EN
SON
PARİS
MODASI l______
BAHARL1K
BORDÜR, REYYE ve EKOSE KADIN YÜNLÜLERİNİ İsrarla arayınız.
AKŞAM
KIŞIN ÜÇÜZ ve İTİ ISINMAK İÇİN
TINAL SOBASI kullanıma. Linyiti koku vermeden, boru ve bacaları tıkamadan yakar.
Mustafa Tınal. Yemiş Çardak iskelesi No. 6-8 Telefon: 20460.
Sene 32 — No. 11221 — Fiatt: her verde 10 kuruştur.
PAZAR 8 Ocak 1950
Sahibi; Necmeddin Sadak — Yazı işlerini fiilen idare eden C. Bildik — Akşam Matbaası.
(. H. P. ve D. P. kongreleri
Cemil Sait Barlas ve
Başbakan dönüyor
İçişleri Bakanı dün emniyet müdürlüğü-
Celâl Bayar’ın nutukları
D. P. Başkanı husumet andı diye bir and yoktur diyor, D. P. yarın akşam bir tebliğ neşredecek İzmir 8 (Akşam) — Cumhuriyet Halk Partisi İzmir 11 kongresi dün saat 14,30 da Halke-yinde toplandı. Partililerden ve tarafsızlardan mürekkep kalabalık bir kütle de salonu ve bahçeyi doldurmuştu.
Devlet Bakanı Cemil Salt Barlas, Bayındırlık Bakanı Şevket Adalan, Cumhuriyet Halk Halk Partisi Genel sekreter yardımcın Cevat Dursunoğlu, İzmir Milletvekilleri. İzmir ve İstanbul gazetelerinin muhabirleri toplantıda hazır bulundular.
İstiklâl marşiyle kongrenin a-çılmasından sonra 11 İdare kurulu başkanı Nazif Çağatay, memleket ve milletin selâmeti, refah ve saadeti için daima İyi ve müspet kararlar almış olan Halk Partisinin bu kongresine muvaffakiyetler dilemiş, müta-akıben Başkanlık divanına ve kongre birinci bşkanhğına Reşat Leblebicloğlu. ikinci başkanlığa da Fethi üyguner seçilmişlerdir.
Atatürk için üç dakika süren ihtiram sükûtundan sonra İl İdare kurulunun çalışma ra-■ poru okımmutur. Bir delege rapor üzerinde konuşmalara geçilmeden önce Devlet Bakanı Cemil 8ait Barlasın bir konuşma yapmasını temenni etmiştir.
/
Celâl Bayar dûn kongrede nutuk söylerken
Devlet Bakanının konuşması
Cemil Sait Barak, alkışlar a-rasında kürsüye gelerek Cumhuriyet Halk Partisi hükümetlerinin geçmişte yaptıkları İşlerin kısa bir muhasebesini yapmış, hükümetin her yerde vatandaşlara hesap vermeğe hazır olduğunu söylemiş, toprak bütünlüğüne dayanan bir istiklâl politikası taklb ettğlmlzi, bugün Türk İstiklâlinin dünya sulhu için de büyük bir garanti sayıldığını, bize yapılan Marshall yardımının askeri kuvvetimizin İktisadi kuvvetle tamamlanmasını temine yarıya-cağını belirtmiştir.
Bakan. Marshall yardımından balıkçılığımıza ayrılan paradan Karadeniz bölgesinin istifade ettirileceğini, muhalefetten tenkid beklediklerini, fakat bu tenkldler yapılırken inkılâp umdelerinin zedelenmemesi lâzım geldiğini ilâve etmiştir.
nü teftiş etti
Öğrendiğimize göre bir mûd-dettenberl şehrimizde bulunan Başbakan Şemseddln Günaltay bu akşamki ekspresle Ankaraya gidecektir.
İçişleri Bakanı Emin Erişlr-gil, dün Vali ve Belediye başkanı Dr. Fahreddln Kerim Gök-ay'ı ziyaret ederek kendisiyle bir saat kadar görüşmüştür.
Emniyet müdürlüğüne de giderek teftişlerde bulunan İçişleri Bakanı bu arada bir gazetecinin «Emniyet müdürlüğüne asayiş işlerini görüşmek üzere mi geldiniz?, sualine cveap o-larak şunları söylemiştir:
<— İstanbulda öyle bir mevzu üzerinde görüşmeği istilzam eden bir asayiş meselesi yoktur. Lstanbulun asayişi normal, va-1 tandaş emniyet ve huzur İçe-I rlsindedlr. Böyle bir sual bahis I mevzuu olamaz.» I İçişleri Bakam I müteakip ilgilileri tebrik etmiş ve Yunanistanda yeni seçimler teftişlerini memnuniyetini belirtmiştir. Alman - Fransız anlaşması İlk toplantı Bale şehrinde yapıldı Türk - Yugoslav Ticaret anlaşması 19 şubatta icra edileceği ilân edildi Yugoslav heyeti başkanı Dr, Mirko'nun gazetemize beyanatı I* Karahükte ikinci yiik-sek fırın ila açılılı Zeynep adlı bu fırınla demir ve çelik istihsalimiz çok miktarda artacak Karabük demir - çelik fabrikası tesislerinden bir görünüş Karabük 7 — Demir ve çelik fabrikaları tesislerinden olup, tamamen Türk işçisi tarafından hazırlanmış bulunan iki numa-arlı yüksek fırın bugün tam saat 12 de küçük bayan Zeynep tarafından ateşlenerek Zeynep ismiyle işletmeye açılmıştır. 10 seneden fazla bir zaman-danberl memleketimize Türk demiri veren «Fatma» adındaki bir numaralı yüksek fırının yanında 2 numaralı «Zeynep» yüksek fırının da çalışmaya başlaması. Karabük fabrikaları topluluğu İçin büyük bir bayram olmuştur. şimdi İki fırın çahaşcağından demir ve çelik istihsali geniş mikyasta artacaktır. Seçim tasarısı Karma komisyon yarın sabah tetkiklere bağlıyacak Ankara B — Buruk Millet Meclisi karma komisyonu, yarın sabah toplanarak hükümet tarafından Meclise verilmiş bulunan yeni Seçim kanunu tasarısını müzakere ve İncelemeğe bağlıyacaktır Kı misyondaki müzakerelerin pek uzun siırmi-yeceği tahmin olunmaktadır. İstanbulda bulunan Başbakan Şemseddln Oünaltay ın pazartesi sabahı karma komisyonun toplantılarında hazır Bulunacağı anlaşılmaktadır. Başbakanımız, gerektiği takdirde komisyonda ilim heyeti projesi üzerinde bir iki noktada yapılan tadilât etrafında da İzahlarda bulunacaktır. Bu itibarla Başbakan Oiinaltay'uı bu akşam İstanbuldan Ankaraya hareket etmesi çok muhtemeldir. Suriye Kabinesine itimat reyi verildi Şam 7 (AA.) - (Afp): Suriye Meclisi 1 müstenkif ve 6 muhalife karşı 92 oyla Halit El Azem hükümetine güven oyu vermiştir. Ankarada Türk-Yugoslav ticaret vo tediye anlaşması imza edildikten sonra şehrimize gelen Yugoslav ticaret heyeti başkanı Dr. Mlrko Mermolja. beraberinde Yugoslav ticaret ataşe muavini Mustafa Brklç olduğu halde İstanbul Ticaret ve 8anayl Odasına bir nezaket ziyareti yapmışlardır. Dün akşam Belgrada hareket eden heyet başkanı kendisiyle görüşen bir arkadaşımıza demiştir ki: •— Bugüne kadar îürklyeyle Yugoslavya arasında sıkı bir ticari İşbrlUğl yoktu. 1947 de imzalanan eski anlaşma da döviz esasına dayandığı için lşU-yemiyordu. Bu defakl anlaşma, umumi rejimler esasına göre tertiplendiğinden iyi lşllyece-ğlnl tahmin ediyorum. Türki-yede bizi İlgilendiren bir çok mallar bulduk. Hizim sizin çok işinize yanyacak mallarımız var Yapılan anlaşma 18 ay yürürlükte kalacak, bu müddet içinde karşılıklı tahminen 6-7 milyon dolarlık mal satışı yapılacak, yani her bir taraf diğerine bu kıymette mal «atacaktır. Yugoslavya, menfaati olan bütün memleketlerle ticaret anlaşmaları İmzalamaktadır şimdiye kadar 23 memleketle bu yolda anlaşmalar yaptık Bundan bir hafta önce de İn-KUlereyle beş sene müddetli bir ticaret anlaşması İmzaladık. Amerika Birleşik Devhtlerl iki taraflı anlaşma yapmadığı İçin bu devletle ticaret anlaşması yapılamıyor,. Y ugoslavyadaki Türk emlâki ı Buudaa sonra Dr. Mlrko Mer- molja, Yugoslavyada millileştirilen Türk emlâkine ait anlaşmadan bahisle şunları söylemiştir: «— Yeni rejimimizin icaplarına uyularak Yugoslavyadakl Türk emlâki de mlUlleştlrU-mlştlr. Ancak biz bu malların bedellerini ödemek istiyoruz. Fakat ortada bir çok emlâk ol-olduğu gibi bir çok şartlar da mevcuttur. Bu itibarla bu meseleyi halletmek üzere teşkili kararlaştıran muhtelit komisyon en ınsa zamanda faaliyete geçecek ve her emlâke alt şartlan lncellyerek bir neticeye varacaktır. Ankarada İmzaladığımız ticaret ve tediye anlaşmasıyla millileştirilmiş Türk emlâkine ait anlaşma arasında bir, bakıma münasebet ve rabıta vardır.. Çünkü biz. miUleştlrilmiş olan Türk emlâkine ait bedelleri de belki kısmen, belki de tamamen ihracatımızla ödemek lstlyo -' ruz.» Bale 7 (AA.) — Birleşik Avrupa çerçevesi da hilalde Almanya ile Fransa arasında si-[ yasî ve İktisadi anlaşma zemini hazırlamaya matuf İlk meclisler , arası toplantı bu sabah Bale’da açılmıştır. Her iki memlekette komünist temayülü olmayıp, Avrupa birliği hareketi başkar.' ve Avrupa parlâmento birliği genel sekreteri Rtchard Coudenhove Kalergl'nin davetini kabul e-den Paris ve Bonn meclislerinin I tahminen 70 üyesi bu toplantı-I ya iştirak etmektedir. I Biri siyasi, diğeri iktisadi iki I komisyon teşkil edilecektir. I Bu toplantı yarın akşam bir I bastn konferansı ile sona ere-I çektir. I Paris 7 (AA.) — (AFP): Dış- ■ işleri Bakanı Robert Schuman 113 ocakta yüksek komisyondaki I Fransız servislerinin yeniden I teşkilâtlanmasına müteallik I durumu kontrol için Alman-| ya'ya gidecektir. Schuman, Maycnce ve Bonn'a gidecek ve : Bonn'da federal hükümetle temas edecektir. Schuman. Parise dönmeden Berline kısa bir ziyaret yapa- ■ çaktır. Aleni teşhir Bilecik civarında iki tren çarpıştı 3 ölü, 8 ağır yaralı var 35 vagon parçalandı, hasar 2 milyon liradır Bilecik 7 — Bu gece yola çıkmış bulunan 79 numaralı marşandiz katarı Yayla istasyonundan aşağı seyrettiği sırada fren tutamamış ve kaçmıştır. Bu arada Vezirhan’dan yukarı hareket eden 08 numaralı marşandize 79 numaralı trenin kaçmakta olduğu haber verilmiş, bunun üzerine 68 numaralı katar geri kaçmağa çalışmış fakat süratinin fazlalığı yüzünden kentini kurtara-mamış ve iki tren blrblrile şiddetle çarpışmıştır. 3 ölü, 8 ağır yaralı var Ankara 8 (Akşam) — Bilecik yolundaki müessif tren kakasında 3 ölüden başka, 20 yaralı olduğu buraya gelen haberlerden anlaşılmaktadır. Sekizinin yarası ağırdır. Katarlardaki eşyalardan bir kısmı da hasara uğramıştır. 35 vagon parçalanmıştır. Hasar 2 milyon lira tahmin edilmektedir. Bugün hareket edemiyecek trenler İstanbuldan bugün hareket edecek olan 6 numaralı Sam-(Arkası sahife 2 sütun 6 da) Mısırda sıkı yönetim kaldırılıyor Kahire 7 (AA.) — Reuter: Abbar el Yocm gazetesinin yazdığına göre ;948 senesinde İsraille harbin arifesinde konan sıkı yönetim bu ayın 11 inde kaldırılacaktır. Sim Paşa kabinesi bu ayın 10 unda son toplantısını yaptı ğı zaman bir kararname neştV-dllecektir- SPOR Bugün 8 inci sahitede Karlar altında Ank aradan bir manzara Atina 7 (AA. — (United Press) Theotokls’ln kurmuş ol-: duğu İş kabinesi tarafından yayınlanan bir kararname ile parlâmento feshedilmekte ve gelecek umumi seçimlerin tarihi 19 şubat olarak tesblt olunmaktadır. Daha önce kıral Paul tarafından imzalanan kararnamede seçimin 5 martta . yapılacağı Uân edilmişti. Fakat (bu tarih, ilkbahardan önce bir parlâmento hükümeti kurulma-' sı maksadlle öne alınmıştır. eski bir Staj görmek için Amerika'ya gidecek plan Türk Uta tu ilk uzmanları Banka şeflerinden, ( nıebuszâde, bedbaht , genç, karısını ihmal edip ’ kendini sefahete vermiş. İh-_ı tilâs ettiği 6500 lira (ve mabadını) da, randevu evlerin-. | de yemiş. ' ■ Son devre kadar böyle bir 11 vak'a, muğlâk ve «gayri 1 meş'urn bir iltimas şebekesi . içinde, ört bas edilir; adli-yeyc verilse bile, matbuata az aksettirilir, yahut hiç yazılmazdı. Hele aile ve mües- ■ sese isimleri, resimleri büs-I bütün konulmazdı. Şimdi, bizzat müessese ■ müdürü: «Evet, bu delikan-I lı, bizim memurlarımızdan-I dı.» demek açıklığını göste -I riyor. Resimler, isimler ve I her türlü tafsilât da sütun -I larda yer alıyor. Bu, sırf ibret vericiliği, emsaline gözdağı oluculu-ğu bakımından değil; bir vntandaş hangi sınıf ve ziinı reden olursa olsun hakkın -da eşitliğin tatbik edileceği noktasından da, ileri bir a-dinidir. I Aileler, müesseseler, şa -hışlar, artık daha ihtiyatlı davranmak «orundadırlar. Galatasaray 1 - Emniyet O Beşiktaş 2 - Istanbulspor O Dünkü UnivaniteUlezarası heyecanlı eürtş müsaoakalanndaıı birinde tın yapılırken [Yazısı ikinci sahitcdel a r. ş a u 8 Ocak 1950 Sahife 2 Sabah Gazeteleri Ne Diyor? Birkıymet takdiri dolayısiyle En çok gücümüze gitmesi lâzım gelen hâdiselerden biri de resmi müesseseler, makamlar, daireler tarafından vatandaşlar hakkında verilen kararların haksız olduğunu iddia ederek vatandaşın mahkemeye baş vurmasıdır. Çünkü resmi ve yarı resmi müessese devletin damgasını taşır. Devlet hak müessesesidir. Haksızlık ancak bir lıatâ neticesi, o da pek nadiren olmalıdır. Ne gariptir ki mahkemeler olsun, Danıştay olsun, resmi dairelerin verdikleri kararlara karşı vatandaşlar taralından acilmiş dâvalarla doludur. Vekâletler kendi aleyhlerine açılmış dâvaları takip ettirmek için yüzlerce avukata maaş vermek zorunda kalmışlardır. Resmi daireler aleyhine açtıkları dâvalarda bütün vatandaşlar haksız mıdır? Bu dâvalardan çoğunun ferdler tarafından kazanıldığına bakılırsa, vatandaşların haklarını korumak için uğraşmak mecburiyetinde kaldıklarına hükmetmek lâzımgelir. İşte size binlerce misalden gazetelere dün geçen taze bir misal: İstanbul Belediyesi Saraçhancbaşmda bilmem kime ait bir arsayı çocuk bahçesi yapmak üzere istimlâk etmeye karar vermiş. Belediyenin resmi komisyonu bu arsanın metre mıırabbaına 10 lira kıymet biçmiş! Arsa sahipleri de kıymeti az bularak mahkemeye başvurmuşlar. Nasıl başvurmasınlar ki, Saraçhanebaşında metre murabbaı 10 liraya arsa olmaz. Kaldı ki aynı arsanın hemen yanı basındaki Belediye malı arsaların satış fıatı metre murabbaı 130 veya 150 liradır. Belediye senelerdir on para aşağıya razı olmuyor. Çocuk bahçesi yapmak için vatandaştan teberru istenebilir. Fakat razı olmazsa, bu mecburiyeti hisseden Belediye vatandaşın malını, mutlaka değer fiatini vererek almalıdır. Böyle yapmadı mı hem vatandaş, hem de mahkemelerimiz boş yere uğraşıyor. Yazık değil mı? __________ Şevket RADO Basın ve ahlâk Nadir Nadi CVMHl’RİYETte yazdığı başmakalede Başbakanın bir basın ahlâkı teessüsü lüzumu hakkındaki beyanatına temas ederek demiştir ki: •Gazetelerin keııdi kendilerini kontrol ederek İleri bir ahlâk seviyesini muhafaza etmeleri kadar güzel bir şey olamaz. Devlet adamları, politikacılar, küçük büyük İdareciler ve memurlar İçin de aynı düsturu İleri sürebiliriz. Gönül ister kİ bunlar da kendi nefislerini devamlı bir murakabe altında tutarak vazifelerini hep İyi görsünler. Memleket ölçüsünde böyle bir umumi gayTet İdeal safhaya ulaştığı zaman, ne ceza kanununa, ne basın kanununa, ne mahkemelere, ne de yargıtaya lüzum kalır. Fakat hep insanız. İyi ve kötü taraflarımız İçimizde dalma beraber yaşıyor. Birimizin kusurunu, kabahatini veya suçunu gördüğümüz zaman bunu halka bildirmek veya bir vatandaşın beğenmediğiniz düşünce ve hareketlerini tenkld etmek hiç bir şekilde yasak edllememelidir. Tenkld ve murakabe vazifesini başarmaya çalışırken basın hatâya da düşebilir. Bir haberi yanlış duyduğu için onu okuyucularına da yanlış aksetllre-bjllr. Bunları kasden İşlenmiş surlardan İyice ayırd etmek lâzımdır. Aksi takdirde «şeref ve haysiyet» siperi arkasında kötü niyetli ve cemiyete zararlı unsurları korumuş oluruz.» ferahlıklara maliktir ki o nakdi cezalar bu genişlik meyalımda hiç mesabesinde kalır. Fransada, bu ağır sanılan kanunla, her türlü fikir cereyanları müdafaa edebilir, cereyanın muzlrliği veya faydalılığı hakkında hiç bir kayıt mevcut değildir. Şalisi haysiyet ve itibara tecavüz halisinde de. demokrasi memleketlerinde, çok güzel ge- C. H. P. ve D. Parti kongreleri (Baş taralı 1 inci sahifede) Rapor üzerinde tenkidler Bundan sonra delegeler, yıllık çalışma raporu ürerinde konuşarak tenkldlerde bulunmuşlardır Delegelerden çoğu, idare kurulunun daha fazla ve kül halinde çalışması mümkün İken bunu yapmamı* olduğunu, köylerin ilgi ile gezilnıedlfeln'.. memleket çocuklarını çürütme yolunda muhalefetin hareketlerinin raporda ele .ılınmamış olduğunu, İpten, kefenden, tabuttan bahsedenlerin mezardı çalışma» lâzım geldiğini, memlekette vatandaşın burnunu kanatacak ner hangi bir hareketin her ihtimale göre karşılanacağını, partinin en bilyük umdesinin memlekette birlik ve beraberlik olduğunu söylediler. Bu tenkidlere. 11 başkanı Nazil Çağatay cevar verdi ve rapor tasvib mildi kon.Uy cildi: Buyu< Millet Meclisi Başkanı Şükrü Saraçoğlu. Cumhuriyet Halk Partisi Genel başkan vekili HUnu Uran, Başbakan Şemseddin Günaltay ve diğer Bakanlarla İstanbul, Balıkesir 11 İdare kurulları adlarına gelen telgraflar okundu. Cumhurbaşkanı ile Millet Meclisi Başkanlığına. Bakanlara kongrenin saygı ve sevgi telgraflaıı çekilmesi kabul edildikten sonra oturuma son verildi. Kongrenin bugün yapacağı oturumda Bayındırlık Bakanı ile Cumhuriyet Halk Partin Genel sekreter yardımcısı Ccvat Dursun oğlu. Bölge müfettişi Süreyya Ör-geevren birer konuşma yapacaklardır. Bu akşam kongre delegeleri şerefine Fuar gazinosunda bir ziyafet verilecektir. Celâl Bayar’m kongredeki nutku Ankara 7 — Bugün Gar gazinosunun üst kat salonunda toplanan Demokrat Parti istişare kongresi sabah 10 dan akşam 19 a kadar ıkı toplantı yapmıştır. Sabah toplantısı yanm saat kadar sürmüş, öğleden sonraki toplantı 17 de başlamıştır. Öğleden sonraki oturumda İlk sözü Celâl Bayar almış ve bir saat süren bir konuşma yapmıştır. Celâl Bayar, evvelâ büyük kongreden beri geçen zaman içindeki hâdiselerin bir hulâsasını yapmış ve bundan sonra Milli husumet andına geçerek, konuşmasının mühim ve uzun kısmını buna İnhisar ettirmiştir. Bayar, bu izahatı a-»ar.mda «Milli husumet andı» diye bir and mevcud olmadığını, bunu iktidarın uydurduğunu. Halk Partisinin bazı elç-manlariyle konuştuğunu, ve bunların bu karan iktidarın ete aldığı şekilde anlamadıklarım, iktidar mademki kanuna riayet edecek, o halde böyle bir karar olsa dahi bundan iktidarın a- lınmaması lâzım geldiğini söy-liyerelt, şimdiye kadar iktidarın bu hususta söylediklerine muhtelif zamanlarda verdiği cevapları tekrarlamıştır. Bayar, bundan sonra partideki İhtilâflardan bahsetmiş ve bunların benlik dâvasından I-leri geldiğini söyliyerek. bilhassa son zamanlarda Trabzon parti teşkilâtındaki ihtilâfı ele alarak ora baştanının parti teşkilâtı tarafından sevildiğini, ve kendisinin de sevdiğini ve o-nun D- Parti uğrunda çok çalıştığını, hattâ hapse bile girdiğini söylemiş, orada ihtilâf çıkınca kendisine genel merkezde vazife teklif edildiğini, fakat mumaileyhin kabul etmediğini ve kongre yapılmasını istediğini. neticede de İhtilâfın tatlılıkla halledildiğini söylemiştir Bayar. sözleri arasında parti-lerarası münasebetler, hazırlanan seçim taşanları etrafında izahat vererek, seçimlerin yakında yapılması ihtimallerinin belirdiğinden de bahsetmiştir Ba.vann konuşmasını takiben gündemdeki ikinci maddeye geçilmiş ve vilâyet parti delegeleri teker teker «A» harfinden başlıyarak söz almışlar ve kendi İllerinde parti teşkilâtlarının ne dereceye kadar yerleşmiş olduğu, nerelerde teşkilâtın bulunduğunu, gelir kaynaklanılın ne olduğunu, ve seçimde ne dereceye kadar muvaffak olabileceklerini ayrı ayn ve kısa kısa izah etmeğe başlamışlardır. «E» harfine kadar olan delegeler konuşmuşlardır. Bilhassa Erzincan delegelerinin izahatı çok takdirle karşılanmıştır. Yarın sabah (bu sabah) saat 9 da tekrar toplanılacak ve delegeler konuşmalarına devam edeceklerdir. Bu arada seçilen üç komisyon çalışmalanna devam etmektedir. Konuşmalar bittikten sonra komisyonların raporları müzakere edilecektir. Kongre pazartesi akşamı çalışmalarını bitirecek ve D. P merkezi tarafından bir tebliğ neşrolunacaktır. Suudi Arabistan heyeti Hindistanda Yeni Delhi 7, (AJL) — Afp: Hindistan radyosuna göre. Başbakan Pandlt Nehru Hindis tanı ziyaret etmekte olan Suudi Arabistan heyeti üyelerini ka bul etmiştir. Başında Cidde ticaret odası başkanı Mohamcd Ali Rıza bulunan heyet bugün yeni Delhiden hareketle Agra, Bombay ve Rampour’a gidecektir. Heyet Hlndlstanın İleri gelen şahslyctlerile görüşmüş ve umu mi valiyi ziyaret etmiştir. Kibri8tan bir Türk heyeti geliyor Lefkoşa 7 (A.A.) — (AFP): Kıbrıs Türklerini temsil eden bir heyet, bugün Ankaraya hareket etmiştir. Lüzumlu malların ithaline izin veriliyor Almanyadan ithalât için 13 milyon dolar, Merinos yünü için 450 bin, jüt ithali için bir milyon sterlin tahsis edildi ★ Fransadan daha serbes YENİ SABAH başmakalesinde Başbakanın vilâyetteki basın toplantısında Fransız basın kanununu ağır cezaları ihtiva ettiği İçin kabul etmek istemediği hakkındaki beyanatından bahisle diyor ki: ■Bütün sıkletıle vehametlle Fransız matbuat kanunu bize gelsin Türk umumi efkân. tarihinde görmediği bir şenlik yapacaktır, çünkü Fransız kanununda bazı nakdi ceza hükümleri, frank hesablle, biraz kabarık da olsa fikir scrbcsUği bakımından okadar vüsatlere, Ankara 7 — Ticaret Bakân-1 gerindeki memleketler için de lığı, bir çok memleketlerden, İthal müsaadesi verilmiştir, lenlekier vardır. Tecavüz âmme'ihtiyaçlarımızın karşılanma» Bunlar meyanında. Merinos hizmeti gören bir şahsa karşı zımnında gerekli malların it«-'fabrikasının ihtiyacına 450 hin yapılmış ise faraza bir Bakana hali İçin, İthal müsaadelerini I sterlin' tahsis edilmiş, jüt Itha-lrtikâp. hırsızlık İsnat edilmiş [ geniş mikyasta vermeğe başla-ise bu neşriyat behemehal cü- mıştır. Bu myedana Almanya-rüm sayılmaz. Gazeteye iddia- j dan daha evvel verilmiş 8 mll-sını İspat etmek düşer ve bu yon dolarlık İthal müsaadesine da hâkim huzurunda cereyan I »âvelen son ay zarfmda 13 edebilir. İddiasını İspat ederse milyon dolarlık müsaade daha hırsız Bakana veya suiistimal verilmiştir. Bu müsaadelerin yapan memula çekilmek düşer.. mevzuunu teşkil eden maddeler gazeteye ceza vermek değil... bilhassa istihsale ve kalkınma-Haibukl mevzuatımızda ispat yarayan maddelerdir. Bun-kapısı kaparım ıştır. 6ırf vatan- !lar arasında İlâç, kimyevi mad-daş haysiyet ve itibarına teca- deler, makineler, yedek malze-vüz yapılmıştır diye mahkeme- me ’O demiryolu malzemesi ye başvurulabilir ve mahkeme I'ardır. Almanyada disponibi-girmeden öte müsait olduğundan daima tecavüzün' ’ahsis yapılmaktadır. meselenln esasına sadece hakaret ve vukubulup bulmadığı üzerine karar verir.» Beşiktaş 2 - Istanbulspor o Galatasaray 1 - Emniyet 0 İstanbul sporlular hakem tarafından son dakikada verilen iki penaltı ile yenildiler Dün lig maçlarına İnönü I verdiler. Yüzde yüz golleri ka-stadında devam edilmiştir. Gü- çırmakta blrblrleriyle yarış et-nun İlk karşılaşmasını saat tUer. Bir aralık Emniyetliler ra-12,30 da Galatasarayla Emniyet kiplerinin gol atamadığını görerek mukabil hiicuma geçtiler. Fakat Galatasaray müdafaasının temkinli oyunu karşısında bir şey yapamadıklarından, o-yun 1-0 Galr.tasaraym galebesiyle sona erdi Galatasaray: Erdoğan - Fâ-zd. Ruhi - Musa. Bülent, Muzaffer - İsfendlyar. Mustafa. Muhtar Gündüz. Garbis. Emniyet: Mehmet - Muammer, Adil - Vecdi. Celâl. Vedat - İbrahim şahap, Necdet, Süreyya, Şükrü. Beşiktaş - î. Spor Dün İnönü stadında ikinci maçı saat 14.30 da Beşiktaşlı Istanbulspor yaptılar. Şunu hemen işaret edelim ki Beşiktaş takımı, dün Istanbulspor karşısında tam 87 dakika bocaladı durdu. Nihayet atamadıkları gollere hakemin lütfü sayesinde ve penaltı vasılasiyle ulaşabildiler. Lig liderliğini muhafaza eden bir takımın dünkü oyununu görenler oldukça üzülmüşlerdir. Karmakarışık bir takım manzarası arzeden Beşiktaş karşısında İstanbulsporlular cok güzel oynadılar. Hücum hatlarının beceriksizliği yüzünden muhakkak gol fırsatları kaçıran İstanbulsporlular, haket -tikleri bir galibiyeti hakemin yanlış bir karan yüzünden kaçırmakla kalmadılar, üstelik mağlûb oldular. İstanbulsporun dünkü akıbe U cidden yürekler acısıdır. 87 dakika üstün oynadıkları bir o-yunda üç dakika İçinde penaltıdan yedikleri İki golle mağlûb olmaları cidden enteresan bir olaydır. Sahalarımızda son zamanın en dürüst, en çentilmen ve en bitaraf hakemi olarak tanınan Dr- Tarım Özerenginln dünkü İdare tarzından doğrusu bir şey anlamadık. Topa çıkış yapan bir İstanbulsporlu oyuncunun hareketini penaltı İle cezalandırması bizi hayretler i-çlnde bıraktı Hele verdiği iki penaltı çekilirken iki taraf oyuncular on sekizi çizgisi üzerindeki yarım dairenin dışında bulunmaları 1-cab ederken, hepsinin vuruşu yapan oyuncunun hemen orka-sında ve on sekiz İçinde durmalarına aldırış etmemesine de bir mâna veremedik. Bilhassa Yavuzun, Torosa attığı kasti tekmeye de ihtar vermemesi bilhassa nazan dikkatimizi çeken hareketlerdendir. Velhasıl dün Tank İyi bir gününde değildi Nasıl kİ Beşiktaş da aynı durumda değil İdi. Velhasıl yazık oldu Istan bulspo-ra. 87 nel dakikada Istanbulspor takımları yaptılar. Bütün oyun müddeti içinde rakibine hâkim durumda oynıyaıı GalatasaraylIlar, hücum hatlarının becerlk-sillği ve biraz da talihsizlikleri yüzünden, çok sayı farkıyle galip gelebilecekleri bir maçı ancak 1 - 0 kazanabildiler, maflh Emniyet takımında lecl Mehmedln şanslı Ma-ka bir gününde olman. Celâlin de çok güzel oynaması, GalatasaraylIlara gol yapmak İmkânı vermiyordu. Galatasaray takımında da en iyi oynıyan ve hattâ 22 oyuncunun içinde en iyi oynı-yanı Muzafferdi Hakem Sulh! Garan son dakikaya kadar maçı çok güzel 1-dare etti. Kararlanndakl İsabetiyle övünürken, tam 88 inci dakikada bu güze) İdaresini gölgelendiren bir hareket yaptı. Emniyet on sekizi İçinde Gündüz top ayağında olduğu halde yere düşürüldü. Bu sırada iki Emniyetli oyuncu da Gündüzün üzerine yığıldılar Sulhl, bunun üzerine düdüğünü çaldı. Herkes penaltı veya Gündüz aleyhine favul beklerken hiç de öyle bir karar vermedi. Hâdisenin olduğu yere giderek, topu aldı ve hakem a-tışı yaptırdı. Biz Suhliyl, futbol kaidelerini en İyi bilen hakem olarak lakem olarak tanıdığımız İçin, futbol kaidelerine uymıyan bu hareketini lıayrelte karşıladık. Galatasaray - Emniyet maçının tafsilâtı Oyuna GalatasaraylIlar başladılar. İlk andan İtibaren hâkimiyet tesis eden GalatasaraylIlar. Emniyet yan sahası İçinde birbiri ardı sıra gol kaçırmakta blrblrleriyle yanş ediyorlardı. Mamafih seyrek de olsa. Emniyetlilerin akınları tehlikeli oluyordu. Bilhassa soldan İbrahim vasıtasiyle yaptıkları alanlarda Necdetin Bülent tarafından iyi marke edilmesi. Emniyetin hücumlarını tesirsiz bırakıyordu. Galatasaray, hâkim oyunlarının semeresini 22 nel dakikada gördüler. Musanın ortaladığı topla Gündüz, Emniyet kalecisi Mahmedi de atlatarak boş kaleye çektiği sıkı şûtle Uk ve son galibiyet golünü takımına kazandırdı. Devre böylece 1-0 Galatasa-rayın lehinde bitti. İkinci devrede Galatasaray hâkimiyeti bütün şiddetiyle kendini gösterdi. Bilhassa Muzafferin şahsi gayretiyle desteklenen Galatasaray hücum hattı, bu devrede beceriksizlik bakımından hayli nümuneler 'II için'de 1 milyon sterlin ayrılmıştır. Bunlar dışında zaruri ithal maddeleri için de 2 milyon sterlin ayrılmıştır. Bundan başka 1 milyon Fransız frangı tahsis edilmiş. îtal-yaya son iki gün içindi 300 bin dolar ayrılmıştır. Am<-ı ikadan yedek parça İthali içlıı de binit dahilinde tahsis’ yapılmıştır. ' Son zamanlarda sterlin böl- Son günlerde Isvcireye de müsaade verilmeğe başlanmıştır. Tülün hesabından, tütün protokoluna giren maddelere 300 bin İsviçre frangı tahsis edilmiştir. tren çarpıştı (Baş tarafı 1 inci sahifede) j sun, 2 numaralı Anadolu eks-. presi, 10 numaralı Erzurum, 112 numaralı güney ekspresinin. Bilecik - Pelit arasında yolun kapalı olmasından dolayı seferden kaldırıldıkları. Birinci İşletme müdürlüğünden bildirilmiştir. Yolun açıldığı ayrıca İlân edilecektir. Ankara 7 (AA.) — Devlet Demiryolları genel müdürlüğünden tebliğ edilmiştir: Bilecik istasyonundaki tren kazası yüzünden bugün 7/1/950 tarihinde Ankaradan Haydar-paşaya gitmesi icabeden 1 numaralı Anadolu ekspresi lâğvedilmiş tir. Bu trene bUet alan yataklı ve diğer yolcular yannkl aynı trenle gidebileceklerdir. Diğer trenler yollarına devam edeceklerdir. Ankara - Zonguldak treni Karabük 7 (AJLl — Havaların ânl bozması ve yolların I müdaftlerinden biri topa çıkış yaptı, ayağını fazla kaldırdı amma hasmına vurmadı- Hakem bu harekette kasıt görerek İlk penaltıy: verdi. Eşrefin çektiği şüt Beşlktaşa ilk golü kazandırdı. 