Pazartesi
5
NİSAN
W4f
Onuncu Tü
No. 3278
idare. Nunıeemanlye No. H Te) adresi: «TENİ SABAH» İSTANBUL Telefon: JO7VB
ABONl
TOriiye Senen» MOO ® e nyfa» ıwo » 3 ayhk 100 » 1 aylık *» »
BEDELİ
EcntM HOO Ki MOO t 1000 »
•OC T,
10
KURUÇ/
4
1
)
HÜRRİYET VE HAKKIN YILMAZ MUOAFİİYİZ
w




ve
7
Sadaka Tiirkiyenin sulh için herşeyi yaptığını, fakat bütünlüğüne zarar verecek bir şey yapmadığını söyledi
i

r

D
Müşterek Yunan)Amerik«m kurmayının idare ettiği âsilere ilkbahar taarruzu
karşı
tam bir başarı ile
»rafından tahrib edilen binalar
iu %o ustanın
})âmık şehir /)


I
Demokratlarda umumî seçimi istemez^ ol muşlar!..
Halk Partisinin yeni umtçuii tnr.hab istemtefnesinin sebebin» anlamak kolaydır. İktidarda- I tiır; koltuklara ı/aslunmı-Ş^r,-, irr^.t • . başındadtr. Buradan nc kadar geç vo gü^
uzaklaefıa kendisi için o kadar iyi tlur. Binaenaleyh iki sene daha kdrdtr diyebilir. Amma Demokratlanti yâni muhaleferin ayni fikirde olmalarının sebebi nedirf..
eçiızı kADununa. reylerin emnîyet altına alınmasın» saptayacak tedbirler konduk tan yurdda kısmi inlî-
hatlar yapılacaktır. Bu noktada. ftİHMHÜk hiç tir tereddüd »hti-ifij yoktur. Fakat k)*rai seçimlerden wnra unaımi bir seçim yapılması U'/ericde konuşulacak bir cncvzu halini aldh
Barbakan Masan Saka, mniıalif ^eçindip halde, buKön hükümetin aşap ı yukan sözcülüğünü yapan bir *abah paretesîne x erdiği de-rneote, bu noktaya temas etmiş x e demîfjtir ki: *1950 den evvel umn-îıri Keçim yapılrrayacaktır. Mecli-ftto ömrünü bir tek gün bile kısaltacak hiç bir kuvvet mevcud değildir.»
, Bd «tözlerin ne dereceye kadar hakikat îfac^ ettiği çok şüphelidir Bîr deta sayın Basan Saka da pek âü bihr ki, Meclisin ömrünü kısalte/iık bir kuvvet mevcuddıır, , ve o kuvvet bizzat Türkiye Büyük | Mîllet Meclîsidir. Nitekim bıından , « vvfîUj bütün Millet Meclîsleri 1 normal müddeti hiç bir zaman dol- l daramam ^lar ve vaktından evvel dağılma ve m çimi yenileme kararı vermişlerdir. Binaenaleyh Mecli-tdn ömrünü bir gün değil, bir yıl bile kısartacalı kuvvet mevcuddur. Vo Barbakan bu hakikati şüpheriz ki. bilir; Zira kendfai de ömrü kısaltılan bütün Mecliste hazır ve nazırdı
Diğer tandievı kabme reisi demiş iki, kısmi seçimleri muhalefet parti fU hazansa bile bundan dolayı yeni İm umumi intibaha girişmek niye-tınde değriU ve böyle kısmi seçi-roi Ifaybettiğd ıçm bir çoğunluk partisinin yeni seçimlere giriştiğinin dünyada lir örneği var mıdır bı, biz böyle yapalım?.,
Aflarma vc mÜHamahalanna dayanarak diyebiliriz İd, kısmî çimlerde çoğunluk partisinin kay-betmeHİ hemen daima yeni Lntiha-tttdm müjdede! olmuştur. Dunun o hikmet ve sebebini anlamak da • •ylc güç ve zor bir keyfiyet değJU
I
Yangın sırası Yüksek Ticaret Okulunda
"Fı'ky acww fyu güzel yü_ tnsın-ı 2 nci sahifemizde muhakkak okuyunuz.»

Halk partililerin, Halk partisi erkânına şiddetli hücumu
dir. hâkimiyet fii-
len ve hakikaten millettedir. Bir iki kinmi M^ımde milletin arzusu v* seçtiği Mİamlar çoğunluk par-thdndeu ı’eğnÎM* bu gösterir kî, memleketteki umumî efkâr e*hi edimlere en h*r.ı muhalefete ve a-kalHyrte kaymıştır. Böyle olunca da hakiki efendi m e bakîm olan mîlletin l»a temayülünü *eşen ço-■■ ■ ■ ■ ■ I II I I I——■ ■. , ■
B a şbakan Ankaraya donuyor
----o---
Shaste gfizeteciüere i ey* nafta bu unc'ut
S ivas — Başbakan Haşan Saka Erzintandan Ankaraya denerken Sıvasa da uğramıştır. Hususi vagonunda gazetecileri öğle yemeğine alıkoyan Baeba-(Devamı 6 \ncidvj
Türk» Rus münasebatı

I
“Hiçbir Türk, Sovyetler Birliği hakkında hayal© kapılmama t tadır „
Londra 4 (A.A.) — Patmore, ♦World Reviw» dergieiDde yayılan bir yazarında dünya meselelerinin son derece güç bir mahiyet arzet-tiği hu sıralarda Türklyeyj parlak bir surette tasvir etmekte ve şunları yazmaktadır
(Devam» h incide)
Bundan 16 sene evvel işlenen bir cinayetin faili
Ankara, 4 (Hususî)
Ankara, 4 (Hubuf/j) — Bundun 16 een© evvel Sungurlunun Incegazili köyünde Ali isminde birİHİnl vazifesipvbg vbg vbgkü ve cefa vererek Öldüren ve Meh ıned İsminde diğer bir şahsı da hâdiseye şahld olduğu için tü-fenlde katleden Kara Hüseyin İsminde birisinin son zamanlarda Millî Eğitim Bakanlığında odacılık yapt iğini Öğrenmişse de katil, izini kaybederek kaçmağa muvaffak olmuştur. Katilin Ankaradh bir hayli servet yapmış ve bir de taksi İslettiğini öğrenmlştb.
ğuniuk partisi mevkiinden şüphe ve endişe duyar ve milletin arzusuna artık mâkee olmadığını hisse (Devamı Sa., 3; Su., 4 de)
neticelendi
Londra, 4 tBJB.C.) — Yunan Başbakan muavini ve Dışişleri Bakam Çaldarie. bugün Atinada Türkiye Dışişleri Bakanı Necmeddin Sadak şerefine büyük bir ziyafet vermiştir. Kadehini,. Necmeddin Sadak’ın şerefine kaldıran Çalda-ris, söylediği nutukta yakın şark memleketlerinden bahsetmiş, Yu-nanistanın milletlerle işbirliği yap mak kararında olduğunu söylemiş, siyasi ve coğrafi hakikatlerin yakın şark halkını birleşmiş millet -ter çerçevesi içinde işbirliğine dâ -vet ettiğini belirtmiş, sosyal ve siyasî nizamı ne olursa olsun Yu-nanlstamn bu işbirliğine hazır olduğunu da sözlerine ilâve ederek lojle demiştir:
— Yunan milleti sulhsever bir millettir. Fakat hürriyetini müdafaaya da karar vermiştir. Yunanis tan, her türlü demir perdeye muhaliftir.
Necmeddin Sadak cevaben Tür-kİTCnin sulhü sağlamak için elinden gelen herşeyi yaptığını, fakat bütünlüğüne zarar verecek birşey yapmadığını, Türkiyenin Türk -Yunan dostluğuna ehemmiyet verdiğini, Yunanistanı ziyaretinin bu dostluğa delil teşkil ettiğini soy -lem iştir.
Devamı i «cinle
Berlindeki durum
I
9
salâha meylediyor
Runlar. aldıhlart son kararlarsa müzakeresine razı oldular
Beriin:4 (AP) — Berlin Amerikan boige31nde bulunan ve Sovyet ler tarafından İdare edilen Demir yolu İçin karargâh olarak kullanılan binayı saran Amerikan askerî polisi, bu blnamn İçindeki silâhlı Sovyet nöbetçilerinin çekilmesi çln yapılan teklif tatbik edildiğinden, pazar sabahı geri çekilmişlerdir.
Bu binada norma) 50 kadar Rus memuru büyUk Alman eklpler’le ça hşır .
Berlindeki Amerikan kıtaları ho mutanı Albay A Wltlard, demiryolu binasının Rualara İade edileceğini fakat İzinsiz olarak tekrar silâhlı kuvvetler yerleştirdikleri takdirde, yeniden lâzım gelen tedbirlerin al) nacağım söylemiştir
Frankfurt: 4 »APı — Amerikan makamları, nisan 1 sdrı tun ununu
Devamı 6 nrUe
W
i.?:*
■s*'.


A»ıeri7cnn komutanı
General Clay


Dün yapılan Eminönü İlçe Kongresinde bir üye Milletvekillerin, den, partinin üst kademelerinden acı bir lisanla şikâyet etti, gençliğin derdlerinden, ahlâk buhranından bahsedildi..
C. H. P. Eminönü İlçe kongresi dün saat 14.30 da Emipönü Halkevi konferans salonunda yapıldı ve C. H. P. Milletvekillerinden M. Kemal Öke, Llitfi Alîse v ve il idare kurulu âzalanndan bazıları da hazır bulundular. 11 başkanı Sadi Bekterin hasta olduğu için geims-diği söyleniyordu.
Salonun önden iki sırasını delegeler işgal ediyordu. Delegeler a-raısında, bazı avukatların ve gazetecilerin de bulunduğu 20 kişilik bir hizip göze çarpıyoruü. Hlzipi teşkil edenlerin, bütün kongre im-tidadınca; gerek, rapor hakkında gerek dilek ve temenniler faslında sık sık tenkidlerde bniunduklan bilhassa dikkati çekiyordu.
Delegelerden bazıları; Eminönü ilçesi başkanı Feridun Dirintekin tarafından okunan faaliyet rapo -randa, Halkevi çalışmalarını; (başarılı) parti faaliyetleri başında gösterilmesi üzerinde İsrarla durdular ve Halkevi faaliyetlerinin dahi kısır olduğunu tebarüz et -'tirdiler.
İlçe başkanı Feridun Dirimtekin bütün bu itiraz ve tenkidlerin ancak bir kısmına cevap verebileceğini 6öjiedi ve Halkevi faaliyetlerinin başanh olup olmadığı husu-kunun da ancak Halkevi başkanı Murat Uraz veya Atıf ötiül tarafından cevaplandınlabileceğiiii ileri sürdü ise de kongre nihayetine kadar Murat Uraz'ın bövfe bir ha-ivkette bulunmadığı goriiIdiL ATIF ÖDÜL, KO\€wRE DAĞILANI Gizli yapılan seçim nçticcshıde, dünkü sayımızda tahmin ettiğimiz üzere, Atıf ödül, kongre başkanlığına getirilmiş ve jaıkarda bahis mevzuu edildiği veçhile, ikje buşka-(Devamı s ttıctde1
9
d
Dünkü kongrem
Balıkesir Halk

1


i
I
Bir C. M. P. II ûyeî tfB2x pnrtlnl» a^abeyslyis ve faardrş gibi geçinip gidiyoruz» dediî...
Balıkesir, 4 (.Hususi) — Balıkesir €. H. P. 11 kongresine bugün de devam edildi. İlk olarak söz alan avukat Abdullah; iş-1 sizlikten bahisle «Balıkesir, 83, yıldanberi, Meşrutiyet ve Cumhuriyet devrinde de ihmal edildi ve bir tek fabrikaya dahi kavuşamadı. Ya mi İlet vekillerimiz. bizim umduğumuz gayreti göstermiyorlar ve yahud başkanlar, lâzım gelen ehemmiyeti vermiyorlar.»
Evkaf idaresinden şikâyet e-den hatib:
«
kışacak bir şekilde çalışmıyor. Camilerimiz harabdır demiştir.
D. P. den bahisle: ,
«
yarlar. Biz D. P. nin ağabeysı-yiz. Bir ağabey muamelesi yapıyoruz ve yapacağız da.
Henüz demokrasi, gene yaşta chıp. bir çocuk gibidir. Her ö-nüne geleni ister.»
Devamla:
(
başı hatibleri türemiştir, tam bir aklıselimle mukabele edeceğiz.*
Memlekette birçok köşe-
Biz
Akademi Yangını Tahkikatı
Tahkikata Ankara
ı
Vakıflar Cumhuriyete ya;
I
dan bir heyet geldi
Muhalifler; bize taş atı-
Celâl Bayar Çorumda bugün bir nutuk söyliyecek
Ankara, 4 iHisubîi — Demokrat Parti Genel Başkanı Celâl Bayar bu sabah Samsun trenilo Çoruma hareket etmiştir. Bayar beklenen nutkunu, Çorum 11 kongresi münasebetile j yapılan toplantıda yarın söyli-1 yecektir.
ı
idaresizlik, ehliyetsizlik ve bir de üstelik tamahkârlık
I
«
T



*

A
1
«I
1
•) %•
-

f,

1 •'
'* A *



. *
T ' *
/-JM
• U » * ’ ta
• ( L
»




’/f



/*
Vh

i
* /


4
4
I
t- ’Z
ı
V,
VI
■İLİ . '/ '
hPr.a .' J.y
A fr; 'M?
*
) • » s .* • i
•• A t fl * • J ' ' 7





- A*
'Dünkü kargaşalıktan hazin bir
ffÖılinüş..




; v’
m


f*
• • w :• t l


*
* Tju y
Jfe'i



r ♦(
W.

î?
r- iürV.
(Yazıaı 3 fujcli sahifede)
Dün Pazar olmasına rağmen tahkikata devam oüundu, bazı Profesör ve öğrencilerin ifadeleri alındı
Güzel Sau'atlar Akademisi yangını adli tahkikatına dün de devam edilmiş, savcı muavini Metuned A-li Dikel dün sabahtan akşama kadar soruşturmaları ikmal etmekle meşgul ohuuştur.
Dün yeniden 10 Akademi talebesi ile Akademi profesörlerinin i-fadeleri alınmış, bu arada Eflâtun Nuri adındaki talebe ile hademe Naelyenln muvacehesi yaptırılmış-
tır..
Hâdke akşamı saat 17 solarında hademe Naciyenin faraşında kundağa benzer bir cisim gördüğü nü söyliyeo Eflâtun Nuri:
«— Ben bunu gördüğüm zaman Naciye o rai i a bulunan iki talebeye «mektebi yakacaksınız, sigara iç -meyiniz» diye bağırdı. Fakat bu talebelerin kim olduğunu hatırlıya (Devamı Sa., 3; Sü., 5 de)
’AKVİMDEN BİR YAPRAK
Gazı Osman Paşa
■s
ça&rtbnı$; Şarki Rumeli boşaltılmış, Çarevlç, Lom köylerine ricat etmiş; Kumanyanın fiili
i ULUNAYİ

ııgiln Ptevnc kahramanı merhum vo mağfur Gazi Osman Paşayı anmak için Milli Türk
Tafebo Bkliği nln
bir tören toriUö et* ligini bazoteleıde o
kııdum. Türk’ün cıyt vo şöhretini bütün dünyada hürmot vo takdir ilo andıran bu büyük adam hakkında yapılan törene, bilhassa Türk gençliğinin önayak oluşundan başkaca zovk vo haz duyduğumu da burada tekrarı lüzumlu gördüm.
Osman Paşa, bir avuç kahramanı I-lo Pleunodo Puslara karşı göstordigi mukavomotio tarihin seyrini doğlştiro-oek kudrotto bir harikadır. Plovııe müdafaaoı Rusları sulh istemoğo mecbur kılmıştı; eğer devlottn siyaseti u-zagı gören şahsiyetlerin elloriııdo bulunsaydı, böyle fırsatlardan azami de recedo istifade edilmek imkânı hâsıl olurdu.
30 Temmuz 1877 do ikinci Plevno muharebesinden sonraki vazlyot Rus-yayı şaşırtmıştı: Rus karargâhları Ttmovadan BulgarenFye çekilmiş; harekâtı İdare eden General Gurko geri
yardımları adam a-kıllı gevşemiş; Rus ya’da, yeniden on fırkanın seferber e-verilmlştL
dıliTHJsl için emir
Bütün bunları yaptıran, SivaslI TürMü.
Plovno harbine İştirak etmiş Türk saflarında zabitlik etmiş bir gilİ2 şöyle söylüyor.
«Dört buçuk ay bir tek adam Rusya'nın tükenmez kaynaklarından bulup getirdiği bütün o sonsuz kuvvetler karşısında, kudret vo takatinin yükselebileceği en yüksok noktaya çıkarak meydan okumuştu.»
Plovno müdafaasının askerlik bakımından ayrı bir hususiyeti olduğunu hu muhasaraya dair cildierio yazılmış bîtaplardan anlıyoruz. Her no kadar İşin askerlik safhasını anlamıyorsak da salahiyetli bâzı askerlerden Osman Fnşa’ntn gerek Islratejl, gerek tu’bl-yedo «Fon-ni-Harp» bakımından bü-y(Hı yenilikler yaptığını dinledik.
(Lütfen sayfam çeviriniz} _
bir
ve
İn-



SAYFA: 1

Y B M î S A B i H
___
5 NİSAN 1913







n


Yazan
Profesör Kenan Öner
T
Muhalif partilerle kıymet terazisine vurulacağınız «ırada ağır batabilmek İçin en kıymetli varlıklarımız gibi, demek onu da bizden istemişsiniz. Fakat görüyorsunuz ki. dünyanın ezeli link ve adalet nizamını hiçe saymak mümkün değil.
Şandan bizim gibi siz do bir an şüphe etmemelisiniz ki, en büyük başımız olan gözbebeğimiz İsmet İnönü’nün do, yalnız bu büyük Türk milleti için yaşamış, yaşayor ve yaşayacak olduğunu yeniden isbat e-Aecoği gün, görmiyeceğiniz nisbette, yakındır. O İliç bir kuvvetin bizden alamıyacağı kadar bizimdir. Ve Atatürk gibi b’ızim olarak kalacaktır. Aramıza İsterseniz en kalın perdeleri geriniz, onun bitaraf başkanlığına milletin no büyük ihtiyacı olduğunu muhakkak görecek ve bizden ne kadar uzaklaştırabilirlerse uzaklaştırsınlar, sesimizi mutlilka işitecektir.
Sayın Başbakan, Millet tarihî Halk Partisinin Atatürk’le beraber tarihe karıştığını görüyor. Saraçoğlu hükümeti hiç bir sipere ihtiyaç görmeden, hiç bir kuvvete güvenmeden Türk milleti önündeki imtihanı yalnız kendi kıymetile, kendi desteğlte ve şerefile kazauınağa çalışmalıdır.
Bu mîllet, büyük bir tarih boyunca nankör olmamıştır ve olamaz. Bazı sahalarda, lâyiki veçhile, gelişemomış olmasına rağmen öyle bir seziş kabiliyeti ve asaleti vardır ki, hiç bir millette bulunamaz. Allah da onunla beraber olmuş ve hakka uzanan ellorin neye uğradıklarını tarih bize göstermekte kusur etmemiştir. (
Saraçoğlu hükümeti, diğer partilere nisbetle, müsait bir mevkie sahipdir. Bugüne kadar yaptığı işler, en veciz bir propagandası olınuş- I tur. Ve olaoaktır. Milletle tanışmağa diğer partilerin yolunu haksız ve sun’î surette kesmeyiniz. Memleketin onlara da ihtiyacı var. Tarihi isminizin lekelenmesini İstemezseniz, Halk Partisinin küçük başlarının bütün memlekette yapmakta oldukları münasebetsizliklere «artık müsaade etmeyiniz. Geçen seçimdeki beyinsizliklerin gelecekte de tekrar ettirilmemesini vatandaşlarınız sizden bekliyor.
önüne çıkan her güçlüğü devirmiş olan kabiliyetli milletimiz bu defa da iradesini tecelli ettirecektir. Engeller ancak ahengi bozarlar ve
• | memleket dâvasını güçleştirirler.
Sayın Saraçoğlu, seçimlerde kaybederseniz bu sizin mutlaka kıymetsizliğinizi İfade etmez. Çörçil dünya zaferini kazandığı anda iudi-rîldi. Fakat İngiliz milletile beraber bütün dünya onu takdir etmekde devanı ediyor. Ve Çörçil vazifesini şeref ve iftiharla hâlâ ifa ediyor. Esas gaye memlekete hizmet etmek okluğuna nazaran benim gibi, ev işlerile uğraşmaktan gayri vazifelere vakti olmayan hır kadın kadar pasif kalmağa mahkûm olsanız dahi yino istediğiniz nisbette ve elinizden geleceği kadar iyilik yapabilirsiniz.
Bu zeki mîllet, kendisi için çarpan kalbieri tanımakta güçlük çekmez. Onun kalbini kazanabilmek isterseniz, kalbinizi ona vermeli ve o-nun için yaşadığınıza kendiniz inanmalısınız. Millet samimi ve candan büyüklere susamıştır. Emin olun, işten eprel beklediği şey budur. Her güçlüğün ancak bütün milletin kuvAetilo yenilebileceğini Atatürk, ölmeden evvel bize inandırmıştı. Altı yıllık buhran yılımla lıer pürüzü vatandaşlarla açık açık konuşarak halletmeğe çalışsaydınız sizin için ne kolaylık, bizim için de ne büyük ferahlık olurdu. Karaborsa denilen karabelâ da memleketi böyle kavurınazdı. Karanlık günlerimizde Bizi içimizde hissedemeyişimızin ne kadar ıztıraplı olduğunu siz de bilseydiniz, ölüm bahasına da olsa bu hareket tarzınızı değiştirirdiniz, zannediyorum.
Ne ise geçen geçmiştir artık. Bundan sonra milletinize en evvel ve âcil Ödemeğe mecbur olduğunuz borç, seçimlerin son derece titiz bir dürüstlükle ve kanunlarımıza hürmet ederek yapılması için lâzım gelen tedbirlerin alınmasında en küçük bir ihmale dalıi müsamaha gös-termemenlzdir. o
Büyük milletimizin her sahada olduğu gibi Demokraside de bütün milletlere örnek olabileceğini dünyaya temiz olarak gösterebilmesi i-çîıı hükümetin dürüst kalmasına ihtiyaç var. Size şimdiye kadar en geniş müsamaha ve hüsnü niyet göstermekten çekinmemiş olan vatandaşlarınızdan bunu esirgemiyeceğinizi umuyorum.
Sayın Saraçoğlu, evladımdan kıymetli bildiğim yurdumun önüne geçilmez sevgisinden ku^et alan acemi kalemim bir lâhza duraklamadan ilk defa ve hükümetin en büyüğüne hitap ediyor. Şu dar vakitte farkında olmayarak, sizi kırmışsam hoş görülmesini olgunluğunuzdan beklerken, pek küçük olsa da, memleketine hizmet ettiğine inanan vie-danımın müsterih olduğunu söylemek isterim.
Seçimlerde başarılar, memleket hizmetinde daima hayırlı olmanızı temenni eylerim, Sayın Başbakan....»

