Yarın------------
Küçük ilânlar
,_______‘ . -
AKŞAM
Sene 32 —• Ko. 11143 — Fiati: her yerde 10 kuruştur.
PERŞEMBE 27 Ekim 1B49
Sahibi: Necmeddln Sadak — Yazı işlerini fiilen idare eden: C. Bildik — Akşam Matbaan
Sovyet-Yugoslav siyasî münasehetleri kesiliyor
Sovyetler Moskovadaki Yugoslav elçisinin geri çağırılmasını istediler. Gerginlik artıyor
Tito, Rusyanın küçük sosyalist memleketleri siyasî
ve İktisadî köle derecesine indirmek istediğini, Yugoslavyanın icap ederse savaşacağını söylüyor
Şeker istihsali artıyor
Bu »ene geçen yılkı rekor istihsali de geçeceğiz
Ankara 2*7 (Akşam) — İşletmeler Bakanı Münir Birsel bu yılkl pancar zeriyatımız ve şeker İstihsalimiz hakkında ban»' şunları söylemiştir:
■— Bu sene pancar zeriyatı bnkunmdan çok müsait bir durumdayız. Geçen senekl 118 bin küsur tonluk şeker istlhsa-
Iııöminün Ankarada gezileri
Tito’nun 1945 te Moskova'yı ziyaretine ait bir resim: önde Tito. sağında Molotof, solunda Vişinski
llmlı 23 senelik şeker sanayii tarihimizde bir rekor teşkil etmişti. Bu yıl bıı mlktan da aşacağımızı kuvvetle tahmin etmekteyiz Bu suretle istihlâkin ferahlıkla karşılanacağını söy-liycblllrlm. Dört şeker fabrikamı» hilen btıtün kud retle rile kampanya faaliyetlerine devam etmektedirler..
Fransız buhranı
Bidault güçlüklerle karşılaştı
Paris 27 (tt) — Kabine buhranı dün de devam etmiştir. Yeni Kabineyi kurmağa memur edilen Bidault bir çok güçlüklerle karşılaşmıştır. Sosyallst-
Cumhurbaşkanı İnönü bir ilkokula geziyor
Ankara 26 — Cumhurbaşkanı İnönü dün ve bugün şehrimizde muhtelif gezintiler ve temaslar yapmıştır. Bu akşam Ankara valisi Avni Doğanla birlikte Çiftliğe gitmiştir.
Cumhurbaşkanı dün üniversite Talebe Birliği lokaline gitmiş gençlikle hasbıhallerde bulunmuştur. Bu temaslar bir saat kadar devam etmiştir. Ü-nlversiteliler bilhassa yurt meselesi. talebe lokali meselesi ve
fakir gençlere İş bulma Lşi Çizerinde durmuşlardır. Gençler, Ankarada tahsilde bulunan 15,000 üniversitelinin yüzde doksanının diğer şehirlerden geldiklerini anlatmışlar, bu işin bir an evvel hallini İstemişlerdir. İnönü:
•— Biliyorsunuz kİ eğitim müesaeselerlmlzln hepsi kısa zamanda ve tamamen yeniden İnşa edilmiştir. Yavaş yavaş her noksanımızı tamamlıyaca-
ğıs» demiştir. İnönü, gençler» çok çalışma tavsiye etmiş w şöyle demiştir:
(— Sınıfta kalmamağa çalışınız. Ben de darlıktı, okuyanlardanım. Kitap almakta güçlük çektim. Fakat okumakta arkadaşlarımdan geri kalmadım. Meselenin devlete ait kısmı halledilecektir, İradeni» hiç kırıl manialıdır» Gençlik (irademiz kırılmıyor ve kinim»* yacaktırı cevabını vermiştir.
Created by free version of 2PDF
Londra 27 (R)Sovyetlerle Yugoslavya gerginliği artıyor. İki taraf da birbirini şiddetle İtham etmektedir. Moskova radyosu son yayımında Tito hakkında çok ağır kelimeler kullanmıştır. Tito da Sovyetleri şiddetle tenkld etmiştir.
Tito. dünkü beyanatında Sovyet Rusyavj küçük sosyalist memleketleri İstismar etmek, onları siyasi ve iktisadi köle derecesine indirmek İstemekle İtham etmiştir. Tito, buna karşı durulacağını ve mücadeleye devam edileceğini söylemiştir.
Tito’nun demeci
Belgrad 27 (AP) — Mareşal Tito dün, cRusyanm bizi nüfuzu altına almasına mâni olmak için, lcab ederse savaşırır, durmadan savaşırız* demiştir.
Yugoslav Devlet Başkanı, son harbde Yugoslavyanın İstiklâli için yaptığı savaşta, Yugoslavlarla beraber çarpışmış ve hâlen Yugoslavyayt ziyaret etmekte olan bir İtalya grupunun huzurunda konuşmuştur.
Tito, bundan İP ay evvel. Yu-goslavyamn Kotnlnform'dan ihraclyle başlamış olan mücadelede, mağlûb olmamak emelinde ve azminde bulunduklarını belirtmiştir.
Tito, Yugoslav mücadelesinin. Sovyet Rusyanın hayatında bir değişiklik yapmıyacagını da a-çtkça kabul etmiştir, Bundan dolayı Rusyada «Sosyalizm münkariz olmıyacaktır; sosyalizm Rusyada bir vâkıadır, bunu biliyoruz: fakat aynı şekilde
biliyoruz ki. diğer memleketlerde de sosyalizmin gelişmesi İçin yapılan mücadelede, Rusya şimdiye kadar elinde tuttuğu başkanlığı kaybetmek üzeredir.* demiştir.
Sovyetlerin bir tebliği
Londra 26 (AP) — Moskova radyosunun bugünün erken saatlerinde bildirdiğine göre, Sovyetler Birliği, Yugoslavya-dan, Moskovadaki büyük elçisini geri çağırmasını talep etmiştir. Londrada dinlenen bu yayınında Rus radyosu, Yugos-lavyanın Moskovadaki büyük elçisi Mrazovlç'in «casusluk ve yıkıcı faaliyetlerde bulunduğunu. İddia etmektedir.
25 ekimde Moskovada Yugoslav büyük elçiliğine, Büyük Elçinin geri çağırtmasını Lstlyen bir nota tevdi edilmiş bulunmaktadır. Notanın mdall şudur: ■Sovyet dış işleri bakanlığı, Sovyet hükümeti tarafından aşağıdaki hususları Yugoslav büyük elçiliğine bildirmekle görevlendirilmiştir.
Budapeştede. hain ve casus (Laszlo Rajk'ınl muhakemesi esnasında, Yugoslavyanın Moskova büyük elçisi Mrazovlç'in de casusluk ve yıkıcı faaliyetler yaptığı sâblt olmuş ve kendisi Rusyada büyük elçi sıfatiyle bulunduğu sıralarda, Yugoslav gazetelerine Rusyayı tezyit edici mahiyette yazılar göndermiştir. Bu durum karşısında Mrazovlç'in Rusyada, Yugoslav-yayı temsil etmekte devam et-
ler. halkçı Cumhuriyet hareketi ve radikaller Kabineyi desteklemeğe muvafakat etmişlerdir. Fakat Bakanlıkların taksimi yüzünden mühim İhtilâflar çıkmıştır Sosyalistler ban Ba-Belgrad 26 (AA.) — Mosko- j kanlıkların kendilerine veril-vadaki Yugoslav elçisinin geri .........
alınmasına dair olan Rus talebi hakkında yorumda bulunan müşahitler, bu hareketin diplomatik münasebetlerin kesilmesine doğru yeni bir adım teşkil ettiğini ve Rusların bunu bir müddettenberl istediklerini bildiriyorlar.
Hatırlarda olduğu gibi Tito, son mülakatlarından birinde iki memleket arasındaki diplomatik münasebetlerin kesilmesi muhtemel olduğunu, fakat bunun İçin bir kaç merhaleye lüzum olduğunu söylemişti.
5 inci enternasyonal
Londra 26 (A A.» _ Tito, be-
meşinin İmkânsız olduğu hür etmektedir.»
Tefsirler
teza-
mesini istiyorlar.
Komünist lideri Thorez dün bir nutuk söylemiş ve: «Kabineye komünistler de alınırsa buhran halledilir* demiştir.
çin hazırlık yapmaktadır. Bu haberi veren İngiliz solcu çevrelerince Tito muhtemelen dünya federal devletini İdare edecek olan bir sosyalist - komünist antantı hazırlamaktadır.
Atom kontrolü
Rusya ile ihtilaf halledilenle di
Nevyork 27 (R> — Amerika, İngiltere, Fransa, Sovyetler. Çin alB“ «Mumu KO1>-I trolü için bir hal çaresi bulamamışlardır. Rusya ile diğer beş devlet arasında esaslı gö-| rflş farkı vardır. Beş devlet Rusyanın hakiki kontrolü hâlâ kabul etmediğini söylüyor
Eldorado 27 (AP) — Bayan Ma non Mattlx. bir kız çocuğu dünyaya getirmesinden dokuz gün sonra, bir de erkek çocuk doğurmuştur.
Birbirine miisavi sıklette otan çocukların her İkisinin de sıhhi durumlarının iyi olduğu bildirilmektedir.
Demokratlann
Konya kongresi
Kongrede Fuat Köprülü bazı izahlarda bulunacak
Ekonomik hayatta kalkınma hamleleri
Endüstri, maden ve enerji sahalarında yeni tesis, tevsi ve ıslah teşebbüslerine girişildi
İstanbul - Kandilli - Çatalağzı arasında bir yüksek tevettürlû hava hattı yapılacak, Sarıyerde de bir hidrolik santralı kurulacak. Ayrıca Sarıyerden Ankara ve Kırıkkaleye de bir yüksele tevettür hattı çekilecektir
Cunı huriye t bayramı geçidine hazırlık; An karaya giden izcilerin dünkü provaları
Ankara 27 (Akşam) — Bugünkü «Zafer, gazetesi şunları yazmaktadır: «Cuma günü toplanacak olan Konya Demokrat Parti merkezi ilçe kongresince KonyalIların vaki olan daveti üzerine profesör Fuat Köprülü ve yüksek haysiyet divanı üyelerinden Hâmlt Şevket İneç ile beraber yarın Konya'ya gideceklerdir Profesör Fuat Köp-rülü'nün Konya kongresinde mühim baa izahlarda bulunacağı tahmin edilmektedir.»
.Dışişleri Bakanının seyahati
Ankara 27 (Akşamı — Dışişleri Bakanı Necmeddln Sadak Avrupa konseyi toplantısında bulunmak özere hafta sonunda Ankaradan ayrılacaktır, Seyahati müddetlnce kendisine Devlet Bakanı ve Başbakan yardımcısı Nihat Ertm’ln vekâlet edeceği sanılmaktadır.
Karabük 27 (Muharririmiz Cemaleddiıı Biİdik’tcn) — 1952 yılına kadar Sümer Bank ve Eti Bank ça yapılacak tesisler İçin hükümetin bir program hazırladığını ve bu program ü-zcrlne çalışmalara başlanarak yeniden kurulacak veya tesisleri genişletilecek yünlü, pamuklu. kendir, suni elyaf, çimento, kâğıt ve sellüloz tesislerini İşletmeler Bakanı Münir Birselin beyanatı olarak Ankaradan bildirmiştim.
Hükümetin bu faaliyet programında maden tesislerine de yer verilip verilmediğini sorduğum İşletmeler Bakanı, amonyak ve suni gübre mevzuu-nun da ele alındığını ve bu sahada etütler yapıldığı gibi, devlet fabrikaları rantraliannın genişletilmesine çalışıldığını söyledikten sonra maden tesisleri konusuna temas ederek demiştir İd:
c— Ereğli kömür havzasının mekantzasyonu w İşçi randımanının arttırılması suretiyle maliyetinin düşürülmesi ve H-tlhaslin yükse İtilmesi, Zonguldak Umanının yapılması, yeni lavuarlar tesisi; Soma, Değlr-mlsaz ve Tunçbllek kömür mm-takasındaki istihsalin bir milyon ton yıkanmış yüksek vasıfta satılık kömüre çıkarılması vo bunun için yen! muharrik kuvvet, yıkama ve nakil tesirlerinin kurulması işleri başta gelmektedir.
Madenlerimiz
Bunlardan başka Divriği demir madenlerimizin senede 500 - 600 bin ton cevher verebilecek şekilde hazırlanması ve bu maksatla lüzumlu tesisat ve teçhizatla takviyesi, Ergani bakır madeninde istihsali 2500 -3000 ton kadar arttıracak bir lArkam sahife 2 sütun 3 de]
Yenileyen Karabük'ten bir görünüş
C. Bayar Elâzığ’da bir nutuk söyledi “Bizi ne tazyik, ne şiddet isnattan yolumuzdan alıkoyamayacaktır,, dedi
Elâzık 26 — Demokrat Parti başkanı Celâl Bayar. Malatya-dan buraya geldi, çarşı meydanında kendisini karşıiıyan. halka bir hitabede bulundu ve partinin güttüğü gayeleri, niçin kurulmuş olduğunu izah ettikten sonra, artık Demokrat Partinin bir ev sahibi gibi hareket etmek mecburiyetinde olduğunu ve ârızi hangi sıfat ve salâhiyetle olursa olsun karşısına çıkacak simsarları siyasi sahadan uzak 1 aşta rmak azminde bulunduğunu, korkudan masun bir hava içinde yaşanılacağım, kimsenin kim-
seye bir rüchan baktı olam*-yacağuu anlatmış ve iktisadi vaziyete de temas ederek bu geniş vatan parçasının büyük endiltsrl İstihsaline müsait olduğunu belirtmiştir.
Bayar hitabesini şöyle bitirmiştir:
(— Bize diyorlar kİ. siyasa® cereyanları kanun dışına çık-mıyacaktır. Muhalefet emniyet İçinde yaşıyacaktır. Demokrat Parti hesabına soyliye-billrlm ki. muhalefet dalma kanun içinde kalmıştır Bunun aksi olsaydı, rimdi duru-(Arkası sahile 2 sütun 2 de».
27 Ekim 1049
Sahlfe 2
Seyrüsefer dâvası
Istanbulda seyrüseferi tanzim etmek günden güne çetinleşen bir dâva halini almaktadır. Şimdiden yan yarıya tıkalı olan yolları açmak için esaslı çareler düşüniilmezse yarın obürgiin İstanbulun bazı caddelerinde nakil vasıtalarının kımıldaması müşkülleşecek, ya kulağı enseden dolaşarak göstermek tarzında bîr ta* kim kararlar almak veya bazı caddelerden yolcuların geçmesini yasak etmek gibi acaîp tedbirler içinde boğulmak tehlikesi baş gösterecektir.
Netekim İstiklâl caddesinde tıkanıklığı önlemek itlere tramvayların Taksimden Tepebaşma kadar durmasını menetmek, bu gidişle ileride benzeri çoğalacak gibi görünen acaip tedbirlerin birincisidir. İstiklâl caddesinden «Otomobillerle tramvaylar hızlı geçsin» diye, en ucuz nakil vasıtasında seyahat eden vatandaşı uzun yollar yürümeğe mecbur etmek seyrüseferi tanzim etmek değildir. Çünkü seyrüseferi tanzim etmek, kalabalık kütlenin şehirde nakil vasıtalarından kolayca faydalanmasını temin etmek mânasına gelir. Meselâ tramvaylar başlangıç ve son duraklardan başka yerde dur masalar caddelerimizden büyük bir süratle, geçip giderler. Fakat böyle bir karar en basit minesiyle şehirde seyrüseferi berbat etmek olur.
İstiklâl raddesinde seyrüsefer bu bakımdan küçük mikyasta berbat edilmiştir. On seneden beri yaptığı tetkiklerle hakikaten İstanbulun yegâne seyrüsefer mütehassısı olan Altıncı Şube müdürü Kemal Aygiin Avru-pada ilken, kimbilir hangi düşünce ile, alınan bu kararın bozularak Ağacami durağının iade edileceğini şimdi memnuniyetle öğreniyoruz, fakat bu da nihayet halk lehine hareket mahiyetinden ileri geçmez. Seyrüseferi tanzim irin tıkanma noktalarını açmaktan başka çare yoktur. Bunun pahalı bir iş olduğu söyleniyor. Yarın derhal yapmıya mecbur olacağımız bir işe şimdiden baş lasak daha ucuz olmaz mı? Şevket RADO
_________________AKŞAM tamı Meclis diin son toplantısını yaptı
Şehir hastanelerine müdahaleden şikâyet edildi — Önümüzdeki hafta fevkalâde bir toplantı yapılacak
C.H.P. büyük kongresi
Program ve nizamname değişikliği çalışmalarına hız verilecek
Sual takrirleri
Meclise bir çok takrir verilecek
Ankara 27 — Açılması yakın-lavan Büyük Millet Meclisinin birbirini taklb edecek olan otu-mmlannda birçok sual takrirlerinin müzakere mevzuu ola cağı anlaşılmaktadır. Bilhassa İç politikayı alâkadar eden sual takrirlerinin yekûnu bir hayli kabarıktır.
Bu arada Demokrat Parti ileri gelenlerinden bazılarının muhtelif yerlerde sarfetmiş oldukları bazı sözler dolayısiyie alâkalıların icab eden kanuni takibatı yapıp yapmadıkları hakkında Niğde Milletvekili Hüseyin ülusoy'un, Seçim kanonu tasarısını tetkik eden ilmi heyette vazife alan iki adliyecinin intihabının Anayasanın 57 nci maddesine muhalif olduğu hakkında D. P. Grup başkan vekili Osman Nuri Koni nin sual tekrirleri de vardır.
Millet Partisi milletvekillerinden bir kısmının da hazırlamakta oldukları söylenen sual takririne göre de D. P. nln «milli husumet karan» doğrudan doğruya ve hodbehod bir ihkakı hak kararı olduğuna ve bunun da kanuna karşı gelmek manasını taşıdığına göre, hükümetin bu hususla ne gibi tedbirler ittihaz ettiği ve ne düşünüldüğü sorulacaktır.
Tütüncüler
16 kasımda bir toplantı yapacaklar
Ankara 27 (Akşamı — Kasımın 16 sında Ekonomi ve Ticaret Bakanlığında bir tütüncüler toplantısı yapılacaktır, İstanbul, İzmir, Manisa, Balıkesir, Bursa. Samsun. Tokat, Muğla, Aydın, Trabzon ve İz-mitten ekici, yabancı ve yeril mümessilleri davet edilmiştir.
Ayrıca İlgili Bakanlıklar, Bankalar ve müesseseler temsil eki eri de bu toplantıda bulunacaktır.
Toplantıda bu yıl tütün vaziyeti görüşülecek ve piyasa a-çıiı? tarihi teshil edilecektir.
Bir eroin fabrikası basıldı
Kaçakçılık bürosu memurları, Balatta Fırın sokak 4 numaralı hanede eroin İmal edildiğini öğrenmişlerdir.
t»ün yapılan baskın neticesinde Ahmet Soysal, Mehmet Boy. al, Samiye Soysal ve Haşan ismindeki şahıslar yakala-öac. Harını anlayınca eroinleri kııv ıya atmışlardır.
Koyudan çıkarılan eroinin 5'1 bin Hra değerinde olduğu anh! ıımtştır. Sanıkların hepsi yn1- '■■ntırak adliycyc teslim e-duiuijiurdjj.
Numan
Menemencioğlu
Hususî işleri irin mezunen geldi
Ankara 27 (Telefonlar) — Paris büyük elçimiz Numan Menemencloğlu’nun memleketimizi ziyareti bakımından muhtelfi tefsirlere yol açmış bulunmaktadır. Kendisini ziyaret etliğim Dışişleri Bakanı Necmeddin Sadak bu münasebetle şunları söylemiştir:
«— Paris büjrük elçimiz on gün müddet mezuniyetle ye hususi işlerini intaç etmek maksadlle Ankaraya gelmiştir. Seyahatinin başka bir gayesi yoktur. Cumhuriyet bayramını müteakip vazifesi başına dönecektir.»
Cehl Bay?r
(Baş tarafı 1 nci sahifrde)
mumuz kim bilir ne olurdu? Milletin emniyet ve itimadına mazhar olduğu içindir W, kendisinin varlığına cepheden hücum edilmemektedir. Ama, ilk zamandanbcrl Demokrat Parti mensuplarına yapılan, baskılar, zaman zaman şeklini değiştirerek devam etmektedir. Bunu ispat edecek delillere malikiz. Bizi ne tazyik ve ne de şekil ve mahiyetleri istenildiği gibi değiş (ilerek şiddet İsnatları yolumuzdan alıkoyanuyacaktır. Suçlu olanların güçlü rolünde nasıl maharetsizlik gösterdiklerinin millet farkındadır.»
İzmir 2G — Demokrat ParLİ başkanı Cumhuriyet bayramı günü akşamı Aydın yolu ile İzmlre gelecek, buradan Ma-nisaya gidecektir.
Demokratlar Balıkesirde miting yapacaklar
Balıkesir 26 — Cumhuriyet bayramı geçit resmine askerden ve İzciden başka hiç bir teşekkülün İştirak etmemesi hakkındaki karar burada da Demokrat Parti mahfillerinde teessürle karşılanmıştır. Bunlar kararda bir particilik zihniyeti bulunduğunu İddia e-derek protesto maksadiyie 29 ekim gilnü geçit resminden sonra bir miting yapmağa karar vermişlerdir.
Manisa’da da bu yolda bir miting yapılacağı ve bunda Celal Bayat’ın bulunacağı söyleniyor.
Bankacılar bir toplantı yapacaklar
Ankara 26 — İhraç mevsiminin başlaması dolayıslle piyasanın canlandığı bildiriliyor.
Bununla beraber kredi darlığı, beklenen inkişafa mâni olmaktadır. Bu vaziyeti tetkik etmek ve bir çare bulmak &-zere kasım ayının ikisinde banka müdürlerinin iştiraki 1^ ■•'•eh rim İzde bir toplantı yapılacaktır.
Dün ekim devresinin Son İçtimaını yapan Şehir Meclisi Vali ve Beledjyc Başkanı Fahreddin Kerim Gökayın riyliselinde saat 15 te toplanın (ştır. Milletvekili seçilen Atıf Ödiil’dcn açılan Meclis Başkanlığı İkinci reisliği ile gene milletvekili seçilen Ekrem Amaç lan açılan Daimi komisyon üyeliği için seçim yapılmıştır. Neticede Meclis Birinci Başkanlığına Sim Enver Çutur, İkinci başkanlığa Burhan Felek, Daimi komisyon üyeliğine de Dr. Ali Turan seçilmişlerdir.
Ara seçimlerde milletvekili seçilen Atıf Ödül ile Ekrem A-maç'ın yerine Hakkı Akar ve Dr. Fahreddln Umumi Meclis â-zası olmuşlar ve dünkü toplantıda hazır bulunmuşlardır.
Verilen bir takrir He Etfıd hastanesi çocuk kliniğinin Haseki hastanesinde yeni yapılan çocuk pavyonuna, Bakırköy Akliye hastanesindeki sinir kliniğinin de Cerrahpaşa ve Haseki hastanelerindeki asabiye koğuşlarına nakledileceği hakkında söylentiler olduğu belirtildikten sonra, mesele hakkında izahat istenmiştir.
Takrir üzerine söz alan Vatl ve Belediye Başkanı., felçli v: sinir hastalarını tedriVl İçin İstanbul içinde bir hastanenin mevcud olmadığını, ancak bu gibi hastaların Bakırköy hastanesine alınmaları >cab ettiğini söylemiş ve bu kabil hastaların Akıl hastanesinde delilerle birlikte kalmak İslemediklerini anlatmıştır. Ayrıca Sağlık Bakanlığından Belediyeye gc;en bir tezkereyi okumuştur. Tezkerede üniversitenin hastanelerine yapmak İstediği bu nakil işine Belediyenin müsaade edip' | etmiyecefil sorulmakla kil.
Bu hususta a₺z altın birçok â-za, devletin. Belediye hastanelerini kâh üniversite klinikleri haline getirmek, kâh tamamen devretmek sureliyle senelerden beri devam eden müdahalelerini belirtmişler ve şehir halkına sağlık hizmetinde bulunmanın da belediye vaziieleri arasında
olduğunu anlatarak bu müdahalelere artık nihayet verilmesini istemişlerdir, Hamdl Rıısim Biitün de:
— Arkadaşlar tâbirimi mazur görsünler, İstanbul Belediyesi bazı Vekâletler idn sağmal bir inek olmaktan artık çıkmalıdır: d eiii iştir.
