BAHARLIM. A W ( * i f ,— Yarın--------------
w» 'cSL bordok, reyye /w ib f ■
S()= A K □ A 1V1 spor
___- --------1 J______________________ı
6ene S2 — No. 11215 — Kati: bet çerde 10 kuruştur. CUMARTESİ 31 Aralık 1919 Sahibi: Necmeddin Sadak — Yazı islerini Hilen idare eden C. Bildik — Aksam Matbaası.
Başbakan yedi Bakan ile Istanbula geldi
İstanbul halkına iyi temennilerini bildiren Başbakan, kongrede söz alacağı gibi, gazetecilerle de görüşeceğini beyan etti
Balkanlarda Payarın husumet temizleme _ , .
Romanya ve Bulgaristan d a yeni temizlemeler yapılacak
andına dair demeci
Fuat Köprülü de iktidarın hücumlarına cevap verdi
Ankara 31 (Akşam) — De-
mokrat Partinin 1 numaralı
Endonezya ve Suriye
Dışişleri Bakanı Necmeddin Sadak’m beyanatı
Başbakan Şetnsedciln Günal-tay yanında Tekel Bakanı Fazıl şerefeddln Bürge, Adalet Bakanı Fuat SLrman, Çalışma Bakanı Reşat Şenueddln Sirer, Ulaştırma Bakanı Kemal Satır. işletmeler Bakanı Münir Birsel, Sağlık Bananı Kemali Bfiyezit, Ticaret ve Ekonomi Bakanı Vedat Dicleli İle on beş Milletvekili olduğu halde bu «abalı ekspresle Ankaradan İstanbul» gelmiştir.
Başbakan. Bakanlar ve Milletvekilleri istasyonda başta vali ve belediye başkanı olmak üzere îstanbulda bulunan Milletvekilleri. Parti Genel Başkan Vekili İllimi 'Uran, Genel Sekreter Fikret Sılay. Parti müfettişi proiesör Sadi Irmak. İstanbul komutanı orgeneral Asım Tı-naztepe ve diğer generaller, Üniversiteler Rektör ve Dekanları. C.H.P. erkânı, sağlık müdürü Faik Yargıcı, Bakanlıklara bağlı daire müdür ve mensuplan tarafından karşılanmışlardır.
Başbakan trenden inince İstanbul Milletvekili Ekrem A-maç. «11 kongremize hoş geldiniz!» diyerek karşılamıştır.
Başbakan Şemseıidta G una I tay
Başbakanın muharririmize beyanatı
Başbakan Şemseddin Günal-tay. Haydarpaşa garında 1ten-dısile görüşen arkadaşımıza. şunları söylemiştir:
«— Evvelâ İstanbul halkına saadet temennilerimi ulaştırmanızı rica ederim. Memleket meseleleri hakkında şu anda size bir şey söyleye mlyeceğim Parti kongresinde konuşacağım
gibi gazeteci arkadaşlarla da ayrıca bir konuşma yapacağım.»
— Parti kongresindeki konuşmanız hangi mevzulara temas edecektir.?
«— Bunu henüz kararlaştırmadım. Arkadaşlarla görüşüp söyUyeceklerlml tesblt edece-cegim.
— îstanbulda ne kadar kalacaksınız?
e— Biliyorsunuz kİ Meclis tatildir. Bu tatili îstanbulda geçireceğim.»
Hava bugün çok lodostu olduğundan Başbakan ve Bakanlar, karşılayanlarla birlikte otomobillerle Üsküdar» gitmişler ve oradan tslanbula geçmişlerdir.
Başbakan ve Bakanlar, doğruca İl kongresinin toplandığı Eminönü Halkevi salonuna gitmişlerdir.
Halûk Nihat Pepeyi
İçişleri Bakanlığı müsteşarlarından Halûk Nihat Pepeyi bu -abahfcl ekspresle AnrtNLdan şehrimize gelmiştir. Halûk Nihat, şehrimizde iki gün kadar kalacaktır.
Yukarıda C.H.P. kongresine iştirak edenlerden bir grup, aşağıda: Parti Başkan Vekili Hilmi Uran ve Parti erkânı müzakereyi takip ediyorlar
C.H.P. kongresinin dünkü toplantısı
Büyük bir kayıp
Sırrı Enver Batur, Meliha Avni tenhidlere cevap ve idiler
Filozof Rıza Tevfik dün gece vefat etti
C. H. P. İstanbul 11 kongresinin dün «aat onda toplandığım .yazmıştık. Kongrede Dışişleri Bakanı Necmeddin Sadak, C. H. P. Genel Başkan Vekili Hilmi •rUran, Genel sekreter Fikret 8ı-(toy, Vali ve Belediye Başkanı ıprofesör Fahrettin. Kerim Gök-ay vc C. II. P Bölge Müfettişi Doktor Sadi Irmak hazır bulunmuşlardır.
Tl idare kurulu başkanı doktor Esat Durıısoy, kürsüye gelerek delegelere hoş geldiniz dedikten sonra ti kongresini açmış ve hazır bulunanlar* Atatürk'ün manevi huzurunda
ayakta 3 dakikalık bir ihtjranı' bu sabah sükûtuna davet etmiştir. .
Kongre riyaset divanının seçimi
Bu anma duruşunu müteakip gUU oyla kongre başkanı Ue ikinci başkan ve kâllblerln seçimi yapılmış, Ekrem Amaç, kongre başkanlığa seçilmiştir.
ÖCçiml mütaaklb kürsüye gelen kongre başkanı vc İstanbul Milletvekili Ekrem Amaç, kendisine gösterilen güven ve sev-glye teşekkür etmiş ve kongreyi takip etmek üzere şehrimize gelmiş bulunan Genel Başkan Vekili İle Genel 8ekreterin salonda bulunduklarına ve Başbakan Ue hükümet üyelerinin de İstanbul» gelerek
lArkaşj sahile 2 sütun j det
Rahmetli Filozof Rıza Tevfik
[Yazısı ikinci sahlfcmlzdej
Londra 31 (Nafen) — 1949 «cnesinde devamlı temizliklere sahne olan, peyk Balkan metn- merkez bucak kongresi dün ak-leketleri şimdi 1950 senesinde' sam saat 17 de merkez Llçe bide yeni temizliklere şahit ola-ı nasında yapılmıştır. Oldukça çoklardır. En şiddetli tasfiyele- kalabalık olan toplantıda muh-rln Romanya De Bıılgaristanda telif hatipler, bu srada Fuat yapılacağı zannetmektedir. I
Bükreşten gelen raporlara göre. Romanya yeni yıl tçln büyük bir mahkeme komedyası hazırlamıştır. Bükreşte açılması beklenen bu mahkeme huzuruna 250, ye yakın eski komünist memur ile subayın çıkanlmasma. intLzar edilmektedir. Ançe payktriln. de bu muhakemeye çıkanîaçağı sa-nıhyorsa da bu hüsusLaki haberler kati değildir.
Bulgaristan ın da yeni yılda,1 nc &y\e' devam etti: eskisinde olduğu gibi kanlı te- ( mlzliklere sahne olacağı şimdiden anlaşılmaktadır. Tanınmış İngiliz tefsircüerinden Ewer Bulgarlstanda Kolarov'un da artık gözden düştüğünü fa-_____________________
kat hu şahsın Kostov gibi de- nutulmuş, yalnız ğll fakat Dlmltrov gibi hasta-'vazifesin! suiistimal edenlerge-lanarak ortadan kaybolacağını —-------------------
yazmaktadır.
i Köprülü bir konuşma yaptıktan sonra Celâl Bayar da söz almış vc şunları söylemiştir: ’ı (— Demokrat kardeşlerim 1 ben bu akşam konuşmak için kendimi hazırlamış değilim, söz
1 sırası Fuat Köp rülü arkadaşı -İmin idi. Vazifesini muvaffakı-1 yetle İfa ettiğini gördünüz. SJz-1 lerln de bundan çok memnun öldüğünüzü gördüm Ben de bu
1 şevkınıza iştirak ederek kendisl-I ne teşekkür ederim »
| Bayar, bundan sonra sözlerl-
Celâi Kayar
ce-
En-
ne
ta-
Fransız Başbakanı
Üstüste iki defa itimat reyi kazandı
Fransız Başbakanı Bidault
la Georges Bidault İtimat reyi almıştır.
(— Bizim büyük kongremizde birçok iktisadi, İçtimaî kararlar alınmış ve program anızın tekâmülü namına birçok esaslı maddeler İlâve olunmuştur. şimdi bunlar tamamen u-seçlmlerde
ne aynt usulsüzlük ve kanunsuzluk içinde yüzerler. 21 temmuz seçimlerinde olduğu gibi hareket ederlerse vatandaş hak ve hürriyetlerinin kullanılmasına ve milli hâkimiyet esaslarının tahakkukuna her hangi bir suretle eneği olacak kanun dışı hareketlere teşebbüs ederlerse millet kendilerini takbih edecektir diye çıkmış bir kararın üzerinde ısrar edip durmaktadırlar. Bundan gûya herkes korku ve tedhiş havası içine düşmüş! Ben slz-
lerle demokratlarla temas ediyorum. Böyle bir endişt İzhar eden hiç kimseye taslamadım.
Denebilir kİ belki Demokratlar, kendi namlarına verilmiş bir karar üzerinde hassasiyet göstermezler- Fakat ben bitaraf bîr çok vatandaşlarla temas halindeyim. Onlardan da hiç kimse çıkıp bana (Bu kararınız bize endişe veriyor, bizi korkutuyor > dememiştir. Şu halde bu endişe kimlerin ruhundan çıkmıştır?
Eğer bu memlekette namuslu seçim yapılacaksa ve eğer namuslu bir seçim yapmak için karar almışlarsa soruyorum. neden korkuyorlar? Programımıza inanıvoruz, Kendimize itimadımız vardır. Milletimizin de bize muhabbet ve İtimadı vardır. Çalışacağız, muvaffak olacağız (Arkası sahife 2 sütun 6 da
Dun şehrimize gelmiş olan Dışişleri Bakanı Necmeddin Sadak C. H. P. 11 kongresinin toplantısında hazır bulunmak ü-zere Eminönü Halkevi salonuna geldiği zaman kendisiyle görüşen basın temsilcilerinin sordukları suallere aşağıdaki vaplan vermiştir:
«— Yeni teşekkül eden douezya devleti hakkında d üşünüyorsunuz?
— Endonezyayı resmen
nımış bulunuyoruz Bu tanım»* mızm diğer milletler rezilindir nasıl karşılandığını ve ne düşünüldüğünü henü: öğrenmiş de ğlllz. Ümit ediyorum K.I kararımız bütün dünya memleketleri tarafından müsbet karşılanmıştır.
Suriye ile münasebetleri’’'*1”.
Suriye meselesine sedr.ee* biz Suriyenln lç işlerlr ? karışmayız. Biz dalma bu drzlettrt dostumuz ve her zaman kuvvetli ve mesut olmasını dileriz.
Suriyenln devamlı dostumuz ve cenup sınırlarımızın Kuvvetli olması bizim Labii bir isteğimizdir. Yeni Suriye hükümetinin bizden bir askeri heyet isteyip lstemlyeceğinl bilmiyorum. Bu husus Suriyenln bileceği bir İştir.
Geçen defa blzd- r bir askeri heyet İstediler, gönderdik ve arkadaşlar irap eden raporu ha-■rlayarak verdiler.»
Dışişleri Bakan, gazetecilerin Kıtırıs meselesi hakkındakl sorusuna «Biz Kıörıs meselesi diye bir şey bilmiyoruz!» de-
Defterdar fabrikası yangınının uzaklan çoruıiuşü [Yazısı ikinci sahnemizde]
Paris 30 (A.A.) — Cünlted
Press) Fransız milli meclisi Başbakan Bidault Kabinesine üstüste iki İtimat oyu vermiş-
I tikinde 287 ye karşı 305 oyla] İkincisinde 288 e karşı 308 oy-
«.Solculuktan sanık..»
Memleketin hemen bütün hatırı sayılır münevverleri, beynelmilel bir mefhum evlan «solculuğun» mahiyetini uzun uzun anlatmışlar ve merkezden tâ ifrattaki ko -münistliğe kadar solculuğun içinde binbir çeşit mezhep vc meşrep olduğunu izah etmişler: Türlü solculukların ne cemiyeti ileri götüren, ne sefaleti gideren hareketler olduğunu, bizzat Atatürk in -kılâplarmın da topyekûn solcu tasnifine girdiğini belirtmişlerdir.
Buna rağmen, alelıtlak solculuğun güya bir cürümmüş gibi gösterilmesi, «solculuktan sanık» diye gazetelerimizde her gün serlevhaların yer bulması havsalaya sığmıyor.
Anlaşılan tek nokta, «solculuktan sanık profesörler» in hematini bizzat savcının istemiş olmasıdır. Kanun a-damlarının bu anlayışını rayiç: anlayışı hâline getirmek bütün münevverlerin vazifesidir.
Yıl başı
Rum patriği, yeni yılın Türk milletine saadetler getirmesini temenni ediyor
Bu gece saat 24 te, 1950 yılına giriyoruz. Birçok aileler, eğlence yerlerinde masaları birkaç gün evvelinden tutmuş olmakla beraber, bir çoklan da yılbaşının Kandile raslâması münasebetiyle, yeni yıla girişi tesld etmeği pazar gecesine bırakmışlardır,
Senebaşı münasebetiyle belediye bu gece, bütün eğlence mahallerinde murakipler va-»toslyle kontrollar yaptıracaktır.
Patrik Athenag^ras. yılbaşı münasebetiyle bir mesaj neş-retmlştlr. Patrik, yeni yılın Türk milletine saadetler getirmesini bütün insanlık İçin sulh ve selâmet yolunda hayırlı ol-maeını temenni etmiştir.
t-----------------------1
Serabı ömrüm
Yazan: Halide - Edib
Yarınki nüshamızda
Yeni tefrikamız öbür gün başlıyor
ÇERÇEVE DIŞI
Aşk ve Macera Romanı
Yazan: Nihal Karamağarah
Sahlfe 3
A K t> A A l
31 Aralık 1949
HgtftaJlonuNptlan

Güleç olsun!
Bu yazının başlığı
ta Sonu Notlan» değil de .Sene Sonu Notları» olmalı Ud. Bugün hem haîta-nın son günü, hem de 1949 senesinin son günü. Hattâ, şimdi aklıma geldi: Yirminci asrın birinci yarısının son günü. İnsanların bunca yıldır çektikleri üşüntülerle sıkıntıların da son günü olmasını temenni ederim Yirmine! asrın Ik'nci yarısı «Güleç» bir devir olsun!
Galiba şu yukurıda kalemimin ucundan kendi kendine çıkan Güleç kelimesi uydurma, yak işti: m a değildir Giiier yüzlü adama «Güleç» deriz. Hani şöylelerl vardır: Elini sıkarsınız. Gözünüzün içine bakarak güler. Söylediğinizi gülümsi-yen bir yüzle dinler. Kaşlarını çattığı, somurttuğu görülmez. «Evet» derken güler, «Hayır» derken güler. Hiç tanımadığı adamla tanıştığı zaman bıraktığı ilk intiba «Güleç, olurudur. «Yirminci asrın Iklnct yarısı Güleç olsun!, derken bu türlü İnsanların dünyada çoğalmasını temenni ediyorum.
•k
Ciddîlik
Heyhat! İnsanlar hep birlikte ve daima gülmek ister gibi girilnm eler ine rağmen ağlamaya meyilleri daha fazladır. Mizah romanlarından çok cinayet romanları satılır. Komedilerden çok dramlar rağbet görür. Sinema reklâmla» ma dikkat etmiyor musunuz? «Hüngür hüngür ağhyacaksınız! Mendilleriniz sırsıklam olacak!» diye müşteri çağırıyorlar. Müşteri de, ağlamak var ya, koşuyor
Ciddilik de öyledir. Çok müşteri toplar. Offlmijen a-damu. suratı asık, kaşları çatık adama güler yüzlü a-damtian daha çok ehemmiyet veririz. H:ç de mühim olmıyan bir mevzuu dünyanın en ciddi mevzuu haline getiren, bir takım pestenkerani laflan kaşlarım çata-
rak ve parmağını snllıyarak söyüyen adanılan olduklarından da daha mühim görürüz. Ne ciddi adam! Ne ağırbaşlı adam! diye alkışlar ve çocuklarımıza onları iırnek diye gösteririz.
*
İyiye doğru gidiyoruz iddi olalım l Ciddi ola-hm! diye bir lâftır tutturmuşuz: Gazetelerin birinci s&hitelerinc yüksek siyasetten, iktisattan, ilimden, bilimden başka bir şey yakıştıramıyoruz. Böyle şeyleri ciddiliğe aykırı sayıyoruz. Halbuki dünyanın düzelmesi, yaşanılır, sevilir bir dünya olması lnsanlapın bu türlü ciddilikten uzaklaşmasına bağlıdır. Ben 1949 yılının son aylarını neden İyi bir dünyaya doğru gittiğimiz şeklinde tefsir ediyorum biliyor musunuz? Gayr! ciddi saydığımız mevzular gazetelerin birinci sahlfelerinde çıkmaya başladı da onun için.
Ciddi adamlarımız gazetelerin Rita Hayworlh ve Ali Han İle meşgul olmasına kızıyorlar. Bunlara alt- haberler neden gazetelerin birinci sahlfelerinde yer alıyormuş? gibi hiddetli, ciddi sözler dinliyoruz. Heyhat I 1942 senesinde gazeteler Rita Hayvorth'dan birinci sahnelerinde bahsetmezlerdi. Çünkü insanlar dünyada birbirlerini yiyorlardı. Şimdi dünya iyiye doğru gidiyor, çünkü Amerlkadan gelen 16 kiloluk hindi, Ali Hanın meşhur sevgilisinin kız çocuk doğuıması. Mısır kiralının 16 yaşında bir kıza âşık oluşu, İran şahmın Hoilywood‘u ziyareti gazetelerin birinci sahnelerinde yer ouluyor.
Yan! ciddilikten ayrılıyoruz ve iyiye doğru gidiyoruz. Gide gide inşallah güler yüzlü adamlarımız çoğalır. Çatık kaşlar düaelir. Meselelerimizi ne kadM ciddi İseler ancak o kadar ciddi tutar ve işlerin gülerek. giilüBisiye-rek daha iyi yürüdüğünü anlarız.
Şevket RADO
RCalûllerin terfii ve
hastahk sigortası
Millet Meclisi, bu iki kanun tasarısını dün kabul elti
Ankara 30 — Büyük Millet Meclisi, bugünkü toplantısında geçen oturumda görüşülmesi yanda kalan Ankara Milletvekili Avnl Refik Bekman ve iki arkadaşının bilumum askeri malullerin terfii hakkındaki 551 sayılı kanuna bağlı emraz cedveline, kan zehirlenmeleri ve bu zehirlenmelerden meydana gelen İhtilâtisr neticesinde malûl olanların da Jthal edilmesine dair teklifi müzakere eri ildi.
Teklif, bütçeye külfet tahmil edeceğinden reddedildi ve kanun, bugünden İtibaren yürürlüğe girmek üzere kabul edildi
Bundan sonra 51 maddeden
mürekkep hastalık sigortaları kanun tasarısının yanda kalan müzakeresine devam edildi. Maddeler aynen kabul edilerez kanunun birinci müzakeresi bitirildi.
Diğer bazı kanun taşanları da görüşüldükten sonra, devlet memurlarına yapılan doğum yardımın m şeklini değiştiren kanun tasarısının müzakeresine geçildi.
Alime t Remzi Yüregir'in yapılacak yardımın 250 ye çıkarılması hakkındaki önergesi reddedilerek komisyonun 200 liralık yardım teklifi kabul edildi.
Bundan sonra Meclis 4 ocağa kadar yılbaşı tatil! yaptı.
İsletmeler Bakanlığının teşkilât tasarısı
Ankara 30 — İşletmeler Bakanlığı teşkilât kanunu tasa-nsı Meclis bütçe komisyonunun bugünkü toplantısında müzakere edildi.
Söz alan Ahmet Remzi Yüreğiz, diğer Bakanlıklara bağlı bir çok işletmeler bulunduğu halde bunlardan bir kaçının bir araya getirilerek bir işletmeler Bakanlığı tesisine neden lüzum görüldüğünün açıklanmasını istedi.
Diğer hatipler de aynı mütalâayı ileri sürerek bu Bakanlığın kuruluş sebebinin edilmesini istediler.
Kürsüye gelen İşletmeler Bakanı Münir Birsel, Bakanlığı ve kuruluşu hakkında uzun u-zudıya İzahatta bulunmuştur. Bakanın izahlarını gene aynı «Nüler takip etmiştir.
Tekrar söz alan Ahmet Remzi Yüregir bu Bakanlığı bizzat ihdas etmiş olan Başbakanın komisyona gelerek, işin evveliyatı hakkında da izahat vermesini faydalı bulmuştur. Görüşmelerin bu safhasında teşkilât kanununun yeni baştan ve toplantıda beliren mülâhazalara göre incelenmesi lüzumlu görülmüş ve Ali Kemal Yi-ğitoğlunun tekli file Tâli Komisyonun teşkili karara bağlanmıştır. Tâli Komisyona Ali Kemal Yiğitoğlu, Nalı i t Pek-1 can, Şevket Turgut ve I
Sabah Gazeteleri Ne Diyor ?
Atayı sevmek
Nadir N3di CüMTTORTVETTE yazdığı başmakalede, Ataiiîr-kutı Ankara vs ilk gelişinin otuzuncu yıldönümünün niçin sadece Ankarada kutlandığını anhyamadığını yazıyor re diyor ki:
Bazı fazlaca hırslı particilerin Atatürkü kendi inhisarlarına almak İstediklerini zaman zaman görüyoruz. Bu tehlikeli kapıp kaçmaca oyunundan milletimize ancak kötülük gelebileceğini bilmeliyiz. Atatürk hiç bir partinin malı olamaz: O bütün Türk milletinin yaşayan sembolüdür. Ona. ölümünün ertesi günü «Ebedi Şef» derken bu kelimeye verdiğimiz mâna bugünden ziyade uzak yarınlara ait işaretler taşıyordu. Bu itibarla yıllar birbirini kovalayıp da hayat yürüdükçe Ata-tûrkün Ebedi Şefliği de daha çok kendini belli edecek, daha
İyi anlaşılacaktır.
Giden yılın bu son günlerinde düşüncelerimizi ona çevirmek yüreğimize ferahlık veriyor.

