AKSAM
p
Küçük İLÂNLARI BUGÜN 6/NCI SAYFAM
AKŞAM
Sene 33 — No. 11483 — Fiatı her yerde 10 kuruştur.
ÇARŞAMBA 27 Eylül 1950
Sahibi: Necmeddlu Sadak — Yaza İslerini ruien İdare eden C. Bildik — Akşam Matbaası.
Uç Komünist tümeni çember içine alındı
Kuzeyden ve güneyden ilerleyen Amerikan kolları birleşti
Amerikan kuvvetlerinin Naktong üzerinde kurdukları köprütıışılardan biri
Nevyork 27 ıRadyo) — Kore cephesinde güneyden ilerleyen Birleşmiş Milletler kuvvetleri ku şeyde İnchondan gelmekte olan Amerikan kuvvetlerce dün birleşmişler ve bıı suretle bu hattın cenubunda kalan komünist kuvvetlerini tecrid etmişlerdir.
İki kolun birleşmesi, Seul şehrinin 50 kilometre cenubunda vukubulmuştur,
Seul şehri düşmandan zaptetilmiş olmakla beraber şehrin bazı noktalarında hâlâ kızıllar mukavemet ediyorlar. Bu son mukavemetin de kırılması için
çarpışmalar devam ediyor.
Seul’ün cenubunda birleşen Birleşmiş Milletler kuvvetleri, ricat etmekte olan düşmaıu şiddetle takip etmekte, hava' kuvvetleri de durmadan bombalamaktadır.
Tokyo 26 (A.A.l — «Reuter»;
Güney batı KoredekL komünist kuvvetlerinin rlc’at yollarını kesmek üzere kuzey ve güneyden ılerliyen Amerikan kuvvetlerinin bu akşam birleşmeleri beklenmektedir. Kuzey ve güney istikametlkrlnden Ilerliyen
bu Amerikan kuvvetlen birleştiği takdirde. 8eul - Taejon ö-nemll yolunun güney ve batısın da bulunan üç komünist tümeni tamamly’e tecrid edilmiş o-lacaktır. Kuzey İstikametinde Ilerliyen. Birleşik Amerika birin ci süvari tümenine mensup bazı kuvvetlerin Ohoan'a vardıkları keşif uçakları tarafından teshil; edilmiştir.
Diğer savaş cephelerinde A-merlkan kuvvetleri, komünistlerin kuzeye doğru rlc’at etmele rlne mâni olmağa çalışmaktadırlar.
Almanyaya verilen garanti ve Türkiye emniyeti
Üçlerin neşrettikleri uzun, hayli müphem tebliğe göre, Amerika, İngiltere, Fransa Batı Almanyaya karşı her tecavüzü. kendilerine karşı vuku bulmuş bir tecavüz sayacaklarını ilân etmişlerdir. Muhabirlerin yazdığına göre bu karar, Atlantik mü-' _________lı Al-
manyaya uzaması demektir.
Almanya ile Türkiye arasında mukayese olamaz. Almanya işgal altındadır. Dünkü bir muhas imdir. Ordusu yoktur. Kendi müdafaa kudreti olmadığına ve bir ordu kurmasına izin verilmediği için Batı Alman-yanın güvenliği sadece işgalci devletlerin müdafaa kararma bağlıdır. Bundan başka, Alnıanyanın yarısı Sovyet işgali altında komünistlerin elinde, askeri kuvvetlere malik bir hükümet olduğu için Batı Almanya -— tıpkı Cenup Kore gibi — lıer an bir iç harbe, içeriden bir tecavüze maruzdur.
Bununla beraber, mesele Almanya ile Türkiye arasında şu veya bu cihetten bir fark aramakta değil. Üçlerin verdikleri kararın mahiyetindedir. Bu karar, tek taraflı bir garantidir. Üç devlet, Almanyaya bir tecavüz olursa harbe girişeceklerini ilân ediyorlar, buna karşılık Almanyadan bir şey beklemiyorlar. Almanya zaten kendi ellerindedir. Fakat ne o-
Yiiz altmış yedi Çingene! göçmeninin Türkiye ile Bulgaristan sınırları arasında gidip geldikleri ve iki tarafça da kabul edilmedikleri havadisini yazan başlıca Fransız basınında, son günlere kadar, Türkiyeyi ilgilendiren başlıca konu, yani . „ ___
Atlantik Paktına girip gir- dsfaa örtüsünün Batı memek meselesi ve bu meselenin memleketimizdeki tepkileri hakkında tek satırlık bir habere Taslamadık, Bu ihmalin sebebi, her halde hâdisenin chemmiyetsizliği değildir. Belki dünya meseleleri Batı âlemini her şevden fazla meşgu edliyor ve Türkiye dâvası ikinci safta görünüyor. Yalıut, bu hususta her hangi doğru bir haber vermek için Atlantik Paktı Meclisinin kararı bekleniyor.
Hakikat şudur ki Türkiyelin emniyeti ve Atlantik Paktına girmek dileği üç Dışişleri Bakanı arasında konuşulmuş, varılan neticeler hakkında hususî kaynaklardan bazı haberler sızmış. fakat Üçlerin yayınladıkları tebliğde hu meseleden hic bahsedilmemiştir. Bu da gösteriyor ki Türki-yenin dileği ve emniyeti meselesi etrafında son bir karara varılmış değildir. Bazı ajans haberlerinin. Türkiyelim güvenliği için bulunacak yeni tedbirlerin hususî sıır.Me konuşulduğunu zaman zaman bildirmeleri hırsa olsun, Amerika/ tngİİ-(ie„!’“,î’.î Eseriyor. . | tcre vc Fransa, Almanvayı
Türkiye emniyetini daha Atlantik Paktına almadan sağlama bağlıyacak seklin dahi onun bir müttefiki gi-ne olabileceğini kestirmek • bi hareket etmeyi — tek ta-bakırmndan, Almanya hak- r?fh bir garanti şeklinde — kında varılan karar bir de- ilân edebiliyorlar, tece aydınlatıcı OİabilİF. I (Arkası Sa. 2. Sû. I del N cem edilin SADAK
Bu ordu Alman asker ve kaynaklarından da faydalanacak
Nevyork 27 (Radyo) — Atlantik paktı konseyi, dün toplanmış ve Batı Avrupanın müdafaası İçin Avrupa ordusunun süratle kurulmasına karar verdiğine dair resmi bir tebliğ neşre tmlştlr.
Tebliğe göre Avrupa ordusuna, yüksek bir komutan kumanda edecek, komutanın yanında da Atlantik paktına dahil memleketler yüksek subaylarından mürekkep bir kurmay heyeti bulunacaktır. Kurmay heyeti
ordunun teşkilâtıyla meşgul o-lacaktır.
Konsey, bu ordu için Alman asker ve kaynaklarından da İstifade edilmesine karar vermiştir. Yüksek savunma komitesi Almanların en İyi şekilde nasıl yardım edeceğini tesblt edecektir.
Atlantik paktı konseyi, tebliğin sonunda Atlantik camiasının barış emniyet ve hürriyetini müdafaaya azmetmiş olduğunu belirtmektedir.
Trumanla Stalinin
görüşrre ihtimali
Fransız diplomatik çevrele rinde iyi karşılanmadı
Dostunu taşla yaralayan kadın Saniye “Omerin kafasını ben yardım,, diyor. Fakat...
Talimhanenin hemen altında büyük bir çingene mahallesinin mevcut olduğunu her halde pek az kimse bilir. Umumiyetle gecekondulardan ibaret olan bu mahallenin sakinleri her gün sokaklarda rastladığımız çingenelerdir. Bir kısmı çöp ayıklıya-rak, bir kısmı da öteberi sata-
rak hayatlarını kazanan bu yok sul insanların arasında kavgasız gürültüsüz gün geçmediği söylenir.
Beni çöplük mahallesine götü ren polis:
«— Aman beyim dLkkat eti, diyor, Bunlar hiç yoktan h^dl-(Arkası sahife 2; sütun 4 te)
Paris 27 (AP.> — Birleşik A- ---------------------------------------------------------------
Şehir Meclisi başkan vekilliklerde
hakkındakl telmihler, Fransız - , *
şıianmaınıştır. ,y kar |daimî encümene seçilen namzetler
Fransız Dışişleri Bakanlığının bir sözcüsü, durumu şu şekilde ifade etmiştir: «Rusya şimdiye kadar bol bol lâf etmiş fakat hiç bir harekette bulunmamıştır».
(Arkası Sabi Te 2, sütun 6 da)
Milletler Bankasının Tiirkiyeye ikrazları
Banka, raporunda limanlarımızda tahmil ve tahliye metodlarmın çok eski olduğundan bahsediyor
Ankara 27 (Akşam) — Milletlerarası İmar ve Kalkınma Bankasının 8 Eylül 050 güntl toplanan İdare meclisine sunulmak üzere hazırlanan raporda bankanın Türklyedekl faaliyetine de bir bahis ayrılmıştır. Raporda Tiirkiyeye ikrazatın 30 haziran 1950 günü sona eren mali yılı mütaakıp yapıldığı kaydedil dikten sonra şöyle denmektedir:
«7 Temmuz 1950 tarihinde banka Türkiye Cumhuriyetine İki ikrazda bulunmuştur. Bunlardan biri 3.000,000 dolar tutarında olup hububat depo etmek için gerekli tesislerin kurulmasına. diğeri de limanların geliştirilmesine mâtuftur, tk-razattan birincisinin vâdesi 18 yıl olup faizi yüzde 2.7 dlr. Ayrıca yüzde bir komisyon altn-I maktadır, İkinci İkraz ise 12,500,000 dolar olup 25 yıl vadelidir ve faizi yüzde 3 1/4 tür.
Türklyenln gerek yabancı memleketler gerekse sahil şehirleri arasında denizden yapılan ticaret, limanların kifayetsizliği yüzünden aksamaktadır, şileplerin yüklerinin boşaltılma- ı sında kullanılan metodlâr umumiyetle çok eski olup bir çok limanlar ya fazla kalabalık, yahut da gayri mahfuzdur.
Raporda bu cümlelerle limanlarımızdan bahsedildikten son-1 ra yapılan yardım ile belllbaşlı Türk limanlarının imar edileceği, bu arada Snmsun limanının yeni baştan tesis olunaca-
gından bahsedilmektedir.
Yine raporda, Seyhan, nehri üzerinde muhtelif inaksallara hizmet etmek üzere kurulacak bir baraj projesinin banka tarafından İncelenmekte olduğuna da İşaret olunmakladır.
Sanayi bankasının tesisi
Sanayi Bankasının teşkiline alt raporda şöyle denmektedir:
«Geçen yıl zarfında banka; Türklyede yeni sanayi bankasının teşkiline yardım etmiştir.
şimdiye kadar Türk hususi sermayesi uzun vadeli sanayi envestlstmanlannn. büyük ölçüde iştirak etmemiştir. Ve bir ta-r a f t a n T ü r k hükümeti bir çok slnal ticari ve mali teşebbüsler kurmuş ve bunların işletilmesini (1-zerlnc almıştır.
Fakat son zamanlarda hükümet bu hususi teşebbüsleri teşvik arzusunda olduğunu açıklamıştır. Bu İtibarla geçen sonbaharda hükümetle Türklyede-kl hususi teşebbüsler müştereken hususi sermayenin verimli bir şekilde cnvestisınanır-ı teşvik ederek bir program hususun da Milletlerarası İmar ve kalkınma bankasının yardımım istemiştir.»
Milletlerarası bankanın sanayi bankasının hisselerinden -1,5 milyon dolarlık .satın aldığını ve dokuz milyon dolarlık da ayrı bir istikrazda bulunmak ü-zere müzakerelere Rİrlşl.dlğl de raporda bahis mevzuu edilmektedir. i
Şehir Meclisi D. P. üyelerinin dünkü toplantın (Yazısı 2 nel sahlfemlzde) ı
—
SmsIJd sorgu ve has&ohaO
Yazan; HALİDE EDİB Bugün 5 inci salıifemizdedir.|
Bu bayramı hak etmedik!
Gazetelerden:
«Merhum Mösyö Anjel...» ; ıih.
«Avukatın müşterisi...» illi.
— Her dilin, her dinîn kendine göre bir usulü vardır: Mösyö Anjel’e «merhum» denemez. Müslüman-lara mahsus tâbirdir. Avukatın da «müşterisi» olmaz, «müekkili» olur,
ı Dün, Dil Bayramıydı..
Bayramı lıaketınek için , hayli meşakkatlere katlanmak gerek! Oruç tuttuktan sonra Şeker Bayramı. Kurban parasını kıydıktan sonra Kurban Bayramı. Diiş-manı denize döktükten sonra Zafer Bayramı.
Tiirkçeyi öğrendikten sonra Dil Bayramı.
Şair demiş ki:
1 Ay'ı gör, sonra eyle bayramı.
Birleşmiş Milletler kürsiisii
Baıuit t
U
Halledilmiş meseleler! oma’da bulanan bir yakiııimden sık sık mektup alıyorum. Kendisi ilk defa Komaya gittiği için şehri görmeğe çalışırken birim hayatımıza uynuyan ta-
rafları derhal dikkatini çekiyor ve bunlardan uzun uzun bahsediyor. Mektupla resim dersi veren mektepler vardır. Ben de bu mektuplarla Komayı parça parça gezmekteyim.
Son mektuplarından birinde otobüslerden şöyle bahsediyordu:
«Mektebin kapısında otobüs durağı var. Otobüsler de İstanbuldr’üler gibi değil. En çok beş dakika bekletiri 01. Buradan kalkan otobüs beni şehrin merkezine kadar göri irmektedir. Bunlar elektrikli otobüsler. Biletçi kapının varımda oturuyor. Her giren evvelden parasını hazırlayıp biletini alıyor vc öne doğru yürüyor. Sabahlan saât dokuzdan evvel bilet ücretleri yarı yanya u-rıremuş. Erkendfcn mektebe ve işe gidenler bundan faydalanıyorlar. Pazar günleri de beş liret fazla. Sokağa çıkmava mecburiyet olmadığı için mâkul bir fikir değil mî?»
Bu satırları mektuptan alıp gazeteye geçirişim, nakil vasıtalarını şehrin ihtiyacına göre tanzim etmeye çak an alâkalıların dikkatini çekmeye vesile olsun diyeti r. Nakil vasıtası ihtiyacını karşılamak insanları duraklarda bekletmemek mânasına gelmektedir. Bin bir mazeret ileri sürerek bunu temine uğraşadurahm, nakil vasıtalarında kime ve niçin tenzilât yaptığımın dahi bilir durumda olmadığımın da itiraf etmeliyiz. Hani sabah karanlığında İşlerine yetişmeye çalışan insanlara tramvay ve otobüslerde tenzilât? Ekseriya dar gelirli 0-lan bu hemşerilrrin bütçesinde tramvay, otobüs parası ağır bir yüktür. Biz buna mukabil sinemaya giden delikanlıları nakil vasıtalarında ucuza taşımak yolunu tutmuşuz. Halbuki mâkul olanın yolnnu tutmak mecburiyetindeyiz. Şevket RADO
Almanyaya verilen
ve
Türkiye emniyeti
(Baş larafı tjlrincl sabite del
Bugün Edirneden
Tekirdağına gidiyor
Celâl Sayarla Menderes’in Türkiyenîn
Ereğlililere hitabeleri
Devlet Başkanı, dün Başbakanla beraber Ankaraya avdet etti
Zonguldak 36 — Cumhurbaşkanı Celâl Bayatla Başbakan Adnan Menderes ve beraberlerinde bulunan Bakanlar, ve milletvekilleri. D. P. ; M. P. ve O. HJP. merkezlerini ziyaret ederek halkla temas etmişlerdir.
Cumhurbaşkanı ve beraberindekiler bilâhare Havzanın bir römorkörüyle Ereğllye gitmişler v» liman açıklarında bir çok motor dolusu halk tarafından İstikbal edilmişlerdir.
Celâl Bayor dışarda be kİ İyen ve mütemadiyen alkışlarla kendisini görmek arzusunu İzhar eden halka belediye balkonundan kısa bir hitabe Lrad etmiş, gösterilen yakın ve sıcak alâkaya teşekkürlerini söylemiş ve aynı zamanda Ereğlllerin Kurban bayramını da tebrik etmiş" tir. Bayann bu hitabesi uzun alkışlarla karşılanmıştır.
Bundan sonra BreğlilHer Adnan Menderesi dinlemek iste-
diklerini söylemişler ve alkışlarla Menderesi balkona çıkarmışlardır. Başbakan burada kısa bir hitaba lrad etmiş, heyecanlı tezahürlere karşı teşekkürlerini bildirmiştir. Adnan Menderes Türk milletinin kendi kendisini İdare etmek kudretini arlık tamimiyle elinde bulundurduğunu söylîyerek demiştir kl:
«— Siz millet İradesine dayanan bir hükümetin memlekette huzur ve sükûn kaynağı teşkil ettiğine İnanmış bulunuyorsunuz, Şu manzara Zonguldakta gördüklerimiz bütün bu heyecan, bütün bu kaynaşma hepsi bunu Ispât etmektedir. Bu m em leket baştanbaşa huzur ve sükûn içindedir. Milli İradeye dayanarak kurulan bir memleket İdaresi bu vatanda ancak siyasi ümidin ve siyası hayatın mesnedini teşkil ediyor.
Ereğli halkı, memnun olduğunu İspat edebilmek İçin bundan başka daha ne yapabilirdi,
lra-1da-
daha ne gösterebilirdi?»
Adnan Menderes, millet deslyle kurulmuş olan İlk renin bizi dalma mesut bir İs-
tikbale götüreceğini söylîyerek sözlerine son vermiştir.
Cumhurbaşkanı Ereğli limanını gezerken alâkalılardan İzahat almış, öğle yemeğini EreğU-de yedikten sonra Devreğe hareket etmiştir.
Cumhurbaşkanı İle maiyet! Devrekte kısa bir müddet kaldıktan sonra Ankaraya hareket etmişlerdir.
İşletmeler ve Ulaştırma Bakanlan ise Ereğllden buraya dönmüşlerdir. Bakanlar tetkiklerine devam edeceklerdir.
Koreden
gelen Tiirkler
yara'ayan kadın
Donınma
gunu
27 E,‘Uİ luüfl
Atlantik Paktı topluluğunun müdafaası için fevkalâde ehemmiyetli olduğu Vaşington çevrelerinde belirtiliyor
Vaşlngton 26 (AA.) — (Alp): Hâlen New-Yorkta bulunmakta olan Atlantik Paktı konseyi û-yelcrlnln, Türkiye bir tecavüze uğradığı takdirde, Atlantik Paktı imzacıları tarafından yardım göreceği taahhüdünü tazammun eden bir beyanname hazırlamakta olduklarına dair bir Amerikan ajansuıın yayınladığı haberler resmi çevrelerde ne teyid ne de tekzip edilmiştir.
Washlngtondakl bazı diplomatlar kendi adlarına konuştuklarını belirterek böyle bir ihtimalin mevcut olduğunu, fakat, bu hususta ancak Atlantik Paktı konseyinin malûmat verebileceğini söylemişlerdir.
Türkiyenîn Atlantik Paktına girmek İsteğinin İntaç edilme-
diği malûmdur. Fakat bilindiği gibi, bilhassa Birleşik Amerika müteaddit defalar Türklyentn güvenliğinin kendi güvenliğine tesiri olduğunu resmen bildirmiştir.
Washlngtonun İyi haber alaa çevrelerinde Türklyentn coğrafi durumunun, bilhassa Boğazlar bakımından Atlantik Faktı topluluğu müdafaası için fevkalâde ehemmiyetli olduğuna İşaret edilmektedir.
İngiliz sefiri Köprülü ile bir saat görüştü Ankara 26 (A, A.) — Dışişleri Bakanı bugün saat 12 de Büyük Britanya büyük elçisi slr Noel Charles'! İkametgâhında kabul etmiştir. Mülâkat bir saat kadar sürmüştür.
Halkevlerinin
hizmetleri
Türkiyenîn duruma — diğer noktalar bertaraf — Avrupa emniyeti bakımından Almanyanm variyetinden daha az eheınnıiyetH değildir. Türkiye, kendi güvenliği İçin At fan tik Paktına girmek isteğini ileri sürdüğü aaman. tek taraflı bir garanti değil, karşılıklı bir taahhüt istiyordu. Her zaman tekrarladığımız gibi, Türkiye için Atlantik Paktı devletleri arasında bu karşılıklı taahhüdün ancak İngiltere, Fransa ye Amerika İle bir kıymeti vardır. İngiltere ve Fransa ile bu karşıhkJı yardım taahhüdü ittifak gereğince esasen mevcuttur. Amerika kalıyor.
Almanya meselesinde rifldüğü gibi. Amerika, taraflı bir garantiyi, hangi bir formaliteye lüzum kalmadan ilân edebiliyor. A-enba Türkiye emniyeti İçin düşünülen yol. Amerikanın bu yolda bir teminatı mı olacaktır? Yoksa böyle bir teminat, bütün Atlantik devletleri adına mı ilan edilmek İsteniyor?
Bizce, Almanya örneği gösteriyor İd Amerikanın, Türkiye - İngiltere - Fransa İttifakına buna benzer bir şekilde iltihakı mümkün o-labikcektir. Hattâ böyle bir karamı Kongreden geçmesi* id de vtn! ahval ve şartlar kolaylaştırmıştır.
Türkiye, bir tecavüze uğrarsa yalnız kalmıyacağına emindir. Amerikanın çoktan verdiği teminata inanmıştır. Fakat bu teminatı başkalarının bilmesi ve buna I-nanması tecavüzü önler.
Her halde bugünlerde bfr karara varılması beklenir.
Bir
her
Necmeddln SADAK
Edime 26 (AA.) — Refakatinde iskân genel müdürü bulunduğu halde diin buraya gelmiş bulunan içişleri Bakanı RüknedcUn Nasuhlofclu, bugün vali, vilâyet erkânı ve komutanlarla görüştükten, sonra göçmenlerle temas ederek durum-larlle alâkadar olmuş, lâzım gelen direktifleri vermiş ve öğleden sonra Jandarma okulunu 'ziyaret etmiştir.
Bakan, yarın sabah şehrimizden kara yollyle Tekirdağm'a gidecek ve geceyi orada geçirdikten sonra ertesi sabah * tanbul’a dönecektir.
Adalet Bakanı Edirne’de
Edirne 26 (AJL) — Adalet Bakanı Haili Özyörük, dûn akşam geç vakit kara yollyle şehrimize gelmiş, vali, vilâyet ve adliye erkânı İle kalabalık bir halk kütlesi tarafından karşılanmıştır.
