*
spor] A K Ş A M
Sene 32 — No. 11297 — FiatI: her çerde 10 kuruştur.
CUMARTESİ 25 Mart 1950
Seçim hazırlıklarına her tarafta hız verildi
Demokrat Parti Erzurum il
heyeti adaylarını seçti
Seçimler yaklaştıkça partilerin tertip edeceği namzet listeleri hakkında tahminler yürütülmekte. ortaya bir çok 1-slmler atılmaktadır- şimdiye kadar namzetleri katı surette taayyün eden yalnız Erzurum Demokrat Parti teşkilâtıdır. Bu parti, adayları seçmiş ve bunlara bir mektupla vaziyeti bildirmiştir. Mektupta deniliyor kİ:
«Erzurum ili çevresinde temsil kabiliyeti bulunan fakat memuriyet ve vazifeleri İcabı partimize intisap edememiş olan Elâzığ Valisi Hikmet Künbet-oğlu İstanbul Üniversitesi İktisat Ta kültesi profesörlerinden Zlyaeddln Fahri Fındıkoğlu, Ankara Sosyal Bilgiler Okulu siyasi tarih profesörü ttıfkı Salim Burçak. Dahiliye Vekâleti şehircilik mütehassısı Ekrem (Arkası sahile 2 sulun 1 de>
Prof. Ziyaeddin Fahri
Hikmet Künbctoğlu Fındıkoglu
Sahibi: Necmeddln Sadak — Yaza İslerini fiilen İdare eden C. Bildik — Aksam Matbaası.
Aldoğanın masuniyeti kaldırıldı
Millet Partisi milletvekilleri karara muhalefet ettiler
Sadık Aldoğau
Ankara 24 — Afyon Milletvekili General Sadık Aldoğanın milletvekilliği dokunulmazlığının kaldırılması hakkın lakl raporlar da Meclisin bugünkü toplantısında görüşülmüştür. Söz alan Ahmet TahtakJıç, bu (Arkası sahife 2 sütun 3 del
Af tasarısı işeri kaldı
Ankaradandönen valimizin beyanatı
Tasarının komitama iadesi takriri kabui edildi
Ankara 24 — Büyük Millet Meclisinin seçimi yenileme kararından evvel pasaport kanununa bazı maddeler ekleyen tasan müzakere ve kabul edilmiştir.
Akşama doğru af kanununa sıra gelince başkan Raif Karadeniz dedi ki:
c— Bu mevzuda uzun boylu, karşılıklı münakaşalar cereyan etti Muhtelif hatipler fikirlerini söylediler. Evvelâ yeterlik .önergelerini reye koyacağım.»
Görüşmenin yeterliği kabul edildi. Raif Karadeniz, önergeleri birer birer okutmağa baş-
ladı. Evvelâ «Daha adilâne ve tesiri bakımından, daha faydalı olacağı» mülâbazoslle, affın bugünden muteber olmasını isteyen General Fahreddln Altayın takriri okundu. Fahreddln Altay: «Geri alıyorum» dedi. Aziz Oranın takriri okunurken o da geri aldığını bildirdi.
önergeler arasında, Ekrem Oranla, Atıf Akgüç ve arkadaşlarının, tasarının Adalet Komisyonuna verilmesine dair teklifi İdi. Bu önerge kabul edildi ve tasan gündemden çıkarıldı.
Türk - Italyan paktı imzalandı
Kont Sforza ile Dışişleri Bakanımız, Türk - Italyan dostluğunu belirten hararetli nutuklar söylediler
Roma 24 — Türkiye - İtalya arasında dostluk paktı bu akşam Chlgl sarayında Türkiye ve İtalya Dışişleri Bakanlan Nec-meddin Sadak ile Kont Sforza arasında imzalanmıştır.
Kont Sforza’nın nutku
İmzayı mütaakıp söz alan Kont Sforza, bir nutuk irad e-derek demiştir kİ:
«Türkiye ile İtalya arasındaki dostluk siyasetinin, medeniyetimizin inkişafını sağlıyacak tek teminat olan Avrupa İş birliğine ve barış eserine yararlı o-labilmesl için, İtalya cumhuriyet hükümetinin gereken her şeyi yapmağa katiyetle karar vermiş bulunduğunu ekselansınıza temin eylemek benim İçin derin bir zevk mevzuudur.
(Arkası sahife 2; sütun 5 le>
Türk - İtalyan paktını imzalıyan Kant Sforza
Siyaset adamlarımızın hususî hayatları: 5
Nihat Erimin formasyonuna tesir eden hocalar...
Galatasarayda politika hayatının başlangıcı
Yelkenli bîr mavna ile Kefkenden t&tanbula — Tayyareci Fethi bey ilkokulundan Galatasaraya — Çekingen bir çocuk — İlk Başkanlık — «Nihat Arif, imzasile muharrirlik...
Meclîs ucuz ev inşası için 4 milyon lira verdi — Firarı ve mübadiller 4 ay müddetle gelebilecek — Balıkhane Belediyeye verildi
İstanbul Valisi ve Belediye «Bu defa Ankarada beş gün
Başkanı Prof. Fahreddln Kertin Gokay, bu sabahki ekspresle Ankaradan şehrimize dönmüştür. İstasyonda Vilâyet ve Belediye erkânı, Emniyet Müdürü,
kaymakamlar ve dostları tara-
kaldım. Bu müddet zarfında şehrimizi alâkadar eden çeşitli meseleler üzerinde çalıştım. Bunların başında mesken meselesi olduğunu biliyorsunuz
fından karşılanmıştır.
Hükûmetçe kabul ve tasvlb edl-
(İktibas hakta mahfuzdur)
Yazan : CemaleddinEİl_l~l(

Kahvelerimizi İçerken Başbakan yardımcısı Nihat Erimin bize sigara Jkrnm ettiği halde kendisinin içmemesi nazarı dikkatimi celbediyor:
_ Niçin siz de bir sigara yakmıyorsunuz? diyorum. Dokunuyor mu?
o— Tiryakisi değilini. cevabını veriyor. Günde ancak 3 sigara içerim. Birini kahvaltıdan, diğer ikisini de öğle ve akşam yemeklerinden sonra— Bunlar haricinde dördüncü bir sigarayı nadiren içerim.»
— Refikanız hanımefendi?
•— Benden bir kaç sigara fazla İçerse de tiryaki sayılmaz.»
Konuşmamızı Kandırada iptidai mektebe gidişinden bunu
(Arkası 5 inci s-ahlfede)
Nihat Erim, Galatasaray lisesinde iken. Tanındaki arkadaşı şimdi Dışişleri Bakanlığı memurlarından olan Enver OzulpUT
lerek Millet Meclisine sevkedl-
len bu husustaki kanun İçişleri komisyonunca İncelendikten ve Bütçe komisyonunca da tasvlb .— ve Belediye Başkanı, ‘ edildikten sonra Meclisin son kendisiyle görüşen arkadaşımı- günü ruznamesine alınmış ve za demiştir kİ : | dikn akşam Meclisten kanun o-
»«««■•■■•■■■■■•■■■■■■■■■■■■■■■■oaı larak çıkmıştır. Bu kanun gerc-.' ğlnce İstanbulda halk tip! olmak üzere geniş mikyasta ucuz halk llpl evler yaparak satma-” ga ve klralnmağa belediyemiz
Ucuz ev inşası tasarısı kabul edlidi
Vali
Gı rt filerimiz perşembeye geliyorlar
güreş
aşağıda
iuc.cn ıicj ennlantaııc: Yunan Celâl Atik rakibini yeniyor
mezun kılınmıştır. Bu kanunla
diğer belediyeler de aynı şekilde hareket edebileceklerdir.
(Arkası salıifc 2; sütun 6 da)
Son dakika
Çekosîovak-yada ihtilâl mi
Bakanlardan bazılarının öldürüldüğü söyleniyor
Prag 25 (A.P.) — Başkent dün akşam. Bakanlardan bazılarının öldüğü, sarayda İhtilâl çıktığı, bazı yüksek mevkili kimselerin batıya LHica ettikleri, haberleri İle çaUtanmıştır.
Bazılnn diğerleri ile mütena-kız olan bu söylentilerin hiç biri resmi çevreler tararından te-yld edilmemiştir. Buna rağmen söylentiler devam etmekte ve şehirde bir heyecan havası sezilmektedir.
İki halta evvel istifa etmiş olan. Dışişleri Bakanı ClemCiltis hakkında da muhtelif rivayetler dolaşmaktadır. Bunlar da t evi d veya tehzili edilmemiştir.
Çekoslovakyadan kaçanlar
Londra 25 (R.) — Bugün
Çekoslovakyadan 3 büyük u-çakla 84 Çek mültecisi Alman-yadakl Amerikan İşgal bölge-. ! sine gelmiştir.
«IIUIJS4 1 Al takke, ver külah!
Çiçeği burnunda haberlerden:
İşçi sendikalarına muvazi olarak iş verenler sendikası ana tüzüğü hazırlanmış. önümüzdeki hafta i-çinde, madenî eşya, gıda, yiin ve ipek, trikotaj, deri, kinıya ve toprak sanayii İŞ verenler sendikaları faaliyete geçeceklermiş. Hayırlı olsun. uğrırlu olsun.
Bluz ve eteklik nasıl ka* din eşyası ise, kravat ve kostüm nasıl tipik erkek eşyası ise, sendikalar da o derece işçi teşekkülüdür. Biitün dünyada bu böyle. Avukatların barosu var. Sermayedarların ticaret ve sanayi o-dası; işçilerin de sendikası... Bizde de böyle olması istendi. Fakat şimdilik, ancak işçi sendikalarının da bili dedikoduları duyuluyor. İçtimaî semereleri henüz a-lınamadı. Akabinde işte, iş verenler sendikaları da kurulmuş bulunuyor. Bakalım onlar daha mı evvel meyva verecekler?
Mademki böyle Alinin külahını Veli, Velinin külahını Ali giyiyor; mizah yollu söyle deviverselt: Bari, çekleri rençperler çekse, bonoları amele kırsa, faizi ustabaşı-lar devşirse...
Tersine dünya..*
Meclis,seçimi yeni-leme kararı verdi
Karar, 22 muhalife karşı 299 oy'a kabul ediidi
Başbakan
Başkanı Saraçoğlu,
Ankara 24 — Bu sabah saat 10 da toplanan Büyük Millet Meclisi, saat 23 e kadar devam etti. Bu toplantı, sekizinci Büyük Millet Meclisinin son içtimai oldu Seçimi yenileme halikındaki önerge, 22 muhalif oya karşı 299 ayla Kabul edildi.
Bu önerge üzerinde ilk sözü Millet Partisi adına Ahmet Tahtakılıç aldı ve seçim kütüklerinin iyi hazırlanmadığını, mevsim şartlarının müsald olmadığını, teminatın da tam olmadığı zamanda seçlmıero git-
Şemseddin Günaltay iîe Meclis
hitabede bulundular
menin doğru olmadığını söyletti-
Demokrat Parti adına konuşan Hasnn Polatkan, Meclisten çıkması lâzım gelen birçok kanun tasarıları bulunductunu ve seçimin 14 mayısta yapılmasının hava şartlarına göre doğru olmadığını, bunun için seçimi yenileme kararının 15 nisanda verilmesini ve bn suretle seçimlerin haziran başında yapılmasının partilerince daha uygun
(Arkası sahife 2; sütün 6 da)
---------------------■
Yeni tefrikamız
Bir Sevgili Uğruna
Aşk ve macera romanı
Yazan: Carter Dickson Tercüme eden: Vâ - Nü
Bu ronıan, modern muharririn bîr şaheseridir.
Sahile 2
K u 4 a l«i
M
.J






Hafta Sonu Notları
Şiirde garabet
Şiirimizde garabet devri Orhan Veli. Oktav Rifat ve Melih Cevdet Anday’in beraber çıkardıkları «Garip» adlı kitapla açılmıştır sanıyorum. Onlar, daha ziyade şalraneyi yıkmak için bilerek garip sözler söylediler. Hatta hâlâ da arada bir söyledikleri oluyor. Fakat bilhassa şiire dair yazdıklarını okursa-nu şiiri garabete, tuhaflığa bağlamak istediklerini görürsünüz Faydalıyı tercih ederler Bîr devinle hafif mânasında binlerce şair bulunabilseydi bütün şairleri faydalı sözler soytemeğe sev-ketmekte. onları işe yarar hake sokmakla bir mantık bnlu-nabilirdi. Ama şair zaten nâdir bir mahluktur. Milyonlar arasından ya bir. ya tkl yair çıkabiliyor O da istediğini söylüyor. Kimsenin cendi î-şine kanşmasını istemiyor.
Yıkmak kâfi mi?
e ire bu ayn bahis, ben İra yazıda garip söylemenin,
tuhaflık etinenıo en reuç şairler arasında da makbul görüldüğüne işaret etmen istiyorum. Bir bakıma «şairane» fle mücadele devam ediyor. Fakat bir şeyi yıkmak yapmak demek değildir. Yeni şair ne teklif ediyor? O merak edilmeğe değer.
Meseli ayda bir çıkan »e yalnız şiirler neşreden «Kaynak» dergisinin geçen sayısında Turhan Noyan imra-siyle çıkan bir şiir vardı adı «Üzülme»:
Oldu bir kere Kalbimi sana verdim. İşine yararsa wrçilim Onu iyi sakla!
Yaramazsa üzülme hiç EıJı sak da suyunu içi
Anlaşılan şair aşkla, sevgi 11P alay ediyor. Varsın etsin. Kimsenin bir diyeceği yok.
Ama şiir denince bu parçanın akla gelebileceğini zannetmiyorum. Bunları söylediği İçin de bir şairin büyük o-labücceğlnl havsala pek alma*. Sözlerin mizah değeri takdir edilir. Gülünür geçilir
Mizah istidadı
Zaten en genç şairlerde dikkat ederseniz mizah istidadı, şiir istidadından biraz daha fasladır. Ciddiyette başlayan manzume kolay kolay öyle devam edemiyor.
Yine «Kaynak» dergisinin son sayısında Mümtaz Zeki Taşkın İmzaslyle başka bir manzume okudum. «Güvercinlerimiz ve mavi» atimi taşıyan bu manzumenin ikinci kısmı şoyledlr:
Kâlahyada j boya
teu^tnüş tar rüvercıa. YeşâHc boğulmuş
Be® de mavide boğuham Yurt marâinde
Deniz «ırainde
Gök mavİMtute
Mavi dalsa avurdum Mavi mavi Mdusam
Gozicrinulc mnıi yaş olsa Gözümün üstünde mavi kaş olsa. Baştan yedi mısra İnsanı bir mavi senfonisine davet eder gibidir. Ne çare ki şair, açlığı mavi ufukta okuyucunun huzura dalmasına irin vermiyor. «Mavi dotaa avurdum — Mavi mavi solusam — Gözlerimde mavi yaş olsa — Gözümün üstünde mavi kaş oLsa» demeğe başiıyarak o gûzelhn maviyi yüzüne götüne. üştün e başına buiaştan-•»eriyor.
Biraz evvel size yeni bir estetik teklif eden şairi, bu sefer çtvltli çamaşır suyuna «tuşmuş gibi görmeğe haşlıyorsunuz! Şairler işi eğlence-yv dökerlerse okuyucu şiirlerle neden eğlenmesin?
Şevket RADO
Seçim hazırlıklarına her tarafta hız verildi
— Böyle bir teklif yapılırsa kabul edecek misiniz?
— Ben ötedenberi demokrasi dâ vasinin hizmetinde budanmaktayım. Böyle bir teklif ya pılırsa reddetmem için sebep yoktur
Pro f esâr Ziyaeddin Pah ri Fin -dıkoğlu*nun da Demokrat parti tarafından Erzurum adayı o-iarak gösterileceği haber verilmektedir.
Halk partisi namzetleri
Şehrimiz Sağlık ve Sosyal Yardım Müdürü doktor Faik Yarifictnuı Halk Partisi namzedi olarak Merzifon dan aday gösterilmesi kararlaşmış ve Merzifondan şehrimize gelen bir heyet Faik Yargıcıya bu teklifi kabul etmesi için ricada bulunmuşlardır. Faik Yargıeı, düşüneceğini bildirmiştin
Diğer taraftan Rauf OrbayTn Halk Partisi tere findim İstan-buldan müstakil namzet olarak gösterileceği söylenmektedir. Eski elçilerden Hüsrev Gerede'nin de Cumhuriyet Halk Partisi tarafından natuaet gösterileceğinden bahsediliyor.
Edebiyat Fakültesi doçentlerinden Cevdet Perinin Tekir-dağından, Meliha Avni Sözen'in İsLanbuldan namzet gösterileceği kuvvetle söylenmektedlr.
Dini âlet etmek isteyen bir partili Edime (Akşam) — Edirne Millet Partisinin Kıyık semtindeki ocağtnda geçen gün müessif bir hâdise cereyan etmiş ve Millet partili Vecihl adında bir genç yüz kadar vatandaş önünde parti propagandası yaparken inkılâp aleyhinde din! Met etmek suretiyle konuşmuş ve bu hareketi orada hazır bulunanlarla emniyet makamları tarafından tesblt edildiği İçin kendisi tevkif edilerek adliyeye re vt edilmiştir.
(Kaş tarafı 1 inci sahifede) Avşar. Son Saat gazetesi muharrirlerinden Bahadır Dülger, hoca Faruk Ketvan, Erzurum İş n»nlram Müdürü Lütti Gülal İstanbul Ünlveröteri İlahiyat Fakültesi profesörlerinden Karon Kûfrevî, Milli Reasürans 1-kinci müdürü Nııreddln Kâmil Bunar. Erzurum Ziraat Ban kası müdürü Sadık Eskişehirli. Yargıtay birinci hukuk dairesi başkanı AH Şefkati Özkullu. Göle tüccarlarından Sabri Budak. Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğü ikinci şube müdürü şef.k Etensei, 950 yılı mHletve-killlğl «çimlerinde bölgemizden partimizi temsilen aday gösterilmeleri kendilerinin muvafakatlerinin istihsaline oy birliği He karar verildi-»
Prof. Nihat Reşat Bel ger
Tıp Fakültesi Ordinaryüs profesörlerinden Nihat Reşat Bellerin Demokrat Parti ’J idare kurulu tarafından Istan buldan aday gösterileceği haber alm-mışlır. Bu hususta malûmatına müracaat ettiğimiz Nihat Reşat demiştir kİ:
- Demokrat Parti namzetle -rtnln yüzde yirmisi merkezden, yüzde sekseni' de illerden gösterilecektir. Gerek merkezden gerekse İstanbul II idare kurulundan bana böyle bir teklif vâki olmamıştır. Bu hususta söylentiler tahminlerden İbarettir. Esasen Demokrat Partinin İstanbul idare kurulunca gösterilecek namzetlerin henüz tesblt edilmediğini tahmin ederim. tl merkezinin kimleri -namzet göstereceği liste ilin edildikten sonra anlaşılacaktır Selim Ragıp Emeç ne diyor ?
Son Posta gazetesi sahip ve başyazarı Selim Ragıp Emeç'İn de Demokrat Partiden namzet Gösterileceğini öğrendik. Kendi -«iyte görüştüğümüz Selim Ragıp Aftır cezada yapılan muhalce-demiştir kİ: *
— Benim bildiğime göre par* tiler henüz yoktamalarnu yapmadılar. Namzetlerin yoklamalardan sonra tesblt edilmesi 1-eap etmektedir. Binaenaleyh bu hususta henüz bir şey söyle-. neni ez. Esasen bu mevzuda bir şey SöyUyecek durumda da dc-ğtlinı. Hem bakalım bana böyle bir teklifte bulunulacak mıdır?
Sabah Gazetelerime Diyor?
Romada imzalanan pakt
CUMHURİYET başmakalesinde jnua.lana.il Türk - İtalyan dostluk paktından bahiste di-yer U:
»Eskiden sömürgeci ve mütecaviz bir İtalya vardı. Bugünkü İtalya, o eski italyanın başına getirdiği belâlarla mücadele etmekte. bu belâların şerrinden ve vebalinden kurtulmak için uğarşamkatdır. Bugün bizim muhatabımız olan, kendisiyle dostluk bağlantısı kurmuş olduğumuz devlet, jenî Hülyadır, buhranlardan ve im Ulûmlardan geçe geçi' kendini bulan demokrat Italyadır.
Türkiye Dışişleri Bakanı Nec-Bieddin Sadak bu yeni İtalya ile bir dostluk paklı imzalamak]a. Türü miDetin) 'ari asiyle memnun eden bir 1! başarmış olmakladır.
Bütün, dileğimiz, bu yeni dostluk paktının hayırlı ve uğurlu olma.y, iki memleket münasebetlerinde «unimi ve faydalı bir işbirliği devresi açmasıdır.
derek ilk işlerinden biri diye tamamlayacağı muhakkak sayılabilir.
Meclis, seçimi yenileme kararı verdi
(Baş tarafı 1 inci sahifcde)

