AKŞAM g%
BAHARLIK BORDÜR, REYYE ve EKOSE KADIN EÜNLÜLERİNt İsrarla arayınız.
Sene 32 — Nb- H20Î — Bati: her yerde 10 kuruştur.
PAZAR 25 Aralık 1949
Sahibi: Necmeddin Sadak — Yan İşlerini Ailen İdare eden a Bildik — Akşam Matbaan.
Başbakanın mühim bir nutku
Yeni Suriye
“Teahhöt ettiğim işlerin hepsini tahakkuk ettirdim,,
Kabinesi
Yeni Kabine 6 Halkçı, 3 bağımsızdan mürekkeptir
iki partide de kongre için hazırlık başladı
Bu iş’erin başı-ua seçim kanunu geliyor. Yeni rejimin temeli olan bu kanuna birinci derecede ehemmiyet veriyoj uz
Avrupa kıtasında en kuvvetli, en sağlam millet Türkiye, en kuvvetli ordu Türk ordusudur
Sivas 24 — Cumhuriyet Halk Partisi Sivas İl kongresinin bu sabahki toplantısında bir nutuk söyilyen Başbakan Şemsed-din Günaltay: «Halk idaresi demek halk iradesinin tecellisi demektir» cümlesiyle söze başlamış ve şöyle devanı etmiştir:
«— Şu halde bizim Cumhuriyet İdaresinin mevcut kanunları bütün milletin iradesini ifade ediyor demektir. Her vatandaşın bunların hükümlerine ka-yıUtz ve şartsız İçten gelen bir sevgi ve inkıyatla hürmet etmesi zarurîdir. İşte bunlar, demokrasinin tik safta gelen ahlâk akidelerdir. Buna riayet edilen memleketlerde halk idaresi feyizli bir surette inkişaf etmiştir ve beklenen büyük neticeler gerçekleşmiştir. Bugün Avrupa kıtasında en kuvvetli. en şaftlara bir millet olarak Tilrk milleti gösterilmektedir (Bravo sesleri ve şiddetli alkışlar). Bütün demokrat devletlerin bize büyük ehemmiyet ve kıymet vermelerinin tek sebebi, halkımızın manen kötü hastalıklardan masun bulunmasıdır. Manen memleketi çürütecek o-lan cereyanlara karşı mukavemet kudretinin sarsılmaz şekilde olmasıdır. Bu meziyetlerimi zd ir ki bize büyük kıymet verdiriyor.»
Seçim kanununa verilen ehemmiyet
Başbakan, bundan sonra, hükümetin mesuliyetini deruhde ettiği zaman Büyük Millet Meclisinde okuduğu beyannamede yapılmasını memlekete karşı taahhüd ettiği İşleri tahakkuk ettirdiğini söylemiş ve sözlerine şöyle devam etmiştir:
«— Bu İşlerin başında yeni rejimin temll olan Seçim Kanunu geliyor. Bu kanunun bir memleket kanuna olmasın* M-
Başbakan ve Dısişlrri Bakanı Nâzım Kutsi
Demokratların 7 ocak kongresine 200 delege iştirak edecek
İl kongreleri bilirce Cumhuriyet Halk partisi de kurultay hazır tıklarına hız verecek
Başbakan Şems edilin Gün rincl derecede ehemmiyet verdiğim için bildiğiniz merhalelerden geçirmek suretiyle kanunu hazırladık ve Büyük Millet Meclisine takdim ettik. Bugün Meclis komisyonlarında görüşülüyor. önümüzdeki seçimler bu kanuna göre yapılacaktır.
Bu kanunun eri mütereddit ve vesveseli vatandaşlar arasında dahi bir şüphe bırakmıyacak şekilde seçimi temin etmesi için lcab eden hükümleri ihtiva etmesine çok ehemmiyet verdim. Halk sandık başına huzur ve emniyet içinde gitmeli ve ancak kendi vicdanının sedasına kulak vermeM, hiçbir tazyik altında kalmanmİMiy, Hiçbir müdahale vatandaş vicdanı üzerine hâkim olmamalıdır. Hiçbir tazyik ve tesir onun kanaatini sara
altay nutuk söylerken
mamalı ve nihayet sandığa attığı oy ne ise sandıktan o çüt-maldır Bu suretle biz milletin hakiki iradesinin tecellisine şa-hld oluruz. Bizim milletimiz olgun bir millettir. Çok şerefli, derin ve geniş bir tarihi vardır ve biz tarihimizden büyük dersler almışızdır.
Ümld ediyoruz ki Büyük Millet Meclisine takdim ettiğimiz Seçim Kanunu tasarısı. Meclisimizin büyük tecrübeleri ve geniş görüşü ile en mütekâmil şekli alarak çıkacak ve hükümet de bunun tatbiki İçin elinden gelen bütün gayreti sarfe-decektlr Çünkü memleketin yarınını kurtaracak bir temel kuruyoruz. Bu temel sağlam olmalıdır. Bu temel sağlam olmaza* bunun mesuliyeti, bugün (Arkası sııblfe i sütun S da)
Şam 25 (A.AJ — Yeni Suriye kabinesi şu şekilde teşekkül etmiştir:
Başbakan ve Dışişleri Bakanı Naram Kudsi. Savunma ve iktisat Bakanı Feyzi Attasl, teinleri Bakanı Ahme» Hanbar, B-ğltim Bakanı Haz S&bai, Maliye Bakanı Şaklr Asse Tarım Bakanı Mahmut Azım. Sağlık Bakanı Jorj Şalhup. Adalet Bakanı Zeki Kâtip, Bayındırlık Bakanı Mahmut Mübarek
Kabinede altı Şaab partisinden (Halkçı),. 3 bağımsız vardır.
Şam 25 — Yeni kabinede eski Bakanlardan yalnız Feyzi Atnsl vardır. Diğer bütün Bakanlar değişmiştir.
Noel gecesi
Bir çok mesaj neşredildi
Diin gece Noel münasebetiyle her tarafta kiliselerde âyinler yapılmıştır. Bu münasebetle bir çok mesaj neşredilmiştir. Başkan Truman mesajında halkı evsiz, barksız kalanlar* yar-dtına davet etmiş, şefkat hislerinin tazelenmesini İstemiştir.
Ürdün Kıralı Abdullah da bu münasebetle bir mesaj neşrederek Kudüs’ün milletlerarası hale konmasını kabul etmlye-ceğinl bildirmiştir.
Çıktık açık alınla...
Dışişleri Bakanının Sivas kongresinde nutku
Tek başına kalmış veya kalacak bir Türkiye yoktur Türkiye sulhta olduğu gibi harbde de yalnız değildir ve yalnız kalmıyacahtır
Sivas 24 — Bu sabah Vali ve Jandarma Komutanı tarafından Şarkışla'da karşılanan Başbakan Şemsettin Oünaltay beraberinde bakanlar, milletvekilleri ve davetliler olduğu halde saat ıo da şehrimize gelmiş ve İstasyonda askeri merasimle selâmlanmıştır.
Başbakan doğruca vilâyet konağına giderek orada bir müddet kaldıktan sonra Bakanlarla beraber C. H. P. Sivas il kongresinin. toplandığı Tan sinemasına geldi.
Başbakanın gelmesinden biraz evvel açılan kongre Atatürk'ün ruhunu taziz için 3 dakika ayakta bir İhtiram vakie-sl yaptıktan sonra seçimlere ve, faaliyete başlandı. Biraz sonra
uzun bir hitabede bulundu.
Dışişleri Bakanının nutku
Bunu mütaakıp Dışişleri Ba-
kanımız Necmeddin Sadak kürsüye gelerek bir nutuk söylemiş ve ezcümle demiştir kİ:
(Arkası 5 inci sahifede)
Başbakan kürsüye alkışlar arasında kürsüye gelerek kongreye
Yeni tefrikamız
ÇERÇEVE DIŞI
Aşk ve Macera Romanı j
Yazan: Nihal Karamağarah j Sene başından itibaren AKŞAM’da I , neşredilecektir {{
Maliye Bakanı, tahsilden harç alınacağını cıtlatmıştı. Bizse, üniversitenin bile harçsız olmasını istiyor, o-nun propagandasını yapı -yorduk. Çünkü bir milletin yalnız servetçe imtiyazlı ailelerinin değil, her sınıf ve tabakasının evladları okuyabil melidirlçr.
Heyhat: orta tahsilin bile, harca tâbi tutulacağı haberi ahali arasında yeis uyandırıyor.
Dedelerimiz zamanında medreselerde fodla dağıtılır; odalarda yatacak yer ğöste-rilir; imarethanelerde çor -ha, etli pilâv verilir; vakıf -lardan çuha, salaşpur gelir ve böylece halk çocuğu o -kurdu. Beğenmediğiniz Sultan llamid zamanında bile riişdiyeler, para ile değildi.
Cumhuriyet devrinde Millî Eğitim bütçesi seneden seneye kabarıyor. Bu para -lardan, halk evlâdları namına istifade olmalıdır.
Talebesinin beheri yiizbin liraya mal olan Enstitülerde müreffeh tabakaların evlâd-ları okuyacaksa, onları ba -balan, yüksek tahsil için A-merikava. Avrtıpaya daha ucuza da gönderebilir.
Hedef halk olmalıdır ki. meşhur marşımızı daha yüksek sesle söyliyehiielim:
«Çıktık açık alınla...»
Herhalde, demokratik mânada medresp ve rüşdiytdeıı
Demokrat Partinin son kongresinden bîr enstantane
Nureddin Zafer
Kıymetli güreşçi rahatsızlandı
Nureddin Zafer
62 kiloda Avrupa şampiyonu kıymetli güreşçi Nureddin Zafer İsveçlilerle son güreşleri müteakip rahatsizlanmıştır. Hastalığının Travma denilen ve düşme neticesinde her hangi bir ârızadan ileri geldiği zannedilmektedir. Kendisine bir hafta İstirahat verilmiştir Bir hafta sonra İkinci bir muayene ve röntgen yapılacaktır
Ankara 25 (Akşam) — De-I mokrat Parti teşkilâtından ge-l lecek delegelerle 7 ocakta An-karada bir kongre toplanacağını yazmıştık. Bir müddetten -beri Genel İdare Kurulu ve Meclis Grupunun müştereken yaptıktan devamlı toplantılarda vardan bara kararlar üzerinde teşkilâtın nokta! nazarını almak İçin bu kongre toplanmaktadır. Tahminen 200 delegenin iştiraki İle yapılacak kongre toplantısmda görüşülecek başlıca mevzu seçim kanunu tasarısı ile partinin seçimlerde takip edeceği hattı harekettir.
Demokrat Parti bir kaç gün evvel, neşrettiği tebliğ İle seçim tasarısı üzerindeki n ok t al nazarım açıkladığı İçin kongrede daha ziyade taşarının tatbik şekli münakaşa edilecektir. Alınacak karrolar, Meclis Orupuna direktif olarak verilecektir; Bu arada seçimlere girerken Demokrat Parti teşkilât kuvvetinin ne olabileceği, aday seçimi denemesi yapılmasına lüzum olup olnııyacağı dn görüşülecektir. «İstişare kongresi» adı verilen bu kongrede MülelvekiLl adayı seçiminin ( partinin seçim arifesinde kuvvetini düşürebileceği yolunda bir temayül ortaya çıkarsa yakın bir zaman sonra aday seçimi denemesi yapılacaktır.
C. Halk Partisinde
Ankara 24 — Başbakan yardımcısı Nihat Erim. Maliye Bakanı İsmail Rüştü Aksal, Tarım Bakanı Cavlt Ora! ve Tekel Bakam Fâzıl Şcrefeddln Bürge bu akşamki ekspresle İzmlte gltnıLşlerdlr. Dört Bakanın ora-
I da Halk Partisi kongresinde M-
I rer nutuk söjiiyecekleri anlatılıyor.
Partinln İl kongreleri bitince. Kurultay temsilcileri oelil olacak ve HaLk Partisi Kurultayı hazırlıkları hızlanacaktır.
Diğer taraftan anlaşıldığına göre. Demokru; Parti dc 7 «carta yapılacak büyük toplantıdan sonra başİLyacaftı propaganda faaliyeti için hazırlıklar yapmaktadır-
Donanmamız
Amerika bir muhrip ve bir denizaltı daha verdi
Birleşik Amer»: adan Türkiye-ye askeri yardım programı cümlesinden olarak bir destroyer İle bir denizaltı daha verilmiş ve bunların donanmamıza teslim muamelesi tamamlanmıştır.
Hâlen sularımıza eelnılş bulunan yeni destroyerle denizaltı gemimize perşembe günü merasimle sancak çekilecektir.
Ortaokullara devam
Ankara 24 - Milli Eğitim Bakan ligi, ortaokul ve ilse son sınıflarında bulunup bitirme imtihanlarında bir kaç dersten takıntısı olan öğrenciler için bu yıl konulan devam mecburiyetini bazı şartlarla kaldırmıştır. Keyfiyet bütün Millî Eğitim müdürlüklerine tamim edilmiştir.
First Vienna- 3 Beşiktaş -1

