EV KADIN MODA
BUGÜN 6 İNCİ SAYFADA.
AKŞAM
AKŞAM
H e r g ü n
8 SahDfe
Sene 33 — No. 11491 — Fiat! her yerde 10 kuruştur.
PERŞEMBE 5 Ekim 1950
Sahibi: Necmedetin Sadak: — Fazı islerini fiilen İdare eden C. Bildik — Aksam Matbaası?
İktisadî vaziyette hiç bir iyi alâmet yok •••
Askerî heyetimiz
Gece T okyo’ya hareket etti
Kasım Gülek’in Başbakana cevabı
“Demokrat Parti vaidlerirıi yerine getirememiştir, getiremiyeceğini de anlamıştır. Hayat pahalılaşıyor, pa ıahlaşacaktır da,,
C.H.P. Genel Sekreter! Kasım Gülek din gaıeteçilcre beyanatta bulunurken
Korgeneral Yusuf Egeli ▼« bej Türk subayından mürekkep d kişilik bir heyet, Birleşik Amerika ordsundan korgeneral Wllllam Mollow İle birlikle diin gece saat 2445 te hareket eden Fan Amerikan uçağı İle Tokyoya gitmişlerdir.
Korgeneral Yusuf Egeli İla 2 subay Washlngton’a müteveccihen yollarına devam edecekler, geri kalan diğer subaylarsa Birleşik Amerika ordusuyla irtibat tesis etmek üzere Tokyoya kalkacaktır.
CUMHURBAŞKANI
încan’a giderken al ey e de uğrayabil* müddet kaldı
Yalan yanlış haberler
1
Türkiyenin emniyetini sağlıyacak bir Akdeniz Paktı, ancak Amerikanın işe girmesiyle mümkündür. Aksi takdirde her hangi bir Akdeniz andlaşmasına ihtiyacımız yoktur,
Necmeddin SADAK_______________
L.
Haberler birbirini ko* valıyor. Türkiyenin Atlantik Paktına girip girmemesi, yahut emniyeti bakımından başka bir şekil bulunması meselesi muhabirleri âdeta yanşa soktu: Üç büyük devletin Türkiye, Yunanistan, İtalya, Yugoslavya arasında bir andlaşma yapılmasını tavsiye ettikleri tarzında, tutar yeri olmıyan garip bir haberden sonra, Arap memleketlerinin de yer alacakları bir Akdeniz ittifakı havadisi uyduruldu. Türkiyenin, Atlantik Paktı devletleriyle askerî temasa girmesine karar verildiği belli olunca, arkasından, Türkiye - İngiltere - Fransa - Yunanistan arasında bir Akdeniz Paktının müzakeresine girişildiği yazıldı. Nihayet Yunanistanla Türkiye arasında bir güvenlik andlaşması sözü gazetelerde yer buldu.
Yetkili ağızlardan çıkmadıkça bu gibi haberlerin e-hemmiyeti olmadığını herkes biiirse de hükümetin giriştiği teşebbüsler etrafında memleket emniyeti gibi hayatî bir dâvada bu havadis bolluğunun millet efkârını şaşkınlığa götüreceği de kolaylıkla anlaşılır.
Hakikat şu olmak lâzımdır kı bugüne kadar çıkan bu çeşit haberler büyük ihtiyatla karşılanmalıdır. Şimdiki halde doğru olduğu anlaşılan tek haber. Atlantik Paktına alınması mümkün görülmiyen Türkiyeyl, emniyeti bakımından az çok tatmin etmek için bir çare Dulunmuş, bu da hükümetimize sorulmuştur. Hükümet bu yoklamaca müspet cevap vermiştir. Teklif edilen şekil nedir? Bu hususla tam bilgi sahibi olmamakla beraber okuduklarımıza göre Atlantik Paktının Akdeniz müdafaa grupu ile Türkiye arasında askeri temaslar olacak ve Türkiyeyl ilgilendiren bir hâdise olursa Türkiye Atlantik Paktı askerî temsilci-
ler heyetine katılacaktır. Bu askerî temasların mahiyeti ve hududu nedir? Hiç şüphe yok ki hükümet bunları konuşmakta, dost ve müttefik devletler nezdinde teşebbüslerde bulunmaktadır. Şimdiye kadar ne karşı taraftan, ne de Ankaradan bu mesele hakkında resmî hiçbir söz Söylenmemiş olması konuşmaların henüz neticelenmediğini gösterir' Türkiyeye yapılan teklifin mahiyeti hakkında bir fikir edinmek için, çok geclkmiyecek olan bu neticenin taraflarca ilân edilmesini beklemek lâzımdır.
Fakat muhakkak olarak şimdiden söylenebilecek bir nokta vardır kİ o da, şu veya bu şekilde bir Akdeniz Paktının hazırlanmak üzere olduğu haberinin mevslm-sizliğidlr.
Türkiye ile Atlantik Paktının Batı Akdeniz müdafaa bölgesinde askeri temaslar yapılması, ileride bir Akdeniz Paktını mümkün kılacak mahiyette olabilir. Eğer öyle ise Akdeniz Paktı, gerçekleşmesi zaruri bir hedef olarak göz önünde tutulur ve o istikamette çalışmalara devam edilir. Fakat bu konuşmalara şimdiden başlanmış olduğuna ihtimal verilemez. Unutmamak lâzımdır ki Türkiye emniyeti bakımından bir Akdeniz Paktının tesirli olabilmesi, bu pakta Amerikanın girmesiyle mümkündür. Tiirklvenin istediği budur. Akdenizin iki büyük devleti İngiltere ve
Cumhuriyet Halk Partisi Genel sekreter! Kasım Gülek, dün saat 15 te, C. H. P. 11 merkezinde bir basın toplan t uı tertlb etmiştir ve akşamki ekspresle de Ankaraya gitmiştir. Toplantıda Parti Genel sekreterliğine, getirildiği giinden İtibaren,1 memleket İçinde yaptığı geziler, etrafından izahat vermekle söze başlıyan Kasım Gülek. bu a-rada Edime seyahatine de temas etmiş ve göçmenler hakkında şunlan söylemiştir:
«— Siyasi sebeplerle alınan ânl bir karar çok sayıda ırktaşlarımızı birdenbire hududumuza yığmıştır. Bu İş! en salim şekilde halledebilmek İçin kftfl imkânlara malik değiliz. Siyasi tazyik vasıtası olarak kullanılmak istenen ve Türk efk&nnı yakından İlgilendiren bu mili! mesele aynı zamanda ve blltlin şümullyle milletlerarası bir me-
(Arkası Sahlfe 2. sütun 8 dal
EiınK.macı
Bir müessese yapabiliyor, öbürü yapamıyor... Niçin?
Erzincan 4 — Cumhurbaşkanı elâ.1 Bay ar hava şartlan dola-ıslyle askeri uçakla yola deftin edemediğinden, beraberle-Inde bulunan Başbakan Adan Menderes v® diğer zevatla, ıarşandlzç bağlanan bir va-onla Erzurumdan şehrimize gel iliştir. Cumhurbaşkanı yolda Aşkaley® uğnyarak bir müddet kalmıştır.
Zabıta vakaları
Emniyet umum müdürüne göre azalıyormuş
Ankara 4 — Yeni Emniyeti umumiye müdürü Servet Sil-renkök umumi zabıta vakaları hakkında son yapılan neşriyat dolayıslyle şunlan söylemiştir:
«— Son günlerde zabıta vakalarının arttığına dair bazı iddialar ileri sürülmektedir. Eldeki istatistiklerden zabıta vakalarının. bilâkis azaldığı anlaşılmaktadır.
Geceki vakalar
nasıl satıldı?
Gülcemal vapuru I .o'
"O
(D
-ı—■
Ulaştırma Bakanlığının gönderdiği^ bir heyet tahkikata başladı Q
2 kadın uslara ile muhtelif
yerlerinden kesildiler
Kadın yüzünden çıkan diğer bir kavgada da bir genci bıçakladılar
Dün gece Be yoklun d a u mu mi evlerin bulunduğu Abanoı sokağında kanlı bir vaka olmuştur.
Aslen İzmirli olup mts&flreten şehrimizde bulunan Eşref Solmaz İsminde biri dün gece A-
banozda Ruklyenln evin® glde-rak buradaki kadınlardan Adalet Sanoğlu İle mutablk kalmış ve beraberce yukarı çıkmak ü-zer® merdiven başına gelmişlerdir.
(Arkası sahlfe 2; sütun 5 te) I
Haber aldığımıza göre Denizyolları İdaresi içinde meydana çıkan yeni bir hâdiseyi tahkik ettirmek maksadlyle Ulaştırma Bakanlığı tarafından İstanbula bir teftiş heyeti gönderilmiştir. Bu heyetin çalışmaları ilgili çevrelerde büyük bir ehemmiyetle takip edilmekte olup evvelki gün şehrimize gelen Ulaştırma Bakanı Seyfl Kurtbek de bu hususta etraflı İzahat almıştır.
Yaptığının tahkikata gör® bahis mevzuu soruşturmalar Denizyolları idaresinin hurda gemi satışıyla İlgili olup meşale şudur:
Denizyolları idaresinin elinde lkltsadl birer işletme vasıtası olmaktan çıkmış altı gemi vardır- 1950 yılının ocak ayında malzeme müdürlüğünün gen®i müdürlüse müracaatı üzerin® alınan bir encümen karariyla (Arkan T nol aahlfedej
Halk Dolmabahçe sarayını gazecek
Dolınabahçe sarayı
(Yazıcı İkinci sahlfede)
Alman güreşçileri bu akşam geliyor
ARADA BİR
Oöçyı ve O'&OcSal
Vapurlarımızda, trenlerimizde hastaların, zayıfların, terlilerin rüzgârdan ve dumandan masun olarak sığınacakları bir kamara ve kompartıman yoktur. Kamara ve kompartıman pencerelerinin alabildiğine fora edilmesi, yahut alt kat kamaraların dumana boğulması, sıhhatlerini korumak istiyenlere ne yapacaklarını şaşırtıyor.
— Şu işi bir nizama sokmalı! - diyorsunuz.
Cevap lıazır;
— Efendim, umumî terbiye meselesi.
Bu. ahaliye bir iftiradır. Çünkü bu, idarelerin işlerini tanzim edebilmeleri, yahut edememeleri meselesidir. _____________________ ______
Nelekim: Aynı halk, tram-jErer. Halil Kaya, Mehmet Ok-vaylarda pencereleri fora Lav, Ahmet Şenol Ali özdemlr, j edemiyor. Açma, kapama işi Hilmi Tafracı Sabrl Dcmlray.
. tanvim [ bu a^aıH j|g defa nıemleke-
biletcüer timize gelecek olan Alman milli meydan vermiyor. I güreş eklplnln bu seyahati.
Aynı haşarıyı Deniz ve ikinci dünya savaşından sonra 1 sporcularının harice 1 yaptıkları İlk ziyarettir,
! ı Cumartesi akşamı Spc
Belçika millî atletizm takımı da dün şehrimize geldi
Alman milli güreş takımı ile karşılaşacak olan Tiirk milli güreş takımını tesbit lçln dün akşam Sergi ve Spor sarayında seçmelere başlanmıştır. Kalabalık bir seyirci kütlesi güreşleri takibe tm iştir.
Milli takıma seçilen serbest güreş takımı şöyle olacaktır:
52 kiloda: Al1 Yücel. 57 kiloda: Nasuh Akar, 62 kiloda: Nu-reddLn Zafer, 87 kiloda: Tevflk Yüce. 73 kiloda: Celâl Atik, 79 kiloda: Haydar Zafer 87 kiloda: Yaşar Doğu, ağırda: irfan Atak,
Grek o - Romen güreş milli takımı da şöyledir:
I Fehmi Büyük Mutlu, Melih
ziıvtım. K-^iiımıu 1-7'
Fransa ile zaten ittifakımız tanzim edilmiştir. Sigara da!
vardır. Bu ittifaka başka içemiyor. Çünkü ..................
Eski olimpiyat ve Avrupa güreş şampiyonu VVolfgang Ehrl
vardır. I devletlerin girmesi Türkiye-nin emniyetine bir şev İlâve etmez. ...........
çok sıkı lcri tesis ettiğimiz Akdeniz' ve Yakın Doğu komşularımız var. I-Ieosi aynı güvenlik i sahası içinde^ avnı tehlike- ,. lere maruzdur. Tecavüz teh- I likest karsısında, kendi kendilerini müdafaa zaruretti
Arkası Sa. 2, Sü. 1 dc) l!
1ZVHK,
Bizim kendileriyle Demiryollarından da dileriz. I Alman dostluk münasebet- ________
I İM mecmualarımız-
l dan: Tarih Dergisi
Yazan: A. Adnan-Adıvar
Yarınki AKŞAM'da
ı Cumartesi akşamı Spor sarayında ilk karşılaşmalarını Münih muhteliti namı altında Eskişehir - İzmir muhteliti ile dördü Greko-Romen, oördü de Serbest olmak üzere yapacak olan Alman güreşçileri biri ih-,tiyat şu güreşçilerden müleşek-
kildir:
52 kiloda Hcln! Veber.
Almanya şampiyonu. Serbest vç Greko-Romen güreşecek.
57 kiloda Manferd Spatz. Almanya şampiyonu. Serbest ve Greko-Romen güreşecek.
82 kiloda Ferçiinand Schmltz, 13 sencdenberl güreşmektedir.
(Arkası 5 inci sahUeıle)
halen
t)ç Ingiliz ahbap trende gidiyorlarmış. Uzun zaman hiç konuşmamışlar. Nihayet, içlerinden birisi sessizliği bozmuş, vagonun penceresinden bakarak: «Şu inekler ne güzel...» demiş. Aradan on beş dakika geçmiş, diğeri: «Onlar inek değildi galiba..,» mütalâasında bu-ı İtin muş. Bir müddet sonra tren bîr istasyonda durmuş, üçüncü İngiliz: «Siz çok münakaşa ediyorsunuz, sizinle seyahat edemem...» diyerek vagonu terketmiş.
Bu basit fıkra, İngîlizle-rin serin kanlı ahlâkının mübalağasıdır, tki partili İngiliz politika hayatı, yazıda ve sözde, konuşma ve tartışmada bıı sinirleşme-mek itiyadına dayanır.
Bizde de halk ağzında bir hikâye vardır: Birisi, arkadaşına: «Yağmur yağıyor» diye haber vermiş. O da pür hiddet ayağa kalkmış: «Sen lıana hakaret ediyorsun!» demiş. «Yağmur yağar, sular birikir göl olur. Göl olunca ördekler yüzer. Sen bana ördek demek istedin!...»
1 Bu hikâye de. bütün sadeliği ve zorakîliği içinde, bizim münakaşa tarzımızın ve nhnganlığunızın çok uygun bir karikatürüdür. Hiçbir mesele yüktür ki — hendese dâvası bile olsa — karşılıklı
münakaşası bizde, derhal hiddete ve şiddete, sonunda şahsiyata dökülmesin.
Bu bir terbiye meselesidir. Bir terbiye ve İtiyat İd hürriyet rejiminin, partiler hayatının, parlâmento usulünün başarısına başlangıç teşkil eder. Kızmadan ve kızışmadan, sövüp saymadan, sadece mesele ve mevzuu el® alarak yazmaya ve konuşmaya alışmalıyız. Yoksa, bu iş yürümez.
Başbakan Menderes, Er-zurumda muhalif partilerle temaslarından memnun kah mış. Diyor ki: «Vatandaşlar birbirlerini kırmadan, beraberce memlekete faydalı olmanın yolunu bulabileceklerdir. .. Muhalefetten ölçü, nizam ve dikkat isteriz». Ne güzel sözler... Hep bu fikirdeyiz- Biz de «Hükümetten iş isteriz» demiydim, fakat Demokrat Parti arkadaşlarımızın muhalefette iken kaybettikleri ölçüyü, İktidarda iken muhalefete karşı kullanmalarını İstemek hakkımızdır: Sayu* Menderes ölçü İsterken dahi ölçüyü biraz aşmıştır: Dünkü hatalar dolayıslyle yarın da bir iş görmek mümkün olsmıyacaktır, demek istiyor. Kolay mazeret amma, dİTiliyeııler »caba kabul etti mi?
Sahile 2
Amerika ile Türkiye
! kİ türlü tabancadan hayli sıkıntı çekiyoruz: Biri
I mantar tabancası. Son senelerde birkaç büyük yangına sebeb oldular. Bir vapur yangını İle bir kasaba yangını mantar tabancası Veya mantar tabancası mantarı yüzünden çıkmıştır. Bir bayram ziyaretinde evin küçük kızının saatini kaybettiğini söylediler. Bir misafir vardı. İler halde saat kaybetmekten canı yanmış. «Su gtçmcz saatler bile yapmaya muvaffak oldular. Bir de kaybolmaz saatler yapsalar ne iyi olacak!» dedi. Mantar tabancası bahsinde ben de öyle düşünüyorum! Patla nıı yan tabanca man tarlan yapmaya ne zaman nıu-vnffak olacaklar? Bu yüzden çıkan yangınlar başka, türlü önlencmiyeceğe benziyor.
Tabancanın oyuncağından bu kadar, sahicisinden daha fazla çekiyoruz. Şu havadisi bir gazeteden alıyorum: «Ankara 25 (Hususi) — Dün bir düğün evinde çıkan münakaşa yüzünden davetliler birbirine girmiş, satırlar kafalara inmiş, tabancalar patlamıştır. Polisin müdahalesi neticesinde muhakkak bir cinayetin önüne geçilmiş, fakat bir kişi satırla kafasından, diğer biri de tabanca ile vücudundan ağır surette yaralanmıştır.» Düğüne güzel elbiselerle gitmek, süslenmek, püslen-mrk. hedive götürmek âdettür- Fakat düğüne tabanca götürmek huyundan insanlarımız ne zaman vazgeçecekler? Bîr düğünde bulunan insanların cebinden her sey çıkabilir, tabanca müstesna — diyeceğim güne, bunun tabii sayılacağı güne kadar kanlı düğünler devam ederek mi?
öldiirmiyen tabancayı bulmak mecburiyetindeyiz sanıyorum. Şevket RADÖ
Yafan yan'ış haberler
Mücevher
arasında notalar
Şimalî Atlantik paktı teşkilâtının Akdeniz müdafaasile ilgili askerî plânlaştırma mesaisi safhasına iştirak edeceğiz
Eski tas...
Piyasaya çıkarılan para miktarı her hafta artıyor-muş, döviz ve altın stoklarımız eriyormuş diye yazılan havadislere salahiyetli bir zat cevap veriyor: «Altınları eski hükümet rehine koymuştu, biz sattık. Döviz eskiden de böyle azalırdı. Piyasaya bu mevsimde evvelce de böyle bol para sürülürdü...o
Anladık, fakat eskiden her şey kötü gidiyordu, batasıva gidiyordu. Şimdi ise eski bozuk işlerin düzelmesini bekliyoruz. Hem eski zamanı kötülemek, hem de eskiyi aynen tatbik ve taklid etmek yeni iktidara yakışır mı?
