ra» ▼i □ tn I h t j'Jûl BU6ÜN 6 İNCİ SAYFADA\
AKŞAM riıçlk ilânlar

■ Sene 33 — No. 11484 — Flatı her yerde 10 kuruştur.
PERŞEMBE 28 Eylül 1850
Sahibi: Necmeddln Salak — Yan İşlerini fiilen idare eden C. Bildik — Aksam Matbaan.
Avustralya askerleri Koreye çıktılar
Harb devam ediyor. Komünistlerin mukavemet yuvaları temizleniyor
Kuzey Koreliler bir barış teklifinde bulunarak muhasamata nihayet verilmesini istediler. Amerikada bu teklifin propaganda maksadile ileri sürüldüğü söyleniyor
Nevyork 23 (Radyo* — Kore savaşına İştirak edecek Avustralya kuvvetleri dün sabah Koreye gelmişlerdir
Güney Kore merkezi Seul'ü İstirdat eden Atnrelkan kuvvetlerinin öncüleri bu şehri da arkada bırakrrak 33 İnci arz dairesinin 30 kilometre güneyinde bulunan hır noktaya kadar İlerlemişlerdir
öte yandan Birleşmiş Milletler seyyal cephesinin doğu müntehasuıda güney Kore kuvvetleri aynı arz dairesinin yüz kilometre kadar yakınına gelmişlerdir.
Kızılların mukavemet yuvalar! temizleniyor
Kore cephesinden 27 IAP.) — 3 üncü güney Kore tümeni doğu sahili boyunca fiO mil İlerlemiş ve 37 nci arz dairesi üzerindeki ütçln'e varmıştır Birleşmiş Mi İleli er kuvvetleri gene! karargnhutt» g&x. tSxa.cr.ln. bu ilerleyişi âdeta muntazam bir yürüyüş şeklinde cereyan etmektedir. 8 'nci güney Kore tümeni de 15 millik bir İlerleyişten sonra Yongju'nun kuzeyinde ana şose üzerinde kâin Çunyang şehrini ‘ İşagl etmiştir. 27 nci İngiliz tugayı Vaeg-
Kore’de savaşan İngiliz topçuları
Güvenlik konseyine adaylığımız Dışişleri Bakanı İngiliz elçisile görüştü
Ankara 27 — Dışişleri Bakanı Fuat Köprülü dün Amerikan büyük elçisi ve sanatörlerlnl kabul ederek yaptığı mülakattan sonra İngiliz büyük elçlslle bir buçuk saat görüşmesi siyasi çerçevelerde büyük alâka uyandırmıştır. Görüşmeler hakkuı-da fazla malûmat verilmemekle beraber, siyasi şahsiyetler İki mevzu üzerinde durmaktadırlar:
1 — Turklyenln Atlantik Paktına alınmaması kararından sonra, Amerikada inkişaf eden siyasi olaylar,
2 — Türklyenln Güvenlik Konseyindeki münhal üyelik İçin adaylığı üzerinde noktal nazar teatisi.
Cumhurbaşkanı
Ankara 27 — Cumhurbaşkanı Celâl Bayar, önümüzdeki günler içinde Raman petrol sahasına bir tetkik gezisi yapacaktır. Seyahatin! diğer bazı doğu illerine de uzatması muhtemeldir.
Ankara 28 (Akşam) — Ekim ayının ilk cumartesiyi pazara bağlayan gece, yani 7-8 ekim gece yansından sonra kış saati kullanılmaya başlanacak ve saatler bir saat ger! alınacaktır.
Samda yeni hâdiseler
Preveze zaferi ve donanma giinü kutlandı
Bulgar cevabî notası dün Ankaraya geldi
Henüz metni alınmayan bu notaya verilecek cevap ve göçmenler meselesinin Birleşmiş Milletlere ak setti rilrr esi de Bakanlar Kurulunda karara bağlanacak
Ankara 28 (Akşam) — Bul-dün akşam gelmiştir.
van’ın güney balıs-nda, Songju r Bir sözcii. düşmanın bu ke-kesiminde kızılların mukave- İsimdeki mukavemetini çetin o-met yuvalarını temizlemekte- larak vasıflandtrmıştır dir . I (Arkası sahile 2: sütun 7 de)
Bazı mebuslar ve subaylar tevkif edildiler
Ne güç iş!
> Garip bir manzara: Batı âlemi harıl harıl müdafaaya hazırlanırken Sovyet Rusya «e yapıyor, dersiniz? «Prav-da» gazetesine göre Sovyet Rusyanın bütün bölgelerinden Moskovaya akın akın delegeler geliyor. Bunlar, gelecek ay toplanacak ikinci Sulh Kongresine iştirak edecekler ve ekimde İngilte-rede Sheffield şehrinde açılacak «Dünya Sulh Kongresi» ne gidecek Sovyet temsilcilerini seçeceklermiş.
Gene «Pravda» haber veriyor ki, atom silâhı aleyhindeki meşhur Stokhoim beyannamesini yüz on beş milyon iki viiz yetmiş beş bin Sovyet vatandaşı, yani Sovyet Rusyanın bütün yetişkin nüfusu imzalamıştır. Son zamanlarda, dünyanın hiçbir milleti, Sovyet Rusya kadar sulh işleri peşinde koşmamış tır.
Rus milleti, böyleee bir bütünlük halinde sulh ideali uğruna imzasını basarken Sovyet ricali ne yapıyor?
Vişinski yoldaş Birleşmiş Milletler Kurulunda, atom silâhı başta gelmek üzere, beş büyüklere silâhsızlanma ve aralarında anlaşma teklif etti.
Sovyet delegesi Malik, Trumanla Stalinin buluşup konuşmaları fikrini ortaya attı.
Amerikanın ve Batı Av-rupamn, Sovyet Rusvanın tecavüz çimesi İhtimaline karşı hazırlık gayretleriyle Um tezat teşkil eden bu Sovyet barış saldırışı neden ileri geliyor?
Sovyet Rusya gerçekten barış mı istiyor, sııÜı için mi
çüde bir sulh propagandasına giriştiği gözle görülür hale gelmiştir- Amerikayı harb kundakçılığı, tecavüz siyaseti ve zalimcesine hareketle suçlandıran bu sulh propagandası yalnız Sovyet Rusya içinde, Birleşmiş Milletler kürsüsünde değil, bütün Avrupa memleketlerinde var kuvvetiyle devam etmektedir. Sovyet Rusya, karşı tarafı istilâcı bir harbe hazırlanmakla itham ederken, kendisini sulhtan başka bir şey is temi yen bir devlet olarak göstermektedir.
Sovyet Rusyanın bu sulh propagandasının başlıca hedefi Amerikada ve Batı Av-rupada başlıyan müdafaa hamlelerini durdurmaktır.
Beş yıldır, tek kuvvetli devlet sıfatiyle, her istediğini yapmış, karşı tarafın zayıflığından istifade ederek Avrupanın yarısını eline geçirmiş, Asyayı yutmaya başlamış olan Sovyet Rusya, (Arkası Sa. 2, Sii, 1 del Necmcddin SADAK
Pamuklu dokuma fiatleri yükseliyor
Sümerbank da fiatlere yüzde 15 zam yaptı
Son günlerde pamuk flatle-rlnde görülen yükselme manifatura piyasasına da aksetmiştir. Avrupa ve Amerikada da fiatler yüzde 30 - 35 nispetinde artmıştır. Amerika pamuklu ihracatından çekinmekte ve piyasalardan pamuk toplamaktadır. Bu senem pamuk rekoltesi de azdır.
Sümerbanka da, bu vaziyet karşısında flütlerine zam yapmak mecburiyetinde kalmıştır. Müessese, pamuklu Ilatlerin artışını gözününde tutarak kendi pamuklu toptan Hallerinde % 15 nispetinde bir arttırma yapmıştır. Eskiden toptancıya tanınan tenzilât bu suretle kalkmıştır
Şam 28 (A.P.) — Diln gece neşredilmiş olan bir resmi tebliğde bildirildiğine göre, geçen ay, memleketin emniyeti aleyhine tertipler hazırlamaktan sanık olan bazı subaylar tevkif edilmişlerdir.
Diln da İçlerinde mebuslar da bulunan bazı siviller asker! tahkikat İçin tevkiî edilmişlerdir.
Büsbütün ağaçsız kalmamak istiyorsak...
çalışıyor?
Sovyet Rusyanın barış istediği muhakkaktır. Fakat kendi barışını...
Sovyet Rusyanın geniş öl-,
Arıkarada müessif bir hâdise
Yirmi talebe, iki öğretmenidövmüş
Atatürk lisesinde cereyan eden bu hâdisenin suçluları hakkında takibata başlandı
Ankara 28 (Akşam) — Diin Atatürk lisesi matematik öğretmeni Naci Dumanla tabiiye öğretmeni Süleyman Kılıç mektebe giderken âni olarak 15-20 kadar talebenin hücumuna uğramışlardır. MiiLecaviz öğrenciler hocalarını 10 dakika kadar hır-
paladıktan sonra hâdise yerinden koşarak uzaklaşmışlardır.
Yara beı-e içinde kalan öğretmenler civardaki Belediye hastanesine giderek tedavi edilmişlerdir. Mütecaviz talebelerden ikisinin adı tesblt edilebilmiştir. Tahkikat devam etmektedir.
Bayram içinde bayram hayatı yasadık! Evvelki gün heııı kurban bayramının dördüncü günü; hem de dil bayramıydı.
Daima canlı tutmak istediğimiz yüksek bir fikri bayramlar sayesinde her yıl desteklemekten ancak fayda ola cağı için, unutulan bir bayramımıza daha — ciddiyetle —• işaret etmek istiyoruz; «Ağaç Bayramı».
Yurdun muhtelif bölgelerinde günde, üstüste 2-3 orman yangını çıktığını bu sütunda bir kere daha belirtmiştik. Mahallelerimizin sokaklarında, köylerimizde ağaç tutturabilmek mümkün değildir. Zira evlâtlarımıza bu muhabbeti veremiyoruz; asılıyor, körpe fidanları koparıyor, değnek yapıyorlar. Cahil cühelanın yeşil ağaca balta çaldığını görenlerimiz: «Fıkaracık varsın sebeplensin!» diye müsamaha gösteriyor.
Bir çok bölgelerimizde, bir nesil içinde agaçsızlıktan iklim değişti, manzara bozuldu. «Ağaç Bayramı» m bir köşede unutmak değil, ön plâna almak, halka ağaç sevgisini aşılamak lâzımdır. Mânâsız nice kutlamalarımız
B gar cevabi notası
1 telgrafla Ankaraya
Notanın metninin bugün gelmesi ve öğleden sonra toplanacak olan Bakanlar Kurulunda görüşülmesi muhtemeldir.
Cumhurbaşkanı Celâl Boyarla Başbakan Adnan Menderes ve Dışişleri Bakanı Fuat Köprülü dün gece toplanarak bu mevzu üzerinde konuşmuşlardır. Bulgarlstandan gelen göçmenler meselesinin Birleşmiş Milletlere aksettlrllmesinln bu toplantıda mevzuubafas edildiği söylenmektedir.
şayet notanın metni bugün gelir ve Bakanlar Kurulunda görüşülürse notaya verilecek cevapla birlikte göçmenler meselesinin Birleşmiş Milletlere ak-settirllmesl do kesinleştirilecektir.
Bulgarlstandan gelen göçmenler
Edirne 28 (Akşam) — Bulgar İskandan yurdumuza göçmen akını devam etmektedir. Dün de vizeli 380 ırkdaşimız Bölmeye gelmiş ve göçmen evine yerleştirilmiştir Vizesiz gelerek
Camide cinayet
Bir köylü, Bayram namazı kılarken başına keserle vurularak öldürüldü
Konya 23 (Akşam) — Bozkırın Ayras köyünde. Bakırköy camisinde bayram namazı kılındığı «ırada, tüyler ürpertici bir cinayet İşlendiği öğrenilmiştir. Sebebi hakkında henüz malûmat elde edilememiş ise de alâkadarlara gelen haberlere göre AH Işık İsminde biri. Haşan adında bir köylüyü başına keserle üç defa vurmak suretiyle öldürmüştür.
Boksör Joe Louis yenileli Yankee stadyama 28 (A.P.)
, — Burada dün akşam yapılmış
var; çoğunu hazfederek, hu olan 15 raundluk bir maçta yılın ağaç dikme mevsimi i- ünvanmı muhafaza İçin çarpı-çin, daha şimdiden, —----------------*--------------
varken maddeten,
1 ha zırlan malıyız.
i Yoksa yakılanı e mümkün değil.
, vakit şan dünya ağır sıklet boks şam-mânen piyonu Ezzard Charles, rakibi sabık şampiyon Joe Louls'ye telâfi karşı sayı hesabiyle ve İttifakla | galip gelmiştir.
süvari kışlalarına yerleştirilen ı da bu mevzuda bir karar ala-UOO göçmenin durumiam ile cağını söylemiştir.
İçişleri Bakanı yakından rneş- .............*’ - •-*
gul olmuş ve hükümetin yakın-
Göç men evindeki yatak sayı-(Arkası sahlfe t; sütun 5 de)
Amerikan yardımı
17 milyarlöürlıli tahsisat kabul edildi
Tom Connally: «Para ve malzeme vermeğe devam edemeyiz. İktisadiyatımızın böyle bir yüke tahammülü yoktur» diyor;
Washlngton 27 (AA.) (Reuter)
Başkan Truman bugün Birleşik Amerika İle müttefiklerinin silâhlanması İçin 17,009.902.285 dolarlık munzam bir tahsisat verilmesini derpiş eden kanun tasarısını İmzalamıştır,
Tahsisatın 4.000,000.000 dolarından yabancı memleketler faydalanacaklardır.
ARADA BİR
Washlngton 27 (AA.) (Afp)
Ayan Meclisi dışişleri komisyonu başkanı Tom Connally yaptığı bir basın toplantısında; Birleşik Amertkaya dost mera-lelcetlere silâhlanmaları için verilen meblâğın bu mail sene sonunda yâni haziran ayında a-zalablleceğlnl ümit ettiğini sfty-
(Arkası Sahile 2, «ütün • da)
Acaba kimO®ırdllr 7
İşte belediye seçimleri de bitti; Demokrat Parti tek bir parti halinde seçimleri kazandı. Yani bu demektir ki dört sene için bu parti bizim şehri hiçbir muhalefete uğramadan partice verilecek kararlara uyarak I-dare edecektir. Devlet idaresinden tek parti sistemini kaldırdık; fakat İstanbul Belediyesinde tek parti yine kaldı. Eğer gelen heyet çalışırsa, tek parti de olsa, şehri iyi idare ederse pek memnun oluruz. Hele hükümetin tâyin ettiği Belediye Reisine «makam» adını verip bundan evvelki meclis gibi her pürüzlü maseleyi makama havale edip geçiştirmek U-sıılüııdcn vazgeçmeli ve takip usulünü koyabilmek için bugünkü Belediye Kanununu belediyeye salâhiyet verecek şekle sokmak üzere teşebbüste bulunulmalı.
Bundan başka bir nokta ilaha var: Belediyeye seçilen zevatı İstanbullulara birer birer ne gazetelerimiz, ne de Demokrat Parti takdim etti. Bıı zevat kimlerdir? İsimle-
rini ve soyadlarını İlk defa görüyoruz. Bu yaştayız, ba zevatın yıllardır ne İş yaptıklarını, mesleklerinde ne gibi başarılar gösterdikleri* nl hiç bilmiyoruz. Ayıp değil a... Şimdi, belediyede ba zevatın hangi ihtisaslarından istifade edilecektir? Ve daha mühimini, her gün bıı şehrin bin bir türlü derdi ve işi İle meşgul olacak Daimi Encümen Azasım teker teker tanımamız lâzımdır. Milletvekillerinin seçiminden evvel namzetler listesi neşrolunur olunmaz, gazeteler ne tefsirler, ne İzahlar yaparlardı. Belediye âzam ve bilhassa Daimî Encümen âzası, bizim şehrin milletvekilleri demektir. Demokrat Partinin bu hususta gazetelere izahat vermesi ve bu suretle biz şehirlilerin de İşi* rimizi kimlere tevdi ettİğt-nıizi bilmemiz ne iyi olurdu? Su belediye İşlerine pek sevdiğimiz demokrasini» yüzü suyu hürmetine olsun, biraz daha ehemmiyet vermemiz pek yerinde olur.
Bahıfe 2
A K ŞAM
28 Eylül 105Ü
Talim ve terbiye heyetinin muhtariyeti
Ankara dan gelen bir haber Maarif dâvamızın esaslı noktalarından birine dokunuyor. Bu habere göre Milli Eğitim Bakanlığında Tâlim ve Terbiye Heyetinin muhtariyetini temin edecek bir tasan hazırlannıak-tadır. Eğer bu temin edilebilirse öğretim sistemini kurmakta muhtar olan Üniversite gibi Tâlim ve Terbiye Heyeti de Bakanın emrine bağlı olmadan, müstakil bir çalışma devrin? girecek ve bundan öğretim hayatımızda büyük faydalar temin edilecektir.
Çok doğrudur. Tâlim ve Terbiye Heyeti, zaten adı üstünde, ^uçuklarımızın mekteplerde nasıl okutulup terbiye edileceğini tesbît eden, tabiatiyle mütehassıs Öğretmen ve terbiyecilerden mürekkep bir heyettir. Bun lar bizim memleketteki okuma şartlarını, tatbik edilen usullerden alınan neticeleri ve başka memleketlerdeki yeni usulleri, imtihan şekillerini dikkatle tetkik ve ta-kib elmekle mükelleftirler- Binaenaleyh daima en iyi, en doğru kararlara varmaları pek tabiidir. Halbuki bizde Tâlim ve Terbiye Heyetleri hiçbir zaman doğruluğuna inandıkları prensipleri tatbik edememişler, Milli E-ğit'm En' anlığına gelen her Bakan, tâlim ve terbiyeci olmasa bile, öğretim usullerini, imtihan usullerini istediği gibi deriştirmiş, hattâ kitaplara biJe karışmıştır. Maarif dâvamız yalnız bu yüzden, yirmi beş senedir istikrarsızlık içindedir. Yine yirmi beş senedir mekteplerden çıkan gençler muhtelif usullerle okuyup imtihan oldukları için edindikleri bilgiler bir i birinden çok farklıdır. Bundan memleket gençliği zarar görüyor.
Yeni Millî Eğitim Bakanı Terfik İleri, Tâlim ve Terbiye Heyetinin muhtariyetini temin edebilirse maarifimize en büyük iyiliği yapmış olacaktır.
Şevket RADO
Köylü; toprak, su ve elektrik istiyor
Devlet Bakanı ve yardımcısı Aydında halkın ihtiyaçlarını tesbit ettiler
Preveze zaferinin
412 nci yıldönümü
Diin Taksim âbidesinde ve Barbaros türbesi önünde yapılan iki törenle kutlandı
Ne güç iş!
(Bas taralı birinci «ahltedeı harbe ve tecavüze ihtiyaç duymadan emellerini yavaş yavaş gerçekleştirmek yolunu tutmuştu. Karşı tarafın kuvvetlenmesi onun yolunu kesiyor. Bu kuvvetlenmeye engel olmaya çalışıyor.
