AKŞAM1 AKŞAM
'er gün 8 şahit e Tf’***™
Hergün
- -
Sene 30 — No. 10600 — Fiatl her yerde 10 kuruştur.
j
PAZAR 25 Nisan 1948
Akşam Matbaası
Sahibi: Necmeddin Sadak — Yazı işlerini fiilen İdare eden: C. Bildik
Marshall, Bogota’dan acele Vaşington’a döndü
Buna sebep Milletler arası meselelerin, bilhassa, Filistin işinin aldığı şekildir
Yahudi radyosu, Hayta şehrinde Yahudi idaresi kurulduğunu ilân etti
Arap devletleri Ingiliz kuvvetleri çekilir çekilmez Filistin'e asker göndermeğe hazırlanıyorlar
Lotıdra 25 (R) — Amerika Dışişleri Bakanı Marshall. Bogota şehrindeki görüşmeleri bırakarak acele Vaşlûg-toııa dönmüştür. Bunun başlıca sebebi. milletlerarası meselelerin aldığı şe kildir. Fi istin bu meselelerin başında geliyor. İngiliz kuvvetleri bu kıtadan muntazam bir surette çekilmektedir; 15 mayıstan sonra FUlstlnde hiçbir İngiliz askeri kalnuyacaktır. O zaman çok mühim vakaların cereyan edeceği anlaşılmaktadır.
Alınan haberlere göre Arap devletleri, Arapların hayatını korumak İçin FİUritae asker göndermeğe hazırlanıyorlar, Ammanda Kıral Abdullah üe Irak Kıral naibi Abdûllâh. İki memleketin Millî Müdafaa. Maliye; Münakalât Bakanları; Lübnan Başbakanı ve Arap Kurtuluş Ordusu Komutanı Saffet Paşa arasında mühim müzakereler yapılmaktadır.
Diğer taraftan Lübnan Savunma Bakanı ve Başkomutanı Şama giderek Suriye Savunma Bakanı ve Komutanı İle mühim görüşmelerde bulunuyorlar. Bu görüşmeler çok gizil tutuluyor; şimdiye kadar hiçbir haber almak kabil olamamıştır. Mamafih Kıral Abdullahm bütün Ürdün kuvvetlerini Arap dâvası için Arap Birliğinin emrine vermeği kabul ettiği söyleniyor.
Hayfada Yahudi idaresi
Londra 25 (R) — Hagana radyosu-
Arap kuvvetlerinden bi r kısmı Kudüs’e gfriyor
nun diin akşam verdiği bir habere .göre, Hayfa'da Yahudi İdaresi faaliyete geçmiştir. Yahudi İdaresinin kurulduğu bu radyo tarafından resmen İlân edilmiştir.
Londra 25 ( RJ — Araplar Haytayı boşaltmakta devam ediyorlar. Yahu-dller Arapları şehirde kalmağa kandırmağa çalışıyorlar. Fakat bu çalışma şimdiye kadar hiçbir netice vermemiştir.
Nümayişler ve Beyrut’ta Yahudilere taarruz Londra 25 (R) — Bağdat şehrinde dün yapılan nümayişler esnasında, toplantılara iştlrâk edenler, Irak ordusu un ve hava kuvvetlerinin derhal Filistin Araplanna yardıma koşmasını İstemişlerdir, Bu nümayişler yapılırken bankalar, dükkânlar ve mektepler kapalı bulunuyordu. İrak Baş-
de Kırıl Abdullah'a gönderdikleri bir mesajda, giriştiği teşebbüslerden dolayı kendisine teşekkür etmektedirler.
Amman toplantısı
Amman 24 (A.P.) — Halen FlUstln-de bulunan Arap kuvvetlerinin durumu kurtaramiyacaklarını ve yalnız başlarına Yahudilere karşı savaşamı-yacaklarını açıkça kabul ve itiraf eden Arap devletleri, milli kuvvetlerinin Filistin® şevkine dair müspet kararlar vermek üzere bugün Ürdün başkentinde toplanmışladır.
Irakta eski Harbiye bakanlarından ve halen gönüllü kurtuluş ordusunun başkomutanı İsmail Saffeti paşa ezcümle şunları söylemiştir:
■Halen FUlstlnde bulunan kurtuluş
ordusunun durumu kurtaramıyacağt-na dair çok evvelden Arap Birliğine rapor vermiştim. İşte bu sebeple Birlik askeri komitesi şimdi burada toplanmıştır. Askeri durumu karşılamak için seri ve müspet kararlar alınacaktır.» ,
Mısır gazetelerinin tenkidleri
Kahire 24 (A.P.) — Bu gece İleri gelen Mısır gazeteleri. Arap Birliğini acı bir şekilde tenkld ve bu teşekkülü FUlstlndekl Arap felâketi karşısında haerketslzliklo İtham etmişlerdir. Böyle bir tenkld, Birliğin 3 yıllık tarihinde ilk defa olarak vuku-bulmak tadır.
bakanı nümayiş yapanlara hitaben verdiği bir nutukta, Irak Kıral naibinin reisliği altında mühim bir heyetin Amman'da bu meseleyi görüştüğünü hatırlatmıştır..
Şam'da da birçok nümayişler vuku bulmuştur. Sokakları dolduran halk «Filistin Arap ordularına yardıma ko şalım»; «Filistin! kaybetmek Arap A-lemlnl kaybetmektir*; «Siyontstler Flllstnl zorbalıkla taksime kalkışıyorlar; Arap orduları nerede?» İbarelerinin yazılı bulunduğu yaftalarla nümayiş yapmış ve derhal askeri yardım yapılmasını istemiştir.
Bağdat ve Şam nümayişleri hâdl-■esiz cereyan etmiştir. Fakat Beyrut şehrinde vukua gelen nümayişlerde bazı hâdiseler cereyan etmiştir. Galeyana gelen halk, bazı Yahudi dükkân larını yağma etmiş; Yahudi mahallerine el bombaları atnıış ve blr Yahudi kütüphanesi ateşe verilmiştir
Mısırda ve İngllterede Arap talebe de aynı İstekleri ileri sürmüştür. Mısırda Birinci Kıral Faruk Üniversite >11 talebesi Mısır hükümetine müracaatla FUlstlndekl Arap kuvvetlerine yardim yapılmasını İstemeğe karar ver-JhlştLr. Brltânyadakl Arap talebeler
iller idaresi kanun
tasarısı Meclise verildi
Valiler, idare ve şube balkanları hariç diğer memurları tayin edebilecekler
Ankara 25 (Telefonla) — yeni İller İdaresi kanunu tasarısı Bakanlar Kurulunda son şeklini aldıktan sonra Büyük Millet Meclisine sonul muştur. Bu tasarı; Tanzimat devrinden beri memleketimizdeki İdare rejimi, birinci Idarocller kangTesinln karar ve temennlerl. yirmi yıl kadar devam öden bugünkü kanunun tatbikatı ve batı devletleri mevzuatı gözden geçirilmek suretlle meydana getirilmiştir. Son şeklini almış olan İller İdaresi kanun tasarısı valilerin çalışmalarını kolaylaştırmakta ve faaliyetlerin! pratik hale getirmektedir.
Bu tasan gereğince valiler, idare ve şube başkanlan hariç, diğer memurları tâyin edebileceklerdir. İl için de birden ziyade İstihdam yeri olanlardan Bakanlıklara bağlı miieşaese-leredn yetişenler, merkezce tâvin edil
mekle beraber 11 dahilinde valiler ta-afından lüzumlu görülen ve istenilen yerde çalıştırılacaklardır. Askeri ve 9inal daire ve müesseseler memurları, İdare Amirlerinin nezaret ve murakabelerine tâbi tutulnuyacaktır.1 Savcılarla valUer arasındaki münasebetlerde Kamu hizmet! faydasına olarak tasanda çok daha verimli blr şekle sokulmuştur,
Tasannia yepyeni bir hüviyet! de bucak teşkilâtının en yeni blr şekilde mütalâa edilmesidir. Diğer mühim blr nokta da bucak müdürlerine adi! zabıta sıfatının tarımmış olmasıdır.
İdare mekanizmasında önemli değişikliklere yol açacak ve verimli neticeler sağlayacağı tahmin edilen bu tasarının müzakeresine blr kaç gün sonra Büyük Millet Meclisinde başlanacaktır.
Bir Rus bombardıman uçağı
Sinop önünde denize indi
içinde bulunan pilot enterne edilerek Ankavofya gönderildi
Ankara 25 (Telefonla) — Bu sabahki Ulus gazetesinde, Zonguldak hususi muhabirinden alındığı kaydlle, aynen şöyle blr haber vardır:
«Bir hafta önce Sinop limanı önünde düştüğü bildirilen blr Rus bombardıman uçağından kurtarılan blr subay evvelki gün Sinoptan gelen vapurla şehrimize getirilmiş ve bu akşam Anka-ya gönderilmiştir.»
Alâkadarlar nezdinde yaptığım tahkikata göre, mevzuubahs Rus uçağı Sinop İLmanı önüne inmiştir. İçinde bulunan tek pilotu enterne edilerek Ankaraya getirilmek üzere yola çıkarılmıştır.
Nehrunun mühim bir nutku
Hindistan’daki Fransız ve Portekiz müstemlekeleri işi yakında ele alınacak
Londra 25 (R) — Hindistan Başbakanı Nehru, kongre partisinin Bombay’da yaptığı toplantıda bir nutuk -söyliyerek Klşmir ve Haydarabat meselelerinden bahsetmiştir. Nehru Birleşmiş Milletler Konseyinin Klşmir işini ele alış şeklini tenkide tmişlir. Haydarabad'a gelince Başbakan Hint toprakları İçinde vabnacı bir devlete müsaade edilemiye-ceğin! söylemiştir.
Nehru Hindistan’daki Fransız ve Portekiz müstemlekeleri işinin de yakında ele alınacağını bildirmiştir. _____
Rendova uçak gemisi
Londra 24 fAAl — Amerikan programı gereğince Türklycye verilecek o-lan uçakların blr kısmını taşıyan Rendova adındaki Amerikan uçak gemisi dün CebelüttarıJca gelmiş ve akşam İstanbul» müteveccihen hareket etmiştir.
Di K KATLER:
Mal beyanı
Analarından helâl süt emmiş, şanlı dedelerinden şeref tevarüs etmiş, mekteplerde en iyi şartlarla pırlanta gibi yetişmiş evlâtlarımızın bir gün ölümden beter kara haberi gelebiliyor, yahut gelebilir:
— Filânca suiistimalde parmağı varmış.
Çünkü üzüm üzüme baka baka kararır.
Bugünün en nikbinane manzarası, cemiyetimiz içinde bir ahlâk zaptü raptı tesisine çalışılmasıdır: Dinî esaslar yoklanıyor, milli esaslar yoklantyor. Başlangıç noktası ne olmalıdır?
Ktraliyetçi Yunanistan. Yunanlılara. hariçte ne miktar paraları olduğunu Yunan bankasına hazirana kadar bildirmelerini mecburi kılmış, Bizim de kanunlarımızda mal beyanı maddeleri var; öyleyse niçin blr türlü soramıyoruz:
. — Sen meccani mektepte yetişmiş, fakir kızla evlenmiş, mirasa konmamış, ömrü memurlukta geçmiş vatandaşsın. Bu hanlar, apartmanlar, hamamlar, külhanlar nereden?
Hepimiz herhangi blr gün karşımıza buna benzer suâllerle çıkılacağım bitsek, ihtimal, aradı-dığıntız ahlâkın ilk müeyyidesi bu olur. Çotuğumuzun. çocuğumuzun ve cemiyetimizin mânevi selâmetini böylece sağlarız.
Yunan kuvvetleri büyük bir çeteci grupu ile harbe tutuştu
Harekâta uçaklar ve zırhlılar iştirak ediyor, Kıral harb sahnesine gitti
Londra 25 CR) — Orta Yunanistan-da Lanıya şehrinden Atlnaya gelen haberlere göre Yunan kuvvetleri Ku-rll geçLdl yakınındaki dağlarda büyük blr çeteci grupu İle harbe tutuşmuştur. Bu grupun yerini uçaklar tâyin etmiştir. Çeteciler. Korent körfezindeki harb gemiler! tarafından top ateşine t utulmak tadır. Kıral Paul bu harb şahnesine gitmiştir. Kırallçe de bugün kendisine İltihak edecektir.
Londra 25 (R> — Yunanlstanda çetecilere karşı savaş şiddetlenmiş bulunuyor. Korent bölgesinde 3 Yunan tümeni dağlara çekilmiş çete gruplarına karşı şiddetli b!r taarruza girişmiştir. Bu taarruz esnasında hava kuvvetleri kara birliklerini desteklemektedirler. Bu bölgedeki çete kuvvetlerinin 3C0ö kişiden mürekkep olduğu tahmin ediliyor.
Aggrlnyon şehri batısında eskiden komünist olup sonradan bu ideolojiyi, reddetmiş olanlardan mürekkep blr tabur çetecileri bozguna uğratmaya ve bunlara ağır zayiat verdirmeğe muvaffak olmuştu.
Londra 25 (R) — Atlnadan gelen haberlere göre. Yunan hükümeti ya-
Komünist tehlikesi
İngiliz liberal partisi liderinin bir nutku
Londra 25 (R) — Dün İngiliz liberal partisinin bir toplantısında söz alan parti lideri M. demen t Davles komünist tehlikesinden bahsetmiş ve demiştir ki:
«Komünist tehlikesine karşı tedafüi tedbirlerden ziyade taar-ruzi bir vaziyet alınmalıdır. Totalitarizm Batıya doğru ilerlemektedir. İtalya henüz her türlü komünist tehdidinden uzaklaştırılmış değildir. Almanya bu tehdidin yanı başındadır. Fransa karışıklıklardan kendini zor kurtarmıştır.
Ktral Paul
bancı memleketlere seyahati tahdit etmeye karar vermiştir. Bu haber dün akşam Yunanistan başkentinde M. Çsldarls tarafından açıklanmıştır. Yunan parasının kurtarılması için bu tedbire başvurulduğu söylenmektedir.
Çin’de komünist taarruzu
Milliyetçilik -
Atatürk'ü eşsiz bir kahraman saymakta müttefikiz. Onu milletimizin kurtarıcısı, Devletimizin kurucusu, hattâ dimağlarımızın mimarı olarak tanıyoruz. İhtiyar, orta yaşlı, genç, çocuk, kadın, erkek, kendisine karşı sarsılmaz bir bağlılığımız, aşk derecesini bulan bir muhabbetimiz vardır.
Fakat hepimiz bütün düşünce, inan, hareket ve faaliyetlerimizi onun prensiplerine göre ayarlamakla sadakatle devam ediyor muyuz? Bunu arasıra kontrol ederek rotayı düzeltmekte ancak fayda vardır.
İkinci Umumî Harbi takibedeıı seneler içinde dış ve iç tehlikeler çoğalınca, harbin yadigârı olan mânevi sarsıntılar zuhur edince, milletimizde, sağlam ananevi esaslara dört elle sarılmak gibi fevkalâde isabetli bir karar, hemen hep birlikte ve insiyaki su- j rette başgösterdi. Büyük tehlikeler olunca, saflar, mukaddesat etrafında sıklaşır. Bizde de öyle oldu.
Fakat, bizzat Atatürk'ün etrafında doğmuş; bizi yedi belâdan kurtarmış; bunca bâdlreler ortasında çeyrek asır şerefle yaşatmış, bir hareket» Türk ananesinin. Türk dehâsının dışında mıdır kİ. kurtarıcı anane diye başka şeyler arıyoruz?
O başka şeyler, Osm anlı lmna-ratorluğunu mukadder âkıbetin-
300 bin komünist harekete geçti
Londra 25 (R) — Çin’den gelen haberlere göre Çin komünist ordusu büyük bir taarruza geçmiştir. Yennan’dan başhyan bu taarruz Şang Siyang şehrini teh-didediyor.
Diğer taraftan 300 bin kişiden mürekkep bir komünist kuvveti Şeşoan'a taarruza hazırlanıyor. Bu şehir mühim bir sanayi merkezidir.
Çin komünistlerinin ilkbahar ve yaz aylarında mühim neticeler elde etmeğe çalışacakları an-
■
Arada Hir
- An’anecilik
den vikaye edememişti. Atatürk hareketi, cumhuriyetçi, milliyetçi, lâik, devletçi, inkılapçı, halkçı prensiplerile, yar ve ağyarın «Hasta adam, dediği bir cemiyeti. imtisale lâyık bir nüm un a millet haline getirdi. Şarkta, garp ta mukallitlerimiz çıktı. Bizim yeni milliyetçiliğimiz, diğer beş unsura sımsıkı bağlı olarak, modern bir milliyetçiliktir; hakiki Türk milliyetçiliğidir; Atatürk milliyetçiliğidir. Şayet anane aranıyorsa, bizzat Atatürk millî ananenin remizi olmuştur. Onun lâikliği, devletçiliği, inkılâpçılığı dahi ananedir. Onun heybetli hâtırasına bakarak sıraya girmek, istikamet almak icabediyor. Onun engin mânalı mavi gözlerini gözlerimize dikilmiş görerek ürpertiler geçiriyoruz; onun sorması muhtemel bulunan bütün suallere üzüntüsüz cevaplar vermek zorundayız. Altı prensipten altısını da. mukaddes meşaleler halinde gelecek nesillerden daha ilerikl nesillere devir ve teslim etmeliyiz. İnkılâpçılık prensipl ile ancak daha ıslah ederek bu vazifeyi yapmalıyız.
Her menfi neşriyat, her falso ses, her sulnivelll hareket, ve bilhassa geriye doğru çeken her telkin ve teşebbüs bize bunları hatırlatıyor ve Atatürk'e bağlı gençlikte yeni bir iman kuvveti yaratıyor. Halkçı
AKSAM
25 Nisan 1940
- —=
SÖZÜN 6ELİŞİ
Tüy modasından yelpaze modasına
Nasıl oldu da şimdiye kadar bizde taklit edilmedi şaşıyorum;
Geçen gün bir İsviçre gazetesinde gördüm: Parlste bir «Yelpaze gecesi.» tertibedilmlş. Pek sayılı kimseler hazır bulunmuş. Hanımlar geceye birer yelpaze İle şeref vermişler. Gazete soruyor: «Acaba yelpaze modası tekrar canlanacak mı?»
Paristo belki değil ama, çok geçmez İstanbulda canlanır. Çünkü emsali sayılamayacak kadar çoktur. Fransız kadın kumaşlarını fazla sürmek 1çln Paris terzilerinin çıkardığı uzun etek modası, kumaş buhranı çeken İstanbulda derhal revaç bulmuştur. Kim bilir hangi tüccarın elindeki tüy stokunu eritmek mak-r adile yine Parlste «Tüy gecelen» ter tabedilerek ortaya salınan tüy modası, başına tüy takıp gezecek durumda olmıyan İnsanlardan mürekkep İstanbul şehrinde almış yürümüştür. Geçenlerde hanımların da çokça bulunduğu bir toplantıda salona balkondan baktım: Aşağısı bir tavuk kümesini andırıyordu.
Yelpaze modasının gecikmesine ben onun için şaşıyorum ve tüy modasını öldürür ümidile yelpaze modasının, bir an evvel gelmesini İstiyorum. Önümüz yaz olduğuna göre yelpaze nihayet faydalı bir şeydir ve büyük anneler çocuklarına sandık köşelerinde epey yelpaze bırakmışlardır. Fakat tüy modası Öyle değil ki! Hem liiç bir faydası yok. üstelik sinema, tiyatro, konser gibi yerlerde önünüze bir tüylü oturdu mu gözünüz tehlikeye girmiş demedir. Geçen gün iki devekuşu tüyünün arasından sahneye bakmak mecburiyetinde kalan bir dostum gözlerini uğuştura uğuştura kıvranıp dururken yanında bir makas getirmediğine tekrar tekrar teessüf ediyordu.
Şevket Ra do
C. H. P. Yalova, Fatih kongreleri toplandı
Delegeler şiddetli tenkidlerde bulundular, hububat işi hakkında Meclis tahkikatı açılmasını istediler
Subaylar
Binbaşı ve albaylar üç senede terfi edecekler
Ankara 24 — Milli Savunma Bakanlığı subayları ilgilendiren bazı kanun tasarıları hazırlamıştır. Hazırlanan tasarılara göıe, altı senede terfi eden binbaşı ve albayların diğer sınıflarda olduğu gibi, maaş bakımından üç senede bir terfi etmeleri temin edilmektedir.
Diğer taşanlara göre yaş haddi iki sene indirilmekte ve subayların • tekaüdiyesinde nazarı dikkate alman yıpranma zamla-n her yıl için üç ay olarak kabul edilmektedir.