Sahlte 2
AKSAM
25 Aralık 1949
Dün oynanan maçta
Bereketli lelıditçiler yakalandılar
Dili düzeltmek
Altıncı Türk Dili Kurultayı muhakkak ki. şimdiye kadkır yapılmış kurultaylar içinde en alâka ile takip edilenidir. Bu seferki alâka, bilhassa vatandaşların da alâka göstermeleri yüzünden daha biiyıık oldu.
Dil burumunun çalışmaları mektep kitaplarına aks ettikten sonra dil yalnız mütehassısların, nıiuKvverk nn işi olmaktan çıkmış, dik i olsun olmasın, herkes, okuduğu kitap ve gazete dofayısile, çottrgıınun mektepten getirdiği yeni kelimeler ve terimler dolayısile, zamaıı zaman kendisinin yeni kelimeleri söylemek ve yazmak zorunu Msctnei dolayısile bu nıes’eleıûn dışında ka-lamanuştL , -
Ankara’da Dil Kurultayına iştirak edenler sokağa çıktıkları zaman ras geldiklerinden hep şu sualleri dinliyorlardı: «Kurultay nasıl gidiyor? Dilimizi düzeltiyor muşunu»?» .
Halk, dilde bir karışıklık olduğuna inandığını daima bu şekilde açığa vurmaktadır.
Muhakkaktır kî. altıncı dil kurultayına hakim olan zihniyet de bu idi: Şimdiye kadar bir şeyler yapılmıştır. Bunların içinde doğnı olanlar da vardır: yanlışlar da vardır. Herşcyden evvel yanhşlıgı mümkün olduğu kadar önlemek için bazı prensipler kabul etmeli ve daima o prensipleri gözöniinde tutarak dil çalışmalarına devam etmeli. . , .
Altıncı Dil Kurultayı, kabul ettiği prensip kararlan ile bunu yapmışta-. Dil kurumu bu prensiplere sadık kalırsa, şimdiye kadar sık sık yapıldığı gibi, binlerce senenin gerisinde kalmış, yaşayan Türkcedc, yeri olmayan kelimeleri, yaşayan Turkcede kullanılmayan ekleri zorla diriltmek ve yaşatmak yoluna sapmayacak, do-laytsüe acaip, şivemize, vtvkimze uygun düşmeyen kelimeler ortaya çıkmayacaktır. Bunu da herkesin «dili düzeltmek» diye karşılayacağı muhakkaktır.
Şevket RADO
First Vienna
Beşiktaşı 3-1 yendi
Beşiktaşlılar Viyananın karşısında mevsimin en bozuk oyununu çıkardılar
mahsul
Bu yıl mahsulün bol olacağı anlaşılıyor
İki tehditçiden biri mektup alan bayanlardan birinin yeğeni imiş
Ankara 2-1 (Arkadaşımız Şevket Rado bildiriyor) — Önümüzdeki sene mahsul vaziyetinin bol olacağım [ gösteren haberler gelmeye, ra istiyen, aksi halde, nümü-
Şehrimizin tanınmış üç a-ile kadınına tehdit mektupları yazarak on beşer bin li-
Romanyada dikta-tör kim olacak?
. iki Kızıl kadın arasında şiddetli mücadele başlamış
Dün İnönü stadında evvelki İki maça nazaran çok daha uz bir seyirci önünde hâlen Avusturya İkincisi First Vicıını, ü-çüncü karşılaşmasına hâlen lig lideri Beşiktaşla yapmıştır.
Dr. Tank Özerengln'in hakemliğinde yapılan bu maçta Beşiktaşlılar bilhassa ikJnci I devrede çok bozuk oynadılar Siyahbeyazlı hücum hattının o eski seyyaliyetlnden. Bülendin meşhur dalışlarından eser kalmamışta Şükrü, eski Şükrünün gölgesi haline gelmişti. Fahred-din İse bir hayal gibi ortalarda dolaşıp duruyordu. Hele müdafaa, topu defedemlyecek bir du • rum arzedlyordu. Valhası) Beşiktaş ikinci devrede gelişigüzel oyuniyle maalesef mağlubiyet haketti.
Dr. Vedll gibi tecrübeli bir o-yuncunun topu çevirmiyerek kendi takımını mağlup vaziyete düşüren golü yapması hiç de affedilir bir hareket edeğildl-First Vienna oyuncuları, mağlûp durumda oynadıkları 6 dakika zarfında işi tam mânasiyie sertliğe dökmek İstedilerse de beraberlik gollerini yapınca duruldular. Mamafih hakem Dr. Tank da otoriter idareslle sertliğe meydan vermedi.
lan yüzünden 2-1 mağlûp duruma düşünce adamakıllı bozuldular.
33 üncü dakikada Çaçl çıktı. Bşref sağ hala, Süleyman sağ içe, Şükrü sağ açığa geçtiler. Faruk da sol açık mevkiinde yer aldı. Artık 3~(-iktaş takımı diye ortada bir şey kalmamıştı. Her tarafı aksıyordu.
24 üncü dakikada gene sağdan ini olarak sola geçen bir topu sollç mevkiinde yakalıyan Vlenne sol açığı Probst, sürüp çektiği sıkı bir sütle üçüncü golü de takımına kazandırdı.
35 İnci dakikadan İtibaren alev gibi parlıyan Beşiktaşlılar beş dakika kadar Vienna yan sahasında ve hattâ on sekizi içinde oynadılar. Fakat hücum hatlarının beceriksizliği yüzünden netice alamadılar
41 inci dakikada tekrar hücuma geçen Vlennaiılar, sol a-çıkiarı Proteıt'in sayesinde bir gol daha yapmak fırsatını Beşiktaş kalecisi Feyzinin güzel bir âtılışlylc kaçırdılar.
Ovıın da boylere First Vlen-na'nın Beşiktaşa 3-1 galebesiyle sona erdi.
Halûk SAN
başlamıştır. Topraklanınız İm sene, fa?,ta miktarda tohumluk tevziî, dLşandan gelen ziraat âletlerinin hizmete girmesi ve hükümetin fazla ziraatı teşvik içhl aldığı tedbirler sayesinde şimdiye kadar gööriilmcınis derecede geniş ölçüde ekilmiş bulunuyor. Mevsim müsait gitmektedir. Her tarafta yağışlar olmuştur.
Son günlere kadar Güney doğu bölgesinin yağmursuz gitmesi endişe ile takib edilirken o bölgede dc üç günden beri yağışların başladığı haber alınmış ve burada büyük memnuniyet uyandırmıştır. Havalar bundan sonra da müsait gittiği takdirde 1949 kıtlığının peşincin 1950 yılının bir bolluk yılı olması muhakkak sayılıyor.
nesini gönderdiği strikninle çocukların in zehirlen ereğini bildiren şantajcılardan ikisi meydana çıkarılmıştır. Tevkif edilen bu ki tehditçiden birinin, mektup gönderilen bayanlardan birinin yeğeni olduğu anlaşılmıştır. Sanıklar adliycye verilmişlerdir. Yakalanan 2 tehdtçi-nîn isimleri henüz açıklanmamıştır.
Bu da bîr şaka!
Şehzadebaşında «Önsek»sekbanlar» sokağında 15 numaralı a par Limanda oturan Murat öz-türk İsminde birine dört gün evvel gönderilen bir tehdit mektubu He kendisinden bin Ura istenmiş, bu para, apartı-manın. paspası altına bırakıl- .
madiği takdirde k’içük kızı Pınarı bir daha göremiyecegi de İlâve edilmişti.
Murat öz türkün zabıtaya nıü-racatl üzerine bizzat Emniyet müdürü Cemal Gök Lan lâzım gelen tertibat ve tahkikatla meşgul olmuş, bu tehdit işinin de diğerleri gibi kötü bir şaka olacağı muhakkak görülmekle beraber soruşturmalara devam edilmiştir. Neticede bu mektubun, Muradın karış: Neyyirenin kız kardeşleri olup Beyoğlunda |J_ Meşrutiyet caddesinde 261 nu- Q nıaıada oturan ve serbes terzi- q_ İlk yapan MeJâhat Bakırcıoğlu He kız kardeşi Semahat Bakır- t| cıoğiu taraflarından yazıldığı O anlaşLİnuş ve kendileri sorguya çekUince bunu bir sürpriz olmak üzere yazdıklarım söylemişlerdir.
İİd kız; kardeş hakkında lâzım gelen kanuni takibat yapılmaktadır.
c o
S2 (D >
O
İki aylık ek bütçe
Komisyon bütçeyi aynen kabul etti
Başbakanın nutku
(Baş tarafı 1 inci sahifede) | Bugün Avrupada gerek en ye- "O nwu hepmta racl ol,- »Hablar, îeıek elemaa (■ w ___ı-,.- r»__ı__ ___M*», rı-k İmin If.ihnrivle Pli lrnrlret.il ret
Londra 25 iNalen) — Bük-I Romanyada birbirlerini te-reşlen. gelen raporlara göre, m İşemeye çalışan Georglu DeJ Romanyada iki Kızıl: Kadın '11e Anna Pauker’in gerisinde arasında şiddetli bir mücadele1 pusuda bekleyen yeni rakipler başlamıştır. Bu iki kadın Ro-| vardır ve bunlar «.Kişinevsld manyanın diktatörlüğünü ele ailesidir.»
Anna Pauker'in kadın rakibi
I
geçirmek için çırpınmakta ve birbirlerini sehpaya göndermeye hazırianmaktadır.
Bunlardan biri itana Pauker diğeri ise gizli polis şefi Josif Kişiııevslti'nln karısı ve ileri gelen komünistlerden. bayan Liuba KJşlnevskl'dlr.
Fauker ile Rumen komünist partisi umumi kâtibi Dej’in arası da açıktır. Bunlar birbirini ortadan kaldırmağa çalışıyorlar.
Moskova taralından tutulan Anna Pauker’e karşı tek başına mücadele edcmlyeceğirü anlayan ve temizlenmek ten korkan Dey karşı taarruza geçmiştir.
Dej. Roman yanın Kızıl kadınını bazı ağır ithamlar altında bırakmış ve mücadeleye e-saslı bir şekilde devam edebilmek maksadlle Harbiye Bakanı general Budnaraş ile Maliye Bakanı Lazlo Luka'yı kendi tarafına çekmiştir. Bu grup Anna Pauker’i temizlemek maluadıle ortaya şu ithamları atmıştır:
a. — Anna Pauker Dışişleri Bakanı olduktan sonra bütün memurları değiştirmiş ve tam bir salâhiyetle Bakanlıkta istediği değişiklikleri yapmıştır. Fakat hunim böyle olmasına rağmen Balı memleketlerindeki bir çok diplomatik kuryeler geri dönmemişler, La Hayc elçisi istifa etmiş ve Güney A-merika Cumhuriyetlerinde iki müsteşar geri dönmemişlerdir.
b. — Bizzat Anna Pauker tarafından idare edilen Yahudi muhacereti işi tam bir fiyasko ile neticelenmiştir. Pauker'in Filisi ine gönderdiği muhacirler arasındaki Yahudi ajanları beklenen işleri yapamamışlar ve bunun üzerine de Pauker Yahudi aleyhtarı bir siyaset takip etmeye başlamıştır. Şim-dİ bu Yahudi alyehtarı siyaset1 de Romanyada kötü neticelere varmıştır.
c. — Pauker’in iki kızı vardır kİ, Kızıl kadın diktatör bunları ®k sık hususi uçaklarla Batı memleketlerine seyahate göndermektedir. Ayrıca Pauker .knpitaiut» gibi hareket etmekle ve Romûnyanın en İyi terzisini kendi İşlerine hasretmiş bulunmaktadır.
Rumen komünist partisi genel sekreteri tarafından yapılan bu İthamların Anna Paıı-ker’in vaziyetini sarstığı ve bu •J41 rakip arasındaki mücadele-
ye çizil pohs şefinin karısı Liuba Kişlnevskl, Pauker'in bıraktığı Rumen kadınlan cemiyetinin başkanlığına getirilmiş, Romanyadaki StaUn törenlerini o hazırlamış ve Peuker’in gözükmesi kızım gelen bütün törenlerde şeref mevkiini o İşgal etmiştir. Macaristanda yapılan son kominform toplantısında da Liuba Kişlnevskl Ro-manyayı temsil etmiştirj
Kızılay aş ocakları
Yemeklerin lezzetli ve mütenevvî olmasına çalışılıyor
VaU ve belediye başkanı Profesör Fahreddin Kerim Gökay dün fakir baika yemek veren Kızılay aş ocaklarlle meşgul olmuştur. Bu hususta kendlsiie görüşen arkadaşımıza Doktor Fahreddin Kerim demiştir kİ:
— Şehrimizdeki aşocakların -da halkımızdan 12 bin yoksul l->e 8 bin öğrenci yemek yemek-1 tedir, 20 bin vatandaşın istifade ettiği bu nayırlı müessese ile meşgul olmaktayım. Bilhassa ye ineklerin mütenevvi ve lezzetli olmasına gayret ediyoruz. Yemeklere hergün et koymak mîım kun olmamakla beraber ayın muayyen günlerinde etli yemek ler pişirilmesine, kuru sebzeli yemeklere de lezzetli olması İçin yaş sebze konulmasına karar verdlk.
Bazı günlerde kıymalı makarna He sebze türlüsü, fasulyaiı havuç gibi çeşitli yemekler verilecektir. Aşmaklarında kullanılan yağların kalitesi de tetkik edildi ve evsafı gayet iyi bulundu.
Fatih medreselerinde oturan talebelerin yemekhanelerine ma salar konulmuş, su tesisatları tamamlattırılmış, ayrıca buraya bir bulaşıkhane de yaptırılmıştır.
i
Viennalılar oyuna başladıkları zaman iki takım şu şekilde İdiler:
F. V.: Engelmayer - Rlbitzkl. Növotny - Sclıafler, Sabecfltsch, Loidold - Machen, Decker. Nic-kerl, Koli er, Probst.
Beşiktaş: Feyzi - Yavuz, Ve-dil - Çaçl, Aıl İhsan. Hüseyin -Süleyman, Eşref, Bülent, Fatı-reddin, Şükrü.
Oyunun ilk anlan karşılıklı hücumlar ve daha ziyade ortalarda oynanıyordu.
İki tehlikeyi Beşiktaşlılar 13 üncü dakikada atlattılar. Vlert-na sollçi Rollerin artasım sağ açık Machen ve santrfor Nlc-kerl. beceriksizlik yüzünden kaçırdılar.
14 üncü dakikada gene Vlen-na sağ açığı Machen, topu anıta atta
16 ncı dakikada Beşiktaşlılar ilk gol fırsatlarını Bülendin sıkı şiitün ün avut» gitmesiyle kaçırdılar.
On üç dakika kadar süren bir Beşiktaş baskısını seyrediyor m.
23 üncü dakikada Şükrünün sürüp kale yakmuıdan çektiği çok kuvvetli bir şütü Vienna kalecisi Engelmayer güzel bir plonjonla tuttu.
Nihayet Beşiktaş hâkimiyeti semeresini 29 uncu dakikada verdi. Vicnnalıl&r Şükrüyü ia-vulle durdurdular, şükrü nün çektiği trikiğl sağ bek Rıbitzki karşıladı. Top önüne düştü. Hü-seyinin ortasını müsait durumda yakalıyan Bülent güzel bir şutla Beşlktaşm İlk ve son golünü yapta
30 uncu duklkada Şükrü ile Bülent yer değiştirdiler ve akabinde de Beşiktaşlılar hâkimiyeti rakipleri Viennalılara kaptırdılar.
35 inci dakikada sağdan ortalanan otopu Vienna solaçığı Probst yakaladı. Yavuzu atlattı. Çektiği şut. zamanından evvel atlayış yapan Feyzinin kollan arasından Beşiktaş kalesinin ağlanna takıldı. Durum 1-1 berabere olunca oyunda his kayboldu ve maçın İlk devresi de bu netice ile bitti.
İstanbul Kız Lisesi voleybol şampiyonu
Kız liseleri arasında bir mfld-dettenberl devam eden voleybol maçları dûn finale kalan Çamlıca kız liseslle İstanbul kız lisesi arasında Eminönü Halkevln-de yapılmıştır. Hararetli maç neticesinde İstanbul
lisesi rakibini yenerek kız tiseler! şampiyonu olmuştur.
Kız Enstitüleri arasında devam eden maçlar da sona ermiş ve Nişantaşı kız san’at enstitüsü şampiyon olmuştur.
bir ı kız
Diin baroda seçim yapıldı
İstanbul barosu İdare heyetinde yaş müddetleri biten beş asli azanın yerine getirilecekler için dün birinci ağu* ceza malı kemesi salonunda geç vakte kadar devam, eden bir seçim toplan t ıxı yapılmıştır. Bu toplantı bir hayli hararetli olmuş ve belli başlı üç aday listesi üzerinde tanışmalar yapılmıştır.
Neticede Muvaffak Benderii. İsmail İsa Can iş. Sbari Somerk. Fahreddin Keleeioğlu ve Münir Eğriboy asli âzaiıklara seçilmiş- ' lerdir. Baro başkanlığının müddeti gelecek sene biteceğinden başkanlık intihabı gelecek sene yapılacaktır.
Ankara 24 — Meclis bütçe komisyonu, bugünkü toplan tısında iki aylık ek ödenek bütçesini tetkik etti. Yapılan mü-zakerelerdo, hükümetçe teklif edilen 400 000 lira ödeneğin 165 bin liraya indirilmesi, hiç olmazsa döşeme ve demirbaş tahsisatlarının bu iki uylık bütçeye alınmaması, milletlerarası iktisadi işbirliği geçimi görev yollu -' gu namı altında kcııulan 40 bin liranın 20 bin Liraya tenzili ve statüleri henüz tesbit edilmemiş olan Halkevlerine yapılan 210 bin Ura yardımın bütçeden çıkarılması hakkında D P. adına Abidin Potoğta tarafından İleri sürülen teklifler reddedildi.
Demokrat Fart! adına konuşan Ablciin Potoğlu, Sav arana yalından da bahsetmiş, durduğu yerde senede 600 Din lira harcayan yatın halâ satılmamış ,veya kiraya verilnumlş olmasını tenkidi etmiştir.
i İki aylık bütçeye. oLağanüstü kısmında, S milyon liraya yakın bir meblâğın karşılıksız ular ak konulmuş olması da komisyonda hararetli müzakerelere yol açmıştır. Bazı milletvekilleri de Ahldiıı Poloğlunun Heri sürdüğü mütalâalara iştiran etmişlerse de neticede 1949 yılına ek olarak çıkardan ocak, şubat aylan bütçesi 19& milyon lira üzerinden aynen kabu) edilmiştir.
çaktır. Seçim Kanununa bu derece ehemmiyet verişimizin sebebi budur»
Hükümetin başardığı işler ve 1950 bütçesi
Başbakan Şemseddln Gûnal-tay. 1950 bütçesi ve hükümetin başardığı işler hakkında geniş izahat vererek ezcümle demiştir ki:
♦— Meclisle okuduğum beyannamede önümüzdeki bütçeyi daha verimli bir şekilde yapacağımı taahhüd etmiştim. 950 bütçesi bu şekilde hazırlanmış ve Meclise takdim edilmiştir. Bu tasanda bütçe İhtiyacımız için istikraz yoluna gidilmlyeceğl gibi emisyona da meydan veril-mlyecektlr. Lüzumsuz sayılacak masraflar bütçeden tamamen kaldırılmıştır Mesaimiz münhasıran verimli sahalara hasredilmiştir. Bunların başında ordumuz gelmektedir. Türk ordusu kendi sabası İçinde bugünün t- [ çaplarına göre büyük İnkişaf göstermekte ve İleri hamleler yapmaktadır. (Şiddetli alkışları Biz bu İnkişafın gittikçe hızlanmasını ve ordumuzun i-lerlemekte devam etmesini temin etmeyi kendimiz için birinci derecede bir borç saydığımız İçin bütçemizden ordumuza ayrılan tahsisata hiç dokunulmamıştır. Bilâkis bütçe haricinde başka yollardan teçhizat temini husuSu geçen yıla nispetle daha artmıştır. Bu çalışmamız artmaktadır ve artacaktır.»
BORSA
hlaobui Bonmsnın M/11/1M» liâHtVİ
Hilmi Uran Ankara-ya döndü
Ankara 24 (A.A.) _ Bir kaç günden beri tstanbuida bulunan C. H. P. Genel Başkan Vc-1.(11 Mml. TT—_ t... frVz.hfel.oI.R.
İkinci devre
İkinci devreye Beşiktaşlılar başladılar. Bülent gene santrfor, Şükrü solaçıhk oynuyor. Beşiktaş takımında artık ne nefes ve ne de oyun kalmıştı. Esasen Beşlktaşm o meşhur uzun paslı sistemiyle forlannın dalıcı oyunundan, maçın başından beri eser yokta.
Bir hay huy içinde geçen ikinci devrenin İS inci dakikasında hâkim oyunlarım devam ettiren Viennalıların santrhn.fi ve kaptanları Sabeditsch'ln geriden yetişerek çektiği kuvvetli şute ters bir vuruş yapan Beşiktaş sol beki Dr Vedll topun _Vgr^lL_jrgl«>«inn jrlrm«tg|nn anhph
Şehrin asayişi
Vali ve belediye başkanı Doktor Fahreddin Kerim Oökay, dûn emniyet müdürü ve Jandarma komutanım toplayarak şehrin âsayiş vaziyetini gözden ge-jKara ClTMİrttİr Hrfn «nhHmlvZc ®
Siımlştlr. Toplantıda şehrimizde son ay zarfında seyrüsefer kazalarının azaldığı, bu yüzden ölenlerin dc geçen ay 9 kişi İken ■ bu ay üçe İndiği memnuniyetle tesbit edilmiştir.
Ayrıca âdi zabıta vak'alannıp da azaldığı görülmüştür. Bu a-rada seyrüsefer işleri de gözden geçirilmiş ve bu hususta a-tınacak tedbirlerin daimi encümenden geçirilmesine, tramvay ve otobüs duraklarının yeniden revizyona tâbi tutulmasına karar verilmiştir.
Aldoğan’ın teşriî masuniyeti kaldırılacak mı?
Ankara 24 — Sadık Aldo-ğanın İstanbuida yaptığı konuşmalardan dolayı teşrii masuniyetinin kaldırılması hak kındaki evrak karma komisyona gelmiş ve dosyanın tetkiki tâli encümene havale olunmuştur.
Aldoğan, Cumhurbaşkanına, Meclise, kanunlara ve hükümetin mânevi şahsiyetine hakaret suçuyla komisyona verilmiştir, İç tüzüğe göre bu suçlar ağır cezayı m usta İzim bulunmaktadır, bu suçlar varit görüldüğü takdirde Aid otânmnı as uniye-
Atatük’ün Ankaraya ilk gelişinin yıldönümü
ESHAM VE TAHVİLAT ÇEKLER
Ankara 24 — Atatük ıin Ankaraya İlk gelişinin yıldönümü' ■ vtaa önümüzdeki salı günü K1,rl,„u.,e tu „.L
pılacaktır. Bu münasebetle s,VII, . traurum 2-t Türkiye Milli Talebe F>*deras- ıtuı Dcmırvoiu ı yonu Dil. Tarih - Coğrafya'19,1 ücmiryoiu a fakültesi salonunda bir anma ,9J', Dem,rv*l,u ra töreni tertip etmiştir. Aynı gün, ■ yurdun her tarafında olduğu1 gibi şehrimizde de Atatürk kır' koşusu yapılacaktır.
, tek İman İtibariyle en kudreti! pj , ordu Türk mLlletine lâyık olan Q) Tiirk ordusudur. Son çıkardığı-Jr mız kanunlar ve Meclise şevket- vJ Ligimiz tasarılarla ordumuzun yalnız kendi sahası dahilinde kalmasını temin etmiş bulunuyoruz. Gene aynı maksatladır ki ayrıca Meclise verdiğimiz bir tasarı ile askeri fabrikalar da ilmin ve tekniğin İcabı olarak işletme Bakanlığına devredilecektir. Ordumuz bundan sonra kendi sabasında kendi vasıtalarını en kolay ve en pratik şekilde imal ederek tecrübeleriyle yetişecek ve lâyık olduğu şerefli mevkii dalma daha şerefli b!r şekilde devam ettirecektir » Doğu illerine linyit verilecek
Başbakan bütçede en fazla tahsisatın Bayındırlık Bakanlığına ayrıldığını, 10 senede mem leketin en modem bir yol şebe-j kesLne sahlb olacağını, bu arada köy yollarının da yapılacağını söylemiş, inşa edilecek Samsun limanının istenilen tekâmülü ihtiva edecek tarzda olacağını, vagon ve lokomotif mubayaası hususunda yeni anlaşmalar yapılacağım, Holnn-daya ısmarlanan yeni vapurların yapılmakta olduklannı anlatmış ve ziraat işlerine de temas ederek makineleşme hususunda geniş teahat vermiştir.
Başbakan, sunî gübre lahri-kalarmın da yakın gelecekte temin edileceğini, memleket yakıt ihtiyacının, bilhassa Baltaya linyitlerine kadar uzatılacak bir hatla Doğu illerine linyit verileceğini de söylemiştir. 1 Şemseddin GÜnal tay, ticaret ı sahasındaki çalışmalardan da gapanıa bahsederek, tözlerine son ver-2öo miştlr.
7.91 ----
0.8U .
S4J2 50
«4.03
«uta 40
5.60
9.73 90
Bundan sonra Dışişleri Bakanı Necmeddin Sadak bir nutuk söylemiştir. Başbakan ve arkadaşları saat 20 de Erzincana hareket etmişlerdir
Milli MUŞaCaa Milli MOdalaa Û Milli Müdafaa llt Mtin MOdafM |V
Karayel fırtınası
U8S İki giindenberi şiddetli bir ■ karayel fırtınası hüküm sürü-a,w yor. Pırtına Karadenizde çofc 20.30
11 et>
21 85
v>.t»
Pedagoji cemiyetinin bugünkü kongresi
Pedagoji cemiyetinden:
Pedagoji cemiyetinin senelik kongresi bugün saat 14 te, E-minönü Halkevinin küçük konferans salonunda (eski binanın üst katında) toplanacaktır.
Âzası bulunduğunuz cemiyetimizin kongresini huzurunuzla şereflendirmenizi saygı ile dileriz.
% 8 FAİZLİ rAUVlLLER Kalkınma 1 $4,80
Kalkınma □ »5.70
Kalkınma ftt 55.5Ö
MU IsUkıau i 33S0
urtfkratı n ssçe
1941 Demiryolu 37.00
1940 (»ti kron I. 97.—
% 1 FAİZLİ TAHVİLLER
Ergani J2.70
21.00 3025
1933 —
1938 ikraıniyoli MUU MU(UI» Demiryolu IV Demiryolu V
şiddetlidir, vapurlar Umanlara ' sığınmışlardır. Hava her tarafta soğumuştur. Doğu illerine ve orta Anadoluya kar yağmaktadır. Kars'ta karın kalınlığı 14 santimetredir. Bu havalide sıcaklık sıfırın altındadır
Gürdesin yeni baştan inşası için tahsisat
Ankara 25 (Akşam) — Heyelan halinde bulunan Giirdes kasabasının Bayındırlık Bakanlığınca tesbit olunan, sahada yeni baştan tesisi İçin bütçe konıls-
Şehir Meclisi C. H. P. Grupu dün toplandı
İstanbul Şehir Meclisi C.HJP. Grupu, dön toplanarak yüksek talisi! gençliğinin otobüslerde tenzilâtlı ücretle seyahat edebilmesi hususunda bir karar almıştır. Buna göre, evveicü verilen ve otobüslerde müstahdemlerden gnyrisLne meccani veya tenzilâtlı sefer hakkı ta-nımıyan prensip karan baki olmak şartile, ders yıh içinde muu muteber olmak üzere üntversl-5_ taler rektöriüklerile yüksek o-kul müdûrlilklerl emrine 1'0 bin Hra tutarında bilet tahsis etmeyi kararlaştırmıştır. Bu biletler Rektörlük ve müdürlüklerin tensip edecekleri bir for-ıniıi dahilinde mııhtaı talebeye
95.50
ANADOLU DEMİRYOLU GHVPU Tahviller 1-1 101—
Hisse seneUerl % 60 63—
Mümessil senet 68 —
ŞİRKET HİSSELERİ
MerKez Bzukuı
İş Barvkaıu
T. Ticaret B.ınkiia Aralan Çlmcti t(>
118-
35.00
_ _ «■-
SAaHAFLARDA ALTIN
Tflrk lira Sicilin
55 Aralık 1949
AKSAM
\K $AMfl^AK Ş A,Mgj
Devrin değiştiğine dair alâmetler
Dış siyaset gevelemeleri, deva bulmaz müzmin bir hastalık halinde... İç siyaset çekişmeleri ise, bitmez tükenmez bir çıngın... Tera-nevarî devam edip duruyor. Bakalım, seçimler dolayısıyla tiz perdeye geçecek mi?
Hakikati isterseniz, iktisadi ve İçtimaî meseleler gü -nün ciddi mevzularıdır. Gazetecilik alışkanlığı ile. daha doğrusu son senelerin re-vişî neticesi, biz.ler, ille zoraki, dıs ve ic politika dâvalarına baş köşeleri tahsis ediyoruz. İktisadi ve içtimai hâdiseler ise, adetâ kılıçlan-nın zoru ile. birinci sahifelc-rin sütunlarını işgal ediyorlar. Hakkaniyet istenirse, vakıaların baş köşeleri onların olmak gerek.
Dünkü gazetelerde, göze çarpan iktisadı meseleler a-rasında şunlar vardı: (Yalnız bir tek gazetemizin baş sahifesindeıı.)
1 — Marşal yardımı, para taksimi. Devlet Bakanı Bar-las, muhtelif bakanlık ve dairelere ayrılan tahsisata dair izahat verdi.
2 — Ticaret piyasasında kredi ihtiyacı. Sadi Bekter, dün, gazetecilere, ihracat mevsiminde bankaların fazla kredi açacaklarını söyle -di.
3 — Zarar eden Orman İşletmeleri. Bakan, bu işletmelerin sayılarının azaltılmasını lüzumlu görüyor.
4 — Babkçılığın kalkınma plânı. Yapılacak fabrika ve tesisler için Marşal yardı -mmdan 2 buçuk milyon dolar ayrıldı. Balıkçılık, müte* hassıslanna etüd ettirilmiş, bu etüdlerden alman neticelere göre kalkınma piânı hazırlanmış bulunmaktadır..! Bu plâna göre, balıkçılığın kalkınması için, modern avlanma ve nakliye vasıtaları, Boğuk hava tesisleri, konserve fabrikaları ve biyolojik tetkik merkezleri kurulması derpiş olunmaktadır. Bu sene ayrılan 2 buçuk milyon dolarla, bu ihtiyaçlar, ihtiya ca en uygun olanları im -kân nisbetinde temin olu -nacak ve bu arada hususî teşebbüslere geniş mikyasta yardım yapılacaktır. (Bizim temennimiz: Gıda darlığı -nın en kara günlerinde, Karadeniz, Boğaz ve Marma-ranın balıkları, İstanbul hal km m imdatçısı olmuştur. Modem tuzlama, buzlama ve konserve yapma suretiyle, bu demokrat gıdayı halkımız kaybetmese, lütuf yüzünden kahır görmesek!)
5 — Hastalık sigortası kanunu. Tasarı. Mecliste iyi karşılandı.
*
Başka günler de, bu ehemmiyette vc daha miihim mevzular, dikkatimize doğru tırmanmaktadır. Bunlar, a-lâkamızı celbetmek için, bir-birleriyle adetâ yarışıyorlar, Bu arada, Çalışma Bakanlı -ğının. fikir işçilerini ilgilendiren faaliyeti mevcuttu ki, şahsen kendilerinin işi ol duğu halde, hemen hemen, tekini! arkadaşlar, bu mevzuu ıska geçtiler.
Bir alışmıştık var.
Top sesine kulak asıyoruz. Siyasî nutuklara, içerden gelsinler, dışardan gelsinler fevkalâde ehemmiyet veriyoruz. Halbuki, içtimai ve iktisadi dâvalara, bu dâvalar bağır bağır .bağırsalar, «Al beni, oku beni, istifade et benden!» deseler bile, lâyığı derecede ehemmiyet vcrnıi • yoruz.
Mevsimlerin birbirini ko • yalaması kabilinden, kâh askerî. kâh siyasi, kâh iklpa-dî, kâh içtimai, kâh ihtilâl-varî ve inkilapvarî, kâh ıs -lahatcı devirler, insanlık tarihinde hüküm sürer. Öyle gösteriyor ki, şimd, fırtınalı bir sonbahardan, şiddetli bir kıştan soma, bir İktisadî ve içtimai bir ıslahat ilkbaharı, beşeriyete, bilhassa Tiirkiye-ye gelmiştir.. Filizleri, sarmaşıklar halinde, sütunlarımıza tırmanıvor. Kimi yemyeşildir, kimi hastalıklı vC böceklidir. Kimi güzel çiçekli, kimi dikenlidir. Lâkin, bugünün ehemmiyetli mevzu -lan iste bunlardır. Gözleri -mizc kadar yükselip kendilerini göstermek istiyorlar.
Dilsizler okulu
Üç aydır öğretmenleri maaş alamayan okula acele yardım lâzımdır
Aksaray da, resmî makamların ve bilhassa Mîllî Eğitini Bakanlığının alâka ve himayesinden uzak metruk bir vazıyette dilsiz, sağır ve körler okulu Lsmlnde bir müessese vardır. Burada sağır, dilsiz ve kör olarak 127 parasız yatılı öğrenci vardır. Bunların yiyip içme ve barın -ma masraflarlle dere okutan öğretmenlerin maaşları şehrimizde mevcut bulunan Sağır ve ı Dilsizler Cemiyetine mensup çoğu fakir 148 sağır ve dilsiz tarafından büyük bir güçlükle karşılanmağa çalışılıyor. Bu müessesede vazife gören öğretmen okullarından, mezun 8 öğretmen üç aydır maaş alamamaktadırlar. Burada okuyan çocukların hepsi İlk tahsil çağında bulunduğu halde Milli Eğitim Bakanlığı okula hiç bir yardımda bulunmadığı gibi faaliyetin devamına çalışıl -dığı halde öğretmenlerin maaşlarını ödemeği kabul etmemekledir.
Evvelki gün civarda bulunan ba2i hayırseverler okulun acıklı halini görerek yardımda bulunmak üzere okulda bir toplantı yapmışlardır. Toplantıda Fatih Kaymakamı Mehmet Ali de hazır bulunmuştur. Misafirler a-rasmda bulunan deri sanayii İle uğraşan Haşim özûlkü lsmlnde hayırsever bir tüccar müessese-ye yardim temin edeceğini va-adetmiştlr.
Milli Eğitim Bakanlığının hiç değilse M- E. Müdürlüğü tara -fından tayin edilen öğretmenlerin maaşlarını ödemek suretiyle kör., sağır ve dilsiz olan 127 talih siz çocuğu büyük bir gayretle ha yata hazırlayan, onlara okuyup yazmağı ve mümkün olduğu kadar konuşmağı ve san’at sa-okulu icap
hibl olmağı öğreten müşkülâttan kurtarması etmektedir.
Tramvayda bir hâdise
Şişli-Beyazıt arasında işleyen san tramvaylar
SabahEazeteleriNe Diyor?
Seyyah neye gelsin?
CUMHURİYET bıı başlıklı yazısında diyor kİ:
Turizmin en büyük âmillerinden birisi de spor temaslarıdır. Maalesef son senelerde bizim halk spor temaslarında körü körüne müteassıp oldu. Memlekete gelmiş olan bir çok yabancı takımlara seyircilerin yaptığı kötü kabul, son güreş maçlarında yabancı müsabık ve hakemlere karşı yapılan fena muameleler turizm dâvasını ele almış bir memlekete seyyah celbini hiç de teşvik edici mahiyette değildir. Bu muamelelere maruz kalanlar memleketlerine döndükleri zaman başlanma geleni gazetelerine yazıyorlar. Bunu okuyanlar Türkiye'ye gelmek İster mİ?
İşte turizm dâvası ele alındığı sırada bu cihetleri de en ciddi şekilde ele almak lâzımdır. Hiç kimse rahatsız olmak, endişe duymak ve hattâ hakarete uğramak. İçin bir memleketi ziyaret etmez. Medeni dünyanın üyesi olduk demek; kâfi değildir, o üyeliğe lüzum- ’ lu vasıfları da kazanmak Lâzım dır.