Neticede, Sağlık Bakanlığının tezkeresini tetkik etmek İçin 1 Bütçe, Kavanin ve Sağlık ko-1 misyonlarına havale edilmiştir. ' On dakika aradan sonra Meclis Başkan veldli Sırrı Enver Baturün riyasetinde toplanmış ( ve ruznameyl müzakereye baş-hımıştır Bu arada Şehir Tiyatrosunun bu devre kabul edilen yeni tül ima tnninesine ek olarak | Sanatkâr ve teknlslyenlcr kadrosunun müzakeresine başlanmıştır. Uzun ve hararetli görüşmelerden sonra kadro 700 lira aylıklı kıdemli sanatkâr namzedi sayışı on üçe çıkarılmak suretiyle kabul edilmiştir. ! Yeni kadro. ş?hir Tiyatrosunda 47 sanatkâr, iiç memur ve 21 teknisij'en olmak üzere 71 kişi olarak kabul edilmiştir. Bu elemanların bir senelik maaş yekûnu 380330 lira tutmaktadır. Yeni talimatnameye göre sanatkârlar mûesseseye mukavele ile alınacaklardır.
• Bundan sonra Üsküdar -Beykoz sahil yolu plânı ile Taksim-Kurtuluş - Şişli tevs. plânları görüşülüp kabul edilmiştir, I Su'ar ve Elektrik İdarelerinin bütçeleri dolayısiyie önümüzdeki hafta fevkalâde bir içtima yapmak üzere Meclis dûn ekim devreri taplantalannt tamamlamıştır.
1 önümüzdeki fevkalâde tup-; lantıda üniversite öğren eli erl-nln belediye otobüslerinde nsW“ sİ gibi tenzilâtlı tarife ile seyahat etmeleri hususu görüşülüp kararla ştır.lacaktır.
Mûrakere levyesinin sona ermesi münasebetiyle dün akşam saat 2tı de Taksim Gazinosunda Meclis âzalırına bir yemek verilmiştir.
Ankara 26 — Cumhuriyet Halk Partisi büyük kongresi İçin hazırlık mahiyetinde çalışmalar devam ediyor. Program ve nizamnamede yapılacak değişikliğin çalışmalarına yakında hız verilecektir. Bu İşle uğraşan komisyon anayasa tadilâtı, çift meclis sistemi hakkında Ankara ve İstanbul üniversiteleri hukuk ve İktisat fakülteleri profesörlerinin mü-talâlarnı sormuştur. Cevaplar gelmeğe başlamıştır. Çift meclis usulünün, yani bir *yan Meclisi ihdasının kabul edileceği zannolunuyor.
Komisyon devletçilik meselesi Üe de meşgul olacaktır. Devletçiliğin hududu çizilecektir.
800 subayın tekaütlüğü
Başbakan bu husus takı haber hakkında ne diyor?
Ankara 26 — 800 subayın emekliye ayrılmak üzere olduğunu dûn «Zafer» gazetesinin verdiği bir habere atfen bildirmiştim. Bu haber hakkında malûmatı sorulan Başbakan Şemsettin Günaltay şunları söylemiştir:
— Benim böyle bir şeyden haberim yoktur. Ancak normal olarak her yıl emekliye ayrılmaları icabcdcn bir kısım memurlar bütün Bakanlıklarda olduğu gibi Millî Müdafaa kadrolarında da bulunabilir. Bunların da sırası geldikçe e-mekliyc ayrılacakları tabiidir. Yofocı tfitçe tasarrufu dölayı-siyle alınmış bir karar mevcut değildir.
Şüpheli bir ölüm
Ekonomik hayatta imar han leleri
(Baş tarafı 1 nci sahifede) flotasyon tesisatının kurulması sureliyle bakır istihsalimizin 1300 tona yükseltilmesi, senede 1200 ton bilişler bakır iham bakiri verecek olan Murgul bakır madeni tesislerinin ikmal edilmesi, Guleman krom madenindeki yıkama tesislerinin kurul-maslyle senede 30 - 40 bin ton fazla krom elde edilmesi, Çeltik kömürlerini daha verimli bir surette işletecek tesis ve tertiplerin alınması ve nihayet Bul-gardağ - Keban gümüşlü kurşun, Turhal antimuan madenlerinin lüzumlu tesislerinin yapılması programlaştınlmış İşler meyanındadır. Bunlar da yünlü, pamuklu, kendir, suni elyaf, çimento, kâğıt ve seilûloz tesislerinin genişletilmesiyle yeniden fabrikalar kurulması hakkında hazırlanan program gibi 1952 yılma kadar bitirilmesi lâzım gelen İşle rarasında bulunmaktadır.»
Elektrik enerjisi
Gene bu programda enerji tesislerimize de büyük bir yer verilmiş bulunmaktadır kİ İşletmeler Bakanı Münir Birsel, ilk plânda ele alınanları şöyle anlatın ak Ladır:
«— Çatalağzı - Kandilli, İstanbul arasında bir yüksek te-vellür hava hattı yapılacak, Sanyerde bir hidrolik santralı kurulacak ve buradan İstanbu-la yüksek bir teveUûr hattı çekilecektir. Gene Sanyerde n Ankara ve Kınkkaleye yüksek te-vettür 'hava hattı yapılacak, ayrıca Seyhan’da da bir hidrolik santralı kurulacaktır.»
Bakan, izahatını şu cümlelerle bitirmiştir:
«— Endüstri, maden ve enerji sahalarındaki bütün, bu yeni tasta, twal ve ıslah teşebbüslerimizin memleketin ekonomik hayatında müspet akisleri gö-rtUcceğine şüphe yoktur.»
Erekli limanı
M m IBM JkDMl 1
suna da temas edildi. Bakan Münir Birsel, ekonomik hayatımızda mühim bir rolü bulunan Ereğli limanından bahsederken kışları vapurların ha rinam a-ılıkları bu azgın denizli limanda 1 hususi teşebbüs sahiplerinden An inşaat firması tarafından yapılan dalgakıran inşaatı hakkında müspet raporlar aldığını söyliyerek «■Muvaffak olunmuş bir eserdir.» dedi.
Kömür mevzuunu, demir ve çelik istihsal durumumuzda dal-| gakıran inşaatını mahallerinde İncelemem için Baltandan müsaade istihsal ederek Ankara-dan aynimi? ve Kara büke gel-1 m iş bulunmaktayım. Buradan dan Zonguldak ve Ereğliye geçerek İstanbula döneceğim. Kısaca şunu kaydedeyim kİ Karabük, 10 sene evvel temeli atılan demir ve çelik fabrikası sayesinde asfalt caddeleriyle modern bir şehir halini almıştır. Karabük, ılık bir bahar havası İçindedir, hiç kimse henüz par-desû bile giymiyor.
Cemaleddin BİLDİK
Ticaret ve Ekonomi Bakanı sergiyi gezdi
Ekonomi ve Ticaret Bakanı Dr. Vedat Dicleli dün akşam tayyare ile An karad an şehrimize gelmiş ve İstanbul sergisini gezmiştir. Bakan, sergide hususi sanayi erbabının bazı dertlerini de dinlemiştir.
Sergide hususî sanayi erba-biyie iş üzerinde konuşan Bakan. bir aralık İthalât mevzuu-’ na temas etmiş ve:
— Her ticaret sahasında gelişigüzel İthalât sona ermiştir. İthalâtın yeril sanayi üzerinde müspet veya menfi tesirlerini yakuıdan taklb ediyoruz. Taklb ettiğimiz yeni İthalât rejimi yeril sanayiin inkişafında pü-Jdk rol oynayacaktır.»
Ticaret w Ekonomi Bakanı, Hu akşam Ankaraya dtoecoktir.
. Yaşlı bir adam odasında Ölü bulundu
Savcılık ve zabıta dün geç vakit şüpheU bir öıûm tahkikatına el koymuştur. Hâdisenin tafsilâtı şeyledir:
Kumkapia Behram Çavuş mahallesinin Behrem Çavuş sokağında 2 numaralı evin alt kat bir odasında al imiş yaşlarında Mardlros Keçeclyan a-dmda bir ihtiyar yalnız başına oturmaktadır. Aynı zamanda bu evin sahibi olan Mardirosun iki gündür odasından dışarı çıkmayışı nazarı dikkati celbet-mlş ve ev halkı zabıtayı malûmat thr etmiştir.
Zabıta, savcılığı haberdar eylemiş, Beiıram Çavuş sokağına gelinmiş ve Mardirosun o-dası açılarak içeri girilmiştir.
Mardirosun odadaki bir sedir üzerinde ölü olarak yatmakta bulunduğu görülmüş, adalet doktoru Kâmil Ünalan bir taraftan cesedi muayene etmekle beraber diğer taraftan savcı da soruşturmalara girişmiştir. Bu soruşturmalar sırasında Mardirosun çok zengin bir a-dam olduğu, kendi yaşına rağmen çok genç bir metresi buludtığu„bundan üç gün evvei kendisine bir mektup geldiği, baa kimselere faizle para vermekte olduğu şeklinde birçok İddialar ortaya atılmıştır.
Savcı bütün bu hususları ics-bit etmekte olduğu sırada adalet doktoru da muayenesini bitirmiş ve Mardlros Keçeclyanın ölümünün mahiyetini şüpheli görmüştür. Bunun üzerine ceset morga kaldırılmıştır. Yapılacak otopsi neticesinde, hâlen esrarlı gözüken bu hâdisenin hakiki mahiyeti anlaşılacaktır.
Çemberlitaşta bir dükkân yandı
fla baha karşı anal dörtte Çemberlltaşta Tavukpazarında tamail-3 uit M numaralı bıçkıcı dükkânında elektrik kon-talctlyk Mr yangın çıkmış ve bu dükkân tamamen yandıktan
Vilâyette kayma kamlarla bir toplantı yapıldı
Vali kaymakamlara “Memur ocuğunuz için politika ile işiniz yokturdedi
Vali gozonimde bulundurulması lâzım ge* ten bir kaç mühim noktaya dokundu
Vali ve belediye başkanı Or(L Prof. Dr. Fahrettin Kerim Gök ay dün sabah vilâyette kaymakamlarla bir toplantı yapmış ve bu toplantıda muhtelif şehir İşleri etrafında izahat almıştır. Fahrettin Kerim Gökay kendisi mülkiyeden yetişmiş olmamakla beraber, otuz küsur yıldır Istanbulda talebe olarak pansiyonlarda, asistan olarak hastanelerde, hocalıkla fakültelerde, muhtelif cemiyetlerdeki hizmetlerinde ve yurt İçi ve dışı tetkiklerinde edindiği bilgi He İdare mekanizmasının başından sonuna kadar nasıl İşlediğini bildiğini kaymakam ar-1 kadaşlannm da halka hizmet emeli ve halk pslkoLjisi He mü- ( cehhez olduklarına şüphesi bulunmadığını belirtmiş ve çalışmalarında kendilerinden beklediklerini işe başlarken bir tamim ile kısmen bildirmiş ise de önemle göznönûde bulundurulması gereken hususlar bir kere daha şöyle hülâsa lan dır il-
miş tır;
1 — Memur olduğumuz için politika He işimiz yoktur. Kanunun hükümlerini tarafsız olarak tatbik ile mükellefiz.
2 — Halka azami kolaylık gösterilecek ve İşler süratle İntaç edilecektir.
3 — Memurların vazifelerine muntazaman devamları temin vc kontrol edilecektir
4 — Karar vermeden evvel iyi düşünülecek ve karar verilince de iyi tatbik ve ısrarla takip edilecektir. Kerar verilir, tatbik ve takip edilmezse bun- j dun hükümet otoritesi zarar , görür.
5 — Emniyet ve asayiş işle-
rinde azami hassasiyetle hareket olunacak tu-,
6 — Gıda maddeleri flaHerinde şehrin muhtelif semtleri a-rasında görülen fark ve muvazenesizliğin ortadan kaldırılması gerektir.
7 — şehrin temizlik İşlerine büyük önem vermek lâzımdır.
8 — irtikâp ve irtişa mevzuunda çok hassas davranılacak-tır. Bilhassa «falan zat falan yeri haraca bağlamış» gibi kulakları tırmalayan söylentiler muvacehesinde azami hassasiyetle hareket edilecektir Bu konuda asla merhamet yoktur.
| 9’ — Yaklaşmakta, olan kış mevsiminde halkın yakacak ihtiyacı He ciddiyetle ve daha yakından ilgilenmek gerektir.
Belediyede
Vali ve belediye başkanı Fahrettin Kerim Gökay. bugün öğleden sonra da belediyede belediye müdür ve şeflertte bir tanışma ve görüşme toplantısı yapacaktır.
Dünkü ziyaretler
Vali ve belediye başkanı dün sabah vilâyette muhtelif ziyaretleri kabul etmiş, bu arada milletvekilleri, teknik ûniversi-tet rektörü. Amerikan koleji müdürü, sinemacılar, genel e-oıekli subaylar cemiyetlerinin temsilcHeri, doktor ve profesör lerl, hava kurumu müdürü, sigorta şirketleri genel- müdürleri ve idare heyeti üyelerinin tebrikâtm kabul etmiş şehrimizde bulunan Ankara üniver-' sİ telilerlnden mürekkep 60-70 ' kişilik bir heyet de vali ve belediye ibaşkanmı belediyede ziyaret etmişlerdir.
Bir motor parçalandı tb rahim kaptanın idaresindeki Aslan deniz motoru gece Ahırkapı civarından geçerken birdenbire bastıran sis dolayı-slyle ağır ağır Herlemekte iken siste yolunu şaşıran diğer bir motor. Aslan motörüne bindirerek parçalamış, kendisi de bu çarpışmadan sonra, oradan u-zaklaşmıştır. İnsanca nkr zayiat olmamıştır.
m
Kamarasında
Dün hararetli müzakereler oldu
BORSA
UJankul Bonoma Halteri
esham re tahvilat
ÇEKLER
K«puu»
[X>Pdm 1 Sterlin 1.91
New Vurlc 10ü Dolar ası s.
Paris İl» Fransa; F. o.w
Stokholm 100 İsveç Kr. 54.12.50
Cenevre 100 İsveç F. S5.TZ.70
Amtsıerannı İt» Florin 73.sa.49
Brukrcl 100 BcJçlha F 5.»
Prag 100Ç(Ü(OSlâVak Kr
BclfnaO 100 Dinar 9.73.90
Lizbon 1Ö0 Fkskudea
% » PA1ZI4 TAJıVLLLEH
Sivas ■ Ürrurum 1 a. 35
1941 Demiryolu fi Ü>.V>
UMi Demiryolu ı »,T9
Sivas - Erzurum 2-t 30 75
1941 Demiryolu U1 19 «S
Milli Mıldal» i9.a 1
Milli Müdalas H 2U»
Mitti Müdafas ni ÎO.CT '
Mitti MOdafaa IV »t»
S. I FAİZLİ TAUVİLLta
KalKirttüâ 1 S7to
Kalkınma 11 W 55
Kalkınma ili K-TO
MJ İstikran 1 SC-»
!HS Isukraa □ saso
19411 Demiryolu VT 94.»
% 5 FAİZLİ rAHVİLLEH
1933 Ergnn.1
19SJ ikramiyen 33 .W
Milli MUJaZM,
ramin oiu- rv «JA30
Demiryolu V OT»
IMS to. 95 "û
’ • U M9 UhvflJ 99»
% «J FAİZLİ TAHVİLLEB
ANADOLU DEMİBYÖLü GKUPU
Tahviller 1-3 İM.—
Hisse senetleri «5 GO cı»
Mümessil senet 09»
ŞİRKET HKŞJÇLOU
Merkez Bankası 119-
İS n h -> el S5.00
T. Ticaret Han kası
Arştan Çltrtcr.U, tico
SARHAFLAHDA ALTIH
Londra 27 — tjükûmetln mali ve iktisadi programı hakkında Avam Kamarasında dün hararetli tartışmalar olmuştur. Muhalefet hükümeti şiddetle tenkld etmiştir.
Churchikl ne diyor?
Londra 26 (A A.» — Wood-ford Green’de beyanatta bulunan ChurehlU ezcümle demiştir kİ: «Bugün Avam Kama tasanda cereyan eden tartışmalar. İşçi hükûmett.'ıfn cenaze merasimine hazırlık teşkil etmiştir.»
(A.A. i
Toprak Ofisi Genel müdür muavinlisi
Ankara 26 — Toprak Ofisi 'Genel müdürü muavinliğine 1 teftiş heyeti başkanı Hakkı Nuri Melân tâyin edilmiştir
TEŞEKKÜR
' Mekke topraklarına gömülen kıymetli babamız Sultanahmet I camii ikinci İmamı Suzirade (Hacı Hafız Tahir elendinln u-fûlû ebedisinden doğan derin I acımızı candan paylaşan, bizzat. mektup ve telgrafla taziye ed-en ve son dakikalarında ya-mnd£ bulunup şefkat kucağını açabllen sevgili dost ve akrabalarımıza ayn ayn leş» : ıür imkânı bulamadığımızdan s?«m gazetenizin ea ederiz.
tavassutunu ri-
»r.
Damadı
İzzet Karaağaç
ÖLÜM
Kazaskerlik mahkemesi baş nıûmeyyaiiğlnden mütekp’*- eski Kadiri şeyhlerinden mülga Arif Hikmet bey vnkfı mütevelli vekili babamız
CEMİL SAL I DOLE Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 27/10 949 bugün-
kü perşembe günü öğle namazını müteakip Kücamtrstafapn-ışa camiinden alınarak Merkez 'Efendi kabristanına drfnetlile--ktir. Dulu Ailvsi
«ua
27 Ekim 1949
A K 9 A M
Sahlfe S
[AKŞAMSAK ŞAMv|
Göz, gez, arpacık, hedef...
Balıklı verem
hastanesi
Nüktedan dostum Mahmut Baler, askerlikte hoş bir tabloya tesadüf etmiş. Subay, Karadeniz çocuklarına silâhla nişan almanın naza-riyesini öğretmiş. (Tatbikatını onlar zaten bilirler ya ) . u
— Göz, gez, arpacık, hedef bir hizada olunca tetiği çekersin . Ateş. Bıı söylediklerimi iyi belleyin, soracağını.
Karadeniz uşakları bir a-raya toplanıp bu ııazariyeyi silâh üzerinde yoklamağa girişmişler.
— Hedef, ha karşıdatur... Ha işte arpacuk... Ha işte cez Peki coz neredetur?
Telâşa düşmüşler:
— Coz nerede? Coz nerede? . Coz nerede?
Gözü ararlarmış...
Namık Kemal de demiş a:
Kimse tâyin edemez âlemde Kendi mahiyetini re'yi ile Münferid vasıta! rüyet iken Göremez kendisini dide bilel
Onun gibi:
Geçen akşam, Gazeteciler Birliğinin eski valimiz Lût-fi Kırdara verdiği ziyafette dc. herkes aşağı yukarı birbirine sordu:
— Coz nerede? Coz nerede?
Muvafık, muhalif bütiin gazeteler niçin Lûtfi Kınlara senakâr kesilmişlerdir?
Hüseyin Cahit gibi üstatlar bile yazdı ki:
Muhalifler ille hükümetle zıt gitmek istediler. Hükümet Kırdan değiştirmeze kalkar kalkmaz ona taraftar oldular.
Öteki berki de diyor ki:
— Lûtfi Kırdar şahsan çok sevimli, çok nazik zattır. Yalnız gazetecilerin değil, temas ettiği pek çok adamın gönlünü aldı. Lehindeki bu cerevan omdandır.
Bizzat Lûtfi Kırdar bile bize söyle dedi:
— Gazetecilerle aydan a-ya yaptığım toplantıların çok faydasını gördüm. Onlar bana vüzüme karşı ten-kidlerde bulundular. Ben de mümkün olan cevapları verdim, yahut kendilerini haklı bularak tenkıdleri nazarı İtibara aldım. Matbuatla bu sebepten aramız açılmadı.
Fakat bunlar tıpkı Mahmut Baler in yukarıki hikâyesine benziyor:
— İşte hedef, işte arpacık, i«te gez... Göz nerede?
Göz;
İstanbul şehrinin imar e-dilmiş olmasıdır.
Kıssadan hisse:
İş yapanı millet de tutuyor, matbuat da... Şu, bu. Öteki, beriki değil aydan a-ya, haftadan haftaya basın toplantısı vapsa, göstereceği bir eser olmayınca, muvafakat da, muhalefet de. «Geç!'» diyecektir.
(Vâ - Nû)
Ankara itfaiyesinin gösterisi
Ankara 26 iA.A) — Belediye İtfaiyesi bu sabah Gençlik parkında yeni aldığı vasıtalarla bir gösteri yapmıştır. Gösteride vali, belediye reisi, belediye meclis üyeleri ve kalabalık bir halk hazır bulunmuştur.
İtfaiye müdürü Sabrl Ten giz' in idaresinde yapılan bu gösteride evvelâ 30 saniyede 34 metre irlifaa çıkan otomatik merdiven işletilmiş ve üzerinden 25 metre ileriye su sıkılmıştır.
Bundan sonra yere benzin dokut Tek evvelâ köpük cihazı İle. sunradan karbon dİ oksitle söndürülmesi gösterilmiştir. Müteakiben bir arazöz en .son tekniğe göre caddeyi sulayıp yıkamış ve bu suretle gösterilere son verilmiştir.
Türk İslâm Eserleri Müzesi açılıyor
Ankara 26 (AJtJ — Milli E-fcitlm Bakanlığınca İstanbul firiırk İslâm eserleri müzesinin 1 kasım 949 da açılmasına kavrar verilmiştir. Bilhassa halı «kalyonu çok şayanı dikkat ve Bengin olan ve bütün seksiyonları yeniden tanzim edilerek cazip bir hak- getirilmiş bulunan bu müze Süleymaniye ca-mlinln yanındaki eski binasında açılacaktır.
5 paviyondan ikisinin tâdili tamamlandı
Havaların güzel gitmesi üzerine Balıklıda verem hastanesine tahvil ve tâdil edilmekte o-lan eski pavyonların İnşaatına hız verilmiştir. Tâdil ve tâmir edilen 5 pavyondan 2 si tamam lanmıştır. Kalanların da çatı inşaatına başlanmıştır. Yeni ve rem hastanesi binalarının önümüzdeki ay sonunda tamamlanacağı tahmin edilmektedir.
300 yataklı olarak açılacak o-lan yeni hastane, fazla müracaat olursa 400 yatağa çıkarılacaktır. Binaların tamamlanması üzerine hemen faliyete geçmesi İçin mefruşatı ve sıhhi malzemesi sipariş edilmiştir.
Bu hastane Verem Savaş Der neğl tarafından kurulmaktadır. Doktorları ve diğer çalışanlar Sağlık Bakanlığınca tayin edile cek. maaşları da Bakanlıkça fiden ec ektir.
Hayvan hırsızlığı
Meclise buna karşı bir kanun tasarısı verildi
Ankara 26 (A-A.) — Büyük Millet Meclisi başkan vekille- 1 cinden ve Bingöl milletvekili Feridun Fikri Düşünsel tara-1 | fından hayvan sirkati hakkında şu esasları muhtevi bir kanun tasarısı meclise verilmiştir:
Madde 1 — Hayvan hırsızlığına müteallik suçların muhakemeler! suçüstü kanunu hükümlerine göre icra edilir.
Madde 2 — Hayvan hırsızlarının muhakemeleri mevkuten icra edilir.
Madde 3 — Hayvan hırsızları on seneden az olmamak üzere ağır hapis ce2&siyle cezalandırılırlar.
Madde 4 — Hayvan hırsızlan mahkûm oldukları ceza mlkta-nnca da zabıta nezareti altında bulundurulur.
İlkokullara alınacak parasız yatılı çocuklar
Dün vilâyette vali muavini Lûtfinin başkanlığında ilk öğretim komisyonu toplanmıştır. Komisyon İlk okullara alınacak parasız yatılı kimsesiz çocukları tesblt etmiştir. İlk okullara parasız yatılı kabul edilmek ü-zere müracaat eden binden faz la çocuk arasından himayeye en fazla muhtaç olanlardan 125 i seçilmiştir.
Bu çocukların yerleştirileceği pansiyonlu okullar da tesblt c-dllmiştlr. Seçilen çocukların velilerine haber vermek üzere Milli Eğilim m&dürlüğii davetiyeler hazırlamaktadır.
Okumak
Nadir Naili CÜMJHJRİYETt* yazdığı makalede Ht*p valıştn-rmın Fert bir suretle düşmesinden bahisle diyor kİ:
Bir İnsan sırf para kazanmak İçin doktor, mühendis, gazeteci, müzisyen veya muharrir olmaz. Cemiyetin ekonomik gelişmesi yolunda ise, çeşitli mesleklerde başarı gösteren şahsiyetlerin kazancı da iyi olur. Ekonomik seviyesi düşük memleketlerde kazançlar umumiyetle düşüktür. Fikir adamları ve muharrirler İçin bu hüküm fazlasiyle doğrudur. Bir adamı kitap yazmağa, muharrir olmağa zorlayan sebep, para kazanma hırsı değil, daha ziyade muhitine bir şeyler söylemek, bir şoyler anlatmak İhtiyacıdır. Bunun için de, her şeyden önce. o muhitin meseleleri üzerinde kafa yoran, hattâ muhiti aşıp dünyaya, kâinata, geçmişe ve geleceğe ilgi gösteren bir azınlık lâzımdır. (İyi kitaplar daima azınlığın malıdır). Fakat bu azınlık, bir konferans salonunun boş koltukları gibilerden muharriri ü-ınitsizliğe düşürecek derecede azalırsa, vaziyet İşte bizdekl hale döner.
Bu tehlikeyi gidermek ve aydın azınlığı mümkün mertebe çoğaltmak için düşünebileceğimiz tedbirler, muharrire fazla kazanç temin ettmek, yahut da kitaptan ucuzlatmaktan önce çevremizde her türlü fikir jimnastiklerini sevilir, özlenir bir meşgale haline getirmek, düşünmeyi, öğrenmeyi ve gerçek uğrunda kafa yormayı zaruri bir ihtiyaç seviyesine u-
laştırmak lâzımdır.

