ANAYASA
Yeni metin ve yeni kelimelerin İzahları Hazırlıyan: ZÜRTtl ÇUBUKÇUOÖLU İstanbul umumi meclisi muamelât müdürü a NÇİ BASIŞI ÇIKTI
Herkese lâzım olan bu kitabın flatl 83 ltuni|
AKŞAM
İzmir Manifatura T.A. şikketinden:
Sayın Bayan Müfterilerimize: Ingiltoredcn getirttiğimiz son moda ve her mevaime uygun muhtelif zengin desenlerde
Eşarpların Satışına Başlanmıştır
ı Bahçekapı Anadolu han altında 45-47
Sene 27 — No. 9483 — Fiat! her yerde 10 kuruştur. ÇARŞAMBA 14 Mart 1945 Sahibi: Necmeddln Sadak — Neşriyat müdürü: Hikmet Feridun Es — AKŞAM Matbaa»
ALMANYÂYAÖLÜIVIDÂRBESİ
Uç Sovyet kolu Berlin üzerine yürüyor
Müttefikler büyük kuvvetlerle Rhin’i geçmeğe hazırlanıyorlar
Ruslar, Frankfurta karşı umumî taarruza hazırlanıyor, Danzig yanıyor
Rhin’de Müttefik köprübaşısı genişletildi dün de altı b:n beş yüz Alman esiri alındı^
Paris 14 t A. A.) — Kustrin'ln zap-tandan sonra, Sovyetler Öder üzerinde Frankfurt kalesine karşı umumi bir taarruz İçin kuvvet yığmaktadırlar
Reut-er ajansının Moskova muhabiri. Sovyet kuvvetlerinin Berlin'e 45 kilometre mesafede Öder nehrinin ©rta mecrası kesiminde köprüba.ları kurmuş olduklarını bildirmektedir.
Alman haberler ajansı da, 3 Sov-fet kolunun Berlin üzerine yürümekte olduğunu ilâve ediyor. Alman ajansı, bu kuvvetlerin Öder üzerindeki köprubaşlarından itibaren ileri atılmış olduklarını belirtmektedir.
Şimal cephede. Mareşal Rokoscvsky kuvvetleri Gdnia ve Danzig kalelerini tem 1’1 emektedirler.
Danzig bir kaç günden beri yanmaktadır.
Lcndra 14 (A A l — Küstrln kalecini zaptetmiş olan Sovyet birlikleri Alman müdafaa hatlarında derin gedikler açmışlardır
Moskova'daki h rb muhabirleri, Berlin istikametinde büyük taarruzun başlamış olduğunu bildirmektedirler.
Küvtrin'de dün 3000 esir alınmıştır.
Kumaş fabrikasında kazan patladı
Biri kadın olmak üzere yedi amele yaralanarak hastaneye kaldırıldı
Dün geç vakit Kazhçe.jme'de Celıdl mensucat fabrikasında yedi kişinin yaralanmasile neticelenen bir infilâk hâdisesi olmuştur.
Fabrikanın büyük kazan dairesinde çalışan işçiler paydos edecklerl bir sırada, birdenbire kazan, patlamış bir yere kaçacak fırsat da bulamamışlardır. İnfilâk gayet şiddetli ve aynı zamanda binada yangın çıkmasını da mucip olmuşsa da ateş fabrikanın teşkilâtı tarafından söndürülmüştür.
Romanyadaki son değişiklikler
Sovyet Hariciye Komiser muavini B. Vişinski’nin demeci
Bükreş 14 (A.A.I — Anadolu ajansının özel muhabiri bildiriyor:
Sovyetler Birliğiyle münasebetlerin ■ıkla ?t iril m a ı cemiyeti Arlus'un ter-tlbettiğl bir kabul resminde söz alan Vlşlnskl, bilhassa şunları söylemiştir
Romanya tarihinin mühim devresi, kiralın Groza’yı yeni kabineyi kurmağa memur ettiği tarihte başlamıştır. Bu kabine, kuruluşunda bazı düşman kuvvetlerin muhalefetlle karşılaşmış tır Bu muhalefette belllbaşlı rol tarihe karışmış telâkki edebileceğimiz sözde tarihi partiler tarafından oynanmıştır. Gloza, bu partilerin temsilcilerine yem hükümete lştlrâk etmelerini teklif etti. Fakat bu lştlrâk, tarihi partilerin hükümetin belllbaşlı bütün manlvejâlarını ellerinde tuttukları Sanatcscu ve Radescu kabinelerinde olduğu gibi dejjil. fakat çok daha açıkça ve bu partilerin cemiyet ve devlet İçinde İşgal ettikleri mevkie uygun şartlar altında olacaktı Onlar, bu teklifi red ve infiradı ter clh etmişlerdir. Rumen demokrasili muzaffer olmuştur. Şimdi onun vazifeli tu başarısını sağlamlaştırmaktır.
Garnlozn kumandanı da bu esirler arasında bulunmaktadır.
Macaristan'da Alman karşı taarruza! rı devam etmektedir.
Ruslar, Berlin'e atılan bombaları uzaktan görüyorlar
Nevyork 14 (A.A.) — Harb muhabirlerinin bildirdiklerine göre, Berlin doğusunda Öder Üzerinde çarpışmakta olan 8ovyet erleri Berlin'de ln*llâk etmekte olan İki tonluk bombaları işitmektedirler.
Danzıg’e taarruz
Nevyork 14 (A.A.) — Moskova'dan gelen bir habere göre, Sovyet kuvvetleri, Yanmakta olan Danzig şehrine taarruza geçmiştir.
Almanlar inatla mukavemet etmekte ve şehrin sokaklarında barl-kadlar kurmaktadırlar.
Balaton gölü savaşı
Paris 14 (A.A.) — Doğu cephesinden gelen bir habere göre, Balaton gölü kesiminde kuşatılmış olan Alman .kuvvetleri Avusturya hududu İstikametinde yarma teşebbüslerinde
Pathyan ve fevkalâde kızgın kazan parçaları bir anda ameleden Hüsnü Tekin, Yahya Batır, Mustafa Doğan, Mehmet söylemez, Kasım Öztilrk, Hüsnü Kara isimlerindeki erkeklerle Âsiye adında bir kadının muhtelif yerlerinden ağır surette yaralanmalarını İntaç etmiş ve bunlar derhal Cankurtaranla Yedlkule hastanesine yatırılmışlardır.
Hâdiseye alâkadar makamlar ve İstanbul savcılığı el koymuş olup soruşturmalar derinleştirilin ektedir.
Pasifik muharebesi
Mindanao’da dört kasaba ile bir şehir alındı
Paris 14 (A.A.) — General
Mac Arthur'ün tebliği. Mlndanao adasındaki Amerikan birliklerinin ileri hareketlerine devam ederek 4 kasabayı ve Antipoliyi ele geçirdiklerini bildirmektedir.
Amiral Nimitz’in tebliği de, Amerikan kuvvetlerinin İwojima adasının batısında iki küçük adaya çıkmış olduklannı bildirmektedir. Bu adalarda düşman mukavemetile karşılanmamıştır.
Neıv-York 14 (A.A.) — lwo
adasında çarpışmakta olan Amerikan birlikleri adadaki Japon kuvvetlerini üçe bölmüşlerdir.
Von Papen esir mi edildi?
Londra 14 (A.A.) — Alman-yarun eski Türkiye büyük elçisi von Papen'in Sarre'daki maiikâ-nc-smin Müttefik kıtaları tarafından işgali sırasında esir edilmiş olduğu hakkındakl haberi teyi-d 4en bir malûmat henüz buradaki yetkili makamlara gelmemiştir.
bulunmaktadırlar.
Biitiin. diişman taarruzları Mall-novsky kuvvetleri tarafından geri atılmıştır.
Beri inde sıkı yönetim
Londra 14 (A.A.) — Alman harb esirleri, Berlin'de sıkı yönetim ilân edilmiş olduğunu bildirmektedirler.
Üniformalı hiç kimse Alman başkentine girememektedir. Başkentin sokaklarında üniforma taşırken yakalananlar hemen doğuya sevkedll-mektedlr.
Sovyet ordusile birlikte döğüşen Polonyalılar
Paris 13 (A.A.) — «France - Presse» ajansının Moskova muhabiri, Sovyet kuvvetlerlle birlikte dövüşen PolonyalIları üç yüz bin kişi tahmin etmektedir. Bu kuvvetlere kumanda eden generallerden biri de Zverchevs-ky'dlr. PolonyalIların hangi kesimde savaş hattında bulunduğu hiçbir suretle tasrih edilmemiştir. İkinci kolordu komutanı general Zverchevsky. İspanya dahili harbine Walter adı altında ve mllleterarası tugaylardan birinin komutanı olarak lştlrâk etmiştir.
Londra 14 (A.A.) — Batı cephesinin şimal kesiminde durgunluk hüküm sürmektedir.
21 İnci ordu gurupuna mensup birlikler yeni büyük taarruzları İçin hasırlanmaktadırlar.
Londra 14 (Radyo) — Dün batı cephesinden pek az haber gelmiştir. Bu ketumiyet, kolaylıkla anlaşılabilir. Müttefikler, Almanyaya ölilm darbesini indirmek İçin büyük kuvvetlerle Rhtn nehrini geçmeğe hazırlanıyorlar. Bu maksatla büyük askeri kuvvetleri. tank, top. köprü ve malzeme yığıyorlar.
Müttefik umumi karargâhın dan bildirildiğine göre, dün Remagen üzerinde Alman uçakları görünmüştür. Bu uçaklar. Müttefiklerin Rhln'-de dubalar üzerinde kurmuş oldukları İki köprüye hücum etmek istemişlerse de muvaffak olamamışlardır.
Müttefikler mukabil Alman hü-
Mandaterlik yerine mütevellilik
Cumhurbaşkanı B. Roosevelt’in dünkü demeci
cumlarına rağmen. Rhln'ln doğusunda köprübaşıyı daha ziyade genişletmişlerdir. Üçüncü Amerikan ordusu Coblenz'ln cenup doğusunda sıkıştırmış olduğu yedinci Alman ordusu be-kayasının bulunduğu sahayı daha ziyâde daraltmış ve Almanlardan dütı 6450 den fazla esir almıştır.
Köprübaşı genişletildi
Nevyork 14 (A.A.) - Harb muhabirlerinin bildirdiklerine göre. Rema-gen'dekl Amerikan köprübaşımn uzunluğu 18. genişliği de 10 kilometreyi bulmuştur. Bu köprübaşı şimalde Honeff'ten cenupta Honingcn’e kadar uzanmaktadır. Dünkü gün esnasında Amerikan birlikleri Hargar-den vc Vlstgaden'l ele geçirmişlerdir.
Nevyork 14 (A.A > — Müttefik umumi karargâhındaki harb muhabirle-
Londra U (Radyo» — Cumhurbaşkanı B, Roosevelt, dün yaptığı beyanatta şöyle demiştir:
«Dünya emniyet teşkilâtı konseyi İçin kabul edilen seçim şekil, en İyi şekildir. Şayet biri bundan daha İyi bir şekil bulursa. Son Franslsco konferansı bunu memnuniyetle münakaşa edecektir.
San Franslsco konferansı mandaterlik yerine mütevelliltkler sistemini kabul edecektir.
DİKKATLER:
Edebiyat vaizlerinin bir zar art
Bir gazete haberi: ,
»Filânca konferansçı, şiirde ne vezin, ne mâna, ne kafiye, ne âhenk aranmıyacağınt Halkeyin-dp söyledi.»
Bize kalırsa, yüksele münevverlerimiz — şayet bunun böyle olduğuna inansalar dahi — inanlarını Halkevlnde değil, blribir-leriniıı kulağına gizlice fısılda-malıdırlar. Geniş tabakalar önünde ise veznin, kafiyenin, ahengin, hele mânanın, hele mânanın ve ilâveten doğru Türkçenln pek biiyiik ehemmiyeti olduğunu söylemelidirler.
Zira şair. na?d olsa çaresini bulup şairane hislerini söyleyecektir. Şair olmıyarılar da, şiire heveslendikçe bu arada vezin, kafiye, mâna derken doğru Türkçe yazmağı öğrenirler.
Her devirde şairlerin ve miite-sairlcı-in en iyi dil bilenler arasında olduğunu unutmıyalım. Şimdiki devirde bu bövle olmıyorsa kabahat bıı gibi vaizlerdedir.