Millet Meclisinden »on intibalar Ahraet Emin kalman VATAN' da yanlığı makalede Af tasarısının Meclisçe reddinden bahisle tasamun reddi mahkûmlar ve aileleri için ağ»» Mr hayal sak ulu olduğunu yazıyor vt diyor kİ:
«Fakat katiye» meyus olmamaları lâzımdır. Bütün partiler at kararında birleşmişlerdir. Bir tek mûfritin manevrası neticesinde kararın ger: kalması nihayet iki aylık oir meseledir Yeni Meclisin af meselesini bir mânevi taahhüt diye kabul e-
Sadık Aldoğan meselesine ge-, ünce; generalin hareket tara hle bir suretle müdafaa kabul cknrz Anayasalım sıkı bir Ra- ı rant! altına almağa calışUğı münakaşa hürriyeti, küfür hürriyeti mânasına gelmez.
Bununla beraber Sadık Aldo-ğan .dört yıldır hep böyle bir Usan kullanan haşarı bir çocuk mevkiinde bulunmuş ve btı tay-kinliği He memleket nizamından çok ziyade kendi şahsma ve partisine zararı dokunmuş-. t ur. Teşrii masuniyet meselesinde ezkıdenbert Anayasanın ru-1 huna aykırı bir müsamaha gösteren iktidar partisinin tanı Meclisin kapanara/a saatte vc Seçimin arifesinde bunu mesele yapması umurui efkâra hiç de has geimiyecekliru.
Stokholm 24 (A.A. )- Güreş federasyonu başkanı Vehbi Emre, dun akşamki final müsabakalarından sonra şöyle demiştir:
«Tûrkiyedcn Stokholm’e hareket etmeden önce, ekibimizin îsveçten sonra ikinci geleceğini tahmin etmiştim ve bu tahminimde yanılmadım.
Takını uncu Türkiyenln en iyi ve tanınmış güreşçisi olan Yaşat Doğu ile takviye edebilseydik. eminim ki birinciliği de kazanabilirdik. Fakat güreş kabiliyetinden başka netice üzeniı-de büyük tesiri görülen bir nokta daha var: O da talih.
Meselâ, 52 kilo finalinde güreşin bitmesine üç dakika kala, âni bir kafa kol kapan İsveçli Johansson, o âna kadar bariz bir üstünlükte güreşmiş olan A’i Yüceli tuşa getirdi- Johansson un zaferinin talih eseri olduğu inkâr edilmemekle beraber, bu. İsveçlinin şampiyonluğunu kıskanmağa sebep teşkil etmez Joh ansson, bütün şampiyonluk boyunda gayet iyi idi- Halbuki Ali Yücel kararsız güreşti ve hakiki kabiliyetini son maçına kadar gnstereracdL
Türk güreşçilerinin Greko -Romende İsveçlilerle hemen hemen müsavi olduklarını ispat etmeleri çok memnuniyet vericidir.
Aldoğanın masunyeti kaldırıldı
mcsi neticesinde sanık oir sene ağır hapse mahkûm edilmiştir.
C.H.P, balosu
Mevsimin en parlak balosu olmak için uzun müddetten beri hazırlıkları devam eden C. H. P. Balosu bu akşam Taksim Gazinosunda verilecektir. Birçok sürprizler ve eğlencelerle dola olan balo sabaha kadar devam edecektir.
(Baş tarafı 1 inci salıifede) 3 arporun ayrı ayrı görüşülme-sini istedi
■ Aldoğan’a söz verildi, o da: «— Bugün Büyük Millet Mec-iisinln tarihi bir gündür» diyerek SÖ2C başladL Anayasanın 17 nel maddesinin birinci fıkrasının milletvekillerini tanı-etiği hakkı izah ederek, millet-Teidllerinin teşrii masuniyet
1 hakkını istedikleri gibi istimal edeceklerini bildirdi. Bu sözler salonda gürültülere vesile oldu Al doğan: «Ya dinliye çeksiniz, yahut, başka türlü beni Konuşturacaksınız.» dedL
Necdet Otanan: «Bizi tehdit mi ediyorsun?» diye bağırdı.
Sok atan Nâzım Poroy, Al-doğanın anayasanın 17 inci maddesiıü anlayış ha kırındaki fikirlerine itiraz etti.
: Millet Partisinden Haşan Dtaıçrr, Sadık Aldoğaı ın müdafaasını yaptL
Neticede birinci rapor oya kondu ve kabul edildi.
Müteakiben ikinci ve üçüncü raporlar üzerinde Tahtakılıe, Otman Nuri Koni konuştular.
Aldoğ-an hakkında yapılan bu hareketin muhalefete karşı Halk Partisi tarafından seçimler arifesinde takip edilmekte elan bir taktik olduğunu iddia ettiler.
Kalan İki rapor da kabul o-lnndu ve böyleco Sadık Aldo-ganin hükümetin ve Cumhurbaşkanının mânevi şahsiyetine lisanen tecavüzden dolayı teş j rii masuniyeti kaldırılmış oldu
Mıisabakalar baştan başa çok güzel geçil. İsveç te bulunmak birim için her zaman bir zevk tir. Takımımız burada:! önümüzdeki çarşamba günü hareket edecektir. Bu arada şehirde gezintiler yapacağız. Bir hayli yorgun olan güreşçilerimiz iyi bir istirahatı hake t tiler.»
Millî Eğitim Bakanının güreşçilerimize tebrik telgrafı
Ankara 24 (A A) — Milli E-ğıtim Bakanı Tahsin Banguoğ-lu, Stokhölm'e giden güreş kafilemiz başkam Vehbi Emre'ye aşağıdaki telgrafı göDdermlf-tir:
•Dünya ikinciliğini kazanan milli ^üreş takımımızın başarısını takdir eder, hepinize tebriklerimi, sevgilerimi sunarım »
Ceîâk Atik ne diyor?
Stokiujbn 2i — Celâl Atik, dünya Greko - Romen güreş bl -tine iliklerinin neticelerinden bahse derken, la kim imiz m ikinciliğe düşmesine üzüldüğünü, fakat tetik hal in bizim olduğunu, bu halin bizim İçin bir ders teşkil etmesi icab ettiğini söyledi. Atik, sözlerini şöyle bitirdi:
«— Bütün dünyaya Llân edin İstikbalde güreş minderinde biz 1 lâk im olacağız.»
(Baş tarafı 1 inci sahil ede)
Yeni Türkiye, evlâtlarının istiklal iradesi, fedakârlık ruhu ve sarsılmak bilmiyen gayretleriyle desteklendiği takdirde, bir milletin neler başarmağa muktedir olabileceğini son 30 yıl içinde bütün dünyaya ispat etmiştir.
Otuz yıl önce Tûrkiyedc inkılâbı kurmak üzere giriştiğiniz mücadele başında — pek İyi hatırlarsınız — daha sonraları Atatürk adiyle anılan büyiık insanın dâhiyane esermin. tam bir muvaffakiyetle sona ereceğini ilk defa İlân eden İtalya olmuştur.
Bn muvaffakiyeti, evlâtlarınızın kahramanca fedakârlık ruhu ve Akdeniz komşularınızla anlaşmakta gösterdiği basiretli İrade ile istihsal ettiniz.
Bay Bakan;
Vatanınıza avdetinizde. Tür-kiyentn hak kazânmış olduğu emniyetli ve verimli barış devresine erişmesi İçin İtalyanın en samimi duygularla mütehassis bulunduğunu söylemenizi sizden rica ederim >
görüldüğünü belirtti. Haşan Po-la i kan ve arkadaşların m buna dair verdikleri takrirler okundu vc reddedildi.
Başbakanın nutku
Bunu mutaakıp Başbakan Şeınseddin O Ünal tay, kürsüye gelerek, bir hitabede bulunmuş ve demiştir ki:
«Çıkarmış olduğunuz yeni Seçim Kanununda .seçimin kanun dairesinde ve taîn bir serbesti He icrasına nezaret vazifesi adalet mekanizmasına bırakılmıştır.» dedikten sonra sözlerine şöyle devam etti:
«— Türk milleti, iradesinin huzur içinde, sükûn İçinde tecellisini istemektedir, önün arzusuna tebaan çok temenni ve ümid ederim W, seçim mücadeleleri ancak prensipler »e esaslar üzerinde cereyan etsin ve dünyaya karşı Türk milletinin, mütekâmil bir millet olduğu ve bu idareye lâyık bulunduğu İspat edilsin
Arkadaşlarım;
Bugünkü cihan durumuna öre, memleketimizin hayati meselesi, yurtta sükûn ve asayişin muhafazasile sımsıkı il-
! gllldir, Bu hakikati Türk milleti. çok esaslı idrâk etmiş ol' duğu içindir kİ, seçimlerin huzur ve sükûn içerisinde cereyan etmesini, vatandaşların en vesveseli İnsanların kalbinde bile şüphe uyandırmayacak bir surette serbesçe verdiği reyin zu-Kurunu istemektedir. Bu istekte hep beraberiz ve bu kanunu 1 tanzim ederken de hu arzunun teslrlle hareket edilmiştir. Hii-kıımctinlz milli iradenin tahakkuk ve tecellisini temin et-1 mek vazlfesLrri deruhte elmiş olduğu İçin ve siz de Htület namına hükümete bu -vazifeyi vermiş bulunduğunu? İçin seçimlerin huzuru sükûnunu ihlâl edecek memleketin asayişini tehlikeye düşürecek hiç bir harekete meydaıı verme -meyi vatani bir borç telâkki edeceğiz. (Bravo sesleri) .ve bu yoldaki azmimizle daima mU-Jete hesap vermek cesaretini taşıyacağız. (Bravo sesleri) Çünkü böyle hareketle ancak milletin iradesini yerine getirmiş olacağımıza kan! bulunuyoruz. iyi, esaslı seıbes bir t deçlm olacaktır- Emelim budur.» I Mütaataben şükrü Sarocoğlu - kısa bir hitabe İle Meclisi kapa-• di.
*
Mareşal a prostat ameliyatı yapılacak Mareşal Fevzi Çakmak, mü-davl tabiplerinin fcosüliavyo-nundan sonra tekrar Teşvikiye . Sağlık Yurduna yatırılmıştır Mareşal* on gün sonra ikinci prostat ameliyatı yapılacaktır. .
Mîllî oyunlar elapimiz
Erzurumdan ve Kastamonu-dan seçilen 9 kişilik «Türkiye Milli Oyunlar Eklpl» dün Trabzon vapuriyle Fransa ya gitmiştir. Venedik Festivalinde birinciliği kazanan bu ekip, 11 nisanda Fransada ve 15 nisanda da İspanyada yapılacak olan festivale iştirak edecektir.
VEFAT
Merhum İzmir Defterdarı Ahmet Besim Beyin refikası. Dr. Tevflk İsmail Gökçe, Veteriner Osman Kayalı ve Dr. Yakup çe-İcbl'nin kayınvalideleri. Dr. Ümld Kırdann büyük kayınvalidesi sallhati nls-vandan:
AZİZE KAVALI hanımefendi, Hakkın rah. metine kavuşmuştur. Cenazesi 26 Mart Pazar günü öğle namazını mütaa-kıp Teşvikiye camiinden kaldırdarak Zlnclrlikuyu-da, Asri mezarlıktaki ebedi lstlrahatgâhına tevdi edilecektir. Mevlâ rahmet eyliye.
Çelenk gönderilmemesi bilhassa rica olunur
Dışişleri Bakanımızın cevabı
Dışişleri Bakanımız Necmed-dfn Sadak, Kont Sforzanm nutkuna cevap vererek demiştir ki: «— Türkiye, İtalyan milletinin çalışta* sahasında gösterdiği sebalı, verimli enerjiyi, teşkilâtçı büyük ruhu ve onu başka milletlerden ayıran yükselt mânevi fanleileri daima takdir etmiştir.
Bay Bakan; medeniyetimizin ilerlemesini sağtayaeak olan Avrupa barış ve işblrıiğl eserine fayda bahşedecek İtalya - Türkiye dostluk siyarelîne çok güzel bir ifade üç temas ettiniz.
MHlelterarası barış ve işbirliği yüksek idealine kuvvetle bağlı bulunan Türkiye, İtalya hükümetinin görüşlerine lama-miyle iştirak eylemektedir.
Memleketim hakkında izhar lûtfunda bulunduğunuz asil duygular beni eok mütehassis elti. Âlicenabafie sözleriniz kalbimde derin akisler bıraktı. Bu sözler, bu doit millet için Tür-kiyede beslediğimiz hislere tamamen tekamül etemktedir.
Akdeniz devleti olan asil sulh davasın* kuvvetle buğlr bulunan İtalya gibi Türkiye de. müş terek menfaatlerini idrâk eden bütün sahildar devleltlerin, milletler arasında yakınlaşmanın sağlam temeHertnl kuran fikir teatisine Te ‘.'.-tihsal mübadelesine yol açmalarını hararetle temenni etmektedir.
İtalyan m i İletin İn hakettiği emniyetli ve feyizli sulh devresine kavuşması temenlsinl izhar ve ifade ederken bütün Türk milletinin hislerine tercüman olduğuma eminim ■
toplantıya çağıracağım. Komisyon bu iş ile meşgul olacastır. En iyi plânia ucuz ve temiz evler yaptıracağız. Bu suretle az gelirli vatandaşları ev sahibi yapacağız. Bu evler 20 sene (aksitie satılacaktır. Şehir Meclis), bu evlerin inşası, satışı ve ya kiralanması hakkında bir talimatname yapacaktır. Bütün faaliyetimiz bu talimatname çerçevesi dahilinde olacaktır.*
Pasaport kanunu
(— İstanbul için ikinci mühim mesele pasaport kanun u-nıınun bazı maddelerinin değiştirilmesidir.
Bu yeni tadilâtla vaktiyle memleketimizden her hangi bir sebeple ayrılmış ve vatandaşlık sıfatını kaybetmiş olan, fakat içlerinde Türkiye hasreti bulunanlardan turist sıfatı He yılda en çok dört ay kalabilmek üzere Türklyeye gelebilmelerine müsaade edilmiştir *
(Baş tarafı 1 inci sahifede) Meclisin ve hükümetin Istan-bulun cn esaslı bir ihtiyacını. Meclis gündeminin çok yüklü olduğu bir günde büyük bir müzaheretle karşılamasından çak mütehassis öe müteşekkir Olduğumu Sizin »sılanızla dUy ıtrin ak İsterim.»
— Bu evler nasıl olacak ve bu iş İçin ne miktar tahsisat ayrıldı?
«— Bu iş için dört milyon liradan fazJa tahsisat aldık. Paramız ellmizded'r. İcra safhası-ne hemen geçeceğiz. Tabiî bu İş bir takım haz.)ıklan İcap ettiriyor. Bunlar derhal yaptırılacaktır. Bize verilen para mü-tedavll bir sermaye olacağı içltı dalma yeni evler yapmak imkânına sahip bulunuyoruz. İlk partide en az lbûo ev yapabileceğiz.»
— Bu evler nerede yapılacak?
«— Şehrin müsait bulduğu-ğumuz .vahalarında, önümüzdekİ hMta mesken «omtaonuan I müstesnadır. Gerek İktisad: sebeple, gerek milletler arası mû-nasebetler. gerekse İnsan hak-| lan beyannamesine iştirak imiz İ bakımından turizm hareketleri nj kolay taştırmak yününden bu kanunun şehrimiz için de ne derece mühim olduğunu takdir
BORSA
İstanbul Beraatının H/VlOiO
ESHAM VE TAHVİLAT
% f FAİZLİ TAHVİ1.LEH
Sivas - Erzurum I
Sivas - Erzurum î-1
İHI Demiry&hj j
İMİ Demiryolu U
İMİ Demiryolu LU
Milli MüdAfaa
Milli MUdsfaa H
Milli Müdafaa İli
Mi Ut Mfidalaa IV
SUJS
cıerece mutum uıuuguııu uiauii «i «5 edersiniz. İstanbuia gelecek bu 20ü , eski vatandaşlardan SarıyeriD nT5 suyunun. Kayserinin pastırmasının hasretini çektiklerin! her seyahatimde dinlemişindir. Bu kanunla yurda tekrar dönerek hasretini çektiklerini eski yurtlarında nostaljilerini tedavi e-dec eki erdir.»
T lirizmi kolaylaştı-
ran kanun
' «— îstanbulu alâkadar eden
üçüncü mühim kanun, Turizmi kolaylaştırma kanun udi» Turizm danışma kurulunda hazır-Lanmış ve hükümetçe istenmiş
2090
21.10
SAHRAFLAHDA ALTIM
cukicn Türk lirası
111.—
duklarını bildiren notalar teati olunmuştur.
Andiaşmamn İmzası ve notaların teatisi. İki Dışişleri Bakanının görüşmeleri sırasında müşahede olunan Roma ve Ankara hükümetleri arasındaki müşterek menfaat ve hedefleri aydınlatması itibariyle siyasi bir mâna ve kıymette ifade eylemek 'te, iki Dışişleri Bakanının Av-
mîştlr.» 1
Balıkhane Belediyeye geçtî
«— Öteden beri şehrimiz için çok mühim bir iktisadi tesis o-la.n Balıkhane, 400.000 lira fonu He birlikte belediyemize geçmiştir. Saydiye vergisi de yeni kanunla kaldırılmıştır. Balıkhaneyi belediyeye geçmekle şehrimize faydalı yepyeni bir İktisadi tesis olarak tanzim edeceğiz.»
Valinin namzetliği
«— Acıbademdeki Emniyet sanutoryumunun bitişiğindeki arsayı da Sağlık Bakantığuıın verdiği 20 bin 11ar İle satin alıyoruz. Bu suretle sanatoryumun genişletilmesini temin etmiş bulunmaktayız. Bu vesUe ile İstanbul gazetelerinden birinde çıkan Eskişehir? ait yazıda benim, önümüzdeki seçimde Eki-şehlrden nâmzetllft'ml koyacağımın onhts mevnıp olduğunu okudum. Bir kere r.aha açıkla-nıak isterim ki gö.'.ıpmü verdl-hl2metinde hemşcrUerl-be (ten dikleri
Neşredilen resmî tebliğ
Ankara 24 (AJk) Resmi
tebliğ:
Türkiye ile İtalya arasında dostluk, sulh ve adli uzlaşma ■ andtaşması bu akşam Chigl sarayında Türkiye Dışişleri Baka- ı . _ . ..........
ru Nccmeddln Sadak ve İtalya rupa çerçevesi İçinde daima da- ' gjm şehrimizin Dışişleri Bakanı M. Sforza ta-'ha genişlemesi arzusunu besle- hükümetin ve raflarından imza edilmiş ve ay-! dikleri müşterek dostane lşblr- mln çalışmamı ____
nı zamanda Türkiye ve İtalya J ligi gayesine cevap vermekte ve müddetçe Vali ve Belediye reisi hükümetlerinin en kısa müddet (mille 11 er arası sahada gittikçe olarak vazifeme dı-vum edece-zarfındn bir kültür sözleşmesi belirmekte otan yeni temayül- ftimi ve siyasi havain e» akdini taahhüt etmekte bulun-' 1er)e ahenkli bulunmaktadır. 'eeğimi söylemek ilerim.
Created by free vçrsion of 2PDF