Sovyet Rusya için meselâ Doğu Avrııpanın durumu tam bir sulh örneğidir. Küredeki tecavüzün sulha dokunur h:r tarafı yoktur. Yarın Doğu .Almanya komünistleri. gene Rus silâhları İle Batı Alman yayı alabilirler. Bunun da sulhu bozar bir yönü olamaz. Yarın Azerbaycan’da kurulacak bir komünist hükümeti, Rusya-nın vardımivk İranı istilâ edebilir. Sulh bakımından bunun ne zararı olabilir? İlk adımda milletlerin barışı ve hürriyeti adına başarılacak bu hareketlerden sonra Allah kerim!... Rusya kuvvetli ve karşı taraf zayıf kaldıkça daha başka milletler de kurtarıiabîlir. Elverir ki Amerika hazırlanmasın ve Batı Avrupa uyanmasın.
Bu basit hakikatleri bütün dünya artık biliyor O halde Sovyet Rusya neden bu kadar zahmete ve masrafa katlanarak »barışseverlik» propagandasını kendine günün politikası yapmıştır? Boşuna mı çalışıyor?
Hiç zannetmiyoruz. Kore harbi Birleşmiş Milletlerin ■flâhlariyle komünist tecavüzü aleyhine döndüğü bir sırada, her istikamete yayılan bu sulh propagandası, sanıldığı kadar boş ve mânâsız değildir. Amerikan çevreleri bundan ürkmeye başlamışlardır, bunu önlemeye çalışıyorlar.
Sovyet Rusya, Kore komünistlerinin mağlûbiyetini kabul etmeye hazırlanmış görünmektedir. Kore harbi sına ererek komünistler eski hudutlarına çekilince, bu harb ile birlikte bütün ihtilâfları bitmiş gösterecek ve artık bîr anlaşma yoluna girilmesi kanaatini bilhassa Amerikan efkârına kabul ettirmeye çalışacaktır. Büyük fedakârlıklara katlanan, bu ağır millî müdafaa v» A trup a ya yardım yükünün ne zamana kadar süreceğini sormaya başlıyan, ve bilhassa Batı Avrupa memleketlerinin her şeyi Ameri-kadan bekliyerek hâlâ ciddî bir fedakârlığa girişmek is-temiyen zihniyeti karşısında bezmeye başlıyan Amerikan milleti. Kore harbi sorunda, bir harb bitmiş, tehlike ortadan kalkmış, sulh devri gelmiş gibi bir ruhi hâlete kapılabilir. Sovyet Rusyanın istediği de; «Harb bitti, zafer kazandık, Hıısya sadece sulh istiyor, bu müdafaa masraflarına lüzum yoktur, konuşalım, anlaşalım ...» fikrini, yeni seçimler arifesinde Amerikada yer-
leştirmeye çalışıyor
Gelebilecek yeni tecavüz tehlikelerinin sadece küçük biı tezahür sahnesi olan Kore harbini, önlenmiş başlı başına bir hâdise, tek ve son harb ihtimali gibi göstererek, müdafaa hazırlıklarını lüzumsuz kılmak ve büyük gayreti kırmak... Sovyet R ustanın behren siyaseti budıır.
Bu propagandanın boşa gitmediğine eminim. Oatı Avrupa, bu propagandaya elver B bir zemindir. Hiç kimse kımıldanmak, masrafa girmek istemiyor. Amerikan efkârında da sulh imkânlarına inananlar olduğu. oradan gelen telâşlı yazılardan anlaşılıyor.
Komünist propagandası iz bırakıyor, çünkü çok geni»- ölçüdedir, hiç bıkmadan her gün, her saat devam ediyor. Telkin ve tesir kudreti bundan dolayı büyüktür. Karşı taraf ise bu işleri hiç bilmiyor ve halk efkârını gidişine bırakıyor. Masraflar arttıkça vergiler çoğalıyor, sıkıntı ve sefalet o nispette artıyor. Hürriyet olan yerde tenkid ve şikâyet vardır, halk iradesi ve seçim vardır. Sovyet Rusynda ise kimse ağzını açamaz. 115 milyon küsur insan, aç kamına (h.hi. Stokholm beyannamesini — işin ne olduğunu bilmeden, sormadan — kuzu gibi imzalar. Rusya bütün dünyada dilediği propagandayı yapar, Rusyada, resmî tebliğler dışında kimse ağzını açamaz.
İki taraf, eşit şartlar İçinde mücadele etmiyor. Bu bakımdan komünist âlemi, karar ve hareketlerinde hâkimdir. Karşı tarafta ise evvelâ her memlekette milyonlarca halkın, hür kanaatleri içinde, kendi hükümetleriyle hemfikir olması, sonra da — çok daha zoru —• elli devletin, hiç olmazsa on ikisinin aynı karara varması lâzım. Ne güç İş! Henüz Amerika, tngilterc ve Fransa arasında cn hayati meselelerde birlik yok.
Necnıeddin SADAK
Adalet Bakanı Ankara’ya döndü İki gündür Edlmede tetkiklerde bulunmakta olan Adalet Bakam Halil Özyörük beraberinde Adalet müfettişi Nedim Evliya olduğu halde dün akşam şehrimize gelmiş ve Ankaraya gitmiştir. Adalet Bakam yol ü-zerindekl Babaeski, Lüleburgaz ve Çorluya uğramış, halkla temas ederek İhtiyaçlarını dinlemiş ve adalet işlerini ilgilendiren muhtelif mevzular hakkında alâkalılardan İzahat almıştır.
Bakan Sllivrlde C.H.P. ve DJ>. İlçe merkezlerini ziyaret etmiştir.
Hahl Özyörük mütaakıben Çataleada halk ve adliyecilerle bir müddet görüşmüştür.
Aydın 2® — Devlet Bakanı Barbakan yardımcısı Samed A-ğaofelu dün vatandaşlarla görüşmek ve dertleşmek üzere Dev let Bakam Fevzi Lûtfl Karaos-manoğlu, Manisa milletvekili Kâzım Taşkent, Aydın milletvekili Namık Gedik, Denİ2ll milletvekili Eyüp Şahinle birlikte Aydına gelmiştir. Belediyede yapılan bir toplantıda ilk sözü Başbakan yardımcısı Devlet Bakanı Samed Agaoğlu almış, vatandaşların arzu ve İhtiyaçlarını hiç çekinmeden söylemeleri gerektiğine işaret etmiş ve vatandaşların dileklerini dinledikten sonra konuşmasına devam edeceğini bildirmiştir.
Köylünün istedikleri
Bunun üzerine söz alan bir çok vatandaş, topraksız köylünün bir an evvel topraklandırılmasın!, sulama İşlerinin en kısa zamanda halledilmesini, hayvancılığın ıslah ve himayesini. Ziraat Bankası sermayesinin arttırılarak zürraa daha geniş ve uzun vftdcll kredi temini ile fala hftdlerlnln İndirilmesini istemişler, İlkokullarda din ders lerinln genişletilmesi lüzumundan, muamele vergisi kanunu-
nun sanayii parçaladığından, yo! dâvasından ve kasabaların su ve elektrik İhtiyacından bahsetmişlerdir.
Vatandaşların dileklerine cevap vermek için tekrar süz alan Başbakan yardımcısı Devlet Bakanı Samed Agaogiu bh kısım meselelere kendisinin temas edeceğini, mütebakisinin de Devlet Bakanı Fevzi Lûtfl Karaosmanoğlu tarafından cevaplandırılacağını bildirmiştir.
Samed Ağaoğlu, antidemokratik kanunların kaldırılmasına başlandığını. Meclisin önümüzdeki toplantı devresinde bu meselenin tamamen halledilmiş olacağını, tapulama İşlerinin hızlandırılacağını, hukuk dâvalarında süratin temin edileceğini memleket evlâtlarına temel dini terbiyenin verileceğini, muamele vergisinin ıslahı İçin hazırlıklar yapıldığım İzah ettikten sonra «Ne kaıjar sık karşınıza gelir, sizin sözleriniz! dinler, sizin mahallinde tesbit ettiğiniz hakikatleri öğrenerek gidersek o kadar muvaffak oluruz.» diyerek konuşmasını bitirmiş ve sözü Devlet Bakanı Fevzi Lûtfl Karadsmanoğlunâ bırakmıştır.
Fevzi Lûtfi Karaos-manoğlumın görüşü
Fevzi Lûtfl Karaosmanoğlu, konuşmasında vatandaşların İstek ve İhtiyaçlarının mütebaki kısmını cevaplandırmış, hürriyet nizamı İçinde yaşayan bir memlekette halledilmeyecek hiç bir müşkül bulunmadığını, ba-şarılamtyacak hiçbir İşin mevcut olamıyacâgını. İzmirden Aydına kadar herkesin feragatle çalıştığını müşahede ettiğini, yolların eskisi gibi bozuk, köylerin harap, İnsanların bakımsız ve zayıf olmasına rağmen yüzlerde büyük bir sevinç İfadesinin göründüğünü tebarüz ettirmiş, bu memlekette artık insan kıymetinin bilindiğini ve hürriyetin esas olduğunun çehrelerde okunduğunu belirtmiştir. Devlet Bakam «İstediklerimizin hepsinin yerine gelmesi lûzundır. Hüriyct olursa adalet de olur. Her şeyin her İyiliğin başı hürriyettir. Hürriyet nizamı İçinde insanların birbirlyle İmtizacı şarttır.» diyerek sözlerini bitirmiştir.
Devlet Bakanı Başbakan yardımcısı Samed Ağaoğlu bugün Muğlaya gidecektir.
Preveze zaferinin 412 nel yıldönümü ve donanma bayramı dıin de yazdığımız gibi parlak surette kutlanmıştır.
Sabah saat 10 da Taksim meydanına gelen deniz birlikleri Cumhuriyet âbidesine çelenk konulmasını nıütaakıb Be-şikteşa inmişler ve saat 11.3ü da Barbaros anıtı önündeki törene başlanmıştır.
Türende milletvekilleri, donanma komutanı tümamiral Rıdvan Koral, 1 İnci ordu müfettiş vekili korgeneral Şükrü Kanadlı, generaller, amiraller, yüksek rütbeli subaylar ve kalabalık bir halk kütlesi bazır bulunmuştur.
îlk olarak donanma komutanı. deniz birliklerini teftiş etmiş ve bunu mütaakıb deniz bandosunun çaldığı İstiklâl marşı ile Barbaros Hayreddinln
donanması sancağı şeref direğine çekilmiştir.
Bundan sonra genç bir deniz subayı hazırlanan kürsüye gelerek bir hitabe İle 27 Eylül Prevezo zaferinin dünya tarihindeki ehemmiyetini belirtmiştir,
Bundan sonra Erzurum milletvekillerinden EmruUah Nutku, denizcilere hitaben bir konuşma yapmış ve Prereee deniz muharebesini tasvir eden Bir şiir okumuştur.
Son olarak hücum ve emniyet filo komutanı tuğamiral Fuat Üzgören konuşmuş ve Preveze zaferinin denizcilik tarihindeki büyük önemini anlatmıştır.
Törende hazır bulunan elenti birliklerinin geçit resmini müteakip törene son verilmiştir.
Dün saat 17 de Yavuz zırhlısında donanma komutanı tarafından bir çay verilmiştir.
Aziz besin
Dün savcılıkta sorgusu yapılarak Cezaevine iade edildi
«Yeni Baştan» dergisindeki solcu neşriyatı dolayısiyle hakkında gıyabi tevkif müzekkeresi kesilen ve İskenderun da yakalanan muharrir Aziz Nesin evvelki gece Lskenderundan getirilerek cezaevine gönderilmişti.
Aziz Nesin dıln, cezaevinden adllyeye getirilmiş ve savcılıkça sorgusu yapıldıktan sonra tekrar cezaevine iade olunmuştur. Azla Nesine alt evrak da «Yeni Baştan* dergisi hakkında birinci sorgu hâkimliğinde mevcut dosyaya eklenmiştir.
Ömer İnönü hakkında yapılan tahkikat son safhada
Beş sene evvel vukua gelen bir otomobil kazasında ölen Teknik okul pansiyon Amiti Muzaffer Kayahbayın Ölümü dolay tali e Ömer İnönü hakkında üçüncü sorgu hâklmllgince yapılmakta olan taiıkikat son safhasına gelmiştir. Sorgu hâkimi. önümüzdeki hafta içinde kararnamesini hazırlayacaktır.
Mustafa Muğlalı
Rahatsız olduğu için dün tahliye edildi
Ankara 21 — Emekli general Mustafa Muğlalının duruşmasına bugün devam edilmiştir. Bugünkü celsede Muğlalının durumuna alt rapor okunmuştur. Raporda, Muğlalının 643 yı-lındanberl söylenenleri anlaya-mıyacnk şekilde bir damar hastalığından. muztartp olduğu zikredilmiştir. Mahkeme, Muğlalının hasta durumu sebebiyle tahliye edilmesine ve raporu veren ehlivukufun dinlenmesine karar vermiştir.
İthal listesi genişletiliyor
Ankara 28 (Akşam) — Ticaret ve Ekonomi Bakanlığı tarafından hazırlanmakta olan yeni dış ticaret rejimine ait İthal listesi için dün bir toplantı yapılmıştır Meslek teşekkülleri mümessillerinin İştirak ettikleri bu toplantıda İthal listesine İlâve edilecek maddeler görüşülmüştür.
Toplantıya bugün « yarın da devam edilecek tesbit edilen yeni liste ilgililere tebliğ e-dllecektlr.
Bulgar notası
(Baştarafı I (net sahifedel sının 4000 e çıkartılması için hazırlıklar tamamlanmak üzeredir. Burada teşkil edilen bir komisyon harap kışlaların acele onarılmasını ve vagonların misafirhanenin önünde durdurulmasını temine çatışmaktadır.
Şimdiye kadar gelen 27 bin Göçmenden 25 bininin sevk muameleleri yapılmıştır Bir müd-dettenberl şehrimizde bulunan İçişleri ve Adalet Bakanlan da tetkiklerini bitirerek dün şehrimizden ayrılmışlardır.
İçişleri Bakanının temasları
Dün D. P. 11 merkezinde halkla temas eden İçişleri Bakanı topraksız vatandaşlara toprak tevzii İçin İcabeden tedbirlerin alınacağım vadctmlş ve çlfçl mallarım koruma kanununun kaldırılacağını söylemiştir. Bakan ayrıca her vilâyete bir ar-tezlyen burgu makinesi ile bir yol açma makinesinin verilmesini hükümete teklif edeceğini beyan etmiştir.
Keşan 27 (AA) — İçişleri Bakanı Ruknettln Nasuhloğlu bu akşam saat 21 de kara yoluyla Edirneden ilçemize gelmiştir.
Bakan geceyi İlçemizde geçirecek ve yarın sabah kara yolu Ue Teklrdağa hareket edecektir.
Amerikan yardımı
(Baş tarafı I inci sahifede)
İçmiştir. Tom Connally sözlerine şunları ilâve etmiştir:
«— ihtiyacı olan bütün memleketlere ne çok miktarda para ve ne de malzeme vermeğe devam edemeyiz. İktisadiyatımız böyle bir yüke tahammül edeme*.»
Connally bundan sonra aşağıdaki noktalar üzerinde fikirlerini izah etmiştir:
1 — Birleşmiş Milletler genel kurulunun hâlen mâlik bulunduğu yetkilerden başka geniş salâhiyetlere sahip olması zaruridir.
2 — Hâlen Korede çarpışmakla olan kuvvetlerin 38 İnci ara dairesini geçip Kuzey Kore-ye gtrlp girmiyeceklerine alt karar vermek Birleşmiş Milletlere aittir.
3 — Almanya, Kuzey Atlantik savunma sistemine iştirak etmelidir.
4 — Kuzey Atlantik paktına dahil memleketler. Birleşik Amerika kadar süratle, silâhlanmalarına başlamak zorundadırlar.
öte yandan Connally Japonya İle barış andlaşmasınm süratle hazırlanması lehinde bulunmuş, fakat kanaatine göre Birleşik Amerikanın bu memlekette bütün nüfuz ve otoritesini muhafaza etmesinin zaruri olduğunu belirtmiştir.
BORSA
ÇEKLER
(Baş tarafı 1 idci salıiiede)
Kuzey Koreliler barış teklifinde bulundular
‘ Flusiting Meadows 27 (AA.)
' (United Press) — İnanlIn' kay’ Haklardan verilen malûma ta göre kuzey Kore bugün. Korede ’ harbe sop vermeğe va 38 inci ' arz dairesinin ötesine çekiime-ğe hazır olduğunu bildirmiştir.
Kuzey Korelilerin dört mad-’ delik bir barış teklifini komü-f nlst Çin hükümeti vasıtaskyle Hlndistamn PeLping büyük elçisine sundukları aynı kaynaklar
' taralından .bildirilmektedir. Kuzey barış teklifi aşağıdaki, maddeleri ihtiva etmektedir:
1 — Muhasamata son verecek bir mütarekenin İmzalanması,
2 — Güvenlik konserinin ta-
rihi kararında belirttiği üzere kuzey Kore kuvvetlerinin 38 inci arz dairesi Ötesfne çekifmele-rl. -
3 — Amerikan korvetlerinin güney Kore Pusan llmtfnı köprübaşı bölgesine çekifnie’.ei'l ve diğer milletlerden ni^Ateşekkll Birleşmiş Milletler 'kuvvetlerinin güney Korenln diğer kısımlarını işğal etmeleri.
4 — Birleşmiş Milletler kontrolü altında bütün Korede seçimler yapılması.
Amerikada ne deniyor?
Nevyork 28 (Radyo) _ Kuzey Korelilerin barış teklifinde bulundukları hakkındaki haberlerin Amerikada. propaganda maksadlyle İleri sürüldüğü söylenmektedir.

Sabah Gazeteleri Ne Diyor?
Eski hesaplar
YENİ SABAH'ın başmakalesinde ortada dolaşan bir yığın suiistimal dedikodularının hesabının sorulması lâzım geldiği İleri sürüldükten sonra şöyle denmektedir;
Biz eminiz ki Büyük Millet Meclisi, geçmişi kolay kolay unutmıyacak ve sırf bir İntikam kasdlle değil fakat İlerideki yolsuzluk ve fenalıklara mâni olma ve mazide kudretlerini suiistimal edenlerin tekrar bir yolunu bularak milletin başına musallat olmalarına engel teşkil eyleme bakımından hesapların tasfiyesi ve mesullerin tecziyesini dileyecektir... Fenalıkları olanların temizletilmedi neden karalama oluyor.
Geriye atılan adımlar
Hikmet Bil Ht)HRİYET*tekl bir fıkrasında Çukurova ve Hataya yaptığı bir seyahatin intibahını anlatarak bu havalide İrticai hareketlerin ğö-•C çarptığını belirterek şun-
-
lar, yazırıjSrtadır:
Önce kıyafetten başlamalıyım: Lâcivert birer sarığı andıran İblkslz berelerle güneşlikleri arkada kasketlmsl külahlar kafalara hâkim olmuş..
Hele potur, eskiden nadir ve kaçamak taşınırken şimdi aleniyetle beraber ekseriyeti de kazanmış..
Şehirlerin ana cadde ve sokaklarından tutunuz da kasabaların seyyar sergilerine ve köy odalarına kadar eski Türkçe ve Arapça karınca duaları. Ormanlı tuğraları, İmam öğütleri ve daha adı sanı bilinmeyen yobaz saçmaları dolmuş, taşmış..
Sanki eskiden cami yapmak yasakmış gibi, köylerine bir zamanlar okul yapacak para bulamayan köylüler birer harabeden farksız ocakları arasına ha bire minarecikler dikmektiler...
Halk ve köylü bütün bunları demokrasinin bir nimeti sayıyor,
— Hepsi güzel ama ya bizim bir zamanlar üzerine gö-
zümüz gibi titrediğimiz Atatürk İnkılâpları ne oldu acaba?