Amerika’ya bir askerî heyet gidiyor
Ankara 24 — Tümgeneral
Fahri Ateşalpın başkanlığında bir askerî heyetimiz tetkiklerde bulunmak üzere Amerikaya gidecektir. Amerikanın Türkiyeye yapmakta olduğu askerî malzeme yardımile ilgili olan bu seyahate iştirak edecek olan heyetimiz Azalan pazartesi günü İs-tanbııldan kalkacak bir uçakla hareket edecektir.
Amerikanın Atina elçisi
Amerikanın Atina büyük elçisi, dün öğleye doğru hususî bir tayyare ile Yeşilköy hava meydanına gelmiştir. Yanın saat kadar burada kalan büyük elçi, şehre inmeden hava meydanından telefonla Ankara elçisi ile konuştuktan sonra, aynı tayyare İle Atinaya dönmüştür.
Sayıştay zat işleri müdürü bir kazaya kurban gitti
Ankara 24 — Sayıştay zat işleri müdürü Hikmet Eren He *rltnd.-ışı Numan Uiuer Uta dalarak asfalttayız zannlyle demiryolunda yürürlerken, o sırada geçen btr trenin önünden kaçamamışlar. Hikmet Eren tren alUnda parçalanarak ölmüştür. Numan Uluerln ayağı ezilmiştir.
Yeni seçim kanunu
Ankara 24 — Demokrat Parti tarafından Meclise verilen seçim kanunu tasarısı üzerindeki hükümet teklifleri nin pazartesi gününe kadar bitmesi ve tasarının Meclise ladesi beklenmektedir. Hükümetin tasarıda bazı tâdiller yapacağı ve Demokrat Parti tekliflerinin bir kısmını kendi tasarısına koyacağı muhtemeldir.
Çekirge sürüleri hududumuzu geçmeğe başladı Ankara 24 — Surlyeden gelen ha-, herlere göre Suriyede büyük bir çekirge âfeti hükiim sürmektedir. Kanatlanmış olan çekirgeler bazı yerlerde sürüler halinde hududumuzu da geçmiştir. Suriye hükümet! bunlarla mücadele İçin uğraşmaktadır. Bu arada Suriye hükümetinin bjr kilo çekirgeye attı lira ikramiye de verdiği bildirilmektedir.
besttir.
Verem'e savaş
Verem Savaş Derneğinin yıllık kongresi toplandı
İstanbul Verem Sava? Derneğinin yıllık kongresi diin 15 te EUbba Odasında toplanmıştır. Söz alan bazı ü-yeier, İdare kurulunun çalışmasını tenkld etmişlerdir. Ord. Prof. Dr. Tev flR Sağlam bu tenkldlere cevaplar ver m iştir.
Veremle savaşın önemi üzerinde duran Prof. Tevlitk Sağlam ezcümle demiştir ki:
(— Veremle savaşta en ön plânda gelen işlerden biri veremin İlk emarelerini şahıs üzerinde bulmaktır. Veremle savaşta dispanserlerle çalışmayı bu bakımdan ehemmiyetli buluyoruz. Memlekette herkesin bir muayeneye tabi tutulması lâzımdır. Seyyar röntgen makinesi günde 100 - 130 kişinin filmini almaktadır. Burıunn 25ü yi bulman lâzımdır. 1943 senedi İçinde seyyar röntgen makinesinde 50 bin kişiyi muayene edebileceğiz. Bunun daha fazlasını maatteessüf yapamıya cağız.
Paraya İhtiyacımız var. Dispanserlerimizin adedi hiç olmazsa 20 ye çıkarılmalıdır. Pullarımız satılmıyor, Yalnız puldan elde ettiğimiz kazanç 147 bin İraya düştü; daha da düşeceğinden korkuyoruz.»
İstanbul gitgide bir verem, şehri I olmak istidadı gösterdiğinden bahseden bir üye, yerlere tükürenlere karşı tatbik edilen ceza müeyyidesinin şiddeltendirilmeslni İstemiştir.
Yen! idare kurulu seçimini mütaakip toplantıya son verilmiştir,
İspanyol Basın ataşesinin otomobilini çalan çocuklar
Şehrimiz İspanyol basın ataşesine ait küçük tipte bir otomobil konsolosluk binası önünde durmakta, olduğu sırada, ataşenin, kontalct anahtarını makine üzerinde bırakmış bulunduğunu gören la yaşuıtfa Mehmet İle 14 yaşında Muhsin adlarında iki çocuk otomobile atlayıp harekete geçirmiş ve böyjece Arnavutköye kadar geldikten sonra otomobili orada bırakıp savuşm uçlardır.
Basın ataşesinin müracaatı üzerine otomobil tnrakakhğâ yerden alınarak kendisine teslim edilmiş, çocuklar da bulunmuştur.
Cumhuriyet Halk Partisi Yalova ve Fatih‘ilçe kongreleri dün toplanmıştır. Yalova kongresinde İstanbul milletvekilleri; Atıf Ödüi; Prof. Fahrcd-dln Kerim Gökay; Meliha Avnl; kaymakam hazır bulunmuşlardır.
Yıllık faaliyet raporunun okunmasından sonra dileklere geçilmiş; söz alan Tcvfik Dereli adında bir delege, valtlerdcn birçoğunun tahakkuk etmediğini söyliycrekı
«— Hükümet halkı kandırıyor; sonra da bizden partiye karşı sadakat bekleniyor.» demiştir.
Bu delege, Orman kanununun aksak noktaları üzerinde durmuş; me-muriRrdan şikâyet etmiş: tapu İşlerinin halli için yıllardanberl başvurmadık kapı bırakılmadığını söylemiş ve:
« — İşi gücil bıraktık; mahkeme kapılarında sürünüyoruz.» demiştir.
Hububat meselesine temas edilmiş, halkı müşkül duruma düşürenler hak kında Meclis tahkikatı açılması İstenmiş; milletvekillerinin ancak senede bir defa görülebildiğinden bah-solunmıış; köy okullarının İhmale uğradığı söylenmiştir.
Ahmet Özder adında bir delege, bu
Mısır’da yine kolera
İskenderiye’de iki şüpheli kolera vakası görüldü
Kahire 24 (AF.) — Bugün İskcn-deriyede iki şüpheli kolera vakası haber verilmiştir. Hastalar derhal hükümet hastanesine kaldırılarak müşahede altına alınmış ve sıhhiye ekipleri hastalığın çıktığı evleri dezenfekte etmiştir.
Geçen kış 11 bin kişinin ölümüne sebebiyet veren koleranın yeniden bir salgın halini almaması İçin Sıhhat makamları gerekli bütün tedbirlerin amdi'ğııı söylemiştir.
Hindistan’da veba
Kaiküta 24 (A.A.) — Burada yayınlanan bir tebliğde bildirildiğine göre, vebaya tutulmuş olan 24 kişi dûn hastaneye kaldırılmıştır. Bazı hastalar da evlerinde tedavi görmektedir.
Bugün Bobmay'dan bir, uçak çok miktarda veba aşısını hamil olarak hareket etmiştir. KalkütadhkL veba aşıları bitmiş bulunmaktadır.
parti kongrelerinin füzull olduğundan bahslle, her sene harcanan yüz binlerce liranın boşa gittiğini söylemiş ve sözlerini şöyle bitirmiştir:
«— Füzull diyorum; çünkü kongre bitti ve kapılar kapandı mı, dertler ve dilekler de olduğu yerde kalıyor.»
Kongrede bulunmak üzere İstan-buldan gldelner dün akşam dönmüşlerdir.
Fatih kongresi
Fatih İlçe kongresi, gece saat 21 de toplanmış; geç vakte kadar devam etmiştir.
Okunan faaliyet raporu şiddetli tenkldlere uğramış; raporun bir yıllık mesaiyi anlatmasından ziyade, bir edebiyat numunesi olduğu söylcnmlş-. tir..
Raporun kabulünden sonra dileklere geçilmiş; Ademoğlu adında bir delege Belediyeye temasla: «Başka İş kalmamış gibi Belediye, hamallarla ve arabacılarla mütemadiyen uğraşmaktadır.» demiştir.
Diğer bir delege, tekaüt kanunlarının esaslı şekilde tetkik ve tadilin! İstemiştir.
İlçe İdare kurulu seçimlerinden sonra kongreye son verilmiştir.
Koleraya karşı yeni bir ilâç
Hindistanda hastalara karşı muvaffakiyetle tatbik edildi
Akar tankeri geldi
Petrol Ofis hesabına akaryakıt almak üzere Hayfaya gitmiş olan «Akar* tankeri dün limanımıza dönmüştür.
Amerikaya kronu götüren şileplerimiz
Devlet Denizyolları İdaresinin «Rl-zeû şilebi İskcndcrundan yüklediği 4000 ton kromla Amerikaya müteveccihen yolda bulunmaktadır. Gemi önümüzdeki pazartesi günü Fiâdel-flyaya varacaktır.
Ayrıca limanımızdan 1500 ton kromla İskenderuna giden «Edime» şilebi de oradaki krom tahmilini bugünlerde bitirip Amerikaya müteveccihen yola çıkacaktır.
Her İki gemi de dönüşte askeri yardım malzemesi getireceklerdir.
Menenjit tüberküloz tedavisinde terakkiler Londra 24 (A.A.) — İngiltere tıp konseyi menenjit, tüberküloz vakalarında streptomycln kullanılmasında yeni terakkiler elde edildiğini bildirmektedir.
Bu konsey tarafından yayııılanen bir raporda 13.0 hastadan 105 inin tecrübe mahiyetinde bu usulle tedavi edildikleri açıklanmaktadır.
Atom bombası kurbanları
Bunların tedavisi imkânları bulundu
Houston -Texas- 24 (A.A.) — Bugün. Baylor üniversitesinin tıbbiye mektebinde bir nutuk söyleyen ordu sekreteri Kenneth Rota.ll, G00 den fazla Amerikalı doktorun hâlen atom bombalarının kurbanlarını tedavi edecek vaziyette olduklânnı bildirmiştir. Askerî uzmanlar, hâlen hastalıkların tedavisinde atom enerjisinden istifade edilmesi imkânlarını aramakta ve atom şualarının zararlı tesirlerine karşı İhtiyat ve tedavL metodları bulmağa çalışmaktadırlar,
Beneş Dimitrof’u kabul etti
Prag 24 (A.A.) — Cumhurbaşkanı Beneş bugün Bulgar Başbakanı Dimitrof’u kabul fitmiş*
Londra 24 (A.A.) — îngüiz tıp mecmuası Bombayla bulunan bir doktor gurupu tarafından tanzim olunan bir raporu yayınlamıştır-
Bu raporda koleranın tedavisinde kullanılan yeni bir ilâç neticesi elde edilen başarılardan bahsedilmektedir.
6257 ismi verilen süifşjnitter guıupundan biri olan bu yeni ilâç 27 köyde koleraya tutulan ve evlerinde, hastane ve hemşirelerin ihtimamlarından uzak bulunan 85 kişiye tatbik edilmiştir.
Doktorlar siilfamit tedavisin-1 den başka hiç bir ilâç kullanmamışlardır. Hastalardan 82 sİ kurtulmuştur. Yeni ilâç, ağızdan, alınmakta ve tatbikînde bir çok kolaylıklar sağlamaktadır. Aynı netice muhtelif tip kolera vakalarında da elde edilecek olursa medarî hastalıklardan en müthişi olanlardan birisi için katî bir ilâç bulunmuş olacaktır.
Avrupa birliği
Paris’te bir hazırlık toplantısı yapıldı
Paris 25 — İngiltere; Fransa; Hollanda; Almanya; Avusturya; İspanya; Çekoslovakya; Norveç; İsveç; Danimarka ve İsviçre delegelerinin lîtlrakile bu sabah btr hazırlık toplantısı yapılmış. Avrupa birliği hakkında görüşmeler yapılmıştır.
Bu hususta La Haye şehrinde yapılacak esas görüşmelere Churchill başkanlık edeceğinden İngiliz İşçi partisi delege göndermeme ğe karar vermiştir.
Churchill, Fransız sosyalist partisi başkanı Blum’a gönderdiği mektupta sosyalistlerin bu hususu inhisarları altına al amı ya ç aklarını bildirmiştir. Blum da sosyalistler olmadan Avrupa birliğinin tahakkuk edemlyeccği cevabını vermiştir.
Rus ordusundan kaçanlar
Berlin 24 (A.A.) — Amerikan ordusunun organı olan «Neue Zeltung» Sovyet ordusuna mensup on binlerce askerin fLrar ettiğin! yazmaktadır. Bu gazeteye göre, asker kaçaklarının toLr tasını, batı bölgelerine İltica etmiştir. Bunların büyük bir kısmı da Sovyet bölgesinde sahte hüviyet varakaları ile yaşamaktadır.
Neustrelitz’dekl Rus komutanı kendi bölgesindeki belediye balkanlarındın asker kaçaklarının aranmasına «ardım etmelerini istemiştir.
İsveç Kızılhaç reisi
Kont Bernadot bu akşam uçakla geliyor
İsveç Kızılhaç başkanı Kont Bernadot bu akşam Panamcrlkan tay-1 yöresiyle saat 21.30 da Kızılay’ın misafiri olarak şehrlmjze gelecek ve Kızılay genel merkez! umum müdürü Dr. Remzi Gönenç İle İstanbul teşkilâtı müdürü Fikret Tümey tarafından Yeşilköy hava meydanında karşılanacaktır.
Kont, İstanbulda bir akşam, misafir kalarak Devlet Hava yollan tayyaresiyle mihmandarı Dr. Remzi Gönenç He birlikte Ankaraya gidecektir.
Kont Folke Bernadot İsveç kiralının yeğenidir. 1895 senesinde doğmuştur. İkinci dünya harbi sıralarında Almanyada esir bulunan Norveç ve DanimarkalIların memleketlerine ladesin! Alman makamlarlylc görüşmeler yaparak sağladığı gibi gene 1945 senesinde Alman kamplarında ölüm tehlikesi karşısında bulunan ve takriben 30 muhtelif millete mensup olan 21.000 esiri kurtararak İsveç naklilerini temin etmiştir.
Kont. 1946 senesinde amcası prens Şarl'ln yerine İsveç Kızılhaç cemiyeti reisi olmuştur. Almayadakl müşahedeleri hakkında 1945 senesinde La Fin (Son) ve 1947 senesinde de Les Hommcs que J’al rcncontrös (Başladığım İnsanları adlı İki eser neşretm iştir.
İstanbul -Atina
Atina’da bugün yapılacak maç
Atina. 25 — Bugün Atina karması ile İstanbul karması arasında bir maç yapılacaktır. İstanbul karması şu şekilde terti-beciilmiştir. Erdoğan (G.S) - Murat (F.B), Vptlii (B.J.K) - Naci (G.S). Samım (F.B), Muzaffer (G.S) - îsfendiyar (G.S). Hikmet (BJK), Şükrü (B.J.K). Lefter (F.B). Halit (F-B).
Atina 25 — Akdeniz futbol kupasının 1949 da Atinada yapılmasına karar verilmiştir.
îngilterede mühim bir futbol maçı
Londra 25 (R) — Dün İnglîterede Wambley stadyomunda 99 bin seyirci önünde Manchester United ve Blackpûol takımları kupa finali İçin çarpılmışlardır. Bu final maçını Manchester United. 4-2 kazanmaya muvaffak olmuştur.
Maçta İngiltere kıralı, kıraliçc-si, prenses Margaret ve bir çok Bakanlar hazır bulunuyorlardı. Kıral, Manchester United kaptanına kupayı vermiş ve oyuncuiarı tebrik etmiştir.
Millî Eğitim Bakanının millî takımımıza tebriki
Ankara 24 (AA) — Milli Eğilim Bakanı Reşat Şemseddln Birer. Atina da millî takımımıza aşağıdaki telgrafı göndermiştir:
Ulvi Yenall
Futbol federasyonu genel sekreteri Milli futbol takımımıza daha büyük başarılar diler sevgi ile gözlerinizden öperim.
Reşat Şemse d di o Birer
Rusyanîn Amerikadan çektiği altınlar
Washiflgton 24 (AA) — Ticaret Pnlrar)! |ğın rinn bildirildiğine göre Rusya harbden evvelki müddettenbe-rl İlk defa olmak üzere Birleşik Amerika dan. altın çekmiştir.
Dört milyon dört yüz doksan bin altın tutan bu tahsllât nisama İlk haftası zarfında vuku bulmuştur.
Rusyanîn Birleşik Amerikada yetmiş milyon dolar kıymetinde altını kalmıştır.
Peten’i kurtarma cemiyeti lâğvedildi Londra 25 (R) — Fransada
mareşal Pcten'i kurtarma cemiyeti namı altında teşekkül etmiş olan birlik, Fransız hükümeti tarafından lağvedilmiştir. Mareşal Pcton Fransa Batı sahilleri açıklarında You adasında mah-.pus bulunmaktadır.
Galatasaray lisesi Türkiye birincisi oldu
Cuma günü İzmir İnönü lisesini 3-1 yenmeğe muvaffak olan Galatasaray lisesi takımı dün gene şeref stadında Ankara şampiyonu Sanat mektebiyle karşılaşmıştır.
Feridun Kılıcın İdaresinde oynıyan her İki takım nispeten canlı oyun göstermişlerse de İlk devre gol olmadan sona ermiştir.
İkinci devreye daha hızlı başlıyan geçen senenin şampiyonu Galatasaray lisesi 7 nel dakikada Coşkun; 10 uncu dakikada İhsan ve gene Coşkun vasıtaslyle çok güzel üç gol çıkardıktan sonra 22 nel dakikada penaltıdan yedikleri bir golle sahadan. 3-1 galip ayrılarak geçen »ene elde ettikler! şampiyonluklarını bu sene de muhafaza etmeğe muvaffak olmuşlardır.
Galatasaray lisesi oyuncu ve İdarecilerin! bu mufakkaıyetlerlnden dolayı tebrik ederiz.
Kahire’de yapılan ikinci basketbol maçında da mağlûp olduk
Milli ve temsilî müsaiiakalar yapmak üzere Kahlreye gitmiş olan bas-ketbolcularımran Kahire - İstanbul muhtelitleri arasında yapılan karşılaşmayı 23 - 47 kaybettiklerini bildirmiştik.
Son dakikada aldığımız bir habere göre, Mısır ve Türk milli takımları a-rasında yapılan karşılaşmada da Türk takımı 24 - 60 g.ibl açık bir sayı fakıyle mağlûb olmuştur.
İstanbul dekatlon birincilikler
Dün İnönü stadında 3 atletin IştL-râk ettiği onlu müsabakadan beşi yapılmıştır.
Atletler birbirini yakından lakib ettiklerinden, aralarında büyük bir fark husule gelmemiştir. Teknik neticeler;
100 metre:
1 — İsmet Dinçcan it E. T. T) 12’’ 4/10; 2 — Nuri ÇetlayıJmaz (Bursa) 12” 810; 3 — Ali Polat (F. B) 13” 3/10.
üzün:
1 — Nuri 5 M. 24; 2 — İsmet 5 M. 07; 3 — AİL 4 M. 71.
400 metre:
1 — İsmet 55’ 6/10; 2 — Ali 56” 9/10; 3 — Nuri 59’ 5/10
Gülle:
1 — Nuri 10 M. 66; 2 — Ali 7 M 77; 3 — İsmet 6 M. 60.
Yüksek:
1 — Nuri İM 60; 2 — 1 M. 43! 3 — İsmet 1 M. 40.
Sümerbank güreşleri
Sûmerbank genel müdürlüğü tarafından terfibeclilen güreş müsabakalarının B grupu seçmeleri. 22 ve 23 nisan 948 perşembe ve cuma günleri İzm! t te yapıldı.
Çok enteresan olan bu müsabakalarda derece alarak 2 veya 9 mayısta Ankarada A grupu gallpelerl ile final için çarpışacak güreşçiler şunlardır:
$2 kiloda: Sellülozdan Şevket Gürol birinci, Nazilllden Ferit Pekel İkinci.
57 kiloda: Ankaradan İsmet Gençel birinci, Nazüllden İhsan Araş ikinci.
«2 kiloda: Nazilllden Necdet Er-gunşah birinci, sellülozdan Sadeddln Güren ikinci.
67 kiloda: Sellülozdan Mehmet Ak-kar birinci, Nazilllden Hikmet Uygur ikinci.
7$ kiloda: Deftardardrua Faik Büken birinci, Sellülozdan Kamber Çakır İkinci.
70 kiloda: Sellülozdan Mehmet Düzenli birinci. Defterdardan Muzaffer Tınar İkinci.
87 kiloda: Defterdardan Muzaffer Çetlnsayar birinci, sellülozdan Ahmet Ünal litincl.