89 uncu dakikada soldan ya-pılan bir Beşiktaş hücumunda, Turan zamansız bir çıkış yaptı; top boş kaleye girerken i s tan-bulspor müda Hlerlnden birinin koluna çarptı. Hakem ikinci penaltıyı verdi. Şükrünün şütü ikinci golü de Beşlktaşa kazan- dırdı. Oyun da böylece son da- , karla kapanması yüzünden An-klkada yenaltıdan yapılan gol-j kara - Zonguldak treni gelmelerle 2-0 Beşlktaşın galbesiylc | miştir. sona erdi. İlk devre 0-0 berabere bitmişti. Beşiktaş: Ethem - Yavuz, Yani - Eşref. Marull, Hüseyin -Süleyman. Şükrü Bülent Ali İhsan Rahmi. Istanbulspor: Turan - Hüseyin, Salm - Hidayet, Kâmil, Nevruz - Faruk. Aydemir. Salim Metin Toros. Halûk SAN BORSA 10O Fransız F. 100 tsvec Kr 100 İsviçre F. Ferdî güreş birincilikleri Dün Sergi ve Spor sarayında yapıldı ESHAM VE TAHVİLAT % I FAİZLİ TAHVİLLER Sivas ■ Erzurum ı Sıva» • Erzurum 2-7 1941 Demiryolu I İMİ Demiryolu II 19-11 Demiryolu Ol MIHI Müdafaa MIHI MOaalaa II M1IU MUdataa III MIHI Müdafaa IV______________ 22— »ss »w 21.60 Zili — 2150 2190 20 80 Tütün saUşları Eğede 41,5 milyon kiloyu geçti Ege tütün piyasası aynı hararetle devam etmektedir. Muhtelif firmalar tarafından 1 milyon kilodan fazla tütün satılarak umumi satış yekûnu 41 milyon 494,800 kilo bulmuştur. Bu miktar tütünün 7 milyon 912,870 kilosu Tekel'e, 10 milyon 491.700 kilosu Amerikalı şirketlere, 1,873,760 kilosu Türk tütün Limitet şirketine, 351,000 kilosu yeril ürünler şirketine ve 20,470,865 kilosu da diğer muhtelit alıcılara satılmıştır. Tekel idaresinin verdiği rakam lara göre Tekel'ln vasati fiat 190 kuruştur. Limited 181 kuruştan Amerikalılar, 213 kuruştan ortalama mübavatta bulunmuşlardır. Bu 40 milyonluk rakamın vasati fiati 214 kuruştur. Kınık - Dikili - Altınova ve Ayvalıkta 550,000 kilo tutun kalmıştır. Satışlara devam edilmektedir. Kaçırılan Yunan çocukları Amerika, Yunansita-nın müracaatını destekliyecek Vaşington 7 (AP) — Başkan Truman, dün. dahili harb esnasında Yunanlstandan Doğu Avrupa memleketlerine götürülmüş olan binlerce çocuğun, ana vatanlarına ladesi zımnında A-merikanın müzaherette bulunmakta devam edeceğin! vâdet-m iştir. <■ Beyaz Saray, dün, Başkan Truman tarafından Kuzey ve Güney Amerika Ortodoks cemaatinin piskoposu olan Mlşel e gönderilmiş olan mesajı açıklamıştır. Bu mesajında Başkan, Birleşmiş Milletler ve Kızılhaç tarafından ıhzat edilmiş olan bir projenin tahakkuku Içltı. A-merikanın müzaheret edeceğini bildirmektedir. Teknik üniversitede basketbol maçları Dfın Teknik üniversitede yapılan basketbol birincilikleri müsabakasında Galatasaray takımı Harb okulu takımını 38-37 yenmiştir. Karşılaşmalara bugün Teknik üniversitede devam edilecektir. Bugünkü program şudur: Saat 11,30: Fenerbahçe - Vefa, 18,15: Hrab okulu - Deniz Harb okulu. 18 de Teknik pni-verslte - Kurtuluş.' % ( FAİZLİ TAHVİLLER İstanbul üniversitesi Talebe Birliğinin tertiplediği üııiversl-1 Kalkınma ı Kalkının» il l Kalkınma Ul unikrau l İ948 istikrazı II Müsabakalara başlanmadan Demiryolu evvel geçen sene üniversitenin:1949 , . | % S FAİZLİ TAHVİLLER muhtelif spor sahalarında de-1 l93J rece alan öğrencilere Vali ve 'ına ikramiyen Belediye Başkanı Dr. Fahred- miui MUdatna. din Kerim Gökay, İstanbul Demiryolu ıv üniversitesi rektörü Ord. Prof. lD'm,r‘olu v I 4JH115111U1 uııı»c*oı-' telller arası ferdi güreş birincilikleri dün saat 14 te Spor ve Sergi sarayında yapılmıştır. |( Belediye Başkanı Dr. Fahred-I din Kerim Gökay, İstanbul Ömer Celâl Sarç tarafından mükâftalar dağıtılmıştır: Müsabakalara üniversitenin, Tıp, İktisat, Fen ve Orman ve Hukuk fakülteleri talebeleri iştirak etmişlerdir. Müsabaka neticeleri aşağıdaki şekilde gösterilmşitir: 52 kilo: Rifat (Hukuk)), İrfan (Tıp), Ferit (Diş tababeti). Zeki (İktisat). 57 kilo: Orhan (Eczacı), Kemal (Tıp), Gündüz (Tıp), Hayret (tktisat), Ayhan (Orman). 62 kilo: Ali (Tıp) Ümit (Or-’ sterim man), Kemal (Denizgücü), Ah- ] KQ>s® met (Hukuk).
67 kilo: Türkap (Fen), Nihat (Yüksek Ticaret), Tekin (Diş tababeti), Yılmaz (Tıp), Mehmet (Fen), Ertuğrul (Fen), Hakkı (Hukuk), Sabahattin (Denizgücü).
73 kilo: Cemil (Tıp). İhsan (Akademi), Bülent (İktisat), Nail (ikUsal), Hakkı (Fen). Er-
97-
97-
96.80
97-
99.50
55»
«ıs
M.SS
Reşat
doğan (Tüksek Ticaret).
79 kilo: Fevzi (Yüksek Ticaret), Cahit (Orman), Rıza (Tipi, Demir (Tıp), Avnl (Tıp), Maclt (Fen), İbrahim (İktisat).
87 kilo: Servet (Tıp), Ayhan (Hukuk).
Ağır: Kılıç.
Pariste toplanacak turizm konferansı
Ankara 7 — Pariste toplanacak İktisadi işbirliği teşkilâtı turizm konferansında memleketimizi Basın, Yaym ve Turizm genel müdürü Ahmet Şükrü Esmer temsil erecek ayın on beşine doğru şehrimizden ayrılacaktır.


Yangın tedbirleri
Şehrimizin yeni tiyatrosu 1952 de belli başlı Cumhuriyet anıtları arasına karış-. mış bulunacakmış. Silüeti-nin Beyoğlu semalarında şimdiden belirdiğini uzaktan seyrediyor, heyecan du-

Ateş çıkınca halkın ilk işi derhal itfaiyeye haber vermektir
Son haftalar zatfında çıkan
yuyoruz. Yapılınca, önü açı- yangınlar büyük hasarlara se-lınca. kurdciâsı kesilince, nc!t«P olmuştur Yapılan hıcele-İyi olacak. ......""
— Peki sonra...
— Sonrası o kadar işte
— Yeni binaya yeni ruh?
— Ha, işte bakın, o yeni j ruhu hazırladığımıza dair âlâmetler mevcut değildir.

Teşekkürü r borçluyuz: Muhsin Ertuğrul olsun, nes-fimizin diğer büyüklü küçüklü resmi yahut müstakil sanatkârları olsun, Ankara'daki devletçilik müesseseler! olsun. Muammer Karacalar'^ Sâdi Tek -lere, İzmirli artistlere, Dün-büllülere kadar, her biri kendi cirimlerince hizmetlerde bulundular. Milyarlık ecnebi sinemacılığının karşısında, yerli sahneyi, im • kânlarının son gayretile yaşatabildiler. Zavallı yerli müellif de. hakkı telifsiz tercümelerle % 5 e karşı %7,5 la yıllarca rekabet e-derek, istiskallere, teşviksiz-Iiklere. gayret kırmalara e-hemmivet vermiyerek, çabaladı.
Fakat yeni zarfa, artık yeni mazruf 'azımdır. Sıska vücut, yeni binanın bol elbisesi içinde pek çelimsiz, çalımsız duracaktır. Bakınız: Fransız güreşçileri bizden staj için Türkiyeye gelirlerken, ve türlü Türk maddî ve manevî şubeleri için garpten türlü mütehassıslar getirilirken, bizim sahne, bu hususta daha ilerlemiş milletlerin san'at aşısından müstağni kalamaz. ■—---------------
Hassa alayı efradı seçer yüzünden tekrar kapanmıştır, gibi aktör seçtik. Olamadı., i Yollar idaresi bütün gayretini Piyes seçilmesini sorarsa sarfederek yolları açmağa çanız. hiç bir müellife otorite1 lışmaktadır. telkin edecek şekilde değil • dir. Kimsede şevk kalma -mıştır. Olan da öldürülmüştür. Öyleyse, azıcık geriye doğru bakalım:
Bir Antuan'ın getirilmesi. Meşrûtiyette Darülbedayi'i canlandırmıştı. Yeni tiyatromuz için de böyle bir beynelmilel otorite lâzımdır. Yoksa bu ruh cılızlığı ile yeni binada biçareliğimiz büsbütün sırıtır.
Kıymetli aktör ve şair ar-
. Yapılan lncele-*’ I meler neticesinde yangınlar (başladığı zaman evde bulunan-■e 'lann ateşi söndürmeğe uğraşa-■ bjr rak ateşin büsbütün artmasına I sebebiyet verdikleri anlaşılmış-tır. Bu vaziyet karşısında, Be-da'ir' >emetrekarede Rlzedc 40. Sivas ve kadaşımız Ercüment Behza- safranboluda 7. İneboluda 4. Giresun. Karaköse ve Vanda 2. Zonguldak ve Kastamonuda 1 kgdır. En düşük sıcaklık sıfırın altında Konyada 19. en yüksek sıcaklık sıfırın üstünde Bodrumda 14 derecedir. Kar kalınlıkları Mengelde 58, Sıvasda 36, Yozgatta 35, Bolu-da 32. Kastamonuda 26, Kızıl-cahamamda 22, Eğridlrde 21, Uşakta 17, Eskişehir ve Bile-etkte 12, Van ve Ankarada 11. Çarıkında 10. Lüleburgazda 8. Malatyada 5, Kayserlde 2, Çorluda 1 santimetredir dm Üniversitede tiyatro eos titüsü açılması, bunun için de edebiyat fakültesinden faydalanılması hususundaki BM'delll»' ve ikna eiici iddialarına ben de iştirak edi -yorum. Başka memleketlerde bu şeklin mevcut olduğunu, bizde de senatoca kabul edildiği takdirde faydalanacağımızı Erciimend söylü • yor. Çok muhtemeldir; zira, altmış küsur vilâyetimizin sahneye ihtiyacı var. Sinemacılık Mısırda bile dev a-dunlan atmışken, bizde a-yıp derecede aşağı kalmış -tır. Eğer sahnecilik, üniversite çerçevesi içinde tedris edilirse, kız erkek bir çok unsurlarımız, bu şerefli manevi tezahürün her şubesine jtirâk edeceklerdir. Herkes de. sahneyi millî eğitim kollarından biri olarak gönne-ğe alışacak! ır. üniversitemiz sahne ile ilgilendiği takdirde, Türk san'at ve zekâsı, yalnız yeni binamızı dejrl. nice nice yeni tiyatroları da doldurmağa, taşırmağa kâfi Bunda şüphe yok. endişedeyiz: Simdi de meydan var, at yok' muşlardır. Aynca 60 sandövlç _________ ve 39 francala müsadere edile-miktarlan rek i™ âl edenler milli korunma- Ormanda yaşayan iki deli Giresun — Melikli köyünden ' Bekir ve Mehmet timinde 32 yaşında İkiz iki deli yakalan-ı mışlardır. Bu İki deli 7 seneden beri ormanda yaşamaktadır. Saçları I sakallan birbirine kanşmıştır. Jandarmalar tarafından yakalanan İkiz deliler, babalan 85 yaşındaki Mustafa 1le birlikte şehrimize getirilmişlerdir. Buradan tstanbula akıl hastaha-nestne gönderilecekler. ya sevkolunmuşl ardır Bundan başka yine Eminönü Uçesl dahilinde makamın başkanlığında makam muavini, belediye mü-rakıplan. bucak müdürleri ve lüzumu kadar belediye zabıta! memuru toplu olarak sabah I saat 6.3u da lokantaları, ka-1 saplan kaçak et bulundurup bulundurmadıkları bakımından kontrol etmişler ve hiç birinde | kacak ete rastlamamışlardır, i Aynca fınnlarda esaslı suret-| te teftiş yapılmış 144 adet ek-| sik verini! ekmek He 664 san-döviç ve 55 francala müsadere-edllmiştir. Öğleden sonra da aynı ekipler sabit pazar yerlerini ve bakalları etiket İle fiat murakabesi ve sıhhi bakımlardan kontrol etmişler, yağ, pastırma ve helva nümunelerl alarak tahlile göndermişlerdir Neticede 412 esnaf ve müessese teftiş görmüş ve kanuna aykın hareketleri görülen 20 sİ hakkında ceza kesilerek takibata başlanmıştır. Balıkesir — Yeni mahsul zey-tlnyağ Hatlarının diğer senelere nazaran yüzde 20 bir tenzilâtla satılması, geçen yıllardan kalan yağ Hatlarında da bir düşüklük yapmıştır. Buna göre şehrimizde eski birinci nevi yağların kilosu 220-230 kuruştan satılmaktadır. Yeni yağlar da gelmeğe başlamıştır. Bunlar da 180 190 Amerikan radyosu tarafından televizyonla gösterildi kuruştan satılmaktadır. Ue dün kaykay- Okullar yarın açılıyor Ara İmtihanların sona ermesi ve yılbaşı dolayısıyla Ukokullar-la ortalar ve ilseletle sanat o-i kuları bir haftadır taUl bulunuyordu. Tatu bugün sona ermek-Itedir. Yann sabahtan İtibaren 1 ilk ve ortaokullarla liseler ve sanat okulları öğretime başlayacaklardır. Üniversiteler bütçesi Büyük Millet Meclisi yarın, Ü-niversiteler bütçelerinin müzakeresine başlayacaktır. Müzakerelerde hazır bulunmak üzere İstanbul Üniversitesi rektörü profesör Ömer Celâl Sarç İle fakülte dekanları bu akşam Ankaraya hareket edeceklerdir. Teknik Üniversite rektör ve dekanlarının da salı günü gidecekleri söyleniyor. Nevyortf 7 (A.A.) — (Özel muhabirimizden): Bugün Ame-, rlkan Brodcasting kumpnaya-sının televizyon şebekesi, New-York Türk haberler bürosu tarafından Türk ellşlerlne dair olarak hazırlanan bir program yayınlamıştır. Bu programda Türk İşlemelerinden örnekler teşhir edilerek hususiyetleri anlatılmış ve haberler bürosundan Nezih Manyas Türk kadınının eski ve yeni çağlardaki sanatkâr ruhunu belirterek Cumhuriyet devrinde kız enstitülerinin başarılı çalışmalarını İzah etmiştir. Nevyorktakl genç Türk kızlarından biri elişleri bluz ömkelerinl giyerek göstermiş, bugünkü modern Türk cemiyeti içinde kızlarımızın oynadığı önemli rolü anlatmıştır. RADYO İSTANBUL RADYOSU Sümerbank’ta tensikat yapılmıyor 12.57 13.00 13.15 ' 1320 13.45 14 00 14 45 15,00 13 15 