reklâma Ih
fletıe 27 — No, 9482 — Fiat! her yerde 10 kuruştur»
SALI 13 Mart 1945
Sahibi: Necmeddin Sadak — Neşriyat müdürü: Hikmet Feridun fîa — AKŞAM Matbaan
Mareşal Rundstedt azledildi
Amerikalılar Rhin’in doğusunda
Kızılordu Danzig'e
çok yaklaştı
23 kasabayı ele geçirdiler
0
Uzak Doğuda
Günler Geçerken
Hoca tipleri
DİKKATLER
İçtimaî alâka
İLİM KÖSESİ
İmdat
Refik Halid Karay
Bu nefis romanın a
Mindanao’ya çıkan Amerikalılar ilerliyorlar
M. Roosevelt in bu imada bulunurken Fransaya alt işleri hatırına getirmediği belirtilmektedir. Anlaşılıyor kİ, gerek Ameri-kada, gerek yabancı memleketlerde bu cilmelenLn esası hakkında herkes aldanmıştır. Esasen M. Roosevelt, Amerikayı gezen 8 Fransız gazetecisine demeçte bulunarak bu sarih lisandan doğan İntibaı tashih etmiştir.
Ingikerenin Belgrad elçisi Belgrad’a vardı Londra 13 (R) — Belgrad’dan gelen telgrafa göre Ingiiterenln Belgrad elçisi hava yolile bu şehre varmış, Hariciye Bakanı Su-basiç vesair mümtaz şahsiyetler tarafından karşılanmıştır.
Yazaıı. A. ADNAN - ADIVAR Yarınki Akşam’da
Çoğumuzun yüzü teneke parçacıklar ile her gün dalanmak-tan çukurlu kabarcıklı, sam yeli vurmuş asma yaprağı gibi piir-türpürtür bir hal aldı. Böyle giderse püskürme ada takımlarda kabartma Pasifik haritasına veya âmâ kitapları sahifesine dönmesini bekiiyebiliriz. Zira artık bizim gibiler için piyasada halis çelikten tıraş bıçağı bulmak imkânsız. Ne idi o hoşça, tok bir ses çıkararak, derimizi nlnnisile oyalıyarak sabunlu yanaklarımızdan kayan ve geçtiği yeri tertemLz edip izini hiç belli etmeden vazifesini tam başarı ile yapan kıvamında hilenmiş jiletler? Nerede bu hem sesi, hem ağzı boztık kalp, tapon mallar? Şimdikiler her seferinde cildimizin incecik bir tabakasını alıp götürüyorlar. Ta-kılmadıkları, takılınca da hoyratça koparmadıkları yer yok. Eski-lerindc sanki akıl. göz. hüner vardı; kılları alırlar, sivilce ve ben-lere dokunmaz; dokunsalar da zedelemezler, usulcacık, okşarca-sına sürünüp zarar vermeden geçerlerdi, Teneke bıçak İse en ufak bir pürüze rasladı mı onu. bir yaraya benzetmekte, oyup çukura çevirmekte birebir.. Hattâ daha acayibi, kötü cins jilet kılı almıyor, yansından bölüp bırakıyor da boş deriyi bulunca kan akıtırcasına dalayor.' Fakat jilette akan kanın bugün kan akıtmak bahsinde esamisi mİ okunur?
Türkçemiz içine «kan» kelimesinin girdiği tâbirler bakımından ne kadar zengindir... Hele bugünkü durumu anlatmak İstediğimiz zaman «Dünyayı kana boyamak — sel gibi kan akmak — kanma susamak — kan tutmak — kan gövdeyi .götürmek — kanlı bıçaklı olmak — kanlı kaatil — kan dökmek — kana kan İstemek — kan gütmek — kanına girmek — kanetmek ve aramak — kanı pahasına^ gibi sözlere yer vermek mümkündür. Vurgunculardan bahsederken üzmek mânasına «kanımızı kurutmak" ve insafsızca sömürmek yerine "kanımızı emmek" ve sinirlendirmek demesine «kanımıza dokunmak», öfkelenmek hususunda da ••kan başımıza çıkmak» tâbirlerini çok kullanıyoruz. Harb felâketlerine uğrayanlar İse «kan ağlıyorlar — kan yutuyorlar — içlerinden kan gidiyor»; hattâ ilaha kuvvetlisi «kan kusuyorlar", yani aşın derecede acı çekiyorlar; ağlamaktan gözleri «kan çanağı», açlıktan da .-kanlan sulandı, bette, henlzde bir damla kan kalmadı.» •
. Akacak kan damarda durmaz — iki eli kanda olmak - tâbirleri başka Fakat nerede o sulh ve sükûn tâbiri «burun kanamak-snın» sözü... O günü bekliyoruz.
Bazı trenler kara saplandı
Yedinci Alman ordusunun yarısı İmha edilmiştir. Bu ordunun komutanı general Brandenberg kayıptır.
Kurtarılan ve işgal edilen yerler
Paris 13 (AA.) — General Efscn-hower bir demecinde 8 haziran 444 ta rihlnde Fransız kıyılarına yapılan çıkarma hareketinden beri Müttehit ordularının 584.200 kilometre miira±>-baı arazi kurtardıklarını ve ayrıca Alman topraklarından 15.900 kilometre mllrabbaı genişliğinde bir sahayı işgal ettiklerini söylemiştir.
Londra 18 (R) — Mareşal
ftalln dün gece iki günlük emir heşretmiştir. Birinci günlük emirce Danzlg ve Gdinia istikametinde taarruz eden kuvvetlerin iki mühim A man müdafaa noktası olan Tezew ve Wajhzrewa şehirlerini ele geçirdiği, Danzfg koyuna vararak burada Puck şehrini raptettiği bildirilmektedir. İkinci günlük emir Berlin dolaylarını koruyan ve Öder üzerinde ehemmiyetli bir münakale merkezi olan Küşirin kalesinin zaptedil-diğlni haber vermektedir.
Köstrin’in zaptı çok önemli bir hâdisedir. Burası Berlin’e 70 kilometre mesafede, Berlin'e giden otomobil yolu üzerinde ve dem.r-yo^una hâkimdir. Burada bir çok esir ve ganimet alınmıştır. Ganimetler arasında 150 sahra topu da vardır.
Danzig’e karşı yapılan harekette Almanlar Baltık kıyısında şerit gibi bir bölgeye sıkıştırılmışlardır. Bur^dı Neustad şehri laptedilmiştir. Saşka Rus kuvvetleri tarafından güneyden yapılan hücum neticesinde Vtrşav saptedUmiştir.' Burası Danrig’Ln *2 kilometre güneylndedlr.
Alman'arın Macaristan'da Balatan gölünün kuzey doğusunda tanklarla yaptıkları taarruzlar tardedilmiştir.
İngiliz - Mısır hava kumpanyası
Londra İS IA.A.) •— Bir Mısır İngiliz hava Kumpanyası kurulması hususunda İngiltere ve Mısır hükümetleri arasında anlaşmaya varılmıştır. Egytian Alrv.-ays C^mpany, adını taşıyacak olan bu şirket «Bünısır. va «Britich Verseas» harb nakliyat şirketlerinin kontrolü altında bulunacaktır. Anlaşma, parlâmento tarafından tasdik edildikten .sonra yürürlüğe girecektir.
Ankara 1S (Telefonla! — Dün öğleyin saat 11,15 ten İtibaren başlıyan 30 senadenberl görülmemiş bir kar fırtına» yüzünden, Haydarpaşa »e Diyarbakır trenleri Elmadağı İle Lft-lâbel arazındaki yarlara saplanmıştır. Gerek etraftan yetişen köylüler ve gerekse Elmadağı muhafız taburu erlerinin çalışmanı sayesinde 23 Baa-atte tren yolu açılmış ve bu katarlar bu kadar müddet rötarla Ankara-ya hareket etmişlerdir.
Dün akşam üzeri tekrar kar fırtınası başlamış, Halepten gelen Töros ekspresi karlara saplanmış, bütün çalışmalara rağmen yedi saattenberi yol açılamamıştır. Toros ekspresi karlar İçinde kalmıştır. Elmadaki muhafız taburu erleri, başlarında subayları da olduğu halde çalışmaktadırlar. Toros ekspresi hâlâ kurtulamamıştır. Yeniden çalışılarak yolun açılmasına uğraşılmaktadır
İnebolu’da kar
İnebolu 13 (A.A.) — Denizde görülmemiş bir şiddetle kuvvetli bir fırtına hüküm sürmektedir. Yağan kar yüzünden, esasen kapalı bulunan yol üzerindeki kar üc metreve yükselmiştir
Sovyet kumandanlarından mareşal Koniev
Londra 13 (R) — Mareşal Koniev kuvvetlerinin güneyden harekete başladığı bildirilmektedir. Henüz bu harekat hakkında malûmat yoktur.
daha İstiyor. Lâklıı
M. Roosevelt nutkunda General de Gaulle’û değil, Tito’yu kasdetmiş
Istanbulun bir kaç gün içinde kar, lodos, dolu sarstı.
Eski nesillerde, meselâ bir fırtına çıkınca:
— Allah den izdeki lerin yardımcısı olsun! - diye candan dua edenler pek çoktu.
Şimdi, bir lodosta, bir poyramda yüreğimiz pek o kadar çarpı mıyorsa, sebebi, «başkalarını düşünmez olduğumuz» mudur? Yoksa gemiler, eski devirden daha sağlam «la onun için mİ bu meseleye pek ehemmiyet vermiyoruz?
Gönül, ikinci ihtimale fazla meyletmeği _ eskiler, kar yağınca:
— Allah fakir fıkaraya etsin! - diye kuru bir dua ile de kalmazlardı; temasta bulundukları fakır fıkaraya maddeten İmdat ederlerdi: her zengin ve orta halli ailenin bir kaç, yahut bir fı karası vardı
Buna ne demeli; Cemiyetle alâkayı glttlkç tavsatıyor muyuz?
Şiddetli kar fırtınası
Vaşaıgton 13 (AA.) —Pertinas yazıyor: M. Roosevelt, bir martta kongreye Yalla konferansı hakkında izahat verdiği sırada. İrticalen söylendiği anlaşılan oldukça gar?» bir cümle sarf ettiği hatırlardadır.
M, Roosevelt şöyle demiştir: «Dünyada baş artist rolü oynamak isteyen pek çok kimseler vardı -. Bun'ann hepsi sözlerini geçirtmek istiyorlar, Herhangi birşey yapmadan evvel daha pek Çok baş artisti dinlemek Icabede-cektiç.»
Bu nutku dinleyenler ve sonradan gazetelerde metnini okuyan lar hiç tereddüt etmeden de Gaulle ile M. Eden'in kastedildiğine hükmettiler. Fransız gazetelerine bakılacak olursa Paris mahfilleri bu hususta en küçük bir şüpheye bile düşmemişlerdir.
Fakat bu sözleri dün ciddî byr rat bana başka şekilde tefsir etti, bu zatın ifadesine göre. Roosevelt o cümleyi kullanırken de Gaulle’il değil, fakat Tito’yu kastetmiştir. Esasen bu sözler nutukta, Yugoslavyaya dair iki şatodan sonra gelmektedir. Herkes bu iki satırın şüpheleri dağıtmak için oraya sıkıştırıldığına hükmetmiştir Şimdi öğrendiğime göre, Tito ile yapılan görüşmelerde karşılaşılan bazı zorluklar M. Roosevelt’i bu sözleri sarfet-m ğe sevketmiştir. Trlyeste meselesi, Bavyera ve Avusturyavı muhtemel olarak İşgal edecek olan İngiliz ve Amerikan kıta’.a rının İaşesine ve ikmal İşlerine ait hususlarla Belgrat'ta kati mahiyette bir hükümet kurul ması gibi meseleler hu zn'- t '-’arın başlıcalannı teşkil etmiştir.
Baş artist rolü oy' namak istiyenler
, Hertz, Bratıly ve Marconi
Taze Kreme
Günlük tuzsuz terzyağs Yemeklik tuzlu tereyağı
YAÖ SERGİSİ îstiklâl oaddest, Parmakkapı 64, Ttl: 41775
CENHBHH
ANAMTAHlAKf çıktığını
haber veriyoruz. Yoksa eser hiç bir_
tlyuı olmıyan edebi bir Abidedir. 360 kuruş. ARtF BÖLAT KİTABEVt
Yazan: Dr. Âkil Muhtar özden
Bugün b;ş!nci sahifemizde
l------------------------------
Amerikan kuvvetlerinin vardıkları Rhln ve Moselle nehirlerinin
Londra 13 (R.) — Batı cephesinden gelen haberlere göre, mareşal Rundstedt, batı cephesi komutanlığından affedilmiş ve yerine general Model tâyin olunmuştur.
Londra 12 (AA.) Reuter: Alman radyosunun bildirdiğine göre. Amerikalılar Rhln nehrini Rhelnbrelt-bach'ın şimalinden ve cenubundan yeniden geçmişlerdir.
Rhelnbreitbach, Remagen’ln üç buçuk kilometre şimalinde ve Honncf’in İki buçuk kilometre cenubundadır.
Londra 12 (AA.) — Brltanova: Alman kaynaklarına göre, ikinci Amerikan ordusu Remagen’ln şimalinde Rhln üzerinde birçok duba köprüler kurmuştur. Amerikan takviye kıtaları da harb malzemesini bu yeni köprü üzerinden geçirmektedir.
Alman radyosu Amerikan tanklarının Remagen köprübaşında RLün’itı doğu sahili boyunca iki kilometre ilerlediklerini bildirmiştir, İki Amerikan tümeni, İki tank tümeni şimdi Rhin’in doğu kıyısında savaşmaktadır.
Yeni ilerlemeler
Londra 13 (R.l — Amerikan kuvvetleri Rhln nehri üzerindeki köprü-başını dün yeniden genişletmişler ve bir milden fazla İlerlemişlerdir. Şimdi köprilbaşinln uzunluğu 16, derinliği 6 kilometredir. Bu sahada 23 kasaba ve köy ele geçirilmiştir. Amerikan kuvvetleri nehrin doğu kıyısında güneye doğru sarkıyorlar. Almanlar Rr-tık karşı hücumlardan vazgeçmiş görünüyorlar Amerikalılar nehrin doğu kıyısında ve Visbaden - Kolonya şimendifer hattı üzerinde bir kavşak noktası olan Llnz şehrine 3 kilometre mesafeye gelmişlerdir.
Almanlar dün Remagen köprüsünü bombardıman etmeğe devam etmişlerdir, Fakat bu ateş evvelki günlere nispetle daha zayıftı. Bunun sebebi topçu ateşini İdare eden bazı tepelerin Müttefiklerin eline geçmesidir.Top ateşile köprü hafif hasara uğramıştır. Fakat el’an kullanılmaktadır. Amerikalılar şimdi köprübaşından 15 kilometre cenuba kadar sarkmışlardır. Bu kuvvetler Coblenz'l tehdldedtyor-lar.
Birinci Amerikan ordusu son hareketin iptldasındanberi Alınanlardan 35.600 esir almıştır. Şimalde Veseî köprübaşından çekilen Almanlar uzun menzilli toplarla burasını bom-; bardiman ediyorlar. KanadalIlar şimdiye kadar 21 bin esir almışlardır Kşanten - Vesel yolu üzerinde çok kuvvetli beton ve çelik tahkimat bulunmuştur.
Güneyde üçüncü Amerikan ordusu Mosel hattına yaklaşıyor. Nehrhı batı kıyısındaki cep temizleniyor. Bit-burg'un kuzeyinde birçok kasaba zap-ted1lmt?ttr. Bunlardan onu büyüktür
A. J. CiOtıln - REZZAK A. E. YALMAN
birleştiği yer ve Cobîenr şehri
Londra 13 (R.) — Dün akşam bildirildiğine göre son Rhln taarruzunun başladığı tarihten, yani 16 gûn-denbert Müttefikler 80 bin esir almışlardır.
Berim gene bombardıman edildi
Londra 11 (R.) — Müttefik uçakları dün gece yeniden Berlin'i bombardıman etmişlerdir.
Londra 13 (R.> — Dûn 800 a*ır bombardıman uçağı Alman şimendifer kavşak noktalarına ve askeri hedeflere taarruz etmiştir
Londra 13 (R.) — Flllplnler’in en güneyindeki Mlndanao adasına çıkan Amerikan kuvvetleri ZambaongR şehrini ve hava meydanını ele geçirmişlerdir. Japonlar burada organize mukavemet gösteremiyorlar.
Amerikalılar Mlndanag'nun cenubunda bir adaya ve Sulu adalar gru-pundan bir adaya akın yapmışlardır. t’Vo adasında Japon mukavemet sahası küçültülüyor.
Hindi Çinî’de
Londra 13 fR.» — Paris’ten bildirildiğine göre. Hindlçlnl'dekl Fransız kuvvetleri eyaletlerden birinde mukavemette bulunuyorlar.
Amerikada ırk ve din farkı gözetmek yasak Londra 13 (R.) — Nevyork umumi valisi M. Duwey tarafından neşredilen bir kanunda her hangi bir İşte ırk ve din farkı gözetmenin yasak olduğu bildirilmektedir. Bu işi beş Üzr-dan mürekkep bir heyet idare edecektir. Heyet ırk ve din farkı yüzünden haksızlığa uğradıklarını İddia edenlerin müracaatlarını tetkik edecektir.
SÖZÜN GELİŞİ
Sahne yayını
*T lyatro mükâfatını hiç bir müellifin kazanamadığı şu 1914 -
* 45 tiyatro yılı sahne yayın ve gösterilerimizin hemen en
zengin olduğu yıldır, .denebilir. Ankara ve İstanbul canlı bir tiyatro hayatı yakıyor. Buna biîtiin illerimizdeki Halkevlerinin gösterilerini de eklersek canlılığın manzarası daha dolgun bir tablo olur. Basın her yıldan fazla bu yıl tiyatroya yer vermiştir. Bir taraftan eserler, temsiller tenkid, münakaşa edilirken, bir taraftan da tiyatro meselelerimiz ayn ayn İncelenmektedir.
Sahne yayınına gelince, Türk okuyucusu hiç bir yıl bu ydki kadar zengin bir tiyatro yayınile beslenmemişti. Maarif Bakanlığı klâsiklerin en ünlü eserlerini en dolgun sayısile bu yıl Türk o-kııyucusuna sunmuş, modem tiyatro eserlerinden bir çoğunu da grne bu tiyatro yılında dilimize kazandırmıştır.
Tiyatro sanatına verdiğimiz . önemin en göze çarpar belgesi olan hu resmî yayın, özel çalışmalarla da destekleniyor. Geçen ay Türkiye Yayınevi yeni başladığı «Sahne yayını» serisinin dokuz kitabını birden çıkarmıştır. Bunların içinde Türk sahnesinin bilgin ve gönüllü öğretmeni Selim Nüzhet Gerçek’in biri «Tiyatro bilgisi». Öbürü «Tiyatro tarihi» olmak üzere iki eseri var. Her ikisinden bütün tiyatro severler en geniş ölçüde faydalanabilirler. «Tiyatro tarihi» Yunan ve Lâtin tiyatrosu için değerli bir el kitabı. «Tiyatro bilgisin îse sahneyle yakından, uzaktan ilgilenenleri her bakımdan aydınlatıp sahnenin bütün sırlarını veren bir eserdir.
Aynı seride şair Salih Zeki Aktay’ın «Hallacı Mansur adını taşıyan, büyük mutasavvıfın hayatına dair ve basında güzel yankılar uyandıran beş perdelik manzum ve mensur faciası, Abdullah Ziva Kozanoğhı’nun «Tavşan başı» ve «Kozanoğlu» adlı fici telif piyesi, gene Selim Nüzhet Gerçek’in dilimize çevirdiği «Çifte nikâh» adlı bir perdelik komedisi, amca öğretmen Mustafa Rona tarafından eskilerde yaşıyan sekillerile derlenmiş üç ka-raeöz oyunu vardır. Selâhaddin Hatu nun Nebioğlu yayınevi tarafından çıkarılan «Kerem İle Aslı» adlı manzûm masalını da bu arada sayabiliriz.
Telif eserler yalnız yayınlanmakla kalmıyor; Şehir Tiyatrosu Faruk Nafiz’in «Yayla Kartalı» ndan sonra bu akşam Vâ - Nû ve Nihal Karamağaralı’nın yazdığı «Casuslar» ı sahneye koyuyor.
Sahne ve sahne yayını hayatımızdaki bu canlılık yeni bir tiyatro döneminin eşiğinde olduğumuza bizi inandırabilir.
Şevket Rado
SflNFRflHSiSCDDfl HAZIRLIK
Gelecek heyetleri yerleştirmek işinde bûyûk güçlüklerle karşılaşılıyor
HOCAMI TEKRAR DİNLEDİM
Sahte mühendis
İzmir’deki muhakemeye dün devam edildi
İzmir 12 — Kendisine, yüksek mühendis süsü vererek İzmir ve civarında muhtelif dolandırıcılıklar yapmakla sanık Fahri Memduhun yargılanmasına asliye ceza mahkemesinde devam edilmiştir.
Kalabalık bir dinleyici kütlesi ününde yapılan duruşmada tanık olarak dinlenen bir şoför, Fahri Mem-dııhu Bandırma Nafla fen memuru olarak tanıdığını, diğer şapkacı bir kadın da sanığı mühendis olarak bildirini anlatmışlardır.
Tanıklardan sonra bazı tezkereler okunmuş, bu meyanda Nafla Baktfn-lığındnn gelen bir tezkerede Nalla kadrosunda bu namda bir mühendis bn'unmadıSı hususu okunmuştur.
Tanık olarak dinlenmesi kararlaşan sanığın karısının evinde hasta , yatmakta olduğu anlaşıldığından. ’ mahkeme, kadının evinde ifadesinin alınmasına ve bazı hususatın. da alâkadar dairelerden sorulmasına karar vererek duruşmayı başka bir güne bırakmıştır.
Ziraat bankası ikramiye çekilişi
Ankara 13 (AA.) — Türkiye Cumhuriyeti Ziraat bankasının 50 lira ve daha fazla mevduatı bulunan tasarruf sahipleri arasında her 3 ayda bir dağıtmakta olduğu İkramiye 12/3/945 tarihinde Banka merkezinde ikinci noterle diğer ilgililer önünde çekilmiştir. Kendilerine ikramiye çıkan mudilerden Bursada 2407 İdrts'e 1000, Eski şehir de 2846 Sabahaddln'e 500, İşportada 1576 Ratlceye 250, İspartada 1691 Adll’e, Zonguldakta 2008 Se-dad'a, fstanbulda 9151 AriTe. İstan-bdlda 19945 Zatl'ye, fstanbulda 33280 Hatlceye, Ankarada 2’2062 Necdete. Kırıkhan da 35 Kemal. Kozanda 405 Dürdan.je. Gümüşhanede 135 Hüse-ylne. Orduda 1433 Refikaya yüzer lira çıkmıştır P ulardan başka çeşitli yerlerdeki 95 mudi de 20 - 50 Ura ara-«nrfa İkramiye kazanmışlardır.
Parti Meclis grupu toplanıyor
Ankara 13 (Telefonla) — Cumhuriyet Halk Partisi Meclis gurupu bugün saat 15 te toplanacaktır.
Cumhuriyet Halk Partisi Müstakil gurupu da yarin saat 9.30 da toplanacaktır.
Gl. Roatta mahkûm oldu
Londra 13 (R.) — Bir hastaneden kaçan İtalyan harb suçlusu general Kontta gıyaben müebbet küreğe mahkûm edilmiştir.
Petrol afişte suiistimal haberi doğru değil
Ankara 13 (Telefonla» — tlglll makamlazdan alınan malûmata göre. Petrol ofiste «ullstimal olduğu ve İstanbul savcılığının bu hususta tahkikat yaptığı hakkındakl havadis ta-tuamile asılsızdır.
Hollywood’dâ grev
Londra 13 CR.l— Holllvuftû 12 bin İşçi grev ilân etmiştir Bu suretle XI-Um llmalitı yanya inecektir.
Handa biı^cinayet
Kavgacıları ayırmak isti-yen odabaşı öldürüldü
Dûn akşam bir adam; alâkadar bulunmadığı bir işe müdahale etmesi yüzünden öldürülmüştür.
Mahmutpaşada Abut Efendi hanında tornacılık eden Niyazi oğlu Ahmet Salih İle kayınbiraderi Münlp oğlu Nureddln. akşam geç vakit handan çıkacakları bir sırada, aralarında ailevi bir mesele dolaylslle kavgaya tutuşmuşlar, ktsa bir zamanda bu münakaşayı büyütmüşlerdir.
Kavgayı duyan han odabaşısı Pe-türgell Yusuf, enişte - -kayınbirader arasına girerek ikisini de susturmak İstemiş ve yirmi dört yaşlarında olan Nureddlne bir aralık bir tokat atmıştır. Nureddln. yediği bir tokadın tah-rlklle hemen bıçağına davranmış ve Petürgell Yusufa birkaç defa’ saldırmıştır.
Hâdiseyi görenler zabıtayı haberdar etmişler, Yusuf derhal Cerrahpaşa hastanesine kaidınlmi'sa da bir müddet sonra ölmüştür. Bir hiç yüzünden kaatll olan Nureddln de polisçe yakalanmış ve nöbetçi savcı tarafından sorguya çekilerek hazırlık tahkikatı evrakı tekemmül ettirilmiştir. Nureddln, bugün öğleden sonra ikinci ağır ce2a mahkemesinde, cür-mfl meşhut kanunu ahkâmına tevfikan yargılanacaktır.
Yeni silâhlar
Japonlar uçar tank yapmışlar
Londra 13 (AA..) — fJally Sketch gazetesinin havacılık muharriri yazgı bir makalede muhtelif memleketlerde İmal edilmekte olan silâhlar hakkında dolaşan şayiaları ele alarak şöyle diyor:
Söylendiğine göre, Japonlar şimdi, Uçar tank diyebileceğimiz bir silâh İmâl etmişlerdir. Bu tank, hakikatte ağır bir zırh tabakası İle kaplanmış ve ağır silâhlarla teçhiz edilmiş bir plânörden başka blrşey değildir. Bu plân örün kanadlan sökülür, takılır. Tekerlekleri, tankların «İncirli tekerleklerinden farksızdır. Bu uçak yöre konduğu zaman büyük bir süratle ve kolaylıkla hareket edebilen bir tank haline gelmektedir. Ve silâhları çok kuvvetlidir,
Diğer taraftan isveçliler yeni bir merminin tecrübelerini tamamlamışlardır. Bu mermi uçağa bağlanmakta ve tnglilzler tarafından kullanılan Füzeler gibi atılmaktadır.
Üçüncü yeni bir silâh da Huşlar tarafından keşfedilen yeni tip ağır artılı tanklardır. Bu tanklar kalın ağaçları söküp atabilmektedir. Mekanik bir bıçkı İle mücehhez bulunan bu tanklar, ormanlajdan geçerken ağaçlan biçerek yol açmaktadırlar.
Diğer taraftan Amerikalılar yeni bl rtabanca İmâl etmişlerdir İd bununla bomatlk bir surette her istikamete atış edilmektedir. Bu tabancanın bo-şka bir hususiye tl de tamamen sessiz olmasıdır, öyle M, ateş edildiği zaman merminin ne taraftan geldiği katlym farkediiememektedur.
Londra 11 (AA.) — (Britanovaı; San Francisco, Milletlerarası bir k n-ferans İçin mükemmel bir şehlrd r. Ancak, şehir makamları, 26 nisan konferansına iştirak edecek murah-ha lan ve onların maiyetlerini yerleştirmek İçin büyük güçlüklerle karşılaşacaklardır. Şehirde otel sayısı 1500 den aşağı olmamakla beraber, şehir bu sıralarda o kadar kalabalık tır kİ, 40 tan fazla memleketin 8T asi temsilcilerini yerleştirebilecek yer bulmak hakiki bir mesel* teşkil etmektedir Şehirdeki bütün otel odaları şimdiden bu İş İçin tutulmuştur. Şehir halkından bir kısmı k(ndl apartmanlarını, bu meselenin ha’II-nl kolaylaştırmak için vermeğe hazır olduklarını bildirmişlerdir
Konferansın nerede toplanacağı hususunda bu sırada müzakereler olmaktadır. Bazı şehir makamları kon-feranmı eski tnuhariolerin hâtırası için yapılmış büyük binada toplanmasını teklif etmektedirler Bu blm-da iki büyük konferans salonu He bu salonlara bitişik bir çok küçük odalar vardır. Bu odalar, yapılacak bir çok komite toplantıları İçin çok müsaittir. Diğer taraftan Fair-mont oteli de teklif edUmekttdlr Bundan başka. Kaliforniya Legion d’Honneur sarayı da bu top’antı irin İleri sürülen binalar ararndadır Bu saray Parl 'teki Legion d'Honneur sarayına bir nazire olarak İnşa edilmiştir.
Ankara 13 (Telefonla) — San
Sovyetler -Yunanistan
Sovyet Rusya neden Atina’ya elçi göndermiyor?
Atina J2 (AA.) — Anadolu ajansının özel muhabiri bildiriyor: Sovyct-lerln Yunanistan elçlri V. Serghieif' İn Atina'ya hâlâ gelmemiş olması hakkında sor ı m suallere hükümetin yetkili çareleri cevap vermekten kaçınmaktadır.
Yunan siyasi mahfillerinde zannedildiğine göre, Yalta buluşmasından sonra, Kirim konferansının, kurtarılan memleketlerde temsilî hükümetler kurulma0! halkındaki kararlarının Yurıani-tan’da da tatbikinden sonra mı Sovyet hükümetinin bir elci göndereceği veya göndermlyeccği hususunun aydınlanması kalıyor.
Anexartlsla adındaki günlük gazetenin İşaret ettiğine göre, müfrit sol temoyiHia siyasi unsurlar, Yalta konferansından sonra bile, Mtakova hükümetinin Yunanistan’a elçi göndermek hususunda bir şey bildirmemiş olması keyfiyetini bu suretle tefsir etmeye kalkmaktadır.
Arnavutluk hükümeti
Londra 12 (AA.) — Reuter’ln siyasi muharririnin heber aldığına göre. İngiliz hükümeti. Milli Arnavutluk komitesi tarafından muvakkat hükümet olarak tanınması için yapılan isteği kabul etmemiştir.
Romanya’da
İngiliz elçiliğine sığınanlar
Londra 12 (AA.) — Anadolu ajansının özel muhabiri bildiriyor: Londra siyasi çevrelerinde dolaşan haberlere göre Bûkreşteki İngiliz elçiliğine sığınan yalnız eski Başvekil Ra-descu değildir. Onunla beraber milli köylü partisi reisi Maniu ve liberal partisi reisi Bratianu da İngiliz elçiliğine sığınmışlardır.
Müttefikler arası tamirat komisyonu
Vaşlngton 12 (AA.) — Hariciye Bakanı M. Stettlnlus, merkezi Moskova-da bulunacak olan Müttefikler arası Tamirat komisyonunun kurulduğunu bildirmiştir. Bu komisyonun vazifesi Almanya tarafından Müttefik memleketlere alt topraklarda yapılan tahribatın ayniyatla tazminini tesblt etmektedir.
Cumhur Başkanlığı Stratejik reisi M. Gubln bu komisyona Amerika murahhası olarak tâyin edilmiştir İngiliz murahhası henüz tâyin edilmemiştir.
M. Churchill perşembe günü bir nutuk söyliyecek
Londra 12 (AA.) — «Reuter» Başbakan M. Churchill’in Önümüzdeki perşembe günü muhafazakâr parti toplantısında mühim bir nutuk ira-detmesl beklenmektedir. Başbakan parti başkanı nfatllc, bu nutukta, muhafazakâr partinin iki bin delege -sine hltabedectictir.
Teknik üniversite konferans salonunda, hayal beni eski senelere, bir çok sene evveline götürdü. Sayıların tarihçesinden bahseden (Dr. A. Adnan - Adtıar) ın güzel konferansını dinlerken, mazi beni âdeta rahatsız etti; şuurumun altında Tıp Fskıiltesi Emrazı Umumiye profesörü doktor Abdülhak Adnan beyi buldum. Sesinde aynı dolgun ton; anlatış ve gösterişinde aynı dürüst, samimi eda var. Dinleyicilerini, tafsilât İçinde dağıtmamak, onların zihninde kavrayıcı ve toplayıcı ne varsa, onlara ilişmemek için uğraşan konferansçı: başka bir bakıştan araştırdığı ve anlatmak İstediği şeyler üstünde tafsilâta' kadar kıskanç bir f/nteHecfueP namus hissiyle öğretici bir hoca gibi davranıyordu.
Dersindeki usulü burada yine buldum: Teknik tafsilât İçinde boğmı-yan; lâkin nihayet tecrübeye ve olaylara dayanan bir terkip yapmak
Dinlerken yine maziye kapıldım, gittim: Haydarpaşa'daki muhteşem Tıp Fakültesi binasının konferans salonunu düşündüm. Emrazı umumiye dersleri orada veriliyor; çok sevilen bocanın dershanesi doluyordu. Emrazı umumiye, hastalığın sebeplerinden. görünüşlerinden ve neticelerinden bahseder: hekimliğin toptan görüşlere bağlı felsefesini yapabilen bilgi şubesidir. Profesör Abdülhak Adnan derslerini çok ciddi, derli toplu ve çok İyi hazırladığını gösteren bir itina İle verirdi. Lâzım geleni, gerekil olduğu 'kadar sıralı söylemek için arasıra elindeki not kâğıdına bakardı. Böylece ({Ulmu flssuduri lafissuturt) formülüne karşı geliyordu. Derste hitabete ehemmiyet vermez; dersi kuvvetli, olgun, samimi, didaktik bir konuşma gibidir
Bir gün derste biyolojiyi umumi felsefenin ışığı altında gözden geçirdiği bir bahiste birdenbire durmuş, talebelerine «stzler bu bahisleri pek anlıyamazsınız. Çünkü idadi mekteplerinde felsefe okumadınız Felsefi temel olmadan bunlar afllaşıi-maz.» demiş Daha doğrusu ders esnasında dinleyicilerin halinden ipin ucunun kaçtığını anlayınca, kanaatini ortaya alıvermişti
Dersten sonra, bu sözler aramızda şiddetle münakaşa edildi. Talebenin bir kısmı «anlatmak hocanın vazifesidir!» diyordu. Bir kısmı burası fel-şefe dershanesi değil, diyordu Blr I kısmı da bunu bir nevi snob gösteriş sayıyordu. Hocalar hakkında müna.-kaşa talebenin eski âdetidir. Dersteki I sözlerin uyandırdığı münakaşa: o kadar sevilen muallim Abdülhak Adnan’ın bir nevi hoca demagojisine kapılarak vicdanında beliren kanaati saklamamasından doğuyordu. Lehte, aleyhte söylendi. Nihayet hocaya hak verenlerin sesi üstün geldi.
Halbuki hocamız o zamanki hekimliğin en güzel sentezini yapan muhitlerde modern kültürle olgunlaşmıştı. O devirde tvirriıo» ve pastmr izahlarına karşı mukavemetler başlamıştı.
İnsan «şahsı» nın biyololl alanındaki «kendiliği» meseleleri, muafiyet İşleri ortaya çıkmıştı. Hocamız Bou-ckard, Roger, Krehl gibilerin izinde yürüyordu. İnsanın İç bu’dunu şahsın derinliğini söyllyen Kraurtn talebesi İdi; o devirde felsefe bakımından yeni görüşler ortaya çıkıyordu. Aufifn-telleetualist felsefe yeniliği ve Bern-son'da zamana hükmetmeğe başlamıştı. Yeni İdealist düşünceler ileri sürülüyor; bir taraftan da Drlsch klâsik biyoloji üstünde Neoriffll'sm bayrağını açıyordu.
Halbuki memlekette felsefe bilgileri gençler İçin meçhuldü. Garp felsefesine doğru hiç bir ciddi hareket yok İdi. Bir misal göstereyim: Buch-rıerln meşhur Madde ve Kuvvet kitabı 1910 da kısmen tercüme olunuyor.
Fran-slsco’ya gidecek olan heyetimiz henüz kati şeklini almamıştır. Bu itibarla bu mesele hakkında çıkan bütün yazılar ancak bir tahminden ibarettir. Yainıhz heyeti teşkil edecek Olanların adedi 18 - 20 olacaktır. Heyetimize Hariciye Bakanı B. Haşan Saka başkanlık edecek ve Hariciye Bakanlığı kâtibi umumilik birinci muavini Feridun Cemal Erkln'dcn maada Hâriciyenin alâkadar dairelerinden umum mildür, müşavir ve memurları heyete dahil bulunacaktır.
San Franslsco konferansında Büyük Millet Meclisi bazı üyeierlJe temsil edilecek ve bunların arasında Müstakil Grup mümessilleri d* bulunacaktır. Heyetimizin kati şekil bu hafta içinde belli olacaktır
Tamirat komisyonu
Londra 13 (R.) — Amerika Hariciye Bakam M- Btettlnlus. San Fran-sisco konferansına iştirak edecek Amerikan delegelerini bugün bir toplantıya çağırmıştır. Bakan. Almanların yaptıkları tahribata mukabil verecekleri malzeme v« işçi hakkında görüşmek üzere teşkil edilecek komisyonun Moskova’da kurulacağını söylrniştir. Komisyonda Amerika'yı İktisatçı İzldor Lübln temsil edecektir. Dc-lege şimdi Beyaz evde çalışıyor. Bu suretle Kırım konferansının kararlan İlk defa tabbik mtvkilne konulmuş oluyor.
Son mukavemet
Almanların yaptıkları hazırlıklar
Londra 12 (A.A ) — İnanılır kaynaklardan alınan son haberler. Almanların aon mukavemetlerini, şimdiki halde ellerinde bulunan bölgelerin en masunu olan Avusturya'da göstermeğe karar vermiş olduklarını teyideder mahiyettedir. Almanlar, 112un ve inattı bir savaşa hazırlık olmak üzer* bu bölgeye birinci derecede ehemmiyetli fabrikalar İçin cok miktarda gerekli malzeme ve yi e-ccr İle en fazla güvenebilecekleri yabancı işçileri yığmaktadırlar. Bu memleketin biiyuk bir kısmı Bavyj. . ile Çekoslovakya'nın bir parçası dahil olmak üzere büyük bir ka'e haline getirilmiştir. Bu höleenin etrafındaki çevre Alman ordusuna bağlı kıtalar tarafından müdafaa ve buna mukabil silâhlı S- S. kuvvetleri İle parti teşkilâtı iç müdafaaya tahsis edilecektir. Hırvat aslından bir AvusturyalI olan ve eskiden beri parti üye.d ve Hitler'in büjük bir dostu bulunan General Rendulic bu kalenin müdafaasına memur edilmiştir. Todt teşkilâtlarının İdare merkezleri Salz-bourg civarında olacaktır. Siyasi ge-I nel karargâh Berchtesgaden'de ve Gestapo merkezi M Ün leh'd e bulunacaktır.
Tahkimatın İnşasında genç Hlt-lercller çalıştırılacak ve çok sayıda, hava karşı koyma tesisleri kurulacaktır,
Viyana Alman ağır topçusunun menzili İçinde bulunmakla beraber bu müdafaa kalesinin dışında bırakılmışa benzemektedir.
Fransada mühim bir muhakeme
Paris 12 (A.A.) — Müttefikler birkaç kilometre mesafede bulundukları sırada Alman kuvvetlerinin Tunus'a girmelerine müsaade etmekten sanık Tunus valisi amiral Esteva’nın muhakemesine bugün 24 kişilik bir heyet huzurunda başlanacaktır. Bu muhakeme. Vlchy hükümetinin eski üyeleri aleyhine yapılacak adli listenin İlk numarasını teşkil etmektedir.
Amiral, mareşal Pet&in'ln emrlle hareket ettiğini söylemekte ve büyük kısmı orduya mensup subaylardan ibaret 40 kişiyi müdafaa şahidi olarak göstermektedir.
Muhakeme, bilhassa siyasi olduğundan. ve Vlchy hükümeti tarafından taklbedllen bütün riyaseti açığa vuracağından, heyecan verici ifşaatın vukuu beklenmektedir. Amiral Estere, Müttefiklerle birlikte savaşan Fransız kuvvetler ini erir olmağa teşvik ve Tun usta Alman tahkimatını yapmak üzere işçi tedarik etmiş olmakla sanıktır. Muhakemenin çarşamba günü biteceği sanılıyor.
Kurtarılan Müttefik esirler
Londra 18 (R.) — Sovyet ordularının ileri İareketl neticesinde kurtulan Müttefik erirlerinden ilk kafile Odesadan Orta Doğuda bir Umana varmıştır. Kafliçde 400 Brltonyalı vardır. Bunlar, geç kalmadan memleketlerine gitmeleri için tasnif ediliyorlar.
Ip’ik ’ht'kârı
İki depoda çok miktarda iplik bulundu
Meydana çıkarılan iplik İhtikârının tetkikine devam olunmaktadır. Anadoludakl tezgâh sahiplerine kullanmaları için Ticaret Bakanlığı tarafından dağıtılan ipliklerden bir kısmının Istanbula sevkedllerek bir İplik kara boransının kurulduğu meydan» çıkarılmışta.
Kontrolörler tarafından yapılan araştırmalar «onunda iki depoda Anadoludan aevkedllen çok miktarda iplik bulunmuştur. İplikler-müsadere edilmiştir. Tahkikata devam olunmaktadır-
Topkapı dışında donmuş bir adam bulundu
Dün öğleye doğru Topkapı dışarısında açıklık bir yerde bir araba içinde donmuş bir adam bulunmuştur. Henüz ölır emiş olan bu adam, mahalli zabıta tarafından derhaj Guraba hastanesine yatırılmışla da az sonra ölmüştür.
Hâdiseden «avcılık haberdar edilmiş, Adliye doktoru İzzet tşean cesedi muayene etmiş, ölümün mahiyetinin katî şekilde tesblti İçin ceset morga kaldırılmıştır.
Hüviyeti hakkında yapılan tahkikatta, bu adamın, çekmecell A2İz oğlu Ahmet adında biri olduğu anlaşılmışta.
Yazan: Dr, Tcvfik Remzi Kazancıgiı
Kitabın üstüne (ulemayı kiram tarafından mükemmel bir reddiye hazırlanıyor» kaydlyle basılıyor. Nedense bizde pek revaç bulan bu kitabın tercüme olunduğu zaman bütün felsefi kıymeti ölü bir tarihten İbaretti, çünkü radloactlvltâ keşfohuımuş: madde ile kuvvetin İkiliğine dayanan bir tabiat felsefesinin boşluğu ortaya çıkmıştı. Birim nesle Htuckel'ln kitabı Monteme tercüme olunuyor. Nihayet Sosyoloji namına da arlık ismi Işitllmiyen (Mo« Nordau) m negatif polemikten İbaret olan gevezelikleri ileri sürülüyordu.
Tarihi gelişi ile kavranılmış bir klâsik felsefe kültüründen mahrum gençliğe, açık kalb İle konuşan hocamız kusurunu hatırlatmıştı. Teknik Üniversitenin konferans salonunda bir anda, belki çok çabuk, belki uzun süren bu hafıza oyunundan sonra, silkindim yine hocayı ta- , klbetmeğe başladım
Sayıların tarihçesini, vıızel menfez İçinde anlatıyordu. Eski emrazı umumiye hocamı yeni tekâmül., merhalesinde ilim felsefesinin orta- “ unda takibe başladım: Kura sayılar LJ tabiat felsefesini tecrübe ve akıl üs- Q_ tüne de kuran canlı sembollerdir. Yeni tabiat felsefesi, yeni mantık sa- q_ yı sembollsmlne dayanıyor. Burada O hocayı dinlerken bize verdiği İki şa- _ heserl hatırlamamak mümkün değil 1> Osmanlı Türklerinde ilim 2) Ta-rlh boyunca ilim te din Bu yolda, OT eski bir fizik talebesi cörüşüyle. ho- q cama hayranlık duyuyorum İngilte-rede Russel, James Jeans, Bddlngton İle şahsi dostluklar kuran ve felsefe- (D İtrinin cajtlı taraflarını, kcndllerilö ® konuşarak İngiliz tabiat felsefesinin M— inceliklerine giren hocam, daha sonra Paris'te Cotbert sokağındaki er- _Q babmca meşhur binadaki çalışmalara iştirak ederek: kendindeki fikir mi-zaçının en uygun tarafını zenginleş-tirmlştir. Tarih boyunca ilim ve di©' kitabının İkinci cildinin sonunda,
(Sözü bl'irirken) başlığı altındaki *— u klbln eseridir. Bu Colhert sokağı binası (milletler arası sentez* merkezidir. Burada her bilgi şubesinin en tanınmış şahsiyetleri kendi meselelerini münakaşa ederler Her bilgi bölümü; toplu felsefi bir bakışla incelenir. Programlı (sentez hafta' lavında toplanılır. Tabiat hllgllerl. matematik, tarih ve sosyoloji burnd» karşılaşır. Akademilerde, kongrelerde. lUm toplantılarında bir nevi lf bölümüne tabi olarak ayrı 3yrı konuşulan şeyler bu sentez haftalarında toplu bir bakıştan birleştirilir. Sanki (Cîaude Bemard* m nasihati yerine getirilir;
«Bilmeliyiz ki ilimler hakkında yaptığımız tasnifler tabiatın kendisinde yoktur. Kendi icadımız olan tasniflerle kendi kendimiz! aldetnıı-yalım.»
1934 den sonra Avrupa medeniyeti karanlığa doğru giderken parista bu merkez, beşeriyetin bütün tekâmülünde ortaya koyduğu iyi vt güzel ne varsa, sanki onları knrumnğa ve temsil etmeğe çalışıyordu: Genl^ fikir hürriyeti, doğru sevgisi, düşüncede doğruluk!
Hocamı, hekimliğin felsefesinden umum! felsefeye, tabiat fPlseresino götüren yolu Sayıların Tarihleri konferansını dinlerken sezdim
Burada, bir konferansın kenarınd* birkaç hâfıza oyununu kaydettim. Hocamın tevazuunu fazla rahatsıâ etmemek için sözü keserken ytne eski bir talebe hâtırasını söyllyeceğimi Adnan bey, Tibblyenin en iyi efy,nen hocası olarak tanınırdı Zarafeti eskisi gibidir. Değişen şey biraz »açla, nnm rengi- Fakülte kürsüsünde, nasıra beyaz keten mendilini kullandıran hafif öksürüğünden eser kalmamış..
I Meclis dün toplandı
Ankara 12 (AA i — Büyük Millal Meclisi bugün Şemseddtn Günah ayın başkanlığında toplanmışsa da gündeminde görüşülecek bir madde bulunmadığından. dağılmıştır Meclis, cum» günü toplanacaktır
BORSA
12 3/1Ç45 flatlert
Londra üzerine l sterlin 5 23
Nevyork üzerine ino dolar 130.50
Cenevre 100 İsviçre Fi 30.325f
Madrid üzerine 100 pezet» 12.89
Stokholm üzerine 100 kuron 31 H2I
Esham ve tahvilât
Ergani % 5 1833 25 70
İkramiyen % 6 938 10 10
% 5 ikramiyen M M. 2510
% 7 Mili! Müdafaa 1« »1
M’IH Müdafaa 2 20 43
Milli Müdafaa 3 19 25
% 5 945 Milli Müdafa 19 ’A
Sivas - Erzurum 1 13 70
Sivas - Erzurum 2-7 19 50
% 7 1941 D. Y. I 19 35
1941 Demiryolu n 20 42
1941 Demiryolu rn 2' —
1941 Demiryolu % 5 90 —
Anadolu D Yolu % Ö0 3^50
Anadolu tahvili I - n 62 —
Anadolu Mümeş. 4ü —
Merkez Bankası 141.—
T. îş. Bankası nuna 14.25
KURSA ULŞ’NDA
Reşadiye altını 36.—
Gulden Yİ 15
Külçe altın ou gramı 6.23

