S] AKŞAM
tiergiin
._________
t
AKŞ AM’ın Küçük ilânları en verimli, en ucuz vasıtadır.
Sene SO — No. 10550 — Flatt ber yerde 10 kuruştur.
FAZAR 29 Şubat 1948
Sahibi: Nccmeddln Sadak — Yaza işlerini fiilen İdare eden: 0. Bildik —. Aksam Matbaası
--■■■— ■ ■ ■ ■ — .......................... ■ ■ -
Avrupada ahval endişe verici bir süratle inkişaf
Yeni parti lıakkındaki şayialar kuvvetleniyor
Çekoslovak vakayii üzerine
■ «Kominform», yani milletler arası yeni komünist teşkilâtı işi yazıttı. Sonbaharda, Fransa ve Jtalyada taarruz hareketleri neticesiz kalınca Avrupanın göbeğine bir kama soktu, Çekoslovak-yayı ele geçirdi. Yunanistanda Markos çeteleri kisvesine bürünen komlnform, orada İngiltere ve Amerikayı oyalıyadursun, Çekoslovakyada, bir kaç gün İçinde vaziyete hâkim oluverdi. Son dakikaya kadar büyük bir metanetle komünist tazyikine karşı koyan Başkan Beneş, nihayet, komünist Eaşbakan Goitrcaldin sunduğu kabineyi kabul ve tasdik etmek zorunda kaldı. Simdi, Çekoslovak mekteplerinde, Beneş yerine SLaJinin resimler! asılmakta. yer yer kurulan «Milli hareket komi beleri» yani Sovyet taslakları. tasfiye hareketine girişmiş bulunmaktadır. Memlekete hâkim olan silâhlı kuvvet. «Mills» ler, yani komünistlerdir ve bunlar istediklerini tevkif etmektedirler.
Bugüne kadar istiklâlini ve hürriyetini — Sovyet Rusya ile gayet sıkı dost geçinerek — koruyabilmiş olan Çekoslovakya da diğer peyklerin safına katılmak üzeredir.
Bu hâdisenin maddi mânevi neticeleri büyüktür.
Kominfornı. yani Sovyet Rus-vn. Anglo - Sakson Demokreslle-rinc karşı yeni bir zafer kazan-mıMıc. Bunun. Avrupa efkârı ve kal.alildi kuvvet muvazenesi tire-rinde devin tesirleri olacaktır. Çekoslovakya, batı Avrvpaya doğru his kale çıkıntısıdır ve sa-ııavi bakanından harb kudretini aıûırıcı bir unsurdur.
Cekosiovakyanın bugiin Rusya ejine geçmesini, on yıl önce Mü-nlch mülâkatında Hİtlere teslim edilmesine benzetenler var. İkinci dünya harbini nasıl Münich hazırladı İse, üçüncü harbi de yeni Çek hâdisesi doğuracaktır diyenler bile görülüyor.
Münich’de Hitler, İngiltere va Fransanın Çekoslovakya yüzün-, den harbe girmeyeceklerine emin idi. O zaman Çekoslovakya, sulh arzusuna kurban verilmişti. Bugün de S talin aynı emniyetle hareket ediyor ve muvaffak oluyor; Amerikanın, bu gibi sebeplerle harbe girmeyeceğinden emindir. Fakat, nasıl 1938 de Chamber-l&ln ve Daladier Çekoslovakyayı feda ettikleri halde harbi Önleye-medilerse, bugün de Amerika ve İngiltere, bu gidişle, bütün Av-rupayı feda etmeye razı göründükleri halde harbe «ngel olamı-yacaklarçhr. Velev kl komlnform’ un. günün birinde İngiltere ve Amprikayı da fethetmesine boyun eğsiıılıer.
Çekoslovakya, harbin sonundan beri hiç değişmeyen usullerde ele geçirilmektedir. Memleket İçindeki bir komünist azınlığı, »kserlyete hâkim olarak, dilediğini yapmaya başlıyor. Bütün tme3?le, hükümetin içinde bir İki .esas manivelâyı İç İşlerini, Adaleti. Polisi ve istihbaratı ele almaktan ibarettir.
Bu kolay va hjç değilmeyen hükümet darbesi usullerinin bir tek sebebi var: Bunu hazırlayan ve yapanlar Sovyet Rusyaya güvenip dayanıyorlar. Bunlara kar-8i koymak isteyen ekseriyet partileri ve Şefleri hiç kimseye güven emiyorlar.
Hâdisenin İngiltere ve Ameri- ' İrada Uyandırdığı tepkiler, gaze- 1 pelerin feryadı, devlet adamlan- j nın beyanat), ehemmiyetinin i ballıca dlelüldir. Fakat netice, frıüşterek bir beyanname neşrin- i den İbaret kalıyor. Bu üçlü m üş- , terek beyanname, sınırlan sımsı- t k> kapanmış, hiç kimsenin ne 1 girmesme m? çıkmasına müsaaâc fedilmiyen Çekoslovakyada, yann uhmm baslanna geleceği geçmiş ieerfi- tadır
belerden anhyan demokrat ve antikomünist partileri, bilmeyiz:
Adı geçenlerden bir kısmı yeni bir partinin çok lüzumlu ve faydalı olacağından bahsediyor
Demokrat Partinin Beykoz İlçe kon. gres! bugün toplanacaktır. Genel boş kan Celâl Bayatın bu toplantıda, son hâdiseler hakkında ban açıklamalarda bulunması va akşam ekspresiyle de Ankaraya dönmesi muhtemeldir.
Dünkü gazeteler, Mareşal Fani Çakmakla Kenen öner, Hürmet Ba-yur. Dr. Mustafa Kenti! Mtinlm Mustafanın lştlrâklyl» yeni bir parti kurulacağından bahsediyorlardı. Kenan Öner, böyle bir şeyden haberi olmadığını söyllyerek: (şimdilik kabU olduğu kadar, siyasi cereyanların dışında kalmaktayım. Fakat bu sözüm, İstikbal İçin bir taahhüdü, t azanım On ve ifade etmez.» demiştir.
Diğer taraftan kurulacak bu yeni partiye dahil olduğu bildirilenlerden avukat Münlrn Mustafa da şunları söylemiştir:
(— Arkadaşlar arasında böyle yeni bir parti kurulması ötedenberl düşünülmektedir. Hattâ rahmetli Hüseyin Avnl Ulasla birlikte bir de nizamname hazırladık. Fakat 1? henüz katileşmiş, hükümete müracaat aaf-hasma gelmiş değildir. Doetlor arasında görüşmelerden İbarettir.»
Demokrat umumî kongresi toplanacak mı?
Ankara 20 — Şehrimizde bulunan Demokrat milletvekillerinin ekserisi. Genel idare kurulu üyeleriyle bazı,
Denıokrat milletvekilleri arasında ha sil olan ihtilâf üzerinde durmak istemiyorlar. Bunlar, son vaziyetin grup tarafından soğukkanlılıkla mütalfta-«. memleket ve parti selâmeti ney! İcab ettiriyorsa onun yapılmasını İstemektedirler.
önümüzdeki hafta İçin toplanacak olan Demokrat Parti grupunun neşredeceği tebliğ sabırsızlıkla beklenmektedir,
Demokrat Parti mahfillerinden «ı-zan haberlere göre, umum! kongrenin toplantıya çaSrılması zaruri görülmek tedlr. Çünkü bu kongrenin vereceği kararlarm şahıslar fevkinde bir mahiyet ve kıymet taşıyacağı belirtilmek tedlr,
Ankara 29 — Parti hayatının İcab ettirdiği mahremiyeti muhafaza edeni İyen Mithat Snkaroğlunun, Demokrat Parti milletvekilleri tarafından Haysiyet divanına verileceği söylenmektedir.
İzmir'de toplantılar
İzmir 29 — Yeni partiyi kuracaklardan Dr. Mustafa Kentli ile burada bulunan arkadaşlannın toplantıları sıkiaşmJŞtiT. Dün Harun ilmen 1le e-mekll general R&stm Akdoğu'nun da iştirakiyle yapılan toplantı geç Takta kadar devam etmiştir. Toplantı sonunda malûmatın* müracaat edilen Dr. Mustafa Kentli demiştir ki:
(Arkası sahife 2; sütun 1 de)
Marshall plânı biran evvel
tatbik edilecek
Âyan Meclisinin görüşmeleri nihayet 15 marta kadar bitireceği ümidediliyor
Çekoslovakya’da “Temizlik,, Parlamentoya kadar yayıldı — Hnlândiya’mn Rusya’nın teklifini kabul edeceği anlaşılıyor
Kominforma karşı demokrasili
enternasyonali kurulacak mı?
Eden söylediği nutukta Batı Avrupa hürriyetinin kurtarılması lüzumundan bahsediyor
New-York 22 (R) — Ayan Dışişleri komisyonu başkanı Vandenberg, dtla şu demeçte bulunmuştur: (Çekoslovakya vnkayll, Avrupanın kalkınması İçin, Marshall plânının bir an evvel tatbik edilmesi lirim geldiğini meydan* çıkarmıştır. Tasan yana Amerikan Ayan Meclisine verilecektir. 18. marta kadar tosvlbedlimesinl, umuyu-rum.»
Diğer taraftan Ayan Dışişleri komisyonu Türkiye, Yunanistan ve Çin* yapılacak yardımı tetkik ediyor.
Çekoslovakya’da temizlik
Londra 29 (R) — Çekoslovakyada komünistler tarafından yapılmakta olan (temizlik* parlamentoya kadar yayılmıştır. Prag radyoaunda bir sözcü demiştir ki:
«Parlâmento âzasından çoğu artık halkı temsil etmemektedir. Bu sebeple parlâmentonun bugünkü hail devam edemez Kurulacak bir komite yeni milli birliğe girecekler hakkında karar verecektir. Blorakyada da bir bw tetkiki yapacaktır. Boş kn-«tak yerler gelecek hafta yeniden doldurulacaktır.»
Milli birlik adındaki yen! kurulun merkez komitesi tamamen komünistlerin elindedir. Her tarafta komiteler kurularak temizlik yapılmasına karar verilmiştir. Merkezi komite dün akşam yayınladığı bir tebliğde bunun mili! cephede hükümete karşı muhn-
Sıra İsveç’e geliyormuş!
İsviçre gazetelerinin tahminleri
Batı Avrupa bloku
Londra 28 (AA) — Avrupa meşalelerini tetkik »den mülotlarar(uı komite, aon raporunda merkezi Londrada bulunacak olan bir «Dcmokrul «n-ternasyonal» 1 kurulmazını teklif etmektedir. Bu raporun kopyelerl eski Müttefik devletlerin Başbakanlarına yollanmıştır.
Bu raporda aşağıdaki hususlar ileri sürülmektedir:
Eğer demokrasinin yaşamazı lâzımsa, bugünün totaliter rejimlerine karşı koyabilmek va 3 üncü komünLst enternasyonaline mukabele edebilmek İçin bir üçüncü kuvvet, demokratik bir enternasyonal kurulmalıdır.
Beşinci enternasyonalin iki gayesi vardır:
1 — Demokrasinin yaşıyabllmeal İÇİn bütün dünyada uygun siyasî ve İktisadi şartlar temin edilmelidir;
3 — Demokratik prensipler takviye edilmelidir.
Bu vesikayı lzma edenler arasında Fransa adına Letrocquer ve LouLs Marln, İngiltere adına Lord Van Btttort, Norveç ve Belçika mümessilleri bulunmaktadır.
Raporda aynı zamanda Sovyctlerln Avrupa. Orta ve Uzak Doğudaki fa-allyşiterl hakkında oldukça derin bir yetkinin neticeler! de bulunmaktadır.
Filetinde çok tehlikeli bir slyas vaziyetin doğmasını önllyebllmek İçin FHtstlne yollanan bütün mühimmatın şevkinin durdurulması ye mlllltler-
arası bir ordunun kurulması tavsiye edilmektedir.
Eden’in bir nutku
Londra 28 — Eski Dışişleri Bakanı Eden bugün söylediği nutukta demiştir kl: (Çekoslovakyada bugünkü vakayı 1938 dekine çok benziyor. Çekoslovakya bu suretle tldncl def* tealim oluyor, Pragdakd k&dfeelerin akisle*!' Çekoslovakyanın dışında ve çok uzak ' larda duyulacaktır. Londrayı Pragdnn ayıran mesafe uzun değildir. Şimdi' bata Avrupaya düşen vazife acele ve mÜBbet hareketlerdir.
Birleşik Amerika ve Ingiltere ban Avrupada gayretlerini ne kadar blr-leştlrseler Avrupanın arta kalan hürriyeti o kadar sağlam kurtulabilir ve sulhu korumak kabil olur.»
Spaak «Bundan hiç kimsenin rahatsız olmasına lüzum yoktur» diyor

3.
Yüce divan
Yarın muhakeme edilecek 24 sanık

Marshall pldntntn bir an evvel tatbiki Uizumundan bahseden Vandenberg
lefet olmaması için lümmu okluğunu bildirmektedir.
Parla 29 ıR) — Fransız komünist gazetesi Humanlte’nln Ptag muhabirine göre. Çekoslovakya pek yakında Romanya ve Bulgaristan İle bir dostluk paktı İmzalayacaktır.
Finlândiyanın durumu
Londra 29 (Rl — Moskova radyosu, Stallnln Flnlândlya Cumhurbaşkanı Paaslltlvy'ye mektup göndererek Flnlândlyayı bir karşılıklı yardım ve dostluk paktı yapmağa davet ettiğin! bildirmiş ve mektubun muhteviyatın! açıklamıştır. Verilen malûmata göre, Pakt. Rumen ve Macarlorla yapılanlar gibi olacaktır. Mektupta «Finlandiya geçen harbde Almanya II» birlikte Sovyetler® karşı harbetmlştl. şimdi Atman tecavüzü İhtimaline karşı Rusya İle pakt yapmamış yegâne kotu şumuzdur» denilmektedir.
Fin cevabı hafta birinci a belli olacaktır. Peutrr muhabirinin bildirdiğine göre, siyasi partilerin ço^u böyle bir paktı kabule hazırdır. Rus elçisi dûn Fin Cumhurbaşkanını ziyaret etmiştir. Helsinki’de hava sakindir, galeyan yoktur.
Bern» 29 (Rı _ Helsinki'deki gazete muhabirlerinin bildirdiklerine gö re. dün akşam geç vakit Fin Cumhur başkanı M. Paaslklvy. Rusvanın Finlftndlyadakl elçisine Fin hükümetinin cevabını vermiştir.
Bu cevapta kaydedildiğine göre; Flnlândlya Rus teklifini kabul ederek şcirüşnıçlere girişmeyi arzu etmektedir.
Londra 20 (R) — İsviçre gazeteleri Finlândiyanın alacağı kararlarla pek yakınılan ilgilenmektedirler. Bu gazetelere göre, Sovyet Rusya Bal-tık’dakl kontrolünü tamamlamış olacak ve Flnlândiyadan sonra İsveç’e el uzatabilecektir.
Bu gazeteler şöyle demektedirler: Finlândiyaya karşı kullanılan sistem, Polonya İle Çekoslovakyada kullan dan sisteme benzememektedir. Fakat
I hedef aynıdır.
_____
Wallace’m demeci
Nevyork 29 (R> — Eski Cumlıur-başkan muavini Wallace, Çe!sa«loVûS-ya buhranını Trumanın »Rus aleyhtarı» dediği siyasete atfetmektedir. Wallace diyor kl: «Amerika silâh ve dolar siyasetini taklb etn.eğe devam ettikçe aynı netice her tarafta görülecektir. Sulh için Rusya İle birlikte çalışacak bir partiye ihtiyaç vardır.»
Çekoslovak mekteplerinde dersler durdu
Londra 20 fR» — Bütün Çekosuvak mekteplerinde öğretmenler dersleri durdurmuşlardır. Eğitim Bakanlığından gelmesi beklenen yeni kitaplar henüz mekteplere ulaşmamı» olduğundan, derslere eski kitaplarla davam edilememektedir.
Dün bütün Çek mekteplerinde sınıfların duvarlarına Mareşal Stallala resimleri aşılmıştır.
16 Dışişleri Bakanı Parİ6te toplanacak
Londra 29 (R) — İngiltere v« Fransa, Avrupa İktisadi kalkınması tevekkülüne dahil diğer 14 devlet! 15 martta Paris'te yeni bir toplantıya davet etmiştir. Toplantının hedefi Marshall yardımını İdare edecek devamlı bir Avrupa kurumunun teşkilidir. Toplantıya 18 devletin Dışişleri Bakanının iştirak edeceği zannediliyor.
ne dereceye kadar teselli etmiştir!
Flnlândlya nezdlnde yapılan Sovyet teşebbüsü gösteriyor kl Avrupa ahvalinde endişe verici bir inkişaf silratl vardır. Ameri-kanın, seçim hazırlıklarından doğan İç politika zaruretleri, bu inkişaf üicrinde müessir olmak-Sovyet Rusya, bundan âzamî istifade etmek niyetinde görünüyor. — $. R.
Ankara 20 (Telefonla» — Bilindiği gibi eski Tekel Bakanı Suat Hayrl Ürgüplü İle arkadaşlarının muhakemesine yarm Yüce Divanda hoşlanacaktır. Divana Yargıtay başkanı Halil özyhTÜk başkanlık edecek, savcılıkta da Yargıtay başsavcısı Kâzım Berker bulunacaktır.
Yargılanacak olan 24 sanık şunlardır:
Suat Hayrl Ürgüplü, Ulvi Yenal, Miinlr Karacık. Kenan Yallar, Mum t fer Kakıcı, Hiirrem Şeren. Şemsed-j din Akçullu, Ekrem Necml İnci. Ab-dülbakl Blllmer, Mehmet AH Şelfi, Ot ton Andrlyadlö, Vâkıf Çakmur, Ömer Refik Yaltkaya, Cemal Civelek, Kemal Hilmi Saraççı, Nureddln Esftt Ulusoy. Terfik Tasçı, Fikri Fesçloğlu. Kemal Süleyman Vaner, Nazım Battır, Hagıb Karaca, Kemal Hakgilder. Murat Ak yüz. Hüsnü. Ulus.
,W