Yeni Osmanlıca kâbusu dağılırken Ahmet Emin Yalman VATA Nd a yazdığı makalede diyor ki:
Çok şükür son Dil Kurultayı güzel bir uzlaşma havası İçinde kördüğümü çözdü vc memlekette büyük bir ferahlık yarattı. Varılan netice, yalnız dille alâkası bakımından değil, aynı zamanda umumi hayatımıza yeni bir anlaşma ruhu sokması bakımından da çok mühimdir. Bu itibarla kanunlarımıza ve İlim dilimize sokulan her iki nevi Osmaniıcanın tasfiyesi meselesini gelecek yazımızda ameli bakımdan ele almağı çok faydalı görüyoruz.

Muhalefete hücum
YENİ SABAH bu başlıklı makalesinde diyor kİ:
Halk Partisi ve onun zimamdarları eski huylarından ve dâvalarından hiç bir şey feda etmeden hattâ eski şahıslardan ve birinci plânda rol alanlardan biç birini yerinden kımıldatmadan yurtta »En İleri demokrasi» yaratmak gibi bir cambazlığın uhteslnden gelmek lddlasınadırlar. Böyle bir şeyin hiç bir mantık ölçüsüne sığmı-
yacağı bedihidlr. Nitekim en mutedil Halk Partili de muhalefetten bahsettiği vakit en hafif bir itiraz olarak unu yıkıcılık İle suçlandırıyor.
Halk Partisinden ve onun itelerlerinden başka yurtta yapıcı kudret yoktur. Doğru ve iyi onların tuttukları yoldur. Bu hakikatler birer mülearife gibi böyle kabul olunduktan sonra demokrasi rejimine gir-
dik, giriyoruz diye bu kadar külfet ve zahmet etmeğe hacet... Memleket efkârını karıştırmağa ne lüzum var? Eski gidişimizin sakin havası fena mı İdi?
A

ne
Tüccarın ve şirkellerin gelir vergileri
Ticarî kazançlar nelerdir? — Bunlar naaıl vergilendirilecek? — Verginin nispetleri — Defter usulü — 1950 yılında hangi kümler tatbik edilecek? — Vergi kaç taksitte alınacak?
hü-
Başbakanımız zehabını tashih etmelidir
Selim Ragıp Emeç SON POS-TAda bu başlıklı makalesinde diyor M:
Demokrasi dediğimiz zaman:' kendileri; Garplı mânasında bir şey; bir mefhum: »Memle-' ketin yükselmesi amacına bağ- 1 lı bir prensip mücadelesini' kasd» ediyorlardır.
Kim bundan başka türlü bir murakabe ve tenkidi düşünü-' yor?
Binaenaleyh; bu bahiste zehapların tashih olunmaya ihtiyacı bulunuğunu beyan rim-


cde-
Gelir vergisi hakında İstanbul Defterdarı Mehmet İzmen-le konuşmamıza devam ediyor ve soruyoruz:
— Gelir vergisi tatbikatında ticari addedilecek kazançlar hangileridir?
— Ticarî kazançlar, emekle sermayenin mahsulü olan kazançlardır. Gelir Vergisi Kanununda her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden elde edilen kazançlar ticari kazanç addolunmuştur.
Bilindiği gibi, ticari ve sınai faaliyetlerin mevzuunu a ticari muameleler» teşkil eder. Hangi muamelelerin ticari muameleden madud olduğu Ticaret Kanunumuzda tesbit edilmiştir.
Kapalı tramvayların kapıları nuııumuzda tcau.v bumuiijui. yalnız sağ tarafta olduğu İçin Gelir Vergisi tatbikatında da ŞiŞlI-Eeyazıt arasında i san arabalar Taksimdeki kapalı* takl hükümleri esas ittihaz edl-durakta durmamaktadır, bu yüz den Taksim veya Harblyc'ye kadar olan duraklarda İnecek yolcularla vatman vc biletçiler arasında sık sık münakaşalar hattâ bazan da hâdiseler vukua gelmektedir.
Evvelki gün 5 kişi Takslm'de durmayan Şişli-Beyazıt arabasını, vatmanın elinden İdareyi alarak durdurmak istemişler ve yolcuları heyecana düşürmüşlerdir. Vatmanın vazifesine müdahale edenler mahkemeye rllmişlerdlr.
İşleyenl Ticaret Kanununun bu husus-I kanal J takl hükümleri esas ittihaz edl-
ve-
Pirinç fiatleri düşüyor
Yeni mahsul pirinçler piyasaya gelmiştir. Bu senek! mahsul bereketli olduğu İçin fiatler düşmeğe başlamıştır. Toptan flütlerde hayli ucuzluk varsa da bu henüz perakende fiatlere taınamiyle aksettirilmemlşllr. Bununla beraber bazı büyük bakallarda pirinç fiatleri yüzde 15 kadar ucuzlatılmıştır.
Tekirdağında üç büyük ev yandı
Tekirdağ 24 (A.A.) — Dün akşam üzeri şehrimizin yalı sem tinde İskele ile orduevi arasında şehrin en büyük ahşap evlerinden üç tanesi dört saat 1-çlnde tamamen yanmıştır. Be -tediyenin ve bilhassa, tekelin şarap fabrikası İtfaiyesinin büyük bir gayretle çalışmaları sonunda yangının diğer ahşap evlere sirayeti önlenmiştir.
Bunlarla daha fazla alâkadar olalım. Ve, iktisadı, İçtimaî ıslahat devresinin, eşi -ğıne ayak bastığımızdan dolayı, memnun olalım.
(Vâ - Nû)
. . ı.LM nunuıuıtu coua 1UKU11MI cıu-; lecektir.
Ancak, yeni şekle göre «esnaf» ; durumunda olanların sağladık-
• lan kazançları ticarî kazanç
• addedllmemiştlr.
Gelir vergisi tatbikatında, münhasıran, ticari ve sınaî işlerle uğraşanlardan esnaf muaflığı dışında kalanların sağ-, Iadıklan kazançlar, ticari kazanç olarak vergiye tûbl kılı-. nacaktır.
Ayrıca Ticaret Kanununun ticarî addetmediği bazı faaliyetlerden mütevellit kazançlar da ticari kazançlar İçine alınmıştır. Bundan başka menkul ve gayri menkul sermayelerin, ticari bir İşletmenin büânçosun-da kayıtlı bulunması halinde, bunlardan sağlanacak İrat ve ' I kazançlar da ticari kazanca dahil olacaktır.
Ticaret şirketlerinin kazançları
— Ticaret şirketlerinin elde ettikleri kazançlar nasıl vergilendirilecektir?
— Gelir vergisi münhasıran hakikî şahıslan mükellefiyete alan bir vergi olduğu İçin ticaret şirketlerinin hükmî şahsiyetleri adına gelir vergisi mü-ı kelleflyetl tesisi tablatile ba-ı his mevzuu değildir.
Şahıs şirketi mahiyetinde
■ olan koLlektlf şirketlerle idi . komandit şirketlerde ortaklar,
■ başlı başlarına, alduklnn kâr
■ hisseleri üzerinden Gelir Ver-: glsi Kanununun ticari kazançlara müteallik hükümleri dal-
! resinde vergiye tâbi olacaklardır. Yalnız komandit şlrketle-, rln komanditer ortaklan bu esasa göre vergilendirilmeyecektir. Mevzubahis şirketlerin bunlar dışında kalan ortakları Gelir Vergisi tatbikatında, mutlak olarak, tüccar addedilmişlerdir. Bu itibarla, kollektif şirketlerle komandit şirketlerin ortakları
hiç bir suretle esnaf muaflığından faydalnnamıyacaklardır.
Sermaye şirketlerine, yani anonim limite d, esham! ı komandit ve sermaye üzerine kazanç dağıtan kooperatif şirketlere gelince; bu şirketler ayrı bir vergi olan «Kurumlar Verglsl»ne tâbidir. Bu verginin nlsbetl % 10 dur, müterakki değildir. Yalnız, bu şirketlerin ortakları da ayrıca aldıkları kâr hisseleri üzerinden Gelir Vergisi Kanununda menkul sermaye İradı mahiyetinde addedilmiştir. Adi komandit şirketlerin komanditer ortaklarının kâr hisseleri de aynı hükümlere, yani Gelir Vergisi Kanununun menkul sermaye iratları hakkındakl hükümlerine tâbi tutulmuştur. Buna mukabil, es-hamli komandit şirketlerin komanditer ortaklan, hukuki durumlarının eşitliğine binaen, adi komandit şirketlerin ko manditer ortaklan gibi kâr hisseleri üzerinden ticari kazançlar hakkındakl hükümlere göre vergilendirileceklerdir.
— Hususi ve adi ortaklık halinde ticari faaliyetlerde bulunanların durumlan ne olacak?
— Gelir Vergisi Kanunu, bu kabil şirketlerde, münhasıran, şirketi idare edenleri kâr hisseleri üzerinde ticari kazançlar hakkındakl hükümlere göre vergilendirmiş, bunlar dışında kalanları yani şirket işlerinin tedvlrile fiilen alâkalanm ayıp münhasıran kâr hissesi alanları menkul sermaye iradı temin edenler hakkındakl hükümlere tâbi tutmuştur.
(Arkası 4 üncü sahifetle)
C. H. Partisi
HÜRRİYET bu başlıklı kalesinde diyor kİ:
İktidar Partisinin muhalefeti tenkld ederken De-[ mokrat Partiye pek çok şey medyun olduklarını unutma-1 malıdırlar. Demokratların acı tenkldlerl olmasaydı bugün ne Halk Partisi kusurlarını görebilir, ne de harekete geçmek İçin yerinden kımıldanıldı. Sanat, edebiyat ve İlimde olduğu gibi politikada da tenkidin faydalı bir şey olduğunu artık kabul etmeliyiz. Politika hayatında muhalif partilerin tenkldlerl daima müspet neticelen yaratmış ve iş başındakllerlı çalışmaya sevketnılşttr. Bundan dolayı tekrar ediyorum bugün Cumhuriyet Halk Partisinde biraz canlılık bunun muhalefetin sayesinde meydana kabul etmelidirler.
Particilik birbirinin kuyusu-! nu. kazmak ve gözünü oymak değildir. Particilik, karşısındakinin tenkidi erini İyi gözle görebilmektir.
ma-
erkânı,
sezenler, tenkldlerl geldiğini I
İzmir in Kasım ayındaki ihracatı
Şehrimize gelen malûmata göre tzmlrin kasım ayı İhracatı geçen yılın aynı devresine na -zaran memnunluk vericidir.
Filhakika bu senenin kasım ayı İçinde İzrtıir limanından 36 misyon 80 bin kilo mal ihraç e-dllmlş ve 50 milyon 382 bin lira memlekete girmiştir.
Geçen senenin kasım ayınday sa 40 milyon 831 bin liralık 43 milyon 888 bin kilo mal İhraç edLlmlştir.
BALCİOĞLÜ 1
Ankara Demokrat
Partisi merkezindeki toplantı
İzmir 24 (Akşam) — 7 ocakta. Ankarada Demokrat parti merkezinde, muhtelif illerden gidecek üyelerin iştiraki İle bir toplantı yapılacaktır. İzmir idare kurulundan dört kişinin bu toplantıya İştirakleri kararlaşmış-tır .
26 Aralık 19 49 Pazartesi
gününden itibaren
Doğan Sigorta Anonim Şirketi
Müdürlük. Teknik Müşavirlik, Muhasebe, Yangın, Nakliyat, Kaza ve Hasar işleri için;
KARAKÖYDE KARAKÖYPALAS 5 İNCÎ KAT
Telefon : 44719 - 4 4718 - 441717 den
ARA N T R
Hayat işleri için:
İSTANBUL, BAHÇEKAPI, CERMANYA HAN
Telefon : 25801 - 21267 - 24266 - 24265 den
ARA N IR
Sayın müşterilerimize saygı ile arz ederiz.
Mensucstçılann Joplantısı Sona erdi ve bir anlaşmaya varıldı
Ticaret ve Ekonomi Bakanlığı nın son zamanlarda piyasayı en fazla meşgul eden demir, mensucat ve deri mevzularında yap maya karar verdiği seri toplantılardan önce demir toplantısı, dün de mensucat toplantısı sona ermiştir.
Mensucat toplantısı münasebetiyle Ankaraya giden tüccar ve sanayicilerin bir kısmı dün şehrimize dönmüşlerdir. Bunların anlattıklarına göre sanayici, tüccar ve Bakanlık arasında aşağı yukarı şöyle bir anlaşmaya varılmıştır: Halen yurtta 5 — 6 aylık yünlü ve 8 — $ aylık pamuklu mensucat stoku vardır. Bundan sonra yurtta böyle stok olduğu zamanlar İthalât da o nlsbette kısalacak, bir yandan da İhracat imkânları araştırılacaktır.
Diğer taraftan bu toplantıların sonuncusu olan deri ve kösele toplantısı yarın Ankarada yapılacaktır. Toplantıda, bandan önceki İki toplantıda olduğu gibi, deri ve kösele ithalâtı muvacehesinde memleketin ve millî sanayiin ihtiyaçları görüşülecek, sonra da Bakanlık icabedcn kararları alacaktır.
Şehrimizden bu toplantıya İştirak etmek üzere İstanbul Ticaret ve Sanayi Odasına temsl-len ismet Çengiç kardeşler, 8ü-merbankın Beykoz kundura fab rikası temsilcisi, dericilik llml-ted şirketi, Romllos Vamvako-pulos, Beşlr ve Şefik Harici kar deşler, genel ticaret ve mümessillik T. A. ş Aleko Dulo ve So-tlryadls. bölge sanayi birliğini temsilen Abdullah Günatlı, Leon Enelva, Osman Çokay. Abu I-zak. Ata. Mahmut Cengiç, îzak Menda Nlko Orletas, Sahak Altıparmak. Haşim Özülgü, K. N Tirlpo, İbrahim Sertel, Ömer Ergür, Mustafa AJtıer ve Nurettin Keskiniz yarın An -karada bulunacaklardır Istan -bul tüccar derneği bu toplantıya mümessil yollamamakta, ancak dernek üyelerinden bazıları şahsen gitmektedirler.
Balçık hurmaları
Son haftalar zarfında piyasada balçık hurması çoğalmıştır. Toptan fiatleri 150 İlâ 180 kuruştur. Perakende olarak 250 kuruşa satılmaktadır. Hurmalar da şamfıstıklan gibi işportalarda satılmağa başlanmıştır.
RADYO
İSTANBUL RADYOSU Öjl« vs ak»am oırooraraı
13.5? Açılı, vo programlar.
13.00 Haberler.
1315 Hafit ara müzljı (Pl:)
13 30 Radyo Tango orkestrası konseri.
13.15 SaZ eserleri, ^zrka'ar ve Kirişliler. Okuyan: Rikkat Vyanılc. Çalanlar: Necati Tokyay, Yorgo Bncnnos. Ercüment Batan ay. Vecdi Seyhun.
U-2S First IVienna maçının İnBnü stadından naklen yayını. Maçın hitamında programlar vc kananı,.
17.ÎT Açlı, ve programlar.
18.00 Varyete müziği rpij
18.50 Dans müziği (Pl.) 19.00 Haberler.
19.15 Hafit ara müziği (Pl.)
1920 Sirki ve türküler, okuyan: Müzeyyen Sonar. Çalanlar: Hakkı Derman. Şerif tçû.
20.00 Saz ererleri, oyun havaları (Pl.)
20 15 Cm mllrîgi (Pl.ı
20.30 Piyano soloları (P|.|
20..15 Dana müziği (Pl.)
21.08 Konuşma: Hat lanın spor hn-roketleri «Eşref Sefih»
21.15 Faaıl «Segniı faşlı» 22.00 Senfonik müzik (P1.)
22 M Dans mUzUH.(FI I
32.15 Haberler.
23.00 S.weerwood orkestrası (Pl.)
23 15 Jumpin Jocks orkestrası (Pl.) 2330 Çeşitli hatif müzik (PJ.) 21.00 Programlar ve kapanış.
ANKARA RADYOSU
Ah.ram programı
17.58 Açılı, ve program.
l(l.öo M. S. ayarı.
18.00 İnce saz (Mahur fani.) 19.00 M. S. ayarı ve Haberler,
19.15 Geçmişte bugün.
19 20 Yarım snnt dana ıPI.)
19.30 Ak jantın karma müziği (Pl.)
20 15 Radyo gazetesi.
20.30 Safiye Ayla konseri.
21.15 Müzikli gezi (Pl.)
22.00 Konulma- Spor sanlı (Günün haberleri)
22 15 Dnns müziği (Pil
22,19 M. S. »yari ve Haberler.
23.00 Program ve kapanı,.
Yarin sabah vs öğle program»
730 M. S. ayarı.
731 Müzik: (Pl.)
7.45 Haberler ve Hava raporu.
B00 Şarkılar (Pl.)
8.15 Film müzlkleıl (Pl)
825 Cüniln programı
8.30 Ccdtil melodiler ıPL» 1
9 00 Kapanı,.
12 28 Açılı, ve program.
1230 M. S. »yarı. â
12 30 Şarkılar, türküler.
13.00 Haberler.
13.30 öğle gazeteni.
13.45 Sen pnraclar (Pl.l
11.00 Hava raporu. Aktatn programı ve kapanıg.
Sahlfe 1
Esansı
Basın toplantıları
Nazar değmesin, idare a-damlarımızda bizlere karşı uyanan yakınlık duygusu genişlemeğe başladı. Muhtelif vesilelerle İstanbula gelişlerinde basın toplantıları tertipleyip gazetecilerle konuşan Bakanların iltifat cö-, mertliği son günlerde umum müdürlük makamlarına da sirayet etmiş gibi görünüyor!
Hepsine teşmil edemeyiz, fakat bazı ıımum müdürle • rin makam »dalan devletin cn mahrem evrak dolapla -rından farksızdı. Gazetelere ilân verilerek yapılan işler bile gazeteciden gizlenir, «gazteci» kelimesi bay u-mum müdürün sinirlerini bozar, dairelerin neşriyat büroları gazetelerin haklı tenkit ve şikâyetlerine şiddetli tekzip, tavzih tezkeresi yetiştirmekle gün geçirirlerdi.
Ötedenberi bu mantıksız taassuba alıştığımız için son zamanlarda gazetelerde neşredilen basın toplantısı ha -herlerini ve bay umum mü • dürterin gazeteciler arasında resimlerini memnuniyetle o-kur ve seyrederken biraz da yadırgamaktan kendimi alamıyorum, doğrusu.
Denizyolları, demiryolları. Tekel, bilmem ne bank u-mum müdürlerinin tertipledikleri basın toplantıları şimdilik sadece muhtelif işler üzerinde girişilen ve neticelerinin muvaffakiyete ya kinlik derecesi henüz kestirilemeyen teşebbüslerin izahına münhasır kalmakla beraber, o makamlarda otu • ranların buna ihtiyaç hissetmeleri de. sevinmeğe değer. İnsaLlah yavaş yavaş bu toplantılar, haklı tenkitlerin daha hazimkâr bir zihniyetle münakaşasına, hatâların tashihi iciıı alınan ciddi ve isabetli tedbirlerin izahına da vesile olur.