(Ba$ tarafı 1 inci snhifede) dışında, başkalarına vardım edemiyecek kudrette devletlerin birleşmesi, bugünkü şartlar içinde yeter olsaydı bir Akdeniz Paktı çoktan yapılabilirdi. Her tecavüzde yardıma koşacak kudrette, Amerika gibi bir devlet işe girişmedikçe, ancak kendini müdafaa durumunda bulunanların birleşmesi sadece zararlı olabilir. Kaldı ki Türkiyenin müttefikleri İngiltere ve Fransa, Törki yenin her hangi yeni bir askeri yardımlaşma taahhüdüne girişmesine kolay kolay razı olmazlar. Bütün bir Batı Avrupa, İngiltere ye Fransa dahil, Ameri kasız bir askeri ittifakın yetersizliğini anlamışlar
Ankara 4 (A A.) — Birleşik Amerika devletleri Hariciye Nazın Mösyö Acheson, Şimali Atlantik Paktı konseyi adına. 20 eylül 1950 tarihinde hükümetimize Vaşlngton Büyük Elçimiz delâletiyle metni aşağıda yazılı notayı tevdi etmiştir:
«şimali Atlantik Paktı konseyi, beşinci toplantısında, karşılaştığı emniyet meselelerinin tetkiki İle ilgili olarak Akdeniz saham hakkında ve Türkiye hükümeti arzu ettiği takdirde Türkiyenin, Şimal Atlantik andlaşması teşkilâtının Akdeniz sahasının müdafaası He İlgili askeri plânlaştırma mesaisine iştlrâklnl sağlıyacftk tedbirlerin alınmasını arzuya değer mütalâa etmiştir.
Konsey, Türkiyenin Birleşmiş Milletler üyesi sıfatlyle bu teşkilât prensiplerine karşı gösterdiği faal müzaherete ve Türklye-nin, Doğu Akdeniz istikrarının İdamesi hususunda oynamak'a olduğu mühim mle gereği gibi »mı, Türkiyenin mezkûr plânlaş-
vâkıftır.
Konsey, Tilrk hükümetinin. Şimali Atlantik indi aşması teşkilâtının Akdeniz müdafaas-ı İle İlgili plânlaştırma mesaisi safhasına IşUrâJclnln bu saha müdafaasına m analı bir surette medar olacağı kanaatindedir.»
Cevabımıe
Hükümetimiz mezkftr notaya, VaşlngfiOn Büyükelçimiz delâletiyle, î ekim 1950 tarihinde metni aşağıda yazılı nota 11e cevap vermiştir:
«Şimali Atlantik paktı teşkilâtının Akdeniz müdafaa siyle ilgili asker! plânlaştırma mesaisi safhasına Türkiyenin İştirakin) sağlamak hususunda şimali Atlantik paktı konseyi tarafından izhar olunan arzuyu Türkiye hükümeti İtina İle tetkik eylemiştir.
Doğu Akdeniz İstikrarının İdamesi hususunda Türkiyenin oynamakta olduğu mûlüm role İşaret eden konsey, bu arzusu-
I tırma mesaisine iştirakinin Akdeniz müdafaasına mânalı surette medar o1 atağı kanaatine İstinat ettirmektedir Bunu dikkat nazarına alan Türkiye hükümeti, zaten politikasını güvenliği ve barış; müessir şekilde korumağa hizmet esnasında tek sif etmiş bulunduğu İçin, konseyin arzusuna uyarak mevzuj-bahis mesaiye iştirake karar vermiştir.»
Türkiye - Yunanistan!
Londra 4 iNafen) — Nafen Ajansı muhabirine göre «Türkiye İle Yunanistan arasında aktedılmesi mutasavver emniyet anlaşması hakkında resmi sözcüler hiç bir beyanatta bulunmamaktadırlar.
Bununla beraber İngiliz resmi makamları Yunan Başbakanı M. Sophoclcs Venlzelos’un Türkiye İle Yunanistan arasındaki görüşmelerin Batılı devletler taarfından tasvip edilmiş ' olduğuna dair beyanâtı hayret uyandırmıştır.
Gene sel
Her sene yağmur vağar, her v«l aynı yerleri sel basar, deıııiryollan bozulur. Bizce yağmur, müstesna bir felâket değil, devamlı bir tabiat hâdisesidir. Acaba medeni memleketlerde yağmur mu yağmaz, demiryolu mıı yoktur?
Eziyet ve ıstırap
Ulaştırma Bakanı: «Ulaştırma işleri milletin ihtiyaçlarını karşılamak şöyle dursun, millete devamlı bir eziyet ve ıstırap kaynağı olmuştur» demiş.
Ulaştırma işlerinde düzelecek bozuk taraflar olabilir. Fakat, bize öyle çeliyor ki son yıllarda ulaştırma | J_ sahasında çok terakkiler vardır: Birçok demiryolları, yollar yapıldı, birçok güzel vapurlar satın alındı, tav- 1 yareler işliyor. Memleketin kara, deııiz, hava yolların- "m 4 = 1,; k—L. ı... „ ı. ' '*
O
‘W (D > (D P
Korede savaş
Ankarada yakalanan Mazhar Müfit Araş İsmindeki hırsız dün şehrimize getirilmiştir. Konya-da bir mühendisin oğlu olan ve Ankarada oturup Ankara lisesinden bir sene evvel çıkarılmış olan bu genç, şehrimiz zabıtasında sorguya çekilince, aslen MalatyalI ve Beyoğlu lisesi talebesinden Frkul Evin ve şipşakçı fotoğrafçılardan Halil Kızılşap İn. Süreyya ve h-fc.in Ur birlikte Maçkadn Zeklbey apnt-—------------- —tımanında 3 üncü dairede otu-
ve Atlantik Paktı da bu yüz- [ran tütün tifclrl Celâl Umur'un den doğmuştur. Akdeniz Suadlyede yazlıkta bulunma-Paktına da Amerikanın ka-‘ sundan İstifade ederek, apartı-tılması şarttır. Fakat Ame- mana plrlp 25,000 liralık mü-rika. Yakın Doğuda yalnız cevherat ve eşya, 2,000 liralık Türkiyenin dahil olacağı tahvilât, cihangirde Güneşli ----- -----fi 'sofcafcta Ankara apartmanında şeker taciri Emll'in dairesinden mücevherat ve kıymetli eşya çaldıklarını ve bu eşyaları Abanoz sokağında kiraladıkları bir evde saklayıp bilâhara taksim ettiklerini anlatmıştır.
Mazhar Araş. Erkulun. Malatya da babasının yanında, halli. Süreyya ve Metinin de tamirde olduklarını anlatmış ve buralara derhal çekilen telgraflarla bunların da oralarda yakalanması temin edilmiştir. Çete efradından bu dört kişi de şehrimize getirildikten sonra hâdisenin mahiyeti daha fazla ayd ınlanacak tır.
Güneyliler 38 inci arz dairesinden 110 Km. içeriye girdiler
23000 komünist esir edildi
Tokyo 5 (Radyo) — Güney I lantıda bulunan Ingiliz delegesi Kore kuvvetleri 38 İnci arzdan | Keıuıeth Younger, Kore nıese-lçej-1 olarak 110 kilometre iler- Jcslnln Avustralya, ŞÇI. Pakls-ledUşler ve Kteey l&re sihlfh-1 ian, PlHplnler Türkiye ve
yen] b'r taahhüde girişmeyi, meselâ Yunanistanla İranı açıkta bırakmayı, bugünkü stratejik şartlara uygun bulmuyor ve taahhütlerini de henüz bu kadar genişletmek istemiyor. İngiliz siyaseti de bundan farklı olmasa gerektir. Şartlar değiştikçe ve Amerikan efkârı aydınlandıkça bu zaruret anlaşılacaktır. Vazifemiz, Avrupa güvenlik sisteminin bu açığını anlatmaya devam etmektir.
Bu düşüncelerledir ki her hangi şekilde bir Akdeniz Paktının imzalanmak üzere olduğu hakkındaki haberlerin mevsimsiz olduğuna inanıyoruz ve Türkiveye yapılan teklif hakkında hükümetin İzahlarını beklemeyi doğru buluyoruz.
Necmeddin SADAK NOT
Dolmabahçe sarayını gezebilecek
rhıdekl Koson limanını İşgal etmişlerdir.
Güney Kore kuvvetleri. Kuzey Koreli olup çember İçinde kalan askeri kuvvetleri temizlemekle meşguldür.
Bon 24 saat İçinde 4,000 Kuzey Koreli esir alınmıştır.
Tokyo 4 (A,A.) — United Press: Mac Arthur’e yakın bir kaynak, United Press ajansı muhabirine Keredeki Amerikan kuvvetlerinin hazır oldukları zaman 38 İnci arz dairesini geçeceklerini söylemiştir.
Tokyo 4 (AA| — United Press: Genel karargâha mensup yetkili bir sözcü Kore harbinin başından beri Birleşmiş Milletler kuvvetleri tahminen 23 bin komünisti esir ettiklerin) bugün bildirmiştir.
Kore meselesi, Türkiyenin ile
bulunacağı komisyona havale edilecek
Londra 5 (Radyo) — Birleşmiş Milletler siyasi komitesinin dünkil toplantısında Kore meselesi müzakere edilmiştir. Top-
Büyük Millet Meclisi Başkan-lik divanı, Meclis Başkanı Refik Koraltanın riyasetinde Doima-bahçede toplanmış ve önce alınan bir prensip kararına dayanarak Dolmabahçe sarayının , halk tarafından gezilmesini te- , minen aşağıdaki hususa ti kararlaştırmıştır:
1 — Dolmabahçe sarayı 12/10/ 950 tarihinden İtibaren her hafta perşembe günleri saat 14 ten. 17 ye kadar halk tarafından gezilebilecektir.
2 — Dolmabahçe sarayını milyon lira kıymetindeki bir gezmek İsteyen vatandaşlara çlfllğlnl tşçi Sigortalarına he- stadyom gişelerinde bulunduru-dlye etmiş bulunan Süreyya lacak vazifeliler tarafından pn-jmnnuı, Kadıkoydekl Süreyya1 zartcsl günleri saat 14 İle 17 «İnemasını da Darüşşafakûya arasında muayyen miktarda hediye edeceği söyleniimektedir. »lri« karüarı dağıtılacaktır. Paşa, bu söylenti karşısında,1 3 — Giriş kartları şahsa mah-boyle Wr fikri olmakla beraber, sus olacak ve ancak üzerlerinde benta kati bir teşebbüse geç-.işaret edilen günler için mute-nediğinl söylemiştir.
s Bir müddettenberi mesaisi-
ne ara vermiş oiaa
F i L i O
Sayın nıÜşıtrilMidl & ekim den İtibaren eski adresinde kg bul edecektlı. Galatasaray Gürey Pnlas No. 5
Bu makale notalar neşredilmeden evvel, yani nün akşam yazılmıştı. Bu sabah gazetelerde neşredilen notalar™ metni yazımızda İleri sürülen düşiiıı-raleri değiştirmiyor.
N. S.
Süreyya paşa, sinemasını Darüşşa-fakaya verecekmiş Bundan bir müddet evvel üç
ber bulunacaktır.
| 4 — Bir hafta için giriş kartı1 taldeblnde bulunan vatandaş-larrn müracaatfnclc o haftanın | knrtiarı tamamen tevzi edilmiş olduğu takdirde IstIyenieTe mü- | laakıp haftalara alt kartlar verilebilecektir.
5 — Yabancj seyyahlarla mektepliler eski usuller dairesinde haftanın diğer gönlerinde de gezdlrHebilectkUr
Hollandadan müteşekkil komisyona havalesini teklif iniştir.
bir et-
AIi Râna Tarhan Fransa’ya gitti
Ankara 5 f Akşam) — 8 ekimde Nişte toplanacak olan milletlerarası Kısıl haç kongresinde memleketimizi temsil etmek üzere Türkiye Kızılay kurumu başkanı Ali Râna Tarhan dun Fransa'ya gitmiştir. Seyahati 20 eün sürecektir.
Bir kamyon devrildi» 2 yolcu öldü
Konya 5 (Akşam) — Dün Cl-hanbeylîden şehrimize gelmekte olan bir kamyon frenlerinin tutmaması yüzünden bir uçuruma yuvarlanmış, bu esnada kamyondan atlayan İki yolcu derhal ölmüştür Yolculardan İki kişi de ağır surette yaralanmış, şoför kurtulmuştur.
(Baş tarafı I Inel sahlfede) seledir ve böyle ele almak gerektir. Dünya efkârına ve milletlerarası teşekküllere bu şekilde anlatılması gereken göçmen İşinin hallinde milletlerarası organlardan faydalanmamızın kabil olduğuna kaniim. Bu şekilde faydalanabileceğimle organlar şunlar olabilir: Birleşmiş Milletler teşkilâtı, Milletlerarası Göçmen organizasyonu, Beynelmilel Banka, Marshall plânı teşkilâtı. Hudutlarımıza yığılan ırktaşlarımızın bir takın'. İnsani haklarından mahrum edilmesi de dünya efkârına ayrıca belirtilmesi gereken bir hâdisedir.»
Başbakanın nutkuna cevap
Bundan sonra Demokrat Parti Başkanı Başbakan Adnan Menderesin Erurumdakl nutku hakkrnda konuşan C. H. P. Genel Sekreteri bu hususta da şunları söylemiştir:
(— Say m Başbakan ve Demokrat Parti Başkam, Erzurum da verdikleri nutukta İki ana konuya temas buyurmuşlar. Bunlardan biri: neden şimdiye kadar esaslı bir İş gBremedlkle-rl ve bundan sonra görmelerinin müşkül olduğunun İzahı, diğeri de partllerarası münasebetlerdir.
Evvelâ birinci nokta hakkında birkaç söz röylmeme müsaadenizi rica ederim. Nutkun tam
bütün beyanatlarına evvelâ^ muhalefete hücumla söze b?-- o lar. Bu artık alıştığımız girizgâh olmuştur. Kanaatimce ik-JK tldarda olan ve müspet İşlerb’-Jü en çok meşgul olması gerek ro hükümetin muhalefete hücumla bu kadar vakit kaybetmedf) bir zail alâmetidir.»
(Kaşlara!* I (ne) «hilede)
Eşref Solmaz, merdiven başında Adalet Sarıoğlun'a ken-dlslle biraz uzun müddet oturmayı teklif etmiş, günahkâr kadın !se buna İmkân olmadığını söylemiştir. Adaletin bu cevabına kızan Eşref Solmaz, cebinden bir berber usturası çıkararak kadının üzerine atılmış ve vücudunun muhtelif yerlerini gelişi eüzel kesmeğe baş-lamaştrr.
Kadın kanlar içinde feryada başlayınca ev sahibi Rukiye yetişmiş Eşref, bu sefer Ruki-yevl de muhtelif yerlerinden kesmiştir. Az sonra hâdise yerine gelen polisler. İzmirli Eşrefi kanh usturasile yakalamışlar, Adalet ile Ruklyeyl öe Beyoğlu hastanesine kaldırmışlardır.
Kadın yüzünden
Eyıipte lsiâmhey mahallesinde îsllklâl sokağında oturan Güngör isminde biriyle aynı semtte Karlık sokağında oturan Mustafa Abbaa da kadın mesele-^!?den kavga e,nılŞler, Mustafa j metni elimizde olmadığına gö-
Güngör adındaki gene- bıçakla dört yerinden ağır surette yaralamıştır.
Adliyede bir yankesici yakalandı Dün Adliyede Beşinci İcra dairesinde bir muamelesini ta-kJb eden Rahmi Ekber isminde birinin ceplerini karıştırmakta olan Zühtü Gökalp adında bir şahıs, adliyede vazifeli polis memurlun tarafından suçüstü yakalanmış ve tevkif edilmiştir.
Bütçe meselesi
Başbakan, bütçenin 4 üncü ayında işe başladıklarını söylüyorlar ve bu suretle artık bütçede değişiklik yapılmasına İmkân kalmadığına kani olduklarını blldlrlyolrar. Bunda ufak bir hesap ha tas: olduğuna kaniim. Bütçe ayı martta başladığına göre. Demokrat Parti iktidarı iki buçuk ay sonra ele aldı. Bir bütçenin iki buçuk ay sonra değiştirilmesi gayrimûın-kûn değildir. Hele Demokrat Partinin bundan evvelki bütçe teklifleri hatırlanır ve bütçede derhal yapılması kabil yüz milyonlarca tasarruf imkânı vardır dedikleri göz önünde tutulursa İktidara gelir gelmez bütçede gereken taiıavviillerl yapmaları ve tasarrufları sağlamaları beklenirdi. Vakıa böyle olmadı, bilâkis Demokrat Parti İktidarından beri mâliyenin durumu illerine karanlık bir perde indi. Eskiden hasılat her ay neşredi-llrdl. Bu durduruldu. 1951 bütçesini biz de Başbakan gibi bekliyoruz.»
Kote meselesi
Kasım Gülek. Kore mevzuuna temas ederek:
«Sayın Başbakan tekrar Kore fişinden bahsediyor Bu meseleyi getlremtyeceginl de poııtika mevzuu olarak ortaya
Sabah Gazeteleri Ne Diyor?
re gazete mütalaalarına dayanarak konuşuyorum, Seçim es-1 nasında pek çok valtler eden Demokrat Parti İktidara geçin-| ce bu valtlerlnl yerine getire-,
anlamıştır. Şimdi bunların km-(koymak İstemezdim. Biz bu me-dllerlne göre izahını yapmakta seje halkındaki nnktal nazariye mazeretle! bulmaktadır, bir çok deftdar açık olarak Menderes hükümeti İş başına belirttik. İşin esasını münakaşa geldiği günden beri sayın Baş- etmedik. Ortaya attığımız üç bakan Meclisteki hükümet pro- nokta hatırlardadır gramından başlıyarak hemen I ı — Muhalefetle istişare. 2 —
■ ■■■ Büyük Millet M. elisin den geçir-
me. 3 — Birleşmiş Milletlerin bir genelkurmayı yollyie isük-halde yardım sağlanması.
iılımtul Bçr«s«ının 4/19/ltM Halleri
A.
İçtimaî yardım paralı olmaz
Ercümrnd Ekrem Talu SON POSTA’daki fıkrasında hasta nakliye arabalarının ücretli olmasına itiraı ederek şunları yarmaktadır :
Hasla nakllyesl, hastanedeki bakım gibi, Belediyeye milyonlarca vergi ve rüsum ödeyen bir şehrin hemşehrileri İçin bedava olmalıdır. Belediyelerin masraf bütçelerimle bir de içtimai yardım faslı vardır kİ umumi gelirden karşılanır. Belediye her gördüğü hizmete mukabil hemşehrilerden para talebinde bulunamaz,. Bulunmamalıdır. Aksi halde Belediye olmaktan çıkar. Hasta nakil bu, karşılığı olmıyan âmme hizmetlerinde ndir.
Nereden akla geldiğini &ıı-lıyamadığuau bu kararın yeni meclis tarafından geri alınacağını umarız.

Yine susuzluk
İstanbulun su derdi hak-
KSHAM YE TAHVaAT % V FAİZLİ TAHVİLLER Sıvaa ■ Erzurum ı Sıva» - Crtururr i-1 1941 Dcmtrvolu I 1941 Dvmirvo!» ıı 1941 Demiryolu İli
MIHI MOıiar»» Milli MUdalaa Milli MOdafaa
Milli MOdalaa .___________
% • rallLI TAHTİLLEB
İktîsacİL durum
Gene! sekreter iktisadi durum hakkında da demiştir ki:
«— İktisadi »ûzlyettc hiç bir İyilik âlemdi yoktur Üstelik hayat pahalılaşmaktadır Bunu ısrarla söylüyorum Pahalıinşn-caktsr da. D P İktidara geldiği zaman pamuklu flat'erlnde yüzde 3 ilâ 5 İndirme yapmıştı, şimdi 5 ilâ 12 zam yapılmıştır. Yalnız devlet elinden) mallarda bu ftat artış» arsa devlet elinde olınıyanlan takdir buyurun ve piyasaya çıkın bakın Size bir misal vereyim- Piyasanın Belci -kaya demir siparişi vur Akreditif açmışlar, demir mamulleri ısmarlamışlar, Merkez Bn«».w Ticaret BakanlLğı ıie aniaşama-nı sizlik yüzünden akreditifleri göndermemiştir. Belçikalılar si* parişi anule etmek istiyıriur ve böylcc.* memleket un milyon liraya yakın bir ziyanla karşılaşmaktadır.»