Ağır sıklette: Defterdardan Nah İt Ceyljakar birinci. Sellülozdan Halil Karışlar İknlnd.
Davla kupası seçmeleri
Seçmeklere dün de devam edildi ve aşağıdaki neticeler Alındı:
Beliğ Beler. Cetasin Lüy’ü kolaylıkla 8/2. ₺’S. 6/2: Fehmi Kızıl d* Engin Bataş'ı üç setle yendiler,
H. Teiyan - Şefik. Fenmen maçını hükmen Telyan kasandı.
San oyun çift oyunu oldu ve Haşan Akev - Behbut Cevanşlr çifti şefik Fenmen - Suat Nemli çLftlnl üç sette 3/6. 8/3, 7/5 gibi b»r sayı Ue yenerek parlak bir galebe kazandılar.
Maçlara bugün de devam «inecektir.
TAKVİM »—
Cemnziycl âhır 15 — Kasım nü
I İmsak. Gd. Öğle İkindi Ak. V .uı
E. 8.16 10.08 6 14 0.03 12.00 1.41
|V. 4.14 a.07 13.12 17.01 İP 59 21 39
25 ÎTisan 1943
AKSAM
Bahlfe 3
akşamdan akşama
«İstida verin, veremli hastanız dokuz ay bekliyecektir»
Tramvay yerine otobüs
Çocuk hastanesinde 25 sene
A prevantoryumunda doktor Enver Kut t aş'tan şöyle bir mektup aldım:
Heybeliada sanatoryumu
Tramvay hatları üç sene sonra sökülecek
18 nisan 948 tarihli AKŞAM gazetesinde yazmış olduğunuz vBaroka sanatoryumlar» Va^sl^' Şa t.,-amin 7- W fir r ;ana çıhhğml sadece bir kasır oafa dispanserinden sorup vacm ma bilmem ne dereceye kadar doğru otar? Veremin ço-Balma ı. hiç Şüphe yok M sefahat değil sefalete, pahalılığa bağlıdır. ı Sanatoryumlarda hem ücretli, J:em de sıralı fakir hasta yatar. Bizde ücretli olan kısımda ekseriyetle hasta memurlar yatar ve ücretlerini mensup oldukları Vekâlet öder. Ücretler 6 - 8 - 10 liradır. Bu şekilde bizim sanatoryum dünya sanatoryumlarının en ucuzudur. Teşrif ederseniz etraflı bilgi verilir.
Birinci nokta:
Senelerden beri Yürük Çelebi- ( rün ve diğer muharrirlerimizin , gazetemizde intişar eden yazıla- ] rını takibedenler, AKŞAM gazetesinin verem mevzuile yalnız Kasımpaşada değil, memleketi- . iniz Ölçüsünde, bilhassa vilâyeti- ( nıiz dahilinde her yerde ilgilen- , diğini tasdik ederler. Merkezi du- f ramdaki müesseşelerin salâhiyet- , li şahsiyetlerile konuştuk ve köşe , bucaktaki mücadeleleri bizzat ta- ( kibettik. Bu meyanda ancak Ka- ( sımnasayı rekor diye zikrettik.
Amele muhiti üzerine yalnız ‘ verem mücadelecilerinin değil, aynı zamanda içtimai ıslahatla uğraşmağı millî vazife savanların dikkatini çekmek İstedik.
İkinci nokta:
Temas ettiğimiz hemen bütün verem mütehassısları veremlilere ayrılmış yatakların on misline çıkarılması lüzumuna kaildirler. Heybeliada zaviyesinden bakınca da bunun böyle olduğunu biliyoruz. Zira, müessesenize de gelerek bütün bir günümüzü orada geçirdik, malûmat aldık, bu malûmatı ve müşahedelerimizi — intizamlı mesainizi takdir ederek — gazetemize yazdık.
Ancak vereme en müptelâ İçtimaî sınıfların ve memleket böl-1 gelelinin nüfusile sanatoryumlarımızda vatan hastaların hudut ve nispetleri gözönüne alınırsa, tenkidimizin haklı olup olmadığı meydana çıkar.
Ve şu fikir büsbütün katiyet kesbeder:
— Türkiyenin ahval ve şeraitine en uygun tip, maliyeti az, yatağı çok baraka sanatoryumlardır. Az hasta barındıran ültra-lüks pahalı tesisler değildir. Şimdi sarfettiğimiz milyonlarla daha çok nüfus kurtarmamız gerekir.
Üçüncü nokta:
Ücretlerini mensup oldukları Vekâletler vererek, veremli memurların tedavi ettirilmeleri çok iyi bir harekettir. Fakat, memur baremi, nasıl bütün diğer mesleklerin ihtiyarlık sigortasını hal etmiyorsa; memurlara dağıtılan kumaş kuponlarile nasıl bütün memleketin giyinme dâvası hal edilmiyorsa; tıpkı onun gibi. Vekâletlerin verem memurlardan bir kısmını Heybeliada sanatoryumuna ücret verip göndermesi-le millî sağlık dâvası hal edilemiyor, Diğer memleketlerde, bir çok mesleklerin verem âzasını tedaviye göndermeleri imkân dahiline girmiştir. Bizde girememiştir. Girmek yolunu dâhi tutamamıştır. Mesele budur.
İmdi: Kasımpaşadan kaç kişi geldi? Ünveden kaç kişi geldi?
— Bütçe dar... Vesait az.
— Biz de. bunun İçindir kİ, Veremle mücadelenin ucuz baraka sanatoryumlarla şeraitimize daha elverişli olacağını düşünenlerdeniz, Fen adamlarımız arasında da böyle düşünenler pek çoktur. Onlara İltihak ediyoruz.
Dördüncü nokta:
Fakirler bir tarafa; orta sınıf “ü hastanın olsun ailesi tarafından tedaviye gönderilebilmesl lâ-®.’?âır- Ayda 180 lirayı, yahut 240 lirayı, yahut 300 lirayı bütçesinden ayırabilecek babayiğit orta halli aile nerede?...
Beşinci nokta:
satırları 24 nisan cumartesi günü saat 11,30 da yazıyorum. Şimdi Heybeliada sanatoryum»ı-na telefon ettim;
— Parasız bir hasta yatırmak istiyorum. Ne şekilde hareket edilecek?
Elektrik, Tramvay umum müdürlüğünün İsveçç sipariş ettiği otobüs-lerden şimdiye kadar otuz be? araba 1 gelmiş va Nişantaşı - Bayezlî ring j servisi takviye edildiği gibi ş!$U - ; Bayezlt ring hattı da yeniden ihdas edilmiştir. Sipariş miktarı elli arabadan İbaret olduğundan mütebaki otobüsler de — lıer partide beşer araba gelmek şarllyle — hazirana kadar ta-momlyle gelmiş bulunacaktır. Ancak elli otobiis, bütün şehrin İhtiyacım karşılamadığı İçin belediye yeniden otobüs getirtmek mecburiyetindedir. Ancak Tramvay İdaresinin bugünkü mail vaziyeti, İkinci bir sipariş yapmağa müsait değildir.
Fakat ileride, meselâ bir sene sonra Tramvay İdaresi İkinci bir elli otobüs daha getirtmeğe mecbur olacaktır. Bundan başka biitün medeni ve büyük şehirlerde artık tramvaylar bugün için modası geçmiş bir vasıta olarak kabul edilmektedir. Bu İtibarla prensip olarak İstanbulda da bLr gun tramvaylar kaldırılacak ve şehrin kaıa münakalâtı münhasıran otobüs-leılo temin edilecektir. Alâkadarların tahminine göre, İstanbulda tramvay hatlarının sökülerek j’erina otobils işletilmesi iiç seneden evvel mümkün olnııyacaktır. çünkü şeiılr münakalesini temin etmek üzere hiç olnıazra elde iki yüz elli parça otobüs bulundurmak lâzımdır, şimdikilere İlâveten daha yiiz otobüs servise ithal edildikten sonra evvelâ Karaköy İle Harbiye. Kurtuluş ve Şişli hatlarında iş-llyen tramvaylar, bunu müteakip — otobüs sayısı arttıkça — diğer hatlar tedrici bir surette sökülecektir.
Tramvay İdaresi İsiaııbuldı işleyen otobüslerin aynı tipte olmasınd karar verdiği İçin yeniden yapılacak siparişler de bu İsveç arabaları tipinde olacaktır. Bu İtibarla bundan sonra yapılacak siparişlerin de yine is-veçten yapılması ihtimali çoktur. Ancak bu kadar -çok miktarda yapılan siparişten dolayı fabrikanın mal bakımından daha müsait davranacağı tahmin ediliyor,
Boğaziçine yaînız hususi otobüsler işleyecek
Belediye, Boğaza lşliyen İdare otobüslerini kaldırmağa ve bu hattı tamamen hususi otobüslere bırakmağa karar vermiştir. Esasen Boğaza Işll-ye'n belediye otobüslerinin sayısı mahduttur, Buna mukabil Şişil - Bayezlt ve Nişantaşı - Bayezlt hattından bütün hususi otobüsleri, kaldırarak yalnız belediye otobüslerini işletecektir. Bu hatta halen 23 hususi 28 de belediye otobüsü İşlemektedir. İdarenin sipariş ettiği 50 otobüs hazirana kadar tamamen gelmiş olacağından bu hatta 50 otobüs işletilecek ve bu suretle şimdi çalışmakta olan hususi ve resmi 51 otobü3ö mukabil en yeni arabalardan müteşekkil 50 belediye otobüsü burada çalışacaktır.
Belediye, hususi otobüslere ruhsatiye verirken sahiplerinden bu izni her zaman geri alacağına dair senet almıştı. Bu senede dayanarak bir hazirandan İtibaren ring servisinde yalnız belediye otobüsleri işllyecek, diğer yerlerde yine hususi otobüsler İşeyebileceği gibi Boğaz hattı da yalnız hususi otobüslere terkedılccektlr.
Elektrik şebekesinin tevsii
Elektrik İdaresinin tesisatını genişletmeğe karar vererek faaliyete başladığım yazmıştık. Bu maksatla 1950 senesinde tamamlanacak bir program hazırlanmıştır. Ingiltere İle diğer memleketlere slparşl edilen malzeme kısmen gelmiş bulunmaktadır.
Elektrik fabrikasının giinlük takati 42 bin kilovattır. Yeni tesisatla fabrl-kanın takati günde 30 bin kilovat daha arttırılacak tır. Bu suretle 1050 sonesinde kudreti 72 bin kilovata yükselecek olan fabrika fazla cereyan sarfettlklerl İçin tahdidata tabı tuttuğu müesseselerl tamamen serbes bırakacaktır.
Bir bayan sesi:
— İstida verin. Dokuz ay bek-liyeceksinlz.
Altıncı nokta:
Umumî tabloda bir eksik kaldıysa, bilmediğim ve öğrenmem gereken yeni haberler mevcutsa, savın doktor lütfen ikinci bir mektup yazsın, arzu ettiği yere derhal gelir, yeni durumu okuyucularıma İftiharla arzederim. Hepimizin arzusu bu derde merhem aramaktır.
(Vâ - Nü)
Profesöre göre, memleketimizde çocuk ölümlerini mümkün olduğu kadar azaltmak koruyucu hekimliğe en büyük ehemmiyeti vermek sayesinde mümkün olacaktır. Çocuğun hastalıklardan korunması için normal gelişmesini temin etmek lâzımdır
İstanbul üniversitesinin çocuk hastalıkları ve bakımı kliniği ordinaryüs profesörü kıymetli çocuk hekimlerimizden Ilışan Hilmi Aîantar'ın bu vazifeye tâyininin yirmi beşinci yıldönümü münasebetiyle geçen pazar giinii Şişil Çocuk hastanesinde mütevazı bir tören yapıldı. Bir kadir bilirlik eseri olan bu törende İstanbulini hemen bütün tanınmış hekimleri hazır bulundu. Ömrünün yirmi beş yılını bir çocuk hastanesinde, hasta çocuklar arasında geçiren bu kıymetli ilim adamına karşı gösterilen hürmet ve sevgiye, tertip heyetinin nazik b!r daveti sayesinde ben de şahidolmak ve İştirak etmek fırsatını buldum.
Profesörün kısa hal tercümesi
İlk çocuk hastalıkları mütehassıslarımızdan biri olan Profesör ihsan Hilmi Aîantar'ın hayatı mesleği uğrunda yaptığı feragatli mücadelelerle doludur. Bu şerefli maziyi, profesörün hayatını ta-klbelmek fırsatını bulan en yakın arkadaşı. Şişil Çocuk hastanesi başlıe- : kimi doktor Ömer Vasfl Aybar'dan ! dinledik. İhsan Hilmi 1886 da doğmuş, tıp fakültesinden birincilikle çıkmış. t İlk olarak Neşet Ömer ve Adnan Adı-var'm asistanı İmiş, Balkan harbi patlayınca gönüllü olarak asker olmuş. Terhisten sonra emrazı etfal İhtisası yapmak üzere P3rlse gitmiş. Birinci cihan harbinde Konyada, sonra Kudüste I-IIlâl lahmet emrinde tifüs mücadelesiyle meşgul olmuş. Birinci cihan harbinin son senelerinde Berll-nc giderek çocuk hastalıkları ve bakımı üzerinde dört buçuk sene çalışmış. 1021 de tekrar İstanbul» dönmüş, [ İstiklâl mücadelesine Karamürsel imdadı sıhhi heyeti başkanı olarak İş- ' tlrak etmiş. İnönü zaferinden sonra da Ankara memleket hastanesinde dahiliye mütehassisı olarak çalışmış.
O sırada Memleket hastanesinin başhekimi olan doktor Ömer Vasfl 1 Aybnr diyor ki: «Ankarada bilhassa ’ çocuk bakımı ve çocuk hastalıklarının ’ tedavisi üzerinde yaptığı çalışmalar ' dikkati çekti. İhsan Hilmi Almanya-
■ dan yepyeni metotlar getirmişti kİ
■ bunlar hekim arkadaşlarını bile hay-
■ rette bırakıyordu. Çocuklara mama ’ olarak badem ezmesi ve lokum verl-1 len bir devirde İhsan Hllmlnln kara-: ciğer ezmesiyle Ispanak püresi ve ha-1 vuç peltesini tavsiye etmesi tebessüm-1 le karşılanıyordu. Fakat İnandığı şey-1 lerl başkasına da İnandırmak kablll-• yeti o kadar fazla İdi kİ çok geçmeden
bu yeniliklere hekimler, onların arkasından halk itaat etti.»
Profesör İhsan Hilmi hayli mücadele cttLkten sonra doktor Adnan Adı-var'ın da yardımlyle Ankarada belediye eczahanesinln bir odasında ilk çocuk dispanserini, sonra tâyLn edildiği Kayserlde de İlk çocuk bakım evini açmaya muvaffak olmuş ve yen! çocuk bakımı metotlarını halk İçinde yaymaya var kuvvetiyle çalışmış.
1923 de İstanbul çocuk hastanesi mütehassıslığına tâyin edilmiş. 25 sene hiç değiştirilmeden burada kalmış. 1933 de üniversite çocuk hastalıkları profesörlüğüne, 1940 da ordinaryüs profesörlüğe yükselmiş.
İlk çocuk hastalıkları mütehassısı
Muhterem profesörle ben sonra, biraz görüşmek fırsatını buldum: — Memlekete geldiğim zaman İlk defa olarak çocuk mütehassıslığı ihdas edilmişti, dedi, o zamana kadar bizde süt çocuğu kliniği yoktu. Dahiliye mütehassislan çocuklara da bakarlar, bu çocuklar sık sık öldükleri için de hastanelere geLmelerl pek arzu edilmezdi, deldikleri zaman da bakımları henüz tecrübeleri olmıyan en genç hekimlerle çamaşırcı kadınlara bırakılırdı. Ben buraya geldikten sonra çocuk kliniğinin süt çocuğu kısmı kuruldu ve yavaş yavaş çocuk hekimliği İhtisasına ehemmiyet verilmeye başlandı. Bu sahada kıymetli gençler yetişti. Çocuk dispanserleri açıldı. Halkın rağbeti de arttı. 1947 de hastanemiz çocuk polikliniğine 12 bin çocuk gelmiş; aynı sene İçinde hastanemizdeki oû yataktan ı506 çocuk geçmiştir.»
Muhterem profesörden, yirmi beş senelik: kıymetli tecrübelerine daya-
Ordinaryüs profesör İhsan Hilmi Alantar
Adliye Sarayı
Yine Sultanahmet meydanında inşası düşünülüyor
Adalet sarayının tekrar Bultanah-mette kısmen İstimlâk edilen sahada İnşa edileceği söylenmektedir. Şehıln diğer semtlerinde tetkik edilen sahalarda münasip bir yer bulunamamıştır.
Sultanahmetta Saraya arsa olacak sahada İki milyon liralık İstimlâk yapılmıştır. İnşaatın başka bir yerde yapılması kararlaştırıldığı takdirde tekrar 3-4 milyon liralık yeni ktlrn-lâkler yapılması lcabedcceğl söyleniyor.
Belediye, Atatürk bulvarının güzel binalarla süslenmesin! arzu ettiği için Adalet sarayının bulvarda İnşa edilmesine taraftardır. Fakat yapılan hesaplara göre Sarayın bulvarda inşasına karar verildiği takd'rdc arsa İçin en az 3 milyon Uranın sarfı Icabede-cektlr. Tetkikler devam etmekle beraber Adalet sarayının tekrar Sul-tanahmette İnşasından başka çare olmadığı İleri sürülüyor.
narak çocuk ölümlerine mâni olmak İçin bizde neler yapılmak lâzım geldiği kanaatinde olduğunu sordum. İhsan Hilmi Alantar, koruyucu hekimlik üzerinde ehemmiyetle duruyor:
Koruyucu hekimlik
— Çocuklarda koruyucu hekimlik enfeksiyonlardan uzaklaşmak değildir. İlk yaşlarda bulunan çocuğun büyüme ve gelişmesini normal tutmaktır, Böyle bir dikkat ve vaktinde müdahale kemik hastalıklarını önlemeği mümkün kılar. Çocuğun, teri, dişlerinin vaktinde çıkmaması: bacaklarının eğri olması, erken yürümemesi, oturamaması gibi İşaretler üzerine derhal hekime müracaat edilse, umumi muayeneler yapılsa kemik hastalıkları vaktinde tedavi edilebilir.
«En fazla çocuk ölümüne sebebo-lan hastalıklar yazın yaz ishalleri, kışın da Bronkopnömonl’dlr. Koruyucu hekimliğin geniş ölçüde tatbiki sayesinde çocukları ishalden de, Bronkopnömonl’den de korumak mümkün olur. Daha doğrusu bu hastalıklar hafif geçer. Bronkopnömonl İyi gelişmemiş çocuklarda görüldüğüne göre çocuğun normal büyümesini temin etmek onu bu öldürücü hastalıktan korumak olacaktır.
Çocuklarda verem
«Çocuklarımızı tehdldeden enfeksiyon hastalıkları İçinde verem en başta gelmektedir. Elimizdeki istatistiklere göre İkinci cihan harbinden evvel azalmakta olan verem hastalığı, son senelerde çocuklar arasında süratle artmaktadır. Çocuklarda verem, büyüklerde olduğu gibi müzmin gitmez, birkaç gün İçinde ciğerlerini ve-
Gençlik bayramı
Milli Eğitim müdürlüğü, 19 mayıs gençlik bayramına iştirak edecek okulların umumi prova günlerin! tes-blt ederek alâkalılara bildirmiştir.
Bu hususta hazırlanan programa göre, umumi provalar ayın 27 sinde başhyacaktır. O gün Şeref stadyumunda kız liselerinin. 28 nisanda yine aynı stadyumda kız orta okullarının provaları yapılacaktır. Erkek liselerinin provaları ayın 20 unda Vefa sahasında, 30 unda da yine aynı stadyumda erkek orta okullarının provaları olacaktır.
ölümle biten taksi kazası
Şoför - Mehmed’in idaresindeki 2309 numaralı taksi, Atatürk bulvarından Fatih İstikametine doğru çıkmakta iken, Clbalide Nalıncı sokağında 3 numarada oturan kırk yaşında Abdullaha çarparak ağır surette yaralanmış. Abdullah derhal Cerrahpaşa hastanesine kaldırılmışsa da bir müddet sonra ölmüştür. Tahkikata savcılık el koymuş, şoför yakalanmıştır.
ya beyin zarım sararak çocuğu öldürür. Çocuğu veremden korumak için veremlilerle temasını önlemek lâzımdır. Eğer çocuğun en yakınlan veremse ve kötü hayat şartlan İçinde bir odada oturuyorlarsa ne yapmalı? Bu düşünülecek bir meseledir. Fakat her halde tecrit zaruret! vardır. Meselâ kliniğimize her gün veremi taze almış çocukların geldiğini görüyoruz. İşte bu da bir koruyucu hekimlik mevzuudur.»