Basın toplantılarından lâf açılmışken. Tekel Genel Müdürünün iki gün evvel Bo-monti Bira fabrikasında gazetecilerle vaptığı hasbihale de temas etmeden geçen»! -veceğim.
Sigara, kibrit, bira mevzuları üzerinde konuşan u-mum müdür, birinci nevi sigaraların düzeltileceğini, ambalajlarının ıslah edileceğini ve bunların yeni şeklile bir nv sonra piyasaya çıkarılacağını anlattıktan sonra sözlerine şunu da ilâve etmiş:
«— Fiatlere zam yapılacağı hakkında şimdilik hiç bir sey söylenemez.»
tşte bu olmadı. Islahat müjdesinin arkasına bövle hir tehlike işaretinin ilâvesi hic yakışık almadı.
Zam bahsi üzerinde söylenen sözlerin mahiyetini he -pimiz cok ivi biliriz. Şimdiye kadar muhtelif maddeler üzerinde alâkalı makamların katiyetle tekziplerine rağ -men yapılan zamları ıınut -madik. Tekel Umum Müdürünün sözlerinde zammı tekzipten ziyade, şimdiden u-mumî efkârı alıştırmak için bir ihbar çeşnisi var.
Demek ki. sigaraların bozukluğundan şikâyet etmekle hatâ islemişiz, kötü sigara Harın İslahı müstehlik halka yeni bir külfete mal olacak?
Dileriz ki. böyle kötü haberli basın toplantıları tekerrür etmesin, o toplantı -larda halkın menfaatini ko-ruvan nıiisbet işler konuşulsun.
Cemal Refik

Et fiatleri
Alâkalılara göre bu sene artmıyacak
Kışa ve havaların soğumağa yüz tutmuş bulunmasına rağmen şehrimizde bol. miktarda kasaplık hayvan getirilmeğe devam ediliyor. Bu yüzden do koyun et! 180-200 kuruş arasında satılıyor. Sığır koyundan çot fazladır. Ancak sığır etleri koyun etlerinden flat Itibarüe pek farklı değildir.
Alâkalılara göre et Hatları bu sene ıırtmıyacaktır. Ancak Şubat ayında Hatlarda 10-25 kuruş arasında bir artıştan bahsedenler varsa da bu tereffüün kar yağıp da uzun müddet kalkmadığı takdirde olacağı tahmin | edilmektedir.
Sahile 4
Noel ve bazı noel âdetleri
Milletlerin Garip Adetleri
25 Arafık 1349
Tiicrrııı ve şirketlerin gelir vergisi
Noel ağacı nereden gelmiştir? Noelde hediye ve tebrikleşme
Kor ide hediyeJaşmek de Al-
RtrtsUyanlığın ilk asırların-, . . .
da C ocak İsa’nın doğum günü man Jradı bit* âdettir. Bu âdet "oliUJik kabul olunmakta idi. azizlerden (St. Nlobolas) ın bir Dördüncü asrın başlangıcında efsanesinden doğmuştur Etsa-bu hususla ş&phe ve tereddüt neye nazaran bu azle bir 0 ara-içinde bulunmakta Sİan Kudüs lık gecesi fakir bir ailenin çe-başpiskoposu L*'”’ malınım uf VM l.«mlS İn
poriuğuna müracaat Roma arşivlerinde tolâdkat ya-
Roma ba^Jİsku- hizden mahrum üç yetişmiş ta-ederok .r>na birlikte yattıkları odanın -* —_ penceresinden sepet dolusu -7.’•»•••■W» 7 -
pUmas.n, ve bu bv.>»o k.tl «U- »lUn YO bodlyelor borukmı» . ..... ”. ' ı„,ı,- aiınlnrl irinde
rak belirtilmesini rica clU. Yapılan bu arşümv.uar sonunda İsa'nın 25 aralıkta dünyaya gelmiş olduğu ilân edilmiş ise de bir çok tarihçiler ve rahipler tarafından bu buluş kabul edilmemiş v® Milâdı Isa'nın 19 veya 2û nisan ve diğer bazıları tarafından da 6 ocak olduğu iddia edilmiştir.
Kilise, doğum giinû tesirinin putperestlere has ve biristiyan-lara yakışmaz bir âdet olacağı mütalâaslyle uzun müddet Milâdi Isa’yı kutlamakta tereddüt göstermiş ve bu işe ancak on birinci »sırda başlanmıştır, O asırda îngiüzlerin Cristes Ma-esse ve Lâtinlerln Die Natalles tâbir ettikleri İsa’nın doğum günü Fransızca ya Lâtince aslından tahrif edilerek Noel halinde alınmış ve bu günün İngilizcesinde öe eslü tâbir Chrlstmas şekline gelmiştir.
Noel ağacı: Mukaddes günlerde ağaç ve çiçeklerle süslenme annesi kadim Mısırlılara kadar İrca olun ab ilmektedir, Milâdı İsa’nın ağaç ve çiçeklerle donatarak kutlanılmış olduğu hakkında kadîm d İr ananeden ilk defa bir Arap müverrihi re ağaçlar üzerine kandiller asılmasından da bir Fransız şairi bahsetmiştir.
Noel münasebetiyle ağaç dikilmesi ve süslenmesi Avrupada ilk defa (1605) senesinde Straz-burg şehrinde yapılmıştır. Rivayete nazaran Protestanlık mezhebinin, müessiri iMarten Luter) bütün, sene yeşilliğini muhafaza edebilecek cinsten evine ve çocuklarına götürdüğü bir ağacı Noel geced süslemiş ve ağacın dallan üzerinde m um lar yakmştır.
Milâdı İsa'da Noel ağacı süsleme ve hazırlama âdetinin Al-manyadan diğer Avrupa memleketleri ve Anıerikaya geçmesi pek çabuk olmamıştır Meklcn-buzg hanedanından bir Alman prensiyle evlenen Tnçîlfe prense*! Helena’nm kocasına bir cemile olmak üzere Milâdı Isa l gecesi sarayda No-r nğaeı ha-»rtalmaa üzerine ₺□ Alman an anerl İngiliz sarayına girebilmiş Ve İngiliz zadekânının sarayı laklld etmesi neticesi, âdet, İngine rede yavaş yavuş taammüm etmiştir. Bu âdeti Yeni Dünyaya Almanyadan muhaceret e-dcnler getirmişlerdir. Noel gün ve gecesinin kutlanması âdeti Amerikan istiklâl mücadelesinde ordunun başnda bulunmakta olan (Washlngton) nun kolay bir zafer elde etmesine hizmet etmiştir, Amerikalı başkumandan Tren ton mevkiine geldiği zaman Milâdı İsa gecesini bütün merasimiyle kutlamaktan yorgun düşen İngiliz ordusundaki (Kes) 11 Almanlar derin bir uyku içinde bulunmak La idiler. Washingtor/nun bunların bulunmakta olduğu noktaya sürprlzvari yaptığı hücum Amerikan tarihi İçin bir zafer kaydetmiştir. — Sene 1776 —


Çinhindistamnda genç kız
lar harem hayatı yaşarlar
î İmiş., Senenin «imleri İçinde fSt. Nicholas) a mahsus gün ö aralık ise de hediye verilme işi Almanlar tarafından yavaş yavaş tsanın doğum günü olan 25 aralık gününe kaydırılmıştır. Alınan çocukları büyüyünceye kadar bu efosneye inanır, kundura ve çoraplarını şöminenin kenarına asarak bunların hediyelerle dolmasını beklerler.
Noel münasebetiyle tebrikleş-nıe fantinin Anglc - Sakson riimy.tonrla taammüm etme şekil de oldukça enteresandır. SLr Henry Cole bir lltoğrafa siyah ve beyaz renkler üzerine bir resim yaptırarak bunu 1846 senesi 25 aralık günü Londralı dostlarından Joseph Cundall’a tebrik makamında göndermişti. Litoğrafın çok sanatkârane ha-sariadjğı taş baskısı resim pek beğenlldlğlnden bin kadar kop-yesi çıkarılarak elden ele dolaşmıştı. Bir çok îngillaler dostlarına sanatkârane realmler hediye etmek İçin Milâdı Isa'yı beklemeği ve bu arada tebrik-leşmeyl itiyat edindiklerinden bu âdet 18 sene içinde bütün İn gll terede taam mum etmiştir. Fakat her İngiliz sanatkârane resim yaptırarak tcbrikleşccek mali durumda olmadığından Marcus Ward ve Şürekâsı mû-esseseri bu vaziyetten İstifade ederek sanat kıymeti yüksek bir Terimden harcı âlem ve fiati mutedil tebrik kartları hazırlatmıştır. Bu İngiliz şirketinin Milâdı İsa tebrik resimleri yalnız ingiiterede değil, Amerlka-da da çok fazla miktarda satıldığından L. Prang ve Şürekâsı adlı bir Amerikan şirketi bir örnek tebrik kartı bastırmak için (21 bin dolar mükâfat vâ-ederek Amerikan ressamları arasında bir müsabaka tertip etmiştir. 1880 de yapılan bu müsabaka için (600» resim gönderilmişti. Amerikan şirketi zaman zaman müsabakayı tecdit ederek bir örnek Milâdı Isa tebrik kartlarından büyük kârlar temin etmişti.
Noel tebrlkâtının behemehal resimli olması ve hele aynı örnekte basılmış resimli kartlarla yapılması adeti bugün hiç bir memlekette mevcut değildir.
Yazan: B. AKSEL
i
t«1ınbul B»l*aiT««l Sohlr Tlyalrora Bu akşam
Saat 20.30 da
DRAM KV3M1 PAKA ÜĞRDNDA Yazan: Nahid Sırn Örik KOMEDİ KISMİ
NEMO BANKASI Yazan: L. Verneull Türkçesi: Fehmi Ballaş, L. Ay MUAMMER KAKACA OPERET.
Ma kaimde
Saat 20.30 da
SİZİN SOKAK
Matineler: CumOT test pazar 15 te l’auırtcad akvamları tcır^-ll völrtut:.
Haftanın değil, belki senelerin en nefis ve en güzel ve Amerika içtimai hayatından alınmış AŞK ve IZT1RAP Filmi.
MÜCRİM GÖNÜLLER
Başlıca Yaratıcıları
J O AN C RA W F f> K D HENRY _ FONDA — DANA ANDRF.WS
Numaralı kolluklar bugünden satılmaktadır.

d
İstanbul Sular idaresinden
İdaremlzce salın alınacağı iinn edilen 150 ton külçe kurşunun eksiltmesi, görülen lüzum üzerine 20/2/950 Pazartesi gününe bırakılmış olduğundan isteklilerin tekliflerini n gün saat 12 ye kadar muamelât dairesine vermeleri. (18129»
İstanbul Deniz Komutanlığından:
•Salın aldırılacak süngeri verr. talip olanların 30/Ara-hk/840 tarihine kadar Komutan!ıgmıız İkmal §. Md ne müracaatlara (18039)
Delikanlılar evleninceye kadar köy evinde yatıp kalkarlar
Çin HindsiUıiHidn hükümdarın fiilleri

