- Yarın AKŞAM’d a —,
EV-KADIN-MODA
______________J
AKŞAMl
AKSAM
F.
KUÇUk İLÂNLARI
. BUCÜN 6İNCİ SAYFAM
Sene 32 — No. 11252 — Fiat!: her verde 10 kuruştur.
ÇARŞAMBA 8 Şubat 1950
Sahibi: Necmeddin Sadak — Yazı iğlerini fiilen İdare eden C. Bildik — Akşam Matbaası
Seçim tasarısının Mecliste müzakeresi
Millet ve D. Patilerinin tasarıya karşı tenkidleri
Millet Partisi tasarının Anayasaya, demokrasiye ve insan haklarına aykırı olduğunu iddia etti. D. Parti ise adlî murakabe, gizli oy, açık tasnif emniyet ve kolaylık istedi ve seçim mahkemesinin lüzumu üzerinde durdu.
949 senesi ihracatı
Bir sene evveline nisbetle 24,5 milyon lira fazla

Tenkidlere cevap veren Başba- Oemokrat Parti sözcüsü Fuat Millet Partisi namına tasarıyı kan yardımcısı Nihat Erim Hulusi Demircili tenkid eden Osman Nuri Koni
949 senesi zarfında İstanbul limanından yapılan ihracata dair bir istatistik hazırlanmıştır. İs tatistiğe göre 948 senesi zarfında yapılan yüz doksan iiç milyon 122,017 lira 92 kuruşluk muhtelif cins ihracata mukabil 949 senesi zarfında İki yüz on yedi milyon 578.360 lira 26 kuruşluk ihracat sapılmıştır. Bu suretle 949 senesindeki ihracat 24 buçuk milyon liralık bir fazlalık kaydetmektedir.
Sterlinin kıymetinin düşürülmesine rağmen. Türk parasının kıymeti muhafaza edildiği halde elde edilen bu netice çok memnuniyet vericidir.
Hinnavi
Ankara 7 — Bu sabah Fert-dun Fikri Oüşünsel'in başkanlığında toplanan Büyük Millet Meclisinde, Seçim Kanunu tasarısının müzakeresine başlan-rit. Millet Partisinin ordu men-suplariyie er ve askeri öğrencilere de oy hakkı verilmesi hak-kındaki teklifi hararetli tartışmalara sebeb oldu. Sabahtan akşama kadar devam eden müzakerelerde nüfus kütükleri meselesine de temas edildi ve tasarının 15 maddesi kabul o-lundu.
Müzakere. İlk sözü alan Sait Azmi Fevzluğlur.un konuşma-slyle açıldı. Oeçlcl komisyon a-dına tasarıyı takdim eden hatip. hiçbir noksan ve hatadan salim olmadığını İddia etmemek le beraber, tasarının seçim emniyetini sağladığı kanaatini izhar etti ve kanunun millete memlekete hayırlı olmasını diledi.
Mille* Partisinin mütalâası
Bundan sonra kürsüye gelen Millet Partisi âzalarından Osman Nuri Koni konuşmağa başladı. Hücumlarının daha ziyade hükümete müteveccih olacağını tasrih eden Osman Nuri Könl, partisi adına da konuştuğuna İşaretle Başbakanın partilerle ilk temaslarını anlattı ve Giınaltaydan «Fahametpenah Şemseddln Oünaltay hazretleri» diye sık sık bahsetti.
Osman Nuri Könl, mütalâalarını dört esas üzerinde topladı' tasarıyı: 1 _ Adalet kaidelerine, 2 — Anayasaya. 3 — Demokrasi mefhumuna, 4 — İnsan haklan beyannamesine külllyen aykın bulduğunu an.attı. 22 yasını bitiren kadın, erkek her Türkün seçmen olduğunu belirten Anayasanın dokuzuncu maddesinin, hiçbir istisna kabul etmediğine göre, ordu mensuptan, subay, er ve askeri öğrencilerin de oy hak-; kı bulunduğunu söyledi. Ordu-1 nun siyasetle uğraşmasını istemediğin! açıklamakla beraber, Osman Nuri Könl, Anayasanın verdiği bir haktan mahrum fiğini söyledi.
dilmelerine de akıl erdiremedl-
Demokrat Partinin görüşü
Mütaakıben Demokrat Parti Meclis gurupu başkanı Fuat Hulûsl DemlreUl kürsüye geldi Demokrat Parti adına konuşan' hatip, tasarının mülhem oldu-l ğu esas ve maksatları şöyle sı- [ raladı:
1 — Seçmek hakkını haiz o-lan bütün vatandaşların adları-' nı ve soyadlarını eksiksiz ve I yanlışsız olarak devamlı ve kontrollü bir kütüğe geçirmek: |
2 — S"*"* eri adlî nezaret ve murakabe altında ve kanun
dairesinde salim usullerle, dürüst ellerle yürütmek;
3 — Gizil o.v, açık tasnif prensiplerini fiili teminata bağlamak;
4 — Milletin hayatında çok mühim bir an olan seçim gününde seçmenler için huzur, emniyet ve kolaylık sağlamak
5 — Seçim neticelerinin donduğunu inceden inceye ve tarafsız heyetler marifetiyle tevsik etmek.
Fuat Hulûsl DemlreUl, tasan İle bunların sağlanıp sağlanmadığını, ne dereceye kadar İleri veya geri gidildiğini sıraslyle umumî prensipler bakmundar araştırdı. Propaganda mevzuuna temas eden hatip, açık toplantı yerlerinin tâyini salâhiyetinin belediye ile ihtiyar heyetlerine bırakılmasını tenkid etti ve bu heyetlerin, yetkilerine dayanarak meselâ Ankara-da Etlik sırtlarını, İstanbulda da Okmeydanını gösterebileceklerini söyledi.
AdU teminata temas eden Fuat Hulûsl demiştir kİ:
«— Hükümet tasarısında adli
nezaret ve murakabe sistemi de bir bütün olarak ele alınması ve seçimin sonuna kadar her safhası bu murakabe altında tutulması gerekirken son safhada bundan inhitat olunmuştur. Bu sebepledir kİ yüksek seçim heyeti üzerinde ehemmiyetle durmak lüzumunu duymaktayız t-llm heyeti buna bir seçim mahkemesi mahiyeti vermişti. Bu, suretle seçim neticelerinin münakaşası Mecliste yer bulmıya-caktı. Bundan yalnız seçim emniyeti bakımından değil, devlet bakımından da çok esaslı faydalar elde edilebilirdi. Mazbatalara karşı İleri sürülen itirazları kazal bir merciin halletmesi, Meclisteki ekseriyetin politik veya hasbi mülâhaazlarla hareket ettiği yolundaki şüpheleri ortadan kaldırır.»
Hulâsa D P sözcüsü eski mevzuata nispetle ileri bir adım olmakla beraber bu tasarının komisyonun yaptığı gibi, daha geriye giderek değil, daha İleri görüşlerle İkmaline ihtiyaç gördü.
(Arkası sahife 2 sütun 6 da)
Şamda eski diktatörün muhakemesine başlandı
General Sami Hinnavi
I Anketi yapan: SADEDDİN GOKÇcPlNAR |
Konya Milletvekili ve İstanbul O. H. ?. Bölge müfettişi Prof. Sadi Irmak'ı partideki çalışma odasında ziyaret ettim Otuz kadar İsim üzerinde dikkatle durduktan sonra şu listeyi tesblt etti:
1 — Mustafa Kemal: Devlet kurucusu, ihtilâlci, reformatör.
2 — İsmet İnönü: Kurucunun en baş yardımcısı, demokrasi İnkılâbının birinci adamı, İkinci Cihan Harbinin en büyük Türk politikacısı.
3 — Ziya Gökaip: Millileşme ve garplılaşma cereyanının İdeologu.
4 — Abdülhâk Hâmlt; Bence en büyük sairimiz.
5 — Yahya Kemal: Bugünün en büyük şairi.
6 - Kâzım Karabekir: Milli ihtilâlde başlıca askeri kuvvetin kumandanı.
7 — Enver Paşa: Büyük ve
bahtsız vatanperver. ,
8 — Talât Paşa: İdealini ölümüne kadar seven adam.
9 — Ali Fuat Cebesoy: Milli ihtilâlde İkinci askeri kuvvetin kumandanı.
10 — Fevzi Çakmak: Dumlu-l pınar nihai zaferinin üç udsu-rundan birisi.
11 — Ahrrtbt Raslm: Türk
Sadi Irmak
muharrirlerinin büyük ustası ve örneği.
12 — Âkil Muhtar: Müspet Ulmlerln Uk mübeşşirlerinden.
13 — Celâl Bayar: Demokrat Partiyi kuran adam,
14 — Yunus Nadl; Milli Mücadelenin cesur kalemi.
15 — Necmeddin Sadak:
Mühim siyasi muharrir.
18 — Neşet Ömer: Garp istikametinde Türk tıbbini kuranlardan.
17 — Mahmut Esat Efendi: Memlekete kucak kucak bilgi getiren adam.
18 — Ahmet Mithat Etendi: Keza memlekete kucak kucak bilgi getirmiştir.
19 _ Mahmut Şevket Paşa: Hürriyet hareketinin İlk şehitlerinden.
20 — Mahmut Sadık: En çalışkan ve en tesirli muharrirlerden.
Okuyucul arımızdan Muhlise Penguvar’ın listesi
1 — Atatürk. 2 — İsmet İnönü. 3 — Fevzi Çakmak. 4 — Kâzım Karabekir. 5 — Fethi Ok-yar. Serbest Fırka lideri, 8 — C(-”' Bayar, 7 — Fuad Köprülü. 8 — Halid Ziya üşaklıgil 9 — Abdülhâk riâmid. 10 - Halide Edib, 11 — Yakup Kadri. 12 — Ressam Çallı İbrahim. 13 — Muhsin Ertuğrul, 14 — Adnan Saygun. 15 _ Yahya Kemal. 18 — Mazhar Osman. 17 — ?ah-reddln Kerim Gökay. 18 — Lûtfl Kırdar. 19 — Bestekâr Râkım I Er kutlu. 20 — Orhan Veli
Askerî barem
Millî Savunma Komisyonu tasarıyı kabul etti
Ankara 8 (Akşam) — AsKeri barem kanunu tasarısının Milli 8avunma Komisyonunda incelenmesi bitmiştir. Hükümet tasarısı, üzerinde hiçbir değişiklik yapılmadan kabul olunmuştur. Yalnız tasarının yürürlüğe
I
___ Albay Edib Blrn)csl tarihi hükümet tara-)met darbesin-1 f>ndan 1 temmuz 1950 olarak
Kadıköyde mendirek inşa olunacak
Deviet Denizyolları bu mendirek için bütçesine tahsisat koydu
Kar fırtınası nihayet durdu
Hava hafif lodosa çevirdi, Kısıklı nahiye müdürlüğü binası kardan çöktü
Şam 8 (AP) -Çiçeklinin hükümet m— m--— den sonra tevkif edilen Suriye ordusu eski başkomutanı general Sami Hlnnnvlnl't muhakemesine dün başlanmışta-
19 aralıktanbert mevkuf bulunan Sami Hlnnavldeıı tnşka özel askeri mahkemenin generalle birlikte suikastta bulun-, n.aktan suçlu olarak tevkif e-dllen dört binbaşıyı muhakeme edeceği zannedilmektedir
tesblt edilmiş ise de bazı üyeler kanunun neşri tarihinden itibaren yürürlüğe girmesini istemişlerdir. Bu teklif kabul o-lunmuştur. Bu ufak değişiklik; yüzünden tasan bütçe komls-j yonuna gönderilmiştir. Yürür-1
Şehrimize yeniden kar yağmamıştır. Hava hafif lodosa çevirdiği için karların erimesi devam ediyor. Bu sabah hararet, sıfırın üstünde beş derece İdi. Karadenlzdc fırtına hafiflemiştir. Ege vapuru 3 gün teehhürle j dün limanımıza gelmiştir. Kı-| sikli nahiye müdürlüğünün ah- 1 şap binasının damı, kann ağır-i lığına dayanamıyarak çökmüş-i tür. Çökme hâdisesi, tatil zamanına rasladığı İçin nüfusça zayiat olmamıştır.
Bursa yolları
Bursa 7 (AA.) — Kar dolayı-slyle kapanmış olan yolların a-çılmasına çalışılmaktadır- Ankara postası beş günden beri gelmemiştir.
Siverekin köylerle muvasalası ke«>Mi j Siverek 7 (AA.) — Devamlı surette yağan kar ilçe ile civar köy ve ve şehirler arasındaki münakaleyi tamamen durdurmuştur. Görülmemiş soğuklat 1 bütün şiddetiyle devam ediyor Adapazarı - Karasu yolu acil d»
Karasu 7 (A A ) — Üç günden bari kar’a Kopalı bulunan Adn para - Karasu yolu halkın ve.
askeri birliklerin yardımlyle bugün İşletmeye açılmıştır-
İsrailde soğuktan ölenler
Telâviv 7 (A.A.) — AFP: Soğuk dalgası tsrailde şimdiye kadar 8 kişinin ölümüne sebeb olmuştur. 4 kişi yıkılan bir evin enkazı altında kalmış ve 4 Yemenli muhacir de soğuktan ölmüştür.
Bursada zelzele
Bursa 7 (A.A.) — Bugün şehrimizde ikisi çok şiddetli biri hafif olmak üzere üç yer depremi olmuştur. Hasar yoktur.
Karayazıdaki zelzele haşaratı
Karayazı 7 (A.A.) — Alınan son malûmata göre, cumartesi i günü vukua gelen yer sarsıntı- ( sında Payveren köyünde ilkokul binası Ue bir ev. Kızılçullu, köyünde de 20 ev hasar gör-j müştür. Can kaybı olmamıştır. Hayvanca zayiat yoktur.
Bursa Belediye Reisi
Bursa 7 — Belediye meclisi belediye reisinin istifasını kabul ederek yerine Mehmet ür-ı gancıgil'i seçmiştir.
Telefon tahsildarla rının kaldırılması iyi olmadı
| lük tarihinin bu suretle değiş-j
1 mesiyle 950 bütçesine 800.000 liralık ödenek konması icap etmektedir. Bu bakımdan bütçe komisyonunda tasarının hükümet teklifine uygun olarak meclis heyeti umumlycsine ge-tlrlmlesl beklenmektedir. Tasarı önümüzdeki bir kaç gün içinde Meclis heyeti umunşlyesine sevkedUecektlr.
İşçilerin sigortası
İstanbul telefon aboneleri epey şaşırmış durumdadırlar. Çünkü telefon borçlarını vermek üzere ya çamurlara bata çıka Tahtakaleye gidecekler: yahut da, işlerini güçlerini bırakıp posta-hane gişelerinde nöbet tutacaklar, fış dolduracaklar.
Şimdiye kadar tahsildar kullanılıyordu. Bu sene o kadro kaldırılmış. Bu külfet abonelere tahmil edilmiş.
Telefon kolaylık içindir. Bu ise, güçlük doğuruyor.
Memlekette issiz vatandaş yapan tasan üzerlnae Meclis çoktur. Tahsildar kadrosu- komisyonlarınca yapılan çalış-nu daraltatk ve her aboneyi malar sona ermiş ve değişiklik ayrı ayrı yoracak yerde, bir, tasarısı Meclis heyeti umuml-tahsildan yüzlerce abone- yeslne sunulmuştur, nin adreslerine göndermek I İŞÇİ lehine geniş esasları usulü memleket sartlannıı İhtiva eden bu tasarıya göre çok daha uygundu. Belki sigortalıya sağlanacak menta-tahsildarsız para toplama “tler şunlardır: şekli başka memleketlerde! A — Sağlık yardımları, B — muvaffak olmuştur. îstan- *4 göremezlikte verilecek gün-bul evsafındaki bir şehirde dellk. c — Daimi İş göremezlik bunun muvaffak olanııyaca- hallerinde verlleceK ödenekler, ğı muhakkaktır.
Yeni tasarının işçilere sağladığı menfaatler
| Haber aldığımıza göre bu yıl | İstanbulda yeni bir mendirek inşa edilecektir. Et; mendirek Kadıköyde şehir hatları işletmesi tarafından İşletmenin 1950 ydı programında bu İş için lüzumlu tahsisler ayrılmıştır. Mendirek. Kadıköyün İnci burnunda İnşa edilecek, 50 metre uzunlukta olacak ve İnşaat Haziran
Bu mendirek
yapılacaktır. İnşaat
ayına, yani İşletmenin yaz programının tatbtkine geçeceğt tarihe kadar tamamlanacaktır.
Yeni mendirek yapıldıktan sonra lodosta dahi. Haydarpa-şayla Kadıköy arasındaki koy dalgalardan masun kalacak ve Kadıköy yolcu İskelesiyle araba vapuru iskelesine vapur yanaşması ve kalkması kolaylaşacaktır.
Reşat Aydınlının dünkü duruşması
Ankara 8 (Akşam) — İş kazaları Ue meslek hastalıktan ve analık sigortalan hakkındakl kanunlarda bazı değişiklikler
Kâzım Özalp şahit olarak dinlendi. Müdahil avukat reddi hâkim talebinde bulundu, talebi reddedildi.
Ankara 7 — İftira suçundan sanık Denizli milletvekili Reşat Aydınlının muhakemesine bugün birinci asliye ceza mahkemesinde devam edildi. Yargıç Çelil Cevherioglu idi. İddia makamında da savcı yardımcılarından Hayreddın Mumcu-oglu bulunuyordu.
Sanık Reşat Aydınlı ve mû-dahil avukatlardan Nureddln Ardıçoğlu yerlerini almışlardı. Bundan sonra milletvekili Rüş-
| (Arkası s*taife 2; sütun S te) | tû Oktar tanık olarak dlnien-
dL İfadesinde, suikast »e iftira meselesi hakkında bir şey bilmediğin! söyledi
Bundan sonra tanık olarak dinlenen general Kazım Özalp, daha önce savcılıkta verdiği ifadeleri tekrar etti. Kâzım öz-atpın ilk ifadesi İle Cumhurbaşkanlığı genel sekreterliğinden gönderilen ve Kâzım Özalp'in imzasını taşıyan bir yazı. Celâl Bayarın savcılıkta alınan Uk ifadesi okundu Müda-
(Arkası sahile 2; sütun 1 de)
Sahife 2
AKŞAM
8 Şubat l&au

Linyit kullanalım amma nasıl?
Bir ay sürekli kar kısıntılı kok kömürünün dibine dan ekti. Herkes «Nasıl kömür bulurum?., diye düşünüyor. Dağıtılması sonraya bırakılan kok kömürleri ne zaman dağıtılacak? diye soran sorana.
Bu arada Etibank ın gazetelerde bir ilânı çıkıyor: VATANDAŞ LİNYİT KULLAN!
İstanbul ve Ankarada Kömür Satış ve Tevzi Müesseseslnlü depolarında kâfi miktarda linyit mevcuttur. Her vatandaş istediği kadar linyiti serbestçe alabilir. Piyasada linyit bulunmadığı yolundaki menfi ve yersiz propagandaya İnanmayınız, bu ucuz ve bol yakıt vasıtasından faydalanınız!
Bu ilân zamanında verilmiştir. Vatandaşa linyitin nerede bulunduğunu haber vermesi bakımından faydalıdır. Yalnız bir eksiği var: Linyitin nasıl yakıldığını öğretmiyor.
Linyit sobada yakılacak kömiir olarak teklif edildiği zaman halk tecrübe etti. Çok duman çıkardığını, etrafını ise boğduğunu, soba borularını iki günde doldurduğunu görünce. «Bunda iş yok!,, diyerek tekrar kok kö mürünün peşine düştii. Kok kömürü ihtiyaca yetecek kadar dağıtılamadığı için şehirde oturanlar daimi surette kömür sıkıntısı çekmektedir.
Halbuki linyit kömürü, yakmasını bilmek şartiyle, evlerdeki kısa ve uzun borulu sobalarda is yapmadan, dumanı boruları doldurmadan pek güzel yakılabiliyor: Boş sobanın ortasına burulmuş gazete kâğıtlından bir boru dikmek; etrafını linyit doldurmak; üstüne dört parmak kadar kok kömürü döşemek ve tahta parçalariyle sobayı yukarıdan tutuşturmak. Üstündeki kok kömürü yanınca alttaki linyit kömürü yanıyor, gazete kâğıdı havayı çekmek için boru vazifesini görüyor. Linyitin dumanı içindeki kömür zerreleri kok ateşinin içinden geçerken yanıyor. Soba dumansız bir alevle ve koktan daha fazla sıcaklık veriyor.
Bu usul tecrübe edilmiştir. Kömür sıkıntısı çeken o-kuyucularıma tavsiye ederim. Etibank eğer linyit yakılmasını 1rwik etmek istiyorsa türlü vasıtalarla bu kömürün nasıl yakılacağını halka öğretmelidir. Ancak böylelikle koli kömürü yüzde 75 nispetinde bırakılacaktır. Şevket RADO
Sab ah fiaz eteleri Ne Diyor ?
Manzara
CUMHURİYET'le Nadir Nadi yazdığı başmakalede seçim meselesinden bahisle diyor ki:
«Yapılan tahminlere, sızan rivayetlere bakılırsa, mart başlangıcında Meclis kendi kendini feshedecek ve genel seçimler nisan sonuna doğru yapılacaktır. Ortalıktaki havayı kokladığımız zaman bunu burnumuzla hissediyoruz.
Bugün bu vaziyet hakkında rnüsbet - menfî bir karar vermiş olması gereken Cumhuriyet Halk Partisi nedense hâlâ müp-hemlikten kurtulmamış görünüyor. Bunun seçim taktiği ile ilgili bir sebebi var mıdır? bilmiyoruz. Her halde seçimlere yedi sekiz hafta kala milleti olacak bitecekten habersiz bırakmak, demokrasi geleneklerine pek de uygun bir hareket gibi gelmiyor bize.
Fakat ne denir? Halkımız ezelden alışıktır;
beklemeğe haftanın ayın lâfı mı olur?»
Çifte şahsiyetler
Ahmet Emin Yalman VA-TAN'daki başmakalesinde siyasi hayatamuda çok gürültülü ve velveleli üçüncü bir partinin de mevcut olduğunu yazıyor ve diyor ki:
«Millet Partisi içindeki bir takını unsurların itidal ve nizam meyli duyduklarına ve bu bakımdan münakaşalar açtıklarına dair duyulmağa başlıyan haberler, iyiye doğru her halde bir istidat peyda olduğunun bir müjdesidir. Ben öyle umuyorum kİ Millet Partisi kurucuları, itina ile hazırladıktan sonra, hırçın bir anne gibi bir tarafa attıkları parti programını can gözlle okuyacaklar, başkalarını kötülemek zuretile muvazenesiz ruhlu vatandaş avlamak yolundaki gidişten tiksinecekler ve seçiuı sahasına, kin ve nefret taraf, tasfiye e-dilmiş, yapıcı ve rnüsbet gaye ve iddialarla çıkmanın cazibe ve gururunu duyacak bir hale geleceklerdir.»
Kuledibi Halk
dispanseri açıldı
Vali nutkunda diyor ki: «Anayasamızın ayni isim altında birleştirdiği vatandaşlar arasına bundan senra herhangi bir nifak tohumu girmesine müsaade etmiyeceğiz»
Seçim tasarısının Mecliste müzakeresi
Dünkü çekilişte ikramiye kazanan numaralar
Galata mûsevi cemaati yardım kolunun tesis ettiği Kuledibi halk dispanseri dün saat 11.30 da törenle açılmıştır.
MUli Piyanognun 7 Şubat 950 çekilişi dün Ankarada saat 13 te yapılmıştır. İkramiye kazanan numaralar şunlardır:
20 lira kazananlar
Son İki rakamı (761 ile nihayet bulan 54)60 numara.
10.000 lira karanan numaralar
100654 451727
5.000 lira kaşanan numaralar
105550 114145 209149 28S305 362718 443645 452396 482758
Bu çekilişin 100.000 liralık ikramiyesini kazanan 273674 numaralı bilet satılmak üzere Mardine gönderilmiştir.
2,000 lira kazanan numaralar
006807
114547
201094
255360
300215 304'38
323390 330712
397299 397492
467454 474956
013499
173733
204298
269898
024417
176730
206619
280322
306560
333522 417584
109918 189732 252090 281316 323035
347979
442035
20,000 Ura kazanan bUet Eski-şehire, 10,000 lira kazanan biletler İstanoula gönderilmiştir. 5,000 er Ura ikramiye kazanan bUetlerin ikisi îstanbula, diğerleri İzmir, Malatya, Çanakkale, Manisa, Bursa, Marmaris, Edremit, Andirin ve Mut’a sevkedU-miştir.