Yanlış hareket noktası
Ahmet Emin Yalman VATAN-üft yazdığı makalede Cumhuriyet bayramı günü parti mensuplarının nümayiş yapmata-nnın yasak edilmesini takdir ettikten donra politikacı Lığın bizde bir meslek, bir geçim yolu haline geldiğini söylüyor ve diyor ki:
Devam eden bütün demokrasi edebiyatına rağmen siyasi bünyemizi, demokrasiye göre hazırlamak İçin: seçim mevzuu bir, dereceye kadar hariç olarak, pek az gayret sarfedll-mlştir. Seçime kadar olan zaman zatında partiler kendi teşebbüsleriyle artık hiç bir yeni adım atamazlar, çünkü başlıca gayeleri, birliklerini muhafaza etmek ve mücadelede üstün çıkmaktır. Vaziyeti memleket bakımından mütalâa e-derek, bugüne kadar İhmale uğrayan esaslı hazırlık tedbirlerine seçimlerden evvel başvurmak. ancak müstakillere kalmıştır. Yanlış bLr hareket noktasının sebep olduğu dar particilik çıkmazından memleket, seçim arifesinde, ancak müstakillerin hareket ve teşebbü-siyle kurulabilir.
*
Lokantasız şehir
FlİİRItİET bu başlıklı yazısında İstanbul'un dünyanın en az lokantası olan şehri olduğunu, lokantaların isledikleri Halet yemek sattıklarını yuduktan sonra diyor ki:
1 Biz şu kanaatteyiz kİ, hiç ol-
mazsa Beyoğlu caddesine mü-vazl ve ondan daha çok geniş bir ana caddeye İhtiyacımız var. öyle bir cadde kİ, geniş lokantaları, gazinoları ve kahvehaneleriyle Avrupa caddelerini andırsın ve kurunu vusta devrinden kalma sokaklarımızı unuttursun, Şobri genişletmek ve nefes aldırmak için çalışacağını vadeden yeni belediye reisimizden bu mühim işi de bekliyoruz,
★ İstanbul'un asayişi YENİ SABAH bu başlıklı yazısında yeni valinin asayiş me-velesiyte meşgul olacağı haberinden bahisle diyor ki:
Belediye emirlerine «öre tramvay arabalarına asılmak memnudur. Bu harekete tevessül edenlerden para cezası alınmak lcabeder. Amma İnsaf buyurulsun akşamlan hangi tramvay arabası salkım olmuş bir halde sefer etmez ve bu seyir hep zabıta memurlarının gözü önünde olur. Mademki bu hal içtinabı kabil ol-mıyan bir zaruretin mahsulüdür, bari bunu bir kabahat saymıyalım. Halbuki böyle yapılmıyor ve tesadüfen tek tük şahıslar, şurada burada, asılmak veya atlamak töhmetiyle cezaya çarptırılıyor. Bu keyfiyet nizam ve kanun zihniyeti ile telif olunabilir mi?
Yeni valinin de bu mühim, işle uğraşmağa başladığını gazetelerde görüyoruz. Bu şehrin emniyet ve âsaylşl, demokratik usullere uygun, bir şekilde ve medeni tarzda halledilmelidir. Her türlü faaliyetin bu ilk şartını kökleştirmek bile başlı başına bir iştir.
Dr. Lûtfi Kırdar diin akşam radyoda bir konuşma yaptı On bir senelik çalışmasından bahsetti, İstanbul için ümran ve halka refah ve saadet diledi
1 !»♦«■ ---
Balıkları muhafaza
iki soğuk hava deposu hazırlanıyor
Balık işini de üzerine alan Toprak Mahsulleri Ofisi, is tan-bulda her yıl lüzumsuz yere denize dökülen balıklann’ bu şekilde İsrafının önüne geçip bun lan kıymetlendirmek bakımından ilk olarak bazı tedbirler almaktadır. Bu arada Salacaktaki soğuk hava deposuyla Fındıklıdaki deponun dondurma ve soğuk hava tesislerini İkmal için bazı anlaşmalar yapılmıştır. 400 ton kadar balık muhafaza edecek olan bu yerlerden başka ayrıca tuzlama mahalleri dc ha ziTİanmıştır. Ofisin bu sene 1-çln İlk İmkân la Ay İç başardıg.ı bu işler, önümüzdeki yıllarda da ha da genlşllyecek ve İstanbul-da balık istihsali, yapılan yardımlarla bir yandan artarken, diğer yandan da bunlan saklamak İçin alman tedbirlerle halka devamlı surette ve müstakar flütlerle balık yedirmek imkânı sağlanacaktır.
Sanayi bankası
Kredi meselesi görüşülüyor
Milletlerarası İmar ve Kalkın ma Bankası mümessillerinden şehrimizde bulunan M. Mason j dün Bölge Sanayi Birliği umumi kâtibi Halit Güleryüzle görüşmüştür. Bu görüşmede, Türk sanayicileri tarafından kurulma sına çalışılan «Sanayi Bankası» İçin Milletlerarası Bankanın kredi vermesi meselesi bahis mevzuu edilmiştir. Verilen malûmata göre Milletlerarası Banka bu işe alâka göstermektedir. M. Masonla Halit Güleryüz bundan sonra da bu hususta görüşmelerine devam edeceklerdir.
İSTANBUL^
Göçebe Belediye!
Okullarda aşı tatbiki
Sağlık müdürlüğü, ilk, orta, İlse ve üniversite öğrencilerine tifo ve tifüs aşısı yapmağa karar vererek İşe başlamıştır. Kış yaklaşması dolayıslyle sinema, tiyatro, kahvehane ve gazino gibi umumî yerlerde de sık sık fennî temizlik yapılması uygun görülmüştür. Bu maksatla müdürlük. birisi temizlik diğeri aşı işleri İçin 2 ekip teşkil etmiştir Burada 50 kadar doktor ve me mur vazife almıştır.
Tifo ve tifüs aşıları tamamlanınca vilâyet hudutları İçinde çiçek aşısı olmıyanların teshili ve aşılanmaları için yeniden tarama yapılacaktır. Mü-, diirlük, tarama hakkında hükümet ve belediye doktorlarına gereken talimatı vermiştir.
Yoksul çocuklara yardım
Çocuk Esirgeme Kurumu, yok sul çocuklara yardımını bu sene daha ziyade arttırmağa karar vermiştir. Bu maksatla bazı teşebbüslere geçilecektir. Kuru-; nıun kış mevsiminde yapacağı yardımları ve yeni teşebbüsleri hakkında İzahat vermek üzere ı Çocuk Esirgeme Kurumu başkanı Ziihtü Çubukçuoğlu bir basın toplantısı tertip etmiştir. Kurumun merkez binasında bu gün saat 15 te bu toplantı yapılacaktır.
Manlsa milletvekilliğine seçilen eski vali ve belediye başkanı Dr. Lûtfi Kırdar dün bir çok ziyaretlerde bulunmuş, bu arada Gazeteciler Cemiyeti merkezini de ziyaret ederek gazetecilere veda etmiştir.
İstanbul belediyesi tarafından dün akşam Taksim gazinosunda Dr. Lûtfi Kırdar şerefine bir ziyafet verilmiştir.
Dr. Lûtfi Kırdar dün akşam radyoda İstanbullulara hitaben bir konuşma yapmış, bunda demiştir ki:
Onblr seneyi bulan ve beş yılı harp İçinde beş küsur yılı da harbin doğurduğu güçlükler 1-çlnde geçen vazife ve hizmet devresi İçinde neler yapabildim se bunları Cumhuriyet hükûme tinin ve bilhassa Cumhur Balkanımız sayın tam e t İnönünün yüksek müzahereti şehir meclislerinin ve mesai arkadaşlarımın samimî yardımları sayesinde başarabildiğim! şükran ve minnetle arzetmek isterim.
îstânbuJda vazife görürken aziz hemşerile’rtmln dalına kıymetli yardımlarına, sevgi ve te veccühlerine mazhar oldum, ta tanbul halkının efkârına tercüman olan pek değerli basınımız beni tenkldlerlyle tenvir ve irşat. takdirleriyle teşvik ve teşci etmek iûtfunda bulundu, Bu güzel şehre hizmet yolunda gaye birliği ile beraberce çalıştığımız muhterem matbuatımızdan her zaman gördüğüm müzaheret ve teveccühe bir defa" daha teşekkür etmeği vazife bl-' lirim.
Halkımızdan ve matbuatımızdan gördüğüm yardımlar sayesinde zevkte, inanla, cesaretle ve heyecanla çalıştım. Yapabildiklerim benim değil, aziz İstanbullular sizin eserinizdir. Ya pamndıklanmın yapabildiklerimden çok daha fazla olduğunu müdrikim. Eşsiz İslanlnı-lumuzu Garbın büyük şehirleri seviyesine getirmek için yapılması gereken bir çok işleri yapamadık. Bıınun sebeplerini İşgal ettiğim makamlara verilmiş salâhiyetlerin mahdut olmaaın-da ve İstanbul Valiliği ile Belediye Başkanlığı vazifelerinin bir
tek insanın taşıyamayacağı ka-| dar ağır olmasında aramak 1-|
cabeder.
İstanbul dakl vazifelerimden ayrılırken duyduğum en büyük teessür bu güzel şehre İstediğim kadar hizmet edememiş olmaktır. İdealini tamamlyle gerçekleştirmek bahtiyarlığına ermemiş bir adamın üzüntüsü İçinde sîzlere veda ediyorum. Zamanımda başlanmış olan eserlerin sayın haleflerim tarafından ikmal edileceği ümit ve inanı bu teessürü hafifletiyor.
Aziz İstanbullular,
GençliğLinin, tahsil ve memuriyet hayatımın, büyük kısmını Istaııbulda geçirdim. Doğduğum ve çocukluk demlerimi yaşadığım şehir vatan hudutları dışında kaldığı için maddi mânevi billün mevcudiyetimle İstanbul-
lu oldum, tstanbulun valisi, Belediye reisi olmaktan ziyade İstanbul hemşerlsl olmakla m İH-tehirim, Onblr seneye yakın bir müddet Türk milletinin gözbebeği İstanbul» ve İstanbulun münevver güzide halkına hizmet etmiş olmağı, hayatımın en büyük şerefi, bahtiyarlığı ve iftiharı addederim. Resmi vazifelerimden ayrılırken kadirşinas ve vefakâr İstanbul halkına karşı duyduğum muhabbet, şükran ve minnet Pislerimin e-bedl olduğunu ârzederim.
Sevgili ve muhterem İstanbullular.
Güzel ve eşsiz şehrimiz İçin ümran, sîzler İçin de refah ve saadet dilerim. Sağolun aziz hemşerilerim.
Tütün rekoltesi 45-48 bin ton olacak
Yapılan tahminlere göre bu yıl memlekette tütün rekoltesi 45 - 48 bin ton Civarında olacaktır. Rekolte mevsimi yaklaştığı için resmî ve hususi müesseseler faaliyete geçmişlerdir Önümüzdeki Cumhuriyet Bayramından sonra bu yerli ve ec nebi firmaların memur ve eksperleri çeşitli istihsal bölgelerine dağılarak kati teshillere gl rişeceklerdlr. Tekel idaresi daha önceden harekete geçerek memurlarını bu bölgelere şevketmiş bulunmaktadır.
Süt komisyonu mazbatasını verdi
Komisyon süt meselesinin halli için raporunda neler tavsiye ediyor?
Bclediye. îstanbulda süt meselesini halletmek üzere esas!) şekilde faaliyete geçmiştir. U-muml meclisten bu İş İçin Başkanlığa salâhiyet verilmesi istenmiştir. Bu mevzuu tetkik I-çin kurulan muvakkat, komisyon çalışmalarını tamamlamış ve hazırladığı mazbatayı meclise sevketm İştir.
Bu mazbatada İatanbulda süt meselesinin halli İçin yegâne çarenin pastörizasyondan ibaret olduğu ve İstihsal şartlarının ve münakale şebekesinin bu na müsait bulunduğu belirtildikten sonra, yapılması lüzumlu İşler şöyle sıralanmakladır.
1 — Gıda rçaddelerine dair 18542 numaralı talimatnameye (kâfi derecede pastörize süt temin olunan yerlerde pastöri-, ze olmıyan sütün satışının meu-I hakkında belediyelere salâhiyet veren bir maddenin İlâvesi) hususunda alâkalı Bakanlıklara müracaat edilmesi.
2 — Yatılı okullar, hastaneler gibi bütün müesseselerln süt ihtiyaçlarını karşdıyan müteahhitlerin şartnamelerine verecekleri sütlerin pastörize olması hakkında birer1 madde 1-lâvc edilmesi.
3 — Belediye hudutları dışın-
daki ahır ve mandıraların da belediye hududu içindekiler gibi sıhhi tesisatı ihtiva etmelerinin temini, *
4 — Vilâyet huduttan İçinde ' istihsal edilen çly sütlerin belediyece senelik olarak tayin e-dllecek âzami bir flütle satılma sının temini.
5 — Kurulacak pastörize süt müesseseslnln satacağı sütlere dahi Belediyece narh konulma-
Denizyolları Umum Müdür muavini döndü
Bir nıûıddçttcn beri Ankurada bulunan Denizyolları Umum müdür muavini Behçet Osman-ağaoğlu şehrimize dönmüştür.
Umum müdür muavini Anka-rada. İdareye verilecek olan Marshall yardımı meselesiyle ve Kırıkkale askeri fabrikasından Denizyolları İdaresinin de faydalanmasını temin işiyle meşgul olmuştur.
Fırtına dindi
Bir müddetten beri Karade-nlzde devam eden fırtına dinmiş ve normal gemi seferleri başlamıştır._______
Çok feci bir kamyon kazası
Ankara 26 — Bugün Bâlâdan şehrimize gelmekte olan bir kamyon devrilmiş, çok feci bir kazası olmuştur. Kamyon buğday yüklü olduğu halde 25 yolcu (açıyormuş, şoförün sağ tarafında oturan kadınlar şarkı söyliyerek. son süratle giderken kamyon devrilmiş ve yolculardan 24 kişi yaralanmıştır. Yaralılar derhal hastaneye kaldırılmıştır. Yaralıların bilhassa üç tanesi çok ağırdır.
îzmirde bir polisi vurdular
İzmir 26 — Bu gece saat 21 de Alsancakta Hayat sokağında bir eve tecavüz eden şahıslan tutmak İsteyen polis Ahmet Ün ver. arkadan kurşun-
Leylek efsanesini bilirsiniz. Bir insan, ilkbaharda memlekete gelen ilk leyleği havada iken görürse kon filisi o seneyi seyahatle geçirirmiş!
Bizim belediye dc hu sene leyleği havada gördü galiba. Daireler diriirgin oldular, yerlerinde duramıyorlar-Hemen her gün Türbe ve Nuruosmaniye civarında cadde kenarlarına eşya yüklü kamyonlar diziliyor. Neler yok ki. Kınk dolaplar, çatlak masalar, çarpık sandalyeler, eciş bücüş yazı takımları. tozlara bulanmış, ciltleri yırtılmış defter yığınları, yazı makineleri, hurda sobalar, paslı borular ve illi Iskarasiyle maşası eksik!
Kapıcılar, hademeler, temizlik işçileri kollan sıvayıp kamyonların etrafına üşüşüyorlar. Patırdılar. gürültüler, emirler, itirazlar, a-zarlamalar . Bîr tarafta eşya indiriliyor, öbür tarafta eşya bindiriliyor, üçii doluyor. beşi boşalıyor, bir hay huydur gidiyor.
Bilmem hangi müdürlüğün Beyoğlundaki binası satıldı, yer yemden oynadı. Bütün belediye daireleri daııdiniye kalktılar. Açıkta kalana ver bulmak için yerlisi yerinden kaldırılıyor, bu defa o yersiz kalıyor.
Gazetelerin bildirdiklerine göre, belediye dairelerinin bir kısmı bilmem neredeki eski Esnaf Odası binasına yerleştirilmiş- Fakat bu bina henı dar geliyormuş, memurlar sıkışıyor, sıkı'ı-yorlarmış, lıenı de istimlâke tabi imiş. Birkaç ay sonra dairenin buradan da çıkıp başka bir binaya taşınması icab edecekmiş.
Belediyenin vazfesini lâ-yıkıyle yapmadığından şikâyet ediliyor. Haksızdır bu şikâyetler. Ne yapsın belediye? Kamyon sırtında her gün ver değiştiren göçebe dairelerden ne is beklenebilir? Bu şartlar altında çalışarak memurlar için, devenin sırtında vedi meçhullü cebir muadelesini zihnen halleden İrabın zekası da kâfi gelmez. Zavallı memurlar. zihinlerine saplanan vüı seksen meçhullü geçim muadelesinin «X» ları. «Y» leri arasında bocalarken başlarına bir de göçebelik musallat oldu. Eşya topla, eşya tası. eşya yerleştir: tekrar topla. tekrar yerleştir, medet Allah!
Bir dc is sahiplerinin halini düşününüz. Bugün istida ile müracaat ettiği dairevi yarın verinde biilâmıvhr. Elde demir asâ. ayakta demir çarık, dolaş bre dolaş. Düş sokaklara, sor öniine gelene:
(— Eşya vuklü kamyona tasladınız mı? Ne tarafa gitti?»
Yok efendim, şu sırada İstanbul Belediyesinden İstanbul şehrine hayır yok. O kendi başının derdine düştü. Çil yavrusu gibi dağılan dairelerinin başlarını sokacak çatı altı aramaktan göl açamıyor ki şehri düşünsün. Şu haline bakmadan bir de mesken buhraniyle uğraşmağa kalkışıyor ye biz lıuııa ümit bağlıyoruz. Zehi gaflet! Kelin merhemi olsa kendi başına sürer!
Bir zamanlar koskoca Os-manlı İmparatorluğunun en mühim daireleri Babıâli binasının çatısı altında han-nırdı. Bugün İstanbul Belediyesi koskoca İstanbul şehrine sığanıaz oldu. Hangi semtte hanei sokağa «»irsek Belediye dairelerine ait bir levha ile karşılaşıyoruz. Dört bucağa dal budak saldı mübarek.
Düşünüyorum: r.Sıı muazzam teşkilâtın sebebi vücudu nedir? Ne is yapar? İş gördüğü nereden bellidir? ••
Desenize: Bina arıyor, eşya taşıyor. Bu da bir i? değil mi?»
Cemal Refik
Created by free version of 2PDF
sı,
0 — Kurulacak pastörize siît' şirketini,, müstehlik sınıfın, hak laruu müessir .şekilde korumak İçin belediyenin şirket sermaye ' la «gır surette yaralanmıştır. Sine İştirakinin temini İbrahim İîkcambaz Muinde bir
Mazbata bugün mecliste gö- boyacı ustası sanık olarak ya-rüşüleccktlr. j kalantnıştır.
Ankarada bir idam kararı
Ankara 26 — Süleyman a-tiında 70 yaşında birini parasına tâmaen öldüren Nuri Gül’ün muhakemesi bitmiş, N»ıH idama mahkum. edilmiştir.
AKŞAM
27 Ekim 194!)
Şahife 4
Bir facianın son duruşması ölenin, bir dedikodu kurbanı olduğu anlaşılıyor
■W"
Evvelzaman içinde..
Reşit Akil Paşaya dair
Şoför Fahri” nin zihnindeki t fikri sabit» nihayet onu, çok sevdiği karısını öldürüp cesedi üzeri nde ağlamağa kadar sürüklemişti
Yazan: Remzi TOZANOĞLE
fgözlüUö), öldiirdüijp eşi Naciye Te ele «yete adı karışan Refik
Şoför Fahri
On yedi senelik karısı Nad-yeyi Kurban bayramının son gecesi yedi tabanca kurşuniyle öldürû veren şoför Fahri Aktı, Meşhut suçlar kanununa göre muhakeme edilmek üzere derhal İkinci 3ğır ceza mahkemesi huzuruna çıkarılmış ve birbirini taklb eden iki günde sorgu yapılmış, şahitler dinlenmiş ve duruşma hemen hemen bltlrlll-■rermlştl. Yalnız müdafaaya taallûk eden bir noktanın tahkik ze tetkiki İçin muhakeme bu güne bırakılmış bulunuyor.
Ağı r ceza başkanı Salim Ba-şol. Sanığın sorgusunu yaptığı sırada hayrete düşmüştü.
Çünkü, Fahri. bir taraftan kadından ayrılmak için tertibat almış aleyhine boşanma dâvası açmış, diğer taraftan da kadının kendi başına tutmuş olduğu bir eve de gidip beraberce yeyip içip, düşüp kalkmağa devam etmiştir.
Netekim cinayet de Naciyeöin Yaşar adında bir şoförün evinde tuttuğu odada bir içki Alemi sırasında İşlenmiş bulunmakta-1 ılır.
Fahrinin zihninde yerleşmiş bir fikri sabit vardır. Karısı. Refik adında biriyle sevişmektedir.
Bu Refik'i bulduğu, kendisiyle konuştuğu ve ondan teminat verici sözler aldığı hâlde bu şüphe bir türlü aklından çıkmamaktadır.