İşe nasıl gelirse
YENİ SABAH, yukanki başlıklı makalesinde çoğunluk partisinin bizde belli başlı bir prensipe veya prensipler manzumesine bağlı olmadığını gösterecek deliller ve alâmetlerin çok olduğundan, gelen haberlerin, yeni seçim tasarısı Ve bütçe Meclisten çıkar çıkmaz fazla beklcmcyfp ilkbaharda yeni seçimlere başlayacağım ihsas ettiğinden bahisle diyor ki:
«Bütün Bakanların, başlarında Başbakan olduğu halde, seferber ve seyyar bir hale gelmeleri ve muhaliflere, her nutuklarında şiddetle çatmadan böyle bir ihtimalin hiç de vârlt olmaz sayılmıy ocağını göster-
inektedir. Ama bazı sözlere balmumu yapıştıranlar ve politika demeçlerine fazla ehemmiyet atfedenler, yıllardır, aleyhinde bulundukları halde Halk partisi liderlerinin nasıl olup da Meclisten fesih kararı alacaklarına bir türlü akıl erdİremiyorlar, ama bunun cevabı ve İzahı da kolaydır: Dağılma kararını Meclis verecektir. Meclisin ne karar vereceğini Halk Parti liderleri nereden bilsinler? Ama fesih kararını hiç vermiyecegl-nl nereden biliyorlardı da muttasıl ortalığa teminat veriyorlardı diye sormayınız! Bu kadar mantık, bu kadar İstldlâl ve İnsicamın Halk Partisi mensuplan arasında ne İşi var?
Seçimlerde çoğunluk partisi İçin menfaat varsa, bu İş derhal tahakkuk eder. Muhalefet çok uyanık bulunmalı ve bir sürpriz karşısında kalmamalıdır»
Iranın lamamiyetini Amerika koruyacak
Amerika Iranın iktisadi inkişafına yardım etmeğe hazırdır
t
Defterdar fabrikası yangını talsilâtı
ve
Nevyork 30 (AJL> — (USÎS1: İran Şahının memleketine dönmesi münasebetiyle, Başkan Truman bugün, Şahın altı haftalık ziyaretinin, Amerika İle İran arasında evvelce de mevcut olan dostluk bağlarını bir kat daha kuvvetlendirmiş olduğunu söylemiştir.
Beyaz Sarayın yayınladığı tebliğde de Şahın 16 kasımda başlayan ziyaretinin yalnız Başkan Truman'a ve diğer hü-met erkânıma değil, aynı zurnanda Amerikan halkına da İranı daha yakından tanımak ve büyük geleneklerini, başarmış olduğu işleri ve gayelerini daha açıkça anlamak fırsatını vermiş olduğu belirtilmektedir.
Washlngton'da Şah İle Başkan, Dışişleri Bakanı ve Amerikanın. diğer yüksek memurları arasında cereyan eden müzakereler hakkında memleketine gitmek üzere Şahın uçağa bindiği sırada Şah ve Truman tarafından yayınlanan diğer bir müşterek teğliğde de görüşmeler esnasında aşağıdaki nokta-
lann kararlaştırıldığı bildirilmektedir:
1 — Her İki memleket Birleşmiş Milletler ve onun teşekkülleriyle sıkı İşbirliğine devam edeceklerdir.
2 — Birleşik Amerika, İranın bütünlüğünü ve egemenliğini muhafaza etmek niyet ve arzusunu ve bu siyasetini tatbik etmeğe devam etmek istediğini acık bir surette ifade etmiştir.
3 — Her hangi bir memleketin egemenliğini İdame e! tir-l l mesl kabiliyeti, sağlam ve re-f) fahlı bir ekonomiye dayar.ır.Q_ Bunun İçin Amerika Birleşik^ devletleri İranın İktisadî inki-^ şafına yardım etmeğe hazırdır. 0
4 — Amerika, kendini Birleş- C m İş Milletler beyannamesinin O prensip ve gayelerine hasret-'^ miş bir millet olması itibariyle Jjr İranı, bu prensip ve gayeleri destekleyebilmesi İçin kendi kendini müdafaa edebileck du- ® ruma getirmek uzt re bu
leket-e esaslı bazı askeri yar»1' dunlarda bulunmaya hazırdır,
Sûmerbankın Haliçteki Def-fiştir. Tahkikat devam etmek-terdar Dokuma Fabrikası dûn ‘-J1-büyük bir yangın çıkmıştır. Mahallinde yaptığımız tahkikata göre yangın, gayri mâmul malzeme ambarında saat 930 Ue 10 arasında çıkmış ve Failli itfaiyesine telefonla verilen malûmat üzerine bu itfaiye grubunun bir kısmı vaka mahalline yetişerek çalışmaya başlamıştır. Ancak böyle küçük bir grup kolunun bu yangını bastırmaya kâfi gelmiyeceğinl hesap eden İlgililer, başta fabrika müdürü Ömer Lütfi Suzan olduğu halde muhtelif itfaiye gruplarına telefon etmişler, fakat bu gruplar, vaka mahallinde çalışan Fatih grup âmirinin daveti olmadan yardıma gele-miyeceklerini bildirmişlerdir. Yangın yerinde çalışan Fatih grup âmiriyse bu yangının kendi teşkilâtıyla döndürülebileceği hususunda ısrar etmiş, bunun üzerine, deniz İtfaiyesi çağırılmış. bahriyenln motopompu gelmiş ve fabrika İtfaiyesinin de takviyesi suretiyle işe girişilmiş. nihayet yarım saat sonra Fatih grubunun diğer kısmı da gelebilmiştir. Bu suretle başlangıcında sönmesi olan yangını önlemek olmamış ve ancak bütün har yamp kül olduktan yangının etrafa sirayeti önlenmiştir.
Yangın haberi duyulunca Vali ve Belediye Başkanı Dr. Fahrettin Kerim Gökay, beraberinde Emniyet Müdürü olduğu halde fabrikaya gitmiş ve her yeri gezip ilgililerden izahat almıştır. Mütaakiben İstanbul, Cumhuriyet Savcısı Ihsan Kbk-nel ve yardımcılarından Aziz Erkü De Fahri Kazan da yangın yerine gelmişlerdir.
Vali, yangından üzüntü duyduğunu, ancak diğer tesislere sirayet etmediği için sevindiğini söylemiştir.
Yangının neden çıktığı henüs bilinmemektedir. İşçilerden Hüsnü Bostancının sağ kolu çıkmış ve tedavi altına alın-
teşekkür etmiş ve sözü Cumhurbaşkanı İnönü'nün sözleriyle bitirmiştir:
(— Memleketin hürriyet
demokrasi yolunda gelişmesinde, Cumhuriyet Halk Partisinin çok hizmeti ve emeğt geçmiştir ve geçmektedir.»
Recep Peker’in mektubu
Bundan sonra İstanbul Milletvekili ve eski Başbakan Recep Peker'ln kongreye gönderdiği mektup okunmuştur. Recep Peker, bu mektubunda kongrede bulunmak üzere aldığı davete partinin sadık bir ferdi sıfatıyla gelmeği şeref saydığını, fakat sağlık durumunun hareketli bir vazifeyi yapmağa bir müddet daha mani teşkil ettiğini yazmakta, kongreye başarılar dileyerek arkadaşlarını saygı ile selamlamakta İdi.
Recep Peker'in bu mektubu alkışlarla karşılanmış ve kendisine bir heyet vasıtasıyla teşekkür edilmesine ve sağlık dileklerinde bulunulmasına kongrece karar verilmiştir.
Daha sonra da il yönetim kurulunun iki yıllık faaliyet raporu okunmuştur
İdare heyeti raporunun münakaşası tdare heyeti raporunun okunmasını müteakip Übeyt öce söz alarak İki onktaya temas etti. Bu iki noktanın birincisi Atatürke dil uzatan yobazlara tevcih edilmişti. İkinci nokta olarak da 152 öğretmen meselesine temas etti. Sırasıyla söz alan diğer delegeler Mehmet Ali Kâğıtçı, Fikret Oyman. Fehmi Ataç. Reşit Ülker, Mehmet Şlpahioğlu, Neti Ko-vacı. Burhan Felek, Hüseyin Köktürk idare heyeti raporundaki muhtelif noksanlıklara temas ettiler.
Saat 16 da kongre İkinci oturumunu akdetti. Söz alan Burhan Felek işsizliğe temas ederek bir konuşma yaptı.
Bundan sonra kürsüye gelen il İdare kurulundan Sırrı Enver Batur tenkitlere cevap verdi. Sırrı Enver Baturdan sonra söz alan İl idare kurulu ü-yesl Meliha Avpl $özen gazete mevzulu tenkidi cevaplandırdı ve:
«Parti gazetelerle alâkadar olmuyor sözü yanlıştır. İlçe kon grelerlnde gazetecileri toplantıya götürecek bir arabamız ve gidilen toplantılarda da yerleri hazırdır» dedi. Sonra gençlik meselesine temamla:
«Gençleri nasıl unuturuz ve onlardan nasıl uzak kalırız. Biz İnkılâp partisi olarak, bu vatanın derin bir huzur içinde, yaşamasını isteyen parti olarak nasıl onlardan uzak duru-, ruz. Onlara kapılarımız dalma açıktır.
Kongre muhtelif komisyonları seçerek bugün saat 11 de toplanmak üzere dağıldı.
(Baş tarafı l inci sabifede) Bu memleketin ne kadar güzel, ve muntazam idare edilmesi mümkün İse onun eserlerini göstereceğiz»
Ankara 30 — Profesör Fuat Köprülü. Ankara merkez İlçesine bağlı bir numaralı bucak kongresinde bugün bir nutuk söyllyerek:
«— İktidar partisinin, hükümet erkânı başta olarak, memleketin dört bucağında Demokrat Partiye karşı şiddetli bir hû cuma geçmiş olması ye böylece vaktinden çok evvel umumi seçim mücadelesini açması, bizi bu hücumların, haksız ve İnsafsız mahiyetini açıklamak zorunda bırakmıştır.» demiş ve:
«— Bütün gayretlere rağmen siyasî hayatımız, henüz tama-miyle normal bir hal almamış, tek parti hâkimiyeti devrinin yadigârı olan iktidar, henüz tasfiye edilmemiştir.»
Bu manzaranın memleket hesabına hazin olduğunu söyleyen Fuat Köprülü sözlerini şöyle bitirmiştir:
«— Gözler! karartan gaflet ve ıstırap perdelerinin yırtılması, vicdanların küçük ve menfî hislerden tasfiye edilmesi zamanı çoktan gelmiştir. Bunu yapamı-yanlann millet ve tarih huzurundaki mesuliyetleri elbette çok ağır olacaktır. »
tedlr.
Yangın sebebiyle dün fabrika tatil edilmiştir,
Yangının gayri mamul malzeme ambarının dip tarafından çıkmış olduğu anlaşılmakla beraber neden çıktığı ve zararın katiyetle etsblti İçin bugün yangın mahallinde İlgililer tarafından keşif yapılacaktır. Zarar ve ziyanın 2 milyon lira miktarında olduğu tahmin edilmektedir.
İtfaiye gruplarından biri her ihtfrnale karşı • yangın mahallinde gece vazife almıştır. Savcılık hâdiseye el koymuş ve tahkikata başlamıştır.
İlk yapılan tahkikat
Yangının çıktığı gayri mamul malzeme ambarındaki büroda bir depo memuru İle gece ve gündüz bekçilerinin çalıştığı ve burada soba yakılmakta olduğu da tesblt edilmiştir.
Savcılıkça yapılan ilk tahkikatta öğrenilen diğer bir nokta da, yeni seneye girilmekte olması dolayısiyle ambardaki eşyanın umum! surette tadat edilip yeni seneye devrolunması vaziyetidir.
Savcılık bütün bu noktalar üzerinde ehmmlyeUe durmakta olup fabrika İdaresine ve İtfaiyeye yapılan tebligatta artık sönmüş bir halde olan yangın yerinin olduğu gibi muhafaza edilmesini bildirmiştir. Bugün veya yarın bir ehli vukuf teşkil edilerek yangın yerinde bir keşif yapılacak ve yangının neden çıktığının tesbitine çalışılacak-'| Tahkikatı idare eden savcı yardımcıları, gayri mamul mal-zem e ambarının mesul memur-lariyle bu ambarda gece ve gündüz çalışan diğer müstahdemleri isticvap altına almışlardır. Yangında kusit eseri olup olmadığı, bu soruşturmalar ve ehil vukuf tarafından yapılacak , keşif sonunda anlaşılacaktır-Yangın sırasında yaralanıp hastaneye kaldırılan kimse olmamıştır.
I
mümkün kolay am-sonra
BORSA
Ç E « Lt>
Londra I Sterlin
New Yort 100 DoUr
Parır 100 Frsnssı F.
Stoktıolm 100 tsvec Kr ; Cenevre İM İsviçre F.
Amesterdam 100 florin
Brüksel lOOBelçlk-ar
Lizbon 100 Eslcudes
M1J50 •4.03 734840
5 60
4.73.90
Arnavutluğa askerî malzeme gönderiliyor
Müttefik karakol gemileri Avlonya açıklarında yabancı denizaltılar gördü
Memleketin İrfan hayatı, dün* büyük bir kayıba uğradı.
Filozof Rıza Tevfik dün gece saat 21,30 da tedavi edilmekte olduğu Guraba hastanesinde vefat etti. Merhum, eylülde hastalanarak Hayaarpaşa hastanesine kaldırılmıştı. Oradan da elektrik kürü yapılmak üzere Gurabaya nakledilmişti. Rıza Tevfik’in sıhhati salâha doğru giderken on gün evvel 2atürrieye tutulmuş ve tedavisi İçin sarfedllen bütün gayretler neticesiz kalmıştı».
81 yaşında bulunmasına rağmen rahatsızlığı gününe kadar durmadan çaltşan rahmetli Rıza Tevfik'ln vefatı memleket ölçüsünde çok elim bir ayadır.
Merhum şair ve filozof Rıza Tevfik Bölûkbaşı, 1368 de Ceslr Mustafa Paşada doğmuştur. Alyans Musevi okulunda, Galatasaray da. Gelibolu rüştiyesinde, Mülkiye mektebinde okumuş. Mütaakiben Tıbbiyeye girerek doktor olmuştur. 1908 inkılâbına kadar gümrükte doktor ve cemiyeti tlbblyede âza idi.
1908 İnkılâbında halkın ve gençliğin nümayişlerine önderlik etmiş. Mebusa» Meclisinde Edirne Mebusu olarak bulunmuş, politika mücadelelerine katılmıştı.
Merhum Rıza Tevfik mütareke sıralarında Maarif Nazırı ve Şûrayı Devlet reisi İdi. Sulh murahhası olarak Sevre gitmişti, Milli mücadeleden sonra memleket dışında yaşadı, sonra da Istan bula döndü.
Rıza Tevfik, 7 - 8 dil bilir, spordan felsefeye kadar her şeyle meşgul olur. Şiirleri bilhassa halk şairleri tarzındaki divanları, koşmaları ve mânileri pek meşhurdur.
cFelsefe Dersleri» isimli bir eseriyle birinci cildi basılmış olan «Kamusu Felsefe» si. «Ab-dülhak Hâmlt re Mülâhazatı Felsefiyesl» adlı bir tetkiki. Çimer Hayyam tercümesi ve Kıb-nsftı iken neşredilmiş olan «Se-râbl ömrüm» adlı bir şür mecmuası vardır.
Bu son eseri 1949 yılı son ayı içinde Istanbulda yeniden ve tevsien basılmış olup bu güne kadar yazdığı şiirlerin hemen hemen yüzde doksanını ihtiva etmektedir. Rıza Tevfik «Filozof» ünvaniyle maruftur. Darülfünunda felsefe müderrisliği yapmıştır. Son derece çalışkan, enerjik bir insandı.
Kederli refikasına ve oğlu Nazif Bölükbaşıya baş sağlığı, merhuma da Tanrıdan rahmet dileriz.
ESHAM VE TAHVİLAT % T FAİZLİ TAHVİLLER
Sivas ■ Erzunun 1 31 70
Sivas - Erzurum 3-7 20.05
19-11 Drmlryohı 1 XDM
İMİ Demiryolu D 21 70
İMİ Demiryolu rn M 25
Milli Müdafaa 20 211
Milli Müdafaa □ 21. M
Milli Müdafaa M 21,W
Milli MOdafna IV »M
% * FAİZLİ TAMVtLLEB
Kalkınma I 9570
Kalkınma D 9720
Kalkınma m
94S Istlktazı 1 99.U
»48 istikran O 9S.70
1911 Demiryolu VI.—
1!H9 istikrarı L VI —
% S FAİZLİ TAHVUJJ»
1033 Ertranl 22 70
IP3B ikramlyeU XL—
Milli Müdafaa 2025
Demiryolu İV 00J0
Demiryolu V 93.—
% «.5 FAİZLİ TAHVİLLEB
»Mâ tahvili 95.50
AHADOLD DEMİRYOLU GBUPU
Tahviller 1-1 07.-
filîse senetleri ~ 60 63-
Mümessil senet 6a.—
ŞİRKET HİSSELERİ
Merker BankMı 17 —
is aanknn M-Ol'
T Tıcarel Bankası 5.10
Aralan Çimento 15.541
SARRAFLARDA ALT1H
Sanım
Gulden «0 BC>
Türk hra« «.a
Sterlin «10
Külra • 29
44.75 ı
Londra 30 (A.A > — (LPSir Basın, inanılır kaynaklardan verilen haberlere atfen, demir perde arkasındaki memleketler-„B_'lden Arnavutluğa stratejik ma-jlimkuk »e Falk'^yette malzeme gönderilmesi-Kurtoglu seçilmişlerdir. Korniş-’"1" »rtütuıı bUdlrmektedlr. son, »uı hakkın,!;, rapor™ , Muhabirlere göre. «aaljet ra-hazırlayacaktır. I r!" d(?rıl.ra de son baltalar es-
nasında Adriyatikte devriye ge-Başbakaııın, raperun görüşüle J zen müttefik gemilerinin su-cegi toplantıya daveti de esas baylan, Avlonya açıklarında itibar)le kararlaştırılmıştır. | yabancı denlzalbiannın
cudiyetlnl müşahede etmişlerdir.
Ekim ve kasım aylarında Trl-yeste yoluyla Çekoslovakyadan Arnavutluğa gelen malların miktan senelik ortalama seviyenin üstündedir. Motörlü vasıtaların ihracat mallarının başında geldiğine .fakat aynı zamanda mühim miktarda çelik ve demirden mamul maddelerin de gönderilmekte olduğuna işaret edilmektedir. Müttetlk ma-
İzah
M, NURİ ÇAPA
kamlar. Arnavutluk Umanlarına gönderilmek üzere Trlyesteye gelen malların son derece dikkatle tetkikini ve bu suretle Bulgaristan ve Arnavutluğa silâh gönderilmesi meselesini İnceleyecek olan Birleşmiş Milletler komitesi müşahedelerinin tamamlamasını muvafık addetmektedirler
AZİZ TÜRK MİLLETİ
Diinya Ufkunda belirmeğe başlayan siyasî ve ekonomik hamlenin Türk Milletindeki akislerinin de nıüs-bet inkişafını temenni eder, bu temiz ümitlerle doğan yeni yılımızın sağlık içinde başarılarla dolu olmasını di-
Zira bu terazû bu Had ar sıkleti çekmez!
Balıkçılığımızın inkişafı
Kadıköy ün imarı
M
«İh
Harbin yavrulan
Hahambaşılık mevcutken, Musevilerin bu yüksek dinî Makamını işgal eden zâta yaktile bu sütundan bir açık mektup yazmıştım.
— Dikkat ediniz! Sizin de cemaatin ticaret ahlâkı bozuluyor. - demiştim. • eski bazirgân tipi, gayet mukte-sid, aile babası, babayani idi. Bu meziyetleri sayesinde a-sırların badiresini atlatmıştı. Şimdi, yeni tip beynelmilel yahut mahalli Yahudi tüccarlar, hovardalıkta rekorlar kırmağa başladılar. Ümmetinize vaazler veriniz, eski usullerden ayrılmasınlar.
Bizim Paşazadelere benzemesinler. Zira, onlar ki, ticarette birincidirler, onlar da fanteziyi ele alınca. Tiiık, Rum, Ermeni tüccarın hâli nice olur?...
Ankara’da ileri sürülen iki görü;