Ümitler içinde kıvranan bu hisli kadın, bu satılran Başbakana ithaf ederken Erzincan Milletvekili ve Halk Partisinin sayın propagandacısı, Antakyeda dolaşarak Demokrat Parti programına şiddetli hücumlarda bulunuyor. «İktidar mevkiini vermiyeceğrz, daima elimizde tutacağız. Bu bir seçim mücadelesi değildir. İnönü’nü, devirme mücadelesidir. Buna imkân vermiyeceğiz? Bize muhalif vaziyette olanlar dün iktidar mevkiinde yaptıkları milyonlarla iktidar mevkiine geçerek milyonlar ilâve etmek istiyorlar.» diye bağırıyor, Çeşmede hükümetle etele veren Antidemokrat mekteb çocukları Demokrat Partiye tarafdar görülenleri iğfale uğraşıyor, bizzat idare âmir ve memurları bir haftaya kadar Demokrat Partiyi lağvedici bir kanun çıkarılıyor, desisesile halkı yıldırmağa çabalıyor, yine /4 Temmuzda İstanbul Sıkı Yönetim Komutanlığı bir tebliğ neşrederek:
1 — Sıkı Yönetim Komutanlığının seçim projKigandusı karşısında durum ve tutumu, görülen lüzum üzerine aşağıda açıklanmıştır:
a) — Adaylar ve progapandacılar kanunen suç teşkil edecek harekette bulunmamak şartile kapalı yerlerde (tiyatro, sinema, gazino gibi) seçimle ilgili propagandalarını yapabilirler.
b) — Yollarla (bulvar, cadde, sokak gibi) meydanlarda ve camilerle unlularında topluluk müvacehesinde lıer türlü propaganda yasaktır.
2 — Gerek yasak olan yerlerde propaganda yapanlar ve gerek ka palı yerlerde kanunen suç teşkil eden hareketlerde bulunanlar hakkın da derhal kanunî takibat yapılacaktır...
göstermemişler, oylarını kııllan-Buua rağmen kanunsuz bir

Ka

I


Uşak’ın Sivaslı Bucağında Belediye seçimi nasıl yapıldı ?
Nüfus kesafeti yönünden belediye kurulmadı alâkalı makamlarca kararlaştırılan Uşağın fiivaslı bucağında belediye seçimi 29 Şubat 1948 Pazar günü yapılmıştır. Mev-cud seçim kanunu ve muhafaza edilen zihniyet yönünden Demokratlar bu seçime iştirak etmemişlerdir.
Halk Partisinin tek başıua katıldığı bu seçime vatandaş lar rağbet Demokratlar mamışlardır. düzensiz vo
durumda cereyanı öııleneme -miş tir.
Kütalıyada vekil, vali iken seçimlerden sonra asli olan ’ Eteni Yetkinerin telefon başında iktidar partisi adaylarının kazanması yolundaki gayreti Demokratların gözün den kaçmamıştır.
Meşhur Uşak kaymakamı Niyazi- Daloloıyııı bu seçimde hareketsiz gibi görünmek istemesine rağmen Endirekt sarfettiği faaliyet dillere des tan olmaktadır.
. Alâaddin Tiritoğlunun U-' şak Halk Partisi ilçe baş-knu lığına gel meşru i görenler bu zâtın siyasetin tekrar al-Ifabenii)den başlamak niyetinde olduğunu, bu defa «kema-Ile ulaşabilirse, bir hamlede zevale inmemek gayretini gös tereceğini sananlar da bulun maktadır. Buna rağmen Demokrasi dâvası ve Demokrat Partinin lıızla gelişimi pek açık şekilde görülmek-tedi r.
Yeui bir seçimde Uşaklılar bahtlarını bir defa daha deneyeceklerdir.
İmza mahfuz
Seksen yıldır tamir görmiyen sokak Pangaltı, ölçek sokak 167 numarada oturan okuyucularımızdan Hulusi Alpago, gazetemize gönderdiği mektubunda diyor ki: l ,
«Sokağımız 80 yıldır tamir yüzü görmemiştir. Biz, bu ^okak sakinleri Arnavud kaldırımına dahi razı olduğumuz halde, belediye nedense Pangaitıdaki ölçek so kağınm, hali pür melalini göremiyor veya görmek istemiyor. Harbiye caddesi asfalta tahvil edilirken sevindik, buradan sökülen parke tablan ile bir çamur deryası halinde bulunan sokağımız onaTdır,»
Belediyeden, asfalt döşenen. bir ana caddenin çok ya kininde bulunan Ölçek sokağına da parke taş döşemesini beklersek, fazla bir taleb-de bulunmuş olmayız kanaatindeyim.
İlgililerin dikkat nazarını çekmenizi rica ederim.»
M erkekler toplanıyor
Bundan bir müddet evvel yaban cı firmaların merkep ve manda İt hal ettikleri havadisi üzerine merkep ve manda fiyatları derhal yük selmiştir. Geçen seneler genç bir merkebin fiyatı 15—20 Ura arasın da iken ihracat havadisi üzerine 40 liradan 50 liraya kadar yükselmiş

9
(Devamı var)

Ifrfc'R SAH Ah
Gazî Osman Paşa
me
Adalet Sarayı işi Bakanlar kurulunda
Devlet inşaatında israftan kaçınmak prensibine u} u arak ucuz bir “Saray w yapılacak
Adalet Sarayı inşaat aahasnıın tâyini hakkmda Bayındırlık Bakanlığınca şehrimize gönderilen 1-mar işleri reisi Sırrı Sayat, İnşaat salıasj tahmin ve tetkiklerine dair bir rapor hazır Uyarak Bakanlar ku ruluna sunmuştur •
Adliye Sarayının nerede İnşa edl leceğl lıususundda henüz yeni bir karara varılamamıştır. Bakanlar kuruluna verilen raporda, Beyazıt eski Maliye Nezareti binası İle şlm diki İstanbul Erkek Lisesi binasının genişletilmek sudetile Adalet Sarayına tahvili veya sarayın Ata türk bulvarı yanındaki arsalardan birinde lnşaasınm muvafık olduğu bildirilmektedir. Bakanlar kurulu nisanın 15 ine kadar 1 nihai karan m bildirecektir.
Karar verilirken arsanın uzaklığı ve yakınlığı diye bir mevzu ele alın mıyacak, vesaiti rıakllyenin bol ol duğu bir zamanda bu gibi bahane lerle inşaatın geri bırakılmasına yanaşılmıyacaktır. Sadece tasarruf gayesi göz önünde tutulacaktır-
Diğer taraftan Bayındırlık Bakam Kasım Gölek bu hususta ga zetecilere şunları söylemiştir;
( — Her lşde olduğu klbl Adalet Sarayı İşinde de gayemiz tasarruftur. Yeni inşaat hakkında her tür İÜ tetkik sona ermiştir. İş Bakan lar kurulunun kararma kalmıştır-
Hükümet inşaatın ve inşaat mas raflarının kısılması taraftarı oldu ğu İçin parayı en veri inli yere eko noınJk bir şekilde saıfedeceğlz.
I
Mahsul
Uygunsuz kadınlar
I
Bakan: *Ekmek kalitesi iki ay sonra düzelecek» dedi
Şehrimizde bulunan Tanın Bakanı Tahsin Coşkan dün kendisiyle konuşan bir arkadaşımıza bu «ene-ki buğday rekoltesinin geçen sene-klne nispetle bir milyon ton fazla olacağının tahmin edildiğini söylemiş, orman İşlerimiz etrafında da İzahat vererek:
u— Şahıslara alt ormanlar sahiplerine iade edilecektir.» demiştir.
Bakan, çiftçiye geniş kredi açıla cağını da söyliyerek; .Bu hususun temini için yakında Ziraat Banka siyle teşriki mesai edeceğiz-, demiş tir.
Tahsin Coşanın söylediğine göre, bugünkü ekmek kalitesi bir iki ay sonra tamamen düzelecektir.
M A A k i h 1 E
Darülşefaka kız lisesi inşaatı başladı
Türk Okutma Kurumu Fatihte Darrüşafaka kız lİ3esi İnşaatına ka rar vermiştir-
inşaat tamamlandıktan sonra kurum tarafından ileri sürülen şart lan haiz ötrencilerin kaydına baş la nacaktır.
Okulun İnşası için700 bin lira tan sisat ayrılmıştır.
Temel atma merasiminin Nisan sonunda yapılacağı sanılmaktadır. [
Kurumun bu teşebbüsü ilgililer , tarafından memnuniyetle karşılan mıştır.
tir.
Bu İşle meşgul kimseler köylerden 15 liraya merkeb toplamağa başlamışlardır.
Manda fiyatlarında ise eski fiyatlardan yüzde 10 nlsbettnde bir yükseklik görülmektedir-
Yeniden 73 kadın yakalandı
Emniyet tarama ekipleri evvelki gece Beyoğlunda yaptıkları araştır mada 73 uygunsuz kadın yakalamışlar dır-
Beyoğlunun bazı lokanta ve gazinolarında müşteri t!) bekliyen bu kadınların arasında 12 - 18 yaşında kız da bulunmaktadır. Yakalanan 73 kadından 48 İnde zührevi hastalık bulunmuştur
Fakültelerarası satranç müsabakası
İstanbul Üniversitesi Fakülteler arası satranç müsabakalarına. Tak sim Belediye gazmosu salonunda devamı edilmiştir.
Son müsabaka, önümüzdeki cumartesi g'üntl yapılacak ve netice ondan sonra Hân edilecektir.
Bakırköy E - Ortaokulunun dünkü müsameresi
Bakaköyde Erkek Ortaokulu O kul Aile Birliğinin tartıp ettiği mü «amere dün saat 15 de Bakırköy bez fabrikası salonundaverilmiştir. Öğrenci velllelirinin hazır bulundu ğu müsaraerede Mmılr Nureddin konser vermiş ve müteakiben oku lun mezunları «üt Kardeşler pıye sini temsil etmişlerdir Müsamere muvaffak olmuş ve seyircilerin tak dirini kazanmıştır.
Üsküdar Amerikan Kız Lisesinde «.Hastalık hastası» piyesi temsil edilecek
Üsküdar Amerikan Kız Lisesi Türk Öğrenci kurumu tatafından, dün saat 15 30 da bir müsamere ve rilmiş.Mollerenln (Hastalık Hastası) adlı eseri temsil edilmiştir.
Konferans
Eminönü Halkevi 7. İnci Yıl Müs takll Konferanslarından 20 incisi İktlsad Fakültesi Profesörlerinden Dr. Refli Şükrü Suvla tarafından 5 Nisan 1948 pazartesi günü saat 18-15 de (Bizde ve Garbde Devletçi ilk) mevzuunda verilecektir-
• •
İzmir istiklâl Mahkemesinde neler oördüm?
ıı
İl
»1
Bayındırlık Md. lüğünde kahve ocağı!
Resmi devairde yangına karşı tedbirler sıkı taştırılacak
Resmî devairde yangın tehlikesine karşı alınmış bulunan tedbirlerin daha fazla sıkılaştı-n İmasın a karar verilmiştir. Bu maksadla yangın söndürme e-kiplesi ihdas edilecek, mesai saatlerinde olduğu gibi mesai saatleri haricinde de alarm provaları yapılacak, bundan başka dairelerde kahve ocakları işletilmesine müsaade edilmiyecek-tir. Esasen, dairelerde kahve ocağı açmak ve işletmek yasak edilmiş bulunduğundan son gün lerde Bayındırlık Müdürlüğünde a^Idığı görülen kahve ocağının da süratle kapatılması cihetine gidilecektir. Ayni bina dahilinde bulunan Maarif Müdürlüğü. bir yangın tehlikesine alâkadarların dikkat nazarını çekmiştir. Devairde van-fpn tehlikesine karşı alınan tedbirler sık sık kontrol edilecektir.
------o-
POI ıS TE
Bir kadın yandı
Beyoğlunda Kalyuucukulluğunda 32 numarada oturan 70 yaşlarında Avantiya adında bir kadın evvelki akşam sobayı yakarken etek lerl yanarak ağır surette yaralan mıştır.
Yaşlı kadın ölüm halinde Beyoğ lu hastahanesine kaldırılmıştır
Diğer taraftan Feriköyünde Boz kurd caddesinde 20 nurtıarada otu ran 73 yaşında Çekoslovakyalı Joze fin adında bir kadın evvelki gün ikinci kat pencereden düşmüş, bey ni parçalanarak ölmüştür.
Kumaş hırsızları
Bedri, Agah ve Alı adında üç sa bıkalı evvelki gece Aksarayda Küçük Lan/a caddesinde 180 numara lı Refik'e ait terzi dükkânının duvarım delmek suretlle içen girmişler ve 1500 liralık kumaş çalmışlar dır-
Dün sabah yakalanan hırsızlar savcılığa teslün edilmişlerdir.
Benzin parlaması
Beyoğlunda Basma tulumba soka ıinda 11 numarada oturan Boğoz-Armanakyanm evinde tamirat işin de çalışan Fuad. yanan soba üzerinde tutkal ısıtırken, sobanın ya nmdaki tenekede bulunan 3 litre benzin parlamıştır Alevler Boğosun nişanlısı Anzuli ile Fuadm elbisele rinı tutuşturmuş, her ikisi de yara lannuştır.
Sabıkalı hırsız kadınlar
Sabıkalılardan Nimet. Remziye ve Hikmet adında 3 kadın evvelki akşam Aıabek mağazasında 700 lira kıymetindeki bazı eşya çalarken yakalanmışlardır-
Bir eroin imalâthanesi basıldı
Beyoğlunda -Alfa» apartmanının bir dairesinde oturan Aleko adında birinin bir beyaz zehir imalâthanesi kurduğu haber ahnımş, yapılan, baskında mühim mikdarda eroin ve bazı aletler bulunmuştur
Suçlu yakalanarak Emniyet müdürlüğüne teslim edilmiştir.


»
eskiden bir sultan değil mi İdi ya? Ben is» Os-İmparatorluğunun Ticaret vı Nezareti olduğumdan, r)ı?rhu* süt kardeş oluruz. Uaseiâ, hır Bat lalımı
Yüksek Ticaret Okulu binası dedi ki..
anki canlı mahlûkların derdi kâfi geimiyomıuş gibi, evvelki gün, aklıma esip de - mekteb
binası, sigara gibi ceınadatı dile getirmem, başıma iş açtı. D&n valide ila tapu dairesinde bir İşimiz O-
rada işimizi bitirip çıktıktan so^ Yüksek Ticarot Okulunun önünder geçerken bu bina da dile gelmez miV Hem do no dil!..
Meğer zavallının yüreği pek yanıü •miş ki, daha beni uzaktan görür girmez:
— Fıkracı, Fıkracı!., diye seslendi geçen gün bizim süt, hemşire il( görüşmenden cesaret alarak;...
Sözünü kestim:
— Hangi süt hemşiren?..
— Canım muhtorik Güzel Sanatlar Akademisi binası sarayı manii Ziraat mo ile
gün vilâyet konağı olan eski sadaret binası hepimizin süt ba* hamızdır.
— Peki, ne istiyorsun bandon?
— No istiyacoğim, hüner yanıp kül olmuş bina ile konuşmak değil böyle bir akıbete namzed olanlarla ko nuşmak ve onların derdlerini alâkalılara duyurmaktır. Malûm a, siz insan* lar, araba kırıldıktan sonra yol gösteren çok olur dersiniz. Halbuki, asıl marifet arabaya vakfında yolu gös (ermektir. Zira ancak bu sayede kazanın önüne geçilebilir.
— Aferin yahu, bizim Bakanların çoğundan daha mâkul konuşuyorsun.
— No zannettindi ya! ösn Omıanh İmparatorluğunun saçlı sakallı vezir -ferini yıllarca sinemde barındırdım.. Fazla olarak o zamandanbcrı de Yüksek Ticaret Okulu gibi bir ilim /e irfan ooağı halinde binlerce genci çatımın altında korudum. Bu itiöarla tecrübeye ve ilme ınekânlık ede ede ister istemez bana da bu nurdan bulaştı.
siz binalar, barındırd ğ nız huylarile huylanıyorsunuz,
— Ay, canlıların öyle mi?
— Eh,


(Baştarafi 1 incide) ı
Gene İngihzin hatıratından birkaç Batır alaoagıın; bu satırlar ikinci Plev-ne muharebesine aiddir.
«Birdenbire hücum eden safların a-1 rasında yüz adım mesafe kalmıştı. Ondan sonra bu iki saf, çarpışan iki tren gibi müthiş bir çatırtı ile birbirine girdi. Böyle bir temasın ne korkunç bir kargaşalık olduğunu tasvir etmek, kudretinin kalemimde olmasını isterdim. Bağıran, haykıran, küfür eden, ilenleyen, gerileyen, vuran, saplayan, insanlardan mürekkeb bir mahşer! Yaralanarak yere düşenler vardı ki, bir taraftan da döğüşmeğe devam ediyorlardı. Yukarıda ise İnsan başları ve tüfonk dipçikleri, kızmış bir makinenin sayısız pistonları gibi bir kalkıyor, bir iniyordu. Süvariler, bir şimşek hızı İle ellerindeki kılınçları savurmakta idiler. Atlar, karşılarındaki insan saflarına saldırıyorlar, onları doviriyor; ayaklarının altına gömüyor; fildırmış, köpürmüş, insan hancerele-
rlnden kanlar fışkırıyordu. Hava binlerce kudurmuş mahlûkun ateş nofesinden müştü.»
İşte biz İkinci şayi (Mabeyn Müşiri) yapmıştı. Vefat ettikten sonra da seyl lâyık görmediği yeti lâğvetti.
Askerliği, bir din, ne getiren Almanya helm, Sultan Abdulhamidl ziyaret I-çin İstanbula geldiği zaman hükümdar kendisine Osman Paşayı tanıtmış:
— Osman
İmparator
— Plovno
— Evet.
Elyövm hayatta bulunan saray yaverlerinden biri anlatmıştı: «İmparator, Paşanın elini diz çöküp öyle sıktı!»
İşte bugün, hâtırası anılan Gâzi Osman Paşa budurl
gibi sıcak bir çftl havasına dön-
Plevnode böyle döğüştükl Abdulhanıid , Osman Pa-
onun yerine kim-için bu meınuri-
bir mezheb hâil-İmparatoru VII-
Paşal demiş, sormuş: müdafii?
I nizamrıarçıe yapmışlardır. Ona I takaddüm edecek Ankara içti-malarr olmuştur. Ne malûmatı*
I ntz var?
I — Bendeniz bu içtimalarda | bulunmuş ve bilâhare malûmat | vermijlerse razıyım.
| — HalkFırkası mebusu ola-
k rale geliyorsusuz ve sonra Te-l rakkinervere geçiyorsunuz. Na f sil oldu?
| — Bendeniz Halk Fırkası
I bııju olarak geldim.
| — Halk Fırkasından istifa-
| nızın esbabı zâhiriyesi nedir?
k — Her zaman akalliyette k kaldığımdan istifa ettim.
? — Şayanı şükrandır ki, sui-
z istimâl mahiyetinde olan bu J hareketlerin izini kaybetmeğe J matuf olan bir hareket olduğu | şimdiden anlaşılıyor. Bir lıey-( eti i(Ja*e karar defteriniz var | mıdır?
? — Bendenizde yoktur.
J — Bütün evrakınızı sakla-) mak istediniz, bulçluk. Bu Itti-ı had ve Teraki cemiyetimin mü-I hür ve imzalan senin üzerinde 1 çıkmıştır.
— Paralan beraber teesllüm ettik.
— Peki, siz ne için aldınız, bunları ?
— Hâtıra olarak.
— İnfisah etmiş., tarihe intikal etmiş bir fırkanın mühürleri sizde neye kalıyor?
--------------------------
Yazan C