Kadın, evine cidden iyi bakmakla tanınan l-.ocasunn bu şüphelerinden artık bıkmış variyettedir. Fakat onun kendiline hâlâ maddi yardımlarda bulunmakta devam etmesi, onunla münasebetini tam olarak kesmesine mâni olmaktadır.
İşte cinayet gecesi, mahkeme İle ayrılmayı kararlaştırmış bulunan kan koca karşı karşıya oturup içerlerken. Fahrinin beyni içindeki kurt gene canlanıyor ve:
— Refik'i seviyorsun değil mi? diye soruyor.
Kadın da bir hayli içki içmiştir. Onıın da zihninde istikbal İçin birçok endişeler vardır ve bu hâleti ruhiye İçinde Akıbetini düşünmeden:
— Evet seviyorum!... şeklin-
(Je bir cevap vermiştir. Ve İşte bu cevap onun hayatına nıalol-muştur.

Duruşma safahatından, ve cinayet tahkikatına el koymuş bulunan «avcı Zeki Sertoğlu-nun soruşturmalarından, şoför Fahrinin de, karısı Naclyenln de bir dedikodu uğruna bugünkü variyete düştükleri anlaşılıyor. Fahri'ye, karısının Refik isminde bir genci sevdiğini ilk haber veren Ahmet Ulusoy, bildiklerini şöyle anlatıyor:
— Dört ay evvel bir sünnet düğünü yaptırmıştım. O gece Fahrinin karısı Naciye bizde kalmıştı. Refik de yengemin çocuğudur. >r annı Melâhst. bu düğünde Refikle Naciye arasında bir şeyler olduğunu hissetmiş; ban* da anlattı. Bir müddet sonra bir de Meviût okuttuk. Mevlûdün sonunda Naciye, Refik'in enneslne: «Ben kocamı sevmlyornum, oğlunu seviyorum» demiş. Bunu karımla diğer birkaç kadın daha işitmişler. Bundan İki ay kadar evvel de evde üç dört gün hasLa yatmıştım. O zaman Naciye de ziyaretime gelmişti. Kırını aşağıda kahve pişiriyordu. Bu sırada Naciye bana: «Ben gencim, kocamdan memnun değilim. Genç birisiyle evlenmek istiyorum» demişti. Gene o sıralarda bir gündü; karımda bir durgunluk vardı. Sebebini sordum. Karun Melâhat şöyle dedi: «Naciye kocasına İhanet ediyor. O bize geldiği zaman Refik de geliyor, bu işe aklım ermiyor!» dedL Fahri samimi arkadaşım olduğu için kendisine bütün bu olup bitenleri anlattım. Refik ve Refik'in annesi akrabamız olduğundan Fahri ile birlikte Refik'in annesinin evine gittik. Kadın, Fahriye:
— Senin kann benim oğluma sarkıntılık ediyor; kulağını çek; karına sahib ol!» dedi. Fahri hüngür hüngür ağlıyordu. Ertesi sabah bana gelerek, kendisin! Refikle de görüştürmemi İstedi. Onların evine gittik, Refik'i dışarı çağırdım. Otomobile alarak konuştuk. Refik, Fahriye;
•r— Evet, Naciye ban₺ asılıyor amma aramızda bir fenalık
Saym hocamız Ordinaryüs profesör Fahrettin Kerim Gök-ay, bu kadar genç yaşma rağmen hekimlik mesleğinin gerek ilim ve gerekse sanat kariyerlerinin en yüksek «a fi arında metodla, muvaffakiyetle çalıştıktan ve kıymetli eserler ver dikten sonra şimdi de bu en büyük, en tarihi ve en haşmetli ve nazile şehrimizin ve ilimizin başma büyük bir dinamizm İçinde gelmektedir.
Bugüne kadarki Fahrettin Kerim; âlimliğile. hocalığiyle, hekimUğiiç ve cemiyetin ıslahı yolundaki yorulmak bilmez a-teş gibi çalışmalarıle, gençlik kalkınmasındaki ve ahlakındaki kuvvetli doktrlnierile velha- i sil bir çok meziyet ve şahsiyet- ı lorile nasıl bir kıymet ve bıraktığı nasıl bir eserse, bundan sonraki vali ve belediye retti Gökay da öylece İstanbul İli ve şeiırlnln evvelâ ruhunun sonra da şeklinin ve idaresinin modernleşmesinde aynı kudret 11 bir eser olacağında zerre kadar şüphemiz yoktur.
Bu şehrin naçiz bir hekimi sı-fatlle bu kazancımızı sevinerek ve birbirimizi kutiuyarak bildirirken mesleğimizin, kudsi mes leğimizin uzun renelerdenbert kronik, acıklı bir ıstırabını da artık haykırmak zamanı geldiğine kaniim. ,
Büyük üslad hepimize örnek olması lâzım gelen uzun bir hekimlik hayatında bizden daha çok acıklı safhalarını gördüğü, çok fena ve iğrenç hâdiselerini bizzat üzüntü İte tattığı her gün bu husustaki İdari pir lâ-k3ydl İle karşılaşılan Hasta Simsar lan meselesini bütün İs-tanbulun büyük işler umduğu
bn bflyök kıymetten daha itt tebrik günlerinde kökünden kaldırmağı her halde tasarladığını ırmanm.
Memleketin ücra yerlerin-, den, genç Türkiye Cumhurlyc- ' tinin varlığı ve geleceği olan köylerinden, kasabalarından bütün malını, mülkünü, menkulünü. gayri menkulünü kesesine. umuzunn, dağarcığına koyarak binblr sıkıntı, zorluklar İçinde İstanbul sokaklarında, m uzlar! p, perişan hekim a-nyan zavallılar daha vapur rıh tunları, tren istasyonları, otobüs duraklarından başlıyor ak oteller ye sokak ortalan, köşe-başları, apartıman kapılarında se nelerde nberi duran, yol kesen, dolandıran bir takım ha- J zele güruhu İle karşılaşırlar. Hct gün bu parazitler ve serseriler binblr kılığa girerek, binblr yalan ve dolanla onlarla İşbirliği yapan, aynı kırattaki hekim demlye dilimiz vara-mıyan kimselerin (kablnedlye-miyorum) kumpas odalarına götürürler ve orada soyulurlar, harap olurlar, slhhat re şifa 1-çln geldikleri bu şehirden perişan olarak yerlerine dönerler, bozan canlarını da kurtaramazlar.
Kapılarımızın önünde, biraz evvel telefonla randevu verdiğimiz hastalara kadar, bazan kapıcı gibi, bazan masum bir insan haille sokularak hasta olduğumuzu, Bursaya gittiğimizi, hastanede bulunduğumuzu.. 11ü... söyllyerek onıan çevirirler.
yok!» diye teminat verdi. Bunun üzerine Fahri: «Öyleyse ben karımla boşanayım, başka çare kalmadı.» diye mukabele etti.

İşte Fahriyi cinayete kadar sürükllyen maceranın hulâsası | bu...
Diğer taraftan maktul Nahiyenin ablası Zehra ise, Naciye-nln dedikodulardan bıkkınlığını şöyle anlatıyor:
— Fahri; kız kardeşimin Refik’le seviştiğini, hattâ onun Fahriye daha başkalarını da sevdiğini söylediğini bana anlatmıştı. Ben Naclyeye: «insan kocasına böyle şeyler söyler mİ? demiştim. O da bana: «Artık bıktım sözlerinden... Mütemadiyen ısrar ediyor. Ben de uydurup uydurup söylüyorum.» dedi.
Biz, bu şehirde çalışan hekimler vç arkadaşlar İçimizde şimdiki valimiz ve hocamız bulunduğu halde senelerle bunu şikâyet etmediğimi* makam kalmadı. Polis karakollarına söyledik; tcûrmü meşhut lâzım» dediler. Emniyet bürosu-I na baş vurduk. «Bir şey yapamayız, dediler. Savcılığa bildirdik «ortada cürüm yok» dedikler. Hep dedLler, dediler... Fa-
Yaran: Dr. Nejat Kulakçı-
Hazıkı haaUnnll r-tıbık kvl.lk. borun ve boğar, mülehacnın
kat yine zavallı bostalar, öç , beş kuruş alacak serserilerle onların ortakları bazı hekimliğin kara yazısı adamların yerleri arasında bittiler, harap oldular ve soyuldular.
Bu bahtsızlık hangi meslekte vardır?..
öyle sanıyorum ki şimdiye ka dar bize bu makamlardan verilen cevaplar yerinde değildir. Polis, devlet inzibati yalanla, dolanla, serserilikle bir sağlığın kaybolmasına karışmaz da neye karışır? Bütün senelerin bü tün günlerini Cafialoğlu, Beyoğlu caddelerinin ve meydanlarının belli yerlerinde gözleri doktor tabelâlarını ariyan zavallıları tavlamakla geçiren sabit ve serseri tipler takibata uğ ramaz da kim uğrar acaba? '
Bunlara ciirnıü meşhut lâzım i sa bunu hekimler mİ yapacak, yoksa polis mİ? Hem İstedikten sonra şaşmıyan bir sebatla her zaman tesblt olunabilmesi kabil olan bundan daha açık ve mütemadiyen tekerrür eden hangi meşhut suç vardır?
Bütün bu ıstıraplar hepimizden daha çok bilen hoc—nız ve yeni valimiz, değil bu şehrin, bu vilâyetin ve hattâ bütün memleketin en esaslı ve kaldırılması en yerinde bir derdi olan bu hasta simsarlarını bir emirle kaldıracağına hat tâ bunu her şeyden evvel yapacağına İmanımız vardır. Belli semtlere memur edilecek bir 1-ki polis bu İşi önlemekte hiç bir zahmet çekmlyecektlr.
Bütün memleket tababeti bu dinamik kudretten Uk önce bunu bekliyor. ,
MUAMMER KARACA OPERETİ
Maksimde
Saat 3030 da
RAKIM 185
Matineler: Cumar tesl pazar 15 te
Her hakkı mahfuzdur
- 1
Semih Mümtaz «

işte her dedikoduyu ciddiye alıp İnananların çoğunun uğradıkları âkıbet pek de bundan farklı değildir.
Fakat. Fahrinin kafasındaki «fikri sabit» bir türlü söküleme-mlş ve cesedinin üzerine kapanıp dakikalarca ağladığı ve pek sevdiği karısını nihayet yoket-mekten kendisini alamamıştır.
Sinema tarihinin en hazin dramlarını yaratan
En kudretli yıldızlarına sahip olan WARNER BROS un 1949 yılı Süper filmi
BU AKŞAM AR ELHAMRA Sinemalarında
VEFASIZ

«The Unfalthful»
ANN SHERİDAN — LEW AY-
REfî — ZACHARY SCOTTun
fcHer kadını ağlatan, her gence gönül bağlatan tek şaheser g