Faril
W
u ın ıv
Gulden TOrM Ilı an
UH1 Demiryolu Knlkınma I Kalkınma D Kalkınma (□ l'9-ıs istikrazı I IW3 istikran II IMS Ist.kraa» ı
TeıeiuıiiArıın.
«fe FAİZLİ TAHVİL uhü tuh vi II i %-L nı33 Ursan.
193U ikramiyen Milli Mllılalaa Demiryolu ıV Demiryolu V
kıntla kim bilir şimdiye kadar kaç bin yazı yazılmıştır. Felek de bugün CÜMHllRİYET-te gene aynı nıev7ua temas ederek şöyle diyor;
îstanbuia da ynz me vsiminde yağmur yağmadığına göre Anadolu kıyısının susuzluğu daha bir müddet devam edecektir. Ancak, bu susuzluk bir taraftan devam ederken öte yandan bir takım bahçelerin bu su ile sulandığını, otomobil istasyonlarında bu su İle arabaların yıkandığını görenler, evlerinde yüz-rlnl yıkayacak bir damla su bulamadıklarını düşünerek bu haksız sarfiyatın menedll-nusinl İstemektedirler. Binaenaleyh hiç değilse bu israfın önüne geçmek suretlle asıl ev İhtiyaçlarına tahsis edilebilecek su miktarı çoğaltılmış olacaktır.
Barlas’ın Menderes’e cevabı
TELGRAFtaki başmakalesinde Başbakanın Erzurum nutkunu inceleyerek D. ?. balkanının C.H.P, ye niçin hücum etliğini araştırmakta ve şunları yatmakladır:
Hakikatte kabahat ne 950 bütçesinin tanziminde, ne de 951 bütçesinin hasırlanmasın dadır. İçin esası muhalefetteyken Demokrat
Meclis Grupunun. ve onun bütçe tenkldclsi Adnan Menderes’in eski bütçeleri uluorta tenkit etmesinden başlamaktadır. O vakit; «büyük tasarruflar yapacağız, memleket kalkınmasını saplayacağız, memleketin yüzünü Iktl-saden üç ay içinde değiştireceğiz» diyen Demokrat Partinin salâhiyet sahibi kimseleri bütçenin vaziyet ve mahiyetini bugünkü glb*. bilmekteydiler. Fakat İş başa düşünce bu yolda bir mazeret aramakla kendilerini tarih huzurunda mesuliyetten kurtaracaklarını sanıyorlar.
_______ 5lhXn HtSStLTRI MerKcı BinKBSl Aralan Çimento T. Ticaret Banka» I i Ban Kası
' Şark Değirmencilik
I Milli ReacOtan»___________
SARRAFLARDA ALTIN
5 Ekim 1960
Amerikadaki motorlu vasıtalara 300 milyon insan bir anda binebilirmiş...
İstatistiklerin yarattıkları tablolar, bazan insanları, adını adını hayallere scvke-diyor.
Amerikada 44 milyon 670 bin, 588 adet otomobil, kamyon. otobüs, jip ve motosiklet varmış; diye okudum.
Son neşriyata nazaran, A-merika Birleşik devletlerinin nüfusu 143 milyon. Demek ki, 3 kişi her nıotörlü vasit-ya binse, bütün nüfusun a-yağı, karadan bir anda kesilecek.
Eğer otomobillerine 3 değil de. şoförle birlikte 6 kişi binmeğe razı olsalar, galiba, Türkiye ve civarındaki bunun memleketlerin ahalisi, «motörsüvar» olabilecekler.
Biz Türkler... İranlılar, KafkasyalIlar. İraklılar, Suriyeliler. Yunanlılar. Btıl-garlar .. Mütebaki 143 milyonu dolduramıyacağımıza göre, meselâ dünya yüzündeki bütün Arapları da, Balkanlıları da misafir çağırabiliriz. .
Hayal oyununa devam e-delim:
Yalnız Amerika değil, ö-bür büyük ve ortanca memleketlerde de motörlü vasıtalar yapılıyor. Hattâ havada, suda, karada, bunların yarışı var. Acaba, biitün be-şerîveti motöre bindirebilir miyiz? Bu yıl olmazsa hangi vıl?
Bugünkü sanayi yarışına bakılırsa, öyle bir çeyrek a-cır uzak olmasa gerek ...
Öte yandan da: «Ay'a seyahat» dîye, arz dışı bir meyi’ ve heves uyanmıştır. Demek. günün birinde, bütün insanlığı, vasıtalara bindirip:
— Dünya dezenfekte edilecek. Haydi, hep birlikte a-zıcık dışarı... - demek mümkün olacaktır,
*
B'r şairimizin şöyle bîr fikrine raslâmıştim:
— Ey çocuğum! Yaşamağı o kadar sevecek, şu dünyaya övle bir bağlı olacaksın ki, ileride, milyonlarca sene SGnra, şu küre’nin, hayat devresini tamâmlıvarak boş bir ceviz gibi fezalarda dö-necğini düşünerek bunun hüznünü şimdiden kalbinde duyacaksın.

Hayalimde, kendimi teselli ettim:
— Dünya, öyle bir hale gelmeden önce, beşeriyet, kozasını terkeden bir kelebek gibi kanadlanıp başka hayat merkezlerine geçebilecektir.
Her gün bedbince haberlerle gönlümüze kasvet kaplatacak değiliz... Bugün de böylesi...
Bu derece ilerliyen bir medeniyet insanların hayatını iyiye doğru geliştirir inşallah...
lnşaallahurrahman...
(Vâ - Nû)
Y angınları önlemek için
Bacaları temizletme İşinin bir şirkete verilmesi düşünülüyor
Beledlye. bilhassa kış aylarında daha sık vukua gelen yangınlara mani olmak için bazı esaslı tedbirler almağa karar vermiştir.
Bu arada odun ve kömürle ısıtılan bütün binalarla miies-seselerin yangına en ziyade sebep olan kurumlu bacaların yangın vukuuna mâni olacak şekilde temlzlettlrllmesl kararlaştırılmıştır.
Şimdiye kadar bu hususta bina ve müessese sahiplerine yapılan tebligat müspet netice vermemiştir. Filvaki şehrimizde baca temizleyen kimseler! bulmaktaki güçlük yüzünden bu işin ihmale uğradığı anlaşıldığından belediye, bu İşi bir şirkete vermeği düşünmektedir.
Bu şirket odun vc kömürle ısıtılan binaların bacalarını İtfaiye müdürlüğünün nezareti altında temlzllyerek bina sahiplerine vesika verecek, belediye de bu vesikayı ibraz etmeyen müesseseterden ceza alacaktır.
Edirne
belediyesi
Şehir işlerine dört elle sarıldı
Edirne (Akşam) — Yeni belediye idaresi şehrin elektrik, su, temizlik, seyrüsefer ve belediye gelirleri gibi İşleri ehemmiyetle ele almış bulunmakladır.
Gelir kaynaklarından tamamen faydalanmak üzere elektrik. su borcu olanlar hakkında takibat yapılmaktadır.
Şehrin Sinekli içme suyunun pis sularla İrtibatı olduğu belediye encümen üyelerinden Dr. Nadir Centle belediye doktorunun mahallinde yâptıklan inceleme üzerine İyi su deposunun umum! kanaldan tecridi İçin gerekil tedbirler alınarak eski ve İptidaî şeklideki tulumbaların değiştirilmesine karar verilmiştir.
Bundan başka şehrin çarşı ve pazar yerlerinin temizliğine önem verilmiş ve ana caddeler her gün sulattırılmağa başlanmıştır. Bu arada belediyeye alt bulunan tarihi Saraylçl mesiresindeki çalı ve sair otlar da kesilip toplattırılmak suretiyle te-mlzlettlrllmeğe başlanmıştır.
AKŞAM
Kadın polislgr faaliyette...
Kadına lâf atanlar

Mahsul vaziyeti
8alıife S
Üzücü haberler
nasıl yakalanıyorlar?
Polis dilinde “Sulu zampara,, lar kimlerdir? — “Mayine çarpmak,, ne demektir? Ele düşen bir adamın göz yaşları ve korkusu
Tarım Bakanı Nihat Egriboz’un beyanatı
Kadın polislerin en ziyade vazife gördükleri yerlerden biri: Kadıköy vapur iskelesi önü
Ankara 4 (Akşam) — Tarım Bakanı Nihat Eğriboz bu senek! İncir, üzüm, tütün, pamuk ve hububat mahsulü hakkında şu beyanatı vermiştir:
«— Ege vilayetlerini dolaştığım zaman bu senekl üzüm, incir ve tütün mahsulü durumunu geçen senelere nazaran daha verimli buldum.
Pamuk mahsulüne gelince, 700 bin balya tahmin edilirken istihsalimizin bu sene ancak 500 bin balya olacağı anlatılmıştır, iki yüz bin balyalık azalma sulama işlerinin tam olarak tatbik edilememesinden hasıl olmuştur.
Hububat durumu umumiyetle gecen seneye ‘nazaran daha İyidir. Eğedeki durum iyi Ça-nakkalede fena. Balıkesirde orta, Bursada tatminkâr. Kayseri ve konyanın bazı bölgelerinde iyi. bazı bölgelerinde de fenadır.
Balıkesirde iki cinayet
Bir erkek öldürüldü, bir kadın yaralandı
6 kuruşa üzüm
Konya — Şehrimizde yeril ve nefis taze üzümün kilosu, çarşıda perakende altı kuruştan satılmaktadır.
Yakalanan esrar ve tabancalar
Tophanede Lüleciler caddesinde 11 numarada oturan ve aynı yerde 25 numarada kahvehane İşleten Mehmet Ali Çaylağın evinde yapılan aramada 310 gram esrar, bir tabanca, kahvede yapılan aramada ocak altında 108 parça, bahçede gömülü 55 parça esrar ve bir de tabanca bulunmuştur.
Kahveci Mehmet Alinin, bu esrarları, ocakçısı Yervant Lâm bacı ve garsonu îsmall Kirişçi vasıtaslyle sattırdığı tesblt edilmiş. ayrıca oğlu Hayrl ile karısı Hatice ele yakalanmıştır. Bunlar hakkındakl soruşturma derin i estirilmekledir.
Kadınlara lâf atanlar ve sarkıntılık edenlerle mücadele İşine kaç kadın polis ayrıldığını, nasıl çalıştıklarını en ziyade nerelerde vazife gördüklerini öğrenmek isterseniz anlatayım: Emniyet müdürü Kemal Ay-giin’ün verdiği izahata göre, bu mücadele işinde şimdilik 352 kadın polis çalışmaktadır. Fakat bunlar, gecel&rl kahvehane. gazino, bar, ve saire gibi yerlerde şüpheli eşhns, bıçak ve tabanca araması yapan erkek mestekdaşiarı gibi on, on beş kişilik motörlü eklpter halinde değil, bazan tek başlarına, hazan da peşlerine bir erkek sivil polis takarak vazifeye çıkıyorlar.
En ziyade nerelerde çalıştıklarına gelince: Vapur iskelelerinde, tramvay ve otobüs duraklarında. Mahmutpaşa caddesinde, Kapa 1 ıra rşıda. İnönü gezisinde. Güihane ve Yıldız parklarında, bir ucundan tâ öteki başın? kadar İstiklâl caddesinde, banliyö trenlerinde. tramvayda vapurda, otobüsle, Sirkeci ve Haydarpaşa garlarında; sinema gişeleri civarında, çalgılı gazinolarda, hülâsa aklınıza neresi gelirse orada... Kısacası tâ aranızda ve yanı başınızda!... öyle bir vazife aşkı İle şehir içine dağılıyorlar kİ «Ah biri lâf atsa veya uygunsuz hareketiyle rahatsız etse de haddini bildirsek» diye gitmedik yer, dolaşmadık semt bırakmıyorlar...
Mayine çarpanlar
Çalışmalardan elde edilen neticeleri emüspet» kelimesiyle vasıflandıran emniyet müdürü Kemal Aygün:
«— öyle enteresan vakalarla karşılaşıyoruz kİ. diyor, bir hikayeci muharrir için kaçırılmı-yacak mevzular olduğunu takdir ediyor ve haddi zatında ağlanacak bir ıç yara olmakla beraber gülmekten de kendimizi alamıyoruz»
Bu nokta etrafında daha ay-
I dınlatıeı malûmat lütfetmedi ! ricasında bulunduğum zaman [diyor kl:
«—■Evinden tek başına çıkan bir kadın, her hangi bir arka-Jdaşına, elbette ki kimse tarafından rahatsız edilmeksizin gitmek İster Fakat öyle soysuz
Cemateddiı. BİLDİK (Arkası 7 nel sahlfede)
Göçmenleri harınılıracak yer bulunamıyer
1951 yılının 1& çekilişinden birincisi
Ocak ayının İlk haftasında
25 talihliye
Hesaplarındaki para kadar
para tkı-anılyesl
Muvakkaten muhacir yerleştirilen camiler boşaltıldı. İskân müdürü müşkül bir durumda
Memleketimize göçmen akını devam etmektedir Yılbaşından bugüne kadar gelenlerin sayısı 30 bini bulmuştur.
Son çelen göçmenler, 1145 se-nezlndeııberl Bulgaristan hükümetine müracaat ederek Türkiyeye göç etmeyi istiyen-lerdir. Bulgarlar tarafından kabul edilen müracaatı hükümetimiz de tasvip etmiştir. Bu sebeple bunlara serbes göçmen ismi verilmektedir Yani gerek seyahat, gerekse memleketimizde iaşe vp ibate ma'iafları kendileri tarafından kabul e-dilenlerdlr. Bunların haricinde İskan kanununda mevc’it bir başka şekil vardır ki o da hükümetimizin masraılftrıtı, ve iskânlarını kabul ett|f>ı göçmenlerdir. Bulgarların memleketimize göndermek istediği ve -sayılarının 250 bin ı Muftu söylenen göçmenler bu son grupu dahildir.
Son haftalarda Bulgaristan-3an memleketimize gelen göçmenlerin güç durumlarını göz önünde tutan hükümet kendilerine unkân nlsv •tinde maddi yardımda bulunmayı kabul etmiş, bunların g’decekterl yerlere kadar seyahat masrafla-rlylc yiyeceklerini deruhte etmiştir.
Ancak son gelen katlteteı çok kalabnlık olduğundan şehrimizde bunları bartııdırncnk yer bulunamamaktadır tekfin müdürlüğünün elinde bulunan ve ancak 500 kişi ala hilen Sirkecideki misafirhane tamamlyle dolduğu gibi bazı depolarla Tophane camisine ,1e bir kısım göçmen yerleştirilmişti Vakıflar umum müdürlüğü dün İskân müdürlüğüne biı yaz, göndererek camilerin harap olacağını illeri sürerek camilerin süratle boşaltılmasını İstemiştir. Camiler boşaltılmıştır. Selimiye kışlasının misafirhane haline getirilmesi isi de Başba-
iskân müdürü Atıf
Balıkesir — Evvelki gün öğleden sonra taksi meydanı yakınlarında Genelev kadınlarından Hicran Acar İsmindeki bir kadın. Mersinli arabacı Abdullah tarafından kalçasından ve bacaklarının muhtelif yerlerinden ağır surette yaralanmıştır. Yaralı tedavi altına alınmış, sanık yakalanmıştır.
Diğer taraftan şehrimizin. Kurtkulağı köyüne bağlı Kır-mıtlı mahallesinde düğün esnasında müessif bir hâdise olmuş. İsmail Ünal isminde biri sarhoşlukla tabancasını ateş ederek Abdurrahman Ayngözii öldürmüştür. Sanık tabancası İle birlikte yakalanarak savcılığa verilmiştir.
I
O Kur* numaracın* en çok 2500 llrak
Bu hafta sonuna kadar
hesabınızı arttırınız.
Cüzdanınız yoksa
Bu hafta sonuna kadar
cüzdan alınız.
İçin
kan seyahatte bulunduğu şimdilik geri kalmıştır.
Son derecede nvlskül vaziyette kalan iskân mudüıü alâkalı makamlardan ve kendi teşkilâtından yardım istemls. aksi halde vazifesinden İstifa edeceğin! bildirmiştir.
Müdürlük yen! gelen kafilelere yer açmak Jçlıı 10 - 15 rün-dür misafirhanede kalan ve gi-dcceftl yere hareket etmiyenve kendileri de meydanda bulunmayan lar in eşyalarını müracaat edip alıncaya kad..r bir depoda muhafazaya Itnrür vermiştir.
Diğer taraftan vakıada geleceği söylenen binlen • göçmenin karşılanması no -trl iki arına da başlanmıştır, Ar vak şehrimizde bunların yıı icMIrllmesl-ne elverişli yerleı h«nüz bulunamamıştır Sen? sonuna kadar da bunlar tete bir milyon lira tahsisat İst-nmlş'lr Alâkalılar bu pars im ancak dört günlük yiyecek ont-ası olduğunu belirterek hüyüıç makamların göçmen !f'erine Iftyıkt veçhile ehemmiyet vermediğini belirtmektedirler.
İSTANBUL HADYO3U O4la •• ıkMm otofframı 12.5T Açılış ve- programlar.
; 13,00 Haberler.
i 13.İS Orkestra ««erleri Pl.
13.45 Sarkılnr. Okuyan: Selma ! rOltt.
1-1.30 Serbes saat
14JO Şarkılar ve tdrküler. 14 33 Sev. imiş seslerden melodiler Pİ. 13.00 Prrı;ramlar »e knpnntş.
17.57 Açılış ve programlar.
1B.10 Dan» müslgl Pl.
18.30 Türküler. Okuyan: Cemil kat.
18.50 Konuşma.
19.00 Haberler.
>0.15 Kısa jehir haberleri.
19.20 Küçük orkestradan melodUer. 19 10 Konuşma.
II’ 50 KIHIk Türk nmslklat 2H5 Radyo Cmcimi.
'.0..10 Konuşma,
ı -"O.IO Ara müziği Pl.
20.45 Şarkılar. Okuyan Akile Artun.
21.15 Konuşma.
21.25 Ara nitel# Pl.
21.30 Fasıl heyeti konseri.
22.10 Yaklaşmakta olnıı «ayım münasebetiyle konustna.
22.20 Dans müziği PL
22.35 Konuşma.
22.45 Haberler-23.00 Dm» müziği Pl
23.30 Programlar ve kapanı).
ANKARA RAOYUSO
12 28 Açılış ve program.
13.30 M. S. ayarı ve Sarkıllar, yan: Radtfc Erten.
13.00 Haberler.
13.15 Melodiler Pl.
13.30 öğle Gazetesi.
13.45 l’iynno ile car. pnrçnlan Pl. 14.00 Hava raporu, aksam programı
ve kapanıg,
17.58 Açılış, ve program.
ıa,oo M. s. ayarı vc konuşma: «Seçim.
>8.10 incesaz. Okuyantar: Muzaffer Blrtan. Ekrem CUycr, Nusrcl Etsirt.
18.30 Konujnıa: «Seçim.,
18.40 Müzik: PL
19.00 M. S. ayarı ve Haberler.
10.15 Tarihten Bir Yaprak.
10.20 Yurttan sesler, idare eden: Muzaffer Sarıözcn.
10.30 Konuşma: «Seçim».
10.40 Serbes saat
19.45 Radyo İle inglllrce.
20.00 Minik: Pl.
30.13 Radyo Gazetesi.
20.3Ö Serbes aaat
20.40 Konulma: «Seçim*.
20.50 Şarkılar. Okuyan: Çevriye Ceyhun.
21.00 Konuşma: Kahramanlar yor «F. F, Tülbentçi».
21.15 Konuşma: «Seçim»,
21.25 Dans parçaları Pl
21.40 Konuşma: «Seçim».
31.50 Müzikseverin saati.
22.45 M. S. ayarı ve Haberler, 23.00 Program ve kııpanıj.
Yarın sabahki program
7.30 Açılıj, program ve M. S. ayarı.
7.35 Kuran-ı Kerim.
7,45 Haberler.