Vali ve Belediye Başkanı Dr. Fahreddin Kerim Gökay, Sağlık Müdürü Faik Yargıcı, Emniyet müdürü Cemal Gökten, sosyal yardım müessese ve dernekleri temsilcileri, doktorlar ve kalabalık bir halk kütlesinin hazır bulunduğu törende İstiklâl marşını mütaakib sosyal yardım kolu başkanı Da-niel Bohor bir konuşma yapmış, dispanserin vatandaşları muayene ve tedavi ile sosyal hayatta Türk milletinin her| şeyden mukaddes tanıdığı insanların sağlığını temin hususunda çalışacağını belirtmiş ve bütün vatandaşların emrinde çalışacak bu dispanserde fah-riyyen vazife alan doktorlara teşekkür ettikten sonra Vali ve Belediye Balkanından dispanseri açmasını rica etmiştir.
1.9M lira kazanan numaralar
006405
050804
099174
158871
209269
248658
278019
313989
326850
341176
363611
386282
444295
461506
487652
017693 071175 112022 163482 221119 251434 285639 319733 327065 344014 372544 401925 450096 464713 489715
035411 037115 071906 084044 124637 149652 192238 198159 227092 243475 260328 273457 293230 305099 320320 320985 327938 335792 350123 356033 376882 385968 404177 405152 450537 452692 478522 483991 490894 499953
Kıbrısı
ziyaret
Ziraat Fakültesi talebesinden bir heyet Kıbrısa gidiyor
004491 018061 049462 056773 074574 086429 103190 118272 148698 162014 177851 205982
006708 024774 049486 060348 076346 088219 110261 129256 150739 168599 183797
289218 210529 297078 240049 253217 257932 268111 283690
012531 048750 050471 062002 079769 098773 117228 130667 153569 173853 198372
500 lira kazanan numaralar 001791 012670 048946 053767 070415 081565 101039 117559 144032 157991 175985 202742
222528 234049 245215 247901 259794 263369 292701 293156 294123 298429
302205 308759 310431 319405 322561 323991 328041 347682 348819 354536 357779 370822 371509 379932 380022 381638 384760 387393 388081 397457 397683 406087 417261 424459 430715 43’869 443211 451813 454414 475566 476942 480862 481239 485321 487784 494634
200 lira kazananlar
Son iic rakamı (122) ile nihayet bulan 500 numara.
100 lira kazananlar
8on üç raıcamı (655, 726) ile nihayet bulan 1000 nuamra.
Ellerini kim tutuyor?
YENİ SABAH başmakalesinde, Mecliste yakında bütçenin miuakereaine başlanacağından bahisle diyor ki:
«Komisyonun ilk üzerine parmağını bastığı nokta. Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, Başbakan ve Bakanlar ödeneklerinin hususi bir kanunla tesbi-tidir. Ama böyle bir kanun ve tasarruf umumi surette tavsiye olunacağına derhal tatbik olunabilir bir makas darbesile faraza bahis mevzuu tahsislerden tenkibat yapılabilirdi. Bizde Cumhurbaşkanının tahsisat ve masarifi her hangi en büyük bir devlet reisinin tahsisatı dununda değildir. Böyle tavsiyelerde bulunmakla iktifa edileceğine — çünkü bu her yıl tekrarlanan bir formül ve âdeta merasim oldu — İtilen tatbikata geçmek daha iyi olmaz mı? Komisyonun ve Meclisin ellerini tutan mı var?»
Baş tarafı 1 inci sahifede)
zetmeksizin hizmetlerinde bulunduğum hemşehrUerinıin böyle hayır müesseseler! kurmaları bana sevinç veriyor.
i
Mütaakiben prof. Fahreddin Kerim Gökay, dispanseri açmış ve sık sık alkışlarla kesilen bir hitabede bulunmuştur. Vali ezcümle demiştir ki:
Anayasamızın ayni isim altında birleştirdiği vatandaşlar arasına bundan sonra herhangi bir nifak tohumunun girmesine müsaade etmiyece-
ğiz. Her vatandaşın ceplerinde taşıdığı hüviyet cüzdanları, Cumhuriyeti ve vatandaşlığı temsil eden en kudsal vesikasıdır.
İşte, bu duygu İle yaptığınız ve açlığınız bu müesseseyi tebrik ediyorum. Yalnız ıstırabın sesine kulak vererek bütün vatandaşlara faydalı olacağından eminim. Dispanserinize başarılar dilerim.»
da ve tlilere kabul ve
Bundan sonra dispanserin hasta muayene odaları geadirilmiştir.
Rum patriğinin Valiye ziyafeti
Rum patriği Athenagoras evvelki akşam Fener patrikhanesinde Vali ve Belediye Başkanı Profesör Fahreddin Kerim Gökay şerefine bir ziyafet vermiştir. Bu ziyafette rum met-ropoüdleri, Patrikhane erkânı
Umumi mecliste
İlkokulların inşa ve tamiri için 2 milyon lira tahsisat istendi
Nihat Erim’in konuşması
Parti sözcülerinin konuşmalarından sona kürsüye gelen Başbakan Yardımcısı Nihat E-rim ezcümle dedi ki;
«— Biz o kanaatteyiz ki, yeni tasarının en bariz hususiyeti (Demircilinin 6 noktada topladığı hususlarda) bütün seçim mekanizmasını her safhada, kayıtsız şartsız kazai murakabe altına koymuş olmasıdır. Hiçbir seçim cihazı gösterilmez ki hâkimin murakabesine tabi tutulmamış olsun.
Yüksek seçim kurulu ha klanda ki mütalâaları da ele alan Başbakan Yardımcısı, bu arada «Her şeyden evvel Büyük Millet Meclisinin meşruiyeti hakkın-dakl dedikodunun devamını rejim için tehlike addetmekteyiz.» dedi. Komisyonun Seçim kuruluna verdiği yetkileri anlatırken şu noktayı belirtti: «Bir heyet ne kadar siyasi oluna olaun serbes cereyan edecek münakaşalar önünde vatandaşların ne düşüneceğini hesaba katma-mazlık edemez.»
Nihat Erim şunları ilâve etil: «— Fuat Hulûs! Demircilinin bu tasarının seçim emniyetini artık kati olarak tesis etmesi yolundaki temennileri bizim de en halis temennilertmizdir. İktidarda olduğumuz İçin zihnimizde emniyetsizlik uyandırmayan fakat kendilerine emniyet verici teklifleri yaptıkları zaman göreceklerdir ki seçim kanununun tam bir emniyet tesisi için hükümet hiç bir fedakarlıktan kaçınmıyacaktır.» Ahmet Tahtakılıç’m tenkidleri
Ahmet Tahtakıhç, tasarıyı şiddetle tensid etti, ve matbuat kanununa temasla dedi ki:
Nihat Erim'i dinlerken seçim emniyetinin teessüsü mevzuunda gösterdikleri gayretleri yerinde bulmadım. Hükümet 21 temmuz seçimlerinden sonra İlk defa Meclise matbuat kanununu getirmişti. Dış eepheslle hakikaten gazete çıkarmak kolaylığı gibi bir manzara gös terme -
Osman Nuri Könl tekrar kürsüye gelerek:
«— Başbakan yardımcısı izahlarımı küçük gördü. Bunu küçük görmekle milleti ve Tür* ordusunu istihdaf etmiştir.» dedi. Bu sırada mavi kapaklan şiddetle vurulmağa başlandı. Bir çok milletvekilleri, Osman Nuri JKöni'nln orduyu karıştırmağa hakkı olmadığını söylediler. Osman Nuri Koni, kanunun ana haUar.nın çürük olduğunu, adalet kaidelerine aykırı ve anayasaya mugayiı bulunduğunu söylerken giu ■ tüler devam ediyordu.
Başbakan yardımcısı tekrar söz aldı ve Osman Nuri Koniye cevap vererek sözlerini şöyle bilirdi:
- Bir sürü asılsız, esassız şeyierı mugalata cümlelerde çuvalla uzattüar Türk ordusunun adını Seçim Kar.unu mevzuunda kendi küçük menfaatleri vesileşile istismara kalkıştı, bunun neşine cevap vereceğim, ne kadar gayret ederse etsin, ne kadar söverse sövsün, onun uzattığı tuzağa düşmiye-cefciz.»
Bundan sonra Osman Nuri Koni tekrar söz istediyse de verilmedi.
Maddelerin müzakeresi
Mütaakiben maddelerin müzakeresine geçildi. Cumhuriyet Halk Partili bazı milletvekilleri İstanbulun hususi vaziyetinden bahisle üç 3yn seçim dairesi kurulmasını istediler. İçişleri Bakanı Istanbulun hususiyeti dolayısile 3 bölgeye eski tâbirde «bilâdı selâs(*> ye ayrılarak mütalâa edilmesini yeni teklif mahiyetinde P. nin buna İştirak etmediği anlaşılıyordu. Geçle! komisyon başkanı Behçet Uz bu hususta bir lâyiha vermiş o'.an Badi Irmaktan takririni geri almasını rica etti. Sadi Irmak da »alıyorum., dediğinden mesele kapandı.
Tasarının on beş maddesi kabul edildi ve oturuma nihayet verildi.

Umumî Meclis düu birinci reis vekili Sırrı Enver Batur'un başkanlığında toplanmıştır. Bundan evvelki meclis toplantısında hasta bulunan üstad şair. Yahya Kemal Beyath'nın hatırının sorulmasına karar verildiği için, reislik divanının bu vazifeyi ifa ettiği reis tarafından bildirildi.
Evvelce ha! talimatnamesinin şubat devresinde müzakeresine karar verildiği için bir an evvel komisyonun toplanması muvafık görüldü.
Bundan sonra meclise gelen bazı teklifler alâkah encümenlere havale edildi: Bu arada vilâyet varidatından mürûru za- ->>• «■•— —---------------------
mana uğrayan 2 milyon 351 “e rağmen sarahaten anla-bin kfisûr liranın terkini hak- ki bu kanunun tazırlanma-kmdaki teklif de kavanin en- «»^ meşruiyetinden
eümenine gönderildi. Galatada I bahsetmek ve seçimlerin neti-
bir buldu. D.
Reşat Aydınlı
Baş tarafı 1 inci sahifede) hil avukat Nureddiı: Ardıçoğlu, Celâl Bayar ile general Özalp'in yüzleştirilmelerini istedi.
Savcı, general Kâzım Özalp İle Celâl Bayar’ın tanık olarak dinlenmeleri talebinin geçen cedsede reddedilmesini istediğini hatırlattı. Yargıç tanığa, lüzumsuz suallerin tevcih edilmemesine karar verdi. Bu karar üzerine müdshil avukat Nureddin Ardıçoğlr, müvekkillerinden aldğı salâhiyete dayanarak reddi hâkim talebinde bulunduğunu, red sebeplerini bilâhare yazılı olarak mahkemeye sunacağını söyledi.
Savcı, usul kanununun 24 üncü maddesi gereğince hâkimin reddedilebileceğini takat bu sebeplerin mevcut olmadığını, hissi sebeplerle hânimin red-dedilmiyeceğinl, beyan ederek duruşmaya devam olunmasını istedi.
Sanık Reşat Aydınlı da mahkemeyi politika oyur.laniKtan kurtarmak için bu tanıkların dinlenmesine muhaılt kaldığını söyledi. Bundan sonra reddi hâkim talebi hakkında karar verilmek üzere muhakemeye ara verildi.
Celsenin açılmasını müteakip, tanıklardan Celâl Bayara yeniden celpname gönderilmesine. millî emniyet başkanlığı vazife ve teşkilât Kanunu hakkında yazılan tezkerenin tekidine ve muhakemenin 20 şubat 1950 günü saat 14,30 a bırakılmasına karar verildiği bl,d1' rildi.
çeleri hakkındaki tenkidleri dinlemek gibi siyas*, bir maksat güdülmüştür.»
Tahtakıhç, Kabineden Kabineye devredilen seçim kanununun nihayet bugünkü hale geldiğini, vatandaşın siyasi kanaatleri bakımından her türlü haklarını emniyette bulunduracak, serbes oy veınıesinl sağlayacak mevzuatın ele alınmadığını söyledi.
öğleden sonra
I Bundan sonra öğle tatili ya-
Borsa hanının yıkılması hak-kındaki meseleye dair makamının tezkeresi
Bu teklifle belediye zabıtası talimatnamesinde bazı maddelerin yeniden değiştirilmesi hakkındaki teklif kavanin komisyonuna havale edildi.
Haldeki komisyon ve kabzımallar vasıta olmaksızın doğrudan doğruya malını satmak İst iyen bazı müstahsillerin vu-kubulan teklifleri üzerine hâldeı bir ticaret servisi tesisi teklifi I _____ _ _
de mülkiye komisyonuna hava-'p^ 15 te başlayan toplantı-le edildi. ------
Bundan sonra iki mazbata daha kabul edildi. Birinci mazbatada Üsküdar tramvay şirketinin belediyeden alacağı olan yüz bin lirayı derhal tahsil e-debilmesi için yapacağı devir ve temlik muamelesini belediyenin kabul etmesi muvafık görülüyordu.
İkinci mazbatada da İsten -bulun mektep ihtiyacını karşılamak ve mevcut mektep binalarının esaslı surette tamir! pek âcil bir vaziyet ihdas ettiğinden tamir ve inşa edilecek ilkokullar için bütçeye iki milyon liralık tahsisat konması
reislik okundu.
da beş saatten fazla görüşüldü. Söz alan milletvekillerinden Emin Sazak adli teminatın a-leyhinde bulundu ve «vebali hukukçuların başına!» diyerek kürsüden indi.
BORSA
•Bu memlekette ve bu topraklarda Türk varlığını benimseyerek yaşayanlar arasına sokulmak istenen kin ve nifak, tohumlan asla yer almıyacak- ile İstanbul Milletvekillerinden
tır. Bu topraklarda yaşayan | Ekrem Amaç, Doktor Fakaçelli, vatandaşlarımızın kanunun, Şehir Meclisi birinci başkan ve-emrettiği Türk ruhunda birleşmelerini, vatandaş çözülmez sembolü lâmlıyoruz.
İnsanlık idealini rek bu yolda yürüyenler, her büyük ydî gibi burada da ma-
kili Sırrı Enver Batur. Şehir Meclisi azasından Mehmet Sipahi, Defterdar, Polis müdürü vesaire hazır bulunmuşlardır.
bağlılığının olarak se-
Ankara 7 (A.A.) — Üniversitesi profesör ve kişilik bir grup, dekan prof. Celâl Tarım anın başkanlığında Kıbnsta 15 günlük bir tet-' »lalarla karşılaşırlar. Fakat bu kik gezisi yapmak, üzere bugün yolu» yolcularını kimse döndii-İskenderuna müteveccihen hareket etmiştir.
Grup, Türk yüksek tahsil gençliğinin bir hâtırası olmak üzere Türkiye Milli Talebe Federasyonunun Ay-Yıldızlı armasını taşıyan sembolik bir bayrağı Kıbrıs Türklerine götürmektedir. Bu armağan merasimle Kıbnslılara tevdi edilecektir.
Ankara
Ziraat Fakültesi, talebelerinden 35
benimseyen
Ziyafetin sonunda Rum patriği Cumhurbaşkanımızın sıhhatine ve sevgili vatanımızın
remez. Cins ve mezheb ve herhangi siyasi bir âkide farkı gö- hava içinde cereyan etmişLir.
şeref ve saadetine kadehini' hakkındaki teklif bütçe ve ma-kaldırmış, Vali de cevap ver- komisyonlarına havale e-mlştir. Ziyafet, çok samimi bir dildi.
Meclis, cuma günü saat 15 de toplanacaktır.
VATANDAŞ!
Linyit kullan
İşçilerin sigortası
Baş tarafı 1 inei sahifede)
nx
»7.85
W.SS
Dışişleri Bakanı
Roma 7 (A^) (Afp) — Türkiye Dışişleri Bakanı Necmed-dln Sadak bu akşam Romay.ı gelmiştir. Bakanı istasyonda' Türkiyenin Roma büyük elçisi Hüseyin Ragıp Buydur ve elçilik erkânı karşılamıştır. Nec-meddin Sadak perşembe sabahı uçakla Ankaraya gidecektir. ı
Motörde yangın |
Osman Turanın sahlb olup Kadıköy rıhtımında bağlı bulunan Yaşar katpan idaresindeki saman yüklü 23 tonluk motörde dün yangın çıkmıştır. Kadıköy itfaiyesi yangını söndürmüştür.
İstanbul ve Ankarada Kömür Satış ve Tevzi Müesse-sesırun depolarında kâfi miktarda Linyit mevcut bulunmaktadır. Her vatandaş istediği kadar Linyiti serbestçe alabilir. Piyasada Iân-yit bulunmadığı yolundaki menfi ve yersiz propagandaya inanmayınız, bu ucuz ve bol yakıt vasıtasından faydalanınız.
1288
ETiBANK
D — Ortopedi tedavisi, E — Sigortalının başka bir yere gön-Iderilmesi gerekirse sıhhi duru-|mu dolayısile bir başkasının refakati zaruri bulunan ve hekim raporu ile tasdik edilen 'hallerde refakat eden kimseye | gidip gelme yol paralarının ve Itesblt olunacak zaruri masrafların ödenmesi, F — İşlerini yaptıkları sırada yaptık-llan işin mahiyetinaen doğan ı kaza neticesinde bedeni veya ruhi ânzaya uğrayanlardan lyurd içinde tedavileri kabil ol-mıyanlann yabancı ketlerde tedavileri.
yol paralarile oradaki ikamet ve tedavi masraflarının ödenmesi.
memle-
Bunlann
Merkez Bankası
İS Bankası
T. Ticaret Bankası
Aralan Çimento
% «.5 FAİZLİ TAHVİLLER
943 tahvili 9735
SARRAFLARDA ALTIN
Gulden Türk tiran Sterlin Külce
Reşal
130 — a. ıo
s.—
Vakfıkebir’de bir ev dereye yuvarlandı
Vakfıkebir 7 (A_A.) _ İlçeye bağlı İskefiye bucağınm Fener köyünde bir ev, kardan, toprakı., beraber kayarak yüz mel re yuvarlanmış ve öndeki dereye düşmüştür. Evde bir haftalık: evli bulunan karı kocadan mürekkep bir aile oturuyordu. Kadın ölmüştür. Erkek ağır yaralı olup hayatından ümit yoktur. Evin yanındaki ağılda bulunan on koyun da bu kazada telef olmuştur.
Sanıl».
4040
42.55
52.00
6.05
M.50
Bursa ve İzmir valileri
Ankara 7 (AA ) — Bursa valisi Hâşim İşcaıı ve tzmlr vııiı -si Osman Snbri Adal şehrimi»? gelmişlerdir.