Bakan şehrimizde bir ik! gün kalacaktır.
Edirne — İçişleri Bakanı NÜk reddin Nasuhloğlu. beraberinde İskân umum müdürü olduğa halde Karaağaca giderek göçmen evin! ziyaret etmiş ve bunların vaziyeti hakkında alâkalılardan İzahat almıştır, iskân umum müdürü son vaziyet hakkında şunları söylemiştir:
— «Dün gece saat 12 de Bulvarlar Kapıknleden 632 göçmen teslim ettiler. Bütün bu göçmen ler motdrtti vasıtalarla misafirhaneye nakledildiler, Bugün mİ safirhanelerde 2030 mevcudumuz vardır. Bütün mallarını, mülklerini Bulgaristanda bırakan bu kandaşlarımız yurda ka vuşmuş olmaktan büyük bir sevinç duymaktadırlar. Göçmenlerin huzurunun temin! için â-cll kararlar verip tatbik etmekteyiz. Kandaşlarımızın rahata kavuşmaları i$ln bütün imkânlar araştırılmaktadır.»
15 kişilik iki aile geldi
(Ba; tarafı 1 İnci »atıitade)
İ5-
Dtln güney Koreden şehrimize 15 KlşMLk İki Türk ailesi gelmiş tJr.
Aile reisi Süleyman Bakay dün kendisiyle konuşan gazetecilere şöyle demiştir;
t— Biz cenubi Korede oturan Talar Türk!erindeniz. Irkdaşla-nmız arasında yâşamak maksa-61yle Nanklndeki Türk konsolos hanesine müracaatla vize alarak Türklyeye geldik. Burada Türk tâbiiyetine geçeceğiz.
Keredeki Türkler ekseriyetle ticaretle uğrıyuyorlar. Koreliler nedense bize kaşı muhasım tavırlar takınıp muhayyel bazı suçlarla mallarımızı mOsadere-ye kalkıştılar ve bunda muvaffak da oldular. Korede harb baş ladıktan sonra biz de orada daha fazla kalmak Istemlyerek bu raya gelmiş bulunuyoruz.»
Ankara vapurile gelenler
Ankara' vapuru dün saat 14 de 432 yolcu Ue batı Akdeniz seferinden dönmüştür.
Gelen yolcular arasında Istan bul baro başkanı Haşini Refet Hakarar, Prof. Mazlıar Osman, hazine genel müdüril Nail Gider, Mısır büyük elçisi Muhammet Emin Fuat ve Ankara Dil Tarih fakültesinden 20 kişilik bir grup da bulunmakladır.
se çıkartırlar. Ayırmaya kalkarsan sen dayak yersin.»
Ömer Gülseven adında bir adamın kafasını yaran Saniye Güreşirln gecekondusuna gidinceye kadar etrafımızı geniş bir meraklı kütlesi alıyor
— «Ne olmuş gene7» diye her kesin birbirine sorduğunu işit!- 1 yoruz.
işte nihayet Saniye Güreşirln I gecekondusundayız.
— Anlat bakalım. 8anlye hanım, diyorum. Nasıl oldu şu sİ- 1 zln geçen geceki hâdise?
— Nasıl oldu da var mı, basbayağı oldu İşte Gece adamcağız çekmiş kalay!, kalkıp kapıya dayandı, illâ beni alıp götürecekmiş. Ben hiç gider miyim? Bu sefer bıçağa sarıldığı gibi başladı üstüme yürümeğe. Baktım ki vaziyet kötü, nasıl oldu bilmiyorum, elime bir taş geçirmişim. Taşı kaldırdığını gibi ka fasına indirdim. Ne yapayım, o da üstüme gelmeseydi.
— Peki »ma senin bu ömerle geçmişin varmış diyorlar?
— Var, yalan değil ama arlık kapattık o bahsi. Ben İlk peşin Nazille otururdum. Nazif askere gidince yalnız kalacak değilim a, ömerle oturduk. Ama Ömer kıskanç mı kıskançtır, bir gün bile beraber yaşanmaz Bir defasında yine kıskançlık yüzünden bıçak çekti, üç aya mahkûm oldu. Daha evvel de zaten bir kız kaçırıp anasını vurmuş, oradan da 10 sene yemiş. Nazif askerden dönünce ben önıeri bı rattım. Bu sefer boşladı peşimden kokmaya. Zorla «Tüzellik 0-
Âbideye çelenk kondu, Beşiktaşta geçit resmi yapıldı
Büyük Türk Amirali Barbaros Hayreddin'ln Büyük Preveze zaferini kazandığı günün yıldönümü olan bugün »Donanma günü» nü kutlamak üzere Yavuz zırhlısile 7 muhrip ve korvet ile üç denlzalhdan mürekkep bir filo Dolmabahçe önünde demirlemişlerdir.
Saat on buçukta Taksimdeki Cumhuriyet âbidesine çelenk koymakla başlayan merasim, Beşiktaşta Barbaros âbidesi Ö-ntinde yapılacak anma törenlte nihayet bulacaktır.
Akşam saat on yedide de «Yavuz» da bir çay ziyafeti verilecektir.
lur mu? Olmaz. Ben hiç Nazif 1 bırakır da ömere gldermlylm?
— Nazif senin kocan mı?
— Yok, kocam değil ama dostum. 9 yaşında bir de çocuğumuz var. Evleneceğiz de ne c-lacak?
— ömerin kafasını Nazilin yardığını söylüyorlar. Buna ne dersin Saniye?
— Yoo.. Nazif hiç bir şeye ka rışmadı. Taşı ömerin kafasına ben attım. Cezam neyse beu çe kerim. Nozlflmln hiç kabahati yok. O yanımızda bile yoklu.»
Taşı kimin attığını her halde mahkeme aydınlatacaktır. Fakat bakalım Ömer hastaneden ne zaman çıkabilecek?
C. H. P. 11 hnşkam tlhfiml Soncar An karaya gitmiştir. İlhamı Sancar. hareketinden evvel (Ulus) gazetesi muhabirine, Maliye Bakam Halil Ayanın Halkevlerine dair son beyanatı hakkında 5unlan söylemiştir:
♦— C H. P. nin kurup İnkişaf ettirdiği bu mûessesenln cemiyete yaptığı hizmetler, mânevi kısmı bir tarafa bırakılsa dahi maddi bakımdan bütçelerde yar dun olarak ifade edilenlerin kat kat fevklndedir Bunu Haldkev-lerlnde vazife görmüş bir adam sılatlyle söylüyorum.
Maliye Bakanı gibi, kuşbakışı bir görüşle değil, hüsnüniyetle ve saik al merak ile biraz bu müesseselerln içine kadar girip geçmişteki ve bugünkü hizmetlerini inceler ve nüfuz edebilirse bana hak vereceğinden e-mln bulunuyorum.
İşin hukuk! cephesinde İse, serapa hata İçindedirler. Bunun esas ve tafsilâtım zamanı gelin ce umumi efkâr önünde açıklayacağız. Yalnız kendilerine hatırlatmak isterim kİ, Halkevlerine umum! ve hususi bütçelerden yapılan yardıma mütaalllk bütün tasarruflarda, Demokrat Partinin hükümet erkânı ve Perl gelenleri İmza ve rey sahibi İdiler. Mademki, bu tasarruflar, kanunsuz ve yerine masruf değildi. İmza tarihinde bu noktaya akıl erdlremedller ml? Eğer böyle ise bundan evvel olduğu gibi bundan sonraki icreat ve tasarruflarını şüphe Ue ml karşılamak lâzım gelir?
Elbet aklıselim galebe çalacak ve kendilerin! de hak ve adalet yoluna götürecektir.»
Küçükpazarda oturan Zekiye İsminde bir kadın, dün bayram dolayıslyle görmüceri Ruklyeyl ziyarete gitmiştir. Bir aralık konuşma ailevi bahislere dökülmüş ve Zekiye, kocasının bazı münasebetsizliklerini anlatmağa başlamıştır. Rukiye, kardeşi hakkında böyle uluorta söz söylenmesine kızmış ve Zekiyeye:
— Yok, yenge sen çok oluyorsun. Ağabeyim hakkında bu kadar ağır sözlere tahammül edemem doğrusu, diyerek o da bir kaç ağır söz sarfetmlştlr.
Zekiye, görümcesinln bu sözlerine kızmış ve kendi odasına çekilerek eline geçirdiği ekmek bıçağiyle kendini vücudunun üç yerinden yaraladıktan sonra:
— Görûmcern beni vurdu! diye feryada koyulmuştur. Hâdise zabıtaya aksetmiş, Zekiye tedavi altına alınmış, Rukiye yakalanarak sorguya çekilmişse de evdeki şahitler Ruklyenln böyle bir İş yapmadığını söylemişler, bu suretle Zeklyenln kendi kendin! vurduğu meydana çıkmıştır. Tahkikat devam etmektedir.
Truman
Sab ah Gaz etele r i Ne D iyor ?
Şehir Meclisi
Demokrat Parti İstanbul Şehir Meclisi grupu dün. saat 15 te Kadıköy lokalinde bir toplantı yapmıştır. Toplantıda birine! bölge müfettişi Hüsnü Yaman, milletvekillerinden Mû-kerrem Sarol. Celâl Fuat Türk-geldi. Fiiruzan Teki) ve idare kurulu üyeleri bulunmuşlardır.
Şehir Meclisi üyelerinin konuşmalarını takiben ihtisas komisyonlarının seçilmelerine geçilmiştir. Bu seçimlerden, sonra bölge müfettişi Hüsnü Yaman bir konuşma yaparak Meclis üyelerine muvaffakiyetler temennisinde bulunmuştur.
I Seçimler neticesinde başkan
S
Satılık fabrikalar
İşletmeler ve Tekel Bakanlıkları satış tasarısını hazırlıyorlar
Ankara 26 — İşletmeler Bakanlığı İle Gümrük va Tekel Ba kanlığı, satışa çıkarılacak devler fabrikaları İçin hazırlanmak ta olan kanun tasarısını tertip ile meşgul olmaktadırlar. Bu mo yanda bu kabil fabrikaları birer anonim şirket haline getirilerek her vatandaşın alabileceği hisse senetleri çıkarılması hususu da bahis mevzuu olmaktadır, henüz Kail bir neticeye varılmış değildir.
Aziz Nesin şehrimize getirildi lakenderunda tevkif edilen solcu muharrirlerden Aziz Nesin savcılıkça kesilmiş bir tevkif müzekkeresinin infazı İçin şehrimize getirilmiş ve Sultan ahmet ceza evine sevkcdllmlş-tir. Aziz Nesin hakkında tevkif müzekkere»! kesilmesine sebep «Yeni Baştan» gazetesinde namı müstearla çıkan ve komünist propagandası yapan İki yarının hâlen mevkuf bulunan mezkûr gazetenin sahibi Mustafa Büyü kalpın Aziz Nesin tarafından yazılmış olduğunu ihbar va İddia etmesidir.
Aziz Nesin, bu yazılarla hiçbir alâkası olmadığını ve kendisinin aldığı pasaportla Fransaya gitmiş olduğunu tahmin ederek mesuliyeti üzerine yüklemek İstemiş olacağını iddia etmeket-jdlr.
Karalama
Felek CUMHURİYET*teki fıkrasında son zamanlarda memlekette müfrit bir kötüleme merakının alıp yürüdüğünü ve herkese bir çamur a-tildiğim belirterek şunlan yazıyor;
Yıllardır hele siyasi pazarda tesadüf ettiğimiz bu karalama merakı son zamanlarda bütün hızıylc aldı yürüdü. Ağzı burnuna yakın sanılan kimseler bile fırsat bu fırsattır diye hınçlı oldukları kimseler aleyhine akla gelmeyen şeyler söylediler ve söylüyorlar. Halk o hale geldi kl hürriyet ve demokrasi âdeta birbirinin aleyhine konuşmak, şahsına, namusuna benekler, lekeler serpmek olduğunu zannedip o da bu tempoya uymağa çalışıyor. Ne oluyoruz?
Böyle iddialar ne siyasi terbiye ile telif edilebilir, ne de demokrasi ile!. Ve... Artık karşılıklı İsnad. iftira, ayıp n-ramak .ayıp çıkarmak hüne-
_______________________
rlndc-n vazgeçip kendi hünerlerimiz varsa onları ortaya koyalım!»
*
Kimin ne demeğe hakkı var!
«İğne İle kuyu kazan» HÜR-RİYET’tckl fıkrasında son nakli ve tâyinler hakkında şunları yazıyor:
«İktidar partisi mensupları şikâyet ediyorlar: «İdarecilerden lüzumu kadar tasfiye yapılmıyor!»
Muhalefet cephesi de feryattan geri kalmamaktadır: Memurlarımız nıevkllerlnden emin değillerdir!.»
Bazı Bakanlar ve Bakanlıklar her İki tarafı teskin etmenin çaresini keşfettiler:
Bir düzüneden on düzüne-ye kadar bir nakil ve tâyin listesi çıkarıyorlar Iktldarcı-ları memnun ediyorlar...
Sonra bu listeyi, olduğu gibi gayri muayyen bir zamana tâllk ettiklerini blldiriyor-
lar; muhalifleri sevindiriyorlar...
Hakk-el-lnsâf söylemeli: Arzû-yı umumi üzerine ancak bu kadar Iş görülebilir!»
*
Devletçilik
Refik üalid Karay YENİ İSTANBCL’daki fıkrasında serbest teşebbüsün küçük paketlerle çakmak taşı sattığı halde Tekelin kilodan duba az satış yapmadığını, bunun da devletçiliğin kütü bir tatbikatı olduğunu söyledikten sonra şöyle demektedir:
«Peki, Tekel aynı muameleyi neden yapmıyor, yapamıyor da kiloluk kutularla satışta ısrar ediyor? Kötü çığıra sokulmuş devletçilik de böyledir, işte! Kırtasiyeci olduğundan ve ticaret zihniyetine sahip bulunmadığından bir komisyoncunun, toptancının İş görme usulüne uyamaz. Kocaman paketi önünüze koyup derhal, bir çırpıda 400 lirayı İrat kaydetmeğe bakar.
J
(Baş tarafı 1 İnci sahifede)
Fransızların bu vasiyetinin, | kendilerinde, soğuk veya sıcak harbi sona erdirmek İçin yapıl- ! vekilliklerine avukat Fûruzan ması düşünülecek her türlü mü Arat ile avukat AJâeddin Na-zakerenln «Büyük Dörtler» şek-; suhoğlu, daimî encümene de llnde olmasını aran etmeleri ve Selâhaddln Genç. Misbah Üras, yalnız Stolin İle Truman ara-, Yekta Kazancıgil. Cahit Evre-sında yani «Büyük tkller» şek- 1 nos Muzaffer Şahlnoğlu ve A!1 llnde tezahür edecek müzakere lere muarız olmalarından İleri gelmektedir.
Diğer bir Fransız kaynağı, I-
se. «Vaşington ile Moskova arasında yeni bir konuşma arzusunun, Kore hâdiselerinin bir neticesi olduğunun sarahatle anlatıldığını» İleri sürmüştür, hakkmdakl tahmln'.Cr Nevyork' Stalln - Truman görüşmeleri , da, Malikin Batı - Doğu anlaşa-mamaziığının halli İçin böyle bir görüşmenin faydalı olacağını söylediğinin bildirilmesi üzerine ortaya çıkmıştır.
Yeni ticaret rejiminin aksak tarafları
Ankara 27 (Akşam) — Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı önümüzdeki günlerde muhtelif meslek mümessillerinin iştirakiyle bir toplantı yapacak, bu oıü2deki ayın ilk günü pazara toplantıda ticaret rejiminin 'tesadüf etmesi sebebiyle memur aksak taraflarının neler olduğu maaşları 30 eylül eumarte«l gü-te‘bit edilecektir. | nü tevzi edilecektir.
Çekiç seçilmişlerdir.
11 meclisi için C.H.P. adayları
15 ekimde yapılacak olan II genci meclisi seçimleri için Cıım huriyet Halk Partisi tarafından gösterilecek adaylar belli olmuş tur.
Çatalca: Burhan Felek. Hamdı Rasim Bütün Şahap Ege, Reşad Yek. Hulûs! Ener.
Kartal: Taceddin örgütler.
Harun Tuna.
Silivri: İzzettin Uluşahin. Hlk met Balkan, Mehmet Töylii.
Şile: Celâl Arslangiray.
Yalova: Vasfl Aklin. Harun Gürel, Ekrem Amaç, Ali Kaya,
Ekim maaşı
Ankara 27 (Akşam) — önü*
s
27 Evlûl 1950
AKŞAM
SahJfe 8
Göçmenleri karşılarken büyük bir imtihan geçiriyoruz
«— Bulgarlar, göçmenleri hududa kadar askeri kamyonlarla getiriyor. Oradan itibaren, ırktaşlarımız 20 kilometre yürümek zorunda kalıyor.»
Bunu, gazetelerimiz yazdı
Muazzam bir mîllî hâdisede, hususi teşebbüsün ve münferit insanların devletle elbirliği etmeleri cemiyetin olgunluğunu gösterir. Dunkerque felâketi üzerine, kimseden emir almaksızın, motijrüne binen İngiliz Manş denizine açılmış, mağlûp ordularının imdadına koşmuştu.
Bizim yangınlarda ise. ecnebilerin dikkatini çeken daima sııdur:
— Halk neden seyirci kalıyor da itfaiyeye fahri şekilde vardım etmiyor? Biz* de. evi yananın elbirliğiyle imdadına gidilir. .
Kendi kendimize cevap vermeliyiz:
— Bir rivayete göre 250 bin, başka bir rivayete göre 850 bin göçmen yurdumuza gelecektir. Bunların ancak 26 bini hududu geçmişken bu kadar müessif haller oldu: (Bir testi su, omuzda, kilometrelerce mesafeden taşımyormuş.) Adet yüz binlerceyi bulunca, nasıl bir durumla karşılaşacağız?
Edirne şuracıkta... Gezmek için daha uzak mesafelere fevç fevç akın ediyoruz. Bu gibi vakalarda ânı şekilde cemiyetler kurabilsek; hususi otomobilleri, fazla taksileri, kamyonları, otobüsleri olan vatandaşlar, — velev birer sefere mahsus — göçmen taşıyacaklarını makamlara bildirseler... Kendilerine gün, saat verilse... Fahrî olarak, bir aileyi taşısalar...
Hattâ dahası da var: Her göçmen ailesini bir hafta, on gün, evinde misafir edeceklerimiz çoktur. Eski harbler-de, ailelerimiz, hep civan mert davranmışlardı. Şimdi o yüksek hisler dumura uğramadı. Siz, ben, öteki, buna belki de talibiz. Başka türlüsü da zaten hiçbirimize yakışmaz. Mesleğiyle, seviyesiyle mütenasip bir ırkta-taşı — tek başına, yahut a-Beşiyle — davet edenler olunca, kaç günlüğüne davet yitiğini, yukarıda bahşettiğim cemiyete bildirebilir. Cemiyet de, muhtelif şehirlerde. muhtelif ailelere böyle bir tevzi yapabilir. O za-
- man. gazetelerde gözümüzü
* tırmalıyan, hislerimizi ren-
cide eden o sefalet manzaralarına mahal kalmazdı.
Bir adım daha ilerisi lâzımdır: Hususi sermaye, bil milli hâdise dolayısiyle, «ille kâr gözetmeyip memleket faydasına iş yaratmak» için bir «fon» ayırabilirler. Hem Türkiyenin bir eksiği telâfi edilir. Hem göçmenlerin tecrübelerinden faydalanırız. Hem onlara ekmek parası çıkar. Hem içlerindeki faydalı unsurları anlaşılır, başka müesseselere aktarılır.
Hulâsası: Bu gibi vaziyetler. eskiden — devletçilik zamanında — sırf devlet tarafından idare ediliyordu.
Şimdi, hususi teşebbüs devrindeyiz. Her işi devletin başına bırakmayıp millet fedakârlığa katlanmalı. Ondan evvel de bıı gibi işlerde teşkilâtçı zekâsı, bilgisi olanlar, kendilerini göstermeli...
Büyük bir imtihan geçiriyoruz.
Bu .aynı zamanda, dünyanın !ıu karışık devresinde sivil bir manevradır.
Bakalım yâr ve ağyar karşısında nasıl bir not alacağız?
(Vâ - Nû)
Yeni Rize belediye başkanı seçildi
Rize 2S (AA.) — Merkez belediye meclisinin, İttifakla belediye başkanlığına seçtiği Mu-__ cip Kemal Yeri Ege vapurlyle
- gelerek vazifesine başlamıştır,
Pamuk
sstışSarı
Fıatler yükselmekte ve piyasa canlılığını muhafaza etmektedir
Pamuk piyasasının açılışı tarihinden İtibaren bu yıl mahsulünün satışı hararetini muhafaza etmektedir. Kore harbi dolayısile Amerika ihracatının daralması ve Hlndlstanla Mısırın istihsal miktarlarının bu sene mahdut bulunması gibi sebeplerle yükselen flatler hergün biraz daha artmaktadır.
Haber aldığımıza göre, çiftçinin yüzünü güldüren bu hâdise aynı zamanda tüccar ve mutavassıtları da memnun etmektedir. Zira ihracat da aynı nispette hararetU bir şekilde yapılmakta ve blnnetlce satış fl-atlerl arasındaki farklar mühim miktara baliğ olmaktadır.
Şimdiye kadar ihracatçı tüccarlarımız dış piyasalara mühim miktarda mal çıkarmışlar ve buna İlâveten şimdilik elli bin tonluk satışın muamelelerini tekemmül ettirmek üzere faaliyete geçmişlerdir. Bu satış iki aylık bir zamanda tamamen tahakkuk etmiş bulunacaktır.
Adana borsasmda son flatler 278-280 kuruş arasında dalgalanmaktadır. Bundan önce 240250 kuruş bulduğu zaman pamuklarımızın bundan ziyade yükselmlyeceğl hakkında vaki tahminlerin tahakkuk etmediği gözönünde bulundurulursa, bu fiatlerln de daha fazla yükseleceği ümidi hası! olmaktadır. Bunun İçin çiftçiler, ellerindeki malları satmakta tereddüt göstermektedirler.
Meydan dövüşü
Kavga neticesinde iki kişi yaralandı
Ankara’da Oölbaşına bajlı Hacılar köyünde kanlı bir meydan döğüşü olmuştur.