8.00 Saz eserleri ve pıiular PL
8.13 Tangolar Pl
8.25 Günün programı ve hava ra-
8.30 Müzik: PL
8.00 Kapuıııs.
KOp-
geçl-
Hükümetin, her türlü te-raflardan temizlenmiş, geliri jçlderine uygun, müto vazı bir bütçe hazırlamakta olduğunu gazetelerden öğreniyoruz. Bu iş esasen Demokrat Parti programının başında yer aldığı için, iktidara geçince tatbik mevkiine koyması tabiî İdi.
Bu devirde, israflardan temizlenmiş, varidat ve masarif fasılları birbirine denk bh- biitçe tanzimi her hükümete nasîb olamıvacak bir muvaffakıyetttir. Adnan Menderes hükümetini candan tebrik ederiz.
Fakat gazeteler bu sevindirici havadisin yanı sıra ü-züntüJii bir takım haberi ar de veriyorlar. Devlet dairelerinde tekaüt ve tasfiye muameleleri hummalı bir faaj-ı liyet halini aldı. Bir kısırQ memurlar emekliye ayrılfi yorlar. Bunlar arasında ”Ç\| salslnden daha uzun müfl-det istifade editebilecefaO kimseler de var. Bazı daire-— terde de servisler lâğvedilip yor, bürolar birleştiril i yorer kadrolar daraltılıyor, burat. larda çalışan memurlar açıO ğa çıkarılıyorlar. **
İşlerin süratle viirümeslfl) kırtasiyeciliğin ortadan kalp) dınlması, bütçede tasarrufc bakımlarından devlet daire^ lerinde mümkün mertebe ıQ memur istihdamı doğru d amma, tedbirin bu şekildq) tatbiki hiç de hoş karsılanafci cak bir hareket değildir. ! q nelerden beri devam edemet, ten idare cihazında ağaç h'ü dar gibi birdenbire kadro daraltmak mağduriyetlere meydan vermektir. Hükümet ricalinin evvelki sözleri böyle değildi. Yaş haddini doldurarak tekaüd edilen veya kendiliğinden aynlan memurların yerlerine yeniden tâyin yapılmıyacak, böylelikle hiç kimseyi mağdur etmeden kadrolar tedricen daraltılacaktı. Halbuki bugünün manzarası o sözlere uymuyor. Yaş haddine, memurun liyakatine, geçmiş mesaisine bakmaksızın umum müdürler bile şahsi arzulariyle memur te-kaiid etmeğe kalkışıyorlar.
Tensikat şeklinde kadro daraltmak, vatandaşları kütle halinde açığa çıkarmak umumî efkâr üzerinde büsbütün fena tesirler u-yandırıyor.
Gelir vergisinin tatbikatı mülıîhazasiyle İstanbul maliye teşkilâtında yapılan son değişiklikte maaşlı ve ücretli 233 memur bir kalemde kadrodan açığa çıkarıldı. Bunlardan otuz dördü yaş haddini doldurdukları için emekliye ayrılmışlar. Geri kalanlar da hizmet senelerine göre dörtte bir, üçte bir ve yarım maaş alarak bekli-yecekl ermiş. teşkilâtta münhal oldukça tercihan oralara alınacaklarmış*
Aldığı maaşla zaten aile yuvasını geçindirmekte acze düşen, ıstırap çeken bir adamın kazancı dörtte bire, hattâ yarıya inerse variyeti ne olur? Yüzlerce aile reisi, teşkilâtta münhal olacak diye mahrumiyet ıstırabının ağır tazyiki altında ne kadar bekliyebiürler? Anî sefalet pençesinin yüzlerce a-ile yuvasına indirdiği darbenin ıstırabını düşünürken insanın tüyleri ürperiyor.
Kütte halinde vatandaşların mağduriyeti pahasına yapılan tasarruf, adaletle telif edilemez.
Cemal REFİK
Teknik Üniversite ve Güzel Sanatlar Akademisindeki imtihanlar
Evvelki gün Teknik Üniversite ve Güzel Sanatlar Akademisindeki giriş imtihanlarının aynı güne rastladıklarını ve bu durumun talebeleri çok müşkül bir vaziyette bırak tığını yazmıştık.
Dün İse Güzel Sanatlar Akademisinin derhal bu meseleye el koyarak 9 Ekimdeki imtihanı 13 Ekime talik ettiğini memnuniyetle haber aldık. Yazımızı derhal nazara alarak talebeye gereken kolaylığı gösteren akademi müdürlüğünü teşekkür ederiz.
Sahifp 4
AKSAM
5 Ekim 1950
Evvel zaman içinde..
YenO Ses
•q ------——
Üç güvercin
dilerim. Şarkıcı 9 Çingene rolünde Jerfi Aslan da
• güzel sesini çalışıp beslemek zo-
■ rundadır. Üç Güvercin opere-
- tinde dinlediğim seslere utnu-1 miyetle (terü taze sesler» dtye-
- bilirim. Sahnede yorulmamış, s yıpranmamış bu genç seslerin ; saflığını, berraklığını överken
• heniız ermemiş burukluğunu da
■ gözden uzak tutmuyorum.
. Muslklle pek ilgisi oJmıyan ve , fakat operetle mühim yer tu-
• tan diğer rollere gelince; MatI mazel rolünde Mürüvvet Sim . canla başla çalıştı. Rolüne In-ı tibakı İyi İdi. Yaşın olgunlu -t ğuna rağmen» gönlün daima ta-ı ee kaldığını, olmıyacak hevesler
• peşinde koşmaklar, yorulmadı-
■ ğuıı ve böylece gülünç olmok-lan da kurtulamadığım muvaffakiyetle canlandırdı. Profesör rolünde Vedat Karaokçu mükemmeldi. Sahnede henüz ka-nad alıştırmaya çalışan gençlerin yanında daha eski ve tecrübeli aktörler nasıl dikkati çekiyor. Aşkın rolünde Şahin Tek gayet cerbezeli ve sempatik bir komikti. Koca Beyin oğlu rolünde Kenan Büke'de de bu arkadaşının güzel vasıflan var. Hancı dayı ve Mişon rollerini İki ayn şahsiyet halinde canlandıran Aziz Basmacı, akşamın en muvaffakiyetli aktörlerin-dendi. Yalnız, bizde pek sevilen, belli başlı sahnelerimizde bile rağbet gören ve çok defa Ipll-
Yeni Sez Tiyatrom memleke-lıarcamasını timizde opereti sevdirmek ve hakikî operetin sanat güzelliğini tattırmak gaye sile ilk eserini —(Üç Güvercin) operetini— sahneye koydu. Szigltgeti'nln operelini bir deneme eseri olarak ortaya atmasile Yeni Ses Tiyatrosu anlatmak İstiyor kİ; bizde operet, yani telif yeril operet, henüz sahnemize yakışacak mükemmellikte değildir. Böyle olunca hakiki operete, yabancı eserlerin sahneye kon-masile başlamak en doğru yol olur. Bu düşünce ve kanaattedir kİ (Üç Güvecin) l, ve bunu takip edeceğini vûdettiğl diğer operetleri de Yeni Ses Tiyatrosu yabancı eserler arasından seçiyor; Bizde haklı bir şöhret yapmış, fakat şimdiye kadar gereği gibi sahneye konmamış olan D. Çuhaciyan'm Leblebici Horhor opereti istisna edilecek o-hırsa ilân edilen diğer İki eser, — Jacques Olfenbach’ın Hoft-tnann hikâyeleri ve Jerom Kern’ln çikolata askerleri — bu kategoriye dahildir.
Üç Güvercin operetinin mevzuunu ören çeşltil hâdiseler ve entrika, son perdede düğümle-nlnceye kadar alâkayı çekmekte devam ediyor. Fakat İtiraf etmeliyim kİ musikiyi operetin mevzuu kadar cazip bulmadım. Eğlenceli ve bir şampanya köpüğü gibi hafit olması gereken operet musikisi. Brabms ve Kalman'elan alınmış parçalarla ve ra it düşmekten kurtulanuyan Macar halk havalarının yardı-. tuluatçılığa Aziz Basmaci'mn mile gerçi İstenilen neşeli ha- daha az İltifat etmesini temen-vnya bürünebiliyor. Fakat çatık |Bi ederim. Zabıta âmiri rolünde kaslı ağır başlı Brahms'uı on|SuadSlm‘i anmadan geçemiyc-iokvzuncu asrın zarafetlle dal- ^eğim. Bir zamanın zaptiye galanan bir valstyle, tangomsu kuvvetini tek başına, sempatik ve fokstrotumsu parçalar, ve çahsiyetUe pek güzel temsil et-bûyük İspanyol kemancı ve bes-,1*. Tâli rollerdeki diğer sanat-tecisi Pablo de Sarasate'nin e- kârlar da eserin muvaffakiyeti »erine kadar nüfuz etmiş olan İÇİ*1 canla başla çalıştılar. Macar halk havaları, musiki-1 üç Güvercin operetinin üçündeki ruh, renk ve İfade bakı- cü perdesi diğer perdelere kınlından blrbirlerile imtizaç et- yasla daha kıta ve mevzuu Itl-miyen ve şöyle gelişi güzel yan-yana konuvermiş yama tesiri uyandırmaktan hâil kalmıyor.
Üç Güvercln'ln temsili İçin, gereken emekten başka İyi niyet te esirgenmemiş; eserin sonunda bu kanaate varıyoruz. Etnl daha ziyade çeken operetin musiki yanı, — Üç Güvercinin birinci temsil olduğunu yoz önünde tutmak şar ille — rıtmnuniyet vericidir. Başlıca . .
ir ler temizdir; bazılarının he- tiyatroda başka yıllardaki tem-n z işlenmemiş olmasına rağ- sJllerde orkestranın altı yedi m:n kulağa hoş gelen tabii bir kişiden İbaret olduğunu öğren-âiengl var. Mariçka rolünde diğim vakit. Yeni Ses Tiyatro-A vnur Kitapçı, koro konserle- sundaki bu orkestrayı küçüm-tincle solist alarak dinlediğim semekte haksız olduğumu bu istidatlı sanatkâr, İlk bakış- ladım. Bununla beraber operet ta dikkati çekecek bir sese sa- musikisi sahasında güvenilecek hipUr. İstediği nüansı, ve eğl-, değerli bir orkestra şef i oidu-lip bükülüşü verdiği sesine hibe- Sunu bildiğim Karlo d'Alplno m etmesini biliyor. Taşkın ro- Kapoçelli'nfn, imkân bulurca lunde Ragıp Topuz, tabiat ver-, orkestrasını daha da takviye! gisl olan ses bakımından kıs- etmek isteyeceğine şüphem yok-metini alınış bir gtnç_ Fakat ‘ cevher henüz hamdır; işlemek gerek.. Şaşa rolünde Ferdi Ta-la/ın sesi iyidir; verimli bir hançeresi var. Ancak bu güzel fesi gür ve bereketli bir duruma yükseltmek İçin daha em?k
Helikopterle seyahatin kolaylığı — Otobüs ve tramvay yerini tutacak yarısı otomobil, yarısı uçak helikopterler
Eski yalılara dair
Htusopttrt hiç BBraemis bh Tramvay ve otobüs kimseye .böyle bir şeyin meveu- , ,
diyetine İnandırmak imkânsız yerim tutacak bir çeydir. helikopterler
Gayet rahat bir oda tasavvur Busünkü mevrut plânlar (teredir,. Bu oda tipi. Amerikanın tatdlrde J0.nn w
100 kail, binalarının asansörle- ln,ls,L„ m!lkod,(rıt,d,.„
rl plbl hiç sarsıntı yapmadan a- bl,k-lı 5,hl, lç,„de olobüs „ şagı yakan İnip çılrsuı. Yahut tramvayların yerini tutacak he-rta şayet mükellef bir (emi ka- Hkuptı-rler de İmâl edilecektir, manumda oldUEunuau tasar- B11 Frteple date pmdldsn A-rur rdln. Fakat bu kamara önü- ' mrrUada birçok otobüsçüler he-nüaekl düzmelere bastıkça ha- !utwı„tole nnkılyat yapmak I-»a kinde İleri geri, sata sola, ç,„ rah,,.Uarml n1ml,İBrd„ o-
Mısırlı prenses Zeynep hanımın yaltr’, misafirlerle dolar, bu kalabalığı sokuşturacak mahal bulunmazdı
Semih Mümtaz S.
Misafir yatak takımla um muhafaza eden odalaruakl dolanlar hesapsızdı. Ve bıı misafirlere yetişmek için ayrıca bir servis ekıpi vardı, yutakça o?.ş kalfaları ve mal yel i gibi...
B unlan doyurmak ta bir mew-le idi. Hemen ber büyük kalfanın odasına tahsis edilmiş tao-ialar; bir kaç tane misafir sofrası; hanımefendinin yemek odasındaki muhteşem sofra ve her takımda altı yedi türlü yemek sabah akşam kurulun sof-| | rai arda ev halkına ve misafir-p» lere takdim olunur; bu da var-tp dı; bu yemekler kemali neşe ve“j inşirah İle ekloluru.rdu Hele^
ugün Mısır sefarethanesi olan (Bebek) teki beton sahilliiUic cvveJcu ahşap bir yalı idi. Ve evvela Sadrâ-
zam Mehmet Emin Rauf p&şa-uın yahşiydi. (Bundan bir evvelki tarihte ismi mezkur Rauf paşa i. Hayli uzundu, fakat çok yüksek değildi. Manzarası ve estetiği bozar deyû eski yalılar, pek havalanın azlardı. Yalnız dahilen çok geniş ve ferah İdiler. Eflâke ser çekmiş tavanlı sofalar ve salanlar ve odalar: basamakları gayet kısa geniş merdivenler ve pencereler hu-susiyeUerlndendL Eski adamlar, bu solalar bu avlularda at kıı- q_
şar derlerdi. Hakikaten de öyle hanımefendide bu âdet Q
idi. Meselâ bizim Bebekteki ya-/*1 vardl' Yemeğe otururken ve
u_>—..i.j.i., -ı— 'sofradan kalkarlar eTler açılır
. I Cenabıhakka şûkredilirdl. ■
. k pctucıcıc "iı-
ı-i barlle mânasızdı. Eserin aslındaki üçüncü perdede geleneklerimize aykırı aksaklıklar vardır; yabancı müelliflerin bizde ille tehzil edilecek garabetler bulmak isteği aşikârdır. Bu sebeple bu perdenin kırpıldığını zannediyorum.
Orkestra, böyle bir esere yetecek kemiyet ve keyfiyettedir; 16 kişilik bir kadro İle çalıştığını zannediyorum. Aynı
kuşlara Mi® nasip olmayan bir uçuşla dolaşacaktır .Hattâ havada İstediği şekilde süzüldükten sonra yine havada durabilecektir. işte helikopter,
Helikopterlerin kütle hallnde-Imâll tamamlan d ikan sonra o-tomoblller de dahil olduğu halde bir çok nakil vasıtalarının ortadan kalkacağı muhakkaktır.
Helikopter için hava alanı lüzumsuz
Çünkü helikopterlerin havalanması yahut İniş yapması 1-çin, muayyen bir hava alanına lüzum yoktur. Meselâ şehrin banliyösünde oturan bir ahbabınızı ziyaret etmek istiyorsunuz. Kapınızın önünde helikopteriniz hazırdır. Hemen İçine biniyorsunuz. Artık kestirme yol aramak endişesi, araba vapuruna binmek külfeti yok. Havada bir müddet gittikten sonra ziyaretine gittiğiniz ahbabınıza bir kutu şeker götürmeyi düşünüyorsunuz. Kolayı var. Bir şekerci dükkânının önüne geldiğini zaman, helikopteriniz havaya asılmış gibi kalıyor. Hemen merdiveni indirip, şekerci dükkânına
tobüs helikopterlere helibüs ismi verilmiştir.
Helikopterlerin İşletilmesi o-tomoblllerden daha kolaydır. Çünkü helikopterler üstlerindeki büyük pervane sayesinde ı havada kendi kendine durmaktadır. Pilotun dikkatsizliği yii-II zünden, yahut sis ve karartı yüzünden bir yere çarpmak İhtimali de kalmamıştır. Çünkü helikopterler dört bir tarafa islenilen şekilde hareket ettikleri İçin yahut havada oldukları gibi kalabildikleri İçin kaza İhtimalleri azalmıştır.
Hattâ helikopter pilotlarının pusla ve hartadan anlamasına lüzum yoktur. Çünkü nehir yahut şoseleri kolaylıkla takip e-deceğl gibi yolunu şaşırdığı zamanlar; aşağıya doğru kayıp yol kenarındaki İşaretleri ve İsimleri okuyarak tekrar yolunu bulabilecektir. Dört kişilik bir aileye mahsus hususi helikopterlerin flatı 1500 dolardır Bu da lüks bir arabaya verilen paradan çok değildir.
350 mil süratle uçuyorlar
Son günlerde Amerlkada ağır uçaklarla boy ölçüşecek muaz-Ahbabmızın zanı helikopterler İnşa edilmlş-
tutulursa; gelecekte uçaklarla yapılacak nakliyatın helikopterler tarafından yapılacağı daha İyi anlaşılır. Bu muazzam helikopterler. bulabildikleri ufaccık bir meydanlıktan başka su, kar, çamur hattâ bir taş yığınının üzerine İnebilmek tedir, Helikopterlerin göl. deniz ve nehirlerin üzerine İnebilmeleri İçin alt kısımlarına oto malik bir şekilde İşllyen İçi hava dolu tulumlar yerleştirilmiştir.
Yarısı uçak, yansı otomobil
Nakliye helikopterlerinden başka son günlerde mühendis Eugene E. Wilson tarafından yarısı otomobil .yansı helikopter olan acayip bir nakliye vasıtası keşfedilmiştir. Yeni vasıtanın adı Hell- Flivver'dlr. Hell-Fllvverler, bilhassa sayfiye evlerinde, banliyöde oturanlar tarafından tercih edilmektedir. Çünkü HeH-Fllvverler kısa bir yolculuğa çıkıldığı zaman yahut muntazam yollara malik olan yerlere gidildiği zaman o-tomobll olarak kullanılmakta, araya deniz gibi bir mânla çıktığı zaman, yahut daha uzak mesafeler İçin hemen havalanmaktadır.
Netice olarak yarın havalarda yapacağımız seyahatler, İçimizde en hayalperest olanları bile, hayretler içinde bırakacak kadar harikuladelikle doludur.
C. H. P. ocak kongreleri
tur. Dört perde boyunca idare ettiği musiki, onun bu sahadaki bilgisini ispat edecek değerde idi.
(Arkası 7 ncî saiıifcde)
Fikri ÇİÇEKOĞLU!
an-
‘I giriyorsunuz. Blı müddet sonra, ’' elinizde şeker kutusu, merdivenden çıkarak tekrar yolunuza de-
1 vam ediyorsunuz. _ (
‘j evine geldiniz. Altımızda bir o- j tir, Harbde asker ve mühimmat tomobllin sığacağı kadar boş bir nakliyatında kullanılacak olan yer gördünüz mü, hafifçe aşa- bu helikopterler saatte 350 mil ğıya doğru kaydıktan sonra süratle uçmaktadır. Aynı za-yumur'.âlunmn üzerine İnen bir manda 10 000 ayak İrtifadan u-kuluçka gibi hafifçe yere ko-' çabllnıekte ve tam teçhlzatlı nuyorsumız. tş'.e böyle tatil tat- 300 askeri nakJedebUmektedlr. lı bir hayali gerçekleştirmek 1- Helikopterlerin havadaki maçla Amerlkada büyük fabrikalar nevra kabiliyeti, akaryakıttan şimdiden faaliyete geçmiştir. ' temin etliği istifade gözönünde
C. H. P. Taksim ocağının • kongresi T/Eklm/lfl50 cumarte-J sl günü saat 15 te Taksimde Beyoğlu halkevi salonunda yapılacaktır.
