AKŞAM
Seçme,
BU6ÜNŞİNCİ SAYFAM
Sene 32 —. No. 11208 — Fiatl: her verde 10 kuruştur.
PAZARTESİ 2fl Arabk «49
Sahibi: Necmeddîn Sadak — Yaza islerini fiilen idare eden C. Bildik — Akşam Matbaası.
BAŞBAKAN ERZİNCANDAN ANKARAYA AVDET EDİYOR
o
İzmit C. H. Partisi kongresinde Nihat Erim, Tarım, Maliye ve Tekel Bakanları nutuklar söyledile r
Sivas 25 — Bugün Erzlncanda ipol: fabrikasının temel atma, töreninde hazır bulunan Başbakan Şemseydin Günaltay ve beraberindeki Bakanlar, mlllet-ve' illeri ve llğer davetliler saat 21.20 de Si'ıstan geçtiler, İs-, losyonda vilâyet ve belediye erkanı. SivaslIlar Başbakanı ve beraberinde bulunanları samimi tezahür. Tİe uğurladılar.
Er inean 25 — Başr-akan çem-seddin Günaltay, beraberindeki zevatla, bugün Erzincana gelmiş, Siıme r Bank ın kuracağı iptik fabrikasının temel atma tür- ninde bir nutuk söylemiştir Başbakandan evvel konuşan Siimer Bank Umum müdürünün verdiği izahata göre, fabrika 230.000 metrekarelik bir saha üzerine inşa edilecek ve De- _
Başbakan yardımcısı Nihat Erim Tarım Bakanı Cavit Oral
Basın tasarısı
Yabancı memleketlerin ba»m kanunları inceleniyor
Ankara 26 (Akşam) — Basın tasarım üzerindeki çalışmalara yeniden başlanmıştır. Çalışmalarla Başbakanı yardımcısı Nihat Erim bizzat ve yakından alâkadar olmakta, basın kanunu olan yabanc- memleketlerin mevzuatı tetkik edilmektedir.
Bilindiği gibi, bir müddet önce Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan tasarının Istan bul Gazeteciler Cemiyetinden gelen heyet tarafından tetkikinden sonra yeniden hazırlanması ve tetkik sırasında gazetecilerin ileri sürdükleri mütalâalardan do faydalanılması kararl aşmıştı
D. P. kongresi
Görüşülecek meselelerin incelenmesine başlandı
Ankara C. H. P. kongresi toplandı
içişleri, Sağlık ve Millî Eğitim Bakanları dileklere cevap verdiler
nizllde tem-ü atılan fabrikanın eşi olacaktır Bu tesis ilk kuruluşta 15.080 îg İle çalışarak senede 1500 lon 20 numara İplik imal edecektir. 1951 yılı içinde faa’iyete gerecek olan fabrika santral harir, 10.500,000 liraya m-dolacaktır.
P ^»bakanın nutku:
Kalkınma plânı...
Yarınki Erdncarun. Doğunun bir mâmutesi olacağına işaretle sor.? başlıyım. Başbakan, zelzelede açıkla kalanlar için inşa edilen evler hakkında hazırlanma bulunan kar.un tasarısının önümüzdeki haftalarda Meclisten çıkacağını ve vatandaşların evlerine yerleşeceklerini söylemiştir.
Bundan sonra İktisadi kalkınma plânından bahseden Baş bakan. Amerika yardım plânından zlraai sahadaki mesaimizi kolaylaştırmak üzere, bugüne kadar 18 milyon 200 bin lira değerinde traktör getirildiğini bundan başka 25,200,000 lira değerinde diğer zirai âletler İthal edildiğini, yedek parçalan İçin de 2,800,000 Hra verildiğini anlatmıştır, Başbakanın söylediğine göre, bu sene programlyle daha 12.600.000 liralık ziraat malzemesi getirilecektir.
Yol inşaatı hususunda sarfe-dilen paraların da bundan az olmadığına İşaret eden Başbakanı. İktisadi muvasalanın ve mahsullerimizin Umanlara kolayca nakledilmesinin tahakkuk safhasına girdiğini, et ve balık mahsul i er İm İzin değerlendirilmesi için de 20 milyon Ura ayrılmış olduğunu söylemiştir,
(Arkası «atıKe 2: sütun 6 dal
ADNAN MENDERES'İN BaŞBftKflHfl CEVABI
Biz Halk Partisini değil, inhisarcı zihniyeti yıkmak istiyoruz
Kütahya 26 — Demokrat Parti Kütahya II kongresi bugün Adnan Menderesin bir nutku ile sona emi iştir. Başbakan Şemseddln Altaya cevap veren Adnan Menderes demiştir ki:
e— Demokrat Parti hiç bir zaman Halk Partisini yıkmağa azmetmiş değUdlr. Ancak hâlen Halk Partisini temel olarak kullanmak istediği inhisarcı bir zihniyeti yıkmağa katiyetle azmetmiş bulunduğumuz bir hakikattir. Partimizin Halk Partisini yıkmak zihniyetiyle teşekkül etmediğini ve böyle bir zihniyetle hareket etmediğini her zaman iftiharla haykırabiliriz. Biz. çok partili bir idarenin kurulması gayesiyle işe başlamışladır.»
Muhalefetin parçalandığı hakkında Başbakanın sözlerini ele alan Adnan Menderes sözlerine şöyle devam etmiştir:
(— Unutuyorlar W, partimiz kurulduğu andan itibaren kışa bir zaman içinde Halk Partisi saflan boşalmış, delik deşik olmuştur. O güne kadar bütün milleti İhtiva ettiğini İddia eden bu partinin karşısına milyonlar dikilmiştir.
Adnan Menderes
Biz mücadele ederken karşımızda Halk Partisini değil, hâlâ hükümeti görmekteyiz. Dimdik kaya gibi ayakta duran Halk Partisi değil, fikrimce bu hükümet olsa gerektir.
Arkadaşlar Fikir İman ve prensip partisi olmadığımız İleri sürülüyor. Biz de kendilerine aynı şeyleri tekrar edebiliriz.»
(Arkası sahile 2; sütun 7 del
Fenerbahçe 2 - F. Vieıına 1
Çarpışma neticesinde yaralanan Erdal, burnundan kanlar akarak sahadan dışarı çıkarılıyor l Yazısı 3 üncü saldfumladej
Ankara 26 (Akşam) — Demokrat Parti genel Id&re kurulu bugün. Meclis gnıpu ile müşterek bir toplantı yapacaktır. Bir kaç gün devam etmesi muhtemel olan toplantılarda önümüzdeki günler içinde Ankarada 7 ocakta içtima edecek Lstlşarî kongrede görüşülecek meseleler gözden geçirilecektir.
Ankara 26 — Cumhuriyet
Halk Partisi Ankara il kongresi dün sabah da toplanarak çalışmalarına devam etmiştir. Oturum açıldığı zaman kürsüye İçişleri Bakanı Emin Erlşirgil gelmiş, dileklere temas ederek İzahlarda bulunmuştur. Bakan, yeni seyrüsefer kanunu çıkarılıncaya kadar, memlekette nakil vasıtalarının yolsuz hareketlerini önlemek ve yolsuzluk edenleri tecziye etmek yolunda alınan tedbirleri anlatmıştır.
Daha sonra kürsüye gelen Sağlık Bakanı Kemali Bayezit de dileklere temas etmiş, hayatî ehemmiyeti haiz ilâçlardan bazılarının memlekete gümrüksüz olarak ithalinin kanunla sağlandığını, artık memlekette sıtmanın, milleti kemiren bir âfet olmaktan çıkarıldığını sıtma savaşının sürekli şekilde yapıldığını ve devam edeceğini, sağlık alanında yapılacak daha büyük işler bulunduğunu, hizmetlerin tamamlanmadığının iddia edllemiyeceğlnj söylemiştir.
Ekonomi ve Ticaret Bakam Vedat Dicleli de, bu yıl çifçlye yüz binlerce ton tohumluk dağıtıldığını, bunun 14C bin tona vardığını, diğer taraftan vatandaşı ekmeksiz bırakmamak için, hazirandanberi çalışılmakta olduğunu. bugün yemlik sıkıntısı
İçişleri Bakam Emin Erişir? il
Marmarada tatbikat
Perşembe günü gazetecilerin huzurunda bir tatbikat yapılacaktır
iki yıidanberi silâhlı kuvvetlerimizde tatbik edilen A-m erik an yardım «e eğitim sisteminin verdiği n(tice 1 eri gazetecilere göstermek için 29 aralık perşembe gur.û Marmarada bir tatbikat gezisi hazırlamıştır. Tatbikat gezisi sabahtan akşama k«dar sürecek ve aynı günde i inanmamıza verilen bir Amerikan muhribiyle bir denizaltm.'ir.m devir ve teslimi de yapıS-~afcnr. Tatbikatta hakiki torpido ve diğer silâh atışları yapılacaktır
öğleden sonra on Türk de-nlzaJtısını gezecek olan gazetecilerin soracaklar: sualleri alâkadarlar cevaplandıracaklardır.
Telef onla ölüm tehdidini yapan kim?
Evlenme teklifi reddedilen Niçcfmn bu şantajı yaptığı sanılıyor
Sultanhamamında Katırcı-oğlu Hanında kumaş ticareti yapan Osman Bıçakçı, zabıtaya müracaat ederek, kentlisinin ve şoförü Sadeddinln ölümle teh-dld edilmiş olduklarını ve Maslakta golf sahasında tâyin edilen bir yere 12,000 lira bırakılmadığı takdirde, otomobille beraber berhava edileceklerinin bildirildiğini beyan etmiştir.
Zabıta, derhal tahkikata girişmiş ve Osman Bıçakçının şoförü Badeddinln Nlça İsminde bir kızla tanışmakta olduğu. Ni-çanın Sadeddlnle evlenmek İstediği. fakat Sadeddinln buna
razı olmayışının, Osman Bıçakçının mâni olmasına hamledildi ğl. hattâ Niçanın. bir gün o-tomobtl garajında OsmanlI Sadeddlnl yüzlerine karşı toh-dld etmiş olduğu neticesine varılmıştır.
Bunun üzerine Nlça sorguya çekilmiş, Sadeddinln malûmatına müracaat olunmuş, hattâ bir sefer de Nlcanın Sadeddlne jiletle hücum ettiği de öğrenilmiştir.
Bu vaziyet üzerine hâlen Nt-çanın üzerinde durulmakta ve tahkikat devam etmektedir.
EEE33S33
Muhalefet
Bazıları, muahlefeti. ille «Hayır! Olamaz!" demek zannederler. Hükümet, bir şey söyledi mi, muhalifin vazifesi, gûva, kati şekilde, menfi bir tavır takınmaktır. Böyle olmadı mı, muhalefet, muvuzuucı savılmak gerek’
Halbuki böyle olunca da, muhalefet prensipsiz demektir, üslupsuz demektir. Çünkü, kendisinin muayyen bir hattı hareketi yok demektir.
Celâl Bayar. Meclise gönderilen yeni Seçim Kanunu tasarısı hakkında. Bilim Komisyonunun çalışmalarını övmüş, tasıırıdaki hükümleri. partisinin görüşüne uygun bulmuştur. Bu ruhla çıkacak bir kanundan, memleket hesabına ancak fayda bekleneceğini saklamamış-tır.
Böylece, demokrasimizde, ileriye doğru bir adım atılmış oluyor. Büyük partiler, harici, dahili siyasetin bazı ana dâvalarında, anlaşmış oluyorlar, İhtimal, bu gidişle, asırlarca evvel, demokrasi nazariyecilcri tarafından zaten halledilmiş, katlanmış.
ve prensip
diye bir şey kalmadığını, buğday flütlerinin kış ortasında düşme temayülünde olmasının da. bunu teyld etmekte bulunduğunu, zlraa timizin kalkınma devresinde bulunduğu bir sırada kuraklık talihsizliği karşısında kalındığından dolayıdır ki, hariçten buğay getirildiğini söylemiştir.
Devlet Bakanı Cemil Sait Barlas ile Milli Eğitim Bakam Tahsin Banguoğlu da kendi Bakanlıklarını alâkadar eden temenniler üzerinde izahlarda bulunmuşlardır.
Ankarada l't kar
Ankara 26 (Akşamı — Ankarada mevsimin ilk karı yağmıştır. Dün gece hafif başlayan kar. sabahleyin otta şiddette yağmağa devam etmektedir. Yere düşen karın kalınlığı 20 - 25 santimi bulmuştur. Ankara bembeyazdır.
*
İstanbulda da hararet dere-esei düşmektedir. Bu ssbah saat yedide hararet sıfırın üstünde S derece İdi.
Kuyuda bir facia
Zehirli kuyuya inen dört kişiden üçü boğuldu biri baygın çıkarıldı
Söke 26 (AA.) — Yenlcatnl mahallesinde kuyu temizlemek için İnen on beş yaşlarında Ah-medln çıkmadığını gören babası kuyuya İçinmiş, fakat onuo da çıkmadığını gören kadınların feryadına yetişen İki kardeşten Talip ismindeki genç bu defa kuyuya inmiştir. TaUp’tcn de bir ses çıkmayınca bu defa ağabeysL Mehmet AH beline bağlanan bir iple kuyuya inmeye başlamış, fakat daha yanya inmeden yukarıdan seslenenlere cevap vermediği görülünce, yukarıya çekilmiş ve baygın bir vaziyette bulunmuştur. Yapılan tecrübeler kuyuda zehirli gaz bulunduğunu göstermiş ve bu
facia memlekette derin teessür uyandırmıştır-
Japonyada zelzeleden bir şehir yıkıldı Tokyo M (AJL) — (AFP): Bir deprem neticesi. Tokyo'nun kuzeyindeki 20 bin nüfuslu îma-isi şehri harap olmuştur.
f------------------------
Oil Kurultayına dair
Taun: HAI.IBt. EDİB Yarınki nüshamızda
----------------
Yazan: Nihai Karamağaralı
bükülmüş, rafa konmuş dâvaları, mütemadiyen tekrarlayıp gevelemekten kurtulacağız. Partiler, inşallah ileride, pratik hayatımızın tür-j lü noksanları etrafında. mücadelelerine devam edeceklerdir:
Tarifelerde, birkaç kuru1-' eksik, birkaç kuruş fazla me selesi . Gündeliklerin ve mesai saatlerinin, ne kadar olacağı meselesi . İskân bölgeleri ve mesken malzemesi meselesi, ilh...
Dünyanın lıer yerinde, XX, Asrın ortasında, partileri işgal eden dâvalar, bu çeşit dâvalardır. İdeoloji esa-sma dayanan partiler bile, biivlc pratik esaslardan hareket ederler, sınıf mücade-leşine girişirler. Yoksa, Al-lâmei kül Hazretleri gibi. Fetva Emini gibi, lıor önüne çıkan mevzu etrafında, «O-lamaz.'n diye aksilik etmek arlık tarihe karışmış, gününü yasamış bir usuldür. Prensipinc uydu mu. muhalefetin muvafakate «Bu işi doğru yaptınız!» demesi dürüstlük icabıdır.
Savın Celâl Bavnr. hayırlı bir çığır açmış oluyor.
Çerçeve
Dışı
Vşk ve macera romaıu
Bu heyecanlı romana 2 ocak pazartesi gününden itibaren başlıyoruz.
h- ....... ■

sah i re a
A K ŞAM
r
Dil Kurumunun Bilim Kurulu ürk Dil Kurumunun yeni teşkilâtında en dikkate değer müessese 30 kişiden mürekkeb olan Bilim Kuruludur, Bilim Kurulu üyelerinden bir kısmı şimdiye kadar Dil Kurumunda dil meseleleriye uğraşmış ve mü-
tehassıs diye tanınmış kimselerdir; bir kısmını da muharrirler. edebiyatçılar teşkil ediyor. Dil Kurumunun çahşmalannn bundan böyle istikamet verecek başlıca heyet budur. Üretilmiş, yapılmış, Turkçeleştırıknış Rehineler hakkında son kararı bu heyet verecektir.
Verecektir de ne olacaktır? İşin iyi tarafı hiçbir şey oîmıyacamdır. Dit Kurumunun hususi hır teşekkül olduğu Altıncı Dil Kurultayında biraz daha belirm’ştfcr. Bilim Kurulu da bu cemiyetin İnlim kuruludur. Çıkardığı kararlan halk arasında yürütmek, kelimelerini kabul ettirmek için elinde hir müeyyidesi yoktur. Bunun* la beraber Dil Kurumu dil ürerinde ilmi şekilde çalışan bir müessesedir.
Fakat işin bir iyi tarafı daha vardır: Bilim Kurulu kati kararlar vermeden evvel kendisine Kelcn mevzular Üzerinde çetin münakaşalar yapacaktır. Byadakı -çetin., kelimesi gelişigüzel konmuş değildir. Kurulun münakaşaları çetin olacaktır. Çünkii azalan arasında aynı fikirde olmıvanlar »ardır. Besim Halil Nıme-
tullah. Saim Ali Dilmre, Namı Hazım Onat, Haşan Reşit Tankut, Ahmet Cevat Emre den başka Fablı Rıfkı Atay, Hüseyin Cahit Yalçın. Suat Kemal Yetkin Reşat Nuri Güntekin. Pevami Safa. Nihat Sami Banarlı da bu heyette bulunuyor. Adını sonradan yazdıklarım, adını önce vazdıklannıla dil dâvasında aynı fikirde değildirler. Hattâ hepsinin fikirleri başka başkadır Bilim Kurulu üyeleri daha Kurultay holünde birbirlcrîyle münakaşaya tutuşuyorlardı.
Demek ki Bilim Kurulundan kararlar kolay kolay çıkmayacak, her mesele etrafında ortava atılacak fıkır-İtri dinlemek lâzmı scleceklir. İsin “il iyi, hatta en ıy» taralı bence budar. Se’bet HADO
Ta ebe birliği kongresi
Gaziantebin
kurtuluşu
Samimî bir hava içinde sona erdi
Mİllî Türk Talebe birliği yıllık âdi kongresi dün altıncı oturu-
Dün heyecanlı tezahürat ile kutlandı
Gaziantep 25 — Gaziantep’in kurtuluşunun 23 İnci yıldönü-
Sab ah Gaz eteleri Ne Diyor ?
Türkiye yalnız değildir ve yalnız kalmıyacaktır
CUMHURİYETE A. D. yuka-nki başlıkla yardığı makalede Dışişleri Bakanının Sivas kongresindeki nutkunu yorumlayarak nutuktan ban mühim parçalar naklediyor ve Nec-meddîn Sadak tarafından söylenen sözlerin bir hakikatin ifadesi olduğunu belirterek şöyle diyor:
«İnglltcreye giderken Şimal Atlantik paktına alınmamış olmamızın tesiri altında İdim. İngiliz ve Amerikan Dışişleri Bakanlan tarafından verilen açık teminata rağmen, gene endişe duymaktan kendimi alamıyordum. Fakat bir buçuk aylık temaslarımdan ve görüşmelerimden sonra, Sovyet Rusya-nın karşısında yalnız olmadığımıza vc bir taarruza uğradığımız takdirde yalnız bırakilmı-yacağınuza emin ve müsterih olarak döndüm. Hareketimden üç gün evvel, Londra radyosunda konuşurken bu kanaati vatandaşlara bildirdim.»

