946) yazılı mührümü kaybettim. Yenisini olacağimdkın eskisinin hükmü yoktur
Memur Alınacak
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasından:
Bankamız Merkez veya şubelerinde altı aylık bir staj devresinden sonra bilgilerini genişletmek İçin en çok İki sene müddetle yabancı memleketlere gönderilmek iizete (ekserisi İnglltereye) ve aşağıdaki şartlar dairesinde memur alınacaktır:
1 — Memurin Talimatnamemizdeki vasıfları haiz bulunmak 'bu va-nflaj Bankamıza müracaatla öğrenilebilir),
2 — a) Ticaret Lisesi, b) Siyasal Bilgiler Okulu. Hukuk veya iktisat fakülteleri. Yüksek Ekonomi ve Ticaret okullarından birinden mezun bulunmak;
3 — Ticaret lisesi mezunlarının yaşı 25 den. Yüksek okul mezunlarının yaşı otuzdan yukarı olmamak;
4 — Askerliğini yapmış bulunmak;
5 — Açılacak müsabaka İmtihanında muvaffak olmak;
(Birinci derecede İngilizce, İkine! derecede Fransızca veya Almanca bilenler tercih olunur). *
Bu şartlan haiz olanların 30 Nisan cuma günü akşamına kadar Ankara'da Umum Müdürlük Personel servisine, İstanbul'da ve İzmir'de Şube Müdürlüklerine yazı He ve eçık adreslenip müracaatları lazımdır.
İmtihan aşağıdaki bilgilerden yapılacaktır:
Yüksek mektep mezunlan Içtn :
Ekonomi, Muhasebe (Umum! malûmat), (Hukuk), (Umumi malûmat). Hesap ve Cebir, Yabancı dil.
Ticaret Lisesi mezunları İçin s
Matematik, . Bürokomerslyal, Ekonomi. Yabancı dil.
(Mecburi hizmet yabancı memlekette kalış süresinin üç misildir.)
(5149)
Bakırköy Ma! müdürlüğünden
1 Numaralı ambar;
Muhtelit tipte su bardağı Muhtelf tipte sürahi Lüks fener camı
Blfa bardağı
Glop 00 vatlık
Komodin sürahisi
Tuzluk
Bardak tabağı
Kompostoluk
Fener camı F. C. No, 252 Kana muhtelit cinsi erde Şişe (Ecza tüpü)
2 numaralı adıbar
Tahminen mlkdar:
14Û0 Kutu
S50 Adet
400 Paket
200 Paket
450 Adet 1500 Adet
500 Düzüne
50 »
200 Paket
350 Düzüne
200 Adet
100 Adet
1800
250
450
400
60
30
ISO
100
75
60
30
Paket
Adet Paket
Fener camı
Bu bardağı
Kompostoluk
8u bardağı tabağı
SüraJıl
Sigara tablası
Bu bardağı tabağı
Tuzluk
Lüks canu
Lâmba deposu Sigara tablası
Bakırköy Taşhan caddesi Taşlsktfe civarında bulunan Arı cam fahri-. kasının vergi borcuna karşılık haczedilen ve yukarıda nevi ve muhammen miktarı yazılı mamul cem eşya her cins ayn. ayn açık arttırma He 28/4/48 çarşamba günü saat 10 da fabrika binasında satışı İcra kılınacağından taliplerin 4» 7,8 teminat makbutlarile müracaatları İlân oluntır (5170 ) )
Devlet Orman İpletmesi Merkez Müdürlüğünden:
1 — İşletmeler ihtiyacı İçin şartnamesinde cins, eb’at ve miktarları
yazılı 100 adet daire ve 1815 adet kfttr&k (testeresi. pazarlıkla satın alınacaktır. *
2 — Pazarlık 29. 4. 1548 perşembe günü saat 10 da İşletmeler satın alma komisyonunda yapılacaktır.