i
T
Sahlfe 3
Vç tokadın felsefesi
Bazı gazeteler bir haber verdiler. Şehrimizde dedikodusu hâlâ devam ediyor. Rasgelen tahminler yapıyor, tahliller yürütüyor.
Ben de dayanamadım. Düşüncelerimi aşağıya yazacağım.
Yazmadan önce, (hangi ecnebi diplomatmış? Hangi sosyete bayanı imiş?) diye tahkikata girişebilirdim. Fakat sonra, düşündüm ki: Neme Lâzım belki ahbap çıkarlar da mevzuumdan olurum.
Onun için,, selemetüsse-lâm. gazete haberini sütunuma naklediyorum:
Ankara'da bir elçilikte cereyan eden hâdisenin akisleri hâlâ sürüp gitmektedir. Tanınmış bir aileye mensup genç bir bayan, bir elçilik kokteylinde, bir ecnebi diplomatı tokatlamış tır. Hâdisenin mahiyeti şudur:
Kokteylde, genç bayan. İngilizce görüştüğü ecnebi diplomatın, »Türkçe bilmem» (I) demesi üzerine «Mademki bu memlekette bulunuyorsunuz, Türkçe öğrenmeniz lâzımdır» cevabını vermiş. Ve Türkçe konuşmağa başlamış.
Diplomat ise: «Çok müfrit milliyetçisiniz» cevabını vermiş, Genç bayan: «Evet, öyleyim.- demiş. Ecnebi diplomat: «Esasen tipinizden anlaşılıyor. Bir Moğol'u andırıyorsunuz» (II) mukabelesinde bulunmuş.
Bu sözlere sinirlenen (III) genç bayan, diplomata bir tokat atmış. Yabancı diplomat. bu tek lokata iki tokatla mukabelede bulunmuş. (IV)
Kokteylde hazır bulunanlar kadar bütün AnkaralIlar da hayrette kalmışlar. Bu hâdiseyi mütaakıp, davetli* leı. eşlerini alıp elçiliği ter-ketmişler. (V)
Dedikodusal incelemeler:
(I) Bu «mademki - mantıki değil! Zira, bir diplomat. vazifelen gittiği her memleketin dilini öğrenmeğe mecbur değildir ; zaten bu mümkün olamaz. Çin'e, Hind'e, Patagonya'ya. İran'a, Finlandiya’ya, Macaristan'a, Norveç’e, ilh... Altışar ay gönderilmiş olabilir. Şimdi de Türkiycdedir. Kaldı ki, (Vatandaş Türkçe konuş!) ihtarına hacet kalmaksızın, şimdi artık, kendi sınırlarımız içinde Türkçe, eskisine nazaran epey gelişti. Umumi yerlerde bizi sinirlendirmiyor. Hususî yerlerde de biz sinirlenmiyelim. İnsaf edilsin: Bizim ner yabancı memleketteki memurumuz yahut vatandaşımız, ora dilini öğrenebilmiş midir? Hacet de var mıdır? Müfrit zihniyet, işte böyle bastan kara oturur.
Veremli hastalar
İstanbul telefonları
Y aygaracılar
Hastanelerde tedavi görecekler
Veromll hastaların hastanelerle sanatoryumlara kabul edilmesi işinin tanzimine karar verilmiştir. Şimdiye kadar umumiyetle hastaların, isimlerini müteaddit mücsseselere kaydettirerek hepsinde sıraya girmekte oldukları ve bir yere yattıkları halde dahi diğer biri nıilessesede sıra bekler vaziyette göründükleri anlaşılmıştır.’ Bu yüzden de yalnız bir yere ismini kaydettirerek sıra bekleyen hastalar yer bulamazlarken. bir yere yatıp 3 ilâ 6 ay yattıktan sonra çıkar çıkmaz diğer bir müesseseye yatan bir çok veremlilerin mevcudiyeti anlaşılmıştır
Bu hale nihayet vermek maksadlyie dün biilün hastanelerin baş heklmlerile verem mütehassısları Sağlık ve Sosyal Yardım Müdürlüğünde müdür Doktor Faik Yargıcının başkanlığında toplanmışlardır. Toplantıda bu mesele üzerinde durulmuştur. Neticede bir hastaneye yatmak isteyen veremli hastaların Sağlık Müdürlüğü ' tarafından sıraya alınması ve boşalan yataklara bu sıra gereğince hasta sevkedilmesl muvafık görülmüştür. Bundan sonra hastaneler ve sanatoryumlar hasta kabul edemiye-cekler ve ancak Sağlık Müdürlüğü tarafından gönderilen hastalan yatıracaklardır, Bu yeni usulle daha çok hastanın I tedavi göreceği tahmin edilmektedir.
Yedikule verem hastanesi
Geçen Cumartesi günü açılan | Yedikule verem hastanesine i henliz hasta alınmamıştır. Daha ziyade hususi teşekküllerin, yardım ve gayretlerHe vüçude gelen bu 300 yataklı müessese-nln soba ve yakacak masrafları hayli paraya mütevakkıf olduğu İçin havaların biraz daha ısınması beklenmekte İdi,
Millî küme maçları
Muhtelif şebekeler, tevsi ve takviye ediliyor
Fenerbahçe bugün İzmir
şampiyonu ile karşılaşıyor
Galatasaray - Demirspor, Beşiktaş - Gençlerbirliği maçları da büyün Ankarada yapılacak
Milli Eğitim kupası maçlarının ikinci hafta karşılaşmalarına bugün Ankara ve tstan-bıılda devam edilecektir Tesbit edilen programa göre İzmir-
■s
ha ziyade hususi teşekküllerin'^'11 Göztepe 11e Altay şehri-
mizde Fenerbahçe ve Vefa ile maç yaparken Ankaravı «Men GoJatasarayla Beşiktaş Demlr-spor ve Gençlerbirliği ile karşılaşacaktır.
Günün programı şudur- İs-tanbulda Vefa - Altay, Fencr-9U.a» . î “ Göztepe, Ankarada
a^v^tte^oTanlann^mev-l^’n'asaray ’ Demlrspoı Be-cudiyetl gözönünde tutularak 3llcta-î - Gençlerbirliği Bu a-hastaneye ay başından İtibaren [ stadının dlnlenal-
hasta yatırılması k-rar!"’»’ rilmesl de düşünülmüş vc Be-rılmıştır. Bu hastaların soğukta kalmalarının mümkün olmadığı düşünülerek hastaneye soba kurulmasına karar verilmiştir. Dün gönderilen sobacılar işe başlamışlardır.
Fakat veremli hastalar arasın-(’anbul da sıra beklemiyecek derecede, bahçe
Dünkü vaiz
Vaiz Ürfalı Mahmut Kâmil Tekerin
mevızası
şehrin telefon1 takviye
yaptıkları dört sıkı maçtan ne de olsa yorgun bir vaziyette dönmüşlerdir. Bu yorgunluğun oyunlarına tesir edip etmlyc* eeğini bugün anlayacağız. Bu arada bu seyahatin Milli kümenin arifesinde yapılmasının doğru olmadığını da kaydetmeden geçemlyeceğlz.
Saat 13,30: Vefa - Altay. Hakemi: Reşat (Ankara». Saat 15,30: F. Bahçe- Göztepe. Hakemi: Muzaffer (Ankara).
Boks maçları
Dün, İstanbul halkına musallat olan dilencilerden bahsetmiştik. Müziçler zümresine dahil bir de seyyar çalgıcılar var. Bu, dilenciliğin güya biraz daha mütekâmil bir şubesi. Sözde emek mukabilinde para kazanıyorlar.
Bugün istanbulini köşesinde bucağında radyo girmemiş çatı altı pek azdır. Hele son zamanlarda taksitle alış veriş başlayınca radyo satışları hızlandı. Herkes taksitli borcu göze alarak bu medeniyet vasıtasından istifadeye çalışıyor. Sokak a-raiarındaki mahalle kahvelerinde bile radyo var. Fakat seyyar çalgıcılar gene faaliyete devam ediyorlar. Kimisi ikişer, üçer kişilik gruplar halinde, kimisi tek başına kahve kahve dolaşıyor, geceleri koltuk meyhanelerini de ihmal etmiyorlar.
Eline kınk bir keman, delik bir def, çatlak bir ud alan, saz sanatkârı kesiliyor.
Evvelâ dışarıdan alnını cama dayayıp etini gözlerinin yanma siper ederek kah vehanenin içine uzun uzun bakar. Müşteri kalabalığını gözüne kestirdi mi, içeriye dalar. Dört köşeyi dikkatle süzdükten sonra boş bulduğu iskemleyi kenara çekip oturur, tıngırtıh, cızırtılı a-kord fazlı, sürekli öksürüklerle gırtlak temizliği ve ardından bir yaygara. Meded Yarcsulâllaİı! Tüyleri diken lendiren tel gıcırtıları, kulak zarlarını t irim tırım yırtan cırlak feryatlar. «Nedir bu gürültü?» diye başını kal dınp da bakmayagör. Kendisine çevrilen şaşkın, bezgin nazarlar, kırık kemanlı sanatkârı büsbütün teşvik, tahrik eder! Coşar, yaş çe-kîşleri sertleşir, ses perdeleri alabildiğine yükselir. Gürültüyü dinleyebilenc. çalıp söylediğini anhyabilene aşk olsun! Kâh kendi feryadı, tel gıcırtılarını bastırır, kâh yav cazırtıları hırıltılı gırtlak nağmelerini boğar. .Ara sıra verdiği kısa fasılalar, sözüm ona makam, fasıl değişikliğine alâmettir amma yaygaranın tonu hep aynı* dır.
Kendi ağa keyfi tamam olunca tam bir sanatkâr a-zemetile kalkar, sol elinde çalgısı, sağ elinde bir fincan tabağı, masa masa dolaşır, ■sterseniz görmemezlikten geliniz, yüzüne bakmayınız. Tabağı burnunuza dürter.
Ticaret serbestir. Haydi bunu da bir nevi ticaret sayalım. çalsınlar, söylesinler, kazansınlar. Fakat çalacaklarını. söyliyeceklerini evvelâ bir parçacık olsun kendileri öğrenseler de. alacakları parayı lâyıkıyle hak ede-meşeler bile hiç değilse müz iç yaygaralarile halkın huzu runu bozmasalar bari.
Cemal REFİK
P. T. T. İdaresinin muhtelif kısımlarında şebekelerini tevsi ve için giriştiği faaliyet devam et-m ekledir. Bu arada Şişli santralına 3000 abone İlâvesi işli bitirilmiş, fakat müteahhit firma eski tesislerle yenilerin hemahenk çalışmasını bir türlü temin edemediği için yeni servis de İşletmeye açılamamıştır. Firma bir kaç ay-danberi bu iş için uğraşmakta olup P. T. T. uzmanlarının da yardımıyla yakında müsbet bir neticeye varılması beklenmektedir. Diğer taraftan Beyoğlu santralına 1200 yeni abone ilâvesi isi de bitirilmiş olup bu yeni kısım yakında işletmeye açılacaktır. Kadıköy santralına da 1200 abone İlâve edilmiştir. Ancak bunları evlere ulaştıracak olan toprak altı şebekeleri peyderpey yapıldığı için Kadı köylüler de bu yeni ilâvelerden peyderpey İstifade edeceklerdir. İstanbul santralına ' 4000 abone İlâve edilmiş toprak altı şebekeleriyle İlkte bu aboneler tevzi mekle ve haltın bir kolu Aksa-raya doğru uzamaktadır.
Mahalli çaptaki bu tevsi ve takviyeler yapılırken bir yandan da mühim santraller arasındaki jonksiyon kabloları takviye edilmekte, böylece santralar arasındaki konuşmalarda vuku bulan bağlantı gecikmelerinin bertaraf edilmesi hedef tutulmaktadır. Bu maksatla İstanbulla Beyoğlu arasında geçenlerde atılmış olan 500 çiftlik yeni jonksiyon kablosunun bir lusmı servise girmiş bulunmaktadır. Yeni kablonun tamamı yakında servise girecektir. Bundan başka yine İstanbulla Kadıköy sant-ralları arasındaki görüşmeleri kolaylaştırmak maksadıyla Sa-rayburnundan Salacak sahiline birer kablo atılmış olup şimdi bu kablonun Salacaktaki ucu î-oprak altından Kadıköy santralına doğru döşenmektedir.
Bu İşler bitince şehrin umumi telefon görüşmelerinde büyük bir ferahlama kaydedilecektir,
da olup blr-edll-

Bu akşam yapılacak maçlar, çok çetin olacak
kararlaştı- rilmesl de düşünülmüş ve Beti a 1 den Terbiyesi müdürlüğünün isteği üzerine cumartesi maçlarının İnönü stadında nazar maçlarının Fenerbahçe stadında yapılmasına karar verilmiştir. Bu karar bu haftadan itibaren tatbik edilmeğe canlanacaktır.
İki senedenberl Milli küme maçları yapılmadığından An-' -kara ve İzmir takımlarım ya- Sergi sarayında yapılacak kar-kmdan görememiştik. Gecen1 şamaların hemen hepsi ge-hafta Ankara takımlarını gör-jck AvusturyalI ve gerek Türk mek kısmet oldu. İki seneden-'boksörleri için birer beri bariz bir ilerleme kaydet- maçıdır, memlşler. Her zaman olduğu ilk olarûk 51 kiloda gibi enerjiye dayanan bir tem- ‘ boksörleri arasında en -----
İçlerinle sayılan Hallt Ergönül Avustur-rnu- yah Gausterer İle yapacaktır, w:ır İlk karşılaşmasını M kiloda 'vanan Hallt bu firece kilo dûs-ta. tüğünden 51 kiloda dbğıişecek-
Şelırlmizde bulunan AvusturyalI Klâgenfurt boks takımı üçüncü ve son karşılaşmasını yine takviyeli İstanbul boks ihtisas klübü boksörkrile yapacaklardır.
Bu gece saat 21 de Spor ye
revanş
Ürfalı
Meşhur vaizlerden Mahmut Kâmil Teker in Cuma namazını mütaakıp Beyazıt ca-
Tilrk teknik
nlk boksörü muhakkak kİ Kuh-lergerdlr.
Yedinci ve son müsabaka AvusturyalI AmeLsblchJer He GalatasaraylI Enver aracında yapılacaktır. En verin son zamanlarda çok İyi idman yaptığı söylenmektedir.
tşte bundan dolayıdır kl bu gece yapılacak karşılaşmalar, evvelce yapılan iki karşılaşmaya nazaran daha heyecanlı ve zevki] olacağı şüphesizdir.
Haluk SAN
RADYO
13.57
13,00
13.20
' .. . • mllnde vaiz ve nasihatte bulu-
( 11) Söylenişten !,öylem- „ mMtüIûk nmrimd.il
fiırk vardır l(-7vıflp mİ
şe fark vardır. Tezyifle mi söylenmiş? İltifat diye mi? Gerçi, finaldeki çifte tokat. kötü şüpheler beslememize bir ip ucudur.
(III) Vaaay, işte bu fena'. Eğer müfrit değil de mutedil milliyetperver ılsaydı, kendisine, şu anda »izim ü-zcrinde yasadığımız toprakların tipinden gayri bir tip verildiğine mutedil şekilde içerlemesi mâkul olabilirdi. Ve, itidalli bir nükte ile bu meskük taarruzu savuştura-hilirdi. Meselâ şöyle diyebilirdi: «Zâtıâlrniz de bir Nor-dik balıkçıya benziyorsunuz.» yahut «Ekselans! Bir Lâtin korsanını andırıyorlar.» Hülâsa, ecdadın aksaklıkları üzerinde mukabil telmihler mümkündü. Ve genç bayan, yelpazesini sallaya rak sırtını dönebilirdi. Da ha miisait bir kavalye seçebilirdi. Ayak üzerindeki kokteyl partiler pek dinamiktir. Zivafet sofraları tarzında, bir dam'ı, iki kavalyenin çapraz muhaveresi arasına çivilemez.
(IV) Musevî yahut İslâmî bir devletin mümessili ise. bir t »kata iki tokat, eh. yine felsefeye uygundur. Fakat bir kadının narin bir tokalına. kuvvetli cinsin cifte to-katı, diplomatik anallcrde ve teşrifat kaidelerinde faul dür. Kaldı ki, eğer Hıristiyan! bir memleketin mü-messilleripdense, «İsa'nın öğüdünü nittin?.. öbür ya-1
halka bildirmişti. Vaiz dün va'zını vermiştir. Kurandan bir sûre okuduktan sonra ezcümle şunları söylemiştir:
«— Zeyt demek .doğru yoldan giderken birdenbire sapıtarak dalâlet kuyusuna düşen İnsan demektir. Bu gibi kln-seler dünya ve ahrette ftzab İçinde kıvranırlar. Onun için doğru yoldan ayrılmayın. Zekâ ve mantığını Allahın gösterdiği yolda kullanmayıp da kendi başına doğruyu bulacağını Iddl-a edenler dalma dalâlete duçar olurlar. İşte Avrupa gözümüzün önündedir. Onlar Hak yolundan gitmedikleri İçin dalma felâketlere uğradılar Fennin terak-klyatını kendi haris menfaatlerine âlet ettiler. Bu yüzden de birbiri ardınca patlayan hareler Avrupayı harap ve perişan etti Ergeç onlar da Kur’anın gösterdiği doğru yola geleceklerdir. Müslümanlık, birbirinin kardeşi olan ve doğru yoldan ayrılmayan İnsanlar topluluğu demektir.»
■muuHinımun
1 nağını ne demeğe çevirme din?.»
1 (V) Mamafih, eşlerini kol-
. larına takıp kokteyli terke ! den sayın kavalyeler de haşin nıiinekkidlertniş. Müsa-
- inalınlı olmalıydılar: Bu
çapraşık dünya siyaseti, hangi diplomatta »îsab bıraktı? Biz o âlemin dışındakilerin bile sinirlerimiz, po-
I litika oyunları ile bu derece zedelenmişken.,
(Vâ-NÛ)
po 11e çalışıyorlar, kaleci Necip gibi ferden vaffak olan elemanlar -----------
Fakat gecen seferki yazımızda yop^u Hallt bu gece kilo düş-da söylediğimiz gibi hürle ta- fi’ k,İAHa
kunlurla temas yapmadıkinrm- t,r-
ikinci müsabaka 5( kiloda oynamaktan AvusturyalI Kııster He Recep ............ a- arasında salı gecesi aym kllo-
leyhlerlne oluyor. Böyle olmak- J da yaptıkları ve berabpro bi-ia beraber İstanbul seyahatle- ten maçın rcvan.p olacaktır, rinden enerjileri sayesine! ■ bir | Üçüncü müsabaka 58 kiloda galibiyetle dönmeğe muvaffak AvusturyalI Eberhard ile Aptl oldular. Öyle tahmin ediyorum arasında yapılacaktır, A>'ustur-kl Ankarada daha güzel maç- yal) Hk maçında Hüsnüy? sayı lar çıkaracaklar ve Beşilıtaşla He, ikinci maçında da Stavrl-Galatasaray kazanmak için çok dişe nakavt Ue yenilmişti. Bu çalışmak mecburiyetinde ka^ bakımdan bir üstün kiloda dolacaklardır. |ğüşecek olan Aptl ile yapacağı
Bugün şehrimizde yapdacak mııc ha5/U enteresan olacaktır, karşılaşmalarda da İzmirli! Dördüncü müsabaka 02 ıcllo-futbolculan
dan yabancı sahada yabancı seyirci önünds mütevellit durgunlukları
İzmirli | Dördüncü müsabaka 02 küo-görcceğlz. tzmlr da AvusturyalI Müller ile İnkl şampiyonu Goztepcnln güzel arasındaki maç geçen hafta ve deplasmanlı futbol oynadı- cumartesi gecesi yaptıkları ve ğuıdan bahsedilmekte İse de Taktnto sayı tıes atolle kazandı-hen-iz bu hususta kati bir ka-"6i maçın revanşı olacâktır nnatlmlz yoktur. Bunu ancak. Beşinci müsabaka 37 kiloda bugünkü maçları seyrettikten AvusturyalI Krıucner ile Garbls sonra anlayabileceğiz. Mama - arasında, geçen hafta cırnar-flh eskiden kalma görgüye Is- tesi gecesi yaptıkları ve bera-tinaden İzmirli süratli, enerjik ve mücadelell' bir tempo İle çalıştıklarını söy-llyebillrlz, Bugünkü maçlar İçinde en miihlm olarak İzmir şampiyonu Göztepenln İstanbul İkincisi Fenerbahçe ile yapacağı maçı görmekteyiz. Çünkü Fenerbahçeliler on beş gün düren uzun ve yorucu bir seyahatten ve bu müddet içinde
I


çocukların bere biten maçın revanşı ola-_—»_ı_» ca|.lır
Altıncı müsabaka 73 kiloda AvusturyalI Kohlerger İle Ga ■ latosaraylı Ayhan arasında geçen salı gecesi yaptıkları ve berabere Hân edilen maçın rövanşı olacaktır.
Avusturya takımının en tek-
Türk felsefe derneği kuruldu
Şehrimizde felsefe ve sanatla uğraşanlar felsefe düşüncesini yaymak gayesiyle bir dernek kurmuşlardır. Dün İlk toplantısını yapan bu demek fahri başkanlığa Ord. Prof. Mustafa Şe-kip Tunç'u seçmiştir- Dalış sonra yönetim kurulu seçimine geçilmiş ve başkanlığa felsefe profesörü Macit Ookberk, başkan yardımcılığına Prof. Vehbi Eraip, sekreterliğe Nermi Uyar. saymanlığa Bedla Akarsu üyeliklere de Prof. Hilmi Z’ya Ülken, şair Salâh Birsel, Suat Yukup Baydur oybirliğiyle seçilmişlerdir.
Dernek yönetim kurulu önümüzdeki günlerde tekrar toplanarak programını* hazırlayacaktır.
İSTANBUL RAPYOSD
öğle ve akşam programlan
Açılış ve programlar Haberler
Sinema saati Konusun- Sezai Solelli.
HM Yurdun her kösesinden deyider ve t.Orküler. Tctlip vb İdare »den: Nedim Otyuın.
M,30 Saz eserleri şarkı ve türküler. Ok»yan: Scmlh.ı Coşar. Çalanlar: Necati Tokyay. Yorco Ba-canoı, Ercüment Batanay.
MAS Atom enerjul hakkında. Konuşan; Ord. Prof. Salih Murat Uz-dllek.
15.00 Memleket t(lrkWerl. Okuyan ve çalan: Fahri Kayhan
15.15 İnönü ıiaduıoan naklen milli cûıtjrn kupa» maçlarının yayını,
17.57 Açılış ve pr_rraralar ı«,oo caz mütJii «?!.►
38.30 Dünya Gençlik t*}kU4Unin İJ-birlİSt Konuşalı: Cihat Baban.
16.30 Rumba. Samba Konga ve Tangolar «Pl,»,
18,-15 Haftanın prozrnmı.
10.00 Haberler.
10.15 Dans müzlfl (Pİ.».
10,20 Dans tndziAİ.
30.2Ş Ruçlıan Çamavdan car sarkılan.
Şarkı ve türküler Okuyan: Hamiyet Yüccıes. Çalanlar: Hakkı Derman. Şerit içil, İsmail TeıçlU.
20.13 Radvo saloıı orkestrası konseri.
20.15 Varyete müzlg! ve kabar» şarkıları «PL».
21,00 Spor v» Sergi ^rayından naklen Türk - Avusturya boksörleri rır xvındak| milzabakalnrın yayını. Mnçlarn hitamında normal programın devamı.
22 00 Dans orkestraları (teçldl «Pl» 22.45 Haberler
23.130 Çeşitli hafit m ürik .Pl»
23 30 Dans müzlit «Pl»
24 00 Programlar ve kapanış
ANKARA RADYOSU öğle ve akşam p t uğranılan Açılış ve program
M, S. Ayarı ve (radyo salon orkestrası) haberler
Klinik saz eserleri öile gazetesi SMfalar Cumhurbaşkanlık» Armoni mliıiknil.
Sen parçalar «Pl» Konuma (Spor n a herleri). Kayın mektupları, akşam programı. hava raporu vc kapanış. Açılış vc program.
ayarı ve Çoruk saatL müziği «Pl.»,
10.43
YEDITEPE1
15 günlük Sanat ve Edebiyat gazetesi İllüstrasyon kâğıdına renkli lüks bir baskı 1 Nisanda çıkıyor.
Fiyatı 21) kuruş.
. Posta K
S T A N
z AYDA 10 LİRA TAKSİTLE
Merinos kumaşından ısmarlama elbise 135 liradır. Mahmudpaşa, Kapahçarşı kapısı yanında
■ Â H A D I) İN KAKA KASLI
I
Ankara radyosunda radyo ile İngilizce dersleri
Milli Eğitim ’ Bakanlığının tasvibi İle, elan Ingiliz BBC radyosunda verilen «radyo ile İngilizce, derslerine de Nisan ayının Hk haftasında Ankara radyosunda başlanacaktır. Kesin tarihi aynca bllnirHecektlr.
Hail hazırda bu öğretim usulü bir çok memleketlerde büyük bir muvaffakiyetle tatbik olunmaktadır. Ingtllzce öğrenmek İçin çLmclLkl halde öğretmen kıtlığı dolayısUe mevcut olan zorluk «radyo ile İngilizce» sayesinde giderilebilecektir..
Türk ocağında konferans
Fatih, Horhor Cad. No. 150 Türk ocağı salonunda 25/Mart/ 1050 Cumartesi günü $aat 16 da Türk ocağı reis veldll Dr Haşan Ferld Cansever tarafından »Hayatın gıda He yakın münasebeti» mevzulu bir konferans verilecektir. Herkes gelebilir.
M. S. ayarı Haberler. Gesmljtc BuiiUil yurttan Sesler.
10.43 Çeşitli sotolar «Pl*.
20.15 Etadyo Gözetesi
20,30 Scröi’S »nal.
20.35 İncemi (Nihavent faslı), ît, 15 Müil't, «Pl.».
22.00 Konuşma
22.15 Karısın Şarkılar
22.15 M S. ayarı vc Haberler.
23,W» Cai otkcstralrırı ReçitU «PL». 23^0 Program ve kopanı*.
Dünya güreş şampiyonası
Çoban Mehmet, M. Akifoğlu
Tavukçuluk ziraatın en çok kâr getiren şokesidir