Kamyon kazaları
İsmet Hulusi İmset SON POSTA'dakl fıkrasında son senelerde memleketimizdeki kamyon kazalarının aşırı derecede arttığını ve bunu önleyecek tedbirlerin alınması lâzım geldiğini belirterek şöyle demektedir;
Hemen her gûıı gazeteler kamyon kazaları haberlerini yayınlamaktadırlar.
Yüklü bir kamyon filân yerde bir yokuş İnerken frenleri tutmamış, sürati gitgide artmış ve yolun dönemecinde uçununa yuvarlanmıştır. Kamyonda bulunan yolculardan dokuz kişi ölmüş, on kişi ağır surette yaralanmıştır.
Dikkat edilmesi gerek:
Çürük kamyonların işletilmesine müsaade verilmemeli...
Eşya üzerinde yolcıı nakliyatı tehlikelidir. Bu İşi önlemeli!.
Londra
New York
P*rl»
Stokholm Cenevre
Amsierdarn
Brüksel Llrbon
ESHAM VE TAHVİLÂT % T FAtZLİ TAHVİLLER Sıva» - Erranım ı
Sivas - Enıunıro 1-1
1941 Demiryolu ı 1941 Demiryolu U 1941 Demiryolu (U Milli Müdafaa l
İl idaresi ve mahallî idareler kanunları değişecek
Ankara 18 (Akşam' — İçişleri Bakanlığı II İdaresi mahalli idareler ve köy kanunlarında bazı Mn değişiklikler yapmak kurarı n-3i 33 dadır. Bu hususta yapılacak de—
21
ÎO.4Ö i
30J15 I
2ÜJJ0 J
20».'
Mili! Müdafaa n 20 85
Milli Müdafii» m 31 15
Milli Müdafaa IV 31İ5
■4 ( FAİZLİ TAHVİLLER
1941 Demiryolu 98.10
K-iikin.no A 1 90 40
Kalkınma (1
Kalkınma m 96.40
1948 İstikran 1 8li 50
1948 İstikrazı tl P6 5O
1949 İstikrazı 1 95.90
% 4.5 FAİZLİ TAHVİL
1949 tahvili 05 30
% 5 FAİZLİ TAHVİLLER
1933 Ergani 32 SO
lîöü lkramlyeLİ 30 25
Milli MildaJa» 3! 20
Demiryolu IV 97 65
Demiryolu V 97.75
ANADOLU DEMİRYOLU CRUPU
Tahviller ABC m-
Hisse senetleri % «o 22 30
Mümessil senet •n —
ŞİRKET hisseleri
Merkez Bankası zı -
Arslan Çimento 15 20
T. Ticaret Bankası S —
l-j Bankası » -
Şark Dcâınttetıcıuk 23.23
Milli Reasürans la-
SARRAFLARDA ALTIN
Ssntıaa
Gulden 2“ 95
Türk lirası 31 —
Sterlin 44 30
Külce 4 79
Reşat , 57 10
, ğişikllklerl tesbit etmek üzere çalışmalara başlanmıştır. Hazırlanacak tâdil tasarıları önümüzdeki çalışma devresinde Meclise sunulacaktır. Diğer taraftan İskân kanununun tatbik | şeklini gösterir talimatnamede mevcut bazı akmaklıkları ortadan kaldırmak maksadiyle lüzumlu değişiklikler yapılmaktadır.
Bu değişiklikle yurda gelen göçmenlerin iskân işleri daha kolaylıkla yapılabilecektir.
Mevlidi Şerif
Üniversite emekli profesörlerinden ve eski milletvekillerinden:
FAZIL NAZMİ RÜKİN’ün
birinci ölüm yıldönümü münasebetiyle aziz ruhuna ithaf edilmek üzere, 30 Eylül 1950 cumartesi günü Şişli camiinde, ikindi namazını müteaklb (Saat 5 te) mcvild okunacağından kendisini seven akraba ve dostların ve arzu edenlerin teşriflerini rica ederini.
Eşi
Halııııcl Fazıl Rükün
2R EvlÛl 1950
AKSAM
Sahlfe S
■\KŞAM«fatAKŞAMg|
Bir Amerikan istatistiği karşısında düşünüş
Memleketini dostlarına tanıttırmak gayreti İyi peydir. Amerikan haberler servisi de ivl çalışıyor. Bize enteresan resim, makale ve malûmat gönderir. (Teşekküller.) Propaganda neşriyatı a raundu u istatistik, bilhassa dikkatimi çekti:
AMERÎKADA İŞ SAHALARI — Amerika Birleşik Devi etleri Ticaret tia kan tığının bildirdiğine göre. A-merikada iş şnhaları umumiyet İtibariyle küçük firmalara Istinad etmektedir. Nitekim. 1948 yılının mart ayına kadar tesbit edilen duruma göre, biitün Amerikan firmalarının dörtte üçü az işçi kullanıyor. Bu arada bir çok firmaların da hiçbir suretle işçi kullanmadığı anlaşılmıştır. Bu gibi işler, umumiyet İtibarîyle bîr kişi tarafından İdare edildiği için (Aile işi) ismini almıştır.
100 işçi kullanan mües-Beselerin nispeti yüzde 1 den daha azdır. Birleşik Amerİ-kadaki 3.966.800 iş müesse-sesinden sadece 3100 ü 1000 işçî istihdam ediyor.
Ticaret Bakanlığı tarafından yapılan murakabe neticesinde anlaşıldığına göre, bütün firmaların yüzde 74.5 i dörtten az işçi, yüzde 12.8 i 4 ile 7 arasında; 7,8 i 8 ile 19 arasında ve yüzde 3 ünün de, 20 - 49 arasında, İlh. ilh. binde 1 i 500 ve daha fazla işçi kullanıyor.

Amerikalılar, bu propaganda rakamiyle zannederim, bilhassa şunu göstermek İstiyorlar:
— Bizim memleketin adı, ^Milyonerler diyarı» na çıkmıştır. Aleyhtarlarımız, servetlerin pek mahdut ellerde toplandığını ileri sürerler. Rejimimizin umumiyetle a-leyhtarlan da, asırlardır, bilhassa XIX. asırdanberi iddia ederler kİ, kapitalizm geliştikçe orta sınıf mahvolacak: iktisat dünyası hiç sermaye-frizlerle, büyük sermayelilerden İbaret kalacaktır. Halbuki işte XX ncl asrın ilk yarısını bitirirken iiltrakapi-talîst Amerikanın duruınıı! Milyonerlerimiz az. Orta sınıf imiz kuvvetli.
Bunda, tekniğin ilerlemesi âmil olmuştur: Bir aile, e-vinde artık hizmetçi kullanmak zorunda kalmadığı gibi, küçük teşebbüsünde — meselâ cüd ciltlerken, meselâ berberlik ederken, meselâ E as t acılık yaparken, ilh — arısının, kızının oğlunun çalışmaslyle iktifa edebiliyor. Birleşik Amerikanın nüfusu 150 milyon civarında olduğuna göre, 4 milyona yakın firma bulunması fena rakam değildir. Zira bazı firmalar, elbet şirket halindedir. Onun için, Amerikada teşebbüs ve sermayeleriyle yaşayanların miktarını zihnen ona göre çoğalt malıyız. Diyelim ki her firmada on şerik (yahut aile ferdi)... Böylece 150 milyonun 40 milyonu iktisadi hürriyete kavuşmuş oluyor.
¥
Bence asıl mühimmi; Amerikan zihniyeti, bugün artık, milyonerlerini, milyarderlerini âleme teşhir ederek onlarla öğüunıek istemiyor
1951 İkramiye Plânımı,
6 EV
Her 100 liraya ayrı bir kura numarası ve
150 talihliye hesaplarındaki para kadar
para ikramiyesi
(Bir kura numarasına en çok 2500 lira)
ŞU HALDE:
• Ev ikramiyelerinde talihinizi arttırmak İçin
Tasarrufunuzu arttırınız.
• Para ikramiyelerinde alacağınız İkramiyeleri
çoğaltmak İçin
Tasarrufunuzu arıtırınız.
YAPI ve KREDİ BANKASI
Emekli öğretmenler Bakanlık 77 öğretmeni emekliye ayırdı
Bayramdan notlar
Arap harflerile resmî makbuz doldurulur mu?
Deri toplamada lâkaydiler — Kontrolsüzlükler, tedbirsizlikler — Yaralananlar — Hasta eileriie çocukları kucaklayanlar
Şehrimiz İlkokul Öğretmenlerinden. emekliye ayrılma yaşma gelmiş olanların sicil dosyalan MIHI Eğitim müdürlüğü tarafından Milli Eğitim Bakanlığına gönderilmişti
Dün Bakanlık şehrimiz öğretmenlerinden 77 sinin emekliye ayrıldığını Vilâyete bildirmiştir.
Emekliye ayrılan 77 Öğretmen şunlardır:
Vesile Bingöl. Vehbi Ergin, Naciye Güneş, Tevfik Tan. Mev-hibe Özkök. Zehra Güzide Ay-gün. Müzeyyen Çimil. Arif Var-darh, Safiye Alp, Feyziye Kuran el. Hayrettin Gürsel, Feride Tümör. Nuri Şahlnalp. Fatma Sungay, Halide îşgen, Cevdet Tiiziin, Şükriye Derkut, Müşerref Işman, İsmet Humpar, Sü-eda Ünlütürk, Ralf Önsu, Emine Arka. İ, Hakkı YılmRZ Gündüz, Abdiilfettah Yenen, Makbule Tınaz, Hadiye Işın, Hacer tzgi, Kıymet Pekdeğer. Zahide Tan. Sablha Osmay, Zlyaeddin Akalp, Sadettin Azıkay. Zehra Gürel, Mesrure Sayılgan. Eşrel Tiizûn, Kâzım Esenbcl. Şaziye Angun. Melek Göksuna. Hikmet Martı, Husiye Benice, Mehmet Gençel. Adile Pankoğlu. Mah-mure Sayılır, Nazire övünç, Halil Çetinöz. Fatma Özakıncı. Servet Erense!, Hatice Saadet Gönenç, Necibe Oyman, Kıymet Tönet. Advlye Tezer, Hikmet Enön, Rabla Türöv, Nudiye Oktay, Mustafa Keçeclğll, Şaziye Baysalerl. Hatice Giinuytkcü Cemile Sizistür, Mehmet Sennet Aktün, Haşan Akman. Hikmet Aktürk, Nuriye Günek. Fahriye Dllekbaş, Fatma Anğı. Sadlye Günkut, Mehmet Rauf Dayı. Kadrlye Aktulga, Salme Gülgün, Ayşe Özsel. Hamdl Ünel. Ulviye tren. Fatma Şerife Okutan, Ali Hikmet Yöntem. Hamdl Yorulmaz. Hüseyin Lütfl Baytln, Hava Neslbe Erkin, Hulusi Akman.
Tekiz telgrafçılar birliğinin Ankarada teşebbüsleri
Telsiz telgrafçılık memleketimizde de bir meslek halinde gelişmektedir. İki sene kadar evvel teşekkül eden telsiz telgraflar birliği son zamanlarda faaliyetini arttırmıştır.
Birlik, kanunların telsiz telgrafçılara tanıdığı halde şimdiye kadar İstifade edilemlyen hakları kullanmağa ve telsizcilerin çalışma, İstirahat müddetleriyle kazançlarının kifayetsizliğini alâkalılara duyurmağa karar vermiştir.
Bu maksatla alâkalılarla görüşmek üzere Birlik mensupları Ankaraya gideceklerdir.
da, orta sınıf kütlelerinin fazlalıhğını, (çok adamı yüksek ve müstakil bir seviyede tutabildiğini) dünya efkârına göstermek İstiyor.
4
Bizim de, kendi hesabımıza hevesleneceğimiz; «az a-damı Karun yapmak» değil, «nüfusun âzami bir nispetini iyi yaşatmak» olmalı.
Taban tabana zıd tecrübelere girişmiş memleketlerin ahvalini dahi gözönünde tutsak, heveslenilen şeyin bu olduğu anlaşılıyor. Geniş tabakaların yüksek standardı.
(Vâ-NÛ)
Göklerin kan adlı milletler tarafından fethedilmesi, küremizi bir avuç İçi kadar küçültmüş ve insan topluluklarım birbirlerine yaklaştırmıştır. Bu medeniyet unsurundan tamamile faydalanmak için havacılık çalışmalarımızı hızlandınnalı ve (Türk Hava Kurumun») yardımlarımızı art tır ma lı vız.
* Kurlıan derilerimizin çar çur olmasına meydan vermezsek üç millî cemiyete (900,W) lira kazandırmış olacağız.
Türk Hava Kurumunun, Kurban bayramından bir kaç gün evvel gazetelerde, yukarıda örneklerini verdiğim şekilde propagandaya giriştiğini elbette sîzler de görmiçşsünüzdür. Fakat iş, yalnız propaganda He bitmiyor! Bu İhtiyaç: duyan ve Türk milletine duyurmağa çalışan teşkilâtın da iyi çalışması lâzımdır.
Üzülerek belirliyorum kl propaganda iyi, çalışma İse sıfırdır
Anlatayım:
Katlarından bilinde kiracı olduğum apartıman avlusunda bu bayram 3 kurban kesildi. Üç milli cemiyete 9Q0,0oû Ura gibi mühimce bir para kazandıracağını İlân ederek halttın nazarı dikkatini celbeden teşkilât mensuplarının derhal gelip bıı kurbanların derilerini toplayıp götürdüklerini tahmin edersiniz değil mi? Maalesef...
Kiracılardan biri.. Hava Kurumuna telefon e ederek derilerin alınmadığını, yarına kadar da alınmazsa kokuşacaklarını haber verdi.
Karşı taraf ne cevap verse beğenirsiniz? Adanılan deri toplamaya çıkmışlar, vakit bulurlarsa bu apartımana da uğrayacaklarmış!..
Nihayet ancak ertesi günü vakit bulunmuş (I) olacak 1:1 cebinde bir cilt makbuzla bir adam geldi ve 3 deriyi avluda görünce:
— Eyvah! diye haykırdı...
— Ne oldu?
— Ben burada bir tek deri var diye gelmiştim. Üç deriyi nasıl götürürüm...
OfLaya poflaya, eğildi, derileri yokladı, üçünü üs t üste koyduktan sonra bir makbuz doldurup apartıman sahibi Hüseyin Yılmaz’a uzattı.
Gelen adam, üç deriyi dışarıya çıkarıp depoya gönderdikten sonra bir de ne görelim kl makbuz Arap harflerile yazılmamış mı? Hayretler İçinde dona kaldık? Hava Kurumunun deri toplama işiyle vazifelendirdiği adamları, (3 teşrinisani 1928 ae Türk harflerinin Büyük Millet Meclisinde kabul edildiğine göre» Arap harflerini 22 yıl evvel terlettiğimizden hâlâ mı haberleri yok!..
Hem de öyle baştan savma bir makbuz kl derinin cinsi, rengi, tüylü olup olmadığı da, yazılması mecburiyeti makbuzdan anlaşıldığı halde, yazılma-mıştır. Ne tarih ve ne de imza
Acaba ?
Türk mü, Tatar mı pek bilmiyoruz, Korcden bir 1-ki aile memleketimizo gelmiş, gazetecilere demiş ki:
«— Her ikî dünya harbinde Jüponlar bize çok I-yl muamele ettiler. Haklarımızı tam verdiler. Fakat sonradan gelen Amerikalılar iyi hareket etmediler. Onlar hakkındaki iyi düşüncelerimiz kırıldı. Çok kötü muamele ettiler...»
Buraya aynen nakletmek istemediğimiz daha fena sözler de var.
Bayram yerinde salıncaklar
Hava kurumu memurunun Arap harflerile yazıp verdiği makbul
atılmasına dahi lüzum görülmeyen bu makbuzun, Arap harflerile doldurulmuş olduğuna göre, kanun nazarında muteber olamıyacağı da ayrı bir mesele.,.
Bayram yerinde hasta eller ve yaralananlar
Dönme dolapları, salıncakları ve diğer eğlencelerile çocukları cezbeden bayram yerlerine gelince; buralarda da yavruların sıhhatlerde katiyen alâkadar olunmadığını bir kaç müşahedeme İstinaden kaydetmekte fayda görüyorum.
Ünkapanj bayram yerinde, müteaddit salıncaklar, dönme dolaplar ve bir de «Telden kayma» eğlencesi vardı. Bir ucu üç adam boyu yükseklikte, di-
Acaba doğru mu, diye düşündük, inanmak istemedik. Komünist propagandası tesLrl altında kalmış olabillrler-
Eger bu anlattıkları doğru ise Asya ve Asyalı dâvasının esâsını anlamak kolaylaşıyor.
*
Güzel amma...
Tiyatro artistlerimiz, Koreyc gitmekte olan askerlerimizi arasıra eğlendirip dinlendirmek için o-raya seyahat niyetindcler-miş. Ruh asaletinin tezahürü olan bu fedakârlığı alkışlamamak mümkün değil-
ğer uou yerde ve aşağı yukarı 80 - 70 metre uzunluğunda olan bu gerilmiş kalın telin üstüne makaralı bir tutamak yapılmıştır. Çocuk bu tutamağa İki eliyle sıkı sıkıya tutunuyor ve kendisini yüksek yerden koyuvererek telin öteki ucuna kadar sallanarak hızla kayıyor! Bu esnada bayram yerini dolduran çocuklar telin altından geçmekte serbesttirler. Çünkü şiddetle İhtiyaç hasıl olduğu halde onların tel altından geçmelerinin tehlikeli olduğunu ihtar eden bir tedbir alınmamış, etrafı ayrıca ipler veya tellerle kapatılmamıştır. Çocuklardan birinin telden hızla kayarken alımdan geçen çocuklardan bir kaçına çarparak devirdiğini ve zavallı Cemaledılin BİLDİK (Arkası 1 nol sahitedrl
Fakat aerba bu yolculuk isabetli olur mu? Birleşmiş Milletler Başkumandanı bu İşe ne diyor, soruldu mu? Başka birliklerin böyle eğlenceleri var mı? Kahraman askerlerimiz Kore de, şehir ve kasabalarda oturmıyacaklar, dağ tepe savaşacaklar. Kore bir mahşer. Askerlerimizin peşi sıra bir tiyatro heyeti harb sahalarını mı gezecek?
Biraz düşünelim, sorup soru .luralım, ihtiyatlı hareket edelim, heyecana 1 kapılmıvahm, Malûm ya, on*da çetin bir harb oluyor.
Şehrin dertleri
Yeni şehir meclisinde ele alınacak
Yeni Şehir Meclisinin önümüzdeki pazartesi günü toplanacağını yazmıştık. Meclis, riyaseti (livanı ve ihtisas encümenlerini seçtikten sonra mü-taakıp içtimalarda şehri yakından alâkadar eden mevzularla meşgul olacaktır, şehri yakından meşgul eden belli başlı ana mesele ve dâvalara şimdiden temas edilmiştir. Bu meyan d a halkın su işlle, temizlik İşlerindeki mali, İdari aksaklıkların ve halkın şikâyet ettiği noktaların kısa bir zamanda izalesi İçin alınacak âcil tedbirler kararlaştırılacak ve bunların hemen tatbikine başlanacaktır.
Şehir Meclisi D. Partinin kendi kongrelerinde ele aldığı bu meseleleri Meclise getirecektir. Tahakkuk ettirerek bugün mevcut olan şikâyetleri ya kaldırmağa, yahut ta mümkün olduğu halde hafifletmeğe çalışacaktır. Ancak îstanLulun hususiyetine taalluk eden mesele ve dâvalardan bugünkü mevzuat ile, yahut da mali İmkânsızlıklar yüzünden halledlleml-yecek olanlar İçin hükümet nezdlnde teşebbüslerde bulunulacaktır.