Telif hakkına dair akla gelen menfi noktalar
Bu mevzuun tekrar tekrar gecelenmiş, çiğnenmiş, malûmu ilâm kabilinden kısımlarında durmıyacağım: Telif hakkının bütün medenî memleketlerde olduğu gibi bizde de her ciheti emin, sağlam bir hak olduğunu ergeç kabule mecburuz. İlh... Şimdiden, zekânın, bilginin, sanatın manevî mahsullerini de, tıpkı gayrimenkul ve menkul eşya tarzında birer «sahipli mal» sayalım. Keza, ilh... Halide Eılib üstadın romanını, Mıinir Nureddinin plâğını. Cemal Nadirin karikatürlerini. foto Faikin resimlerini. Ankara muhabirimizin haberlerini, kimse mali mirî saymasın. Yani Haşanın böreği olmasın. Hakeza, ilh...
Bu. iç telif mevzuuna kuşbakışı. Denecek yoktur.
Gelelim dış memleketlerden tercüme, istinsah, ve nakledilen yahut aynen alınan eserlere .. Bu bahiste, mevzu biraz daha muğlaktır. Evvelâ: Prensip olarak, hakkın hak olduğunu kabul zorundayız. Mal kimin olursa olsun, bedava almamalıyız. Fakat her bahisteki gibi bu işin içine dc biraz millî menfaat, biraz tarihi zaruret, biraz da ihracat - ithalât muvazenesi karışıyor.
İlk önce sathi bir tetkik neticesi hepimiz öyle zannettik ki. ecnebi eserlerine telif hakkı tanınınca, bunlar bcdavalıktun çıkacaklar; bî-nenaleyh, yerli eserlere meydan açılacaktır.
Fakat maalesef böyle ola-mıyacağı anlaşılıyor: Eserlerini nasH olsa Garbın büyük memleketlerine satmış, kârını orada ele etmiş bulunan Garp müellifleri yahut onların vekilleri Türkiyeden - ilâveten • az bir ücret almakla yetiniyorlar; daha da uzun seneler koca bir kitaba karşılık meselâ yüz lira, iki viiz lira ile iktifa edeceklerdir. Telif haklan tamamen kabul olunsa dahi, bu ücretler, yerli müellifin himayesine imkân veremiye-cektir.
O ümit kapısı kapanmıştır.
Pratik netice: büyük miktarda ithalât, yüklü bir döviz ihracıdır. Buna karşılık ihracatımız devede pire kulağı kadar bile olamıyacak-tır. Zivanlı çıkacağız.
Bu satırlarla «Ecnebilerin teliflerini yağma edelim!» demiyorum, bayır. Ancak, Garp medeniyetine yeni katılan çok eski medeni TürK milletinin bu kültür alışverişinde gadre uğramamasını istiyorum.
Kararı ceffelkalem vermemeli. Bu mevzu üzerinde kanun çıkarırken, beynelmilel anlaşmalara imza koyarken, maddeleri tefsir ederken -hak mefhumunu gözden kaçırmamakla beraber - millî durumumuzu da asla unutmamalı.
Keza, unutmamalı ki. böyle milletlerarası işlerde, hep ince tavaflar düşünülüyor. Meselâ, geçenlerde A-merikan sermayesinin Tür-kiyeye Helmesini bahis mevzuu edenler; «Amerikada vergi vereceğimize göre. Tür-kiyede verçi vermemeliyiz! Çifte vereivc dayanamayız!» demişlerdi.
Bir memlekette iş yapıp para kazanınca, hele ecnebilerin, vergi vermemeleri olamaz ama. ahval ve şerait icabı, Amerikan sermayeda n böyle bir sevi aklından geçiriyor; istiğna ile teklif ilahi ediyor.
Tarihin icabını, dövizi, ithalât ve ihracat müvazene-sîni, bizim bu işte hemen hiç kârimiz olmıvacağını; kısacası memleketimizin şartlarını dikkate alarak, bir kere düşündükten sonra bir kaç kere düşünmeli, yine düşünüp hareket etmeli, yahut etmemeliyiz.
Ben sahsen öyle yapıp böyle düşünür oldum.
________ (Vâ-Nû)
Yersiz bir tenkid
İstanbul kömür tevzi Müessesesine hücum etmek doğru değildir
Fethin 500 üncü dönüm yılı dolayısile
Istanbulda ilk Sağlık ve sosyal yardım tesisleri
Son zamanlarda havaların çok soğuk gitmesi, halkın yakacak derdini birinci plâna koymuş ve esasen bu yıl geçen yıldan az kömür alan vatandaşlar kömürlerinin yetersizliğinden sıkıntı İçinde kalmışlardın. Buna Uâveten AnkaralIlara munzam kömür verileceği yolunda aluıan kararın diğer vHâyetlere tcşnıH edilmiş olmaması keyfiyeti de vaziyete başka bir şekil daha vermiştir.
Kömür meselesi böylece birdenbire günün mevzuu haline gelmiş ve ağzı lâf söyliyen veya eli kalem tutan herkes haksız yere İstanbul kömür satış ve tevzi müessesesine hücum etmeye başlamıştır. Hal-ı buki, tenkid bahsinde hedefi] doğru seçmek, mevzuu iyi bU-mek ve tarafsız olmak gerek-] tir. İstanbul kömür satış ve, tevzi müessesesi. Türkiye kö-1 mür satış ve tevzi müessesesi-j nin İstanbul şubesi olup mer-, kezden aldığı eınir vc talimata] uyarak hareket etmek zorun-] dadır. Bu müessese İstanbul çapında gayet rasyonel çalış-] makta ve İşlerini her yıl gitgide artan bir intizam içinde, yürütmektedir. Ancak, yukarı-1 da kaydettiğimiz gibi bu mü-| essese nihayet bir şvbe olduğu! için halka kömür dağılmak lıu-j susunda merkezden aldığı talimata göre hareket etmek mecburiyetindedir.
Filhakika bugün kömür tevziatında haksız görülen bir çok takyidat ve formalite mevcuttur. Ancak bütün tu forma! i- ı telerl ilgili merkez müdürlüğü] ve Bakanlık kararlaştırmakta ve şubelere de bu yolda hare- | ket etmek düşmektedir. Anka-ı raya münhasır kalmak üzere yapılan munzam kömür tevziatı da yine UgUİ Bakanlıkla | merkez müdürlüğünün karan. İcabından olup bunda Istan- ] bul şubesinin hiç bir dahlü tesiri yoktur. Bundan başka, faza etmişse de hakiki bir mü-

Yazan: Doktor Bedi ŞEHSUVAROĞLU
zamhanesl (Miskinler tekkesi) gibi, bugün tamamen gözden kaybolmuştur. Fakat, müteaddit zelzele ve yangınların ha-râblye sürüklediği bu sağlık mü essesemlzin takriben Mahmut II. devrine kadar halkın hizmetine açık kaldığı tarihen sabittir.
1453 de Fatih İstaııbula girdiği zaman nice istilâların ö-nüılde kırıldığı o meşhur surlarla çevrHİ olan bu 10 asırlık Bizaıu şehri Fener, Unkapanı, Ayasofya ve Kumkapı gibi nu-! fusça mütekâsif bir merkez ve buraya patikalarla bağlı bir kaç köyden ibaretti. Baye-zitten ötesi âdeta bomboştu.
Zapta bir kaç asır takaddüm eden meşhur Lâtin istila ve yağ ması, dahUi isyanlar ve taht kavgaları neticesi Blzansın o meşhur servetinden hemen hemen hiç bir şey kalmamıştı. O ] kadar ki âyinlere giderken, halk | nazarında prestijlerini koru-Imak İçin, İmparatorların yalan I cı taşlar kuHandıkları rivayet [ olunur. Bu sebeple o zamanki j idarenin halk sağlığı İçin ik-] tıham edebileceği fazla bir gay-Iret ve fedakârlık olamazdı. Pan | tokrator (1) manastırındaki acezehane ve hastaııalere dair 'yeni yeni tetkikler varsa da [fazla bir mübalağaya kapılma-|dan ctiyblllrlz ki Türkler Bi-I zanslılardan, İstanbul hemşe-| rlsinin sağlığı 11e Ugili olarak hemen hemen hiç bir tesisi 1 devr almamışlardır. Halbuki. | Bugün buniardan başka, I buna mukabil gene Türkler kı- dcvrlnde bir çok kıy-
sa zamanda Istanbulda mü te-mctli hekimlerimiz yetiştiği gi-addlt su yoUarı, hamamlar, bl llk hekimler şûrası, (tıp aka-ta’bıhaneler (2) misafirhane- demlgj) de gene orun zamanın ler, kanalizasyonlar, Darüşşlfa- da istanbulda kurulmuştur, lar gibi halkın sağlığı İle doğ- Filhakika bu asırda (M. XVI rudan doğruya ve bilvasıta U- Hocanaşa (KonyalI Hızır bin glll bir çok vakıflar tesis etmiş- Alttın!
] lerdir. Mütaakıp asırlarda da jjjn| zehebi.
devanı eden bu vakıflar İçinde Lûtfuilalı | sağlık bakımından çok caUbl ] refeddln,' 1 dikkat olanları da vardır: Me-jselâ sokaktaki tükürüklerin û-zerine kül dökmek gibi...
Selçuk tababetinin bir devamı olan OsmanlI tababeti her ne kadar XIX uncu asır başına kadar şarklı karakterini muha-
Kadrosunda müteaddit hekimler, cerrahlar ve (kehhal) ler (göz hekimleri) bulunan Fatih Darüşşlfasında bir çok mühim şahsiyetler hekim başı-lık yapmışlardır. Gene burada, bugünkü anladığımız mânada, Poliklinik yapıldığına, hattâ hastalara bedava ilâç verildiğine dair vesikalar vardır.
Ayrıca Şehzadebaşmda, Vezneciler semtinde de. bugünkü Darülaczeyi andıran bir müessese olan Kalenderlıane’dede fakirler, miskinler, hattâ garip yolcular yer, İçer, dinlenirlerdi.
Gene Evliya Çelebi rivayet e-der ki, Fatih kendi lsmıle anılan camii civarında kadın ve gayri mûsUmler için bir de da-rülmecanin (Bimarhune) yaptırmıştır.
Bugün
zanc
Mehmet Sabuncuoğlu Ahi Ahmet Çelebi gibi bir çok kıymetli he-hlm ve müelliflere rasianz. O
(veya biu Şe-
Teknik üniversite talebe birliği Teknik Üniversite Talebe Bir-, llğl Umumi Heyeti yıllık toplan • bazı çevreler tarafından iddia nevver olan Fatihin, o zaman- tısını yaparak yeni idare heye-(lar dahi, şer l âlimler kadar ak- tini aşağıdaki şekilde geçmişli İlimlere de (tıp aklî Hlmle- tir;
rln bir şubesidir) ■■ 1
termesi sayesinde yük bir inkişafa muştur. Fatih’in binde temelini attığı küUiye (3) (üniversite) Milâdî 1470 (Hicri 875) de tedrisata açıldı (fakat o zamana kadar Molla Zeyrek. Molla Lülfi gibi zamanın tanınmış âlimleri A-yasofya yanındaki odalarda ve yukarda da ismi geçen meşhur Bizans manastırında derslere başlamışlardı).
Sultan Mehmet Han ayrıca külliyeye bağlı büyük bir Darüş-şlfa da tesis etmlştl-Fatih külli-y esin in Karadeniz tarafındaki 1000 metre karelik büyük bir sahayl İşgal eden Darüşşlfa, EvUya Çelebi’nin rivayetine göre, 7C höcreH ve 80 Kubbeli İdi. (Şimdi bu geniş sahada müteaddit sokakları He koca bir ma halle kurulmuştur).
Bu Darüşşlfa, Malazgirt galibiyetinden sonra TUrklerin A-nadoluda yaptırdıkları 12 İnci hastanedir. Ne yazık kİ külU-yentn diğer kısımları elân ayak
edildiğinin aksine olarak kömür satış ve tevzi müessesesl-nln maden direği milbayaasıy-| la hiç bir İlgisi yoktur. Bu mii-bayaat Etibank tarafından yapılmaktadır.
Bulaşıcı hastalıklar
Mücadele servisi geçen sene 180 bin kişiyi aşıladı
bıze
Fırınlarda un stoku
Dün Fatih fırınları kontrol edildi
Eguujmı
- - - • -----
Şaşkınlık alâmeti
zamanlar tıp akademisine riyaset eden Kutbeddlnl de bu a-rada zikredebiliriz. İşte bu sebeplerledir ki Fatih devri üle-ma defterinin son yedi hanesi hep etıbbaya hasredilmiştir.
Sultan Mehmet bu meyanda bir çok kıymetli tıp eserlerini de hususi kütüphanesi için istinsah ettirmişti. İşte Fatih gibi her bakımdan kıymetli bir başın irşat ve gayrctleriledlr ki hekimlerimiz o zamana kadar Anadoludaki Selçuk hastanelerde mısırda yetişirken, zamanla vaziyet o kadar değişmiştir kİ İstanbul İmparatorluğun bütün bu ihtiyaçlarını karşıhya-calr bir merkez haline gelmiştir.
bakiyesi veya Suriye ve
tarihi kıymet cesim
li) Asırlar evvel yıkılan ve İstanbul üniversitesinin bakımından da biı taşıyan bu kırk odalı
Bizans manastın o zamanlar, şimdi Zeyrek camiiniıı yerinde ] idL
(2) Taabhaneler, imaretlerin hemen yanlarında, zayıf- ] lann ve mükaha ta'bü tüvan . kazannıalan için yapılırdı. ] Bunlar arasında SultanseUm,, Fatih, Süleyman iye vc Sultanahmet taabhaneleri meşhurdur.
(3) Fatih Külliyelinin mimarı Mimarbaşı (Ayazağa)dır. Darüşşlfa kısmına bUâhare Beyazıt II zamanında bir de hamam ilâve edilmiştir.
(4) Molla, müderris gibi tabirler bir zamanlar bugünkü profesör tabirinin karşılığı olarak kullanılıyordu.
Buğday tiatleri ucuzlamağa başladı, alâkalı devlet makamları farkına varmamış gibi göründüler.
Buğday fiatleri biraz daha düştü; ikazlar, ekmeğin pahalılığından şikâyetler başladı, gene o alâkalı makamlar bu düşüklüğün mevzii ve geçici olduğunu
Fatih semtinde bulunan bazı fırınlarda geç ekmek çıkarılması yüzünden geçen günü halk fırınların beklemek zorunda kalmıştı. _
Vali ve Belediye Başkanı pro- j ileri sürdüler, üzerinde dur-iv..—»m- mak istemediler.
Buğday fiatinin devamlı olarak dilşmcsi karşısında alâkalı makamlar ağız değiştirdiler, Ofisin elindeki buğdayların pahalı alındığını, binaenaleyh, serbes piyasadaki ucuzluğun ekmek fiatine aksettirilemiyeceği-ni söylediler.
Nihayet iş Büyük Millet Meslisine aksetti, alâkalı makamlar bu defa açık hakikat önünde yeni bir tevil yolu bulamayınca ekmek fiatinin indirilmesi zaruretini kabule mecbur kaldılar.
Hulâsa, buğday fiatlerinin ucuzlaması alâkalı makamların başına ağır bir gaile açtı, ortaya muazzam bir dâva çıkardı: Buğdaya göre ekmeği nasıl ayarlamak?
Şimdi üç makam, bu karışık dâvanın üzerinde gece gündüz göz nuru döküp kafa yoruyor. Bugünkü buğday piyasasına göre ekmeğin altmış para veya iki kuruş ucuzlatılması mümkün görülüyor, fakat ucuzluğun formülü bulunamıyor. İstanbul Belediyesi, hayatı u-cuzlatmak için sarfettiğt gayretlerden müspet bir netice aldığını halka göstermek üzere ekmek fiatinin indirilmesini istiyormuş.
Toprak Mahsulleri Ofisi her nedense buna itiraz ediyor, ekmeğin fiati gene aynı seviyede kalmak şartiyle gramının arttırılmasını daha uygun buluyormuş.
Ticaret Bakanlığı ise; «Fiati indirmek de, gramı arttırmak da muvafık olabileceği gibi, bugünkü fiati muhafaza ederek ekmeğin kalitesini düzeltmek de mümkündür» divormuş.
Ayıkla bakalım pirincin taşını! Elde üç imkân var, fakat dâvanın içinden çıkmak gene mümkün olmı-
pazar önünde
fesör Fahrettin Kerim Gökay ile Fatih kaymakamı Mehmet Ali Çeltik fırınlan kontrol ederek fırıncılara stok un bulundurulmasını tenbih etmişlerdi. Fatih kaymakamı dün mınta-kasmrta bulunan bütün fırınlan yeniden dolaşarak mevcut unlan gözden geçirmiş ve noksan vezinli ekmek bulunup bulunmadığını kontru! etmiştir. Noksan vezinli ekmekler müsadere edilmiştir.
Ekmek fiatlerinin tesbiti bir hafta geri bırakılacak
Belediye, ekmek fiatlerinl yeniden tesbit etmek üzere bir fırında tecrübe mahiyetinde ekmekler yaptırmıştır. Tecrübeler sonunda hazırlanan ra-■porlar ve teklif belediye daimi encümenine sevkedilmiştir. Encümen raporlarla teklifi tetkik etmektedir.
Yeni ekmek fiatlerinin tesbltl ' işinin bir hafta kadar geri bı-| rakılacağı anlaşılmaktadır. Dün Ankaraya giden Vali, Ticaret I ve Ekonomi Bakanı ile görüşerek yeni fiatlerin tesbltl etrafında fikir teatisinde bulunacaktır.
Söylendiğine göre buğday fl-atlerinde başlayan ucuzluk ekmeklerin bugünkü vezni ayni kalmak suretiyle fiatte İndlr-| me yapmak sureUle tatbik edilecektir.
RADYO
İSTANBUL RADYOSU
Modem Türk müzik festivali hazırlıkları
öğle ve akşam ptogramlan
12.57 Açılı* ve programlar.
13.00 Haberler
13.15 Şarkılar ve tOrlc(ller (PİJ.
13.30 Operalardan orkestra eterleri (PİJ. ‘
13.50 Şarkılar ve türküler Okuyan: Muallt Yakar. Çalanlar: Necati Tokyay, Yorgo Bancanos. Ercüment BaUnay.
1430 Scrbes saat.
14.45 Dans mOzlgt (PİJ
15.00 Programlar ve kapanı*.
17.57 Açılı* ve prograıular.
18.00 Car müziği (Pl.)
1830 Çejllll hafif müzik (PİJ.
18.45 Şarkı ve türküler (PİJ. 19,00 Haberler.
19.15 Hafif ara müziği «PİJ.
1930 İstanbul Konservatuvarı
musikisi İcra heyeti konseri.
20,00 Piyano soloları (PL).
20.15 Radyo «alo ı orkestrası konseri
20.45 Dinleyici istekleri (PİJ. (Hatif batı müziği).
21.15 Şarkı ve (ürkiller. Müzeyyen Senar iril.
16 Şubatta yapılacak festival hazırlıkları tamamlanmak üzeredir. Programa göre Anka-radan gelecek kompozitörlerimiz Cemal Reşit Rey He birlikte Fllârmoni derneği senfonik orkestrasını bizzat İdare ederek kendi eserlerini çaldıra-caklardır.
alâka gös-] Başkanlık Divanı: Başsan Ga-ahahFt hii- Up Baloglu Başkan vekU1 Al.
tan Göle. Genel Sekreter Semih Ben’lm, Genel Sekrete.-yardımcısı Mustafa Atayurt, Genel Sekreter yardımcısı Behçet Safgönül, Mesul muhasip Altan Türel.
Komisyon Başkanlarr Kültürel işler 1. Hakkı Zarakolu, Spor İşleri Orhan Eliğin, Sosyal yardım Turgut Özal, Kooperatifler . Burhanettin Çetinkaya, Musiki | ve aktüalite Fikret öncel. Basın ve propaganda Semih Özgür.
Komite Baskanları: Anadolu-yu fiilen kalkındırma Rlfat Tan-doğan, Lokal kurma ve işletme İhsan Özbozdağ, Talebe hakla-, rını koruma Celâlettln Esklcloğ-lu.
........ mı....
SAYIN DOKTORLARA
tababet bü-' mazhar ol-fethln aka büyük
Değerli piyanistimiz Ferhun-de Ergln.Ie viyolonist Salda-relll de bu konserlere solist olarak iştirak edeceklerdir.
Yangına karşı yer altı su depoları
Yangın vukuunda itfaiyeye
yor. Hangisini yapsınlar? İmkânlar ortasında günler-
Türk
Şehrimizdeki bulaşıcı hastalıklarla mücadele servisinin faaliyeti artmaktadır. Bu servis ] geçen sene 180 bin kişiye tifo ve tifüs karma aşısı tatbik etmiştir. Ayni zamanda üstü, başı kirli ve vücudunun temiz ol-] madiği görülen 94.998 kişi de hamama sevkedilmlştlr.
Ayrıca han, hamam, otel ve pansiyon olmak Üzere 43.543 meskun yer de D.D.T. İle te-ml21etilmlştir. Kahvehane, fabrika ve sinemalar gibi 70.554 ] ta kaldığı halde bu koca mü-umuml yerde fenni tathlrat ı essese de, tıpkı Sultan Ahmet yapılmıştır. IDarüşşifası ve Üsküdar Cü-
Bulaşıcı hastalıklar servisi, pazarlarda satılan giyilmiş eşyaların da fenni temizliğe tabi tutulmadan satılmasını men etmiştir. Bu sebeple geçen sene temizlenen giyecek eşyası l 40.100 parçayı bulmuştur.
2145 I 22.45 kolaylık olmak üzere belediye 23.00
> 23,15 23.30
muhtelif semtlerde dokuz yer altı su deposu inşasına başlamıştı. Depolar tamamlanmıştır.
Okuyan:
____.. ..._____Çalanlar: Hakkı Derman, Şerit İçil. lAhaddin Pınar.
Operada bir saat. Haberler.
Dan* müziği (PI I Hafit gece mdzlgi «PİJ. Programlar ve kapanış.
Sa-