1530 UM 1757 10.00 ıaao (Dans müziği* Ticaret ahlâkı Dilimize bir «ticaret ahlâkı» lâkırdısı doladık, mütemadiyen tekrarlayıp duruyoruz. Konuşmalarımızda, gazete fıkralarında eski devrin ticaret ahlâkından örnekler naklediyoruz. Meselâ sabahleyin çarşı açıldığı zaman bir dükkâna üs-tüste iki müşteri giderse dükkân sahibi ikinci müşteriye: «— Ben siftah ettim. Siz istediğiniz şeyi yandaki dükkândan alınız, o arka daşımız da siftah etsin.» Diyecek kadar ahlâk sa-lâbeti gösterirmiş. Evet, o zamanlar öyle imiş, fakat bugün tamamile aksi bir ticaret zihniyeti büküm sürüyor. Dükkâncı, komşusuna gidecek müşteriyi de kendisine çekmek için bin bir çareye baş vu-yor, dükkâna soktuğu müşteriyi aldatmak gayretiyle türlü türlü hileler irtikâbından da geri durmuyor ve bunu bir meslek muvaffakiyeti telâkki ederek yapıyor. Küfe ile mahalle aralarında dolaşan şalvarlı ayak satıcıları bile sattıkları şeyin adını doğru dürüst öğrenmeden evvel müşteri kazıklamanın yollarını, hilekârlığın püf yerlerini öğreniyorlar. Alâkadarlar; «Piyasa bozukluklarının önlenmesi için ticaret ahlâkının düzelmesi lâzımdır» nakaratım tek-rarlayadursunlar, ticaret piyasasındaki ahlâk yıkıntıları mütemadiyen artıyor. Mevcudiyetini hatırlatmak kabilinden a ra s ıra yapılan esnaf kontrollariyle hile-I kârın tedibine, ticaret ahlâkının ıslahına imkân yoktur, zira bozukluk yukarıdan aşağıya doğru dal budak , salarak genişlemektedir. Vatandaşın ıstırabı pahasına ve açıktan açığa irtikâp olunan spekülâsyon ahlâksızlıklarının yanında küçük esnafın beş on kuruşluk I hileleri devede kulak sayı* lir. Hayatı ucuzlatmak için | baş vurulan bir sürü tedbir-I lere rağmen, geçen sene otıız liraya satılan beyaz peynirin tenekesi bu sene kırk liraya yükselmiş. Sebebini sorarsanız cevap hazır: «— Bu sene mahsul az olduğu için fiatler yükseldi.» Bu lâkırdıyı söyleyenler aynı zamanda hükümete baş vurup memlekette peynir sarfiyatının azaldığını, ellerinde ihtiyaçtan çok fazla peynir stoku bulunduğunu ileri sürerek ihraç müsaadesi istemekten çekinmiyorlar. Görülüyor ki ticaret ahlâkının kendiliğinden düzelmesini ve bu suretle hayatın ucuzlamasını beklemek, muhal hayallerle avunmaktan ibarettir. Hayat pahalılığına karşı alınabilecek en kuvvetli tedbir, seyyah celbi vesaire gibi daha verimli döviz kaynaklarını inkişaf ettirip her nevi gıda maddelerinin ihracını yasak etmek, spekülâ-törlerin kafasından ihracat ümidini silmektir. Cemal REFİK AÇ1I13 ve Programlar. Haberler. Hafif ara müziği İPİ.) Radyo Tango orkestrası kon- Piyaniat EarI Wlld'den piyano aoloları (Pl.) Saz eserleri, şarkılar ve türküler. Serbest saat (PL) Şarkı ve türküler (Pl.l Caz müziği (Pl.) Konscrto (Pl.) Programlar ve kapanı». Açılış ve programlar Dans müziği: Çalan: Fehmi Ege orkestran. Varyete müziği ve Kabare şarkıları (Pl.) Haberler. Hafif ara müziği (Pl.) Saz eserleri, sark: ve türküler Okuyan: Safiye Ayla. Uvertürler (Pl.) Münir Nureddın Srlçuktan şarkılar (PL) Haftanın spor haberler Fasıl heyeti konseri ıNüıavenl* Senfonik müzik ıPL) Tangolar (PL) Haberler, Türkçe tangolar (Pl.) Caz müziği (PLİ Hafit gece müziği (Pl.) Programlar ve kapanı». 10 00 19.İS 1920 Profesör Ebülûlâ Mardin VaU ve Belediye taşkanı doktor Fahreddin Kerim Gökay, bir müddet tenberi zayürreeden rahatsız bulunan Hukuk fakültesi ordinaryüs profesörü Ebül-ulâ Mardin'in telgrafla sıhhatini sormuş ve sağlık temenni etmişti. Ebülulâ Mardin. Valinin telgrafına dün teşekkür cevabı göndermiş ve sıhhatinin iyiliğe doğru gittiğini bildir mştr Değerli profesöre âcil şifalar dileriz. »15 10 45 Darüşşafakayı bitirecek gençlerin müsameresi Afyon alım satımına dair bir tasarı Toprak Mahsulleri Ofisi tarafından hazırlanan ve yurdumuzda afyon alım ve satımını ve ekimini resmi makamların kontrolüne verecek olan kanun tasarısı Büyük Millet Meclisine sunulmuştur. Bu kanunun kabulünden sonar, afyon üzerinde herhangi bir suistimaie meydan verllmlye-çektir, ______ 1130 12.50 Oğlo v« «Mun programa Telden tele. Oyun havalan (İnce u kum I . M S. ayan ve Haberler. Dana müziği (Pl.l Öğle gazeten. Dana müziği (Pl.l Hava raporu. Akıam porgramı ve kapanı*. Açılı» ve program. İnce mz (KürnUl Hlcazklr faali) M. S. ayan ve Haberler. Geçmişle bugün. Varan aaat dana (Pl.) Akjamın karma müziği (Pl.) Radyo gaıeleel Mızraplardan nağmeler. Şarkılar. Müzikle gezi (Pl ) Konuşma Spor aaaU (Cünün haberleri) Dana müziği (Pl.) M. S. ayan ve Haberler. Program ve kapanı». t* Darüşşafaka lisesini bu sene bitirecek olan son sınıf öğrencileri başarılı bir müsamere tertip etmişlerdir . Dün saat 14.30 da okul salonunda verilen müsamerede bu haytrlı müessesede yetişmiş eski mezunlarla aileleri ve çok kalabalık olan davetliler hazır bulunmuşlardır. Müsamereye İstiklâl ve Darüşşafaka marşlarlyle başlanmış. müteakiben şiirler okunmuş, milli oyunlar oynanmıştır. Bunlardan sonra sanatkarların geçit resmi başlamış, mandolin blrUği muhtelif parçalar çalmış, skeç oynanmış, halk türküleri ve monologlar söylenmiş. en sonunda Moiyer'in »Zorla evlenme» isimli komedisi temsil edilmiştir. Çok başarılı ola* müsamere sonunda genç saııa-kârlar uzun uzun alkijlanmiğlardır. Muğla tütün rekoltesi satıldı Bazı gazetelerde Sümerbankın İşçi ve memurlar arağında geniş bir tensikata başladığı yazılmıştır. Geniş blr memur ve işçi kitlesini İlgilendiren bu haber yetkili şahıslar tarafından yalan-lanmıştır. Bu hususta malûmatına mü-- racaat edilen selâhiyetli dün saat 15 te Cağaloğlundakl demiştir kİ tlbafl.J. s. s.........| | — Sümerbanka bağlı - " küllerin 1950 kadroları edilmek-| p, m-lr' edilmiştir. Bu kadroları çok samimi geçen toplantı edecelder göreceklerdir (Vâ - Nû) Tüccarlar da, kalay ithal edebilecek İstanbul lisesi mezunları cemiyetinin kongresi İstanbul Erkek lisesi mezunları cemiyetinin yıllık kongresi bir rat Kalay üzerinde mevzu kota usulü kaldırılmış Oıuu«uuu»uı, . ---------- Şimdiye kadar münhasıran Ti- i me2Un kütlesinin Ijtlrâklle ya-caret Ofisince İthal edilmek- | P'te»‘4tlr-te bulunan kalay diğer tüccar- € ' ’ “I" , •»r tarafından da getirllebUe- seç vakte kadar denm etmiş. Wr Te mcmur tensikata ta- eektir | yeni İdare heyetine Yaşar Tüm- b| tutulmuş değildir. Bu itibarla kalay İthaline be*. Burhan Sezer, Fikret Oy-j Topluluğumuzdaki bütün ar-mül.'alhk talepnameler ka- man* Hayati Çorbacıoğlu. Or- J kadılarımız üzerine aldıkları bul edilerek alt olduğu merci- han öskmn». Hüseyin Ardıç işleri büyük blr şevkle yapmak -lerc sevkedllecekUr. | seçilmişlerdir. |ta devam etmektedir. ıcvzu ».ota ~«—-e»-—.-™ olduğundan ccm,yet lokallntle kalabalık bir _________ mezun kütlesinin Utirâvn. I teşek-tesblt tetkik ki hiç Emil Yannings’in cenazesi Viyana 7 (AA.) — Reuter; Wolfgang kilisesine gömülen büyük Alman aktör ve artisti Emil Yannlngs'ln tabutu önünden binlerce hayranı geçmiştir En meşhur filmi Marlene Dl-etrlcb ile beraber çevirdiği «Mavi Melek» olan artistin cesedi bütün gün evinde teşhir e-dilmlştir. Karısı ve kızı tabutunu mezara kadar takip etmişlerdir. Muğla 7 (AA.) — Tekel 1da- nss resinin piyasayı tutması ve. «a canlandırması sayesindo Muğla -da tütün satışları hararetle devam etmiştir. İl 150.000 balyalık yüzde 97 sİ satılmıştır. Bodrum ve Datça'da piyasanın bu ayın birinde açılmasına rağmen istihsalin mühim blr kısmı satılmış ve müstahsilin elinde Bodrumda 261. Datça'da 130 balya gibi pek az tütün kalmıştır. Karaova'da rekolte tama-mlle elden çıkmış bulunmaktadır. Merkezde 4350 balya artmışsa da bunun da bir kaç gün zarfında satılması muhtemeldir. Tekel İdaresi piyasa kapanmea-ya kadar mubayaaya devam edecektir. I 1900 , 10.15 dahilindeki, 1930 rekoltenin 1» so — ■ *20.15 2030 21 15 2145 I 7J0 731 7.45 »00 0.15 825 020 »M Yann sabah programı MSayarı. Hatır müzik (Pl) Haberler ve Hava raporu. Şarkılar (PLİ Film şarkıları (Pl.) C.lınün programı çejltll melodiler ıPU Kapanı». ■f rl >» »»» *-ı ri r*

I ENİ DÜHYA YOLUNDA
İstanbuldan Nevyork’a — Günde binlerce tayyarenin inip kalktığı hava meydanı — Otellerde oda bulmak güçlüğü — İstanbullu Naumefendinin yardımı
2 bin yıllık bir vesika
Yatan: Doktor Bedi ŞEHSUVARO^LÜ
Ingiltereye fazla tütün satmak ihracatçıların gayretine bağlıdır
Bir yahudi öğretmeni İbrani metni okumağa muvaffak oldu
Rusyada işler bozuk gidiyor
baş kaldıran ışık dünyası Ncv-york. Ötede gecesi gündüzünden çok daha aydınlık olan Brodway ve beride Manlıatten'-nln o sonsuz kalabalığı ve yeşilli, kırmızılı, yanan veya sönen seyrüsefer ışıklarını bekleyen ve gözünüzün alabildiği kadar uzanan binlerce ve yüz-b İnlerce otomobilin yaptığı kuyruk... Kısacası bir anda ışık asfalt, motor ve yükseklik oln-rak sembolleşen yeni dünya...
Amerikolar arası (P- AA.) veya kıt'alar arası (T. W. A.) Amerikan hava yolları diye tercüme edebileceğimiz şirketlerin muhteşem uçaklarında güler yüzlü, tatlı sözlü ve sevimli ev sahipleri (Hostess) 1er (I) sizi karşılar ve rahat koltuklara yerleştirir. Tabii bu kadar gü -«elliklerin sonu bir bağlanma I-le biter değil mİ? Ama bu bağlanma Übeydullah efendinin n-zasile bir nikâh defterine imza atmak değil, havalanırken be! kayışlarını bağlamaktan İbarettir.
Fakat korkmayın kaptan kamarasının kapısı üstündeki filmi 10 Ocak salı akşamından İtibaren SÜMER sinemasında gösterilmeye başla -nacaktır.
Filmin mevzuu çok entere -sandır faili bulunmayan bir cinayetin bütün suçu bir masuma yüklenmektedir.
Eserde oynıyan bütün artistler rollerini şayanl hayret bir ustalıkla başarmaktadırlar.
Bu film daima seçme eserler takdim eden Slr Arthur Rar.* ve Eagle Llon şirketi tarafın -dan hazırlanmıştır.
Bu piyasaya tütünlerimizi İki ayrı yoldan satmak imkânı _
vardir. Bunlardan birisi vlrjlnya ^îu^'gderek «IgMa* lma-Upi sigaralar harmanına giren „c anIaîmalara glrmc-
Türk tipi tütün mlktannı art-1 J#r, teşvl(t cIunmaUdlr. Ancak bu suretle İngiliz piyasalarında halen dolar buhranının ortaya çıkardığı hoşluktun faydalanmak ve buradaki yerimizi tekrar temin etmek imkânı hasıl olabilecektir»
t«l»nbul Ş-kl» Tl»»tro«n
DRAM KISMİ
Bu akşam Saat 20,30 da TEBEŞİR DAİRESİ Yazan: Klabund
Türkçesi: M. Basir Feyzloğlu
KOMEDİ KISMI KAYSERİ GÜLLERİ
0
Türkçesi: Hüseyin Suat ve Münir Nlgâr Pazartesi ak tamları Oran- Kim» Salı a Hamlan Komeıı Kın.unda temsil »oktur Cumartesi »e çarşamba ctınlerl HJO da Çocuk Tiyatrosu Pazar gftnlerı matine 1530 da

MUAMMER KARACA OPERET.
k » Maksimde
/VX\ Saat 20 M da
/ \ SİZİN SOKAK
Türk tipi tütün mlktannı arttırmak. diğeri de yüzde yüz Türk tipi d gara İmal »e İçimini tezyit etmek. Bilindiği gibi hâli hazırda sigara fabrikala- < n ile Ticaret Nezaretinin tütün , şubesi arasında mevcut olan bir ' «Gentlemens agreement» İle vlrjlnya tipi sigaralar harma-| nına en az % 5 Türk tipi tütün . girmektedir. Bu nisbetln art-1 tırıimnsına çarşı vlrjlnya tipi sigara İmalâtçıları arasında kuv vetli bir cereyan vardır. Bu sahada ban teşebbüslerde bulunulmakta ise de fazla bir netice temin atanabileceğine şüpheli nazariyle bakılmaktadır. Ancak bu noktadan bir te-'” Söz yaşlarımıza işUrâk ancak rakkl temin edilse dahi bunun uü’m“ eUnl5 olu- İngUlereye daha çok tütün Ih- yor* tacı davamızı halleder mahiyet-1 te olmıyacaktır. <(Wl«"u>n'» Agreement» 1er İle tesblt edilen | yüzdeleri en ufak bir fırsatta | vlrjlnya tipi sigara İmalâtçıla-I rtnın bertaraf etmeye çahşa-I çatlarına muhakkak nazariyle I bakılmak ıcabeder. Nitekim | harb seneleri İçinde slgaralar-J HaH Türk tütünü miktarı % 5 iken bllâhara bu nisbet % 25a hemen lndlrillvenniş ve ancak 1948 senesi ortasında tekrar "t 5 e çıkarılmıştır. Ingiltereye tütün İhracı dâvamızın böyle kolayca oynanabilen bir esasa İstinat ettirilmesindeki tehlike aşikârdır.
İran Şahı Pakistanı ziyaret edecek
Karaşl 7 (A.A.) — Reuter:
Yetkili kaynaklardan dün öğrenildiğine göre. İran şahı 10 şu batta 15 günlük bir ziyarette bulunmak üzere Karaşiye gelecektir. Şah Karaşlde kısa bir müddet kaldıktan sonra hava yollle Doğu Pakistana gidecek, daha sonra da Lahoru ziyaret edecektir.
Londra 7 (Nafen):
Sovyet Rusyada «her yolunda gittiğini» İddia komünist gazeteler şimdi çok şeylerin bozuk gittiğinden» şikâyet etmektedirler. Sovyet komünist partisinin gazeteleri, işçileri zorla komünlstleştirme yolunda kullanılan klüplerin şimdi feci bir durumda olduklarını itiraf etmektedirler. Sovyet hükümeti, komünist propagandasını yaymak maksadlyle her tarafta «kültür klüpleri» İsmi altında klüpler kurmuş ve bunlara büyük bir ehemmiyet vermişti. Fakat şimdi Sovyet gazetelerinde çıkan haberlere göre, bu klüplerin çoğu ya yıkılmakta ya ahır olarak kullanılmakta veya tamamlyle bırakılmış bir halededirler.
İlgili çevrelerde belirtildiğine göre, İşçi veya köylü fabrikada veya çiftlikte işini bitirir bitirmez bu «kütlür evlerine» celbe-dilmekte ve burada kendisine saatlerce propaganda nutukları verilmektedir. Bu sahada güdülen hedef, işçi ile köylünün biraz olsun boş vakit bulup bu zamanında herhangi blı mevzu üzerinde münakaşa etmemesidir.
