1000
KURÜÇ
Kİ.
)
PAZAR
14
MART
1946
Onuncu YU
No. 3256
İdare: Hunıosmanlye Mo. W Tel adresi! «YENİ SABAH» İSTANBUL Telefon: 20795
ABOMB
Türkiye 8«nellk 2800 e aylık IX» 3 ayhk 800 1 »ylık 800
BBDBLt
Ecnebi
M00 Ki

-AYIBI
HHR '■'ERDİ
10
HÜRRİYET VE HAKKIN YILMAZ MÜDAHİYİZ
Basya Tflrkiyeyl koatrol altına almak İstiyor Charkaton: 18 (AP.) — Bugün bir demeç veren James Bymca, Birleglk Amerikanın harb devrinde cari mecburî sekerlik hizmetini mümkün o-lan sür’atle ihdas etmek auretlle Sovyet entrikala-
rına karşı yeni bir ihtarda bulunmasını tavsiye etmiş ve Rusyanın Yunanietan, Türkiye, İtalya ve FranBayı kontrol altına almak istediğini beyan etmiştir.
Son Dedi Kodular» İsmi Karışan Fuad Arna nın ifşaatı
Haysiyet Divânının. Çekavari ihraç kararları Partiyi yıkacak mahiyettedir.. Parti içindede korkunç bir tedhiş başlamıştır

ıD.P.linıebııslarnasıU
ıı
biata icbar ediliyor
Fuad Köprülüye tarziye vermediği i için partiden çıkarılan Hâzım Bozca ya imza ettirilmek istenen mektuba F. Köprülü’nün D. P. yi içinden yıkma hareketleriyle H. Uranın' untekimane demeçleri neden ayni zamana rastgeliyor ?
Ankara: 13 (Hususi) — Hay- vam etmektedir. Parti genel idare Hele, Fuad Köprülüye tarziye ver iyet Divânı kararile bazı D. P. kuruluna karşı beliren hoşnudsuz mediği için bir milletvekilinin par-Uetvekillerinin partiden çıkar- hık da bu vesile ile bir kat daha tiden ihracı, Köprülünün Demok-hlmaları etrafındaki yorumlar de- kendini hissettirmeğe başlamıştır. (Devamı 5 İncide )
Gayemiz ne bîr ihtilâl ne de bir şiddet politikasıdır Arna, “Yegâne emelimiz D.P.yi, ilham ve direktifi Çankayadan alan kimselerin elinden kurtarmaktır diyor
4
4-----— *

»
)

Hilmi Uran Umumî efkârla Alayda devam Ediyor I.
Halk Partisi Genel Baş -kan Vekili Hilmi I ra -nm dili, Demokrat Partideki ihtilâflar büyüdükçe ve genişledikçe, çözülmekte ve her gün bülbül gibi şakımakta dır.
Hilmi Uran Kastamonuda renk renk güller gibi açıldı i -di, şimdide Ankarada âdeta u-mumi efkârla alay eder gibi bir dil kullanıyor.
Halk Partisinin 21 temıuuz seçimlerinin malûm kahramanı A
bakınız ne cecvherler saçıyor: Cumhuriyet Halk Partisi, muhalefet partisinin içinde bulunduğu zorluklardan faydalana • rak seçimi kazanmak ve yeni seçimlere girişmek niyetinde de ğildir. Bilâkis muhalefetin işle rini sükûnetle sağlayabilmek» -rine İmkân vermiş olmalı için!
• * şimdiye kadar olduğu gibi hıı-giin de normal seçim senesini beklemek kararındadır.
Bu sözlerin ve mantıkin, de veleri hile güldürecek kadar, hıhaf olduğunda acaba kim te reddüd eder? Halk Partisi gii-yâ sırf muhalefetin bugün için (Devamı Sa., 3; Sü., 4 de)

Türk havacılığına
Amerikan yardımı
Ame
Dün Ankaraya gelen Amerikan yardımı havacılık kısmı Başkanının verdiği izahat
Ankara 13 (hususî-rikan yardımı havacılık kısmı
başkanı general Hoag bugün saat 13.30 da uçakla şehrimize gelmiştir. General Etimesgut hava alanında Türk Hava Kuv vetleri komutanı korgeneral Zeki Doğan ve maiyeti ve bir ihtiram kıtası tarafından karşılanmıştır. Üç Türk uçağı generali karşılamak üzere hava •
H. Orbay - R. Mercan dâvası
------O-------
Ankara c nayeti için yen den temsilî tatbikat yapacak
Ankara: 13 'Hususi 1— Bolu ağır ceza mahkemesinde bu ayın 29 un da yapılacak Ankara cinayeti duruşması için şehrimizde bulunan 17 (Devamı Sa., 5; SU., 2 de)
lannııştır. General Hoagla beraber Vaşington hava ataşe -Devamı Sa., 5; Sü., 5 de)
“Demokrat Parti, kurucuların himmetile | iskelet haline getirilerek C. H. P. nin oyununa maske edilme it isteniyor
Sod günlerde Dc-mokrat Partide J hâd bir safhaya giren buhran ve bir kaç şahsın yarattığı ihtilâf yüzünden çıkan çeşitli eaik ve dedikodulara ismi karışan Demokrat Parti eski müfettişi Fuad Arna dün Ankaradan îstanbula gelmiştir. Yine dünkü sebah gazeteleri Ankara mahreçli bir ^haberde ku-nie.-^ı aöyÎAe*»» ■ _
nfbesmshvi araai’Aüa ıbad Amanın da bulunmakta olduğunu, ken dişinin Emin Saz&km evinde yapılan toplantılara iştiıâk ettiğini bildirmekte idiler.
Bu husıiBİar hakkınde ve Demokrat Partinin âklbeti üzerinde kendieile görüşen bir muharririmizin suallerine karşı Fuad Arna şu umumî beyanatı vermiştir;
«— Suallerinize cevab vermeden evvel, ehemmiyetle şu noktaya i-şaret etmek mecburiyltini hissetmiş bulunmaktayım.
Demokrat Parti, millete, mal olmuş bir parti bulunması itibarile, temeli olan, ocak, bucak, ilçe ve il teşkilâtlan çok şükür, kurucu-
ir materde ku-çijrçf ( • S) * r.j »Ur* w
16 lar konferansı yarın toplanıyor
I I
lana rine lerioı

devam eden gayreric-
rağmer, metanetle ealâb't muhafaza etmekteaır.er.
Zararlı tabrikât
Partimizin çökmesi için Köprülü ve arkadaşları tarafından sar-fedilmekte olan gayretlere muvazi olarak bir kısım gazetelerin yap makta oldukları neşriyat, bir ta-’.rnv) fcı^akAr ’je nassî-*» »iye
lorimizin, einiıleiiııi hozmıya hı ş-ladığmı ve bu. jü^den bağlı olduk lan prenaiblerden değilse de ken-1 iDevamı Sa 5: Sü., 3 di)


i Kocasını öldürdüğü iddia
1'
f
t'

olunan Betili dünkü duruşmada
1 1a. 1 1* **1 !•» •• »»l ”1 I»» ••
Alaaddm oldu mu olduruldu mu
Bütün istanbulu alâkadar eden hâdî senin duruşmasına dün başlandı
huzurunda
hxikvxsk 13 (hususî) — Yüce Divanın bugünkü duruşma -sujda Vakıf Çakmurun sorgu -su yapıldı. Sanık Emniyet Sandığındaki vazifesinden bir izze-1
ti nefis cerihası yüzünden ay - ı rıldığını ve kereste işi yapmıya karar verdiğini, bu karardan (Devamı Sa . 5; SÜ.. 4 de1 |
Göz Doktoru Profesör Salih Saik Aytunun oğlu ve kocası Alâeddin Aytunu tabanca İle öldürdüğü iddi asile 22 sene ağır hapis lsteğlle 1. inci ağır ceza mahkemesine verilen Betül Aytunun duruşmasına dün sabah başlanmıştır.
Adliye koridorları sabahın erkeD saatlerinde hıncahıç dolmuş, jan darmalar ağır ceza mahkemesinin önünü kordon altına almışlardı. Mahkemeye sadece yargıcın imzasını muhtevi kart hamilleri girebile ceği için herkes kart almak peşinde idi. Fakat salonun istiabı 200 (Devamı Sa., 5; Sil., 6 da
Vâkıf Çakmur da Yüce Divân
Dışişleri Bakanımız Pariste; kendisine Tahsin Bekir Balta vekâlet edecek
Londra 13, (B. B. C.) — 16 lar konferansı pazartesi günü yarın) Pariste toplanacaktır. A çılış töreni o gün öğleden son -ra yapılacakta*. Bilindiği gibi konferanstan maksad, Ameri -kan yardımını tanzim edecek daimî kurulu tayindi. Bevin ve Bidault açılıştan sonra konfe • rans umumi heyetine bitab ede çeklerdir.
İlk toplantılardan sonra Dış Bakanlara vaıdımcılan vekâlet edecektir.
SADAK PARİSTE Londra 13 (A. A.) — Tür-fBaştarafı 1 incide)
Betül
Vatan „ Başyazarı yine dönüyor I
ta
var ını? İşto yakında mütc-da gelecekmiş. Daha ne isti-
t
Beşiktaş Atinadh dün de yenildi
Atina 11.3 (A. A ) — Beşiktaş kıinj Yunan Panatlnayakoola bu -
gün yaptığı maçta 2-1 mağlûb ol -muştur Birinci devre Beşiktae aley hiBdt »-O un
tetiyoruıt Mesuliyetin ta-
• ••
Zirai da Şak« u
3
I
Huni çocukların bir oyunu »ardır:
— Don baba dönelim, Hu( ılara gidelim 1 diye dönüp dururlar, bilim «Vatana anonim şirketinin »nahud Fırdöndü Çelebisi de yine döndü. Filvâld dünkü yakısına:
«Biz müstakdl gazeteyiz. Demokrat Partinin gidişini defttekle-için bir taahhüdümüz olrna-4»ğ( gibi, bu parti içinde beliren U“ cereyandan birini, gahei blfciej-le terUh etmemize de sebeb yok-tnr.» cümlelerile başlıyor.
Göı «iyonumuz ki FınldakçıbaM pek aiıtpk olduğu, (igo) derecelik maharetli devirlerinden birini daha yapmıya hazırlanmaktadır.
«Vatan» ifnonim şirketinin na-Bin vfldîrı olau ceridenin (müsta-«H» üKi çektau anlaşılmıştır ve »eri yazdar lıuiinde «Atlatılan teb hkelcra don bahseden ve haftalarca Türk amuud efkârının önünde amacılar oynatarak memleketin er. U)m)ı v( n&muelu evlâtlarını,


bilrrek veya bilmiyerek, komünist İleti olmakla suçlandıran her halde biz değildik.
Fakat ona Fırdöndü Yalman Celebi derler. Döner, döner, mnt-faaıl döner, dojnıp dlnlmnıedcn döner.
Artakinin mezarında dün yapılan tören
Karadenlzde fırtına tekrar şiddetlendi
* —1 — ■ ■ - — ■
Bir motor battı, 3 kişi boğuldu, gemiler limanlara •iğindi, Sus Bandırmadan hareket edemedi Zonguldak 13 (telefonla) —
Bir kaç günlük fasıladan sonra Karadenlzde fırtına yeniden şld detlenmiştlr. tkl gündenberi yıldız poyraz fırtnıası hüküm •ünnektedlr Akçakocadan Zonguldak için maden direği yükli yerek Ereğliye gelen ve Ereğli limanından hareket eden İnebo lulu Kâzım kapdamn idaresin -deki 150 tonilatoluk Damlacık motörü dün. akşam Zonguldak mendireği ile Bal kayası açıkla nnda batmışta-. Motörde bulu nan sekiz yolcu ve üç tayfadan ikisi kurtarılmış, iki erkek bir kadın boğulmuştur. (î
Bugün de fırtına şiddetiene -rek devam etmiştir. Ineboludan gelen Tırlıan vapuru da dün ge ce saat 23 de limanımıza gel -mlg, sabaha kadar beklediği halde yolcularım (pkaramıya -(Devamı Sa., 5; Sü., 2 de)


Artalı! Camlanın mezarında dün yapılan törenden bir görünüş
Çok değerli üstad. kanunî bestekâr Artaki Candanın ölümünün kırkıncı günü münase-betilo dün saat 11.30 da Şişli -deki Ermeni mezarlığında me-Bau sdyarei edilmlg, hatırası a-fntmıghr (Devamı a incite,
Beyanat... Beyanat... Beyanat, ftiz. Gereken temasları yaptık. Yakında memleketimize geleceklerini ümıd Ödiyoruz. Çukurova bölgesinde bunlar-|a sollere karşı alın-ı ması elzom olan tedbirleri ve eroziyı sulama İşlerini Inceliyecekler ve fenni raporlarını hazırlıyacaklardır. Bu işe sarfedilecek parayı da şimdiden ayırmış bulunuyoruz.
Bu sözlere karşı artık akan sular durur, değil mi?
— Evet. Akan sular» durur amma, bu gidişle Çukurova sellerinin duracağını pek zannetmiyorum.
Bayındırlık Bakanı Kasını Gülek’in tu beyanatı ile felâket âkabinde verdiği boyanat arasında ben büyük bir fark görmedim. O zaman da bütün ü-mld istikbale bağlanmıştı. Bugün de öyledir. Yani felâket günündcnberl vaziyette bir değişiklik yoktur. Çukurova işi (inoelenecek) .Mütehassıslar gotırilocok). Yakında ınemlokcto (ge-locoklor) onlar da (incoliyeceklor), riH por (hazırlaşacak).
ıdiğlmiz gibi oldu. Seylâb fota betini yavaş yavaş içimize sin dlrdlk Bir toorüboll zatın göze teicrde dediği gibi T. |V .'n.. A w ( vMayıc golinco bunla | |LI p ı
rın hepsi unutulur.» 11 unutulması İçin mayısı beklomege de lüzum kalmadı gibi bir şey.
Bu felaketin hükûmotl şiddetle sarsması, hattâ hiç olmazsa bu İşten mos'-ul Bakanın olsun çekilmesi lâzım gelirken o da mos'eleyi daima istikbal sfgasma dayanan beyanat ilo geçiştirdi.
Seylâb mıntakasında sular çokılmiş...
Zarar da tesbit edilmiş... Artık hu mes'olenin üzerinde fazla ısrar etmekte mâna haşatalar yoruz ?
Ne mi
hakkukunu
Bayındırlık Bakanı bızo milyonlarla lira zararı olan bu mühim hâdise hakkında bakımı no diyor:
— Çukurova İşini osaslı şekilde inoeHyocek vo una plânlarını yapmak ipn Amerikalı mütehassıslar gotlrece-

14 MART 1948
SAYFA: 8
(


OklJYLCU i)iwon ki
«■e J
Yazan: Profesör Kenan Öner
- 14 -
Nutkun diğer bir kısmında partimizin seçimlere iştirak etmemesi bunun neticeleri mütalâa ediliyor. Partimizi ehemmiyetle alâka-eden bu kısımda: (Şüphe etmek istemem ki, şimdiye kadar ku -
)
Şiar
I
)e girilmekte ve şu dikkate değer mütalâalar ileri sürülmektedir:
ivas Çimento fabrika ;ı işçî’erinin Demiryollarından ricası
Biz, kurulduğu giindenberi memlekete »Hiyük hizmetler eden Sivas IÇrncnto fabrikasının işçileriyiz.
Şehirden 8 kilometre uzakta oian fabrikaya bugüne kadar Devlet Demiryolları-nm tertib ettiği ayni zaman da yiik ve yoleıı taşıyan kurs treniyle gidip gelmekte idik.
Fakat 1.8.048 tarilıinden i-tibaren Demiryolları idaresi bu treni sözde zararına çalıştığını ileri sürerek seferden kaldırdı. Şimdi beş yüz işçinin fabrikaya gidiş ve gelişleri miiesHeseııin kaınyon-lariyle sağlanmaktadır. Her kamyon bir kaç sefer yapmak zorunda kaldığı için işten eve dönüşümüz saatlerce gecikmekte, sabahleyin işe yetişmek için de çok erken kalkıp hükümet meydanında Sivasıu o meşhur soğuğu altında titreşmekteyiz. Bu yüz den fabrika revirine hasta akını başlamış bulunmaktadır. Bize öyle geliyor ki bn dııruın biiuyece zaten zayıf olan pek çoğumuzun hayatına mal olacak, ömründe lıas talik nedir Hlmiyenlerl de türlü derde salacaktır.
Deılet Demiryolları yalnız kazancını değil, yüzlerce vatan c\ İndinin sağlığını ve ona bağlı olan memleket is-tihsaJmiıı aksamasıuı da düşünmek mecburiyetindedir, sanıyoruz.
Acıklı vaziyetimizi ilgili makamların dikkatlerine sunarız.
Sivas çimento fabrikası işçileri adına işçi mümessili Sebatı Inalmı-şer.
Belediyenin dikkat nazarına
Anadolulıîsar Venimalle Kandilli caddesi çıkmazı sokağında oturmaktayım. Sokaktan akan lâğım yüzünden halk rahatsız olmaktadır. Vstelik lâğım pek fena kokmaktadır.
«Alâkadarların dikkat nazarlarını çekmenizi rica ederim.
Ekonomi Bakanı dün
içkili yerler
HEK SABAH I
frulmuş olan partiler seçime parti olarak gireceklerdir) denilerek balı-)e girilmekte ve şu dikkate değer mütalâalar ileri sürülmektedir:
1 — Bazı memleketlerde görülen seçimlere iştirâk etmemek taktiği, yabancı memleketlere karşı memleketin iç idaresini itham etmektir,
2 — Siyasî parti teşkil edip bizim idaremizi beğenmiyen vatan -flaşlarımızı topladıktan sonra onları oy sandığı başına gitmekten me- , Jjetmek, vatandaşları meşru mücadele yolundan ayırmak demektir.
3 — Meşru mücadele yolundan ayrılan vatandaşlar, meşru olmayan yollara teşvik edilmiş olurlar. Partimizi doğrudan doğruya ilgilendiren bu mütalâaları cevaplandırmak mlihim değildir. Başka memleketlerde seçimlere iştirâk etmemenip ne gibi şart ve sebeplerden ileri geldiğini, hakikî maksadın ne olduğunu araştırmak ve münakaşa mevzuu yapmak bizi alâkadar etmez.
Seçimler hakkmdaki kararımıza gelince: Evvelce de belirtildiği gibi bu karar başlıca iki sebebe dayanmaktadır:
1 — Millî iradenin gereği gibi tecellisini engelleyen kanunî hükümler kaldırılmadan seçimlere gidilmiş olması;
2 — İkna edici başka sebep görülmediği halde, seçimlerin öne alınması ile güdülen maksadın partilerin teşkilâtlanması için kısa zaman dahi bırakılmak istenmemesi.
Hakikat şudur ki, yazı, söz, toplanma ve cemiyet kurma gibi hürriyetler ile vatandaşın siyasî hakları yeter teminat altına alınmadan rey ve seçim serbest.isinden bahsetmek müşkül ulur. Nitekim 1945 Meclis açılış nutkunda da bu görüşteki hakikat sayın Cumhur Başkanı tarafından açıkça bildirilmiş bulunuyor.
Seçimlerde acele edilmek suretile kullanılan taktik meydandadır. Bu gibi emrivâkileri olduğu gibi kabul etmek partimizin müstakil hürriyetini zedeliyccck bir uysallık çığırına gitmek demek olur. Seçimler hususunda aldığımız kararın sebeplerini bir kere daha bıı suretle ortaya koyduktan sonra kesin olarak ifade etmek isteriz ki, ittifaklarımızı ve dostluklarımızı muhafazada kendilerde tamamen bir olmakla beraber, iç politikamızı ve iç işlerimizi dış politikadan tamamen müstakil olarak yürütmek bu memleketin hayrına olan ve asla şaşmayan prensibimizdir. Seçimler halikındaki kararımızın vatandaşlarımızı meşru mücadele yolundan ayırmak ı^mek olacağı tarzuıdaki mütalâaya gelince: Esasen bu gibi tasavvurlarda bulunmak dahi Türk milletinin siyasî olgunluğundan şüphe etmek olur. Böyle bir hareketin partimize atfı asla kabil olmıyacağı hususunun umumî efkârca takdir olunacağından hiç şüblıe etmiyoruz bizim kanaatimiz olur ki. kanuni ve idari tedbirler alınmadan secimler için gereken sair hazırlıklar yapılmadan ve karşı partilere teşkilâtlanma imkânı bırakılmadan acele seçimlere geçmek taktiği kullanmakla, eğer tabir caiz ise, vatandaşlar için seçim mücadele yollarını bizzat Halk Partisi zorlaştırmış bulunmaktadır. Nitekim önümüzdeki milletvekilliği seçimleri de yıırdda-şa meşru mücadele yollarını dalıu açık bulundurmak veya zorlaştırmak, ihtiyar edeceği haraket tarzı ile bu gün dahi Halk Partisinin elinde bulunmaktadır.
Bu münasebetle ifade etmek yerinde olur ki, partimiz daima meşru yollarda ve kanunî vasıtalarla mücadeleyi prensiplerinin en mukaddesi olarak tanınmaktadır. Bunun böyle olduğundan kimsenin şüphe etmeğe hakkı olamaz.
CTTMHURBAŞKANLIGININ AYNİ ŞAHISTA BULUNMASI
Nutukta Cumhurbaşkanlığı ile parti başkanlığının ayni şahısta bulunması keyfiyeti de münâkaşa edilmektedir. Mesele bu suretle ortaya konulunca yürütülen mütalâalara karşı görüşlerimizi ifade eden fayda mülâhaza ediyoruz. Halk Partisi Genel Başkanı, bu meselede (Devlet başının parti başkanlığını muhafaza etmesi takdirinde o-* nun vatandaşlara ve partilere karşı tarafsız surette adaletli bulunması gereken durumlarda hatâ etmesinde korkulabilir) diyerek yerinde bir endişeye işaret etmişnuyorlar. (Ancak anayasamız devlet başı seçilmiş adamın vazifesi gerektiği zaman tarafsız ve adaletli olacağına inanmıştır.) demekle de devlet başkanlığı ile parti başkanlığının birleşebileceği anayasamızla kabul edilmiş olduğu mütaleasın-•da bulunuyorlar. Delil olarak ta devlet başı olan zatın milletvekille-rile beraber seçildiğini ve onlarla beraber düştüğünü ileri sürüyorlar.
Halbuki bu delil ile anayasamızdan böyle bir mânâ çıkarmak müşküldür. Çünkü anayasamız, devlet başkanının sorumsuzluğu prensibini kabul et iniş bulunuyor. Bu prensibin tabii neticesi icra işlerinin Meclise karşı mesul Bakanlar tarafından yürütülmesidir. Halbuki devlet reisi, ayni zamanda parti başkanı kaldığı takdirde bu vaziyetin sorumsuzluğu prensibi ile telifi kabil olmayacak durumlara yol açmış olabilir. Partilerin taaddüdü halinde ise bu mahzur gözden uzak tutulmayacak bir ehemmiyet alır.
Hakikat odur ki, devlet reisi milletvekili olduğu halde Meclis müzakerelerine iştirak etmekten ve reyini kullanmaktan anayasa hük-mile menedilmiş olmasının mânâsı en yüksek mevkii işgal eden ve dev leti temsil ederi zatın Meclis müzakereleri ve parti mücadeleleri içine girmesinden doğacak mahzurları önlemek olduğundan şübhe yoktur. Diğer taraftan geTek anayasanın, gerek başka kanunların devlet baş-kanına temin ettiği yüksek salâhiyet ve masuniyetlerin )}îr partiye mal edilmesi ihtimali parti mücadelelerinin eşit adaletli şartlar altında cereyan etmesi prensibine aykırı düşer.
Kurultay açılış nutkunda partimizi ilgilendiren kısımlara karşı düşüncelerimizi ifade etmiş bulunuyoruz. Demokrat Parti nizamnamesi hükümleri dairesinde programında tesbit edilmiş olan prensiplerin tahakkukuna çalışmakla memlekete hizmet etme yolunda olduğun /■----------------------------------------
kanıdır. Bu yolda azimle yürüyecektir. / Onlar ayrı bir odada oturuyor-
Demokrat Partinin seçime iştirak etmemesi bu siyasi mahzura? lardı.
muvazi olarak Halk Fırkası lehine bir avantaj da vücuda getirmiş ol-/ benim
du. Bu kararla meydan kendilerine bırakılmış galebe ihtimali riyazi bir katiyetle çoğalmış bulunuyordu.
Sayın İnönü bu nutukta infialini meydana koyduğu kadar (ben ölünceye kadar Cumhuriyet Halk Partisinde kalacağım ve kabul ettiği müddetçe de başkanı olarak oıııin siyesetine hizmet edeceğim) söz-leririe de bir parti liderliği ile Devlet Başkanlığının kendilerinde birleşmesinden doğacak şahsî ve içtirnaî mahzurlara kıymet vermemiş, hattâ bir sürü maiyetlerile vilâyet vilâyet dolaşarak kendi partileri nin siyasetine hadim ve başka partilere ınuzur propagandalarda bulunmağa başlamıştı.
Receb Var
DENİZDE
Vapur kamaralarında sigara içilemiyecek