DİKKATLER:
Rus Çarının köprü hikâyesi
B. Spaak
Londra 29 (R) — Belçika Başbakanı Spaak dün şu demeçte bulunmuştur: «Batı Avrupa blo-ku teşkili teklifinden hiç kimsenin rahatsız olmağa veya kızmağa hakkı yoktur. Bu birlik suHl İçindir. Doğuda yapılan bir şey Batıda yapılınca neden, kötil sayılsın? Bunu anlıyamadLm.»
Londra 29 (R) — Belçika, Hol-lânda ve Lüksemburg Başbakanları bugün Brüksel’di toplanarak İngiltere ve Fransa ile bir birlik ve dostluk anlaşması yapmaları İçin bu İki hükümet tarafından yapılan teklifi tetkik edeceklerdir.
Bilrhan Cahit arkadaşımızın bir yazısından alıyoruz:
«— Devtet adına yaptıracağımız ne olursa — mektep, yol, köprü, demiryolu, tünel, vesaire — bardan götilrü olarak alan müteahhitlerle onlar» kontrol edecek mühendislerin işini üçüncü bir yüksek heyete verelim. Bir çuval çimento üe bir işçi yevmiyesinin yenmesine, bir ambar kumun, bir metre taşın, bir kilo demirin ve bir tek çivinin çalınmasına aman saman vermiyelim. Çünkü sıkı aranırsa gözümüzden kaçmayan köşklerin, kâşanelerin o güzel manzarasile yıkılan sed-terin, su basan ovaların ve yıkılan yeni binaların manzaraları
arasıda yakın bir ilgi olduğu anlaşılır.*
Mabaadinl de biz İlâve edelim.
Bir Rus Çarı sormuş:
— Bu köprü kaça çıkar?
— On bin altına, heşmetmaap-
— Öyleyse yirmi bin altın tahsisat. veriyorum. On binini çalsınlar, geri kalan on binite köprüyü şartnameye ııygun yapsınlar.
Bir de bu usul var amma, on dokuzuncu asırdan bu yana ahlâk daha iyileşmediği için geri kalan on hinden yine tırtıklanır diye korkarız. Binaenaleyh, sui-istimalclnin belini kırmaktan gayri çare vcfkiur.
Sahife 2
AKŞAM
SÖZÜN GELİŞİ '■
Cemal Nadir
Bir tanınmı; adam ffldD mû, hemen arkasından: «Bıraktığın boşluğu dolduramıyacagiî» demek âdettir. Bu zöz Cemal Nadir için ne kadar doğrul O öldükten «onra bıraktığı boşluğu Allahın günü gözlerimizle gördük.
Cemal Nadir yaşarken karikatürün, bir tenkld vasıtası Te bir ranat olarak gündelik hayatımızda esaslı bir yeri vardı: İlim ne demiş, fikir ne demiş, politika ne demiş diye merak eder gibi karikatürün ne dediğini de merak eder olmuştuk. Çünkü yine onun elinde karikatür, cemiyetin nefes alışma, kederine, neşesine iştirak ediyor; kalabalıkların nabzım, idare edenle edilenin temayülünü yokluyor, hattâ ara sıra birinci plâna fırlamak kudretini göstererek en mühim cemiyet hâdisesini karikatür üslûbunda bütün çıplaklığı 11e gözümüzün önüne seriyordu. Karikatür vardı ye biz. dosta düşmana karşı mahcup olmak endişesini aklımıza bile getirmeden «bizde de karikatürün rar olduğunu» söyleyebiliyordu k. Hattâ bazan söylemeye bile lüzum kalmadan bu varlığın yabancılarca tanındığını görüyorduk.
Cemal Nadlr'ln öltlmlle karikatür, gündelik hayatımızdan çekilmiştir. Bütün büyük sanatkârlar gibi Cemal Nadirin de. zor olan sanatını pek kolaylıkla yapıyormuş gibi görünmesine aldanan lar ölümünden sonra onun yerlerine çıkmak denemesinde bulundular. Bu bir kaç deneme Cemal Nadirin kudretini ve ölümlle bıraktığı boşluğun derinliğini hazin hazin ölçmemize yaramıştır. Cemal Nadir tek basma memlekette karikatüre hayat veriyor, bu sahadaki kıymetler onun etrafında dereceleniyordu, ölümlle kıymet ölçülerimiz altüst cldlyse sebebi, eski tâbirle «vâhldl ta yari» hin ortadan çekilmesidir.
Cemal Nadirin şahsiyetinde muhakkak ki çok kıymetli bir sanatkâr kaybettik. Bize bir başka bakımdan mevcudiyetimizi hissettiren sanatkârdı. Geçen gün mezarını ziyaret ettik. Mezar dlve küçük bir tümsek ve baş ucunda rüzgârla sallanan basit bîr tahta plâkadan başka bir şey yoktu.
Şevket Roda
Umumî Meclis
GÜNÜN MESELELERİ
Cumhurbaşkanı
Petrol sondaj işini görmek üzere Raman dağına gidecek
Diyarbakır 29 — EvevLö gece 23 30 da şehrimize glen Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, belediyede Cumhuriyet Halk re Demokrat partiler! ba»kanları He görüştü.
Cumhurbaşkanı. Demokrat Parti balkanına, akrep mücadelesinin ne safhada olduğunu, partinin kaç âzası bulunduğunu sordu. Başkan, şehirde artık akrep kalmadığını, demiryolu geldikten sonra Dlvarbakınn bir ticaret merkezi haline geldiğini söyledi.
tnönü, liseyi, erkek »e kıs sanat enstitülerini gezdi. Vilâyette göçmen işleri hakkında alâkalılardan İzahat aldı. Öğle yemeğini refakatindeki zevatla vagonlarında yedi. Mülga müfettişlik binasında şereflerine verilen ziyafette hazır bulundu.
tnönü, petrol sondaj amellyaulnl görmek üzere Raman dağına gidecektir 12 martta da seyahatine son reçel- v-> flnkaraya dönecektir
ve-
Yeni p^rti şayiaları
(Btr? tarafı 1 inci saMfede)
«— Şimdiki halde bir şey «öyllye-mem. Fakat yeni bir partinin bu mem leket İçin çok lüzumlu ve fayadlı olduğu muhakkatn.»
Ankara 29 — Yeni partiyi kuracaklar arasında adı geçen Hikmet Bayur, memlekette yeni bir parti kurulmasının doğru olacağını, ancek bu partinin kurulması için şahsi bir teşebbüsü bulunmadığını söylemiştir.
Mareşal ve Bayur ne diyor?
Ankara 28 (Yeni Sabah) — Yeni partinin kutucuları meyanında adlarından bahsedilen Mareşal Fevzi Çakmağa bilvasıta yaptığının müracaatta. Mareşal, yeni bir parti kurulması İçin vilâyete müracaat ede-oeği hakkında henüz hiçbir malûmatlın olmadığını söyllyerek. bu mesele hakkında bütün malûmatlarının Kenan öner meselesi flolayuriyle yapılan açıklamalardan İbaret olduğunu, fim dflik bu hususta hiçbir fikir ve mütalâa yürü tem lyeceğlni bildirmiştir.
Diğer taraftan Hikmet Bayur da bu hususta şunları söylemiştir:
— Ben şahsan yeni bir parti kuru tasma taraftar olduğumu yazmış tim. Fakat bu işte benim malûmatım dahilinde tekevvün etmiş bir şey yok-bar. Son bildiğim, Kenan önerin Be-(iktaıj İlçe başkanı Mlsbaha verdiği Mvspttr.»
Muhtelif mütalâalar
Ankara 20 (Yeni Sabah) — Demokrat Parti safinda muhalefete çetenler, parti le esaslı bir mücadeleye girişmek kararındadırlar. Bunlar, yn mütalâa-1 ilen sürüyorlar: Teşkl’Atın Myük bir kı*mı elimizdedir. Afyon. ■Olahya tamamen blzimlodlr. Eskl-şehtrde Emin Sazak ve arkadaşları tok nafizdir. Sinop ta Yusuf Kemal büyük bir kuvvettir. Istenbulda Kenan öneri seven İhmal edllemlyecck bir Beçtoen kütlesi mevcuttur. Esasen İstanbul politika hayatında çok oy-
Seyhan nehri
Ankara 24 — Adana bölgeslnd» «u İşlerini tanzim İçin Amerika dan bir firma hükümetimize m Araca t etmiştir. Bayındırlık Bakanlığı bu firma hakkında VaşLngtondan malûmat istemiştir. Bir anlaşmaya sarıldığı takdirde memleketimize gelecek olan A-merlkan mühendisleri Bey hanın etüd lerlnl yapmağa başlıyataklardır. Bun dan başka Amerlkadnn ayrıca teri uzmanlar da getirilecektir.
Ceyhan 28 (AA) — Su baatar-.ı felâketzedelerine yar dun devam, etmektedir. Ziraat Bankası tarafından 20 bin lira; Dumlupınar öğrencileri tarafından 80 lira teberru yapılmıştır. Çifçı kredileri arttırıldı
Ceyhan 28 (AA) — çifçl kredilerine 400 bin Ur3İık bir zam yapılmasına dair Ztraat Bankasına talimat vorll-mlştlr.
Bulgaristan’ın cevabı
Bulgaristan notamıza cevap verdi
Dün bu devrenin son toplantısını yaptı, haziranda içtima etmek üzere dağıldı
ec*w Methal dün |uh*l den esi ü İn ■on topLantuuu yaptı. Bûleymanlye kulübü tarafından UgıU edilip, bir tu-lûat kumpanyasın* verilen medrıe hakkındRkl mazbata okundu, bir yek ânlar «ös alarak bu işin aleyhinde bulundular, neticede vakfın lartına riayet edilmek »artüe medresenin Üniversiteye tahsisi muvafık görül-m Üştür.
Bundan «onra tramvay ve otobüsler* av tüfekleri ve mavzerlerle blnll-memesi hakkında Belediye zabıtasına bir madde ilâvesi hatandaki madde müzakere edUdt
Reis muavini B. Bilt Koçak, bazı âzalann mfltalâatanna cevap vererek halin rahatsız etmemek üzere böyle bir maddenin kabulünde ıaruret olduğunu söyledi. Neticede evrakın encümene ladesi muvafık görüldü.
Otomobillerde «ağda lrahınan dtrek-«lyonıın — «eyrflsefer emniyeti bakımından — «ola alınması haktanöıki teklif müzakere edilerek kabul olundu.
Kızıltoprak . Göztepe ve elvan ile 8ııadlyc, Bostancı ve Burgaz adacı imar plânlan etrafında uzun görüşmeler oMıl. Bu veril# He imar plânlarının tatbTk kabiliyetleri ve bu plânların yapılması ndr kİ maksat etrafında hararetli m0wıkereler cereyan etti. Neticede mazbatalar kabu! olundu. Şl»11de A t n türkün vaktiyle oturdtılhı j ve büyün tntaTSp müzesi olan binanın İki tarafında yedlger buçuk metre Bahanın istimlâki etrafındaki görüşmeler den sonra 70 bin lira kadar tutacağı tahmin edilen «obanın İstimlâkine karar verildi.
Günün en miihlm meselesi olan et işine dair olan mazbata d* urun görüşmelere yol açtı. Mazbata narhın kaldınlmamasinn ve lüzumu halinde müdahale «atışları tçtn Belediye başkanlığına. 500 bin liralık mütednvil bir aermayenln verilmezine dairdi. Aza-dan B. Zahit Ural narhın kaldınlma-miu. taraftar oldu.
B. Kâzım Şlnası İse n&rhın devamını lüzumlu görerek aksi JuıMe halde enerindeki ruhsatnsmele-
«armaya verilmezdi» karar varildi Et nakliye ücretlerinin de şimdiye kadar gövde esasına göre alınrken bunun kilo Üzerinden alınmasına dair hasırlanan ma ihata da kabul edildi.
Cerrahpaşa hastanesine llâvo olarak İnşa edilen 200 yataklı verem pa-vlyonunun 100 yatağının ücretli hastalara, diğerlerinin de yoksul hastalara tahsisi etrafında ve yatak Ücretleri ha Irkındaki mazbata da uzun görüşmelere yol açtı. Neticede tel: yataklı odalarda yatanlardan günde 12. çift yataklılardan 8. dört yataklılardan 7, umumi koğuşlardaki yataklarda yatan vermelilerden de A Hra alınması uygun görüldü.
Halkın toplu bulunduğu kapalı eğlence yerlerinde yangına karşı mücehhez birer V. raiye eri bulnndunıl-masna. dair Belediye zabıta talimatnamesine hüküm İlâve st de kararlaştırıldı.
Muallimler birliğine dnhll ilkokul Öğretmenlerinin Şehir tiyatrolarım tenzllAtlı farile ile Kabulleri hususundaki müracaat özerine yapılan İncelemeler sonunda da buna imkân görülmediği anlaşıldı.
Büyükadada yeni açılan bir »okağn Çamalti isminin verilmesi uygun olduğuna dair hazırlanan mazbata dn müzakere edilerek bu sokağa Umum! Meclis âzasından merhum Adalı Ayniye izafeten Adniıavnl soğaı denilmesi kararlaş tırıldı.
Henüz cevabı hanrtanmamış takrirlerle gündemde mevcut bazı mazbataların görüşülmesi haziran devresine bırakıldtktan sonra makam namına muavin B. Nazım Arda fırınlar hakkında alınan yeni bir karan anlattı. Bu karara göre fmn işletmek üzere rubsatlyte alanlardan 40 dm fazla fırıncının sade ekmek satmakla iktifa ederek imalâtta uğraşmadıklarının görüldüğünü, bu halin de şirket kurmuş fırıncılara bir yardim teşkil ettiğini, bu durumda olan fırıncılara bir hafta mühlet verilerek bunların imalât yapmağa davet olunacağını.
Çekoslovakyadaki değişiklik dünya siyaseti üzerinde akisler yapacak Çekoslovakyanm durumu bütün dünyanın dikkatini çekme& te devam ediyor, Pragdaki değişikliğin dünya riyaseti üzerindi mühim akisler yapacağı gün geçtikçe anlaşılıyor. Filhakika pc-led) haberler bu memleketin Sovyetler «istemine doğru hızla gitmekti olduğunu göstermektedir. Her tarafta hareket komiteleri kuruj» muş ve temizleme İşine girişilmiştir. Bütün dairelerde, üniversite* lerde itimat edilmeyenler İşlerinden çıkamıyorlar. Hariciye mr olurlarından, gazetecilerden çoğu açıkta bırakılmışlardır. Futbol» cular bile tasfiyeye tâbi tutulmuşlar, kurulmakta olan rejime ta» raftar olmadıkları anlaşılanlar teşkilâttan çıkarılmışlardır.
D. e er taraftan hükümet ffosyallstleşttrme programım tatHM etmeğe başlamıştır. Bir çok müesseseler millileştirilecektir. ₺k teri» bir olarak 50 hektardan fazla araziye e! konması ve bunların çti-çly® dağıtılması kararlaştırılmıştır.
Çekoslovak Cumhurbaşkanı Ben esin durumu haklnnrin esaslı malûmat yoktur. Bir rivayete göre Benea esir vazlyetlndedlr, kendisine sorulmadan İş görülüyor. Diğer bir rivayete göre ise bugün mevkiini muhafaza etmekle memlekete mümkün mertebe hizmet edeceğine kani bulunduğu için istifa etmlyerek mevkiini muhafaza etmekte, itidal unsuru olmağa çalışmaktadır. Senesin kuvvetli şahsiyeti düşünülürse bu ikinci rivayeti daha kuvvetli addetmek lâzımdır. Mamafih Cumhurbaşkanının «aslı bir muvaffakiyet elde etmesi ümldedllmlyor.
Dün Münih'ten gelen bir telgrafta, v akili e Çekoslovak;: ada otururken oradan çıkarılmış ve Bavyera'ya sürülmüş olan Südet Almanların Çekoslovakyadaki değişiklik Üzerine komünist ah-yh-torı bir cemiyet kurmağa teşebbüs ettikleri ve bu komitenin fa4« Uyete geçmek niyetinde olduğu bildiriliyor.Diğer taraftan Ameri» kada yerleşmiş o’an milyonlarca Çekoslovakın da harekete geçmeğe hazırlandıklarından bahsediliyor. Fakat bu teşebbüslerin bugün bir netice vermesi bclkenemez. Şimdilik yegâne müspet şey Amerika, İngiltere ve Fransamn son değişikliği takbih eden beyannameleridir. Bu beyannameden sonra vaziyetin ne şekilde gelişeceğini anlamak için bir müddet beklemek lâzımdır.
fi T 5P0RT~^
Sparta ile Muhtelitin karşılaşması
Hâdiseli geçen bu maçta Çekler 5-3 galip iken hakem oyunu tatil etti
800 - 820 ye çıkacağına İşaret etn. Bu »eklide mazbatanın lehinde ve aleyhinde bir çok Aza söz almışlardır Neticede narhın devamına re belediyeye İcabında müdahale Batışları yap inak 1çln 5«0 bin liralık mütedsvil bir
riiıln ahnsıiÜını söyledi.
Makam, diğer bzzı takrirlere de esvaplar verdikten »onra Meclîs yedi »at devam eden mflrAke reden sonra hf.sİTBnds toplanmak ' ü?ere şubat devresi lçtinuıına «on verdi.
Totaliterlik
Sir Gripps halkı bu tehlikeye karşı uyanık bulunmağa davet etti
Yemen vakayii
İmanı Yahya'nın oğlu San’ayı muhasara etmiş

Sofya 28 (A.A.) — Anadolu
ajansının özel muhabiri telefonla bildlryor:
Bugünkü gazeteler, Bulgar Dışişleri Bakan muavininin, Tilr-klvenin Sofya elçisi Şefkati Is-tinyellyl dün (cuma günü) saat 19 da kabul ederek Türkiyenln notasına Bulgar hükümetinin cevap verdiğini yazmaktadırlar.
Veremle savaş derneği
Ankara 29 — Veremle savaş derneği genel kurulu dün saat 15.30 da Kızılay konferans salonunda toplanmış, faaliyet raporunun okunmasından «onra gelir ve gider bütçeler! üzerinde münakaşa edilmiştir. Neticede bütçeler kabul olunmuştur. Seçimler yapılmış ve kongre Bağlık Bakanının nntira ile kapanmıştır. Cumhurbaşkanı ile Bayan tnönüye telgraflar çekilmiştir.
nak bir tilmizdir, o halde Genel kurulun elinde İzmir. Manisa, Balıkesir, Aydın kalmaktadır. Manlsada Hikmet Bayur ortaya çıkarılabilirse. Aydında Ethem Menderesin karsısına daha kuvvetli bir şahsiyet getirilirse, buralarda da İş değişebilir.
Bu mütalâalar, bazı milletvekillerinin kendi görüşeridîr ve ne krdar İsabetli olduğunu kestirmek güçtür. Ynlnız bunları duyduktan sonra İhtilafın ne kadar derin ve ciddi olduğunu kabul etmemek de imkânsızdır.
Demokrat Partisinin balosu
İstanbul Demokrat Partisi tarafından tertlb edilen balo, dün gece Taksim Gazinosunda verilmiştir. Vali, oğlunun rahatsızlığı yüzünden itizar ederek baloda bulunmamıştır.
Çalışma Bakanı Tahsin Bekir Balta. İstanbul Komutanı Asim Tmazte-pe. C. E. P. 11 başkanı B. Sadi Bekler, kordiplomatiğe mensup bazı şahsiyetler baloda bulunuyorlardı.
Londra 28 (R) — Maliye Bakanı Sir Stafford Crlpps. diln Bristol'da söylediği bir nutukta halka totaliteri hükümet tehlikesine karşı İhtarda' bulunmuş ve demiştir kİ:
r İççi hükümeti hiç bir zaman tota-1 Üter usuller kulanmıyacaktır. Fakat ortalıkta İktisadi karışıklık olursa sağcı veya solcuların totaliter metod-tarı kullanması İhtimali var(kr. şimdiden başı boş insanlar işçileri ücretlerini arttırmak İçin teşebbüslerde bulunmağa teşvik ediyorlar. Böyle bir hal memlekette işsizlik, açlık, parasızlık tevlMtedeeektfr. Bunu yapanlar Marsba.11 plânının akim kalmasını İzliyorlar. Totaliterlik taraftaTlannın tahripkâr usullerinin memlekete ne kadar zararlı olacağını anlamak İçin sosyalistlerin İki buçuk «ene İçinde elde ettiği muvaffakiyetleri görmek yeter.» _________ ______
Hikmet Bayur, Maliye Bakanına hücum ediyor
Ankara 28 — Amerikalıların
gizi] mevduatı blokş etmeğe karar vermeleri üzerine Hikmet Bayur, bu meseleye tekrar temas etmektedir.
Bu kararı şükranla karşılamakta ve Maliye Bakanının son demecinde hakikati ifade etmediğini anlatarak ezcümle şöyle demektedir:
«— Bunun hc-rhaugi bir siyasi mesele dolayıslle değil, pek büyük miktarda paralarla ilgili bir mesule de pmıştır. Kendisi bugün de me$*ul edllmlyecck midir? Meclis, bu muameleyi hazmedecek mlcllr? Bundan sonra o yerinde kalacak mıdır? Yoksa Adet olduğu gibi tansiyon yüksekliği kabilinden bir bah-Jie ile çekilmesi kâfi görülecek midir?»
Londra 29 (R) — Kahlre'dekl Yemen mümessillerinin aldıktan haberlere göre imam Yahyanın büyük oğlu i Seyfüllslâm. Sun’ayl muhasara etmiştir. Prens Seyfülislâm bunun Mı-| »ir Başbakanına bildirilmesin!. Artıp Birliği tarafından San’aya her hangi bir heyet gönderilmemesini tebliğ etmiştir.
Mamafih Arap Birliği heyeti dün akşam Yemene hareket etmiştir. Esasen 2 mümessil şimdiden San’ada bulunuyor.
Pamuklu dağıtımı
Ankara 28 — Sümer Bank pamuklu dağıtım, şekilleri üzerinde yeniden bazı değişiklikler yapmıştır.
Bu şekle göre, evvelce nüfus başına dört metre verilirken bu defa bu miktar altı metreye çıkarılmıştır. Ancak yeni şekil 948 yılı İçerisinde Üç defada uygulanacak ve birinci ve İkinci dağıtımında birer buçuk metre; üçüncü dağılımında üç metre olarak verilecektir.
Gene bu defa kabul edilen şekilde bu kontenjandan ayrı olarak doğum, evlenme ve ölüm hallerinde verilmek üzere valilikler emrine yeni tahsisler yapılacaktır.
Bütün İllerde yapılacak dağıtımda gene eskisinden farklı olarak bütün sabit manifatura mağnazlarının da dağıtıma lştlrâk! kararlaşmıştır.
Dün geceki zelzele
Diln gece yansından sonra saat ikiyi yirmi geçe şehrimizde, bir zelile olmuştur.
Zelzele uvamk bulunanlar tarafından şiddetlice olarak hissedilmiştir.
Çekoslovakya ilginde > ÜncÛ vaziyette bulunan meşhur Bparta takımını dün şeref »'.adında 3 klüp muhtelitin' n karcısında gördük.
Maçın tafsilâtı
Her iki takım M. Re »a dm idarecinde çiçekler teati edildikten «onra «a-hada «»ağıdaki kadrolarlyie yer aldılar:
Sparta: Horzk - Zasters; Benecky • Koublk: Kolsky: Ludl - Kokatejn; Vejvoda; Ce]p; Rlha; Hronek.
Muhtelit: Cihat - Murat Yedil • Balâhaddln: Bülent; Muzaffer • Fikret; Hikmet; şükrü; Ahmet; Hallt.
Düdükle beraber hücuma geçen muhtelit takım Sparta müdafaasını karıştırdı. K. Flkretten gelen bir ortayı santrhaf zorla çıkardı. Sparta bütün şiddetiyle devam eden atanlara karşılık vermekte güçlük çekiyor.
Nihayet 18 üncü dakikada Çek ktleclsl Ilorak degaj yaparken ceza çizgisini aştığından, hakem bunu ee-salandırdı. Flkretin müstesna »vuruşu ağları buldu.
Bu arada Çekler kırıcı oyunlannm semeresini, Balfthaddlnl sakatlıyarak oyundan çıkarmakla elde ettiler, onun yerini Naci aldı.
Spartalılar da biraz canlandılar ve 28 İnci dakikada Rlha’nın çektiği fa-vulü sağaçık nefis bir kafayla takımına beraberliği temin etti.
Bundan bir dakika sonra santrfor Cejp kuleye girerken favuile durduruldu, Hakemin verdiği penaltıdan Spartolılar bür gol elde ederek 1 - ı galip duruma yükseldiler.
Muhtelit soğuk du» tesiri yapan bu golden «onra hücuma geçti: 32 ncl dakikada 18 üzerinde olan frikiği gene Fikret fevkalâde bir vuruşla takımına beraberliği temin etti. Bundan sonar da devre bu skor'la bitti.
İkine! devrede kaleye Erdoğan, »ağ açığa Erol tb İçe de Leftrt alarak muhtelit sahaya çıktı.
10 uncu datakada Oejp, bilhassa Vedli'nln halasından istifadeyle 3 ün cü golü attı. 23 üncü nakitaıda Hallt. topu kontrol edemediğinden, bir muhakkak gole mâni oldu. 24 üncü dakikada hakem, Muhtelit lehine bir penaltı verdi; rakip kaleci hareket etti Sinden, üç defa tekrarlanan penaltı atisi avutia neticelendi. •
28 inci dakikada bir Sparta atanındı kaleye çekilen ve direğe çarpıp geri gelen bir şütü hakem nedense gol saydı. Bunun üzerine 91 İnci dakikada Erolün yerinde dönerek ftnl şiitü hiç beklenmedik andı Muhtelite bir goj temin etti. 38 Lncl dakikada gene bir Muhtelit atanında Bülent yediği
görmedi: «a» açık Kokstejn strf btj «ûrOşle topu kale dibine kadar sürerek Erdoğamn müdahlestne meydan vermeden S İnci (?) golü de attı.
Bundan aonra heyecanı «on raddeyi bulan leyircüerden bazısı «aha ya inerek hakemi ikaz ettiler ve oyun bu karışıklıklar «onunda durdu ve h« kem de utun tereddütten «onra ti alı* golü «ayıp saymadığı belli olmadan, rnajm bittiğini bildiren düdüğünü da Çalarak sahadan ayrıldı.
' Profesör Schvartz Türk vatandaşlığına kabul edildi
Ankara 28 — Profesör Dr. Fi-lip Schvartz ile karısının Türk vatandaşlıklarına alınmasına Bakanlar Kurulunca karar verilmiştir.