Fransız Hintli Çinisi. Birmanya ve Siyamın doğusunda Çin Güney denizi boyunca ince u-zun bir toprak parçasıdır. İsminden anleşılacağ, veçhile bir Fransız müstemlekesidir. Bu toprak Kambodç, Koşlnşin. An-nam ve Tönkin diye döt siyasi bölgedir.
On altıncı asırda Kambodç, Siyam, An nam ve L&os diyarlarını aşan muazzam bir devlet olarak Mekong'ıın mansıbında İdi. Bu devlet Khamer’lerin ta-[hakkümü atlında sanat ve ilim bakımından yüksek bir mevki almıştı.
Bu devletin ve burada yaşayan insanların kültürü hakkında bugün hâlâ mevcut olan ve harabelerinde dtıhl görünen sanat eserleri bir fikir vermektedir. Bunu müteakip 81-yamlılar bu devletin hükümdarları ile kapıştılar ve her İki taraf da neticede zayıf düşerek memleketleri Fransız hükümranlığına girdi.
Kamboçlular orta boylu, (vasati yüz altmış üç santim) gayet kuvvetU, sağlam vücutlu, kısa kafalı, geniş ve kısa burunlu, sert kara saçlıdırlar, çehreleri Zencilerle melez olduklarını gösterir. Erkekler vücuda tamamen İntibak eden bir ceket ve poturu andıran bir bezi bellerine bağlarlar ve bunu bacaklarının arasından geçirerek bir potur haline getirirler.
Kadınlar bu potura İlâveten bir örtü daha taşırlar, çok defa renkli bir şat ile zırt ve kollar açık kalarak vücudun üst kısmı örtülür. Erkekler ve kadınlar saçlarını bir fırça gibi keserler. Kadın veya erkekte saçları el ile düzeltmek, okşamak, I İçin dahi olsa, gayet ağır bir tahkir addolunur. Kambodç'lu-lar. bir insanın boyu oturduğu kulübenin damım aşarsa uğursuzluk addettiklerinden, kulübelerini dalma yere çaktıkları kazıklar üstünde kurarlar.
Batıl ilikaUara son derece inanırlar, Siyam Jılar ve Anna-mit'ler gibi haftanın bazı günlerini uğurlu ve bazı günlerini uğursuz sayarlar, işaretlere ve horoskopa, çok ehemmiyet verirler.
Garip itikatlar
Kambodç'iuların dini Buda İle Brahman dînlerinden terekküp eder.
Haricen bu İnsanlar Budist-tlr, fakat batıl İtikatlara ve kötü ruhlara çok inanırlar. Yaşlı ve güzel ağaçlarda yaşadığı zannedilen Nak - ra"nın ruhu iyiliğe delâlet eder. Eskiden bu ruhiar için insanlar kurban e-dllirdl. Şlmda marda, keçi, tavuk kesilir, pirinç veya meyva-lıır ağaçların diplerine bırakılır.
dim in a müracaat edilir. Bu iyi ruhların kuvvetinden daha fazla müessir olan Kütü bir ruh vardır ki buna «Pray» denilir, bundan dolayı bu ruha çok e-hemmiyet verilir ve bununla iyi geçinmek İçin gayret gösterilir.
En tehlikeli ruhlar, bir doğuran kadının doğum esnasında ölümü neticesi veyahut cebren ölen vey3 kurt ve yahut diğer vahşi hayvanlar tararından öldürülen bir kadının rııhu ki bu bir cadı İle blrleşerek kötülükler yapar, bundan ötürü Kambodç’İuIarda büyü ve sihirbazlık çok mühim bir mevki alır.
Kamboçlular. eğlenceler ter-tibetmeği ve merasimler yapmağı pek severler. Fakat bunlar da yalnız Buda tarafından mukaddes olarak tanılan günlerde olur. Bu meyanda muhtelif merasim alayları tertiplenir. Su bayramı, büyük merasimle kutlanır, bu bir dini şekilde tertiplenmiş ve her sene kıral Pnom Penh önünde Tonlc Sap’-da yapılan deniz yarışıdır.
Sarayda evvelâ mukaddes o-inn ve yemin edilmek üzere hazırlanan sudan, memleketin ve hükümdarın emrinde çalışan her ferdi İçer ve andın bozulması ile ruhların bu suyu zehirleyecekleri kendisine telkin olunur.
Siamda olduğu gibi bu memleketle de her beyaz fil, hükümdarındır. Kamboçîa fil yok-gibidir, bundan dolayı çok kıymetlidir. Hükümdara beyaz İÜ hediye eden çok büyük mevki alır. Bu hayvanlar mukaddes addolunur.
KatnboçlulMin çocuklarına altı aylık iken isim verilir. Bu olay bir çok dini merasimle yapılır. Fakat çocuk büyüyüp de saçları kesildiğinde, çocuğun ismi değiştirilir. Bunu müteakip erkek çocuklar namzet olarak ma n as Ira giderler ve burada ders görürler. Bu namzetlik müddetinin hitamını müteakip köy evinde yatıp kalkarlar ve evlenlnceye kadar buralarda ikamet ederler. Kızlarla evlenmeden evvel flört yapmak katiyen memnu ve günahtır. Kamboçlular evlenmeden evvel kızların bekâretine çok ehemmiyet verirler.
Kızların harem hayatı
Genç kızlar ebeveyinlerinln evinde, evlenlnceye kadar ikamet ederler. Bıilûğa girdiğinin, akşamı, kızın bileğine pamuk iplikleri bağlarlar ve atalara kurbanlar feda ederler. Bunlar yemekler, mumlar ve güzel kokulu baharat ile bu olayı etrafa bildirirler. O gün evin bahçesine bir muz ağacı dikilir ve bu ağacın nıeyvalan tamamen kızındır. Yahut kız tara-

Gayet müessir bir ruh da hodan rahiplere hediye edilir. Arak denilen ruhtur ki bu ruh Bu olaydan sonra kız ailenin atalardan birisinin ruhudur ve mevkiine göre bir kaç ay ve Tanrı olmuştur. Bu ruh allele- yahut bir kaç sene İtikâfe çekl-rı korur ve hastalklarda yar-] lir ve ebevcyinl tarafından sıkı
sıkı tenblhat yapılır. «Kendini hiç bir yabancı erkeğe gösterme, rahipler gibi yemeğini güneş doğarken yemeğe başla ve öğleye kadar ye, yalnız pirinç, tuz. Hindistan cevizi, nohut, susam ve meyva yiyebilirsin, et ve balık yeme. Yalnız geceleri hamam yap, yani seni kimseler görmediği zaman banyo yapabilirsin. Bu suretle seni kimse göremez.» diye talimat verilir. Bütün bu geri çekilme devresinde kız evde kalır ve dışarı çıkmaz ve hattâ mabede bile gitmez. Yalnız hava kararınca ancak bu memnuiyetten kendisi muaftır. Akşamları bir Bete! cevizi kesmek için bıçak ve bir miktar bu cevizi çiğnemek İçin kireç beraber alır, evde mumları ve buhurdanlıkları yakar ve dışarı çıkar. Dışarıda karanlığı yaralan te yıldızlan dişlerinin arasına alarak çatırdatan ejderhaya dua ile saadet temenni eder ve yalvarır.
Bu gölgeye girişten kurtulmak da dualar, merasimler ve ziyafetlerle olur. Bazan bu olayı müteakip dişler dah- boyanır kİ bu kısmen bazı mıntakaiarda kızlar evlendiklerinde yapılır. Bu merasim genç erkelkerde rahipliğe kabul olunmada ve yahut evlenmede yapılır. Kızlarda bu olay dini bir şekilde tedvir olunur. Kızın beraber bulunduğu bir mahalde bir â-Um adam yere pamuklu bir bez serer, bunun üstüne ‘sekiz adet saman çöpü, semanın muhtelif İstikametlerine göre serpilir ve Hindistan cevizinden bir tencere, bir mekik ve bir bronz su kabı İle bu bezin üstüne bir miktar çeltik serpilerek mevcut eşya bu çeltik taneleri ile örtülür. Bunlar bezin üstünde düzeltilir ve bezin dört köşesi ile bezin üstündeki bu maddeler örtülür. Bu bohçanın üstüne kız oturur. Bunu müteakip bir iki dua edildikten sonra, iki İhtiyar, bir kadın ve bir erkek havanda lak. düğerler ve yedi çocuk muz dalları ile bir havanda döğülmc işini taklld ederler ve bir şarkı okurlar. «Büyük baba Külte, büyük anne Külte, lakı iyice doğ ki dişlere iyi yapışsın» derler Her doğ kelimesini bu 7 çocuk söylerken havanı döğen erkek ve kadın havan tokmağım iyice ha vana vururlar. Lak tamamen ve iyice döğüldükten sonra bir ta-ce bezden geçirilir ve elenir, bunu müteakip bir Hindistan ceviz yaprağı, İnsan dişi takımı büyüklüğünde kesilir ve sulandırılmış fak bir bez parçasına batınlara k kızın dişlerinin üstüne konur ve bunun üstüne Hindistan cevizi yaprağından yapılan mahfaza konur ve bu ertesi günün sabahına kadar ağızda böylece kalır. Ertesi gün sabahleyin kız güneşe karşı dua eder ve üç defa kendisini tozlar İçine atar ve bunu müteakip kız evin İçindeki mihrap önünde dualar eder.
(Buşiaraft 3 üncü nhlfede)
Defter usulü
__Defter usulü nasıl olacak?
— Gelir vergisinin bir yıl içinde muhtelif kaynaklardan elde edilen hakiki gelir üzerinden alınan bir vergi olması, gelir unsurlarından birini teşkil eden ticarî kazancın gerçek ve safi miktarlarının bilinmesini lüzumlu kılmaktadır. Bu sebeble kanun, esnaf muaflığı dışında gelir vergisine tâbi tüccarlara defter tutmak mecburiyetini yüklemiştir. Tüccarlar defter tutma bakımından iki sınıfa ayrılmışlardır. Birinci sınıf tüccarlar bllünço esasına göre defter tutacaklardır, tklncl sınıf tüccarlarsa sadece basil, bir İşletme defteri tutacaklardır.
— Gelir vergisi nasıl alınacaktır?
— Gelir vergisi, hususi bazı haller hariç, mükelleflerin beyanına müsteniden alınır. Bu sebeple bir hesap devresi İçinde elde edilen ticari kazancın, doğrudan doğruya mükellefler tarafındın vergi dairesine bildirilmesi lâzımdır.
Ancak. Getir vergisi gerçek kişilerin yalnız bir kaynaktan değil, memleket iç ve dışında, muhtelif kaynaklardan elde ettikleri bütün kazanç ve İratların toplamı, yani yıllık hakikî gelirleri üzerinden alınır. Bu sebeple, ticari kazanç dışında vergi mevzuuna giren başkaca kazanç ve iratların temin edilmiş olması halinde, beyannamelerde bunların da gösterilmesi icabeder. Yalnız, bir takvim yılında elde edilen kazanç ve iratların bir arada toplanması esası kabul edilmekle beraber, mükelleflere, gelir kaynaklarından bir kısmında hasıl olan zararları diğer kaynaklardan temin ettikleri kazanç ve İratlarla mahsup etmek hakkı tanınmıştır.
Kanun, bundan başka, diğer kaynakların kazanç ve Iradlie yapılan mahsuba rağmen kapatılmayan zararların müteakip yılın gelirinden düşülmesine de cevaz vermiştir. Yalnız bir yılın zararı liri yıldan öteye nak-led ilemez.
Mükellefler, ayrıca kendilerine, eşlerine, küçük çocuklarına ait hayat, hastalık, analık, doğum tahsil gibi şalisi sigorta masraflarını da her biri 200 lirayı aşmamak ş&rüle yıllık gelirlerinden indirebileceklerdir.
Gelir beyannamelerinin Mart ayı içersinde mini akası dahilindeki gelir dairesine verilmesi, vç tüccarların bu beyannamelere bllânço veya kâr-zarar cetvellerini veya işletme hesabı hülâsalarım bağlamaları lâzımdır.
Gelir vergisi nispet-i leri ve taksitleri I — Gelir vergisinin nisbetleri nelerdir?
— Bu vergide nisbet %15 ile başlar ve 100.000 lira ve daha yukarı miktarlardaki yıllık gelir de flUen, en çok % 35 şe ka-
dar yükselir. Hâlen tatbik edilmekte olan eski kazanç vergisi rejiminde vergi nlsbetlnin be-
zamlarla birlikte. 4ö Ue başlayıp 80 e kadar yükseldiğini hatırlarsak. Gelir vergisinin nlshet bakımından ne kadar hafit bir vergi olduğu meydana çıkar.
— Vergi kaç taksitte alınacak?
— Vergi, biri Mart, diğeri Eylül aylarında olmak üzere İki müsavi taksitte alınacaktır. Verginin bu yıl tatbik edilecek hükümleri -- Gelir vergisinin ilk meriyet yılı olan 1950 yılında tatbik edilecek hükümleri nelerdir?
— Ticaret ve sanayi erbabının 1949 takvim yılı faaliyetlerinden mütevellit 1060 mali yılı vergileri, eskiri gibi, kazan,* vergisi kanunu hükümlerine göre alınacaktır. Müteahhitlerin 194U yüında giriştikleri taahhüt işlerinden bu yıl İçinde neticelenmeyi^ 1950 yılı İle onu takip eden yıllara sirayet edenler bakkında da eski hükümler tatbik olunacaktır.
1950 malî yılının Uk ayında, yani 1950 Martında, bu yıla münhasır olmak üzere, evvelce olduğu gibi ruhsat tezkeresi alınması lâzımdır.
1050 takvim yılında kimlerin tüccar ve kimlerin esnaf addedileceklerini tayinde, esnaf muaflığı hakkında konulan şartlara göre, esas itibarlle 1 Ocak 3950 tarihindeki vaziyet dikkate alınacaktır.
Tüccar sınıfları
Tüccar sınıflanıl a gelince: 1919 takvim yılı kazanç vergileri beyanname usulüne göre tarh edilen tüccarlardan bllânço esasına göre defter tutmuş olanlar 1950 yılında da aynı esasa göre defter tut&eeklar, ' yani 1 inçi sınıf addedileceklerdir.
Bunlar dışında kalan tüccarlardan 1949 takvim yılındaki alıın satım ve hasılatlarının tesbiU mümkün olanların sınıflan tesbit edilecek, bu, İş hacimlerine göre tayin edilecektir. İş hacimlerinin tesbltl kabil olmayan tüccarlar II inci sınıf addolunacaktır.
Tüccarların 1950 yılında tutacakları de iterleri Ocak ayı içinde noterlere tasdik ettirmeleri İdamdır.
Kazanç vergisi meriyeti zamanında beyanname usulune tâbi tüccarlar 1950 yıh başındaki mal mevcutlarüe diğer kıymetleri 1949 yılı kapanış bilançolarında yazılı değerlerde defterlerine geçireceklerdir. Evvelce defter tutmayanlar İse. bu mal ve kıymetlerini ellerindeki vesaikte yazılı değerlerile defter terine kaydedeceklerdir. Maliyet bedeli malûm olmayan emtea bizzat tayin olunacak emsal maliyet değerlle gösterilecektir. Şahap BALCIOGLl!
Millet Partisinin İzmirde bir şubesi açılıyor
İzmir 24 (Akşamı — Yarınki pazar günü Kemer semtinde. Millet Farisî nln bir ocağı açı-
ynnnameli mükelleflerde, alınan' tir.
lacaktır. General Sadık Aldoğan bu münasebetle yarın yapılacak törende bir nutuk söyllyecek-
Her yıl, bir yıl öncekinden daha güzel ve daha mükemmel olarak çıkan
MUHTIRALI HAYAT TAKVİMİ
Yeni yılın en hoşa giden hediyen olacaktır, yeai çıkan bütün kanunların hülâsası ve günlük hayat için lüzumlu bütün bilgileri, büyük mütehassısların hazırladığı bu Ansiklopedide bulacaksınız. Gayet mükemmel bir muhtıra ve 320 sahife en faydalı yazılar, renkli haritalar ve bandraJar Taklitlerini almamak için Maarif Kitaphanesi adresine dikkat etmelidir. Pandozot ciltlidir Fialı 130 kuruştur.
Cilt hastalıkları mütehassısı alınacak
Türkiye Demir ve Çelik Fabrikaları Müessesinden
«Karabük»
Miiesscscmlz sağlık koruma servisine bir cilt hastalıkları uzmanı alınacaktır.
İsteklilerin aşağıda yazılı belgelerini bağlıyacaklar} dilekçeleriyle en geç 5. 1, 950 gününe kadar müessesemize başvurmaları ilân olunur. (177481
1 — Nüfus cüzdanı.
2 — Terhis tezkeresi.
3 — «Varsa» hizmet belpesi.
4 — İhtisas belgesi.
Pakigfcar» mektupları
Konferansta Türkiye
Rusyada temizleme
PrensCharles bir
hakkında yapılan büyük tezahürat
Tezahürat dakikalarcasiirdü, T iirk tezi uzun alkışlarla karşılandı
Karaşi'de toplanan İslâm memleketleri iktisat konferansında delegelerimiz te sefaret erkâm Pakistan Başbakanı Liyakat Ali Han ile birlikte
Yakında yeni bir temizlik hareketi başlayacak
Londra 24 (Nafen) — Rusya-dan gelen rapotlar, pek yolunda bu memlekette yeni temizlik hareketlerinin bavlıyacağını göstermektedir. Şimdiye kadar böyle bir temizlik için hacılıklar yapıldığı ve yeni bir çok şahsiyetlerin eskilerin yerlerini aldıkları bu eskilerin de ortadan kayboldukları söyle n-mekteydL Fakat Stallnln halefi olacağı ısrarla söylenen Başkan yardımcılarından Malenkov'un • böyle bir temzillk Rusyada yapılacaktır., şeklinde konuşması bu haberleri toy id eder mahiyette görülmüştür.
Sovyet Rusyada yapılacak bu yeni temizlik hareketinin Sta-i ünden başka bir kimse tara-; fından idare edileceği de kuvvetle tahmin edilmektedir.
yaşına bastı
Prens tam sıhhatli, neşeli ve çok gezen bir bebektir
Londra, Aralık — Bir kış günü, Londra'nın Hyde Parkındaki ataçlar. Kral ailesi çevresinde bir doğumun vukuunu ilân eden topların gümbürtüsü ile titremişti. Bundan 12 ay geçmiş ve şimdi Hyde Parktaki ağaçlar yine yapraksız kalmıştır. Topların. 1948 de o Kasım sabahında doğumunu selâmladıkları çocuk şimdi bir yasındadır. Bu birinci doğum yıldönümü münasebetiyle, Mall'dakt Clarence House'a dünyanın her tarafından mektuplar, telgraflar ve tebrik kartları yağmaktadır.
man, her milletlerarası temas ve toplantılarda birçok siyaset ve nezaket gösterileri yapılabilir, fakat hiç bir toplantıda ve hiç bîr zaman bu kadar İçten gelen ve binlerce kişinin bir tek knJb ve bir tek ağız olarak gösterdiği bu yatan alâka ve büyük kardeşlik tcaalıürü kadar samimî ve hakiki bir gösteri asla görülmüş değildir. Heyecandan tıkanacak bir halde yerlerimizi alırken istiklâli için büyük bir mücadeleye girişmiş olan (Âzad Keşmir) delegesi ve henüz istiklâline kavuşamadığı için konferansta yerini alamamış o-
İçln kalblerinl dolduran büyük iman bu neticenin en büyük garantisidir.
Bayrak verme merasimi
Her vesile He Türkiye hakkında tezahürler devam ederken konferansın İkinci umumi toplantısındaki bayrak verme merasimi Türkiye ve Türk milleti İle Türk büyükleri hakkında yeniden birçok sevgi gösterileri yapılmasına vesile oldu.
Toplantıya saat on bir buçukta Suudi Arabistan heyeti reisi Esseylt Ali Rızanın bir duası Ue başlandı. Arap harf- lan ve sembolik bir şeklide kürleri sırasına göre en boşta ge- 'süye davet olunan (Endonez-len Afgan heyeti reisi başkanlık ' ya) İçin de ayıu büyük ve de-
Karacı, aralık — 'KaraşD iktisat konferansı münasebetiyle Türk kadınlığı da Pakisfanda büyük bir İmtihan geçirmiştir. (Ulus) muharriri Perihan Kudurmanla doktor Nazan Kaval-eibğlu'nun Karaşi'de bulunmaları bu imtihana vesile oldu.
Bütün Karaşide ıTürki Hatun) lar olarak şöhret bulan bu iki aydın kadiminizin memleketimiz hakkında yaptıkları müsbet propaganda o kadar büyük olmuştur ki büyük blr dikkat ve programla hazırlanmış olsaydı ancak bu kadar parlak netice verebilirdi.
(Perihan Kuturmanın) muhtelif toplantılarda ve bu arada üniversite talebelerinin 'hazır-,-------------------------------
Uuiıgı toplantı Ue (MİUetlerara- , cdiyor._ Başkanın tasa blr te-sı meseleler enstitüsü) ndc şekkünmü müteakip açılan ko-verdlği münakaşalı konferans- î nuşmalara Arap Birliği adına lar o kadar heyecanlı oldu ve gelen (Celâl) beyin Mısır heye-o derece alâka topladı kİ tarifi tenin beyanatını okuması baş-edllemez. Konferanslardan son- . langır oldu. Bunu müteakip İrak _________ __ ________
ra Türkiye ve Türk kadınlığı delegesi. Irak maslahatgüzarı, j Merasim bittikten sonra hakkında sual yağmuruna tu- j Suudi Arabistan heyeti reisi vejsüye davet olunan Türk dele-tulan Ulus muharririnin bu su- J Suudi Arabistan sefiri Arapça, gesi profesör Salâhoddin Tan-allere verdiği muknl cevap-]Ordu ”e İngilizce lisanlariyle pu konferans çalışmalarını büs lan ve birçok nazik hususlarda- beyanatta bulundular. Tama- bütün, başka blr mecraya silki ustaca sıyrılışını zevkle ve,men oluklu saçlarla çevrilmiş rükllyecek olan v® bütün şark heyecanla seyrediyorduk. Mii- ve örtülmüş bulunan toplantı ' naknşalardan sonra Potastanım salonunda sıcaklan bunalıyor Ankara büyük elçisinin hemşi- ve bayılacak hale geliyoruz. Karesi ve lik kadın Milletvekili sun ayının yirmi yedisi olması-(Begum Şahnavaz) Türk inkılâ- [na rağmen bu boğucu sıcak hiç bı ve Türk kadınlığı hakkında alışmadığımız bu iklimde bizi o kadar salâhiyet ve derin blr'o kadar fazla rahatsız ediyor ki bilgi ile konuştu kİ hepimiz bu kımıldayacak hal bırakmı-bûyuk alâka karşısında hay- yor. Hepimiz ölü gibiyiz. Yalnız ianlıfeumzi glzliyemedik. ! evvelce birçok defalar vc uzun
Doktor (Hazan Kavalcıoğlu)-|müddetler HindlaLanda bulunan na gelince bütün toplantılarda 1' " ve hemen her gün ziyaret etliği müesseseler ile Tıp fakültesinde, talebeler arasında dudak- ; lar ından hiç eksdmiyen zarif tebessümü ve çok kibar tavır- ' lan ve her suale vukuflu cevap- : .,
larile dost ve kardeş Pakista- I konferansı bayrakları ortaya ( nın takdir ve hayranlıklarını da ] çıkıyor. Her milletin bütün de- ( ha ilk günlerde üstünde topla- 'legeleri kürsüye çıkıyor vc teker ; dı. Son günlerde çok sevdiği (teker kendilerini takdim ettik-küçücük yavrusu (Canan) ın]ten sonra bayraklarını alıyor- ( hasreti arâsira bakışlarını ve lar. Balkan Türk heyetini kür- ( tebessümlerini gölgelendirmesi- | süye çağırıyor şimdi. İşte bu ( nt rağmen Türk kadınlığını Pa- ^andla en az on bin kişinin top- ( Ustanda o kadar gıizel yaşattı landığı büyük salondaki kaynaş 1 kİ çok uzun yıllar bu güze) hâ- ]mayı. alkış tufanır.) ve (zinde-tora ve İntibalar kardeş Pakis- bad) feryalanmn azametini as- ' tanldaruı kalbltrinden siline- la tasavvur edemezsiniz Ayağa mlyecektir. ' kalkmış olan binlerce Paklstan-
ya) için de ayıu. büyük ve vasılı gösteriler yapılıyor.
Türk tezi
Yirmi millete mensup delege-gelerin bayraklarının verilmesi epey uzun bir zaman alıyor, kür-
'âlemini yakından alâkadar eden İTürk heyeti tezini okurken, beyanatı sık sık çıkışlarla ve (Hear Hear - dinle, dinle) sesle griyle kesiliyor, aynı tezahürat ]ve zlndebad âvazelerl Mümtaz I Kavalcıoğlu Türkiye Tütüncü-,1er Birliği adına konuşurken1 devam ediyor. Toplantının hitamında ve biran İçinde otur-I du&umuz sıranın etrafı yüzler-delege arkadaşını profesör Sa- ce İnsan tarafından sarılıyor. lâbaMuı (bu da sıeab 01171 (U-'a„ cldt kiiçök blr ,terter dok. yeren dudak büküyor Ve halimi- B5lcMmtede„ k,lcük blr İma a-gülüyor. | (abjbnek İçin blrblrlerlylc mü-
Bltabelerden sonra başkanlık . çdiyd,ıar Sıcaktan bll-
Ktarâsonde blr kaymama olu- Un vc haycln „lr hale yor ve evvelce hazırlanan ipek , , .
'______________________________olmamıza rafinen hemen he-
men blr saat bu hücumdan kurtulamıyoruz. Konferans binasından çıkarken Türk delegelerinin ellerini sıkmak ve hiç olmazsa onlara birer kere dokunmağı bile bir sevgi alâmeti olarak kabul eden yüzlerce tasan yürümemize mâni oluyor. I Diğer delege heyetlerinin de ta-! numen realist blr görüşün ifadesi olan tezimiz hakkındaki tebrik ve takdirlerini de ayrı auyiUl'SlU. mmius; oku, uuutıvc röuıuıuu- •
Nitekim konferansın son eel-.h blr ağızdan «Atatürk, İnönü, “y" topladıktan sonra guç hal •esinde Pakistan kadınlığı hak- I Mustafa Kemal) diye bağırarak, " **" "'""ır’>1
kında gü2ei bir konuşma ya- ] dost ve kardeş Türk delegeie-!-pan kadın Milletvekillerinden rlnl selamlıyor. I —---------------,----
(Begüm şaeste teramullah) Pa- | Gözlerimiz yaşlı, heyecandan , lere tahsis ettikleri kislaıı kadınlarının !*»'-««'-— —ı—>. «...
müdafaa ederken Türk kadın- jtezahürata mukabele edebilmek larinı bJr örnek olarûl? göster- İçin en az beş dakika mikrofon mbj ve el tezgâhlarından Millet başmda bekliyoruz. Bilmiyor. Meclisi kürsüsüne kadar her İşi tükenmiyor bu sevgi gösterileri, erkeklerle aynı safla başaran Nihayet blr aralık fırsat bu-Paklatan kadınlarının da Türk larak kendimi takdim ederken kadınlan gibi yükselmek hak-'gene (Türkçe. Türkçe» (jjye lan olduğunu hararetle beyan ' feryatlar yükseliyor Türkçe o-elmişrir. j larak Türk tüccarlarının dost
şurası muhakkak ki Veziriâ- ve kardeş Pakistan milletine sezam Liyakat Ali Hanın sayın lâm ve sevgilerini İblâğ eder-] eşlerinin alemdarlık ettiği Pn- kep yeni blr alkış, muazzam tastan kadınlığı da çok yakın'gösteriler başlıyor ve diğer de-blr âtide Türk hemşirelerinin lüğe arkadaşlarım profesör seviyesine yükselecek ve mem- İtanda! ve Kavalcıoğlu da keıı- I _____________.J___ w„,,
lekette lâyık olduğu mevkii ala- ' dilerini takdim edip bayrakla-[ 30,30 da Beşiktaş" hakîcvi* kolçaktır. Bütün Pakistan milleti- nnı alıncaya kadar aynı tesa- ferans salonunda blr anma tö-nin kalkınmak ve yükselmek, hürat devam ediyor. Her »a- reni yapılacaktır.