3 _ fsteklller % 7,5 geçici teminatlarını merkez orman işletmesi veznesine yatırıp pazarlık saatinde tekliflerini haar bulundurmaları veya kendilerinin komisyona gelmeleri lâzımdır,
4 — Bu İşe alt şartnamenin her gün iş saatlerinde orman genel müdürlüğü llo merkez orman İşletmesi müdürlüğünde ve ist-auhu] orman başmühendisliğinde görülebileceği ilân olunılr. (5223)
( ( (
3 —
6 —
12 —
14 —
5 70
«5 —
O 75
15 —
M -3300 — 2465 —
67 —
975 -(
(
(25 —
(
(
«5
37
ö
7
15
1
3
0
13
17
10
so
40
6462 35
Akinıülâtör 6 Wolt 120 Amper
* * >
» 12 > * >
Benzin deposu
Amortisör dayağı Minim ala âeposu Kuyruk tekerleği Tayyare örtüsü Pervane ■
Tayyare motörû (Reno marka)
• gövdesi hurda (tekerlekleri yok) Meşin İniş takım çantası komple VJyet demarürü (8 adet kolu var) Yağ hararet saati
* tazyik *
Benzin tazyik saati .
Kontrol devöl
Adedi devir saati
İrtifa devir saati
Muşamba çanta (tetalok İçki)'
Buji anahtarı
Karblratör meme anahtarı küçük Karblratör meme anahtarı büyük Geçme anahtar
Düz anahtar tek ağalı
Tek ağızlı anahtar 6 köşe
Supap anahtarı
Sentll
Benzin pompası
Ayna (dikiz aynası)
Tekerlek kampanası
* İç lâstiği
Dikme pistonu
Bez takım çantası boş
Bez takım çantası boj
Hn. yag verme tertibatı '
Perçin çivisi vealtı köşe somun alınacaktır
Devlet Demiryolları Merkez 9 uncu Satınalma
Komisyonundan:
1 — 3850 Kg. perçin çivisi ve 4000 Kg. altı köşe somun kaaplı zar! nsullyle eksiltmeye konulmuştur.
2 — Malzemenin muhammen bedeli 10845 (on bin şeklî yüz kırk beş) lira ve muvakkat teminatı 813.33 (sekiz yüz on Û __çUra otuz sekiz kuruş) liradır.
3 — Şartnameler bedelsiz olarak Ankarada MaJzeme dairesinde vo Haydarpaşada teslim alma ve Yollama müdürlüğünden temin olunur.
4 — Eksiltme Ankarada İdare binasında Malzeme dairesinde toplanan Merkez 9 uncu Satın alma komisyonunca 6/5/1948 perşembe günü saat 15.30 da yapılacaktır.
Taliplerin tekliflerini ve kanunun tâyin etliği vesikalarını aynı günde nihayet saat 14,30 a kadar adı ge-çen Komisyon başkanlığına vermeleri lâzımdır. (4975)
■ ■
Ziraat Bankası
Tasarruf Hesapları
İKRAMİYE PALN1
Hesapları 50 liradan Aşağıdüşmlyenlere bu yıl verilecek İkramiyeler:
4 tane 1,500 liralık 6.0Û0
4 > 600 > 2.000
4 > 250 > 1.000
40 » 100 » 4.000
120 » 50 » 6.000
240 » 20 » 4.800
400 > İÛ * 4.000
Aralık
ÇEKİLİŞ GÜNT.EHt:
16 Şubat, 10 Mayıs, 26 Temmuz, 29 İkramiyeler, hesaplan bir yılda
100 liradan aşağı döşmiyenlere
10
16
20
_____________ _ . ... %
200 liradan aşağı düşmlyenlere %
500 liradan aşağı düşmlyenlere % fazlasile ödenecektir.
İKRAMİYE ÇIKMAYAN YERLER İÇİN
21 Haziran ve 10 Aralıkta aynca yapılacak çekilişlerde
şu ikramiyeler verilecektir:
2 Tane 500 liralık 1.000
2 » 250 » soo
40 > 50 > 2.000
80 > 20 > 1.000
100 » 10 » 1.000
Bu tkramtyeler de hesaplarındaki paralar bir
yılda 100 liradan afağı dilşmiyenlere % 10 fazlasile ödenecektir.