İstanbul Borsasının 28/2/1947 flatiMl
ESHAM VE TAHVIhâT
% 1 Fatzu Tsmvillvr
Sivas - Erzurum 1 Sivas - Erzurum 2-7 1941 Demiryolu I 20 3( 20.48 20.50
1941 Demiryolu n 41.4®
1941 Demiryolu 21.10
Mllü Müdafaa I 20.00
Milli Müdafaa G 21.40
Milli Müdafaa d 20.20
MİBf Müdafaa IV 20.40
% ö faizli Tahviller
Kalkınma I 95.90
Kaltanma n 96.—
KaHnnmq ITT 98.—
İMİ Demiryolu VI 85.85
% 5 faizli TahvUler
1933 Ergani 22.60
1838 tkramlyeil îl-l«
Milli Müdafaa 20.74
Demiryolu IV 95.60
Demiryolu V 96.—
Anadolu Demiryolu Grupu
Tahviller 1 - 3 103.—
Hts* senetler! % 8 55.50
Mümessil senet 73.50
şirket hisseleri
Merkez Bankası 135 —
₺j Bankası 21.—
T. Ticaret Bankası 5 05
Aslan Çimento , 16 —
SARRAFLARDA ALTIN
Gulden Entiş 37 —
Türk lirası ”3 73
Sterlin 62.—
Külçe 5.111
Reşat «3.—
Mesken buhranı hakkında bir rapor
Ankara 28 — Bakanlardan müteşekkil Koordinasyon heyetinin teknik komitesi mesken buhranını önleyici tedbirlerin neler olabileceğine dair bir rapor hazırlamıştır.
Rapor, bugünlerde heyet burkanına verilecektir. Aynca rasyoenl çalışmayı sağlamak üzere kurulan komisyon da çalışmalarına devam etmekte- tekmeyle yerde kıvranırken oyun dur .
dk. |a„ys/d,. »««■»« m. a., ■**

29 Şubat 1948

Sabite S
AKŞAMDAN AKŞAMA
Solcu profesörleri temize çıkaran danıştay kararı halkın adalete karşı itimadını arttırdı
Ticaret Odasındaki son istifalar
Bir Amerikalıya göre
. Bir zamanlar, siyasî mücadeleler sırasında gözler kızıp gönüller ihtirasa kapılmıştı. Müfrit paıficiler şunu bunu ezmek su-retile kendilerinin hak bildiği neticeleri almak istediler. Lâkin politikacıların anladıkları hak ve hakikat başka şey; kanunların ve hukukçuların anladıkları hak büsbütün başka şeydir. Adalet cihazımız içinde ö gibi dâvalar, merhaleleri geçe geçe yargı-taya kadar ulaştı. Yargıtaym tecrübeli, vicdanlı ve vatandaş haklarına hassasiyetle riayet kâr mübarek ihtiyarlan:
— Reddine! - hükmünü verdiler.
Eu kararlar, halk arasında bir kahramanlık destanı rolünü oy* namıştır. Büyük bir zafer kazanılın işe asma milletin göğsüpü kabartmış, medenî cesaretini art-tınriB. gözlerimizi heyecanla yaşarını ıstır.
Böyle »Allahtan başka kimseden korkmaksızın» verilen celâdeti! kararlar, bir cemiyetin bel kemimi mesabesindedir. Yalnız askerlikteki yararlıklar sayesinde değil, her meslekteki bahadırlıklar sayesinde ayakta dik durur. alnımızı yukarı kaldırırız. Böyle kararlar, aynı zamanda tarihe geçer. Büyük Frederik’e karşı, mazlum değirmenci: «Prusyada mahkemeler vardır, sen ne diyorsun, haşmetli?» diye övünür.
öyle kararları sesleri titremek-slzin veren yüksek hâkimlerin mübarek elleri Türk usulünce öpülmeğe lâyıktır.
Rektörlerden, dekanlardan, saçını sakalım beyhude ağartmamış profesörlerden mürekkep üniversiteler arası kurulun solcu profesörler hakkında verdikleri son karan aynen tasdik eden danıştaym hükmü de tıpkı böyle milletçe iftihar etmemize vesile teşkil ediyor. Artık ayan olarak bilyoruz ki tekmil yanlış hesaplar en yüksek kurullarımızdan geri döner.
Siyaset, mahiyeti itibari!», insanları soğukkanlılıktan uzaklaştıran bir cereyandır. Fakat siyasetin ve millî aklı selimimizi, maşerî vicdanımızı temsil eden o vakıır müesseseler kapılmıyor. Bundan dolayı büyük inşirah duyuyoruz.
— Bizim memlekette de mahkemeler var, üniversite muhtariyeti var. danıştay var, siz ne söylüyorsunuz, devletliler? - diye-biliyoruz.
Kısa bir zaman için dahi olsa, sivasî cereyanların yarattığı haksızlıktan kim bilir nasıl zararlar görmüş üç profesöre de «bir fikir hareketinin rota çizmeslno vesile oldunuz. Bu İtibarla camiamıza faydanız olmuştur.» demek lcabediyor. Aynı zamanda bütün münevverlerimize, lıele kalem sahibi veya hatip olup kitleler üzerinde az çok tesir bırakmak İmkânında bulunanlara da şunu söylemek gerekiyor: «Fertleri hedef tutarken bundan sonra olsun Ihtiyatkâr davranınız. Yoksa insanlığın hâtırasından bir türlü süinemlyen yeni DreyfÜs hâdiseleri yaratabilirsiniz. Fert haysiyetleri üzerinde hassas olmağı bilhassa İstanbul dışında çıkan meslekdaşlarımız-dan dileriz. Çünkü anlamadan, bilmeden ambale olup yazılan şeyler feetdl.»
Ahmet Kara, Bakanliftın aşırı müdahalesi yüzünden istifa ettiğini söylüyor
İstanbul Ticaret odasında son samanlarda vuku bulan istifalardan sonra şimdi da Ahmet Kaıa'nın Ticaret odası meclis başkanlığından İstifası ticaret mahfillerinde yeniden yorumlara yol açmıştır. Umnn.il kanaate göre Ahmet Kara'nin İstifası ilk üç İstifayı icabettir»» sebeplerle ilgilidir. Kısa fasılalarla birbiri arkasına Ticaret odasındaki vazifelerinden çekilen zevat mevkilerini senelerden bert liyakati» muhafar* eden ra çevrelerinde sevilen kimseler olmak itibariyle İstifa sebeplerinin her halde kendi muhitlerinden doğmadığı belirtilmektedir. Bu mesele etrafında kendileriyle görüştüğümü* ilgili zevat, İstifaların Mahmut Ne-dJm Gündüzalpln Ticaret Bakanlığına gelmesini taklbeden haftalar içinde vukuuna dikkati çekmektedirler. Ticaret Bakanı İse bundan yirmi gün kadar önce İstanbul* gelişinde bu İddiaları tekzip etmiş v» Bakanlık tarafından bu zevatın İstifalarını lcab-ettlren hiç Mr tazyik yapılmadığını beyan etmişti. Mamafih Bakanın bu İddiaların* mukabil İlgili çevreler İstifaların muhakkak taryıkia değil, kat! bir fikir ayrılığı ila de vuku bulabileceğini söylemektedirler.
Ahmet Kâra dlaı kendisiyle görüşen bir arkadaşımıza bu hususta şunları söylemiştir:
«— İstifamın sebebi Bakanlığın son zamanlarda işlerimize aşın müdâhaleleridir. Bakanlığın bu hattı hareket! neticesinde İstanbul Ticaret odası ve memleketteki diğer bütün Ticaret odalarının salâhiyetleri dağıtılmış ve bunlar birer maliye şubesi vaziyetine getirilmiştir, öte yandan Ticaret odalarının bünyesini, llellen-dlren kanun tasarısı Büyük Millet Meclisine bir türlü sevkcdlimemlş velhasıl durumumuz gitgide kötüleşmeye yüz tutmuştur.»
*1
Sıkıntıları gidermenin çaresi dünyada istihsali arttırmaktır
Ut
Mr- Rheinstrom*» göre Marshall plânı Avrupa’nın meseleleri için bir hal çaresi değil, belki Avrupa-nın kendi meselelerini kendisi halletmesi için bir imkân ve
fırsattır
Almanya ile ticaretimiz
Heyetimiz dün uçakla hareket etti
Hukuk Fakültesinde üs«ü mizan indirildi
Hukuk fakültesi genel kurulu geçici hüküm olarak bu yıl fl?s(lmlzanın ,,
9,5 a inmesini kafârlaştîrmi^ıuS Döfr Tef'ySpBv; senelik medeniye vasatisi de 8.5 olacaktır. Üssümlzanın 7 den 8.5 a inmesini talebe büyük bir memnunlukla karşılamıştır. Karar ancak senatonun tasdikiyle kafclleşecektlr. Senatonun kararı tasdik edeceğine muhakkak nazariyle bakılmaktadır.
üniversitenin sömestr tatili bugün sona ermektedir. Sömestr münasebetiyle yurt gezilerine çıkmış olan talebe grupları da şehrimize dönmüşlerdir. Fakültelerde derslere yarın başlanacaktır.
Gaçea hafta İstanbul* bir Amerikalı gazeteci daha doğrusu bir mee-muacı gelmişti: Amerikanın en büyük yayın evlerinden, milletlerarası Macfadden şirketinin genel sekreteri Carroll Rheinstrom. Bu zatın mensub olduğu şirket Photo Play, True S’ory, True Roman. Tru» Eaperlence gibi dünyaca tanınmış ve baskıları İki milyondan aşağı olmıyan 4 aylık m«c mua neşretmcktedLr.Bunlardan en çok tutunmuş olan True Story aekts Avrupa memleketinden başka Avustralya. Arjantin, Meksika va Kanadada mahalli dille neşredilmektedir. İsveç asıllı bir Amerikalı olan Carroll Rheinstrom diğer memleketlerde de «yrn mecmuanın mahalli dille neşri İmkânlarını aramak ilzere seyahate çıkmış, bu arada Türklyey» do uğramıştır.
Kendlalyl» görüştüğümü» »ırada bire mecmualarını gösterdi. Amerikan tekniğinin malûm baskı nefasetiyle çıkan ve metinden ziyada ilâçla dolu olan bu dört mecmuadan her biri ayın bir haftasında neşredillrmlş.
— Bıı nefasette bir ayda dört ayrı mecmua neşredeceğiniz» neden Photo Play veya True Story'yl haftalık neşretmiyorsunuz? diye sorduk. Oüldtl;
— Amerikan okuyucuları haftalık mecmua sevmez; dedi: aylık mecmuaya alışıktırlar. Biz de onun İçin her biri aylık olmak üzere bir ayda dört ayrı mecmua çıkarıyoruz . Böylelikle bir ayda dört mecmua alıyorlar amma her biri İstedikleri gibi, aylık mecmuadır!
— Mecmualarınızı milyonlarca satmanızın sim nedir?
— Bu. otuz senelik bir çalışmanın mahsulüdür. Otuz sene evvel, yan) biz bu İşe başladığımız sıralarda Amerikan halkı mecmu* okumazdı. Mecmualar üç, dört bin nüshayı zor satarlardı. Uzun zaman halkın nasıl mecmua İstediğini araştırdık, anket-
Mr. Rheinstrom
Memleketlini» ile Almanya arasında yeniden esaslı ticari münasebetler kurmak maksadlyle buradan bir heyet gönderilmesi kararlaştırılmıştı. İki gün önce şehrimize gelen ve Ticaret Bakanlığı dış ticaret dairesi reisi Mahmut Soydanın başkanlığında tüccar ve tütüncülerden mürekkep olan bu heyet dün sabah saat 10 da Yeşil-köyden havalanan uçakla hareket etmiştir.
İsviçre üzerinden geçecek olan heyet Almanyanın İngiliz Amerikan işgal bölgesine gidecek ve derhal temaslara başlıyacaktır.
Köyde bir hâdise
30 kadar köylü öğretmen yardımcısını dövmüşler
Millî Eğitim Bakanından bir rica
îng-iltereden getirilen çimentolar îıiglltereden İthal etmekte olduğumuz çimentonun İkinci parti*! d« latanbula bir îngülı gemisiyle gelmiştir. Böylelikle İnglltereden İthal edeceğimiz 80 bin Lon çimentonun 7.300 tonu memleketimize gelmiş bulunmaktadır. Sümerbank bu çimentoyu ton başın* 120 lira 11 kuruş almak suretiyle depoda satışa çıkarmıştır.
Yeni lokomotifler
Devlet Demiryolları Amerlkaya 150 Lana lokomotif ismarlamıştL Bu lokomotiflerden 25 1 tamamlanmış Olduğundan önümüzdeki ay içinde t(-tanbula geleceği tahmin edilmektedir. Ayrıca Çekoslovakyay* ısmarladığımız 50 vagonun da zamanında getirilmesi İçin teşebbüslere geçilmiştir.
Haber aldığımız gadre, üniversiteler arası kumlun verdiği 30 sahlfellk kararın son 5 sahnesinde efkârı umumiyenin behemehal öğrenmesi gereken bazı haki- ! kail er varmış. Ezcümle, Ankara-daki müessif iıâdisevl çıkaran ve haklarında tahkikata girişilen 67 kişiden 60 «Istemezükçü» nun, İstemedikleri solcu profesörleri fotoğraflardan tanımadıkları, derslerini asla taklbetmedlklerl, bu profesörlerin bir satırını dahi okumadıkları anlaşılmış. Diğer cihetten variyet şuna teşbih edilebilirmiş; «Ortada maktul yokken üç kaattl aranmış!» Yani elirüm olmadığı halde solcu profesörler mücrim gibi takibata tığı atılmış. Bütün bunlar kararın neşrlie meydana çıkacakmış. Kararın lıer bakımdan neşri lâzım geliyor. Sayın Millî Eğitim.
Misi» yolunda feci otobüs kazası
Ceyhan 23 (A A.) — Bir otobüs, Miste civarında taş yüklü bir kamyonla çarpışmıştır. Bu kazada boş ölmüş, altı kişi de yaralanmıştır.
kişi
Sisam metropol idi
Sisam adası metropolitti, orada Yunan çetelerinden gördüğü sulmuamo-leden dolayı sahillerimize iltica etmiştir, Yanında kendisine tabi bazı bayanlar da bulunmakladır.
Bakanı, bu karan neşretmekle demokrasinin bir İcabım yerine getirmiş; üç solcu profesörün maruz bırakıldığı haksızlığı bir dereceye kadar olsun tahfif etmiş bulunacaktır.
(VA - Nû)
kese yetecek miktarda raa| bulunmadığını iddia ederek, daha ziyade mal istihsal etmek zarureti üzerinde durur ve istihsal hususunda herkese mü3fLVl bir şans vermek keyfiyetin» dayanır. Eğer her hangi biri, meselâ en iyi malları mümkün olan en aşağı satış Batine İstihsal etmiyorsa, bir başkası çıkar ve daha İyi mallar istihsal ederek daha aşağı flate verir. Her pahalı İmal sistemi, mükemmel surette meydana getlrllmlyen her mal, rahatına fazla düşkün her imalâtçı veya müdür, her aşırma kir İnsan muhayyilesi için bir davet, bir tahrik ve bir rakip mesainin meydana çıkması için bir fırsattır. Neticede, bugün pinekleme hayatı süren bir a-vuç bürokrata mukabil, milyonlarca İnsan, dalma daha iyi istihsali, daha çok istihsali düşünmekte ve tatbik etmektedir, Bu sistem sayesinde Amerl-kada bugün eskisine nispetle hem daha fazla mnl İstihsal edilmekte, hem de büyük İstihsal maliyeti düşürdüğünden. satın alabilenlerin sayısı do gitgide artmaktadır. Neteklm Amcrlkada İsçilerin dahi otomobilleri1 vardır; her İşi elektrikle görülen evlerde oturur ve çocuklarını kolejde
İzmir 27 (Telefonla) — İzmtre bağlı Cumaovası bucağının Akçaça-kallar köyünde müessif bir hâdise olmuştur. Otuz kadar köylü, köy okuluna gelerek öğretmen yardımcısı Mustafayı dökmüşlerdir.
Alınan tafsilâta göre vaka şöyle olmuştur:
ıcaıgını ara^nraııt. ansct- .
t.Oria ’ÇnrtA Haffinfe’bn sistem Avrupans ncnu»
nlhayet anladık ki böyle mecmualar İstiyorlarmış, âfecmuacilıkta muvaffak olmanın boş şartı halkın neleri okumak İstediğini keşfetmektir.
Üç. mesele
Mr. Rheinstrom. htanbulda kaldığı beş altı gtln zarfında birçok münevverlerle. İş adnmlarly’e temas etmiş. Edindiği İntibaları unlatırken diyor kİ:
Ben Var«ovadan Romay* kadar birçok şehirde, endüstri sahasında önder sayılabilecek belllbaşh kimselerle görüştüm. Size şunu aöyliycblll-rlm kİ «komünizm», «serbes teşebbüs» «Marshall plânı* gibi üzerinde en çok konuşulan ve Adeta herkesnl dilinin pelesengi haline «elen meselelerin hakikî bir anlayışla münakaşa e-dlldlğine yalnız İstanbulda Jfthld oldum. Bu şehirde kendileriyle hasbıhal ettiğim İş adamları, tıpkı bizim gibi, komünizmin esas itibariyle dünyanın, hiçbir zaman taşıdık nüfusn yetecek mtktardH yiyecek, giyerek ve barınak istihsal etmemiş olması keyfiyetinin belirtilmesi demek olduğunda, fakat bu meseleyi komünizmin hiç de halletmediğinde müttefiktirler. Filhakika komünizm, bu meselenin hal çaresi ve devası olduğunu hâlâ ispat etmek mevkiindedir. Hele k&fl miktarda. yahut da kâfiye yakın miktarda varlıklı İnsanların yaşadığı yerlerde komünizm pek yersiz düşmekte, tıpkı arı kovanı rlbl işllyeıı bir hava alanında kanatları olduğu halde ucanıı-yan Penguenlere benzemektedir.
«Komünistlerin sevine sevine yaydıkları bir habere bakılırsa, yakında, Amerlkado yeni bir çöküntü olacakmış ki, bu da 1020 buhranından daha aşağı kalmıyacak, hattâ «Mitsen sakat v» sallanmakta bulunan kapitalist sistem* İn yıJcılmnsiyle neticelenecekmiş. Fakat komünistlerin haber vermedikleri _ ve belki samimi olarak bilmedikleri — cihet şu kİ. Amerikanın en fena durumda bulunduğu buhran devresinde bile. Amerikalıların ekserisi İyi ücretlerle çalışmaya devam etmiş, hattâ Amerikan kütlelerinin büytlk bir nispeti de, dünyanın en İyi zamanlarındaklnden daha İyi yemiş, giyinmiş ve barınak bulmuştur.
Serbes teşebbüs
«Serbes teşebbüse geline» o — ve belki daha küçük mikyasta sosyalizm do — komünizmin tam tersidir.
Serbes Jes^bbü*. hiçbir saman her-
başlıyabllmlştlr. Avrupada şimdiye kadar hüküm süren İş prenslpl. rekabete karşı birleşmek, İstihsali bir elden kolayca sevk »e İdare olunabilir çapa indirmek, her şeyden evvel de lüzumlu maddelerde .bunlara muhtaç olan milyonlarca İnsan İçin satın a-Iınmasını İmkânsız kılacak kâr marjları İhdas etmek prenslpldlr. Lüzumlu istihsali temin edebilen yegâne yol serbes teşebbüs yoludur.
Marahal! plânı
— Mnrshall nlânı hakkında ne düşünüyorsunuz?
— Burada kendisiyle görüştüğüm bir münevver şahsiyetle de mııtâkım kaldığımız gibi, bu plân. Avrnptnin meseleleri İçin bir hal çaresi değil, belki âvrupnrin kendi meselelerini kendisi hallelmesl için bir İmkân ve fırsattır. Zannımca, Avrupanın diğer memleketlerine nazaran, Türk'yenin bu hususta bir avansı vardır. Hattâ bu defakl kısa ziyaretim esnasında e-dlneblldlğlm İntiba* göre, Atıtürkün verdiği ileri hamlenin hızı hâlâ din-memlştlr. Memleketinizin bitaraf kalması sayesinde. sl« Türkler, evvelce işgal altında kalmış olan memleketlere nispetle hiç olmazsa 20 senelik bir avans kazanmış oldunuz. Bıı sayede pek mümkündür ki iş adamları-hızın hamleci, atılgan, realist tabiat ve mizacı sizi serbes teşebbüs sahasına götürsün. O serbes teşebbüs sahası ve metodu kİ, kanaatimce, bütün Avnıpaya birden yol gösterecektir.»
Yeni talimatnameye göre köy okullarındaki öğrencilerin bütan derslerin devamı milddetince sabahtan akşama kadar okulda kalmaları lcabetmek-tedlr. İki üç aydanberl uygulanan bu usul İse köylünün İşine gelmemektedir. Bu usulü, öğretmen yardımcısı M usta fan m İcadı zanneden köylüler, okulda kırılan bir camın yaptırılması için öğretmen tarafından birer miktar para istendiğini de duyunca büsbütün kızmışlardtr. Çocuklardan birinin babası yanına aldığı 30 kadar arkadaşı ve köy muhtarı He okula gelmiş, zaten tatbik edilen, usulden dolayı da öfkeli olduklarından öğretmen yardımcısı Mııstafayı sopalarla dökmüşlerdir, öğretmen köyden kaçarak Cumaovası nahiye müdürlüsüne başvurmuş, vakayı yukarıda bildirdiğim şekilde anlatmıştır. Tahkikata devam olunmaktadır.
Bir doktorun beraeti
Eskişehir Memleket hastanesi dahiliye mütehassısı doktor Sami Gilr-erman doğurmak üzere bulunan bir kadını hastaneye kabul etmemek İddlaslyle ihmal ve terahlden ağır cezada muhakeme edllmeket idi. Bir müddetten beri devRm eden muhakeme neticesinde İsnat edilen suç va-rld görülmediğinden doktor Gürer-man bemet etmiştir.
---
Huri mektubu
Bostancı hattının hali
63 vilâyetin özel idare bütçe ve kadroları Ankara. 27 (Telefonla) — İçişleri Bakanlığı mahalli idareler genel müdürlüğü tarafından yıl başından beri hazırhnmakta olan Bs vll fiye timizin özel İdarelerinin bütçe ve kadroları Başbakanlığa gönderilmiştir. Kadro bütçelerin Bakanlar Kurulunda bugünlerde görüşülüp tasdik edilmesi muhtemeldir.
*
Senelerdenberl esaslı tamir gör-mlyen Bostancı tramvay hattının bilhassa ınünhat yerlerindeki ahşap traversleri, yolun etrafında bozulan ve tıkanan su mecralarından hücum eden suların içerisinde çürümüş, âdeta toprak haline geldiğinden bir kısım rayların İstinatsın kalmış olduğu görülmektedir,
Senelerden beri bakımsızlık yüzünden harap olan yolun bilhassa mflnhat yerlerinde hiç bir kayıt ve ihtiyata riayet edilmeksizin saatte 25 - 30 kilometre süratle koşturulan arabaların beşik gibi sallanması hattın durumunu ve melhuz tehlikeyi İfadeye kâfidir.
Bir kazaya meydan vermemek İçin alâkalı makam lana dikkatini Çekeriz.
Su adi ye: Beâçef Umaroğlu
Bir yaralama
Bayezitte Okçular caddesinde Ta-nl'nln kundura atel yesin do çırak 18 yaşında Agop, 12 yaşında Torosu, ağır surette yaralamıştır. Toros söz söyll-yemiyecek bir halde Cerrahpaşa hastanesine kaldırılmıştır.
PRAG FVAR1
12 İLÂ 21 MART 1948
Mukteâl vlzo muamelesi, her vakit olduğu gibi Ankara ve İstanbul Çekoslovak General Konsotosluğunc* temin edilecektir.
Diğer bütün tafsilât için Prag Fuarı İstanbul mümessilin» müracaat. Tel: 40099, post* kutuau 2325
I Hor nevi soyahat meseleleri İçin îstanbulda Antalya hanında 0 3 A.
Mümessilin» müracaat. Tel: 24220