Kadehten dudağa
YENİ SABAH .Kndchtejı dudağa., başltklı makalesinde vali VC sözle fiiliyat arasındaki nıe-
safenin hayli uzun olduğu hakkın d a ki formülün Halk Partisinin son dört yıllık politika ve hareket hattını tasvire uygun gvİçreğini yazıyor ve başta Başbakan olmak üzere bir çok Bakanların muhtelif yerlerde söyledikleri nutuklara temas ederek diyor ki:
• Bir seçim kanun Lıuansı hazırlamak İçin komisyona tevdi etmekle Günaltay millete yaptığı vadi yerine getirmiş sayılmaz vc Baytianıaz. Bîr Devlet adamı sözünü tutmuştur sayı-labilnıek için düşündüğü projeyi yalnız komisyondan değil, Meclisten de geçirmeli, çoğunluğa yâni kendi partisine kabul etlrmcli, emniyet noktalarında lılç bir değişiklik yapılmasına muvafakat etmemeli, ondan sonra millete dönerek: «İşte sözümü yerine getirdim, vâdlml tuttum. Emniyetli bir seçim projesini İlmi heyetle danışarak hazırladım ve onların tavsiye ettikleri bütün emniyetleri dağladım. Meclise de o şeklide kabul ettirdim» diyebilmelidir. Yoksa daha tasan halindeki mevhum emniyetle söz tutulmuş asla sayılamaz.»
*
Gerçekten dil bayramı
Ahmet Emin Yalman, yuka-
nki başlıklı makalesinde Dil kurultayının son kararlarından bahisle diyor ki:
«Dilde mükemmel mukabili varken, kötü bir gösteriş ve bir aşağılık duygusunun ifadesi diye fuzuli surette Fransızca kelime kullanmak merakı sona gelmelidir. Bugünkü Türkçüde Arap ve Acem boyunduruk tehdidi kalmamıştır. Fakat Fransız boyunduruğu tehdidi baş göstermiştir.
Mekteplere gelince, son maarif şûrasının kararlarına göre orta mektep ve İlse programları ve netice olarak ders kitapları zaten değişecektir. Bunlar yaşayan dil temeli üzerine yazılınca, ilk mektepte başka kelimeler bellemiş olan yavrular da ana dilinde gazete okuduğu dile zaten uygun olan yeni lisan karşısında hiç de yabancılık duymazlar, muvazene az zamanda kendi kendine yerine gelir ve bütün milli enerjilerimizin müspet gayeler üzerine hep beraber teksif edilmesi iacp
Başbakan Erzincan dan Ankaraya avdet ediyor
Amerlkan yardımından alınan paralardan bir kısmının da ELİ Bank İçin ayrıldığını söyliyen Başbakan, sözlerine şöyle devam etmiştir:
«— Bu bankaya şimdiye kadar 5,260,000 liralık malzeme gelmiştir. Bundan başka 47 milyon 600,000 ilralık malzeme de gelmek üzeredir. Petrol ve müş-takkatı olarak bugüne kadar 3 milyon 290,000 liralık mal ithal edilmiştir. Daha da 44.000,000 liralık mal ithal edilmesi mukarrerdir. 1949 - 50 programıyla kabul edilen 314 mil yon Türk liralık yardımdan 20 milyon lirası İle de bu yıl mamlekete A-merikadan buğday getirilmiştir.»
Denizyolları İçin S4, Tekel Bakanlığının yapacağı yeni sigara fabrikası için 13 milyon Ura ayrıldığını da bu arada söyliyen Başbakan Şemseddln G Ünal tay, Sümer Bank faaliyeti İçin de gene Ezport - tmport Banka-
bir suali cevaplandırarak şöyle demiştir:
(— Her şeyi İstiyoruz, hiç bir şeyi vermiyoruz Deır.ukrtud yalnız istemek değildir. Vermeden vereceğim, diven politikacı yalancıdır. Meml.«ketimiz son 10 yıl İçinde baro görmemiştir. Bununla beraber harb görenler gibi asker) kütleler altında bulunmuştur Ada-pazarında ifade ettiğim gibi Cumhuriyet hükümetinin 1939 -1949 masrafı 4,5 mı'var liradır Yani bütçesinin yüzde 5D sini milli savunmasına sar'etmektedir Dünyanın d’ğer memleketlerinde harb masrafları sulh masraflarına İnmiş olduğu halde biz millî müd'itaa masraflarımıza yüzde 36 nisbetinde bir tahsis yapıyoruz kİ bu, yılda 500 milyon küsur lira demektir. Fransa yüzde 25, Hollanda yüzde 22 Belçika yüzde 8, İtalya yüzde Î2 civarında milli müdafaalarını) oir tahsis yapmaktadırlar. Memleketin kalkınması İçin varımız-, yoğumuzu sarfeunek durumundayız. Muhtelif IşJerr 226 milyon tahsis etmiş bulunuyoruz.»
Maliye Bakanı radyo ücretlerine henüz zam yapılmadığını, yalnız hükünf-ıce böyle düşünüldüğünü de sözlerine 1-lâve etmiştir.
Meşhur Hofmanm futbolümüze dair fikri
Futbolciileriniz eski
aUl MUIKU»! VI-»W - ~
munu yaparak kapanmıştır. ]mü buğun parlak bir törenle
Bazı oturumlarda, raman za- kutlanmıştır.
man hararetli, fakat samimi Törene tam saat 10 da kale-tflTtışmaiar cereyan etmiş muh- nln burcundan atılan bir topla | telif mevzular ü«rınde, bu a- başlanmış ve tunu takiben or-| rada Türk gençliğinin teşkilât- du kurtuluşu temsilen ve Ma-lar.arak daiıa çok kaynaşmış ve raş yolundan şehre girmiştir. Dünkü maçtan sonra First VI-kütlp haline getirilmesi. Ünlver- Belediye, partililer ve diğer enna antrenörü meşhur Hof-.«»„ mimi -rr.rv ' ........ man^ görerek kendisine şu su-
11 sordum:
— 1927 de. 1936 ve 1938 de ve nihayet bu sene Vlynada ve ts-lanbulda Türk futbolunu gördünüz; hangi devirlerde daha kuvvetli İdik?
Hofman'ın cevabı şu oldu: «— 1927 de uzun boylu zayıf bir hakeminiz vardı; (Beşiktaş Kulübünün müesslslerinden merhum Şeref) fevkalâde İdi. 1936 ve 1938 de hâlen bu güzel stadınızın uıüdürû olan (Şaz! Tezcan), her düdüğü yerinde çalan bir hakemlnizdi Velhasü 1927, 1938 ve 1938 yıllarında hakemleriniz, bugünkü hakemlerinizle kabili kıyas olmıyacak derecede üstündüler.
Futbolcularınıza gelince: Muhakkak ki bu sene gördüğüm Türk oyuncuları 1927, 1938 ve 1938 deki oyuncularınıza nazaran daha iyidirler. Daha seri ve daha teknik futbol oynuyorlar. Mamafih 1927 de karşılarında oynadığım Zeki, Nihat, Bekir, Alâeddtn (isimleriyle hatırlamıştır) ve küçük sağaçığınız (Leblebi Mehmet) ferden çok iyi futbolculardı. Fakat sistem yoktu. Buğun takım halinde ve sistemle oynanıyor ve muvaffak da oluyorsunuz.»
Biraz daha ısrar etsem bütün hıncım hakemlerden alacak.
Meşhur âağ açık Stricht ne diyor?
Bir kenara çekilmiş ve halinden hiç de memnun olmıyan biri var. Bu son zamanlarda Avusturya milli futbol eklpinln en gözde oyuncusu sağaçık strtcht'tir. İstanbula gelmeden evvel Auatrla ile yaptıkları lig maçında ayak bileğinden sakatlandığı için takımının İstan-bulda yaptığı dört maçta da, bütün arzusuna rağmen oynayamadığından müteessir. Yanına yaklaştım ve sualimi yapıştırdım:
— 812 sahada, oynamadığınız için, oynayanları daha dikkatli lakib etliniz; hangi takımı ve hangi oyuncularımızı beğendiniz?
«— Fenerbahçeyi daha teknik, Galatasarayı daha zorlu buldum. Mübalâğa etmiyorum Gerek Fenerbahçe ve gerek Galatasaray bizim takımlarımız a-yannda, Fenerbahçeden Lefter, Galatosaraydan Bülent fevkalâde oyuncular; NacL ve Muzaffer de güzel oynuyorlar. Şükrü, _son_defa Viyanada seyrettiğim
fite bahçesine Milli Türk Tale- müteşekkil bir
be birliği tarafından diktirile- h(,yet tarafından Baskarakoi cîk Atatürk heykeli çalişmala-, bölgealnde karŞıiam.n ordu blr-nna hız verilmesi, mili iye t ellik llklerine Fhir nanuna buketler mevzuunda ilmi çalışmalara ,erUınl| ve birlikler Atatürk daha geniş yer ayrılması, Kıb-^bulvanIU hükûmet bl-
ns münasebetlerinin şıklaştı- gelerek şanlı Türk bay-
_i .. konağa çekmişlerdir.
............................. Burada Vali İhsan Ecemlş, tırılmas! için Türk mektepleri, beraberinde garnizon komuta-açmak, hoca ve kitap temin etmek. İç ve dı$ gezliet için bir seyahat bürosu teşkil edilmesi, gençlik ve talebeye müteallik mevzular görüşülmüştür.
Kongre tam bir fikir beraber-
liği ve samimiyet havası içinde ...... w-.(>. __________
sona ermiştir. Yapılan seçimde. tiklâl marşından sonra kahra-idare kurulu başkanlığına Sup- ' man şehitlerin aziz hâtıraları hl Pay kal. başkan vekilliğine iç|n bir dakikalık saygı duru-Fikret Aytaç, genel sekreterliğe şunda bulunulmuş ve bu anda Suat Ballar seçilmişlerdir. 1
nlması ve başka memleketlerdeki Türk ekalliyetlerinin kül-l türel ve milli duygularının art-|
1 nı olduğu halde Gaziantep 111e-, rln bayramını kutlayarak âbl-
I denin karşısında hazırlanan ;1 tribüne gelmiş ve yerini almış-Itır.
I Bandonun çaldığı ve hazır , bulunanların iştirak ettiği İs-
Sinop valisi Muhtar Acar
Sinop 26 (Akşam) — Muhtar Acar, bugün Giresun sürat postasiyle İstanbula hareket etmiştir. Muhtar Acar, İş-tanbuidan Ankaraya geçecek ve Sinop Vilâyetine ait muhtelif işler hakkında Bakanlıklar, Teke] ve Denizyolları Umum müdürlükleriyle temasta bulunacaktır.
şunda bulunulmuş ve bu kahraman şehit Şahin'İn mezarından atletler tarafından getirilen bayrak Valiye teslim edilmiştir. >
Vali I Heyecan,! nutuklar söylenmiş ve Çocukyuvasinin temeli atılmıştır.
Otobüsle taksi çarpıştı
Nişantaşı ile Bayerit arasında işlemekte olan 64 numaralı Belediye otobüsüyle şoför Ahme-medin idaresindeki 2054 numaralı taksi, dûn öğleden sonra İstiklâl caddesinde çarpışmışlar, her ikisi de hasara uğramışsa da İnsanca zayiat olmamış, yalnız seyrüsefer bir müddet sekteye uğramıştır.
Emet’te kız kaçırması
Emet (Akşam) — Emet ilçesinin Çatak devlet ormanlarında, amele ve hızarcı, 19 yaşında Tarsuslu İsmail Çit tak. gene kendisi gibi amele olarak anası ve babası beraberinde. Devlet Orman İşletmeleri istlhsalâtı hesabına çalıdan Döndü Çatalı kaçırmıştır, İsmail yakalanmıştır-
Babası, kızın yaşının küçük olduğunu iddia ettiğinden, İsmail ÇİLlak tevkif edilmiştir. Nüfus kaydının gönderilmesi, Tarsusa yazılmımr.
otomanları hu m ■■■hur mtm
Bevin bir kalb krizi
oyuncularınızdan çok iyidir
Avusturya millî takımının da sağ açığı, Fenerbahçeyi daha teknik, Galatasarayı daha zorlu buldum, diyor
geçirmiş
Londra 25 (AA..) _ (United Press): Bevüı'in cumartesi günü bir kalb krizi geçirmiş bulun masına rağmen silıhatte bulunduğu öğrenilmektedir. Diğer taraftan lâve edildiğine göre, evvelce de bildirilmiş olduğu üzere İngiliz Dışişleri Bakanı Ko-lonıbo'ya gitmek maksadiyle sah günü Londra’dan ayrılacaktır.
Esrar kaçakçılığı
Mecidlyek'jydo Mevlût sokağında oturan Haşan Mermeri a-Şm evinde. Emniyet Müdürlüğü kaçakçılık memurları taratın-dan yapılan aramada 880 gram esrar bulunmuştur.
Hakkı isminde biri de Çubukluda İskele gazinosunun büfesinde esrar içerken tutulmuştur. Her ikisi de Emniyet Müdürlüğüne getirilmiş ve haklarında lâzım gelen soruşturmaya girişilmiştir.
Dericilerin toplantısı
Ankara 26 (Akşam) — Buraya gelen memleketin deri sanayicileri ve satıcıları bugün Ticaret ve Ekonomi Bakanlığında bir toplantı yaparak ihtiyaç ve dllekelrin açıkhyaacakiarciır.
I- 44iM*ııya, u ~~ . ....
gibi oynamıyor.»
Bu sırada yanımıza Vienna takımının yedek kalecisi, fakat esas kaleci Engelmayer’den fazla milli olan Ploz geldi. Kendisini tam 15 sene evvel Fenerbahçe stadında W. A. C. takımında kaleci olarak seyretmiştik. Çok güzel oyunlarlyie o zaman kendini gösteren bu kaleci son takviyeli Fenerbahçe maçında ikinci devredeki güzel o-yunlyie de temayüz etti. 35 yaşında olduğunu söyliyen ve 30 defa Avusturya. 8 defa da Alman milli takımında yer almış olan bu kaleciye soruyorum: Kalecilerimiz nasıl?
— Seyrettiğiniz kaleciler arada en fazla hangisini beğendiniz?
(— Galatasaray ve son Fenerbahçe maçında esas kaleciniz sakatlandıktan sonra yer alan kaleci, çok genç olmasına rağmen (Turgay), fevkalâde. Mamafih Vlyanada milli takımınızda gördüğüm Cihat (bizzat kendiri böyle telâffuz etmiştir) kalecilerinizin hiçbiriyle kıyas edllmiyecek derecede Hâs bir futbolcudur.»
Meşhur Decker ne diyor ?
Viyanalı futbolcular soyunma odalarından çıkıp kapıya doğru giderken, meşhur milli futbolcuları ve sağiçleri Decker in yanına sokuldum:
bir tavsiyem var. Buraya ecnebi takım getirterek hakemleriniz sayesinde kazanacağınıza, dışarı çıkınız. Bizim için yenilmek de yenmekle müsavidir Kazan -mak güzel oyununuzun hakkıdır. Fakat bunu hakemleriniz sayesinde elde ederseniz hiçbir kazancınız olmaz, bilâkis kaybınız olur.
Çok muhtemeldir kİ biz Rl-yoya gitmek için sizinle bazı maddi zorluklar yüzünden karşı] aşamıyacağız ve siz de dünya kupası karşılaşmalarına katışacaksınız. Onun için şimdiden hakemlerinizin vesayeti altından kurtulup hür futbol oynamağa alışın. İşte benim söyllyeceklerlm bu kadar.»
Ben bu doğru sözler karşısında söyiiyecek hiçbir şey bulamadım ve hattâ kendisine teşekkür edemedim bile.
First Vlenna’nın kafile başkanı Henckel'l aradım. Hani «Siz bu hakemlerıe İngiliz milli takımını bile y ener siniz» diyen meşhur İdareci. Viyana takımlarında seyretmeğe alışmadığı-ğınuz sert ve tekmell futbolu, kendi İdaresi altındaki t akimiyle bize gösteren Her Henckel’e «Siz de bu futbolcularınızla her gittiğiniz yerde yenilirsiniz» demek İçin aradım; aradım amma kendisi daha evvelce stadı terk-ederek gitmiş; velhasıl bulup konuşamadım.
— Türklyeden nasıl bir İntiba ile ayrılıyorsunuz? dedim.
Decker, büyük bir samimiyetle koluma girerek şunları söyledi;
«— Türk futbolunun büyük bir varlık olduğunu geçen martta Vîyanada bizzat oynadığım milli karşılaşmada gördüm ve İnandım. Hele Avusturya milli takımı benim frikikten attığım golle galip gelince sevincim hudutsuz oldu. O gün Cllıat, Erdoğan. Galip, Salâhaddin, Muzaffer. Bülent, Şükrü çok güzel oynamışlardı. Size çok halisane
n s.
First Vienna Mısıra
gitti
Şeyrtmlzde dört maç yapan ve Avusturya liginde İkinci durumda olan First Vienna futbol takımı bu sabah Toras ekspresiyle Mısıra gitmiştir.
First Vienna. Kahlrede İki, İskenderiyede de iki maç yaptıktan sonra tekrar Türklyeye gelecek ve anlaşma olursa 14 ve 15 ocak tarihlerinde An karada iki maç yapacaktır.

SAYIN DOKTORLARA!

İstanbul Saflık ve Sosyal Yardım Müdürlüsünün konlıolu

altında tevzi edilmektedir.
■S
tahsis edildiğini söylemiştir.
Tevsi edilecek dokuma fabrikalarını da anlattıktan sonra Başbakan, Zonguldak kömür havzasının amenajmanı tatbikatına büyük ehemmiyet verildiğini söylemiştir.
Garp linyitleri ve Istanbulun elektriği
Amerikan yardımından Garp linyitleri İçin ayrılan para İle faaliyetlerine başladığına temas eden Başbakan, Somada iki bin kil ovallik santralın İşletmeye a-çddığııu, Tunçbilekte yapılmakla olan bin kilovatlık santralın montajı bitmek üzere olduğunu. Ağaçlı linyitlerinin işletilmesine başlandığını, Divriği ve Karabük İçin lüzumiu malzeme sipariş edildiğini, krom madeni istihsalinin arttırılmakta olduğunu söylemiştir.
Memleketi elektrikletti rm e mevzuunda da Çatal ağzı santralının fallyete geçtiğini, 1951 de İstanbula elektrik temin edileceğini, Ezport - tmpor Bankasından alman kredi İle de 1950 den sonra bakır istihsalinin 2,500 ton, krom istihsalinin 30,000 ton gil izlerden Murgui'dakl nln artacağını belirten Başbakan, sözü Şark linyitlerine intikal ettirmiş, kükürtlü linyitleri ihtiyaca kâfi görülmediğinden. Bal kaya linyitlerinin de işletilmesine ehemmiyet verildiğini söyledikten sonra:
«Memlekette en büyük elektrik santralı Sakarya üzerinde kurulacaktır.^ demiştir.
Nihat Erim’in İzmit’te nutku
İzmit 25 — Kocaeli Cumhuriyet Halk Partisi 11 kongresi bugün toplanmıştır.
Kongrede Başbakan
d imcisi Nihat Erim Maliye Bakanı İsmail Rüştü Aksal, Güm rük ve Tekel Bakanı Fazıl Şe-refeddin Bürge. Tanm Bakanı Cavlt Oral. C. H. P bölge müfettişi Sadi Irmak hazır bulunmuşlardır. Kongre başkanlığına Sadi Irmak seçilmiştir.
İlk sözü alan Nihat Erim, kongrelerde ileri, sürülen ten-kid ve temennilerin kademe kademe süzülerek müşterek arzular halini aldığını söylemlş-tir. Bundan sonra çok partili hayatın dördüncü yılını idrak ettiğimizi ve düşüncelerin açığa vurulması imkânları sağlandığını belirtmiştir. Serbes münakaşa hayatının inceliğine temas eden Bakan, Türk milletinin bu haslete sahip olduğunu ve bu sayede bir çok tehlikelerin atlatılmış olduğunu söylemiş, bu tehlikeler babında demagogların tarih boyunca oynadıkları rolün baran uzun yıllar telâfisi kabil olmıyan felâketler doğurduğuna İşaret ederek:
(— Arkadaşlar, eğer fırsatçılar, bu kadar insafsızca hücum etmese İdiler, bu derece mübalâğalı konuşmasa İdiler, İlerleme ve toparlanma belki bu kadar çabuk oımazdı » demiştir.
Tarım ve Maliye Bakanlarının sözleri
Müteakiben konuşan Tarım Bakanı Cavlt Oral söz almış, Tarım politikamız ve Kocaeb-, nin İhtiyaçları mevzuunda konuşmuştur.
. Maliye Bakanı İsmail Rüştü Aksal, büçte mevzuuru. temas etmiş, millî müdafaa masraf-lannın büyük bîr yekûn tuttuğunu söylemiş ve bu arada sımpaşa) İkinci Sauettlj. ıDe-radyo ücretlerine dair sorulan. nılrsporı üçüncü.
Tekel Bakanının sözleri
Bundan sonra kürsüye gelen Tekel Bakanı da tütün politikasından bahisle, tülün ekiminin yatan bir »limanda 200 milyon kiloyu bulacağını müstahsillerden kesite:, yüzde beşlerin 30 milyon olduğunu, bankada yüzde 4.5 feız ile yatan bu para İle bir müessese kurulacağını ve devletin de yüzde 30 hissedar olacağım söylemiştir.
Adnan Menderes
artacağını, İn-alrnan kredi Ue Bakır Istihsall-
yar-