BEYAZLI KADIN
Aşk ve macera romanı
Yazanr w. W. Collins Tercüme eden: (Vâ-Nu)
— TAfrİlra J^O. 67 .
— Galiba, benden şüphelenmeği de vazife İcabı sayıyorsunuz. _ diye haykırdı. — Bu da kaprisli Lady Glyde yüzünden .. Ben, onun menfaati bakımından bıı şekilde hareket ettim. Hava tebdili yapması İçin doktor tavsiyede bulundu. Eğer canınız İstiyorsa gidin. Bizden âlâ kâhya kadın bulmakz her zaman mümkündür. Lâkin, aklınızdan fena şeyler geçmesini istemiyorum. Onun İçin, bayan Halcombe'un her hangi bir yere nazaran bu evde İyi tedavi edilip edilmediğini gözlerinizle görünüz. Sakın şurada burada benim aleyhimde konuşmak küstahlığını göstermeyin.
Tt'hdilk&r tavn, verdiğim karan değiştiremezdi.
— Ben hayatta kendi kendi-■ul sevk ve İdare etmesini dal-
ma bildim. SJr Perclval... Ve...
Birdenbire sözümü kesti:
— Ne zaman buradan gitmek niyetindesinlz?
— Eğer sizce mümkünse, he- 1 men...
— Siz beni düşünmeyin... Ben yarın seyahate gideceğim İçin, isterseniz bu akşam bile hesabı keseriz. Birinden İzin almanız gerekiyorsa, matmazel Halcombe'un fikrini sorun. Çünkü bayan Rubelle de bugün gidiyor. Halcombe'a bakacak kimse kalmıyaeak demektir.
Kızcağızı bu vaziyete göre tek başına bırakamıyacağım a-şlkârdı. Bunun İçindir kİ. hastabakıcının gideceğine dair kanaat getirdikten ve lorddan doktoru çağırmak müsaadesini aldıktan sonîa. Blackwater şatosunda kalmağa razı oldum.
Hareketimden sekiz gün evvel Si. Perdval'ln avukatına haber vermem de karar altına alındı. Bu meseleleri konuşmamızdan sonra, lord, bana sırtını döndü. Beni kapının önünde kayıtsızca bekllyen hastabakıcının yanına gittim.
Madam Rubelleüe birlikte, binanın oturulmayan kısmına doğru yürüdük. Hastabakıcı, kapıyı göstererek, bana bir anah-, tar uzattı, tçer) girmeden önce, kadına, bundan sonra, bayan Haicomb'la tek başıma meş gul olacağımı söyledim,
— Memnun oldum, efendim, çünkü bir saat sonra buradan zaten gitmek niyetindeyim. Allaha ısmarladık, madam.
Şarkı söyllyerek uzaklaştı. Kendisini artık hiç görmedim.
Odasına girdiğim 2aman, bayan Halcombe uyuyordu. Halini endişeyle tetkik ettim. Biraz daha İyileştiği kanaatine vardım. Odası, çıplak denecek derece eşyasidi. Tozlu ve badanasızdı. Fakat pencereler ardına kadar açık olduğundan, İçeri taze hava giriyordu. Burası, imkân derecesinde rahat bir hale
sokulmuştu. Slr Perclval’ln bütün sertliği, aksiliği karısına tevcih edilmiş demekti.
Kızcağızı rahat rahat uyuyor vaziyette bırakarak, bahçıvanın yanına gittim; hastabakıcıyı İstasyona bıraktıktan sonra doktora uğrayıp çağırmasını İstedim.
Doktor .aaıcık rahatsızmış; ertesi gün geleceğini bahçıvanla bildirmiş.
Bunun üzerine, bizim gayet İyi ahlâklı olan bahçıvana, yalağını almasını ve bitişik odada yatmasını söyledim. Geceleyin, fevkalâde ihtiyaç olursa bir can yoldaşı cidden lâzımdır.
Böyle bir tedbiri aklıma getirdiği için, sonradan Cenabı Hakka şükrettim. Çünkü gece yansı Sir Perclval’ln gümbürdeyen sesi duyuldu. Bahçıvanı çağırıyordu. Matmazel Halcombe uyanmasın, dîye, ara kapıyı kapattım.
Bahçıvzan yarım saat sonra gelip efendisini dellrmlşçeslne, kudurmuşçasına bir asabiyet 1-çinde bulduğunu söyledi. Lord, her halde bir paniğe yakalanmış imiş. Arabayı koşmasını, eş-
lımizın bahçesindeki ahır dairesinden atlarımıza binip .tahıl-den gezmeğe çıkarılacağımız zaman bindiğimiz beş altı atla beraber yalının avlusuna İner oradan geçerek deniz kenarı yoluna çıkardık ve hep birlikte bunu yaptığımız halde hiç sıkılmazdık, hem sıkışmaadık
Rauf paşa yalısı da böyle idi ve sonra Sadrâzam paşaya geç- j tiğl halde hep öyle kaldı. Ulak' tefek tamirden başka bir rahne 1 görmedi... Rahne görmedim di- ' yorum. Zira bu yalıyı satın alıp1 yıktıktan sonra bugünkü hale sokan Abbas Hilmi paşanın va- _____
lldesl pek hüsnü telâkkiye uğ- RJ ramamıştı. Boğaziçi bozguna ! * uğruyor dedirtmlştl ’—
Bir yalı daha {,
Rauf paşa yalısının yanı ba- tebt çında eski usul btna edilmiş bir IdJn ,WbcI yalı dah» var*. O da öteM sİ- : bl geniş, ferah, sevimli bîr sa- _______________
hilhane İdi ve yine öteki gibi Ibn bIbî «Adnan Eri» ha valanmam işti. Belki daha MüLKûrt. İbn »addan hantaldı, fakat güzeldi. Bu da Mısır valisi Mehmet Ali paşa 1 raium kerimesi Zeynep hanımefendi- (^.”TA nln yalısıydı. Merhumeden sonra birader! Halim paşa, senelerce içinde oturdu. Her İkisinin arkasında kocaman birer de koruluk ve köşkler vardı. Tepeciklere arabalarla çıkmak İçin mükemmel birer de şoseleri vardı. Ayrıca bir sürü merkep, bahçe kapıları önünde bekler, misafirleri ve arzu edenleri köşklere çıkarırdı. Bu merkeplere refakat eden at uşakları sırmalı cepkenler ve şalvarlar giyerlerdi. Fakat Mısır usulü yalın ayak koşarak hayvanlan' ocağının j at başı takip ederlerdi. Hele
Zeynep hanım hayatta iken evi bir Darüleytam gibiydi derler. Hanegilerle dolardı ve kolay da boşalmazdı.
Bundan dolayı, bir çok daire İlâve olunurdu... Kalfa ve kalfanın köyünden gelen şusu busu. halayık ve halayığın ninesi veya teyzesi yahut hemşiresi; ba- vem^uiı ve ce^eBm
cıların akrabası: dadıların kardeşleri gibi bLr sürü ilâveler koca yalıyı âdeta ufal t irdi. Bu
s. M. S.
O $2 0 >
0 p
Fenerbahçe kongresi
, Fenerbahçe spor kulübü ııuıu-f^ mi kâtipliğinden: Kül'.ıb’iıırrz
umumi heyeti nizamnamenin _Q
' 112 nek maddesine göre İS ttı : >0 J pazar günü saat 10 da kulüp I merkezinde fevkalâde olarak j toplanacaktır. Rey hakkım haJz S !arkadaşlaruı bu toplantıda ha- 1Z I' zır bulunmalarını ehemmiyetle O rica ederim.
İTOMVik1
j ISLAK ANSIKLOFrmSl
4». C(M
| İslâm Ansiklopedisinin 47 cdıüııüo .^:.l ve tertibi bitmişür. Besinci rtt-:--------------t«kn eden ve
i i harfi ile baçLayjn au ethrde «ereO-, mc maddelerden başka İBN BÂC. t" İBN nALÜÛN «A. Adnan - Adıvaı».
İBN ASE-
*ZeW Ve-lldl Tasan». İBN ARABŞAH. İBN BATÛTA İBN DOKMAK ‘
----,ı Kare*ogld», KAK
■ Benim Dart«ıt. .
KÖL «Mirza Bala» İBN AHBÂD | «Ahm-ed Ateş» madde-er: yanlarında I isimleri yanlı mdcIUfltr thislından yeniden lelU edilml'llr.
Fiatı 2 liradır
•1b-
IS-
1SSTK
Doğum
Cenevre'de bulunan bay Ilışan Kuntbay ile eşi bayan Ayşe Kuntbay'ın bir kız çocukları dünyaya gelmiştir. Ebeveyini tebrik eder, yavruya sıhhat ve uzun ömürler dileriz.
E S TİYATROSU
Her akşam 20.45 de
Uç güvercin
Operet 4 peıde
Eser: Szigllgeti,
Müzik: Kalman ve
Braiıms
Türkçesl; Esat N. Erendor . .
Çarşamba tenzilâtlı. Cumartesi, kalabalığı sokuşturacak mahal Pazar matine 15 de. Tel: 49360 bulamazlardı.
k'ENİ
lıinnbuj Beuaiyv*! Ş«blf TU»lwnı
Sanı 2030 da
DRAM KISMİ
DON İT AN
Yazan: M«IWre Türkçesi i Crlıp Arsan
GELİR VERGİSİ MEKTEBİ
rarkvCTİ LAmlI Yen« i'clcien: 4o-ıoj Gişeler saat 11 dr açılır Pazartesi aksanılnrı Dram kırm>ndş S»lı akvamları Koıreöi kısmında temsil vofctnr.
yaları getirmesini emretmiş. Gecenin karanlığında mecnun gibi yollara düşmüş.
Aradan iki gün geçmişli M. Civarda bulunan Knoıvlesbury hanının bir seyisi, arabayı getirdi, Slr Perclval baş döndürücü bir süratle bu hana gelmiş, oradan yoluna trenle devam etmiş. Nereye gittiği blllnmlyor-muş.
Bayan Halcombe, uyandığı zaman, olup bitenlerden haberi olmadığını söyledi. Bu odaya ne şekilde nakledildiğine dair bile malûmatı yokmuş. Her halde bir İlâçla uyutulmuş olduğunu tahmin ediyordu.
Bu yalnızlık ve metruklük havası İçinde geçirdiğimiz günler, pek feci oldu. Lady Glyde’in şatodan gittiği haberine, ablasını ihtiyatla hazırladım. Kızcağız seyahat edecek hale gelmeden kendisini terketmedim.
ALTINCI KISIM
MUHTELİF KİMSELERİN ANLATTIKLARI
kont FOSCO NÜN AŞÇISI BAYAN HESTER PİKHOKN'UN
HATIRATI
Bütün hayatime» çalışmak
zorunda kaldığım İçin okuyup yazmağı öğrenmediğime müte-essilim. Fakat yalan söylemenin günah olduğunu biliyorum. Hakikati olduğu çlbl anlatacağım.
Geçen yaz. St John's Wood' dakl bu eve aşçı olarak yerleştim. Efendinin ismi Fvseo'dur, kendisi İtalyandır. Bayan da İngilİzdir. Bunlar, kont ve kontesmişler.
Tam ;şe başlamıştım ki, hanım bana yeğeninin misafir geleceğini bildirdi Yemeklere çok dikkat edilecekmiş; çünkü yeğeni rahatsızcaymış. Lady Glyde'in ne günü VQ hangi tarihte geldiğini katiyen hatırlıyamıyo-rum. Bildiğim bir şey varsa bizi pek korkuttuğudur.
Kont, onu. öğleden sonra eve getirmişti. Kapıyı kendilerine hizmetçi kadın açtı. Hizmetçi tam ıııutbağa dönmüştü ki, zil. ard! arası kesilmekslsin çalmağa başladı Hanımımız, İmdadına bizi çağırıyordu, belli. Alelacele koştuk ve yeni gelenin ka-napede yattığını gördük. Beti benzi sapsarıydı. Parmaklan ke netlenmlşti, başı yana düşmüştü.
Hanımımız, misafirin, izah e-
edilemez şekilde korktuğunu, şimdi baygın olduğunu haber verdi. Koşup, komşudaki doktor Goodrîcke'i çağırdım Hastayı yatağına götürdük. Hekim gelip, çantasından acayip bir makine çıkardı, misafir! bıınuıilâ muayene etti.
İşi bitirince:
— Çok «ahim vaziyet vat A-iiesine haber vermeli1 dedi.
Kontes sordu*
— Kalb hastalığı mı doktor? . Hekim:
— Evet! — diye cevap verdi. Kont, kontesten daha tuzla telâş ediyor gibiydi Bahçeye indi. çok çiçek topladı Bunları, hastanın odasında vazoya koymamı bana bildirdi. Guyu. C*' çek hastayı iyi edebilkmiŞ gibi...
Akşama doğru, mlsalir kendine geldi. Hiç bir şey konuş-maksızın, bize, şaşkın şaşkın baktı. Sarı saçh irL mav! güzlu, güzel bir kadın olacaktı. Fakat bu halinde bir şey anlaçıiamı-yordu.
Hanımımız, misafirin baş Ucunda bekledi. Geceyi pek fena geçirdiğin), sabahleyin bildirdi.
(Arkası var)
GUNUN MEVZULARI
Bazı ana maddeler
pahalılaştı
İnsanlar ve hükümetler mütevazı olmalıdırlar
Bililin dünyada Kore harbinin doğurduğu telû.5 ve hazırlanma gayretinin inkişafına kadar f la tl erde umumi bir diişûş müşahede edilmekte İdi. Bu seyrin devam edeceğini tahmin e* den hükümetler milletlerine yakın bir fiti İçin ehemmiyetli bir ucuzlayış vfidetmckte mahzur görmediler. Hattâ bu valtler, bir çok memleketlerde, İktidar değişikliğine sevkeden en kuvvetli motor rolünü oynadı.
Fakat bir defa daha müşahede etlik kİ hâdiseler İnsanların, hükümetlerin programlarını, ve İradelerini altüst edfer. Vâkıa bir hükümetin esas vazifelerin-den biri yarını görmek ve hazırlamaktır. Lâkin dünyanın bugünkü durumunda en yakın bir geleceği bile tahmin müm kün olmuyor.
Esasen, bilhassa iktisadi ve İçtimaî hâdiselerde, bir münha-nînin aynı seyri takip edeceğini tahmin etmek, riyaziye dili-le, malûm donelere göre çizilen bir münhanîyl «estrapolation» denilen bir tahmin uzatmasına yeltenmek hemen daima fiiliyatın tekzibine uğramak gibi üzücü ve utandırıcı bir netice verir.
Ele aldığımız konuda, yani flat seyrini tâyin eden gerek arz gerek talep unsurlarında beklenmlyen değişiklikler olunca muadele tamamen değişir ve Hallerin düşmesi beklenir İken fini ve ehemmiyetli bir yükseliş 11e karşılaşılabilir.
Arz unsurlarındaki en büyük değişiklik bilhassa ziraî maddelerin istihsalinde kendini gösterir. Nasıl ki bu sene meselâ pamuk ve yapağı gibi bazı ana maddelerin istihsali, bazı ihracatçı memleketlerde, normalin çok altma düşmüş ve bu yüzden bu ana maddelerin flatlerl mühim nisbette yükselmiştir. Fakat diğer taraftan, tahlil ve izah edeceğimiz sebepler tahtında, talep de geniş ölçüde arttığından Hat yükselişi bazı menşe piyasalarında yüzde 40 » geçmiştir.
İstihsalin (meselâ pamuk içini azalmasının bir sebebi Birleşik Amerlkaüa zeriyatın tahdidi olmuştur. Bu da flatle-rln çökmesini önlemek niyetile yapılmıştır.
Eğer talep unsurunda Kore harbinin doğurduğu şartlar yüzünden esaslı bir değişiklik olmasa idi. belki sırf İstihsalin nzalması bu k3dar geniş bir fiat yükselişi tevlit etmez idi.
Kore harbi biıtün hükümetleri müdafaa hazırlıklarını sür-aUentlirmeğe, büyük ve küçük bir çok milletleri İhtiyat stoklan yapmağa sevk etmiştir.
Normal zamanlarda stok yapma İhtiyacı piyasanın tabii bir hâdisesidir. Fakat müdafaa stoklan normal İktisadî hayatın stok miktarlarını çok geniş ölçüde aşar ve bu yüzden piyasa ağır bir talep tazjıkma moruz kalır. Müdafaa hazırlıklarının esas unsuru silâhların, her türlü silâhların ve harb vasıtalarının arttınhnasıdır. Bu silâh ve vasıtaların İptidai maddeleri j bilhassa madenidir.
îşte bu yüzden madenler piyasası da ehemmiyetli bir Hat yükselişine maruz kalmış ve harb endüstrisine yeni bir inkişaf ufku açıldığı kanaatinin yayılması yükselişe spcküiâtlf b>r mahiyet ve seyir »ermiştir.
_Baz] ana maddelerdeki bu yükselişler, flatler arasındaki tesanüt dolayulle yavaş yavı, bir çok eşyaya sirayet etmiş ve umumî bir pahalılık istidadı belirmeğe başlamıştır.
Asyanm bir ucunda patlıyan ve in'lk&şian bakımından mevzii kaJamıyan bir harb flitlerin seyrini, istikametini değiştirmiştir ve eski seyrin devam e-
deceğlnl tahmin ederek, yani «Eztrapolation» yaparak hayatı ucuzlatma vâdlne program* Jarında esas yeri veren hükümetler zor duruma düşmüşlerdir.
Bugünün bu hâdisesi mâkul ve fikir dürüstlüğünü en lüzumlu fazilet olarak kabul eden İnsanlar ve bilhassa hükümet a-damlan için büyük bir derstir. Her şeyden evvel, bu ders sayesinde. öğrenmek lâzımdır kİ, vâltierde fazla cömertlik muhakkak mahcubiyete sevkeder. Çünkü İnsan cemiyetlerinin hayatında meçhuller, tahmin edl-lemiyen tezahürler eD İddialı plânları bile altüst eder ve ou plânlara göre İnşa edilen siyaset binaları yıkılır.
Diğer taraftan geçmiş, tahlil ve tenktd edilirken menfi neticelerin sebepleri arasında insan iradesinin dışında olan âmilleri göz önünde bulundurmak, bunları, hattâ ekseriya, ön plânda mütalâa etmek de fikir iffetinin icabıdır.
Bizde iktidar değişikliğine sevkeden âmillerin başında hayat pahalılığının doğurduğu ıstıraplar ve bunların mahirane bir propaganda ve telkin ile İstismarı gelmektedir.
Bugün, bütün ucuzluk v<le-rinc rağmen, meselâ Sümer-bankın pamuklu mamullerine, yani geniş halk, kütlelerini ilgilendiren bazı istihlâk maddelerine % İS gibi bir zam yapılması, yapmak mecburiyetinde kalınması yen! iktidarın da «maliyet» ölçüsünün, siyasî edebiyata galip gelen bir zaruretin neticesidir.
Biz bu zammı tabiî, hakli ve önüne geçilmez bir zaruret saymaktayız. Ancak böyle bir zaruretle karşılaşmış olmanın, bazı kimselerde, geçmişteki zaruretleri anlamak ve kabul etmek meylini ve dürüstlüğünü inkişaf ettirmesini dinlemek de yerinde olur.
Geçmişi İnsafla görmek ve geleceği tevazu ile derpiş etmek hakiki devlet adamlarında a-ranması gereken, esas vasıflardır.
iddlakâr insanlar ve rejimler vâltlerlnl yerine getiremezler ve fazla cömertlik Ue İmzaladıkları senetler ödenmeyince tarihin binlerce defa tescil ettiği Akıbete uğrarlar.