Şehir hatları vapurlarının alt kamaralarında sigara içmek yasağına riayet etmiyenler kar şı sıkı tedbirler âlınmış bulun -maktadır. Bu cümleden olmak üzere cuma gününden itibaren vapurların alt kamaralarında si vil belediye zabıta ve emniyet memurları bulundurulmakta ve yasağa uymayanlardan yıldı -nm cezası alınmaktadır.
Milli Eğilim Bakanı bugün Ankaradan geliyor öğretmen okullarının 100 ün cü yıldönümünün töreninde bulunmak üzere Millî Eğitim Bakanı Reşad Şemseddin Şirer, bugün Ankaradan şehrimize ge lecektir.
f Devamı var)
Ankaradan geldi
Cavid Ekin; “Raman dağında bulunan petrol’ün iktisadi hayatımızda oynayacağı rol çok mühim olacaktır,,dedi
II
Ekonomi Bakanı Cavid Ekin, dün sabahki ekspresle Ankaradan şehrimize gelmiştir.
Cavid Ekin kendisile görüşen -gazetecilere muhtelif meseleler etrafında şunları söylemiştir;
«— îstanbulda, yeni hanr-lanmakta olan Sanayi kanunu hakkında sanayicilerle konuşmalar yaparak geniş teftişlerde bulunacağım. Gerekirse, bir basın toplantısı da yapacağım.»
Size şunu da söylemek isterim ki:
Raman petrolü, memleketimiz için, son derece ümid vericidir. İktisadî hayatımızda büyük rol oyıııyacağı muhakkaktır. Nisan ortalarına doğru, ikinci ku-
yunun da açılacağını ümıd ediyorum. Ramana da gidip petrol mıntakasmı gezeceğim.
Kuyuların, yabancı eller tarafından işletilmesi katiyen ba his mevzuu değildir. Her türlü tesisatı biz yaptıracağız. Yani, kendi petrolümüzü, kendimiz işleteceğiz.
Yalnız, (Drilesko) Amerikan Firması ile muayyen şartlar dahilinde bir anlaşmamız vardır. Bu firmanın mütehassısı Kiay-tondur. M. T. E. bünyesinde, muhtelif yabancı mütehassıslar vardır ki, biz bunlardan sadece istifade ediyoruz..
Bakan, şehrimizdeki tetkiklerine yarın bağlıyacaktır.

nizamnamesi
Nizamname, aynen tatbik edildiği takdirde Beyoğlunda içkili gazino adedi çok azalacak
Beyanat... Beyanat... Beyanat
(Baştarafı 1 incide) f
Eğer Bayındırlık Bakanı Çukurova İle şahsen alâkadar olsaydı anlardık. Fakat bıı zat oralarda doğmuş büyümüştür. Alınacak tedbirler için incele-meSe falan o lâzım gelir.
Bayındırlık man oraların
tedbirlerin plânlarının lı lâzımdı.
Sonra garıb bir zihniyet daha var: Biz bulun icraala bir Amerikalı ınü-tehaesıo karıçlırdık mı? Artık o ıncs’-elc üzerinde münakaşa etmeği bile faz-
kadar ihtiyacı olmaması
koltuğuna oturduğu za* seyl&bına karşı alınacak cebinde olma-
la görüyoruz. 1
İşle Amerikalı mütehassıs var de-i dik ya... Daha ne yapalım? Gibi bir? şoy- z
Bayındırlık Bakanı, pek ınukaddor* bir zat olabilir. Fakat bulundukları 4 Bakanlıkla —talihsizlik deyiniz, net der5omz deyiniz— çok acı bir muvaf- J fakiyetsizlıklo karşılaşmıştır. 7
Talihin kondllerıne yâr ve yâver ol- \ mamasının zararını ödemeğe moobur-^ durlar. Bu da o makamı daha muval-faklyeUı bir arkadaşına terkotmek- ( le olur. c
Acıdır; fakat bu. bövlodfirl K.
Misafirler beklemek için odama geliyorlardı, îttihad ve Terakki mu -rahhaslan, Müdafaayı Milliye üçü birleşti demek.
— Zannederim.
— Hangi gruplardı?
— Müdafaayı Milliye, Müda-faai Hukuk, Kemal beyin grup lan...
— Sonradan îttihad ve Te -rakki için toplandılar...
— Bendenizin böyle içtima-lar hakkında malûmatım yok -tur; üç senedenberi Ömer Abid hanına geçtik. îııtihab hakkında malûmatını yoktur.
— Cavid beyin içtimaim işit tiniz mi?
— Arzettiğim gibi, Kemal bey bizi siyasetle alâkadar etmezdi. bunun için bilmiyorum.
— îfadei evveliyende başka türlü diyorsun.
(îfadei evveliye okundu. Bunda Bekir bey «Barometre yükseldiği zaman Kemal beyin yaıuna yine gelen olurdu. Baro metre alçaldığı zaman uğramazdı diyordu)
— Şu barometreyi bakalım.
— Efendim intihabat sında bir takım şayia!?.”
tı. Güya Gazi paşa Kemal beyi davet etmiş kendisi de vapuru mahsusla îzmite gitmiş.
— Barometrenin yüksekli-
kimse
anlat
esna-çıkmış
ş ACILIK:
Sağlık ve Sıtma kongresinde alınan kararlar
Bir müddet evvel Ankarada toplanan Sağlık ve Sıtma kongresinde alınan kararların tatbikine başlanmıştır.
Bu kararlar arasında Emrazı Sariye tatbikatı, aşı, sıtma mücadelesi, frengi mücadelesi, muhtaç hastalara bedava i-lâç dağıtılması, köylerde batak lıkların kurutulması, köylerin umumî sağlık durumunu gösteren köy fişlerinin çıkarılması bulunmaktadır.
Diğer taraftan Şişli Çocuk Hastalıanesine ilâve edilen 40 yataklı çocuk paviyonu ile Hay darpaşadakı 100 yataklı verem pi^viyonları haziranda açılacak tır. J .1
Arnavut köyünde paratlfo Vakası görüldü
Eyüb ilçesine bağlı Amavut-köyünde Paratifo vak alan görülmüştür.
Sağlık ve Şpsyal Yardım müdürü doktor Faik Yargıcı, dün adı geçen köye giderek teftişlerde bulunmuştur.
Ot diter sık sık kontrol edilecek
Sağlık müdürü doktor Faik Yargıcı, gördüğü lüzum üzerine otellerin sık sık kontrolüne karar vermiştir.
Evvelce yapılan teftişlerde otellerin pis, ve çarşaflarla yor ganlann bitli olduğu tesbit e-dilmiştir.

İstanbul ve Ankara Üniversiteleri arasında münazara

İstanbul ve Ankara üniversiteleri arasında, 5 Nisanda. «Türk iktisadiyatı devletçi sistemle mi, yoksa ferdiyetçi sistemle mi gelişir» mevzulu bir münazara tertiblenmiştir.
BE L E D t Y E D F.
Kadıköy meyva ve sebze hali nihayet, açılıyor
Uzun zamandanberi açılması beklenen Kadıköy meyva ve sebze Hafindeki dükkânların formalitelerini Emlük müdürlüğü nihayet tamaml lyabilmiş-tir.
Dükkânların kiraya veriliş şeklini ve yapılan müracaatları incelemek üzere belediye daimî encümeni salı günkü toplantısında bu işi ele alacaktır.
Toplantıda reis muavini Muh tar Acar, Kadıköy kaymakamı, iktisad işleri müdürü de hazır bulunacaktır.
öğrendiğimize göre Kadıköy Hafindeki dükkânlar, gayri safi irad esası üzerinden kira-ya verilecek; talipler fazla ise kur’a üzerine müracaat edilecektir.
Cerrahpaşa yeni verem paviyonuna kabul edilen hastalar
Belediye tarafından inşa ettirilen Cerrahpaşa verem pavi-yonuna yüz otuz hasta kabul e-dilmiş bulunmaktadır, bunların 30 unu paralı hastalar teşekkül etmektedir.
Belediye reis muavini Muhtar Acar dün paviyona giderek hastalan ziyaret etmiştir.
o--------
Şehid pilotumuz Kemal Menderesin ruhu için mevlûd okutturulacak
8 Şubat günü Bulgurlar tara fından kahbece şehid edilen pilotumuz Kemal Menderesin ve bu vesile ile bütün yurd şehid-lerimizin mukaddes ruhlarına ithaf edilmek üzere «Yalnız vatan için» partisi tarafından, salı günü Fatih camiinde öğle namazını müteakib bir mevlûd okutturulacaktır.
İzmir İstiklâl Mahkemesinde neler çordum?
Atatürk’e suikasdın tafsilâtı
II II

Yazan t*. M
Tefrika Ne. 204
ği nedir?
— Gazi Paşa intihabat için kemal beyi ıneıurr etmiş. Bunun için cemiyeti belediyeye girmek maksadıle pek çok kim seler gelip gidiyorlardı? Kemal bey işten çekilince barometre düştü.
— Cavid bey Kemal beye ge lir mi idi?
— Hayır efendim.
— Şükrü bey gelir miydi?
- - Maarif Nazın Şükrü bey gelirdi.
— Sizin şirketin kasasında on bin beş yüz liranın bulunma dığı tahkikat neticesinde anlaşıldı.
(Bu husustaki mahkeme tah kikatı okundu)
— Bu para ne oldu?
— Borçlarım vardı, Kemal
beyin mezuniyeti dahilinde bu parayı aldım.
— Niçin muamele yapmadı nız?
— Efendim kasa mevcudu yoktur diyorlar. Fakat muame le yapılmıştır. Bizde muhasebe ci, veznedar yoktur. Bu parayı şübhesiz ödeyeceğim.
— 16 nıayısda hissedarân toplandığa zaman size 185 hisse kaydedilmiştir, sizde bu kadar hisse senedi var mıdır?
— Hayır efendim. Benim hissem 160 kadar, fakat diğerlerinin hissesi açıkta kaklığından senin üzerinde kailsin, dedi ler. Yoksa benim hissem o kadar değildir.
— Kemal bey Terakkiperver fırkanın teşkiline çalıştı mı?
— Bilmiyorum. Zannetmem.
İçişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan ve bir müddet evvel vilâyete tebliğ olunan içkili yerler lokantalardaki nizamnamenin tatbikine memur edilen takib komisyonları çalışmalarına devam etmektedirler.
Diğer taraftan vilâyet hıfzıs sıhha komisyonu, iş kanunu hü kümlerine göre iş ve sanat yerlerini tesbit ederek vilâyete bil dirilmiş, Tekel idaresinden istenilen hafif ve ağır içkileri belirten liste henüz hatırlanmamıştır.. Gerek iş ve sanat yerlerinden gerek nizamnamede üzerinde bilhassa ısrarla durulan okul, mâbed, karakol gibi yerlerden 100 metre uzaklık meselesi, komisyon çalışmalarını güçleştirmektedir.
Mesafe tahdidi, nizamnameye uygun olarak tatbik edildiği takdirde, Beyoğlu muhitinde pek az içkili gazino kalacağı söylenmektedir.
Bu hususu nazarı itibare a-lan ilgililer, uzaklık tahdidini vilâyetin salâhiyeti dairesinde muhitin hususiyetlerine göre değiştirileceğini illeri sürmektedir.
Diğer taraftan müddetleri dolduğu halde açılamıvan üç gazinonun vaziyeti Bakanlığa bildirilmiştir.
gördüğü olayları beyaz görmeniz ekseri günler olmaktadır. Dün mettııyeoisı ke-kalkan diye kullandığınız kımse-bugün çamurlara batırmanızı
ADLİYFDE
Galasaraylı Rehanın dünkü duruşması
Beşiktaşlı Sadiyi tekmele -mek suretüe öldürdüğü iddiası-le 1 inci ağır ceza ma bilemesine verilen Galatasaray oyuncularından Rehanın duruşmasına dün devam edilmiştir.
Bu celsede müdafaa şahidi olarak dinlenen Londra bar artistlerinden Leylg ve Alis ile sa n»ğm arkadaşlarından Osman, Ekrem ve Adnan, Rehanın hâdise akşamı bardan çıktığı sıra da Sadinin arkasından koştuğu nu, kavğayR tutuştuklarını soy lemişlerdir.
Adnan da hâdiseyi şöyle anlatmıştır:
— O akşam Reha ile birlikte bara gittik. Eskidenberi ta-nışdrğımız Leylâyı bulup konuş tuk. Bu esnada Sadi kıza söz attı ve refüze edildi.
işte bu kısa münakaşadan sonra bardan dışarı çıkarken Sadi peşimizden koşuyordu. Ce binden çıkardığı bir cisimle Re haya vurmak istedi, mani ol -duk. Karşılıklı yumruk savur -dular. Rehanın bu hâdisede su çu yoktur .
Duruşma gelmiyen bir şahi din celbi için talik edilmiştir.
Dün Eayazidde iki mağaza ttı n a men t a ~(dı
Dün sabah saat 3 de Beya -zıdda bir yangın çıkmış Çadırcılar caddesinde iki mağaza ta mameıı yanmıştır.






1
— Kemal bey sizi iyi seçmişj hepinizin kendinize göre mez.-, yetiniz var!.,.
— Evet bildiğimi so'-l .ıvîı-rum; Kemal tağyip ettiğinden şübhdlendim. Çünkü hiç
hatı olmasa, gelir hesab verirdi.
— Kemalin gaybubetini nereden haber aldın?
— Gazetelerden.
— Cavid beyin evinde toplandıklarını arkadaşlarından dinledin mi?
— Hayır. Kemalin siyasiyata dair mülâhazaları bizi alâkadar etmezdi.
— Vehbi, Hüsnü, Edhem bey ler nasıldır?
— Onlar îttihad ve Terakkinin kâtibi mesülü idi, onları alâkadar eder.
(Maznun dışarı çıkarıldı. Mehmed Ali bey getirildi. Hüviyeti tesbit olundu.)
— Mesleğiniz nedir?
— Mektebden çıkınca adliye memurluğu yaptım; 328 de îs-î tanbu'.a evkafa eeldam. Evkaf-ta dâva vekâletinde bulundum. Nukudu Mevkıua müdüriyetin-/! de bir buçuk sene bulundum. )| Bâcle memurin müdürü oldum; ı oradan azloldum. Askerî satış | komisyonunda bulundum. Badei milli iktisad bankası müdürZ vekâletine tâyin olundum; 338/ Eylülüne kadar orada bulutı-j d um. (.Devamı var) \
Mister Yalman’a açık roektub
zeri bana, içi (Vtrî^n) anonim
d
şirketi çevlrgenl (kfâreolsl manasınadır) Ahmed Eıntn
Yalman Çelebiye ald bir mektub af dım.
Moktubu neşretmeden evvel, buzıı nedon dolayı doğrudan doğruya Fırıl dakçıbaşıya gönderilmeyib de bam gönderildiğini anhyamadığırnı söyle moliylm. Bir atalar sözümüz vardır. Kurdu öldürene sürütürler! derler diyo. Kabahat onda fise mektubu da doğrudan doğruya (Vatan) başyazarına gönderilmeli idL Amma ben anlıyorum: Maksad (Vatan) başyazarı ile aramı açmak. Halbuki son uçak seyahatinde mahrem fesad ve tezvir dosyalarını olde eniğim için kendisi zaten bana kızgın ve kırgındır. Bu i-tibarla nafile hiç zahmet etmeseler. Kâfi derecede birbırimiiMe kanlı, bıçaklı olduk. Geçen gün müşterek bir dostumuza: «Fıkracıyı Amerikan dos» (arıma şikayet ettim!- bhe demiş!