Tefrİkıt &o, 225
— Bir maksada mâtuf değil, hâtıra olarak kaldı.
_____ Hâtırasını muhafazaya mükellef misiniz?
— Hayır, hattâ müzeye gön dereceğim.
— Mühürlerin sizde bulunmasına nazaran fırkanın dosya sı cja sizda bulunması lâzımdı!
— Hayır, yoktur.
— Demek ki sâdece birkaç para ve mühürle sayısız istikrazı dahilî senedatmı tevdi ettiler, gittiler değil mi?
— Efendim yoktur.
— Ezberden mi yapardınız?
— Bıraktılar efendim.
— Bu evrakın Bahaeddin Şa-kir Beyin nezdinde kaldığı hak kındaki şayiadan malûmatınız
• •
var mı?
— öyle söyleniyordu.
— Evrak ve dosyaların Ba-haeddin Şakır Beyde kaldığına dair malûmatınız vçk mudur?
— Söylediler amma yoktur.
Burada müddeiumumi Beyin mütaleası soruldu.
Necib Ali Bey, İt | had ,e Terakkinin son zamana kadar ihtilâlci ve ihtilâlkâr mahiyetini muhafaza edip etmediğine dair maznuna sualler sordu.
İhsan Bey 329 da kongre â-zsemdan birinin böyle bir şey söylediğini, kendisinin bu kanaatte olmadığını beyan etti. Celseye nihayet verildi.
KÂTİBİ MES’UL MUHTAR ’ BEYİN MUHAKEMESİ
İkinci celsede Bakırköy kâ-
tibi mes’ulü Muhtar Beyin mu-1 ha kemesine başlanıldı. |
— Tahsilin? (
— Rüşdî tahsilim var. I
— Needde oturuyorsunuz ? J
* ®
— Gaziantebde. ) ‘
— İaşe işlerine karıştın mı9l
— Bazı işlerine karıştım. i
— Nerede ve nasıl? I
— Bakırköyde ekmek tevzi-1 atı yaptım. Kemal Beyden al-/ (lığımız vesikalarla ekmek tev-J ziatı yaptım. Bakırköy heyeti i-ı dare azalan fırkaya mensubdu.ı Bu âzaya bazı tevziat yapıldı.|
— İhtivadan kim tesbit ederi . di'*
— Efendim biz takdir eder-ı dik. {
— Kemal Beyi nereden tanır-) siniz? |
— Efendim ben Gaziantebde‘j de murahhastım. Oraya Ali îh-^ san Bey gelmişti. Onunla tamş-ı j mıştını. tstaııbula gittiğimde? kongre vardı. «Jştirâk et» dedi-J ler ettim ve Ali Ilışan Beyin* tavsivesi üzerine Kemal Beyi beni iaşeye memur etti. I
— Askerlik yaptın mı? |
— Harbi Umumide bendenizi müstahfiz olduğumdan jantlar-1 ma neferliği vaptım. Sonra be-J de’ verdim. îstaııbulda iaşeye’ tâyin edildiğim zaman terhis e-J dildim. Ciinkü iaşede çalışanlar] askerlikten istisna ediliyor-] lardl (Davamı var) K
——

az çok! İçimizdekilerin iyilik voya kötülükleri bizlcre de buladır Zarfın mazruldan müteessir olmama sına imkân tasavvur edilebilir mi?
— Âlâ, şiındi benden ne istiyorsun onu söyle; çünkü matbaaya geç kal* dini, işini var.
— Seçimleri el çabukluğuna getirmek isteyen (C. H. P.) lîler gibi beni sıkboğaz etme de derdimi rahat tahat anlatayım. Zira korkarım ki, bu gidişle bir gün veya gece, çayır cayır yanıp kül olmak nöbeti bana da gelecek.
— Aınan sus Allah esirgesin; ağ zını hayre aç!
— Benim ağzımı hayre açmamdan bırşey çıkmaz, siz insanlar gözlerinizi dört açın da böyle felâketleri önlemeye çalışın! Görüyorsunuz ki, ahşap binadan mekteb olmuyor.
Hepsi de birer kibrit kutusu gibi, çatır çatır yanıp gidiyor. Su hal'me bir baksana! Alevi almak için tek kibrit bekleyen bir çira yığınından, ne farkını var? Fazla olarak, benim merdivenlerim de yüksek vo tahtadan. Allah esirgesin, alt katımdan ateş çıkarsa, yalnız ben yanmam, barındırdığım yüzlerce Türk yavrusundan pek çoğu da benimle birlikte kömür olıır. Kaldı ki, mektep yangınlarının birer kasid eseri olduğunu ileri sürenler de var...
— Aman çaresi?
— Çaresi, Üniversitede yapıldığı gibi, beııım de bir an evvel, hem de vakit geçirilmeden, betonlaşmam tâ* zım! Son pişmanlık tayda vermez, fık (racı.
— Matbaaya gider gitmez, senden işittiklerimi aynen yazacağım.
— Bilmeni, siz insanlar felâketi kapıya gelip çatmadan tehlikeyi görmezsiniz amına. Hiç olmazsa ben söyleme miş olmayayım da günah benden gitsin!..
Kanter içinde matbaaya koştum ve İşte şu satırları yazdım.
Fıkracı
9 9


4



Haydarpaş ahların ananevi yemeği dün yenildi
t
Haydarpaşa Lisesinden Yetişenler derneği tarafından tertip edın-len .'Haydarpaşahlar Bayramı-, dün baştan aşağı neşe ve eğlence İçin de geçmiş ve ananevi yemek yenil iniştir.

NİSAN 1948

4» • • «


1364 Rumi
Mart
23
5
Hlcr : Cem * evve.
25 1
Pazartesi
Kasım 150 — AY 4 — GUN 9G
Vakitler Vasati Ezani
S. D. s. D
Güneş 5 37 11 01
Öğle 12 17 5 40
ikindi 15 54 9 17
Akşam 18 38 12 —
Yatsı 20 12 1 34
Imsâk 3 57 9 20


7

SAYFA: 5
1


5 NİSAN İJMS
Demokratlarda
Cezair
seçimi

H. VVallace’ın ithamları tekrar ce vahlandırıldı
umumî seçimi istemez
f
ilk defa olarak bir Parlâmento teşkil edilecek
Paris, 4 (A.A.) — (Reu-ter): Cezair Müslümanları burada yerli olarak o-turan AvrupalIlar, memleket tarihinde ilk defa olarak bugün bir Cezair parlâmentosu kurmak üze re seçime irtirâk edeceklerdir. J
Seçimin esas dâva-’1 hal ■ kın millî bağımsızl* istek ] lerinin tezahürü Avru- ( paklarca ana j’urd sayılan ( Fransaya olan sadakatin ] belirtilmesi noktasında (
t toplanmaktadır. - ]
) Bugünkü seçimde gerek j li çoğunluk elde edileme-
) diği takdirde seçim gele-
( cek pazar gilnü tekrar ya-
) pılacaktır.
( Cezair parlâmentosu
) 120 üyeden mürekkeb ola ’
( çaktır. Bunun yarısını tak t riben bir milyon nüfusa
( baliğ olan yerli Avrupalı-
) 1ar ve diğer yarısını da j C sekiz milyon nüfustan iba 1
) ret bulunan Müslümanlar |
( arasından seçilecek üyeler J | teşkil edecektir. |
) Cezair kıtası şimdi Fran j | sız birliği içinde malî muh ı
) tariyete sahib olduğundan ( | yeni parlâmento, ancak, «
) kendine aid büdce işlerde ! t ve Fransız kanunlarının I
) mahallî sarkara intibak 1 j ettirilmesi meselelerde meş |
) gul olacaktır. ı
S Bir kısım İdarî mahfil- ( ç 1er, Müslüman nasyonoliz J
) minin gün geçtikçe kaba- (
( ran hamlesini durdurmak I
) maksadile alınan bu ted- (
( birlerin tesirli olabileceği I i -p aeqzı aqqn§ apuısqBq (

Rus - Fin
pazarlığı
--------------o .. — Moskovadaki heyete yeni talimat verildi
Helsinki, 4 (A.A.) sız tartışmalar sonunda Fin kabinesi Moskovada bulunan Fin delegasyonuna verilecek ta-limatı kararlaştırmış bulunmak tadır.
Bu talimat bugün hava yolu ile Moskovaya gönderilecektir.
Helsinki, 4 (AP.) — Sovvetler Birliğile askerî bir ittifak için görüşmelerde bulunan Fin-landa heyetine mensub iki üye, pazar günü. Mareşal Staline veva Dışişleri Bakanı Mnlotofa verilmek üzere bir mektub ve yeni talimatlarla. Moskovaya hareket etmişlerdir. Mektub, Finlanda Cumhurbaşkanı Paa-sikivi tarafından yazılmıştır.
Bu iki üye (Pekkaninin ve Soederhelm), Paasikivinin Rus tekliflerine karşı iki gündenbp-ri hazırladığı mektuba cevab vermesine yardım etmişlerdir.
Pazar gecesi veya pazartesi giinii Moskovaya varan bu üyeler. Fin - Rus görüşmelerinin devam etmesini temin edeceklerdir. ,
Romada askerî geçid resmi yapıldı
Roma: (AA) — Sardenya Kumbaracı tümeninin tekrar teşkili mü nâsebetile haıbden beri ilk defa rak bu sabah Romada büyük askeri geçid töreni yapılmıştır, ttimeni teşkil eden dört alavdan b&‘ ka törene hava grupları, filo mensublarj, piyade, karablnye. top cu ve tank kıtaları da İştirak et mtç ve muazzam halk kitlesi önün den sjra İle geçmiştir.
O id tesirlinde hazip bulunan ki talar Milli Savunma Bakanı CîprL ano FaehkietU tarafından teftiş o-lunmuşrırdjr.
îngilterede Belediye seçimleri
Londra: 4(A A.) — Dün başlamış bulunan ve &ılı gününe kadar devam edecek 0an Ingiltere belediye seçimlerinin bı sabah yayınlanan bo;i neticelerine göre muhafazakâr lar 121 mevki kazanmışlar ve 13 yerde kaybetmelerdir. İşçi Partisi 40 mevki kazanmış ve 03 rey kay. betmi ur. Liberallerin kazancı 9 ve kavıblan da 8 dlr.
■»
Aralık-
ola hir Bu
Komünist ağzile konuştuğu bildirilen ValJace’a göre Truman, milleti komünistlerin radikal programını kabule zorluyormuş
Boaton 4 (AP) — Pazar günü^ Bostonda bir nutuk veren Henry IVallace demiştir ki:
— «Cumhur Başkanı Truman, Savunma Bakanı FoıreBtal ve Dış işleri münasebetleri komitesi başkanı Vandenberg, komünizmin en büyük satıcılarıdır.
Kendi müşküllerini halletmek i-çln milletlerini, komünistlerin radikal programlarını kabul etmeğe zorluyorlar.»
— ( Ağır silâhlar, mecburî as -Icerlik ve dünyayı dolaşan zırhlılar, aç ve ümitsiz milletlerin adalete kavuşmalarını ve kendilerini ihya etmelerine yardım edemez.»
«’ALLACE’A CEVAB
Vaşington 4 (A.A.) — Dışişleri Bakan yardımcısı Jorj Ailen dün akşam beyanatta bulunarak, kendisinden birkaç saat evvel konuşmuş olan Wallace’ın ittihamlarına cevab vermiş ve ezcümle şöyle de iniştir:
1947 ekim ajanda Amerika ile İran arasında imzalanmış olan askerî yardım aııdlaşmasının meşruiyeti şüphe götürmez. Zira bu andlaşma iki memleket arasında 1943 de imzalanmış olan anlaşmanın j'e nilenmesinden başka birşey değildir.
Ailen sözlerine şunlan ilâve etmiştir:
Bahis konusu olan Amerikan -İran aııdlaşması hakikatte, 1943 de selefim tarafından İrandaki A-merikan büyük elçiliğinde imzalan mış olan andlaşmanın yenilenmesinden ibarettir.
O zamanlar bu andlaşma Ame rika Cumhurbaşkanının âyân mec lisi tarafından kendisine verilen ö-zel harb yetkilerine müsteniden iz-
har etmiş olduğu rızasiyle imzalan mıştır.
Kongre aksine karar vermedikçe, başkanın özel yetkileri son bulduğu zaman bu andlaşma da hükümsüz kalacaktır.
Bundan başka Ailen, andlaşma metinlerinin birleşmiş milletler teş kitâtı sekreterliğine tevdi edildiğini ve sekreterliğin de bu hususu aralık ayında ilân etmiş olduğuna işaret etmiştir.
FESAD HAREKETLERİNE KAR ŞI ALINACAK TEDBİRLER
Bogota 4 (A.A) — Amerika Dışiş leri Bakanı General Marshall dün Şili delegesi Hemandez ile 50 dakika süren müzakereden sonra basma demeçte bulunmuş ve görüşmenin, Amerika kitasındaki fesad-cı faaliyetlere karşı alınacak tedbirlerle konferansın umumî günde mi etrafında cereyan etmiş olduğunu söylemiştir.
öteyandan Hernaııdez’de, yazılı olarak basına yolladığı tebliğde, aynı konu hakkında şunları açıklamıştır:
«Amerika Dışişleri Bakanı ile o-Ian görüşmemizde, dünyanın bugünkü durumunun Amerikan kıta sini ilgilendiren cihetleri, kıtamı -zı tehdit eden tehlikeler ve memleketlerimizde mahiyeti tam olarak tarif ve tesbit olunmuş De -mokratik düşünce tarzının tatbiki zarureti gözden geçirilmiştir.
Bundan başka, ayrı ayrı memleketlerimizin herbirinin siyasî istik rarım sağlamak yolunda tesirli ça relerle, iç durumlarımızı sarsmak maksadile girişilmiş olan fesadcı faaliyetler karşısında kıtamızın savunmasına aid tedbirler de ince -lenmiştir.»

İranın durumu 1941
dekine benziyormuş
4
Iranda



İran Başbakanına verilen notanın metni Moskova radyosunda yayınlandı
Moskova, 4 fA.A.)
Amerikan askerî temsilcilerinin bulunmasını protesto eden Sovyet notası üzerinde yürütülen1 1 esini tebliğ. İranın halihazır vaziyetini 1941 yılındaki durumuna benzetmektedir.
Pravda ve İzvestiya gazete-lei'nde çıkan ajansın tebliği, İran hükümetini, iyi komşuluk rabıtalarını ihlâl etmekten suç landırıyor.
Sovyetler, Amerikan askerî temsilcilerinin’ İran ordusunda kilit noktalarında vazife aldık-k 'indan müşteki bulunuyorlar.
NOTANIN METNl '
Londra, 4 (A.A.) — Sovyet-lcrin Tahran büyük elçisi tara-' fından İran başbakanına verilen nota metni Mosl jva radyo-' sunda dün akşam geç vakit yayınlanmıştır:
Notada, «Amerikan askerî uz inanlarının İran ordusunda e-hemmivetli mevkiler işgal etmemekte oldukları hakkında t-
uygun bir mu-
21 Temmuz seher dakika ye-
olmuşlar!..
^Başmakaleden devam) derek İntihabı yeniler. İngilterede bu hâlin mükerrer örnekleri görülmüştür. Ve sayın Başbakan emin, olabilir ki, ileride de görülecektir. Amma Halk Partisi milletin hissiyat ve efkârlle hiç ilgilenmez, o ancak iktidarda kalmak ister, denilirse, o başka bir lâkırdıdır kİ, bu sözün doğruluğuna bütün varlığımızla şehadet edebiliriz. Halk Partisi bir defa eline geçirdiği ekseriyeti çeyrek asırdır bırakmadığı gibi, şimdi de bırakmayacak, öyle kısmi seçim neticelerine veya şuna, buna aldırış etmeyecektir, diye düşünmek Halk Partisinin geleneklerine cidden hakeme tarzıdır.

Demokrat Parti çimlerinden sonra
ni ve umıımî seçimler istemekte 1-dl. Hattâ Celâl Bayar, kongrelerde delegelere ilkbahar için seçim olacakmış gibi, hazırlanmalarını bile tavsiye etmişti. Halbu ki, evvelki günkü, «Tasvir» refikimizde çıkan bir yazıda Hamdullah Sub-hi, Celâl Bayar’ın yeni umumî bir seçim istemek niyetinde olmadığını açıklamıştır.
Halk Partisinin yeni umumi intibah istememesinin sebebini an -lamak kolaydır. İktidardadır; kol İlıklara yaslanmıştır, nimet sofrasının başındadır. Buradan ne kadar geç, ve güç uzaklaşsa, kendisi için o kadar iyi olur. Binaenaleyh iki sene daha kârdır diyebilir. Amma Demokratların, yâni muhalefetin ayni fikirde olmalarının sebebi nedir? Yoksa 21 Temmuz seçimlerinin tamamile dürüst bir halde cereyan etmiş olduğuna rai inanmaya başlamışlardır? O halde o Temmuz seçimlerinden sonra kopardıkları feryad ve vaveyla ne i-di?
Hakikat şudur ki, seçim kanunu değişir ve emniyet telkin edici bir hal alırsa, umumî seçimi ye-âd.ctlere
____njlem''.
ran hükümet tebliğinin Sovyet hükümetince tatmin edici sayıl madiği» bildirilmekte ve Azerbaycan hâdiselerine Sovyet subaylarının iştirak etmiş olduklarına aid olarak ileri sürülen isnadın, İran hükümetinin «kötü niyetli bir icadı» olduğu belirtilmektedir.
İtalya, Rusya ile ticaret yapmak istiyor
Roma: 4 (AA.) — Dün Sovyet Rusyaya gönderdiği bir notada İ-talya, Rusya ile ticari görüşmelerde bulunmak arzusunu blldirmek-tedn İtalya hükümeti ayni zaman da tazminat meselesini de konuşma ya amade olduğunu fakat bunun, sulh anlaşmışı gereğince tesbit e dilen zamandan evvel ödeme tale binde bulunmamayı Rusyanın kabul etmesi şartlle mümkün olablle eeğinl ileri sürmektedir
re, adetâ farz olur. Çünkü kanunun tâdili eski seçimlerin ınalûli -yetini kabul ve itirafdan başka ne mânâ taşıyabilir? Nitekim Muhid-din Baha Pars bile grup gizli toplantısında bu yolda bir muhakeme yürüttüğünü bizzat kendisi, bir yalanlama mektubu ile, bu sütunlar-da açıkladı idi.
Şimdi bu itiraf kanun yolile yapıldıktan sonra yeni bir seçim ev-leviyetle farz olur. Hattâ kısmî seçimleri Demokratlar kazanmasa da, Halk Partililer kazansa bile.. Nerede kaldı ki, kısmî intihabı Demokratlar kazanırlarsa....
Demokrat Parti reisleri seçim hakkındald düşüncelerini şimdi a-çıklamak mevkiindedirler. Bugüne kadar, üzeri külle örtülmüş gibi duran bir hâdise Tanrıöver’in makalesini, Celâl Bayar’a atfedilen demeç ve Haşan Saka'nın ifadeleri-le tekrar canlanmış bulunuyor. Biz . şahsan yeni ve emniyet içinde cereyan edecek bir seçim için birçok scbeblerin mevcud olduğuna inanıyoruz.
A. Cemaleddîn Saraçoğlu
ı r--------------------------------------------------1
!|Gününenteresan haberleri| ı ___________________________________________________)
Boks organizatörünün beyanatı
■fr Londra. Boks maçları or ' ganizatörü Jaek Solomons bugün * beyanatta bulunarak, Ingiltere ya I ri ağır boks şampiyonu Freddie I Milisin 20 nisanda Harrlngay sa-I lonunda Iskoçyalı ağır siklet Ka I ne Si)awa karşı dövüşeceğini bil-) dirmiştir. "
I Bu maçın galibi sonradan Bruce j Wooudcocka karşı çıkarılacak ve | Ingiltere ile imparatorluk ağır sik | let şampiyonu tinvaları ortaya ko i nulacaktır. Woodcock daha önce her iki boksörle karşılaşmış ve iki i sini de dövmüştür. Mills — Shaw t maçı programında, Fransa ve Av ? rupa yarı orta şampiyonu Robert ) Willemaın de görünecek ve Ingiliz | boksörü Erle Booııla maç yapacak | tır. Fransız Theo Mcdlna ile lngi-I llz Danny O Sulllvan da ayni gün I karsıl
Beynelmilel Cerrahi kongresi açıdlı
Şf Barselon: 3 ıAA.) — Millet lerarası cerrahi kongresi dün Bar selonda törenle açılmıştır- isveçli cerrahi mütehassısı Herleert Oll-ve Erona ile Portekizli doktor Al-nıelda Lima başkanlık etmişlerdir.
(AA)
)
akacaklardır.
(AP)
Atom için
Vaşington: — içişleri Bakanı dün yapağı demeçte, atom enerji sİ komisyonuna, Colorado eyaletin de Rocky Mountalnde içinde ura nium madeni bulunan miri arazi den 64 kilometrekarelik bir yer tali sis ettiğini bildirmiştir .’ (A A ) ^Bebeğin Evi
* Novyork: — Hollyıvopddaki Selznick Stüdyoları icra müdürü Danlri Oskea, İbsen'ln ^Bebeğin E-vl» piyesinde tllmo almak üzore Stokholm stüdyolarında İcap eden hazırlıkları bitirmiştir. (AA.)
Joe Louis, bir rahibin karısını ayartmış
Chicago. Rahip Matthew Fauliuıek, şimdi boşanmış bulun duğu karısı Carrieyi araylmış» ol maktan dolayı Joe Louis aleyhine 35 bin dolarlık bir zarar ziyan dâ vasi açmıştır, Rahip, kendisi askerdeyken Joe Loulsln, karısını a yarttığını ve bu suretle, o zamana kadar devam eden saadetini bozdu ğunu iddia etmektedir.
Faulkner 32 yaşındadır Carrie 26 yaşında olup iki çocuk anasıdır-(AP) Ingiliz nişanı alan Amerikan Generali
Şf Tokyo: — Birleşik Amerika ordusu 1 inci süvajı tümeni komu tanı Tümgeneral JVllİian C. Chase Bugün Ingiliz İmparatorluğu nlşa mnm «Commander ■ rutbeslle taltif edilmiştir.
General Chase Ftliphıler seferi sı rasında Jüponlar tarafından Santo
Fener- Beşiktaş maçı yarim kaldı
Spor terbiyesinden
Ingiliz hakemini