(Baş tarafı 1 inci sahifede)
Adnen Menderes seçim kanunundan bahisle de demiştir idi
*— Meclise sevkedllmiş olan 6eçim kanunu tasarısı şimdiye kadar mevcut olınlardan ve görünenlerden İleri ve bizim hazırladığımız esaslara çok yak iaşan bir adım terfcll etmektedir. Bu hal partimizin merkezinde ve Meclis grupumuzda memnuniyetle müşahede olunmuştur.» ______________
Feci bir taşıt kazası
İzmir 25 — Bugün İzmir’den Kemalpaşa'ya gitmekte olan şoför Mahmud’un idaresindeki kamyon Turgutlu'dan İzmir’e yolcu getiren 1162 sayılı taksi ile çarpışmıştır. Yolculardan Mustafa adında o irinin beyni paçalanorak ölmüş, takside bulunan iki yolcu ile şoför de ağır surette yaralanmışlardır.
Şoför Ali de hastanede ölmüştür.
Greko - Rumen güreş birîr incilikleri İstanbul bölgesinin Greko -Romen güreş birincilikleri müsabakaları sona ermiştir. Alınan neticeler şunlardır!
52 kiloda Fehmi 'Güreş Kulübünden) birinci. Cemal (Güreş Kulübü) ikinci. Yalçın 'Beşiktaş Jimnastik Kulübuı üçüncü.
57 kiloda Sema! (Kasımpaşa) birinci, Halil -BJJC' ikinci. Tevfik (Kasımpaşa) üçüncü.
62 kiloda Haşatı (Güreş Kulübü) birinci, servet Elmas ( Kasımpaşa Kulübünden) İkinci. Şerif (Güreş Kulübünden) üçüncü.
67 kiloda Yahya 'Güreş Kulübü) birinci. Sultan Kulübü) ikinci, Sslıh Kulübü) üçüncü.
73 kiloda Mehmet (Kasımpaşa) birinci. Yolcu (Güreş Kulübü) Nevzat (Güreş KLİübü) cü.
79 kiloda Hayda.' (Kasımpaşa) birinci, Tahsin (Güreş Kulübü) ikinci. Ahmet (Kasımpaşa) üçüncü.
87 kiloda Rızık Demir (Emniyet) birinci,-Büri (Kasımpaşa) ikinci. Kaudemir (Kasımpaşa) üçüncü.
Ağır sıklet Adnan «Giireş Kulübü) birinci sabrl (Ka-
(Güreş (Güreş
Oktav
Bekir ikinci, üçün-
2B Alfm? 1039
\KŞAMn^AKŞAMy]
Yeni teîsiz istasyonu
Ankarada kuvvetli bir istasyon inşa edilecek
Ankara 25 (Akşam) — P. T. T. genel müdürlüğünün hazırlamış olduğu 950 yılı bütçesine dair çalışmalar sırasında An-karada kuvvetli bir telsiz İstasyonu kurulması işi ön plâna a-İmdi, Diğer taraftan Türklye-nln Balkan memleketlerinin ta vassutıına liizıım kalmaksızın garp âlemi ve bilhassa Amerika Birleşik devletleri İle resen telefon konuşmaları temin edilebilmesi için lâzım gelen teknik İnşaat da yapılacaktır. Bunlar yapılınca Amerika ve Avrupa memleketleriyle telsiz muhavereleri İntizam altına alınmış olacaktır. P. T. T. İdaresi mev -cut havai hatların en şiddetli kışlarda buz tutmasından mü-vevellt tahribat karşısında bazı mıihlra şehirler arasındaki yolların kablo takviyesini uygun görmektedir, bu yılkı program içinde ou kısma büyük bir e-hemmiyet verilmiştir.
Orhan Veli Kanık
r Elimde, şair Orhan Veli Kanığın iki kitabı var. Son neslin bu cüzide şairini, münevverler arasında tanımı-yan yok gibidir. Fakat, «Ya-sık oldu Süleyman Efendiye» mısraı ille darbımeselleşen vecîzesi, Orhan Veliyi, daha geniş tabakalara tanıtmış bulunuyor.
Birçok şairler, baltalara sap olurlar. Böylece de, şairliklerini yonta yonta kuşa döndürürler. Orhan Veli, muhasebecilik gibi, matbaa müdürlüğü gibi, lıattâ gazete fıkracılığı gibi alelade baltalara sap olmamakta i-nad ve tenıerriid göstermek suretiyle, şairlik vasfını, çentiksiz çüntüksüz öz baltasından şimdiye kadar korudu.
Bununla beraber;
Yazık olmadı Orhan Veli Efendiye.
Orhan Veli üstad. maddî hüviyetinden, konforlu hayatından, sanat namına fedakârlık etmek suretiyle, süfli işlerde çalışmak üzere, Olimpos dağından biz fânilerin arasına tenezzül etmemiştir. XX nci Asrın ortasında, şu hadireli İstanbul şehrinde, bir İlkçağ çobanı hayatı yaşıyor. Bulursa yiyor. bulmazsa yemiyor; fakat. taayyüş ettiği meyva-lar, ancak çelimsiz şiir ağacında gelişmiş birkaç ufak varidattır. O müesseseye kitap satıyor, beriki müesseseye şiir yazıyor. Gaııdhi’nin. sıska keçisinden süt emmek suretiyle yaşama gayreti, Orhan Velinin manzume yazarak yaşama gayretinden daha çok mucizeli değildir.
Onun okuluna mensup şairler hakkında, evvelce de bir kere ileri sürdüğüm iddiada ısrar ediyorum: Bunların, keenne ciddî kitapları, ortadan kaybolmuş; külliyatlarının zeyli olan mülâ-tafa kabilinden şiirleri, edebiyat dünyasında muhafaza olunabilmiştir. Bu noktada mutabık kalırsak Orhan Veli ve rüfekası. hârikulâde şairlerdir. Netekim işte, elimde bulunan. «KARŞI» isimli şiir broşürü de. bu neviden bîr, «Mülâtafatı şiiriye» dergisidir!
Galata Köprsü şiirinden, gelişigüzel şu mısraları alıyorum:
... Kiminiz kuştur, uçar şairane; Kiminiz balıktır, pırıl pırıl; Kiminiz vapur, kiminiz şamandıra; Kiminiz bulut, havalarda; Kiminiz çantadır, kırdığı gibi bacayı Şıp diye geçer Köprünün altından; Kiminiz düdüktür, öter; Kiminiz dumandır tüter; Ama hepiniz, hepiniz... Hepiniz geçim derdinde
Bir ben miyim keyif ehil İçinizde? Bakmayın, gıın olur, ben de Bir şiir söylerim belki
sîzlere dair. Elime üç, beş kuruş geçer; Kamım doyar benim de.
Orhan Velinin daha ciddîye alınacak eseri, Doğan Kardeş yayınları arasında çıkan, yetmiş manzum hikâyeyi havi. «Nasreddin Hoca» kitabıdır. Vstad şairin, bu gibi eserleri yazmakta veya Türkçeleştirmekteki hünerini. Türk okuyucuları, Lâfonteıı tercümelerinden beri alâka ile takib ediyor. Esasen, ben de. Nasreddin Hoca tercümelerindeki muvaffakiyetten bu sütunumda bahsetmiştim. Kitabın intişarı dolayısiyle, bir manzumeyi daha sütunuma almaktan kendimi alıkoyamadım.
DEĞİŞ TOKUŞ
Hoca yolda yürürken, ensesine. Hatri sayılır bir tokat İner. Beyninde şaklayan tokat sesine Hoca hışımla döner.
Bakar, hiç tanımadığı bir adam Hacaya der ki: — «Hocam! Beni birine benzetmişim, afet.»
— «Sen onu benim kavuğuma
dinlet.» Böyle dolmaları yutar mı hoca? Herifin yakasına yapışınca, Faldır küldür mahkemeye götürür.
— I-Iâlâ yanmaktadır zavallı
ense. — Kadı dâvayı görür
Adamı da pek kayırır nedense. Duruşma şöyle bağlanır karara: Tokat vuran iki akçe bir para Verecek Hocaya, ceza olarak. ,
Elektrik fakültesi Talebe cemiyetinin kongresi
İstanbul Teknik üniversitesi. Eletrik fakültesi Talebe cemi- I yeti yıllık kongresi Teknik üniversite yeni konferans salonunda toplanmıştır Hep beraber söylenen İstiklâl marşiyle kongre açıldıktan sonra başkanlık divanı seçilmiş ve eski İdare heyeti faaliyet raporunu okumuştur.
Raporun kabulünden sonra seçimlere geçilmiş ve başkanlığa eski başkan Galip Baloğlu, başkan vekilliğine Recep Şahin, genel sekreterliğe Aziz Gümüş, muhasipliğe Al tan Onur, kültür kolu başkanlğıne Muzaffer Canay, spor kolu başkanlığına İrfan Süzek, yardım kolu başkanlığına Turgut özal, mııslkl kolu başkanlığına Salih Yüksel, kooperatif kolu başkanlığına Hüseyin Yılmaz seçilmişlerdir.
Dilekler faslında bilhassa Teknik üniversite radyosunun İslahı İstenmiş ve kongreyi takip etmekte olan Prof. Dr. Mustafa Santur, fakülte dekanı o-larak gerek bu hususta ve gc-rekste cemiyet ile fakülte İdaresi arasındaki İşbirliğine temas eden bir konuşma yapmıştır.
Profesör Ekşleyn memleketine dönüyor
Ankara 25 (Akşam) — On dört senedenberl Ankara Numune hastanesi çocuk kliniği Ordinaryüs profesörlüğünü yapan Ekştayn Hamburg üniversitesi çocuk kliniğine gitmektedir.
Vefa, Emniyeti
6-1 yendi
Dün Vefa stadında yapılan hususi bir karşılaşmada Vefa. Emniyeti 6-1 yenerek lig maçındaki 1 - fi mağlûbiyetinin a-CLSinı çıkarmıştır.
Ankara lig maçları
Ankara 25 (A.A.l — Bugün Ankarada Ife maçlarına devam edilmiştir. Birinci kümede yapılan maçlarda Demlr-spor 4-0 Emniyete ve Genç-lerblrliğl 3-1 Muhafızgücüne galip gelmiştir.
First Vlenna dördüncü ve son karşılaşmasını dün takviyeli FC nerbahçe ile yaptı, İlk devrede çok güzel ve kombine bir oyun çıkaran Fenerbahçe takımı galibiyeti hak eden golleri Bölendin ve şükru.'.ün ayakla-riyle kazandı. Fakat ikinci devrede takviyeli Fenerbahçe oyuncuları yorulunca maç da sahanın çamuruna benzedi,
AvusturyalIların favullu oyunu
Bgüne kadar hiç bir Avusturya takımından görmediğimiz sert Ve favullü oyunlar birbirini takiebttl.
Bu gibi hareketlere bigâne kalamıyan takviyeli Fenerbahçe oy uncuların dan biri âsa-bına hâkim olamıyarak Viya-nalı futbolculardan birine nahoş bir harekette bulundu. Takım kaptanı da bu oyuncuyu çok haklı olarak, AvusturyalI futbolcuların şefaatine rağmen saha dışı etti. İş bununla da kalmadı. Avııturyalı yedek ö-yunculardan biri sahadan çıkan Türk oyuncusuna arkadan gelip yumruk attı. Bu sefer işe idareciler ve futbolcular karıştı. Oyun iki dakika kadar durdu. Bu suretle de oyun bu hâdisenin olduğu 32 nel dakikadan İtibaren oyunluktan çıktı.
Bu arada birinci devrede güzel oyunun bozulmasına tesir eden bir hâdise şûphesl2 kİ, sırf bir kaza neticesinden Erda İm sakatlanması olmuştur.
Sahalarımızda temiz oyuniy-lc nazarı dikkati celbeden ve oynadığı müddet İçinde, birinci Fenerbahçe - Viyana maçındaki hatalarını fazlasıyle telâfi eden fevkalâde kurtarışları İle kendini gösteren milli kalecimiz Erdala âcil şifalar dileriz.
Birinci devre
Ferih Esin’in hakemliğinde sahaya İki takım şu kadrolarla
Hoca pek kızar; der kİ: «Canım, bırak!
İki akçe de para mı?» Üstelik Adam, bir cebi delik. «Üstümde yok, gidip getireyim.» der.
Kadı bu teklifi de kabul eder. Oturur Hoca, başlar beklemeğe Adam gelecek diye.
Böyle boş boşuna geçer saatler Hoca da sinirden deliye döner. En sonunda sığınıp Yaradana Bir İndirir kadının suratına. «Haydi ben gidiyorum, hoşça kal, der. Sen paranı o adamdan alıver.»
Böylece, Velinin, bîr sanat velisi olduğu bir kere daha meydana çıkıyor. Feragatine devam ettiği müddetçe, edebiyat dünyamız, onun yeni yeni eserleri ile zenginleşecektir.
(Vâ - Nû)
»»««(■*
—‘ -
Fenerbahçe First Viennayı 2-1 yendi
Sarı-lâcivertliler bu suretle bir hafta evvel 3-3 berabere kaldıkları maçın revanşını almış oldular
Kaleci Erdal Avusturj-alılatın bir hücumuna kesiyor
PADYO
çıktılar:
Fenerbahçe; Erdal (Turgay) — Hilmi, Kâmil — Hüseyin, Bülent, Muzaffer — Erol, Lef ter, Şükrü, Fahreddlin, Halit.
F. V.: Engelmayer (Ploz) — Schachlnger, Ribit zky — Schftf-fer. Sabelldtsch, Soldold — Machen. Decker. Ncckerl, Holler, Probst (VValJner).
Fenerbahçe; Galatasaraydan Turgay, Bülent, Muzaffer, Be-şlktaşlan Hüseyin, şükrü, Pah-reddin İle takımını takviye etmişti.
Oyuna Vlyanalılar başladılar, ilk anlarda Fenerbahçeliler daha hâkim oynuyorlardı. Nitekim 6 ncı dakikada Fenerbahçe hâkimiyeti semeresini vermekte gecikmedi. Kendi 18 lerlne bir metre mesafede > topu Vlyanalılar elle tuttular. Hakem tarafından verilen frikiği Bülent çok sıkı bir şütle Viyanah oyuncuların kıpırdamalarına meydan bırakmadan ağlara taktı.
Aradan dört dakika geçmeden, 10 uncu dakikada Erdal-dan yerinde bir pas alan Şükrü topu sürdü ve güzel bir vücut çalımıyla Viyanah beki de atlatarak sıkı bir şütle ikinci golü de Fenerbahçelilere kazandırdı.
19 uncu dakikada Viyana santrforu Neckerl yumrukla karışık bir numara yaptı İse de hakemin haklı kararı İle sayılmadı.
Kaleci Erdal sakatlanıyor
33 üncü dakikaya kadar çok giizel kurtarışlarla bütün, seyircilerin takdirini kazanan Erdal yerinde bir çıkış yaparak topu tuttu ve yattı. Evvelâ Hilmi ve sonra da Viyana sol açığı Probst hızlarını alamıya-, rak Erdala çarptılar. Bu esna- , da Erdal burnundan, Probst da ayağından sakatlanarak o-
26 Aralık 1949 Pazartesi gününden itibaren
Doğan Sigorta Anonim Şirketi
Miidiirliik, Teknik Müşavirlik, Muhasebe. Yangın, Nakliyat, Kaza ve Hasar İşleri için:
KARAKÖYDE KARAKÖYPALAS 5 İNCİ KAT
Telefon : 44719 - 44718 - 44717 den
ARA NI R
Hayat işleri için:
İSTANBUL, BAHÇEKAPI, CERMANYA HAN Telefon : 25801 - 21267 ■ 242G6 - 24265 den
ARA NIR
Sayın müşterilerimize saygı ile arz ederiz.
Şampiyon hindi
Emet'te büyük faaliyet başladı
Emet (Akşam) — Emet ve çevresindeki bütün köylerin sakinleri, öteden beri hindi me-raklısıdıriar. Fakat hindi, buralarda, dövüştürmek İçin beslenir, Gerek kasabada ve gerekse köylerde bazı aileler, dövüşçü hindi yetiştirmekle şöhret bulmuşlardır.
Amerlkadfin, hususi bir uçakla, ve 18,5 kilogramlık bir hindinin, İsmet İnönıiye hediye gönderilmesi, burada hayli alâka uyandırmıştır, Emet'in bir â-deti vardır: Dövüşçü ve birkaç maç kazanmış hindilerin ayaklarına kırmızı ipekten, galibiyetleri sayısı kadar, bağ takarlar. Meraklılar, Şampiyon Hindinin gelmesiyle, tartılara başlamışlardır. En fazla 13 kilo 700 gramlık bir rekorun bulunduğunu tesblt etmiştirler.
Meraklıların söylediklerine göre, 18.5* kilogramlık, ve safi etlik hindi ağırlığını, elde etmek çok güç olmıyacaktır.
Bu hususta, Ahmet Benli, Halil Çoban, Halil çöker. Kâtip UlvL Sir. Gazete bayii Ali Rıza Akkın birbirlerine rakip olarak, çalışmalarına başlamışlardır.
İSTANBUL RADYOSU
Öğlo vo akının orosrunı
12.57 Açılıp ve Programlar. 13.00 Haberler.
13.13 Suma Vakardon şarkılar (Pl.)
13 30 Semıramis orkestrasından çeşitli hntll melodiler.
1100 Çeşitli memleket havalan IP1.) H İS Dans mflalfil (P).)
14.30 Mllnlr Nureddin Selçuktan garkı ve türküler (Pl.)
14.45 İki uvertür: Hcger idaresinde Vb'Anfl filârmonik orkestran.
15.t» ProGrnmlnr ve kapanı*.
17.57 Açılış ve Programlar.
18.00 Mustafa Cağlar ve Sabite Turdan şarki VO tOrktller (Pl.)
18-20 Memleket türküleri (Pl.)
1840 Sar eserleri, çalanlar: Nubar Te ley ay (keman). Ercüment Ba-lanay (lambür).
15 W Haberler.
19.15 Sonatlar (Pl.)
19.45 Ludwlg vitri Beethoven, «onat No. 1 «He majör» Ob. 12 çalanlar Emine Erci (keman) Ferdi SinImf (piyano)
20 00 Müzeleri geziyoruz cTopkapı sarayı» konudan Tahsin Öz,
20 10 Küçük orkestradan sevilmiş
melodiler.
20.M Piyano ile caz parçalan (Pl.) ÎO.35 Kadın sanatkârlar gnı pandan naz '«serleri ve rar kılar. Okuyan Fulya Attaydın. Çalanları Enire Çan, Sahih» Nemlloglu. Ran a Varoğlu. Nalme İlgaz.
21.10 Trombonla caz parçaları (PL)
21 İS «BestcnigSr faslı»
22.99 Dinleyici İstekler) (senfonik mOzlk)
22.45 Caz müziği (PL)
23.15 Hafif gece müziği (Pl.)
23.30 Programlar ve kapanış.
ANKARA RADYOSU
yundan çıktılar. Viyana takımında sol açık yerinde Wall-ner, Fenerbahçe takımında da kaleci olarak Turgay yer aldılar.
38 İnci dakikada Halltten güzel bir pas alan Fahreddlnin çektiği sıkı şütü Viyana kalecisi Engelmayer tuttu.
43 üncü dakikada topla gitmekte olan Fahreddlnl Viya-nalı oyuncular arkadan İttiler. Viyana on. sekizi üzerinde o-lan bu lavul atışuu gene Bülent çekti. Bülendlo » çektiği frikikten top Viyana kalesinin üst direğini yalayarak avut oldu. tik devre de böylece takviyeli Fenerbahçenln 2-0 üstünlüğü ile bitti.
Îkincî devre
İkinci devreye Fenerbahçe başladı. Vlyanalılar kalecilerini değiştirmişlerdi. Fenerbahçeliler nedense durgun bir oyun oynuyorlardı. Birinci devredeki canlı, deplâsmanlı, şüuü o-yundan eser kalmamıştı. Sahanın çamurlu oluşu Fenerbahçenln oyununa tesir etmişti.
Fenerbahçenln yavaşlamasından İstifade etmesini bilen Vinenaiılar, Sanlâcivert kaleyi abluka altına aldılar. Her an gol yapmaları İmkân dahiline giriyordu. Neıeklm 14 üncü dakikada soldan hücum tazellyen Vlennalılar, topu demarke vaziyette ve Önü bomboş duran sağ açıklarına geçirdiler Sağaçık da topu en acar ve en iyi oyunculun olan ve son defa Viyanada yapılan Avusturya - Türkiye milli maçında yegâne Avusturya golünü atmış olan Decker’e verdi. Decker'in sağ gösterip soldan altığı şütle Vlennalılar' yegâne gollerini kazanmış oldular.
Bu golden sonra Fenerbahçeliler tekrar canlandılar. Fakat hücum hatları yorulmuş olduğundan, gol pozisyonuna giremiyorlar ve şanslarını uzaktan Sütlerle deniyorlardı.
Bir hâdise
32 nel dakikada Fahreddln. kendisine mütemadiyen favnl yapan Schaffer”le çarpıştı. Bu arada Fahreddln. kendisine hiç de yakıştıramadığımız bir harekette bulundu. Schatfcr, gözünden kanlar anarak maçı terket-tl- Yerine birinci devrede kaleci oynamış olan Engelmayer girdi. Fenerabhçe takımının dün kaptanlığını yapan şükrü de Fahreddln! bu hareketinden dolayı kendi eliyle sahadan çıkardı.
Fahreddln, soyunma odasına doğru giderken kapı önünde, dün Vlenna takımında oynamı-yan Novotny'nin tecavüzüne maruz kaldı. Kendisini müdafaa ederken, Vlennalı oyuncular da kavgaya karıştılar: oyun İki dakika kadar durdu.
Hakem sanki bir şey olmamış gibi oyuna devam etti. Her İki tarafın da bu hâdise dol»-yıslyie asapları bozulduğundan,
17.SB Acilli ve porgram.
10 00 M. S.nynrı.
18.00 Dans müziği (Pl.)
18.30 Konuşma.
18.45 Hafit jarkılnr (Pl.)
10.00 M. S. ayan ve Haberler.
10.15 Ccçmljfe bugün.
19 20 Semai ve tarkılnr.
19-15 Tarihi Türk milliği.
20.15 Radyo gazetesi.
20.30 Radyo senfoni orkestrası.
İl .15 Konuşma.
21 30 Çeşitli sololar (PL)
23 00 Konuşma: B. M. M saati. 2215 Dana müziği (Pl.)
22.45 M. S. ayarı ve Haberler.
23 00 Program ve kapanış.
Yarın sabah ve protpamı
TJO M.S. ayarı.
7 31 HMlf parcnlftr (Pl.)
7-15 Haberler ve Hava raporu.
8 00 Türküler CPİ.l
815 Adaklardan melodiler (PLİ
8.25 Güllün programı.
8 30 Müzik: (Pl.)
9 00 Kapanış
127* Açılış vc program. _
12.39 M. S. ayan.
12.30 Semai ve şarkılar.
13.00 Haberler.
1.3.15 Müzik (PL»
13.30 Öğle gıızctesL
13.45 Müzik: (Pl.)
1100 Akşam program), Hava raporu ve kapanış.
Sahi fe 3
Valinin müjdesi!
_ Vali ve Belediye Reisimizin Ankara temasları hakkın daki izahatını ve bu arada İstanbul halkına verdiği müjdeyi gazetelerde okuduk. Elektriği ucuz yakacakmışız. Sayın Gökay izah ediyor:
«•— Ankarada, Çatalağ-zmdan İstanbula elektrik verilmesi meselesi üzerinde de alâkalılarla temaslarda bulundum. Oradan 1952 den sonra şehrimize elektrik verilecektir. Cereyanın pahalı olacağı hakkındaki haberlerin aslı yoktur. Yapılan he-sapalra göre elektriğin kilovatı 3,25 kuruşa maiolacak-tır.»ı
Haber cidden giizel amma evvelâ şu zaman meselesi zihnimizi kurcaladı. İstan-bulun elektrik cereyanı 1952 den sonra gelecekmiş, fakat ne kadar sonra?
El falına baktırmak. On hafta sonra mı, on ay sonra mı, on sene sonra mı?!...
Ucuzluğa gelince; Çatal-ağzı santralından elektrik kilovatının üç kuruş on paraya maloln cağını şöyliyen valimiz, hüsün Silâhtarağa fabrikasında aşağı yukarı aynı fiate malolan elektriğin üzerine saat kiraları, bilmem ne masrafları bindirilerek halka kac kuruşa satıldığını da bilir tabii!
in
Şükürler olsun!
Şoförün biri Köprünün Kadıköy durağında otomobilini bırakıp fitmiş. Bir müddet sonra otomobil kendi kendine hareket ederek Karaköye doğru süratle ilerlemiş ve Ziraat Bankasının önündeki kaldırıma çıkıp durmuş.
Şükürler olsun ki otomobil bu işleri kendi kendine yapmış. Ya içinde şoför olsaydı? Gemi azıya alıp yola çıkmışken her halde birkaç kişiyi ezdikten sonra bankanın kapısına da toslayıp içeriye girmek istiyeçekti! İs-tanbulda otomobilleri şoför-süz işletmenin çaresi bulunsa, kazalardan kurtulacağız galiba.
Ciddî gayret!
Koleksiyonu karıştırırken 31 mayıs 1937 tarihli Akşam gazetesinde şu havadis gözüme ilişti:
«Belediye sekiz sene evvel süt İslerini ıslah için bir şirket kurmuştu. Bu şirket birkaç av çalıştıktan sönra iyi bir netice alamadığından dağıtmıştı.
Belediye şimdi süt işiyle yeniden uğraşmağa karar vermiştir. İktisat Müdürlüğü bu hususta tetkikat yapmaktadır. Avrupa memleketlerinde süt İsinin nasıl t-dare edildiğini, İstanbulda mevcut inek miktanm, sütün nasıl nakledildiğini, şehre ne miktar süt getirildiğini araştırmaktadır.»
Görülüyor ki Belediyemiz süt işine el atalı yirmi seneyi geçmiş ve ilk teşebbüsünde muvaffak olamamış.
İkinci teşebbüs faaliyetinin on ik buçuk seneden beri devam etmesinden anlaşılıyor ki bu defa işi ciddiyetle ele almış ve sıkı tutmuş. Bakalım araştırdığı şeyleri kaç sene sonra bulabilecek?!.,.
Cemal Refik
maç bir kör dövüşü şeklinde devam etti ve netice değlşmlyerek 2-1 takviyeli Fenerbahçe takımının First Vlenna takımına galebesiyle sona erdi ve bu suretle de Fenerbahçe 3-3 berabere kaldığı maçın revanşını almış oldu.
Halûk SAN
Erdal’ın durumu iyidir
Dün yapılan takviyeli Fenerbahçe - First Vlenna maçında burun kemiğinden sakatlanan Fenerbahçe kalecisi Erdalm durumunun İyi olduğunu, kaldırıldığı hastaneden memnuniyetle haber aldık. Erdal’a geçmiş olsun deriz.
28 Aralık 1949
S.ıhlfe 4
Defterdarlıkla mööâkaıt
Serbest meslek erbabının gelir vergisi
Suriy ede son hükümet
darbesi nasıl oldu ?
Evvel zaman içinde..
Kurumlar vergisi nedir? Bu vergi, nın konulmasına nede lüzum görülmüştür?
Gelir vergisi hakkında Istan- teri dc tutmazlar.
bul Defterdarı Mehmet İzmcn'Ie 1 Bu defterler iş yerlerinin bo-komışnıamıza devam ediyoruz. ı Umduğu mabaldekl bir notere Sual _____ Serbes meslek erba- tasdik ettirilecektir,
binin gelir vergisinden bahseder mitiniz? 1
Cevap _ Serbes meslek erbain denince İlmi ve mesleki ihtisas- ı lariyle devamlı olarak bir yere buğlı olmamak şartlyle kazanç I temin eden şahıslar anlaşılır. Doktor, mühendis, muhasip. 1 müellif, artist arzuhalci glM. 1 Kazanç vergisi kanununa gö- * re işgal ettikleri yazıhane, muayenehane gibi yerlerin gayri 1 safi iradı üzerinden vergilendi- 1 nlen serbes meslek erbabı, gelir vergisinde serbest meelek Ka- ’ nnciannın gerçek ve sâfi mlk- 1 farlarını tesbit ve diğer kazanç 1 iratlariylt birlikte yıllık beyan- 1 namelerinde göstereceklerdir. ' Karine ve götürü gibi usullere * ancak imkânsızlık hallerinde 1 yer verilmşür.
Her türlü serbest meslek faa-âyetlerinden doğan kazançlar serbest meslek kazanadır I
Serbest meslek erbahı bir yere ı bağlı olmaksızın çalışmış olma,- l İldir. Bundan maksat, çalışanın 1 meslek mesaisini btr yere haa- ı retmekslzin şahsi sorumluluğu I altında ve kendi nam ve besa- ı bina bir işyeri açarak faaliyette ı bulunmasıdır İkametgâh İşyeri olabilir, Yalnız ebeler, sünnetçi- I ler. müellifler, bestekârlar, ar- : tisüer, konser verenler için iş- > yeri açmak şartı aranmaz
Bundan başka, yapılan işin ticari mahiyette olmamam ve daha ziyade şahsi mesaiye veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ı'devden olması lâzımdır Ayrıca .serbest meslek faaliyeti devamlı ve mutat meslek halinde yapılmalıdır.
Kâr miktarı
Sual — Serbest meslek kazancının yıllık beyannameye girerek olan, gerçek ve sâfi miktarı nasıl tesbit edilecek?
Cevap — Serbest meslek ka-sancı bir hesap dönemi içinde mesleki faaliyet karşılığı olarak tahsil olunan para ve ayırtlarla ödenen giderler arasındaki müspet farktır. Eğer yapılan giderler hâsılattan fazla olursa ziyan edilmiş demektir Ziyan edenden vergi alınmaz Hasılatta ü-serinde durularak hususlar şunlardır; ’
Yapılan hizmetler m akabilin-(ie müşterinin borçlandığı paralar. müşteri tarafından ödenmedikçe hâsılat olarak kayde-dilmiyeeektir. Buna muakbll geçmiş takvim yıllarında yapılan hizmetlerle, gelecek takvim yıllarında yapılacak işler mukabilinde tahsil edilen paralar tahsil edildikleri yılın hâsılatı içinde yer alacaktır Serbest meslek erbabının nam kuma bankaya veya notere yatırılmak suretiyle emirlerine giren paralar tahsil edilmiş sayılacağı gibi, alacağın temliki veya takas suretiyle alınanlar, ıttıla hasıl etmeleri kaydiyle. tahsil edilmiş hükmündedir.
Üçüncü husus da serbest meslek erbabının hizmeti karşılığı ytiniz para değil, ayın da olabileceğidir
Bu suretle tesbit edilecek ka-sanr tablaüyle gayrisartdir. Bunun yanında mesleki faaliyetin terası için yapılması zaruri bir takım masraflar vardır kİ bunlar. gayn safi kazançtan indirilecek ve sâfi kazanç bulunacaktır.
Sâfi kazancın % 5 ini geçmemek üzere meslekî teşekküller tarafından emekli sandıklarına ödenen aidat gayri sâfi kazançtan ayrıca indirilebilecektir.
Sebebi ne olursa olsun para cezalan ve vergi cezalan masraf olarak indirilemez.
Safi kazanç nasıl tesbit olunur?
Serbest meslek erbabı sâfi kazancını tesbit etmek üzere, hasıla tını bir tarafa, masraflarını da diğer tarafa yaracağı _ ________ .........
bas» bir kazanç defteri tuta-,bazı kurumlar verdiden uma-çaktır. Hekimler diledikleri tak- men muaf tutulmuşlardır. Bun-«lirde kazanç ve masraflarım lar i.;, mnun yedinci madde-proioko! defterine kaydeder ve sinde gösterilmişin, bu takdirde ayrıca kazanç def-j