13 Mart 1945
AHŞAM
Bahlfr» 3
AKŞAMDAN AKŞAMA
Beterin beteri
sBobstil» den sonra yeni bir tip: «Yaslanmış»
İki üç ahbap, mahalle aralarından geçerken gayet sevimli, tombul tombul, altı yedi yaşlarında bir oğlana rasladık.
— Maşallah... Ne hoş çocuk! -diye gözlerimizle kendisini okşadıktan sonra, sözlerimizle de okşamaya devam etmek için sorduk: — Oğlıım! Senin ismin ne?
Kaşlarını çattı; dudaklarını kabarttı. Bir homurtu halinde cevap verdi;
— İş yok!
Sırtını döndü; hindi gibi kabararak uzaklaştı.
Meseleyi evvelâ anlıyamadıksa da, nihayet işin farkına vardık: Çocuklar arasına yayılmış yeni argolardan birini kullanıyor. «İş yok!» demekle «benim sizinle e-decek gevezeliğim yok!», «Ben şirin eğlenceniz değilini!», mânalarım kasdediyor
Bizim zamanımızda mevcut olmayıp da sonradan çocuklar arasında yayılan argolardan biri de «boş ver»... İki adımda bir işitiyoruz; «Ehemmiyet verme!» mânasına... — Keza, bizim çocukları: m uzda «sınıf döndüm» mânasına «çaktım» tâbiri yoktu. Esasen ulu orta bir çocuk «döndüm» de demeydi. Bunu en büyük u-tanç sayar, gizlerdi
Asıl en yeni, — çiçeği burnunda çamuru karnında — yazıya germemiş tâbire gelelim: «Yaslanmış».
İki küfeci dalaşıyor;
— Ulan, yaslanmış... İskele memurunun geçen gün yükünü taşıdın diye kendini vapurlara has kamarot mu oldun sanıyorsun?
İki ayakkabı boyacısı dil kavgasına tutuşmuş:
—- Sen de patron gibi Siirdli-sin diye, bu ne caka, yaslanmış?
Dahâ yüksek tabakalara da bu «yaslanmış» sözü sirayet ediyor:
— Biz memuriyete kapılanıyoruz derken, yaslanmışın biri geldi: yerimizi aldı.
Yahut:
— O benim gibi alnının terile mi kazanıyor? Otuz besine geldi, hâlâ babasından para alıyor: Yaslanmışın biri...
***
Evvelâ anlıyamadım. Sonra tahkikat farkına vardım ki, bu «yaslanmış», kuru bir tâbirden ibaret değil; nasıl bundan beş altı yıl önce bir «Bobstil» tipi çık-ti ise. şimdi de «Yaslanmış» tipi formülünü buluyor.
Bu derece maruf olan, köylere kadar nüfuz eden, tiyatrolara ve romanlara mevzu teşkil eden Bobştil’i ilk defa olarak bu sütunda ben haber vermiştim. «Yaslanmış» i da ben ilân ediyorum, Onun da aleyhine bir millî seferberlik lâzım.
«Yaslanmış» cidden beterin beteridir. «Bobstil». onun yanında zemzemle yıkanmıştır; Gerçe bu tufeyli tip eski asırlarda da vardı. İsmi kâtı «miras yedi», kâh İnültemes», kâh «damat beyefendi,,, kâh «kurenadan», kâh «liip-Bti», kâh «lıazır yiyici», kâh «anaforcu» idi; lâkin şimdiki devrin Zekâsından bu teııevvülerin topu-hıı birden ifade eden yeni bir tâbir fışkırıyor: «Yaslanmış»,
(Vâ - Nû)
CASUSLAR
Dört perdelik telif piyes
YAZANLAR:
Vâlâ Nureddin Vâ - Nû
VE
Nihal Karaınağaralı
Bu akşam Şehir Tiyatrosu Dram kısmında başlıyor.
I
Yeşilköy cinayeti muhakemesi
Yeşllköyde bir gazinoda aralarında rakı ısmarlanması yüzünden çıkan bir hâdise neticesinde arkadaşı Kemal'e tabancaslle ateş elliği bir sırada. çıkan kurşunla Koço adında birinin ölümüne sebep alan Yusuf'un duruşmasına dun birinci ağır ceza mahkemesinde devam edilmiştir
Dilnkü celsede gazinoda yıka esnasında müfteri sıfatlle bulunan iki şahit dinlendi. Bunlar. Yusuf'un silâhını Kemal'e tevcih cdeefc ateq ettiğini envn çeki’meT" ç'!;."n kur/u-nıın Kçço'va ImbcL e.ürck ö! il mııclb nldt’ft n.ı söylediler, di a evradının savrıl'k'-1 tel • İki l;ln duruşma başka güne bırakıldı.
ŞEHİR HABERLERİ
Yiyecek fiatEeri
Yılbaşma nispetle mühim yükseliş var
İstanbul’un imarı
Umumî Mecliste dün görüşmeler oldu
Zeytinyağı satışları
Bazı bakkallar yağ almak için müracaat etmediler
İlgili makamların listeleri gözden geçirilince bir kısım yiyecek, maddelerinin üstlerinde dün, eski haftalara göre yeniden yükselme olddğu görülüyor. Pirinç, fasulye ve sadeyağlar i la 11 eri yükselen malların başındadır. Senenin ilk ayının ilk günil ile dünkü satışlar mükayese edilirse bu meydana çıkar.
Yeni senenin ilk gününde perakende Vlolon pirincinin kilosu 137 kuruş iken diln 170, pembe cinsi pirincin gene perakende kilosu ocak ayının lig gününde 137 kuruş İken dün 150, Tosya pirincinin kilosu 130 kuruştan dün 145, Diyarbakır pirincinin kilosu 135 kuruştan dün 100 kuruşa fırlamıştır. Bu fiatler orta inallardaki îlat farklarıdır. Ekstra mallardaki flat farkı daha çoktur.
Makarna satışı başladıktan sonra pirinç üstlerinin düşeceği umulmuş, İlk günlerde umulan olmuştu. Fakat tacirlerin aldıkları karşı tedbirle, yani piyasaya mal çıkarmamakla yokluk meydana getirilmiş ve fiatler düşürülmemiştir. Zaman geçtikçe de fi-atlerln makarna satışına başlanmadan önceki fiatlerden daha yukarıya çıkarılmasını temin etmiştir.
Fasulye flatleri arasında bir nıü-kayese yapıldığı takdirde pirinçte ayni hal görülür. 1945 ocak ayının İlk gününde perakende olarak bir kilo Dermesen fasulyesi 10û kuruş iken dün 120. çalı fasulyesi 80 kuruş İken 110, barbunya fasulyesi 45 kuruş iken 55 kuruş olmuştur
Sadeyağlardaki fiat yükselişi şimdiye kadar görülmemiş dereceyi bulmuştur. Y(ni senenin ilk gününde bakkal dükkânlarında bir kilo Trabzon yağı 434 kuruştu: şimdi 475 kuruştur. Diyarbakır yağları 440 kuruştan 520 kuruşa, Siverek yağlan 485 kuruştan 570 kuruşa, Ardıhan yağları 410 kuruştan 470 kuruşa. yrfalar 470 kuruştan 570 kuruşa çıkmıştır. . Fiat! yükseltenler, yerinde malın az olduğunu ileri SLİrflvorlar. Piyasada Urfn yağı yoktur
Nisanın on. beşinden sonra yeni mahsul sadeyağların gelmtğe bağlıyacağı söyleniyor. Sütün pahalı olduğunu ve bazı yerlerde 45, bir kısım mmtakalarda «o kuruşa veı ildiğini ileri sürenler yeni mahsl sadeyağı fl-atlerinin bugünkünden pek farklı ola-nuyacağını İddia ediyorlar.
Zeytinyağı fiati çok yükseldi
Zeytin fiatlerindekl yükseliş, zeytinyağı satışları ile mukayese kabul ede-mlyecek şekildedir.
Bir kilo zeytin 180 Kuruştur Beş kilo zeytinden bir kilo zeytinyağı elde edildiğine ve normal satışlarda bir kilo zeytinyağının 200 kuruştan yukarı satılmıyacağına göre zeytin satışının yağ satışına nazaran nc kadar kârlı olduğu görülür. Zeytinin bu kadar çok para ettiğini gören üretmenin gelecek setteki mahsulünü hangi tarafa tahüs edeceği anlaşlir.
Bir kilo sabun toptan no - 145 kuruştur.
Umumî meclis dün toplanmış. I Kapalıçarşının tftmiri için 1045 bütçesine elli bin lira konulması hakkındaki Belediye başkanlık «takanımın tezkeresi okunarak kabul edilmiştir.
Belediye Fen heyeti tarafından yapılan bir keşfe göre 200 bin İha sarflyle Çarşının Nuryosma-niye cihetindeki kapısından Kalpakçılar tarafına kadar uzanan cadde üzerindeki kısımda bulunan bütün dükkânların çatıları tamir edilecek, zemini de asfalta çevrilecektir. 50ı bin lira bu paranın ilk taksitidir.
Bundan sonra Nafia, Bütçe Bn-cümenlerile diğer encümenlerden secilen üyelerin iştirakile kurulan muhtelit encümenin beş senelik imar programı hakkındaki mazbatası okunmuştur. Encümen, birinci beş senelik imar programına dahil bulunan 21 maddeden bütçe imkânsızlığı karşısında tamamen tatbik edilemeyen ve yahut kısmen tatbik edilen 19 maddeden yedi maddenin ikinci beş senelik programa konulmak suretiyle bunların tatbiki mümkün olabileceği müta-lâasmdadır. Bu yedi madde için de otuz milyon yüz elli bin liralık bir para ayrılmıştır. Bunun 10 milyon llrasile Eminönü - Hal -Unkapanı sahası istimlâk edilerek yol yapılacak, beş milyon Hra ile Örtaköv - Kuruçeşme yolu genişletilecek, İki milyon lira ile Harbiye - Maçka . DoTmabahçe yolları (yani Harbiyenta arkasından başlanmak sureti! e Vali konağı caddesinin önündeki ge-[niş sahada yollar açılacak ve burada büyük bir park yapılacaktır.}
Altı yüz bin Hra ile Beşiktaşla Barbaros meydanı genişletilecek, 4 milyon lira İle Atatürk buhran tamamlanacak, altı milyon lira ile Aksaray . Topkapı yolu genişletilecek ve buna ait istimlâkler tamamlanacak, iki buçuk milyon lira ile de Üsküdar - Beykoz yolu genişletilecektir. Ancak Bütçe encümeni, bu otuz milyon yüz elli bin liranın gerek istikraz sure-tile, gerekse bütçenin umumî gelirindin temin edilmek şuretile her sene imkân dahilinde yapılabilmesi kavdivle mazbataya iştirak etmektedir. Mazbata kabul edilmiştir ,
Bundan sonra Belediyeler bankasından üç milyon lira istikraz yapılması hakkında Bütçe. Kayanın ve Nafia encümenlerinin müşterek mazbataları okunmuştur. «Karaköy köprüsünden Atatürk köoriisüne kadar olan caddenin ticarî bakımdan en müte-
Kıs sebzeleri
Kış sebzeleri fiatierl pahalılığını muhafaza ediyor Dün bir kilo ıspanağa 7C - 80 kuruq istenyordu. Geçen sene aynı günd? 28 kuruntu, Ispanak flatlerindekl hu kadar flat. farkı göriimeınlş bir şeydir.
Geçen sene perakende olarak 15 kuruşa satılan pırasa dün 25. B kuruşa satılan pancar dün 21, 20 kuruşa satılan havuç cün 37 7" '---" 1
satılan kamebehar dûn 105 kuruştu.' Demet ve tane He şahtan sebzelerde de aynı fiat fsrlu vardır.
KÜÇÜK HABERLER
Bir tavzih
İmperlal Kemikal İndustrls (Tur-key) Limited müessesesinden:
Muteber gazetenizin 19/3/945 gün ve 0479 saydı nüshasının İkinci sahifeslnln üçüncü sütununda tHaşarat öldürücü yeni müstahzar» başlığı altındaki yazıda D. D. T. den beş defa daha kuvvetli (Ganimexane) adındaki müstahzarın Kırallık Kimya Endüstrisi müessesesl-ne atfedildiği görülmüştür.
Mevzuubahis müessesenin ( Imbe-rlal Chemical Industries Limited» şirketi olduğunun tavzihin! rica ederiz.
İzmir’de taze peynir ve zeytinyağı
İzmir (Akşam) — İzmir de piyasaya taze peynir çıkarılmış ve eskisi gibi kilonu 150 kuruştan satılmağa başlanmıştır. Hemen bütün bakkaliye mağazalarında Laze peynir bulmak mümkündür.
Tarım satış kooperatifleri birliği, İzmirdekl memur ailelerine kilosu 178 kuruştan yarımşar teneke; yani 8.5 kilo zeytinyağı dağıtacaktır. Hazırlıklar tamamlanmıştır. Mütekait, yetim ve dullara da aynı şekilde dağıtım yapılacaktır.
* HürrJycltepesi ve Kâğıthane civarında kadınlı erkekli bir grupun önüne çıkarak silâhla tc-cavine kalkış mak ve ayrıca kadınlara da sarkıntı-‘, İlk etmek suçlarından sorgu yarglçlı-I ğınca te . klf edilen Fethi, Tahir, .Rauf ve Cemal isimlerindeki gençle-70^ kuruşa | rln yargııanmasına ddn birinci ağır ı cc7a mahkemesinde başlanmıştır
Sanıklar; hareketlerinin bir soygunculuk nlyetlte olmadığını, bir içki âlemi sonunda bu işlerin tahad üıs
ettiğini anlatnuşlar/ır. Ma’ keme, şahitlerin celbi için duruşmayı başka güne bırakmıştır.
> Ömer. Mustafa ve Şaban İsimlerinde üç gs-mlcl, Kazlıçeşme sahillerinde ociun yüklle demirli bulunan bir yelkenliyi delerek ka?('en batırmak suçlle ikinci ağır ceza mahkemesinde duruşmaya çıkarılmışlardır.
Dünkü oturumda ehlt vukuf ola-ak Mehmet Ali İsminde bir zat dinlenmiş, bu şahıs, filhakika, kimse fark-etmeden gemide burgu ile ailacak bir delikle arrızın batırilabll ereğini söylemiştir.
Dâva evrakının savcılıkla tetkiki İçin duruşma başka güne bırakılmıştır.
ir Açılacak yeni sanat okulu İçin Üsküdarda tesblt edilen binaları maarif müdürü ve ilgililer bugün gezeceklerdir. Bulunan binalardan uygun görüleninde Icaheden tamirat ve tadilâta başlanacaktır. *
■k Ekim ayında yapılacak olan nüfus sayımı İçin fcabeden “hazırlıklar ilerlemektedir. Dahiliye Bakanlığı vilâyete gönderdiği bir tamimle, memleketin her bölgesinde okluğu gibi, îstanbulda da nıımarataj İşinin mayıs ayı sonunda bltlrllınoslnl bildirmiştir.
kâşif ve ehemmiyetli bir piyasa mahalli ve en kalabalık geçit yeri olduğu halde iki nakliye vasıtası bile yanyana geçemiyecek kadar dar olması ve caddeden geçen vesaitin ticari faaliyeti sektedar etmesi hasebile şikâyet mevzuu, teşkil eden bu caddenin tevsii» kaydile Belediye başkanlığının bu teklifini inceleyen encümen, yüzde beş buçuk faizle ve 17 sene müddetle Belediyeler bankasından üç milyon lira istikraz edilmesini muvafık görmektedir. Bu parayı almak icln Belediye, kendi gelirlerinden bir çok karşılık göstermektedir.
Mazbata okunduktan sonra üyelerden Merkez bankası müdürü B. Sadi Bekter söz alarak dedi ki:
— Bu paranın ne suretle tediye edileceğini bilmiyorum. Ancak gösterilen teminat senelik taksitten fazladır. Hiç itibarı olmı-yan bir müessese, her ne olursa olsun mutlaka paraya ihtiyaç gösterdiği takdirde ancak böyle teminat verebilir, Halbuki bu parayı alacağımız müessesede aynı zamanda hissedarız. Bu kadar fazla karşılık göstermek bizim için hayslvet kırıcıdır. Biz makama bu salâhiyetleri verelim. Fakat alacağı salâhiyetleri daha lehte bir surette tahvil etmelidir.
Benim fikrime göre bugünkü para vaziyeti. İmar maksadile tahvilât çıkarmağa r>ek müsait-tir. Fakat bunun icln bir kanun lâzımdır. Bu takdirde mesele bir şehir isi olmaktan çıkacak, bir memleket meselesi halini alacaktır. Memleketin İman için en esaslı vol budun. Temenni edelim ki şehrin iman İcln Belediyenin yanacağı son mukavele olsun.
Bütçe encümeni reisi B. Halil Hilmi Uyguner de B. Sadinin nokta! nazarına tamamile iştirak ettiğini şehrin bu varidatile İmarı kabil oynadığını, bunun için esaslı bir nroğram yanmak teabettiğini, küçük istikrazlarla şehrin imar edilemlyeceğini söylemiştir.
Bundan sonra Vali ve Belediye reisi doktor Lilt.fi Kırdar da şu izahatı vermiştir:
— Ben de B. Sadinin sözlerine İştirak ediyorum. Bugünkü varidat i'e sehıin iman söyle dursun, bugünkü hizmetleri bile yapmak kabil değildir, tkl köprünün arasım açmak için bu istikraza lüzum gördük.
Bunun üzerine mazbata kabul edi'iniştir. Meclis çarşamba gününden itibaren bütçe müzakeresine baş lıyacaktır.
Sahsa çıkarılan ithal malları
Ankara ülııs meydanı Koç ticaret T. A. S. ne buz dolabı, İst. Celâl bey handa Fevzi Toksoy'a uyandırıcı masa saati. İstiklâl cad. No. 302 de Vah-ranı Gesar ve ortaklarına miiçedde-te ve akşamı, İst Nenıllzade handa Adil Gençoğluna muhtelif oyuncak, Gal. Sigorta handa İmperlal Keml-kala karbonat dö sud ve zırnık, Ycdt-kule Kazlıçcşmede 3- G Sotlryadlse Ziı-nık, İst. Küçük Ticaret, handa Türkiye Eczacıları deposuna kalsiyum karbonat. İst Yenlpostane karşısında Türkiye Ecza deposuna asit ta-ııik, sud bromür, ve pepsin, Tahtaka-le No, 3i de îsrael ve Sami Saltlye parça şap, İst, Tiitüngümrük Yağcılar sakağında Trakya Ticarete şap, İst. Tütüngümriik Yağcılar sokağında Hakkı Tunadüzöye erkek elbise düğmesi, Gai. Necati bey caddesinde Eksc-lslyora yünlü pardesll, İst. Yenl-postahane karşısı Türbe sokağında İhsan Ünsaln gaz b?zt. Gal. 0 nel Vakıf handa Kurtuluş Ltd. e deri eşya Ve çanta
k Cerrahpaşa hastanesi röntgen asistanı B. İsmail Hakkı Derman gösterdiği üstün kaçandan dolayı Sıhhat Bakanlığı tarafındım takdirname 1le taltif olunmuştur.
Vilâyet tarafındım zeytinyağı satmalı üzere İzin yerilen bukallardan 10 - 12 sİ geçen hafta yapılan te.zl-atta yağ almak üzere vilâyete müracaat etmemişlerdir Bağlı oldukları İlçelerden bu esnafın yag salmak İsteyip istemediklerinin öğrenilerek vilâyete bildirilmesi istenmiştir. Bundan başka bütün işi yağ satmaktan ibaret olan bazı esnaf da vilâyete müracaat ederek iztnlL'.erln listesin . e İsimleri olmadığını bi'dlrmlşlerdir.
Bunlar arasında şimdiye kadar yaptıkları satışlarda kanun ve nizamlara aykırı hareketleri görıilml-yenler, izinli olupta yağ satmak 18te-mlyenierln veya satışları esnasında hile yoluna saptıkları İçin listeden çıkarılacakların yerine konulacaklar-&T. şehirde tesblt edilenlerin şansının arttırılması icabetlerse yeniden seçileceklerin arasına evvrlâ bu durumda olanlar alınacaktır
Hafta başında dağıtılmak ü ere vilâyetin elinde 55 bin kilo zeytinyağı mevcuttu- Bundan başka Ticaret Bakanlığı, Tarizden İstanbul'a sürati? 500 bin kilo zeytinyağı gön derlin ıesin’ İstemiştir. Bu yağlar pek yakında şehre getirilecektir.______
Maslak yo’unda
ölüme sebep olan bir otomobil hâdisesi
İstanbul savcılığı dün. Maslak yolunda vukua gelen feci bir ölüm tahkikatına el koymuştur. Teknik okul i pansiyon âmiri B. HaJll Muzafferin ölümüne sebep olan bu vaka etrafında muharrimlzln yaptığı tahkikat ve aldığı tafsilât şöyledlr:
Öğretmen Halil Muzafferle Haldun adında bir arkadaşı Yenlköy civarında bir arkadaşlarından misafirlikten taksi ile dönerlerken mukabil İstikametten gelen ve bir 'i tecrübe» plâkacı taşıyan diğer bir binek otomobili, bu taksiye çarpmış ve çarpmayı mütaakıp her IkLsl de durmuşlardır.
Muzaffer ile arkadaşı, taksiden inerek kendilerine çarpan otomobil şoförüne yaklaşmışlar, ve işlediği OU hatadan dolayı kendisine terettübe-decek mesuliyeti hatırlatmışlardır.
Bu konuşma esnasında Halil Muzaffer, bu otomobilin çamurluğuna çıkmış ve müsademe İşinin halli için Jandarma karakoluna kadar gidilmesini istemiştir. İşte bu sırada münazaa çıkmış ve şoför tarafından çamurluktan aşağı indirilmek İstenmiştir. Muzaffer, çamurluktan İnmek İstemeyince, şoför, kendisine şiddetli bir tekme vurmuş ve yolun kenarındaki hendeğe yuvarlamıştır. Şoför bu İşi yaptıktan sonra geçip gitmiştir. Takside kalan Haldun mahalli zabıtasına başvurarak vakayı anlatmış, Halil Muzaffer derhal Amerikan hastanesine yatırılmışsa da bir müddet sonra ölmüştür. Hâdfsetahklkatma savcılardan B. Şekip Musluoğlıı el. koymuş, Adliye doktoru Kâmil tînsa-lan cesedi muayene etmiştir.
Ölümle neticelenen vaka müsebbibinin Sirkecide radyoculnk eden Rober isminde biri olduğır tesblt edilerek yakalanmış vehakkında kanuni takibata girişilmiştir.
16 mart şehitleri töreni
18 mart şehitleri töreni önümüzdeki cuma günü saat on beşte Eyüpteki Şehitlikte yapılacaktır. Törende şehir namına umumi meclis âzasından bir zat, Halkevleri namına bayan Meliha Avnl Sözen, gençlik namına üniversiteden bir talebe nutuk söyllyccek, bundan sonra bando matem havasını çalacaktır. Mütaakıben Şehitliğe çelenk konulacak, bir manga er havaya 3 defa ateş edecek, mektepliler geçit resmi yapacaklardır.
Dağıtılan ekmek kuponları
Martın, 8 inde şehirde istihlâk edilen ekmeklerin kuponları sayılmıştır. Bu sayıma göre o gün şehirde 824235 ekmek kuponu kullanılmıştır Bu miktarın 634537 sİ has. 189890 1 esmer ekmek kuponudur. Bu kuponların 59509 u ağır İşçilere aittir. Bunlarla alınan ekmek İçin de toprak mahsulleri ofisi 2060 çuval beyaz, 1147 çuval esmer olmak üzere ceman fırınlara 3207 çuval un vermiştir.
Teşekkür
Yaptığı mahlrane bLr ameliyatla eşimi rahim kanseri glbL Amansız bir hastalıktan kurtaran Gıtreba hastanesi doğum kliniği şefi Sayın profesör doktor Naşlt Erez'e, ameliyatta kendisine yardıln eden doktor Mahsur Tekdeğer ve doktor Cafer Ar-can'a, tedavisi esnasında yakın alâkalarını eslrgemlyen hemşire ve hasta bakıcılara candan teşekkürlerimin iblâğına sayın gazetenizin delâletini rica ederim.
Tufan Yaıııkoğlu
VEFAT
Sami paşa zadelerden merhum Ab-dürrahman Haşan bey zevcesi aall-hatı nfsvandan VİCDAN KOCAMEMİ 11/3/945 pazar günü Tanrının rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi akraba ve taallukatı omuzlan üzerinde kaldırılıp Feriköy kabristanına def-, «edilmiştir. Oğlu Haşan ve kederdide flllesl efradına tazlyetlerimlıl sunarız. ■ Mevlâ rahmet ey üye, ,
II Bir çırpıda |
Lady Astor'un bir sözü dolayısile...
Harb başlı,yalıdan beri âdeta yürümeği unutup bir «Kuş • adanı» haline giren Ahmet Emin Yalman’m yeni seyahatnamesinin son formalarından birinde Londrada Avam kamarası müzakereleri pek dikkate değer bir şekilde anlatılıyor. Meselelerin, de-korların fakat bilhassa seyahatlerin nükteli, eğlenceli taraflarım daima seçen ve bunları hemen not eden Yalman, Avam Kamarasında da nefis bir espri yakalşnnştır.
Seyahatnamede, Avam kamarasında elektrikli bir havanın ve acı münakaşaların içinde geçen bîr müzakereden bahsederken şöyle deniliyor:
»Mebuslar arasında Lady Astor var. Her durumun tuhaflık tara
fını sezen, aklına geleni mutlaka öyliyen bir kadın Erkeklerle ka-Ll-dınlar arasındaki müsavatın d.«Q amansız bîr taraftan ve bekçisi.Q_ isterse dünya birbirine girsin, cr-Ç\ keklerle kadınların müsavi olma-*^-dığıru imâ eden bir süz sönlendî O
mi. Lady Astor derhal fırhyarakC kabanyor ve hücuma geçiyor. _O
Churchill Yunan dâvasına ıhı'(5 ir hararetle konuşurken: "Bu mc-selede insanların görüşü ." diye«> bir söz sarfediyor. İngilizcede-, man kelimesi hem insan hem d* ¥ erkek mânasına geldiği için Lad\u_ Astor bunu erkek mânasına kerek beklenilmez bir zamanda?? ve beklenilmez bir tarzda iliras: ediyor: "O
— Yalnız erkeklerin değil, kn-js dulların da görüşü...
Hazır cevap ve şakacı Chur-g) chill cevap yetiştiriyor:
— Man kelimesine kadın da'*-/


dahildir.
Fakat «dahil» mefhumunu ifade için kullandığı »cmbrace» kelimesi aynı zamanda kucaklamak- demektir. Bu itibarla Başvekilin verdiği cevap: »Erkek kadını kucaklar mânasına da geliyor, Tabii kahkahalar kopuyor Lady Astor’un afacanlığı ve Churchiirin hazır cevaphğı yüzünden Avam kamarasının fırtınalı havası epeyce gevşiyor...
Bazen bir nüktenin, eğlenceli bir sahnenin en fırtınalı bir anda bile ne kadar işe yaradığını çok güzel gösteren bir sahne.
Anâre Maurois'nin da İngiliı Parlâmentosuna dair bir yazısı vardır. «İngiliz belâ "ati - d"ve tercüme olunan bıı yazıda. İngiliz Parlâmentosunda, dünyanın pek iltifat ettiği o paîavrah belâ^ate katiyen yer verilmediği işaret e-diliyor. Ve deniliyor ki:
Joseph Chamberlain'in hitabete başlamasının hikâyesini bilir misiniz? Avam kamarasında söylediği ilk ve çok parlak nutkunu bitirdiği zaman eski bir Parlâmento kurdu yanına yaklaştı ve:
_____ Çok iyi söylediniz gene a-dam... Fakat ara sıra tereddüt ederek konuşursanız Kamara size minnettar olacaktır.
Bir İngiliz hatibi — nutku ne kadar büyük coşkunluk uyandırmak kabiliyetinde olsa bile — bunu en büyük sükûnetle ve dikkati katiyen üzerine cekmiyerek başarmağa çalışır. Ba!dwin bir nutkunda:. . İngilterenin s-mn şimdi Douvers'da değil Ren kayışındadır.» diyecekti. Ve bu cümle eski tarz hatipler için bir bomba tesiri uyandıracak birbelâ rat numarası idi. Fakat Ba’dıvin Parlâmentoda: tngilterenin hu-
dutları şimdi Douvvrs’da değil. » dedikten sonra durdu, Sanki hu hudutları arıyormuş gibi, muhaliflerin gözleri önünde kendi kâğıtlarını karıştırarak epey bir müddet sustuktan sonra nihavet hududu bulmuş gibi gülümsedi, ilâve etti:
— Ren kıyısındadır.
Masaları vumrukhyan. düşmanların ciğerlerini sökiin kebap edeceğinden bahseden polltt-kacının heın pabuçlar, hem de konuşma tarzı dama atıldı.
Hikmet Feridun Es
Yunan adalarına ilâç ve yiyecek
İzmir (Akşam) — Kızılhaç tarafından Yunan adalarına ilâç ve yiyecek maddeleri taşımak üzere İzmir limanında 6 büyük motör kiralanmıştır. Bu m öterlere ilâç vo yiyecek maddelerinin yüklenmesine devam ediliyor. Haber aldığımıza göre, Yunan adaları halkına yapılacak bu gtbl yardımlar İçin Kızılhaç. İzmir limanını trnnsit merkezi olarak kullanacaktır. Bordalarına Kızılhaç işaretleri yazılan motörler. T^mlr limanüe Yurs.n nda-ları arasında mütemadi sererler yapacaklardır.
Bahire 4
KARAR ZAMANI
BİRİNCİ KISIM
Tersi toplu
Çünkü 1919 da, Yunan kuvvetleri.! mıhlardır. Bu sebeple Türkiyenln bü-
“ .nın KotatolMv'İA İz-’vfllli' daıılAfli»* arasın^» AmerUrnrluo
gelirse kalbden
|Yazan: SUMNER WELLS
Created by free version of 2PDF
BEŞİNCİ BAHİS
İhtilâf sahaları
Türkiyenin kazandığı zafer ve Lozan muahedesi — Boğazlar meselesi — Tür-kiyede Amerikan alâkası
İngiltere ve Fransanın tasvibiyle, tz-mıri İşgal etmiş, ve İtalyaya, gizli Londra muahedesîle kendisine Adriyatik sahillerinde kontrol hakkı verileceği hakkındakl va’dl unutması için. Garbi Anadoluyu İşgal müsaadesi verilmişti.
Sevr ve Versay muahedelerinin imzasından sonraki dört sene içinde Mustafa Kemalin Milletler Cemiyetine ve büyük devletlere karşı yaptığı hareketler, Avrupa siyasetinde son zamanların en heyecanlı hikâyesini teşkil eder. İngiltere ve Fransanın Yakın Şarkta menfaat İhtilâfları yüzünden birbirlerine düşmeleri de Mustafa Kemalin İşini kolaylaştırmıştı. O buhran esnasında Fransa, înglltereden daha ziyade realist olduğunu göstermişti.
Rus Ittlfaklle hayli kuvvetlenmiş bulunan yeni Türkiyenin şark hudutlarından korkusu kalmamış, ve bu sayede Mustafa Kemal bütün kuvvetlerini garp cephesine yığmağa muktedir olmuştu. Türkiye yeni müttefiki Ruşyadan hayli silâh ve mühimmat .. da almıştı. Fakat en mühlmmi, yeni Türkiyenin, İngllterenin dahilî baskı yüzünden seferberliğe bir an evvel nihayet vermek mecburiyetinde olduğunu ve artık yeni askeri maceralara Btılamıyacak vaziyette bulunduğunu İyi bilmeslydl. Alman tehdidini karşılamak İçin tek başına bırakılan Fransa ise. Yakın Şarkta yeni bir maceraya atılmağa ne muktedir, ne de kabiliyetli İdi. Hattâ Fransa yeni Türkiye ile münasebetlerinde daha ileri giderek 1921 senesinin sonlarında onunla ayrı bir muahede lmzaln-h. Bıı muahede. Fransanın İnglltereye karşı ayrı bir sulh yapmamak hususundaki taahhüdüne muhalif olduğ-ı gibi. Milletler Cemiyeti anlaşmasına da aykırı İdi. Çünkü Fransa, üzerinde yalnız manda hakkını haiz olduğ ı Surlyenln bir kısmını Türklyeye bırakıyordu.
1922 de İtalyanlar. nılılannı pırtılarını topliyarak Garbi Anadoludan çekildiler. O senenin ekim ayında Türk orduları Anadolııdakİ Yunan kuvvetlerini temizlediler, fevkalâde biiyük bir zafer nuştı.
Bu faslın son kısmı. 1923 temmuzunda Lozan'da Türkiye Cumhui'lye-tlle müttefik devletler arasında lırna edilen sulh muahedemle yazıldı. Lozan’da, bugün Cumhurrelsi bulunan, o vakltkl Hariciye Vekili İsmet İnönü, Atatürk'ün gayelerinden çoğunu müttefiklere kabul ettirdi. Lozan muahedesi Türkiyenln İstanbul ve Boğazlar üzerindeki hâkimiyetini tanıdı ve yeni Cumhuriyetin müstakbel İnkişafına alt temelleri attı. Bu suretle Türkiye, şimdi olduğu gibi. Cenubu şarki Avrupada ve Şarki Akdenizde hayatî bir kuvvet olarak tekrar ortaya çıktı.
'yük devletler arasında Amerikadan hiç bir zaman şüphe etmesine sebep olmaması hascbllc, İki memleket arasındaki münasebetler müşterek menfaati ileri götürmeye yarıyacak derecede metin bir karakteri haizdir

A talikle kazan-
Boğazlar meselesi
ö vakit teessüs eden Boğazlar statüsüne göre, Karadenizde, Rus ve Türk donanmalarından üstün kuvvette olmamak şartlyle. harb ve ticaret gemilerinin Boğazlardan geçmesi serbesti. Bir harb halinde, Türkiye tarafsız kaldığı müddetçe, muhasım devletler gemileri bu tahdidata tabi tutulmıyacaktı. Aynı zamanda Boğazların silâhsızlanması, ve kontrol a memur milletlerarası bir Boğazlar komisyonunun kurulması kararlaşmıştı.
On üç sene sonra ufukta harb bulutları kararmağa başladığı sırada Montreux’de akdedilen bir konferansta Türkiye Boğazları tahkim salâhi-yetlle, tek başına kontrol hakkını kazandı. Rusyanın bu meseledeki hususi menfaati de. Akdenizc harb gemisi göndermekte serbes olmak suretile tatmin edildi.
Bu lıarbdc Türkiyenin durumu
Avrupa harbi başladıktan sonra bu vakıa daha ziyade ehemmiyet kazanmıştır. 1940 da Türkiyenin vaziyeti tehlikeli bir şekli almıştı. Almanların garbi Avrupayı İşgalinden evvelki aylarda Türk - Sovyet münasebetleri donma derecesine varan bir soğukluk devresine girmişti. Saracoğlunun havayı düzeltmek maksadile Moskovaya yaptığı seyahat semeresiz kalmıştı. Şiddetle muhtaç oldukları kromu inhisarları altına almak için Almanya ile İngiltere arasında mevcut rekabet Türkiyenin durumunu hayli güçleştirmişti. Sonraları bu rekabette Sovyetler de İngllizlerc katıldı. Dünyanın her neresine gittiyse oradaki entrlkalarlle şöhret bulan Papentn çevirdiği entrikalar, bu arada güya komünist ajanları tarafından kendisine karşı yapılan esrarengiz suikast, Türklyeyi bir çok muhasım Avrupa devletlerde mü -nasebetlerl kesecek vaziyete düşürmüştü.
Türkiye için vaziyetin pek karanlık göründüğü 940, 942 senelerinde Va-şlngtonda ve diğer Birleşmiş Milletlerin hükümet merkezlerinde bulunan Türk memurlarının bir kompro-ml sulhu imkânları hakkında araştırmalara teşebbüs etmeleri belki de şaşılacak bir şey değildir Bu zatlar İkinci harbin felâketten başka bir netice veremiyeçeğlnde, ve harbin devamının muhasım devletlerle diğer tarafsız birkaç devleti İçtimaî ve iktisadi kargaşalığa sürükllyeceğlnde ısrar ediyorlardı.
Bu harbin başında Türkiye, emniyetinin tarafsızlığını muhafaza île korunabileceğine karar vermişti. Bir Alman taarruzu İhtimali karşısındı kendisini korumak için hiç olmazsa müttefiklerden bazı yardımlar elde etmek maksadile 1939 da İngiltere İle bir karşılıklı yardım muahedesi imzaladı. Hemen de aynı zamanda Rusya İle de bir ademi tecavüz anlaşması yaptı. Bu anlaşmaları muvazeneleş-tirmek için 1940 da harb talihinin mihver devletlerine güldüğü zamanlarda, Almanya İle bir dostluk muahedesi imzaladı ve arkasından bir anlaşma İle Alman İşgalinde bulunan silâh fabrikalarının vereceği mühimmata mukabil Almanyaya Türklyede çıkan bazı maddeleri vermeği taah-hüdetti,
Türklyeyi bu son anlaşmayı yapmaya sevkeden âmillerden biri de, İngllterenin, hattâ Amerika harbe girdikten ve kendisine ödünç verme ve kiralama anlaşmasile ihtiyaçlarını vermeğe başladıktan sonra dahi. 1939 anlaşması mucibince Türkiyenin kendisinden beklediği silâh ve tayyareleri verememesi olmuştu. Diğer bir âmil de o devirde Birleşmiş milletlerin şarki Akdenizde pek sıkışmış olmaları, ve vaziyetin Yakın şarkta çok tehlikeli bîr hâl alışı İdi. Birleşmiş
(Arkası var)
NACİ KALMÜKOĞLU
RESİM SERGİSİ

10 Mart cumartesi - 25 Mart pazar. Her gün saat ıo dan 21 e kadar.
Beyoğlu O. E. N. Kitap sarayında İstiklâl caddesi Parmak-kapı.
Philippines (Filipin) takı madaran
İrili ufaklı 7000 ada — Satıh sahası, iklimi, politik ve ekor.ı nik cephesi — Muhtariyetten istiklâle — Adaların başlıca ürünleri — Maden zenginliği — Dış ticareti
Türkiye de Amerikan alâkası
Türkiyenln asrileşmesinde Amerikanın rolü tahmin edildiğinden büyük olmuştur. Uzun bir mazide Amerikan misyonları Türkiyede büyük muvaffakiyetler göstermişlerdir. Bu muvaffakiyetin sebebi, kısmen Tür-Hyenln diğer Avrupa milletlerinin siyasi gayeler taklbetmeslnden şüphe etmesi, kısmen de Türklyede kurulan Amerikan mekteplerinin feragatli, kabiliyetli ve patavatlı kimseler tarafından idare edilmesidir. Bu irfan . . . ----- ----------__________________________________
müesseseler! liberal garp kültürünün | kendisini tanıyanları yeise düşür- ' tiyacı gitgide daha artan bir mllle-kaynaklan olmuş, ve şimdi umumi müştür. Kendisine Allahtan rahmet tin (3) şüphesiz iştahmı kabartaca-hayatta rol sahibi binlerce genç Türk j ve ailesine sabırlar «fileriz. ğmdan bu İkinci ihtimal daha çok
aradıkları ilhamları buralardan al- Arkadaşları varittir. Dünya barışı Amerika Bir-
Yarın gece •
Mr^3 n IL^ Sinema dünyasının akıllara hayret verecek derecede canlı ve gü-
H=> U= £=□ l/Vi. »el filmi dünyanın en meşhur zenci caz, şarkı ve dans kıralı ve
sinemasında tarellçelerinln yarattıkları bir şaheser.
Doğu Hint adaları grupundan Bor-neo ve Celebes (Seleb' den Sulu ve Celebes dcnizlerile ayrılan aşağı yukarı U2ak Doğu Aryasının güney köşesi demek ulan Fransız Çin Hhıdl yarım adası hizasına düşen ve en kuzeyindeki odası He Jnponynnın Tatvan (Formoaa) adasına löi. güneyindeki Sulu odaları ite Boı-ıeo adasına İyice yakın çok volkan ve depremll Filipin takımadaları yarısından fazlasına daha İsim bile ko-nnnııynn ve sadece 3.090 kadarı haritalarda yer alan irili ufaklı 7 000 şu kadar adadan mürekkeptir
Bnşlıcainn kuzeyde 105 708 kilo-metro kore yüz ölçümlü (satıh mc-sahalıl Lüzon ve RÜneydc 95 587 kilometre kare yüz ölçümlü Mlndanno olmak üzere Şamar, Negros. Paia-wan, Panay, Mlndoro. Leyte. Cebou (Sebul, Bohnl. Mnsbnf. Batan olan ve 5 kuzey enlemi (arz derecesiı nden 20 kuzey enlemine kndar 1.600 kilometrelik bir uzunluğa yayılmış ve 128 inci doğu boylamı «tul derecesi’n-dan 118 inci doğu boylamına kadar 1.100 kilometrelik bir sahaya serpilmiş bulunan bu takımadalarda yüzey «satıh) in dörtte üçünden fazlası yer yer 3.000 metre kndar yükselen dağlarla örtülüdür. Atletik Lüzon adasının kuzey batısında ve Negros’ta genişçe ovalara raslamak mümkündür. Kıyı ovaları pek nadirdir, zaten kıyıların pek çoğu da yüksek deniz yarları (falez) ve mercan reslflerile çevrilidir.
Kuzey yarı küresinin biraz yukarda da gördüğümüz gibi daima sıcak ve kuzeyde veya güneyde olmasına göre ya devri veya her zaman yağmurlu aşağı enlemlerinde yer almış Filipin adaları tropikal, yarı tropikal bir İklime sahiptir.
Harita üzerindeki coğrafî durumunu, yüzey şekillerini «zemin ârızala-rı) İklimini elimizden geldiği kadar açık ve kısaca anlatmağa çalıştığımız bu adaların şimdi politik ve ekonomik cephesini aydınlatmağa koyulalım.
Toplu olarak yüz ölçümleri 300.0«W kilometre kareyi geçen bütün takım adaların yeril- ahalisi Malayalıdır. Adalar 15 inci yüzyılda EndonezyalI mıislümanların istilâsına maruz kalmış ve 1565 de İspanya kıralı 2 ncî Phlllppes tarafından zapledllmiştir. Adalara Philippines ismi verilmesi de 2 inci Phllıtppcs’iTj adına izafetendir. Pek zalimcesine olan ve yerlilerle müslümanları enklzisyon mahkemeleri zoruyla Katolik yapan İspanyol idaresinin sonraları savaşçı birçok kabileleri birblrlerlle barıştırmaya ve bunlardan omogen (mütecanis’ bir Katolik zümresi meydana getirmeğe muvaffak olduğu söylenir. 333 sene İsnanyol idaresi altında kalan adalar ispanya ile Amerika Birleşik Devletleri arasında çıkan bir muharebe sonunda 1898 de Paris muahc-deslle Amerikalılara geçti.
Adaların ne şekilde idare edileceği sömürgeciliğe (müstemlekecilik) yeni başlıyan Amerikalılar İçin Filipinlilere karşı kaza hakkını kullanan ilk Cumhur başkanı Mac Klnley’ln yerlilere Amerika efkârı umunuyeslnin adaları fethedilmiş bir ülke gibi say- um-
madığını ve Amerikanın büyük kar- langıcında da zikrettiğimiz gibi ta-deşln kiicük kardeşe muvakkat ola-' kımadanın kuzey ucundaki adaların rak vasilik etmeğe geldiğin! bildiren ' japonyaya alt oltfn Formozaya uzak-bir mesajına rağmen Cumhuriyetçi- jıgj sadece 161 kilometredir! Lüzon'un lerle demokratların arasını açacak - -
kadar bir iç politika problemi halini almıştı: 1) Filipinliler AsyalI ve hattâ AvrupalI herhangi bir devletin adaları istilâya kalkışması karşısında topraklarını kendi başlarına koruyabilirler mi? 2) FiUpinliler kendi kendilerini idare edecek kadar olgun mudur! ar?
Bu problem hakkında Amenuı Birleşik Devletlerinin sayılı coğrafyacılarından biri olan ve birinci cihan harbinin sonunda sulh mua-1 _ Bu rak&r^ardân anlaşıldığına göre hedelerinin akdinde büyük bir rol oynamış ve muhakkak bu defa da oy-nıyacak bulunan 1. Bowman (l ı birinci cihan harbinden sonra yazd'ftı •Nev Wcrldn adlı kitabının Fransızca tercümesinde şöyle bir mütalâa yürütmektedir: «Şüphesiz Filipinliler kendi hallerine bırakılamazlar, ola-,
Soldan sağa vc yukarıdan a^ngi:
1 — Muhtekir.
2 — Sarp ve dik yer - Mriâhnt başı.
3 — Sonuna »Rı gelirse Boğaz-İçlnde bir iskeledir.
4 — Tersi iyi olmıyan sergüzeşttir.
5 — Aramakta muvalf.'k olamaz Uzak nidası.
6 — Başına «S»
demektir.
7 —- Hoşlanmak.
8 — Duadan sonra söylenir - Duvarcının âleti.
9 — Cansız vücut danstır.
1q — Tersi bir nevi faldır.
GEÇEN BULMACANIN HALLİ Soldan sağa vc yukarıdan aşağı; 1 — Sökeknzrurı, 2 — Överek. Ne, 3 — Kemanlrt. 4 — Erazl. İade. 5 — Koni, İnkar, 6 — Akl. İney, 7 — Sinemacı, 3 —Antakya, Az, D — Le, Da, Caka. 10 — Tersezat.
Pilipin (Philippines) adaları, mahsulleri ve madenleri
D;r*niikler; 1. 0 metreden 20Q metreye kadar; 2. 200 den 2.000 metreye kadar; 3. 2.000 den 8.000 e kadar; 4. 8.000 den fazla
Teşekkür
Aziz hemşiremiz merhum bay Cemfl kerimesi ve Azmi Akalın eşj martıUJ1W Nayap Akalın’ln vefatı dolayıslle cenazeye gelmek lûtfunda bulunan zevata ve bizzat veya tahriren taziye etmekle teessürümüze iştirak buyurma- olan dost ve akrabalarımıza uyri ayrı teşekküre derin kes ûrümz mâni olduğundan kendilerine şükran ı-tımızın sayın gazeteniz yoliylc iblâğını rica eyleriz.
Hacer Kulaksız, Medlhn Atadan, «enlha Tanman
u.
leşik devletlerinin bu kadar çtklcl blı* ülkeyi rasgelene kaptırmaıuuaını icabettir İr». (2).
Amerikalıların Filipin adalarında tatbik ettikleri Uure şekli muhtariyet safhasından da geçtikten sonra tekâmül ede ede nihayet 1940 da adalara tam İstiklâl vertceR ve Amerikan İşgalini tamamen kaldıracak olan
1934 tarihli Tydlng Mac Duffie kanunu ile son safhasını buldu ve
1935 te Filipin bir cumhuriyet oldu. Şayet İkinci djinya harbi çıkmasa ve Japonya Amerikalılara saldırmasa idi bir sene sonra sayılan 15 milyonu geçin (bu nüfus 1003 te daha 7 buçuk milyondu) Filipinliler tam bir İstiklâle kavuşmuş ve Amerikan askeri adalardan tamamlle çekilmiş bulunacaktı.
Fiiipinier, Amerikalıları senelerden-beri ilgilendiren vc günün birinde Japonlarla savaşa müncer olabilmesi İhtimali yüzünden de sinirlendiren Uzak - Dcğu problemleri içinde şüphesiz ki pek önemli bir yer tutar Filipinlerln başkenti olan Man illâ ili San - FranslsCo arasında 11.000 kilometre olduğu halde yazımızın baş-
çin kıyılarına uzaklığı 800, Manillâ -nın Hong - Kong'a uzaklığı yalnız 640 kilometre olduğu halde Manillâ'nuı Amerikalılara alt olan Hawaî adalarına uzaklığı 4.800 kilometredir. Havai adalarının başkenti olun Hoııo-Julu ise San Franslscodon tam 3.200 kilometre uzaktadır. Ekvatorun (hattı İstiva) 1.600 kilometre gün-'ylnde olan Samoa adalarının bir kısmı Amerikalılarındır.
kamışı, Hindistan cevizi, mısır, aba-ka (Manılla keneviri), tütün ve bilhassa kauçuk sütünü (lateksı veren heveadır. Fakat. Filipinliler. Amerikalılar için, anavatanın meselâ kauçuk gibi İklimi sıcak ve nemli memleketler ürünlerini yetiştirememek yüzünden asıl ekvatoral (dalma nemli, dalma sıcak İklim kuşağı) mahsulleri i vermek bakımından çok mühimdir. Zaten Amerikalılar yağmurları daha bol ve daha muntazam olan Mînda-nao'da Luzon’dan olduğundan daha başarıyla kauçuk yetiştirmeğe koyulmuşlardır.
Madenler ancak 1905 ten beri İşletilmektedir. Altın, gümüş, bakır, demir, petrol, kükürt ve bitümlü kömür damarlarının mevcudiyeti bilinmektedir.
TablatHe dış ticaretin 3 te ikisinden fazlası Amerikalıların elin edlr. Japonlarla Amerikalıları karşı karşıya getiren Pasifik daha doğrusu Uzak - Doğu mescitlerinden birini burada çözmeğe uğraştık. Senelerden beri. Büyük Okyanus, yakın bir gelecekte kanlı bir harb sahnesi olacaktır. bu mukadderdir diyenler 1921 -1922 Warhlngton anlaşmalarına ve bunu takibeden Londra görüşmelerine ve Cemiyeti Akvamın barışçı teşebbüslerine rağmen görülüyor kİ hak . telgraf kazandılar. Du„ü .
Ölüm
Hayınll inşaat llmldet şirketi mü-essis ve müdürlerinden yüksek mü-> hendls
BAY HAYDAR EMRE vefat etmiştir. Cenazesi 13 3 945 salı günü saat 1 de Ayaspaşada park oteli karşısındaki Kunt Palas apartmanının 4 No. 11 dairesindeki evinden kaldırılarak Teşvikiye camisinde namazı kılındıktan sonra asri me-defnedilecektir.
M e v 1 û t
Eski Sivas mebusu
RASİM BAŞARA
nın vefatının 40 cı gününe tes?.’ t eden 14 mart 1945 çarşamba gin.û ikindi namazını müteakip teşvikıye camisinde aziz ruhuna ithafen mev-lûd okunacaktır, Dostlarının ve arzu edenlerin teşrifleri rica olunur.
şehir mancusu saat 20.3li da Oram Kısmınsa CASUSLAR
Yazan: Vâ - Niı ve N Karajnâğârâll
İken 1943 te bir misyonla Londraya geldiği zaman Mr. Bovmao'ın da hariciye müsteşarına, refakat ettiğini . f havadislerinde ok, muş1 ıım, ___________ İ Bıınu bilvesile belirtmeği de ta dalı A MACİD ARDA buldum.
____________________ 2 — Le Monde Nouveau, Jeân 1 — Sumner Wels Amerika - Bir- Brunhes. Paris 1928. sayfa 565.
le.slk - Devletleri hariciye müslcşari 3 — Müellif Japonynyı kasdıdlyon
Paşlfikte Amerlkaya ait topraklar çok dağınık, birbirlerinden çok uzak ve' bilhassa anavatan topraklanna daha çok uzak, aküne Uzak - Doğu memleketlerine ve bilhassa birinci cihar harbinden sonra evvelce Almanyaya alt olan Carollnes vc ________________ _____________________ Marslı a 11 adalarının mandasını ele j bilir ki Amerika menfaatlerine aykırı' falıdan ve adaları tamamile Jap n-blr politika gütmeğe kalkışırlar Te laştırıp tahkim ettiğinden beri Pa-yahut da her hangi bir devletin t&ar- slflkin tam göbeğine sokulmuş dc-ruzuna uğrarlar. Dünyanın en iyi olan Japonyaya daha çok ya-
bölgeleri başka devletler tarafından fandır. Amerikalıların Paslflktekl sö-İşgal edilmiş olduğundan bu adaların . miirgelcri, en kıymetli ucunu Formo- | halihazır ve potansiyel zenginliği, «’ya kapı komşu denecek kadar ya-| durmadan gelişme yolunda olan ura- j kın olan Filipinlerln teşkil elliği bir , nı (sanayi) ve deniz ticareti dolayı-, zincir halinde ekvatoru kesmekle-!
Acı bir ölüm
Etibank enerji şube başmühendis-
lerinden AzerbaycanlI
HÜSEYİN ARGÜDER
11 Martı 12 ye bağlayan gece aramızdan ayrılarak obedlyete kavuşmuştur. Bütün tanıdıkları ve hemşehrileri arasında kendisini çok aev-dîmJş olan bu arkadaşımızın genç m ve aenız ucam, uum/r,------- ------- -------- ---------
yaşındaki bu ân! ölümü bilûmum siyle tropikal ürünlere (mahsul) Ih- dlr. Diğer taraftan Japonların Pasl-kenrlİRİnl tnnıvnniarı Jıı-nı-ı^ ^nı,r, ..' fifirin ortasına verlesmelprl Amerika-
SİYAH İNCİLER
Baş rollerde:
LENA nORNE — Btl.I. ROBİNSON — CAB CAALLOVVAY ve orkestraları
• NİKOLAŞ KARDEŞLEK.■aaiBflHIIH"HBaB^HHH
Her damln gözyaşı İçin bir kan seli akacak, her ıstırap çeken kız İçin bin düşman ölecektir.
Bu günün bütün dünyada11 en gözde sanatkârı olan ALLAN LADD'ln harlkah Amerlkanm en sevimli yıldızı LORETTA YOUNO'un şaheseri.
C H i N A
V
(ÇİN HARBÎ)
Taştan kaplerl dfle getiren büyük bir aşk romanı, Dünyayı Cehenneme İnsanları mateme gömen son harp destanıdır.
Perşembeye LÂLE’
Z'
flğrln ortasına yerleşmeleri. Amerika- . lıların bu sulardaki topraklarını müdafaa İçin Alaska (Alğnuthnn rs) adalarındaki Dutch Harbur, Filipin- j lerln doğusundaki Guam. San Fran-sisconun günCy batısında HawaJ, , Yeni - Zelandanın kuzey doğusunda I Samoa'nm teşkil ettikleri Amerika; dörgenLne dayanan deniz stratejisini' allak bullak etmişti. Zaten Japon’a- 1 rm bu sokulmalarından. Doğu Hint adalarından dolayı Felemenkliler v. kendi toprakları için de Avustralya Ve Yeni - Zelândalılar kuşkulanıyor- I lardı.
| Adaların gerek toprağının üstü ve | gerekse altı zengindir. Çeşitli İklim
Bu akşını Sümer Sinemasında
Bu harbin en büyük esrarını canlandıran
CASUSLAR KARŞI KARŞIYA
emsalsiz ve Bİ&koli büyük filmi başlıyor.
Boş rollerde:
RALPH BELLAMY ve EVELYN ANKERS. 'Bütün dünyayı İlgilendiren ROUDOLPH HEES'in hakiki macerası... Nazi Almanyanın, esrarını faştden kuvvetli ve hareketli bir film.
HBHm Bu akşam İçin yerlerinizi evvelden aldırınız. ■■■■■!
Bu perşembe akşamı SARAY Sinemasında
Bütün ruh ve kalplerin derinliklerine nüfus eden... ölmez bir ihtirasın sonsuz şefkatini tasvir eden
burada çeşitli ziraatı mümkün kıl-
|nugtır. Başlıca ürünler pirinç, şeker ^*1
Emsalsiz filim banlıyor. Harple muzaffer olan aşk... Bir kadının talihden daha kımetU olan ümit, kahramanlık ve aşk sahneleri. Baş rollerde:
D. SEROVA VE N. ttLİNOFF
GÜZE! SANATLAR
İLİM KÖŞESİ:
TANIMADIĞIMIZ MEŞHURLAR
Eski kahve fincanları
Telsiz telgraf’ın est>r,n> teşkil eden prensipleri bulan Hertz ı>e Branly ile bunları kullanarak telsiz konuşmayı tesis eden Marconi
Yazan: Dr. Âkil Muhtar Önden
Şikago sergisindeki Türkçe gazeteyi kimler çıkarmıştı?..