I I
Dün mevsimin en güzel ve en heyecanlı maçı, idaresizlik, lâubalilik ve bir de üstelik tamahkârlık yüzünden berbad olmuş, sahanın haddi istiabisini çok aşan 30 bini mütecaviz bir seyirci kitlesi birbirini ezerek, çiğneyerek alanın dört bir yanını adetâ istilâ etmiştir.
Nitekim dün Şeref stadında oynanan Fener - Beşiktaş maçı böyle gergin bir hava içersinde oyunun bitmesine 12 dakika kala ve Fenerbahçe 3 — 2 galip durumda iken spor terbiyesinden mahrum bir iki şalısın, hâkemi tokatlaması, gömleğini yırtması ve bundan sonra da diğer bir kısım seyircinin sahaya girmesi ile tam mânâsile çığrından çıkmış, bir tesadüf eseri olarak daha müessif hâdiseler cereyan etmemişse de neticede o-yun devam edememiş ve tatil olun muştur.
MAÇIN AFSİLATI
Saat 16.05 de takımlar şu kadrolarla sahaya çıktılar:
Fenerbahçe: Hilmi
mil — Erol, Lefter, Ahmed, Müz-dad, Halid.
Beşiktaş: Ethem — Yavuz, Ve-dii — Çaçi, Saim, Faruk — Süleyman, Hikmet. Kemal, Şevket, Şükrü,
Hakem Galatasarayın antrenörü Mister Mulley.
Oyunun başlamasiyle hücuma

Cihad — Murad,
Salâlıaddin, Samim, Kâ-
ahrum bir iki şahıs i tokatladı
geçen Beşiktaşlılar Muradın kendi kalesine attığı golle birinci dakikada 1 — O gglip duruma geldiler. Fakat bu çok devam etmedi. Canlı bir oyun çıkaran Fenerliler biraz sonra Ahmed vasıtasiyle beraberlik gollerini yaptılar.
Bu arada favüllii iki hareket ya pan Beşiktaşlı Kemali hakem oyun dan çıkardı. Biraz sonra Müzdad ikinci Fener golünü yaptı. Ve devre bu şekilde sona erdi.
İkinci devrenin ilk dakikalarında Beşiktaşlılar canlı oynuyorlardı. Bu sıralarda soldan yaptıkları bir hücumda Şükrü beraberlik sayısını çıkardı, oyun 2 — 2 olunca Fenerbahçe yine seri bir tempo ile baskılı oynamağa başlamış ve Beşiktaş yarı sahasına yerleşmişti.. Sağdan yapılan bir hücumda Lef terin hafif bir şûtiyle Fener üçün cü golünü kazandı..
Oyunun bitmesine 15 dakika kala Fener lehine bir penaltı oldu, fakat Lefterin şutünü Ethem yakaladı.
Bundan sonra yukarıda kısaca anlattığımız hâdise dolayısiyle o -yuna devam edilemedi ve maç ta til edildi.
Günün diğer maçlarında Vefa stadında Vefa Beykozu 1 — 0 mağ lııp etti.
Fener stadında oynanan Istan -bulspor — Kasımpaşa maçı 2 — 2 beraberlikle sona ermiştir.
aktûailteler
İstanbulun işleri
— 2 —
Mısırda korkunç bir hastalık başladı
Kahire: 4 (AP) — Ani olarak patlak veren Serebro—Spinal—Menenjit hastalığı, Sıhhat Bakanlığı kaynaklarının pazar günü bildirdik lerine göre, Port Saidde altı ölüm vakasına sebebiyet vermiştir,
Bu konkuç hastalığın otuz kişi de görülmesi (üzerine limanda der hal lâzım gelen tedbiler alınmıştır, Resm) makamlar, bu bölgedeki bü tün çocuklarını muayeneye tabi tu tacaklardır,
Filistin için Arabla-------nn Kazırkgı-----------------
Kahire:*4 (AP) — Filistin Cenub Ceblıesinin açılması İçin, lâzım gelen hazırlıkların yapıldığı bu ceb henln komutanlığını üzerine alacak olan Abdül Vahld Paşa tarafın bildirilmiştir.
Paşa demiştir ki:
— «Yahudllerln canını alacak o lan darbe bu cebheden indirilecektin*—
Sabık Mısır ordusu komutanların dan olan Abdul Vahid Paşa, pazar günü, Arab Birliği Genel Sekreteri Azzaın Paşa ile görüşmüştür.
Londra, ,4 (A.A.)
tesbit ve için emir
kanaati
Akadrmi yangını fBaştarafı 1 incide^ iniyorum» demiştir.
Savcı Mûhmed Ali Dikel bu talebelerin hüviyetlerinin müdüriyete celbedilmesi vermiştir.
Hâdisede kasıd olduğu
üzerinde durukluğu gibi ihmal de ıııevzuubahis görülmektedir.
Diğer taraftan Millî Eğitim Bakanlığı taralından seçilen üç kişilik bir heyet dün şehrimize gelerek yangın hadisesi etrafında tah kikata başlamıştır.
Bugün ve yarın vak’a mahallinde yeniden keşif yapılacak ve enkazın bir kısmı açtırılarak bazı a-raştırınalar yaptırılacaktır.
Çan Kay Şek Cumhurbaşkanlığından çekilmekte ısrar ediyor
Nanking, 4 (AP.) —Mareşal Çan Kay Şek, komünistlere kar şı olan - «mukaddes harbe» -devam etmek için Cumhurbaşkanlığını terketmek için ısrar etmektedir.
Kuomintaıı icra heyetinin üç saatlik ısrarına rağmen, Mareşalin kararı değişmemiştir.
Nan kin-
den alman haberlere nazaran, Fıışksrı Car’-Kay-Şek, önümüzdeki seçimlerde adaylığını koy-mıyacaktır. Nankinden yeni mil li meclisin Mareşal Çan-Kay-Şek’i seçmesi beklenmekteydi. Fakat Çan-Kay-Şek hiçbir partiye mensub olmıyan bir şahsın seçilmesini teklif etmiştir.
--------u-------
Trumanın mümessili Frankoile ne konuştu
Madrid: 4 (A A ) — Başkan Tru manın Papalık nezdindeki şahsî temsilcisi Myron Taylor, Romaya gitmek üzere dün akşam uçakla bu radan yola çıkmıştır,
Lizboııdan İspanyaya gelen Taylor Madride muvasalatım müteakip derhal Prado sarayına gitmiş ve bu rada General Franco ile bir saat 15 dakika süren bir görüşmede bulun muştur-
Yalnız bir tercümanın huzuru İle yapılan konuşma, Generalin son da kikada isteği üzerine özel mahiyet te cereyan ettiğinden görüşmenin mevzuu tam bir gizlilik İçinde kalmış bulunmaktadır.
r m a

Thomasta enterne edilen sivilleri t kurtarmıştır. İmparatorluk nişanı J kendisine Başbakan Clement J Attleeııln General Douglas Mac i Arthuy nezdindeki şahsî temsilcisi i Korgeneral C. H Galıdner tarafm L dan takdim edilmiştir (AP) £
Nurenbergdeki Amerikan Baş t savcısı t
Nünembcrg. — Nürembergde ( kİ Amerikan başsavcısı General J Taylor 11 Nisanda hava yolile Anıe | rlkaya gidecektir. General Taylor J geçen 18 martta Bellinde paraşüt I le atlaması neticesinde belkcmiğln- ( de husule gelen bir yaradan dolayı t bir ay istirahat edecektir. General i Taylor Amerikaya hareketine ka- ı dar Güney Bavyerada Paıten- ? klrchen garnizonunda dinlenecek / tir. (A.A) |
Tanganikada zelzele J ★ Darüsselânı. — Buğun Kuzey ı Doğu Tanganikanın Luşoto bölge- z sinde yeniden şiddetli deprem ol- J muştur, Son İki ay zarfında bu böl | gede 13 deprem kaydedilmiştir. Biri çok binanın hasara uğradığı bildi | rllmektedir. I
/

yolsuzluğu
■ - - -o-
İsmail Toprağın cevablandırması istenen sorular
İzmit: (Hususi) — Orman işletmeleri hakkında, geniş ve hakikaten çok ibret verici yazılarını TAS VIR’de okuduğumuz İsmail Toprak İn alâkadar İzmitliler larafuıdan sorulan aşağıdaki sorulara cevap vereceği umulmaktadır:
1 — Çalca işletme Müdürü olarak çalıştığı sıralarda uğradığı mu vaffaklyetsizllkten ötürü Balıkesir bölge şefi olarak tenzili sınıfla tâ yln edilirken, o zamanlar Orman Umum Müdürü olan Mahıuud Na-zlm Baturla aralarında bir anlaşma olmadığı:
2 — Söylenti halinde devam e-den, Nazım Batur taraftarları arasında olup olmadığı .
istediği Dursunbey İşletme Müdürlüğü kendisine verilmiş olsay dı; bııgünkl gibi vatan ve mlllot sev gisile yazdığını söylediği Tasvirde ki yazılarına devam edecekmiydl Cihad Savaş

■ mara mütaalllk, ferahisndırıc)
I İzahattan sonra, sayın
® ye Reisi, iktisadi mevzulara
temas etti.
Vilâyet parti kongreleri, dileklerin* de de işaret edildi. Belediye şehrin 1-marından evvel, şehirlinin mübrem ve zaruri ihtiyacını ucuza temin için, lâzım gelenleri yapmalıdır. Biraz da şehrin iktisadiyatı ile uğraşmalıdır, denildi.
Harb ve normal zamanlardaki gerek devletin ve gerek belediyenin, ek-* mek, et, kömür vesairo hakkında yaptığı müdahaleler, havayiçi zarûriyeyi ucuzlatmak noktasından, müsbat bir netice vermemiştir. Sebebi ise, pek a-şikârdır. Bir yandan iktisad ilmi na-zariyelerinln tesirleri, diğer yandan, belediye kanununun bu yoldaki müdahalelerini frene eden mevzuatın belki de yokluğudur. Tecrübelerimiz bu neticeye vardıktan sonra, çorak olan bu mevzu üzerinde Israrla duruşumuz büyük bir mânâ ifade etmezdi.
Fazla ve lüzumsuz sarsıntılar meydana getirmemek için bu işi burada bı raktık, ve İstanbulun imâr hareketini gözle görülür ve el ile tutulur şekle koymak için, uğraşmağa, lışmağa başladık.
Belediye Reisimiz, yapdıklarını zuh ile, yapamadıklarını gene kat'iyetle miıniyet gösterdi. Bu sebebler altında, İstanbulun iktisadi işlerini, âmmenin arzusuna uygun bir hâle koyamayan ve bunu, büyük bir samimiyet ile iti raf eden, Belediye Reisi, bu işle hiç bir alâkası ve hiç bir münasebeti ol mayan imâr işini de mi, ihmal etmeliydi?
Memleketimizin bazı yerlerinde mİ sallorine çok rastladığımız şekilde harb zamanı, fevkalâde zaman, gibi bir mânâ ifade etmeyen usuller, ve mülâhazalar ile, İstanbul da eski vazi yetini muhafaza edebilirdi. Bugünkü imar neticeleri birer hayâl olur idi.
Dünkü çekmek Reisine ’ mes'ole
Eski gözümün önüne ettim ve çalışmağı vicdan borcu, va^ zife borcu bilen, azim sahibi bir belediye reisi, adam sende, neme lâzım düsturunu, bîr tarafa bırakır ıw) nelere muktedir olamıyor. Meydana n» ler getiremiyor.
İkincisi, belediye, ticaret sahasında muvaffak olamadı, .tecrübemiz bunu gösterdi, cümlesidir.
Gidilen yolun yanlış olduğunu anlamak ve bu hakikati itiraf etmek.
Nazariye pek basittir. Bunu herke* bilir. Bu böyledir. Amme hukuku hük mi şahısları ticaret ile iştigal etmez, ve neticede muvaffak olamaz.
Halkın lehine olarak yaptığımız müdahalede, muvaffak olamadık, düstur doğru imiş. Olduğu yerde raktık. Demesi, itiraf etmesi güçtür İşto bir devlet adamının düşüneceği yapacağı bundan başka birşey değil dir. Ve olamaz.
Gazetelere aid olan düşünceme ge linçe:
Yukarıda, işaret ettiğim gibi, istar butluyu toplantıda, bütün matbuat er kânı temsil ederek büyük bir ehem miyet ile, sayın Belediye Reisini din ledl.
Bugün, aşağı yukarı, bütün* gazete leri gözden geçirdim. Dikkatle tedkil ettim.
İstanbulu, İstanbulluyu yakından memleketi belki do biraz daha uzak tan ilgilendiren bu mühim ıneselo, ba sit bir havadis şeklinde intişar etmiş tir.
Leh voya aloyhde, şayed mevcud I se, hiç bir noktal nazar dermeyan o dllmenıiştlr. Şimdiye kadar yaptığı vo yahud bir sene içinde yapacağı i mâr hareketlerinden dolayı, tcşobbüsi ele alan o muvaffakiyetle intaç edeı hakkında, yâ takdir edici veyahud teı kld odıoi hiç bir cümle, hattâ tek bı kolime yok.
Bu vaziyeti görünco: Yayım yalnı tonkid İçin midir?.. Yoksa takdir, yi yımımın şiarı harleindo bir prensip tr telâkki edilmektedir. Hemen homeı her husus hakkında Avrupadan misi aldığımıza göre, Avrupada chı acab yayım prcnsiplorl böyle midir?., diy düşündüm. t
Yoksa, sevgi ve muhabbeti hakkır da şüphe götürmeyen ana ve babanı I ovlâdlarını şımartmaktan korktukla! gibi, İstanbul matbuatı da, sayın vâ II ve belediye reisimizi şımartmakta mı korkuyorlar? I
Yerinde olmayan bir İhtiraz.
• •











bir
ça-
vu-aynl açıklayarak büyük bir sa




içliınada dikkat nazarımı itibarile ikisi sayın Belediye ve biri de gazetelere aid ü( üzerinde durdum.
İstanbul ile yeni istanbulu getirdim, mukayese
İDARECİ*
Nükhet Olcay j ile
Erdoğan Ocakoğlu Nif filandılar
İstanbul, 4 - Nisan • £43

ı
bt
Bı br
v
j









TENİ SABAH
5 NİSAN 194*

I
ıram
Bsrgamada 1 enteresan bir muhakeme

Türk vatadaşla rmın Amerikan bankaların* da ki paraları mevzu-undan çıkan dâva

Bergama: (Hususi) — İznıirde münteşir 'Demokrat İzmir» gazeli sinin 7 Şubat 948 tarihli nüsha-s.ıdaki Amerikan bankalarındaki b. zı Türk vatandaşlarına aft para Jar hakkındakl haberi okuduktun sı ura (bu paranın hükümet adam huına ait olduğunu ve hükümetin h.rsız ve namussuz bulunduğunu) söylemek suretile hükümetin nıâne vı şahsiyetini tahkirden sanık Ke-nun Ar hakkında mevkuf olarak yı.pılan soruşturma sonunda: Adı g çenl duruşııması ağır ceza nıah kemesinde yapılmak üzere son sc iuştuımanın açılmasına karar ve rilmlş ve bugün duruşmasına ağır ceza mahkemesinde devam edilmiş tir.
Sanığın müdafillğini avukat Halûk Okeren ve Hami Kural deruhte etmiş oiub bu husustaki iddi a ve savunmalar yapıldıktan son ra her iki müdafi bu hâdisenin uy durma ve yalan olduğunu miiek killerinin gazetedeki havadisi aynen okumuş olduğunu ve fakat ora da bulunan be mllekkinin Demok rat Partili olmasını çekemiyen bazı şahısların böyle bir hâdise tertib elmiş olduklarını beyanla duruş-Ananın gayri mevkuf olarak yapı) masını istemişlerdir.
Mahkeme heyeti, müzakereden 6onra samğm duruşmasının gayri mevkuf olarak yapılmasına ve şa-hldlcrln celbine, duruşmamı? başka güne bırakılmasına karar vermiştir-
----o--
Kaplıca^arile meşhur Emetl
-------o------
Emet - Değirmiş z yo’unun Sülye köyünde birleşi ril-mvsı isteniyor
Emet 38
A
Osmaniyeliler telefondan şikâyetçi
Bergama günden güne geriliyor ınu ?
işsizlik yüzünden artan kumar ve içki âfeti — Kafayı tütsüleyip sokaklarda nâra atanlar — Şehirde işlenen cinayetlerin ekserisi içki yüzünden vu..u buluyor
Bergama (Hususi) —Onsekizbhıi ksur nüfusu bulunan Bergama'da I bilhassa genç yaştaki delikanlıların işsizlik yüzünden uygunsuz yollara gittikleri görülmektedir. Eski ve ta rihl bir şehir olmasına rağmen nıem lekette hiç bir terakki yoktur. Es kiden ne yavılmışsa halende o ay nen muhafaza edilmektedir. Kah vesl ve meyhanesi çoütur. Buralıin gezdiğiniz anda işsiz ve güçsüzlerle tıklım tıklım dolu olduğunu görür sünüz. Sokaklarda sarhoş vaziyet te ve nara atan şahıslarla her za man karşı karşıyasmız. Zabıta bun larla alâkadar otuyonala kadrosu pek dar olan emniyet teşkilâtı bu kadar büyük bir şehirln beş polis le asayişini temin edemeyeceği tabi idlr.
İşlenen cinayet ve sair suçlar tet kik edilecek olursa bunun ya bir ka deh rakı veya fazla sarhoşluk ne ticesl vukua geldiği görülmektedir. Yolda giderken önüne güçlü kuvvet 11 bir şahıs çıkar, bunun bir iş için geldiğini zannetmeyin bu zat siz den beş veya on kuruş isteyecektir. İstediği parayı verin ve farkında ol madan takib edin ya bir bardak şarap İçecek veya ispirtosunu alıp


/
onunla kendi keyfini yerine getirme ğebakacaktır. Bunların başlıca sebebi balısettiğimiz İşsizlikten İleri gelmektedir. •
ğildir. Halkın İstifadesi bakımından
Halkevlnln çalama tarzı fena de ğildir. Halkın istifadesi bakımından türlü türlü kurslar açmakta ve hal kı cehaletten kurtarmak İstemekte İsede bu teşebbüsler akamete uğra maktadır, Çünkl bu kurslara devam eden öğl-enel yoktur. Meselâ cahil halkın oktıyub yazmasını te min zımnında kurslar açılmışsa da. iyi bir netice alınamamaktadır.
Velhasıl ku koskoca tarihî metti-J leket acınacak durumdadır.
KATIL HÂDİSELERİ
Bergama kazasında hemen
— — - “ • •

he men hâdiseslz hiç bir gün geçme mektedir. Bu arada bilhassa katil hâdiseleri çoğalmaktadır- Beş altı ay İçinde altı atil hâdisesi olmuü ve son olaıakta bir iki gün evvel ydne çayırda bir tarlada hayvan ot lamasından aralarında çıkan kav ga sonunda, Cavit Menteş adında kİ şahıs Haşan Özakan çifte İle vura rak öldürmüştür. Sanık sorguyu mü teakib tevkif edilmiştir-
Taşova tütün piya sası açıldı fakat!...
Müstahsil tütün fiyatlarının artmasını bekliyor, Tokatta
207 N ksar ve Erbaada 250 — 300 Taşovada
378 — 274 kuruştan muamele gör ü
Tokad: (Hususi) — Taşova, Tokat, Niksar, Erbaa, tütün piya salan bilindiği gibi 15 martta açıl __mı^, i'iya3aya__ilk__ gelen ?5?A6.uPjLr
Emet (Hususî)
bin küsur nüfuslu bir ilçedir. Bu kasaba eskidenberi kaplıca larile meşhîır olduğundan çok ziyaretçi çekmektedir. Yegâne, l’^zanç çiftçilik olup bu arada tütün ve önümüzdeki yıllar için pancar ekimine dv müsaade olunmuştur. 35 kml. şimalinde Değirmisaz si-tnsvonunda Etibank tarafından
« isletilmekte olan kömür maden leri memlekete mühim bir ge-l:r kavnağı teşkil etmekte ise d* ilce ile Deâirmisaz amasında yol bulunmadığından, maatte ■ easâif bu kömür cevherlerinden ilçe halkı faydalanamamakta -chr. Ve dolavısile bu madenler d? c?hşan-3 bine yakın memur v? işçi Emetin kaplıca ve mey-, v? sebzelerinden istifade ede-rufroektedir.
Yol faaliyeti
Tamamen sona ermiş olan E-met - Emirler şosasmın ortala raa Sülve kövünden Değirmi -••■•/.a bağlanması için 15 kim. "İr bir yol inşası istenmektedir.
T’-’k-n bu vola sarf edilmek ü-7(-rp garn linyitleri işletmesinde önemli işi nazarı itibare .ala r»k ••rninn inşası cihetine p-rr-in sr hin nüfuslu bir ilce-• m ;ı(bali bakamından hayır ]) -ı-o ı-ıip unut olmayacak bir yapmış olacaktır.
Hüsnü Erten
Jd am cezası dan 3n
- s** »e mahbû*" o '«ı
Bergama (Hususî) — Dama-fbn’ taammüden öldürmekten :• nık Ali Şengalibin duruşmasına uzun zamandanberi devam ediîmete idi. Yapılan duruşma sona errm'ş ve sanığın fiilî s^bit görül d nğiinden idapı ceza sı ile hükümlülüğüne ve fakat bazı sebebler dolavısile bu ceza mn 30 sene ağır hapse tahviline karar verilmiştir.
Ham yet i iki vatandaş
Havza: »Hususi) — Teşvikiye un fabrikası sahibi Maclt Sirel fe Sekiz Göz un un fabrikası sahibi Mah mut Çan. 10—15 er kilo hesablle kazadaki fakir halka 1500 kilo un tevi etmişledir. *
Maclt Sirel ve Mahmut Çpnnın bu hareketi muhitte memnuniyet uyan dırmıştır-
Tokatta görmez 50, mansul zu(, Niksar ve Erbaada tek fiyatla mahcul görmez dahil 250—300 Ta şovada 174—378 kuruş üzerinden Tekel idaresi tarafından mübayaa edilmiştir.
Aradan bir hafda geçtiği halde yabancı hiç bir firma Tokat, Nik sar, Taşova piyasalarına henüz girmemiş olmakla beraber fiyat1 ba remlerindede hisedilir derecede, bilhassa mahsul görmek tasnifi yapılırken düşüklükler oluyor. En az dört milyonluk Taşova rekol-|
tesinin ortalama ISO—200 arasın da dönmesini müstahsil aramağa başlamıştır.
Tokattaki durum_____tek alıcılın
elinde olup temamen müstahsilin aleyhine bir durumdur. Kezâlik ayni hal Niksar, Erbaa ve Taşova) da da aynen caridir. Taşova 947 mahsûlünün geçen senelerle kıyas lanmıyaeak evsaf üstünlüğünde ol ması karşısında müstahsilin ban ka ve Tekele olan borcunu dahi karşılamasına imkân olmadığını kayıt etmekten kendimi alamıyorum. Taşova tütün piyasaları Tekelden daha iyi bir fiyat baremi ve yabancı alıcılar bekliyor.
Basri Ahmed Ünal
Afyon C.H.P. II Kongresi çok hararetli geçti