İstanbul işlerini birinci plânda halletmeği prensip bakanından karar verdiğinden hükümetin yapılacak mflrara-atlan kısa bLr zamanda müspet bir neticeye bağlıyacağı ümit edülyor.
Adalet ve içişleri Bakanları
Adalet Bakanı Halil Ozyörük Edlrneden İstanbula dönmüştür. Göçmenlerin vaziyetini tetkik için Edlmeye gitmiş o-lan İçişleri Bakanı Rukneddln Nasuhloğlu. Uzunköprü, Keşan ve İpsala’ya gitmiştir. Geceyi Keşanda geçiren Bakun bugün Malkara. Teklrdae yolu İle İstanbula hareket edecektir.
Danslı çay tehiri
Sivil Genel Emekli Demeği menfaatine sayın İstanbul Valisinin himayesinde Taksim Belediye gazinosunda 29 eylül cuma günü verilmesi kararlaşan danslı çay 20 ekim cuma gününe bırakıl'nıştr.
İSTAMBIH. «LADYOSD
12 57 Ar I15 ve programlar.
13.00 Hnbrrler.
13.15 ö’le kon«erl «pl».
13.45 Faıtolar
14 J» Serbeı saat.
U 30 Ycsarl Asım Araoy'dan »artılar «pt.».
14.4', Dana mUzlgl. «pl.» 15/0 Program ve kapanı*.
17.57 Açıl t j ve programlar. İSI» Duna mllslfil (pl ».
İS30 Türküler geçirtil.
19.00 Haberler.
reis Kim jchlr haberleri.
19 20 Küçük orkestradan melodiler.
1» 40 Radyo RlAalk Türk mu.«lklai birliği konseri.
29.15 Radyo .arcteal
20.30 Gelir vergisi izahtan-
20.45 Şarkılar
31.15 Tlno Rossl ve Charlea Tranet-den şarkılar (pl.a.
22.10 ser be» saat.
32.20 Sololar * (.
2240 Ara mtlzlgl «pl.».
22 45 Haberler.
23.1» Dana miltlgl (0Lb.
23 30 Proarım »o kapanı,.
ANKAKA RAllVOSn âflla ra alc*am orogranu 122S Açılı* ye program.
1340 M. S. ayarı.
12 30 Şarkılar.
13,00 Haberler.
1315 Salon müzikleri «pl..
1330 ÖJle gazetesi.
13.45 Sinema orguyla meluddar «j»l.». İ t.00 Hava raporu, aksam programı ve
kapan uj.
1758 Açılı» ve program.
10.00 M. S. ayarı.
18 00 İrteftSae «YcgJh faslı».
18.45 Pattı Dugan söylüyor «pL». 1900 M. S ayan ve haberler»
19 15 Tarihten bir yaprak.
1920 YurtUu Sesler. İdare eden: Mu-zallcr Snrısözen
19 43 Radj’o He ingllir.ee.
20 M Müzik.
20 13 Radyo gazetesi.
2030 Ser bez saat.
20 35 Taııburla saz eterlen.
21.00 Kahramanlar geçiyor «Feridun Fazıl Tülbentçi».
21 15 Caz orkestraları çalıyor «pl.».
21.45 Sağlık saati.
22.00 Müzllueverln saati Şan. «olalı-n «N-jrııllatı Taşkının» «pL».
22.30 Orkestra parçaları
22.45 M. S .ayarı ve haberler.
23.00 Program vo kapanış,
Yarın sabahki program
7 30 Açılı». program ve M. 1. ayarı.
7.35 Kuran ı Kerim «pl».
7.43 Haberler.
8 00 Snz eserleri ve şarkılar «pl.».
8.15 Müzik «Pl.».
825 Günün programı ve hava rapO-
830 Hant müzik «pl-».
9 00 Kapanı*.
İSTANBUL UAYATP
- -T ■ - r ■
Acı tecrübeler zincirine bir halkd daha
Tfcarct ve Ekonomi Bakanı beyan etti:
*— Bu senekl zeytinyağı mahsulümüzün oldukça yüksek bulunduğu talimin edilmektedir. Nebatî yağlarla birlikte memleket İhtiyacının fazlasına baliğ olduğu söylenebilir. Elde mevcut stoklarla bu durum yükselmektedir. Bu vaziyette bir miktar zeytinyağı ihracına müsaade etmekte bir mahzur kalmamıştır.»
Alâkadarlar, ihracatın İç piyasamızda fiat yükselişine sebebiyet vermesi endîşesini belirttiler. Âcizane biz de, ihraç kararından evvel yeni mahsul ve eski stok hesaplan üzerinde titizlikle durulmasını ve dahilde fiat yükselişini önliyecek tedbirlerin alınmasını işaret ettik.
Nihayet, hiçbir tedbir bahis mevzuu olmaksızın, mahsul fazlalığı tahminine ve mahzur olmadığı zehabına istinaden dört bin ton zeytinyağının ihracına mil-sacde edildi.
Mahsul ve stok mevzuu üzerinde duracak değiliz. Belki tahminler ve hesaplar doğru çıkmıştır. Candan temennimiz de budur. İhracat yapmayı kim istemez? Keşke her türlü mahsulü bol bol vetiştirsek de dışarıya satşak, memlekete döviz gelse, milletin yüzü gülse. Yirmi yedi yıldan beri buna gayret ediyoruz, fakat gayeye bir türlü ulaşamıyoruz.
Şunu da unutmamalıyız ki harb badiresi memlekette ticaret ahlâkım sıfıra indirdi. Meşru kazanca kanaat e-denler ticaret piyasamızda barınamaz oldular. Aşın menfaat ihtirası şaha kalktı. Muhtekirler zümresi, hükümetin en isabetli kararlarım bile gayrimeşru menfaatlerine âlet etmek için her türlü hileye baş vurmaktan çekinmiyorlar.
Vaziyet böyle olunca, iktisadi ve ticari işler üzerinde karar verilirken mevzuu yal nız bir cepheden mütalâa ve muhakeme etmemek, her türlü ihtimali gözden uzak tutmamak lâzımdır. İdarede muvaffak olabilmek için uzağı görmek şarttır. Harbin başından beri devam e-degelen tecrübeler, memleketten gıda maddesi ihracatının ne kadar nazik bir mesele olduğunu yüzlerce, binlerce defa ispat etmiştir. Dışarıya satacağımız madde hakikaten iç ihtiyacımızdan fazla dahi olsa, ihraç lâfı başlar başlamaz ihtikâr a-yaklanır. Fırsat düşkünü a-çıkgözier piyasaya el atarlar, dahilde fiatler birdenbire yükselîverlr. birkaç muhtekir para kazanır ve bunun acısını halk çeker.
tşte, hu defa verilen zeytinyağı ihracı karan, acı misaller zincirine bir halka daha ekledi. İhraç müsaadesi çıkar çıkmaz tstanbulda zeytinyağının kilosu 200 kuruştan 230 kuruşa fırlayıverdi ve ona muvazi olarak ayçiçeği yağı da 20 kuruş yükseldi.
Dışarıya satılmasın demiyoruz; satılsın, fakat bu satışların iç piyasamızda pahalılığa sebebiyet vermemesi İçin gerekli tedbirler alınsın, halkın gıdası muhtekirin elinde haksız kazanç vasıtası olmasın.
Cemal REFİK
Teknik üniversiteye aday kaydına başlandı
Teknik üniversite de yeni talebe kaydına başlanmıştır. Ancak bu üniversitenin muhtelif fakültelerine de talebo alınacağından şimdilik yazılanlar aday olarak kaydedilmektedirler. Kayıtlat 1 ekime kadar devam edecektir. İmtihan günleri henüz tesbtt edilmemiştir.
AtTtüPAYA SEYAHAT
Cilt hastalıkları mütehassısı Dr. MEHMET ALt AKSOY meslekî teüdkatta bulunmak iizera Avrupaya hareket etmiştir.
Sahile 4
Tıbbî habisler
(ocuk felci hakkında neler bilmeliyiz?
tshi hademelere dair
Plâstik otomobiller, çelikten daha dayanıklı olacak, içleri, bir oturma odası gibi rahat ve yürürken sesi çıkmıyacak
Baş hademelerin vazifeler! — Resmî dairelerde yatmak mecburiyeti — Muhafız bölüğü — Terakki usulü — Mustafa ağa — Kapıyı açıp kapamada bahşiş
baş ağnsı, elitte farta hassasiyet ve sinir lnlkâslart — görülmeğe başlar. Bu âraz hastanın murdar ilik suyunda hastalık (Virüs) unun tahribat yapmağa başladığına delâlet etmektedir. Amudü fıkarlden murdar İlik suyu alınarak buradaki tazyik hafifletilir ve haşatlık hakkında kati teşhis konulur. Felçler alelekser ikinci defa gelen hararet yükselişinin dürmesi esnasında gelirler. Hararet tamamen düştükten sonra felç gelmesi hâdisesi görülmüş değildir.
Bünyeye giren hastalık (VI-rus)u gışa! muhatı vasıtastle sinirlere dahil olur ve sinirler yollyle de murdar lUk veya dimağa ulaşır. (Virüs) buralarda sinir uktelerl hücrelerine ve bilhassa bunların adalâtı hareket ettirmekte olanlarına musallat olur. Adalelere giden sinirlerin hareketini temin ve motor vazifesi görmekte olan bu sinir uktelerl hücreleri harap olunca bunların iştettik-dlkleri adaleler de hareketten sakıt olarak felce uğrarlar.
Son tedavi şekli
Çocuk felci (Virüs) nun şekilde tahribat yapmakla olduğu hakkında elde edilen yeni bilgiler tedavi usulünde de değişiklikler yapılmasını intaç etmiştir. Son senelere kadar bu hastalığa yakalananların yatağa yatırılarak bunların mümkün olduğu kadar az hareket yapmaları hususuna dikkat e-dilirken bugün hararetin düşmesini müteakip hastalar hareket ettirilmek sure ti le tedavi edilmektedirler. Bugün bu hastalığa yakalanmış olanların felç gelen adaleleri arasındaki bir kısım adalede hareket yapma kabiliyeti mevcut kaldığı esası kabul olunmakta ve böyle ada-Lenln hareket ve faaliyet yaptırılma sayesinde takviyesi cihetine gidilmeğe çalışılmaktadır. Yeni tarz tedavide hastalara su İçinde jimnastik hareketleri yaptırmağa hasse ten e-hemmiyet verilmektedir. Bundan maada kuru masaj, su İçinde elektrik masajı ve Jimnastik hareketleri ve sureti mahsusada İmal edilen bir âlete göre hareket yaptırılmada bu hususta mühim rol oynamaktadır. Tedavi esnasında hastanın maneviyatının yüksek oluşu da çok mühimdir. Hastanın daima
Çocuk felci hastalığına karşı koruyucu bir aşı henüz keşfo-lunamamış olduğundan bıı hastalık vakalarından bazılarının ölümle neticelendiği hakkında gazeteler tarafından verilen haberleri okuyan çocuk ana ve babaları telâş ve heyecana kapılmışlardır. Bazı mahallerde yükselme nispetinde çocuk, felci vakaları kaydedilmekle beraber bu lıastalığın her zaman yaz ve sonbahar aylarında bir artış göstermekte olduğu düşünülürse hastalık hakkında haldedir denilemez.
Dünya hekim ve feıı adamları son senelerde hiç bir hastalıkla çocuk felci üzerinde uğraştıkları kadar meşgul olma- ; maktadırlar. Yapılan esaslı a- : raştırmalar neticesinde bu has- ı talığııı «afaha t. ve arazı tama- i men tesbit edilmiş bulunmak- : tadır. Hastalığın elektronik ı mikroskop İle görülebilen bir ı (Virüs) vjLsıtaslle geçmekte ol- ı duğu bugün maliımıumuzdur. I Hastalık (Virüs) u bünyeye ağız tarikiyle girmektedir. Fakat ı (Virüs) gışal muhatlde kaimi- ı yarak barsaklara da geçmekle ve defi tabii İle harice çıkmaktadır. Onun için kanalizasyon , muhteviyatı meyânında ve ne- , hlr sularında da bu hastalık , (Virüs)) lan bulunabilmektedir. ‘ Çocukların her zaman elleri nl e- ( saslı şeklide yıkamaları meselesi . bu sebepten çok mühimdir. j
Çocuk felci (Virüs) u vücu- j duna giren ve çıkan her İnsan , muhakkak hasta olmaz. Bu [ hastalık (Virüs) u aldığı halde ( hastalığa yakalanmamış olan İnsanlar çocuk felci vukuatının | çoğalmasında âmil olmaktadır- , iar. çünkü bu gibi adamlar kendilerini sıhhatli hissettikle- , ri İçin İşin farkında olmayarak | hemcinsler İle temas ve m una- , sebetle bulunmakta devam e-derler. Çocuk felci (Virüs) u bcsı>cu-xn«İA —a—in», -j göstermektedir kİ böylelerl bir ( hekim çağırmağa bite lüzum , görmemektedirler. Hekimlerin j el koyduklara vakalarda bu has- , Islığın en çok yüzde beş nlspe- ( Ünde ölüane sebebiyet vermek- j te olduğu tesbit edilmiş bulun- , maktadır.
Hastalığın seyri ı
Hastalığın tefrlh müddeti ya- I nt hastalık (Virüs) un bünye- ı ye girmesinden hastalığın ken- ı di ’ni göstermesine kadar geçen ( roman (1 ilâ 3 ı haftadır. Asıl teşci ve iradesinin takviye edil-hastaiık kendisini göstermeden mesl de lâzımdır. Çünkü hasta-rvvel hakiki karakteri anla.şıla- nın durumunun İyileşmesi onun mayan ve bir kaç gün eden nezle, anjin veya dlyare ârar.'na benzeyen yüksek hararetli bazı tezahürat- çörulür, e Hastalığın arifesi olan hu devre zarfında hastalığın tipik firarından biri olan kafa tasının beyin kısmına tesadüf eden kısmında taharrüşat hlsscdi Imedfğl için çocuk felci olup olmadığı hakkında bir karar verilemez, İnsana grip hastalığı hissi veren bu devre atladıktan sonra hararet düşer. Fakat bir kaç gün sonra hararet tekrar yükselmeğe ve Menlngen Arazı denilen âraz — ense sertleşmesi.
bomba uçaklarının pl-nasıl şeffaf ve plâstik-
salgın
devam şahsi enerjisine vabestedir.
Çocuk felcini tedavi edecek mucizevi İlâç henüz bulunmuş , değildir. Mevcut (şenimi maalesef muvaffakiyetli semereler verememektedir. Sulfamltler, ı penisilin, streptomisin, Aureom-ycln gibi ant! biyotlk muallce-I 1er de çocuk felci hastalığında
Ağır lotları ten yapılmış bir mahfaza İçinde oturuyorlarsa, yarıukl oto- £ moblllnlzl İşte böyle bir yerden Q ' İdare edeceksiniz
Bu plâstik mahfaza, kurşuni işlenılyecek kadar mukavemetlidir. Yaııl bir kaza vukuunda şoförün yaralanması İhtimali kalmamıştır.
Akıllara hayret verecek derecede küçük motor
Otomobilin motörü, akıllara ı hayret verecek kadar ufaktır. Sonra en İnzali yollarda giderken, otomobili sarsmomak İçin hususi bir âletle teçhiz e-dl İm iştir.
Yarınki arabanızın biçimi de şimdiye Kadar gördüğünüz a-rabalarınklnden farklıdır. Bu tıpkı dört bir taraftan basılmış ve '.ki yandan çekilmiş bir yumurtaya benzemektedir. A-rabanm üzerinde rüzgârı tutacak en ufak bir pürüz bile yoktur. Tekerlekler içeri doğru gömülmüş, kapılar yalnız ufak bir düğuıe İle açılıp kapanmak-ne i tadır. Otomobilin üst kısmı cam gibi plâstikten yapılmış, ve üst ön kısmı tamamen şeffaftır.
Otomobile elinizle yahut a-nahtar gibi bir maden parçası İle vurduğunuz zaman hiç ses çıkmamaktadır. Hattâ boyası da şimdiye kadar gördüğünüz boyadan değildir, Bu ses vermeyen, ve kendi rengi İle pırıl pırıl yanan madde, son zamanlarda lcadedllen yeni bir plâstiktir. Yeni plâstik yüzlerce [çiftlikten elde edilen kuru üzüm, soya faslyesi, pamuk, buğday, saman, çam kozalağı, ve bunlara benzer türlü yiyecek maddelerinden yapılmaktadır. Görünüş itibariyle bir klrlstalden farksız olan tu madde, hakikatte en sert çelikten daha mukavemetlidir
Otomobillerin içi oturma odasından farksız
Otomobilin içi, dışından daha zariftir. Duvarlar en lüks marokenden yapılmış, ve kapı vo pencereler için hiç bir çıkıntı bırakılmamıştır. Burası ufak bir oturma odasından farksızdır. Koltuk ve döşemeler tıpkı evdeki misafir odalarında görüldüğü gibi tnnzlnı edilmiştir. Yalnız şoför mahallindeki koltuk sabittir. Diğer I koltuklar İstenilen şekle ve biçime göre tanzim edilebilir.
Koltukların üzerindeki kumaş. şimdiye kadar bildiğimiz | renkte ve cinste değildir. Soya fasulyesinden vc peynir ve diğer proteinli yiyeceklerden yapılan bu kumaşlar en tatlı ve, göz, alıcı renkterde olduğu gibi.; ^üzerlerinde toz ve pislik top-1
Her hakkı mahfuzdur.
Plâstikten yapılmış bir otomobil, öndeki fenerler naillerce ilerden görülmekle beraber gözleri kamaş! ıralamaktadır.
ve yumuşaktır. Çünkü döşemelerin altındaki çelik yaylar çıkartılmış, bunların yerine döşemelerin İçi elâstiki cam köpüğü. yahut milyonlarca mikroskopta hava hoşluğu ihüva eden sentetik kauçuk yahut da İçinde kibrit başı büyüklüğünde bava boşlukları bulanan selofan şeritleri doldurulmuştur.
Tavanlar şeffaftır
Otomobilin üzerindeki şeffaf tavan, seyrüsefer İşaretlerini kolaylıkla görmeğe yarar. Fakat otomobilin İçi daha hususi bir hale sokmak istendiği zaman. hususi bir düğmenin çevrilmesi İle şeffaf kısım ışığı geçirmez bir ha) almaktadır.
Gecelen! otomobilin İçi gizil yanan ampullerle aydınlatılmaktadır. Bu şekilde oturduğunuz ver gayet bol bir ışıkla aydınlatıldığı halde ışık şoförün ve dlfîer kimselerin gözünü almamaktadır. Bundan başka o* tomobllln İçinde küçücük bir Alet havalandırma ve ısıtma /bfrl (.arTılmüştür tertlbâtını ayarlamakla ve bir tek düğmeye basıldığı zaman, otomobilin İçine İstenilen sühunet verilmektedir. Otomobilin yolunu görmesi için önündeki fenerler, parlamaz cinsinden, fakat gayet kuvvetli bir ışık huzmesi çıkarmakta ve bu
YENİ SES TİYATROSU
Müzikli Temsilleri Her akşam saat 20.45 te
ÜC GÜVERCİN
Operet 4 perde
Eser: SZIGILET1 Müzik:
MAN ve BRAHMS. TÜrkçesi:
Esat N. ERENDOR.