İsmet Yılmaz adında 13 yaşında biri, kuyu başında bir hizmetçi İle kavgaya tutuşmuş ve tabanca çekmiştir Hâdiseyi haber alan hizmetçinin ağası Rıfat Koçak vaka yerine gelerek kavgaya karışmıştır.
Bunun üzerine İsmetin ağa-beyllerl Ahmet ve İzzet de kavgaya karışınca, etraf birbirine girmiştir.
Bunların akrabalarından olan İrfan Tümerln tabanca ile kavgaya karıştığını gören Rıfatın kardeşi Halim Koçak da evinden bir mavzer kaptığı gibi hâdise yerine gelmiş ve ateşe başlamıştır.
Halim Koçakla. Rlfat Koçağın karısı Salı, kurşunla yaralanmışlardır.
Hâdise güçlükle önlenmiştir. Vaka yerine giden Çankaya İlçe Jandarma komutanı yüzbaşı Yaşar Tokan. soruşturmalara başlamıştır. Kavgacılar yakalanmışlardır.
Kumar esnasında ölüm
Parlste çıkan Le Monde gazetesinde okunduğuna göre geçen hafta Cannes şehrinde Palm Beach gazinosunda bir kumar partisi esnasında ani bir ölüm hâdisesi olmuştur.
Mısır kıralı Faruğun iştirak ettiği bu parti esnasında Ingiliz sanayicilerinden Mlers Hyman üç defa arka arkaya bango diyerek kıral Faruktan S50.000 frank kazanmış iken birdenbire kalp sektesinden ölmüştür. Kı-ral Faruk, derhal oyun salonunu terketmlştir. O gec? bir milyon frank kaybetmiştir.
Mersin vilâyetinin narenciye mahsulü
TURALİ
öksürüğü keser I
Fransız Genel Kurmay heyetinin talebi üzerine işe b^şianrfı
Paris gazetelerinde okunduğuna göre Fransanın doğu e-yalctlerı halkı. Ma-ginot hattı bölgesi etrafında son zamanlarda görülen faaliyetten, telâş ve heyecan içindedir. Akıştan Ardene kadar dolasan bir şayiaya göre Maglnot hattına askeri kuvvetler yerleştirilmiştir Pleven tarafın- ı dan Sirazburg şeh- | rinde söylenen nu- | tukta kurulması mutasavver yirmi H Fransız tümeninin . kısmen Frnnsanın doğusunda ordugâh kuracaklarını söylemesi, bu rivayetle-
ri teyit eder gibi telâkki edilmiştir.
Bu rivayetleri kaydeden France Dimanthe gazetesi Ma-ginot hattına askeri kuvvetler yerleştirilmem işse de tanzim ve tahkimine bilfiil başlandığını yazıyor ve diyor kİ:
Brüksel ve Atlantik paktları. Batıl ilan tutacakları müdafaa hattını müştereken tesbit etmelerin! gerektirmek tedlr. 1949 senesinde Fransız nokta! naza-
Maginot
hatlında tank maniaları
Yeni ilkokullar
5u medeniyet devrinde.,.
n kabul edilmiştir. Bu görüşe göre müşterek müdafaa hattı paktı imzalıya» devletlerin hemen hudutları yakınından geçmesi lâzımoır. Diplomatlar ise çoğrall vaziyet İcabı olarak Rhln hattının müdafaasını İleri sürmüşlerdir.
Bunun üzerine Fransız genel kurmay heyeti, artık modern harblerde ırmakların aşılması imkansız bir engel teşkil etmediklerini ve i945 senesinde
geçilmiş olan Rhin ırmağının «in» vnni pir harbde kolayca ge-lleri sürmüştür
onda bir kısmı tahrip edilmiş olan Maglnot hattı arlık geçilmez bir müdafaa hattı degtldlr. Fakat İstihkâmları ve blokhavuzlan İle bir ordunun mecbur olarak kullanacağı sağlam bir İstinat noktası teşkil eder. Üstelik bu hattın beton ve demir plâklardan, bazıları atom bombasına dayanabilirler.
Fransız genel kurmay haltı;
— Eğer Maglnot hattı mevcut olmasaydı inşas, İçin ihtiyar ; edilecek masraflara değmezdi. ' Fakat mademki bu hat bugün • mevcuttur. Bunun kullanılması için İhtiyar edilecek masraflar - yerlndedlr. Bir kaç aydanberl süren çetin tâmlr ve tanzim a-j mellyeler! hemen hemen bitmiş gibidir. 1950 senesi başında Fransız genel kurmay heyet! İ hattın tahkimi lüzumunu ortaya atmıştır. Bugün Fransız ordusunda malzeme ve İnsan kadrosu bol değildir Hattın tahrip edilmiş olan kısımlarının yeniden İnşası da tetkik edilmektedir.
Çukurova santralı
Hazırlanmakta olan proje ikmal edildi
Çukurova hldro elektrik santralı projesi İkmal edilmiştir.
Öğrendiğime göre, bu proje tatbik mevkiine konulduğu takdirde, Çukurovayı sık sık tehdit eden ve büyük zararlara sebebiyet veren su taşkınlarının tahribatı önlenecek ve bu bölge'le sulanmaya ihtiyacı olan 144 bin hektar arazi sulanabilecektir. Bundan başka, bu santraldan Adana, Tarsus, Mersin ve diğer Çukurova şehirleri İle bu bölgedeki fabrikalar bol ve ucuz elektriğe kavuşmuş olacaklardır.
Aynca, Gediz arazisini sulamak maksadlyle Demlrköprü mevkiinde de bir hidroelektrik santralı kurulacak, bu santraldan istifade edilerek volt takatinde enerji mümkün olacaktır.
Bu santralın pro'esl de İkmal olunmuştur.
74 bin
İstihsali
Göze ilişenler
edn Kıral Faruk'un Deauvllle ve Blarrltz şehrinde Amerikalı bir kadınla beraber göründüğünü bildirmişler, muhabirler Kiralın maiyetine başvurdukları halde bu kadının İsmini öğrenememişlerdi.
Fransada çıkan Radar gaze-_ teslne göre Kıral Faruk Deau-
kl bu yıl narenciye mahsulü ge-[vllle şehrine gittiği zaman Ml-çen yıllara nlsbetle beş defa az mİ Medar namında bir Ameri-olacaktır. Bu yüzden turunçgit- kah kız Sanlt Louls fabrikatörlerin Batinin çok yüksek olaca- ] lerlnden olan babaslle beraber ğı söylenmektedir.
Mersin (Akşam) — Geçen yıl Mersin ve civarındaki narenciye bölgesinde şiddetli kış. tu-runçgil ağaçlarının yüzde 90 ini kısmen veya tamamen kurutmuş ve meyvaların çürümesine sebep olmuştu. *
Bu âfetten dolayı fenümtizde-
Ajanslar, Fransayı ziyaret e-ı Kiralın genç kızla alâkadar in Kıral Faruk’un Deaııviıı* ve olduğu rivayeti Deauvllle’de dolaşmağa başlamıştır. Kızla babası bir müddet sonra Biarrit-ze gitmişlerdir. Rarlar gazetesine göre Kıral da ertesi günü Blarrltz’e gitmiş ve aynı otele İnmiştir. Fakat Faruk o otelde Amerikalı kızın bulunduğunu öğrenince otelciyi çağırmış ve: «Onlar buradan gitmezlerse ben gideceğim» demiştir. Amerikalı kız, babaslle beraber otelden ayrılmış, bu suretle dedikodular da kesilmiştir.
orada bulunuyordu.
Dil Bayramı
Bir gazete , dün Bayramı t-lduğunu, münasebetle dilimizdeki yeniliklere dair Halkevlerinde konuşmalar yapılae: ğııu haber veriyordu. Hemen bu dil haberinin altında «Terhis edilecek erat» diye bir havadis var.
Kurban Bayramına raslr.aıı bu Dil Bayramı şerç.ine Türkçenin «E-ratu gibi acayipliklerle bozulmamasını, ne uydurmacılığa, ne de gericiliğe kurban edilmemesini dileriz.
Dii bu
Otuz mektepten birincisi Yalovada yapılacak
Umumî meclisin son toplantılarından biri İstanbul İlk mektep İhtiyacına hasredilmişti. tslanbulun bu mühim ve hayatî İhtiyacı üzerine vali ve belediye reisi doktor Fahreddln Kerim Gökay tarafından meclisin bilhassa maarif encümeninin dikkati çekilmişti. Bunun üzerine yapılan gayet esaslı tet-klkat neticesinde gerek şehirde, gerek köylerde yeniden otuz mektep inşa edilmesi muvafık görülmüş ve bunun için dört milyon liralık bir tahsisat bütçeye konarak hükümetçe tasdik edilmiştir.
Bu otuz mektepten birincisi Yalovada inşa edilecektir. Yeni mekteplere ait bütün hazırlıklar İkmal edilmiştir. Yalovada esasen beş dershaneli bir ilk mektep binası daha vardır. Ya-lovanın nüfusu ve İhtiyacı günden güne arttığından yeniden yapılacak bu yeni mektep bu İhtiyacı karşılayacak mahiyette bulunacaktır.
Binanın İnşasına alt münakaşa evrakı Millî Eğilim ve Bayındırlık Müdürlüklerinden ha zırlanmış ve daimî encümene verilmiştir. Bayındırlık müdürlüğünün tanzim ettlg! keşif evrakına göre Yalovanin yeni ilk mektebinin keşif bedeli 13« bin Hra tesbit edilmiştir Daimi encümen yakında bu İnşaatı münakaşaya çıkaracaktır. Yalova mektebi lkl sene İçinde tamamlanacaktır.
Diğer 29 mektep de kısmen şehirde, kısmen köylerde yapılacak ve nihayet üç senede tamamlanacaktır.
Ancak Yalova mektebinin İnşasından sonra yapılması takarrür eden diğer otuz mektepten hangisinin daha evvel İnşa edileceği yeni umumi meclis tarafından vilâyetle yapılacak İstişareden sonra tesbit edilecektir. Bununla beraber bu otuz mektep üç senede İkmal edilmiş olacaktır.
I îftS »»tu
İSTANBUL RADYOSU
1!5T Atilia ve programlar.
13.00 Halmrler,
13.15 Konsık hafif mllrllc Fi.
13.43 S» kılar. Okuyan Sökrûye C ’kçer ve Hikmet Rıza.
14 30 Şarkılar ve türküler PL 14 45 Operetlerden müzik PL 13 M Programlar ve kapanı».
17 57 Acılı» ve programlar. .
IBM Dans müziği
IB.Zı Şarkılar. Okuyan Can Akjtt 19.09 Haberler.
19,1,1 Kısa (chlr haberleri
10 20 Mitil Eğitim müdüriügu adına konuşma.
1'3 30 Sar eterleri. Çalanlar Dr. Sa-lAhaddln ve arkadaşları.
i‘iı& Radyo «aion orkestran konaert,
20.15 Radyo gazetesi.
70 30 Yaklaşmakta olan sayım münasebetiyle konuşma,
20 40 İstanbul konarı' vatuvan Türk musikisi İcra hevetl konzerl.
21.20 fk1 radyofonik temıil (Hoppala) ve (At yomlarından)
22 İS Oper.ıUrdun »anneler PL
22.45 Haberler
23.00 Dana m (Itlgl Pl
23 30 Programlar ve kapanı».
ANKARA RADYOSU
âoı« ra akıam program»
1349 Ad ıs ve program.
1330 M S ayarı ve Şarkılar. Okuyan
Sadi Hosse*.
1300 Haberler. 1X15 MeJod’Jec Pl, 13.30 Öfite gazetesi.
13.45 Piyano ile caz parçalan Pl. 1400 Hava raporu. Aksam programı
ve kapanı»,
17 58 Açıhg ve program.
10 00 Ms ayarı ve Şarkılar. Okuyan Sabite Tur.
18 20 Çilelimle basbafa
1B 45 Caz orkestralarından PL 19.00 M.S. ayarı v« Haberler.
19 13 Tarihten olr yaprak.
19.20 Müzik: Pl.
19.53 Konulma: Nüfus «ayımı hakkında.
20 00 Şarkılar. Okuyan Ekrem GOyor
20.13 Radyo gate'e»!.
Donanma gUnü pr«(]r»nu 20 30 Temsil «Denizler aslan»
31.13 Halta arası sohbeti 31,39 Denir, türküleri
'22 00 Deniz menkıbelerimle
22.13 Denize senfoniler Pl.
32 43 M. S ayarı ve Hnberlcr. 23.00 Program v» kapanı».
Yarın sabahki program
7 30 Açılış ve program.
7 30 M, S. ayarı.
7 31 Vata, polka ve Paso doble'Jar
Pl
7.15 Haberler.
8,W Türküler Pl.
8 25 Gtlnıın programı ve Hav» ra
8 30 Mllrik: PL 9.00 Kapanı*.
Gazeteler yazdı: Sevin Vali ve Belediye Reisimiz gerenlerde Sular İdaresi erkânı ile bir kaç gazeteci arkadaşı da yanına alın Terkos'a gitmiş, yeni yapılmakta olan su galerisi üzerinde incelemelerde bulunmuş.
Aman efendim, neler görmüşler. neler!.. Tam bir metre kutrunda kocnmaaan demir borular Terkos gölü ile İstanbul arasında verlere dö-seniyormuş. Yalnız düz verlere değil, virajlara, hattâ »dört yol ağzı denilen bir mevkide hendeklere de bu muazzam demir borular yer-leştlriliyormuş.
Biz burrıia oturduğumu! verde: «Peki Terkos şebekesi niçin bir an evvel bitirilip de tstnnbul susuzluktan kurtarı'mıyor?» diye sitemler yağdırırız da kimse aldırış etmez. Sair Neft: «Hasının sitemin anlamamak hasma sitemdir» De niş. Hâşâ, bizim sitemimizde husumet kasdı yofc amma dostlar anlamamaz-lıl ’a ısrar ediyorlar.
Meğerse haklı imişler, a efendim! Yapılmakta olanlar o kadar zor İşlermiş ki o kocamaaan demir boruların ne büyük güçlüklerle döşendiğini görenler, çekilen müşkülâtı takdir etmişler, hayretler içinde kalmışlar ve bn hayranlıklarını gazete sütunlarında da belirtmekten kendilerini alamamışlar.
Ben de okudum, şaştım, şaşırdım doğrusu. Fesuphanallah! Dikili taşın. Çemberli taşın dikildikleri devirlerde miyiz? Zannedersiniz ki kalaslardan yapılmış derme çatma bocurgatlar gacııır gacır işliyor, kendir llflerin-len elde bükülmüş halatlar gerilip esniyor, ucuna bağlanan sıklete davanamıyor, kopuyor; haydi bakalım, İşe yeni baştan girişiliyor.
Veyahut Mısırda Firavun ehramları inşa ediliyor. Tonlarca ağırlıkta kayalar kilometrelerce mesafelerden vu-varlana vuvarlana getiriliyor ve yine bazu kuvvetiyle itilip dürtülerek o muazzam ehramın tepesine çıkarılıyor.
Evet, aziz okuyucularım, Terkos borularının döşenmesinde çekilen büyük güçlükleri gazetelerde okurken tas devrinde yaşıyorum sandım.
Dedelerimiz asırlarca evvel bu şehrin suyunu kilometrelerce mesafeden getirirken güzergâhı kâh derin hendeklerle, kâh azametli duvarlarla, kemerlerle tesviye ettiler.
Ya biz?. Tonlarca ağırlıkta tayyareyi göklerde kırlangıç gibi uçurarak Atlas Okyanusunu on buçuk saatte aşan medeniyet devrinde...
Daha ötesini söylemeğe dilim varmıyor, yüzüm kızarıyor.
Cemal REFİK
Lübnan kız öğrencileri
26 kişilik bir kafile memleketimizi ziyarete geldi
Fevzlpaşa (Akşam) — Türkiye ye gelmek llzere Toros ekspresiyle Lübnan kız öğretmen okulu 28 kişilik kafilenin başkanı, buradan seçerlerken şu beyanatta bulunda:
— Biz yirmi altı kişilik bir Öğretmen grupu olarak memleketinize davetli gelmekteyiz. Bu samimi davet karşısında duyduğumu* memnuniyeti, bilhassa Türkiyenin güzelliğini ve Türklerln cana yakınlığını anlatıldığı kadar yerinde görmek fırsatını bulacağımızdan dolayı pek sevinçli olduğumıura belirtmek İsteriz. On gün îstan-bulda, beş gün Ankarada olmak üzere 13 günlük bir seyahat programımız mevcuttur, şimdi doğrudan doğruya îstanbuld&ki Çamlıca kız öğretmen okuluna gidip orada kalacağız. Ankarada İse İsmet paşa kız enstitüsünü va daha sonra bir çok okulları -ziyaret etmek arzusundayız.
AKSAM
27 Eylül 1050
Sahlfe 4
Bugünden, Dünden |
Aıı.erikad.ı 3 biıyıık ın>i - 'ı..: k z;ırıan film :
1 — En güzel oynanmış film. 2 — En heyecanlı film.
3 — Cüretkâr mevzuuna rağmen en ahlâki İlim.
Futbolde sistem
Futbolümiizüo kalkınması için ilsri memleketlerin çalışma tarzlarını kabul ve tatbik etmeliyiz
Memleketimizde olduğu gibi bölün dünyada yapılan spor oyunları İki türlüdür. Bunlar ya ferdi müsabaka veya cem) müsabaka olur. Teklik ve çokluk müsabakanın nevine göre değişir.
Ferdi müsabakalar malûmdur Şeref ve mesuliyeti müsabık üzerinde toplanır. İştirak edeceği müsabakada mücadeleyi kazanabilmek için tabii vasıflarından istifade etmekle beraber birinci plânda yer alan stil mükemmeliyetidir.
Cemi sporlarda Lse; buna İştirak eden gençlerde iki meziyet aranır. Biri ferdi kabiliyet, difteri de arkadaşlarına uy ab İlme kabiliyetidir. Topluluğa uyma kabiliyeti cemi sporlarda başta gelir, tyi bir antrenör ferdi kabiliyeti yüksek olmayan gençlerden mürekkep bir ekibi çatıştırarak çak iyi neticeler elde «dcblllr.
Futbol de cemi bir spordur. İçinde as oyuncu bulunmayan bir futbol takımı oyunoularmm anlaşması mükemmel ve bir sisteme dayanıyorsa her zaman İyi neticeler alabilir. Cem! sporlarda ferdi kabiliyetten ziyade sistem İlk plânda gelir.
FutbolÛ İleri memleketleri tetkik edersek görürü» kİ, hepsinin kendilerine mahsus sistemleri vardır. Bu sistemlerini ya kendileri Icad eder veya başka memleketlerden alırlar v» onu kendi bünyelerine uydurmaya çalışırlar. Bu sahada İngiliz! er çok evvel W sistemini bulmuşlar ve bu sistemi gün geçtikçe tekâmül ettirmeye uğraşıyorlar, ttalyanlar taroamiyle kendilerine has bir sistemle oynamaktadırlar. AvusturyalIlar İse sistemlerinde bir değişiklik yapmamışlar, eski merkezi Avrupa sistemine bağlı kalmışlardır. Buna mukabil Fransıziar W
olduğu gibi bekler rakip takım açıkları üzerinde katılaşıp kalmamakta ve orta hafimizi aşan rakip bir oyuncunun yüzde ytıa gol tehlikesi yaratacağı onlarda görülmüyor.
îngülzler tehlikeyi sezdikleri anda karşı takımın hücum istikametine uyarak evvelâ mukabil taraftaki bek kendi açığını ihmal ederek orta halının gerisinde yer alıyor ve bilâhare diğer bek de yine orta halının diğer tarafında yer alarak kalelerini korumağa çalışıyorlar.
Bunun sebebini şöyle İzah ederler: «Kalemiz için en tehlikeli mıntaka sahanın ortasıdır. Blı evvelâ orasını müdafaa ederiz. Saha kenarlarını ikinci plâna bırakırız» Sunderland’ın İstanbul dakl maçlarını seyrederken gördük kİ orta hatları her maçta kendi müdafaa mevkiinden gayet az ayrıldı. Rakip orta muhacimi safi veya sol açık mevkilerine deplılsnmn yapsa dahi onu takip etmedi. Son dakikada müdahaleyi tercih etti. îşl bitince otomatik ola rak koşarak yerine geliyordu.
İngiliz takımlarında dikkatimizi çeken diğer nokta da §u oldu. İngiliz forvetleri atak' ederken bizde olduğu gibi daha ziyade İki açık ve orta muhacimle değil de her zaman dört forvet ve bazan da beş forvetle hücum ettiler.
Bizde İki iç oyuncusu deplâse olması için gerilere giderek top almaya uğraşır. Üzün bir pasla açılan bir atakta tekrar ileriye fırlıyarak arkadaşlarına yetiştiği çok nadirdir. Bu sebepten bizde dalma üç forvet atak yapar. Ingiilzler ise bilhassa Sun-derland maçlarında gördüğümüz gibi iki iç oyuncusu münavebe ile gerilere kadar giderek haflarile İrtibat temin ettiler.
(Arkası « oci (ahıtcci«>
5 50 yıl evvelki İskele, İstasyon, iki Haydarpaşa vapuru — Ecel beşiği geçit — Hıd-• rellezde Haydarpaşa çayın — Çifte deniz hamamı — Kadınlar hamamına Be-Zyoğlundan çelen yosmalar — Muhallebici dükkânına dolan düzdün kuklaları —-
■ încesazb İstasyon gazinosu — Siyah havyarı ağsıma ilk kovuşum — Çayır, elra-
■ fındaki sırtlar vaktiyle neye, yararmış? — Haydarpaşa - İzmit şimendiferinin a-çılışt — Ortalık şimdiki halini ne zaman almıştır?
(Le Diable au Uorpsi
Büyük bir aşkın... Büyük bir ızterabm canlandığı S Sanat abidesi. Baş rollerde:
IMichelIne Presles — Gerard Plıilippe | BU AKŞAM senenin İlk gala gecesi olarak
MI E L E K ’ tâ
Nurr,?:-:ı!ı blie'1 t • -ı- . . t...ıp ... ' ' j
^Heyecan mı. Aşk nu. Avantür mn. Esrar mı lsllycmunu:''.'itej Yarın akşam ELHAttRA’ya gidiniz. S GANGSTERIER ÇEMBERİ |
tarzında oynamakla beraber bu sinemi İngDiziere nazaran başka türlü tatbik ederler. Macar-lar dahi bugün W sistemiyle oylamaktadırlar İsveçlilerin sistemi W olmakla beraber rakiplerinin oyun tarzına göre f( rvet hattı taktik değiştirmesini bilmektedirler. Bizde Lse W Sistemi revaçta olmadan evvel merkezi Avrupa sistemine yani I b'.iRÜnfcü Avusturya sistemine uygun bir tarzda oynamaya çalıştırdı. Bugün ise ter futbol te'!imı moda haline gelen W esa ını kabul etmiş bulunmaktadır Fakat bizim kulunlerimlı uzun seneler bilgili antrenörlerle çalışmadıkları için bu sistemin İstikrarlı neticelerine ulaşamamışlardır.