İSTANBUL HAYATİ
Kamyonlar da gelirse?
Medeniyetin nimetlerinden âu mİ derecede faydalanmayı kini istemez? Mükemmel konforlu uçakların kıtalar arasında mekllr odkuduğu şu devirde bizim memlekette de motörlü vasıtaların çoğalması, insan ve eşya nakliyatında gerek sürat ve gerekse rahatlık bakımından elbette büyük faydalar sağlayacaktır. Fakat «karada motörlü vasıtalar İstanbul şehri İçin korkunç birer umacı haline geldi. Otomobil, otobüs lâfı olunca, yedi başlı devlerden bahsedilir gibi ürperiyo-ruz. Eğri büğrü sokaklarımız, daracık caddelerimiz âdeta elderha baskınına uğradı. Kome, klâk-son sesleri, canavar uluması gibi tüylerimizi ürpertiyor. Motör homurtuları arasında yolun bir yanından öte yanma geçebilmek idn yağmur, kar altında uzun uzıın bekleşiyoruz. Kısacası, ta-tanbul, motörden dert yanıyor, yaka silkiyor.
Bir yandan Belediye otobüsleri üçer beşer geliyor, öte yanda hususî sermayeler otobüs servisini genişletiyor. Günden güne artan taksi ve hususî otomobiller, kamyonlar da caba... Yine hususî sermayeler tarafından muhtelif fabrikalara ısmarlanan bin kadar kamvon da bir kaç ay içinde gelip şehirde işlemeğe bağlıyacaklarmış. Bu haber Belediyenin eteklerini tutuşturmuş. Tekerlekli canavar katarlarının şehir içinde gidiş gelişlerini intizama sokmak zor değil, bugün İçin hemen hemen mkânsız. Mevcut seyrüsefer teşkilâtı, kadro darlığı yüzünden lâyıklle çalışamıyor. Kadroyu genişletelim diyoruz, bu sefer de parasızlık ellerimizi bağlıyor. Vel hasılı kelâm, doluya koyuyoruz almıyor, boşa koyuyoruz dolmuyor.
Seyrüsefer İşlerinin düzenlenmesi için Belediyede müstakil bir seyrüsefer müdürlüğü ve teknik bürolar teşkil ve muntazam teşkilâtlı yabancı memleketlerde bu işlerin nasıl başarıldığı tetkik edilerek o tedbirlerin bizde de tatbiki düşünülüyormuş.
Düşünceler İyi, fakat pek hayali gibi geliyor bana. Tetkikat yapmak üzere şmdlkl seyrüsefer müdürünün Avrupa memleketlerine gönderilmesi senelerden beri dir ve bir türlü tahakkuk edemez.
Müstakil seyrüsefer müdürlüğü teşkilâtına gelince: Tasarlanan teşkilât, odalara sandalye ve masa koyup kapılarına levha asmakla olup bitse kolay. Fakat bunlar masa ve çene İşi değil, para işidir, hem de külliyetlice para ister. Bugün mevcut seyrüsefer kadrosuna sekiz on memur lâve edemezken yeni teşkilâtı n» ile kuracağız?
Farzı muhal olarak, para bulundu, teşkilât yapıldı, diyelim. Yeni teşkilât, bugünkünden fazla ne yapabilecek, ne gibi faydalar sağlıyacak? Motörlerln teknik kontrolilarınm İntizama sokulduğunu; becerikli, dirayetli, liyakatli seyrüsefer memurları yetiştirildiğini kabul edelim; muntazam muayeneden geçirilen vs mütehassıs memurların- lşaretla-rlle sevkedllen motörlü vasıta zincirleri hangi caddelerde İşli-yecek? Bugün yaya kaldırımlarında yürürken bile ödümüz kopuyor, caddeler adım başında tıkanıyor. otomobiller kaldırımlara dayanıyor. Binlerce kişilik teşkilât kurulsa dahi bu tıkanıklığın önüne nasıl geçilebilir? Yolsuz bir şehirde bu kadar kalabalık vasıtaların seyrüseferini tanzim için mucize kudreti lâzım. Teşkilâttan evvel tesisatı düzenlemeli. Fakat bu İşler paraya bağlı. O da bizde yok. Şu halde, masa başı lâklâkıyatından İleri geçe-miyen tasavvurlarla kendi kendimizi aldatacağımıza, bugünkü halimize şükredip oturalım veyahut eski devrin yağmur duaları gibi biz de toplanıp para duasına çıkalım, Cemabılıak gökten bir kaç torba altın İhsan eylesin, amin Cemal Refik
Edirne Demokrat partilileri arasında ihtilâf
Edirne — Edirne Demokratları arasındaki İhtilâfın haili için genel merkezi 8 temaslarda bulunmak üzer» Muhittin Yolageldl'nln başkanlığında Ankaraya giden heyet şehrimize dönmüştür. Heyetin genel merkezle yaptığı temaslar neticesinde bucaklardan başlıyarak ilçe ve 11 kongrelerinin tekrar toplanmasını ve yapılan seçimlerin yenilenmesini sağladığı öğrenilmiştir.
sahiîı* 4
AKŞAM
29 Şubat 19' ”,
Paris mektupları
Fr ansadaki eşsiz sanat eserleri, âbideleri
Arap Dirliği genel sekreteri Azzam paşa

Yekûnu 26 bini bulan bu eserlerden mühim bir kısmı harabolmuştu. Bunlar şimdi tamir ediliyor
Farla (Hususi muhabirimizden) — Milyonlarca seyyah FTanaanın şehirlerini Te kırlarını süslij-tn eşsiz âbideleri hayranlıkta myrediyorlar. Eski kiliseler, «ski şatolar, Fransa için artistik bir taç teşkil ediyor. Bugün bu Fransız âbidelerinin durumu, nedir? MJ111 Eğitim Bakanlığında Mimari şubesi müdürü M. PtTchel, bir basın konferansında bu eserlerin bugünkü vaziyetlerini anlatmıştır.
Fransada mimari kıymeti haiz 24 bin bina vardır. Bunlardan 13 bini sınıflar» ayrılmış; 14 bini de tescil edilmiştir. 8uuflara aynlantarla kaydedilenler arasındaki fark şudur; Tas n:f edilmiş bir bina, bütün Fransızlara alt sayılır ve artık, hükümet bununla meşgul olur. Fakat hususi eşhasın elinde bulunan, mazinin birçok şaheserler! daha mevcuttur. Meselâ Lofre şatosu, uzun zamandanberl hükümetin mili olduğu halde, Cbateu-dun jatoru hususi eşhasa aittir, şayet hükümet, bu şatoyu satın alırsa, kaydedilmiş eski binalardan sınıflara ayrılmış binalar kategorisine kötektir.
Dünyanın hiçbir tarafında Prangadaki kadar çok miktarda tarihi bina yoktur. Fransa, kültürü yüksek, mirisi parlak, mimarlığa çok ehemmiyet verilmiş bir memlekettir. Fazla olarak Fransız milleti masinin âbidelerini sever ve takdir eder.
Harbin Fransız âbidelerinde yaphgı tahribat Franranın ecdat mirası olan rnt-tnati kıymeti haiz âbidelerinde harbin yaptığı tahribat hakkında bir fikir edinmek için MJmaml şubesi müdürünün basın konferansı esnasında verdiği şu rakamları zikretmek kâfidir:
1944 senesi sonunda yapılan istatistikler. tarihi âbidelerin uğradığı hasarları şöyle gösteriyordu:
ZE-----X-----UJ--->*33-1----------
Adet
66 Tamamiyie yıkılan
5(59 Ağır hasara uğnyan
853 Hafif hasara ugnyan
1290 Yefeürt
Tescil edilmiş âbideler
Adet
274
423
264
Yıkıl anlar
Ağır hasara uğrıyan Hafif hasar görenler
Yekûn
■ lertal bitirecektir. 1000 Abide iama-. iniyle tamir edilmiştir. Tfimlr tılUeıl-ler arasında Rouen, Nevers, Nantw, Strasbourg kadetralleriyl» Vln-ı cennes, de Rohnan şatoları ve birçok ı külseler mevcuttur.
Vıncennes çatoöu yakın* da ziyaretçilere açılacak
Partal bilenler, Vlncennes şatosly-le parkından bahsedildiğini işlhnlş-l lerdlr. Vlncennes şatosu Boıılogneor-I olanının babamdadır. Yollan, gölleri ve amsalsla dekarıyla h&rlkulâdedlr. llarb «-.un anında bu tarihi şato, blr-, çok tahribata uğramıştır. Almanlar.
şatoyu İşgal edince, tarihi ve mimari I kıymetin! düşünmeden kullanmışla! ve geri çekllmeğo mecbur kaldıktan
; zaman hlddelterlnden dinamitlemiş- ' .y’ Blr rvıntu Vıır*ırı1ınrn Kil thi-lH!
ssbbsbsİ ] Mart 1948 Pazartesi ahşan ı
Şehir DRAM Tiyatrosunda RAŞİD RIZA JÜBİLESÎ NECMİ RIZA ve saz heyeti

SAFİYE AYLA ffl{
ve arkadaçlan
Muammer Karaca ile revüaü
ve
Şehir Tiyatrosu sanatkârlar tarafından Üstad RAŞıD RIZA’nın iştirakile
BAYKUŞ HALÎD FAHRÎ'nin Muazzam Dramı BİLETLERİNİZ t Şehir Tiyatrosu Dram kısmı gişelerinden alınız.
Talebelik zamanından beri Arap Birliği için çalışan Azzam paşanın hayatı
Son uuıumlar da dünya politik itamda İsmi en çok geçen Azap Birliği (Jeaol sekreteri Azzam paşadır. Azzam paşa Orta Doğuyu alakalandıran bütün meselelerde faal bir rol aynuyor Mısır tat çıkan bir gazete bu İlde haUnmis şu malumatı veriyor:
Abd ur rahman Azmim paşa öteden bari Arap İstiklâlinin en büyük mil-d ıf İlerin dendir. Mısırda Heluan yakmazda şebeyk kasabasında doğmuştur. Birinci dünya harbi başladığı uman Londra'da Tıp fakültesinde talebe idi. Trablus Arnplan, bilhassa Sünüaller bu harbden istifade ederek İtalyanlara karşı harekete geçmişlerdi. Almanlar ve Türklır bu harekette AraplarA yardım ediyorlardı.
Genç Azzam, hemen Londra'dan hareket etti ve Mısır yolila Trablus»
Arap kuvvetleri'» birlikte ra karşı çarpışmağa baş’tı-ıdı. Sünüsiler mağiiip olunca 1917 (ağustosunda bir Alman denlsallısı ile -"«-y’-—3 geçü ve Türk ordusuna „______lir müddet Berlin’de, sonra da
kuzey Afrlkada bulundu. Trablus’ta yeni bir mukavemet hareketi hazırladı.
Bu sırada Mekke Em iri Türtayeye karşı ayaklanmıştı. Azza.ıı paşa İle Bmlrln tuttukları yol ayrı ayrı, fakat hedef birdi: Arap lı tlklâli.
Mütarekeden sonra Azzam paşa silâhı bırakmadı, çalışmakta devam etti 1919 da Arop şeflerini toplayarak BLngazl'de bir cumhuriyet lifin etti. Bir müddet sonra 1500 atlı ile Trablus'a. girdi. Fakat çok geçmeden İtalya mühim kuvvetler gönderdi. 1923 te 1 tal yanlar mukavemeti kırdılar ve Trablus'ta esaslı surette yerleştiler.
Abdutrahman Assam paşa Kahire* ye döndü, 1924 te Mısır parlâmentosuna seçildi, burada mücadeleye devam etti. Genç saylav, Faştan Basra körfezine kadar bir çok Arap hükümetleri kurulmasını ve bunların tir birlik teşkil etmelerini düşünüyordu. Fakat bunun için bu memleketleri ya bancı hâkimiyetinden kuıtarmak ve müşterek bir azimle birleştim-ck lâzım geliyordu. Halbuki bu birlik yoktu Birinci dilnya Jmrblnden sonra

Bütün Kadıköy ve civarının
sabırsızlıkla beklediği film
G i L DA
R i l
Kadıköy
ler d İr, Fransa kurtarılınca, bu tarihi şato arkeologlara kesilin edilmiştir. Bunlar kazematları, laş yığınları kaldırmışlar ve bu şaheseri restore etmişlerdir. Restorasyonun tamamlanması için daha birçok senek, geçmesi 1 Azımdır. Mamafih önümüzdeki yas esnasında şatoda, başarılan tfimlr işlerinin halkla ecnebi seyyahlara gösterilmesi muhtemeldir. Vâkıa tfimlr şantiyesi dalma açık ve faaliyetle bulunacaksa da. şatonun ban kısımlarını gezmek, uzmanların, arkeologların ve meslekten yetişmiş isçilerin yaptıkları işleri ve bu muhteşem birayı nasıl restore etmekte bulılnduklannı görmek mümkün olacaktır.
Vlncennes -şatosu, bilhassa İngiliz seyyahlarını alâkadar edecektir. Çünkü Ingiliz kıratlarından Brştnct Henry. bu şatoda ölmüştür. Fransa-nın aldığı para tedbirleri sayesinde seyyahların büyük bir atam beklenmektedir.
1947 senesinde Fransaya bir milyon seyyah gelmiştir. Halbuki 1927 senesinde 2 milyon turist Fransayi zlycret etmişti. Fransa, bu Abideleri w ■ V.ı.ıı.—4. ya—
yük blr alâka re dikkat göstermekle hayırlı bir İş görüyor. Çünkü memlekete turistleri çeken cazibenin büyük bir kısmı bu Abidelerin taşlarında bulunmaktadır. Seyyahların beraberlerinde getirecekleri dövizler, arkeologları, mazinin bu şaheserlerini muhafaza ve imâr etmelerine yardım edecektir.
Josâ d'Orltnt
Kaatil ana
Doğurduğu gayrimeşru çocuğu keserek gömdü
A HAY WORTH
3 MART ÇARŞAMBA GÜNÜ
HALE Sinemasında
Matineler: 1,30 — 3,30— 5.30 da
GECE 2 SUARE 8 ve 9.45 de
Nurrıai'aO yerler şimdiden satılmaktadır.
Karoseri yaptırılacak