Muhterem profesörden, hasta çocuklarından daha fazla ayırmamak için müsaade istedim. Geçenlerde başka bir münasebetle yazdığım gibi koruyucu hekimliğin en fazla ehemmiyet vermemiz lâzım gelen bir saha olduğuna bir kere daha İnanarak hastaneden ayrıldım.
Şevket Ra do
Lütfen.,
*| Mayısta çekilecek
20.000 urahk EV
• ve 10.000 liralık çeşitli para ikramiyesine ait kura numaraları
İkramiyeli Aile Cüzdanı
sahiplerine mektupla bildirilmiştir.
Her h.a n g i bir sebeple mektupları ellerine geçmiyen müşterilerimiz cüzdanlarını aldıkları şubeye lütfen müracaat ederlerse, kura numaralarını öğrenebilirler.
YAPI ve KREDİ BANKASI
İSTANBUL HAYATI
Çocuk dâvamız
23 Nisan günü bayram şenliği yapan yavrularımızı heyecandan nemlenen gözlerle seyrederken, yarının büyüklerine karşı bugüne kadar neler yapabildiğimizi düşündüm. «Çocuklarımıza karşı vazifelerimizi tamamlle yaptık mı. yapabiliyor muyuz?» sualine tereddiisüzce cevap verebiliriz: Hayır,.,
1 — Gıda meselesi. Mevcudun azınlığını teşkil eden varlıklı aile çocuklarını istisna edersek, ekseriyet itibarile yavrularımız mâ* nen ve maddeten inkişaf için muhtaç olduklar» bakım ve gıdadan mahrumdurlar. Bayram törenine İştirak eden çocuk gruplarım dikkatle gözden geçirdim. Hepsinin gözlerinde zekâ şimşekleri parlıyor. Fakat ne yazık ki bu kafileler arasında pembe yanaklar, gürbüz vücutlar göze pek seyrek ilişiyor. Bunlar müstesna, diğerlerinin dudaklarında kıvrılan tebessüm, masum kalb-lerini coşturan bayram neşesinin geçici bir belirtisinden ibaret, üzerine titrediğimiz nüfus siyasetinin temelini teşkil eden bu minimini uzuvlar maalesef bakımsızlığın, mahrumiyetin hoyrat ellerinde örseleniyorlar, hırpalanıyorlar, bedenen İnkişaf edemiyorlar. «Sağlam dimağ, sağlam vücutta olur» nazariyesL gereğince şu manzara, İstikbal ufuklarını endişe bulutlarlle gölgeliyor.
2 — Eğitim meselesi. Eu sahada da henüz emekleme devresindeyiz. İlkokul çocuklarının yıldan yıla inkişaf seviyeleri arasında büyük bir fark olmadığını inkâr edemeyiz.
Çocuk kitaplarına gelince: Yetkili zatların gayret ve himmetlerde çıkan bir kaç mecmua ve kitap müstesna, diğer çocuk neşriyatının hedefi. yavrul?nn körpe dimağlarına bilgi toh'amu-nu saçmaktan, okuma zevkini tahrikten ziyade, sahiplerine kazanç temini gayesine müteveccih bulunuyor.
Terbiye meselesi de üçe ayrılıyor. Aile terbiyesi, okul terbiyesi, sakak terbiyesi. Bu sahada çok geç kalmış olmakla beraber okul-aile birliği teşkilâtı, çocuğun ahlâk ve terbiye İnkişafı bakımından aile ile okulun görüş ve telâkkilerini birleştirmek yolunda atılan hayırlı bir adımdır. Bunların. dışında sokak terbiyesi de ehemmiyetle üzerinde durulması gereken bir dâvadır. İstanbul millî eğitim müdürlüğünün, tatil aylarında okul çocuklarını sık sık bir araya toplayıp oyunlar, eğlenceler tertibi gibi bazı tedbirler alacağım gazeteler yazmıştı. Bu çalışmaların hâlen ne safhada olduğunu bilmiyoruz. Temenni ederiz ki hazırlıklar bir an evvel tamamlansın, önümüzdeki tatil devresinde faaliyete geçilsin ve bu faaliyet yurdun her tarafına teşmil edilsin.
Okul - ai le birlikle linin faaliyetini süratle genişletip daha ciddî, dalıa verimli esaslara dayanarak İnkişaf ettirmekle beraber sokak terbiyesini de aynı seviyeye yükseltecek tedbirlerin ihmal edilmemesi şarttır. Aile yu-vasiie okul arasında geçen sokak hayatı miniminilerin körpe dimağları üzerine sert darbe tesirleri yapıyor, ahlâkî temayüllerini kötü mecralara sevkedlyor. Hele tatil aylarında günün bir cok saatlerini okulun ve aile yuvasının dışında geçiren çocuklar ertesi ders yılının başında sokak terbiyesinin kötü itiyatlarından sıyrılıp yeniden okul terbiyesine İntibak edincîye kadar hayli zorluk çekiyorlar.
Çocuk sağlığı ve yardıma muhtaç çocukların bakımı sahalarında Devlet ve hayır cemiyetleri tarafından gösterilen alâka ve hizmetlerden de yarın bahsedeceğim.
Cemal Refik
Gümüş 25 kuruşluklar tedavülden kaldırılacak
Maliye Bakanlıtı, gümüş 25 kuruşlukları piyasadan kaldarmaga karar vermiştir. Bunların yerine basılmak ta olan yeni 25 kııuşluklnr piyasaya çıkarılacaktır. Yeni gümüş- 50 kuruşlukların -basılması sona ermiş ve büyük kısmı piyasaya çıkmıştır.
Hâlen piyasada bulunan gümüş 25 kuruşluklar bir yıl sonra, yani Önümüzdeki mayıs başında plyasad’ tamamen kaldırılacaktır.
Gümüş 25 kuruşluklardan ba piyasada bulunan bronz - nikel kuruşluklar da tedavülden kaldın!» çaktır. Fakat bunun tarihi henüz tesblt edilmemiştir.
Sahife 4
AKŞAM
2f» Nisa 11 19 te
Mısır mektupları
■
MAHKEME KORİDORLARINDA>
Para bozdurmak yasak mı efendi kardeşim?
Yazan: Dr. Bedt Şehsüygrrflu
Kahirede
sergi binası ler ve yelkenliler Kahlreyl ytr yer kesen Nll kollarına ayrı bir güzellik veriyor. .
Otobüs nihayet parmaklıklarla çevril! vâsi bir bahçenin köşesini döndü. Kapıya dikkat ettim. Hadlkal Hayvan yarılı. Demek kl Kahlrenln dünyaca meşhur olan hayvanat bahçesi burası İmiş.
Vaktiyle bir prens sarayı olan Türk sefareti Nll kenarında geniş bir bahçenin yeşilliklerine gömülmüş ve kırmızı tuğladan yapılmış güzel bir bina Daha bahçe kapısından girerken İnsanın İçi açılıyor. Cesim demir kapıların geçit verdiği beyaz mermer antre, serin ve geniş bir salon, o sükûn ve o güzel çiçekler ruha sonsuz bir huzur veriyor.
Sefirimiz Nlzameddin Ayaşb muhatabında, makamını dolduran ve İşini bilen bir insan İntibaı bırakıyor. Kendisi 925 da tesis edilen bu sefarette, Muhlddln paşayı takiben gelen, dördüncü sefir.. Başkâtip Sanılın cana yakın ve hakiki bir insanlık numunesi. Genç kâtip Gündoğdu İse sefaretin neşe mihrakı..
Yalnız dikkatimi çeken bir nokta var kİ üstünde durmadan geçemfye-ceğim. Duyduğuma göre sefarete ka-yttlı Türklerln sayısı 1000 e varmı-yormuş. Buna mukabil Mısırda o kadar çok Türk var kİ.. Bunların çoğu bilgisizlik veya ihmalkârlık dolayısty-Je kanun! formaliteleri yapmadıklarından tebaadan düşmüş veya düşmek üzereler. Halbuki din birliği do-layıslyle kolaylıkla temsil edilen bu kütlelerin yatan bir alâkaya o kadar İhtiyaçları var kİ.. Asırlardanberi Türk kaniyle İftihar etmiş ve ruh an hâlâ Türk olan bu insanları bir İki batın zarfında bu şekilde kaybetmek ne kadar aa.. Mısırdaki kısa seyaha-
Müzeden sonra Gtaa’ya giden oto- I büslerin kalkUğı Melik* Ferlda mey- I danına doğru yürüyorum. Türk ae- • tareti Kahire'nln bu güzel köşesln-dedlr. ŞlmdLki kırallçeye İzafe edilen ı bu meydan, meşhur Opera meydanı- ı nın pek yakınındadır. Ve bütün vasi- ! UlaT hemen hemen oradan kalkar. ı Mısır sokaklarında yabancıların ( ■likasını çeken bir çok şeyler satılır kl bazıları Mısırın öz malıdır. Meşe- ı lâ Ful ve şeker kamışı. Ful bir nevi ( bakladır ve Mısırda pek sevilen bir ı gıdadır. Umumiyetle sabah kahvaltı- 1 Jarından eksik edilmez. Şeker kamışı : da sokaklarda büyük küçük bütün J Mısırlıların elinde veya ağzında ras- : indiğiniz ucuz ve aranan bir eğlence 1 vasıtasıdır. (Bütün bu satışlar hep el i ■rabalarile yapılmaktadır. Mısırda hamallar olsun, seyyar satıcılar olsun ; hep ufak el arabaları kullanırlar. Sırtında yük taşıyan hiç bir kimseye taslamadım. Belediyemize örnek ola- : bilecek bir muvaffakiyet.) Bu alâka , çeken nesnelerden biri de kola - koka reklâmlarıdır. Bu da Amerikan malı : gzzezumsu bir içki— Mısırda bunıın katlar reklâmı yapılan hiç bir şey yoktur. Öğrendiğime göre günlük sa- , tışı bir milyon küsur şişe İmiş. ,
Nihayet Feride meydanından Giz-ta'ya giden güzel bir otoubse blnlyo- : rum. Kahirede vesait semtlere göre . çok fark ediyor. En güzel otobüsler Gizza tarafına, en güzel tramvayları Helyopoiise İşliyor. Diğer tramvay ve otobüsler ise aledderece çirkinleş!-yor. hattâ pisleşiyor.
Sıcak fazla olduğundan Alışırda : tramvayların etrafı tamamen açıktır. . Bilhassa kale tarafına İşleyen İram- ' yaylarda kalabalık pek fazladır. Mamafih bu kalabalık arasında her da-frlka başı tramvaya atlayıp sattığı şeyi tâ burnunuza kadar sokan ve' tim zarfında Kırımlı, RomanyalI, avazı çıktığı kadar bağıran seyyar AzerbaycanlI. Balkırlı: Mısırlı; Blblr-Baltcılara. tramvayların böylece açık yall o kadar çok Turkle tanıştım ve ohnnsı iyi bir maîşet imkânı sağlıyoT. onlarla o mertebe hemdert oldum kİ..
Birçok asfaltlar aştıktan sonra fimdi büyük bir köprü geçiyoruz. Her iki başını ikişer arslenin beklediği mnhteşem bîr köprü.. Kahirede Nil üzerinden geçit veren nice köprüler var. tMısırda yol ve köprücülük bilgisi hakikaten İleridir.) Bunun Eibl koskoca Zamalek köprüsü birkaç kişinin çevirdiği Lkl manlvelâ ile bir dakikada açılır ve Nllde gezen Zambaklara yol vaj ve gene lâhzada kapanıp tramvay ve otomobillere geçit olur. (Sabahlan saatlerce açıldı kapandı diye beklediğimiz Galata köprüsü İçin hoş bir numune.) Nü'İn lkl sahilini süsleyen hurma ağaçlan, rıhtımlara demirli sahih ev-
150 kadarı ltalyadaki kamplardan yen! gelmiştir, Türklyeye giriş vizesi , bekliyorlar. Lâkin biraz daha bek- ' lerlersc açlıkla yüz yüze gelmekten korkuyorlar. Zira diğer milletlere mensup mültecilerin her biri birer himayeye mazhar; birçok ecnebi fabrikatörler reva tüccarlar onlara kol, kanat olmuşlar. Bizimkilere gelince... Dünyanın bin bir tarafından kopup gelen bu Türklerle bir skçam. bir masa etrafında dertleşmek fırsatına da nail oldum.
Bir kısmı iler! cephelere sürülerek yok edUen ırktaşlarını, bir • kısmı kampta aç kalmasına rağmen herke-
( Arkası 7 inci sahifede) 1
Nasuhi elendi kalın kaşlarını kaldınp İri gözlerini belerterek hayretler içinde anlatıyor;
— Vay anam vay! Böylesine hiç raslanuunuştun. Çaylak miydin, be herif?
— Hayır ola. efendi amca. Acemi çaylûklara mı rasladın yoksa?
— Ne dedin? Acemi çay lâk mı? Dell misin, evlâdım? Acemiyi de nereden çıkardın?
— Çaylâktan bahsettin de...
— Çaylak da değil, şahin, şahin. Sen şahini bilir misin?
— fşjtmlşliğim vardır, efendi baba. Şahin küçüktür amma turnayı gökten İndirir, derler.
— Hay, ceddine rahmet! Beni de öylece indirdi işte.
— Demek sen turna oldun?
— Ne olduğumu ben de anh-yamadnn. Turnadan tarlam kalmadı.
— Onun türküsü de vardır, babalık. Turnalar uçun, yayladan geçin, yarimi seçin, turnalar.-
— Haaah, tamam içte. Ben de turnalar gibi uçtum, yaylâdan geçtim, İstanbul a geldim amma burada şahinin biri turna "' penceledi beni
— Sen kuş merak1 ısısın ba. Avcı mısın yoksa?
— Doğru diiıüst lâf ederken benimle eğlenme, oğlum.
— Estağfurullah, babalık. Seninle eğlenen kim? Aklını kuşlarla bozmuşsun. Deminden beri çaylaklardan, şahinlerden, turnalardan dem vuruyorsun da onun için, avcı mısın, diye sordum.
— Ben avcı değilim, zalim bir avcının eline düştüm, öyle bir çarpılış çarpıldım ki şaşkınlıktan ağzım açık kaldı.
— Dolandırıcıya mı çattın, yankesiciye mİ?
— Ne dolandırıcı, ne yankesici. Benimki bambaşka bir şey. Şimdiye kadar boylerini ne gördüm, ne duydum. Tamam sekiz yüz lira avucumun İçinden havalanıverdi.
— Nasıl oldu, efendi amca? Rüzgâra mı kaptırdın paralan?
— Rüzgârdan da beter. Yıldırımla vurulmuşa döndüm. Sokakta dalgın dalgın giderken karşıma bir adam çıktı: «Aman, beybabacığım. Evde ağır hastam var. Eczanede ilâç yaptırdım, acele götüreceğim. Fakat eczacının bozuk parası olmadığı için cn lirayı bozamadı. Sende ufaklık varsa şunu bozuver, sevaptır» diyerek on liralık bir kâğıt uzattı. Eh, dünya yüzünden İyilik kalkmadı ya. Duvarın dibine çekildim, koynumdan paıa destesini çıkardım, İçinden iki buçukluk, beşlik paralan ayırırken birdenbire gözlerimin önüne bir karaltı geldi, gelmesile kaybolması da bir oldu. Elimdeki para destesi uçtu, bir de döndüm ki
gibi
gali
bana on lira bozdurmak İsteyen adam da yok,
— Sahiden de efendi amca, herifi?
— Ben nasıl yakalarım, efendi oğlum? Zaten Istanbulun garibiyim. Herif cin gibi kayboldu. Ne tarafa gittiğini bile göremedim. Şaşkın şaşkın dört yanıma bakındım, biraz sonra aklım başıma gelince karakolu arayıp buldum.
— Onlar yakaladılar mı bari?
— Allah razı olsun, akşam üzeri yakaladılar herifi. Velâkin cebinde dört yüz Lira bulunmuş Gerisini kim bilir ne yaptı?
— Suçunu ikrar ediyor mu?
— ikrar eder mİ hiç?
Maznun Hakkı yabancı değil. Türlü türlü suçlardan şık sık gelir fidüyeye. Yanına yaklaştık.
— Merhaba, Hakkı!
Yapmacık bir hayretle yüzümüze baktı.
— Merhaba, efendi abiler. Kusura bakmayın, tanıyamadım.
— Zararı yok, tanı mas an da olur. Biz seni tanıyoruz ya. Anlat bakalım, nasıl oldu bu iş?
— Hangi işi soruyorsunuz?
— Anlıyamadın mı? Şu sekiz yüz lira meselesini soruyorum.
— Çocuk gibi konuşma, bey kardeşim. O moruk sizi de kandırmış galiba.
— O adama para bozdurmak istemişsin.
— Bozdurnıucs3nı günah mı İşlemişim? Para bozdurmak yasak değil ya. Cebimde bes yüz liralık bütün bir kâğıt vardı, onu bozdurdum. Galiba moruk sonradan parayı kaybetti, benim başıma musallat oldu. Bir de sekiz yüz lira çıkardı. Sekiz yüz liralık adama benziyor mu şu bunak?
MELODİ mecmua”.
Fikir âlemine MELODİ adında yeni bir mecmua daha karrşouştır. İlk sayısını müziğe tahsis eden MELODİ, beğenilen kıtası, iyi tertibi, temiz baskısı, ehliyetli kimseler tarafından' seçildiği anlaşılan hoşa giden yazı- Şarkılar; 19 Haberler; 19.15 Geç:
çarpılftıışsın, Yakalıyamadın mı
Ce. Re.
AŞK VE MACERA ROMANI
Yazan: NİHAL KARAM AĞ ARALI Tefrika No. 2
Dünkü tefrikanın hulâsası:
Zeynep fena bir rüya görüp korkarak ayunıpor. Korkusu bir fülut-lıuuiv, fakat Zeynep, hakikatte korkak bir kus değildir. Çünkü Boğaz-içindekl yalısına yiren hvsıza meydan okumak cesareti kendi simit vardsr.
Zgyncp, alışkın bir hareketle elini uzu tıp duvardaki silâhlıktan Pievne kıhcmı çekti. Arlık tereddûdetmekei--'u salona yürüdü; kapının totanağı-k“ r hamlede çevirdi. Sağ eliyle kı-havaya kaldınp bir ceza melâl-gibi eşikte belirdi. Bahünün üae-adekl üç kollu gümüş şamdanın ■namlarından b|rJ, tahmin ettiği
yanıyor. Açık pencereden İçeri dolan Boğaz meltemiyle perdeler sallanıyor, mum ışığı hafifçe titriyor.
Vitrinin önündeki ufak tefek, çelimsiz. pısırık hırsızı görür görmez, Zeynep; bu kahramanca meydan okuyuşunun, lâyık Wr hedefe çevrilmiş bulunmamasına âdeta eseflendi. Eseflenmekte de haklıymış. Zira, hırsız, epeyce bir faaliyete hazırlandığını gösterir şekilde ceketini çıkarıp bir İskemlenin arkasına geçirmiş, yenlerini de sıvayıp maymuncuğunu elinde hazırlamışken, yalın kılıçlı amazonu farkedlnce, «Allahını seven ben) tutmasın» derceslne yerinden sıçradı; açık pencereden aşağı kaydı.
Kaçan düşmanı muzafferane seyreden kumandan gibi, Zeynep, vekar-
AS'KARA RADYOSU Bu aJcşcwjtf h'ofram 18 Radyo salon orkestrası; 18.49 __________________ ____ .................... - - çrtıişte iarlyH her okuyanda tatlı bir intiba bugün; 19.21) Şarkılar, türküler. lf 40 - yaratmaktadır._o
SabifelezLnl müzikten başka güzel. Hezele,-i: sanatlara, edebiyata, spora, sinema 21 15 Müzik: ya, hattâ . .
vadaden MELODİ, üç ne ilkli gıi-e) bir kapak İçinde 3B sahife olarak çıkmıştır, so kuruştur Oktıyuculan-niLza tavsiye ederiz.
MİLLET
Bu siyasi mecmuanın lifi ncı sayısı çeşitli yazılarla çıkmıştır.