Gelelim simdi ımhud mektub yan sına: o Misler Yalmana açık mektub* başlığı ile baçlıyan zat diyor kır
«Son zamanlarda epey azıttığınız, gördüğümden, size bu mektubu yazmak mecburiyetinde kaldım. Halk Par tisinin toz penbo sizin vâki sillb Icrl,
mâkul bulanlardam. Daima karşımıza ayni taamlarla çıkmanızdan bıktık ve usandık. Tutturmuşsunuz: (Harıd tehlike kapımızın eşiğinde görarr.nek-tedır. Biraz uyuşursak, aramızda ihtilâf çıkarsa onların eline koz vermiş oluruz.)
Acaba bu hikâyelerinizle G. H. P. nın sözcülüğünü mü yapıyorouruız? Yoksa sık sık Ankaraya gidip gelerek Fatih Rıfkıdan münhal vazifeyi mi deruhte ettiniz? Burayı geçelim. Sararım size: Soranın Yalman menfaat tüpçüleri bir karış tüylü halılarda neşe içinde kahkahalar atıp soğuk or-dövrüler ahrken geçimin güçlüğü anın da mengeneye girmiş bu zavallılar tak iri er i nasıl düşünsün? İşte ister Yalman* kur yapıb şahıslara çalmak-tansa sefalet ummanına gark, olmuş vatandaşları bu elim durumdan kurtarmak için çare arıyahm. Bu da zannederim geçimi kolaylaştırmakla mümkündür. Şurasmı düşüncelerinize bırakıyorum. Soğuk bir iklimin sert karakteri merhamet hissini kökünden kazımıştır. Fakat bizim görgüye âdetlerimizle manevi bağunınız bunları yok etmeğe asta elverişli değildir. Sîzlerin yapacağı tek şey bunları yok etmeğe çalışan tufeyli kimselerle mücadele etrneh tarihi gidişimizi menfaat İstikametine çevirmek ıs-tiyenlerle azimli ve sebatlı mücadele etmektir.»
Misler Yalman, bir zamanlar düşman donanmasının bulunduğu o karanlık, hani millî cebhenin tomurcuklandığı mes’ut günlerde siz, Amerikan Mandaterliğini, orada küçük ya-şınızdanberi büyümüş ve okumuş olduğunuzdan mıdır, nedir, benimsemiş ve çevremize de bunu kabul ettirmiy^ çalıştığınızı bu mîlletin temiz evlâtları unuttu zannediyorsanız, aldanıyorsunuz. İşte o karanlık günlerde zehirli fikirlerinizle milletin istiklâl mücadelesindeki azmini körletmek istiyea siz, şimdi de o karanlık günlerin zulmet perdelerini parçalryanlar arasında birinci değilse, her halde ikinci gelen bir muhterem şahsiyeti, yani sayın Mareşali kaleminize dolıyarak sureti Haktan görünerek sinsi bir şekilde hırpalıyor ve ona çamur atıyorsunuz. Kendinize gelin M.stor Yalman!»
Yazsanız da, yaamasanız da mille( sizi do muhterem Mareşalini do tanır Evet millet de ordu da Mareşalle beraberdir. Çünkü: Başardığı büyük işler ve temiz hayatı bunu icabettır-mektedir.»
Beykoz Yahköy Ortaçeşme No. 12 Srddık Ciyavul

MART 1948
♦ TAtfVri

Elçiye zeval olmaz derler, ben mektubu aynen iletibas ettim. Bu ikaMten gereken dersi almak da Fırdöndü Cer* tümene düşer.
FIKRACI
ir I
1364
Rumi
Mart
1
Pazar
1367
Cem evvel
3

Kasım 128 — AY 3 — GÜN 74
VaJatlar Vasati Ezani
S. D. 8. D.
Güneş 6 14 12 01
Öğle .1 24 6 11
- İkindi .5 43 9 30
Akşam *8 14 12 ——
Yatsı 19 45 1 31
İmsak 4 37 10 24


Hiimi Uran
Umumî efkârla
f
I
14 MART m»
Amerikan demokrasisi
Çekoslovakya meselesi güvenlik konseyinde


Bu, tamanıile yalan-
Pearson ise dünkü ya da bu hususta ısrar
I; Trunıanla gaıateciUr arasındaki çetin münakaşa
Vaşiııgton: 13 (AP) — Tanınmış gazetecilerden Drew Pearson. Trumanın ctanıaınile yalan» diye tavsif ettiği bir hâdisede dün tekrar ısrar et iniştir. Hâdise şudur: Başkan Truman perşembe günkü gazeteciler toplantısında şöyle demişti:
. Dikkâtinizi çekmek istediğim bir şey var: Nevyork gazetelerinden birinin sütun mu harriri, Nevyork Yahudilerinin memlekete karşı dürüst davranmadıklarını söylediğimi yazmış.
dır.»
Drew zısında
etmekte ve şöyle demektedir:
«Yazdıklarım tamamlle doğrudur.»
Nevyork • Daiy Miiror» un-dasütun muharriri olan Pe arson. bahis mevzuu yazıyı pazartesi günü neşret inişti ve o yazısında şöyle diyordu:
«Truman. Filistin meselesi hakkında, Nevyorklu bir tabiyle konuşuyordu- Masaya yumruğuyla vurarak: Nevyork Yahııdileri memlekete karşı
) düriit-s davranmıyorlar?» dİ | ye bağırdı.
1 «Karısı Yahudi olan tabi, r bunun üzerine: «Lütfen izah C edermisinlz. Bay Başkan »■ di ı ye sordu «î^evyork Yahııdileri » derken Berhard Baruch gibi ı kimseleri mi kasdediyoısunuz Yoksa benim karım kibilerini mi?»
«Truman. buna cevap olarak. bahsettiği Yanudiler arasına nc Baruchu, ne de tabiin karısını itlini etmek istemediğini söyledi ve hemen mevzuu değiştirdi»
IPerasonuıı yazılarını dağıtan Bell Şikretlnin idarecilerinden biri de. bu hâdiseyi ne reden öğrendiklerini açıklaya mıyacağını söylemiş, «fakat inanıhr bir kaynaktan aldığı miza eminiz, demiştir.
Diğer taraftan, ■ Daily Mir ror« un yazı işleri müdürü de şöyle söylemiştir:
«Truman bize reklam yapmış oldu: çok memnunuz.»
46 kadın

----o---
İngiltere Dışişleri oıüsteşaruıa izdivaç teklif etti
Loııdra; 13 (AA.) — Bu- suale düşünmeden verdiği cevab, Dışlşle rl Müsteşarı Mayhewe 46 kadın tarafından izdivaç teklif edilmesine »ebeb olmuştur.
Sual şundan ibaretti: Sizce ide ıl zevce nasıl olmalıdır?
Mayhev buna şu cevabı vermiş Bence ideal zevce piyano veya vi yolensel çalan, çocuklarını sev( n, muhafazakârlardan nefret eden si yasetle ilgilenmeyi ve seçim nıüca deklerine girişmeyi seven kadındır.»
Bunun üzerine kimisi piyano ki misi viyolonsel çalan, çocukları seven muhafazakârlardan nefret e-den ve siyası mücadeleye girişmeyi cana minnet bilen 46 kadın nıtişto şara yazı 11c müzacaat etmişlerdir-
Mayheıv 36 yaşmda olub bekâı*-. lir, mesleğinde muvaffakiyet gös-.ermlş, sigara ve pek az içki kullanan bir adamdır.
Ürdün Kralı, yeni Yemen İmamının teslim olmasını istiyor
Londra: 13 (AAj — Brltanova-oın Ammanda bulunan muhabiri, olu bıldlrdijlne göre. Ürdün kralı Abdullah, yeni Yemen imaım El Vezirinin talebine cevaben bir telgraf göndererek teslim olmasını vc llahk seyfel Islâm Ahmedl Saııaaya çağırmasını tavsiye etmiştir. Eğer L1 Vezir taht üzerindeki meşru hak ları Ahmede devredecek olursa kral Abdullah, Ürdüne sığınmasına müsaade edecektir.
Kral Abdullah, Yemene kuvvet gönderemed
nu fakat Sanrıda asayişin yeniden tesis olacağına, emin bulunduğum bildirmektedir

Prag radyosu, bunu bir hakaret olarak vasıflandırdı - intihar eden Çek Dışbaka-nının cenaze töreni dün yapıldı
(AA.) — Res-göre güvenlik talebi üzerine
«.Lake Success: 13 (A.A.) — Şili hükümeti, güvenlik konseyinden Çekoslovakyada vukua gelen Komü nist hükümet darbesi hakkında bir tahkikat açılması ve Rusyamn bu işte oynamış olduğu rolü teablt et mesi hususunda dün akşam bir ta lepte bulunmuştur.
Lake Success: 13 men bildirildiğine konseyi (Şili) nin
Çekoslovakya meselesini Çarşamba günü incelemeğe karar vermiş-tir.
Pı-ağ: 13 (AA.) — Prağ radyosu, vukua gelen son hâdiseler hakkında Çekoslovaktada bir tahkikat a-çılması hususunda güvenlik konseyine yapılan talebi bir tahrik ve lia; karet olarak vasıflandırmıştır. •
Azledilen delege '
Londra: 13 (B.B.C.) — Çekosla vakyanııı Birleşmiş Milletlerdeki delegesi Dr. Papanek, hükümeti tarafından azledilmiştir. Papanek, yeni Çek hükümetini tanımadığı için azil kararını da tanımıyarak vazifesine devam edeceğini söylemiştir.
M AZ ARI KIN CENAZE TÖRENİ
Londra: 13 (B.B.C.) — İntihar e-den Çek Dışişleri Bakam Jan Ma-zariki anma töreni bugün Prağda
yabılmıştır. Törende Çek Cumhur başkam Beneş de bulunmuştur. Ko miinlst Dışbakanı Gotvvald, verdiği nutukta Mazarikln aoı ölümünün bulutsuz semadaki şimşek tesirini . yaptığını söyliyerek şöyle demiştir:
— Aziz Jan, veda, makamında bizim son selâmımızı kabul et. Biz fanilere millete daima sadık kal mak mirasını bıraktın. Mirasına sadık kalacağımıza ltimad et»
Prağ:-13 (A.A.) — Mazarykın ce nazesi Dışişleri Bakanlığında teşhir edilmiş ve çelenk çiçek demetlerile örtülmüştür.
Dün sabahtan beri binlerce Çek tarafından önünden dizi halinde geçmişlerdir. Akşam üzeri de Çekos lovakyamn kurtarıcı evlâdına son ihtiram borcunu ödemek için uzun halk dizileri elan sıra beklemekte idi.
Prağ:
kanı Beneş, Mazaryk’in cenaze ala yında bulunmamış yalnız Prağda’ yapılan dini merasime iştirâk etmiş tir.
Beneş saat tanı 14 te Prague mil li müzesindeki Portheona girerek büyük dostu Masarykin hatırasını son defa olarak taziz eylemiş ve o-na veda etmiştir.
13 (AA.) — Cıunhur.baş
Barış yolu ile Filislinin taksimine imkân görülemiyor
Filistinden geri alınan ilk İngiliz birlikleri Trablus’a gelmeleri bekleniyor
Lake Success: 13 (AA.) — İn- vazgeçmesi, Filistine gizli bir suret giltereden mâda bütün üyelerin ha te yabancı silâhlı kuvvetler girmesi zjr bulunduğa güvenlik konseyinde dört büyüklere müracaat eden Filistin komisyonu bu memlekette kuvvetli Arab mukavemeti mevcud bulundukça barış yolile Filistinin taksimine imkân görmediğini belirtmiştir.
Dört büyükler tarafından sorulan
10 suale komisyonun verdiği ce-vablap dün açıklanmıştır.
FILISTINDEN ALINAN INGİLİZ
BİRLİKLERİ
Trablus: 13 (AA.) — Filistinden geri alman ilk Ingiliz birliklerinin önümüzdeki iki hafta içinde Trab lusa gelmeleri beklenmektedir-y, r"dilerin noktai nazari
Lake Success: 13 (A.A.) — Birleşik Amerika. Fransa. Çin ve Rus mümessilleri. Filistin meselesini miı zakere etmek üzere yapmış olduk larj dünkü toplantıya Yahudi İdaresinin bir mümessili tarafından a şağıdaki tavsiyeleri ihtiva eden bir teklif tevdi edilmiştir ;
Bu teklifte, taksim plânının tat bikini Güvenlik konseyinin deruhte etmesi, Arab Birliği cebhesiniıı taksim plânına mâni olmak üzere silâhlı kuvvetler teşkil etmekten
• •

ne karşı İngilterenin tedbirler alması ve daha evvel de girmiş bulunanları çıkarması taleb edilmek tedir.
Filistin komisyonunun, dört dev let temsilcilerine dün akşam tevdi ettiği raporda. Arab muhalefeti de vana ettiği müddetçe filistln taksiminin muslihane bir şekilde halledilmesine imkân bulunmadığı bll-cllrilmektedir-
Amerikan Sefaretlerindeki yabancılar temizlenecek
(Bri
Vaşington 13 (A. A.) tanova) — Birleşik Amerika da ' Moskpvada Sovyet nüfuz bölge j sinde bulunan elciliklerindeki bütün yabancı memurların va zifelerine nihayet vermeğe ka rar vermiştir. Bu suretle açıla cak yeriere Amerikalılar tayin edilecektir.
Alayda devam ediyor!.
^Başmakaleden devam.) de çırpındığı zorluklardan faydalanarak, el çubukluğa ile seçimi kazanmak gibi, âdi bir lıa rokete tevessül etnıiyecek ka -dar âlicenab olduğu için seçimin normal müddetini bekliyecek, yani 1950 yılına kadar ense • mizde boza pişirmekte devam edecektir!.
Bu kadar büyük bir fedakâr lık ve feragat karşısında bütün millet şükran He eğilmek lâzım gelmez mİ? illimi Uran ıımumf efkârla alay nu ediyor? Sanki Halk Partisi azınlıkta ve mu -halefette imiş de hasınılan iktidar sâııdal.valarıııa yerleş, -/ iniş ve kurulmuşlar, fakat gii -niin birinde bu iktidar koltuklarındaki basımların arasına nî fak düşmüş de muhalefetteki Halk Partisi. hükümeti seçim yola İle ele geçirmek fırsatına nail olmuş ve o fırsatı sırf intibah müddetinin bitmediği i -çin kullannııyarak muhalefet -te ve azınlıkta kalmıya razı olmuş gibi bir dil kullanıyor. Ha kikaten böyle bir vaziyet olsa Halk Partisi hükümete geçmek elinde iken buıııı yapmıyor ve normal müddetleri bekliyor denebilirdi.
Fakat Halk Partisi lıiikûmet tedir, Hükümetin bütün dizgin leri ve nimetleri ellerindedir ve mîlletin her hangi bîr seçimde diiriist hareket edilmek şart! -le. kendisini tepetaklak edece -ğlne imanı kadar emindir. Hele Hilmi Uran her Halk Partili -den daha iyi o mahııd seçimle -rin iç viiziintt bildiği İçin, bu lıa le kanidir.
Sıı dakikada muhalefet dağınık, nerisan ve ihtilâflar için dedir. Fakat Hz eminiz ki se -çim kanunu değişmek ve dürüst hareket edilmek şar file, bugün dahi yapılacak bir se -çim bile Halk Partisini yine takını ve taklavatlle yere serer. Muhaliflerin arasına nifak düş mesi, milletin (Halk Partisine teveccühünü mü arttırır sanılıyor? Bu ne kadar cılız ve âciz bir düşünce. Millet çeyrek asırlık tahakkümün* âmillerini ve aktörlerini başından fırlatıp bir ân evvel atmak için sabır -sizlik içindedir. Bngüıı, yarın, öbürgöıı. Demokratlar tek cebhe hâlinde olsun. Demokrat lar parçalanmış bulunsun, Celâl Kayar olsun, Hikmet Bayur olsun veyahud bunlar hiç olma sııı hülâsa hanği şekiller altında olursa olsun, bu millet ser -bestçe reyini açıklamak imkânını bulduğu gün Hiimi Uran -ları, Şükrü Safacoğluları, Pars lan, Kaplanları ve bütün tefer riiatile bir ânda siler, süpürür, sahayı bu zevattan temizler ...
Bu noktada en ufak bir to-reddüd ve şüphesi varsa Halk Partili Genol Başkan Vekiline işte söylüyoruz: Seçim kanunu değiştirilmek ve matbuat kaııu mı ilga olunmak şartile lıeıneıı hir intihal» yapsın, anıma kendisi lütfen bu sefer îç İşleri Bakanlığın», îutilıah devresi İçin! j üzerine almasın, bakalım mu - ' halefetln bu perişan ve derbe -der halinden Halk Partililer santim kazabilirler mi?
Memlekette derin ıstırab ve teessürü hâlâ Hilmi Uranın ka fası ve rııhu almıyor, kavramıyor. öyle tevehhünı ediyor ki, ‘
Tiitün ihracatçıları zor durumda kaldı
Anglo-Amerikanlann teklif ettikleri fiyat, Almanyaya tütün ihracatını imkânsızlaştırdı
Ankara 13. hususî) — Fi-yasada dolaşan bazı haberlere göre Almanyada yapılan mü -zakereler sırasında Ingiliz Ame rikan işgal makamları Türk tü tünleri için 110 ilâ 125 kuruş a-rasmda bir fiat teklif etmişler dir. Bu hususda kendisile görüş tüğümiiM bir tütiin ihracatçısı şu izahatı vermiştir:
— Amerikan işgal makamla rıııın piyasamızdan bu fiatla tütün istemeleri hayretle kar -şılanmıştir. Çünkü mevsuk ola rak bilmekteyiz ki ayni makam lar Yunaııistandan 340 kuruşa tütün almışlardır. 125 kuruşa Virjinya tütününden başkasını almak kabil değildir. O halde Türk tütünlerine Alman piyasası kapanıyor demektir.
Maamafih ilgililer bu haber lerin şimdilik kaydı ihtiyatla te lâkki edilmesi lâzım geldiğini söylemişlerdir.
ÎSTANBULA GELEN MALÛMAT
Şehrimizdeki alâkadarlar da bize şu malumatı vermişlerdir:
Malûm olduğu veçhile öte-denberi Türk tütünlerinin en büyük mahreci Almalıyadır.
İki üç- senedeııberi işgal al -tında bulunan Almanyaya tü -tün sevketmek imkânı bulunamamıştı. Bundan iki hafta evvel Anglo Amerikan işgal kuvvetlerinin daveti üzerine Alman yaya yeni bir ticaret anlaşması yapmak maksadile Ticaret Vekâleti Dış Ticaret Reisinin baş kanlığı altında Frankforta bir lıevet gitmiştir. Tütüncüler tarafından dahi bir heyet onlara iltihak etmiştir.
Verilen malûmata göre ilk müzakerelerden alman netice -
ler ümid verici değildir. Çünkü Amerikan heyeti Tüıkiyeden gelecek tütünler için azamî 42, 45 sent tayin etmiştir ki Türk parasile kilosu 125 kuruş de -mektir. Halbuki bugün piyasamızda en düşük tütün kıyme • ti dahi bu fiatuı fevkindedir. Almanyaya yalnız en aşağı tütünün gönderilemiyeceği göz ö nünde bulundurulursa yukarıda gösterilen 125 kuruş fiatın hakiki fiatm yarısına bile baliğ o-lamıyacağı aşikârdır. Bu itibar la bir azamî fiat • ihdas etmek Almanyaya Türk tütününün idhaline meydan vermemek arzu edildiği mânasını ifade eder.
Şurası da muhakkaktır ki, Almanyaya bir müddet daha Türk tütünü ihraç etmek imkâ ıu bulunmazsa senelerdenberi tütünlerimize alışmış olan Al -man halkı çar naçar Virjinya tütününe rağbet etmeye başlı -yacak. bu tütünlere alışacaktır ve bu suretle de bir daha Al -manyaya Türk tütünü ihraç et mek mümkün olmıyacaktır.
Amerikadan gelecek yardım larla iktisadiyatımızın kalkın -masını beklerken makul olmı -yan şartlarla tütün ihracatı -miza sed çekilmesine sebebiyet verilmesi Amerikalı dostları -mızdaıı beklenilraiyen bir hare, kettir.
Bu tehlikeyi miidrjk olan tü tüncülerimiz tütüncüler birli -ğinde alâkadar makamların dikkat nazarını celbetmek mak sadile umumî bir toplantı yapmağa karar vermişlerdir.
Alâkadar makamlarmuzm bu vaziyeti Amerikan dostlarımıza izaha muvaffak olacaklarını şüphesiz addederiz.
i İCSün ün enteresan haberleri |
__________________________)
Şikago borsasında
^•Nevyork: — Chicago Ticaret Borsasında dün hububat fiyatları tekrar düşmeye başlamış, bu ara da buğday 1,25—2 sent düşük ola rak kapanmıştır, (AP)
Atom bombası ve kara orduları
Londra: — İngiltere Harbiye Bakanı Emanuel Shtnvell, Atom bombasının kuvvetli kara ordula rı ihtiyacım ortadan kaldırmış ol dıtğıına dair dilaları «mugalata.» olarak vasıflandırmıştır.
104»—1949 mail yılı ordu büdce sine dair müzakereleri Avam Ka marasjnda bir demeçle açan Harbi ye Bakanı şunları söylemiştir:
Bilginler toptan tahrip silâhlan meydana getirmiş olablUler, fakat şimdiye kadar bu silâhlardan hiç biri kara ordularının lüzumsuz bir hale geldiğini meydana koyma mıştır: (AP)
Macar ihlilâllnin 100 iincü yıldönümü
Varşova: — Macar İhtilâlinin yüzüncü yıldönümü hatırasını kut lamak töreninde hazır bulunmak üzere Dışişleri Bakan muavini An tonie Koreycklnla* Başkanlığı aL
tnıdakl hükümet delegasyonu Bu dapeşteye gitmek üzere trenle Var şovadan hareket etmiştir. (A A.) Sivil muhafızlar alayında isyan çıktı
Quito; — Pep ordusu şefleri, sivil muhafızlar alayında çıkan is yanı bastırmak içiu lâzım gelen n^dblrleri almak üzere dün hükû metle bir çok görüşmeler yapmışlardır.
Hükümet tarafından tâyin edilen yeni kumandandan memnun olmayan sivil muhafızlar kışlaları na kapanmışlardır. Bu hadise öze rine Qulto'da heyecan hüküm sür mekte ve mağazalarla mektebler kapalı bulunmaktadır. (AA ) Hir uçak daha kayboldu Cenevre: — Cenevre ile Roma arasında kaybolan uçak bir yolcu uçağıdır- Uçakta dört mürettebat bulunmakta İdi, yolcu yoktu, yapılan araştırmalar bir netice verme iniştir. Araştırmalara yarın şafak la tekrar başlanılmak üzere son verilmiştir. (AA.)
Harbde batırılan denizaltıların yüzdür ölmesi
Londra: — İngiliz Amirallik dairesi yem bir icad aayealnda pek
yakıiıda harbde batırılan deniz al( tıları yüzdürmeyi ümid etmektedir- '
Yarın tecrübe edilecek olan bıı icad bir tül’enkten ibarettir. Bu tü fenk mermisi suyun altında yatan deniz altının teknesini deleceğinden açılan delikten teknenin İçine tazyikli hava doldurulacak bu suretle içerdeki su diğer delikten bo şaltılmış olacaktır. (AA.)
Amerika ile Ingiltere arasında film anlaşması
* Londra: — Dolar biriktirmek gayesi İle ldhalâta konmuş olan yüzden 75 rüsun yakında kalka cağından, Ingiliz Sinemalarında ye nl Amerikan filmlerinin oynatılma sına tekrar başlanacaktır. Buna mukabil Hollvutda İnglltereye film İhracı yasağını kaldıracaktır.
Anlaşmada Amerikan film şirket lerlnln İngllteredeki kârlarından l. kİ sene müddetle senevi 17 milyon dolar alabilmeleri derpla edilmek tedir. Bundan başkx Amerikan şlr ketleri, İngiliz Filmlerinin Aınerl-kadan temin edecekleri menfaate müsavi bir meblâğ d&lıa çıkarabt leceklerdir. Geri kalan miktar da
SAYFA i
milletin Demokrat Partîve te -veccühii Celâl Kayara, Bayura, Kenan Öneredir. Hayır. Bu müsbet gibi görünen tezahür -ler, halkın Halk Partisi adını taşıyanı teşkilin çeyrek asır lık baskısına karşı dındıığıı fe verân ve nefretin menfi bir tezahürüdür.
- Serbest secini hür matbuat olsun. Hiç muhalif kalmasa bile bu memleket viııe Halk Parti livi seçmez. Salisen tanıdığı dii riist ve irtikâb ve suiistimallere bulaşmamış teiniz simalar bıı Itır; Atıf İnanı koruyanlara, Ce mil Cbııkları çeşidli mahkeme kararlarına rağmen bir türlü Amerikndaıı memlekete çağıra unvanlara, muhalefet ikiye, değil yirmi) e ayrılsa yine vermezler.
İşte sayın Uraıı seçimi nuıı için yenilemez, yoksa
halefetiıı zorluklarından, kes -meke.şlcrifnden faydalanmak is tenıediği için değil. Bıı hakikati kendisi de içinden tasdik eder ve sırf halkı avutmak için höy le aeaip demeçler verir. Anıma herkesi kör ve sersem sanmaya-tisi sa-
I
iice rey
bu-nı ıı-
kimsenin -hattâ Halk Par-Gcııel Başkan Vekili de ol-hakkı yoktur.
A. Ceıııaledıiin Saraçoğlu
Sterllng olmak ödenecektir (A.A.) ) Çocukları kaçırılan Yılanlılar î dehşet içinde
Atina: — Basın haberlerine « göre partizanlar tarafından kaçın / laı^ çocukların sayısı gittikçe art 1 maktadı Dehşet içinde ıkalan 1 köylüler, çocuklarım kurtarmak 1 I çin şehirlere iltica etmektedirler, i Tsallada Alınyıon bölgeslude yaş I lan 5 İle 15 arasında olan 1000 i den fazla çocuk, analarının yalvar | malarına rağmen partizanlar atıa l fından götürülmüştür (A.A.) [
20 bin hıgiliz lirasına Uııgaje 1 edilen fııtbolciiler i
Londra: — İkinci kümeye düş , mek tehlikesine maruz Londramn Chelsea futbol takımı bugün 2.000 Ingiliz lirası mukabilinde iki oyun cu angaje etmek suretlle durumu nu kuvvetlendirmeğe girişmiştir.
Chelsamn, İkinci kümeye dahil Luton Toıvn klübünden satın aldı ğı bu oyuncular santrfor Hugh Bil llngton İle enternasyonal bek Hug hes Welshtlr- Chelsea 17.500 ster-Llng mukabilinde Tomıny Lawtonu Notty County kliibünc sataljdan beri fona duruma düşmüş ve takı nu takviye için, son transferler da hil 30.000 Ingiliz 1 (etmiştir
(APı

