AKŞAM Hergün 8 sahi/e '■ -■ ■ —* AKŞAM AKŞAM’m fiilçük ilânları en verimli, en ucuz vasıtadır.
Sene 30 -^No. 10545 _Fiat! her yerde 10 kuruştur. SALI 24 Şubat 1948 Sahibi: NecmeddlnSadak —Yazı işlerini fitlen İdare eden: C. Bildik — Akşam Matbaası
Cumhurbaşkanı Adanadan Diyarbakır’a hareket etti
Başkan sel felâketine uğrayan nuntaka üzerinde 70 dakika süren bir uçuş yaptı
İsmet İnönü Ceyhan'da çifçilerle bir buçuk saat bunların dertlerini dinledi
görüştü,
Adana 23 — İki gündür burada ^bulunan Cumhurbaşkanı İnönü, bugün hava meydanına giderek bir uçağa binmiş ve sel felâketine uğramış bulunan nuntaka üzerinde 70 dakika devam eden 'bir uçuş yapmıştır
bu uçuşu mŞtagkıp hava meydanına dönen Cumhurbaşkanı, Bayındırlık Bakanı Kasım Gülek'le diğer alAkaU zevali tarafından karşılanınca, bu büyük felâketin havadan daha İyi göründüğünü, bilhassa Ceyhan bölgelinin diğer yerlere nazaran seylâptan daha fazla müteessir olduğunu beyan etmiştir.
Cumhurbaşkanı bundan sonra A-danaya avdet etmiş ve Hava Kurumu binasında çlCçllerle bir buçuk saat âliren bir konuşma yapmıştır. Bu arada «Çukurova Çlfçller Birliği» başkanı Fazlı Meto, çlfçllerln. uğranılan bu zararı telâfiye çalışacaklarını, hükümet yardımının da esas şart olduğunu söylemiştir. Cumhurbaşkanı bu sözlere mukabele ederek:
Moskova 24 (R.) — Tass ajansının haber verdiğine göre Sovyet hükümeti Ankara büyük elçiliğine Vinogradofıın yerine Alok-sandr Lavençiyefi tâyin etmiştir.
Ankara 23 (AA» — Kızılordunun kuruluşunun 30 uncu yıldönümü dolayısıyla bu akşam «oat 18.30 da Sovyet büyük elçiliğinde bir kabul resmi terllb edilmiş ve bu kabul resminde Milli Savunma Bakanı Münir Birsel, Dışişleri Bakanlığı umumi kâtibi büyük elçi Fuat Carım, Genelkurmay İkinci başkanı Korgeneral Muzaffer Tugşavul ve kordiplomatik erkânı hazır bulunmuştur.
Amerikandan dönen heyet
bir
Ö
— Hükümet, bu mevzuda esaslı kararlar almaktadır. Tarım Bakanı buraya gelecek ve bu İşlerle yakından meşgul olacaktır. Fakat bir yandan devlet bu dâvayı halle çalışırken, çlf-çl de hükümete zalılr olmalıdır. Yilz milyonları bulacak masrafa Ut ir Ak etmek suretiyle, bu hiunete, hiç olmazsa kendisini kısmen başlamalıdır.» demletir.
Bu arada çlfçller. barı şikâyetlerde bulunmuşlar, müstahsilin gırtlağına kadar borç İçinde olduğunu, kara borsadan 40 kuruşa kadar tohumluk aldıklarını, hükümetin .175 kuruştan müstahsilin elinden aldığı malı 225 kuruşa sattığını; Ziraat Ban kasnım çITçIye açtığı kredinin pek znahdud olduğunu anlatmışlardır.
Cumhurbaşkanı, Ziraat Bankasının yardımı işinin ne safhada olduğunu orada bulunan Banka müdüründen sormuş; Banka müdürü de lavla krediye mevzuatın miisald olmadığını söylemiştir. Cumhurbaşkanı da: bu mevzu üzerinde İncelemeler yapılması lüzumu olduğunu belirtmiştir.
Cumhurbajkam: ö»le yemeğini
Bayındırlık Bakanının köşkünde yedikten sonra otomobil İle Ceyhan» geçmiştir. Saat la da öey-hanı varılmış ve Halkevi binasında Ceyhanlılarla bir konuşma yapılmıştır. Bu konuşma sırasında Halkevi başkanı:
Stı baskınından kurtarılan bir sürü emin bir yere naklediliyor, aşağıda su baskınından kaçanlar
Malıye müfettişleri tahkikata başladılar
— Her karışı alın teriyle İşlenmş olan hu topraklara bağlı Çukurova halkı ıstırap içindedir!., demi?; söz alırı diğer bir kışını Ceyhanlılar da, ıstırabın hakikaten büyük olduğunu, soo Sin dönümlük arazinin sular altında bulunduğunu; 3.5 milyon zarar gözüktüğünü; bu zararın devletin zararlyle birlikte 15 milyon lirayı bul duğunu; Ceyhan ovasının felâketten kurtarılması için 8 - ip milyon liraya İhtiyaç olduğunu; ayrıca müstahsile
de 2 milyon liralık bir yardım İcab ettiğini anlatmışlardır.
Cumhurbaşkanı, konuşmanın nunda şu sözleri söylemiştir;
«— Bu seyahatten edindiğim İntiba şudur: Çulcuruvnnın su t>mi emındaıı halletmek İçin büyük paraya thılyeç vardır. Bu İş yapılacaktır. Ancak müstahsilin de sulama masraflarına mukabil toprağını borçlandırması ve bu suretle dâvanın halline yardımcı utması da lâzımdır. Ceyhanlılar. müsterih olmalısınız. Tanınmış mühendislerle etüdler yaptırarak Çukurovanın sulama işlerini kuvvetle ele alacağız. Bu yaz mevsiminde müspet bir neticeye varılacağını umuyoruz.»
İnönü, Halkevinden ayrıldıktan sonra, inşaatı yarım kalan memleket hastanesiyle hükümet binasını gezmiş ve reyhanlıların hararetli tezahürleriyle saat 17,13 te Adanaya u-ğurlanmıştir.
Saat 22,30 a kadar Adaııada kalan Cumhurbaşkanı, bu saatte hususî trenle Dlyarbnlsıra müteveccihen danadan hareket etmiştir. •
Ziraat Bakanı Çukurovaya gitti Ankara 23 — Çukurovldakl çlfçlye alt zararları yerinde görüp.icab eden yardımları yapmak üzere Tarım Bakanı Tahsin Coşkun, Ziraat işleri müdürü, Zirai kombinalar dairesi başkanı. Toprak işleri genel müdürü Adanaya hareket etmişlerdir. Adana havalisinde sular alçalmaca başlamıştır. Gelen haberlere göre, nüfus kaybı yoktur.
Sularla mahsur yerlere yiyecek atılacak
Adana 23 — Bugün Aııkaradan bu-
raya İki uçak gelmiştir. Bunlar, yar^ı ssylâp felâketine uğrıyan ve henüz sularla mahsur bulunan köyelere yiyecek atacaklardır.
Seyhanın ıslahı işi
Ankara 24 (Telefonla» — Nehir ıslahı işlerinde kullanılan ve Bayındırlık Bakanlığınca İnglltereye sipariş edilmiş bulunan * ekskavatör’den biri memleketimize getirilmiştir. Yakında diğerleri de gelecek olan bu makineler Seyhan nehrinin ıslahı İşinde kullanılacaktır.
Mançuride
Hükümet kıtalarının durumu fenalaştı
A-
Londra 24 iri _ Mançurlde komünist kuvvetlerinin tazyiki devam ediyor. Hükümet kıtalarının durumu fenalaşmış! ir. Mukden’dekl karargâh şehrin 60 kilometre güneyine dilmlştlr. Ahalinin hîikftmeto tar olması İçin propaganda maktadır.
nakb-tarat-yapıl-
Po sta, telgraf ve telefon baş müdürlerinin
. toplantısı
Ankara 24 (Telefonla) — Önümüzdeki marL ayı içinde Türkiye deki bütün vilâyetlerin posta, telgraf ve telefon ba-ş müdürlerinin kth’akile bir toplantı yapılacaktır. Toplantıda P. T. T. İşlerini ilgilendiren çeşitli konular görüşülecektir
Ankara 24 (Akşam)—Ulaştırma Bakanlığı 946 senesinde devlet demiryolları ve denizyolları idaresi için mubayaalarda bulunmak üzere İngiltere ve Ameri kaya bir heyet göndermişti. Heyet o zaman devlet demiryolları umum müdürü olan Fuat ZLncIrkıran'm başkanlığı altında devlet denizyolları ve limanları İşetmesine bağlı Ha üçteki fabrlkaar ve havuzlar müdürü Falırl Tanman İle aynı İdarenin Camialtı atelyesl baş mü-hendı•; Mesut Topar ve makine mütehassısı Rühevil’den mürekkepti. Heyet İngiltere ve İsveç’ten bazı mubayaalarda bulunduktan sonra Amerikaya gitmiş, orada da bir çok mubayaalarda bulunmuştu.
Uzun müddettenberi Amerlka-da bulunan heyet, hakkında hükû mele bazı ihbarlar vaki otmuş, bunun üzerine Amerikada yaptırılan İlk tahkikat neticesinde heyetin hemen geri gelmesi emredilmiştir. Heyet iic gün evvel Çoruh vapurile gelmiştir. Haber aldığımıza göre Maliye müfettişleri tahkikata başlamış bulunuyorlar.
Londra M (Rl — Çekoslovakyadan gelen haberlere göre, vaziyet el’an karışıktır, Başbakan konfünlst Got-vald dün gece Pragda bir nutuk ady-liyorek kendisiyle Cumhurbaşkanı Beneşln görüşlerinin 48 saattenberı birbirine çok yaklaştığını, birkaç gün İçinde yeni bir hükümet kurularak böylecc siyasi buhranın biteceğini söylemiştir. Gotvald: «Buhrana demokratik, pjLrlmanter hal çaresi aranıyor. Her halde İstifa eden Bakanlar tekrar kabineye gtraılyeceklerdlr. Diğer partiler liderlerini değiştirmeli. Bakanlık İçin yeni namzetler göstermelidirler» demiştir.
Kcnıilulvt partisi evvelce istifa eden Bakanların yerine komünistlerin gelmesini İstiyordu. Başbakanın sözlerinden anlaşılsın, partinin bu istekten vazgeçtiği ve gene bütün partilerden mürekkep bir kabine teşkilini kabul ettiğidir.
Cumhurbaşkanı Beneş dün gece. İstifa eden Bakanlarla görüşmüştür. Başkanlık tarafından neşredilen bir tebliğde halka sükûneti muhafaza etmesi tavsiye edilmiş ve Başkanın ya-kındn radyoda halka hltabedeceğl bildirilmiştir.
Bir nümayiş
Londra 24 — Pragds. 2000 üniversite talebesi dün gece büyük bir nümayiş yapmıştır. Talebe, ellerinde «Yaşasın Beneş, yaşasın Başbakan
muavini ve Milli Çek partisi Zenkl» yazılı levhalarla dolaşmışlardır. pplb bunları dağıtınca, talebe Komünist gazetesi önüne giderek o roda tezahüratta bulunmuş, bu sürfile meydan okumuştur.
Araştırmalar
Londra 24 (Rl — Prağdan bildirildiğine göre, hükümet Cumhurbaşkanı Beneş’tn Milli Sosyalist partisi merkezinde araştırma yaptırmış va burasını İşgal etmiştir. Partide hükümeti devirmek İçin tertibat alındığına dair vesikalar bulunduğu bildiriliyor, Birçok tevkifler yapılmıştır. Mevkuflar arasında parti icra komitesinden 8 Kişi vardır.
Millet Meclisi, buhran yüzünden, bugünkü toplantısını, gert bırakmıştır. Bugün bir saatlik umumi bir grev yapılacaktır. 8adece polis hastane İşçileri vazifelerine devam edeceklerdir. Cumhurbaşkanı Beneş’le parti liderleri arasındaki müzakerenin neticesi merakla beklenmekledir. Hükümet resmi blnalan muhafaza altına almıştır.
Prag 24 (APı — Küçük makineli tüfeklerle mücehhez emniyet polis kuvvetleri dün Çek Milli Sosyalist Partisinin idare merkezini işgal etmişlerdir. Ayrıca. Çek radyo istasyonunun, parlâmento binasının ve yabancı memleketler elçiliklerinin önüne nöbetçiler dikilmiştir.
lldarl
..............
Giinier Geçer ken:
Korkunçluk rekoru
DİKKATLER:
Yüzümüz yere değiyor!
Vapurlarda birikirimizin yüzüne bakanım olduk; müveszUer haykırıyor:
— Erkek kadın tenasül hayatı... Bir tane kaldı!.,..
Bu cins kitaptan kızların, kadınların, çocukların burnuna doğru uzatıyorlar.
Demokrasi iyi, her sır ortaya duhulsün amma, bari insan hayatının o kısmı ’ ‘ ’ örtülü kalsın.
Kanunda bu hakikaten tıbbi . _
ffözönıinde tutan bir maddÇjfla-caktır. Tıbbi eserlerin vapurlara Jurya dökülmiyeceği de aşikârdır.
terbiye peçeslle
ffibi neşriyatın olup olmâdığmı
Şimdiye kadar, bunca senedir okuyup İşittiğim korkunç hikâyelerle vakaları solda sıfır bırakan bir gazete haberinin bâlâ dehşeti altındayım: Halayın bir köyünde sancısı tutan gebe bir kadın çocuğun doğmaması üzerine — kaza merkezine koşup doktora vs hastaneye müracaat edeceğine — eline bir tıraş bıçağını almış, kanımı yarmış; yine kendi elleriyle bu açılan karın içinden yavruyu koparıp çıkarmağa çalışmış; muvaffak olamamış. Sonra, dışarıya fırlayan karsaklarını İçeriye darmadağınık tıkmış ve üstün körü dikmiş... Kalkıp yayan olarak Kırıkhan*. yani kaymakamlık merkezine gitmişi
O sahnelerden her biri ayn bir korkunçluktur, Hangi birini gözönüne getirseniz baygınlıklar geçirirsiniz. Meselâ Jileti karnının üstüne, ucunu iyice sokarak derinine, batırması, boylu boyuna çekmesi... fışkıran kanlar arasında çocuğunu araması; ararken bütün İç uzuvlarını çekiştirmesi... gayreti neticesiz kalınca metanetini kaybetmeden, kendinden geçip bayılmadan, acıya v« manzaranın dehşetine dayanarak dikiş amelivesinl de şöyle böyl® başarması... nihayet Amıık ovasına dalarak bu halde saatlere* yürümesi! Sanıyorum kİ ne deli, ne kahraman, tarih boyunca hiç bir yerde hiç kimse öyle bir cüret, cesaret, soğukkanlılık, dayanıklık. sinir kuvveti, hulâsa beşer kudreti üstünde bir harlkulâdelik gösterememiştir. Muhakkak kİ eşi henüz ne dünyanın gerçek vakaları arasında yer almış, ne de en dramatik muharrir hayalin* sığmış eşsiz bir hâdise karşısındayız. Bu hâdise tüyler ürpertici va aylarca, senelerce zihinde yerleşip Çalıcı ne kadar hikâye, piyes ve tarihi menâkıb varsa hepsini dehşetlilik bakımından geçmektedir Ne Edgar Poe. ne de Lordc, ne d Annunzio, tek kişi benzerini değil, yaklaşanını tasavvur edememiştir. En korkunç piyesleri oynamakla maruf Parlsın Grand - Guignul tiyatrosu reper tu varında bile böylesink bulamazsınız. Ortaçağ şövalye ve haydut hikâyelerinde de o Anıuklu köylü kadını kadar cahilce, fakat insan denilen mahlûkun dayanıklılığını ve azmini İspat edici mahiyette bir vaka yoktur.
Hâdisenin hangi noktasına bakınca ürküp dehşete kapılmazsınız? Lâkin asri korkunç olan öyle bir hâdise; e XX, asrın medeni bir ülkesi kenarında raslamanuzdır.
R.'fik UaUd KARAT
Bahife i
AKŞAM
24 Şubat 1848
SÜZÜN GELİŞİ
Amerikan yardımı
GÜNÜN MESELELERİ
Plânlı imar
Çukurovayı «al aldı; memleketin bu zengin bölgesi türlü «1-yanlara iğradı. Herke* müteessirdir v« bu teessürle herirea, ■frndiya kadar Çukurova sularının kanallar açılarak neden tanzim •dflmodlğlnl soruyor. Gelip geçeo hükümetleri, Bayındırlık Bakanlarını bundan mesul tutmak İstiyor. «Yapılmalıydı, edilmeliydi, her M bir yana bırakılıp Çukurovanın müzmin derdine ça-tw bulunmalıydı» deniyor.
Bütün mesele şüphesiz, en mühimin! ehemmiyeti az olana tercih eden geniş bir imar plAmmu olmamasından doğmaktadır. Bu memlekette her sena imar İşlerine as para sarfedilmlyor. Her Bakanlıkta imara ayrılmış bir para vardır. Onun İçin türlü inşaatı bütün Bakanlıklar memleket ihtiyacına göre değil, kendi ihtiyaçlarına göre yapıyorlar. MIH! Eğitim Bakanlığı mektep yapacak parayı bulamazken Maliye Bakanlığı sokak başlarına betonarme tahsil şubeleri diker. Bayındırlık Bakanlığı dar bütçesinin İçine çeşitli İmar hareketlerini ağdırmaya çalışır, tahsisatsızbktan bunalırken başka bir bütçeden yirmi otuz milyonluk bir inşaat fökün etmiştir. Bağlık Bakanlığı ^tahslsalaızlıktan güç belâ hastane yaptırmaya çalışır durur. Tahslsatsuhktan hastane yapılmam durduğu bir sırada Tekel Bakanlığı muazzam bir İnşaata hani hani para sarf eder.
Bunlardan hangisi Myatl, hangisi acele lâzım, hangisi daha bir müddet bekllyebilh? Araşunlmamıştır; hesap edllmemlş-Hr. Geçenlerde bir mecliste İmar işlerinden konuşulduğu Birada Devlet hizmetinde bulunmuş tecrübeli bir lmarcı bu meselenin ancak bir İmar Bakanlığı kurulmasile halledileceğini söylüyordu. Bakanlıkların imar tahsisatı bu Bakanlığa devredilir, ihtiyaçlar buraya bildirilir; İmar Bakanlığı da ihtiyaçları, en zaruri olanlarından baslıyarak sıraya koyar ve girişir plânlı bir İmar faaliyetine... .
Bu fikJr mâkul gibi görünüyor. .
Programın hedefi Türkiyenin emniyetini ve iktisadi inkişafını idameye muktedir vazıyete gelmesidir
Amarlka EkşişLeıl Bakanlığı trıra-tmdın «Türfclyeye yardım programı» başlığı alfanda bir broşür neşredU-miştir. Broşüre göre TükJyey®, manız kaklığı harici tazyik yüzünden yardım edilmektedir. Tahsis edilen 100 milyon doların şu suretle sarfı takarrür etmiştir: Kara kuvvetleri için Deniz kuvvetleri İçin Hava kuvvetleri için Yol proğramı İçin Fabrikaların ıslahı için
48.500.000 H.MOâöO 27.000.000 8.000.000 8.000.000
lOO.OM.OOÖ
Şevket Ratto
Seçim kanunu
Demokrat Partide
ye vereceği dolarların her biri tamamlı® mahallin a earfedllınlş olacaktır.
Bir Amerikan generali Ankarada
, Ankara 23 — Avrupadakl Amerikan hava kuvvetleri komutanı general Lamr.y, muavini tuğgeneral Khsener bugün uçakla Ankara’ya gelmiştir. Generalin yanında Misler AHİ isminde bir sly^jî müşavir de bulunmaktadır. General. Ankara’da bir gün kaldıktan sonra, Bağdat, Dehreyne gidecek ve teftişlerde bulunacaktır. Generalin Ankara'da da temaslarda bulunacağı söylenmekte ise de. bunların mahiyeti hakkında bir şey öğrenmek mümkün olamamıştır.
Amerikan yol heyetile görüşmeler bitti
Ankara 24 (Telefonla) — Memleketimizdeki Amerikan yol heyetile Amerika - Türkiye yardım anlaşması kanununun İkici maddesi mucibince yapılması icabeden anlaşma üzerinde konuşmalar bitmiş ve Amerikan uzmanlarının yaptıkları teklifler Baym dirlik Bakanlığının yol işleri İle meşgul olan şahsiyetleri tarafından incelenerek son şeklini almıştır. Baynıdır-lık Bakanı Kasım Gölek, Adana'dan döndükten sonra anlaşma lmzalana-ektir.
Celâl Bayar bugün îzmire gidiyor
Sütlüce cinayeti
Filistin’de vaziyet çok gerginleşti
FillsUn, yeniden günün en mühim me»ele«ı halini almıştır. Bunun aebeb! «on günler zarfında vukua gelen hfidl-saler v« bu mcaelenln bir çıkmaza r rmelt İstidadını göstermesidir. Malûmdur M Birletmiş Milletler kurulu, ufak bir ekseriyetle, FlllsUnln Araplarla Yahadller arasında tak-«imine karar vermiştir. Bu karar verilirken Arapların bazı itirazlarda bulunacağı. fakat «aslı bir mukavemet gösteremlyeoekltrl tahmin edilmişti. Halbuki vaknyl bunun tamamen aksi çıktı. Taluîm karan üzerin» Arap-lar harekete geçtiler; yer yer bldlaeler, çarpışmalar oluyor. Bir taraftan da tngülz Mkerlerl çekildikten «onra büyük ölçüde bir ayaklanma 1çln hazırlık yapılıyor.