AKSAM
24 Nisan 1948
Sayın çiçek ve fidan yetiştiricileri ile bahçe amatörlerine:
Çelikleme yolu ile üretmede zorluk çektiğiniz çeşidli çiçek ve fidanlarınızı süratle, kuvvetle ve kolaylıkla köklendirebilmeniz. zamanımızın zirai sahada en değerli buluşlarından biri olan ve bu defa piyasaya arzedilen.
.HORTOMONE’fl
adlı nebat hormonu ile imkân dahiline girmektedir.
tPMERİAL KEMİKAL INDUSTRİS (TURKEY) Ud.
İŞ BANKASI HANI. GALATA İSTANBUL
En ğuizTde lıalkîrT toplandığı seçkin "muhillerde. Parker dünyanın en çok istek celbeden dolma kalemi olarak tespit ediliyor^ Bu isteği yaratan, jalemin her tarafında müşahede edilen 'hassas işçilik ve bu kalemin sihirli yazışıdır.
14 ayar altın ucu başındaki kısım, yıpranmaz kıymetli madenden mamul olup, kâğıdın uze-/ rinde tüy gibi kayar.
Yalnız bu kalem, size kuru yazan Superehromeı mürekkebini kullanabilmek zevkini verebilir.» Başlıca kırtasiye mağazalarında bulunur.
Parker“51
Türkiyede Mümessili: ELİ BURLA ve Ortakları — Galata, İstanbul
Parker “SU « TL. $2 M Parker “VS..: TL. 36 »• 32
Parker Majör ı TU 31 Parker Duolold : TU 22 Parker Viciory ;TL. !2.Stf

LINIMENT SLOAN’S
CALİBİ DİKKAT BİR KIYMET
Hassas bir GILLETTE traş makinası
kullanınız.
5 adet mavi bıçağı ile beraber
Yalnız 3,5 lira,
Amerikan
Romatizma ilacı
ilân
LINIMENT
DERMOJEN
Yanık, Çatlak, Ekzama ve Cilt yaralarına fevkalâde iyi gelir. Derinin tazelenmesine ve yenilenmesine hizmet eder.
frengi ve BELSOÖUKLUĞUNA tutulmamak İçin
PROTEJiN
Mide, barsak ve vütuud birikmiş yağlara, gaz tara, toksinlere karşı kullanılır.


AÇIK ARTTIRMA İLE SATIŞ
Maun Parke te; Limon ve kök îcvLs kıymetli eşyalar; VVurtenberg porselenleri; Kluazone ve Saks vazolar va duvar tabakları bronz masif Fransız avizeler Bt. Louls ve Bakkara kristaller ve kıymetli halı ve
r] seccadeleri satışı.
25 Nisan 1948 pazar günü saat 10 da Bey oğlunda; Tepebaşında; Belediye Tiyatrom dram kısmı karşısında 51 No. 11 Fresko apart. 2 No. lı dairesinde mevcut ve şehrimizde tanınmış bir aileye alt tekmil apart; kıymetli eşyalarını; kristalleri; porselen takımları; zengin avizeler halılar ve seccadeler açık arttırma 1le «atılacaktır. 9 parçadan ibaret tekmili nuon ağacı parke işlemeli zengin yatak oda takımı. Yine Limon ağacından mamul 7 parçadan mürekkep 2 el yatak oda takımı. Ceviz Lup ağacından maınul ondüle camlı vltrlnlle 10 parçadan İbaTet yemes oda takımı. Üstü maroken kaplı kanape ve koltuklar.
Frangla mamulâtı Mercler bronz avzleler. Ceviz ve maon oyun masaları: Ma on dolaplar; kristal masa yazıhane ve kolluk; bir çok muhtelif koltuklar ve masalar. Saksonya büyiik sobalar. 107 parçadan İbaret Wurtenberg markalı nadir bulunur komple tabak takımı. Aynı markanın çay takımı. Bakkara ve Salııt - Louls kristal kadehler pasta tabaklar ve vazolar. Bir çift kusursuz Saks vazo Kluazone ve Çin vazolar ve duvar tabaklan. Kristal likör sürahiler ve bademlikler, 12 kişilik komple Japon çay takımı muhafazalı. Mutfak takımları. Demir soba; gece lâmbaları vesaire vesaire. Körtlng markalı 8 lâmbalı Radlo; Odeon pikap; Buhara; Sine; Beluç; Tebriz vesaire halılar; seccadeler.