EN GÜZEL TÜRK MASALLARI
Eflâtun Cem Güney, en güzel Türk masallarından mürekkep bir cilt meydana getirmiştir. Varlık Yayınları arasında çıkan bu eser çocuklar kadar büyüklerin de .şevkle. lezzetle okuyacakları bir kitaptır. Pinti 150 kuruştur
EN GÜZEL DÜNYA MASALLARI
Amerika; Afrika; Avustralya; Ma-irzya; Çüı ve Hlndlslanm en güzel masallarından seçilerek dilimize çevrilen ve bol resimlerle basılan bu kitap çocukların zevkle okuyacakları bir eserdir. Çeviren Âdem Çakar. Yayınlıyan Varlık Yayınevi. Ftaü ı İhadır.
MÜSLÜMAN ÇOCUĞUNUN KİTABI
Özel din dershanelerinde okutulma!: üzere. Milli Eğilim Bakanlığının kontrolü altında esasları tesblt edilen ve Nurettin Artanı llc Nurettin Sevin tarafından kaleme alman bu değerli eser, çocuklarımıza din mefhumunu İlmi olduğu kadar, herkesin anlıyablleceği. basit bir şekilde izah etmektedir.
Süleyman Çelebi: Yunus Emre: Pir Sultan; Hatayi: Adem Dede: Mehmet Akif; Tevflk Fikret; Ziya Gok-alp; tabi büyük şairlerimizin değeri! öğütlerini taşıyan bu din eseri Milli Eğllm Bakanlığı yayınevleri'e bütün kitapçılarda 140 kuruş flatle satılma!: tadır.
ıRadyu dans orkestrası; 20,15 Radyo 20 30 Tarihi Türk müziği*) t fi.ıa müzik; (Pl.l;,2140 D3H3 müziği politikaya da açacağını j'PJ': 22 Konuşma: B T. G. direktörlüğü: 22.20 Dans müziği |pl.)f“ 22.45 Haberler.
Parın sabah te öğle programı
7Ü0 Hafif parçalar İPİ); 7.45 Ha-btrler: 8 Çeşitli hatif müzik (Pl ); 849 Film müzikleri (W.); 9.45 şarkılar ıpi-i '
1220 Balon orkestralarından çeşitli parçalar İPİ.); 13 Haberler; 13.15 Çeşitli müzik (Pl ); 13 45 Dans müziği İPİ.): 13.15 Konuşma: Ç. E. K. adtna,
CİHH^TIN ^tlHTAHLAR/
A 'j. duntinin fSHCSCKİ ^VtZZAN A.E UtMN nefttin ttvniıtNessiz euvvK. eoiBi koman! '
B°6* Hüvtevi. \
Belediyesi şehir Tiyatrosu Saat 20 de Dram Kısmı DÜŞMAN Komedi Kısmı
KA$ YAPAYIM DERKEN Pazar günleri 15 te matine
MAKStM’de Muammer Karaca
Opereti DELİ DOLU Revü operet: Saat 20.30 da
Telefon: 42633 Cumartesi, pazar matine 15 te
&
Doğum
Şehrimizin ■ maruf avukatlarından Memduh Tûrkekul'un 23 nisan 948 sabahı saat 8 de bir kız evlâdı dünyaya gelmiştir. Küçiik (Nilüfer) e uzun ömürler diler ana ve baban m tebrik ederiz.
I *
Pek Yakında
ABBE PREVOST’un
şaheseri
MANON
Lescaut
Baş rolde:
ALİDA VALLİ
Müzik: GİACOMO Pb'CCİNİ
BUGÜN SAAT 15 te
Yaşasın Spor
Revü Operet; 3 Perde, 15 Tablo
ne» HER AKŞAM 20.30 ■
la başını dikti; lnlıamn ucunu yere değdirip lkl elini kabzcslne koydu; fotoğraf çtkarıyormuşcasina bir an öyle durdu. Sonra, alaca karanlıkta, karşısına İsabet eden endam aynasında; perişan hayali dikkatini çekti, gülmeğe başladı. San saçları karmakarışık dalgalarla alnına, omuzlarına dökülüyor, Çenesine doğru İncelen solgun yüzünün gergin ifadesi, ve kurşuniye çalan, mavi gözlerinin haddinden fazla açılışı, takındığı kahramanca tavırları tekzibedlyor. Ya, hele bazen pijamasının altından görünen çıplak ayaklarının komüdlğL..
Dudaklarındaki tebes&iim fitrden-bire dondu; akima gelivermişti: Batan, kaçanın arkadaşı £Uân?... Yok! Eşyadan zayiat?... O da yok!... Hırsıza zaman bırakmadı *kf... Salonu t-ettak ettiği sırada, iskemleye , geçirilmiş Jakete bakışları nişti. Sanki bu fasıl bLr an evvel kapansın, hırsızın mevcudiyetinden bir emare kakmasın arzusuyla, lakeli kapıp pencereye doğru koştuğu sırada, ceplerin birinden ayaklarına doğra Wr d?!m kaydı. Telâşı sırasında. g«mc kız. buna ehemmiyet vermedi.
Rıhtıma doğru sarkarak fısıldadı:
— Hşşşt, hşşşt, hırsız!-. Buraya
DELİKANLI cildi bundan -önce çıtanı? Dostoyevskl'nin bu büyük
Birinci bulunan eserinin n Del cildi de. Servet Lu-nel'in kalemiyle dilimize çevrilerek. Milli Eğitim Bakanlığı klâsik serisi İçinde 140 kuruş flate «atışa çıkanl-mıştır.
SUÇ VE CEZA
DosloyevsId’nLn bütün dünya dillerine tercüme edilmiş olan bu ölmez eseri, arkadaşımız Hasa» Ali Edlz'Ln kalemiyle İlk defa olarak aslından dilimize çevrilmiş ve birinci cildi, i Milli Eğitim Bakanlığının klâsik e-esrJer serisi İçinde 210 kuruş flatle I satışa cıkanlmışUr.
İKİ GÜZEL ÇOCUK KİTABI «Doğan Kardeş» yayınlarının pek sevilen çocuk kitaplarına Jkl yeni eser daha katılmıştır. Yeni çıkan kitaplardan birinin adı. Amerikalı meşhur muharrir Pearl S Buck’un yazdığı «Mandalı Çocuklar» dır ki, bayan Mebrure Alevolc tarafından dilimize çevrilmiştir. İkinci eser dünyanın meşhur çocuk masalcısı Ac-dersen’den tercümedir, «Gölge» adı altında üç güzel masal bir kitapta toplanmış, Şevket Rado tarafından dilimize çevrilmiştir. Çocuklarına güzel eserler okutmak İsteyen ailelere her lk! kitabı da tavsiye ederiz.
İNÖNÜ ANSİKLOPEDİSİ FaslkJü IS
Bu değerli ansiklopedinin 15
iasikülil de çıkmıştır, çok güzel bir kâğıda resimli olarak basılan bu fa-
İnci
bak.
Yan bahçenin taflanları arasında bir hışırtı.
— Ceketinizi unuttunuz.
Ve, sözlerinin acalpllğinl neden sonra kavradı. Hırsıza böyle mi muamele edilir?
Jakell boşluğa fırlatırken:
— Keratal — diye kufretlL (Fakat bu küfrünü hafif buldu, şiddetlendirdi:) — Kcrrratal
Taflanların arasındaki gölge bir aa belirdi; gene taflanların arasına.. Sonra duvar boyunca koştu ve sahil yolunda kayboldu.
Zeynep, pencereyi indirirken;
(— Püskürttüm!» dedi.
Mumu üfleyip odadan çıkacağı sırada, demin hırsızın cebinden yere kayan elsim aklına geldi. Elektrikleri yaktı, merakla halıya eğildi, pjrı] pırıl, yepyeni bir cüzdan!
(— Gazadan ganlmetslz çıkmadık!»
Hemen oracığa bağdaş kurup portföyü açmadan evvel avuçlarında bir müddet tuttu. Güzlerini kıstı. Durumu İnceledi.
«— Kılıcımın kahrından kurtulup firara kadem basmışken, o pısırık oğlan, tekrar dönüp benden, portfö-
yünü istlyecek değil a?- Ben de, gazeteye Uân veremem elbet: Dün gece yalımıza giren hırsızın kıymetli emaneti nezdlmlzde mahfuzdur, diyemem. (Kaşlarını çattı.) Hem ganimet haktır. Büyük dedemin silâhlığında az mı ganimet var?»
Ansızın güzel yüzüne samimi bir hazân çöktü:
«— İş bu cüzdanda. — diye tank bir sesle söylendi. — Bu cüzdan mukadderatımı değiştirebilir. Bu cüzdan, bent AH Hâzıından kurtarabilir.»
Sonra, keyifsiz keyifsiz güldü:
«— Amma hayalperestimi- O ça-paçul buraya gelmeden evvel büyük bir vurgun vurmuş olsaydı, İkinci bir maceraya atılır mıydı? Her halda bu portföy, içi beni yakar, dışı seni yakar nev'İnden, olsa gerek.Bir de açacağım, beş kâğıt... Hoş. ay sonunda beş papel de fena kaçmaz »...»
Elleri hafifçe titreyerek, ümidi de büsbütün sönmlyerek meraklı bir kitap açar gibi cüzdanı açtı, lçlçe on liralıkların tomar halinde bulunuşn:
«_ yaşadık! — demesine eebebol-du. — Dur bakalım kaç para?»
Yapışık olmasın diye İyice y.Alı-yarak teker teker saydı. Altı tane onluk, bir tane beşlik.
s ikilde Amerikan Sanatlı, (Amlk Ovası), (Amip). Amsterdam), (Ana-Diü) gibi konular İncelenmektedir.
«İnönü Ansiklopedisi» nin eski fa-slkıillerl gibi bu son faslkülü de, Mili! Eğitim Bakanlığı yayınevlerlyio bütün kitapçılarda 150 kuruş fiatte satılmaktadır.
SON SADRIÂZAMLAR
Mahmut Kemal İnal tarafından kaleme alman ve «OsmanlI Devrinde Bon Sadrı.*!zamlar» adını taşıyan bu serinin son çıkan IX uneu cildinde. Sultan Abdülhamld: Mehmed Kadri Taşa: Abdürrahman Paşa: Mehmed Kâmil Faşa; bahisleri İncelenmektedir.
«OsmanlI Devrinde SonSadrıözam-lar» m IX uneu faslkülü 210 kuruş flatle Bakanlık yayınevlerlyle bütün kitapçılarda satılmaktadır.
AŞK VE SÜMÜKLÜBÖCEK
Tuna Baltacıoğlu İle Mehmet Fuat'ın hikâyelerini İhtiva eden bu kitap çıkmıştır.
KAZANOVA’NIN AŞK MACERALARI
Kadlrcan Kaflı tarafından dilimize çevrilen ve İstanbul Yayınevinin bastırdığı Kazanova'run Aşk Mace-lan eserinin 12 nel forması da çıkmıştır.
TÜRK TIP CEMİYETİ MECMUASI
Profesör doktor Muaaffer Şevki Yener'in İdaresi altında neşredilmekte olan bu meslek mecmuasının aralık 647 nüshası çıkmıştır. Alâkalılara tavsiye ederiz.
(— Yanm maaş İkramiye!»
Vicdanında bir rahatsızlık duyarak cüzdanın öbür gözlerini de karıştırdı. Bir kartvizit, bir adres, yahut, hakiki sahibine alt diğer bir emare, bir vesika fotoğrafı Ulan çıkar da paraları iadeye mecbur kalır diye ödü kopuyordu. Fakat mutavassıt el, bütün bunları, ne olur ne olmaz imha etmiş. Paradan gayri bir şey yok.
(— Eh. çok şükür!»
O da lhtl ya t karlık ta bir adım daha attı; altmış beş lirayı büküp büküp pijamasının cebine koyduktan sonra cüzdanı, Sevr vazolardan birinin içine attı.
Artık burada İşi bitmişti. Elektrikler! soıı d lire yaka yatak odasına den d d.
«— Zahir semalara yükselmem -hayra alâmetmiş, — diye ahkâm yürütüyordu. — Tevekkeli, Ali Hâzinim elinin değdiği yerde para basıl olur, diyordu müdür. Gece yarısı altmış beş lira fena değil Sabahleyin ylrıni beşini hemen kasaba gönderip kafasına attırayım, Terbiyesiz, haber göndermiş— Kalır kırk..; Ve yarın sa-büh..,.»
(Arkası varı
Libya ne olacak?
dalı*,
Zannedildiğine göre Trablus Italyan mandasına verilecek, Bingazi’de bir Siinusî idaresi kurulacaktır
Libya'yı ve başlıca şehirlerini gösterir harita
İtalya He yapılan sulh antlaşmasında müstemlekeler hakkında bir karar verifcntsl sonraya bırakılmıştı. Ingiliz. Amerikan ( Fransa ve Rus delegelerinden mürekkep bir he yit bir müddetteaberl bu müstemlekeleri geçerek yeril halk He görüşmekte, tunların arzularını. dileklerini dinlemektedir. Eritre ve İtalyan Somallsl halkından büyük bir kısmı İtalyan maadasına taraftar bulunmuştur. Fransa ve Rusya esasen daha evvelden eski müstemlekelerin İtalyaja. İade edilmelerini kabul etmişlerdi. İngiltere ve Amerikanın da Eritre ve Somali hakkında itirazda bulunmıya-cakları ve Habeş İmparatorunun protestolarına rağmen bu İki kıtanın tekrar İtalyatrfarm idaresine verileceği anlaşılıyor.
Libya’ya, yani Trablusgorp ve Bin-gaziye gelince görünüşe nazaran bu hususta bir karar vermek kolay olmı-yacaktır. Çünkü İngiltere Sünusllere karşı bazı taahhütler altına girmiştir. Amerika da, muhtelif düşüncelere yüzünden, Llbyaıun derhal İtaJyaya devrine taraftar bulunmuyor. Bir Fransız gazete»! bu hususta diyar kİ:
«Libya İtalyanlar tarafından 1911 senesinde İşgal edilmişti. İtalyanlar o zaman bu geniş kıtada sok miktarda muhacir yerleştireceklerini ve mühim menfaatler temin edeceklerini ümidpj mtçiprrii Bu ümitler tahakkuk etmedi. İtalya uzun bir harbe girişmeğe mecbur oldu. Türkiye ile sulh akdedildikten sonra da Siinıısiler devam, ettiler, İtalyan askerleri sahile asılıp kaldılar.
Birinci dünya harbi esnasında Siı-pusllerln başı olan Ahmet Şerif ttal-yanın müttefiki olan İtilâf devletlerine karşı harb. et₺L Almanya ve müttefikleri mağlübolunca bir Alman de-nlzalhsı ile tibyadan ayrılmağa mecbur oldu.
O- sırada 2d yaşında olan kardaşl-nin oğlu Ssyıd İdrls İngilizlerle müzakereye girişti ve Siinusl şeyhi ilân edildi. Sunu silik bir tarikattır. Bu ta-rlkafi» mensuplan, Vehabiler gibi, Tslâmlyetin İlk devrelerindeki esasların tat-blknu hedef tutuyorlar.
Seyid İdrls, MUsSOlInl 1$ başına gelmemden' evvel, ttaiya üe bir anlaşma esası- kararlaştırdı. Fakat faşistler idareyi ele alınca İş değişti. Askeri zaferler arayan Mussolinl Sünusilere karşı harekete geçti. Mücadele uzun sürdü, nihayet İtalyanlar 1932 de vaziyete hâkim oldular; Seyid İdrıs Mısıra geçti,
ikinci dünya harbinde
Sünusllerle yapılan anlaşma ikinci dünya harbinde İngjllzlere birçok menfaatler temin etti ve neticede İtalya mağlübolunca Seyid İdrls Bln-gazi Enıiri İlân edildi ve bu şehirde yerleşti, Büıgazi kıtasının niifumı. 250 b.ndlr. Trablus'a gelinos buranın nüfusu 5CN, bindir ve bunlar SünusUlğe taraftar değildirler.
Harhdeu evvel BJngazldo 75 bin Italyan vardı, şimdi ancak 60 kiH kalmıştır. Bunlar birkaç rahiple Bar-ce adında bJr İtalyan berberden İbarettir. İngiHzler, 1500 kilometrelik sahada başka Avrupab berber bulunmadığı içla Baıce'nin kalmasına mür saade etmişlerdir. Diğer Ltalyanlara gelince, bunlar İngHlzierfn ileri hareketi esnasında İtalyan kumandanlığı tarafından geri çekilmiştir. İıjgi-
bir merasi-nde
ltzler bunların geriye dönmelerine müsaade etmiyorlar.
Trablusa gelince; bu şelUcde evvelce 8ft bin İtalyan vardı; Şimdi bu miktar 38 bine inmiştir. Bunlar da âlât, edevat, kredi fıkdanı ve istikbale emniyet bulunmaması yüzünden verimli surette çalışamıyorlar.
Verimsiz bir toprak
Şuralım söylemek 1 Ayinidir kİ Trablus toprağı çok vcr'mslzdlr. Buradan faydalanabilmek İçin îtalyanlar kadar azimli ve çalışkan olmak lâzımdır. Gerçi bir zamanlar Libya bir hububat ambarı imiş. Zamanla çöl verimli toprakları kaplamış. İtalyan-lar büyük gayret sarfiyle kum hücumuna karşı manialar tesis etmişler, sulama tesisleri yapmışlar, bağ yetiştirmişler. Fakat bunlar bir kenara çekilince bağlar kurumağa, çöl ilerlemeğe başlamıştır. Şimdi 10 kilometre derinliğinde toprak yeniden çöl halini almıştır.
Trablus Mısır veya Eruk'a benzemez. Burada hiç bir nehir yoktur. Su ancak derinlerden, kuyulardan çıkarılır.
İtalyan muhacirlerinin evleri ha-rabolmuştur. Bin gazide basara uğramamış bir tek bina vardır. Bütün çoi enkaz lig doludur. Almanların yarle s-tlrdlklcrl mayınları temizlemek henüz kabil olamamıştır. Bunların patlaması yüzünden her ay en az yüz kişi ölüyor. Mayınların temizlenmesi daha 20 sene sürebilir.
Limanlar ne halde?
Limanlar gemi enkazı Ue doludur. Tobruk Umanında 320 bin ton enkaz vardır. Bular çekildiği zaman bir Alman denlza İtişinin teknesi, liman methalinde de bir İngiliz denlzaltısı görünür.
Trablus limanı da enkaz He doludur. Bunlardan bir kısmı tayyare bombalarlyle batmıştır, bir kısmı İse Almanlar tarafından liman methalini kapamak Içiû batırılmıştır. Syrte körfezinde birçok noktalarda deniz Alman tanldariyle doludur. Rommel acele çekilirken bunları denize atmıştır.
Libya ne olacak?
Lıhyanuı. iatlkbalL ne olacaktır’
30 tene sonra bozdurulan
zırhlı
Birinci dünya harbinden sonra Almanlar donanmalarını tn-gillzlere teslim elmişler, fakat gemilerini Scapa Flow'da batırmışlardı. înglllzler uzun çalışmalardan sonra hatırdan gemilerden mühim bir kısmını yüzdürmüşler ve parçalayarak demirlerinden istifade etmişlerdi.
Batan gemilerden 27 bin tonluk Derfflinger muharebe Itruva-zörü geçende yüzdürülmüş ve parçalanmak ötere tersaneye çekilmiştir. Bu kruvazör teknesi yukarı gelmek üzere devrilmiş vaziyette İdi.- Bu şekilde yüzdürülmüş ve tersaneye sevk edilmiştir.
Yaralının kolundan çıkarılan kurşun
Bir yaralının kolundan çıkarılan kurşun kimin malıdır? Bu mesele Ingiltere'de hararetli münakaşalara sebebolmuştur. Bazıları:
— Yaralının, bazılar;:
— Operatörün, bazılar: İse:
— Hastanenin inalıdır?., cevabını vermişlerdir. Bu hususta bir neticeye varılamamıştır.
Kadın çamaşırı hırsızı
Fransanm Creuso vilâyetinde Valli6re kasabasında kadın çamaşırlarına musallat olan bir hırsız yakalanmıştır. 40 yaşında Gaston Lauby adındaki bu adamın kadın çamaşırlarına karşı büyük zaafı varmış, nerede çamaşır görse aşırmağa çalışırmış.
Bir kişilik paraşütler tarihe karışıyor
Amerikan generallerinden L. Devers, ordu hava mühendislerinin en san kesfi olan bir kaç kişilik yeni tip paraşütlerin Ame likan ordusuna kabul edildiğini bildirmiştir.
Bundan sonra her paraşüt bir kişi yerine tam tcçhizatlı bir kaç kişi birden İndirebilecektir. İngiliz genel kurmayı da tek kişilik paraşütlerin yedi sene zarfında tamamen ortadan kalkacağı kanaatindedir. Amprikan subayları, İse, bu tarihi şimdiden bildirmekten çekinmişlerdir.