Sami Hınnavi ile Esat Talaş nasıl tevkif edildiler
Sabahın saat altısında duyulan şiddetli infilâk harekete başlama işaretini verdi, caddeler, askerler ve tanklar tarafından işgal edildi
pazartesi (Arkadaşımız
Saraylarda muhtelif vazifeler — Çeşnı-yar, kutucu, kilerci, çamaşırcı, haznedar ustalar — Bazı âdetler
Her hakkı mahfuzdur
Semih .Mümtaz S.
layarak yenilecek yemekleri, E-çllecek suları, şurupları; kah -vakıları; verilecek şerbetleri, limonataları (İh.) muayene etmek ve tatmak ve devletlu aza-metlû sultan efendi hazretlerinin yiyeceği, içeceği her -şeyi bizzat hazırlamaktı Bir de maiyeti vardı. Bu İşin usulünü ve âdabını öğrenirlerdi Zaman ile ihtiyarların yerlerini tutarlardı. 1 (2) Kutuca ustanızı işi de sultanın veya şehzadenin fam-dö-şambrıiıgı olup yanındaki kıs-, larla beraber efendilerinin çocuklarının elbiselerile ve ça-O maşırlarile ve hamam dairde-û_ rile meşgul olurlar misafirlere^^ de derecelerine göre bakar, bak*£-tınrlardı. (3) Kilerci usta se- O lâmlıktaki kilerclbaşı gibi kile- C rin nazın ve mes'ulû İdi. (4) O çamaşırcı usta sarayın butun'J) çamaşırlarını muhafazaya ve te L-mlzletmeğe ve tamlı ettirmeğe ve daire daire taksim eylemeğe memur olurdu. (5) Hazinedar usta da sarayın bir nevi maliye £ nazrt gibi paralarla; mücev-**-herlerle; altın ve gümüş takımlarla Ve nadide eşya ile mes'ul ve meşgul olarak uğraşırdı ve^ en mühim iş de bunun işi idi. ÇP Şunu da söyllyeyim kİ, bu usta- co lara sarayda kalfa yerine (ka- (D fam — kafam» diye hitap eder--lercll. Ve kızarlarsa arkadan ta?'*-* kafam taş kafam derlerdi.
zJk ve yüksek kültürlü Suriyeli diplomatın zaten mukavemet etmesi bahis mevzuu olamazdı.
Sarayda toplantı
Sabah saat on buçukta Meclisinin n^tuk müstakil ve muhtelif partili âzasından bir grup saraya çağırıldı. Kurucular, Meclisi ve ekseriyet partisi baş- [ kanı Rüştü KiHYA ile Dışişleri j Bakanı Nâzım Kudsl beyler de oraya gitmişlerdi. Devlet Baş-kaniylc durumu müzakere ederlerken bu son darbeyi destekleyen Suriye askeri hava| kuvvetlerine mensup uçaklar saray ve Şam üzerinde alçaktan nümayiş uçuştan yapıyorlardı. Yine bu müzakereler esnasında saat on bire doğru bu son hareket kahramanının murahhasları sıfatlyle saraya İki subay geldi ve Hâşlm Ataş beyle bir konuşma yaptılar. Ordu bu vasıta İle arzu ve gayelerini lâhlk Devlet Başkanı-na bildiriyordu.
On bir buçuğa doğru saraydaki toplantıdan çıkan muşta- j İtil mebuslardan '
tanıdığım birisine: Bu uoıvo'.. ——— j------
hakkında tafsilât veremez mİ- Meselâ köylerden gelen gençler siniz? diye (AKŞAM) namına iptida ahçı yamaklığı yaparlar bir sualde bulundum. O esna-' gitgide kalfa, nihayet ahçıbaşı da basımızın üzerinden alçaktan büyük bir gürültü yaparak uçan iki uçağı eliyle göstererek: «işte tafsilât!» dedi.
Öğleden sonra Kurucular Meclisi, evvelce mukarrer olduğu üzere saat dörtte toplandı. Bütün mebuslar gelmiş idiler. Mebuslar arasında Suriye -Irak İttihadını hararetle müdafaa edenler dahi orada ve serbes idiler. Bu saate kadar, telgraflarımla da bildirdiğim üzere öiü, yar ah ve general ile bacanağından maada mevkuf kimse yoktur. Geçen zabıt okunup kabul edildi. Başkan Hyakat gösterirlerse hanımefen-(Rüştü Kihya) söz aldı ve de-'jj olurlar; bunu; kendilerine adi kİ: .Bugün Devlet Başkanı' namatniiı yakıştırırlard) da. Hâşlm Atasl and İçmeğe gele- Erkek müstahdemlerde kadın -cek idi. Bize bir tezkere gön- jardaki terakki teselsülü yoktu, derip rahatsızlığı dolayısile ge- Ancak kıdemlerine nazaran ma leınlyeceğinl bildirmekledir. aî farkından mûstefid olurlar-Ruznamede müzakere edilecek' dı: haremağaları müstesna ola-başka bir madde de olmadı- (rak. zira haremağaları başağa-ğından 22 aralık perşembe gü- o)urlar: kızjar ağası olurlardı nü saat beşte toplanmak üze-J .^74, iseler; hariçte konak-re celseyi kapıyorum.» dedi ' !arda iseler hâremle * *
ve Meclis bir hüzün havasına bürünmüş olarak dağıldı.
Son hükümet darbesinin sebebi
Son Kabinede Tarım Bakanı ve progresist sosyalist fikirlere sahip (Hama) lı (Ekrem Horaniı Edib Şişekli’nin akra- . bası ve dostudur. Hattâ hâlen istifa etmiş olan bu Bakanın siyasi muarızlan, Edib beyin' seçim haftası esnasında (Hama) ya gidip Ekrem bey lehine askeri nüfuzunu kullanmak istemiş olmasından şikâyet et-
19
Şak ir Çeçen yazıyor) — Sabahın saat altısında Şam ufuklarında müthiş bir infilâk duyuldu. Bir top mermisi olacak; bu, harekete başlama İşareti İdi; o saatle tablatile sokaklar tenha; tanklar, silâhlı askerler, kamyonlara bindirilmiş çelik kasketli silâhlılar sokakları Lstllâ ettiler. Devlet daireleri, bankalar askerî muhafaza altına alındL Sokak kavuşanlarına. köprüye. Harbiye Nezareti önüne tanklar Seyrüsefer tatil edildi, ve dahille telefon ve muhabereleri kesildi. Hudutlar kapatıldı; radyodan ses yok; herkes birbirine (Ne oldu?) diye »cruyor
Bu defa darbeyi yapan birinci liva komutanı (yarbay EDİB ŞIŞAKLİ. emrindeki kıtaları kullandı. Hava ordusu da kcndtsUe beraberdi. Öğleye kadar askeri uçaklar havalarda nümayiş uçuşları yapıp durdular. Bu uçakların vazifeleri: Surlyenin belli başlı şehirlerinde ve Şam civarında herhangi bir haik toplantısı yapılıp yapılmadığını gözetlemek idi.
Baat sekizde Şam radyosu (bir numaralı tebliğ) diye başladı ve şunları söyledi:
■Ordu komutanlığından tebliğ edilmiştir: Asil Suriye milletine: Genel kurmay başkanı liva (general) Sami Hınnavi ile bacanağı «bay Esat Talaş ın Dışişleri Bakanlığı kâtibi umum isi) ve bazı ordu selâmeti ve hükümranlığı ve rejimi aleyhinde bazı ecnebi devletlerle bir olarak, gizli faaliyette bulunduktan orduca sabit olmuştur. Ordu subayları bunların bu hareketini tâ baş-| langıçta biliyor ve türlü vasıtalarla ve hattâ tehdit ederek buniann ba İşten vazgeçmeleri İçin mükerrer lhtirlarda bulunduysa da bunda bir fayda hasıl olmadı. Bunun üzerine ordu kendi selâmeti ve memleketin selâmeti namına ve Cumhuriyet rejimin! müdafaa için İşbu gizil faaliyette bulunan şahıslan oonspirateur uzaklaştırmakla muzlar Ordunun başka bir gayesi yoktur. Ordu uân eder ki: Memleket işlerini meşru kanuni ricalinin ellerine bırakmıştır. Ve siyasi İşlere katiyen müdahale etmlyeceklir İnşallah. Ancak memleketin selâmetinin _
ve hükümranlığının icap ettir- hinin karşısına diği ahval müstesna. | ...____,, ... „___„
Şam 19/12/1949 İmza (Sami Hınnavl'yi almış ve bir EDİB ŞİŞAKLİ ı tanka bindirip götürmüştür.
Edib Şisakli kim? 1Wr“ı e«n «n»
ı nı Mlmadan yüksek sesle; »Bo-
vasK * ■ay . ,ab 40 şuna mukavemet etmeyiniz. S : otaus.. diye
mütevazı görünüşlüdür. Ordu- ■ — ■ - - v
ya intisap etmeden evvel Suriye Millet Partisine idi. 1948 de c-J —
Filistin harbine iştirak etti. Akrabası ve hemşerisl (Hama) lı müstafi Tarım Bakanı (Ak-
Sual —■ Kazançları götürü olarak takdir ve tesbit edilen serbest meslek erbabının durumu nedir?
Cevap — Bunlar, kazançlarını tesbit İçin defter tutmazlar.
Götürü usuBe almazı serbest meslek srbabııun istihkaklarından İliç bir şekilde vergi tevkif aU yapılmıyacaktır
Kazançları götürü olarak teshil edilenler, vergi karnesi almağa mecburdurlar
Serbest meslek erbabı durumunda edan müellif, mütercim, heykeitrM. ressam ve bestekârların. kitap, resim, heykel ve nota halindeki eserlerinin satışından bir takvim yılı içinde elde ettikleri kazançların m beş bin lirası vergiden istisna edilmiştir.
Deftere tâbi olanlar
Deftere tAbi olan serbest meslek erbabı, bir takvim yılı içinde elde ettiği kazancını ertesi takvim yılının mart ayında gelir dairesine vereceği beyannamede gösterecek v» vergisini birincisi mart ayı. diğeri eylül ayı olmak üsere Md taksitte ö-deyec ektir
Kn-jançlan götürü olarak tea-blt edilenler İse çal işti kİ an yılın vergisini, aynı yılın mart ve eylül aylarında olmak üzere k«a iki taksitte ödeyeceklerdir.
Kurumlar vergisi
Sual — Kurumlar vergisi nedir? Bu verginin konulmasını icap ettiren sebepleı nelerdir?
Cevap - Herkes umumi olarak bir yıldaki kazanç ve lradları üzerinden şahsi durumu da göz önünde tutularak gelir vergisine tâbidir, Fakat bir sermaye iradı mahiyetinde olan şirket ka zançlan ise başkaca bir vergiye yani kurumlar vergisine tâbi tutularak sermaye iradlan. emek veya emek ve sermayenin birleşmesinden hasıl olan kazançlara nazaran bir az daha fazla vergi ödemiş olmaktadır. Bunu kurumlann Kazancını iki defa vergilendirmek mânasında değil, yeni vergi sistemindeki ayırma prensibinin bir neticesi diye kabul etmeliyiz.
Sual — Hangi şirket ve kurumlar bu vergiye tâbi olacak?
Cevap — Sermaye şirketleri, kooperatif şirketler âmme müesseseler!, tere, tesislere ve ait iktisadi İşletmeler. Bu vergiye tâbi olan sermaye şirketleri de şunlardır: Anonim şirketler, eshamb komandit şirketler, ilmi ted şirketler. Aynı mahiyette olan yabancı kurumlar da bu tarifeye girerler.
Sual — Bunlardan vergi nasıl ve ne nlsbetierde alınır?
Cevap — Vergiye tâbi kurum -ların kanunî merkezleri veya İŞ merkezleri Türklyede İse bunlar Türkiye içinde ve dışında elde etlikleri kazandan üzerinden vergi öderler. Tabii hariçteki kazançlarından vergi öde-inişseler bu vergiler Türkiyede ödeyecekleri vergiden indirilir. Kanuni veya iş merkezleri Tûr-kiye dışında bulunanlarsa yalnız Türkiyedekl kazançları üze-, rinden vergiye tâbi olurlar.
Kurumlar vergisinde vergi
nispeti: Sermaye şirketlerinde (■ _ ________________
% 10, İktisadî devlet teşekkülle- ! işbirliği yaptı; ve darbe ake-rinde ise % 35 dlr. j binde Hüsnü Zalm kendisini
Bir kunım, kazancından % 10 umum emniyet müdürlüğüne , vergi ödedikten sonra geri ka-!tâyin etti. (Antun Saade) nin ( Jan kân ortaklara tevzi edecek- (Lübnana teslimine itiraz etti, tir. Ortaklar da aldıkları bu te- •’-* - •
mettüleri gelirlerine daldl ede-t rek gelir vergisi vereceklerdir. , Ancak kurumlar ıergisinde de bazı istisnalar vnrdır. Bunla-
Sami Hınnavi’nin haranağı ve Dışişleri Bakanlığı umumi kâtibi Esat Talaş
t sahibine göre eşer derler. Saray da padişaha göre, onun mizacına göre tavır alırdı evvel zaman içinde. Serbest ve halkla temasta bulunurlardı, eğer padişah müaama hakâr İse! Sımsıkı bükülür otururlardı veya zahire öyle görünürlerdi, eğer padişah müste bit ve vehham ise! Ekseriyetle; bizim yüzümüzden kimseye fenalık gelmesin derlerdi. Herhau gl sebeple daireierİL.e nlsbeti o- , lan adamları ve aileleri bile
belli etmlycrek el altından hi-' m ay e ve iane ederlerdi. Veya-1 hut gezerlerdi, tozarlardı hattâ I ölçüleri de mürur eylerlerdi! Fa kal saraylarda İster sımsıkı o-turşunlar, ister gezsinler değiş' meyen birşey vardı «teşrifat»-Bu mümkün ve mutasavver de ğlldl; başkalaştırılamûzdı. Üzerinde ferden ferda inadtle muhafazakâr idiler. Tuhafı şu ki, aynı zamanda demokrat ta idi. ler.
Sarayların içi ber sınıflan halk tabakaslic dolu idi. Şehzadelerin anneleri ve padişahların kadınlan; ve hedem ve he-şem kâmilen ve biiâ istisna yukarıya nlsbetie ti’ tabakadan alınıp da yükseltilmişlerdendi.. (Hama) da Şehir çocukları köylülerden çok hareket I sonraya kalırlardı saraylarda..
0 p
İktisadi dernek vakıflara
siyasilerin memleket Cumhuriyet
mış binlerce nüshalar şehirde dağıtıldı. Saat dokuza doğru dükkânlar açıldı. Seyrüsefere müsaade edildi. Halk sokaklarda dolaşmağa başladı. Hele saat onda seyrüsefer yasakları ve ana yollardaki tar.kların bir çoğu tanıamile kaldırıldığından şehir mutat tabii manzarasını almış idi. Suriye - Lübnan ban-' kasının emniyetini temine memur edilen tank kıtasına yeni darbeden haberi olmıyan. banka bekçileri kapıyı ilk ihtarda açmadıklarından asker havaya bir kaç silâh ve boşa bir el bombası attı ve telefat-kaldı. sız mecruhsuz bankaya girildi.
Hınnavi ve Talaş nasıl tevkif edildiler? Saat tam altıyı beş geçe dört tank (Sami Hınnavi) nin mahallesini abloka etmişlerdi. İki tank generalin tanı ikametgâ-luuuı k.»ı9ieıu.a ycrleştirildik-[ten sonra iki subay eve girmiş.