I
Kuruçeşme’i 'erin iskele iht yacı
Mem
Kasabların yemin
eledlye daim) anoümen realiteye uygun dukça hukukidir) olarak
yacagı narhtan fazla, toptancılar et alıp satmıyacaklarına, namuslar ve şereflerini muhafaza edecek kasablar söz vermişlerdir. Vs top otların parası varsa, bizim Allahı var âvâzelerini âyûka çıkarmışlar Allah, namus, şeref naımna söı ren kaaablar pek tabii olarak söz de duracaklardır. Bu suretle ista lu da, ucu£ olmaktan ziyade, n üzerinden bir lokma etlerini yiy lerdir.
Yalnız, kasabların yemin etti şekilde, bir aoaiblik daha doğrusu kukçuluk kokusu var. Realiteye yun olmak keyfiyeti.
Bu no demektir?... Narhın rea ye uygun olduğunu takdir, daimi . cümenin midir?... Yoksa, kasabk mıdır?... Bu realiteye uygun olup maması keyfiyeti de encümenin vl kasabların ortaya atacakları ihtild gelmek vazifesini kim görecektir? şekilde de yine İstanbullu yandı, iki otoritenin anlaşmasına kadar, etsiz kalacak, ve yahut da yine kJ borsa faaliyote geçecek ve bundan vallı halkın eli böğründe âciz bir ziyette kalırken, toptancı memnu lacak.
Diğer taraftan narhın, realiteye | gun olmadığını lar, yeminlerine hin üstünde et
Görülüyor ki, pek esaslı olmadığından tâdile n| tacdır kanaatindeyiz.
Kasabların hüsnüniyetlerine bu min hâdisesi de bir müeyyide olıh na göre, et mes’elesinin dörtte halledilmiş demektir. Şimdi diğer î nün tayinine kaldı.
Toptancıya yemin, celebe yemin tirınek. Bunların yemin şekli ise, zevatın müsaadelerile bir tesbit lim.
«Celebin getireceği kasablık hay’ ları, ıncşru* kâr olan yüzde ondan lasına alıp satmıyaoağıma, buhran ratmamak için, elimde tutmayıp hal mezbahaya sevkedeceğime, bel ye encümeni narhının realiteye ııy! olup olmadığını nazarı dikkate alm cağıma, fire nanıı altında (»erake çilere et yerine hava venniyeceg namusum ve şerefim üzerine yemi! derim.»
Celeb de, müstahsil ile olan ınJ sebetini yemin ile teyid ettikten ra bu iş, belediye ve dolayısile d encümene gelecektir.
Hükmi şahısların teınsilen yd etmelerine son hukuki teamüllerin vaz vermesine göre bunu da beıeu nin bası olan reisimiz yapacaktır Yemindeki movzu: Narhın realı uygun olarak tesbit edilmediği yetidir.
İşte bu dört yeınin İstanbull ot buhranından, ot karaborsası kurtarmış olacaktır. O vakit, is budulara geçmiş olsun deriz.
İDARECİ
ileri sürerek, kad hânis olmaksızın | satacaklar mıdır? kasabların îornü

Ankara 13 hususî) — Istan bul Kuruçeşme halkı Ulaştır -ma Bakanlığına müracaat ederek Kuruçeşme, iskelesinin ta -mir edilmesini ve şehir hatla -rmda çalışan vapurların bu iskeleye de uğramasını istemiş -lerdir. Durumu inceliyen Ulaştırma bakanlığı Devlet Deniz -yolları idaresine iskelenin ta -mir edilmesini ve tamirden son
• ra vapurların bu iskeleye de uğ ramalarının temin edilmesi i -çin terekenin yapılmasını bil -dirmiştir.
eni Seç’m Kanunu Fakan’a'* Kurulunda yar»n görüşü’ecek
Ankara 13 (hususî)
leketin daha çok iç hayatını ilgilendiren ve Başbakan Haşan Saka tarafından da açıklanmış bulunan 20 kanun tasarısının hemen hepsi hazırlanmış bulun maktadır. Bu kanunların Mec İlsin önümüzdeki devresinde görüşülmesi beklenmektedir. Diğer tarafdan Iç İşleri Bakan lığuıca hazırlanan yeni seçim kanunu tasarısı pazartesi günü Bakanlar Kurulunda görüşüle -rek son şeklini alacak ve Meclise sevkolunacaktır. Tasarı Meclis açıldıktan sonra ilk hafta içinde gbrüşiilecektir.
Çankırıdı salgın yok
Ankara 13 (hususî) — Bazı gazetelerde çıkan Ankara ve Çankırı illeri civarında salgın halinde hastalıkların görüldü -ğü yazılmıştır. Bu hususda ilgi liler nezdinde yaptığımız teşeb büse göre böyle bir hal mevzuu bahis değildir.
°/o 4 Faizli
Küçük bir cari hesap açtırarak bankamıza vereceğiniz en az
1OO
lira İle Ankarada asfalt bir cadde üzerinde
Loncfradaa 75 kilomet uzaklıkta enerji istıha eden tesisler yapıldı
ingilterenin
Atom istihsa
Londra: 13 (AA-) — Londr 75 kilometre kadar ötede Har de Atom enerjisi istihsal eden ler yapılması dolayısile İaşe
ınmn vermiş olduğu bazı malû tan anlaşıldığına göre sene so dan evvel Harvvellde İkinci bl tom pilinin daha faaliyete geçi muhtedeldlr. Bu ikinci pil bini kilovat takatinde olacaktır. H
*
kİ Hanvellde şimdi işlemekte pilin takati ise yüz kilovat ka
dır. Pilin ihtiva ettiği Uranium azzam süratli bir hava cereya le soğutulacaktjr. Bilâhare, b va cereyanı İle müessese binalar ısıtılabileceği de sanılmaktadır ni pli. İngilterenin ihtiyacı b duğu «çizici» bütün radyoakti manları ve eritme maddelerin min edecektir. Bu iki pilin de hassa enerji istihsaline tahsis ( cek diğer pillerle takviye edil kuvvetle muhtemeldir.
Eden apandisit ameliyatı geçirece Londra: 13 (AA.) — Eski 1 leri Bakanı M. Edene bir apom ameliyatı yapılacaktır.. Kendis len Londra da bir klinikte yat: tadır.
s
3107ı
iğine müteessir olduğu
sahibi olabilirsiniz.
Birinci çekiliş : 10 Muyıs/1948
Türkiye Emlâk Kredi
PeınUa«u
Döşenmiş

P, T. T. kanun
Ankata 13 hususî) — P. T. T. Teşkilât Kanunu ievkvdilmiştir.

a
o



fÜN! BABAM
14 MART l!’n
1
SAYFA:4
M
K
BİR MUSİKİ MÜNAKAŞASI
- İnsan,; tedbirler Hanuı rab i kanunu, yıkılan köprünün mühendisini suda boğdurdu. Kir Kadirli mahkemesi kurulmalı
Yazan? M w ÇI m IV a 11 iti E S
Mukaddes kitablarm hikâye ettikleri «Tufan» -yağmuru, zelzeleyi durduramaz amma, karşı alır _ Medeniyet, bu tecrübelerden doğdu —
İT Z

•(
Al
% 1 L
UKUROVA faciasında kaç yüz ev yıkıldı, kaç v bin kaynan, ve kaç yüz bin dönümlük ekin telef oldu? Can kaybı var mıdır? Bütün bunları henüz tamamile bilmiyo ruz, lâkin şurasını katiyetle biliyoruz, ki mukaddes kitablarm hikâye ettikleri, ve ilk çağ insanlarının uğradıkları -Tufan» felâketine, Türk vatanı bugün sahne olmaktadır’..
tnsan; aklının arttığı mabette tabiat unsurlarının ve hâdiselerinin esaretinden kurtulmuş ve nihayet hürriyetine kavuşmuştu ; lâkin eğer bu XX inci a-aııtia yine sel sularının taşkın-bğı karşısında korkudan titrerse, ve canım, malını korumaktan âciz kalırsa, medenileştiğini nasıl iddia edebilir?
Mekteb çocuklarının ezberciliği le derler ki nüfusumuzun %85 i çiftçilikle uğraşıyor; ve yüıe derler, ki memleketimizin 6inaî terakkisi, kendi zifantimize dayanır... İşte bu mülearife-le, masal gibi dillerde dolaşırken ziraatüniz; orta çağ iptidailiğinden kurtulamazsa, biiyük bir inkılâb yaptığımız nasıl iddia edebiliriz?
Tanm, Bayındırlık Bakanlıkları; yalnız Çukurovanın değil, meselâ 'Konya ovasının -v.8. yerlerin su işlerini de, kâğıd üstüne geçmiş veya geçmemiş projeler halinde, bir çeyrek a-sırdanberi sürüncemede bırakırlarsa partinin de, hükümetimde İktisadî anlayışını şübheve düşürmezler mi ?
C. H. Partisinin bir İktisadî programı; ve bunda ziraaıe, sa-naate, ticarete, aid izah ettiği hususî prensipleri var; lâkin ayni partinin kurduğu hükümetin icraatı: bu prensipleri kuru söz ler haline getirmiş; başka bir tâbirle hükümet; milletin İktisadî işlerini idare etmekte tam bir kifayetsizlik göstermiştir ki bunun en son ve meş’um delili de meydandadır.
Medenî milletler; iktisadı işlerini; bugün son derecede terakki etmiş pozitif ve sosyal ilimlerin rehberliğile idare ederler; ve eğer memleketimizin İktisadî islerine bövle bir zihniyetin hâkim olmadığı, delillerde sabit o-tarea, idare Otoritesini benimsemiş hükümet adamlarının anlayışından mı yoksa asil ilimlerin otoritesinden mi şübhe edeceğiz?..
rilen bu bakanlık; birkaç fabrikanın, yaşayışları pek te fena olnııyan birkaç bin işcilerile uğ raştı da bu memleketin İktisadî bünyesinin temeli olan ziraa-tin işcilerile meşgul olmayı düşünmedi bile!..
Halbuki bizde ziraat işçileri, hemen bütün İçtimaî sınıflann en bakımsız ve sefili vaziyetindedirler, ve bazı mıntakalarda esirler gibi çalıştırıldıkları da malûmdur.
Her yıl. biçim zamanı, Anka-ıanın Ulus - Çankaya caddesinin iki tarafındaki arsalara ve ağaç gölgelerine; sırtında yırtık yorgan, kıyafeti perişan yüzlerce, binlerce köylü işçiler gelip yatarlar; ve Çalışma Bakanı; süslü otomobilile yoldan geçerken, bu «efendi köylülerin iş arı yan işsizler olduklarının farkın da bîîe olmaz!., ve ne garibdir ki Çalışma Bakanbğı; işsizlere iş bulan bürolarını, İstanbul gibi büyük şehirlerde kurdu. Halbuki medenî memleketlerde böy le büroları, kocakarılar kendiliklerinden kurar ve para da kazanırlar!..