Sovyet kızıl idarecileri, komünist İdarecilerin nezareti dışında yapılabilecek her türlü gö-
geyin eden «bir
rüşmelerden, münakaşalardan, ı toplantılardan ciddi bir şcklldo ı ürkmekte ve bunu önlemek ' İçin her türlü çareye başvurulmaktadır.
Ehemmiyetle belirtilen bir ’ nokta, ahır veya depo hallno getirilen »kültür evlerinin» bulundukları bölgelerde mahalli komünist partilerinin de tasvibi ile bu gibi hareketlere girişilmiş olmasıdır. Bu hal; Sovyet Rusya dahilindeki karışık durumu açıkça göstermektedir. İşçi ve köylülerin kültür evlerinde söylenen propaganda nutuklarından bıktıkları ve buralara gitmemek İçin ellerinden geteni yaptıkları ve buraları ahıra veya depoya tahvil ettikleri bildirilmektedir.

Sovyet gazeteleri »kültür evlerinin» feci durumunu ileri sürerek sinema bakanına şiddetle hücum etmekte ve sinema bakanının bu evlere filmler göndermediğinden bu evlerin bu hale geldiğini belirtmektedir.
Umumiyetle belirtilen bir nokta, devamlı ve korkunç bir baskı ile can sıkıcı bir propagandanın Rus halkı arasında Kremlin için tehlikeli olabilecek bir «bezginlik havası ratmış olmasıdır.
Aleni teşekkür
Aile reisimiz Dr. Rıza Tcvfik'ln ölümünden mütevellit derin bir teessür ve ıstırap ile karşılaştığımız andan İtibaren büyük bir matem hâlesi İle çevrildik. Tesellinin en müessir »e lûtuf-, kür şekli olan bu samimi alâka
Finlandiyada âcizler evinde feci bir yangın Helsinki 7 ıA_A.) — Afp;
Dün doğu Flniandlyada bulunan bir âcizler evinde çıkan yangın nctlcesir.de 70 yaşını geçkin dört erkek ve döt kadın ölmüştür. Birçok kimseler de sıfırın altında 30 dereceye ka -dar İnen soğuktan müteessir ol ■ muştur. Yangın bir elektrik kon tağından çıkmıştır.

Erkekte İktidarsızlık
Bu sebeple esas gayemizin İngiltere'de yüzde yüz Türk tütününden sigara imal ve sürümünü genişletmeye matuf olması Icabedeceğl kanaatini ta-
I Bu elemli dakikalarımızda ya-ıGentlemen's mmı^an ayrılmamakla cenaze merasiminde hazır bulunmak. mektup,, telegraf göndermek ve bizzat ziyaretimize gelmek zahmetine katlanan lü-lufkâr zevat ve dostlarımıza, hastalıktan sırasında tedavisinde ihtimamtarinı esirgemeyen1 muhterem doktor ve lıastahane I mensuplarına ve merhumu sİ-' tayişkâr şekilde takdir ve leb-' cll eden muhterem matbuatımıza ve kıymetli muharrir arkadaştan ile -gazeteciler cemi yetine ayrı ayrı teşekküre kederimiz mâni olduğundan bu I tahassüs ve şükrantanmızın neşir ve iblâğına gazetenizin pek nazik tavassutunu hürmetlerimize terdlfen rica ederiz.
i

*


Kadında duygusuzluk Suistimal (Masturbati-on)
Sadizın. Mazohirm
P e de rast lık ve sevicilik.
★ hakkında ne biliyorsanız?
merak ettiğiniz izahatı misalleriyle.
| Dünyaca meşhur Krafft - E-I blng'in
TENASÜL HAYATIMIZDA BOZUKLUKLAR
İsimli kitabında bulacaksınız.
Önsöz
Ord. Prof. Dr. Fahrettin Kerim Kökay.
4 Lira Arit Bvlal Kitabe»!
Amerikada kanserle mücadele şiddetlenmiş, kullanılan âletler tekemmül ettirilmiştir. Yukanki klişede kanserin tedavisi için kullanılan yeni bir röntgen âleti görülüyor. Bu âlet, bugüne kadar misli görülmemiş kuvvette X şuaları neşretmekte ve vücudun en iç hücrelerine kadar nüfus etmektedir.
DAN I
Yalnız burada yapıldığı İçin Türk filmi değildir. MEYDANI: HEYECANLI MEVZUU İLE...
MEYDANI: KAHRAMANLARI İLE... MEYDANI; ANANELERİLE... KOSTÜMLERİ - MÜZİK, ŞARKİ. YÜZDE YÜZ YERLİ ve MİLLÎ
E R
E K
E R
DEKORLARI
LEKET OYUN ve HAVALARİYLE, OLDUĞU İÇİN TAM BİR
FİLMİDİR:
MEM-
TÜRK
TÜRK
Bir gün Cemille mağaza mağaza dolaşıyoruz, bir gün doktorla... «Kadın zevki karşısında döşenmiş bir ev mağmum olur» diyor. Haklı... Çünkü, o. hep koyu renk, can ntarı kumaşlar ve hep okka dört yüz dirhem ağır eşyalar beğeniyor. İtiraz ediyorum, evi kasvetE yapacağım söylüyorum. Ekseriya, benim onularımı yerine getiriyor. Sonra pişman da olmuyor. Yatak odasını, bir müzayededen aldık Harika bir şey... Sahibi Prangadan getirtmiş imiş. Karyolan çiftti, birini tavan arasına kaldırtlı. Yüreğime dokundu ama neylersin. Kütüphane odasın^ ben hiç karışmadım. Ne kadar somurtkan eşya varsa onları seçti. Duvarları camlı kütüphaneleric doldurdu. İki berjerle sediri de kahve rengi kadife ile kaplattı. Karısının yağlı boya portresi, tam yazıhancsinin^karşısmda asılı_. Öyle ruhsuz bir oda oldu kİ burası, başımı İçeri sokmak İstemiyorum. Ağabeyim, ev hediyesi olarak ona bir taban halısı aldı. Ne halı, müzrifki... Onu,
aalona serdik Ben de bir çatar saat aldım. Pek memnun oldu. 8onra, resmimi bir gümüş çerçevenin İçinde hediye eltim. Baktım, onu da yazıhanesinin üzerine koymuş.
Bugün, yatak odasının perdelerini almak İçin bir mağazaya girmiştik. Satıcı Rum kızla aramızda öyle bir sahne geçti ki, önceden düşünüp taşınıp hazır-tasaydım, doktora bu dersi veremezdim. Kumaş seçiyorduk. O koyu bej bir perdelik beğendi, ben de çağla yeşili... Münakaşaya başladık Kız. perdeyi yalak odasına asacağımızı öğrenince, çapraşık Türkçesiyle, doktora:
«— Karınızın beğendiği kumaş yatak odasına daha çok yakışır.» dedi.
Yüreğim çarpmağa başladı. Yan gözle doktora baktım, yüzü serileşmişti. Kız, halimizden bir şey sezemedi. Yine, karınız, karinizinki diye devam elli. Doktorun sinirlendiğini anlıyordum.
Nihayet, çıkştı:
< — Karım değil, kızımdır.» Kız. şaşkın, beni tepeden tırnağa kadar süzdü' S ÇERÇEVE DI5I ■--YAZAN? NİHAL tAPAMAĞAKAU - A^k VE MACERA ROMANI »— Maşallah, bu kadar kızınız var . Ne genç görünüyorsunuz • dedi. Şaşırmakta hakkı var. Yaşını göstermeyen öyle ufak tefek, çelimsiz, mıcırık bir şey değilim kİ... Herkes bana yirmi beş yaş biçiyor. Mağazadan çıkınca artık sabredemedim: «— Bana kızım demeniz gülünç oluyor.» dedim Ters ters yüzüme baktı: «— Karım demeleri daha gülünç.» Münakaşa edilmez kİ. . Haksız olduğunu ntunl kabul ettireyim? Aramızdaki on altı yaş farkı, altı yaşa indirmeme gelince, imkânsız... Hem, mesele yaşta mı ya?... Aklımm maşallah kırkında olduğunu ona [nasıl İspat edeyim?... Hoş, bundan sonra İspat etsem de sözleri aklıma neye yarar? Atı atan Üsküdar'ı çoklan geçti. Cemilin gölgesi aramızda heyyülâ g'bl duruyor. ... Geleli altı ay. Osman ö-merli, İstanbul'da az kimseye nasip otan bir şöhret kazandı. Fakat, şöhretini, doktorluğundan ziyade yazdığı ahlâk ma-, kalelerine, verdiği ahlâki konferanslara borçlu. Ahlâkçıların bugünkü mitingini yine o tertiplemiş. Cemjlle biz de gittik. Meydanı hıncahınç dolduran kalabalığa öyle bir nutuk söyledi ki. yer yerinden oynadı. Her cümlesi alkışlarla kesiliyordu. Biraz da komik olması lâzım Gelen bu meydan hatibi pozunda, aman yarnbblm ne kadar güzel, ne kadar vakurdu. Ağabeyimin geldi: Ahlâk krizi geçiren dünyamıza yeni bir din yaratmak İçin Allah tarafından gönderilmiş bir Peygamber. Hakikaten dc öyle... Sarışın başı, güneşin altında ikinci bir güneş gibi parıldıyordu. Coşup da jest yapmamak için olacak, ellerini ceketinin ceplerinden hiç çıkarmıyordu. Konuşuyordu: «. . Nlsblyetten, mütemadi değişikliklerden yüz çevirmek, büyük ve kadir Mutlak'a avdet etmek lâzımdır. Bir nesil İçinde üç kere ölçü değiştirmek olur mu? Bu. ölçünün olmaması demektir. Denizler, karalar, gökler, İnsanlık bu yaşadığımız asır içinde mütemadiyen değişti mi? Doğurma, ölme. İki ayak üzerinde yürüme kaideleri değişti mi? Öyleyse ahlak niçin değişsin? Evvelki asırlardanbe-rl (mutlak) sayılan kaideleri, biz de mutlak diye kabul etmeliyiz. Şimdiki (nlsbiyet) ve (değişiklik) nazariyclerl, neslimizin şımarıklığından, ukalâlığından hasıl oluyor. Evvelâ şu şımarık ve kendimizi beğenmiş ahlâkımızı son bir defa değiştirip ahlâklı olmakla işe başlıyalım...» Bütün maharetini, sesini a-yarlayışında gösterdi. Jestlerini, sesinin perdesine Uâve etmiş gibiydi. Kâh bir dua okur gibi ağır ağır, kâh, bir savaş için halkı coşturmak İstiyormuş gibi heyecanlı ve çabuk çabuk, bir saate yatan konuşlu. Bunlara benzer lâfları ondan çok dinlediğim halde, yine de ne dediğini ben pek kavrayamadım. Zannetmem kl halk da kavrayabilmiş olsun. Fakat, «Yeni bir ahlâk kitabı yaratıp yeni bir Kuran gibi çocuklarımıza belletmek» gibi mim yapıştırdıkları cümleler yüzünden onu kürsüden omuzlarında İndirdiler. Azıcık lâf ebeliği yapıp kalabalığı peşine takmak herhalde çok kolay bir İş. Fakat, bugünkü miting, ba-( na bir hakikati daha öğretti: Osman Ömerli, bir kişinin erkeği otamaz. O, cemiyetin adamı. Yani, benim İçin kaybolmuş bir adam. Cemil, ondan pek haşlanmıyor. Sebebini soracak oldum. .— Bırak Allahını seversen! — dedi. — Bu saçma sapan* nazariyeleri ile seni böyle yabani yapan ol» Sonra, gülerek İlâve etti: «— Mamafih. . Bir kehanette bulunayım. Nazlı, bir gün gelecek sen de çerçevelerini kırmağa mecbur olacaksın.» Sesi, başka bir âlemden ak-sediyormuş İntibaını veriyordu. Öfkelendim: «— Falcı mısın?» dedim. Yine güldü: • - Fizyonomlzlm üzerine bir etüd okudum da.» dedi. Büsbütün sinirlendim: «— Küçük çerçevelerimi zaten ara sıra tarıyorum. — dedim. — Fakat, büyük çerçevemi asla kırmayacağım.» Cemil, cok bilmiş, çok bllrpiş başını salladı: «— Görürüz... Osman Ömerliden ağır basacağıma eminim. (Arkası var) r II) -^DENİZCILİK^- ! Bekâr kızlara Türk donanmasına daha müjde Belediye zabıtası talimatnamesi modern gemiler verilmelidir Oeçenlerde, Türk ve yabana gazeteciler, Giresun muhribi De Gür denizaltı gemisini gezdiler vc Giresun’un yaptığı torpido vc top atışlarını, top doldurma ve yangın «tadûrmc talimlerini, dalmış vaziyette bulunan bir denizaltının mevkiini tâyin tatbikatını gördüler Genç ve kıymetli arkadaşım Cemaleddin Bildik müşahedelerini yazdığı İçin, bunları tekrnrlıyacak değilim. Bu tatbikatın gazetecilere gösterilmesinden faydalanarak başka şeylerden bahsetmek İstiyorum. Yazacaklarım esas İtibariyle yeni değildir. “ dâva yeni değildir; Türk donanmasının dâvasıdır. Amerika bize kaç gemi verdi? Dost Amerika hükümeti, askeri yardım olarak bize şimdiye kadar şu gemileri verdi: 4 muhrip, 4 denizaltı, 8 küçük ve ahşap kıyı arama - tarama gemisi. 1 atölye gemisi 1 yağ gemisi, 1 ağ gemisi. Bu gemiler arasında donanmamızın savaş kabiliyetini, a-teş kudretini arttıran gemiler, yalnız 4 muhriple. 4 denizaltı-dır. Diğerleri savaş gemileri değil; yardımcı gemilerdir. Modern bir donanma, yalnız savaş gemilerinden drğil, yardımcı gemilerden de mürekkep olmalıdır ama esas muharebe gemileri, şunlardır: Zırhlı, uçak gemisi, zör. muhrip, denizaltı, botu. Türk donanmasının hlm eksiklerini şöyle hülâsa e-debillriz: 1 — Hiç kruvazörümüz yoktur. 2 — Muhriplerimizin sayısı kâfi değildir. 3 — Denizaltılarunız azdır. 4 — Karadenizde iş görebilecek hücum bolumuz yoktur. 5 — Karada üslenmiş, donanma komutanlığı emrinde bir deniz hava kuvvetimiz mevcut değildir. Bize verilen 4 muhrip Bize verilen 4 Amerikan |. muhribi, 1938 de p'ftnlan çizil- L slirat!erini Te ma. mşi ve 1942 de hizmete gire- ncTra kabiliyetlerin) arttırmak rek butun harb müddetince lçta güvertelerinde ve teknele-kullanılmış ve bugünkü muh- rlnöe baz| değişiklikler daha riplere nazaran zayıf gemi-1 vapümıştır. Bu sayede dalmış terdir. Gerçi bunlar bize veril- âyette süratleri 10 milden ■neden tamir edilmiştir; top- M mlle çıtanır>.ri
çünkü eskidir: takviyesi
kruva-hücum
en mü-
Top
«IMIuk
Tona]
Sürat
Ay sınıfı Reis sınıfı »34
1210
20
Kovan Top Uçaksavar
Mürettebat : 44
883
8.4
5
arama - tarama gemisi ile 1 atölye gelmişinden, 1 yağ gemisinden ve 1 ağ gemisinden mürekkep az yollu fllotülâyı da. Türk denizcileri 1948 de AUan-tlkten a.;irarak sağ ve salim getirmek başarıcını göstermişlerdi. Demek kİ Türk donanması persûnell, artık daha modern gemileri kullanacak bir seviyeye ulaşmışlardır. Bunu. 29 aralık 1949 günü yapılan tatbikata davetli giden gazetecilerle bir gün evvel verilen kokteylparlide Türklyedekl Amerikan deniz grupu başkanı amiral Glnder tarafından gönderilerek okunan mesajdan da öğrenmiş bulunuyoruz. Amiral Glnder Türk denizcilerinin büyük terakkiler kaydetmiş olduklarını bu mesajında şöyle İfade etmişti:
Israilde evlenecek 20 bin kıza ihtiyaç var
Londra 7 (Nafen) — News Chronlcle gazetesinin Telaviv muhabirine göre, İsrail'in evlenecek çağda 20.000 kıza ihtiyacı vardır. Bu muhabirin belirttiğine göre, memleket dahilinde 15 ilâ 34 yaş arasındaki erkeklerin sayısı kadınlara nisbetle çok yüksektir.
News Chronlcle muhabirinin ilâve ettiğine göre, İsrail hükümeti yeni bir kanun layihası hazırlamıştır ve yakında bu kanun layihasını parlâmentoya sunacaktır. Bu kanun lahlyası kızlar İçin evlenme yaşını 17 ye indirmektedir.
Sovyet tarihçileri
9
6
1 - 100 lük 1 - 76 İlk
1-20 ilk 3-13 lük
43
Görülüyor kİ Amerikanın bize verdiği denizaltılar hakikaten büyük ve kuvvetli gemilerdir.