e-şld Akif Paşadan son yazılarımda biraz haber ver tdlm. Yâni sa Liri arın orasında ismini zikrettim. Bu yazıda biraz daha tafsilat ile yine rahmetli paşamdan bahsetmek is-tiycceğlm. Merhum, merhum babamın çok samimi bir dostuydu. Beraber büyümüş, beraber ihtiyarlamağa başlamışlardı. O; .benimkinden evvel öldü ve hepimizi hıçkırıklarla ağlattı. Buna da itimadım vardır. O da mutlaka bizim hasretlerimizi de çekerek Ahrete gitti. Çünkü biz Avrupada İdik. O İstanbulini bilmem hangi bir köşesinde bir kira evinde idi. Son mektuplarını hatırlarım. Babamla muhabereyi olsun kes m em işlerdi zira. Beni de arlze-lerlmln. cevaplarlyle taltif eder dururdu. Mektuplara cevap yaz manianın terbiyesizlik olduğunu ben kendisinden öğrenmiştim, Şu halde aldığım cevapna-m elerine dahi cevap verdiğim İçin muntazaman mektuplaşırdık. Ne güzel yazısı; ne keskin tara beyanı; ne de güzel vasfı terkipleri; ne de tuhaf ve şaşırtıcı bLr üslûbu vardı. Elbette vardı. Zira kendisi gibi rahmeti rahmana karışan o canım lisanımıza hâkimdi. Mükemmel Arapça ve Acemce bilir, Fran-sızcayı da anlardı. Şair İdi de Kuvvetli mısraları veclzclerden mâdut olacak derecede hem güzel hem de selisti.
Akif paşa konağı
Münasebet geldikçe belki bir İki defa daha söylemişimdir: Â-kif paşanın konağı Şehzadeba-şında Bıırmah mescit sokağında kâindi. Ve geçenlerde vefat e-den Feridun Nevclvan paşanın büyük babası Sarı Şefik Bey ve reselinden satın alınmıştı. Zemin katiyle beraber üç katlı ve harem 11 selâm lıkiı bir konaktı ve arka tarafları haylice ve kıs men Boğaza nazır ve geniş odalarla süslü Jdi. Selâmlığın üst kattaki sofasını ve arka yüzdeki iki salonunu ve sokak üstün deki büyük odayı Reşid Paşa iş gal eder ve büyük odanın yanındaki mabeyin odasında da yatardı (Akli Paşanın lrtlha-llnden sonra). Bu canım konak da Vefa yangınında kül olunca Reşid Paşan ın beli bükülmüştü. Elemle âdeta çöktüğünü yazıyordu ve artık her mektubunda bu felâketten bahisler ediyordu. Ve yine mektuplarından anlıyorduk onu sıkan başka şeyler de vardı. Fakat İzzeti nefis sahibi koca adam, bu taraflardan pek dem vurmazdı!!... O aralık yazdığı gazellerden birini bu veslyle İle muhterem okuyucularıma sunuyorum. İnşallah rah mete veslyie olur:
Çıkarma âhı-dili kurbi ârşgâlıe
Bu matemi günü idrâk için mi
Allahım
Kabahat azv edeyim tali siyaha dahi
Ayılmamak dilerim tâ sabalı-j haşre kadar
GeGtîr o mutlu meyi tövbeler günahe dahi
Çatılmasın bana karşı o ebru-vanı gudûb
Tahammül cyliyemcm öyle bir nigâhe dahi
Bu ini nefs «Rcşida» buda e-manelidlr
Onu feda edemem en büyük pe naba dahi Zannediyorum bir iki beji ti kaçırdım. Ka famın zâtını karilerimin müsamahakârlıklarındaki kuvvete teslim ediyorum. Bu gazelin bir kaç da tahmisi vardır. En güzellerinden bir tanesini gelecek yazıda arzedece-ğlm kİ eser Faik ÂLİ üstadım ve dostlunundur.
s. m. s.
Okullarda kayıt yaşı
Ankara 26 (AA-i — Milli E-ğitim Bakanlığından tebliğ e-dUmiştir: Şimdiye kadar bir yaş büyük veya bir yaş küçük olan öğrencilerle belge imtihanı başarmış olan öğrencilerden İki yaş büyük olanlar millî eğitim bakanlığının müsaadesiyle okullara kayıt ve kabul edilmekteydiler. Bu ders yılı başından İtibaren bu durumda olan öğrencilerin okullara kayıt ve kabul edilmeleri için bakanlıktan izin alınmasına lüzum görülmediği okul müdürlüklerine bildirilmiştir.
Bu ay, kazanç vergilerinin ikinci ve son taksit ayıdır, âv sonuna kadar her mükellef mensup bulunduğu Maliye şubesine müracaat ederek vergisini ödemelidir. Vaktinde ödemiycnler-den ayrıca yüzde on ceza alınır.
Okuyucularımızı ikaz
Belsdly-ocl Şehir Tlyatroeıı Bu akşam saat ÎO de
DRAM KISMI F A U S T
Yazan: Gorthe Türkçeslt Seniha Bedri
Göknl)
KOMEDİ KISMI
NE M O BANKASI Yazan : L, Verneufi Türkçesl: Fehmi Baltaş, L.AY
Remzi TOZANOĞLE
ve DAN DAİLEY'in muzafferiyeüeri olan
TATLI MİRAS
Wore Tigbts)
Muazzam ve tamamen renkli müzikal filmini takdim edecektir. Şarkı, dans ve neşe dolu cazip ve sebbar bir temaşa
IMolher
ve tamamen
Kadıköy SÜREYYA Sinemasında
Bu akşam: 4 haftadan beri A R Sinemasında alkış- ■ lanan eşsiz filmler haftası ■■
1 — ÖLÜM MELODİSİ
JOAN ÇRAWFORD — JOnN GARFLELD
2 — KANLI BAR I
Büyük heyecan filmi ı^aanESuZ
Created by free version of 2PDF
— 22 —
Italyada bulunuyor, oraya gidebilirsen çok istifade edersin demiş. Şimdi senden nasihat istiyor. Biliyor ki Milano, buradan o kadar da uzak değil. Senin de herkesi tanıyan mühim bir şahsiyet olacağını ve ona yol göstereceğini tahmin ediyor.
— Yanılıyor. Ben ürik dünyanın tamamen yabancısıyım, Ona ne yardımım dokunabilir, bilemiyorum.
Bahsi kesmek İster gibi ayağa kalktı Fakat İçinde bir endişe, bir korku kaynıyordu. Morlsin yüzünün mağmum bir hal aldığını gördü. O nâzik, müşfik e-dâsı kaybolmuştu.
Adrla:
— Bir plâk çalalım, İster misin? diye sordu,
— Hayır, bu akşam keyfim yok.
Adria, plâkların üzerindeki etlkellc-rl okuyor gibi yaptı, fakat hakikatte gözleri hiç bir şey görmüyordu.
— O kıs için merak etme. Ben cevap vereceğim. Eğer maddî bir şeye ihtiyacı varsa yar-
dım ederim.
Morla, birdenbire güldü:
— Maddi bir yardım mı? O-nun ne işine yarayacak? O, sefaletten korkmuyor. Hiç ile geçinen bir kız. Ona lâzım olan mânevi yardımdır. Dünyada yapanalnız bir lnz,
Adria da güldü:
— Peki, bütün dünyada araya araya bizi mİ buldu!
— Evet. Sen ona emniyet telkin ettin. On* karşı müşfik ve İyi davrandın. Bunun bir komedya olacağını aklından geçirmezdi.
Adria taUıhkla:
— Bir komedya değildi, dedi, fakir, kimsesiz, cesur olanlara çok acırım. Ben de bir zaman onlar gibi İdim. Fakat asıl fenalık şu kİ — biraz sesi kısılır gibi oldu — ona emniyeti telkin eden ben değilim, «ensin ,
Mor Is kızdı:
— Senin böyle âdi, herkesten şüphlenen bir kadın olduğunu bilmiyordum. Anlayışlı olduğunu zannediyordum.
— Şu halde neden doğrudan doğruya bana yazmadı?
— Sana yazdı, aana. Zarfı
(Satın alınmış kalb
YAZANI WAHAPfMFPfLO»ÇEVİKkWZ/M DttSNÇ
yırtmamış olsaydım gösterirdim. Hasta oliduğun İçin mektubu sana vermekten çekindim. O ara hiç bir şeyle alâkadar olmak İstemiyordun.
— Evet, evet. Doğru. Fakat öyle bağırarak konuşma. Biliyorsun kİ başım ağrıyor. Ona cevap vefeccğlm. Ne yazmak lâzım geldiğini söylersin.
— Seni bu zahmetten kurtardım. Ona ben cevap verdim Bunu Böylemek ve haber vermek istemiştim.
Alâkasız bir tavırla sözüne devam etti:
— Uzaktan kendisine bir yardımda bulunanuyocagimizı, fakat ltaiyaya gellriie alâkadar o-lablleceğimlzl bildirdim. O da bunu kabul etmiş, İtalyaya gelmeğe karar vermiş. Nasihatlerimizden, tavslyclcrlmloden fay-
dalanmak İçin İlk günleri doğruca bize gelecekmiş...
Adria taş kesildi. Ne diyeceğini bilmiyordu. Kendisini rüyada zannediyordu.
Mor İs. meydan okurcasına karsına baktı:
— Müteesslı mİ oldun?
— Demek onu buraya getiriyorsun?
Moris zorla güldü:
— Doğrusunu istersen onu buraya getirmek lrtlyen ben değlllın. o. kendi kendisini davet etmiş oluyor. Fakat bize bir rahatsızlık vereceğini tahnıLn etmiyorum. Burada bir tabur misafire yer var. şefkate İhtiyacı olan bu biçare kıza yardımını ealrgiyeceğlnl hiç de aklımdan geçirmemlştlm. Zaten biz de yapyalnızız. Biraz da bize arkadaşlık eder.
Adrlanın 1101651 tutulmuş gibiydi. «Demek ki odasına Pa-rlşlen gelen mektuplara uzun uzun cevaplar yazmak İçin çe-kiliyormuş. Ben ölümle pençeleşirken ikisi bir nevi komplo hazır] amışlar. >
Moris güldü:
— Ne düşünüyorsun Adria? Ağzından lâkırdı çıkmıyor. Âdeta bir heykel kesilmişsin. Rica ederim komplimanları bir tarafa bırak. İstemiyorsan söyle, telgraf çekeyim gelmesin. Bir sebep uydururum. Gider onu Milânoda İstasyondan alır, işle rini şöylece yoluna koyduktan sonra ondan kurtulur, buraya dönerim.
Adria:
— Hayır, dedi. Arlanenln, gelmesine müsaade edeceğimi pek âlâ biliyorsun.
den korkum yok, Bırak gelsin. Gitmeni İstemem. Biz hiç bir saman birbirimizden ayrılamayız, bilirsin.
Moris dikkatle onu dinliyordu. Tekrar gülmeğe başladı;
— Bir Yunan dramının kahramanı gibisin. O ton. o s&s! Ümit ederim, bu hâdiseden fazla kuşkulanmıyacaksm,
— Senin fazla hayallere ka-pılmıyacağını ümit ederim.
— Ama, kancığım, öyle. İnsanda hayal yaratacak bir kız değil kİ... Daha evvel de söyledim. Hiç hoşuma gitmiyor.
Halbuki ondan mektup aldığı günler sevincinden kabına ağmıyor, boyuna şarkı söylüyordu. Adria bunları yüzüne karşı söylemek İstedi. Fakat şimdilik sabretmeği daha münasip buldu.
Adria nihayet bir plâk seçti. Çaykovsklnln bir eseri. Sükût İçinde dinlediler. Plâk bitince Moris yanma gitti, kucakladı:
— Biliyorsun Adria, seni çok seviyorum. Değil ml
— Bilmiyorum.
— Pekâlâ biliyorsun. Seni' Benim Ariane-' sevdiğim İçin bazan renden nef- I
ret ediyorum. Ruhumun daha serbes olmasını istedim. Fakat çekeceğin azap ve ıstırabı düşündükçe İçim parçalanıyor.
Adria sükûnetle:
— Neden, bana ıstırap çektirme lisln? diye sordu.
Moris güldü:
— Evet neden? Ben de bilmiyorum.
Adria ayağa kalktı:
— Bu yeni dostumuz Parls-ten ne zaman gelecekmiş?
— Bilmiyorum... Zannederim yann veya yarından sonra:
— Şu halde odanı hazırlatayım. Sen benim odama gelirsin, beraber yatarız.
Morlsin yüzü acayip bir şekil aldı. Yüzü İsyan, nefret ve hiddetle maskelenmişti. Fakat dudakları kilitlendi.
*
Düşman geldi, düşman eve girdi. Sırtında eski bir elbise, san saçlarının üstünde basık bir bere vardı. Onu böyle sefil ve perişan bir vaziyette görünce rikkate geldi. İçinden «Belki Morlsin hakkı var. Belki de (Arkası, var)
-------—
I dünün Mevzuları
Semplon ekspresi
Yakında daha süratli ifliyecek
nn neticesidir' Bunlar arasında kredi İşlerinin Lf.nzlm edilmemiş olması da esaslı bir sebep o-larak mütalâa edilmelidir.
Bu yazı silsilesinde evvelce u^ı ._____ krediye tahsis ettiğimiz yanda
korunması zaruretini ve.umumi Merkez Bankavmızm bu tanzim olarak kredinin, kredi müesse- [ vazifesini görmediğine ve terkl-selerinln, yani bankaların ya bi, idare tarzı bakımından bu devlet tarafından veya hiç ol- j vazifeyi goremiycceğlne İşaret mazsa Merkez bankası tarafın- etmiş idik.
dan az çok murakabesini bu- Nâçiz müşahede ve mûtaîâa-gûnkü realitenin bir ifadesi o- lanmızm alâka uyandırdığını iarak kabul ederler. memnuniyetle gördük. Ve Cüm-
.. u , ... . ' huriyet Merkez Bankamıza
Ticaretin herhangi bir saha-, ... , . . , ,
™ salahiyetini verici yeni bir
sındakl yanlış hesap ve nare- _ ______
, , , , . statü ve kanunun hazırlan-
ketler. ekseriya, yalnız teşebbüs, , --
, , , . makta olduğunu sevinçle oğ-
ve sermaye sahibini veya sa-
hiplerini mutazarrır eder veya re“ ‘, , ,, . ,,.L
M, olma» b.tal.r,» 1 ™ "
rt menü mobdut tabr. «r blr r.in bendi »humd. Bo-
hemen dalma ballan mevduatı "H « lmkAnto mne-
lle. muieun mabsu.U
paralar İle çalışan bir banka-1 nın ölçüsüz, hesapsız, şuursuz hareketleri bankanın hissedarları kadar, hattâ bunlardan fazla bazan sayısı binlere, on binlere varan insanları
Devletin, ekonomi bayatına karşı bitaraflığını bir doktrin yapanlar bile kredi mevzuunun İnceliğini, âmme menfaatlle ilgisini. hattâ milli tasarrufun bazı İstismar teşebbüslerinden
Londra 26 (Nafen» — Demiryolu uzmanlarının da açıkladıkları gibi Semplon ekspresinin gayet loşa bir zamanda Londrâ He İstanbul arasındaki yolu katedebilmesl için gerekli bütün tedbirler alınacaktır.
Ayr.1 şahıslara göre Semplon ekspresinin bu kadar uzun bir zamanda bu mesafeyi katetmesl yalnız siyasi sebeplerden Heri gelmektedir. tstanbula varmadan önce İki defa Bulgar ve Yunan topraklarına giren bu tren devamlı bir şekilde durdurulmakta ve gümrük memtıria-|n tarafından saatlerce araştırılmaktadır. Bu hususların da önlenmesine çalışılmaktadır.
Semplon ekspresinin avnl mesafeyi 29 saat daha tasa bîr zamanda katedeblleceğl İlâve 1 edilmektedir.
I
' Harın her birinin kendi görüşic-. rlnln isabetine mutlak olarak inanmaları ihtimali derpiş edilirse, Merkez Bankasının otoritesinin, şahsi nüfuz ve tesiri ta-
Ispanya -Portekiz
Yunan ordusu
Muhalefet ordu mevcudunun azaltılmasının aleyhinde
Atina 26 (AP) — Yunan muhalefet liderleri, dün akşam. Yunan silâhlı kuvvetlerinin miktarını indirmek hususunda henüz erken olduğunu İleri sürmüşlerdir.
Son dünya harbinde kaybolan çocuklar
Almanların muhtelif memleketlerden topladıkları çocukların dertte üçü bulundu
Silâhlı kuvvetler miktarının -
tenzil edileceğine dair İlk memlclşUerde
. ... ___ . Lnrlm nnrnlr nlrnAk 115
berter Amerikan Büyük Elçisi Henry Grady tarafından verilmiş ve bundan sonra gayrî resmi olarak bu tenzilâtın %25, yahut 36 nispetinde yapılacağı söylenmeğe başlamıştır.
kendi el yazısı İle I rd ana, babalar da yeni çocuk-yaptıklan verdiği bir emri ele geçirmeğe lanmn Alman olmadıklarını bilmezler, çünkü bunlara ço-
Ele geçirilen vesikada tasrih1 cuklann hakiki anne ve baba-g", Mzrdlc tipinde lannın harbde öldükleri, ve ço-blr PolonyalI çocuğu Alman va- cuklann da birer harb yetimi
Yunan başbakanı Diomldes,
bu tensikat meselesinin Yunan! saba yerle bir edilmiştir. Te-ve Amerikan mütehassıslarının' merküz kamplarında, gestapo müşterek müzakerelerinden' hapishanelerinde yahut da mcc-sonra karara bağlanacağını buri iş kamplarında binlerce bildirmiştir.
Salamon adaları
Hlmmlerin
Harbden sonra Birleşmiş Mll-|
lelierin Avrupada tetkiklere göre, Nazi İstilâsına muvaffak olmuştu.
kadın ve çocuk olmak üzere tam edildiğine gör, Nordlc
12,000.000 insan kayıptır. ]'_L .‘2
Almanlar her girdikleri yer- tandaşı yapmak İçin lâzım ge- oldukları tekrar tekrar anlatılır, deki Lnsan kitlelerini, kendi İş- ' len emirler verilmektedir. Irk İşte btı suretle asıllan kay-lcrinde daha elverişli olan yerle- bakımından elverişli olmayan bedlimlş çocukları tekrar mey-re sürmüşlerdir. Misilleme ha- diğer bir çocuğun, ya ailesine dana çıkarmak asla kolay ol-reketl olarak, harbin tından başka sayısız köy ve ka
tahribe- iadesi yahutta öldürülmesi İçin mayan bir iştir. Böyle bir vazi-mem urların evvelâ bir kaç lisanı adamakıllı bilmesi lâzımdır Meselâ Batı Almanyada kaybolmuş çocukla-t n arayan memurların birinin j başından şöyle enteresan bir 'vaka geçmiştir. Memur Alman olduğundan şüphe ettiği bir çocuğa şöyle falr sual «örmüştür:
»İnlere varan ,nsnn!an yanın*, »mm bllb.
treralr ve mulaeamr eder re Bu n™“ ltom“ tabul
/edilir.
Vakıa kanundan alınacak o-toritenin iyi ve müessir tarzda kullanılması yine bir şahıs, şahsi kıymet, hele Merkez Bankasının kuvvetli ve salâhiyeti! ellerde bulunması meselesidir.
Fakat bugün bu banka, genç, ı dinamik ve münevver bir umum müdürün idareslndcdir. Bu kıymetli umum müdürün İstanbul gibi bir iş ve kredi merkezindeki müşahede ve tecrübelerinden! faydalanarak elindeki cihazı ■ tamamlama, mükemmelleştir-, me istikametinde kuvvetli hamleler yapacağını ve hükümetten 1 de lüzumlu yardımı göreceğini ümld ve tahmin ederiz.
,' Herhalde büyük küçük bankalarımız bilmelidirler ve bilir-bunun ,er w- hepst m’HS ekonominin —. u_| hızmetindedlrler ve kendi dar menfaat ve kâr ufuklarının dı-İşma çıkmaları ve bir Tehbcrln İşaretlerine uymaları bir zaru-ooKuzuncu rettir.
Bütün bankaların kredi faa-ve k^r Hyetleri bozucu, durdurucu değil, fakat ahenk! eş tir İri bir nizama bağlanmaz, »Merkez Banka» mız bu vazifeyi görecek se tarzda rihazlann.azsa bir gün °2a"'! kem piyasa, hem de bankalarımız zor duruma düşerler.
Böyle bir vaziyete düşmeden, koruyucu tedbirler almak, baş-ka mevzularda, olduğu gibi has-bazı talığın bütün vehamett He ken-dini göstermesini beklemeden daj bir nevi kredi hıfzısıhha teskl--rlle. ı,-.., ............. .
yüzden hattâ bir nevi asayiş meselesi bahis mevzuu olabilir,
Bunun içindir kİ en liberal memlekektlerde bile devlet, âmmenin menfaatlerinin mümessili ve müdafii olarak, bankaları bir takım kaidelere ve az çok sıkı bir murakabeye tâbi tutmak lüzumunu duymuş ve ek ser devletler, «bankalar kanun» lan He, kredi müesseseie-rlnin hayat ve faaliyetlerini tanzim etmişlerdir
Fakat bilhassa mevduat sahiplerinin haklarını korumak İçin ne kadar sıkı kayıtlar ko- ı nur İse konsun, bunların dışın-, da ve bu kanunun donmuş maddelerinin içine sığmıyacak kadar seyyal bir kredi politikası mevzuu vardır kİ. LUUUa> tanzimi, yüksekten İdaresi İşi «Merkez Banka» la rina edilir.
Bankaların on asır telâkkisinde olduğu gibi alelade birer t*-----1 ~ **e~
müessesesl olmadıkları, bunların milli ekonominin hizme- j tinde birer cihaz olduğu reall-' tesine göre, milletin para kredi İşlerinin nâzımı • Merkez Bankav sının bir nevi orkestra şefliği vazifesi görme-i sİ lâzımdır-
Kredi iktisadi hayatın devrelerinde kısılmak, devrelerinde genişletilmek zım gelir. Kredi hacmi, _ __
baz, menluat dwnculerllt. Turmıî mfeücei'cITli'm-ters ayarlanır ise, piyasada ya jlI(jur tehlikeli bir para darlığı veya-l but şiddetli bir buhrana götü-' ren bir enflâsyon yaratılmış olur. •
Mazinin tecrübelerde anlaşılmıştır ki bir ahenkleştirme/ ayarlama organı olmayınca, bir çok bankalar ölçüyü kaçırırlar ve hem kendilerini, hem müşterilerini ve mevduat sahiplerini müşkül duruma sokarlar. Bunun içindir kİ. orkestra şefi mevkiinde olan «Merkez Banka» sının otoritesini kabul etmek, bu şefin İdaresi veya ikazı İle bankalar arasında bir nevi tesanüt, hiç olmaz ise â-henk temin etmek zaruridir. .
Bugün bir bankanın memleketin ekonomi hayatına, bu hayatın temevvüçlerine karşı Merkez Bankası ve diğer bankalar dışında bir politika takip etmesi tasavvuru güç bir don-kişotluk olur ve hiç bir devlet buna imkân veremez.
Bizde, bankalar kanunu, bilhassa mevduat sahiplerinin I hak ve menfaitlerini, emniyet-j Ierini sağlayıcı ehemmiyetli e-saslar vazetmiştir Fakat bu kanunda drcplş edilen kredi takyldatı bile sırf ■mevduatın emniyeti düşüncesi ile vazedilmiştir. Esasen »Bankalar kanunu» nun vazifesi de budur, bilhassa budur.
Bunu yapamazsak, İktisadi kalkınmam ıgır> temini şöyle .dursun, belki hattâ bLr nevi lk-| tisadi anarşiye sürüklenmek bl-. 16 mümkün, hattâ muhtemeldir.
Merkez Bankamızı hakiki ve geniş vazifesine davet ve bu vazifenin yerine getirilmesine İmkân verme zamanı çoktan gelmiştir'
Cevat NİZAMİ
Bir ittifak akdi muhtemel görülmüyor
Lizbon 26 (A-A) — Franko’-nun ziyareti münasebetiyle bütün beklemelere rağmen, bugüne kadar toplantılarda söz almayan Sal azar, dün akşam Co-lmbre fakültesinde İspanyol devlet şefine fahrî doktorluk unvanı tevcih etme merasiminde de bulunmamıştır. Bu üniversitenin Portekiz hükümet şefinin yüksek tahsilini yaptığı ve siyasi İktisadi kürsüsünü işgal ettiği bir üniversite olması da Salazarhn merasimde bulunmamasına ayrıca kayde değer bir mahiyet vermiştir.
Adalarda bir tek insan kalmamış
Londra 36 (Nafen) — Balaman adalarında bir tek insanın kalmamış olduğu öğrenilmektedir. Bundan 100 sene evvel kâşif Mendona tarafından keşfedilmiş olan bu adalarda o vakit 5000 kişi yaşamaktaydı, Halbuki son zamanlarda bu adayı ziyaret eden Jeologlar Salamon* lorda kimsenin kalmadığını bildirmişlerdir.
Portekiz hükümet başkanı, Frankonun gelmesinden bir kaç gün önce valilere verdiği nutkunda dış siyaset meselelerine temas etmekten kaçınmakla bunların müzakeresini bu fırsata sakladığı sanılmıştı. Bununla beraber, Lizbon siyasi çevreleri başkan Carnıona He dışişleri bakanı da Mata'nın, Portekiz tarafından !k! devletin dostluğuna karşı yapılan ateşli telmihlere rağmen Frankonun | ziyareti üzerine çetin meseleler' karşısında son nulnfclannda ' elden bırakmadıkları İhtiyatı kaydetmeden geçmemektedir- [ ler. Bu şartlar altında Portekiz dışişleri bakanı Martin Artajo ve harbiye bakanının İyimser beyanatlarının muhtelif şekilde tefsir edilmelerine rağmen Frankonun Portekiz! ziyaretinin kati bir ittifak anlaşmasiyle neticeleneceği İmkânı uzak görünmektedir.
Rize şilebi
Üç haftadan beri Haliçte tâ-ınlr edilmekte olan «Rize* fi“ lepl dün çıkmış ve İskenderuna hareket etmiştir. Gemi oradan krom alıp Amerikaya götürecektir.
r
I
1
3
belki
5
6
7

Kredi politikası. kredi hac- I minin konjonktüre göre âyar- y lanması işi Merkez Bankasının İdaresine tevdi edilmek lâzım I geldiğine güre, bu mu esse şeyi ' lüzumlu salâhiyetler ile teçhiz etmek gerektir.
Piyasanın bugünkü durumu bir çok âmillerin, belki hatala-j
9
cmirler verilmektedir. Saf Ar- feyl üzerine alan yan kadından olmayan diğer iki kardeşin kısırlaştırılması, ve annelerinin de temerküz kampına gönderilmesi emredli-( inektedir.
Doğu Avrupa memleketleri,' Almanların bu plânlarından nazaran daha çok müteessir olmuşlardır. Yalnız Polonyadan kaçırılan çocukların sayısı 180,000 i aşmaktadır.
Kaçırma usulleri
Çocukları kaçırmak İçin tatbik edilen usuller, bilinen Nazi usullerinden farksızdır. Evlere, mekteplere, çocuk bahçelerine
buri İş kamplarında İnsanın kanı dökülmüştür.
Fakat hepsinden feci olanı Alınanların, Üçüncü Relchln harbde yok olan askerlerinin ( Batı memleketlerine yerini doldurmak için gittikleri —HL
yerlerden ellerine geçirdikleri binlerce çocuğu Almanyaya kaçırmaları olmuştur
Arama bürosu
Almanya teslim olduğu zaman Birleşmiş Milletler fevkalâde güç bir mesele He karşı-karşıya bulunuyordu" Almanlar tarafından kaçırılan milyonlar- (ve çocukların grup halinde bu-ca çocuğun bulundukları yerle-. lunduğu her yere girip çıkan rl tesblt ederek, çocukları tek- S S. birlikleri gözlerine kestlr-rar aileleri yanına göndermek- 1 dikleri çocukları alıp kaçtnış-Bu güç meseleyi halletmek İçin lardır. Bazan Nazi askerleri müttefikler bir Arama Bürosu(maksatlarına ermek için mek-tesls ederek İşe başlamışlardır-(teplere bile girmekten çekln-Mületlerarası muhacir teşkilâtı mcmlşlerdlr. Bu şekilde zorla
Hayırdan sonra Nista!
bh
— Almanyadan başka I memlekette bulundunuz nıu?
(— Hayır!»
— Ayni yaşta başka çocuklarla uzun bir Seyahate çıktığınızı hatırlıyor musunuz?
«— Hayır!»
Memur, çocuğun, her sualine hayır diye cevap vereceğini bildiği için suallerini daha çok sıklaştırmağa başlar. Nihayet çocuk gittikçe artan suallerin 11e beraber çalışan bu Büronun, kaçırılan çocuklar evvelâ tap- karşısında bunalarak -Hayır! i'- diye bağı-
Marış denizinde fırtına
Falmouth 26 (A. A.) — tngitte uçak gemilerinden 23 bin ton-j luk tllustrious. bugün Cornou-1 ailles'ln güney batısında TJ-Z(ird‘m 30 mil açığında, tonluk Yewpark vapurunu kur-, ~f~" taşabilmek için fırtınalı denize' Muhtelif memleketlerden çora* dökmüştür. Bu vapur, dün çoklan kaçırmak sureti İle Al-ttkşam Mum-, denizindeki bütün’P1311 nüfusunu takviye etmek küçük gemileri limanlarda bir ( mortO* RÇlch Konundan sığmak aramağa mecbur eden fırtınanın kurbanlarından biridir.
Dalgalar sahil boyundaki duvarların büyük bir kısmını götürmüş ve küçük sahil şehirlerini su altında bırakmıştır. Demirli gemiler açığa sürüklenmişlerdir.
tllustrious, İmdat Lstiyen gemiyi. müthiş bir yağmur altında ışık bombaları alatrak bulmağa muvaffak olmuştur. Sürekli yağmurlar mcmlckel dahilinde seyrüsefere muştur.
İle oeraoeç çalışan du Büronun, nuuçuuıuı sovuuıu Karşısında Dunmar
Almanyada Hassel yakınların-[ lama mahallerine sevkedllmiş. Hayır, hayır, Nlritt' da bLr de şubesi açılmşıtır. tşte| bundan sonra Aryan ırkından r]r.
ı. m„_i göre Çocuğun başından geçen ına-
esafi ceralara ajt suallerle hpyöcnn-| lanıp birdenbire Nlftta diye ba-
bu teşkilât sayesinde Birleşmiş'olanlar Nazi usullerine milletler harbden beri Alman- , terbiye edilmek üzere lar tarafından kaçırılan çocuk- kamplara sevkedllmiştlr.
, lasın dörtte üçünü bulmağa( Terbiye kamplarında bir ço- Arması, hakiki milliyetini rnay-' muvaffak olmuştur. Fakat ço- cuğun tik İş olarak muayyen dona çıkarmıştır. Çünkü Nista UJ rukları arayıp bulma İşi tasav- bir sıhhi ve psikolojik İmtihan sırpça hayır demektir, çyj vur edllemlyecek kadar güç bir geçirmesi lâzımdır, imtihanda
1 iştir. muvaffak olan çocukların bun-
dan sonra İsimleri değiştirilir ve Almancadan başka bir dil kullanmaları katiyetle yasak edilir. Çocuk kendi dilini unutup da Almanlaşmağa yüz tuttuğu bir sırada kendisine lâa-lcttâyln bir ebeveyn seçilir. Ye-
,1 meşhur Hlmmler Idan ortaya atılmıştı. Arama Bürosu bıı
tarafm-
Hattâ hususta
Bazan da memurun kendisi ecnebi kelimeler kullanmak mecburiyetinde kalır. Çocukla-' rın arasına giren bir memur, ' çocuklarla Almanca hasbıhal ederken, arası ra Lehçe, Fransızca yahut başka bir dilden
(Arkası 7 ncî sabifede)
Armatörlerin satın aldıkları gemiler Armatörlerin Avrupa ve Ame-rikadan bir yıldan beri yaptık’ lan gemi mubayaası devam etmektedir. Bu arada Sadıteade Ruşenoğulları firmasının irlan-dadan satın aldığı 7300 tonluk (Sadıklar» jilcplnl teslim almak üzere 23 kişilik bir kafile dûn uşakla yola çdanıştır.
1
A
■f-’
l