»Eğer vezin yoksa, mâna da yok...» mizahini bugünün şiir ideali haline getirmek cidden devrimizin bir dalâletidir
t-------------------------,
Hoca tipleri
Yazan: A. ADNAN - AD1VAR I
Bugün beşinci sahifemlzde I
Yen» silâhlar
îngilizler saatte 1200 kilometre süratle uçan bir uçak yaptılar
Londra 14 (A.A.) — Uıgllterenln yeni plânlarının tanziminde saatte 1200 kilometre giden bir uçağın kullanılacağı bildirilmektedir
Bıı muhabirlere göre eski model bomba uçakları ve hattâ Yunkers-52 gibi nakliye uçakları İnfilâk maddeleriyle dolu olarak Londraya ve İn-glltertnln sanayi merkezlerine aynı suretle sCvkedlleblleceklerdir. Telsizle sevk işini bu uçaklan sfvkedebilecek şekilde ıslah etmek teknik bakımdan hiç güç olmiyacaktır. Ancak bu gibi uçakların tnglllz hana müdafaalarını geçip g’eçemlyecckler! hakkında kati bir şey söylemek de mümkün değildir.
Almanlar infilâk maddelerde dolu uçaklar kullanıyorlar Londra 14 (A.A.» — İngiliz havacılık muhabirleri İnfilâk maddeleriyle yüklü ve uzak noktalardan telsiz ile sovkedllen Alman bomba uçaklarından bahsederken bunların uçar bombalardan ve füzelerden sonra Hltler' İn kinini İfade eden son bir hareket olabileceğini yazıyorlar
Almanya’da bulunan tebaa ve talebelerimiz Ankara 14 (Telefonla)— Almanya-dakl Türk tebaasının, bu arada talebelerin Türklyeyc gelmeleri pek yakındır. İsviçre hududu civarına vardıkları haber verilen talebelerimizin tsvlçreye girmesine İsviçre hükümeti tarafından müsaade edilmiştir. Talebelerin bugün Bâle şehrine geçecekleri umulmaktadır.
Almanya ve Orta Avrııpadakl diplomat ve konsoloslarla Türk tebaasından bir kısmının da tsveçe geçtik lerl hakkındakl haber teeyyüdetmlş-tlr. Bunlar bir İsveç vapurile yakında Tllrklyeye geleceklerdir.
>» _Q
İngiliz piyadeleri Rhin kıy taarruz
rlnln bildirdiklerine göre, Amerikan kuvvetlerinin Rhln'ln doğusunda işgal etmiş oldukları arazinin mesaha! sathlyesi 120 kilometre murabba-mt bulmuştur.
Paris 14 *A.A.) — Birinci Amerikan ordusu Rhin nehrinin doğusundaki ltöprübaşmı yeniden genişletmiştir. Almanlar, Amerikan ileri hareketin! durudrmak İçin bu kesime tekvlye kıtaları göndermektedirler. Dün akşam general Hodges birlikleri Rhin nehrinin 10 kilometre doğusunda bulunuyorlardı. Bu birlikler Frankfurt -Kolonya otomobil yoluna 3 kilometreye yaklaşmışlardır.
20 - 30 köprüye ihtiyaç var
Nevyork 14 (A. A.» — İstihkâma general Tlckel'e göre, bütün Müttefik ordularının Rhin ötesine geçebilmeleri için 20 ilâ 30 köprüye İhtiyaç vardır. Şimdilik Remagen'de bir köprü vardır.
Nevyork 14 (A-A.i — Müttefik umu mî karargâhından bildirildiğine göre.
Günler Geçerken
İlk yeni dünya
Penicilin insanın hayatını kurtarıyor... öte yandan D. D. T. ve daha kuvvetlisi olan »ganimexane>. haşerata ölüm saçıyor, işte son harbin iki büyük keşfi bunlardır. Bunlarla dünya nüfusunun ikinci cihan harbindeki açığını pek çabuk kapatacağına ve az zamanda o nüfusun büyük ölçüde artacağına şiiphe vok. Zira bir grip ihtilâfının ve hele zatürrienin insanlığa cihan harbleri kadar kayıp verdirdiğini ve haşereden gelen malarya, tifüs gibi hastalıkların daha da zararlı olduğunu hepimiz biliyoruz. Şulhten sonra uzun müddet harb olmıyacağına ve hastalıkların çoğu önleneceğine göre insan sayısı baş döndürücü rakamlarla yükselecek; yani arzın besleme kudretini arttırmak lâzım gelecek. Bereket haşere öldürücü ilâçların bu noktadan da faydasını göreceğiz; ziraat daha kolay gelişebilecek, ayrıca zl-raate ve kasaplığa elverişli hayvanlan korumak da mümkün olacak. Kısacası gelecek nesiller yeni keşfedilen insan yaşatıcı ve haşere ile mikrop öldürücü maddeler yüzünden bambaşka bîr dünyada ömür sürecekler. Eğer harbçi zihniyet de beklediğimiz gibi önlenebilirse yalancı değil, hakiki cennet dünya olacaktır.
Bıı bakımdandır ki ilk cihan harbi île İkincisinin neticeleri bir kapıya çıkmıyacaktır. Hele felâketi yanmadan, yıkılmadan, hurini kanamadan atlatmak saadetine ermiş bulunan memleketimiz için 1945 sulhu, yeni keşifler ve milletlerarası yeni görüşler sayesinde büsbütün verimli, yapıcı ve bezeyici olacaktır. Meselâ Anadolunun büyük derdi malaryayı, ağır süratte giden uçaklardan hastalıklara yapılacak ganim?xane dumanlarile hemen önliyebileceğiz. öbür yandan dertlerimizden biri olan bitin ve tahtakurusunuıı D. D. T. tulumbalarife yapılan basit bir mücadele sonunda köküne kibrit suyıı ekilecektir: değil tstanbulda, ücra Anadolu kasabalarında bile çarşı pazar dolaşırken karasineğe de raslamıyacağiz. Bütiin bu işlerin büyük masrafa ve teşkilâta lüzum göstermediğini de öğrenmiş bulunuyoruz. Zira Sıırl-yeden gelen yolcular, bite, sineğe, pireye boğulmuş Arap köylerinde Ingiliz ekipleri tarafından yapılan bir kaç D. D. T. tatbiki sayesinde tek haşere kalmadığını söylüyorlar, ,
Askerî bölgedeki Suriye köylüsü şimdi rahatça uyuyor, ellerini sallamadan veya göğsünü kaşımadan oturuyor ve kıymasını sinek katmadan yiyebiliyor Bu haşeresiz, mikropsuz, diktatörsün ve harbslz dünya hakiki ilk yeni diinya olacak.
Refik H^lid Karay
darında Alman mevzilerine ediyorlar
Amerikan kuvvetleri Remagen kesiminde yeni bir köprü kurmuşlardır. Müttefiklerin büyük bir hava zaferi
Londra 14 IA.A.» — Bu sabah batı cephesinden gelen haberlere göre, Rhin doğusunda Müttefikler Alman hava kuvvetlerine karşı büyük bir zafer kazanmışlardır.
Dün Almanlar Müttefik hatlarına karşı 100 uçak göndermişlerdir. Bunlardan 41 i tahrlbedllmiştlr. Birçoklan da ağır surette hasara uğratılmıştır. Bu uçakların düşman hatlarına düşmüş oldukları muhtemeldir.
Müttefikler sayıca tam bir üstünlüğe malik bulunuyorlardı. Bir Alman uçağına karşı 27 Müttefik uçağı bu Umuyordu.
Dün Alman hatlarına karşı 2700 Müttefik uçağı taarruz etmiştir.
Almanlar, yüz uçaktan 80 ını Re-magen köprübaşma karşı gönedrmlş-lerdir. Bunların 12 sİ tahrlbedilmlş-tlr. Bu uçaklardan altısı pervanesiz uçaktır.
Sahile 2
«■Bin
SÖZÜN 6ELİŞİ
Sıtma savaşı ve gazeteler
B lsun en büyük, en korkunç düşmanınue sıtmadır. Doğurgan Türk milletinin taze nesillerini hayatının İlk adımuıda kavuran, damarında kan, bencinde renk bırakmıyan odur. Her ■ene sıtmanın bizden ne kadaı kurban alıp götürdüğünü istatistiklerimiz en acı rakamlarla haber veriyor. Yapısına asılan türlü mikroplarla teker teker savaşıp kalkınan Türkiyede artık sıtmayı, ■eşitlerimizi kesip biçen bu âleti kökünden kurutmanın zamanı gelmiştir. Ne te ki m şimdi bütün kuvvet lerimiıle sıtmanın üaerine atılmak hazırlığı İçindeyi». Memleketimizin sağlık koruyucuları toplanıp en büyük düşmanı nasıl altedeet-ğimizi görüşür. . savaşı programlarken gazetelerde de ilk tenvir fişeklerini görüyoruz:
«Sivrisinek bugünün ve yarının bir numaralı sağlık düşmanıdır. Kışı izbelerde, kulübelerde, kümes ve bodrumlarda uyuşarak geçiren bu düşman, bahar gelince uçarak ve çiftleşerek birikintilere, durgun sulara yumurtlayacak, üreyecektir. İşte böyle yerleri köyde, şehirde, her nerede olursa obnın temizlemeli, kurulmalıyı». »
u Ben izin toprak rengini alması, dalağın büyüyüp kamı kaplaması, halsizlik ve kansızlık eski sıtmanın başlıca ârazlarıdır. Bu haldeki İnsanın ne kendine, ne yuvasına, ne de köyüne faydası dokunur, Bu gibiler hemen hekimlere başvurup sıtma derdinden kurtulmalı yurda yararlı bir duruma girmelidirler. Hekimler sıtmayı bedava tedavi eder...»
■ Sıtmanın en iyi tedavisi ağızdan ilâç alma şeklidir..,»
Bütün bu aydınlatıcı bilgilere gazetelerde raslıyorui. Bunlar gözümüıü sıtmaya diktiğimizin ilk işareti oldukları İçin biri ae-vindirirler. Fakat faydalarının işaretten ileri geçeceğini sanırsak aldanın». Çünkü gazetelerimizi ancak bir kaç büyiik şehre gönderebiliyor, henüz köylerimize kadar dağıtamıyoruz. Şehirli İse sıtmanın sivrisinekten geldiğini, ilk arazı başlayınca doktora başvurmak gerektiğini bilir. Bu Irşadlan ben okurum, şehirde benim gibiler okur, sıtmalı köylü görmez bile. Halbuki sıtma bütün dehşettir orada, onun izbesinde, onun kulübesi yanındaki bataklıkta, onun tartası kenarındaki sazlı yeşil sudadır
Meselemizin ne olduğunu bize hatırlatan bu aydınlatıcı bilgilerin arkasından bütün öldürücü vasıtalarımızla sıtma ocaklarını söndürmeye koştuğumuzu bildiren haberler, sıtma ölümünün önce azaldığını, sonra durduğunu gösteren rakamlar beki i-yoruı. Şevket Rado
Zonguldak trenindeki cinayet dâvası
Zonguldakta Ayşe Tûrkânın yargılanmasına devam edildi, şahitler dinlendi
Bir İngiliz dergisinin makalesi BALKANLARDA GERGİNLİK VE ENDİŞE HAVASI HAKİM Bazı Balkanlı şefler, büyük Müttefikler arasında çıkması muhtemel rekabetten faydalanmağı umuyorlar
[Askerl I k bahIsIeH j Garpteki harekât çabuk inkişaf edecek gibi görünüyor
Almanya harbi, evvelden tahmin edildi-
Zonguldak 13 (Akşam) — Zonguldak treninde kendisine tecavüz eden kondüktör Falk'l öldürmekten sanık bayan Ayşe Tûrkânın duruşmasına Zonguldak mahkemesinde devam edilmiştir.
Saat tam 14 te yargıçlar Ue savcı yerlerini aldılar. Sanık Ayşe çağırıldı. Bayan Ayşe TÜtkân, kırmızı bir manto giymiş, başı açık, ayağında bir spor İskarpin vardı. Düşünceli bir tavırla salona girdi. Çok sakindi, ağır adımlarla gidip yerine oturdu. Salonda çıt yoktu Diğer suçlu polis Osman, Ankaradan bir telgraf çekmişti. Telgraf okundu. Osman, bu telgrafında duruşmadan vareste tutulmasını ve müdafaasının postada olduğunu bildiriyordu. Bu talep kabul edildi.
Bundan sonra sanık avukatının talebi üzerine Devlet Demiryolları idaresine yazılan tezkereye gelen cevap okundu, Gelen cevapta, trende seyahat eden yolcuların üzerine kapı kilitlenmesi hakkında bir talimat yoktur. deniliyordu.