Tel: 40363
KAL-
Semih Mumlar S
* — ----- uzerıennac toz ve pısııa top-
işe yaramıyorlar. Fakat bütün ;lanm8makladır. KÖ5e yasllttla_ dünya araştırma enstitülerinin-n klıru Ü2UIJÎ ve camdan yapı]. bugün durmadan çalışmakta mışlır. Sentetik olarak yapılan olduğu düşünülürse bir çokları- kumaşlar ateşte yanmadığı nın korktuğu bıı menhus has-jİçin, sigara yüzünden çıkan tahğa er geç bir deva buluna-, yangın kazalarının önüne ge-cağı muhakkaktır. çllmlştlr.
Çeviren: B, AKSEL1 Koltuklar son derece rahat
lalanijul Boledlynl Şohtr Tiyatronu
1 Ekim tıarar moUnedcn İtibaren Saat 30,30 da DRAM KISMI
DON JUAN
Yaran: Molltre TÜrkçesi I Galip Arcan. Telefon: 47157
0
KCMknl ı- rsMi
GELİR VERGİSİ MEKTEBİ
Yaran: ıznıl» Verncııll ve Gcorge Eerr TUrkçesl; namlı Yen«r Telefon: «H09
Giylcr saat 11 de açılır
Pazartesi akşamları Dram kanunda Salı akşamları Komedi kısmımla temsil yolttıır.
BEYAZLI KADIN
Aşk ve macera romanı
Tanuı; W. W. Cottlns
l_ Tpfrika
— Sen, bana istediğin tarzda hareket etmek ’mkânını Terdin. Benim de önümde bugün, üç ay i te zamanım var Bırak. bildiğim! yapayım ve bu bahsi bir daha açmryalun... E, fimdi, Pcrclval'clğtm, bahsettiğin o ikinci müşkül ne ise, onu dinlemeğe hasırım, O mesele neymiş bakalım, dostum?
Bir pereival:
— Nereden başlayacağımı bitemiyorum — dedi.
— Bana yardım edeyim ister-■en. Galiba, Anna Catberick maaelesl...
— Dinle beni, Foecol Biz Mr-Mrtmizl epey zamandanberl tanıyorum, Sen, bana nasihatlerinle yardım ettin. Fakat ben *• para meselesinde »eni hayli vartalardan kurtardım. Hakiki dostlar gibi birbirimizi destekle-
Tercûme eden: (Vâ-Nû)
No. fin
dik. Lâkin yine de kendimize göre sırlarımız var. O sırlar baki kalsın, ne dersin?
— Ama senin de sırrın son zamanlarda başımızı bayii belâlara soktu, İtiraf etmelisin.. Onun İçin gel şunu bana anlat. Razı mısın, değil misin?
— Sırdaşlık niyetinde değilim
— O takdirde senin İşin beni ilgilendirmez. Sana ne şekilde yardım edebilirim? Böyle benden mevzuları gizleyip durur-Mn ...
— Sosça 1 Eğer ben bu kızı ele geçlremeraem mahvolurdum.
— Vay, demek bu iş bu kadar ciddi? Para meselesinden de mİ daha ciddi?
— Yemin ederim kİ. daha ciddi. Anna Catherikln kanma hitaben yazıp kuma gömdüğü
mektuptan sana bahsetmiştim. Bıı kız beyhude yere ölünmüyor, Fosco. Sırrı biliyor,
— Peki, nasıl öğrenmiş ?
— Anasından.
— Vay, demek senin hususi hayatına iki kadın vakıf? Çok fena, azizim, çok fcnal Kızı hapsetti Fişindeki sebep şimdi anlaşılıyor. Fakat, kaçışı henüz müphem. Her ne hal İse şimdilik müthiş bir tehlike görmüyorum.
— Antla Cathcrick civarda bulunuyor. Lady Glyde He münasebetle. Ona şimdiye kadar esran herhalde söylemiş olmaİL
— Eğer Lady Olyde meseleyi biliyorsa, bu kız vasıtaslyle seni mahvetmenin mümkün olduğunu biliyor demektir. Mademki karnı; bu. hususta susmak, o-nun da menfaati İktizası...
— Karım bana bağlı olsaydı, menfaati iktizası olurdu. Fakat o başkasını seviyor. Beni de yol-ou etmek lstiyeblllr. Hartrtght İsimli serseri birini karım benimle evlenmeden evvel sevmiş. Alelftde bir resim hocası...
—Bu İşin İçinde ne gibi bir fevkalâdelik var, dostum? Han-
gi babayiğit karısının kalbini İlk İşgal eden erkek olduğunu İddia edebilir?
— Lâkin dur, Fosco! O resim hocası, tımarhaneden kaçması için Anna Catherick'e yardım etmiş. Beyazlı kadın Llmmerid-ge’e geldiği zaman da onu tekrar görmüş. Ya o herif de sim biliyorsa diye çok ftzab çekiyorum. Bunlar elbirliği ile canıma okumağa kalkmasalar...
— Dur bakalım, Perclval, dur bakalım. Karının namusuna 1-tlmadın yok mu senin?
— Yalnız parasına itimadım var. Gerçi, karım, tek başına olsaydı zarar veremezdi, fakat İçin içine bu Hartrlght da karışıyor.
— Şimdi nerede kendisi?
— Ecnebi memleketlerde, u-zak bir yerde... Şayet hayatına kıymet veriyorsa, ingt! tereye bir daha dönmemesini kendisi hakkında hayırlı sayanın.
— Âlâ! Bu takdirde İlk yapılacak şey Anna Catherlck’l bulmaktır. Onu ele geçiririz, emin ol. Civan İyice araştırdın mı?
— Evet, lâkin netice çıkmadı. Annesini de gittim gördüm.
ışık millerce mesafeden görüldüğü halde, gören kimsenin gözünü kamaştnmamak tadır.
Yarınki otomobilin maliyeti
Mühendisler yarınki otomobilinizin en çok 700 dolara mal olacağını hesap etmişlerdir. Daha az lüks olanları 300 dolara kadar çıkmaktadır. Halbuki bugünkü otomobiller de bu fl-atten aşağı değildir.
Yannki otomobillerin en şayanı hayret tarafı, her parçasının plastikten olmasıdır. Plâstikten yapılmış bir otomobilin, ufak bir mukavemet neticesi yumurta gibi parçalanacağı hatıra gelebilir. Fakat bir oto- 1 mobil fabrikacında, krom renginde plâstikten bir araba yapmış ve arabanın üzerine keskin bir balta ile şiddetle vurul- 1 duğu zaman baltanın bir lâstiğe çarpmış gibi fırlayıp gittiği ve arabanın üzerinde en ufak bir çiziğin bile basıl olma-
Yapılan hesaplara göre plâstik cn sert çelikten 10 misli daha mukavemetlidir. Tecrübeler esnasında otomobillerin önündeki çelik tamponu parçalamak mümkün olmuşsa da plâstikten İmal edilmiş tamponları yüksek tazyik altında bile parçalamak, yahut eğmek kabil ol-mamşıtır. Sonra plâstiklere sivri ve keskin olr cisimle vurulduğu zaman üzerinde hiç bir çizik kalmamaktadır Bu da plâstiklerin tabii elâsUklyetln-den İleri gelmektedir.
Yazuı serin, kışın sıcak
Plâstik otomobillerin diğer bir üstünlüğü şudur: Plâstik kaplamalar otomobilin İçini yazın serin, kışın da sıcak bir (Arka.ii 1 ncı «ablfedr >
Topalyan: A. DEKEBEYOGLU
MEVLÛD
Merhum
ALİ ESADÜLLAH ve AİLESİ ruhlarına İthaf edilmek üzere 29 Eylül Cuma günü saat 2 de Beyoğlu Ağa camiinde mevlûdu şerif okunacaktır. Arzu edenlerin ve akrabaların gelmeleri rica olunur.
âbıâlide İstihdam edilen hademelerin dereceleri vardı. Hademe müdürü; baş hademe; oda hademeleri ve çıraklar. Hademe müdürleri her sabah ve her akşam daireler dol-mazdan evvel ve boşaldıktan sonra bütün odaları, koridorları, sofaları hattâ sobaların İçini, tuvalet mahallerini yegân yegân dolaşır ve yanlarında baş hademeyi de dolaştırarak tenblhatta bulunurlardı. Baş hademeler de odaların, yazı masalarının, karı ape ve sandalyaların ve perdelerin temizlenmeleri şeklini murakabe eder hokkalara, kalemlere birer birer bakar, rıhlara, ve mürekkeplere nezaret ederlerdi. Hademelerdi ve odacılardı Bâbıâllyl tertemiz tutanlar, çıraklardı, her yeri tenılzllyenler. Bu ameliye akşam namaziyle yatsı arasında ve alessabah yapılırdı. saat alaturka ondan evvel. Nöbetle resmi dairelerde yatmak da mecburi İdi. Odaları da vardı. Nöbetçiler de nöbetle biitün Bâbıâllnln İçinde gezerlerdi. Diğer nezaretlerde de bu böyle olurdu. Frenklerlln «Süb-llm Fort» dedikleri Bâbıâlide yalnız sadaret ve dahiliye ve şûrayı devlet ve hariciye erkânı ve efradı vardı. Bâbıâllye gidiyorum, Bâbıâllden geliyorum, denildi mİ. bu yerlerin birinden gelLndfğt veya birine gidileceği ■ anlaşılırdı. Bâbıâllde bir de muhafız bölüğü vardı. Bunlardan: da her saatte bir değişen erler Sadrazamın, dahiliye Hâzırının, şûrayı devlet reisiyle hariciye Hâzırının kapılan önünde nöbet beklerler ve kapıdan girenlere selâm dururlardı. Polisler de vazlfeten dolaşırlardı. Olduğu gibi dış kapılanla da nöbelçllei' ve kulübeleri vardı. Fakat bu kulübelerden yalnız kışlan İstifade ederlerdi. Eyyamı salrede ayakta durur veya gezerlerdi. Kulübe İçinde konuşmalara ve lstlrahate asla mesağ yoktu ve murakabe edilmeleri keyfiyeti Çoktu.
Terakki usulü
Nasılsa hademelerin terakkileri usulü bozulmamıştı. Kıdem ve istthkak! Hademe ne kadar eskirse o kadar pişerdi. Binaenaleyh terakki ederdi. Mertebenin sonu da sadareti uzma hademelikleriydi. Bilhassa bunlar âdeta efendi talik ve kıyafetinde idiler, elbiseleri mutlaka re- rica ederiz, dlngot, düğmeleri mutlaka Ulk- EŞİ ve ÇOCUKLARI
1
Gülmek... Eğlenmek... Kahkahayla gülmek... Doya doya eğlenmek İsteyenler... Bugün matinelerden İtibaren;
İPEK SİNEMASINDA
Başhyacak olan
Türkçe sözlü ve taklitli * 1
NESiMAÇi HAHRAMAN GÖNÜLLÜ

llydl. Kaloş kundura giyerlerdi. Ve koyu boyunbafiı takarlardı. Kolalı frenk gömlekleri kullanırlardı. Sakal şalivermezlerıfl. Her gün de traş olmak zorunda İdiler. Hademe mü dürterin d en korkarlardı. Senelerce Amedi-i divanı hümayun kalemi serhade meliğinde bulunduktan sonra Sadaret uzma dairesi hademeliğine ve burada da serhademeliğe yükselen Mustafa ağa - biz on»-Mustafa efendi derdik - hakıka-O ten efendice tavırlı, gayet ler-û-biyeli, oldukça da okur çok ferasetli bir adamdı. Bâbı;ı-*£-
liyi ve İçinden gelip geçenleri O cebi gibi bilirdi. Şayanı itl-C mad olmjyanlannı da gântÜşO kadar sevmezdi. Hem söylerdi.(/) Tuhaf değil mİ bu adamı CCIH - Jg bl elçiler de çok severlerdi. On-Sj lann Sadrazamı ziyarete Std--. dikleri gün iptida karşılarına 9* çıkan Mustafa ağa olurdu Pal-C tolannı o çıkarırdı, o giydirirdi-*" Sufera salonuna o götürürdü.?** Sadrazamın oda kapısını o açar^* ve o kapardı. Hayli de bahşiş a-"O lırd:, fakat onun bir âde.â (D
di. Aldığı paranın yas-ısu rJ
kumbaraya atar, saklar, ay başı (]) gelir gelmez kendinden sonra?? gelen hademelere alâma Ta ra-'■■■* zallah taksim ederdi Purbuvar vermesi bakımından en çok sevilen elçi İkiydi. Biri İngiltere sefiri kebiri SLr-Fllp Okonor. diğeri Almanya sefiri kebiri baron Mareşal Fon Biibirştayn. Bu ikisi sadaret hademelerine her gelişte beş OsmanlI altını bırakırlardı; hariciye nezaretinde üç altın. (Bugün yüz altmış küsur lira ediyor galiba!)
S. M. S.
Not — Gelecek yazıda ve takip edecek bir kaç yavıdn muhterem karilerime Sultan Ahdül-âzlzi merhuma dair damadı teyzezadem Mehmet Şerif paşadan aldığım enteresan notları arzedeceğim. Semih

Z1

MEVLİT
Eşim ve sevgili babamız merhum:
ŞAKIR SARİG ÖL'ün
vefatının şenel devriyesl olan 29 Eylül 1950 Cuma günü öğle namazını müteakip Aksaray V&lde camiinde Mevlüdü şerif o-kunacağından, merhumu sevenlerin ve lstiyenlerin teşriflerini
Baş rollerde:
^^KE^^^^^RİA?^)ONLEV^^AKLENL DAHL
Hiçbir şeyden haberi yok.
— Acaba sözüne ltimad edilir mİ? Çünkü bu kadın bir sefer sana ihanet etmiş.
— Artta edemez-
— Sırrını saklamakta şahsan menfaati var mı?
— Evet.
— Âlâ. öyleyse, Perclval, Cesaretin kırılmasın. Peki, bu peşinde olduğumuz, İlle bulmak istediğimiz Anna Catherlck no tipte İnsan?
— Na tipte mİ? Tıpatıp kanma benzer. Lâkin, uzun bir hastalıktan kalkmış gibi karımı tasavvur et, tşte öyle... Üstelik de. zihninde oynaklık, var.
Koltuk gıcırdadı, kont yerinden fırladı:
— Ay, bunlar akraba mı yoksa?
— Yok etendim, ne münasebet?. Niçin gülüyorsun bakayım?
— Belki de zihnimi kurcalı-yan İhtimallerden dolayı azizim, İtalyan oluşum beyhude değildir. Ama bu sözlerimden dolayı uykun kaçmasın sakın. Anna Catherlck’l ele geçiririm, üzülme sen. Borçlarını da öde-
yeceksin, ona da üşülme, Haydi Allah rahatlık versin I
Kütüphanenin kapısı kapandı. Ortalığı derin bir sllkût sardı. Yağmur iliklerime İşlemişti. Bütün vücudum titriyordu. Yerimden müşkülâtla dogruldugum sırada, kontun odasının İyice aydınlandığını gördüm, İliklerime kadar ürperiyordum. Duvara tutun araktan güçlükle ilerledim.
Odama vardığım zaman büyük saat biri çeyrek geçeyl gösteriyordu.
0 Temmuz
Bulutsuz gökte güneş bütün haşmetiyle jşıldıyor. Gece hiç uyuyamadım, İçeri girdiğim pencereden hep karanlıkları seyrettim. Sonra gün ışıdı; ve ben hep işittiklerim! düşündüm, tarttım, durdum.
O andanfeeri haftalar geçmiş gibi geliyor bana. Sırsıklam bir halde odama girdiğim zaman, yan baygın, yere çökmüştüm, ü-zun müddet kendime gelemedim, Neden sonra doğrularak üstümü başımı değiştirdim. Tarifi İmkânsız bir hümma İçindeydim, Meş um gecenin hâtıra-
larını işte bu halde iken yazdım. İşittiğim muhavere parçalan cidden tahammülfersayclı. Şu anda başım yanıp duruyor. Gözlerim alev içinde. Yatağıma yatmak, uyumak istiyorum, İmkânsız. Tekrar uyanamazsam diye korkuyorum.
Ah bu yağmur, beni İliklerime kadar donduran yağmur!
Aynı gün saat S
Tepeden tırnağa titriyorum. Uyumuş muyum. Yarabbi? Hasta mı olacağım acaba? Yazı yazdığım sırada satırlar gözlerimin önünde raksedtyor. Üşüyorum, çok üşüyorum. Ah, zavallı başım!
Not — Bu noktada bayan Hal-conıbe’un hâtırat defteri okunmaz hale geliyor, öbür sahlfede İse §u satırlar göze çarpıyor.
7 Temmuz
Samimi bir dostun İlâvesi
Kıymetli ahbabımız bayan Halcombe’un rahatsızlığı bana beklenmedik blı zevk sağladı. Bu hâtırat defterini okumuş olmamı telmih ediyorum, şimdi okumayı bitirdim. Ve her sahlfe
(Arkası var)
V. t V
G U N U N MEVZULARI J
Çiftçi borçlarının tecili
Borç ve vâde mefhumlarını zayıflatmamak!
II genel meclisi
Ancak 1 Kasımda tam kadrosuyla çalışmalarına başlıyacak
Vilâyetimiz# bağlı olduğu halde belediye huduttan haricinde bulunan beş İlçeden seçilecek 12 umumi meclis âzası namzetleri partilerce İlân edilmiştir. Bu İlçelerde seçim faaliyeti ve propaganda hazır-
Batı Avrupa devletleri kendilerini müdafaa etmeli
Senatör Connaly, her devletin bölgesini müdafaa etmesini ve iktisadi yardımın kesilmesini istedi
Blr kaç gün evvelki gazeteler bîr kararla çiftçi borçlarının tecil edildiğini ve hattâ borcunu derhal ödemek mecburiyetinden kurtulan çiftçilere yeni krediler açılacağını. Ziraat Bankasının bu yeni kararlara uymak İçin emir aldığuu yazdılar.
Bu haber hakkında hiçbir ilah ve tefsir yapılmadığına göre, karann ya tabii ve yerinde bulunduğunu veya lâkaytlık İle karşılandığını farzetmek mümkündür.
Bizce, son gık çok tehlikelidir. Memleketin belki en mühim btr iktisadi, daha doğrusu İktisadi ahlâk mevzuuna karşı kayıtsızlık,miilettejnünevverlerde siyasi faaliyetten, derlet icraatından fazla bir şey beklememek zihniyetinin belirdiğini gösterir ki, bu, demokrasinin doğarken ölmesi demektir.
Biz, borçların tecilinin, eski ve dünyaca kullanılan bir tâbir ile moratoryum denilen tedbirin nezaket ve tehlikelerinin bütün münevver vatandaşlarımızca bilindiğine, endişe üe karşılandığına kaniiz. Bu, böyle olmakla beraber, endişe ve düşüncelerin açıkça, cesaretle İfadesi de lüzumludur, faydalıdır.
Geniş bir zümre ve muhite tercüman olmak kanaat ve e-mellyle mevzuu biraz lncellye-Itoı:
Umumi bir düstur olarak belirtmek gerektir kİ, bizde, hangi meslek, saha ve zümre için olursa olsun, borcun ödenmesinin, hattâ vâdesinde ödenmesinin bir nevi mukaddes vazife olduğunu bilmek, duymak iktisadi hayatımızın inkişafının temel şartlarından biridir.