Siyasi, hayatta, hattâ sadece hayatta mütevazı İnsanların muvaffakiyeti daha esaslı ve devamlı olur.
CEVAT NİZAMİ
Türkiyenin Batının miida-laasında önemli mevkii
Daily Telegraph gazetesinin yazısı
Londra 4 (AF) — Muhafazakâr »Daily Telegraph» bugünkü sayısında, Türkiye ve Yunanistan m Atlantik paktına kabul edilmemelerine rağmen, bu hükümetlerin iki taraflı anlaşmaların müzakeresine devam etmeleri keyfiyetini hararetle övmektedir.
Telegraph, «İngiltere ile İttifak anlaşmasına sahip olan Türkiye ve Yunan is tanın, Batı devletlerinin müdafaa plânlarında dalma ehemmiyetli bir mevki İşgal «d egel diklerini» söylemekte ve şu şekilde devam etmektedir:
«Bu devletler, sadece İstilâya
karşı bir müdafaa kalesi olacak bir ehemmiyeti haiz değillerdir. Şayet bir harb vuku bulursa Türk ve Yunan ordularının rolü pasif olmakla iktifa etmiyecek-tir, onlar, batı ordularım takviye edebilirler.»
Türkiyenln batı «atlarında çarpışmak hususundaki azmini ve Yunanlstanın komünizm mücadelesinde gösterdiği muvaffakiyeti kaydeden Telegraph makalesini «Evvelâ iki devlet arasında ve daha sonra da, diğer devletlerle yapacakları anlaşma müzakerelerinin tatminkâr neticeler tevlld etmesini ümit ve temenni edelim» diyerek bitirmektedir.
İki şoför karılarını mübadele etti
Bir müddet sonra gırtlak gırtlağa geldiler ve yaralanarak hastaneye düştüler
Paris 4 (Nafenl — Parisli İki şoför olan 32 yaşındaki Jeaa Tlson İle 36 yaşındaki Andrâ Vacher son derecede iyi arkadaştılar. O kadar ki hattâ bir gün Andrâ İsmindeki Jean'a: «Karına aşık oldum» demiştir. Buna karşılık olarak Jean’da: «Ben de şeninkini beğeniyorum. İstersen değiş tokuş yapalım» demiştir.
Böylece Suzame Tlson ve İki çocuğu Andrâ Vacher İle yaşamak üzere evlerini terkederken Marcelle Vacher de 3 çocuğu Ue beraber kendi evinden çıkmaktaydı.
tki aile arasındaki normal münasebetler zerre kadar sekteye uğramaksızm bir müddet, de böylece devam edip gitmiştir.
Fakat birdenbire Tlson şikâyet etmeğe başlamıştır. Kendisinin 3 çocuğa bakması İcabet-tlftt halde arkadaşının 2 çocuğa bakmasının haksızlık olduğunu İleri sürerek huysuzluk etmeğe
Bir akşam da âniden Tlson arkadaşı Vacher'nln evine madam Vacher ve 3 çocuğu ile beraber gelerek: «Al aileni bıktım» demiştir.
Bunun üzerine 2 karı ve 5 çocukla uğraşmak belâsını bir an için tahayyül eden Vacher tabancasını çekerek Tlson un üzerine 3 e) ateş etmiştir. Arkadaşım öldürdüğünü zanneden Vacher biraz sonra da şalı damarını keserek İntihara teşebbüs etmiştir.
Mamafih ikisinin de sıhhi durumları endişe verici bir vaziyette olmadığından yattıkları hastanede bu karı ve çocuk meselesini nasıl halledeceklerini düşünmektedirler.
Ankarada et ucuzladı
Ankara 6 (Akşam) — Son günlerde et Hallerinde bir düşüklük görülmektedir. Dün sığır 100, dana 160, koyun 170 kuruşa satılmıştır.
İŞÇİ
ücretleri
İngiliz işçi partisi kongresinin karan
Margate (İngiltere) 4 (AP) — tşçl partisinin senelik kongresinde, hükümetin, ücret seviyelerini müstakar tutmak hususundaki siyasetine karşı bir ayaklanma olmuş ve 1948 sene-slndenberi mütemadiyen yükselen flatler karşısında, ücretleri aynı seviyede kalmış olan geniş İşçi tabakasının tazyiki karşısında, İdare heyeti, hazır bulunanların ittifakla kabul ettikleri aşağıdaki 3 maddelik karar suretini benimsemek ve siyasetinde bir değişiklik yapmak zorunda kalmıştır.
Karar sureti şu hususları derpiş etmektedir:
1 — Ücretlerin, bilhassa düşük ücretli işçiler için arttırılması.
2 — Fiatleri kontrol etmek.
3 — Kârları kontrol etmek.
Bu karar sureti, İdare heyetine ve dolayıslle hükümete tesir edecektir. Çünkü Başbakan Attlee de dahil olmak üzere, 26 kişilik merkez İdare heyetinde
yetil Bakan yer almış bul ön-
maktadır.
Parlâmentonun 801 cen ah
mensuplarından Sidney Sİ ver-
man, kongrede, kontrollann bil-
yük bir «İhtimamla» yapılmasını ar2u etmiş ve bu yapılmadığı takdirde, «malî durumu İyi olmayan İnglllzlerln komünist saflaruıa kayacaklarını» İleri sürmüştün_____________
Susurluk ve Manyaa-ta birer orta okul açılacak
Balıkesir — Susurluk
Manyas ilçelerinde bu yıl birer orta okul açılacaktır. Bu husustaki hazırlıklara boşlanılması İçin Milli Eğitim Bakanlığından valiliğe emir verilmiştir.
ve
Alman güreşçileri
(Baş tarafı 1 ine! sahifede)
1035-1938 Almanya Greko-Ro-men şampiyonu, 1938-1039 Almanya serbest şampiyonu. 10 yıldanberi de Almanya serbest güreş şampiyonudur.
67 kiloda Wolfgang Ehrl. Atman milli takımının kaptanı. 30 yaşındadır. 1927-1929 Almanya Grelko-Romen, 1934-1943-1960 Almanya serbest; 1934 Avrupa şampiyonu. 1932 ve 1936 olimpiyat birincisidir. 1927 yılından-beri güreş yapmaktadır. Alman takımının en teknik elemanıdır.
72 kiloda Helnl Netteshelm. hâlen Almanya şampiyonu, serbest ve Greko-Romen güreşecek.
79 kiloda Bruno Henze. manya şampiyonu. Serbest Greko-Romen güreşecek.
87 kiloda Albeıt Ferber, yaşındadır. 1941 Greko-Romen,, 1950 Greko-Romen ve Serbest güreş şampiyonu. 1934 yılın-danberl güreş yapmaktadır.
Ağırda Vllll Siebern, 1941, 1942, 1949 ve 1050 Almanya serbest güreş şampiyonudur,
87 kiloda Gustav Goeke takımın yedeğidir.
Türk - Alman Greko-Romen karşılaşması pazar geçesi, Türk-Alman Serbest güreş milli karşılaşması İse salı gecesi Spor ve Sergi sarayında 8 sıklet üzerinden yapılacaktır.
Al-
ve
Amerikanın Koreyi kalkındırma plânı
Birleşmiş Milletlerin müşterek yardımile gerçekle şecek ve 38 inci arz dairesi kaldırılacak
Seni şehrinden bir görünüş
Nevyork 4 (AP) — Göçmekte I Amerikan teklifinde, hâlen olan Kuzey Kore ordusu teslim Kore’yi iki devlet haline getlr-ölmadan evvel, Birleşik Ameri- Imekte olan 38. arz dairesinin ka. Birleşmiş Mîlletlere. Kore- ortadan kaldırılması derpiş e-nln kalkındırılması İçin bir plân sunmuş bulunmaktadır.
Bu plân, gündelik meşgalelerin neticesinde hasl olmuş bir şey değil, daha ziyade vakıaların müşahedesi neticesinde ortaya çıkmış bir tasan ve bir nevi siyaset açıklaması teşkil etmektedir.
Bununla
hiç bir emperyalist gayesi olmadığını İlân ettiği gibi, diğer devletlerin gizli emellerine de dikkat nazarlarını çekmektedir.
Bu Amerikan plân» bir t barış şartnamesi» olarak mütalâa edilmemelidir. Bu iş, «askeri karar* çerçevesine dahil ve General Mc Arthur’ün salâhiyeti İçindedir. Plân, askeri işlerin bitmesinden sonra General Mc Arthur’ün bıraktjğı yerden işe el koymaktadır.
Birleşik Amerika,
dilmektedir.
Kalkınma, Birleşmiş Milletlerin müşterek kaynaklarının yardımile tahakkuk edecektir. Bunun İçin, bu sahada Birleşmiş Milletlerin üstün bir murakabe salâhiyetine sahip olması İcap etmektedir.
Meselenin asıl alâkayı çeken tarafı, Birleşik Amerikanın, bu murakabe komisyonunda kuvvem bir Asya temsilci gnıpu-nun bulunmasını arzu etmesidir. Bu hükmün tabiî mânâs, Balının dilekleri sahasında Doğuyu temin etmektir.
Bu plânın diğer bir hususiyeti de Amerikanın ne kendisi İçin ne de diğer her hangi bir devlet İçin Korede hususi bir menfaat teminini arzu etmemesidir.
Plân, keza, Kore ihtilafının
hallinde hiç bir devletin tek başına mümtaz ve tesirli bîr mevki işgal etmemesin» de temine çalışmaktadır.
Bu şekilde, bu yeni devlet, doğrudan doğruya Eirtesnıiş Mîlletler teşkilâtı tarafından vücuda geliri İmi olacaktır.
Diğer alâka bahş bir hüküm de, Amerikanın. Kore tarafından bir »pilot proje> vücuda getirilmesini ve bunda Birleşmiş Milletlerin taşıması icap eden yüklerin gösterilmesini talep etmesidir. Bununla, Birleşmiş milletlerin neye kaadlr olduğunun denenmesi istihdaf edilmekte ve müstakbel hareket tarzları için müstakar bir temel elde edilmek istenmektedir.
Bu plânın süratle ele alınması huzur verici bir vakıadır. Keza, Kore İhtilâfının halledilmesi de, umumi dünya durumunu düzeltecek ve güvenlik hissini arttıracak bir unsurdur.

Amerika siyasetinin ana istikameti
Yunan ordusu
Komünizme karşı A uru pay t kuvvetlendirmektir. Spector’a göre de Rusya bütün dikkatini Asya’ya tevcih etmiştir
122 binden 150 bine çıkarılmak isteniyor
Atina 4 (AP) — Başbakan So-fokles Venlzelos, dun Amerikan büyük elçisi ve yabancı devletlerin askeri ataşelerinin İştiraki ile fevkalâde bir konferans toplanıp, Yunan ordusunun 122.000 kişi olan mevcudunu >50.660 e çıkarmayı müzakere edeceğini bildirmiştir.
Birleşik Amerika yakm bir geçmişte, Yunonistana yapılmakta olan doğrudan doğruya dolar yardımından 62 milyon dolar tenzil edilmiş olduğuna bildirmişti.
salc, Seattle de. Dr. Ivar âpec-tor tararından neşredilmiştir.
Son zamanlara kadar bu kitabın müellifi, Vaşlngtondakl Ûzak-Doğu ve Sovyet Rusya enstitüsünün «Sovyet basın tercüme bürosunun» mütercimi İdi. Tercümeleri, hükümet çevrelerinde alâka ile takip olunurdu. çünkü bunlardan, Sovyet hükümetinin nelerden endişe ettiğini takip etmek İmkânı bulunurdu.
Spectar’a göre, son İki senenin en mühim meselesi, kızıl Çin! dost edinmek vc Asyada Sovyet nüfuzu temin etmekten ibarettir.
Spector, 30 senedenberi, Sovyet hükümetinin siyasetini takip ederken, hükümetin Asya meselelerine hiç bir zaman bu kadar para ve emek sariettlğlnl görmediğini belirtmektedir.
I Nevyork 4 (AP) — Avrupayı. komünist genlşlemejılne mâni j olabilecek şekil ve derecede tak-. viye etmek. Amerikan siyasetinin ana İstikametidir. Asyada da yapılacak pek çok şey olma-
, sına rağmen gayretlerin asıl hedefi Avrupamn takviyesidir.
Bunun bir çok sebepleri vardır, Sanayileşmiş olan Avrupa. t sanayi bakımından henüz geri . olan Asyaya nazaran daha ko-. fay takviye edilebilecektir.
' Avrupanın Rusya tarafından
■ tstlifı edilmesi gaynkablll tamir neticeler tevlld edebilir. Bunun
. yanında da, Amerika Avrupayı daha kolay anlamakta ve bilmektedir İd, Asyanm tercih edildiğini gören haz» Avrupa deV-' letlerl bundan ciddi surette
■ müteessir olacaklardır.
Bütün bunların Amerika İçin gayet tabii görülmesi mümkünse dc Rusya gayet garip bir hareket tarzı ihtiyar etmiş bulunmaktadır.
Rusya Avrupada «durumu muhafaza etmektedir» fakat bir yandan da, en ufak bir zafiyet işaretinden istifadeye amade bulunmaktadır. Fakat, Rusya, 1948 senesinde Yugoslavyada geçirmiş olduğu kötü imtihan, Berlin ablukasınla njuvnffakl-yetsizHği ve dost kızıl Çinin ortaya çıkmasından sonra, dikkat nazarlarını umumiyetle görülmeyen bir istikamete tevcih etmiş olmaktadır.
Büyük bir dünya kuvvetinin teşkili hakkmdakl esaslar küçük bir Sovyet risalesinde tet- 1 kik edilmektedir: «Asyada Sov- : yet kuvvet ve stratejisi». Bu rl- '
37
H. S.
Belçika atletleri geldiler
Belçikalı atletler dün Atlımdan uçakla şehrimize gelmişlerdir. 21 atlet ve 4 İdareciden müteşekkil olan Belçika millî atletizm ekip ine dünyaca meşhur G. Relff de dahil bulunmaktadır. Bu atlet geçen hafta Atmada yapılan Yunan - Belçika millî atletizm karşılaşmasında 1500 metreyi 3.54.2 ve 800 metreyi 1.56.2 de koşarak kazanmıştır. Çumrates! ve Pazar günleri Ankarada 19 Mayıs stadında yapılacak olan Türkiye -Belçika millî atletizm karşılaşmasında da G. Relff yalnız 1300 metreyi koşacaktır.
Birinciye 4, İkinciye 3, üçiln-cüye 2, dördüncüye 1 puvan verilecek olan Türkiye - Belçika mUJİ atletizm karşılaşmasında 18 müsabaka yapılacak ve uzun, sırık, çekiç, (İç adıma yalnızca birer atlet gireceklerdir. Belçl-kalı atletler cuma günü uçakla Ankaıaya gideceklerdir.
Suriye, Paki starta
120 milyrn sigara
satıyor
Şam 4 (Nafen) — Suriye hükümeti Pakiştana senede 120 milyon sigara temin etmeği taahhüt etmiştir. Bu sigaraların Suriyede yetiştirilen tütünlerden imal edileceği bildirilmiştir.
Muharrir. «bugün Sovyet Rusya, Amerikan halkının dikkatine çarpmayan bir genişlikle, Sovyet halkına çinili mevcudiyetini anlatmaya çalışmaktadır, bunun İçin kitap, risale ve mecmualar halkın önüne akmaktadır» demektedir.’
Spector, stalinin, Rusyayı «Avrupadan ayırmak» istediğinl ve bunun için her türlü bağlan keserek dikkat nazarlarını dalma Asya ya çekmeye çalıştığını İddia etmektedir. Bu İddiası, halen Başbakan yardımcısı alan Molotov'un, 1949 senesinde dışişlerinden alınması sebebinin, Ruslar tararından da tekzib edilmediği gibi. Asya İşlerine lâ-yıkı veçhile ehemmiyet vermemesinden başka bir şey olma-, mekiklerini de ileri sürmektedir.
Diğer taraftan Suriye cam I fabrikalarının da senede 7 milyon metre murabbalık cam, lev-Ihayı Pak Ista na temin etmeği taahhüt ettiği bildirilme» 1-dir. Bu taahhüdün önümüzdeki uçak ayından İtibaren meriyete gireceği bildirilmektedir
jdığı ile de sabittir.
Rıısyanın bütün dikkati. Spec-tora göre. Asyaya tevcih ve teksif edilmiş ve bili.a Çın en gözde mevkii aluuş telâkki edilmektedir.
Buna mukabil Spector, Amerikalıların kendi halklarına Asya hakkında kâfi bilgi ver-
Salıife 8
AKŞAM
5 Ekim 1950

HR devrin kendine göre ideal güzellik telâkkisi vardır. Yirminci asrın kinci yarısında bu sahifede gördüğünüz gibi uzun boylular ideal tipe daha yakın sayılıyor. Kendi güzellikleri bakımından vücut ölçülerini merak edenleri tatmin gayesiyle aşağıdaki cetveli neşrediyoruz. Mukayese boyunca bir iki santim farkla karşılaşanlar sakın üzülmesin. Zira hakiki güzellik, Ölçülerin muayyen bir kalıba girmesiyle değil, vücut hatlarının birlıîrinde eriyerek ahenkli bir netice sağlamasiyje kaimdir. İG ile 20 yaş ■ lasındaki devreyi Ölçüye tabi tutmak doğru değil. Çünkü bu devre boyunca genç kızların vücudu süratle değişmekte ve gelişmektedir. Ancak yirmi yaşından sonra muayyen rakamlarda durmak mümkün oluyor.
51,0ü l.«8 1,10
30 y
AĞIRLIK
BOYÛÇI
W 3
»,« r.s
87.»
U3
97.S
IJ.i
is.fi l3/>
1M
W SM
18,6 18,8
ı;.î
>,» 1,16
81 81,8 8
ĞÖ6Û5
KOLLAR
B£Z_
BİLEK
KAL ÇA
20 V/&NM 30 WŞ!NDA ‘ 40 YAŞINDA
i.bö ı,eo



İS s
40,8 40.6
«M

İM İM İMİM 3*
Et buhranının atıp yûrMBiü bu günlerde yersizlikten şikâyet edenler İçin mükemmel bir çare. İşte İki iane portatif karyola. Biri diğerine nispetle bir parçacık daha küçük olduğu içiıı gündüz bunu alt kısma sokup kanape şeklinde kullanabilirsiniz.
Paris modasına göre 1950-51 senesi saç tuvaletlerine alt Aç
W,5
14,6

83,8 88,5 34,8



Güzellik Tavsiyeleri
T emizlik
jısan vücudunun en yakın
|e en kıymetli dostlarından 1 biri de sudur. Suyu yalnız te- 1 mlzleylcl ve serinletici bir mal- 1 de olarak kabul etmek hiç de ı doğru değil. Su, kendisine veri- 1 lecek muayyen hararet derece-lorine göre, teskin etme, dinlen-dlrme, uyutma, uyandırma gibi hassalara da malik olabilir.
Mahalli geleneklere uyularak, muhtelif memleketlerin kendine göre yıkanma usulleri olmakla beraber, bunu umumi zaviyeden İkiye ayırabiliriz: 1 — Bütün yıkanma. 2 — Yarım yıkanma.1 Yarım yıkanma bütününe nispetle hem daha kolaydır, hem de daha sıhhi. Tesisata ve tertibata da lüzum yoktur. Fazla vakit de kaybedilmez. Yarım banyo sabahları İnsana zindelik ve enerji, geceleri de sükûnet ve rahat bir uyku temin eder. Üsul gayet basittir:
Küçük boyda bir havlu, arzuya göre ya soğuk, yahut da sıcak suya batırılacak- Kâfi miktarda sıkıldıktan sonra bir bacağın üstüne tatbik edilerek friksiyon yapar gibi ovulacak. Havlu, mütemadiyen ıslatılıp sıkılarak ayni şeklide vücudun her tarafına ayrı ayrı tatbik edilecek. Havlunun fazla ıslak olması tercih edildiği takdirde, ayaklarınızın altına bir leğen yahut buna benzer bir şey koymanız lcabedecektlr.