Ue kendimizi otomobilimize atı-Iyor ve uzaklaşıyoruz.
Sayın Sind Başvekilinin biz-i dairede haklarını, tıkanacak bir hale gelerek bu daha yemeklerimizi bitirmeden -‘ alt kattaki kabul salonu birçok gazetecilerle ve toplantıda İmza alamıyan birçok meraklı ile dolmuş bulunuyor Bütün bu dost ve kardeş alâkayı cevaplandırmak ve arzularını yerine getirmek bizim İçin çok yorııcu olduğu kadar da zevkli ve heyecanlı.
Sim Enver BATUB
Şair Akif’i anma töreni
K/Arahk/'lfl49 Salı günü saat
Karısını öldürdü, kaynanasını da bıçakladı
İzmir 24 (Akşam) — Dûn sabah Izmlrin Narinlere köyünde bir cinayet işlendi. Yirmi üç yaşında Süleyman İki senelik evli bulunduğu karısını bahçede çalıştığı bir sırada 12 yerinden bıçaklayarak öldürdü; kızını kurtarmağa koşan kayınvalidesini de s yerinden bıçaklamak suretiyle ağır yaraladı. Cinayetin sebebi, kansı Gülsümün boşanmak üzere kocası aleyhine dâva açmış olmasıdır. Süleyman tevkif edildi. Gülsümîin defnine ruhsat verildi. Kayınvalide tedavi edilmek üzere Memleket hastanesine kaldırıldı.
Prens Charles of Edlnburgh. bir yaşındadır. Her anne ve baba, bunun ifade ettiği saadeti, bebeklerinin Hk doğum yıldönümünün kendileri İçin teşkil ettiği harikayı, bundan sonra geleceklere hlc bir suretle benzemiyen bu ilk yıldönümünün ne demek olduğunu çok iyi bilirler. Birleşik Krallık ve İngiliz camiası memleketlerindeki bir çok kimseler de bugün bu saadeti Prenses Elizabeth ve Edlnburgh dükü ile paylaşmakla İftihar etmektedirler.
Prens Charles, kendisini beklemekte olan tarih kitaplarını karıştırmak İçin henüz pek küçüktür. Fakat bu arada gele- j çekte Kral TU üncü Charles unvanını taşıması mümkün be-
Dışişleri Bakanının Sivas kongresinde nutku
Prens Charles araba
(Baş tarafı I inci sahlfede)
Aziz hemşerllerlm,
Geçen yılın Mayısında, yine , burada idim. Politikamız hakkında uzun uzadıya huzurunuzda konuşmuştum.
Eğer hatırlarsanız, »özlerim arasında demiştim ki dünyada l barış ümitleri hâlâ belirmemiştir. Sinir harbi devam etmektedir. Milletler, harp korkusu İçinde yaşıyorlar. Herkes tetik, üe-tündedir.
! Dünyanın kötü durumu
O günden bu yana bir buçuk 1 yıldan fazla zaman geçti, sîzle L re teessürle söyllyeylm ki aynı ' sözleri tekrarlamaktan başka bir şey diyemem. Dünya hâlâ ’ bu kötü durumdadır.
! Harp biteli dört yıl oldu. Sul-(hun ve emniyetin ne zaman
1 kurulacağım, nasıl kurulacağını ’ kestirmek mümkün değildir.
Hepimiz biliyoruz, bu kararsızlığın devamı en çok bize za-- rar vermektedir, çünkü tehlikelerle çevrilmiş bulunuyoruz. Tazyik ve tehdld en fazla bizim üzerlmlzdedlr.
Türk millete hürriyetini, b-I Liklâllnl her şeyden üstün tu-. tor. Her an kendisini müdafaa-, ya hazır bir vaziyette bulunma-. ya mecburdur. Türkiye Cumhu-. riyeti de on senedir bu vaziyet-. tedlr. Yani hep silâh başında . dır.
I Böyle bir vaziyetin, bir mille*, . Un İktisadi işlerine, refahına, ümranına ne derece sekte verdiğini anlatmaya hacet yoktur. Askerlik nedir, ve bu devirde askerlik ne kadar pahalıdır, hepiniz bilirsiniz.
î On yıldır, devlet bütçesinin iLşağı yukarı yarısı milli müdafaa bütçesine gitmektedir. Memleketin kalkınmasına, imâr işlerine pek az para ayrıiabill-
! yor.
ı Avrupada, harpten sonra, bu t durumda başka bir millet yok-■ tur dersem mübalâğa etmemiş s olurum.
1 Bu. çok ağır bir yüktür. Fakat buna tahammül etmek za-! rurldir. Etrafımızda tam emnl-1 yet kuruluncaya kadar buna ‘ katlanacağız. Tiirkiyedc hiç bir parti, hiç bir hükümet tasavvur
1 edilemez kİ. iş başına gelince, ordusunu, milli müdafaasını ihmal edebilsin. Türk vatanınm bir parçası, Türk milletinin şerefi ve namusu hiç bir para İle l ölçülemez. Evvelâ vatanın bü-
başka türlü düşünemez.
Malum propaganda
Arkadaşlar.
Malum propagandayı duyar-sinrz. Türkiye niçin ordu besliyor, mlül müdafaasına neden bu kadar para sarfediyor. Sanki onu tehdld eden mİ var? diye zaman zaman söylenir.
Bu propagandalara benim cevap vermeme lüzum yoktur. Buna çocuklarımız, en cahillerimiz büe inanmıyor.
Dünya biliyor ki Türk milleti sulh taraftandır. Sadece barışı özler. Herkesle İyi geçinmek tek emelidir. Bütün komşularımızla dost olmak İsteriz. Fakat maatteessüf herkesle iyi geçinmek, dost olmak, barış ve emniyet İçinde yaşamak yalnız bizim ar- , zumuza bağlı, tek taraflı bir İş değildir. Bu yoldaki bütün gayretlerimiz boşa çıkmaktadır. Fakat gene bu yolda devam etmekten hali kalmıyoruz.
Milli müdafaa fedakârlıklarına katlanmamak İçin esir olmak Türk milletinin İçine gelmez, Buna şanlı tarihimiz şahit tir. Tilrk milleti canını verir, bir kanş toprağını vermez.
çok özlediğimiz banşı ve dostluğu da hürriyet ve istiklâlimiz pahasına elde etmek, bu devletin dış siyasetinde hiç bir zaman yer almamıştır ve nlınıyacaJctır,
Fakat, arkadaşlar. İçinde yaşadığımız bu müşkül şartlara rağmen, memleket her sahada İlerlemekten geri durmamaktadır.
Bizi ihata eden müşkül durumlara rağmen, en geniş hürriyetlere dayanan iç İdare şeklimiz boyuna terakkiler kaydediyor. sağlamlaşıyor.
Bu terakkilerimiz, bütün dünyada takdirler, hattâ hayretler uynadırmakladır Türkler, bu tehlikeli durumda bllr hürriyetlerine bağlı kalıyorlar, denilmektedir,
Müteakiben Dışişleri Bnkanı Marsa! yardımından, Avrupa konseyine girdiğimizden, Tflrk-Fransız ve Türk-İngillz ittifakının bütün kuvvetini muhafaza ettiğinden bahsetmiş ve sözlerine şöyle devam etmiştir;
Amerika ile münasebetlerimiz
Aziz arkadaşlar',
Amerika İle münasebetlerimiz gün geçtikçe artmaktadır. Amerika, Türk milletini tanıdıkça, bu yeni dünyanın TiİTklye hak- ; ikmdnkj malûmatı arttıkça,'
bek, büyük kulaklı, tüylü, 'yaz tavşanylle meşguldür arada sırada, annesinin nundakl inciler gibi parlak
şeylere küçük parmaklarının bütün kuvveti ve lnadlyle asıl’ masına bayılmaktadır.
Çok gezen bir bebek
Prens Charles tam sıhhatli ve çok neş’ell bir bebektir. Prenses Elizabeth, diğer hassas ve bilgili anneler gibi, çok İntizamlı bir bakım görmesinde İsrar etmektedir. Bebek bol bol taze hava almakta ve bol bol uyumaktadır. Şimdiden çök gezmiş ve dünyayı görmüş telâkki edilebilir. Hafta sonlarında muntazaman Windsor sarayına gidip gelmekte ve arada sırada Sundrlngham’da büyük baba ve annesini ziyaret etmektedir. Geçen yaz bütün aile ile birlikte İskoçya'ya gitmiş ve annesinin mes ut çocukluk hatıralarından bir çoklarına sahne olan. Prensesle Dükün bal aylarında bir kısmını geçirdikleri BalmornJ malikânesini ilk defa olarak görmüştür.
Prens Charles Philip Arthur George (zira bebek babasının bir ismine mukabil dört İsim taşımaktadır) etrafında cereyan edenlere karşı son derecede uyanık bir İlgi gösteren neşeli bir çocuktur. Buna mukabil dolaştığı her yerde, saray otomobilinin camlarında gördüğü ve en büyük bir neş’e ile küçük elleriyle selâmladığı halk toplulukları da kendisiyle son derecede ilgilenmektedirler.
gead iriliyor.
Zira Prens Charieş, İngilizce konuşan her memlekette,, fotoğrafları şimdiden milyonlarca I insan taraf ından görülmüş olan, dünyanın en meşhur bebeklerinden biridir.
Tablatiyle Prenses Elizabeth ile Dük, bir bakımdan çceuk-l&rmın yalnız ve mûnha-ıran kendilerine aJt olmadığım idrak etmektedirler. Bununla beraber, aşın bir umumi ilgi ve ihtimam yüzünden hiç bîr zaman Şimank bir çocuk olarak yetişmemesine azmetmişlerdir: Zira herkesin bir çocukla ilgilenmesi ve çocuğun bunu pek erken bir çağda idrak etmesi, kendisi için zararlı olabilir. Prens Charles, tipik ve şirin bir İngiliz yuvasında büyümekte olan alelade bir çocuktur, ve ebeveyninin en büyük arzuları, milletin çocuğa karşı gösterdiği ve göstereceği tabii ilgiyle imtizaç etli çocukta büyüklük ve tabirliLüc hislerinin uyanmamağıdır. Bu bakımdan Kral V inci Geor&e'ia Kraliçe Ellzabeth'ln mükemmel misalini takip etmektedirler
Kral ve Kraliçe de, ki2lan büyümekte İken. BlJzabethle
Prenses Margarct'l aşırı umumi İlgiden korumak lüzumunu hissetmişler ve böylece kızlarına çocukluktan genç kızlığa basit ve tabii bir İstihale sağlamışlardı.
Aynı basit tarzda yetiştirilmesinden başka Prens Charles için kim daha iyi bir şey temenni edebilir 1

nisbette artmaktadır. Bize ya- Bu münasebetler, dış slvaşe-pil an silâh yardımı devam et- timizde o dereceyi bulmuştur ki. inektedir ve devam edecektir, sulhte ve harpte, münferit bir Bunun kıymetine paha biçil- 1 mez, Bu sayede, yalnız sulh davasına hizmet eden ve İcabında vatanı müdafaaya hazırlanan ordumuz, bu çok kıymetli ve yeni silâhlarla gitgide kuvvetlenmektedir. Amerikanın sivil ve askeri ricalinin beyanatından anlıyorsunuz. Türk ordusunun kabiliyeti, kahraman erlerimizin bu yeni silâhlan kullanmaktaki maharetleri takdir İle karşılanmaktadır.
Amerlkada "Hlrte milletine karşı bu alâkayı uyandıran ve bu yardımları devam ettiren başlıca sebep. Türk milletinin, tek başına kalsa da. vatanı her türlü tecavüzlere karşı müdafaaya azmetmiş olmasıdır Bütün dünya bundan emindir.
Türkiye davası artık mevcut değildir. Tek başına kalmış ve ya kalacak bir Türkiye yoktur. Türkiye sulhde olduğu gibi harbde de yalnız değildir ve yalnız kalmıyacaktır,
Dış siyasetimizin neticesi buldur.
Bu neticeyi. Cumhuriyet Halk Partisi Hükümetlerinin 25 yıllık siyasetlerine borçluyuz.
Bu uzak görüşlü, devamlı, dürüst siyaset, devam edecek-■ tir.
Dış siyasetimizin temeli, da ima uyanık durmak, vatanın emniyetini, selâmetini sağlamaktır.
Cumhuriyet Halk Partisinin gayesi, memleketin yükselmesine, ümran ve refahın artmasına çalışmaktır. Buna da muvaffak olacaktır Vatanı, dünya tarihinin en kanlı badiresinden selâmetle çıkarmayı bilmiş olan müstesna insan, devletimizin çok şükür başındadır. Yolumuz açıktır. İlerleyeceğiz Bunu size itimad ve iftiharla söylüyorum. Yaklaşan yeni yılın memleket için ve hepiniz için uğurlu olmasını dilerim.
I

Dış siyasetimizin son merhalesi
Türkiye dış siyasetinin eriştiği son merhaleyi »İzlere bir cümlede hülâsa edeyim? Batı Avrupa devletlerce, müttefikleri-vıv>ut»ıcn »«rem vouuuu mm- mu yeni dünyanın TuTklye hak-ı®^^1®' ve Amerika ile münase-tünliiğü, milletin istiklâli, son-] kındaki malûmatı arttıkça,' htl,er,nüz> ,4lrlh*mİ7!in hiç bir ra başka işler... İstiklâl mtica- Türkiye hakkındaki itimadı ve devTİndo görülmemiş derecede; gelesinden doğan bu devlet memleketimize karşı alâkası o 5,kj- kuv’etu vc yakındır.
ı
Bahire 5
jGüneş çarpması^
Mahkeme Koridorlarında
Allahın eniriyle yılbaşını
' Vapur, kızgın yaz güneşi altında, Hint Okyanusunda seyrederken birine! mevki kabinelerinden birinde poker partisi barartle devam ediyordu. Kaptan Delone, bir yığın markayı Hilnıan'a doğru İterek:
— Yaman bir talihiniz var, doı '.um, dedi.
Vlne başka bir gün kaptan Delone ile Hllman poker oyununa daldıkları sırada tüyler ürpertici bir uluma etrafı çınlattı. HUman oturduğu sandalyeden fırlayarak sordu:
— İşittiniz mi kaptan?
Kaptan kaşlarını çattı. Yolcular da bu ulumadan dehşete düşerek kabinelerinden dışarı fırladılar. Kaptan Delone. o sırada salona giren üçüncü kaptana:
— Noro git de bak. bu çığlık nereden geliyor? diye emretti.
Bir aralık vlıınıa yavaş yavaş hafifleyerek yeknasak bir iniltiye döndükten sonra büsbütün kesildi. Üçüncü kaptan biraz sonra salona döndü. Kaptan Delone. merakla sordu:
— Neymiş bnkayım?
— İkinci me -kİ kadın kamarotu Marl'yl güneş çarptı. Geminin doktoru şimdi onunla meşgul. Zavallıyı zaptetmek İçin dört tayfanın yardımına lüzum görüldü.
— Onu tecrlthaneye koydunuz mu?
— Evet, ben yanından ayrılırken doktor, kadına uvuşturu-cu bir enjeksiyon yapıyordu.