Varlık Vergisi zamanında, bir askerlik arkadaşım terhis edilmişti. Müstakbel sivillik bayatında muvaffakiyetler temenni etmem üzerine. yüzüme hazin hazin baktı:
— Varlık vergisi! - dedi.
Bütiin sermayesinin bu vergi yüzünden sıfır olduğunu bana temin etti. İnanır gibi oldum. Çünkii hakika -ten şundan bundan borç devşirerek şehrimizin işlek sokaklarından birinde milli mini bir dükkân açabildiği-ne şahidim. Mini mini dükkân: ama nasıl mini mini? Ancak ayakta durulur. İçine mangal sığar. Belki de, açılır kapanır bir iskemlesine, şöyle hafifçe ilişilir. Askerlik arkadaşım orada icrayı ticarete devam etti...
Varlık vergisinden bu zamana kadar kaç yıl geçti?. Yedi yıl kadar. Ö müddet i-çindc, eski orta sınıf varlıklı aileler, evlerini satarak, dükkânlarını rehine koyarak sıkıntı içinde çırpındılar, yarı aç. varı tok, yarı giyinmiş, yarı ısınmış...
Benim varlık vergisinden yıkılan arkadaşımın aynı durumda olduğunu söyliye-ıniyeceğim, Allah versin, İyi yaşadı. Hâlâ da o dükkân
Memleketimiz balıkçılığının in klşafı için Marşal yardımından İstifade edileceği yazılmıştı. Bu maksatla Ankara'da yapılan ba lıkçılar kongresinde iki fikir ortaya atılmış ve bir anlaşmaya varılamamıştı- Bunlardan birisi - kİ, bu tezi toprak mahsulleri ofisi müdafaa etmektedir - balıkçılığın İnkişafı için ayrılan 7 milyon liralık kredinin 4 milyon lirasile balıkçı gemileri satın alınmasıdır. Balıkçıların tezi ise gemiler İçin 2 milyon 1‘lra ayrılması, kalan para ile avlama levazımı, soğuk hava depoları ve bir ilmi araştırma enstitüsü kurulmasıdır.
Kongrenin devamı mûddetin-ce münakaşalara yol açan bu 1-kl ayrı tezin teklifini ticaret ve ekonomi bakanı deruhte etmişti Şimdiye kadar hangi neticeye varıldığı anlaşılamamıştır. Bu sebeple balıkçılar cemiyeti, bugün şehrimize gelecek olan ticaret ve ekonomi bakanı Vedat Dicleli ile bir görüşme yapmağa ve bu işin halline çalışmağa karar vermiştir.
İkinci devre lig maçları
İkinci devre lig maçları
Bugün F ener, LSporla,Beşik-
taş Emniyetle karşılaşıyor
Fenerbahçenin maçı kazanacağı zannındayız. Beşiktaşın Emniyete galebesi normaldir
Altı yol ağzı tanzim ve tesvi edilecek
Seyrüsefer için yeni işaret memurları Şehrimizde gittikçe artan nakli vâsıtaları yüzünden belediyenin 6 muhtelif semte İşaret, memuru koymağa karar verdiğini yazmıştık.
Bu karar tatbik edilmiş ve yeni İşaret memurları dünden 1-tibaren işe başlamışlardır. Yeni işaret memuru konulan yerlere hususi dumıa yerleri de yaptırılmıştır.
Lig maçlarının birinci devresinde Fenerbahçe ile İstanbıılsporun 1 — 1 berabere kaldıkları maçtan bir enstantane
Yazan: ŞAZİ TEZCAN
Belediye, Kadıköyde Altıyol ağzını tanzim ve tevsie karar ve rerek bir proje hazırlamağa baş lamıştır. Bu projeye göre ci -vardaki bir kısım ahşap evler istimlâk edilecektir. Bununla beraber evlerin arka semtinde boş kısımlar olduğu İçin belediye, bu evlerin sahiplerine yeni İnşaat İçin arsalar verecek -tir. İstimlâk ve tevsi işlerine 300 bin Hra sarf e dileceği tahmin e-dllmektedlr. Buna alt proje ve teklif umumî meclisin toplantısında görüşülecektir.
500 üncü fetih yılı münasebetiyle imâr hareketleri
Istan bulun beşyüzüncü fetih yılı münasebetine şehrimizde yapılacak imâr İşleri tesblt o-lunmaktadır. Bu arada Eyiip semti de İmâr olunacaktır. Buna karar veren vilâyet ve belediye başkanlığına Eyüp halkı bir çok İmzalı bir teşekkür mazbatası göndermiştir.
Sanayicilerimiz, ve bir kısım ithalât ve ihracatçılar muhtelif yollardan himaye destekleri temini için hükümet kapılarını aşındırmağa, alâkalı makamlarımız da zoraki tedbirler üzerinde ısrarlı denemelere devam ede dursunlar, Yabancı ve rakip memleketlerde sulh ekonomisi tabii bir seyirle inkişaf yolunda ilerliyor.
Bir kaç gün evvel Avrupa seyahatinden dönen tacirlerimizden birinin, yabauct sanayi, ticaret ve ziraatının devamlı inkişafı karşısında bizim düştüğümüz acıklı vaziyeti bütün çıplak lığile ortaya koyan benayatını bir gazetede okudum. Muhtelif Avrupa memleketlerinde bü tün sanayi mamûllerinin maliyetinde iki sene evvelkine nisbetle yüzde elliden fazla bir ucuzlama olduğunu ve düşüklüğün devam ettiğini belirten bu vatandaş bizim vaziyetimiz üzerinde şu mütalâayı ileri sürüyor:
«— Sanayi ham maddelerde sanayi mamûilerl üzerin de görülen bu fiat düşmelerinin, bizim küçük sanayimizi sarsacağı muhakkaktır. Kanaatimize göre, piyasa ciddi bir yıkılmaya doğru gidiyor. Gümrük resimlerinin arttırılması, ithalâtın men'i veya tahdidi gibi suni tedbirler piyasayı yıkılmaktan koruyamıyacaktır.
Sanayi, ticaret ve ziraat işletmelerinde maliyet unsurlarını mümkün olduğu kadar küçültmek ve çok cirodan az kazanç sağlıya rak satış fiatlerinl düşürmek yoluna gitmedikçe ne sanayimiz ne de ziraatimiz kötü vaziyetten kurtulamıyacak-tır.n
Ticaret ve sanayi işletmelerimizin geçirmekte olduğu şiddetli sarsıntıyı da işaretle şöyle diyor :
«— Bu iflâslar daha artacak, az işten çok kâr etmek gayesile kurulan işletmeler kendi kendilerini feshede-ceklerdir.»
Vakalar açıkça gösteriyor ki harb devirlerinde eldeki fırsatlara rağmen esaslı bir ekonomi programı tanzim ve tatbik edemediğimiz gibi, harb ekonomisinden sulh ekonomisine geçerken de bu faaliyetin diğer memleketlerdeki inkişaf seyrine ayak uyduramadık, kendi kabuğumuzun içinde mahdut görüş ve kanaatler mahsulü isabetsiz tedbirlerle iktisadi durumumuzu düzenlemek hevesine kapıldık ve. beceremedik. İşte bu beceriksizlik sarsıntıları arasında ticaret, ziraat ve sanayi meydanla-rında az işten çok para kazanan zümreler türedi. Bunlar, gerek müstehlik sınıfı ve gerekse hakikî iş erbabını ve hakikî müstahsili senelerce tazyik ederek ve yaygaralarla hükümet himayesine yaslanarak keselerini doldurmağa alıştılar.
İçeride bu kargaşalıklar sürüp giderken dışarıda sağlam temellere dayanan iktisadi kalkınma faaliyeti süratli hamlelerle ilerledi, en ağır harb tahribatına uğrayan memleketler bile variyetlerini düzelttiler, istihsali arttırıp kalite üstünlüğü vc fiat ucuzluğile dünya pazarlarını elde etmek için rekabete başladılar.
Bugün rekabet darbelerine karşı mahdut zümreleri himaye desteğiyle ayakta tutmağa çalışmak beyhude bir gayretkeşliktir ve esasen mecburî olarak katıldığımız milletlerarası kalkınma faaliyeti bizi keyfimizce harekette serbes bırakmıyor. O faaliyete ayak uydurmak için yapılacak sert hamlelerin çürük temelli müessese-İcri sarsıp çöktürmesi tabiidir. 1
Hükümet, serbes ithal e-dilecek eşya listelerini yaparken, memleket ihtiyaçlarından ne miktarının yerli sanayi tarafından karşılanacağını tespite çalışıyor. Gaye güzel, fakat tedbir kâfi değil. Yerli mamul ve mahsul fiatlerinin dünya fiat seviyesine uyması da bugün kaçınılması imkânsın bir mecburiyettir.
Cemal REFtK,

Konya C. H. P. İl Kurulu Başkanlığı
Konya 30 (Akşam) — Konya Cumhuriyet Halk Partisi yeni Ü idare kurulu başkanlığına eski Milletvekillerinden ve Halkevi başkanı Vehbi Bilgin, Halkevi başkanlığına da Suat Alanozır seçilmişlerdir.
maçları arasındaki bu gibi fasılaların ortadan kaldırılmasına tavassutunu dileriz. Günün karşılaşmaları arasında Fenerbahçe İle İstanbulspor arasındaki maçı Beşiktaşın Emniyetle yapacağı maça nazaran da- I ha ehemmiyetli bulmaktayız. İlk devre maçlarında her İki takım 1-1 berabere kalmışlardı. Fakat İlk devre ile bu karşılaşma arasında üç ay geçmiştir ki bu zaman Fenerbahçenln lehine bir inkişaf göstermiştir.
Malûm olduğu üzere Fenerliler lig maçları bidayetinde kısa süren bLr sarsıntı geçirmişler ve ilk maçlarda aldık- | lan dereceler pek o kadar iyi gitmemişti amma sonradan Sarılâcivertlller vaziyetlerini düzeltmişler ve takım normal oyununu çıkarmağa başlamıştı. Fakat ikinci devre başlarken bu sefer de Fenerlilerin üç kıymetli oyuncusu Murat, Fikret, Salâha ddln askerlikleri dolayıslle Ankaraya gittüerse de askerlerin sivil klüplerde oymyamıyacağı hakkında çıkarılan şayia tahakkuk etmediğinden bu oyuncular her hafta İstanbula getirtllirse Fener takımı İkinci devreye iyi bir durumda başlamış olacaktır, ts-tanbulspora gelince; bu mevsim esaslı bir istihale geçiren bu klübiimüz genç oyuncuları ile Fenerin karşısında ciddi bir rakip olarak gözükmektedir. Fenerlileri bir hayli uğraştıracaklarını kabul etmekle beraber tam takımla çıkacak San-lâcivertlilerln maçı kazanacaklarını zannediyorum. Beşiktaş -Emniyet maçında Beşlktaşın
Ispanyol Valladolld takımının hafta ortası gönderdiği bir telgrafla şehrimize yapacağı seyahat tarihinin değiştirilmesi hakkındakl İsteği organizatörler tarafından son yağmurlar gözönünde tutularak memnuniyetle kabul edilmiş ve bu takımın havaların daha müsait gittiği bir tarihte getirilmesi uygun görülmüştür. İspanyolların yapacağı karşılaşmalar dolayıslle 14 ocağa tehir edilen lig maçları hakkındakl karar da bunun üzerine geriye alınmış ve liglerin İkinci devre müsabakalarına bugünden itibaren başlanması takarrür temiş-tir, !____________r_________________
Futbol ajanlığının tesblt et- devresini geçirmişlerdir, tlgi programa göre bugün Inö- KcndJ araınnnda yapılan İdmanlar ile kuvvetli rakipler arasında cereyan eden maçların çocuklara sağlayacağı form | bir olamıyacağından tublatlle İkinci devre maçlarına klüpler daha hızlı ve klüpler daha yavaş bir İle bağlıyacaklardır. Bu ki fark yıllardanberi klüpleri ezmekte ve dikkat e-dilirse bir fasıladan sonra yapılan maçlar dalma küçük klüplerin aleyhine olmaktadır. Futbol federasyonunun lig
Bugünkü maçlar
Toprak Mahsulleri Ofisinin yemeklik yağlan
Memurlar İstihlâk Kooperatifinden:
Toprak mahsulleri ofisinin halk için hazırladığı yemeklik yağlar. 2 Ocak 1950 Pazartesi akşamından İtibaren, memurlar kooperatifinin Kadıköy, Üsküdar, Fatih, Eminönü - Mısırçar-şısı. Taksim ve Şişli mağazalarında kilosu üç yiiz otuz kuruştan halka .satılmağa başlanılacaktır.
Kooperatife tartlle satılmak .... ...uu — üzere, on yedişer kiloluk yağlar-
sayesinde hayatını ortadan dan başka, evlerde her ihtiyaç, ’ ’* ”* ’ ” için kullanılmağa elverişli zarif gelmiş, Lâle sinemasında gös-
ve sağlam tenekelerde ikişer ve terilnıeğe başlanmıştır. Filimde dörder kiloluk yağlar verilmiş - J güreş müsabakaları yoktur.
havli yüksek sürmekte, gitmekledir. Evinin, ailesinin] durumu da hiç fena değildir.
Evvelki seneydi. Kendisini pırıl pırıl, son model bir o-tomobilde gördüm. Yeni almış; hollivudkâri tavırlarla idare ediyordu.
Kimsenin malında kimsenin çözü yoktur. Çalışıyor, kazanıyor, teşebbüs etmiş ve muvaffak olmuştur. Daha â-lâsına (*â lâyık olabilir. Kendi parasıdır, kimse karışa -maz.
Lâkin, Hahambaşıya vak-tile arzettiğim gibi, bu bir «ticaret ahlâkı» mes’elesidir. Eskiden «nfcırm bazirgânları da. bizim a hânı sarıklı altın babası, falanca zadelerimiz de böyle yapmazlardı. Çok para kazansalar dahî, • tk akçe kara giin içindir! ■> diye saklarlardı.
Nitekim işte, orada iflâs, beride aciz hali, daha ötede umulmadık ucuzlayış ve ser-bes ithalât haberleri!
Ağustos böcekleri için tehlikeli zamanlar gelip çatıyor.

nü stadında Beşiktaş - Emniyet, Fenerbahçe - istanbulspor takımları karşılaşacaktır. Öte-denberl İddia ettiğimiz gibi lig maçları arasında yapılan fasılalar dalma küçük klüplerin aleyhine tecelli etmektedir. Ne-teklm bu sefer de aynı hata tekerrür etmiş ve sırasile Galatasaray, Beşiktaş, Fenerbahçe klüpleri Ankara kupası maçları First Vlenna karşılaşmaları dolayıslle her hafta iistüs-te sıkı maçlar yaparken liglerde kendilerine zaman zaman kafa tutan küçük klüpler an-: cak idman yaparak bir aylık
..........................'
1948 olimpiyatlarına ait bir filim
1948 Londra olimpiyatlarına alt renkli ve tiirkçe bir filim
büyük küçük tempo arada-küçük

Uskumru akını
Dün şehrimize 50 bin kiloya yakın uskumru getirilmiştir. Balıklar toptan 50-00, perakende ise 70 ve 100 kuruş arasında satılmak tadır.
Havaların birdenbire güneşli olması ve yağmurların kesilmesi balıkçıları faaliyete geçirmiştir. Bu İki gün İçinde külliyetli miktarda balık tutulup getirileceği tahmin ediliyor.
RADYO
tir. Ancak, kutular içinde ikişer Bu noksan, fctanbuida yapılan ve dörder kiloluk yağların sa- «on güreş müsabakalarına alt
tışları, Salı günü akşama doğru yapılacaktır.
f-------------------------
bir kısım eklenmek suretiyle tamamlanmıştır.
Kari Mektupları
Bedeli verilmeden istimlâk
Gerede ■çarşısında merhum pederim tüfekçi Raşit usta-taya alt tapuiiu 15 sayılı dükkânımız Cumhuriyet alanı olmak üzere İstimlâk edilmiştir. Bir çok müracaatlarıma rağmen dükkânımızın parası bize verilmediğinden alâkadar makamların nazarı dikkatlerini celbedcrlm.
İstanbul Fatih, Hırka İşeri f Bakkal Gazi sokak numara 118 de İsmet Buraydın.
Ahmetler. Hamparsumlar, Vangeller, Salaınonlar! Serbes iktisadı ellerinde tutanlar!
Küçücük teşebbüsleriniz size bu milyoner hayatını yaşatmağa elverişli değildir. Standardınızı imkânlarınıza göre ayarlayınız.
(Vâ - Nû)
Kravçenko davası
Paris 30 (Nafen) — FarLs temyiz mahkemesi Kravçenko davasına 24 Ocakta devam etmeye hazırlanmkatadır. Belirtildiğine göre, 1949 senesinde Seine mahkemesi önünde başlamış olan bu siyasi dava şimdi de 1950 senesinde devam edecektir. Fakat temyiz'de Kravçenko gözükmemekte ve yalnız avukatları konuşmaktadırlar.
şimdiki halde her İki tarafın da avukatları söyleyeceklerini bitirmişlerdir. 24 Ocakta Adliye Bakanlığını temsil eden avukat konuşacaktır.
Türk-Amer ile an dostluğunun yeni bir tezahürü
Şehrimizde bulunan Hollvut Sinema yıldızı Ellalne Shepard ve otelcilik mütehassısı Mr. D. T. Moore'uo hanımı Bayan Betty Moore, İçel Yardımlaşma Dor-neğl tarafından, İçelin kurtuluş tarihine tesadüf eden 5/1/950 gecesi Taksim Belediye Gazinosunda vereceği balonun tertibinde fahri faal vazife almışlardır.
Amerikan kadınlarının memleketimizdeki yardım cemiyetlerine hizmetlerinin ilk tezahürü olan bu balo şehrimiz sosyete -sinde büyük bir alâka İle beklenmektedir Biletler Necml Rıza mağazası ve Lebon Pastahane-sinde satılmaktadır.
Verem haftası
Ankara 30 (A.A.) — 1950 yılına mahsus «Verem haftası* yurdun her tarafında, 2 ocak pazartesi günü başlıyacak ve 7 ocak cumartesi günü akşamı sona erecektir. Bu hafta zarfında her akşam Ankara radyosunda verem dâvası üzerinde tanınmış şahsiyetler tarafından onar dakikalık birer konuşma yapılacaktır.
Kigi’de zelzele
Kigi 30 (AJk) — Bu gece I saat 2 de beş saniyeden fazla ı süren, çok şiddetli bir deprem
Batı Akdeniz «terini yanmak, olmü5tur. Halk evlerinden -üzere limanımızdan ayrılmış- şan fırlamıştır. Hasar ve tır. | ylat yoktur.
Ankara vapuru
Ankara vapuru 98 yolcu ve
35 tnn yükle dun saat 12 de
dı-
za-
Millî piyango bugün çekiliyor
Milli piyangonun 1950 Yılbaşı çekilişi bu akşam 17 de An karada yapılacaktır.
İkramiye kazanan numaralar saat 23,30 dan İtibaren Ankara Radyoslic yayınlanacaktır.
--- ■-----
İNÖNÜ STADINDA:
Saat 12.30 F. Bahçe i. Spor Hakemi: Feridun Kılıç.
Saat 14,30 Beşlktaş-Emnlyet Hakemi: Şamili Duransoy.
Fransa'da Ramboulllet'de bir şekerlemeci, burada Cumhurbaşkanına mahsus şatonun çikolatadan aynını yaparak Cumhurbaşkanına hediye göndermiştir. Yukarıda şekerlemeci ve çikolatadan şato görünüyor.
İSTANBUL RADYOSU Öğla va ak*aa> erogTinu
15.57 Açılış vc programlar 13.00 Haberler.
13.15 Cni mlhiai (Pi.l.
13.30 Kanunilin: Haftanın fil İmleri -Sezai Solelll,
13.40 Dans müziği fPI 1 14.00 Memleket havaları ses ve saz birliğinden şarkılar. Okuyanlar: Azle Şcnıe», Fahri MalatyalI. Cemil Cankat. çılanlar: Bayram Aracı. Yahya Beyoğlu. Necatı Basara. Haşan SBrcrt. Konuşma: Haftanın programf-nı takdim ediyoruz.
14.45 Memleket tOrlrülcrt. Okuyan: Cemil Cankat,
15,00 Konuşma: Başka «lünyalnrda hayat var mıdır? Konuşan: Ord. Prof. Salih Murat UzdUek.
15.15 Saz ererleri, şarkı ve türküler. Okuyan: Mustafa Kovancı, çalanlar: Necati Tokyay. Yorgo Bancanos, Ercüment Batanay. Vecdi Seyhun.
16.00 Programlar ve kapanış.
15.57 Açılış V« programlar.
18,00 Saz eaer.ert: Çalanlar: Kubat Tokyo? • Ercüment Batan ay.
18.20 Cnz müziği (Pl.).
18.30 Radyo lolon orkestrası konseri. 10,00 Haberler
10,10 Hafif ara n>liriği (Pl,l.
19.20 İbrahim özgür orkestralından dnnı müziği. .
19.45 Şarkı vc türküler. Geçit prog-
21,00 Nceedt Koyuturk orkestrasından tangolar ve dans müziği.
21.28 Fasıl «Ferahfeza faalli.
22,00 Tcnıall; Bir Yllbajl Gecesi Hü-yas».
22.25 Hafif ara milrlCl (Pl,).
22.30 Ruçhan Camay dan scvllmla caz Şarkıları. Piyanoda refakat e-den: Frltz Kerten.
22. -15 Haberler,
23, W Ftllmlerden müıjk. (PJ.>.
23.15 Müzik: (Pi.l.
23.38 Bilence yerlerinden tOparUJ.
24.15 Dana müziği (Pl.).
2-1,30 Sevilmiş tangolar (Pl.).
21.45 Dana müzifti (PL).
1,00 Eaicnce yerlerin «en rdportaj-tar.
1.45 Valslar fPI.I.
3.00 Programlar ve kapanış.
ANKARA RADYOSU
Akıazo programa
17.00 Çocuk Snau.
18.00 Dans mUzlfit (Pl I.
18-30 Şarkı vc tilrkUter-19.00 M, S ayarı ve Haberler.
19.15 Geçmişte Bugün. 19jû Yurttan Sesler.
19.45 Çeşitli melodiler CPJ.I.
20.15 Radyo Gazetesi.
20.30 özel program fVenl yıla girerken).
22.45 M. S, ayan ve Haberler.
23,00 Müzik: Bir eğence yerinden...
23.30 Yılbaşı Piyango talihlileri.
23.59 «Yeni yılına kutlu olsun». 24.00 Millik: Bir c8lcn.ce yerinden. 00,30 Müzik: Dans edelim (PLİ. 01,00 Program vc iuıpanıg.

sahi re 4
X Kg A SI
31 Aralık 1M5)
Yani sene
Anhaıu meMuvlatt
IsLM cezaevlerinde lek hücreler yaptırılacak Ağır hapis cezalı mahkûmlar bir buçuk metre eninde, iki buçuk metre boyundaki bu hccrelerde yalnız kalacaklar
Ankarada taksiler
Koca bulmak için sahnede kendilerini teşhir edenler
20 ye dolmuş, 1 lira taksi, saatin 2 misline istediğiniz yer, üste de teşekkür
İstanbul ceza ve tevkif evi
Sahnenin önüne gelen delikanlılar ilânı aşk ederler, kızlar nükteli cevaplar verirler
Adalet Bak3nl16.n1 uzun se-nclerilenberi bir hayli işgal e-den meselelerden Diri, yurdda-ki cezaevlerinin durumudur.
Gerek belli başlı şehirlerimizdeki, gerek diğer kenar köşe yer terdeki cezaevlerinin bugünkü hnJlerile hiç bir İşe yaramadğı-nı, Adalet Bakanı Fuad Sinmen, geçen sene Büyük Millet Meclisinde Adalet Bakanlığı bütçesi görüşülürken açıkça söylemiş ve arı bir lisanla cezaevlerinin bina vaziyetlerinin pek kötü olduğunu, idare memur ve müstahdemlerinin pek az para almakta olduklarını, bütün bunların ıslâhının ehemmiyetli bir tabsisala vâbeste olduğunu, cezaevlerine İdareci yetiştirmek i-çin kurslar açıldığını, bu kursun da bir hayli iyi netice verdiğini, fakat bina mes'elesi hallolunmadan, «cezaevleri» mes'-desinin halledilmiş sayılamaya eağnı bildirmişti.
*
Bakanlığın geçen sene bütçe sinde, cezaevlerinin kanunun tarifi dahilinde inşa edilebil - , mesı için tam tahsisat verile-' m emiş, Bakanlık - tâbiri mah-susile - kendi yağı Ue kavrul-| m ak suretile 949 senesi içinde Anadolunun bir kısım şehirlerindeki cezaevlerinde tadilât yaparak iki yüz kadar «tek hücre» yaptırabilmiştir.
«Tek hücre, sisteıp!. c:zı kanunundaki «ağır hapis» adıyla diğer «hapis» ccz'?.?maan ayrılmış elan '-hapis -silinin infa-sıdır.
«Tek hücre» leri İhtiva eder şekilde inşa edilmiş olan ceza evlerinde hem inzibati vak'alar daha az olmakta, hem de kanunun «ağır hapis» cezasına mahkum ettiği bir suçlu hakikaten ağır bir şart altında çekeceği cezayı düşünerek ona göre ayağını denk alabilmektedir. ,
Ceza kanununun «suçlu» için tâyin etmiş olduğa ceza şeklinin tam olarak yerine getirilmesi için artık elzem görülen «tek hücre» usulünün 1950 senesi içinde İstanbul ceza evinde de tatbiki mukarrer bulunmaktadır.
Adalet Bakanlığı gerek İstanbul da, gerek diğer bazı mühim şehirlerdeki cezaevlerini «tek hücre» 11 şekle ifrağ için yeni sene bütçesinde icabeden tahsisatı ayırmayı kararlaştır -niştir.