Bu İş bittikten sonra, kurulanmaca lüzum yoktur Bir per.-yuvara sarılarak yalağa uzanabilirsiniz. Islaklığın tebahhuru vücudunuzun hararetini derhal arttıracağı için, kısa bir zaman sonra kendinizi hem din-ienmtş, hem de ran'anmış hlr- ’ sedeceksinlz.
Bu usulü beden hareketlerinin refakatiyle tatbik etmek çok daha faydalı olacaktır. . I
KlllflU TLMS SUM
, V/İZ/-S/Z YAZISIZ
Kol ve omuzlar için
Ayaklar birbirinden ayrılmış. sol kol Heri do»ru ■uzatılmış, sağ eldeki ıslak havlu İle sol kol parmak uçlarından omuzlara kadar friksiyon yapılacak. Ayni anda vücut dik ı
İtei’tler Vı> Iralar
Çok sıcak, yahut çok soğuk havalarda cildi çatlayarak kızaranlar için, bu tt.ahzurtn önüne geçmek hiç de zor değildir. Yapılacak şey: Gündüziyl bir kremle cildi dış tesirlerden muhafaza etmel: gece de ayrıca besleyici bir krem kullanmaktır. Saçlarının yağlı olmasını dert sayanlar için yegâne devâ sık sık yıkanmaktır. Kepekten ve kaşıntıdan, şikâyet edenlerin de sık sık yıkandıktan sonra saçlara henüz nemliyken badem yağı sürmeleri lazımdır.
Ellerin ve yüzün umumiyetle lüzumundan fazla kırmızı olması kusur sayılmamakla beraber kan deveranındaki bir aksaklıktan ileri geliyordur. Bu kadarcık şey için doktora, gidip muayene olmağa, reçete almağa pek luzum yok. Gündüzleri bir İki kere sıcak su ile lavaj yapmak, geceleri de sıhhi ve besleyici bir krem sürerek ellerle yüzü hafif masajlara tâbi tutmak kâfidir. Bunlar tatbik edildikten bir müddet sonra kırmızılıklar geçecek ve cildiniz normal rengini alacaktır.
Oııaltı İle yirmi yaş arasındaki genç kızların aşağı yukarı dalına kol, göftıis ve kalça zayıflığından şikâyet ettiği malûmdur. Tamamlyle yersiz bir şikâyet. Yirmi yaşına kadar vücut mütemadiyen olgunlaştığı için hatlar da mütemadiyen değişmektedir. Bu çağlarda şu veya bu bünye için kesin ölçüler vermek mümkün değil. Mamafih kalça ve göğüs zayıflığından telâşa düşenlere verilecek en kuvvetli tavsiye kültür flztktlr. Sabahları aç kamına tatbik edilecek beder. hareketleri bu bakımdan çok faydalıdır. Biraz da kilo alınırsa fena olmaz, tlerkl yazılarımızda göğsün gelişmesini sağhyacak çarelerden de bahsedeceğiz.
A
Bacaklarının çarpıklığından acı acı şikâyet ederek, gizil gizli göz yaşı dökenlerin sayısı maalesef pek çoktur. Fakat bu kadarcık şey İçin göz yaşı dökerek kahrolmak hakikaten abes. Dünyada ölümden gayri her şeye çare var. Çocuklarının istikbalini düşünen müşfik analarla babalar en körpe çağlarda bunu doktor müdahalesiyle pekâlâ önleyebilirler. Lâkin kız çocuğu büyümüşse arızâya çare yoktur artık. Yapılacak şey, mümkün mertebe uzun etekli elbiselerle kısa topuklu İskarpinleri tercih etmektir.
Not: Bayan okuyucularımızın sıhhat ve güzellik mevzuunda soracakları her türlü sualin bu sütunda cevaplandırılacağım bildirirken, kendilerine faydalı olacağımızı kuvvetle ümit ediyoruz.
-.ALLAH RAMATL'K _ MAYOMU VASIL BULDU
'ÛfgSIN BABACIĞIM. _ BULAMADIM AK ı


B Ekim 1950
A K 3 AM
Eafilfe 7
Gülcemal vapuru
(£te5 tarafı birinci snhlfede) bu gemilerin İki partide satıh masına karar veriliyor. Birinci partide «Clülccmal», «Doğan, ve .Sebat» vapdrlan, İkinci partide de «şule, ve «Akbaş» vapurla-riyle «Söğütlü» yatı satılacaktır.
Her nedense Temmut ayma kadar altı »yİ* bir duraklanın devresi geçiren bu sat-ış karan Temmus ayının ortalanndia ele alinmiş ve İşin ehemmleytlne binaen her zamanki komisyona malzeme müdürünün de dahil olduğu yeni ban zevat eklenmiş, bciylece geniş bir heyet kurulmuştur. Bu heyet, alt» aylık gecikmeden sonra büyük bir süratle İşe koyulmuş ve devamlı bir çalışma sonunda 3-4 gün İçinde satış karan çıkmıştır. Heyetin çalışmaları «aül-cemal» Tapum üzerinde olup bilâhare diğer gemiler için tes-blt edilen satış bedelleri pek az görülerek UglU çevrelerce kabul edilmemiştir.
■Gülcemal» vapurunun satışı hususunda yapılan bu çalışmalardan sonra adı geçen geminin 15 Temmu2 tarihinde bir İtalyan firmasına satılmasının uygun görüldüğü bildiril ın iş, bundan beş gün sonra da firma teminat bedeli olan 14.550 lirayı bir bankaya yatırmıştır. Ancak «Gülcemal» 1 satın alan firma gemi bedeli olan 07 bin lirayı kendisine verilen bir aylık müddet İçinde İdareye yatırmamış tır.
Bu durum karşısında ve İdareyle firma arasındaki muka-
veleye göre firma taahhüdünü yerine getirememiş bir duruma düşmüştür.
Tam bu sıralarda patlak veren Kore harbi sebebiyle demir Uatlerl birdenbire yüzde 30 - 40 nlsbetlnde bir artış göstermiş ve yine aynı zamanda İtalyan firması çeşitli mazeretler beyan ederek gemiyi almak İçin parayı yatırmaya hazır olduğunu bildirmiştir. Bu hususla Denizyolları İdaresi İçinde fikirleri sorulan ve karar vermeleri ge-l reken kimseler de «Gülcemafeln İtalyan firmasına verilmesi lehinde mütalâa serdetmlşler, böylece gemi İtalyanları satılmıştır.
Hâdise burada bitecek duruma girerken vaziyet Ulaştırma Bakanlığına İntikal etmiş ve Bakanlık tarafından Istanbula bu İş İçin derhal bir tahkik heyeti yollamıştır. Heyet, «Oülce-mal» vapurunun satışı İşini muhtelif cephelerden incele-, mekte ve İşin yalnız hukuki değil, aynı zamanda ekonomik, sebeplerini de gözönüûde bU; Iundumıaktadır. Bilhassa, demir jlatleri adamakıllı fırladığı’ ve geminin çok daha yüksek bir flatle diğer taliplerden birine satılması her zaman mümkün olduğu halde mukavele ahkâmına göre gecikmiş durumda bulunan firmaya «Gülcemal.ln 97 bin lira gibi cüzî bir bedelle ı satılmış olmasının sebebleri araştırılmaktadır.
Şahap BALCIOĞLU
Güzellik tavsiyeleri
Mahkeme Koridorlarında
Ah bir piyango çıksa!
ııııııııuııııııırıııılılı
Seyyar iskele vinci Alınacak
Sümerbank Deri ve Kundura Sanayii Müessesesi Müdürlüğünden:
Müesscsemiz İçin bir adet vinç alınacaktır, Buna alt şartnameler bedelsiz olarak Beykoz'daki müessesemlz Ticaret şefliği He Sirkeci Köprülü handaki büromuzdan temin edilebilir. (13566)
Ekonomi tc Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdürlüğünden:
Türklyede yangın, nakliyat, hayat ve kaza sigorta İşleriyle İştigal etmek üzere kanuni hükümler dairesinde tesçll ve ilân olunarak bugün faaliyet halinde bulunan Anadolu Anonim Türk sigorta şirketi bu kerre müracaatla Aşkale acenteliğine şirket namına yangın, nakliyat, hayat va kaza sigorta İşleriyle meşgul olmak ve doğacak dâvalarda bütün mahkemelerde dâvam. davalı ve üçüncü şahıs sıfatlyle hazır bulunmak üzere T. C. Ziraat Bankası Aşkale ajansının tayin edildiğini bildirmiştir.
Keyfiyet sigorta şirketlerinin teftiş ve murakabesine dair 25/6/927 tarih ve 1149 saydı kanun hükümlerine uygun görülmüş olmakla ilân olunur. (13477}
Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı Genel Müdürlüğünden;
Ttirfciyede yangın, nakliyat, hayat ve kaza sigorta İşleriyle İştigal etmek üzere kanuni hükümler dairesinde tesçll ve ilân olunarak bugün faaliyet halinde bulunan Anadolu Anonim Türk sigorta şirketi bu kerre müracaatla Posof acenteliğine şirket namına yangın, nakliyat, hayat ve kaza sigorta işleriyle meşgul olmak ve doğacak dâvalarda bütün mahkemelerde davacı. dâvâlı ve üçüncü şahıs sıfatlyle hazır bulunmak üzere T. C. Ziraat Bankası Posof ajansının tayin edildiğini bildirmiştir.
Keyfiyet. Sigorta şirketlerinin teftiş ve nnlrakabeslne dair 25/6/927 tarih ve 1148 sayılı kanun hükümlerine uygun görülmüş olmakla Hân olunur. (13476)
Istanbulun muhtelif semtlerinde yaptırılacak 5 dershaneli ilk okul binaları için proje müsabakası ilânı İstanbul Belediyesinden:
İstanbul Birleşik mahallî İdaresi tarafından şehrin muh-fcllf semtlerinde yaptırılacak 5 dershaneli ilk okul binaları İçin Türk Yüksek Mimar, Yüksek Mühendis, Mühendis ve Mimarlar arasında bir proje müsabakası yapılacaktır.
Projeler şartnamesinde yazılı şekilde hazırlanıp 5 aralık 950 cuma günü saat 17 ye kadar makbuz karşılığında İstanbul Bayındırlık Müdürlüğüne teslim edilmiş olacak veya, vu vakte kadar mezkûr müdürlükte bulunmak üzere posta 11c gönderilecektir.
Müsabakaya girecekler şartnameyi İstanbul Bayındırlık Müdürlüğünden bir dilekçe He ve beş lira bedel mukabilinde alabilirler. (13347)
(Baş tarafı 6 ncı sahifede) tutularak dizler bükülecek, yavaş yavaş çömcllp kalkılacak, kalkıldığı zaman kollar önce içeri kapanıp kuvvetle dışarı açılacak. Sonra havlu sol elet alınıp ayni hareketlerle sng kola tatbik edilecek. «Beher kol İçin ayni hareket yedi defa tekrarlanacak).
Bel hareketleri
Ayaklar birbirinden ayrı.
Dizlerinin kırmadan öne doğru eğilip ellerinizle ayaklarınızın ucuna doğru dokunduktan sonra yavaş yavaş yukarı kalkarken elinizdeki ıslak havlu İle göğsünüzü ovarak mümkün olduğu kadar geriye lyileceksl-nlz. Ayni anda ellerinizi arkaya atarak bu vaziyette de sırtınızı ovacaksınız. (Aynl hareket öne ve arkaya doğru on kere tekrarlanacak).
Bacak hareketleri
Ayaklar bitişik. Eller kuvvetle kalçanın arkasına dayalı. Dizinizi kırmadan ayaklarınızdan birini yan yukarıya kaldırıp uzatın. Kollarınızdan birini uzatarak önce bacağın arka tarafına, sonra yavaş yavaş İnen bacağın ön tarafına friksiyon yapınız. (Bacaklar değiştirilerek hareket on kere tekrarlanacak).
Ayak hareketleri
Ayakta durarak, ayaklar kuvvetle birbirine sürtülecek.
Karın ve bacak hareketleri
Ayaklar birbirinden ayrı. Kalçalarınızı oynatmadan vücudunuzun üst kısmı İle so'a doğru dönerek havluyu her İki eUnizle beraber tutup yere doğru eğilecek ve topuktan bavlıyarak bacak oyluklarına kadar friksiyon yapacaksınız. Sonra yavaş yavaş doğrularak yine İki elinizle havluyu bu sefer karnınıza tatbik ederek frlksl-yön-masaj tarzında tatbik edeceksiniz. (Ayni hareket münavebeyle on kere tekrarlanacak).
Üsküdar Sulh Hukuk Yargıçlığından: 950,527
Galata Müeyyctzade mahallesi Ali Hoca aralığı 1 NoJu hanede İkamet eden tyiol herinin üzerinde bulunan annesi Ayşe AzLzenln velâyetlnln nez edilmesi üzerine vellslz kalan küçüğe vasi tayini istenilmiş olduğundan küçük İylol İlerinin ağabeylsl aynı hanede İkamet eden Mustafa Asım herinin vesayeti altına 14.9.950 tarihinde karar verilmiş olduğundan İşbu karara itirazı olanların 10 gün içkide mahkememize müracaatları Hân olunur. (1355'1)
İst animi İkinci İcra Memurluğundan; 950/T103
Mahcuz olup paraya çevrilmesine karar verilen Kilçük Muşta f apaşa caddesi No. 27 de bulunun bir adet Frlgldalre havuz, 35 kilo toz şeker, lkl teneke peynir, bir küfe zeytin, bir adet galon şarap, bir teneke Trabzon yağı, bir çuval fasulya 14.10.850 cumartesi günü saat D den 12 ye kadar açık arttırma suretiyle satılacaktır. Konulan değerin % 75 şlni bulmadığı takdirde İkinci açık arttırması 18.10.1950 Çarşamba günü aynı yer ve saatlerde yapılarak en çok arttırana ihale edilecektir. İsteklilerin satış mahallindeki memura müracaatları Hân olunur. (13534)
TÜRK TİCARET BANKASI
İkramiye çekiliş tarihi
25 E K i M 1950
Büyük ikramiye
10.000 LİRA
Ayrıca
teoo ve 100 liralık
müteaddid para ikramiyeleri
14 EKİM 1950
Tarihine karlar bu çekilişe iştirak »dilebilir.
Zayi — Beyoğlu nüfus memurluğundan aldığım ve İçinde askerlik muamelelerim yazılı kimlik cüzdanımı kaybettim. yenisini alacnğımdan eskisinin hükmü yoktur.
1333 doğumlu l1 anayol oğlu Pandeli Bnvmacıoğlu Kumbaracı yokuşu Kapıkulu sokak 3/1
Zayi — Tekntk okuklan almış olduğum şebekemi kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur. 1677 No lı Mühendis makine 3 ten Metımerl Emin Gül
Zayi — 807 No lı hususi arabamın plâkasını kaybettim, Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yüktür. Sulta nh a mam
Kudret Atmaca
Gri ceketinin yakası kirden meşinleşmiş. Gömleği de aynı vaziyette. Saçları dikilmiş, tıraşı uzamış. Çopur yüzlü, iri burunlu, yayvan ağızlı, otuz yaşlarında bir adam. Kanapede bacak bacak üstüne atmış, çalımlı e-da ile etrafı gözden geçiriyor.
Bizi de aynı tavırla süzdü. Sorduk:
— Suçun ne ahbap?
Gözlerini kırpıştırdı:
— Senin cebinde paran var mı, bey kardeşim?
— Eh. namerde muhtaç olmiyacak kadar birkaç kuruşumuz bulunur. Niçin sordun?
— Duuur, Daha soracaklarım var. Benim cebimde de var mı para?
— Ne bileyim ben? Senin cebinde para olup olmadığını nasıl bilirim?
— Yoook... Kılığıma, kıyafetime bakıp da laf etme, imanın haki İçin doğru söyle, bende para var mıdır, yok mudur?
— Konuşmana bakılırsa paralısın galiba.
Kolunu oynatarak sol çöğsünü İşaret etti:
— Eyvallah, efendi kardeşim. Sayenizde biz de taş tutarız. Evvel Allahın izniyle, koynumda en aşağı on beş kâğıt olmazsa evden dışarıya çıkmam ben. Bazı kere metelik tutmadığımız, iki çeyrekle geçirdiğimiz günler de olur amma bakma sen o-na. Para dediğin el kiridir, bugün var, yârın yok. Şu I fâni dünyada paranın ne hükmü olur? Bugün kazanırsın, akşama harcarsın. Bizim zagoTiumuz böyledir. Dinine yandığımın kâğıtlarını istif edip de öbür dünyaya götürecek değiliz ya-Paıa biriktiren enayilerin akima şaşarım. İnsan, kazanmasını da bilme!!, yemesini de bilmeli. Yarın ben ö-lünce başkasına kalacak parayı ne diye biriktirip de bekçiliğin! yapacağım.
— Para meselesinden senin canın sıkılmış galiba, ahbap?
— O arafint bırak da söyle bakalım, ben erkek değil miyim?
— Görünüşe bakılırsa erkeksin amma...
Boynunu uzattı, göğsünü kabarttı:
— Eyvallah... Demir gibi erkeğim.
— Allah bağışlasın. Sana erkek değilsin, diyen yok ki.
— Param olduğunu da biliyorsun ya.
— Senden öğrendim.
— Bir erkeğin konunda parası da olursa başka nesine bakılır?
— Bu sözlerinden bir şey anlıyamıyorum ki.
— Biraz evvel para meselesinden canın sıkılmış, diyen sen değil miydin?
— Konuşmandan öyle tahmin ettim.
— Tam üstüne bastın, bey abi. Canımın sıkıntısı beynime vuruyor. Dünya yüzünde erkekliğin şerefi kalmamış mı? Altımızda lüküs otomobil yok diye cebimizin de bos olması mı Icab eder? Sizin gibi bey ahilerin sayesinde sırasına göre otomobile binmesini de biliriz. Şu dinine yandığımın piyangosuna her ay iki buçuk kâğıt veriyorum, kör şeytanın yüzü bir türlü gülmüyor. Şöyle kuvvetlice bir para çıksa yapacağımı ben biliyorum.
— Ne yapmak niyetinde-sin? Apartıman mı kuracaksın?
— Yok be yahu. Apartı-man benim neme gerek? Hemen bir lüküs otomobil alıp direksiyon öğreneceğim. ondan sonra doğruca kahpenin kapısının önüne dayanacağım: vGel ,ulan kaltak. Otomobile bak da benim nasıl bir erkek olduğumu anla^ diyeceğim. Niyetim İyi değil mİ, efendi kardeşim?
— Niyetin sağlama benziyor amma bu fiyakayı kime yapacaksın? Kahpe dediğin kimdir?
— Ne bileyim ben? Adını da bilmiyorum, soyunu sülâlesini de tanımıyorum. Eti budu yerinde bir avrat.
— Nerede bu kadın?
—Şimdi hastanede yatıyor.
— Hastalanmış mı?
Küskün küskün baktı:
— Deminden beri lâf ediyorum, anlamıyor musun, bev abl?
— Kadın lâfını yeni açtın sen.
— tyj ya işte. Sırasına göre anlatıyorum hepsini. Avradı şişledim, hastaneyi boyladı.
— Yaaal... Kadını vurdun demek?
— Eyvallah, efendi kardeşim. Diinya yüzünden erkeklik kalktı mı? Benim şanıma, şerefime dil uzatan kancığın dersini vermesini bilirim. Avrat kısmı avratk-ğını bilmelidir.