«61
Bu Abidelerin uğradıkları zarar ve hasarın 50 milyar franga baliğ olduğu hesab edilmiştir.
Bereket versin, al İka dar makamlar enkazı kaldırmak için derhal harekete geçmişlerdir. Zira boş geçirilen her gün bunların vaziyetini vahlm-İeşUrlyor-vo restore edilmelerini İmkansız kılıyordu. Tfimlrl kabil 1831 Iblde için 1776 tamir şantiyesi kurulmuştur, Başarılan İşler hakkında bir fikir edinmek İçin şu rakamlara bir güz atmak kilidir:
6i fl şantiye işlerini bitirmiş, 159 şantiye sene sona ermeden evvel lş-
Evrese cinayeti faili meydana çıkarıldı
Gelibolu — İlçeye bağlı Evreşe kÖ-
...rynnr^ »naaı. ı yniei—îurmyeerrr ayrılmıştı, Fakat bütün kuzey Afrika cl’an yabancı hâkim’yetl altında idi. Mısır henüz müstakil değildi. Filistin İngiliz mandası eltnıda İd! ve burada I bir Yahudi yurdu teşkili düşünülüyordu. Ürdün Ingiliz kontrolü altında j bulunuyordu. Suriye ve Lübnan Fraıı [sız mandası altıpda İdi. Yalnıs İrak ve Suudi Arabistan tamamen Arap hakimiyeti altında İdi.
Bu sebeple Azsam pasa Mısır islik-Kil mücahidi Zağlül paşa ile birlikte çalıgmaya başladı. Beraber Londra’ya gittiler. Filistin meselesini tetkik eden komisyonun önünde Arap Filistin divalını müdafaa etliler.
tklncl dünya harbi yeni bir ümit
Bal'.kcsir — Çam ilçesinin Hacılar köyünden Fatma isminde genç bir kadın gayri meşrû olarak edindiği bir çocuğu dışarıda bulunan kocasının ve etrafının duyacağı korkusu ile gizilce doğulduktan sonra yavrucuğu fecî bir şekilde bezerek bahçesinin un noşesıliö ğöıiuuuşvdr;
Kaatil ananın vaziyetinden şüphe eden köylüler ve jandarma derhal yaptıkları soruşturma ve araştırmalar neticesi çocuğu gömüldüğü yerden çıkarmışlardır. Şimdiki halde hasta bulunan kadın İyileşir İyileşmez derhal hakkında kanuni tahkikata başlanacaktır.
tstanbul Belediyesi Şehir Tiyatrosu Saat 20 de
Drnm Kısmı
EVİN ÜSTÜNDEKİ BULUT Komedi Kısmı BÜYÜK CEMAAT
Pazar günleri 15 te matine
yünde bundan üç ay kadar önce bilgece yansı çok feci bir cinayet işlenmiştir. Cinayetin kurbanı, küçük bir , doğurdu. Alman’ar Arap Alemin! ikna barakada ufak bir sermaye İle ma-,'’*’”'4' Kn*n‘r -=—•>-navlık etmekte olan 18 yaşlarında Yusuf adında bir delikanlıdır. Gece derin uykusunda uyumakta olan Yusuf evvelâ karnına bıçak saplanmak, sonra kafası odunla ezilmek suretiyle öldürülmüştür. Köyün muhtarı Haşan Savaşır ve arkadaşları bu feci cinayet üzerinde geceli gündüzlü meşgul olmuş ve nihayet cinayetin failini meydana çıkararak C. savcılığına teslim etmişlerdir.
etmek için büyük gayretle çalışıyorlar, tam İstiklâl vıdodlyorlardı. İngiltere buna karşı bir Arap Birliği fikrin! ortaya attı. A zam paça bu fikri uzun müddetten bert besliyordu. Azzam paça Arap memleketleri ara-
KUMRULAR
Aşk ve macera romanı
Yoran.’ CEMAL REFİK Tefrika No 37
V_________________I
— Biz bilirsinla, Fahriye hanım. Bu andan İtibaren benim hareketlerim do tamamıyla ılzln arzularınıza, e-mlrterinize tabidir. Birbirine yaklaşan kalbi etin en kuvveti! tercümanı göledir. Bakışların ifadesi kelimelerden daha belfigatlldlr. Şu anda sihirli göz bebekleriniz bana birçok şeyler ■öylüyor, Meselâ..
Kısa blr duraklamadan «onra daha ciddi bir eda İle devam ediyor:
— Meselâ, samimi duygularımı sise anlatab!ldir;lml hissediyorum. Yanılıyor muyum yoksa?
Fahriye, yaraşça mırıldandı:
— Bilmem kİ...
— Hayır. Yanılmadığımdan eminim, Fahriye hanım! O masum gözlerinizin yanıltacağını, aldatacağını blr an dahi tasavvur etmek benim için en büyük günahtır.
Fahriye, baktıkça engin blr deniz
gibi derinleşen mavi gözlerin temaşası yl e kendinden geçiyor. Delikanlının scfl, kaypak Çakıl taşları üzerinden kayan berrak blr su çağıltısı gibi kulaklarını okşuyor. O seste, dar çerçeveli kellmtlerln İfadesinden çok daha beliğ bir ahenk var. Keman tellerinden fışkırıp kulaklardan kalplere kfih neşe, kâh hüzün sağnaklan halinde boşanan nağmeler kadar beliğ blr İfade ahengi...
Nihat devam ediyor:
— Evet, Fahriye hanimi Samimiyetinden katiyen emin olduğum bakışlarınız bana, kalblerlmlzln yaklaştığını, birleştiğini müjdeliyor. Bu müjdeyi blr de dudaklarınızdan duymak arzulunu çocukça blr heves ad-deflfilnı için sizi böyle bir hevesle yormaktan çekinirim.
Elen) yılışarak söze karıştı:
— Fahriye banum İç blr tela çok
MAKStM’de Muammer Karaca Opereti KÂTİBİN KARISI Revü operet: Saat 20.30 da Telefon: 42633 Cumartesi, pazar matine 15 te
İstanbul C. Savcılığından
Beyoğlu birinci ikinci, üçüncü ve dördüncü sulh hukuk mahkemeler! Sirkecide Asliye hukuk re ticaret mahkemelerinin çalıştığı gümrük binasına nakledilmiştir. 1. S. 948 tarihinden itibaren bu binada çalışacakları lifin olunur. (2557)
çok konuşmaz, efendim. -
Nihat ona döndü:
— Hayır, dedi. Yanılıyorsunuz, Matmazel Elenll Şu kısa zamanda Fıtriye hanımla çok şeyler konuştuk ve tamamlyle anlaştık.
Delikanlının güzlerinden kurtulur kurtulmaz, Fahriye kendin! topladı, onun yüzüne bakmadan elini uzattı:
— Müsaadenizi rica edeceğim efendi m.
— Estağfurullah, Fahriye hanım. Size şükranlarımı kelimelerle ifadeye çalışmayı lüzumsuz addedlvlrum Yalnız, blr İstirhamım var. On beş gün daha lstanbulda kalacağım. Bu müddet zarfında minnet ve şükran duygularımı tekrar arzetmek saadetin! bağışlamanıza Imkfin var mı acaba?
— Estağfurullah. Tekrar müsait blr raman bulacağımı zannetmiyorum. Mamafih, Elen! haftada lkl defa Adaya geliyor, görüşüyoruz.
Gözleri gayrühtlynrl gene o mavi gözlere dikildi, bakıştılar ve pynJdı* lar.
— Ne o, Fahriye? Bu akşam sende blr durgunluk var. Rahatsız mısın yoksa?
Fahriye, gülümsemese çalınarak kocasına döndü:
— Hafif bir baş ağrısı geldi. Sabahleyin denizde biraz üşflmüştünı.
Annesi, müşteki blr tavırla başını sa Ilıyor:
— Her gün denizde yıkanmak da ne oluyor, bilmem kİ. Her sabah yaban Ördekleri gibi suyun içinde çir-pınmasa olmaz mı? Siz de mfinl olmuyorsunuz. Ra.f bey.
— Deniz banyosu iyidir, valide hanım. Vücuda yarar, tştihayı da arttırır.
— Öyle yuramaları benim aklım almıyor doğrusu. Fahrtyenln lştlha-sinda ne varmış? Pekâlâ yeyip İÇİ* yor İşte, Daha fazla yeyip de İbrahim beyin hanımı gibi fıçıya dönecek değil ya.
— İlâhi valide hanım t Şimdi İbrahim beyin hanımı nereden hatırınıza geldi?
— Bilmiyor musunuz kadının halini? B;r oturuşta döt adanun yiyeceğini yeyip kalkıyo, sonra da; cO kadar perhiz yapıyorum da gene şişmanlıyorum. Bir yudum su içsem ct oluyor» diye önüne gelene dert yanıyor. Damadlylc kızının çektiklerini Allah bılLr,
Ankara Belediye Başkanlığından:
1 — Belediye »ehlr mezarlığı idaresine tahsis edilmiş olan Şevrole marka üstü açık blr otomobil üzerine yeni blr cenaze taşıma karoseri yaptırılması İşi 15 gün süre İle «çık eksiltmeye konulmuştur.
I — Muhammen bedeli (5500) Uradır.
9 — Geçici teminatı (412) lira (50) kuruştur.
4 — Teminat belediye muhasebe müdürlüğü veznesine yatırılacak t -r. g _ Eksiltme ve İhale 15. 3. 948 pazartesi günü saat İÜ da belediye binasında toplanacak komisyonda yapılacaktır.
6 — Bu İşe alt şartname ve sözleşme projelerde sair evrakı her gun belediye tutanak ve muamelât müdürlüğü kaleminde görülebilir.
7 — İsteklilerin bu İşe benzer en az (5000) liralık bir İşi muvaffaki-
yetle yaptıklarına dair belgeleriyle ihale tarihinden evvel resmi tatil günleri hariç en u üç gün evvel belediye fen İşleri müdürlüğüne müracaat:» yeterlik belgeleri almaları ve bellrU gün ve saatte teminat makbuzları yi e blrlkta adı geçen komtayonft bas vurmaları, (252i)
Yılbak ticaret anonim ortaklığı’mi]
Alelâde umum! heyet! 25 Mart 1948 Perşembe günü saat 10 dn şirketin Sirkecide, Nur hanında İdare merkezinde toplanacaktır. Hissedarlarımızın malik oldukları hisse senetlerini içtima gününden bfr hafta evvel şirkete veya bankaya tevdi ederek alacakları makbuzlar He birlikte içtima gününde İdare merkezinde bulunmalarını rica ederiat
İdare Meclisi
RUZNAMEİ MÜZAKERAT:
1 — Meclisi İdare ve mürakip raporlarının okunması.
2 — Şirketin 947 senesi nihayetinde tanzim edilen bilanço ve kâr
ve zarar cetvellerinin tetkik ve tasdiki ve İdare meclisinin İbrası.
3 — idare 'meclisi asasının 194’( ve 1948 seneleri huzur hakları-
nın tâyin ve tesbit!.
4 — 1948 senesi İçin blr denetçinin reçllmesl ve bu venl denetçi-
nin ve ayrıca 1947 denetçisinin retlerlnin tesbit!.
Merdiven alınıcak
İstanbul Telefon Başmüdürlüğünden:
İdare ihtiyacı İçin 40 adet 7 metrelik 25 adet 5 metrelik merdiven açık eksiltme İle satın alınacak tu-. Muhammen bedel 2057 lira olup muvakkat teminat 200 Hradır. Eksiltme 12. mart 1948 tarihine rastlayan curt*fi günü saat 15.30 da lstanbulda telefon başmüdürlüğü binasındaki alım satım komisyonunda yapılacaktır. İsteklilerin şartnameyi görmek ve teminatlarını yatırmak üzere çalışma günlerinde Beyoğlu PTT. merkez! binasındaki levazım âmlrliğlne müracaattan lifin olunur. (2384*
— Onlara ne oluyormuş, valde hanım?
— Daha ne olsun? Zayıflamak için hanımın her gün blr saat yürttmeat İfizımmış. Her akşam blr koluna kızı-blr koluna damadı girip sürflkllye sü-rdlkllyo gezdlrtyorlarmış.
— Demek İbrahim beyin hanımının böyle marifetleri varmış?
_____Çekiştirmek gibi olmasın amma, hanım bira» çaçaronca. Sonradan görmelik yüzünden, akıyor. Fakat tazı hiç ona benzemez, neme Ifizım. Ağır uslu, terbiyeli kızcağız. Fahriye 0e pek sevişirler.
Ralf başını çevirdi:
— öyle mi, Fahriye? Sen de onu seviyorsun demek?
Onları dinliyormuş gtb! görünen, fakat zihni o günkü görüşme mace-rastle meşgul bulunan Fehrlye sıçradı:
— Ne münasebet? Yalan vallahi. Ben öyle blr şey söylemedim.
— Annen söylüyor, canım! Neden birdenbire sinirlendin? İbrahim beyin kızı fena blr kız mı?
— İbrahim beyin tazı mı? haa..
Ben Naylondan bahsediyorsunuz sanmıştım.
— Sen sahiden hastasın, Fahriye. Hadi, yat da biraz dinlen Rahatsızlığın geçiriciye kadar denize de girme.
•••
Fahrtyenln zihni daima Nihat me-selesüe meşgul. On beş gün zarfında lkl defa daha görüştüler. Son defasında Nihat:
— Artık karanmış katidir, inşallah bundan sonra sık s’t( n ektuplası-rn, saadetimize blr an evvel kRViış-mak İçin plânımızı hazırlarız, olmsa mı ruhum?
Diyerek ayrıldı. Fahr'ye bu sözleri hatırladıkça ürperiyor, vazgeçmek istiyor. Fakat mavi gözlerin havali bir anda düşüncelerini değiştiriyor «Hayır, ne olursa olsun, dönmlvecef' n bu İşten. Gelen saadeti tempiyeco-ğlm. RaJf beyden ayrılmak ned:n hacalet olsun? Ondan ayrılıp haysiyetim!, namusumu lekellyecek blr hayata atılacak değilim ya Nihat he evlenip mesut bir yuva kuracağım. Fakat annem bu hareketlerime üzülecek.»
torkuı var'

HAFTA KONUŞMAK
Ecel - Kaza - Kader
■ ................... .» mr,
,Ectl4-mils»mma, ve secel-i-kazaı — Tepeden inme haza — 1914 teki vaha — Tehlikeli geçit: Beyoğlu caddesi — T amir sis kalan binalar ne olacak? —Naci Lügatinin tarifleri — Edebiyatımızda kazaya kader bahsi — j kuru kafa masalı ue alın yazısı
Kıştan notlar
Sebze ve meyva fiatleri birdenbire yükseliverdi

Blı «eceli 1, yani ömür müddetinin «onunu lMy» »vınnr- Az çok tabiî şekilde gelen OKI m On »di «eceS'İ- mertud» yahut «ecel-1- mûsemm&a dır; tehlikeye uğramak «üretile tesadüfi olarak uğranılan ölüm «ecel-1- kassa» dır.
Kazalı ölümlere en tipik numune İse yolda yürürken insanın haçına yukarıdan ağır bir cismin düşmesi neticesinde yuvarlanıp gitmesidir re bunda kazaya uğ-nyanm hakikaten hiç bir sunû' ı ve takdiri yoktur.
Gözlerimiz tepemizi göremez, önümüzdeki açık kuyuya veya çukura düşersek belki bir derece kabahatli tutulmamız mümkündür; «baksaydı!» diyenler bulunur. Lâkin kafamıza inenden dolayı nasıl tenlddedilebi liriz? Kaldı ki o İnen şeyden eğer bir. adım geri çektim İş yahut İleri gitmiş olsak kurtulabilirdik. Demek İd asıl ecel-1- kaza yolda giderken — düşmekten, yuvarlanmaktan, çiğnenmekten, çarpmaktan ziyade — başına İnen bir ağırlığın teslrile Ölmektir.
İşte bu hafta içinde Beyoğlu caddesinden güzel güzel, herkes gibi yolunda yürürken yukarıdan kopup yuvarlanan bir demir parmaklığa kurban giden bedbaht hanımın ölümü o kabildendir; tam mânasile bir ecel-1- kazadır.
Nasıl ecel-1- kaza demiyelim ki parmaklık bir dakika sonra düşseydi kazaya kendisi değil, bir başkası uğnyacaktı. Ben, siz veya ol Kaza ve malşans... Zira bu zavallı vatandaşımızı azıcık berideki kunduracı vitrini yolundan pek âlâ alakoyabilirdi. Biçare kadıncağız bir an durur, bir ayakkabının seyrine dalardı; belki de beğenirdi; İçeriye girer, çıkartır, bakar, giyer, alır veya almazdı. O sırada da vaka olur, dükkândan fırlar, yaya kaldırımına uzanmış bir cesetle karşılaşınca başkasının ölümünden dolayı teessüre düşerdi.
Halbuki bu ceset kendişininki olacaktı... eğer ayakkabı dikkatini çekmeseydil Netekim çekmediği, yoluna devam e«,tiği içindir ki. kendirinin olmuştur. Ecel-l-kazal
• ••
/“l aliba 1914 yıhndaydı; yi" ne Bey oğlunda; Galatasaray civarında bir kadının daha, damdan babana b’r çlkola reklâmının demiri düşmüş, ölümüne aebebolmuştu.
ölen, OsmanlI bankası müdürünün kızıydı.
Geçenlerde do yüksek binalardan birinin kocaman taşlan sapır sapır caddeye dökülmüş, bîr kısım taşlar da yerinden oynıvarak aşağıya sarkmıştı. Bereket itfaiyeye zamanında haber vpril-mis, hariçten merdiven uzatılarak tehlike önlenmişti.
Fikrimce Beyoğlu caddesini İyice, ehemmiyetle bir gözden, geçirmelidir; balkonları, parmaklıkları, dam kenarı süslerini, hele İlân ve reklâm çerçevelerini yoklayıp umumî ve fennî bir kontro-la tâbi tutmalıdır.
Zira bu caddede, mağazalarının parlaklığına, debdebe ve haşmetine rağmen bir çok yerlerinde «altı kaval, üstü şişhane» yahut «altı alay, üstü kalay» kabilinden gayet bakımsız, harap, sefil binalar yer almaktadır. Başımızı kaldırıp bakmağa vakit bulmadığımız İçin üst kısımlar hakkında ne birim bir fikrimiz vardır, ne de Belediycnlnl
Yıllardan beri takılıp bir daha ne hale girdiği bllinralyçn koca koca reklâm çerçeveleri yuvarlanıverdi mt bir değil. b!r çok kişinin hayatına malolabi’lr. Pencere kenarlarına saksı dizrrek, çürük balkonları bahçeye çevirmek gib! münasebetsizlikler de bütün şehirde devam ediyor. Evvelki sene bizim semtte bir evin penceresinden düşen koca saksı bir yük arabasının beygirini, tam kafasına isabet suretlle öldürüvermedl mi?
Bunlar öyle ecel-i- kazalardır ki kurban. gidenin hiç kabahati yoktur; fakat hepsinde de başka-
larının mesuliyeti muhakkak vardır.
Zaten «on harb yülanrun bir fenalığı da pahalılık ve kira bedellerinin kifayetsizliği yüzünden blnalan tamirata bırakması olmuştur. Yeni yapılanlar için mal sahipleri fedakârlığı
göze alıyor; zira kira tâyini hususunda taJcyldat yoktur; ayrıca hava parası ekseriya bütün masrafı karşılamaktadır.
Lâkin eski binalara on senedir el sürülmüyor; bunların eler tutar yeri kalmamıştır. Uçukluğa doğru gidilmediğine va kira bedelleri da daha fazla arttınlamı-yacağma göre bakımaıalılı yıllarca daha sürüp gidecektir. Netice olacak? Fini pınl duran yeniler yanında bir sürü harabeler sıralanacak, o suretle de evMelâ şehrin umumî manzarası çirkinleşecek; sonra, zamanında az masrafla yapılacak bir tamir, vakti geçince İnşaat kadar para harcanmasını icabettlrecek.
Esasen zor durumda bulunan mal sahipleri bunu başaramıya-caklar. E işarım ayine a da o binalar tabii ömürlerinden önce-çökecekler veya çökmüş bir hal alacaklar. Hepindi gözlerimizi yeni binalara dikeceğiz ve harabeden kurtulup mamuruna taşınmak arzusuna düşeceğiz.
Hele yeni yapılar çoğalınca bütçesi azıcık müsait olanlar kapağı buralara atacaklar; vaktinden evvel harabeleşenler de tabiatlı» kıymetlerinden kaybedecekler. Hâdise hem iktisadi bakımdan, hem de şehircilik lttba-rile zararlı bir meseledir. Kiralık binalar bir daha koiay kolay bellerini doğnıltamıyacak variyete düşmüşlerdir.
Uğradığım a partim anlara bakıyorum: Evvelâ bütün ahşap kısımların, kapı ve çerçevelerin yağlı boyalan kirlenmiş, aşınmıştır. Pencere çerçeveleri ise zamanla çürümüş, değiştirilmeden kullanılacak halden çıkmıştır. Damlar yer yer akıyor; duvarlar rutubeti emmiş, badana tutmamaktadır. Baca şapkaları ve boruları çoktan uçmamış mıdır? Hele sifonları İşleyen ev nadirdir. Hamam ve bulaşık boruları da çoğunda tıkalıdır.
Mal sahibi, eline geçen paraya bakıyor, azlığına kızıyor, Adeta «yıkılsın, kurtulayım!» deyip geçiyor. Kiracının hüsnüniyeti de olsa ekseriya parası yoktur W yaptırsın... -Denemek isteyenler de amele ücretinin ve eşya flati-nin yükse kliğinden dolayı bu gibi İşlere yanaşamıyorlar.
Patlayan bir kurşun boruyu Ir-hlmletmeğe kalkışsanız pazarlık on liradan açılıyor. Bir sifonu İşler vaziyete sokmak İçin benden on dört lira aldılar. Üç gün sonra tekrar bozuldu. Zira tamir çağı geçmişti; yenilemek lâzım geliyordu. Flatlnl sormaktan bile korktum.
D eyoğunda vukua gelen ka-| za dclayısile demin «ecel» İn İki nevinden bahsetmiştim. Bizde bir de «kaza ve kader» meselesi’vardır kİ tetkikine girişlise yalnız hülâsa etmek için beş, on makale yazmak Icabeder. Basitine bakalım.
Naci Lügati bile meselâ «kaza» kelimesini tarife girişince, çerçevesi dahilinde olmamakla beraber bazı İzahat vermekten kendini alamamıştır. Kaza, «mukadderatın sahal zuhura gelmesi» İmi?. Bir de hikâye anlatıyor: Hasreti Ömer Şamda taun yarıl veha olduğunu işitince şehre girememiş, uzaklaşmış. Biri sormuş: «Ya Emlrtllmümlnln, kazadan firar mı ediyorsun?» Şu cevabı elmiş: «Kader mademki kaza suretini bulmamıştır, defi Allahtan istenebilir!»
Farsça bir manzumenin tercümesini de koymuş: «Kaza, âdeta beş parmaklı bir şahıstır kİ bir
ki maadan kûm almak İstediği saman parmağımı üdslla gözünü kapar, lklsllc de kulaklarını tıkar, birini de dudakları üzerine koyarak (susl) der.»
Beyoğlunda ve muhtelif tarihlerde iki kadının Ölümüne sebe-bolan beş parmaklı kaza, bu gibi zahmetler» litaum görmemiştir. Zira gözleri kapamasa, kulakları tücamasn, ağzını da Örtmese? di — tepeden indiği için — yine vukuuna mâni olmak imkânsızdı.
Artık buna «kader - mukadderat» demeliyiz.
Naci, «kader» hakkında da pek uzun malûmat vermektedir; hattâ «kader» İle «kaza» arasındaki farta da belirtmeğe çabalamaktadır. Vakttle ders olarak da okuduğum halde izahı güçtür; daha doğrusu bugünün kafasına sokmakta çok «urluk çekilir; felsefe-' sini sindirmek de yorucudur.
Yeni (Sözlük! «kaza» ya tasaca «kimsenin eit olmadan meydana gelen zararlı olgu» diyor kİ isabetli bir tarif sayılamaz. «Keder» için söylediği de şu: «Dğls-mez bir karar U® kimi vakit İyilik v» en çok fenalık hazırla-huş bulunduğuna İnanılan mevhum v» timsol kuvvet.» Tevfik Flkretten de bir misal yazılmış: Bugiln açız çene lâkin yarın.
ümidederim.
Sular biraz daha sakinleşir... ne çare kader!
. •••
Kader ve kaza bahsi edebl-yatımısda epeye» yer tutar. Ekrc-m bey diyor M: Eçorçt çaresi yok emirdir kasa vü kader
Sairler «Sözlük» ün mevhum diye anlattığı kuvvet» pek İnanırlardı. îlfelo «takdir» şekline giren «kader» ile «tedbir» i hemen dalma bir arada zikrederlerdi; hep tedbirin faydasızhğını üerl sürerlerdi!
Bedihldir ki uymaz her zaman tedbir takdire
«Mukadder» sözü de öyledir; Abdülhak Hâmli:
Mukaddermiş bu matemler
ezelden
Dememiş midir? Edebiyatımızda daha bir çok misaller vardır. Meşhurlarından, biri do şudur:
Kimsenin haddi değil takdiri tağyir eylemek
Hattâ daha İleriye vararak şairler tedbir araman uı fay dilsizliğini, takdire körkörüne İtaat lüzumunu tavsiye bile ederler. Tedbir almak beyhudedlr, boşuna vakit geçirmektir, oyundur, kendini aldatmadır; mukadderatın cilvesini bilenler, olacağa çırpınmadan boyun (eğmelidirler:
itmez evkafın telef bdrice-l-tedblr ffe Aşinalık eyliyenler şfve-i-
takdir ile
TÜrkçemlzde «kader» ite «takdir», «mukadderat» ve «tecelll-yat» ın karşılığı «alın yazısı» dır. Bir yazı ta evvelden yazılmış olmakla beraber vukuundan önce okunamaz.
Hattâ bunun çocukluğumda dinlediğim ve hâlâ unutamadığım korkunç, acayip bir masalı da vardır: Adamın biri kırda giderken bir kuru kafa bulmuş: avağlle İtip geçiyormuş, göztlne tam alın hizasında fosforlu bir yan ilişmiş: «Neydim? Ne oldum? Daha ne olacağım?»
— Allah Allah, demiş. «Neydim? Ne oldıım?» u haydi anladım; fakat kuru kafa haline gel' dikten, sonra artık «ne olacağım» ı köldı mı?
Kafayı evinle getirmiş, İtina İle sarıp Barmalıyarak dolaba, saklamış. Bir gün odaya girmiş kİ — kocasının ölmüş bir sevgilisinin başını sakladığı şüphesine düşen — karısı kıskançlığından bu kafayı şişe geçlrp ocakta çatır çatır yakıyor. Adamcağız o zaman elin yazısındaki nükteyi kavramış ve demiş kî:
— Kuru kafa dalı a ne olacağı-
Acıklı bazı sahneler—Tramvaydan idirilen çocuk — İyi kalbli insanlar —Kömürcülerle oduncuların burunları Kaf dağında...
Kışın halın «aydır aylarından aralığı baştan sonuna kadar, ocak ayını da yanyanya bahar havası İçinde geçirirken bu sen» soğuk yüzü görmeden yaza gireceğimizi «öyllyenler vardı. Eskilerin bir kısmı da o bahar havalarının aldatıcı, şiddetli bir taş 11» karşılaşmamızın muhakkak olduğunda ısrar ediyorlardı. Nete- , kira dedikleri gibi d» odu. Tiril tiril ipekli entarilerle sokağa çıkan kadınlar, palto giymek şöyle dursun pardesülerine bile el atmayan erkekler, hattâ çiçek açan meyva ağaçlan aldandıklarını anlayarak feryadı bastılar: — Eyvah... Kış geldi...
Evet kış geldi ve öyle bir gelişimde geldi M kar yağmadık yer kalmadı... Şiddetli yağmurlara bir de kar «ulan katılınca »ellerin önünde barajlar da duramadı, çukurovayı su bastı; Menderesin tasması ile Aydın ve havalisi; Geçi irin kabarması 11» Manisa ve Menemen ovaları; diğer taraftan da Bursa ve Gemlik ovalan küçük birer deniz halini alıverdi!
Hani o bahar havası?... Hani o çiçek açan ağaçlar? Hani o kış aylarında sıcaktan oflayan ve incecik elblselerile sokağ açıkan erkeklerle kadınlar?... Suratlar asıldı, parası olanda köseler açıldı ve bembeyaz karlı havaya bakarak da feryadedildi: — Eyvah karakış geldi!-.
Sebze ve meyvacılann burunları kabardı
Evet, kara taş geldi.., Odunun çekisini 17, kömürün kilosunu 20 kuruştan «atmağa başlayanlar, çubuklarını yakıp keyiflerini çata dursunlar, m eyvacılarla sebzecilerin de burunları Kaf dağına ulaştıl İki gün evvel 30 - 40 kuruştan satılan ıspanağın kilosu birdenbire 60 - 70 kuruşa fırlayıverdi. LAhanasından havucundan tutalım da diğer kış sebzeleri prasaya kadar hepsinin kilosuna 10 - 20 kuruş zam edlllverdL
Meyvacıîar da öyle,,. Beş kuruşluk portakalları, ona, üçer kuruşluk limonları yedişer buçuk kuruşa, kestaneyi ve eimayı da 20 - 25 şer kuruş zamla «atmağa başlayıverdiler.
—’ Amanl Bu ne müthiş fark böyle?
Diyecek olun da batan. Cevap hazırdır:
— Kış kıyamet gününde kolay mı getlrillyorl
Yerdeki kan göstererek flat» zam etmekte kendini haklı çıkarmağa çalışan sebzeci ile mey-vacının dükkânındaki o mal, kardan on beş gün evvel de alınmış ve depo edilmiş olsa flati arttırılmıştır. Ustadan çırağa intikal etlen bir âdet vardır kİ değişmez ve bu mevsimdeki flat yükselişlerine daima kara taşın sebeboldıı-ğu söyfbnlr.
Sokaklar yine dilencilerle doluverdi «Şubat kapıdan baktırır, mart kazma kürek yaktırır» »özüne inanmak lâzım gelirse daha bir hayli kış göreceğiz demektir. Odunu kömürü bo!, cüzdanı kabarık olanlar için taş nedir kİ... Fakat bir do fakir fıkaranın durumuna bir göz atalım... Sokaklar birdenbire yine kadınlı erkekli. küçüklü büyüklü diBencllerle doluverdi. Sabahın erken saatlerin d® matbaaya gelirken dalma görüyorum. İran sefarethanesinin arkasındaki o dik yokuşta nı merak etmekte haklıymış!
Filvaki ölümden sonra, hattâ yıllarca sonra başa gelecekler vardır. Meselâ şimdi herhangi bir tahkikat İçin eesetin morga kaldırılıp parça parça edilmesi yahut kemiklerin denize atılarak mezar üstün» — Ayazpaşadakl gibi — apartımanlar, oteller ve tiyatrolar kurulması gibi...
ölüler bile mukadderata tâbi olmakta devam edivor.
Refk Hal id KARAY
Karda tram vay helkeme,..
Yasan: vardı, İşte o kadar... O
ı j d tr” ceket de öyle bir ceket İdi ki omuz vemaıeadın başında aÇıian büyük bir delik-
f-en çocuğun vücudu ve içinde d» çamaşıra benzer bir şey olmadığı görülüyordu. Pantalonu da ceketinden farksız olan bu çocuk, diz kapaklarındaki geniş deliklerden giren soğuk dalgalarlle kamçılanmış gibi sıçrıyor, çıplak ayaklarının birini basıyor, diğerini kaktırıyordu. ■
Bu yürekler acısı sahneyi daha fazla seyre tahammül edem i yen İyi kalbli bir yolcunun:
— Gel sana elbise, ayakkabı alayıml dediğini duyuyor, tramvay Karaköyde durunca da her İkisinin indlklrinl görüyoruz.
Dâvanın bir çocuk dâvası olmayıp kimsesiz çocuklar dâvası olduğu muhakkaktır. Lâkin bu da bir türlü halledemediğimiz dâvalardan biridir...
Kışın neşeli ve acıklı sahnelerinden.., sırtını duvara dayayan çıplak ayaklı, delik deşik elbiseli İhtiyar ertrkler, kucağı çocuklu kadınlar, gelip geçenlere avuç açıyorlar...
Sirkeciden • Beyoğluna çıkan tramvaylardan blrlndeyim. Arka »»hanlığa bir çocuk atladı. Arkasında yelken bezinden yapılmış
Fillsttn hâdiseleri Arablstanın cenubunda Adende akisler yapmış, halk Yahudilere karşı harekete geçmiştir. Bu iuu^'^'.i bastırmak İçin Mısırdan hava yollle İngiliz askeri nakli îârfın gelmiştir. Yukarıda Araplar tarafından yakılan Yahudi mektebi görünüyor,
Değişen sahneler
Kara taş devam ediyor; hem de birbirine zıt sahneler yaratarak... Bir de bakıyorsunuz tramvaydaki çocukla karda sırtını duvara dayayıp tltrpye titreye sadaka bekleyen İhtiyarların yürekler acısı tabloları... Başımızı öbür tarafa çevirip baktığımız zaman da tamamlle başka sahnelerle karşılaşıyoruz... Karda gülen, koşan ve kar topu oynayan gere kızlarla delikanlılar... Daha öte tarafta da evlerini sular "basmış köylülerle, tarlaları göl haline gelmiş çlfçiler...
Cemateddin BtLDtK
Kalp para basan bir dükkânda infilâk
Mustafakemalpaşa 28 (A.A.5 — ft-çcmlzde bulunan bir eskici dükkânında vuku bulan bir patlama üzerine zabıtaca bu dükkânda yapılan araştırmalarda kalp para basmaya mahsus kalıp, ve birkaç tane kalp Külmüş lira bulunmuştur. İn İT ilen kalp para basarken vukua geld'ğı anlaşılmıştır.
Kalpazanlar. yakalanmış ve ad Üyeye teslim edilmiştir.
Sahlfe 8