Bu suretle ağır ve uzun müd det cezalı mahkûmlar, şevki-kaderle kısa müddetler için cezaevine düşmüş bulunan İnsan ■arla artık bir arada, kocaman koğuşlar İçinde haşrüneşr o)ıra-
yacaklar. ağır cezalı mahkûmlar hafif cezalı mahkûmlara herhangi suretle olursa olsun tahakküme kalkışamıyacak. bilâkis hafif cezalı mahkûmlar, a-ğır cezalı mahkûmların matı -kûmiyet müddetlerini «tek hücre» 1erde ağır şartlar İçinde geçirdiklerini görerek nefislerini ıslah etmek yoluna gidebileceklerdir.
Ağır hapis cezası İki türlüdür: Biri müebbet, diğeri de muvakkattir.
Müebbet ağır hapis ölünceye kadar, muvakkat ağır hapis de on seneyle yirmi dört sene arasındadır KJ, bu da dört devreye ayrılnuştır.
Ağır hapis mahkûmları cezasının yirmide birine müsavi bir müddet geceli gündüzlü olmak üzere tek başına «tel: hücre» de geçirmeğe mecburdur. Ancak bu geceli gündüzlü «tek I hücre, de kalmak keyfiyeti al-1 tı aydan yukarı olamaz.
Gece gündüz tek hücrede yalnız başına kalma müddetini bitiren bir mahkûm ikinci devrede gündüzlerini diğer I mahkûmlarla bir arada geçirebilecek. geceleri yine tek hücresine konarak diğer mahkûm lavdan tecrit edilecektir. Mah-j kûmu yalnız geceleri tecrit etme müddeti, geceli gündüzlü .tecrit müddeti, hapis yekunun dan düşüldükten sonra geri kalan müddetin altıda biri kadar devam edecektir.
Ağır hapis usulünün birinci ve ikinci devreleri bu şekilde bitirildikten sonra geri kalan müddetin üçteblri de. her üç günlük mahkûmiyet, dört gün yayılmak suretlie tamamlanacaktır.
Birinci vc ikinci devrini iyi hal ile tamamladığı görülen a-ğır hapis cezalı mahkûmlar a-rasında, Adalet Bakanlığı yol. İnşaat ve mâden ekipleri teşkil edebilir. Mahkûmların bu İşlerde çalıştırılmaları, her bir günleri İki gün hapse muadil olarak hesaplanacaktır.

İşte ceza kanunumuzda mevcut olup, henüz şehrimizdeki cezaevlerinin bina vaziyeti clo-layısile bir türlü tatbik edile -memlş bulunan «ağır hapis» kaydının hakikaten ağır olan bir çok şartlarını atlatacak 0-lan hakiki bir suçlu bir buçuk metre cninde, iki buçuk metre uzunluğunda bir hücrede tek başına geçirdiği yıllar kadar uzun süren günleri düşünerek bir daha böyle bir suç işlememek İçin yedi ceddine tövbe e-decek, bunları görüp işitenler de muhakkak ki, böyle bir yere düşmekten kaçınacaklardır.
Remzi TOZANOĞIAI
Hlndiçini'nfa. Laos mıntıkasında muhtelif kabileler vardır. Bunlar ari ve Endonezya ırkındandıriar. Mekong, Me-nam. Saloven nehirlerinin vadilerinde ve Annam diyarının Batı hududuna yakın yaşarlar. Bunların arasında en müLiın bir kabile kitlesi Laotlyerler-dir. Bu İnsanlar orta boylJ. Anamitler gibi, dolgun vücutlu d urlar vc bilhassa zekâları ve yumuşak tabiatları ile tanınmaktadırlar. Erkekler ve kadınlar uzun bir şal ve kadınlarda bundan gayri uzun bir eteklik ile bunun üstüne bozan da gayet güzel renkli bir atkı taşırlar. Saç tuvaletleri muhteliftir. Evli kadınlar ve genç kızlar saçlarını ayn ayrı bir şekilde tarayarak, evli olup olmadığını belli ederler. - * • • -ise saçlarını kısa ve kestirirler.
Laotiycrlerin dini, lerin esasına göre, bir şekilde tatbik olunan Buda dlntdlr. Hayatta her bir olay, bir kova pirinç şarabı teberru edilmek şartlle tesit olunur.
Bu teberru olunan şarap iki aydan fazla ve on geceden a-şağı tahammür etmemek şar-tile ancak merasimlerde içilebilir.
Bu içki İçin hususî bir içme âdeti yardır. Bu İçmede şarap kovası bir sırığın ucuna takılır. Evvelâ kabile reisi ucunda bir yanan mum takılı olan saz kamışını şarabın içine batırır, bununla şaraptan kötü ruhlan defetmiş olur. Bunu mütaakıp da bu kamışla hasır un bir ağız dolusu şarap emer ve İçerler. Kova boşaldıktan sonra den doldurulur.
Yılbaşı nasıl kutlanır?
diyarda, Siyamda olduğu
Erkekler alabros
Anamı t-mülâyim
llindiçini'de, Laotiycr tabileşin de bir sanatkâr yeni evlilere asma kabağından kaval ile güzel havalar çalıyor
r Çeviren: y
I Hami BE KEM |
Çeviren:
! Mumlar sönerken âdeta bağır-I mağa başlar. Sihirbaz derhal | ağızını su doldurur ve hasta-1 nın midesi üstüne bu ağzındaki suyu püskürür. Bununla hastadan bir belâyı defetmek ister. Bundan sonra eline bîr : taş alarak onu hastanın vücudunun üzerinde üç defa eliyle
yeni-
vizi, çiğnemek için ikram olunur. Aynı şekilde bir de tükü-________________________________
rük hokkası elden ele dolaşır. 1 taş alarak onu hastanın vücu-Flört sahnesi | dunun üzerinde üç defa eliyle Delikanlılar bu sahnelerin havada sallar, eğer bu garip önünde bae(la$ kurarak sah- «uUH» »“»•
mdrt, tatara mısralarla S“"h ’« kabahat yine
çok »taler söyler w bu suretle ölenlnjaallultalmtladm Çünkü sahnedeki kızlara ilânıaşk e-derler. Kızlar da bunlara ga-| yet nükteli vc kısa cevap verir ve lıazırunu güldürürler. Tabiî bu aleni flört ve ilâmaşk sahnesi, usul ve âdet gereğince gençlerin bitbirile evlenmeleri- ‘ nl intaç eder ve evlenme merasimi yapılır.
Bazı vahşi kabilelerde ise bir ( sihirbaz tarafından genç kız İle erkeğin iki eli birbirine pa-. muk tlreslle bağlandığında ni- ( kâh kıyılmış olur. Kadınlar
(Arkası 7 nci sabifede)

Bugün
İPEK
u u Vb Son Fırsat:
Sinemasında
Senenin en çok beğenilen 2 Büyük Film birden:

Büyük ve
Bugün Kadıköy OPERA Sinemasında
Yılbaşı mûnâsebetile senenin İki muhteşem filmi birden.
1 — SAMBA KRALI
,1 (Baştanbaşa renkli)
(A Suug is B»rn>
Eaş rollerde: Komikler Kralı: DAA'NT KAYE. Güzeller Kraliçesi: VİRGİKA MAYO. Amerrlkanın cn büyük caz ustaıllan ' BEV.VY GOOP MAN - TOMMY DÖRSEY - LÖÜİS ARMES-TRONG - LİONEL HAMPTON - GOLDIVIN GİR.LS - RBSSO AKI» THE SAMBA KİNGS - THE GOLDEN GATE «1 t R T ET.
2—KAPTAN KİD
(Captain Kilitli
Baş rollerde: CHARLES tAUGHTON - RANDOLPH SCOTT - BARB'ıRA P.RITTON.
------- 1
Bu gibi bir çok bayramlar, şenlikler tesit olunur. Sene sonu bayramında, yani bizdekl yılbaşında, eski sene mutantan erkeklere hediye olarak uzun-bir merasimle uğurlanır. Genç ca boyda bir çiy et parçası, pikiz! ar. delikanlılara mukaddes rlnç wtesi> kızartılmış çekirge sular serperler ve hattâ bazan Ve pirinç delikanlıların üstlerine ——— -atarlar, t—1—— 1—
kabul olunur.
Tiyatro artistleri Laosta dün-1 yaya gelen ilk insanı hatırlamak üzere ki bir vahşî hayvan pöstekisi taşırlar ve yüzlerine korkunç maskeler takarlar. Bu maskelerin çenesi müteharriktir. Yerde diz çökerek yürürler vo nutuklar söyliyerek herkes yeni yılı kutlar.
Gençlerin birbirile evlenmeleri diğer ______ __ ___ ___
gibi ananelere bağlı ve mecbu- güne davet olunmıyanlar kapı-rijctler tahtında değildir. Kız- «arak yerler, lar ve erkekler burada nl»an- | ölüm halinde hasta olanlara lanmadan evvel oldukça kuv-...........
Yetil bir flört ile blriblrlerinl tanırlar. Tarlalarda işler tamamlandıktan sonra erkekler kızların peşine takılır ve Ilorta başlarlar. Kızlar evlenme çağına geldiklerinde, gayet süslü ve pırıldayan atkılar üstlerine atarak, köylerde mevcut olan tiyatro sahneleri gibi yerlerde oturur ve kendilerini teşhir ederler. Sahneyi lâmbalar tenvir eder ve bir tepsi Betel ce-
BUGÜN
MELEK ~
I -ihtiras Kurbanları
şarabı getirirler, çamur Dans, şarkılar ve gayet basit bunların hepsi hoş aiâtı musikiye İle çalman mıı-| Islki ile merasimler yapılır. I Düğünün ertesi günü sabahın erken saatlerinde, üstüne üç, ■ tane bambus kamışından ma- ] ! mûl dudiik takılmış ve bir asma kabağından yapılmış olan bir nevi kaval ile bir müzisyen' yeni evlilerin şerefine güzel havalar çalar. Düğün ziyafetini | mütnakıp geri kalan yiyecek ve içecek köyün bir meydanına kabilelerde olduğu konur ve bu artıkları da dü-
ROBERT TAYLOR —
AVA GARDF.NEK
2 Büyük Günahkâr
GREGORY PEEK -
AVA GARDENER
Nefis ve
V
e
Bugün
ATLAS Müı‘emn’eı
Sinemasında
Bir şaheser
Mücrim Gönüller
Baş Rollerde
JEAN CRAVVFORD _ HENRY FONDA — »ANA ANDREMS
bir sihirbaz derhal çağırılır. Bu sihirbaz hastayı okşar ve has- MUAMMER KARACA OPERETİ' lanın etrafına altı adet ufak' * - Maksimde
boyda mum dikerek yakar, bir f Saat 20,30 da
çok sihirli sözler söyler. Bu 1 tl~L\ sö21erl gayet yavaş söylemeğe >11 SIZIN SOKAK başlar. Mumlar tamamen yan- JF Matineler: Cumar
maya yüz tutunca bu sözleri Ktai^K test pazar 15 te daha yüksek sesle söyler. Puarceaı Meşumları lem^l yoktur.
z——

«— Efendim 5 kuruşunuzu' unuttunuz.
____ Ulus'tan Yenlşehire 20 kuruşa mı getiriyorsunuz?
— Dolmuş her yere 20 kuruştur beyim.»
İşte Ankara taksilerinde sik sık rastlanan bir sahne.
Evet. Ankarada dolmuşla nereye gitseniz 20 kuruştur. Ulus-Yenişehlr, Ulus-MaltepC, UlUB-Cebecl. Ulus-Yenldoğan gibi yerler arasında muntazam dolmuş seferleri yapılır ve 20 kuruşu verdiniz mi kavgasız, gürültüsüz İstediğiniz yere kadar rahat rahat gidersiniz. Yok. eğer hususiyle gitmek isterseniz o zaman Ankaranın bir çok yerleri İçin vereceğiniz taksi ücreti bir liradan İbarettir.
Belediye tarifesine göre taksimetrenin yazdığı ücrete yüzde 80 zam yapılıyormuş. Fakat kimsenin bu kadar inceden İnceye taitsf ücreti hesab ettiği yok. Şayet saatin yazdığının iki mislini verecek olursanız şoför sizi teşekkürlerle uğurluyor.
Oh!., istanbulda bir türlü erişemediğimiz bir rahatlık.
Akşam sinemaya gideceksiniz. Evinizden çıkıp rahat rahat bir taksiye atlıyorsunuz. İçinizde hiç bir endişe yok. Sinemanın önünde taksiden İniyorsunuz. Saat kaç kuruş yazmışsa onun iki mislini verdiniz mi olup biliyor.
Şoförün suratını çekmiyorsunuz. Parayı aldıktan sonra İçinden de bir şeyler mırıldanmıyor. Ve üstelik de teşekkür.
Gelgelellm bizim İstanbuldaki taksilere, İşiniz aceledir. Veyahut akşam Eminönünden tramvaya, otobüse binmek imkânını bulamazsınız, haydi bir taksiye. Fakat bir endişedir başlar. Acaba şoför ne isteyecek? 150 mİ, 200 mü. 250 ml? Hiç belli olmaz. Yan gözle şoförü tetkik etmeye çalışırsınız. Adam sizden evvelki müşteriye kızmıştır. kendi kendine küfreder durur. Polis yolu keser, şoför başlar söylenmeye. Tramvay yolu tıkar, şoför basar klaksona. Ama sokaktan geçenlerin kulaklarının zan patlayacakmış, ama evlerde uyuyanlar varmış, hastalar varmış. Ona vız gelir bunlar. O, düdüğünü öttürdükçe öttürür. Zaten klaksona pek karışan da olmaz. Herkes kulaklarını tıkamaya çalışır. Binde bir:
«— Eeee- Kes artık şunu be..» diye bağıran da olur ama, dedik ya ona vız gelir böyle şeyler. Bağırana da küfür savurur. Sus diyen pişman, *ka-rışan pişman. Velhâsıl o alabildiğine hürdür.
Ara sıra gazetelerde yazılar çıkar. Gürültüyle mücadele edilmeli denir. Ama, o şerbetlidir bütün bu cins şeylere. Senelerdir bu iş böyle gelmiş, böyle gider der ve işini yine öyle yürütür.
Ha, ne diyorduk. Acaba şoför ne Istlyecek diye ödünüz patlar. Yanınızda belki çekindiğiniz bir ahbabınız vardır, blekl de bir kadın. Ya şoför sizi onun yanında kepaze edlverirse, Çok verseniz paraya yazık. Az verseniz küfür, hakaret, hiç değilse şoförün surakt
Haydi erkeklik bende kalsın, 5 kâğıt vereyim de ne isterse alsın dersiniz. Artık onun insafına kalmıştır. Ne isterse alır. Bazen bakaramız 125 kuruş alır. Bıitün düşündüklerinizden utanırsınız, çıkartır 50 kuruş da bahşiş verirsiniz- Bazen de aynı yol için 250 alırlar, 300 alırlar.
Saate bakacak olsanız bir türlü. Şoförü kızdırırsınız sonra. Size öyle ters ters bakar kİ kabil değil bakamazuım saate. Siz de vazgeçersiniz saate filân bakmaktan^ Mahkeme karan bekler gibi şoförün hükmünü, takdirini beklersiniz. Böyle gider bu işler bizim İstanbulda.
Gelgelellm Ankaranın şoförleri, daha doğrusu Ankaranın şoförlerinin ekserisi daha İnsaflı görünüyorlar İs tanbul un şoförlerinin ekserisinden,
20 ye dolmuş, 100 kuruş taksi. saatin tkl misline istediğin yer. Teşekkür, nezaket de caba.
Fakat Ankaranın şoförleri belediyeden korkuyorlar. Belediye öyle bir korkutmuş ki hepsinin ödü kopuyor. Zaten bu dolmuş seferleri Belediyeden gizil yapılıyor. Belediye otobüslerinin işlediği yerler arasında dolmuş yasak. Bu sebeble taksiler korka korka müşteri alıyorlar. Belediye gördü mü haydi bakalım ceza. Fakat otobüs işlenılyen yer de Ankarada hemen hemen yok. Onun İçin iflâğı kesiliyor şoförlerin. Bir de müşteriye kafa tutmaya kalktın mı kazancın hepsini cezaya yatıra-' çaksın. En iyisi nezaket, teşekkür, güler yüz. Müşteri memnun, şoför memnun..
Velhasıl Ankarada taksiye binmek rahat oluyor.
ANKARALI
‘nimet $av
Yemek Tevzi Müessesesi
Lâleli - Fethi Bey Cad. 18 3 Telefon No: 20603 Alaturka ve alafranga yemekJerlle meşhur Bayan Nimet Şav. yvkankl adreste bir yemek tevzi mis-essesesl açmış ve evlere yemek göndermeğe başlamıştır. Abone şartlanın öğrenmek ve haftalık yemek listesini almak için mektup veya telefonla mürcaat.
lumfcııl Betodtyol Selılr Tlyaıımu
Bu akşam
Saat 20.30 da
DRAM KISMI
PARA ÜĞKCNDA
Yazan: Nahid Sırrı Ürik
KOMEDİ KISMİ NEMO BANKASI Yazan: L. Verneuil Türkçesl: Fehmi Balta?, L. Ay
Cumartesi ve çarsa-nM günleri l«,30 da Çocuk Tiyatrosu
Pazar günleri mallııe 15,30 dâ Porartesı akşamları Dram Kıjmır.r.* Salı akşamları Kome-ü Knifun(J« temsil »oklUî
Sinemasında
Yeni Sene
en muhteşem filmi
’ Renkli
(That Mldnıght KI53)
J Başlıca Yaratıcıları
.1 O S E I T V R H I KATMERİN GRAYSON ve dünyanın en güze) Tenoru MAltlO LAN7.A Numaralı bile*lerin önceden temini rica olunur.
«
1950 Yılının İlk Süper Filmi
Yıllar boyunca benzeri yaratılamayan film harikası Dünün, bugünün, yarının şaheserler şaheseri

sporun Zevki, Sporculuğun asil rujlundan
Zm|[| Kudret toplıyan büyük, hâdise
LÂLE Simasında
Türkçe ve Renkli
SPORUN ZAFERİ
14 ncü Londra Olimpiyatların» blnbir
Heyecanından yaratılan büyük film.
SÜMER Sinemasında
İl, Renkli
VATAN KAHRAMANI
(Top Roots)
Filmi 2 nci muvaffakiyet huyahıp devam ediyor.
S uz an Haywards ve Van Heflin
Bin Macera. Bin heyecan. Büyük bir aşk ve Büyük bir mücadelenin hikâyesi.
I —
Her yıl, bir yıl öncekinden daha güzel ve daha EoOkemmel olarak çıkan
MUHTIRALI HAYAT TAKVİMİ
Yeni yılın en hoşa giden hediyesi olacaktır, yeni çıkan bütün kanunların hülâsası ve günlük hayat için lüzumlu bütün bilgileri, büyük mütehassisların hazırladığı bu Ansiklopedide bulacaknnıı. Gayet mükemmel bir muhtıra ve 320 sahife en faydalı yazılar, renkli haritalar ve bandralar Taklitlerini almamak için Maarif Kıtaphanesi adresine dikkat etmelidir. Pandozot ciltlidir Fiatı 130 kuruştur.