Faraday'ln tecrübe Ve fikirlerini ele alarak, elektrik ve miknatıâ kuvvetlerinin de, ziya gibi dalgalar» olduklarını kabul eden ve bu alana alt hesapları yapan, formülleri meydana getiren Mâxwell'ln fikirlerini tecrübelerle lncellyen Hertz, mühim neticelere varmıştı. Bu zat (Helnrlch Ru-dolf Hertz) 1857 de Hamburg’da dünyaya gelmiş, mühendislik tahsil etmiştir. Hocaları arasında Heimhollz, Klrchhoff vardır. 1883 de Klel'de agregasyon'unu geçiriyor. 1885 de Karlsruhe’de fizik profesörü oluyor. Genç bir yaşta İken 1804 de Bonn şehrinde ölüyor. Mühim aıaştırmaları vardır. 1887 de şimdi, Hertz’ln dalgaları adını taşıyan mühim keşfini yapmıştır. Hasıl ettiği bir endüksiyon elektrik akınım, birbirlerinden biraz ayrı uçları olan İki madeni kitle've gönderiyor. Eksltatör denilen bu kısmın birbirlerinden ayrılmış olan uçları arasında bir elektrik kıvuciirû' hasıl oluyor. Bu kıvılcımdan meyda-| na gelen elektrik dalgaları havadan uzaklara yayılıyor. Bunları vardıkları noktalarda meydana çıkarmak için. Hertz resonatör adın» verdiği basit bir âleti kullamyoı. Bu âlet bir madeni telden yapılmıştır. Bu tel ya halka gibi bükülmüş ve iki İnce uçlan birbirlerine y&klaştırılmıştır. Yahut bu teli dörtgen şeklinde büker, gene uçlarını yaklaştırırlar. Resonû-tör'ün bu uçlan arasında, uzakta bulunan eksitatörde bir kıvılcım hasıl olunca, bir elektrik şeraresi hemen beliriyor. Bu tecrübe elektTlk nakleden bir tele İhtiyaç olmadan dalgaların uzaklara gittiklerini gösteriyor. Endüksiyon elektrik akını yapan filet ne zaman, meselâ bir anahtarı açmakla. çalıştırılırsa resonatörda bir- • birine yakın veya uzak fasılalarla bu kıvılcımı hasıl etmek mümkün oluyor
Branly (Edouardı bir Fransız mühendisi ve hekimidir. 1844 de Am-lensde dünyaya gelmiştir. Babası çok ciddi, pek muntazam çalışan bir öğretmendi. Paraları azdı. Çocuklarına İntizamla İyi çalışmak şevkini vermişti. Parls’de Napolâon lisesinde matematik sınıfını yaptıktan sonra Ecole Normale girmesi İçin babası onu dostu Desalns’e gönderiyor. 1865 de bu mektebin ilimler kısmına konkur geçirerek kabul olunuyor. Çok İyi çalışıyor. O devirde Pasteur bu mektepte hocadır 1867 de mektepten birincilik!-' çıkıyor. Tek emeli çalışmak, öğrenmek ve venl hakikatler bulmaktır
Evvelâ Bourges şehri lisesine fizik hocası oluyor. Burada istediği gibi çalışmak İçin laboratuar yoktur. Çok çıkılıyor. Lâkin birkaç ay sonra eski hocası Paul Desalns onu Sorbondaki fizik laboratuarına çalışma şefi olarak alıyor. Branly buradr aradığı çalışma havasını buluyor. Zamanını ■ kaybetmiyor. Desalns bu hususta kendisine yardım ediyor 1869 da ilk çalışması mahsulünü İlimler Akademisine tebliğ ediyor. 1870 harbinde . mektep kapanıyor. Branly de asker : olmayı istiyor ve oluyor. Paris’in mu- 1 hasarasında ailesinden habersiz kal- ı «lığından dolayı çok elem çekiyor. 1 1871 de l&boratuan açılıyor. Çalışmak ve onunla zevk almak devesi yeni- I den başlıyor. 1872 de mühim bir buluşunu Henrl Salnte Claire Deville * akademiye bildiriyor. Buluşları ilim âleminin dikkatini çekiyor, daha 30 yaşında olduğu halde l&boratuar'a ikinci dJrektör oluyor. 1873 de ilimler , doktoru olmak için bir tez vermiş ve bu unvanı almıştı. Her şey Branly İçin yoluna girmiş ve çalışması İçin vasıtalar eline geçmiş gibi göründüğü bu esnada bir olay durumu çeviriyor. Desalns kızını ona vermek ar-MUBUna düşüyor. Branly bundan memnun olmuyor. Lâboraluardan istifade ediyor Bu suretle üniversiteden çıkmış bulunuyor Bu zamanda Paris’te bir katollk üniversitesi açıl- : ■uştı. Bunun başında bulunan Huls mektebe yüksek hoca aramakta İdi. . Branly’yi fizik hocası olarak alıyor. Lâkin bu mektebin atisi o kadar emin olmadığı gibi Branly de hayatını çer-bee bir şekilde temin etmek lüzumu- , nu şiddetle duymuştu. Hem hocalığına devam etmek, hem eline geçen lâboratuarda çalışmakla beraber tıp : fakültesine talebe olarak yazılıyor Bu mektebi bitirirken de kanda he-moglobln Uylnl üzerine güzel bir tez yapıyor.
1882 de hekim olmuş bulunuyor. Lâkin onun asıl emeli çalışmaktır. Bu fakültenin fizik dersine agreje olmak İçin konkura girmek istiyor. O zamanın müfrit materlyallst fikirleri ha- 1 çeblle, katollk olduğunu saklamryan ' Branly'ye bu imtihana girmek İzni : verilmiyor. Katolik üniversite lâbo- : ratuarında çalışmalarına devam edl- ı yor. Çok erken kalkar, geç yatarmış. ' Devamlı ve ciddi bir çalışma saye- ■ sinde hem hekimliğini ve hem de her ı şeye üstün tuttuğu İlmi çalışmalarını yapabilirmiş. Bu araştırmalar onun 1890 da (radloeonducteuri Q keşfini ı temin ediyor. Bunu elektrik nakle- ı den vasıtalar üzerine başka başka ! şartların tesirlerini mütalâa ederken ! bulmuştu, tçl demir gibi bir madenin ı tozu ile doldurulmuş olan bir cam I
tüp, voltajı düşük bir elektrik cereyanına karşı büyük bir mukavemet gösterdiği halde, eğer çok uzaktaki bir endüksiyon bobininde, kıvılcım hasıl olduğu zaman bu tüp kolaylıkla elektriğin geçmesine müsaade ediyor. Tüpün nâklllyetl. bulunduğu masaya veya kendine hafifçe vurmakla kayboluyor, tik telsiz telgraf tecrübelerinin muvaffakiyetini temin etmiş olan âlet bu olmuştur. Branly 1939 senesinde, şimdiki harbin başla-1 masından sonra 95 yaşında olduğu halde vefat etmiştir. Son aylarına kadar çalışmış ve mühim buluşlar yapmıştır. Son zamanlarda kuvvetinin ve şartların artık bu devamlı çalışmaya elvermediklerini görünce .(hayat ne içe yarar?» demeye başlamış ve az zaman sonra da gözlerini ebediyen kapamıştır. Branly radlo-conducteur âletini keşfe müncer olan . çalışmalarına başlarken Hertz'ln bul-
bir elektrik kıvılcımı’ duklarından henüz haberdar değildi.
Telsiz telgrafı meydana getiren. Gugalleimo Marconi, Bologne civa-nnda 1874 senesinde dünyaya gelmiştir. Babası İtalyaiı. annesi ise İrlandalI idi. 1937 de Rom a'da öldü. Tahsilini Bologne üniversitesinde yapmıştır. Fizik hocası Righl’nln laboratuarında çalışırken mühim keşfini yapmıştır, o tarihlerde bu fizik laboratuarında Hertz’ln zlva süratlle İntişar eden elektrik dalgaları dikkatle İncelenmekte İdi. Marconi Ou dalgaları almak İçin Branly'nln ra-diokondüktor’ünü kullanmayı düşündü. Demir tozu yerine, tüpün İçine nikel tozu koymak suretlle daha hassas bir sistem elde etti. Daha yirmi ' yaşında olan genç talebe bu suretle havadan uzaklara haber göndermek 'kabil olabileceğini anladı. İlk tecrii- : beleri kendi bahçesinde yaptı. Dü- ________,
şüncesinin doğru olduğu kanaatine i ‘ cgroanik Transatlantiğinin Mr ... m büyük 5al()nu bma edilmişti Herkes numarasını yaptı. Sıra Ah şu koca buhranı...» numarasını yapacak olan genç kıza ge'dl. Güzel, alımlı, çekici bir kızdı. Ortaya çıktı ve: — Ah şu koca buhranı!,. Ah •şu koca buhranı olmasa!., diye |söze başiadı. Ve o zamanki erkeklerin çok serseri, çok derbeder olduğundan, katiyen evlenmediklerinden, babalarından, büyük babalarından hiç de ibret almadıklarından, böyle giderse evlenmeği de büsbütün unutacaklarından bahsettikten soma yere diz kırdı. E lerini yalvaran bir j’stle vukanya doğru kaldı rarak:
— Yarap!.. İster siyah derili, ister kırmızı derili, ister san derili, İster beyaz derili olsun. İster mavi gözlü, ister kara gözlü, ister yeşil gözlü olsun... Bana bir koca*, diyor.
Bu monologun niheyetinde müsamerenin İdare edildiği yerden boru ile şöyle bağınlıyor:
— Mister Allah... Mlster Allah!..
Herkes «Mister Allah» m yani Allah Efendi» nin meydana çıkmasını bekliyor. Übeydullah da böyle olmıyacak bir isim verilen zatı görmek istiyor. Kendisini dürtüyorlar:
— Haydi ortaya çıksanıza... Übeydullah şaşkın: — Ne münasebet? .
— İsminizi çağırıyorlar... «Misler Allah» diyorlar...
— Ay o ben miyim?..
Diyerek ve gülerek ortaya çıkıyor... Bütün gemide, hattâ Sı kago sergisinde B. Übeydullahı daima »Mister Allah» diye çağırmışlardır. Bunun da sebebi şudur:
Übeydullah İyi okunsun diye eski harf’erle İsmini yazarken araya da bir tire koymuştu. İsmin nihayetindeki Allah kelimesinin Lâtin harflerde de yazıldığı çok olmuştu. Bunu soyadı zanneden Amerikalılar kendisini radec? •■Mister Allah» diye çağırmağa başlamışlardır.
Übeydullah o gece vapurda ortaya çıkınca «Mister Allah!.» meselesinin İç yüzünü ve mânasını anlatmış, sözleri sevgilisi mis Meysin tarafından İngilizceye tercüme edilince bütün gemi yolcuları kahkahadan kırılmıştır.
Fakat «M'.steT Allah» adı onu Sikpnoda da tatabetmlstir.
Meşhur keten helva hikâyesi..
Übeydullah Şlkago’ya geldikten sonra bir müddet buradaki Türkçe gazetenin tek başına muharrirliğini yapmıştır. Buna da Süleyman Büstani tavassut etmiş, sergi komiseri Hakkı bey ı (Sadrazam Hakta paşa) onun
übeydullah efendi 14 ayrı renkte, çilekli, kayısılı, vişneli keten helvası icadetmişt’..
r
Veda gecesi — Ah şu koca buhranı!.. — «Mister Allah!..» kimdir? — Şikago sergisinde gazete — 480 gözlü kasa — «Al gözüm seyreyle,,» — Dikran efendinin halıları — «.Bağırsana be., bağırsana yahu!..» — Keten helvacılıktan kazandan para...
V-
Übeydullah efendinin ismi — acaba söylenilmesi güç olduğu için mi? — bir takım karışıklıklara sebep olmuştur. ” "
Maltadaki ecnebiler onu dallah» diye çağırırlardı, bunu beceıemiyenler «Muhterem deli dostumuz..» diye kendisinden bahsederlerdi. Bir ecnebi ağzına «Übeydullah» ismi hakikaten de güç gelirdi. Bunun pek I garip tezahürleri Amerika yolunda ve Amerikada oldu.
İsminin güç telâffuz edildiğinden, Ameıikaya gittiği Transatlantikte, üstada çok tuhaf bir ad takıldı.
Vaka şöyle olmuştu:
Bindiği vapur Amerika önlerine gelmişti. O gece gemide veda müsamereleri yapılıyordu. Yolcuların bir çoğuna roller ve numaralar verilmişti. Bu arada bir genç kız da «Ah şu koca buhranı1 .... adında bir monoloğ söyli-yecekti.
Meselâ «Aba-Sonıa

vardı. Hertz’ln eksltatörünün bir ta-' rafını toprağa bağlamak ve dİğer tarafına da bir anten koy- ' mak suretiyle dalgalan çok uzaklara kadar göndermeye muvaf- : fak oldu. Keşfinin ehemmiyetine , kendi yurttaşlarını ikna edemedi. Büyük tecrübeler İçin para bulmak üzere İnglltereye ceçmeye mecbur. kaldı. Orada posta direktörü, mesele-I. yi önemle karşıladı. Lâzım gelen mu-|' avenet yapıldı, Marconi ilk olarak j Manş denizi Üstünde Douvres ile VImreux arasında. Branly sistemine bağladığı bir Morse âl etile telsiz telgraflar gönderdi. Bu telgraflardan ilki Branly'ye gönderilmişti: (M.Mar-conl. M. Branly'ye telsiz ile Manş üzerinden hürmetlerini gönderir. Çünkü bu güzel netice M. Branly'nln dikkate lâyık çalışmalarının mahsulüdür.)
1896 da bunun ilk breveslnt Lon-drada aldı. Bu tarihten sonra Marconi yorulmak bilmiyen bir çalışma ile bir taraftan keşfinin pratik sahada gelişmesine, diğer taraftan da hayrete şayan ıslahlar ve yenilikler meydana getirmeye uğraşmıştır. Radyonun bugünkü durumu en ziyade Marconl’nln deha ve çalışmaları sayesinde var olmuştur. Bilgi İle çalışmak medeniyete kıymeti tasavvurun üstünde bir yenilik daha katmıştır.

Tahtatan ayakkabı
Birleşik Amerika Ziraat Bakanlığı orman İdaresinin lâboratuvarlarının odundan yeni faydalar temin ettiğini bildirmiştir. Otlundan çıkarılan yeni maddeler arasında, likör için alkol, sıcak yerlerde savaşan kıtaların kunduralarına mahsus IğUebllir tahta kundura tabanları ve harb gemilerinin güverteleri için reçlnamsı bir halita vardır
Geçen yazdan beri, odun yongalarından ve talaştan ;ok miktarda alkol istihsal edilebiliyor Bu halitanın formülü, Amerikan orman idaresi lâboratuvarlonnda çalışan ilim adamları tarafından son haddine kadar tekamül ettirilmiştir.
Bu formüle göre, odundan çıkarılan alkol, halen Amerikan harb lstihsa-l&tında kullanılmaktadır. Bu alkol, içilebilir ve bundan mükemmel evsafta cin yapılabilir.
Güney Pasifik ve Burma yarımadasında harb başlar başlamaz levazım servisine mensup subaylar, hemen hemen bir gece içinde küflenerek çürüyen asker kunduralarının kösele tabanlarının yerini tutabilecek yeni bir maddeyi tetkik etmek üzere bu bölgelere gitmek zorunda kalmışlardı. Çok kısa bir zamanda kauçuk gibi Iğilebllir. köseleden daha ziyade dayanıklı ve iklim tesirinden bozulmı-yan tahta kundura tabanları tekemmül ettirilmiştir. Sıcak nunlakalarda kullanılan asker kunduralarının hepsinin tabanları şimdi bu yeni maddeden yapılıyor.
şurası da dikkate değer M, bu ve buna benzer daha bir çok keşiflerde çalışmalarının sonuçlarından hiç bir mail istifadeleri yoktur. Yaptıkları keşifler, mümkün olur olmaz milli iktiaadda derhal kullanılabilmeleri İçin Ziraat Bakanlığı tarafından herkese bildirilmektedir.
übeydullah efendinin ekzantrlk kıyafîtlerinden biri
muharrirliğine muvafakat etmişti. Istanbuldan gelen müret-tip Amerikalı Mehmet efendi hemen 480 gözlü bir mürettiphane kasası yaptırmış, buna bizim o zamanki harfler doldurulmuştur
Bu sıralarda mis Meysin daima Efendi hazretlerin ne arkadaşlık etmiştir. Hattâ dalma Übîydullaha gönderilen davetiyelerde «Mister ve Mis Allah» birlikte çağırıldığı için her yereı ko’kola gitmekteydiler.
Gaz?te kapandıktan Übeydullah efendi akla gelmedik bir cok işleri tecrübe etmiştir. Evvelâ «Al gözüm seyreylel. » cümlesile meşhur olan seyyar sinemacılığa başlamıştır. Bu göz uydurulan bir delikten, para 11e meraklılara panorama seyrettirmekten İbaret bir isti.
B Übeydullah garip kıyafeti ve es'arengiz kara kutusile derhal dikkati çektiğinden herkes onun panoramalarını görmek için can atıyordu.
Keten helvacılığa bundan sonra baş'amıştır. Bu işi Azerbaycan iı Haşan isminde birinden öğrenmişti. Âletlerini de ondan satın almıştı. Fakat übeydullah efendi keten helvacılığı, kendi sanatkâr ruhile son derecede ilerletmişti. O kadar ki bugün bile İstanbulda belki Öyle keten helva yapan yoktur. Halbuki «Efendi hazretleri» yemek ve helva pişirmekteki o meşhur maharetle 14 ayn renkte keten helvası yapmıştı. Kırmızı, mavi, yeşil, san. turuncu, pembe vesaire.. Bunları insan boyunda uzun uzun, büyük ve gayet parlak ipek çileleri haline getiriyordu. çileleri ortasından da san, kjrmızı, mavi kurdelelerle boğuyordu. Bunları:
— îpek şekeri!., diye bağırarak satıyordu. Helvaya her renge göre meyva usaresi atıyordu. Meselâ pembe keten helvalar Çilekliydi, kırmmlılar vişneli, sanlar kayısılı vesaire.. Bu suretle Übeydullah efendi varım asır önce — bugün İstanbulda olmıyan — meyvaJı keten helvası icadetmlştt. Sanatkâr ruhunu keten helvasında bile göstermişti. Renk renk, çile çile ve kürde leli bu «İpek şekerin — isim de çok uygun düşmüştü — Amerikalıları zevkinden çıldırtıyordu. ( Bilhassa isim pek hoşa gitmişti. |
sonra
«îpek şekerin bir anda meşhur olmuştu. *
Dikran efendi..
Yalnız bu «İpek şekeri» sözünü bağırmakta übeydullah efendi büyük bir sıkıntı çekiyordu. Şimdiye kadar böyle bir şey yapmamış olduğu için kalabalığa karşı bağırmağa dehşetli utanıyordu.
Fakat burada kendisine hiç aklından geçmeyen bir yardımcı buldu. Helva saltığı köşeyi halılarla bir dükkân haline sokmak İsteyen übeyduliah efendi Amerikada halıcılık eden îstan-I bullu bir Ermenlye. Dikran Ter-4. ziyan efendiye müracaat etti. Para İle halı kaldırmak, sonra bunları iade etmek istiyordu. Miiessesenin asıl sahibi olan Dik-rpn Terzlvan o zaman sağdı.
— Para mara İstemez, istediğin halıyı a’1.. Ben de arkandan gelip bakacağım, bu ticaret işini basarabirecek misin? Yoksa yüzüne gözüne mi bulaştıracaksın?.. dedi.
En kıymetli halılar gönderildi. îpek şekeri» satılan yer fevkalâde bir dükkân haline konuldu.
■Hakikaten biraz sonra Dikran Terziyan — o zaman meşhuı servetini yapmış ve milyoner olmuştu — geldi, Übeydullah efendinin yanına oturdu. «Efendi-1 nin bağırmak hususunda sıkıldığını görünce milyoner Ermeni hemşeri küplere bindi:
— Ticarette utanmak olur mu?., diye kızdıktan sonra bizzat kendisi alabildiğine bağırmağa başladı:
— Haydaaaa... İpek şekeri... İstanbuldan geldi!. îpek şekeri!.. Bir alan pişman, bir almayan pişman...
Milyoner Dikran Terziyan efendi bağırmaktan kıpkırmızı , olmuş bir çehre İle ve nezle görmemiş kalın bariton sesile bütün serginin gürültüsü üstüne çıkıyordu. Bütün dikkati çekmişti. Aıa sıra sözlerine Türkçe sözler hattâ mâniler bile kanştınyoı-du, Gelen müşterilere milyoner:
— Emredersiniz- diye kendi . paket ettiği ve kutuya koyduğu keten helvalarım veriyordu.
Bu zat hakikaten fevkalâde bir insandı. Sonra B. Übeydulla-ha pek de dost olmuştu. Yalnız t gayet samimî lâübaliymiş ve Ubeydullaha ikide bir:
— Bağırsana ulan... Bağırsana ulan!.. Bağır da biraz para kazan!. diye hakiki bir usta gibi çıkışır dururmuş...
Dut yemiş bülbül gibi duran Übeydullah bu söz üzerine biraz canlanır ve yavaşça bağırırmış. Dikran Terziyan üç ay mütemadiyen kendi işini gücünü bırakarak her gün gelip Übey-dullaha keten helvası satmıştır. Übeydullahı bağırmağa alıştırdıktan bir gün sonra gelip de onun:
— Havdi... îpek şekerli., diye haykırdığını görünce pek memnun olmuş:
— Aferin ulan... Gördün mü işte... Sana işten sonra bir kahve ısmarlıyacağım!.. demiştir. Sonraları Mürettlp Mehmet efendi de kendisine vardım etmiştir. Übeydullah İlk günü keten helvacılıktan 30 dolar kazanmıştı, îşten sonra Dikran efendiye . mutlaka bir ziyafet çekmek isliyordu.
Hep birlikte bir Şark lokantasına gidildi. Yenildi, içildi. Fakat | sıra para vermek meselesine gelince Dikran ÜbeyduUaha yine çıkıştı:
— Sok dolarları cebine be adam... Evvelâ kazan, para yap. sonra masraf et...
Ve bol bahşiş 11e masrafları ödedi.
İstanbulluların kahveyi ilk defa, 400 sene evvel, kanuni Süleyman azmanında içtikleri rivayet edilmektedir. (Kavrulup yakılan nesnenin eklü şürbü caiz değildir! diye hakkında fetvalar çıkan bu nefis içkinin lezzetin! ve tesirini tiryaki ediblerimlz sırası geldikçe ballandıra ballandıra methedip dururlar.
Biz de bıı sütunda, hem?n herkesin severek içtiği kahvenin fincanından; fakat buntarın eskisinden bahsedeceğiz Kahvenin îstanbula gizilce girip yerleşme-slle, toprak kap imal eden tezgâhlar da, çanakçıkları gizlice yanmağa başlamışlardı.
Kahve keyif verici bir olduğu için, fincanı da „ açıcı çiçek nakıslarile süslenerek ticarete sevkedilmiştlr, Hattâ, gerek kahveyi pişirmeğe yarıyan ‘ ibriklerde ve gerek fincanlarda kahvevi metheden bc-vitlere. kulf ı lanmağa tesv'.k eden manz'"TQ va7i'».ra t.eyadf.if ederiz.
> Kanuni devrinde İstanbul evC\|
■ lerinde Cin porseleninden rna*-mûl eşya kullanı|makta”dı C'nO porselenlerine dair bir vazımiC gecen -ene yine bu sütunda nefr-.O
! ret mistim. Orada bu malla > n'(ö mfmleketimlzdeki revacından dab:
i bahsetmiştim. Kahve yasaih kal-^ dinlin da bu nefis içki kahveha--. nelf»-d-‘ halka serbesce nlslriîme-^
■ ğ? başlanınca Cinden çıkan kı-r,*— vanlar muazzam fincan hamu-^ lelerile çelmeğe başlamışlardı
' O devrin (mavi - beyaz) nor-’O selen f'ncanları o kadar zari* ve(D makbuldür ki bugün diinvamnCJ her yerinde bunlardan bir tane-W sine mühim kıvmet’er takdir} ' edilmektedir r:n’in. diğer por-. selen eşyası gibi fincan sevkıyatı . da Ahmedl salis devrine kadar devam etmiştir. 1715 de Saksonyada. Çin mallan kadar beyaz ve ’ temi2 porselen imal edilince Cin, Avrupa rekabetine tahammül edemîverek sevkıvatıni ke'm’S-tir
Eski Türk kahve takımı koleksiyonu yapanlarda muhakkak (bleu - b’anc) Çin porseleni, fayanstan İznik ve Kütahya ma-mûlâtı ve topraktan Eviiasuüsn işi olanlarla saksonya (Saxe) mn Türkiye tein yaptığı nümunplpr-den vardır.
Saksonyanın meşhur ve gayet nadir Çın resimleri taşıyan ma-mûlâtı 1718 de İmal edilmiştir. 1723 te (Fabriçue royale de por-celalne) mânasına gelen (K P F) markasiie, 1725 te en güzel tezyinat taşıyan porselenler kıral (Auguste) adını ifade eden (A. R.) harferile markalandırılarak pişirilmiştir.
(Manufacture royale de por-celalne) mânasına gelen (K-P.M) de 1723 te imal edilmeğe başlanmıştır. (Melssen) İn çifte meç İşaretini taşıyan mamûlâtı ise (K.P.M) markasiie birlikte Çizilerek avnı devirde başlamıştır. Müstakil olarak, meç işareti. 1726 da çıkmış ve zamanımıza' kadar muhtelif şekillerde kullanılmıştır. Saks porselenlerinde cok muhtelif meç işaretleri vardır. Bunlar saplarının şekline ve meçlerin uçlarının acık veya kapalı olmasına göre kıymet alırlar Emay altında bulunan meçlerin rengi ne kadar soluk olursa o kadar eski olduğuna alâmettir. Altı uçlu vıldız işareti taşıyan mec marka!» norselenter İse (1774 . 1816) tarihleri arasında yapılmış olup direktör Marcollnl zamanına aittir ve nispeten az tesadüf olunan parçalardır
Saksonyadan Türkiyeye, bilhassa Türk zevkini okşıyan. kahve fincanları birinci Sultan Mahmut devrinde gelmiştir. (M. 1732) O devirde Türkiyeye gelen fincanların altında, değneğe sanlı tek yılan He bir nokta işareti vardır. Tezyinatına fevkalâde ehemmiyet verilmiş olan bu fincanlar çok nadirdir. îçl tama-mile altınla sıvanmış, mat renkler üzerine yine altınla yaprak ve çiçek tezyinatı İşlenmiş, düz saplı ve soluk renkli meç markasını taşıyan fincanlar da en nadir Saksonya mallanndandır.
Nureddin Yatman
nesne gönül



Hikmet Feridun Es
Sıtmasın» saklayan, sıtmasın» tedavi ettirmiyen ve verilen ilâçları tamamı tamamına yemeyip ziyan edenler kendine ve vatana zararlıdırlar, çünkü hükümetimiz yurtta yapılmıyan bu ilMan n( güçlüklerle tedarik ediyor ve n-pahasına eldto edlysr bilseniz!