Bir cok senelik müşahedeleri-mlze dayanarak İddia edebiliriz ki. mütjadele ve kredi hayatımızda borca sadakat mefhumu çok kuvvetli olmakla beraber, vâdeye riayet bakımından lâubaliliğe kayma temayülü, bazı muhitlerde, oklukça kuvvetlidir.
ileri iktisat hayatında, hele kredi unsurunun genişlettiği, canlandırdığı İş münasebetlerinde. vâdeye riayet mecburidir. Bu mecburiyeti, zayıflatıcı hareketler. bazı muhitlerde mevcut olan lâubaliliği genişletmek, şümul! en d irmek gibi zararlı bir netice doğurur ve gayet hassas olan kredi cihazlarının âyarını bozar.
Bunun içindir id. az çok u-mııml ve şümul'ü bir m ahiyi ite tecil tedbirine ancak harb halinde başvurulur.
H.ırb, bir çok İş adamlarını, borçluları mutad faaliyet ve kazanç sahalarından alıp vatan hJzme'lne şevki icap ettirir. 1-şine devam edemiyen, hattâ seferberlik ilânı üzerine yirmi dört veya kırk sekiz saat içinde her işini bırakıp ordudaki vazifelinin başına geçen bir borçlu, bu borcu ödemek İmkânların-
dan mahrum edilmiş olur. Daha büyük, vatani bir vazife, ferdi ve mahdut mükellefiyetlerinin yerine kaim olur. Bu durumda olan, bırakılan bir borçlunun, eğer tüccar İse, protesto, iflâs gibi bir takım tehditlerden kurtarılması iptidai bir adalet İcabıdır.
Fakat yukarıda izah ettiğimiz durum dışında borçların tecili, tedbirini belki katiyen, kullanmamak lâzım gelir.
çiftçinin borçlarının tecilin* gelince, bunda da, durum ve şartlan tahlil etmek faydalıdır.
Çiftçi borcunu ancak ve ancak elde ettiği mahsul He, bunun bedeliyle ödeyebilir.
Eğer tabii bir âfet yüzünden bir sene hiçbir mahsul elde etmezse. borç ve vâde mefhumlarının yumuşatılması ve borçlu çiftçinin İstihsal âletlerini bir zaman vergi borçlarının ödetll-mesl için, meselâ çift hayvanlarının, hattâ tarlasının satılması ve blnnettce İstikbalinin tehlikeye konması gibi neticeler karşısında düşünmek, tereddüt etmek ve az çok geniş bir zümre zor durumda İse mevzuu bir memleket dâvası olarak ele almak zaruridir.
Fakat az çok mıntakavl veya umumi bir bereketsizlik, mah suls tiz lük bahis mevzuu olmadığı zaman, borçların teciline gitmek, nâçiz kanaatimizce, muhakkak zararlı neticeler doğurur.
Bu sene borçların tecUlne sev-| kedici şartlar mevcut mudur?
Umumi, bir madde İçin, kıtlık olduğu çok şükür iddia edilemez. Hattâ belki bir İki esas madde müstesna, bu senek! mahsulün normal, belki normalin de üstünde olduğu ve bir çok zirai metâlarımızın, dünya konjonktürü yüzünden, çok yüksek flat seviyesine vardığını müşahede etmekteyiz, Yüzde yüz olmasa bile, hiç olmazsa, kısmen, bu yüksek flatlerden çiftçinin de İstifade etmesi tabiidir.
Yâni bu sene çiftçinin eline, umumi olarak, belki fındık müstahsili müstesna para ve bir dereceye kadar bol para geçecektir. Geçen senelerde de, köylü herhalde mahsulünü umum! olarak maliyetin dûnunda flütlerle elden çıkarmış değildir.
Û halde borçlarını ödemek imkânına, normal olarak, sahip olması gerektir. Eğer çiftçi şu veya bu şeklide bir takım hesapsız hareketlere, İsraflara sürüklenmişse kİ, biz buna İnanmak İstemeyiz, dâvayı tecil İle değil, fakat İyi ve derin tetkikler mahsulü bazı tedbirlerle halletmeğe çalışmak lâzımdır.
Pek muhtemeldir ki münferit ve mahdut bazı çiftçiler kendi sun'u taksirleri olmadan bu sene bekledikleri mahsulü alama-
mışlardır ve borçlarını ödlyeml-yecek durumdadırlar.
Böyle vaziyetleri tesblt, mâkul ve meşrû mazeretleri kabul ederek münferit borçlulara kolaylık göstermek bankalar, hele Ziraat Bankası İçin tabiidir.
Fakat bunun takdirin! bankaya bırakmak, bankaya kendi u-sullerlne, an anelerine, her muhitin şart ve İcaplarına göre hareket etmek imkânını vermek en âkll&ne harekettir.
Kolaylığa muhtaç olanlar belki pek mahdut İken umumi ve şümullü bir tecil karan vermek borçlarını ödlyebllecek durumda olanlan da bir nevi tembelliğe, lâübâlUlğe ve hattâ bankaya yatırmaktan kurtulduktan paTayı şu veya bu şekilde İsrafa sevkedeblllr.
Bu, borcun kudsîliğl düsturunun, bir çok memleketlerde olduğu gibi, bizde de zayıflaması gibi milli karakterimize aykırı bir netice doğurur.
Kararın mucip sebeplerini görmediğimiz İçin biz tereddüt içindeyiz .
Bu iş Ziraat Bankasının takdirine bırakılmak, hattâ bu ban kan m takip edeceği yol mahrem bir emirle tâyin edilmek mümkün iken ve böyle olması zaruri İken niçin iş dallandırıldı?
Bunda da çiftçi müntehlplerl elde tutmak gibi bir hedefin rol oynadığına İnanmak, hükümeti bütün İktisadi hayatın nizamını alâkalandıran bir mevzuda hafiflikle, küçük politikacılıkla İtham etmek lstcmcvlz.
Buna gönlümüz razı olmaz.
O halde karar, gazetelerin yazdığı gibi ise, niçin, hangi mucip sebeplere dayanılarak verilmiştir?
Yakında hükümetin hepimizi tenvir ve hattâ İkna etmesini samimiyetle temenni ederiz.
Cevat NİZAMİ
Tiftik fiatleri
Bu yıl görülmemiş bir seviyeye yükseldi
Bu senekl tiftik Hallerinin yüksekliği şimdiye kadar görülmemiş bir seviyeye yükselmiştir. Bunda başlıca sebep bu yıl Fransa. İngiltere. Amerika ve-saJr batı devletlerinden başka Macaristan. Çekoslovakya ve Sovyet Rusya gibi doğu devletlerinin de alıcılar arasında bulunmalarıdır. Bu sebeple bu yılkl 5 milyon kiloluk mahsulün 4 milyon kilosu şimdiden satılmıştır. Fiat!er cinse göre 550 Ue 850 kuruş arasında deftlşmekte-’dlr.
John Martin ve Frank Den-ver, İki cüretkâr Amerikalı fo-toftıafçı. vahşi fillerin flllmle-5pi eeRmeir jçfn kalkıp Orta friknyn Bilmişlerdir Yerliler, H(| Amerikalı fotoğrafçının niyetini öğrenince «vahşi fil şakaya gelmez. Müteyakkız olunuz Onu kızdırırsanız sizi kocaman ayakları altına ahr, çiğner ve pcltıye çevirir. BU hasta filin
kocaman kulaklarını körük gibi açtığını görürseniz bu, hiddetlendiğinin a'âmetidir. Derhal sıvışmağa bakınız* nasihatini vermişlerdir.
tkl Amerikalı, araya araya nihayet sürüden ayrılmış üç buçuk metre yüksekliğinde ve İki azı dişi en az lüâ kilo ağır-Mmda bir 111 bulmuşlar ve res-
lıklan İlerlemektedir.
Mevzuata göre bütün U ve İlçelerde belediye meclisleri 3 ekimde faaliyete geçeceklerdir, umumi meclisler Ue bir Kasımda toplanacaktır.
İstanbulda Vilâyet ile Belediye birleşik olduğundan Belediye meclisi olarak seçilen Azalar 2 ekimde faaliyete geçeceği halde dış İlçelerden gelecek 12 âza ile birlikte ve tam kad-doslyle ancak 1 kasımda çalışmalarına başlayabilecektir.
Bu hale nazaran şehrimizde 68 Belediye ftzal'ğı kazanan Demokrat Parti mensuplarıyla geçen seçimlerden kalan 12 C. H. P. 11 umumi meclis âzalan ekim ayı başından kasıma kadar müştereken çalışacaklardır.
Aynı hal daimi encümende de devam edecektir. Zira daimi encümende dış İlçelerden gelmiş 2 umum! meclis âzası vardır. Belediye meclisi pazartesi günü toplandığı zaman yapacağı daim! encümen seçiminde dış ilçelerdeki âzalar ancak 1 kasımda meclise iltihak edebileceklerinden C HJ> .11 İki âza daimî encümende kasım, başına kadar faaliyette bulunacaktır
Avrupa tütün kon gresi ı
Geçenlerde Komada toplanan Avrupa tütün kongresi hakkında şehrimiz İlgili çevrelerinde İleri sürülen fikir şudur:
Harbe! en sonra Türkiye ve Yunanlstanı takiben Avrupa piyasasında bir tütün müstahsili olarak görünen İtalya böyle bir kongre tertlpllyerek kendini AvrupalI tütün alıcılarına tanıtmak gayesini gütmektedir. Türkiye ve Yunanistan gibi müstahsillerden başka Avrupu-nın bütün tütün müstehliklerini de toplantıya çağırmış olan İtalya kendini bir tütüncülük merkezi haline getirmeye çalıştığı gibi aynı zamanda Avrupai! m istihsal ettiği tütün Avrupada satılması prensibini gütmekte, bu suretle kendi tütünlerine garantili bir pazar bulmak yolunda çalışmaktadır.
Merkez meselesi henüz halledilmiş değildir. Bu ve buna benzer diğer meselelerin 1951 Eylülünde Amsterdamda toplanacak olan tülün kongresinde bir esasa bağlanacağı belirtilmektedir.
Washlngton 21 (AP) — Demokrat Teksas senatörü ve kudretli Dışişleri münasebetleri komisyonunun başkanı Tom Connaly dün, Batı Avrupa devletlerinin, kendi sahalarını kendilerinin müdafaa etmeleri lüzumuna işaret etmiş ve ECA İktisadi İşbirliği teşkilâtı, tarafından Avrupaya tahsis edilmiş olan kredinin kesilmesini talep etmiştir.
Senatör Connaly. dûn tertip etmiş olduğu bir basın konferansında. kendisinin. Birleşik Amerlkadan, «Batı devletleri üzerine onların mütecavlzane bir tarzda silâhlanmalarını temin etmek İçin, tazyik yapmasını İstediğini» söylemiş ve şunları ilâve etmiştir: «Onlar kendi uhtelerlne düşeni yapmazlarsa. Amerika gidip onları müdafaa edemez.*
Sanatör, FTansanın, Atlantik Paktı kuvvetlerinin kara kısmını temin etmesi İcap ettiğini de İleri sürmüştür.
Senatör. ECA, İktisadi işbirliği yahut Marshall plânının 2aten ileride kısılmak özere nazara alınmış olduğunu kaydettikten sonra bunun bu sene yapılması lüzumunu belirtmiş ve biz «her ihtiyacı olan devlete yardım e-demeylz, iktisadiyatımız bu kadar geniş bir yardımı kaldırmaz.* demiştir.
Connaly, Atlantik Paktının bir Rus tecavüzünü önlemek gayesini yerine getirebilmesi İçin, her devletin en lyl yapabildiği İşi yapmasının icap ettiğini belirtmiş ve misal olarak Hollanda deniz kuvvetlerini
Filistin komisyonu
Araplar ile İsrail arasında barış imkânlarını görüyor
Amerika pamuk ihracatını lisansa tabi tuttu
Dün şehrimize gelen malûmata göre Birleşik Amerika dev-' Jetleri pamuk İhracını lisansa tftbt tutmuş bulunmaktadır. Bu yeni karardan sonra, bir müd-de 11 enberi çok canlı giden pamuk satışlarının .daha da hararetleneceği tahmin edlimek-tedlr.
Flushlng (Nevyork) 27 (AP) — Birleşmiş Milletlerin Filistin uzlaştırma komisyonu dün vermiş olduğu İlk raporunda, İsrail Ue Arap devletleri arasında barış mânasını tazammun edecek anlaşmaların mümkün olduğu hakkında ümit beslemekte olduğunu belirtmiştir.
Komisyon bu raporunu Yakın Şark ve Cenevrede yapmış olduğu seri halindeki toplantılarından sonra tesblt etmiştir.
Komisyonda Türkiye delegesi Tevflk Rüştü Araş, Fransız Claude de Bolsange ve Birleşik Amerika temsilcisi Ely PolmCr yer almışlardır.
Esasen bu sene dünyada pamuk mahsulü geçen yılınkinden yiızde 33 nlsbetinde az olduğu için talep pek çoktur. Bu .sebeple memleketimizde de şimdiden pamuk satıştan hararetli bir safhaya girmiş vc Eğede Akala cinslerin flat) 325 kuruşu. Adanada da 290 kuruşu bulmuş bulunmaktadır.
Bu flat yükselişi normRİ telâkki edilmektedir.
min! çekmek İçin kışkırtmışlardır.
O zaman fil, kızmış saatte altmış mil süratle, hasımlannı kovalamağa başlamıştır. Yuka-nki resimde fil. Amerikalıya kovalarken çekilmiştir. Arkadaşı ise, bir fundalığın arkasında saklanarak dev cüsse hayvanın yukarıkl resmini çekmeğe muvaffak olmuştur.
Sümer bank genel müdürü Hereke’de
Herekc 28 (Akşam! — Sû-merbank geııci müdürü Cevat Adıgun beraberinde yeni alım [satım müesse&eal müdürü Ca-vlt Bilgen olduğu halde pazartesi günü öğleden sonra Here-keye gelerek fabrikayı gezmiş ve alâkalılardan gerekil İzahatı alarak ekspresle Ankaraya ha-irekc-l etmiştir.
Mavi güneş
Edinburg halkı dünyanın sonu gelmiş diye telâş etti
Edinburg (îskoçya) 2? (AP) — Şarki Iskoç yada ahali dün. güneşi mavi renkte görerek, dünyanın sonu gelip gelmediğini anlamak maksadüe, rasathane, ajans ve gazetelere mütemadi surette telefon etmişlerdir.
Carlisle'de, güneş, önünegel-mlş olan bir kesif bulut arkasından, tam mânaslle soluk mavi renkte görünmüştür.
Meteorolojlstler, bu hâdisenin Kanada veya Amerlkadakj orman yangınlardım oraya kadar gelmiş olan duman zerrelerinden vukubulduğunu talimin etmektedirler.
Londrada seyrek görünüşlerinden biri De halkı taltif etmiş olan güneş dün, her zamanki manzarasından farklı görünmüyordu.
takviye edecek yerde, kara kuvvetlerine ehemmiyet vermelidir, demiştir.
Senatör, «Aimanyanın silâhlı kuvvetlere sahip olmasın lüzumunu kaydettikten sonra, bunun Batıklar tarafından vazedilecek bir murakabeye tâbi tutulmasını teklif etmiş ve «şayet onları kendi cemiyetimiz İçine almazsak, kendilerinde atalet ve alâkasızlık belirecektir» demiştir.
Connaly, Japonya ile de barış andlaşmasının bir an evvel İmzalanması İcap ettiğini kaydederek. »Sanırsam Japonya hiç değilse şimdilik dersini almıştır» demiştir.
Batı Avrupa ordusunun teşkili için verilen karar metni Nevyork 27 (AP) — Atlantik
Paktı Konseyi dün. Batı Arru-panın müdafaası için mümkün olduğu kadar süratle bir müşterek kuvvet teşkilini kararlaştırmış ve fiilen müdafaa komitesine, Alman kuvvetlerinin istimali hakkında bir karar alması hususunda talimat vermiştir.
12 devlet temsilcilerinden mürekkep olan Konsey yayınlamış olduğu tebliğinde şu hususları belirtmiştir:
1 — Kuzey Atlantik Paktı çerçevesinde müşterek bir askeri kuvvet teşkil edilecek ve bu, konseyin salahiyetli uzuvlarının siyasi ve stratejik emirleri altında bulunacaktır.
2 — Bu kuvvet, bir baş komutanının emrine girecek ve bu komutan, kendisine verilmiş olan yetki ile b . kuvvetin barışta olduğu kadar iıarbde de liill bir tesir yapabilecek şekilde yetiştirilmesine mnsaraat e-decektlr.
3 — Baş komutana, kuvvete katılmış olan devletlerin temsilcilerinden müteşekkil milletlerarası bir kurmay heyeti yardım edecektir.
4 — Baş komutanın tâyinine kadar, bir genel kurmay başkanı tâyin edilecek ve talim ve terbiye Işlerlle o meşgul olacaktır.
5 — Kuvvetin yüksek stratejik hareketlerinin kararlaştırılması mesuliyeti Atlantik Paktı teşkilâtının bünyesinden teşkil edilecek yüksek komite heyetine alt olacaktır.
Tebliğ, kuvvetin, müdafaa komitesinin tatbiki sahalarda yapacağı tavsiyelerden sonra vücuda getirileceğini de belirtmektedir.
Kore ihtilâfının barış yoJile halli
Ingilterenin Genel Kurula teklif edeceği karar suretinin esasları
Flushlng (New - York) 27 (AP) — Dûn öğrenUdlğlne göre, İngiltere, Kore İhtilâfının barışçı yollarla halli hususunda teşebbüse geçmeğe razı olmuştur.
Bu teşebbüs, Birleşmiş Milletlerin genel kuruluna sunulacak olan ve Korenln İstikbali hakkında kurulca kabule şayan olabilecek hükümleri ihtiva edecek olan bir karar sureti şeklinde tecelli edecektir.
Karar sureti Amerikan resmi şahsiyetleri tarafından görülmüş ve tasvip edilmiştir. Bunda:
1 — Müstakil ve tek bir Kore devleti,
2 — Silâhlı tecavüzleri bertaraf etmek İçin Birleşmiş Milletler yardımının devamı.
3 — Birleşmiş Milletler kontrolü altında cereyan edecek seçimlerle bütün Kore İçin demokratik bir hükümet teşkili,
4 — Karar hükümlerinin tatbikini temin İçin kuvveti! bir Birleşmiş Milletler heyetinin huzuru, derpiş edilmektedir.
Birleşmiş Milletler kuvvetlerinin 38 inci arz dairesini geçip geçmemeleri hak kındaki karann diplomatik olmaktan ziyade askeri bir hususu alâkadar ettiği nazara alınarak şimdilik İttihazının geri bırakıldığı da öğrenilmiştir.
lyl haber alan bir kaynak. Birleşmiş Milletlerin mi. yoksa Birleşik Amerikanın mı, general Mac Arthur’a bu hatta durması İçin emir -vereceğinin bilin medlğini söylemiştir.
lyl haber alan bir kaynaktan bildirildiğine göre, karar suretinde İngiltere, Korenln askeri İşgal altına alınmasını da derpiş etmekte, fakat bunun mümkün olduğu kadar kısa bir zaman devam etmesini istemektedir.
Aynı kaynak, seçimlerin as-
keri kuvvetin çekilmesinden son ra yapdacağını da belirtmiştir.
Birleşmiş Milletler kuvvetlerinin hazır olmadığı sırada seçimlerin ne şekilde yapılacağı sorulunca, mezkûr noktalan izah etmiş olan kaynak, «Bu hususta hikâye mümkün olduğu kadar müphemdir» demiştir
Karar sureti henüz kati şeklini almamıştır vc İngiltere bunun hazırlanmasında diğer devletlerin de kendisine müzaheret edeceklerini tahmin etmekledir.