ı;

tır. Filvaki general karşı gej-i mlşlerdi, medİ, Aşağıya indi Askeri el-
. . bfae*hl1 giymiş ve başı açık İdi.
d'I.t?.T„^ÇCh.1!? Ora(lak‘ subay ve askerlere hitaben cevapsız kalan yalnız şu sözleri söyledi: «Ben size ve
ram Horânn ıL hi u ■ -ı 'ûrduya sadaka«e ve halisane Sonul- htonet Ne oldu M?,
J me3llur „ tarihi
h» jolladüar. Kurtuloî IINKAZ! Wr ad ala„ hap,sfiMe.
KAVUKrt'nü, kurnana ktjj!” s»vl(edlldlei tüyleniyor, tıidı narh iri 7 Ordu ha^lnl doldurduğun-
ıııoı. ııarb durduktan sonra , , ,
nrrtuvı ne - dan tekaüde şevki muamelesl-
orduya dondu. Husnu Zalm He , - , ,
• - - -- | nı itmam etmek üzere imiş.
Tevkif yapıldıktan sonra mahalleden muhasara kaldırıldı.
Bir numaralı tebliğde adı geçen (ASAD TALAŞ) da tank-sız, gürültüsüz iki subay lara-Imdiin evinden alınıp bir jips bindirildi ve götürüldü. Bu na-
Hüsnü Zalm ile aralan açıldı, şimal garnizonlarınr. nakledildi, Sami Hnnavl ile Hüsnü Zaim aleyhine birleşti. Hüsnü Zalm‘I fdama mahkum eden
bazı istisnalar vardır. Bunla- Zaim’I idama mahkûm eden inn en mühlmmi iştirak kazanç-*Harb Divanında âza idi. Son lan İstisnasıdır. KtırumJarın ka'günlerde ordudan çekilip Susandan araaınrİA hııltman rive Millet Vnrllcl
zançlan arasında bulunan es-!riye Millet Partisi ham ve tahvilât faiz ve Ikraml- KAVMUSSÜRÎ) t yeleri de vergiden İFtisrıa edil- > iniştir, Bundan başka sosyal, ekonomik ve kulVarc*! gayelerle
1 (HİZBÜlr başkanlığına geçeceği söyleniyordu.
Dağıtılan beyannameler Radyo saat on İkiye kadar tebliği muhtelif fasılalarla tekrar etti.
I
bu
belki yirmi defa ________ ______
Şahap BALCİOGLUt Ru tebliğden gapl.ro ile basıl-
Numaralı Yerlerinizi Ayırtınız. Tel; 49366
„ , VEDAT Ö. ENGÜ Ve
Yazanlar: ztKl AU>AN
Müzik: K4RLO KÜPÜÇELLİ
olurlardı; küçük krzlar halayıklığın en ufak tabakasından baş lar, bilâhare kalfa; baş kalfa ve bu dereceye ayac basmazdan evvel de çeşniyar usta; çamaşırcı usla; kilerci usta; kutucu usta; en sonunda da hazinedar ustalığa İr Lika ederlerdi.
Hazinedar ustalardan ve bilhassa padişahın veya şehzadenin hususi hizmetinde bulunan gözdelerden padişahla veya şeh zadelerle evlenmişler de vardL Daha doğrusu yalnız bu türlüsü vardı. Saraylardan çıkarılıp evlendirilenler sadece hanım ve
selamlık arasında mümtaz mevkie sahip âdeta hâkim idiler. Yalnız Sultan saraylarındaki daire! seni-ye kâhyaları hariçteki ricali devletten intihap ve tâyin olunurlardı. En meşhur Ve muhteremlerinden Hacı Akif Paşa; Sadık bey ve emsali giib;
Yemin sureti müzakere ve metin takarrür ettirilirken' Mecliste (Ekrem Horan!) bey' bu metne (ve Cumhuriyet rejimini de müdafaa edeceğim) cümlesinin ilâvesini istemiş idi. Bazı mebuslar buna lüzum olmadığını söylemişlerdi ve bu cümlenin ekseriyetle metne so-kıılmamasına muvaffak olmuşlardı. Ekrem Borani ve Edib (Arkası 7 inci sahılcde)

ifenl fB fB Opereti
Yarın Akşam saaat 21 den İtibaren
Hediyelik Gelin
Telif Operet 3 Perde
Bazı âdetler
Saraylı kızlar bazan hırçınlık ederlerdi. Zira birbirlerini çekemezlerdi. Birbirlerini şikâyet ederlerdi: kötülerleydi. Bir taraftan da fazla vapab yaşamaktan - hele İkinci Sultan Hamid devrinde - ve iyi beslenmekten bizar olarak monoton bir refahı ve rahatı yıkmak için ellerinden geleni arkaya koy -maziardı. Kafesleri delip dışarıya çıkmak isterlerid. Bu demekti ki, sırayı veya bir tesa -düfü beklemeğe v akılları yok -tur ve sabırları yoktur. Evlenmeleri keyfiyeti unutulmuş gibi gözükür, uzarsa bir nevi hastalık icad ederek odalarından çık mazlar, kendilerini hapis ve belki cebri-nefs ederleri. Bu hareketi a iki neticesi var olurdu. Ya talihleri yarüyâver olur, sarayı kızdırmadan evlendirilirler, hediye ve ihsan alıp çıkıp giderlerdi, ahut saray tâbirince arzediyorum «gazaba uğrayarak» saraydan çıkarılırlar; ne hâlin varsa gör, istiskaline duçar edilirlerdi. Bunlar böyle olduğu kadar kapıdan kovufsalar bacadan giren bir kısım da vardt. Demek İstiyorum, ne pahasına olursa olsun sarayları Ve efendilerini terletmezler, ö-lünceyedek ayrılmazlardı!...
... Sonu ve üst tarafı bundan
Vazife taksimi
Şöyle idi. (1> Çeşniyar usta- sonraki yazıda... nın vazifesi efendilerinden baş S. M. S.
Bugün Matinelerden İtibaren PEK OKISVlVlhOS I
Yılbaşı için eşsiz bir Program
Bütün İstanbul Halkının heyecanla alkışladığı
2 BÜYÜK ve MÜSTESNA FİLM BİRDEN
1-İHTİRAS KUBANLARI
Baş Rollerde:
ROBERT TAYLOR — AVA GARDNER-
2 - BÜYÜK GÜNAHKAR
t
Baş Rollerde:
GREGORT PEEK — AVA GARDNER
DİKKAT: Büyük Günahkâr saat 2.30 - 6.15 - 10 d* .İHTİRAS KURBANLARI. 4.30 - 8.15
Koltuklar numaralıdır.

Bu Ak®»» JOAN CRAWFORD
MTILı&îS henry fonda 4=4 b dana andrews
gibi 3 Büyük Yılda
Sinemasında.
tarafından müstesna bir kudretle yaratılan

ıstırap şaheseri
Ayrıca, FOX, Dünya havadisleri
.1
r
*■
-AH CİCİM • fSTE 8>ZJM YEA/1 ATt-ET HİZMETÇİMİZ


/iuvvtrii *AP/CL.
8/R AiLE $AHN£$t. VEVAf/VT ıTAt^ACA ARAS/H-
ıs A 0/R £XX£ĞW ÂJf/BETJ...
AFF£PER*>lAIIZ ÇAYfiAHİ/R *AF/ C-ElMlVöJİPV £>A ...
i Serbes Sütun |
Genç avukatlarımızın haklı şikâyetleri
Yazan: Avukat Reşat KAYNAR
Felâket getiren mavi elmas
Hope elması şimdi Nevyork’ta bir mücev-
herat mağazasında müşteri bekliyor
I Û Z İ~Kİ
Müzik meseleleri
— Bir toplantı münascbetilc —
Onseklz yıl önce avukatlık I mesleğine girerken, dörtyüz a-vukat baroda mukayyetti. O dev rtn kıdemli avukatları, bu dört' yüz adedini bile fazla bulurlar;
— İstanbul a dörtyüz avukat fazla gelir, bu artış meslek 1-çln hayırlı neticeler getirmez, sonunda gene halk ve devlet zarar görür, derlerdi.
Bugün, İstanbul barosundaki kayıtlı azanın miktarı bin İki yüzü geçmiş bulunmaktadır. Onseklz yıl önceki iş adedi de bugüne nazaran iki buçuk misil artmış mıdır?... Bunu sanmıyorum. Şu halde, İstanbuldakl bu avukat tekasüfünün akıbeti ne olacaktır?.-
Ben. mes’elenin şu safhalardan geçeceğini tahmin edlyo -mm: İş bulamayanların ilk yapacakları şey. ücretleri asgari hadde indirmektir. Asgari had özerinden ücret talep etmesine rağmen İş bulamazsa. namuslu adamların yapacağı şey:
— Bu meslekte benim nasibim bu kadarmış: diyerek, ayrılmaktır. Ancak, bunun bir dc çıkmazı vardır ki. tadı pek kısa sürer ve Allah kimseye göstermesin sonu rezalet ve sefaletle biter... O da. ya kazanılmayacak dâvaları kazanılır gibi göstererek, yahut şunu bunu tanıyorum elemek ^uretUe, akideleri! yıkarak ve bir lakım masum ve, günahsız zevatın adlarını kul- j lanarak ücret istihsal etmek-1 Ur
Bu yol, daima felâket ve rezalette nihayet! en mlştlr. Denen mlş ve Akibetl muhtelif misallerle aynı şekilde taayyün eden bir yolda yürümek ve merak etmek, akıllılara yaraşmaz... imdi. işler dar ve avukatlık mesleğine de rağbet devam ettiği -oı* göre, alınacak bazı tedbir-
Çok eski devirlerde kendilerinde bir sihir Ve füsun ve daha sonraları kırallar ve kadınlar gibi cemiyete hâkim zümrenin nişanel hâkimiyeti olan kıymetli elmasların da kendilerine mahsus tarihleri vardır. «Büyük mogoi», «Or-loff», «Köhinnor., «Beğeni», • Ekbcrşah», «Nizam», rSancy»., «Hope» gibi dünyanın kıymetli elmaslarının menşeleri, geçirdikleri safahat. ağırlıkları, ( hangi taç veya hâzinede bulun-ımakta oldukları bütün tefer-rüalile malûm bulunmaktadır. ! Aşağıdaki tarihçe dünyada sayıları mahdut ve o bakımdan kıymetler) daha yüksek olan I renkli elmaslardan «Hope» veya «Mavi elmas» diye anılan ve kendisine bir şeamet atfo-lunmakta olan elmasa attlr. | 17 inci asır iptidaları: 112
elmas bu Meclisten ' tarihlerde bir Hind heykelinin karar alarak tatbikini gecikti- cephesini tezyin eylemekte idi. riyordu. Zamanla, Maliye Ba- Bu elmasın füsunkâr tesirine kanlığı ihtiyacım temin ve ar- mukavemet gösteremiyen bir tık bunun tehirini İstemeğe de budist rahip günün birinde lüzum görmedi. Devlet dairde- bınııı çalmıştı. Mesele anlaşırın de çalışan meslektaşlar, mun ı^.j laklp olunmağa başlayan haziran dairelerine bağlanacak rahip günlerce ,uradB buruda lar ve hariçten iş almayacak- rirari O|arak ar kaJ.
lardı. Elbette kİ. bundan cn çok mi5 nihayet çaldığı elması memnun kalacak, mesleğe yeni bir miktar yiyecek giren avukadanmızdır. çünkü dc meşhur -ne de olsa, muayyen bir nisbet Tavernleriye vermaSe dahilinde iş artacak ve meslek- f te kalkınma İçin fırsat bekle- j yenler, durumdan pek âlâ fay- , dajanacaklardı. Fakat, hayretle öğrendik kİ. Ankara barosu, bu ( maddeye itiraz ederek tamaml-le kaldırılmam yolunda teklifler yapmış bulunmaktadır.
Böyle bir teklif önünde, genç avukatlarımız da, aralarında imza toplayarak, maddenin değil kalkmasına, bilâkis arlık bundan sonra tatbik edilmesii gerektiğine kanaat getirdikleri- I ni mucip «ebepterilp, meclise 1
ler yok mudur?.. Elbette vardır.
Meselâ, bunların arasında ! devlet dairesinde iş görenlerin, , münhasıran bu daireye bağian- , malan ve hariçten dâva almamaları keyfiyetidir.
Avukatlık kanunumuzun beşinci maddesi (maaş veya ücreti devlet, vilâyet veya belediye bütçelerinden veya alelıtlak' devlet, vilayet veya belediyele-1 rin idare ve murakabesi altın- 1 dakl daire veya müesseselerden 1 verilen müşavir ve avukatlar yalnız bu daire veya müessese- ' lere alt işlerde avukatlık ede- , bilirler) demektedir.
On yıldanberi bu madde tatbik edilmemekteydi. Maliye Ba kanlığı, kâfi avukata mâlik bu-l ______________
lunmaması sebebile bu madde- kırat ağırlığındaki nin tehiri yolunda ..........
Bir mankenin tilerinde mavi elmas da dahil bir milyon dolar kıymetinde mücevherat
mukabiUn-
Fraıısız seyyahı mecbur kalmıştı. Elmas sarlkı rahip biraz sonra yakayı ele vermiş ve bir hayli İşkence edildikten sonra idam edilmişti.
I ikgr senesi: Mavi elmas bu tarihte Fransız seyyahı Taver-.nier tarafından on dördüncü! Lul’ye takdim olunmuştur.] On dördüncü I.ul Tavernier-ye iıc milyon frank ödediği] gibi asalet unvanı da tevel’ı I etmişti. Kı rai dan aldığı parayı ve kendi servetini elinden kaybeden Tavernler tekrar Hindistana giderken yolda öl-(Arfcası «. ncı sahlfede) Sürülmüştür.
Mavi Hope elması
1791 senesine kadar: Güneş kıralı denilen on döıtlûncu Lui satın aldığı elması işlettiğinden elmasın ağırlığı 67 kırata düşmüştür. Elmasın «Mavi elmas» ismini resmen alması bu tarihledir. Kıral elması gözdesi madam Muntespan'a hediye diniştir. Mavi elması bir kaç
defa taktıktan sonra modam Montespan Lui'nin gözünden düşmüştür. Bundan sonra elmas kendisinden alınarak saray hazînesine konulmuştur. Devrin Maliye Nazın Nicolas Foupuer kiralın verdiği müsaade üzerine bu elması sarayda verilen bir suarede takmıştı. Bundan biraz sonra kiralın teveccühünü kaybeden Maliye Nazın hapse atılmış ve hapishanede ölmüştür.
Mavi elması çok seven on altıncı Lui ve (1770) te (Versayia gelin olarak gelen ve Mavi elması sık sık takan Marl Anto-anet ve aynı elması bir kaç defa müsaade İle almış olan prenses De Lamba lle'den her iicilınün de kafaları giyotin He kesilmiştir.
28 eylül 1791: Mavt elmas ihtilâli mütaakıp kıraliyet hazînesinin 9547 mücevheri meya-nında halka teşhir olunmak üzere müessisnn meclisindi salonuna getirilmişti. Elmas buradan çalındı. Biraz sonra elması çalmış olan beş Fransız yakalanarak asıldıysa da Mavi elmas meydana çıkmadı. Bu tarihten bir müddet sonra Mavi elmasın 44 kıratlık parçasının İngiltercdt meydana çıkmış olduğunu görüyoruz. İngil-teredekl bu elmas parlaklık bakımından dünyada mevcut bütün elmaslara mütefevvik bulunmakta İdi.
1830 senesi: tngil tereden Anıstrcdam'a gelmiş elan Mavi elmas bu tarihte Thonıas Hope adlı bir İngiliz tarafından 190,000) İngiliz lirasına satın alınmış ve elmas bundan sonra 1-lope olması ismim almıştır. Çok geçmeden elmas sahibinin. vefatı üzerine elmas oğlu Fran-cis Hupe'e intikal etmiştir. Elması tvearüs eden Frencin Hope pek az müddet sonra bıitiin
(Artası 6 nv» sa hilede)
Gazete haberleri arasında bir yazık kİ müzik sahasında ta-
kaç satır halinde İntişar eden . bir müzik meselesine, bu ya-Izımızla hak ettiği değeri vermek isliyoruz. Haber şu: İiko-ı kul öğretmenleri için müzik kursları açılacak. Bu kursların J başında ortaokul öğretmenleri bulunacak şehrimizin bir kaç ' mıntakasında kurulacak olan bu kurslar Yılbaşından itiba-jren faaliyete geçecek.
İlkokullarda müzik tedrısa-| tını yetkilt öğretmenler vasıta-sile sağlamak bir mecburiye t -Ur. Bugün için bu, ne yazık ki 1 mümkün değildir, çünkü müzik öğretmeni sayısı ortaokulların İhtiyacına bile cevap veremiyor.
î Yine bu sütunlarda «İlkokuldan üniversiteye kadar müzik» | başlığı ile çıkan yazılarımızda da [•] daha geniş ölçiide tetkik ettiğimiz gibi memlekette müzik dâvası, müzik tedrisatı tam bir ciddiyetle ilkokuldan başlamadıkça, köksüzdür. Ortaokul miizik öğretmenlerini bir araya toplayan ve ilkokullarda müzik problemini bugünkü imkânlar dahilinde çözmeğe uğraşan Millî Eğitim Bakanlığı müzik müfettişi Ferit Hilmi Atrek’in bu teşebbüsünü memleketin müzik işlerile uğraşanınım anlayışlle kabul etmemelerine imkân yoktur.
Müzik terbiyesi aile ocağı terbiyesidir. Daha düne kadar bizde günah sayılan müzik, ailede bir gelenek halinde kök-lcşcmezdl. O halde ç-ıcuğa vereceğimiz İlk müzik terbiyesi İlkokuldan başlayacak demektir. İlkokul öğretmeni sınıf öğretmenidir. Her bilgide çocuğu yetiştirecek seviyede ve olgunlukta olan sınıl öğretmeni, ne
(*! (1KŞAM) İlkokuldan üniversiteye katlar müzik: — 8. Haziran. 1918, 18. Haziran. 1948, 30. Haziran. 1M8, 6. Temmuz. 1948.
mamile bilgisizdir. Bu suç, hiç şüphe yok öğretmende değildir. Çünkü kendisi bu aiar.-ia yetiştirilmiş değildir. Vazıyet böyle olunca, beş yıllık ilkokul tahsili esnasında çocukların yalan yalnış malûmat kırıntı-larile ve bozuk düzen bir kaç marş ve şarkiyle müzik dağarcıklarını doldurmaları gayet tabiîdir.
Bu yıldan itibaren İse sınıflarına müzik dersleri kondu. Son sınıflara kadar talebeye yoldaşlık edecek olan müziğe verilen ehemmiyet ten dolayı memnun olmamak imkânsızdır. Ancak lisenin son sınıflarına kadar teşmil edilen müziğin verimli olmasını sağlamak, ontı İlkokullarda sağlam esaslara dayamakla mümkündür. Çünkü öğretimin temeli ilkokulda atılır.
Bu düşünce iledir ki İlkokul müzik programını tatbik edebilecek bir seviyeye yükselmeleri için ilkokul öğretmenlerine kurslar acilmiş!ir Bu müzik kurslarında nazari bilgiden başka bilhassa solfej mevzuuna değer verilecek, ve gayet busit ve kolay, marş, şarkı ve türkülerden başlayarak son sınıfların ihtiyaçlarını karşılayacak daha mühim parçalara da bu çalışmalarda yer verilecektir.
Ortaokul öğret menlerile bir hasbıhâl havası içinde yapılan bu samimî toplantıda Ferit Hilmi Atrek'ln anlattığı Parh-tekl bir müşahede; İni okuyucularıma nakletmek isterlin: Ecole Normale'in tatbika t sınıflarım geziyormuş. İikoku' ı üçüncü sınıfına girmiş. Öğretmen. t&lebesile şöyle kornişi ı-ı yormuş:
| «Bugünkü mevziilin) uz sis. ı Bakalım, bu mevzuda bana hanginiz gıi2ei bir cümle bulup söyliyecek?» Tabii her çocuk, kendince güzel bulduğu bir
(Arkası 7 ad sa hilede)
Sahile 8
ftKÇA'M
20 Aralık 1949
Mahkeme Koridorlarında
Serbes sütun
Sevda çekmiyenin bu işlere aklı ermez!
jj
Şişman. zat koridorda öfkeli öfkeli anlatıyor:
— Ampul parası vermekten canım yandı artık. Sazan iki günde bir, bazan da her gün ampul alıyorum.
— Ampulleriniz çabuk mu bozuluyor, bey baba?
— Deli gibi lâf etmsene, oğlum. Her gün ampul bozulur mu? Yağ mumu değil ya bu.?
— Ne oluyor ya ampulleriniz?
— Tamam bir ay ben de bunu merak ettim. Işığa Cok merakiıyımdır. Evimin kapısının üzerinde sabaha kadar lâmba yanmazsa içeride benim canım sıkılır. Sıkıntıyı da bir yana bırak, bu bir şeref meselesidir. Yirmi beş bin liraya ev satın alan insan kapısının önünü karanlık bırakır mı? Gel gelelim, rahat bırakmıyorlar ki sabaha kadar lâmbayı yakayım. Akşam kapının üzerine ampulü takıyorum, sabahleyin kalka» bakıyorum İd verinde yok. Tamam bir av ampul masrafını sineye çektim, fakat canıma tak dedi artık. Dün gece kararımı verdim, uykumu feda ettim, kapı yanındaki çıdanın elektriğini söndürüp pencerenin ö-nünde beklemeğe başladım. Gece yarısından sonra dışarıdan ayak tıkırdılar! duyuldu. Odadan -‘i':ıp sokak kapısının arkacına- gittim. Ayak sesleri kesildi, başka tıkırdılar başladı. Yavaşça kapıyı acın baktım ki şu mel un oğlu mel'un ayaklarının altına büyük bir taş koyup üzerine Cikmıs. bizim ampulu söküyor. Hemen vakasına yapıştım. boğuşmağa başladık. O sırada bekçi yetişti, teslim ettim keratayı.
Efendi babayı dinledikten sonra maznunun yanına gittik. Uzun boylu, zayıf, tilki bakışlı bir delikanlı. Biz yaklaşırken basını öteye çevirdi.
— Ne oldu, ahbap? Dargın mısın bİ2e?
Omuzlarını oynatarak homurdandı:
— Dargın olmasam ne çıkar? iri tanıyor muyum ki konuşayım?
— İnsan her konuştuğu adamı evvelden tanımaz va Konuşa konuşa tanışırız.
— Ne konuşacağını sizinle. Söyliyecek bir lâfım yok benim.
— Sen konuşmak istersen biz lâf buluruz, ahbap. Şu ampul meselesini konuşsak fena olmaz.
Omuz silkti:
— Övle sey bilmiyorum ben.
— Dün gece şu adamın yakaladığı sen değil misin?
— Ne olmuş yakalamışsa? Hem benim işimi bozdu, hem başımı belâya soktu. '
— O adamın kapısının ö-nünde işin mi vardı senin?
— Elbette işim vardı. Be nim orava niçin gittiğimi sormuş mu? îsîm olmasaydı ne diye kapının önüne gidecektim?
— tşin ne idi bakalım? Ampul sökmek mi?
— Dinini seversen bırak bu lâfları. Ampulü niçin
sökmüşüm, sorsana bir defa.
— Ben de onu soruyorum ya.
— Onu sormadan evvel I benim sözüme cevap ver bakalım. Sen İliç sevda çektin mi?
— Hayır, öyle bir hastalık geçirmedim.
— Öyle ise bu işlere de aklın ermez. Boşuna lâf etrnl-yelim. burada.
— Anlat bakalım, belki biz de akıl erdiririz. Sevda çekmedik amma çekenlerin halinden az cok anlarız. Sen sevdaİL mısın?
Derin derin içini çekti, a-vurtlânnı şişirerek pufladı:
— Orasını ben bilirim. Yüreğimde yanan ateşin a-cısını kimseler anlıyamaz.
— Vah vah! Anlat da din-liyelim. Sevgiline kavuşamıyor musun?
— Orasını sorma. Kızın babası aksi herifin biri. Nadideyi sokağa bırakmıyor ki serbestçe konuşalım. İkimiz de yanıp tutuşuyoruz amma görüşmemiz çok zor oluyor. Geceleyin evdekiler uyuduktan sonra kızcağız yavaşça kaçıyor, dışarıda buluşup birkaç saat dertle-sivoruz. Sevdam cekmiyen, onun ne demek olduğunu bilmez. Şimdi sana ne kadar anlatsam yalan gelir.
— Ne münasebet? Niçin yalan gelecekmiş? Sözlerinin hepsine inandım, fakat sevda ile ampulün münasebetini anhvamadım.
— Böyle şeylere aklın ermez, dedim va. Sevdanın ne olduğunu bilseydim ampul meselesini de anlardın.
— Peki, onu da sen anlat bakalım.
— Nadide ile geceleri buluşup konuşuyoruz, demedim mi?
— Dedin, ben de inandım
— Geceleyin hava yağmurlu olunca sokak ortasında konuşulur mu? Kız zaten korkuyor. Benimle konuştuğunu biri görür de babasına haber verir diye ödü kopuyor. İşte bunun içindir ki Nadide ile konuşurken karanlık köşelere çekiliyoruz. Su herifin kapısının Önü kuvtu yer amma üzerinde e-lektrik yanıyor. Nadide ile konuşmak için orava sokuluyoruz, bizi kimse görmesin diye de elektriği söndürüyorum.
— Dün gece de sevgilinle. beraber miydiniz?
— Hayır, ben yalnız gitmiştim. biraz sonra da Nadide gelecekti. O gelmeden evvel lâmbayı söndüreyim de yerimiz hazır olsun dedim amma herif rahatlık vermedi. Kızcağız gelip de beni bulamayınca kim bilir ne kadar efkâr) anm ıştır.
— Lâmbayı söndürmeni de anladık amma söktüğün ampulleri ne diye alıp götürüyorsun?
Dudak büktü:
— Ampul dediğin nedir ki, bey kardeşim? Ben Nadideyi görünce aklımda ampul mampul kalıyor mu?
Mahkeme açıldı, gene a-vurtlarım şişirip puf! ı varak kalktı. Ce. Re.
bildirmek teşebbüsüne geçmişlerdir.
Elbette, genç arkadaşlarımız haklıdırlar. Devlet dairesinde e-sasen kıdemli arkadaşlarımızın mühim bir kısmı yer almış bulunmaktadırlar. Bunlardan ge -lecek serbest işleri, mesleğe yeni giren arkadaşlarımız alarak muvaffak olmak İçin bütün kuvvetlerlle çalışacaklardır.
Aynı zamanda devlet daire -teri İçin de bu beşinci maddenin tatbiki, m üste t bir netice doğuracaktır, çünkü avukat sâdece dairesinin muvaffakiyetine kendirini hasredecek ve işlerde o nlsbette daha alâka, daha büyük bir dikkat kazana -çaktır. Artık gençliğe veda etmiş sayılacak bir slnne gelmemize rağmen, dâvanın haklı olması sebebile, biz de genç ar -dadaşlarımızın İmzalan yanına İsmimizi yazdırmaktan büyük bir haz ve zevk duyacağız.
LİSE mezunuyum - Umumi bir mücsscscdc (kaalycrlik. kâtiplik) gibi bir yer arıyorum, lateklllcrln şu adrese müracaat etmeleri: Doktor Şevket Boy sokak No. 13 Şişil.
E54
ACELE SATILIK EV — II odalı, bahçeli, havuzlu. elektrik, havagazı, terkos, «arnte vc Marmaraya fevkalade nezaretiL Tel: 24733. 051 — »
SATILIK ARSA — Aksaray Bulvar, ana caddede, bej kata müsaadeli, tesviyesi yapılmış B x 19 ebadında. Lâleli Ordu caddesi No. 230 İhsan Erluga müracaatları. 663
Kca.l KAYNAR
Felâket getiren mavi elmas
(Baş tarafı 5 nçi sabilerle)
YÜKSEK TİCARETTEN MEZUN — bir muhasip tüecalnrm hesaplarını tanzim eder, fiilen, veya nezaret «u-roUylo muhasebecim Üzerine alır. Poşu kutuyu 2010 BcyeSlu. 094 — 1.
TİCARÎ TECRÜBESİ OLAN — Türkçe. Fransızca. İngilizce ve muhasebatı resen yapmağa muktedir. Almanca bilen, bu llıar.’arda hukuki tercümeler yapmış Btr Üniversiteli yarım günlü l> arıyor. (Faal) rümusu ııllında P. K. 176 ya müracaat.
696 —
lamf.mAUE
CAZ KEMANCISI ARANIYOR
Bir müeu.escnln kulüp cazını İdare edebilecek nota bilir iyi keman çalan bir Türk gencine ihtiyaç vardır. Talip olanlar on bes gün rar tunda her gün Kadıköy Aitıyoiatr.ı suna Tuhafiye Mağazasına müracaatları.
6A7 — 3
servetini kaybetmiş ve yoksuz-luk İçinde ölmüştür. Francls Hope'ln bir sahne artisti olan Amerikalı kansı Mny Yohe. Francls Hopc’den sonra bir otel sahibi İle evlenmişti Adamın oteli hir yangın neticesinde yandığından May Yohe sefalet İçinde ölmüştür.
1901 - 1912 devresi: Mavi elması Avrupada satın, alarak Nevyorktaki bir mücevheratçı ya getiren bir Fransız taciri de tecenniiu ederek ölmüştür. Nevyorktakl mağazadan Mavi elması Rus prenslerinden İvan Kamltowski satın almıştır. Prens elması Folics - Bergâre-de gönlünü kaptırdığı bir kua hediye etmişti. Elmas hediye edilen bu artist kız aynı gece bir rovelverle öldürülmüştür. Çok geçmeden elmasın bir Rum tarafından İkinci Sultan Ha-mld’e satılmış olduğunu görürüz. Sultan Hamid’in başına gelenler Lse malumdur.
Karısına hediye etmek üzere 1912 de Mavi elması satın almış olan Amerikah milyarder Edward Mc. Lean'ın bir kaç gün sonra sekiz yaşındaki oğlu otomobil tarafından çiğnenmiş ve çok geçmeden karısından da ayrılmıştır. Milyarder tımarhanede ölmüştür. Mavi elmas tevarüsı etmiş olan milyarderin kızı Evalyn Mc, Lean 1946 senesinde yanlışlıkla fazla miktarda aldığı bir ilâçtan zehirlenerek ölmüştür. Mavi elmas kızından sonra Evalyn'm annesine geçmişti, ğa düşen bu kadın geçinebilmek için elması satmak zorunda kalmıştır.
1919 senesi: Mavi elmas veya Hı'ipe elması denilen elmas şimdi Nevyorklu mücevherat taciri Harry Winston'un mağazasında yeni bir müşteri beklemektedir. Elmasın tarihçe! hayatından malûmatlar olan mister H. Winston korkak nazarlarla elmasa bakarak: aBen bunun sadece satıeısıyım. Koleksiyoncusu ve daimi sahibi addolunamam.» demektedir.
3
BİRBUÇUK YAŞINDA — BLr çocu-oufia bakmak için bayan aranıyor: Osmanbcy Şair Kigâı Sokak No: 58 Daire. 1. 680 — 1
BAYAN MEMUR ALINACAK — | Ticaret mektebi veya liae mezunu hesaptan anlayan bir bayana ihtiyaç : vardır, üant 19—15 arasında Galata, | Yeni yoieu salonu karşısında Mura-, diye han, 39 — 31 numaraya mllracn-
B73 - 1
:> A l.l,W SATI y>/E5VA)|
I MÜESSESELER VE YAZIHANELER I İÇİN — Mükemmel lehin mazot »0-baaı fintl gayet ehvendir. Görmek İçin Takaim bahçesi arkasında Güney park bahçeli lokantada vanar vaziyette görülebilir. 511 — 4
«TRİUMPH» MARKALI — 63 santim büyük şaryom kullanılmış fakat İyi vaziyette vehatasız okazyonlu bir | yazı makinesi satılıktır. Galata. Ha-| raççı sokak No. 1 Vitâll Benbannstc'yc | müracaat. 699 — 1