Sanat dostları cemiyetinde resim sergisi ve konser
Bu yıl resim ve musiki sahalarında şehrimizde hayli faaliyet göze çarpmaktadır. Sanat Dostlan Cemiyeti bu mevsim başındanberl bu kabil sanat1 hareketlerine ön ayal: olmak-1 tadır. Bugün saat 17 de cemiyet] galerisinde yeni bir sergi daha açılacaktır.
Bu sergi, şimdi Parls-te bulunan ressam Avnl Arba-şın eserlerinden mürekkeptir. Bundan sonra saat 19 da yine ayni lokalde piyanist Andor Unghvari tarafından bir kon-verilecektlr. Programda
Amerikadan 8500 ton b”ğday geldi
Denizyolları idaresinin Çoruh şilebi 8500 ton buğday ve unla ser verııeceKtır. rıvznıuıua, dün limanımıza gelmiştir. Ge- Mozart, Clcmentl, Beethoven,' mi bu mallan Amerikadan ge- Chopiıı, Schtımann - Janslg ve ] tlrmiştır. |Liszt’ln eserleri vardır I
ce, haftalarca şaşkın şaşkın düşünülüyor ve bu arada halka, uygunsuz ekmeğin eski fiat üzerinden yedirilmesine devam ediliyor.
Beceriksizlikten doğan pahalılığa o kadar alışılmış ki kendiliğinden meydana gelen bir ucuzluk idare makamlarını şaşırtıyor, istifade etmekte bile acze düşürüyor.
Maazallah, vaziyet bugünkünün aksine olsa da, fiat zammı yapmak icab etseydi mesele kolaycacık halledili-verirdi!
Ucuzluğa biraz alışalım, hiç değilse kendi kendine gelen ucuzluktan halk bir an evvel faydalansın.
Cemal Refik
ANKARA RADYOSU öğle ve akşam programlan
Açılış ve program M. S. ayarı ve şarkılar HABERLER
Salon orkestraları çalıyor (PİJ Öglc gareteal
Hafif şarkılar «PİJ
Aksam programı, hava raporu ve kapanı*
Açılış ve program M. S. ayarı ve Şarkılar. Çiftçilerle başbaşa Car orkestraları.
M. S. ayarı ve ll.ıberler. Geçmişte Bugün.
Müzik: (Pil.
KONUŞMA: (Maliye Bakanlığı adına).
Halk türküleri. Radyo Gazetesi.
Serbcs Saat Tarihi Türk müziği. Gezi Notları. Flüt ıtoloları.
Mützk (P1.I. KONUŞMA B. M M Saati. Varyete müzikleri (Pl..
Saz eserleri.
M. S. ayarı ve Haberler. Program ve kapanı*.
SCHERiNG A. G. BERLİN
Fabrkiasının Cortico Surreenale Hormonları Cortiron 2Mg. 4 Amp. Cortiron 5 Mg. 4 Amp. Cortiron 10 Mg. 4 Amp.
gelmiş ve eczanelere dağıtılmıştır. Kimya ve Ecza Maddeleri T. L. S.