Hesab, di.e , Lüdce encümenlerinin raporları incelendi, yeni dilekler Kongreye arzedildi. terbiyeci İsmail Haakıya Afyondular tarafından hemşerilik verildi

is
Vatanda şiara Telefon idaresinde müşkülât f üsler iliyor
Osmaniye (Hususî) — Osma niyede telefon teşkilâtı bundan üç ay kadar evvel açıldı. Açıldı ğı gün de halk bir bayram günü yaşadı.
Telefon idare müdürlüğünce Osmaniycye Seans saati veril -mediği için, vatandaşlar birçok müşkülâtlarla karşılaşmakta -diri ar. Saat 9 da telefon idare sine gelen bir kimse ancak 12 de konuşabiliyor.
Bilhassa biz gazeteciler topladığımız havadisleri gazetemi ze bildirmek üzere saat 21 de postahaneye geliyor, 23 e kadar beklemek mecburiyetinde kalıyoruz. 0 zaman da elektrik ler söndüğünden konuşmayı fe nerle yapıyor, bazan da konuşmadan orayı tcrkediyoruz.
Sonra, fîi£rer bütün merkez -ler îstanbulla konuşabildiği hal de. ilçemize îstanbulla konuşma müsaadesi verilmemiştir.
Tüccarın ekserisinin işleri ora ile olduğu için, bu vaziyet ten acı acı sızlanmaktadırlar.
Onun için bu hususlara bir çare düşünülmesini, ilgili ma ■ kamlardan ehemmiyetle bekli -yoruz.
-------o------
Aydında bulunan define
Aydın (Hususî)
Aydın (Hususî) — Silifkeli. Avni Bacaksızoğhı ile bakkal Ahmed Tamar, şehrimize gel -inişler, Ramazan paşa camiinde define olduğunu haber aldıkla rmı söyliyerek kazı için müsa ade istemişlerdir, fakat, daha bu işin resmî formalitesini yap firmadan, Karanlık köprü yarında gezerken dibi toprak üstünde kalmış bir küp görerek burada altın olduğunu iddia e-derek alâkalılar huzuriyle kaz-mışlar, çıkan küpün içinden ağ zma kadar dolu kireç parçası bulmuşlardır.
Filhakika 10 - 15 yıl önce bir kazı esnasında işçiler biraz altın bulmuşlar, iş hükümete ak settiğinden mâliyeye teslim etmişlerdi.___________
Gaziantep tütün kooperatifi yolsuzluğu
Gazianteb (Hususî) rimiz tütün koperatif müdürü ve muhasebecisi Vecihi Saner 16 bin lira zimmetlerine geçirdikleri tebevyün et/ııiş, 15. 3. 948 günü Vecihi Saner emniyet memurları tarafından yaka İanarak ifadesi alınmış. Bu pa ranın 10 bin lirasını kayıp etti ğlni ve 6 bin lirasını ise şeriki olan müdüre verdiğini itiraf e derek tevkif edilmiştir.
Bergı^ada b*r
Bergama (Hususî)
Şeh-
kısa
ilçe,
Afyon (Hususi) — C. H, P, Af. yon il kongresi toplanmıştır- Toplantı heyecanlı ve oldukça miuıâka şalı geçmiştir. Eski Milletvekilleri nuzden İsmail Hakkı-Bâltacıoğlu ve Burdur miHelvekili Şerif Korkut bir gün evvel 25/3/948 perşembe gün') şehrimize gelmiştir. O gece akşamı Baltacıoğlu yemekten sonra bir konuşma yapmıştır.
Kongre gündem gereğince,
delegelerinin yoklamalarile başlamıştır. İl idare kurulu başkanı Necip Etemoğlu kısa bif nutukla kongreyi açmıştır Partinin kurucusu Ebedi Üef Atatürküıı aziz hatırasını taziz için (3) dakika say gı sükûtuna geçilmiştir.
İdare kurulu raporu tamamen o-k-unduktan ve üzerinde lâzım gelen incelemeler yapıldıktan sonra ka. bul edilmiştir. Bir saatten fazla süren raporun incelenmesi anında Ne cip Etemoğlu. Ali Veziroğlu Niyazi Genel Bekir Gümüş konuşmuşlar-; dır Raporun kabulünden sonra he sap, bûdce, dilek ve Halkevleri ile Halk Odalarının' bugniAkü 'dıırunıfa nnı İnceleme köhıîsyonla;-; s».çildi. Yemek vaktinin gelmesi ve komisyonların serbestçe konuşabîlmelerl i çin ara tatili verilmiştir-
ÖĞLEDEN SONRAKİ OTURUM
Öğleden sonra saat 14 de hesap, büdce, dileli encümenlerinin raporları teker teke, incelenerek bu arada yeniden bazıdlleklcı de kongreye arzedllmlştir Bilhassa Lutılar dan Necip Etemoğlunun terbiyeci İsmail Hakkı Baltacıoğlunım Afyon fahri hemşehriliğine kabulu için Af yon belediyesine müracaat edilme

JUL
— IH -
Büyük kıtadaki Kur’anı-kerimlerden ikisini bundan evvelki makalemde i-zah etmiştim. Müze kütübhane-smde yine öyle bir Kur’anıke-vardlr- Ve °b’adı o4X52 santimdir. Heyeti umu-miyesi 401 sahile teşkil eden bu Kur’anıazîm, baştan nihayete kadar yaldızlı cedveller arasına siyah mürekkeb ve celî hattile yazılmış ve her iki satır arasında boş bırakılan yerlere de kırmızı mürekkeb ve tâ'lik hattile Kur’anıkerimin Farsî mânaları imlâ olunmuştur. Baştan ve nihayetten ikişer sahifesi mavi zemin üzerine |nce ve zarif çiçeklerle fevkalâde bir tarzda telvin ve tezhib edilmiştir.
Sûre başları da keza müzeh-heb olduğu gibi cild kapakları da ayni surette müzeyyen ve bilhassa cildin iç tarafı kırnnzı zemin üzerine yaldızlı çiçeklerle cidden Musanna’ bir şekilde tez yin olunmuştur.
Şahife kenarlarına da âyeti celîle kırmızı mürekkeb ve Far-eî tercemeler de siyah mürekkeb ve tâ’lik hattile - (Tc-fsir-i-Hü-8eynî) yazılmıştır. )
Bu Mushaf-ı-Şerifin son sa-1 hilelerine ise bir hatim duası ve bir de Tefe’ül-name ilâve olun-l muştur. Kuı'anıazimden istiane ve huruf-ü heca suretile tanzim edilen bu tefe’ülname nazmen tertib kılınmıştır.
Cidden çok güzel ve müzeyyen olan bu Kurianıkerimin, Ahmed Şah Dürrani’nin ümc-' ramndan (Muslihiddüvele Nu-reddin Hanın) emrile (MoUa Ahşenüllah) tarafından 1177 tarihinde yazılmış olduğu verilen meşruhattan müsteban ol-' maktadır.
Ahmed Şaha gelince; bu zat Iran hükümdarı Nadir Şahin ricalinden iken Şahın 1160 tarihîn de katli ve Afganistanın İrandan ayrılarak istiklâlinin ilânı üzerine Afgan halkı tarafından kendilerine Şah olarak intibah etMIîınijtir. - 1
Bu suretle Dürranî hanedanını kuran Ahmed Şah hükmdar-lığının devamı müddetince yalnız Afganîstanı ziri idaresine almakla kalmamış Heratı. Horasanı, hattâ Hindistanı bile istilâ eylemiştir. Acaba bu kud-l retli Şahın ümerasından olan Nureddin Han, bahsi geçen
Kur’anıkerimi yandırmak gibi bir emri hayra Mçmet ettiği zaman, bir gün ge bunun Türk ümzesinin kı rMli eşyaları arasına kanşaca' i ve bu yüzden namının asırlarca zikre fYazan: ” ■ | Ahmed Vefik Tura| vesile olacağını hatırına getirmiş midir?.

Mevcud Kur’anıkerimler ara-şında bir tane de ceylân derisine yazılmıa noksan bir nüsha vardır. 20x29 eb’adında olan bu ceylân derileri 102 varaktan ibarettir. Ve her birinin üzerinde sekizer satır vardır.
Ayâtı celilenin tamamını ihtiva etmiyen ve hattı kufi ile yazılmış olan bu Kuı'anıkerim parçaları, yazının çok eski bir dc-vre aid olması ve ceylân denli bulunması, kıymetinin taz-ifini icab ettirmektedir. Yaldızlı ve nakışlı olan birinci varakta bozuk bir hattı Arabi ile şu cümle görülmektedir: Mevlânel-Enam Enıirilmü’minîn Eimüsteiuhinalı Bu kayıd, cok değerli olan bu Kur'amkerimin vaktile tam olarak Halifei müşarünileyhin kendisine veya küt.übhanesine aid olması ihtimallerini hatıra getiriyor.
Malûm olduğu üzere Halife Elmüsteinhillah, Hülefavı Abba-• * şivenin on İkincisi olup 248 tarihinde makamı hilâfete geçmiş ve üç sene Halifelik etmiştir.
Binaenaleyh bu noksan nüshanın on iki asırlık bir ömre ma lik olduğu anlaşılmaktadır. Yel r.ız tahmin edilemiyen bir nokta kalıyor ki o da bu nüshanın ne gibi nakliyatı tarihive ile Bağ-caddan buraya geldiği ve noksan varakların ne olduğu keyfiyetleridir.
Müze kütübhanesine giriş sek line gelince: son yaprağındaki ik i şerh bunu sarahaten arıklamaktadır. Bu şerhlerden birisi şudur: Kanlıcada Mütevellive
hanımdan selesen lirayı Osmaniye devletin, necabetlû Abdülme-cid Efendi tarafından Bil’iştiya Mıizei Hümayuna ibda buyurul muştur. Bu şerh, herhalde Ab-düJmecid Efendinin adamlarından birisi tarafından yazılmış o-iacaktır.
îkinci şerh ise. yukanki ya-
i Paris Mekfubları |
'-^,11.1......... Ban.............. ’
zıyı kâfi gârmiyen Abdülme-cid Efendi merhumun kendi el yazılannı ve imzalanın havi olup aynen şöyledir:
Müzei Hümayuna yadigâri ih t i rahıkâranemdi r.
18 RebîGlevvel 1328
Abd"
ülâziz Hanzade
I


Abdiilmecid
Bugünkü piyasaya nazaran seksen altın üç bm kâğıddan faz la bir yekûn tutarsa da mânevi değeri bunun çek fevkindedir.
Cildi meşin katlı ve şemselı olan bu noksan sahifeler. içi yeşil atlasta bezenmiş ceviz bir ku tu içinde «muhafaza edilmektedir.

Meşin bir mahfaza içinde mu hafaza edilmekte olan 11X22 eb
b r(

Kamer * i n
Tapusu
si teklifi şiddetle alkışlanmıştır. Bu arada heyecanlanan üs da t «Allah beni acı çeksin diye yarattı» diye söze başlayarak kısaca meslek haya tından ve bir hocanın hatalarından bahsettikten sonra: .Siz ise bana yurddudn en şerefli unvanım veriyorsunuz diye heyecanlanarak yerine oturmuştur.
Halkevleri ve Odalarının korniş yonca verilen raporlarda incelen dikten sonra 11 i yedek ve 11 i asil olmak üzere il idare kurulu ve bil harede Kurultay delegeleri seçimi ne geçilmiştir- Seçim gizli oy ve açık tasnif usulü İle yapıldı. Gece i se Halkevi sinema salonunda üsdat Baltacıoğlu konuşmuştur. Toplantı yada bine vakm vatandaş iştirak et miştir.
II idare Kuruluna seçilen Asil Azalar
Necip Etemoğlu Kemal Aşkâr Nazif Kutnıan Şükrü Özbay
İbrahim Saraçoğlu Osman Özçelik İzzet Özkara Mehmed Haraç Basri Oktav Hayri Tolunan Niyazi Genel
Kurultaya Gidecek Asil Azalar Kemal Aşkar Niyazi Genel Ali VezlroğN Ahmed Gevrek İsmail Avcı Ziya Kuray Hüseyin Kura}



*
Af y oıq Merkez
Dlr.ar Sandıklı
bıcnb’a'na ( — Berşa-manın sabıkalı güruhundan bu lunan Kadir ve Mehmet tütün eü adındaki iki şahıs genel ev deki kadınlara bıçak çekmek ve hakaret suçundan dolayı a dalete getirilmekteyken, bunlardan Mehmed ânî olarak yanında bulundurduğu bıçakla diğer bir genç kadını ağır surette yaralamış ve kaçmağa muvaffak nlmw=tur. Zabıtaca sanık a ranmaktadır.
v . h rnı şebekesi y ıka’ancîı
Konya (Hususî)
O
Konya (Hususî) — Şehrimiz de uzun zamandanberi hırsızlık vakalan olmaktaydı. Zabıta bu sirkat hâdiseleri, üzerinde ehem miyetle durduğu halde şimdiye kadar bir ip ucu bulunmadığın dar vakalar failsiz kalmışlardı. Bu kere yapılan takibat netice sinde bazı ip uçları elde edilmiş ve şehir içerisinde dolaşan kıp-tilerin yaptığı anlaşılmış ve ya pılan sıkı takibat neticesinde, 13 ü erkek ve 5 i kadın olmak üzere 18 kişi yakalanmış ve derhal tevkif edilmişlerdir.
Bu yalın ayak hırsız şebeke sinin başı Çobanoğlu Mahmud adında bir ihtiyardır.
Şebekenin çaldığı eşyaları, şünheyi çekmemek için ya sat makda veya toprağa gömmekle oldukları öğrenilmiş ve yapılan araştırmalarla bir çok eşya top rak altında gömülü olarak bulunmuştur.
Osman yede unu pahalı
- İv satan
Osmaniye (Hususî) — İlçemizde torbası 28 Lr. 75 kuruşa satılan un" tüccar Haca Mustafa Delikişı 30 liradan satmak istediği iddiasile mahkemeyo verilmiş ve ilk ifadesini müteakip tevkif edilerek dükkânı mühürlenmiştir.
dö!;' â kavafı’ ı
Paris: (Hususi Muhabirimiz Bildiriyor» — Fransanuı hemen bütün küçük şehirlerinde birer tiyatro vardır. Ve hemen hemen daima be ledlyeye bağlı olan bu tiyatrolar. «Belediye Tiyatrosu? ) veya Beledi ye Operası» admı taşırlar. Onlar da, hemen lıer tiirlü temsiller görü lür: Şehrin başka tiyatrosu, tam mânâsile temsillere müsait başka yeri olmadığından, tiyatro, opera temsilleri, konserler ve buna ben zer her şey, bu binalarda verilir.
Küçük şehirlerde, bövlece bir tek tiyatro olduğundan: şehre her tür lü temsilleri vermek gayerile. u-zun ve devamlı temsiller görülmez. O şehirde, o binada mevcut olan te şekküller; dtğer şehirlerden ve bil hassa Paris, Lyon gibi büriik şehir lerden gelen türaplar, sayısı üç dördü geçmeyen temsiller verirler. Şehrin ihtiyacı, böyle temsillerle karşılanır. Yani bir şehrin her tür İÜ temsile İhtiyacı okluğu; halbuki her temsil için ayrı tiyatro olma dığı ve' bütün ftûtılar ayni binada oynanacağından, temsiller kısadır. Büyük şehirlerin, billıassa Parisin uzun ve devamlı temsilleri, buralar da görülmez. Parisin tiyatroları malûm; temisillcr haftalarca, aylar car oynar. Bu, bir küçük şehrin, ve meselâ bir Grenoble’ln tiyatro ha yatının tamanüle zıddıdır.
Gıcbole'da, bir tek tiyatro vardır. Burada, senenin her 2amanm da, hemen her yerden gelen tlyat rolar, operetltr, opera tuluplan tem aliler verir; Konserler burada olur.
'* nrSıaıı H)oyran
Dediğim gibi, bu temsiller hiç bir zaman üçü dördü geçmez. Zira, de vamlı uzun temsiller şehrin diğer şeyleri görmesine mani olur. Paris te İse. bir yığın tiyatro olduğundan, böyle bir şey mevzu bahis de ğ)ldir.'Bu, sadece Opera ve Opera Comipue için böyledir.

Parisin tiyatro hayatı Jçin muazzam» kelimesini kullanırlar. Hakikaten Pariste muazzam bir tlyat ro hayatı vardır. Pariste, bilhassa tiyatroların sayısı beni şaşırtmıştı. Onun tiyatro hayatını, program lanm takip ettiğimden, sayılanın da aşağı yukarı bilirdim. Fakat biz zat.Pariste bulunupta sayılarım bil mek çok daha başka bir şey! Daha doğrusu, insan ancak Pariste olun ca, onun tlyatrolannnm sayısnn an hyor Bir temsil için, bir konser ve ya opera için Ankarada saatlerce sı ra beklertıek, her salı akşamı sabah lamak mecguriyetlerlle karşılaştık tan; bir Hamlet temsilini görebilmek için İstanbulluca yollandıktan sonra Paris!-.. Böyle bir yerde insan şaşırıyor; hepsine gitmek isti yor... ve-., hepsine gldemlyeceği 1-çin de hemen lılç gidemiyor!..