11
1 SUSARSAN KABAHATLİSİN?
^y4ZAW«ADASALVI * Ç£V7££fr; NAZIM DER5AN *• RESMA*. AYHANJ
HEYECANLI AŞK VE R.OAAA/V J
raw, FAMKlKA VARMA ■ ÖîS«t?- &/LE BIKIP DOKOÜLm.
rç> 1 MkJ br yen» ] **(u?-’*'***■’9] C| |L|

TV.ır EMJGLEfPİ.YE&Dl. Süt İCKflİ *(ÜtTLLET Grfs'soFIZA ıfAzrtZLAM?/. IftAOLA Nf/fZA- D ASA /^VEll^OAHA OVSA^rt. AGZfMH AtDVG’ KAVERi YUDU^OA Bosa LTt- 'fOK PA(XA fse kZKAMtİj&M *vtt M KaHaK rcec
[ Bu ickftjr flslomıîa «1+ıclF ediyorum, ]
7

«Sı


10
Pariste yapılan son büyük at yarışında Coronalion birinci gelmiş ve 250 bin Hra tutan mükâfat almıştı. Yukarıda bn yanşa iştirak eden başlıca atlar görülüyor: 1 Coronatinn. 2 Djc-ddalı, 3 Baghcrra, 4 TanagreHo, 5 Val Drakr, 6 Mcnetrier, 7 Medlum. b Kerlan, $• Ochio, 10 A-moor Drake, 11 Double Bosc, 12 Good Kuck, 13 Flush BoyaL
15

Ilşje bu hafin
L-—, gidiyor .-------—■

E




r
T
Uakkm var-Tana dûŞuncç. ler defolsun Eğim—ck • isl-ryorum. Maydı gerecine’ ■—r ~~
-AfZKASf VAK-
Created by free version of 2PDF
Pnhlfe 8
AKS A M
27 Ekim 1949
F zelî bir dâva: Para meselesi
Bu seneki baş tuvaletleri
Kadınlarla erkekler ar tümda bir türlü halledlJemlyen eaeU bir mesele vardır: Para meselesi
Bir çok erkekler kantarma evi idare etmek için her ay mukannen bir para verirler. Bu paranın yelip yetmediği ile katiyen alâkadar olmazlar, aev-eelerlnln ısrarlı talepleri üzerine kavga ederler, fakat fasla tahsisat vermezler.
Amcrlkada Salnt - Louls şehrinde geçen garip bir vaka ve mahkemenin Verdiği karar, İçinden çıkılamıyan, halledileni iyen bir mesele halini almıştır.
Jane Droih isminde genç bir kadm kocası ile bu para kavgasından bıkmış usanmış. Evin masrafına yetişmeme d iği paradan fazlasını kocasından alamayınca başka bir usule başvurmuştur: İhtiyacı olan parayı geceleri kocası uyurken portföyünden almağa başlamış...
Bu yaptığının kötü bir itiyat olduğunu karısına bir türlü kabul eti İrem İyen Duglas Droih mahkemeye müracaat elmiş ve: ■Bir kadının kocasının portföyünden para almağa hakkı var mıdır?» diye karısı aleyhine dâva açmıştır.
Mahkeme reis! Eugene Sarto-riııs şu karan vermiştir:
■Evin İhtiyacına sarfedllmek üzere bir kadının kocası uyurken cebinden para alması kanuni ve ahlâki bir hakkıdır. Bunu benim karım da yapıyor, menedecek hiç bir kanun bulattı adım*
işte verilen bu karar üzerine kıyafetler kopmuştur. Kadınlar bu haklarından istifade etmek istemişler, kocaları da bu hakkı tanımamışlardır.
Gazetelerde açılan anketlerle de mesele halledilmiyor. Kadınlar «Hakkımızdır, alırız» diye ısrar ettikçe erkekler «Katiyen. böyle bir hak tanımıyoruz. demektedirler. Fakat asıl garibi eskiden böyle bir şeyi aklına bile getirmeyen kadınların da bu haktan İstifade etmek istemeleridir.
«Alabilir mi? Alamaz mı?» dâvası bütün Amerlkada bir kadın erkek meselesi halini alması ihtimali vardır.
Balık kokusu
Balık, temizlendikten sonra elde kalan balık kokusunu çıkartmak için tuzlu su ile eller] yıkamak kâfidir.