Bu vaziyet taksim kararını verenleri şok güç duruma düşürmüştür. İngiliz kuvvetleri çekildikten «onra bu karan torla Mm tatbik ettirecektir f._ tik olarak akla FUlaUn'e milletleraran bir kuvvet gönderilmesi gelmiştir. Halbuki Ingiltere, Fransa ve Çin, kendilerinin böyle bir «evklyata iştirak etmiyeceklerlni bildirmişlerdir, Amerika da da Filistin'e asker gönderilmem eri cereyanı kuvvetlidir. Şu halde büyük devletlerden asker gönderebilecek bir Sovyet Rusya kalıyor. Küçük devletler tarafından asker «evkl düşünülmüştür. Fakat bu devletlerin de herhangi bir maceraya atılmak istemedikleri anlaribyor.
Arap devletleri, diğer taraftan Amerika üzerinde büyük tesir yapacak bir karar vermişlerdir. Bu karar mucibince mistin’* asker gönderecek herhangi bir devletin Arap memleketlerinden petrol bonosu geçirmesine müsaade edllmlyecektlr. Amerika, Basra körfezinden Akdenlze doğru yeni ve büyük bir petrol borusu döşemek İstiyor. Bu boru Arap memleketlerinden geçeceği İçin verilen karar Amerikayı güç duruma düşürecektir. Va-kayiln aldığı şekil yüzünden Filistin meselesinde Yahudi dâvasını müdafaa cereyanı Amerlkada «ayıflamıştır.
Bon günler zarfında Kudüs’te btrçok kanlı hâdiseler olmuştur, YahudUer bu hâdiselerden lnglüalerl mesul tutarak İngiltere aleyhinde cephe almışlardır. Yahudi tedhiş teşkilâtlan İngilfzJerln Kudüs'te Yahudi mahallesine girmesini yasak etmişlerdir. Bu maksatla yollara maynlar döşenmiştir. Bir Ingiliz kamyonu marnlardan birine çarparak havaya uçmuş 8 Ingiliz askeri ölmüş. 9 asker de yaralanmaştor. Bunun üzerine tr -Pz kuvvetlerine her ihtimale karşı hazır olmak «mrl verilmiştir. Telgraflar Filistin’de vaziyetin çok gergin olduğunu ve büyük hâdiselerden korkulduğunu bildiriyor. Bütün bunların atılan yanlaş adımların neticesi olduğunu söylemeğe lüzum yoktur.
Dün 17 şahit dinledi
Ankara 23 — Meclisin tatilinden evvel son oturumda Başbakan Havan Baka, Meclisin tatilinden sonra yirmi kadar yeni kanun tasarnmm Meclise aevkedlleceglnl bildirmişti.
öğrendiğimize göre, Meclise sevk-♦dllecek tasanlar arasında yeni seçim kanunu tasanın, memurin munake-aul kanunu, orman, toprak kanunUn, emekliler kanun tasarı», teşviki sanayi, küçük sanatlar ve Gene! ekonomi meclisi kurutması baklandaki tavanlar vardır. •
Bir rivayete göre, 80 bin nüfus tartandan bir milletvekili seçilmesi düşünülmektedir. Bu takdlrd. ■Biuetveklll (310) a İnecektir.
483
İl
Genel kurmay başkanı Manisada
Manisa 23 (A-A.) — Genelkurmay Başkana orgeneral Salih Omurtak bugün Manisa’ca gelmiştir. Gmel-feurmay Başkanı vDiyet makamını ıl-yaret ettikten sonra şehir kulübende terilen ziyafeti® bulunmuştur.
Ankara 24 (Telefonla) — Demokrat Parti Genel Başkanı. B. Celâl Bayar bugün uçakla İzmir'e hareket etmektedir. Oradan da İstanbul'a gelerek Demokrat Partinin kuruluş yıldönümü dolayulle tertibedllen balocfa hazır bulunacaktır.
Demokrat Parti
Konya kongresi
Konya 23 — Demokrat Parti
kongresi bugün yapıldı. Beyşehir delegesi ytlksek mühendis Himmet ölçmen «Zamanı gelince yalnız bugünün değil, geçmişin de hesabının sorulacağını, Avrupa ve Amerikan bankalarında milyonların sahiplerinin bulunacağını» söylemiştir,
Parti kongresi geç vakte kadar devam «tmlş, bir aralık binanın bulunduğu mahallede elektrikler «Öndüğü İçin kongreye ay ışığında ve saat yirmi ikiye kadar devam edilmiştir.
Basın Yayın umum müdürü Laheye orta elçi oluyor
Ankara 23 — Basın ve Yayın nm-ıım müdürü Nedim Veysel İlkin‘İr. La hey elçiliğine tâyini, radyonun da P. T. T. umum müdürlüğüne bağlanmast takarrür etmiş gibidir.
Karadeniz tütün piyasası
Ankara 24 (Telefonla) — Ege tütün piyasasının hararetle devam. ettiği söylenmektedir. Diğer taraftan 1 martta Karadeniz tütün piyasası da açılacaktır. Bu piyasaya Amerikalılar da girecek ve Türk tütün limitet çlrketlle Tekel destekleyici mübayaalarda bulunacaklardır.
İzmit valisi îzmitte
İzmit 23 (Akşam) — Vilâyetimize yeni tâyin olunan vali Fazlı Güleç, havanın bozukluğu ylkünden beş tündür şehrimize gelenıemekta ve Bursa'da havanın ve yolların açılına-®nı beklemekte idi. Bugün saat 14.30 4a şehrimize gelmiş ve vazifesine başlamıştır.
Ankara üniversitesinde kaldırılacak kürsüler
Ankara 23 - Ankara ünlversitecl-Bin tMI - Tarih fakültesinde «Türk folkloru» Te «sosyoloji» kürsülerini, • üniversiteler kanunu» yönetmeliğine dayanarak ve — yeni bir iş'ara kadar — kaydlyle kaldırmağa karar verdiği söyleniyor. Bu kürsüleri sol tcma’üllfl profesörler işgal ediyordu.
Havalar düzeldi
Bir müddettenberl fırtınalı giden havalar iki gllndenberi adamakıllı düzelmiş ve denizlerde seyrüsefer normal hale gelmiştir. Karadenizde de fırtına dindiğinden kömür derdi ve hayvan nakliyatı halledilmiştir.
Mamafih şehrimizdeki resmi ve sanal müesseseler bu düzgün havaların uzun sûrmlyeceğînl hesabederek derhal Zonguldağa motör ve şilep yollamaya başlamışlardır. Kömtlr Satış ve Tevzi Mü esse sesi hesabına/da dün birkaç motör yükü maden kömürü gelmiştir.
/ karada bir ekmek f ıbrikası açılıyor
Ankara 24 (Telefonla) — Toprak mahsulleri ofisi An karada modem bir ekmek fabrikası açmağa karar vermiştir. Bu hususta etütler yapılmaktadır.
Küçükpazar cinayeti
Küçükjıazar’da telle boğazı «akılmak suıetlle öldürülen İhsan*ın katil hokkandaki tahkikat devam ediyor.
Evvelce beyaz zehir ticaretinden mahkûm olan, ayrıca dn Malatya'da sürgün cezası çekip gelen kadının yeniden bu İşler üzerinde uğraştığı öğrenilmiş ve bu yüzden arası açık bulunan ve muhtelif namlar taşıyan bir sabıkalı tarafından bu cinayetin İşlendiği kanaatine varılmıştır. Kastilin yakalanması bir saat meselesi dedllm ektedir.
Bütlücede aşçılık eden Karanfil fidanda yaşlı bir Ermenlnln, Eyüp iskelesi civarında 18 yerinden bıçaklanarak nasıl öldürülmüş bulunduğunu ta fail A tiyle yazmıştık.
Bil cinayet dolayıslyle zabıtaca yakalanmış olan re evvelce akrabasından Yahya adında bir ciğerciyi Öldürmüş olması dolayıslyle 6 sene 8 ay 10 gün hapse mahkûm edUtp bu mahkûmiyetini tmralı cezaevinde bitirmiş bulunan Recep Koşar adında 33 yaşında bir şahısla, Şevket adında 32 yaşında diğer bir genç, savcının ve zabıta memurlarının huzurunda sorguya çekildikleri zaman, bunlardan Recep, Şevketin bıçağını alarak Karanfili kendisi Öldürdüğünü söylemiş ve tahkikat bu şeklide tekemmül ettirilmişti. „
Receple Şevket, Meşhut suçlar kanunu ahkâmına göre, dün Adllyeye verilmişler ve üçüncü ağır ceza mahkemesinde duruşmalarına başlanmıştır.
Bu duruşma, şayanı dikkat bir safha arzetmiş; evvelce savcı huzurunda, cinayeti kendisi İşlediğini kabul eden Recep; makemede bu cinayet! kendisi yapmadığını; Şevketin bu işi yapmış olduğunu söylemiş; şevket de evvelce bu cinayeti Recebin yapf.ğını söylediği halde, mahkemede. Recebin bu cinayeti İşlemediğini ve Karanfili kendi bıçağıyle kendisi öldürdüğünü ani atmıştır.
Dünkü duruşmada geç vakte kadar 17 şahit dinlenmiştir. Fakat bu şahitlerin hiçbiri de vakayı gören kimseler olmayıp, hüdlse teferruatına alt bildiklerini anlatmışlardır. Eyüp Emniyet âmiriyle, ikinci komiser ve sivil memurları da, sanıkların savcı huzurunda verdikleri İfadede, cinayetin şevketin bıçağıyle Recep tarafından yapıldığını beraberce kabul ettiklerini söylediler.
Sanıkların sabıka kayıtları okununca. Şevketin de bir adam öldürmek suçundan 3 seneye mahkûm olduğuna dair bir kayıt görüldü. Şevket. böyle bir mahkûmiyeti bulunmadığını söyleyince; mahkeme, bu cihetin Adlî sicil bürosundan tahkik e-dllmeslne karar vererek, duruşmaya yarın öğleden «onraya bıraktı.
Dün yargılanmasına başlandı
Ayın 19 uncu gecesi. Üsküdarda Tophahnelloğlunda Rauf" paşa köşkünün viran selâmlığında saklandığı bir sırada kendisini yakalamağa gelen polis memuru Celâli mavzer kurşuniyle öldüren 24 yaşında şükrü özdemlr, zabıtaca yapılan arama sonunda, iki gün sonra Kadıköy de bir berber dükkânında tıraş olurken yakalanmıştı.
Polis kaalU! Şükrü, Üsküdar savcılığının hazırladığı İddianame İle Meşhut suçlar kanunu ahkâmına tevfikan diin Adllyeye verilmiş ve birinci ağır ceza makemeslnde yargılanmasına başlanmıştır.
Savcılık, iddalnameslnde. Şükrünün bir zabıta memurunu vazife esnasında şehld etmiş bulunması dola-yıslyle ceza kanununun 449 uncu maddesinin ikinci bendine göre hakkında 24 sene ağır hapis cezam verilmesi istenmekteydi, şükrü, sorgusunda şöyle demiştir:
— Bulunduğum vazifede yediğim dayak dolayıslyle kaçmıştım. Geceleri o yerde saklanıyordum. Hâdise gecesi. birdenbire gözlerimin içine elektrik fenerlerinin sıkıldığını gördüm. Yanımda silâh vardı. Bunun tetiğine basıp pencereden atlamak euretlyJe olduğum yerden kaçtım gittim. Vakayı ertesi gün gazetelerde okuyunca pollf Celâlin öldüğünü öğrendim. Ben onların polis ve bekçi olduklarını fark etmem iştim. Ertesi gün üzerimdeki elbiseleri bir yere bırakarak, sivil ve eski bir elbise uydurdum. İstanbul tarafına geçtim. Gece tekrar Kadıköye döndüm. Orada bir berber dükkânında tıraş olurken, beni ren zabıta memurları tanımışlar yakaladılar.»
Şükrünün sorgusundan sonra, dişe yerine polis Celâlle beraber
m!ş olan polis Talât, bekçlbaşı Yaşar ve bekçi Mecitle İbrahim dinlendiler. Bunlar, Şükrüyü malûm yerde yakalamak için uğraştıkları bir «ırada vukua gelen faciayı anlattılar.
Mütaakıben, Şükrünün elbiselerini bıraktığı fırıncı 1le yiyecek öte beri aldığı bir bakkal da şahit olarak dinlendiler. Bunların İfadeleri arısında hdı geçen irfan isminde bir şahsın da çağırılarak dinlenmesi İçin duruşma perşembe gününe bırakıldı.
hâ-git-
ad-
toplantısı
Kudüste’ki infilâk

Dütı Londrada görüşmelere başlandı
Londra 23 (A_P.) — Batı Almanya-mn istikbal İle Avrupa kalkınmasında oynayacağı rolün tesbltlne matuf - 3 devlet konferansı bugün Londra'da başlamıştır.
Sorumlu bir Amerikan kaynağına göre, Avrupa iktisadiyatında en önemli bir faktör olan Ruhi vâdasl-nln kontrolü meselesi müzakere edilecektir.
Kaynağa göre, Birleşik Amerika. İngiltere, Fransa, gerek Ruhr meselesi ve gerek Alma oyanın gelecekteki siyasi bttnyesüe batı sınırlarının tee-bitl hususunda cereyan şdecek mDu-kerelerde Belçika, Hollanda re Lflk-sembnrgu davet etmişlerdir.
De GauIIe’cülerin bir muvaffakiyeti
Paris 23 (A-A.) — Dün Versallles'dc yapıl »D kısmi seçimlerde De Gauîl e taraftan bir aday seçilmiştir.
B. B. C. nih Parts muhabirinin bfi-dlrdlğie göre, bu «eçtaıleT pek ehemmiyetli olmamakla beraber müfrit sağın, dün de De OauHe’cO aday tarafından kazanılan mevkii o zamana kadar ellerinde bulundurmakta olan komünistler üzerinde üstünlüğünü teyldetmesinl temin etmiştir.
Araplar bunun mesuliyetini kabul etmiyorlar
Londra 24 (R) — Kudüste Yahudi . mahallesinde havaya uçurulan otelin «nkazı al fandan çıkarılan cesetlerin sayısı 80 yi geçmiştir. Araplar bu hâdisenin mesuliyetin! kabul ettikleri-nl, YahudDer bomba tecavüzlerinden vazgeçmezlerse, daha başka ve daha büyük hareketlerde bulunuiacajıni bildirmişlerdir.
Yahudıler. bomba yüklü arabaları ingillzlerln kullandıklarını İddia et- ' inişlerdi. İngiltere hükümetinin bir sözcüsü, Avam Kamarasında bu fsna-dı reddetmiş ve «YahudUer iddialarını destekllyecek delil göstersinler» demiştir.
* Bundan bir müddet evvel. Bakır köyle Davutpaşa arasında hail bir yerde bir cinayet işlenmiş ve Tokatlı Ahmet Erdost adında bir genç, evveli odunla öldürülmüş; büâhara da cesedi ateşle kısmen yakılmış ti. Bu cinayetin faillerinden olup uzun müddettir aranmakta olan Hastın Özer adındaki şahıs dün yakalanmış ve sorgusu yapılarak tevkif edilmiştir.
İstanbul Boraasınuı 23/2/1848 îlatlen
ESHAM VE TAHVİLÂT
Pariste kar
Paris 23 (AA.) — Bir kaç günden beri Fransaya yayılan soğuk dalgası, dün mühim miktarda kar yağmasına •ebep olmuştur.
Dün öğleden sonra Paris’te durmadan yağmış, bu yüzden ihtilâlinin 1(i0 üncü yıldönümü mü-nnsebetile yapılması mukarrer gösterilerden. bir çoğunu geri bırakmak icabetmiş':- Gösteriler kapalı yerlerde yep-lm-ştır.
kar
18+8
Bir İtalyan futbol takımı geliyor
Roma 23 (AP.) — İtalya futbol lig- maçlarında başta gelmekte olan Mîlâno takımının mayısta fs tanbulda 3 maç yapacağı bügün ilân edİlmlştir.Mlİâno takımı mayıs ayı başında îstanbulda bulunacak ve 9, 12 ve lö mayiü tarihlerinde Türk takımlarına karşı oy nıyacaktır.
Çoruh şilebi ve Sivas tankeri
Devlet Denizyolları idaresinin Amerlkadan yeni gelen «Çoruh» şilebi yakında yine Amerlkaya gidecektir. Gemi burada işin! bitirince tskenderuna gidecek ve oradan krom yükllyerek on güne kadar yola çıkacaktır.
Diğer taraftan «Sivas» tankeri de getirdiği akaryakıtları boşalttıktan sonra yeniden yakıt İçin sefere çıkacaktır.
Roma büyük elçimiz geldi
Roma Büyük elçimiz Feridun Cemal Ergin dûn gece mezun?n şehrimize gelmiştir. Buradan Ankaraya gidecektir.
Ankarada bir infilâk
Ankara 23 (A.A.) — Ankara valiliğinden tebliğ edilmiştir: Bugün sent 18.45 te Ankara’da Koyun pazarında hırdavatçı Nesim Elyazar’m dükkâna önünde yeni gelen hırdavat eşyas sandıklarından birinin arabadan yere ı düşmesiyle bir patlama olmuş ve bu yü2den biri ağır olmak üzere dükkân sahibi, bir arabacı Te oradan geçen bir İki kişi yaralanmıştır.
6andık içerisinde boncuk, kalem, kâğıt, defter gibi müteferrik eşya İle birlikte çocuklarca kullanılan patlayıcı maddelerin mü te W' olarak tra-I lunduğu İlk yapılan mütehassıs araş-ı tırması sonunda belirmiştir.
Tahkikat devam etmektedir. Netice ayrıca bildirilecektir.
Parmakkapıdaki kaza
Mn akşam saat 17 de Taksimde, Kflçükparmakkapı sokağının başında feci bir kaza olmuştur.
Burada Haydar Salih adında birine ait bulunan 99 sayılı Ankara a parti -m an inin dördüncü katında tstavro adında bir usta tarafından tamirat yapılmaktadır, tstavro, balkondaki demir parmaklıklardan birini çıkarmakta olduğu bir sırada elinden kurtulan parmaklık aşağı düşmüş ve oradan geçmekte olan ve Taksimde Lamartln caddesinde Ayda a partim»-nının beş numaralı dairesinde oturan Belkls Samur İsminde bir kadına çarparak ölümüne sebebolmuştnr.
Tahkikata savca Nusrat HeTgüner el koymuş, tstavro lâzım gelen tertibatı almadan tamirat yaptığı ve bu şeklide Ölüme sebep olduğu İçin tevkif edilmiştir.
Bir hamamda yangın çıktı
Üsküdarda Kısıklıda Bulgurlu caddesi Üzerinde, bulunan İsmail Hakkıya ait bir hamam, dün gece kapandıktan sonra, külhan önüne çekilmiş bulunan odunların kızgtnlığtle bir yangın çıkmıştır. Hamamda gece kimse bulunmadığından ateş kısa zamanda bü-, yümüş ve hamamın bütün ahşap akşamı tamamen yandıktan sonra İtfaiye tarafından söndürülmüştür
% 7 FalzH Tahviller •1VM - Erzurum 1 8ıvas - Erzurum 2-7 İHI Demiryolu I İMİ Demiryolu H İMİ Demiryolu m Milli Müdafaa I MIHI Müdafaa H Mdlll Müdafaa DI Milli Müdafaa TV
% 8 faizli Tahviller
Kalkınana I Kalkınma. U Kalkınma UT 1941 Demiryolu Tl (r. 6 faizli Tahrillet 1933 Ergani 1938 İkramiyen Milli Müdafaa Demiryolu TV Demiryolu V
Anadolu Demiryolu Onjpu Tahviller 1 - 2 Hisse senetleri % • Mümessil senet
şirket hisseleri Merkez Bankası İş Bankası T. Ticaret Bankası Aslan çimento
SARRAFLARDA ALTIN
Gulden Türk İfrazı Sterlin Külçe Reşat
20.25
30.—
20.40
21.40 .
B0.S5 •0,60 21.35 }
10.15
•0.38
85.80
95.88
15.75
•5.50
22.30
11.10
»0.80
05.50
88.10
103.— 5530 73 25
135,—
21 -
5 05
13
Sau?
36.80
39 -
82.-
5 68
43
Çek Hallerinde değişiklik yoktur
SaJıîfe 3
Tiirk denizciliği
AKŞAMDAN AKŞAMA
Üniversiteler arast kurul, son kararîle fikir hayatımıza hayırlı bir istikamet vermiş oluyor
Öğrencilere verilen cezalar
Profesörler döndüler
j İSTANBUL HAYATI
ı
JBalık bollaştı, fakat ucuzlamadı

Gönüllerinde vatan ve millet muhabbeti bir numaralı mevkii işgal etmekle beraber; Türkiye-de. lııir vc Heri fikirlerin lâyık olduğu yüksek mertebede kalmasını hayatî e'hemmiyette gören bir çok münevverlerimiz, şöyle diyorlardı ve L'iz de bu tara düşüncelere her fırsatta tercüman oluyorduk:
____ «Komünist» damgasının şimdiki £’b» harcı âlem olarak rasgelen tarafından rasgelene basılmasının artık önüne geçmek lâzımdır. Komünistin kati târifini yapmalı; ancak komünist olana komünist demeli. Geri kalanlar üzerindeki tazyiki kaldırmalıdır. Aksi takdirde, hiç bir ser-bes ve veni fikrin ileri sürülmesine imkân kalmıyacaktır.
Meselâ. Amerikan Cumhurbaşkanı Truman son zamanlarda, Amerikadaki büyük sermayenin mahdut ellerde toplanmasından esefle bahsetti. Tnıman komünistliğin meşhur düşmanlarından olduğu halde, bu sözlerinden dolayı, bizim bazı hassas muhitlerimizde pekâlâ komünistlikle İtham olunabilirdi. İçimizden biri bu neviden sözler söylemeğe, yazmağa çekinir oldu.