Kızıl denizden geçerken kadının sık sık tekerrür eden çığlıkları vapurun huzur ve sükûnunu bozuyordu. Doktor, vaziyeti ümitsiz görünen genç kadını sıkı bir müşahede altında bulunduruyordu. Nihayet hekim de ümidini kesti ve :
— Bu zavallı kadın artık İyileşemez. diyerek kendi haline bıraktı.
Vapur, MarsIlyaya varmazdan bir saat evvel kaptan Delone hasta kadını görmeğe gitti. Kadın âdeta tırıl çıpalktı. Elbiselerini geçirdiği krizler esnasında param parça etmişti. Âdeta köpek gibi uluyordu.
Gemi biraz sonra rıhtıma yanaştı. Karantine doktoru vapura girerek kaptana sordu;
— Gemide güneş çarpmasından delirmiş bir kadın mı var?
— Evet, onu görmek İster mİ ainiz?
— Lüzum yok. Can kurtaran rıhtımda bekliyor.
Biraz sonra gemiye İki hastabakıcı girdi- İkinci kaptan, hastabakıcıları Mari'nln kapalı bulundurulduğu odaya götürdü.
— Dikkat ediniz, çünkü kudurmuş gibidir, dedi.
Hastabakıcılardan biri gülümseyerek:
— Biz böyle vakalara alışmışız. cevabını verdi.
Hastabakıcılar, hücreye girer girmez. Mari onların üzerine saldırdı. Çetin bir mücadeleden sonra onu zaptetmeğe ve deli gömleğini sırlına geçirmeğe muvaffak oldular. Kadını sürükleyerek rıhtımda bekleyen can kurtaran otomobilinin yanına götürdüler Otomobil şoförü, kapıyı açıp, İçeriye sokmalarına mâni olmak istedi Fakat hastabakıcılardan biri.
den hastabakıcılardan biriyle otomobilin içine girdi, öteki hastabakıcı da. şoför mevkilne_ geçerek arabayı yıldırım sürati He sürmeğe başladı.
Can kurtaranın şoförü, kendisini süratle toparlayarak yerden kalkıp:
— Haydutları yakalayınız, diye arkalarından bağırmağa koyuldu.
Bu feryat üzerine otomobilin yolunu kesmek İsteyenler, İki hastabakıcının tehdltkâr tabancaları karşısında yol açmağa mecbur kaldılar. Otomobil yıldırım süratiyle .liman mıntaka-sından çıkarak biraz sonra Marsllyanın dolambaçlı sokakları arasında kaybolmuştu,
kodeste geçireceğim
¥
Aynı günün akşamı, Marsll-j ya limanı polis komiseri gemiye gitti ve kaptana hâdise hak-ı kında şu İzahatı verdi: s — Bu hâdise uyuşturucu ı madde kaçakçılığından ibarettir. Mari katiyen deli değildir. O, tecrlthanenln muşambaları altında bir kaç kilo kokain saklamış ve Marsllyadakl suç ortaklarıyla beraber önceden kararlaştırmış olduğu veçhile, güneş çarpmasından delirdiği rolünü, oynamıştı. Vapur rıhtıma yanaşınca kaçakçı arkadaş-, lan tımarhane hastabakıcıları kıyafetiyle gemiye girmişler. Marl'yl tımarhaneye götürmek bahanesiyle almışlar ve tecrit-hane höcresl İçinde gûya deli kadınla yaptıkları mücadele esnasında kokain paketlerini de almışlar, rıhtıma İnince dalma orada bekleyen can kurtaran o-tomobillnin şoförünü yumrukla sersemleterek kadınla beraber otomobile binip kaçmışlardır.
Kaptan sordu:
— Bu haydutları, bârl yakaladınız mı?
— Evet, can kurtaran, limanın büyük kapısından çıkacağı esnada hâdiseden haberdar c-diien muhafaza memurları, kapıyı kapamışlar ve İki gangs -terle Marl'yl yakalamışlardır Oyun gayet kurnazca tertip e-dllmlştl. Fakat, şoförün haydutların peşin! bırakmıyarak bağırması, yakalanmalarını temin etti.
Çeviren: A. HİLÂLİ
Ege tütün
piyasası
Açılma hazırlıkları tamamlandı
İzmir 24 (Akşam) — Ege tütün piyasasının açılması İçin yapılan hazırlıklar tamamlanmıştır. Amerikan tütün kumpanyaları ile tütün tüccarları piyasadan tütün mubayaasına İştirak edeceklerdir.
Tekel genel müdürlüğünün a-lım şubesi müdürü Kenan Yal-ter, dün gazetecilere beyanatta bulunarak :
«— Ege bölgesi tütün rekoi-şoförûn çenesine müthiş bir tesl 45 milyon kilodur. Umu-yumruk savurarak onu yere se- ' miyetle piyasanın iyi gideceği terken, öteki can kurtaranın 1 şimdiden kuvvetle tahmin edll-kapısını açtı- Marl, kendiliğin- mektedir.» dedi.
Yılısarak sordu:
— Yılbaşında ne tarafa niyetlisin, beyefendi abi?
— Bizde öyle bir niyet yok. Sen hazırhklısm galiba.
Kelepçeli bileklerini uzattı :
— Alay mı geçiyorsun, beyefendi abi? Baksana şu meredlere. Bu sefer yeni yılı kodsete karşılayacağız. Geçen sene de öyle olmuştu ya. Cenabıhakkm hikmetinden sual olunmaz, derler. Yalan değil ha. Yılbaşlarında şöyle bir rahatça eğlenmek nasip olmuyor bize. El-âlem, Beyoğullannda kafayı dumanlayıp zevk ederken ben kodesin köşesinde dllz çöküp yâ sabır çekiyorum.. Ne yapalım, kurban oldu -ğum Allah öyle emrediyor, ben de onun emrini yerine getiriyorum.
— Hapishaneye Allahın emrile giriyorsun demek?
— Kendi kendime gider de öyle vere girer miyim, beyefendi abl? Biz emir kuluyuz.
—- Cenabıhak namaz kılmayı. oruç tutmayı emretmiş amma hapishaneye girmek için emir verdiğini duymamıştım.
— Hımmm ... Darılma amma senin böyle şeylere akim ermiyor, efendi kardeşim, Cenaballah insanın karşısına geçip te lâf ede -rek emir vermez. Onun e-mirleri gizlidir, nereden geldiğini anhyamazsın.
— Bu sefer de Allahtan emir mi aldın?
— Orasını bilmem artık, beybirader. Uzun sözün kı -sası, insanlar her işi Allahın emri ile yaparlar. Ben bunu bilirim, bunu söylerim. Zehra da Allahın kulu değil mi?
— Kimdir o Zehra?
— Bizim karıyı söylüyorum bey kardeşim, Cenabıai-lah. Zeiırayı niçin yaratmış? Benim başıma musallat etmek için değil mi? Dünya yüzünde Zehra olmasaydı simdi benim buralarda ne işim vardı? Üç aydır Zehra ile uğraşıyorum. Aslında ben avrat milletine yüz veren takımından değilim amma bu sefer ölüsü kandilli Zehraya fena bağlandım. Kamun bir : dediğini yapamazsam yöre- ■ ğimde ateşler yanıyor.
— Zehra hanımla yeni mi , evlendin?
— Üc aydır beraber düşüp kalkıyoruz. Amma velâkin, Zehra senin bildiğin manti- . netolardan değildir ha. Allah seni inandırsın ki, nl -kâhlı kanm olsaydı bu kadar tutulmazdım kahbeye. Darılacak da beni sepetliye- , cek diye aklım basımdan gi ■ diyor, her arzusunu yerine getirmek için elimden gele- ■ ni yapıyorum. Çapkınlık bi- . ze babadan mirastır. Çok mantinetolar değiştirdim, ■ Zehra gibisine rastlamadım, görüyorsun ya. bu sefer de : Zehranın uğruna kodesi boy lu yorum, İşte bu da Allahın emridir, bizim elimizden bir şey gelmez ki.
— Su emri nasıl aldın an-. latsana.
— Söylüyorum işte, bey , kardeşim . Cenabıhak, beni kodese sokmak için Zeh-rayı yaratıp başıma sarmış. «Yılbaşında eğlence isterim» diye tutturdu kan. «Acele etme, ulan yılbaşına vakit var. Elbet bir çaresine bakarız. O gece yanm kiloluk bir şişe rakı alırım, seninle karsı karşıya oturup kadeh tokuşturarak keyif çatarız» diyordum; «Olmaz. Öyle şey istemem. El âlem çalgılı çen Rili gazinolarda gönül.eğlen dirlrken benim kafaıh mı kel ki, evde oturup da senin karga burnunu seyrederek rakı İçeceğim?» diye başımın etini yiyor. Biliyorum, götürmesem gönlü kırılacak, beni sepetleyecek. Dün sa -bah evden çıkacağım sırada Rene karşıma dikildi: «Şu i-ki gün içinde yirmi tane papel getirip avucumun İçine saymalısın. Paralan ben sak Uyacağım, vübaşı gecesi beraberce Bevoğluna gidip gazinoda eğleneceğiz. Eğer yarın akşama kadar paralar gelmezse öbür gün beni yok bil» diye sıkı sıkı tenbih geçti. Karının huyu fenadır, aklına eseni yapar ha. Uzatmayalım efendim, pis pis düşünerek evden çıktım. Canımın sıkıntısından gözüm dünyayı görmüyordu.. Nereye gittiğimin bile farkında değildim. Bir aralık baktım ki, kalabalık bir yerdeyim. Vapur iskelesine gitmişim galiba. Herkes birbirini itip dürtüyor. Kendi kendime: «Ulan, Nuri, böyle yerlerde ne işin var senin? Kalabalıkta insanın başına bin türlü belâ gelir. Şuradan çekil de çarşıda, pazarda dolaş. yirmi papel çıkaracak bir iş ara» dedim.
— Senin işin gücün yok mu?
— Olmaz mı, beyabi? Sayenizde seyyar koltukçuluk yaparım. Velâkin. her zaman yağlı iş çıkmaz.
— Eey, iskeleden ayrıldıktan sonra ne oldu?
— Dur bakalım, acele etme, beyabi. iskeleden ayrılmak nasip oldu mu ki? O -radan savuşabilseydim mahkemeye gelir miydim? Kalabalığı vararak savuşmağa uğraşırken ayağıma birşey dokundu, eğilip baktımki bir para cüzdanı. «Hey Allahım sana şükürler olsun, Zehrayı başıma musallat ettin amma kısmetini de beraber gönderdin. Şu cüzdanın içinden yirmi papel çıkarsa ne âlâ! Çıkmasa da üzerini tamamlamak kolay olur» diyerek eğilip cüzdanı aldım. O sırada bir karışıklık oldu: «Yakalayın, yankesici kaçıyor» diye bağrış -malar arasında dört beş kişi birden üzerime yürüyüp beni yakaladılar. «Yapmayınız. beyefendi kardeşlerim.. Ben sizin bildiğiniz adamlardan değilim. Bir zaman -lar cahililk ettim, böyle iş-
25 Aralık 1949
Ispanyol takımı
Haftaya İstanbul’a gelme si katileşti
Fenerbahçe - Beşiktaş - Galatasaray kulüplerinin idarecilerini ne kadar tebrik etmek azdır. Kısa zamanda İsveç, İtalyan, İngiliz takımlarının en İyilerini ne kadar tebrik etsek oz-kânuıı verdikleri gibi şimdi de Avrupanın en İyi futbol oynayan Ispanya kulüplerinden Valladolld takımını Türklyeye getirmeğe muvaffak oluyorlar. Bu takım halen İspanya İkincisi bulunmaktadır. Fransızların meşhur Ben Barek temindeki Zenci futbolcusunun oynadığı Atletik Madrlt Takımını evvelki hafta 9-1 yenmesi ve İlk birincisi Real Madrid takımı Ue geçen hafta 1-1 berabere kalması bu ekibin bugünkü kuvveti hakkında bir fikir vermeğe kâfidir. Şehrimizde 31 Aralık, 1, 7, 8 Ocak tarihlerinde dört maç yapmayı kabul eden bu takım organizatörlere 60 bin liraya yakın bir masrafa mal olacağı söylenmektedir. Yapılan anlaşmaya göre ilk maçı Galatasaray, İkinci maçı Beşiktaş, üçüncü maçı Fenerbahçe yapacaktır. Dördüncü ve son maç hakkında henüz bir karar verilmemiştir.
Nuri Boytorun’un yerine Saim Arıkan mı antrenör oluyor?
Güreşçiler muhitinde dolaşan bir şayiaya göre. Milli Güreş Takımı Antrenörü Nuri Boyto-run Paris’te kalarak Fransız Millî Güreş ekibini çalıştıracakmış. Yine rivayete göre Nuri'nin yerine hâlen İran'da bulunmakta olan Salm Ankan'm getirilmesi muhtemelmiş. Bütün bu dedikoduların aslı olup olmadığını alâkadarlardan, sorduk:
«— Henüz bu hususta kati bir malûmatımız yok, biz de sîzler gibi bunu duyduk.» demektedirler.

Asker olan futbolcuların durumu
Son zamanlarda ortada dolaşan şayialara göre askeri ödevlerini yapan futbolcuların sivil kulüplerde yer alamiyacak- ! lardı. Hâlen bu hususta Beden TerbLyeslnc hiç bLr tebligat yapılmamıştır. Bu suretle halen asker olan oyunculardan, Fenerbahçeden Murat, Fikret, Salâhattln: Galatasaraydan Bülent, Beşlktaştan Nüsret, Vedii, Faruk takımlarında oynayabileceklerdir.