târihten Saq falar
II. Abdûlhamidin
bazı mektupları
Hususi ve resmi bayatında frtizaTnı seven II. Abdülhamit, »nAfctııptarmıin da dikkatli ve muntozamdı. Şehzadeliği zamanında pederine, sonra da kendisine pek bağlı bulunduğu amcası Abdûîâzizc kandillerde te diğer sayılı günlerde itinalı tebrik mektupları yarardı. (1)
n AbdülbamJt. bârük birade- 1 rinin validesi Şevkiefza kadın 1 efendiyi sevmez vg bu validcll-ğinden de hiç bir muhabbet re ' alâka görmezdi.
Çırağan sarayında kendilerine fena muamele edildiğinden şikâyetle Sultan Abdülhamlde bir mektup gönderen eski Valide sultan, yeni Padişahtan mektubunun cevabmı almıştı.
H. Abdülhamit mektubunda gayet yumuşak ve siyasi bir lisan kullanıyor ve valldeliğine şunları yazıyordu: (İsmetlû validem hazretleri, varid olan tezkeri Ism eteneleri mütalâa güzanmız oldu. Biraderin Sultan Murat Han hazretlerinin' duçar oldukları avarız eseri feri iri uâhl olarak bu halin muaddel teessürati olmak üzere kcndulermin ezheri suret dairei huzur ve asayişte bulunmaları mültezimimiz olduğu gibi hakkı ismetanelerlnde ihtiramı mahsusuma delâili be-dihi İie müsellemdir.) Dedikten sonra dairedeki memurlara ten-bihat yapılacağım bundan sonra şikâyeti mucip bir hal olmayacağını ve bu hususların temini için de Mabeyin feriki ile Osman beyi gönderdiğini yazıyordu.
Valide sultan, daha evvelden II. Abdûlhamidin hiç bir şeyi düzeltmiyeceğinc inanmış ve yapılan her şeyden kendisinin haberdar bulunduğuna kani olmuştu Padişaha Mithat paşanın. tavsiyesi üzerine bir mektupla müracaatı kabul etti ve neticede hiç bir şeyin düzelmediğini Sadrazamla kendisine vasıtalık yapan Agop efendiye bir mektupla bildirdi.
Valide sultan mektubunda; (Taşa söz tesir eder de. ona etmez ve tarafımızdan emin olmak mümkünü yok) diyordu.
II. Abdûlhamidin harice yazdığı siyasî mektuplar içinde Almanya İmparatoru He olan muhabereleri şayanı dikkatti. Alınanlara karşı Mr muhabbet ve itimat besleyen vp Almanya siyasetine taraftar olan Padişah tahta çıktığı yıllarda bir iki defa da prens Bismaık’la mek t upiaşmıştı.
Hayrsddin paşayı tedavi etmek üzere gelen drktor Şehvanin gerin Istan bula gönderilmesi dola yısiyle Alman şansölyesine II Abdülhamit şu mektubu göndermişti: (Hususi tabibiniz doktor Schvanınger validemle, kerimemi ve Şehremini Mazhâr paşayı dahi muayene ederek kararlaştırdığı sureti tedaviye müdavçmet halinde cümlesinin kariben kesbl afiyet eyliyecek-lerini beyan eylemiş ve mumaileyhin gösterdiği ereri hazakat ve mesai hassaten takdirimizi mucip olmuştur. Tabibi mumaileyh huzurum uz-za kabul olunduğu esnada selâmı fahimaneierinl iblâğ eylemesiyle İşbu eseri mfı-veddclten hasıl olan mabzuzi-
yeti ve Avrupada zati fahlma-neieri gibi bir dostum uı bulun-masmdan mutmain bulunduğu- ; mu beyan İle zatı âlinize mah- . süsen selâm eder ve zatı fahl-minelerinin ber kemal olan ı muhabbeti samını;yeme itimat , buyuracaklarını me'mül eyle- . Hm.) E2J
n. Abdülhamit. biraderlerinin , ve diğer hanedan Arasının tah- ; slsatlariyle de meşgul olur. . Kendilerine İhsanlarla, yar- ; dunlarda bulunurdu. Fakat biraderleri ve sultanlar arasın- , da bazı tefrikler yaptğı da o- ■ lordu. Yüdrz evrakı arasında II. Abdülahmldin bir notunda ; şunlar yazıhdır: (Benim tara- . gımdan biradere selâm etsinler, Zarüiye olan borçlarının ve çıkmayan maaşlarının tesviyesi İçin Harinel hassa nazırına emir veslto iştir.
çünkü mah bemah maaşlarını Agop efendi vaatasiyle alacaklarından artık bir borç ve İstikraz etmeye mahal kalmaz. Bunun üzerine eğer bir taraftan bir lira bile borç edilecek olursa mesmu olduğu hakle müteessif olacaklardır.
Bundan böyle maaşlarının Agop efendi vasıtasiyle tesviye olunacağını hiç bir kimsenin bilmemesi ve İşitmemesi matlûp ve mültezimdir. Zira ol vakit hazînei hassa tahammülünün, mafevkinde bir müşkülâta duçar ettirilmiş olacaktır.) [3]
II. Abdülhamit tahttan indirildikten sonra muhtelif endişeleri ve şikâyetleri hakkında hükümete mektuplar gönderirdi. Yanında bulunan ailesi efradı içinde kendisine kızlarından Şadiye sultan kâtiplik yapıyordu.
Eski Padişah tstanbulda kalan ailesi efradının sıkıntılı bir vaziyette olduklarını haber almış, bunun üzerine hükümete bir mektupla müracaat etmişti. Bu mektupta aynen şöyle deniliyordu. (îstanbuldan ailemden Nureddin efendi validesiyle (41 diğer ihtiyar kadınlardan İbaret olan aile nanpareye muhtaç bir haldedirler.
Biraderim Sultan Murat merhum yirmi altı sene muammer olup maiyetlerinde müteaddit harem ağalan ve lüzumu kadar bendegân vesaire hizmetlerinde bulunup Hayreddin paşa merhuma hizmet etmiş olan Sürür ağa da ocûmleden olup hazine! hassadan kâffel mekû-lâtın ve her türlü meşrubat [51 ı hasılı esbabı istirahatleri her i suretle İhzar edilip hasta ve . alilülvücut oldukları halde : bunca sene muammer olduğu : ve i nihailerin d alı i ne sure ile ; vukua geldiği tabibi hususîsi t vesaire tarafından verilen şal-
- bel tezvirden masun raporla
- müeyyittir.
t Vefatmdan sonra ailelerine
■ kendi evlâdım gibi bakarak hu-
- sulu refah ve huzurlarına ne yol
- da gayret edildiği malûm olup
- bu defa Salâhaddin efendi t*-• rafından 181 olan ahvalin mü-
- şarünileyh tarafından zuhuruna
■ ihtimal vermeyip mahaza
1 }
Briç masasında |
Deblokaj san’ati
Nevzadm trefil deklârasyonu, üzerine Neclâ, İki sanzatu dedi. Ortağı biran tereddütten sonra aanzatııyu üçe çıkardı. Kâğıtların! masa üstttoe yaydıktan sonra Neclâya:
mutattan İbaret okfaığuna. ka-
Rusya meseiel sülcsinl müteakip Ali Suavl vakası dahi merhumu müşarünllebytn lehinde olmayıp, aleyhinde olduğu tahakkuk ederek [7] tasta bir halde bulunduğu halde mezkûr vakanın zuhuru ile saraya yanıma alıp Ortalığın kesbi mûbedden sükûnet otaasfyle Çtrağan sarayına iade ve ber minval muharrer ne derece sl-yanet ve muhafaza edildiği ve ailesi maaş almakta olduğu ve günde beş on tabla yemek verildiği ve her türlü mûbayaatta serbest oldukları bedlhl ve Aşikârdır.)
rr abdülhamit Alatini köşkünün kendi hesabına satin a-lmmasım ve hayatının emniyette olduğuna dair yazılı teminat verilmezi hususlarında da müracaatta bulunuyordu.
Muhafazasına memur edilmiş bulunan erkânı harb binbaşısı Ali Fethi bey (Fethi Okyar) kendi arzusu üzerine eski Padişaha 4 mayıs 1325 tarihinde im-zasiyle verdiği bir senedde aynen şöyle diyordu: (Alatini köşkünün yalnız nanv seniyelertne olarak istimlâki ve hürriyeti şahsiyelerinin temini hususlarının Hakaru sabık hazretleri sureti mahsusada şart ve talep eylemiş olduklarından metali-batl meztûrenln dahi arzuyu hümayunian veçhlyle İstihsaline sâyü gayret oLunacağını taahhüt ve temin eylerim,)
4 A
V A 6’4
4 V 6 4
♦ A V 109415
AD9877
VD75
♦°108 |