En tip paraşütler esas itiburile Alman mühendislerinin bir buluşu İdi, ve ilk tecrübelerinde de bir jip otomobili ile bir havan topunu, âmâsı z olarak tayyareden aşağı atmağa muvaffak olmuşlardı.
Yeni bir yanardağ
The Times Weekly gazetesinin verdiği bfr habere göre Belçika Kongosunda, Klon gülünün on mil kadar şimalinde yeni bir yanardağ faaliyete başlamıştır. Bu seferki yanardağ civar dağlardan değil de, lâvların meydana getirdiği ovadan çıkmıştır. Şimdi yeniden akmağa başlı yan lâvlar sa atte bir kilometre gibi büyük bir süratle Ki on gölüne doğru ilerlemektedir.
öDahOaır myggsmde...
Fatihin Istanbulu fethinde kullandığı kılıç da var!..
Hazreti Mulıammed’e ait k11 ıçlar...
| Yazan: Cemaieddin Bildik
__________________________________________________________-A
| İranlıların eline geçen Hazreti Muhammed’in kâtibine ait kılıç ile Haz- 1 j reti Osman’a ait kılıç, Yavuz Sultan Selim tarafından elde edilmiş — J Eski çakmaklı silâhlar — Oklar ve yaylar — Zırhlar — Dördüncü Muradİj m idman taşı — Güzel bir çadır direği — 3200 küsur silâh
Kati bir şey söylemek güç olmakla beraber bu kıtanın İkiye ayrılacağı zannediliyor. Trablus İtalyan İdaresine veya mandasına verilecek, Bln-gaziye gelince, tngllizler Seyid İdrls’e verdikleri sözü tutarak burada bir Sünusl İdaresi kuracaklardır. Sevin, îngllteren İn bu husustaki düşüncesini Kont Sforza'nın son. Londra, seyahatinde İtalyan. Dışişleri Bakanına anlatmıştır.
Fransa Afrlkada Jtalyadan Fezanda. hudut tash İhından başka bir şey istemiyor.
Ameri kaya gelince ou. hükümet Birleşmiş- Milletler mandasından ziyade İtalyaya. itdmadedtyor. Rusya Libyamn İtalyaya verilmesine taraftardır. Fakat Ingllizl.erln Blngozlda yerleşmesini lstemlyeceklerf zannodL-Uyor.
Libya'nın büyük devletler IçJn ancak askeri ehemmiyeti vardır. İngi-Uzlor, Mısırdan çekilmeğe mecbur olacaklarını anladıkları gündenberl Blngazlye ehemmiyet vermeğe başlamışlardır. İngiltere bu suretle doğu Akdfcnİ2tlo hazır bulunmak İstiyor-Tohruk'un 30 kilometre güneyindeki EJaılem hava meydanı Girit seferi esr naaında, İtalyanlar yerine tnglllsle-rjn elinde alsaydı Alnınnlar bu: adaya asla paraşütçü İndirtmezler ve burada tutunamazlardı; Bunun neticemi olarak Suriye, Irak maceralarına kalkışamazlardı. Şurasını da söyllycllm kİ Badem Londra İle Kenya müstemlekesi arasında tam ortadadır.
Türkiyede müzelerin kurulması 100 yıl evveL Ahmet Fethi paşanın gayret ve fedakârlıklar ile başlamışsa da bizde müzecilik geleneğinin pek eski olduğu anlaşılmaktadır. Topkapı saTayı müzesinin müdürü Talisin Oz, bn> noktaya temasla diyor ki:
«— Topkapı sarayında bir çok silâhların, elbiselerin, eğer talkımlarının, çeşitli sanab eserlerinim hattâ pabuçların, bile kayıtlara geçirilerek (Lüferlerine veya bohçalarına etiketler konularak saklandığını görmekteyiz. Bundan başka vaktile resim, minyatür ve yazılardan mürekkep emsalsiz albümler yapılmış ki bunlun hazırlamağı meslek edinmiş sanatkârlar da bulunduğu beliriyor. Yine çeşitli paralann da saklandığını kayıtlardan öğreniyoruz. Kezalîk hazînede, Raht ve İfraz hâzinelerinde bu eşyanın saklanması, defterlerinin yapılması, zaman zaman yabancılara bile ziyaret ettirilmesi, müzelerimiz tarihine bakarken İncelenmesi lâzım gelen mühim noktalardır. Kezalik İstanbulun fethini müteakip S&iht Irğnc’ln Ct-behane ittihaz eJHmeşi burada Türk silâhlarından başka ganimet alınan çeşitli silâhların da bulundurulması, bu konuya ait eserlerin toplanma ve hattâ teşhirinin ne kadar eski olduğunu göstermektedir. Cebehaneye (172G) yılında Darülesliha ismi yeriliyor, Yeniçeri İsyan ve lağvında, buradaki silâhlar jağma-va uğruyor, İmli a ediliyor, sonra Harbiye ambarı- ismini alıyor.
Nihayet Ahmet Fethi ’ paşa, Harbiye- ambarında, (Mecmaı Eslihai A'tika) ve (Mecmar Asan Atika) isimlerile İH bölümden ibaret olarak Türk müzelerini kurmak şerefini kazanıyor.»
1301 yılında, İstanbulda Eyüp iskelesi civarında «Abdullah paşa sarayı» namile maruf yalıda doğan Ahmet Fethi paşanın hayatı hakkında dünkü »AKŞAM-» xn «Tarihten Sabiteler, sütununda malûmat verilmişti.
1804 t© Tophane Müşürlüğün-deyken o yılın cemaziyelahlrfnln. sonuncu pazar günü, vefat eden Ahmet Fehmi paşa, İstanbulda ikinci Sultan Mahmud türbesi bahçesinde medfundur,
Türk silâhları
Ahmet Fethi paşanın gayret ve fedakârhkiariJe temelleri atılan müzelerimizin bugünkü. İnkişaf yolunu tutmasında, İlk müze müdürü merhum Osman Ham dİ beyin büyük hizmetleri olduğu şüphe götürmez-bir hakikattir.
Bugün İstanbulun bir zîneti ve beş yüz yaşında bir tarih yuvası olan Topkapı müzesinin en zengin şubelerinden bir! de Türk silâhlan kısmıdır.
Evvelki günkü açılma töreninden sonra gezilen bu kısımda gördüklerimiz, dedelerimizin ne çeşit silâhlarla cenkleştiklerini ve ne derece kuvvetli bazulara malik olduklarını canlı bir tarih halinde önümüze serdi... Salona girerken karşılaştığımız uzun namlulu, işlemeli, dipçikleri kaim, çakmaklı ağır tüfeklerin ateş edilmesi şöyle dursun, omuza kaldırılması bile kolay İş değil.. Ziyaretçiler, bu ağır silâhların kullanılmasındaki güçlüğü düşü-niiıTerken müze müdürü Tahsin Öz, Vali ve Belediye Başkanr Dr LûtQ Kırdarla eşine, pencere içine konmuş halkalı bit taşı işaret ederek izahat verdi:
«— Bu taş, dedi, Dördüncü Murad'a aittir. Dördüncü Muradın idman taşıdır.. Kendisi her sabah bu halkaya parmağını takar, taşı kaldırır, indirir ve idman yaparmış...»
Ziyaretçilerin büsbütün merakı artmıştı. Nasıl meraka düşmesinler ki taş 30 kilodan daha ağırdır ve üstünde de küçücük bir halka vardır. Bu halka iki parmak girecek büyüklükte olduğundan taşı elin bütün par-maidarile kuvvet bularak kaldırmağa imkân yoktu! Ancak, İki parmakla kaldırılabilecektiİki parmakla 30 kiloluk bir ağırlığı kaldırıp indirmek bugünün ne gülle savurmasına, ne de iki tarafı topuz idman demirlerini avuçla kıskıvrak tutup kaldırmağa benziyebilirdl...
Dördüncü Murattan evvelkilerin daha kuvvetli insanlar olduklarını düşünürsek o ağır silâhların kolaylıkla kaldırılıp omu za konduğu ve nişan almanın da güç olmadığı anlaşılır...
Kılıçlar
Yine aynı bölümde eski kılıçların da çok büyük ve ağır olduklarını görüyoruz. Müze müdürü Talisin Öz, bu büyük kılıçlan kullanan kolların. çok kuvvetli alması icabettiğlne işaretle izahat veriyor:
«— Dördüncü Murad'ın. İdman taşı da gösteriyor ki kollar, bu büyük ve ağır kılıçlan kullanmak için idmanlı yetiştirillyor-muş!'..»
Selçuk devrine ait artıları. 17 İnci ve 18 inci asırlara ait Türk yatağanları, kalkanlar vesaireler de yine bu «Türk silâhları» bölümünde yer- almıştır;
Ayrı bir camekânda da Fatih. Sultan Mehmed’in Istanbulu fethi sırasında kullandığı tarihi kılıcı görüyoruz. Kabzası beyaz uzun ve üstü altın yazılı bir kılıç... İstanbulun fethinde elde düşmana karşı sallanan kılıç... Hâlâ pırıl pırıl yanan bu kılıcın sırtı bir parmak kalınlığmdadır ve hiç değilse bugünkülerin altısı yedisi kadar ağırdır.
Yıldınm'ın ve Kanunînin kullandıkları kılıçları da Fatih'in kılıcı yanında görüyoruz. Türk silâhlan bölümünde çok zengin bir köşe teşkil eden kılıçlar, müzeyi gezenler arasında fevkalâde bir alâka uyandırmıştır. Arıda bir de yılankavi bir kılıç gördük. Müze memurları bunun Muavl-ve'ye ait olduğunu söylediler.
Hazreti Muhammet zamanına ait kılıçlar
Diğer bîr camekâna geçiyor ve üstündeki etiketten de buradaki kılıçların Hazreti Muhammet zamanına ait kılıçlar olduğunu öğreniyoruz. Kumızı kadife kaplı kılıfları yanında bulunan iki kılıç hakkında müze memurunun verdiği malûmatı bütün ziyaretçiler alâka ile dinliyorlar. Bunlardan biri Hazreti Muhammed’ in kâtibine, diğeri de Hazreti Osman’a ait imiş... Esasen kılıçların üstündeki kakma yazılarda da bunları okuyoruz. Memurun izahatından öğreniyoruz ki bu kılıçlar her nasılsa tranlıların eline geçmiş, kabzaları ve kılıfları onlar tarafından tezyin edilmiş, sonra Yavuz Sultan Selim tarafından alınmış ve bu suretle müzeye gelmiştir.
Yine müze memurunun söylediğine göre Hazreti Muhammtdc ait kılıç da müzede imiş ve Ema-natı Mukaddese arasında bu Ilınmaktaymış....
3200 den fazla Türk Silâhını, oklar, yaylar, demir topuzlar ve-sairesile bir araya topliyan bu bölümden ayrılırken ziyaretçiler arasında bulunan bayan Lûtfl Kırdar’m nazarı dikkatini celbeden bir direk önünde durmuştuk. Bayan Kırdar, müze müdürü Tahsin Özden sordu:
— Ya bu sütun nedir?
Müze müdürünün izahından sorır^, anladık H o «sütun» zannedilen şey. bir çadır direğiymiş...
Dedelerimizin zerafet düşkünü olduklarını bu çadır direğinin yapılışında gösterilen İtinadan da anlıyoruz.
Cemaieddin BİLDİK
Eski elbiseleri yem modaya uydurmak
HER AKŞAM BÎR HİKÂYE
Kokusu güzel, faydalı bir çiçek
Mevsim çiçekleri arasında menekşe hetke3 tarafından sevilir.
Yakaya İliştirilen bir top menekşenin kokusu ilkbaharın geldiğini gayet İyi anlatır. Masa üzerindeki vazoda duran menekşeler, kokusu kadar Şekil ve rengi itibarlle de hoşa gider.
Bunlardan başka menekşe çok faydalı bir çiçektir. Reçeli şurubu yapıldığı gibi yüz ve saç tuvaletlerinde çok kullanılır. Yeşil yapraklarından nefis etil dolma yapılır.
REÇELİ: Güzel kokulu İri ve taze toplanmış on beş paket menekşe almalı. Akşam üzeri yaprak yaprak ayıklaman. 750 gram İnce toz şekerle jporseleıı bir kâse İçinde mine ıklamak, sonra üstüne İki limonun suyunu ilâve ederek kâsenin kapağını örterek sabaha kadar bırakmalı.
Sabahı 750 gram şekeri dört bardak suyla koyuca bir şerbet kestirmeli, içine menekşeleri alarak kaynatmak, kıvamına gelince İndirmeli Mis gibi kokan ve göğsü yumuşatan bir reçel olur.
MENEKŞE ŞURUBU: 250 gram kokulu menekşe çiçeklerinin yalnız mor yapraklarını almalı. Porselen bir kâse İçine koyarak üzerine dört bardak kaynar sıcak su haşalamalı, Üstünü örterek bir gün bırakmalı. Ertesi gün ıslatılıp sıkılmış bir peçeteden çiçekleri sıkarak suyunu süımell. Çıkan suya 750 gram şeker İlâve edere
kaynatnıalı. Şurup koyuluğunda olun ca ateşten İndirmeli. Sıkı tıpalı şişelerde muhafaza etmeli.
YÜZ İÇİN SÜT: Menekşe çiçeklerini sut içerisine atıp kaynatmak. Dik olunca bir pamuk parçasmi bu süte batırıp yiizü s İlmeli. Clld yumuşar ve beyazlaşır.
SAÇ İÇİN BRİYANTİN: Bir temiz huni İçerisine çok kokulu menekşe çiçeklerini doldurmak. Üzerine sat vazelin yağı doldurmak. Huniyi bir şişenin, ağzına yerleştirerek bırakmak. Vazelin yağı damla damla şişeye süzülürken menekşelerin kokusunu tamamlyle alır. Pek ucuza mal olan bu briyantin mis gibi kokar ve saçları parlak ve yumuşak yapar.
RENKLERİNİ DEĞİŞTİREN MENEKŞELER; Vazolara konulan menekşelerin renklerini değiştirmek zor bir İş değildir. Bir bardak su çerislne bir kahve kaşığı amonyak karıştırmak. Bu su İçerisine menekşelerin saplan değil, çiçekleri batırtırsa, me nekşeler yeşil olur. Bunlar hafifçe kurulandıktan sonra âdi su dolu bir vazoya konursa yeşil olarak kalır.
Bir bardak su İçerisine yarım kaşık (asit klorldrik) ilâve etmeli, çiçekleri bu suya sokmalı, menekşeler kırmızı olur. Âdi su İçine saplarından koyunca kırmızı rengin! muhafaza eder,
Geçen senenin elbiselerini bu senenin modasına uygun hale getirmek, yanı uzatıp bollaştırmak İçin Teslm-dekl modeller düşünülerek, hazırlanmıştır. Evde mevcut iki elbiseyi birleştirerek bu modellerden istifade etmek de mümkündür:
1 — Emprime bir elbisenin bluzuna ve eteğine konulan düz renk volanlar, elbisenin uzamasını temin ediyor. Volonların konulacağı yer kesilerek düz kumaştan bir ban d ek-
lendikten sonra, volonlar bu düz ku-l örter ve yen| bir elbise hissini verir, maş üzerina dikilmelidir. I 4 — Düz renk İpekli bir elbiseye
2 — tnce yünlü bir elbisenin eteğine ve bel yerine ekoseden enli bir parça eklenmiştir. Ayni ekoseden yaka ve kol kapakları yapılmıştır. Belinde elbisenin kumaşından kısa bir bask vardır.
3 — Emprime bir elbisenin blûzunu bozarak belden aşağıya kalçalar üzerine bir ampiyesman yaparak eteği uzatmalı. Düz renk bir kumaştan yapılan baskli bir Jaket belideki eki
emprimeden sıkı bir bluz yapılır ve eteğin drapeslnin içerisi kaplanırsa, modaya uygun bir elbise elde edilir.
5 — Açık renk sıkı iliklenmiş bir blûz ileüç renkten müteşekkil pilse bir etek çok beğenilen modellerdendir. Bunu evdeki elbiselerden uydurmak mümkündür. Pilse etek aynı rengin koyusundan açığına kadar üç renkten yapıldığı gibi; siyah, kırmızı, yeşil yahut lâcivert sarı, mavi, yahut lâcivert, kırmızı, beyaz yahut yeşil, beyaz sarı yapılabilir.
23 Nisan 1948
Benzerlik J
Bluz ve sveterler
örme bluzların, evelerlerin yıkandıktan sonra yumuşak ve gevşek kalması İçin çalkama suyu İçerisine bir porpa kaşığı gliserin İlâve etmek kâfidir.
| Faydalı bilgiler
Rengi değişen »arı ayakkabılar
Sarı ayakkabılar boyandıkça renkleri değişebilir. Bazan koyulaşiT, baran da lekeli gibi olur. Ayakkabıla-larına eski rengin! ve halini verebilmek için, bir çorba kaşığı süt İçine bir tath kaşığı İspirto İlâve etmeli. Bir sünger parçasını bununla ulatarak ayakkabıları iyice uvmah. Yavaş yavaş boyalar ve lekeler çıkarak derinin eski hail-meydana çıkar.
Moda haberleri
* Be ya t pike veya organdiden jile ve yaka bütün elbiselere konuyor,
* Tafta elbise bu ya: giyilecektir.
ir İnce muslin dö tenden yapılan elbiseler çok beğeniliyor.
ir Enli beyaz fistodan yapılan ve hafifçe kolalanan elbiseler rağbet görüyor.
ir Günün sıcak saatlerinde şemsiye ve yelpaze kullanmak modadır.
Ağrıyan ve şişen ayaklar
Bu mevsimde uzun yol yürüdükten sonra ayaklar ağırır ve şişer. Buna mâni olmak İçin sabah akşam şu ilâçla friksiyon yapılırsa çok büyük rahatlık hissedilir:
50 gram rendelenmiş beyaz sabun, 50 gram gliserin. 25 gram İspirto, 25 gram kâfuru.
Yağlı ciltler
Cildi yağlı olanlar haftada iki fa yatarken ince bir tülbendi ılık gül suyuna batırarak yüzlarlne kopmres yapmalıdırlar.
Cildi kuru olanlar İse, sıcak su içerisine şişeyi oturtarak ılık hale gelince tatlı badem yağma tülbendi batırarak onunla kompres yapmalıdırlar.
Bir çeyrek yüzde kaldıktan sonra masaj yaparak yağı yüze İçirtme!!, sonra gül suyuna batırılmış bir pamukla temizlemeli.
de-
| Müşküllere cevap |
Sunî ipekten çamaşırlar nasıl yıkanmalı?
Ankara Suna: Suni İpekten olan çamaşırlar pek güzel yıkanıp ütülenir. Ilık su İçerisine yıkanacak şeyleri bastırmak. On, on beş dakika, durduktan sonra elle hafifçe uv&lamali. İki elle kaldurıp su İçine tekrar batırıp uvalamah. Nihayet ılık suda çalkalayıp durula ma lı.
Suni İpek kumaşların parlaklığını muhafaza etmek İçin, bir tülbent içerisine kepek baJUmah ve bir tencere su İle ateşte kaynatmak. Ateşten İndirerek kepeği çıkarmalı, su ılık olun ca yıkanan çamaşırı (duruladıktan sonra) son defa bu 3u ile çalkalamak ve gölgeye aşmalı. Hafif nemli İken altından ve ıhk ütü İle ütülemek.
Güneşin İnsanı çarptığı ve denizin erimiş bir gümüş manzarasını aldığı bir yaz günüydü. Floryadakl otelin taraşında bir şezlonga uzanmış, bütün kaygılarımı unutmuştum. Gazete İle yüzümü örterek ve uyuklıyarak mutat gezintimize çıkmak için karımın hazırlanmasını bekliyordum.
Derken aşağıda şiddetli bir münakaşa duydum.’ Bir çift, oturduğum tarasın altında durmuş epey zamandır başladığı münakaşaya devam ediyordu.
Keskin bir kadın sesi;
— Kurnazlığı bırak Kâmran! Sent gözlerimle gördüm, diye bağırıyordu.
— Göremezsin karıcığım.! Çünkü ben orada yoktum.
— Seni gözlerimle gördükten sonra İnkâr etmene mâna var mı? Tekrar ediyorum seni, gözümle gördüm.
— Biliyor musun Nevin, senin artık bir göz doktoruna gitmen zamanı gelmiştir sanırım. Geçenlerde yine beni bir genç kadınla otomobilde gördüğünü sanmıştın. Halbuki, beni o kadınla gördüğünü İddia ettiğin gün ve saatte can çekisen teyzemin baş ucunda bulunuyordum.
— Teyzen ölmüştür. Ve bütün gün yanında kalıp kalmadığını artık söy-llyebllecek bir durumda değildir.