Tavukçuluktan yumurta yetiştirmek veya yalnız et veyahut cins damızlıklar ve si» tavukları yetiştirmekle istifade edilir
Yazan: Cafer Fahri nİKMEN
Tavukçuluk çok kârh bir sanattır. Ancak bilmek şarttır. Ve elde edilecek kârnı miktarı bilgiye baghdır. Mahir tavukçular mutlak yüzde cih kâr temin ettikleri yapılan bir çok tecrübeler tte tebeyyün eylemiştir.
Tanıkçuluk sanat mı öğrenmek kotay bir iştir. Kadın erkek, genç, yaşlı herkes öğrenip yapabilir. Tavukçuluk hakkında brfinmesi gereken bilgi az miktarda tavuk besleyenler He büyük mikyasta tavukçuluk yanarak olanlar için birdir,
ravukçuhık sanatı amefi ta-vukçnhJk mekteplerinde ve tavukçuluk yapan büyük eifl-Hklert» muallim ve mahir tavukçular tarafından yapılan işleri görmek ve ders atmakla crrmttebfifr.
Bizde henüz bu gibi tavuk-nıluk mektepleri olmadığından tamkçulttk yapmak arzusunda olanlar tavukçuluk ki’.ap-larma müracaat etmek zo-Fimdaclrrlnr. Bu sebeple son zamanlarda çok tekâmül eden tavukruluıhın yeni usullerini gösteren iyi bir kitap seçmeh-dn-ler. Her hardr tavukçuluğu öğrenmeden işe başlamamah-(tn Ve ite ufaktan başlayıp ya aş yavaş iteri götürmek lâ-m» ıdır
trrupa ve Aoıerikada vt krııhık yapanların hrr sene gcırdâktan geör ve gider büt-c-teri goida geçirtörse serma-•enia faöi ve eskime masrafı Aktıktan sonra yüzde otuzdan Aliye kadar kâr bıraktığı fcgö-rüiuyer.
Amerikada geniş çiftliklerde yanuırta için beslenilen torak-tardan bir tavuğun senede tur lraç-ık dolar kâr bıraktığı resmi istatfetarJec İle ilân edilmiş-
tarh olabilir. Yalnız cins damızlıklar yetiştirmek İç üz (ok mahir olmak, gerektir. Avrupa Ve Amer ikada cins damızlık kümes, hayvanları yetiştirip satan hususi şirketler tarafından açılmış yüzlerce müesseseler vardır. Resmi tavukçuluk mü-esscselcri en ziyade tavukçuluğun daha ziyade ileri gitmesi için her türlü araştırma ve denemeler İle meşgul uLuyorlar.
Hususi müesseseler lıulka damızlık tevziiDde çok kolaylıklar göstermektedirler. Damızlık yumurta, civciv, piliç- veya tavuk 'e için telefonla talep etmek katidir.
Çok kârlı olan tavukçuluğun her tarafta yapılması ve herkesin alâkadar olmam İçin Avrupa vo Amer ika da yumurta; «t ve süs cinsleri yetiştirip hai-ka tanıtmak ve halkı tavukçuluğa teşvik etmek için pek tok kulüpler açılmıştır. Bu kulüpler bir çok neşriyatlar He halka çok faydalı olmaktadırlar. Bu sayede kümes hayvanları her memlekette milyonlar temin eden bir ronat- haline gir-iniştir. Bizde tavukçuluğu bil gısıalık ve hastalık yüzünden ' ileri götürenuyen boaıiaraun memleketimizin i küm i elverişli olman ığsu söylüyorlar. Büyük bir hatadır. Halbuki Türkiye-mizm her tarafı kümes hayvanları yetiştirilmeğe çok mu-süittir.
ta-
ve N. Zafer güreşçilerimiz
için ne diyorlar?
Adil Candemir 42 yaşındaymış. Nureddin Zafer, Oktavın yenildiği Kalyanı 2 kere yenmiş
ser-
Fatihin mumyası
yapıldı mı?
A. Kemal ÜÇOK
Son genlerde gazetelerde bir çok yazılar yazılmasına ve âlim, şair bir hayli zatın beyanatta bulunmasına, meydan açan (Fatihin mumyası. Fatihin cesedinin mihrabın altında olduğu) dedikoduları incelediğimiz zaman şu sonuç elde edilir :
Birincisi Seiçukilerde, Ak ve Kara Koyunlu devletlerinde hü-kûmlarlarla büyük adamların türbelerinde mumyalanmış cesetleri görülmektedir kİ bunlara ahali arasında (kaditler) denilmektedir. (Cesetlerin mumyalanması Firavunlar devrine ve Mısır kıtasına mahsustur.) iddiası bu şahitler karşısında kendiliğinden suya düşer. Bunun yerine: İslâmiyet'e mevtayı mumyalamak yoktur. Fakat eskiden Müslüman Türkler arasında bu usul mevcut idi demek daha doğrudur.
Osmftılılara gelince mevcut tarihlerden hiç birisinde padişahların mumyalandığı hakkın da bir kayıt ve malûmata tesadüf edilmemektedir, ölümleri hakkında ençok malûmat verilen Yavuz Sultan Selim ile dördüncü Murad, İkinci Osman, Birinci İbrahim.
Üçüncü Selim, Birinci Abdüi-azizdir. Bunların mumyalanma dığı sabit olduğu gibi Sultan Mahmut ile Mecldln ölümlerini gören nesle yetiştik, bunların da mumyalandığı hakkında bir rivayet İşitmedik. Zamanımızda ölen Beşinci Murat İkinci Hamit, Beşinci Mehmet Reşat da mumyalanmadılar. Yalnız Zigetuuvar’da ölen Kanunî Sultan Süleymanın kalb ve bağırsakları Macaristanda Sui-tantepesine gömüldükten sonra cesedinin yeni padişah tahta çıkıncıya kadar çürüyüp kok
o tarz değiştirilmez- Fakat cami olarak yapılan mabetlerde mihrap Kıble duvarı ay şeklinde oyulmak suretiyle vücude getirilir. Binaenaleyh mevhum mumyayı duvarın temelinde yâ' nl on beş yirmi zira’ derinlerde aramak icabeder ki bu kadar derin kazının binaya bir zarar eriştirmesi muhtemeldir.
İlk. Fatih camii şerifinin (Küçük Kıyamet) zelzelesinde harap olması üzerine yeniden yapılırken bu camiin kıbleye dog-ğu ileri alındığı ve bu arada Fatihin türbesinin camie İlhak olunarak şimdiki türbenin sonradan yapıldığı hakkınkl iddiaya gelince; bu rivayetin doğru olduğunu akıl kabul etmiyor, çünkü camiin kuzey tarafı ile Karadeniz ve Marmara taraflarında lüzumundan fazla boş arazi mevcut iken kütüphane ile türbeyi yıkmaya lüzum ve ihtiyaç yoktur. Bu bir! Sonra; Fatihin mumyalanmış cesedini, daha doğrusu, kemiklerini olduğu yerde bırakarak oaşka yere bir türbe yapıp boş sanduka üzerine valde şalları örtmek survtile halkın ziyaretine açılmasındaki mantıksızlık pek R-şlkârdır. Bu iki! Üçüncüsü cie hiçbir tarih kitabında bu yolda bir rivayet mevçut değildir
Fatihin cesedinin mihrabın altında değil de birine! »e ikinci safların secdegâhmın altında olması İhtimaline gelince: (Mezarlarınızı mabed ittihaz etmeyiniz) (Mezarlarınızı mabet yaparak Musevilere benr.e-meyiniz meallerinde Buhari, Müslim ve diğer inanılır hadisi şerif kitaplarında müteaddit hadis vardır. Kabristanda na-nıaz kılmak şer'an memnudur! Gerçi cenaze namazı kılınabi-maması için baharat ile tahnit jirse de bunun adı namaz oima-edildiğinden bahsolunmaktadır I sına rağmen ibadet değil dua-ki:
Bu da mumyalamak demek olmayıp (Atatürk) e yapıldığı gibi mevtanın kısa bir müddet tefessühünü önlemek gayesini güder. (*> Şu izahattan anlaşılacağı veçhile hilâfı sabit oluncaya kadar Fatihin cesedinin mumyalanmadığını kabul etmek zaruridir.
Fatihin cesedinin mihrabın altında bulunduğu İddiasına gelince:
Bu çürük iddia eski camilerin hangi plân üzerine İnşa e-dildiklerlnln sathi bile oısa tetkik edilmediğini İspat eder. Malûmdur kİ Rum kiliselerinde mihrap; mabetlerin haricine yarım daire şekllnda çıkar-ve kiliseden dönme camilerde

Ben Haldin kazanmasını rekten istiyorum, evlâdım kadar severim, bu memlekete sporcu se Halilin evsafında versin.
Mehmet Oktav da bir grekocurfur anıma formunda değil. Mamafih onu, elimine olacak kadar da dü-ı şük zannetmiyorduk.
Tevfik Yüce çok kıymetli bir gençtir. Kilosunun adamıdır. Grekoyu da, serbesti de iyi bilen Celâl Atik gibi ender tiplerdendir.
Celâl Atik, güreşin yalnız hamallığını değil, maharetini de bilen ve amatör güreş âleminde yeri kolay kolay doldurulamayacak bir elemandır.
Ali Özdemir de kilosunun sahibi olan bir gençtir Bu çocuk Yaşar Doğuyla başabaş güreşir. Üzün boyu ve uzun kollarıyla hasımn» karşı fizik
çünkü onu Allah verecek-ç ocuklar
Stokholm'da dört gün sûren dünya Grcko-Romen güı*4 şampiyonasında dünyanın 16 milletine mensup en üstün pehlivanlar boy ölçüştüler. Ele-ne elene nihayet takım ve fert itRMriyte tasnifleri yapıldı.
Çoban Mehmet ne diyor?
Bu hengâme henüz ederken yani perşembe ben de, güreş sporunda
nuş bir kaç söz sahibiyle görüşeyim dedim. Önce çoban Mehmetie Borsa kıraathanesinde bir masaya oturup karşılıklı birer kahve içtik. Çobanı lanımıyan var mı? Zannetmem. Uzun yıllar boyunca millî güreş takımımızın ağır sıkletini temsil eden bu babacan ve sempatik Herkülün artık saçları ve b^ıklan kırlaşmış. Ona. neticeler hakkında tahminlerini değü, t akımın her elemanı hakkındakl düşüncelerini sordum. Anlattı:
— 52 kiloda Ali Yücel
bestcLdir. Bu itibari* o çocuğu Greko-Romene ayırmak doğru olmadı. Bence tür güreşçi hanI gt oyunları daha iyi tatbik ediyorsa onu bu başarısına göre yalnız grekocu veya yalnız serbestçi olacak şekilde yetiştirmelidir. Bunun iyi bir misali Alidir. Bu çocuk mükemmel bir serbestçi olduğu halde grekoyu bilmiyor, üstelik de oyunları serbeste yattığı için grekoda favuttu güreşiyor. Tabii bu da aleyhine oluyor Bunu hesap , etmiyen bazı kimseler, Jsveçe
O.s ah»h>. »Um *ö5ııtueı
görme» Ista tnentere® ıKing, yüzünden yenildiğini söyledi- . Sîanglcyl ndm.LidaHl ellilikle ler. Bir kaç eünlük Udim de-
tnvukçuluSun »asıl yapıldığını' SİJlklıamnı insan ezerinde ba çostennek kâridir. Bu sayede derece menç tesfrt olur mu

kıymeti! şimdi
Her memlekette yumurta yetiştirmek için yapılan büyük mikyasta veyahut şehir civarlarında taze yumurta satmak suretiyle yapılan tavukçuluktan nasıl istifade ve kâr edî-Hj'orsa bizde de kârlı olacağına, hiç şüphe yoktur. Bu hakikati,
olan olur, yiye-ta-
biz de tavukçuluğa başlayıp muvaffak oiamıyanlar yaptıkları hata ve noksanlarım anlamış olurlar.
Cafer Fahri DİKMEN
ihracım ıa masrafsız sayesinde tavukların kümes-
N&mlekeUmizin boş, geniş B'-raUrında yumurta yetiştirmek suretiyle yapılacak tavukçuluk daha Herli Çünkü tavuklar kırlarda çeklerini bulduklarından
»okçuluk daha az bir masrafla yapılabilir. Nitekim geçmiş senelerde yedi - sekiz milyonluk Avrupaya yumurta hep köylerimizde toesknılea tavuklar olmuştur. Zavallı
geceleri tüneyecek bir teri bile yoktur. Ağaçlar üzeninle, şurada burada tüne-inekte ve dışarda buldukları öteberi şeyleri yemekle geçinmektedirler. Ve mevcut tavuklarımızın cinsleri o kadar bozuk ve karışıktır ki senede ancak 70-flo yumurta vermektedirler. Eğer tavuklarımızın cins leri ıslah edilerek Avrupa ve Amtrikada olduğu gibi senede 250-300 yumurta veren tavuklar yetfştiriliveree tavukçuluğun yalnız yumurtacılık kumu bizim için im kadar kârlı olacağını düşünmek, yumurta ve yumurtadan sonra tavukları satmak suretiyle yapılan bu tavukçuluktan büyük kâr olduğu gibi Avrupa ve Amerikada olduğu gibi yalnız et için piliç »e tavuk yetiştirip satmak da memleketimizde çok kârlı olabilir. Evvelce de yazdığımız veçlule yetiştirilen piliç, tavuk, hindi, ördek ve kaz mutlaka MllO IİC *alıİmalıdır
Memleketimizde de yalnız, etleri için körpe piliçler ve 4-5 kilo ağırlığında semiz tavuklar ve 10-12 kik) ağırlığında hindiler yeüştıriUp «atılsa tavukçuluk hem kolay ve hem dc çok kârlı bir iş olur.
Vakıa bizde yumurtadan kesilen kart tavuklar M mir (ilerek satılmakta ise de etleri sert ve lezzetsiz olduğundan makbul değildir. Halbuki yalnız eti için fenni bir tarzda beslenmiş olanların etleri gayet lezzetli, gevrek, hazmı kolay, Odası çok daha faydalı olması büyük bir avantajdır.
Tavukçuluğun kârlı üçüncü şubesi daha vardır o da yumurta ve et için
mızlık cins kümes hayvanları ve sergiler için süs tavukları yetiştirip satmaktır.
■Memleketimizin cins kümes ’ hayvanlarına çok ihtiyacı ol- 1 dıığıı ve daima aranuığından 1 cins tavuklar yetiştirip satmak 1
/■"
I
SİNEMASINDA

Kanlı Altın
(Relenİoss)
Orijinal kopyası:
Oynayanlar :
Robert Young
MARGARET CHAPMAN
% II i ■ il
BUGÜN I
SARAY SİNEMASINDA Maceralar .. Aşk... Renk ve Ses Harikaları... Cazip bir mevzuda teessür ve heyecan dolu
DAĞLAR CANAVARI (The Big Cal) Renkli emsalsiz film başlıyor. Baş Rollerde: PRESYON POSTER — PEGGY ANN GA&DNER İMİ ve vahşi kaplanlar. ■!
Bu akşam
Saat 20,30 da
DRAM KISMI j—j
KATİL
Yazan: Rlchartf Voss S*
Türkçesf: Cemal Rıfat 1
KOMKDt KISMİ
HANIMLAR
TERZİ HANESİ
de-
bir
k> da-
Yazan: Georges Feydaı»
Tûrkçesl: Mahranı Yesiri
Pazartesi akşamlan Dram KumıcGa
Salı akşamlan Ktmt/ı Kuuunda temsil röklur
çocuk Yaşar Doğuyu aratmayacaktır. Nitekim daha şimdiden herkesi memnun eden dereceler alıyor,' Bu müsabakalarda en kuvvetli rakibi İsveçli Gron-berg olmakla beraber Ali ona karşı her zaman iyi bir güreş çıkarabilir.
37 kiloda Muharrem Candaş, münhasıran grekocu olabilir. Esaslı çatışırsa, rakiplerine karşı, daha iyi dereceler alabilir. Ağırda Muharremden iyi dereceler beklemek doğru
ğildîr. Adli Candemir ise esasından serbestçi yetişmiş pehlivandır. Grekodan fazla serbestte muvaffak olabilir. Ancak o da artık yaşlanmıştır. Bir, iki sene daha güreş yapabilirse de yerine adam bulmak lâzımdır. Zaten bizde 70 kiloya kadar adam var amma. 87 ktlo ve ağır için eleman yok.
— Peki bunları neıcden bulmalı?
— Efendim, Anadolu ve Trakyaya bakmak kâfi. Yeter ki teşkilât olsun, adanı aransın ve bulunanlar da doyurulup ( yetiştirilsin. Memlekette ne elemanlar var da kimsenin haberi bile yok. Bu topraktan ne pehlivanlar yetişti.
Güreş klübü reisinin fikri
Bundan sonra İstanbul Güreş Klııbünün başkanı Mazlıar Akif oğlun a buldum. O da ta-
bir
*
hiç? Öyle olsaydı takanın di-ger elemanlarının da elimine olmaları icap ederdi. Sonra., Mısırlıların canı yok nıu? Eğer iklimin tesiri hakikaten iddia I edildiği nisbette büyük olsaydı Mhcir takımının maçlara . gireme mesi lâzım halde vardığımız oluyor: Ali Yücel meni bilmediği için yenilmiş-ıtlr. Onun yerine, grekoyu bilen İbir başkası konulsaydı daha isabetli hareket edilmiş oluc-(du.
57 kiloda Halil Kaya, kendi kilosunda Grckû-Romcni en iyi bilen levkalâde bir çocuktur. Kanaatanca Halik bir takıntıya uğramazsa yani yüzde sek- kim hakkında şunları söyledi: sen ihtimalle kilosunda şam- "" ‘ "
piyon olacak.
62 kiloda Mehmet Oktav, bugün iyi bir durumda değil. Bence Nurettin Zafer daha iyi Mr güreşçidir. Eğer takıma o alınsaydı, Oktavdan çok daha İleri bir derece koparırdı. Bilhassa ecnebilere karşı Nurettin çok acar bir pehlivandır, Mehmet Oktav yalnız Greko-Ro-meni bilir ve iyi kala kol kapar. Halbuki Nurettin serbesti de bildiği için daha olgundur.
67 kiloda Tevfik Yüce, hem grekoyu, hem de serbesti bilir. Fakal kanaatime» grekoyu tercih ederse daha isabetli hareket etmiş olur. Bu çocuk milli takıma henüz yeni girmiş olmakla beraber mükemmel bir güreş kabiliyeti var. İleride memleket İçin birinci sınıf bir I eleman ol ahu ir Ancak, güıeş-I te kazanmak zor, kaybetmekse | çok kolaydır. Terfik kendini | buna göre ayarlarsa iyi eder. Böyle fevkalâde bir istidadın yükselmesini can ve gönülden diliyorum.
73 kiloda Celâl Alik’in dünya çapında bir şöhreti var. Onun üzerinde fazla konuşmak lüzumsuzdur. Celâl hem grekoyu, hem de serbesti gayet iyi bilir, fakat serbest güreşi tercih etmesi doğru olur. Zira müthiş ayak oyunları var. Eğer Atik, zevklerinden bir parça fedakârlık yaparsa daha senelerce dünyaya duman arttırabilir.
79 kiloda Ali Özdemir, her iki güreşi de bilir. Amma grekoya ayrılırsa iyi eder. Ali fevkalâ-[ de kuvvetli, hareketli ve yenici ! bir gençtir. Bir gün gelecek, bu
bile
O
şu
gelirdi, netice
Greko-Ro-