Parisin bu muazzam tiyatroları ve programları karşısında düşünür ken, kendi kendime şöyle bir hesap yaptım: Düşünelim... Paris tiyatro lannm sayısı, altmışı, yetmişi bu luyor- Bir küçük şehir de, meselâ Greııoble’da İse sadece bir... Bu, (Devamı 6 nctdaJ
Bilmem gazetelerde okadunu, mu.? iki Amerikalı bükûmehenne bir istida vererek Ay’jn tapusunu u teminler. İsterler ya Demokrasi dtij yasında yaşıyoruz. Söz hürriyetini de nazarı itibara alacak olursak, bu istekte niç hayret edilecek bir şey yok. Mesela Basyanın dünyayu sahib çıkması, Yahudlkrin FUisd ne sahib çıkması, kiracının ev sah* bine illallah dedi&p evine sahib ,çjk ması gibi ohşey.. Hattâ. Amerikalı zatların istekleri ve hareket tarzla r) diğerlerinden daha kibarca (lb: gözüküyor. Çünkü Ay a şınrcüye ka dar kimse sahib çjkmadi- Sadec( zeplinle, balonla nihayet atom lan Kamere gitmeğe kalktılar. Aı laha çok şükür şimdilik mu varta olamadılar. Olamadılar amma; ) ne astronomların önlerinde metre larca dürbünler zaw4h Kamercciı-ze kem kem bakıp duruyorlar Ben ket versin ki; yine astronomi n’in; lerlnin söylediklerine güre Kauıeı de canlı varlık yokmuş. Ya okıaydi. Maazallah Aya ayaklarını basaj basmaz orası senin burası benim gırtlak gırtlağa geleceklerdi Asırlar dunoerl kenui haüsıae dönüp dola şan Kanıerceğizi de Stalingrat cet besine çevireceklerdi. Maamaflh ora dünyadakiler Ayada yetişir Meritu da canh varlık yoksa buradan gı türmesi zor mu?. Merak etmeyin de... Yeter ki; ora.ara gitmeğe mu vaffak olsunlar.
Ne diyorduk?.. Derken efendim Amerikanın muhıercnı içişleri Ba kanı, gayri nrenkûiier müdiırile görüşerek. sğjr ve hu’.uKi bir lisanla istidayı reddetmiş. Demiş ki:
— Böyle bir talepte bulunulaoil mesi için evvelden, istenilen gayri menkûlün gezilip görülmesi l«^)ın dır, ve Amerika hükümetinin d,- Av üzerinde hiçbir hükümranlığı olma dığı için böyle bir talebe müsbe* ce vap veremez deıııiş-
Doğrusu kibar adammış. Ya ou talep bir Rus tarafu:r an yapıl;-(y. dı.-. Derhâl Stalln efendi kalka ve derdi ki:
— Biz dünyada hiçhir ferd .n bir karış toprak tanımıyoruz ğll kİ Ay’ı- iki kişiye bala-edece-O da Rusyamndır. Orayı da Kor nist yapacağız. Veyahut istidaci. n şüphelenip, herhalde Ay’a gitme ? relerini buldular diye zavallıcık! ı divanı harbe verirdi.
Farzedin kİ Amerika h'"kûn • tapuyu istida sahiplerine verdi . lar da bir âlet icad e-dıp gittiler ve yaşama i.a.
kânım buldular Acaba ilk ya-
pacakları iş nedir: Derhal akli» şu geliyor. Fabrikalar kuracakı Top, tüfek, tayvnre ve harb genuü İnşa edeceklerdir. Öyle ya;ya ken dilerinden sonra gelenler baskın çı karlarsa., Zavtılhv.ılılann nevest ' İçlerinde kalarak, tası tarağı to; yıp tekrar çili haneye avde. edee l’ ler-
Bana kalırsa; Ay’j milletler • dertlerini halletmeJt için deva ıh ’, lâthanesi haline koymak en doğru sudur. Her milletin neye ihtiyacı varsa, neyi eksikse Kamerde çare bulmalı- Çünkü bazı şeyler var ki artık dünyada çare bulmaya im k(2n kalmadı. Meselâ Rusyaya itidal ve Demokrasi, ilâcı Filistine. sabi; ve sükûnet şurubu, Yunanistanı c telerdeıı temizleme siyaseti. Avm: lediyesine et üerdini halletmek içi payı kalkındırma desteği gibi...
Bize gelince: Bizde o kadar ç (Devamı 6 ncıcta
I
f E N T S A B X1

SAYFA:5
5 NÎSAN 1948

/


(Baştarafı 1 incide) m Feridun Dirimtçkin tarafından yıllık rapor okunmuştur.
Rapor hakkındaki tenkidler sıra ■mda Melih Yener Alemdar ocağın da 450 âzâ olduğu halde 76 kişi i-le kongre yıpüığnn söylemiş; hat tâ Kumka’pılı delegelerden memur olan birinin. Türkiyenin ücra bir köşesine tayin olunduğuna ehem -miyefcle işaret etmiştir.
Bilâhare, ilçe başkanı Feridun Dirimtekin tarafından, rapor hak-kındaki tenkidlere cevap verilmiş, hesap ve dilek encümenlerinin seçimlerine geçilmiştir.
YARIM SAATLİK İSTİRAH AT
Yarım saatlik bir istirahatten 6onra ”hesap encümeninin hazırladığı rapor okunmuş ve delegelerin yine şiddetli tenkidlerine mani’ kalmıştır. Bu münasebetle, bilhassa Alemdar delegeleri, kendi bu -caklanna az tahsisat ayrıldığın -dan acı acı şikâyet ederek Halke-vinde kendilerine yer verilmediğini öne sürmüşler ve bizim eşyalar nmızı, lıiç olmazsa sokağa atsınlar da, çadır kurup faaliyetlerimize devam edelim, diye haykırmışlardır.
Neticede, oyan konulduğu zaman, hesap encümeni raporunun ittifakla kabul edildiği görülmüş ve dilekler faslına geçilmiştir.
İLKOKULDA (UKRAYNA MARŞI)
Dilek encümenlerinin hazırladı -ğı raporlar okunduğu esftada, Kum kapıdaki P. T. T. okulu talebelerinin civarındaki kadın sâkinleri ziyadesile rahatsız ettiklerine; ve komünizm tehlikesine temas edilerek Beşiktaşta bir ilkokulda, marş yerine (Ukrayna şarkısı) söyletil-dığine işaret edilmiştir.
Ayrıca, parti faaliyetlerinin nok sanlığı belirtilerek, propaganda teşkilâtının bozukluğu üzerinde de durulmuştur.
Yazılı dileklerin okunmasını mü teakip, saat 21 de yeniden içtima edilmek üzere, kongreye ara verilmiştir.
ATIF ÖDÜL YİNE KONGRE BAŞKANLIĞINDA
Kongre saat tam 21 i 5 geçe a-çılmış ve Atıf Ödül, kongre baş -kanlığı mevkiini işgal etmiştir.
Muhtelif temenni ve dileklerini izhar etmek üzere söz alan, Kemal Gür adında, Üniversiteli bir genç, Üniversiteli arkadaşlarının hislerine tcrcüman-olacûğını öne sürerek, bu gençlerin, yersizlikten ve modern talebe yurdlarının olma yaşı yüzünden, sefil ve perişan bir durumda bulunduklarını, bu gidiş •e, gençliğin ve memleketin istikbalinden endişe edilebileceğini te -barüz ettirmiştir. Delege, bundan «onra, 'umumi bir ahlâk buhranı başgöstermiş ve gayrimeşru cinai münasebetlerin artmış olduğuna e-hemmiyetle işaret etmiştir.
Sözlerini yeniden gençlik, lise tahsili ve Üniversite meselelerine intikal ettiren Kemal Gür, gençliğin iyi yetiştirilmediğine, Üniversitedeki tedris sisteminin aksaklı ğı yüzünden de her yıl (binlerce) gencin sınıfla döndüğüne dikkati cc ir
Fikret Oyman adında bir baş ka delege; nüfus kâğıdlarının, çok bozuk olduğunu, bu yüzden de. evlenme, boşanma, askerlik v,s. gibi meselelerde büyük aksaklıklar doğduğunu söylemiştir
Bilâhare, sözü ocak faaliyet-Icr'-ne getirerek, bazı C. H. P. m:lletvekillerinin (ocak), (bucak) gibi basit parti teşekküllerinin mahiyetinden bile bihaber olduklarını, ayni zamanda parti üst kademelerinin ocakla-ım çalışmaları ile hiç alâkadar olmadıkı arını, halbuki seçim l'-rde. dcaklnrın müessir rol oynayabileceğini tebarüz ettirmiş-t’r. Bu arada yarti programında rla (ocak) lava ehemnıiyet* ve’ ')’■‘f/liğinden bahsetmiştir. I REKTÖRE ÇEKİLEN SOPA j ^ Alemdar bucağından Melih* tene:, Halkevlerinin aBİa (Hal 4evi, olamadığım; bu arada* muhalefet organlarına da acık) bulunması gorektiğini, acı bir* lisanla belirtmiş; gendik hare-! ketlerinden bahisle şunları söy' İçmiştir: *
»— Biz kanun yapıyoruz; am1 ma ona riayet etmesini bilmi-! yoruz. Şikâyet etmel^. müracaat* etmek için yetkili .merciler du-! rurken; yarın, bu memleketi' kendilerine emanet edeceğimiz' gendik, kalkıyor, sol temayül-Jii diyerek bir rektöre sopa çe« kiyor.
Bir kanunsuzluğu önliyeceğiz dıv(- kanunları çiğnemiydim e-ferdiler.» ;
Delege Şaban Meşen; Devle*: t’n yangınlara karşı önemli ted1 birler olmadığını; hattâ bu vüz! den koskoca Güzel Sanatlar A-1 kademisinin dahi yakıldığını i-! leri sürerek (cok dikkatli) oluır nırmı gerekliğini söylemiştir. ! (K!TIR KITIR KESERLER* 1
Muharrir Murad Kavahanlı V



da. Üniversite tahsili yapau gençlerin çok sefil ve perişan, bir durumda, tahsillerini idame ye çalıştıklarını söylemiş bilâhare, gençlerin mitinglerini, (efendice) olmak şart-:le yerinde bulduğunu belirterek:
«— \
olana dokunmaya amma; laı bizi ele geçerse
dan sonra, Jstanbulda fuhuşla mücadelenin eksik ve Kifayetsiz olduğunu, emniyet teşkila-tının takviyeye muhtaç ve jan-darmeıe-rın şehir içinde 1 d3) lir) maaşla dolaşmalarının göze hoş görünmediğini söylemiş tır.
İhsan Hıııçer adındaki delege de şunları söylemiştir:
«— Gençlerin (miting) leri meselesine temas etmek istiyor.
*HASAN ÂLİNİN KOMÜNİSTLİĞE
Gençliğin ben bu yoldaki heyecanını yerinde buluyorum, öyle komünistler vardır ki, Bakanlıklarda baş köşeyi işgal ediyorlar.
Geçen yıllardan birinde, bir okulu ziyaret etmiştim. .Orada komünist (Gerçek) ve (Gün) gazetelerinin Hasaıı Âli’nin em rile sattırıldığını öğrendim. Maraş milletvekili Emin Soysalın da ayni şeyleri bir başka okulda gördüğünü, bir gazetede) okuyarak öğrendim.
Sonra, yine bir başka dergide asu'larııı gerisinde abideleşen (Köroğlu) muzun komünist olduğunun isbata çalışıldığını öğrendim. Hem de solcu (Pertev Naili Baratav) imzasile... Düşünün, biz böyle bir doçente nasıl kürsü veririz, bu bir cinayettir arkadaşlar.»
Müteakiben söz alan delegeler, parti faaliyeleriııi tenkide devam etmişler ve kongre gece yarısına kadar devanı etmiştir.
C. H. P. KARTAL İLÇE KGNGRI-.sİ
Kartal C. H. P. İlçe kongresi dün saat 10 da Kartal Aile gazinosunda 17 ocak delegesinin iştirakile yapılmıştır. C. H, P. İl idare kurulundan Fahreddin Kerim Gökay ve Meliha Avni milletvekillerinden M. Kemal öke de toplantıda ıhazır bulunmuşlardır.
Kongre Fahreddin den sonra okunmuştur. İlçe Başkanı, sözleri arasında vatan mukadderatının C. H. P. niıı vazife basın-
• da ve iktidarda kalmasına bağlı olduğuna, bütün parti men-şuhlarının inanmış olduğunu be Erimiştir.
"Müteakiben okunan blidce raporunun kabulünden sonra dileklere geçilmiş, bir partili orman -işlerinden bahisle, Devlet Orman İşletme Müdürlerinin hiçbir murakabeye tâbi olmadan bildiklerini okuduklarından şihâvet etmiştr.
Elâhare gene- bir partili de Pendik’in 7000 nüfusu olduğunu bunun ancak 145 iniıı C. H. P. ye âza bulunduğuna dikkati çek mistir.
Daha sonra M. Kemal Öke kıs? bir hitabesinde:
«Siyasette muvaffak olmak, hos karşılamakla olmasa bile, tahammül etmekle kabildir.
Parbye âza meselesine gelin-ce: her âza partili demek değildir. Ben birçok âza gördüm ki. niçin âza olduklarını bilmiyorlar.» demiştir.
Yönetim kurulu ve 10 mayısta toplanacak olan il kongresi için delege seçiminden sonra kongreye son verilmiştir.
Biz yüzde vüz komünist ; on-' kıtır kltır keserler» denvştir. Delege buıı-
Gençlerin (miting) leri
başkanlığına Prof. Kerimin secilmesin-yıllık parti raporu
I
— Yâ Ali, dedi, baban akraba olduğumuzu düşünmedi, ara daki bağlılığı kopardı. Hakkımı tanımadı, saltanatımı elimden almak istedi. Allah da ona gördüğün gibi yaptı!
Zeynelâbidiıı — Tanrı, dünyada ve nefsinizde uğrayacağınız musibet; Allahın kaderidir, buyuruyor.
Yezid
musibeti sizin istediğiniz (kazancınız) ladır, dahi buyurmuş tur. (Kadınlara dönerek) Allah, İbni Mereâne (1) nin belâsını versin. Böyle olduğuna ve sizin. buraya bu halde geldiğinize yüreğim yandı. (Zeynebe hi tahen) ne yapalım, kardeşin ve baban isyan ederek dinden u-zaklaptılar.
Zeyneb — Ceddini de, baba-nı da, seni de hidayet ve selfı-nıete eriştiren kardeşimin dini, babamın dini ve ceddim Resül Ekreınin dinidir. Sen; Emîriil-mümininsin, kudret vc kuvvet elindedir. SÖğcrsin ve kahredersen, znliun işlemiş ve zâlim olmuş olursun. Tanrıdan çekin
Tanrı, uğradığınız
:onseyin 10
Berlindeki durum (Baştarafi 1 incidoj ve Frankımı arasında yapılan ha va yük nakliyatına son vermişlerdir. Uçaklarla derhal nakledilmesi goreken mallar, husule gelen mu. sait durum yüzünden durdurulmuş tur .
Hava nakliyatının durdurulma sı, Berlinde bulunan on bin Ameri halıya tekrar demiryolu vasıtasile lâzım gelen İaşenin sevkedilebılece ğlne dair General Lııclus Clayın beslediği İyimserlikten, ileri gelmiş tir
Maamafih hava yolile yolcu ve posta nakliyatı devam edecektir.
RUSLAR MÜZAKEREYE RAZI OLDUKLARINI BİLDİRDİLER Berlin: (AP) — Ruslar, pazar gü nü, Berlin ve Batı Almanya arasın da müttefik askeri tren yolcuları üzerinde aldıkları tahdit tedbirle rini —«izah — etmek için konuşmalara hazır olduklarını, resmen Amerikan makamlarına bildirmiş, lerdir.
Rusların aldıkları bu tahdit kara n, Batı devletlerinin, trenlerinin Ruslar tarafından kontrol edilmesi ni reddettikten sonra alınmıştı ,
Ruslar, bu suretle, Mart 25 İnde Müttefik Kontrol Komisyonunu ter kettikten beri, İlk defa olarak A-merikalılarla konuşmalara başlamak arzusunu izhar etmişlerdir,
Amerikalılar bu konuşmalan memnunlukla karşılayacaklarını bildirmişler. Fakat yolcu trenlerinin Rus askerleri tanffmdan kon. trol edilmesini peşinen reddettikleri ni de eklemişlerdir.
Maamafih bu konuşmalar Mütte fik Kontrol Komisyonunun toplan maşım teinin etmeyecektir, Görüş meler yüksek rütbeli subaylar tara fmdan yapılacaktır.
General Lucius Clay, 1
nisanda toplanıp toplanmaması 1-çin henüz kesin bir karar almadığı nı açıklamıştır, Yeni bir toplantı için Fransız Ingiliz veya Rus nıes lekdaşları tarafından lıiç bir teklif almadığını da eklemiştir.
MONTGOMERYN'İN ÇALIŞMALARI
Herford 'Ingiliz işgal Bölgesi) Kurmay Başkanı Mareşal Montgo mery bu sabah öğle vaktine kadar bütün zamanım, Ingiliz askeri ida resi Başkomutanı General Sir Bri an Robeftsonla beraber, Başkomu tanın buraya yakın olan evinde hu susi müzakere ile geçirmiştir,
Lord Montgomery yarm da İngi) terenin Rhin ordusu yüksek rütbe 11 subaylarile görüşecektir, -İNCİLİZ KOlfTVTAN'TNIN
ZİYAFETİ
Londra: 4 CAA.) — Reynoldds Gazetesi Berlin muhabirinin bildir diğlııe göre Berlindeki Sovyet Baş komutam Mareşal Sokolowsk, salı akşamı İçin. Ingiliz işgal kuvvetleri Başkomutanı Generhl Bvian Robeı t son tarafından yapılan yemek dâ‘ vetlni kabul etmiştir.
Ayni gazete, salı günü Belline gelmesi beklenen. Ingiltere İmpaıa torluk Genel Kurmay Başkam Ma reşal Montgomerynin de bu davet
4 (A A ' — imparatorluk Genel te hazır bulunacağını ilâve etmek tedir,
.DEMİRYOLU KARAGÂHI NİN EHEMMİYETİ
Berlin; 4 tAP). — Rusların (.Sov yet Askeri Demiryolu Kararkâhu di ye isimlendirdikleri Alman Demir yolu idaresi, Amerikan ve Rus İşgal bölgelerinin birleştikleri noktadan beşyüz metre kadar Amerikan böl gesinln İçerisinde bulunuyor. Ruslar Berlini işgal ettikleri gündenbe ri bu binayı kullanıyorlardı,
Ruslar. —-Mühim evrakları imha etmek isteyen Alman mücrimlerine karşr»— binayı korumak istedikle rlnl ileriye sürmüşlersede. Amerika lılar bu iddiayı reddetmişlerdi. A-merikalılar, bu binaya silâhlı asker lerln yerleştirilmesini, anlaşmaya aykırı telâkki ettiklerini bildirmiş lerdir. Amerikalılar, kendi bölgele rinde emniyet altına alınması gere ken binalardı Amerikan makanı-
• » • •



‘k-Yunaın dostSu-bMsği sında bulunan diğer devletlerle işbu t etmiştir - istiklâlimiz ve ta-mamlığımızı her türlü tehlikeye karşı sarsılmadan koruyacağız.
Yunanistan kendine ait millet -lerarası meseleleri birleşmiş millet ler çerçevesi içinde halletmeğe çalışacaktır. Fakat bu gayretlerin muvaffak olması bizim elimizde de ğildi.
Biz her türlü perdeye muarızız. Bu maksada erişmek için, barışı kazanmak müşterek mücadeleler ve gayretler icabettirdiği mütalâa sında bulunan diğe rdevletlerle işbirliği temin etmek arzusundadır.
Siyasi ve coğrafî hakikat, bu i-zah ettiğim fikirlere bütün orta -doğu milletlerinin iştirak etmesi -ne ve bu suretle birleşmiş millet ler misakının çizdiği çerçeve içinde bütün milletlerle sıkı bir işbir liği için esasların kurulmasına mü saittir.
Siyasî ve İçtimaî rejimleri her ne olursa olsun işbirliği arzu eden diğer bütün devletlere elimizi uzatıyoruz.
Nutkunu bitirirken Çaldaris, Yunanistanın Türkiye hakkında duyduğu çok samimî dostluk hislerini bir kere daha kaydetmiş ve: «Asîl Türk milletinin itilâ ve refahına kadehimi kaldırıyorum» demiştir.
NECMEDDİN SADAK’IN CEVABI .
Necmeddin Sadak, Çaldarisin bu nutkuna cevab vererek demiştir ki: .
Söylcdikiniz gibi memleketleri miz bir dostluk ve işbirliği siyaseti açmışlar ve bu siyaset, aralarında, akdedilen andlaşma-ltırda resmen teyid olunmuştur. Bu sağlam ve samimî dostluk çok realisttir ve öyle feci safhalarda imtihan geçirmiştir ki, arlık sarsılmaz telâkki edilebilir.
Yunanistanla Türkiye arasında bu r^s’ud devrenin bidave-tindenberi ayni yolda başka bir çok tecrübe ve teşebbüsler yapılmıştır. Fakat maalesef bii-, iiin memleketler için haklara riayetten mülhem olan semereler vermemiştir. Bu dostluk ni kive ve Yunanistanın sadakatle lıavet en büyük ifadesini Türbanlı oldukları birleşmiş milletlerde bulmuştur.
Türkiye-ve Yun arastan diğer milletlere karşı her türlii tecavüz ve müdahaleden kesin olarak kaçınmışlar ve ayni zamanda bizzat kendi istiklâl ve t.a-mamlıhklarına ne derece kıskançlıkla bağlı olduklarını is-Lat etmişlerdir.
Asil Yunan nülleti. son sekiz s ne zarfında, kendisinden çok u. tün İki devletin birbirini takip ed( iki tecavüzüne kahramanca kar koymak suretle hürriyetine ve i: tlklâllne ne kadar bağlı oldduğunı dünyaya göstermiş ve boylere b tün milletlerin hayranlığım çeker yeni- bir menkıbe yaratmıştır. V Türk milleti muhakkak ki bu kahramanlığın kıymetini ve Yunanis tamn katlandığı fedakârlıkların ş-mulilnü en iyi anlıyan ve takdir e elen milletlerden biridir.
Türkiye barışı kendi istiklâlim ve tamamlılığına halel getiren her hangi bir taviz bahasına asla satın almak niyetinde değildir ve bugün durumun gerektirdiği askeri mas rafların ağır yükünü taşımaktadır Benim Yunanistanı ziyaretim Türkiyeli Yunan—-Türk dostluğu na verdiği ehemmiyetin yeni biı- de İllidir. Türkiyenin en hararetli ar 7usu, uzun zamanlardanberl mesut bir tarzda, mevcut olan bu dostlu ğu ve işbiıllğini mümkün olduğu kadar kuvvetlendirmektedir. En sa mimi dileğimiz bu dostluğun Yakın—Doğuda barışı tarsin etmeğe hâdlm olmasıdır Çünkü aşikârdır ki. dünya barışı ve güvenliği ancak.