Bir İngiliz sözcüsü. İncillere nln bu meselenin. 59 milletten müteşekkil genel kurul gündeminde Uk madde halinde müzakere edilmesini Istlyeceğlni söylemiştir.
Acheson ve Bevln, dün varım, saat kadar süren bir konuşma yapmışlardır ve bu sırada Re-vinln iki kâtibe bir şeyler yazdırmakta olduğu görülmüştür.
Seul’ün düşmesiyle Kore meselesinin tâcll edilmek ihtiyaç» hlssedUmlştlr.
Senelik Moı' Kuru: »"• «vnn
« ««İlk IJUL . au •
1 «»119 «B. ■ t*B •
I »Vllk «üt • -
«an» ıclMtiı >c)d «İn «uiumu» pul a km •»»•’ie
•w «im neftisi minin -
relefnnUHmn R»snıuftarm ui!.A' lalen nnıe* - luar» anan
Mumu amin
Zilhicce IS - H»u 1«
Imeak Gö 6*lr !hin4> Ah **«-E- 10,11 11,Sİ S OS 9.36 12.00 13»
V 1.14 tı.Sl MtO 1026 İM.58 »29 lueıeıune taannul BahıSlı elvan
Cemal Nadıı «uk»|- No I*

Sahife 8
AKŞAM
28 Evlû! 1950
□DA
18 yaşında
Ayni zamanda hem
uzun güzel evvel
yen kimsenin sıhhatiyle gıdasına ehemmiyet vermesi kâfidir.
kırmızı, yanakları pembe, gölleri parlak, cildi pürüzsüz, vücudu da gergin olacağına göre, bütün bunları elde etmek Lstl-
sıhhatterlne itina etmektir. Sıhhatli bir kadının uzun boylu
makyaja vesaireye de ihtiyacı yoktur. Tabiat ona zaten lüzumlu şeyleri vermiştir. Sağlam bünyeli bir kadının dudakları
(jnırünün aşağı yukarı yarısını ev işlerine hasreden kadının huzur içinde iş görebilmesi nneak böyle modem bir ıuutbakla temin edilebilir.
F —
gazı ocağı. G — Pencere. İl —
tamamiyle veriyor aıtık. Sebebi de yok değil tabii, Hakiki bir ev kadınının hayatı, salonla oturma odasından ziyade mutfakta geçmektedir. Gününün aşağı yukarı yarısını evicı bu kısmına hasretmek zorunda kalan kadının orada rahat çalışabilmesini ve bunalmamasını bir nevi zaruret şeklinde kabul etmek mecburiyetindeyiz. Mutfakta ışığın bol, yerlerin kolay temizlenir cinsinden ması şart. Bizim mutfaklarımız umumiyetle evin alt katında olduğu için, daima rutubetlidir. Bu rutubetin neticesi, romatizma gibi çekilmez bir İllet olacağına göre, her şeyden evvel bunu önlemek Icabediyor. Ocak tertibatı da artık çok iptidai. I Modern ve -fcrah mulbağı butun teferruatiyle gösterir plin
Bunun yerine havagazı ya-
hut elektrik ocağı kullanılıyor. | kömürle yanan çok
edicl mahzurlardan çok uzak olduğu İçin tercihe şayandır. Yukarıkl resimde görülen mutfağın ulak tefek ilâve ve tamiratla bu ferah hale geldiğine İnanmak biraz güç ama, hakikat böyledir. Verdiğimiz plâna göre, arzu eden herkes eski mutfağını bu modern şekle s&-
Gürelililik va Sahfrıat ÜTÜN tarih boyunca kadın. kendini erkeğe be-
ğendirmek için çeşitli güzellik çarelerine başvurmuştur. Çareler İki noktada temerküz ediyor: Birincisi tabii güzellikleri suni renklerle takviye, İkincisi de karakter güzelliğini tip ve görünüş zaviyesinden kuvvetle tebarüz ettirmek.
Makyaj, zannedildiği gibi hiç de yeni bir şey değildir. Kültür fizik de öyle. O zamanki kadınlar, güzellik vasıtası olarak meyva ve çiçek suları İle güzeli kokulu otların tütsüsünden istifade ediyorlardı.
Bunlar, şimdiki halini alıncaya kadar yavaş yavaş tekâmül ettikten sonra, ortaya ruj. rimel, kozmetik, saç boyaları ve çeşitli kremler meydana çıktı, tik kremler, yapılış İtibariyle hakikaten İptidai idi. Bu konuda' cildi germek, yumuşatmak ve, soğuktan korumak İçin İnek, ' domuz ve geyik yağlarından Is-' tlfade ediliyordu. Bir vakitler sadece kulaktan kulağa, ağızdan ağıza İntikal eden bu güzellik reçeteleri zamanla tıbbi bir mahiyet almağa başladı. Gaye, gençliği mümkün mertebe uzatmak olduğuna göre, en kestirme çarelere başvurmak hiç de faydadan uzak olmıyacaklı. Bu bakımdan sadece dış te da- ] vinln kâfi gelmiyeceğl de anlaşılmıştı. Yiyecek ve içecek maddelerine de dikkat etmek lâzım geliyordu. Böylece güzellik meselesi dönüp dolaşıp tuvalet maddeleri nlsbetinde sıhhate ve tababete de dayanmış oluyor. I
Şimdi binlerce ilim adamı bünyenin dışı İle İçindeki alâ-j kayı İncelemekle meşgul. Cildin teravetl ve tazeliği bakımından midenin oynadığı rol muhak-: kakkl hudutsuzdur. Bulunan çareler çok faydalı olmakla beraber. her bünyede kendine göre bir takım hususiyetlere tesadüf edildiği için ayni kürü muhtelif kimselere tatbik İmkânı olmuyor. Buna mukabil tedavi usulünde yapılacak ufak tefek değişiklikler, bünyenin ihtiyacı İle tatbik edilecek vasıtalar arasında muvazene yapacağına göre bu nokta da halledilmiş demektir.
Şu halde bilhassa kadınların dikkat edeceği bakım, müddet genç, cazip ve kalmak İçin her şeyden
25 yaşında
Bünye güzclllfii İCln âıaml ttlnn: Hu. simi bir kremle haftada b R« A.vrırft besleyici ve lak krem daha Makfyaj İçin renksiz bir krem. (Altlık», pat ruj En İyi cinsinden Gözler İçin kounntik. Tırnaklar için oje
jj KEM MEL bir
fırçayla saçları her sabah tam yüz kere fırçalamak şarttır. Pudra altına sürmek için renksiz bir g-ündüz kremi. İyi cinsinden bir dudak ruju. Bir cımbız. Tırnaklar için de törpü ile fırça.
35 yaşında
Yukarki maddelere şunlar da ilâve edilecek: Besleyici kremin yer&ıi tutacak hormonlu bir krem (Doktor tavsiyesiyle olması tercihe şayandır). Bu hususi krem çehre kadar vücuda ve kollara da sürülecektir. Yanak ve dudak rujlarının rengi modaya görj değişecektir. 40 yaşına yaka gece kremleriyle sıcak İrempreslert d* İhmal etmemek lâzımdır.
Sahile 7
Lokmanheklm
seksen
(Baıj tarafı 3 üncii sahlfede)
Pamuk
dâvada dâvâlı İzzettin Bellr-gltmlş olduğu tahkikatından
hasıl ol-boğulnmş mahalli
edilme-okıcağı
panayırda kafayı oldukça tütsülemiş olan Jan, derhal ayıldı. İstavrozunu çıkarmağa ve dua okumağa haşlar başlamaz, hort rak bermutat ormana dalarak kayboldu. Bu. yol kavuşagının ya kınında bulunan biricik ev, dul madam Pronte’nln evi İdi. Köylüler, bu hortlağın dul kadının barbde kaybolan kocasının ha-
Suların sürüklediği enkazlar arasından 50 ceset çıkarıldı
Endonezya Birleşmiş Milletlere alınacak
— Aptal Pflbi konuşmamana ayol? Misafir ne yapar evde? Karşı karşıya oturup muhabbet ediyoruz tabii.
Batı Almanyanın serbes ithalât listesi
Birleşik Amerika Ziraat Bakanlığı tarafından bildirildiğine göre, Amerikada mahsule büyük ölçüde raraT veren ve görülmeyecek kadar küçük olan pamuk haşaratına karşı toprağa Ethy-lene dumanı yayıldığı takdirde bunun tamamlyle yok sinin İmkân dahilinde tahmin edilmektedir.
Deri üstünde çıkan pembe kabar, cıklara (isilik)lere ne yapmalı?
1952 senesinde İngiltere halkının yüzde
70 i televizyondan faydalanacak
terledikleri halde derilerinde hiç kabarcık zuhur etmedi.
(Tansiyon) lar1 yükselmemek İçin (tuz perhizi) yapanlar çok terledikleri halde (isilik) olmadılar. Bizim kullandığımız (klo-rür dö sodyum > denilen tu2U fazla kullananların ve çok terleyenlerin vücutlarında mutlaka (isilik) olur. Fazla tuzun başka bir nevi, cinsi olan (kolriid d’ amonyum) kullananlarda (İsilik) çıkmıyor. Çünkü bu tuz ter bezelerini tahriş etmiyor, örselemiyor!
(İsilik) en fazla yazın «cak günlerinde husule gelir ve hattâ denizde çok yıkananların derileri üstünde zuhur eden kabarcıkların husulüne yalnız güneşin tesiri değil, tuzln suyun da sebep olduğu anlaşılıyor.
— Anlıyamadım, hanım abla. Durup dururken senin misafirlerine ne diye karışır polisler? Gelen misafirler sizin evde ne yapıyorlar?
— Misafirleriniz kadın mı, erkek mi?
Yer altında feci yangın
New - Yort 27 (Nafen) — Ntv-York'da. Sherry - Keüıer-land otelinin bodrumunda 500 kişiyi atom bombardımanlarından koruyacak kabiliyette bir sığmak yapıldığı ve tu İnşaatın muvaffakiyetle bitirildiği bildirilmektedir.
Flushing «New York), 27 (AP) — Güvenlik konseyi dün akşam. Endonezyanın Birleşmiş Milletler fizaJıgına kabulünü tavsiye etmiştir.
Tavsiye reye konduğu zaman Milliyetçi Çin müstenkif kalmış ve muhalefet olmadan teklif 10 rey 11e kabul edilmiştir.
Endonezya, teşkilâtın ÖO. Azalası olacaktır.
1948 yılında yapılan araştırmalar hektar başına tatbik edilecek 190 litre toprak buğusunun pamuk tohumlarının verimini takriben on kere arttıracağını belirtmiştir. Kimyevî maddeye tâbi tutulan bir hektarlık arazi vasati olarak 2250 kilo mahsul vermiştir. Böyle bir amel iyeye tâbi tutulmayan bir arazi ise sadece 236 kilo mahsul vermiştir.
şimdiden nazarı dikkati celbe ime k bizden olsun, bir dahaki bayramlarda çocuklarımızı tehlikelerden uzak tutacak, sıh hallerini koruyacak tedbirler alındığını Hava Kurum unun da deri mevzuunda lâyık olduğu ehemmiyette çalıştığını görmek isteriz.
Bonn (Almanya) 27 (AP) — Batı Almanya İktisat Bakanlığı dün, «Serbes İthalât» listesin! İngiltere ve onun sömürgelerine de teşmil ettiğini açıklamıştır,
«Serbes Üste» OEEC Avrupa iktisadi işbirliği teşkilâtına dahil devletlerden. mukaddem Ustansa hacet olmadan ithalât
Yine bu kabil kayıtsızlıklar cümlesinden olarak bir noktaya daha işaret etmek isterim Çocukları kucaklayıp kucaklayıp salıncağa bindiren adamın elleri, uyuz kabarcıkları İçinde idi ve tâ parmaklarının aralıklarına kadar yayılan sulu kabarcıklarla dolu elleriyle çocukları çıplak kollarından, bacaklarından tutarak salıncağa sokmakta en ufak bir tereddüt dahi geçirmiyordu. Onun burada çalışmasına nasıl müsaade edilmiştir? Uyuz M, süratle ve kolaylıkla sirayet eden bir hastalıktır.
Eminönü 4 flncü sulh hukuk yargıçlığından.: 850/111
Cemal Hansoy ve sair taraflarından Emine Mac İde ve Ayşe Nüzbet ve Ahmet îzzet aleyhlerine açılan Izalel şuyu dâvasının yapılmakta olan yargılamasında:
Süleym aniye mahallesi Uzun-çarşı sokak eski 28 yeni 40 sayılı gayri menkulde hissedar bulunan ve bu bulunan Ahmet siz bir mahalle yapılan zabıta anlaşılmıştır.
On beş gün müddetle llânen tbellğat İcrasına karar verilmiş ve bu sebeple duruşma 20/10/950 saat 9.30 a muallâk olduğundan hazır bulunmanız veya bir vekil bulundurmanız davetiye makamına kaim olmak
çocukların düşerek yaralanmalarına sebebiyet verdiğini gördüm. Muhakkak ki bundan, kendisini durdurannyacak derecede hızla kayan çocuk değil, o çocuğun kaydığı tel altından diğer çocukların geçmelerine mâni olacak tedbiri İhmal eden tesis sahibi mesuldür. Bir mesul daha varsa onun da, emniyet tedbirleri atmamış bu gibi tesislere müsaade eden resmi makamlar olduğu aşikârdır.
Nevyorkta atom bombasına karşı ilk sığınak
Creswell (İngiltere) 27 (Ap)~ Yerin bin kadeh' al tında dün vukua gelmiş olan yangın neticesinde Ölmüş olan 80 maden amelesinin cesetlerini çıkartmak maksadı İle temizleme e-kiplerl çalışmaya başlamışlardır.
Yangın neticesinde muş olan durumdan 40 kurban şimdiden, morgda yatmaktadır.
120 kişinin kurtulmuş olmasına rağmen, bu beri tngiiterede maden kazasıdır
İçerde kalmış kişinin hayatından ümit kesildikten sonra kuyunun ağzı kapatılmış ve havasızlıktan yangının sönmesi beklenmiştir. Kuyudan hâla duman sızmaktadır.
karakolun gözleri bize dikilir. Mübarek bayram günleri mlsaflrslz geçer mİ? Ben de lnsantm. Bir sürü dostlarım ahbaplarım var. Bayram tebriki İğin eve geliyorlar tabii.
10 yıl zarfında araştırmalar için 2.000 000 sterlin sarfetmlş ola-cakttr.
Bu arada İngiliz fabrikatörlerinden. renkli televizyonla ilgili tekliflerde bulunmaları İstenilmiştir. Bu teklifler Kings-wood Warren araştırma merkezinde İncelenecektir. BBC nln mühendisleri de. bizzat geliştirip imal ettikleri teçhizat ve aletlerle renkli televizyon meselelerinin halline girişmişlerdir. Bu denemelerde. Birleşik Ame-rikada Colurabla ve Eüyük Brl-tan yada Pye firmaları tarafından. kullanılan usullere benzer devvar disk metodu kullanılmaktadır.
— Hımmm... Şimdi anlar gibi oldum. İşin içinde 1? var, desene.
— İs mJş vok ayol. Dillerine bir randevuculuk dola-rnışlar, gidip gelip yakama yapışıyorlar.
Mahkeme açıldı;
— Polislerin yüzünden ev değiştirmek canıma tak dedi. Bakalım bu muhakemeden sonra ne tarafa taşınacağım?
Diye homurdanarak kalktı.
Muhtelif memleketlere mensup bilginler televizyonda bundan sonra yer alacak gelişmeyi münakaşaya girişmişlerdir. Bu konuda görüşler birbirine uymamaktadır. Avrupa memleket Jerlnden bir çoklan şimdiki siyah - beyaz televizyon resminin esaslı surette ıslah edilebileceği kanaatin d ad.ır. Birleşik Amerikada İse bundan sonra renkli televizyonun gelişeceği kanaati hâkimdir. Büyük Brl-tanyada televizyon harb sonrası devrinin tereddütleriyle inkişafına mâni olan malzeme darlığı ve ekonomik müşküllerden sıyrılmıştır. İnkişaf yolu şimdi tamamlyle açılmıştır.
Son zamanlarda tatbiki süratlendirilen bir plân mucibince 1952 yılının sonuna kadar İngiltere halkının yüzde 70 İne mevcut 405 hatlı, siyah - beyaz resim tekniğine uygun televizyon yayın servisi sağlanacaktır. Bu yayın şebekesi 5 ana verici mer tezden yapılacaktır.
Merkezlerden İkisi şimdiden İşletmeye açılmış olup, birinin İnşası esaslı surette iler İçmiştir. Ayrıca memleketin nls peten uzak kesimlerinde 5 tâli verici merkez daha kurulacak ve böylece nüfusun % 86 sına televizyon, servisi temin edilecektir. tngiiterede şimdiden 400 bin televizyon abonesi vardır.
Renkli televizyonun ne zaman tatbik edilebileceğini şimdiden kestirmek mümkün değildir. Ancak malûm olan cihet şudur: Büyük Brltanyada, kurulmakta olan 10 siyah - beyaz İstasyon işletmeye açıldıktan sonra renk II televizyonun tatbiki düşünülebilecektir. Bir çok uzman renk il televizyonun 18 8o dan evvel gerçekleşemlyeceğl kanaatında-drr. Bununla beraber BBC nln teknik servisler direktörü Slr Noel Ashbrldge geçenlerde verdiği bir demeçle bu meselenin en ciddi bir şekilde İncelenmekte olduğunu söylemiştir.
Televizyon programlarım ıslah ve bütün müstakbel terakkileri takip İçin BBC Surrey e-yalelfnde Klngrcood Warren’de 250.000 sterlin sar fiyle bir araştırma İstasyonu kurmuştur. İstasyon genişletilmektedir. Yeni bina ve tesisler 11 hektarlık bir
pF.r.S I Hortlak
80 zavallı amele maden ocağında kül oldu
Amerikada tatbik edilen mücadele sistemi
yorsun, delikanlı. Hani, sanın dişini stiker gibi zindan lâkırdıyı çekip mağa çalışıyorsun.
— Ne yapalım bu da merak.
— Peki, benden ne istiyorsun bakalım?
— Dileğim sağlığın hanım abla. Mahkemeye niçin geldiğini merak ettim de...
— Bos ver. Arasıra olur böyle şeyler. Kendi keyfim İçin gelmedim ya. Alıp getirdiler. Bu dünyada polislerden bana rahatlık yok kİ. Ekmediğim yerde bitiyorlar, ummadığım zamanda karşıma dikiliyorlar.
— Polislerle ne alışverişin var? Ne İstiyorlar senden?
— Benim onlarla hiçbir alışverişim yok amma onlar bir türlü yakamı bırakmıyorlar. Evimde bile rahat oturamıyorum ayol. Hırsız mıyım, dolandırıcı mıyım bilmem kİ. Bu vaşa kadar hiç kimseye fenalığım dokun mamıştır. Bir sineğin kanadını bile incitmiş değilim. Elimden geldiği kadar İyilik yapmağa çalışırım. Gene de şu polislerin elinden yakamı kurtaramıyorum.
— Bu defa ne diye rahatsız ettiler seni?
Öfkeli tavırlarla sigarasını birkaç defa çekip İzmariti karşıya fırlattı:
— Ne olacak gene misafir meselesi. Bir defa kancayı taktılar, rahatlık vermiyorlar.
— Nedir o misafir meselesi?