Eu halin önüne nasıl geçmeli?
Bu halin önüne geçmek için, komünistliğin târlfini en kısa şekille yaparak işe başlamalı: «Komünist, Moskovaya bağlı malûm siyasî teşkilâta mensup kimsedir». Tâılfln dışında kalanlardan — hattâ hâdiseleri Marksist zaviyeden mütalâa edenler üzerinden — «komünist* yaftasını kaldı rroaJı
İleri fikirlerin Türkiyede yaşayabilmesi. her gün yenilerinin doğabilmesi için alabildiğine açık, hür mânevi ufuklar lâzımdır Bu, muhteşem bir ağacın yeni yapraklar vermesi yahut vermemesi meselesidir.
Son devrenin siyasi hürriyet havası ile, sağ cenah fikirleri beslendi. Halbuki hürriyet kuşu, sağ ve sol İki kanatla uçar. Tek kanatlı kaldıktı. Müfrit veya mutedil, her milliyetçinin arzusu, »Ibette, bütün mukaddeşatile birlikte Türk vatanının muhafazasıdır. Halbuki, bu şekilde, mukaddesattan pek ehemmiyetlisi olan «hür ve yeni fikirler» hudut dışında bırakılmış oluyor.
Böyle bir sakatlığa uğradığımıza dair işareti, mânevi itibar ve salâhiyeti büyük olan bir şahsın yahut makamın vermesini bekleyip duruyorduk: Tft kİ, bü-tiüı millet buna korkusuz, endişesiz uysun. Gerçi, nice muharrirlerimiz, mütefekkirlerimiz tutulan yolun yanlışlığına. Ankara nümayişleri dolayısile İşaret etmemiş değildi; hattâ Amerikalı dostlarımızdan da bu hususta, haberler geldi: Böyle baskıların hariçte bize fena not verdirdiğini. İtibarımızı kırdığını anlatmış oldular. Ancak, yazılanlar, söylenenler, münferit ve dağınık olduğu için kâfi tesir gösteremiyordu. Türk sağ duyusunun ekseriyetinden çıkan tenkidkâr düşünceler de, muayyen bir şekil iktisap edemiyor, makes bulamıyor. gereği gibi cevap olamıyordu. Üniversiteler arası kurul. Dil Tarih Fakültesindeki profesörlerin «solcu» olduklarını kabul etmekle beraber, yerlerinde kalmalarını karar altına alan hükmü, ile. Tiir-kivede hür düşünceye itibarlı mevkiini iade etmiş bulunuyor.
Böylelikle trenin sağ tekerlekleri de, sol tekerlekleri de raya girdi Yola hep birlikte selâmetle ve ahenk içinde devam olunur İnşallah! Yüksek ve muhtar ilim muessesernizin »idıgı kararla butun fıkır ve sanat hayatimiz, İstikametini tâvin etrnis bulunacaktır.
Dileyelim ki bundan sonraki rota bu hükme göre olsun, Esasen mantık da, dünyanın gidişi de bu hükümle aynı istikamette, aynı üslûp üzeredir.
Sağ cereyanlar, tarih boyunca bir milletin iktisap ettiklerini muhafazaya çalışırken, sol cereyanlar da cemiyetin bu asırdaki ihtiyaçlarına göre noksanlarını telâfi için gayret sarfeder. Bizde, birine meydan verilip öbürüne verilmemesi Üniversite muhitinden geniş halle tabakalarına kadar hiç bir yerde, artık gtinün tneseles! haline bile gelnu»melicUr
(Vâ - NÛJ
Cezaların tasdiki üst disiplin kurullarınca yapılacak
Ankara toplantısı hakkında Rektör Sıddık Sami Onar’m demeci
Lise ve orta okullarla sanat vo ticaret okulları öğrencilerinin okul nizamlarına uymayan harekotlerlndan dolayı tecziyeler! disiplin talimatnamesine gö.e yapılmaktadır.
Öğrencilere tatbik edilecek cezalar İçinde ağır olanlar ancak MIHI Eğitim Bakanlığı tarafından tasdik «dildikten sonra kalileşınektedlr. Mili! Eğitim Bakanlığı, birçok okullara alt disiplin kurulları kararlarını zamanında tetkik ve tasdik eıierck okullara lada etmek hususunda güçlüklere maruz kanığından ve muhtelif şehirlerdeki hayat şartlarını yakından ta-kibelmek İmkânını bulamadığından okul disiplin kurullarının verdiği ağır cezaların tetkik ve tasdikini Milli Eğilim müdürlüklerine bırakmağa karar vermiştir.
Disiplin talimatnamesinde mevcut muvakkat tart da dahil olduğu halde daha aşağı derecedeki cezalar okul disiplin kurulları tarafından verilince tasdikti lüzum görülmeden okul ldareie*lnee tatbik olunmaktadır. Daha yukarı derecedeki cezaların tatbiki İçin kebeden tasdik muamelesi bundan sonra Milli Eğitim müdürlüklerinde kurulan üst disiplin kurularınca tetkik edilecektir.
Bu kurullara MIHI Eğitim müdürleri başkanlık edecek, üyeliklerin» da sanat, ticaret, özel ve resmi okullar-(lı ders okutan en kıdemi! birer öğretmen tâyin olunacaktır.
Bakanlığın bu husustaki tamimine göre okullardan tetkik ve tasdik için gönderilen disiplin kuralları kararla-ıı en geç on beş gün İçinde bir karara bağlanarak geldikleri yerlere tebliğ olunacaktır.
Şehrimiz Milli Eğitim müdürlüğünde de İstenilen ikt disiplin kurulu Milli Eğitim müdürü B. Murat Urazın başkanlığında teşkil olunmuş ve faaliyete başlamıştır.
İki büyük kayıp
Prof. Fahıre ile Orhan Aptı’nin cenazeleri dün kaldırıldı
beyin
Cuma günil Ankarada bir uru ameliyatını müteakip vel.ıt eden İlk kadın profesörümüz Fahtte Bat-talgazl ile cumartesi günü bir barsak kangreninden kaybettiğimiz Op. Dr. Orhan Abdi Kurtoran’ın cenazeleri dün Beyazıt camisinden merasimle kaldırılmıştır.
Tıp âlemimizin kaybettiği bu İki kıymetli elemanın cenazesinde vali Lûtfl Kırdar, Sağlık müdürü Faik Yargıcı, üniversite Rektör ve profe-sBzlerl, Prof. Akil Muhtar, Mazhar Osman, B. Rauf Orbay, Kenan Öner vs şehrimizin tanınmış bütün doktorları hazır bulunmuşlardır.
Cenaze namazını müteakip Prof. Fahlre Battalgazinln tabutu eller üstünde Bloloji enstitüsüne getlrllmtş, enstitünün avlusundaki hazin merasimden sonra cenaze Edlrnekapı mezarlığına nakledilmiştir.
Profesörün babası Ethem Akif Bat-talgazl ve ailesine tazlyetlerlmlzt dlrlrlz.
bll-
Daimî Encümene bildirilecek arttırma teklifi hazırlanıyor
Belediyenin koyun eli flatlerlni arttırmağa karar verdiğini yazmıştık. Kasaplar, bu kararın bir an evvel tatbik edilmesi İçin et darlığı ya-ratmaga gayret etmektedirler.
Son hafta zarfında çehre, şimdiye kadar görülmemiş» derecede besili 6370 koyun getirilmiştir. Bu miktar normal İhtiyaçtan bir miktar azdır. Ancak kasaplarda et bulunnııyacak derecede bir darlığın mevcut olmaması lcabetmektedlr.
Belediye koyun eti flatlerlni cinslerine göre 240 ve 245 kuruşa çıkartmağı uygun görüyorsa da şimdiden bu flatln kasapları tatmin etmiyeceğl söylenmeğe başlanmıştır. Koyun eti karaborsada 260 kuruştan daha aşağı satılmamakladır. Belediye, flallerö no kadar zam yaparsa yapsın kara borsanın Önüne bu yoldan geçllemlye-çektir. Dün alâkalılar, yeni et Halleri hakkında vali ve belediye başkanı İle görüşmüşler ve flatlcrln yükseltilmesİ İçin datml encümene yapılacak teklifin hazirlıklarlyle meşgul olmuşlar-dur.
Armatörler, inhuarcı utuliin denizciliğimizi geri götürdüğüne dair türlü misaller sayıyorlar: 60 »ene evvel lotanbuldan İzmir’e daha çabuk gidilirdi! diyorlar. Bugünkü durumdan kurtulmak için düşüncelerini anlatıyorlar
Armatörlerin nasıl yanıp yakıldıklarını ctıma nüshamızda da uzun uzadıya anlatnuşti’n Bugünkü yazımla birlikte rapor tamamlanın’? olacak: Türk sivil denizciliğinin bütün şikâyet ve temennileri topyokûn ortaya çıkacak.
Aşırı iltimasa benzeyen vaziyetler
Devlet Denizyollarının, işletmeyi ne derece pahalıya melettiğini, armatörler şöyle anlatıyor:
— ... Yük vs yolcu tarifeleri tedricen arttırılıyor. Harbden ev-velk navlunlaruı yedi sekiz misline, bazı eşyanın tarifeleri İse lıenıen hemen on be? misline çıkarıldı: Buna karşılık armatörlere ait şileplerin navlunları harbden evvelki navlunların ancak iki misline çıkarılmıştı. Armatörlerin şilepleri kiralanmış, hattâ bunlarla Devlet Denizyollarının kömürleri nakledlmlştlr.
Şu gibi İltimaslar ve imtiyazlar üzerinde duruyorlar.-
— Devlet Denizyolları İdaresi, armatörlerin gemllerlle nakledilen eşyadan kendi tarifesine göre yüksek navlun taiısil ettiği halde armatörlere pek cüzi bir navlun, ödemekteydi: 5000 tonluk bir şilebe yüklenen karışık eşyanın bazan 120 bin lirayı geçen navlun tutarının 100 bin liradan fazlası idareye kalıyor. Armatöre ancak sefer masraflarını karşılayacak 18 - 20 bin flrası ödeniyordu. Bundan başka, hükümetin müsaadesile yılda bir iki ecnebi sefer yapan armatörlere alt şl" Itplerin navlununun da yüzde 25 i hükümetin verdiği kararla Devlet Denizyollarına ödeniyor mu.
Armatörler, bu gibi vazıyetlerin başka memleketlerde olmadığı, bunlar kalknıaksızm denizciliğimizin gclişemlyecefîlnJ İdda ediyorum.
, Satın almayıp kiralamaktan neler zarar ettik?
1 İkinci Umumî Harb sırasında : lıükûmet, ihtiyata riayeten Ingl-. 1 izlerden ceman 24 bin tonluk
■ beş gemiyi senevi 860 bin Türk - Ihası karşılığında kiralamış.
. Armatörler, sivil denizciliğimizdeki yanlış siyaseti tenkld . maksadila şunları söylüyorlar
— Bu senevi kiraya karşılık , verilen 860 bin Türk lirası harb-
■ den evvel 130 bin Ingiliz lirası ı ederdi. Şayet hükümet harbe devam edebilir de Türk armatörleri ne 130 bin İngiliz liralık bir dü-viz müsaadesi verseydi bununla mezkûr gemiler ayarında en az 20 gemi satın aUnır, bittabi bedelleri de armatörler taralından ödenirdi. Halbuki 800 bin liralık' kirayı hükümet müteaddit yıllar döviz olarak ödedi, durdu. Mütareke üzerine mezkûr gemiler çekilip gittiler. Elimizde yine kendi gemileriniz kaldı.
Ecnebilerle yerü armatörler arasında nasıl bir fark gözetildiğini de, şu rakamlarla belirtiyor-
. iar:
— Ecnebi gemilerin sahiplerine bir kömür getirme seferinde , 15,640 Iha kâr verilmiş oldu. Hal, buki o tarinte yanı hizmet karşılığında Türk armatörüne 2250 lira verildi.
Kendi lehlerinde şu noktaya da dokunuyorlar:
— Buna rağmen hiç bir Türk armatörü millî korunmaya düşmemiştir. Hep dürüst davrandık.
İşletmecilikteki terakki
Hususî sermayeli gemicilerin zararına olan 2239 sayılı kanun, aynı şileple, — hele İstanbula — tek cins mal nakledilmesini finıir-dlr.
— Meselâ elma nakleden bir geminin aynı zamanda armut,
tekneleri her İstediklerini taşımakta serbes bulunmalarına rağmen büyük gemilerin bu haktan mahrum kalmaları hiç bir mantıkla izah edilemez.
Armatörler, şöyle bir ümit kapısı da gösteriyor: .
— Piyasaların ucuzluğu, bir anda fazla eşya taşuunasllo temin olunur. Avuç avuç nakledilen eşya, piyasayı doyuramaa. Halk da sabırsızlıkla beklediği eşyaya kavuşamaz Halbuki, yolcu nakliyatında gereği gibi muvaffak olamıyan Devlet Denizyolları, eşya nakliyatında da muvaffak olamamıştır. İnhisardan evvel Erzurum, Erzincan gibi iç vilâyetlerimizin halkı ve buradan İstanbula sevkedilen canlı hayvan’arın hemen hepsi vapurla nakledildiği halde yine hiç bir yolcu İskelelerde vapur beklpmezdi. Bugün İç vilâyetlerimizle birlikte Samsun ve civan halkının bir çoğu trenle Istanbu-la geldiği ve bir kısım canlı hayvan yine trenle nakledildiği halde hâlâ yolcuların İskelelerde günlerce vapur beklemesi gösteriyor ki, 2239 sayılı kanunla lstilı-daı edilen gaye temin edilememiş, bilâkis memleket büyük zararlara uğramıştır. 2239 sayılı kanundan evvel Istanbuldaa îzmire 18 saatte hattâ 60 sene evvel 24 saatte gidilirken şimdi 36 saatte gidilir olmuştur. Son günlerde ancak 26 saatte giden bir vapur vardır
Netice:
— Bu gerilemeler, hep inhisardan doğuyor.
Tersaneden illallah!
Armatörler, tersanemizden, de kâfi derecede İstifade edemediğimiz! söylüyorlar:
— Değeri 200 milyon lira tahmin edilen Haliç fabrika ve havuzlan gibi Şarkî Ak den İzin en mühim bir tersanesinden hâzineye beş para verilmemesi ne kadar elimdir. Gemileri tamir İçin bu müesseselere müracaat eden armatörlerden, İşine göre, on bin Hra peşin para alınmakta, fakat tamirin ne kadar süreceği ve kaça malolacağı kendilerine soylen-memektedir. Memleketimizde serbes havuz bulunmadığından armatörler bu hale mecburen katlanmaktadır.
*• •
Şimdiki vergi tipleri de tenkidolunuyor
— Yunanlıların kredi Ue Ameri kadazı bir çok gemi aldığı malûmdur, Yunanlstanda armatörlerin mükellef oldukları kazanç vergisi blzdekine nazaran çok azdır. Yunanlı armatörler ecnebi seferlerden elde ettikleri ’ dövizi hemen memlekete getirmek mecburiyetinde bulunmadıklarından, bundan da ayrıca kazanç sağlarlar. Bu şartlar altında Yunanlılar istedikleri kadar gemi Alabilirler: fakat kazanç vergisi kanunumuz yürürlükte bulundukça Türkler asla gemi alamazlar. Binaenaleyh. Türk denizciliğinin canlanıp gelişmesi İçin armatörlerin mükellef tutulacakları kazanç vergisinin başka memleketlerdeki esaslara göre yeniden tanzim edilmesi lâzımdır.
Nakliye vergisinin de ıslahı isteniyor.
Sıhhiye formaliteleri ve dış seferlerin gümrük muamelesi
Sıhhî formalitelerin de «yelkenli devirden kalma», lüzumsuz bir şekil olduğunu, bir Türk şeh-rllö öbür Türk şehri arasında kara yollle yapılan seferlerde bu kaj’itlar aranmazken deniz yoU-le yapılınca aranmasının müşkülât çıkarmaktan gayri bîr İşe yaramadığını söylüyorlar.
Tek bavulla giden yolcu ma-
Ankarada. toplanan üniversiteler aran kurula İştirak öden İstanbul üniversiteleri profesörleri şehrimiz® dönmüşlerdir.
Solcu profesörler hakkında verilen kararı İptal eden karar hakkında Rektör SıdtLk Sami Onar kendisiyle konuşan bir muharririmize kararın 30 sahile tuttuğunu ve üniversiteler arası kurul başkanlığınca Ankarada Hin edileceğin! söylemiştir.
Rektör bazı gazetelerin yazdıkları gibi Ankara profesörlerinin karara iştirak otmiyerek salonu terkettlklerl haberini yalanlamış vs kararın bil-1 tün profesörlerin mevcudu ile verildiğin! Niyazi Berke» hakkında verilen İhraç kararı aleyhine 14, Pertev Bo-ratov hakkında 13, Behlco Boran kararı aleyhine de 10 oy verildiğini böylece İhraç kararlarının her üçünün de hükümsüz addedildiğini bildirmiştir.
Bu karardan sonra profesörlerin vazifelerine avdet etmeleri gerekmektedir.
bir
AKİSLER
Amerikadaki yabancı mevduatı
Yakın zamana kadar havaların ılık gitmesi yüzünden bu sene balık mevsin'Ü verimsiz geçti, et ylyemiyen halk balıktan da mahrum kaldı. Ancak son zamanlarda havanın soğuması üzerine Boğazda balık akını başgösterdl, mahalle aralarında da seyyar balıkçı nâraları duyulmağa banladı. iki gün zarfında balıkhaneye beş yüz bin kilo hamsi ve fazla miktarda uskumru balığı geldt- • ğinl gazeteler yazıyor.
Balık bollaştı, fakat halk hâlâ doya doya balık yiyemiyor. Perakende satışlarda hamsinin kilosu 70 - 80 kuruştan aşağı düşmedi. Pazar sergicileri ve seyyar balıkçılar gündüzün satamadıkları ezik, ufak balıklan akşam vakit 50 kuruşa satıyorlar,
çok kimseler ancak bunları alabiliyor.
Uskumru balığının da perakende olarak irileri 130. ufakları 120 kuruştan satılıyor.
Yunanlstana 15 ton balık İhraç etmişiz. Sevinilecek şey, fakat tutulan balık miktarına nispetle bu Lhracat İçeride flatlerin yükselmesine sebebolamaz. Nete-kfm balıkhanede hamsinin toptan satış flatl 8 - 10 kuruşa, uskumru balığı 50 - 55 kuruşa kadar düşmüştür. Toptan flatlerla perakende satışlar arasındaki bu fahiş fark neden ileri geliyor? Fiatler ihracat yüzünden yükselse bir diyeceğimiz yok, fakat or» tada böyle bir sebep mevcut değil. Bu İşleri düzenlemesi, kontrol altına alması lcabeden makamlar ufak bir alâka dahi göstermiyor
Balıkçılığımızın ıslah edilemediğinden, hâlâ iptidai teşkilâtla balık avlandığından şikâyet ediyoruz. Gelgelelim, İptidai şekilde tutulan balıklardan da geregt gibi faydalanamıyoruz. Fiatler ucuzlamağa taşlayınca ban balıkçıların eldeki balıklardan bir kısmını tekrar denize dökmek zorunda kaldıklarım gazetelerde teessürle, teessüfle okuduk. Tutulmuş balıkların tekrar deniz» dökülmesini lcabettlren mecburiyet nedir? Bu ne kötü zihniyettir kİ, bir yanda halk ıştırap çekerken öte yanda flat düşürma-raek İçIm eldeki mallar deniz» dökülüp lmlıa ediliyor. Halk ucuı balık yememeğe, gıda almamağa mahkûm mudur? Memlekette bir çok fakJrler, hayır cemiyetleri var, Gıdasızlık yüzünden verem âfeti mütemadiyen genişliyor. Bu acı hakikatler karşısında: «Bana ne? Hükümet düşünsün. Ben kazancıma baka-
Amerika Birleşik Devletleri Hazine Nazırının son beyanatına göre, Fransız hükümeti kendi tebaasının Amerikadaki mevduatı miktarının bildirilmesini Amerikan hükümetinden istemiş. Amerikan Milli İstişare Meclisi de bu isteği inceleyerek yalnız Fransa-nın değil bütün ecnebi devletlerin kendi tebaalarına ait mevduatı kontrol edebileceklerine karar vermiş ve bu hususta bir program tanzimine lüzum göstermiştir. *
Amerikanın bu karart ilk bakışta o memleketin mail siyasetinin ve bankacılık mesleğinin ahlâk telâkkilerine ve ananelerine aykırı gibi görünürse de, mevzu basit bir emniyet ve mahremiyet preıısipinhı çok daha üstünde, mustarip beşeriyetin bugünkü acıklı durumu gözönünde tutularak znüfalda edilirse tşfn rengi büsbütün değişir ve bu durumun, ehemmiyetile mütenasip böyle müstesna kararların alınmasını haklı gösterir.*
Filhakika Amerikanın bu fevkalâde karan, harbin harabeye çevirdiği memleketlerin iktisadi! nrn* diyebilmek için kalb gözle-perişanlığmı en kısa zamanda gl- rinin kör olması lâzımdır. Denize dermek re bu memleketlerdeki dökülen balıklar muhtaçlara, hayır cemiyetlerine çok ucuz fiatle, hattâ bedava dağıtüsa, fiatler İnse de halk bol gıda alsa daha iyi olmaz mı?