20 Şubat 1P48
HİKÂYE
Mevhum mihrace
Manzoni caddesindeki penceresin-' den prenses Barberina, villâsının karlısındaki büyük otelin önilns bir otomobilin durduğunu gördü. Otomobilden inen güzel, uzun boylll, güçlü kuvvetli bir erkekti. Onu, diğer adamlardan. ayıran hususiyeti, elbisesiydi.
Prenses kendi kendine:,
— Şüphesiz bir Hint mihracesidir, dedi. Bu muhteşem elbisesi!» mihracenin Mllftnoda ne işi var?
Onu, otomobilden inip otel* girerken bir İâhza görmüştü. Şoför otomobil kapısını açmış, kırk beş derecelik bir zaviye İle eğilmişti. Çok kibar bir zata benziyordu.
Prenses Barberina mutadı olduğu üzere hayallere daldı. Otuz yaşlarında genç ve güzel bir kadındı. Bir tayyare kazasında kocasını kaybetmiş, dul kalmıştı.
Onu, otelden çıkarken görmek Otnldlle epey bir zaman pencerenin önünden ayrılmadı. Otele bir çok kimseler girip çıkıyor, fakat o görünmüyordu. Ertesi sabah tekrar gördü. Sırtında aym'elblse vardı, elinde do murassa bir kılıç tutuyordu. Otomobiline bindi, kayboldu.
Otele dönüşünde gûya tesadüfen yine onu gördü, fakat bu hiç de tesadüf eseri değildi. tkl saat pencerenin önünde durmuş, etrafı kollamıştı. Otele girerken pencereye daha ziyade yaklaşmış, onu dikkatle süzmüştü, Her halde mihrace de prens-sesle daha evvel alâkadar olacak ki gözlerini villâya kaldırdı, prensesin bnkışlartle karşılaşınca güldü. Bunu taklbeden günlerde devam eden o zarif tebessümlere prenses bigâne kalamadı. İçinde mihraceye karşı bir zafiyetin başladığını hissetti. Acaba âşık mı olmuştu. Belki de.
Dördüncü günü sabredemedi. Bir pusulacak yazıp' göndermeğe, onu evinde kabul etmekten mesut olacağın m bildirmeğe karar verdi. Mektubu yazdı. Sıra adrese gelince durdu. Acaba mihrace mİ?? Ya ismi? Zarfın üstüne Son altesse mihrace İbaresini yazdı. İsim ne olacak? tsmln na lüzumu var? Her halde otelde bir kaç tane mihrace yok ya!
Prenses, emin olmak İçin bizzat mektubu postaya attı.
Ertesi güntı öğle üzeri, hizmetçi, birisinin ziyaretini prensese haber verdi.
Prenses heyecanla:
— Kira? diye sordu.
Hizmetçi:
— Kim olduğunu söylemedi. Ran-devosu varmış.
Prenses sevinçli bir sesle:
— çabuk içeri alınız, emrini verdi.
Salona, oldukça zarif, fakat bildiğimiz kıyafette. AvrupalI kıyafetinde, biri girdi.
Prenses tereddütle:
- Ne İstiyorsunuz? diye sordu.
Yine cevap yok. Prensesin aklına parlak bir fikir geldi:
— Siz kâtibi misiniz? dedi.
Başile tasdik işareti yaptı. Prenses yine sordu:
— Mihrace gelemiyor mu? Başlle hayır işaretini verdi, — Allahım, acaba dilsiz mİ?
Adam, evet makamında başını salladı.
Prensesin maksadı mihracenin ziyaretine gelip gelmlyeceğlnl ve ne uman geleceğini anlamaktı. Mihracenin katibi el ve baş işaretlerde
efendisinin blras sonra geleceğini teyldettl ve yerlere kadar hürmetle eğilerek prenses! selâmladıktan sonra çıkıp gitti.
On dakika geçti, yirmi dakika geçti, gelen giden yok. Prenses endişe etmeğe başladı. Nihayet hizmetçi mihracenin ziyaretini haber verdi. Bu defa hakikaten mihracenin ta kendisi!
Prenses, mihraceyi heyecanla karşıladı. Sarığı, elbisesi, heybetli ve muhteşemdi. Parmaklarındaki yüzükler, boynundaki dizi dizi İnciler, bu paha biçilmez mücevherat, parıl parıl parlıyordu,
Mihrace, fasih bir , İtalyanca ile:
— Rica ederim, prenses, benim için rahntsız olmayınız, dedi,
Prenses hayretle ona baktı, ltal-yancayı na de fasih konuşuyorI
Mihrace:
— Fjrenzede üç sene İtalyanca tahsil ettim, dedi. Prenses de, mihrace İle hangi lisanda konuşncağıv diye düşünüp durmuştu. Muhavere hemen süratle İlerlemeğe başladı. Prenses hep Hlndlstandan, oradaki garip şeylerden malûmat almak istiyordu.
— Altes, bana biraz Hlndlstandan, o esrarengiz memleketten bahsetmek lûtfunda bulunur musunuz?
Mihrace:
— Evvelâ, rica ederim, bana Altes diye hitabetmeylnlz. çünkü bu hitabınızla beni sizden uzaklaştırıyorsunuz, halbuki ben size yakın olmak istiyorum.
Mihrace, hakikaten sevimli bir tip olmakla beraber, hiç sıkılmadan açık konuşmağı seven biriydi.
Prenses ne yayıp yapıp muhavereyi hep Hindistan mevzuun* İntikal ettiriyordu :
— Her halde sevimli, cazip bir ı memleket olacak değil mî?
Diye tekrar sordu,
— Fakat, rica ederim, prenses şimdi Hindistan! bir tarafa bırakalım.
— Yok olmaz, hayır, hayır. Bilseniz Hfndlstana, o esrarengiz memleket* karşı ne büyük alâkam var.
Mihrace sökünü keserek:
— Canım, şu Hlndlstsnın esrarından şlmdt bahsetmeğe ne lüzum var? Sizin gibi güzel bir kadının esrarından. şu dakikada çözmek istediğim bu sırdan daha üstün bir sır olur mu?
Mihrace, prensesin elin! tuttu, sonra kalbine yaklaştırdı... Ne acayip âdetleri... 8onra da dudağına götürdü. öptü.
Aralarında yavaş yavaş bir samimiyet teessüs etmişti. Hattâ birbirlerine sen diye hltabedlyorlardı. Dördüncü defa olarak bir akşam geç vakit yine prensesin salonunda bu-luştu’ar. Prenses mihracenin kollarında, korkuya uğramış bir güvercin gibi titriyordu.
Erkek:
— Neye titriyorsun? diye sordu.
— Karanlık olmasa kıpkırmızı kesildiği mı görürdün.
— Neden? Evlenmeğe karar vermedik m'.? Su halde neden kızarıyorsun?
— Zafiyetimden kıpkırmızı oluyorum. Senin içtima! mevkiini, kudret vb kuvvetin! aklıma getirdikçe zafiyetimden kıpkırmızı oluyorum.
— Canım neler söylüyorsun Barbe-
A, Fraccaroli'den rina çığım. senin de nihayet beni anladığım ve olay olsun diye benimle komedya oynadığını zannediyordum.
— Komedya mı? Tanımak mı? Ki-hıl tanıyacaktım?
— Canım ben o dilsiz kâtip değil miyim? Hani senin davet ettiğin adam.
Prenses:
— Ben öyle bir kimseyi buraya davet etmedim, dedi.
— Tamam. Ben dç senin mihraceyi davet etmek İstediğini anladım ve mihrace kıyafetinde geldim. Yüzümü Hintli renglno boyadım, monoklü attım. sırtıma mihrace elbisesini gft-çlrdlm.
Kadın ayağa kalkarak haykırdı:
— Demek son Hintli değilsin, mihrace değilsin öyle mİ?
— Sevgilim ben Hintliyim ve mihraceyim, fakat yalnız, sinemada. Hln-dlstans ait çevrilen bir filimde mihrace rolündeylm.
Kadın ellerini yüzünü kapıyarak ağlamağa başladı.
— Neye ağlıyorsun? Ortada saadetimizi İhlâl edecek bir değişiklik mİ var?
— Her şey. her şey değişti)
— Hayır sevgilim ortada değişen hiç bir şey yok. Sen bent mihrace zannlle sevdin, yani bir hayali sevmiş oldun. Pekâlâ. İstersen ben her zaman bir hayali olarak hattâ, istersen bütün hayatımca mihrace olarak kalabilirim.
Teselli kabul etmlyen kadın İtiraz etti:
— Fakat hayal olarak kalırsın, hakikat olarak değil.
Erkek:
— .Sevgilim dedi, saadeti sen hayalden başka bir şey mi zannediyorsun? Bizim hakikat diye bildiğimiz ve hakikat olarak sevdiğimiz şeylerin büyük bir kısmının hayalden ibaret olduğun* inanmıyor musun? Haya!, hayatta pek az bulunan hakikatlerden biridir. Bak, hayal bende senin aşkının hakikati, sende de hayat-inın yeni yolunu buldu, şu halde sen bu zavallı hayali reddetmek m! istiyor'; sun? Yoksa kucaklamak mı?
Barberina bir müddet düşündü. Sonra gözlerin! ona kaldırarak sordu:
— Sen onu kucaklar miydin?
— Kimi?
— Hayalı.
— Eğer müsaade edersen seni kucaklamağı tercih ederim, v* beni bu nefis hakikate ulaştırdığından da hayali takdis ederim, Ya sen?
Prenses:
— Ben de, dedi, hakikate intibak ederim, çünkü hayalle yaşamak hoşuma gider. Bilhassa böyle bir hayal ile. Ve kollarını erkeğin boynuna doladı ve ilâve etti:
— Yalnız ara sıra sana mihrace elbisesini giydireceğim. Beni memnun etmek Istlyeceksln değil mİ?
— Neden etmlyeylm sevgilim?
— Teşekkür ederim. Bu suretle hakikatime hayal ve hayalime hakikat verebileceğim. İnsan mesut oldu mu hayalin nerede bittiğini, hakikatin nerede başladığını hiç bilir mi?
Çeviren: Nazım Dersan