Şimdiye kadar yapılmış dünyanın en - harb zırhlısını meğer Japonlar inşa etmişler
Yamato „
büyük saff-ı
tk


e Muhterem Hüseyin Sedcddin Arel’in etrafına topladığı g nç stajyerlerin; kendiler, ni hakikî bilgi hüviyetlerinden (ok fazla gömüklerini ve 6a yüzden selâhiyet ve ehliyetlerinin fevkinde bir gururla kıymetli üstadları kon ser vatu-araan uzaklaştırmağa yeltenecek kader ileri gittiklerini hangi babayiğit inkâr edebili,?...»
Vazan: ianburi Kemal Batanaj

Hükümetin iktisadi idaresinin ümî anlayışa uymadığını; yalnız 7 evlûl kararile hayat baha-hhğının arttırılması, iktisadi buhranın hızlandırılması, ziraat ve sanaatimizin geriliği v.s. değil, aTrni zamanda onun veni kurduğu Çalışma Bakanlığının çalışma tarzı da teyid ediyor.
Bir fizyoloji prifesörü (?) tarafından teşkilâtı meydana geti
♦İstihsali arttıracağız. Modem sanayi kuracağız. Türk mil letini, Avrupa medeniyetinin en yüksek derecesine uAştıracağız v.s.»
Bu basmakalıb sözlerin boşlu ğu, canlı ve acı vak’alarla artık sabit oldu: Memleketimizin zi-raati, modenıize edilmedikçe, dışardan satın alınmış makinelerle endüstri leşnmez. Nitekim hâlâ iplik yapmasını ve iplik boyamasını bilmiyoruz.'..
Modernizasyon amdivesinin başlangıcı; Türkün yaradıcılık kudretini, yepveni bir terbive sistemde uyandırıp işletmektir; ve Türk köylüsünün dünya görü şü değiştin İm edikçe istihsal de artmaz ve endüstrileşmek gayesi de tahakkuk edemez.
Maarif, ziraat, sanaat. ticaret isleri, hen başbaşa ileriivebüir-ler; İnkılâbın ilk günündenberi millî kalkınmanın volunu gösteren Türk mütefekkirleri vardır; lâkin partili olmak, ehliyetin bir hücceti sayıldı?’ ve parti dışında kalanların ilmimden, ihtisasından istifade edilmediği içindir. ki memleketin hemen bütün İktisadî ve entellektüel işlerinde aksaklıklar oluvor. Samimî dostumuz Amerikalılar bile bütün işlerimizde İktisadî bir anlayışsızlık olduğunu söylemek ten çekinmediler. Siyasî ihtirasın körleştirdiği adamlar, idaresizlik yüzünden memleketin başına gelecek fena âkıbetleri ve tarihin lanetlerini artık hatırlarına getirmelidirler.
★ 1
Çukurova felâketi, bir su baskınının maddî zararlarından ziyade memleketin İktisadî işlerinin İlmî bir anlayışla idare edil-

Buhran devam ediyor:
cm okra t Partideki buhran hakkında gazetelerde kocaman manşetlerle
haberler, daha doğrusu temenniler görüyoruz. «İhtilâf halledilmiştir», «Buhran zail oldu», «Partide mes’ele kalmamıştır.» yolunda o-k(n bu müjdelere rağmen tasfiyeler Haysiyet Divânı kararlan, partiden ihraçlar, idare kurulundan istifalar devam ediyor.
Demokratları sevenler: «Bu par tiyi zayıflatan eleman kırdan kurtaracaktır. Demokrat Parti bundan sonra tamamile duru bir halde kalacak o zaman artık yıkılmaz hale gelecektir.» diyorlar.
Demokratlan sevmiyenkr de: «Demokrat Parti artık göçmüş demektir. Bundan sonra buhrandan kurtulamaz!»
Yolunda bir kehanet savuruyorlar.
Halbuki ne odur, ne de bu...
Siyasî fırkalar daima inkisam e-degelmişlerdir. Nasıl Halk Partisinin inkisamından Demokrat Par ti çıktı ise, Demokrat Partinin yahud iki partinin inkısamından da bir üçüncüsü çıkacak ve bil böyle devam edecek.
Nasreddin Hocanın eski aylan kırpıp yıldız yapması gibi Bİya-Bet de de eski partiler kıpılık yeni siyaset yıldızlan yapılacak. îki yıldız arasındaki fark politika se-ma3indakilerinin bazen zaman ile bileşip yeniden ay şeklini almam, bazen de eskilerin tâbirlnce bir (Şehâb-ı- Sâkıb) gibi akıp gidiver-tneleridir.
Bana sorarsanız:
İhtilâfâtiyle ugraşınakda delirin zevk yok Zevk anın nursâıl-ı- Ibretden teınâşûmndadıi'.
Bütün müabC't ilimlerde şübhe yok kİ ameliyat nazariyattan evvel ge-llr. Ecleblyalta şairlerin söyledikleri bir çok eş'ar mütalea edildiği takdirde bunların bir vezin dahlündo söylediği görülürü- Bunran da 11-imlİ aruz tevelliicl eylemiştir. Yoksa aruzenlaT:
" — Ey şairler!. Sizin elinize efa ili tefallden çeşitli kalıplar verlyo ruz; bunlara göre şiir söyleyiniz» du memlşlerdlr.
Güzel sanatların en hassas ve ho yecan verici bir şubesi n)ş.n mûsiki-do de. muRiklşinartarjn mütenevvi usul ve makamlarda yaptıktan âsa n nefise tetkik ve tetebbu edildiği zaman bunların muntazam birer ka hp dahilinde ve bir kaideye müstenit'Olarak meydana çıkarıldıkları ■görülmüştür
işte musikinin aralık bahisleri ve eşkali nuisiklyyc bu suretle bidayet te ameliyeeiier tarafından yapılmış eseflerin incelenmesi İle vücuda gelmiş birer to'lif ve tasnif eser dlr, Şu halde ameliyat dalma naza rlyata takaddün eder-
Müziklinizde saz ve söz eseri diye 1 kl'tüTlü icrakârlık bulunduğuna na zaran, bizim de gerek saz ve gerekse söz musikilerine dair eski üstatlardan lşttlğlmiz ve öğrendiğimiz şey, şudur ki; Ameliyat dalma nazariya ta galebe çalmıştır. Bunları kudret ve kabiliyetleri vuksek birer üstattan metod cap eder.
Maalesef katlanarak
tlnanrı edip feraatll üstat örnindo meşkedecek. eski taliplerin »fem-i muhsln» den ve feyizli bir ağızdan katre katre içtikleri o gürel elhanı tayyibenln inceliklerine varabilecek müpdedilere pek az rastlıyoruz-
Eski üstatlarımızın bize yadigâu bıraktıkları nefis eserlerin İlâhi zevklerine ve ruhlanna heyecan vq rici inçliklerine nüfuz İmkânı bu gidişle kalmayacak.
Bugünkü konservatuvarda naza riyat üstadı diye anılan bazı zevat, henüz icrakârlıktaki ince hasa isi kavramadan, musikimizin terak kİ ve tealisini yalnız nazariyatta a rıyorlar. Bu yoldan yürüyenlerin hiç te semere verici bir tarikte bulunduk lannı zannetmiyorum.
Bence, konservatuvarda evvelemirde Türk musikisinde tekmil u-sullere vakef ve öğretmeğe muktedir bir üstada ihtiyaç vardır. Bu üs tadın vereceği derslerden sonra ta lebeye nazari kaideler birer birer öğretilip:
-( — İşte falanoa eserin makamı şu seslerden mürekkeptir» denilirse. talip şüphesiz ki tersine olan tedristen daha faydalı neticeler a-hr.
Arelcllerin bütün bu esas vakıalar muvacehesinde sebeb oldukları dedi kodunun matbuata intikali İse çok çirkin bir harekettir.
Bu meselede baştakilerin büyük ldarc4zllk)erı görülmektedir. Lçl şahsiyata dökmeden samimi bir hd laşma İle etkin umumiye önüne çı kabili Merdi.
Muhterem Hüseyin Sadetti Arel-in etrafına topjadıfp genç stajyeı lerin kendilerini hakiki bilgi hûvı yetilerinden çok fazla gördüklerini ve bu yüzden sellhlyet ve oHUyeth rinin fevkinde bir gururla’ kıymeti üstatları konservatuvardan uzakla-formağa yeltenecek kadar ileri git tiklerini hangi babayiğit inkâr bilir?...
Hftlasâ bugün nazariyat ââemin de âlimlik'tevehhüm edenlerden zi yade tezgâhtan yetişme üstatlara İhtiyaç var.
Daha henüz fem'î mübsfhden mv sikimizin ruhani zevklerini tat mu icrakârlar eksik değildir.
Fakat bllmemki nazariyecilerü nazarı mantıklarına bu hakikat t» sil- eder mi?..
Aksi iddia buyurulursa naaariya çervesini kırıp, fiiliyat sahnesini fırlayan ihtilâfı, resmiyetten uz?' lâkin musimlzln mütevazl bun y es ne denk bir anlayış ve kavrayı-şl; halletsinler.
Yoksa meşhur fıkrada öldüğü yi bi en ağıp isnat muslkimizinibüny sine intikal eyleyecektir.
. Kemal Batanay
Musashi „
ve
îngilizlerin merak verici ifşıatı Yazan: C. Hıza fi emIne v en
/
t

Size dememiş miydim ki biraz vakit geçsin de bakın ikinci dün yu harbinin denizciliğe aid olay laıı hakkında ne merak gıcıkla yıcı ifçaat ortaya atılacak diye Bunlardan bir tanesini de, ciddî ve şöhretli bir İngiliz mecmu ası olan «The illustrated Lon-don News ) mecmuasında gör -dük.
•DEV ZIRHLII..
Fil vâki bu mecmuanın 31 o-cak tarihli sayısında bir fotoğraf var. Kıçında Japon harb ban dırasını taşıyan bu yepyeni saffı harb zırhlısı hakkında Londralı dergi: Japonlar tarafından vak tile gizli tutulan bir harb esrarı meydana çıktı. Şimdiye kadar ifşa edilmiş olan harb gemilerinden en büvüğü «Yamato() nun biricik fotoğrafı» başlığı altında şu izahatı veriyor:
■Bu sayfada, eşi (Musashi) ile dünyanın en büyük safıharb zırhlısı olan (Yamato) nun bir fotoğrafını basıyoruz. Bu harb gemisi. Vaşington eb’adma göre tanı (64000) tonilâto hacmi is-tiabismdedir ki bütün mürettebatını, akaryakıtını ve cebhane-sini yüklediği vakit bu mikdar (70.000) tona baliğ Olur ki şimdiye kadar dünyada suya indirli miş harb gemilerinin en büyü-
mediği hakikatini ifşa ediyor: «Yeni Sabah * başmuharririnin yazdığı gibi su sedlerinin ihtiyaç gösterdiği milyonların bir kaç misli, veni bir meclİB binasına sarfedilmiştir. Rahmetli Atatür kün içinde çalıştığı şimdiki binanın nesi var? Yoksa yeni bir Meclis binası yapmak, ziraî istihsali belki de on misli arttıracak su sedlerinden daha mı çok verimlidir?..
Felâket sahnesini gözlerile görmüş olan savın Cumhurreisi-ne vâki olan şikâyetler, şu hakikatleri ortaya kovmuştur: 1 -Çukurova sedleri, hem eksik, hem de yanlış yapılmıştır, 2 -Kadirli şeddinin tamir ve (tahkimi ihmâl edilmiştir, 3 - Su işlerini. ihtisas ve ehliyet sahibi kimseler, idare ve kontrol etmemişlerdir.

Milâddan 3000 vıl önce Mezopotamya lılann tanzim ve tatbik etmiş oldukları «Hamurabi kanunları nda; su işlerile inşaat mühendisleri hakkında açık ve sert hükümler var: Bir mühendisin yaptığı köprü veya bina;
I

Karagözün dediği gibi:
Bakalım, Âjine-i- devran ne suret gösterir!

Zavallı şiirler:
'iz Türklerin vaktile güzel, çok ğüzc-1 bir dilimiz
vardı. Onunla her fikri beyan e-derdik ve sözümüzü kuvvetlendirmek için yazımızı güzel mısralar, beyitler, kıt'alarla da süslerdik. Bugün zavallı Türkçe fakir düşen eski kalantor ailelere döndü. Arada Divân Edebiyatına bırakılan şiirlerden istiane edenler var;'fakat o giizel mısralar ne hale konuyor. Görülecek şey.,.
Eksik olmasınlar, geçenlerde Kadın gazetesi arlı ile çikan haftalık bir mecmua gönderdiler, burada kadın şairlerden bazı beyitler, kıtalar alınmış bunları mecmuada gördüğüm gibi yazıyorum, Sırından:
Bu bağın serukud bir lâle-ı- zarımdan ayrıldım. Diraht ömrümün şirin sekbanından ayrıldım Meiamet ile inen Alliıh Içlıı yarimden ayrıldım Bu üç mısraın mânasını ben bulamadım. Bir de şu Leylâdan olan kıtaya bakınız:
Melek âlemde bize he rdenıi kürem veriyor Şeref-i- arzda ikmal için İnsan ister Ravza-1- zilde bile ziyneti âdem veriyor Şu da Fitnatındır:
Eyle mahrem sevdiğim bir kere bezmi vuslata Sun lebbin cabakşım bu ınub-telâl mihnete Son nefesde bir meded-1- nâçâre Allah aşkına. Nigâr hanımın şiiri ğe enfestir:
ğü demektir.
Bu gemiler (863) kadem u-zunluğunda ve dokuz. tane (18.1) pusluk (45 santimetrelik) topla mücehhez- idiler .Toplar ücerlı olmak üzere üç tarete yerleştirilmişti ve beheri (3220) libre (aşağı vukan bir buçuk ton)ağırlığında mermi atıyorlar dı. Zırhlının borda zırh kuşakları (40) santimetre, taretlerin yâni top kuleleıinin cidarları da (C2) santimetre kalınlığında Mi.
Her iki gemi de 1942 yılında ikn.al edilmişler ve vıne her iki-«i de hava hücumları sonunda bir düzineden fada torpito isabeti aldıktan sonra batırılmışlar dır. «Musashi» 1944 yılı ekim ayındı «Leyte* kfrfezi deniz harb;rdt, u Yamato» da 1945 nisanında Jantın donanmasının yaptığı ümidsis çıkış-hantk"tinde batmışlardır.
GİZLİ TUTULAN SIRI,AR
Bu iki geminin insafı Japon Bahriye Nezareti tarafından o kadar mahrem tutuluyordu ki Japon amirallerinden pek çoğu bile bu evsafa tamamile vâkıf bulunmuyorlardı. Diğer taraftan gemilerin resimlerinin alınmasına da katiyen müsaade o-
lunmuyordu.
Fakat aynen neşrettiğimiz bu resim bir sivil Japonun üzerinde bulunmuştur. Ve bu adam şimdiye kadar bu resmin mev-ı cudivetınden hiçbir kimseye bahı aetmemişti.
DİKKATE ŞAYAN MUKAYESELER
teknik hata veyahud kullanılan malzemenin çürüklüğü yüzünden yıkılsaydı, o mühendisi, yıkılan binanın önünde asar veyahud da boğazlardı.
Evet: «Ulus» un vazdığı gibi yağmurları, sel sularını, zelzeleyi durdurn-tâk, insanın elinden gelmez amma eski «Yemen» in yaptığı gibi meşhur “Mearib) şeddini yapar yahud Irak ve Mı sırda olduğu gibi sedler ve kanallar yapar. Zelzeleye karşı da meselâ Japonyada olduğu gibi, sarsıntıya dayanan tarzda evler yaparlar. Eğer insan, tecrübe-, den ders almasını bilseydi, tabiat hâdiselerine karşı mukavemet edemez, ve bu medeniyet te teşekkül etmezdi. Ulus gzetesi-nin bövle şevleri bilmemesine de hayret edilmez.
Sözün kısası şu: Medenî Türk vatanının; iptidaî memleketler gibi tabiat kuvvetlerinin tahribatına uğraması, bu vatan işlerinin İlmî bir anlayışla idare edil memesi yüzündendir, ve idareciler mesul tutulmazsa bu memleket harab olacaktır; bunun için (Uevamı ti ncıau
I
Bu dev zırhlı ile diğer devletlerin en büyük harb gemileri a-rasmda bir mukayese yapılınca* görülür ki şimdiye kadar Alman lann inşa ettikleri en î harb gemileri (Bismark) (Tirpiç) zırhlıları idi ve (J5000), tam hamule n?2700) tonilâto idiler.
Amerikalıların harb yılları içinde ikmal edilip hizmete giren (Towa) sınıfı vahid harbleri limanımıza gelmiş olan (Missou-, ri) zırhlısı bu sınıfa 'dahildir? (45000), bütün hamulesile de (52.000) tondur. ‘
îngilizlerin en veni safıharb zırhlısı olan (Vanguard) ise - în1 gilteıe Kralını Afrikava götürmüş olan zırhlı - (42500) ve bü-, tün hamulesini yüklediği vakit! te takriben (50.000) tonilato maimahreciııdedir.
Vâkıa Ingiliz donanmasında (Vanguard) dan daha uzun ve daha geniş bir gemi olan' (Hood) muharebe kruvazörü vardı amma bu sefine bir zırhlı olmayıp kruvazör olduğundan' zırh bakımından çok hafifti ve bu bakımdan da ancak (42100) ve bütün hamulesile de (46300)' ton maimahrecinde idi, yani ka lın zırhlı (Vanguard)dan çok da ha hafifti.
Görülüyor ki her ikisi de bugün batmış olan (Yamato) ve' (Musashi) ile Japon bahriyesi şimdiye kadar inşa edilmiş olan dünvanm en büyük ve ağır silâh lı saffıharb gemilerini yapmış, denize indirmiş ve hizmete sok? mussa da bu rekordan pek a? müddet faydalanabilmiştir.
Diğer taraftan Japonların yeni usul harb gemisi kullanmaya' ve inşa etmeğe başlamaları henüz bir asrı doldurmamış olduğu nazarı dikkate alınacak olur sa (Doğan güneş) memleketi ço cılklarının denizcilik âleminde, az zamanda ne kadar ilerilemiş oldukları kendiliğinden anlaşılır.
C. Rıza Gcmiseven
büyük j ve' bunlarl ile de
i
dahilinde öğrenmek i-
buğun uzun zahmetlere her turlu müşkülleri ik
Koca Mustafa Pehlivan vefat etti
Silivri: (Hususi) — Türkiye b-pehlivanlarından Koc Mustafa p. livan 25 Şubat gecesi Silivrinin Fc‘ köyünde vefat etmiştir.
Mustafa pehlivan Bulgaristanu-Prevadl kazasının Prece köyüne doğmuştur. Çok merhametli ve ir yırsc-ver blrinsandı- Yirmi iki sen' evvel Aydos Prevadl kazalarında 900 göçmenin Türkiyeye lltfcasj.' sebep olmuş, onlar; Sillvrinkn Fe köyü çiftliğine İskan ettirmiştir
Pehlivanı köyde herkes sever r sayardı- Pehlivan da köyü iin i köy halkının her sahada ilerlen sini, yükselmesini isterdi. Köyü elinden gelen bütün yardımı yap ■dı.
Koca Mustafa pehlivan Öldü t zaman 56 yasında idi. Oğlu Htteı nl de kendisi gibi iyi bir pehliva yetiştirmiştir-
Merhum pehlivana Ulu Tanrıda mağfiret dileriz.
Balıkes rde polis’1 soyar suçlular
Balıkesir: «Hususi) — Yeşlllir Mukim Tevfik ve Oruçgazi maha' sinde cami sokağında Mukim C mil adında iki vatandaş beraber kafaları tütsüleyip 18 yaka No Ömer Kılıç adlı polis memuru’ dövmüşler tabanca ve kemerini c almışlardır.
Euhran devam ediyor-Zavallı şiirler-Sabır borusu-Sun’î yağmur-Şimdi de zeytinyağı-Kazara ölmek... Kazara yaşamak!
Ey vakti heder kılan belaları
(Ta ki bana bu gam ve ezalar Ta ki bu kuyııdu iptidalar Edebiyat bu hale konulduktan sonra gazetede şöyle bir fıkra var:
«Yaşadığımız çağın isteğine, mo da sına uyarak bir zamanlar o dille yazıp söylemeğe başlamıştık. Ne ise değişiklikler, millî dâvalar tez yetişti, hepimiz temiz öz Tiirk çemize döndük.»
A’lâ... Öz Türlcçemize dönelim. Fakat şu eski yabancı kelimelerle dolu olan lisan yok mu? Yönetimimizi sıkalım; onu hiç kanştır-ınıyalım. Yook Kadın gazetesi ayrıca bir bulmaca sütunu açarak
bu beyitlerden mâna çıkaranlara birer mükâfat verecekse ona diyecek yok. Zaten bu beyitlere ne lüzum var? Süleyman efendinin naşiri bizim nemize yetmez ki!...

Sabır borusu:
Gazetelerde okumuşsunuzdur. Pazar günü Mudanya 8eferine çıkacak olan (Sus) va purunun istim borusu patlamış. Halbuki bu borular 1947 de değiştirilmiş altı sene için garanti edilmiş, altı sene garanti edilen bir tamir nasıl dört ayda bu hale ge-
lir?
Tabiî derhal tahkikat açılmış. Memurlar huzurunda yapılan fennî muayenede borunun pek ince olduğu görülmüş.
Bize kalırsa bu vakıâya sebeb /•---- YAZAN --------)
j UL UNA rj
borunun inceliği kalınlığı değildir. Hani masallarda bir «Sabır ta§ı» vardır. Cefakeş bir biçare bu taşa derdini söyler söyler de arada: (Ey sabır tuşı sen olsaıı ne yaparsın?» diye sorunca o da birden şişer patlıya,cak hale gelir. Böylo her sualden sonra şişe şişe nihayet pat diye ortasından patlar kurtulur.
Sus vapuru da övh olacak... Zavallı vapur kimbilir nelere şa-hid oluyordu... Üstelik adı da «Sus!» olduğu için nihayet sabır borusunu patlattı kurtuldu...
Sun’i yağmur:
ondradaıı gelen bir telgrafa nazaran Tıınusta
Bun’î yağmur yağdırılmış. Tayya-
reler bulutların üzerine kimyevî maddeler serpmişler, yirmi dakika sonra yağmur başlamış.
Terakki .güzel şey; insanlara a-deta tabiate bile tahakküm hakkı veriyor. Fakat şübhe yok ki tabiat güzelliğinin de canına okuyor. Bundan sonra artık yağmurun şi’riyyeti kalnııyacak. Sanki kuyudan tulumba ile su çeker gibi bir şey... Bir kaç sene sonra akşam üstü bahçoyi sulamak iktiza edince bahçıvan kanadiarııu takacak:
— Ben bahçeyi sulı/acağım. Siz saçağın altına siper alınız!
Deyip p:rr diye uçacak bulutlara biraz toz serpecek; gökyüzünden şarıl şarıl sular akıtacak.
Ziya paşanın İşi yoksa:
Bi lıalıt olanın bağına bir katrıı sı düşmez
Itârûn yerine diir-rü- güher yağsa semâdan, diye hikmeti boyan etsin... Eloğlu bundan sonra gökten ne isterse yağdıracak!...