M. S. ayarı.
HoTU mOzIk (PL).
HABERLER ve Hava raporu. Zeybekler (PL).
Hatır melodiler «PL). GUnllıı programı Bale millikleri (PıJ.
Kilosu 4 liraya kavurma satılacak
Etin pahalılaşmasını önlemek üzere belediye Toprak Mahsulleri Oflslle birlikte ucuz hatla kavurma yapıp satışa çıkarmağa karar vermişti.
Kavurmaların ilk partisi bugün satışa çıkarılıyor. Koyun etinden ve hiç bir hile karışmamış olduğu belediyece temin edilen kavurmaların kilosunun 4 liri civarında olacağı anlaşılıyor.
Yirmi günden fazla süren kar esnasında tramvay seferlerinin hiç aksamadan, büyiik lntl zamla yapılması herkesi çok memnun etmiştir. Tramvay idaresi bunu temin etmek üzere yolları temizleyen arabalar kullanmıştır. Yukarıda bunlardan biri ve. temizlenmiş raylar görünüyor.
Londra radyosunun Türkçe yayımı
7.15 - 730 Haberler, Basın hülasaları (31.32 ve 19.91 metre). 18.30 - 18.45 Pazar: Köyden mektup, pazartesi: Dinleyicilerle ba*ba*ıı Sair Radyo Uc İngilizce, çarşamba: Türk musikisi dinleyici istekleri. Perşembe: In-gtltereyc bir bakı*, Cuma: Türk musikisi dinleyici İstekleri, Cumartesi: Klasik Türk musikisi, ie.45 - 19 Haberler (24,92, 19,91 metre! 23 - 23.15 Haberler (49,10. 4132 metre). |
Halk tipi yağlar
Toprak Mahsuller! piyasaya yağların yazmıştık. Şehir nüfusunun büyük kısmı bu yağlan kullanmağa başladıkları için diğer yağların satışları azalmıştır.
Bir kısım yağ tüccarlan belediyeye müracaat ederek bu satışın azaltılmasını istemişler. aksi halde İflâsa sürükleneceklerini bildirmişlerdir. Belediye şikâyetleri tetkik ediyor.
Ofisinin çıkarttığı halk tipi rağbet gördüğün®
TURALI
üKSURJGUKEŞERİ
SÜT MESELESİ
Alâkalı bakanlarla görüşmek üzere bir heyet Ankaraya gidiyor
12 devlette kadınların
8üt meselesinin halli ve pastörize süt fabrikasının kurulması yolundaki çalışmalar hayli İlerlemiştir. Alâkalı bakanlarla bu hususta görüşmek üzere, umumi meclis âzalarından müteşekkil üç kişilik bir heyet bu akşam Ankaraya hareket edecektir. Heyet, C.HJ>. Ü Başkanı avukat llnami Sancaı, Mehmet Sipahlofeiu ve Tekinalp’ten müteşekkildir Dün akşam Ankaraya giden vali ve belediye başkanı profesör Fahreddin Kerim Gökay da bu heyetin An-karadaki teşebbüslerini destek-liyecektir.
Malumdur kİ belediye, sene-lerdenberl devam eden süt meselesini iki senedenberi ciddî şekilde ele almış ve işin halli hususunda hayli mühim adımlar atmıştır. Umumî meclis de şu mühim kararlan vermiştir:
1 — Kâfi miktarda pastörize süt İstihsal edilmeğe başlandıktan sonra pastörize olmıyan süt satışının men'l.
2 — Yeril sermaye İle ecnebi sermaye ve teknisyenler arasında işbirliği yapmak suretiyle şehrimizde günde yüz bin litreye kadar pastörize süt istihsal edebilecek bir müessese kurmak.
3 — Pastörizasyon müessese-sinin hususi teşebbüs mahiyetinde olmaması ve belediyenin bu teşbebüse bir miktar sermaye ile iştirak etmesi.
4 — Pastörize sütün halka kapalı şişelerde satılması.
5 — Sütün müstahsilden narh Katiyle alınarak müstehlike de yine narh Kafiyle satılması.
Bu karar'an tahakkuk ettirmek üzere aeiediye, Fransız mü-tehassıslariyıe süt sanayiinde tanınmış Fransız iş adamlarını İstanbula getirtmişti- Ayni zamanda bir belediye murahhası da Fransa ve İsviçrede bu teşebbüse alâka gösteren mali müesseslerle temaslarda bulunmuştu. Bu temaslar neticesinde yeril sermaye ile yabancı sermaye arasında kurulacak işbirliğinin esaslan hazırlanmıştır.
Belediye meclisi, son toplantı devresinde bu mühim kararlan verdikten sonra hemen tatbike geçilmesi ve Şubat devresine kadar bir neticeye varılması kaydiyle işi makama havale etmişti. Vali ve belediye başkam profesör Fahreddin Kerim Gökay da bu meseleye çok yakın bir alâka göstermiş ve kendi başkanlığında Osm anlı Bankası, tş Bankası ve Ziraat Bankası
müdürleriyle diğer İş ve ihtisas adamlarından müteşekkil bir İstişare komisyonu teşkil etmişti. Komisyon ddldyetle çalışmakladır. Bu teşebbüse alâka gösteren ecnebi müessesclerle işin esasını tesbit için Türk grupunun bir an evvel teşekkülü zaruri olmuştur. Türk grupunun meydana gelmesi için Ticaret Kanunu hükümleri dairesinde tedrici şekilde bir anonim şirketin kurulmasına teşebbüs olunmuştur. Du suretle yeril ve ecnebi sermayedarlara muhatap olacak bir teşekkül meydana gelecektir-
Ticaret Bakanlığının müsaadesi alındıktan sonra kurulacak anonim şirketin sermayesi yerli ve ecnebi sermayedarlardan temin olunacaktır. Bu şirkete sermaye koyacak müesseseler şunlardır:
1 — Süt müstahsilleri: Geçen hafta îstanbulun en büyük süt müstahsilleri belediye iktisat müdürü, muavini ve bir şehir meclisi üyesiyle birlikte toplanmışlar ve uzun müzakerelerden sonra müstahsiller, pastörize süt fabrikasının kurulmasının kendi menfaatleri icabı olduğunu anlamışlar ve bu teşebbüse beş yüz bin lira sermaye İle iştirak edeceklerini bildirmişlerdir.
2 — Belediye: Belediye mec
| lisl pastörizasyon müessesesi-nln sermayesine İştirake karar vermişti. Belediye başkanı Fransızlarla görüşmesinde bu iştirakin beş yüz bin liradan aşağı olmıyacağını bildirmişti.
3 — Milli bankalar: Vali ve belediye başkanının riyasetinde yapılan toplantılarda banka müdürleri son sözün umum müdürlerine ait olduğunu blldlr-dirnı işlerdi.
4 — Sermaye ve tasarruf erbabı: Meseleyi yakından etüd etmiş olan Fransız mütehassislan, bu İşin verimli olduğunu ve bugünkü flatleri arttırmamak şartiyle hissedarlara en az yüzde 12 kâr temin olunabileceğini bildirmişlerdi. Bu suretle sermaye ve tasarruf sahiplerinin bu işe mühim çapta iştirak edecekleri tahmin ediliyor
Süt meselesinin halli hususunda resmi ve resmî olmıyan makamlarla temas etmek üzere bu akşam Ankaraya gidecek o-lan heyet, alâkalı bakanlıklarla temas ederken, millî bankalarımızın bu teşebbüse iştiraklerini temine ve bu İştirakin nispetlerini tesbite de çalışacaktır.
rey hakkı yok
Kadınlar ilk olarak 1893 de Yeni Zelân-dada siyasî haklarını elde etmişlerdir
Filarmoni Cemiyetinin miizik festivali
Hazırlanan konsere tanınmış bestecilerden Necil Kâzım, Ulvi Cemal, Ferhunde Erkin ve Adnan Saygun iştirak edecekler
ALEMDAR - MiLLî’de ’
Bugün matinelerden itibaren senenin en çok beğenilen süper filmi.
HflRROV KUMARBAZI
(Türkçe)
Baş rollerde: REX HARRİSON - MAUREN O H AR A Bütün dünya dillerine çevirten en büyük aşk... ihtiras ve macera şaheseri.
Aynca; CANO KAÇUYOIR
ha Cinayet... Esrar... Heyecan ve korku filmi. ■!
Kadınların erkeklerle müsavi siyasî haklara sahip olmaları son yanm asırda meydana gelen bir siyasi oluş ve tekâmülün neticesidir.
Bugün bütün dünyada kadına erkekle müsavi hak tanımayan ancak 12 devlet kalmıştır. Buna mukabil 51 devlette kadının siyasi haklan tam olarak tanınmış, 9 devlette dc bu haklar bazı tahditlere tabi olmak üzere kabul edilmiştir.
Katimın siyasi haklarını ilk olarak tanıyan devlet Yeni -Zelanda olmuştur. 1893 tarihin de Yeni - Zelanda da kabul e-dilen bir kanunla 21 yaşını bitiren her kadına seçmek, seçilmek ve bütün memuriyetlere girebilmek hakkı tanınmış ve bu hak o tarlfıtenberl Yeni -Zelandada hiç bir değişikliğe uğramamıştır.
Kadınların oy vermek hakkını ikinci olarak kabul eden devlet de Finlandiya olmuştur. Finlandiyada da 1906 senesinde kabul edilen bir seçim kanunu ile 24 yaşındaki kadınların erkeklerle müsavi olarak rey verme haklan kabul edilmiştir.
1913 senesinde de Norveç kadınlan siyasî hürriyete kavuşmuşlardır. 1894 ile 1908 tarihleri arasında Avustralyanın bir çok bölgelerinde de kadınlara muayyen siyasi haklar tanınmıştır.
Birinci dünya harbi esnasında kadınların siyasî haklara sahi'o olmaları yolundaki görüşler gittikçe nüfuz kazanmış ve 1915 te Danimarkada ve İz-landada, 1917 de Sovyetlerdc, 1918 de de fngilterede kadınlar siyasi haklarını elde etmişlerdir. Bu tarihlerde Amerika Birleşik Devletlerine dahil 30 a yakın devlette de kadınlara si yasî haklar tanınmıştır. Fakat Amcrikada genel olarak kadınların siyasî haklaruıı elde etmeleri ancak 1920 tarihinde mümkün olabilmiştir.
Birinci dünya harbinden sonra
Birinci dünya harbiyle ikinci dünya harbi arasındaki senelerde kadınlar dünyanın bir çok yerlerinde geniş haklar elde etmişlerdir.
1918 de Almanya, 1919 da A-vusturya, Hollanda. Lüksem-burg, Çekoslovakya, Polonya, 1921 de İsveç 1925 te Macaristan, 1929 Ekuator, 1930 da Güney Afrika Birliği, 1931 de Seylan, İspanya, 1932 de Brazilya, Siam, 1934 de Küba ve Uruguay devletleri kadınların seçimle re iştirakini resmen tanımışlar dır.
Türkiyede
Memleketimizde de kadınlara rey hakkının tanınması 1930 tarihine raslamak tadır. Atatürk İnkılâplarının neticesi o-larak, dünyadaki gidişe ayak uyduran Türkiye 1930 tarihin-
de, henüz pek az devlette kadınlara siyasî hak tanınmış olduğu halde belediye seçimlerine kadınların iştirak etmesini kabul etmiş, 1934 de Anayasada ve seçim kanununda yapılan değişikliklerle de kadınların genel seçimlere İştiraki resmen tanınmıştır. Bu değişikliklerden sonra ilk seçimler 1935 senesinde yapılmış ve bu seçimlerde 17 kadın milletvekili se-1 çllmiştir
Bu hak Hindistanda. Blrman yada, Romanyada 1935 te, Fi-lipinlerde 1937 de tanınmıştır. | Fraıısada kadınların siyasi hakları elde etmeleri çok yenidir. Bir çok hakların beşiği o-, lan Fransada kadınlar siyasi haklarını ancak 1944 de Ceza-I yirde kurulan geçici hükümetin neşrettiği bir kararname I Ue elde etmişlerdir. Fransız ka-, dutları İlk olarak 1945 de yapılan Kurucu Meclis seçimlerinde oylarını kullanmışlar ve nihayet 1946 Anayasası Fransız 'kadınlarının siyasi haklarını ka (bul etmiştir.
i İkinci dünya harbinden sonra
I İkinci Cihan harbini mütaa-kip dünyada, bir çok sahalarda büyük değişiklikler olmuş ve İtalyada, Llberyada, Arnavutlukta, Yugovlavyada. Panama, da. Japonyada. Arjantinde, Bul garistanda, Çinde, Venezuella-da. Güney Korede, Belçlkada, oncak son senelerde kadınlar siyasî hürriyete kavuşmuşlardır.
İsrail hükümeti de 1948 de kuruluşu ile birlikte kadınların siyasi haklarını tanımıştır. Son olarak kadınlara siyasî hak tanıyan devletlerin biri Şili, biri de komşumuz Sariyedir.
Kadınlara siyasî hak tanımıyanlar
Bugün, kadınların siyasi "hak lannı tanımayan sadece 12 dev let kalmıştır. Bu devletler Afganistan, Suudi Arabistan, Mısır, Habeşistan, Irak, Haşimi Ürdün, Lübnan, Kolombiya, Kosta-RIka, Haiti. Honduras ve İsviçreden ibarettir.
Fakat Kolonbiya Kosta -Rlka, Mısır ve Lübnan-da kadınlara rey hakkı tanınması hususunda yeni kanun tasarıları hazırlanmış vc bunlar Meclislere sunulmuştur. İsviçrede İse kadınların geniş mücadelelerine rağmen iktidardaki hükümet Avrupada kadın ların siyasi haklarını tanımayan tek devlet olarak bu hakkın kabul edilmemesinde hâlâ ısrar etmektedir.
H. T.
Teşekkür
Eşim Hacer Eryılmaz’ın çok muvaffakiyetli bir ameliyatla hayatını kurtaran, evimizi ve yuvamızı saadete gaıkeden, Gureba Hastanesinin sayın profesörü Dr. Naşit Erez’e, bu a-meliyat ve eşimin hastanedeki bakımı sırasında kıymetli yardımlarını esirgemeyen Dr. Kâzım Arsan. Ertuğrul Ersen, Samlm Muhtar. Ertuğrul Yenen, Orhan Kesin'e ve hastanenin şefkatli Bjş hemşiresi Saime Türsen ile hemşire Vedia Yıldnm, Raife Erboz ve Rasim Tezel’e aleni teşekkürlerimi sonsuz ve derin şükranlarımla birlikte bildirmeyi bir borç sayarım.
Cağaloğlu Halkevi karşısı Tekel ve gazeteler bayii
NİYAZİ ERYILMAZ
REKSIN «6» ncı Filmi
2 nel Dünya Harbinin, esrar, entrika ve İhtiras dolu günlerinin yarattığı büyük aşk... Macera ve Casusluk filmi..
TANCA (CASUSLA! YUVASI)
Baş Rollerde: RAYMOND ROULEAU — GABY SYLVİA — MİLÂ PARELY Baştan başa heyecan ve merakla seyredilecek müthiş bir film.
Bugün matinelerden itibaren 3 sinema birden
Fransızca kopyası
MARMARA YILDIZ
Mühimdir: Lütfen dikkatle okuyan.
Bugün biletlerle beraoer parasız verilen «6» numaralı kuponun yanında 1 den 5 numaraya kadar herhangi eksik bir kuponun yerine geçecek 1 jokey ilâve olunmuştur.
Türkçe kopyası
Çenberlitaşta
Beyoğlu 1 inci Noterinin kontrolü altında çekilecek büyük ve zengin piyangomuza hazır olunuz. Bazı ikramiyelerimiz: 1 — İtalyan havayollarının son sistem konforlu uçakla-rlyle Romaya gidip gelme. 2 — Beyoğlu Arşimldis Mües-sesesinden (6) lâmbalı «Siera» radyosu, 3 — Bir altın kol saaü, 4 — 100 liralık bir tahvil, 5 — Şafak müessesesln-den 6 lâmbalı Muliard radyosu, 6 — Beyoğlu Tanca Mağazasından 3 metroluk bir İngiliz kumaş kuponu, 7 — Şark Pazarından 12 kişilik çay takımı, 8 — Y. Mizancı-oğlundan lüks bir avize. 9 —Bir buz dolabı. j
Şehrimizin sanat çevrelerini bugünlerde en fazla meşgul eden hadiselerden biri dc önümüzdeki hafta İstanbulda yapılacak olan müzik festivalidir. Bu hususta bilgi edinmek için tanınmış besteci ve orkestra şefimiz Cemal Reşld Reyi Ni-santaşındaki evinde ziyaret ettim. tkl güzel piyano ve maddi değerinden kat kat fazla manevi değeri olan bir çok tablo, biblo vesair eşyanın »şevkle süslediği odada güler yüzlü ve kibar muhatabım şunları anlattı:
«— Filarmoni cemiyetinin talimatnamesinde görüleceği gibi bu cemiyetin çalışma programında musiki sanatını elinden geldiği kadar İstanbulda yaymak ve bu musikiyi sevdirmek gayeleri vardır. Bu program İçinde bir de, modem anlayışla yetişmiş Türk bestecilerinin eserlerini halkımıza tanıtmak amacı vardır. Bunun için, esasen kendilerini sınırlarımız dışında ve içinde tanıtmaya başlamış olan bazı sanatkârlarımızı buraya davet edip onlarla birlikte büyük bir konser tertip etmeyi kararlaştırdık. Kon-tiya müessesesinin dc, tertibine katıldığı bu konser, 16 Şubat Perşembe günü Saray sinemasında senfonik orkestranın iştirakiyle verilecektir. Konserde Güzel Sanatlar umum müdürü Necil Kâzım Aksesin viyolonsel ve orkestra için yazdığı poemi çalınacaktır. Viyolonsel partisini, Ankara Devlet Kon-servatuvarı öğretıpcnl viyolonselist Sandarelü çalacaktır. Ankara Devlet Konservatuvan müdürü Ulvi Cemal Erkin bu konserin programında piyano konçertosuyla yer almış bulunuyor. Solist olarak konçertoyu Ulvi Cemalin eşi. Devlet Kon-servatuvan öğretmeni kıymetli piyanistimiz Ferhunde Erkin takdim edecektir. Programda Adnan Saygunun da iki parçası vardır. Orkestra için yazılmış olan bu parçaların birincisi «Sihir raksı», diğeri de •Düz Halay» adlarını taşımaktadırlar. Bu iki parçayı bestekâr bizzat İdare edecektir.
Bütün bu parçalar İstanbul-| da ilk defa olarak çalınmış ola-' çaktır. Takriben bundan yirmi yıl önce yazmış olduğum ve İstanbulun çeşitli manzaralarından aldığım intihaların tesirinde vücude gelen beş kısa I parçaya «Enstantane» adını1 vermiştim. Bir fotoğraf maki-nasınuı bir hayat anını tesbit' edişini andıran bu parçalar da programda yer almış bulunuyor. Konserin başında sanatlar umum müdürü Kâzım Akses, musikimiz ve istikbali hakkında küçük bir konuşma yapacaktır.
Bu modern Türk bestecileri festivalinin şehrimiz için mühim bir hadise olacağını tahmin ediyorum. Zira modern bir üslûpta ve orkastrasyon sanatının bütün incelikleriyle yoğrulmuş Türk nağmelerinden Tücude gelmiş eserleri ve on-
laru» bestecilerini toplu halde bir arada dinlemek
bir ____ ve görmek her gün rastlanan bir hadise değildir.
— Duyduğumuza göre Şehir Meclisi, konservatuvarın tamamının değilse de bir kısmının masraflarını bütçeden çıkarmak İçin bazı tedbirler almak niyetindeymiş. Siz buna ne dersiniz?
— Bildiğime göre belediye, konservatuvarın yatılı kısmını Milli Eğitim Bakanlığına devretmek arzusunda bulunuyormuş. Eğer bu doğruysa, İnsanı müteessir edecek bir hadisedir. Çünkü yatılı kısmın bugüne kadar yetiştirmiş olduğu elemanlar, Ankara Riyaseti (Arkası 7 nci sahifede)
MELEK
2
I
güzel Necil
Tefrika No: 38
— Affedersin seni ağlattım... Seni üzdüm... Sinirlendirdim... Bilseydim hiç ağlatır mıydım?
Nazlı, elinin tersiyle yaşlarını sildi:
— Ağlamıyorum. — dedi. — Kirpiklerimde biriken karlar e-riyordur.
Fakat, bu öpüşten sonra mektep arkadaşlığı havasını bir daha bulmamacasma kaybettiler. Vahdet, artık yalnız aşkını konuşuyordu :
«— İnsanlar ,aşkı bütün heybetiyle ifade edecek kelimeler aramışlar, lâkin bula bula, seni seviyorum formülünü bulmuşlar. Bu da pek basmakalıp... Sana, seni seviyorum, sana âşı-kım, sana tapıyorum demem hafif geliyor. Hiç bir şey dememiş oluyorum. Yani herkesin ağzıyla konuşuyorum. Bunları sana herkes söyllyehillr. Bense sana bağlandığımı bir hareketle anlatmalıyım. Fakat o hareket, o jest nedir? Zamar. bana bu jesti yapmak İmkânını verecek mi?... öyle bir fırsat ruhur edecek mi?... Ah, Nazlı, beni deliye döndürdünl»
Birbirlerinden aynlma zamanlan gelince, Nazlının ellerine sarılıyor, çocuk gibi yalvarıyor:
«— Kuzum, biraz daha... Azıcık daha... Hiç olmazsa Yentşehire kadar hir gidip gelelim!»
Yenişehir derken yolu uzattıkça uzatıyor. Derken, akşam yemeğini de beraber yemekte mahzur görmez oluyorlar. Ve doktor, yine sofraya tek başına oturuyor. Vahdetin geceleri bir iki saatlik işi vardır On birden sonraki zamanı da beraber geçirmeği tasarlıyorlar. Nazlı, bu arada otele dönüyor. Doktorla soğuk soğuk bir kae cümle... Yatak odalarına çekiliyorlar... On birle, on iki arası. Nazlı, kulağını ara kapıya dayıyor. Doktorun odasında sükût... Ayaklanılın ucuna basa bosa koridora çıkıyor. Vahdet de âvâre dostlar gurubuna dahil olmuştur. Kendisini salonda beklemektedir. Sokağa fırlıyorlar Arayınca eğlence bulunmaz olur mu?... Nazlı, sabaha karşı yine ayaklarının ucuna basa basa odasına dönüyor.
i İh t iy allığının dışında olarak
ÇERÇEVE DI5I
--/V/Mtt KAPAMACAKAU -
AŞK VE MACERA ROMANI
Osman ömerli’den hâlâ çekiniyordu. Ona karşı sevgisi öylesine derindi kİ, onu üzerek, inciterek onun gözünden düşnıek-lense ölmeğe razıydı. Belki dc bütün olup biten hâdiselere rağmen, ondan ümJdinl tamamen kesmemişti. Kesemiyordu da... Onun için bu ürkeklik, bu hareketlerini maskeleme, yalan söyleme ihtiyacı... Bu meydan okuyamamazlık... Otelden gizil çıkışlar, odasına hırsızlama dönüşler...
Fakat, çekirge misali malûm. Nazlının aldığı ihtiyat tedbirleri de para etmedi. Bir sıçradı, iki sıçradı, üçüncüsünde suç üstü yakayı ele verdi.
Osman Ömerli, açık unutulmuş bir pencerenin rüzgârla şıngırdadığını uykusunun ara-
sında sezerek yavaşça doğruldu; dinledi. Ses. Nazlının odasından geliyor.
Baş ucundaki lâmbayı yakarak yataktan kalktı: robdöşam-brını sırtına geçirdi. Ara kapıya yaklaştı. Kanadı tıkırdattı; sesyok. Nazlı, derin uyuyor... Kanadı yavaşça İtti; ve odaya girdiği anda. Nazlının bozulmamış yatağı karşısında taş kesildi.
O gecenin akşamı yemeğe davet edilmişlerdi. Yemekten sonra otele beraber dönmüşler, o-dalarına beraber çekilmişlerdL Nazlı, gerinerek şımank şımarık esnemiş; «Allah rahatlık versin» i, uyuklarcasına mırıldarım işli.
Demek, uyku gösterisi yapmış!
Osman Ömerli, öfkesinden dişlerini sıktı. Rüzgâr tül per-
deyi odanın ortasına savuruyor; ve kar, sanki odanın ortasındaki doktorun kalbine yağıyor.
Doktor, süratle yürüdü; camı kapattı. Sonra, sigara yakarak, gezine gezine düşünmeğe koyuldu. Nazlı, nereye gitmiş olabilir?... Hayalinde, bütün eğlence yerlerini ahlâk polisinin baskınlarına uğratıyor. Aklına delice flkler geliyor: Git! Yakala! Onu kollarından tut, kalabalıkta sürükleye sürükleye dışan çıkar! Ali Getir! Bu odaya hapset! Üzerine kapıyı kilitle! Ağlamasına .yalvarmasına kulaklarını tıka!
Nereye gidebilir bu Nazlı? Kiminle, kimlerle gidebilir bu Nazlı?... İlk kaçamağı mıdır bu Nazlının?
Koltuğa oturup başını avuç-
Sinemasında
FRED ASTAİRE ve GİNGER ROGERS tarafından yaratılan şahane Süper Film AŞK Oyunları Daha bir hafta uzatılmıştır.
HANDMEL8
I Şubat sayısında
* Zengin çeşitli elişi
örnekleri
* Genç kalmanın şartları Erkekler kadında ne
ararlar it Ayın güzel şiirleri it Yemek düşünmevlniz I* Az masrafla güzellik
* Tül üzerine İşler '* Dert ortağı - geen
mektuplar
* Sütten kesilen çccuklar ı* Kendiniz biçiniz
'•* Hayatı iyi görünüz it Görgülü insan nasıldır?
* Misafirleri ağırlayalım. it Çiçek, biçki ders tri
[ir Elbiseye göre makyaj
* Seven erkek ne yapamaz?
Yep yeni çok gürel roman i * Fıkra * Hikâye * Resim, ( Pafta ilâ vesile
( İstanbul TAN Matbaası taiubuı aoıodtrem Scnu tıvarroıu Bu akşam Saat 20,30 da
DRAM KISMI
TEBEŞİR DAİRESİ
Yazan: Klaouno Türkçesi: M. Bastr
KOMEDİ KISMİ
59
w
HANIMLAR TERZİHANESİ Yazan: Georges Feydau
Türkçesi: Mahmut Yesari
MUAMMER KARACA OPERET.
Maksimde Saat 20.30 da
SİZİN SOKAK
Matineler Ctımar tesl oa2ar 15 te
ları İçine aldı. Hâdise onu niçin bu mertebe sarstı? Neden bu kadar muztarlp? Neden hiddetli? Canım, İşte Nazlı bir çocukluk yapmış. Belki de bir yere davetli imiştir. İzin alamayacağından korkarak sıvışmayı tercih etmiştir. Aslı aranırsa müsamaha gerektiren bir suç... Yirmi üç yaşma geimlş koskoca kadın... Üzerinde Osman Ömerlinin sarih bir hakkı olmamasına rağmen. Nazlıca yine çekiniyor; meydan okumuyor. «İzin vermeseniz de gideceğim:» demiyor. İşte böyle usullacık sıvı- , şıyor. Ah Nazilcik, gittin ama kimlerle? Kiminle?... Bir çoklarıyla gitmen, bir kişi ile gitmene elbette müreccehtir. Fakat ya sahiden bir kişi ile git-tlnse? Ya, Vahdetle?...
Çıldırmak işten değil... Koltuklan kalktı, kollar.ni göğsüne kavuşturdu, yine odanın İçinde dolaşıyor.
Tereddüt yersiz... Vahdetle gittiği muhakkak... Akşamlara kadar gezmeleri kâfi gelmedi, gece fasıllarına da başladılar. Gerçi Nazlı, bir şeyler saklıyor; fakat, dostların müstehzi bakışları bir takım hakikatlerin ip
' uçlarını ortaya koyuyor Vahdetle geziyorlar Klmblllr nereye. nerelere gidiyorlar’ Şu Vahdet!... Nazlıyı Ankaraya getirirken, Vahdeti hiç hesaba katmamıştı. Bütün kabahat kendi tedbirsizliğinde... lahdetin ne yaman bir kadın avc.sı olduğunu pekâlâ biliyordu Onun yaradılışındaki coşkunluğu, aşk ihtiyacını, hail tanımıyan Karakterini de biliyordu Onları niçin tanıştırdı? Dinam't sandığını kendi ateşledi. O gece, bardaki hâdise, infilâkın ilk emaresiydi. Duman çıktı, ateş »ibetteharlanacak. yangın bacayı saracaktı. Nazlıyı hemen erteri gün İstanbula götürmen değil miydi? Bu yangından onu uzaklaştırmamanın mesuliyet' kendi üzerinde. Peki ama ne mesuliyeti?.. Nazlı başına buyruk bir kadın. Cerallle ayrılması icın mahkemeye dahi müracaat edildi. Bir İki celse sonra serb°s kalacaklar. Nazlı, tam hürriyetine kavuşacak. Tekrar evlenmemesi için sebep?... Vahdetle anlaşırlarsa pekâlâ evlenebilirler. Şahikanın da emeli ou değil mi idi: Vahdetle Nazlının evlenmesi! t Arkası varı
flarihten Sayfalar Mizancı Murat beyin Ahmet Rızabeyeyazdığımektuplar
Ege tütün satışları
2 Şubat akşamına kadar 49 milyon kiloya yaklaştı
Bugünden Dünden
Istanbulda kar
Z" “ Yazan ””
Halûk Y.
Şehsuvaroğlu
Ahmet Rıza bey Parlstell. Ab- | dülhamit idaresine karşı gazete j ve risaleler neşrederek savaşır- I ken Murat bey de Istanbulda I hür fikirleriyle, cesaretli tak- I rlrleriyle büyük bir alâka uyandırmış bulunuyordu. .
n Abdülhamit kendisine bazı i lâyihalar veren Murat beyi ( bir gün Yıldız saraymda huzu- ş runa kabul etti. Karşılanış. İzaz , ediliş ve iki saat on dakika sü- | ren mülakat o kadar samimî ve ( inandırıcı idi ki Murat bey Padişahın yanından çıkarken, her i şeyin düzeleceğine ve bütün fe- i nalıklara maiyet halkının, Ba- 1 bıâlinin sebebiyet verdiğine can ( ve gönülden İnanm.ştı. )
Kendisi bu ziyareti ve n. Ab- 1 dülhamidin sözlerini uzun uzun ' naklettikten sonra şunları söy- 1 içmektedir: (... Hasılı Padlşa- ' hımızın İfadesine hak vererek •' kemali ihtiram ve ehemmiyetle 1 dinliyordum. Diyordu ki, Mithat paşa ile rüfekasından pek aldandığı gibi .Salt paşanın iğfa- : lâtına kani olarak, halkın emniyet ve muhabbetine sekte ve- 1 recek mesleğe gidildi. O mesleğin de sakameti anlaşıldı ise 1 de ne çareki biraz’ geç anlaşılarak tehlikeden masun olarak l avdet etmek için imkân kalmadı.
Zaten bu gibi meslek, tab ı hümayuna esasen pek muhalif olduğu cihetle Sait paşaya o-lan inkisarı kalbin tamir kabul , edenıiyeceğini ketmelmedi. İki saat- on dakika sûren bu mü- 1 lâkat o günden itibaren sıkça huzura kabul olunarak beraberce bir çok umuru mühimine müzakere edileceğini, yarından itibaren bu işe başlanılacağını mübeyyin bir emir ve irade! seniye ile hitam buldu.
Ayağa Kalkıp gider iken kendisi dahi ayağa kalktı ve kemali nezaket ve iltifatla kapıya kadar geldi ve onu kendi eliyle itti. Hattâ bunu sofada bekleyen Hacı Ali bey ile, oda kapısında duran Hacı Mahmut efendi ve merdiven başında bulunan Lütfi ağa gördüler.
Hacı Mahmut efendiye selâm verdim. Lûtfi ağa dahi selâma durmuş iken bilmem niçin selâm vermedim. Mahut kapıdan çıkarak Başm a beyincinin odası na kadar sessiz yürüdük, oraya vasıl olunca dedim ki:
— Allah cümlenizin müsta-hakını versin, melek gibi bir Padişaha malik iken asarını harice şeytan asarından daha beter surette aksettiriyorsunuz, yazık değil mi milyonlarca halka.
Muhatabım «Hacı Ali bey) manidar bir tebessümle yüzüme bakarak:
— Üç gün sonra seni de görürüz, evlâdım, dedi.)
Murat bey, hakikaten çok kısa bir müddet sonra bütün iyi düşüncelerinde yanılmış olduğunu anladı. Bir daha mütalâası alınmak değil, Yıldızın semtine blie uğratılmadı. Memlekette kalarak 'şlcrin dü-zelemiyeceği kanaatine vararak Ddesa yoluyla Avrupaya firar etti.
Pariste Jön Türkierin reisi olan Ahmet Rıza beyle, Murat bey buluştular. Araaakl görüşmeler iki tarafı da pek tatmin etmedi. Ve bir müddet sonra Murat bey Mısıra naklederek orada Mizanı neşre başladı. Mısırda İttihat ve Terakki cemiyeti kuvvetli oir haldeydi. Murat bey cemiyetin mühim mensuplarından biri oldu.
Murat bey Mısırda geniş faaliyette bulunuyor ve Ahmet Rıza bey mektuplarla kendisini teşvik ve teşci ediyordu. Fakat daha başlangıçta iki lider arasında görüş ayrılıkları olduğu. bilhassa Murat beyin Jön TiırkJerin riyasetinde bulunmak meselesinde çok istekli olduğu görülüyordu Murat bey mektuplarında Jön t_____________
Ermenilerle yaptıkları görüşmeleri ve işbirliği esaslarını açıklıyordu.
Murat bey Mısırdan Ahmet
Rıza beye yazdığı bir mektup- — --------
ta şöyle diyordu: (Aziz karde-'da ihtilâf yoktur. Demek ki şim, mektubunuzu aldım, te- ' haddi asgar Miıha': paşa kanu-çekkür ederim. Hüsnü zannı-î nuesasisidir.
ıuzda İnşallah aldanmazsınız. ' Uhdemdeki vazifenin büyücek ‘ olduğunu zaten hlsseyllyorum. şimdi başkasını ilâve edlyorsu- * nuz. Haşan ve İsmail gibi ar- ' kadaşlar oldukça hakkından 1 gelinmesi memuldür.
Muhabere hakkındaki fikriniz pek makbulümdiır. İhtilâf 1 iki büyük mesele üzerinde idi. 1 Biri geçti gitti, hükmü kalma- 1 dı. Ecnebi müdahalesini ademi 1 kabulde sizinle beraberim Lâkin ' bu ittifak hali hazırın icabı- ’ dır. Şayet işler başka bir renk kesbederek müdahale tahakkuk , ederse anın şiddetini, yani esa-sen devletin taksimine müste- j nit olan maksadı mümkün ol- , duğunu kurtarabilmek üzere : tâdil etmek üzere tekrar ortaya atılmak İcabederse gene hür bulunmak İsterim. Şu kadar kİ , bu da ittifak ile olamadığı takdirde büsbütün (şahsi müda-halem olacaktır.
Politikada görülen gevşeklik , gelecek yaza, en uzak olarak gelecek sonbahara kadar devam edebilir fikrindeyim. O vakte kadar hali hazır baki kalırsa taksim program lyle konferans içtima edebilir. İşte o vakit amali mukaddesemizde biraz fedakârlı?. etmek icabede-cektlr ki son çarel meyusl-yet işte o olacaktu.
Şimdilik vazifemiz edep dahilinde şiddetli lisan kullanmaktır. Eskisi kadar şimdi dahili ihtilâlden korkmuyoruz. Ermcnilerin İlk darbeyi yedikleri gün âlicenabane elimizi uzatıyoruz. Tesadüf olarak Meşveret ile Mizan hemen bir lisan üzere beyanı fikir etmişler. İngiilzler nihayet derecede İki unsurun birleşmesini İstedikleri İçin bendimiz’ tercüme edip Londraya gönderdiler. Hüsnü tesiri memuldür. Ben de (Hin çak) komitesine yazdım. Size de adresini gönderiyorum. Eğer mâkul bir program üzere İttifak hasıl edecek olursak pek büyük bir İktidara malik olmuş oluruz. Fazla olarak dahili ihtilâl vukuunda Avrupa nazarında bizi rezil edecek kıtallerin önü alınmış olacaktır. Her halde şimdilik maksadımız şu iki neticeden birini istihsale münhasır kalacaktır:
1 — Âkiline tahrik İle millet ve asker vasıtaslyle inkılâbı istihsal etmek,
2 — Zaten aleyhirde yazılanı okumaktan kendini alamı-yan yezidi 11) çıldırtmaktır.
Bunun üçüncüsü hayırlı zuhurat olacaktır. Ana ne İtimat etmeliyiz, ne de ihtimalini defterden bilmeliyiz. Olursa Alla-I hin lûtfu demektir Olmazsa öbür suretle İfayı vazifeye ça-■ Uçmalıyız.
... İhtilâfı diğer hakkında fikrinizi bekliyorum Arkadaş-' larla bu bapta büyük bir ihtl-'■ lâf olmadığı gibi Muhtar ve salrenin şimdilik mahdut Meşrutiyet taraftan olduklarını i öğrendim Avrupa ricalinin efkârı da ekseriyet üzere o merkezdeydi...)
Mizancı Murat beyin Ahmet Rıza beye KahiredeD yazdığı (İdarel Mizanlye) başlığını taşıyan mektubu Hınçaklarla yapılan müzakereleri ve ihtilâl hazırlıklarını bildirmek bakımından dalıa mühimdir. Murat bey diyor ki: (Sevgili kardeşim. mektubunuzu aldım, hemen cevap yazıvoıum. Zaten Hınçaklaruı adamı buraya gelip bazı şeyleri müzakere ettiğinden Londraya yakın bulunan sizin İle işi bitirmek üzere yazacağımı dün vadetmlş-tim.
Mahdut Meşrutiyi; ile vera-
— m-, get meselesinde 12] ekalliyette Türkierin kaldığım Suriyedeı; ve İstan-buldan gelen mektuplardan dahi müstebandır Teessüf e-derim. Lâkin kemali itaatle boynumu eğip ekseriyete iltihak eylerim. Bu halde aramız-
Ermenilerle itilâfm fevkalâde ehemmiyeti derkârdır. işte size son şeraitimiz, muvafakat edebileceğimiz müsaadatm son haddi; 1 — Müsavatı mutlaka, 2 — Hâkimiyeti milliye kİ ârayı umumiye mecraslyfe zahir olacak, 3 — Vilâyatın tevsi) mezuniyeti, bunda coğrafya ve etnografya ahvali hesaba alınarak taksimatı vilâyat olabilirse de devletin yekvücutlü-ğüne zerrece halel gelmemek şarttır .2 Maarif, sanayi belki mahakim iıtbariyle müsaadata mahalliye olabilir. Lâkin bu müsaadat bir veya İki vilâyete mahsus olmak caiz olmayıp u-mum memalik İçin bir olması şarttır.
Konfederasyon usulü katiyen merduttur. Zaten hâkimiyeti milliye kabul oldurtan sonra bakisi anın bileceği şeylerden olacağı cihetle şimdiki harabeyi yıkıp hâkimiyeti milliye e-sası üzerine yeni binayı kurmak maksadı Ermeniler ile bizim için müşterek program o-labilir. İlk İçtima kanunu esaslı mevcut mucibince vaki olur. Bizim fırka mezkûr mecliste bulunan hem efkâtları hâkimiyeti milliye esası üzere tâdili meşrutiyet için hareket edeceklerini vald ve taahhüt eder, Ermeniler de öyle yaparlar.
İttifak etmemiz için bu kâfi gelmelidir zannederim. Zaten beynimizde siz ve biz kalmıya-caktır. Komitelerin bir kalb olmasına, programların harfiyyen birleşmesine ihtiyaç yoktur. Aksiyon paralel olacak. Fakat yekdiğeri aldatacak değiliz.
İzmir — 2 Şubat akşamına kadar Ege bölgesinde 48.703.540 kilo tütün satılmıştır.
Bu satışlar ayrılmıştır:
illere göre söyle
İzmir ili
Manisa ili
Muğla İÜ Aydın ili Balıkesir İU Emet
Kilo 22.114.050 14.750.020
8.641.200
2.883.720
264.180
41.370
48 703.540
Yekûn
Bu hafta sonuna (yarın akşama) kadar bu yekûn hemen hemen 49 milyon kiloya yaklaşmış olacaktır. Teshil edilmiş olan 46.600.000 kilo yekûnuna nisbetle bugüne kadar 2 milyon 200 bin kiloya yakın tes-bltten fazla satış olmuştur ki bunun üç milyon kiloyu bulması ve bütün rekoltenin 50 milyon kilo yakınında tahakkuk etmesi mümkün görülmektedir. NeUce itibariyle 1949 tütünleri 1948 yılma nisbetle ortalama (10) kuruş daha noksan bir fiyatla müstahsil elinden alınmış olacaktır.
Posta seferleri
Helikopter alınması kabil olamıyor
... Cemiyetimizin programı (propaganda) esası makamında baki kalmak şartiyle kuvvel ic-ralyeyl asker intizamı mucibince tesis etmeliyiz. Efratta gevşeklik var, İtaat yoktur. Şube reisleri mafevka tabi ve her hareketlerinden mesul olmak şartıyla maduna karşı müstakil olması, ancak tensip edecekleri müdavi efrattan mürekkep içtimaa bildirmeleri...
... Riyasette gözüm yoktur. Başka biri reis o.ursa itaat ederim. Lâkin bu ’taat ve istiklâl olmayınca riyaset etmek elimden gelmez, zira bütün emniyetimizi berbat ederiz.
Bu senenin kışı — Eskiden kânunlar girince — Karayelin arkası — Haııım ninelerin çenesi — Karda ayaklanan delikanlılar; kızların, tazelerin kabına sığunayı-şı — Konakların harem bahçelerindeki âlem — Küçük evlerde yapılan kar helvası — Kapanca Be kuş tutanlar...
Kar, üç haftadır yalnız Orta Anadoluya ve Doğu Vilâyetlerine değil, tstanbula da musallat oldu. Birkaç gün sürekli yağdıktan sonra hava yumuşayıp damlarda, saçaklarda, arka sokaklarda biriken kümeler erimeğe yüz tutarken, keskin poyrazla ortalık tekrar buz gibi soğuyarak gene kar başlıyor. Vaktiyle dedelerimiz, ninelerimiz Erbain çıkınca secdelere vanp hamdüsenâlar ederler; karakışın en çetin günlerin' atlattık diye kurbanlar keser, helvalar pişirirlerdi.
Bu senenin kışı yaman doğrusu. Allah fakir fıkaraya, ümmeti Muhammede imdad eyle-slnl
Delikanlı fırlardı sokağa. Paltosunun yakası kalkık, elinde baston, cebinde iki Mecidiye, üç dört çeyrek, beş altı kuruş, acele acele Direkierarasından yürürken, rasladığı Hulûsl sorar:
— Hayrola, nereye böyle?
Beriki göz kırpar:
— Karşıya!
— Allah versin. Malûm a kurt dumanlı havayı sever.
aldıkları (ylnı paak) pekmezi üstüne döküp kar helvası ya-paralar, gizli gizli kaşık atarlar; baba annelerinin anne annelerinin gözüne ilişti mİ paparayı yerlerdi:
— Şunu Ünleneceksiniz, bari bana göstermeyin- Ayıp değil a, İçim çekiyor, imreniyorum. Dayanamayıp yesem öksürükten, tıksırıktan boğuluyorum. Boğazınıza kar girsin emi kaz kafalı kanlar!
Ankara 7 (Akşam) — Yurt 1-çinde posta seferlerinin daha iyi yapılmasını temin maksa-diyle, P- T. T. Genel müdürlüğü Marshal yardım faslından İdareye Helikopter alınmasını istemişti. Verilen malûmata göre, Genel müdürlüğün bu isteği yerine getirilememiştir. Bu hususta malûmatına müracaat e-diicn Genel müdür Haldun Tar-han şunları söylemiştir:
«— Helikopterleri getirenle -dik. Fakat ecnebi firmalarla anlaşarak posta nakliyatını yaptıracağız. Memleket için bunun elzem olduğunu fiilen göstereceğim. Bundan sonra belki bu İşte bir başan elde etmiş o-luruz. Bugün kapanan yollardan dolayı geciken posta havaleleri merkezlere oldukça geç gitmektedir. Helikopterler olsaydı bu güçlükle karşılaşmazdık.»
Bende üç dört sır vardır kİ fevkalâde memnun olacağınızı bildiğini halde şimdilik size bile söylemek elimden gelmez. Bunlar cemiyete mensubiyetime halel vermyeip şanını arttırır. Lâkin sır olarak saklamak icabı haldendir......)
n. Abdülhanıldln teşebbüsleriyle Murat bey İngiilzler tarafından Mısırdan çıkartılmış ve bir müddet Avrupada bulunmuş. bu esnada Ahmet Rıza beyle olan ihtilâfları büyümüştü.
Sultan Hamidin Parise gönderdiği Ahmet Celâleddin paşa Murat bey ve arkadaşlarını, Padişahın ıslahat yapacağı valdlerine inandırmış, onlar İstanbula devlet hizmetine dönmüşler, Alımet Rza beyle arkadaşları İse cidallerine devam etmişlerdi.
Yeni tiyatro
binası
İnşaata devam için 1,5 milyon küsur lira isteniyor
[1] Padişahı kastediyor.
(21 Murat bey saltanaUn babadan büyük oğla intikaline taraftardı. Yalnız uzun zaman-danberi nöbetini lırkliyen veliaht Reşat efendüzin Padişah olmasını kabul ediyor ve ondan sonra veraset şeklinin büyük oğuldan büyük oğul* geçmesini istiyordu. Cemiyet bu noktai nazarı kabul etmedi.
Taksimde İnşa edilmekte o-lan Tiyalro-Opera binasının tamamı 9 milyon liraya mal olacaktır. Şimdiye kadar bu iş için 2 milyon 274 bin lira harcanmıştır. Bu senekl belediye bütçesine inşaata devam için 1 milyon 600 tin liralık tahsisat konulması istenmektedir. Bu para verildiği takdirde tiyatronun sahne kısmiyle diğer kaba İnşaatı tamamlanacaktır.
Bundan sonra yapılacak inşaat, elektrik, mekanik, havalandırma ve sıhhi tesisat için beş milyon liraya daha ihtiyaç olduğu hesaplanmaktadır. Yeni tiyatronun 952 senesinde tamamlanmasına gayret edilecektir. _____
Eskiden kânunlar girmeden, bütün konaklarda, küçük evlerde gayrete gelinil; pencere pervazlarına Amerikan bezleri, gazete kâğıtları yapıştırılır; kapılara pamuktan kalın perdeler asılır; Kasımda boruları temizletilip kurulan odun sobaları hazır durur; (kışın lâieza-n) pirinç, bakır mangallar Moskof toprağlyle ovulup, odaların kenarına konurdu.
Rumi kânunuevvelin yarısı aşılıp. Zemheri fırtınası da a-radan savrulup Erbaln’e iki gün kala, ayaz bastırınca yaşlı hatunları tasa alır:
— Gözüm pek seçmiyor çocuklar. pencereden bakın, söyleyin, Rüzgâr Marmara cihetinden mi esiyor, yoksa Eyüp Sultan cihetinden mi? Marmara tarafından İse hava lodoslıya-cak, mülayimleşecek; eğer E-yüp sırtlarından ise karayeldir, karayelin arkası da mutlaka kardır.
Anlaması kolaydı: Karşıkl mescide bitişik selvininl binası yanmış viranedeki çitlenblğin. Rum bahçıvanın bostanındakf kavağın ne tarafa sallanışına, komşu bacalarından çıkan dumanın nereye doğru gittiğine bakılır. İkilikte kalanlar, daha emin olmak için, baş parmağı ıslatıp sofanın kafes deliğinden çıkarırlar; hangi yanının ürperdiğini denerler. Pek İnce e-leyenler, kûğıt kırpıntılarını konfeti gibi pencereden aşağı serperler.
Hanım ninelerin tahmini doğru çıkar, çeneleri açılırdı:
— Demin demedim mi size? Ben öleceğimi bilmem ayol, lâ-mı cimi yok, yüzde yüz karayel. Zaten farkır.daydım. Dün akşamdan beri kollarımda, bacaklarımda o kör olası romatizma sutları biz buradayız diyor. Üstelik kulunç yellerim de azarsa çeklver kuyruğunu. Söy-iiye söyliye dilimde tüy bitti, gene İnanmıyorsunuz. Benim vücudum âdeta müneccimbaşı-dır|
O gece sulu sepken başlıyan kar kuşbaşı kuşbaşı, ardından lapa lâpa yağar, her tarafı kaplardı.
— Para tutuyorsan gel beraber...
— Benden yana paso, evvelsi akşam oradaydım be birader!