VİRAN KULE
Aşk ve macera romanı
Yazan: John D. Carr Tercüme eden: yâ - Nû
-- Tefrika No. 29
Milas, kapıya doğru koşarken Dr. Feli’e çarptı. Ah, bu adam ne demeğe tıp doktoru değil da doktor ismin! taşır? İki misafirini, hemşiresinin baş ucunda bırakarak merdivenden aşağı İnerken, profesörün, Fell'le şöyle konuştuğunu İşitti:
• — Gördünüz ya?»
«Gördüm.»
(— Bayan Hammond’un, pencerede neyle karşılaştığını tahmin ediyor «unuz?»
Sesler karşılaşıyordu. Miles, cevabı duyamadı. Zemin katındaki odaları yalnız mehtap aydınlatıyor.
Miles, hekime telefon edebilmek İçin cep lâmbasını kullandı. Buralarda, doktor’ Gravlce İsimli birinin bulunduğunu biliyordu ama ona, amca-smın rajuanmda hiç rastlamamıştı. Telin öle yanında, doktor, kendisine süratle sualler sordu: delikanlı da, heyecantna rağmen mümkün olan
cevaplan vermeğe çabaladı.
Derken, telefon başından aynlıp mutfaktaki lâmbayı yaktı. İki küçük tencereye su doldurup g*« ocaklarının üzerine koydu. Bunlardan birinin İçine şırıngayı attı. Suların kaynamasını bekledi.
Saat ikiye yirmi var.
Aradan Ud dakika geçmişti. Ou, bir türlü kaynıyamıyordu.
MLles. zihninden, rahatsız edici fikirleri uzaklaştırmaya uğraştı. Fay Seton'un kendine yakın bir noktada bulunduğunu biliyor; ancak, büsbütün heyecana kapılmamak için, onun hayalini dimağında canlandırmama-ya uğraşıyor. Mamafih, tuz aradığı sırada. genç kızı, mutfağın orta yerinde gördü; balmumu gibi sapsan ve İncecik parmaklarını, bir masanın üzerine hafifçe dayamıştı.
Kapı açık duruyor. Miles, onun geldiğini işltmemlştl. Lâkin, Fay'in mut-
BULMACA
133456*188 10
" Tjİ I I LLJB ’ ! I I M J_L - TTTı sı ı j T “ \ I I | ı I ■
I 1 I I !■ I
°r ■ i i 11' '
Soldan sağa ve yukarıdan ajağıua:
1 — Su baskınına uğrayan bir bölgemiz.
2 — Erlşllemez.
3 — çocuklara musallat olan bir hastalık.
4 — Erkek hizmetçi - Başına «t» gelirse güzel İsmidir.
5 — Tersi şehir harici yerler - Boza satan.
0 — Yapılıyor - Tersi isimdir.
7 — Elbise çantası - Muahede.
8 — Tekrarlanan istimdat edatı.
f) — Cereyan edecek - Yaydan fırlar.
10 — Çok değil - Bölge.
GEÇEN BULMACANIN HALLİ
Soldan sağa ve yukarıdan ajaffıya: 1 — Münasebet, 3 — Uveyanalık, S — Nefasetara, 4 — Ayaseyahat, 5 — Şase. Akim, 8 — Eneyaum. P. K., 7 — Batakmahal. 8 — ElahJ. Haya, 0 — Tırampayap, 10 — Kat, Klapa.
YEN t YAYIN
TÜRKİYE NASIL YÜKSELİR?
(Yirminci asır vakfı) denilen Amerikan tetkik teşkilâtı mümessili olarak geçen yıl başında memleketimize gelen Mas Wcaton Thornbourg’un, Türkiyenln iktisadi durumuna müteallik hazırladığı raporun ana hatları (Türkiye Nasıl Yükselir?) İsmi altında, Hür Fikirleri Yayjna Cemiyeti tarafından neşredilmiştir. Okuyuculara tavsiye ederiz.
YAŞAMAK İÇİN
Ümran Nazif'in muhtelif hikâyeleri bir araya getirilerek bû isimle kitap şeklinde neşredilmiştir. Flatl 100 kuruştur.
BÜYÜK ÇAÖ
Emekli subaylar derneği tarafından çıkarılmakta olan ve hasılatı emeklilerin yoksul ve yetimlerine tahsis edilmiş olan on beş günlük Büyük çağ dergisinin yedinci sayısı,> kalem ve bilgi kuvvetlerime tanınmış, general ve muharrirlerin değerli y3-zılarile çıkmıştır. Harblyedek! Gene! Emekli Subaylar merkezinden ve gazete bâylierinden alınabilir.
HAC YOLU
Geçende İzmir vapurlyie Hicaza bir seyahat yapan doktor Bedl Şehsü-varoğlu »Hac Yolu» adlı bir eşer neş-retmiştlr. Doktor Bedl Şehsüvaroğlu Akşam okuyucuları için yabancı değildir. Hac Yoluna dair muhtelif yazıları evvelce gazetemizde çıkmıştı. Muharrir bunları ilâveler ve kıymetti resimlerle bir arada toplamıştır. Doktor Bedl Şehsüvaroğlu eseri, hac hususunda karar verecek devlet adamlarımıza, hac müsaadesi verildiğinde Hicaza gidecek vatandaşlarımıza faydalı olur düşüncesiyle neşrettiğin! bildirmektedir. Eser bu bakımdan ve Hicaz hakkmdnkl malûmat itibariyle cidden kıymetlidir. Okurlarımıza tavsiye ederiz.
HAFTALTK GAZETE
Çıktığı_ günden beri okuyucular tarafından büyük bir rağbete mazhar olan Haftalık Gazetenin 3 üncü sayısı renkli enteresan resimler ve çeşitli dikkate şayan yazılarla İntişar et m İş tir. Tavsiye ederiz.
fağa girdiğini farketmese bile, ona bakmasa, onu görmese bile, onun mevcudiyetini hissedebilirdi.
Şaşkın hareketler yapıp yeniyle tencerelerden birine çarptı; tencereyi gaz ocağından as daha devirecekti.
Fay, mavi gözleriyle nasıl da derinden derine bakıyor. Buna rağmen, konuştuğu zaman, sesinde bir fevkalâdelik hissedilmedi.
— Ne oldu? — diye tatlı tatlı sordu,
Miles, cevabım hemen vermedi. Suyun sathında hami olmaya başlayan habbeclklere dalmış görünüyordu
— Hemşirem ölmek üzere — diye nihayet mırıldandı. — İhtimal şu anda ölmüştür bile.
— Biliyordum.
— Nasıl?.. Biliyor muydunuz?
— Evet. Tabanca sesini İşittiğim zaman uyku ile uyanık arasmdaydım. Derhal giyindim ve koştum.
Uzun bir yoldan acele İle gelmiş gibi nefes nefese Idd. Söze müşkülâtla devam etti:
— Affedersiniz... Evvelce farketme-dtğim bir şeyi, yeni keşfettim.
— Nedir o?
— Size şimdi sflyliyenıem... Siz anlatın, rica ederim; Bayan Hammond.’
MAHKEME KORtDORLARINDA,
Hırsızlık yapmadım intikam aldım I
Önd (İleli, safran sarısı saçlarının ıslaklığından belli kİ berber sandalyesinden yeni kalkmış. Beyaz tanU, mavi gözlü, uzuın boj’lu, yirmi beş yaşlarında güzelce bir taze. Giyimi kuşamı mükemmel. Kordelâsında renkli tüy dikili şapkasını yana yıkmış. Uzun kayışlı çantasını sol omuzuna asmış. Karidorda zabıta memurunun yanında çalımlı bir ed& İle oturuyor. Etraf takllerl yadırgamıyun bakışlarından cesaret alarak yanına sokulduk.
— Dâvanız nedir, bayan?
Lâcivert sürmeli gözlerini kırparak dudak büktü:
— Orasını bayandan sorunuz
— Hangi bayandan?
— Hangi bayan olacak? Dâvayı açıp benî buraya sürükleyen bayan Perihan anlatsın size dâvasını.
— Nerede o bayan Perihan?
— Ne bileyim ben? Her halde evdedir. Benim başımı ateşe yaktıktan sonra keyfe gelmiştir tabii.
— Bayan Perihan ne yaptı sana?
— Daha ne yapacak? Hitsib, diye iftira attı üzerime.
— Bayan Periham evvelden tanıyor muydunuz?
— Aaa. tanımaz olur muyum, ayol? Tamam sekiz ay yanlarında durdum.
— Ne yapıyordun yanlarında?
— Şey ediyordum. Hizmet yapıyordum, Amma hizmetçi değildim ha Evin içinde ufak tefek hizmetlere bakıyordum.
— Aylıkla mı çalışıyordun?
— Babamın hayrına çalışacak değilim ya. Tabi! aylıkla çalışıyordum. Yemem İçmem onların üzerine, ayda da kırk beş lira olıyordum.
— Peki, sonra ne oldu? Bayanın yanından niçin çıktın?
— Elbette çıkarım. Perlbanın fenalıklarına dayanılır mı’
— Demek sana fehaiık yaptı?
— Dünyanın en büvük fenalıklarım yaptı bana. Kıskançlıktan deli oluyor kadın.
— Kimi kıskanıyor?
— Benden başka kim! kıskanacak? Eve girince kara diken gibi gözüne battım karının.
— Kimden kıskanıyor sent?
— Kimden olacak? Aklı sıra kocasından kıskanıyor. Zenginliğinin sayesinde bir koca bulmuş, ellden gelse adamcağızı çantasının 1çtna saklıya -cak. Parası olmasa koca bulamazdı ya. Çirkin mİ çirkin. Burnunu görseniz korkarsınız. Hele o şaşı «özleri!
— Kocası beğenmiş, almış. Sana ne?
Yüzünü ekşiterek gülümsedi:
— Kocasının beğendiğini kim söylüyor? Hakkı bey gibi yakışıklı, genç bir adam Perihan'ın nesini beğenecek? Parasına tama ederek o mendebur kanyı sinesine çekiyor. O İşin içyüzünü ben bilirim.
— İnsan, ekmeğini yediği aile hakkında böyle şeyleT söyler mİ? Ayıp değil mİ?
— Ayıp olacak ne var bunda ayol? Hakkı bey para batın İçin Perihan'a yüz veriyor amma gözü dışarıda. Komşular bile bu İş! biliyorlar. Herkesin bildiğini sizden m! saklıyaca-ğim, Tanıdıklarımızın hepsine anlattım ben. .
— Adamın gözü dışânda olduğunu ııe biliyorsun?
Asabileşir gibi oldu:
— Yalan mı söylüyorum size? Perihan beni kıskandı diyorum, anlamıyor musunuz? Durup dururken kıı-madiıya bent,
un odasında ne oldu?
— Galiba, Marlon, pencereden bir şeyin yahut da birinin belirdiğini görmüş. Dehşete kapılarak ateş etmiş.
— Neymiş? Kimmiş o gördüğü?.. Hırsız mı?
— Bizim Marion’u böyle öleslne korkutmak İçin hırsıs kâfi değildir. Kardeşim, son derece sinirsiz bir insandır. Üstelik de...
— Rica ederim, devam ediniz.
— Odasının pencereleri zeminden hiç .değilse on beş kadem yükesk. Bir İnsanın, evin dışından o pencereye kadar yükselmesine İmkân yoktur. O duvara btr hırsın katiyen tırmana-mae.
Bu, kaynıyordu. Miles, tuzu buldu. Diğer kabın İçine miktarı kâfi attı. Ocağı söndürüyordu ki, Fay Seton haykırdı:
— Teklif etmekte geciktiğim İçin ben! affediniz. Size yardım edebilir miyim?
— Hayır. Sadece yolumdan çekilini*.
Miles. şu anda,, ancak, titreyen ellerinden tencereleri kaydırmaksam yukarıya götürüp götüremiyeceğlnl düşünüyordu.
— Hımm... Hakkı beyin sende da gözü var demek?
Mağrur bir edâ İla başım salladı:
— Erkektir, çok görülme* tabii. Ömrünü PerUıanla geçlrocnM kİ ı adam,
— Karısını boşayıp seninle mİ evlenecekti yoksa ?
— Ne münasebet? O kadar zenginlik feda edilir mi? Hakkı bey arasira şakacıktan, takılırdı bana.
— Nasıl takılırdı? Lâf mı atardı?
— Lâf atmak d* neymiş, ayol? Mektep çocuğu değil ya bu adam
Asabiyetle kaşlarını çattı;
— Ne sorup duruyorsunuz, canım? Her şey! burada size anlatacak değilim ya,
— Demek Perihan hanım bu İşlerin farkına vardı.
— Bir gün merdiveuln alt başında Hakkı bey gene benimle şakalaşırken 11 Perihan yukarıdan görmüş, Aman fi Allah, kıyametler koptu. Hakkı be?Q_ kapıyı çekip kaçtı. Ondan sonra ka-Ç\| din benim üzerime hücum etti, saçla-tarımı yoldu; »İlle bu evden defolup O gideceksin. Şenin gibi hizmetçi Ista- c mem ben» diyerek küfürler de etti. O Ben de eşyamı alıp savuştum. '
— Peki, ŞU hırsızlık meselesi nedir?
— Hırsızlık yok, ayol. întikam meselesi var. Perihan hakaret öderek evden koğunca ben de İntikamımı aldım. Eşyamı toplarken onun İki t*-( yörile, üç tane ipekli robunu de ba-vulııma koyup götürdüm. Hırsızlık sayılır mı bu? Perihan’dan intikam aldım. Oh olsun. "O
Yumruklarını birbirine vurarak lona doğru yürüdü. 0
Ce. Re. 2 ,O
S2 0 > 0 P
E AKŞAM»
Er Abone bedeli
Türkiye
Ecnebi
2800 kuruş 5400 kuruş
1500 » 2900 a
800 > 1800 »
300 a —
tebdili için elli kuruşluk
Senelik
8 aylık
3 aylık
1 aylık
Adres
pul gönderilmelidir. Aksi takdir de adres değiştirilmez.
Telefonlarımız; Başmuharrir 28585 Yazı işleri 20765 — İdare 20881 Müdür; 20497
Reblül'âhır 18 — Kasım 114
İmsak Gü. öğle İkindi Ak. Yatsı E. 4,58 6,36 12,27 15,34 18.00 10.29 V. 10.59 12,39 6,27 9,35 12.00 1,31
İdarehane: BabIâli civan
Cemal Nadir sokağı No. 13
İstanbul Dördüncü İcra memurluğundan: 048/3079
Bir borçtan ötürü haciz edilip satılmasına karar verilen muhammen bedeli 1200 lira olan 800 adet balık Şavalye sepetinin birinci açık arttırma ile satışı Küçükpazarda Saatçi yokuşu 5 No. lı ardiyede 18 Mart 948 salı günü saat 13 tan 14 e kadar yapılacaktır. Muhammen kıymetin % 75 İni bulmadığı takdirde. İkinci arttırma İle 18 Mart 948 perşembe günü aynı yer ve saatte satışı yapılıp en çok arttıran üzerinde İhale olunacağından müşterilerin satış günü mahallinde hazır bulunacak satış memuruna müracaatları ilân olunur.
(95583)
Genç kız hafif bir sesle sordu:
— Profesör Rlgaud burada mı?
— Evet... Kuzum bırakın da geçeyim.
— Dün gece size söylediklerime İnandım® mı? — diye, kıs. büyük bir endişe İçinde sordu. — Kuzum, inandınız mı?
Delikanlı:
— Evet, evet, evet! — diye haykırdı, — Bana yol vermlyecek misiniz?... Kardeşim...
Kaynar su, eğilen tencerenin kenarından sızıyordu. Fay Seton, mücadeleci bir tavırla başını kaldırdı. Bu halinde hiç bir tezellül yoktu.
— Bu vaziyet devam edemez. — dedi.
Miles, ona bakmadı. Böyle bir anda bulunmasına rağmen, bu kızı, koUa-rımn arasında sıkmak arzusuna mukavemet edemiyeceğlnden korkuyordu. Şimdi bir askeri mezarlıkta ke-mtkleri çürüyen genç Harry Brooke da, vaktiyle, şüphesiz, onun bu haline düşmüştü.
Geriye doğru bakmaksızın mutfaktan çıktı. İki tencereyi ihtiyatla merdivenden çıkardı. Milrion’ıın oda kapısı aralıktı. O anda dışan çıkmak üzere buhınan prefosöre çarpmamak
için İhtiyatlı davrandı.
Profesör:
— Ben de aşağıda ne yaptığınızı anlamak İçin bakmaya geliyordum. — dedi.
Ragaud'nun yüzündeki ifade Mllesl korkuttu.
— Sakın kardeşim?... — tekrar Hemşiresine dair endişesini izhar ettL
— Hayır, yüreğiniz rahatlasın. Bir reaksiyon elde etmeğe uğraştım. Nefes alıyor ve nabız düzeldi. Ancak bu İyiliğin devam edip ctmiyeceğlûden emin değilim... Doktora telefon ettiniz mi?
- Evet, yolda...
— Pekâlâ! Şu tencereler! bana veriniz. Hayır, hayır. Mz girmeyiniz İçeriye. Göreceğiniz manzaradan heyecana düşersiniz. Sizin heyecana düşmenizin de faydası yok. zararı var.
Getirdiklerini elinden aldıktan sonra kapıyı Mlles'ln yüzüm kapattı.
Sofada, pencerenin önünde bir gölge dolaşıyor. Bu. piposunu içip duran Dr Fell.
Mukaddemeslz:
— Bu adam hoşuma gidiyor. — dedi •
— Profesör Rlgaud’dan mı bahsediyorsunuz? (ArkMt tıar)
29 Şubat 1948
AKSAM
Sahlfe 7
İstanbul çiçek ve ağaç sevenler
Dem eği 7 iizüğii
İstanbul Çiçekçiler Cemiyeti Nlsamnamcsl 2 Şubat 048 tarihinde toplanmış olan Kongresi tarafından aşağıda gösterildiği gibi değiştirilmiştir:
DERNEĞİN ADI VE MERKEZİ
Madde 1 — Demeğin adı «İSTANBUL ÇİÇEK VE AĞAÇ SEVENLER derneği» dir.
Madde 2 — Derneğin- merkezi Beyoğiunda Saltpaşa Geçidinde 7 •ayılı daire olup şubesi yoktur.
DERNEĞİN KONÇ VE AMACI
Madde 3 — Yurtta çiçek ve ağaç bilgi ve sevgisini arttırmak v« yaymak maksadlle:
a) İlmi yayınlar yapmak ve yaptırmak ve konferanslar vermek,
b) Müsabakalar, sergi ve bayramlar tertiplemek.
e) Ağaç ve 1yi çiçek çeşitlerinin yetişmesini teşvik etmek.
ç) Memleket içinde yetişen çtçekvç ağaç cinslerinin ıslahım ve çiçekçilikte kullanılan nebatlardan hüdaylnablt olanlarının bahçelerde yetiştirilmesini temine çalışmak.
«Tjı Çiçek ve ağaç meraklılarının teşebbüslerin* İlmi yardımlar aaftla-mak,
c) İktisadi bakımdan çiçek ve ağaçların kıymetlerini arttırıcı teşebbüsleri desteklemek demeğin konu va amacıdır.
Madde 4 — Demek. ikametgâhile amacının gerçekleşmesi için gereken gayri menkullere tasamı! edebilir.
DERNEĞİN KURUCULARI
Madde B — Derneğin kurucuları aşağıda gösetri İmiş tir:
Sadık Güzelasman: T: C. tebaamdan Heybellad* Çiçek ve Mandarin Bahçeleri sahibi.
Lûtfl Arif Kenber: T. O. tebaasından QlşH Çankaya, apartımanı 1 No da Yüksek Ziraat Mühendisi.
KçmH Öökfillz: Mecidiye Köy SllAhşor «okağı 3/4 Çiçek bahçesi sahibi.
Haşan Karanfil: T. C. tebaasından Mecidiye Köy Eski Osmanh sokak No. 13 Çiçek bahçesi sahihi.
Selâbnddlra Zümrütkaya: T. d. tebaasından OrtakBy Ambarlı Der» No, ci Ğlçek bahçesi sahibi,
Mehmet Erkeni!: T.C. tebHismdn Beşiktaş Dikilitaş Saatçi Baym No. 255 Çiçek bahçesi s&hTbt
Madde 6 — Derneğe Qye olacakların medeni haklar* «üdp tb 16 yaşını bitirmiş bulunmaları ve yönetim kurulunun ttçte İki çoğunluğu ila kabul edilmeleri şarttır.
Madde 7 — Her üye 6 ay önce bildirmek, şartll* har saman demekten çekilebilir.
Madde 8 — Medeni haklarından yoksun edilen veya derneğe zarar veren veya haysiyetini kıracak harekette bulunanlar, genel kurul karart ile üyelikten çıkarılırlar.
Madde 0 — Üyeler, yılda yüz yirmi lirayı geçmemek üzere derneğe bir aidat verirler.
Madde 10 — Demeğe olağanüstü yardımda bulunanlar, genel kurul kararı İle fahri üyeliğe seçilebilir,
DERNEĞİN ORGANLARI
Madde il — Derneğin organları şunlardırı
al Genel Kurul
bı Yönetim Kurulu
c> Denetçiler.
GENEL Kurul
Madde 12 — Genel Kurul derneğin en yüksek mereti ©lup yönetim kumlunun çağırışı üzerine Udatını ödeyen aslî üyelerin bir araya g»l-me.d ile toplantıstnı yapar. Bundan başka üyelerin beşte bir! istem genel kurulun behemehal çağınknrmı kanunen lâzımdır.
Madde 13 — Genel Kurulun görev ve yetkileri şunlardır:
âi Tüzükte değişiklik yapılman.
»>) Yönetim kurulu ve denetçi raporlarının görüşülüp karara bağlanman.
cı Bliinço ve bütçenin İncelenmesi,
ç) Yönetim kurulu üyelerlle yedeklerinin ve denetçilerle yedeklerinin seçimi,
d» Derneğin feshi.
Madde 14 — Genel Kurul her iri Ocak ayı içinde olağan toplantıya ç^ğınlır. Gerekirse olağanüstü toplantıya da çağırılablllr.
Madde 15 — Genel Kurul töplaablftnnda yalnız gündemde bulunan mudde'er görüşülür Ancak hazır üyelerin yirmide biri tarafından görüşülmesi İstenen maddelerin gündeme konman gereklidir.
Madde 16 — Kongrenin en az üç gün önce günü, «aalt, yeri v« gündemi İki gazete üe yayınlanır va hükümete bildirilir. Çoğunluk olmaza* toplantı geri bırakılır ve bunun sebepleri De llerlkl toplantının günü, soall. yeri ve gündemi yine İki gazete İle yayımlanmak suretti# üyeler yeniden çağırılır ve hükümete bildirilir.
Bu defa gelecek üyelerin sayısı ne olura* olsun toplantı yapılır.
Madde 17 — Toplantı yönetim kurulu başkanı tarafından açıhr ve görüşmeleri İdare İçin bir başkan He İki kltlp seçilir.
Madde 18 — Kararlar mevcut üyelerin çoğunluğu İle verilir. Bey üyenin bir oyu vardır. Eşitlik olursa başkanın taran tercih olunur.
Madde 19 — Tüzüğün değiştirilmesi ve derneğin feshi İçin verilecek kararların üçte Ikl çoğunlukla olması şarttır. f
Madde 20 — Yönetim kuruluna seçilecek üyelerin kimlikleri yi* tOaük-te yapılacak değişikliklerin bir hatta İçinde hükümete bildirilmesi gereklidir.
Madde 21 — Genel kurul görüşme tutanak ve kararlan başkan île kâtipler tarafından İmza edilerek saklanır.
Madde 22 — Genel kurul kararlan gazete 11e yayınlanacak, veya derneğin merkezine asılmak suretiyle veya mektupla üyelere Te başkalarına bildirilir.
YÖNETİM KURULU
Madde 23 — Dernek, genel kuralca İki yıl İçin seçilmiş 6 kişilik bir yönetim kurulu israfından idare olunur. Aralarından bir başkan, bir sekreter b’r muhasebe : vc bir veznedar «eğerler.
Madde 24 — Yönetim kurulu üyelerinden her yıl yorun değiştirilir. Birinci yıl bu kur’a İle yapılır. Sür» sonunda aynı kipler yeniden seçilebilir.
Madde 25 — Yönetim kurulunun, görev ve yetkileri şunlardır) m Memur almak ve çıkarmak, b> Kanunda yazılı defterleri tutmak,
c) Genel kurulu toplantıya çağırmak,
d) Yıllık raporu, bilançoyu ve bütçe tasarısını hazırlayarak gehöi kurula sunmka.
e) Dernek İşlerini tüzük ve kanun çerçeveli İçinde yürütmek.
Madde 28 — Yönetim kurulu en u ayd* bir toplanır. Kararlar şo-ğunlukla verilir. Eşitlik olursa başkanın tarafı tercih olunur.
Madda 27 — Mazeretsiz olarak birbiri arkam «ıra üç toplantıya g*l-miyen yönetim kurulu Oyeri çekilmiş *.yı)ar*k yerin, yedeklerden biri getirilir.
Madde 23 - Demeğin mahartnı İdare ve her nevi h*k ve vecibeyi kahul ve sulh Ve İbra hususlannda ve *han tevklld» yönetim kurulu tam ntifthlyetl haizdir.
Madde 29 — Derneği adalet- ve İdare makamlonna ve gı-rçek ve tüzel kişilere karşı ve mahkemelerde ve kurullarda yönetim kurulu başkanı temsil eder.
Madde 39 — yönetim kurulu derneğin konusu ile lîgfll herhangi bir işin İncelenmesi için bilgisinden ve görgüsûnnden fayda umduğu Bmss-icrl toplantılara çağırarak görüşmeler yapar. Bunların oy verme yetkileri yoktur.
DENETÇİLER
Madde 31 — Derneğin defterlerini ve hesaplarını kontrol etmek üs«-re genel kurul tarafından İki yıl için İki denetçi ile İki yedek »»jllir. Süre sonunda aynı kişiler yeniden seçilebilir.
Yarım sert karbonlu yuvarlaktır çelik çubuk satın alınacak
Eti Bank İstanbul Şubesinden:
Bankamız İhtiyacı İçin 39500 Kg. muhtelif eb’adda yarım Bert karbonlu yuvarlak çelik çubuk satın alınacaktır.
Taliplerin en geç 3/3/948 Çarşamba günü saat 17 ye kadar tekliflerini kapalı zarfla bankamız holündeki teklif kutusuna atmaları.
Müfredat listeleri her gün satınalma servisinden alınabilir.
Banka ihaleyi kısmen veya tamamen yapıp yapmamakta serbesttir_______________________________________(2236)
Galvaniz boru alınacak
İstanbul Sular İdaresfudenî
tdarç İhtiyacı İçin 250 metre 2 parmak golvanl» boru «atın alınacaktır.
Şartnamesi Levazım dairesinden alınabilir.
İsteklilerin teklif bedellerinin % 7,5 nispetinde teminatlarıyla beraber tekliflerini 3 mart 048 çarşamba günü saat 12 ye kadar Beyoğlu İstiklâl caddesi IdOTe merkezinde malûmat dairesine vermeleri. (2527)
/. E. 1. 7. İşletmesinden
Cinsi Miktarı Mub. bedeli Geçici tem. Pazarhk
1—Beyaz cam 289.64 m 2 ) 8941,4» Lira 671,— Lira 8 ■'3/48
M.it1 cam es.ıs » ) «aat 10,—
2 — Senelik döküm İşi
kızıl âökilm 2500 kilo ) 8750— » 431,25 » > 1030
pirinç » 150 » )
1 — Şartnameler Levazımdan parasız tedarik edilebilir.
3 — İsteklilerin belirli glln v« saatte geçici temfnatlarile birlikte
(Metro - Han) 4. cü katta) Satıra Alma Komlaytmundı yapılacak pazarlıkta hazır bulunmaları. (2463) ________
Muşamba alınacak
Eminönü Bekçi Komisyonundan:
«2500» muhammen bedelle 40 tane muşamba alınacaktır.
18 Mart 248 perşembe günü «aat 16 Av kaymakamlık binası içinde İhalesi yapılacaktır.
İsteklilerin İhale gününden önce muşambanın nümuneslle şartnameyi kaymakamlık bekçi bürosunda görebileceklerdir. (2810’ j
BAĞCILARA İYİ HABERLER Etibank Keçiborlu Kükürtleri İŞLETMESİ MÜESSESESİNDEN:
Keçiborlu Kükürt İşletmemizin istihsâl ettiği saf toz ve kon santra bağ kükürtleri piyasaya bol miktarda çıkarılmıştır.
Yerli kükürtlerimizin evsafı hariçten yurda sokulan kükürtlerin evsafından çok daha İyi olduğu gibi fiyatları da yabancı kükürtlere nazaran çok daha ucuzdur.
Bağcılarımızın, kükürt alırken yeril kükürtleri tercih etmeleri ve almaları hem kendi keseleri ve hem de bağlan 1çfn faydalı olduğu gibi paramız da yurtta kalmış olur.
Ege bölgesinin her yerinde ve yurdun muhtelif yerlerinde Satış Ajanlarımız Bağcılarımızın emirlerine amadedir.
EN İYİ CİNS KÜKÜRT : KEÇİBORLU KÜKÜRTÜDÜR EN UCUZ KÜKÜRT .: KEÇİBORLU KÜKÜRTÜDÜR
Ege Bölgesinde fiyatlarımız:
50 kiloluk Saf toz kükürtûn torbası 13.— lira ve
45 kiloluk konsantre Bağ küklirtün torban 6,50 liradır.
ETtBANK KEÇİBORLU KÜKÜRTLERİ tŞLETMESt MÜBSSESESt K E ÇtBORLÜ
TELGRAF: KÜKÜRT - KEÇİBORLU ,
Beniz Yolları işletmesi
Kooperatif Şirketi idare ivedisinden: 1847 yılı umumi heyet Adi toplan tısının 27 şubat 1048 cuma güuû «»at 14J0 da Galatada yeni yolcu «triona binasında yapılması yayınlanmış İse d« belirli günd» çoğunluk olmadığından toplantının 15 mart MtJ pazartesi «aat 16 da ylno aynı mahalde yapılması kararlaştırılmıştır.
Bayıra ortakların belirli günde hazır bulunmaları rica olunur.
GÜNDEM:
1 — İdare meclisi raporunun okunması,
2 — Murakıplar raporunun okunması,
1 — 1947 «enesi bliinço kftr ve zarar hesaplarının tetkik ve tMdlktie İdare meclisi Azalan v« murakıpların İbrası,
4 — Temettü tevzii hakkında karar ittihazı.
5 — Murakıpların ücretlerinin tayini.
Maddi» 32 — Denetçiler, derneğin gelir ve giderleri hakkında yıllık raporlarım mütelftalarlyle birlikte genel kurula sunmakla görevlidirler. DERNEĞİN GELİRLERİ
Madde 33 — Derneğin gelirleri: üyo aidatı, hükümet ve belediyenin yardımları, tertip edilecek mttsamere, eğlence; çiçek bayramı ve «ergUerlle UmJ yayınlardan elde «dilecek menfaatlar ve her çeşit bnğış, teberru ve vasiyetlerden ibarettir.
Madde 34 — Derneğin parası nltil bankalardan birine yatırtır re yönetim krulu başkanı veya vekili il» yönetim kurulu tarafından seçilecek diğer bir üyenin müşterek lınzalarlyls alınır j elerin çabuk görülmesi için, demeğin kasasın da beş yüz lira kadar bulun d ur olabilir.
DERNEĞİN FESHİ
Madde W — Dernek kendirini feshe hor zaman karar verebilir. Festi İŞİ boş gün içinde hükümete bildirilir.
Madd« 38 — Derneğin feshi veya İnfisahı halinde parası ve diğer ■nallan veremle savaş derneğine veri Ur.
YÖNETİM KURULU AŞAĞIDAKİ DİBİ TEŞEKKÜL ETMİŞTİR Sadık Oüzelosman, Başkan: Heybeliada Yeni iskele No. 6 Lam Arif KENBER, Sekreter: ŞİŞİ! Çankaya apartımanı No. 2, Kâmil Gökflllz, Oya: Şişli Mecldlyeköy Bllahşor sok. No. 3/4 Badıtll.-h Ayaşlı: üye: Kanlıca Hisar cad, No. 58 Hüseyin Büyük".r t. üye: Samatya Davutpaşa cad. No. 25 Dtetitri Molzai^, uye: Burgi'ü8d asi Mehtap Sok. No. 51-53
Kalorifer tesisatı kapalı zarf eksiltmesi
İstanbul Bayındırlık Müdürlüğünden:
1 — İstanbul Arkeoloji müzesinde yapılacak kalörlfer İeslBfttl kapalı sarf uşullyle ekrillmcya çıkarılmıştır.
Keşif bedeli «35624» lira «68» kuruştur.
Eksiltme 5/3/948 tarihinde cuma günü «aat 15 de İstanbul Bayındırlık müdürlüğünde toplanacak komisyon tarlamdan yapılacaktır.
2 — Bu içe alt. evrak şunlardır: Mukavele eksiltme, Bayındırlık işleri, genel hususi ve feun! şartnameleri, proje keşif hülûsfirile buna müteferrt diğer «vrak dairesinde görülecektir.
3 — Eksiltmeye iştirak etmek İçin taliplerin «2871» Jlra «86» kuruş-
luk muvakkat teminat yatırdığına dair makbuz ibraz etmesi ve 948 yılında Ticaret odnstnda kaydı bulunduğuna dair belgeyi hamil olması ek-«lltnıa gününden tatil günleri hariç «3» gün evvel vilâyet makamına müracaat ederek ehliyet vesikası alması ve yukarıda ikinci maddede yazılan evrakı görüp eksiltme şartnamesinde yanlı kayda göre kabul ettiğine dair imzalaması ve buna alt 2490 «ayılı kanun mucibince hazırlayacağı teklif zarflarmı 5/3/1948 cuma günü «aat 14 de kadar fatanbul Bajnndır-lık müdürlüğüne verilmesi Idzımdır. (1801)
Yüksek elektrik mühendisi alınacak
İller Bankasından:
Bankamız teknik İşler müdürlü ğü kadrosunda çalıştınlmak üzere iki yüksek elektrik mühendisi alınacaktı y. Aşağıda yarılı şartları haiz olanların hal tercümesi, diploma eurett, hü snfl hal kâğıdı, bonaervls ve fotoğraflı dilekçe İle Ankarada İller bankası genel müdürlüğüne müracaatları İlân olunur.
1 — Türk olmak
2 — Askerlik ödevin! yaprruş bu iunmak,
S — Hiç bir milessesfiye karşı mecburi hizmeti bulunmamak.
Ücret, bilgi ve tecrübeye nazara n tesblt edUeeridlr. Lisan bilenler tercih edilir. (204flj
Ikiıci pırti ithal malı şeker salın alınacaktır
Türkiye Şeker Fabrikaları Anonim
Şirketinden:
Hususi şartnamesinde yazılı vasıf ve şartlar dairesinde olmak üzere İkinci parti 15.000 «on bedbin» ton metrik ithal malı beyaz granitte rafine şeker satın alınacaktır,
İştirak edecekler 16 Mart 1943 salı günü aaat 15 de şirketin Ankarada Atatürk bulvarı 347 numaradaJd merkezinde şartnamede yazılı teminat mektuplarlle birlikte bulunmaları rica olunur.
Şartnameler şirket merkezinden veya Istanbıdda Bahçeka-mda Taş han 3 cü kattaki İstanbul bürosundan temin olunabilir.
Tesbit edilen aaatte hazır bulunmayanlar açık flat indirmesine iştirak,ettirilemeyeceğinden isteklilerin tam zamanında şirket- merkezinde bulunmaları flftn olunur.(2499)