Şimdi de zeytinyağı:
Zeytinyâğlurunızı satamı-yormuşuz. Bu hazin haberi veren gazete ayni zamanda bir tacirin beyanatını da yazıyor;
mes'de şudur: Yani her günkü •dâvadır. Zeytinyağı ihracına zama mnda müsaade edilmemiş: Malûm a... Bizim kırtasiye, formalite biter tükenir şey değildir. Zeytinyağı alıcılan yüksek fiyatlarla Yu-nanistandan ve İspanyadan zeytin •yağı almışlar. Bu alış verişte biz. kebab gibi yanmışız. Hele Amerika —ticaret dediğine göre— devletle katiyen iş yapmıyormuş; kar şısmda tüccar görmek istiyormuş. Bundan dolayı devletin yağları A-merikaya da ihraç edilemiyormuş.
Devlet tüccar olamaz hakikatini anladık; fakat bir türlü teslim edemedik.
Amerikalılar devletten bu mal almamak kararını verinceye kadar kimbilir kırtasiye ve formalite bataklığında ne kadar bocalamışlardır.
Zeytinyağlar elimizde kaldıktan sonra devletin ticaretini sözüm o-na idare edenler ne kadar yağlandılar makbule geçmez. Acaba bu ihraç edilmemek memlekette zeytinyağı fiyatlarını indirecek mi Uorninlz. O da bir tesellidir.

fîaecrra ö/p/c/c.. Kazara yaşamak!
j fflnittâ bir yangın olmuş.
■ Hâdise şöyle anlatılıyor:
Şehir derin bir uykuda iken iiç katlı ahşab bir binadan yangın çıkıyor; diğer evlere sirayet ediyor; üç ev tamamen biri de kısmen yan mış olduğu halde söndürülebillyor.
Şimdi asıl beni sinirlendiren nok taya geliyorum: Bizde bir belâ gel di mİ? Onun mes’ulünü aramak yok. Hep hafif tarafından geçirme ğe, atlatmağa çalışıyoruz. Evin etrafı tekmil ahşap evlerle dolu i-
miş, itfaiye daha fazla genişlemesine meydan vermemiş. . \)rm^ miş de ne olmuş? Kocaman dört ev yanmış kül olmuş» Genişlememek demek bir evin, hattâ o ev)n yangın çıkan katının yanması ilt söndürülmesi demektir.
Zayiat bilânçosu bu kadnr değildir. Dahası var:
Yangın çıkan evin üst katint ' İbrahim yılmaz adında bir loka ı-tacı varmış. Ateşin merdivenleri sardığım görünce iki genç kızını ve karımın itfaiyenin tuttuğu ()• şaf ve halıların üzerine ata* . kurtarmış son olarak da kendisiı atmış... Fakat...
Dikkat ediniz: Cereyanın kemi diği unutulan elektrik tellerine çarpmış ve. saısınıı ile duvaıa fırladıktan sonra nihayet lıasıuhane-dc ölmüş.
Bu adam boşuna ölmüştür. O-nun katili de ceıryanı kesmememi unutandır.
Bu ihmal tecziye edilnıiyec. k mi? Adaletin pençesi bu ölüme -bebiyet verenin yalpısına „'*'pışıl-(BÖyle bir vaziyete- scn cereyanı kesmeği nasıl unutursun? denü-yecek mi?
Bir Amerikalı halimize bakmış da şöyle söylemiş:
.insanlar kazara ölürler fakat siz kazara yaşıyorsunuz!»
Ne kadar doğru!...
"Beyoğlu caddesinde hiç bir tahaffuz! tedbir alınmaması yüzünden düşüp bir kadıncağızın beynini parçalıy’an balkon demiri vak'a-sı ne oldu?
Binanın sahibi elini kolunu sallıya sallıya geziyor mu?
Allah cümlemizi korusun. A-min!
4
SAYFA: ö
TENİ SABAH
4 M A R T 1948




H



Erenköy Faciası

(

Hîaştarafı J tiye Dış İşleri Bakanı Necmed din Sadak yanında bayan Sa -dak olduğu halde bu sabah Lan dradan Parise hareket etmiştir.
Altın Ok trenile hareket e -den Türkiye Dış İşleri Bakanı gaı-da Türkiye büyük elçisi, Ingiltere Dış İşleri Bakanlığı temsilcileri ve Türkiye büyük elçilı ği mensubları tarafından uğur -tanınıştır.
Necmeddin Sadak dün, M. Re vin ile fförüşmüş ve öğle yemeğini birlikte yemiş, akşam da hu -susî bir ziyafet vermiştir.
İstanbul 13, A. A.) — Dış İş leri Bakanımızın başkanlığı al -tında on altılar konferansına iş firak edecek olan mütehassıs -lannuzdan iktisadi işbirliği ko -mitlinde Türkiye delegesi Ne -cati Turgay, avni komitede mü şavir Cemal Sait Bark, Metin O naran, Nahid Anneı le istatistik genel müdürü Şefik Bilkur, bu giin YeşilkÖyden saat 15 te kal kan Fransız uçağı ile Parise ha rekef etmisteh’dir.
D IS BAKAN VEKİLİ
Ankara 13, (hususî) — Pa ris konferansına iştirak edecek olan Dıs İsleri Bakanımıza Ca -hşma Bakanı Tabsin Eekir' Bal ta vekâlet edecektir.
DİĞER DELEGELER
Paris 13. A. A.) — Yunan Dış İşleri Bakanı Caldaris, öğle üze ri Parise gelmiştir.
Kopenhag 43, (A. A.) — Da I nimarka, İsveç ve Norveç Dış İş


I
leri Bakanlan bugün Nord Ekspresle Parise hareket etmişler dir.
AYANDA AVRUPAYA YARDIM MÜZAKERELERİ
Vaşington 13, (A. A.) —Bir leşik Amerika ayan meclisi Avrupacın kalkınma programı üzerindeki müzakerelerine dün de devam etmiştir. Ayan üyesinden Taft Avrupaya kalkınma programının tamamile İktisadî sebeb lerle muhakkak gösterilemiyÇce-ğini, fakat bunun komünizme karşı, dünya savaşının bir icabı olduğunu beyan etmiş ve ayan meclisüıi Avrupa kalkınma programının tatbik edileceği ay Iarm 12 aylık devre için 4 mil yar dolarlık bir krediyi kabute dâvet etmiştir. Biliııd.iği gibi ka nun tasarısında yardım pıogt?. mı için 5 milyar 300 milyon do lar teklif edilmektedir. Taftın kanaatine göre Avrupaıun kalkınma programı Birleşik Amerikanın İktisadî muvazenesini sarsacak bir mahiyette ise de komünizmin dünvaya yayılma tehlikesi, kendisinin teklif etti ği muhtasar programın kabulü nü temenniye şavan kılmaktadır.
Taft sözlerine şunları ilâve etmiştir:
«Vereceğimiz bütün kredileri belki kaybedeceğiz, fakat dâ va o kadar muazzamdır ki. bu tehlikeyi göze almamız icab et tiği kanantinde bulunuyorum.

emin
olan.

Komünist tecavüzüne karşı yeni bir Blok teklifi
Londra: 13 (A A.) — Daiy Heral din Atina muhabirinin bildirdiğine göre. Yunan Dışişleri Bakanı, Yuna nistan. Türkiye, İtalya. İngiltere, Fransa ve Beneluks memleketlerinin iştirâkile Komünist tecevüzü-ne karşı bir bölge anlaşmasının im zalanmasım derpiş etmektedir.
Marshall plânını müzakere etmek için Pariste toplanacak olan konferansa iştirak etmek üzere bu gün hareket eden Caldaris, ayni muhabire şunları söylemiştir:
Durumumuzun ne olduğunu sora cağım: Belki İtalya ile Türkivenin menfaatleri de bizimkilere müşabih olacaktır.
Bundan başka Doğudan gelecek bif tehdit gözönünde tutularak, Yunanistan. Türkiye ve Arab devletleri arasında daha sıkı bir anlaş manın mevcud olması her halde fay dalı olacaktır.
H. Orbay R. Mercan dâvası
fBaştarafı 1 incide) şahite İhzarlı olarak çıkarılan davetiyeler gelmiştir.
Diğer taraftan şelırimişde cinayetin vuku bulduğu. Çocuk Esirgeme Kurumunun caddeye çıkan ho lûnde yapılacak olan temsili tatbi kat dolayısile birinci asliye ceza mahkemesine de talimat gelmiştir. Tatbikat bu ayın 24 ünde birinci as liye ceza yr^gıcı Çelil ve Ankara savcısı baha soysalın huzuruyla ya pılacaktır. Temsili tatbikat sırasın da eli cebinde tabanca ile birlikte katilin kaçışı ve bu sırada onu gören İzzetin « Katil kaçıyor, yakala ym diye bağırdığı sırada çıkan sesinin şiddeti ölçülecek ve bazı şahit ler dinlenilecektir.
Ariakinin mezarında öİİd yapılan tören TBaştarafı 1 in.-i.fc»}
Başta ermeni din adamları olmak iizere ihtifalde Artaki -nin ailesi, bütün ses ve saz sanatkârları meyanında Münir NureHdin Selçuk. Müzeyyen Se nar Perihan Altındağ, maruf fasıl okuyucusu Ağvazar, bes -trkâr Hırant, konservatuar Tiirk musikisi icra heyeti ajala n ve hayranlan hazır bulun -muştur. I
önce dinî merasim vamlmıs. ı bu arada bestekâr udî Hırant ' tarafından mabur ve hüseynî) pıarv-nlarından ermenice iki dua ''kıınmustur.
Dundan sonra Türk musikisi in hiivük bir kavıb olan Ar tâki ('andanın ölümünden ev -ve! be-'telediği son eseri Baya ti makamından bir peşrev vasi yeti mucibince sanatkâr Kadri Şenca1#’’ ve arkadaşları tarafın lan ne. ve kemanla çalınmıştır
Tören bazin olmuştur.
Karadenizde fırtına tekrar şiddeti ndi
GBaştarafı 1 incide) rak Ereğüye gitmiştir. Diğer tarafdan îstanbuklan t(a
radeniz vapuru da Ereğli lima nma sığınmıştır. Bugün Trab zonlın gelen Güneysu vapuru da yolcularım çıkaramamış, E regli limanımıza kaçmıştır. Diğer gemilerde limanlara sığın -mışla’-dır
Haber aldığıma göre Ereğli limanında birleşen bu üç yolcu vapurundan Karadeniz, Gii -neysv. Zonguldak yolcularını Tırhaı vapuruna aktarma ede rek çin


y( Harına devam etmeleri i tertibat alınmaktadır.
Nihad Özgören
MARMARADA FIRTINA
MaTmarada devam eden fırtına sebebUe evvelki akçam 22 de limanı miza gelmesi icab eden «Sus» vapıı ru Bandırmadan hareket etmemiş ve sün sabah ( Anafarta vapuru. Sus yerine Bandırma seferine çık maya mecbur kalmıştır.
*
Zonguldak kö . ür hav'ası memur.ar(n primleri dağıtıldı
— -o.--
Zonguldak (Yeni Sabah) E-reğli kömürleri işletmesi genel müdürlüğü kendi bünyesine gö re yaptığı bir talimitnameye da yanaraki memurlannjın rasyonel primlerini tevzi etmiştir.
Bu talimatnameye göre ev-ak memuru, idare memuru, iş fii bakım teşkilâtında çalışan memurlarla, kâtib puantor gibi bazı memurlar prim dağıtımın n ,stlfade edememişlerdir.
, .Ru ta,unatnamecle barem da 11, barem harici diye bir tef -rık yapılmamıştır
İ947 yıhna aid'prirn i8tihkak lan tahakkuk ve tediye edil -m w. bundan böyle J üc ay «a bir prim dağıtımına bu esas lar dahilinde de’.*m edileceği öğrenilmiştir.
Dağıtılan primler memurla nn maaşlarının yüzde 25 ini -germemektedir ve takdiri, he sabi olmak üzere iki kısma nlmaktadır

i t i zar
Yazımızın çokluğundan «îslâm-da Mezhebler. Fırkalar Nasıl doğdu?» tefrikamızı koyamadık okuyucularımızdan özür dileriz.
4 — Milletler kahramanlıklarının en büyük kuvvetini çocuklarının varlığından alırlar.
Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Merkezi
ay»
li m
Emekli memur
Geredeli Sadık î-| pek ve eşi Saniye İpek oğlu ve Beyoğlu vakıflar müdürlüğü vezne dan Salâh addın îpek ve Karamür sel orman bölge şefi Kemal İpek ve Kumkapı pos-tahanesi rnemur-lanndan Melâhat îpek ve Kabataş lisesi öğrencilerinden Nazmi İpek kardeşleri Ankara Siyasal Bilgiler okulu talebesinden: /
ŞERAFEDDtN İPEK
10.3.948 günü Hakkın Rahmetine kavuşmuştur. Allah bol bol rahmet etsin.
etmeleri lâzım-
bu cihetin bir efkâr önünde
rasi namına yüz kızartıcı bir vu kındır.
Genel kongreye muhalefet
Partiyi bu şekilde nutuklarla halk önünde itham edenler bir an için haklı olsalar dahi bütün teşkilâtın bahasına ve durumun da kat’ı olarak bunu icab ettirmesine rağmen hâlâ genel kongreyi toplamamakta ısrar etmelerinde kendilerine hak verecek acaba kaç tane iz’an ve vicdan sahibi çıkar.
Acaib şekilde sonradan üyeler ilâvesile yeni teşkil edilen merkez haysiyet divânının çekavari ihraç1 kararları şübhesiz ki partiyi jnkacak mahiyettedir. Bu suretle parti içinde korkunç bir terör başlamıştır.
Böylece, kurucular lıâkhniye-ti tesis edildikten sonra seçime dalkavuklardan mürekkeb bir genel kongrenin de toplanması kuvvetle muhtemeldir.
Teşkilâttan geleıı telgraflar
Demokrat Parti merkezinden gazetelere aksettirilen mülhakattan gelen tasvib telgraflarına gelince :
Bugünkü genel idare heyetinin takib ettiği menfi hareketlerin iç yüzünü bilmiyenler tarafından çe kilen bu telgrafları gazetelere verirken, * kendilerini protesto eden yüzlerce telgrafı gizlemekten de bu efendiler zerre kadar çekinmiyorlar.
Kurucuların gayeleri
Binnetice Demokrat Parti, sayın Köprülü ve arkadaşlarının devamlı himmet ve gayretlerde bir iskelet haline getirilerek Halk Partisinin Demokrasi oyuuıına maske edilmek istenildiği muhakkaktır.
Bunun içindir ki. normal şekilde, fevkalâde kongrenin içtiınaııı-dan ictinab etmektedirler.
Demokrat Parti Meclis Grupu-nun, genel idare kurulunun gizli ve açık gayretlerine rağmen toplanarak, temsil ettikleri milletin şerefine uygun kararlara varması hakikaten tebrike lâyıktır.
Tarihimizde Türkiye Birinci Bü yük Millet Meclisine düşen vazife kadar tarihî ödevlerle karşılaşmış bulunan milletvekillerimiz teşrii haysiyetlerine uygun kararlarında devam ettikçe, partiyi ve temsil et tikleri Demokrasi rejimini mutlak bir kom ploda n k u r t a ra cakla rina şübiıemiz yoktur.
Yeni bir parti haberleri katiyen yakındır »
Yeni bir parti kurulacağına ve I
Vâkıf Çakmur da Yüce Divân hu;u unda
•)


I



kuruluna üeyeler cidden ta ham
(TBaştarafı 1 incide) -dilerine gösterilen nankörlükten nefret duyarak partiden istifaya teşebbüs ettikleri maalesef görülmektedir.
Bu gibi arkadaşlar vaziyetin iç. yüzünü lâvıkile bilemedikleri için, —* * •
Demokrat Partiyi felâkete sürüklemek istiyenlere hizmet etmiş bulunduklarının farkında olmadıkları şübhesizdir.
Bilerek veya bilmiyerek partiye zararları dokunan bir kısım gazete ve başyazarların, maksatlı veya maksatsız miitalealarına gelince: Beyanatlar, makaleler, demeçler
Bunlara göre Demokrat Partide kayıtlı üye kaldıkça, bu, parti hakkında beyanlarda bulunmak partinin halk nazarında itibarını sarsacak mayitette olacağı cihetle, bir partiliye yakışacak hareketlerden, değildir. Bu hak. yalnız partiden istifa edenler için meşru’ olabilir ilâh... şüblıesiz ki, durum kül halinde mütalea edilmeden mücerret olarak ileri sürülecek, böyle bir fikir hakikaten yerinde vesamimi bir ikazdır. Fakat partinin selâmeti için bundan başka, meşru’ müdafaa yolu kalmamış olanlar için partiyi tahrib-le itham etmek, partimize ve demokrasiye karşı hizmetten ziyade kötülük yapmış olduklarına olabilirler.
Evvelâ kim başladı?
Mahaza, partiye zararlı
beyanat, nutuk ve demeçlere pervasız şekilde başlamış bulunan Köprülü ve arkadaşlarıdır.
Bizi, cevâb vermiye mecbur e-dinceye kadar (sükûtu ihtiyar etmiş olmamıza rağmen; bazı gazetelerde şahıslarımız kastedilerek yapılan tok cetheli hücumlara hayret etmemek mümkün değildir.
Kirli çamaşırlar
Partinin mahremiyetinde hal ve fasledilmesi icabedeıı hususların birer larli çamaşır halinde sokağa dökülmesinden yegâne mes’ul şah siyet sayın Köprülü ile malûm ve muayyen arkadaşlarıdır.
Bunu, bizim kadar her nasılsa partinin en derin mahremiyetine nüfuz etmiş ve lıattâ gizli kalması icabeden vesikaları dahi başmakalelerinde mevzuubahis etmek im kânını elde edenlerin pek âlâ bilmeleri ve takdir dır.
Maamafih, ben, kere; daha umumi
aydınlanmasından memleket namına büyük faydalar beklemekteyim:
Olanlara kısa bir bakış
Aylardanberi Köprülü ve arkadaşlarının hücum ve tahakkümlerine uğrıyan genel idare mensub bir kısım ile millet vekilleri, tebrike şayan bir
mülle sükûtu muhafaza etmelerine rağmen, yine, sayın Köprülü tarafından adeta tasni’ edilerek ileri sürülen ödenekler mes’elesi, ilk defa olarak, takriben, bir buçuk ay evvel bir tedhiş vasıtası olarak Kudret gazetesinde makale olarak açıklanmış ve bu suretle, bu zevata boyun eğmiyen milletvekilleri mız halk nazarında teşhir suretile lekelenmek istenilmiştir.
Buna rağmen partinin şeref ve itibarını muhafaza etmeği her tür lü tirizlere tercih edenler tarafı, bu nevi haksız hücumlara da ses çıkarmamışlardır.
Kısaca hülâsa edeyim:
Partinin ve partili milletvekillerinin şeref ve itibarını rencide c-decek ilk yazıyı gazete sütunlarına aksettiren Köprülüdür.
Yine, kurulla, grup arasında çıkan hâdisenin hukukî bir noktai nazar ihtilâfından ibaret olduğuna ve bunun da halledildiğine dair ge nel idare kurulu namına beyanna ' me neşretmiş olmalarına rağmen, Eğeye giderek, bu beyannamenin yalan olduğunu, parti içinde alçak, vicdansız, şerefsiz, vatan haini kimselerin bulunduğunu halk ö-nünde nutuklar irad ederek geniş mikyasta tasfiyeler lüzumundan bahseden ve bu tahribakâr fikirlerini gazetelerde neşrettirenler de yine bu zevattır. Hattâ Kendileri gibi, genel kongre tarafından genel idare heyetine seçilen bir kısım zevata taarruz etmekten dahi çekinmemişlerdir.
Bütün bu tarizlere kr.rşı partinin selâmetini kolluysalar cn küçük bir mukabelede dahi bulunmamışlardır. Hattâ, bir kısım milletvekillerimiz, rencide edilen şereflerini müdafaa edebilmek imkânlarından dahi, binbir türlü desiselerle men ve mahrum edilmelerini bilp biiyiik bir vekarla karşılamışlardır.
(z\ atan» gazetesinin hücumları
Hatta, ve hattâ Vatan gazetesine telkinler yapılarak, millet vekil lerimizin bir tesadüf eseri olarak devşirme ve tesadüfün milletvekili yaptığı kimselerden mürekkeb olduklarını, asıl kametin halk çoğun luğunda değil, kurucular gibi ken-güzide .şahıslar da mevcud olduğu dahi yazdın İm ıştır.
Maalesef bu antidemokratik neş riyat karşısında genel başkammı-zın da sükûtu hakikaten Dernok-1

fBaştarafı 1 incide) sonra kibrit şirketi şefi Hanı -di ile temas ettiğini. Hanıdinin kendisine tomruk işinde avans vermek, vasıta temin etmek, ay rica beş liradan korniş -yon ödemek gibi kolaylıklar göstermek vadettiğini anlattı ve Tomkal şirketinin nasıl kurulduğunu izah etti. Say ve ser mayenin teşebbüse köle olduğu nu kaydeden Çakmur Amerikan ticaret hayatından ve kendisinin teşebbüs sahasındaki faaliyetlerinden bahsetti.
Vakıf Çakmur, Tomkal mukavelesinin feshi veya tadili meselesinden bahsederken:
_____Bu tadilât zaı-urî idi. Ancak bu işte hayretimi mucib o lan nokta şudur: Eski Bakan sa mk bütün kibrit işletmesi müdürleri. ben. sanık: fakat mukavelenin diğer âkidleri alâkadar değil. Bunun sebebi işde ka ranlık bir noktanın bırakılma -sı arzusudur. Şayed bu ortakla nmızda sanık olsaydı bu işin safhalarını savın dökecektik, bu suretle de hakikat ortaya çi kacaktı dedi.
Başkan dedi ki:
— Filhakika teşebbüsün kıy nıeti büyüktür. Ancak siz hiç bir sermave kovmamanıza mu kabil bütün kâra ortaksınız. Metrekfıb başında ayrıca 10 li ra alıyorsunuz. Bunan makul şekilde izahı güçtür.
Kendisinin manevî sermayesini kovduğunu tekrar eden Va kıf Çakmur işin hacmine göre aldığı 35 bin lira civarındaki pa ranın fazla sayılamıyacağını söyledi.
Nihayet sanıkdan defterin -d-’'î 3000 liranın hizasına ko -nr'nn S. harfinin delâlet ettiği şın m kin’ olduğu soruldu. Ve bıııııın refikasın'* bilmem ne-1 si lâzım gelen bir kadın olduğu yolundaki ifadesine tenıas edildi. S harfi verine diğer kalemlerde olduğu gibi hususî kaydının niçin konulmadığı soruldu
Vakıf Çakmur bunun müfet tişlerce ileri şiiriilen mülâhazay ie et İ L
• ,ü sorul -

la alâkası olmda^ını i
Tomruk meselesi ii ger sanıklara Ha sı du. . )
Divan Pazarlı
]0-da toplanarak bu işte tanık olanları dinlemeye başhcaktır.