Yurdumuzu gelen İngiliz takımlarında gördük ki defansda tamamlyle yer müdafaası yapıyorlar. İki bek ilk nazarda rakip taraf açıkları üzerinde oynamakla beraber icabında orta hafin gerisine kaymasın) kolaylıkla başarıyorlar. Bizde
da bavlıyacak olan
ris mahallesinin avam tabaka halklyle bin bir ayak olurdu. Ahmet Rasim merhum ı Şehit mektupları! nda buraya Züğürtler yaylası adını takmıştı.
puzartesl Göztepeye gitmek içlıı Köprüye incilin. Yalnız Haydarpaşayı tutan vapur hareket etmek üzere. Aylardan, belki bir kaç seneden beri o canibe şimendiferle gitmemiştim. Haydi şunu kaçırmayayım, diyerek bindim va-, racaaahmedin, Selâmrız’ın, Papura.
Haydar paşaya ne zaman yo- halklyle bin bir
İtim düşse, etrafın eski hali. 50 yıl önceki manzarası gözümün önüne geliyor.
Necdet ERDEM
ŞARK Sinemasında
Nefis Çigan müziği ile süslü, Türkçe sözlü hissi bir dram
siyah gözler
Oynıyanlar: IIARRY BAUlt, SIMONE SİMON, JEAN PİERRE AUMONT, VİVİANE ROMANCt.
İzdivaç vadiyle aldatılan saf bir kız... Üzerine titrediği kızını bir sefihin kollan arasında gören ihtiyarın isyanı... Şuursuz bir kızın babasına verdiği acı... Yavrusuna müreffeh ı bir hayat temin etmek İçin en süflü işlere katlanan bir babanın ıztırabı...
CEYLAN - FİLM
L J
rakalar sıralanır: daha ileride blelde kuytu bir köşe kapmağa Marmaraya karşı, eğri büğrü seğirt irdi.
parmaklıklı, köhne bir kahveye | Banyodan Çıkan düzgün kuk-raslamrdı. Baharda Haydarpn- (laları mutlaka mahalleblclye şa çayırı bele kadar yükselir, girer; dondurmayı, tavuk göğ-Hıdrellcz'e üç dört gün kata ' sun û, kazan dibini gövdeye at-biçilir. Hıdrellez günü de Ka- — *---—
tık tan, kese kâğıtları dolusu fındığı. Amerikan fıstığını, kabak çekirdeğini silip süpürdükten sonra masrafı yüklenen zamparasiyfe birlikte Beyoftlu-nu boylardı.
(Arkası 7 nci sahifede)
B’ ■ Yazan: .
[Serme! Muhtar ALUSJ
Vaktiyle bugünkü dalgakıran, j mavi çinili İskele, eflâke ser çekmiş. Alman mimarili İst as-|' yon, arkada bulunan binaların ı yerinde yelter eserdi. Oralar kimilen denizdi. Lodosta dalgalar köpüre köpüre, uğuldaya u-ğuidaya kıyılara vurur, vapurlar işleyemez, herkes İstanbula Üsküdar tarikiyle gidip gelJrdL |3
Eski iskele koyda, ahşap is- ; tasyon gerisinde İdi Trenlerden boşalan kalabalık biraz sürüyüp (İdare! Mahsusa) nw ya 11 j numaralı turhlambasına veya, 21 numaralı iki başlı tontonuna/le ise ağız kalabalığı, yayga-blner. aynı gemilerden biriyle ra. şamata, ciyak ciyak haykı-avdet edip vagonlara dolardı. ran çocuk sesleri ayyuka çıkar.
O vakit dolma zemin, asma Meşhur tâbiriyle tam kadınlar köprü ne gezer? Yol güzergâhı hamamı. Hcps, Yeideğlrmenl’-Işlek mı İşlek, Gûya geçidin sa- nln Yahudi bohçaları, ğmda solunda iki korkuluğu. I öğleyin patırtı gürültü kesl-bekçilcr yok değil. Fakat sık sık. kahkahalar, yevmi gazetelerin İlk sahllele-[Beyoğlu yan sokaklarının çeşit rinde, nişan ve madalya alan- çeşit sermayeleri hep orada, lara tahsis edilen sütunlarda Köprüden alaturka 8.35 te kat-şu gibi satırlar töze ilişirdi: kan Kadıköy vapuru yosmalar-
«Haydarpaşa demiryolu geçi- la tıklım teklim Kaşlarında ka-dlnde manevra yapan bir loko- |Zan kulpu raftık, gözlerinde motifin altında kalmasına ra- kuyruklu sürme, yüzlerinde mak kalmış bir Üsküdar araba- püskürme ben. düzgünlerle sındakl dört nefer kişiyi mevti.mülânıma', elleri bohçalı, pa-mub ak kaklan dolayı seyyar simitçi Boyabadlt Mcmlş oğlu Satılmışa bir adet şlndeki Kadıköylü beyler bun-tahllsiye madalyası.» İlan iskelede bekler, beğendik-
lerinin peşine takılıp çabucak
îşbu ecel beşiği mahallin öte* 'uyuşur: bazılan vakit geçirmek
Çayırın sağ baş ma. Ayrılık çeşmesine giden yolun hizasındaki asırdide çmann karşısına her yaz. 50 - 60 adım aralı, biri kadınlara, öbürü erkeklcra ımahsua çifte deııiz hamamı ku-' rulur. bunları Moda ve Fenerbahçe deniz hamamlarının sahibi Ermeni işletirdi.
! Sabahtan erkeklerinde ferdi vahit, bulunmaz: kadmlarınkin-
Mevlûd
Çok vefakâr ve müşfik sevgili
RMİNEMİZİN ölümünün kırkıncı gününe sadüf eden 28 Eylül yarınki perşembe günü öğle namazını müteakip, Beyoğlu Ağa camiinde mevlût okunacaktır. Biitün arzu edenlerle dost ve akrabalarımızın teşrifler) rica olunur.
Aile namına Göz tepeli kolsuz Ethcın Paşa Kızı Vccihe Ekrem Şerif
TEŞEKKÜR
Hacı AHMET FETHİ Bey (Teklnalp) m vefatı dolayıslyle cenaze törenine gelen, bizzat veyahut telgraf ve mektupla tâzlyette bulunarak kederimize katılan bunları açıp kapamaya memur lir, ikindi sonraları etrafa şuh muhterem dost ve akrabalan-çığlıklar taşardı, miza ayrı ayn teşekküre teessürümüz mâni olduğundan şükranlarımızın gazeteniz vasıta-slyle iblâğını rica ederiz.
Zevcesi: Zahide Tekinalp Oğla: Dr. Mesut Teklnalp
İlianbul Şehir Tly«iro»u
1 Ekim pnrar matineden itibaren
Saat 00.» da DRAM KISMI DON JUAN Yazım: MoUera Tilrkçesl i Gnlıp Arcrn Telefon: «IS7
kurtardığından jketli kokonalar. dudular.
Oellş saatleri belli ya, av pe-
sinde. Katiıköyûne doğru uza-,İçin erkekler hamamına dalanan rıhtımın başlangıcında kİ- , rak bir bllat alıp sinek avhyan ml meyhane, kimi aşçı, kim) bllatçının yüzünü güldürür, ba-karpuz kavun sergisi, salaş ba- zılan da rıhtımdaki mûhalle-
BEYAZLI KADIN
Aşk ve macera romanı
Yazan: W. W. Collltu Tercüme eden: (Vâ-N0)
Tefrika No. 5ü_ *
doğru mu söylersin) Avrupa kıtasında Inglltereye geldiğimiz saman işlerimiz hayli karışıktı.
— Kısacası, benim bir çok bin altınlara, senin de bir kaç yüz altına İhtiyacın vardı. Bundan ibaret...
Kont, dedi kİ:
— Bu parayı ele geçirmemizin tek yolu senin evlenmendL önceden haber vermiştim «ana, •Jrialm. insanlık tarihinde, erkekler, kadınlara karşı Lkl türlü moamele etmeği keşfetmişlerdir. Ya dayagj atacaksın, baskı altına alacaksın; bu da bir centilmene yakışmaz Yahut da, aoğukkanlıUgını asla kaybetmeksizin tatlılıkta matedecek-«in. Fakat ne karakterdir ki Banin karakterin, bir türlü kendini tutamadın, aşkınlıkiar. taşkınlıklar yaptın kcmturatı im-
zalatmak fırsatını kaçırdın. Bayan Halcombe'a da. avukata ilk mektubu yazmak fırsatını verdin.
— Vay .İkinci b’r mektup daha mı gönderdi?
— Evet, bugün.
Bir küfür savruldu, yere bir lakemle düştü.
Bense, bütiln İhtiyat tedbirlerime rağmen mektubumun keşfedildiğini öğrendim
— Sen yine Allahına dua et kî. kırdığın potlan tamir edecek benim gibi bir dostun var. Madmazel Halcombe'un tıpkı erkek gibi bir azmi ve cesareti olduğunu görmüyor musun? Hayatta benimle ittifak etmiş onun gibi bir kadın olsa, dünyayı deviririm. Fakat, maalesef, bana karşı düşmanca bir siyaset takibediyer. Dikenler üze-
rinde yürüyor gibiyim. Azizim, ben bu kadına perestlş ediyorum, perestlş... Kaya gibi sağlam! Asil ruhlu! Kız kardeşinin menfaatlerini müdafaa İçin karşımıza dikilmiş bulunuyor. Percival, Perctval! Bu kız bize top attırdı.
Bir sükût fasılası oldu. Sükûtu Percival buzdu:
— Evet evet, öt öt bakalım. Fakat para sıkıntımız yegâne sıkıntımız değil, hazretI Eğer sen benim bütün bildiklerimi bllseydin. kadınlara karşı daha sert davranırdın.
Kont dedi kİ:
— Bahsedeceğin İkinci müşküle sonradan mücadele ederiz. Sen lâfı çevirmeğe kalkışma. Kötü karakterin yüzünden bir çuval İnciri berbat elliğini kabul et. Ediyor musun? Kabahatli olduğunu İshat için daha deliller vereyim ml?
— Canım, homurdanıp lâf e-bellğl yapmak kolay İş Fakat ne şekilde İşin İçinden çıkacağımızı göstermek güç.
— Yok canım, hnlbııkl pek kolay. İşte söylüyorum: Bu geceden itibaren beni hareketlerimde «erbesç bırakacaksın.
Razı mısın, değil misin?
— Niyetin neymiş bakalım?
—Sen niyetimi sormada razı mısın değil misin onu söyle. I — Diyelim kl evet, ne olacak?
— Her şeyden önce baz, sualler sorayım: Karının İmzası a-lmamadığına göre, üçer aylık bonolarla öyle bir faiz altın» girdin ki, yalnız düşüncesi insanı çileden çıkarır. Bu bonoları ödemenin tek çaresi yine karına naş vurmak.
— Evet öyle.
Kunt, sordu:
— Demek kl bankada hiç ihtiyatın kalmadı?
— Ancak bir knç yüz lirara. var.
— Bcrç alacak yerlerin?
— Arama
— Karınla şimdiki varidatınız nedir?
Percival, cevap verdi:
— Yirmi binin faizi .. Ar.cak masraflarımızı karşılayabiliyoruz.
— Karından başkaca ne umuyorsun?
— Amcası ölünce senede flç bin alım.
— Kıyak servet Percival. Bu amca yaşlı mı tari?
«JHanh:klıdied
Dorothy Lamour - Sterling Uajdcn'in B bu eseri bütün Amerika polis teşkilâtını ye- 1 rinden frynatan heyecan dolu bîr filmdir. | Ûçakla bugün gelen Faramunt Juınald (Kore harbi) $
akşam suareden itibaren ■■ Pangaltı İNCÎ Sine 2 büyük film birden
1 — RAKİBELER HUMPHREY BOGART — BAI STANVİCK. Büyük Dram filmi.
2 — Karanlık Gölgeler
PAUL KELLY — CİMİ DORAN
Büyük Avantür filmi. Tel: 84595 mhai
Hayatının blnblr »seriyle Amerikayı yerinden oynatan Eollvud’un en haşan Yıldızının en güzel filmi
Yarın akşam
LALE’de
TAKİP
(Pursuedd) TERESA WRİGHT — ROBERT MİTİ HUM ıın Korkunç bir kin, öldürücü bir İhtiras, gözyaşlariyle yıkanan bir aşktan yarattıkları heyecan dolu Film. Uçakla yeni gelen Paramount Jurnalde (KORE HARBİ)
Bir günün bir haftanın, bir ayın değil, Yüzyılların unutlurauııyacağı büyük Film Yarın akşam: A R Sinemasında m KsIpöeF
■Madness Ol The Heart» MARGARET E.OCKOOD - PAUL DUPUİS MAXWEL REED - KATHLEEN BYRON'un BüLün dünya sinemalarında aylarca oynanan, seyredenleri gözyaşlariyle sarsan en hazin bir aşk romanı. Uçakla bugün gelen Paramount Jumalda (Kore Harbi).
5
KOMEDİ kJSMI
GELİR VERGİSİ MEKTEBİ
Yalan, lzıulı Verneull ve George Bcrr Türkccal- LAmll Yener Telefon: 4OIÖ9
— Orta yaşlı. Zırdelinin biri...
— Bu tipler uzun yaşarlar. Umulmadık bir anda da evlenl-verirler. Ben hu üç bin alimi salıntıda sayarım. Karından sana başka bir varidat gelmiyecek ml?
ölürse gelir.
— Yaaal
Yine bir sükût.
Kont, açık havaya çıktı.
«— Yağmur vağıyor.» dediğini İşittim.
Benimse üstüm epey kalındı, öyle bile olmasaydı, yağmuru hissedecek durumda değildim.
Kont, tekrar kütüphaneye döndü. Ağır gövdesinin altında koltuğun gıcırdadığını duydum.
— E. peki Percival, karın öldüğü takdirde ne kazancın ol®-cak?
— Çocuğu doğmazsa, yirmi bin altın oentm olacak.
— Doğrudan doğruya mı?
— Evet.
Yine sustular. Bayan Fosco' nun hayali şet üzerinde belirmişti. Kadın, perdenin bLr ucunu kaldırdı; karanlığa baktı. Fakat yağmıiT İyice yağmağa başlamıştı. Bir şey göremedi.
[ Kontun sesi:
V.l— „ ■ —
MEVLİT
Eşim ve sevgili babamız merhum:
ŞAKİR SARIGÖL'ün vefatının şenel devriyesl olan 29 Eylül 1950 Cuma günü öğle namazını mütaakıp Aksaray Valde camiinde Mevlüdtt şerif o-kunac ağından, merhumu sevenlerin ve isteyenlerin teşriflerini rica ederiz.
EŞİ ve ÇOCUKLARI
TENİ SES TİYATROSU
Müzlkll Temsilleri
Her akşam saat 20.45 te üç GÜVERCİN Operet 4 perde
Eser: SZIGILET1 Müzik: KALMAN ve BRAHMS. Türkçesı: Esat N. ERENDOR.
Tel: 19309
— Percival 1 Karınla ilgili misin ?
— Ne münasebetsiz bir sual senlnklsl, Fosco?
— Doğrudan doğruya hedefe gidiyorum. Cevap ver.
Sükût I
— Cevap vermek istemiyorsun demek? Pekâlâ! Farzedellm kl muhterem zevcen, bu yaz bitmeden önce vefat etti.
— Kes Allahını seversen, Fosco!
_ — Karının öldüğünü farzet.
— Aman yahu, öfl
— Bu takdirde yirmi bin altım cebe indirmiş olacaksın. Fakat bir kaydın olacak.
— Senede üç bin altınlık bir gelir ihtimalini kaybetmiş olurum.
— Uzak bir şans İhtimal!. Mefruz bir şey. Percival. Halbuki senin şu anda bu paraya İhtiyacın var. Kazanç katidir. Kayıp şüpheli.
— Sen benim hesabıma konuşacağına, kendi hesabına konuş, Fosco. Benim şu anda borçlu olduğum paranın bir kısmı. senin nam ve hesabına a-hnmıştır. Eğer karım ölecek olursa, on bin altın, seninkinln
cebine kayacak. Bu sarfettlğin parlak cümleler tepemi attırıyor.
— Canım efendim, beyle romantik sözlere ihtiyaç yok. Ben. senin kannın ölümünden bir kanun adamı otbl bahsediyorum. Siz evlendiğiniz zaman, avukatın kontratınızı yaparken, o da tıpkı senin gibi düşünmüş. O anda niçin tepen atmadı da şimdi atıyor? Kanın niçin şimdi kaynıyor, Percival? Bu akşam vazlj'etl aydına çıkarmak, benim kafama koyduğum bir meseledir. Eğer, karın, yaşayacak olursa, bu bonolar, yine onun imzasıyla ödeyebileceksin, Yok eğer ölürse ölümüne dayanarak ödeyeceksin.
Bu sözleri söylediği sırada, bayan Fosco'nun odasındaki ışık söndü: bütün kat karanlığa boğuldu.
6lr Percival, homurdandı:
— Söylemesi gayet kolay. Seni dinleyen de öyle zanneder kl, gûya karımın İmzası, kâğıdın üzerine atılmış bulunuyor.
Kont, biraz düşündükten sonra dedi kl:
(Arkası var)
Sual, sorgu
ve
hasbıhal
Mısır dış Bakanı
Acheson tarafından Vaşingtona davet edildi
^Sarihten Sayfalar]
ErtuğruSun Japonya seferi
Hasbıhal ancak uzun yıllar tanımış olduğunuz eski dostlar ve arkadaşlarla olabilir. Şahsi dostlar en fazla liberaller arasında olduğu 1-çin onlun başa alıyorum. Bunları, yeni dünyanın unsuru olabilecek cereyanlara karşı, bilhassa İşçi Partisinin. İktisadî devletçiliğine karşı en ziyade ürkek buldum. Sebebini anlamak çok kolay değildir. Çünkü, hiçbiri, 19 uncu Asır Laissez -Faire siyasetinin ne bugün, ne de yannm şartlan İçinde) yürüyebilec eğine inan m i- ( yor. Bugünkü vaziyette, İç-, Umal ve iktisadi sahada milletlerin mânevi ve maddi seviyesinin yükselmesini ancak kanunlara dayanan teşkilât mümkün kalacağına herkes kanidir. Belki Beve-rtdge gibi liberallerin plân ve fikir yıldın bir dâhinin, her ferdi «ana rahminden mezara kadar» emniyet altına almak gayesini güden projesi İngiliz efkâr ve teşkilâtı, hattâ Garp dünyasının efkâr ve İktisadî teşkilâtında az çok müessir olması bu kanaati doğurmuştur. Fakat... Hepsinin İçini bir kurt kemiriyor ve hepsi şu sualler karşısında şaşırıyor:
1 — Acaba gittikçe temposu artan devletçilik,, milletteki ferdî teşebbüs kabiliyetini körletmez mi?
2 — Acaba, bu devletçiliği kuranlar bir gün hürriyet fikrini atalete uğratmazlar mı? Ve kendileri totaliter zihniyete kapılarak hürriyet fikrinin İnhisarını ellerine almağa kalkışmazlar mı?
3 _ Acaba bu sistemin İngiltere ve Avrupa milletlerinde yerleşmesi komünizmin vayılmasını intaç etmez mi? Veyahut, demokrat ve hür zihniyetle totaliter zihniyet arasındaki çarpışmayı, daha çabuk bir harbe mi götürür, yoksa ikisi arasında daha kolay bir sulh anlaşmasını mı mucib o-lur?
Sualler ve münakaşaların cevaplarım ve neticelerini şöyle hulâsa edebiliriz:
1 — Teşebbüs insiyakım maddî sahada eskisine nispeten azaltacağına hiç şüphe yoktur. Fakat maddî sahada her fert için emniyet, fikir. Dim ve sanat çalışmalarına hız verebilir, yeni bir fikir medeniyeti yaratabilir. Esasen maddi sahada müfrit ferdî teşebbüsleri başı-boş bırakmak bu kalabalık ve karışık dünyada iyiden fazla kötü iştihalan azdırabilir, bizi bir avnc kudret ve servet avcılarının âleti yapabilir. Bundan başka da. gıda, sıhhat ve bir dereceye kadar günlük hayat ihtiyaçları kontrol edilmek şart i yİ e, şahsî teşebbüsler için muazzam ve sonsuz bir saha vardır. Yeter ki ferdin hürriyeti elinden alınmasın.
2 — Devletçiliği bu derece mübalâğa eden ler. hürriyet fikrini atalete uğratabilirler. hattâ kendileri bir nevi hürriyet inhisarı tesis edebilirler. Fakat seçim hürriyeti, söz ve fikir hu niyeti baki, kaldıkça bu tehlike hiç de zannedildiği kadar mühim değildir. (Bu noktada, konu şanların Türkiyeyi misal o-İarak da aldıklarını işittim. Bakın. Türkiye gibi her şeyi devletten ve hükümetten bekliyen bir yerde bile seçim hür olunca, millet nasıl fert hürriyetlerinin tahdidine giden bir eski partiyi iktidardan attı, diyorlardı.) İngiltere gibi bütün idare mekanizması, asırlardan beri ferdin haklarını muhafaza ve bu hususta hiçbir parti tesirine tabi olmayan bir memlekette, bir şahıs veya zümre diktatörlüğü mutlak bir ihtilâl ile vücuda gelebilir. Halbuki, Ortaçağın sonundaki zürra isyanı ve Cromwell diktatörlüğünden sonra, İngiltere ihtilâlci değil, bütün mânasiyle tekâ-mülcü olmuştur. Her ihtilâl
teşebbüsü İflâs etmiş, hattâ memlekete ve dünyaya azim hizmetleri olan Lloyd George ve Churchill gibi büyük şahsiyetlerin de, büyük muvaffakiyetlerden sonra tahakküm insiyaka gelmesin diye kudretleri mîllet tarafından ellerinden alınmıştır.