(Arkası 7 ncl sahifedc)
BUĞUN
ATLAS sinemasında
GUY De MAUPASSANT-nın ölmez eseri:
(BEL AMİ)
— Ali Yücel serbestte çok sivrilmiş bir gençtir. Bilhassa gayet soğukkanlı güreşmesi ve serbesti lâyıklyle bilmesi sa-yeslnde rakiplerine karşı serbest güreşte büyük bir üstünlük ve şans kazanıyor. Bence Ail. 52 kiloda yetişen nadir istidatlardan biridir. Bıı çocuk, güreşi çok sevdiği İçin bir yıl-danberl Greko-Romens de çalışıyor. Fakat bu güreşi, kendisini Avrupa şampiyonu . pan serbest kadar henüz bilemiyor. Ancak Ali, gösterdiği vasıflar bakımından her stilde de güreşebilir.
Halli Kaya ise 57 kilonun memleketimizde hakikaten tek adamıdır. Kendisi Greko-Ro-mende dünya şampiyonu olursa hiç de hayret etmem. Ancak karşısında Mısırlı Haşan gibi gayet kıymetli bir eleman var. Zaten Londra Olimpiyatlarında da Hal Ulu elinden Şampiyonluğu alan bu Basandı.
ya
fkl
GEORGE SANDERS — ANGELA LANSBÜRY — ANN DVORAK
plstanbut Filarmoni^ Derneği
1945 - 1950 mevsimi abone-man Senfonik konser
ŞEF: CEMAL REŞİT REY SOLİST:
Frmnsiz viyolonsel üstadı
Pierre Foıırnier
Programda:
BOEEG HERİNİ ve DVORAK KONÇF.RTULARI
SARAY’da
(•) OsmanlIlarda şehzadelerin tahta çıkmadan babalarının Veya kardeşlerinin cesedini görüp ölümü tevsik etmeleri âdettir.
dan ibarettir. Çünkü ruküsuz. suculsuz ve tayamda üç âyet okunmaksam namaz kılınmaz. Şia ile SünnHerin amelde birleştikleri problemlerde a biri de cenaze namazının abd^stsiz olarak dahi kılınabileceğidir
Fatihin cesedinin secdegâhıh altında bırakılmasına zamanın şeriat adamları tarafından katiyen mümanaat olunacağı ve buna kesin bfr ihtiyaç varsa Yeraltı camisinde olduğu gibi mezarın Wr parmaklık İçine aldırılarak necgsetl galize ile İşba haline gelmiş olan bir mahalle secde ettiriimeyeceği şüphesizdir. Her dedikodu g.lb* Fatihin cesedi, mumyası, medfenl hakkındakl rivayetler de asıl ve esassızdır vesselam. Hem efendim böyle ünlü ölülerin mezarı toprakta değil kadir bilenlerin yürekJerlııdedlr. Aodülhak Hâmid ne güzel söylüyor: (Ça-yestedir denilse âlem senin mezarın).
1
30 Mart Saat
!■■■■■■■■■■■■■ BÜGÜN
Kadıköy O P> E R A Sinemasında |
2 büyük film birden İ
MOCRîM GONOLLER I
(Daisy Kenya*)
Baş rollerde: Joan Crauford - Dana Andrcvvs - Hcnry Fonda ■
2 OLUM SEÇERİ
(16 Fathoms Deep) y
| Baş rollerde.' Aıthur Lake - Lor Cbaney - Uoyd BrMges J
ju man suji
Perşembe? 18.3CUa KUM Biletler gişede satılıyor.
Sinema âleminde henüz bir eşi daha yapılmayan
Dünya Şaheseri Renkli ve yeni versiyon. — Orijinal
Bu sene Yunan lotanda romanı en son okunan ve en sazla hasılat yapan...
Amerika dairi gangsterler kralının hayatını canlan d it.m 5 Büyük yıldızın yarattığı
ÜLOM GEMBS!
■KEY LARGO)
HÜMFHKEY KOGART . E. G. BOBİNSÖN LAVREN BACAL ■ LİONEL BARBYHORL -CI.A1K.E TKİVOR
Bugün LALE SİNEMASINDA
KURTARAN

EKOL FLYNN — OI.1VIA DE HAVILLAND
Buoun ELHAMRA’da
Üç Haftadanberl devam eden Şaheser
MELE K’te
Yeni 1NGRİD BERGMAN «VİVECA LİNDFORS En büyük şaheseri
ZAFEIRE D©Q^U (To The Victor) Sinemasında senenin en büyür rağbetini görüyor.
GENÇ KIZ KALBİ
(Littie Womeni
Renkli Filminin son günleri... Artistler!:
JUNL ALLYSON — PETEK LA «FORD ve MARGARET O’RRIEN
DİKKAT- Pazartesi yeni program

CMjarihten Sayfalar]
[ Briç masasında ]
Siyaset adamlarımızın hususî hayatları: 5
100 seneden beri İstanbul
f îmn S
Halûk Y.
Şehmvaroğlu
Be-
izahatın ve bilhassa (neşri kerameti maddesinin yerine (bazı vukuata dair Ereğli Maden Nazmından gelen telgraf) ibaresi konulmuştu.
8 Haziran 1286 tarihinde ya- ı pılan siiru hümayun münasebetiyle bir çok fakir çocuk da sünnet ettirilmişti. Çocukların yanlarında bulunacak akrabalarım düğün yerine getirmek üzere Tersane Boyana ve Sürat vapurları tahsis edilmişti.
1287 yılında Napolide bir bahriye sergisi açılmış ve bah-riyemlz de bu seıgiye bir çok kıymetli eşya ile iştirak etmişti. !
Trabzonlu Ahdili fettah oğlu Hüseyin kaptan 1867 yılında (Tevflkl Hûda) isimli gemisiyle Marsüyaya gitmiş ve gemi geri dönebilmek için bir tamire ihtiyaç göstermişti. O tarihlerde Fraıısada bulunan Ali Süavi e-fcndl bu vatandaşına iki bin frank borç vererek yardımdı bulunmuştu.
Kasımpaşa kışlasının deniz tarafına 1869 senesinde belediyeden de müsaade alınarak bir salaş dükkân yapılmıştı. Bu salaşın İçinde yemek pişirildiği, su ve şaire satıldığı öğrenildiğinden dükkân oradan kaldırıldı.
1878 mayıs ayı içinde Feyzi ile Yaldızlıkapı aracındaki sığlığa oturmuş ve kaptanı cezalandırılmıştı, Aynı tarihlerde Necini Şevket korveti dc Haliçten çıkarken köprüye çarpmış ve süvarisi ceza görmüştü.
1878 senesinin İlk aylarında İstanbul limanında yeni bir keşfin tatbiki hazırlıkları başlamıştı.
(Gemilerin seyrüsefer esnasında sisli ve dumanlı hava- i larda birbirlerine yaklaşarak çarpışmalarını menetmek İçin ihdas olunan buhar düdüğü işareti) hakkında Amerika sefaretinden gelen bir tezkere, Hariciye Nezaretinden Bahriyeye bildirilmişti.
O yıl içinde gemilerimize bu düdük tatbik edilmiş ve şehirde bu yeni keşif alâkayla karşılanmıştı.
köprü harap olduğundan ve tamiri de Tersane hazînesine ağır geldiğinden 1864 senesinde 'hayır) cihetinin yalnız yayalara hasredilmesi ve arabalarla hayvanlardan (müruriye) alınması uygun görülmüş ve köprüye de (Mahmudiye köprüsü) denilmesine irade çıkmıştı.
1855 senesinde Kırım harbinde İngiliz ordusu refakatinde çalışmış askerlerimize Okmcy-danmtn ok atılmıyan yerlerinde barakalar kurulmuş ve erler bir müddet buralarda oturmuşlardı.
Kırım harbi esnasında müttefik kumandanlar, subaylar ve erler Devıet tarafından tahsis erilim iş en iyi binalarda oturuyorlardı. Bunlar İçin mirî binalardan. ayın da yalılar ve köşkler tutulmuştu. Bu gibi binalar m kiralarını Seraskerlik yahut Kaptanı Deryalık ödüyordu.
1855 senesinde Kadıköyüne (Hümapervaz) isimli bir vapur işliyordu. Bu vapur tamire a-lındığı vakit yerine Esericedit vapuru verilmişti. Bazı şahıslara ait hususi vapurların yük vapJru Saray burnu
ve yolcu taşımalar yasaktı. 1858 yazında Makrlköy ve Ayastafa- ( nos iskelelerine bir kaç sefer j yapan Barutçubaşının vapuru- | nun kaptanı yakalanıp hapse- ] dllmlşti.
Halicin temiz kalması için Fatih devrinde konulmuş bir ; nizam vardı. Buna göre (Kâğıt- j hane vç daha içerde kâin dağ- , lar ve bayırlar ile sair arazinin toprakları gevşeyip denize ak- ! j mam ak, Tersane ve Halici doldurmamak İçin mezkûr yerlerin sürülüp ziraat edilmemesi ve | ayrık kökü ektirilerek tahkim olmmaşı) lâzımdı.
Bu nizama uzun zamanlar riayet edilmişti. Eskiden Haliçte Ayvansaray köprüsü ismiyle bir üçüncü köprü bulunuyordu. Halici kirleten bu köprünün de kaldırılması ve enkazının müzayede He satılması 1858 yılında Kaptan Paşalıktan Ticaret Nezaretine yazılmıştı.
Abdülazizin validesi Pertevni-yal Valide Sultan, ramazan aylarında bazı kışlalarda tnevlüd | okuturdu. 1864 ramazanında. Tersane kışlasında mevlûd o-kunması için dört bin nefere pilâv ve zerde pişirtilmiş ve dört yüz okka elvan şekerle, dört yüz okka şerbetlik şeker satın alınmıştı.
Kasımpaşadaki büyük camiin temel atma merasimi 1865 yazında Müneccimbaşının. tâyin ettiği (vakti mes'ut) da yapılmışta.
1867 yılında Ereğli Maden Nazın Babıâilye merak uyandıran bir telgraf göndermişti. Buna göre (Ereğllnln Dcrkene na-ı hlyeslnde oturan bir kadın neşri Icpramnl: trAvlîllorl
Eskiden saka kethüdahklan vardı. Yangın ulunca bu kethüdalar yanlarına beş atlı, elli yaya saka alıriar ve Kaptan Paşalıkta bulunan yangın söndürücülerine iltihak ederlerdi.
Fakat sonraları bu usul unutulmaya ve saka kethüdaian Tersaneye gelmeye başladılar. 1848 senesinde eski usule riayet edilmesi hakkında Kaptan Paşalıktan İhtisap Nazırlığına bir tezkere yazıldı
Donanmanın Haliçten
şiktaş önüne vg buradan Akdeniz tarafına çıkarılması İçin 1 Mûncccimbaşilardan zayiçe a-lınrrdı. Devlet işlerinde bir çok ' sahalarda tatbik eollen bn usul >' Osmanlı İmparatorluğunda tizim zaman devam etti.
Yazlan Boğaziçine piyadele- ( rin. dolmuş yapar, kayıkların, pnzar kayıklarının seferleri ço- * ğalırdı. Ve ekseriya bu kira va- ' sılaları haddinden fazla yolcu j alırlardı. Boğazda eski zaman- ] larda konmuş bir memnuiyete j göre böyle kayıklar fazla yolcu . alamazlar, taş kayıkiariyle, mavnalar da yelken açamazlardı. Bu (memnuiyet* kadîmenin) İcrası Kaptan Paşalık tarafından 15 receb 1265 (1848) yılında . İhtisap Nazırlığına ve Babıâliye ' yazıldı . .
Yalnız H. Abaülhamit rama- , nında değil, daha evvelleri de bazı ecnebi gazetecileri para İle memnun etme usulleri olduğunu ’ eski bir kayıttan öğreniyoruz. 12 cemâziyel'âhır 1265 (1848)
yılında (Paris’te Le Temps gazetesini neşrederlerden mösyö Paijgo, Devleti ÂhyenJn hayırhahı bulunduğundan kendisine evsafı cemile! Devleti Âliyeyi neşir ve ilân etmek üzere altı bin frank ita) edildi.
1848 senesi içinde Galata ve Beyoğlu civarında (serseri ve , uygunsuzlarla halleri meçhul) bir takım şahıslar türemiş ve ( polis neferleri kâfi gelmediğinden ve bahriye rilâhcndazlan da Sisam'da bulunduğundan inzibata temin için redif askerleri kol gezdirilmeye başlanmıştı.
J848 yılı kışında Galata kule- . sinin alemi kırılma ve bu arıza Tersane tamirat müdürlüğünce ı giderilmişti.
1850 senesinde Devlet memurlarının rüşvet ve hediye almamaları için bir emir çıkartılmış , ve memurların rüşvet almayacaklarına dair meclisler önünde yemine tâbi tutulmaları esas konulmuştu.
Ixtanbuldaki deniz subaylarının rüşvet ve hpaiye almıya-caklarına dair yeminleri 7 mart 1850 günü Bahriye Meclisinde Müftü efendi tarafından ettirilmişti,
1954 senesind-î ahşap Unka-panı köprüsü bir yolcunun sigara alması neticesinde tutuşmuş ve ateş başka yere sirayet etmeden söndürülmüştü
Sultan Mahmudun yaptırdığı bu köprü hayrat olduğundan ] rl keramet ederek köylüleri yolculardan para alınmazdı, biat ettirmişti.) Bu haberin İsti 859 yılında köprüden arabala- tan bulda etrafa yayılmışın rlan rin ve hayvanların geçmesine korkulmuş vc resmi dairelerdeki de müsaade olunmuştu. Fakat müsveddelerden bazılarına, bu meler yapacaktır
Bir pren*ip
Sayfiyede bulunan VaaHdcn bir mektup aldım. Bazı briç mc-raklılarlyle tanışmış, sık sık toplanıp oynuynrlaıınış. Mektubunda: «Dün akşam, diyor, bir oyunu çıkaramadım. Acaba yapılır ını, yapılmaz mı? İçime dert oldu.
Kâğıtların vaziyeti şu idi:
A 8 5 2 (0 R İO
♦ R D V 10
4b D 10 e 7
A ARD96 »52
♦ A 5
4ı 9 6 3 2
V A D V 9 8
♦ 9 8 7 6
* ARV
Garp tarafta, Neclâyı andı- i ran güzel bir bayan oturuyordu. Kâğıtları verdi, bir pik dedi. Ben konire ettim ve neticede oyun ürerimde dört körde kaldı. İkinci piki kestim. Kozların hepsini düşürdüm. Neticeyi anlatmağa lüzum yok, görüyorsunuz. Hasıl» bir İçeri girdim. Oyunumda bir yanlışlık var mı?
Cevabımda: «Azizim, Vasfi, dedim, görüyorum ki briçin başlıca prensiplerinden birini unutmuşsun: Muhasım ellerdeki kozları düşürebilmek İçin elde mevcut koz miktarım lüzumundan fazla kısaltmamak icabcder. Sen dalma nikbin olduğun İçin dışarıdaki kozların 3-3 düşmüş olduğunu tahmin ettin. Aksi bl rlhtlm&ll göz ö-nüne olmadın. Yapacağın şu dİ: Iknicl piki kesip derhal karo hücumuna geçmek. Eğer muhacimin usta ire, el tutunca pik gelerek sana bîr pusu kuracaktır. Sen de kesmez, elinde kalacak kâğıtların. hepsi sağ olmasına rağmen bunlardan birini kaçarsın. Bundan sonra artık senin İçin hiç bir endişe yoktur. Zira yerdeki kozlar. muhasım t ir 5 fin pike devamına mânidir Artık emniyetle kozları temizliyebillrsin. İşte aziz dostum, taklbedllecek oyun tara bu İdi. Bu misali İyice aklında tut. çünkü bu gibi vaziyetlerle briçte çok defa karşılaşacaksın.»
Nâzım DF.RSAN
[Arkadaşımız Halûk Y. Şehsuvaroğlu her on beş de bir kendi sütununun son kısmında okuyucularımıza yeni tarih neşriyatıIe, sanat tarihi üzerine yayınlanan e-serler hakkında ki görüşlerini bildirecektir.
□kuyularımız bu suretle muntazaman tarih neşriyatından ve bunların ihtiva ettiği kısımlardan haberdar edilmiş olacaklardır ]
Amerika’ya giden deniz heyeti
Ankara 2-1 (Akşam! — Tersane genel müdürü yüksek mühendis albay Mu tuk beraberinde yüksek mühendis yarbay şevket Göker olduğu halde dün sabah bir Amerikan uçağı üe Amerikaya hareket etmiştir. Genel müdür. Amerikan bahri-yesl tersanesi teşkilâtı, çalışftıa ve İş metodlan ürerinde İncele-
İzmir Amerikan Kız Koleji öğrencileri
İzmir (Akşam) — şehrimiz Amerikan Kız Kollcjl öğrencileri Doğu illerimizde bir tetkik gezisine çıkmışlardır, fik merhale trenle kayseridir. Erclyeş dağına çıkacaklar, daha sonra Sivas, Erzurum, Elâzığ ve diğer tren güzergâhı yerleri gezeceklerdir.
KolleJ öğrencilerinin bu seyahati İçin Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğü taralından kendilerine güzel ve rahat bir salon tahsis edilmiştir. Yukarıdaki resimde İzmir Kız Koilejl öğrencileri Basmahane istasyonundan hareketlerinden az önce vagonları önünde görünüyorlar.
Muharririmiz Nâzım Der-san'ın briç hakkında neşrettiği İki eser tnkılâp Kl-tabevlnde satılmaktadır. Tavsiye ederiz.
_____________________________
Nihat Erimin formasyonuna tesir eden hocalar...
Baş tarafı 1 İnci sahifede) takip eden tahsil hayatına intikal ettirmek İstediğim için öğrenmek istiyorum:
— 7 yaşında İken girdiğiniz ilkokulu Kandırada mı bitirdiniz?
«_ Hayır! Ancak 8 yaşma kadar Kandımda kalabildik. 1920 de Kandıra Kuvvayı tn-zlbatlycnln eline geçince, babam Mudafaal Hukuku kurdu. Bu, Kuvvayı MhUyeyl desteklemek için. Kuvvayı İnzlbatl-yeye mukabil bir kuvvetti. O sıralarda babam. Geyveyc kaçtı. Bu vaziyet karşısında büyük babanı Asım, bizi Helkene götürdü ve oradan bir yelkenli mavna İle de Istanbula getirdi.»
— İstanbul» gelince mektebe gittiniz mİ?
sonra
Gayrimenkul sahipleri derneğinin toplantısı
Gayrimenkul sahipleri derneğinden: İstanbul gayrimenkul sahipleri derneği Süreyya sinemasında. toplandı. Büyük mülk sahipleri heyecanlı konuşmalardan aşağıdaki kararlan aldı:
1 _ Milli Korunma Kanununun vaz*ını mucip fevkalâde haller zail olduğundan kanunun 3 üncü maddesinin tatbik ve ilân edilmesi kanun İcabıdır.
2 — Seçimlerden evvel bu madde tatbik edilmediği takdirde yiiz binlerce mülk sahibinin İcabına göre bu maddenin tatbikini vald ve seçim beyannamesinde resmen ilân eden partilerin üstesine veya gayrimenkul sahipleri derneği ile Toprak-Emlâk partisinin ilân edeceği aday listesine oy verilmesi İçin İttifak edilmiştir.
3 — Bu kararların yönetim kurulu tarafından Başbakanlığa vc partiler Başkanlıklarına bildirilmesi ve devamlı beyannamelerle bütün İllerdeki mülk sahiplerinin tenviri kararlaştı.
Hiir fikirleri yayma cemiyetinin konferansları
Hiir Fikirleri Yayma Cemiyetinin yeni seneye ait seri konferanslarından İlki, insanlık ideali ve insan haklan mevzuu üzerinde 29 Mart 1950 çarşamba günü saat 18 de, İkincisi İnsan haklan dünya beyannamesi ve teminatı mevzuu üzerinde 5 Nisan 1950 çarşamba günü ayni saatte Eminönü Halkevi salonunda Ord. Prof. ALİ Fuat) Başgii tarafından verlJe-cekür.
Galatasaray'da
«— Istan bu la gelmemizden sonra beni Ayaspaşada Tayyareci Fethi bey İlkokuluna verdiler. Bir seneyi bu okulda tamamladıktan sonra Gala tasa-rayda okumuş bir ahbabımızın delâleti!e bu okula naklettim.»
— Fransızca biliyor muydunuz?
«— Bilmiyordum. Bu sebeple beni Galatasarayda birinci sınıflan başlattılar. Sene 1921.»
Bundan 29 sene evvel, Kan-dıradan İslanbula gelerek Galatasarayda okumağa başlayan 10 yaşındaki çocuğun, bugün politika hayatında mümtaz bir mevki işgal edeceği akla gelir miydi? Sordum:
— O zaman, dedim, bir Devlet adamı olmağı düşünür-miiydünüz.
«— Hayır!»
— Galatasaray! bitirdikten stora?
«— Haddi zatında ben çok çekingen bir çocuktum. Ancak Galatasaraym son sınıflarına doğru biraz açılmağa kaşladır;.1 Bu devrede de böyle bir şey düşündüğümü hatırlamıyorum. Ben Galatasarayda okurken babam Raif. yine Kandımda zahİTe ve odun tlcaretile meşguldü. Yaz tatillerinde Mandıraya gider, babamın yazıhane-I sinde defter tutar, onun lşieri-le meşgul olurdum. Bu işlerle meşgul olduğum sıralarda — ki o vakit Galatasaraym orta kısmında idim — mektebin ticaret kısmına geçerek babanım İşini İnkişaf ettirmeği düşünürdüm. Fakat sonraları okumaktan fazla zevk almağa başlamakiığım bana bu fikrimi değiştirtti. Düşünüyordum ki bilhassa zevk aldığım tarihten. ticaret kısmına geçtiğin takdirde mahrum olacaktım... Bu sebeple liseyi bitirmeğe karar verdim ve muntazaman 12 sene okuyarak 1933 te Galatasaray lisesinden mezun oldum..>
Galatasaray dan hâtıralar
Bu on iki yıllık tahsil süresi içinden bazı hâtıralarını anlatmasını rica ettiğim Nihat Erim’in Galatasaray» ilk girişi yılından başlayarak hafızasını, yoklamağa başladığını. bakışlarını bir noktada toplamasından anlıyordum. Netelim:
(— tik girdiğim rene, diye söze başladı, Salih Arif bey müdürdü. Sonra Benli Fail; bey müdür oldu. Bunu takiben de Bedri bey, Nedim bey, Behçet bey. Fethi İsmail bey. Tev-rik bey (Ararot) müdür olarak değiştiler, ilk gittiğim sene müdiri sûni Fransız olan Ga-roby İdi ve duruyordu.»
— Galatasarayda Anglo Sak-son sisteminin tatbiki hangi müdür zamanına raslor?
«— Fethi İsmail beyin mudur olduğu zamana .-aslar. O-nun zamanında mektebin İdaresinde hakikaten çok esaslı bir değişiklik oldu ve Anglo Sakson sistemi tatbik edildi. Yani talebenin mümkün olduğu kadar kendi kendirini İdare etmesi usulü tecrübe edildi. Talebe sandığı, Akademi. İzci oymağı, Talebe Birliği gibi teşekküller meydana getirildi ve bunlara geniş salâhiyetler, imkânlar verildi. Ben de bu teşekküllerin idaresinde faal bir rol aldım. Talebe sandığının ve Akademinin 500 den az ol-mıyan talebe âzası vardı. Her •ene bunların umunu heyetleri
Barbakan yardımcısı Nihat Eri Eğitim Derneği lisesi ilk kısmu toplanır, bir senelik idare heyeti faaliyetini murakabe eder ve yeni idare heyetini seçerdi.»
Politika hayatının başlangıcı
Nihat Erim sözlerine şöyle devam ediyor:
(— İşte bu sıralarda İdi beni de Talebe sandığına. Akademiye ve Talebe Birliğine avn ayrı başkan seçtiler. O zamana kadar cebir muadelesi halletmekten, Fransızca ve Türkçe ı roman, hikâye, ders kitabı o-kumaktan İbaret olan faaliyetime bir de kendisinden başkalarının işlerile meşgul olmak faaliyeti katılmıştı. Bu sırada müdürümüz Fethi beyin (Fethi İsfendiyaroğlu) talebeyi kendi kendine iş görmeğe teşvik hususunda gayret snrfetüğini hatırlıyorum. Yine bn devrede muhtelif lise talebeleri arasında münazaralar tertip eder, zihni mümaresemizl arttırmağa çalışırdık. Mektepte tam bir faaliyet göze çarpıyor, hepimiz zevkle çalışıyorduk. Akademiler müsamercler tertip eder, piyeste roller alırdık. Bu arada benim de şahneye çıktığım olurdu. Talebe sandığı için mübayaata da çıkardık. Babr'-Liye gider kırtasiyeci Ali Asgar-dan defter, kalem vesaire gibi mektep levazımatı alır, paketleri kucaklıyarak mektebe dönerdik.»
— Sizin muharrirliğiniz dc var. ilk yazı hayatın» nasıl atıldınız?
■— Galatasarayda... çekingen olduğum için müsamere-lerde sahneye ve mübayaata mecburen çıkar daha ziyade yaz! yazmağı tercih ederdim. Galatasaray lisesinde çıkarılan mecmuaya «Nihat Arif» imta-slle makale yazmağa başlayışım. yalnız muharrirlik hayatımın değil aynı zamanda politika hayatımın da bir başlangıcıdır, diyebilirim.»
Arkadaşları
Gaiatasaraydakl faal arkadaşlarının kimler olduğuna öğrenmek istediğim zaman Nihat Erim, bana bir sigara, daha İkram ettikten sonra İstanbul milletvekili ve neşriyatım tatil eden Tasvir gazetesinin başmuharriri Cihat Ba-ban'dan bavlıyarak saymağa başladı:
«— Cihat, Bahadır Dülger, Munis Faik (dış ticaret daireli reisi). Bülent Esen (profesör). Berin Beydağ, Ragıp Sanca (doçent)-..
Bu arada formasyonuma tesir eden hocalarımın kinılcr olduğunu da söylemek İsterim. Galatasaraym ilk kısmında İken Fuat Baymur, erta ve lisede Hilmi Ziya. Mükrlmin
m, Ankarada Türk Milli ıda sınıf 4. A da kızı Işıl ile
Halli ve İsmail Habip. Bu hocalarının hepsi de ayrı ayrı ufuklar açmışlar, formasyonuma cidden tesir etmişlerdir. Biz o zaman Arabi ve Farisîye yetişmedik, bunlar o sıralarda kaldmlmışiL Fakat buna rağmen bize Divan Edebiyatını İsmail Habıp sevdirmiştir.
Fransız hocalardan bir de Rolland vardı. Bu hoca blzs Fransız ihtilâlini anlatırdı. Bunu anlatırken gösterdiği heyecan benim üzerimde kuvvetli bir tesir yaratırdı. Napoieonu anlatışını aynı heyecanla dinler ve kendi kendime uGaziden niçin en büyük kumalıdan o-larak bahsetmez?» diye sualler sorardım.»
Nihat Erim'i. Galatasaray-dan mezun olduktan sonra bk taraftan tüccar olmak, diğer taraftan da tahsile devam ederek üniverslter bir karyer yapmak gibi İki Hkir arasında mütereddit vaziyette görüyoruz.
Galatasaraym orta kısmım devam ettiği sıralarda İÜce; r olmaktan her ne kadfır vazgeçmiş ise de liseye devamın-' da ynz tatillerinde babasının yanma giderek İşlere yardım etmesi kentlisinde yeniden bir tüccar olmak hevesi canlandırmış! Hem bu, hem üniver-siter, bir karyer yapmak mümkün olabilir mi? Belki olurdu da. Lâkin Nihat Erim. Gala-tasaraydan mezun olup da 1933 yılında Hukuk Fakültesine geçince tüccar olmak fikrine artık ebediyen veda etmiştir.
Nihat Erim’in Hukuk Fakültesindeki hayatını, onu tüccar olmaktan vazgeçlrenin kim olduğunu, Paris seyahatini, nasıl evlendiğini de yarınki yazıda bulacaksınız.
Cemnlcddhı BİLDİK
İltica edenlerin Yunanistan’da kalan malları
Ankara 22 (Tıirk Ajansı) — İkinci cihan harbi esnasında Almanların vc harb bittikten sonra la komüni'l çetelerinin tazyikinden kurtulmak için Tür kiycye iltica ede,-. ırkdaşlarımızın Yunanlstanda kalan malları hakkında Dışişleri Bakanlığımızla Yunan hükümeti arasında cereyan eden müzakereler sona ermiş, ve bir anlaşmaya varılmıştı. Buna göre. İltica eden ırkdaşlarım u Ytmaplstan-da kalan madamı satarak ekle edecekleri drahmiyi oradaki milli kambiyo vasıtaslyle Türk parasına çevirebileceklerdir.
Diğer taraftan Yunanistan-dan gelen ırkdaşlarımızın ifadelerine göre Gümü'cine ve DL-matokadaki eml'K rintleri son iki ay zarfında yüzde yirmi artmıştır.