Millî Eğitim Bakanlığından:
1 — 177489.42 lira keşif bedelli Ankara Teknik Üniversitesi fizik ve khnya biralarındı yaptırılacak otomatik telefon, elektrikli «aat va yangın İhbar anutrallan ve bunların montajı İşi kapalı urf uşullyle eksiltmeye konulmuştur.
2 — İhale 32. Mart.1948 pazartesi günü «aat 15 te Ankara Evkaf apartmanı dördüncü kıtta toplanacak Meslek! ve Teknik öğretim Merkez. Satmalına Komisyonunda yapılacaktır.
3 — fhaleye İştirak edenlerin 10124.47 liradan İbaret geçici teminat mektup veya makbuzları İle 1948 ydina alt Ticaret ve Sanayi Odasından ahnrmş belgelerini teklif mektupları İle birlikte vermeleri lazımdır.
4 — Bahsi geçen tesisatı meydana getirmek için kullanılacak malzeme
Ithai malı olduğu takdirde 6/K/1947 tarih ve 6500 sayılı Bakanlar Kurulu kararınca kambiyo İdarelerinden alınacak belgeler ayrıca komisyona Gösterilecektir. T.
5 — Bu işe ait sözle-ftne ve şartlanma, projeleriyle resimler Bakanlık Mesleki ve Teknik ÖgTetlm Yapı İşleri Mudürtüğünden 887 kuruş mukabl tinde safin alınabilir
fl - Teklif mektuplarının İhaleden bir aa*t evvel komisyon başkanlığına. makbuz mukabilinde verilmesi veya gelmiş olması lâzımdır. Post-4* olacak gecikmeler kabul cdllmlyecekttr. 2179
Belediye binasında tadilât ve inşaat yaptırılacak
Erzurum Belediye Ba d canlısından:
1 — Erzurum Belediye binası genel tadllftt ve llive! inşaat İşi 19/2/948 tarihinden İtibaren 31 gün müddetle kapalı zart uşullyle eksiltmeye konulmuştur.
2 — Keşif bedeli ı49922j lira 1991 kuruştur.
3 — Muvakkat teminatı (3744) lira (22) kuruştur.
4 _ ihalesi 22/3/948 pazartesi güntl saat 15 de Erzurum Belediye encümeninde yapılacaktır.
5 — Bu İşe alt keşif, proje, Seridöprl, tahlili fiat ve metraj «ecelleri her gün Belediye Fen şubesinde görüelblflr.
6 — Eksiltmeye iştirak edeceklerin İlk teminat* «İt makbu» vey* banka mektubu, 948 yılı Ticaret odası vesikası ve bu İşe İştirak edebileceklerine dair Erzurum Bayındırlık MüdüriliŞilnden alacakları ehliyet vesikasını ibraz etmek mecburiyetindedir.
7 — Talip olanların 2490 sayılı kanunun 33 nc! maddesi tarifatı dahilinde hazırlayacakları teklif mektuplarını İhale saatinden bir saat evvel makbuz mukabilinde encümen başkanlığına vermiş olmaları ltomcitr.
8 — Pnstnds vaki olacak gecikmeler nazarı İtibara alınmaz. (23Ö7)
1.500.000 tine fitre zerfı alınacak
Türk Hava Kurumu Genal Merkez Başkanlığından:
Kâğıdı ve diğer bütün mnlzcmeû müteahhide alt olmak vs komisyondan alınacak şartname ve örneğe uygun bulunmak şiir-tlle 1,500,000 tane fılre ?arh satın almacaktır.
Muhammen bedeli 15 000 muvakkat teminatı 1.125 İhadır.
İhalesi 2 Mart 04ti tarihim- rastlayan salı günü saat 15 de Ankara ve İstanbul satınalma komiryonJannda avıv ğün ve saatte yapılacaktır.
İstekliler belli gün ve e- .?"ıe kapatılmış
rile birlikte komisyonlanzmza gelmcüdirler. (2258)
Balılfe 6
A (, RİLAR1SA
ı:
İstanbul Belediyesi İlânları

ST£iNWENQ
Markalı yarım kuyruklu PİYANO mükemmel vaziyette satılıktır. Telefon: 82825. Adres: Taksim Cumhuriyet cad. Pertev aparılmam No. 13/1 a
SATILIK
Çiftehavuzlorda denizin en güzel yerinde çamlık v» mey»alık bahçe İçerisindeki Köşk ve Evler satılıktır. Taliplerin 40853 numaraya telefon etmeleri rica
TABLET
REÖSİL
BRONŞİT.» ÖKSÜRÜĞÜ KESER
HER ECZANEDE
BULUNUR
International Diesel Elektrik
FABRİKASI
Diesel Jeneratör Grubları
Memleketin bir çok yerlerinde muntazaman çalışmaktadırlar. Bilfiil tecrübeler gruplarımızın zamanın son »İstem. İcaplarına uygun; yüksek vasıflan haiz olduklarını übat etmiş bulunmaktadırlar.
Yeniden İthal ettiğimiz 140—70—40—20— L5—12—5—. Kilovattık gruplar derhal teslim edilir.
Sarıyer Topu SicU muhafızlığından Rumelihlsarinda Arpacmlni mahallesinde haraççı kara Mehmedln mescidi vakfından dört tarafı İmam Mustafa, efendi evi ve Ayşenln evi ve tarikiam ve tariki has He mahdut evin 11182 tarihinde Mustafa oğlu Mehmet ve zevcesi Abdüivefik kızı Fatma namlarına vakit defterinde kayıtlı olup alâkalısının elinde bulunan temessük senedinde İse bundan sonra 6 el değiştirerek tasarrufun 1250 tarihli meşruhatla Haçhc oğlu Karabet uhdesine geçmiş olduğu yazılı olmasından ve bu tedavül vakıf defterine geçirilmediğinden ve yine Rumellhlsarmda kuyubaşı sokağında 18 No. lu bir tarafı şekerci Hüseyin menzili ve bazen dere ve bir tarafı yorgancı Haşan ağa menzili ve İki tarafı tarlklam He mahdut İçinde bir kuyusu olan 280 zira arsanın Haçik I oğlu Karabetin mülkll olduğuna dair İstlnya şerlye mahkemesi muharrem 1291 T. 11 hüccetle tasarruf edildiğine ve bu evin 1290 tarihinde kuyu başı sokağında eski 18 yemin 22 numaralı Haraççı kara Mehmet vakfından 13 reblülâhlr 1257 T. 11 deruhte He ve tarafları şekerci Hüseyin hanesi v« çıkmazı ve sokak ve tarlklam ile mahdut olarak Karabet evlâtları Artfn va Anlk v« Pollk ve Satanik vo Serupe namına kayıtlı olup bu sokakta 1290 tarihinde Karabet Haçik namına başkaca bir arsa kayıtlı olmadığı ve ma? hailesinden verilen İlmühaberde İse kuyu başı sokağındaki bu evin yüzü çıkman sokakta olup evin arsaya bitişik olduğu ve şekere! Hüseyin arsa-slyle bu evin arasında dere yolu bulunduğu ve arsanm arkası kuyu başı sokağı ve arsanın evin bahçesi olarak birlikte vergiye bağlandığı ve eski No. su 16 yeni 22 en yeni.4 numaralı olduğu ve Haçik oğlu Karabet evlâtlarından bazılarının babalarından evvel ölmüş olmaları İhtimali bulunduğu bildirilmiş olmasından 501 sayılı aiikarara. 1515 sayılı kanun ve nizamnamesi mucibince 30. 3. 949 sah günü mahallinde tahkikat yaptırılacağından bu gayri menkulden herhangi bir sebeple hak ve alâkası olanlar varsa
• tahkikat gününe kadar Sarıyer tapu i sicil muhafızlığına ve tahkikat günü ! do mahallinde bulunacak olan me- (
I rnura mttracBat etmeleri lüzumu ilân olunur. (95588>
Bayanlara MuideI
En »on Manto ŞERİTLERİ vo K O R D O N yapılır. Beyoğlu Avrupa pasajı No. 10 İPEKÇİ
GRİP - BAŞ - DİŞ ve ROMATİZMA
KARSI
Haberiniz olsun I
General Electric müsabakasının cevaplan 2 marta kadar kabul edilecektir. Bu büyük müsabakanın gazetelerle İlân edilen şartları göz önünden kaçtı İse. bunları her hangi bir elektrikçi mağazasına müracaat edip mec-canen elde edebilirsiniz. Kazanacağınız radyo General Elek-Lrlc'ln yeni ve müstesna modellerinden biridir.
gj


Tahmin bedelj Lira, kuru.}
İlk teminatı Lira kuruş
Şart name biteli Lira kuruş
4822
10
1
84
284143 13
31755 00
15115
2381
72
53
İlk
7
0
10
5 kilovattık gruplar bir sinemayı müstakil olarak İdare edebilir. Türkiye Umumi Vekili:
Çifkurf Ticaret ve Sanayi T. A.Ş.
Galata: Rıhtım Caddesi No. 45; İstanbul; Telefon: 40897
FERİT KUNDURA
MAĞAZASI
Vitrinlerinde günün bilinci sınıf ayakkabılar m m yeni çeşit! erile,
HAKİKİ YENİ FİYATLARINI GÖRÜNÜZ MEMNUN
KALIRSINIZ
BahcekaDt Yerli Mallar Pazarları karsısında
Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığından:
Askerlik görevleri sona eren Tıp öğrenci yurdu 1946 yılı me-•zunlannın çekilecek kuraya göre tayinleri yapılmak üzere ad ve adreslerinin bulundukları mahal ve sağlık ve sosyal yardım müdürlükleri aracılığı il? hemen Bakanlığa bildirmeleri. (2460)
İstanbul Telefon Başmüdürlüğünden:
İdare İhtiyacı için 4000 metre üçlü telefon kordonu kapalı zarf usulü He salın alınacaktır. Muhammen bedel 9880 lira olup muvakkat teminat 723 liradır. Eksiltme 12. 3. 048 tarihine rastlayan cuma günü saat 13 da İstanbulda Telefon başmüdürlüğü binasındaki alım satım komisyonunda yapılacaktır. İsteklilerin şartnameyi görmek ve teminatların] yatırmak Üzere çalışma günlerinde Beyoğlu P.T.T, binasındaki levazım âmlrliğmo müracaatları, Eksiltmeye girebilmek Ü2ere de Ticaret odası vesikası İle muvakkat teminat makbuzu veya muteber banka mektubu İle usulüne uygun teklif mektubunu havi zarfı eksiltme saatinden bir saat evveline kadar numaralı makbuz mukabdlnd» yukarıda toplanacağı yeri yazılı komisyona tevdi eylemeleri. (2285-
Birleş!» İdareye bağlı mOesseselerln İhtiyacı İçin satın alınacak muhammen kilo flatl 285 kuruştan 5530 kilogram zeytin yağı İla muhammen kilo flatl Sfel liradan 27130 kilogram beyaz sabun ve muhammen kilo 11-atl 170 kuruştan 2131 kilogram yeşil sabun.
Has taban elerle diğer sıhhi nıüessese-lere. pansiyonlu İlk okullara ve katma bütçe İle İdare olunan Konservatuar Yatı Kısmı Müdürlüğüne 048 yılı İçinde lüzumu olan muhammen kilo flatl 310 kuruştan 101305 kilogram koyun eti. muhammen kilo flatl 210 kuruştan 2582 kilogram kuru eti ve muhammen kilo flatl 170 kuruştan 38R12 kilogram sığır eti mubayaası.
Cerrahpaşa hasta hanesi verem pavyonuna alınacak röntgen teşhis cihazı.
miktarları yukarıda yazılı gıda mad-
Tahmin deleri satın
Şartnameleri, hizalarında yazılı bedeller mukabilinde Belediye Levazım Müdürlüğünden satın alınacaktır
İhale 8 Mart 948 pazarlesl günü sıvat 15 de tstanbul Belediyesi m~r-kes binasında müteşekkil Daim! Kınlsybnda yapılacaktır.
İsteklilerin Tik teminat makbuz veya mektubu, imzalı şartname va 948 ydına alt Ticaret Odası vesikalarını hav! olarak hasırhyacaMarı kapalı zarflarını İhale günü saat 1 i e kadar Daim! Komisyona vermeleri lâzımdır, ıl9iü>
bedeli erile alınmak üzere
teminat
kapalı zarf usulü İle eksiltmeye konulmuştur.
Tiirhiye Eczacıları De pırtı A. Ş. İdare Meclisinden
Hissedarlar umumi heyeti 17 mart 1948 çarşamba günü saat 15 do Cağaloğlunda Etlbba odası salonunda senelik toplantısını yapacaktır. Şirket esas ıniikavelcnjm'îslnln G1 İnci maddesi, mucibince bu lçtlmada en az on hisseyi temsil eden hissedarların bulunmalarını dileriz.
GÜNDEM:
1 — İdare meclisi ve murakıplar raporlarının okunması ve 1947 senesi hesaplarının tetkik »o tasdik! ve temettüün dağıtılması hakkmdakL teklifin müzakeresi.
2 — Müddetleri biten İki İdara meclisi asasının yerine seçim yapılması va İdare meclisi huzur hakkının tayini.
3 — Müddeti biten murakıpların yerine seçim yapılması ve ücretlerinin tayini.
4 — İdare meclLsI azasım şirketle ticarî muamelelerde bulunabilmeleri için esas mukavelenamenin 43 inci maddesi mucibince mezuniyet verilmesi.
5 — Bina temini batkındaki teklifin müzakeresi
biyarbahır Valiliğinden:
• 1 — Diyarbakır - Lice yolundaki menfezlerin yapımı iş! kapalı zarf
yolu İle eksiltmeye konulmuştur. Keşif bedeli 16980 lira 54 kuruş olup !lk teminatı 1208 lira 51 kuruştur,
2 — Keşif, şartname, proje ve diğer evraklar parasız olarak Ü Daimi komisyonu kaleminde görülebilir,
3 — İsteklilerin ilk teminat makbuzlarlic ihaleden üç gün evvel Bayındırlık müdürlüğünden alınmış ehliyet vesikalarını teklif mektuplar!!® beraber jq Mart 848 çarşamba günü saat ona kadar Dalın! komisyon başkanlığına vermeleri lâzımdır. Saat 11 de zarf açılarak muvafık görülecek teklif üzerine İhalesi yapılacaktır.
4 — Posta gecikmeleri kabul edilmez. Mektupların kabul ramanı için ayarlanmış bulunan salondaki saat esastır.

Comments (0)