Şahitlerin dinlenmesine geçildiği •irada, âmme şahidi Dr. B. Nimet Özgen. sanığı birkaç defa tedavi ettiğini, ve kendisinde nevrasteni olduğunu söyledi, şahit kondüktör İzzet:
Zeh'r’i gaz
Almanlar bunu kullanmağa hazırlanmışlar
Zürich 13 'A.A.) İtalya - İsviçre hududunda Chiasso'dan alınan bir habere göre. Mussollni'nln. yeni faşist muhafızlarına hitaben söylediği nutuk, işgal altındaki İtalyada halk arasında derin bir heyecan uyandırmıştır, MussolinJ, bu nutkunda Almanların her çeşit silâhlan kullanmağa karar verdiklerini söylemiştir. İşgal altında bulunan Kuzey İtalya bölgeleri halkı Almanların çök tesirli bir zehirli gazı geniş ölçüde kutlanmağa hazır! andıklarından haberdar edilmiştir. _______
Muzaffer Aydın Ankarada mahkûm oldu
Ankara 14 (Telefnola) — Ankara, İstanbul, İzmir. Eskişehir ve Aydında Çeşitli hırsızlıklar yapan Muzaffer Aydın'ın buradaki hırsızlığına ait duruşması bitmiştir. Muzaffer Aydın 4 »ene 5 ay hapse mahkûm edilmiştir.
Ankarada fazla ücret alan şoförler
Ankara 14 (Telefonla) — Tarifeden fazla ücret alan taksi şoförleri burada şiddetle taklbedllmekte, haklarında bir ceza zaptı tutularak derhal Milli korunma mahkemesine sevke-dlimektedirler. Dün Ahmet Ağış. Haftan Akkuş adlarında İki şoför tarife den fazla ücret aldıkları İçin Milli korunma mahkemesine verilmişler ve ellişer Hra par» cezasına mahkûm •d itmişlerdir.
Londra 13 (A.A.) — Haftalık «EconomisU dergisi «Balkanlarda karışıklıklar» başlıklı yakısında şöyle diyor:
Balkanlarda ve I una havzasında siyasî durum, askeri durum kadar memnuniyet verici değildir. Bütün Balkanlarda gerginlik ve endişe havası hâkimdir.
Dahili ayaklanmalar ve milli anlaşmazlıklar büyük müttefik devletler arasındaki münasebetlerle az çok ilgilidir. Göze en çok çarpan olay son aylarda kurulan hükümetlerin bir türlü istikrar bulamamalarıdır.
Yeni Rumen kabinesi, solcu Rumen partilerinin kuvvetli baskısı altında kurulmuştur. Son buhrandan çıkan netice sağlarla sollar arasındaki ayrılığın derinliğini göstermekte ve hükümet içinde komünist nüfuzunun arttığını belirtmektedir.
Yeni Tito hükümetinin, eski milli komiteden fazla müzaheret görüp görmemesi Yııgoslavyada tatbik edilecek yeni idarenin tutacağı İstikamete bağlıdır.
Diğer taraftan Plâstiras kabinesinin mevkii de pek sağlam görülmüyor.
Balkanlardaki milliyetçi temayüllere gelince: Bunlar hemen hemen bütün Balkan hükümetleri tarafından İleri sürülen arazi İsteklerle meydana çıkmış bulunmaktadır ve bu istekler uzun bîr liste tutar.
Balkanlardaki dikkate değer karışıklıkların bariz vasfı, şeflerin generallerin ve siyasî şahsiyetlerin büyük Müttefik devlet-
ler tarafında çıkması muhtemel rekabetleri kendi İddiaları lehin-
ğinden daha büyük bir hızla sona eriyor
«Ben vakayı görmedim; sonradan duydum» diyerek vakayı malûm şekilde anlattı ve mütecavizin ölü Faik olup olmadığını bilmediğini ifade etti.
İstinabe suretlla lfadelelrl alınarak okunan şahitlerden İbrahim Güneş, Muzaffer Sezer, Süleyman Özyıldı-nm, vakayı anlatarak, ölü Faik lehinde şahadet ettiler. Ve:
«Faik namuslu bir adamdı Böyle bir hareket yapacak insan değildi» dediler.
Şahit B. Osman Özkan İse, vakayı mütaakıp kadını teselli ettiğini, müdafaa şahitlerinden Hususi İdare veznedarı B. Nureddin Oktay ve eşi Nazire. vakıflar müdürü B. Ragıp Te-cer Ve eşi, foto Nâzım Baysal ve eşi Behlye, avukat LÛtfl ve eşi Aliye, sanığı altı senedenberi tanıdıklarını iffet ve namusuna çok düşkün olduğunu bildiklerini söylediler.
Duruşma, gelmlyen şahitlerin celbine ve bir kısım şahitlerin istinabe suretlle ifadelerinin alınmasına, maktulün karısı Naclyenln nlyabe-ten İfadesinin alınmasına karar verilerek muhakeme, nisanın altısına bırakıldı, .
Tiirk - Rumen ticaret görüşmeleri
Mühim bir keşif
Kanın akmasını durduran kimyevî madde
Londra ,13 (AA.) — Kan akıntısını durdurmak için kimyevi yeni bir maddenin keşfedildiği ve Manllla'da büyük başarı ile kullanıldığı haber verilmektedir. Böylece birçok yaralıların hayatı kurtarılmıştır. Bu madde İnsan kanının köpüklü iki unsurundan, fibrine ve thromblne'den mürek keptir. Bunun bir yaraya tatbiki kanı derhal dondurmaktadır. Beyin, karaciğer ve böbrek ameliyatlarında kullanılışı operatörün İşini büyük ölçüde kolaylaştırmakta ve cerrahi müdahalenin daha isabetle yapılmasını temin etmektedir.
Mani 11 a sahra hastanesinde bu maddeyi kullanan bir operatör şöyle demiştir:
«Bu keşif, belki de, asrımızın cerrahi terakkilerinin en mühlmmi olacaktır.»
Fakirlere kırk ton kömür dağıtılıyor
Vakıflar umum müdürlüğü kendi ormanlarında yaktırdığı kırk ton kömürü İstanbul yoksullarına dağıtmağa karar ver-mlştir. Bu husustaki emir İstanbul vakıflar umum müdürlüğüne bildirilmiş ve vakıflar idaresi dağıtmağa derhal başlamıştır. Vakıflar tarafından Aşevlerinde iaşe edilen yoksullara aile başına altmışar kilo kömür verilmektedir.
Rumen ticaret heyeti reisinin beyanatı
Bükreş 13 (AA.) — Anadolu ajanlımın Ö?«l muhabiri bildiriyor;
| Türkiye'deki Rumen ticaret hey. ti i reisi M Tudor lonescu. Ankara’dan dönüşünde şunları söylemiştir:
I Ankara'da elde edileıı neticeler ' hattında şunu söyliyehillrim ki, Türk siyaset ve ikt-hat çevrelerinin blzlere samimi surette müzahir olmaları sayesinde bütiın gecikmiş Rumen borçlarının tanzimi blz'm için mümkün olmuştur. Müstacel İhtiyaçlarımızın büyük bir kısmını karşılı?a?ak bol miktarda kömür ve pamuk yakında memlekete gelecektir. Bize karşı gösterilen dostluk ve İtipıod, demokrat Romanya'yp hiç şüphesiz hüyiik menfaatler getirecek dan İstikbali İyimserlikle beklememize İmkân vermektedir
Yeni bir Rumen heyeti çelecek
Ankara 14 (Telefonla) — Ankara datel Rumen ticaret Ueyctinden bir kısmının Romanyaya döndüğü, balkanlarının da yeni Rumen kabinesinde Ticaret Bakanlığına getirildiği evvelce yazılmıştı. Rumen ticaret heyetinin Ankarada kalan diğer âzalan da aldıkları emir «zerine dün akşam Biikreşe hareket etmişlerdir.
Türk - Rumen ticaret konuşmalarında bir inkıta bahis mevzuu değildir. Heyetin Bükreşe çağırılması, şimdiye kadar cereyan eden konııs
I malann umumi durumu hakkında malûmat almakla ilgilidir.
Öğrendiğime göre. Bükreştcn yeni bir ticaret heyeti gelecek ve müzakerelere Anknradakl Rumen sefiri başkanlık edecektir.
de istismar etmek hususunda ümit beslemeierldrl.
Vaziyet hemen hemen otomatik bir şekilde şöyle bir hal almıştır ki. solcuar Rusyamn müzaheretini aramakta, sağcılar ise batı devletlerinin müdahalesine bel bağlamaktadır.
Bu müphem siyasî hesaplar bir takım gülünç tahminlere İstinat etmektedir.
Vakıa büyük devletlerin güttükleri politika bazan, bu gibi yorumlara yol açmaktadır. Başlıca endişeler Tahran konferansından sonra Müttefiklerin nüfuz bölgeleri ayırdıkları, bunları aralarında taksim ettikleri hakkında hasıl olan kanaattir. Yine aynı kanaate göre, bu bölgelerde tam inhisarcılık hakkı tanınmıştır.
Econemist yazısını şöyle bitiriyor:
Balkanlardaki mahallî hüku-metlere, siyasî şeflere ve şahsiyetlere şurasını oldukça sert bir İfade ile belirtmek gerektir ki Mütteflklerarasj muhtemel bir rekabetten faydalanmak hususundaki ümitler suya düşmeğe mahkûmdur. Bunlar bu İhtarı bütün hükümetlerden işitmeli-dlr.
Balkan memleketlerindeki iktisadi ve siyasî durumdan müşterek sorumlu olan üç büyük devlet bu memleketler hakkmda-kl politikalarını bir prensip olmaktan çıkararak müspet ve devamlı bir hareket haline getir-melidlr.
Orta anado'u göMeri
Son yağmurlar ve karlar yüzünden sular kabarıyor
Konya'da çıkan Babalık yazıyor; Kışın bol yağışlı ve karlı geçmekte oluşu ova köylerimize su veren Beyşehir. Karaviran Suğla göllerinin seviyelerini çok yükseltmiştir. Beyşehir gölü barajındaki sular yardımcı boşaltma kanallarına verilmektedir.
Yağan karlar erimeğe başladığı zaman gollerdeki suyun dahada yükseleceği düşünüldüğü İçin şimdiden gerekli tedbirler alınnım başlanmıştır.
Vali B. Fuat Tuksalta başkanlığında yapılan bir toplantıda durum gözden geçirilmiş, su 1*1-ti müdürü de fenni bakımdan alınması gerekli tedbirleri anlatmıştır.
Beyşehir. Seydişehir ve Bozkır ilçelerimizin sınırlan İçinden geçen kanalların yörelerinde bulunan köslerimizle Karapınar’ın Hotumis bucağı bölgesinde, sulama sahası içindeki merkez n ahi ve ve köylerimizde su taşkınlık ve' baştanlarına karşı uyanık ve hazırlıklı bulunulması konuşulmuş, sözü geçen ilçe ve b. caklcr-mızdokl İdare âmirlerine direttikler verilmiştir.
Fransız. başkumandanı general Gamlln’in 1839/40 kışındaki hareketsiz halinden beri Almanyaya garptan saldırmanın İmkânsızlığı fikirlerde yer etmiş gibiydi. 1944/45 kışında müttefiklerin bu hudut önünde tekrar duralamaları İse bu fikri adamakıllı teyldettl. Son günlerde ve Sleg-fried hattının geçilmesine kadar her kes Almanyanın şarktan gelen darbelerle İşgal olunabileceğini ve ancak bu darbelerin altında çöküntü başladıktan sonra garp duvarının aşılacağını zannediyordu.
İş öyle olmadı. Muazzam Siegfried tahkimatı sekte günlük bir hücumla geçildikten sonra dokuzuncu günde ve dokuz dakikada Avrııpanın en geniş «u yollarından biri olan Rhln nehri de aşıldı. Burada da gedik açıldı.
Bu haberden daha mühim olan bir hâdise İse garp cephesine yeni bir Amerikan birliğinin, 15 İnci ordunun sürülmüş bulunmasıdır Rhln nehri şöyle veya böyle geçilebilirdi Fakat bu geçme esnasında müttefikler elinde yeni, yıpranmamış kuvvetler mevcut olmazsa bu geçmeden tam istifade şüpheli olurdu. Şimdi yeni açığa vurulduğuna göre müttefikler geçit yerlerinden içeri sarkmak ve bu başarıyı kıymetlendirmek İçin taptaze kuvvetlere de maliktirler.