Yazan:
HALİDE EDİB
Flushing Meadow 26 (A.A.) — (Afp): Birleşik Amerika Dışişleri Bakanlığı tarafından davet edilen Mısrr Dışişleri Bakanı Salâhaddin bey. Eylül, sonunda Vaşingtona gidecektir.
Birleşmiş milletlerdeki Mısır heyetine yakın çevrelerden bildirildiğine göre, Salâhaddln bey Dışişleri Bakanı Acheson ve General Marsh ali İle görüşmelerde bulunacaktır. Sanıldığına göre, müzakereler, geçen Mayısta varılan tlçlü anlaşmanın tatbik! etrafında cereyan edecektir. Bilindiği gibi mezkûr anlaşma gereğince Birleşik Amerika, İngiltere ve Fransa Orta Doğu memleketlerine, tecavüz! gayelerde kullanılmamak üzere, silâh ve teçhizat vermeği taahhüt etmişlerdir.
Yunan çeteleri
Bulgar topraklarında toplandıkları ( bildiriliyor
Flushing Meadovs 26 (Nafen) — Sovyetlerle peyklerinin genel kurul toplantılarında Yunanistan meselesi Özerinde yeniden, durmaya çalışacaklarını gösterir emareler mevcuttur. Son zamanlarda Yunan irmm finizi radyosu tarafından gösterilen faaliyet ve peyk başkentlerinde «Yunan kızıllan» İle flgül diplomatik hareketin artması üzerinde durulmaktadır.
Yunan çevreleri de Yunan komünist kuvvetlerinin bilhassa Bulgaristanda toplanmakta olduklarını kaydetmektedirler.
Mevcut raporlara göre. Sov-yetler Ege denizine İnmek hülyasını bir türlü yana bırakama-maktadırlar. Buna evvelâ «Hür Makedonya Devleti» manevrası İle girişmeye çalışan Moskova-nin şimdi nasıl bir taktik kullanacağı kati ol3rak belli olmamaktadır.
3 — îşçi - Partisinin İktisadî sistemi hiç şüpseslz «komünizm» âfetinin. bLr a-şısı olmuştur. Bundan dolayı İngilterenin haricindeki komünistler en fazla İşçi -Partisine düşmandırlar. Komünistlerin «dünyayı cennet» yapmağı vadeden propagandaları, maddi seviyelerdeki fazla farkı, açlığı ve emniyetsizliği izale eden yerlerde nafiz olamıyor. Halkın îngilteredeki, maddî vaziyeti her halde Rusvadan çok daha emin ve istikrarlıdır. Eğer Rusya, halkı maddî ve mânevi nisbî bir refah içinde olan yerlere saldırırsa, açıktan açığa emperyalist bir istilâ emelini ortaya atmış olacaktır. Buna karşı da İç - İşleri İntizam altında olan bütün milletler bir tek-ordu gibi dövüşeceklerdir. İngilterenin içinde, komünistlerin bugün parlâmentoda tek mümessili olmadığı gibi birçoğu da İşçi - Partisinin içinde erimiştir. Bu da, lıarb zamanı müstesna, her ferdin, hattâ komünistin dahi söz ve yazı hürriyetinin mahfuz olmasından İleri gelmiştir.
Muhafazakârların Cikir-lerini tasnif daha güçtür. İktidar namzedi oldukları için bir kısmı münakaşalara hayli parti siyaseti karıştırıyor, propagandaya sapıyorlar. Mr. ChuıchiU'in kuvvetli şahsiyeti ve mazideki muvaffakiyeti ellerinde kuvvetli bir koz gibi kullanılıyor. Fakat İktisadî ve İçtimai programlan İşçi Partisinin esaslarından ayrılmıyor. E-sasen tarih boyunca Muhafazakârlar, başka partilerin, bilhassa liberallerin hazırladığa reformları geçirmiş ve hattâ yerleştirmiştir. Onlar ancak Liberal reyleriyle ekseriyeti alabilecekleri için, bugünkü vaziyetin fazla sivri taraflannı yontsalar bile esaslarını muhafaza edeceklerdir. Muhafazakârların, Mr. Churchill zümresi harb meselesinde daha fazla atılgan görünüyor, ve vakit varken. Rusyanın hazırlığı ilerlemeden faaliyete geçmek için sabırsızlanıyor gibi görünüyorlar.
İşçi - Partisinin münevver kısmına gelince; onlar kendi sistemlerinin İngilte-rede komünizmin ve Ru3 propagandasının te mam en önüne geçmiş olduğuna, haklı olarak kanidirler. İs-
tikbalde, Kremlin komünizmi ile Londra iktisat mektebi iktisat ne.2şivelerinin dünyada çarpışacağına ve kendilerinin, galebe çalacağına emindirler,
tleıl münevverlerin umumiyetle İşçi - Partisine men-sub olduğu, veyahut bu partinin İktisadî programını desteklediğine şahid oldum, tşçi gençler, çok uyanık, realist ve harekete hazır görünüyorlar. İstikbalde, nazi veya komünist totaliter İdarelerin gençliği İle boy ölçebilecek ancak bu gençlerdir. Fazla olarak bunlar, şu millet aşağı, şu cins insanlar, bu cins insanların terbiyesini ele almalı: su millet geri olduğu için istismar edilebilir fikirlerine, Rus komünistlerinden fazla aleyhtardırlar. Bunların bir kısmı Rus tehlikesi kadar, hattâ daha fazla Almanya-da nazl fikrinin canlanmasından kuşkulanıyorlar. Bir kaç tanesi, eğer Üçüncü Dünya Harbi olursa en büyük tehlikenin Alınanlardan geleceğini sarahatle söy lüyordu. «Çünkü, diyorlardı, bugün Almanları kendi taraflarından silâhlandırmak için âdeta bir müzayedeye girişmiş gibidirler. E-ğer bugünkü zihniyet değişmeden Almanlar harbe girerse, emin olun en evvel gene Avrupaya saldıracaklardır.»
Bir Alman muharrir sözünü kesti:
«Niçin Almanyaya girdiğiniz zaman, tahsil sistemimizi. zihniye t! m tel değiştirmeğe teşebbüs etmediniz? Bugün Ruslar Almanlara kendi mıntakalarında çok İyi muamele ediyorlar, bundan istifade ederek Garba karşı kinlerini körüklüyor-Ilar.»
Almanya gibi bir memlekete, hariçten bir tahsil sistemi nasıl sokulabileceğine ı aklım ermedi. Fakat her I halde eski nazi ve üstün ırk | iddiasındaki gençliğin yerl-■nl tutacak hürriyetçi, lnsa-nîyetçi, ve yumruktan ziya-. de kafa ile İş gören bir gençlik yetiştirilmece Avrupa-nın istikbali karanlık olacağını, yalnız Îngilizler değil, Almanların kendileri de söylüyor. Alınanlardan birisi sordu:
«Naziliğe karşı hangi kıymet bir aşı olabilir?»
Bir İtalyan cevap verdi;
«Irkçılığa karşı aşı; müşterek dile, harse, masal devrine gitmiyen bir maziyi içine alan tarihe, bilhassa müşterek menfaatlere, duygu ve fikirlere dayanan bir tahsil sistemli»
, tşte Londra ve daha son-i ralan içlerinde olduğum yüzlerce münevver ve tecrübeli İnsanlardan dinle iliğim. İngilterenin, hattâ daha iyi ve yeni bir dünyanın dayanabileceği fikirlerden' birkaç tanesi... [
Halide EDİB '
Truman - S talin mülakatından Beyaz Sarayın haberi yok Washlngton 26 fA.A.l — (ü-nlted Press): Beya2 saraydan Trmnan'la Staiin arasında bir toplantı teklifi hakkında hiç bir malûmata sahip olmadığı bildirilmiştir.
İsrailde karaborsa ile mücadele
Kudüs 25 (AP) — İsrail hükümeti, karaborsayı ortadan kaldırmak İçin gayet sıkı tedbirler almağa karar vermiş ve bu hususta — «sert» — bir siyaset taJrib edecektir.
Başbakan Ben Ourlonun İdaresinde Bakanlararası bir komite. Adil bir gıda tevziatının yapılmasına dikkat edecektir, Karaborsa İle mücadele etmek İçin kurulacak olan özel mahkemeler, dâvaların aylarca değil, takat üç gün içerisinde İntacım temin edeceklerdir.
Hoianda Kıraliçesi JuUana, parlâmentoda açılış nutkunu oturarak okuyor.
JV
Ertuğrul firkateyni Japon yada kaldığı günler zarfında halkın yaptığı ziyaretlerle, kayık yanşltıriyic, muhtelif ziyafetlerle valtlt geçLrılnıLş, bahriyelilerimizle temas eden Japonlar Türkiye ta.akk.uida yakın ve İyi malûmat sahibi olmuşlardı.
Japonyada Türklere karşı u-vanan büyük muhabbete basın vasıta oluyor. Japon gazeteleri hergün Türk bahriyelileri hakkında pek: medlhkâr yazılar neşrediyorlardı
Osman paşa tatsın bula yazdığı bir mektupta' bu neşriyata temas ederek diyor kİ: (Japonyalılar bizi pek sevmiş olmalarından Inglllzlere mucibi hftsed olacak zeminde gazetelerine yazdıkları makalelerle İngiliz gazetelerinin yine hakkımızda bir takım blmâna hezeyanlarına sebebiyet verdiler..J
Japonyada yapılan kik ve filika yarışları da çok heyecanlı olmuştu. Esasen yanşa pek meraklı olan Osman paşa, mürettebatı çok iyi hazırlamıştı. İs-tanbula yazdığı bir mektupta bu heyecanlı yarışlardan şöyle bahsetmektedir: (Gelelim yarış bahsına; geçenki mektubumda yanşa gideceğimizi ve neticesinin bildirileceğini vâdetmlştlm. Muayyen günde iki beş çifte, bir dört çift» filika ve bir iki çifte kik Ue mahalli mahsusta labatı vücut ettik. Vaki olan davete metan! beraberime lisan bilenlerden yedi sekiz zabit almıştım. Birinci yarış kiklerin İdi. Bizim kikin yerini gösterdiler, bir de gitsinler ki on bir kik yanşa dahil olacak bunlardan en aşağısı on üç çiftedir. Japonya. İngiliz ve Türk olmak üzere bizimki iki çifte. înglllalerln iki dört çifte, iki üç çitte, Japonya-lılann. kezâ. Bu işin haksız olacağım, sekiz kürekli bir kik Ue dört kürekli bir kikin yarış ede-mlyeceglnl anlatışımda, cevaben evet efendim, hakkınız var amma, sizin kike 120 saniye mühlet vardır Birinciden İki dakika sonra gelirse kazanır dediler. Adam, kaçmıyalnn, haydi bakalrm dedik, askere bir gayret verdik. Mehmet bey dümendeydi. Sekiz kürekli kiklerden yüz on saniye sonra geldiler. tngili21er ne dese İyi, efendim affedersiniz 90 saniye mühlet vardı deyince, evvelce İşin böyle olacağını bilseydim göndermez-
dim dedim. Lâkin hem. utandılar, iıem cesaretleri Banldı. Yaran yok filikalar yarışında görürüz dedik, ikinci yarış umum filikalardı. İngilizlerle Japonya-hlann yedişer ve altışar filika olduğu halde bizim İkinci yarışta bir dört çifte bir beş çiftemiz vardı.
Mevkilerini alıp on İM filika birden koyuverdiler Yan yul dan dönen Japon yedi çiftesi birinci geldiyse de hudra ettiği İçin sayılmadı. On bir filikanın önünde bizimki geliyordu. Hemen yakınında da fngîll? amiral gemisinin filikası vardı. H12aya j yaklaşınca bizim beş çifte o kadar süratle ilerledi ki İngiliz! alkışlamaya hazırlanan Sltıyör-ler ellerin! arkalarına bağlayıp (Şeytan Türk) diyorlardı.
Bizim filika hizayı geçtikleri halde tüfek utmadılar re kıyıdan alma diye elleriyle işaret ettiler. Serdümen tamam diye alma etti, tâ Icl İngfllzler bundan İstifade İle filikanın hizasına gelince iki tüfek birden attılar. Sebebini sordum Sizinkiler İyi geldi amma, maatteessüf tüfek atılmndan, alma ettiler dcytnce kahkaha Ue güldüm., çok müteessiriz amiral, atma etmeseydi birinci İdi dediler.
Bendeniz de biz dâva ire yarış etmeye gelmedik, zararı yok biz gördük. Mamafih îngilizler de güzel kürek çeMynrladı. Bizim İçin bu kadar kâfidir dedim.
Bundan sonra beş çifte İle üç çifte İngiliz filikasına gelince bizi kabul etmemeye karar vermişler, komitenin kâtibi geldi, kızararak amiral müsâade ederseniz bu defakl yarışta İngiliz filikaları yalnız gitmek için İddia etmişler, sizinkiler dahil olmasın deyince ne zaran var. sizinkiler altı çiftedir, bizimki geçer İse mükafat; ikinci gelen alsın, sizinkiler geçer ise fazla olarak ben de mükâfat takdim ederim dedim. Cevap vermedi. Fakat kumandan gemisi kaptanı miralay da gelerek aynı ricada bulundu. Ben de pekâlâ ben mutlak Inglllzlerl geçeceğim diye yarış etmeye gelmedim. Mademki cesaret edemiyorlar göndermem dedim.
Ütüne û yarışı böylece kendl-
İnsan ömrü
50 - 60 seneye kadar
150 aene uzatılacak
Londra 26 (Kof en) — Bir çok doktorların kanaatlerine göre, 60 veya 60 seneye kadar insanların 150 sene yaşamaları mümkün olacaktır. Bu doktorlar bu hedefe nasıl varılacağını kati bir şekilde bellrtmemekle bir çok memleketlerde yaş haddi-nin ilerlemekte olduğu ve bunun zamanla daha da gelişeceğini söylemektedirler.
Bir çok lftboratuvarlarda hayatı uzatma mctodları üzerinde çalışılmaktadır. Anlaşıldığına göre şimdiki halde voronov sistemi bir yana buakılnuştır. şimdi de Cortlsonc'un tesiri üzerinde durulmakta ve bu sayede İnsanların usun müddet yaşayabilecekleri tahmin edilmektedir.
Bazı kimselerin İddiaların a göre de uzun yaşamanın İki şartı vardır:
1 — Devamlı bir surette faal olmak ve durmadan çalışmak.
2 _ Sarımsak. mercimek, arpa ve taze et ve meyva yemek.
Çubuklu iskelesi çımacısı
Çubukluda oturan okuyucularımızdan aldığımız mektuplarda Çubuklu iskelesi çımacısının saat 17 den sonra işinin başında bulunmamasından dolayı vapurların iskeleye yanaşmak ve yolcuların da dışarı çıkmak hususunda müşkülâta uğradıklarından şikâyet edilmektedir. Merciinin dikkatin! çekeriz.
Tahran 26 (AJL) — (Alp): İmzalanması bir koç zaman geri bıraktırılan Sovyet - İran ticaret anlaşması siyasî ve diplomatik çevrelerde cereyan eden görüşmelerin başlıca mevzuunu teşkil etmektedir. Bu gecikme hattâ parlâmentoda 'Lazı istizahlara yol açmış, bilhassa muhalefet lideri evvelâ bu kararı tenkid etmişse de demecinin »onunda, adil şartlar İçinde Sovyetler Birliği ile bir anlaşmaya varılmasını temenni ettiğini söylemiştir.
Hakikatte, tran siyasi muhitleri, hattâ yabancı çevreler, bu sözleşmenin bazı değişikliklerle 1937 de hazırlanıp IM1 de tamamlanan fakat harb yüzünden hiç bir zaman yürürlüğe girmemiş olan ticaret anlaşmasının tatblklnd.cn başka bir şey olmadığı kanaatlndedlrler. Bu çevrelerde İlâve edildiğine göre, anlaşma, siyasi hükümlerden ve hattâ Sovyet İşgal kuvvetlerinin bakımı neticesi, Sovyetler Birliğinin İrana olan borcunun ödenmesine alt hükümden başka sadece ticari maddeler! ihtiva edecektir. Sovyet borcu meselesinin Sovyet bankası ile İran Dışişleri Bakanlığının yetkiler! cümleshıden olduğu söy-lenllmckte ve bu meselenin bir
lert yaptılar. Fflriıafann >.dişinden anladım ki bizimkiler dahil olsaydı birinciliği şüphesiz İdi. Bunu kendileri de ikrar fle kürekçilerimiz! ve filikalarımızı se-ıâ e iriler. Ertesi günü gazeteler Tiirk-lerln kiki üçüncü geldi, filikaları da İngilizlerle beraber geldi diye İlân ettiler. Bu hesapça hiç bir mükâfata İstihkakıma olmaması lâzım gelirken filika İçin birinci geldi demeye utandıklarından kik İçindir diye gemiye on dolar mükâfat gönderdiler.)
Ertuğrul firkateyni daha dönüş seferine kalkmadan evvel Japonyada Wr tehlike geçirmiş, gemide kolera hastalığı baş göstermişti. Gemi derhal karantinaya alınmış ve 33 gün Iht Hattan menolunmuştu Hastalığa gemide il kişi tutulmuş ve bunlardan on iiçü vefat etmi-jil
Ertuğrul firkateyninin Japon-y ada kİ ikameti uzamıştı. Gemi mürettebatı büyük mahrumiyetler hissetmeye Gaşla:mşla.r-ch. Esasen ilk zamanlarla da (akımsızlık yuzünüeu 2iyalet dahi verilememişti
Osman paşa, koleradan sonra daha büyük bir üzüntüye duçar olmuştu. Tstanbula yazdığı bir mektupta şunları kaydediyordu; (... Burada uzun bir müddetten beri kalmaktan husule gelen kllükal ve dahili müşkülât her-çebâdâbadı hiç hükmünde, bı-rakmzjtrr. Şu kadri: di'.rbıLLrto İd şu geminin kıç kamarasında bulunmak şerefi âcizlerinden başka kime nasip clmuş nisaydı bu ana kadar ?eçen ahvale karşı berşeyi göze aldırarak ya firar yahut İntihar ederdi Allah göstermesin, her şeye bu ana kadar nasıl sabır ve mesanede tahammül eyledimse. bundan sonara da yine p şekilde hareketi saadet ve selâmet >ayar ve Cenabı Haktan zerre kadar ı»â ümit kalnuyarak kemali sükûn ve sebat İle üç gün sonra memlekete hareketi lûlfu Hiidadan temenni ve niyaz ederim...)
Artık Ertuğrul İstanbul* doğru sefere hazırlıklarına başlamıştı. 14 eylül günü Yokohama dan hareket edilecek ve selâmetle memlekete dönülecekLl.
Fakat köhne ve ihtiyar Er-tuğrul dalıa seferin İlk merhalesinde büyük denizlere tahammül edemedi ve dehşetli âkibet zuhura geldi.
— Bitmedi —
Sovyet - Iran ticaret anlaşması
İmza tarihinin geri bırakılması siyasî çevrelerde dedikodu mevzuu oluyor
anlaşmaya mevzu teçkil etmesinin. muhtemel olduğu Hâre edilmektedir. Bu anlaşmanın halli İran Başbakanı Zam ara Ue Tahrandaki Sovyet büyük elçisi Satchlkov tarafından İncelenmiştir.
İyi haber alan çevrelere göre, Sovyetlerln bu borcu kısmen malla ödemeleri bahis konuşa edilmiştir.
Nüfus sayımı için kurslar
22 Ekimde yapılacak nüfus sayımı hakkındaki hazırlıklara, ehemmiyetle devam edilmekledir. Bu maksatla Eylülün 28 nci günü sabahleyin saat 9 da sayım memuru yetiştirilmek üzere İstanbul kazalarının her yerinden gönderilecek üç kişinin İştirak edeceği bir kurs açılacaktır. Bu kurs, icabına göre, üç veyahut beş gün devam edecektir.
Bu kursta muvaffak olanlar kazalarda sayım memuru olarak çalıştırılacaklardır. Bu münasebetle bu aksam saat 20.30 da nüfus sayım bürosu adına Zühtü Çubukçııoöhı tarafından İstanbul radyosunda sayını, etraflınla aydınlatıcı mahiyette, bli' konferans verilecektir.
Sahile 6
AKSAM
27 Eylül 1950
Haydut kadınlar
Amerika federal araştırma bürosu şefi Hooverin meraklı bir raporu
Birleşik Amerika federal a-raşlııına bürosu şefi Edgar Hoo verin kadınlar taralından işlenen cinayetler hakkındaki raporu Cosmo Folltuln Magazine dergisi tarafından neşredilmekte ve Amerika efkârı umumiye-ji tarafından alâka ve heyecan la takip edilmektedir. Edgar Hoovere göre Amerika kadınları erkeklerden daha fazla sefahat ve cürtne düşkündürler.
Hoover raporunda diyor ki:
Kadınların işediği cinayetler artıyor
«Son on sene zarfında kadınlar tarafından işlenen suçlar yüzde 80 nisbetlnde artmıştır. Halbuki aynı müddet zarfında erkeklerin işledLkleri suçlar da ancak yüzde 33 nispetinde bir artış kaydedilmiştir. Kadınlar tarafından işlenen suçun artışı ikinci dünya harbinin neticesi değUdir. Bu artış Pearl Har-bour baskınından evvel başlamıştır. Bu. Amerika İçin hakiki bir tehlike teşkil etmektedir.
Bu artışın sebepleri nedir: Serahate, İçkiye düşkünlük, yuvayı bırakıp kaçmak ve kadının İyiliğe olduğu kadar fenalığa temayülüdür.
Suçlu kadınları yakalamak, erkeklerden daha zoıdur.
Çünkü kadınlar erkeklerden daha hassas, daha zeki ve daha riyakârdırlar.
Suçlu kadınlar mükemmel ko medyacı oldukları için masumiyet rolünü şeytani bir maharetle oynamaktadırdır O kadar tabii bir şekilde yalan söylüyorlar kİ kendileri suç üstünde yakalandıkları zaman maharetle İşin içinden sıyrılmağa muvaffak oluyorlar.
Kadınlar, cinsiyet İcabı, bazı hususlarda madun vaziyette ol inakla hassaslıkları ele avuca sıimazlıklan ve kıskançlıktan sayesinde bu zaaflarını, hem kurbanlarını hem de suç ortakları yle polisleri aldatmak için kullanıyorlar.
Tekrar ediyorum bir kadın sülük etti mİ erkekten daha hilekâr, daha haşin ve daha merhametsiz oluyor; misal olarak da federal araştırma ajanlarını senelerce peşinden çok koşturmuş olan Ma namındaki kadın haydudu göstere bilirim.