A R V 2 V 10 D 8 2
4 9 5 3 1
* R 4 Vufl
* 10 8 5 4
» R V3
♦ A R 7
4, D 8 7
Suriyedeki son hâdiseler ve Mecliste bir münakaşa
[İJ İL AbölhamMIn Sultan ' Azize yazdığı 1292 tarihli son j tebrik mektubu Toptaapı sarayı arşivindedir.
[21 Bu mektup 7 mahırmu , 1307 tarihlidir.
[3] AhdüihamidiB bo notta hangi biraderinden bahsettiği bilinmemektedir.
[4] II, Abdûlhamidin şehzadelerinden Nureddin efendi,, validesi beşinci İkbaldi.
[5] D. Abdülhamit büyük biraderine bilhassa İçki göndermeyi ihmal etmemişti. Bu hususu kendisi de belirtmektedir.
[6] V, Muradın oğlu şehzade Salâhadin efendi.
[7 J Mektup tan Ab Suavi vakasında V. Muradın daha evvelden haberdar olduğuna U. Abdûlhamidin kani bölündüğü mânası da çıkmaktadır.
HtbillİBVVol 11 — Kuım M
Karası İslâm memleketler iktisat konreriuuu: Türk. lııy'eti başkanınm reislik otUgl toplan d (la Suudi delegesi nutuk söylüyor.
Muharririmi'/. Nazım Der-.«an'ın briç hakkında neşrettiği İki eaer InkalAp Kitabe rinde .sai.ılmftktadu-. Tavsiye öderiz.
Umumiyetle kodunlar, yapacakları şeyin tahmin edilmesini sevmealer. Yan gözle Neclâya bakarak pik yedilisi ile hücuma geçtim. Vasfinin yüzünde memnuniyet alâmetleri belirdi Neclâ düşünceye daldı. Oyunu çıkarmak İçin trefUleri almak lüzumunu müşahede etti. Karo ası ile eline geçti, trefil damını ortaya koydu. Vasfı rua İle aldı. Arkadan pik ma ve valesini geldi ve gülerek üç leye yaptım dedi. Sonra karoyu oynadı. Geriye kalan leveleri Neclâ aldı.
Nevzat:
— Görüyorsunuz ya bayan dedi, size İtimat etmekte haklı inıişim.
Ben de:
— Hele şükür dedim, ortağından memnun bir oyuncu görüyoruz.
Herkes dikkatle yüzüme ba-kyordu. Neclâ:
— Üstat dedi, gene İtiraza EaLkışmaymız. Bu oyun her zaman bal gibi çıkar.
Cevaben:
— Yanılıyorsunuz. dedim. Kâğıtlar ellerinize alınız. Bu eli tetkik etmek bize entresan bir ders olur. Pikle hücu ettim. Şayet Vasfl İkiliyi vereceğine e-llndekl onurlardan birini as ü-zertae atsaydı, sizi içeri atardık. Filhakika trefil nıaslyle el tuttuğu zaman pik ruasim. arkadan İkiliyi gelir, yani rengi debloke etmiş olurdu. Ben de elimde kalan sağ pikleri yapardım. O menhus pik valesini elinde tutmakla rengi, felce uğratmış oldu. Zlr» valeyi dam ile alacak olsam, onluyu sağlamış olurum.
Vasfı İtiraz etti:
— Fakat, dedi, sîzdeki pikler yediliden başlamış olabilir,
____ Kötü oynamak yetmiyormuş gibi şimdi de yanlış ma-hakemelerlc daha büyük hatalara düşüyorsunuz. Eğer bende yalnız yediliden başiıyan üç pik olsaydı, Neclânın elinde altı pik bulunması icabedredi. Halbuki sen de gördün, elinde yediliyi geçecek tek bir onur var. Bğer bu onur, dam ise, mesele yok. Oyunu tehlikeye düşürmeğe imkân yoktur. Yok onlu ize, bu takdirde rengi debloke etmen zaruridir, İyi oyuncular nb nevi inceliklerden aniaşû-h
Ortada kolonyal kasktı muhabirimiz Şakır Çeçen, sağında ayağını siper üzerine koymuş olan Albay Enver Mahmut Banut.
Genel Kurmay Başkanlığına vekâleten albay Enver Mahmut Banut tayin edildi Şam 23 (HuBual muhabirimte-dcnl — Beçlmlor «masında Ekrem Borani (Tanın Bakanı) bunlara fesat karıştığına, ecnebi müdahalesi olduğuna, hattâ ad zikrederek İngiliz Bntolll-cens servisi subaylarından baslarının (Hama, da alenen faaliyette bulunduklarına re banlarının dahi aşiretler İçinde dolaşarak propaganda yaptıklarına dair beyanatta bulunmuştu. Bu İddialar gene kabine âzasından Milli Eğitim Bakanı (Bais) partisinin başkanı Mlşel Allak ve gene kabine âzasından Adalet ve Sıhhiye Bakanı (Sami Klbare) nln organı (Anııl-dal) gazetesi taralından tekrarlanmıştı; ve □ vakit böyle kahine âzasından bazılarının
kendi Bakanlıkları zamanında I guguğu elde tutamıyacağı da I memlştir: Albay Enver Mahmud yapılan seçimlere fesat karıştı- ahiren meydana çıktı; zira bu Banut vekil olarak tâyin edil-nlçhğına dair olan beyanatları hayret uyandırmıştı; biz o va-l klt Bakanlık makamında Ekrem Horan i) yİ ziyaret ve bu iddiaları açıklamasını rica etmiştik; verdiği cevapta «Merkezi hükümetin bunda dahil olmadığını ve fesatla müdahalelerin mahalli mahiyette olduklarına söylemişti.
şaab (ekseriyet) partisinin Meclis seçimlerinde başkan vekilliğine (Ekrem Horan» rdn eskiden axte dostu ve fakat hâlen en sert slyast hasmı olan tarafsız bir mebusu getirmesi üzerine, (Ekrem Horan» küsmüş ve kabineden istifa etmişti.
Daha evvel de yukarıda adı geçen ve genç neslin, üniversite ve İlse talebesinden büyük bir kütlenin lideri olan Eğitim Bakanı İstifasını verip çekilmişti.
Gene (Hama) da seçim haftası esnasında feodal rejiminin mümessilleri Barzani, Geylânl a zem mensuplan ordu mensuplarından bazılarının bazı a-daylar lehinde nüfuzlarım kullandıklarından şikâyet etmişlerdi. Bunlar (Ekrem Horan» nln gTupunun kazanması İçin, bunun akrabası, sıkı dostu ve birinci liva komutanı Yarbay Adib Şişakll'nln faaliyette bulunduğunu ve mahalli resmi makamlar üzerinde tazyik yaptığını İddia etmişlerdi.
Kurucular Meclisinin üçüncü celsesinde Devlet Başkan inin yemin şeklini kararlaştırmağa matuf müzakereler esnasında (Ekrem Horan», (Cumhuriyet rejimini müdafaa) cümlesinin ilâvesi üzerinde mûkerreren ısrar etmişse de bu teklifi reye konduğu zaman ekseriyet kazanamamıştı. Bn teklifin reddi Cumhuriyete bağlılığı vatani mukaddes bir zaruret telâkki fiden (Adlb Şlşakll) yİ harekete getirmek İçin bir sebeb oldu. Genelkurmay Başkanı General Sami Hınnnvi Ue bacanağı Asad TaJas'ın İrakla Surlyeyi btr tek devlet halinde ve bir kıral-lık şeklinde birleştirmek için komplo kurduktan ileri sürlü-, dü; ve kriz başladı: memleketin, milletin meşru ve kanuni mümessili olması lâzım gelen Meclis âzasından hiçbiri tevkif edilmedi. Fakat Meclis de bu askeri hareketin faillerine karşı , bir tek İtirazda bulunmadı.
parti ne tek başına memleketi miştir: Avrupa ve Amerikada idare edecek kadar kuvvetli veI silâh salın almak için seyaha.-te bulunan ve bundan evvelki İki darbe liderlerine hizmet e-den Milli Savunma Bakanı General Abdullah, bu üçüncü hareketin yapıldığı 19 aralık pazartesi günü uçakla Şam hava meydanına avdet ettiği esnada yeni durumdan haberdar olmuş vc aynı uçakla Mısıra hareket etmiştir.
Bacan ağıyle beraber ecnebi bir devletle memleket ve millet selâmeti aleyhinde gizli faaliyette bluunmakla suçlandırılan Hariciye Umumî Kâtibi eski e-serler meraklısı Muhammed Esad Talaş BeyruLa iltica etmiş bulunmaktadır.
Telgraflar üzerine askeri sansür konmuştur; muhabere sansüre tabi değildir; halk bu hareket neticesinde Amerika ile Fransa, Mısırla Lübnan ve Suudi Arabistanın politikalarının kazandığı ve İngiltere siyasetinin mağlûb olduğunu söylüyor. Filvaki Mısır hükümeti derhal buraya kiralın emin adamlarından iki zatı durumu İncelemek üzere uçakla göndermiştir; bunlar Devlet Başkanı ile, bu yeni hareket lideri Yarbay Adib Şişakll 11e hemen vardıkları gün görüşmüşler, izahat almışlar ve Mısıra avdet etmişlerdir. Askeri hava ve emniyet kadrolarında yüksek derecedeki memurlar arasında değişiklikler olmuştur.
VasH mahçubiyetie başını e-ğerek:
— Siz de bilir siniz dedi, hiç bir zaman iyi bir oyuncu cddu-ğumû İddia etmiş değilim.
Nazım DKRSAN
ne de muvafakati olmadan memleketi bir başka zümre veya şahsiyetin İdare etmesini mümkün kılacak kadar zayıftır. Âzası arasında İkilik belirdiği gibi kendisine Uk günlerde müzaheret eden müstakiller ve a-şlret vekilleri dahi yüz çevirmişlerdir.
Meclîsin toplantısı
Durum böyle buhranlı bir halde sürüp giderken dûn Meclisin beşinci celsesinde mülga Millet Meclisinin İç tüzüğü bazı ufak tâdillerle aynen kabul e-dlldl; Devlet Başkanı yemin vermeğe gelecekti; bunadn hiç halis edilmedi: Mecliste hükümet sıralarında hiçbir Bakan yoktu. Meclis Başkanı celsenin gelecek sah (27 aralığa) talikim teklif etti- Bunun üzerine lik medeni cesaret sesi duyuldu; esld Osmanlı idaresinin maruf ve mümtaz hâkimlerinden. Suriye Devletinin emekli Danıştay Başkam, bir bacağı suni müstakil Şam mebusu Salt Haydar Bey kalktı ve Başkana hitaben dedi M:«Devlet Başkam niçin yemin etmeğe gelmedi? Memleketin uzun müddet hükümetsiz kalması doğru değildir. Bunda ne gibi sebepler vardır? Bu Meclis gerçekten millet ve memleket mu-I kadderatma hâkim midir? Değil midir? Biz Millet Meclisi 19 aralık pazartesi günü memlekette vukua gelen askeri hareket hakkında İzahat İstemekte kendimizi haklı görüyoruz; millet ve memleket selâmeti aleyhine suikastta bulunmak istl-yenler vardır deniliyor; bunlar muhakeme edilecek midir? Durum tam m ân asiyi e açıkianma-lidır.»
Bu milletvekilini gene müstakillerden ve Kural Abdullahın sıkı dostu olmakla tanılan Zeki Hatlb destekledi: Meclisi derin ve hazin bir sükûta garkeden bu beyanat karşısında Halep Milletvekili Başkan Rüştü Klh-ya şunları söyledi: «Durum naziktir: Devlet Başkanı hükümet teşkiline dair İstişarelerde bulunuyor. Esefle arzediyorum ki. teklifini, meselâ Haled Ela-zem Bey kabul etmemiştir: gelecek celseye Haşini Atul Bey gelecek ve yemin edecektir. Son askeri hareket haktandaki suallere cevap vermeği gelecek kabineye bırakmaklığı münasip görüyorum; cebeyi gelecek salıya tâllk ediyorum.» (1)
Bu durum karşısında (Ekseriyeti Şaab partisi bir parti kabinesi teşkiline mecbur olacak ise de yukarıda sayılı sebeplerden dolayı böyle bir kabinenin memleketi bu müşkül zamanlarda İdare etmek için Mecliste lâzım olduğu kadar bir çoğun-İuk elde edemiyeceğl muhakkak ’ addediliyor.
Created bv free version of 2PDF
Kabinenin istifası
Devlet Balkanının seçimi *-kabinde kabine istifasını vermişti. Tanınmış tarafsız devlet adamlarından hiç biri ve bu meyandn Haled Ela-zem ve Fares eî Khttri hükümet teşkili teklifini kabul etmediler, reddettiler; buhranın devamına sebep bu ricalden bazılarının böyle karışık bir âtınım esnasında mesuliyet almak İstememeleri idi. Btr de ekseriyet (Şaab - Halk mânasına) partisinin kabine teşkili işinde bam şartlar İleri sürmesi oldu. Filvaki bu parti muayyen ve mühim Bakanlıkların kendi mensuplarına verilmesi, gene (Ekrem Horan» gibi bazı zatların kabineye alınmaması, kendi 1 siyasi programının hükümet tarafından aynen kabul edilmesi gibi şartlar ileriye sürüyordu.
Ba partinin 50 kadar âzariy-
te Mecliste yalnızca matlup ço-'saleten hiçbir kimse tâyin edil recektir
Halkın temayülü
Irakla bir tek devlet halinde birleşmeği halk münasip görmemektedir; çünkü böylt bir hal vukuunda Suriye ordusundan daha kuvvetli ve fakat İngiliz idaresi altında olan Irak ordusunun Surlyeyi istilâ edip kendisini hakir bir metbu (vas-sal) menzilesine düşüreceği, medeniyet ve kültür bakımından üstün olan Suriyelilerin. ı-raklıların emir ve nüfuzlarına tabi tutulacağı, Suriyenin mânevi. müstakil ve siyasi şahsiyetinin silinip gideceği söylenmektedir. İsrail tehlikesi karşısında Arap Devletleri Birliğine itiraz eden yoksa da, bunun pratik ve programlanmış bir hal şeklini bulan yok ve bunr. sebeb olarak da kıra! te başmanların şahsi nefsanl hırs ve gururlan gösteriliyor,
Şu muhakkaktır ki bu son askeri hareketin lam gayesi yeni hükümet teşkilinden ve Kurucular Meclisi müzakereleri bir müddet devam ettikten sonra anlaşılabilecektir. Suriye hastadır: böyle krizlerle sarsılmaktadır; henüz bu hastalığı hak-kıyle teşhis edecek bir hekimin eline düşmüş değildir. Bizim dileğimiz, dost komşu Suriyenin bir an evvel refaha Savuşması merkezindedir.
Şakir ÇEÇEN
Genelkurmay Başkanlığı
Burada Ordu Başkomutanlığı aynı zamanda Genelkurmay Başkanının uhdesindedir; Şükrü Kuvvetlinin Hiisnû Zalm tarafından hapsedildiği (Mezzel hapishanesi hastanesinin bir u-dasında hâlen mevkuf ölün General Hınnavi’den lan bu makama
(1) Sansür bu beyanatın telle harice bildirilmesini menetti.
Gelir Vergisinden muaf olanlar
Ord. Prof. Frltz Neumark 2 Ocak Pazartesi günü saat 13,30 da Kadıköy Hnlkevînde Gelir
açık kû- I Vergisinden Muaf Olanlar mev-htniız a- zulu mühim bir konferans ve-
3‘
| ile öldürülen fil görülmekte-’*-
[£krS JHakikî suçlu]
sun ha! Seninle hesaplaşmağa geldim. Şimdi beni iyi dinle I Burada kâğıtla kalem var mı? Sana dikte edeceklerjpıl kâğıda yaz bakayım Şunu şiin-dlden haber vereyim ki, dediğimi yapmazsan, bunu hayatınla ödeyeceksin. Çünkü beynine bir kurşun, sıkmağa karar verdim. Yazmağa hazır mısın?
Glekan mihaniki bir surette kalemi eline aldı:
— Yaz bakayım: «Con Ro-neyln, muhakemesi esnasında orman bekçisini öldürmediğine dair söylediklerinin tamamly-le doğru olduğunu tasdik ederim. Bekçiyi ben öldürdüm, yakalandığım zaman bu cinayeti nasıl işlediğimi teferruatıyla anlatacağım. Bu itirafımı teyld için cinayet işlemek için kullandığım silâhı.»
Glekan, kalemi elinden bırakarak:
— Yazamam, hayır, hayır... Yazamıyacağım. diye kekeledi. Sen zebani misin?
— Hayır zebani değilim. Masumum. Cenabıhak bana masumiyetimi ispat etmek lmkâ-bahşettl, tki dakikaya
İhtiyar Glekan sofradan kalktı. O müthiş haberi neşretmiş olan gazeteyi, dayanılmaz bir kuvvetin şevkiyle eline alarak tekrar okumağa başladı. Dört beş satır okur okumaz, İştahı. neşesi kesildi. Hayatı cehennem kesildi, parmaklar-rında, gazeteyi yırtacak kuvvet kalmadı.
Bununla beraber, biraz düşününce hamdü sena etmek lâzım geldiğini anladı, çünkü o gazete, kendisini tehdit eden büyük tehlikeyi vaktü zamanında ona haber vermişti.
Glekan geen gazeteyi okumağa başladı:
«Portland hapishanesinden birkaç mahkûm kaçmıştar. Bunlar arasında geçen sene Moyr mıntakasında bir orman bekçisini kurşunla öldürmüş olan Con Roney de vardır. Bütün deliller aleynlnde olduğundan idama mahkûm olacağı muhakkak görülüyordu. Fakat orman bekçisini öldürmek İçin kullandığı av tüfeğinin bulunamaması onu idamdan kurtarmış ve cezası müebbet küreğe İndirilmiştir. Firari nuu mahkûmların izleri henüz bu- kadar bu kâğıda, silâhı nerede saklamış olduğunu da yazıp alı tını imzalamazsan seni köpek gibi öldüreceğim.
I Glekan. karşısındakinin şa-j I kaya gelemlyeceğinl anladı. Ka-I leml eline aldı ve kâğıda: 1 «Silâhı odamdaki karyolanın başucundaki döşemenin altına sakladım. Tahtaların kesilip eklenmesinden yeri bellidir.» diye yazdı.
Maskeli şahıs, kâğıdı alıp yazdıklarını okuduktan sonra
Kaçırılan Yunan çocukları için yas
Yunan Kıraliçesl Frederika hazin bir nutuk «Öyliyerek çocukların kurtarılmasına çalışılacağını vâdetti
Mahkeme Koridorlarında
Allahın rahmeti bile benim başıma belâ oluyor!
BULMACA
lunmamakla beraber yakalıv-nacakları muhakkaktır.»
Bu son cümle, ihtiyar Glekan a biraz ümit vc teselli verdi. Kendisini tamamiyle teskin edecek ve bütün endişelerini giderecek haberi, belki de ertesi gün aynı gazetede oku-. yacaktı. Fakat az sonra gene telâş ve korkuya düştü. Ken-, dişini kararsız, âciz, kudretsiz, ve mahvolmuş addediyordu.! Endişe ve korku kendisine bir y*zölKlanr an bile rahat vermiyor, om-! 1 ve rünü devamlı bir mânevi hu-‘ "*
zursuzluk içinde geçiriyordu. I Akşam sayfiyedesJ küçük e-, vlne dönüp, öğleden kalan yemek artıklariyle karnını doyurmağa hazırlandığı sırada odada bir tıkırtı duyar duymaz boğazından boğuk bir ses çıktı :
— Küııuır orada'-1 Yoksa bana tir muziplik mi ys.pmak is-tiyo .unuz?
f an*., altu. ıa. çamura
batı. * kaba a/ak kundurası görmüştü. Acaua, bu gördüğü kunduralar hakiki mİ İdi. Yoksa heyecan ve korkudan mütevellit bir galatı rüyet mi idi? Bu müşahede üzerine alnından soğuk ter taneleri akmağa başladı. İhtiyar Glekan yıldırımla vurulmuşa döndü, ; yerinde kımıldamağa, sesini çıkarmağa kuvveti yoktu. Dilini 1 yutmuş, korkusundan gözleri 1 dışarıya uğramıştı.
Glekan bu bitkin halde İken paravan yerinden oynadı. Kir- ' 11, yırtık elbiseli, ve eli taban- 1 cali bir şahıs, meydana çıka- 1 rak birkaç adım attı, korkusundan dona kalmış İhtiyarın önüne gelip durdu yüzü maskeli olduğu için eşkâli görünmüyordu. Fakat ihtiyarın, karşısında duran meçhul şahsın hapishane kaçkını Con Roney olduğuna şüphesi kalmadı. Boyu. saçları, vücut teşekkülâta ı ve söz söylemeğe başladığı za- ; man ölüm çanım andıran sesi : onunkinin aynı idi. Meçhul şahıs: i
— Glekan dedi, halinden, tlt-' ! remenden, dışarıya uğramış ; gözlerinden anlıyorum ki, yüzümü görmemiş olmakla bera- ı ber, beni tanımışsın. Titriyor- ı
— şimdi de okunaklı bir şekilde altına imzam at bakayım, Yoksa tereddüt mü edl-1 yorsun?
— Hayır, hayır... tmzalıya-cağım. Fakat bu kâğıt neye yarayacak? Bunu hapishane kaçkını Roney tarafından rö-velver tehdidi altında yazıp imzalamağa mecbur edildiğim anlaşılınca hiç bir kıymeti kal-mıyacak,
dekanın bu sözünü alaylı bir kahkaha karşıladı. Meçhul şahıs, yüzündeki maskeyi kalandı ve L— Or(i£_ j mah-
kumun oğh Robı ,ı. yı„ durduğunu gördü.
Delikanlı, şaşkına dönen Gle-kana hitabetti:
— Zavallı masum babam, Porlland zindanında çürüyor. Hapishaneden kaçtığı haberini ben uydurdum. Ben seni aldatmak İçin bu haberi gazetelere verdim, Babamı kurtarmak istiyordum. Çünkü o. masumdur. Kaatil ise sensln. Mahkeme, ihtiyarlığına hürmeten seni idama mahkûm etmezse babamın hapishanedeki yerini sen işgal edeceksin, dedi.
Çeviren: A HİLÂLİ
Yunan kıraliçesl Frederika
Atina 30 (Nafen) — Bugün Atinada demir perde arkasındaki memleketlere cebren götürülmüş olan 28.000 Yunanlı çocuk İçin bir matem merasimi yapılmıştır.
Merasime çocukların ana ve babalarlle beraber binlerce hail: iştirak etmiş ve Atina sokaklarında halkın izdihamından bütün vesait durmak mecburiyetinde kalmıştır.
Tunan kıraliçesl Frederika gayet hazin bir nutuk söylemiş ve bu çocukların vatanlanna avdet etmesi İçin her şeyin yapılacağını vadetmiştir. Kırall-çe nutkunda 1932 senesinde Atlantik denizini İlk defa uçak İle geçmlye muvaffak olan Llnd-berg'ln çocuğuna yapılan muameleyi hatırlatmış ve çocukların anneleri İçin dalma hatır-
kıral Pavlos ile beraber
da olduklarını söylemiştir.
Cebren memleket dışına götürülmüş olan bu çocukların kurtarılmaları için ayrıca Rum ortodoks kilisesi de teşebbüse geçmiştir.
şimdiye kadar sarfedilmlş o-laıı bütün gayretlere rağmen ve birleşmiş milletlerin de yapmış olduğu müracaatlar halâ cevapsız kalmaktadır.
Yalnız asiler yanında bulunan pek az miktarda çocuk kur tanlabllm İştir.
Birleşmiş milletlerin Balkanlarda tahkikat yapmış olan hu -husl heyetinin kanaatine göre halen Yugoslavyada 12.000. Arnavutlukta 3.000. Bulg&rlstan-da İse 3.000, Maçaristanda 4000, Romanya da 2000, Çekoslovalc-yada İse 2000, Yunan çocuğu va tanlarından uzak bulundurulmaktadır.
Karşıdan görür görmez tanıdık. O da yılışarak baş selâmı verdi. Ceza mahkeme leri koridorunun devamlı ziyaretçilerindendir. Uzunca fasılalarla buraya gelir Duruşu pek çalımlıdır, jandarmanın yanında bir âmir edasile oturur. Fakat konuşmağa başlayınca vaziyeti değişiverir. Boynunu büküp sesini titrete titrete dert yanar. Daima hayattan şikâyetçidir. Dünyanın ne kadar kazası, belâsı varsa hep ona musallat olur, başı dertten kurtulmaz.
Gene o çalımk edasile bacak bacak üstüne atmış, sigara tüttürüyordu. Hatırını sorduk: |
— Nasılsın, ahbap? Ne var ne yok? Çoktan beri görünmüyordun.
Derhal tavrını değiştirdi, bacağını indirip gövdesini düzeltti ve bileklerindeki ke lepçeye melûl mahzun bakarak yürekten bir ah çekti:
— Sizleri daima görmek d,r benim- Su k,S «ününde isterim. Dinim hakkı 1T1„ söylüyorum ki her zamaıı hasretinizi çekiyorum velâkin burada karşınıza çıkmak çok ağrıma gidiyor. Vallâ billâ utanıyorum, bey, efendi abiler. Sizleri görünce yedi kat yerin dibine geçiyorum.
— Aldırış etme canım. Bil rada görüşmeğe alıştık artık. Nerelerdeydin bakalım? ı
Göğüs geçirdi, sesi biraz' daha titrekleşti:
— Bizim yerimiz malûm, beyefendiciğim. Uzunca bir zaman gözden kayboldum, mu, anla ki dertli başım gene bir kaza torpiline çarptı, kodesi boyladım. Leyle-'
t kendilerine göre acayip huy j lan var. Uzun sözün kısası, i şu kavanoz dipli dünyada ı minarelerden gayri doğru
■ birşey göremedim. Ben bunu bilirim, bunu söylerim.
■ Sen istersen inan, İstersen • İnanma.
— Bugün dertlerin fazla-
i ca depreşmiş, ahbap.
ı — Derdin depreşmiyeni
. olur mu, beyefendi abi? De-minelen beri anlatıyorum sana. Bizim isimiz gücümüz dertlerle boğuşmak. Kazalı belâlı yerlerden uzak olayım dedikçe kör şeytan benim yolumu oralara çeviriyor. Yağmurdan ne umarsın? Cenabı Allahın rahme-l tidir, zamanı gelince yağar, öyle değil mi? Gelgeleüm, mübarek rahmet bile benim başıma dert oluyor.
— Sırtında pardesün var. Yağmurdan niçin bu kadar çekiniyorsun?
— Hımmm... Orasını bir den bilirim, bir de Cenabı Hak. Bir acayip huyum var-
L 1 1
! 1 ı
I ■ rr
■ 1 1 î 1 "T ■ '
1 t ■
l ■ w
i l 1 s
1 1 1 1
s -id r
Kızılay aş ocakları
Şehrimizdeki 12 bin yoksul vatandaşla 8 bin öğrencinin yemek aldığı Kızılay aş ocaklarının daha iyi şekilde çalışmacına karar verilmiştir.
Vâll ve belediye başkanlığı, bu ocaklarda pişirilecek yemeklerin cins ve evsafı üzerinde e-hemmlyetle durmaktadır.
Bugün kandil olduğu İçin aş ocaklarında etU yemek verilecektir-
İspanya Kralı Alîons'un oğlu Segovle Dükünün zevcesi,
Düşman Dostlar
Macera ve Aşk Romanı
Yazan: J. I), Carr Tercüme eden: (Vâ-Nû)
■---- - -«Tefrika No. 19
, Colin, devamla:
— Birşey bulmadık. Zaten bulmuşuz, bulmam içiz ne çıkar. Yann. buraya G^deon Fejj gelecek, o, İşin İçinden çıkar.
Kathryn haykrdı:
— Fell ml? Yani doktor Gedeon Fell mi
— öyle ya.
— Gazetelere açık mektuplar gönderen o talıammülfersa adam; anladınız kim olduğunu, değil ml, Alan?
— Tabammülfersa. dediğiniz zat,âlimlerin allârnelerin ense vlmllsidlr, küçük kedicik! Bilhassa krlminaloji bahsinde üstüne yoktur.
Colln'in verdiği bu tafsUât Elâpat halayı tatmin etmedi. Yeni misafirin hangi bölge halkından olduğunu öğrenmekte ayak dlreyordu.
Colin, bu yeni misafirin aile
sırlarına dair malûmat sahibi olmasından bir zarar çıkmıya-cağını söyleyince, hala bazı mü talâalar beyan etti: ve meclls-tekiler. halanın Colln'detL gelecek fikirlere katiyen ehemmiyet vermediğini anladılar. Alan, tenkld etmeği düşündü, takat terbiyesi mâni oldu Herkesi İlgilendiren mevzua döndüler,
— Bana hâlâ müphem ve karanlık görünen cihet, müteveffaya alt hâtırat defterinin kaybolmuş bulunmasıdır.
Elspat hala, bariz şekilde hiddetlendi; fincanlara çay koyarken dudaklarını ısırdı,
Colin:
— Hâtırat defteri mi? — diye sordu.
— Evet, buna büyük bir ehemmiyet vermeli ml, vermeli mi bilemiyorum. Fakat, Cathryn’le ben, hic de niyeti-
içih soyunup denize dalsam, sözüm bu meclisten dışarı, kö-‘ pekler gibi tirtir titresem bir şeycikler olmam. Velâkin, en * seme, kulağıma iki damla yağmur dokundu mu, benim iflâhım kesilir. Ondan L sonra seyreyle hastalıkları , öksürükler, karın ağnian, nevaziller hep benim üzerime çullanır. Doktor parasını, ilâç parasını hesap et bakalım. Benim gibi adam bunlara dayanabilir mi? , Fazla başınızı ağntmıyayım, r' yağinura hiç yüzüm yoktur.
' vesselam.
— O halde şemsiye kullan.
_ — Hav ceddine rahmet.
LB, MU y 1C*UX1BB. LjL., ■
ğin Ömrü lâklâkla geçermiş, de ^kırdıyı oraya ge-bizim ömrümüz de kodeste ”Q
pineklemekle geçiyor. •
— Hapishaneden j„.' çıktın demek?
— Yok, pek de yeni sayılmaz. Çıkalı bir ay var. Töv-bekâr oldum, yedi ceddimin üzerine yeminler içtim, bir daha kazalı belâlı yerlerden uzak bulunayım diyerek ahdettim. Tamam yirmi dokuz gündür namusumla yaşıyordum. Bir karıncanın kanadını incittimse Allah bin türlü belâmı versin. Bizim rahmetli moruk; «Ulan Aziz, bu dünyada senden kimseye fenalık gelmezse, I kimseden de sana fenalık I gelmezi» diyerek bana nasi-, hat geçerdi.
— Çok doğru söylüyormuş baban
Yüz ekşitti;
— Dinini seversen bırak enayinin palavrasını. Bu dünya öyle bir kahbe dün-yaki, yeryüzü n deki fenalıklar çirkef gibi sıçrıyor insa-
kocasının taht üzerindeki hakkından İstifade etmesi İçin ay- olmuyor vesselam. Beş par-nlmağa razı olmuştur. Düşes Vlyanah bir artisttir. Yukarıda mağm beşi de bir değildir, gazeteciler arasında görülüyor. İnsanların da her birinin
! çalışıyorum ya. “ ”, Şemsiyeye meraklıyımdır. yenj Yazın ortasında bile gokyü-. zünde avuç içi kadar bulut I parçası- nrsem şemsiyesiz kapıdan oişanya adım atmam. Hastalık meselesi, ma lûm ya. insan dediğin bu dünyaya bir defa gelir. İki damla yağmur uğruna ölüp gidersem yazık olmaz mı bana? Gel gelelim, anamın karnından ters mi doğmuşum, ne olmuş, bilmiyorum ki. Canımı kurtarmak için elimde gezdirdiğim şemsiyenin bile zararı dokunuyor bana.
— Şemsiyeden ne zarar gördün?
— Sorma orasını. Yirmi dokuz gün namusumla yaşadıktan sonra kelepçeleri takıp buraya gelmemin sebebi şemsiye değil mi?
— Nen yaptı sana şemsiye, anlatsana.
— Başıma taç edip be ka-**.* o*v*.jv* dar sene elimde taşıdığım
mn üzerine. Sen ne kadar şemsiyeden günün birinde iyi olsan para etmez. Kar- böyle bir fenalık göreceği-şımdakiler de benim gibi iyi,1 mâ aklımdan geçirmezdim, temiz yürekli olmazsa benim iyiliğim kaç para eder? Amma velâkin, herkes iyi
bey abi. Hava yağmurlu idi. Travmay geldi, şemsiyemi kapayıp bindim. Giderken bir aralık pencereden baktım ki karşı kaldırımdan bir ahbap geçiyor. Şununla
miz olmaksızın, avukatın ve sigortacının bu mevzua dair bir muhaveresine şahit olduk.
Colin. kaşlarım çattı:
— Tahminime göre biri yok etmiştir,
— Nasıl bir hâtırat defteriydi bu?
— Angus, her sene bir defter alırdı; İçine de Allah bilir, neler kaydeder dururdu. Ruhunun derinliklerinde neler cereyan ettiğini kimse anlamasın diye de senenin sonunda bu defteri yakmak garabetini gösterir dİ.
— Mükemmel bir Ihtlyatkâr-lık!
— Tabi!... Her akşam, yatmadan önce oturur, hâtıralarını yazardı. Vefatının ferdasında, bu defteri, masasında bulmaklığımız lcabederdl. Eğer, öğrendiğimiz doğru ise, böyle bir defter bulunmamış, öyle değil mİ, Elspat bala?
— Çayını iç. gevezelik etme!
— Allah rızası İçin ne gevezelik ettiğimiz var Defter, masada bulundu mu, bulunmadı mı?
Elspat hala, fincanına yavaş yavaş çay koydu ve küçük
yudumlarla İçmeğe başladı.
Colin, devam etti:
— Diğer ehemmiyetli bir nokta, defterin, kayboluşunun, o gün hemen sabahleyin değil, günün pek ilerlemiş bir saatinde keşfolunuşudur. Defteri masanın üstünde gören her hangi bir insan, onu oradan almış ı olabilir. Binaenaleyh, bu defteri ille caninin çalmış bulunması lâzım gelmez. Sen de bu fikirde misin, Elspat?
İhtiyar kadın, bir müddet boş çay fincanına baktı, sonra İçini çekti:
— öyle zannediyorum ki, senin şu andaki en büyük arzun, viski getirmeleridir?
Collnln yüzü, birdenbire ışıldadı; Alan'a dönerek şu teklifte bulundu:
— Delikanlı. «Pembe bir dağ viski» miz vardır, İçersen, vallahi blll&hl, kafa tasın yenliden fırlar, İstiyor musun?
Dışarda şiddetli bir rüzgâr estiği farked ilmekle beraber, yemek salonu sıcaktı.
Alan, genç kuzininin bulunduğu şu mecliste, her hangi bir aşkınJık taşkınlık yapmağa hazırdı. İslermİPHİnln arkalığına
rahatça yaslanarak cevap verdi :
— BcynlmLattıracnk bir viski teklifi karşısında, cidden mest oldum.
Colin, dizlerine sevinçle vurdu:
.— Hey Allahım!... Demek kİ varsın ha? Eh. öyle ise şuna bir erkek porsiyonu getirt, Elspat. cCampbell'lerln mukadderatı» viskisinden getirt.
Kadın, itaatle çıktı. Biraz sonra, İçinde koyu renk bir İçki Ue dolu ve pınl pırıl parlayan sürahi elinde döndü
Colin, viskiyi, âdeta şefkatle, muhabbetle eline alıp masanın üzrlne koydu, tkl kadına mini mini bir miktarda sunduktan sonra, kendi kadehini ve Alan'ınklnl ağız ağıza doldurdu.
— Ne şeklide arzu edersiniz, azizim?
— Amerikan usulünde, sek.
— Yahu, be... Yahu be, sen benim çok hoşuma gidiyorsun bel Harikulade lezzetini bozmadığın için çok isabet edersin. Şerefe, âflyete f
Elsapt hala ite CoUn, delikanlıyı büyük bir alâka İle ta-
klbedtyorlardı.
Cathryn, itimatsızlık gösteriyor, kadehini kokluyor. İçkinin rayihası onun da hoşuna gidiyordu.
Alan:
— Daha İyi günlere ulaşmak için, — dedi. —
Bir çekişte kadehini boşalttı. tkl saniye sonra, berbat bir baş dönmesine yakalandı. İçki, tam mânasiyle beynini yerinden sıçratmıştı. Bir derenin akıntısına yakalanmış gibiydi, şakaklarının damarları sızlıyordu. Neredeyse patlayacaklar. Etrafında ne varsa her şey döndü. Bir an için bayılacağını zannetti. Ebediyet kadar u-2un zannedilen bir saniye zarfında gözlerini kapadıktan sonra, tekrar açtı; bulutlar ara-snda bulunduğunu ve Collnln, kendisine hem gurur, hem de sevinçle baktığını gördü.
Bu perişanlık geçince, Alan, ruhunda bir rahatlama, bir ferahlama duydu. Fikri açıldı. En güç meseleleri bile şa anda halledebilecek kudrete geldi.
Colin, sordu:
— E, bakalım?
Genç profesör:
Soldan Sağa; 1 _ Bcy*x|din bir Icazaıı, 2 — Operasyon, 3 _ Qnun yarını, Çekirdek. 4 — ViUyet, Akıllı-(!i. 9 Tersi kablU ekil. Temi mej-fullyet, a — Alıeı 9let, Beyaz. 1 — Keskin akıl. Lâhro a — Alillik, t — AlelAde kamara. 10 — Tersi pırasanın. bağı. İnşaatçı.
Yukarıdan aşağıya; 1 — Mezarda çekilen ceza. 2 — Bir riyazi dem.
3 — Temi fenalık. Tersi sUkûnetli.
5 — Kırmızı Zulümler S — Doku ■ nakli söz. EnM bir Türk medeniyeti. B — Bastan korkuluğu. Son (cad bombanın asli maddesi. 7 — Kirişi kıran. Davarın bağı, a — Babına «M* gelirse eski bir madeni para. Geni, detil
Çaçan Bulnmcanuı HaUl:
Soldan sa£a: 1 — Parlamak, ] — Alınlına. 3 — Lütfedin. 4 — Adı. Mıha. 5 — Seksenüç 8 Re. Ara. 7 — Açıkotur. 8 — Lul, Cuma. 0 — Alınan. 10 Rukokoç.
Yukarıdan ajatıya: 1 — Palaskalar. 2 - Alûde. Çulu. 3 — Rıtıkntık.
4 — Laf. Sek. No. 9 — Aleme, Ocak.
6 — Mıdmatuno, 7 — Anlllıüetun 8 — Kannçarok.
»M
ir C. K. P. İstanbul İlkokullarında Okuyan yoksul çocuklara yardım cemiyetleri birliği başkanlığından ; Birliğimizin 1MB ve 1M9 yılları umumi heyet oplantın 28 ocak LOGO cumartesi «ünü «ant 14 te Ejnln-önU CeVrikalfa ilkokulunda yapılacaktır.
Sayın delegelerimizin sözü edilen gün ve saatte hazır bulunmalarını saygılarımla rica «derim.
ir Türk Sahne Sanatkârları Derneğinden:
2/1/050 pazartesi saat 10 da seyyar röntgen cihazı ile mcccanen radyografileri alınacağından sayın (İyelerimizin aile ve «ocuklarlyle birlikte zikredilen tarih ve saatte Şehir Tiyatrosu Komedi kısmına gelmeleri rica olunur.
SİOİİ Halkevinden: 4 — 1—959 Çarşamba günü saat 18 30 da Halke-vlmlzde Dr. Yakup Çelebi tarafından (Verem asm vc Yeni tedavileri mevzuunda bir konferans verilecektir.