Bir tarafta yıllardan beri sürüp gelen harblerle yıpranmış kuvvetler, öte yanda her türlü teçhizata malik yeni kuvvetler karşı karşıya gelirse muvazene baş döndürücü bir hızla bozulur. Bunun böyle olmasını beklemek lâzımdır.
Hattâ buna hacet kalmadan müttefik ordularlle Alman ordusunun teşkilât farkım göz önünde bulundurmak bile garpta büyük gelişmelere intizar lâzım geldiğini meydana koyar. Müttefik orduları; diğer hiç bir ordunun aklına getiremlyeceğl derecede geniş zırhlı ve motörlii kuvvetlere maliktir Almanlar bu vasıtalara malik olamadıktan başka kendi ellerindeki motörlü vasıtaları da işletecek benzinden mahrumdurlar. Şimdiye kadar müttefiklerin haİ2 olduğu bu bariz üstünlüğü karşılamak için Almanların tarafında Siegfr'.ed hattı gibi geniş ve tahkimli bir manzume mevcuttu. Bu manzume müttefikleri kendi önünde alıkoyuyor ve onların bu üstün vasıtalar dolayısile haiz oldukları hareket kabiliyetini frenliyordu. Şimdi bu hattın ve pon-ra da Rhln nehrinin geçllmestle artık bu manialar ve frenlemeler kalmamıştır. Tınla dar geçitlerden ovaya çıkmış süvari gibi engellerden kurtulmuş zırhlı ve motörlii birlikleri önUyecek imkânlar da yoktur. Daha dbğrusu onları ancak o derece kesif, sağlam ve bol akaryakıta sahip zırhlı ordularla karşılamak ve dur-
Parti grupunda diinkii müzakere
Yazan:
M. Şevki Yazman
durmak mümkündür. Halbuki bu Ja Alınanlarda yoktur. Buna karşılık müttefiklerin şimdi varmış bulundukları Ruhr ve Westfalye mıntak ı-siyle bunun gerisine düşen şimaK Almanya bölgesi yalnız düz olmakla kalmaz. Buralarda dünyanın en güzel, en geniş, en bol yol şebekesi, otostratları da mevcuttur Almanya-I nuı belli başlı ntnatratlarından biri Westfalye bölgesini Berlin'e bağlı j.m | Dortmund -Hanovcr- Berlin otostra-ı tidir. Müttefikler ise halen bu yolun , başına gelmiş bulunmak'adırlar.
Tahminime göre müttefikler Rhln bölgesinde hâlâ direnmekte olan bazı Alman birliklerini temizlemek veya çevirip işe yaramaz hale getirmek için nihayet bir hafta bir çarpışmaya İhtiyaç duyabilirler Bu esnada ve bilhassa Anvers yollyle Kolonya’ya yeni birlikler ve malzeme ikmal sevkıyatı da yapılarak şimali Aimanva-nın işgalini ttunamilyara* hazırlıklar sona erdirileblllr. Rhln'de savadan ve her gun ortalama 5-6 bin esir veren Alman ordusu da ar;«k kâfi derecede zayıflamış ve takatten duşmuş olacağından içinde bulundu' â-muz hafta sonunda Tuhrtngen r.llri-leslnln şimalinde kalan duz Pru; .va ovalarına ve ağlebl ihtimal biri Birlin İstikametinde sarka diğeri Hamburg İstikametinde şimale doğru ve tıpkı Paris çevirmesine henztven çevirme hareketine şahit olabil i la. Böyle bir hareket ise şimali Almnn-yanın büyük kıskımın mart sonuna kadar İşgalini sağhvnbillr
Kırım konfeıar,.u.dan ve müttefikler İle Kızılordiiııun hareke* ni sağbyan anlaşmalardan sonra >>la Sanfranslsco konferansının başlangıç tarihine ve hattâ galin ihtimal Ue mart sonuna kadar şimali Almanya-nın İşgalinin t'”T)tımlanı(’ağını tahmin etmiştik Ftı I* h ••"■r. hemen tahakkük srh.vı.iı girmiş bulunuyor Yalnız o vakit, şarktan gelen işgal selinin daha büyük srl'-’lnr krp-Uyacağını zannetmişken müttefiklerin Alman garp duvarını yıkmakta gösterdikleri hayrete def--t basımdan sonra İş bir miktar değişmişe benziyor. Garptan çelen sel daha çok ve daha çabuk büyük sabaları kap-hyacak gibi görünüyor. Bu Kırım konferansının bir net i( ı olabileceği gibi müttefiklerin malik ' -«tıkları çok sayıdaki zırhlı ve motörlü birliklerin hareketindeki çabukluğun neticesi de olabilir. Hakikat sudur ki Almanya harbi evvelden tahmin c "’-’bildlcİnden daha bfivük bir hızla sona ermektedir.
Dış piyasaların müracaatları
Ankara 14 (Telefonla) — Memleketimizle dış piyasalar arasında alış veriş mevzuu etrafında hararetli muhabere ve konuşmalar cereyan etmektedir. Son hafta içinde Amerika. İngiltere. Fransa. Romanya. Bulgaristan. İtalya, İspanya, Portekiz, Suriye, Filistin ve Mısır tâclrlerl tarafından memleketimize ihracat veya memleketimizden ithalât yapılmak üzere 600 den fazla müracaat yapıldığı görülmüştür. Bu müracaatlardan bir taamı kabul edilmiştir, diğer kısmı üzerindeki incelemeler henüz bitmemiştir.
Sof yada tifüs salgını
Sofya 13 (A.A.) — Anadolu ajansının Özel muhabiri bildiriyor: Tifüs salgını yüzünden Sofyadakl mekteplerin birçoğu kapanmıştır.
Toto» ekspresi kardan kurtarıldı
Ankara 13 — Elmadağ ile Lâlabel arasında kara saplanan Toros ekspresi, kurtarılmış ve yol açılmıştır Tren saat 11 de Ankaraya gelmiştir. | Haydarpaşadan gelerek Ankara İstasyonunda bekllven Toros ekspresl-Je Erzurum ve Diyarbakır katarlan da 13.30 dan İtibaren yollarına devam etmişlerdir.
Bu son kar fırtınası 30 yıldanberl görülmemiştir. Konya - Pınarbaşı hattı. Zonguldak hattında Güllüce İstasyonu kardan kapanmıştır; açılmasına çalışılıyor.
İştanbuldan Zonguldağa hareket eden vapurlar, fırtına yüzünden Ereğli limanına sığınmışlardır. Ankara tren! de kar yüzünden Zonguldağa gidememiştir.- Dün Zonguldak ta gece yarısına doğru şiddetli bir zelzele olmuştur. Hasar yoktur.
Yazlık ekimler
Ankara 13 — Ziraat Bakanlığı,
yurtta daha geniş ölçüde yazlık ekim yapılması İçin tedbir almaktadır. Bu suretle şiddetli yağmurlar yüzünden zarar gören ekimi telâfi etmek imkân dahiline girecektir. Tohum tstlyen köylüye derhal tohum verilecektir. Tohumların mühim kısmı iLiçlanmış-tır.
Ankara 13 (A-A.ı — C. H. P. Meclis Grupu Başkan Vekilliğinden;
C. H. P. Meclis Grupu Gene! Kurulu 13/3/1945 salı günü saat 15 te Balkan vekili Tekirdağ Millet Vekili Faik Öztrak’ın Başkanlığında toplandı
Oturum açıldıktan ve geçen toplantı zabıt hülâsası okunduktan sonra gündemin birinci maddesini teşkil eden ve geçen toplantıda görüşülmesi geri bırakılan Yozgat Millet Vekili Süleyman Sırrı İçöz'ün tiftik konusu haktandaki takririnin görüşülmesine geçildi Takririn okunmasını, ni&teikktp -öz alan Bursa Millet Vekili Muhiddln Baha Parsta bu konunun açık oturumda görüşülmesinde fayda olacağına dair Heri sürdüğü düşünce ve verdiği takrir üzerine cereyan eden müzakereden sonra Yozgat Millet Vekili Süleyman Sim iç öz tarafından Büyük Millet Mecllsne.ftmulacnğı takrir geri alındı.
Gündemin ikinci maddesinde bulunan Gl. Kâzım Karabeklr'ln şehir kulüpleri haklımdaki takriri kendilerinin rahatazhfeı dolayısile ve üçüncü maddedeki Büyük Millet Meclisi' dahili nizamnamesinin Türkçeleştirilmesine dair hazırlanan gruplar komisyonu raporunun da yeni dağılmış olmasından görüşülmeleri gelecek toplantıya bırakıldı ve saat 15.30 «fa oturuma son verildi.
Sümerbank memurlarına bedava yemek ve ekmek
Polise rüşvet vermek isteyen kadın mahkemede
Suna isminde genç bir kadın, pollM rüşvet vermek İstemek suçile meşbu* den yakalanarak asliye dördüncü caza mahkemesine verilmiştir. Suna yargıç huzurunda sorguya çekiimll ve demiştir kİ:
— Gece; ben ve yanımda ita kadın arkadaşını oduğu halde tanımadığım Üç erkekle beraber Beyoğlu caddesinden gidiyorduk. Ben Kulun rakısı İÇ» «niştim. Olanı biteni hiç türşejji bilmiyorum. Yalnız saat itayı geçmişti. Bağıra çağıra giderken bize bir pelte memuru ihtarda bulundu, o esnada kadın arkadaşlarını!a erkekler ortadan kayboldular Yalnız ben kaldım. Polise rüşvet vermfk ı.-teolğlmi söylüyorsunuz. Benim böyle bir şeydcS haberim yoktur'
Yargıç, genç kadına nc İş yaptığını sormuş, kadın; bir bara artist yazılmak üzere evrakının muamelede olduğunu söylemiştir.
Duruşma, hâdise şahitlerinin çağırılarak dlnlenmeri İçin başka güna bırakılmıştır.
Basın birliği balosu
Rayın birliği balosu bu ayin yirmi dördünde Taksim RSJdnosu salonlarında verilecektir. Hazırlıklar Bellemektedir. Balo biletleri Bcyoğiunda Lâle sineması karşısında Basın birliğinde satılmaktadır.
Ankara 13 — Şimdiye kadar yalnu 60 Ura ücret alan Sümer Bank memurlarına müessese tarafından bir kap sıcak yemek, 450 gram ekmek veriliyordu. Bu yardım genişletilmiştir. Bundan sonra ücret farkı gözctll-mekslzln her yevmiye ve ücret nian-lara bir kap sıcak yemekle 450 gram' ekmek verilecektir. J
Tıp bayramı balosu
Ankara 14 — Tıp bayramı müna-sebetlle bu akşam JiSara Palas sa» tonlarında verilecek balonun geliri Kızılay Ankara merkezine bağışlanacaktır.
—• Takvim •—s
Rfblülevvel 29 — Kasım 137 i tmsflg Güneş Öğle tklndl Ak Yata I E. 1(1-20 11.59 6.C9 9.29 12-00 1 0İ V- 5.35 7.14 13 23 18 44 19-15 21.451
sarıne 3
AKŞAMDAN AKŞAMA
ŞEHİR HABERLERİ
Tecrübe mihengi
Parola gibi şiir!.
Arkadaşlardan biri, yöyle bir hikâye anlattı: ,
Vaktile, askerlikte deniz hizmeti öbür hizmetlerden U2iın okluğu için, sahil halkı arasında tk kimse, karada vazife almağı
rcih ederlermiş. (1)
Ozamanııı tâbiri üzere, «ahzi tsker dairesi resi» de, Karadenizli uldu mu, ille balıriyeye seçmek arzusunu göstermiş.
— Sen Trabzonlu imişsin. Kâğıdında öyle yazıyor.
— Hayır. Denizden anlamam. Babam orada bulunmuş da ‘ ' gıdıma yazmışlar. .
— «Fındık» de bakalım.
— Finduk!
— İşime yararsın öyleyse... Geç gu bahriyeliler tarafına.
¥¥¥
Buna benzer bir hikâye.., Hacı babanı anlatırdı;
Vaktile sünniler şiîleri Mek-keye sokmamağa karar vermişler:
— Onlara K er belâ kâfi... Burada işleri yok! - derlermiş
Fakat şiîler de, Kafkas ve İran Azerbaycanından akın akın gelirlermiş. Sünnî oi d oklarını iddia ederlermiş,
Ayırd için bir çare bulunmuş:
— «Pilâv» de bakayım!