[Bi’S fHayal sukutu]
Güreşlere ait enstantaneler
Mahkeme Koridorlarında
’ Culya. yürümekten yorularak yolun kenarında oturdu. Az aonra ayak sesleri duyuldu, karşıdan gelen bir delikanlı, genç kıza yaklaşarak s.-rdu: i — Bu yol Lozaha mı gidiyor? ( Boyu uzun ve yakışıklı bir delikanlı idi.
. Culya:
' — Ben de o tarafa gidiyorum.
Tolu size göstereceğim, cevabını
▼erdi.
| Beraber yürümeğe ve teklifsizce konuşmağa başladılar. Dellkanh, Culya'mn kaldığı sanatoryumun önüne geldikleri kaman genç kızın elini samimiyetle sıktı ve yanından ayrılırken :
— Madmazel. bana gülümseyen sevimli çehrenizi hiç bir zaman unutmıyacağım. sözlerini mırıldandı,
I — Madmazel Culya Milyon, işıe size Lkl mektup!
Genç kız, mektupları nın elinden a:axak__________
baktı Biri annesinden geliyoı du. Onu holde, ayakta okudu. Tek İkinci mektubu ckumak için bulduğu» bahçenin ücra bir köşesine git- | Madam jan, tl. Mektup yolda rastlayıp ismi- &öz attıktan sonra şu izahatı ni bilmediği halc e, şimdiden Ter(1*’
sevmeğe başladı^ meçhul deli-1 ~ Bu mektuplar, çok eski bir kanlıdan geliyordu Kalbi heye- maceraya aittir. Ben o zaman-canla çarparak okumağa baş- l^aj' daha çocuktum. Arkadaşım iadı: ’ 'Suzi ile nasıl vakit geçireceği-
eSizi seviyorum. Yalnız sizin imizl bilmiyorduk Tuhaf bir için yaşıyorum Sizde yalnız gü- oyun aklımıza belril Bir mec-zel bir kadın yüzü değil bir muada Pul ve k'^lpostall teati melek ruhu da s-niyonım. Size etmek lstly,'n kodın oku’ daima sadık kalacak zavallıya yuların isim ve adresleri yasayınız t2111 'd _ TGsadufen uö Ista se-
îmza: Pariste Bak caddesinde «crek ^nmkrini seven
madam Cstaln S nrm.ru> avta- «en'!OT «"•«««*«■ ^»derlimi, * pansiyoner P.»! d» SHtol. iU1'e
. I yazıp gönderdik. Isvlçrede bu-
Ask. mucizesini »arattı. Culya blr ^lz- Mk”»k-
dellfcanhdan m.Mupl.r alMtça ; sahl »ddedere» bize
daha ziyade gösteriyor. kuv- “zl"
vetl «e sıhhati yerme geliyordu. «6 eUI&,nl. «“'»ederek
«imdi Banlan asteğmen oldu- a5mai“ et“fc
Sunu. Mbasımn elmiiş bulun-
doğunu, unnesım de Norraln. ! »Mam CU-
aide yaşadığını biliyordu. Paul ,
( j-a. j . \ j Fakat bu oyunun da sonu İse verdiği adreste oturuyordu, , ...
+1 . „ , , J . .geldi. Arkadaşını Suzi evlendi,
iki ay sonra Cuiya’nın annesi ® (-cft
, _ ,. „ , ı ben nişanladım. Madam Ceft
S . f .E V ' “■ F“» gidecekti, o zaman so„
Bau, a yazdıs, mektupla, annesi k mek’ubu„u t kQa
Be baba» Wk mntaassra olduk- eönderdik. Aiöta. gûya
lor. I«n bir müddet muhabereyi 'Paita is„„,le tl81 Jçto a. kesmesini rica etti Culya, ta- aUmaU bulunduSunu
ınamıyle İyileşti. Memleketinin blldlrdlt Oy„„ da bu ..lu,.u, en zengin delikanlılarından lkl- Mna Ar,dan „un
7 CCÇtiei Kin mektuplaştığıma
ı kızın ismini unuttum. İsterseniz mektupları açınız. İsmini öğrenirsiniz.
Zavallı Cuİya, ou izahattan dona kalmıştı. Nitesini zorla tutarak:
— Mürekkep, uçtuğu için yazılar okunamıyor dedi ve mektup paketini yanan ocağın içine attı.
Çeviren: A. HİLÂLİ
postacı-zarflara
Ebediyen senin olan Raul».
Delikanlı kim bilir telâş ve acelesi yüzünden adresini yazmağı unutmuştu. Bu, sevgilisinden aldığı son mektuptu. Culya, Fasla âsilerle büyük bir muharebe olduğunu gazetelerde okuduğu gün sevgilisinin öldüğünü tahmin etmiş, ondan artık hiç bir mektup almaması da bu tahminini kuvvetlenmir-mlşt*!
Aradan uzun seneler geçti. Culya, annesi ile babası öldükleri için yapyalnız ve klmses» kAlmışlL Saçları ağarmıştı. Bir gün, aynı mahallede oturan bir •ubayın dul zevcesi madam Janı ziyarete gitti Sık sık görüşüyorlardı.
Madam Jan hasta olduğu için Culyadan odasıı.a çeki düzen ▼ermesini rica elü Dağınık bir bir halde bulunan bazı kâğıtları yerleştirirken, bir paket mektup buldu. Bunlar, kendisinin vaktiyle Raula, göndermiş olduğu mektuplardı. Culya. heyecanından tirtLr tilreye-bu mektupları nereden ınu dul kadından sordu, mektuplara bir
t
Güreşçilerimiz ve İdarecilerimiz Stokîıolm'da
Uçan daireler!
lardı.
Fakat genç kız. İki genci de reddetti. Ailesi Raul'u sevdiğini öğrendiği İçin Cuiya'yı onunla mektuplaşmaktan menetti. Genç kız, yine mum gibi erimeğe, hattâ sıhhati bozulmağa başlayınca annesi, kendisini bir kenara çekti:
— Mademki Raulu o kadar çok seviyorsun. Ona yaz da gelsin, dedi,
Culya, derhal cturup sevgilisine ateşli bir aşk mektubu yazdı. Aradan epey uzun bir zaman geçtikten sonra Fas'tan gönderilmiş şu mektubu aldı:
«Seni çıldırasıya sevdiğim halde çok uzakta bulunuyorum. Seni telâşa düşürmek istemiyordum. Burada her gün Fas âsileriyle çarpışıyorum. En İyi arkadaşlarım, âsilerin kur-şunlariyle can veriyorlar. Al-
Pakis tandan bir atlet ekipi gelecek
Karaşl 24 (Nafen) — 1951
senesinin yaz aylarında PakistanlI bir atlet eklplnln Türki-yeye gelmesi beklenmektedir. Bu atletler ayni zamanda Yunanistan ve Mısıra da gideceklerdir. 20 atletten mürekkep o,-----lacak Pakistan eklplnln turne-
nıma yazılmış ise ben de aynı ye çıkma meselesinin Türk Ida-âkıbete uğrayacağım. Fakat e- J recilerinden Nailî Morart İle min ol ki, ölürken senin İsmin görüşülmüş olduğu da bildirll-»ğzımdan düşmıyecek. imza: mektedlr,
----------------------------.
Sfenks Uykuda
Aşk ve Macera Romanı
Yazan: J. D Carr Tercüme pden: (Vâ - Nû)
V——_ Tefrika
«Nçin mi?.- Çünkü, arzuluna karşı durulması mukadderdi. O. sevdiği adamla ev'-rnmek İstiyordu. Halbuki bu tasavvur imkânsızdı. Çünkü Thoriey Marsh, boşanmağa razı olmuyordu.,
— Affedersiniz, doktor Feli! Bence, hakikate uygun değilmiş gibi görünen birle.K nokta bu-dur. —diye Holden sözü kesti. — Fikrlmj açıkça anlatabilir iniyim? (Bu sözü SLr Danvers Lock'a hitaben söyledi.)
— Fikrinizi açıkça söylemenizde ben mi mahzur görecekmişim? Niçin?
— Dorts'e taallûk eden bir mevzu da...
Sir Danvers, eldivenlerini avuçlarında buruşturdu:
— Ha, pekâlâ... Hay hay, konuşabilirsiniz.
— Doktor Feli' Mademki, Thoriey, Doris'le evlenmek isti-
Nö. 59
yordu ve mademki, Margot başka bir adamı seviyor, ona varmak niyetindeydi, bu takdirde niçin bir anlaşmaya varılmasın? Thoriey, karısından ayrılmağa ne sebeple razı değildir?
Doktor Feli, cevap verdi:
— Mevcut olabilecek sebeplerin en esaslısı yüzünden... Hakikati öğrendiğiniz zaman siz de anlayacaksan.''. Belki de irkiltici bir sual soracağım. fakat ciddidir: Siz Derek Hurst Gore'u bâlâ kıskanıyor musunuz?
Odada bam mânasiyle bir sükût hüküm sürdü, öbür odada pencere açık olduğundan rüzgârın perdeyi kımıldattığı işitiliyordu.
Doktor Feli. İsrar etti :
— Sualimi işittiniz mİ?
Holden:
— Evet. — dedi — Cevabım da menfidir. Mebus Derek Hurst
Güreşçilerimiz ve Antrenör Nuri Bayiorun (aşağı ortada Yunan güreşçisi)
Güreşçilerimiz uçakta
Şişman, kısa boylu, değirmi yüzlü, kır saçlı, gözleri kudretten sürmeli efendi amca ceza mahkemeleri koridorunda bizim kasketli delikanlının karşısına dikildi:
—- Sen de gördün mü. bey oğlum?
— Neyi göreceğim?
— Uçanları gördün mü, diyorum.
— Kargalarla serçeleri görüyorum. efendi amca. Denizde martılar da var.
— Onlan demiyorum, oğlum. Hani ya, gökyüzünde daireler Üçuyormuş ya.
— Hâaa... Uçan dairelerden mi bahsediyorsun"’
— Bu işlere benim de aklım ermedi ki. Daire dediğin, hükümet kapısı demektir. «Koskoca binalar havalanır da gökyüzüne nasıl çıkar?» diye düşünüp duruyorum.
— Aslını öğrenebildin mi bari?
— Ne gezer? Memlekette İken kahvelerde söylüyorlar dı da inanmıyordum; «Öyle şey olmaz» diyordum. Istan-bula geldim, gene o dedikodu. Yedi kat göklerde daireler uçuvormuş. Gel de inan bakalım.
— Uçan dairelerin nasıl şey olduğunu hâlâ öğrenemedin demek?
— Bırak onu. Öğrenmez olaydım. Sözüm ona, öğren-) dim amma bir daha öyle şeylerle uğraşmamaca vedi ceddime tövbe ettim. Öyle-va; «Daireler uçmuş, konaklar kaçmış, senin nevine gerek be adam?» desene bana. Dairelerin uçutuğunu öğrenip de bu yaştan sonra ilim sanibi mi olacaktım sanki? Gel gelelim, bazen insan oğlunu bir merak sarıyor: »Aman, göreyim, öğreneyim» diyor. İstanbul gibi yerde görecek şey kalmamış mıydı? Herif musallat oldu başıma.
— Hangi herif musallat oldu?
— İşte, görmüyor musun şu haramzadenin eniğini? Kör şeytan gibi geldi, yolumun üstüne çıktı, bereden de rastladım itoğlu ite? Kabahat onda değil ki.
— Asıl kabahatli kim, efendi amca?
— Kim olacak, ben. Sanki tâââ memleketten kalkmışım da İstanbula daire görmeğe gelmişim. Görmeseydim bir yerim mi eksilirdi? Dairesi de başında parçalansın, bilmem nesi de.
— Neler söylüyorsun, efendi amca? Lâkırdılarından bir şey anlaşılmıyor.
— Laflanma kulak versene. efendi oğlum. Daireleri söylüyorum deminden beri
— Ne olmuş daireler?
— Üçuyormuş, oğlum, u-çuyormuş. Kulağın sağır mı?
— Onu anladık amma dairelerin uçmasından sana ne? Niçin bu kadar telâş ediyorsun? Çarpar diye korkuyor musun yoksa?
— Senin akimdan zorun var galiba. Dairelerden bana ne olur mu? Dolaplar senin başına dönmedi, benim başıma döndü.
— Daire derken bir de dolap mı çıktı efendi amca?
— Dolabı ben çıkarmadım, el oğlu geldi de benim başımda döndürdü. Kırk yıl düşünsem böyle bir şey aklıma gelmezdi.
— Dünya böyledir, efendi amca. İnsanın aklına gelmi-yen şeyler başına gelir.
—■ Benimki de öyle oldu. Herif yakama yapıştı; «Daire de, daire» diye tutturdu,
— Nerede oldu, nasıl oldu bu işler?
— Onu anlatıyorum işte. Mal almağa gelmiştim. Piyasaya çıktım, bir kac mağazaya uğradım, siparişlerimi verdim. Ondan sonra da şöyle bir gezip dolaşayım, dedim, Bayezit'in arka taraflarında etrafa bakınarak giderken şu herif karşıma çıktı: »Efendi baba, kibritini müsaade et de cıgaramı yakayım» dedi. «Ben cıgara içmem: kibrit de taşımam» dedim. Ondan sonra efendime söyliyeyira. herif başını kaldırıp gözlerini gökyüzü ne dikti: «Vayyy!» diye bir çığlık attı. «Ne oluyorsun, efendi oğlum?» dedim. Parmağını havaya uzatarak. «Daha ne olsun? İşte, uçan daire gidiyor» dedi. Güldüm: -.Çocuk olma, öyle şeylere inanma», dedim Koskoca daire yerinden kalkar da havaya uçar mı? İçindeki memurların hali nc olur?» Herif inad ediyor: «işte, efendi baba. Daire uçuyor. Bu senin bildiğin hükümet dairesi değil. Halka gibi şey lere daire derler. Gözlerimle gördüğüm şeye nasıl inan mam? Havada ateş gibi kıp kızıl bir daire uçuyor işte. Bak. sen de gör.»
Bu sefer beni de aldı bir merak. «Şu kadar zamandır lâkırdısını dinliyorum, fırsat düşmüşken bir de kendisini görevim bari» diyerek ben de gözlerimi havaya dik tim, her tarafa bakındım; «Ben öyle bir şey göremiyorum» dedim. Herif gene par-mağile işaret ediyor: rNasıi göremiyorsun, efendi amca? Yangın kulesinin tepesini hizaya getir de gözlerini onun sağ tarafına doğru yavaş yavaş çevir, dikkatli baz Âteş gibi kızıl dairenin kuş gibi uçtuğunu göreceksin.» Sağa baktım, sola baktım. gözlerimi fırıl fır! çevirdim, göremedim vesselam. Bu sefer herif beni belimden kavradı, sağ elimi tutup havaya kaldırdı; «Şimdi ben senin parmağını uçan dairenin doğrusuna uzatacağım. O tarafa iyi dikkat et» dedi. Oraya da baktım, hic bir şey yok gökyüzünde. «Benim gözüm bir şey farket-mivor. Başımı çevirmekten boynun ağndı» dedim. Herif bana küstü. «Amaaan. efendi baba, gözlerin bozuk da ne diye beni uğraştırıyorsun? Sana daireyi göstereyim derken az kaldı vapuru kaçıracaktım» diyerek savuşup gitti.
— Uçan daireyi görüp de kendini meraktan kurtara-(Arkası 7 ncl «ahlfede)