biraz konuşa yun diyerek tramvaydan inmek istedim. Kalabaİığı yararak ön tarafa doğru ilerlemeğe çalışırken kazara şemsiyemin sapı yolculardan birine takıldı. Şemsiyemi kurtarayım diye elimi uzattım, herif; «Vay, sen benim cebimi karıştırıyorsun» diyerek bileğime yapışmaz mı! «Sululuk etme efendi. Senin cebinde benim elimin ne işi var? demeğe kalmadı...
Birdenbire sustu, başını önüne iğdi. O esnada temiz giyimli, şişman bir adam güiümsiyerek yaklaştı:
— Devam etsene, beni görünce niçin sustun? Şemsiyeni kurtarırken benim cebimdeki cüzdan nasıl takıldı eline?
Cevap vermedi, derin derin içini çekerek bize sırtııu çevirdi ve mahkeme açılıncaya kadar konuşmadı.
Ce. Re.
— Mükemmel! — dedi.
CoUn:
— Daha İyi günlere ulaşalım. — diyerek o da kadehini bir çekişte boşalttı
İçkinin, sakallı üzerindeki tesiri, delikanlının üzerindeki tesirinden farksız olduğu Aşikârdı ama. adam kendini daha çabuk toparladL
Neşe ile Alan'a sordu:
— Hoşunuza gltt1 değil ml?
— Ooo. ne demezsiniz,
— Size fazla kuvvetli gelmedi ml?
— Yok efendim...
— Bir kadeh daha çeker misiniz?
—Tabii değil ml ya...
Elspat hala, esefle İçini çekU.
IX
Alan CampbelL gözlerini açtı. Şuuru, mevcudiyetinin derinliğinden yavaş yavaş kurtulup çıkıyordu. Şimdi büsbütün ayıldı ve kendini, güneş İçinde meçhul bir odada buldu. Bir yakatka yatıyordu. Kendine alt olmayan bir pi.'amayı sır-t'«ıa giymişti.
(Arkası var.)
m. rvvnı
31 AralA 1949
AKSAM
Sahile 7

Hıristiyanların mu
kaddes yılı: 1950
Rcmaya gelecek bir milyon katolik Türkiye Cumhuriyetinin bir yıllık varidatına yakın para bırakacak
Mayısın son haftasında Papa on ikinci PiuX 1950 senesinin hlristinyanların Komayı tiya-ret etmeleri için mukaddes bir yıl olduğunu ilân etmişti. Tarihte birinci defa mukaddes yıl kabul ve ilânı yeni bir asra girii mekte olduğu 1300 senesinde Papa sekizinci Boniface tarafından yapılmış olduğuna nazaran Somada dinî festival icrası ananesi 650 senelik bir maziye malik bulunuyor demektir Tarihler birinci mukaddes yılda Avrupamn muhtelit taraftarından Komaya İki milyon hristl-yan geldiğini, bir çok ziyaretçinin Romanın dar sokaklarında iadihamdan ezildiğini, hacıların Papalık hazînesine pek çok paralar bırakmış olduklarını ve (Sen Plyerı in mezarı başına bırakılan hediyeleri toplamak İçin iki rahip muavininin çalış-Unlmasına lüzum görüldüğünü yazmaktadır.
Kilise jübileleri bidayette yüz senede bir yapılırken sonraları elli senede ve nihayet her yirmibe-ş senede bir tekrarlanmağa başlanmıştır. Papa Onbl-rincl Pius jsftnın çarmıha gerilmesinin Ondokuzuncu yüz yıl dönümü münasebetiyle 1933 senesini fevkalâdeden mukaddes yıl ilân etmişti.
Alâkalı çevreler içinde bulun düğümüz mukaddes yıl içinde günahlarını affettirmek ümidile Romalım Mr milyon Hristiyan tarafından ziyaret olunacağını tahmin etmektedirler. Roma'ya gelecek Hacıların yerleştiritebll-meslnt temin için Vatikan ya-tamda ve civarında bir çok mkrıflrhaneler inşa ve İhzar 0-İzn nuştur. Vatikan, İtalyan hü-kta.eti. Roma belediyesi ve iki milyon âzası bulunan uluslararası Katolik erkekler cemiyeti İtalya’ya ve Rom a‘ya gelecek ziyaretçilerin esbabı istirahatını temin İçin aylardanberi hazırlıklar yapmaktadırlar. Adı geçen Katolik cemiyeti Azasından bir kısmı mukaddes yılda Rom a Ya gelecek Hacıların lşle-leri ile uğraşmak üzere Fetiş Roma isimli bir komite teşkil etmişlerdir. Bu komitenin Mâruzları, mukabilinde hiç bir ücret almaksızın Hacıları gurup gurup (7) gün Roma da ve (3) gün de İtalya'nın diğer mevkilerinde gezdirmeği deruhde etmişlerdir. Papa mukaddes yılı İlân eden beyannamesinde «Hacıların variyetlerinin İtalya'ya eğlenmek Üzere gelmiş olan se-yühlann vaziyetlerine benzememesini ve bunların tavır ve hareketlerinin geçmiş asırlarda gû nahlannı affettirmek için bir çok mevanli Iktiham ederek ve hattâ hazan yafan ayak olarak Roma’ya gelmiş ve gözyaşları 1-le Allahtan mağfiret niyaz etmiş Hacılannkinr benzemesini» İstemekledir.
Katolik mezhebinde 25 milyon Hristiyanm bulunduğu Birleşik Amerika'dan bu yıl İçinde Ro-ma'ya en az 300 bin Hacı geleceği tahmin edilmekte olduğundan Felix Roma bunlar için yedi lüks vapur İle üç adet Cons-tellation uçağı tahsis ettirmiştir. Roma’ya bu vapurlarla ge-
Tınan: B. AK SEL
Balıkçılığımız
'erin
Erkekler sadakat
garip âdetler
(Baş tarafı 4 üncü sahifede) kötü ruh için kurban edilen keçi, ya çok zayıftı, yahut kusurlu idi ve ruh bundun memnun olmadı denilir.
Ölüm halinde evvelâ aileden biri gayet kuvvetli bir surette cenazenin kulağına, tekrar canlanması İçin bağırır. Ölü canlanmayınca derhal orada boş bir tahta sandığa konur ve ağzına ruhunun yemesi İçin pirinç doldurulur. Ölü evin veyahut kulübenin esas kapı&ın-________________ . .' ' . duvara yattan eser yok gibidir. Daha'delinen bir delikten çıkarılır, az derinliklerde ise mükemmel Cenaze, taallukatı arkasından t ve çok verimli bir tayı balıkçı- ] teker teker yürüyerek giderler] lığı mümkündür. Ancak bu de- ve mezarlığa naklolunur.Ölünün ntede Anadolu sahillerinin fa?.- diğer dünyada ihtiyaçlarını la derinliği dolayisile ve yılın karşılaması için sevdiği eşya-pek az Mr ramanı için kıyılara iar da beraber gömülürdü, sokulan bilâhare de derinlere I Anma töreni çekilen kalkan balıkları İçin Hçv sene muayyen günlerde açık dem* balıkçılığı yapüabi- ffliüerl haUlhınıa gunü diye bir merasim tnıniı vardır. Bu gün
Marshal yardımından faydalanırken gözöniinde tutulacak noktalar
sız kaba olmuçlar
Yazan: Zeki CAN
len her hacı («*&> ve uça* yolcularının her biri 798 dolar ö-deyeeektir. Papalığın Amerika'daki Katolik klişelerinde dağıt-tırmakla olduğu hacı biletlerinden birer tane edmc uJer Roma'-ya giden ve Roma’dan çıkan trenlerde yüzde O ilâ 6û tenzilâta mazhar olacaklardır.
ttalya hükümeti de Amerikan hacılarına kolaylık göstermekten hâli kalmamaktadır. Mukaddes yıl içinde İtalya'da 180 günden daha az bir müddet kalacak Amerikalılar vize almağa mecbur tutulmamaktadırlar.
İtalya'nın meşhuruâlem yankesicilerinin de boş durmadıkları re cepleri dolar dolu Amerikan hacılarını çarpmak için (Sen-pler) klisası merdivenlerine hâtıra kartları, teşbih gibi şeyler satmak bahanesile küçük satış yerleri açarak tertibat almış olduklan haber alınması üzerine Roma polis müdürü. Ka-rabinîyerier komutanı ve Vatikan’ın mümessilinden müTekkcp Mr komite ini dükkânların hepsini kapatmıştır. •
Sekenesinin 200 milyondan fazlası Katolik olan Avrupa kıt' asında halkın m dörtte üçü Katolik olan Macaristan ve Çekoslovakya ve nüfusunun beşte dördü Katolik olan Polonya demir perde arkasında kalmış olduğu gibi diğer Avrupa memleketleri Kaibiklerin den Komaya gelecek olanların da İtalya'da pek fazla kalacakları tahmin erili meri iğinden Birleşik Amerika ile 60 milyonu mûte—riz Katolik bulunan Cenubi Amerika ve Ran a dallan geieCe-ır ra daha fazla ehemmiyet verilmektedir. Kıt'a aşın yerlerden gelecek bu hacıların sadece Roma ve İtalya'yı görerek hemen dönüp gideceklerini tahmin etmeyen İsviçreliler bunların İsviçreye kadar uzamalarını sağlamak İçin seyahat acenta-lan vasıtarile reklâmlar yapmakta ve otel flatlarmda tenzilâtlar yapmış olduklarını bütün dünyada İlân etmektedirler.
Papa On ikinci pios Kardinallerin Noel tebrikâtmn cevap teşkil eden nutkunda 1950 mukaddes yılmda asırtardanbert beklenUmelrtc olan Hrtstiyan klişesinin, birleşmesi ümldhıtn de gerçekleşmesi gibi bazı temenniler izhar etmişti. Pupanın bu dil eklerin İn tahakkuk edip etmeyeceği hakkında şimdiden bir tahminde bulunulamaz. Fakat İtalya'ya Birleşik Amerika-dan geleceği tahmin olunan ÎOT bin hacıdan beherinin hatya'-da I5A0) dolar ve dünyanın diğer memleketlerinden geleceği hesap olunan TOö bin ziyaretçiden her birinin (200i dolar sar-fedeceğl kabul olunursa İtalya’ya mukaddes yıl içinde Türkiye Cumhuriyeti yıllık varidat but -çeslne yakın bir para gireceği muhakkaktır.
Roma ve (Sen-pleTl i ziyaret İçin çok uzaklardan gelecek hacılar, başka memleketleri de ziyaret edeceklerine göre Şarki Roma İmparatorluğu merkezini
MarshaU yardımının balıkçı-iığmuza sağlayacağı fayda öl-çülemiyecek derecede büyüktür. Zira balıkçûığımız tam bir kalkınmaya mazhar olacak ve bir daha başıboş hale düşmeyecektir. Dolayisile de yurdumuzun büyük servet kaynaklarından biıİnkn daha istifadeli duruma getirilmesi tahakkuk etmiş bulunacaktır. Yalnız bu yardımın mükemmel bir teşkilâtla idare edilmesi lâzımdır, Aksi halde, beklenen netice suya düşer. Bu konuda belki faydalı olabilirim zannile 929 yılından 936 yılma kadar müteaddit ecnc-bi mütehassıslarla beraber bulunarak ve çalışarak edindiğim bilgi ve kanaatlerimi aşağıda sıraladım.
1> — Evvel emirde, gerek geçici ve geretae yerli balıklar için mühim istihsal bölgelerinde (göller dahil) dondurma tesisattı soğukhavn depolan inşa etmek lâzımdır. Çünkü bil gibi yerlerde elde edilecek hasılat (günlük olarak) belki her hangi bir nakil vasıtasının hareketini İcap ettlnneyebUir. O vakit hasılatın aoğukhava depo-1 arında bir veya bir kaç gun muhafaza edilerek bir hamide teşkil edecek miktarda olduktan sonra nakledileceği ve aynı zamanda bu gibi soğukhava depolarının deniz mahsulâtını J süratle ve ne bahasına olursa olsun satılması icap eden bir mata halinden kurtarılması bakımından da faydalan çok büyük olacaktır. En yakın misalini bugünlerde gayet bol çıkan uskumru balığında gürdük Ne yazık İd bu balık 15 kuruşa bir kürek olarak satıldı. Eğer kâfi soğukhava deposu olsaydı kalığın Hat muvazenesi değiş-miyecek ve balık piyasasında böyic, bir gün veya h'- İki ( talik bulunup onuan lmybalmıyacak ti
Mülga Balı» v udi enstitü., Jn-de yapılan tecrübelere! pa . mut balığı dondurulmuş ve Canı K iki ay sonra yendiği zaman balığın nefasetinden asla kaybetmediği müşahede edilmiştir. Bu da İspat eder ki soğukhava ve dondurmacılık balıkçılığın ilk plânda gelen ihtiyaçlarından biridir Bu depoların istihsal ve istihlâk bölgelerinde mahallî ihtiyaçlara göre İnşaları zaruridir.
2) --- Balık ru^lrlinç m.ohcnc
teknelere veya diğer vesaite pelince- Bu da soğukhava te-sisatlı kamyonlar ile gene so-ğukhava tesisattı deniz vasi t. a-
mflerin en çok iş göreceği denizler Karadcnizlc Akdenizdir-
Evvelâ Karadcnizi gözönünde tutalım. Bu denizde balıklar umumiyetle kıyılarda av verirler. Açıklarda av vermezler. Esasen bu denizi» 200 - 250 metre derinliklerinde kükürtlü --------------
hidrojenin bulunmasından ha- dan dışarı çıkarılmaz, __... . ___ ...ı_ .UVIJI. 1 J-1.Ktv aallIrfAn
Avrupaîı kadınların bir ankete verdik’eri cevaplar
tihar ettiği şey, hayat arkadaşlarına karşı gösterdiği sadakatti. Fakat bugün sadık bir erkeğe tesadüf etmenin İmkânı var mı? Modern erkekte, evlenmek hallâ. herhangi bir işe başla-
Son günlerde Avrupah kadınlar arasında şöyle bir anket yapılmıştır: Yirminci asrın erkeği geçen devirlerin erkeğinden farklı mıdır?
Ankete cevap veren kadınların hemen hepsi de, yirmine! mak teşebbüsü tamamen yok-asır erkeğini sadakat nedir bil- t—•— u.»_
!meyen, nezaketsiz birer varlık olarak göstermişlerdir. Verilen cevaplar umumiyetle şu şekilde hülâsa edilmektedir:
Modern erkekler evvelâ herhangi bir şey hakkında karar verecek kabiliyette değildirler. Bunlar aynı zamanda bir kaç kadına birden gönül vermiş gibi görünürler; ve sonunda ellerindeki bütün kadınları gücendirerek, sanki bir marifet ! İşlemişler gibi artık bekâr kal-1 mağa ahdederler. ,
Harb içinde, vazijet İcabı erkekler biri en biçmişiz kılıklarda. eski yırtık elbiseler içinde görmeğe alıştılar. Harb bitti; fakat hakikati görmek İstemeyen erkekler bize hâlâ o gözle bakıyorlar. Bu da yetmiyormuş gibi hepsinde âdeta bir komutan hali var. Dans ederken bile biraz nazik davranmak şöyle dursun, insan kavalyesinin kol-

Bu denizde bir de yunus ba- bütün köy balkı hazırlanırlar, lığının bol miktarda avlanma- Kulübelerinin çatısını yeniden suıın çarelerini aramak lâzım-, örterler, yerleri süpürürler, bu-dır. Bıı balık hem balıkçıların tün yerlere dikili olan kazık-; ağlarını harap etmekte ve hem ların uçlarına birer kırbaç iade külliyetli miktarda ekonomik değeri olan balıkları yemektedir. Daha evvelki yazılarımda da bundan bahsetmiştim. Sonra bilindiği gibi bunların gerek yağları ve gerekse derilerinden sanayide büyük istifadeler sağlanmaktadır. Trab-zondaki yunus yağı fabrikasının yanma yunusların kalan vücut parçalarından suııî gübre yapmak için bir de imalâthane kurulacak olursa lam bir kâr temin edümiş olacaktır.
Akdenire gelince: Bu denizde de kopek balıklan avlamak için av vesaiti temin etmek ve burada da bir deri ve suni gübre, ehil hayvan yemi fabrikasının kurulması çok şavnn» arzudur. Ek''1'—~
olmuştur. İnatçı bekârların kıs-kançUkları da iste bu teşebbüs yokluğundan Uerl geliyor. Meselâ bunlar kendi akranı bir arkadaşını karısı ve çocukları ile birlikle bir yere giderken görürler. Kıskançlıklarını giz-leyemeden hemen şöyle bir mütalâada bulunurlar:
— «Evlenmiyoruz, çünkü henüz mükemmel kadına tesadüf i edemedik! • Kıskançlığı örtmek . için ne mükemmel mazeret değil mi?
I Erkeklerde aranan fazlictle-rin bir çoğu bu şekilde ortadan kaybolurken, diğer tarfa-.an sinemalar ve tiyatrolar bu faziletlerin kaybolmasına yardım ediyor. Meselâ filimde erkek kızarak karşısındaki kadına i müthiş bir tokat patlatıyor. Böyle bir sahne erkek seyircilerin hoşuna gidebilir. Fakat - biz kadınlar günlük hayatta böyle sahnelere tesadüf ettiği-mlz tein artık bunlardan nefret ediyoruz; ve sahnelerimiz-'de erkeklerimize örnek olacak Sokakta giderken ayağınız şekilde hareketler beklijonız.
takılıp yere düşerseniz, etrafı- Bunu yapmak ■*“ mzda dolaşan erkeklerden bl yardım beld^"”'
Konur. ou (ınua »uıunıuu ja-
nma en önde tam tata enlen I? ? tP
MM adeta 1,01de botun o!ü-lk“Wl" 1,11 ■>-,
nün taalluk,t. gelir kadmlar nu"‘,c “««”■
o anda saçlar karmakarışık bir halde kendilerini yerlere atarak sızlanmağa başlarlar ve bir sihirbaz da ölünün berhayat 1-ken nasıl bir insan fevkaiAH»
-Âmumtşiar c(ne onun İçindir ki bizim kara sularımıza girerek kaçak balık avlamak isterler.