— Plof!
— Anlaşıldı: Bizden değilsin!.. Dön memleketine...
Serseri çocuklar
Doktor İbrahim Zatî öget ne diyor?
kâ-
Üçüncü bir hikâye:
Konyadan İstanbula gelen bir aile artık bu şehre temessül ettiğini ileri sürüyordu.
Konuşmalarını takibettinı:
Memur yerine memor. mebus yerine mebos, mahsus yerine mahsos: hülâsa «u» harfine boykotaj... Ya «ti» ya «o. Ortası
yok!
— Konyablıktan ayrılamamışsınız! - diye hükmümü verdim.
***
Bütün bunlar gibi bir bayan, asın bir eençlik iddiasındaydı. Allah da öyle malzeme ile yaratmış ki. sahiden yirmi civarlarında görünüyor. Tabii berberin, masajcının ayrıca rolü olacak
Konuşmasına kulak verdim:
Mânâ'ya mana demiyor. Mes'-ud a O siz mesut demiyor Hü-lâsa'ya yeni model hülâaaasaa demiyor. Türkcevi anamızdan, babamızdan öğrendiğimiz gibi telâffuz ediyor. .
Arkadaşlar aramızda göz kırptık;
— Otuzundan aşağı değildir! (Vâ - Nû)
(1) Yeni kelimeler arasında «ödev» ve «görev» sözleri «vazife» yerini tutuyorsa da. işte bu yerde ikisi olamıyor. Hele meselâ birine kızın da:
— Senin ne üstüne görev? — Senin ne üstüne ödev? demek büsbütün olamıyor.
Cumhur Başkanının Yeşilaycıların telgrafına cevabı
Yeşllayin 25 inci yılını kutlama töreni münasebetlle Cumhur Başkanı fârnet İnönü'ye telgrafla Y-şlİayın tazim duyguları bildirilmişti Milli Şef hu telgrafa şu Cevabı göndermiştir:
Ord. Prof. Dr. Fahreddln Kerim Gökay Yerilay Barkanı İSTANBUL Yeşllayın 25 İnci yıldönümü nıünn-sebetile gösterilen içten duygıılnra teşekkür eder, hayırlı başarılar dilerim.
İSMET İNÖNÜ
13/3/1945 fiatlerl oftndıa üzerine 1 sterlin Jrvvyork üzerine 100 dolar Cenevre 100 İsviçre Fr. îtîadrld üzerine 100 pezeta Stokholm üzerine 100 kuron ESHAM VE TAHVİLAT Ejganl % 5 1933 I $&amiye11 % 5 938
% 5 ikramiyen M. M. % 7 Milli Müdafaa ^lll! Müdafaa 2 Milli Müdafa 3
5 945 Millî Müdafaa
Ş^vas - Erzurum 1 Sivas - Erzurum 2-7 fu 7 1941 D. Y. 1 İ941 Demiryolu II W41 Demiryolu ITT îj*l Demiryolu ri, 5 Analodu D. Yolu % 60 Anadolu tahvili I - II Anadolu Miimes.
Şlerkez Bankası T. İş Bankası nam^ T. İş Bankası ham.
Aslan Çimento
BORSA DIŞINDA
' Reşadiye altını
•ulden
külce altın bir gramı
5.20
129.—
30 075
12.84
31.1329
Fındık satın alanlar
son günlerde çoğaldı
Bir arkadaşımız, uzun seneler ço cuk esirgeme kurumun da ve ceza -levkffevlerlnde çalışmış bulunan Dr. İbrahim Zati öget'1 e serseri çocuklar hakkında görüşmiiştr. Dr. Zati öget bu hususta şunları söylemi.;!ir:
•.Çocuk Esirgeme kurumunda çalışırken dalma kurumun çalışma programına serseri kimsesiz çocukları bir mevzu olarak almasına taraftardım. Zira tevkifhanede geçen uzun çalışma senelerinde cürüm Işilyen çocukların çoğunun serseri olduklarını tes-blt etmiştim. Memnuniyetle öğrendik kl nihayet, devlet bu İşi ele aldı. Ankara'da 22 kişilik bir komisyon teşkil edildi ve bu hususta bir rapor hazırlandı. Fikrimce serseri olan çocukların bir kısmı irsi ve atavik sebeplerden, diğer kısmı da içtimai, ahlâki, sosyal sebeplerden bu durutıa düşüyorlar. Avrupa'da bu gibiler için İrsi sebepler yiizde R5 nispetinde kabul edilmiştir. Zira orada alkol ve frengi İle haşrüneşr olmuş bir zümre vardır. Bizde bu gibi zümreler yoktur.
Yalnız hassaten İstanbul'da 15 - 20 senedenberi ortaya çıkan bir buhran görülmektedir Bu da âUe buhranıdır kl bu yüzden ayrılmalar çoğalmıştır. Bu yüzden bir kaç çocuk ortada kalmaktadır. Eve gelen yeni karı veya kocanın İlk lâfı «ben bu çocukları İstemem gözüm görmesin» olmakta, yeni a'kla meşbu ana veya baba da bunu kabul etmektedir. Bu yüzden 7-8 ----
, 4 - leruıı yuKseııeces nusıara uıaşuma-
görmesin diye gûya İşe veya konuya dlğl sürü|üyor. Halbuki üretimin komşuya arkadaşa gönderilmekte ve IIk grenlerine nazaran fındık fiatlerl yalnız evde yatmak hakkına malik arasında büyük flat farkı olmuştur olarak evlerden uzaklaştırılınaktad’r j]k üretim çıktığı eylül ve ekim ayla-Turklyede çocuk cürümlerinin belli ( nnda bir kilo ftndık 76-78 kuruştu, başlı sebebi âlle durumlarının bu va- Fiatler bir ay evveline gelinceye kaziyeleridir Yapılncafc şeyin şunlar' dar yavaş yavaş yükseltilmiş ve 95 elmasına taraftarım: kuruşa çıkarılmıştır. Üç günden beri
1 — Serseri meısltlarm t/*t»1s»lı»rılın ııs
Fiatlar 76 kuruştan 115 kuruşa kadar yükseldi
” Zeytinyağı bir türlü bollaşamadı-ğından piyasada bulunan fırsatçılar ' hareketlerini arttırmışlardır. Fındık ’ yağı satışı, zeytinyağı aatnuyan dük’ kânlarda yapılıyor. Rafine edilmiş
• fındık yağını zeytinyağından ayır-
■ mak güçtür. Fındık yağlan, İstanbu-
■ 1un her semtindeki tatlıcı, börekçi ve
■ diğer undan mamûl maddeler satan: lar tarafından çok tutarda kullanıl-
• maktadır. Önce zeytinyağından fayI dolananlar bu yağları bulamayınca
fındık, ayçiçeği ve susam yağına düş-müşlerdlr, Susam para ettiğinden piyasada susam yağı azdır. Ayçiçeği ya, ğı fındık vağt kadar siirillmedlğin-den flatı daima aşağıdır. Zeytinyağı i yokluğundan en çok faydalanan fın-ı dik yağı olmuştur.
Fındık yağı satışı kârlı bir hal aldıktan sonra elinde parası bulunan birçok kimsenin fındık almağa başladığı görüldü. Bilhassa son üç ay İçinde İstanbulda zeytinyağı yokluğu olduğundan fındık tacirleri harekete geçerek buldukları her malı satın alıp kaldırdılar.
Söylendiğine göre fındık toplıyan-ların arasında manifaturacı, kunduracı, terzi bile bulunmaktadır.
ı Fındık İhracı yeni yeni başlamıs-tır. Yapılan ihracat pek az tutarda-_ , . ,, „ , dır. İhracat yekûnunun fındık flat-
yaşarında çocuklar gos( ıerını yükseltecek miktara ulaşama-
Ingiltere ile ticaret
Yeni anlaşma için temaslar iyi karşılandı
bederse bulanık suda balık avlıyan-lar fındıkları topLıyarak zeytinyağı satışlarını dört gözle taklbedlyorlar. Memleket dahilindeki fındık satışlarında Giresun fındık tarım kooperatifi büyük rol oynamaktadır. Bir kaç günden beri spekülâsyonun artması üzerine kooperatif, satışı durdurmuştur. Kooperatifin piyasaya vo yağ fabrikalarına fındık satmadığını görenler fındık fiatlerinl yükseltmişler ve böylece bir kilo fındığı 115 kuruşa çıkarmışlardır. Bu husus fındık kooperatifine sorduk, Bize şu cevabı verdiler:
«— Fındık fiatlerl her gün değişiyor. Biz de satışları, Hallerin İstikrar buluşu tarihine kadar durdurduk tekrar ne zaman fındık satışına baş-lıyacağımızı Ankaradan gelecek emirden öğreneceğlz.>
Fındık fiatlerl yükseltilmekle ka-Unmıyarak malların saklandığı da görüldüğünden bir tedbir alınması Jçin İlgili makamlar harekete geçmişlerdir.
Zeytinyağı sabşı
Vilâyet, elinde bulunan zeytinyağ-larmı sırası gelen semt bakkallarına dün de dağıtmağa devam etmiştir Bıı haftaki tevziat geçen haftaya nazaran en az yüzde otuz fazlasllc yapılmaktadır.
Ticaret Bakanlığının nebati yağlar hakkmdakl son kararnamesinde üç büyük şehrin yağ ihtiyacını Tarlş'ln karsılıyacağı bildirilmektedir. Tart?, şimdiye kadar İstanbula getirdiği yağları biri Beyoğlunda diğeri Mısır çarşısındaki perakende satış yapan !____T_ ,________T___o_______________ İki mağazasında kendi hesabına sat-
1 — Serseri çocukların toplattırılıp bir kilo fındığa 115 kuruş İstenmeğe makta İdi. Dün, vilâyet tarafından âilelerine ladesi ^k! bu hiç bir netice ' başlanmıştır. | yağ satmalarına izin verilen bakkal-
’ Bir kilo fındıktan ortalama yarım lara dağıtmak üzere Tariş 8 bin kilo kilo fındık yağı alınmaktadır. Fındık zeytinyağı getirtmiştir Bıı yağlar bu-fiûtı ufak bir değişiklik gösterirse' gün dağılmağa başlanmıştır.
hemen yağ flatı da değişmektedir. Ticaret Bakanlığının emri üzerine Fındık yağı imal edenlere İmal hak- 1 bundan sonra Tariş şehrimize her kı olarak yüzde yirmi kâr veriliyor 1 hatta 8 bin kilo olmak ve ayda 30 bin Fındığın kilosu 80 kuruşa alındığı kilodan az olmamak şartlle İstanbula günlerde toptan olarak bir kilo fin- muntazaman zeytinyağı getirecek ve dik yağı 180 kuruşa verilmişti. Bu. bu yağlan izinli bakkallara dağıta-fiota bakkalın koyacağı perakendeci çaktır. Yapılan hesaplara göre bu kârı dahil değildir. Üç gün evveline miktar şehir İhtiyacının mühim bir kadar bir kilo fındık 95 kuruşa İdi ı kısmını karşılıyacaklır Bundan baş, ıuıı. 95 kuruştan alınan fındıkla yapılan, ka vilâyet, toptancı tüccarlar tara-bîlâkis ya®,n taptan satıs flatı ortalama 230 ' ......... "
I kuruşu buluyor. Üç günden beri bir ı kilo fındığa 115 kuruş İstendiği göz önünde tutulmak suretile yapılan blı hesapta kârlarla beraber bir kilo fın-I dik yağının 280 - 300 kuruşa satılma») | İCBbedecektir.
istanbulda fındık yağı yapan yedi fabrika vardır. Fabrikaların hesapları. defter ve faturaları tasdiklidir Piyasaya borsadan tasdikli faturalarla ynğ çıkarıldığından ve bakkallar devamlı kontrol altında bulundurulduklarından fındık yağı satış Hallerinde hileye kaçılamıyacağı ileri sürülüyor
Giresun ve havalisinden gelen fındıklar hemen bir kısım tacirler tarafından toplanmakta ve satışa çıka-rılmıyarak bekletilmektedir. Dün piyasayı dolaşanlar fındık tedarikinde güçlük çekmişlerdir. Eğer bu İşlerle uğraşanların sözlerine İnanmak ic&-
Yeni ticaret anlaşması etrafında İngiltere İle yapılan temaslar piyasada İyi karşılanmıştır.