Yüzümli örten gazeteyi kaldırarak münakaşaya dalmış olan bu çifte bir göz attım. Nevin, hırçın, bakışları korkunç, şişman zebella bir kadındı Erkek, çok güzel ve yakışıklı idi. Fakat gözlerinde derin bir endişe okunuyordu.
Kadın devamla:
— Sana bugün deniz banyosu yapmağa İzin verecektim amma aldatmağa kalkışmaklığın beni çileden çıkarıyor diye bağırıyor, erkek de:
— Bin defa sana söyledim, şimdi de tekrar ediyorum. Seni aldatmak bir an bile aklımdan geçmedi. Yemin ediyorum kl bu sabah ayağımı denize sokmadım. Sabahtan öğleye kadar havuzlu parkta vaktimi geçirdim, diye teminat üstüne teminat veriyordu. Erkeğin bu sözlerini İşitince içimden güldüm. Çünkü ben de o sabah havuzlu parka gittiğim halde onu o-rada hiç görmemiştim.
Kadın, erkeğin teminatına kulak asmıyarak:
— Kâmran dedi, ben riîya görmedim, galatı rüyete de uğramadım. Bu sabah, hava almak için bu taraşta gezinirken plaj cihetinden gelen kıvrak kahkahalar duydum. Başımı o tarafa çevirince bir de ne göreyim; za- ( tıâlinlz mayolu bir sürü kadınlar arasında bulunuyor ve onlarla oynaşıyordunuz. Cesaretin varsa inkâr et bakayım..
— Senin bulunduğun yerden, plâj o kadar uzak kl beni çıplak gözle far-ketmene imkân yok şekerim.
— Bu sözün doğru amma bana talih yardım etti. Bitişik terasta bulunan bir erkeğin elinde dürbün vardı. Ne olduğunu görmek için kendisinden dürbünü İstedim. O da nezaketle ricamı kabul etti. Dürbünle bakınca, seni, o kadın sürüsü arasında, sarışın bir kadını gıdıkladığını, ötekilerin de kahkahaları bastıklarını gördüm.
Kâmran:
— Yemin ederim kl ömrümde sarışın hiç bir kadını gıdıklamadım diye inkAr etti.
— Fakat buna kanaat etmedin koca Kazan ova (1) o yosmayı yüzme öğretmek bahanesiyle, kucaklıyarak denize sürükledin de..
— Temin ederim kİ, dürbünle gördüklerin! bana benzeyen başka birli yapmış olacak. Muhakkak ban a benzeyen. biri var. Onu muhakkak arayıp bulacağım.
Kadın alaylı bir eda İle:
— Bu mavalları başkasına oku.
— Nevini Senin bu muamelen onuruma dokunuyor. Bu İtimatsızlığın» benim İçin bir hakaret sayılır. Boa defa tekrar ediyorum. Ben sabahtan öğleye kadar havuzlu parkta yapyalnız vaktimi geçirdim.
Nihayet, çift, münakaşasına devam ederek yoluna devam etti. Kâmrana acımağa başladım. Bu zavallıyı karısının günlerce sürecek hiddet ve kavgalarından kurtarmak İçin birdenbire aklıma parlak bir fikir geldi. Yerimden fırlıyarak karı kocanın ta-klbettiğl istikamete yürüdihn, yanlarına varınca, gülûmslyerek erkeğe hitabettim:
— Ne şans azizim Necdet! Ben do seni şimdi düşünüyordum. Gökte ararken seni yerde buldum.
Kâmran. şaşaladı:
— Affedersiniz bayım, dedi. Benim adım Necdet değil Kararandır.
— Kâmran mı? Fakat sabahleyin pl&Jda isminizin. Necdet olduğunu bana söylemediniz mİ?
— Sabahleyin siz! görmedim. Müddeti ömrümde İlk defa sizi şimdi görüyorum.
— Biraz hafızanıza yoklayınız bay Necdet! Sabahleyin sarışın bayana yüzme öğretirken, bendeniz size yardım etmedim mİ?
Kâmrana yaklaşarak ve gözlerimi gözlerinin içine dikerek meyus bir eda ile ilâve ttim:
— /Uçlandığımı şimdi anlıyorum. Siz Necdet olamazsınız. Çünkü onun gözler! mavi, sizinkiler ise siyahtır, Fakat eşkâl ve şemailiniz Necdetlnkine o kadar çok benziyor kl...
Kâmran. bana şaşkın şaşkın bakarken, karısı memnun ve bahtiyar söze karıştı:
— Demek kocam, o hayâsız Necde-ta o kadar çok benziyor mu, diye sordu.
— Buna ne şüphe hanımefendll Kocanız, tıpa tıp Necdetln modeli.
Kadın, yanlış yere İtham ettiğin^ sandığı kocasını kolundan çekerek ve sevgi İle ona sokularak:
— Haydi şekerim, artık gidelim diye mırıldandı.
Karı kocayı barıştırmaktan memnun otelime dönmek İçin arkamı çevirdiğim zaman iki adım ötede duran karımın fal taşı gibi açılmış hiddetli bakışlarlyle karşılaştım:
— Ulanmaz, mendebur herfl, seni ancak teneşir paklar. Ben sabah otelde uyurken plâjda uygunsuz kadınlarla yaptığın marifetleri kulaklarımla İşittim, diye bana çıkışmağa başlayınca, donakaldım.
Hâli karıma meseleyi anlatmağa ve karı kocayı barıştırmak için o sözleri sarfettlğlme İnandırmağa çalışıyorum. Fakat ne söylesem nafllcl Karım bir türlü bana İnanmıyor kl—
N âkil i? A. Hilâli
[I] Tarihte ön almış meşhur, I bir kadın avcısıdır.
Zayi — Rize nüfus dairesinden aldığım ve İçinde askerlik muamelelerim kayıtlı kimlik cüzdanımı kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin I hükmü yoktur. 1327 doğumlu
İbrahim oğlu Mehmet Turan
İmparatorun enfiye kutusu
AŞK VE ZABITA ROMANI
Yazan: John D. Carr Tercüme eden: VÛ.-NÛ
TaMIt» No. 9.1
Janioe Lawes, sırtında, göze çarpıcı kırmızı pijama, parmaklığın öte tarafında belirdi. Ensesinden aşağı sarkan kabarık saçları, kızıllığıyla pijamaya uyuyordu. Bu lk! renk, genç kızın yüzünün solukluğunu meydana vuruyordu. Yirmi üç yaşlarındı bulunan Janlce, gayet ufak tefek, yuvarlak hututlu, şıklığa meraklı, sevimli, canlı, nefsinden emin bir kızcağızdı, On sekizinci asır çeşnili şekil şemaili İle. modern kiîlar arasında dikkati çekerdi. Fakat şu anda, pek şaşkın bir hali vardı; âdeta, hayıkrıp bağırmak İçin, vesile arıyordu.
Toby'ye:
— Ne oluyor, ne var? — diye seslendi. — Eve nerede? Burada niçin kakıldın kaldın?
— Çünkü bu aptal herif diyor ki...
— Vay, onun demesi mİ seni durduruyor? Ama ben duracaklardan değilim.
Polisin İngilizce bildiği anlaşılıyordu. Janlce, parmaklıklar arasından Eve’ln bulunduğu İstikamete doğru bakıyor, fakat onu göremlyordu. Ansızın bir düdük sesi İşitildi; hepsi sıçradılar.
Bu İŞİ bitirmek İçin acele eden po-Us :
— Arkadaşlar geldi. Rica ederim, bay, rica ederim bayan, edebinizle çekilip evinize dönecek misiniz yoksa müdahale edelim mi?
Toby'yl kolundan yakaladı. Vo o esnada, Eve'ln görebileceği bir sahaya girmiş oldu. Pelerinin altında kısa ve beyaz, sert bir kauçuk matrak çıkartmıştı. Elinde sallayıp duruyordu.
— Rica ederim, hay (Sesi biran tatlılaştı.) çok müteesslflm. Lâkin... Bu m ilnakasan m 3İlrüp gitmesi beni çok üzüyor. Pederinizin uğradığı felâketten sonra vaziyetinizi de anlamıyor değilim ...
Toby, elini yüzüne götürdü ve gözlerini örttü.
— Janlce, birdenbire geriye döndü; kendi evlerine doğru koştu.
— Kati emir aldım, efendim. Geliniz bakalım. (Sesine, ikna edici bir lfado vermek İstiyordu. Hüsnüniyet eahbl olduğunu belli etmeğe çabalıyordu.) İsrar etmeyiniz. Siz! mecbur ettiğimiz vaziyet pek o kadar müthiş değil, efendim, BLr çeyreğe kadar âmirimiz gelir. Siz de bir çeyreğe kadar, hiç şüphesiz, o İstediğiniz, bayanla görüşebilirsiniz. Kabul mü, efen tllm. şimdilik çok rica ederim...
Toby çaresizi kalıp:
— Pekâlâ! — dedi.
Polis, onun kolunu bıraktı. Toby, uzaklaşmadan evvel, Mlramar villâsına bir nazar attı. Sonra, umulmadık sözler söyledi. Her türlü muaşeret kaidelerini bir yana bırakmıştı. Heyecanı o derece büyüktü ki, sesi bile melodramatlk bir İfade almıştı.
— Dünyanın en terbiyeli, en hoş en güzel kadını odur. — dedi,
— Kim?
Toby, parmağıyla Mlramar villâsını gösterdi.
— Bayan Eve Nelll.
Polis:
— Ya! — dedi.
Ve bu Ankanın yaşadığı evi görmek için başını çevirdi.
— Şu cihanda ona eş olabilecek tek insan yoktur. Asaletin, safiyetin, ha-lâvelln membaı odur. (Kendisiyle mü caddeye girdiği anlaşıldı. Nihayet nefsine hâkim oldu.) Eğer benim oraya gitmeme müsdaod» etmezseniz telefonla konuşmama da İtirazınız olmaz ya?
Bu sözleri Fransızca olarak ve âdeta ağlayarak söyledi; parmaklığa tekrar döndü.
Polis:
— Aldığım emirde telefon yasağı yok. — dedi.
Demek, tekrar telefon, edecek?
Eve. polis orada dturmasın, karanlıkta parmaklıklardan İçeri bakmasın diye Allaha dua ediyor. Toby. kendisini aramadan evvel, behemehal telefonun başına varması lâzımdı. Nişan lısının, kendisine dair düşüncelerinin bu derece İlâh! şeyler olacağını akima getirmemişti. İşittikleri o kadıar gülünç göründü kİ, Toby’yl pataklamak arzusunu duydu. Buna rağmen, o sözler, ne de olsa yüreğine dokunmuştu.
Yerinde sabırsızlıkla kavranıp duruyor. Bu geceki vakalardan Toby haberdar olmasın dıiye her şeyi yapmaya hazır.
Polis, parmaklığı açtı; başını aralıktan sokup içeri baktı ve kalbi rahatladı, çekildi. Genç kadın, şimdi onun sokakta yürüdüğünü İşitiyor. Karşı evnl kapısı hızla kapandı. Eve; toparlanıp kendi evinin kapısına doğru koştu.
Sırtındaki robdöşjımbrınm açılmış olduğunu ve mahut kuşağın çözüldüğünü gene farkediyordu. Ama bu cihetlere ehemmiyet vermiyor. Taş merdivenle arasında pek kısa bir mesafe var. Halbuki ona, bitmez tükenmez yollar katetmlş gibi göründü. Yakalanacakmış, yere serilecekmiş gibi geldi. Anahtarı kilide sokmak bile ebediyet kadar uzun, sürdü. Delik olduğu yerden kaçıyor gibi. EH titriyor. Yayı bir türlü oynatamıyor.
Nihayet evin İçine girdi. Sıcak ve huzurlu bir karanlık. Kapının yavaşça kapanışı, onu şeytanların şerrinden mahfuz bir yere sokmuş oldu. Kimsenin kendini görmediğine emindi. Ve emin olmakta da hakhyda. Kalbi çarpıyordu. Elinin üstünde gene nemli bir kan klssetti. Başı dö-
nüyordu. Kendine gelmek istlyerek orada büzülüp durduğu sırada, Toby ile normal bir sesle nasıl konuşacağını hesaplarken, odasında telefonun çalmaya başladığını İsitU. Fakat artık bu çıngırak, onu dehşete salmadı.
«— Her şey yolunda gidecek. — diye kendi kendine söyleniyordu. — Evet, her şey yolunda gidecek. Git-meUdür.»
Robdöşambrını vücuduna sardı; telefona cevap vermek için merdivenlerden sessizce çıktı.
VI
Tam bir hafta sonra, yani eylülün birinci pazartesi günü, bay Gören, dostu doktor Klnross'la beraber Dan-jon otelinin terasında oturuyordu.
Goron, yüz buruşturdu; kahvesini fincanında çalkalayarak:
— Slr Maurlce Laves'ın ölümünde parmağı oldıuğu İçin, bayan Eve Nelll’l tevkif etmek kararını verdik.
— Olaylar, onun mücrim olduğuna dair şüphe bırakmıyor mu?
— Maalesef, hiç şüphe bırakmıyor. Klnross, bir ürperme geçirdi:
— Yoksa kadıncağız ...
(Arfcası var)
c t
25 Nisan 1948
■*r
A K 0 A M
Sahlfe 1
Mısır mektupları
(Baş tarafı 4 üncü sahi!ede) «İn kapıştığı artık ye m ekler 4 ula el uzatmıyan ftsll ruhlu «sarat arkadaşlarını. bir kısmı yurdunu, her biri Bir derdini döküyor.
Bazısı talebe, bazısı profesör, hamsi fabrikatör, bazısı da emekti îü-bay olun bu sofra arkadaşlarımla 80* «e yarısına doğru öyleâine bağdaştık kİ... Artık kadınlı erkekli hepsi memleket havalarını sanki bir tek İnsanmış gibi bir ağızdan va ayn1 duygularla okuyorlar. Bir Kırğı* belki babasından belki de dedesinden duy u-«u bir havayı Bhrartyor. Valıtsl. ölen şergili bir af atanan «> «iye:
Kulaçir tulumundan Dikerim idin Magacım suraganda bMp idim Yılğtyi Cdangıdan sipirtganda GÖ2Ü çıkgil bir ttngü görüp idim.
Kula gir daha yavru İken sev kilimdin
geni halamın oğlundan istemiş, almış İdim.
Yılgı (at sürüsü) İle Yılanlı vâdl-elndcn geçerken ne yaramazdın. Ah o göz.. İşte daha o gün gözü çıkası bir sihirbaza raslamıştım.
Bir başkası:
Sağmam tugan, Usken ifrit Elle kaytüfl Mm cem d ItH.
Dîye başlayıp:
Kaytalmfrı tugan ilim sine
ı
Dgnya üzgen biwı(n «r«n» - Bilgen not rapdft, fisken atm üen bul
Dlyo Wt*n v» Tugan 11 (doğduğum
İsınıl usun bir la.» tbt-wr«yw « mûDiuuu teab «Ujor, boğduğum büyüdüğüm memleketi Özlüyorum.
Onun neresi güzeldi? Neresini ss- I verim bilmem amma, ?lmdl onu düşünerek yanıyorum, eşil ovalarda çağlı yarak akan sulan na tatlı, ne lezzetliydi. Ah, o su boylan htUâ yüreğimde yanıyor Ormanları bilmem ki nasıldı? Kuşlar yaz boyu gelip oralara ci-nldaşulardı.
Ah o çağlar ne güzeldi.
Dayanamıyorum oraların hasretine...
Doğduğum, büyüdüğüm Talanımdan bezemiyorum.
Doğduğum yere dönmek istiyorum. Lâkin doğduğum memleket sana dönemiyorum. Dünya aramızı açmış, yol kalmamış..
Doğduğum, büyüdüğüm memleket sen safi ol..
(8onu var)
Bundan evvel W yazılar:
7, S, 14, 18, 19 ve 20 nisan tasrihlerinde intişar etmiştir.
Tekel Genel Müdürlüğü İlânları
1
Malzeme Aîım Şubesinden:
1 — Mevcut şartnamesi mucibince (15) ton kalın kınap pazarlıkla satın alınacaktır.
2 — Pazarlık II. 5. 948 salı günü şaat 930 da Kabataş genci müdürlük malzeme alım şubesindeki komisyonda yapılacaktır.
3 — Şartnameleri her gün sözü geçen şubede ve Samsun Kastamonu başmüdürlüklerinde görülebilir.
4 — İsteklilerin belirli gün ve saatte 4.500 liralık güvenme parası ve komisyonda, ibraz edilmek üzere kanuni vesaikle birlikte mezkûr komisyona müracaatı an ilân olunur.
5 — İdare kısmen veya tamamen veya kısım kısım ayn ayrı taliplere
İhalode serbesttlr. (5'2871'
TÜRKİYE ^BANKASI
1 HAZİRAN ÇEKİLİŞİNDE Bİ ’ ’
İSTANBUL'Ja .. .
KÜÇÜKYALI da
ti
İstanbul Liseler Alım, Satım Komisyonu Başkanlığından:
Cnsl B. kilo tahmin Hail Kuruş Miktarı Kilo İlk teminatı Lira Şartname bedeli Lira
Sadeyağ 515 26500 8073,75 0,82
Beyaz peynir 208 13200 3637.50 2,43
Kaşar 340 6500
Mangal kömürü 1« 27000 324
Odun gürgen ve meşe
kesilmemiş (çeki 1150 2200 1942,50 1,30
Odun gürgen ve meşe
kesilmiş (çeki) 1200 50
Komisyonumuza bağlı beş yatılı Llseoln 1848 yılı İhtiyacı olan yukarıda müfredatı yazılı yiyecek ve yakacakların 7/6/848 cuma günü saat 15 de ayrı, ayn kapalı zarf usullle Beyoğlu İstiklâl Cad. No. 340 da toplanan komisyonda eksiltmesi yapılacaktır, isteklilerin 848 yıh Ticaret veya Esnaf Odası vesikası; teminat makbuz veya tekliflerini havi kanunun tarifatı dairesinde hazır Uyacakları kapalı zarflarını yukarıda eözil geçen saatten bir saat evveline kadar komisyon başkanlığına vermeleri. Postada olanak gecikmeler kabul «dilmez. Şartnameler Galatasaray U-scslndedlr. 4934)
Kadıköy ve Havalisi İnşaat Sahihlerine:
Her türlü İhtiyacınızı karşılıyacak ve ebat ve evsaf İtibariyle piyasada bulunmayan kıymetli malzeme, kereste, mermer, trlcste taşı, demir; parke ve salreyl; yıktırılmakta olan, maruf Zöhtil paşa konağın* _dan temin edebilirsiniz. Müracaat: Kadıköy, Kızıltoprak, Bağdat cad-■«»MKSeraBMBm™ clesi No, 30.
Istentul Askerlik Dairesi Başkanlığından
023 doğumlu ve bunlarla Jşlemli muvazzaf hizmete tâbi (sağlam ve sakatlarla 927 doğumlu sakatlar dahil) eğitim ve öğretim lçm askere yollanacaklardır.
Toplanma günü 3 Mayıs 1948 pazartesidir. Belirli günde gel-ıncyejt hakkında kanunî kovuşturma yapılacağı ilân olunur.
(1275 - 5394)
Açık eksiltme ilânı
İstanbul Bayındırlık Müdürlüğünden:
1 — Kabataş lisesi rıhtım onan mı «çık eksiltmeye çıkarılmıştır. Keşli bedeli (34898) lira (81) kuruttur.
Eksiltme Ş. 6, 948 tarihinde çarşanba günü saat 15 de İstanbul bayındırlık müdürlüğünde toplanacak komisyon tarafından yapılacaktır.
2 — Bu 1?9 alt evrak şunlardır: Mukavele, eksiltme; bayındırlık İşleri, genel hususi ve fenni şartnameleri, keşif htHâsasIyle buna mfltefcrrl di-8er evrak dairesinde görülecektir.
S — Eksiltmeye girmek İçin taliplerin (1874) Ura (92) kuruşluk muvakkat teminat yatırdığına dair makbua İbraz etmesi ve (848) yılında ticaret odasında kaydı bulunduğuna dair belgeyi hâmil olması eksiltme gününden tatil günleri hariç (3) 8ün evvel vilâyet makamına müracaat *-derek ehliyet vesikası alması ve yukarıda ikinci maddede yazılan evrakı görüp kabul ettiğine dair imzalaman şarttır. (4849)
Maliye Bakanlığından:
Yapılacak onarım: Tarım Bakanlığı binasında
Keşif bedeli: (24490.26) Ura
Geçici teminat: (1830.77) Ura.
EksUlme mahalli ve tarihi: 14/5/848 cuma günü saat 15 de Maliye Bakanlığı Milli Emlâk Genel Müdürlüğünde: açık eksiltme yollte.