BATİLIK PİYANO — Yarım kuyruklu içerisi demir ve çapraz bir Alman konser piyanosu satılıktır. Müracaat: Mahmtılpaşa No, 171 manifaturacı dükkanında Sara'ya.
7W — »
TAKSİ ARANIYOR — 3000 liraya kadar halen işler vaziyette, bulunan bir taksi satın almak istiyorum. 22328 telefon numatMiM müracaat.
691—2
Yoksuzlu-
19 RÜSUM. — 70 hamule tonllatolu. Gabci motorlu bir tekne acele satılıktır. Müracaat Eminönü Akosman han 15 numara. Telefon 25564.
677 —1
SATILIK KOMPRESÖR — IngersU Rand marka 7 atmosfer 45 beygir takatinde mazotla çalışır, ijler iyi biz vaziyette. Müracaat telefon: 40247.
603 - '
ÜC ADET — Gcccbckçl kontrol «a-ati 29 - 12 - 049 Perşembe günü Sandal bcdtstanında satılacaktır. 684 — f
4- KİRAIlk SATILIK
Çeviren: B. AKSEL
DİKKAT — ipotek isteyenlere tavassut eder. Emlâk, arazı alım satımı ile vekâlet işlerini kabul eden herkesin itimadını kazanmış olan Suhulet Emlâk Zarif Özalp Beyoğlu BU-yükpnrmnkkşpı köjebaşı No. 4. Telefon: 42390. 76 - 11
SATILIK UCUZ AHŞAP EV — Fatih - Nisanca Bakkalznde sokak 13 numaralı, 4 odalı, bahçesi, terkos. elektriği, Ruyuslyle Batilıklır. Sokak barındaki bakkala müracaat.
665
DEVREN — Veya n.OJkJte satılık ' bakkaliye dükkanı. Kartal Mnl tepeninde çargı İçinde BeKejmeler No: 16 Müracaat. içindeki sahibi Fuat Amana. 681—1
LİBE VE ORTAOKULLARIM - Eter sınıfı ile olgunluk ISÜhanlanDB gireceklere matematik ve Bitik dersleri verilir. Mektup )n müracaat Kadıköy. IlnJldaga Cad. No. 8L AN
191 - *
CEBİR - GEOMETRİ - FİZİK - KİMYA - LİBAN — Çemberlltaj tramvay d urajı sırasında Yabancı diller ve riyaziye Kız - Erkek dersanelerinda İstenilen sekli ve saatlerde hazırlıyoruz. Müdürü Ziya Çetlnkaya
6GB
DEVREN SATILIK İÇKİLİ LOKANTA — Pajab«hce tikele raddralnde-dlr. İçindekilere müracaat. 663
YAZIHANE ARANIYOR - İstanbul cihetindeki hanların birinde, a-vukaUıga elverişli, telefonlu bir yazıhane aranıyor. Devren de alınır. Esld işlerin tasLIycstne ve devamına m ÜM ada adil İr. Gündüzleri (23248) telefon numarasına randevu veril-rtteal. 662
SATILIK DÜKKÂN - Aksaray poslahana kanısında Uludağ apartı-man altında her ise elvcriall hilen açıktır. Müracaat: Kadıköy irmen Boyahanesi No. 30. T. 60093. 611
— 3
KIZILTOPRAĞİN GÜZEL BİR YERİNDE — Tramvaya vakın yerdeki arsaların kısmen 450. karnen de 250 kuruştan metre murnbnaları acele Satılıktır. Kızıioprak Bağdat caddesi 74/1 Kolaylık Emlâk Bürosuna.
671 - i
KİRALIK YENİ APARTIMAN KATİ — 3 büyUk oda, 1 gilmroe balkon, Mutfak, HcJii. Banyo, tramvay durağına pek yakm. Elektrik, Tcrkosu var. Akzaray - Davuıpaşa tramvay durağı - Müverrih NaSma sokağı No. 3, içindekilere müracaat. 675
ACELE SATILIK — Arsası flatine.
Bo» teslim tamirslz eT j kJlta 7 fevkalade manzaralı, bahçeli, meyveli' Teşvikiye Ftnn caddesi No, Jl. içindekilere müracaat. «80 — 3
SATILIK KÂGİR EV — Boy teslim Be?lktastA cadde üstünde iki katlı 4 odalı bahçeli 13 blö lira. paıarlıksu. Müracaat: Bcylktes Akaretler tramvay duracı No. 2 Necati'ye. 692 —
ca LİRAYA KİRALIK - kullanışlı kil-Çille ev. Hamam bahçe elektrik terkos vesaite yakın. Allknü. Bcyceifz caddesi. Kaleci çıkmazı 18, Görmek için karcısındaki 5 No. ya, gflrüjmek İçin Üsküdar Nuhkuyusu caddesi 116 da Nihad'a. 693 —
UCUZ VE KIYMETLİ ARSALAR — Bostancıda. İçcrenköy asfaltı üzerinde havadar, fevaklâdc manzaralı yanyana 3 parçadan mürekkep 4J, dönülmlü. birer dönümlük parça halinde veya tamamı ehven flatle satılıktır. Almak İsleyenler 49338 telefon numarasından Etileni Seneer’e müracaat etmelidir. 697 — 1
FABRİKA SATILIKTIR — Buz vc gazoz fabrikası, kâgır evi ve büyük bahçesi müştemilatı Ue birlikle satılıktır. Müracaat: Aksaray postanesi yanında Saray EmJâk bürosuna.
698 — 2
SATILIK — Yeni aparlımnn kapıları boyalı ve ırnova camlı ehvenim-lılıktır. Her £Ün 10 a kadar Tel: 40293. sonra 49307. 702 — 3
DEVREN KİRALIK - Harbiye tramvay durağı numara 43 to dişçi atelycsinc. kadın berber salonuna, terzihaneye, laboratuar için, elektrik terkos, havagazı, ayni yere müracaat.
879 — I
KERESTE. KUM. ODUN DEPOSU ARAYANLARA — Yenlkapı. Davut-paM İskelesi arkasında, bir tarafı deniz, bir tarafı yol Olan yer acele satılıktır. Mektup adresi: P K 6, Beyazıt - İstanbul. Görmek İçin: Ycnl-kapı. Kumsal sokak No. 195.
KİRALIK — İyi möbleli, temamen müstakil İki odalı, koruorlu kârglr ev, Kadıköy İt ıh t un boyu Misakımllll sokak No: 11 re müracaat Telefon: 09136 686 -1
PARİS VE BERLİN YÜKSEK MEKTEPLERİNDEN DİPLOMALI - Yüksek tanınmış Osman Zcld Tcrrlofilu sermayesiyle Ankara İle birleştirerek Bcyoglıınun muteber bir nrtiessese-slyle İşbirliği yapmak istemektedir. Beyoğlu Avrupa Oteli Osman Zeki Tel: 4OÎ87. «6
Düşman Dostlar
Macera ve Aşk Romanı
Yazan: J. D. Carr Tercüme eden: (Vâ-Nû)
- - Tefrika No. 15 -
Bu .sözleri kimsenin İşitmediğine dair kanaat getirmek üzere. korkmuş gibi etrafına bakındı: sonra, bu tetkikinden içi rahatlayarak devam etti:
— Bu bahsi hiç açmayın i Hala, gayri nizami durumunu kimsenin bilmemesini ister. Ağzından böyle bir sözün çıktığım İşitirse, sizden son derece nefret edecektir. Bu nefreti ölürn bile temlzteyemiyecektlr. Kendisine hiirmek edilmesini en mühim mesele sayar. Biraderimin metresi olduğunu, bıçak gırtlağına dayansa itiraf etmez-Oayet samimi bir insan olmasına rağmen, birader de bu noktaya katiyen dokunmazdı. Esasen, alınacak paranın yarısı, vasiyetname tarikiyle kocakarıya İntikal ediyor. Hoş, şu parayı da bize vermlyeçekler gallbü ya?
Çenesinin bîr işaretiyle şu teklifte bulundu :
— Tırman baka tun yukarı, tırmanabLllr misin? Yüz kırk ayak olduğunu önceden haber vereyim.
Hakikaten de, merdiven biter tükenir gibi değildi. Garp tarafında, yani, gölün makûs kısmında, duvarın ötesinde berisinde küçük baca delikleri vardı. Bu küçük kalenin İçi. küf ve rutubet kokusu ile doluydu.
Alan, sordu:
— Braderiniz her halde, dalma yukarıda yatmıyordu?
— Yatıyordu. SenelerdenberL bütün gecelerini yukarda geçirirdi. Yukarı katın manzarasına bayılırdı. Aman Allah, nefesim tıkanıyor!
— Kulenin öbür odalarında oturulur mu?
— Hayır, öbür odalar konforu
olmayan bir takım deliklerdir.
Colin, nefes nefese, kule menfezlerinden sondan evvelkisi ö-nünde durup solıık aldı.
Alan, bundan faydalanıp bu delikten dışarı baktı. Yükseklik baş döndürücü... Alt tarafta, tnveraraya giden, bir yol, yılankavi bir şekilde uzanıyordu. Daha ötede orman... Cenup kısmında İse, âbidevî dört kulesi İle, ArgylJ şatosu göze çarpıyordu. Bu şato, rutubetli havalarda damının rengi değişmelere uğram asiyle meşhurdur.
Alan, Colin'e sordu:
— Söyleyiniz bakalım, bay Colln. biraderiniz nasıl öldü?
— Sakallı doktorun piposundan kıvılcımlar saçıldı:
— Sualinize cevap vermek mecburiyetinde değilim. Benim bir noktada kanaatim katidir. Kardeşim, intihar etmedi. An-gus’la intihar fikri yanyana gelmez. Gerçi, AJec Forfes, asılmağı lıakedlyor ama, onu sehpada görmeği İstemem. Lâkin kanaatimce, kardeşimi öldüren o dur.
— Bu Alee Foıbes kim?
— Günlerden bir gön, bu havaliye gelip yerleşti. Boyuna
ayyaşlık eder ve kendini mucit yerine koyar. Sözde, bir keşif meselesinde, Angus'la işbirliği ediyordu. Derken, bu teşebbüs suya düştü. Kardeşimin, kendisini aldattığını ileri sürdü. Hoş. bu da imkânsızdeğil.
— Demek, vaka akşamı For-bes buraya geldi ve arada kavga çıktı?
— Doğru... Ferbes, her zamanki gibi sarhoştu. Hesaplaşmak üzere, Angus'un odasına fırlamış, çıkmış.
— Lâkin, oradan koğulmuş değil mi?
— Evet, öyle sanırım. Angus bu işi becermiş. Yaşının ilerlemesine rağmen güçlü kuvvetli idi. Alec savulup gittikten sonra kadınlar, birdenbire odasını ve öbür odaları aramışlar, evde birinin saklı olup olmadığına bakmışlar. Sonra, Angus kapısını kapamış; sürgüsünü de sürmüş. Adale doktoru, ölüm hâdisesinin, saat onla gecenin bir arasında vukua geldiğini söylüyor. Biz de saat ondan evvel ölmediğini biliyoruz, çünkü, o sırada, hayatta olduğunu görmüş bulunuyoruz. Doktor, bundan fazla bir şey tosblt edemi-
yor. Düşmekten mütevellit yaraların, ölüme derhal sebebiyet vermediğini biliyoruz. Birader, ölmeden evvel, bir müddet baygın yatmış. Her holde, başına bu İşler gelmeden önce, yatağa girdiği de muhakkak.
— Nasıl yani?
Colln, sabırsızlığını İfade eden bir hareket yaptı.
Nasıl da ne demek’’ Sırtında gecelik entarisi vardı ve yatağı da bozulmuştu. Işığı söndürmüş ve karartma perdeleri çekmişti.
Alan, kulenin içindeki, menfez deliklerin! göstererek hayretini izhar etti:
— Bu delikleri karartmıyor muydunuz?
— Hayır. Angus. ışık kullan-mûksızın merdivenlerden çıkıyordu. Kule deliklerine perde koymanın, para israfı olacağını söylüyordu. Fakat, siz de bana amma sualler soruyorsunuz hal îylsl mİ, gelip kendiniz odaya bakın.
VH
Avukat Duncan'la sigortacı Shapman, bir türlü anlaşamamışlardı. Avukat, gözlüğünü eline almış; bir orkestra gelinin,
EN İ3LEK MAHALDE — Azimet dolay 131 le acele devren satılık berber dükkânı, yazıhane vesaire de olur, Dlvanyolu tramvay caddesi 184 numaraya müracaat. 666 —
KtRALIK BÜYÜK LiEPO — 2G0 M2 ve üç kapılı, temamen betonarme ter-koe. elektrik,, telefon mevcuttur. 50 tonluk ayrıca su sarnıcı vardır.. 23402 ye müracaat. dİ9 — B
KAD1KÖYÜNDE — Ehven Halle Mtıllk tkiJCr daireli apartımtınlar Müracaat Altıyoldakl kahvede İbra-hime. »3
LİSE TALEBELERİME - Üniversite mezunu tarafından ehven şartlarla kimya dersi verilir Evlere gidilebilir. Akşamda Emin Gözet İsmine mektupla müracaat. me —
GELİR VERGİSİNE Ticari, sına! muhasebe,
UYGUN
vc vergi İtirazları ehliyetli
tarafından yapılır. Gelir vergisi h kında ücretsiz izahat İsteyenlerin
kuruşluk posta pulu İle mdrncaı P. K. 1078 - İstanbul. 695 —
TECRÜBELİ — Bir