Orta Avrupa He olan ticari münasebetlerin kesilmesi üzerine ithalât ve İhracatın başka düzene konmasına 1 lüzum görülmüş, Ticaret BPkanlığı yeni düzene göre hartkete geçmiştir
İhracat mallarımızdan miihlm bir kısmının nakil vasıtlan güçlüğünden, pazarların azlığından ve daha başka haklı sebeplerden ötürü ellerde bekletildiği ve tedbir alınması İçin Ticaret Bakanlığına başvurulduğu yazılmıştı, İhracatın yapılamayışı gelecek ayların İthalâtını sekteve uğratacak mahiyette görüldüğünden İncelemelere öu noktadan da Önem veriliyor
Son alınan haberlerden Ingiliz ticaret firmalarının memleketimiz eko nomisl İle yakından ilgili oldukları ve bize mal vererek mallarımızı almağa İştah gösterdikleri anlaşılmış, bu yakınlık İlgililer! zivadeslle memnun bırakmıştır.
Şimendifer malzemesi almajc üzere tnglltereyc gitmiş olan D?vlet Demiryolları temsilcilerine yeni kolaylık gösterilmiş, satış işleri irin verilen mühlet uzatılmıştır. İngiHzlerin bize ne gibi mal satabileceklerinin tesblti-ne geçilmiştir.
İnglltercden yapılacak ithalât memleketimize yakınlığı bakımından faydalı olacaktır. Ticaret Bakanlığında bu iş etrafında yeni çalışmalar başlamıştır, önce bize gönder’lmeü-ne İzin verllmlyen bir ’ cok İnrilk mallarının memleketimize gönderilmek ü’erç beklet’ldlklerl öğrenilmiştir.
Kumaş ihtikârı
aııvıcı ııır ııtuesı . __
vermlyecektir. Zlfa çocuğu bu hale getiren zaten Aile değil midir?
2 — Plasman - Famüie denilen iyi âlleler nezdlne yerleştirmek kİ bu da pratik değildir.
3/— Bu gibi çocukların büyük merkezlerden ıızaklnştrılmaları. Büyük şehirlerin pLs havasından kurtararak şiniklere yerleştirmek suretile temiz ruhlu bir İnsan olmalarını sağlamak
4 — Islahhaneler kurmak, bunların da leh ve aleyhinde çok şeyler söylenmiştir. Hattâ o kadar Heri gidilmiştir kİ bazıları bunların LkÛimh mensuplarını kötüleştirdiğini İddia ] etmiştir. Bence ıslahhane en müna- 1 sip şeklidir. Ancak ıslahhaneyi iyi bir tarzda idare etmek gerekmektedir. Günün muayyen saatlerinde bu ço- ' cuklıra göre tahsil sonra atflyelerde 1 İş ve sanat Öğrenmelerini temin ederek 3 senelik bir nezarete tabi tutmak münasiptir,»
Satışa çıkarılan ithal malları
Gal, Tünel cad. No. 48 de Mlhran Gesar ve oğluna grafit pota, Gal Balıklı Küçük handj Temas C. Takrre grafit pota. Gal. Fermeneciler No. 90 da Vehbi Koç ve ortaklarına kur-u t halitası, İst. Cedit handa Mehmet Değirmenci oğluna şap, İ t. Büyük Kır,acıyan handa Halit Büke'ye cerrahi ipek İpliği, İst. Sabuncu han 'a Yılda Mlzrahlye elbise düğmesi, İ t. Sultanhamamda pertev Pnkore muşamba el çantaları.
fından şehre getirilmekte olan zeytinyağlarının münhasıran izinli bakkallara satılmasını sağlıyacaktır.
Devlet Demir ve bilhassa Denizyol-larlle getirilen yağların miktarlle kime alt olduklarının İdare tarafından vilâyete haber verilmesi temin olunmaktadır. şehre getirilen yağların vilâyete beyan edilmesi Ticaret Bakanlığının emridir Bu emre aykırı olarak şehre getirilen yağlan beyan etmiyenler şiddetle cezalandırılmaktadır. vilâyet. Münakalât Bakanlığına bağlı nakil vasıtalarile getirilen yağların miktarını hem idareden hem de tüccar tarafından verilen beyanname He öğreneceğinden bu suretle yağların bir kısmının da olsa kara borsaya İntikali, önlenmiş olacaktır Şehre motörlerle getirilen yağların takibi de emniyet müdürlüğü ve liman İdaresi vasıtaslle temin olunacaktır.
KÜÇÜK HABERLER
★ Üniversite mensubu profesör, doçent ve asi-tanların Üniversitede akşama kadar bulunmalarını ve ça-laşmalarmı sağhyncak olan kanun tasan bugünlerde Büyük Meclisine verilecektir
* İkinci kanaat notlarının verilmesi dolayısile yükrek ve yapı usta okulları hariç olmak üzere bütün teknik öğretim okulları İle ortn va liselerde 19 mart sabahından 25 mart akşamına kadar ikinci dinlenme tatili yapılacaktır.
öğretmen okullarında da 2 nisan
ve
Millet
Doktorun iğnesinden 2 saat sonra ölmüş
Fenerde bir bıçkı atelyesinde çalışan ve gene orada İncebel sokağında oturan altmış beş yaşında Slmon isminde biri, makineden yüzüne sırıyan bir kıymık ile yaralanmış, Slmon derhal o civarda bir doktora başvurmuştur. Doktor kendisine bir iğne yapmış, adam iki saat sonra ölmüştür.
Ölümden savcılık haberdar edilmiş. Adliye doktoru B. Kâmil Ünsalan cesedi muayene etmiş, tedavi yapan doktor, yaralıya kâfıırl yağı şl ringa ettiğini söylemiştir. Adliye doktoru ölümün mahiyetini şüpheli gördüğünden. cesedi morga kaldırtmıştır. Soruşturmalar devam etmektedir.
25.00
22,90
25.25
19.70 sabahından 8 nisan akşamına kac'ar
20.40 diklenme tatili yapılması Bakanlıkça
19‘24 muvafık görülmüş ve karar ilgili 19*16 okullara bildirilmiştir.
19.70 ! . —-------------- ---------- . .
19.70
19.73
2150
20.03 •983100
63 -
49.—
147.
15.25 B. Nazif Seçkin'ln başkanlığında be-1 de oraya miîdür teyin edilmiş ve 885 tediye hıfzi’sıhha müdürü, vilâyet ve muhtelif okullarda hocalık etmiş, ve
veterinerleri. mezbaJıa mü- bir çok memuriyetlerde bulunmuştur.
36.25 dürü ve diğer İlgil i-r toplanarak Ölümü, memleket irfanı kin acı bir 33.30 mezbahanın ıslalu meselsin! görüş- kayıptır. Kederli âllczlne tozlvetlerl-
5.301 muşlerdlr. jmlzl sunarız.
Acı bir kayıp
İstanbul Millet Vekili B AH Kimi Ayüz'ün Ankara'da vefat ettiğini büyük bir teessürle haber aldık, Merhum bLr kaç gün evvel hastalanmış ve Ankara'da Nümune hastanesinde tedavi altına alınmıştı. Cenazesi dün Ankara'da törenle kaldırılmıştır
Ali Kâml Akyıiz, memleket irfanına hizmet etmiş, temiz, dürüst bir insandı. Avrupa şaheserlerinden bir çok kitapları dilimize çevirmiş olan merhum, bir çok ilim adamları ye-*■ Dün Belediye Reis muavini Dr.itiştiren Darüşşafaka'da okumuş. 920 »t - - - • - - - | firavsı miidıir L4vin cdllmİK ve
★ Fatihte oturan 35 yaşlarında bayan Ferlim Bâkırköyden Sirkeciye gelmekte olan tren Yenlma’ıaHe İstasyonundan kalktığı sırada atlamak İstemiş, müvazeneslnl kaybederek vagonların altına yuvarlanmıştır. Bayan Ferlha. sağ ayağı bileğinden kesilmiş olduğundan Balıklı hastanesine kaldırılmıştır.
Halil Muraffer’în katli tahkikatı
Teknik okul pansiyon âmiri Halil Muzafferin tekme ile ölümüne sebebiyet veren hâdisenin tafsilâtını dün vermiş ve vakayı mütaakıp kaçan şoför Roberln de yakalandığını yazmıştık.
Rober Mlrat İsmindeki bu şahıs dün Emniyet müdürlüğü tarafından geç vakit Adllyeye teslim edilmiş ve hazırlık tahkikatını yapan B. şeklp Musluoğlu tarafından sorgusu yapılmak üzere üçüncü sulh ceza mahkemesine verilmiştir.
Rober, sulh ceza yargıcı tarafından sorguya çekilmiş ve vakayı şöyle anlatmıştır:
«Hâdise günü, ben «tecrübe» plâkalı bir otomobili idare ediyordum. Yanımda Cevat ve Numan isimlerinde iki memur arkadaşım vardı. Merhum ile arkadaşı otomobilimin önüne çıkarak durdurdular; bir aralık Muzaffer çamurluğa atlıyarak beni aşağı almak İstedi. Ben mâni oldum, düştü. Ben otomobili sürdüm. Her halde otomobilin arka tekerleği kendisine İsabet ederek bu faciaya sebebiyet vermiş olacak. Benim kasti bir suçum yoktur.» dedi.
Yargıç, sorguyu mütaakıp, kendisini tevkif elti ve hakkında tevkif müzekkeresi keserek cezaevine gön-1 derdi.
Dâva evrakı savcılığa iade olunmuştur. Oradan da sorgu yargıçlığına sevkedilecektlr. • I
Yeniden iki fabrikatör mahkemeye verildi
Meydana çıkarılan büyük ölçüdeki kumaş İhtikârı tahkikatı devam etmektedir. Bu İşle İleli! görülenlerden Abdurrahman Malta'da sahte fatura ile kuma? satmaktan Milli korunma mahkemesine verilmiştir. Bundan başka kumaş imalâthanesi sahibi Yakup Çlkvp-şvlll de fazla flatle kumaş satmak suçile Milli korunma mahkemesine verilmiştir. Şimdiye kadar bu işte İlgisi görülenlerin mühim bir kısmı mahkemeye verilmiş ve tevkif olunmuşlardır. Tahkikata devam olunuyor.
Ayrıca elinde bulunan pamuk ipliklerini satmaktan İmtina eden bir dokumacı. sattıkları mallara alt teneke ve lehim ücretlerini fazla olarak’fa-turaya kaydeden muhtelif eşya satıcıları ve usulsüz fatura tanzim eden bir kâğıt imalcisl Milli korunma mahkemesine verilmişlerdir. ■
Petrol ofiste suiistimal yok
İstanbul VHâyetinden: Petrol ofisi mupınelâtmda yolsuzluklar olduğu ve bazı memurların suiistimallerde bulunduğu yolunda son günlerde bazı gazetelerde görülen neşriyat üzerine vilâyetçe yaptırılan tetklkat neticesinde mezkûr ofiste yolsuzluk ve suiistimal yapıldığına dair hiç bir malûmat elde edilemediği gibi adlı ve idari hiç bir makam tarafından yapılmış ve yapılmakta olan tahkikat vetaklbat da mevcut olmadığı anlaşılmıştır. Tavzlhan neşrini İrca ederim.
İzmir'de bir işçi hastanesi kurulacak
İzmir (Akşam» — İzmlrde bir işçi hastanesi kurulacaktır. İzmir ithalât tacirleri, hastanenin İnşasını temin İçin binde bir ve ihracat tacirleri de binde yarını nispetinde bağış kabul etmişlerdir.
Başmuharrirler, büyük politikacıların nutuklarından sonra, bunlara dair, makaleler yazarlar* ken ekseriya şöyle bir başlangıç yaparlar: «Nutkun .tamamını
görmedik. Ancak ajans telgraflarında okuduğumuzdan anladığımıza göre vesaire vesaire...
Başmuharrirler böyle bir baş-•angıç yapmakta da pek hakli-ı dırlar. Zira hakikaten çok kere bir nutkun tamamı ile, onun telgraf hülâsası arasında dağlar kadar fark oluyor. Hattâ bazan haşma-' kale değil alelâde fıkra yazarken bile böyle bir başlangıca lüzum hasıl oluyor,
Meselâ Nurullah Ataç şiire dair bir konferans vermiş. Bunun ta-marnını görmedik. Fakat gazetelerdeki hülâsası hakikatli .şaşırtıcıdır.