şartname mezkûr mahalden bedeli mukabilinde alınabilir.
Eksiltmeye İştirak etmek İsteyenlerin bu !ş için Bayındırlık Bakanlığından alacakları ehliyet belgelerini komisyona İbraz etmeleri şarttır, (5114)
Millî Eğitim Bakanlığından bildirilmiştir
3658 sayılı kanunun 3 üncü ve 3659 sayılı kanunun 5 İnci maddelerinin H fıkrası uyarınca Bakanlar Kurulunca. İttihaz olunan 20 Şubat 1940 tarih ve 2/12916 ve 10 Ekim 1940 tarih, 2/14517 sayılı kararlara göre Ankara Dl! ve Tarih - Coğrafya Fakültesi İle İstanbul Edebiyat Fakültesinde yapılacak olan 1948 Mayıs dönemi Devlet memurları yabancı dil imtihanları için Ankara'da Ulusgazeteslnln 29. 31 mart 1948 ve 4 Nisan 1948. İstanbul'da Akşam gazetesinin 27 mart 1948 ve 1, 4 Nisan 1948 tarihli nüshalarında yayınlanan tebliğin C İnci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
1943 Mayış dönemi Devlet yabancı dil İmtihanlarına Ankara Dil ve Tarih - Cöğrafya Fakültesi İle İstanbul Edebiyat Fakültesinde 14 Mayıs 1943 cuma günü saat 9 da başlanılacaktır. 14 Mayıs cuma günü Fransızca, 15 Mayıs cumartesi günü İngilizce. 17 Mayıs 1948 pazartesi günü Almanca yazılı ve 20 Mayıs 1948 perşembe günü de Fransızca, İngilizce, Almanca sözlü İmtihan günleri olarak tesblt edilmiştir.
İtalyanca dilinde imtihan yalnız İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde yapılacak ve bu imtihanların sözlüsü 17 Mayıs 1948 pazartesi ve yazılısı da diğer dillerle birlikte 20 Mayıs 1048 perşembe günü yapılacaktır.
İlgililerin yukarıda tesblt olunan günlerde İmtihan yerlerinde bulunma lan ilân olunur. (5180)
Bayındırlık Bakanlığından bildirilmiştir
Bakanlığımız,-yurdumuzun bayındırlığı ve yapıcılığı gibi önemli meselelerin bugünün İstek ve ihtiyaçlarına göre düzenlenmesi ve bu işlerle İlgili konuların çeşitli yurt İşlerinde ahenk ve beraberlik sağhyacak şekilde birleşmesi gayesiyle, bütün resmi müeesseselerln yapı İşlerini İdare etmekte olanlarla Türk yüksek mühendis, yüksek mimar, mühendis ve mimarlardan ve görüşülecek konularla ilgili uzmanlardan teşekkül etmek üzere bir yapı kongresi toplamaya karar ve emiştir.
Ankara Halkevinde 3 mayıs 943 günü açılıp 7 mayısa kadar devam edecek olan ve «birinci Türk yapı kongresi» adını alan kongrenin incell-yeceği konular aşağıda gösterilmiştir:
1 — Temel ve zemin İşleri
2 — Yer sarsıntısı İşleri
3 — Proje tatbikat ışıcri
4 — Mimari esaslar
5 — Harita işleri
6 — İmar plânları
7 — İmarla İlgili konular
8 — Mesken İşleri
9 — Ücret tarifeleri
10 — tş verme ve memur meslektaşların serbest çalışma konulan
11 — Hazırlanan yeni flat cetveli hakkındakl rapor
12 — Bina tesisatı yönetmeliği
13 — Devlet yapılarının en uygun ve İktisadi şekilde İnşaattan İçin prensip kararları.
Kongrenin sayın davetlilerinin açılış günü olan 3 mayıs pazartesi günü saat 10 da halkevinde bulunmaları rica olunur, (5431)
İnşaat
Ziraî Kombinalar Dairesi Reisliğinden:
1 — SIvasLa Tecer İstasyonuna 8 kilometre uzaklıktaki Ulaş Devlet çiftliğinde ceman 252 770.15 lira keşif bedelli lkl adet dörtlü lojnıan, bir santral; bir furun; bir çamaşırhane ve banyo; bir revir Inşaatlyle bir yatakhane tadilâtı, «u Isalesl ve kanalizasyon İşi kapalı zarf ıısullyle eksiltmeye konulmuştur.
2 — Eksiltme 10. 5. 848 günü saat 15 dc Ankara - Yenişehir Atatürk bulvarı 265 numarada zirai kombinalar dairesi reisliği binasında müteşekkil İnşaat komisyonunda yapılacaktır.
3 — Bu işe alt proje; keşif, şartname ve sair lüzumlu evrak 12.64 lira bedel mukabilinde kombinalar dairesi teals şubesi müdürlüğünden alınır veya bedelsiz olarak görülebilir.
4 — Eksiltmeye gireceklerin 043 yılma mahsus ticaret odası vesika-
larını ibraz ederek usulü dairesinde 13 861,05 liralık muvakkat teminat vermeleri ve eksiltme gününden — fail! günleri hariç — bir gün evvel daireye müracaatla İnşaat komisyonundan iştirak vesikası almaları ve teklif zarflarını eksiltmeden bir saat evveline kadar daireye tevdi eylemeleri lâzımdır. (5380)
Ankara İli Daimî Komisyonu Başkanlığından
Polntlı ilçesindeki aşım durağının ikmali İnşası kapalı zarf usulü İle eksiltmeye çıkarılmıştır.
Tahmin edilen bedeli (38008) lira (33) kuruş olup muvakkat teminatı (2850) lira (02) kuruştur.
thale ö, 5, sis perşembe günü saat 15 dc vilâyet konağında H daimi komisyonunda kapalı zarf usulü. İle yapılacaktır.
Talip olanların ticaret odasından aldıkları vesika ve ihaleden üç gün evvel vilâyet makamına yapacakları müracaat üzerine alacakları bu İşe alt ehliyet vesikaslyle kapalı zarflarını 2490 sayılı kanun hükümlerine tevfikan 6. 5. 943 perşembe günü saat 14. de kadar 11 daimi komisyonuna makbuz karşılığında vermeleri lâzımdır.
Bu İşe alt şartname he.’ zaman il daimi komisyonunda görülür ve param alınabilir.
Talip olguların il daimi kom.'ayonuna müracaatları Hân olunur.
(4827)
■
Ziraat Bankası
Tasarruf Hesapları
İKRAMİYE PâLHI
Hesaplan 50 liradan
AşağıdüşmiyenJere bu yıl verilecek
İkramiyeler:
4 tane 1,500 liralık 6000
4 » 500 > 2.000
4 » 250 > 1.000
40 » 100 » 4.000
120 > 50 > 6.000
P40 > 20 > 4.800
400 » 10 » 4 000
ÇEKİLİŞ GÜNLERİ:
10 Şubat, 10 Mayıs, 20 Temmuz, 2g Aralık
İkramiyeler, hesaplan bir yılda
100 liradan aşağı düşmiyenlere % 10
200 liradan aşağı düşmlyenlere % 15
500 liradan aşağı düşmiyenlere % 20
fazlââile ödenecektir.
İKRAMİYE ÇIKMAYAN YERLER İÇİN 21 Haziran ve 10 Aralıkta ayrıca yapılacak çekilişlerde şu ikramiyeler verilecektir:
2 Tane 500 liralık 1.000
2 > 250 » 500
40 > 50 » 2.000
80 > 20 > 1.600
100 » 10 » 1.000
Bu ikramiyeler de hesaplarındaki paralar bir yılda 100 liradan aşağı düsmiy enlere 56 10 fazla 5 ile ödenecektir,
Dinar Belediye Başkanlığından:
1 — Dinar belediyesinin Hidrolik santralına ait yabancı malı bir adet 690 ve bir adet 220 beygirlik su türbinleri He türbinlere akuple edilecek Jeneratör ve regülâtörler mlibayaası kapalı zari ıısuLlyle ve 240.000 lira muhammen bedelle 45 gün müddetle eksiltmeye konulmuş olup ihalesi
' 24 mayıs 848 .pazartesi günü saat 14 de belediyede encümen huzurunda
yapılacaktır. Müteahhidin. İhaleye İştiraki İçin ehil olduğuna dair vesikalarla geçici teminat akçası 17875 lirayı belediye vezne makbuzu, banka mektubu, hazine tahvilleri olarak gösterebilir,
2 — İhaleyi müteakip müteahhit üç ay zarfında akreditif açtırmak akreditifi açıldığı tarihten bllltlbar taahhüt olunan makineleri 18 ay İçinde Dinarda elektrik santralına monte ederek İşler vaziyette teslim edecektir. Aksi halde mukavele feshedilerek teminat akçası hiç bir hükme hacet kalmaksızın Irad kaydetmeğe ve ayrıca belediyenin maruz kalacağı zararı istemeğe belediye encümen) salahiyetlidir.
3 — Mukaveleyi müteakip makineler bedelinin % 50 sİ merkez bankasında açılacak gayri kabili rüeu akreditif için ve % 50 sİ de makineler Türklyeye sevkedllmek üzere vapura teslim edildiğine dair Türkiye Elçlll-ğlnce vize edilmiş konşimentonun İbrazına akreditif için belediyece tedl-yatta bulunulacaktır.
4 — Proje, hususi ve fenni şartlarına göre tanzim edilecek mukavele hükümlerinin bir kısmı veya tamamının İhlâl edildiği takdirde belediyenin göreceği zarardan başka Üç ayı tecavüz etmemek şartlyle yevmiye 50 lira tazminat vermeğe müteahhit mecburdur. Mal mubayaa edeceğimiz memleketteki Türkiye elçlllğlnce kabul edilecek mücbir sebepler tazminat hükmünü durdurabilir.
5 — İhaleden mütevellit bilûmum mukavele, İlân, vergi resim ve makinelerin sigorta resimleri müteahhide aittir.
8 — Proje, hususi ve fenni şartnameleri öğrenmek Istlyenler 30 lira mukabilinde belediyemizden temin edebilecekleri ilân olunur. (4668 i
Otomobil Meraklılarına mühim ilân
Kullanılmış yeni 1947 modeli bir Chrysler ve 1948 modeli bir •ŞEVROLE otomobili satılıktır. Fevkalâde lüks olan arabala-nn her İkisinde de Radyo ve teshin cihazları vardır.
4. üncü Vakıf Han, asma kat No. 10, müracaat. TeL 22613.
Devlet Demiryolları ve Limanlan işletme Genel idaresi İlânları
■nııııııııı
Linoteum alınacak
Devlet Demiryolları Haydarpaşa Satmalına Komisyonundan:
1 — 750 metre Llnoleum kapak zarf usullyle satın alınacaktır.
2 — Muhammen bedeli 17250 lir» olup muvakkat temjnntı 1293 Ura 75 kuruştur.
3 — Şartnameler komisyondan parasız olarak dağıtılmaktadır.
4 — Eksiltme 5 mayıs 1943 çarşamba günü saat 15.30 da Haydarpaşa gar binası dahUlndeki Haydarpaşa satmalına komisyonunda yapılacaktır.
Teklif mektuplarının o gün saat 14.30 za kadar makbuz mukabilinde komisyona verilmesi veyahut muayyen olan saatten evvel tarzda iadeli taahhütlü olarak posta He gönderilmesi.
★ BALAST ALINACAK
Haydarpaşa I ci İşletme Komisyonundan:
Haydarpaşa - Ankara hattı Üzerinde Ayvalı durağı civarında kil -metre 250-357 deki taş ocağından çıkarılacak 2509 metre mikâbı balast İşi kapalı zarf İle eksiltmeye konulmuştur.
Beher metre mikâbı balastın muhammen bedeli 500 beş yüz kunış ve mecmu muhammen bedeli (12500) on İki bin be? yüz Ura olup muvakkat teminatı (837.50) dokuz yüz otuz yedi lira elli kuruştur. Eksiltme 10. 5. 948 tarihine rastlayan pazartesi günü saat İS da Haydarpaşa 1 ol işletme komisyonunda yapılacaktır, isteklilerin kanun gereğince hazırlıyncaklan kapalı zarflarını eksiltmeden bir saat evveline kadar komisyona vermeleri lâzımdır.
Postadaki geçlkmeler sayılmaz.
Şartnamesi komisyon kaleminden alınabilir. (5110)
ele geçecek .(«810>
ıl
■■■«■Balıktı Ru.n Hastanesinden
Hastanemize kadın hademeler alınacağından İsteklilerin Yedlkule dışında Belgrad kapısı yanındaki hastanemiz mesul müdürlüsüne pazaı-dan maada her gün saat 10 dan 14 e kadar mürze^ atları.
I
AKSAM
25 Nisan 1948
İLÂN OHMKRBMHHBM
T ARI VAPURU HAKEM — DİSPEÇÇI HEYETİNDEN:
5. 12. 947 tarihinde Deniz yolları İdaresinin Tan vapurunda çıkan yangın sebebiyle hasıl olan avaTyartın kanuni vasimin tayini ve hâdisenin büyük avarya olduğuna karar verildiği takdirde dispeç raporunun da tanzimi için İstanbul asliye mahkemesi İkinci ticaret başkanlığınca konşimento hükümleri gereğince hakem - dlspeççl tayin edilmiş ve keyfiyet tarafımıza tebliğ kılınmış olmakla hâdise ile ilgili olan hakiki ve hiikml şahısların, biletimle İddia ve taleplerini muhtevi dilekçe bu husustaki belgelerinin asıı veya tasdikli suretlerini bizzat veya musaddak vekâletnameyi haiz vekilleri marifetiyle, işbu İlânın neşri tarihinden 29. 5. 948 tarihine müsadif cumartesi günü saat 13 e kadar her giin İstanbul ikinci ticaret mahkemesi kaleminde hakem - dts-peççl heyeti kâtiplerine makbuz mukabili bırakabilecekleri ve işbu tarihe kadar her cumartesi günleri saat 10 dan 13 e kadar hakem - dls-peççl heyeti sözü geçen mahkeme salonunda toplantı halinde bulunacağından ilgililer dilerse İddia ve talepleri hakkında hakem - dlspeççl heyetine de baş vurabilecekleri ve yukarıda yazılı süre bittikten sonra hiç bir müracaatın kabul edllmlyeceğl tebliğ yerine geçmek üzere tlân olunur. __________
Tarl vapuru Avaryası hakem-Dlspeççl Heyeti
BÜVUK EŞYA PİYANGOSU
GAZETECİLER CEMİYETİ PİYANGODA BİR DE APARTIMAN VERİYOR
İâtanbul Gazeteciler Cemiyeti büyük bir Eşya piyangosu tertLp etmiştir. Bu piyangonun biletleri bir lira mukabilinde her tarafta satışa çıkarılmıştır. Geçen sene yapılan piyangonun ne kadar büyük bir rağbet gördüğünü ve bu İşin ne derece ciddiyetle ele alındığını bilenler piyangoya candan rağbet göstermektedirler. Dağıtılacak İkramiyeler arasında bir apartıman,
2 arsa, 2 otomobil, 3 buz dolabı,
3 motosiklet. 20 bisiklet, 10 altın bilezik, s yazı makinesi vardır. Biletlerin gördüğü rağbet karşısında yakında tükeneceği tahmin olunmaktadır.
■g— n 'NYACA MEŞHUR ■■■
ferrania,,
Fotoğraf Fabrikasının Her çeşit fotoğraf malzemeleri gelmiştir.
Bilhassa hususi ala m İn üt CASSETriSTİ Kartlar İle. yeşil ipek V t R 1 D A kartlarını ısrarla arayınız. Bir kere kullandığınız takdrlde en çok beğeneceğiniz üstün malzemelerdir.
Türkiye yegâne mümessilleri UMBERTO ve Jozef REFORZO Posta kutusu No 2295 İstanbul
Güııün birinde geç kalmış olmamak İçin
acale ediniz.
Pertev
Size bu
malzemeyi
takdim
eder.
Müstahzaratı
Laboratuarı
zamanın ben İlginizde huşu le getirdiği tah ribatı tamirde
Dr. Zekâi Muammer
TENÇMAN Bakteriyoloji Laboratuar) Kon ve İdrar muayeneslle gebeliğin erken teşhisi. Wassermann teamülü, kan gruplan, tifo, sıtma balgam İdrar, kazurat muayeneleri tanda üre. şoker vesalr biyolojik tahliller ultra ve fluoresccncemlkrûskopl ve taze aşılar yapılır.
Dlvanyolu Ihsan samı L&bora-tuvnn No 113. Tel. >0881
Dr. Fikret Ürgüp
Prcvantorlum - Sanatorlum Dahiliye Mütehassısı
Cumadan başka her gün saat 3-7. İstiklâl caddesi Mısır Ap. No. 23
İstanbul Jandarma Satınalma Komisyonundan:
Mühürlü numunemiz gibi 3000 kilo ambalâj çemberi 6 Mayıs 913 perşembe günü saat 15 de Taksim Aavaspaşada Jandarma Bölge Komutanlığı binası içindeki komisyonumuzda yapılacak kapalı zarf eksiltmesi İle İhale olunacaktır. Tahmin bedeli beher kilosu 90 kuruştan 7200 lira ve İlk teminatı 540 liradır. Şart kâğıdı komisyonumuzda her gün görülebilir. İsteklilerin İlk teminat mal sandığı makbuzu veya banka kefalet mektubu ve şart kâğıdında yazılı sair belgeleri havi teklif zarflarını eksiltme saatinden bir saat evveline kadar komisyonumuzda bulundurmaları. (5207)
İstanbul Jandarma Sa. Al. Km. Başkanlığından:
İstanbul Sirkeci J. Eşya anbannda bulunan (20 - 40) ten köhne eşya malana aynı yerdeki eski J. konak binası İçinde kurulmak sartiyle acık eksiltme suretile dittirilecektir. İhale 7.5.948 Cuma günü saat 15 de Taksimde J. Müfettişlik binası içindeki komisyonumuzda yapılacaktır. Muhammen bedeli beher kilosu (12) kuruştan (4800) lira ilk teminat (360) liradır. Şartname her gün komisyonda görülebilir. İsteklilerin belli gün ve saatte komisyonumuzda hazır bulunmaları. (5239) I
TİİfiKİYE GENEL NüMfSSai
BLUMENTHAL-Ş/RKfTl ■' POSTA kurusu 552 J5TM0ÛL. TEL. 2Oİ7-4
2T
YAPILMIŞTIR
2$ âhaty Sert
'sakat için
S K A N D i A Deniz Motörü
105 Beygir kuvvetinde — 350 devirli
Safî 5800 kilo ağırlığında depomuzda hazırdır.
Müracaat yeri:
SAHİBİNİN SESİ
Vahram Gesar ve Ortakları
302, İstiklâl caddesi, Beyoğlu — İstanbul.
Telefon: 44934 — Telgraf: KF.UPEK — İstanbul.
SAYIN DOKTOR ve ECZACILARA: K^KSIİH
COROSEDAL
adlı KALP MÜSTAHZARI piyasaya arzedilmiştir.
Diler Tıbbî Müstahzarlar Laboratuarı
Çemberlitaş Atikall paşa No. 10. DEPO Billurcu sokak No. 32
Yürürlük tarihleri değiştirilen tarifeler hakkında
D. Demiryolları Genel Müdürlüğünden:
Yeni; 101 yolcu; 111 ecnebi subaylar ve 107 Mersin - Mamure - İsken-
derun kısmına mahsus tarifelerin tatbiki 15. 5. 1948 tarihine bırakılmıştır.
(5423)
Atatürk Bulvarında Belediyece Satılığa Çıkarılan Arsalar
ATATÜRK BULVARI
fikltray meydanı
Belediye Arsaları
Parsel No.
Ada: 1386
Saha miktarı
M2
258.00
277.00
277.00
277.00
277.00
277.00
Şe/rzatfs 6js.
SeLım /oa^a Sokap.
~-------------->
Ok 1-şaretlle gösterilmiş bulunan 6 parça arsa satışa çıkarılmıştır. Arttırma kapalı zarf usulü ile olacaktır. 29 Nisan Perşembe günü Belediye Daimî Komisyonu önünde yapılacak olan arttırmaya herkes iştirak edebilir. 22 x, 12,5 metre eb'adında ve denize fevkalâde nezareti bulunan bu arsalardan her biri altı kat İnşaata müsait bulunmaktadır.
Fazla tafsilât için Belediye Merkez binasında Emlâk Müdürlüğüne, Zabıt ve Muamelât Müdürlüğüne, veya Fatih, Eminönü, Beyoğlu Kaymakamlıklarına başvurulmalıdır. (4611)
Comments (0)