Denizlerimizin cömertçe verdiği balığı bu memleket halkından kıskananları, hemşerlslnln ıstırabına omuz silkenleri, aşırı kazanç uğrunda eldeki serveti denize dökerken vicdanı sızlamı-yanlan birer birer kulaklarından yakalayıp İyilerin arasından ayırarak lâyık oldukları ceîaya çarptırmakta niçin tereddüt, ihmal gösteriyoruz? Alâkadar makamlar neden harekete geçmiyorlar? Bu işte Balıkçılar cemiyetine de mühim vazifeler düşeceğini sanıyorum.
Cemal Refik
Vüz milyonlarca bedbahtın rasat bir hayat standardına süratle kavuşmasını sağlamak için kendisinin giriştiği muazzam gardım fedakârlıklarına bundan faydalanacak memleketlerin gidi kaynaklarının imkânlarını da eklemek gibi çok yüksek bir insani gayeyi hedef tutmaktadır.
Bu kadar mühim bir sermaye ve döviz kaynağına yoksulluktan ktvranan o milletlerin iktisadi kalkınmalarında aktif bir rol ver-dirilmenıesl, yani bu büyük insani gayenin basit bir «mesleki esrar» kaidesine feda edilmesi elbette doğru olamazdı. Bu bakımdan verilen son karan yüz milyonlarca felâketzede hesabına sevinç ve minnetle karşılamamak mümkün değildir. Ancak memleketimiz için bu kaynaktan faydalanma yolunda alınacak tedbirlerin de FransanmM gibi aklı selim ve tesamüh prensiplerine dayanması bilhassa temenniye sayandır.
Fikrimizce bu paraların hükümetin birinci derecede ihtiyaç maddesi saydığı emtianın bedelsiz olarak memlekete getirilmesine tahsis edilmesinin tamamile serbes bırakılması ve bu gibi ithalâtta mâkul ve muayyen kâr hadlerile istihlâk piyasasına arzının sağlanması günün icaplarına en uygun bir hareket olur. — B
Muammer Karaca Opereti
Muammer Karaca opereti bu mevsim daha dört yeni eser temsil edeceğinden, bütün İsteklere rağmen, «Kâtibin kamum ancak bir hafta daha temsil edecektir. Muazzam dekor ve yen! kostümlerle hazırlanan yeni operetin temsilin» 2 martta başlanacaktır. üzerinde çok çalışılan bu eserin sanat muhitlnda büyük bir alâka toplıyacağı temin ediliyor.
bulunduğundan 'şikâyet ediyorlar,
’ Sigorta İşleri de, armatörlere göre, baştan başa ıslaha muhtaçmış.
Bütün bu naklettiğimiz şikâyetler arasında pek esaslılarının meydandadır. Her
-......................................... unvuuu gıuvıı yuıvu ma- : . . ~
katpm taşıyanın aynı zamanda lûm şeldlde türlü zail e«ya dolu ?u “na"“u, .
kavun nakledememesi ne garip bavullarla memlekete dönerken, Türk ne.Ies
__ı ?ı_ . __ ..... _ : nlrtıraz-nlr ven Kir f>Hl IH («ı n- rl i r
ve gülünçtür. Marmarada" 18,
Ak ve Karadenlzlerde 30 tonluk alamaması için takyldat mervcut
gemlcilerin dışardan bir don dahi
aldıracak yeni bir şekil lâzımdır Yürük Çelebi
Ömer Refik Yaltkaya*-nın orkestra ile konseri
Her mevsim bir! orkestra refakatinde, dikeri resital seklinde verdiği konserler büyük ilgi ile beklenen değerli piyanist Ömer Refik Yalüıay* 28 şubat perşembe günü saat 18 30 da Ferdi Statzer’in İdaresinde FUârmoni Derneği senfonik orkestraslyle bir konser verecektir.
J Şehrimizde bulunan âma Macar piyanisti îrnre Un gar da ikine! konserini bu akşam 18.45 de verecektir.


Sahlfe 4
AKŞAM
24 Şubat I T
Yenıköy faciasının tafsilâtı
MAHKEME KORİDORLARINDA:

II
Karısını yaralıyan zahire tüccarı diin cezaevine gönderildi
Çapkınlığın biricik şartı, kadının
genlünü çelmektir!
Dokuz ay evvelki evlenme — İşler biraz bozulunca — Boğazın ter t havasına duyulan ihtiyaç — Emniyet Müdürlüğüne yapılan bir müracaat — Yeniköy palasta geçen hâdiseler — Beş kurşun yeyip ölümden kurtulan kadın
Yazan: Remsi T0ZA1V0ĞLÜ
Pazar günü Boğaziçlnde « Yenlköy-palas» otelinde geçen aile faciasını dün kısaca kaydetmiştik. Tahkikata el koyan Sarıyer savcılığı, genç karısının, beş tabanca kurşuniyle car İlil mevkiinde bulunan zahire taciri Hüseyin Sabuncuyu dün sahalı, Sarıyer sulh ceza mahkemesine vermiş ve sanık. yargıç kararlyle tevkif edilerek İstanbul ceza evine getirilmiştir.
Aslen İzmirli olup fstanbulda zahire ticaret! yapan Hüseyin Sabuncu bundan dokuz ay kadar evvel Bakırköy'de Bonka apartmanında otuîan bayan HasnâThn yirmi (lç yaşındaki kizi Perrarila evlenmek üzere müracaat etmiş, kum ailesi müsait karşıladıkları bu teklif! kabu! ederek Perranla Hüseyin Sabuncunun evlenmeleri yapılmış tır.
Bu evlenmenin Uk ayları gayet güzel geçmiş, fakat birkaç ay evveli vaziyet değişmiştir. Hüseyin Sabuncu karısının ailesi tarafından görmekte olduğu muameleyi İyi karşılamamakta ve bunu İşlerinin son günlerde bir parça bozuk gitmekle olduğuna hamletmektedir. Perran İse, kocasını ciddi bir sevgi ile sevmekte, ve âdeta lcoca-slyle, kendi ailesi arasında İki caminin orta yerindeki blnamaz vaziyetinde kalmaktadır. Bunun böyle olduğu cinayete tekaüdüm eden beş daıcika İçinde anlaşılmıştır.
işte yeni evlilerle ailesi arasındaki ufak tefek geçimsizlikler, zaten ruban hasta b!r yaradılışta bulunan Hüseyin tarafından büsbütün büyütülmekte olduğundan, nihayet karı koca îzmlre kadar bir seyahat yapıp olanları unutmak mecburiyetinde kalmışlar, fakat bir müddet sonra bu seyahatten dönüşte yine eski huzursuzluk devam etmeğe başlamıştır.
Kan kocanın BakırköydeH evden biraz da fazla münakaşalı çıkmış bulunmaları aile efradını büsbütün şüpheye düşürdüğünden pazar günü bu İşi behemehal halletmeği kararlaştıran Perran'ın kız kardeş!, saat on birde doğruca emniyet müdürlüğüne gitmiş ve nöbetçi müdürünü göreceğini beyan ederek onun yanına girmiştir.
Bayan Perhan, burada, kız larde-şl Perran'ın, eniştesi tarafından tehditle evden alınarak Yenlköypalasa götürüldüğünü, kendisinin tabanca taşıması dolayıslyle Akıbetinden endişe ettiklerini anlatmıştır. Nöbetçi müdürü derhal telefonu açarak. -
Yenlköy emniyet baş komiserliğini bulmuş ve vaziyet! anlatarak kanuni yolla ne yapmak lâzımsa yapılmasını bildirmiştir.
Perhan, emniyet müdürlüğünden ayrılarak Yenlköye doğru yola koyulu dursun, Yenlköy komiser! de otele bir polis göndererek vaziyeti incelemesini söylemiştir.
Bir zabıta memuru derhal otele gitmiş, kan kocanın oturdukları odaya gelmiş ve kapıya çıkan bayan Perran'la karşılaşmıştır. Memur, bayan Perran'dan herhangi bir şikâyeti olup olmadığını sormuş, Perran da yanında taşıdığı evlenme cüzdanını memura göstererek:
— İşte biz Hüseylnle evliyiz. Buraya kendi, rızamla geldim. Ortada hiç bir tehdit falan da yoktur. Şahsi hiç bir şikâyetim de mevcut değildir I demiştir.
Bu vaziyet karşısında hakikaten kanunen yapılacak hiç bir muamele olmadığını gören memur, tekrar karakola dönmüş ve işi âmirine anlatmıştır. '
Cuma günü bir aralık eve gelen ; Hüseyin Sabuncu, karısı Perrana ha-.sırlanmasını ve artık bu evden gideceklerini söylemi?, karısı da bu teklifi kabul ederek beraberce Batarköy-dekı evden ayrılmışlardır. Hüseyin Sabuncu, yolda Perrana ay başında yeni bir ev tutacağını, o zamana kadar da sinirlerinin yatışması için Bc-gaslçinln sert havasına İhtiyacı olduğu cihetle Yenlköypalasta oturacaklarını söylemiş ve bu şekilde ?er-rnnla birlikte Yenlköypalasa gelerek bir odâ tutmuşlardır.
Diğer taraftan Bakırköydek! »He , efradı karı kocanın bu ânl ayrılışlarından telâşa düşmüşlerse de Per-ran, otelden telefonla, bulundukları ' yeri ailesine haber vermiş ve merak etmemelerini, ştmdlllk burada Istlra-balte olduklarını söylemiştir. Fakat ana kalbi hiç rahat edebilir mİ? Damadının fazla asabi olduğunu bildiğinden kızının âkıbetl hakkında telâşa düşmüş ve Perranı tekrar ikna ederek eve döndürmek için ne lâzımsa yapmalarını diğer kızı Perhan'la akraba:arından Refik adındaki bir , gençten rica etmiştir. ,
Saat on ikiyi az geçerek bayan Perhanla Refik otele gelmişlerdir. Kan koca hiç bir ziyaretçi kabul ede-mlyeceklerinl garsona söylemişlerdi. Garsonla Perhan ve Refik oda kapısı önünde yüksek sesle konuşmağa başlayınca. bunlar, odadan duyulmuştur. Perran’m hemşiresi, ısrarla ona görmek istediğini söylediği bir «ıradadır kİ Hüseyin, beş kurşunlu smHvetson tabancasını çekmiş ye:
— Seni'bana nasıl olsa bırakmıya-caklarl. diyerek masum karısının
(Arkası 7 nd sahijede)
İstanbul Beleo'.vesl Şehir Tiyatrosu
s,-
Saat 20 de
Dram Kısmı
EVİN ÜSTÜNDEKİ
BULUT
MAKSİM'de Muammer Karaca Opereti KÂTİBİN KAKIŞI Revü operet: Saat 20.30 da Telefon: 42633 Çarşamba halk matinesi
$
15 t«
Maznun Sudi çopur yüzlü, şehlâ bakışlı, iri burunlu, çarpık çeneli, kırk yaşlarında bir adam. Giyimi kuşamı mükemmel. Koridorda kanapeye yaslanmış, bacak bacak üstüne atmış, mağrur bir eda İle sigara İçiyor. Yanındaki jandarma 11e alâkası yokmuş gibi sırtını çevirmiş.
Neden tevkif edildiğini sorduk, kayıtsızca omuz silkti:
— Tevkif sayılmaz kİ bu. Mevkuf değilim ben.
— Mevkuf değilsin de yanında jandarma niçin bekliyor?
— Bakmayın siz ona. Biraz sonra mahkemeden elimi kolumu salJ.ıyarak çıkınca görürsünüz.
— Mahkemeye rdçbı verdiler seni?
— Kadın İftirası yüzünden başım derde girdi. Halbuki hiç kabahatim yok.
Dinleyiciler arasından bir delikanlı göz kırptı:
— Kabahatin yok amma bir kadını kandırıp evine götürmüşsün.
— Bu bir kabahat mıdır, be-yahu? Evime kadın götürmeme kim karışabilir? Bu devirde çapkınlık kaballat sayılır mı?
— Evine kadın götürmene kimse karışmaz amma kadının kollarından bileziklerini almışsın, yüzünü de jiletle kesmişsin.
— Boş ver böyle şeylere. Zorla fş yapmam ben.
Suçun mahiyeti anlaşılınca bizim kasketli delikanlı biraz daha sokuldu:
— Yaaa, demek kandırıp eve götürdüğün kadın kolundaki bilezikleri sana hediye etti?
Sudi sigarasını tazeleyip derin derin çekerek kaşlarını kaldırdı:
— Sen çapkınlık işlerinden çakar mısın, delikanlı?
— Eh, elimizden geldiği kadar biz de £ir şeyler yapmağa çalışıyoruz.
— Kaç tane metresin var?
— Öyle şey yok bizde. Metres kim, ben kim?
--- Gördün mü ya? Çapkınlıktan alarım, diyen adamın bir kaç tane metresi olmalı.
— Demek senin bir kaç metresin var?
— Bcfı çapkın adamım, diyorum, anlamıyor musun? Şimdilik dört tane metresim var. Evvelce altı tane İdi amma İkisini sepetledim.
— Peki amma dört tane metresi beslemek İçin para lâzım. Kadınlar yalnız boğaz tokluğuna oturmazlar ya.
— Sen çok toysun, delikanlı. Para İle çapkınlık yapana düpedüz enayi derler, anladın mı? Metreslerim İçin ben para harcarsam çapkın Lığım nerede kaldı?
—• Sana bedava metreslik ediyorlar öyle mi?
— Bırak böyle lâfları. Dört tane karıya bedava dost olumluyum ben?
— Sormak ayıp olmasın amma sen ne iş VUparsm?
Sudi müstehziyane gülümsedi:
— Dört tane metresim var, dedim, anlamadın mı? Dört met-resll erkek başka iş yapar mı?
— Peki, neyle geçiyorsun?
— Amma da kaz beyinliymişsin ha. Dört karının arasında rahat rahat yasıyoruz işte. Onların
ka-nc-
verdiği para az’ gelirse bir metres daha vakalarım.
— Yaaa... Demek parayı dullardan alıyorsun? Onlar reden buluyorlar?
— Orası beni alâkadar etmez. Nereden bulurlarsa bulsunlar. Her birinden beş kâğıt yevmiyemi alır, keyfime bakarım. Dört metresi İdare etmek kolay değildir ha, Birikirlerinden haberleri olmayacak onların. Duyarlarsa çıngar çıkarırlar.
— Peki amma kadınlar ne diye sana para veriyorlar? Belâlı mısın yoksa?
— Ne münasebet? Bizde zora ki iş yok. Böyle şeyler gönül ıı-zasile olur. Çapkınlığın bir tek şartı vardır, o da karının gönlünü çelmektir. Kan bir defa erkeğe tutuldu mu. âşık olur, canını bile feda eder?
Delikanlı hayretle Sudiyi tepeden aşağı süzerek gülümsedi.
— Kadınlar sana âşık oluyorlar öyle mi?
— Ne zannettin ya? Âşık olmasalar metelik verirler mi? Beni beğenemedin mi yoksa, delikanlı?
— Yok, estağfurullah. Ağzımdan kaçtı o lâkırdı. Gönül suya düşmüş de kurbağaya âşık olmuş, derler.
— Ne sayarsan say.
— Peki, şu bilezik meselesi nedir?
— Böyle bir şey yok, beyabi. Suzan uzunca bir zaman hasta yattığı için parası tükenmişti. «Ah, Sudiciğim! Seni parasız bıraktım, üzülüyorum. Şunlan götür sat da harçlık et* diyerek bileziklerini çıkarıp bana verdi. Mesele bundan ibarettir.
— Peki, kadının yüzünü niçin kestin?
— İnanma böyle lâflara. Karı milletine el kaldırmam ben.
— O halde mahkemeye niçin getirdiler seni.
— Kan iftirası, dedim ya, delikanlı. Başka metreslerim olduğunu haber alınca kan İçerledi, «Bileziklerimi zorla aldı, yüzümü de jiletle kesti* diye iftira etti bana. Kan milleti böyledir işte. Hiç güven olmaz.
Mahkeme açıldı. Sudi salona doğru girerken gülümsivarek ilâve etti:
— Karının lâflarının hepsi yalan, bey kardeşim. Boş ver böyle şeylere. Şimdi hâkim beyin karşısından elimi kolumu sallıyarak çıkınca göreceksin.
Netice Sudinln umduğu gibi olmadı. Sorgusu yapılıp kapıdan cıkınca bileklerine kelepçe geçirildi. yüzümüze bile bakmadan jandarmanın yanı sıra uzaklaştı.
Ce. Re.
■k Erenköy Halkevi gençlik kolu başkanı Necati Güneyse! İdaresindeki 14 kişilik müzik kolu elemanları Gu-reba hastanesine giderek kadın ve erkek hastalara konser vermiş ve skeç temsil etmiştir.
[
V
KUMRULAR
Aşk ve macera romanı
Yazan: CEMAL REFİK Tefrika No. 32
________________ı
Taşkın hareketleri, hoppalıkları hiç hoşuma gitmiyordu.
Ulviye hanım başını salladı:
— Hoşa gidecek tarah yok kİ. Ahbap diye görüşülüyor amma, o kadını benim gözüm tutmuyor Tesselâm. Hanl. ayıptır söylemesi; «Eli İşte, gözü oynaşta* diye bir söz vardır. Günahı boynuna amma, Naile de o takımdan galiba. Meşrebi bozukça sanıyorum. Baksana, adını bile değiştirmiş kan. Gül gibi Naile İsminin nesi varmış da onu bırakıp Naylon olmuş? HAşa huzurdan, zannedersin kİ Fren-glstandan gelmiş b!r yosma. Acırım kocasına vallahi. Elâlemln lg yüzü bilinmez, fakat gösterişi temiz pâk Nr adama benziyor. O soytarı kan hiç de o adama lâyık değil, gel gelelim. Allahın yazdığını kul bozamaz.
Badi gülümsedi:
— Faktı t Naile hanım hakkında
benim kanaatim değişti, valide hanım. Bizim zannettiğimiz gibi değilmiş kadın.
— Siz gençsiniz, oğlum I Her gördüğünüz şeye aldan: -siniz.
— Doğru amma, müsaade edin, bir de ben gördüğümü anlatayım. Geçen gece Beyoğlu caddesinde Nalla hanıma Tasladım. Kapalı bir pardeaû giymiş, geniş şapkasının kenarlarını İndirmiş. Yüzünde boya namlyle bir şey yok. Yüzük, bilezik de takmamış. Beş altı yaşlarında bir kız çocuğunun elinden tutmuş, etrafına bakmadan-yürüyordu. Karşı karşıya gelince beni gördü, «damıma gayet ciddi bir tavırla mukabele etti. Bankanın bir İşi İçin kocası Ankaraya gitmiş, on beş gün kadar kalacakmış. Nailenin müteessir halin! görseniz, kocası bir daha dSamlyecekmiş zannedersiniz. «Rıfkı, oralarda aıluntı çekecek diye
üzülüyorum. Gideli dört gün oldu. Ben de hep evde oturuyordum Meğer yalnızlık ne fena şeymiş? Rıfkı-dan ajrı geçen her günüm bir ay kadar uzun geliyor. Sıkıntıdan patladım artık. Bari çıkayım da biraz hava alayım, dedim. Gece vakti yalnız başıma sokağa nasıl çıkarım? Apar-lıman kapıcısının çocuğunu yanıma aldım. Galatasaray’a kadar gidip döneceğim. Rıfkı bir an evvel gelse de üzüntüden kurtulsam!» diye dert yandı. Nerede o hoppa, züppe Bayan Ne. jn? Öyle ağır başlı olmuş ki. Kadının o haini! görünce, halkındaki eski düşüncelerimi hntırlıyarak kendimden utandım.
Ulviye hanım mânatı bir baş İşareti yaptı.
— İnşallah sizin dediğiniz gibidir. Değilse Allah ıslah eylesin.
O gece Fahriye İle Sadi hep Bayan Naylondan bahsettiler. Sadi onun ciddiyetini, ağır başlılığını, kocasına bağlılığını Anlata anlata bitir emiyordu. Fahriye bunları hayretle dinliyor, kendi kendine; «Garip şey, diyor. Na-sı) olur da Naile bu kadar değişebilir? Yoksa İnsan bir müddet kocasından ayn kalınca hlsslvıtı ml değişiyor?..*
Ralf bey bermûtat onları gizilce
..
BUGÜN SÜMER Sinemasında ]
ROBERT HICHENSTn meşhur «BELLA DONNA» romanından sinemaya alınan ve
MERLE OBERON GEORGES BRENT - CHARLES CORVtN tarafından şimdive tedar görülmemiş bir tarzda yaratılan
İHANET
(Temptaüon)
Mısırın büyük liiks otellerinin yakıcı muhitinde geçen müthiş bir dram. Meş’um kadın.,. Sinsi bir maceraperest.
e
Yarın akşamdan itibaren
YILDIZ SİNEMASINDA AŞKTAN DA ÜSTÜN (NOTORİODS)
CARY GRANT — 1NGR1D BERGMAN VE CLAUD RAİNS
Vatansever olduğunuzu isbat İçin bir casusla evlenirmlsiniz? Niçin bu anahtar herhangi bir katilin bıçağından daha tehlikelidir,..


e

ÇEMBERLİ TAŞ Sinemasında
Bugim matinelerden itibaren: İki büyük müstesna film birden kahkaha ve neşe haftası
1 -LOREL HARDi KAFESTE
TÜRKÇE SÖZLÜ
Bu meşhur İki komiğin yarattıkları kahkahalar dolusu büyük korneri: filmi.