Gangster ailesinin anası Ma
Çok genç yaşında Missoorl eyaletinde Ozarks şehrinde küçük bir memurla evlenmiş olan Ma, tuvaletler, mücevherler ve otomobil istediği için namuslu bir adam olan kocasını az sonra terkederek kaçmış, Arthur Dunlop namında birinin metre si olmuştur. O zamanlar Arthur duvarlara İlân yapıştırmakla geçinirken Ma'nın İdaresi sayesinde bölgenin kodamanlarından biri olmuştur.
Ma, kocası ve dört çocuğlyle beraber dört el İle İşe sarılmış, çocuklarını İyi okutmuştur. O-Bulları. annelerinin nezareti altında hırsızlığa, ve daha sonra da gangsterliğe başlamışlardır, Ma’nın evi, acemi gangsterlerin ders gördükleri bir merkez idi. Floyo. Nelsoıı ve Kar-
Federal araştırma bürosu şefi Edgar Hoover
pir namındaki haydutlar, bu evde yetişmişlerdir.
Bu kadın, cinayet hazırlamak ta eşsizdi. Cinayetleri riyazi bir katiyetle ya bizzat işler veyahut işletirdi. Bu kadın, bankaları soymakta da İhtisas sahibi olmuştu. Soygunculukları büyük bir maharetle tertip ederdi.
Ma, her şey hazırlandıktan sonra adamlarını harekete getirirdi. Haydutlar faaliyette I-ken o. çocuklarının başına bir belâ gelmemesi İçin evinde kalarak dua ederdi.
Çocuk kaçırmasını da emsalsiz bir maharetle becerirdi. -Ü33 senesinde Saint Paul şehrinde büyük İş adamlarından birinin çocuğunu kaçırtmış ve İade etmek İçin babasından 100 bin dolar fidye almıştır. Sonbaharda da banker Georges Kremerl kaçırmış ve serbes bırakmak 1-çln 200,000 dolar almıştır.
Ma tam on sene polisler kendisini suç üstünde yakalamağa muvaffak otamadan İş görmüş ve nihayet Florldada saklandığı evde bütün çetesi efradlyle beraber öldürülmüştür.
Mltralyöz tabancalar» hücum eden federal araştırma bürosu ajanları eve girdikleri zaman yerde can çekişen bir kadın görmüşlerdir. Bu çetenin şefi Ma idi. Kaldırıldığı hastanede ifadesi almamadan ölmüştür.
Kundura kadın
Haydub kadın, cinayetlerinden ele geçirdiği paralan, kun-duralan İçinde saklamağı âdet edindiği İçin hempaları kendisine «Kundura kadın» lakabını takmışlardı.
Bu. öyle canavar ve gaddar bir kadındı kİ zevk İçin adam öldürüyordu. Montana’dakl evi hakikî bir salhaneye dönmüştü. Kurbanlarını oraya çeker ve oğlu Vllyamın yardımlyle boğazlardı. Vilyamın metresi, bir gün kendilerine ihanet ettiği İçin o da aynı akıbete uğradı. Anne ile oğlu tarafından yirmi küsur cinayet İşlendiği tahmin edilmektedir.
Kan kokuslyle mest olan canavar kadın, oğlunu taparcasına ssvlyor, bir bebek gibi sevip okşuyordu.
MitralyözJü karim
Gangsterler, eksurlyetle ya metresleri veyahut anneleri tarafından yetiştirilmektedir. Bu sahada şöhret yapmış olan tCathleen Kelly zikredilebilir. Bu kadına haydutlar mahfillerinde »Mltralyözlü kadın» adı verilmişti. Jorj Kelly namında mert bir adamla evlenmişti. Fa kat kadın kocasını gangster yapmağa azmetmiş, silâh atmağı da o. öğretmiştir.
Her sabah 20 metre uzakta yerleştirilmiş cevizler üzerine atış talimleri yaptırıyordu. Kocası Jorj bir kaç ay İçinde yaman bir cani olmuştur.
Bu adam, «ocuk ve adam kaçırmak fennini de öğrenmiş ve polisleri şaşırtan müthiş hileler yapmıştır.
Haydut kadının en büyük muvaffakiyeti Amerikanın petrol kırallarından Ürschelll kaçırmak olmuştur. Bu kaçırma karı kocaya 200 bin dolar bir kazanç sağlamıştır.
Kathleen, Birleşik Amerikanın en yaman ve usta polislerinin elinden senelerce yakayı sıyırmıştır. Haydut kadının eşi bulunmayan bir peruka koleksiyonu vardı. Makyajda da pek mahir olduğu düetle, bir kaç dakika zarfında çehresini istediği şekilde değiştirebilirdi.
Nihayet federal araştırma bürosu ajanları onu Tenessee’deki Ihtlfagâlunda sıkıştırmışlar ve polisler, ellerinde tabancalar İle İçeriye girdikleri zaman hay dut kadın gülerek:
— Ateş etmeyiniz a. Men ler. Daha genç olduğum İçin ölmek ılstemlyorum diyerek bağırmış federal araştırma ajanlarına da o günden beri O. Men. adı verilmiştir.»
Edgar Hoover raporunu şöyle bitiriyor: «Tanıdığım meşhur haydut kadınların çoğu çirkin, şişman ve İhtiyardı. Fakat yüzlerinde haydutluk ifadesi yoktu.»
SONDAI V« ENJEKSİYON İŞLERİNDE İhtisas sahİbİ — bu i»-Icrlr alâkalı müteahhit veva şirkette çalınmak İstiyor Bcıiktas Akaretler Spor Cad 91 N ipekçiye mürucanL 030
SATILIK DOÇ MARKA KAMYON— Cok ehven flalla ve müsait şartla acele satılıktır Müracaat: Hasır lske-lesl No. 01. Tel: 21243 Mesut
204 —
BÜYÜK v® KİBAR AİLELERİN YANINDA ÇALIŞMIŞ — Adabımuaşeret salılbl: genç ve çalifkan bir garson kibar «11# «■anında t! aramaktadır Akşamda Garson rUmuzuna
311 - 1
MODERN AYNALI BtH BÜFE — Avrupa yapısı aynalı gardınp kadife yüzlü »alan takımı 4 numara Göden sobası ve halılar. Her gün saat «den İn a kadar görülür. Nişantaşı Ku-yulu Bostan sokak Dcmlrkaya npnı-tıman No. ı. 240 —
IBAK1RKÖYDE — İBlasyona 120 met-ra. İstanbul asfaltı Ürerinde parsellenmiş 0 paten arsa acele altılıktır. Metre murabba) 0 - 8 T.L. Tel. 00975.
150 _a KİRALIK KÖŞK — Arnavutköyun-de «Koleje yakın» möbleli köşk kış ayları için kiralıktır. Tel: 41143 P K. 2339. M8
ACELE YALOVADA SATILIK ÇİF-LİK — W Dönüm meyvnlık v» ekili aebze bostanı. çift beyglrll araba dahil, Müracaat Hamalbaşı 19/20 Sâk-nıenlı yazıhanesi. 218 —
kİralik DEPO — Tophanede tramvay caddesi üzerinde kiralık depo görmek ve görUjmek üzere Karaköy Palas 3/3 Galata telefon 40246 müracaat edilmesi 205 - 1
KİRALIK TİCARETHANE İÇİN — Sirkecide piyasa merkezinde alimdi bodurumu ve bir m»g.wa#> olan U9 kal S odalı bina tamamen voya kıe-men kiralıktır. Müracaat. Yeni Postane sırasında 8 nci Noter karsısında 11 -13 numarada kırlarlyccl İbrahim Erben. 32i - I
MENSUCAT MÜHENDİSİ - Pamuklu İplik ve dokuma ve İpekli do-■ kuma üzerinde tahsil ve 1h t İsalını tn-gllterede görmüştür Armllr ve Ja-karlı dc-en vc makineler IhÜMM dahilindedir- P K 1JG2 Galata
215 — 1
ÇANAKKALEDE - KlmSMl Olmayan devlet memuru bir hay ev işleri yapmak üzere orta yağlı bir bayan arıyor. Aksaray Ordu caddesi 327 kat 1 e nede müracaatları 221 —
S SENE AVRUPA ŞEHİRLERİNDE ÇALIŞAN — 2000 sicilli Şetaretlerden bonservisi! bir »of ör hususide iş arıyor. Akimda »Hususi Şoför» rümu-suna. 222 —1
ROBERT KOLEJİN TİCARET KISMINDAN MEZUN — On ticaret tnll-esscselerlnde tecrübe görmüş. İngilizce - Almanca - Türkçe muhaberat» ve muhasebeyi idare edebilecek bir genç ya her gün ve yahut haftada muayyen günler bir ticarethanede Çalışmak İstemektedir, Akşamda «AD» rümuzuna mü racan f. 241 — 1
DIŞARLIKLI BAYAN — AHİ bir alla yanında çalışmak istiyor. Ana-doluyu tercih eder. Akşamda tafsilattı mektupla Nimet rUmıtzun* müracaat. 941 — t
B0 - 100 LİRA CÜZÜ ÜCRETLE ÇALIŞIR — Liseden aynimi;, devlet memurluğu, ticarethane muhasipliği yapmış fnal bir genç İş aramaktadır. Taliplerin Akşamda «Çalışkan 3» y«.
533 —
ÇOCUK BAKARIM - Vasim 50 hatun aayılır evlerde çalıştım. Fransıt-cam mükemmel Aksam gsreteslnda «Çocuk» ıOmuzuna .mektupla müracaat edilmesi rica olunur. Taşraya da giderim. 221 —2
ARAYANLAR
DİKKAT - ipotek isteyenlere tavassut eder Emlâk. arazı alım satımı He vekâlet islerini kabul eden her KCsln Ilımadım kazanmış olan Suhulet Emlâk Zarif Özalp Beyoğlu Büvük Parın akit apı kBjcIıajı No 4 Telefon 42390 127 — 1
SATILIK 1009 m2 ARSA - Kartal'da Ankara Cad. ve denizle muhat ve duvarla çevrili cam ağaçtı fevkalade manzaralı. Müracaat: K.ırlal'da Yakacık Yolu No. 1 Mesut Özbas.
203
NİŞANTAS1NIN EN GÜZİDE 0t« YERİNDE — B,75 eephe 23 derinil* arsa acele satılıkt'r. Görmek ve İzahat alma): için 42396 ya telefon.
134 -t
BATİLIK APARTIMAN — LHIellnln »ıı güzel yerinde bej kat 20 oda bütün vasıtalara yakın 3 katı bos teslim satılık apartiman 20855 va müracaat. 209
ERENKÖYÜN EN OÛZEL YERİNDE — Su. havagazı, elektrik, telefonlu üç dönüm bahçe İçindeki ki gir ve maruf bir aileye alt köjk «aldıktır. 42398 ya telefon. 128
YALOVADA — Herseye elverişli 3! 3 dönüm sualtı arazi toptan veya parça parça »indiktir. 15 000 lira Müracaat; Beyoğlu Hamalbaşı Lüt-fullah pasaj Sökmeni; mt-essesesl.
219 —
YALOVADA ACELE SATILIK — 3 dönüm bahçe İle muhtelif meyva ağaçları ev İle birlikte 13 000 Ura Müracaat. Hamalbaşı LÛUuilzh pasaj No. ». 230 —
DEVREN SATILIK GAZOZ İMALÂTHANESİ — Amavutköy Sebzeci Bayram .'okak No. 7. Müracaat sa.it 12 ye kadar dükkânda rahibine tedl-yatta kolaylık gösterilir 228 — T
SATILIK FV — Harem iskelesine yakın İki katlı, alıup. altı oda. elektrik. su. navagazı tesisatlı boş teslim. Selimiye takcle Cad, 26 Aynı eve müracaat. 230 — 5
KİRALIK KÖŞK — Ztntrgâu'da Koru caddesi No. 1,1 de 12 odalı, manzaralı. bahçeli ve konforlu kArglr köjk tamamen veya kısmen kiralıktır, İçindekilere müracaat. 231 — 2
SATILIK YENİ KÂGİR BİNA — Her işe uyar Mahmutpaıa Yeslldirck Ncclbefcndl sokak 5. Müraral: Ayni semt Emlnbey han Bedros Te: 26870.
141. — 1
SATILIK ARSA — Nişantaşındn Vali Konağı caddesinde 8 metreden fazla cephesi olan 167 mâ Önü açık arkası ferah & katlı apartiman İnşasına müsaadeli sahihinin elile satılıktır. Telefon 23809. 198 - L
GARAJ. DEPO. ARDİYE — Olabilecek. Maçlıada Spor caddesi mezarlığın alt sokağı köje bağındaki İki katlı bina kiralıktır. Cörmek İçin içindekilere, görüşmek İçin Beyoğlu Lâle sineması üst sırasında gözlükçü Emgen'c. Tel: 41433, 195 ‘
KADIKÖ YÜNDE KİRALIK DAİRE — Altıyol ağzında Ermeni Kilisesi Ali Suavl sokak No. 48/2 Yeni yapılmış bir apartunanın üst katı devren kiralıktır. Dürt oda bir hol İki uzun balkan çok geniş mutfak, bansa. alaturka ve alafranga belâlar. Aylığı 163 Hra Görmek İçin İçindekilere kontrat için telefon 53 den 40S ya müracaat. 193
KİRALIK KAT — Bakıricöyde Lstao-yon» bir daklko mesafede Zeytinlik mahallesinde, Halkçı sokağında 14 numaralı hanede bahçe ortamnda kâin Uç büyük odayı enlg bir holü, hamamı. elektriği, havagazı ve suyu havi dört taraftan güneş İçinde v» havadar tamaıniyle müstakil bir kat kiralıktır İçindekilere müracaat.
KELEPİR — Beyoglunde İstiklâl caddesine bir dakika mesafede be« daireli beocr oda bol konfor ayrıca dUkkânlı ve «W0 lira iratlı apartiman 70.000 liraya acele satılıktır, Beyoğlu Agacamıl durağı karşısı 153-1 Kemal İM
VOLKAN EMLÂK — Taksime gayet yakın bey kat on yedi odalı İki dük-kânlı «5W. lira gel İtil apArtıman acele satılıktır. Müracaat Taksim Talimhane Şehit Muhtar No, 23
194
SATILIK KALORİFERLİ EV — Kadıköy, Moda caddesi Halis Efendi sokak No. 8 de. 0 odalı kârgir ve bütün konforu havi ev. Arkada ufak bahçesi ve havuz. Müracaat içindekilere. Tel: 60519. 219
BOĞAZIN İNCISİ ARNAVUTKÖ-YÜ —■ Tramvay caddesi, önü tamamen açık, de niza fevkalâde manto-ralı 15 40 ebadında bir arsa «36•
bin liraya satılıktır öğleden sonra Tel 36-230. 188
TARAUYAYI SEVENLERE - Bülbülyuvası (Rnsslgnoli. Âşıklar yolu hamiyle maruf. Boğazın en romanitk, en mutedil İklimli yerinde oarsellen-rnls orsalar satışa arzedılınıştlı Müracaat: Galatasaray c. K M mağazan 261 Tarabya Karabet LukanlABi.
49-8
KADIKOYDE - Dört yol ağzı telek müjierial bol. içinde kahve değirmeni. buz kabı olan bir bakkaliye dükkânı devren satılıktır. Kadıköy Mohllvecller No. 19 Emlâk Bürosu.
159 - 1
s - M.i)Tt.rı:wRji$
Yurtta hava vaziyeti
Devlet meteoroloji İşleri genel müdürlüğünden bildirildiğine göre son 24 saat İçinde yurdumuzda hava Karadenlzln doğu taraftan İla Doğu Anadoluda çok bulutlu ve yer yer yağışlı, diğer bölgelerde az bulutlu ve açık geçmiştir.
Yağışlar yağmur şeklinde olmuştur.
24 saat İçinde yurdumuza düşen yağmur miktarı Bizede 23, Bayburtta 19, Hopada 14, Ke-mahta 8, Giresun ve Trabzonda 5 kilogramdır.
Günün en yüksek sıcaklığı Ürfada 28, günün en düşük sıcaklığı Dlyarbakırda 1 derecedir.
Hastanelere yeni tıp cihazları alınacak
Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı, bütçe imkânı nlsbetin-de hastanelere, keşfedilen yeni tıp cihattan satın almağa karar vermiştir. Bu maksatla önümüzdeki yıl bütçesine tahsisat konulacaktır.
SATICI KIZLAR ARANIYOR — l| ekmek satıcılığıdır. Bin Ihalık kefalet «nakit veya muteber İmza» isteniyor. Hal tercümelerinin. İstedikleri ücretin islanbul Posta kutusu 331 o bildirilmesi. ISI
İşet KIZ ARANIYOR — Itriyat islerinde çalışmnk üzere 13-15 yasında işçi kız aranıyor. Müracaat: Büyük postane caddesi No. 5/1.
220 — 1
SATILIK ARSA —Marmuraya hâkim 432 mî Beyazıt. Koska Görün Apt. yânında 3 kapı No, 11 içinde 1 hatlıya mil-saodell. 40.900 liradır. Mesai saatle, rinde 21250 a telefon. 23ı — 3
ACELE SATIŞ — Sultanahmet!© deniz görür 709 mz bahçeli çamlı akar suyu dörder daireli iki konak yapılacak Adliye sarayına yüz metre mesafede büyük Inşaailnra elverl*»* mesafede. Büyük lııjaallnra elverişlidir. Tavassulsuz müracaat. Kapalı-çarşı Sandal Bedesteni sokak No, 19.
107-1
İNGİLİZCEYİ EHLİNDEN ÖĞRENMEK İÇİN - Taksim Tarlaba-jı raddesi 24 No. ya müracaat Sadık Balkan. Amer ikadan mezun İngiliz edebiyatı llsanslyesi. 117
İNGİLİZCE DERS — Köle) mezunu tecrübeli ciddi bayan 4 ayda pratik İngilizce öğretir. Evlere gider, ücret 3 Ura. Akşamda «Kolejli» rümuzuna yazılması. 217 — 1
Hint şehirlerinde maymun sürüleri
Hindistan şehirlerinde maymunlar sokaklarda serbes dolaşmaktadır. Yukank! kllşamla, Hr şehirde sürü halinde dolaşan maymunları gösteriyor. Halk, Öteberi almak için sokağa çıktığı zaman yiyecekleri, maymunların tecavüzünden korumak İçin sopalar kullanmağa mecbur kalıyor.
DİŞ MUAYENEHANESİNDE ÇALIŞMAK ÜZERE — Temiz ve titiz çalışkan bir hayan aranıyor. İstanbul Çemberi Itnı Güzel Ap. No. 3 Tel 22410
222 —1
SATILIK EV — Fatihin - Altay tramvay durağına çok yakın, tlç oda, muşamba döşeli ev nakil dolay laiyle 6500 liraya satılık!ır. Adres- Allny durağında Eski Alı Pasa Cad. No. 66/1
KÂRGÎR İŞ YERİ ARANIYOR — Terkos ve elektriği mevcut 40-50 M. kare genişliğinde piyasaya yalım olması. Pazardan maada 10 - 12 arası Tel. 28538, 240 — 2
BOŞ TESLİM —Taksimde Abdülhak-hamlt caddesinde Pamuk Palas apar-lınıanının bir dairesi bo= teslim olarak satılıktır. Müracaat. Tel: 81711.
216 - I
I* YAŞINDA ERKEK ÇOCUK ARANIYOR — Bir yazıhanenin telefon islerine bakacak 14 yayını geçmemek sertiyle bir erkek çocuğu aranıyor. Cagaloglu Nuruosmanlye euddesl numara 9 Kredili Yapı Bürosuna dalma-. İS - 2 -ırası müracaat. 225 — 2
MAĞAZADA — Ye lek parça satış memuruna ihtiyaç vardır. İngilizce bilen tercih olunur. Müracaat P.K. 195. Telefon »591. 229 — l
BİRİ 3 YAŞINDA ÇOCUĞA BAKMAK. DİĞERİ EV tSLERİNİ YAPMAK İÇİN — Tecrübeli İki bayan lâzımdır. Balıçckapı, Cermarıya hanında 5 numaraya müracaat. 235 — 3
LÜKS BİR MAĞAZA İÇİN - Kasa, tezgâh ve muhasebe servislerine elverişli gene bayan, bay ve bir çocuk aranıyor. Müracaat: İst. posta kutusu 240, 237 — 4
TEZGAHTAR BAYANARAN! YOR — Ücret dolgundur. Müracaat' Maçka Sllflhhnne Cad. No. 49 Güven Boya ve Tm izlem e evi, 233 —1
KİRALIK GARDROP — Galatasaray Yeniçarşı No. 1 Özgüı'Un Alcı Böceğinin gardrobu kiraya verilecektir. Görliimck için her gün saat 12 den 4 kadar özgüre müracaat.
244 — 1
TAKSİTLE UCUZ ARSA SATIŞI -Şehir İçinde İmarca İki kal inşaata müsaadeli müfrez toplu analar, «Sirkeci -Üçdlrekll Han No. 10. Tel: «366S Saat 1130 - 1730». 150 — 8
MEKTUPLARINIZ! ALDIRINIZ Gazetemiz İdaresini adres olarak gösterml) olan karilerimizden Ulusu — D V. 16 — Dürüst — VEK — Diplomat — İJI — t.Ö — namlarına gelen mektupları tdo-rehaneblzden aldırmaları rica olunur
İzmir ili daimi Komisyonundan:
BİR ERKEK MEMUR ARANIYOR — Kitap evinde çalışmı» bir tezgâhtar alınacaktır. Müracaat Akay Kitapevi Ankara caddesi. 239 —
14 - İt YAŞINDA lAbORATUVAR AMBALAJ İŞLERİNDE ÇALIŞACAK— Kız isçi isteniyor Müracaat: Zafer Lgborotuvarı Fermeneciler Çad-11 - 14 Galata. 199 —
3- Ai4M-SATiM(EflM|
SATILIK KAMYON - Şevrole 46 model, önü nikelli. çok İyi bir vaziyette. Müracaat: Aksum 19 d» İstiklâl c«d 354 Ayhan 17 No. Efem
095 — Ş
Salılık OTOMOBİL — Yepyeni, hususide gayet at kullanılmış, aadeca 0.700 kilometre yopmıy, 4 kapılı, son model Skoda marka aratın satılıktır. Görmek iatlyenler: Kurtuluş SLncm-köy tramvay durağı MekSrccl sokak Ar un Ap. No. 2/3 e rnUracantları, 170
SATILIK OTOMOBİL — Yeni hususide az kullanılmış * kapılı mavt renkte bir 1948 modeli Bulk saldıktır. Müracaat Telefon 81711.