Kar yağınca kızlar, tazeler de kablanna sıkamazlardı. Konakların harem bahçeleri bir âlemdi. Çerkez halayıkların. Anadolulu ahiretliklerin kanı kaynamada Hanfendilere, kalfalara duyurmadan gelsin kar topu o-yunlan, birbirlerini kovalayışlar, koşuşmalar. Konağın genç kerimeleri, torunları pek kıy-maUı değilse, sağlam bünyeli ise onlar da aralarında. Eğer sıska, sağlıksız da kışın şişe şişe ba-lıkyağı. yazın düzüneierle KJr.rı Loroş İçen takımdansalar. zavallıcıkların sırtında çifter çifter hırka, omuzlarında yün atkı. arka ve göğüslerinde vatkan poınuk, boyunlarında tülbent, İçleri sızlıya sızlıya sofa pencerelerinden hahçedekileri seyir-edeler.
Zümbülbebek tohumu han-fendiler kar topu oymyanlara. koşuşanlara bakıp bakıp öfkelenir, yaptıklarını kendisine nispet sayar, ter ter tepinerek:
— Bu rezalete tahammül e-dllmez. Aşağıda olan bitenden haberiniz yok. Dayak yoksulu aşifteler gene kudurup duruyor! der demez, Kâhya kadın, dad« kalfa, merdivenden paldır küi-rür İnerken cariyeler, beslemeler çil yavrusu gibi dağılır: zılgıtı yerler: eğer evde harem a-ğası varsa a da patırdıya yetişir, masallardaki bir dudağı yerde, bir dudağı gökte Arap Üzengi gibi ifrit kesilip üstlerine yürür:
— Kahve ocağının ayılarına mı cllva kırıyorsunuz, edepsiz kaltaklar? diye hepsini kırbaçtan geçirirdi.
Karlı günıerde kenar mahallelerin kabaca çocukları, kapanca ile kuş tutmak İçin Top-kapı, Silivri kapısı, Meviâne kapısı dışına seğlrtlrierdl. Düzlük bir yere bir ır lktar gûore yay -lıp üstüne bir avuç darı serpilir: kalbur yanı eğilip karış boyunda bir değnekle tutturulur; değneğe bağlı İpin ucu elde, u-zağa çekilip pusu kurulurdu.
Kuşlar yiyecek bulamadığından aç. üçü, dördü, hattâ sekizi, onu danya üşüştü mü İpi çek, kapaklanan kalburun altından hepsini topla. Mahlûkçağızlar öten clnstense koy kafese odanın tavanına as beste, değilse boğazlayıp tüylerini yol, ızgaraya koy. yahut pilâvını pişir ..
Çiftçilere tohumluk yardımı Ankara 7 «Akşam) - Tarım Bakanlığınca hazırlanarak Büyük Millet Meclisine sunulun bir kanun tasarısına göre, çifçi vatandaşın önümüzdeki yi) daha geniş tohumluk yardımı imkânları hazırlanmıştır.
Evvelce 18 milyon lira olan tohumluk yardım mlktan bu defâ muhtaç çifçller için 30 milyona çıkarılacaktır.
Yoksul ailelere kömür damıtılıyor Yoksul lailelere parasız olarak dağıtılmak üzere belediye 120 bin kilo mangal kömürü mubayaa etmeğe karar vermiş va müteahhitlerle görüşmüştür Nümunesl uygun görülen bir müteahhidin mallarını almak üzere giden semtleıden mutemet seçilmiş kömürcüler kömürlerin yaş olduğunu görmüşler ve malları alnııyarok vaziyetten belediyeyi haberdar etmişlerdir.
Bu sabah belediye daimi encümeni azalarife diğer alâkalılar kömürleri yerinde tetkik edecekler ve evsafını şartnameye uygun görürlerse alacaklardır.
Kömürler Kaymakamlıklar _____ „---- adına gönderilerek yoksullara doldurup, tahin pekmezciden tevzi edilecektir.
Küçük evlerdeki kızlar ve gelinler, ancak üç seccade seçilebilecek ufacık bahçelerinde karlara sırt üstü yatıp boy ölçüşür: ikinci kardı — çünkü ilkinin sem ldüğü kanaati mevcut — duvar diplerinden Kuşaneye

Dünya gençlik teşkilâtı mümessili Mr. Erserau geldi
Dünya Gençlik Teşkilâtı mümessili kir. Erserau dün uçakla şehrimize gelmiş ve İstanbul üniversitesi talebe birliği lokaline giderek İdare heyeti üyele-rlle görüşmüştür. Toplantıda birliğin eski başkanı Orhan A-nnıan da hazır bulunmuştur. Mr. Erserau 1950 ağustosunda şehrimizde toplanacak olan Gençlik kongresinin hazırlıkia-|rını yeniden tetkik edecektir.
Permi sahtekârlığı tahkikatı
İstanbul Ticaret müdürünün İmzasını taslld etmek suretiyle yapılan milyonluk permi sahtekârlığı tahkikatının hazırlık safhası bitmiştir. Savcılık bu sahtekârlıkla alâkası bulunduğu iddiasiyle Ticaret Odası memurlarından Salâhaddln ve Sahih a haklarında bir âmme dâvası açmıştır. Bunlardan başka üç tacir hakkında da aynı suçla dâva atılmış bulunmaktadır.
Bu sahtekârlık işinin birinci derecede faili olduğu ileri sürülen oda şeflerinden Necdet Şer-minin de Avrupada olduğu anlaşıldığından, iadel mücrimin kanuna esaslarına göre memleketimize ladesi için teşebbüslere girişil m İştir.
Gençlere gün doğardı. Hepsi sanki civa, bir türlü yerlerinde duramazlar, ayaklanırlar. Aktl-lan, fikirleri dışanya kapağı atmak. Şöyle kapı yaparlardı:
_ Öf sıkıldım, biraz sokağa çıkacağım!
Büyük anneleri, anneleri, teyzeleri:
— Evde sıcacık sıcacık otur-sana a çocuk! Böyle havada nereye gidilir? dediler mİ, cevabı alırlar:
— Kalem refikim Hulûsiye. onu alıp Fevzlye kıraathanesine. arkadaşlarla buluşacağız, birkaç parti bil&rdo oynıyaca-6 ız. Sözleşmlştik., gitmezsem beklerler.
Kadınlar, söylenir:
— Gene İçine flrferek mİ girdi kurtlu peynir? Bu kar kıyamette dağdaki ayılar bile İninden çıkmaz, acıkınca tabanlarının altını yalarlar.
Oğlan aldırmaz; ötekiler de İleriye varmaz. Zira mesel meşhur; (Çok söyleme arsız olur, aç koyma hırsız olur.) Bıyıklan terlemiş; kaleme bile kâtib olmuş dört kaşlı cahili fazla zorlamak caiz deği). Lâf dinlemez, asiliğe kalkışır belki. Yüz göz oldun mu, (kasbahannek) inadı tutar, İşi azıttıkça azıtır...
Ağa Hanın refikasının çalınan elmasları: Bulunan maşlar, sahibine iade edilmezden evvel mütehassıslar tarafından tetkik ediliyor.
Mahkeme Koridorlarında
Ben kapıdan çıkarken düdükler vızladı!
■ ANKARA — Yenişehir. Adakale sokak No. 54 05» metre arsa İçeri-
yüze yakın çam ve meyva a-ğaçlı. konforlu ve telefonlu üç bölükten İbaret 14 odalı kArgtr ev acele satılıktır. 44421 telefona müracaatları. 66—3
Bu da koridorun eski aşinalarından, fakat bizi tanı-mamazlıktan geldi. Yanına gittik.
— Geçmiş olsun, ahbap. Gene mi kazaya uğradın?
Yadırgıyan bakışlarla süzdü, mırıldandı:
— Herkes benim başıma dikiliyor. Karagöz mü oynatıyoruz burada?
— Bugün pek öfkeli görünüyorsun, ahbap. Kim kızdırdı seni?
Aşağıdan yukarıya doğru bir tetkik süzgecinden daba geçirdi:
— Benim kazalarımı, belâlarımı nereden biliyorsuu sen, beyefendi kardeşim?
— Sen bizi tanımadın amma biz sem tanıyoruz, ahbap.
Kelepçeli bileklerini kaldırıp yumruklarının tersiyle gözlerini ovuşturdu:
— Hımmrn... Benim de M-, raz gözüm ısını gibi oluyor amma çıkaramıyorum, bey abi. Ahbaplığımız nereden geliyor acaba? Her halde 1-çeriden tanışıyoruz. Sen, hangi koğuşta yattın? Ce- [ zan ne kadardı? İşten mi gelmiştin, leşten mi?
— Sözlerini anlıyamıyo-rum, ahbap.
— Kodes dilinden çatanı-( yor musun bey kardeşim?. Yani birini mi şişledin de i-çeriye girdin, yoksa el işlerinden mİ tıktılar?
—Ben oralara hiç girmedim. Sen hangi işten girdin bakalım?
— Orasını ne soruyorsun, bey kardeşim? Bizimkisi malûm işte. Talihe güvenip, işe girişiyoruz, bazı defa kör, şeytan yardım ediyor, bazı kere de tomile çarpıyoruz. Bunlar her zaman güvenile- [ cek işler değil amma neylersin ki bir defa şeytanın gösterdiği yola sapmışız.
İçini çeldi, avurtlarını şişirip pufladı:
— Aah, bey kardeşim, ah!! Benim halimi bilsen yüreğin sızlar. Namussuzum ki kırk bin defa tö-’bekâr oluyorum, kendi kendime: «Ulan Hay-| ri, aklım başına al da doğru | dürüst bir iş tut, şu kavanoz I dipli dünyada rahatına bak., Bu gidisie günün birinde kodes köşesinde mortoyu çe- i keceksin» diyorum amma ye minimi yerine getirmek rfa-sib olmuyor. Her işin başı kör şeytandır. İnsanı kandırır. peşine takar, ondan sonra da iflâhını keser.
— Şeytanla yakın ahbapsın demek?
— Ben selâmı sabahı keseceğim amma yakamı bı-rakmıyor ki. Doğru dürüst' yoluma giderken ayağıma bir iş dolaştırıyor, başımı1 belâya soktuktan sonra savuşup gidiyor.
— Bu seter de şeytana uydun öyle mi?
— Sen olsan uymaz mısın beyefendi kardeşim? Cena-’ bı Allahın bildiğini senden saklıyacak değilim ya. An-, latayım da bak. Dün sabah bizim koca karı; «Odun isterim, kömür isterim, ayağım-
da pabuç kalmadı, kışta kıyamette pazara gidip gelinciye kadar çoraplarım ıslanıyor, hastalanıyorum. Baş örtüm de eskidi» diyerek sipariş listesini dayadı. Vay geçmişi kuıalı kan vay! U-lan, ben patron muyum kİ bunlan bir kalemde abvere-yim? «Hele biraz dişini sık. Yağlı bir kısmet çıkarsa çaresini düşünürüz» dedim Niyetim bir iş bulup çalışmaktı. Amma velâkin, akşama kadar döndüm dolaştım, bir baltaya sap olamadım. Akşam üstü bir ahpaba Tasladım, beni meyhaneye çekip iki duble rakı ısmarladı. Allah razı olsun, rakıyı çekince gövdem biraz ısındı. Meyhaneden çıktım, pis pis düşünerek dolaşırken tenha bir sokakta ihtiyar bir kan ile bir kız çocuğu evden çıktılar. Koca karı: «A-man kızım, kapıyı iyi çek. Evi bomboş bırakıp gidiyoruz, hırsız girer de soyar.» dedi. Evin kapışım bir daha yokladıktan sonra savuşup gittiler. Görüyorsun ya şeytanın işini. Belâyı getirip a-yağıma dolaştırdı. Onlar köşeyi döndükten sonra şeytan gelip zihnime girdi; «Ulan, Hayıi. İşte sana boş bir ev. Bövle fırsatı her zaman bulamazsın. Şurayı bir şavulla bakalım. Bir daha böyle işler yapmamak için üç gün evvel tövbe çekip yemin içmiştin amma kulak asma öyle lâflara. Su testisi su yolunda kırılır. Sen bir defa bu yollara girmişsin, ne kadar dolaşsan çıkamazsın, düpedüz hırsızlık edeceksin amma boş ver. öyle hırsızlar var ki bir lokmada deveyi semeriyle yutuyorlar. Onların yarımda senin yaptığın vız gelir. Haydi bakalım. şu kapıya bir el at. Belki bir kısmet çıkar da hiç olmazsa koca karının pabucunu tedarik edersin» diyerek kulağımı bükmeğe başladı.
Ölüsü kandillinin kapısı da dokunurken açılıverdi Destur, deyip içeriye daldım, odalan bir kolaçan ettim. karanlıkta elime ne geçtiyse toparlayıp kapıdan dışarıya süzüldüm. Cenabı Allah kimseyi kör şeytanın tuzağına düşürmesin. Bir defa kafese girersen paçayı kurtaramazsın.
— Sonra ne oldu? Çaldığın eşyavı satarken mi yakaladılar?
— Yok be yahu. Eşyanın doğru dürüst yüzünü görmek bile nasib olmadı ki. E-vin kapısından adımımı atmamla beraber düdükler vızladı, devriyeler etrafımı sarıverdiler. Zannedersin ki kapının ağzında beni bekliyorlarmış. Bu da şeytanın işidir ha. Beni kafesleyip e-ve soktuktan sonra gidip bekçilerin kulağım büktü. Malûm ya. şeytanın dostluğu dâr ağacına kadardır, derler.
Mahkeme açıldı, şeytana küfürler savurarak kalktı.
Ce. Re.
| D»»nn Mlılık bakkaliye - Azim»! dolayulyle lglek cadde OzeıUKh, İçln-MUHASİP — Franauc» bUlr bir Id,ki 'OaUrio ijlcr variyettedir.
MATBAA TİFO USTASI ARAMIYOR — Tecrübe görrnu» çalışkan ve kabiliyetli bir tlpo untası aranıyor. Ankara caddcal No. 111 AtlUp.
»74
DAKTİLO ARAMIYOR — Eakl harfleri de bilen ve çok »eri yazan bir daktilo alınacaktır. istekUerin tahsil durumlarını da açıklamak suretiyle 481 posta kutusu adresine yarmalan. 58 - 1
BİR BAYAN ARANIYOR — Evde hizmet etmek ve «ece edndüz evde kalmak »artı İle 45 yasından yukarı kimsesiz temiz ahlâklı bir bayana ihtiyaç vardır. İstanbul ij Bankam karşısında Malûl Cemal GlşesUıe müracaat. 60 — 2
ACELE SATILIK EV DÜKKAN — Bakırköy Küçük batlarda No. 60 da 5000 metre kore meyvalık bahçeyi müjtemll dört odayı havi bos teslim bir ev ve Mercanda Tıfcılar caddesinde 21 No. Iı bir bap dükkânın beşte üç hissesi acele şahlıktır. Taliplerin yukarıdaki ad-eae müracaatları. »4 —
ÇOCUKSUZ üç KİŞİLİK BİR AİLE — (Ev hanımı Alınan! be» odalı bir daire aramaktadır. Müracaat: Beyoğlu posta kutusu 2317.
SAİTLİK KELEPİR ARSA — Kü-çükyalıda asfalt üzerinde 815 M2 4000 lira. Telefon 39203 7* — 1
ev İşlerinde çalişmak üzere BAYAN ARANIYOR — Bekâr bir
bayın apartıman
dairesinde
daimi
kalabilecek ev idlerinden anlar dü-
rüst bir bayana İhtiyaç vardır. Her gün saat (16 - 17i arası Galata
Rıhtım eski Yolcu salonu karcısı Frank han 5 İnci kat No. M ya müracaat. 73 _
3 Al. 1^1 S W1 Vk(EŞYA)
Sanlık — İçi kıymetli kürk, yakası lütr. Avrupa t»l kullanılmamı» erkek
Enlra ruj - Oitraviyole Aleti
kullanılmamı» portatif, antika sedefli
büyük endam aynası
Müracaat: İstiklâl Caddesi. Balyoz
sokak. Yeni Han No. 35 Bay Hayred-dln Özkula. Tel: 52/441 41 -
SANDAL BEDESTENİNDE — Yun-