Bu hülâsada şöyle deniliyor: LJL «Nurullah Aataç şiirin t.'ıriD cdilemiyeceğini söylemiştir... Başû-ka bir gazetede okuyoruz ki NuCM ı ull: h Ataç'ın «Şiir nedir?,. mevAfc zuhı konferansı tamam bir bıı çuk saat sürmüştür. Yani bir bu-C çuk saat Nurullah Ataç şiiri tâ,-O rif etmiştir. Ne olduğunu anlat-(0 mıştır (jj
Yine bu konferans havadisinde> Nurullah Ataç’tan şöyle bir eiim-Qj le naklediliyor; Q)
«Bir şiiri estetikçiler değil valp-nız şairler anüyabilir.»
İşte bu söz hakikaten tuhaftır^ Zira Nurullah Ataç on beş, hattâ^ belki yirmi seneden beri şiire dair^J lenkidler yazmaktadır. Kendisi*-' hin şairlikle alâkası yoktur. Esa-^ sen edebiyat münekkidi şairdeniz ziyade estetikçiye yakın bir inÇ,} sandır.
Demek bütün o hükümlerini — şair olmadığına, estetikçi olduğuna göre — şiirden katiyen anlamadan veriyormuş!.. Nurullah Ataç kesecek başka dal kalmayınca nihayet kendi oturduğu dalı desterelemiştir.
Ancak şiirde, bütün öteki güzel sanatlar gibi, hattâ bütün dünya güzellikleri gibi yalnız şair için değil, aynı zamanda mühendis, doktor, dalgıç, avukat, politikacı, cambaz, kaptan, muallim, çilingir, balık konservecisi. .tüccar vesaire vesaire içindir de..
Yalnız şair tarafından söylenen ve sadece şair tarafından anlaşılan şey şiir değil acayip bir parola. gizli cemiyetlerin âzası arasında kullanılan esrarengiz işaretler olabilir.
İç dünyasında herkes az çok şairdir. Marifet bunu ustalıkla dışarıya vurabilmektir. Dışarıya vurulamıyan şey, şiir haline gelmemiş demektir. O zaman içte kapalı kalmış hislerle size yalnız «hassas adam» denilebilir. Fakat şair değil... İç dünyadaki şiiri dışarıya vurabilmek de ancak bunu başkasına anlatmakla kabildir.
İç âlemini anlatamıyan şair hakikaten acınacak bir zavallıdır Fakat karşısındakine, anlamayana göre hava hoş!..
Hikmet Feridun Es
Üniversite lâboratuvarları
Üniversite kütüphanesi civarındaki arsaların İstimlâki İçin geçenlerde Rektörlükçe bir müracaat yapılmıştı. Elabcr aldığımıza göre, İstimlâk muamelesi tekemmül ettikten sonra bu arsalarda Üniversitenin ihtiyacı olan ve bugün muhtelif binalara dağıtılmış bulunan lâboratııvar-lar inşa olunacaktır. .
/■
Kari mektubu
Patlıyan bir lâğım
. İzmire talebe yurdu
İzmir (Akşam» — Türk Maarif ce-. miyetl İzmir şubesi başkanlığı, hal' kın bağışladığı 105,000 Ura İle Büyük Gazi bulvarında eski akşam kız sanat okulu binasını satın almış ve bu bl-' nada 67,000 lira tutarında tûdllât ya-“ parak binayı (200) talebe alacak bii-’ yüklüğe sokmuş, idaresindeki Talebe
■ yurdunu bu binada açmıştır. Şimdi
■ Ege bölgesinde bu kadar çok talebe-• sİ bulunan (Talebe yurdu» yoktur.
■ Vali B. Şefik Refik Soyer'ln. yeni yurt . binasının cemiyetçe satın alınmasın. da, noksanlarının temininde büyük
İlgisi olmuştur.
Talebe yurdu, Türk Maarif cemlye-; tl tarafından idare edilmektedir. Ce-mlyetin İzmlrdekl İdarecilerinin omcll aynı zamanda bir de (Kız talebe yur--du» binası temin ederek açmaktır.’ Cemiyetin İzmlrde açmağa muvaffak j olduğu lEge lisesi) nln bir köle] hali-•ne getirilmesi de esas hedeflerdendir.)
Şişli'de Perihan sokak 64 numarada oturuyorum. Evimin arka tarafında Hanımoğlu sokağındı» bir evin ifiğınıı 68 numaralı bahçede patlamış. Perihan sokağına akmaktadır. Bunu evin sahibine müteaddit defalar söyledim, aldırış etmediler. Bir ay evvel bir İstida ile Şişli nahiye müdürlüğüne müracaat ettim. 74 numara He belediye fen işleri müdürlüğüne gönderildiği söylendi. Fakat bir aydır bu fena manzaranın önüne geçilmedi. Sokaktan geçenler bu pis kokulu suya basmak mecburiyetinde kalıyor. Lodos başlamadan bütün bu civarı tehdit eden bu tehlikenin önlenmesi tçln alâkadar makamın nazarı dikkatini celbetmenizl derin saygılarımla rica ederim.
şişli: rerlhan sokak No 84 Hamli Balkan
Salıife 4
AKSAM
14 Mart 1945
KARAR ZAMANI
| Yazan : SLIMNER WELLS
BİRİNCİ KISIM
BEŞİNCİ BAHİS
İhtilâf sahaları
j Tarihten
Vur! öldiir! Çata! Vurma!
Muazzam gramerli
Temel İngilizce (Esas izah »e tam tefâffıız) Hazırlayan: ÂBBAS TEMİZER
A
Herkes TEMEL İNGILİZCE’dfn bahsediyor. 4M» sahlfe tutan bu estrin mükemmeliyetinden Siz de istifade ediniz. Elalı 400 kuruş.
Yeni Çıktı.
AHMET SAİHOĞLU KİTABETİ
«■mBHMRKLaa M. Cagaloglu Yokuşu No. 17/1
Genç Sultan Damanın feci dününün halk tabakalarında husule ge-lha tlrdiğl teessür gün geçtikçe artmıştı tat Herkes nazarında kapı kulları (padi- * . _ .
şah katilliği) ile İtham ediliyordu, nundan iki kâğıt çıktırdı; Kapı kulları aleyhine dedikodular su- eliyle yukarı kaldırdı, ya düşen taşın husule getirdiği hal- — Ben bu lomcasûklerie şer'an kahır gibi h(r tarnfn yayılıyordu. ’ ' ‘ ’
Bu dedikodular askere hacaiet ve-riyotdu! Onlar da Genç Osmanm ou lamayı propagumıa ıçuı yupuruı katline Iğınazlarından dolayı kendi neşriyatın çokluğuna bakılırsa, Ro- kendilerine levmcdlyorlar, velinimet manya hükümetinin bu maksat Uğ- kaatllllğinden teberri etmek istiyor-runa hayli parâ sarfettlğlne hükmet- lardı. mek lâzım gelir. Fakat arzularının1 Azlindin beri saklanarak hayalını yerine getirilmesi için kendilerine kurtarmış olan damat Davut paşanın verilen fırsatın, bu meseleyi haile ye- düşmanlan askerin bu duygulannı teceği hakkında uzun müddet şüp- körükVmekten hail kalmıyorlardı, heler İzhar edildi. 1 Nihayet 1623 ocak ayının İkinci -
Bu karışık ve sık sık güçlükler çı- 1032 safeıinin yirmi reklzlnci günü karan meseleler karşısında. Roman- divanda sipnh tayfası arasında bir yayı son çeyrek asrın fırtınaları İçin- kaynaşma oldu, den selâmete götürebilecek ancak _ Anadolu ve Karaman semtinin feragatli, uzağı gören ve hissi selimi kadıları, softaları, reayası bize (SuI-sağlam kimselerin elinde bulunan tan Osman kaatill) dlve taan ediyor-kuvvetli bir hükümet olabilirdi. |ar. SuItan Oamnnı kim kstlettlysc
Vatanseverlikleri yüksek olan rical ebette hakkından gelinsin* eksik değildi. Köylü partisi şefi Ma- - - - - — - ■
niu bunlardan biri LdJ. Fakat bunlar, kuvvetlerini kullanabilecekleri mevkie nadiren gelebildiler. Hükümet hükümeti tâki betti. Bunların da ço-, ğu, kıral hanedan âzalarının firarları hâdiseleri İle karşılaştılar. Rumen milletinin vaziyeti, ve hükümet mii-esseselerinin istikrarı, mütemadiyen fenaya doğru gitti. Bükreşlekl ahlâk bozukluğu, diğer Avrupa başşehirlerinde göriilenlüh.ı hepsinden daha fena İdi. -
Romanyada hiç bir zaman bir halk hükümeti kurulmadı, ve halk otori-, ”
terinin kurulmasını temin için hiç bir hakiki temel atılmadı. Hükümet, dalma üstte kaldı. Onun İçindir ki. 1930 senelerinde milli otoritenin Go-ga, ve Antonescu hükümetleri gibi kaba şekillere büründüğü; demir mu- 1 . -
hafız ve Codreanu gibi nazl taklitle-, öldüren padişah! Bizim rinin doğduğu: ve Hltler’in tesiriyle'yakatımız yoktur. P_i_,--------------- .
yahudilere karşı mezalim yapmak gi- dâvası bize düşmez! Kaatil bilinsin Biran çeşme önünde bir knrgaşa-bî vahşetlere baş vurulduğu görüldü, de biz ve siz bühtandan kurtulalım! (lıls odu. Cellât kılıcını kınına koydu.,
Yugoslavya | Ertesi günü ısrarlar şiddetlendi. Yeniçerilerden Kul oğlu isminde bin-1
Versay muahedesile ortaya çıkan Vaki olan müracaat üzerine şeyhülls- sİ on kadar arkadaşı ve Davut paşa-Yugoslavyanln hikâyesi, buna tama- lâm Zekerlya zade Yahya efendi: | nın kalabalık çırakları, bendeleri, men zıt olarak çok daha takdire şa-f — Bu husus padişaha arzolunma-, adanılan İle biıllkte ilerliyerek paşa-yandı. Yugosiavyanın karşılaştığı da- İldir. Eğer kendisi ferman etmedi İse_yı siyasetgâhtan kaldırdılar; ellerini, hlli meseleler, Romanyamn 920 de kaatillne şer’i hüküm icra olunsun. ’ ” ............ ' “' '
karşısına çıkan güçlüklerden daha cevabını verdi. Bir gün sonra si-çetlndi. Yugoslav. Sırp, Hırvat ve pahiler divanda aynı talebi tekrar Sloven milletleri, ferdi hürriyetlerine ettiler: Rumenlerden daha çok bağlı İdiler. ■ _ Biz Orta camiye emanet vermlş-
Sırf bu sebeple Yugoslavya İçinde tik. Ne teme^ükle katlolundu’ görülmemiş acı rekabetler ve kökleri Dıye sordular. Sözleri padişaha tel-(İDZİn 9.ıziriilpr Hn^oKeforHi Rırnlfi- ,_ı ı---m..— (■
nn c«u ortMoks kilisesine baSUSır- 1 J'," Tİn"derÛrt7'"suÜan MMtaİI 'tâ-lar. Halbuki Hırvat ve SLovenlerln _.J-—. çoğu k»taliktirler. Yugoslavyada mühim miktarda miislüman vardır. Yeni bir devlet olarak Yugosiavyanın bütün varlığı boyunca. Strplar fevkalâde parlak tarihlerine dayanarak, kıra İlık içinde hâkim bir mevki teminine çalıştılar. Hırvatların ve Slo-venlerin bir federal otoriteye tabi olarak muhtariyet Hân etmeleri fikrine daima muhalefet ettiler.
Fakat harici tehlikeler başgöster-dlğl zaman bu dahili İhtilâflar daima ikinci plânda kalıyordu. Macarların arazi İddiaları, Avusturyanın üstünlük dâvası, vç yahut İtalyan faşizminin İhtirasları karsısında Yugoslav milletleri birleşlyorlardı. Nete-klm Yugoslav devleti, hudutsuz mânilere rağmoB yaşıyablldi. Versay muahedesinin yanlış hükümleri, ve birçok Yugoslav azlıklarım İtalyan hâkimiyeti altına sakan İtalyanın hulûlu, Adrlyatlğin şark sahillerinde rahatsızlıklar doğurmuştu. Bunlar aynı zamanda İktisadi ve siyasi emniyetsizlik doğuran âmiller oldu. Triyesie, Fiyume ve Strlya yarımadası hakkında verilen kararlar hiç bir şeyi halletmiş değildi. Bunun yalnız bir neliceai oldu: İsttkrarsızlkı.