Kulfanılmış dizel dinamo grupları izabe tesisleri, ikametgâh ve atölye binaları satılacaktır
Artvin vilâyeti dahilinde, Artvin - Borçka arasında Kuvarshan mevkiinde, cevher rezervinin tükenmesi üzerine tatili faalLyet etmlç bulunan Kuvarshan Bakır İşltemesln-dekl Dizel dinamo gruplan ve bunlara ald cereyan cem ve tevzi tablolarından müteşekkil komple bir elektrik santralı tesisatı mahallinde toptan veya binalar ve santral tesisatı ayrı ayrı toptan veya hepsi olarak satılacaktır, hammen bedelleri:
Memur evleri, İşçi hastane helalar gibi hane, santral, garaj ve demir konstrükslyon izabe atölyeleri binalarından mürekkeb 59 parça bina 127.000.—
Dört zamanlı, 4 silindiril, dakikada 190 devirli beheri 260 beygir takatinde 185 kilovat 525 voltluk mütemadi cereyan dlnamolarile direkt akuple, İşler vaziyette komple İki dizel - dinamo grupu ve fazla bir dinamo, bütün lüzumlu ölçü âletleri ve komanda tertibatını havi cem ve tevzi tablolarile birlikte: 20.000.—
(Yalnız bir Dizel motoru 7.0Û0, yalnız dinamo tabloslle birlikte 2.000 Uradır.)
Türkiye Bakır İşletmeleri Müessesesl, Ankara Posta caddesi şayban Apartmanı No. 9, veya Borçka kazası Murgul nahiyesinde Murgul Bakır İşletmesi Müdürlüğüne müracaat olunması.
ayrı ayrı perakende Mahallinde olduğu gibi teslim mu-
koğuşları, lokanta, mahfil, hamam, sosyal binalarla lâboratuar, demlr-
ler yaptım amma sonradan tövbekar oldum. Zenaatim seyyar koltukçuluktur. Altlımın terile para kazanıyorum. Cüzdanı yerde buldum. Sahibi varsa buyursun, al -sın. Benim yakamı bırakı -ni2» dedimse de sesimi du -vuramadım, en nihayet polise teslim ettiler.
Mahkeme açıldı, mırıldanarak kalktı:
— İşte bu da Allahın emridir. Benim elimden ne gelir?
Ce. Re.
SOLUSULPHAMİDE
reated by free version ol
Düşman Dostlar
Macera ve Aşk Romanı
Yazan: J. O. Carr Tercüme eden; (Vâ-Nû)
. Tefrika N, 14
— Canınızı sıkacak vaziyetler mi?... Ne gibi yanı’
— Bilmiyorum ama, kötü hissikablelvuku larım var.
Colin, davrandı:
—Peşi sıra koşavım, yakalayıp buraya getireyim mi? ölüyü diriltecek kudrette seksen senelik viskilerimiz vardır. Bu akşam da çekeceğiz, inşallah. Belki kendisine İkram eder etmez...
Elspat hala, mâni oldu:
— Böyle bir herifi misafir etmeği hiç de İstemiyorum.
— Biliyorum, sevgili hala, ama...
— Kararım karardır. Böyle bir herifi damımın altında arzu etmem. Mesele bundan ibaret. Daily Floodlight muharririne ikinel bir mektup yazacağım.
— Nedir bu esrar, kuzum? Gazeteciye bildireceğiniz esrar
Lâkin. Elspat hela, küsecek yerde, gülümsedi: ve bu hali ile Aian'ı fevkalâde hayrete düşü-, dü.
İhtiyar kadın, müsamahakâr bir sesle konuşuyor, gülümsüyor ve robunun eteğini munis hs .'ketlerle düzeltiyor:
— Zannettiğiniz kadar cadı değilim, benim sevgili yavrum! E, siz de fikrinizi söyleyin. Ne dersiniz. Alan?
— İyice anlayıp dinlemeden bu adamı konmamalıydınız. Hiç değilse matbuat kartını sormalıydınız. Kendisinin samimi olduğunu zannediyorum, Olsa olsa haya! kabiliyeti Toksan. şimdi, bizim başımıza İşler açacaktır. Canımızı sıkacak vaziyetlere meydan vermesi mümkündür.
Colin, sordu:
neymiş? Bir de dinleyelim. .kânını veriyordu. Kapı, şimdiki kl. bu sebepten dolayı bildikle-
Elspat hala, bu suali İşitmemiş halde açıktı; ve gurubun altm rint polise anlatmıyor; gazeteci-göründü. Katiyetle dedi ki:
— Colin! Ben ne emıedlyor-sam, sen onu yapl Alan Camp-beiri kule odasına götüreceksin. Angüs'ün feci Akıbetini ona İzah edeceksin.
Bu münasebetle. Kitabı Mukaddesin bazı sanifeleri üzerinde mürakabaya varsın... Sana gelince, Cathryn! Sen de sedirin üzerine, benim yanıma o-tur. Söyle bakalım, Londra'nın dans yerlerine, o kötü batakhanelere gidip cehennemlik oluyor musun?
Genç kız:
— Ayak bile basmıyorum.
— diye teminat verdi.
— öyleyse, sen nasıl olduğunu şimdiye kadar asla...
Alan, bu garip muhaverenin arka tarafını dinleyemedi. Çünkü, Colin, onun koluna girmiş; Duncan'la Shpman’ın kaybolduklar kapıdan onu da çıkarmıştı.
Bu kapı, kulenin zemin katına açılıyor. Çift kanatlı bir ahşap ve zencirli ve koca kilitli bir kapı; cenup avlusuna çıkmak İm-
rengini içeriye aksettirmekleydi. Minare merdivenini andırır bir merdivenle kulenin üst kısımlarına çıkılmaktaydı.
Colin, homurdandı:
— Bu kapıyı da asla kapalı tutmazlar. Anahtarın bir eşi de başka birinde bulunacak. Beni dinle, delikanlı, kocakarı bir şey biliyor galiba. Şuna emin ol kİ, göründüğü derecede ahmak değildir. Bildiği bir şey var. fakat çenesini tutuyor. Bütün sigortaların karşılığı olan otuz beş bin İngiliz lirası, onun ortaya vuracağı hakikatlere bağlı.
— Polisin yardımını isterseniz olmaz mı?
— Polis mİ?... Kocakarının avukatına bile itimadı yoktur. Adllyenln mümessillerine karşı nasıl bir tavır takmacağıru vallahi kestiremiyorum. Vaktiyle, kaybolan btr İnek yüzünden yahut da buna benzer bir meseleden dolayı, zabıta ile arasında bir İhtilâf çıkmıştı; o tarihten İtibaren polislerin hep hırsız ve kötü kişi olduklarını aklına soktu, öyle sanıyorum
Ya^a Merhemi
Yanık, Kesik, Cerahatli Yaralar, İnıpetigo ve Akneler tedavisinde kullanılır.
lerl çağırmış, onlara anlatacak.
Colin. cebinden bir tütün ta- I bakası ve pipo çıkardı; İzaha- j tına devam etmeden önce, pipoyu tıka basa doldurdu: ciddi ciddi yaktı ve tekrar konuş-' tu:
— Bana gelince, pek o kadar ehemmiyetli mesele değil benimkisi... Borçlarım vardır ve biraderim Angus, borçlarım olduğunu bilirdi. Hoş, kendi kendime İşin İçinden çıkarım, çıktım a... Hiç değilse o kanaatteyim. Elspat halayı sorarsan, iki gözüm kör olsun kİ, bir santimi yoktur kocasının. Meteliksizdir.
— Para ne şekilde taksim e-dllecek?
— Yani, parayı alırsak değil mi?
— E, tabii...
— En basit şekilde: Yansı Elspat'm, yansı
— Çok garlpl zevcesi değil.
— Susunuz!
benim.
Çünkü, meşru
(Arkası var)
Yumuşatıcı ve tahriş etmlyen cinslerinden olup enjeksiyonlu yaraları korumakta ve tedavide faydalıdır.
Her eczaneden reçetesiz alınabilir.
■ Yapıldığı yer: (MAY and BAKER) LTD. İNGİLTERE ™
AYLIK DE i
İlk sayısı Yılbaşında çıkıyor. Bekleyiniz
COLMAN "Öküz Baş
Clvltlnl mutlaka kutlanınız.
Çamaşırlarınızı SARARMAKTAN koruyunuz; Onların BEMBEYAZ olmasını İsterseniz, son çamaşır suyunda
25 Aralık 1949
A K Ş A M
Bahlfe 7
[BULMACA]
1 s 3 9 5 B 1 9
İlil 1
İlil 1
”1 1 1 1 1 I ■ III 1 1 1 ■ 1 1 1
■İli 9
■ 1 1
■ 1 l 1 i _l
Soldan w.ğa: 1 — ÇtıgiMllH, 3 —.; Lisede bir «İcrt, 3 — Sonuna (H> gelirse pasaport kaydını yapar, 4 — Tersi bir meyva - Sinir. S — Tersi a-xlmet etmedi. • — Murmin defi) -Tcrtl belgi. 7 — BSSOMI (L> gelirse Kıbrata bir kasaba. B — Tersi cemi halinde şart edatı. 9 (— Nota - Abadan. 10 ■ Dil ile tasdik - Nota.
Yukarıdan aşağıya: 1 — Türk musikisi usullerinden. 3 — Bayatı kimle . Eski bir slUh. 3 — Kasa memuru .4 — Kabile - Cökyürt, 5 — Temsil yerleri, 6 — Basma «S» gelirse politika dünyam. 1 — Yttn - Hisar. ■ — Tersi eski film şirketlerinden -Bayan C*an.
ÇEÇEN BULMACANIN HALLİ
Soldan tapa: 1 — Pararola. 3 — îcabüıal. 3 — ReıiUne 4 — EJıdanak. 5 — Le. Enek. 6 — İcılls. 7 — Mıser. Te. k — AUreşal. 9 — NcL Fare. 10 —
Yukarıdan uyarıya: 1 — Pirelimanı. 2— Areleeiler, 3 — Zati, İsila. 4, — Anideler. 5 — Rılanlrefa. B — Ohancs. S.ı - î — Lannk. Yara. S — Aick.
yAPllRLAR£İ
JOHNS TON WAR REN LINES Ltd.
27/12/949 da limanımızda beklenen İngiliz bandralı
ALHAMA
Vapuru BURGAZ ve KÖSTENCE İçin emtia kabul ederek 29/12/949 da hareket edecektir.
OLIVİER ve Şr. Ltd. Galata Veli Alemdar Han 3 üncü kat. No. 29 Tel: 44215.
20 Lir on Pejîr»
Bakiyen; II oy îotâlte
5 Lâmbalı
25 lirası Peşin Bakiyesi; 11 ay Taklitle
4 Lâmbalı
20 veyo 25 Lira ödeyerek bu fevkalâde ORİON radyolarından beğendiğinize derhal sahip olabilirsiniz!: İşleyişi »e güzelliği bakımından en lüks radyolarla rekabet edecek kadar mükemmel olan bu cihazlar, şimdiye kadar duyulmamış ehven fiotlanla satışa arz edilmiştir^ Mükemmel bir radyoyu en müsait tediye şortları ile almak için acele ediniz... 28 Şubata kadar bayilerimiz veya müessessiniz d en bu rodyolardan birini alanlar, piyangomuza iştirak edecektir. Kur ada radyosunun seri numarası çıkan talihli müşteri
1000 Lira kazanacaktır.
54^1. 5.000
GELıR VERGİSİ
Maliye Bakanlığınca yayınlanan Gelir Vergisi Kanunu ve İzahtan kitabı ile vergt broşürleri, mevcudu Kalmadığından, bu kerte yeniden tab edilerek Defterdarlık binasında ve bütün Maliye şubelerinde satışa çıkarılmıştır.
Gelir Vergisi izah namesi 250 kuruş, Broşürler 60 şar kuruştur.
ZAYİ — Eminönü İbrahim. Müteferrika İlkokulundan aldığım pasoyu kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
5 inci sınıftan 207
Rahmo Ayten
CİP KAPTI KAÇTI ARANIYOR
Satmak isteyenler, Arna-vutköy Küçük Ayazma elçi sokak No. 31. Salime mektupla bildirilmesi-
ZAYİ — Zara nüfus memurluğundan aldığım vç içinde askerlik muamelelerim yazılı kimlik cüzdanımı kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
1336 Doğumlu
Bakla oğlu Sefer Yıldırım
I
1
2
( 5
10
15
20
40
80
20
200 500 1.000 2000 5000 10000 100.000.
500.000 200000 100.000 50.000 30 000 20.000 15.000 10.000 5-000 4.000 3.000 2.000 1.000 400 200 100 10
500000 200.000 200.000 250000 300.000 300.000 300 000...
400.000 400.000 480 000 600 000 1.000 000 1.000 000
800.000 1.000 000 1.000 000 1.000000 270000
ODEON
RI ununa
Bir kutu
fa

l r X
Daktilo aranıyor
Ciddi bir ticarethane, iyi almanca ve fransızca büen bir daktilo aramaktadır.
( LİSAN i rümuzlle Posta Kutusu 17G İstanbula yazılması.
BOL KÖPÜKLÜ FEVKALADE YUMUŞATICI
gliserinli HB3VI tra$
"Ll {Uy SABUNLARI
PİYASAYA ÇIKMIŞTIR
Mahkeme, tapu, icra ve noter ilânları
Bedelleri hususi şahıslar tarafından ödenen mahkeme, icra, rapu ve noter ilânlan gibi resmi ilânlar eskiden olduğu (rl-bl doğrudan doğruya ■AHŞASI* İdaresi ta.afın-

F'htfe 8
AKŞAM
25 Aralık İD İD
AKŞAM |spor|
-r-——— --- - *
Fenerbahçe - First Vienna revanş maçı
Haftanın dedikodusu
Her HENGEL «Bu oyuncularla dünyanın her tarafında yenilirdiniz!.» — Hakemlerin can kurtaranı «Ofsayd!.»
First Vienna-Beşiktaş maçına ait resimler
Sarı lâcivert takım, bu gün takviyeli bir kadro ile ognıgacak
Yazan: ŞAZİ TEZCAN
Lefter
First Vienna takımı son maçını bugün İr.önü stadında Fenerbahçe ile yapıyor. Evvelce bu son maçın üç klüp muhtell-r; ile yapılacağı bildirilmiş İse de Viyanalı futbolcuların takımlarımıza karsı ayrı ayrı aldığı neticeler iyi olmadığından muhtelit takım çıkarılmaktan vazgeçilmiş ve Sarılâcivertliler ıik maçlarında berabere kaldıklarından ikinci bir maç yapmayı arzu etmişlerdir
Yalnız Fenerli oyunculardan bazıları vatani vazifeleri dola-yısiie Ankarada, bazıları da sakatlıkları dolayısiie Bursa kaplıcalarında tedavide bulunduğundan idareciler pek haklı olarak Vİyanalılann karşısına zayıf bir takımla çıkarak taraftarlarının sempatisini kaybetmek istemediklerinden Ga-tatr.arayla Beşiktaş klüplerinin takımlarının takviye edilmesini istemişlerdir. Fenerli ♦.larecilerln bu talebi kabul e-dı diğlnden bugün Viyanalıla-em karşısına Fenerbahçe takı-o* çıkacak, fakat şehrimizde bulu. ı mayan oyuncularının ye-
sayesinde kolaylıkla geçiyorlar. Fakat AvusturyalI oyuncuların sert ve favullü hareketleri ile karşılaşıyorlardı. Favullii oyun acizden geldiğine göre Viyana-lı futbolcuların Galatasaray karşısında aciz İçinde kaldığını kabul etmek lâzımdır. Sonra senelerdenberl şehrimizde maçlar yapan AvusturyalI futbolcular arasında rakibine kafa atan bir futbolcuya ilk defa olarak bu maçta Tasladık. Bü-
takı-
tevU
ilin bunları antrenörün minin kötü oynamasını için İleri sürdüğü bahane olarak kabul etmekteyiz. İstanbu-lun sporcuları ve halkı iyi oy-nıyanı takdir etmesini daima bilmiştir ve sahalarımızda omuzlarda dolaşan ecnebi fut-bolcutar olmuştur. Bu bakımdan antrenörün bu alaylı beyana tını teessüfle karşıladık...
Haftanın notları
Geçen seneye nazaran Türk Mitli takımı zayıftır. Brezilya seyahatinden vazgeçmeliyiz
Yazan: Adil GİRAY
Gelecel: 29 hazirandan 18 temmuza kadar Brezilyada oynanacak dünya kupası maçlarının tasfiyesi mahiyetinde Avusturya takımının bizimle iki müsabaka yapması icabetmek-
rtne Calktoarayl. lulboltafcr
konacakta. Bu bakay-dan bu- “«‘a™ Vlyatada.
gun snrıllMiml tak,mm nata dttkrt oynanacaktır-
(e»kll edileceğini katiyetle bilmiyoruz. Ancak klüp İdarecilerine tavsiyemiz genç p— vulardan kurulmuş bir takımla sahaya çıksınlar, çünkü uzun ı.ıuddettenberi devam eden yağmur sahayı adam akıllı yumuşattığından genç oyuncuların enerjileri sayesinde muvaffak olduğu bundan evvelki maçlarda meydana çıkmıştır. Baasen kuvvetli bir lakım olmadığı belli olan Avusturya İkincisine galip gelmek için genç oı -nculardan teşkil edi-
Bu iki karşılaşmada iki taraf yen işemezlerse üçüncü bir ma-ovun- ^^ara^ memlekette ya-ilcunla1 Puması lâzımdır. AvusturyalIlar Ud maça yanaşmıyorlar. Bitaraf memlekette yapılacak tek maçla İşi halletmek şeklini ileri sürüyorlar. Bizim İdareciler de İki maçta ısrar ediyorlar.
Bizim İsteğimiz bu müsabakalar İçin hazırlanan talimatna meye uygundur. Avusturyanın , talepleri ise aykırıdır. Bir ta, raftan da AvusturyalIlar Brezll-uvtuuauou wr9(ku tur ya seyahatinin kendilerine çok lecek bir ekibin de kâfi gele- ağır masraflara mal olacağını .nzı.l t... dii’iiınpri.lr hıı hımııvpvı Kpnlm-
düşünerek bu turnuvayı benimsemediklerini iieri sürüyorlar.
Açıkça itiraf etmek istemiyorlar, fakat öyle hissediliyor kİ, AvusturyalIlar bizim takım ile İki maç yapmayı hiç arzu etmiyorlar. Tekliflerinde ısrar etmelerinden başka bir mâna çıkarmak da mümkün değildir.
Bize tek bir maç teklif ederlerken diğer taraftan da Brezll-ı ya seyahatinin pahalılığından dem vurmaktadırlar,
_ ................... Onların teklifi kabul edilir ve
ta nat™>ı»rte İngiliz milli tâ- Mtaraf Mr yapna-
kımm, bile yenebilirsiniz, do- cak maçlaj>tdyenerkrse Ayuş-
cegloi, zannediyoruz. Hem bu 1 hareket AvusturyalI futbolcu- 1 lara bir ders olur da bir dahaki sefere daha kuvvetli ve esaslı oyuncularını da kadrosuna alarak gelirler...
AvusturyalI futbolcuların şehrimizdeki bu son maçları dolayısiie antrenörlerinin verdiği bir beyanata işaret etmeden geçvznlyeceğlm. Galiba Galatasaray maçından sonra antrenörleri Hofman gazetelere verdiği beyanat arasında «Siz
Beşiktaş'ın Viya nalda rın kalesine bir hücuma

25 senedenberl Türklyeye ondan fazla AvusturyalI f takımı gelmiştir. Dalma takımlardan temiz bir f seyrettik Hepsi bize müsellesll — üçgenli — futbol med odunun ne olduğunu gösterdiler. 1936 ve 1938 ele yurdumuza gelen First Vienna da işte bu temiz futbol oynıyan memlekettin evlAtlarındandı. Fakat bugüne kadar üç maçını seyrettiğimiz yeni First Vienna’nın isminden başka. Viyana futbo-lüne benzeyen bir tarafını göremedik. çünkü bugüne kadar yurdumuzda maç yapan ondan fazla AvusturyalI futbol takımlarının oyuncularından hiç biri, sahalarımızda futbolcularımıza tos ve tek kasdi vurmadı.
Viyanalı oyuncu Schaffer geçen cumartesi günü Fener-bahçeye karşı çıkardığ kalâde güzel oyunu İle dığı sükseyi, ertesi pazar günü Galatasaray maçında Muzaffere attığı tos ile sıfıra indirdi.
First Vienna kafile başkanı Her HENGEL'in "Bu hakemle İngiliz milli takımını bile ye-1 nersinız» sözüne karşılık ben
■ de «Bu oyuncularla dünyanın, her tarafında yenilirsiniz I .>
• demekten kendimi alamıyorum. ‘ Hakemlerin can kurtaranı «Ofsayd!»
■ Bizim memlekette bir ofsayd . hastalığı aldı yürüdü. Bir futbol hakemi sıkıştı mı. hemen yan hakeminin bayrağı imdadına yetişiyor ve ofsayd İle işin içinden sıyrılıyor. Şu bizim hakemlerin can kurtaranı haline çelen «Ofsayd» kaidesini merak ettim. «Futbol hakem klübü» tarafından yayınlanan «Futbol kaideleri ve hakemin kitabı» m karıştırdım. Hep beraber şu kaideyi gözden geçirelim:
«Madde 11. — Ofsayd.
Topun oynandığı anda: bir oyuncu hasım kale hattına, toptan daha yakın bulunursa ofsayd vaziyetinde addedilir. Ancak:
(a) mevzuu bahis oyuncu, kendi nısıf sahasında bulunuyorsa.
(b,« hasım takıma mensup iki oyuncu, kendi kale hatlarına, o oyuncudan daha yakın bulunuyorsa,
(c) top en son olarak bir hasım oyuncuya değmiş veya bir hasım oyuncu tarafından oynanmış ise,
(d) mevzuubahls oyuncu; topu doğurdun doğruya bir avut (kale» vuruşu, bir korner (köşe) vuruşu, taç atışından veya hakem atışından almış ise; hasım kale hattına toptan daha yakın dahi bulunsa, ofsayd olamaz.»
şimdi bir de bu hakemlere «talimat okuyalım:
«Bilhassa — topun .
gı anda — kelimelerine dikkat ediniz. Bu kaide hakkında en mühim âmil, bir oyuncunun, top en son defa kendi takımına mensup bir oyuncu tarafından oynandığında nerede bulunduğudur; yoksa sık sık sanıldığı gibi kendisi topla oynarken bulunduğu yer değildir. Buradan da anlaşılır kİ bir oyuncu topla oynadığı zaman. topun gerisinde bulunuyorsa. sonradan ileri doğru koşmuş olsa dahi ofsayd addedilmez.»
Bahalardaki hareketleri İle bu kaideyi ve talimatı okumadıklarını gösteren hakemlerimize yukarıdaki SATIRLAR biraz olsun tesir edebildiyse ne uıutlu bize.
iki Lakım kaptanı bayrak veripuc
Beşiktaşlılann bir akıtu
guvay, 10 _ Peru, 11 — Arjantin, 12 — Ştll, 13 — Brezilya, 14 — İsviçre, 15 — Hindistan.
Bu on beş takım arasında ancak biz İki takımı gözümüze kestirebiliriz: 1 — Amerika, 2 — Hindistan. Fakat tasfiye müsabakalarında karşımıza Brezilya, Arjantin, tngUtre, İtalya, tskoç-ya gibi takımların düşmesi büyük bir ihtimal dahilindedir.
Böyle kuvvetli takımlar karşısında bugünkü zayif Türk takımının ağır bir mağlûbiyete uğraması bizim için müspet bir propaganda sayılamaz.
Çocuklarımız gitsinler, görsünler, öğrensinler diyerek bu uzun ve masraflı seyahati göze almak artık modası geçmiş bir nazariye haline gelmiştir. îşte bu sebeplerden, bu uzun ve çok masraflı seyahatin cazibesine kapılmıyarak soğukkanlılıkla bir karar vermek mecburiyetindeyiz.
Kararımızı verirken bazı milletlerin hareket tarzları da bize ömek olabilir. Belçika federasyonu takımına güvenemedlği için dünya kupasından çekilmiştir- İsviçre takımı Lüksem-burg takımı ile oynadığı iki oyunu kazanarak Brezilyaya gitmek hakkını kazandığı halde o da bu seyahatten vaz geçmek niyetindedir. Bugün Türk takımı Belçika ve İsviçre takımlarından zayıftır. Bize kalırsa biz de Belçika ve İsviçre fede -raconlarının kararlarına uyma lıyız. Brezilya seyahatinden »az geçmeliyiz.
kaidenin kısmını»
oynandı-
«*ı jjuujjau luıuuıvuııuuı yap- .... — o*- ,-ur. ınıı(,ıaı uiul ımnuı ~
tıkları harekc-llcTe favullü o- me§1 söze alırsa orada yapıla-, karşılaşmalarına 31 Aralıkta yun, kasdi tekmeler rol oyna- calt tasfiye maçlarında aşağıda ] başlanacağı evvelce bildirilmiş madı mı?... Sürekli yağmurlar lsimlert yazılı takımlarla karşı jse de İspanyol takımının ts-dolayıslle sahanın çamurlu o- laıîma31 icap edecektir: tanbul seyahatini ancak yıl-
dolayısiie sahanın çamurlu o- —>----------—-** -----------
luştt Viyanalı futbolcuları ça-' 1 — Yugoslavya, 2 — İsveç, —,, ------------------ -----------—
buk yordu. Galalnsarayın genç 3—İngiltere, 4 — İskoçya, 5 — laşıldığından İlk maçlarının iki. r Tavşanh'ya gidecek olan elemanla
tanbul seyahatini ancak yıl- hir maç yapmak üzere Kutah-başı tatilinde yapabileceği an- (yaXa gitmiştir. Kütahya'dan
Bülend'iu bir sütunu Viyanalı kaleci kurtarıyor
miş Bu alay yollu tenkld çok acı olmakla beraber bazı noktalardan Lefdire muhtaçtır. Filhakika o günkü maçı idare eden hakem arkadaş iyi bir gününde değildi. Sinirleri bo-auktu amma bunda biraz da AvusturyalI futbolcuların yap-
turya takımı Brezilyaya gitmeyecek mİ? Her ne hal ise... Biz onları bırakalım da kendimizi düşünelim: Şayet Avusturyanın talebi reddedilir ve Türk takımı Brezilyaya seyahat hakkını kazanırsa...
' Türk takımı Brezilyaya git-
Lig maçlarının baş* laması geri kaldı Lik maçlarının ikinci devre
Galatasaray Kütahya’ya gitti Galatasaray birinci takımı

Comments (0)