207
MODA DENİZ KULÜBÜNDE - Tık ağacından kamaralı. Avrupa yapısı 7» beygir makineli, denizci bir motor acele «altlıktır, Kompeldlr. Kulüpte görülebilir, Tel. »975 187 — I
BATİLİK ALMAN PİYANO _ Yap-Îinl 3 pedallık çapraz telli demlrlgi ayoglu Galatasaray Yenlçargı Erden ap örtünen 61/6 »u 1 11-19 rattrs-oaai eumarteal ve nazardan maada.
ku - ■
OSMANBEY CİŞESt - I ileli köre bir dükkân devren satılıktır Müracaat: Halâıkârgazl Cad. 243,11.
245 — 1
AZİMET DOL AY İSİYLE DEVREN KİRALIK MAĞAZA — Bcvoğlunun en işlek bir yerinde bilhassa acenteliğe elverişli 8-10 otomobil temhir edilebilir büyükülkte «büyük bir ma-gaza» devren kiralıktır. Müracaat Yemtj. Dcrebajı - Süreyya BM mumcu 216 — 2
ÇAKMAKÇILARDA — Valide hanında değerli llç oda İle Ycslldlrekle fabrika, imalâthane İnşasına müsait 574 metre karelik arsa satılıktır, Sul-tanhamam Sakaçegmc No Btr'e.
217 — 5
ACELE KİRALIK - Reycglu Italyan hastahaııest arkasında Süngü sokak 5/2. manzaralı. İki adalı, banyo, helâ, kaloriferli Htlu daire senelik 2400. Te le Un 41270. 243 — 1
Türkell - Foça yolunun muhtelif Kilometrelerinde yapılacak esash şose onanını, parke kaldırım ve menfez inşa L?l«-rl 27/9/950 tarihinden İtibaren 20 gün müddetle ve kapalı zarf usulü ile eksiltmeye konmuştur.
Keşif bedeli 47807 37 Ura geçici teminat 3570 55 Uradır.
Keşif ve eksiltme evrakı İımlr, Ankara ve İstanbul Bayındırlık Müdürlüklerinde görülebilir.
Eksiltme 17/10/050 salı günü saat 11 de tl daimi koml*-yonunda yapılacaktır.
İsteklilerin Valiliğe müracaatla benzeri İşleri başan 11* yaptıklarına dair İbraz edecekleri vesikalar üzerine yeterlik belgesi almaları şarttır.
IstekUlerln 2490 sayılı kanunun tarlfatı dahilinde hazır-Uyacakları teminat makbuz veya banka mektubu ile yeterlik ve bu yıla alt Ticaret Odası belgelerini muhtevi teklif zarflarını yukarıda yazılı tarihte muayyen saatten bir saat evveline kadar komisyon başkanlığına tevdi İle makbuz almaları lâzımdır.
Postadaki gecikmeler kabul olunmaz. (128931
Eski dünya ftgır sıklet şampiyonu Joe Louls senelerce müddet ringden ayrıldıktan sonra Ezzard Charles İle karşılaşmak İçin antrenman yapıyor.
27 Eylül 1950
AKŞAM
Sahife 7
— Ayşe!
Şeyh Yusuf, maiyetini tür el işaretlle yanından uzaklaştırdı.
Ayşe şeyhin yanına vardığı zaman yere diz çökerek alnını babasının dizlerine dayadı. Şeyh, Ayşenin başını okşayarak:
. — Doğrul kızım, seninle görüşmek istiyorum dedL
Ayşe, babasının karşısında diz üstü oturdu.
Şeyh blrnz düşündükten sonra kızma sordu:
— Alinin dönüşünden haberin var mı?
— Haberim var babacığım.
— Alinin, gayet kuvvetli ve nüfuzlu bir şeyh olduğunu ve dostluğu ona mazhar olanlar 1-çln Allahın bir nimeti olduğunu da biliyor musun?
— Bunu da biliyorum babacığım!
— Şeyh Ali, maiyeti efradiyle beraber babasından kendisine miras kalan köylerle vahaları gezmek niyetinde. Benden kendisine refakat etmemi rica etti.
— Gidecek misin baba?
_ Hayır kızım! Artık ihtiyar ladini. üzün ve yorucu sefere takatim kalmadı. Şeyh Aliye bu davetinden dolayı teşekkürde bulundum, fakat gücendirmemek için de kardeşin Kadiri kendisine göndereceğimi va dettim.
— Fakat ağabeğlm Kadir burada değil ki---
— Burada bulunmaması e-hemmlyetl haiz değil. Fenası şu ki, iıer tarafa gönderdiğim a-damlar onu bulamadılar.
Kadirin, baba evinden gidişi ve arandığı halde bulunmayışı ilk defa vaki değildi.
Şeyh Yusuf ak saçlarını düşünceli düşünceli sıvazlıyara) İlâve etti.
— Ne kadar mahcup olacağımı düşün bir kere... Şeyh Ali yarın sabah gezisine çıkıyor, oğlum Kadir de babasının verdiği sözü yerine getirmek için yanında bulunraıyacak.
İhtiyar bir kaç saniye sustuktan sonra:
— Mahçup bir vaziyete düşmemek için yalnız tek çare var. dedi.
— Bu çare ne İmiş baba?
— Kadirin yerine sen gideceksin Ayşe!
— Ben mİ baba?
— Evet kızını! Ağabeyinin bornozunu giyeceksin, silâhlarını kuşanarak beygirine binecek sin Kadir senden ancak bir yaş daha büyüktür. Teni de güneşten henüz yanmamıştır. Bu kıyafet altında Kadir olmadığını kimse farkedemlyecek. Sonra en iyi cengâverler gibi nişan a-lıp silah atıyor, ata da biniyorsun. Yarın sabah Şeyh Alinin yanında bulunmalısın Allah yar dımcın olsun Ayşe!
Genç Şeyh AH, ihtiyar şeyh Yusufun oğlu sandığı terütaze delikanlının gelişinden çok mem nun oldu. Çok sevdiği ve hürmet elliği babasına saygı nişanesi olmak üzere erkek kıyafetine bürünmüş Ayşeyl sağ tarafına aldı.
Ayşe de rolünü o kadar İyi oynuyordu kİ genç bir kız karşısında bulunduğu genç Şeyhin akimdan biran bile geçmedi. Bu nunla beraber genç arkadaşının teninin teravet ve yumuşaklığına çehre hatlarının incelik ve tenasübüne hayran kalmış ve bir gün ona dönerek:
— Kadir, cesaretini ve silâhları ne btiyiik bir maharet İle kullandığını gözlerimle görmeseydim. göğsünün içinde yılmaz bir muharibin kalbi bulunduğu na asla İnanmazdım. Cenabı Hak sana bu teravet, ve güzellik İle beraber yenilmez bir cesaret de ihsan etti, Şeyh Yusufun necip ve asil oğlu, dostluk ve arkadaşlığımı kabul eder misin diye sordu:
— Evet. Şeyh Alil Memnuniyetle kabul ederim
Ayşe, bu cevabı verirken gözlerini yere İndirdi. Çünkü Şeyh Alinin kalbinin İçine kadar giren bakışlarına dayanamıyordu.
Gene Şeyh, sözüne devamla:
— Kadir, senin bir hemşiren bultındr'ta doğru mu?
— Doğrudur Şeh Ali!
— Kız kardeşin sana benziyor mu?
— İki su damlası gibi birbirimize benziyoruz.
— Ey Şeyh Yusufun oğlu, beni acaba eniştelfğe kabul eder misin’
Bu sual karşısında Ayşe, se-
vincinden ve heyecanından başının döndüğünü, gözlerini karardığını, üzerine bastığı toprağın ayaklan altından kaydığını ve çok derin bir uçurumun İçine düştüğünü sanarak yere yuvarlandı.
Şeyh Ali, yıldırım süratlle a-tından inerek baygın arkadaşının yanma koştu. Kendisini a-yıltmak için mintanını açarken o ana kadar Kadir zannettiği delikanlının erkek olmadığım ancak o zaman farkına varmak la beraber, bu sırrını yüzüne karşı vurmak istemedi.
Bir kaç gün sonra kafile ihtiyar Şeyh Yusufun köyüne gitti. şeyh Ali, Kadiri babasına teslim ettikten sonra İhtiyar Şeyhi bir kenara çekti.
— Asıl oğlunuz Kadiri, bu seyahatimde yanıma vermekle bana büyük bir şeref bahşettiniz. Fakat arau ederseniz ben! dünyanın en mesut ve bahtiyar adamı da yapabilirsiniz dedi.
— Sizi ne suretle mesut edebilirim oğlum?
— Kızınız Ayşeyl bana vermekle muhterem Şeyh Yusutl
İhtiyar Şeyh, ellerini başına götürdükten sonra cevap verdi:
— Tekllttalz allem İçin büyük bir şereftir. Fakat kızımı görüp tanımadan nasıl lstlyeblllrslnlz?
—■ Şimdi Ayşeyl buraya çağırabilirsiniz, talebimi onun yanında da tekrarlıyacağım.
Şeyh Yusuf, başını önüne e-ğerek:
— Bu meseleyi yarın görüşsek daha iyi olmaz nıı oğlum?
Şeyh Ali, yanında duran ve Kadir kıyafetine bürünmüş 0-lan Ayşeyl parmağlyle göstererek:
— Genç arkadaşıma elbiselerini değiştirmek İçin odasına gitmesine müsaade ederseniz İşi derhal hallederiz.
Babasının yanında duran Ayşe, Şeyh Aliye hayretle bakıyordu. Şeyh Al! genç kıza cinsiyetini anlamış olduğuna dair bu ana kadar en küçük bir 1-mada bile bulunmamıştı.
İhtiyar Şeyh ise, hiddetle kızına bakarak:
— Ayşe, sırrımı ifşa mı ettin yoksa?
Ayşenln yerine şeyh Ali, bu suale cevap verdi:
— Şeyh Yusuf I Sırrınızı açığa vuran Ayşe değil, her şeye katidir olan Cenabı Mevtadır.
İhtiyar Şeyh mademki Cenabı Hak böyle arzu buyuruyor, takdiri ilâh! yerine gelsin diyerek Ayşe İle Şeyh Aliyi o gece nikâh la di.
Çeviren: A. HİLÂLİ
Japonya ile sulh hazırlıkları
Nevyork 26 (Nafen) — Japonya he sulh anlaşmasının imzalanması için yapılmakta olan hazırlıkların derlemekte olduğu bildirilmektedir. Anlaşıldığına göre Rusya İştirak etmese dahi bu anlaşma yakında İmza edilecektir.
BULMACA
l 3 3 4 8 S 7 S
1 1
“TTT 1 1
1 1 1 1 1
* 1 ■' 1 i 1 ■ 1 j ■
rr m n 1 ■ m 1 r
■ ■
e 1 1 1 1 1 1
0 -!NI ■
Solci» n uRn: 1 — Hollanda, 2 — Terakki eder. 3 — Sonuna «M» gclirae no Ozemio vazlle demektir. « — Söı - Ba^na (tr gllrtie birinci demektir, ş — BnJjına «D» jellrr.e hile olur, ® — Teral vınlamanın, bljlnnglct -Tarzi levazımından. 7 — Bir cini kunua - Bir «mir. B — T«r»l not* -Çoban, 0 — Su İle temizlenmek. 10 — Sevdnlı kadın - Nida.
Yukarıdan 1 — Kuzey
Avrupa memlekttlrlndun. 3 — V*ay«d edermiş, 3 — Bir mizaç »ahlbl fonuna •$» gellrae bir ma vs İm. 4 — Basma (D> gellrae akar »u - Teni bir ecnebi Umnl. B — Ehall V4 h&Uc -Valide, 2 — Bir g0a rengi - Tasvir,
7 — Gribe yalınlanmış • Beygir, a — Tora! bir eoyı -Jlgi.
GEÇEN BULMACANIN HALLİ
Soldan rat»: 1 — EmrlvnkJ. 2 — Na. Balet. 3 — Slav. Ki, 4 — Tirebolu,
8 — Akalalar. « — Ll, im», 7 — TL». İkon. 8 — Aimnı. Kİ. » — Nlafea, 10 — Efknvlna.
Yukarıdan apafiıyâ; 1 — BncUnlane, 2 — Malik, UM, 3 — Aralamak, 4 — İçvell. Ala. B — Vn. Bn. İsev. a — Alkolik. Sİ. 7 — Kollamok. I — it. Uraıılya.
Alman ordusunun teşkili meselesi
Atlantik paktı konseyinin bu hafta katî bir karar vermesi bekleniyor
Londra 2Q (Nafen) — Atlantik Paktı Konseyinin bu hafta yapacağı toplantılara büyük e-hemmiyet verilmektedir. Muhabirlerin bildirdiklerine göre, Almanyanm silShlandırılması meselesinin de bu sefer kati bir şekilde halledilmesine intizar e-dilmektedir.
Daily Telcgraph gazetesinin belirttiğine göre, Üç Dışişleri ve Savunma Bakanlarının yaptıkları son |kl toplantıda gene katı bir karar alınmadığı anlaşılmıştır, Şimdi Avrupada müşterek bir kuvvetin teşkili ve buna Alman birliklerinin de iştiraki meselesi Atlantik Paktı Konseyinde ele alınacak ve bu sefer lehte veya aleyhte kati bir karara varılacaktır.
Muhabirler bilhassa şu noktalan belirtmektedirler:
«Korede girişilen tecavüz hür dünyayı tek bir millet halinde birleştirmektedir, şimdi Atlantik Paktı ordusunun kurulacağına ve bunu da tek bir genelkurmay ile tek bir komutanın İdare edeceği kararlarştırıi-mış bulunmaktadır. Bu silâhlı kuvvetin süratle teşkil edileceği de ilâve edilmektedir.
Avrupa ordusuna Almanyanm iştirakinden vaz mı geçiliyor?
Nevyork 26 (AA.) — United Press: Atlantik Faktı Konseyinin Atlantik camiasına dahil milletlere karşı girişilecek bir komünist tecavüzünü önlemeğe matuf Batı Avrupa müdafaa kuvvetinin kurulduğunu bugün bildirmesi beklenmektedir.
Dışişleri Bakanlan bugün Almaları beklenilen kararlar hakkında sükûtu muhafaza etmektedirler, Fakat kurulması düşünülen Avrupa ordusuna Alman birliklerinin lştlrftfclne dair hiçbir plânın şimdilik nazarı
itibara alınmıyacağı öğrenilmiştir.
Almanyanm IştlrâJd hakkında fini bir karar almanın Üç Biiyük Devlet Dışişleri ve Savunma Bakanlarının geçen hafta Nevyorkta yaptıkları son derece gizli müzakereler sonunda terkedlldiğl anlaşılmakladır.
İyi haber alan kaynaklar, Al-manyanın iştiraki hususunda hemen alınacak bir kararın Fransada şiddetli tepkiler doğuracağı ve belki de yeni bir kabine buhranına sebeb olacağı yolundaki Fran sanın ısrarını Acheson’un kabul ettiğin) söylemişlerdir.
Aynı kaynaklar Atlantik Paktına dahil memleketler tama-mlyle sllâhlanıncıya kadar Al-manyanın Iştlrâkine dair hiçbir karar almmıyacagını İlâve etmişlerdir.
Bulgarûtanla Doğu Aîmanyanın deklarasyonu
Londra 20 (A.A.) — Reuter: Bulgar Haberler Ajansının dün gece Londraya gelen bir haberine göre, Bulgarlstanla Doğu Almanya dün bir siyasi deklârasyon İmzalıyarak Batı AlmanyalIm yeniden silahlandırılmasını önlemeyi kararlaştırmışlardır.
İki hükümet aynı zamanda Birleşik ve demokrat bir Alman Cumhuriyetinin kurulmasını desteklemeyi karalaştırmış ve emperyalist devletlerin diğer memleke!terin İç İşlerine ka- , nşmasına karşı ciddi bir 81ya-set taklb etmek hususundaki a-zlmlerlnl İfade etmişlerdir.
Deklârasyonu Bulgar Başbakanı Yulso Chervenkov İle Doğu Almanya Başbakan Yardımcısı Walter Webrlcht imzalamışlardır. Aynı zamanda bir ticaret ve ödemeler anlaşması İle kültürel işbirliği anlaşması, da İmzalanmıştır.
Ispanya ve Portekiz devlet şefleri mülakatı
Bugünden,
Dünden
(Baş tarafı 4 üncü sahlfcde)
Yukarıda bahsi geçen eski Haydarpaşa istasyonunun bitişiğinde, genişçe bahçeli bir gazino vardı. Dairelerinden dönen paşalar, beyler köşke gitmeği, trene yetişmeği savsaklar, bir taşla İki kuş vurmak, yani kulağın pasını gidermek, bir kaç tak de parlatmak niyetiyle dalardı gazinoya. Bahçede cuma, cumartesi, pazar akşamlan Balatiı santurcu Da-vlt'le kardeşi hanende Arslan'm İncesazı çalar.
Hele cumartesileri her taraf balık İstifi glb! omuz omuza. Yel-değirmenlnln kalantor bezirganları, kanlan, kızlan İle hıncahınç.
Huriler bilmem yuztl mİ hüsnü cananın kadar Mahbemah (Mlhrinıah) parlar mı âya şemsi tâbânım kadar tarzındaki gazellerin. Yel ehı yozlu efendi yanıma kabili şarkıların gûnasını tşltl Dünkü gibi aklımdadır. On, on bir yaşındaydım. Babamla Göztepeye gel!rkcn vakurda akrabadan baytar miralayı Haydar Selim beye, sonra llva-lıkla Şehremanetl'nln Dersaa-det ve mülhakatı Baytar müfettişliğine tâyin edilen zata tesadüf ettik.
Haydar bey o zaman Kızıl-toprakta otururdu; biz de Göztepeye yollanacağız. Güneş batmak üzere; mlrlmumalleyh;
— Vakit heniiz erken, eve koşmağa acelemiz yok. Bir nebze saz dinllyellm; son treni kaçırmayız! dedi.
Babanı, maksadını anlamıştı. Akşamları İki üç kadeh çakmak mutadı İmiş, Girdik gazinoya. Masaya karafaki, mezeler getirtildi. Tabakların birinde kapkara, ne Idüğünü bilmediğim bir nesne; her halde yenecek bir şey amma nedir acaba?.. Meğerse havyarmış.
Merhum, bir kadeh yuvarladı; o siyah nesneye buladığı ekmek parçasını ağzına attı. Dudaklarını şapırdata şapırda-ta;
— Nefistir .lezizdir, bihakkın mugaddidir de; azıcık ye, tadına doya maaşın. daha da istersin! diye beni zorlayıp duruyor.
ömrümde ilk defa havyarı o gün tattığımı hJç unutamam. Her yiyişte paşaya rahmet o-kurum.
İki şefin, Avrupa müdafaasına İspanyanın iştirakini ve kırallığın ihyasını görüştükleri söyleniyor
Madrlt 28 (A.A.) — (Afp>: Corogne civarında sahildeki askeri tesisleri gezen Başkan Saiazar'la general Franco Apa-zade Melras'a dönmüşlerdir.
İyi haber alan İspanyol çevrelerine göre, Portekiz hükümeti başkanı İki gün general Fran-conun misafiri olacaktır. Mad-rlt'te Sal azar - Franco görüşmeleri etrafında büyük bir ketumiyet muhafaza edilmektedir. Dün akşamki gazeteler bu hâdiseyi zikretmemektedlrler.
Lizbon 26 (AA.) — (Afp): Salazarın halen İspanyada yapmakta olduğu seyahat etrafında şimdiye kadar Lizbonda tam bir ketumiyet muhafaza edilmektedir.
Balazar, general Franco İle bu seyahat esnasında mühim görüşmelerde bulunmuştur.
Bizzat hâdisenin, Lizbonda hayret uyandırdığı sanılmaktadır. Zira, Sal o zar harbdenborl ilk defa olarak general Franco İle görüşmek üzere İspanyaya gitmiş bulunmaktadır.
Akşam gazeteleri, bu seyahati Salnt-Jâcques de Compostelle-den gelen ajans telgrafları vasıtası yle öğrenmişlerdir.
İnanılır bir kaynaklan haber verildiğine göro, bu İlk görüş-' me, general Franco Ispanyol' hükümetine mensup şahsiyetler ve Salazar orasında çarşamba veya perşembe günü Portcklzln kuzeyinde, Jerez’de toplanacak olan daha geniş bir konferansa başlangıç teşkil etmektedir.
Bu konferansın. Batı Avrupa savunma plânına ispanyanın iştiraki meselesine hasredlleccğl sanılmaktadır.
Aynı kaynağa göre, halen porteklzde bulunan Amerikan askeri şahsiyetlerinin bu konferansa hiç olmazsa müşahit
olarak iştirak etmeleri muhtemeldir.
Öte yandan, sanıldığına göre, Galin ve Jerez konferansları esnasında. İspanyol kırallık meselesinin ortaya atılması mümkündür. Filhakika, İspanya tahtına hak İddi aeden Don Juan de Boıırbon’un nezdlnde İspanya tarafından zeminin yoklandığı sanılmaktadır.
Bon zamanlarda sıhhî durumu pek müsait gitmeyen ve 1047 den itibaren anayasayı bir kı-rallyet ihtimaline göre tâdil eylemiş bulunan general Fran-co’nun. Bourbonların dönmeleri yolunda müzakerelere yeniden başlamağı düşündüğü sanılmaktadır. Madrlt'tekl devlet adamlarının kanaatine göre general Franco herhangi bir sebepten dolayı devlet idaresine devam etmek İmkânsızlığı karşısında bulunduğu takdirde, bu hal tarzı. İcra yetkilerinin sarsıntısız devrini sağlatacaktır.
Mamafih, Don Juan’a yakın çevreler evvelce muhtelif vesilelerle izhar edilen tavrı İdame etmektedirler. Buna nazaran Don Juan, seleflerinin tahtına geçmesi keyfiyetinin herhangi bir şarta bağlanmasını kabul etmlyecektir.
Haydarpaşa semtine İsmini bırakan kişi III. Sellm'ln vezlr-ierindenmtş, askeri hastaneyi kışla olarak o bina ettirmiş. Çayır ve etrafındaki sırtlar, Bağdat- caddesi yollyle Şark seferlerine giden kıtalara ordu-gâhlık eder, yeniçeriler ve Rumeli askeri en önce orada toplanırlarmış.