— Basbayağı misafir işte. Bayram günlerinde sizin evinize hiç misafir gelmedi mi?
— Geldi tabii.
— Peki polisler eve geldiler de: «Bu misafirler kimdir?» diye sordular, mı?
— Yoook... Polisler benim misafirimi ne diye soracaklar?
— Hımmm... İşte ben de buna içerliyorum ya. Elâle-min evlerine bin bir kişi girip çıkar, kimse aldırış etmez. Fakat benim kapımdan
Oksijenli saçları kıvrım kıvrım. Kaşlar incecik bir çift çizgi. Kirpikler rimelli. Derileri sarkıp buruşmağa yüz tutmuş yanakları krem' 11 pudra ve allık sıvalı. Japone kollu, açık göğüslü emprime robu vücudunu sımsıkı sarmış. Esmer, uzun boylu, kırkım keçkin bir kadın. Maznunmuş. Yanına gittik. Gûya görmüyormuş gibi davranarak göz ucuyla hepl-mlzi süzdü.
— Hayrola, hanımabiai Dâvan mı var?
Kanapenin arkalığına yaslanıp bacak bacak üstüne attı. Çantasından çıkardığı birinci nevi sigarayı, taze bir bıçak yarasını andıran kızıl dudaklarının arasına kıstırdı. Fiyakalı edalarla kibriti yaktı. Sigarayı birkaç defa üst üste emdikten sonra dipleri nikotinden küf bağlamış çarpık dişlerini ışıldatarak derin bir nefesle dumanı ciğerlerine İndirdi. Sonra ağzından, burnundan dumanlar savurarak erkek sesini andıran kart, cırlak bir sesle:
— Neden sordun, dedi. Merakına mı dokundu?
— Eh, mahkemeye gelmenizin sebebini merak ettim tabii. '
Süzgün süzgün bakarak yılıştı:
— Sen beni tanıyor musun?
— Yoook, şimdi ilk defa görüyorum yüzünü.
— Tanımadığın İnsanın 1-şinl ne diye merak ediyorsun?
— Kusura bakma, benim huyum böyledir, hanım abla. Her şeyi merak ederim, sorup öğrenmek İsterim.
— Herkes senin karşına oturup içindekileri dökecek öyle mi küçük bey?
— Orasını sen bilirsin, hanım ablacığım. Söylesen de sağ ol, söylemesen de sağ ol. Amma velâkin derdini söy-lemiyen derman bulamaz, derler.
Müstehziyane yılıştı:
— Çok numaralı konuşu............... “ ' In-ağ-al-
1049 yılında da aynı ş« ı ; do tecrübelere girişilmiştir. Nuıuı.d bir şelcilde kimyevi madde ou-gusıina tutulan toprak, hektar başına 894.31 kilo mahsul vermesine mukabil hiçbir k'iırcvi madde tatbik edilmeyen »••alilerde ise hektar basına 287 1S
Yarınki Dünya
(Baştarafı 4 üncü sahifede) halde muhafaza etmektedir. Bundan başka güneşin asıl hayat veren losnıı olan ultra vlo-le şuaları plâstikten kolaylıkla geçmektedir. Halbuki ultra viole şuaları camdan nüfuz edememektedir.
Plâstiklerin diğer mühim bir üstünlüğü seri ve titreşimi boğ-manndadır. Bu sebeple yarınki otomobilinizin er» Arızalı yerlerde bile ses çıkarmasma İmkân yoktur; Te her tarafı plâstikten yapılmış büyük tipte bir otomobilin bütün ağırılğı yalnız 25 kilodur! Amerikanın ileri gelen büyük otomobil fabrikaları plâstikten başka, alüminyum ve magneslum ka-nşmaslyle meydana gelen bir madenden ve hepsinden tuhafı tahtadan otomobil yapmak İçin çalışmaktadır
Yarınki otomobiliniz bir çok yeni makinelerle teçhiz edilecektir Bunların başında radarın ufak bir nilmunesl (dan kontrol radyosu gelmektedir. Bu makine sayesinde kazaların % 10Ö önüne geçilmiştir, Kesif sLsli havalarda ve virajlarda, otomobilin yolunda bulunan her hangi bir cisim, şoför mahallinde bir akran üzerinde belirmekte ve bu suretle kazanın önüne geçilmektedir. Otomobilin motörü de yepyenidir. Yeni motör mısır. buğday, patates ve ottan yapılmış alkolle işleyecek ve otomobile gayet yüksek bir sürat temin e-dccekÜr,
Amerikada bir çok otomobil mühendislerinin yaptığı hesaplara göre, bugün hayal gibi görünen bu otomobillerin seri halinde inşasına gelecek sene Omu İçildin Bil DİK ı ba-stanncakt>r.
Mahkeme Koridorlarında
BULMAC
ı ıj ı ı ı r
ı ı rr 1 1
II 1 l ■
İlil ■l
1 '■
■ ı 1
1 1 ■ I
İlil 1
1 1 fl 1 1
1 ■ 1 1 1
Sahile 8
rp
SIEMENS Alman Radyoları Hârikadır
Aoele
Etmezinizi.
Beyoğlu üçüncü Sulh Hukuk Yargıçlığı:
KARAR
Esas: 946/77
Yargıç: Hkyrl Çobanoğlu 8911 Katıp: Paklîe Hituy Men’l tediye karan
Ünyon sigorta şirketi Velik Serler. Galata caddesi Ünyon hanında.
Diğer taraf: İttihadı Milli Türk sigorta şirketi müdürü 31-sak Ağart maelyan. Galata Ünyon hanında.
İstek: Men’l tediye ve kupon bedelterinln ödenmesi.
Tarih!: 8/5/1945.
KARAR Davacı Ünyon sigorta şirketine ait olup ziyaa uğ-rıyan 201 İlâ 400 No 200 adet birer hissejik ve 1201 itâ 2335 No.lu 1135 adet beşer hissellk ;e 9181 İlâ 9225 No.lu beşer hlsselik ve 8901 ilâ 8400 No.lu 400 adet 25 şer hissellk 1780 adet hisse senedine ait 23 No.lu kuponların ziyaa uğradığını ileri sürerek Ticaret kanunun 437 net maddesi uyarınca men’l tediyesine ve keyfiyetin İttihadı Milli sigorta şirketine bildirilmesine ve, ayrıca gazete İlânına karar ve-, rllmesl dilekçe ile talep edilmiştir.
Davacı Ünyon sigorta şirketi- « nin 2 3/1945 tarihinde Beyoğlu' dördüncü noterliği marifetiyle, keşide ettiği hâdiseden bahis ihtarnamenin diğer tarafa tebliğ edildiği görülmüş ve inceleme sonunda ziyaa uğradığı id-, dia edilen ittihadı Milli Türk sigorta şirketi hisse senetlerinden birer hlsselik 20i ilâ 400 beşer hissellk, 1201 İlâ 2335 ve1 keza beşer hissellk 9181 ilâ 9225 ve keza 25 şer hissellk 8001 İlâ 8400 ki ceman 1780 adet 23 No.lu tediye kuponlarının Ticaret K. 437 nci maddesi uyarınca men’l tediyelerine ve keyfiyetin usulen İlân edilerek ayni zamanda İttihadı Milli şirketine de tezkere ile tebliğine Beyoğlu üçüncü sulh hukuk yargıçlığı nea 9/3/1945 gün ve 945-907 sayı tahtında karar verilmiş ve keyfiyetin istanbulda münteşir İkdam - Gece Postası gazetesinin 15/3/1945 gün ve 2131 sayılı nüahaslle ve yine İstanbulda münteşir Tanln ve Son Telgraf gazetelerinin 15/3/1945 nüshalarlle İlân edildiği görülmüş ve aradan Ticaret «unda yazılı üç senelik müddet mürur ettikten sonra davacının 12/10/1949 tarihli dllekçesllc mahkemeye müracaatla ezcümle bahis mevzuu zayi 1780 adet hisse senedinin 23 No.lu temettü kuponları bedellerinin davacı şirkete tesviyesine karar verilmesini dilediği görülmüş ve yapılan inceleme sırasında mezkûr müddet esnasında müste-htk zuhur etmediği anlaşılmış ve davacı Ünyon sigorta şirket! müdürü Veflk Sertel de sıhhati müddeasını yemin He teyld eylemiş olduğundan zayi ittihadı Miili Türk sigorta şirketi hisse senetlerinden birer hlsselik 201 İlâ 40o No.lu 200 adet ve beşer hlsselik 1201 İlâ 2335 No.lu 1135 «det ve beşer hissellk 8181 İlâ 9225 No.lu 45 adet ve 25 şer hissellk 8001 İlâ 8400 No.lu 400 adet kİ ceman 1780 adet hisse senedinin 23 No.lu temettü kuponları bedellerinin diğer taraf İttihadı Milli Türk sigorta şirketi tarafından Ünyon sigorta şirketine İtaya mecburiyetine ye mezkur bedellerin Ünyon sl-| gorta şirketine ödenmesine ve. İşbu kararın İstanbulda münteşir gazetelerle ilânına Ticaret kanunu hükümlerine dayanılarak 25/11/1049 tarihinde karar verildi.
AKŞAM
Onkarotta
31 Tldttt.2^Aralık
Voyvoda
r~'tr~r~r~-r~v—s r-

Almak, Satmak, Bulmak İçin
tarihli
kanu-
Yargıç: 8911 İmza
Mühür: Beyoğlu Üçüncü
Sulh Hâkimliği
Kadıköy, Bayanlar***
■ fllçkl, Dikiş, Vurdu
■ Talebe kaydına budanmış-
tır Kadıköv Altıvolağıı m
I
28 Eylül 1950
ŞT! SÎZLERİ 14 GÜN ZARFINDA’
GÜZELLİĞİNİZİ ARTTIRMAK ŞANSI../
A merikan sabunlarından üstün ve daha ucuz PURO TUVALET SABUNU İle yıkanın. Cildinizi besler, yüzü-nuzü kadifeleştirir —
[ve güzelliğinizi 'artti'ir.
puno

TUVALET SABUNLARI
BOL KÖPÜKLÜ - NEFİS KOKULUDUR.
VARTA AKÜMÜLATÖRÜ
KESVAN KOLLEKT1F Şii.
ÇOCUK MAMASI
jOCUÖUNUIV^SOl^N
GÖZ HEKİMİ
I Tekel Genel Müdürlüğü İlânla
VARİS ÇORAPLARI
Varisten muztarib olanlar Avrupadan yeni getirdiğimiz bu partiden İstifade ediniz. Yalnız İstiklâl caddesi No. 435.
ROSETO
Mağazasında satılmaktadır
Dr. ŞÜKRÜ ERTAN
8 ibik Homİcİ haılonoıl aoı -nUlehaaMtı Cagaloglunda BabıâlI cajdeal No M «Emlnbııü Halkevi karşısında> Telefon ZİÜ68. Hcrgtln saat İU - 18
Cumuioıl gUnlari yaltaullara pAıOA indir,
5 Vitaminli
ÇOCUK MAMASI
ÇOCUOUNUZUN Sür ANNHİ
BİLÜMl'M KORSE LEVAZIM ATI, KORSELİK KUMAŞLAR, BALİNALAR, Her cins KORSE lâstiklerinin metre İle ve ucuz flütle satışına başlanmıştır. Adrrse dikkat-
ROSETO
istiklâl caddesi No. 435-
Zayi — İstanbul İş Bankasındaki 108298 sayılı hesap cliz-dıınımı kaybettim. Yenisini çıkartacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Rıhtım caddesi No. 41
8ARJLI ve 8ARJSTZ her tipte bulunur. * Yeni partlmiı Gümrükten çekilmiştir.
TELEFON: 4’907 Telgraf adresi: KESVANO
ŞİŞLİ TERAKKİ LİSESİ
Kuruluş tarihi : 1879
İlk kısmın Sınıf ve şubelerinde gündüzlü öğrenci kadroları tamamen dolmuştur Yatılı renel kaydına şimdilik devam edilmektedir. Orta ve Lise sınıflarında yatılı ve yatısız reneller İçin mahdut sayıda boş yer vardır.
NJşaofeaşı Çınar Caddesi

1 Ekim 950 Pazar matineden itibaren:
Şehir Dram Tiyatrosunda
DON JUAN
Komedi 5 Perde, 2 Tablo
Yazan: Moltere
Türkçesi ve sahneye koyan: İ. Galip Arcan
Şehir Komedi Tiyatrosunda
GELİR VERGİSİ MEKTEBİ
Komedi 3 perde
Yazanlar: Louis Verneull ve George Ben Türkçesi; Lâmij Yener
Sahneye koyan: vasfı Rıza Zobu
Gişeler, her giin saat 11 den 20 ye kadar açıktır.
Levazım Alım Komisyonundan:
1 — Enstitüler Müdürlüğümüzün ıslah ve deneme tarlaları İçin 50 araba koyun - keçi gübresi pazarlıkla satın alınacaktır.
2 — Pazarlık 5.10.950 Perşembe günü saat 10 da Kaba-taşta Genel Müdürlüğümüz Levazım Alım komisyonunda yapılacaktır.
3 — Şartnamesi her gün Levazım ve Evrak şubemizde görülebilir.
4 — isteklilerin, pazarlığa girebilmeleri İçin kanuni ika-
metgâhları ve ticari durumlarını gösterir belgeleriyle birlikte, teklif edecekleri bedel ürerinden yüzde 7,5 nispetinde muvakkat bemtnat paralarını pazarlık saatinden evvel İdare veznesine yatırarak alacakları makbuzlarla adı geçen komisyon başkanlığına müracaatları İlân olunur. (12959)
I- RAHAT BİR UYKU
I Viicud yorgunluğunu gldn mekle beraber cüdtekl izleri I I tamamen izale edemez. Yatmazdan evvel hafif bir tabaka I I KREM PERTEV sürülmüş olan bir yüzde, çizgilerin mahsus I [jlr_dgr£cede_zjtll olduğu görülmektedir. ,
YENİ YAYINfgg
İKTİSAT VE TİCARET ANSİKLOPEDİSİ (ruikuis si),
iktisadi v« ticari kelimolari «ifa-bvlIJt bir «ıra İle vermekle v* mükemmel bir jekllde hazırlanmnktn olnn (İktlant ve Ticaret Ansiklopediği) nln besinci cildinin Bi İnci faal-klllü «H» harfine alt bir çok yanları ederek yayılanmıjlır Okuyu-'slye ederiz
5 Vitaminli
■ SATILIK EV
Lâlelide Ünlvreslte konferans salonu karşısında Zeynepkânıil sokak No. 23 ta 5 oda, bir mutfak, banyo ve 2 helası mevcut kârgir ev boş teslim acele satılıktır. İçindekilere mü-
racaat.
rs ı
SIEMENS
Alman
Radyoları Hârikadır
4ce/e
Etmeyiniz t
Devlet Orman işletmesi Adapazarı Müdürlüğünden
1 — işletmemizin Akyazı bölgesinin Karaçalı istif yerinde mevcut 1537 adede denk 161.023 metreküp Kayın dolap kerestesi açık arttırma ile satışa çıkarılmıştır.
2 — Açık arttırma 2/10/950 pazartesi günü saat 15 de Akyazı bölge şefliği binasında toplanacak komisyon huzurunda yapılacaktır.
Metreküpü 98 Hra 50 kuruş olup % 7.5 teminatı 1190 liradır.
3 — Buna alt şartname orman genel müdürlüğünde. Ankara. İstanbul, İzmit işletme müdürlüğünde, Akyazı, Adapazarı bölge şefliğinde ve işletme müdürlüğünde görülebilir.
4 — isteklilerin belli gün ve saatte evrakı müsbitelerü* birlikte komisyona müracaatları İlân olunur. (12879)
Memur aranıyor
İngilizcesi kuvvetli, İngilizce muhaberata ve İngilizceden Türkçeye tercüme kabiliyetli bir Bayan veya Baya ihtiyaç vradır Ayrıca: Muhasebeye âşinâ kefalet verebilir bir Kasiyere ihtiyaç vardır. Müracaat mektupla: Galata Posta kutusu 1073.

Ankara Üniversitesi rektörlüğünden
1 — Ankara Üniversitesinin fakültelerine 16 Eylülden İtibaren öğrenci kaydına başlanmıştır.
2 — Bu yıl alacakları öğrenci sayısını tahdit eden fakülte-ve alacakları öğrenci ”
Fen Fakültesi
İlahiyat Fakültesi Siyasal Bilgiler Fak.
Tıp Fakültesi
Veteriner Fakültesi
Ziraat Fakültesi
3 — Bu fakültelere müracaat edenlerin sayısı yukarıdaki
miktarları aştığı takdirde, her fakülte tarafından kabul edilen tercih usuliır.e göre hareket edilecektir. Tercih usulleri fakültelerden öğrenilebilir. (13125»
miktarları aşağıda gösterilmiştir:
120
100
150
150
140
100
BİÇKİ DİKİŞ MEKTEBİ
Müdürü: Neoml Asaduryan, Tesis tarihi: 1922 Kayıtlara başlanmıştır. Pazartesi, çarşamba ve cuma günleri saat lû - 16 ya kadardır. Bayanlara Fransızca kolay metodu He biçki dikiş öğretilir. Musaddak diploma verilir. Mezun talebeler biçki ve dikiş dershaneleri ve atölyeleri açmışlardır Derslere 2 Ekim 950 de başlanacaktır.
Adres: Gedikraşa Ballpaşa yokuşu Esire! Kemalettln sokak Bay Vahran Asaduryan Eczanesi üstünde No. 1 .
i. E. T. T. işletmelerinden:
1 — Yukarıda mahiyeti yazılı İş mektupla flat ve teklif İsteme usullyle eksiltmeye konmuştur.
2 — Şartnameler levazımdan oMctrohan» parasız tedarik edilir.
3 — Tekllt mektupları teklif edilecek fiatın % 7.5 ğu nlsbs-tlnde hesaplanacak teminat akçeleriyle birlikte en geç 2.10 1950 pazartesi günü saat 17 ye kadar levazıma verilecektir. (12981)
İstanbul Asliye 12 inci Hukuk Yargıçlığından: 950/503
Müddel Ahmet tarafından Fatih askerlik şubesi arkası No. 21 de oturan karısı Bellice aleyhine açtığı boşanma davasında: Müddelaleyhin ikametgâhının-bilinememesi üzerine İlâ nen 1 tebligat İcrasına kanır verilerek duruşmasının 13/10/1950 cuma! günü saat 10,30 a bırakılmış ve dava arzuhaliyle davetiyenin bir parçası divanhaneye asılmış olduğundan (10» gün İçinde cevap vermek ve gününde gelmek ve gelmediği takdirde gıyabında duruşmaya devanı edileceği malum olmak üzere 20 gün müddetle İlân olunur (12623)
ÇOCUK MAMASI
Hrvfi
H2621
çocuk bekinil doktor
Ahmel Akkoyunlu
raksım
DEVLET DEMİRYOLLARI İLÂNLARI
150000 ruio Mors Telgraf bandı alınacak
Devlet Demiryuilnn Genel Müdürlüğünden;
Teklif verme suretlle 150Cqq rulo Mors telgraf bandı pazarlıkla satın alınacaktır. Bu işe ait tekliflerin 6/11/950 pa-zartesl günü saat 14 e kadar Ankarada İdare merkezinde Malzeme Dairesi Başkanlığına verilmiş olması lâzımdır.
Şartnameler bedelsiz olarak Aııkarada Malzeme Dairesinden ve Haydarpaşadg Malzeme Te&llraalma ve Yollama Müdürlüğünden verilir. (12873)

Comments (0)