gu ve eş

(Baştarafı 1 incide) DOSTANE TEMASLAR
Atina 4 (A.A.) — Anadolu A-jansmın özel muhabiri bildiriyor:
Türk - Yunan temasları her i-i ki memleket arasında uzun bir za mandanberi mevcııd olan anlaşma larııı çerçevesi dahilinde esasen dostane bir mahiyet arzeden münasebetlerden çok daha dostane bir hava içerisinde cereyan etmek tedir.
Çaldaris - Sadak temaslarının bilhassa milletlerarası durumun çok nazik olduğu şu sıralarda evvelce de olduğu gibi her bakımdan menfaatleri birbirine uyan dost ve komşu iki memleket arasında şimdiki ve ilerdeki münasebetler ü •zerinde mesut tepkilere yol açacağına kesin olarak inanılmakta -dır.
Bu kabil müzakerelerin çok kere bir anlaşmadan daha verimli ol duğu yolunda bu sabahki Yunan gazetelerinde çıkan yorumlar üzerinde genel olarak mutabık bulunulmaktadır.
NUTUKLARIN METNİ
Atina 4 (A.A.) — Yunan Dışişleri Bakanı Çaldaris bugün, Nec-meddin Sadak şerefine verdiği öğle ziyafetinde söylediği nutukta, i-ki memleketi birbirine bnğlıyan sıkı bağları ve milletlerarası barış ve güvenliği korumak yolundaki müşterek gayretleri hatırlatmış ve demiştir ki: (
Memleketlerimiz 1930 danberi re alist bir siyasî çığır açmışlardır. Bu siyaset sağlam bir dostluğu ve ahenkli bir işbirliğinin temeltaşı olan 1930, 1933, 1934 ve 1938 and-laşmalarmda resmen tecelli etmiş ve dünyanın bu bölgesinde siyasî, lıarsi ve İktisadî hayatın iyileşmesi için daima mücadele etmiş olan memleketlerimizi bağlıyan sıkı bağ larla tezahür etmiş ve şimdi bu zi yardiniz münasebetile bir kere da ha kendini göstermiştir.
Yunan ve Türk milletleri tek bir temel üzerine kurulan prensipler -den mülhem olmuşlar've 1933 de tesbit edilen prensipler gereğince her türlii’ teca\niz hareketinden ve diğer memleketlerin içişlerine her türlü müdnhaleden itina ile çekine rek istiklâl ve tamamlığımızın müdafaası yolunda sebat göstermişlerdir.
Milletlerimiz harbin imtihanlarını ve sürprizlerini o kadar görmüş lerdir M, sergüzeştlere erfuTâk bir temayül hissedemezler. İmtihan bi zi oigunlaştırmıştır.
Çaldaris nutkuna şöyle devanı etmiştir:
Yunanistan sulhçu bir millettir. Ancak, şuna azmetmiş bulunuyoruz ki - ve yakın tarih bunun ku-
!■■■! •" ■" L‘J
lan, tarafından deruhte edilecek bir vazife olduğunu söylediler,
Amerikalılar çekildikten sonra, binanın kapılarında küçük ■bir ■ Ajl man polis birliğini bırakmışlardır.
Kordon kalddırıldıktan iki saat sonra, binadan üç Rus subayının çıktığı görüldü Halen, binada İliç bir Rus askerinin bulunduğu zanno lunmuyor,
«STALİNİN OYUNU»
Londra, 4 (A.A.) — Evvelki günlerde olduğu gibi bugün yayınlanan İngiliz gazetelerinde de hâkim olan fikir şudur- «Ber linde kalmak lâzımdır» basın bugünkü durumun neticelerini sükunetle karşılimaktadır.
News of the Wold gazetesi şunları yazmaktadır:
İdarî makamların sıkı hareket etmesi ye halkın sakin olması gerekmektedir. Stalinin oyununa gelmek istemiyoruz. Ruslar, hatb hariç olmak üzere batının zayif noktalarını ortaya çıkarmak ve bundan faydalanmaya te şebbüs için bütün çarelere baş vuracaklardır. Bu zayıf nukta-■ lan Berlinde bulunmalarını istemiyor.
I
• •
D
Yuzım! Ka f üyaıı
Şiu tubaları — i~ _ ”
E mirinin Divânı! —
bir kadın, cesur bir genç! _
— (Yezid) in divânında — de yalan söyleme! seni bir Hazreti Hüaeyinin kızı Sükeyııe soruyor:
— Yâ Emir, Resulü Ekrem in kızları ha vb esirleri rnidir?
Yezid:
— Ey kardeş kızı,’ böyle masından senin kadar ben tiksinti duyanın!
Diyor. Sükeyne devam ediyor:
— Bizlerin nemiz var nemiz yoksa hepsini elimizden aldılar, hiçbir şeyimizi bırakmadılar!
— Aldıkları alim olsun, baş-
Tefrika N. H3
Kaydiye mezhebi — Yierbelâda. üç (Ali) ter — Caniler vc mazlumlar — Küfe — Resulü Eklemin okşadığı dudaklar — Piç Ziyadın nıes’um oğlu — Mcrd — Fedakâr bir ihtiyarın acıklı akıbeti! — Uğursuz muzafferi ye t Şanı sarayında matem! — Talih mi, halâ mı?
kıı şey olsun, hepsi fazlasiie taz mijı ve telâfi edilecektir. Ben 1 böyie olduğunu istemezdim. Ben olsaydım babanızla uyuşturdum. Lânet olsun onu bana göndermedi de öldürttü.” î-âkin ne ed. iim. mukadderat böyle imiş! Biliyor musunuz bu iş neden böyle oldu? (Zey-nelâbidine hitaben) Babanız sa-rıyordu, ki babası benim babamdan, annesi Fatime boııim anamdan, ceddi Resulü Ekrem de benim ceddimden hayırlıdır. Kendisi de benden hayırlı ve
İbni Zeyyada, ki


ol-de
Hilâfet makamına daha lâyıktır. Onun filerince babası hayırlıdır. Biliyorsunuz ki babamla Labası arasında ihtilâf çıktı, iş hakemlere bırakıldı, hakemlerin vardıkları netice malûmunuzdur. 'Annesine gelince Resıı-liıllahın fızı Fatime muhakkak annemden hayırlıdır ve ceddi Resulü Ekremiıı ailem büyüklerinden ve
insanlardan hayırlı olduğu da elbette doğrudur. Amma lahütealâ mülkün mâliki ve bibidir. Mülkü istediğine verir,
yine benim bütiin
, «Alsa-
Âvrupaya malzeme sevkiyatı başladı
A
t
I*
Batı Birliğinin takviyesi için Amerikanın asV e fî garantisine lüzum hissediliyor Nevyork; 4 (A.A) — Avrupanın kalkınması programı gereğince mal nakledecek olan ilk üç gemi yarın Nevyork limanından hareket edecektir, Bu gemilerden ikisi İtalya ya ve biri de Fransaya gitmektedir, PROGRAMIN TATBIKE KONMASI
İÇİN
Vaşington: 4 (AA) — Avrupa-nm kankınması programının tatbik mevkiine konması için yarın Vaşington ve pariste muazzam ida ıi mekanizmanın hazırlanmasına başlanacaktır,
Malûm olduğu veçhile Pariste Mansiıall plânı konferansmuı icra komitesi, Avrupa memleketlerinin yeni teşkilâta iştirâk etmeleri i-çin nihai tedbirleri almak üzere yarın bir toplantı yapacaklardır.
AMER1KANTN ASKERİ GARANTİSİ Brüksel: 4 (AA ) — Resmî hükû met mahfilleri, Batı Birlinin tam
]
I
Türk-Yunan müna-sebatı fllaştaıafı 1 incide) Bugün hiç bir Türk lideri Sovyet lor Birliği hakkında hayale kapılmamaktadır. Çekoslovakyada -ki son hükümet darbesi Türkler i-çin bir ihtar teşkil etmiştir. Bunun la beraber Türk başkentinde hiç bir panik alâmetinin görülmediği -ni kaydetmek de yerinde olur.
Rusya, Batı Demokrasisinin e -sasları üzerinde kurulmuş kuvvetli bir Türkiye istememektedir.. Türkler, Rusyanın j'ayılma ihtiras larını uzun bir zamandanberi bilmektedirler. Rusyanm Çanakkale -nin kontrolünü istediği de Ankara için epey zamandanberi malûmdur.
Türkiyenin stratejik yollarının ve bava üslerinin geliştirilmesi i-r.in bu memlekete Amerika tarafın dan yapılmış olan muazzam yardı mı bahis mevzuu eden Patmore, Türkiye ile Amerika arasında aske rî bir ittifakın imzalanmasının mümkün' bulunduğuna işaretle şun lan ilâve etmektedir:
Ttirkiyp, bağımsızlığı ve toprak bütünlüğü için savaşmaya karar vermiş olduğunu alıkça bildirmiştir. Bu sıralarda bir harb çıkmasını arzu etmiyen Moskova Türki-I yeyi daha kurnazca yollarla balta lamaya teşebbüs edecektir.
Sovyetler Birliği İranın, Irakın ve Surivenin kontrolünü temin e-debilmiş olsaydı Türkiye Orta Doğunun en büyük kısmından tecrid edilmiş bir duruma düşecekti.
Türkiye, Moskovamn iki peyki olan Bulgaristan ve Kumanya tarafından Balkanlardan tahliyeye maruz bulunmaktadır. Sovvetlerin kontrolü altında bulunan Bulgar hava alanları İstanbul için ciddî bir tehlike teşkil etmektedir.
Türkiye için en vahim tehlike ihtimalleri Sovvetlerin İran'a sızmaları, Sovyet nüfuzunun Irak ve Suriyede daha kuvvet kesbetmesi ve Demokrat Yunan hükümetinin çökmesinden ibarettir.
■ ■■ ■■■
memleketlerin karşılıklı menfaatle linin birbirine uygun buluuduğu bölgelerde yapılacak anlaşmalarla gerçekleşebilir,
ÇETECİLERE KARŞI TAARREZ DA BAŞAR! ELDE EDI».Dİ
Selanik 4 (AP) — Amerika a askerî subaylarının bildirdiklerine göre, müşterek Yunan - Ameri -kan kurmayı tarafından idare edilen ve çetecilere karşı yöneltilen ilkbahar taarruzu tam bir başarı ile bitmiştir.


mânâsile takviye İçin an iyi çare, nin Birleşik Amerikanın askeri ga ran tisini sağlamak olduğu yolunda Spaak taralından ilerL sürülen fikir etrafındaki basın haberlerin! yorumlamaktan kaçınmaktadır,
Bununla beraber, bir tecavüz vu kınında müdafaaya yardım mahiye tinde Birleşik. Amerika tarafından yapılacak hareketin, şüphe ve tereddüde yer bermeyecek ve Belçika nuı güvenliğini sağlayabilecek oldu ğu takdirde asla reddedilmeyeceği sanılmaktadır,
Filhakika. Belçika ekonomik kooı dinasyon bakanı Eric de Grootnn da kral naibi Pren? Charlösln refa katinde Birleşik Amerikaya gidedn heyette bulunması. Avrupa kalkın ma programı çerçevesi içinde Ame rlkan yarddımı meselenin, görüşüle cek esaslı konular arasında yer al makta bulunduğunu göstermekte dir.
p
şbakan An karaya
dönüyor (Baştarafı 1 incide) ken seyahatinden memnun olduğunu belirterek, kısmî seçimlerin muhalefet partisi tarafından kazanılmasının umumî bir secime yol açamıyacağmı söylemiştir. Demokrat Parti mevzuunda ise, Başbakan:
— Demokrt Partinin iç meselelerine hiçbir suretle karışma dan ve karışmak niyetinde de değiliz. Aldıkları kararların hayırlı olmasını dilerim, demiştir.
Dünya meseleleri etrafında fikri sorulan. Başbakan:
— İhtimaller, bir harbin çıkması istikametinde çoğalmaktadır» Herhangi yanlış bir adım harbi kaçınılmaz bir hale getirebilir, demiştir.
Sivas: 4 tA.A ı — Başbakan Ha san Saka beraberinde Bayındırlık Bakanlığı yapı ve İmar İşleri Baş kam. Emlâk Bankası Müdürü ve Sağlık,, ve Sosyal Yardım dairesi ge nel müdürü olduğu halde Erzincan daki tetkik sehayatinden dönüşün de Karagül İstasyonunda kendisiı i karşılıyan Sivas valisi Rebil Kara tekinin Sivaslılar adına vaki davetini kabul ederek saat onyedlde Si vasa gelmiş. Garda kalabalık bir halk kitlesi tarafından karşılanmıştır. Doğruca belediye dairesine giden Başbakan, belediye başkanın dan Sivak belediyesinin çalışmala n ve ihtiyaçları hakkında izahat al mıştır,
Başbakan Halk Partisine gitmiş ve kalabalık bir partili kitleslle par ti işleri üzerinde samimi bir hasbi halde bulunmuş ve bu arada şöyle deniştir:
Her partinin muvaffakiyeti kendi çalışmasının mahsulü olacaktır- Şalı si bir menfaat duygusuna dayana. 1 bir parti olamaz. İdare cihazının du rumu tarafsızlıktır, Matlup olan i-dare, işlerde siyasi bir teşekkülün şikâyet mevzuu bulamamasıdır, ben çok ümitliyim, iyi çalışırsak ve mu vaffakiyet hamlesi de bizim tarafı mızda oldukça her güçlüğü yenece ğiz. Bu güçlükten kaçındığımız tak dlıde muvaffakiyetin temadisine imkân yoktur,
Daha sonra tarihi lise binasını •dört Evlül kongre salonunu ve İno nü Etnoğrafya müzesini gezen Bas bakan cer atölyesinde belediye tara fındaıı verilen bir öğle yemeğinde buaunıuuş ve atölye lokalinde bir müddet istirahat ettikten sonra a tölyeyl gezerek İzahat almıştır.
istasyona dönen Başbakan bura da, milletvekilleri, vali komutan, be lediye, parti başkanları ve kalab/a Jjk. bir halk tarafından lıarareth te zahürlerle uğurlanmıştır,
zelîl eyler.»$ . rj ). r? i
hikmetten}Balıkesir Halk rar.ıs
Kongresi
(Baştnrufı 1 incide)
Son olarak:
«— D. P. ile kardeş gibi ge ç iniyoruz » demişt ir.
Bir Mauvas delegesi:
İlçenin acıklı durumundan bahsetmiş. Ayvalık delegesi. Ev kaftan şikâyet etmiş ve Vakıfların zelzele felâketzedelerine on paralık yardımı olmadığını belirtmiş ve komünistlik hak-kıuda da:
a— Komünizm memlekete biı veba gibi yayılan âfettir. Komii nistlerle mücadele edilmelidir, öyle nâmerdlere, milletin mukadderatı teslim edilmemelidir Bizi zehirliyorlar.» demiş ve alkışlanmıştır.
Bir başka delege de (Kızılay) adının değiştirilmesini istemiştir.
Bilâhare. înöniive. Hilmi Uru na ve Tovfik Fikret Silâya tizim telgrafları çekilmesine ka-rar verilmiştir.
■«
dilediğinden alır. İstediğini azizS kılar, dilediğini zelîl eyler.^ îste babalarınız bu 1- _
gaflet eylediler! )
Kadınları harem dairesinef yollayıp misafir eyledi. Saray» kadınları onları taziye ve ke-) derlerine iştirâk eylediler, Şaınc sarayında üç gün matem tutul-j du riavet gösterdi, daima sofrasına alırdı. Kadınların zayi olmuş mal ve eşyalarını fazlasile tazmin eyledi. Bu sebeble, Siı-kevne binti Hüseyin;
(
_ Ren; Yezid bin Muaviye-den daha hayırlı bir fâsık görmedim! Dermiş.
Hazreti Hüseyiııin kçsik başı Şam Mescidine konuluyor. Fena haber Mediııeye ulaşınca halk dedikoduya başlıyorlar. Bıı vaziyetten kuşkulanan ileri gelenlerden bazıları Yezide:
(Dcvannı varj
(1) Abdullahı tahkir makamında böyle zikreyliyor.
Zeynelâbidine hürmet ve
SAYFA: b
ttN! SARAYI

E! yazması seçme Kuranıkerimler
• -——
lEuftura}) e üncüde) acunda bir Kur’anıherim daha vardnr ki bunun ba$bğ) ufak ve fakat çok tarif vo elvan çiçeklerle tezyin ve tezhib edilmiştir. JBütiin sûreler çok güzel bir ne-eih hattile yazılmıştır.
Son eahifesinde mavi zemin üzerine ince çiçeklerle süslü iki âaire görülmektedir. Bu daire-bln birisinde hattatının ismi ve yazıldığı tarih meghud oluyor. jDihkat edilince bu nefis yağıların 1168 senesinde hattat Mustafa bitıj Haşan isminde bir Üstadın elinden çıktığı anlaşılır.
ikinci dairedeki isim ise «Gene Mehmedpaçazade elhac İbrahim1» künyesini göstermektedir. Bu ratan da Kur’anıkerimi


5 NfSAN 1V4Ü
Arozöz alınacak
I
Bir (rr rahibi (imak hır gurddaj için bir geddir
22.15
İkiftei Çekiliş: 1 Haziran
dizelerimizden broşür isteyin!»!
I
«ütükv Palu
A02t Parsel
Hissesi
Sahibinin ismi
YUKARIDAN AŞAĞI :
7628.00
A •
6727.00
Ah^an Şinorkyan
16485.00
Şinorkyan
7.'467
niıu.’kb ve bahipkri Inmleriîe sair evsafı
istimlak 5(»la ile Butm
bulunup
« •
I
Tefrika No. i 59
(â)rt;a7ns vor)

Kona»
Kıymet
tnd
)
)
)
KM
WM
İM
7,45
8 00
729
7.30
7.30
Şinorkyan Akif Hatice Akif Hatice
1300
13 15
Mari Aşhaıı
Şa(ian Talât
Şadan Talât
6858.00
13309.80
f
I
Iran oğlu tran oğlu Mari
3355.20
2466.İ0
3243.00
Bir adet Doç marka iyi kullanılmış kamyon 5000 liraya satihkt.r.
Veli Alemdar han No. 201 Galata.
13965.00
2586.00
12-144.00
tebaasından Hüseyin Ali Ekber tebaasından Hüseyin Ali Ekber Absan Şincırkyan
I
î
a
• 2,45
22,45
23,00
Maltepe Cevizli mevkiinde barut dep( »gusluu . v()niıdf* mepkuiierin ktimhık bfHİellcriuin %20 faslasite tutar* coat ederek bu gayr* menkulleri hazine nar na ferağ »r)) menlin! bedellerini almaları ilân olunur.
ie koadsyonlarUBi^daJi daha evye) cevap verirler ve işlerimin daha se n naıioımuş oıur.
Ali Z. Çobanoğlu
Mari
Ankara evleri kooperatif şi rkef i
Mehmet oğlu Hüseyin Sa-iıu 16/48
Şatlan, Talât Akif Hatice Mari Aşhan
J i
* e
4
6
i
i i
t -
18,30
Tamam His IHhro MıymeCI
imliye «dühı; A CJEMAUEDDfN SABAÇOÖLU - Yas» işlerini fiilen idam eden: Yas işleri müdürü: FATİH FUAD — Dirildiği Yer: «Yeıü Sabah* mürettiphanesi - Basıldığı yer: «Gün Basımevi»
14677.50 ss'’Ki*.00
yatılı buhuuua gayrı Ziraat Bankasına yatınlnnçt.r. SıJıiplcrıııu. Kartal iner, üdiirlüğü ilo tapu sicil mulkifıJığıııa.nıünv-rı-ı.ir-uhip idafenüeden Aivı.Mh.ıj venılıuyı tıuıuileo adı bankaya müracaatla sattıkları gayrı
(1310)
M, s, ayan, Müzik: Uniü Dan» Orkestraları «Plj Müzik; Operet Parçalar (p].j
18.45 Müzik: ŞarkıU, •1900
19,00
1915
19.20
2000
Sedef tutarı u Lira
Yılda ûört defa İkramiye çekilişi: Her çekilişte 1 EV, 1 ABBA ve dolgun para ikramiyeleri...
I ■ I i«l
Türkiye İş Bankası
; ■ «ı 1
t l İT i :
SOLDAN SAĞA)
——
Küçük şehir büyük şehir
iJBattarujı 4ı üncüde)
Fari^ için muazzam bir şey!.. Fakat gene dıışimelim; FarJsin ve Greno bıle'un nüfusları. Parisin nüfusu P da, aşağı yukarı ofcadar fazladır. Yani, 300 000 kişiye bir tiyatro ola yak düşünürsek. Grobleda da ay rJ şeydir; Paris içinde ayni şey... Parisin nüfusunu düşünecek olur sak, bo şehrin tiyatroları, bir kü-çnik şehir olan Gnoble’da cldu-ğu gibidir Yarıl, —az farkla— rak kanılan alırsak; Parisin 60 tiyatro su 6.000 000 nüfusa, Grenoble'nin 1 tiyatrosu 100 000 nüfusa tekabül etmektedir ki. bu hesaba göre, her iki şehirde de 300.000 nüfusa karsı lık bir tiyatro mevcuttur. Her iki şehirde, de tur toyatro, 100 000 si şlnın ihtiyacına cevap vermektedir Ayrıca, bir insan, Grenogile'da da, bir sene içinde .Pariete olduğu gibi, çeşitli şeyler göıeblllr.
Ve bu gördüğü de, sayıca aşağı yukan aynidir. Çünkü söyledik; bir küçük şehirde, üç dört gün geç meyen temsiller verdir, bu günler sonunda temsiller değişir, Parisin bir kaç ayda değişen programlar; m: Parisin nüfusunu; ve sonra Gre nobleü, verilen değişik temsilleri, şehrin nüfusunu düşünün; bu ba kımdanda orada fark olmadığını görürsünüz.
Parisi ve bir Lüçuk şehir olarak Grenoble’u ele aldığımız zaman; nüfus bak,rrendan ikisinin de ayni şey. karşıladığ), ve birinde devamlı uzun, diğerinde kısa temsilleri ele ahuca her iki şerürdede, bir kimse •nln aş&ğj yukarı ayni şekilde deği şlk temsiller seyredebileceğini görü yoruz- Şu halde oradaki fark ne dlr Veya, arada bir fark varmı-dır' ' ' i —--------