— Nrede oldu bu işler? Evde karınla mı dövüştün?
— Yok be yahu. Kan ma-rı yok bende. Bekâr yaşıyoruz. Dün gece gazinoya gittim. Cebimde yirmi altı lira vardı. Yalanını varsa ekmek çarpsın. Tamamı tamamına yirmi altı papel. Bugünkü günde az para mıdır? Gazinoda bir ufak şişe rakı getirttim. Onu içtim, hiçbir şey anlamadım- Cepte para olunca rakı da tutmuyor insanı. Bir şişe daha getirttim. Onu da İçerken karşıda avrat gözüme ilişti. Masada yalnız basma oturuyordu. Garsonu çağırdım; (Şu hanıma söyle de benim masama bu vursun' dedim. Garson gidiD söyledi, kan boş verdi. İki kadeh İçtikten sonra garsonu bir daha yolladım, avrat gene gelmedi. Bu sefer îic kadeh susuz rakıyı üst üste çektikten sonra kendim kalkıp karının masasına gittim: -»Seni davet ettim de ne diye gelmedin, öltlSü kandilli? Kıyafetime bakarak beni meteliksiz mİ zannettin? Bak bunlara para derler. Bu gece hepsini burada ezeceğim. Haydi bakalım, benim masaya gidelim. diyerek cebimden naraları çıkarıp gösterdim. Kahpe yüzüme karşı: «Çekil şuradan, serseri. Sen git de o para ile karnını doyur» demez mi! Birdenbire elimi bıçağa attığımı hayal mayal hatırlıyorum.
Mübaşir çağırdı, gururla göğsünü kabartarak kalktı.
Ce. Re.
Kadın po'is
‘Baş tarafı 3 ütıcü sahifede) adamlar vardır kİ sokakta veya her hangi bir nakil vasıtasında yalnız başına gördüğü o kadına takılmakla zevk alır, lâf atar, peşi sıra gider, fırsat dâ düşürürse daha İleriye varmakta tereddüt etmez Poliste bu gibilere «Sulu zampara» denir. Her hangi bir arkadaşının kabul gününe gitmek veya kocası 11e buluşmak, yahut evinin bir İhtiyacını temin etmek mak-sadlyle sokağa tek başına çıkan bir kadının «Sulu zamparalar» Larafmdon rahatsız edilmesi, muhakkak kİ, cemiyet hayatımız bakımından hoş gSrülml-yecek bir hâdisedir Mevzuun ağlanacak tarafı budur. Güldüren cihetine gelince, «Sulu zampara» diyerek vasıflandırdığımız tipteki terbiyesizlerin «mâylne çarptıklarını» görmek-llğlmizdir.
— O da ne demek?
Güldü, hattâ pek taze bir vakayı anlatacağına işaret ederek kahkahayı salıverdi:
«— Bu sulu zamparalar arası ıırla öyle abdalları da var kİ, gidip bizim kadın polislere lâf atıyorlar. Geçen gün. Köprünün Kadıköy İskelesinde vazifeye çıkan bir kadın polisimizin başından geçen bir vakayı kısaca anlatayım da biraz da siz gülün...»
Peşe takılan adam!
Anlattı:
(— Kadın memurultluz iskelede, merdiven altında ayakta durmuş, etrafı tetkik ediyormuş. Bu sırada Önünden bir adam geçmiş ve memurumuzu yukarıdan aşağıya süzmüş 1 Az sonra bir daha geçmiş, biraz sonra bir daha, bir daha derken beş altı defa ’ memurumuzun önünden geçmiş... Tabii her geçişinde de vapur saatinin yaklaşmasını bekllyen bir yolcu gibi kendi halinde duran memurumuzu boyuna süzmektedir.
er f: a'iyetle
Nihayet yaklaşmış, relu zamparalar taktiği İle:
— Han imdendi! demiş. Sin tanıyorum amırm bfc türlü çt* karamadım. At buyurunuz*,,, Kadıköyünde mİ oturuyorsunuz?
Memurumuz, gayet nazikâne cevap vererek:
— Ben sini tanımıyorum. Her halde bir tanıdığınıza benzetiyorsunuz, demiş ve yürümüş...
Sulu zampara takılmış mı memurumuzun peşine... O yürür. öteki yîirüT Memurumuz Devlet Denizyolları umum mü-
dürlüğü binasının önünden Yolcu salonuna doğru sapmış, herif hâlâ geliyor! şimdi işin garip tarafı şu kİ, sulu zampara kendine bLr av çıktığına kani olarak lâf ata ata yürüyor da ne daha uzaktan bir de sivil erkek polis tarafından tâki bedii eliğinin, ne de kendisinin, memurumuz eline düşecek blrjt av oldüğunun farkındaI... Nite M kim önde kadın, arkada erkekO-memurumuz arasında bu adam,CM Galata merkezinin önüne ka-'tr dar getirilmiş ve kapı önündo^ duran polise yakalatılmış!... C
Emniyet müdürü, bunları ar.-.2 I a Lirken o kadın polis, vazife- W ye çıkmamış olsaydı macera?» 0 bizzat kendinden dlnliyecek- > tim. Uzatmıyayım sulu zampa-ra, tâ İskeleden karakol önüne 0 gelinceye kadar ne tatlı diller.*-dökmemiş. neler söylememiş^, bilseniz. Fakat sonunda, «so-kakta kadına sarkıntılık» noktasından hakkında zabıt vara-"O kası tutulup mahkemeye sevkJK edilirken de hnyll göz yaşı dök- C0 müş!... Çünkü adam, evJI imiş ve hâdiseyi karısı duyarsa ba-> \ şına gelecekten korkuyormuş..
Yarın da, bu mücadele İşinde çalışan kadın polislerle tanışmamdan. vazifeye çıkanlardan birine nasıl refakat ettiğimden ve neler gördüğümden bahsedeceğim.
Cemaleddin BİLDİK
Maraş Defterdarlığından
Esas No: 301
Dosya No: 4070
CİM: Yılan lurtan nam, dıpert Kil. patfff Mnınm « M 35 hJssesl.
Mevkii: Şlh Adil caddesi: Antep caddesi.
Mahalle: Bostancı.
Tapu tarihi: Teşrinievvel 332.
Tapu numarası: 74
Tahrir Nö: 83
Zirai — 600
Muhammen kıymeti = 35000 Hradır.
Teminat miktarı! 2825 liradır.
Hududu: Sağı tariklam, solu katollk kilisesinin kahvehanesi, arkası Bardakçı Buğus ve kahveci Salip haneleri, cephesi tariklam.
Tiyatro
(Haşla rafı 4 üncü sahifede)
Koro Azalan âtasıuda şehrimizin koro konserlerinde dinlediğimiz tanıdık çehreler vardı. Yeni Ses Tiyatrosu korosunu daha kalabalık görmek İsteğimi sakJayamıyacagım; ekseriyetle (Unlsson) halinde söyledikleri parçalarda muvaffak oldular. İlerde daha olgun bir sanata İhtiyaç gösteren bir kaç sesli eserlerde de koronun başarı kazanacağı şüphesizdir .
Başta solist Roslne Phillpp olmak iîzere bale lıeyetl İyi İdi. Sahne eserine güze) bir değişiklik veren ve başka bir sanat ritmi katan balenin bizde daha ziyade İnkişaf etmesi ve sahnelerimizde tatbik snhası bulması temenniye şayandır.
Kostümler İtina ve zevkle hazırlanmıştır. Dekorlarda renklerin dilinden ve caalbesindenı anlayan bir ressam zevki hüküm sürüyordu,
Kanaatimce Üç Güevrcin’ln muvaffakiyetsin tarafı Türkçe-yc çevrilen musikin kısımlarıdır. Bir musiki eserini bir düden başka bir dile çevirenlerin her İki lisanı İyi bilmeleri ne kadar lüzumlu İse, musikiye vâkıf olmaları da o derece ehemmiyetlidir. Bu operette sık sık kulağa çarpan (Prosodie) hataları, lisanla musikinin bir türlü bağdaşamadığını açıklıyordu.
Üç Güvercin opereti Yeni Ses Tiyatrosunun sahneye koyduğu ilk eserdir. Kusursuz değil, kusuru az olan bir operettir. İlerisi için ümit veren bu teşekküle daha güzel başarılar temenni ederim.
Yukarıda hudut ve sair evsafı yazılı bir parça hanın tapu kaydlne müsteniden 40 da 35 hissesi hazîneye alt bulunduğundan İşbu hissenin mülkiyet satışı peşin bedelle 28/9/950 gününden İtibaren açık arttırmaya çıkarılmış ve bu müddetin hitamı olan 2S/1O/9S0 çarşamba günü öğleden sonra yani saat 14 de defterdarlıkta müteşekkil satış komisyonu huzurunda satışj İcra edileceğinden almak İsteyenlerin 2825 lira teminat akçelerini müzayede saatinden evvel teslimi sandık ederek mukabilinde alacakları makbuzlarlle birlikte adı geçen komisyona ve daha fazla İzahat almak İsteyenlerin de Mili! Emlâk servis-ligine müracaat etmeleri İlân olunur. (13383)
I İSTANBUL BELEDİYESİ İLÂNLARI |
Şehirde mevcut İkametgâh, resmi ve hususi daire, imalâthane, fabrika, mağaza ve emsali odun ve kömürle teshin edilen ve Işllycn bilcümle mûcssesat binalarının yangın vukuuna mâni olacak surette bacalarının temizlenmesi ve yangın çıkarmağa müsait olanlarının tâmlr ve ıslahı İşinin, bele-dlyenlnkontrolu altında bir şirket marifetiyle yaptırılması düşünülmektedir.
Bu işe talip olacakların İtfaiye Müdürlüğüne müracaatla İzahat almaları ve hazırllyacaklan teklif projesini hiçbir mukabil taahhüdü ihtiva etmemek kaydlyle tetkik olunmak üzere mezkûr müdürlüğe 30 Ekim 1950 tarihine kadar tevdi etmeleri ve bu tarihten sonra verilecek projelerin kabul olunmıyacağı Hân olunur. (13395)
İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörlüğünden
Üniversitemizin inşaat, Mimarlık, Makine ve Elektrik Fakültelerine yazılan adayların tercih yoklamasına 0 Ekim 1950 pazartesi günü başlanacaktır.
Adayların aşağıda bildirilen günlerde saat 9 da Üniversitede hazır bulunmaları lüzumu Hân olunur.
(Not: İmtihanlar Teknik Üniversitenin üümiişsuyundakJ binasında yapılacaktır.)
9 Ekim 1050 pazartesi ; (öğleden evveli Matematik (Bütün Fakülteler İçin)
10 Ekim sah ; (öğleden evvel) Fizik, (öğleden
sonra) Kimya. 'İnşaat, Makine, Elektrik Fakülteleri için*
11 Ekim çarşamba : (öğleden evvel) Türkçe Kom-
pozisyon ve Yaoanc. Dil. (öğleden sonra) Resim «Bütün Fakülteler İçin).
lî Ekim 1050 perşembe : Yalnız Mimarlık Fakültesi için (İstidat) yoklaması (bu yoklama Mimarlık Fakültesi binasında yapılacak!ir >
Tafsilat için Rektörlükteki kayıt bürosunu müracaat (1327J)
Sahile B
AŞSAM
6 Ekim 1950
Sabundadır
KADIN TERZİSİ
ELPİDA
PARİS' den
Yeni dönmüştür. Zengin kollekslyonunu yakında teşhir edecektir.
Beyoğlu, İstiklâl Cad. Dördüncü Sigorta Han.
Telefon: 40952
■ KÜRKÇÜ APOSTOL ■
Her Çeşit Mantolar
Tedlyatia kolaylık
Beyoğlu Pircmeci sokak Atila Apart No 25/28 Santa Maria Klfsesl karşısındaki sokak.
CAYKİMENKVL SATIŞI Fatih 3 cü Sulh Hukuk Yargıçlısından: Satuj/'il
Kâmile Suer. Müzeyyen Töreci, Behiye. Sehavet, Zübeyde ’-e Hüscyinirı İştirak halinde mülkiyet olarak mutasarrıf oldukları. Karagümvük Derviş Ali , ınahallesl. Faizci sokak 49 lııj ‘ No.lu maabahçe 250 M2 sahu.lt elektrik tesisatını l:avl 3 od-ı, bir helâ ve bir mutbûk. bahçeyi havi ahşap (3875» lira muhammen kıymetli han? olbabtakl mahkeme kararın.» tevfikan şuyu’unun İzalesi zımnında Vilâyet karşısında Fatih 3. Sulh Hukuk Mahkemesi kaleminde satış memuru huzuru ile ve aleni müzayede suretiyle
31.10.950 salı gönü saat 10 dan Jt re kadar satılarak muhammen kıymetinin % 7S şlnl bulduğu takdirde en çok taliplisine kati ihalesi yapılacak, bulmadığı takdirde ikinci alenî müzayedesi aynı yerde ve saatte
11.11.950 cumartesi günü icra olunarak en fazla talibine İhalesi yapılacaktır. Tellâlllye resmi, ihale pulu, taviz bedeli ve tapu harçları müşteriye nit olup müterakim vergi ve resimler satış bedelinden ödenecektir.
Müzayedeye girenler gayrı» menkulü görmüş, lüzumlu malûmatı almış ve satış şartlarını aynen kabul elmiş farzedlllrler. Peşinen veya verilecek mehil içinde satış bedelinin tamamı ödenmediği takdirde icra İflâs kanunundaki gayrimenkul şa-tışlanna mütedair olan hükümlerin kâffesl tatbik olunacaktır. Mezkûr gayrimenkul üzerinde herhangi şekilde hak iddiasında bulunanların evrakı müsbitelerile birlikte satış gününe kadar müı'âcaatlan lâzımdır. Aksi halde hakları tapu sicilinde kayıtlı olmıyanlar paylanmadan hariç kalırlar.
Daha Cazla malûmat almak İsteyenlerin gayrimenkulu görmeleri ve mahkemenin 41 sayılı satış dosyasına müracaatlar İlân olunur. (135401

Zayi — Şehremini nüfus memurluğundan aldığım »e İçinde askerlik muamelelerim kayıtlı kimlik cüzdanımı kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
1331 doğumlu
Eyiip oğlu Celâl Açıklar
KAYIP OLTA KAMIŞI
30 Eylül cumartesi günü saat 3,30 da Dolmabahceden binilerek Taksime gidilen gri renkli bir takside unutulan olta kamışını Taksimde Aydede s-okağında Aydede apartınınmnın 9 nosuna getiren memnun edilecektir.
Hiçbir traş sabunu, batta Amerikanın en mükem mel ve en pahalı traş sabunu dahi f PURO Traş Sabunu kadar bot ve sönmiyen köpüğe sahip değildir-
Böl köpüklü - Nefis kokuludur.
4 saat ara He günde 3 kaşe alrnabtlir.
Baş, diş, adale sinir, romatizma ağrılarına karşı
daima
muvaffakiyetle kullanılmaktadır. Grip, nezle gibi hastalıkların başlangıcında birçok fenalıkların önüne geçer
GRİ FİN
GRİPİN*
O
O
Zayi — 1943 - 1944 senesi eylülünde Galatasaray lisesi ede- | biyat kolundan almış olduğum olgunluk diplomamı zayi ettim.1 Yenisini alacağından eskisinin hükmü yoktur 346/327
Kâ muran İpek
İNGİLİZCE DERSLERİ -
İngiliz bayan Lise ve Üniversiteyi bitirenlere tngilizce
Türk çimentosu ve Aslan Eskihisar
ŞİRKETLERİNDEN:
ZEYTİN BURNU ve DADICA Fabrikalarından çimeniz) almak üzere sipariş kayıt ettirmiş olup
1 — Teslim günleri geçmiş olduğu halde
a. > Çimentoların % S0 Bedellerini ödememiş olanlar 14/10/950 Cumartesi gününe kadar ödeyip yeni sıralarını almadıkları takdirde,
b, ) Çimentolarını muayyen gününde tesellümüne gltm?m!§ olanlar aynj tarihe kadar yeni sıralarım öğrenip vaktinde çekmek üzere şirket merkezine müracaat etmedikleri takdirde
2 — Teslim günleri henüz gelmemiş olanlar
at Muayyen teslim gününden en az 20 gür. evvel bakiyye bedellerini ödemedikleri takdirde.
b.> Çimentolarını karadan muayyen teslim güründe ve denizden muayyen teslim gününden en geç 10 gün zarfında tesellümüne gltmed
Siparişlerinin çekilmemiş kısmının İptal edilmiş
ıtır saygılarımızla bildiririz.
AYNlfİATA GÖKÜUVSMİŞ
KALİTE ve GÜZELLİK!
5 lâmbalı
ORION 330 Modeli . *
Aynı hanaki rodyolardo asla faslıyömıyacağımr müstesna bir güzellik - Seste tabiilik • 8uyük hossaüyel ■ İstasyon ayarını kolaylajhran göt lambast.
■'En ehven Fîata, en yüksek. kalite,, prensibine sadık kalarak, en cazip tediye tartları ile, harikulade yeni bir ORLON modelini takdim ediyoruz.. Madem ki bir radyo almayı düşünüyor-ı tunuı, onu görmeden ve dinlemeden, asla karar vermeyiniz.
Son derece net sesi ve hakikaten cazip görünüşü ile temayüz eden bu ohizo^ tam aradığınız radyodur.
Yalnız 25 lira peşin ödeyerek bu radyoyu bugünden evinizde görmek, ve dinlemek zevkine kavuşunuz.

FABRİKALARIN NAZARI DİKKATİNE
MÜSTAHDEM ve İSÇİLERİNİZİN GİRİŞ. ÇIKIŞ ve GEÇ KALMA SAATLERİNİ GÖSTEREN
İŞÇİ KONTROL
Saatisrimig gelmiştir.
Fazla tafsilât almak veya görmek lstiyenlerin Sultanhamam
Camcıbaşt Han ARLON deposuna müracaatları.
Teklif isteme
SOMIERBANK
Alım ve batım Müessesesinden:
Kayseri Pamuklu Sanayii. müessesemİ21n İhtiyacı için ayda asgari 35 ton teslim şartlyle birinci nevi 430 ton buğday nişastası alınacaktır.
Evsaf, şartnamesi alım servisimizin 6. net kısmından alınabilir.
Bu İşe iştirak İçin nıüessesemlz veznesine 5.000.— lira teminat yatırılması ve kapalı zarflı tekliflerin 8/10/1950 günü akşamına kadar müessesemlzde bulunması lâzımdır.
Müessesemlz ihaleyi yapıp yapmamakta serbesttir. (13238)
O P A L I D
İstanbul Oto Yedek Parçaları Ve Levazımı İthniatçtlan Derneğinden:
GENEL KURUL TOPLANTISI
Derneğimizin, Ana Nizamnamesinin 29. maddesi mucibince, 11 Ekim 050 çarşamba günü saat 18 da Taksimde Kristal Gazinosu üst salonunda yıllık genel kurul toplantısı yapılacağından üyelerin toplantıda hazır bulunmaları rica olunur.
G İl N O E M :
A —Yönelim kurulu ve denetçilerin raporlarının okunması,
B — Netice ve iş raporlarının ve hesapların tetkik ve kabulü, yönetim kurulu Ve denetçilerin İbrası,
C — Yeni bütçenin tesblt ve tasdiki.
D — Yönetim kurulu, Denetçiler ve Haysiyet ve uzlaştırma divanı üyelerinin seçilmesi,
E — Dilekler
RADYOLiN
diş macunlarına konan Meşhur
Nane esansı nedir?
Amerika’da ve Ingiltere’de Hususi surette yetiştirilen nâne filiz yapraklarının imbikten geçirilmiş ve imbiğin yalnız orta kısmından, çıkan Dünyaca meşhur en antiseptik esansdit

Comments (0)