Denizaltılann eksik tarafı
ver-
Fakat Amerikanın bize diği dört denizaltının, bütün denizaltdanmızdan daha büyük daha kuvvetli olmalarına rağmen, bazı eksik taraf lan vardır. İzah edelim: Amerikan bahri-yesi bize verdiği denlzalUlarla aynı modelde yapılmış olan de-nlzaltılannin bir kısmını tâdil ederek yenileştirin İştir. Bunlara bir Alman icadı olan ve Şnorkel denilen — Amerikada bu cihaza Snort adı verilmiştir — nefes borusu ilâve edilmiştir ki bu suretle gemiler, su üstüne çıkmadan çok uzun müddet [hava almaktadır kİ harbde, bu ı tekâmülün ehemmiyeti pek büyüktür. Aynca bu denizaltılann su altında süratlerini
rsan reisinin gör sesi duyuldu:
— Herkes güverteye çıksın. Dümeni kırk derece sağa kırınız. Toplar, hazır olsun. Fakat emrim olmadan kimse tek kurşun bUe atmıyacak.
Korsan gemisi Algle az sonra rüzgârı arkadan alarak âzami süratle İspanyol gemisi istikametine gidiyordu. îkl gemi, şimdi aynı hat üzerinde seyrediyor ve onları ayıran me-' safe, gittikçe kısalıyordu.
Korsan reisinin sesi gene ortalığı çınlattı:
— Siyah bayrağı çekiniz. Dü- yüze gelmeden denizin dibini
meni beş derece sola çeviriniz, boy Uyacağımı sanıyordum. Kancalar hazır mı? Güverte- | — Rica ederim prenses! Böy-
nin üzerine yüzü koyun yere le feci ihtimalleri aklınıza ge-ya tınız.
İspanyol kalyonu, sağa doğru küçük bir daire çizdikten sonra kırk topunu korsan gemisi üzerine boşaltmağa başladı. Ancak 20 topu bulunan Aigle gibi küçük bir geminin, | Korsan reisi, bu sözler üzerl-bu dev cüsseli kalyonla boğuş-, ne kendini tutamıyarak kah-rnalc istemesi doğrusu görüle- kahayı salıverdi: cek bir manzara idi. | — O halde senyorlta, beni
Aigle, zikzaklar yaparak ü- halâskânnız olarak telâkki et-zerine atılan güllelerin isabe- , mellsiniz. Çünkü sizin gibi genç tinden kurtuluyor, İspanyol (ve güzel bir kızın yetmiş ya-kalyonuna gittikçe yaklaşıyor- şmda bir ucubel hilkate zevce du. Mahtrane bir dümen ma- olması cidden yazıktır.
nevrası ve kuvveti! rüzgâr, kor- — Beni nişamlınıdan soğut-san gemisini, İspanyol kalyo-( mak İçin yalan söylüyorsunuz nuna 2-3 metre mesafeye haydut!
kadar yaklaştırdı: | — Bir asilzade sıfatiyle temin
Güvertede ayakta duran kor- ederim ki size yalan söylemi-san reisi: | yorum. Halk, nişanlınız dedl-
— Hücuma hazırlanınız. Kan- ' ğınız moruğun zulmu altında çaları atınız, emrini verdi. inliyor. Vakıa korsanlar ara-
Bir kaç dakika sonra güçlü sında Jan - Mark Karkasu na-kuvvelü 68 korsan, ellerindeki miyle marufum. Fakat hakiki geniş ve uzun kılıçlan sallıya- adım kont Jan Mark Kerki-rak ve tabancaları endaht ede- yandır. Benim ailem de haş-rek İspanyol kalyonunun gü- metlû vaftiz babanızın gadrl-vertesine atladılar. Karşıların- ne uğradık, da 300 tayfa vardı. Fakat bun- da çürüttü, lar, üzerlerine tayfun gibi çö- dan öldü. — ken korsanlara teslim oldular.' emlâkimizi gaspetti.
Korsanlar, geminin dört tara- ya dilenci, yahut da korsan ol-araştırmağa başladılar.1 mak şıklarından birini tercihe köş- 1 mecburdum. Korsanlığı tercih ~ ' bu denizlerde - Çünkü Kasımlarımı
Namuskârane kırdılar. İçeriye girer girmez,' bir mücadelede onları mağlûp hayretlerinden dona kaldılar. | ediyorum. Unutmayınız ki sl-Çünkü gayet lülıs döşenmiş zin geminizde 300 asker vardı, köşkün ortasında son derece Halbuki benim maiyetimde an-genç ve güzel bir kadın duru- ' cak 68 kişi vardı, yordu.
İki üç korsan, genç kadına! dikten sonra genç kızın el uzatmak istediler. Fakat .şısında hürmetle eğildi: genç kadın bir ad:m geri çe- — Donna Filipa. sizi kildi ve elinde tuttuğu iki ta- asilzade sıfatiyle gemime bancayı iki defa nteşleri. Gö- ' vet ediyorum. Hayatınızı, gösterinden yaralanan dört muşunuzu tekeffül ediyorum, korsan yerlere serildi.
Silâh seslerini duyan korsan reisi Mark Jan derhal o tarafa koştu. Genç kadın ellerinde tuttuğu İki tabancayı yere attı. Korsan reisi eğilerek onları yerden aldı ve namluları
Korsan
Ue kabzalarını muayene ettikten sonra:
— Bunlar, tehlikeli oyuncaklar senyorlta... A, a ne görüyorum: Üzerlerinde bir arma, armanın ortasında da bir F harfi var. Siz prenses Fernan-da mısınız?
Genç kadın mağrurane bir . eda İle cevap verdi:
— Hayır... Bu arma ve harf, buralarının hâkimi olan İspanya kıralı Filipin İsminin İlk harfi ve armasıdır. Kıral sağdıcımdır. Cani ve haydutlara karşı kendimi müdafaa etmek İçin bu tabancaları o, bana hediye etti.
Korsan reisinin bir İşareti ü-zerlne arkadaşları yaralı korsanlan kaldınp götürdüler. Genç kadın korsan reisiyle yalnız kalınca merakla sordu:
— Siz de, arkadaşlarınız Ue beraber niçin gitmiyorsunuz. Beni yalnız bırakınız da gemi ile beraber batayım?
— Onun İçin mİ bu kulede kapanmıştınız senyorlta?
I — Evet... Biliyorsunuz kİ, ' korsanlar yakaladıkları gemileri yağma ettikten sonra ateşe | vererek batırırlar. Sizinle yüz
tlrmeylnlz.
— Ben prenses değilim. Ben Kosta - Rika valisi Don Ra-faelin nişanlısı Donna Fillpa’-yım. Zaptettiğiniz gemi beni, nişanlıma götürüyordu.
Babamı zından-Annem kahrın-Bütün servet ve Ben de
fuu
Geminin ön tarafındaki kvj- -------------
kün kapısını kapalı buldular. ' ettim. Herkes Korsan reisi, maiyetine: | benden tirtir titriyor.
— Kapıyı kırınız, emrini ver- kuvvetUyimdir.
di. Korsanlar kapıyı zorlukla katletmiyorum.
Korsan reisi bunları söyledikten sonra genç kızın kar-
bir da-na-
Batı Avrupa'nın savunma plânı
Rusya tecavüze geçerse ilk safhada bütün ağırlık Fransız ordusuna yüklenecek
Vaşlngtan 7 (A.A.l — Afp:
Her ne kadar Dışişleri Bakan lığı Batı Avrupanın savunma plânı hakkında bilgi vermek İstemiyorsa da iyi haber alan bazı memurlar plânda şu noktalatın bulunduğunu tahmin etmektedirler:
Sovyet Rusya tecavüze geçti ği takdirde harbin ilk safhasında savunma hareketinin bütün ağırlığı batı devletleri orduları nın en kuvvetlisi olan Fransa ordusunun omuzlarına yüklenecektir.
Almanyada bulunan İngiliz ve Amerikan kuvvetleriyle Belçika ve Hollanda orduları da bu arada bir rol oynayacaklardır. Diğer taraftan Birleşik Amerika Ue İngiltere hava kuvveti temin etmek ve düşman gemlle -rinln Avrupa limanlarını abluka altına almalarına mâni ol -makla mükellef bulunacaklardır.
Vaşington 7 (AF» - Şimali Atlantik Paktına dahil olan on İki devlet. Batı Avrupanın müş terek müdafaasını sağlamak ü-zere vücuda getirilmesi derpiş edilmiş olan andlaşmayı dün İt mam ederek İmzalamışlardır.
Bu şekUde, Birleşik Amerika kongresi tarafından müttefik-
Donna Filipa, korsan gemisine geçti. Korsan reisi genç kızın arkasından yürüyor ve güzelliğini hayranlıkla süzüyordu.
Bir aralık genç kız başını çe-
Düşman Dostlar
Macera ve Aşk Romanı
Yazan: J D. Carr Tercüme eden: (Vâ-Nû)
Tefrika- No. 99
keza, biraderinizin kaatlli olmakla şüphe altındadırlar. Fakat bütün bu şahsiyetlerden hiç biri, cinayete intihar şekil veremezlerdi. Böylelikle, ettr-mün kârından mahrum kalırlardı. Onun İçin Angus'un hususi hayatını dikkatle İncelemek zorundayız.
Meselâ şu Alec Forbes beni çok İlgilendiriyor. Acaba bu kötü işi o yapmış olabilir mi? Ne dersiniz?
— Elbette yapmış olabilir.
— O sizden şahsen nefret eden bir insan mıdır ?
Colin, sakin sakin cevap verdi:
— Biraderden ne kadar nefret ederse, benden de takriben aynı derecede nefret eder. Fakat kendisiyle hiç çatışmadım.
— Demek, Angus’u öldürenin
BULMAC
Mahkeme Koridorlarında
Balıklara bile zararımız dokunmadı I
lerln yeniden silahlandırılması için tahsis edilmiş bulunan bir milyar dolarlık tahsisat, Başkan Truman tarafından ser-bes bırakılabilecektir.
Resmi çevrelerden bildirildiği ne göre, plân. Amerikan Dışlş leri Bakanlığında yapılan kırk dakikalık bir toplantı sonunda ve münakaşasız kabul edilmiştir.
Tahminlere göre, silâh sevkıyatı 1 Şubatta başlıyacak ve en mühim miktarı Fransaya gönderilecektir.
Vaşington 7 (AA.) — Afp:
Basma verdiği tebliğde, Dışişleri Bakanlığı kuzey Atlantik konseyinin Vaşlngtonda Dışişleri Bakanı Achesonun başkan lığında toplanarak kuzey Atlan tik bölgesi savunma plânlan hakkında Atlantik paktı müda faa konseyinin tavsiyelerini tas "ip ettiğini bUdiımektedir.
Soldan M(ıa: 1 — tsUnbulda bir otel.
2 — Tekdir. 3 — Müsn-rib ol. 4 — Tersi o sebeple demektir. 3 — Hububattan biri - Kör. 0 — Sıfat eki -EluerıU:. 7 — intizama sokma. 8 — Deniz donu - Sag taraf değil. 9 — Telkih - Üçe. 10 — thate etmek.
Yukarıdan aıaŞıya: 1 — Kısımlara bölmek. 1 — Üye - Tersi aşiretler.
3 — Pazar - Utanılacak sey - 4 — Ter sİ Orta Doğu. 5 — Balık İğnesi - Kırmızı - Kasımın bzşı. 0 — Tersi uydurma hlkSye söyle. 7 — Barsaklar -Bir çiçek. 8 — Tersi ejegln pabucu -Tersi denizci ıstılahlarından.
GEÇEN BULMACANIN HALLİ
Soldan saŞa: I — Ba»bakan. 3 — Asi. Masa. 3 — Şamdan 4 — Dolama. S — Alim, Vur, S — Telaviv. 7 — Akit. Çan. 8 — Reke. Ati. 9 — Al. Salın. 10 — Fil. Tıka.
Yukarıdan aşağıya: 1 - Başkalara!. 2 — Asa. Lekeli. 3 — Şimdilik. 4 — Domates. S — Amal. At. o — Kana vlçalı .7 — As. Muvafık. 8 — Nabar. Nlna.
Dışişleri Bakanlığının tebll -ğlnde bildirildiğine göre tasvip edUmiş bulunan müdafaa komi tesinin tavsiyeler! müstakil yar dunla mütekabil yardım şartlarını İhtiva etmekte olup Atlantik paktını İmza eden mUletle-rln müşterek savunmasına bir esas teşkU edecek mahiyettedir
Ay çiçeği küspesi ihraç edildi
Dan İmar kay a ihraç edilecek ı 3000 ton ay çiçeği küspesinin I ; 1000 tonu İzmlrden Edirne va-, puruna yüklenmiş ve gemi Te-kirdaga gitmiştir.
Diğer 2000 tonunu da orada yükledikten sonra Danimarkaya gidecektir.
Sicilyada ele geçmez Gluliano haydudunun araştırılmasına şiddrtle devam edilmekledir. Geçen hafta haydudun arkadaşlarından yedi kişi yakalanmıştır. Haydutlar yukarıki klişede görülüyor.
vlrlp korsana sordu:
— Maiyetimdeki efrat ne o-lacak?
— Merak etmeyiniz senyori-ta, onların da bir kılma bile dokunmıyacağız.
— Bakalım sözünüzü ne dereceye kadar tutacaksnız?
Ertesi gün güneş batarken Algle korsan gemisi, Kosta -Rika kıyılarına vardı. Korsan ' reisi, esir edilen İspanyolların sandallara bindirilerek sahile
sizi de öldürebllmesl muhtemel?
Colin, derhal cevap verecek yerde, doktor Fell’in, gazetecinin Alan’ın kadehlerine viski koydu. Alan, beyhude itirafta bulundu. Sonra, Colin dedi kİ:
— Eğer beni kule odasında yatmaktan menetmek niyetinde iseniz...
— Evet, fikrim bu.
— Öyleyse, haber vereyim kİ, bütün gayretleriniz beyhude-dlr.
Colin, birbiri ardı sıra, misafirlerine baktı ve sordu:
— Sîzler bu akşam ne oluyorsunuz, kuzum? Hepiniz birden dilsiz mi kesildiniz yoksa? Dün akşam daha neşeliydiniz. İçiniz bakayım... İntihar etmi-yeceğlme dair yemin ederim. Vallahi yemin ederim. İçelim
çıkarılmalarını emretti. Sonra kendisi genç kıza tahsis edilmiş olan kamaraya gitti.
— Senyorlta. dedi. Kosta -Rika sahillerine geldik. Maiyetinizdeki efradı karaya çıkarttım. şimdi karaya çıkarıp ser-bes bırakmak sırası size geldi, müsaade ediniz de sizi götürecek sandalın dümenini ben kullanayım.
Genç kız, bu sözler üzerine ayağa kalktı:
— Kont dedi, bu hareketi-
niz hakiki bir asilzade olduğunuzu gösteriyor. Ben karaya çıkmıyacağım ve yanınızdan ayrılmıyacağım, diyerek karşısında duran korsac reisinin kollan orasına atıldı. İki genç arasında teati edilen ateşli bir buse, kalblerinde doğmuş olan yıldırım aşkını mühürledi.
Az bir müddet sonra Algle korsan gemisi, dümen kırarak Antll denizinde pupa yelken seyrediyordu.
Çeviren: A. HİLÂLİ
Kanapede yanyana oturuyorlar. Birinin sağ. öbürünün sol bileği aynı kelepçeye geçirilmiş. Sağ tarafta oturan kalın aba ceketli sarı bıyıklı, otuzunu geçkin, tıknazca bir adam. Soldaki zayıf, çelimsiz ve daha genç
Biz yaklaşırken sağdaki diziyle arkadaşının bacağını dürttü, eğilip kulağına bir şeyler fısıldadı. Koridorun yabancısı olmadığı, bizi de tanıdığı besbelli. Sorduk:
— Sizin suçunuz ne?
Soldaki başını önüne eğdi, öbürü yılışarak cevap verdi:
— Anamızdan ters doğmuşuz, beyefendi âbi.
— O ne demek? Ananızdan ters doğdunuz diye mahkemeye mi getirdiler sizi?
— Eh, aslına bakarsan öyledir. Anamızdan ters doğduğumuz için başımızdan dertler eksik olmuyor. El âlem ne yapsa kimse görmez de bizim her şeyimiz suç olur. Hani, biraz soğuk alıp öksürsem onu bile suç sayıp polis yakama yapışıyor.
— Bu defa da öksürükten mi geldin?
— Ne olduğunu ben de bilmiyorum ki. Sorup sual etmeden ensemize yapıştılar. Zannedersin ki, biz bu dünyaya, mahkeme kapılarında. mahpushane köşelerinde sürünmek için gelmişiz. Dünyanın öte yüzünde biri fenalık yapsa burada polisler, bekçiler bizim yakamıza yapışıyorlar.
— Bu sefer nerede yapıştılar yakanıza?
— Nerede olacak, denizde enselediler. Görüyorsun ya, Allahın denizinde bile rahatlık yok bize. Adam olacağıma. keşke bir balık olsaydım da yedi kat deryaların dibinde rahat rahat yüzseydim. Bekçinin, polisin kolu oralara da uzanamaz ya.
— Dünyaya bir daha gelişinde balık olursun inşallah. Hele anlat, bakalım, denizde niçin yakaladılar sizi? Ne yapıyordunuz? Her halde bir suç işlediniz?
— İnsaf et de sen barı böyle söyleme, bey kardeşim. Denizde ne yapılır9 Sandala binmek suç mudur? Gel gelelim, el âlem motör-lerde, vapurlarda geziyor da bizim sandala binmemiş mi suç oluyor.
— Sandala binip nereye gittiniz?