İkinci Mahmut Çaınlıca'ya İkbal buyurunca buraya rağbet etmiş; kızı Âdile Sultanla damadı Mehmet Al! Paşanın düğününde çayır çalgılar, çagan-neler, şenliklerle bir hafta inlemiş; İstanbul'un dört bucağından üşüşen halkla İğne atsan yere düşmez hale gelmiş.
Haydarpaşa - İzmit şimendiferi 1374 te açılmıştır. Devlet üstesinden gelemlyerek 1887 de (Anadolu Demiryolları şirketi), ne devretmiş, kumpanyanın başlıca sermayesini Deutsche Bank temin eylemiştir.
Civarda bir liman inşası. Bağdada kadar temdidi ve bir takım diğer imtiyazlar 1900 senesinde gene şirkete bahsedilmekle o tarihten İtibaren sahil doldurulmağa, açığına dalgakıran gerisine şeddadi İstasyon ve sair ebnlye yapılmağa başlanmış, ortalık şimdiki halini almıştı.
TOrUya Seneni
Sene) be amut mj ru» MH» «raruj
• aylı* MW0' ■ m» »
S aylı* boo . ıtoo •
ı aylık 50ü .
Aflres tebdili İçin altı Vuruktuk pul ■OnderJImeJKllr AKS t»kdlr-fle adres qt.ğ isttrllnıe*
Tclefoalnrtmıı Başmuharrir 30565 Yan isleri 20365 - İdora SUMU Müdür 20481
Mahkeme Koridorlarında
Mestanelerin birbirine arzı hulûsu...
— Ne haber ahbap? Bay-1 kadar kanna karşı fena ni-ram biter bitmez mahkeme- yetle baktığımı gördün mü? Lik mİ oldun?
Mahmurlaşmış gözlerini kırparak dik dik baktı:
— Kulak asma. Deliye her gün bayram.
— O nasıl söz? Sen deli misin?
— Hâşâa... Onu kabul etmem. Aslında deliliğim falan yok amma bazan İnsan kendini tutamıyor, dellrive-riyor.
— öfkeden sinirlerin 1 zuluyor, öyle mi?
— İnsanın karşısına I serseri çıkarsa siniri de i zulur, aklını da oynatır.
— Serseriye mi çattın?
— Yok, o bana çattı. Aslına bakarsan kırk yıllık arkadaşımdır. Çocukluktan beri tanışırız, can ciğer ahbabız. Velâkin, Hamilinin ağzana rakı girdi mİ, arkadaşlığı, ahbablığı unutuyor. Onunla beraber rakı içmiye-yim, diyorum amma olmuyor işte. Arasıra gelip yakama yapışıyor; «İllâ beraber içeceğiz* diye balta oluyor. Dün akşam gene sokakta karşıma dikildi, «Arifçiğim, bir kilo rakım var. Sen de biraz meze diz de bir ağacın altına oturup karşı karşıya demlenelim» dedi. Bakkaldan öteberi aldım, akşam sular karardıktan sonra bir arsaya girip oturduk, çilingir sofrasını kurduk. Hem 1-çiyoruz, hem muhabbet ediyoruz. Ne yalan söyliyeyim, Hamdi İyi çocuktur. Beni çok sever. Ben de onu severim ha. Arkadaşlıkta eşi bulunmaz.
— Biraz evvel serseri diyordun ya.
— Onu bırak şimdi. Serserilik başka, arkadaşlık başka. Çocukluktanberl sevişiriz, Ahbap canlısı çocuktur. Cebinde beş kuruşu olsa, çıkarıp yüz parasını ahbabına verir.
— Peki, şu arsadaki rakı muhabbetini anlat bakalım.
bo-
blr bo-
Ben hürmet olsun diyerek I selâm göndermek İstedim. İstersen söylemezsin. Bundan sonra ben de bir daha senin kapma adımımı atarsam insan değilim s dedim.
Lâfın başında da söylemiştim ya, Hamdi rakıyı i-çince serseriliğe başlar. Ben savuşmak istiyorum, o yakama asılıyor; «Söyle bakalım, benim karıma ne diye selâm gönderiyorsun? Avrada göz koydun da benim e-limden almak mı İstiyorsun?» diye kufinler savuruyor. «Doğru yoluna git, Hamdi. Sululuk edip de başımı belâya sokma» dedim. Bu defa bıçağa davrandı; «Belâ öyle olmaz, böyle olur» diyerek üzerime yürüdü. Baktım ki iş fenaya gidiyor, göğsüne bir yumruk vurdum, sırtüstü yuvarlandı. Zaten ayakta duracak halL kalmamıştı. Düştükten sonra iki omuzuna iki bıçak attım.
— Arkadaşını vurdun demek?
— Ne yapayım, bey kardeşim? Evvelâ boynuma sarılıyor; «Sen beni can ciğer kardeşlmsin. Emret, canımı vereyim» diyerek yüzümil gözümü, öpüyor, sonra da sululuk ediyor, bana bıçak çekiyor. Arkadaşlığa yakışır mı bu?
— Mestânelerin birbirine arzı hulûsu, çingenelerin, şüpheli imanına benzer, diye bir söz vardır, bilir misin?
—Ne sayarsan say, bey kardeşim. Hamdlnln sarhoşluğu berbattır vesselâm.
Mahkeme açıldı, gene mahmur gözlerini kırpıp gerinerek kalktı.
Ce. Re.
Futbolda sistem
BAKTERİYOLOG
Dr. Necmettin Ülker
LÂBORATUVARI
Babıâü, Vilâyet Konağı karşısında (9) numaraya nakletmiştlr.
Kan, İdrar, Balgam, Kazurat vesalr tahliller, gebeliğin tdrar muayenesiyle erken teşhisi.
_____ZUhleea H — Uuu 145
ImııiLlt G(L â()U tkindl Alt, Vau.
E. 10.12 1143 6 1)4 5 20 12.00 3 Sİ
V- s.» 0.50 13 oa ıaa7 ıaat M 30
İdarehane: İstanbul BabıSlI civan Cemal Nadir ookngı No, İS
— Oturduk, tatlı tath İçtik. Hele bir daha, bir de benim hatırım İçin derken, kiloluk şişeyi dibine İndirdik, bey kardeşim.
— Ondan sonra arkadaşın serseriliğe başladı öyle mİ?
— Yoook, orada bir şey yapmadı. Kadehi yuvarladıktan sonra mezeyi kendi eliyle uzatıp benim ağzıma sokuyor; «Afiyet şeker olsun, Arifçiğlm. Sen benim canım, ciğerimsin. Şu dünyada senin gibi bir arkadaş daha bulunmaz» diyerek boynuma sarılıyor, yüzümü gözümü öpüyor. Geçmişi kınalı rakı, insanın mihenk taşıdır, bey kardeşim. Dostluk, ahbaplık çilingir sofrasında belli olur. Hamdinin karısı da iyi avrattır ha. Misafire itibar etmesini bilir.
— Arkadaşın evli demek?
— Nikâhlı değil amma iki senedir beraber oturuyorlar. Karı idareli olduğu için Hamdivl çekip çeviriyor. A-rasıra evlerine giderim, kan sofrayı donatır, bana nasıl ikram edeceğini şaşırır.
— Peki, Hamdinin böyle bir evi var da ne dive siz arsada rakı İçiyorsunuz?
— O ayrı mesele, bey kardeşim. Her zaman karı İle oturulmaz. Biz başbaşa verelim de kendi aramızda bir bayram muhabbeti edelim, dedik. Rakıyı bitirip kalktıktan sonra Hamdi gene boynuma sarıldı; «Arifçiğim, seni ne kadar sevdiğimi bilirsin. Şimdi emret, canımı vereyim. Senin için her şeyim feda olsun. Haydi, şimdilik Allahaısmarladık» diyerek ayrıldı. Arkasından; «Hamdiciğim, dikkat et, düşme sakın. Yengeye de selâm söyle» diye seslendim. Bir kaç adım gittikten sonra geriye dönüp geldi, yakama yapıştı; «Sen kim oluyorsun da benim karıma selâm gönderiyorsun? Demek ki karıma göz koydun?» diye bağırıp çağırmağa başladı. «Çocukluk etme, Hamdi. Sen benim kardeşimsin. Bir insan kardeşinin karısına kem gözle bakar mı? Arasıra evinize de geliyorum, şimdiye
(Baştarafı 4 üncü sahlfede)
Bu sebeple geriye daha az Kayan iç diğer ark0daşlarl!e beraber atak yapabildi. Bu atak çok ani olmadıkı hallerde diğer İÇ oyuncu da forveti takipte zorluk çekmedi. Bu arada İçler üzerinde vaalfeü olan bizim yan harlarımız kendiliğinden oyun dışı oluyordu. Ve neticede bizim, üç klşilifc müdafaamıza kar tnglllzler ya dört veya beş forvetle hücum ederek kolaylıkla gol pozisyonuna giriyorlardı. Bir futbol takımının buna benzer bir çok taktikleri vardır. Bilhassa bunları bir antrenör kadar futbolcu da İyice bilmelidir kİ sistemine uyan kaideleri tatbik edebilsin.
Antrenör Hunter (Hanter) samanına yetişemedim. Nazari derslerini ve futbolcularla olan hasbıhallerini, bilgisini çok methederler. Yalnız bir müddet evvel memleketimizde bulunan antrenör Molner'In ınüll takımımızı çalıştırırken nazari derslerin! takip etmiştim. Futbol de sistemlerin tekâmülü hak-kındakl konferanslarını hayret ve zevkle dinlemiştim. Bu krat-ta antrenörlere kulüplerimizin çok İhtiyacı vardır. Şayet fut-bolümiiziin ilerlemesin! İstiyorsak bilgili antrenör ve iyi hakemler getlrtmellylz. Onların bilgilerinden istifade ederek sahalarımızda tatbike uğraşmalıyız. Bilhassa futbolcülerimlz hakemler kadar hakem talimatnamesini ve sistemlerine uygun olarak yapacaktan taktiği antrenörleri kadar bilmelidirler.
Ecııebl idareci, antrenör ve futbolcularla yurdumuzda ve yabancı diyarlardaki temaslarımızdan sonra kendilerine futbolumuz ha klandaki düşüncelerini sorarız. Senelerdenberl dalma şu cevabı almışızdır. «İçinizde iyi futbolcular var, fakat esaslı bir sisteme malik değilsiniz.»
Futbolümüzün kalkınması için artık babadan görme İdareci tarz ve zihniyetinden ayrılmamız lâzımdır. Futbolde ilerlemiş memleketlerin çalışma tarzlarını taküt ve tv.lblk etmenin vakti çoktan ('elmiş ve geçmiştir. Yoksa İyi niyetle do çalışsak futbolüııv'aü tılr , adun dahi İlerletenleyiz.
AKŞAM
t
I
YÜZÜNÜZ ÇAMAŞIR DEĞİLDİR..
A
27
SAYIN DOKTORLARA
Tuvalet Sabunu
PROTEJİN
DERMOJEM
Ozalit Kâğıdı Alınacak
Frengi ve Belsoguklupunun teminatlı bir koruyucusudur.
Bol Kopuklu Nefis Kokulu
DİŞLERİNİZİN
VIAĞZINIZIN
KORUYUCUSU
Kanık, Ekzema ve cilt yaralarına fevkalâde iyi gelir.
-neşhuı
_ ÇocuA Annelerin
İngilterenin eı» meşhur fabrikalarının mamulatından
BEBELER İÇİN HUSUSÎ KUNDAK MUŞAMBALARI
MUHTELİF CİNS ve MODEL ÇOCUK DONLARI
BEBELER İÇİN MUHTELİF ÇOCUK MAMALARI ve ÇOCUK PUDRALARI
DAYANIKLI SÜ KESELERİ (Buyyot)
BAYANLAR İÇİN ÎŞ ELDİVENLERİ
HER BOYDA KAÜÇUK BANYO SÜNGERLERİ
HASTAHANELER İÇİN HASTA ALTINA KOYMAĞA MAHSUS KALIN SAĞLAM MUŞAMBALAR
METRE He. TOPTAN ve PERAKENDE SATILMAKTADIR.
RABÜL ECZANESİ SAHİBİ KEMAL müderrîşoglü
H’SBEBtSB Adres : Beyoğlu Ağacaml yanında. ■
Birliğimiz umumi heyet toplantısı. 12/Ekim/1950 perşembe günü saat 15 de Galata Ahen ve Münih hanındaki birlik merkezinde yapılacaktır. Muhterem âzamn teşrifleri rica olunur. GÜNDEAI:
1 — İdare heyeti ve murakıp raporlarının okunması.
2 — Hesabatın tetkik ve tasdiki ve idare heyetinin İbra olunması.
3 — Kurulacak Türkiye Tütüncüler Federasyonuna iştirak için karar verilmesi.
4 — Birliğin gelir kaynakları üzerinde müzakere ve karar alınması.
5 — Yeni idare heyeti ve murakıbın seçilmesi.
i. E. T. T. işletmelerinden
1 —İdaremiz ihtiyacı İçini
21 Adet Oxyjen tüpü alınacaktır.
2 — Şartnamesi Beyoğlu, Metroban 4- cü kat harici leva-Eim servisinde bedelsiz olarak verilmektedir.
3 — Tekliflerin 30 Ekim 1950 -akşamına kadar nmuın müdürlüğümüze verilmesini rica ederiz. (12900)
-I. FAZLA MESAÎ ı ı
Bilhassa kadınlarda vakitsiz olarak yüzde bir takım çizgUerln belirmesine sebep olmaktadır. Hergün Krem Per-tev ile yapılacak ufak bir masa] bu mahzuru katiyetle önler.
VAPURLAR
— HELLENİC LıNES L’MıTED_________________
İNGİLTERE - ALMANYA — BELÇİKA - HOLANDA arasında muntazam postalar Yakında gidecek vapurlar
Vorios Hellas I
Vapuru 29 Eylûl’e doğru LONDRA’ya
ROTERDAM ve
için hareket edeceklerdir.
Umumi Acenteleri: S. T O P E R ve Galata: Veli Alemdar Han Tel: 41929
nit t Kokuıu»
için conp oHok oldu-
en (otla kuja-
Parljli bir
kadının kendid-
en uyaun
kadar B«xel &‘
alsvn ko-
kutul çiçeklen1
Dünya kadınla-
Gürel ve cazip bir perilini kullanmış olsaydı mesele tamamen değişirdi.
Bvnun «Ç>n »our-İöiı-Poriı mUm-ıo»eıl yüzlerce leknlıyonini referbor ederek »ixin İçin Solr do Po'i'
BOURJOIŞ
PURO
RAOYOLİN diş macununda kullanılan
RUDOPi
Vapuru 9 Eklın’e doğru HAMBURG
A N V E R S
SATILIK
Bütün konforu haiz 5 A-partmanlı köşk 2400 M2 arsası He Anadoiuhlsar, Yeni Mahallede müracaat fKiişfcı PK, 1732
Zayi — Yeşilköy Nüfus memurluğundan aldığım v İçinde askerlik muamelelerim kayıtlı kimlik cüzdanımı kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
1335 doğumlu Ahmet oğlu Reccb Uğur
Mahkeme, tapu, icra ve noter iânları
Bedelleri hussul şahıs-r tarafından ödenen mahkeme, İcra tapu »e noter ilânları gibi resmi ilânlar eskiden olduğu gl-Dl doğrudan doğruya «AKŞAMn idaresi tarafından kabul edllmektedlı
Göz Mütehassısı
Dr.Cemil Görür,
cagahığlu Nuruosnıanıye caddesi Ata.t Apurtımarıı Pazdıdun oaşka neı gun I saat 14 r.en 18 e ıtudaı İr İM. ur VHUbH
TUVALET SABUNU Cildinizin Arzuladığı Sabundur.
püROwv^^6UNU
edilen
nımUi”>f“Ioe(ie'
,itünMie Und.ie ,unwV'‘’‘9"'e'‘' daima 9ens PURO TUVAtET SABUNU 9ös(en'
pUROw^SABUHÜ
cildini* b«le(
RO
100 de 1OO saftır.
, surette y(W'f « rat,
rfkte.
nine esansdl'.
Benerva Roche Tablet ve Ampoul — Endoyodin Rayer Redoxon Roche Tablet ve Ampoul — Urodonal Ttıioderazine ampul — Bejectal Abbott ve Uraseptin Rogier gelmiştir. Emirlerinize arzolunur.
TAKSİM Eczanesi Nizameddin Difer
Maliye Bakanlığından
OTOMOBİL Buz Dolabı RADYO BİSİKLET HAVAGAZI FIRINI ÇAMAŞIR MAKİNESİ
FAKİR VE YETİM ÇOCUKLARA YARDIM EŞYA PİYANGOSU
ELEKTRİKLE İŞLEVEN [JİKİŞ MAKİNESİ FOTOĞRAF MAKİNESİ /E 8İHDEH FAZLA İKRAMİYE
M2 90 Gr. 1X20 m. 250 Rulo
M2 110 Gr. 1X20 m. 100 Rulo
Devlet daireleri İhtiyacı için yukarıda evsafı yazılı 350 rulo Ozalit kâğıdı açık eksiltme İle satın alınacaktır.
İsteklilerin 375 Lira geçici teminat İle birlikte 28 Eylül 1950 perşembe günü, saat 14 de Beşlktaşta Devlet Kâğıt Deposunda hazır bulunmaları. (12802)
KERVANSARAY
r^Jergu(es/iit
Hassas Otomatik Teraziler
Uzun zanıandanberi sabırsızlıkla beklenen
V AHKAM GF.SAR
PERTEV
TUVALET FODRASIDIR
Zayi — Galata nüfus memurluğundan aldığım «İmlik cüzdanımı kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yok-
İstiklâl Caddesi, 3û2,
Beyoğlu — İstanbul
Janabilecekleri yegâne Podra
tur. 1338 doğumlu
Haşan oğlu Mehmed Tiğlı
Ankara Üniversitesi rektörlüğünden
1 — Ankara Üniversitesinin fakültelerine 15 Eylülden itibaren öğrenci kaydına başlanmıştır.
2 — Bu yıl alacakları öğrenci sayısını tahdit eden fataliteler ve alacakları öğrenci
Fen Fakültesi
İlahiyat Fakültesi Siyasal Bilgiler Fak.
Tıp Fakültesi
Veteriner Fakültesi
Ziraat Fakültesi
3 — Bu fakültelere müracaat edenlerin, sayısı yukarıdaki
miktarları aştığı takdirde, her fakülte tarafından kabul edilen tercih usulüne göre hareket edilecektir. Tercih usulleri fakültelerden öğrenilebilir. (13125)
miktarları aşağıda gösterilmiştir;
120
100
150
150
140
100
Alman menşeli
BİZERBfl
gelmiştir.
SAHİ3İNİN SESİ
Zayi — Samatya nüfus memurluğundan aldığım ve lçliıde askerlik muamelelerim yazılı kimlik cüzdanımı kaybettim. Yenisini atacağımdan eskisinin İ hükmü yoktur
1339 a ğumlu İbrahim oğlu Mehmet! NHıad Kırkevkr
MAZON,
r; «EK.
-
?. E. T. T. isletmelerinden
1 — Keşif bedelleri 12481,91 liradan ceman 24,903,82 lira o-lan 370 ve 371 numaralı iki adet muhavvlle merkezi İnşaatı işi pazarlık suretiyle ihaleye vazedilecektir.
2 — Bu işe ait şartnameler Levazımdan parasız tedarik e-dlleblllr.
3 — İsteklilerin 1872,30 liralık geçici teminatlarlyle birllkto 28.9.950 Perşembe günü saa,t 11 de Metro Han 4 üncü katta toplanacak Arttırma Eksiltme Komisyonunda hazır bulunmaları.
4 — Pazarlığa Işiirâk edeceklerin Komisyona bu gibi 20,000
lira tutarında bir inşaat ihalesini bizzat deruhte ederek başarı ile ikmal ettiğine dair resmî daire veya- müesseslerden alınmış bir vesika ibraz etıriesl lâzımdır, (12899ı
Bütün kadınların emniyetle kul-
İşçi muşambası satın alınacaktır
Etibank İstanbul Şubesinden:
Bu husustaki şartname 3O/9/S50 gününe katlar sutınalma servisimizden temlı edilebilir. (13027)
I stanhui Teknik Ünivers tesi Rektörlüğünden
1 _ İstanbul Teknik Üniversitesinin İnşaat Mimarlık. Makine ve Elektrik fakültelerine öğrenci adayı kaydına 18 Eylül 1950 Pazartesi günü saat dokuzda başlanacak. 7 Ekim 950 cumartesi günü saat on üçte sun verilecektir.
2 _ Öğrenci adayları üniversiteye verecekleri dilekçede gireceği fakülteyi yazacaktır. Muhtelif fakültelerden tercih ettiği fakülte birden fazla İse her fakülte İçin ayrı dilekçe verilecektir. Dilekçe formüleri üniversiteden alınacaktır, t, T. Ü. ye aday yazılma harcı her fakülte için bir liradır.
3 — Öğrenci adaylarının üniversiteye verecekleri belgeler şunlardır:
1) Olgunluk diploması veya buna eşitliği tasdik edilmiş belge.
2) Kimlik cüzdanı veya tasdikli sureli, (Yabancı devlet tabiyetlndo olunlar için oturma belgesi veya tasdikli sureli.)
3> Lise olgunluk imtihanı verdikten sonra iki yıl geçmiş olan öğrenciler İçin iyi hal belgesi.
4i Etrafı Içlıı tehlikeli ve bulaşıcı hastalığı olmadığına dair sağlık raporu. (Üniversiteye öğrenci yazılanlar ayrıca özel bir sıhhi muayeneye tabi tutulacaktır.)
5) Aşı kâğıdı.
6> 12 adet 3X4 boyunda cepheden alınmış ve zamanla bo-zuimıyacak şekilde fotoğraf.
4 — Her fakülteye alınacak talebe sayısı ayrıca üniversitede Hân edilecektir
5 _ Fakültelere yazılan namzet sayısı tesblt ve Hân edlle-ce': miktarı aşarsa Talipler arasında şartları ayrıca İlân edilecek seklide bir tercih yuklamıui yapılacaktır.
6 — Öğrenci adaylarının doldurması gerekU formülerler
t. T. Ü. öğretim bürosundan temin edilebilir. (12778)
' MIIM. EKŞİLİK ve yanmalarını knrşı fazla veya içkili bir yemekten sonra hi «.edilen ağrılara ve
> şişkinliklere karşı zararsı? ve (avdalıdır.
L HURÜS markasına dikkat.
Comments (0)