nezaretinde mütehassıs muhasipler rafından Gelir vergisi hükümleri uygun seklide ve müsait şartlarla
carethanelerlp defterleri
KİRALIK — Ufak apartıman daireleri. Amerikan tipi möbleli. AYFER ap. BeyoBlu SakıaaBaeı sok. No. 8-1 Rozcntal. 672—3
ıaj.ı.ı.j4n-nn
İNGİLİZCE — Amer ikada okum.ua ve Amerikan mekteplerinde İngilizce öğretini» bir genç Üç ayda lisan öğretir. Aksam «D. S.» rümuzuna mil-racaat. 687 —
dır. Hergiln saat 9 dan 10.30 ve 17 d 19 a kadar 40767 numaraya telefon.
701 —
MEKTUPLARINIZI ALDIRINIZ Gazetemiz idaresini aoree olarak göstermiş olan karilerimizden:
B. N Hizmetçi — B. N — Kolejli — T.T.T Namlarına galan meiauplar. Ida-rahanamtsdop aldırmaları rtcs
Tedavülden kaldırılacak 5 kuruşluklalar tedavüle çıkarılacak 5 kuruşluklar hakkında ilân:
Maliye Baltalığından:
1- — 5015 sayılı kanunla basılmasına salâhiyet verilen madenî ufaklık paralardan. bLr tarafında çevre vaziyette başaklar, ortasında (5ı rakamı ve altında kuruş yazısı diğer tarafında çevre vaziyette Türkiye Cumhuriyeti ibaresi ilk basıldığı tarih ve ortasında ayyıldız ve kenarında oyuk olarak Türkiye Cumhuriyeti yazısı bulunan şart renkte yeni beş kuruşluklar 1/1/1950 tarihinden İtibaren tedavüle çıkarılacaktır.
2 — şimdiki halde geçmekte olup bir tarafında karşılıklı defne dallan ve ortasında (5) rakamı ve altında kuruş yazısı İle basıldığı tarih, diğer tarafında ayyıldız ile Türkiye Cumhuriyeti ibaresi yazısı bulunan mahlût nikelden rnamûl beş kuruşluklar 1/1/1951 tarihinde tedavülden kaldırılacaktır.
3 — 1/1/1951 tarihinden itibaren de bLr sene müddetle yalnız Malsandıkları İle Cumhuriyet Merkez Bankası ve Merkez Bankası bulunmayan yerlerde Ziraat Bankası şubelerince kabul edilecek olan bu mahlut Nikel beş kuruşlukları, elinde bulunanların ona göre değiştirmeleri ilân olunur. (18090)
Created by tree versîön öf âPbf^
Balıkesir valiliğinden
1 — Manyas İlçesi merkezinde İnşa olunan ilkokul binasının 29555 lira 15 kuruşluk üçüncü kısım inşâatı İle Sındırgı İlçesi merkezinde inşa olunan ilkokul binasının 29718 Ura 18 kuruşluk -üçüncü kısım inşaatları 1950 yılına geçici olarak açık eksiltme İle İhaleye çıkarılmıştır.
2 — Manyas okulunun teminat akçesi 2217 Liradır.
3 — Sındırgı okulunun teminat akçesi 2229 liradır.
4 — Sındırgı okulunun ihalesi 5-1-950 Perşembe saat 15 de 11 daimi komisyonunda yapılacaktır.
5 — Manyas okulunun lhallesi 5-1-950 Perşembe günü saat 15,30 da 11 daimi komisyonunda yapılacaktır.
İsteklilerin teminat makbuzu, (İhale gününden en az üç gün evvel Valiliğe müracaatla) alacakları vesika ve diğer lüzumlu belgelerle belli edilen zamanda il daimi komisyonuna müracaatları, keşif evrakının daimi komisyonla Millî Eğitim Müdürlüğünde her zaman İçLn görüleceği ilân olunur. (17608)
değnek sallaması gibi havada Sallayıp duruyordu.
— Azizim Shapman, İşin içinde bir cinayet olduğunu artık anlatabildiniz mİ?
— Hayır, efendim, katiyen öyle bir şey yok,
— Peki ama, odanın İçinde köpek kafesinin bulunması, kati delil teşkil ediyor. Bu cinayet...
— Tasrih etmeme müsaade buyurun, cinayet değil, ölüm.
— Noktal nazarımı daha vazıh şekilde izah için cinayet tabirini kullanacağım.
— Hangi tâbiri İsterseniz kullanınız. Bu boş kafes hakkında bir noktayı daha aydınlatayım. Polis, bu kafesi, iyice tetkik etmiş; İçinde hiç bir şey bulunmadığına kati kanaat getirmiş. Hattâ mikroskop muayenesi yapmışlar, kafesin hiç bir maksatla kullanılmadığı ortaya çıkmış. Sizce, bu kafesin burada bulunuşundaki sebep nedir?
İşte bünakaşanın bu noktasında, Alan’lfl Colln, Lçerl girdiler.
Angus'un yatak odası, tavanının alçak olmasına rağmen genişti. Biricik kapısının üze-
rinde, vakadan sonra zorlanıp kırılışın İzleri hâlâ göze çarpıyordu. Kapının tam üzerine isabet eden pencere, Alan üzerinde büyüleyici bir tesir bırak-tL Aşağıdan görüldüğüne kıyasla, bu pencere pek daha büyüktü. İki kanadi dışarı doğru açılıyordu; ve camları, kurşun kasnak içindeydi.
Alan, bu pencerenin pek alçak, binaenaleyh, tehlikeli olduğunu da gözden kaçınnadL Oda İçinde modern İki şey görünüyordu: Elektrik lâmba ve radyatörü... Duvarlardan birinin boyunca, kocaman bir örtü ile örtülmüş, meşeden bir yatak; keza meşeden ve tavan» kadar yüksek bir dolap duruyordu. Hemen bütün duvarlarda tablolar, asılı,,. Ekseriyeti aile fotoğrafları. Bazıları da fotoğrafçılık sanatının, başlangıç devresindeki eserler. Yerde bir keçe yayılı. Yatağın altında fevkalâde eskimiş potinler görünüyor. Üzerine kâğıtlar yığılmış bir yazı masasının yanında, mermerli bir tuvalet masası var. Odanın el uzanacak her noktasında, türlü evrak yaydu (Arkası var)
26 Aralık 1949
AKŞAM
flohîfp 7
UER AKŞAM RIH nîKÂYE
Müthiş sır j
Müzik
(Baş tarafı 5 nei sahifede)
taştı. Kadın kalbini ne İyi anlıyordu. Başımı, İki eliyle tutarak beni aklimdan öptü:
— Kızım Tereza dedi, kül vaziyetimi görüyorsun ya... Müthiş bir şık karşısında bulunuyorum. Elimizdeki malzeme He iki yaralıdan, ancak birisini ameliyat edebilirim. Bugüne kadar sürdüğün hayatı, çektiğin ıstırapları, kalbinde bclsedlğin arzu ve emelleri bili-' yorum. Kararı kendim verini-yccegim. İki yaralıdan hangisini kurtarmam l^rım geldiğini sen bana söyliyeceksln.
Operatörün bu sözleri karşısında ne müşkül ve ne feci bir vaziyette kaldığımı kolaylıkla takdir edersin. Kocamı mı, sevgilimi mİ tercih etmeliydim?
Tereddüt etmeden kararımı verdim:
— Doktor kocamı kurtar diye haykırdım. Sevgilim Jorju nasıl feda ettim ve kocamı niçin tercih ettim? diye soracaksın. Sebebi gayet basittir: Stefan, bana karşı ne kadar insafsız davranmış işe oğlumuz jiilyene o nispette derin bir şefkat ve muhabbet üç bağlıydı. Oğlumuzu çıldırasıya seviyor, Jülyen de aynı şiddette bir sevgi ile babasına mukabele ediyordu. Çocuğumu öksüz bırakmamak kaygusu, bu kararımda en büyük âmil oldu.
Operatör, kocamı derhal ameliyat masası üzerinde yatırdı. Fazla heyecan ve teessürden bu ameliyatta kendisine yardrnı edemedim. Operatör, Stefanın bacağını keserken teskere içinde baygın bLr halde yatan Jor-jun önünde diz çökmüş kanlı başım, ellerimle yukarıya doğru kaldırmış. ıstırap ve acı çekmeden ölmesini kolaylaştırmak için ona tatlı sözler söylüyordum.
Jorj kendisine söylediklerimi işitmiş mİ? Yanında bulunduğumu anlamış mı? bilmiyorum
Dünyanın en genç diplomatı: GROMYKO
Tereza Sambel. büyük bir karyolaya uzanmış olduğu halde arkadaşı madam Poveriyi büyük bir sevinçle kabul etti:
— Nihayet seni görebilelim. Doktor İki üç tanıdığımı kabul etmeme ancak bugün müsaade etti. Gene hayata kavuşuyorum demek. Bu, ne letarji idi yarabbl! Hamdolsun her şey yoluna girmeğe başladı. Oğlum Jülyen. mürebblyesiyle beraber gezmeğe gitti. Kocam daha iyi gidiyor. Biliyorsun ya evvelki gün sağ bacağını kestiler.
Hamdolsun artık tehlikeyi atlatmış sayılabilir. Yoksa benim fedakârlığım neye yarardı?
Hatırlarsın sağdıcım operatör Tray. askeri hastanede beni yanına almıştı. Harb yaralılarının tedavisinde kendisine yardım ediyordum. Kocam güile ile ayağından yaralanmış «e bacağının kesilmesine kati zaruret görülmüştü.
Kocamdan bahsederken şaşıyorsun değil mi? Fakat şaşmana lüzum yok. çünkü ben onu affettim ve ondan boşanmaktan da artık vaz geçtim.
Hastanemiz, her gün yaralılarla dolup taşıyordu. Güııde en az altmış ağır yaralı getiriyorlardı. Operatör Tray, onları tedavi hususunda harikalar yaratıyordu.
Bîr gün öğle üzeri hastaneye yaralı bir yedek yüzbaşı getirdiler. Sağ bacağı, ancak bir deri par^&siyle tutunuyordu. Bu kocam S te far. idi. Sana doğrusunu söyleyeyim mi. kocamın o bölgede savaştığını biliyor ve bir gün yaralı olarak hasnaneye getireceklerinden korkuyordum.
Samimi olmak için şunu da ilâve edeyim ki, oru o feci vaziyette gördüğüm zaman pek fazla müteessir olmadım. Bana yaptıklarından ve çektirdiklerinden sonra müteessir olmamaklığım tabii idi.
Stefan. kendinden geçmiş bir halde idi. Etrafında olup bitenlerden hiç haberi yoktu Yarasından kan oluk gibi akı-' yordu. Operatör, unu süraUc muayene etti ve bana dönerek:
— Onu ölümden kurtarmak için vakit kaybetmeden derhal ayağını kesmeliylz dedi, sonra elimi okşayarak:
— Zavallı kızım, talih, seni böyle korkunç bir heyecandan koruyabilirdi. Fakat her nedense korumak İstemedi. Acaba ameliyat esnasında bana yardım etmek kuvvetini kendinde bulacak mısın, diye sordu.
Doktora bu hususta teminat verdim Ve ameliyat İçin gereken hazırlıklara başladım. Ancak o zaman ameliyat İçte imiktezi malzemenin tükenmiş olduğunu dehşetle gördüm. Yalnız bir ameliyat için kloroform, pansuman bezleri ve saire kalmıştı Operatöre bunu henüz haber yermiştim ki, ameliyat salonunun kapısı birdenbire açılarak üstteğmen Jorj Merye*yi bir sedye üzerinde baygın bir halde içeriye getirdiler. Jorj Mer-ye. hay atımda sevdiğim biricik erkekti.
Operatör Tray, beni Jorja bağlıyan hissi rabıtayı çoktan anlamıştı. Fakat bilmese bile Jorju baygm ve kanlar içinde İçeriye getirdikleri zaman kopardığım çığlıktan anlıyacaktı.
Doktor, derhal Jorjun üzerine eğilerek yarasım dikkatle muayene etti ve teşhis koydu:
— Derhal onu ameliyat edersem, kurtarmak ümidi vardır, dedi.
— Aman doktor. yaJvannm size onu kurtarmak içte ne mümkünse yapınız. Yoksa ben den yaşayamam, diye bağırdım.
Tepeden tırnağa kadar zangır zangır titriyordum. Sevdiğim erkeği, önümde can çekişir vaziyette görüyordum. Yarası çok ağırdı, vaziyeti ümitsizdi.
Jorju ancak bir mucize Az-railln elinden kurtarabilirdi. Operatör Traya, sonsuz ve hudutsuz bir güvenim vardı. Hastaneye böyle can çekişir vaziyette getirilmiş daha birçok yaralıları kurtarmış olduğunu gözlerimle görmüştüm. Bu mucizeyi de ancak o gösterebilirdi.
Fakat Tray, ne kadar muktedir bir operatör olursa olsun ancak bir kişinin ameliyatına yetecek ilâç ve malzeme ile iki kişinin hayatını nasıl kultara-biîlrdl?
ştmdl beni iyi dinle azizim! Btı müşkül vaziye*. karşısında
doktorun çehresinde çaresizlik- Rat,n aldırılacak süngeri vermeğe talip olanların 30/A ratın beliren yeis ve ıstırabı |,lk 049 tarihine kadar Komutanlığımız İkmal ş. Md. ne mü-derhal okudum. Yumma yak- j racaaiiarı. (18039)
mûş-
bunun arkasından:
fikri ortaya sürmüş. Kimisi: «Sis güneşi örter.» demiş; kimisi: «Sis beyaz bir perde gibidir.» diye Sisi tasvire kaçmış. Tabiî, her kafadan bir ses., Öğretmenin ve sınıfın beğendiği cümle şu olmuş: »Sis ağaçların dallarına takılmış duruyor.» Bu cümle derhal büyük harflerle kara tahtaya yazılmış. Ve
«Bakalım, bunu içinizde hanginiz en uygun şekilde beste- . Llyecek?» diyen öğretmenin sesi.. Uydurulan, yakıştırılan besteler arasında en münasibi, yine sınıf ve öğretmen, tarafından seçiliyor ve öğretmen birlik notalarla bu besteyi yine kara tahtaya yazıyor. Bu küçük parça, — sözü ve musikisi sınıfın öz malı otan bu küçücük mü2ik eseri — beş dakika İçinde bütün sınıf tarafından kusursuz olarak söyleniyor ve kırk beş dakikalık bir ders bu suretle sona ermiş bulunuyor, çocukların Önündeki defterler içinde böylece sınıfta hazırlanmış. ve sonradan mevzua göre boy ah güze l resimlerle süslenmiş bir çok müzik parçalarına tesadüf ettiğini Hilmi Atrek sözlerine İlâve ediyor.
İlkokullarda müzik mevzuu her şeyden evvel ele alınacak değerde mühim bir mevzudur. Bu İlk teşebbüsün verimli olmasını temenni ederiz.
Fikri ÇİÇEKOĞLU |

Fakat bir an çehresi değişti gülümser gibi oldu. Sonra... Evet sonra güzel gözlerini ebediyen kapadı. O zaman başuıı bıraktım ve bayıldım.
Ancak evvelki gün burada, evimde kendime geldim. Yeniden hayata dönüyorum. Şimdi her şeyi anlıyorum. Yalnız bir noktayı anlayamıyorum: Bir insan ölmekten başka bir çaresi kalmazsa niçin ölmesin?
Çeviren: A. HİLÂLİ
Satılık Emlâk
f
İstanbul Defterdarlığından:
Dosya No.
511—3288
Cinsi
Kınalında, Çandanı ve Macar Cad. 31 ada. 5 parsel yeni 5 kapı saydı 883 M2 arsa.
Beyoğlu, Bostan Mah. Şirket So. 781 ada, 13 parse) eski 45 yeni ve taj 51 kapı sayılı 34 M2 arsa.
Eminönü, Çarşı Mah. Yağlıkçılar Cad. Cebeci Han tçhnn alt kat 2812 ada, 177 parsel eski 19 kapı sayılı 23.05 M2 harap oda, Eminönü, (Yenikapı) Kâlip Kasım Mah. Asker So. 784 ada, 14 parsel taj 10 kapı sayılı 134 M2 arsa.
518—3803 Fatih, Davutpaşa Mah. Davutpaşa Medresesi So, 1157 ada, 85 parsel yeni ve taj 4 kapı sayılı 23 M2 ahşap ev,
Fatih, (Samatya) Abdi çelebi Mah. Bamatya Cad. 1278 ada, 9 parsel en.eskİ 538 eski ve yeni 368 kapı sayılı 312 M2 evin 1/12 payı.
Fatih, (Samatya) İmrahor hyas bey Mah. Gençağa So. 1270 ada. 23 parsel eneskl 4,6 esid yeni ve taj 4 kapı sayılı 45 M2 arsa.
Fatih. (Samatya) Naci Hüseyin ağa Mah. Curcuna So. 1239 ada. 2 parsel eneskJ ve eski 11 kapı sayılı 424. M2 arsanın 16/128 payı.
Fatih, (Samatya) Hacı Hüseyin ağa Mah. Büyük Kuleli So. 1222 ada. 28 parsel eneskl 19 yeni ve taj 27 kapı sayılı 20 M2 arsa.
Fatih. (Fener) TahtanıInare Mah. simitçi Veli So, 2332 ada, 41 parsel eneskl 24 eski 14 yeni 24 kapı sayılı 180 M2 ahşap ev.
Eminönü, (Yenikapı) Yalı Mah. Alboyacüar So. 838 ada, 34 r_______
eaki 40 yeni 54 kapı sayılı 66 M2 »rsa,
Eminönü, (Yenikapı) Yalı___________
Bostan arkası 80. 841 ada, 7 parsel eski 51 yeni 37 kapı saydı 34 M2 arsa.
Kadıköy, (Gazhane) tkbahye Mah. üzün çayır So. 498 ada, 7 parsel en eski 20 eski 9 mükerrer yeni 20 kapı sayılı 1904 M2 arsa.
Kartal, (Maltepe) Gülsuyu Mah. 18 pafta, 313 ada, 10- parsel 918 M2 tarla.
Kartal, (Maltepe) Gülsuyu Mah. 18 pafta, 313 ada, 11 parsel 1926 M2 tarla.
Yukarıda yazdı gayrimenkullar 13/1/950 Cuma ( 15 te Milli Emlâk Müdürlüğündeki komisyonda ayn nrltırıno . d........
515-11243
516—17703
516—1053
518—14014
i
518—7754
518—2995
518—17975
518—14661
518—565
518—2462
519—3871
5213—1334
5213—1333
Kıymeti teminat
Lira Lira'
263
3500
500
500
3350
1000
400
495
320
250
9000
parsel
Mah.
1000
340
460
903
Bunun sebebi evlenecek çağda erkeklerin azalması ve inatçı bekârların çoğalmasıdır
Heniiz 40 yaşında olan (ironıyho dünyanın en münzevi insanıdır
kendi kendilerin! takbih eder dururlar.»
Fakat bekâr kızlara geçmişte hiç bir hala işlemedikleri 1-nandiırıldıktan sonra, bu gibi anormal hallerin tamamen ortadan kalktığı bir çok tecrübelerden sonra görülmüştür. Çün-ki her şeyden evvel bekârlıkta İzdivaç gibi, nlsbeten insan kontrolünden uzak, kısmen harici şartların hazırladığı bir şeydir; ve bu şartlara boyun eğmek bir kimsenin mâkul ha-hareket ettiği takdirde vasıl lacağı tabii bir neticedir.
Bekâr kadının endişeleri
Dr. Gray bekâr bir kadının endişelerini bu şeklide hülâsa
Roosevelt öldüğü zaman Sovyet elçLsl Andrei Gromyko Sta-linden bir telgraf almıştı. Telgrafta Gromyko'nun. Roose-veltln tabutuna bir çelenk koyması emrediliyordu. Gromyko derhal protokol başkanlığına müracaat etli. Fakat kendisine, Roosevelt’in en yakın arkadaşlarından başka kimseden çelenk kabul edilmediği bildirildi. Roosevelt'ta vasiyeti üzerine, bayan Roosevelt böyle bir talepte bulunmuşLu.
Bunun üzerine Gromyko, bizzat Dışişleri Bakanına müracaat ederek şöyle bir itirazda bulundu: «Fakat bunda bir
yanlışlık var. Stalin müteveffanın tabutu üzerine bizzat benim çelenk koymamı emredl- ( yor.» Dışişleri Bakanı Gromyko-ya nazik bir dille kâıısız olduğunu anlatınca, beş dakika sonra Gromyko doğru-| dan doğruya bayan Roosevelt'e giderek istediğini yaptırmağa muvaffak oldu.
Bu ufak misalden de anlaşı-la cağı gibi, bııgiin Rusyanın dış politikasını tanzim edenlerden
toriierlne, eğlence yerlerine gidenlerle alay eder. Bununla beraber Gromykonun sinemaya karşı gösterdiği Bağlılık, adetâ, bir çacuğnnkinden farksızdır. Bir neferinde Birleşmiş .Milletler Genel Asamblesini ziyarete gelen Douglas Fairbonks Jr. ile karşılaşan Gromyko, artistin, elini hararetle sıkmış, ve gayet müftehlr mimlerini Stalinln beğendiğini artiste bildirmiştir. Gromj’ko hariçle alâkasını kesmiş bir kimse olarak tanınmakla beraber, ince bir nükte kabiliyetine de sahiptir.
Gromyko Amerikaya yaptığı son seyahatinde. İngiltere Devlet Bakanı Hector McNeiFe tesadüf etmişti. Vapurun güvertesinde karşılaşan iki diplomam 1 havanm ne kadar güzel oldu-bunun im- Sundan bahsetmişler, bir aralık . 'Mc Nell, »İnşallah bu güzel hava bir müadet devam eder» deyince Gromyko ŞU cevabı ver-I miştlr: »inşallah mı'J Halbuki ben Kuzey Atlan tikte hava bile kontrolünüz altında olduğunu . zannediyordum.»
Diğer bir seferde
Amerikada bekâr vc evlilerin sayısını tesblt etmek için yapılan son istatistikler bazı nahoş neticelerin meydana çıkmasına sebep olmuştur. Bu istatistiklere göre hâlen Amerikada 20-35 yaşında 4.000.000 kız, hayatlarının sonuna kadar bekâr kalmak mecburiyetindedir.
Bu neticeden anlaşıldığına göre, 4 milyon kadının evlenmek İmkânından mahrum kalmasının birinci sebebi, erkekler arasında ölüm nispetinin kadınlara nazaran daha büyük olmasıdır. Daha harpten önce bile finıcrl-kada 20-35 yaşındaki erkeklerin ayni yaştaki kadınlara nispetle daha az olduğu yine istatistiklerden anlaşılmaktadır, New-York Daily News’a göre harpten önce evlilik çağında olan ettikten sonra şu öğütleri vc-730.129 kız. ayni yaştaki er- j riyor: Medeniyete hakiki pa-keklere nazaran bir fazlalık teşkil ediyordu.
Bıı İlk sebepten başka. İkinci Dünya Harbinde 380.000 Amerikalının ölmesi gelir. Bunların hepsi de evlenme yaşında olan i kimselerdir. Ayrıca 400.000 kişi, harpte gerek herhangi bir akıl I hastalığına tutulmuş, gerekse evlenmelerine mani olacak şekilde sakatlanın ıştır.
Bütün bu sebeplere bir de bekâr kalmak için İnat eden erkekleri İlâve edersek, 4 milyon genç kızın neden bekâr kalmağa mahkum oldukları daha iyi anlaşılır. Yine İstatistiklerden anlaşıldığına göre, Amerikalı erkekler arısında her 10 kişide bir kişi bu inatçı bekârlar zümresine dahildir,
4 milyon kız ne olacak?
Fakat meselenin en mühim tarafı asıl bundan sonrn kendini göstermektedir: Bekâr kalmağa mahkûm olan bu 4 milyon kızın durumları He olacak? Kocası olmadığı halde bir kadın mesut olabilir mi? Rönıan-| tik aşk hususunda bekâr bir 33 kadın ne yapabilir? Anne ol-I manın yerini hayatta başka ne | doldurabilir? Ve hepsinden mû-38 hlm olanı, bekâr bir kadına ba-I kacak bir kimse daima buluna-
bilir mİ?
Bu suallere cevap vermek is-262 teyen bir çok mütehassıslar evvelâ bunların halli imkânsız birer mesele olduğunu kabul et-75 memektedirler. Meselâ ev ve I geçim meselesini de ele alarak şöyle demektedirler: Bir çok evli | ve bekâr kadınların, orta yasa gelinceye kadar anne ve baba-llannın evlerinde kaldıkları ender tesadüf edilen vak'alardan | değildir. Hattâ bir çok bekfır kadınlar kazandıktan parayı lanne ve babalan ile birlikte müştereken sarfetmekten husu-| si bir zevk te duyarlar. Bu halde, ortada iyi niyet olduktan sonra bekâr bir kadının anne ve babasının yanında yaşaması pekâlâ mümkündür.
Diğer taraftan çocukluk günleri beraber geçmiş bir çok bekâr ve yaşlı kızların, müştereken ayni evde oturdukları 675'çok kcrreler görülmüştür.
Bundan daha mühim olan bekâr bir kadının aşka ve sev-I giye karşı atacağı tavırdır. Çünkü romantik bir sevgi, izdivacın tabii bir parçasıdır. Bununla beraber gerek evli gerekse be-|kâr bir kadın şu hakikati ha-tınndan çıkarmamalıdır: İzdivaç ve İzdivaçla doğan sevgi, saadetin ancak bir kısmını temin eder; fakat saadeti mutlaka garanti etmez. Boşanmak için türlü bahanelerle her gün I mahkemelere müracaat eden çiftler buna on güzel bir misali 35 teşkil etmektedir.
Fakat evlenmemiş bir kadı-'
|mn hususî hayatı bir çok husu-^3 si ve kanşık meseleler arzetmek tedir. Herbert A. Cray, Kadın |ve Allah isimli eserinde bu .noktaya temas ederek şöyle dl-Jyor: «Bekâr bir kadının hususi i hayatı, bir çok gizli endişeler, . tatmin edilmemiş arzular, hattâ bazen günlerce devam eden melânkolik buhranlarla geçer. Bilhassa 25 - 30 yaş arasında bu melankolik hol had dereceye vanr. Hassas kadınlar İse daimi bir nedâmet hissi içindedirler. Bunlar geçmişte sanki hatalı bir iş yapmışlar gibi, tedavi edilmez bir pişmanlıkta
o-