Sabite 6
13 Mart 1945
t I İZLER j
Biran durup, Karlar içindeki mini I mini köşke baktım. Dünyanın en ga-rlp vc en mesut adamı işte burada I yaşıyordu. Oradaki insan epey geçtin bir bekârdı. Edinin dörtte üçü kütüphane halinde idi. Kendisini sonu gelmez felsefe bahislerine kaptırmışta. Dünya zevkleri!® hiç bir alâkası jnktu. Aşıklar sokakta onu ufaktan görseler yolunu değiştiriyorlardı. Zira bizim Mim ve geçkin bekârımız. bu kabil meseleleri de ayıplardı.
Köşkünün penceresinden İçeriye baktığımız zaman unu dalma masasının başında, gaytlB kalın ciltli kitapların arasına gömülmüş olarak görürdük. Varlıklı adamdı da Para, geçim vesaire gibi şeyler düşünme», kendi dünyasında yaşar, dururdu Şimdi arkadaşım Racl İle birlikte bu köşkün önünden geçerken oradaki adamın dünya İh alâkası kesilmiş hayatına âdeta İç çekiyorduk.
Lâkin köşkün tam karşısına gelince dostum Rûci birdenbire durdu, müthiş birşay görmüş gibi kolumu dürttü:
— Bak'.. Bak!.. Görüyor musun?»
Racl böyle söyliyetek yerdeki kârları ve onun üstünde bir takım ayak Klerin! işaret ediyordu. Bunlar mini mini bir kadın İskarpininin İzleri İdi. Nokta halinde bir topuk, gül yaprağı kadar bir taban!.. Ve bu kadın ayağı İzleri kar üstünde, bizim geçtiğimi» umumi yoldan itibaren ayrılıyor, II®-Tidekl âlim bekârın köşkünün kapısına kadar gidiyordu. Bu hakikaten şaşılacak birşeydl. Her zaman kendisine bir polis kafiyesi siisîi veren dostum Racl piposunu tüttürdü: -nituûjı jçıpd 9A wiib uıaıajıpiH — muzun bir kadın misafiri var!., dedi.
Ben de tasdik ettim. Racl bunun üzerine büsbütün Natpınkerton vaziyeti takındı. Yere çömelip İzleri tetkik ederken piposundan Havaya top , halinde üç duman çıkardı. Devam ; etti-
— Ve bu misafir, komşumuza geceden gelmiştir,
— Bunu nereden-anladın?» Geceden beri yerde iz kalır mı?
— İki giınden beri kar yağmış değildir. Rüzgâr da yoktur. Yersedi izleri bozacak hiç bir tabii hâdise olmamıştır. Bilâkis şiddetli don. kuru soğuk -yerdeki izleri muhafaza etmiştir. Ayaklar köşke doğru gidiyor, fakat dönüşe alt izler yok, görüyor mu- ; sun?..
— Evet öyle...
— İzlerin diline nazaran kadın mi- ! ■afir dostumuzun köşküne dûn gece, ' herkes uyuduktan sonra gelmiştir ve «imdi hâlâ oradadır... Zira şimdi saat sabahın en erken vaktini gösteriyor. Bundan önce bir kadın misafirinin gelmesine Jmkân yoktur. Bu otsa olsa ı geriden gelen misafirin ayak taleridir.
Düşündüm. Arkadaşıma hak ver- ; menıek imkânı yoktu. Hakikaten bu ; zamandan önce bir kadın bir yere : misafir gidemezdi. Hele bir erkeğin I evine dönüş izleri de olmadığına na- ' saran şu esnada âlim dostumuz geceden g.len kadın misafirinin yanın- ı da bulunmakta İdi.
Racl piposunu çeke çeke kar üstündeki izleri biraz daha tetkik ettikten sonra bana şu malûmatı verdi:
— Bu kadının pek küçücük ayaklan var.
Onu bilmiyccek ne var ki?.. İzler karşımızda .lâkin Hacı devam ediyordu:
— Sonra bu kadın viicut itbbarile de tombulca!..
— Bunu nereden anladın?
— Görmüyor musıın?- Ayak izleri birbirine nakadar yakın. Komşumuzun misafirinin adımları gayet kısadır. Ekseriya böyle kısa adımlan şişman ve küçük ayaklan, vücudunun ağırlığını pek çekenıiyen klm;eler atar. Bu da öyledir. Küçük ayaklı, gayet kısa adımlı bir kadın!.. Bir İnsanın adımlarının kısalığ çok kire şlş-manlğının derecelini gösterir. Sonra bn kadın kısa boylu da. Zira şişmen/
I küçük Ocaklı olduğu halde utun topuklu iskarpin giyiyor. Bak lzlere_ 'Topuk bir nokta halinde. Vücudunun sıkletine rağmen uzun topuk giyen — hele küçük ayaklı — bir kadının kısa boylu olduğunu anlamak güç bir şey değildir. Şu halde komşumuzun misafirini şöyle t&rtr edebiliriz: Tombul. kısa boylu, küçilk ayaklı, «koçe lokumu», nfındık kurdu» diy» tarif adilen cinst en, bir kadın ...
— Sen ne müthiş bir polis hafiye* İmişsin meğerse...
Bunları konuştuktan soora karşıt! köşke âdeta esrarla dolu bir ev® bakınıyor gibi güzümüzü ödemişti*:,
Racl devam etti:
— Bu kadın görünmem®* için hava karardıktan sonra buraya geliyor, yine aynı surette, yani kimseye gör tatmadan çıkıp gidecektir.
Rad, henüz sözünü bitirmemişti kİ karşı kİ köşkün kapısı açıklı. Arkadaşım hemen beni bir köyey® çekti. AlLm, bekâr dostumuzun kapısından bir genç kadın çıktı. Telâfin etrafına bakındı. Sonra hıtlı adımlarla uzaklaştı. Raclnin tahmin ettiği gibi bu tombul, kısa boylu, yüksek topuklu bir kadındı.
Raoi, uzaklaşan kasından bakarak
(U:
— Nasılmışım?
— Dehşeti! bir
nura...
Bundan sonra Racl binim koyda adamakıllı bir polis kafiyesi kesildi. Takibettlği İnsan da daima bizim âlim, bekâr komşu idi.
Bir gün Racl pipo dumanları arasında geldi:
— Maceranın her safhasını tesbit etmekteyim. Kardaki İzler cumartesi geceleri oluyor. Demek ki misafir h(p o geceler geliyor. Sabahleyin gidiyor. Bir ay yerden kar kalkmaması işime çok yaradı. Bunu da öğrendim.... dedi.
Racl götlerine şöyle d(w₺m etti:
— Fakat asıl macera g*çen gün oldu. Yine yerde ayak İzlerini görünce, sabah erken filân, demedim doğru üstadın kapısını çaldım.
Büyük bir telâş içinde açtı Salonda misal İrini de gördüm. Püfür püfür sigara İçiyordu. .
Bekâr komşumuz onu bana:
—• Felsefe meraklısı bir bayan... Benden hususi surette ders almat İstiyor!., dedi.
İnanmış gibi göründüm. Sabahın bu saatinde felsefe dersi!.. Ne İs®.. Üstelik «felsefe meraklısı» bayan dostumuzu cadece kûçilk Lsml İle çağırmakta idi. Bu da tuhafıma gitti.»
Artık cumartesiyi pazara bağlıya» geceler hep felsefe dersleri arasında geçiyordu. —
Bütün köy halkı dedikoduyu öğrenmişti. Şimdi genç âşıklar kolkola gezerlerken aksi ve âlim bekâr komşuyu görünce yollarını değiştirmiyorlar. Herkes onunla yüzgöz oldu. Hatta kendisine hafif tertip takılanlar bile var...
Bir kar yağması zavallı dostumuza eski tabiriyle tam bir cürmümeşhut yaptı..
Hikmet Feridun Es
AKŞAM
RADYO
Bugünkü program
18 Dans orkestrası, 18 30 Sağlık saati, 18.45 Dans orkestrasının devamı, 19 Haberler, 19.20 Geçmişte buğun, 19.26 Türküler ve oyun havaları, 19.45 Posta kutusu, 3o Müzik, 30.15 Radyo gazetesi, 20.45 Mandolin birliği, 31 Salon orkestrası, 21.45 Tarihi Tiirk musikisi, 22.30 Dans mueığl (PL), 22.45 Haberler,
Yarın sabahki program
7.30 Müzik: (Pl.), 7.45 Haberler. 8 Müzik: (Pl.), 8.23 Spor saati: (Vücudumuzu çalıştıralım', 11.30 Şarkı ve i Türküler, 12.45 Haberler, 13 Balon! 1 orkestrası.
Ylyecok maddelerine zararlı şeyler karıştırılması ve insan sıhhatini tehlikeye düşüren karışık ilâçların reklâm vaataslle yayılmış bir zaman şimali Amerikanın önüne geçilmez bir âfeti idi. Çok kuvvetli ve nüfuzlu sermaye ve ellerde bulunan bu çok Kârlı işlerin öniinii almağa birçok seneler imkânsız nazarlle bakılıyordu.
Amerlkayı bu âfetten kurtaran ne devlet, ne parlâmento, ne de üçüncü kuvvet sayılan matbuat değil, bir çavuşun yenilmez azmi olmuştur.
Amerika Müttehit hükümetleri arasında Zenci esaretinin kaldırılması dâvasından çıkan ve dört şene de’.am eden gayet kanlı muharebelerde Indf-ana’lı Karvey Washlngton Wiley İsminde gayet iri vücutlu bir köylü genel dahi silâh altına almmıktı. Bu genç çok geçmeden neferllkten çavuşluğa terfi etmişti. Fakat o zamanki j harblerde askerler düşman nun dan ziyade dizanteri ve fena ve bozuk gıda yüzünden hastalıklardan kınlıyordu.
1864 senesi yaz mevsiminde Wiley’-de dizanteriye tutulmuş ve Tennessee hükümeti dahilindeki bir askeri kampta, bir kulübede ümitsiz bLr halde yatağa serilmişti.
Kendisine bakan alay cerrahı hastadan ümidi kestiğinden bir gün Wlley'den eşyalarını akrabasından kime gönderilmesini vasiyet edeceğini sürmüştür.
Çavuş cerraha hiç beklemediği şu cevabı verir: »Bu eşyanın ne olaca-1 ğını düşünmüyorum. Kendimi iyice hissettiğimden düşündüğüm, askerlik- 1 ten kurtulunca bir doktor olmak ve müthiş bir âfet olan dizanteri vç diğer hastalıklardan insanları kurtar-1 m aktır.»
Çok geçmeden çavuş Wlley lyiles-
, ıcıiK ventıCK >Ç«n uc (suavoşi lovnııtu
ve terhis edllmftUr. Çavuş Süç ,dm . Kömürden çrkanlan katran. M köydeki eme sltaflUr. Burada dan pü„ yal„ etseriJa kona!r. annesi k.nmsmin derin bir »etkene sla«larmda kullanılıyordu. Wl-Uıtlnıam ile lam altıı ay bakmıştır. le lJn , , aE1 ayak v, a&ır|,g, 21t
çavuş tamamıyle iyileştikten sonra ub,„ ldl toylu „ M cUssdi 01. basına gelen felUtetta bozuk gınalar-1 duJundan kendisine herkes der dok-dan ileri geldiğini düşünerek buna |0(, myortu karşı mücadele açmağı tasmim et- Bu doWor yiyecek mLstlr- 'yapılan tağşişleri meydana çıkarmak
Hakikaten bundan sonra on dokuz üzere kurduğu lâboratuvarda seçme sene devam eden fasılasız tahsil ve on iki kimyageri muavin olarak kul-gayretl neticesi olarak Amerika Müt-! (anıyordu.
tohit hükümetleri cumhuriyetinin Zi-' Tahlil edilerek mahiyeti meydana raat Nezaretinin kimya dairesinin1 ç)karlıan gl(ja maddeleri haklaşma geçerek zararlı, bozuk yiyecek ktnda sıra numarasiyle bültenler ve İlâçları murakabe edecek bir du- neşrediyordu. Bunlardan 13 numara-rumu temin etmiştir. Amerikayı bü- lısı Amerikada sarfolunan belli başlı tün cihanın gıptasını celbedecek yiyecek maddelerine alt bulunduğun-umumı sıhhat sistemi ile teçhize ön- dan gazeteler bunun tağşiştiler için ayak olan bu çavuştur pCk uğursuz olduğundan bahsederek
1844 senesinde doğduğu ve hasta- bununla hayli alay etmişlerdir lığını geçirdiği Cenubî İndiana'dakt Gıda maddelerine ait araştırma-hem doğramacı, hem de clfçi olan ba- larLn arkasını aldıktan sonra hazır ..................................... ilâçlara el atmıştır. Binlerce müstahzar ilâcı adamakıllı tahlil ve bunlardan yüzde doksanı şarlatanlıktan başka bir şey olmadığını ispat etmiştir.
O devirde her derde deva diye satılan ve moda olan meşhur bir ilâcın muhteviyatının ispirtodan ibaret olduğunu tahkik etmiştir.
Kansızlık ve a^thma'dan başlıya-rak alfabe sırasile bütün hastalıkları ve hattâ kanseri tedavi eden bir İlâç olduğu şaşaalı bir surette ilân edilin bir ilâcın sıılfıır hamızı mah-........__ -—...a bir şey bulunmadı-
ğını da tahlil He ispat etmiştir ' Baş ağrısı ilâçlarının hemen hepsinin afyonlu maddelerden başka bir şey olmadığını ve fazla olarak hastanın kalbini de za’fa düşürdüğünü meydana çıkarmıştır
Dev doktor piyasada mevcut bütün hazır yiyecekler ile müstahzar İlâçların mahiyetlerini ve zararlarını
sine kimya profrtörü tayin edilmiştir. Burada il* lşl mahlût gıdaların umumi sıhhati ihlâl eylediğini fennen İspat edecek bir lâboratuvar kurmak olmuştur. Vazifesine başladığı zaman diğer profesör arkadaşları kendisini garip bir İnsan bulmuşlardır.
Çünkü kendisinin ders haricindeki baş saatlerde erkek talebe ile futbol oynamasını ve o zaman moda olan bir tekerlekli gayet yüksek bl-slkhu- binerek gezmesini hocalık vakarına mugayir sayıyorlardı Fakat çok geçmeden ilmi kudreti ve fen uğrunda açtığı mücadelede gösterdiği gayret arkadaşlarının da hürmetini çekmiştir.
Doktor Wiley’ln saf gıdaların ehemmiyeti hakkında ilk yazdığı mufassal rapor Amerikan umumi erkânnın fevkalâde dokkatinl çekmiştir.
Amerikan hükümeti bu rapora kuı şu- [ ehemmiyet vererek doktoru Amerikan emsali müttehit hükümetleri cumhuriyetinin çıkan kimya bürosuna tâvtn etmiştir,
i Wiley Vaştngtonda İşe banladığı zaman Amerikan şehirleri süratle bû-lyiimekte ve buralarda halkın çoğu I hazır yemeğe aışmış bulunmakta İdi.
, DiSer taraftan muhteviyatı ne olduğu belli olmayan birçok müstah-Izar ilâçlar kolaylığı yüzünden halk arasında son derecede yayılmıştı. I Halbuki hâzır yemek konservelerin çoğu ucuz olsun diye zararlı kimyevi maddeler karıştırılarak muhafaza ediliyordu. .
Wlley’ln yaptığı birçok tahinlerden anlaşıldığı veçhile teneke kutulu konservelerde umumiyet üzere sebze ve eti bozulmaktan muhafaza için ekseriya benzoate de soude kullanılıyordu. Şap. «elde sallcylicıue ve diğer maddeler de ekseriya kullanılıyordu
Konservelerdeki sebzGere parlak renk vermek için de göztaşı İstimal
basının üzeri toprak örtülü fakir evinden gittikten sonra İlk işi Hano-verdekl koleje girmek olmuştur. Bııtlcr üniversitesinde gündüzleri eski Yunanca ve Lâtinceyi öğrenmek ve geceleri tıp tahsil etm^k şaıtlfle çalışarak İndi ana tıp kolejinden diploma almıştır
Fakat doktor olmağı kendisinin gayesi için kâfi bulmamıştır Çünkü hayatî hedefi hastalan tedavi d-ğll, hastalıkları kökünden ortadan kaldırmaktı. Bunun için kimya tahsili eıjıl uji için Har va ret üniversitesine gitmiştir [flltoden “başka'
İntihap ettiği kimva şubesi gıda maddeleri kimyası idi.
Kimya fakültesinin fen kursları dört, senelikti. Çok çalışkan ve malûmatlı çavuş ise ğfceli gündüzlü çalışarak altı ayda kimyadan mezun olmuştur.
Fevkalâde istidadı ve gayreti dikkati çektiğinden Purduc iiniverslte-
KUTUP KIZI
AŞK VE MACERE ROMANI
Yazan: Stanley Shaw Çeviren: (Vâ Nû)
--- Tefrika No, 23M-- - J
Gene Miss Mallable. kızakta olarak gece bastırmaya kadar yollarına devam ettiler.
Plerre Qulnt, Jensen'e:
— çok geçmeden ovanın Uerlslnde Kurt Başı denilen noktayı seçeceksiniz. — dedi. — Orası bir kayadır. Rüzgârı da keser. Civarda odun buluruz. Yürüyün köpekler, yürüyün!
Köpekler, her ne kadar bu meşakkatli yolculuğa alışıksalar da, yorgunluk ve soğuk yüzünden tahammüllerini kaybetmişlerdi. Tırısları gittikçe intizamsız bir hal alıyordu Jensen tekrar, Kerry Mallable’nln yerini aldı. Bu tuzağın köpekleri ötekilerden daha yorgundu. Plerre Qu!nt birkaç sefer, kamçısını bu hayvanla» üzerinde şaklatmak luzumunu duy du.
Şimal gurubunun alaca karanlığı pek uzun sürüyordu. Plerre Quint*ta tasarısı o geceyi mutlaka Kurt Başı denilen yerde geçirmekti. Jensen, yattığı kızakta bir müddet uyudu. Uyandığı vakit, kendini epcyçe kuv-
vetli hissetti. Yerini tekrar Miss Mal-labie’ye verdi. Gene yola devam!
Yarım saat kadar Jensen, KanadalInın yanında yürüdü. Arkadaki kızağın epeyce geri kaldığı hissine kapıldı.
Başını çevirdi, ikinci kızaktan es« yok! Geçtikleri mesafe, tâ ufka kadar gayet net görünüyordu. Lâkin tama pille boştu.
Jensen. Mr müddat dahşet içkide kaldı.
Kerry Mallabi, bir insanın uzun müddet yalnız başına yaşuyamıyaca-ğı bu buz deryacı içinde kaybolmuş bulunuyordu. Havsalanın almıyacağı bir hakikat!
Bir sıçrayışta Plerre Qu!nt'e yak-’.«0t ve onu kolundan yakaladı.
— Djrdurun!.,, Durdurun Allahınızı severseniz! — diye haykırdı — Miss Maliabie’nin kızağı ortada yok. Uaakta bHe görünmüyor
KanadalI bir küfür savurdU-
— Ha.y Allah ımînljjhaItVınıı-zı Yer-fcsinJ
Elini kulağının arkasına koyup ortalığı dinledi, Bir müddet sonra
— Ses de gelmiyor! — dedi. — zavallı Miss Mallabic! Kaybolacak... Hiç bir şey İşitmiyorum
Jensen telâş içindeydi.
— Çabuk! Ne yapacaksak yapalım. Bir dakikayı bile kaybetmlyelim.
— Yapacak bir şey var- O da geri dönmek, Kızakların izi nerede ayrılı-yorsa oraya kadar gitmek
Hayvanları geri döndürdüler. Kendi bıraktıkları taze izi gerisin geriye takibettller Bereket versin, iz, görünüyordu. Zira, gurubun uzun sürmesi yüzünden gece İyice bastırmamıştı. Jensen'le Plerre Quint köpeklerle yarış edercesine koşuyorlardı Baby. KanadalIyı çekiyor, onu iki büklüm bir hale getiriyordu.
Birdenbire, Plerre. koyu renk bîr cisme çarptı. Bir feryat kopararn yuvarlandı. Jensen bu feryat üzerine onun yanına koştu. Miss Mallable’nln kocaman ve kürklü eldivenlerinden birini gördü. Bir de kürk. . Bu eşya, kızak izden ansızın ayrıldığı sırada, kavis yaparken düşmüş olacaktı.
KanadalI doğrulduysa da, tekrar yuvarlandı.
Jensen. onun yanma diz çökerek:
— Ne oluyorsunuz? - diye sordu: Plerre Qulnt, inildedi:
— Korkarım ki, ayak bileğimi kırdım. Kalkamıyorum.
Kanun Hiݣfilex*i
Zarar ve ziyan dâvaları
Borçlar kanunumuzun hükümlerine göre zarar ve ziyan yahut mânevi zarar namile bir paranın kendisine verilmesini dava edecek kimseler bu çe$it davalarını zarar ve ziyandan haberleri olduktan bir sene içinde açmalıdırlar. Her halde ne zaman haberleri olursa olsun zarar ve ziyan dâvası zarara sebep olan eylemin (fiilin) vukuundan on sene sonra açılamaz On sene geçtikten sonra açılan dâvaları yargıç hâkim dinlemez, reddeder
Bununla beraber kanun bir istisna koymuştur ve demiştir ki, zarar ve ziyan dâ-vasj ceza kanunları gereğince süresi (müddeti) daha uzun zamanaşımına müruruzamana) bağlı cezayı müs-telzim bir eylemden doğmuş ise şahsî dâvaya o zamana şırnı uygulanacaktır (tatbik olunacaktır) Bunu bir misalle
anlatalım.
Bir gün bir şirkette ambar memurunun hesaplan denetleniyor (teftiş ediliyor), açık bulunuyor. Bu açLk çalmak gibi niyetli bir eylem sonu ortaya çıkmamıştır, araştırılıyor, bu zarar sırf ambar memurunun günlük harcamalarda tartılar üzerinde yaptığı yanlışlardan ötürü olduğu anlaşılıyor. tşte bu hâdiseden şirket tarafından ambar memuru aleyhine açılacak dâva bir senelik ve her halde on senelik zamanaşımına bağlıdır halbuki eğer ambar kendisine teslim edilenlerin açığı yiyicilik gibi suç sayılan bir eylemden ötürü olfrıuşsa bu biçim suçlar için Ceza Kanununda yazılı bes senelik zamanaşımı icindp tazmin dâvası açılabilir
Avukat Emcet Ağış
bültenler ile fennen ispat etmekle beraber bunların satılmasını menedecek ve âmillerini cezalandıracak müenitelerden mahrumdu.
Bunu temin için İlk defa lb89 senesinde âyan âzasından Paddock'u tağşişçllere karşı bir kanun lâyihasını teklif etmeğe kandırmıştır. Bu zat yiyecek ve İlâçları İfsat eden adamlara karşı cezalar konulmasına dair İlk milli halis gıda ve tam ilâç kanununu kongreye teklif etmiştir
Fakat bu kanun encümen? havale edilerek burada hasıraltı edilmiştir.
Bundan sonra Dev doktorun ısrarı üzerine bu kanun lâyiya'i 16 sene st-raslyle tekrar teklif ve lâkin her biri encümenlerde gene hasıraltı edilmiştir. Böyle olmakla berat-er kongre doktorun mesaisine hürmet ederek karışık yiyecek maddelerini ve ilâçları m-.-ydana çıkarmağa çal'şan bürosunun kadrosunu genişletmesi için halın sayılır tahsisat vermiştir
Kongreden pek virdim görmlycn Dev doktor hazır yiyecek yapan büyük fabrikatörleri bizzat yola getirmek için en büyük teklifeleri göze aldırarak teşebbüs etmekten geri durmamıştır
Garbi Amerika konserve fabrlka-töleri cemiyetinin umumî içtima yapacağını haber alan doktor bunun reisine müracaat ederek içtır.ıada soz söylemek istediğini bildirmiştir. Reis bir dayak hâdl-esinin çıkması İhtimalinden bahsederek doktoru bu savdadan vozçeglrineğe çalışmışsa da muvaffak olamamış ve ricasını kabul etmiştir.
Toplantı başladıktan sonra doktor kürsüye gelmiştir. Bütün fabrikatörler kendisine haşin ve hasmane nazarlar İle bakmışlar fakat doktor aldırmamıştır Söze umuma iradeyledi-ği şu sual ile başlamıştır: »Her hangi bir konserve kutusunu yahut yiyecek paketini halkı bile bile dolandırmak ve ızrar etmek üzere tağşiş edecek adamlar aranızda var mıdır? Varsa elini kaldırsın?*
Tabii kimse elini kaldırmağa cesaret edememiştir. Doktor sözüne devam ederek yiyecek konserve ve
paketlerinin karışık olanlarından ziyade halk arasında rağbet bulması ile fabrikatörlerin şimdikinden daha ziyade kâr edeceklerini İspat etmiş ve bu hususta elinden gelen reklâmı bizzat yapacağını da söylemiştir
Kâr kokusunu alan fabrikatörler hep birden doktoru alkışlamışlar ve tavsiyelerini yerine getirmeğe müıtc-fikan söz vermişlerdir
Dev doktor konserve ve hazır gıdaların ilân vç reklâmı 1le meşgul
müesscsehrın sahiplen tarafUıdu Nevycrkta yapılan bir loplanuda so alarak tamla ve sat yiyecek tnaddeic rl İle iyi ilâçların reklâm ve İlânı her daha ziyade kâr getireceğini, hem d halam irlmadım kazanacağını ve b hususta kendisinin otoritesinden is tifade edebileceklerini söylemiş v bunlardan da karışık gıda ve üöç lan ilân etmemek İçin söz almıştır.
Bunun üzerine Amerikanın bel başlı gazete ve mecmuaları şüphe! yiyecek maddeleri He karışın »e sah ta ilâçların İlâncılığını yarmama? bir namus merelesl yapmi'lar vc kon greden bıı gibi sahtekâ'lara karı kanunlar çıkarmasın) îstiverek gen’ş ölçüde mücadele açmrlardır.
Nihayet Kongre 1906 senesi 30 haziranında kabul ettiği bir kanun ile yiyecek maddelerini tağ’is erenlere ve sahte 1lâc vapnnlara kar ı ajhr reza-lar tâyin etmiştir.
Hangi yiyecek maddesinin v» Hacın karışık ve bozuk ve şahta o düğünü ispat salâhiyetini de dok’or WtKy’in başkanlık ettiği k(mvv sobesine tevdi etmiştir
Bu suretle Amerikayı tağşi e U nlj yiyecek ve sahte ilâçlardan kurtarmağa muvaffak olan doktor 1912 senidinde umumi'hayattan çeki’mlftı. 1930 senesinde vefat ettlâi zaman b-muvaffakiyetleri ilham eden çanı*-luk hayatını anmak Ü2ere Arlln -ton’da muzaffer g’nfral’erc mat- I askerî bir cenaze tpreni yapılm»® ’
Created by free version of 2PDF
l'urkıye tcııeoı
Senelik 28uu curus 5400 sunu 6 Aylık 1500 • 29IK) »
3 Aylık «Kİ . 1600 »
A(1 re» tebdili irin elli kuruşluk pul çendcrılrurlullt %ks* takdirde adres değiştirilme*
Telefonlarımı* Başmuharrir: 21)565
Yası isleri- 2(1765 - İdare ?(IKXI
Müdür: 20457
Rebiül'evvel 28 — Kasım 12ü
Lmsalc Güneş Oğir Unum Alt s itki
E. 10.23 12.02 6.10 9.30 12.00 1.30
V. 5.36 7.15 13.24 16.4j 19.14 20 43
taareiıane Baoıaiı elvan
Actmusluk sokak Mo 13
Buna rağmen doğrulmak teşebbüsünde bulundu umma, nafile! Takılıp da düştüğü sırada, kazaya uğnyan bacağına basamıyordu
— Oldu olacaklar! —dedi — Plerre Quint artık hapı yuttu
Yürekler acısı bir vaziyette karların üzerinde yatıyordu Baby Lse. Miss Mallable’nln kızağını bulmak İçin acele ediyormuş gibi kayışını çekip duruyordu.
Bunun üzerine, kör adam, hayvanın heyecanını farketti. Onun homurtusuna kulak verdi.
— Evet. evet, anlıyorum. — dedi. — Senin hakkın var, Baby' İzi biz şaşırmış değil mi? Doğru yola Miss Maüable sapmış.
Âdeta insan hançeresinden çıkan sayhalarla, Baby, bu sözleri tasdik etti.
Jensen »ordu:
— Şimdi artık emin misiniz?
KanadalI:
— Önümde bir şose görüyormuş kadar eminim. - cevâbını Verdi
— Öyleyse Miss Mallabie’yi bulunuz. Hemen ayak bileğinizi bağlayıp sizi kızağa yatırayım. Derhal yola çıkalım.
Bir takım İnce tahtalarla ve kayışlarla Jensen. arkadaşının kazaya uğ-| riyan ayağını hareketstzleştirdi. Onu kızağın üstüne nihale yatırdı: ze1 . Baby nln kayışlylc kamçıyı eline ken-
di alarak yola düzüldü. Doğru İz. şimdi önlerinde açılmış bulunuyordu.
Kızağa koşulmuş köpekler umumiyetle havlamazlar. Ya inler, yahut da homurdanırlar Halbuki bu sefer, köpekler, seslerin! alabildiğine yükseltiyorlardı. Sanki bir iri avın peşine düşmüş, tazı sürüşüydü bunlar! Öbür kızağa yetişmenin kendilerine vazife diye verildiğini anlamışlardı. Bunun da ne güç iş olduğunu kestirmiş olacaklardı.
Jensen arlık kendi ıstırabını unutmuş. alabildiğine haykırıyordu. Hayvanları hızlı yürütmeğe çabalıyordu. Hayatında karşılaşabileceği ihtimallerden en kötüsü, şu genç kızı bir daha bulamamak, onu görememekti.
Bir müddet sonra, uzaklardan, kulaklarına havlama sesleri geldi.
Jensen sevinçle bağırdı. Ciğerlerine bütün kuvvetiyle havayı çekti. Han-çereslnin bütün kuvvetUe feryadı kollardı Bu sayhasına, uzaktan hatif bir cevap gelir gibi oldu.
Çok geçmeden, izin üzerinde toyu renk bir kımıltı göründü. Bu gördüğü. Miss Mallable’nln kızağıydı. Olduğu yerde duruyordu.
Lâkin, genç kızın yeri bos! Bir yerde dü -mûş kaybolmuştu.
1 Yaklaşıp îyice baktı. Hiçbir şeyini j beraber almamıştı Kürkleri, paketleri, "'yeeettari hep kızaktaydı Köşkler, bağlandıkları yerde munta-
zam duruyorlardı. Sanki kısa bir müddet istirahat İçin mola vermişlerdi.
Jensen, bir an. Miss Mallabie'nln pek uzakta olmıyacağını düşündü. Geldiklerini bildirmek üzere sağa m-la seslendi. Kızdan cevap alacağını umdu. Lâkin, boşluklarda ses şada yok!
Bunun üzerine deLlkonbyı çılgınca bir endişedir kapladı. Artık bu defa, tehlikenin daha büyük olduğu görünüyor! Genç kız. gecenin ortasında bu ölüm sahrasında, bu buz cehenneminde sığı nakşız, ateşslz, gıdasız, bir yerde kaldıysa, kurtulmasına imkân var mıdır?
Talihsizlik, onlara darbe üstüne darbe vurmuştu. Jensen. olduğu yerde sallanıyordu. Karlara yığılacağım artık mücadeleden vazgeçeceğml sandı.
Âmânın iradesi ve tecrübesi ond-daha üstün çıktı. Uğradığı son k -ya rağmen. Plerre ijuint. ona
— Dinleyin beni! — dedi — Sı* da kar yağmıyor. Öyleyse. Mı ’ lable'nln karlarda iz bıraktı'1 hakkaktir. O izleri taklbetmellyiz
____ Naaıl takibedeblleceğlz? Nen deyse gece basacak. Hattâ ban'.irdi bile.
Plerre tfuuıa.
tArkosı var)
toslMlhılIMIISltl lElHH CKİBİSİ
Dr. Zekâi Muammer
Miktarı
65.5 dönüm
Cinsi Tarla
Rıza Çoban Şaban Çoban Niyazi Ulftlttır Feyzi Kaptan' Şevki çelik
Cemal Şentürk Veli Akdağ Melkon Klrkoryan Fettah Yalçındağ " Ahmet Ülkü Atıf Erdoğdu Hakkı ÜlgCn Veysel Ülgen Babrl Akın Babrl Akın Hidayet AyangU İzzet Gül ten ■ Sabrl AkylldU Yakup üzunoftlu Ahmet Kara oğlu Tevflk öneş Salim Reis
MEKTUPLARINIZI Al .İMKINIZ
Gazetemiz idarehanesini adres olarak göstermiş olan karilerimizden
ŞAHLIK — Mısır çarşısında her dükkâna uyar son sistem vltrlnüe beraber boş bir dükkân devredilecektir. Vitrinleri nyn olarak da satılır. Sirkecide Başağa ambarı sahibine müracaat. 2000 — 5
Eti Bank İstanbul Şubesinden:
Elektrik sayaçları Ayar istasyonumuzu İstanbul Teknik Üniversiteye devretmiş olduğumuzdan, badema gerek Belediyeler vo gcreto» Miieaas®tt w efhtu tarafından Bankama namına iftj'uç gönderilmemest ilân olunur.
dW0r
İNGİLİZCE ÖĞRENMEK İ8TİVEN-LERE — Türkçesl kuvvetli, haftada bir, İngilizce ders karşılığına Türkço edebiyat dersi vermek Istiyenler, No. 1, 266, Halâakârgazi cad Şlşll’ye mektupla müracaat 1098 __ 1
SATILIK ÇOK KIYMETLİ VE NADİDE AKSA — Çiftehavuzlarda deniz kenarında denize yüzü 100 metre olan 18680 metrekare arsa acele satılıktır. Tafsilât ve flat hakkında görüşmek üzere Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosuna müracaat edilmelidir. Galata Ömer fi bit han 2 nol kat 23 No. Telefon 43368 399 — I
PANGALTIDA — Îyî bir mevkide her işe elverişli hazır bir dükkân devren satılıktır. Telefon: 83808.
NATAMAM İNŞAAT — Bllûmurn İnşaat ve fenni mesuliyet hesap işleri deruhte edilir. Ev ve mağazaların tamire muhtaç olanları derhal İşe başlamak Ve yıkılması teaheden t m lâkin enkazını kabul eder. Beyoğlu İstiklâl caddesi Büyük Parmakkpaı köşebaşı 4 No. kat 2 Tel: 42396 Suhulet Emlfik Zarif Özalp 911 — 2
İŞ ARIYANLAR
SATILIK APARTMAN VE ARSA — Cihangirde denize nazır konforlu altı katlı bir apartman yarim hissesi ve aynı semtte deniz görür bir arsa satılıktır. Mutavassıt kabul edilmez. Adres Tahtakale caddesi Menaşe han No- 35 saat 12 den 16 ya kadar müracaat. 2011 — 2
Mevkii Karşıyaka Mezbaha yolu
İstanbul Belediyesi İlânla
Zayi — Esnaf Odasından almış ol-dutum 618 numaralı perakendeci etup vesikamı »a yİ ettiğimden yeni-bln! alacaBım eskisinin hükmü yok! tur. Bakırköy İstanbul caddesi 213 numarada bakkal Tahsin Seçkin
ALMANCA DERSLERİ — Bir AvrupalI öğretmen bayan büyüklere, vs lisan derslerine devam etmek Istlyen talebelere üniversite talebelerine ve doktorlara gramer ve mlikâleme dersi veriyor. Her yete gidebilir. Akşamda A. B. O rümuzuna mektupla müracaat. 2010 — 1
BEBEK VEYA AYAZPAŞA — Tarafında kiralık «partiman veya müstakil *v aranıyor. Müracaat (Toros) remzine Akşamda._______2004 — 1
ANADOLUHİSARINDA YALI — Çiftehavuzlarda Bostancıda Heybell-adada Büyükadada Şişlide acele satılık villâlar. Tafsilât, flat ve satın almak İçin Ferdi Belek Türk Emlâk Bürosuna müracaat edilmelidir. Galata ömerûblt han 2 nel kat 23. Telefon: 42388 1034 — 1
Zayi — pertevnlyal lisesinin 4-C 665 numarasında kayıtlı İken okuldan ayrılmanı üzerine 2/2/945 tarihinde aldığım 2602 numaralı tasdiknamem kazaen zayi ohıp yenisini alacağımdan eskisinin hükmü olmadığı İlin olunur. Comalettln Al tiner
NURVOSMANİYE CADDESİNDE — 10 odalı kâgir. Fatih İtfaiye caddesinde 7 odalı kâgir, Oenç Türk caddesinde apartman şeklinde 8 odalı beton. Horhor caddesinde 6 odalı ahşap ve daha birçok evler acele satılıktır. Ferdi Selek Türk Emlâk Galata örr.crftblt han 2 nel kat 23 telefon 42368 1068 —
YAZLIK KÖŞK — Göztepe fevkalâde nezaret 7 oda, su, havagazı, elektrik, asfalt yol tramvaya ve trene 6 dakika müracaat Tel. 52-127.
2001 — 2
SERMAYE — Esaslı kârlı bir İşe on bin lira sermaye koyarım, kendim de çalışırım işin mahiyetini İzah şartıle Beyoğlu P. K 2191 numaraya mektup yazıl ması. 1097 -
E.A — W — MM. E— SL.A — Ayşe — İS — Şans namlarına gelen mektupsan İdarehanemizden aldırmaları rica olunur.
İstanbul mahrukat of'si umum müdürlüğünden: Mahrukat Ofisinin aşağıda yazılı mevkilerde bulunan depolarıııuan eski belediye rayici üzerinden, yani Bulgar kömürünün kilosu 15,5 yeril kömürün kilosu 14 kuruştan, olmak şartile «erbes kömür satışı yapılmaktadır. Ancak; her müracaat edene belediyenin emrlle âzami on kiloya kadar kömür verilebilecek ve her depo günde bin kilodan fazla satış yapmayacaktır.
Ofis depolarının mevkileri;
Maliye Bakanlığında n:
Toprak mahsulleri vergisi muamelâtında kullanılmak üzere 13 nevi matbu fvıatan tab ve tecildi İşi 2400 numaralı kanunun 31 inci maddesi mucibince kapalı zarf usuîlle eksiltmeye konulmuştur.
1 — Muhammen bedel! 42031 lira 25 kuruştur.
2 — Muvakkat teminatı 8152 lira 35 kuruştur.
3 _ Eksiltmesi 23/3/945 cuma günü saat 15 de Ankarada Maliye Bakanlığı Levazım vc Kıymetli Evrak Müdürlüğünde müteşekkil eksiltme Komisyonunda yapılacaktır.
4 — Şartnamesi Levazım ve Kıymetli Evrak Miidürlüglie İstanbul Beşiktaş Maliye Evrakı Matbua Ambarında görülebilir.
5 — İsteklilerin tanzim edecekleri teklif mektuplarını 2490 numaralı kanunun 2 ve 3 üncü maddelerinde yazılı vesikalarla birlikte eksiltme saatlikten bir saat evveline kadar Komisyona vermeleri lâzımdır. «2873»
39 > 5000 00
144 > 26250 00
«uaarıaa — v---------. mülkiyeti 1/3/945 ten İtiba-
ren peşin para ve kapalı zarfla satılacaktır, ihaleleri 2/4/945 pazartesi günü saat onda Beyhan vakıflar müdürlüğü binasında yapılacaktır. Ga/r> menkulleri ve şartnamesini görmek lstlyenler her gün Seyhan Valflar müdürlüğüne müracaat edebilirler. Arttırmaya girebileceklerden .•.7.5 muvakkat teminat alınır. Kapalı zarflar İhale saatinden bir saat evvel komisyon reisliğine verilmiş olmalıdır. Postada olacak geçişmeler kabul edilemez. (29171_______________________________________
1100,00 13,60 Maçkada Tramvay caddesinde Maçka kışlan karşısında
18-20 No. lı ahşap bina ankazııun satışı.
*10,00 M,ao Maçkada Tramvay caddesinde Maçka kışlan kargısnda
18-20 No. lı kâgir bina an kazının satışı.
»60,87 79,06 Cerrahpaşada Hobyar mahallesinin. Büyük Tulumba soka-
ğında 21 No. 11 ahşap Mna ankazının satışı.
•08,00' M.M Veznecilerde Balaban Ağa mahallesinin Büyük Reşltpaşa caddesinde 918 inci kadastro adasında 75 parsel No lı ve 174,60 metre murabbaı sahalı arsanın satışı.
406,75 M.öî Aksaravda İnebey ma halesin İn Koçlbey sokağında »60 İne! kadastro adarında 88,50 metre murabbaı sahalı arsanın . satışı.
»••0,00 Ma.oo Aksaray'da Kemal Paşa malı ailesinin Mimarbaşı sokağında 912 İnci kadastro adasında i parsel No. h ve 56 metre murabbaı sahalı arsanın satışı.
148.00 1,40 Lâlelide Balaban Ağa mahallesinin Harlkzeöeter sokağın-
da 917 inci kadastro adasında M parsel No. lı ve 14,00 metre murabbaı sahalı arsanın satışı.
Tahmin bedelierlle ilk teminat miktarları yukarıda yazılı I parça an-ka« ile 4 parça arsa satılmak özere ayrı ayrı açık arttırmaya konulmuştur. Şartnamefri Zabıt ve Muamelât Müdürlüğü kaleminde görülebilir İhaleleri 28/3/945 çarşamba günü saat 14 de Daimi Encümeodo yuptlacnttır, Taliplerin İlk teminat makbuz veya mektupları ye kanunen İbram lâzım gelen diğer v faikalar il« birlikte İhale gün 11 muayyen saatte Daim! Fnclimen-bulunmaları,(39^7,
■BM DOKTOR
Fethi Erden
LABORATUVARI
Kan, İdrar, balgam, mevaddı gaita tahlilleri ve (tdrar vasıta -site ff ebeliğin iUc g ünlerindeki kati teşhisi > yapılır.
Beyoğlu, Taksime glcterkeo Meşelik sokağı Ferah apart-ı-manı.Tel 40534
FABRİKAYA ELVERİŞLİ — büyük pencereli bir mağaza maktadır. Kurtuluş Slnemköy sokak 16/18 mühendis Beln Zöldy’ya müracaat. 2007
PANTOGRAF
Kabartma (Relief) gravürleri çizen pantografı bulunan atelya sahlplerile hususi bir İş yaptırmak üzere acele yazı İle müracaatları. İstanbul, posta kutusu no. 30a
Sirkeci Hocapaşa Hamam Sok. No. 7 Çatladıkapı tren köprüsü yanı Kumkopı Nişanca Molatoşı Sok. No. 49 Kumkapı İskele Cad.
Yenlkapı Kemalpaşa Cad.
Yenikapı Kumsal sokak
Aksaray Incbey mah. Teceddüt Sok. No. 38 Bamatya- Abdlilçelebl mah. No. 10 Bamatya İmrahor cad.
Yedikuie Gençağa sok. No. 31 Çarşamba cad. No. 40
ŞehzadeVaşı Tevflkpaşa cad. No. 44 Büleymanlye cad. No. 8
Ayakapı vapur iskelesi Unkapanı Tekirdağ İskelesi
Beyoğlu Tiinelbaşı Sofialı sok. No. 12 Beyoğlu Kalyoncu Kulluğu cad. No. 99 Firüzagn Kadirler yokuşu No. 46
Beşiktaş Akaretler Şair Nedim sok.
Beşiktaş Slnanpaşa Kömürcü sok. No 16 Beşiktaş Slnanpaşa Odun iskelesi No. 18 Heybcliada Ay Yıldız cad No 85
.3043»
Mahdut Mesuliyetti
İstanbul Emniyet Sandığı Mamurları Kooperatif Şirketi İdare Meclisinden:
Kooperatifimizin 944 senesi âdi genel kuruu toplantısı N Mart 946 »ünü »at 16,30 da Şirketin merkezi olan Cağaloğlu Emniyet Bandığı binasında yapılacaktır. Ortakların gelmeleri rica olunur.
Ruzname:
1 — İdare Meclisi ue mtirakip raporlarının okunma»,
I — 944 yılı bilançosunun tetkik vs kabulü ve İdare Mtelkri he müra-klplerln İbresi;
I — Yeni idare Meclisi taaaının seçilince! (yedek tewı dahMJ
4 — Müraklplerln seçilmesi,
6 — Şirket tarafından ortaklara yapılan kredilerin Mh ve sair şartla-sının tesbitl (madde 22)
6 — Ortaklar hesabına geçirilecek kâr hİMrieeine verilecek lak nlsbe-Hpln tayini 1 Madde 50)
İstanbul defterdarlığından:
(6641) altı bin altı yüz kırk bir lira muhammen bedelli (65) kalemde (168) adet bilezik, yüzük, mat, köstek vs sal reden İbaret ritaymet eşya 10/3/946 salı günü Ban d al Bedesteninde ayrı ayrı satılacaktır.
Talihlerin ayni günde saat 14 de Mücevherat rat*, salonunda bulun-naJRrl- .
Seyhan Vakıflar Müdürlüğünden
Muhammen bedeli Lira Kuruş 9550 00
REOSİL
Çocuk hekimi doktor
Ahmed Akkoyunlu
Taksim - Talimhane palas.
Telefon: 82627
ASKERLİKLE İLİŞİĞİ OLMAYAN — Yeni ve »ski Türkçe okur yasar hor hangi bir mücssesenbı ayak İşlerinde çalışabilir veya verilecek diğer İşleri de daruhdo eder şalışkan, kefil gösterebilir. Uygun bir ücretle İş aramaktadır. «Akşam» da (F.K) rümuvuHR mektup]a müracaat. 1074 — 1
YÜKSEK TAHSİLLİ — Türkçe Fransızca çok İyi bilen, muhasebe, muhabere, yazıhane İdari işlerini deruhde edebilir tecrübeli bir bayan İş aromJtatadır. Kefil ve referans verebilir Müracaat: K.S. Pangaltı Üf-tade Sok. 51 1072 —
İNŞAAT İSLERİ — Dahili mimari vc her nevi tesisatta İhtisası olan tecrübeli bir reasam İcabında şantiyelerde de çalışmak üzere İş aramaktadır. Adres: R. 8. Eti Palas otelt No. 3 Zonguldak. 1070 —
İŞÇİ ARIYANLAR BİR BUÇLK YAŞINDI - Bir kız çocuğuna bakacak ve büyütecek tecrübeli btr dadıya İhtiyaç vardır. Yaşı 40 tan aşağı olmaması tecrübeli olması şarttır. Şişil Samanyolu sokak 91 No. Blkmaz apartmanı daire 2 ye Öğleye kadar müracaat. 1073 — 10
İSÇİ BAYAN ARANIYOR — Çaişı-kapı Gedlkpaşa caddesi No. 88 Ütü evine müracaat. 1070 — 1
TEZGÂHTAR ARANIYOR — Itriyat satışında çalışacak Türk tebaası btr bayan tezgâhtar aranıyor. İstan-bulda Büyük Postane çad. 5 No. ya saat 12-3 arası müracaat. 1075 —
APARTMAN KAPICISI ARANIYOR — Nişantaşında 9 daireli bir apartmana karı koca kapıcı aranıyor. Erkek dışarıda da çalışnbillr. Taliplerin Eminönü ArpacıLır hnnmda 19 No. ya müracaatları. 1085 — 1
HER İş BİLİR — Üç kişilik ailenin ev İşlerini görecek bir kadına ihtiyaç vardır. Sultanhamam Havuz’u-han No. t saat 10 dari 12 ye kadar müracaat. 2003 — 2
AMBAI.ÂJ İŞLERİNDE — Çalışacak bir Türk kızına İhtiyaç vardır. Bahçekapıda Salih Necat! eczanesine müracaat. 2009 — 2
İYİ BtR ŞAPKA İŞÇİSİ AH ANIYOR — İstiklâl caddesi Baker karşısı Fransa Çıkmazı Vuçlno ap. No. 4 1099 — 2
^—SATILIK EŞYA SATILIK OTOMOBİL — Lâstikleri İyi vaziyette, hususi ularak kullanılmış. Plymouth marka kapalı tenez-züh otomobili. BaJıçckapı Cermanya hanında Fomslm İnşaat şirketine müracaat. 1015 —
ARANIOR — Elle kıılHnılmag Üzere 5 tonluk 2 preae ihtlj'aç vardır. Rızapaşa Yokuşu Nusuhlye sokak Nn. 31 e bildirilmesi. 1069 - 1
SATILIK — As kullanılmış 1 adet makk&p tezgâhı ile 1 adet kopresör. Müracaat Tel. 41362. 1083 —
SATILIK kamyonet — Bulk marka «ekte Mstlğtle bir kamyonet satılıktır. Taksim Millî Garaj Telefon 41849. 2002 — 1
BAKKALLARIN NAZARI DİKKATİNE — Her boyda keçe kâğıdı He sar-gılık va kese kâğıdı ucuz flatle satılır. Müracaat: Eminönü Tahmis cad. Kalçın Sok. No. 11 2004 — 2
HER TÜRLÜ KÂÖIT — GMCte. meomuo, kitap, defter iyi Hatla »atın alınır Batmak isteyenlerin Eminönü Tahmte cad. Kalçın Bok. No. 13 e müracaatları. 2006 — 2
— Kiralık — Satılık
FABRİKA İÇİN KİRALIK MAHAL — Gedikpaka caddesi No. »7 ave müracaat, pazardan maada har gün saat 2-4. 998 —-
6 009 LİRADAN 509.000 LİRAYA KADAR _ trtanbulun her yarinde apartman, ev, mağaza, İmalâthane, fabrika, arsa ve çlfllk olmak ve satmak lstlyenler. Kârlı İşi olup da devretmek lstlyen veya almak lstl-yenler Beyoğlu İstiklâl caddesi Büyük Parmakkapı köşe buşl 4 No. kat 2 Tel: 42906 Suhulet Emlâk Zarif Özalp 910 — 2
İSTANBÜI.DA — Sultanah mette 14 odalı ahşap büyük bahçeli konak Sultannhmette 10 odalı kâgir İstan-bulda Halk Partisi civarında 8 odalı kâgir ev satılıktır. Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosu Galata ömer&bit han 2 nel kat 23 telefon 4230» 1007 —
DEVREN SATILIK DÜKKAN — Oc-dikpaşa Ballpaşa yokuşunda 16 No.lı bakkaliye dükkânı sahibi taşraya gideceğinden devredilecektir, içlndekl-ne müracaat. 1043 — 1
DEVREN SATILIK Dt’KKAN — Beşiktaş Vlşnezade Spor caddesi 110 numaralı bakkal dükkânı lçlndek eşyası İle 200 liraya devren satılıktır. Spor caddesi No. 2 ye müracaat. 1091 —
KİRALIK LABORATUAR MAHLLİ ARANIYOR — Galata, Eminönü, Sirkeci ve havalisinde Lâboratuar yapılmağa elverişli bir veya iki katlı bir bina veya dükkân aranmaktadır Kadıköy Eczahantslne müracaat. Telefon: 69063. 1093 —
MAĞAZA VE ARDİYE ARANIYOR— Eminönü ile Yağ iskelesi arasında denize yakın mağaza ve ardiye aranmaktadır. Balıkpazan Taşçılar 104 No. da Bülbül adına müracaat. 1071 _
KİRALIK VİLLÂ — Suadlye Çınar dibinde 5 odalı möbleli yazlık her türlü konforu haiz villâ kiralıktır. Bu bina aynı zamanda satılıktır. Ferdi selek Türk Emlâk Bürosuna Galata Ömerâblt han 2 nel kat 23 telefon 42368 1077 — 1
SATILIK MODERN YALI — Boğazın en sakin ve.güzel bir sahilinde beş odalı havagazı, elektrik, terkos ve banyo tesisatlarını havi kayıkhane ve deniz havuzlu. Çiçek ve nıeyva bahçelerini hav! yalı boş olarak satılıktır. Galatasaray Köşe npartımanı Emiâklş Telefon 49010 1080 — 1
BEYOĞLU Tarlabaşt caddesi köşe başındaki 69 No- lı bakkaliye dükkânını arkadaşının hastalığı dolay isli e acele devren satılıktır, tçln-deklno müracaat. 1078 — 4
KİRALIK YALI — Vanfköyün en zarif yalılarından Dirisi 8 odaslle mey-va ve çiçek bahçeleri, elektrik, terkos ve banyo tesisatlle v® lüks eşyaalle, buz dolabı ve radyoslle beraber kiralıktır Galatasaray Köşe apartımanı Eml&klş Telefon 49010 1081 — 1
DEVREN SATILIK BAKKALİYE — Beyoğlu Hamalbaşı Kordelâ sokak. Müracaat: Tarlabaşı karakol karşısında 177/1 No. lı bakkal Tornaya. 1086 — 1
KİRALIK BİR ODA ARANIYOR — Ayaşpaşa Taksim - Harbiye arasında cadde üstü, veya caddeye çok yakın bir mesafede müstakil banyosu olanı tercih edilir ve tam konforu haiz mobtlyeslle bir oda kiralanacaktır. Akşamda «K. M.» rümuzuna mektupla müracaat. 1084 —
İMALÂTHANEYE MAHSUS - Her şekle girebilecek tarzd* 0,5 yiİ2ü 16 derinliği betonarma Süleymanlyc Dökmedi er hamamı yanında yapılmaktadır. icara verilecektir. İstekliler 22588 telefona müracaat. 1087 — 2
3750 ŞER LİRAYA — Arnavutkö-yünde 3 çer odalı 3 tane kâgir manzaralı acele mtılık ev. Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosu Galata Ömerâblt han 2 nel kat 23 telefon: 42368 1088 — 1
EHVEN FİATLE — Mandıra, çlfülk satın almak Istlyenlere: Balıkesir'e çok yakın bir yerde, çiftlik blnaslyle birlikte satılacaktır. Taliplerin aşağıdaki adrese müracaatları: İsmet Ersun Martlı mahalle Yenice sokak No. 2 Balıkesir. 1090 — 2
SATILIK EMLAK ARANIYOR — 2000 liradan 500,0Û0 liraya kadar ev, apartıman, han. dükkân, arsa, arazi, depo, ve sair emlâkin! satmak isteyenlerin en çok müşterisi olan Deney Emlâk Bürosuna müracaatları. Ga-ata Kefeli Hüseyin han No. 2 telefon 43840 1004 — 1
20090 LİRAYA — îstanbulda Ebus-suut caddesinde 7 odalı geniş yüzlü râglr acele satılık ev. Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosuna Galata ömor-âblt han 2 nel kat 23 telefon 42388 1066 —
Ağa zade Gökşen hatun Akkapt > Yukarıda yazılı vakıf gayrı menkullerin
“iNTERNAK,,
International nakliyat Türk A. şirketinden:
Şirketimizin hissedarlar Umumi Heyeti âdi toplantısı 28 Mart 1945 günü saat 10,30 da İstanblda Beyoğlu İstiklâl cnddesi Hayri tpar Hanın S üncü katındaki şirket Merkezinde yapılacağından sayın Hissedarların ayni gün ve saatte toplantıda hazur blunmaları ve Ticaret kanununun madde! mahsusası mucibince hamil bulundukları hisse senetlerini toplantı gü-nünden Gir hafta evvel şirket Merkezine makbuz jnukablllnde yatırarak duhuliye varakalarını almaları ilân olunur.
Müzakere Ruznamesl:
1 — 1944 takvim yılı muamele ve hesaplan hakkında İdare Meclisi ve mürakip raporlarının okunması.
2 — 1944 senesine ait bllânço, kâr re zarar hesaplarının tetkik ve tae-djkl İle İdalre Meclisinin ve mUraklbln ibrası.
3 — Çekilen İdare Meclisi âzası yerine yeniden seçilenlerin İntihaplarının tasdiki
4 — Mürakip seçimi ve mUraklbln 1B44, ve 1945 seneleri ücretlerinin
ayini. . ..t.
5 _Ticaret kanununun 323 ve 324 üncü maddelerine tevfikan İdare
Meçlisi âzası İle müdüre gerc-k kendi namlarına ve gerekse diğer Şirketlerin idare mcllsl âzası sıfatlle Şirketle 1$ yapmalarına müsaade verilmesi. _
“KORTAŞ,,
Komisyon ithalât ve ihracat T. A. şirketinden: şirketimizin hissedarlar Umumi Heyeti âdi toplantısı 28 Mart ı®4ö günü saat 10 da Istanbulda Beyoğlu istiklâl caddesi Hayri İptir Hanın 8 üncü katındaki Şirket Merkezinde yapılacaguıdan sayın Hissedarların ayni eiin ve saatte toplantıda hazur blunmaları ve Ticaret kanununun mad-del njahsusası mucibince hamil bulundukları hisse senetlerini toplantı gii-nürden bir hafta Şirket Merkezin1* makbuz mukabilinde yatırarak duhuliye varakalarını almaları ilân olun ır.
Müzakere Ruznamesı:
1 — 1944 takvim yılı muamele ve hesaplan hakkında İdare Meclisi ve mürakip raporlarının okunması
2 — 1944 senesine ait bilânço. kâr ve zarar hesaplarının tetkik ve tasdiki İle İdalre Meclisinin ve mUraklbln İbrası.
3 _ Mürakip seçimi ve mUraklbln 1944, ve 1945 seneleri testlerinin tft>,”,*_ Tlcarel kanununun 323 Ve 324 üncü maddelerine tevflkat İdare Midisi âzası ile müdüre gerek kentli namlarına ve gerekse diğer şirketlerin İdare indisi âzası sıfatıle Şirketle iş yapmalarına müsaade verilmesi.
Yeni Dizel motörleri
7-8 beygirlik yeni Dizel motörleri gelmiştir. Müracaat: Galata, perşembe .pazar Yoğurtçu han No.13 Tel: 41143.
Satı ık Dokuma Ateiyesi
Tahtakale caddesinde 2 katta 300 metre kare sahada müstakil kagir binada kurulmuş, 2 bobin, 2 masura makinesile 15 el tezgâhını havi teferruatı mükemmel'dokuma ateiyesi, bütün demlrbaşlle birlikte devren Satılıktır.
Müracaat: Karaköy. Bebek tramvay durağı karşısında Dem ir bağ Han No- 18‘ Tt!: 40304
BUYUK FIRSAT
Maruf bir ailenin Fraıısada sureti mahsusada yaptırmış olduğu aşağıda yazılı sofra takımları bedestan satış mahallinde teşhir edilmektedir. 18 mart 1945 cuma günü saat 14 de müzayede İle satılacaktır.
38 kişilik limoj sofra takımı, 172 parça altın işlemeli yontma kristal şampanya, şarap, likör ve saire bardakları sürahllerlle beraber, 281 parça Fransız mamulâtı gümüş çatal, bıçak, kaşık ve saire sofra takımı, ayrıca gümüş dondurma takımı, çay, kahve takındar^/^nuıh-■■■■■■■ telif eb’adda gümüş tepsiler ve saire.
Beylerbeyi Köplüce Çayır sokak 7-9 No.
Satı'ık veya yazlık kiralık
Yeni yapılmış köşk vaziyetinde yanyana ahşap iki ev birisi 5 ve diğeri 4 oda olmak üzere her ikisinde de üçer hol, İkişer helâ birer mutbah ve su. elektrik, havagazı, mevcut, balkonlu, çiçek ve büyük meyva bahçeli fevkalâde nezaretli içi dışı yağlı boyalı ve muşamba düvelidir. Görmek İçin 9 numaraya, görüşmek için İstanbul Develi kundura mağazasına müracaat. :
i!
Satılık Merserisaj Makinası
42 modeli günde 80 ila 100 paket pamuk ipliğimi merserize yapan faal bir halde ve teknik elemanlarlle birlikte verilmek üzere maa teferruat sağlam bir halde bir adet merserisaj makinası satılıktır. Almak lstiyenler galatada kemeraltı İzmlrlloğlu hanı altında 9 numarada AH Riza Gebzeliye müracaat. Tel: 491B4 _
Boş Kap Satışı
Sümer Bank deri ve kundura sanayii müessesesinden t
Müessesemizin Beykozdaki fabrikası sahasında mevcut aşağıda dökümü yazılı boş kaplar kapalı zarfla satılacaktır. İsteklilerin 20/3/1945 salı saat 11 de müessesemlz müdürlüğüne kapalı zarfla ve münasip teminatla müracaat edilmesi İlân olunur. Müessese bu kapları satıp satmamakta serbestlr. Takriben 550 adet saç varil Takriben 14 adet tahta fıçı Takriben 12 adet küp
Takriben 100 adet ağzı açık veril. (80B2>
Lâstik hortum alınacak
Beden terbiyesi İstanbul bölgesi başkanlığından:
İnönü stadyomu futbol sahasının sulanması İşinde kullanılmak üzere en az 6 atmosfer tazyike dayanıklı İçi bezil 150 metre lâstik hortum alınacaktır. Hortumların İç kutru 25 m/m ve boylan 30 metre olacaktır, Muhammen bedel 3800. İriadır. Vermeğe talip olanların "285 lira muvakkat temlnatlarile beraber 20 mart 1945 salı günü saat 15 de Taksim Sıraselvilerde No. 57 Beden terbiyesi İstanbul bölgesi binasında toplanacak komisyon tarafındın yapılacak açık eksiltmeye iştirakleri İlân olunur. (3130)
İstanbul vakıflar orman işletme müdürlüğünden
Avcı Koru vakıf ormanının 95 numaralı maktamda 80 m«t-re mikâp meşe tomruğu İmal ve Üsküdarda Şemslpaşa depoluna nakil işi pazarlıkla yaptı rılacakttır.
İsteklilerin 337.5 liralık teminatla 1B/3/1945 cuma günü saat 14 de Çemberlitaşta orman İşletmesine müracaatları. (SOM)
İnşaat bakım şefi aranıyor
Karabük Türkiye Demir ve Çelik Fabrikaları Müessesesi Müdürlüğünden:
İnşaat Mühendisliği mektebinden neş’et tarihi ve hizmet senelerine göre dört yüz liraya kadar aylık ile bir inşaat bakım şefi aranmaktadır. Senelik ikramiyeler ve prim tediyeleriyle pahalılık zammı bu paraya dahil değildir.
İsteklilerin kısa hal tercümesi, hizmet vesikaları suretleri ve bir boy fotoğrafı ile Müessese Müdürlüğüne müracaatları ilân olunur. 2834
— NECATİ DiŞ SUYU —
Dişleri temizler ., çürük dişlerin tevild elliği fena ağız kokularını defeder. ağam hı z csıhhasını temin ed?r.. Batıçekapı, SALİH NECATİ
Toplantıya çağın
Kartal Plâjevleri Kooperatifi
Yönetim kurulundan:
Kooperatifimizin yıllık âdi genel kurul toplamışının, 29 mart 1945 perşembe akşamı, saat 17.30 da Ankara Halkevi salonunda yapılması kararlaştırılmıştır. Bütün ortakların bizzat bulunmak veya vekil göndermek suretile bu toplantıyı şereflendirmeleri rica olunur.
GÜNDEM:
1 _ Yönetim kurulu ve murakıplar raporlarlyle bilançonun okunması ve tasdiki.
2 — Ortaklardan istlyenlere ev yaptırılmasına başlanılması hakkında, yönetim kurulu teklifinin karara bağlanması.
3 — Yönetim kuruluna yedi asli ve üç yedek üye seçilmesi.
4 — Murakabe heyetine üç ınurakıp seçilmesi.
Tasfiye halinde bulunan:
Şirketi Hayriye T. A. Ş.
Tasfiye heyetinden:
Aşağıda yazılı ruznamenin müzakeresi ve bu bapta karar İttihazı için Ticaret kanununun 456 inci maddesi mucibince hissedarlar umumi heyetinin âdi olarak davetine tasfiye heyetince karar verilmiş olduğundan 14 nisan 945 cumartesi günü saat 10.30 da tasfiye merkezi bulunan Galatada sigorta hanında dördüncü katta 2-4 No. da yapılacak olan İşbu toplantıda kanunen huzuru mümkün hissedarların hazır bulunmaları lüzumu İlân olunur.
R U Z N A M E:
1 — Tasfiye heyeti raporunun okunması.
2 — Tasfiye murakıpları raporunun okunması,
3 — Hazırlanan bilançonun tetkiki ve bu bapta bir karar ittihazı.
İTTİHAT DEĞİRMENCİLİK
’ Türk Anonim Şirketinden :
Şirketimizin hissedarlar umumi heyetinde 1944 senesi kftn olarak hls-38 senetlerimizin 5 numaralı kuponları mukabilinde 300 kuruş ve gene 6 numaralı müessis hisseleri kuponlar; mukabilinde 169,5 kuru» verilmesi takarrür etmiş olduğundan 35 mart 1945 tarihinden İtibaren şirketimiz veznesile T. C. ziraat bankası, osman lı ve banka komerçlyale İtalyan» bankalarının Galata gişelerinde tedlyat yapılacağı ilân olunur.
Ankara elektrik ve havagazı işletme Müessesesinden:
1 — Ham kauçuğu müessesece verilmek Üzere 120 adet
Konik Kayışı Yaptırılacaktır
2 — Şartnamesi parası® olarak müessese satın alma şubesinden verilir.
3 — Teklifler 1. 4. 945 tarihine kadar umum müdürlüğe verllml» olacaktır.
Muhtelif Değirmen Valsleri
va sair değirmen parçalan satılıktır. Müracaat: Galata, perşembe pazar, Yoğurtçu han NO. 13 tel: 41143.
Emlâk Bankası Yapı limited şirketindenr
15 M3 kontraplâk alınacaktır:
Ankarada Bakanlıklar civarında Şükrü Saraçoğlu mahallesinde yaptırılmakta olan Memur evle i İnşaatındr. kullanılmak ve 31/3/1943 tarihine kadar Ankara istasyonunda teslim olunmak üzere on beş metre mik’abı kon plâk alınacaktır. Taliplerin 23/3/1945 tarihine kadar Ankara ı Emlâk ve Eytam bankası merkezindeki şirkete veya Emlâk ve Eytam bankası İstanbul şubesine müracaat ederek bu husustaki şartnameyi görmeleri va yazı İle fiat teklif etmeleri İlân olunur, (3119)
NEVROZiN
Baş, Diş, Grip, Romatizma, Nevralji, Kırıklık ve bUtUn ağrıları derhal keser
İcabında günde 3 kaşe alınabilir. Heryerde ısrarla NEVROZİN meyiniz.
SULH!
^uih şafağı, bambaşka ve uçakla küçültül, bir dünya üzerinde yükselecektir.
Uçak, yalntı memleketleri değil, milletleri de birbirlerine yaklaştırmıştır.
Birleşik Amerika ve müttefik devletler, şim* diye kadar bilinmiyen muarara bir nakliye» şebekesi kurmuşlardır. Böylece. birlikte çalıj-masım öğrendiler. Ve harpte öğrenilen şeyler sulh zamanında unutulmayacaktır.
CONSOLIDATED VTJLTEE AIRCRAFT OF AMERICA, harpten ronra, bütün memleketlerin hava hatlarına arz etmek üzere, ticaret uçakları imal etmek tasavvurundadır.
Created by free version of 2PDF
CONSOLIDATED VULTEE AIRCRAFT CORPORATION UNITED STATES OF AMERICA
Hayvan sağlık memuru alınacak Ereğli Kömürleri işletmesi Umum Müdürlüğünden: Hayvanlarımızın bakımı için aşağıdaki vasıfları haiz iki hayvan sağlık memuru alınacaktır.
1 — Hayvan sağlık okulu mezunu olup herhangi İdare veya müesse-seye karşı mecburi hizmetle bağlı olmamak,
2 — Askerlik ödevini yapmış olmak, ,
3 — Halen devlet daireleriyle başka kuramlarda bulunanların ayrılmasına muvafakat edildiğine dair mektup getirmeleri »arttır.
ücret: Barem harici (120» liraya kadardır. Ayrıca 4178 sayılı kanun gereğince fevkalâde zamdan ve 4222 sayılı kanunda yazılı tekaütlük hakkından faydalanacaklardır.
İsteklilerin hal tercümeleri, nüfus tezkeresi, okul vesikası ve evvelce çalıştıkları yerlerden aldıkları hizmet ve askerlik durumlarım gösterir vesika örnekleri, sıhhat raporu lyil hal kâğıdı ve son bir yıl içinde çıkarılmış fotoğraflarını da ekilyerek bir yazı İle 31. mart 945 akşamına kadar zonguldakta umum müdürlüğümüze müracaatları. (3122)
Üniversite konferansları: Rektörlükten:
İktisat fakültesi sosyoloji ord. profesörü Kessler’in 13 mart salı günü saat 18,10 da vereceği konferansın konusu «Zamanı, mızın İçtimai buhranıdır» konferans salonu herkese açıktır.
(3121)
Emlâk Bankası Yapı limited şirketinden:
Hızar tezgâhı (katarak) alınacaktır.
70-75 santimlik yeni veya az kullanılmış bir hızar tezgâhı (katarak) aJınacaktır. Satmak arzu edenlerin makinenin evsaf ve fiatini de belirtecek teklif mektuplarını en geç 30/3/1945 tarihine kadar Ankarada Emlâk ve Eytam bankasın binasındaki şirket merkezine tevdi veya İrsal etmeleri ilân olunur. (3120)
Bitlis Vilâyetinden
Bitlis*vilâyetine bağlı Tatvan kazasında yeniden inşa edilecek boş lojmanlı üç memur evi İnşası 0/3/945 tarihinden itibaren 21 gün müddeti* kapalı zarf usullyla eksiltmeye konulmuştur.
1 — İnşaatnı keşifnsmesl yetmiş sekiz bin-İki yüz yetmiş altı lira tart bir kuruştur.
2 — Eksiltme 29/3/945 perşembe günü saat on beşte hükümet binan dahilinde vilâyet daimi encümeni huzuriyle yapılacaktır.
î — Bu işe alt eksiltme şartname keşlfname ve sair belgeler vilâyet daimi encümeni kaleminde görülebilir.
4 — Eksiltmeye girebilmek için İsteklilerin 9+5 yılına alt Ticaret Oda* belgesi ile İşi yapabileceklerine dair ehliyet vesikası göstermesi lâzımdır.
5 — Muvakkat teminat beş bin sklı yüz ytrnlş Hra ytml» üç kuruştur.
5 — İstekiler şartname ahkâmına göre hazırlayacakları teminat ve eksiltme mektuplarını ikinci maddede yazılı gün ve saatten bir saat evveline kadar makbuz mukabilinde Daimi Encümen Başkanlığına vermeleri şarttır.
1 — Postada olacak gecikmeler kabul edilmez. «3133»
Ankara Belediye Reisliğinden:
Şehir su işleri İdaresinde acık olan fen müdürlüğüne yüksek mühendis alınacaktır.
Kadro ücreti 500 lira ve ihtisas mevklldlr. Maklna mühendisleri t»r-elh edilecektir. 31/3/945 tarihine kadar H a ruzb aşında Emniyet âblderi karşısında su ijlerl idaresine müracaatları ilân olunur. «2794»