2 — SENORÎTA.... Türkçe sözlü, şarkı ve müzik orijinal.. Baştan başa dans... Müzik.. Revü ve bale sabnelerile dolu neşe saçan gençlik filmi
VARIN AKSAM
MELEK Sinemasında
Senelerden beri, kazandığı şöhrete lâyık olduğunu bir kerre daha ispat edecek
BEN AMES wİLLİAWın bütün dünyada rakipsiz olan ve TİLrk-çes! de pek yakında çıkacak olan ölmoz romanı
KISKANÇ KADIN
'•A
Aşk... His... ve seven kadının ıstıraplar Bu şahesseri yaratanlar:
GENE TIERNAY - CORNEL W İLDE - JEANNE CRATN Numaralı koltuklar bu günden «atılır.
Sinemalarında
CALİBE AT AKAN
Amerika denizcilik tarihinde İnkılâp yapan bir devrin şeref menkıbesi olan bir kahramanlığın romanı Perşembe akşamı
Orijinal
•Two Yearz before the mast> ALAN LADD — BRİAN DONLEVY nin Yarattığı insanlığın zaferi olan büyü* film.
Y. Z. Mühendisi
MUHİP ANDİÇ
CEYHAN ATA KAN
Ue
Deniz Ov. Teğmeni
HAYRETTİN ANDİÇ
Nişanlandılar
İst. 21/2/848
ÇILDIRAN KADIN
19iiyüA ■Jiı'ık

gözetlemekten geri kalınıyor, fakat şüphesini kuvvetlendirecek hiçbir hareket göremiyor.
• ••
Salı günü Elenl gelmemişti. Fahriye. perşembe günü vapur saatin! sabırsızlıkla bekliyordu. İskeleye inerken hissi kablelvukuu ona, bugün sevineceğini haber veriyordu.
vapur yanaşırken Elenl güverteden çantasını salladı. Belli kİ mektup var...
İskeleye çıkar çıkmaz koştu:
— Dün aksam üzeri gelmiş mektup.
Zarfı verirken İlave etti:
— Nihat bey bir tanı de benim için yazmls mektup. Ne diyor, bil irsiniz»
— Ne bileyim ben? Ne diyorf
— Yaziyor ki; «Mamazel Elenll Rica ediyorum ki, sen da soylecelcsln Fahriye hanumn. benim mektubumda ’eyap yazmasl için.*
— A a. öyle şey olur mu? Daha birbirimizin yüzünü bile doğru dürüst görmedik. Hemen mektuba cevap yazılır mı?
.Maden yolunda Fahriye yaraş şeşle konuşuyor: .
— Benim aradığım, gelip geçle! gönü! eğlencesi değil, Elenll Ben aşk
arıyorum, anladın mı? Hakiki aşkı bulmadıkça kendimi tehlikeli maceralara atamam.
— Evet efendim, ben da biliyorum ki böyle oluyor bu isler. Fakat Nihat bey kİ yaplyor size bir buyuk umur, ona istemiyorsunuz?
— Ne malûm? İki satar mektupla kesip atmak olur mu?
Çamlıkta mektubu okudu:
«— Sevgilimi £rtık size Fahriye hanım diye hltabetmeğe gönlüm razı olmuyor. Sizi ne kadar sevdiğimi, ts-tanbuldan ayrılınca daha İyi anladım. Beymek kelimesi hissiyatımı İfadeye kâfi değil. 6>z benim her şey İmsiniz. Varlığım ancak sizinle kaim. İstanbul da bulunduğum müddetçe sizi tekrar görmek ümidiyle av unm üştüm. Meğer sizden uzak kalmak ne kadar acıymış! Hüznümü göz yaşları da teskin edemiyor. Düşüncemi, irademi kaybettim. Hepsi sizin elinizde. İsterseniz bana «Mecnun» deyiniz, siz de «Leylâm» olunuz. Fakat şuna da katiyen emin olunuz kİ bundan sonra hiçbir engel bfczl birbirimizden ay ıramıy »çaktır. Yalnız sîzin İçin, sîzin bağışlayacağınız saadet İçin yaşıyorum. O saadete kavuşmak İçin Ica-hederse ömrümün sonuna kadar bek-
llyeceğlm. Bana acımazsanız bunu tecrübe edebilirsiniz, sevgilim. Hayır, sevgilim değil, ruhumsunuz. Ruhsuz İnsan yaşıyablllr ml? Mümkün olsa da kalbimin sesini dlnlcsenlz, size neler anlatacak... Defterler doldurshm duygularımın binde birini dahi anlatmama imkân yok, Fakat sizin İki kelimelik cevabiniz, hattâ- boş kâğıt üzerine atacağınız bir tek imza beni İhya etmeğe kâfidir. Bu lûlfu esirgememenizi hassas kalbinizden tekrar tekrar rica ederek hasretle gözleriniz! öperim, ruhum.»
Fahriye, mektuptan götlerin! ayırınca Elen! ciddi bir tavırla başını salladı:
— A bravol Gürliyorsunuz efendim, naşln bir buyuk ask yaplyor? Yürek İçerde epsl ask doldurmuş. Yazacaksinlz bir cevap?
Fahriye düşünüyordu: «Hakikaten seviyor ben!. Gözlerinin samimiliğinden şüphe etmek günahtır. Niçin yalan söylesin? Beni aldatmaktan istifadesi ne olabilir? Kendisi îstanbalda olsaydı, bir müddet gönül eğlemek İstiyor, diyebilirdim. Fakat o İzmir de, ben buradayım. Mektuplarının İkisi
lArkasj varı
Bir Amerikan gazetesi diyor ki
Almanyayı düşünmek
Müstakil seyrüsefer müdürlüğü
öst®ET)lbull’Mrîi hanUafii
zamanı gelmiştir
Amerikalı muharrire göre intikamı unutarak adaletin teıiai »e Alman endii«tri«ini ihya etmek lâzımdır ■
Belediyede böyle bir müdürlük ihdası düşünülüyor
Yasak devam ede dursun
Yazan: O. K. ARMSTRONO
Alman milleti bugün bayat! dert- : •ede önemli bir mesele He karşı kar-*ıya bulunuyor: Memleketi ekonomik, siyasi ve ruN bakımdan yeniden inşa etmek. Biz Amerikalılar, hükûmetl-nıİ3 âf dahil olmak üzere, bu mağlûp milletin istikbali hakkında büyük bir mesuliyet altında olduğumuzu biliyoruz. Doğrusunu söylemek kata «derse. şimdiye kadar tatbik etmekte olduğumuz istilâ siyaseti Almanyanm demokrasiye doğru bir tek adım atmasını sağiıyamadığı gibi, ekonomik bakımdan da bu memleket* hiçbir tayda temin edememiştir,
işgal altında bulunan bölgelerde, birçok memur, işçi, papaz, kâtip çlfçl; tekaüt ve hattâ ev kadınlarıyla konuştum. şurası muhakkak ki, hangi , tarafın mağlûb olduğunu Alman mll-iet.nden daha iyi bilen yoktur. Aşağı yukarı her büyük şehir, el'sn harabe halindedir. Daha ufak şehirlerin yansında tsş üstünde taş kalmamıştır. 2.750.000 kadar asker, ve 450,000 sivil ölmüş ve umum endüstrinin mühim bir kısmı mahvolmuştur.
Memleket baştan aşağı kıtlık içindedir. Bombardımanlardan evsiz kalan 4.000.000 insan, perişan bir halde : sokaklarda kalmıştır. Memleketin en mümbit İstihsal bölgesinin yüzde 25 I Rusya ve Polonya tarafından İşgal e-dilmlştlr. Aşağı yukarı 13,000,000 Alman, en şefti bir şekilde ölümü beklemektedir.
Bugün bütün Almanya dörde bölünmüş bulunuyor. Doğuda yerleşen Ruslar, ekonomik birliği mahvetmek İçin ellilinden geleni yapmaktadırlar. Ingiliz ve Prangalar, kendi işgal bölgelerindeki bütün mesuliyet! Amerikanın üzerin* atıyorlar. Bu vaziyet karşısında Amerikanın yapacağı bir tek şey kalıyor: Ya Avrupacın ortasını totaliter bir rejime teslim ederek çekilmek, yahut da Almanyaya, de-moErat ve sulhçu bir memleket olman İçin yardım etmek. Bunun için de riyasetimizi, vakit kaybetmeden değiştirmemiz leab ediyor. Tatbik •dilecek dört yol vardır;
1 —■ intikamı unutarak adaleti temin etmek
Amerikalılar Almanyayı İşgal ederken, bütün Alman milleti «Amerikan askerler! âdil İnsanlardır, bizi bu nail rejiminden yalnıa onlar kurtarabilirleri diyordu. Fakat çok geçmeden hatalarını anladılar O zamanki harb siyasetimiz mücrimi cezalandırmak slyasetlydL
Fakat bütün bir millete mücrim muamele-ı yapmakla b’z de hata etmiştik, Çünkü kolektif cürüm diye bfr şey olamaz; ve verilecek cezalar da. mücrime ıstırap veren eczalardan ziyade onu yola getiren şeyler olmalıdır. Bütün bu idealler, Almanyayı işgal ettiğimiz müddet zarfında hiç hesaba ka*:lmanuşftr.
Chlkago üniversitesi Hukuk fskfl!-tesl profesörü Mır Rhelnsteln, askeri hükümette 1® ay hizmet ettikten sonra bir demecinde. «Naziliği imha metotlarımız, ekonomik gelişmeyi de mahvediyor, ve başka her hangi bir usulle gayet samimi demokrat olabilecek milyonlarla İnsan, şimdi kin ve nefretle aleyhimize dönmüş bulunuyor.» demiştir.
Bu kolektif ceza vermenin sebebi »azlllÇl İmha preıriplnden ileri gelmek fedir. Muhakkak kİ, mücrimlerin tecziyesin! Almanlar d* isterler. Fakat her şeyden evvel mücrimleri teeblt etmek lâzımdır. Bundan başka, bir kabahatle itham edilen kimseler, cürümleri tesbit edl'lnclye kadar uzun müddet İşinden ahkonmaktadır. Bu şekilde tevkifhanede bekletilen sayısız müstahsil, hattâ hastabakıcılar büe vardır.
Navlvm 11© mücadele etmek için kurulan mahalli mahkemelerin verdiği kararlan Amerikan makamları bozabilir. Böyiece en bazit bir muhakeme bile senelerce sürmektedir, Avustralyalı bir kolej mezunu tanıdığım var. Bu adam, şimdi nazlltgı imha programında faal bir rol oynamaktadır. Fakat bir gün bana yaptığı bir İtirafta, ömründe hukuk tahsil rimedlğln! söyledi.
2 — Barış günlerindeki Alman endüstrisini
tekrar ihya etmek
•^manyada bugün en fazla işitilen •öz «Bhe tekrar çalışmak İmkânını verin» cümlesidir İstilâ bölgelerindeki kanunlar, normal çalışmayı balta-
İrmaktadır. Nazilik «uçu İla tevkif •dilen birçok şabıs, «ndtbtrlyi büyük bir rekt«y« uğratmıştır. Bu »etil d» endüstri *lyas elltnl», bir Ih yaramıyor, şimdi tatbik «dilen siyanı 1943 te Çuebec'la kabul «dilen asaılu U-■erln* dayanmak tadır. Bu riyaatt. Al-manyayı «anayfel alnuyan memlakei haline getirmek aiyuetldlr. Fakat o günden bugün» kadar «artlar bir hayli değişmiştir,
Avrupanm y arızım Alman kömür a ıntenabtaydı. Kömür ocaklarının hâlâ işletilir bir hâla gHlrtimem**!, la-tliualia o nispette aMİmuına «ebeb oluyor. Her İstihsal mekanlaması, a-ccml kimseler tarafından idare «dilen işgal kontrol komisyonlarının «ündedir.
Hepsinden dai\a fecll, Alman oa-nayl teçhizatı, «l'an İmha edilmektedir. Geçen kasım ayında İngiliz v« Amerikalılar, İmha edilecek daha 682 endüstri merkezi olduğunu bildirmişlerdir. Açığa vurulmıyan bir habere göra. harb eanaanda ordu tarafından kullanıldı diye birçok mektepler, kışlalar, hattâ hastaneler «l'an berhava «dilmektedir. Bu siyasetin neticeleri aşikârdır: Almanyanın Batı bölgelernlda sayısu genç işsiz güçsüz, aç blllâç dolaşmakta, faydalı olmaktan ziyade mıızır bir hal almaktadır. Halbuki Sovyet bölgesinde böyla bir tembelliğe asla meydan verilmemektedir.
Açlıktan mahvolmak tehlikesi de günden güne artmaktadır. 1945 te beher şahsa müsaade edilen 1330 kalori bugün 8Û0 « düşmüştür.
3 — Yerleri değiştirilen halkı âdil bir şekilde tanzim etmek
Bugün Alman yada sosyal ve «kö-nomlk meselelerde ehemmiyeti olan İki unsur zümresi vardır. Birincisi ecnebi tabiiyetinde olup da memleketleri Rus İdaresi altıda bulunan 700.000 kadar insan. Bunlar memleketlerine dönmek istememektedirler. İkincisi 12,000.000 dan faaJa sürgün vardır kİ, böyle bir şeye tarihte ük defa Taşlanmaktadır. 600 aenedenberl k^ndl malı elan çiniklerinden, Polonya, Çekoslovakya, Macaristan, 81-lerya. Prusya ve Yugoslavyaya kadar sürülmüşlerdir.
4 — Yeni nesle yardım etmek
Almanydaki yeni nesle yardım edemezsek, «ulhçu bir millet yaratmak tasarısı da mahvolmuş demektir. Bunu da askeri bir teşekkülden ziyade, uzmanlar saglıyablllr.
Meselenin ehemmiyeti yapılan istatistiklerden anlaşılıyor. 12 - 14 yaş arası 41 çocuk arasından dokum hem annesini, hem ds babasını ksybetmlş bulunuyor. İkisinden başka hepsinin annesi çalışmak mecburiyetindedir. 23 ü yalnız başına yaşamaktadır. Yalnız 4 Dnün yatağı vardır 35 1 ayni yatakta üç dört kişi yatmak mecburiyetindedir, Yalnız 2 si sıcak yemek dalabilmektedir. Diğerleri İskelet gibi kalmışta. En feçil, 41 çocuktan 38 vı mallarının yağma edildiğini söyle-inektedir.
' İşte bugünkü Atanan gençliği.. Amertkal'Jar, Avrupanm mukadderatını elinde tuttuğu müddetçe, mesuliyetini d» benimsemeğe mecburdur.
(The Rtader, Digeftmi
HayriMfvr işlerinin yeniden r* Matlı Ş*kBd* tamimi l^in çalışmalar Uerlanuktedlr. Bir müddet ♦vvel teşekkül eden komisyonların faaliyetleri yakında sona erecek ve bu hususta hazırlanan raporlar baledly* başkanlığına verilecektir.
Şehir caddelerinde lşltyen motorlu nakil vasıtalarının sayıları her gün artmaktadır. Bilhassa hususi otomobillerle yeni otobüslerin seyrüsefere çıkmazı bu sayının süratle artmasına sebebolmaktadır. Alâkalılarla söylediklerine gör* ecnebi firmalara sipariş edilmiş tc kısmen de yola çıkmış bin kadar kamyon ve otomobil vardır. Bunların da birkaç ay içinde îstânbulda seyrüsefere çıkacakları ümldedllni ektedir. Esasen mevcut otomobil, otobüs, araba ve saire için dar gelen sokak ve caddelerde bu yeni vasıtaların İşlemeğe başladığı zamanlar hami olacak 12dtham alâkalıları şimdiden düşündürmeğe başlamıştır.
îstanbulda seyrüsefer İşlerinin dQ-ıenlenmesi v* idaresi İçin belediyede müstakil bir seyrüsefer m Od örl Öğünün ihdası İstenmektedir. Ayrıca muhtelif teknik büroları da bulunacak olan bu mOdOrlüğün münhasıran bu İşlerle meşgul olması ve ileri mem-leketledekl bu kabil faaliyetleri tetkik ederek bizde de «Ûratle tatbiki uygun tedbirler almam lüzumlu görülmektedir. Belediyede böyle bir müdürlük ve teşkilâtın kurulması her şeyden evvel bütçe ile alâkalı olduğundan mesele evTell. bu cepheden tetkik edilecektir.
Tütün satışları
Samsun piyasası da
1 martta açılıyor
İULU fentlerden verilen malûmata göre bu yıl Ege tütün piyasasında satışlar çok iyi neticelenmiş ve kırk beş milyon tütünden otua sekU. kırk milyon kilosu satılarak geriye yalnız 4-5 milyon kilo tütün kalmıştır. Bütün bu tütünlerin vasati flatl bu yıl 240 kuruş olarak tesbit edilmiştir.
Diğer taraftan 1 martta açılıp 20 mart* kadar devam edecek olan Samsun piyasası için de ilgili müesseseler ve Tekel İdaresinden başka Ame-ya Türk Tütün Limited, Yeril ürtn-11er vs Tekel İdaresinden başka Amerikan kumpanyaları ve yerli hususi firmalar da iştirak edeceklerdir. Türk Tütün Limited ve Yeri! Ürünlerin mümessilleri dûn Samsuna hareket etmişlerdir. Tekel İdaresinin tülün işlerine bakan Kenan Yal t er tamirden gelmiş, fakat Samsun piyasası İçin İdare henüa ekip yollamamıştır.
Her ıaman olduğu gibi bu yıl da Samsun piyasasında bilhassa «Gömüş Hacıköy* tütünleri İçin muhtelif firmaların epey çekişecekleri tahmin edilmektedir. Zira Hata hiç bir m-* man 600 kuruştan aşağı düşmemiş olan bu tütünlerden senede yalnız 600
bin kilo istihsal edilmektedir.
Ege tütünleri
45 milyon kilodan 37 milyon kilosu satıldı
binaya giren girene!...
«Sağır han» tehlikeli durumda
Odun kömür nakliyatı artıyor
Son iki hafta sarfında havalar börek gittiği için mahrukat nakliyatı tşl turnen sekteye uğramıştır. Bur.A rağmen depolarda mevcut Odun ve kömür stoklan, soğuk günlerde muhtemel bir mahrukat sıkın tısını bertaraf etmiştir. Bununla beraber soğuktan İstifade etmeğe kalkan ban kömürcülerin belediye »e kaymakamlıkların mödahRlestyle karaborsa yaratmalarına mâni olunmuştur.
Geçen hafta içinde şehre ancak 160 çeki odunla 16 ton kadar mangal kömürü getirilebilmiştir.
Havalar dünden itibaren düzelmeğe başladığından mahrukat nakliyatı sûraUe artmıştır. Yalnız dün muhtelif liman ve İskelelere 600 çeki odun getiril uılştlr.
önümüzdeki günlerde havaların muvakkat bozmaları da hesaba katıldı Sı halde artık devamlı ye şiddetli soğukların beklenemlyeceğl kabul edildiğinden mahrukat flatl erinde ehemmiyetli yükselişler olnuyacaktır.
tzmlr — Yapılan tesbltte 42 milyon kilo civarında tahmin edlLml* olan Ege tütün rekoltesinin 45 milyon kilonun üstünde olduğu anlaşılmıştır.
Çlmdlyo kadar Ege bölgesinde 37 milyon kilo tülün salılmışur.
Tekel İdaresi adına konuşmağa salâhiyeti! bir ut şu İzahatı vermiştir:
(— Eğede daha 8 milyon kilo kadar tütün vardır. Piydasa henüz hareketlidir. Daha on beş gün Eğede böyle bir hareketli piyasanın devanu mümkündür. Amerikalı müşteriler bDe henüz piyasadadırlar ve kıymetli mübayaalsrla müstahsile yardımda bulunuyorlar.»
S*ekel idaresi, 18 şubat günü muhtelif mübayaa merkezlerinde 278 bin 128 kflo tütün satıldığını, mubayaaların Aydın başmüdürlüğü dahilinde 90 kuruşla 110 kuruş arasında değiştiğini bildirmiştir. İzmir başmödürlfl-tü bölgesinde ise en u flat 119 kuruş, ♦n çok Bat 210 kuruştur.
Çalışma Bakam
Kvvoikl (Gn «jhrlmlz» galen QalW-m& Bakanı Taiıjtn Bekir Balta dûn ÖSleden sonra bölge Çalışma niüdttr-iûğün» giderek meşgul olmuştur.
^^»«».■.^■jYazan: Cemaleddin BİLDİK].
I Handaki odalarını kaybeden «ahipler! ■— Dökümhaneler, atelyeier, dokuma tezgâhları nasıl çalışıyorlar — Esrarengiz bir dehlizden »onra yer altına bir bakış — Kurunu viiia.fi bir hayat — Evsizliğin cilveleri saktan sonra açılan kapılar — Dertli kadın...
Çakmakç il ardaki Büyük Valide hanı hakkın d akl yazılarda [•] bu. hanın 75 odalı bölümünün metrûk halde bulunduğundan bahsetmiştik. Bir çok sahipleri bulunan bu bölüm «Sağır han» adile anılmaktadır. Takriben 14, 15 «ene evvel, bu handan bir kısmı yıkılmış ve anlatıldığına göre bir iki vatandaş enkaz altında kalarak ölmüştür. Bunun Öterine o zamanın Belediye fen heyeti Sağır hanı gezmiş, duvarlarından ve kemerlerinden bir kısmında çatlaklıklar görerek cümle kapısına mührı) Tehlikeli ol-
duğundan Sağır hana girmek ya-saktarl
Bu yasak devam ede dursun, bir yandan hazine, diğer yandan da bazı vârisler odalarını satılığa çıkarmışlar -. Talipler zuhur etmiş, cümle kapısındaki «yasak» lanna rağmen İçeriye girip «aiı-lığa çıkarılan, odaları tetkik eden talipler, alım muamelesini İntaç ederek odalarına sahip olmuşlar... Odalar satılır da onları alanlar, bog mu dururlar... Bir kısmı dokuma. döküm ateiyeleri haline getirilmiş, bir kısmı da İkametgâh olarak kiraya verilmiş^. Seneler geçtikçe Sağır hanın, bütün odaları dolmuş, muhtelif yerlerinden de kapılar açılmıştır, Şimdi, bu han tıklım tıklım doludur ve cümle kapısında da Belediye fen heyetince asılan kilit ve «Ya-saktırl» mührü durmaktadır!