sabahı saat
yalandan ibaret haberler umumî efkâ için, işaa edilmekte-
Partiyi bugünkü du-

bu hususta faaliyete geçenler arasında benim de ismim geçtiğine dair çeşitli neşriyatı bu sabah An-karadan avdette gazetelerde okıı-dUm. Tamamen olan bu nevi n şaşırtmak dir.
Demokrat
nımdan kurtarmağa çalışmak her partili için bir şeref ve vicdan bor cudur.
.Adnaıı Menderese bir hatırlatma
Sayın Emin Sazak’ın evinde bir kahve içmemizi, siyasi bir toplantı halinde gazetelere aksettireu sayın Adnan Mendereslere iiç gün ev’.vl. bir müddet önce Eğede kötülemek istediği bu muhterem zatın Etlikteki evine giderek yaptık lan teması hatırlatmakla iktifa e-divorum.
w
Yegâne emelimiz
Yegâne emelimiz, Demokıat Par tiyi, ilham ve direktifleri doğrudan doğruya Çankayadan alan kimselerin elinden kurtarmaktır.
Bunun için her türlü tesir ve entrikalarda azade olarak toplana cak genel kongrenin vereceği karara hürmetle boyun eğmekte her partili için en mukaddes bir vazifedir.
Sayın Celâl Bayar için bu fırsat ve imkân henüz tamamen zail olmamıştır. Kendilerine bir etiket nazarile bakarak partiyi bugünkü keşmekeş hale getirenlerle millet muvacehesinde açık alınla konuşmak istiyoruz.
Gayemiz, ne bir ihtilâl ve ne de bir şiddet politikası takib etmektir.
Bizi bu suretle itham edenlerin maskelerini düşürdüğümüz gün, millet gizli emeller peşinde kimlerin koştuğunu görecek ve onları tel’in edecektir.
Söylenecek çok şey var, fakat...
Yazılacak, söylenecek çok şeyler var. Fakat, henüz ümidimizi genel kongrenin toplanmasından tamamen kesmediğimiz için sükûtu ihtiyar ediyoruz.
Korkunç bir ifşa...
Aramızda başlıyan bu mücadele ler dolayısile, evvelce Halk Partisine hücum ettiğimiz zamanlardaki gibi peşimizde kara gölgeler belirmeğe başlamış bulunmaktadır. Hattâ, daha fazla ve daha yakından... Fakat şunu son olarak söy üyeyim ki bizi hiç bir kuvvet kor-kutamıyacak, ürkütemiyecek ve hedefimizden döndüremiyecektir.?
• • •

D. li mebuslar nasıl biata icbar ediliyor -------------o——
£Baştarafı 1 incide) rat Parti bünyesini nasıl kemirdiğine yepyeni, canlı ve müşahhas bir misal olarak ele alınmaktadır. Bir taraftan Fuad KöprülünUn D. P. bünyesine sokmağa çalıştığı nifak ve fesad mikrobu gelişmek istidadı gösterirken diğer taraftan C. H. P. genel başkan-vekili Hilmi Uranın, mutad siyasî nezaket ve terbiye ile kabili telif görülmiyen müntekîmane demeçle ri, bazı kumculara karşı kendini hissettiren infialin genişlemesine sebeb olmakta ve Köprülünün ha-reketlerile Oranın demeçlerinin ıje den ayni zamana rastgeldiği sualini hatıra getirmektedir.
öğrenildiğine göre Fuad Köprülüden tarziye dilemek maksadile Hazım Bozcaya imzalattırılmak istenilip de Bozca tarafından im-zalanmıj’an mektub sureti şudur* (4 Şubat 948 tarihli meclis gru-pu toplantısında söylediğimiz sözlerden sayın Fuad Köprülünün incindiğini öğrenmiş bulunuyoruz.
Söylediğimiz sözler bir sürçü lisandan ibaret olup kendisine karşı hürmet, itimad ve sevgimizin tam olduğunun ifadesini arkadaşlık ve vicdan borcu biliriz.»
Bilindiği gibi bu tarziye mektubunu imzadan istinkâf ettiği için Bozca partiden çıkartılmıştır.
Türk havacılığına Amerikan yardımı
(Basta rafı 1 incide) miz yarbay Tekin Arıburu da şehrimize gelmiştir. .
ihtiram kıtasını teftiş eden general gazetecilerle de samimî bir hasbıhal yaparak şunları söylemiştir:
— Vaşingtondaki Türk hava ataşesi yarbay Tekin An -burnu ile Avrupadaki Ameri -kan hava malzemesini incele -dik. Bunlar arasında Türkiye -ye verebileceğimiz uçak malze meşini tesbit ettik. Geçen hazi ran ayında Vaşingtonda tanışmış olduğumuz Zeki iDoğanla, tekrar buhışduğuma çok memnunum. Şimdi kati bir şev söy-aiyecek durumda değilim, önü müzdekî pazartesi günü topla nacak bir basın konferansında ı suallerinizi cevablandıracağım.
General temaslarına pazartesi günü bashyacaktır.



(Baştarafı 1 incide) kişi olduğundan, ancak bu sayıda kart tevzi edilmişti. Buna rağmen kuvvetine güvenerek salona girme ği göze alanlar 1. inci ağır cezarnn önüne yığılnuştı.
Birinci ağır ceza reisi Nefi Demi roğln ve savcı Demli Dal halka görünmeden 3 üncü ağır ceza salonu na girdiler ve sanık ile davacıyı da oraya celbettller. Üçüncü ağır ce1 zanıiı jandarma kordonu altına a hnmış olduğunu gören halk işin farkına vararak oraya koşuştular. SALONDAKİ İZDİHAM
Jandarma ve polisler bir saat kadar mücadeleden sonra izdihamı önllyebildiler. ve duruşma tam saat1 10.30 da başladı.
Sanık ıne/kiinde oturan uzun boylu, beyaz, balık etinde kumral saçlı, yeşil gözlü Bn. Betül Aytun başı hafif yana eğik ve müteessir bir cehre ile duruyordu.
Davacı mevkiinde oturan Dr. Salih Said de araSıra sanık Betüle ba karak manidar bir şekilde başını sallıyordu.
Önce Betülün hüviyeti tespit e-dildi. Sanık 29 yaşında olduğunu, İdil admda 8 yaşlarında bir kız ço cuğuna sahip bulunduğunu. Fatihte Kızanlık sokağında 33 numarada oturduğunu ve halen bir yerde çaiışmadığını söyledi.
Bu esnada söz alan sanık vekili orta bir usul hatası bulunduğunu
önce sorgu hakimliği kararnamesi nin okunmasını istedi.
Heyet bunu yerinde buldu ve ka ramame okundu.
SEVK KARARNAMESİ
Kararnamede 14/2 '947 gecesi E-reııköyünde, Fırın sokağında, Prof. Salih Saidin 121 numaralı köşkünde oğlu Alâeddinin şakağından tabanca ile vurulmuş olarak bulunduğunu, odada çocuğu İdil ile ka Tısı Betülün bulunduğu belirtiliyor ve hâdise üzerinde şu ihtimaller yü rütülüyordu:
1 — Alâecklini İdilin vurmuş ola bileceği, 2 — Bir başka şahsın oda ya girerek kendisini öldürmüş olabileceği. 3 — Karısı Betülün vur-( muş olabileceği, 4 — İntihar.
Diğer ihtimallerin ikinci derecede gözönünde bulundurulabileceği ve] Alâeddinin, karısı Betül tarafından öldürülmüş olması ihtimalinin kuv vetli olduğu belirtiliyor.
Diğer taraftan Betül ile Alâeddin arasında cereyan eden bazı hâdise ler zikredilmiştir.
Bir gün evinde otururken hava gazını açan Alâeddin karışma: (f


Alâeddin
Dışarı çıkamazsın ikimiz de ze hirleuip öleceğiz» demiş ve Betül tarafından zor teskin edilmiştir. Bir başka gün gene kavga sonunda Betiil boşanma dâvası açmış ve işte Alâeddin bu sırada yeşil mü rekkeple yazjlı bir mektup almış tır. Bu mektubda:
Betülün çocuğu kimden?
» — Bavım eğer İdilin babasının kim olduğunu merak ediyorsanız bugünlerde karınızın peşini takip ediniz» denmektedir.
Bıınuı: üzerine Alâeddin buhran lar geçiriliş ve hattâ bir gün kan sının boynuna İngiliz sicimi geçire rek boğmağa kalkışmıştır.
Fakat bütün bu hâdiselerden son ıa. ayni dairede (Bankada) çalışan karı koca tekrar barışmışlar ve A-lâeddiııin yalvarmasına dayanama yan Betül, boşanma dâvasından vazgeçmiştir.
BETÜL AĞLIYOR
Kararname okunurken Betül lanıağa başladı. Salonda bütün zarlar kendisine çevrilen sanık et rafına bakamıyor ve başı eğik ola rak. mukadderata boyun eğmiş bir İnsan clbi gözlerini siliyordu. Betü lüıı yüzünde yıkılan, hem de facia ih- ııina;. etlenen bir yuvanın iztiıa bmı. kaybolan bir saadetin hüsranı nı okumak mümkündü.
SamlIn arasında bulunan Dr. Sa lih Saidiıı Esinin fısıltı halinde:
. — Oğluma dünyasını haram et ti; nihayet canına da kastetti. Ada let. yerini bulmalıdır.» dediği işitlll yordu.
Bundan sonra müdahii vekili avu
ağ na
kat Abdurrahman Laç söz alaraK» « — Alâeddlnin İntihar ettiği et velce raporlarda tespit edilmiş ol-dufcu halde müdahlller hangi deli Ie İstinaden dâva açtılar anhyama dım. Lehimizde nrüsbed deliller oL duğu halde Betttle nasıl katillik iza 7e edilebilir ve böyle suçsuz bir ka dm nasıl suçlu sandalyesine otıu tu Iur?
Dâvanın uzamaması lâzımdır. rar verilmesini istiyorum, , dedi.
Gelinim katildir!
DAVACI SALİH SAİD İSE
« — Oğlum İntihar etmiş değifc. dit. Eclül oğlumu tabanca İle öl-dürmüştür. Kanaatideyim. Gelinim katildir. Adalet yerini bulmalıda!/ dedi.
Reis sanığı sorguya çekti:
— Kararnameyi okuduk, hâcbse yi biliyorsunuz ve davacıyı da dm. lediniz. Ne dersiniz?
Betiil acı acj gülerek:
— Çok hazin bir durumdayım reis bey. Beni buraya katil diye getirenlerin utanmaları lâzım.
Kocama nasıl kıyardım??
Ben kocamı müşfik bir hial», acıyarak severdim. Eşlendiğim zaman o, yaralı bir kuş gibi idi. Ken di, :ni senelerce bağrıma bastım, kalırını çektim, ona nasıl kıyabb lirdim?
Aiâeddirıin katilleri meydandadır. Onlar çektikleri vicdan azabı ile ııe yaptıklarını bilmiyerek beni buraya sürüklediler.» dedi.
Vak’a gecesi
Reis hâdise gecesi hakkında iza, hat istedi ve Betül şunları anlattı:
— Hâdise akşamı Alâeddinin buhranlı hali vardı. Kızımız idili dövmüş, ben mutfakta balık kızar tıyordum. çocuk ağlıyarak yanıma geldi. Bu yüzden aramızda münakaşa çıktı. Bir aralık sinirlenerek yüksek sesle bağırdı. Ciğerlerinden rahatsız olduğu için bağırmamasını, kendisini üzmemesini rica ettim.
Sa&t 11.30 da yattık. Ben uyumuşum. Gece saat 1.30 sularında bir ses işittim, pencereye paneıı-run vurduğunu zannettim. Fakat barut kokusu duyarak Alâeddinin yatağına koştum. Kızım îdil de u-yanmıştı. Anne kan!» diye bağırdı. Yaralı olduğunu gördüm. Hemen feryad edip kiracıları u-y andırdım ve biraz sonra polis gel di. Alâeddin hastahaneye kaldırıldı ve kurtulamıyârak öldü.
Tabanca elinde ve şakağına doğ ru dönük bir halde idi. inkâr ettiği muhakkaktı.
Neden doktor çağırmamış
(— Peki hemen niye doktor çağırmadınız ?»
«— Tanıdığım doktorların tele-' fon numarasını bilmiyordum. •
«— Kocanızın tabancası neredr bulunuyordu ?»
«— Akşam yatarken nereye koy duğuna dikkat etmezdim.»
«— Alâeddinin hastalığı ne i-di?»
«— O psikopattı, kriz geLin^e fena olurdu. Esasen ailesinde hasta lık vardı. Hattâ (Doktor Salih dönerek) bunlarda cinayet işliyor ler bile vardır.»
Pu sırada daracı yerindeıf fır!?-yarak:
«— Edebini takınsın!» dedi, S'U turuldu.
Betul devam etti:
«— Kocamın maaşı iki yüz lir» idi, idare edemiyorduk. Bu yitz den ben de çalışıyordum. Fakat a ilesi beni «îşçi kadm» diye tahk ı etti. Onu öldüren ana ve babasıdır. Hasta çocuklarına acıyıp bakmadılar. Hattâ cenaze ve mevlûd parasını benden ile aldılar.»
Betül sözünü
bitkin ve harab
yeye yığıldı. Genç kadın rina kadar dökülen kumr nnı elile sıvazlıyarak dâv ret dolu bir nazar fırlattı.
Daracı vekil’ de iddiasn dikten sonra dosyada nu
rakın okunmasmın tamamlanması için celse 17 Nisan 948 gününe talik edildi.
mahkeme karar
bitirdikten sonra bir halde
(
«anda’-» :uz!a-açla-za nef
ı söyle-cud ev-
Sami Taşkın
/.......... 1 I——
y Bütün dünyayı dehşet içinde bırakan, karanlıkların gözü, cina-■ yetlerln eli olan. Her memleketi bin esrarla örten
*
4
• I—*



IZMIRLB DÎMıTRlOS
«The Mask Of DlnrıltrioS',
ZACHARY SCOTT — PAYE EMT1RSON — PETER VICTOR FRANCEN’in Sinema dünyasına film.
LORRE —
kazandırdıkları büyiil



TÜRKÇESİ
LALE
A

ORİJİNALİ
Sinemalarında




■■■ “Eski Novotni,,
ile Saz Salonu
MI Her akşam memleketimizin en muhteşem saz U h yeti Pazar günleri içkisiz aile ma'inesi