reklâma Ih
fletıe 27 — No, 9482 — Fiat! her yerde 10 kuruştur»
SALI 13 Mart 1945
Sahibi: Necmeddin Sadak — Neşriyat müdürü: Hikmet Feridun fîa — AKŞAM Matbaan
Mareşal Rundstedt azledildi
Amerikalılar Rhin’in doğusunda
Kızılordu Danzig'e
çok yaklaştı
23 kasabayı ele geçirdiler
0
Uzak Doğuda
Günler Geçerken
Hoca tipleri
DİKKATLER
İçtimaî alâka
İLİM KÖSESİ
İmdat
Refik Halid Karay
Bu nefis romanın a
Mindanao’ya çıkan Amerikalılar ilerliyorlar
M. Roosevelt in bu imada bulunurken Fransaya alt işleri hatırına getirmediği belirtilmektedir. Anlaşılıyor kİ, gerek Ameri-kada, gerek yabancı memleketlerde bu cilmelenLn esası hakkında herkes aldanmıştır. Esasen M. Roosevelt, Amerikayı gezen 8 Fransız gazetecisine demeçte bulunarak bu sarih lisandan doğan İntibaı tashih etmiştir.
Ingikerenin Belgrad elçisi Belgrad’a vardı Londra 13 (R) — Belgrad’dan gelen telgrafa göre Ingiiterenln Belgrad elçisi hava yolile bu şehre varmış, Hariciye Bakanı Su-basiç vesair mümtaz şahsiyetler tarafından karşılanmıştır.
Yazaıı. A. ADNAN - ADIVAR Yarınki Akşam’da
Çoğumuzun yüzü teneke parçacıklar ile her gün dalanmak-tan çukurlu kabarcıklı, sam yeli vurmuş asma yaprağı gibi piir-türpürtür bir hal aldı. Böyle giderse püskürme ada takımlarda kabartma Pasifik haritasına veya âmâ kitapları sahifesine dönmesini bekiiyebiliriz. Zira artık bizim gibiler için piyasada halis çelikten tıraş bıçağı bulmak imkânsız. Ne idi o hoşça, tok bir ses çıkararak, derimizi nlnnisile oyalıyarak sabunlu yanaklarımızdan kayan ve geçtiği yeri tertemLz edip izini hiç belli etmeden vazifesini tam başarı ile yapan kıvamında hilenmiş jiletler? Nerede bu hem sesi, hem ağzı boztık kalp, tapon mallar? Şimdikiler her seferinde cildimizin incecik bir tabakasını alıp götürüyorlar. Ta-kılmadıkları, takılınca da hoyratça koparmadıkları yer yok. Eski-lerindc sanki akıl. göz. hüner vardı; kılları alırlar, sivilce ve ben-lere dokunmaz; dokunsalar da zedelemezler, usulcacık, okşarca-sına sürünüp zarar vermeden geçerlerdi, Teneke bıçak İse en ufak bir pürüze rasladı mı onu. bir yaraya benzetmekte, oyup çukura çevirmekte birebir.. Hattâ daha acayibi, kötü cins jilet kılı almıyor, yansından bölüp bırakıyor da boş deriyi bulunca kan akıtırcasına dalayor.' Fakat jilette akan kanın bugün kan akıtmak bahsinde esamisi mİ okunur?
Türkçemiz içine «kan» kelimesinin girdiği tâbirler bakımından ne kadar zengindir... Hele bugünkü durumu anlatmak İstediğimiz zaman «Dünyayı kana boyamak — sel gibi kan akmak — kanma susamak — kan tutmak — kan gövdeyi .götürmek — kanlı bıçaklı olmak — kanlı kaatil — kan dökmek — kana kan İstemek — kan gütmek — kanına girmek — kanetmek ve aramak — kanı pahasına^ gibi sözlere yer vermek mümkündür. Vurgunculardan bahsederken üzmek mânasına «kanımızı kurutmak" ve insafsızca sömürmek yerine "kanımızı emmek" ve sinirlendirmek demesine «kanımıza dokunmak», öfkelenmek hususunda da ••kan başımıza çıkmak» tâbirlerini çok kullanıyoruz. Harb felâketlerine uğrayanlar İse «kan ağlıyorlar — kan yutuyorlar — içlerinden kan gidiyor»; hattâ ilaha kuvvetlisi «kan kusuyorlar", yani aşın derecede acı çekiyorlar; ağlamaktan gözleri «kan çanağı», açlıktan da .-kanlan sulandı, bette, henlzde bir damla kan kalmadı.» •
. Akacak kan damarda durmaz — iki eli kanda olmak - tâbirleri başka Fakat nerede o sulh ve sükûn tâbiri «burun kanamak-snın» sözü... O günü bekliyoruz.
Bazı trenler kara saplandı
Yedinci Alman ordusunun yarısı İmha edilmiştir. Bu ordunun komutanı general Brandenberg kayıptır.
Kurtarılan ve işgal edilen yerler
Paris 13 (AA.) — General Efscn-hower bir demecinde 8 haziran 444 ta rihlnde Fransız kıyılarına yapılan çıkarma hareketinden beri Müttehit ordularının 584.200 kilometre miira±>-baı arazi kurtardıklarını ve ayrıca Alman topraklarından 15.900 kilometre mllrabbaı genişliğinde bir sahayı işgal ettiklerini söylemiştir.
Londra 18 (R) — Mareşal
ftalln dün gece iki günlük emir heşretmiştir. Birinci günlük emirce Danzlg ve Gdinia istikametinde taarruz eden kuvvetlerin iki mühim A man müdafaa noktası olan Tezew ve Wajhzrewa şehirlerini ele geçirdiği, Danzfg koyuna vararak burada Puck şehrini raptettiği bildirilmektedir. İkinci günlük emir Berlin dolaylarını koruyan ve Öder üzerinde ehemmiyetli bir münakale merkezi olan Küşirin kalesinin zaptedil-diğlni haber vermektedir.
Köstrin’in zaptı çok önemli bir hâdisedir. Burası Berlin’e 70 kilometre mesafede, Berlin'e giden otomobil yolu üzerinde ve dem.r-yo^una hâkimdir. Burada bir çok esir ve ganimet alınmıştır. Ganimetler arasında 150 sahra topu da vardır.
Danzig’e karşı yapılan harekette Almanlar Baltık kıyısında şerit gibi bir bölgeye sıkıştırılmışlardır. Bur^dı Neustad şehri laptedilmiştir. Saşka Rus kuvvetleri tarafından güneyden yapılan hücum neticesinde Vtrşav saptedUmiştir.' Burası Danrig’Ln *2 kilometre güneylndedlr.
Alman'arın Macaristan'da Balatan gölünün kuzey doğusunda tanklarla yaptıkları taarruzlar tardedilmiştir.
İngiliz - Mısır hava kumpanyası
Londra İS IA.A.) •— Bir Mısır İngiliz hava Kumpanyası kurulması hususunda İngiltere ve Mısır hükümetleri arasında anlaşmaya varılmıştır. Egytian Alrv.-ays C^mpany, adını taşıyacak olan bu şirket «Bünısır. va «Britich Verseas» harb nakliyat şirketlerinin kontrolü altında bulunacaktır. Anlaşma, parlâmento tarafından tasdik edildikten .sonra yürürlüğe girecektir.
Ankara 1S (Telefonla! — Dün öğleyin saat 11,15 ten İtibaren başlıyan 30 senadenberl görülmemiş bir kar fırtına» yüzünden, Haydarpaşa »e Diyarbakır trenleri Elmadağı İle Lft-lâbel arazındaki yarlara saplanmıştır. Gerek etraftan yetişen köylüler ve gerekse Elmadağı muhafız taburu erlerinin çalışmanı sayesinde 23 Baa-atte tren yolu açılmış ve bu katarlar bu kadar müddet rötarla Ankara-ya hareket etmişlerdir.
Dün akşam üzeri tekrar kar fırtınası başlamış, Halepten gelen Töros ekspresi karlara saplanmış, bütün çalışmalara rağmen yedi saattenberi yol açılamamıştır. Toros ekspresi karlar İçinde kalmıştır. Elmadaki muhafız taburu erleri, başlarında subayları da olduğu halde çalışmaktadırlar. Toros ekspresi hâlâ kurtulamamıştır. Yeniden çalışılarak yolun açılmasına uğraşılmaktadır
İnebolu’da kar
İnebolu 13 (A.A.) — Denizde görülmemiş bir şiddetle kuvvetli bir fırtına hüküm sürmektedir. Yağan kar yüzünden, esasen kapalı bulunan yol üzerindeki kar üc metreve yükselmiştir
Sovyet kumandanlarından mareşal Koniev
Londra 13 (R) — Mareşal Koniev kuvvetlerinin güneyden harekete başladığı bildirilmektedir. Henüz bu harekat hakkında malûmat yoktur.
daha İstiyor. Lâklıı
M. Roosevelt nutkunda General de Gaulle’û değil, Tito’yu kasdetmiş
Istanbulun bir kaç gün içinde kar, lodos, dolu sarstı.
Eski nesillerde, meselâ bir fırtına çıkınca:
— Allah den izdeki lerin yardımcısı olsun! - diye candan dua edenler pek çoktu.
Şimdi, bir lodosta, bir poyramda yüreğimiz pek o kadar çarpı mıyorsa, sebebi, «başkalarını düşünmez olduğumuz» mudur? Yoksa gemiler, eski devirden daha sağlam «la onun için mİ bu meseleye pek ehemmiyet vermiyoruz?
Gönül, ikinci ihtimale fazla meyletmeği _ eskiler, kar yağınca:
— Allah fakir fıkaraya etsin! - diye kuru bir dua ile de kalmazlardı; temasta bulundukları fakır fıkaraya maddeten İmdat ederlerdi: her zengin ve orta halli ailenin bir kaç, yahut bir fı karası vardı
Buna ne demeli; Cemiyetle alâkayı glttlkç tavsatıyor muyuz?
Şiddetli kar fırtınası
Vaşaıgton 13 (AA.) —Pertinas yazıyor: M. Roosevelt, bir martta kongreye Yalla konferansı hakkında izahat verdiği sırada. İrticalen söylendiği anlaşılan oldukça gar?» bir cümle sarf ettiği hatırlardadır.
M, Roosevelt şöyle demiştir: «Dünyada baş artist rolü oynamak isteyen pek çok kimseler vardı -. Bun'ann hepsi sözlerini geçirtmek istiyorlar, Herhangi birşey yapmadan evvel daha pek Çok baş artisti dinlemek Icabede-cektiç.»
Bu nutku dinleyenler ve sonradan gazetelerde metnini okuyan lar hiç tereddüt etmeden de Gaulle ile M. Eden'in kastedildiğine hükmettiler. Fransız gazetelerine bakılacak olursa Paris mahfilleri bu hususta en küçük bir şüpheye bile düşmemişlerdir.
Fakat bu sözleri dün ciddî byr rat bana başka şekilde tefsir etti, bu zatın ifadesine göre. Roosevelt o cümleyi kullanırken de Gaulle’il değil, fakat Tito’yu kastetmiştir. Esasen bu sözler nutukta, Yugoslavyaya dair iki şatodan sonra gelmektedir. Herkes bu iki satırın şüpheleri dağıtmak için oraya sıkıştırıldığına hükmetmiştir Şimdi öğrendiğime göre, Tito ile yapılan görüşmelerde karşılaşılan bazı zorluklar M. Roosevelt’i bu sözleri sarfet-m ğe sevketmiştir. Trlyeste meselesi, Bavyera ve Avusturyavı muhtemel olarak İşgal edecek olan İngiliz ve Amerikan kıta’.a rının İaşesine ve ikmal İşlerine ait hususlarla Belgrat'ta kati mahiyette bir hükümet kurul ması gibi meseleler hu zn'- t '-’arın başlıcalannı teşkil etmiştir.
Baş artist rolü oy' namak istiyenler
, Hertz, Bratıly ve Marconi
Taze Kreme
Günlük tuzsuz terzyağs Yemeklik tuzlu tereyağı
YAÖ SERGİSİ îstiklâl oaddest, Parmakkapı 64, Ttl: 41775
CENHBHH
ANAMTAHlAKf çıktığını
haber veriyoruz. Yoksa eser hiç bir_
tlyuı olmıyan edebi bir Abidedir. 360 kuruş. ARtF BÖLAT KİTABEVt
Yazan: Dr. Âkil Muhtar özden
Bugün b;ş!nci sahifemizde
l------------------------------
Amerikan kuvvetlerinin vardıkları Rhln ve Moselle nehirlerinin
Londra 13 (R.) — Batı cephesinden gelen haberlere göre, mareşal Rundstedt, batı cephesi komutanlığından affedilmiş ve yerine general Model tâyin olunmuştur.
Londra 12 (AA.) Reuter: Alman radyosunun bildirdiğine göre. Amerikalılar Rhln nehrini Rhelnbrelt-bach'ın şimalinden ve cenubundan yeniden geçmişlerdir.
Rhelnbreitbach, Remagen’ln üç buçuk kilometre şimalinde ve Honncf’in İki buçuk kilometre cenubundadır.
Londra 12 (AA.) — Brltanova: Alman kaynaklarına göre, ikinci Amerikan ordusu Remagen’ln şimalinde Rhln üzerinde birçok duba köprüler kurmuştur. Amerikan takviye kıtaları da harb malzemesini bu yeni köprü üzerinden geçirmektedir.
Alman radyosu Amerikan tanklarının Remagen köprübaşında RLün’itı doğu sahili boyunca iki kilometre ilerlediklerini bildirmiştir, İki Amerikan tümeni, İki tank tümeni şimdi Rhin’in doğu kıyısında savaşmaktadır.
Yeni ilerlemeler
Londra 13 (R.l — Amerikan kuvvetleri Rhln nehri üzerindeki köprü-başını dün yeniden genişletmişler ve bir milden fazla İlerlemişlerdir. Şimdi köprilbaşinln uzunluğu 16, derinliği 6 kilometredir. Bu sahada 23 kasaba ve köy ele geçirilmiştir. Amerikan kuvvetleri nehrin doğu kıyısında güneye doğru sarkıyorlar. Almanlar Rr-tık karşı hücumlardan vazgeçmiş görünüyorlar Amerikalılar nehrin doğu kıyısında ve Visbaden - Kolonya şimendifer hattı üzerinde bir kavşak noktası olan Llnz şehrine 3 kilometre mesafeye gelmişlerdir.
Almanlar dün Remagen köprüsünü bombardıman etmeğe devam etmişlerdir, Fakat bu ateş evvelki günlere nispetle daha zayıftı. Bunun sebebi topçu ateşini İdare eden bazı tepelerin Müttefiklerin eline geçmesidir.Top ateşile köprü hafif hasara uğramıştır. Fakat el’an kullanılmaktadır. Amerikalılar şimdi köprübaşından 15 kilometre cenuba kadar sarkmışlardır. Bu kuvvetler Coblenz'l tehdldedtyor-lar.
Birinci Amerikan ordusu son hareketin iptldasındanberi Alınanlardan 35.600 esir almıştır. Şimalde Veseî köprübaşından çekilen Almanlar uzun menzilli toplarla burasını bom-; bardiman ediyorlar. KanadalIlar şimdiye kadar 21 bin esir almışlardır Kşanten - Vesel yolu üzerinde çok kuvvetli beton ve çelik tahkimat bulunmuştur.
Güneyde üçüncü Amerikan ordusu Mosel hattına yaklaşıyor. Nehrhı batı kıyısındaki cep temizleniyor. Bit-burg'un kuzeyinde birçok kasaba zap-ted1lmt?ttr. Bunlardan onu büyüktür
A. J. CiOtıln - REZZAK A. E. YALMAN
birleştiği yer ve Cobîenr şehri
Londra 13 (R.) — Dün akşam bildirildiğine göre son Rhln taarruzunun başladığı tarihten, yani 16 gûn-denbert Müttefikler 80 bin esir almışlardır.
Berim gene bombardıman edildi
Londra 11 (R.) — Müttefik uçakları dün gece yeniden Berlin'i bombardıman etmişlerdir.
Londra 13 (R.> — Dûn 800 a*ır bombardıman uçağı Alman şimendifer kavşak noktalarına ve askeri hedeflere taarruz etmiştir
Londra 13 (R.) — Flllplnler’in en güneyindeki Mlndanao adasına çıkan Amerikan kuvvetleri ZambaongR şehrini ve hava meydanını ele geçirmişlerdir. Japonlar burada organize mukavemet gösteremiyorlar.
Amerikalılar Mlndanag'nun cenubunda bir adaya ve Sulu adalar gru-pundan bir adaya akın yapmışlardır. t’Vo adasında Japon mukavemet sahası küçültülüyor.
Hindi Çinî’de
Londra 13 fR.» — Paris’ten bildirildiğine göre. Hindlçlnl'dekl Fransız kuvvetleri eyaletlerden birinde mukavemette bulunuyorlar.
Amerikada ırk ve din farkı gözetmek yasak Londra 13 (R.) — Nevyork umumi valisi M. Duwey tarafından neşredilen bir kanunda her hangi bir İşte ırk ve din farkı gözetmenin yasak olduğu bildirilmektedir. Bu işi beş Üzr-dan mürekkep bir heyet idare edecektir. Heyet ırk ve din farkı yüzünden haksızlığa uğradıklarını İddia edenlerin müracaatlarını tetkik edecektir.
SÖZÜN GELİŞİ
Sahne yayını
*T lyatro mükâfatını hiç bir müellifin kazanamadığı şu 1914 -
* 45 tiyatro yılı sahne yayın ve gösterilerimizin hemen en
zengin olduğu yıldır, .denebilir. Ankara ve İstanbul canlı bir tiyatro hayatı yakıyor. Buna biîtiin illerimizdeki Halkevlerinin gösterilerini de eklersek canlılığın manzarası daha dolgun bir tablo olur. Basın her yıldan fazla bu yıl tiyatroya yer vermiştir. Bir taraftan eserler, temsiller tenkid, münakaşa edilirken, bir taraftan da tiyatro meselelerimiz ayn ayn İncelenmektedir.
Sahne yayınına gelince, Türk okuyucusu hiç bir yıl bu ydki kadar zengin bir tiyatro yayınile beslenmemişti. Maarif Bakanlığı klâsiklerin en ünlü eserlerini en dolgun sayısile bu yıl Türk o-kııyucusuna sunmuş, modem tiyatro eserlerinden bir çoğunu da grne bu tiyatro yılında dilimize kazandırmıştır.
Tiyatro sanatına verdiğimiz . önemin en göze çarpar belgesi olan hu resmî yayın, özel çalışmalarla da destekleniyor. Geçen ay Türkiye Yayınevi yeni başladığı «Sahne yayını» serisinin dokuz kitabını birden çıkarmıştır. Bunların içinde Türk sahnesinin bilgin ve gönüllü öğretmeni Selim Nüzhet Gerçek’in biri «Tiyatro bilgisi». Öbürü «Tiyatro tarihi» olmak üzere iki eseri var. Her ikisinden bütün tiyatro severler en geniş ölçüde faydalanabilirler. «Tiyatro tarihi» Yunan ve Lâtin tiyatrosu için değerli bir el kitabı. «Tiyatro bilgisin îse sahneyle yakından, uzaktan ilgilenenleri her bakımdan aydınlatıp sahnenin bütün sırlarını veren bir eserdir.
Aynı seride şair Salih Zeki Aktay’ın «Hallacı Mansur adını taşıyan, büyük mutasavvıfın hayatına dair ve basında güzel yankılar uyandıran beş perdelik manzum ve mensur faciası, Abdullah Ziva Kozanoğhı’nun «Tavşan başı» ve «Kozanoğlu» adlı fici telif piyesi, gene Selim Nüzhet Gerçek’in dilimize çevirdiği «Çifte nikâh» adlı bir perdelik komedisi, amca öğretmen Mustafa Rona tarafından eskilerde yaşıyan sekillerile derlenmiş üç ka-raeöz oyunu vardır. Selâhaddin Hatu nun Nebioğlu yayınevi tarafından çıkarılan «Kerem İle Aslı» adlı manzûm masalını da bu arada sayabiliriz.
Telif eserler yalnız yayınlanmakla kalmıyor; Şehir Tiyatrosu Faruk Nafiz’in «Yayla Kartalı» ndan sonra bu akşam Vâ - Nû ve Nihal Karamağaralı’nın yazdığı «Casuslar» ı sahneye koyuyor.
Sahne ve sahne yayını hayatımızdaki bu canlılık yeni bir tiyatro döneminin eşiğinde olduğumuza bizi inandırabilir.
Şevket Rado
SflNFRflHSiSCDDfl HAZIRLIK
Gelecek heyetleri yerleştirmek işinde bûyûk güçlüklerle karşılaşılıyor
HOCAMI TEKRAR DİNLEDİM
Sahte mühendis
İzmir’deki muhakemeye dün devam edildi
İzmir 12 — Kendisine, yüksek mühendis süsü vererek İzmir ve civarında muhtelif dolandırıcılıklar yapmakla sanık Fahri Memduhun yargılanmasına asliye ceza mahkemesinde devam edilmiştir.
Kalabalık bir dinleyici kütlesi ününde yapılan duruşmada tanık olarak dinlenen bir şoför, Fahri Mem-dııhu Bandırma Nafla fen memuru olarak tanıdığını, diğer şapkacı bir kadın da sanığı mühendis olarak bildirini anlatmışlardır.
Tanıklardan sonra bazı tezkereler okunmuş, bu meyanda Nafla Baktfn-lığındnn gelen bir tezkerede Nalla kadrosunda bu namda bir mühendis bn'unmadıSı hususu okunmuştur.
Tanık olarak dinlenmesi kararlaşan sanığın karısının evinde hasta , yatmakta olduğu anlaşıldığından. ’ mahkeme, kadının evinde ifadesinin alınmasına ve bazı hususatın. da alâkadar dairelerden sorulmasına karar vererek duruşmayı başka bir güne bırakmıştır.
Ziraat bankası ikramiye çekilişi
Ankara 13 (AA.) — Türkiye Cumhuriyeti Ziraat bankasının 50 lira ve daha fazla mevduatı bulunan tasarruf sahipleri arasında her 3 ayda bir dağıtmakta olduğu İkramiye 12/3/945 tarihinde Banka merkezinde ikinci noterle diğer ilgililer önünde çekilmiştir. Kendilerine ikramiye çıkan mudilerden Bursada 2407 İdrts'e 1000, Eski şehir de 2846 Sabahaddln'e 500, İşportada 1576 Ratlceye 250, İspartada 1691 Adll’e, Zonguldakta 2008 Se-dad'a, fstanbulda 9151 AriTe. İstan-bdlda 19945 Zatl'ye, fstanbulda 33280 Hatlceye, Ankarada 2’2062 Necdete. Kırıkhan da 35 Kemal. Kozanda 405 Dürdan.je. Gümüşhanede 135 Hüse-ylne. Orduda 1433 Refikaya yüzer lira çıkmıştır P ulardan başka çeşitli yerlerdeki 95 mudi de 20 - 50 Ura ara-«nrfa İkramiye kazanmışlardır.
Parti Meclis grupu toplanıyor
Ankara 13 (Telefonla) — Cumhuriyet Halk Partisi Meclis gurupu bugün saat 15 te toplanacaktır.
Cumhuriyet Halk Partisi Müstakil gurupu da yarin saat 9.30 da toplanacaktır.
Gl. Roatta mahkûm oldu
Londra 13 (R.) — Bir hastaneden kaçan İtalyan harb suçlusu general Kontta gıyaben müebbet küreğe mahkûm edilmiştir.
Petrol afişte suiistimal haberi doğru değil
Ankara 13 (Telefonla» — tlglll makamlazdan alınan malûmata göre. Petrol ofiste «ullstimal olduğu ve İstanbul savcılığının bu hususta tahkikat yaptığı hakkındakl havadis ta-tuamile asılsızdır.
Hollywood’dâ grev
Londra 13 CR.l— Holllvuftû 12 bin İşçi grev ilân etmiştir Bu suretle XI-Um llmalitı yanya inecektir.
Handa biı^cinayet
Kavgacıları ayırmak isti-yen odabaşı öldürüldü
Dûn akşam bir adam; alâkadar bulunmadığı bir işe müdahale etmesi yüzünden öldürülmüştür.
Mahmutpaşada Abut Efendi hanında tornacılık eden Niyazi oğlu Ahmet Salih İle kayınbiraderi Münlp oğlu Nureddln. akşam geç vakit handan çıkacakları bir sırada, aralarında ailevi bir mesele dolaylslle kavgaya tutuşmuşlar, ktsa bir zamanda bu münakaşayı büyütmüşlerdir.
Kavgayı duyan han odabaşısı Pe-türgell Yusuf, enişte - -kayınbirader arasına girerek ikisini de susturmak İstemiş ve yirmi dört yaşlarında olan Nureddlne bir aralık bir tokat atmıştır. Nureddln. yediği bir tokadın tah-rlklle hemen bıçağına davranmış ve Petürgell Yusufa birkaç defa’ saldırmıştır.
Hâdiseyi görenler zabıtayı haberdar etmişler, Yusuf derhal Cerrahpaşa hastanesine kaidınlmi'sa da bir müddet sonra ölmüştür. Bir hiç yüzünden kaatll olan Nureddln de polisçe yakalanmış ve nöbetçi savcı tarafından sorguya çekilerek hazırlık tahkikatı evrakı tekemmül ettirilmiştir. Nureddln, bugün öğleden sonra ikinci ağır ce2a mahkemesinde, cür-mfl meşhut kanunu ahkâmına tevfikan yargılanacaktır.
Yeni silâhlar
Japonlar uçar tank yapmışlar
Londra 13 (AA..) — fJally Sketch gazetesinin havacılık muharriri yazgı bir makalede muhtelif memleketlerde İmal edilmekte olan silâhlar hakkında dolaşan şayiaları ele alarak şöyle diyor:
Söylendiğine göre, Japonlar şimdi, Uçar tank diyebileceğimiz bir silâh İmâl etmişlerdir. Bu tank, hakikatte ağır bir zırh tabakası İle kaplanmış ve ağır silâhlarla teçhiz edilmiş bir plânörden başka blrşey değildir. Bu plân örün kanadlan sökülür, takılır. Tekerlekleri, tankların «İncirli tekerleklerinden farksızdır. Bu uçak yöre konduğu zaman büyük bir süratle ve kolaylıkla hareket edebilen bir tank haline gelmektedir. Ve silâhları çok kuvvetlidir,
Diğer taraftan isveçliler yeni bir merminin tecrübelerini tamamlamışlardır. Bu mermi uçağa bağlanmakta ve tnglilzler tarafından kullanılan Füzeler gibi atılmaktadır.
Üçüncü yeni bir silâh da Huşlar tarafından keşfedilen yeni tip ağır artılı tanklardır. Bu tanklar kalın ağaçları söküp atabilmektedir. Mekanik bir bıçkı İle mücehhez bulunan bu tanklar, ormanlajdan geçerken ağaçlan biçerek yol açmaktadırlar.
Diğer taraftan Amerikalılar yeni bl rtabanca İmâl etmişlerdir İd bununla bomatlk bir surette her istikamete atış edilmektedir. Bu tabancanın bo-şka bir hususiye tl de tamamen sessiz olmasıdır, öyle M, ateş edildiği zaman merminin ne taraftan geldiği katlym farkediiememektedur.
Londra 11 (AA.) — (Britanovaı; San Francisco, Milletlerarası bir k n-ferans İçin mükemmel bir şehlrd r. Ancak, şehir makamları, 26 nisan konferansına iştirak edecek murah-ha lan ve onların maiyetlerini yerleştirmek İçin büyük güçlüklerle karşılaşacaklardır. Şehirde otel sayısı 1500 den aşağı olmamakla beraber, şehir bu sıralarda o kadar kalabalık tır kİ, 40 tan fazla memleketin 8T asi temsilcilerini yerleştirebilecek yer bulmak hakiki bir mesel* teşkil etmektedir Şehirdeki bütün otel odaları şimdiden bu İş İçin tutulmuştur. Şehir halkından bir kısmı k(ndl apartmanlarını, bu meselenin ha’II-nl kolaylaştırmak için vermeğe hazır olduklarını bildirmişlerdir
Konferansın nerede toplanacağı hususunda bu sırada müzakereler olmaktadır. Bazı şehir makamları kon-feranmı eski tnuhariolerin hâtırası için yapılmış büyük binada toplanmasını teklif etmektedirler Bu blm-da iki büyük konferans salonu He bu salonlara bitişik bir çok küçük odalar vardır. Bu odalar, yapılacak bir çok komite toplantıları İçin çok müsaittir. Diğer taraftan Fair-mont oteli de teklif edUmekttdlr Bundan başka. Kaliforniya Legion d’Honneur sarayı da bu top’antı irin İleri sürülen binalar ararndadır Bu saray Parl 'teki Legion d'Honneur sarayına bir nazire olarak İnşa edilmiştir.
Ankara 13 (Telefonla) — San
Sovyetler -Yunanistan
Sovyet Rusya neden Atina’ya elçi göndermiyor?
Atina J2 (AA.) — Anadolu ajansının özel muhabiri bildiriyor: Sovyct-lerln Yunanistan elçlri V. Serghieif' İn Atina'ya hâlâ gelmemiş olması hakkında sor ı m suallere hükümetin yetkili çareleri cevap vermekten kaçınmaktadır.
Yunan siyasi mahfillerinde zannedildiğine göre, Yalta buluşmasından sonra, Kirim konferansının, kurtarılan memleketlerde temsilî hükümetler kurulma0! halkındaki kararlarının Yurıani-tan’da da tatbikinden sonra mı Sovyet hükümetinin bir elci göndereceği veya göndermlyeccği hususunun aydınlanması kalıyor.
Anexartlsla adındaki günlük gazetenin İşaret ettiğine göre, müfrit sol temoyiHia siyasi unsurlar, Yalta konferansından sonra bile, Mtakova hükümetinin Yunanistan’a elçi göndermek hususunda bir şey bildirmemiş olması keyfiyetini bu suretle tefsir etmeye kalkmaktadır.
Arnavutluk hükümeti
Londra 12 (AA.) — Reuter’ln siyasi muharririnin heber aldığına göre. İngiliz hükümeti. Milli Arnavutluk komitesi tarafından muvakkat hükümet olarak tanınması için yapılan isteği kabul etmemiştir.
Romanya’da
İngiliz elçiliğine sığınanlar
Londra 12 (AA.) — Anadolu ajansının özel muhabiri bildiriyor: Londra siyasi çevrelerinde dolaşan haberlere göre Bûkreşteki İngiliz elçiliğine sığınan yalnız eski Başvekil Ra-descu değildir. Onunla beraber milli köylü partisi reisi Maniu ve liberal partisi reisi Bratianu da İngiliz elçiliğine sığınmışlardır.
Müttefikler arası tamirat komisyonu
Vaşlngton 12 (AA.) — Hariciye Bakanı M. Stettlnlus, merkezi Moskova-da bulunacak olan Müttefikler arası Tamirat komisyonunun kurulduğunu bildirmiştir. Bu komisyonun vazifesi Almanya tarafından Müttefik memleketlere alt topraklarda yapılan tahribatın ayniyatla tazminini tesblt etmektedir.
Cumhur Başkanlığı Stratejik reisi M. Gubln bu komisyona Amerika murahhası olarak tâyin edilmiştir İngiliz murahhası henüz tâyin edilmemiştir.
M. Churchill perşembe günü bir nutuk söyliyecek
Londra 12 (AA.) — «Reuter» Başbakan M. Churchill’in Önümüzdeki perşembe günü muhafazakâr parti toplantısında mühim bir nutuk ira-detmesl beklenmektedir. Başbakan parti başkanı nfatllc, bu nutukta, muhafazakâr partinin iki bin delege -sine hltabedectictir.
Teknik üniversite konferans salonunda, hayal beni eski senelere, bir çok sene evveline götürdü. Sayıların tarihçesinden bahseden (Dr. A. Adnan - Adtıar) ın güzel konferansını dinlerken, mazi beni âdeta rahatsız etti; şuurumun altında Tıp Fskıiltesi Emrazı Umumiye profesörü doktor Abdülhak Adnan beyi buldum. Sesinde aynı dolgun ton; anlatış ve gösterişinde aynı dürüst, samimi eda var. Dinleyicilerini, tafsilât İçinde dağıtmamak, onların zihninde kavrayıcı ve toplayıcı ne varsa, onlara ilişmemek için uğraşan konferansçı: başka bir bakıştan araştırdığı ve anlatmak İstediği şeyler üstünde tafsilâta' kadar kıskanç bir f/nteHecfueP namus hissiyle öğretici bir hoca gibi davranıyordu.
Dersindeki usulü burada yine buldum: Teknik tafsilât İçinde boğmı-yan; lâkin nihayet tecrübeye ve olaylara dayanan bir terkip yapmak
Dinlerken yine maziye kapıldım, gittim: Haydarpaşa'daki muhteşem Tıp Fakültesi binasının konferans salonunu düşündüm. Emrazı umumiye dersleri orada veriliyor; çok sevilen bocanın dershanesi doluyordu. Emrazı umumiye, hastalığın sebeplerinden. görünüşlerinden ve neticelerinden bahseder: hekimliğin toptan görüşlere bağlı felsefesini yapabilen bilgi şubesidir. Profesör Abdülhak Adnan derslerini çok ciddi, derli toplu ve çok İyi hazırladığını gösteren bir itina İle verirdi. Lâzım geleni, gerekil olduğu 'kadar sıralı söylemek için arasıra elindeki not kâğıdına bakardı. Böylece ({Ulmu flssuduri lafissuturt) formülüne karşı geliyordu. Derste hitabete ehemmiyet vermez; dersi kuvvetli, olgun, samimi, didaktik bir konuşma gibidir
Bir gün derste biyolojiyi umumi felsefenin ışığı altında gözden geçirdiği bir bahiste birdenbire durmuş, talebelerine «stzler bu bahisleri pek anlıyamazsınız. Çünkü idadi mekteplerinde felsefe okumadınız Felsefi temel olmadan bunlar afllaşıi-maz.» demiş Daha doğrusu ders esnasında dinleyicilerin halinden ipin ucunun kaçtığını anlayınca, kanaatini ortaya alıvermişti
Dersten sonra, bu sözler aramızda şiddetle münakaşa edildi. Talebenin bir kısmı «anlatmak hocanın vazifesidir!» diyordu. Bir kısmı burası fel-şefe dershanesi değil, diyordu Blr I kısmı da bunu bir nevi snob gösteriş sayıyordu. Hocalar hakkında müna.-kaşa talebenin eski âdetidir. Dersteki I sözlerin uyandırdığı münakaşa: o kadar sevilen muallim Abdülhak Adnan’ın bir nevi hoca demagojisine kapılarak vicdanında beliren kanaati saklamamasından doğuyordu. Lehte, aleyhte söylendi. Nihayet hocaya hak verenlerin sesi üstün geldi.
Halbuki hocamız o zamanki hekimliğin en güzel sentezini yapan muhitlerde modern kültürle olgunlaşmıştı. O devirde tvirriıo» ve pastmr izahlarına karşı mukavemetler başlamıştı.
İnsan «şahsı» nın biyololl alanındaki «kendiliği» meseleleri, muafiyet İşleri ortaya çıkmıştı. Hocamız Bou-ckard, Roger, Krehl gibilerin izinde yürüyordu. İnsanın İç bu’dunu şahsın derinliğini söyllyen Kraurtn talebesi İdi; o devirde felsefe bakımından yeni görüşler ortaya çıkıyordu. Aufifn-telleetualist felsefe yeniliği ve Bern-son'da zamana hükmetmeğe başlamıştı. Yeni İdealist düşünceler ileri sürülüyor; bir taraftan da Drlsch klâsik biyoloji üstünde Neoriffll'sm bayrağını açıyordu.
Halbuki memlekette felsefe bilgileri gençler İçin meçhuldü. Garp felsefesine doğru hiç bir ciddi hareket yok İdi. Bir misal göstereyim: Buch-rıerln meşhur Madde ve Kuvvet kitabı 1910 da kısmen tercüme olunuyor.
Fran-slsco’ya gidecek olan heyetimiz henüz kati şeklini almamıştır. Bu itibarla bu mesele hakkında çıkan bütün yazılar ancak bir tahminden ibarettir. Yainıhz heyeti teşkil edecek Olanların adedi 18 - 20 olacaktır. Heyetimize Hariciye Bakanı B. Haşan Saka başkanlık edecek ve Hariciye Bakanlığı kâtibi umumilik birinci muavini Feridun Cemal Erkln'dcn maada Hâriciyenin alâkadar dairelerinden umum mildür, müşavir ve memurları heyete dahil bulunacaktır.
San Franslsco konferansında Büyük Millet Meclisi bazı üyeierlJe temsil edilecek ve bunların arasında Müstakil Grup mümessilleri d* bulunacaktır. Heyetimizin kati şekil bu hafta içinde belli olacaktır
Tamirat komisyonu
Londra 13 (R.) — Amerika Hariciye Bakam M- Btettlnlus. San Fran-sisco konferansına iştirak edecek Amerikan delegelerini bugün bir toplantıya çağırmıştır. Bakan. Almanların yaptıkları tahribata mukabil verecekleri malzeme v« işçi hakkında görüşmek üzere teşkil edilecek komisyonun Moskova’da kurulacağını söylrniştir. Komisyonda Amerika'yı İktisatçı İzldor Lübln temsil edecektir. Dc-lege şimdi Beyaz evde çalışıyor. Bu suretle Kırım konferansının kararlan İlk defa tabbik mtvkilne konulmuş oluyor.
Son mukavemet
Almanların yaptıkları hazırlıklar
Londra 12 (A.A ) — İnanılır kaynaklardan alınan son haberler. Almanların aon mukavemetlerini, şimdiki halde ellerinde bulunan bölgelerin en masunu olan Avusturya'da göstermeğe karar vermiş olduklarını teyideder mahiyettedir. Almanlar, 112un ve inattı bir savaşa hazırlık olmak üzer* bu bölgeye birinci derecede ehemmiyetli fabrikalar İçin cok miktarda gerekli malzeme ve yi e-ccr İle en fazla güvenebilecekleri yabancı işçileri yığmaktadırlar. Bu memleketin biiyuk bir kısmı Bavyj. . ile Çekoslovakya'nın bir parçası dahil olmak üzere büyük bir ka'e haline getirilmiştir. Bu höleenin etrafındaki çevre Alman ordusuna bağlı kıtalar tarafından müdafaa ve buna mukabil silâhlı S- S. kuvvetleri İle parti teşkilâtı iç müdafaaya tahsis edilecektir. Hırvat aslından bir AvusturyalI olan ve eskiden beri parti üye.d ve Hitler'in büjük bir dostu bulunan General Rendulic bu kalenin müdafaasına memur edilmiştir. Todt teşkilâtlarının İdare merkezleri Salz-bourg civarında olacaktır. Siyasi ge-I nel karargâh Berchtesgaden'de ve Gestapo merkezi M Ün leh'd e bulunacaktır.
Tahkimatın İnşasında genç Hlt-lercller çalıştırılacak ve çok sayıda, hava karşı koyma tesisleri kurulacaktır,
Viyana Alman ağır topçusunun menzili İçinde bulunmakla beraber bu müdafaa kalesinin dışında bırakılmışa benzemektedir.
Fransada mühim bir muhakeme
Paris 12 (A.A.) — Müttefikler birkaç kilometre mesafede bulundukları sırada Alman kuvvetlerinin Tunus'a girmelerine müsaade etmekten sanık Tunus valisi amiral Esteva’nın muhakemesine bugün 24 kişilik bir heyet huzurunda başlanacaktır. Bu muhakeme. Vlchy hükümetinin eski üyeleri aleyhine yapılacak adli listenin İlk numarasını teşkil etmektedir.
Amiral, mareşal Pet&in'ln emrlle hareket ettiğini söylemekte ve büyük kısmı orduya mensup subaylardan ibaret 40 kişiyi müdafaa şahidi olarak göstermektedir.
Muhakeme, bilhassa siyasi olduğundan. ve Vlchy hükümeti tarafından taklbedllen bütün riyaseti açığa vuracağından, heyecan verici ifşaatın vukuu beklenmektedir. Amiral Estere, Müttefiklerle birlikte savaşan Fransız kuvvetler ini erir olmağa teşvik ve Tun usta Alman tahkimatını yapmak üzere işçi tedarik etmiş olmakla sanıktır. Muhakemenin çarşamba günü biteceği sanılıyor.
Kurtarılan Müttefik esirler
Londra 18 (R.) — Sovyet ordularının ileri İareketl neticesinde kurtulan Müttefik erirlerinden ilk kafile Odesadan Orta Doğuda bir Umana varmıştır. Kafliçde 400 Brltonyalı vardır. Bunlar, geç kalmadan memleketlerine gitmeleri için tasnif ediliyorlar.
Ip’ik ’ht'kârı
İki depoda çok miktarda iplik bulundu
Meydana çıkarılan iplik İhtikârının tetkikine devam olunmaktadır. Anadoludakl tezgâh sahiplerine kullanmaları için Ticaret Bakanlığı tarafından dağıtılan ipliklerden bir kısmının Istanbula sevkedllerek bir İplik kara boransının kurulduğu meydan» çıkarılmışta.
Kontrolörler tarafından yapılan araştırmalar «onunda iki depoda Anadoludan aevkedllen çok miktarda iplik bulunmuştur. İplikler-müsadere edilmiştir. Tahkikata devam olunmaktadır-
Topkapı dışında donmuş bir adam bulundu
Dün öğleye doğru Topkapı dışarısında açıklık bir yerde bir araba içinde donmuş bir adam bulunmuştur. Henüz ölır emiş olan bu adam, mahalli zabıta tarafından derhaj Guraba hastanesine yatırılmışla da az sonra ölmüştür.
Hâdiseden «avcılık haberdar edilmiş, Adliye doktoru İzzet tşean cesedi muayene etmiş, ölümün mahiyetinin katî şekilde tesblti İçin ceset morga kaldırılmıştır.
Hüviyeti hakkında yapılan tahkikatta, bu adamın, çekmecell A2İz oğlu Ahmet adında biri olduğu anlaşılmışta.
Yazan: Dr, Tcvfik Remzi Kazancıgiı
Kitabın üstüne (ulemayı kiram tarafından mükemmel bir reddiye hazırlanıyor» kaydlyle basılıyor. Nedense bizde pek revaç bulan bu kitabın tercüme olunduğu zaman bütün felsefi kıymeti ölü bir tarihten İbaretti, çünkü radloactlvltâ keşfohuımuş: madde ile kuvvetin İkiliğine dayanan bir tabiat felsefesinin boşluğu ortaya çıkmıştı. Birim nesle Htuckel'ln kitabı Monteme tercüme olunuyor. Nihayet Sosyoloji namına da arlık ismi Işitllmiyen (Mo« Nordau) m negatif polemikten İbaret olan gevezelikleri ileri sürülüyordu.
Tarihi gelişi ile kavranılmış bir klâsik felsefe kültüründen mahrum gençliğe, açık kalb İle konuşan hocamız kusurunu hatırlatmıştı. Teknik Üniversitenin konferans salonunda bir anda, belki çok çabuk, belki uzun süren bu hafıza oyunundan sonra, silkindim yine hocayı ta- , klbetmeğe başladım
Sayıların tarihçesini, vıızel menfez İçinde anlatıyordu. Eski emrazı umumiye hocamı yeni tekâmül., merhalesinde ilim felsefesinin orta- “ unda takibe başladım: Kura sayılar LJ tabiat felsefesini tecrübe ve akıl üs- Q_ tüne de kuran canlı sembollerdir. Yeni tabiat felsefesi, yeni mantık sa- q_ yı sembollsmlne dayanıyor. Burada O hocayı dinlerken bize verdiği İki şa- _ heserl hatırlamamak mümkün değil 1> Osmanlı Türklerinde ilim 2) Ta-rlh boyunca ilim te din Bu yolda, OT eski bir fizik talebesi cörüşüyle. ho- q cama hayranlık duyuyorum İngilte-rede Russel, James Jeans, Bddlngton İle şahsi dostluklar kuran ve felsefe- (D İtrinin cajtlı taraflarını, kcndllerilö ® konuşarak İngiliz tabiat felsefesinin M— inceliklerine giren hocam, daha sonra Paris'te Cotbert sokağındaki er- _Q babmca meşhur binadaki çalışmalara iştirak ederek: kendindeki fikir mi-zaçının en uygun tarafını zenginleş-tirmlştir. Tarih boyunca ilim ve di©' kitabının İkinci cildinin sonunda,
(Sözü bl'irirken) başlığı altındaki *— u klbln eseridir. Bu Colhert sokağı binası (milletler arası sentez* merkezidir. Burada her bilgi şubesinin en tanınmış şahsiyetleri kendi meselelerini münakaşa ederler Her bilgi bölümü; toplu felsefi bir bakışla incelenir. Programlı (sentez hafta' lavında toplanılır. Tabiat hllgllerl. matematik, tarih ve sosyoloji burnd» karşılaşır. Akademilerde, kongrelerde. lUm toplantılarında bir nevi lf bölümüne tabi olarak ayrı 3yrı konuşulan şeyler bu sentez haftalarında toplu bir bakıştan birleştirilir. Sanki (Cîaude Bemard* m nasihati yerine getirilir;
«Bilmeliyiz ki ilimler hakkında yaptığımız tasnifler tabiatın kendisinde yoktur. Kendi icadımız olan tasniflerle kendi kendimiz! aldetnıı-yalım.»
1934 den sonra Avrupa medeniyeti karanlığa doğru giderken parista bu merkez, beşeriyetin bütün tekâmülünde ortaya koyduğu iyi vt güzel ne varsa, sanki onları knrumnğa ve temsil etmeğe çalışıyordu: Genl^ fikir hürriyeti, doğru sevgisi, düşüncede doğruluk!
Hocamı, hekimliğin felsefesinden umum! felsefeye, tabiat fPlseresino götüren yolu Sayıların Tarihleri konferansını dinlerken sezdim
Burada, bir konferansın kenarınd* birkaç hâfıza oyununu kaydettim. Hocamın tevazuunu fazla rahatsıâ etmemek için sözü keserken ytne eski bir talebe hâtırasını söyllyeceğimi Adnan bey, Tibblyenin en iyi efy,nen hocası olarak tanınırdı Zarafeti eskisi gibidir. Değişen şey biraz »açla, nnm rengi- Fakülte kürsüsünde, nasıra beyaz keten mendilini kullandıran hafif öksürüğünden eser kalmamış..
I Meclis dün toplandı
Ankara 12 (AA i — Büyük Millal Meclisi bugün Şemseddtn Günah ayın başkanlığında toplanmışsa da gündeminde görüşülecek bir madde bulunmadığından. dağılmıştır Meclis, cum» günü toplanacaktır
BORSA
12 3/1Ç45 flatlert
Londra üzerine l sterlin 5 23
Nevyork üzerine ino dolar 130.50
Cenevre 100 İsviçre Fi 30.325f
Madrid üzerine 100 pezet» 12.89
Stokholm üzerine 100 kuron 31 H2I
Esham ve tahvilât
Ergani % 5 1833 25 70
İkramiyen % 6 938 10 10
% 5 ikramiyen M M. 2510
% 7 Mili! Müdafaa 1« »1
M’IH Müdafaa 2 20 43
Milli Müdafaa 3 19 25
% 5 945 Milli Müdafa 19 ’A
Sivas - Erzurum 1 13 70
Sivas - Erzurum 2-7 19 50
% 7 1941 D. Y. I 19 35
1941 Demiryolu n 20 42
1941 Demiryolu rn 2' —
1941 Demiryolu % 5 90 —
Anadolu D Yolu % Ö0 3^50
Anadolu tahvili I - n 62 —
Anadolu Mümeş. 4ü —
Merkez Bankası 141.—
T. îş. Bankası nuna 14.25
KURSA ULŞ’NDA
Reşadiye altını 36.—
Gulden Yİ 15
Külçe altın ou gramı 6.23