Sahipler odalarını arıyorlar?
Değirmen derede Saraylı köyünde oturan bayan Yegâne De-mlfel diyor kİ:
«— Sağır hanın 11/12 numaralı odasının vârisiyim. Elimde buna dair resmî vesaik de mevcuttur. Fakat içeriye girilmesi | çökecek ve yüzlerce işçinin ölü-Belediyece yasak edildi diye yıl- - - • ■ • ■
lardan beri bu hana giremiyor, odamı göremlyordum. Nihayet haber aldım kİ hanın bir çok yerinden kapılar açılmış, odalara yerleşenler olmuş... Cümle kapısındaki yasak devam ede dursun, açılan diğer kapılardan içeriye girince ne yalan zöyllyeylm hanı tanıyamadım. Bir çok yerleri yi-M kılmış, avlu ortasındaki çeşme moloz yığınları altında kaybolmuş... Hulâsa han berbat bir hale gelmiş... Yıkılma tehlikesine karşı içine girilmesi yasak edildiğini bildiğimiz hanın, açılan gizil kapılarla yeniden bir İş merkezi olduğunu görünce hayret etmemeğe imkân var mı?»
Sağır hanın bugünkü acıklı durumu
Bir çok sahipleri bulunan Sağır İlanın bugünkü durumu yürekler acısıdır. Asân atlkadan olduğu İleri aürülerek vaktlle sahipleri tarafından en ufak tadilât yapılmasına müsaade edilmeyen han, şimdi bir harabe haline getirilmiştir, Yıkılan odaların taşı toprağı avluya dolmuş, rağlam kalan odalarda da duvarlar delinmiş. bölmeler yapılmış, kısacası han, gizli kapılan ve yoUarüe bir köstebek yuvasından farksıi hale gelmiştir.
Han, bugün de bir fen heyet! tarafından gözden geçirlise yıllarca evvelkinden daha tehlikeli durumda olduğu görülecektir. Şayanı hayret diğer bir cihet de şudur ki bu tehlikeli durumuna »e yasak kartnna rağmen han odalarında han! han! çalışılmakta, çalışanlar da kemerlerde v« duvarlarda büyüyen çatlaklıklardan her an korkmaktadırlar
«— Günün birinde, diyorlar, bu han müthiş bir gürültü ile

Kemerleri tehlike arşeden
Handaki odastnt kaybeden yegâne Demire! muharririmizle konuşuyor
[•] Büyük Volide ham hakkm-dakt yazılar 1,4 ve S rubai tarihli Akşam'da çıkmtflv.
müne sebebolacaklır »
Bu «özler de hanın salâhiyeti! bir fen heyeti tarafından tetkik edilmesine şiddetle ihtiyaç hasıl olduğunu belirtmektedir.
Eski sahipler
Odalardan birinin vârisi bulunduğunu söyliyen Yegâne Demire!, bir çok vârislerin Belediye yasağı var diye yıllardan ben hana uğramadıklarını, odalarının ne hale geldiğini bilmediklerini ve kiralarını da alamadıklarını anlatarak diyor ki;
«— Odam bir boya atelvesi olmuştur. tçlnde Çalışanlardan kiramı istiyorum vermiyorlar. Kimden kiraladıklarını soruyorum cevap vermiyorlar. Kontrat istiyorum, göstermiyorlar. Odalar kapanın elinde kalmış-.. Bu kiraları emaneten alıp saklayacak bir makam yok mu? Belediye yasağı konduğu zaman mülkümüz, yü-süne bakılır halde İdi Simdi ise her tarafı delik deşik edilmiş... Belediye bu hanı niçin görmüyor?»
Yer altında dökümhane
Açılan gizil kapılardan girdiğim Sağır handa gezerken kalın duvarlar arasında uzayıp giden bir dehlize rasladım. Yürüdüm. Buradan harap ve korkunç bir taş odaya çıktım. Hava dehşetli soğuk olduğu halde bu taş oda hamam kadar sıcaktı. Hayretle etrafı gözden geçirmeğe koyul-durrr. Az İleride yerde büyükçe bir delik vardı. Yaklaştım, baktım... Yer altında bir demir dökümhanesi,,. Kıpkızıl demirler, kalıplara dökülüyor.
Beş altı adam boyu derinlikte bulunan bu dökümhaneye girilecek kapıyı arıyorum. Sağa gidiyor, sola sapıyor, odalardan odalara geçiyorum. Yok, yok yok!.. Peki bu İşçiler, nereden girip de çalışıyorlar. Nihayet sonradan öğreniyorum M etlinle kapısında Belediye yasağına dair kilit asılı
koridordan bir görünüş dura, dursun. Sağır hanın malı-, zen kısmına da sokaktan gizil kapı açılarak girilmiş...
25 liraya 2 oda
Bu harabe içinde ikametgâh da bulunduğunu öğrenince ora* da. Tasladığım esmer orta boylu zayıfça bir erkeğe soruyorum:
— Hani ikametgâh?
Az ileride iki taş odayı göstererek.-
«— İşte, diyor, şu iki odada ben oturuyorum. Hem de 25 lira kira lle_.»
Kimden kiraladığın! söylemiyor amma:
«— Şu taş odalaıı oturulacak hale sokuncaya kadar 1200 lira masraf ettim.» diyor.
Kendiler il e konuştuğum diğer kiracılar da Sağır hanı işine akıl erdirmenin güç olduğunu söyli-yerek:
«■— Fakat dâvası büyüktür bu İşin... Bir odanın bir sürü vârisi var. Kimin kimden ne aidığmı. kimin kime neyi ve nasıl kiraya verdiğini tesbft edip m-ydana çıkarmak kolav is değildir.» d*vnr-lar
Kim kimden ne alırsa alsın, kim kime ne şekilde kiraya verirse versin. Ben bu yazıda isin bu tarafını tesbite çahsmrvorum. Sadece şunu haber rerivonım İri cümle kapısında tehlikeli olduğu İçin Belediyece bir kilit ve vaşak mührü asılı olduğu halde Sağır hana acılan muhtelif kantlardan giren girene..
Hanın kabili iskân olup olmadığı hakkında yapılacak bir keşiften sonra burada çalışılmağa ya müsaade edilir, ra edilmez. Ciinkü bugünkü haran durumu ile hanın, yarın öbür gün, yüzlerce işçinin hayatına mal olacak ânl bir çöküntüve uğravıvermcsl çok muhtemeldi. Hükmü kaimı-van Belediye vaşağı yüzünden haklan kaybolan vârislerin duni-munu da tetkik edip bir hal çaresi bulmak lâzımdır.
Ptmaleddiu BİLDİK
Almanyadaki Amerikan askerleri için yumurta isteniyor
İstanbul ticaret ve sanayi odacına Almanyadon gelen bir mektupta Al-manyadakl Amerikan ordtısn İçin çok miktarda yumurta istenmektedir.
Elverişli kasalar içinde 40-52 gram ağırlığında olması İstenen bu yumurtalar fçtn tacirlerimiz faaliyet* geçmişlerdir.
İzmir Olculspor Yurtlar şampiyonları
İzmir (Akşam) — 1941-1848 dert yıh İzmir okul spor yurtları şampiyonası sona ermiş, futbolU İnönü İLsesf, rolejrbolO Karşıyaka llttsi: basketbolü İnönü lisesi kazanmıştır. Hendbol müsabakaları bu hafta beşhyacaktır.

Sahlfc 8
AKSAM
24 $ubat 1948
HER AKŞAM BÎR HİKÂYE
Patates
amcasının
onu kvllan-
patatea kul-
kiz&rdıktan
Parlak - mat modası
a
ınlık
Plyer Kastang, umumi mirasçiıll Müdürle etrafındaki memurlar, M olacağını umduğu’ amcasının kendisi- yazıyı mukayese ettikten sonra delini mirasından mahrum etmiş oldu-1 kanlıyı İtimatsızlıkla »tlzdü!». Felâ-
Muhtelif şekillerde nasıl kızartılır?
Patates dünyanın har tarafında her mevsimde ve htırkeı tarafından seva seve yenilen yegân* sebzedir. Hem. ucuz, lıem besleyici olan bu sebzenin hazmı kolaydır. Patates, tok tutar ve lezzetlidir.
Patatesten her çeşit yemek yapılır. Çorbasından, etlisinden, salatasından, tavasından, plâkislnden, böreğine, tatlısına ve gatosuna kadar... Fakat bütün bunlar arasında, küçüğünden, büyüğüne kadar herdesin en çok sevdiği İliç şüphesiz ki kızarmış patatestir-
Kızarmış patatesin de bir kaç türlüsü vardır. Her ne suretle kızartılırsa kızartılsın datma şu aynı noktalara dikkat edilmelidir.
tptida patatesler ya? olarak yag İçine atılmamalıdır. Kabuklan soyulduktan sonra yıkamalı, temls bir havlu veya peçete ile kurulandıktan sonra lâzım olan şekilde kesilmelidir.
İkincisi yag kızgın olmalıdır. Patates vejetalin, zeytinyağı, yahut sığır böbrek yağı İle kızartılır. Bu yağların hangisinden hoşlanılırsa inak en doğrudur.
Üçüncüsü dalma sarı lanmaktır.
Dördüncüsü tuzunu, sonra üzerine serpmelldlr.
En fazla kullanılan şekillerinin nasıl kesildiğin! ve nasıl kızartıldığını anlatacağız:
1 — Hazırlanan patatesleri yarım parmak kalınlığında yuvarlaklara, kesmell. Sonra bu yuvarlakları bir parmak eninde parçalara taksim etmeli. Kalın ve uzun parçalar meydana gelir. Kızgın yağa atılarak kızardıktan sonra üzerine ince buz «er- . perek etin yanma koymalı. Kızarmış , patatesi yumuşak sevenler patates kızarırken tavanın kapağını kapama- , lıdırlar
■' - Hazırlanan patatesleri uzunlu- , ğınıa miistatll parçalara doğramalı. Bu m&statlllerl de yarım santim ka- > itti Tığında parçalara taksim etmelidir.
İçinde yağ dan tavayı ateşe koymalı, Yağ kızmadan jsınmc* İçeririn* patatesleri atmalı. Bir İki dakika bırakarak kepçe İle tavadan almalı. Bu d₺fa yağın tamamlyle kızarmasını ( beklemeli. Kızgın yağa, evvele* tavadan alınan patatesleri atmalı. Pata- ! tesler hemen şişer, kabarır. Nar gibi ! pembe olunca tabağa almalı. Bu patates (Pommes souftees) dlr. '
3 — Hazırlanan patatesleri boyuna ' olarak ve iki milimetre İnceliğinde ■ doğramalı. Gayet kızgın yağ İçerisinde kepçe İle karıştırarak üç dakika pişirmen. Kepçe tle patatesleri yağ- ' dan almalı. Tavayı ateşten İndirme- 1 İl. Beş dakika sonra tekrar tavayı ateşe koyarak yağı çok kızdırmak, evvelce yan pişen patatesleri İçine atmalı, İki dakika bıraktıktan sonra ı kepçe He tabağa almalı, lııce tuz,1 Berpmeli. Bu tarz patatesin ismi 1 (Pomme chlpsj dlr. Patatesler kıtır ’ kıtır olur. 1
i — Hatırlanan patatesleri uzunlu-ğu:ıa üç dört milimetre kalınlığında kesmell, sonra bunları İnce kibrit çöpü gibi doğramalı. Kızgın yağda iki ÜÇ dakika dalma kepçe llo karıştırarak kızartman. Tabağı alınca ince ! tuz scrpmell. Bunun da ismi (Pommes'içerisine bir tutam tuz ilâve etmek palllesi dlr. kâfidir.
Bir çok sene evvel parlak/ mat, modası çıkmıştır. Bu moda (envers satln) denilen kumaşlarla yapıldığı gibi, mevcut bir ipekli elbiseye parlak kumaş karıştırarak uzanmak ve şimdiki uzun etek modası
pek beğenilen tekrar ortaya anver saten
| Faydalı bilgiler |
na uymak
1 — Bu
parlak biye, şekilli olarak konmuş, önden arkaya yükselerek sırtta bağlanmıştır
2 — Tunik şeklinde yapılan mat elbisenin, İç eteği, kemeri ve yakası
Kuru üzümün çöpünü nasıl ayıklamah?
Kuru üzümün çöpünü ayıklamak oldukça can sıkan bir İştir. Bunları kolayca temizlemek İçin şu usul en İyidir:
Üzümleri, biraz un ile eller arasında ovalamak. Bütün çöpleri, saplan ayrılır. Bunları kefglre koyup sallayınca çöpler deliklerden dökülür, üzümler temiz kalır.
Su İle yıkandıktan sonra bir peçete üzerine yayarak kunıtmalı. Tertemiz üzüm elde edilir.
TAVUĞUN KART OLUP OLMADIĞI NASIL ANLAŞILIR?
Tavuk satın alınırken genç olup olmadığını anlamak İçin ayaklarını muayene etmek lâzımdır. Ayaklardaki pullar İnce ve parlak olursa hayvan gençtir. Siyah ve beyaz ayaklılar, sarı ayaklılara tercih edilmelidir.
da kabildir elbisçnln eteğine bir barid
Moda haberleri
(parlaktır.
3 — Parlak kumaştan yelek şeklinde konulan parça, elbiseyi süslediği
, gibi eteği de uzatmaktadır.
4 — Blûzun omuz kısmına ve ete-: ğln aşağısına üç band parlak kumaş ı konmuştur.
I Müşküllere cevap
* Elbise altına taftadan volanlı eteklik giymek rağbettedir,
★ Klâsik laydr yerine (dâptj/es) denilen etek va Itaralt plj/l/lyor.
k Şanjan taftadan, faydan ve kalın satenlerden yapılan öğleden sonra elbiseleri çok beğeniliyor.
■k Siyah otomandan mevsimlik mantolar yapılmaktadır.
Kolanın yapışmaması için
Kolalı çamaşır ütülenirken ütünün yapışmaması İçin kola hazırlanırken
Havlu yerine kâğıt
Mutfakta iş görülürken dakikada bir eli yıkamak ve havluya, yahut el bezine kurulamak lâzımdır. Bu yüzden el bert veya havlu çabuk kirlenir ve her gün soda İle kaynayıp yıkanmak İster.
El bezlerinden büyük tasarruf yapılması İçin musluk başına bir rulo tuvalet kâğıdı asmak kâfidir.
Her el yıkandıkça koparılan kâğıda silinir, havlu ancak iş bittikten sonra kullanılır. Bu suretle havlu soda ile kaynatılmaz ve yıpranmaz.
Kepeğe karşı
YıkAnan saçlar, yirmi damla amonyak karıştırılan dört bardak ılık su İle çalkalanırsa başta kepekten eser kalmaz.
Sütlü salep
Nuran Qnal; Sütlü salep zannettiğiniz gibi pişmez. Önce sâlep su ile iyice pişer, sonra sütü ilâve edilir.
Tertibi şudur:
Üç bardak suyu bir kap İçinde ateşe koymalı. Su kaynamağa başladığı zaman bir çorba kaşığı salebi bir çay fincanı soğuk su İçinde ezmeli, ateşte kaynıyan su İçerisine atmalı. Salebin toplanmaması için sıcak su içerisine atarken suyu mütemadiyen kaşıkla karıştırmak lâzımdır
Salebi kanştıra karıştra yirmi dakika. yarım saat pişirdikten soma, 250 gram yahut yarım kilo şilt İlâve ederek plşlrmcll. Arzu edilen miktar şeker atmalı. Fincanlara taksim ederek üzerine zencefil İle tarçın ekin el k
• Rengi bozulan «açlar
Şehremini. Nimet: Papatya saçı çok sarıya boyamaz. Siz bunun İçin başka bir şey oksijen veya amonyak kalmış olacaksınız. Eski rengine avdet İçin beklemek lâzımdır. Siz kendiniz bir şey yapamazsınız. Zamanla bu san renk geçer. Fakat itimat ettiğiniz bir berbere müracaat ediniz. İhtimal saçınızın renginde boya İle eski rengini İade edebilir.
ğunu hemşiresinden öğrendiği zaman ka.n beynine sıçradı:
— Vay mendebur İhtiyari Halbuki ben ona ne »tadar saygı gösteriyordum, diye söylendi, sonra oturup amcasına küstah bir edâ ila servetine hiç İhtiyacı olmadığına dair hakaret ftmte bir mektup yazdı ve posta kutusuna attıktan sonra neşesiz evine döndü.
Plyer, endişe ile istikbalini ve hayatını kazanmak İçin ne 1? yapacağını düşünürken, kapıcı kadın, kendisine bir tomar mektup getirdi. Bunlar, şimdiye kadar bir türlü ödeyemediği bir sürü hesap faturaları İdi. Delikanlı, bunları hiddetle yırtarak kâğıt sepetine atarken İçinden:
— Alacaklılar, gajlba beş parasız olduğumu haber almışlar, diye söylendi.
Mektuplar arasında gönderdiği bir mektup da vardı. Plyer, onu da yırtıp sepete atmağa hazırlanırken merak şevkiyle açıp okudu. Amcası delikanlıya şöyle yazıyordu:
— Sevgili yeğenim, bütün deliliklerine rağmen seni sevmekten bir türlü vaz geçemiyorum. Ben de - bir zamanlar senin gibi gençtim, senin bugün eğlendiğin gibi ben de eğlendim. Bu sebepten dolayı hemşiren AmalI’ye az bir para bırakarak servetimin en büyük kısmını vasiyetnamemde sana bırakmağa karar verdim.»
Delikanlı, mektubu okur okumaz yerinden fırlayarak postaneye koştu. Bereket versin, mektubu attığı posta kutusu bir çeyrek sonra açılacaktı. Derhal, posta müdürünün yanma girerek bir az evvel kutuya attığı mektubu geri vermesini rica etti ve bunun kendisi İçin bir hayat ve memat meselesi olduğunu söyledi.
Posta müdürü, Pîyer’i İtimatsızlıkla süzdükten sonra bir sürü sual sormağa başladı:
— Zarfın rengi nasıldı bakayım?
— Açık mavi.
— Ya mürekkebin rengi?
— Siyah...
— Üstündeki pullar kaç franklıktı.
— Bir tane ıiiç. bir tane de bir fr*k-lık pul.
— Zarfın arkasına gönderenin ismini yazmış mı İdiniz?
— Evet, Plyer Kasfcang, Roket caddesi 36 numara.
Müdür, kutuyu getirterek açtı, İçindeki mektuplar arasında delikanlının açık mavi renkteld zarfı çıktı. Plyer, mektubunu görünce sevinçle:
— Evet, odut, diyerek mektubu almak İçin elini uzattı. Fakat müdür, mektubu ona vermedi.
— Affedersiniz MösyöI Mektubun üstündeki adres siyah 11e değil yeşil mürekkeple yazılıdır.
Plyer, budalalığına kızdı, iki gün evvel stilosunu yeşil müTekeple doldurmuş olduğunu unutmuştu.
Müdür sözüne devam etti:,
— .Sonra zarf m arkasına göndere-; ııln adresini yazmamışsınız. Onun, İçin mektubu size veremi yeceğlm, diyerek tekrar kutunun İçine attı.
Plyer, çıldıracak haie gelmişti, Müdürün elieı-Jna sarılarak:
— Bir dakika müsaade ediniz bay müdür, zarfın üstündeki yazının benim yazım olduğunu, şimdi size ispat edeceğim dedi ve mürekkepli kalemini çıkararak müdürün masasından aldığı bir kâğıt üzerine zarfın üzerindeki adresi yazdı.
kete bakın kİ delikanlı kâğıt üzerine acele acele adiesl yazarken heyecanında zarftaki yazıya banzetem*-miştl. Müdür:
— Çok müteessirim mösyö, mektuba mürselünlleyhlne göndermeğe meçim rum, diyerek, posta çuvalının içine attı.
O çaresiz vaziyette Plyer'ln aklın* bir fikir geldi. Postaneden fırladığı gibi doğruca İstasyona koştu ve Bl-yarlç'e giden İlk trene atladı. Orada posta müvezzlnl kollayacak ve mektubu onun elinden alacaktı.
Blyarlç’a varır varmaz mektuptann tevzi saatlerini öğrendi ve amcasının oturduğu köşkün elvann* giderek mektubu getirecek olan müvezil beklemeğe başladı. Mûvezrt uzaktan görünür görünmez, Plyer saklandığı ı yerden çıkarak onu hürmetle selâm-f) tadı: Q_
— Mösyö Amberi İçin mektup mı? O. benim amcamdır. Onun namı-t| ııa mektup varsa lütfen bana verlnl*O de kendisine götüreyim. Biz de şu elB^ frangı ahnız da kaTşıkl birahanede q bir şarap İçiniz. "jjj
Postacı, elli frangı cebine indirdik-Lİ ten sonra:
— Çok teşekkür ederim mösyö! Fa-5* kat köşklln aşçısını göreceğim kin (D mektubu bizzat götürp sahibine ve-£) receğtm ded! ve yoluna devam et-melM— >■» Dellkalı. mektubu zorla almak içlnO elim uzatırken postacı ‘sert bir ha-^ rektle çantasının İçine koydu ve ba-(|) ğırmağa başladı. Halk toplandı, ıızak-'^g tan bir polis göründü. Delikanlı va-Q kaianmamak İçin karmağa hazırla-*--rarken uzaktan amcası Ambersi'nln»»/ sesi duyuldu:
— Hoş geldin Plyer, ne var? dly* sordu.