— Hiç bir yere gitmedik, beyefendi âbi. Herkes geceleyin sandala binip balık tutuyor, para kazanıyor. Bizim parada gözümüz yok, hem şöyle bir gezinti yapalım, hem de bir kaç balık yakalayalım da taze taze yiyelim diyerek dün gece şu çocukla beraber sandala bindik, Boğaza açıldık. Karada bağlanan kısmet denizde açılır mı? Herkes ol-
tayı atar atmaz pabuç kadar balıklar takılıyor, bizim e ineklerimiz boşa gidiyor.
— Balık tutmanın usulünü bilmiyorsunuz demek.
— Öyle şeyleri biz ne biliriz, bey âbi? Balıkçılık babamızın zenaati değildi ki, bize de miras kalsın. Öbür balıkçılar sandallarına fener takmışlar, biz onu bile akil edemedik de karanlıkta çıktık. Zaten bizimkisi balık tutmak değil ya. o bahane ile bir sandal gezintisi yapalım demiştik.
— Kış gecesi sandal salasının tadına doyulmaz ha!
— Ne yapalım, beyefendi âbi? Bize ver yüzünün satası nasip olmuyor ki denizde safa arayalım. Aklımıza esti, i bir iş yaptık işte.
— Peki, sonra ne oldu?
— Ne olacak, uğraştık uğraştık, bir balık tutamadık. Kısmet değilmiş.
— Balık tutamadığınız için mi yakaladılar polisler9
— Ne olduğunu ben de anlayamadım, bey âbi. Gecenin soğuğunu bilirsin ya. | Sandalın içinde dolaşa dola-$a üşüdük, titremeğe başla -dik. Bosu boşuna ayaz kese-1 ceğimize, bir kıyıya vanasa -lım da çıkalım bari, dedik. Ben küreklere asıldım, sandalı bir kenara yanaştırdım. İşte orada polisler gırtlağımıza vapıştılaı.
— Ne diye yapıştılar, O-raya sandal yanaştırmak ' yasak mıymış?
I — Ben sandalcılıktan anlamam, bey kardeşim. Gecenin karanlığında etra-| fimi göremiyorum ki nereye I gittiğimizi bileyim. Biz kıyı-ı ya yanaşıyoruz derken bir mavnaya dayanmışız. Oldu 1 olacak, bârı su mavnaya atlayalım da ordan dışarıya 1 çıkalım dedik. Meğerse orada polisler bekliyorlarmış Mavnanın içinde ikimizi de yakaladılar.
— Mavna boş muydu?
— Karanlıkta onun da I farkında değilim, bev âbı. Mavnaya girince ayaklarımıza bir şevler dolaştı. Ne imiş bunlar diyerek eğiliD | yoklaştınrken üzerimize çullandılar. Meğerse mav-1 nada komin dolu imiş. Sözde biz kömür hırsızlığı edesiymişiz. Allah seni inandırsın ki yalandır, bey karde-ı şim. Kömür bizim ne işimize yarar? Vapurum vok ki kömürle işleteyim. Mavnanın içinde altın bile dolu olsa el malına el sürmem ben. Şu çocuk dersen Allahın bir melâikesidir.
Mahkeme atıldı, kelepçeleri çıkarılırken bizim ahbap içini çekti:
— Demincek söyledim ya, bey kardeşim. Allahın denizinde bile rahatlık yok bize. Balıklara bile zararımız dokunmadı ki onların aht tuttu da başımıza bu işler geldi, diyelim.
Ce. Re.
ve bu mevzua artık dönmlye-Ilm.
Saat ona dğoru birbirlerinden ayrıldıkları zaman, şatoda o geceyi geçireceklerden hiç biri soğukkanlılığım muhafaza edememişti.
Swan, muvazenesini, büyük bir gayret sarfetmek sayesinde muhafaza ediyordu. Doktor Fell’in ise, bacakları gûya tah-tadandı. Colln’in yuvalarından uğramış, kanlanmış gözleri, bir sarhoşluk manzarası arzedlyor-du. Kathryn odasına saat ondan hayli evvel çekilmişti. Alan beyninde kurşun gibi bir ağırlık duyuyorsa da fevkalâde vazıh düşünüyordu. Birinci katta, odasının kapısı önünde, doktor Fell’den müsaade aldı: doktor Fell’in koltuğu altına koca bir paket gazete aldığını hayretle gördü.
Alan, kendine tahsis edilen odaya girince burada hiç ampul bulunmadığını farkettl. Komodun üzerinde bir şamdan duruyordu. Bu nevi aydınlamanın sebebini bir türlü halledemedi: Acaba İngllterede hüküm süren karartma dola-
yısile mi, yoksa ev sahibesinin garip muhafazakârlığından mı?
Şamdanı yaktı, mumların ışığında, yüzünü aynadan seyretti ve pek soluk buldu. Campbell ailesinin ananevi İçkisi, bütün iyi kararların ve ayılma sırasındaki nefis tenkidlerinln hakkından gelmişti. Delikanlı, zihnini tırmalayan düşünceler yüzünden, sükûn bulamıyaca-ğını ve uykuya dalamıyacağını anladı.
Soyundu, terliklerini giydi, ropdöşambrını sırtına geçirdi; sonra kendini bir koltuğa bıraktı. Başını elleri içine alıp zamanın akıp geçmesini dinledi. Saatin tlktakmdan gayri bir şey işitilmiyordu.
On buçuk oldu, on bire çeyrek kaldı, on bir oldu... On biri çeyrek geçti. Alan’ın hiç u-yumak arzusu yok. Bununla beraber, güzel bir kitap okuyarak düşüncelerinde bir değişiklik yapmağı pek arzu ediyor. Yolda okumak üzere satın aldığı zabıta romanı sinirine dokunmuştu. Şatoda da hiç kitap görmemişti. Fakat doktor Fell’in elinde, enteresan bir biyografi kitabı görmüştü.
Belki de âriyet verir.
Alan kalktı. Kapısını açtı, doktorun odasına doğru yürüdü. Kapı aralığından ışık sü-züldüğünü görünca keyfinden âdeta haykırdı. Demek ki doktor FeU hâlâ yatmamış.
Kapıyı vurdu. Tanımadığını zannedeceği şekilde değişmiş bir ses, cevap verdi:
— Giriniz!
Delikanlı, doktorun İfadesini pek değişmiş görerek şaşırdı. Sırtına kırmızı bir ropdöşmabr giyerek, doktor komodun karşısına oturmuştu. Komodun üzerinde mum yanıyordu. Doktorun dudağından Eskişehir taşından bir pipo sarkıyordu Etrafında gazeteler, mektuplar, rakam dolu kâğıtlar küme teşkil etmekteydi.
Gözlerinde bir dehşet ifadesi okundu.
— Çok şükür kİ geldiniz... — dedi. — Ben de sizi çağırmağa hazırlanıyordum.
— Niçin?
— «Köpek kafesi içinde ne bulunduğunu şimdi artık biliyorum.» Hilenin ne olduğunu anladım. Angus CampbeU'l ki-
min öldürdüğünü de keşfettim.
Mumun ışığı hafifçe sendeledi. Doktor Fell, bastonuna dayanıp güçlükle davrandı.
— Colln'l gidip bulmamız icap ediyor. Yukarıda onu bir tehlikenin tehdit ettiğini zannetmiyorum gerçi... Fakat ne de olsa, fazla tehlikeye yine de maruz kalmamalı. Muammayı 3rtık İzah edebilecek hale geldim. Meselenin ne olduğunu ona da anlatacağını. Bitmez tükenmez merdiveni bir kere çıkıp ağzımın tadını aldığımdan ikinci bir tecrübede bulu-namıyacağım. Çok rica ederim, gidip Colin’l aşağıya siz çağırın.
— Maalmemnuniye.
— Uyandırıp alacağınız ve aşağı getirmeğe razı edeceğiniz ana kadar kapıya vurun. Her hangi bir sebeple onsuz dönmeyiniz. İşte cep lâmbam. Fakat ışığı elinizle örtünüz, aksi takdirde karartmayı kontrol eden pasif müdafaanın adam-larile başımız belâya çatar. Acele edinl
Alan, lâmbayı aldı. Koşaraktan dışarı çıktı. Bir taraftan
karanlık, öte yandan rutubet; tüyleri diken diken oluyordu. Holü ve salonu geçti. Cep fenerinin ışığı, Angus'un fotoğrafına rasladı. Delikanlı onun yüzünde garip bir cürüm ortaklığı İfadesi sezer gibi oldu.
Kulenin zemin kısmına açılan kapı, kapalıydı Titreyen elleriyle. Alan, tokmağı çevlrdL Kapı, rezeleri üzerinde gıcırdadı. Zemin, profsörûn ayaklarına. mermerden daha soğukmuş hissini verdi. Gölden yükselen sis. kulenin içini doldurmuştu. Delikanlı. yuvarlak merdivenden yukarı, bütün hı-ziyle çıkmağa koyuldu.
Nefes nefese, üçüncü kala vardı. Bir daha... Derken bir daha... Ne dik merdiven! Bitmez tükenmez hissini veriyor
Cep fenerinin cılız ışığı, kulenin içini daha da endişe edilecek hale sokuyordu. Alan, böyle şeylere İnanmamakla beraber tskoç kıyafetli hortlakla hemen şurada karşılaşacağını sanıyordu. Karanlıklar içinden hortlağın çıkıp da onıı omuzlarından yakalayabileceği fikri İle titredi.
(Arkası var)
8 Ocak 1950
AKSAM
Sr.’.if" 7
ingiiterede hırsızlık vakaları çoğalıyor
Geçen yıl 20 milyon sterlin kıymetinde eşya çalındı, demiryolları idaresi 3 milyon sterlin zarara uğradı
Avuslralyada şiddetli sıcaklar hüküm sürüyor
2 kişi öldü, 32 kişi de bayıldı, 64 kişi has-tahanelerde yatıyor
I al şekilde sivil kadın pohaler 'de teşkil edilmektedir. Bu yeni teşekküller daha şimdiden bir çok muvaffakiyetler elde etmiştir. Meseli Olasgovda ya-I kalanan bir hırsızın üzerinde ' 200 den fazla anahtar ve maymuncuk bulunmuştur. Wake-fildde polis kolejinden mezun olan kadın ve erkek sivil polisler o kadar çoktur ki, artık hemen hemen her hırsızın arkasından bunlardan bir İki tanesi eksik olmamaktadır. Halli bazı vakalarda bu sivil polisler hırsızlarla beraber çalışmakta, ve en sonunda hırsızlan suç üstü yakalamaktadır. Böyle
i
va-gûn bir ve et-
Kanadanm merkesi Otta*» şehrinden bir görünüş
I learan. nusız-ıar biusiuu*
I itimadsızhk yaratmakta, hırsızlar herkesten şüphe
' meğe başladıktan sonra vaka-
rlar nispeten azalmaktadır. Bilhassa Wakefleld1i kadın sivil ı polislerin bu sahadaki başarıla-■ n o kadar miismlr olmağa baş-' İnmiştir ki. hırsızlık ve dolandırıcılarla uğraşan resmi polislerin vazifeleri haflflemşi gibidir.
Nakleden: A. Derebeyoğlu
te-
Nevyork hırsızlarının yeni metodu
Londra 7 (Nafen) — Nevyork-ta yeni metodlara göre çalışan hırsızların peyda oldukları bildirilmektedir. Muhabirlere göre bu hırsızlar dükkânlardan muhtelif şeyler çalmakta ve sonra da aynı dükkâna bir yerden telefon ederek bu malzemeyi yan fiyata yeniden kendilerine satmayı teklif etmektedirler. Hırsızların ellerindeki malzeme İle birlikte polis tarafından tevkif edilmektense bu usule başvurmayı tercih ettikleri zannedilmektedir.
Sydney 7 (AP) — Sıcak dal -gasının neticesinde yeniden iki kişinin öldüğü bildirilmektedir
Ölenler iki yaşlı adamdır. Bun dan evvel bir kadının öldüğü ve 32 kişinin bayıldığı bildirilmişti
Dûn öğleden sonra hararet 103.1 Fahrenhayt derece idi kİ, bir rekor tesis etmekledir.
Hastahanelerde 64 kişi tedavi altında bulunmaktadır. Sydney in plajlarına giden 50,000 kişi, kumların basılamıyacak kadar sıcak olduğunu görmüşlerdir.
Amerikada sellerin tahribatı
Nevyork 7 (AP) — Amerikanın merkezinde bulunan Illinois, İndiana, Mlssoun ve Arkan sas eyaletlerinde vuku bulan seller neticesinde en az 4 kişi ölmüş ve yüzlerce kimse evsiz kalmıştır.
Yağmur sularından kabaran nehirler, çok verimli bir mahsulü tamamen sular altına göm -muştur.
Memphls ve Tennesee de, evlerdeki elektrik cereyanı kesil -miş ve mumla aydınlanmıştır.
Fakat Amrİkanın doğu sahillerindeki şehirlerde suhunet 4 gündür bir rekor teşkil eden yükseklikte bulunmaktadır. Fi -ladelfiyada* da hararet gayet yüksektir Pennsylvanniada mey va ağaçlarının çiçeldendlği bildirilmektedir.
Kanadanm bir tarafı yaz, öbür tarafı kış
Ottava, 7 (Nafen) — Kanada' nın bir tarafı yaz havalarını yasarken diğer tarafı en şiddetli kış havalarını yaşamaktadır
Merkezi ve doğu Kanadada ocak ayında şimdiye kadar tarihte görülmemiş bir sıcak hüküm sürmektedir. İnekler İlk defa olarak ocak ayında yeşil ovalarda otlamaktadırlar.
Fakat batı Kanadada vazl -yel tamamiyle tersinedir. Bu bölgede şiddetli bir kış hüküm sürmekte ve her taraf karlarla kaplı bulunmaktadır-
OSMANLI BANKASI
Türk Anonim Şirketi, Tesis tarihi: 1863
Sermayesi:
10.000.000. İngiliz lirası
-----■------
Merkezi İdaresi:
Istan bal — Galata
İstanbul da: Yenicaml, Beyoğlu, Kadıköy ve Şişlide ve Türkiyenin başlıca şehlrlerile...
Parts, Marsilya, Londra. Mançester, Mısır, Kıbrıs, Irak. Filistin ve Maverayı Ürdûnde
şubeleri:
Suriye ve Lübnanda
FUyalleri vardır. ------■------
Her türlü banka muameleleri yapar —■—
Çok müsait faiz şarUarile tasarruf ve mevduat he-
Tasarruf hesaplan İçin üç ayda bir ikramiye keşideleri yapılır.
Daha fazla malûmat almak için OsmanlI Bankası Gişelerine müracaat edilmelidir.
Mahkeme, tapu, icra ve noter ilânları Bedelleri nususi şahıslar tarafından ödenen mahkeme, icra tapu »c noter ilânları gibi resmi ilânlar eskiden olduğu ırt-01 doğrudan doğruya «AKŞAM» idaresi tarafından kabul edilmektedir
Karabük fabrikasının istihsalâtı artıyor Karabük Demir ve Çelik Fabrikaları Müessescsinln 2 numaralı turnürünün İnşaatı bitmiştir. Turnür fabrikada yapılan merasimle işletmeye açılmıştır
Böylece 'acrlka istlhsalatı ço fcaltma yolunda daha geniş bir çalışma imkânına kavuşmuş o-lacaktır.
Soğuk harp sona eriyor mu?
Alman basınına göre Amerikan ve Rus temsiclileri müzakere halinde imişler
Cafer Fahri Dikmenin
Eserlerinden
Krş
Çocuk bekimi doktor
Ahmet Akkoyunlu
Taksini - talimhane
Palas. Telefon: «2627
Frankfurt 7 (AP) — Soğuk harb sona eriyor mu?
Batı Almanya Basını, Rus ve Amerikan temsilcilerinin muza kere halinde olduklarını ve 1-kl taraf liderlerinin Batı-Do-ğu gerginliğinin teşkil ettiği perde arkasında saklandıklarını İddia etmektedirler.
Bildirildiğine göre, müzakereler Amerikan Dışişleri Bakanlığında cereyan etmektedir ve neticeleri Amerikanın Rusyaya karşı takip etmekte olduğu si -yasetin değişmesi şeklinde te -celli edecektir-
Soğuk harp müzakerelerinin İlk defa olarak İsviçre basınından geldiği belirmektedir. Bazıları bu söylentileri «İngiliz çev relerine» diğer bazıları da Al -manyanın eski Moskova büyük elçisi Rudolph Nadolny’ye atfet
inektedirler. Sabık büyük elçi şimdi Batı - Doğu birliğinin tahakkukuna çalışmaktadır, ve Ruslarla yakın alâka bağlan olduğu söylenmektedir.
Bir söylenti, halinde başlıyan bu rivayetler şimdi bir çok gazeteler tarafından bir vakıa o-larak kabul edilmektedir .
Alman basını soğuk harbin ısınmasından endişe etmektedir ler. Almanlar Öder - Nelsse hat tının Amerikalılar tarafından tanınmasından korkmaktadır -dırlar ve bunun Ruslar tarafından bir pazarlık mevzuu yapı-| lacağmdan emin görünmekte - ; dlrler. Oder-Nelsse Prusya ve Sllezyayı Almanyanm diğer taraflarından ayırmakladır.