13 Mart 1945
AHŞAM
Bahlfr» 3
AKŞAMDAN AKŞAMA
Beterin beteri
sBobstil» den sonra yeni bir tip: «Yaslanmış»
İki üç ahbap, mahalle aralarından geçerken gayet sevimli, tombul tombul, altı yedi yaşlarında bir oğlana rasladık.
— Maşallah... Ne hoş çocuk! -diye gözlerimizle kendisini okşadıktan sonra, sözlerimizle de okşamaya devam etmek için sorduk: — Oğlıım! Senin ismin ne?
Kaşlarını çattı; dudaklarını kabarttı. Bir homurtu halinde cevap verdi;
— İş yok!
Sırtını döndü; hindi gibi kabararak uzaklaştı.
Meseleyi evvelâ anlıyamadıksa da, nihayet işin farkına vardık: Çocuklar arasına yayılmış yeni argolardan birini kullanıyor. «İş yok!» demekle «benim sizinle e-decek gevezeliğim yok!», «Ben şirin eğlenceniz değilini!», mânalarım kasdediyor
Bizim zamanımızda mevcut olmayıp da sonradan çocuklar arasında yayılan argolardan biri de «boş ver»... İki adımda bir işitiyoruz; «Ehemmiyet verme!» mânasına... — Keza, bizim çocukları: m uzda «sınıf döndüm» mânasına «çaktım» tâbiri yoktu. Esasen ulu orta bir çocuk «döndüm» de demeydi. Bunu en büyük u-tanç sayar, gizlerdi
Asıl en yeni, — çiçeği burnunda çamuru karnında — yazıya germemiş tâbire gelelim: «Yaslanmış».
İki küfeci dalaşıyor;
— Ulan, yaslanmış... İskele memurunun geçen gün yükünü taşıdın diye kendini vapurlara has kamarot mu oldun sanıyorsun?
İki ayakkabı boyacısı dil kavgasına tutuşmuş:
—- Sen de patron gibi Siirdli-sin diye, bu ne caka, yaslanmış?
Dahâ yüksek tabakalara da bu «yaslanmış» sözü sirayet ediyor:
— Biz memuriyete kapılanıyoruz derken, yaslanmışın biri geldi: yerimizi aldı.
Yahut:
— O benim gibi alnının terile mi kazanıyor? Otuz besine geldi, hâlâ babasından para alıyor: Yaslanmışın biri...
***
Evvelâ anlıyamadım. Sonra tahkikat farkına vardım ki, bu «yaslanmış», kuru bir tâbirden ibaret değil; nasıl bundan beş altı yıl önce bir «Bobstil» tipi çık-ti ise. şimdi de «Yaslanmış» tipi formülünü buluyor.
Bu derece maruf olan, köylere kadar nüfuz eden, tiyatrolara ve romanlara mevzu teşkil eden Bobştil’i ilk defa olarak bu sütunda ben haber vermiştim. «Yaslanmış» i da ben ilân ediyorum, Onun da aleyhine bir millî seferberlik lâzım.
«Yaslanmış» cidden beterin beteridir. «Bobstil». onun yanında zemzemle yıkanmıştır; Gerçe bu tufeyli tip eski asırlarda da vardı. İsmi kâtı «miras yedi», kâh İnültemes», kâh «damat beyefendi,,, kâh «kurenadan», kâh «liip-Bti», kâh «lıazır yiyici», kâh «anaforcu» idi; lâkin şimdiki devrin Zekâsından bu teııevvülerin topu-hıı birden ifade eden yeni bir tâbir fışkırıyor: «Yaslanmış»,
(Vâ - Nû)
CASUSLAR
Dört perdelik telif piyes
YAZANLAR:
Vâlâ Nureddin Vâ - Nû
VE
Nihal Karaınağaralı
Bu akşam Şehir Tiyatrosu Dram kısmında başlıyor.
I
Yeşilköy cinayeti muhakemesi
Yeşllköyde bir gazinoda aralarında rakı ısmarlanması yüzünden çıkan bir hâdise neticesinde arkadaşı Kemal'e tabancaslle ateş elliği bir sırada. çıkan kurşunla Koço adında birinin ölümüne sebep alan Yusuf'un duruşmasına dun birinci ağır ceza mahkemesinde devam edilmiştir
Dilnkü celsede gazinoda yıka esnasında müfteri sıfatlle bulunan iki şahit dinlendi. Bunlar. Yusuf'un silâhını Kemal'e tevcih cdeefc ateq ettiğini envn çeki’meT" ç'!;."n kur/u-nıın Kçço'va ImbcL e.ürck ö! il mııclb nldt’ft n.ı söylediler, di a evradının savrıl'k'-1 tel • İki l;ln duruşma başka güne bırakıldı.
ŞEHİR HABERLERİ
Yiyecek fiatEeri
Yılbaşma nispetle mühim yükseliş var
İstanbul’un imarı
Umumî Mecliste dün görüşmeler oldu
Zeytinyağı satışları
Bazı bakkallar yağ almak için müracaat etmediler
İlgili makamların listeleri gözden geçirilince bir kısım yiyecek, maddelerinin üstlerinde dün, eski haftalara göre yeniden yükselme olddğu görülüyor. Pirinç, fasulye ve sadeyağlar i la 11 eri yükselen malların başındadır. Senenin ilk ayının ilk günil ile dünkü satışlar mükayese edilirse bu meydana çıkar.
Yeni senenin ilk gününde perakende Vlolon pirincinin kilosu 137 kuruş iken diln 170, pembe cinsi pirincin gene perakende kilosu ocak ayının lig gününde 137 kuruş İken dün 150, Tosya pirincinin kilosu 130 kuruştan dün 145, Diyarbakır pirincinin kilosu 135 kuruştan dün 100 kuruşa fırlamıştır. Bu fiatler orta inallardaki îlat farklarıdır. Ekstra mallardaki flat farkı daha çoktur.
Makarna satışı başladıktan sonra pirinç üstlerinin düşeceği umulmuş, İlk günlerde umulan olmuştu. Fakat tacirlerin aldıkları karşı tedbirle, yani piyasaya mal çıkarmamakla yokluk meydana getirilmiş ve fiatler düşürülmemiştir. Zaman geçtikçe de fi-atlerln makarna satışına başlanmadan önceki fiatlerden daha yukarıya çıkarılmasını temin etmiştir.
Fasulye flatleri arasında bir nıü-kayese yapıldığı takdirde pirinçte ayni hal görülür. 1945 ocak ayının İlk gününde perakende olarak bir kilo Dermesen fasulyesi 10û kuruş iken dün 120. çalı fasulyesi 80 kuruş İken 110, barbunya fasulyesi 45 kuruş iken 55 kuruş olmuştur
Sadeyağlardaki fiat yükselişi şimdiye kadar görülmemiş dereceyi bulmuştur. Y(ni senenin ilk gününde bakkal dükkânlarında bir kilo Trabzon yağı 434 kuruştu: şimdi 475 kuruştur. Diyarbakır yağları 440 kuruştan 520 kuruşa, Siverek yağlan 485 kuruştan 570 kuruşa, Ardıhan yağları 410 kuruştan 470 kuruşa. yrfalar 470 kuruştan 570 kuruşa çıkmıştır. . Fiat! yükseltenler, yerinde malın az olduğunu ileri SLİrflvorlar. Piyasada Urfn yağı yoktur
Nisanın on. beşinden sonra yeni mahsul sadeyağların gelmtğe bağlıyacağı söyleniyor. Sütün pahalı olduğunu ve bazı yerlerde 45, bir kısım mmtakalarda «o kuruşa veı ildiğini ileri sürenler yeni mahsl sadeyağı fl-atlerinin bugünkünden pek farklı ola-nuyacağını İddia ediyorlar.
Zeytinyağı fiati çok yükseldi
Zeytin fiatlerindekl yükseliş, zeytinyağı satışları ile mukayese kabul ede-mlyecek şekildedir.
Bir kilo zeytin 180 Kuruştur Beş kilo zeytinden bir kilo zeytinyağı elde edildiğine ve normal satışlarda bir kilo zeytinyağının 200 kuruştan yukarı satılmıyacağına göre zeytin satışının yağ satışına nazaran nc kadar kârlı olduğu görülür. Zeytinin bu kadar çok para ettiğini gören üretmenin gelecek setteki mahsulünü hangi tarafa tahüs edeceği anlaşlir.
Bir kilo sabun toptan no - 145 kuruştur.
Umumî meclis dün toplanmış. I Kapalıçarşının tftmiri için 1045 bütçesine elli bin lira konulması hakkındaki Belediye başkanlık «takanımın tezkeresi okunarak kabul edilmiştir.
Belediye Fen heyeti tarafından yapılan bir keşfe göre 200 bin İha sarflyle Çarşının Nuryosma-niye cihetindeki kapısından Kalpakçılar tarafına kadar uzanan cadde üzerindeki kısımda bulunan bütün dükkânların çatıları tamir edilecek, zemini de asfalta çevrilecektir. 50ı bin lira bu paranın ilk taksitidir.
Bundan sonra Nafia, Bütçe Bn-cümenlerile diğer encümenlerden secilen üyelerin iştirakile kurulan muhtelit encümenin beş senelik imar programı hakkındaki mazbatası okunmuştur. Encümen, birinci beş senelik imar programına dahil bulunan 21 maddeden bütçe imkânsızlığı karşısında tamamen tatbik edilemeyen ve yahut kısmen tatbik edilen 19 maddeden yedi maddenin ikinci beş senelik programa konulmak suretiyle bunların tatbiki mümkün olabileceği müta-lâasmdadır. Bu yedi madde için de otuz milyon yüz elli bin liralık bir para ayrılmıştır. Bunun 10 milyon llrasile Eminönü - Hal -Unkapanı sahası istimlâk edilerek yol yapılacak, beş milyon Hra ile Örtaköv - Kuruçeşme yolu genişletilecek, İki milyon lira ile Harbiye - Maçka . DoTmabahçe yolları (yani Harbiyenta arkasından başlanmak sureti! e Vali konağı caddesinin önündeki ge-[niş sahada yollar açılacak ve burada büyük bir park yapılacaktır.}
Altı yüz bin Hra ile Beşiktaşla Barbaros meydanı genişletilecek, 4 milyon lira İle Atatürk buhran tamamlanacak, altı milyon lira ile Aksaray . Topkapı yolu genişletilecek ve buna ait istimlâkler tamamlanacak, iki buçuk milyon lira ile de Üsküdar - Beykoz yolu genişletilecektir. Ancak Bütçe encümeni, bu otuz milyon yüz elli bin liranın gerek istikraz sure-tile, gerekse bütçenin umumî gelirindin temin edilmek şuretile her sene imkân dahilinde yapılabilmesi kavdivle mazbataya iştirak etmektedir. Mazbata kabul edilmiştir ,
Bundan sonra Belediyeler bankasından üç milyon lira istikraz yapılması hakkında Bütçe. Kayanın ve Nafia encümenlerinin müşterek mazbataları okunmuştur. «Karaköy köprüsünden Atatürk köoriisüne kadar olan caddenin ticarî bakımdan en müte-
Kıs sebzeleri
Kış sebzeleri fiatierl pahalılığını muhafaza ediyor Dün bir kilo ıspanağa 7C - 80 kuruq istenyordu. Geçen sene aynı günd? 28 kuruntu, Ispanak flatlerindekl hu kadar flat. farkı göriimeınlş bir şeydir.
Geçen sene perakende olarak 15 kuruşa satılan pırasa dün 25. B kuruşa satılan pancar dün 21, 20 kuruşa satılan havuç cün 37 7" '---" 1
satılan kamebehar dûn 105 kuruştu.' Demet ve tane He şahtan sebzelerde de aynı fiat fsrlu vardır.
KÜÇÜK HABERLER
Bir tavzih
İmperlal Kemikal İndustrls (Tur-key) Limited müessesesinden:
Muteber gazetenizin 19/3/945 gün ve 0479 saydı nüshasının İkinci sahifeslnln üçüncü sütununda tHaşarat öldürücü yeni müstahzar» başlığı altındaki yazıda D. D. T. den beş defa daha kuvvetli (Ganimexane) adındaki müstahzarın Kırallık Kimya Endüstrisi müessesesl-ne atfedildiği görülmüştür.
Mevzuubahis müessesenin ( Imbe-rlal Chemical Industries Limited» şirketi olduğunun tavzihin! rica ederiz.
İzmir’de taze peynir ve zeytinyağı
İzmir (Akşam) — İzmir de piyasaya taze peynir çıkarılmış ve eskisi gibi kilonu 150 kuruştan satılmağa başlanmıştır. Hemen bütün bakkaliye mağazalarında Laze peynir bulmak mümkündür.
Tarım satış kooperatifleri birliği, İzmirdekl memur ailelerine kilosu 178 kuruştan yarımşar teneke; yani 8.5 kilo zeytinyağı dağıtacaktır. Hazırlıklar tamamlanmıştır. Mütekait, yetim ve dullara da aynı şekilde dağıtım yapılacaktır.
* HürrJycltepesi ve Kâğıthane civarında kadınlı erkekli bir grupun önüne çıkarak silâhla tc-cavine kalkış mak ve ayrıca kadınlara da sarkıntı-‘, İlk etmek suçlarından sorgu yarglçlı-I ğınca te . klf edilen Fethi, Tahir, .Rauf ve Cemal isimlerindeki gençle-70^ kuruşa | rln yargııanmasına ddn birinci ağır ı cc7a mahkemesinde başlanmıştır
Sanıklar; hareketlerinin bir soygunculuk nlyetlte olmadığını, bir içki âlemi sonunda bu işlerin tahad üıs
ettiğini anlatnuşlar/ır. Ma’ keme, şahitlerin celbi için duruşmayı başka güne bırakmıştır.
> Ömer. Mustafa ve Şaban İsimlerinde üç gs-mlcl, Kazlıçeşme sahillerinde ociun yüklle demirli bulunan bir yelkenliyi delerek ka?('en batırmak suçlle ikinci ağır ceza mahkemesinde duruşmaya çıkarılmışlardır.
Dünkü oturumda ehlt vukuf ola-ak Mehmet Ali İsminde bir zat dinlenmiş, bu şahıs, filhakika, kimse fark-etmeden gemide burgu ile ailacak bir delikle arrızın batırilabll ereğini söylemiştir.
Dâva evrakının savcılıkla tetkiki İçin duruşma başka güne bırakılmıştır.
ir Açılacak yeni sanat okulu İçin Üsküdarda tesblt edilen binaları maarif müdürü ve ilgililer bugün gezeceklerdir. Bulunan binalardan uygun görüleninde Icaheden tamirat ve tadilâta başlanacaktır. *
■k Ekim ayında yapılacak olan nüfus sayımı İçin fcabeden “hazırlıklar ilerlemektedir. Dahiliye Bakanlığı vilâyete gönderdiği bir tamimle, memleketin her bölgesinde okluğu gibi, îstanbulda da nıımarataj İşinin mayıs ayı sonunda bltlrllınoslnl bildirmiştir.
kâşif ve ehemmiyetli bir piyasa mahalli ve en kalabalık geçit yeri olduğu halde iki nakliye vasıtası bile yanyana geçemiyecek kadar dar olması ve caddeden geçen vesaitin ticari faaliyeti sektedar etmesi hasebile şikâyet mevzuu, teşkil eden bu caddenin tevsii» kaydile Belediye başkanlığının bu teklifini inceleyen encümen, yüzde beş buçuk faizle ve 17 sene müddetle Belediyeler bankasından üç milyon lira istikraz edilmesini muvafık görmektedir. Bu parayı almak icln Belediye, kendi gelirlerinden bir çok karşılık göstermektedir.
Mazbata okunduktan sonra üyelerden Merkez bankası müdürü B. Sadi Bekter söz alarak dedi ki:
— Bu paranın ne suretle tediye edileceğini bilmiyorum. Ancak gösterilen teminat senelik taksitten fazladır. Hiç itibarı olmı-yan bir müessese, her ne olursa olsun mutlaka paraya ihtiyaç gösterdiği takdirde ancak böyle teminat verebilir, Halbuki bu parayı alacağımız müessesede aynı zamanda hissedarız. Bu kadar fazla karşılık göstermek bizim için hayslvet kırıcıdır. Biz makama bu salâhiyetleri verelim. Fakat alacağı salâhiyetleri daha lehte bir surette tahvil etmelidir.
Benim fikrime göre bugünkü para vaziyeti. İmar maksadile tahvilât çıkarmağa r>ek müsait-tir. Fakat bunun icln bir kanun lâzımdır. Bu takdirde mesele bir şehir isi olmaktan çıkacak, bir memleket meselesi halini alacaktır. Memleketin İman için en esaslı vol budun. Temenni edelim ki şehrin iman İcln Belediyenin yanacağı son mukavele olsun.
Bütçe encümeni reisi B. Halil Hilmi Uyguner de B. Sadinin nokta! nazarına tamamile iştirak ettiğini şehrin bu varidatile İmarı kabil oynadığını, bunun için esaslı bir nroğram yanmak teabettiğini, küçük istikrazlarla şehrin imar edilemlyeceğini söylemiştir.
Bundan sonra Vali ve Belediye reisi doktor Lilt.fi Kırdar da şu izahatı vermiştir:
— Ben de B. Sadinin sözlerine İştirak ediyorum. Bugünkü varidat i'e sehıin iman söyle dursun, bugünkü hizmetleri bile yapmak kabil değildir, tkl köprünün arasım açmak için bu istikraza lüzum gördük.
Bunun üzerine mazbata kabul edi'iniştir. Meclis çarşamba gününden itibaren bütçe müzakeresine baş lıyacaktır.
Sahsa çıkarılan ithal malları
Ankara ülııs meydanı Koç ticaret T. A. S. ne buz dolabı, İst. Celâl bey handa Fevzi Toksoy'a uyandırıcı masa saati. İstiklâl cad. No. 302 de Vah-ranı Gesar ve ortaklarına miiçedde-te ve akşamı, İst Nenıllzade handa Adil Gençoğluna muhtelif oyuncak, Gal. Sigorta handa İmperlal Keml-kala karbonat dö sud ve zırnık, Ycdt-kule Kazlıçcşmede 3- G Sotlryadlse Ziı-nık, İst. Küçük Ticaret, handa Türkiye Eczacıları deposuna kalsiyum karbonat. İst Yenlpostane karşısında Türkiye Ecza deposuna asit ta-ııik, sud bromür, ve pepsin, Tahtaka-le No, 3i de îsrael ve Sami Saltlye parça şap, İst, Tiitüngümrük Yağcılar sakağında Trakya Ticarete şap, İst. Tütüngümriik Yağcılar sokağında Hakkı Tunadüzöye erkek elbise düğmesi, Gai. Necati bey caddesinde Eksc-lslyora yünlü pardesll, İst. Yenl-postahane karşısı Türbe sokağında İhsan Ünsaln gaz b?zt. Gal. 0 nel Vakıf handa Kurtuluş Ltd. e deri eşya Ve çanta
k Cerrahpaşa hastanesi röntgen asistanı B. İsmail Hakkı Derman gösterdiği üstün kaçandan dolayı Sıhhat Bakanlığı tarafındım takdirname 1le taltif olunmuştur.
Vilâyet tarafındım zeytinyağı satmalı üzere İzin yerilen bukallardan 10 - 12 sİ geçen hafta yapılan te.zl-atta yağ almak üzere vilâyete müracaat etmemişlerdir Bağlı oldukları İlçelerden bu esnafın yag salmak İsteyip istemediklerinin öğrenilerek vilâyete bildirilmesi istenmiştir. Bundan başka bütün işi yağ satmaktan ibaret olan bazı esnaf da vilâyete müracaat ederek iztnlL'.erln listesin . e İsimleri olmadığını bi'dlrmlşlerdir.
Bunlar arasında şimdiye kadar yaptıkları satışlarda kanun ve nizamlara aykırı hareketleri görıilml-yenler, izinli olupta yağ satmak 18te-mlyenierln veya satışları esnasında hile yoluna saptıkları İçin listeden çıkarılacakların yerine konulacaklar-&T. şehirde tesblt edilenlerin şansının arttırılması icabetlerse yeniden seçileceklerin arasına evvrlâ bu durumda olanlar alınacaktır
Hafta başında dağıtılmak ü ere vilâyetin elinde 55 bin kilo zeytinyağı mevcuttu- Bundan başka Ticaret Bakanlığı, Tarizden İstanbul'a sürati? 500 bin kilo zeytinyağı gön derlin ıesin’ İstemiştir. Bu yağlar pek yakında şehre getirilecektir.______
Maslak yo’unda
ölüme sebep olan bir otomobil hâdisesi
İstanbul savcılığı dün. Maslak yolunda vukua gelen feci bir ölüm tahkikatına el koymuştur. Teknik okul i pansiyon âmiri B. HaJll Muzafferin ölümüne sebep olan bu vaka etrafında muharrimlzln yaptığı tahkikat ve aldığı tafsilât şöyledlr:
Öğretmen Halil Muzafferle Haldun adında bir arkadaşı Yenlköy civarında bir arkadaşlarından misafirlikten taksi ile dönerlerken mukabil İstikametten gelen ve bir 'i tecrübe» plâkacı taşıyan diğer bir binek otomobili, bu taksiye çarpmış ve çarpmayı mütaakıp her IkLsl de durmuşlardır.
Muzaffer ile arkadaşı, taksiden inerek kendilerine çarpan otomobil şoförüne yaklaşmışlar, ve işlediği OU hatadan dolayı kendisine terettübe-decek mesuliyeti hatırlatmışlardır.
Bu konuşma esnasında Halil Muzaffer, bu otomobilin çamurluğuna çıkmış ve müsademe İşinin halli için Jandarma karakoluna kadar gidilmesini istemiştir. İşte bu sırada münazaa çıkmış ve şoför tarafından çamurluktan aşağı indirilmek İstenmiştir. Muzaffer, çamurluktan İnmek İstemeyince, şoför, kendisine şiddetli bir tekme vurmuş ve yolun kenarındaki hendeğe yuvarlamıştır. Şoför bu İşi yaptıktan sonra geçip gitmiştir. Takside kalan Haldun mahalli zabıtasına başvurarak vakayı anlatmış, Halil Muzaffer derhal Amerikan hastanesine yatırılmışsa da bir müddet sonra ölmüştür. Hâdfsetahklkatma savcılardan B. Şekip Musluoğlıı el. koymuş, Adliye doktoru Kâmil tînsa-lan cesedi muayene etmiştir.
Ölümle neticelenen vaka müsebbibinin Sirkecide radyoculnk eden Rober isminde biri olduğır tesblt edilerek yakalanmış vehakkında kanuni takibata girişilmiştir.
16 mart şehitleri töreni
18 mart şehitleri töreni önümüzdeki cuma günü saat on beşte Eyüpteki Şehitlikte yapılacaktır. Törende şehir namına umumi meclis âzasından bir zat, Halkevleri namına bayan Meliha Avnl Sözen, gençlik namına üniversiteden bir talebe nutuk söyllyccek, bundan sonra bando matem havasını çalacaktır. Mütaakıben Şehitliğe çelenk konulacak, bir manga er havaya 3 defa ateş edecek, mektepliler geçit resmi yapacaklardır.
Dağıtılan ekmek kuponları
Martın, 8 inde şehirde istihlâk edilen ekmeklerin kuponları sayılmıştır. Bu sayıma göre o gün şehirde 824235 ekmek kuponu kullanılmıştır Bu miktarın 634537 sİ has. 189890 1 esmer ekmek kuponudur. Bu kuponların 59509 u ağır İşçilere aittir. Bunlarla alınan ekmek İçin de toprak mahsulleri ofisi 2060 çuval beyaz, 1147 çuval esmer olmak üzere ceman fırınlara 3207 çuval un vermiştir.
Teşekkür
Yaptığı mahlrane bLr ameliyatla eşimi rahim kanseri glbL Amansız bir hastalıktan kurtaran Gıtreba hastanesi doğum kliniği şefi Sayın profesör doktor Naşlt Erez'e, ameliyatta kendisine yardıln eden doktor Mahsur Tekdeğer ve doktor Cafer Ar-can'a, tedavisi esnasında yakın alâkalarını eslrgemlyen hemşire ve hasta bakıcılara candan teşekkürlerimin iblâğına sayın gazetenizin delâletini rica ederim.
Tufan Yaıııkoğlu
VEFAT
Sami paşa zadelerden merhum Ab-dürrahman Haşan bey zevcesi aall-hatı nfsvandan VİCDAN KOCAMEMİ 11/3/945 pazar günü Tanrının rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi akraba ve taallukatı omuzlan üzerinde kaldırılıp Feriköy kabristanına def-, «edilmiştir. Oğlu Haşan ve kederdide flllesl efradına tazlyetlerimlıl sunarız. ■ Mevlâ rahmet ey üye, ,
II Bir çırpıda |
Lady Astor'un bir sözü dolayısile...
Harb başlı,yalıdan beri âdeta yürümeği unutup bir «Kuş • adanı» haline giren Ahmet Emin Yalman’m yeni seyahatnamesinin son formalarından birinde Londrada Avam kamarası müzakereleri pek dikkate değer bir şekilde anlatılıyor. Meselelerin, de-korların fakat bilhassa seyahatlerin nükteli, eğlenceli taraflarım daima seçen ve bunları hemen not eden Yalman, Avam Kamarasında da nefis bir espri yakalşnnştır.
Seyahatnamede, Avam kamarasında elektrikli bir havanın ve acı münakaşaların içinde geçen bîr müzakereden bahsederken şöyle deniliyor:
»Mebuslar arasında Lady Astor var. Her durumun tuhaflık tara
fını sezen, aklına geleni mutlaka öyliyen bir kadın Erkeklerle ka-Ll-dınlar arasındaki müsavatın d.«Q amansız bîr taraftan ve bekçisi.Q_ isterse dünya birbirine girsin, cr-Ç\ keklerle kadınların müsavi olma-*^-dığıru imâ eden bir süz sönlendî O
mi. Lady Astor derhal fırhyarakC kabanyor ve hücuma geçiyor. _O
Churchill Yunan dâvasına ıhı'(5 ir hararetle konuşurken: "Bu mc-selede insanların görüşü ." diye«> bir söz sarfediyor. İngilizcede-, man kelimesi hem insan hem d* ¥ erkek mânasına geldiği için Lad\u_ Astor bunu erkek mânasına kerek beklenilmez bir zamanda?? ve beklenilmez bir tarzda iliras: ediyor: "O
— Yalnız erkeklerin değil, kn-js dulların da görüşü...
Hazır cevap ve şakacı Chur-g) chill cevap yetiştiriyor:
— Man kelimesine kadın da'*-/


dahildir.
Fakat «dahil» mefhumunu ifade için kullandığı »cmbrace» kelimesi aynı zamanda kucaklamak- demektir. Bu itibarla Başvekilin verdiği cevap: »Erkek kadını kucaklar mânasına da geliyor, Tabii kahkahalar kopuyor Lady Astor’un afacanlığı ve Churchiirin hazır cevaphğı yüzünden Avam kamarasının fırtınalı havası epeyce gevşiyor...
Bazen bir nüktenin, eğlenceli bir sahnenin en fırtınalı bir anda bile ne kadar işe yaradığını çok güzel gösteren bir sahne.
Anâre Maurois'nin da İngiliı Parlâmentosuna dair bir yazısı vardır. «İngiliz belâ "ati - d"ve tercüme olunan bıı yazıda. İngiliz Parlâmentosunda, dünyanın pek iltifat ettiği o paîavrah belâ^ate katiyen yer verilmediği işaret e-diliyor. Ve deniliyor ki:
Joseph Chamberlain'in hitabete başlamasının hikâyesini bilir misiniz? Avam kamarasında söylediği ilk ve çok parlak nutkunu bitirdiği zaman eski bir Parlâmento kurdu yanına yaklaştı ve:
_____ Çok iyi söylediniz gene a-dam... Fakat ara sıra tereddüt ederek konuşursanız Kamara size minnettar olacaktır.
Bir İngiliz hatibi — nutku ne kadar büyük coşkunluk uyandırmak kabiliyetinde olsa bile — bunu en büyük sükûnetle ve dikkati katiyen üzerine cekmiyerek başarmağa çalışır. Ba!dwin bir nutkunda:. . İngilterenin s-mn şimdi Douvers'da değil Ren kayışındadır.» diyecekti. Ve bu cümle eski tarz hatipler için bir bomba tesiri uyandıracak birbelâ rat numarası idi. Fakat Ba’dıvin Parlâmentoda: tngilterenin hu-
dutları şimdi Douvvrs’da değil. » dedikten sonra durdu, Sanki hu hudutları arıyormuş gibi, muhaliflerin gözleri önünde kendi kâğıtlarını karıştırarak epey bir müddet sustuktan sonra nihavet hududu bulmuş gibi gülümsedi, ilâve etti:
— Ren kıyısındadır.
Masaları vumrukhyan. düşmanların ciğerlerini sökiin kebap edeceğinden bahseden polltt-kacının heın pabuçlar, hem de konuşma tarzı dama atıldı.
Hikmet Feridun Es
Yunan adalarına ilâç ve yiyecek
İzmir (Akşam) — Kızılhaç tarafından Yunan adalarına ilâç ve yiyecek maddeleri taşımak üzere İzmir limanında 6 büyük motör kiralanmıştır. Bu m öterlere ilâç vo yiyecek maddelerinin yüklenmesine devam ediliyor. Haber aldığımıza göre, Yunan adaları halkına yapılacak bu gtbl yardımlar İçin Kızılhaç. İzmir limanını trnnsit merkezi olarak kullanacaktır. Bordalarına Kızılhaç işaretleri yazılan motörler. T^mlr limanüe Yurs.n nda-ları arasında mütemadi sererler yapacaklardır.
Bahire 4
KARAR ZAMANI
BİRİNCİ KISIM
Tersi toplu
Çünkü 1919 da, Yunan kuvvetleri.! mıhlardır. Bu sebeple Türkiyenln bü-
“ .nın KotatolMv'İA İz-’vfllli' daıılAfli»* arasın^» AmerUrnrluo
gelirse kalbden
|Yazan: SUMNER WELLS
Created by free version of 2PDF
BEŞİNCİ BAHİS
İhtilâf sahaları
Türkiyenin kazandığı zafer ve Lozan muahedesi — Boğazlar meselesi — Tür-kiyede Amerikan alâkası
İngiltere ve Fransanın tasvibiyle, tz-mıri İşgal etmiş, ve İtalyaya, gizli Londra muahedesîle kendisine Adriyatik sahillerinde kontrol hakkı verileceği hakkındakl va’dl unutması için. Garbi Anadoluyu İşgal müsaadesi verilmişti.
Sevr ve Versay muahedelerinin imzasından sonraki dört sene içinde Mustafa Kemalin Milletler Cemiyetine ve büyük devletlere karşı yaptığı hareketler, Avrupa siyasetinde son zamanların en heyecanlı hikâyesini teşkil eder. İngiltere ve Fransanın Yakın Şarkta menfaat İhtilâfları yüzünden birbirlerine düşmeleri de Mustafa Kemalin İşini kolaylaştırmıştı. O buhran esnasında Fransa, înglltereden daha ziyade realist olduğunu göstermişti.
Rus Ittlfaklle hayli kuvvetlenmiş bulunan yeni Türkiyenin şark hudutlarından korkusu kalmamış, ve bu sayede Mustafa Kemal bütün kuvvetlerini garp cephesine yığmağa muktedir olmuştu. Türkiye yeni müttefiki Ruşyadan hayli silâh ve mühimmat .. da almıştı. Fakat en mühlmmi, yeni Türkiyenin, İngllterenin dahilî baskı yüzünden seferberliğe bir an evvel nihayet vermek mecburiyetinde olduğunu ve artık yeni askeri maceralara Btılamıyacak vaziyette bulunduğunu İyi bilmeslydl. Alman tehdidini karşılamak İçin tek başına bırakılan Fransa ise. Yakın Şarkta yeni bir maceraya atılmağa ne muktedir, ne de kabiliyetli İdi. Hattâ Fransa yeni Türkiye ile münasebetlerinde daha ileri giderek 1921 senesinin sonlarında onunla ayrı bir muahede lmzaln-h. Bıı muahede. Fransanın İnglltereye karşı ayrı bir sulh yapmamak hususundaki taahhüdüne muhalif olduğ-ı gibi. Milletler Cemiyeti anlaşmasına da aykırı İdi. Çünkü Fransa, üzerinde yalnız manda hakkını haiz olduğ ı Surlyenln bir kısmını Türklyeye bırakıyordu.
1922 de İtalyanlar. nılılannı pırtılarını topliyarak Garbi Anadoludan çekildiler. O senenin ekim ayında Türk orduları Anadolııdakİ Yunan kuvvetlerini temizlediler, fevkalâde biiyük bir zafer nuştı.
Bu faslın son kısmı. 1923 temmuzunda Lozan'da Türkiye Cumhui'lye-tlle müttefik devletler arasında lırna edilen sulh muahedemle yazıldı. Lozan’da, bugün Cumhurrelsi bulunan, o vakltkl Hariciye Vekili İsmet İnönü, Atatürk'ün gayelerinden çoğunu müttefiklere kabul ettirdi. Lozan muahedesi Türkiyenln İstanbul ve Boğazlar üzerindeki hâkimiyetini tanıdı ve yeni Cumhuriyetin müstakbel İnkişafına alt temelleri attı. Bu suretle Türkiye, şimdi olduğu gibi. Cenubu şarki Avrupada ve Şarki Akdenizde hayatî bir kuvvet olarak tekrar ortaya çıktı.
'yük devletler arasında Amerikadan hiç bir zaman şüphe etmesine sebep olmaması hascbllc, İki memleket arasındaki münasebetler müşterek menfaati ileri götürmeye yarıyacak derecede metin bir karakteri haizdir

A talikle kazan-
Boğazlar meselesi
ö vakit teessüs eden Boğazlar statüsüne göre, Karadenizde, Rus ve Türk donanmalarından üstün kuvvette olmamak şartlyle. harb ve ticaret gemilerinin Boğazlardan geçmesi serbesti. Bir harb halinde, Türkiye tarafsız kaldığı müddetçe, muhasım devletler gemileri bu tahdidata tabi tutulmıyacaktı. Aynı zamanda Boğazların silâhsızlanması, ve kontrol a memur milletlerarası bir Boğazlar komisyonunun kurulması kararlaşmıştı.
On üç sene sonra ufukta harb bulutları kararmağa başladığı sırada Montreux’de akdedilen bir konferansta Türkiye Boğazları tahkim salâhi-yetlle, tek başına kontrol hakkını kazandı. Rusyanın bu meseledeki hususi menfaati de. Akdenizc harb gemisi göndermekte serbes olmak suretile tatmin edildi.
Bu lıarbdc Türkiyenin durumu
Avrupa harbi başladıktan sonra bu vakıa daha ziyade ehemmiyet kazanmıştır. 1940 da Türkiyenin vaziyeti tehlikeli bir şekli almıştı. Almanların garbi Avrupayı İşgalinden evvelki aylarda Türk - Sovyet münasebetleri donma derecesine varan bir soğukluk devresine girmişti. Saracoğlunun havayı düzeltmek maksadile Moskovaya yaptığı seyahat semeresiz kalmıştı. Şiddetle muhtaç oldukları kromu inhisarları altına almak için Almanya ile İngiltere arasında mevcut rekabet Türkiyenin durumunu hayli güçleştirmişti. Sonraları bu rekabette Sovyetler de İngllizlerc katıldı. Dünyanın her neresine gittiyse oradaki entrlkalarlle şöhret bulan Papentn çevirdiği entrikalar, bu arada güya komünist ajanları tarafından kendisine karşı yapılan esrarengiz suikast, Türklyeyi bir çok muhasım Avrupa devletlerde mü -nasebetlerl kesecek vaziyete düşürmüştü.
Türkiye için vaziyetin pek karanlık göründüğü 940, 942 senelerinde Va-şlngtonda ve diğer Birleşmiş Milletlerin hükümet merkezlerinde bulunan Türk memurlarının bir kompro-ml sulhu imkânları hakkında araştırmalara teşebbüs etmeleri belki de şaşılacak bir şey değildir Bu zatlar İkinci harbin felâketten başka bir netice veremiyeçeğlnde, ve harbin devamının muhasım devletlerle diğer tarafsız birkaç devleti İçtimaî ve iktisadi kargaşalığa sürükllyeceğlnde ısrar ediyorlardı.
Bu harbin başında Türkiye, emniyetinin tarafsızlığını muhafaza île korunabileceğine karar vermişti. Bir Alman taarruzu İhtimali karşısındı kendisini korumak için hiç olmazsa müttefiklerden bazı yardımlar elde etmek maksadile 1939 da İngiltere İle bir karşılıklı yardım muahedesi imzaladı. Hemen de aynı zamanda Rusya İle de bir ademi tecavüz anlaşması yaptı. Bu anlaşmaları muvazeneleş-tirmek için 1940 da harb talihinin mihver devletlerine güldüğü zamanlarda, Almanya İle bir dostluk muahedesi imzaladı ve arkasından bir anlaşma İle Alman İşgalinde bulunan silâh fabrikalarının vereceği mühimmata mukabil Almanyaya Türklyede çıkan bazı maddeleri vermeği taah-hüdetti,
Türklyeyi bu son anlaşmayı yapmaya sevkeden âmillerden biri de, İngllterenin, hattâ Amerika harbe girdikten ve kendisine ödünç verme ve kiralama anlaşmasile ihtiyaçlarını vermeğe başladıktan sonra dahi. 1939 anlaşması mucibince Türkiyenin kendisinden beklediği silâh ve tayyareleri verememesi olmuştu. Diğer bir âmil de o devirde Birleşmiş milletlerin şarki Akdenizde pek sıkışmış olmaları, ve vaziyetin Yakın şarkta çok tehlikeli bîr hâl alışı İdi. Birleşmiş
(Arkası var)
NACİ KALMÜKOĞLU
RESİM SERGİSİ

10 Mart cumartesi - 25 Mart pazar. Her gün saat ıo dan 21 e kadar.
Beyoğlu O. E. N. Kitap sarayında İstiklâl caddesi Parmak-kapı.
Philippines (Filipin) takı madaran
İrili ufaklı 7000 ada — Satıh sahası, iklimi, politik ve ekor.ı nik cephesi — Muhtariyetten istiklâle — Adaların başlıca ürünleri — Maden zenginliği — Dış ticareti
Türkiye de Amerikan alâkası
Türkiyenln asrileşmesinde Amerikanın rolü tahmin edildiğinden büyük olmuştur. Uzun bir mazide Amerikan misyonları Türkiyede büyük muvaffakiyetler göstermişlerdir. Bu muvaffakiyetin sebebi, kısmen Tür-Hyenln diğer Avrupa milletlerinin siyasi gayeler taklbetmeslnden şüphe etmesi, kısmen de Türklyede kurulan Amerikan mekteplerinin feragatli, kabiliyetli ve patavatlı kimseler tarafından idare edilmesidir. Bu irfan . . . ----- ----------__________________________________
müesseseler! liberal garp kültürünün | kendisini tanıyanları yeise düşür- ' tiyacı gitgide daha artan bir mllle-kaynaklan olmuş, ve şimdi umumi müştür. Kendisine Allahtan rahmet tin (3) şüphesiz iştahmı kabartaca-hayatta rol sahibi binlerce genç Türk j ve ailesine sabırlar «fileriz. ğmdan bu İkinci ihtimal daha çok
aradıkları ilhamları buralardan al- Arkadaşları varittir. Dünya barışı Amerika Bir-
Yarın gece •
Mr^3 n IL^ Sinema dünyasının akıllara hayret verecek derecede canlı ve gü-
H=> U= £=□ l/Vi. »el filmi dünyanın en meşhur zenci caz, şarkı ve dans kıralı ve
sinemasında tarellçelerinln yarattıkları bir şaheser.
Doğu Hint adaları grupundan Bor-neo ve Celebes (Seleb' den Sulu ve Celebes dcnizlerile ayrılan aşağı yukarı U2ak Doğu Aryasının güney köşesi demek ulan Fransız Çin Hhıdl yarım adası hizasına düşen ve en kuzeyindeki odası He Jnponynnın Tatvan (Formoaa) adasına löi. güneyindeki Sulu odaları ite Boı-ıeo adasına İyice yakın çok volkan ve depremll Filipin takımadaları yarısından fazlasına daha İsim bile ko-nnnııynn ve sadece 3.090 kadarı haritalarda yer alan irili ufaklı 7 000 şu kadar adadan mürekkeptir
Bnşlıcainn kuzeyde 105 708 kilo-metro kore yüz ölçümlü (satıh mc-sahalıl Lüzon ve RÜneydc 95 587 kilometre kare yüz ölçümlü Mlndanno olmak üzere Şamar, Negros. Paia-wan, Panay, Mlndoro. Leyte. Cebou (Sebul, Bohnl. Mnsbnf. Batan olan ve 5 kuzey enlemi (arz derecesiı nden 20 kuzey enlemine kndar 1.600 kilometrelik bir uzunluğa yayılmış ve 128 inci doğu boylamı «tul derecesi’n-dan 118 inci doğu boylamına kadar 1.100 kilometrelik bir sahaya serpilmiş bulunan bu takımadalarda yüzey «satıh) in dörtte üçünden fazlası yer yer 3.000 metre kndar yükselen dağlarla örtülüdür. Atletik Lüzon adasının kuzey batısında ve Negros’ta genişçe ovalara raslamak mümkündür. Kıyı ovaları pek nadirdir, zaten kıyıların pek çoğu da yüksek deniz yarları (falez) ve mercan reslflerile çevrilidir.
Kuzey yarı küresinin biraz yukarda da gördüğümüz gibi daima sıcak ve kuzeyde veya güneyde olmasına göre ya devri veya her zaman yağmurlu aşağı enlemlerinde yer almış Filipin adaları tropikal, yarı tropikal bir İklime sahiptir.
Harita üzerindeki coğrafî durumunu, yüzey şekillerini «zemin ârızala-rı) İklimini elimizden geldiği kadar açık ve kısaca anlatmağa çalıştığımız bu adaların şimdi politik ve ekonomik cephesini aydınlatmağa koyulalım.
Toplu olarak yüz ölçümleri 300.0«W kilometre kareyi geçen bütün takım adaların yeril- ahalisi Malayalıdır. Adalar 15 inci yüzyılda EndonezyalI mıislümanların istilâsına maruz kalmış ve 1565 de İspanya kıralı 2 ncî Phlllppes tarafından zapledllmiştir. Adalara Philippines ismi verilmesi de 2 inci Phllıtppcs’iTj adına izafetendir. Pek zalimcesine olan ve yerlilerle müslümanları enklzisyon mahkemeleri zoruyla Katolik yapan İspanyol idaresinin sonraları savaşçı birçok kabileleri birblrlerlle barıştırmaya ve bunlardan omogen (mütecanis’ bir Katolik zümresi meydana getirmeğe muvaffak olduğu söylenir. 333 sene İsnanyol idaresi altında kalan adalar ispanya ile Amerika Birleşik Devletleri arasında çıkan bir muharebe sonunda 1898 de Paris muahc-deslle Amerikalılara geçti.
Adaların ne şekilde idare edileceği sömürgeciliğe (müstemlekecilik) yeni başlıyan Amerikalılar İçin Filipinlilere karşı kaza hakkını kullanan ilk Cumhur başkanı Mac Klnley’ln yerlilere Amerika efkârı umunuyeslnin adaları fethedilmiş bir ülke gibi say- um-
madığını ve Amerikanın büyük kar- langıcında da zikrettiğimiz gibi ta-deşln kiicük kardeşe muvakkat ola-' kımadanın kuzey ucundaki adaların rak vasilik etmeğe geldiğin! bildiren ' japonyaya alt oltfn Formozaya uzak-bir mesajına rağmen Cumhuriyetçi- jıgj sadece 161 kilometredir! Lüzon'un lerle demokratların arasını açacak - -
kadar bir iç politika problemi halini almıştı: 1) Filipinliler AsyalI ve hattâ AvrupalI herhangi bir devletin adaları istilâya kalkışması karşısında topraklarını kendi başlarına koruyabilirler mi? 2) FiUpinliler kendi kendilerini idare edecek kadar olgun mudur! ar?
Bu problem hakkında Amenuı Birleşik Devletlerinin sayılı coğrafyacılarından biri olan ve birinci cihan harbinin sonunda sulh mua-1 _ Bu rak&r^ardân anlaşıldığına göre hedelerinin akdinde büyük bir rol oynamış ve muhakkak bu defa da oy-nıyacak bulunan 1. Bowman (l ı birinci cihan harbinden sonra yazd'ftı •Nev Wcrldn adlı kitabının Fransızca tercümesinde şöyle bir mütalâa yürütmektedir: «Şüphesiz Filipinliler kendi hallerine bırakılamazlar, ola-,
Soldan sağa vc yukarıdan a^ngi:
1 — Muhtekir.
2 — Sarp ve dik yer - Mriâhnt başı.
3 — Sonuna »Rı gelirse Boğaz-İçlnde bir iskeledir.
4 — Tersi iyi olmıyan sergüzeşttir.
5 — Aramakta muvalf.'k olamaz Uzak nidası.
6 — Başına «S»
demektir.
7 —- Hoşlanmak.
8 — Duadan sonra söylenir - Duvarcının âleti.
9 — Cansız vücut danstır.
1q — Tersi bir nevi faldır.
GEÇEN BULMACANIN HALLİ Soldan sağa vc yukarıdan aşağı; 1 — Sökeknzrurı, 2 — Överek. Ne, 3 — Kemanlrt. 4 — Erazl. İade. 5 — Koni, İnkar, 6 — Akl. İney, 7 — Sinemacı, 3 —Antakya, Az, D — Le, Da, Caka. 10 — Tersezat.
Pilipin (Philippines) adaları, mahsulleri ve madenleri
D;r*niikler; 1. 0 metreden 20Q metreye kadar; 2. 200 den 2.000 metreye kadar; 3. 2.000 den 8.000 e kadar; 4. 8.000 den fazla
Teşekkür
Aziz hemşiremiz merhum bay Cemfl kerimesi ve Azmi Akalın eşj martıUJ1W Nayap Akalın’ln vefatı dolayıslle cenazeye gelmek lûtfunda bulunan zevata ve bizzat veya tahriren taziye etmekle teessürümüze iştirak buyurma- olan dost ve akrabalarımıza uyri ayrı teşekküre derin kes ûrümz mâni olduğundan kendilerine şükran ı-tımızın sayın gazeteniz yoliylc iblâğını rica eyleriz.
Hacer Kulaksız, Medlhn Atadan, «enlha Tanman
u.
leşik devletlerinin bu kadar çtklcl blı* ülkeyi rasgelene kaptırmaıuuaını icabettir İr». (2).
Amerikalıların Filipin adalarında tatbik ettikleri Uure şekli muhtariyet safhasından da geçtikten sonra tekâmül ede ede nihayet 1940 da adalara tam İstiklâl vertceR ve Amerikan İşgalini tamamen kaldıracak olan
1934 tarihli Tydlng Mac Duffie kanunu ile son safhasını buldu ve
1935 te Filipin bir cumhuriyet oldu. Şayet İkinci djinya harbi çıkmasa ve Japonya Amerikalılara saldırmasa idi bir sene sonra sayılan 15 milyonu geçin (bu nüfus 1003 te daha 7 buçuk milyondu) Filipinliler tam bir İstiklâle kavuşmuş ve Amerikan askeri adalardan tamamlle çekilmiş bulunacaktı.
Fiiipinier, Amerikalıları senelerden-beri ilgilendiren vc günün birinde Japonlarla savaşa müncer olabilmesi İhtimali yüzünden de sinirlendiren Uzak - Dcğu problemleri içinde şüphesiz ki pek önemli bir yer tutar Filipinlerln başkenti olan Man illâ ili San - FranslsCo arasında 11.000 kilometre olduğu halde yazımızın baş-
çin kıyılarına uzaklığı 800, Manillâ -nın Hong - Kong'a uzaklığı yalnız 640 kilometre olduğu halde Manillâ'nuı Amerikalılara alt olan Hawaî adalarına uzaklığı 4.800 kilometredir. Havai adalarının başkenti olun Hoııo-Julu ise San Franslscodon tam 3.200 kilometre uzaktadır. Ekvatorun (hattı İstiva) 1.600 kilometre gün-'ylnde olan Samoa adalarının bir kısmı Amerikalılarındır.
kamışı, Hindistan cevizi, mısır, aba-ka (Manılla keneviri), tütün ve bilhassa kauçuk sütünü (lateksı veren heveadır. Fakat. Filipinliler. Amerikalılar için, anavatanın meselâ kauçuk gibi İklimi sıcak ve nemli memleketler ürünlerini yetiştirememek yüzünden asıl ekvatoral (dalma nemli, dalma sıcak İklim kuşağı) mahsulleri i vermek bakımından çok mühimdir. Zaten Amerikalılar yağmurları daha bol ve daha muntazam olan Mînda-nao'da Luzon’dan olduğundan daha başarıyla kauçuk yetiştirmeğe koyulmuşlardır.
Madenler ancak 1905 ten beri İşletilmektedir. Altın, gümüş, bakır, demir, petrol, kükürt ve bitümlü kömür damarlarının mevcudiyeti bilinmektedir.
TablatHe dış ticaretin 3 te ikisinden fazlası Amerikalıların elin edlr. Japonlarla Amerikalıları karşı karşıya getiren Pasifik daha doğrusu Uzak - Doğu mescitlerinden birini burada çözmeğe uğraştık. Senelerden beri. Büyük Okyanus, yakın bir gelecekte kanlı bir harb sahnesi olacaktır. bu mukadderdir diyenler 1921 -1922 Warhlngton anlaşmalarına ve bunu takibeden Londra görüşmelerine ve Cemiyeti Akvamın barışçı teşebbüslerine rağmen görülüyor kİ hak . telgraf kazandılar. Du„ü .
Ölüm
Hayınll inşaat llmldet şirketi mü-essis ve müdürlerinden yüksek mü-> hendls
BAY HAYDAR EMRE vefat etmiştir. Cenazesi 13 3 945 salı günü saat 1 de Ayaspaşada park oteli karşısındaki Kunt Palas apartmanının 4 No. 11 dairesindeki evinden kaldırılarak Teşvikiye camisinde namazı kılındıktan sonra asri me-defnedilecektir.
M e v 1 û t
Eski Sivas mebusu
RASİM BAŞARA
nın vefatının 40 cı gününe tes?.’ t eden 14 mart 1945 çarşamba gin.û ikindi namazını müteakip teşvikıye camisinde aziz ruhuna ithafen mev-lûd okunacaktır, Dostlarının ve arzu edenlerin teşrifleri rica olunur.
şehir mancusu saat 20.3li da Oram Kısmınsa CASUSLAR
Yazan: Vâ - Niı ve N Karajnâğârâll
İken 1943 te bir misyonla Londraya geldiği zaman Mr. Bovmao'ın da hariciye müsteşarına, refakat ettiğini . f havadislerinde ok, muş1 ıım, ___________ İ Bıınu bilvesile belirtmeği de ta dalı A MACİD ARDA buldum.
____________________ 2 — Le Monde Nouveau, Jeân 1 — Sumner Wels Amerika - Bir- Brunhes. Paris 1928. sayfa 565.
le.slk - Devletleri hariciye müslcşari 3 — Müellif Japonynyı kasdıdlyon
Paşlfikte Amerlkaya ait topraklar çok dağınık, birbirlerinden çok uzak ve' bilhassa anavatan topraklanna daha çok uzak, aküne Uzak - Doğu memleketlerine ve bilhassa birinci cihar harbinden sonra evvelce Almanyaya alt olan Carollnes vc ________________ _____________________ Marslı a 11 adalarının mandasını ele j bilir ki Amerika menfaatlerine aykırı' falıdan ve adaları tamamile Jap n-blr politika gütmeğe kalkışırlar Te laştırıp tahkim ettiğinden beri Pa-yahut da her hangi bir devletin t&ar- slflkin tam göbeğine sokulmuş dc-ruzuna uğrarlar. Dünyanın en iyi olan Japonyaya daha çok ya-
bölgeleri başka devletler tarafından fandır. Amerikalıların Paslflktekl sö-İşgal edilmiş olduğundan bu adaların . miirgelcri, en kıymetli ucunu Formo- | halihazır ve potansiyel zenginliği, «’ya kapı komşu denecek kadar ya-| durmadan gelişme yolunda olan ura- j kın olan Filipinlerln teşkil elliği bir , nı (sanayi) ve deniz ticareti dolayı-, zincir halinde ekvatoru kesmekle-!
Acı bir ölüm
Etibank enerji şube başmühendis-
lerinden AzerbaycanlI
HÜSEYİN ARGÜDER
11 Martı 12 ye bağlayan gece aramızdan ayrılarak obedlyete kavuşmuştur. Bütün tanıdıkları ve hemşehrileri arasında kendisini çok aev-dîmJş olan bu arkadaşımızın genç m ve aenız ucam, uum/r,------- ------- -------- ---------
yaşındaki bu ân! ölümü bilûmum siyle tropikal ürünlere (mahsul) Ih- dlr. Diğer taraftan Japonların Pasl-kenrlİRİnl tnnıvnniarı Jıı-nı-ı^ ^nı,r, ..' fifirin ortasına verlesmelprl Amerika-
SİYAH İNCİLER
Baş rollerde:
LENA nORNE — Btl.I. ROBİNSON — CAB CAALLOVVAY ve orkestraları
• NİKOLAŞ KARDEŞLEK.■aaiBflHIIH"HBaB^HHH
Her damln gözyaşı İçin bir kan seli akacak, her ıstırap çeken kız İçin bin düşman ölecektir.
Bu günün bütün dünyada11 en gözde sanatkârı olan ALLAN LADD'ln harlkah Amerlkanm en sevimli yıldızı LORETTA YOUNO'un şaheseri.
C H i N A
V
(ÇİN HARBÎ)
Taştan kaplerl dfle getiren büyük bir aşk romanı, Dünyayı Cehenneme İnsanları mateme gömen son harp destanıdır.
Perşembeye LÂLE’
Z'
flğrln ortasına yerleşmeleri. Amerika- . lıların bu sulardaki topraklarını müdafaa İçin Alaska (Alğnuthnn rs) adalarındaki Dutch Harbur, Filipin- j lerln doğusundaki Guam. San Fran-sisconun günCy batısında HawaJ, , Yeni - Zelandanın kuzey doğusunda I Samoa'nm teşkil ettikleri Amerika; dörgenLne dayanan deniz stratejisini' allak bullak etmişti. Zaten Japon’a- 1 rm bu sokulmalarından. Doğu Hint adalarından dolayı Felemenkliler v. kendi toprakları için de Avustralya Ve Yeni - Zelândalılar kuşkulanıyor- I lardı.
| Adaların gerek toprağının üstü ve | gerekse altı zengindir. Çeşitli İklim
Bu akşını Sümer Sinemasında
Bu harbin en büyük esrarını canlandıran
CASUSLAR KARŞI KARŞIYA
emsalsiz ve Bİ&koli büyük filmi başlıyor.
Boş rollerde:
RALPH BELLAMY ve EVELYN ANKERS. 'Bütün dünyayı İlgilendiren ROUDOLPH HEES'in hakiki macerası... Nazi Almanyanın, esrarını faştden kuvvetli ve hareketli bir film.
HBHm Bu akşam İçin yerlerinizi evvelden aldırınız. ■■■■■!
Bu perşembe akşamı SARAY Sinemasında
Bütün ruh ve kalplerin derinliklerine nüfus eden... ölmez bir ihtirasın sonsuz şefkatini tasvir eden
burada çeşitli ziraatı mümkün kıl-
|nugtır. Başlıca ürünler pirinç, şeker ^*1
Emsalsiz filim banlıyor. Harple muzaffer olan aşk... Bir kadının talihden daha kımetU olan ümit, kahramanlık ve aşk sahneleri. Baş rollerde:
D. SEROVA VE N. ttLİNOFF
GÜZE! SANATLAR
İLİM KÖŞESİ:
TANIMADIĞIMIZ MEŞHURLAR
Eski kahve fincanları
Telsiz telgraf’ın est>r,n> teşkil eden prensipleri bulan Hertz ı>e Branly ile bunları kullanarak telsiz konuşmayı tesis eden Marconi
Yazan: Dr. Âkil Muhtar Önden
Şikago sergisindeki Türkçe gazeteyi kimler çıkarmıştı?..