ı
50,
38
24
19
75
20
285
günü saat ------------ —.....»ujuıojuııuu ujji ayrı açık, arttırma ile .satılacaktır. İsteklilerin nihayet saat 15 e kadar yatıracaktan teminat mektupları ve nüfus cüzdanlarile satış' günü komisyona, fazla bligl için sözü geçen müdürlüğe baş-1 vurmaları. (Teminatlar önceden de yatırılabilir.) (18145)
İstanbul Deniz Komutanlığından
yeyl veren öğretmenlik, hastabakıcılık, ve diğer sosyal yardım İşlerindeki vazifeler gibi meşguliyetler bekârlar tarafından ifâ edilmektedir. -Şu halde. bekâr bir kadın kendisini, ce-' dıülyete en çok faydalı olduğu j ve cemiyetin kendisine dalma İhtiyaç hissettiği bir varlık ol-] duğuna İnanmalıdır. Hattâ bir çoklan hayatlarını bekâr bir teyzeye, bir balâya yahut diğer yakın bir akrabaya borçludur; ve bıı akrabanın yaptığı iyilik ve gösterdiği şefkat anne ve babaların İyilik ve şefkatinden geri kalmaz.
Filhakika bekârların işlerinde gösterdiği muvaffakiyet yalnız kadınlar için değil erkekler İçin de bir hakikat teşkil etmektedir. Meşhur psikoloji âlimi Freud aynı noktaya temasla şöyle diyor: »Cinsi ha-j yattan el ayak çekmiş genç, â- ( iimier az değildir. Fakat genç, oldukları halde perhizkâr bir, hayat sürmeleri, mesleklerine, daha büyük bir enerji vermele-| rlnl temin etmiştir; ve bekâr- j ların vazife başında evlilerden, daha büyük bir cesaretle çalış- [ tıklan herkesin malûmudur. i Cinsi meseleler üzerinde bir . otorite olduğu kabul edilen A- j merikah âlini Havebuck Ellis de şu mütalâada bulunuyor:, ■Cinsi arzulan, cinsi olmıyan 1 daha başka kanallarla tatmin 1 etmek hayat boyunca ehemml-j yel verilecek ilk meseledir. Bıı hal İse cinsi faaliyeti öldürmek demek değildir. Bilâkis arzu ve : enerjiyi daha müsait ve yara- ' tıcı bir seviyeye yükseltmek demektir. çünkü arzulan başka ' kanallara yöneltmenin müthiş.' neticeler doğuracağım söyilyen!'- -eski nazarlyenln bugün asılsız.111’ blr arkad^' Foktur. Basın
Birleşmiş poıiLinasnıı ııuızıuı evvıııetucu ..... .. . . . _
! . . , ı Milletler toplantısında Grom-
blrl olan 40 yaşındaki diplomat,' , \ .. ,
___,__j_______i ; ykonun onunda söz söyleyen
1
,!mak«d.na Hallolma»tein inat-,»•"T" rau,,« 1“ ;,a mteoKrt eder. Fakat bir -j faret memurluğundan Dışlşler ı
■ Bakan Yardımcılığına kadar ı
bir aralık yumruğunu şiddetle masaya vurmuştur. Gromyka. Connai’/nin sözünü bitirmesini sükûnetle beklemiş, nihayet söz
bir
Created by free version of 2 PDF
yükselen Gromyko'nun şahsî | yaşayışı hakkında pek az şey , _
»Ettedir. Bir gön tanll.1-1ssUn“ E“ ne bu hususta bir sual sorul-!'”*’ s«'*“ W»»»» »1-
„ , - , .. Inıa2» demiştir.
rttıfSıt v.(ımnn Grnmvko savıp bir
| Gromykonun zurnanla Sov-yetler idarecilerinin en üst mertebesüıe çıkacağından şüphe yoktur. Bugün bile Sovyet Rusyada nüfuz bakımından Gromyknyu geçecek pek az insan vardır; ve Gromyko daha şimdiden memleketin politikasını yapan kimseler arasına yükselmiştir.
Gromyko. Amerlkada kaldığı seneler zarfında Amerikanın askeri ve endüstri gücü hakkında bir fikir edinmek fırsatını 'bulmuştur. Bu münasebetle Gromyko Nevyorkta verdiği bir demeçte şöyle demektedir: • Sovyetler Birliği He Birleşik Amerika arasında karşılıklı anlaşma ve sulhun tesisi imkânsız bir şey değildir.»
Stalinln dış politikayı kısımlara ayırdığına göre. Litvinov uzlaşma devrini tanzim etmiş. Molotov dış siyaseti deha muhkem bir hale sokmuş. Andrei Gromyko da barış taarruzu çığrını açmıştır,
Fakat Gromykonun bir gün ağzından kaçırdığı gibi, «Sov-yetler Birliği noktal nazarından dış politikada yalnız bir tek mantık vardır: bu da Sovyetler Birliği için en elverişli olan mart tıktır.»
duğu zaman Gromyko şöyle bir' cevap vermiştir: »şahsiyetim' beni alâkadar etmiyor.» Gromyko 1909 da Minsk civarında Gromyki isminde ufak bir köyde doğmuştur Bu köyde doğanların % 90 nının ismi Gromyko'dur. Ancak okuyup yazma bilen bir ailenin çocuğu olan Gromyko. genç komünistlerin yapmak mecburiyetinde olduğu mutad tahsili bitirdikten sonra Moskova Ekonomi Enstitüsüne girmiş ve buradan mezun olunca Moskova İlimler Akademisine Rektör tayin edilmiştir. Fakat bu vazifeden de çok geçmeden, o vakitler Sta-iinin halefi olun Amire! Zhdanov tarafından Dışlşler Bakanlığının Amerikan Bürosuna getiril- , ,. mlştlr.
| 1939 da harp patladığı zaman
, Gormyko Vaşlngton elçiliğine ' tayin edilmiştir. O vakitler , Gromyko tam 29 yaşında idi, ve aradan 10 sene geçtikten . . sonra Vaşlngton elçiliğine yükselmiştir. Gromyko'nun Vaşing-tondaki hayatı tam bir yanlışlık İçinde geçmiştir. Hattâ Sov- . î yet ve peyk elçileri İle fazla dii- ; jşüp kalkmayan Gromykonıuı
olduğu anlaşılmıştır.»
Bütün, bunlara rağmen, 3 milyon Amerikalı bekâr kızın durumu, halledilmesi icap eden sosyal dâvalar arasında duruyor.
Arif DEREBEYOĞLU
BULMACA
Soldan »*û*.: 1 — Bir sayı. 1 _ Seyhan bölgesi, 3 — imamlık, 4 — Bir peygamber - Bıyıfın bngı, 5 — BiSUiıı 4S» gelir*» gUll tutulur - Dil, 6 — Sonuna »N» gelirse lâllle yapandır, 7 — Az sıcak halis gelmek, a — Pa$avra - Gramer terimlerinden. 0 — Verme - KUtdk torba, 10 — Teral sıvı İmline gelir - Bir hastalık,
Yukandan nıa^ym 1 — Gayet samimi, 3 — Paralı oyun vasıtası. 3 — Tere) vukubulan - Hiddetlenir. 4 — Yumuk hale gelen, 5 — çoğaltılmak. ₺ — Tersi duman haline gelen toprak. Bahtiyarlık. ? — Bir emir -Diğer), S — Teral yadedllen - Cifi değil.
GECEN BUEMACAMTM HALLİ
Soldan şada: 1 — Davetiye. 3 — Edebiyat. 3 — Vize - Yopo, 4 — Han. Arap. 5 — idemtie. S — Had. Raıj. ? — irnasol, k — Relesf, J — Do. Mamur, 10 — ikrar. H®.
Yukarıdan anaŞıyo: i — Dcvrihlndl. 2 — Adtadam, Olt, 3 — Veznedar. 4 — Ebe. Sema, 5 — Tiyatrolar. 6 — îya.11-alcm, 7 — Yapağı, Sur, S — Etap, şair*.

toplantılarına, partilere bir kere olsun gitmemiştir Gromyko daha talebelik günlerlndenberi sigara, ve içkiye alışmamıştır.
Gromykonun sosyal topluluklardan bu kadar uzak kaldığı ı bnriz bir hai alınea, kendisine böyle yerlere gitmesi İçin emir verilmiştir.
Bu sırada Gromyko Dışişler Bakanlığı basın birliğinden, bir kokteyl patrlsi için bir davetiye almıştır. Fakat 5 ten 7 ye kadar devam eden. partide Gromyko ancak saat 6,55 te görünmüş, hazır bulunanların elini sıkmış, İçki içmediği için kendisine İkram edilen koktyeii geri çevirmiş ve nihayet saatini çıkartıp bakmış ve «yediye iki dakika vûr. Allahaısmarladık^ diyerek partiyi terketmlştlr.
Gromykonun. aşağı yukarı bütün vuktl türlü çalışmalarla geçer. Bir gün Gromykonun yaverine. efendisinin yatağına uzandığı zaman hangi kitabı okuduğu sorulmuş, yaver de gayet ciddi bir tavırla şöyle cevap vermiştir: «Birleşmiş Milletler bütçesinin raporlarını okur.» Gromyko Birleşmiş Milletlerde Sovyet delege başkanı olduğu için her delege hakkında lâzım olan bilgiyi vermek mesuliyeti yine kendisine aittir. Birleşmiş Milletlerin son toplantılarında Gromykonun yevmiye tuttuğu raporlar 170 sahifeden aşağı düşmemiştir.
Gromyko Amerlkada kaldığı müddet zarfında İngilizceyi mükemmel denecek şekilde öğrenmiştir. Gromyko madalya ve nrt-şanlarını takmaktan hazet-meyen bir kaç Sovyet arasında gelmektedir, diplomatik toplantılarda bile 1 gayet sâde giyinir. Spor gös-|
Suriyede hükümet darbesi nasıl oldu?
lideri Hattâ
(Baş tarafı 4 üncü sahifedcl Şişekll beyler Suriye - Irak İttihadına taraftar değildirler. Cumhuriyet rejimi prensiplerine bağlıdırlar. Sami Hlnnavi İle bacanağının bu ittihat telline faaliyette bulunduklarını kriri rlşita .mled 4Cklb görmeleri üzerine bu son reketi yaptılar.
Bugünkü şartlarla ve bu va içinde Irak 11e birleşme _ vasi şimdilik suya düşmüş o-luyor. Halk kahvelerde ve hususî sohbetlerde (bu son hareket. Suriye - Irak birleşmesine muarız Amerika ile Frangda her halde bir memnuniyet yaratmıştır) diyor.
Halk işiyle güclyle meşgul. Bu hareketlere karşı kayıtsız. Yalnız vatansever ve münevver tabaka diyor ki: «Biz burada bu gibi işlerle meşgul iken, meselâ bu son hafta İçinde hasmımız İsrail devleti hükümet merkezini (Kudüs) e nakil ve hudutlarımızda. 20 müstamere tesis etmek gibi mühim ve esaslı işler başardı. Biz Arap devletleri birleşmezsek İstikbalimiz çok karanlık görünüyor.» diyor ve hayıflanıyorlar.
Halisane temennimiz komşu ve dost Suriye milletinin yakın bir âtide kendisine refah getirecek ve kuvvet verecek müstakar bir İdareye kavuşmasıdır.
ha-
ha-dâ-
Şakir ÇEÇEN
ünhîfe 8
AKŞAM
20 Aralık 1949

Hidroelektrik tesisat su ve yapı kısmı inşaatı yaptırılacaktır
İller Bankasından
1 — ödemiş kasaöasuıa bağlı Birgi bucağının hidroelektrik tesisatının su ve yapı kısmı inşaatı yaptırılacaktır.
2 — İşin keşif bedeli 11187818 Ura ve geçici teminat 6833.81 Uradır.
3 _ İhale 10 Ocak 1950 Salı günü saat 15 de Bankamıa İhale komisyonunca yapılacak ilk İnceleme sonucunun idare meclisince tasdikini müteakip kesinleşecektir.
4 — Teklif mektuplarının en geç 10 Ocak 1950 Şalı günü saat 12 ye kadar Bankamı» makbuz mukabilinde teslimi şarttır. Postada veya sair surette vaki olabilecek gecikmeler nazarı İtibara alının az,
5 — Bu İşe alt ihale evrakı 5— lira bedel mukabilinde Bankamızdan veya belediyesinden alınabilir
8 — Eksiltmeye girebilmek için Bayındırlık Bakanlığına eksiltme gününden en az üç gün evvel yaptıkları benzeri işleri gösterir belgelerlle müracaat ederek bu i#l yapabilecek kabiliyette olduklarına dair yeterlik belgesi almak şarttır
7 — BauKa İhaleyi yapıp yapmamakta veya İşi dilediğine vermekte serbesttir. (17398)
ULFADERME
YARA MERHEMİ
/ora, Yanık, Çajlalf, ’Çibori ver Deri üstü mikroplu hastalıklarım ’iyı e 5e HER ECZ^NtOE SUÇUNU A,—
137, 600 ton hurda pik alınacaktır
Etibank İstanbul Şubesinden:
Bu husustaki şartname 27/12/1949 tarihine kadar her gün Şubemiz satma İma servisinden alınabilir.__(180961
Devlet Denizyolları ve Limanlan işletme Genel Müdürlüğü İlânları
24 takım vagon krikosu alınacak
Devlet Demiryolları Merkez 9 uncu Komisyon Başkanlığından:
1 — 24 takını vagon krikosunun satın alınması (kapalı zarf) usulü İle eksiltmeye konulmuştur.
2 — Malzemenin muhammen bedeli 220.000 Ura ve muvakkat teminatı 12.250 liradır.
3 — Şartnameler 5 Ura bedelle İdarenin Ankara ve Haydarpaşa veznelerinde satılmaktadır.
4 — Eksiltme Ankarada İdare binasında Malzeme Dairesinde toplanan Merkez 9 uncu Satınalma Komisyonunca 17.1.950 Salı günü saat 15 de yapılacağından İsteklilerin teklifleriyle kanunun tayin ettiği vesikalarını ayni günde nihayet saat 14 de kadar makbuz mukabilinde adı geçen Komisyon Başkanlığına vermeleri (veya muayyen vakitten önce ele geçecek tarzda iadeli taahhütlü olarak posta Ue göndermeleri)
(17878)
Hidıoelektrik tesisatı su ve yapı kısmı inşaatı yaptırılacaktır
İller Bankasından :
1 — Çoruh İline bağlı Hopa kasabası hidroelektrik tesisatının su ve yapı kısmı inşaatı yaptırılacaktır.
2 — İşin keşif bedeli 106988 03 Ura ve geçici teminat 6690,43.— Uradır.
3 — İhale 17 Ocak J950 Salı giinü saat 15 de Bankamız ihale komisyonunca yapılacak İlk inceleme sonucunun idare Meclisince tasdikini müteakip kesinleşecektir.
4 — TekUf mektuplarının en geç 17 Ocak Sah giinü saat 12 ye kadar Bankamıza makbuz mukabilinde teslimi şarttır. Postada veya sair surette vaki olabilecek gecikmeler nazarı itibara alınmaz.
5 — Bu işe ait ihale evrakı 5.— lira bedel mukabilinde Bankamızdan veya Belediyesinden alınabilir. Projeler Bankamızda görülebilir.
6 — Eksiltmeye girebilmek İçin Bayındırlık Bakanlığına eksiltme gününden en az üç gün evvel yaptıkları benzeri İşleri gösterir belgelerle müracaat ederek bu işi yapabilecek kabiliyette olduklarına dair yeterlik belgesi almak şarttır.
7 — Banka ihaleyi yapıp yapmamakta veya işi dilediğine
vermekte serbesttir. C17Ö25)
Devlet Orman işletmesi Adapazarı Müdürlüğünden:
1 — İşletmelerimizin Hendek bölgesinin Çiftlik İstif yerinde mevcut 806 adede denk 227.711 metreküp dişbudak tomruğu dokuz parti halinde açık arttırma ile satışa çıkarılmıştır.
2 — Açık arttırma 3/1/1950 Perşembe günü saat 15 de Hendek bölge şefliği binasında toplanacak komisyon önünde yapılacaktır.
Beher metreküpü 58 lira olup her parti İçin % 7.5 teminatı ayrı ayrı alınacaktır.
3 — Buna alt şartname Orman Genel Müdürlüğünde, İstanbul, Ankara. İzmit işletme müdürlüğünde, Adapazarı merkez, Hendek bölge şefliğinde ve İşletme Müdürlüğünde göriile-billr.
4 — İsteklilerin belli gün ve saatte evrakı müsbltelerile
birlikte komisyona müracaatları ilân olunur. (18041)
Tekel Genel Müdürlüğü ilânları
Malzeme Alım Şubesinden
1 — Mevcut şartnamesi mucibince iki adet tam otomatik kâğıt kesme (Giyotin) makinası kapalı zarf usuliyle satın alınacaktır.
2 — İki adedin muhammen bedeli 32.000 Lira olup muvakkat teminatı 2400 liradır.
3 — Eksiltme 10/1/960 Salı günü saat 11 de Kabataşta Genel Müdürlük malzeme alım şubesindeki komisyonda yapılacaktır.
4 — Şartnameler her gün sözü geçen Şubede ve Ankara. İzmir Başmüdürlüğünde görülebilir.
5 — İsteklilerin mühürlü flat teklif mektuplarını kanuni' şartnamesinde yazılı vesaikle güvenme parası makbuzu veya banka teminat mektubunu ihtiva eden kapalı zarflarını eksiltme saatinden bir saat evveline kadar komsiyon. başkanlığına vermeleri lâzımdır.
8 — Postada vukua gelecek gecikmeler kabul edilmez.
UM14I
Diş macunu
Yeniden eczanelere tevzi edilmektedir.
Türkiye Eczacıları Deposu
THAŞTAN SONHA
TADA
KULLANINIZ '
VARI USTURA ATEŞİNİ VE SİVİLCELERİ ’AMAMEN İZALE EDER.
1
OSMANLI BANKASI
Türk Anonim Şirkait, Tesis tarihi: 1863
Sermayesi:
îaOOO öM İngiliz Utmi ---------■------ Mericeri idaresi:
İstanbul — Galata
Istan bulda: Yenie&mi.
Beyoğlu, Kadıköy ve Şişlide ve Tttrklyenln başlıca şehlrlerUe...
Paris, Marsilya, Londra, Mançester, Mısır. Kıbrıs, Irak. Filistin ve Maverayı Ürdünde
Şubeleri:
Suriye ve tutmanda Filyalleri vardır.
-----■------
Her türlü banka muameleleri yapar -----------■------ Çok müsait faiz şartlarile tasarruf ve mevduat hesaplan açılır.
Tasarruf hesaplan için üç ayda bir ikramiye keşideleri yapılır.
Daha fazla malûmat almak »Çin OsmanlI Bankası Gişelerine müracaat edilmelidir.
BOMERBANK
Defterdar Yünlü Sanayii
Müessesesi Müdürlüğünden:
1 — Müessesçin izde kurulacak Kammgarn tesisatı için kısmen onarım ve kısmen İnşa suretiyle yapılacak bina ile Müessese tahdit duvarı inşaatı birim Hatlar esası üzerinden eksiltmeye konmuştur.
2 — Her iki işin keşif beden 134.755 lira olup geçici teminatı 10.107 liradır. Bu teminat 10/1/950 akşamına kadar müessese veznesine veyahut Sümerbanka yatırılmış olacaktır.
3 — ihale 11/1/950 Çarşamba günü saat 14 de Müessese-mirde yapılacaktır.
4 — Teklif mektupları ihaleden bir saat evveline kadar müessessiniz Ticaret servisine verilmiş olacaktır.
5 — Bu işe ait şartname, keşif, projeleri havi dosya müessese İnşaat bakım şefliğinden yeterlik belgesi alındıktan sonra 15 lira bedel mukabilinde ticaret servisinden alınacaktır.
6 — Dosya alabilmek ve İhaleye iştirak edebilmek için, a — Asgari 100.000 liralık demir çatı ve betonarme İnşaatı
yaptıklarına dair belge ibrazı.
b — Mühendis veyahut yüksek mühendis olmaları veyahut göstermeleri,
c — Müessese Lnşaat bakım şefliğinden İhaleden bir gün evveline kadar yeterlik belgesi almaları şarttır.
7 — Müessese ihaleyi icrada serbesttir. (18064)
Sıhhatini ve Temizliği Sevenlerin Dostu HAS - HCC - PUDRASI
Her evde, seyahatte bulundurulup icabında kullanılması sıhhatinizi korur. Hayvanlarınızdan fazla süt. yumurta temin eder, ölüme sebebiyet veren tifüs blU, bulaşıcı hastalıkları taşıyan, pire, baş biti; elbise biti; tahta biti, at biti: güve; kene; uyuz güvesi; kedi; köpek; tavuk: sığır vesalr hayvanların her türlü parazitlerini öldüren ve emsali olmı-yan Alman kimyasının yeni İlâcıdır. PARAKENTİ: Eminönü, Balıkpazarı Taşçılar Cad başında Lonca sokak numara 10 da satılmaktadır. Tel: «829. P. K. 574, İSTTANBCL
Kalorifer ve elektrik
Mulıasip Yardımcısı
Bir kız aranmaktadır. Orta tahsilli, yazısı düzgün, Bebek-Ortaköy arasında oturması şarttır. Amavutköy pastreataot 187.
teknisyeni alınacak
İstanbul Belediyesinden:
Kapak Spor ve Sergi Sarayındaki Elektrik, Su ve Kalorifer tesisatında İstihdam edilmek iizere imtihanla 30C lira ücretli bir kalorifer ve elektrik teknisyeni alınacaktır.
İsteklilerin İmtihan günü olan 10/1/950 tarihinden üç gün •vvel bir dilekçe Us Belediye Başkanlığın* müracaatları.
(18097)

Comments (0)