Fazla tafsilât için: portokal Mobilya- evine müracaat: Tepebaşı Morali pasaj 157 - 5 . Tel; 42738
Sayın Doktorlarımıza
Bakırköy Tarım Kredi Kooperatifinden:
Yeni vaziyette mevcut 17 adet Kanada mamulatı
Sempleks marka Orak Makinelerimiz
Ambalâj ve nakliye masrafları alıcıya alt olmak üzere 900 Urdan satılacaktır. Almak istlyenlerln Kooperatifimiz Müdürlüğüne müracaatleTi.
itfaiye su verme hortumu ile Rakor satın alınacaktır
Etibank İstanbul Şubesinden:
Bankamız ihtiyacı için 3000 metre itfaiye su verme hortumu ile 120 adet rakor satın alınacaktır.
Taliplerin en geç 28/4/943 Çarşamba günü saat 17 ye kadar tekliflerini kapalı zarfla bankamız holündeki teklif kutusuna atmaları.
Müfredat listeleri her gün Satmalına servisinden temin edilebilir.
Banka Ihalevl kısmen veya tamamen yapıp yapmamakta serbestti^____________________________________________ (5197)
Piyasamıza gelmiş ve eczane lere tevzi edilmiştir.
Koyun eti alınacak
Devlet Demiryolları
Cinsi
Miktarı kilo
Ankara Hastanesi Baştabipliğinden Flatı “ '
Kr.
Tutarı
Lira
Geçici T.
Lira
SAYIN DOKTORLARA
Çok t an beri beklenen Pariste cihanşümul DAUSSE Fabrikası müstahzarlarından
Intrait de Valeriane DAUSSE Intrait de Marrons d’înde DAUSSE Ampoules soufre COLLOBÎASE DAUSSE Ecza depolarlle Eczanelere dağıtılmıştır.
Umumî depo HAŞAN ÖZİŞ ve ORTAKLARI
Asır efendi caddesi. Kısmet Han, İstanbul.
23 Mart 1948 gün ve 6,386 sayılı Sicim Ticaret gazetesiyle azalan tarafından tasfiyesine karar verildiği Hân edilen KAPLAN MENSUCAT FABRİKASI, Sadi Kaplancab ve Ortaklan koUekllf şirketine tasfiye memuru tâyin edildiğimden, mezkûr şirketten alacakları olanların bir ay zarfında Şişil Abldel Hürriyet Mecldlyeköy Cad. 284/4 numaradaki adresine müracaatları üçüncü defa olarak İlân olunur.
Hail tasfiyede bulunan KAPLAN MENSUCAT FABRtKASI Sadi Kaplamalı ve ortakları tasfiye memuru: Kental Kaplancalı.
2250 eti 3. 5. 948
30000
200
Koyun eti
1 — Hastanemizin 948 yılı ihtiyacı olan 15000 kUo koyun tarihli pazartesi günü kapalı zarf usullyle eksiltmeye konmuştur.
2 — Eksiltme aynı günde Demir yollun Ankara hastanesinde toplanan, komisyon tarafından saat 11.00 de yapılacağından İsteklilerin teklif mektuplarını temlnatlarlyle ve 2490 sayılı kanunun belirttiği belgelerle birlikte saat 10.00 na kadar adı geçen komisyona vermeleri İcabetler.
3 — Şartnameyi görmek Lstlyenlerln her gün hastane yönetim müdürlüğüne müracaatları. (492«>
15 000
—- Doktor Aranıyor ——
Balıkesir Vilâyetinde bulunan bir madende vazife görecek, terci-lıan genç bir doktora acele ihtiyaç vardır. Dolgun maaş, müstakil İkametgâh, tenvirat ve teshin verilecektir. İsteklilerin W. H. Andrews j 41 - 42 Ünyon Han. Voyvoda caddesi. Galata, adresine müracaatları Telefon: 49406.

Comments (0)