Gore'u tanımadan önce onu kıskanıyordum. Kendisini ilk görüşümde, düşmanca hislerimi ondan saklamak hususunda güçlük çektim. Fakat şu anda artık o düşmanca hlslerim devam etmiyor. Kendisini gayet
rabıtalı bir insan cayıyorum.
Doktor Feli, memnun bir tavırla:
— Ya, ya! — dedi. — Peki, tahlil edelim, bujş neden böyle oluyor? Kâfi derecede sevildiğinizi kalben anlıyorsunuz da ondan oluyor, değil mİ?
Holden, âvâre:
— Ben tahlil etmeğe kalkışmıyorum — diye cevap verdi.
• Kalkıştığınızı farzedin.
— Haydi, dediğiniz gibi olsun. Ama, bu meselenin Margot ve Thoriey mevzuıarı ile ne ilgisi var?
Doktor Feli, suali lşltmemez-ilkten geldi. Devam, etti;
— Marsh ailesinin izdivaç hayatındaki bozulduğu yeniden tahlile kal kış m ly atağım — dedi Zira, bu manzara, dun, Büyük Galeride konuştuğumuz sırada vuzuhla meydana çıkmıştı. Buna rağmen. Nociden bir gece evvel, Casıvall şatosuna gi-
den küçük grup arasındaki Im-tlzaçsızlığı hele bir hayalinizde canlandırın.
«O tarihten bir kaç ay evvel, isterik hasta kadın sevgilisiyle münasebet peyda etmiş bulunuyordu. Sinirler! ve dolayıslyle muhit, bir müddet sakinleşti. Celia'nın anlattığına göre, Ekim ayında, karı koca müthiş kavga etmişler, öyle tahmin edebiliriz ki. Thoriey Marsh, karısının sevgilisini o tarihlerde tesbit ediverdi.
Lotke sûrdu:
— Bunu nereden kestlrdtnlz?
— Sir Danvers... Bunu Sir, Holdene sizin kızınız söylemiş. 'Esasen, Margot, eğer boşanmayı isliyor idiyse, kocasından, aşığının ismini gkUyemezdi. ilıâllâh dedirtip boşunma müsaadesini alacaktı Ve sonra gözden kaçırmayınız kİ araya’ sakin devreler girmiş. Fakat bu sakin devreler fırtınadan evvelki sükûnu hatırlatıyor. Bu müddet zarfında plânlar yapılmış. Marsh ailesiyle Celia, No-eldcn iki gün evvel Cuswal şatosuna gittikleri sırada, bu haile zaten kemalini bulmuştu. Celia'nın bize anlattığı muh-
telif noktaları hatırlarsınız değil mi? Thoriey Marslı, fevkalâde nazik ve soğuk bir insan. Hiç patavatsızlık yapmamağa gayret eder, kendini İçin İçin yer. O günlerde öylesine solgun bir hail vardı kİ. sütnlne Obey, ona hasta olup olmadığını sormuş, Thoriey, hayli hiddetli imiş de... Çok iyi belirttiğiniz gibi, (Sir Danvers'e hltab ediyordu.) evet, çok iyi belirttiğiniz gibi Margot bir trajedi kraliçesine benzemekteydi. Demek, tahmin etsek mantıkillkten çıkmaz kİ, o gün öğleden sonra, genç kadın, Widestairs malikânesine kocasını aramağa gidince, onu bulmuş ve boşanmak teklifini, sonuncu defa olarak ve kat'i şekilde ileri sürmüş. Fakat, reddedilmiş.
I «Margot, kocasının. Doris Locke'a gönül ve«oiğini bu r.n bile -aklından geçiremezdi. Hayır, asla!.. O. yalnız kendini, sırf kendini düşünen insanlardandı. Margot Marsh, artık hareket edeınlyecek hak- sokulduğu kanaalindeydi. Bir karar vermesi Icabedlyordu. Verdiği , karar, isteriklere çok yaraşacak
kararlardandı.
Doktor Feli, sustu; piposunun ucuyla Donald'ı gösterdi:
— Holden bir kâğıt üzerine üç kelime yazıp da bana uzattığı zaman hakikati keşfetmiş bulunuyordu. Bu üç kelime neydi. Holden?
Meclisteki gerginlik o derece artmıştı ki, iskemlesi üzerinde yalnız doktor Feli, sakin oturabiliyordu.
Holden, tereddüt etti:
— Fakat...— dedi.
Feli. İsrarla:
— Haydi haydi çekinmeyiniz.— diye söylendi.
— Pekâlâ öyleyse... Bu işin zevahiri insanın üzerinde Inta-har intibaı uyandınyorsa da. madem ki bLzler cinayettir diye direttik, bir tek İzah şekli mümkündü: Margot. elbisesini gece yarısı değiştirmişti. Celia-mn tarifine nazaran, büyük bir ziyafete İştirak edecekmiş gibi giyinmiş. Şimdi biliyoruz kİ, Margot'un elinde, morfin ve belladon ihtiva eden bir şişe vardı. Binaenaleyh. ancak. «Bir intahar andlaşmnsı- mevzubahis olabilir. Ben vazıyeti hülâsa etmek için bu uç keli-,
meyi yazmıştım.
Locke'un şaşırdığı görüldü:
— Ne demek istiyorsunuz?
— Margot'U aşığı arasında, İntahar edeceklerine dair and içilmişti. Mahut gece zarfında, Margot, Caswall şatosunda, aşığı da başka bir yerde zehir içeceklerdi. Fakat, aşık bay. bu andloşmaya riayet etmek niyetinde değildi, asla! ceza gör-mlyecek şeklide, bir cürüm işlemeğe karar vermişti. ’
Locke'un bastonu, şapkası ve eldivenleri yere düştü.
— Doğru mu, doktor Feli?— diye sordu.
— Teferruatta bir noksan var ama, doğru,
— Hangi noksan?
— Eğer vaziyet böyle olsaydı. kaatil, Caswaiı şatosuna gitmek zorunda kalmazdı. Cinayeti uzak mesafeden işlerdi. Halbuki, kaatil, o noktaya geldi.
Locke, dudakları kupkuru, sordu:
— Şatonun içine mi?
— Evet,
— Halbuki...
Doktor Feli, İzahat verdi;
(Arkası var)
.♦
25 Mart 1950
AKSAM
Sabite 7
AYDAKİ DA6LAR DAHA ŞAİRANE, DAHA DÜZELMİŞİ
Dünya güreş
Ayda görülen kraterler yeryüzün dekilerden pek çok büyüktür
1610 senesinde meşhur Italyan âlimi Gallie kendi yaptığı teleskopla İlk defa gök yüzüne baktığı zaman, ayın üzerindeki dağ silsilelerinin, yarların ve uçurumların dünya üzerindeki arazî şekillerinden farksız olduğunu. ancak ayın üzerindeki dağların daha şairane ve daha güzel olduğunu söylemişti. Hakikaten Ayni fizyonomisi daha yakından tetkik edilirse, yanından farklı olduğu şıhr
Ayın, üzerindeki bı.yuk çukurlara kracm denir, Kraterler dünya üzerindeki volkanlara benzeyen, dağ tepelerindeki muazzam çukurlardır Bu bakımdan aym üzerindeki kraterlerin de sönmüş bireı yanardağ olduğu anlaşılmaktadır
Fakat ayın üzerindeki kurlar dünya üzerindeki kurlardan daha çok büyüktür. Dünya üzerindeki en I kraterin kutra 2 mil iken, üzerindeki kraterlerin 146 mile kadar varmaktadır. Diğer bir nazariveye göre ay üzerindeki kraterlerin muazzam buz kitleleri, yahut mercan vıeınian, yahut ta erimiş maddelerden müteşekkil tümsekler olduğu iddia edilmektedir Fakat hakikatte bu kraterlerin ne olduğu 300 seneden-beri bailcdilmiş- değildir.
17 nci asrın sonlarına doğru Alman astronomu J. H. Schrö-ter ayın kraterlerini binlerce defa ölçmüştür: ve neticede Seli rö ter kaidesi denilen şu kaideyi bulmuştur: Kraterlerin etrafında bulunan madde, kraterlerin içindeki boşluğa eşittir. Bu kaideden de kraterlerin münferit indifalardan ileri geldiği w fışkıran kitlenin çukurların etrafında yığılıp kaldığı anlaşılmaktadır.
çu-çu-
Ayın teleskopla görünüşü
şampiyonası
(Baş tarafı 4 üncü salûfedei üstünlüğü vardır. Ben onu İsveçli Antonsona benzetiyorum.
Adil Candcmlr de çok kıymetli ve kafalı bir güreşçidir. Efendiliğini de herke.» bilir. Yetişmiş ve yetişecek güreşçiler için Adil mükemmel bir perhiz örneğidir.
Yaşım biliyor musunuz?
— Hayır.
— Tam 41 veya 42 yaşındadır.
Mazhar Aklfoğiuna, Greko -Romen ve serbest İçin ayrı ayrı İki takım yapmanın doğru clup olmıyatağını sordum. Şöyle dedi:
— Dünya ihtisas dünyasıdır ve medeniyetin bin bir tarifinden biri de ölçü hissine sahip olmaktır. Elbette ki İki ayn takımımızın bulunması her cihetten güzeldir. Bir şansı İki yapmış oluyoruz. Yalnız, acaba bu İş bizim bugünkü çalışmamızla elde edilebilir mi? Bunun için teşkilât lâzım. O da bizde yok. Halbuki adam yetiştirmek ve bizde köLü tarihe dayanan çayır güreşini bir minder güreşi haline getirmek lâzımdır. Bu da devlet babanın yardımıyla olur. Halbuki Beden Terbiyesi teşkilâtı bu bakımdan müstahsil değil, müstehlik bir müessesedir. Yetişmiş adam varsa nlıyor. Anıma bu adamlar nasıl yetişiyor? Onu bilmiyor.
Nureddin Zafer’ın demeci
Son olarak 82 kilonun kıymetli elemanı olan vc takıma alınmayışı herkesi üzen Nurettin Zaferle konuştum. Kendisi şimdiki halde sıkı bir perhizle antrenmalara başlamış fiebeblnl sordum.
— Yedi ay sonra Finlândiya-da yapılacak olan serbest güreş dünya şampiyonluklarına hazırlanıyorum, dedi. Şimdilik haftada üç gün çalışıyorum , tnşalluh birinciliği alacağım.
Greko-Romen güreşlerinin
Aydaki bu buyuk yarlardan bin
Schröterden
Mac Donald. Alman âlimi J. F. J. SchmJdt ve İngiliz âlimi E. Netsem kraterler üzerinde çalışmalara devam ederek bazı hakikatler bulmuşlardır. Bu arada ay üzerindeki irili ufaklı sayısız kraterin ayni nispet dahilinde teşekkül ettiği anlaşılmıştır. Yani her kraterin derinliği, genişliği Ue mukayese edildiği zaman ortadaki nispet aynidir; ve kraterler geniş-ledlkçe derinliği de azalmakta- ' dır. Diğer taraftan daha dar vc toplu kraterlerin derinliği daha fazladır.
Yine ayni bilginlerin çalışması neticesi, kraterlerin dış tarafları düz arazi üzerine 1—8| d.rec.^w« >»>„ », W1I-| BBU(,„da tu,mlnlnl
le indikleri görülmüştür. 1—8,
derecelik meyil bütün krater-1 __ ,wtsuu JltH
l«r l?ln aynidir. ŞU MJae >w L* ‘^"^7 üzerindeki bütün »rızaların I
hep ayni cinsten olduğu meydana çıkmaktadır.
İzmir tütün işçilerinin toplantısı
İzmir (Akşam) — İzmlrde tütün işçisi olarak +0.000 işçi vardır Bu işçiler, tütün mağazalarının açılma zamanlarında mevsime münhasır olmak üzere muvakkat mahiyette -yılışırlar ve tütün marazaları kananınca ertesi yıl yine bu mağazaların açılmasını beklerler. Tütün işçilerinin, tzmirde iyi çalışan
bir de (Tütün işçileri Sendikası, vardır. Diğer işçiler beyanında tülün İşçilerinin 4e ihtiyarlık sigortasına ithal edilme lert için teşebbüste bulunulmuşsa da bu tütüncüler, ÇÜlışmn durumlarının muvakkat mahiyette olduğunu Heri sürerek Ilı-Uyarlık sigortasına danil edilmeği reddetmişlerdir.
Bu maksatla, Ikf defa toplantı yapılmış, fakat netle; değişmemiştir. Zira tütün İşçileri, ihtiyarlık sigortası İçin ücretlerinden kesilecek aidat yüzünden geçim durumlarının sarsılacağı mülalâasındadırlar. yukarıdaki resim. İzmir tütün İşçilerinin İhtiyarlık slgortas na dahil olmayı kabul etmedikleri toplantıdan bir görünüştür.
koridorlarında
(Baş tarafı 6 ncı snhlfcde)
madın öyle mi. efendi amca?
— Ne söylüyorsun oğlum? Dairenin merakı da lâf mı? Herif gittikten sonra ne oldu, desene! Meğerse havada uçanlar daireler değilmiş, benim paralarım imiş. Elimi koynuma soktum ki banknot destesinin yerinde yeller esiyor. Tamam bin sekiz yüz Ura. On tane yüzlük, on altı tane de ellilik banknotu deste ile ceketimin iç cebine koymuştum. Nasıl da farkına varmış? Biraz evvel Mağazada parayı cebime sokarken yanımda değildi ki, gördü, diyelim.
— Sen daireyi göremedin amma herif senin cebindeki paralan gördü, desene.
Maznun İnkâr ediyor:
— Yalandır, bey abi Ben o adamın yüzünü bile görmedim. Sabıkalı olduğum için polisler enseme yapıştılar. Cebimde buldukları beş yüz Ura da kendi paramda.
Mahkeme açıldı, yeminler ederek kalktı.
Ce. Re.
Konservatuvarımı-zın çok yerinde bir konser teşebbüsü Eskişehir felâketzedeleri menfaatine Konservatuvar Türk musikisi icra heyetinin tam kadrosunun iştirakiyle 1 Nlsar. Cuma günü akşamı Atlas Sinemasında güzel bir konser vermek İçin şimdiden hazırlıklara başladığını memnuniyetle haber aldık.
Atlas Sineması Müdüriyeti de bu hayırlı İşe yardım etmek maksadlyle sinema salonunu ücretsiz olarak bu konsere tahsis etmiş bulunmaktadır.
ı sordum. Cevap verdi:
| — Takım halinde İsveç bl-oluruz. Fert olarak Halli Kıyadan şampiyonluk bekliyordum. Halbuki o da yenildi. Ali Özdemir Gron-bergi yenemez, ikinci olur. Tevil k Yüce de şansı varsa İkinciliği alır. Normal netice üçüncülüğüdür. Celâl Atik ise ikinci veya üçüncü olabilir. Muharremin durumu İyi umma bakalım birinciliği koparabilecek mİ?
Mehmet Oktavın örfim yerine lakıma alınması işini fazla kurcalamadım. Yalnız Oktavın tuşla üç dakikada yenildiği i t al yanı tanıyıp tanımadığını sordum.
— Tanırım, dedi, adı Rendi' dır. Geçen yıl İtalyaya gittiğimizde onunla İki kere karşılaştık. Önce Baride Grcko-Ro-mendt boy ölçüştük. Sekizinci dakikada adamı tuşa getirdim. Hakemler saymadılar. On üçün ' ıhı dakikada yine tuşa gelir- ' dinL Bu sefer de saymadılar. ( Anladım ki Rcndlyı Baride 1 tuşla yenmek yasak Neticede ! ittifakla kazandım. İkinci ' karşılaşmamızı Cenovada ser-|best güreşte yaptık. Adamın ı sırlını dokuzuncu dakikada ' mindere yapıştırdım. Bu sefer ] ses çıkaran olmadı.
Şahap BA!,Cro6l.Ü j
Tİf Emlnönd Halkevinden: n/ın/ JMO tarihinde faaliyete geçmek Özere Evimizde hk bllmıyentcrle ar. çok bilenler İçin yeniden franaır.ca kursu açıİAcaktır. Kum Dereli talebe basmn ayda «31 liradır
İsteklilerin ZS/llJ/luSO akşamına kadar her (Un saat 114) ten (İSI n kadar birer totofiraft'» Halkevi Bürosuna mOr.ıeaatları.
BULMACA]
2 S
Şehir suıjıı tesisatı yaptırılacaktır iller Bankasından:
1 — Aşağıda İsimleri, keşif jbedeUeri ve geçici teminat miktarları gösterilen 11 kasabadın içme su tesisatı yaptırılacaktır.
Kasaba İsmi
Keşif bedeli Geçici teminat
Amasya 294.828,75 19.543.15
Antakya 63.15537 4.407,77
Bayındır 2TL258.16 11.812.91
Ereğli (K. Deniz) 15AM457 8915.73
Gümüşhane 56 98T.40 LO9G.0T
İğdır 180.540,79 10 277.04
Maraş 954)05,64 H 000.23
Mecitözü 1O5.9C4.7Z 6.548,24
Nalbhan • 43.846,84' 3.238.51
Niğde 107.814,08 A.640.7C
Tirebolu 97.890,98 d 144-.55
oksam ve ar-
İ — Bu keşif tutarlarından font horu nusuBi malür bedelleri hariç olup bunlar Bankanın fcıtarbuldukl deposunda müteahhide teslim edilecektir.
3 — Her kasaba için ayn ayn teklif mektubu verilecektir.
4 — İhale 14 Nisan 1950 cuma günü saat 15 de toplanacak olan Bankamız İhale komisyonunu!} inceleme sonucunun İdare Meclisince tasdikini müteakip Kesinleşecektir.
5 — Teklif mektuplarının en geç 1+ Nisan 1950 cuma günü saat 12 ye kadar Bankamıza makbuz mukabilinde teslimi şarttır.
6 — Her bir işin eksiltme evrakı 5.— lira bedel mukabilinde Bankamızdan alınabilir. Projeler Bankamızda görülebilir.
7 — Eksiltmeye girebileceklerin Bayındırlık Bakanlığına ihale gününden en az üç gün evvel yaptıkları işleri gösterir belgeleri Ue müracaat ederek bu içi yapabilecek kabiliyette olduklarına dair yeterlik belgesi almaları fcabeder
8 — Banka İbateyi yapıp yapmamakta ve işi dilediğine vermekte serbesttir. (3721)
ATEBRiN Alınacak
Türkiye Kızılay Derneği Genel Merkezinden
Beş tonu 5000 tabletlik ve İki tonu da 1000 tabletlik teneke kutularda olmas üzere 0,10 luk yedi ton Ateblrlne veya muadilleri olan (Atabrine, Metoquine, Mepacrine. Hyd-rochiorld Qulnacrine satın alınacaktır.
Teklifler kapalı olacak ve 15000 liralık geçici teminat mektup veya makbuzuna ihtiva edecektir,
şartname İle sözleşme tasarısı Ankarada Genel Merkez Monopol servisinden ve istanbuida da Kızılay hanındaki Depo Müdürlüğünden parasız verilir-
Tekliflerin 27/Nlsan/1950 akşamına kadar Genel Merkezde bulundurulması lâzımdır.
Ankara Belediye Başkanlığından:
1 — Ankaıada Kâzını Özalp caddesinde Cebeciye giden
yol üzerinde aşağıda metre kareleri, ftatı, tutan bedelleri ile teminatları gösterilen 20 adet arsa (satış bedelinin % 10 mikdan peşinen ve nakden, mütebakisi de ihale tarihinden itibaren 11 ay zarfında ve II eşit taksitte olmak üzere tediye edilecek ve taksitler muayyen zamanda tediye takdirde bakiye tak?itler muacebyet kesbetmekle ayrıca kanuni faizler de aha tarafından ödenmek ayn ayn satılmak üzere 15 gün sürç- Ue' ve 2 ve 9 numaralı parseller kapalı zarf, diğerleri açık arttırma ile İhaleye konulmuştur. »’’
2 — İhalesi 3/4/1950 Pazartesi günü saat 16 da Belediyede toplanan komisyonda yapılacaktır.
3 — Şartnameleri her gün Belediye Tutanak Müdürlüğü, kaleminde görülebilir.
4 — Teminatları Belediye veznesine yatırılacaktır.
5 — Kapalı zarfla.- 24»o sayılı kanunun 32 nel maddesi gereğince belli ihale gününde saat 15 e kadar makbuz karşılığında komisyon başkanlığına verilmesi lâzımdır.
6 — İsteklilerin belli gün ve saatte belediye Komisyonuna
başvurmaları. (3044)
Beher metre Tutarı Teminatı
edilmedlğl berau?r şartfle)