Küçük şehirlerde göremlyeceğimiz bir çok şeyleri Pariste görebib riz. Grenubîe cıasmız.. Bir temsil içir., bir eser içm, veya bir artisti görebilmek jç)n uzun zaman bekle yeceksinlz. Her artist, her temsil; veya başka şegiıde söyleyelim; Pa riste gorülf Dilecek her şey, küçük şehre geltDiiir. Sahneler, binalar^, bazj dekorlan tasınmasa da, artis ler gel. oııır ve orada ber şey yağı »aıinr. iyi bir toyatro binası olan şehirde, bu bakımdan, Pariste olan şeyleri görebilir Fakat, dediğim gi te daı;. :a beklemek mecburiyeti var dji Programlan takip etmek; hazan beklemek; ve hazan da boş yt re beklemek zorundasınız. Pariste ne..i .-'erseniz —tabiî Parisin de bir haddi olduğj muhakkak!— o-nu görebilirsiniz Fakat şu da var; İstediğiniz zaman görebilirsiniz. Kii şehirde ise öyle değildir. Belki onda da görebilirsiniz. Fakat., İstediğiniz zaman göremezsiniz. Bir gün bir şey istediniz; onu Paris te bulabilirsiniz. Küçük şehirde ise, İs tediğiniz .şeyleri bulabilmeniz, seyredebilmeniz tesadriifldîr.
Parisin programlardı alır, bulvar larjnda gezerken istediğiniz, beyen dığiniz nir temsile, opera, tiyatro, veya Folies Bırgereu e girebîlirsl niz. istediğindi, gece, istediğiniz ti. yatro temsiline girebiBrsinz'. Hal-’ı buki küçük şehirde bu yoktur Orada, Dir tek tiyatro ve bir tek tem sil t ardır. Bu, kısa zamanlarda de ğişlr ve genel olarak, bir İnsanın her istediği oynayabilir.. Fakat sis onu- aynadığı -zaman isterseniz, ar. cak o zaman istediğinizi seyretmiş olabilirsiniz.
Parisin size sunduğu altmış, ye» mjş tiyatrohık programı vardjr. Siz, her gece onda istediğinizi bulabilir, istediğinize gidebilirsiniz. Bir küçük şehirde ise, o gece oynananla yetine çeksiniz, istiyorsanız gidersiniz; la temiyorsanız gitmezsiniz. Pariste etmek hakkınız, muazzam program dandır; küçük şehirde ise ancak o gece verilen temsile gidip gitme meyi seçebilirsiniz. Pariste bulduğu nuz bu »ey, onlarda yoktur.

işte Fansın tiyatro hayatı ve bir küçük şehir arasındaki fark.'.. Hep si bu mu?.. Şüphesiz hepsi bu de &11. Fakat tasan Pariste olunca, programlan eline alınca, ilk önre anladığ] bu dur
Turhan Doyıar.
• |
yazdırmış olan zattan başka kimse olamıyacağı - isminin yanında hiçbir İzahat bulunmamasından - istidlâl olunabilir.
Cildin üstü meşin ortalan yal di2Jı ve kabartma şemseli olup iç tarafı da kovu kırmızı renktedir.
Bunun orta ve köşelerine kah ve rengi üzerine miizehheb ufak birer bendesi şekiller konulmuş tur.
Yazılış tarihine nazaran tam iki yüz senelik bir ömre maliktir
Tavsifine çalıştığım Kur anı Kelimden başka Müze kütüphanesinde çok küçük kıtada i-ki Kur’an vardır ki, bunların birisi gayet hurda bir nesh hat tı ile yazılmıştır. Ve okunması her gözün kâri değildir. 2 5 san tim kutrunda olan bu ınushafı şerifi okumak için mutlaka bir Pertavsıza lüzum vardır
Abdullah isminde olan hattatın bunu ne büyük bir emek ve zahmetlerle yazdığını tayin ve takdir hiç de güç değildir. Mil-semmenüşşekil olan bu Kur’aıu Kerimin dılılannın arası on ü -■ çer milime’.redir. Ve her sahife deki âyâtı celile. valdızlı bir daire içine sığdırılmak suretile ta mamlanmıştır. Tek bir noksanı vaı ise o da hattatın bu müşkül işi hangi tarihte başardığını gös termesidir.
Bu mini mini sahifelere kendi cesamet ve şeklinde yaldızlı ve yeşil renkli bir kap geçirilerek tenekeden mamul bir kutuya konulmuş ve öylece muhafaza edilmekte bulunmuştur.
Bu küçük mushafı şeriflerin İkincisi gümüş bir mahfaza için de saklanmakta olan 3X4 ebadındaki Kur’anı Kerim olup hattatı. Mehmed Bin Muhaın-medülhüsnü isminde bir üstadı hatdır. Yazı huıde neslidir. Tah rir taı ihi olarak-da 886 senesi gös tenimektedir. Demek ki, bugün, 'yaf41cnğ: tarih üzerinden beş yüz seneye yakın bir zaman geç m iş oluyor.
Hattat bu Kur'aıu Kerimi, her sahifeye on beşer satır sığdırmak suretile tamamlamak gi bi Diı san at ve kudret eseri ibraz etmiştir.
Hakiki.ten bp ve emsali asâr gittikçe son derecede nedred kesbetmektedir. Bu sebeble, ge r«.k bunların, gerekse âsân âti-ka camiası içerisine girebilen bilumum eşyayı nâdirenin muhafazasına ve bilhassa dışarıya çıkarılmamalarına ne kadar dik kat ve itina göstererek yerinde bâr hareket olur. Gerçi' m özel e lorin elinde bir (âsân âtike iri zamnamesi) vardır; fakat 1322 tarihini taşıran bu nizamnamenin kâfi derecede kuvvetli ol -madiği da muhakkatır.
Tanzimi üzerinden kırk sene der. fazla bir zaman geçmiş o-ian o nizamname, müzeciliğin inkişafatı kaı-şısında ihtiyacı te min etmekten herhalde uzaktır.
Sonra herhangi bir sebeb İle işm mahkemelere intikali ve nıüddeıler in tezviratı müzeleri müşkül duruma sokmaktadır.. Bu hakikati ise yıllardır. Bakan Lk müzeler ve eski eserler u -mum müdürlüğü makamını işgal eden zâtın bilmemesi kabil değildir.
Bu nizamnamenin, iki numaralı (ıhan harbi başlamak üzere iken nasılsa tadili düşünül -müş ve muhafazai âbidat encümeninde tetkikına geçilmiş idi. Fakat o aralık esmekte olan t ili tiras) fırtınası beni, dört seneye yakın bir zarnandanbeıi ifa etmekte olduğum vazifemden u paklaştırmış idi.
Sonradan öğrendiğime göre, bu iş hc-r nedense tatbik sahası bulamamış ve öylece kalmıştır.
Yeni Ntfriyat:
HUKUK FAKÜLTESİ MECMUASI
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmua»): İstanbul Hukuk Fakültesi mecmuasının 13 cildinin 4 sayi6ı zengin mündcrecatla intişar etmiştir Mecmuanın bu sayısı da üç büyük kısımda muhtelif etüd lerl ihtiva etmektedir.
Ayrıca içtihat ve eser tahlil ve teııkldlerlnl muhtevi, üç ayda bir dolgun münderecetla ve yalnız 200 kuruşa satılan bu illin dergisini bü tün hukukçu ve hukuk ile alâkadarlara tavsiye ederiz. Mecmca Is tanbulda Üniversiîe ve Hak Kitab evlerinden tedarik « dilebilir.
YARATICI TEKAMÜL
Profesör Mustafa şekip Tunç’un Bergson dan dilimize çevirdiği bu büyü^ eser, Millîi Eğitim Bakanlığınca Yayınlanmakta olan Fransız Klâsikler serisinin 137 ci kitabı olarak basılmış ve 320 kuruş Hatla Milli Eğitim Bakanlığı Yayınevlerile bütün kitapçılarda satışa çıkarılmış tır. I
HAVARİLER
Millî Eğitim Bakanlığı. Fransız Klâsikleri serisinin 145 İnci kitabı olarak Erııest Renan’m Havariler , adlı eserini yayınlıyarak satışa çıkar muştır. Ziya Ishan tarafından di|l-dize çevrilen . Havariler.. Milli Eğitim Bakanlığı Yayınevlerile bütün kitapçılarda 60 kuruş fiyatla satılmaktadır.
SEÇİM SİSİ EMİMİZİN KIYMETİ VE EKSİKLERİ
Hur Fikirleri Yayma Cemiyetinin neşretmekte olduğu eserlerinin ü-çüncüsu bu İsim altında çıkmıştır-Eseri yazan Ord. Prof. Ali Fuad Başgil. İçinde bulunanlar — Seçim kanunu seçim işlerini ve seçmenin vazifelerini kolaylaştırmışmıdjr? Ka nun seçmene tam br rey serbestliği temin etmişini dİ r?, Seçim kanunu seçimin dürüstlüğünü ve ciddiliğini sağlama bağlamjşmıd.r?, Seçim sis temimizin isâhı çareleri, Seçim ku rullannm bitaraflık ve alenilik üze rluden teşkili, seçim komisyonlarının ayniesaslar »zerinden tanzimi Seçim mazoatalanmn tetkiki işi, Seçim İhtilâflarının halli meselesi, Yüksek seçim mahkemesi — Her kltabcıda bulunan bu kıymetli ese ri bütün okuyuculara tavsiye ederi».

Yezid ibni Mchleb, kerem ve sehavetile meşhurdu. Kendisinden yardım istiyenlerin hiç biri sin; geri çevirmezdi. Ukayi ibni 1‘bey in nakletmiş olduğu şu hâdise, onun keıem ve sehada ne nadar yüksek bir zat olduğunu belirtir:
Yezid ibni Menleb, Vâsıt E-F-r ğine tayin edilmişti. Yola cık iği gün vedâ için yanına git • ir Bana lütuf ve keremde bu-
.. idu. Sonra:
.— Yâ îbni Übey, dedi. Bir milâdı t sonra Vâsıt’a gelip ya-i mda birkaç gün misafiı kalman istiyorum. Seni muhakkak ti klerim. Ge'mezsen gücenirim
( Sö; vermeğe mecbur kaldım Aradan bir müddet geçince Vâsri’a gittim. Beni, ummadığım derecede fev tlâde izzet v- ikramla karşıPviı. Müstakil tiı eve yerleştirdi/ Bir at ile cok güzel bir câriye hediye et» 'i. On bin dirhem do harçlık •Mdi. Her akşam bu kadar para gönderiyor; aynca bütün za
SATILIK DOÇ KAMYON
Örter ve
Yücel dâvası

ÜÇCNCt) KİTAB
İddia ve Karar
Profesür Aı uhat Kenan O-ner tarafından neşrolunan ve öner - Yücel dâvasının üçüncü kitabını teşkil eden bu eaer neflu bkı şekilde basılıp satışa çıkarılmıştır. Mik dan pek mahdut olduğundan tükenmek üzeredir. Mem leket çapında bir dâvanın ta-mamlajıo kitabı olan bu e-ser ber Türk münevverinin kütübh&neslndf yer alacak bir kıymet ve ehemmiyettedir. Kltabcdardan arayın.
Fiyat* 170 kuruştur.
*
«Yücel - Öner; dâvasına aid Profesör Kenan önerin eserlerinden birinci ve ikinci ciidierin mevcudlan tükenmek üzeredir. Bu kıymet li ve ibret verici kitabların her üçünü de Ankara caddesindeki «Kanaat» ve «İnkı-lâb» Kltabevlerinden tedarik edebilirsiniz.
Bafra Belediye Başkanlığından
İtfaiye -rşHnai.1 için sulama ve yang,n *odüMne irtibatım haiz 3-. tonluk bü aı-azöz satın ahnacafeto(lan m.vcudu 0)£)nlann marka, tak..t ve s^r evsafım gösterir bir mektupla 20,4/1948 sah günüDe ka dar belediyeni başkanljfcna mura^u b-üunmalan ilân olunur.
(40091

■ti)
Teknik Üniversite Satınalma Komisyonundan
Univerf.ı.» ro.ız öğrencilerine kapalı zarf uaıılile 360 takım elbise dia (İrilecektir
ilk teminat 1215 lira olup beher takım elbisenin dikiş bedeli 45 11-radjr. Eksiltme 10/4/948 tarihinde «e saat 11 30 da yapılacaktır.
Teklifler eksiltme saatinden bir saat evvel verilecektir,
Postada vak) gecikme kabul edilmez. Fazla malûmat için komisyona müracaat »4104,
i )
•• Bugünkü Progr
PAZARTESİ -^ 5,4/194? Açılış ve program, M, s, ayan, Müzik; Bafjf Parçalar (pj.) Haberler,
Müzik: Çeşltu Hafif Müzik; (Pi ) Müzik: Tangolar (pn Müzik; Türküler (P^ Kapanış,
Açihş ve program, M, 3, ayan,
Müzik; Salcn Orkestra larmdan Çeşltu Parça lar (P1. j
Haberler, Müzik: Film
Müzikleri tPi.’
13 40 Müzik: Dans
Müziği (pj. ı
14 00 Kapanış.
17.58 Açılış ve Program. 18,00
1800
8 30
845
900
12.29
12.30 12 30

20 15
20,30
20.35
21 00
21.15
21,45

M, s, ayan.
Haberler.
Geçmişte Bugün, Müzik; pasıl ŞarJü]ûn Müzik: Keman
Sololarj (P1_)
Radyo Gazetesi
Serbest Saat.’
Müzik: Mandolin B.rliğl Konuşma,
Müzik: şarkılar, Tûrkui Müzik: Sanfonilerden. Seçme Kısımlar P]j
Müzik: Dans
Müziği ıPij
M, s. ayar),
Haberler,
Program ve Kapar..?
Kamer in tapusu
Baştarofı 4 üncüde) eksik var kî; Ay'ın hududlarım da aşacak, belki de yıldızları işgal ede cek derecede, sayabildiğimiz kadarı nı sayalım. Evvelâ Halk Partisine meram anlatmak için kâfi büyük-hikte bir insaf borusu. D. P. ye ih raç harertet-lfrim daha seri yapabil mesl için müshil hap). İstanbul be bir mucize Köylünün tarlasını süj-mek için makine, halkın Gece kondulardan kurtulması için mesken plânlann»n İlhamı... îlâh. A-man l&zla lerar etmeyin bir boşan maya baslarsak, ne ciğer h&hr ne 6e f(ıri^aü.A)lUti Tim tıkalılardan. Ne hayır geliyorsa yİ ne onlardan geliyor. Hiç olmazs» ortaya bir fikir attılar da balâdan ümıd edenlerin yüreklerine blraı. olsun su serptiler Bundan sonra işlerimizi komisyonlara havale etmeye lüzum yok Dünyada bir iş halledilenıedl mi, haydi Ay’a. Ora-
Bu arzunuzu ulaşmanız için size imkân sağlamıştır. Bundan faydalanınız
T&rki^e İŞ Bankasında tasarruf hesabıma yoksa derhal) bir hesap açtırın».
da da halledilemezse İstida kâinat) devreder ya bir roüsbet cevap alınır ya menfi, öyle zannediyorum W istidalarımız kâinatı devretseler bi j
Yeni Sabah’ın ttAN FİYATLARI ■r.
1ÖOO wo

ı ı rı ı
BmW»
1
1 a
s
• »

1'— Serbest, büyük kardeş; 2 — Yunan ırkı, Saha; 3 — Bir nota, Geormetrik bir yüzey; 4 — Ödem, Tasdik edatı, ilâve; 5 — Tersi nesil. Bir emir; 6 — Gayem; 7 — Ramazanda çıkan has ekmek,, Titre-me; 8 — Andolu da efendi msnâsı na, Eski ı.zamaıı.ı; 9 — Öylemi. Ye mekten emir, Tersi vücuda llyç zer. ketmek.
4/5 76 • 35 353 3 . 3K8 2542 2,5 2355.00 1271.00
4/6 « 1 '* 35 853 4 2Kr4( • 2286 2,5 5715.00 1143.00
3/4 109 85 355 1 3 4226 3W 3,5 )109 L.50 2218.30
3]
3/4 183 35 350 1 29 2645 1909 2.5 4772.50 954.50
• no 35 355 4 8925 3,5 13737.50 2747.50
398 35 355 31 3325 3325 3,5 11637.50 2327.50
- — •'35 366 oo ▲ A/ 862 • 862 2.5 2155:0») 431.00
3/4 182 35 355 | 26 . 4148 2,5 10370.00 2074-00
26 1
3/4 186 35 350 1 30 38(4 'J39b 2 2796.00 559.20
)27 35 355 21 822 822 2.5 2055.00 411.00
)22 . 35’ * 355 16 * 3081 J081 2,5 2702.60 540.50
73387.50


Aşk - Macera - Tarih - Cinayet
VoBans Jt’H?«i«Eırcuı Z. kOB*gunaI
ruri ihtiyaçları görüyordu. Bu minval üzere aıadan on gün geçti. Bu halden son derece nıahcvb oluyordum. Nihayet hu zuruna çıkıp:
«— Yrâ Emir, dedim. Beni lütuf ve ihsanınla mâmur eyledin. Fakat aile efradım ve akrabalarım dört gözle yolumu beklerler. Artık müsaade buyurun da memleketime dönüp beni bekliyenleri ihsanlarınızla mesrur edeyim.
Ricamı kabul ederek:
«— Yâ İbni Übey, dedi. Şimdiye kadar verdiklerim (Hoş geldin» mukabili idi Şu yüz bin dirhem ise yol harçlığındır. Allah yolunu açık etein. Elbet de
yine gelir ve bizi hiçbir zaman duadan mahrum etmezsin..
«Yüz bin dirhemi aldım ve memleketime döndüm.»
Ukayl İbni Übey’in naklettiği bu fıkradan Yezil ibni Meh-leb’in nasıl bir adam olduğu anlaşılır ve Ilaccâc’ın onu çeke-meyişine, en tehlikeli rakib ad-dedişino hak verilin
Haccâc, Yezid îbni Mehleb’i l'ükâmct memuriyetinden uzaklaştırmak için hiçbir fırsatı kaçırmıyordu. Bir gün Yczid’ın zimmetinde haraç mahtdan yiiz bin dirhem kaldığını öğrendi, ve hemen onu yakalatıp zindana attırdı. Sonra kendisi de zin dana gidip»

1 — Kadınlara ait bir bağ mar kası. Alacaklıya verilen itimat üc reti; 2 — Arabçada bir harfin oku nuşu, Sağlık; 3 — Bir nota, Bir şe ker adı ı ayni zamanda İdeoloii': 4
— Yemin, Rac «aynen); 5 — Geçmiş zaman, Tersi İlâve; 6 — Avuç İçi, Başına »Si gelince saf olur; 7
— Büyük, Tersi devamlılık; a
— Memurların tabi olduğu bir sta tü, kebabı olur; 9 — Sut veren olr hayvan, Plân.
EVVELKİ BULMACANIN HALLEDİLMİŞ ŞEKLİ 1 23456789


— Yâ Yezid, dedi. Yarın akşama kadar mühlet veriyorum. Zimmetine geçirdiğin yüz bin dirhemi temin ve teslim edersen ne âlâ, edemezsen sana öyle bir sopa attırırım ki ben de beğenirim, felek te beğenir.
Yezid, «Peki» makamında başını salladı ve tanıdığı zengin kinişlere adamlar gönderip meseleyi bildirdi. Birkaç saat sonra geri dönen adamlar, yüz bin dirhem getirip Yezide teslim ettiler.
Bu para, Yezid’i borcundan, dolayısüe do Hacc&c-ı-Zâlim’in zulmünden kurtaracaktı. Fakat o sırada meshıu şair Firezdak
gelip Yezid’i ziyaret etmek istediğini söyledi. Gardiyanlar, onu içeri aldılar. Sık sık Yezidin ihsanına nail olan şair, teselli) hatır için bir şiir okudu ve ağlamağa başladı.
Yezid, şair Firezdak’ı pek sever: ziyaretine gelince onu katiyen boş çevirmezdi. Hemen hâcibine dönüp:
— Yâ Hâeib, dedi. Haccâc’a ödenmesi lâzım gelen yüz bin dirhemi aziz dostumuz Firez-dak’a ver de namus yerini bulsun, ben, şu kara günümde ziyaretime gelen ve acıklı halimi görünce ağlamağa başlıyan bir vefakâr dostumu boş çevirc-n.cnı.
Hâeib, Yezid’i ikaz etmek istedi :
— Lâkin Haccâc’ın zulmü bu sçhavete mânidir, yâ Emîr!
Yezid, mütevekkiline cevab verdi )
J d
9
•3
4
6
t
£
6
marka
0,08 ( m/m m/m m/m
TIRAŞ BIÇAKLARI Üstünlük timsalidir Tiirkive Genel Mii lessili İBRAHİM ÇAVIJŞOC.LU Bahçekapı, Celâl bey han No.39 Tel; 20146
İstanbul