SATILIK DOKTOR MUAYENEHA-
NESİ — Taksim Yenişehir Serdar ö-mer Cad. No. 93 Kahveci Mehmede.
51LE OTOBÜSLERİ LURAÜINDA— Her bAyle müsait bakkaliye devren Satılıktır. Üsküdar SelmanpSk caddesi No. 16/1. Aynı dükkAna müracaat.
70 — 2
ACELE SATILIK EV - Bakırköyü. Cevizlik. Hatboyu 40 No. İki kat bes oda. katlar helAlı. Küçük bahçeli. E-lektrlk ve kuyulu. içindekilere müracaat. 71 — 2
rı Safa han No 13.
9.34
K SATILIK
kam plan
Sfenks Uykuda
Aşk ve Macera Romanı
Yazan: J. D. Carr L Tefrik»
öptü. Sonra. İlk konuşan Cella oldu. Başı Donald’ın omuzunda:
— Beni İlk defa öptüğünün farkında mısın? — dedi.
— Ah, Celia'cığun! O sıralarda yirmi sekiz yaşındaydım ve dünyadaki insanların belki de en toyu ve en aptalıydım.
— Hayır. Donald, hayır!,.. Sen, o zaman da... O zaman da ...
Genç kız, bu hâdisenin hakikat olduğuna inanabilmek istiyormuş gibi, genç adamın o-m uzunu okşuyordu. Sokak fenerinin ışığında, Donald, onun dudaklarında heyecanlı bir tebessüm ve gözlerinde yaşlar farkettl:
— Seni seviyorum, Ceüa! — dedi. — Bütün hayatımca seni hep sevdim.
— Sahi mı. Donoıd?... Sahi mi?... Bütün bu müddet zar-
Tercüme eden: (Vâ - Nû) No. in J
fında neredeydin, kuzum sen?
Yedek binbaşı, vaziyeti kısaca anlattı: İtalya, von Steuben, warrender...
Sözünü bitirdiği zaman Cella dedi ki:
— Bak, Donald fenerin altındayız... Ya, bizi görürlerse... Parka gidelim.
Yürümeğe başladılar. Cella’ nın biraz evvel haber verdiği gibi park kapısı az ötelerindey-dl. Kendilerini takibeden iki gölgeyi farketmedller. Farketseydl-ler de, civar sokak fenerlerinden aksetmiş her hangi bir heyülâ zannederlerdi.
Parkın güzel kokulu alaca karanlığı İçine daldılar. Ağaç yapraklarının arasından yalnız ay ışığı süzülüyor; bütün muhit rüya âlemine benziyordu. Cella, beyaz elbisesi içinde, genç adama maddi «im ayan Kir vÜCUt
gibi geldi. Bereket versin, sarılıyordu da, yanındakinln sevgilisi olduğunu anlıyordu.
Genç kız:
— Ah, Thorleyf — dedi. — Artık tabiî hüviyetimi bulmağa başlıyorum.
— Ne demek istediğini anlayamadım?
— Seni öldün zannettiğim sıralarda bence artık hiç bir şeyin ehemmiyeti kalmamıştı. Derken, Noel’de de, Margot... Thorley sana anlattı mı?
— Evet.
— Hak verirsin: İnsan, hayatta öyle darbeler yiyince, ne yaptığını bilemiyor. Hayır, sonradan yaptıklarıma pişman olmadım. Fakat şimdi, o yaptıklarımı düşündükçe gülünç buluyorum. Buna rağmen öyle hareket etmekte haklıydım, haklıydım.
Donald, durdu; ellerini sevgilisinin omuzuna koydu:
— Güzelim, neden bahsediyorsun?
— Dinle benî, Donald! Şimdi bizim şu dolaşımımız gelişi güzel bir gezintiden ibaret değildir. Biri ile karşılaşacağa
— Yat- Kiminin?
., MVTI. rr.RRİK
MalamaHk darslart — Lise • Ortaokul talebelerine evde müsait »artlarla der» verilir.
Pangalh Türkbeyl So. Bozkurt ap. 119/1 e veya (83723-64133) tele adres
bırakılması.
ORTAK — Temtz ve kurulu bir l»ln devamı olarak bir teşebbüs için (30.000! Hra sermayeli ortak aranmaktadır. Kasa ve banka İşlerini takıp edebilecek bayan da olabilir. Müracaat Posta kutusu 1876 Galata.
53 -
Lisan meraklılarına, çocuk valllarlna — Satılık İngilizce. »r.insize a ders plAkları ve mükemmel bir pikap. Bu iki lisanda ders verilir Talebeler Llngalonla en temiz bir telâffuz İle yetiştirilir. Sernit ehvendir. Aksam' da Ş. P. rümuzuna 33-----1
İMALATÇILARA — Eminönilnde Balıkpazarı caddesinde işlek bir dükkânda mallarını satirik isteyenler mal kanılımı avans da verilir. Müracaat İstanbul posta kutusu 145 adresine yatılması.
62 — 1
Bu kamplardan kaçan genç bir Alman buralardaki hayatı anlatıyor
Aşağıdakl makale müttefik kontrol komisyonu tarafından, İspanyadaki temerküz rından kurtarılan 20 bir Alman harp esiri dan yazılmıştır:
1948 yılı güzel bir ____________
sabahı Fransız - İspanyol hududunu geçtim, tsvlçrede bir İspanyol elçiliği İspanyaya vizesiz girebileceğimi, ve kolaylıkla bir İş bulabileceğimi, hattâ İstediğim zaman oradan Amerikaya gidebileceğimi bana temin etmişti. Hakikaten hudu-
kampla -yaşında tarafın-
Ağustos
du geçip te Port Bon'ya vasıl olunca hudut muhafızları tara-
fından büyük bir hüsnü kabul gördüm. Bana çay, kahve, sigara, şarap ve çikolata İkram
dan kaçan Alman harp esirleri, mütebakisi de Macar, PolonyalI, ve Rub esirleri İdL İspanyada hürriyet arayan bu bedbahtlar en az 5 yıl hapse mahkum olmuşlardı.
Kamptan kaçmağa teşebbüs edenlere akla gelmedik İşkenceler yapılıyordu. Kaçakların evvelâ saçları kesiliyor, sonra en vahşi usullerle taş ocaklarına sevkedlllyordu. Ben de iki kere kaçmak teşebbüsünde bulundum. Fakat ikisinde de yakalanarak uzuıı müddet taş ocaklarında çalıştırıldım. Bir gün muhafızların biri kafama sopa Ue öyle bir vuruş vurdu kİ, bir kaç hafta yatmak mecburiyetinde kaldım.
— V D -
CİHANGİRİN — Münasip denize nazır yelmde bir hane iki kat üzerinde yedi odn iki salon ayrıca bir bölük acele sanlıktır. 41421 telefon.
67 —2
kers marka havagau fırını ve RO-MEO ORSİ MİLANO nmrka tılr saksafon perşembe 9 »ubal saat 1,30 da açık arttırma ile satılacaktır. Meraklılara tavsiye ederiz. 61 —
SATILIK ELEKTRİK MOTÖRÜ — 220 / 380 / 12 beygir İçler variyette gayet iyi fiyat çok ucuz Tersane caddesi Nordştem han No. 6 Galata.
63 — 2
ELBİSE VE PALTOLARINIZI —
Taksitle diplomalı tüccar terzi Şükrü Aksoya teminatlı olarak yaptıra-
bilirsiniz. Çakmakçılar yokuşu aşa-
Dllbcrzadeler cidarında Sab-
Birleşmiş milletler konseyindeki Milliyetçi Çin delegelerinin çıkarılması teklifinin kabul edilmemesi üzerine toplantıdan çıkan Sovyet delegesi Malik büyük adımlarla giderken gazeteciler kendisini takip ediyorlar.
— Doktor Shepton’la... O bir sır biliyor, öyle bir sır kİ, şimdiye kadar ancak kendisine söyledim.
— Doktor Shepton, ablanın doktoruydu, değil mi?
— Evet. Bugün Londra’ya gelerek dostlarından bir asabiyeciye baş vuracağını biliyordum. Bana dair konuşacaktı. Göz hapsi altında buluduğumun farkında olduğumdan eve gelmesini isteyemedim. Ev halkı beni deli sanıyor.
Cella’nın dudaklarından bu sözler bir dram havası İçinde dökülmüş olmasına rağmen, Donald, az daha kahkahayı koparacaktı.
Alaycı bir tavurla:
— Yok canım? - dedi.
— Thorley, sana bundan bahsetmedi mİ?
— Bahsetti, evetl — diye Hoi-den, eski arkadaşı Thorley’in sesini hatırlayarak cevap verdi. Ve bütün vücudunu bir hiddet raşesl kapladı. — Evet, bana bu sözleri söylemeğe cüret ettL Halbuki, ben. onu eskiden en iyi doetum zannederdim.
— Donald ! Söylediklerine inanmadın değil mİ? Hayır, ha-
eden muhafızlar bir taraftan da akla gelmedik sualler soruyorlardı; ve beni istediğim hayata kavuşturacakları hakkında temin ediyorlardı.
Ertesi gün yanıma başka bir muhafız katarak, doğru Flgne-rasta bir polis karakoluna götürdüler. Karakola girer girmez derhal tevkif edildiğimi söyll-yerek ellerimi kelepçelediler; ve bir katil gibi önce Barcelona hapishanesine, oradan da Kuzey İspanyada NaııcJares de la Oca temerküz kampına nakle-1 dildim. Bu arada yapılan soruşturmada bir komünist olduğum ve maksadımın Madrll hükümetini devirmek olduğu söyleniyordu.
Toplanma kampı
Naııclares de la Oca kampı yüksek bir yayla üzerinde, etrafı sert kayalarla çevrili büyük bir yerdir. Kampın etrafı ayrıca tel örgülerle çevrilmiş, ve her 50 adımda bir makineli tüfekli muhafızlar nöbet bekler. Poilcla brinada denilen bu muhafızların Nazi SS subaylarından farkı yoktur.
Zaten kampın bütün plânları SS lideri Heinrlch Hlmmlerin tanzim ettiği plânlardan alınmıştı. Kamptaki taş barakalarda mahkûmlar tarafından İnşa edilmişti. Her barakada yanyana dizilen yataklarda, 300-400 mahkûm yatıyorud.
Barakaların içi siııek. bit, tahtakurusu ve her türlü haşere ile dolu idi. Fakat bütün bunlara karşı tedbir almak hiç bir İspanyolun hatırına gelmiyordu.
Mahkumların yediği yemek akıllara hayret verecek kadar az. ve o nispette de fena İdL Günde iki sefer verilen sulu fasulye ve çürük patates çorbası. ve bir dilim ekmek, mahkumların bütün gıadsıııı teşkil ediyordu.
Tabii bu gıda ile uzun müddet yaşamanın imkânı yoktu. Mahkumların hepsi, verem, tifo ve dizanteri gibi hastalıklarla kıvranıyordu.
Her gün mahkumlar teker teker ölüp gidiyorlardı. Üstün koru yapılan muayenelerde doktorların, hiç bir mesuliyeti yoktu. Zaten koskoca kampta bir tek köy doktoru vardı.
Kamptakiler
Bütün kampta 26 muhtelif memlekete mensup 40ü ecnebi vardı. Bunların ekseri Fransa-
yır öpme beni! Sana bir şeyi İzah etmek istiyorum.
Sesindeki ciddiyet, Donald’a sükûn verdi.
— Bu İşi sonuna kadar devam ettirecek olursam, netice vahim olur. — dlyî genç kız, tekrar söze başladı. — Bununla beraber öyle lcabediyor! Esasen, bundan sonra artık, geriye nasıl dönebileceğimi kestiremiyorum. İnanabileceğim, güvenebileceğim, bir tek İnsan var: O da, İkinci Mammy’r.ln eski bir dostudur. Fakat artık polise de meseleyi yazmış bulunuyorum.
— Meseleyi polise ini yazdın? Neye dair?
Cella:
— Gel! — dedi.
Sağ yanlarında sıralanan a-ğaçlar, bir devam, bir mütemadilik hissini vermekteydi. Donald, bahçenin bir kapalı kısmını farkettl kİ, kapısı açık bulunuyordu. Genç kız, o tarafa doğru yürüdü. Holden de o-nun beyaz elbisesini gözden kaçırmıyarak ikisi de boş bir çocuk bahçesine girdiler. Bu bahçeyi iiç tarafından bir çit kuşatıyordu. Parmaklığın öte ta r alında, dördüncü amırda par-
Blr kamp komutanı şöyle dedi: «Burada yapılacak yalnız bir tek şey vardır: Ya İş. ya-hutta ölüm.» Ben de İşlerim çok i ağır olduğunu söyledim. Fakat komutan bu İtirazıma o kadar kızdı kİ. arkama şiddetli bir tekme yapıştırdı Tekmenin şiddetinden yüz üstü yere kapaklandım. Ertesi gün muhafızlar beni bir odaya kapatıp, İspanyada sık sık rastlanan kauçuk sopalarla bayıltıncaya kadar müthiş bir dayak attılar.
Bazan mahkumlar kamptan hariç yerlerde de çalıştırılıyordu. Kamp harici İşler de taş ocakları, diğer maden ocakları, tünel İnşaatı gibi İşlerdi. Tabii bu gibi işlerde hiç bir I İspanyol amelesi çalışmak tste-I mlyordu. ÜsteUk bu ağır işlerde mahkumların aldığı ücretler, hiç denecek kadar azdL Ekmek te gayet pahalı olduğu için bu ücretle ekmek dahi almak imkânsızdı.
İşçilerin aldığı yevmiye en çok 12-14 peseta id! Halbuki bir Ubre tereyağ 36 peseta; ayna miktarda et 23. domuz eti 130: ekmek 7; peynir 20; şeker 18 peseta olduğu düşünülürse işçi yevmiyelerinin ne kadar az olduğu daha iyi anlaşılır.
I Kamptan kaçanlar ı Kamptan kaçanların en büyük müşkülâtı hudutta kendini
i belli ediyordu. Zaten hududa 1 kadar kaçabUenler, hudutta mutlaka vurularak öldürülüyordu. Hududa varmadan yakalananlar İse ölümden beter bir iş kampına sevkediliyordu. | Memleketin her tarafı asker ve
I polis ile dolu idi Trenlerde ve her türlü nakil vasıtalarında hüviyetsiz seyahat etmenin imkânı yoktu. Bu bakımdan İspanya yer yüzünde kendi orducunun istilâsına uğramış yegâne memlekettir.
ı İspanyayı terk etmek. İspan-I yol hükümetinin müsaadesi ile mümkündür. Kamp müddetini tamamladıktan sonra, bin bir müşkülâtla ben de bir izin ko-ı parabildim. Kamptan ayrılırken, arkadaşlarım kendilerini unutmamamı ve kendilerini terk etmemem için yalvarıyorlardı.
Bugün İspanyada Faşist . idare sistemi hâlâ mevcuttur. 26 muhtelif millete mensup .kimseler hâlâ faşistlerin barbarca işkenceleri altında kıvranmaktadır.
Nalkeden: A. Derebeyoğla
kın gümrah ağaçlan hudut teşkil etmekteydi. Ay ışığı, salıncakların nikel kısımlarını parıldatıyordu. Kumların bir tarafa kümelenmiş olduğu görülüyordu. Otsuz, çimenslz olan zeminde, kuru toprağın lâtif rayihası yükseliyordu. Hiç bir boş yer insana bu kadar tenhalık hissini veremez. Burada, ölmüş çocuklar parkında gibiydiler.
Yüzünü Donald ıo görmemesine rağmen, Cella, büyük bir heyecan içindeydi; belli. Kolunu salıncağa doğru uzattı; salıncak, hafif gıcırtılar çıkararak sallanmağa başladı:
— Donald! Ablam beyin kanamasından ölmedi. İntihar etti.
Holden, hayretle baktı. Edinmeği umduğu malûmat bu değildi:
— öyle ama Margot niçin İntihar etmiş olabil’jt?
Cella, bu suale huşunetle cevap verip salıncağı da şiddetle salladı:
_ Niçin mİ? Çünkü, Thorley. ona cehennem hayatı yaşatıyordu. Sen, demin. Thorley’in en iyi arkadaşın olduğunu söy-
lemiştin. Kendisine dair ne düşünürsün?
— Vallahi bir not veremiyorum. Pek değişmiş! Her ne pahasına olursa olsun, bir maksada erişmek hırsı yüreğine girmiş. Eskiden tembel huylu, keyif meraklısı çocuğun blrlydL
— Demek onu bu kadar sade bir İnsan zannediyorsun?
— öyle zannediyordum.
— Halbuki, o, hiç bir zaman göründüğü gibi olmamıştır. Ustura bilemeğe mahsus kayışla Margot’un suratına vurduğunu gözlerimle gördüm. Sonra ablamın üstüne atıldı, onu boğulma raddelerine getirdi. İşte son üç, dört sene zarfında, birbirlerine hiddetlenirler ise, böyle vakalar olurdu.
Bu ay ışığı, salıncağın bu gıcırtısı...
Donald, kendini kâbus içinde sandı.
Cella, titrek bir sesle devam etti:
— Margot, bu cins muameleleri hak etmiyordu, hayır! Ne kadar... nasıl söy üyeyim... munis bis insan olduğunu bilirdin.
(Arkası var)