i

SAYFAî0
TU W T SAVAR
14 MART 194F
i
Bugün yapılacak açlar
Bugün Vefa ve §eref stad-farmdan liğ maçlarının tehir e $ihnesi dolayısile, hususî kar -jılaşmalar yapılacaktır.
Vefa stadında Vefa ile Beycğ jüspor, Şeref stadında da Süley baniye ite Kasımpaşa ve Gala tasaray ite Beykoz - İstanbul -ipor karması karşılaşacaklar -Sır.
Akdeniz Tenis turnuvası
Her yıl ilkbaharda Atina da oy n&nmakta olan Akdeniz kupası tenis turnuvası sonbahara bırakılmış tır. Elen Fedarasyonu ile, fedarasyo numuz mutabık kalmalar ve Türki ye Uluslar arası tenis turnuvalarına katışacak yabancı oyuncuların • masraflarım paylaşarak her ikJ memlekette oynatılmaları, her ba. kundan istifadeli olacağı düşünülmüştür. Önümüzdeki nisan içinde federasyondan yetki alan (Panhel-llslos) klbii büyük bir turnuva ter tibetmiş ve bizim tenis takımımızı da davet etmiştir.
Davls kupası müsabakalarından evel takımızın bu turnuvaya girme ol oyuncuların, formlarım bulmaya yarıyacağj mülâhazasile. prensip o-bırak kabul edilmiştir.
Bilindiği gibi Panhellisios Yuna-nistamn en eski klüblerlnden olup 1891 de kurulmuştur. Bir çok spor küllaraıda Yunanistan şampiyonlarına maliktir-
rürk-Yunan atıcJık müsabakası
Yunan atıcılık federasyonu, Türk atıcılık federasyonuna yazdığı bir mektubda atıcılarımızı ikinci yara tında Atinaya dâvet etmektedirler. Memnuniyetle karşılanan bu teklif prensip itibarile kabul edilmiştir.
Atıcılık ekipimjzi teşkil eden e-leınanlar önümüzdeki zaman zarfın da sıkı surette çalıştırılacaktır, kmerilca ile serbest g&ref teması yapılamıyor Olimpiyatlar arefesinde Milli «erbest güreş takımımızın Amerika ya gidip Amerika serbest güreş ta-kınuie bir karşılaşma yapacağını ev velce bildirmiştir. Ankaradan son ald'ğımız bir habere göre, bu çok ’aydalı, karşılaşmadan vaz geçilmiş Ur. Buna sebeb olarak Türk güreş skipinin seyyahatma taallûk eden maddi anlaşmaya varılmamış olun ması gösterilmektedir.
lürkiye Eskrim birinciliği
Türkiye ferdî eskrim birinciliği aıüsabakalan: flöre, epe ve kılıç ol mak üzere her üç silâhta bölge birincilikleri tamamlanmıştır- Birin elden üçüncüye kadar derece almış eskrimcilerin iştlraklle 27—28 aMrt tarihlerinde Türkiye birinciliği kişehrde yapılacaktır.
Dağcılık ve Kayak f d?rasyonundan
A — Federasyonumuzun 1948 yılı çalışma programı gereğince Erclyas ta yapılacak Türkiye birinciliği ka yak yarışmaları günleri aşağıda ya Zilidir:
ERKEKLER ARASINDA
1 — 14 TII 948 Pazar günü saat ı0 da 18 Km. mukavemet
2 — 15 TII 948 Pazartesi günü sa at 10 da 2 Kın. iniş.
3 — 16 ni/948 Salı ?üxıü saat 10 da Slalom.
4
saat 10 da 4X10 Km. bayrak-
KADILAR ARASINDA
5 — 15/III/948 Pazartesi saat 15 ae iniş.
6 - 16/III/948 Salı günü saat 15 de Slalom.
Yarışları yapılacaktır.
( I
Es
• •
17/111/948 Çarşamba günü
Yeni Sabah’ın
İLÂN FİYATLA»
1
12
i! s
I L
I
i Boğaziçi posta seferleri tahdid edildi
P. T. T. idaresi Boğaziçi A-nadolu sahili posta seferlerini ikiye indirmiş bulunmaktadır.
Şimdiki halde biri sabah 8 de, diğeri 12,20 de yapılan posta, Haydarpaşadan otomobil vasıtasile Anadolu sahilindeki posta merkezlerine tevzi edilmektedir.
Bu yersiz karar dolayısile hem idareye fazla masraf tahmil c-dilmiş, hem de vatandaşların menfaatleri düşünülmemiştir.
Evi elce îstanbuldan saat 13 de postaya verilen mektub, deniz yolu ile yapılan 16 postasi-le sahibine o giin içinde vasıl olmakta idi.
P. T. T. idaresi postaların de niz yolu ile yapılması ve bu şekilde iiçe çıkarılması için teşebbüse geçmiştir.
hatılı okullar kârgir binalara nakledilecek
Belediye Meclisinin aldığı ye ni bir karara goıe, ahşap bina larda bulunan yatılı okul v( talebe yuıdları, en kısa bir zamanda boşaltılarak, kârgir bi nalara nakledilecektir.
C. H. P. Beyoğlu ilçe kongres
I o plandı
C. H. P. Beyoğlu ilçesi Has köy ocağının yıllık kongresi dün saat 15 de. Halıcıoğlu iskele başı bucak binasında top lanmıştır.
Kongre başkanı seçimini mi' teakib. okunan yıllık faaliy. raporunda mahalli dilek \ dertlere temas edilmiştir.
Fatih ilçesi, Samatya oca kongresi de. dün akşam saat L de. Cerrahpaşa ocak merkezi; de yapılmıştır.
Kiracıların hur urunu bozan e» sah p rri takib edilecek
Kiracılarını rahatsız etm( suretile evinden çıkarmak is' yen ev sahihleri hakkında be, divece yeni kararlat ahnmı tır.
Bu arada asansörlerin iş ye terinde sabahın 7 sinden akş mm 8 ine kadar; evlerde i* i daimî olarak çalıştırılması m ’ burî tutulmuştur.
Diğer taraftan her neı i bin larda teşkil, tenvir, sıcak ve s ğuk su vermek gibi sıhhate. 1 zur ve rahate tealluk eden kiracılar lehine kabul edik vecibeleri yerine getirmiyen ( sahihleri hakkında kanunî ta kibat açılacaktır.
D. P. Eyüb ilçe merkezindi bugün bir toplantı yapı laca!
Eyüb ilçe idare heyetinin tifası dolayısile, yeni idare I yetini seçmek için bugün, sı. 14 de Eyüb Demokrat Pa merkezinde bir kongre yapı çaktır.


Kemi Neşriyat


TV
• A •



j borsa
kaynak
II
Yeni İngiliz edebiyatının bü yük şöhretlerinden Charles Mor ganin «Kaynak adile dilimize çevrilen The Fountain eserin nin birinci cildi bundan önce yayımlanarak satışa çıkarıl -mıştır. Bu del a yayımlanan i -kinci cildi de birincisi gibi 150 kuruş fiatla Millî Eğitim Ba -ı ki-
istif
No.
)
)
)
»
maktu eaırak nayfa
)
)
)
)
Kr. 1000
00®
400
800
100
100
Çukurova Faciasını Mes’ ulleri cezalaııd rılmalıdır ıBabınıa]ı 4 ünedd' . suçluların cezalandınhnasındr-başka bir çare bulunamaz: b işlerile uğraşanların va bu işi ihtisasları yoktur; ya da vaziı-lerini yapmamışlardır. Her ii takdirde de mes'ul olan meme mühendislerle beraber ilgili B. kanların cezalandırılması lâzı geliyor.
Hükümet; su işleri için Arr rikadan bore para ve müteha sis istivebilir; lâkin Çukuro-faciasının müsebbiblerini ma kemeye vermez ve bundan so ra olsun her işin başına ihtis( ve ehliyet sahibi kimseleri gel mezse ne milli kalkınmamıza ir kân bulunur, ne de Amerika' lar, bizim terakki ve tekâm etmek tasavvurlarımıza inan’ lar. Bu hâdisevi tahkik için K dırlı ünvanile fevkalâde bir mn keme teşkil edilmeli, ve Ham rabi ■ kanununa ber.zeı bir 1 nun çıkarmalıdır.
kanlığı Yayıncvlerile bütün tabcılaıda satılmaktadır.
ŞEHNAME
n
Milli Eğitim Bakardığı yayıral&d'ğı klâsikler arasında Şark İs âm Klâsiklerinin onun cusıınu teşkil etmek üzere İran şairlerinden Firdevsinin dünya çapında meşhur (Şehname) nin II. ci yayınlar(ırak satışa tır
Mesneviden sonra lâm klâsikleri içinde yi işedi eden -170 sahifelik hu büyün eser. Milli Eğilim Bakan i lığı yayınevleri ite bütün kitab cılard? 360 kuruş fiatla satıl -makt&dır
TÜRK İYENİN TEK KÜLTÜR DERGİSİ OLAN ERGENE
nin yedinci sayjsı çıkmıştır İçinde Prof. Halil Nİmetullah Öztürkün Fizik ile Metafizik , Nurullah Ata ın cAkim üzerine, yazılarından başka «Niçe . Dilini bi) , Selâ met» gibi Ümmetçi dergilerin yükünden maskesini indiren . Kara Kuvvete karşı-, ilk Türkçülerden Ziya Paşa yepyeni bir din görüşü dan «İslâmda Reform gibi yazda ri her aydın Türk okumalıdır.
İSLÂM ANSİKLOPEDİSİ
37 inci cüz
Islâm Ansiklopedisinin 37 İnci cü (ü çıkmıştır. Bu cüzde Fuzulî, Ga zail (Fuad Küprülü). Galib Paşa (Orhan Köprülü), Gâvur Dağlar) (Besim Darkot), Gazel (A- Ateş). Gazi Giray I.. Gazi II., Gazi Giray III., (Halil İnalcık), Gazi Giray II) (Edebi Şahsiyeti), (Fevriye Abdul lah), Gazalli (Kasım Kufralı), Gen ’e (Mirza Mala) makaleleri yeniden elif edilmiştir-
Fiyatı 150 kuruş.
SAĞLIK DÜŞMANI KEYİF VERİCİ MADDELER
Mil) Eğitim Bakanlığının ya-■ımlamakta olduğu İyi Yaşama Se isi» nin 15 inci kitabım teşkil e len bu eser, profesör doktor Fah-ettin Kerim Göyak tarafından ya ilmiş olup keyif vericlmaddelerln çeşitleri, ispirtolu içkiler, sarhoş-uk. sarhoşluğun tedavisi, esraı içliliği, afyon ve morfin tiryakilik ?rl, eroin alışkanlığı ve tedavisi ıhşkanljğı ve korunma, eter sarhoşluğu başka, uyuşturucu maddeler alışkanlığı .tütün tiryakiliği gl il maddeler bilhassa dikkâte şayan dır.
İçtimai bir dert olan keplf ve icl maddeler alışkanlığı ile nasıl nücadele edileceğini öğreten bu aydalı eser. Milli Eğitim Bakuniı :ı yayıııevleriyle bütün kıtabçılar. a 55 kuruş fiyatla satılmaktadır.
MELLET
1 — 2 —
3 —
4 —
8 —
8 —
7 —
8 —
1 -
Normal Çam Kereste Satılacak
Devlet Ormaı işletmesi Karabük Mnd&rlüğ&ndetı :
Fıatı İhalenin
Lr. Kr. gönü
10/4/948
)
)
)
)
)
)
)
Cins ve nevi Adeoı
Anormal
)
)
)
çam
)
)
)
)
)
)
)
21792 19023 20850 17078 14501 )(M07
16537 10272
Mû D3
90,827
87,862
85,988
86,077
87,414 «3,783
91,220
87.372
S)«ii
son
eserlerinden cildini de çıkarmış*
Şark. îs-baş köp«j-
Bağlık İnci
»
)
»
)
Haşinı Nahid Erb:
İSTANBUL BELEDİYESİ
2 — Yurcaınuzun tükenmez haz1 neti ve en büyük acmayesi çocuktur. Bu sermayeyi arttırmak memle keti zenginleştirmek demektir.
Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Merkezi
3 Her şeyin modası geçer
ner saadet bir ilkbahar seline ben zer. Fakat modatı geçmiyen tek şey çocuk vt evedı saadetin sırları m variığınd ■) sakhyan yine çocuk iut
Çocuk Esirgeme Kurumu Çier.e) Merkezi
V€
ŞEHİR T1VV1ROLARI
Komedi Kısmı:
KAŞ
DERKEN
Eaat •. ti de D-.»
Kısmı:
BAYKUŞ
Y.-an : HaUd Fahri Özanso?
Telefon : 42157
Yuz X .'lancey H. Do Gor.
Türkçe Vasfi R. Zobu, R Bar:
Telefon : 40409

Pazar günleri 15 de matlı.1 c mırtr-si ve Çarşamba ffınlcı l-ı (t Çocuk Tiyatrosu.
140
)
)
)
)
)
)
)
00
)
)
)
)
)
)
)
)
)
)
)
)
)
)
10
)
)
)
)
)
)
)
Gtfiol teminatı latif yari Lr. Kr.
FîTıpTTâr
»
)
İst, &orsMinın )3/8 im.» Fiyattan
Londra
Nevjork
Paris
Cenevre
Ameterdan
Brüksel
Prag
Stokholm
Lizbon
11,3801 M0 —
77.8869
11.2498
)
)
i
)
ESHAM VE TAHVİLÂT İkramiyen 1938 Kalkınma 1
Milli Müdafaa 3
Aralan Eski Hisar Müttehld Çimento
vtO
622.80
602.67 008.78 İ 17,84
79,72
07,81
017.40
arttırın» «üret İle
% %
o
6
7
3108
80 M
20 38
)
)
)
. Yukarıda (
çalılığa çıkanlmı$tır.
2 — İhale giluti, saati vc teminattan hifcsdorruda yapılıdır.
3 _ . Şartname Ankunıda orman fçenol ınibbirlöğiiDde, telanbulda orman Bâç M’ik^rdİBİiğinde, Bartın, Gerede İç lef meler iyi o imletmemi/.e «l(* ve Enkipatar bölge ^»4 liğ İıniısdo görülebilir.
4 — Arttırma E -ıkiparar kerrfe fabrikaaı binalında teşekkül edecek komifcyor» huzurunda yapılacaktır»
5 — İsteklilerin hvlîrli gün ve eaıUe teminatları ile birlikte Enkipa^ar fabrlkaaı hfııa^mda tevekkül edecek ko^
minyona müracaatları. (2886)
»
)
»
)
)
)
)
iı)' v) ) il t-ular: iir istif yeri vr nuı.-. ruları ymılı ınonı?1 Çfcm

)
)
*
)
)
)
)
l»er«'81.!«ri ayık
ve
9
I
Az fireli 3 ve 5 No. lu bir parti
kahvenin satışına başlandığını sayın
müşterilerimize bildiririz
r
I
Hakiki Ingiliz menşeli su geçmez TfENÇKOT PARDESÜLER
35 Liradır
Satışımız muhayyerdir ABDURRAHMAN KALYON Dikranyan Han 11 — 12 Sultan Hamam
| Öner ve i Yücel dâvası

ne^rolnnan dâvasının teyidi eden şekilde ba-
ÜÇÜNCÜ RtTAB İddia ve Karar Profesör Avukat Kenan O-ner tarafından ve öner • Yücel üçüncü kitabını bn eser nefis bir
silip satışa çıkarılmıştır. Mik dan pek mahdut olduğun-dan tükenmek üzeredir. Mtm ieket çapında bir dâvanın tamamlayıcı kitabı olan bu e* ser her Türk münevverinin kü tüt ha nesinde yer alacak bir kıymet ve ehemmiyettedir. Kltaboılard&n arayın.
Fiyatı 170 kuruştur.
*
«Yücel * Öner) dâvasına aid Profesör Kenan önerin eserlerinden birinci ve ikinci clldierin mevcııdlan tükenmek üzeredir. Bu kıymet li ve ibret verici kitablann her Üçünü de Ankara caddesindeki «Kanaat» ve «inkı-lâb» KitabevlerİDden tedarik edebilirsiniz.
17.
RADYO|
w BtLgftaUi Program •«]
PAZAR — 14/3/1843
Açılış ve program M. s- ayan. Haberler.
Kura kahvecilerin ihtiyacına uygun kahve
Telefon: 24236
Teg. İstanbul-Tarfo
ÜskÛGuroa Selâmı Ali mahallesinin eski icadiye ve Karakolhane cadde, sinde yeni Karakol sokağında eski 64 mü yeni 82 kapı sayılı 160 re kare arsanın tamamı-
Üsküdarda Selaml Ali mahallesinin İcadiye caddesinde eski 64 yeni 14 kapı sayılı 400 metre kare arsanın tamamı,
Uskiidarda Pazarbaşı mahallesinin Nuh kuyusu caddesinde eski 175 yeni 225 kapı sayılı 119.5 met re kare arsanın tamamı.
Kinalfadada Çınar Fincancı, tefriye sokağında 122 ada 1 parsel de kayıtlı 41/1 kapı saydı 8321 5 metre kare arsanın 33 448 hissesi.
Ticaret Ofisi Veni Valde han
kat 5
-3226-
Muhammen kıymeti İlk Teminatı Lr. Kr. Lr. Kr.
242
5ft
18
71
102»
1797
60
36
92
122
134
221
14
80
69
U-mamiIe bir arsanın vakıf hissesi
Yukarıda yazdı vakıf üç arsanın açık arttırma ile satılacaktır.
ihalesi 15/3/948 pazartesi saat 15 dedir: isteklilerin hüviyet cüz-daniarlle müracaatları. (2473'
’elediyesinden
İstanbul
Buyükaöaaa Karanfil mahallesinde Adliye sokağının orkasında yeni açılan sokağa (Adalı Avni) isminin verilmesi Genel Meclisin 28/2/948 T, li toplantısında uygun yörülmüştiir. /«ikai
Saym halka ve alâkalılara bildirilir. t3150)
8 20
8 30
8,30
8.45 Müzik: Çeşitli
Hafif Müzik «Pİj
9.15 Dinleyici İstekleri (İ*ı-j 10 00 Müzik: Vals, Polka Tangblar (P1) Müzik: Karışa Şarkılar (Pl.)
Temsil.
Müzik: Hafit Melodiler (P1) Müzik: İnce Saz. Müzik: Yurddan Sesler M. s, ayarı, Haberler.
Müzik: Radyo’Salor Orkestrası.
Açılış ve program M, s, ayan.
Müzik: Radyo Salon Orkestrası.
Müzik: Şarkılar M, s, ayarı, Haberler-
Geçmişte Bugün-Müzik: Şarkılar, Türküler
10,30
1100
1125
11.45
12.30
13 00
1300
13.15
17.58 18.00 18 00
2015
20.30
21.15
18 45 19.00 19.00
19.15 1920
14. Müzik: Radyo Dans Orkestrası.
Pazar Gazetesi.
Müzik: Tarihi Türk Müziği Müzik: Schumann: La MlııÖî Piyano Konçertosu (Pl.)
21,50 Müzik: Rumbalar »Pİ4 22 00 Konuşma: B. T- G, Direktörlüğü.
Miizik: Dans Müziği »P1.1
M. s. ayarı-
Haberler.
Program ve Kapanış.
22.20
22.45
2245
23.00
BULMACA
----tfc---
1 2 3 4 5 6 7 8 9
j
3
4
i
*
/ b i
î 1 1 | 1
1' Kİ
1 III I»
I ■ i
1 1 ! ■ ! 1
■i i ı l ı :
İ 1 ■ ! i ı
II Kil &
1 1 i »II.
SOLDAN SAĞA ı
ser omu — Bilin mi yen
Bu siyasi mecmuanın 110 uncu sa ısı çıkmıştır. Kapakta vereme da r çok dikkâte değer bir tablo var. lir. Başlıca yazdan şunlardır. Vi^) lan rahatı
ttatürkten hatıralar — Kadınlar. :urtaracak ene Nagy Moskova oyununu anla-iyor — General Cafer Tayyarın tıralan — Karabekirdcıı bâkir ha lar — Türk Milleti kardeş kurtar (ıa seferberliğine çağrılıyor — Şim ldededelerinılze ve milli tarihimi-* İftiraya başladılar — Üç beyazın ı dertlisi: Pamuk, — Teknik tedn ıt bilmecesi — Kuramkerimden ıc-tlnler — Vesikalar konuşuyor --tlhadı terakki — Romanlar vesa-e...
cemiyet dâvası — Fe-
11 — Bir idare tarzı; 2 — Eserin cemi (eski dilde), Bir nota, 3 — Demagoji; 4 — Tersi kamer. Bir halk romanının kahramanı; 5 — Fasıla, Sakındırma; 6 — Bir nota, Strateji; 7 — Eski Tiirklerde bir teşkilât. Çevre; 8 — Peygamber, Tersi şimdiki zaman; 9 — Akıllının cemi (eski dilre). Baklada da bakılır Fincanda da ,
YUKARIDAN AŞAĞI l
B.
MARKA
0,08 ( mm m/m m/m TIRA.? BIÇAKLARI Üstünlük timsalidir Tüıaive Genel Mümessili İBRAHİM ÇAVTŞOĞLV hçekapı, Celâl bey han No.39 İstanbul

46 Çift Krepsol iskarpin
Alınacak
Bir e» sahibi olmak her pnrdde? içi* kır gayedir
I Türkiye iş Bankası i
1 Bü arzunuza ulaşmanız için size fcnkân sağlamıştır. Bun-Jdan faydalanınız.
2 Türkiye İŞ Bankasında tasarruf hesabını» yoksa y derhal bir hesap açtırmış.
• Yılda dört defa ikramiye çekildi: Her çekilişte 1 EV,
• ARSA ve dolgun para ikramiyeleri...
1
İkinci Çekiliş: 1 Haziran
Teknik Üniversite SatınaGma Komisyonundan
Öğrencilerimiz İçin 46 çift Krepsol iskarpin alınacaktır, İstekliler zü/3/948 tarihinde ve saat 10,80 da numımeleriJe ve 180 Drn teminat İle birlikte müracaatları . (818(1)


y “ — -w-: --------------------------
Ol şekerimizden broşür isteyiniz!
imtiyaz sahibi: A. CEMALEDDİN SAKAÇOÖLÜ - Yazı iğlerini fi-ilen idare eden: Yazı iğleri müdürü: bATİN FUAD — Dizildiği Yeri «Yeni Sabah» mürettiphanesi - Batnldıvı ver: «Gün Bakımevi»

1 — Bir Vilâyetimiz; 2 — Bir Pes gamber. Tersi büyük; 3 — Bir nevi at. bir cins kaba dokuma; 4 — Ara zi, Vilâyet; 5 — Tersi sıvı; 6 — En büyük şehrimiz. 7 — Aruzdahece-nin vezin İcabı uzatılması cüz i mâ ilâsına mürekkep bir kelime; 8 — Rüzgâra verilebilecek bir emir, K; ku; 9 — Alı? veriş,
EVVELKİ BULMACANIN HALLEDİLMİŞ ŞEKLİ
J
r
4
4
5 t
*
4
i
i
Lİ AİBSİK 1AİS Al» E
»İT! 1 [YİNiE Ti 1 ■
P! 1 ıt «IOİKİ I İMİ E
11 d: e ,O: l :oisia; L
r;e b'şcyie i.:F

İTİZAR
Münderecatımızın çokluğundan .liaccâc-ı Zaliım tefrikamızı koya madik okuyucularımızdan özür di I leılz.