Faraday'ln tecrübe Ve fikirlerini ele alarak, elektrik ve miknatıâ kuvvetlerinin de, ziya gibi dalgalar» olduklarını kabul eden ve bu alana alt hesapları yapan, formülleri meydana getiren Mâxwell'ln fikirlerini tecrübelerle lncellyen Hertz, mühim neticelere varmıştı. Bu zat (Helnrlch Ru-dolf Hertz) 1857 de Hamburg’da dünyaya gelmiş, mühendislik tahsil etmiştir. Hocaları arasında Heimhollz, Klrchhoff vardır. 1883 de Klel'de agregasyon'unu geçiriyor. 1885 de Karlsruhe’de fizik profesörü oluyor. Genç bir yaşta İken 1804 de Bonn şehrinde ölüyor. Mühim aıaştırmaları vardır. 1887 de şimdi, Hertz’ln dalgaları adını taşıyan mühim keşfini yapmıştır. Hasıl ettiği bir endüksiyon elektrik akınım, birbirlerinden biraz ayrı uçları olan İki madeni kitle've gönderiyor. Eksltatör denilen bu kısmın birbirlerinden ayrılmış olan uçları arasında bir elektrik kıvuciirû' hasıl oluyor. Bu kıvılcımdan meyda-| na gelen elektrik dalgaları havadan uzaklara yayılıyor. Bunları vardıkları noktalarda meydana çıkarmak için. Hertz resonatör adın» verdiği basit bir âleti kullamyoı. Bu âlet bir madeni telden yapılmıştır. Bu tel ya halka gibi bükülmüş ve iki İnce uçlan birbirlerine y&klaştırılmıştır. Yahut bu teli dörtgen şeklinde büker, gene uçlarını yaklaştırırlar. Resonû-tör'ün bu uçlan arasında, uzakta bulunan eksitatörde bir kıvılcım hasıl olunca, bir elektrik şeraresi hemen beliriyor. Bu tecrübe elektTlk nakleden bir tele İhtiyaç olmadan dalgaların uzaklara gittiklerini gösteriyor. Endüksiyon elektrik akını yapan filet ne zaman, meselâ bir anahtarı açmakla. çalıştırılırsa resonatörda bir- • birine yakın veya uzak fasılalarla bu kıvılcımı hasıl etmek mümkün oluyor
Branly (Edouardı bir Fransız mühendisi ve hekimidir. 1844 de Am-lensde dünyaya gelmiştir. Babası çok ciddi, pek muntazam çalışan bir öğretmendi. Paraları azdı. Çocuklarına İntizamla İyi çalışmak şevkini vermişti. Parls’de Napolâon lisesinde matematik sınıfını yaptıktan sonra Ecole Normale girmesi İçin babası onu dostu Desalns’e gönderiyor. 1865 de bu mektebin ilimler kısmına konkur geçirerek kabul olunuyor. Çok İyi çalışıyor. O devirde Pasteur bu mektepte hocadır 1867 de mektepten birincilik!-' çıkıyor. Tek emeli çalışmak, öğrenmek ve venl hakikatler bulmaktır
Evvelâ Bourges şehri lisesine fizik hocası oluyor. Burada istediği gibi çalışmak İçin laboratuar yoktur. Çok çıkılıyor. Lâkin birkaç ay sonra eski hocası Paul Desalns onu Sorbondaki fizik laboratuarına çalışma şefi olarak alıyor. Branly buradr aradığı çalışma havasını buluyor. Zamanını ■ kaybetmiyor. Desalns bu hususta kendisine yardım ediyor 1869 da ilk çalışması mahsulünü İlimler Akademisine tebliğ ediyor. 1870 harbinde . mektep kapanıyor. Branly de asker : olmayı istiyor ve oluyor. Paris’in mu- 1 hasarasında ailesinden habersiz kal- ı «lığından dolayı çok elem çekiyor. 1 1871 de l&boratuan açılıyor. Çalışmak ve onunla zevk almak devesi yeni- I den başlıyor. 1872 de mühim bir buluşunu Henrl Salnte Claire Deville * akademiye bildiriyor. Buluşları ilim âleminin dikkatini çekiyor, daha 30 yaşında olduğu halde l&boratuar'a ikinci dJrektör oluyor. 1873 de ilimler , doktoru olmak için bir tez vermiş ve bu unvanı almıştı. Her şey Branly İçin yoluna girmiş ve çalışması İçin vasıtalar eline geçmiş gibi göründüğü bu esnada bir olay durumu çeviriyor. Desalns kızını ona vermek ar-MUBUna düşüyor. Branly bundan memnun olmuyor. Lâboraluardan istifade ediyor Bu suretle üniversiteden çıkmış bulunuyor Bu zamanda Paris’te bir katollk üniversitesi açıl- : ■uştı. Bunun başında bulunan Huls mektebe yüksek hoca aramakta İdi. . Branly’yi fizik hocası olarak alıyor. Lâkin bu mektebin atisi o kadar emin olmadığı gibi Branly de hayatını çer-bee bir şekilde temin etmek lüzumu- , nu şiddetle duymuştu. Hem hocalığına devam etmek, hem eline geçen lâboratuarda çalışmakla beraber tıp : fakültesine talebe olarak yazılıyor Bu mektebi bitirirken de kanda he-moglobln Uylnl üzerine güzel bir tez yapıyor.
1882 de hekim olmuş bulunuyor. Lâkin onun asıl emeli çalışmaktır. Bu fakültenin fizik dersine agreje olmak İçin konkura girmek istiyor. O zamanın müfrit materlyallst fikirleri ha- 1 çeblle, katollk olduğunu saklamryan ' Branly'ye bu imtihana girmek İzni : verilmiyor. Katolik üniversite lâbo- : ratuarında çalışmalarına devam edl- ı yor. Çok erken kalkar, geç yatarmış. ' Devamlı ve ciddi bir çalışma saye- ■ sinde hem hekimliğini ve hem de her ı şeye üstün tuttuğu İlmi çalışmalarını yapabilirmiş. Bu araştırmalar onun 1890 da (radloeonducteuri Q keşfini ı temin ediyor. Bunu elektrik nakle- ı den vasıtalar üzerine başka başka ! şartların tesirlerini mütalâa ederken ! bulmuştu, tçl demir gibi bir madenin ı tozu ile doldurulmuş olan bir cam I
tüp, voltajı düşük bir elektrik cereyanına karşı büyük bir mukavemet gösterdiği halde, eğer çok uzaktaki bir endüksiyon bobininde, kıvılcım hasıl olduğu zaman bu tüp kolaylıkla elektriğin geçmesine müsaade ediyor. Tüpün nâklllyetl. bulunduğu masaya veya kendine hafifçe vurmakla kayboluyor, tik telsiz telgraf tecrübelerinin muvaffakiyetini temin etmiş olan âlet bu olmuştur. Branly 1939 senesinde, şimdiki harbin başla-1 masından sonra 95 yaşında olduğu halde vefat etmiştir. Son aylarına kadar çalışmış ve mühim buluşlar yapmıştır. Son zamanlarda kuvvetinin ve şartların artık bu devamlı çalışmaya elvermediklerini görünce .(hayat ne içe yarar?» demeye başlamış ve az zaman sonra da gözlerini ebediyen kapamıştır. Branly radlo-conducteur âletini keşfe müncer olan . çalışmalarına başlarken Hertz'ln bul-
bir elektrik kıvılcımı’ duklarından henüz haberdar değildi.
Telsiz telgrafı meydana getiren. Gugalleimo Marconi, Bologne civa-nnda 1874 senesinde dünyaya gelmiştir. Babası İtalyaiı. annesi ise İrlandalI idi. 1937 de Rom a'da öldü. Tahsilini Bologne üniversitesinde yapmıştır. Fizik hocası Righl’nln laboratuarında çalışırken mühim keşfini yapmıştır, o tarihlerde bu fizik laboratuarında Hertz’ln zlva süratlle İntişar eden elektrik dalgaları dikkatle İncelenmekte İdi. Marconi Ou dalgaları almak İçin Branly'nln ra-diokondüktor’ünü kullanmayı düşündü. Demir tozu yerine, tüpün İçine nikel tozu koymak suretlle daha hassas bir sistem elde etti. Daha yirmi ' yaşında olan genç talebe bu suretle havadan uzaklara haber göndermek 'kabil olabileceğini anladı. İlk tecrii- : beleri kendi bahçesinde yaptı. Dü- ________,
şüncesinin doğru olduğu kanaatine i ‘ cgroanik Transatlantiğinin Mr ... m büyük 5al()nu bma edilmişti Herkes numarasını yaptı. Sıra Ah şu koca buhranı...» numarasını yapacak olan genç kıza ge'dl. Güzel, alımlı, çekici bir kızdı. Ortaya çıktı ve: — Ah şu koca buhranı!,. Ah •şu koca buhranı olmasa!., diye |söze başiadı. Ve o zamanki erkeklerin çok serseri, çok derbeder olduğundan, katiyen evlenmediklerinden, babalarından, büyük babalarından hiç de ibret almadıklarından, böyle giderse evlenmeği de büsbütün unutacaklarından bahsettikten soma yere diz kırdı. E lerini yalvaran bir j’stle vukanya doğru kaldı rarak:
— Yarap!.. İster siyah derili, ister kırmızı derili, ister san derili, İster beyaz derili olsun. İster mavi gözlü, ister kara gözlü, ister yeşil gözlü olsun... Bana bir koca*, diyor.
Bu monologun niheyetinde müsamerenin İdare edildiği yerden boru ile şöyle bağınlıyor:
— Mister Allah... Mlster Allah!..
Herkes «Mister Allah» m yani Allah Efendi» nin meydana çıkmasını bekliyor. Übeydullah da böyle olmıyacak bir isim verilen zatı görmek istiyor. Kendisini dürtüyorlar:
— Haydi ortaya çıksanıza... Übeydullah şaşkın: — Ne münasebet? .
— İsminizi çağırıyorlar... «Misler Allah» diyorlar...
— Ay o ben miyim?..
Diyerek ve gülerek ortaya çıkıyor... Bütün gemide, hattâ Sı kago sergisinde B. Übeydullahı daima »Mister Allah» diye çağırmışlardır. Bunun da sebebi şudur:
Übeydullah İyi okunsun diye eski harf’erle İsmini yazarken araya da bir tire koymuştu. İsmin nihayetindeki Allah kelimesinin Lâtin harflerde de yazıldığı çok olmuştu. Bunu soyadı zanneden Amerikalılar kendisini radec? •■Mister Allah» diye çağırmağa başlamışlardır.
Übeydullah o gece vapurda ortaya çıkınca «Mister Allah!.» meselesinin İç yüzünü ve mânasını anlatmış, sözleri sevgilisi mis Meysin tarafından İngilizceye tercüme edilince bütün gemi yolcuları kahkahadan kırılmıştır.
Fakat «M'.steT Allah» adı onu Sikpnoda da tatabetmlstir.
Meşhur keten helva hikâyesi..
Übeydullah Şlkago’ya geldikten sonra bir müddet buradaki Türkçe gazetenin tek başına muharrirliğini yapmıştır. Buna da Süleyman Büstani tavassut etmiş, sergi komiseri Hakkı bey ı (Sadrazam Hakta paşa) onun
übeydullah efendi 14 ayrı renkte, çilekli, kayısılı, vişneli keten helvası icadetmişt’..
r
Veda gecesi — Ah şu koca buhranı!.. — «Mister Allah!..» kimdir? — Şikago sergisinde gazete — 480 gözlü kasa — «Al gözüm seyreyle,,» — Dikran efendinin halıları — «.Bağırsana be., bağırsana yahu!..» — Keten helvacılıktan kazandan para...
V-
Übeydullah efendinin ismi — acaba söylenilmesi güç olduğu için mi? — bir takım karışıklıklara sebep olmuştur. ” "
Maltadaki ecnebiler onu dallah» diye çağırırlardı, bunu beceıemiyenler «Muhterem deli dostumuz..» diye kendisinden bahsederlerdi. Bir ecnebi ağzına «Übeydullah» ismi hakikaten de güç gelirdi. Bunun pek I garip tezahürleri Amerika yolunda ve Amerikada oldu.
İsminin güç telâffuz edildiğinden, Ameıikaya gittiği Transatlantikte, üstada çok tuhaf bir ad takıldı.
Vaka şöyle olmuştu:
Bindiği vapur Amerika önlerine gelmişti. O gece gemide veda müsamereleri yapılıyordu. Yolcuların bir çoğuna roller ve numaralar verilmişti. Bu arada bir genç kız da «Ah şu koca buhranı1 .... adında bir monoloğ söyli-yecekti.
Meselâ «Aba-Sonıa

vardı. Hertz’ln eksltatörünün bir ta-' rafını toprağa bağlamak ve dİğer tarafına da bir anten koy- ' mak suretiyle dalgalan çok uzaklara kadar göndermeye muvaf- : fak oldu. Keşfinin ehemmiyetine , kendi yurttaşlarını ikna edemedi. Büyük tecrübeler İçin para bulmak üzere İnglltereye ceçmeye mecbur. kaldı. Orada posta direktörü, mesele-I. yi önemle karşıladı. Lâzım gelen mu-|' avenet yapıldı, Marconi ilk olarak j Manş denizi Üstünde Douvres ile VImreux arasında. Branly sistemine bağladığı bir Morse âl etile telsiz telgraflar gönderdi. Bu telgraflardan ilki Branly'ye gönderilmişti: (M.Mar-conl. M. Branly'ye telsiz ile Manş üzerinden hürmetlerini gönderir. Çünkü bu güzel netice M. Branly'nln dikkate lâyık çalışmalarının mahsulüdür.)
1896 da bunun ilk breveslnt Lon-drada aldı. Bu tarihten sonra Marconi yorulmak bilmiyen bir çalışma ile bir taraftan keşfinin pratik sahada gelişmesine, diğer taraftan da hayrete şayan ıslahlar ve yenilikler meydana getirmeye uğraşmıştır. Radyonun bugünkü durumu en ziyade Marconl’nln deha ve çalışmaları sayesinde var olmuştur. Bilgi İle çalışmak medeniyete kıymeti tasavvurun üstünde bir yenilik daha katmıştır.

Tahtatan ayakkabı
Birleşik Amerika Ziraat Bakanlığı orman İdaresinin lâboratuvarlarının odundan yeni faydalar temin ettiğini bildirmiştir. Otlundan çıkarılan yeni maddeler arasında, likör için alkol, sıcak yerlerde savaşan kıtaların kunduralarına mahsus IğUebllir tahta kundura tabanları ve harb gemilerinin güverteleri için reçlnamsı bir halita vardır
Geçen yazdan beri, odun yongalarından ve talaştan ;ok miktarda alkol istihsal edilebiliyor Bu halitanın formülü, Amerikan orman idaresi lâboratuvarlonnda çalışan ilim adamları tarafından son haddine kadar tekamül ettirilmiştir.
Bu formüle göre, odundan çıkarılan alkol, halen Amerikan harb lstihsa-l&tında kullanılmaktadır. Bu alkol, içilebilir ve bundan mükemmel evsafta cin yapılabilir.
Güney Pasifik ve Burma yarımadasında harb başlar başlamaz levazım servisine mensup subaylar, hemen hemen bir gece içinde küflenerek çürüyen asker kunduralarının kösele tabanlarının yerini tutabilecek yeni bir maddeyi tetkik etmek üzere bu bölgelere gitmek zorunda kalmışlardı. Çok kısa bir zamanda kauçuk gibi Iğilebllir. köseleden daha ziyade dayanıklı ve iklim tesirinden bozulmı-yan tahta kundura tabanları tekemmül ettirilmiştir. Sıcak nunlakalarda kullanılan asker kunduralarının hepsinin tabanları şimdi bu yeni maddeden yapılıyor.
şurası da dikkate değer M, bu ve buna benzer daha bir çok keşiflerde çalışmalarının sonuçlarından hiç bir mail istifadeleri yoktur. Yaptıkları keşifler, mümkün olur olmaz milli iktiaadda derhal kullanılabilmeleri İçin Ziraat Bakanlığı tarafından herkese bildirilmektedir.
übeydullah efendinin ekzantrlk kıyafîtlerinden biri
muharrirliğine muvafakat etmişti. Istanbuldan gelen müret-tip Amerikalı Mehmet efendi hemen 480 gözlü bir mürettiphane kasası yaptırmış, buna bizim o zamanki harfler doldurulmuştur
Bu sıralarda mis Meysin daima Efendi hazretlerin ne arkadaşlık etmiştir. Hattâ dalma Übîydullaha gönderilen davetiyelerde «Mister ve Mis Allah» birlikte çağırıldığı için her yereı ko’kola gitmekteydiler.
Gaz?te kapandıktan Übeydullah efendi akla gelmedik bir cok işleri tecrübe etmiştir. Evvelâ «Al gözüm seyreylel. » cümlesile meşhur olan seyyar sinemacılığa başlamıştır. Bu göz uydurulan bir delikten, para 11e meraklılara panorama seyrettirmekten İbaret bir isti.
B Übeydullah garip kıyafeti ve es'arengiz kara kutusile derhal dikkati çektiğinden herkes onun panoramalarını görmek için can atıyordu.
Keten helvacılığa bundan sonra baş'amıştır. Bu işi Azerbaycan iı Haşan isminde birinden öğrenmişti. Âletlerini de ondan satın almıştı. Fakat übeydullah efendi keten helvacılığı, kendi sanatkâr ruhile son derecede ilerletmişti. O kadar ki bugün bile İstanbulda belki Öyle keten helva yapan yoktur. Halbuki «Efendi hazretleri» yemek ve helva pişirmekteki o meşhur maharetle 14 ayn renkte keten helvası yapmıştı. Kırmızı, mavi, yeşil, san. turuncu, pembe vesaire.. Bunları insan boyunda uzun uzun, büyük ve gayet parlak ipek çileleri haline getiriyordu. çileleri ortasından da san, kjrmızı, mavi kurdelelerle boğuyordu. Bunları:
— îpek şekeri!., diye bağırarak satıyordu. Helvaya her renge göre meyva usaresi atıyordu. Meselâ pembe keten helvalar Çilekliydi, kırmmlılar vişneli, sanlar kayısılı vesaire.. Bu suretle Übeydullah efendi varım asır önce — bugün İstanbulda olmıyan — meyvaJı keten helvası icadetmlştt. Sanatkâr ruhunu keten helvasında bile göstermişti. Renk renk, çile çile ve kürde leli bu «İpek şekerin — isim de çok uygun düşmüştü — Amerikalıları zevkinden çıldırtıyordu. ( Bilhassa isim pek hoşa gitmişti. |
sonra
«îpek şekerin bir anda meşhur olmuştu. *
Dikran efendi..
Yalnız bu «İpek şekeri» sözünü bağırmakta übeydullah efendi büyük bir sıkıntı çekiyordu. Şimdiye kadar böyle bir şey yapmamış olduğu için kalabalığa karşı bağırmağa dehşetli utanıyordu.
Fakat burada kendisine hiç aklından geçmeyen bir yardımcı buldu. Helva saltığı köşeyi halılarla bir dükkân haline sokmak İsteyen übeyduliah efendi Amerikada halıcılık eden îstan-I bullu bir Ermenlye. Dikran Ter-4. ziyan efendiye müracaat etti. Para İle halı kaldırmak, sonra bunları iade etmek istiyordu. Miiessesenin asıl sahibi olan Dik-rpn Terzlvan o zaman sağdı.
— Para mara İstemez, istediğin halıyı a’1.. Ben de arkandan gelip bakacağım, bu ticaret işini basarabirecek misin? Yoksa yüzüne gözüne mi bulaştıracaksın?.. dedi.
En kıymetli halılar gönderildi. îpek şekeri» satılan yer fevkalâde bir dükkân haline konuldu.
■Hakikaten biraz sonra Dikran Terziyan — o zaman meşhuı servetini yapmış ve milyoner olmuştu — geldi, Übeydullah efendinin yanına oturdu. «Efendi-1 nin bağırmak hususunda sıkıldığını görünce milyoner Ermeni hemşeri küplere bindi:
— Ticarette utanmak olur mu?., diye kızdıktan sonra bizzat kendisi alabildiğine bağırmağa başladı:
— Haydaaaa... İpek şekeri... İstanbuldan geldi!. îpek şekeri!.. Bir alan pişman, bir almayan pişman...
Milyoner Dikran Terziyan efendi bağırmaktan kıpkırmızı , olmuş bir çehre İle ve nezle görmemiş kalın bariton sesile bütün serginin gürültüsü üstüne çıkıyordu. Bütün dikkati çekmişti. Aıa sıra sözlerine Türkçe sözler hattâ mâniler bile kanştınyoı-du, Gelen müşterilere milyoner:
— Emredersiniz- diye kendi . paket ettiği ve kutuya koyduğu keten helvalarım veriyordu.
Bu zat hakikaten fevkalâde bir insandı. Sonra B. Übeydulla-ha pek de dost olmuştu. Yalnız t gayet samimî lâübaliymiş ve Ubeydullaha ikide bir:
— Bağırsana ulan... Bağırsana ulan!.. Bağır da biraz para kazan!. diye hakiki bir usta gibi çıkışır dururmuş...
Dut yemiş bülbül gibi duran Übeydullah bu söz üzerine biraz canlanır ve yavaşça bağırırmış. Dikran Terziyan üç ay mütemadiyen kendi işini gücünü bırakarak her gün gelip Übey-dullaha keten helvası satmıştır. Übeydullahı bağırmağa alıştırdıktan bir gün sonra gelip de onun:
— Havdi... îpek şekerli., diye haykırdığını görünce pek memnun olmuş:
— Aferin ulan... Gördün mü işte... Sana işten sonra bir kahve ısmarlıyacağım!.. demiştir. Sonraları Mürettlp Mehmet efendi de kendisine vardım etmiştir. Übeydullah İlk günü keten helvacılıktan 30 dolar kazanmıştı, îşten sonra Dikran efendiye . mutlaka bir ziyafet çekmek isliyordu.
Hep birlikte bir Şark lokantasına gidildi. Yenildi, içildi. Fakat | sıra para vermek meselesine gelince Dikran ÜbeyduUaha yine çıkıştı:
— Sok dolarları cebine be adam... Evvelâ kazan, para yap. sonra masraf et...
Ve bol bahşiş 11e masrafları ödedi.
İstanbulluların kahveyi ilk defa, 400 sene evvel, kanuni Süleyman azmanında içtikleri rivayet edilmektedir. (Kavrulup yakılan nesnenin eklü şürbü caiz değildir! diye hakkında fetvalar çıkan bu nefis içkinin lezzetin! ve tesirini tiryaki ediblerimlz sırası geldikçe ballandıra ballandıra methedip dururlar.
Biz de bıı sütunda, hem?n herkesin severek içtiği kahvenin fincanından; fakat buntarın eskisinden bahsedeceğiz Kahvenin îstanbula gizilce girip yerleşme-slle, toprak kap imal eden tezgâhlar da, çanakçıkları gizlice yanmağa başlamışlardı.
Kahve keyif verici bir olduğu için, fincanı da „ açıcı çiçek nakıslarile süslenerek ticarete sevkedilmiştlr, Hattâ, gerek kahveyi pişirmeğe yarıyan ‘ ibriklerde ve gerek fincanlarda kahvevi metheden bc-vitlere. kulf ı lanmağa tesv'.k eden manz'"TQ va7i'».ra t.eyadf.if ederiz.
> Kanuni devrinde İstanbul evC\|
■ lerinde Cin porseleninden rna*-mûl eşya kullanı|makta”dı C'nO porselenlerine dair bir vazımiC gecen -ene yine bu sütunda nefr-.O
! ret mistim. Orada bu malla > n'(ö mfmleketimlzdeki revacından dab:
i bahsetmiştim. Kahve yasaih kal-^ dinlin da bu nefis içki kahveha--. nelf»-d-‘ halka serbesce nlslriîme-^
■ ğ? başlanınca Cinden çıkan kı-r,*— vanlar muazzam fincan hamu-^ lelerile çelmeğe başlamışlardı
' O devrin (mavi - beyaz) nor-’O selen f'ncanları o kadar zari* ve(D makbuldür ki bugün diinvamnCJ her yerinde bunlardan bir tane-W sine mühim kıvmet’er takdir} ' edilmektedir r:n’in. diğer por-. selen eşyası gibi fincan sevkıyatı . da Ahmedl salis devrine kadar devam etmiştir. 1715 de Saksonyada. Çin mallan kadar beyaz ve ’ temi2 porselen imal edilince Cin, Avrupa rekabetine tahammül edemîverek sevkıvatıni ke'm’S-tir
Eski Türk kahve takımı koleksiyonu yapanlarda muhakkak (bleu - b’anc) Çin porseleni, fayanstan İznik ve Kütahya ma-mûlâtı ve topraktan Eviiasuüsn işi olanlarla saksonya (Saxe) mn Türkiye tein yaptığı nümunplpr-den vardır.
Saksonyanın meşhur ve gayet nadir Çın resimleri taşıyan ma-mûlâtı 1718 de İmal edilmiştir. 1723 te (Fabriçue royale de por-celalne) mânasına gelen (K P F) markasiie, 1725 te en güzel tezyinat taşıyan porselenler kıral (Auguste) adını ifade eden (A. R.) harferile markalandırılarak pişirilmiştir.
(Manufacture royale de por-celalne) mânasına gelen (K-P.M) de 1723 te imal edilmeğe başlanmıştır. (Melssen) İn çifte meç İşaretini taşıyan mamûlâtı ise (K.P.M) markasiie birlikte Çizilerek avnı devirde başlamıştır. Müstakil olarak, meç işareti. 1726 da çıkmış ve zamanımıza' kadar muhtelif şekillerde kullanılmıştır. Saks porselenlerinde cok muhtelif meç işaretleri vardır. Bunlar saplarının şekline ve meçlerin uçlarının acık veya kapalı olmasına göre kıymet alırlar Emay altında bulunan meçlerin rengi ne kadar soluk olursa o kadar eski olduğuna alâmettir. Altı uçlu vıldız işareti taşıyan mec marka!» norselenter İse (1774 . 1816) tarihleri arasında yapılmış olup direktör Marcollnl zamanına aittir ve nispeten az tesadüf olunan parçalardır
Saksonyadan Türkiyeye, bilhassa Türk zevkini okşıyan. kahve fincanları birinci Sultan Mahmut devrinde gelmiştir. (M. 1732) O devirde Türkiyeye gelen fincanların altında, değneğe sanlı tek yılan He bir nokta işareti vardır. Tezyinatına fevkalâde ehemmiyet verilmiş olan bu fincanlar çok nadirdir. îçl tama-mile altınla sıvanmış, mat renkler üzerine yine altınla yaprak ve çiçek tezyinatı İşlenmiş, düz saplı ve soluk renkli meç markasını taşıyan fincanlar da en nadir Saksonya mallanndandır.
Nureddin Yatman
nesne gönül



Hikmet Feridun Es
Sıtmasın» saklayan, sıtmasın» tedavi ettirmiyen ve verilen ilâçları tamamı tamamına yemeyip ziyan edenler kendine ve vatana zararlıdırlar, çünkü hükümetimiz yurtta yapılmıyan bu ilMan n( güçlüklerle tedarik ediyor ve n-pahasına eldto edlysr bilseniz!