Muallimler Birliği terbiye encümeni tonlantısı
Birlik Terbiye Ercüment ll( defa içtima ederek aralarında yeni bir İş bölümü yapmışlardır. Neticede, doçent Mümtaz Turhan Reisliğe, öğretmen Ne-bahat Karaorman reis vekillisine. öğretmen Rtza Korap kâtipliğe scçilmlşierdri.
Encümen, bu sene İçin tatile kadar verilecek dört terbiye konferansı tertip etmiştir.
Bu konferanslar arasında öğretmen mekteplerinin ehemmiyetine ve İstanbuida vakit geçirmeden bir Muallim mektebi kurulmasına temas eden bu konferansın bulunması ve bunun münakaşalı olması kararlaştırılmıştır.
Soldan safa: - — Dillen verme. 2 — Bir mektep. 3 — Trrai şıkların uyenafa nıC.'Ütlr «Idufilı »Oy - Büyük, 4 — Ter«l bir r«bxe - Nota, 5 — Bir emir ■ Kabahat. S — Bapna «A, gelirse hnmır. «hır • Küf Irokuru. 1 — Şart edatı - Dürme «kliği. B — Cerh. 8 — Btt tayt - Yurt. JC — Tcru b>cı»h ınnhfanısı ■ Nida.
Yukarıdan aşağıva: 1 — Karışık pnrtUrrdctı kurulan kabine, 2 — Kinli is tazıda konuşulan alilerden, 3 — Hükmünü yürüten. 4 - Terci tokattır - Sikir. 5 — Nota - Hnrb mat/.c-mvrl. 8 — Bir savı Sirkeli zrjrUn yafilı çıy şehre. 7 — Parlak cehre, B — Cömert valide.
GEÇEN BULMACANIN HALLİ
Soldan *&£.ı: 1 — Dikimevi. 2 —
Afi İlbay. 3 - pı-r Kere. 4 - Ama-cir S — Ntca, Öle. c — Anarım, 7 — Laca. Eam fl — AL-m. Car. 9 — Mreall, 19 — Arışa, üm
Yukarıdan aşajıya- | - Badanalama. Z — Alcı malan. 3 — Kiram Bacı. 4 — O. Yarı Kbegömeel. i yere kartım.
T»terı
Ada Parsel M2 karesi lira lira lira
2929 1 Stü 23 11730 879,75
2 600 30 18000 135ü K. zarf
3 475 25 11875 890,65
4 475 25 11875 890.65
5 550 25 13750 1031.25
■ 6 550 25 13750 1031,25
» 7 475 25 11875 890.65
> 8 475 25 11875 890.85
» 600 30 18000 1350 K 2arf
10 510 23 11730 879.75
11 360 18 6480 486
12 36u 18 6480 486
13 465 17 7905 592,00
14 465 17 7905 592,90
15 360 18 6480 430
16 360 18 . *0480 486
■ 17 465 17 7905 592,90
» 18 465 17 7S05 592.90
19 360 18 6480 486
20 360 18 6480 486
Senelik
Adres tebdili leto om jonderumeiidir (ıe adres değiştirilme»
Açık Arttırma suretile arsalar satılacaktır
Yalova Belediyesinden
1 — Satılacak arsalar Yalovada Çarşıya 100. denize ve pllâ-Ja 50 metre mesafede, kaplıca yolu üzerinde, denize, dereye nâzır, meyva ve çiçek bahçeleri aracında en mutena manzarayı hala olan ve 28 Şubat 950 tarihinde açık arttırma İle satılacağı ilân edilen 19 parsel arsalardan 6 parça parsel arsa Kalmıştır. Bu altı parsel arsa ayr: ayrı nısfı peşin ve diğer malı aylara müsavi taksim edilmek suretiyle İki sene taksitle 2490 saydı kanun gerekince açık arttırma sureliyle satılacaktır.
2 — Bu işe dair şartname ve yapacakları bina tipi plânı belediyemizde her gün görülebilir
3 — Açık arttırma 4. Nlsan.950 salı günü saat 14 te belediye encümeni huzurunda yapılacaktir-
4 — Muvakkat teminat beher parselin muhammen kıyjnc'l-nin %7.5 dur. Arsalar 6 parsel olup her parselin talimini metre murabbaı flatı 150 200 kuruştur. Gaye Yalovayı güzelleştirmek ve büyültmek amacına m.ttuf bulunduğundan flatbr çok ucuz olarak tesbit edilmiştir. Parseller 450. 550. 650 metre mu-rabbaıdırlar.
5 — Arttırmaya girecekler ihaleden iki saat evvel talip olacakları arsanın tahmin flatı üzerinden %7.5 pey akçelerini belediye veznesine yatırmaları lâzımdır.
6 — ihaleyi yapıp yapmamakta komisyon salahiyetlidir.
Kadıköy llalkevindc Şevket Salih Soysal ın konferansı Çocuk mütehassısı Pıof. Dr. şevket Salih Soysal Pazartesi günü saat Kadıköy Halkevinde yanla çocukların veremden korunması mevzulu mühim bir konferans verecektir.
27 Mart İS 30 (fa projeksi-
Pojonyaiuar uraiuıuau Duğu Aimanyaaaa urdedücu Alınanlardan bir ntılUe Bremen Ibta.yojmnrfa.
ahlfe 3
AKSAM
25 Mart 1950
GÖZLERİNİZİ
YORMAYINIZ
UKbUKUK ve BRONŞİTE KARŞI
HER ECZANEDE BULUNUR
* Terkiye Kızılay Derneği »
İSTANBUL DEPOSU DİREKTÖRLÜĞÜNDEN: KOLİ SANDIĞI YAPTI KILACAKTIR
1 — -Depomuz senelik İhtiyacı olan muhtelif eb'adda takriben 7000 koli sandığı 5/4/950 tarihine rastlayan çarşamba gün üsaat 14 de Sirkeci Mimar Vedat caddesi Kızılay hanında acık eksiltme suretlle yaptırılacaktır.
2 — Bu işin muvakkat teminatı 200.— itra olup şartnamesi her gün mesai saatleri dahilinde Depomuzda görülebilir.
3 - Derneğimiz arttırma v« eksiltme kanununa tabi olmayıp ihaleyi yapıp yapmamakta serbesttir.
Sümerbank Hereke Yiinlii Halı Dokuma
Sanayii Müesseses nden Hurda Malzeme Satışı Aşağıda clı.s Ve miktarı yazılı hurda malz-nnc 27/3/950 pazartesi günü saat 16 da milessesemlzde pazarlık suretiyle satılacaktır.
İsteklilerin bu tarihe kadar müessesemizdr malı, Istan-bulda Sümerbank alım ve satım müesseseslnde malzeme listelerini görebilirler
Teminat her malzemenin muhammen bedelinin % 7,5 dur. Muessesemlz satışı yapıp yapmamakta serbesttir. (3335)
Boş Damacana Adet
Hurda Pik Boru Kg.
Muhtelit varli ve fıçı Adet Hurda demir Kg.
Çember Bant lj-20 m/m Kg.
> pulları Adet
35 4000 340 5000 2727 4940
■■EESBB Yazıhane ve Düktün İsteyen Büyük
Müessese ve tüccarlara
Gaıatanın merkezinde İki büyük dükkânla 14 odalık yazıhane ve idarehane olarak elverişli bir han, kat kat veya toptan kiralıktır. Malûma* almak isteyen: Büyük Balıklı han 37 No. ya müracaat
Devlet Denizyolları ve Limanları işletme Genel Müdürlüğü İlânları |
İdare ihtiyacı İçin 5400 adet çeşitli köprü çavalyest satın alınacaktır. Çavalyelerin nümunelerini her gün Tophanede Malzeme İşleri Müdürlüğünde görebilirler. Pazarlığı 27/Mart/ 95o tarihine rastlayan Pazartesi günü saat 15 te yapılacağından isteklilerin tayin olunan gün ve saatte güvenme para-larlle Malzeme İşleri Müdürlüğüne müracaatları ilân olunur.
(3742)
Açık arttırıra ile fevkalâde satış
Şehrimizin en büyük fabrikaların mamulatından hakikaten emsalsiz ve yepyeni teknik oyma şahane bir eşya vesaire açık arttırma Ue satılacaktır. Yarınki Pazar günü saat 10 da Taksimde Laraartln caddesinde 42 numaran Esin apartımunının 2 numaralı dairesinde mevcut ve bayan NURİYE GOZEN'e alt naklkaten emsalsiz eşya açık arttırma ile satılacaktır Avrupa mamulatından daha güzel ve tekmil oyma 2 büyük berjer, 2 koltuk, ve 1 kanapeden mürekkep ipekli kumaş Ue kaplı harikulade bir Louis XV salon takımı ve keten örtüleri, fevkalâde zenginlikte 1 oymalı büfe, 1 geniş vitrin, i otomatik masa ve 8 maroken sandal-yadan mürekkep ve gayet ender görünen emsalsiz bir yemek oda takımı. Birbirinden zengin en son modellerd; 4 kapılı dolapli ve şlforuyerll, İki karyolah, tuvalet ve 2 komo-dinll 2 yatak oda takımı. (Lak Japonez) lçiçe giren 4 adet fevkalâde salon masaları. Fevkalâde zenginlikte hayli perdeler ve etaminler. En son model kristal ve bronzdan mamul elektrik avizeleri, renkli kristal bakara bir vazo. Kristal baccarat 2 emsalsiz uzun sürahiler; hakiki eski Çin (Kanton) kâseler, çiçekli Fransız vazolar, hayli kristal ci-gara tablaları ve kutu, elektrikli güzel bir semaver, China markalı duvar tabaklan, bronz balık havuzu, bronzlu modern portmanto vesalr hayli ev eşyaları. Dünyaca meşhur Luxor markajı 8 lâmbalı büyük möble bir radyo ve on iki plâk çalan otomatik emsalsiz bir plkapı defa gayet güzel 7 lâmbalı bir Telefunkcn radyo ve üçüncü bir radyo, kıymetli İran Sivas vesalr hayli halılar. Bugün saat 2 den 6
[ ya kadar herkes eşyayı görebilir
Sayın Bayanlar,
En son moda haberlerini ve Amerikanın en büyük moda desinatörlerinin kreasyonlarım bulacağınız Amerikan
HAK PEK S ÛAZAAR JOURNAL ve MADEMOİSELLE mecmualarının Mart sayısı piyasaya dağıtılmıştır. Her yc-rde satılmaktadır
ÇORBALIK
KOMPRİMELERİ
ponsnro ÇOUBAYAPAH
En yüksek vasıfları üzerinde toplayan aşçılar dahi size 2 5 kuruş gibi bu gün hic denecek bir bedelle bu derece nefis bir çorba hazırlıyamaz.
GRİPİN
BAŞ.DİŞ. NEZLE.ADALE SİNİR
ROMATİZMA ve butun ağrılara karşı
_ --- -r.-- 3- --i.
FARMADERM
Yanık, bere, kesiklere ve cerahatli yaralarda kullanılır.
İyi gıdalandırıiınayan ettd ve enslce de zamanla ihtiyarlar. Cildin muhtaç olduğu ana-;sırı terkibinde toplayan ve I nesçl pek az zamanda kuvvetlendirmek hassasına malik olan
KREM PERTEV’İ kullanmakla elidinize taze bir hayat teminini İhmal etmeyiniz.
Kaçırılma: Fırsat SATILIK BAĞ
Florya-Telsizler mevkiinde on bir.-dönümlük, içkide suyu ve bol miktarda elma, kayısı, şeftali, İncir, vişne, kiraz ağaçlan olan meşhur Kuyulubat varisleri tarafından satılığa arzedilıniştir. Taliplerin hergün Şehremini Yayla caddesi No. 3 de Osman' Akimsa müracaatleri,
ZAYİ — 20. 7. 936 tarihinde Tosya nüfus memurluğundan aldığım ve İçinde askerlik durumum yazılı kimlik cüzdanımı kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Unsan Hasbi oğlu Hamdi Özütan
Fatih tramvay caddesi No. 68 da mukim
Beyoğlu İstiklâl Caddesinde
Yazıhanı aranıyor Bir veya ikinci katta caddeye nazır 1, 2 odalı boş teslim yazıhane aranmaktadır. Müracaat: Tel: 21614.
— BAHÇE MERAKLILAHJKA __
Yeni çeşitlerden seçme 20 varlete aşılı Bodur Avrupa
gülü gelmiştir.
Hollanda malı Begonya, Olayol, Lllium çiçek soğanları
l
ve lıahs Ingiliz çim tohumu Ray Grass yakında gelmektedirler. Siparişlerinizi mevsim geçmeden veriniz.
Satış yerleri;
(S. IS. SAPUNCAKS
Şehir Çiçek Evi
İstanbul, İstiklâl Cad. 237, Konak Oteli karşısı.
Ankara. Bankalar Cad. 42 Karpiç Lokantası yanında, Bahçe ve park tanzimi İÇİ” mütehassıs bahçıvan arılar ■ vardır.
TABLET (K ŞURUP
REOSİL
BRONŞİT», ÖKSÜRÜĞÜ KESER
HCP LLZAFOL BULllNİJI
HBBM DOKTOR
EMİR NECİP »TAKAM Kadın - Doğum Hastalıkları ve ameliyatları mütehassısı Beyoğlu, istiklâl Cad 403 kat 2. Şark Patan karşısı. Muayene: 15.30 - 19 ■■■ Tel: 43864
MAZON
Mey va Tuzu KABIZLIK, HAZIMSIZLIK, MİDE EKŞİLİK ve yanmalarına karşı fazla veya İçkili bir yemekten sonra hissedilen ağrılara ve şirinliklere kar$ı zararsa ve faydalıdır.
HOROS markasın* dikkat.
İstanbul Defterdarlığından:
Tarlabaşı Maliye Şubesine olan kazanç vergisi borcunun ödenmemesinden dolayı Beyoğlu Balık Pazarı Dudu Odalar Sokak 37 Nolu kasap dükkânında haciz altına alınan bir adet Keivlnator marka iki küçük, İki büyük kapılı et muhafazası için soğuk hava dolabı İle bir adet elektiriklc işler motorlu et kıyma makinesi 27/Mart/lOSO Pazartesi günü saat l 10 da açık arttırmak suretiyle satılacaktır.
Taliplerin belli gün ve saatte mezkûr mahalde hazır bu-| lunmaları Hân olunur» (3740)
YANIK, ÇATLAK ERGENLİK, Sh İLCE vc EKZEMALARA karşı
İMuilardl
Gözlerinizi fena aydınlıkta çalışmaya zorlamak tchİLkc -tidir, bundan kaçınmak için en parlak ışıklı ve gözü yormayan MULLARD ampullerini tercih ediniz.
İNGİLİZ AMPULLERİ
Genel Acenteliği : — ■
ŞAFAK TİCARET A.O.
Merkez Poslabaneıl k»r?ıtı. Mahslnoflln Han. 3-8 - İstanbul
TELEGRAF : ANTANT—İSTANBUL P. K. «0 TELEFON : >O7M
SULFADERME
YABA MERHEMİ "
YARA YANIK ÇATLAK v( ÇIBANA KARŞI
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasından:
Memleketimizle Yunanistan arasında 21 Temmuz 1949 tarihinde imzalanan Ticaret Anlaşmasına ek gayrı ticari alacakların tasfiyesine müteallik Protokol:
2 Nisan 1949 tarihli Ödeme Anlaşmasında derpiş olunma yan ve Türk ve Yunan mevzuatının serbest döviz olarak transferine müsaade etmediği mcbaliğle ticari olmajan her nevi Türk ve Yunan alacaklarının birbiri İle mahsup edilmek suretlle transferini müaıkiin kıldığından Yunanislanda bu kabil matluplan hıı'unan Türk tab'asınm bu alacaklarını Yunan Bankası nezdind? sMuhtellf Türk Alacadan» hesabına yatırmak suretiyle Türkiyeye nakledebilecekleri bildirilir. (3339)
Satılık Emlâk
İstanbul Defterdarlığından:
Kıymeti Teminat
Dosya No. Cinsi Lira Lira
512—2038 Bakırköy. (Yeşilköy Şenlik köyü Florya çiftliği arazisinden 6 ada, 6 parsel 2900 M2 tarla. 2000 150
512—2075 Bakırköy, (Yeşilköy) Şenlik köyü Florya çiftliği arazisinden 4 ada. 2 parsel 2900 M2 tarla. 4300 323
515— 251 Beyoğlu, (Taksim) Kâtip Mustafa Çelebi mah. Tel ve Ahududu so. 465 ada, 16 parsel eski 23, yeni ve ta) 23. 23/1 kapı sayılı 325 M2 kârgir ev ve dükkânın 2/8 payı. 9000 675
518--3587 Eminönü. Çarşı mah. Çuhacı han so. 2745 ada. 20 parsel eski yeni ve taj 21 kapı sayılı 10 M2 kârgir dükkânın 1/8 payı. 300 23
5213—1215 Kartal, (Maltepe) Gülsuyu mah. 33 pafta, 311 ada, 11 parsel eski 24 kapı sayılı 9370 M2 tarla. 4750 357
5213—1228 Kartal. (Maltepe) Bağlarbaşı mah. 26 pafta, 453 ada, 5 parsel eski 2. 4, S kapı sayılı 909 M2 tarla. 700 53
5213—1229 Kartal, (Maltepe) Bağlar başı mah. 23 pafta, 453 ada, 4 parse eski 2. 4. 5 kapı sayılı 1790 M2 tarla, . 1300 98
5213—1282 Kartal, (Maltepe) Bağlar başı mah. 28 pafta. 445 ada. 3 parsel eski 3. 4, 5 kapı sayılı 1871 ML tarla. 1200 90
5213—1263 Kanal. (Maltepe) Bağlarbaşı mah. 28 pafta, 445 ada, 2 parsel eski 2, 4, 5 kapı sayılı 1868 M2 tarla. 1500 113
5213—1264 Kartal, (Maltepe) Bağlarbaşı mah. 28 patta, 445 ada, 1 parse! eski 2. 4, 5 kapı sayılı 909,50 M2 tarla. 650 49
52U3—1286 Kartal (Maltepe) Bağlarbaşı mah. 28 pafta. 448 ada, 1 parsel eski 2, 4. 5 kapı sayılı 912 M2 tarla. 700 53
5213—1267 Kartal, (Maltepe) Bağlrabaşı mah. Başıbüyük cad. 28 pafta, 446 ada. 6 parsel eski 2. 4 ,5 kapı sayılı 2002 M2 tarla. 1300 96
Yukarıda yazılı gayrlmenkuller 31/3/950 Cuma günü saat 15 de Milli Emlâk Müdürlüğündeki komisyonda ayn ayn açık arttırma ile satılacaktır. İsteklilerin nihayet saat 15 e kadar yatıracaktan teminat makbuzları ve nüfus cüzdanlarlle satış günü komisyona, fazla bilgi için de sözü geçen müdürlüğe başvur malan. (Teminatlar önceden dc yatırılabilir.) (1137)

Comments (0)