İhtiyarın bu müdahalesi, hâdiseyi önledi, halk dağıldı. Bu esnada postacı, mektubu İhtiyara vermişti.
Plyer, amcasının yadında mermer merdivenlerden yukarı çıkarken sinirli sinirli anlatıyordu:
— Biraz evvel geldim amcacığımı Bu mektupla geleceğimi »ize bildiriyordum. Mektup da aynı zamanda gel dlğlm için artık onu okumağa hacet yok.
İhtiyar, ltiraı etti:
— Niçin okumayayım, yeğenim. Mektupların dalma beni eğlendiriyor,, dlyerelf koltuğuna oturdu ve zarfı yavaş yavaş yırtarken, Plyer boğuk bir »esle:
— Fakat bu mektubum, sizi hiç eğ’ lendlrmeyecek amcacığım, diyerek kapıya doğru yürüdü.
Delikanlı amcasının kahkahalar» bastığım duyunca, yanına döndü. İhtiyar, gülmekten katılarak:
— vallahi Plyer, bu dalgınlıktan hiç bir zaman kurtulamıyacaksın. İkinci defadır bana İçi boş zarf gönderiyorsun, dlve haykırdı.
Plyer, ağzı açık boş zarfa bakarken:
— Dalgınlığın da kıymeti var. amcacığım, diyerek mânah mânah gülümsedi.
Çeviren: A. Hilâli | Halkevleri - Kurumlar |
★ Beyoğlu Halkevinden: 24/2/194B salı günü saat İB de Evimizde doçent Cevdet Perin tarafından «Edebiyat ve Siyaset» konulu bir konferans verilecektir. Giriş serbesttir.
İVÎRAN KULE
Aşk ve macera romanı
man: John D. Carr Tercüme eden: Vâ - Nü
— Tefrika No. 25 —————
niçin itham etmeğe kalkmalı; Velev farzetsek ki, bu Fay Seton İle genç Fresnac arasında bir macera geçmiş imiş, ne çıkar?
Profesör, içini çekti:
— Ah, şu İngllizler! Amin Yarabbi! Ah, şu İngrilLzleri
Sonra, şapkasını çıkardı; ağır ağır konuşmaya başladı:
— Howard Brooke da tıpkı sizin gibiydi. — dedi. (Ve hu sözü o kadar garip bir ifade ila söyledi ki, Mlles’l titretti) — Hovard Brooke da benim sözlerimi, tıpkı sizin gibi, çekilmemesi İcabeden tararlara çekerdi.
Bir an sustuktan sunra parlamış gibi devam etti:
— Ah, oğlunı! Ah, evlâdım! Bir Fransız köylüsü, kendi oğlunun civardaki bir madtnazelle dört etmesine fena nazarla bakar mı, dersin? Bilâkis, efendim! Oğlanın bu marifetinden 'dolayı memnun bile olur. Ci-
varda, Fay seton** karşı bir dehşet dalgası uyandıran, o kızın flörtçOlüğü filân değildi. Oğlu il» kırıştı diye, bahçıvan Jules Fresnac, bir kadının üzerine, yol üstünde taş atmış.
— Peki neymiş? Ne olm.u??
— Bu meseleyi anlamak için lhît-yar Brooke'un öldürüldüğü günlerden daha evvele dönme!!. Bahçıvanın oğlu, ailesiyle birlikte, yol üzerindeki bir çifllkt» yaşıyordu, şu noktada İsrar ediyorum, ha: Üçüncü katta bulunan bir tavan arasında oturuyordu.
— Ne çıkar bundan?
— Bir kaç gün müddetle. Fresnac ailesi, oğullarının süzgün, perişan bir halo geldiğini farketmlşler. Bu bahse dokunmaktan çekinmişler. Zavallının no olduğunu anlıyamıyorlar, bir buhrana kurban gittiğini tahmin ediyorlarmış. Hiç mesul olmadığı kabahatten dolayı, oğlan, bir ceza görmekten korkuyormuş. Bu sebeple de boynuna
bir beyaz atkı bağlamış, susmuş oturmuş. Merak etmişler, üstüne varmışlar. Babası, zorla, o beyaz atkıyı, çocuğun boynundan çekmiş, çıkartmış. O zaman, oğlanın boynunda, diş İzler! görmüşler.
Mil es:
•— Çıldırdım* nu? — dedi. Fakat sesi o kadar değişmişti ki, kendi bile tanıyamadı.
Profesör:
— Hayır. — dedi — çıldırmadım. Bizim İhtiyar Howardı, bu İşten tabii hiç bir şey anlayamadı. Sikleri ve vücudu olmayan garip ve muallakta yüzen garip bir çehreden kendisine bahsedildiği vakit. o metelik verecek adamlardan değildir. Bu gibi hâdiseleri, bir köylü oğlanla ahlâksız bir kodun arasındaki basit bir macera sayardı. Ancak, bu İşte dolayslla ve bir İngiliz olmak sıtatlyle fevkalâde öfkelendi. Keza, bir İngiliz olmak Bifatlyl* şu »tarara vardı kİ, her hangi bir ahlâksız kadın, parayla satın alınabilir.
Profesör, dazlak kafasını «alladı:
— Dünkü konuşmamızda, ben bu meseleyi size bir muamma gibi anlatmıştım. Hakikatten da bir hatama muammadır. Fay Betontan mücrim
karakterde bir İnsan olmadığını söylemiştim. Yani, onu, alelâde mücrim olarak kabul etmiyordum Hâlâ da bu kanatteyim. Fay Seton, tatlı, hoş bLr insandır. Lâkin, onun benliğinde İkinci bir şahsiyet var. Fay Seton, bu ikinci şahsiyet! üzerinde müessir ola-mıyoı, Öyle zamanlar oluyor ki. İkinci şeytani hüviyet, onu sürükleyip götürüyor. Daha doğrunu onun İçinden çlkip gidiyor. Bu hüviyet, müstakil bir mahiyet alıverlyor. Şayet. Hovard Brooke, kendi işittiklerin! vaktinde bana haber vermiş olsaydı, onu lca-bettlğl şekilde tenvir edebilirdim. Halbuki o, bu meseleyi gayet başka türlü, maddi olarak düşünmüş. Bastırılması gereken bir rezalet telâkki etmiş. Hoş. ben de gafil avlandım a, hakikati keşfetm eliydi m. çünk ü, .Fay Seton’un tipi, bu İşler İçin gayet elverişlidir. Saçlar kızjl, vücut oynak, namriar dalgın... Halk hikâyelerindeki vampir de İşte tam mftnaslyie böyledir. Maalesef, ben bu İşin kün-hüne, ancak hakikat burnuma çarptığı zaman vardım. Howard Brooke. öldükten sonra. !?l anladım. Köylüler, âdeta küçük bir İsyan tertip etmişler, vampiri linç etmeğe kalkışmışlardı.
— Demek sizce, İhtiyar Brooke'u Öl-
düren Fay Seton?
— Hayır, tamamlyle o değil. Onun benliği içinde yerleşmiş bulunan İkinci hüviyet.
— Saçma!... İhtiyarın vücudundaki yarayı ne yapacaksınız?
— Peki, siz de Viran Kuleye kimsenin yaklaşmadığı ve-bay Brooke'un yü n ma sokulmadığı hakikatin! ne eyllyecekslnlzî
Mil es:
— Anıan profesör Rlgaudi — diye haykırdı. — Sizin gibi durmuş oturmuş, bilhassa yüksek İlim mertebesine vasıl olmuş bir zat. nasıl olur da böyle vampir hikâyelerine inanır? Rezaleti
Dr. Fell, pelerin! altında kollarını çaprazlanış -duruyordu. Gözlerin! lâmbanın titreyen ışığına daldırmıştı.
Geni? bir harekette bulunup:
— Baylar! — diye söze başladı.
İki muhatabı, onun, ihtilâfı halle-dlvernıeslnl beklerken,, Fell, fikrini değiştirmiş gibi sustu. Düşünceli düşünceli burnunu kaşımakla İktifa etti.
Rigaud, sordu:
— E, neymiş?
Dr. Fell, bastonunu öyle bir savuruş savurdu ki, masanın üstündeki bir
heykeli »z daha ortasından bölecekti.
— Ben, tabiatta fevkindeki kuvvetlerin mevcudiyetin! İnhâr edenlerden değilim. Hattâ, onların mevcut bulun duklanna lyman dahi ederim.
Mlles. haykırdı:
— Nasıl?... Siz de m! vampirler» İn anıyorsunuz yoksa?
Dr. Fell, delikanlıyı şaşırtan bir ciddiyetle:
— Evet. — dedi. — Tablalın fevkindeki kuvvetlere İnanmak prensiplin olduktan sonra, vampirlere İnanmamam İçin de ortada bir sebep kalmamıştır.
Dev cüsseli adam, bu vadide daha fazla bir şey söylemek niyetinde değildi her halde. Profesör Rlgaud'nun oracığa, yanı başına bıraktığı mahut bastonu eline aldı. İçlinden meç! çıkarıp yakından muayene etti. Derken dikkati, kılıfa, kılıfın içine takıldı. Gözünü uydurup bastonun İçine dikkatle baktı.
— Acaba bir pertavsızınız var mı? — diye sordu:
Miles, cevap verdi:
— Evin İçinde vardır âma bu kargaşalıkta nerededir bilmeni Arayıp bulayım mı
(Arttan ear)
S-.’’»t 1948
AKSAM
Sahlfg 7
ANKARA RADYOSU Bn program .
Yeniköy faciasının tafsilâtı.
(Baj tarafı 4 üncü sahi fede J üzerine gelişi güzel ateş etmiş, kur* şunlar bittikten sonra da Odadan çıkmıştır. Otel İdaresi bu sırada zabıtayı haberdar ettiğinden memurlar yola koyulmuşlar, bir müddet şaşkın şaşkın dolaşan sahlra taciri de otelden çıkarak beş oh adım İlerideki rıhtımdan dentea atlamıştır. Aa sonra gelen memurlardan bir kısmı Hfl-■eylnl denizde yakalamak İçin lâzım gelen tertibatı alıp onu tutmuşlar, diğer iki memur da j-aralı kadım bir otomobile koyarak en yakın hastane olan Baltallmanı kemik veremi hastanesine kaldırmışlar, diğer taraftan da Sarıyer savcısı B. Fahri Kazan*) haberdar etmişlerdir.
Bayan Perran’ın hastanede tedavisine girişilince biri karnında, biri bacağında, 1k|£İ kollarında olmak Dxer» dört sathi kurşun yarası tesb’.t edilmiş. besinci kurşunun da göğüste deri ile adale arasında sıkıştığı tesblt ,e dilerek ktlçük bir ameliyatla çıkarılmıştır. Bu şekilde bayan Perran’ın büyük bir ölüm tehlikesi atlattığı Te halen de hayatının tamamen kurtulmuş: olduğu neticesine varılmıştır.
• ••
Savcı BJFahri, Hüseyin Sabuncunun lâzım gçlen sorgusunu yaptıktan sonra. onu Sarıyer sulh ceza yargıcı huturuna sevk etmiştir.
Süseyln. yargıcın sualine karşı, hâdiseyi yu kanda yazdığımla şekilde anlattıktan sonra sözlerini şöyle bitirmiştir:
— Beni ondan ayırmak İstiyorlardı. Buna tahammül edemezdim. Bu İş! onun için yaptım!
Bir ruh hastası olduğu muhakkak olan ve karısını kendisinden ayırmak İslediklerini «fikri sabit» edinen zahire taciri, muhakkak kİ yaptığına bin defa pişman; ceza evinde, halkındaki adli tahkikatın neticesini bekleyip duracak,
Remzi TOZANOĞLU
«
VRHt YAYIP
HAFTALIK GAZETE
Şimdiye kadar çıkmış olan politika ve aktûallteye alt haftalık neşriyat, arasında göze çarpan bu siyasi mec-.nyaatun ikinci sayısı da çıkmıştır.
Bir çok değerli imzalan bir araya toplayan bu sayıda biIhasraOrd, Prof. Şükrü Baban’m gümrük birliği. Bahadır Dülgerin Milli Müdafaa, eski bir ATATÜRKÇİFnün ATATÜRK VE HEMŞİRESİ, N.Y.E.nln Komlnforma’ nın plönı ve Türkiye Cumhuriyeti, Tiyatro, Tekel idaresi, Ankara Devlet Operası üzerine pek dikkate değer yazılardan başka, çok mühim vesikalar Ve bu arada ATATÜRK'ün vasiyetinin kopyası, hikâyeler, kadın ve modaya., edebiyat ve sanata dair yanlar. röportajlar vardır, nın planı ve Türkiye .
12 büyük ve renkli sahile 25 kuruştur. Tavsiye ederiz,
BRİTANYA NASIL İDARE EDİLİYOR?
İngilizceden Ferit AJplskcnder 'tarafından tercüme edilen bu eser İntişar etmiştir FlatI 85 kuruştur.
VETO
Arkadaşınız Nusret Safa Coşkunun 'çıkardığı bu mecmuanın S üncü sayısı fuhşun artmasındaki âmilleri inceleyen şayanı dikkat bir röportaj, milliyetçiliğimize bir veçhe Yerilmesini İsteyen makale. Tiyatro, Sinema, Moda «abitelerl. Hikâye, siyasi karikatürlerle çıkmıştır.
İstanbul asliye altına hukuk yargıçlığından: 847/1418
Dâvacı Şehremini Denlzabdal mahallesi BeşveHl sokak 27/1 Ho. da oturan BflBryin Dalkıran tarafından düvalı çorlu kazama bağlı Muratlı bucağının Turan mahallesinde 17 No. da oturan Saniye Dalkıran aleyhine açılan boşanma dâvasında: Dâvâlının ikametgâhı belli olmadığından ll&nen tebligat ifasına karar verilerek dâva lstldaslle davetiye mahkeme divanhanesine asılmış olduğundan dâvâlının dâva Istldnsma 15 gün içinde cevap vermesi t₺ yajgıla-manın bırakıldığı 31/3/6*® çarşamba saat 10,30 da mahkememizde hazır bulunması lifin olunur. (95405)

Zayi — Zara nilfus memurluğundan aldığım ve içinde askerlik muamelelerim yazıh nüfus kâğıdımı zayi ettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
fcflrto ofiiu Haydar Yıldır
Zayi — Vefa erkek lisesinden aldığım olgunluk diplomamı zayi ettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hük-mli yoktur Feridun özmarınara
Zayi — Haliç Fener'nüfus İdaresinden aldığım ve içinde askerlik muamelelerim yazılı hüviyet cüzdanımı kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur. m8 doğumlu
Hacl Mehmet Faik oğlu Hüseyin Öğütler
17,68 Açılış re program; 18 M. 6. ayart va Radyo dans orkestrası; 18,30 Konuşma; 18.45 Saz eserleri ve oyun havalan; 18 M. S. ayan ve Haberler ; 18,15 Geçmişte Bugün; 10,20 Tarihi Türk müziği; 18,45 Konuşma; 30 Melodiler (Pl.|; £0,15 Radyo Gazetesi;
20.30 Serbea saat; 20.35 Temsil; tlJO Serbes saat; 21,30 Konuşma; it,45 İncesaz; 22.15 Radyo senfoni orkestrası; 22.45 M. S. ayan ve Haberler; 23 Program ve kapanış.
Yarın sabah re 6l)le programı
■ T39 Açılış ve progTam; 7,30 M. 8. ayan ve Hafif parçalar (PLİ; 7,45 Haberler; B Şarkılar (P1.); 8.1B Müzik (PL); 8,45 Filim melodileri (M.); 8 Kapanış; 12.28 Açılış ve program;
12.30 M. 8, ayan ve çeşitli müzik (Fİ); 13 Haberler; 13,18 Radyo salon orkestrası: 14 Kapanış.
BULMACA
BULMACA
1
1 I
4
5
7
8
10
8
Soldan «ajja ve yukarıdan aşatfıl/a:
1 — Siyasi, resmi kabul merasimdi.
2 — Doktor müzekkeresi - Dananın yarısı.
3 — Bir nevi şarkılı oyun.
4 — Bir cins balığın bolluğu.
5 — Ekin biçme vasıtası - FTjnsa-n:n merkezi.
8 — Birdenbire alarak.
7 — Bir nevi nakil vasıtası - Tersi bir nevi topraktır.
8 — Tersi ecdadındır.
0 — Mukaddes kitap.
10 — Çıkarma işareti - Merih al OgÇBN BULMACANIN HALLİ
Soldan «atfa us yukarıdan oşatfuyu:
1 — Kapahkutu; 1 — Aperlttfal:
3 — Perapalas; 4 — Araç: Zoka!;
3 — Up; Fly; 6 — ttazfllgnl; 7 — Klleylalan; 8 — Ufak; Olama: 8 — Tasa: Nam; W — OT; îtlnah.
E AKŞAM Sİ
Abone bedeli
Türkiye
Ecnebi
2600 kuruş 5400 kuruş
1500 *.
800 >
800 >
tebdili için
3000 k
1600 »
Senelik
0 aylık
3 aylık
1 aylık
Adres
pul gönderilin elidir, da e dr es değiştirilmez.
elli kuruşluk Aksi takdir
Telefonlarımız: Başmuharrir 20685 Yazı İşleri 30765 — İdare M881 Müdür; 20497
İdarehane: Babıâll elvan
Cemal Nadir sokağı No. 15
Baskül ve el kantarı alınacak
İstanbul Jandarma Satma İma Komisyonundan
Beş yüz kilo tartar İki baskül Ilû yüz ellişer kilo tartar on adet el İran, tan Taksim Ayazpaşadakl komisyonumuzda 26 Şubat 848 perşembe günü “at °n beşte yapılacak pazarlıkla. satın alınacaktır.
isteklilerin pazarlıktan evvel komisyonumuzdan şartlan fljrenerek muayyen y.ıH'.tB pazarlığa iştirakleri. (2400)
KfIRflH HAKKI EKREM
Belediye binasında tadilât ve ‘ inşaat yaptırılacak
Erzurum Belediye Başkanlığından:
1 — Erzurum Belediye binası genel tadilât ve HClvöİ İnşaat iş! îe/k/Mfi tarihinden itibaren 31 gün müddetle kapalı zarf uaullyle •kslltniey» konulmuştur.
3 — Keşif bedeli (49822) lira (99) kuruştur.
3 — Muvakkat teminatı (3744) lira (22) kuruştur.
4 — İhalesi 22/3/848 pazartesi günü aaat 10 de Erzurum Belediye «ncilraenlnde yapılacaktır.
5 — Bu İşe ait keşif, proje, Serldöpri, tahlili flat ve metraj cadrvel-teri her gün Belediye Fen şubesinde görüelblllr.
8 _ Eksiltmeye İştirak edeceklerin ilk teminata alt makbuz veya banin mektubu. 948 yılı Ticaret odası vesikası ve bu lşo Içtlrak edebileceklerine dair Erzurum Bayındırlık Müdürlüğünden alacakları ehliyet vesikasını İbraz etmek mecburiyetindedir.
7 Talip olanların 2490 »ayılı kanunun 32 ne! maddesi tarif atı dahilinde hnnrlayacsklan teklif mektuplarını ihale saatinden bir saat evvel matbua mukabilinde encümen başkanlığına vermiş olmaları lâzımdır.
8 — Postada vald olacak gecikmeler nazarı İtibara alınmaz. (2387)
Çocuk Doktoru ve. Eke Alınacak
İstanbul» yakın büyük bir Fabrikanın memur ve işçi çocukları İçin çocuk doktoruna ve hastahanenin de bir ebeye ihtiyacı vardır, isteklilerin foto^railarîyle birlikte hal tercümelerini ve ihtisas vesikası suretlerini posta kutusu 84 de göndermeleri.
(>352)
Yüksek elektrik mühendisi alınacak
İller Bankasından;
Bankamız teknik işler müdürlüğü kadrosunda çalıştırılmak üzer* İki yüksek elektrik mühendisi alınacaktır. Aşağıda yazılı şartlan haiz olanların hâl tercümesi, diploma sureti, hüsnü hal kâğıdı, bonservis Ve fotoğraflı dilekçe ile Ankarada İller banksa genel müdürlüğüne müracaatları Hân olunur.
1 — Türk olmak
2 — Askerlik ödevini yapmış bulunmak.
3 — Hiç bir müesseseye karşı mecburi hizmeti bulunmamak, ücret, bilgi ve tecrübe?# nazaran tesblt edilecektir. Lisan büenler
tercih edilir. (2048)
ilâç alınacak
İst. Jandarma Satmalma Komisyonundanı
Jandarma ihtiyacı İçin en yüksek evsafta «61» kalem İlâç kapalı »srf usulDe şatta alınacaktır. Muhammen bedeli (8118 lira 38 kuruştur.) Geçici teminatı 608 lira 73 kuruştur. İlâçların liste ve şartnamesi her gün kurulumuzda görülebilir. İhale 8 Mart 848 Cuma günü uat 10,30 d> Taksimde J. Bölge komutanlığı binası İçindeki kurulumuzda yapılacaktır.
İsteklilerin usulüne uygun olarak hasırlayacakları teklif mektubu ile geçici teminat makbuzunu İhale saatinden en at bir saat evvel kurulumuza Termiş olmaları, (2182)
Sayın abonelerimize
İstanbul Sular İdaresinden:
8u sayaçlarının dona karşı korunması gerektiğini hatırlatın». (3414)~
Devlet Orman İşletmesi Yalova Müdürlüğünden:
Cinsi Markası Modeli Muhammen bedeli Muvakkat teminatı
Kamyonet Matfort 937 825 Lira 6û lira 38
1 — Yalova İşletmesinin eski merkez deposunda mevcut cins va markan muhammen bedeli İle muvakkat teminat miktarı yutanda yazılı 837 model dört lâıtlkll a» ,kullanılmış gayri faal vaziyette bir kamyonet açık arttırma furetiyls satışa çıkarılmıştır.