8 Şubat 1950
AKSAM
Safıfp 7
Nişan yüzüğu’j Et ihtiyacımız hindi yetiş
Al.mnLIn inmin nl..nnhii;ı
YENİ YAYINA
kalbi"
ee-
Filârmonik cemiyeti nin müzik festivali
tirmekle temin olunabilir
Kümes hayvanlarına fazla ehemmiyet vermek lâzımdır

Şehirlerde gürül-tünün azaltılması
Binalardaki duvar, döşeme ve tavanlar cam yünü ile tecrid ediliyor
HAB3 VE SUEB
Dünya aiçûsûnde taammış büyük «s romancılaradan L Taistay’un.
t T X W H 3 E
Büyük injîUz edibi *-Itcr Sent on c-rr-dır Dillırife Avn! Clvda tarafından çevrflmiıtir. Bundan ön« çıkan bırma cildi 2S0. t» defa çıkan ikinci cildi 240 kuru; naile. Mıilt üfıtım Bakanlığı yaymevteriyle bütün XI-tapçılarda satılmaktadır.
BABAMIN HAYATI
Franam edebiyatına 300 e jalen erer Hediye etırns olan tanaımu Fransız edip ve ronmncı'armdan Hes-
Cende.-. «erlerinden itaKür. Dilimize E. önsel tarafından tevrOnUpır. MiHl Eiıtim Entraniıeı raymevienyle
bütün kitapçılarda SM Mmt fıatle
SEYAHAT YnXAHI
Birinci aldı 3» »e Un
iıimaktadır.
ŞEHNAME
nkada tavukçuluğun ve tica-■ re tinin bugünkü tekamül re terakkisi tavukçuluk sanatının hak kile bilinmesi ve yapılması gereken işlerinin ilmi ve sıhhi bir tarzda hiç birisi ihmal edil-miyerek cümlesinin tamamen tatbiki sayesinde mümkün ol-muştur.
iİ»■ 10'( fr’J OM 4l—Bİ
İTtra* Gu. Ocı. Itaaaı • « ırusı
E 11J1 03 «53 S.U liı» 1J3
___________________________________
Cemal Nadir ®or na u
Londra’dan yazılıyor: İşlek ve kalabalık büyük şehirlerde yaşamak ve çalışmak zorunda olan milyonlarca ve milyonlarca insan, gürültüyü normal gündelik hayatlarının ayrılmaz bir kısmı olarak kabul etmişlerdir. Meselâ çoğumuz seyrüsefer, yazı maklr.au. uçak, tren ve fabrika gibi menbolardan çıkan gürültülere o kadar alışmışızdır kİ. ekseriyetle bu gürültüler kesildiği vam,m bir an evvelki mevcudiyetlerinin farkına varırız.
Bununla beraber insanın e-vinde. tamamiyle «tin ten m eğe uğraştığı. hariçteki gürültülerini hiçbir suretle çekilemiyeceği müstesna yamanlar olur. Bu anlarda cıvardhkilerin pes perdeden radyo çalmaları, çocuk, •ıgtnmarı cınıll-m çarpması ve . yeknesak ayak sesleri bile, başı-m dinlemeye rahvan insanı son ı dereced1* sinirlendireMIir. Bu
etzzıek tz^ks^ıdiyte (suni> iar kufianıimaktadır. Seyyar lâ-boratuvarla tecrübe edilecek 1-id oda arasına iki kablo geril-nıeBtcdir. ^ıh-v.iaftfın butum □cunda malûm kuvvette bir gürültü çıkaran bir hoparlör ou-lunmaktadır. Diter uçta hoparlörden çıkan gürültüyü tapan ve frekansını lâboraluvardaki bir sayıcıda kaydeden bir mikrofon bulunmaktadır- Bu usulle iki arasındaki tecridin müessirlisi ölçülebilmektedir. Bu usul havada hâsıl olan gürültüler için tatbik edilmektedir. Darbe neticesi hâsıl olan gürültülere karşı tecridin müessirlik derecesini ölçmek İçin, hoparlörün yerine, tıpkı hakiki insan adımı gibi döşemeye darbeler vuran bir «ayak sesi makinası» Vnn^r.tmıai-turtm Ancak bu ma-jrinanm çıkardığı ayak sesi gürültüsü daha sert olup, ağır kunduraları taklit İçin bronz
ledebilmek !ctn. lâboratuvarlan j Londra civarında bulunan «inşaatla İlgili Araştırma İstasyonu?. iki yıl önce ikmal edilen' bir seyyar akustik lâbora turan1 inşa ettirmiştir. O tarihtenberi • lâbornturar Büyük Brilanynran j bilhassa ev'erte apartırr. anlara kuf olmakta bulunduğu bütün • inşaat mahallerini gezmiş ve1 gürültüyü tecrid bahsine dair' esasen mevcut malûmata geniş
ölçüde yer-' bilgiler katmıştır. | Bu seyyar lÂboratuvann çalış-1 malan o derecede muvaffakı-, yetil olmuştur kL geçen yıl Rotterdamd'i İnşa edilmekte olan yeni bir apartzmaniar blo-kur.’ir. ses 'ceridiyie ilgili olarak Hollanda’dan ivtenilmfştir.!
Rahatsız eden gürültüler İki cinstir. Bir cinsi havada hâsıl olan gürül t illerdir. Bu cinse meşeli ağlı yan çocuklar, bağıran radyolar ve yüksek sesle konuşmalar riahildir. Diğer cins darbeden hâsıl olma sürültû-dûr: ayak sesleri, kap: carpma-lan ve eşya nakli gibi.
Biri tecrid edilmiş ve diğeri! normal iki odaya gürültünün] nüfuz derecesini ölçerken mu-j kayese edilebilecek neticeler eldel
lıdan çok daha ucuz ve dayu-nıkbdır.
Apartma ulardan başka 67 inşaatında da gürültüyü tecrid a-lanmda büyük terakkiler kaydedilmiş ve hakikatte Büyük Britanya bu konuda o derecemde muvaffak olmuştur kL SİFİe^İk Amı»rilra jg diğer nıen*-lekeUerdekı tumanlar şimdi İngEterede yapılmakta olan çalışmaları çok yakından takip etmektedirler. Tatbik edilen yeni İnşaat metodian sayesinde, gürültüyü tecrid işi çok ucuza mal olmakta ve bu işler alelade inşaatçılar m rafın dan başania-bilmektedir. t ânım ıı halinde yapılan işin sağlamlığı seyyar iâboraoıvar vaatasiyle kontrol ettirilebilir. İskandinavya memleketleri kendi öz inşaat programlarında İngii terece geliştirilen standartlan m*di« etmeği karanaştızmışianiır. Havada hini nimj gürültüleri, evlere nispetle apartmanlarda önlemek bârız sebepler dolayısy e daha müşkül olmakla beraber. Büyük Britanyanm inşaatla İlgili Araştırma İstasyonu bu meseleyi de gelecek bir iki yıl içinde haBetmek ümidindedir.
İsviçre'de kış »perian: Bir iki hocası çocuklara ski dersi veriyor.
Pahife 8
AKSAM
[BULMACA
8 Şubat 1950
Soğuk Alg>nl’^"G7P Pong^ndo jönlen I Adale..Romahzma | Ağlarım
SOOİ Qra ne
günde 3 Kaşe alınabilir.
f 111 I —■^—■——6
Şehir Dram Tiyatrosunda TEBEŞİR DAİRESİ Son Hafta
Komedi Kısmında
HANIMLAR TERZİHANESİ
Sahneye koyan: Vasfi Rıza Zobu. 1554
Soldan »afla: 1 — Resimli. > — Ter»! bilgin kadın - Validenin bap. ■ — Bir eğlence mahalli. 4 — l»tun-dat - Terıl batından at demektir. S — Büyük anne - Başına «L» geline bir cins boya. 6 — Mahfaza • Teni bir at rengi. T — Hâdise - Basma «D» gelirse büyük baba olur. B — Şüphesiz . Lâhza. D — Teni nihayetteki. 10 — Tersi beyaz - Tersi tarıma
Yukarıdan aşağıya: 1 — Hüzünlü »e kederli. 2 — Genel İlgi. 3 — ts-tanublda bir mahalle. 4 — Teni ekstra ekstradır - Bir sayı. 5 — Buharlı geminin yarıdan fazlası Tersi Ankara nın yarısı. 6 — Boj gezen • Ortağın başı. 1 — Mahzeni evrak. S — Rakkase
ÇEÇEN BULMACANIN HALLİ
1 — Soldan cağa: t — Harakiri. 2 — Acıbadem. 3 — Mekanlze. 4 — im. Rumlt. S - Ziyan. la. 6 — Isa. Şaam. 7 — At. Hindu. S — Zamanlar, t — On. Maramu. 10 — Taraşa.
Yukarıdan aşağıya: 1 — Hamızıazot. 2 — Accmlstana. 3 — Rık. Ya. 4 — Abura. Hama. 5 — Kaııunşinas. 6 — idim. Anıma. 7 — Rezıladam. S — İmetamuzuK.
UNLARI
Besler Kuvvet verir
KONGÜRDATO KOMİSERLİĞİNDEN:
İstanbul İcra Yargıçlığının 17/11/849 tarihli karan İle ala-
ıktîsadî ve Sınaî Tesisat ve işletme Türk Anonim Şirketi
İktisadi »e Sınai Tesisat ve İşletme T. A. şirketinin 1949 yılı hesaplarıyla idare muamelâtı hakkında inceleme ve konuşulmak üzere Ticaret Kanunun 361 nci ve İç Tüzüğün 23 üncü maddelerine göre hisselilerin davetlerine yönetim kurulumuzca karar verilmiş olduğundan toplantı günü olarak seçilen 1950 yılı Martının 15 İnci Çarşamba günü saat 11 de Şirket yazıhanesi olan Galata Karaköy Palasta 4 ncü katta 3 numaralı dairede hisselilerin hazır bulunmaları bildirilir.
GÜNDEM:
1 — Yönetim kurulu ve Denetçi raporlarının okunmaları
2 — Hesapların inceleme ve onaylanması ile sonuçları hakkında yönetim kurulu teklifinin İncelenmesi ve yönetim kurulu zimmetinin ibrası,
3 — Yönetim kurulu üyeliğine seçilen yeni yönetim kurulu üyelerinin seçilmelerinin onaylanması,
4 — 1950 yılı için bir Denetçinin tayini ve ücretinin tes-bltl İle lüzum görüldüğü takdirde bir de yedek Denetçinin tayini hususları
5 — Yönetim kurulu üyelerine verilecek hakkı huzur-larlyle Şirket İşlerini idareye memur edilen azaya verilecek ücretin tayini,
Ticaret Kanununun 323 üncü maddesine göre şirketle muamelâtı tüccariyede bulunmak üzere yönetim kurulu •iyelerine mezuniyet verilmesi.
En az elli hisse senedini veya bunları bir bankaya yatırdığını gösterir bir belgeyi, toplantı gününden en az bir hafta evvel, şirketin İdare merkezine emanet olarak yatıran ortaklar bu toplantıda bulunabilirler,
İdare Kurulu
TÜRKİYE SİGORTA PRODÜKTÖRLERİ CEMİYETİNDEN :
31-1-950 tarihinde yapılatacağı Hân edilen kongremizde ekseriyet olmadığından müteakip toplantımızın yine Ticaret Odası toplantı salonunda 15-2-950 çarşamba günü saat 14 de yapılacağım ilân ederiz.
S tı'ık Emlâk
caklılanna longurdato teklif etmek üzere mehil alan Mustafa Çanakçılığının kongurdato müzakeresi 27'2 950 saat 14,30 da Ayvansarayda Abdülvedut caddesinde 121 numaralı çeltik ve bulgur fabrikasında yapılacağından alacaklıların İcra ve İflâs K. nun 292 nci maddesi gereğince toplantıya takaddüm e-den 10 gün teinde vesaiki komiserlik nezdinde tetkik edebilecekleri ve mezkûr gün ve saatte toplantı verinde hazır bulunmaları ilân olunur.
Müstafi Çanakçıh Kongurdato Komiseri Av. 8ait Barlas.
Sümerbank İstanbul Şubesi Müdürlüğünden:
Açık arttırma suretiyle arsalar satılacaktır Yalova Belediyesinden:
1 — Satılacak arsalar Yalovada çarşıya 100. denize ve plâja 50 metre mesafede, Kaplıca yolu üzerinde, denize, dereye nazır, meyva ve çiçek bahçeleri arasında en mutena manzarayı haiz olan 18 parça arsa ayn ayn, nısfı peşin ve diğer nısfı aylara müsavi taksim edilmek suretiyle İki sene taksitle 2490 sayılı kanun gereğince açık arttırma suretiyle satılacaktır.
2 — Bu işe ait şartname ve yapacakları bina tipi plânı belediyemizde her gün görülebilir.
3 — ihale 28/Şubat/1950 Salı günü saat 14 de Belediye Encümeni huzurunda yapılacaktır.
4 — Muvakkat teminat beher parselin muhammen kıymetinin % 7,5 dur. Arsalar 18 parsel olup her parselin tahmini metre nıurabbaı flatı 150, 200 250 kuruştur. Gaye Yalovayı güzelleştirmek ve büyültmek amacına matuf bulunduğundan flatlar çok ucuz olarak tesblt edilmiştir Parseller 450, 550, 750 metremurabbaıdırlar.
® Arttırmaya girecekler İhaleden iki saat evvel talip olacakları arsanın talimin flatı üzerinden % İfi pey akçelerini belediye veznesine yatırmaları lâzımdır.
6 — İhaleyi yapıp yapmamakta komisyon selahlyetlidir. ___________ (730)
T.C. ZİRAAT BANKASI
Vadesiz Tasarruf Hesapları ikramiyesi
Birinci çekiliş: 10 Mart 1950
ikramiye tutarı: 40.000 '*ra
İstanbul Üçüncü İcra memurluğundan: 949/2440
Şevket oğlu Süleyman Yavuz Sarıyer Yenimahalle Aziz e-fendl sokak 39 No. da iken hâlen yeri meçhuldür
Hayrettin Çekim tarafından dairemizin 949/244C sayılı dos-yasile İstanbul 6 nci noterliğinden re'sen tanzim edilen 19/8/948 gün ve 20270 sayılı senede istinaden (10001 Bin liranın tahsili hakkında ihtiyaten haczedilmiş bulunun Lülebur-gazdakl gayri menkullerin paraya çevrilmesi ve ihtiyati haczin icrai hacze İnkılâbı yolunda takip yapılmış ve tanzim edilen icra emri yerinizin meçhul bulunması dolayıslyle tebliğ edllmiyerek geri çevrilmiş ve İcra Yargıçlığının dosyada mevcut kararile İcra emrinin 20 gün süre İle llânen tebliğine karar verilmiştir. İşbu ilân tarihinden itibaren 20 gün İçinde borou ödemeniz, ödemezseniz ve tetkik merciinden icranın geri bıraktığına dair karar getirmezseniz cebri İcra yapılacağı ve ytne bu müddet içinde mal beyanında bulunmanız, bulunmazsanız hapis ile tazyik olunacağınız İcra emrinin tebliği yerine geçmek üzere ilânın tebliğ olunur. 1
Hesap numaraları ve adları aşağıda yazılı tasarruf mevduatı sahiplerinin 1/2/1950 tarihinde Üçüncü Noter Zilini Nay-man huzurunda yapılan keşidede İsabet eden İkramiyelerini almak üzere Bankamıza müracaatları rica olunur. Hesap No. su 2644/2660 1767 2985 2841 1644 1623 1470 3655 1650 506/65 D.D.Y.
3413 3274 1673
1376
345
85 7029
645
647
İsmi
İ. Akbıyık
M. Sokullu F İlkışık
A. H. Güney E. Trladafllidu K. Apelyan Z- Arıkan A. Salt M. Mavromatl Limanlan Y. Cemiyeti P. Türkân N. Yalım F Ulusu F. N Turna M Tozun
N. Sayıner S- Topuzlu U. Boztunç
G. Güleç
1583
Mahalli
Ankara
İstanbul Şubesi
| Tekel Gene! Müdürlüğü İlânları
Levazım alım komisyonundan
1 — İdaremiz deniz vasıtaları için (50) adet cankurtaran yeleği ile (40) adet cankurtaran simidi pazarlıkla satın alınacaktır.
2 — Muhammen bedelleri 3550 lira olup geçici teminatı 266.25 liradır.
| 3 — Şartname ve numunesi her gün Levazım ve evrak
şubemizde görülebilir
1 4 — Eksiltme 13/2'950 pazartesi günü saat İC da Kaba-
taşta Oenel Müdürlüğümüz Levazım alım komisyonunda yapılacaktır.
5 — İsteklilerin yukarîda yazılı pey akçelerini İdare veznesine yatırarak makbuzları, kanuni ikamotgâhlaıını ve tlca-_____ r’ durumlarını gösterir belgelerlle, belirli gün ve saatle adı 18178) geçen komisyona müracaatları İlân olunur. 1141)
İstanbul Defterdarlığından
, ymetl Teminatı Dosya No. Cins! Lira Lira
511— 1529 Büyükada, Maden mah. Çarkıfelek
cad. 219 ada, 2 parsel eski 4 mük. kapı sayılı 539 M2 arsanın 1/8 payı. 404 31
512— 373 Bakırköy. Sakızağacı mah. Çaça-
ron so. 37 ada, 35 parsel eski ve yeni 30 kapı sayılı 189.18 M2 bahçeli ahşap evin 1/8 payı. 300 23
516—4561 Eminönü (Kumkapı) Nişancı
mah. Hamam yeni ve Elmas paşa çıkmazı so. 752 ada, 13 parsel yeni 19 kan( sayılı 206 50 M2 arsa. 3100 233
512—9789 Fatih (Feneri Tevkiicafer mah.
Kiremit cad. 2318 ada, 12 parsel en eski 19, 21 eski yeni ve taj 17 kapı saydı 60 M2 ahşap evin 3/48 payı. 300 23
518— 18206 Fatih, (Sedlkule) Hacı Evhadet-
tin mah Samancı Odaları so. 1079 ada. 13 parsel eski ve yeni 20 kapı sayılı 170 M2 arsa. 680 51
519— 2081 Kadıköv. Rasfm paşa mah. Kır
kahvesi so. 204 ada. 23 parsel es-Ki 7 yem 53 kapı sayılı 100 M2 arsa. 1000 75
5110—2901 Sarıyer, Tarabya mah. eski Ka-
rayanl yeni Taravet so. eski ve yeni 30 kap> sayılı 45 M2 arsa. 270 21
Yukarıda yazılı gayri menkuller 24/2/950 cuma günü saat 15 de Millî Emlâk Müdürlüğündeki komisyonda ayn ayrı açık arttırma ile satılacaktır
İsteklilerin nihayet saat 15 e kadar yatıracakları teminat makbuzları ve lüfus cüzdanlarLie satış günü komisyona, fazla bilgi İçin sözü geçen müdürlüğe başvurmaları (Teminatlar önceden de yatırılabilir.) (1616)
Büyük ikramiyeler; 15.000, 10.000 hra Ayrıca: 5uO — 100 lira arasında 80 ikramiye
Bu çekilişe katılabilmek için 10 Şubat 1950 de hesaplarda 150 lira bulunması ve bunun çekiliş tarihine kadar muhafazası lâzımdır. Her 150 lira için ayrı bir Kur a numarası yerilir.
10 Mart, 15 Mayıs çekilişlerinde yalnız para ikramiyeleri; 30 Haziran, 31 Temmuz. 29 Ağustos, 30 Eylül 28 Ekim, 30 Aralık çekilişlerinde ise, bazılarında ikişer ev olmak üzere, hem ev, hem para ikramiyeleri vardır.
SOMERBANK —■
Bankamızda tasarruf mevduatı hesabı olanlar
I 1 — Senede dört defa Şubat.. Mart. Ağustos ve Kasım ay-
I larının birinci gününde yapılacak Yeril Malı İkramiye çe-
I killşlerlne İştirak etmek ve
I 2 — Dileyenler faizlerine karşılık %8 fazlasiyle yerli malı I almak hakkını sağlamış olurlar.
Gişelerimizden İzahat alınır.
Bayındırcık Bakanağından
Kocaeli ilinde t-tanbul - Ankara yolu üzerindeki tarihi Geyve köprüsünde yapılan tamirat, şiddetli soğukıtır sebeblle ikmal edilemediğinden köprü ancak 28 Şubat 1950 tarihinde geçide açılabilecektir
Keyfiyet İlân oıunur. (1540)
İLÂN
KONGORDATO KOMISERLI-
ĞİNDEN;
İstanbul icra Yargıçlığının 17/11/949 tarihli karan ile alacaklılarına kongordato teklif etmek üzere mehil alan Mustafa Ahmet ve Muhlis Çanakçılı kardeşler firmasının kongorda-to müzakeresi 27/2/950 pazartesi günü saat 15 de Ayvansaray-da Abdülveaut caddesinde 121 numaralı Çeltik ve Bulgur Fabrikasında yanılacağından alacaklıların İcra ve İflâs K. nun 292 nel maddesi gereğince toplantıya takaddüm eden 10 gün l-çlnde vesaikini komiserlik nez-dlnde tetkik edebilecekleri ve mezkûr gün ve saatte toplan r. yerinde hazır bulunmaları Uân olunur.
Mustafa, Ahmet ve Muhlis Çanakçılı kardeşleri firması Konkordato Komiseri Av. Sait Barlas
.....1..............................................................
İş bulmak istiyorsanız, işç>, dadı, ahçı arıyorsanız; emlak, arsa, eşya alıp satmak arzusunda iseniz:
I

En verimli ve en ucuz vasıtadır!
Doğrudan doğruya «AKŞAM» ilân servisine müracaat. Telefon: 20681.

Comments (0)