4
7
Bu sene saçların gayet kısa kesildiği malûmdur. Fakat kusa sacların da Mr çok kesiliş, şekil vardır. Resimde görülen modeller İni şekilleri gösteriyor:
1 — Arkadan gayet kısa kesilen saçlar kulak üzerinde öne
Müşküllere cevap |
çevriliyor, kulak arkasındakiler de arkaya doğru fırçalanıyor
2 __ Ense hizasında kesilen
saçlar öne doğru çevrllmLştir.
3 — Traşh enseden hoşlan-nııyanlar için kısa kesilen saçlar önde ortadan ayrılarak
bukle halinde yukarı doğru kıvntmıştır,
4 — Buse traş edilerek kesilen saçlar öne doğru fırçalan-nııştır. Kâhkülü de vardır.
5 — Bütün saçlar arkaya doğru fırçalanıp taranmıştır.
Şişmanlık meselesi
Beşiktaş N. Asal: 25 yaşında 1 metre 50 boy ve 70 kilo olmamadan sikiliyorsunuz. Devamlı rejim ve spor d» yaptığınız halde zayıflamadığınızdan şikâyet ediyorsunuz. İştahı kapayan ilâç soruyorsunuz, bunu size ancak bir doktor tavsiye edebilir. Onun tarif edeceği rejlçn ve İlâçlarla zayıflayabilirsiniz. çünkü bazı şişmanlıklar (hormones) meselesidir. Doktorsuz tedavi edilemez.
Portekiz usulü ateş balığı
Ateş balıklarını temizleyip kafalarım kopardıktan sonra unlamalı ve ince çentilmiş soğan ve sarmısakla beraber zeytinyağında kızartmah. Tepsiye dizerek üzerine tuz, biber zey-tinyağ ve pek az sirke gezdirerek bir İki dakika ateşte tıkırdatman. Bu yemek sıcak da soğuk da yenilebilir.
MODA HABERLERİ
★ Elde örme bluzlar terziler tarafından kumaşla, kadife ile karıştırılıyor.
★ Siyah elbise İle canlı renkli şapkalar giyilecektir,
♦ Kap şeklinde kısa pelerinler çak giyiliyor.
* Kürkten eşarplar modadır.
★ Arkası açık ayakkabıların modası geçmiştir.
* Şapka ile ayni renkte eldiven beğeniliyor'
Kabarmayan kek ve tatlılar
Bazı büyük İtinalarla yapılan tatlı, börek, yahut kek blskiil gibi şeylerin kabarmamış ve fena olduğu görülür. Neden ile-' ri geldiği bir türlü anlaşılmaz. Ekseriyetle bu unun kabahatidir. Un kesik olursa bir türlü kabarmaz. Bunu anlamak için bir miktar unu avuç İçerisine alarak sıkmalt. Un avuç içerisinde sıkılmış bir külçe halinde kalırsa iyi cinstir. Eğer sıkılan bu külçe el açılır açılmaz dağılırsa un kesiktir, İşe yaramaz, yapılan bütün tatlı ve börekler kötü olur.
Mayasıla karşı basit bir ilâç
Kışın mayasıldan şikâyet edenler bunu şimdiden karşılamak İçin ellere şu basit ilâcı yaparlarsa faydasını görürler:
Üç bardak su İçine altı yaprak tefne alarak fıkır fıkır kaynadıktan sonra ateşten indirmeli, Bık olunca eller bu su ile banyo edilmelidir.
Mefruşatın tahtalarını nasıl parlatmalı?
Evdeki masa, büfe ve kanepe koltuk gibi eşyaların tahtası ya cilâlı veya kaplama tahtadandır. Bunların tozunu aldıktan sonra parlatmak İçin ayrı ayrı usuller vardır. Cilâlı tahtaları yünlü bezle parlatmak icabeder. Bir kaç ayda bir pek hafif olarak parkelere kullanılan cüâdan sürmek, sonra parlatmak faydalıdır.
Kaplama olan eşyayı ara sıra, yan yarıya keten yağı İle ispirto karıştırılmış mayi İçerisine hafifçe bez bat lt a rat daima daire şeklinde slimeli.
Yaldızlı eşyalara gelince bunları İnce toz katılmış ve hafifçe çırpılmış yumurta akına batırılan bezle sllmeli.
Sabun parçaları
Kullanılan kalıp sabunlan kiıcülüp ele sığmaz hale gelince bir kenara koyarak saklamak. Sekiz, on parça toplanınca bunları İnce bir tülbent İçerisine yanyana ve üstüste koymalı ve tülbendi dikmell Bir kalıp şeklinde sabun elde edilir. Tülbent İçinde olarak kullanılınca bu sabunlar bir hayli hizmet görür.
Soldu h wıg.ı 1 — Durüj^-fakAya
bir yurt hediye edan zat. 2 — Bir kau merkezi. 3 — İlmi bir rollraarZk-ye rnenaut», 4 — Ter* dİ» Ue JTVUt-ma, 5 — Teni ımp «arı yap. « — Kedinin yaruıı - Bir ırk menıubu. 1 — RiyaıeUn baglanRica - FranMda bir »eliİr, a — Yeraltı »ervetlerinden -Bir harfin okunuru, ■ — Nexr«der-■eırı. 10 — Başa (İmtir tarak -Otum ıuyu.
Yukarıdan aM&ıya: l — Taluu-rtyat 1 — Bir renk kedi - Geri verme. 1
— Oatünden geçerek - Ağacın kolu. 4 - An! feUkcUer. i - Tarri teşrifatçıdır - Yokuşun »em, 8 — T«vi beyaz bir çiçek - Nota. 1 — Bayma «G» gelirde çatal boynuzlu otur - Bir ecnebi erkek, a — Bağına «t» gelir-■e dl«l bir hayvan olur - Filin gösterilen mahal
OF.CEN BULMACAMIN HALLİ
Soldan sala: 1 — AkelUen. a — Divanece. 3 — An. Lava. 4 — Me-dinelL S — Okuma. İh. ti — Yen Ge, 1 — Anudane, 8 — Mllid, La. 8 — Adana. El, 10 — Zan. Mani
Yukarıdan aHaflıya: 1 — Adamola-maı. 2 — Sinek. Nida, 3 — Ev, Duyulan. 4 — Taltmedln. > — İnanan-adanı. 8 — Leva. T — Eceli gelen, 8
— Nezihe. AJi.
I Faydalı bilgiler J Çatlaklara iyi gelen bir pomat
Elde ve yüzdeki çatlaklara gayet İyi gelen bir pomat: 1
Bir çorba tabağı İçine İki tatlı kaşığı iyi elns un koymalı üzerine mayonez yapar gibi damla damla gliserin akıtarak, karıştırmak. Pomat haline gelince bir damla arzu edilen esanstan İlâve ederek kapaklı kîiçk bir kap içerisinde sak-lamalL
Bu pomat ancak bir batta dayandığı için tarif edilen miktardan fazla yapmamalı.
Eldivenleri uzun müddet dayandırmak usulü
Bazı noktalara dikkat edilirse eldivenleri uzun müddet yeni gibi dayandırmak kabildir Elden çıkan eldivenleri hiç bir zaman Içlçe koyarak yuvarlamam alı.
Yağmurda ıslanan eldivenleri elden çıkarmazdan evvel .nce ve yumuşak bir bezle sime 11, parmaklan kurulamak. Elden çıkardıktan sonra tamaıuiyie kuruması için aşmalı.
Eller terler ise eve geldikçe eldivenleri ters çevirerek par-m aklara talk yahut tebeşir tozu serpmell.
Yeni ayakkabılar
Yeni satın alınan deri ayakkabılar giymezden evvel boya-tılırsa hiç bir zaman lekelenmezler. Boyasız deri üzerine damlıyan su bile leke yapar, yer bırakır.
rortlye Kenet»
Senelik 2B00 Kuru» MtMi kunıs
n aylık 1840 e ffi0₺ >
3 uü wxı » tuoc »
ı aylık 300 a - »
A üre» tehouı için elli Kuruşluk pu> gönderilmelidir Akıt takdir' u »arta değiştirilmez
reletonlorunıı Başmuharrir aoow Vazı İğleri 2W?W - idare 10681
Muour bmot
Muharrem 5 — Hızır 175
İmza» GO ÖÇM İkindi AX Yolaı V 825 1148 14.51 11.18 18,« 4,« E 1,11 8,(5 8,39 12.00 1.32 UJ3
idarehane Banı 411 civarı
Cemal Nadir «onag No ıs
ENİ YAYINA
Afiyet gazetesi
Afiyet gareteal 31 inci «uyıaı Üe Û-çüncü neneye başlamıştır Bu nüshada sarı zehirden sakınalım, peygamberimizin sıhhi emirleri. a« yayınız Ki hasta almayaıınız. bakmakla doyamadıgım a girin götler. »eker haslalıtuu tutulanlar hangi meyve lud yemelidirler, yalda neler yemeli. Kıbrıs öğretmenleri; Lokman Hekimin ilâç dolabı, kimler verem olabilir. çabuk kırılan tırnaklara iMç. verem mikropları nerelerde bulunur yazılan vardır. Karilerimize tevriye ederiz.
Pariaten dönmüştür. Getirdiği en yeni Modelleri Ayazpoşada Yeni Şehir Tiyatrosu karşısındaki Atölyede teşhir etmektedir.
Dünnada&Lpg? |
Resmini gördüğünüz bu saat 1540 senesinde Schvdlgne tarafından iptal edilmiştir
Hetnetı bir asirdanberi her gün Strazburgta saat on birden biraz sonra şehirde bulunan turistler Duomo'ya (kiliseye) doğru giderler. On bir buçuk-
tan sonra, geç kalanların kilise meydanına giden yollardan koşa koşa yürüdükleri görülür. • Bu muazzam Gotik kilisenin içi o saat ziyaretçiler ve meraklılarla doludur. Öğle û-zerl tam on ikiye bir dakika kala meşhur astromanik saatin hususi bir mekanizması harekete geçer. Kaidede mavi mineden bir kadran vardır. Sol tarafta bulunan bir kilise tak-viml de harekete gelir. Bu takvimde kiliseye ait vakayi en ufak teferruata kadar yazılı-1 dır. Sağ tarafta gümüş bir kadran vardır. Bu kadran güneşin ve ayın devirlerini, hangi sarhada bulunduklarını, kiisûC ve hüsûf zamanlarını gösterir. , Daha yukarda haftanın yedi gününü temsil eden yedi heykel vardır. Saatin sağ ve sol taraflarında bulunan iki melek, ellerindeki küçük bit çekiçle saat başlarını vururlar.
Saatin üst kısmında mavi, kadranlı bir planet mevcuttur Daha yukarısında da bir ay görünmektedir. Küçük bir kemerin içinde her altmış dakikada bir, ölümü temsil eden bir heykel çıkar ve elinde tuttuğu orağı yere doğru indirir. Ölüm heykelinin etrafında, insan ömrünün dört devrini temsil eden heykelcikler vardır. Saatin İlk çeyreğinde birinci ola-, rak bir çocuk, yarım saat olunca karısı ite beraber genç
mazlar. Halbuki ölüm heykeli gece de çıkar.
Saatin zirvesinde Hazret! tsa-nın altından bir heykeli vardır. Bu saatin bir eşi de İtalyanın Messlna şehrinin büyük klllae-sinde mevcuttur. Bu saatler her elli senede bir kurulmaktadır.
Masaj koltuğu
Makine İle hareket eden bir koltuktur. Sırrım bilmeyen bu koltuğa oturursa, korkusundan derhal kaçar Halbuki sırta, bele, kalçalara, bacaklara masaj yapan sıhhi bir koltuktur. Bir takım hususi manivelalarla bu İşleri görmektedir.
Elektrik hizmetçi
Surat asmadan temizlik ya-
Kunduraları, tencereleri.
fa İr adam, üç çeyrek geçince par.
bir muharip, saat tamam olun- çatal, kaşık ve bıçaklan parla-ca bir ihtiyar çıkar. Ömrü tem- ' tır. Fakat maalesr-f yatakları sil eden bu heykelcikler yalnız yapmaz, Çeyrek beygirlik ufak
gündüzleri görünür, gece çık- bir elektrik bu İşleri görüyor.
Created by free version Gf 2PDF
Bîr Aşk Gecesi
Yazan: Karen Bramson Tercüme eden: Vâ - Nü
Tefrika No. 11
— İşte, başlıyorum,
Karkudan perişan: Antolnettc piyanonun, masanın koltukların arkasına gizlenmek istiyordu. Ve çığlıkları koparıp duruyordu:
— Jacgues! İmdat! Kurtar beni!
— Âlâ! Âlâ!.., imdat iste... — diye, Lucıen alay etti, — Bakalım, sana bir yardımı dokuna bilecek mi? Gönlünün seçtiği sevgili böyle bir babayiğitlik yapabilecek mi? (Aheste aheste yürüyordu. Karısı kaçtıkça, tabancasının namlusu ile onu takip ediyordu.) öleceksin! Anladın mı? Bu kararı verdim. Müc-rirnane aşkından dolayı öleceksen, (Güldü > Güzel ölüm: Aşk urundal
Jacqeus, büyük bir heyecana kapılmıştı Kanuni noktadan lılç bir müdahaleye hakkı olmadığını biliyordu. Fakat şimdi An-
lamıştı ki, bu dram ancak sevgilisinin, kendinin, yahut da arkadaşının Ölümüyle nihayet bulabilir.
Antolnettel kurtarmak için Lueien'i öldürmek zorunda kalacaktı, Kendisine hiç bir fenalığı dokunmamış olan çocukluk, ve meslek arkadaşını katletmek zorundaydı.
Sevdiği kadının haykırmaİMi, yüreğini param parça ediyordu.
Lucien’c doğru koştu.
— Bu İğrenç komedi, elveriri* —dljre şiddetle müdahale etti.— Ne kadar dehşete kapıldığını g5-rü yorsun. Müdafaasız bir kadını böyle korkutmak vahşet değil. mİ? Tabancayı elinden bırak! Yahut da benim ezerime ateş e*. Eğer İlle birini öldürmek arzusu gibi vahşice bir hisse ka-pıhyoraan hedefin ben olayım.
Lucien, hâlâ hain hain gülüyor ve karlama nişan almakta
devam ediyordu:
— Ben zannettiğin gibi ahmak değilim. Şu anda, çök, çok meeudum.
iki erkek göz göze bakıştılar. -Blriblrlerlnln hakkından gelmek tetedller. Nefes nefeseydller. Ja-Cques, arkadaşının elinden tabancayı almak istedi; fakat muvaffak olamadı. Luclch'in kendisinden çok kuvve th olduğunu farkedlnce mücadeleyi ter ketti. Kollarını kavuşturup durdu. .
— Beni öldür. Bunu tercih e-dlyorum. İşte karşındayım.
Korkudan bayılma raddelerine gelen Antolnette divanın B-nünde diz çökmüştü, Başını yas-dıklar arasına saklıyordu. Hiç-■kırıp duruyordu:
— Allahım! Allahım! Jacques'ı kurtar, Allahım! Beni de kurtar, Allahımı
Bir an, Lucien. konuşmaksızın arkasına baktı. Tereddüt edlyo»’ Bibiydi.
— Hayır seni öldürmek Ütemiyorum. Bundan hiç bir zevk duymam, ölnıek bir şey değildir. Lâkin, sevilen bir kadının ölüm tehlikesinde olduğunu görmek, oııu. yardım edememek, bir er
keğin asla hazmedemlyeceğl manzaradır. Vicdan azapları I-çlnde kıvrananın diye seni bayatta bırakacağım. İlerde, daha İhtiyatlı olursun da başka bir kadm, senin yüzünden böyle e-llm vaziyete düşmezi Azizim Don Juan! Benim hareketimden dolayı bana minnettar olacak bir çok kocalar vardır dünyada!
Tekrar Antortrttte'e döndü. Tabancasını ona çevirdi.
— Haydi bakalım! Karşı kar-şıyayıs, Antolnette I
Genç kadm. başını yastıklar arasına sokmuş dizüstü. divana kapanmıştı. Hiç bir şey görmek, İşitmek İstemiyordu.
Bunun üzerine, Jacques, artık tereddüt etmeksizin tabancasını Çıkardı. Luicle’e çevirdi. Hareketleri, düşünce mahsulüydü, yavaştı. İhtirasla su-f vazife hissiyle hareket ediyordu. Lucien ’e alç&k seste sakin ve em-redercCsine dedi kİ:
— Tehdit etmekten derhal vaz geç. Aksi takdirde seni öldürmek mecburiyetinde kalacağım,
— Beni mİ öldüreceksin? Beni mİ? (Bir kahkaha attı.) Ayl Beni kurtarocağına kaatu ola-
cak derecede safdil misin? Demek. beni öldürmek? Demek. Giyotinde bitirmek arzusunda-sın? Yahut da ebedi sürgüne gideceksin? öyleyse, arzu ettiğin şekilde hareket etmek senin elindedir. Ateş et, dostum! Bugün yalanların sayesinde kurtardığın kaatllln oturduğu mücrimler sırasına kendin o-4urmak niyetindeysen, orası başkal Meslekdaşlarımız arasın da acaba hangisi, seni kurtarmak üzere hafifletici sebepler (bulacaktır, bakalım? Böyle, bir dâhi var mıdır, dersin? Kendin de bir kurtuluş yolu bulabiliyor musun? Ara bakalım. Daha zamanımız var.
Antoinette’e doğru bir hare-'ket yaptı.
— Sevgili kurbanım, elimden kurtulamıyacaktır, Bak. zavallıya! Yatı baygın yatıyor. Ruhunun kurtulması İçin meleklerden niyaz ediyor. Ah. cidden pek garip! E, gene sen söyle, dostum! Hayatını kurtaracak hafifletici sebepler bulabiliyor musun? Sen kl, geceleyin karımı çalmak üzere evime gelmiş hırsızsın, Daha da önceden ihtiyatlı davranarak yanuıa ta
banca almışsın. Aşk randevusuna giderken, insan yanına tabanca alır mı?
Tekrar masaya doğru yürüdü. Oradan, tıpkı mahkeme huzurunda konuşulduğu tavrı takındı ve meçhul hâkimlere hitaben nutuk söyler gibi anlatmağa başladı:
— Sayın jüri heyeti! Randevu yerine gitmek üzere, kaatll, tabancayı cebine koymuştur. Tabancayı cebine koyduğu sırada acaba kimi düşünmüştür? Kendisini rahatsız edebilecek olan biricik adamı, değil mi? Ve bu adam kimdi? Metresinin kocasıl çünkü kendisini bastırabilirdi. Demek, bu işin içinde taammüt var, Biraz olsun şüpheye düşüyor musunuz, sayın baylar? Hayır, değil mi?
Sonra. Jacques a döndü:
— Görüyorsun ya, dostum Eğer birazdan bent bu odada ölü bulurlarsa, beni öldürmeği tasni im ettin demektir, şimdi artık, şekillerden şekil beğenmek, senin arzuna bağlı! Ya o, yani karım ölecek, ya ben öleceğim.
Jacques. âdeta İnsiyaki ve gayri ıhyitacı bir şekilde, ta
banca tutan elini indirdi Lu-cien'in İleri sürdüğü müthiş delil karşısnda perişan olmuştu.
Lucien. gayet neşeliydi Gözleri garip bir ışltı İle yaıuyor-du. Çehresi aydınlanmıştı.
— Pekâlâ, pekâlâ . — deli — Anlaşılıyor ki, şekillerden bir şekil beğendin Bunu tahmin etmiştim, zaten... Uzun uzun düşündüğün zaman, sevdiğin kadının da üstünde kıymetli saydığın bir mevcudiyet olduğunu kestirdin: «Kendin»!
JacquesTn kulaklarında kan uğuldayordu.
•— Demek arkadaşımı öldürmem lâzım.. Demek arkadaşımı öldürmeni lâzım!... — diye tek rarlıyordu, — Peki ama. bu cinayetimin neticesi ne olacak? İstemeksizin bu cinayeti lşleye ceğtm... Bu cinayeti işlemeğe zorla sürükleniyorum.»
Haykırdı:
— önüme çıkardığın ve beni uymağa mecbur ettiğin şekillerden İkisi de müthiş şeyler! Lulelen! dinle beni! Kararımı verdim. Eğer karını teh-ditde devam edersen seni öldü
(Arkası var)
AKŞAM
*
27 Fkim 1949
Mahkeme Koridorlarında
RADYO
Arkadaşım Jorj Arfan ile beraber. bir kaç gün için ninesinin köşküne gitmiştim. İhtiyar kadın, villâsının kapısında Agrıes ve Janet namında İki kızla beraber bizi karşıladı Agnes, güler yüzlü bir sarışın güzeli idi. Janet ise, uzun boyu, mütenasip vücudu, siyah parlak saçları ve İri kara Röele-rtle eski Yunan Tanrıçalarına be nri yordu.
Biraz sonra arkadaşım İzahat verdi:
— Bunlar, ninemin küçük yaşlarından beri yanında büyüttüğü öksüz İki teyzem kızıdır .Agnesl seviyorum. Yakında zevcem olacak.
— Seni tebrik ederim JorJI Fakat ben sevmek İcap etse sarışını severdim, cevabım verdim.
____Janet! mİ diyorsun? Onun ruhî bir çok meziyetleri vardır. Fakat onda kadınlık ruhu yoktur, hassas değildir, lftkayıtiı-ğın mücessem timsalidir, kısacası bir heykel gibidir.
Gerilerimizde JorJ. Agnes ile dalma başbaşa kalırdı. Ben İse Janete arkadaşlık ederdim Bir çok defalar esrarengiz ruhuna nüfuz etmeğe çalıştım. Fakat onun soğuk tavrı, dalma bir duvar gibi aramızda yükseliyordu.
Bununla beraber bir akşam Jorj, harbde başından geçen bir macerayı anlatırken. Jane-tin canlandığını ve gözlerinin parladığını gördüm.
Yemekten sonra Janet bermutat nakışını eline aldı, Jorj İle Agnes de bahçeye İndiler. O zaman Jorjun ninesi, gülüm-siyerek başını salladı:
— Yaramazlar, yine sıvıştılar sözlerini mırıldandı. Bir müddet oturup öteden beriden konuştuktan sonra ben ile ihtiyar nine odalarımıza çekildik. Fak ak t salonda unuttuğum gazetemi almak için aşağıya İndim.
— Janet dedim sırrını niçin benden saklıyorsun. Dostun olduğumu ve sana andığımı anlamıyor musun? Her şeyi anladığıma emin o).
Yaşlı gözlerle bana baktı:
— Hakkın var. Saklamakta ne lüzum ve ne fayda var? Tahmininiz doğrudur Fakat Jorju ne kadar çok sevdiğimi bilemezsin.
Evet ruhumun bütün kuvvenle onu seviyorum. Halbuki o, aşkımı, çektiğim ıstırabı anlamıyor. Beni hissiz bir heykel sanıyor. Halbuki ben on» kalbimi verdim. Agnese meylini anlayınca müthiş ıstıraplar çektim, fakat halimi kimseye sezdirmedim. Hissiz ve lAkayıt davranmağa devam ettim.
Ben hiç bir zamna Jorjun muhabbetini dUcnmek İstemedim Yegâne tesellim, kendisi İçin neler çektiğimi, ne kadar acı göz yaşları döktüğümü bilmemesidir. Hakikaten dostum İseniz, sırrımı faş elmiyeceğinl-»’ bana süz veriniz.
Janete söz verdim- Esasen müdahalemin hiç bir fayda ve netice vermiyeceğinl biliyordum Çünkü Jorj Agnesl seviyordu.
Zaten ertesi gün Jorj, bu meuieyi kesin bir şekilde halletti ve ninesinin elini öperek:
— Kinetiğim, Allahın emri ve şirin lıayır duanızla Agnesl sizden istiyorum dedi.
Güler yüzlü ihtiyar kadın İki sevdalı genci kucaklıyarak alınlarından öptii ve evlenmelerine memnuniyetle razı olduğunu sevinç gözyaşları dökerek kendilerine söyledi.
O heyecanlı anda Janete baktım. Biraz daha solgundu. Fakat çehresinde hiçbir teessür iri görülmüyordu. Sakin ve metin bir sesle genç çifte saadetler diledi.
Yemekten sonra mektup yazmak için odama çıktım. Saat dörtte aşağıya indiğim zaman Janetln nerede olduğunu benden sordular. Tabi! bir şey bilmediğim için menfi cevap verdim
Uşaklardan biri, sık sık yaptığı gibi Janet! beygirine binerek bahçeden çıkarken gördüğünü söyledi
Saatler geçiyor, fakat Janet görünmüyordu. Nihayet köşkün bütün uşaklarını onu aramağa gönderdik. Ben de Jorjla beraber, iki beygire allıyarak bu Araştırmalara İştirak ettik.
Bu taharriyat esnasında, Janet! bir uçurumun dibinde bir a! n . 'tında güldüm. Atımdan t'- ol nşafrı rdladım, ya-
nında diz çökerek başını yukarı kaldırdım.
____ Janet! Uçuruma mı yuvarlandınız. Bir yerinizden yaralandınız mı? Bu düpe düz intihardır diye haykırdım.
Janet iri kara gözlerini açarak derin bir ıstırapla yalvardı:
— Allah aşkına ona söyleml-yeceğlnlze yemin ediniz.
Soğumaya başlayan ellerini avuçlarımın içine alarak sırrını kimseye söylemiyec eğime yemin ettim. Zavallı öz gülümsedi Sükût makamında parmağını dudaklarına kadar götürdü, derinden bir ah çekerek can verdi.
İki yıl sonra Jorj, zevcesi Agnes’ln İlk çocuklarını dünyaya getireceğini bana haber verdi:
— Şayet kız ise. ona Janet adını takacağız. Zavallı Janet. heykel gibi hissiz ve soğuk olmasaydı ne İyi ku olacaktı, dedi.
Vicdanınım İsyan ettiğini hissettim. Bu sannında ne kadar yanıldığım yüzüne karşı bağırmak istedim. Fakat Jane-tln solgun çehresini, son nefesinde dudaklarına götürdüğü parmağını ve içtiğim andı hatırlıya rak sustum.
Çeviren: A. HİLÂLÎ
Herif canımı yaktı, ben de sig raya tövbe ettim
Son dünya harbinde kaybolan çocuklar
(Baş tarafı 5 inci sshlfede) kelim ecir söyler ve bu kelimeleri kullanırken dikkatle çocukların yüzüne bakar. Ecnebi kelimeleri anlamış gibi görünen çocukların, yahut o kelimeyi yadırgamadan sorulan suale cevap verenlerin aslen Alman olmadıkı an meydana çıkar.
Bazan da çocuklara bildikleri askeri formaları, yahut muhtelif milletlerin bayraklarını saymaları söylenir. Çocukların bu suale cevap verirken daha çok alâka gösterdikleri üniforma ve bayraklar, onların hangi millete mensup oldukları hakkında bir ipucu vermektedir.
F&kat çocukları bulmak İçin en emin ipucu, ele geçirilen vesikalardır. Çünkü bu vesikalarda çocukların nereden alınıp hangi yollardan vç ne şekilde kaçırıldığı, hakiki isimleri, hangi kamplarda terbiye edildiği, ve mânevi ebeveyn olarak kimlere teslim edildiği tasrih edilmektedir. Hattâ bu vesikalarda çocukların kaçırılmasında mesul olan Nazil erin isimleri bile gösterilmiştir. Arama Büroları ele geçirilen bu vesikalardaki İsimleri neşretmekte ve bu suretle kayıp çocukların ebeveynlerinin nazarı dikkatini çekmektedir.
Bir annenin müracaatı
Blrgûn kayıp çocukların üstesini okuyan bir anne Arama Bürosuna müracaat ederek, listede kendi oğlunun İsmine tesadüf ettiğini söyler ve başından geçenleri ağbyarak şöyle anlatmağa başlar: «Üç buçuk sene evvel Ukraynadald evimden alınarak Alman yada bir erir kampına götürüldüm O sırada 6 aylık oğlum hastalanmıştı, Ben ne yapacağımı şaşırmış bir vaziyette İken bir Alman hemşiresi yanıma gelerek çocuğumu aldı ve çocuğu iyi ettikten sonra tekrar bana vereceğini söyledi.»
Bu ifadeden sonra memurlar çocuğun ismine bakarak. Alman hemşiresini de bulurlar ve çok geçmeden kayıp çocuk annesine teslim edilir.
Bu annenin variyeti çocuğunu kaybeden binlerce bedbaht annenin variyetini gayet İyi temsil etmektedir. Fakat evlâdına kavuşan bu annenin sevinci yarımda,, çocuklarını belki de ebedi olarak kaybeden, sayısız ana ve babanın kederi düşünülürse, Birleşmiş Milletlerin üzerine aldığı vazifenin mesuliyeti daha İyi anlaşılır
Çeviren: A. DEREBEYOftLl)
Kısa boylu, tıknaz, kırçıl saçları makine ile kırpılmış, bıyıklan sünneti şerife üzere kesilmiş, güler yüzlü zat kasketini koltuğunun altına sıkıştırmış, dirseğini koridor penceresinin kenarına dayamış. daifpn dalgın etrafa bakınıyor. Düşünceli olduğu besbelli. Yanına gittik.
— Merhaba, efendi amca.
Eliyle omuz hizasında yarım daire çizerek mırıldandı:
— Merhaba, efendi oğlum.
— Düşünceli görünüyorsun, bir derdin mi var?
Çenesini kaşıyarak gülümsedi:
— Dünya yüzünde dertsiz insan var mıdır? Çobanın hikâyesini bilrsin ya. Zamanın padişahı hastalanmış, doktorlar; «Dertsiz bir adamın gömleğini giyersen iyi olursun» demişler. Padişah adamlarını dört tarafa salmış. aramışlar, taramışlar, dertsiz bir adam bulamamışlar. En nihayet dağda bir çobana raslamışlar, sormuşlar, çoban; «Benim hiçbir derdim yok» demiş. «öyle İse gömleğini'ver de padişaha giydirelm» demişler. Çoban gülmüş; «Benim gibi bir adamda gömlek ne gezer?» Gömleğim yok ki vereyim» demiş, işte böyledir bu dünya. Görüyorsun ya, dağ başındaki çoban da gömlek derdi çekiyor. Herkesin kendine göre bir derdi vardır.
— Senin derdin ne, efendi amca? Don gömlek meselesi mİ?
Elini kasketli delikanlının omuzuna kovup dik dik yüzüne baktı:
— Kör şeytanı görmüşlüğün var mı senin?
— Yaptığı kötülükleri bilirim amma yüzünü hiç gör m edim.
— öyleyse gel de göstereyim sana.
Kolumdan tuttu, biraz 1-lerledi, kanapede zabıta memurunun yanında oturan adamı karşıdan işaret etti:
— İyi bak. Kör şeytan adam kıyafetine girmiş de o-türüyor.
— Yanına yaklaşayım deme sakın, çarpılırsın ha.
— Vayyy... Seni çarptı galiba.
— Ne konuşuyorsun, evlâdım? Ben doğru dürüst yoluma gitseydlm şimdi evimde rahat rahat otururdum. Buralarda ne işim vardı?
— Doğru yoluna niçin gitmedin? O adam mı çevirdi seni?
— Çarptı diyorum ya, efendi oğlum. Hem beni yolumdan geri bıraktı, hem de karakollara, mahkeme kapı-, lanna düşürdü. Bir haftadan beri çektiklerimi ben bilirim. Dolaş babam dolaş,koş babam koş. Nerede bavul, nerede heğbe, nerede sepet. Alnımın derileri çatır çatır çatladı-
— Ne oldu, efendi amca? Anlat bakalım şu işleri.
— İşler karışık. Herifin dil dökmesini görseydin sen
de inanırdın. Karadenize gidecek vapura binmek için rıhtıma vardım. Bu herif yanıma sokuldu: «Elendi baba, ben Karadenize gidece ğim amma hangi vapura bineceğimi bilmiyorum. Bu işlerin acemisyim, İstanbulun da garibiyim. Gidecek vapuru biliyorsan bana göster, sevaptır» dedi. Benim de hoşuma gitti, vapurda arkadaşlık ederiz, canım sıkılmaz, dedim. «.Ben de Kara-denizc gidiyorum, haydi vapura beraber binelim» diyerek vanıma aldım, vapura girdik. Ambar yolcusu olduğumuz için vapura erken girip yer kapmak lâzım. U-zatmıyalırn efendim, beraberce bir yer bulup yerleştik, karşı karşıya oturup dereden tepeden biraz lâf attık, öyle-iyi konuşması var ki tatlı tatb dinletiyor insana. Muhabbet arasında cigara hatırıma geldi. Vapura binerken telâşla cigara almayı unutmuşum. Vapurda ya bulunur, ya bulunmaz Bulunsa bile pahah verirler belki. Bizim vol arkadaşına meseleyi anlattım;«Sen hem yerimizi, hem eşyamızı muhafaza et de ben çıkıp sigara alayım» dedim. «Hay hay, efendi baba. Mademki vapurun kalkmasına çok vakit var. çık, cigaranı al, biraz da gez. dolaş. Burası için merak etme, ben beklerim» dedi. Çıkıp cigaralan aldım, kahvede oturup bir de çay içtikten sonra vapura döndüm. Bizim arkadaşı koy-dunsa bul. Aman bre, ne oldu bu adam? Yakınımızda oturan yolcular; «O adam eşyaları aldı ambardan dışarıya çıktı. Belki başka bir ambara gitmiştir» dediler. Vapur kazan oldu, ben kepçe. Ne ambar bıraktım, ne kamara. Dolaşmaksan dizlerime kara sular indi, herifi bulamadım. Birkaç yolcuya derdimi anlattım: «Seni soymuşlar. Burada vakit geçirme, vapurdan çık da polis karaokluna koş» dediler Hemen dışarıya fırladım. Nasıl firlamıyavım? Canım yandı. Cenabı Hak cümlenin evlâdının kısmetini açık eylesin, memlekete dönünce kızımı gelin edeceğim. Ona çeyizlik almıştım. Bir bavul dolusu eşya gitti. Bağrım yana vana karakola koşup meseleyi anlattım. Meğerse herif bu işlerin kurdu imiş. Benim gibi aptallan kandırıp, soyarmış. Karakolda tarif edince tanıdılar, sonra beni daha büyük bir daireye götürüp defterin içinde resimler gösterdiler, onların arasında ben de herifi tanıdım. Üç gün sonra da herifi yakaladılar.. Bizim kızın çeyizlerini satılığa çıkarmış al çak herif.
Mahkeme açlıdı, efendi amca giderken gülümsiye-rek ilâve etti:
— Herif canımı yaktı, ben de c i naraya tövbe ettim. Çünkü bu işler cigara yüzünden geldi başıma.
Ce. Re.
■ıııın>ııııımınumııııııııııııııi'iııi'»i"iı(ı(ı ıııııı ııııı
I
İLÂN mRBKK
İstanbul 111 ilçelerinin birinde sahile yakın ruhsatnameli Llynlt ocağının işletilmesi İçin bir sermayedar aranmaktadır; kabul . saat! 17 dc Müracaat ad- j resi: Beyoğlu Balo sokak | ■ 3/1 de Bay HAYDAHa. ■
Devlet Orman işletmesi Sinop Müdürlüğünden
1 — Devlet Orman İşletmesi Sinop müdürlüğü sahasında inşa edilen idare binası ve memur lojmanı, tavla ve garajla bu sahada anarımı yaptırılan 9,12,13 numaralı üç binaya yol tretnvar, Kanalizasyon, harici ve dahili elektrik dahili su ve sıhhi tesisat yaptırılacaktır İlk keşif bedeli ı3O418> lira (971 ku ruş olup muvakkat teminat (2281) lira (43» kuruştur.
2 — Şartnameler: bil (im um projeler, serldöpriler mukavele projesi, eksiltme şartnamesi. Bayındırlık işleri genel şartname sİ, yapı İşleri umumi tennl şartnamesinden İbaret olan keşif dosyası İstanbulda Orman İşletme müdürlüsünde Ankamda Orman Genel müdürlüğü inşaat şubesinde ve Sinop dşvlet Orman İşletmesinde görülebilir
3 — Eksiltme 2-11-949 çarşamba günü sııat 15 de Devlet Orman İşletmesi Sinop müdürlüğü binasında toplanacak komisyon huzurund ı yapılacaktır
4 — Eksiltmeye girebilmek İçin İsteklilerin (2281) lira «2 kuruşluk gerici teminat vermeleri ve bu işin teknik chenım-yetinde bulunan diğer bir İşi muvaffnklyetlc başardığına veya idare ve denetlediğini Isbata yarar belgelerlle birlikte eksiltme nln yapılacağı günden en az (tatil günleri hariç) ûç gün evvel yazı İle Bayındırlık Bakanlığına, Sinop veya İstanbul Bayındırlık Müdürlüklerine baş vurarak bu işin eksiltmesine gir mek İçin ye’erhk belgesi almaları ve bu belgeyi göstermeleri şarttır. Bu sure İçinde belge isteğinde bulunmıyanlac eksiltme ye giremezler.
6 _ isteklilerin teklif mektuplarına ekşitmenin yapılacağı saatten bir saat öncesine kadar Sinop Devlet Orman İşlet mesl Müdürlüsüne makbuz karşılığında vermeleri lâzımdır Pos lada olan gecikmeler kabul edil tuta. 14903
ANKARA RADYOSU
17.50 Açılış ” program.
1B.00 M S aynrı.
18,00 Millik: İncesaz (SuxldU faali) 18.85 Film melodileri (pl.)
İSİ» M. S. ayan ve iıabertar.
18.15 Geçmişte bugün.
10,20 Yurttan şenler.
IOJSO MUnzIk. GOıel »taler (pt).
30.15 Radyo gıueteal.
»J0 ScrbCs tt»t,
30.35 Tnnburla «a» eserleri ıMcmrt Cemi».
3050 llalk Ulrkülcri .
2J.CO Üncsko gnxcte«i
31.14 Rarhmanlnon - Fa Wyox MhıOr Plıın» konçertonu (pil.
3J.45 Konuşma.
33,00 Mürlkscvcrin raaU (Filmlerde miltlkl.
SSz: Hal» Bedii YOnelken fl«-Vilmiş bir tümden örnekler:
1 _ Dvorak: Flümoreak,
2 — Brahma: Keman tonjerte-so
3 — Lala; iapanrel «enlonlal.
41.55 M. S. «yar» »e haberler.
33,00 Program ve kapanı*.
CUMA — 28/10/10» (Cumburljvl bayranu I)
708 Açılış ve pıC-tTBm.
1.30 M, S. ayarı. 1J0 Marslar (pli.
1.55 Haberler ee hava raporu.
8.00 Zeybekler (pl.l.
0» Halli millik (pl.l. M» Kapanı».
1ÎJ8 Açılıj ve program.
L230 M, S. ayan.
1X30 Şarkılar fMUıeher Oûyer)
11.56 Haberler
13.00 laUkUU Marjı « Barbakanın bayramı açı» aöylevi.
11,18 Dng Bnpnı Duman Alını» marşı ve Zeybek havalan (pL>.
1320 Konuşma: (Milli ZTttm Bakanlığı adHUb).
14.55 Sar Ki İ8T (Nevin Demlrdftgen) 14,00 Konuşma: (Milli Savunma Ba
kanlığı adına).
14.15 MOılk: 0verilirler (pL).
l+JO Konuşma; (Adalet Bakanlığı Adine)
15.45 Salon orkertralarmdan Parçalar (pl->.
15.80 Konuşma: (Ticaret ve »onomi Bakanlığı adına).
15.15 Sal 60 orkertralarından parçalar (Devamı)
15JO Konuşma: (Bayındırlık Bekan "«> .dinil
15.56 Safiye Ayla söylüyor (p))-14.00 Konuşma: (Orman Genel mO
dürlÜCO «dinel
18.10 İki vali (pl).
18.15 Konuşma (Toprak mahsulleri ofisi Gn. Md. adına)
14.25 İki tango (pl.i.
18.30 Konuşma: (Türkiye şeker fabrikaları Gn. Md. adına)
14.50 Beş dakika keman (pl.).
14.45 Konuşma: (Devlet Demiryolları Gn. Md. adına)
1435 B(i dikika piyano (pl-).
11,00 Konuşma; (EmnlyM Gn Md.
1Î.1O iki hafif parça IpL).
İT. i 5 Konuşma: (Türk inkılâp ®»tl-tü«O adına)
HJS Senfonik parçalar IpL).
17.50 Konuşma: (Teknik: ûnlverriteai rekUDrlOtO adına!
18.00 M. S. ayan.
lg.00 İnce ratdan oyun havalan.
18.15 Konuşma: iTarun Bakanlığı adına)
1830 İnce sax (ScgAh faal» 18,00 M. S ayarı ve haberler.
10.15 Geçmişte bugün.
1940 Şaı kılar ıMuıaffer Hu lan)
10.55 Konuşma (İşletmeler Bakanlığı adına)
30.00 Narman loullrr orkestran çalıyor (pl.).
».15 Radyo gareteat.
»45 Atatürk’ün 10 uncu yıl nutkta. »40 Mnrslanmu.
II 00 Konuşma: (Genel Kurmay bao-knntıjı adın»)
11.15 Tarihi Türk m üriği.
31.45 Konuşma. (Çalışma Bakanlıjh adına)
42.00 Varyete mûrljM (pl).
2X15 Konuşma: (Saflık Ve Sceyil Vardım Bakanlığı adına)
20» Dans müıljfı (plj.
2X45 M S. ayarı »e haberler. 23 00 Proftram «e knpanış.
İSTANBUL RADYOSU llyiO/IM» perşembe
ııtM Açılış ve program.
1PJK> Hall iler
1BJ0 Müılk: Dan» mtltlgi (pl ).
10.45 MOUIc: Şarkılar ve türküler, okuyan. Perihan Allındni: Sör-eri. Çalanlar: Necati T okrar. Fcyd Aslangtl. şükrü Tımar. İsmail Şcnçalar
1 _ senden bilirim aHUseyni yürük
setnai. (Tanburl A» Efendi)
2 — Geçli scvdalaıln ömrüm rliü-
scynl şark» I Şükrü Tunar)
J— Saklayıp kalbi mükedderde seni »Suünak şarkı» (liret Efendi)
t - Ne çok çektim hamtlnl »Su«4-nak şarku» iMudafa Naru)
5— Geçti ömrllıı aNIhavend garkı» (Selfthattm Pınar)
0 — Toknt bir baft İçinde »Tokat mayanı»
T—Çıkar yücelerden »Türkü»
20.15 Millik' Ûç genç ve bir ktx kuartetinden melodiler (pl).
20,05 Müzik: Küçük orkestradan melodiler,
20.45 Konuşma; Ultıfi Baü hakkında •Konuşan: Prof Nüılıet GAkdo-«an»
21.00 Müzik: Darvaşın raylından. W aç ncT'In tuşlarından melodiler.
31.15 FilSIl allüzram faslı» «Peşrev -Aldım hayal perçemi» — Sabrımı Hamlelerin attırtle — Bir rivayet var ki — Yaşamam sentti» — "Dıknlın — Ruhumda bu p-b — Son hâtıra — Sanada yaptırayım — Sa» semaisi.
31.50 Mbi'lk: llalk türküleri (pl ). 2205 Müzik: Şarkılar ve türküler (pl)
23.30 MÜilk: Piyano soloları, çalım: Llllane Marcngo (İstanbul Bele-dlyı-ıt kurıservatuvan ve Roma müzik akademisi memnu)
I — İPrrdcrk- C11 zıp İn. 3 elûd: a) Ojı. ?5 No 1 »l.n bemol majür» h> Op. 23 No, S .P» mieOr» e) öp 10 No İZ Do minör,
2— Frrderlc Chopln. Bııllade Op. 23 »Sol minör»
23.45 Haberler,
23.00 Müzik Dans müziği (pj.),
23.38 Program ve kapanış.
________________________Bâhtfe 7
Ingiliz atçılığı için büyük bir yıl
Son zamanlarda haliskan-lara karşı talep çok fazladır
Londra’dan yazılıyor : — İngiliz atçılığı tarihçesinde büyıik bir yıl kapanmaktadır. Çok parlak mevsim zarfında İngiliz at yanşlan İçin beslenilmiş olan en iyimser ûmldlcrden bir çoklan gerçekleşmiştir. Filhakika sporların kıralı henüz İkinci dünya harbinden önceki şâşi-asına Lamamlyle ulaşmamış olmakla beraber, bu, esasen bek-lenllmcmkte idi. Harb devrinde haliskan yarış atı yetiştirme işi günün ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir şekilde plânlaştı-nİmiştı ve o zaman yakın gelecek için ümldlcr ‘pek parlak değildi. Fakat bu yıl belirli bir 1-lerleme kaydedilmiş ve çok geç-.meden, tngüterenln, dünyanın cn üstün halis kan atlarını yetiştirmek hususundaki şöhret ve prestijinin tamamlyle ihya edilmiş olacağı anlaşılmıştır.
Son mevsim zarfında atçılık âleminin Lord Astor, Lord Der-by ve Lord Roscbcry gibi meşhur simâJan tarafından kendi m meraklan için yetiştirilen atlardan başka. sahiplerine «Yearllng» satışlarında hemen hemen İki milyon sterlin getirecek kıymet ve sayıda tay yetiştirilmiş ve 1549 satışları hattâ daha da yüksek bir rakamla kapanmıştır. Dört gün süren ve Doncaster'de yapılan aleni bir müzayedede ıTatlersalJ satışında ), 333 tay 570 000 sterline satümışür. 1M7 de ayni müzayedede elde edilen 597 725 sterlinlik satış bir rekor teşkil etmektedir.
Sledmere ekurın
İngilterede en mükemmel evsaftı hall.ıkanlara karşı talep çok yüksektir. Bir Rlc-hards Sykcs meşhur Sledmere ekürtsi, 9 atın satışından
57.600 sterlin elde etmiştir. Geçen yıl, 1948 İn en kıymetli tayı dahil ayni ckiirl 3 atı 36.000 sterline satmıştı. Doncasterdekl eylül satışlarında Derby koşusunu kazanan «Dante» nln sulbünden bir tay 18.000 sterline alıcı bulmuştur. Bu kıymetli ye-arllng, Şolarlo cinsi bir kısrak olan Life Hlll'den doğmuştur.
Ba muvaffakiyetler halis kan hayvan İhracatçılarına yeniden cesaret ve güven vermiştir. Bu ihracatçılar, döviz güçlükleri, İthalât tahditleri gibi bir çok zorluklarla karşılaşmakt alaraa da 1948 de bir milyon sterlin kıymet biçilen 900 haliskan ve şecereli at ihraç etil iniştir. İngiliz kanı atlara karşı yabancı memleketlerin talebi o kadar geniştir kİ, geçen yıl zarfında her cinsten atların ihracatı îngütereye 3 milyon sterlinden fazla getirmiştir.
Atçılık âleminin meşhur bir siması
Şampiyon cokey Gordon Ri-ciıards’ın ismi zikredilmek sızın at yanşlan âlemine dair haber vermek İmkânsızdır. Ba meşhur cokey en son olarak încılte mevsiminin klâ"lk yanylanndan sonuncusunu St Leger koşusunu yine kazanmıştır. Bununla beraber bu. Rldıajds'ın SL Le-ger’dekl 5 İnci zaferidir. 45 yaşında olan Gordon Richards bu mevsim zarfında bindiği atlardan 200 ünü birinci getirmiştir. İlk yanşını, 1922 dc 17 yaşında İken kazanmijtır. Son 24 mevsimin 21 inde şampiyon cokey Uân edilen Richards şimdiye kadar yarışlarda İdare ettiği 18 100 atın 3.907 $mi kazandırmıştır 1947 de bir mevsim sarfında 269 galebe rekorunu elan kırmak ümidindedir.
Müstakbel İngiliz kralı
Ingiliz veliaht! prenses Eliıabc’h ile Edımbnrg dükünün çocuktan müstakbel İngiliz kıralı prens Charles araba ile Londra’da bir park da Kczdiriliyor-
Açık eksiltme İlânı
İstanbul Emniyet Müdürlüğü satmalma komisyonu başkanlığından:
Cinsi Miktarı Çeki Muhammen bcıleli Lira İlk tem. Lira
Kesilmiş kuru gürgen
odunu 180 3240 243
1 — Yukarda cins, miktar ve muhammen bedeli İle 1 ilfc temi-
natı yazılı odun acık eksiltme sureliyle satın a! nncakttr,
2 _ Eksiltme 7.11.940 pazarte; ! günü saat 15 c>. ınüdlhr-jû-mılz hesap ve levazım işleri âm ı'iğL odasında \r.j ! >■ attır.
3 _ Şartnamesi her gün iş sasUcrlıulo İmap ve L.-.û.d., işleri amirliğinde görülebilir.
4 — İsteklilerin muayyen gün ve saatte 241)0 sayılı ) unda
açıklanan teminat makbuzu ve diğer belgelerle bıriirı. > -yonda bulunmaları lâzımdır. ’ 151W
Created by free version of 2PDF
1MB
95
150
En zrrıf pudriyerler
Hakiki Burma inciler, nadide kolyeler, (Llnıoges) Inr, şık havanın beğeni bileceği güzel hediyelikler, her yerde bulunmayan yenilikler, çuk sağlam Nylon çoraplar, l’ran-sanın en meşhur parfümleri, Amerikan rujları, Roııson çakmakları, pipo ve sigaralıklar ve daha bir çok ıtriyat ve müs-*■’——* >_ı—»>.„■ «.».-a. mrak
»tahzarat. sıhhat levazımı çeşitlerini çok mâkul Hatlarla a ne
HAŞAN
Depolarında bulabilirsiniz. Bilhassa Galatasaray tramvay durağında HAŞAN DEPOSU şubesinin 2 ci katında yeni a-çıtan kısmı ılyaret etmenizi tavsiye ederiz
27 Ekim 1940