Bu haberle karışık olarak A- 1 merikan Dışişleri Bakanı Dean Acheson etrafında bir buhran belirdiği de ileri sürülmektedir
Yeni arıcılık 50
Av ve salon köpekleri 50
Savaş ve polis köpeği W
Tavukçulukla muvaf- 25 fakıyetin sırrı 25
Nasıl tavukçuluk yapmalı? 25
Tavukçulukta nasıl kazanılır? 25
Tavukları yumurtlatmak İçin ne yedirmeli dir? 25
Tavuk hastalıkları 25
Kanarya 150
Kitapçılardan arayınız
doktor
FETHIERDEN
LABORATUVARI
(Bakteriyolojik Blyololik ve kimyevi tahliller yapılır Beyoğlu Taksime giderken Meşeli sokağı Ferah Apartımanı. TeL 40534
hapse giren 100.000 kişinin ekseriyeti 2I-J0 yaş arasında kimselerdir; ve bunların 2/3 ü ağır "uçlarla cezalandırılmış kimse -lerdlr Hepsinden feci olanı hırsızlık suçu İle mahkûm olan 7« 000 kişinin % 29 u. 20 yaşından küçük olan çocuklardır.
Yeni metotlarla mücadele polLs ton zamanlarda bu çeşit hırsızlıklar» karşı yeni metod-larla mücadele etmek mecburi-»etinde kalmıştır Meselâ gfr. runmeyen bölükler» Hmll yeni İ*>h' birlikleri teşkil cdllmls-llr. Bu Wrlu‘>«re mensup kim-•eJcrtn esas vazifesi ış-19 y». ı undaki serseri çocuklarla arkadaşlık peyda edip bunların ne yaptıklarım yakmdan kontrol etmektir Tabii her şeyden evvel bunların çocukların itimadını kazanma'ı şarttır Ay-
[ACELE SATILIK
3» model LINCOLN Z E P H Y R hususi otomobili Batilık tır.
Müracaat: Galata. H«-
| raççı sokak 0/1,
li
Konservatuar
Türk musikisi konseri
Suûdilâra F.vslı
16 Ocak Sah Saat 18 de
ŞEHİR KOMEDİ TİYATROSUNDA
İstanbul sular idaresinden
idare ihtiyacı İçin 10 ton katranlı halat satın alınacaktır Şartnamesi Satınalma servisinden alınabilir. İsteklilerin teklif bedellerinin % 7,5 u nisbe tinde teminat mektuplariyle birlikte şartnamesi dairesinde hazırlıyacaklan kapalı teklif mektuplarını 62 950 Pazartesi günü saat 11 re kadar İdare muamelât dairesine vermeleri. (228)
Telefon başmüdürlüğünden
Elimizde muhtelif cins ve miktarda hurda malzeme mevcuttur Bu malzemeler Tahtakaicde Telefon Başmüdürlüğü bi- | nasuıda alım salım komisyonunda 11-1-950 Çarşamba gunu saat >5 de arttırma suretlle satılacaktır.
Malzemeler hı r gün mezkfır Başmüdürlük bahçesindeki de- 1 poda görülebilir, İsteklilerin münakaşa günü ve saatinde bulunmaları. 1217) I
Göz Mütehassısı
ür.Ce/nil Görür
Cağaloğlu Nuruosmaniye caddesi Atay Apartımanı Pazardan başka her gün saat 14 ten 17 ye kadar Telefon: 29058
Lokman Hekim (Dr. HAFIZ CEMAL) Dahiliye Mütehassısı Divanyolu No. 104 Muayene saatleri Pazar hariç bet gün 2.5 - 0 Tel: 23398
L inci sınıf
Verem ve dahiliye hastalıkları mütehassısı
Dr. Sadık Bilgiseven
Muayenehane: Fatih tramvay cad. Kristal kıraathanesi karşısında Pazardan başka her gün saat 3 30 - 8 anısında.
ARI
UNLARI
YAVRUNUZUN
SIHHATİ
YUVANIZIN SAADETİDİR
MEMUR ARANDYOR
Adanada ciddi bir müessese de çalışmak üzere Fransızca veya tercihan İngilizceden tercüme ve muhabereye muktedir bir memura ihtiyaç vardır.
Daktilografi bilenler tercih edilecektir. Muaş dolgundur. İsteyenler Adanada Posta Kutusu (3> adresine mektupla mürcaat etmelidirler.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığından
1 — Fakültemizin Anatomi Enstitüsü binasında Kalorifer tesisatı yaptırılacaktır.
2 — İşin keşif bedeli 15 bin Ura olup geçici güven akçesi 1125 liradır.
3 — Eksiltme kapalı zart usulü ile 17/1/195C sah günü saat 16 da Tıb Fakültesinde yapılacaktır.
4 — Bu işe alt fenni ve Eksiltme şartnamesi Fakülte İdaresinden görülebilir.
5 — İsteklilerin Ticaret odası vesikası ve bu İşe benzer işle-
ri muaffakiyetle yaptığına dair Bayındırlık Bakanlığından alacakları bir belge ile teklif mektubu, teminat makbuzu veya teminat mektubuna havi kapalı zarfların tesblt edilen İhale saatinden bir saat evvel satın alına komisyonu başkanlığına vec-melerl ilân olunur. (18290)
Dz. Müzesi Müdürlüğünden
Müessesemizin tanzim edilmekte olan birinci dünya savaşı salonu İçin Deniz Kahramanlarımızdan Muaveneti Milliye torpitosu kumandam Ahmet. Yarhisar torpidosu kumandanı Rıza ve Nusret Mayn gemisi kumandam yüzbaşı Hakkı beylere ait elbise, kılıç ve saire hâtıralar toplanmaktadır.
Ailelerinin adresleri bilinmediği için, bu yardımı yapmak istiyenlerin adı geçen eşyadan mevcut bulunanlar: müzemize getirmeleri rica olunur. (141)
—BİNA TAMİRAT VE— TADİLÂT İLÂNI AKBANK T. A. O.
UMUM MÜDÜRLÜĞÜNDEN
1 — Bankamızın İstanbul Şubesi İttihaz olunan Yenl-postane caddesinde 47 No. lı binada (Türk Hava Kurumu eski binası) yapılacak tamirat ve tadilât kapalı zarf usu-Ule eksiltmeye konulmuştur.
2 — İhalesi 16/1/950 tarihine rastlıyan pazartesi günü saat 11 de mezkûr bina dahilinde teşekkül eden komisyon tarafından yapılacak ve kati ihale Banka İdare Meclisinin tasdiki ile tekemmül edecektir.
3 — Eksiltmeye girebilmek için İsteklilerin maktuau (7.500) liralık geçici teminat yatırmaları lâzımdır.
4 — Tekili mektubların-n 16/1/850 pazartesi günü saat 10 da ihale komisyonuna makbuz mukabilinde teslim edilmiş olması lcabetmcktedlr. Posta veya sair surette vâki olacak gecikmeler nazarı dikkate nhnmıyacaktır.
5 — Bu İşe ald İhale dosyası (15) lira mukabilinde Ye-nipostane caddesinde 47 No. Iı bina dahilindeki komisyondan alınabileceği gibi Adanada Umum Banka Müdürlü' günden de alınabilecektir, ihaleye İştirak edebilmek için mümasil mevvuda iş yaptığına dair ehliyet veslkasjporazı mecburidir.
6 — Bankamız, ihaleyi yapıp yapmamakhfr^eya işi dl-■■■■■MlMaB ledlgine vermekle sert»
£ ’S
AKSAM
8 C'?al: 1050
AKŞAM IsporI
M af tayin Notlariz
JDenk kuvvette falciın-' larımizîn sayısını arttırmaliyîz
Yatan; Adil GİRAY
Mutat olduğu üzere İstanbul Ur maçlarının birinci devresi ■ona erdikten sonra üç büyük takım paçaları sıvadılar. Resmi maçlara verilen bir aylık fasıladan istifade yolunu tuttular. Bu tatil devresinde birer hafta ara ile birbiri peşinden Galatasaray, Fener ve Beşiktaş takımları Ankaraya giderek İkişer müsabaka yaptılar. O arada aynı takımlar Viyana takımı ile dört kere karşılaştılar. Üç kulübün oyuncuları bu suretle dalma İslim üzerinde kaldılar. İkinci plânda kalan beş takıma gelince onlar tatil devresini tam bir atalet içinde geçirdiler.
İkinci devre maçları geçen hafta başladı. Üç büyük takımımız tatil devresini atıl geçiren diğer takımları kolaylıkla ve sayı farkları ile yendiler. Bu netice de tabii idi. Araya dinlenme zamanı girmemiş olsaydı üç büyük takımın galebesi belki bu kadar kolay olmıyaeaktı.
Neteklm lig maçlarının birinci devresinde alınan neticeler geçen haftaki kadar kolay olmamıştı.
Üç büyük takımın daima a-vantajlı ölmesinin sebeplerini hurda aramalıyız Bir zamanlar parlayarak sönân (Güneş) takımı hariç üç büyük takım ayarında dördüncü bir takım feenüz doğmuş değildir.
Futbol varlığımızda görülen bu kifayetsizlik milli futbolün gelişmesi üzerinde büyük bir rol oynamaktadır. Bugünkü kuv vet ve kudretlerine göre üç kulüpten maadası yabancı takımlarla boy ölçüşebilecek bir varlık gösteremiyorlar.
Üç kulübümüz bu imtiyazlı mevkilerinden azami şekilde İstifade etmesini de becerdiklerin den sivrilmiş as oyuncularımızın büyük bir ekseriyeti de bu üç kulüp arasında paylaşılmak tadır. İstanbul futbolüniin İdare mekanizması, ajanlık, tertip komitesi, hâkem komitesi ilh... gibi mevkilerde bu kulüp mensuplarının elindedir. Bu da onların İşlere daha kolaylıkla hâkim olmalarını sağlamaktadır.. Başka yerlerde bir kaç kulübe bu derece büyük ve geniş ölçüde imtiyazlar verilmesi nadirat-tandır. Yabancı memleketlerde milli futbolün inkişafı ancak birbirine denk takımların ço -ğalmasile kabil olduğuna iman etmişlerdir. Bu vesile ile bir noktayı belirtmek te yerinde o-lur. Hem âyar ve denk takım -Jarın çoğalması başta giden kulüplerin aleyhine değil tamanıi-le lehinedir.
Yukarıda temenni ettiğimiz kuvvet muvazenesi tahakkuk e-derse kulüplerin bu işteki maddi kazançları kadar memleket futbolüniin manevi kazancı o -1 »çaktır.
İngiltere başta olmak üzere yeryüzündekl bütün memleketlerde milli küme maçlarına gösterilen büyilk alâka ve rağbet hep denk ve hem âyar takım -ların çokluğile kabili izahtır-Bizim için de selâmet yolu bu -dur.
Türk futbolünde görmek İstediğimiz gelişmeye ancak bu yoldan yürüyerek ulaşabiliriz.. Gelecek seneden itibaren milli küme maçlarına mutlak surette bağlanmalıyız.
Bunu yaparsak denk takımların doğmasına yardım etmiş o-lur, denk takımlar arttıkça meni lekette oynanan futbol kalitesi muhakkak yükselecektir. Başka çıkar yol yoktur.
----------------------------
~Saat İ2.30 Beykoz - Kasımpaşa..
Hakemi: Tarık Özerengin. 1'4.30 Fenerbahçe - Vefa. Hakemi: Mustafa Güven-türk.
______________________J
-IFener-Vefa,Beykoz-KPaşa
maçları çok çetin olacak
Fenerliler, geçen haftaki enerjiyi temadi ettirmek şartile bu maçı da kazanabilirler
Lig maçlarının birinci devresinde Fenerbahçe - Ve fa maçında Vefa kalecisi bir gole mâni oluyor
Yazan: ŞAZI TEZCAN
Fenerin iki acar oyuncusu Lefter Erol
Lig maçlarının dokuzuncu hafta müsabakalarının ikinci kısmına bugün İnönü stadında devam edilecek ve programa göre Beykoz. Kasımpaşa He, Fenerbahçe de Vefa He karşılaşacaktır. Bugünkü karşılaşmalardan her ikisinin de kendine göre bir ehemmiyeti vardır. Fe-nerbahçenln şampiyonluk yolundaki dâvası. Vefalıların dördüncülük üzerindeki iddiaları, Beykozun sonunculuktan kurtulmak için yaptığı hamle. Ka-sımpaşalılarm henüz iimitH bulundukları dördüncülük hülyaları bu karşılaşmaların çetin geçeceğine kuvvetli bir delHdlr.
Fenerbahçeliler İkinci devre maçlarına, birinci devrede berabere kaldıkları İstanbulsporu 5-0 gibi açık bir farkla yenerek muvaffakıyetH bir şekilde başlamakla beraber esas kadrosundan kıymetli 6 oyuncusunu muhteUf sebeplerle kaybetmiş vaziyete girdi. Şampiyonluk İddiasında bulunan bir ekipten birdenbire altı oyuncunun eksilmesi ne demektir bilir misiniz?... Şamplyoluktan ümidi kesilmesi, takım çıkaramamak endişesi, geride kalan oyuncuların maneviyat bozukluğu gibi bir takım fena ihtimaller ki Allah hiç bir kulüp idarecisinin başına böyle bir zorluk getirmesin- Fakat Sarı Lâciverttiler senelerin verdiği kulüp aşkı 11e bu zor durumdan yılmadılar ve paçaları sıvayarak derhal faaliyete geçtiler. Neteklm geçen hafta çıkardıkları takım oyna-yamıyan bu 6 meşhur futbolcuyu hiç de aratmadı ve fevkalâde bir maç yaparak rakibini 5-0 gibi açık sayı farklyle mağlûp etti.
Bugünkü rakipleri Vefa geçen haftaki Beykoz sürprizini bir tarafa bırakırsak dördüncülüğe cidden lâyık olan takımlardan birisidir. Böyle olmakla beraber Sarı Lâciverttiler geçen hafta gösterdikleri enejiyl bu hafta da temadi ettirmek sortiyle bu maçı kazanabilirler. An cak fazla çalışmak ve Beykoza yenilen Vefayı nasıl olsa yene-riz diye bir Düşünceye saplanmamak da şarttır, çünkü Vefalılar zaman, zaman büyük kulüplerimize lrafa tutmuş ve sırasında onları mağlûp etmiş ve bugün de edebHecek bir durumdadır.
Günün diğer maçının da kendine göre bir ehemmiyeti vardır. Mütevazı Beykoz kulübü birinci devrede çok kötü giden şansını geçen hafta Vefaya karşı çıkardığı parlak müdafaa oyunu He yenebileceğini gös-, terdi- Sonunculuktan kurtulmak
için bir nevi müjdeci olan Vefa galebesini temadi ettirmeleri ve hiç olmazsa iki takımı daha mağlûp etmeleri lâzımdır. Bugünkü Kasımpaşa maçı bu bakımdan Beykozlular için hayati
Haftanın dedikodusu
Dünyada güreş kredimiz
Dünya serbes güreş piyasasında, Türk güreşçilerinin kredisi çok yüksek olduğu son gelen Avrupa gazetelerinden anlaşılmaktadır. İsveçliler, Fln-lândiyalılar, Norveçliler, Fran-sızlar, İsviçreliler bir Türk serbes güreş antrenörü elde etmek İçin büyük gayretler sarfediyor-lar ve büyük fedakârlıklara katlanıyorlar. Hani haklan da yok değil. Bir türk antrenörünün neler yapmağa muktedir olduğunu son yapılan Avrupa serbes güreş blrlncHiklerlndc Salm Arıkan göstermiş oldu. Dünya güreş tarihinde ismi ve cismi bulunmıyan İranlIlar bir çırpıda Avrupa üçüncüsü oluverdiler.
Nihayet Tiırk mlUi güreş takımının antrenörü Nuri Boy-torun iki ay müddetle gittiği Famsada ne İşler başardığını on gün sonra seyredeceğiz.
Fransız güreş federasyonu 6 güreşçisini 20 gün müddetle Türklyede antrenman yapmak üzere bırakacak. Bu hâdise Türk güreşçilerinin dünya güreş âleminde ne büyük bir ö-
| bir ehemmiyet taşımaktadır Mamafih Kasımpaşa ötedenbeıl enerjik oynayan bir ekip olduğundan Sarı Sihaylüann galebesi öyle kolay olmayacak ve maç çok çekişmeli geçecektir.
nem taşıdığını göstermesi bakımından çok enteresandır.
Halûk SAN
Dünya futbol kupası
Avusturya federasyonu iştirak etmiye-ceğini bildirdi
Viyana 7 (A.A.) — (AFP): Türkiye 11e İki eleme futbol maçı yapmağı kabul etmeyen Aşusturya, bu sene dünya futbol şampiyonalarına İştirak et-miyecektlr.’
Viyana 7 (AA) — (AFP): Bugün tertip ettiği bir basın konferansında demeçte bulunan Avusturya futbol federasyonu başkanı Gcorge, Avustur-yanin gelecek dünya futbol şampiyonasuıa İştirak etmek ü-zere BrezUyaya millî takımını göndermlyeceğlni bildirmiştir.
Dünkü spor temaslarından bir kaç enstantane
Emniyet kalecisi Galatasarayı n bir hücumunu «nlüyor
Beşiktaş - İstanbulspor maçında Şükrünün bir şartı
üniversitclilcrarası güreşleri taldp eden meraklılar

Comments (0)