1 — Arttırm* 2/3/648 tali -günü saat 15 de Yalova işletme Müdürlüğü binasında toplanacak olan komisyon huzurunda yapılacaktır.
I — Bu satışa alt şartname Orman Genel MüdOrtüğti 13o İstanbul Baş mühendisliğinde, İzmir. Bursa, Yalova İşletme Müdürlüklerinde her gün görülebilir.
4 — İsteklilerin teminatlarını İşletme veznesine yatırarak belli gün ve saatte komisyonda hazır bulunmaları İlân olunur. (2315)
> ' ■
4 Ev, 4 Arsa
ğjen Mr yuvaya sahip olmak İsterseniz, TÜRKİYE IŞ BAN-KASI’ndald tasarruf hesabınızı en az YÜZ liraya yükseltiniz. Hesabınız yoksa derhal bir hesap açtanız.
TÜRKİYE İŞ BANKASI 1948 PLANI 200.000 Liralık ikramiye
Yılda dört çekiliş: her çekilişte 1 RV, 1 ARSA ve dolgun para İkramiyeleri...
Birinci çekilişi 1 MART
S Hesaplarında altı yüz liradan fazla parası bulunanlar her beş yflz liraları İçin çekilirlerde ayn bir kura numarası alacaklardır.
Ayrıç?.. 21 Nisan 1948 (16 ÇOCUK HESAPLARI İçin zengin ikramiycli çekiliş...
-
içme suyu inşatı yaptırılacak
İller Bankasından:
1 — Ceyhan kasabasının lçm* »u tesisatı yaptırılacaktır.
3 — İşin keşif bedeli 210.000,34 lira ve geçici teminat 11.750,00 liradır.
1—18 mart 1948 gürü saat 15 de bankamızda ihale komisyonunca yapılacak Uk İnceleme aonucu İdare meclisince tasdik edildikten sonra İhale kesinleşecektir.
4 — Teklif mektuplarının 18 mart 1848 günü saat 12 ye kadar bankamıza makbuz mukabilinde verilme si şarttır. Postada veya sair surette vuku bulacak gecikmeler kabul edilemez.
B — Sözleşme evrakı 10 lira bedel mukabilinde bankamızdan veya belediyesinden RİmabUtr. Pıojelet bankamızda veya belediyesinde görülebilir.
. 8 — Eksiltmeye girebilmek İçin Bayındırlık Bakanlığına ihata günün-
den en u üç gün evvel yaptıkları işleri gösterir belgeleriyle müracaat e* derek bu işi yapabilecek kabiliyette olduklarına dair yeterlik belgesi almak şarttır.
7 — Banka ihaleyi yapıp yapmamakta veya işi dilediğine vermekte serbesttir. (1500)
Yapı işleri ilânı
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Dekanlığından:!
1 — Eksiltmeye konulan İş: Hukuk Fakültesi binasının beşinci blokıi-nun ikmali ve kalorifer, sıhhi, elektrik ve konferans salonunun ımtılma.n-na alt tesislerdir.
I — Keşif tutan 605845 lira 73 kuruştur.
3 — Eksiltme WŞubat/164B perşembe günü saat 15 te Ankara Ünlver-sitesi Hukuk Fakültesi Müdürlüğü odasında kapalı sarf usuliie yapılacaktır.
4 — Eksiltme şartlaşması ve buna bağlı kâğıtlar Ankara Hukuk Fakültesinden 25 lira 30 kuruş karşılığında alınabilir.
B — İsteklilerin usulüne gör» 23887 Ura 83 kuruşluk geçici güven akçesi Termeleri ve bu işin teknik Öneminde bir İşi İyi bir surette başardığım Tcya idare ve denetletflğinl İspata yarar belgeleme birlikte ihale gününden en az (İç gün evvel yazı ile Bayındırlık Bakanlığı na başvurarak bu işe yeterlik belgesi almaları şarttır.
8 — İstekliler, aldıkları eksiltme kâğıtlarının her parçasına ellişer kuruşluk pul yapıştırıp İma ettikten sonTt teklif mektupları la birlikte zarfa koymaları ve eksiltme günü olan 28, Şubr.t/1948 Perşembe günü saat 14 de kadar alındı karşılığında Hukuk Fakültesi Eksiltme komisyonu Başkanlığına vermeleri gerektir.
Posta İle gönderilecek mektuplardaki gecikmeler kabul olunmaz.
1403

Fırın işlettirilecek
Türkiye Demir ve Çelik Fabrikaları
Müessesesi Müdürlüğünden:
Müessesemiz tanının bir sene müddetle İşletilme İşi açık eksiltme suretile ihale edilecektir.
Eksiltme 28 Şubat 1948 Cumartesi günü saat 11 de Karabük'te Müessesemiz Satmalına komisyonunda yapılacaktır. ( Şartnamesi İstanbul’da. Silmerbank satmalma Müdürlüğünde Ankara ve Zonguldak İrtibat Memurluklarımızda Karabük’te Müessesemiz Ticaret Şefliğinde görülebilir.
Taliplerin belirli gün ve saatte Müessesemiz Satmalma komisyonuna 5000 liralık temlnatlarile birlikte müracaatları Hân olunur.
Müessesemiz İhaleyi yapıp yapmamakla veya dilediğini yap-mağa serbesttir ve Artırma ve eksiltme kanuna tabi değildir.
(232D
Gümrük Muhafaza Genel Komutanlığı İstanbul Levazım Amirliği Satmalma Komisyonundan:
8875 TAKIM er ve gedikli yazlık elbisesinin dikimi kapalı zarfla 'eksiltmeye konulmuştur. Ekşitme S/Mart/848 günü âoat 35 dedir. Muhammen bedeli 20281 Ur* 25 kuruştur. Muvakkat teminatı 1521 Hra 16 kuruştur. Şartname komlşyonda her güngörüleblllr. İsteklelerin teklif mektuplarım eû geç ekşitme günü saat 14 de kadar Galata Mumhane caddesi No. 54 deki komisyon Başkanlığına vermeleri veya göndermeler!. (1385)
İst. P. T. T. Bölge Başmüdürlüğünden:
İdaremize alt 685 sayılı 42 Model Şevrole kamyonu fenni keşif ve şartnamesi dahilinde tamiri İşi açtk eksiltmeye konulmuştur.
Eksiltme 1/3/048 pazartesi günü saat 15 de Bilyiik Poslaiıane blnaşf birinci kat İdari Muavinlik odasındatoplanaeak *hm zatım komisyonunda yapıta aakktır.
Muhammen bedeli (2000) Ura geçici teminat (150) liradır.
Taliplerin şartnamesini görmek ve geçici teminatlarım yatırmak illere Iş günlerinde Baş Müdürlük kalemi Emlâk v« Levazım şefliğine Eksilin', e gün ve saatinde 1848 senesi İçin muteber Ticaret odası vesikası v* geçici teminat makbuzu He mezkûr komisyon Başkanlığına müracaatları. (1813)
Otobüs bileti bastırılacak
Ankara Belediye Başkanlığından:
1 — Otobüs İdaresi İçin bastırılacak (28) milyon muhtelif cins otobM bileli kapalı zarf usulü İle ve (15) gûn müddetle eksiltmeye konulmuştu^
2 — Muhammen bedeli (25000) liradır.
3 — Muvakkat teminatı (1873) Hra olup Otobüs İşleri Oenel Müdürlüğü veznesine yatırılacaktı].
4 — Bu işin İhalesi 27/2/848 cuma günü saat (18) da Belediye binasında müteşekkil komisyonda yapılacaktır.
5 — İhaleye İştirak edeceklerin 24M sayılı kanunun 32 ncl madde-rl tarifi dairesinde hazırlanmış teklif mektuplarım İhale saatinden bğ saat evveline kadar Başkanlığa vererek mukabilinde _ makbua almalafl lâzımdır.
fl — Evsaf ve şartlar Tutanak ve Muamelât Müdürlüğü kaleminde hn
gün görülebilir.
7 — İsteklilerin belli gün ve saatte Komisyona müracaatlar». (1871^
H!
Ankara Belediye Başkanlığından:
1 — Ankara İtfaiye müdürlüğüne benzin motorlu ve aşağıda Ahi vasıflan yazılı bir adet otomobilli yangın merdiveni mübayaa edilecerf
tir.
2 — Benzinle müteharrik bir otomobil üzerine monte edilmiş 30 İli 35 metro uzunluğunda çelik merdiveni bulunan araba evsafı fennlyeei
şöjleölr:
A — Otomobil motörü benzinle çalışır olacaktır.
B — Otomobil 5 İlâ 0 kişilik rahatça oturacak yeri İhtiva edecektir, C — Merdiven hidrolik tertibatlı ve mihaniki emniyet tertibatı olacak, her cihete kolaylıkla dönebilecektir.
D — Arabanın uzunluğu 10 ilâ 12 metreden fazla olnupacaktır.
3 — Yukarıda umumi evsafı yazılı arabalardan teklif vermek İsti— yenlerin 130) gün zarfında Ankara Bı-led y:ıi Fe*> İçleri tu.» ,,.:-lü§iine tl-allerlni. evsaflarını, ne kadar zsuınnda teriim edeceklerini bildirmeleri İlân olunur. (2b3!)>
Sahile 8
AKŞAM
24 Şubat 1948
ıpa
1948 MODELİ (Fabrika tonajı) Be* tonluk
YENİ AUSTİN KAMYONLARIMIZDAN
YENl BİR PARTİ DAHA GELMİŞTİR.
Hemen Teslimata Başlıyoruz.
Bunlarda: ön aks v* bllyalan, motor, dabreyaj. v* diferansiyel daha fazla takviye edilmiştir. Bu kamyonlar, şoför mahalli beraber, sol dlrekslyonlu, 84/7 eb'adında tabii kauçuktan mamul lâstikti, bir aded yedek lâstiği İle beraber teslim edilecektir.
Transilvanya
Lüks vapuru, 27 şubatta KÖ3-TENCE’ye hareket edecektir.
Transilvanya
vapuru 4 martla UAYFA. BEYRUT, NAPOLİ ve MARSİLYAYA hareket edecektir, Patla tafsilat için:
Romanya SeyrLsefaln İdaresi İstanbul acenteliğine müracaat.
Galata Tahlr han. Tel: 49440,
4MM
Akşam gazetesinin 20 şubat tarihli nüshasının küçük İlânlar kısmında müsteclrl bulunduğum Beşiktaş Akaretler tramvay durağında 23 No. lu muhallebici dükkânımın devren satılık olduğunu okudıim. Ne böyle bir satıştan, ne de öyle bir ilândan malûmatım yoktur. Bu ilâru yalanlarım. ‘ . Ali Çetin.
5 TONLUK AUSTİN KAMYONLARI
ÜSTÜNLÜKLKRtNİ KULLANIŞTA BİLFİİL İSPAT ETTİLER :
tik tezlim ettiğimiz AUSTİN kamyonları bugün 100,000 kilometreden .fazla yapmıg bulunuyorlar.
6 ton yükil serbestçe taşıdıkları,
1 teneke benzinle 70 kilometre yaptıkları,
Teknik hususiyetleri dolayıslle lâstiklerin 40,000 kilometre dayandığı, Motörünün 80,000 kilometreden evvel rektlflye edilmesine ihtiyaç olmadığı. Diferansiyelinin tek ânza yapmadığı.
BÖYLELÎKLEı
Altı ton yükle beher kilometrede 9 kuruş benzin,
Altı ton yükle beher kilometre İçin 3\> kuruş lâstik.
Altı ton yükle beher kilometre için l‘-i kuruş parça,
Sarfettikleri ve altı ton yükle, beher kilometre için masraf maliyeti 16 kuruş olduğu
İKİ SENELİK TECRÜBE İLE SABİT OLMUŞTUR.
FİATI 10,000 LİRADIR.
FEVKALÂDE SAĞLAM - FEVKALÂDE EKONOMİK
olan AUSTİN KAMYONLARININ gördüğü rağbetin sırrını bizzat AUSTİN sahihlerinden sorunuz.
SATIŞ YERİ :
T E K T A S
TEKNİK VASITALAR TİCARET T. A. Ş.
İstanbul, Beyoğlu, İstiklâl Caddesi No. 103; Telefon: 41069; Telgraf: VASITALAR
| Tekel Genel Müdürlüğü ilânları ~
Malzeme Alım Şubesinden
İhale tarihi Cinai Miktarı Muhammen bedeli Güvenme paran Şekli Günü
•Pülvarlsatör
Telefon santralı Do m us kılı
Tut küfesi
Mühür kurşuna
«3 adet —
3 > 11.250 Lira
52 kilo —
4000 adet —
3000 kilo —
ISO Lira Pazarlık 18/3/0U
843,71 • A. Eksiltme 12/3/041
5M. » Pazarlık 5/3/041
500. s » *
3M • ■ s
saaU
«30
9-40
10
10.15
11.1»
1 — Yukarda cini ve miktarı yazılı malzeme hizalarında gösterilen tekilde salın alınacaktır.
a — İhale hizalarında gösterilen gün ve saatlerde Kabatajta genel Müdürlük Malzeme alım komisyonunda yapılacaktır.
3 — Şartname ve numuneler her gün sözü geçen şubede görülebilir.
4 — İsteklilerin belirli giin ve saatte hizalarında gösterilen güvenme paraları yi» birlikte meşkûr komisyona müracaatları İlân olunur.
İdare kısmen veya tamamen veya kısım kısım İhalede serbesttir. (2330)
İstanbul Sıhhî Kurumlar Arttırma ve Eksiltme Komisyonundan:
Lüzum gösteren .müessese Cinai Mikdan Muhammen bedeli Lira İlk teminat Lira Eksiltme Saati
Muayene ve tedavi evlerine Saf pamuk 2000 kilo Beher kiTosu
520 Krş. 10400 Lt. 780 15 d»
Sağlık M. Okulunun öğrencilerinin yıkanması Bir kişi 50 krş 150 15,15 de
ş, Çocuk Rast, nln Dişçi röntgen cihazı 1 adet 3250 Li. 244 Lİ. 15,30 da
Muh. Müesseseler İçin maden! eşya 4 kalemde 171 parça topyekûn 9670 Lİ. 726 Li. 15,45 d«
Yukarıda cinsi ve mlkdarlarlle muhammen bedelleri ve ilk temnlatlan hizalarında yazılı İşler ayrı »yn
açık eksiltmeye konulmuştur.
1 — Eksiltme 3 Mart 948 çarşamba günü hizalarında gösterilen saatlerde Cağaloğlundakl Sağlık ve Sosyal Yardım müdürlüğü binasında toplanacak sıhhi kurumlar komisyonunca yapılacaktır.
2 — İstekliler bu İşlere alt ayrı ayrı hazırlanmış şartnameleri çalışma günlerinde komisyonda görebilirler.
3 — İsteklilerin cari seneye alt Ticaret Odası vesikası ile 2490 sayılı kanunda yazılı belgeler ve bu İsler»
yeter ilk teminat makbuz veya banka mektupları olduğu halde belli gün ve saatlerde komisyona müracaatları - (1847 i
Et ve Sadeyağ alınacak
Ankara !\ii mu ne Hastanesi Baştabibliğinden:
YİYECEK ALINACAK
Ankara Polis Enstitüsü Müdürlüğünden:
’ Cinsi Kilo Fiat! Lira K, Tutan Lira K. M. teminatı Ura K. ■ Düşünceler
koyun' eti Sadeyağ 35000 3500 2 5 70 70GOO 19950 4750 00 ) 1496 25 ) 26'2/948 kapalı zarf saat 11 de
1 — Ankara Nfimtme hasta han *slnta 948 yılı İhtiyacı olan koyun *U ve sadeyağ eksiltmeye konulmuştur.
3 — Taliplerin kanunun torlf.it! -dairesinde hazırlayacaktan möhürlti teklif mektuplarını belli gün te saatten bir saat «vveİln* kadar komüsyona vermeleri-
S — Şartnameler her gün hastahana İdaresinde tstanbulda Bağlık ye sosyal yardım Müdürlüğünde görülebilir, (1694)
Cinsi Fiat! Kuruş Miktarı Kilo Tutarı İlk teminatı Oüntt İHALENİN Saati Yeri
Lira Kuruş
Beyaz peynir 180 2000 3600 00
Kasar peynir! 300 2000 6000 00 720,00 25/2'948 çarşamba 11 Polis Estıta-«Ond*
Zeytin tanesi 125 2500 3125 00 335,00 25/2'948 çarşamba 14 Polis - »
1 — Polis Enstitüsü ve Kolejinin 1948 yılı İçinde alınacak olan ve İki kısımda şartlaştırılan üç kalem yiyecek maddesinin 4878 sayılı kanun gereğince açık eksiltmeye konulmuştur- Cinsi, flatl. miktarı, tutarı ve İlk teminatı İle İhalenin yeri, günü ve Jtatl yukarıya yazılmıştır.-
2 — Ekslltemey* glrecelkerln kanunun 2 ve 3 eü maddelerinde yazılı belgeleri göstermeleri lâzımdır.
3 — Fazla bilgi almak Istlyenlerin Polis Enstitüsü müdürlüğüne müracaatı an. (IB4J3»


■MMR Sayın Doktor ve Eczacılara Nefes darlığı, ihtlfah ve nefes tıkanıklarına karşı
FEDRİNAL
Tablet
Piyasaya arzedilmiştlr.
Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdürlüğünden:
TürkJyede yangın, nakliyat, kaza ve hayat sigorta lşlerUe meşgul olmak üzere kanuni hükümler dairesinde tescil ve Hân edilerek bu gün faaliyet halinde bulunan Türk Anonim Sigorta sosyetesi bu kerre müracaatla İstanbul Acenetllğine şirket namına yangın, nakliyat, kaza vo hayat sigorta lçlertlo meşgul Olmak ve bu İşlerden doğacak dâvalarda bütün mahkemelerde dâvacı, dâva edilen ve üçüncü şahıs sıfatlı* hazır bulunmak Üzere Tutum Bankası Türk Anonim ortaklığını tâyin eylediğini bildirmiştir.
Keyfiyet Sigorta şirketlerinin teftiş ve mürakabes! halikındaki 25/3/1927 tarihli ve 1149 sayılı kanun hükümlerine uygun bulunmakla ya-yınılanır.
Yünlü ve pamuklu köhne eşya dittirilecek
İstanbul Jandarma Satmalına Komisyonundan
Evvelce yapılan ihalesi katileşmemiş olan İst. Sirkeci D em İr kapıda J. Eşya ve levazım anbannda bulunan 20 - 40 ton kadar olan yünlü ve pamuklu köhne eşyanın dJttlrlImesl yeniden açık eksiltmeye konulmuştur. Beher kilosunun muhammen bedeli 12 kuruştur. İsteklilerin «330» liralık geçici teminat mal makbuzu ile İhale günü olan 9 Mart 948 salı günü saat 15 de Taksimdeki Jandarma müfettişlik binasındaki komisyonumuzda bulunmaları, şartnamenin her gün komisyonumuzda, göriileblle-C’ği. (2401)
12 ilâ 21 Mart 948 de ’ am edecek
PRAG ENTERNASYONAL FUARI
İçin
CSA Uçağile seyahat ediniz.
ATİNA - ROMA - PRAG
İçin her perşembe sabahı hareket eder. Avrupamn başlıca şehirleri İle irtibatı vardır.
Her türltl tafsilât
SEYAHAT FUAR HAKKINDA:
HAKKINDA: Seyahat Acentanıza müracaat ©diniz.
M. L, KASTNER Posta kutusu 2325 Galata îzmlrJloğlu Han No. 19 Telefon; 40099
ÇEKOSLOVAK HAVAYOLLARI
Türkiye Kızılay Derneği
Genel Merkezinden:
1 — Derneğimizden verilecek resim örneklerin* göre, Yurt İçinde, Tunçtan, ortası beyaz ve kırmızı emay* olarak, arkası emniyet iğneli İki çeşitten İbaret
11OO (bin yüz) Adet madenî rozet
kapalı zarf usulü İle yaptırılacaktır.
2 _ şartname her gün Ankara'da Genel Merkez binasında, îs-
tanbulda Kızılay Satış Deposunda, resimler 29/2/1948 tarihine kadar
İstanbul'da Kızılay Satış Deposunda, 1/3/1948 den 10/3/1948 tarihine kadar da Ankarada Genel Merkez binasında, görülebilir.
3 — Kapalı zarflarla beraber, 550 (beş yüz elli) lira tahmin edUen bedelinin % 7,5 (yedi buçuk) Geçici teminatı olarak 41.25 (kırk bir) Ura (25) kuruş ıo Mart 1948 Çarşamba günü saat 14 den evvel Dernek Veznesine yatırılmış bulunmalıdır.
4 — Dernek İhaleyi yapıp yapmamakta serbesttir.
Demir çekme ve makine sanayii Anonim Sirkelinden:
şirketimizin yıllık umumi heyet toplantı» 19 Mart 1948 «uma günü saat 10.30 da şirket merkezinin bulunduğu İstanbul Halıcıoğlu 139/1 No. lı fabrika binasında olacağından hissedarların mezkûr gün ve saatte bulunmaları Hân olunur.
Gündem :
1 _ lan ynı idare meclisi ve mliraklp raporlarının okunması,
2 — 1947 yılı bll&nçosu kâr ve zarar hesaplarının tasdiki, idare meclisi âsalarile milraklbln İbrası.

Comments (0)