-rf er kekleri!
r( • •«tnıek vazifesi İle karşı _ MT *e mer-'karşıya bulunmaktadır. Çünkü
î.^iâbuİMu. Bu beıki harbin böyle bir vazifenin İhmali çok zaruretleri yüzünden gelmiş o- geçmeden Arrup» kuünratnina-iabiUr. Fakat modern erkeğin Afrika vahşilerinin seviyesine bütün hatası kabalığı değildir, indirecektir Herhalde erkekle-İcap ettiği yerde nazik davran- rlmizin marifet zannederek maları şöyle dursun karşısında yaptıkları bLr çok şeyler crinl-müşkul vaziyette kalan kadın- yetimizi tehdit eden buyuk
1
halk tabaka-Jan. yaşamaktadır. Bunlar her ' ne kadar blriblrlerine benzememekte iseler de, âdet ve kültürlerinde yekrıasaklık dolayı-sile hepsine Moiler denilmek- .
tcdlr. Tavattun ettikleri mın- la alay etmekten bile çeklnml- tehlikeler arasında gelmekte-takalara göre, isimleri değiş- yorlar. Evvelâ fazla kibar, süs- “ inektedir. Meselâ Annamda lu. erkeğine karşı müşfik, ço-
Moi, Kambotçada Poyrong. *
I Bunların gösterişleri yeknasak-tır. Endonezya ve Çinle olan
t- dlr.
Nakleden: A. DEREBEYOtiLD
Marmara İse esasen bir iç de-Dizidir. Buradaki balıklar daima kıyılara sokularak yemle-! nJrler ve bn esnada da avlanır-] İar. Mftrmarada kıyılara pek . .
sokulmıyan (tabiatları DtUzasi) kunşıkbklannı belli ederler, dülger balıklandır. îcnp ederse* Moiler avcı millettir. Az bir bunları da açıkta avlamak İçin miktarda ziraatle dahi alâka-yukanda miktarını belirttiğim 'dar olurlar. Çeltik eker ve ha-gemllerden bir tanesi kâfi ge*' şadı ellerle yaparlar. Bambu s-lebllir. Netice itibarile bizde a-] tan mamul gayet basil kaplar çık deniş balıkçılığı için fazla İçinde yemek pişirirler. Bunlar *“ yoktur.1 hâla çıplak dolaşan insanlar -
---------------—r ve ellerinde ilk çağları an-dolayı derini İkime sinen geçici dıran silâh, ok, yay ve zehirli balıklar için de yakandaki mik- ' ‘
tarda açık deniz balıkçı teknesi kâfi gelir.
Baiıkçıhğnzuz hakkıadaki du-şüncelerimizi bildirmeğe ikinci bir yazıda devam edeceğiz.
lan ve leedl erilimle vurootar- lunım fekler. ’ bil
cür- Bu vasılalar deniz mahsu- ’revîcfll’«’e muhalefeti havadandır
‘ lâtını IstihsaJ bölgelerinden İstihlâk bölgelerine naklederler. Fakat bu vasıtaların da süratli olması zaruridir. Balık nakline mahsus deniz vasıtaları küçükten büyüğe muhtelif tonlarda olması da ayrıca faydalı olabî-' lir. Zira İstihsal bölgelerinin ortalama İstihsalleri gözönüne getirilerek ona göre vasıtaların , tevzii lcabcdtr.
Yurt dışı pazarlara sevkedl-leeek konserve mahsulleri İçin de ayrıca 200 - 300 tonluk so-ğıikhava depolu 5-10 gemi ki-| fayellidlr Bir de bu vaatolar arasında yurdumuz denizlerin- , de açık deniz bolıkalığı yapa-_ ----------,,cak ve o tertibatı haiz gemiler
ve Ayasofyayı da görmek İste- gelir kİ bunlardan 3-3 rainin mraJer mi’ I bulunması kâfidir. Zira bu ge-
YENİ YA.YI.Ng
İSLAM »SLAin HAZRET! AU
Jıp bûlün hayatım, savaşlarını ve snılt.ıhabriersnı o 4evm> bOtun s-ukıı-nlmj bılar alane alarak raı.luhltf*tı bu racr. Muıaria Eılufiru! Kaon taı«-fmdalı yaadmıytır. İl*. kurun fljutl» lsnnbul Ankara CaiMcslndc Gayret Kitabcvınde «mstnnktadır
RUH VE OLUM ÖTESİ
1315 Doğumlu
Adem oğlu Bekir Demirbaş
IBaJcierlyuloğk. Biyolojik ve kimyevi tahliller yapılır Beyoğlu Taksime giderken Mestli «ukağı Ferah Apartjmmn, Tet 40534
faul Baba adında 63 yaşm da ve Aga Muller adında İS yaşında iki Alman küçük bir tekne ile Atlantlğl aşarak Arjarıti ne gitmek tere yola cıkuzlardır Yukaruia cesur gzmicher îneL.eredc Falsmoulh Limanına girerken görülüyorlar.
Z.AYI — B(4! sızlayan kaza-
smdan almış olduğum Kimlik Cüzdanımı kaybettim. Yenisini alacağını dan eskisin tn hükmü yoktur,
oklar atarlar.
Moillcr tabiatta her şeyde bir Can olduğunu kabul eden insani ardır, Tani Anunlsttirler. Bununla beraber dünyayı ve semayı yaratan daha büyük Ibir kuvvete ve hattâ gök gürültüsü Tanrısına taparlar. Bunlar köylerinin giriş yerinde bulunan İki metre yükseklikte bir katık üzerine konan ufak bir bamhus kamışından marn ül kulubecikte bulunan bir taşa taparlar. Bu köy mihrabının önünde bir kaç tane. Tanrılara verilecek hediyeleri koymak için boşluklar vardır Kulübeye ruhların çıkabilmesi 1-çin cocuk oyuncağını andıran iki merdiven konulmuştur. Bu m âb ede köylüler tarafından ruhlar için pirinç, geyik kemikleri. pişmiş tavuk parçaLarı. fil dişleri ve odun parçaları konur Eğer bu hediyeleri ruh beğenmez ise köye yıldırım isabet eder re ekinler mahvolur yanar denilir. Her sene e-klm devresinde bu köy mâbedl yeniden hediyelerle doldurulur ve merasimler yapılır.
çuklarına fazla ihtimam gösle-j ren kadınlar, zamane erkeklerinin nazarında birer alay mevzuu olmuşlardır. Halbuki bir kadın İçin bundan dalıa tabii ne olabilir?
Dahası var: etrafta olup bitenlere dikkat edecek olursak harbden sonra erkeklerin yalancılık ve saht-karlığa da başladıklarına şahit oluyoruz. Bu nahoş hakikatin sebeplerini bugünkü geçim şartlarının güçlüğüne atfedenler var. Fakat sahtekârlığa bir mazeret uydurmak, sahtekârlığın kendisinden daha az yüz kızartıcı değildir.
Eskiden erkeklerin en çok if-
Lokman Keki
Uı HAFIZ CEMALİ Dahiliye 'iltebassısı Lhvanvulu No. İU4 Muayene saatleri Pacaı baric ntı cun î.S - s tel 133!»
Ahmet Akkoyunlıı
1 alını ban»

FETHİERDEN
LABORATUVARI
Belediye müralrible-rinin kontrolleri
Belediye İktisat Müdürlüğü mümkibleri dun de (1 fırın, 28 kasab, 38 bakkal, 37 manav, 40 sebzeci. 4D lokanta, 15 muhallebici 29 kahvehane, 26 berber ve otel, kömürcü, helvacı gibi ceman 353 esnaf ve mües-scseyl kontrol elmişler ve bunlardan 41 ı hakkında kanuni takibata girişmişlerdir.
Ayrıca gece yapılan kuntrol-larda da 512 noksan vezinli ekmek. 464 francala ve 102 sandovlç miisaaderc Uunmua-tur.
P«1«S
..edilmekte olan
IngiIteTcde bir yerden başka bir yere kendisini öldûr-Punclıy adındaki fil birdenbire dellrmir. ”ndft Yukarıda mek lâzım gelmiştir. Fil 3500 kilo „ ?&pılan yaylım ateşi fil tarafından altüst edilen va« "* y
Ue öldürülen fil görülmekte^*"
Fnhlfp R
AKŞAM

31 Aralık 1W
■eUjîKLİK
Kıymetti Hakikî taşlarla süslü bilezikler. broşlar, Şövalye Tüzükleri, zengin gümüş ve Kristal takımları, jlüks eşya ve her nev'i Itriyatı her yerden daha ucuz Ledarik edebileceğiniz yer: ZAMAN MAĞAZASI Balıçekapı No1 37 — İstanbul
L inci suııi
Verem ve dahiliye hastalıkları mütehassısı
Dr. Sadık Bilgiseven
Muayenehane: Fatih tramvay cad Kristal kıraathanesi karşıamda Pazardan başka her gün saat 3.30 - 8 arasında

Anadolu Anonim Türk Sigorta Şirketinden 31/3/949 tarihinde toplanan umumi hey'etçe şirket sermayesinin 500.000 liradan 1 000 000 liraya çıkarılması kararlaştırılmış ve keyfiyet Ticaret Bakanlığına arzedllerek Bakanlar Kurulunun 15- Aralık. 1949 tarih Ve 3-10253 numaralı karariyle tasvip olunarak sicilli ticarette tosçll ettirilmiştir.
Yönetim Kurulumuzun 2«. Aralık. 1949 mrlhli toplantısında muaddel statümüzün 0 ncı maddesine tevfikan arttırılan sermayenin hissedarlardan talep edilmesi kararlaştırıldığından Ticaret kanununun hükümlerine ve statümüzün 6 ncı maddesine tevfikan Uân tarihinden itibaren 30 gün zarfında hissedarların sahip bulundukları hisseleri nlsbcUnde arttırılan sermayenin tediyesi rica olunur.
Tedavülden kaldırılacak 5 kuruşluklar tedavüle çıkarılacak 5 kuruşluklar hakkında ilân:
Maliye Bakanlığından:
1 — 5015 sayılı kanunla basılmasına salâhiyet verilen madeni ufaklık paralardan, bir tarafında çevre vaziyette başaklar, ortasında (5> rakamı ve altında kuruş yazısı diğer tarafında çevre vaziyette Türkiye Cumhuriyeti ibaresi İlk basıldığı tarih ve ortasında ayyıldız ve kenarında oyuk olarak Türkiye Cumhuriyeti yazısı bulunan san renkte yeni beş kuruşluklar 1/1/1950 tarihinden itibaren tedavüle çıkarılacaktır.
2 — Şimdiki halde geçmekte olup bir tarafında karşılıklı defne dalları ve ortasında (5) rakamı ve altında kuruş yazısı İle basıldığı tarih, diğer tarafında ayyıldız ile Türkiye Cumhuriyeti İbaresi yazısı bulunan mahlût nikelden momûl beş kuruşluklar 1/1'1951 tarihinde tedavülden kaldırılacaktır.
3 — 1/1/1951 tarihinden İtibaren de bir sene müddetle yalnız Malsan dıkları ile Cumhuriyet Merkez Bankası ve Merkez Bankası bulunmayan yerlerde Ziraat Bankası şubelerince kabul edilecek olaıı bu mahlut Nikel beş kuruşlukları, elinde bulunanların ona göre değiştirmeleri ilân olunur. (18090)
İstanbul deniz komutanlığından
04B. modeli biu’5jt olomobllk ,îİQ satın aldırılacak S20X’.5 nrc.ton marka İç Te di*’ “•““«W» ■>“■ Mnelrüd
vermese IsteMİ OİMUklann ^malanl,-muz ikmal ,utal müdürlüsüne teklifte bulunmalın.______ 11320S1
OSMANLI BANKASI
TUrk Anonim Şirketi, Tesis tarihi: .863
DOKTOR
| EMİR NECİP ATAKAM
I Kadm - Doğum Hastalıkları I ve ameliyatları mütehassısa ■ Beyoğlu, İstiklâl Cad. 403, I kat 2. Şark Pazarı karşısı.
J'j Muayene: 15.30 - 19.
Sermayesi:
Yi erkesi İdaresi:
İstanbul — Galata
Istan bulda: ife ni cami. Beyoğlu. Kadıköy ve Şişlide ve Türklyenln başlıca şehtrlerlle...
Parts. Marsilya, Londra Mançester. Mısır. Kıbrıs. İrak. Filistin ve Maverayı Ürdünde.
Şubeleri:
Suriye ve Lübnanda Filyalleri vardır.
Her tliriU banka muameleleri yapar
Çok müsait faiz şartlartie tasarruf ve mevduat hesapları açılır.
Tasarruf hesaplan için üç ayda bir ikramiye keşideleri yapılır.
Daha fazla malûmat almak İçin OsmanlI Bankası Gişelerine müracaat edilmelidir.
ZAYİ Ticaret Kimlik Hükmü


(*■

En güzel hediye
GHlette
Sihrine güvenen kadının mest
rw
7

edici kokusu
Vouler-vous ıouer avec mo«
thery -Paris
?akdim edeceğiniz en kıymetli Yılbaşı hediyesidir.I
ima SÜPER KAMYON, OTOBÜS, TENEZZÜH ve TRAKTÖR LASTİKLERİ
Bir lâstik alacağınız zaman hiç şüphesiz, evsaf ve kalite üstünlüğü ve MARKANIN İSMİNİ ararsınız.
İşte; her iklim şartlarına uygun en fena ve ârızaiı yollara karşı yumuşak, mukavemetli ve uzun mesafelerde ısırımıyan % 100 tabiî kauçuktan imâl edilmekte olan RAYON (ipek bezli)
«İNDİA» SÜPER LASTİKLERİ aradığınız bütün bu hususiyetleri kendinde toplamıştır. Memleketimizin her tarafında satıcıları vardır.
TÜRKİYE UMUM ACENTALIĞI
TEVFİK YILMAZ
Beyoğlu Tarlnbaşı Cad. No 82 Telefon- 40301.
İstanbul Cumhuriyet Savcılığından:
1950 yılına devir işlemleri yapılmak İçin İstanbul îcra daireleri, kanunun süre koyduğu veya acele ve nafaka işlerinden gayri talepleri 2/Ocak/950 gününden 7/Ocak/950 Cumar- j tesl gününe (dahil) kadar kabul etmeyecekleri ve İcra sorumlu' saymanlığının da bu günlerde para vermeyeceği ilân olunur.
(18352)
Yüksek makine mühendisi aranıyor
Garp Linyitleri Mües&esesi Müdürlüğünden:
İşletmemizin makine tesislerini ldare etmek üzere, bu türlü tesisleri kurmada ve işletmede tecrübe ve ihtisası bulunan ve bu gibi tesislerde en az beş sene bilfiil çalışmış nian bir yüksek makine mühendisi alınacaktır.
İsteklilerin müsblt evratayle 3 adet vesikalık fotoğraf ve talep edecekleri ücreti bildirir dilekçesiyle Tavşanlı Müesse-semiz Müdürlüğüne müracaatları. (18124)
'"GUI Et TE
I
‘«HLETTE" Na U
Tvaj maKnon

fiyâlı. L L 175

I
Artık DüfüpmeyinİE
En nefis malzeme, en yüksek s&n'at. en makbul hediye
ŞAMLI HACI NAİM
BAKLAVA ve TATLILARIDIR
Yılbaşı ziyaretleriniz için siparişlerinizi vermeğe acele ediniz.
Merkezi: Karaköy Bebek Tramvay durağı 66. Ayrıca: Yalnız Beyoğlu İstiklâl caddesi 97 No. da. KARAKÖY Muhallebicisinde satılmakladır.
Telefon: 49328
ANKARADA: Yayla Süt Evi — Atatürk Bulvarı No, 130-132
■■ Arnavudköy Bilecik Gazinosu Sahibi ®
UDİ M A R K O I
Sayın Büyüklerinin. Dost ve Müşterilerinin Yeni Yılını I candan kutlular, sıhhatler temenni eder.
VE BU GECE S
hiMMBM Sabaha kadar açık olduğunu belirtir.


İTam V8 yarım Oto-J
matik çakmaklar
— Yüksek Ekonomi ve Okulundan aldığım Belgemi zayi ettim, yoktur.
3363 No. Mustafa Değirmencioğlu
Göz Mütehassısı □r. Cemil Görür Cağaloğlu Nuruosmanlye caddesi A tay Apariınıam Pazardan başka her gün saat 14 ten 1" ye kadar Telefon: 29058
Tel: 43864
Cafer Fahr i
Dikmenin
Eserlerinden
Krş
Yeni arıcılık M
Av ve salon köpekleri 59
Savaş ve polis köpeği 50
Tavukçulukta cnuvaf- 25
fakıyetin sırrı 26
Nasıl tavukçuluk yapmalı? 25
Tavukçulukta nasıl kazan ılır? 25
Tavukları yumurtlatmak için ne yedirmeli d ir T 25
Ta vak basta tıkları 25
Kanarya 150
Kitapçılardan arayınız

Mahkeme, tapu, icra ve noter ilânları
Bedelleri husus) şahıslar tarafından ödenen mahkeme, icra tapu «c noter Llânlan gibi restin ilânlar eskiden olduğu iri-bl doğrudan doğruya «AKŞAM» idaresi tarafın-dan Kabul edilmektedir
Kullanılmış dizel dinamo grupları izabe tesisleri, ikametgâh ve atölye binaları satılacaktır Artvin vilâyeti dahilinde, Artvin - Borçka arasında Kuvarshan mevkiinde, cevher rezervinin tükenmesi üzerine tatili faaliyet etmiç bulunan Kuvarshan Bakır îşltemesin-deki Dizel dinamo gruplan ve bunlara ald cereyan, cem ve tevzi tablolarından, müteşekkil komple bir elektrik santralı tesisatı mahallinde toptan veya binalar ve santral tesisatı ayrı ayrı toptan veya hepsi ayn ayrı perakende olarak satılacaktır. Mahallinde olduğu gtbl teslim muhammen bedelleri:
Memur evleri, işçi koğuşları, lokanta, mahfil,, hamam, hastane helalar gibi sosyal binalarla laboratuar, demirhane, santral, garaj ve demir konstrüksiyon izabe atölyeleri binalarından mürekkeb 59 parça blııa 127.000.—
Dört zamanlı, 4 silindiril, dakikada 190 devirli beheri 260 beygir takatinde 185 kilovat 525 voltluk mütemadi cereyan dinamolarile direkt akuple, işler vaziyette komple iki dizel - dinamo grupu ve fazla bir dinamo, bütün lüzumlu ölçü âletleri ve komanda tertibatını havi cem ve tevzi tnblolarlle birlikte: 20.000 —
(Yalnız bir Dizel motörii 7.000, yalnız dinamo tabloslle birlikte 2.000 liradır.)
Türkiye Batar İşletmeleri Müessesesi, Ankara Posta caddesi Şayban Apartımanı No. 9, veya Borçka kazası Murçul nahiyesinde Murgul Bakır İşletmesi Müdürlüğüne müracaat olunması.
Büyük bir rağbet görmüş bulunan tam ve yarım otomatik çakmakların satış Havlan 15 liraya indirilmek suretiyle satış depolarımızda sayın halkımızın İsteklerine arae-dllmiştir, (18271)
İSTANBUL TEKEL BAŞMÜDÜRLÜĞÜ
Milli Eğitim Basımevi Müdürlüğünden:
Basımevlmls lçlıı «65» gramajlı ve 63X95 ebadında 1300 kilo Sim i 11 itanM hamur kâğıt satın alınacaktır. Satın alınacak kâğıdın bir kilosunun muhammen bedeli «130» kuruş % 7,5 muvakkat pey akçesi «126» lira «75> kuruştur.
Eksiltme 9/1/1950 Pazartesi günü saat «15» de Basımevl-miyin Ay&sofyadakl Merkez binasında İcra edilecektir. İsteklilerin belirtilen gün ve saatte komisyonumuza başvurmaları.
Şartname bedelsiz olarak Müdürlükten İstenilir. (18085)
Başmüdürlüğünden:
Sayın abonelerimizin telefon konuşmalarından mütevellit namlarına tahakkuk ettirilen borç İhbariyeleri 1/1/950 den İtibaren adresterine posta Ue iadeli taahhütlü olarak gönderilecektir. Bu ihbariyelerin tebliğ tarihinden itibaren abonelerimiz borçlarım ya en yakın P. T. T. merkezlerine veyahut Telefon Başmüdürlüğünün Tahtakaledeki veznesine ödemeleri rlea olunur. (18198)
Ankara Belediye Başkanlığından
1 __Temizlik çöp arabaları için alınacak {55.5) ton arpa
15 gün süre ve kapalı zarf usulü ile eksiltmeye konulmuştur.
2 — Muhammen bedeli (16650) liradır.
3 — Teminatı (1248) Ura (50) kuruştur.
4 — Teminat belediye veznesine yatırılacaktır.
5 _ Şartnamesi her gün belediye Tutanak Müdürlüğü kademinde görülebilir.
fl — İhalesi 16/1/950 pazartesi günü saat 16 da belediyede toplanan komisyonda yapılacaktır.
7 — İsteklilerin 2490 saydı atanımın 32 nel maddesi gereğince hazırlıyacakları teklif mektuplarını belli gün ve saat (15) e kadar makbuz karşılığında komisyon başkanlığına vermeleri ve ihalede hazır bulunmaları lâzımdır
İstanbul Defterdarlığından
Ştıesi: Adalar Belediye Tahakkuk Baş memurluğu:
Sıra Mükellefin adı. Verginin matrahı NIs- Vergi Verginin taallûk
No. soyadı G. Safi İrat beti mlktariBuhran. Müdafaa ettiği sene İhbar. No.

30.00
12.00
Mahalle, sokak, kapı No.
96
96
Kınalıada Manastır mevkii No. 1 Hebellada Bahriye Burııkreis 6/1 HebyeUacm Dağ Hacı Sami 1/1 Km al mda Korkut 12
Kınalında İsmailpaşa parsel: 7 Heybeliuda Dağ tsmelpaşa 83/1
Hamit
Ahmet eşi Fatma Aydoğdu
Aristofanl
Papaz Keork kızı Bedlkyan 467.50 kıymet
Luka Kolacı
Bimon Mlhalldts kızı Nl-
kolaidls oğlu Slmon Niko-la kızı Annü
Koeo Dahaki
ManolaM ArLtotelU (
Ahmet Nafiz. Mehmet
Feyzullah, Fatma
Yukarıda isimleri yazılı mükelleflerin ikametgah adresleri aranılmış İse de _________
namelerin 3692 sayılı kanunun 10 ve 11 inci maddeleri hükmüne UivİUlmj tebliğ makamına. kaim olmak üzere ilân olunur.
009.00
6732.00
1926/1937 1933/1937 1932/1937 1941
1944
1939
27/15 25/36 24/10
95/16 24/5
5/25
7
256.00 60700.00
938.00
% 05
% 10 807.00
% 05
1.28
4.69
1647 1939 1930
*0/18
3,/40 4/47
Heybeliada Yalı Orhan sokak No. 1 Buyükada Madan Acem Köşkü Mev W.
KınaUada Küşadiye No. 4-6
bulunamadığından bu suretle tebliğleri yapılamayan mükelleflere alt

Comments (0)