Sabite 6
13 Mart 1945
t I İZLER j
Biran durup, Karlar içindeki mini I mini köşke baktım. Dünyanın en ga-rlp vc en mesut adamı işte burada I yaşıyordu. Oradaki insan epey geçtin bir bekârdı. Edinin dörtte üçü kütüphane halinde idi. Kendisini sonu gelmez felsefe bahislerine kaptırmışta. Dünya zevkleri!® hiç bir alâkası jnktu. Aşıklar sokakta onu ufaktan görseler yolunu değiştiriyorlardı. Zira bizim Mim ve geçkin bekârımız. bu kabil meseleleri de ayıplardı.
Köşkünün penceresinden İçeriye baktığımız zaman unu dalma masasının başında, gaytlB kalın ciltli kitapların arasına gömülmüş olarak görürdük. Varlıklı adamdı da Para, geçim vesaire gibi şeyler düşünme», kendi dünyasında yaşar, dururdu Şimdi arkadaşım Racl İle birlikte bu köşkün önünden geçerken oradaki adamın dünya İh alâkası kesilmiş hayatına âdeta İç çekiyorduk.
Lâkin köşkün tam karşısına gelince dostum Rûci birdenbire durdu, müthiş birşay görmüş gibi kolumu dürttü:
— Bak'.. Bak!.. Görüyor musun?»
Racl böyle söyliyetek yerdeki kârları ve onun üstünde bir takım ayak Klerin! işaret ediyordu. Bunlar mini mini bir kadın İskarpininin İzleri İdi. Nokta halinde bir topuk, gül yaprağı kadar bir taban!.. Ve bu kadın ayağı İzleri kar üstünde, bizim geçtiğimi» umumi yoldan itibaren ayrılıyor, II®-Tidekl âlim bekârın köşkünün kapısına kadar gidiyordu. Bu hakikaten şaşılacak birşeydl. Her zaman kendisine bir polis kafiyesi siisîi veren dostum Racl piposunu tüttürdü: -nituûjı jçıpd 9A wiib uıaıajıpiH — muzun bir kadın misafiri var!., dedi.
Ben de tasdik ettim. Racl bunun üzerine büsbütün Natpınkerton vaziyeti takındı. Yere çömelip İzleri tetkik ederken piposundan Havaya top , halinde üç duman çıkardı. Devam ; etti-
— Ve bu misafir, komşumuza geceden gelmiştir,
— Bunu nereden-anladın?» Geceden beri yerde iz kalır mı?
— İki giınden beri kar yağmış değildir. Rüzgâr da yoktur. Yersedi izleri bozacak hiç bir tabii hâdise olmamıştır. Bilâkis şiddetli don. kuru soğuk -yerdeki izleri muhafaza etmiştir. Ayaklar köşke doğru gidiyor, fakat dönüşe alt izler yok, görüyor mu- ; sun?..
— Evet öyle...
— İzlerin diline nazaran kadın mi- ! ■afir dostumuzun köşküne dûn gece, ' herkes uyuduktan sonra gelmiştir ve «imdi hâlâ oradadır... Zira şimdi saat sabahın en erken vaktini gösteriyor. Bundan önce bir kadın misafirinin gelmesine Jmkân yoktur. Bu otsa olsa ı geriden gelen misafirin ayak taleridir.
Düşündüm. Arkadaşıma hak ver- ; menıek imkânı yoktu. Hakikaten bu ; zamandan önce bir kadın bir yere : misafir gidemezdi. Hele bir erkeğin I evine dönüş izleri de olmadığına na- ' saran şu esnada âlim dostumuz geceden g.len kadın misafirinin yanın- ı da bulunmakta İdi.
Racl piposunu çeke çeke kar üstündeki izleri biraz daha tetkik ettikten sonra bana şu malûmatı verdi:
— Bu kadının pek küçücük ayaklan var.
Onu bilmiyccek ne var ki?.. İzler karşımızda .lâkin Hacı devam ediyordu:
— Sonra bu kadın viicut itbbarile de tombulca!..
— Bunu nereden anladın?
— Görmüyor musıın?- Ayak izleri birbirine nakadar yakın. Komşumuzun misafirinin adımları gayet kısadır. Ekseriya böyle kısa adımlan şişman ve küçük ayaklan, vücudunun ağırlığını pek çekenıiyen klm;eler atar. Bu da öyledir. Küçük ayaklı, gayet kısa adımlı bir kadın!.. Bir İnsanın adımlarının kısalığ çok kire şlş-manlğının derecelini gösterir. Sonra bn kadın kısa boylu da. Zira şişmen/
I küçük Ocaklı olduğu halde utun topuklu iskarpin giyiyor. Bak lzlere_ 'Topuk bir nokta halinde. Vücudunun sıkletine rağmen uzun topuk giyen — hele küçük ayaklı — bir kadının kısa boylu olduğunu anlamak güç bir şey değildir. Şu halde komşumuzun misafirini şöyle t&rtr edebiliriz: Tombul. kısa boylu, küçilk ayaklı, «koçe lokumu», nfındık kurdu» diy» tarif adilen cinst en, bir kadın ...
— Sen ne müthiş bir polis hafiye* İmişsin meğerse...
Bunları konuştuktan soora karşıt! köşke âdeta esrarla dolu bir ev® bakınıyor gibi güzümüzü ödemişti*:,
Racl devam etti:
— Bu kadın görünmem®* için hava karardıktan sonra buraya geliyor, yine aynı surette, yani kimseye gör tatmadan çıkıp gidecektir.
Rad, henüz sözünü bitirmemişti kİ karşı kİ köşkün kapısı açıklı. Arkadaşım hemen beni bir köyey® çekti. AlLm, bekâr dostumuzun kapısından bir genç kadın çıktı. Telâfin etrafına bakındı. Sonra hıtlı adımlarla uzaklaştı. Raclnin tahmin ettiği gibi bu tombul, kısa boylu, yüksek topuklu bir kadındı.
Raoi, uzaklaşan kasından bakarak
(U:
— Nasılmışım?
— Dehşeti! bir
nura...
Bundan sonra Racl binim koyda adamakıllı bir polis kafiyesi kesildi. Takibettlği İnsan da daima bizim âlim, bekâr komşu idi.
Bir gün Racl pipo dumanları arasında geldi:
— Maceranın her safhasını tesbit etmekteyim. Kardaki İzler cumartesi geceleri oluyor. Demek ki misafir h(p o geceler geliyor. Sabahleyin gidiyor. Bir ay yerden kar kalkmaması işime çok yaradı. Bunu da öğrendim.... dedi.
Racl götlerine şöyle d(w₺m etti:
— Fakat asıl macera g*çen gün oldu. Yine yerde ayak İzlerini görünce, sabah erken filân, demedim doğru üstadın kapısını çaldım.
Büyük bir telâş içinde açtı Salonda misal İrini de gördüm. Püfür püfür sigara İçiyordu. .
Bekâr komşumuz onu bana:
—• Felsefe meraklısı bir bayan... Benden hususi surette ders almat İstiyor!., dedi.
İnanmış gibi göründüm. Sabahın bu saatinde felsefe dersi!.. Ne İs®.. Üstelik «felsefe meraklısı» bayan dostumuzu cadece kûçilk Lsml İle çağırmakta idi. Bu da tuhafıma gitti.»
Artık cumartesiyi pazara bağlıya» geceler hep felsefe dersleri arasında geçiyordu. —
Bütün köy halkı dedikoduyu öğrenmişti. Şimdi genç âşıklar kolkola gezerlerken aksi ve âlim bekâr komşuyu görünce yollarını değiştirmiyorlar. Herkes onunla yüzgöz oldu. Hatta kendisine hafif tertip takılanlar bile var...
Bir kar yağması zavallı dostumuza eski tabiriyle tam bir cürmümeşhut yaptı..
Hikmet Feridun Es
AKŞAM
RADYO
Bugünkü program
18 Dans orkestrası, 18 30 Sağlık saati, 18.45 Dans orkestrasının devamı, 19 Haberler, 19.20 Geçmişte buğun, 19.26 Türküler ve oyun havaları, 19.45 Posta kutusu, 3o Müzik, 30.15 Radyo gazetesi, 20.45 Mandolin birliği, 31 Salon orkestrası, 21.45 Tarihi Tiirk musikisi, 22.30 Dans mueığl (PL), 22.45 Haberler,
Yarın sabahki program
7.30 Müzik: (Pl.), 7.45 Haberler. 8 Müzik: (Pl.), 8.23 Spor saati: (Vücudumuzu çalıştıralım', 11.30 Şarkı ve i Türküler, 12.45 Haberler, 13 Balon! 1 orkestrası.
Ylyecok maddelerine zararlı şeyler karıştırılması ve insan sıhhatini tehlikeye düşüren karışık ilâçların reklâm vaataslle yayılmış bir zaman şimali Amerikanın önüne geçilmez bir âfeti idi. Çok kuvvetli ve nüfuzlu sermaye ve ellerde bulunan bu çok Kârlı işlerin öniinii almağa birçok seneler imkânsız nazarlle bakılıyordu.
Amerlkayı bu âfetten kurtaran ne devlet, ne parlâmento, ne de üçüncü kuvvet sayılan matbuat değil, bir çavuşun yenilmez azmi olmuştur.
Amerika Müttehit hükümetleri arasında Zenci esaretinin kaldırılması dâvasından çıkan ve dört şene de’.am eden gayet kanlı muharebelerde Indf-ana’lı Karvey Washlngton Wiley İsminde gayet iri vücutlu bir köylü genel dahi silâh altına almmıktı. Bu genç çok geçmeden neferllkten çavuşluğa terfi etmişti. Fakat o zamanki j harblerde askerler düşman nun dan ziyade dizanteri ve fena ve bozuk gıda yüzünden hastalıklardan kınlıyordu.
1864 senesi yaz mevsiminde Wiley’-de dizanteriye tutulmuş ve Tennessee hükümeti dahilindeki bir askeri kampta, bir kulübede ümitsiz bLr halde yatağa serilmişti.
Kendisine bakan alay cerrahı hastadan ümidi kestiğinden bir gün Wlley'den eşyalarını akrabasından kime gönderilmesini vasiyet edeceğini sürmüştür.
Çavuş cerraha hiç beklemediği şu cevabı verir: »Bu eşyanın ne olaca-1 ğını düşünmüyorum. Kendimi iyice hissettiğimden düşündüğüm, askerlik- 1 ten kurtulunca bir doktor olmak ve müthiş bir âfet olan dizanteri vç diğer hastalıklardan insanları kurtar-1 m aktır.»
Çok geçmeden çavuş Wlley lyiles-
, ıcıiK ventıCK >Ç«n uc (suavoşi lovnııtu
ve terhis edllmftUr. Çavuş Süç ,dm . Kömürden çrkanlan katran. M köydeki eme sltaflUr. Burada dan pü„ yal„ etseriJa kona!r. annesi k.nmsmin derin bir »etkene sla«larmda kullanılıyordu. Wl-Uıtlnıam ile lam altıı ay bakmıştır. le lJn , , aE1 ayak v, a&ır|,g, 21t
çavuş tamamıyle iyileştikten sonra ub,„ ldl toylu „ M cUssdi 01. basına gelen felUtetta bozuk gınalar-1 duJundan kendisine herkes der dok-dan ileri geldiğini düşünerek buna |0(, myortu karşı mücadele açmağı tasmim et- Bu doWor yiyecek mLstlr- 'yapılan tağşişleri meydana çıkarmak
Hakikaten bundan sonra on dokuz üzere kurduğu lâboratuvarda seçme sene devam eden fasılasız tahsil ve on iki kimyageri muavin olarak kul-gayretl neticesi olarak Amerika Müt-! (anıyordu.
tohit hükümetleri cumhuriyetinin Zi-' Tahlil edilerek mahiyeti meydana raat Nezaretinin kimya dairesinin1 ç)karlıan gl(ja maddeleri haklaşma geçerek zararlı, bozuk yiyecek ktnda sıra numarasiyle bültenler ve İlâçları murakabe edecek bir du- neşrediyordu. Bunlardan 13 numara-rumu temin etmiştir. Amerikayı bü- lısı Amerikada sarfolunan belli başlı tün cihanın gıptasını celbedecek yiyecek maddelerine alt bulunduğun-umumı sıhhat sistemi ile teçhize ön- dan gazeteler bunun tağşiştiler için ayak olan bu çavuştur pCk uğursuz olduğundan bahsederek
1844 senesinde doğduğu ve hasta- bununla hayli alay etmişlerdir lığını geçirdiği Cenubî İndiana'dakt Gıda maddelerine ait araştırma-hem doğramacı, hem de clfçi olan ba- larLn arkasını aldıktan sonra hazır ..................................... ilâçlara el atmıştır. Binlerce müstahzar ilâcı adamakıllı tahlil ve bunlardan yüzde doksanı şarlatanlıktan başka bir şey olmadığını ispat etmiştir.
O devirde her derde deva diye satılan ve moda olan meşhur bir ilâcın muhteviyatının ispirtodan ibaret olduğunu tahkik etmiştir.
Kansızlık ve a^thma'dan başlıya-rak alfabe sırasile bütün hastalıkları ve hattâ kanseri tedavi eden bir İlâç olduğu şaşaalı bir surette ilân edilin bir ilâcın sıılfıır hamızı mah-........__ -—...a bir şey bulunmadı-
ğını da tahlil He ispat etmiştir ' Baş ağrısı ilâçlarının hemen hepsinin afyonlu maddelerden başka bir şey olmadığını ve fazla olarak hastanın kalbini de za’fa düşürdüğünü meydana çıkarmıştır
Dev doktor piyasada mevcut bütün hazır yiyecekler ile müstahzar İlâçların mahiyetlerini ve zararlarını
sine kimya profrtörü tayin edilmiştir. Burada il* lşl mahlût gıdaların umumi sıhhati ihlâl eylediğini fennen İspat edecek bir lâboratuvar kurmak olmuştur. Vazifesine başladığı zaman diğer profesör arkadaşları kendisini garip bir İnsan bulmuşlardır.
Çünkü kendisinin ders haricindeki baş saatlerde erkek talebe ile futbol oynamasını ve o zaman moda olan bir tekerlekli gayet yüksek bl-slkhu- binerek gezmesini hocalık vakarına mugayir sayıyorlardı Fakat çok geçmeden ilmi kudreti ve fen uğrunda açtığı mücadelede gösterdiği gayret arkadaşlarının da hürmetini çekmiştir.
Doktor Wiley’ln saf gıdaların ehemmiyeti hakkında ilk yazdığı mufassal rapor Amerikan umumi erkânnın fevkalâde dokkatinl çekmiştir.
Amerikan hükümeti bu rapora kuı şu- [ ehemmiyet vererek doktoru Amerikan emsali müttehit hükümetleri cumhuriyetinin çıkan kimya bürosuna tâvtn etmiştir,
i Wiley Vaştngtonda İşe banladığı zaman Amerikan şehirleri süratle bû-lyiimekte ve buralarda halkın çoğu I hazır yemeğe aışmış bulunmakta İdi.
, DiSer taraftan muhteviyatı ne olduğu belli olmayan birçok müstah-Izar ilâçlar kolaylığı yüzünden halk arasında son derecede yayılmıştı. I Halbuki hâzır yemek konservelerin çoğu ucuz olsun diye zararlı kimyevi maddeler karıştırılarak muhafaza ediliyordu. .
Wlley’ln yaptığı birçok tahinlerden anlaşıldığı veçhile teneke kutulu konservelerde umumiyet üzere sebze ve eti bozulmaktan muhafaza için ekseriya benzoate de soude kullanılıyordu. Şap. «elde sallcylicıue ve diğer maddeler de ekseriya kullanılıyordu
Konservelerdeki sebzGere parlak renk vermek için de göztaşı İstimal
basının üzeri toprak örtülü fakir evinden gittikten sonra İlk işi Hano-verdekl koleje girmek olmuştur. Bııtlcr üniversitesinde gündüzleri eski Yunanca ve Lâtinceyi öğrenmek ve geceleri tıp tahsil etm^k şaıtlfle çalışarak İndi ana tıp kolejinden diploma almıştır
Fakat doktor olmağı kendisinin gayesi için kâfi bulmamıştır Çünkü hayatî hedefi hastalan tedavi d-ğll, hastalıkları kökünden ortadan kaldırmaktı. Bunun için kimya tahsili eıjıl uji için Har va ret üniversitesine gitmiştir [flltoden “başka'
İntihap ettiği kimva şubesi gıda maddeleri kimyası idi.
Kimya fakültesinin fen kursları dört, senelikti. Çok çalışkan ve malûmatlı çavuş ise ğfceli gündüzlü çalışarak altı ayda kimyadan mezun olmuştur.
Fevkalâde istidadı ve gayreti dikkati çektiğinden Purduc iiniverslte-
KUTUP KIZI
AŞK VE MACERE ROMANI
Yazan: Stanley Shaw Çeviren: (Vâ Nû)
--- Tefrika No, 23M-- - J
Gene Miss Mallable. kızakta olarak gece bastırmaya kadar yollarına devam ettiler.
Plerre Qulnt, Jensen'e:
— çok geçmeden ovanın Uerlslnde Kurt Başı denilen noktayı seçeceksiniz. — dedi. — Orası bir kayadır. Rüzgârı da keser. Civarda odun buluruz. Yürüyün köpekler, yürüyün!
Köpekler, her ne kadar bu meşakkatli yolculuğa alışıksalar da, yorgunluk ve soğuk yüzünden tahammüllerini kaybetmişlerdi. Tırısları gittikçe intizamsız bir hal alıyordu Jensen tekrar, Kerry Mallable’nln yerini aldı. Bu tuzağın köpekleri ötekilerden daha yorgundu. Plerre Qu!nt birkaç sefer, kamçısını bu hayvanla» üzerinde şaklatmak luzumunu duy du.
Şimal gurubunun alaca karanlığı pek uzun sürüyordu. Plerre Quint*ta tasarısı o geceyi mutlaka Kurt Başı denilen yerde geçirmekti. Jensen, yattığı kızakta bir müddet uyudu. Uyandığı vakit, kendini epcyçe kuv-
vetli hissetti. Yerini tekrar Miss Mal-labie’ye verdi. Gene yola devam!
Yarım saat kadar Jensen, KanadalInın yanında yürüdü. Arkadaki kızağın epeyce geri kaldığı hissine kapıldı.
Başını çevirdi, ikinci kızaktan es« yok! Geçtikleri mesafe, tâ ufka kadar gayet net görünüyordu. Lâkin tama pille boştu.
Jensen. Mr müddat dahşet içkide kaldı.
Kerry Mallabi, bir insanın uzun müddet yalnız başına yaşuyamıyaca-ğı bu buz deryacı içinde kaybolmuş bulunuyordu. Havsalanın almıyacağı bir hakikat!
Bir sıçrayışta Plerre Qu!nt'e yak-’.«0t ve onu kolundan yakaladı.
— Djrdurun!.,, Durdurun Allahınızı severseniz! — diye haykırdı — Miss Maliabie’nin kızağı ortada yok. Uaakta bHe görünmüyor
KanadalI bir küfür savurdU-
— Ha.y Allah ımînljjhaItVınıı-zı Yer-fcsinJ
Elini kulağının arkasına koyup ortalığı dinledi, Bir müddet sonra
— Ses de gelmiyor! — dedi. — zavallı Miss Mallabic! Kaybolacak... Hiç bir şey İşitmiyorum
Jensen telâş içindeydi.
— Çabuk! Ne yapacaksak yapalım. Bir dakikayı bile kaybetmlyelim.
— Yapacak bir şey var- O da geri dönmek, Kızakların izi nerede ayrılı-yorsa oraya kadar gitmek
Hayvanları geri döndürdüler. Kendi bıraktıkları taze izi gerisin geriye takibettller Bereket versin, iz, görünüyordu. Zira, gurubun uzun sürmesi yüzünden gece İyice bastırmamıştı. Jensen'le Plerre Quint köpeklerle yarış edercesine koşuyorlardı Baby. KanadalIyı çekiyor, onu iki büklüm bir hale getiriyordu.
Birdenbire, Plerre. koyu renk bîr cisme çarptı. Bir feryat kopararn yuvarlandı. Jensen bu feryat üzerine onun yanına koştu. Miss Mallable’nln kocaman ve kürklü eldivenlerinden birini gördü. Bir de kürk. . Bu eşya, kızak izden ansızın ayrıldığı sırada, kavis yaparken düşmüş olacaktı.
KanadalI doğrulduysa da, tekrar yuvarlandı.
Jensen. onun yanma diz çökerek:
— Ne oluyorsunuz? - diye sordu: Plerre Qulnt, inildedi:
— Korkarım ki, ayak bileğimi kırdım. Kalkamıyorum.
Kanun Hiݣfilex*i
Zarar ve ziyan dâvaları
Borçlar kanunumuzun hükümlerine göre zarar ve ziyan yahut mânevi zarar namile bir paranın kendisine verilmesini dava edecek kimseler bu çe$it davalarını zarar ve ziyandan haberleri olduktan bir sene içinde açmalıdırlar. Her halde ne zaman haberleri olursa olsun zarar ve ziyan dâvası zarara sebep olan eylemin (fiilin) vukuundan on sene sonra açılamaz On sene geçtikten sonra açılan dâvaları yargıç hâkim dinlemez, reddeder
Bununla beraber kanun bir istisna koymuştur ve demiştir ki, zarar ve ziyan dâ-vasj ceza kanunları gereğince süresi (müddeti) daha uzun zamanaşımına müruruzamana) bağlı cezayı müs-telzim bir eylemden doğmuş ise şahsî dâvaya o zamana şırnı uygulanacaktır (tatbik olunacaktır) Bunu bir misalle
anlatalım.
Bir gün bir şirkette ambar memurunun hesaplan denetleniyor (teftiş ediliyor), açık bulunuyor. Bu açLk çalmak gibi niyetli bir eylem sonu ortaya çıkmamıştır, araştırılıyor, bu zarar sırf ambar memurunun günlük harcamalarda tartılar üzerinde yaptığı yanlışlardan ötürü olduğu anlaşılıyor. tşte bu hâdiseden şirket tarafından ambar memuru aleyhine açılacak dâva bir senelik ve her halde on senelik zamanaşımına bağlıdır halbuki eğer ambar kendisine teslim edilenlerin açığı yiyicilik gibi suç sayılan bir eylemden ötürü olfrıuşsa bu biçim suçlar için Ceza Kanununda yazılı bes senelik zamanaşımı icindp tazmin dâvası açılabilir
Avukat Emcet Ağış
bültenler ile fennen ispat etmekle beraber bunların satılmasını menedecek ve âmillerini cezalandıracak müenitelerden mahrumdu.
Bunu temin için İlk defa lb89 senesinde âyan âzasından Paddock'u tağşişçllere karşı bir kanun lâyihasını teklif etmeğe kandırmıştır. Bu zat yiyecek ve İlâçları İfsat eden adamlara karşı cezalar konulmasına dair İlk milli halis gıda ve tam ilâç kanununu kongreye teklif etmiştir
Fakat bu kanun encümen? havale edilerek burada hasıraltı edilmiştir.
Bundan sonra Dev doktorun ısrarı üzerine bu kanun lâyiya'i 16 sene st-raslyle tekrar teklif ve lâkin her biri encümenlerde gene hasıraltı edilmiştir. Böyle olmakla berat-er kongre doktorun mesaisine hürmet ederek karışık yiyecek maddelerini ve ilâçları m-.-ydana çıkarmağa çal'şan bürosunun kadrosunu genişletmesi için halın sayılır tahsisat vermiştir
Kongreden pek virdim görmlycn Dev doktor hazır yiyecek yapan büyük fabrikatörleri bizzat yola getirmek için en büyük teklifeleri göze aldırarak teşebbüs etmekten geri durmamıştır
Garbi Amerika konserve fabrlka-töleri cemiyetinin umumî içtima yapacağını haber alan doktor bunun reisine müracaat ederek içtır.ıada soz söylemek istediğini bildirmiştir. Reis bir dayak hâdl-esinin çıkması İhtimalinden bahsederek doktoru bu savdadan vozçeglrineğe çalışmışsa da muvaffak olamamış ve ricasını kabul etmiştir.
Toplantı başladıktan sonra doktor kürsüye gelmiştir. Bütün fabrikatörler kendisine haşin ve hasmane nazarlar İle bakmışlar fakat doktor aldırmamıştır Söze umuma iradeyledi-ği şu sual ile başlamıştır: »Her hangi bir konserve kutusunu yahut yiyecek paketini halkı bile bile dolandırmak ve ızrar etmek üzere tağşiş edecek adamlar aranızda var mıdır? Varsa elini kaldırsın?*
Tabii kimse elini kaldırmağa cesaret edememiştir. Doktor sözüne devam ederek yiyecek konserve ve
paketlerinin karışık olanlarından ziyade halk arasında rağbet bulması ile fabrikatörlerin şimdikinden daha ziyade kâr edeceklerini İspat etmiş ve bu hususta elinden gelen reklâmı bizzat yapacağını da söylemiştir
Kâr kokusunu alan fabrikatörler hep birden doktoru alkışlamışlar ve tavsiyelerini yerine getirmeğe müıtc-fikan söz vermişlerdir
Dev doktor konserve ve hazır gıdaların ilân vç reklâmı 1le meşgul
müesscsehrın sahiplen tarafUıdu Nevycrkta yapılan bir loplanuda so alarak tamla ve sat yiyecek tnaddeic rl İle iyi ilâçların reklâm ve İlânı her daha ziyade kâr getireceğini, hem d halam irlmadım kazanacağını ve b hususta kendisinin otoritesinden is tifade edebileceklerini söylemiş v bunlardan da karışık gıda ve üöç lan ilân etmemek İçin söz almıştır.
Bunun üzerine Amerikanın bel başlı gazete ve mecmuaları şüphe! yiyecek maddeleri He karışın »e sah ta ilâçların İlâncılığını yarmama? bir namus merelesl yapmi'lar vc kon greden bıı gibi sahtekâ'lara karı kanunlar çıkarmasın) îstiverek gen’ş ölçüde mücadele açmrlardır.
Nihayet Kongre 1906 senesi 30 haziranında kabul ettiği bir kanun ile yiyecek maddelerini tağ’is erenlere ve sahte 1lâc vapnnlara kar ı ajhr reza-lar tâyin etmiştir.
Hangi yiyecek maddesinin v» Hacın karışık ve bozuk ve şahta o düğünü ispat salâhiyetini de dok’or WtKy’in başkanlık ettiği k(mvv sobesine tevdi etmiştir
Bu suretle Amerikayı tağşi e U nlj yiyecek ve sahte ilâçlardan kurtarmağa muvaffak olan doktor 1912 senidinde umumi'hayattan çeki’mlftı. 1930 senesinde vefat ettlâi zaman b-muvaffakiyetleri ilham eden çanı*-luk hayatını anmak Ü2ere Arlln -ton’da muzaffer g’nfral’erc mat- I askerî bir cenaze tpreni yapılm»® ’
Created by free version of 2PDF
l'urkıye tcııeoı
Senelik 28uu curus 5400 sunu 6 Aylık 1500 • 29IK) »
3 Aylık «Kİ . 1600 »
A(1 re» tebdili irin elli kuruşluk pul çendcrılrurlullt %ks* takdirde adres değiştirilme*
Telefonlarımı* Başmuharrir: 21)565
Yası isleri- 2(1765 - İdare ?(IKXI
Müdür: 20457
Rebiül'evvel 28 — Kasım 12ü
Lmsalc Güneş Oğir Unum Alt s itki
E. 10.23 12.02 6.10 9.30 12.00 1.30
V. 5.36 7.15 13.24 16.4j 19.14 20 43
taareiıane Baoıaiı elvan
Actmusluk sokak Mo 13
Buna rağmen doğrulmak teşebbüsünde bulundu umma, nafile! Takılıp da düştüğü sırada, kazaya uğnyan bacağına basamıyordu
— Oldu olacaklar! —dedi — Plerre Quint artık hapı yuttu
Yürekler acısı bir vaziyette karların üzerinde yatıyordu Baby Lse. Miss Mallable’nln kızağını bulmak İçin acele ediyormuş gibi kayışını çekip duruyordu.
Bunun üzerine, kör adam, hayvanın heyecanını farketti. Onun homurtusuna kulak verdi.
— Evet. evet, anlıyorum. — dedi. — Senin hakkın var, Baby' İzi biz şaşırmış değil mi? Doğru yola Miss Maüable sapmış.
Âdeta insan hançeresinden çıkan sayhalarla, Baby, bu sözleri tasdik etti.
Jensen »ordu:
— Şimdi artık emin misiniz?
KanadalI:
— Önümde bir şose görüyormuş kadar eminim. - cevâbını Verdi
— Öyleyse Miss Mallabie’yi bulunuz. Hemen ayak bileğinizi bağlayıp sizi kızağa yatırayım. Derhal yola çıkalım.
Bir takım İnce tahtalarla ve kayışlarla Jensen. arkadaşının kazaya uğ-| riyan ayağını hareketstzleştirdi. Onu kızağın üstüne nihale yatırdı: ze1 . Baby nln kayışlylc kamçıyı eline ken-
di alarak yola düzüldü. Doğru İz. şimdi önlerinde açılmış bulunuyordu.
Kızağa koşulmuş köpekler umumiyetle havlamazlar. Ya inler, yahut da homurdanırlar Halbuki bu sefer, köpekler, seslerin! alabildiğine yükseltiyorlardı. Sanki bir iri avın peşine düşmüş, tazı sürüşüydü bunlar! Öbür kızağa yetişmenin kendilerine vazife diye verildiğini anlamışlardı. Bunun da ne güç iş olduğunu kestirmiş olacaklardı.
Jensen arlık kendi ıstırabını unutmuş. alabildiğine haykırıyordu. Hayvanları hızlı yürütmeğe çabalıyordu. Hayatında karşılaşabileceği ihtimallerden en kötüsü, şu genç kızı bir daha bulamamak, onu görememekti.
Bir müddet sonra, uzaklardan, kulaklarına havlama sesleri geldi.
Jensen sevinçle bağırdı. Ciğerlerine bütün kuvvetiyle havayı çekti. Han-çereslnin bütün kuvvetUe feryadı kollardı Bu sayhasına, uzaktan hatif bir cevap gelir gibi oldu.
Çok geçmeden, izin üzerinde toyu renk bir kımıltı göründü. Bu gördüğü. Miss Mallable’nln kızağıydı. Olduğu yerde duruyordu.
Lâkin, genç kızın yeri bos! Bir yerde dü -mûş kaybolmuştu.
1 Yaklaşıp îyice baktı. Hiçbir şeyini j beraber almamıştı Kürkleri, paketleri, "'yeeettari hep kızaktaydı Köşkler, bağlandıkları yerde munta-
zam duruyorlardı. Sanki kısa bir müddet istirahat İçin mola vermişlerdi.
Jensen, bir an. Miss Mallabie'nln pek uzakta olmıyacağını düşündü. Geldiklerini bildirmek üzere sağa m-la seslendi. Kızdan cevap alacağını umdu. Lâkin, boşluklarda ses şada yok!
Bunun üzerine deLlkonbyı çılgınca bir endişedir kapladı. Artık bu defa, tehlikenin daha büyük olduğu görünüyor! Genç kız. gecenin ortasında bu ölüm sahrasında, bu buz cehenneminde sığı nakşız, ateşslz, gıdasız, bir yerde kaldıysa, kurtulmasına imkân var mıdır?
Talihsizlik, onlara darbe üstüne darbe vurmuştu. Jensen. olduğu yerde sallanıyordu. Karlara yığılacağım artık mücadeleden vazgeçeceğml sandı.
Âmânın iradesi ve tecrübesi ond-daha üstün çıktı. Uğradığı son k -ya rağmen. Plerre ijuint. ona
— Dinleyin beni! — dedi — Sı* da kar yağmıyor. Öyleyse. Mı ’ lable'nln karlarda iz bıraktı'1 hakkaktir. O izleri taklbetmellyiz
____ Naaıl takibedeblleceğlz? Nen deyse gece basacak. Hattâ ban'.irdi bile.
Plerre tfuuıa.
tArkosı var)
toslMlhılIMIISltl lElHH CKİBİSİ
Dr. Zekâi Muammer
Miktarı
65.5 dönüm
Cinsi Tarla
Rıza Çoban Şaban Çoban Niyazi Ulftlttır Feyzi Kaptan' Şevki çelik
Cemal Şentürk Veli Akdağ Melkon Klrkoryan Fettah Yalçındağ " Ahmet Ülkü Atıf Erdoğdu Hakkı ÜlgCn Veysel Ülgen Babrl Akın Babrl Akın Hidayet AyangU İzzet Gül ten ■ Sabrl AkylldU Yakup üzunoftlu Ahmet Kara oğlu Tevflk öneş Salim Reis
MEKTUPLARINIZI Al .İMKINIZ
Gazetemiz idarehanesini adres olarak göstermiş olan karilerimizden
ŞAHLIK — Mısır çarşısında her dükkâna uyar son sistem vltrlnüe beraber boş bir dükkân devredilecektir. Vitrinleri nyn olarak da satılır. Sirkecide Başağa ambarı sahibine müracaat. 2000 — 5
Eti Bank İstanbul Şubesinden:
Elektrik sayaçları Ayar istasyonumuzu İstanbul Teknik Üniversiteye devretmiş olduğumuzdan, badema gerek Belediyeler vo gcreto» Miieaas®tt w efhtu tarafından Bankama namına iftj'uç gönderilmemest ilân olunur.
dW0r
İNGİLİZCE ÖĞRENMEK İ8TİVEN-LERE — Türkçesl kuvvetli, haftada bir, İngilizce ders karşılığına Türkço edebiyat dersi vermek Istiyenler, No. 1, 266, Halâakârgazi cad Şlşll’ye mektupla müracaat 1098 __ 1
SATILIK ÇOK KIYMETLİ VE NADİDE AKSA — Çiftehavuzlarda deniz kenarında denize yüzü 100 metre olan 18680 metrekare arsa acele satılıktır. Tafsilât ve flat hakkında görüşmek üzere Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosuna müracaat edilmelidir. Galata Ömer fi bit han 2 nol kat 23 No. Telefon 43368 399 — I
PANGALTIDA — Îyî bir mevkide her işe elverişli hazır bir dükkân devren satılıktır. Telefon: 83808.
NATAMAM İNŞAAT — Bllûmurn İnşaat ve fenni mesuliyet hesap işleri deruhte edilir. Ev ve mağazaların tamire muhtaç olanları derhal İşe başlamak Ve yıkılması teaheden t m lâkin enkazını kabul eder. Beyoğlu İstiklâl caddesi Büyük Parmakkpaı köşebaşı 4 No. kat 2 Tel: 42396 Suhulet Emlfik Zarif Özalp 911 — 2
İŞ ARIYANLAR
SATILIK APARTMAN VE ARSA — Cihangirde denize nazır konforlu altı katlı bir apartman yarim hissesi ve aynı semtte deniz görür bir arsa satılıktır. Mutavassıt kabul edilmez. Adres Tahtakale caddesi Menaşe han No- 35 saat 12 den 16 ya kadar müracaat. 2011 — 2
Mevkii Karşıyaka Mezbaha yolu
İstanbul Belediyesi İlânla
Zayi — Esnaf Odasından almış ol-dutum 618 numaralı perakendeci etup vesikamı »a yİ ettiğimden yeni-bln! alacaBım eskisinin hükmü yok! tur. Bakırköy İstanbul caddesi 213 numarada bakkal Tahsin Seçkin
ALMANCA DERSLERİ — Bir AvrupalI öğretmen bayan büyüklere, vs lisan derslerine devam etmek Istlyen talebelere üniversite talebelerine ve doktorlara gramer ve mlikâleme dersi veriyor. Her yete gidebilir. Akşamda A. B. O rümuzuna mektupla müracaat. 2010 — 1
BEBEK VEYA AYAZPAŞA — Tarafında kiralık «partiman veya müstakil *v aranıyor. Müracaat (Toros) remzine Akşamda._______2004 — 1
ANADOLUHİSARINDA YALI — Çiftehavuzlarda Bostancıda Heybell-adada Büyükadada Şişlide acele satılık villâlar. Tafsilât, flat ve satın almak İçin Ferdi Belek Türk Emlâk Bürosuna müracaat edilmelidir. Galata ömerûblt han 2 nel kat 23. Telefon: 42388 1034 — 1
Zayi — pertevnlyal lisesinin 4-C 665 numarasında kayıtlı İken okuldan ayrılmanı üzerine 2/2/945 tarihinde aldığım 2602 numaralı tasdiknamem kazaen zayi ohıp yenisini alacağımdan eskisinin hükmü olmadığı İlin olunur. Comalettln Al tiner
NURVOSMANİYE CADDESİNDE — 10 odalı kâgir. Fatih İtfaiye caddesinde 7 odalı kâgir, Oenç Türk caddesinde apartman şeklinde 8 odalı beton. Horhor caddesinde 6 odalı ahşap ve daha birçok evler acele satılıktır. Ferdi Selek Türk Emlâk Galata örr.crftblt han 2 nel kat 23 telefon 42368 1068 —
YAZLIK KÖŞK — Göztepe fevkalâde nezaret 7 oda, su, havagazı, elektrik, asfalt yol tramvaya ve trene 6 dakika müracaat Tel. 52-127.
2001 — 2
SERMAYE — Esaslı kârlı bir İşe on bin lira sermaye koyarım, kendim de çalışırım işin mahiyetini İzah şartıle Beyoğlu P. K 2191 numaraya mektup yazıl ması. 1097 -
E.A — W — MM. E— SL.A — Ayşe — İS — Şans namlarına gelen mektupsan İdarehanemizden aldırmaları rica olunur.
İstanbul mahrukat of'si umum müdürlüğünden: Mahrukat Ofisinin aşağıda yazılı mevkilerde bulunan depolarıııuan eski belediye rayici üzerinden, yani Bulgar kömürünün kilosu 15,5 yeril kömürün kilosu 14 kuruştan, olmak şartile «erbes kömür satışı yapılmaktadır. Ancak; her müracaat edene belediyenin emrlle âzami on kiloya kadar kömür verilebilecek ve her depo günde bin kilodan fazla satış yapmayacaktır.
Ofis depolarının mevkileri;
Maliye Bakanlığında n:
Toprak mahsulleri vergisi muamelâtında kullanılmak üzere 13 nevi matbu fvıatan tab ve tecildi İşi 2400 numaralı kanunun 31 inci maddesi mucibince kapalı zarf usuîlle eksiltmeye konulmuştur.
1 — Muhammen bedel! 42031 lira 25 kuruştur.
2 — Muvakkat teminatı 8152 lira 35 kuruştur.
3 _ Eksiltmesi 23/3/945 cuma günü saat 15 de Ankarada Maliye Bakanlığı Levazım vc Kıymetli Evrak Müdürlüğünde müteşekkil eksiltme Komisyonunda yapılacaktır.
4 — Şartnamesi Levazım ve Kıymetli Evrak Miidürlüglie İstanbul Beşiktaş Maliye Evrakı Matbua Ambarında görülebilir.
5 — İsteklilerin tanzim edecekleri teklif mektuplarını 2490 numaralı kanunun 2 ve 3 üncü maddelerinde yazılı vesikalarla birlikte eksiltme saatlikten bir saat evveline kadar Komisyona vermeleri lâzımdır. «2873»
39 > 5000 00
144 > 26250 00
«uaarıaa — v---------. mülkiyeti 1/3/945 ten İtiba-
ren peşin para ve kapalı zarfla satılacaktır, ihaleleri 2/4/945 pazartesi günü saat onda Beyhan vakıflar müdürlüğü binasında yapılacaktır. Ga/r> menkulleri ve şartnamesini görmek lstlyenler her gün Seyhan Valflar müdürlüğüne müracaat edebilirler. Arttırmaya girebileceklerden .•.7.5 muvakkat teminat alınır. Kapalı zarflar İhale saatinden bir saat evvel komisyon reisliğine verilmiş olmalıdır. Postada olacak geçişmeler kabul edilemez. (29171_______________________________________
1100,00 13,60 Maçkada Tramvay caddesinde Maçka kışlan karşısında
18-20 No. lı ahşap bina ankazııun satışı.
*10,00 M,ao Maçkada Tramvay caddesinde Maçka kışlan kargısnda
18-20 No. lı kâgir bina an kazının satışı.
»60,87 79,06 Cerrahpaşada Hobyar mahallesinin. Büyük Tulumba soka-
ğında 21 No. 11 ahşap Mna ankazının satışı.
•08,00' M.M Veznecilerde Balaban Ağa mahallesinin Büyük Reşltpaşa caddesinde 918 inci kadastro adasında 75 parsel No lı ve 174,60 metre murabbaı sahalı arsanın satışı.
406,75 M.öî Aksaravda İnebey ma halesin İn Koçlbey sokağında »60 İne! kadastro adarında 88,50 metre murabbaı sahalı arsanın . satışı.
»••0,00 Ma.oo Aksaray'da Kemal Paşa malı ailesinin Mimarbaşı sokağında 912 İnci kadastro adasında i parsel No. h ve 56 metre murabbaı sahalı arsanın satışı.
148.00 1,40 Lâlelide Balaban Ağa mahallesinin Harlkzeöeter sokağın-
da 917 inci kadastro adasında M parsel No. lı ve 14,00 metre murabbaı sahalı arsanın satışı.
Tahmin bedelierlle ilk teminat miktarları yukarıda yazılı I parça an-ka« ile 4 parça arsa satılmak özere ayrı ayrı açık arttırmaya konulmuştur. Şartnamefri Zabıt ve Muamelât Müdürlüğü kaleminde görülebilir İhaleleri 28/3/945 çarşamba günü saat 14 de Daimi Encümeodo yuptlacnttır, Taliplerin İlk teminat makbuz veya mektupları ye kanunen İbram lâzım gelen diğer v faikalar il« birlikte İhale gün 11 muayyen saatte Daim! Fnclimen-bulunmaları,(39^7,
■BM DOKTOR
Fethi Erden
LABORATUVARI
Kan, İdrar, balgam, mevaddı gaita tahlilleri ve (tdrar vasıta -site ff ebeliğin iUc g ünlerindeki kati teşhisi > yapılır.
Beyoğlu, Taksime glcterkeo Meşelik sokağı Ferah apart-ı-manı.Tel 40534
FABRİKAYA ELVERİŞLİ — büyük pencereli bir mağaza maktadır. Kurtuluş Slnemköy sokak 16/18 mühendis Beln Zöldy’ya müracaat. 2007
PANTOGRAF
Kabartma (Relief) gravürleri çizen pantografı bulunan atelya sahlplerile hususi bir İş yaptırmak üzere acele yazı İle müracaatları. İstanbul, posta kutusu no. 30a
Sirkeci Hocapaşa Hamam Sok. No. 7 Çatladıkapı tren köprüsü yanı Kumkopı Nişanca Molatoşı Sok. No. 49 Kumkapı İskele Cad.
Yenlkapı Kemalpaşa Cad.
Yenikapı Kumsal sokak
Aksaray Incbey mah. Teceddüt Sok. No. 38 Bamatya- Abdlilçelebl mah. No. 10 Bamatya İmrahor cad.
Yedikuie Gençağa sok. No. 31 Çarşamba cad. No. 40
ŞehzadeVaşı Tevflkpaşa cad. No. 44 Büleymanlye cad. No. 8
Ayakapı vapur iskelesi Unkapanı Tekirdağ İskelesi
Beyoğlu Tiinelbaşı Sofialı sok. No. 12 Beyoğlu Kalyoncu Kulluğu cad. No. 99 Firüzagn Kadirler yokuşu No. 46
Beşiktaş Akaretler Şair Nedim sok.
Beşiktaş Slnanpaşa Kömürcü sok. No 16 Beşiktaş Slnanpaşa Odun iskelesi No. 18 Heybcliada Ay Yıldız cad No 85
.3043»
Mahdut Mesuliyetti
İstanbul Emniyet Sandığı Mamurları Kooperatif Şirketi İdare Meclisinden:
Kooperatifimizin 944 senesi âdi genel kuruu toplantısı N Mart 946 »ünü »at 16,30 da Şirketin merkezi olan Cağaloğlu Emniyet Bandığı binasında yapılacaktır. Ortakların gelmeleri rica olunur.
Ruzname:
1 — İdare Meclisi ue mtirakip raporlarının okunma»,
I — 944 yılı bilançosunun tetkik vs kabulü ve İdare Mtelkri he müra-klplerln İbresi;
I — Yeni idare Meclisi taaaının seçilince! (yedek tewı dahMJ
4 — Müraklplerln seçilmesi,
6 — Şirket tarafından ortaklara yapılan kredilerin Mh ve sair şartla-sının tesbitl (madde 22)
6 — Ortaklar hesabına geçirilecek kâr hİMrieeine verilecek lak nlsbe-Hpln tayini 1 Madde 50)
İstanbul defterdarlığından:
(6641) altı bin altı yüz kırk bir lira muhammen bedelli (65) kalemde (168) adet bilezik, yüzük, mat, köstek vs sal reden İbaret ritaymet eşya 10/3/946 salı günü Ban d al Bedesteninde ayrı ayrı satılacaktır.
Talihlerin ayni günde saat 14 de Mücevherat rat*, salonunda bulun-naJRrl- .
Seyhan Vakıflar Müdürlüğünden
Muhammen bedeli Lira Kuruş 9550 00
REOSİL
Çocuk hekimi doktor
Ahmed Akkoyunlu
Taksim - Talimhane palas.
Telefon: 82627
ASKERLİKLE İLİŞİĞİ OLMAYAN — Yeni ve »ski Türkçe okur yasar hor hangi bir mücssesenbı ayak İşlerinde çalışabilir veya verilecek diğer İşleri de daruhdo eder şalışkan, kefil gösterebilir. Uygun bir ücretle İş aramaktadır. «Akşam» da (F.K) rümuvuHR mektup]a müracaat. 1074 — 1
YÜKSEK TAHSİLLİ — Türkçe Fransızca çok İyi bilen, muhasebe, muhabere, yazıhane İdari işlerini deruhde edebilir tecrübeli bir bayan İş aromJtatadır. Kefil ve referans verebilir Müracaat: K.S. Pangaltı Üf-tade Sok. 51 1072 —
İNŞAAT İSLERİ — Dahili mimari vc her nevi tesisatta İhtisası olan tecrübeli bir reasam İcabında şantiyelerde de çalışmak üzere İş aramaktadır. Adres: R. 8. Eti Palas otelt No. 3 Zonguldak. 1070 —
İŞÇİ ARIYANLAR BİR BUÇLK YAŞINDI - Bir kız çocuğuna bakacak ve büyütecek tecrübeli btr dadıya İhtiyaç vardır. Yaşı 40 tan aşağı olmaması tecrübeli olması şarttır. Şişil Samanyolu sokak 91 No. Blkmaz apartmanı daire 2 ye Öğleye kadar müracaat. 1073 — 10
İSÇİ BAYAN ARANIYOR — Çaişı-kapı Gedlkpaşa caddesi No. 88 Ütü evine müracaat. 1070 — 1
TEZGÂHTAR ARANIYOR — Itriyat satışında çalışacak Türk tebaası btr bayan tezgâhtar aranıyor. İstan-bulda Büyük Postane çad. 5 No. ya saat 12-3 arası müracaat. 1075 —
APARTMAN KAPICISI ARANIYOR — Nişantaşında 9 daireli bir apartmana karı koca kapıcı aranıyor. Erkek dışarıda da çalışnbillr. Taliplerin Eminönü ArpacıLır hnnmda 19 No. ya müracaatları. 1085 — 1
HER İş BİLİR — Üç kişilik ailenin ev İşlerini görecek bir kadına ihtiyaç vardır. Sultanhamam Havuz’u-han No. t saat 10 dari 12 ye kadar müracaat. 2003 — 2
AMBAI.ÂJ İŞLERİNDE — Çalışacak bir Türk kızına İhtiyaç vardır. Bahçekapıda Salih Necat! eczanesine müracaat. 2009 — 2
İYİ BtR ŞAPKA İŞÇİSİ AH ANIYOR — İstiklâl caddesi Baker karşısı Fransa Çıkmazı Vuçlno ap. No. 4 1099 — 2
^—SATILIK EŞYA SATILIK OTOMOBİL — Lâstikleri İyi vaziyette, hususi ularak kullanılmış. Plymouth marka kapalı tenez-züh otomobili. BaJıçckapı Cermanya hanında Fomslm İnşaat şirketine müracaat. 1015 —
ARANIOR — Elle kıılHnılmag Üzere 5 tonluk 2 preae ihtlj'aç vardır. Rızapaşa Yokuşu Nusuhlye sokak Nn. 31 e bildirilmesi. 1069 - 1
SATILIK — As kullanılmış 1 adet makk&p tezgâhı ile 1 adet kopresör. Müracaat Tel. 41362. 1083 —
SATILIK kamyonet — Bulk marka «ekte Mstlğtle bir kamyonet satılıktır. Taksim Millî Garaj Telefon 41849. 2002 — 1
BAKKALLARIN NAZARI DİKKATİNE — Her boyda keçe kâğıdı He sar-gılık va kese kâğıdı ucuz flatle satılır. Müracaat: Eminönü Tahmis cad. Kalçın Sok. No. 11 2004 — 2
HER TÜRLÜ KÂÖIT — GMCte. meomuo, kitap, defter iyi Hatla »atın alınır Batmak isteyenlerin Eminönü Tahmte cad. Kalçın Bok. No. 13 e müracaatları. 2006 — 2
— Kiralık — Satılık
FABRİKA İÇİN KİRALIK MAHAL — Gedikpaka caddesi No. »7 ave müracaat, pazardan maada har gün saat 2-4. 998 —-
6 009 LİRADAN 509.000 LİRAYA KADAR _ trtanbulun her yarinde apartman, ev, mağaza, İmalâthane, fabrika, arsa ve çlfllk olmak ve satmak lstlyenler. Kârlı İşi olup da devretmek lstlyen veya almak lstl-yenler Beyoğlu İstiklâl caddesi Büyük Parmakkapı köşe buşl 4 No. kat 2 Tel: 42906 Suhulet Emlâk Zarif Özalp 910 — 2
İSTANBÜI.DA — Sultanah mette 14 odalı ahşap büyük bahçeli konak Sultannhmette 10 odalı kâgir İstan-bulda Halk Partisi civarında 8 odalı kâgir ev satılıktır. Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosu Galata ömer&bit han 2 nel kat 23 telefon 4230» 1007 —
DEVREN SATILIK DÜKKAN — Oc-dikpaşa Ballpaşa yokuşunda 16 No.lı bakkaliye dükkânı sahibi taşraya gideceğinden devredilecektir, içlndekl-ne müracaat. 1043 — 1
DEVREN SATILIK Dt’KKAN — Beşiktaş Vlşnezade Spor caddesi 110 numaralı bakkal dükkânı lçlndek eşyası İle 200 liraya devren satılıktır. Spor caddesi No. 2 ye müracaat. 1091 —
KİRALIK LABORATUAR MAHLLİ ARANIYOR — Galata, Eminönü, Sirkeci ve havalisinde Lâboratuar yapılmağa elverişli bir veya iki katlı bir bina veya dükkân aranmaktadır Kadıköy Eczahantslne müracaat. Telefon: 69063. 1093 —
MAĞAZA VE ARDİYE ARANIYOR— Eminönü ile Yağ iskelesi arasında denize yakın mağaza ve ardiye aranmaktadır. Balıkpazan Taşçılar 104 No. da Bülbül adına müracaat. 1071 _
KİRALIK VİLLÂ — Suadlye Çınar dibinde 5 odalı möbleli yazlık her türlü konforu haiz villâ kiralıktır. Bu bina aynı zamanda satılıktır. Ferdi selek Türk Emlâk Bürosuna Galata Ömerâblt han 2 nel kat 23 telefon 42368 1077 — 1
SATILIK MODERN YALI — Boğazın en sakin ve.güzel bir sahilinde beş odalı havagazı, elektrik, terkos ve banyo tesisatlarını havi kayıkhane ve deniz havuzlu. Çiçek ve nıeyva bahçelerini hav! yalı boş olarak satılıktır. Galatasaray Köşe npartımanı Emiâklş Telefon 49010 1080 — 1
BEYOĞLU Tarlabaşt caddesi köşe başındaki 69 No- lı bakkaliye dükkânını arkadaşının hastalığı dolay isli e acele devren satılıktır, tçln-deklno müracaat. 1078 — 4
KİRALIK YALI — Vanfköyün en zarif yalılarından Dirisi 8 odaslle mey-va ve çiçek bahçeleri, elektrik, terkos ve banyo tesisatlle v® lüks eşyaalle, buz dolabı ve radyoslle beraber kiralıktır Galatasaray Köşe apartımanı Eml&klş Telefon 49010 1081 — 1
DEVREN SATILIK BAKKALİYE — Beyoğlu Hamalbaşı Kordelâ sokak. Müracaat: Tarlabaşı karakol karşısında 177/1 No. lı bakkal Tornaya. 1086 — 1
KİRALIK BİR ODA ARANIYOR — Ayaşpaşa Taksim - Harbiye arasında cadde üstü, veya caddeye çok yakın bir mesafede müstakil banyosu olanı tercih edilir ve tam konforu haiz mobtlyeslle bir oda kiralanacaktır. Akşamda «K. M.» rümuzuna mektupla müracaat. 1084 —
İMALÂTHANEYE MAHSUS - Her şekle girebilecek tarzd* 0,5 yiİ2ü 16 derinliği betonarma Süleymanlyc Dökmedi er hamamı yanında yapılmaktadır. icara verilecektir. İstekliler 22588 telefona müracaat. 1087 — 2
3750 ŞER LİRAYA — Arnavutkö-yünde 3 çer odalı 3 tane kâgir manzaralı acele mtılık ev. Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosu Galata Ömerâblt han 2 nel kat 23 telefon: 42368 1088 — 1
EHVEN FİATLE — Mandıra, çlfülk satın almak Istlyenlere: Balıkesir'e çok yakın bir yerde, çiftlik blnaslyle birlikte satılacaktır. Taliplerin aşağıdaki adrese müracaatları: İsmet Ersun Martlı mahalle Yenice sokak No. 2 Balıkesir. 1090 — 2
SATILIK EMLAK ARANIYOR — 2000 liradan 500,0Û0 liraya kadar ev, apartıman, han. dükkân, arsa, arazi, depo, ve sair emlâkin! satmak isteyenlerin en çok müşterisi olan Deney Emlâk Bürosuna müracaatları. Ga-ata Kefeli Hüseyin han No. 2 telefon 43840 1004 — 1
20090 LİRAYA — îstanbulda Ebus-suut caddesinde 7 odalı geniş yüzlü râglr acele satılık ev. Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosuna Galata ömor-âblt han 2 nel kat 23 telefon 42388 1066 —
Ağa zade Gökşen hatun Akkapt > Yukarıda yazılı vakıf gayrı menkullerin
“iNTERNAK,,
International nakliyat Türk A. şirketinden:
Şirketimizin hissedarlar Umumi Heyeti âdi toplantısı 28 Mart 1945 günü saat 10,30 da İstanblda Beyoğlu İstiklâl cnddesi Hayri tpar Hanın S üncü katındaki şirket Merkezinde yapılacağından sayın Hissedarların ayni gün ve saatte toplantıda hazur blunmaları ve Ticaret kanununun madde! mahsusası mucibince hamil bulundukları hisse senetlerini toplantı gü-nünden Gir hafta evvel şirket Merkezine makbuz jnukablllnde yatırarak duhuliye varakalarını almaları ilân olunur.
Müzakere Ruznamesl:
1 — 1944 takvim yılı muamele ve hesaplan hakkında İdare Meclisi ve mürakip raporlarının okunması.
2 — 1944 senesine ait bllânço, kâr re zarar hesaplarının tetkik ve tae-djkl İle İdalre Meclisinin ve mUraklbln ibrası.
3 — Çekilen İdare Meclisi âzası yerine yeniden seçilenlerin İntihaplarının tasdiki
4 — Mürakip seçimi ve mUraklbln 1B44, ve 1945 seneleri ücretlerinin
ayini. . ..t.
5 _Ticaret kanununun 323 ve 324 üncü maddelerine tevfikan İdare
Meçlisi âzası İle müdüre gerc-k kendi namlarına ve gerekse diğer Şirketlerin idare mcllsl âzası sıfatlle Şirketle 1$ yapmalarına müsaade verilmesi. _
“KORTAŞ,,
Komisyon ithalât ve ihracat T. A. şirketinden: şirketimizin hissedarlar Umumi Heyeti âdi toplantısı 28 Mart ı®4ö günü saat 10 da Istanbulda Beyoğlu istiklâl caddesi Hayri İptir Hanın 8 üncü katındaki Şirket Merkezinde yapılacaguıdan sayın Hissedarların ayni eiin ve saatte toplantıda hazur blunmaları ve Ticaret kanununun mad-del njahsusası mucibince hamil bulundukları hisse senetlerini toplantı gii-nürden bir hafta Şirket Merkezin1* makbuz mukabilinde yatırarak duhuliye varakalarını almaları ilân olun ır.
Müzakere Ruznamesı:
1 — 1944 takvim yılı muamele ve hesaplan hakkında İdare Meclisi ve mürakip raporlarının okunması
2 — 1944 senesine ait bilânço. kâr ve zarar hesaplarının tetkik ve tasdiki İle İdalre Meclisinin ve mUraklbln İbrası.
3 _ Mürakip seçimi ve mUraklbln 1944, ve 1945 seneleri testlerinin tft>,”,*_ Tlcarel kanununun 323 Ve 324 üncü maddelerine tevflkat İdare Midisi âzası ile müdüre gerek kentli namlarına ve gerekse diğer şirketlerin İdare indisi âzası sıfatıle Şirketle iş yapmalarına müsaade verilmesi.
Yeni Dizel motörleri
7-8 beygirlik yeni Dizel motörleri gelmiştir. Müracaat: Galata, perşembe .pazar Yoğurtçu han No.13 Tel: 41143.
Satı ık Dokuma Ateiyesi
Tahtakale caddesinde 2 katta 300 metre kare sahada müstakil kagir binada kurulmuş, 2 bobin, 2 masura makinesile 15 el tezgâhını havi teferruatı mükemmel'dokuma ateiyesi, bütün demlrbaşlle birlikte devren Satılıktır.
Müracaat: Karaköy. Bebek tramvay durağı karşısında Dem ir bağ Han No- 18‘ Tt!: 40304
BUYUK FIRSAT
Maruf bir ailenin Fraıısada sureti mahsusada yaptırmış olduğu aşağıda yazılı sofra takımları bedestan satış mahallinde teşhir edilmektedir. 18 mart 1945 cuma günü saat 14 de müzayede İle satılacaktır.
38 kişilik limoj sofra takımı, 172 parça altın işlemeli yontma kristal şampanya, şarap, likör ve saire bardakları sürahllerlle beraber, 281 parça Fransız mamulâtı gümüş çatal, bıçak, kaşık ve saire sofra takımı, ayrıca gümüş dondurma takımı, çay, kahve takındar^/^nuıh-■■■■■■■ telif eb’adda gümüş tepsiler ve saire.
Beylerbeyi Köplüce Çayır sokak 7-9 No.
Satı'ık veya yazlık kiralık
Yeni yapılmış köşk vaziyetinde yanyana ahşap iki ev birisi 5 ve diğeri 4 oda olmak üzere her ikisinde de üçer hol, İkişer helâ birer mutbah ve su. elektrik, havagazı, mevcut, balkonlu, çiçek ve büyük meyva bahçeli fevkalâde nezaretli içi dışı yağlı boyalı ve muşamba düvelidir. Görmek İçin 9 numaraya, görüşmek için İstanbul Develi kundura mağazasına müracaat. :
i!
Satılık Merserisaj Makinası
42 modeli günde 80 ila 100 paket pamuk ipliğimi merserize yapan faal bir halde ve teknik elemanlarlle birlikte verilmek üzere maa teferruat sağlam bir halde bir adet merserisaj makinası satılıktır. Almak lstiyenler galatada kemeraltı İzmlrlloğlu hanı altında 9 numarada AH Riza Gebzeliye müracaat. Tel: 491B4 _
Boş Kap Satışı
Sümer Bank deri ve kundura sanayii müessesesinden t
Müessesemizin Beykozdaki fabrikası sahasında mevcut aşağıda dökümü yazılı boş kaplar kapalı zarfla satılacaktır. İsteklilerin 20/3/1945 salı saat 11 de müessesemlz müdürlüğüne kapalı zarfla ve münasip teminatla müracaat edilmesi İlân olunur. Müessese bu kapları satıp satmamakta serbestlr. Takriben 550 adet saç varil Takriben 14 adet tahta fıçı Takriben 12 adet küp
Takriben 100 adet ağzı açık veril. (80B2>
Lâstik hortum alınacak
Beden terbiyesi İstanbul bölgesi başkanlığından:
İnönü stadyomu futbol sahasının sulanması İşinde kullanılmak üzere en az 6 atmosfer tazyike dayanıklı İçi bezil 150 metre lâstik hortum alınacaktır. Hortumların İç kutru 25 m/m ve boylan 30 metre olacaktır, Muhammen bedel 3800. İriadır. Vermeğe talip olanların "285 lira muvakkat temlnatlarile beraber 20 mart 1945 salı günü saat 15 de Taksim Sıraselvilerde No. 57 Beden terbiyesi İstanbul bölgesi binasında toplanacak komisyon tarafındın yapılacak açık eksiltmeye iştirakleri İlân olunur. (3130)
İstanbul vakıflar orman işletme müdürlüğünden
Avcı Koru vakıf ormanının 95 numaralı maktamda 80 m«t-re mikâp meşe tomruğu İmal ve Üsküdarda Şemslpaşa depoluna nakil işi pazarlıkla yaptı rılacakttır.
İsteklilerin 337.5 liralık teminatla 1B/3/1945 cuma günü saat 14 de Çemberlitaşta orman İşletmesine müracaatları. (SOM)
İnşaat bakım şefi aranıyor
Karabük Türkiye Demir ve Çelik Fabrikaları Müessesesi Müdürlüğünden:
İnşaat Mühendisliği mektebinden neş’et tarihi ve hizmet senelerine göre dört yüz liraya kadar aylık ile bir inşaat bakım şefi aranmaktadır. Senelik ikramiyeler ve prim tediyeleriyle pahalılık zammı bu paraya dahil değildir.
İsteklilerin kısa hal tercümesi, hizmet vesikaları suretleri ve bir boy fotoğrafı ile Müessese Müdürlüğüne müracaatları ilân olunur. 2834
— NECATİ DiŞ SUYU —
Dişleri temizler ., çürük dişlerin tevild elliği fena ağız kokularını defeder. ağam hı z csıhhasını temin ed?r.. Batıçekapı, SALİH NECATİ
Toplantıya çağın
Kartal Plâjevleri Kooperatifi
Yönetim kurulundan:
Kooperatifimizin yıllık âdi genel kurul toplamışının, 29 mart 1945 perşembe akşamı, saat 17.30 da Ankara Halkevi salonunda yapılması kararlaştırılmıştır. Bütün ortakların bizzat bulunmak veya vekil göndermek suretile bu toplantıyı şereflendirmeleri rica olunur.
GÜNDEM:
1 _ Yönetim kurulu ve murakıplar raporlarlyle bilançonun okunması ve tasdiki.
2 — Ortaklardan istlyenlere ev yaptırılmasına başlanılması hakkında, yönetim kurulu teklifinin karara bağlanması.
3 — Yönetim kuruluna yedi asli ve üç yedek üye seçilmesi.
4 — Murakabe heyetine üç ınurakıp seçilmesi.
Tasfiye halinde bulunan:
Şirketi Hayriye T. A. Ş.
Tasfiye heyetinden:
Aşağıda yazılı ruznamenin müzakeresi ve bu bapta karar İttihazı için Ticaret kanununun 456 inci maddesi mucibince hissedarlar umumi heyetinin âdi olarak davetine tasfiye heyetince karar verilmiş olduğundan 14 nisan 945 cumartesi günü saat 10.30 da tasfiye merkezi bulunan Galatada sigorta hanında dördüncü katta 2-4 No. da yapılacak olan İşbu toplantıda kanunen huzuru mümkün hissedarların hazır bulunmaları lüzumu İlân olunur.
R U Z N A M E:
1 — Tasfiye heyeti raporunun okunması.
2 — Tasfiye murakıpları raporunun okunması,
3 — Hazırlanan bilançonun tetkiki ve bu bapta bir karar ittihazı.
İTTİHAT DEĞİRMENCİLİK
’ Türk Anonim Şirketinden :
Şirketimizin hissedarlar umumi heyetinde 1944 senesi kftn olarak hls-38 senetlerimizin 5 numaralı kuponları mukabilinde 300 kuruş ve gene 6 numaralı müessis hisseleri kuponlar; mukabilinde 169,5 kuru» verilmesi takarrür etmiş olduğundan 35 mart 1945 tarihinden İtibaren şirketimiz veznesile T. C. ziraat bankası, osman lı ve banka komerçlyale İtalyan» bankalarının Galata gişelerinde tedlyat yapılacağı ilân olunur.
Ankara elektrik ve havagazı işletme Müessesesinden:
1 — Ham kauçuğu müessesece verilmek Üzere 120 adet
Konik Kayışı Yaptırılacaktır
2 — Şartnamesi parası® olarak müessese satın alma şubesinden verilir.
3 — Teklifler 1. 4. 945 tarihine kadar umum müdürlüğe verllml» olacaktır.
Muhtelif Değirmen Valsleri
va sair değirmen parçalan satılıktır. Müracaat: Galata, perşembe pazar, Yoğurtçu han NO. 13 tel: 41143.
Emlâk Bankası Yapı limited şirketindenr
15 M3 kontraplâk alınacaktır:
Ankarada Bakanlıklar civarında Şükrü Saraçoğlu mahallesinde yaptırılmakta olan Memur evle i İnşaatındr. kullanılmak ve 31/3/1943 tarihine kadar Ankara istasyonunda teslim olunmak üzere on beş metre mik’abı kon plâk alınacaktır. Taliplerin 23/3/1945 tarihine kadar Ankara ı Emlâk ve Eytam bankası merkezindeki şirkete veya Emlâk ve Eytam bankası İstanbul şubesine müracaat ederek bu husustaki şartnameyi görmeleri va yazı İle fiat teklif etmeleri İlân olunur, (3119)
NEVROZiN
Baş, Diş, Grip, Romatizma, Nevralji, Kırıklık ve bUtUn ağrıları derhal keser
İcabında günde 3 kaşe alınabilir. Heryerde ısrarla NEVROZİN meyiniz.
SULH!
^uih şafağı, bambaşka ve uçakla küçültül, bir dünya üzerinde yükselecektir.
Uçak, yalntı memleketleri değil, milletleri de birbirlerine yaklaştırmıştır.
Birleşik Amerika ve müttefik devletler, şim* diye kadar bilinmiyen muarara bir nakliye» şebekesi kurmuşlardır. Böylece. birlikte çalıj-masım öğrendiler. Ve harpte öğrenilen şeyler sulh zamanında unutulmayacaktır.
CONSOLIDATED VTJLTEE AIRCRAFT OF AMERICA, harpten ronra, bütün memleketlerin hava hatlarına arz etmek üzere, ticaret uçakları imal etmek tasavvurundadır.
Created by free version of 2PDF
CONSOLIDATED VULTEE AIRCRAFT CORPORATION UNITED STATES OF AMERICA
Hayvan sağlık memuru alınacak Ereğli Kömürleri işletmesi Umum Müdürlüğünden: Hayvanlarımızın bakımı için aşağıdaki vasıfları haiz iki hayvan sağlık memuru alınacaktır.
1 — Hayvan sağlık okulu mezunu olup herhangi İdare veya müesse-seye karşı mecburi hizmetle bağlı olmamak,
2 — Askerlik ödevini yapmış olmak, ,
3 — Halen devlet daireleriyle başka kuramlarda bulunanların ayrılmasına muvafakat edildiğine dair mektup getirmeleri »arttır.
ücret: Barem harici (120» liraya kadardır. Ayrıca 4178 sayılı kanun gereğince fevkalâde zamdan ve 4222 sayılı kanunda yazılı tekaütlük hakkından faydalanacaklardır.
İsteklilerin hal tercümeleri, nüfus tezkeresi, okul vesikası ve evvelce çalıştıkları yerlerden aldıkları hizmet ve askerlik durumlarım gösterir vesika örnekleri, sıhhat raporu lyil hal kâğıdı ve son bir yıl içinde çıkarılmış fotoğraflarını da ekilyerek bir yazı İle 31. mart 945 akşamına kadar zonguldakta umum müdürlüğümüze müracaatları. (3122)
Üniversite konferansları: Rektörlükten:
İktisat fakültesi sosyoloji ord. profesörü Kessler’in 13 mart salı günü saat 18,10 da vereceği konferansın konusu «Zamanı, mızın İçtimai buhranıdır» konferans salonu herkese açıktır.
(3121)
Emlâk Bankası Yapı limited şirketinden:
Hızar tezgâhı (katarak) alınacaktır.
70-75 santimlik yeni veya az kullanılmış bir hızar tezgâhı (katarak) aJınacaktır. Satmak arzu edenlerin makinenin evsaf ve fiatini de belirtecek teklif mektuplarını en geç 30/3/1945 tarihine kadar Ankarada Emlâk ve Eytam bankasın binasındaki şirket merkezine tevdi veya İrsal etmeleri ilân olunur. (3120)
Bitlis Vilâyetinden
Bitlis*vilâyetine bağlı Tatvan kazasında yeniden inşa edilecek boş lojmanlı üç memur evi İnşası 0/3/945 tarihinden itibaren 21 gün müddeti* kapalı zarf usullyla eksiltmeye konulmuştur.
1 — İnşaatnı keşifnsmesl yetmiş sekiz bin-İki yüz yetmiş altı lira tart bir kuruştur.
2 — Eksiltme 29/3/945 perşembe günü saat on beşte hükümet binan dahilinde vilâyet daimi encümeni huzuriyle yapılacaktır.
î — Bu işe alt eksiltme şartname keşlfname ve sair belgeler vilâyet daimi encümeni kaleminde görülebilir.
4 — Eksiltmeye girebilmek için İsteklilerin 9+5 yılına alt Ticaret Oda* belgesi ile İşi yapabileceklerine dair ehliyet vesikası göstermesi lâzımdır.
5 — Muvakkat teminat beş bin sklı yüz ytrnlş Hra ytml» üç kuruştur.
5 — İstekiler şartname ahkâmına göre hazırlayacakları teminat ve eksiltme mektuplarını ikinci maddede yazılı gün ve saatten bir saat evveline kadar makbuz mukabilinde Daimi Encümen Başkanlığına vermeleri şarttır.
1 — Postada olacak gecikmeler kabul edilmez. «3133»
Ankara Belediye Reisliğinden:
Şehir su işleri İdaresinde acık olan fen müdürlüğüne yüksek mühendis alınacaktır.
Kadro ücreti 500 lira ve ihtisas mevklldlr. Maklna mühendisleri t»r-elh edilecektir. 31/3/945 tarihine kadar H a ruzb aşında Emniyet âblderi karşısında su ijlerl idaresine müracaatları ilân olunur. «2794»

Comments (0)