TÎTTT- IMT'" ITALO MEDİTERRANEAN
I.İNE LTÜ TRİESTE
28 cariye doğru MERSİNde beklenmekte olan,
S. Antonio vapuru TRİESTE için yuk kabul edecektir. Türkiye için umumi acen-talan:
LEVANT EKSPRES T.L.Ş. Galata Anadolu Sigorta Han
Tel: 44791 - 44792
MALZEME SATIŞI
70 santim dekovil hattı İçin 7. 9 ve 10 kiloluk olmak üzere iyi halde 15 kilometre ray İle tamiri mümkün muhtelif buhar kazanları, molörler ve tulumbalar satılıktır.
Tel: 43808
ZAYİ — İstanbul Emniyet 4. fincu şube müdürlüğünden almış olduğum 31/58615 sayılı o-turnıa belgemi kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hiikmii yoktur.
Profesör Ludalpb Brauer
1W9
84
150
ZAYİ — 1942 yılında İstanbul Eıkek Lisesinden aldığım olgunluk diplomamı kaybettim-Yenisini çıkartacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
1341 doğumlu Osman Aksel
KAYIP ARANIYOR — Göre-lenin Kuılca inek köyünden Patır oğullarından Hüseyin Şetıç.nnün 932 doğumlu oğlu Haşan Şengün bir buçuk sene evvel Zonguldak ta kaybolmuştur Bilen ve tanıyanların adresime bildirmelerini insaniyet namına rica ederim,
Yukarıda yazıtı onarma işlerinin 11-11-949 cuma günü sa at 15 de Milli Enılâk müdürlüğündeki komisyonda açık eksiltme ile ayn ayn ihaleleri yapılacaktır. İsteklilerin teminat makbuz, lan ve 949 yılı Ticaret odası belgeleriyle en az bir kalemde Eyüp şubesi İçin (40001 Kasımpaşa şubesiyle Tomruk binası için (1500ı şer yüz ltralık bu işe benzer iş yaptıklarına dair ek siltme gününden (Ara verme günleri hariç) üç glin evvel vilâyet makamına müracaatla alacaktan ehliyet veslkalariyle bk İlkte ihale gün ve saatinde komisyona, keşif ve şartlaşmala-rint görmek ve İmzalamak için de sözü geçen müdürlüğe başvurmaları. 15409
| Tekel Genel Müdürlüğü İlânları
Adres: Üsküdar Toptaşı tütün bakımevinde 63? sicil numaralı Mehmet Dede'ye.
ZAYİ — 937 yılında Cağaloğ-lu Kız Orta okulu 8 İnci sınıfından almış olduğum tasdiknamemi zayi ettim, alacağımdan eskisinin yoktur.
Yenisini hükmü
Levazım Alım Komisyonundan
1 — Rize devlet orman İşletmesinin Pırıma sahil istifinden azalır çoğalır 360,414 M3 ladin tomruğunun lyidere kereste fab rlkasına nakil İşi pazarlıkla eksiltmeye konulmuştur.
1 — Pazarlık 14.L1.949 tanhkıe müsadii pazartesi günü sa at 10,30 da Kabataştaki Genel Müdürlüğümüz Levatım alım komisyonunda yapılacaktır.
3 — şartnamesi her gün şubemizde, ayrıca Rize müdürlüğümüzde görülebilir.
4 — İsteklilerin teklif edecekleri flatln % 7,5 nlsbetlnde teminat akçesini İdare veznesine yatırarak alacakları makbuz ve ticari durumlarını gösterir belgeleriyle belirli gün ve saat te adı geçen komisyona müracaatları İlân olunur. 15347
İstanbul Sıhhî Kurumlar Arttırma ve
NACET
FİYATI BAKIMINDAN’ DÜNYANIN EN MÜKEMMEL
ZİRAAT BANKASI
28 E K ı M Ç E K i L i Ş i N D E
100.000 lira
5 il merkezinde ayrı ayrı çekilecektir. Her Merkeze ayrılan ikramiye tutarı
20000’er lira
Büyük ikramiyeler
25.000 lira
10.000 lira
Bundan başka
Hidro Elektrik tesisatı yaptırılacak
İller bankasından :
1 — Trabzon iline bağlı Sürmene kasabası elektrik s*n-tıralına tesis edilmek üzere 1 adet 30 beygirlik türbin gruba satın alınacaktır. Yüksek vu alçak gerilim şebekeleri yaptırılacak tır
2 - işin keşif medell 135,780,75 liradır.
3 — Geçici teminat 8.038 — Hradır.
4 — Zarflar makbuz mukabilinde en geç 17 Kasım 194# perşembe günü saal n ye kadar Bankamıza teslim edilmelidir
5 — Kapalı teklif zarfları, 18 Kasım IMS cuma günfi saat 15 de toplanacak Bankamız Satmalına Itnmisyanu ta eratından açılacaktır.
8 — Postada vaki gecikmeler nazarı itibara aiınmıya-çaktır.
7 — Bu işe ait şartname (10,—) lira mukabilinde Bankamız Muhasebe müdürlüğünden temin edilebilir
8 — Bu İşe ait bilcümle Devlet ve belediye vergi ve resimleri. noter ve harç masrafları işi alana ait olacaktır.
® — Teminat mektubu mukabilinde avans verilemez,
10 — Banka İhaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğine vermekte serbesttir 112574»
Miktarı
Cinai
Muhammen bedeli Lira Kr.
Lr. Kr
Created by free version of 2PDF
1500 adet Kundura ambalaj sandığı 10500 1500 »Nal » » 5550
200 » Kırtasiye » » 1050
00
00
00

25
75
1282 50
17100 00
Yukarda miktarlariyle cinsleri ve muhammen ilk teminatları yazılı 3 nevi tahta ambalâj sandığı Taksim A-yaspaşadald komisyonumuzda 8. kas un 949 salı günü saat 15 te Kapalı zarf eksiltmekle İhale olunacaktır. 3 nevi sandığın bir istekliye ihalesi caiz olduğu gibi bir veya Ud nevinin ayn ayrı İsteklilere ihaleleri de caizdir. Şart kâğıdı komisyonumuzda her gün görülebilir. İsteklilerin isteyecekleri sandıklara ait ilk teminat maLsandığı makbuzu veya banka kefalet mektubu ve şart kâğıdında yazılı diğer belgeleri havi teklif zarflarını eksiltme saatinden bir saat evveline kadar komisyonumuzda bulundurmaları. (14949)
bedelleri ve
Mahkeme, tapu, icra ve noter ilânları Bedelleri nusus) şamalar taralından ödenen mahkeme, icra, tapu ve noter U&nıan gibi resmi ilânlar eskiden olduğu gibi doğrudan doğruya «AKŞAM» idaresi tarafından kabul edilmektedir.
Çocuk hekimi doktor
Ahmet Akkoyunlu
faksını • Talimhane
Palas leJeton: »262?
Lokman Hekim
(Dr. HAFIZ CEMAL»
Dahiliye Mütehassısı
Divan VOİU No. 104 Muayene saatleri Pazar hariç her gün 2.5 - 5 Tel: 23398
Yeni arıcılık
Av ve salon köpekleri Savaş ve polis köpeği Tavukçulukla muvaffakiyetin sırtı
Nasıl tavukçuluk yapmalı?
Tavukçulukla nasıl kazanılır?
Tavuklan yumurtlatmak İçin ne yedirmeli dlr?
Tavuk hasta I ıklan Kanarya
Kitapçılardan aravınu
25
25
25
25
150
Komisyonundan:
Bakırköy Akliye hastanesinin İhtiyacı bulunan 150 metft mikâbı mıcır açık eksiltmeye konulmuştur.
1 — Eksiltme 2 kasım 949 çarşamba günü saat 15 de Ca-ğaloğlundakl Bağlık ve S. Y. Md lüğü binasında toplanan Sıh bl kurumlar satın al ma komlsyonununca yapılacaktır.
2 — Muhammen bedeli Beher metre mikâbı 25 lira 75 kuruştan tutan: 3862 Ura 50 kuruştur.
3 — ilk teminatı: 290 liradır.
4 — İstekliler bu İşe ait şaart nameyi çalışma günlerinde komisyonda "örebilirler.
5 — İsteklilerin, cari seneye aiı Ticaret Odası vesikası Ue
2490 sayılı kanunda yazılı belgeler ve bu İşe yeter ilk teminat makbuzu veya banka mektubu olduğu halde belli gün ve saat te Komisyona müracaattan. 14788
5.000, 1.OOO, 500, 250, 100, 50 liralık ikramiyeler
Fazla tafsilât için Şube ve Ajanslarımız emrinizdedir.*
Parker Quink solveksi ihtiva eder
Göz Mütehassısı ve Bakteriyoloğ alınacak Türkiye Demir ve Çelik tabrikaları Müessesesinden
«Karabük-
Mii esse semiz sağlık koruma servisine bir Göz Hamam .bir de Bakteriyolog' alınacaktır.
İsteklilerin aşağıda yazılı belgelerini bağlıyacakları dilekçeleriyle en geç 15 Kasım 949 gününe kadar mües-sesemize başvurmaları ilân olunur. 15232
1 — Nüfus cüzdanı
2 — Terhis tezkeresi
î — «Varsa» hizmet belgesi
4 — İhtisas belgesi.
TÜRKİYE KIZILAY DERNEĞİ
İSTANBUL DEPOSU DİREKTÖRLÜĞÜNDEN :
Mukavvadan mamul Uç çeşit kinin ampul ve komprime kutusu yaptırılacaktır
1 — Depomuzda bulunan mühürlü numune ve şartname lerine göre 501000 adet 5 gramlık, 32000 adet 250 gramlık kiııln komprime kutusu ile L5L500 adet onluk kinin ampul kutusu kapalı zarfla. 10-11-949 tarihine rastlıyan perşembe günü saat 14 de eksiltmeye v&zolunmuştur.
2 — Numune ve şartnameler depomuzda görülebilir.
3 — Demeğimiz arttırma ve eksiltme kanununa tâbi değildir
Devlet Orman işletmesi Dursunbey Müdürlüğünden:
1 — İşletmemizin orman dışı fabrika İstif yerinde mevcut (103744) adede denk (2048.479) metreküp normal çam kereste (22) parti halinde 27/10/949 tarihinden itibaren on gün müddetle açık arttırma suretiyle satışa konmuştur.
7 — Arttırma 14/11/949 pazartesi günü saat 16 de işletme müdürlüğü binasında toplanacak komisyon önünde yapılacaktır.
Kerestelerin beher metreküpünün tahmini bedeli (L20» liradır. Her parti için %7 5 hesabiyle geçici teminat alınır.
3 — Bu İşe alt şartname Ank arada Orman genel müdürlüğünde, İzmir orman başmühendisliğinde, İstanbul, Balıkesir, Bursa, Bandırma, Eskişehir, Adana işletme müdürlükleriyle Konya orman bölge şefliğinde görülebilir.
4 — İsteklilerin belli gün ve saatte müsblt evrak ve İlk te-
minatlarlyle komisyona müracaatları. 16344
Buradaki ilmi, tecrübe. ,Solveksi havı QU1NK Tnurekkebıçın kaleminizi, 'yazarken nasıl temizlediğini göstermekledir. Bu mürekkep, kalemin madeni ve lâstik kısımlarım
korur Derhal bir QU1NK mürekkebi alınız' 9 parlak renkte bulunur Parker -51- kalemlerine mahsus «yazarken kuruyan- Parker Superchromc mürekkebi de mevcuttur
İst. Lv. Amirliği Hânları
T
'O


H*yMl | Tortu bir anda •nmtjnr
Turkıyede Mumesıüi^
ELİ BURLA vo ORTAKLARI - Galata. İstanbul J JL o.es - 4 «A, rı? I.2S - ıa »»» u j.oo
» ”** fe'Xnfl ~ .IL LW
ŞATO LOKANTASI
Kış mevsimini açıyor.
Dehakâr MARUŞKA idaresinde orkestra
İstanbul Ticaret Borsasından
Borsamız tellâllarından (Ahmet Tarı), teminatını yenilememiş olduğundan, mumaileyh Ue borsa muamelâtından dolayı ihtilâfı olanların İşbu İlân tarihinden itibaren on gün İçinde yazı Be Borsaya müracaat etmeleri ilân olunur.

1— 1 Or. Fim. İş merkezine imtihanla 400 Liraya kadar ücretli iki ve 300 liraya kadar bir, kİ ceman uç operator-Rejisoı alınacaktır.
2— ı isteklilerden aranacak teknik vasıflar:
A — Senaryo ve dekupaj işlerini yapabilmek, B — Askeri ve sivil mevzuları sahneye koyabilmek, C — İçeride ve dışarıda her türlü ahval ve şartlar İçinda filim çekebilmek.
D — Sesli ve sessiz montaj ve senkron işlerini yapabilmek E — Lâboratuvar işlerinden anlamak.
3— » Memur olabilmek için memurin kanununda yazılı evsaf ve şartlan haiz olanlar 7/11/948 tarihine kadar bir dilekçe ile Yıldız Harp Akademisinde Ordu Filim işleri müdürlüğüne müracaat edeceklerdir.
4— ) İmtihan 10/11/94» günü saat 10 da Ordu FUlm işleri merkezinde yapılacaktır-
5—> 400 lira ücretli filim operatörlerinden ayrıca filim seslendirme, senkron işleri ve dublâj rejisörlüğünde hakkıyla anlayanlar tercih edilecektir. 4130-15375
MOBİLYALI, KALORİFERLİ ACELE KİRALIK VİLLA Bebekte Amerikan Koleji yanında beş büyük odalı, kalorifer ve sıcak su tesisattı, mobilyalı, fevkalâde manzaralı yeni yapılmış villâ acele kiralıktır. Buz dolabı, ve bir senelik kömürü vardır. Her gün içindekilere veya 44122 numaralı telefona müracaat.
Bir daha ele geçmez fabrika ve depo inşasına çok elverişli satılık arsa
Haliçte Defterdar vapur İskelesi meydanına bitişik Sü-merbank Feshane fabrikası ite Şekerclyan dokuma fabrikaları arasında blrolrinln devamı halinde iki arsa ayrı ayrı ve birlikte çok uygun fiatle satılıktır. Biri deniz kena-nnaa 2301) metre murabbaı ve diğeri Eminönü - Eyüp ana caddesi üzerinde 33 metre yüz ve 2100 metre murabbaı genişliğinde denize 25-30 adım mesafededir İsteyenler 80826 numaraya telefon edebilecekleri gibi Akşam gazetesinde (Defterdar arsa) rumuzuna da mektupla bildirebilirler

Comments (0)