(Arkası var)
İkine' dilnya harbi çıkmadan evvel Balkanların vaziyeti — Romanya’nın durumu
ImccaİrizLiğl aşikâr görülüyordu.
|h*i ile kındıslni çökerttiler. Cellât İm yakasını koyuverip kılıcını kinin-•dan çıkardığ anda Davut paşa koy" ‘ bunları
milletler, Strateji bakımından Tiirkl-yiiuıı harbe girerek Almanyanın garbı Tûrkiycden ilerlemesine imkân vermesini İstemiyorlardı. O vakit Türkiyenln müdafaa kabiliyetinin azlığı ve müttefiklerin kendisine maddi bir yardımda t ulanmaktan âciz olmaları, böyle bir ihtimali kuvvetli gösteriyordu. İngiliz devlet adamları bu görüşü Avam Kamarasında birçok fırsatlarla resmen İfade etmişlerdi.
Sovyet Ru ayanın siyaseti daha dümdüzdü. Filhakika Sovyet hükümeti, Almanların Karadeniz sahasındaki kanatlarını tehdit İçin Türklye-nin harbe girmesini İstiyordu,
Fakat Türk hükümetinin sulh ve tarafsız knimak arzusu daha kuvvetli çıktı. 1M3 kasım ayında toplanan Tahran konferansından sonra garp devletleri şefleri Türkiye Cumhurre-isl İle buluştukları zurnan, kendisinden Türkiyenln Almanyaya karşı harbde fani bir surette yardım etmesini şiddetle İstemeğe başladılar. Fakat Türkiye bugüne kadar tarafsız vaziyetini muhafazaya muvaffak oldu, yalnız son zamanlarda Almanyaya krom sevkıyatını durdurdu. (*)
Bununla beraber, Türkiye harb sonrası meselelerin hallinde Bulgaristan hudutları ve Balkanlardaki kuvvetler muvazenesi gibi kendisi İçin hayati ehemmiyeti haiz olan meselelerde rey sahibi olmak istediğini sarih surette anlatmıştır. Türkiye Akdetılzln şark başında hâkim bir mevkidedir ve Türk hükümeti erkek bir milleti temsil etmektedir. Balkan yarım adasi 1 e Tuna havzasının harb sonrası şeklini tâyinde pynıyaeağı herhangi rol. fevkalâde mühim olacaktır.
2 — Balkanlar
Şarkî Avrupanın kanlı topraklarında oturan milletlerin mukadderat,mı tâvin eden kuvvetlerden bu kısa tetkikte ancak sathi bir surette bahsetmek mümkündür. Çünkü bu kuvvetler o kadar karışık, o kadar dini, ırki ve iktisadi sebeplerle blrlbirine bağlanmıştır, ve aralarında o kadar zıddiyetler vardır ki, umumi bir hüküm Vermeğe kalkmak İnsanı hataya sü-riik llyebilir. Bununla beraber, bir asırdanberl Avrupayı kasıp kavuran fırtınanın ilk bulutları hep Şarki Avrupa üzerinde görülmüştür.
Hattâ son zamanlarda bile, Balkan milletleri ve Birinci cihan harbinden sonra doğan küçült milletler, büyük Avrupa devletleri arasında siyasi nüfuz sahası olmuştur. Şarki Avrupa milletleri arasında hüküm püren karışıklıkta dini ve ırkı kinler, müthiş fıkaralık, cehalet «a bu arada hürriyet mücadelesi derece dereye lıep müessir olmuştur. Fakat istikbalde nizamlı ve sulh İçinde bir Avrupa kurabilmek için, bu asırlık meselelere bir ha! çaresi bulmak lâzımdır. Yalnız garbi ve şarki Avrupa değil, yakın şarkta da sulh buna bağlıdır.
İkinci cihan harhi çıkmadan evvel Balkanlardaki vaziyetin bariz âmilleri şöyle kışaltılablllr:
Romanya
1910 da Romanya birkaç milyonluk küçük bir milletten, hemen de 18 milyon nüfusu olan büyük bir memleket. haline geldi, O tarihten evvel Rumen milleti yaşamak için ziraat e güveniyordu. Fakat şimdi Romanya-nın Karadeniz sahilinde petrol sahaları, milli gelirini arttırmakla kal-mıyarak, sanayiinin de mühim nispette inklşVm* sebeboldu. Eski Romanya topraklarına Transllvanya, Bukovina, Bunat ve Besarabya eklenmişti. Eskiden mevcut din ve ırk m -islerine bu defa daha mühim yenileri katılmıştı. Meselâ yeni Ro-manvaya katılan tem«lli imkânsız ve boyun eğmez Mac,ir azlıkları meselesi!-’ ortodcH ı ı>ı?sl Ue Romanya makamları arasındaki İhtilâflar bunlardan bir Ik'sini teşkil ediyordu.
İleriyi gören her RomanyalI, ergeç bir hesap verme zamanının geleceğini biliyordu. Meselâ Romanya hükümeti, Besarabya hakkında sarih surette rahatsızlık eseri gösteriyordu. Besarabya asırlarca Rus hakimiyeti altında kalmıştı ve sulh konferansında Rusyaya sormadan burası kendisinden koparılıp almıvermlşti. 1020 de Romanya hükümeti ricalinden herhangi birisiyle Besarabya meselesi konuşulsa, Romanyamn bu vl-
bu
lâyet üzerindeki sarih hakki ve hâkimiyet hakkının tarihi sebepleri etrafında bir münakaşaya girmekten kurtulmak mümkün olmazdı. O vakit bu iddiayı propaganda için yapılan
ı — Ben katlettim!
Diye fcry.ıdetti. Bu tcmcssükler-dert birisi Sultan Oınıam katllçln i Sultan Mııstnfadrn alınmış bir hattı hümayun, dlg-rl sultan Osman öldürüldükten rcıvra Rumeli kazaskeri Kethüda Mu.tjfa vc Anadolu kazazken Yahya efendi lerdn ketlin vü- I tubana dair kendisinin aldığı imzalı ’ bir varaka id!
| İlk vesika Sultan Muştalanın bl-radermdesin! katle rızası olmadığın» dair birkaç gün evvel gönderdiği hattı hümayunda yalan söylediğini mrydana çıkarıyordu! Valide sultanın Sdar','-İ7ll&t «a’tınat makamına böyle açık ve resmi bir yalancılığı İrtikâp ettirmişti!
Davut paşa kftğıtlan bir kapıcıya _ verdi Celin t İşine devam et mek İster
Diye nâralar vurdular. Bölük ağa- gibi e Tünüyordu. Pa’annı tileri i lan araya girip sipahileri menettiler, bnehdı. Sultrnrfnn İhsan almış olan Fakat divandan sonra bunlar Orta ter h^men: camiye vardılar. Yeniçerilere: | — Vurma1 Görelim aslını! Sultan
| — Cümlemiz kardeşiz. Bize olan O manı kimin izniyle ve reyiyle ol-ihanet size, size olan İhanet blzedlr dürdü’’ deyip cellâdı kılıcı çalmaktan ’ Taşrada gezecek halimiz kalmadı. Ne- menettiler. Yeniçeri ihtiyarlarından ‘ reye varsak halk bizi biriblrlne güs- birkaçı ise’ terlp: (Padişahı öldüren bunlardır* I — Vur! Öldür!
deyu buldukları yerde bizi haklıyor-J Diye çağırıştılar. Her kafadan bir lar. Bizim padişah Katlinde sun'umuz ? çıkmağa başladı. ' ,yoktuj Bu töhmeti kabul etmeyiz. Garip bir can pazarı idi bul
. j»— Yeniçerllfrin birkaç ihtiyarı Davut paganın hayatta kalma*--! ve odabaşısı ihtiyatı tercih ederek: mal celbine ve muratlarına nalilyeb
— Ahvali zabitlerimize İfade ede-jestte olacağını düşünen yeniçeri ve Hm. Zabitlerimiz vezire, vezir padL- sipahin fesat muharriklerinde 15-şaha arzetsin. Padişah da kaalili tanlar kabarıyordu. Bunlar: kütleylesin. Fakat eğer pndlşsn kar-1 —Çalma! Vurma!
deşi oğlunun katlini kendisi ferman | Diye naralar atıyor, men' lç!n hü-eylediysc kendi bilir. Ölen padişah, cuma geçecek gibi görünüyorlardı.
Q ]j_ Kimse kimseyi anlamaz, dinlemez ol-
Padişahın kanı muştu!
BÜGÜN MATİNELERDEN İTİBAREN
MARMARA SİNEMASINDA
İki şaheser
1 - BirFrakın Hikâyesi
CHARLES BOYER — RİTA BU'VORTH — GİNGER ROGERS
Sinema âİ5mlnln en güzide artistlerinin el birliği ile yarat tıkla 11 muazzam rillm.
2 - BU KADIN K1MD1R ?
JOSkEU ALLAN — MARY HOftARD Aşk. ıstırap ve heyecan kaynağı
' ayaklarını çözdüler. Askerin bir kıs-nu etrafını kuşattı. Paşayı Orta kapıdan dışarıya çıkardılar. Oltada buldukları bir hamal beygirine bindirdiler. Birlikte Orta camisine yollandılar.
. _________________________ew____________ Çeşme önünde kalan ycıılçerller-
derln zıddiyetler başgösterdi. Sırpla-'^ olundu. Kâğıt kızlar ağası ile İçe- den çoğu hâlâ Davut paşanın katli-nn eni>ıı ortorinlrs klllne.ıinp haPlırtır-1 .....'»d
nl istiyordu.
Slpah zümresi İse: •
— Tehir olunsun! Görelim!
Diyorlardı. Bu ihtilâf ile az daha biribirlerine gireceklerdi, zabitleri mâni oldular.
Davut paşanın siyaset meydanın
H A L E’de
CLARK GABLE —
LANA TÜRNER
Baştan başa aşk ve sergüzeşt dolu heyecan İlimi.
İlâveten: UÇAN İNSANLAR
VİCTOR JAURGE Bugünün hayatı istikbalin timsali.
O P E R A * da
YUSUF VEHBİ —
EMİNE RIZ1K
Türkçe sözlü ve sark muslkîlı Sevda ve hicrann aşk ve heyecanın birleştiği şaheser.
Bu kitap, Türkiyeıtin Almanya ili' münasebetlerini kesmeden evvel , 1MC1I1PM olduğu İçin, müellif son in-ki^ajlart kaydetmeğe imkân bulama-mu lir.____ Mütercim I
ş l K Siııema’da
Bupiin matinelerden itibaren 25 kısım tekmili birden. Harikalar yaratan büyük şaheser film
ÇİFTE Tehlike
(Klng of the Teyac Rangera) NEIL HAMİLTON —
PAÜLİNE MOORB
Senenin fevkalâde heyecan dolu fevkalâde enteresan sahnelerik büyük sinema romanı.
U I ■
rafından:
(Benim slpah ve yeniçeri kullarım. Allah sizi padişaha ve âli Osmana bağışlaaı. Sultan Osrnanı ben katlo-lunsun demedim Bciı ani kul katKy-ledi kıyas ederdim. Davut paşaya .
katle rua vermedim. Kaatllleri kim ise dan kapılıp götürülmesi ehli divanı şcr’ile haklarından gelinip katlolun-büht ve hayret içinde bırakmıştı. | sun), diye hattı şerif ile cevap geldi Ölüm korkusuna tutulmuş Davut pa-Bu hat divanda okundu . 1’ J ■ ’•
Sultan Mustafnmn Sultan O ma-[ gidiyordu. Kendisini ihata edenler-nın katline İrade vermediğini kul.................................... '
tayfası duyunca:
— Tez, kaatiller bulunsun!
Diye bağırıp çağırmağa başladılar KaaÛlicrl aramağa kullar çıkarıldı. İlk yakalanan cebeci bası Mehmet ağanın geceleyin hazır bulunan cellât tarafından başı kesildi.
Veziriazam Gürcü Mehmet pa-^a damat Davut paşanın sarayına adamlar gönderdi. Davut paşanın kaçmış olduğu tahakkuk etmesiyle sarayı miri namına mühürlendi. Kendisi ik! gün arandıktan sonra (Topçularda' adamlarından sipahi Hamza beyin evinde samanlık İçinde ele geçirildi. Arkasında bir nefti kapaması, pejmürde kıyafetiyle bir arabaya konuldu. VeZlrlâzam saraıyna, oradan Yc-dikuleye götürüldü.
Eski İstanbul şübaşısı Kilindir oğlu da yakalanıp Yedlkuleye atıldı.
Davut paşanın haremi sultan İle etbaı el altından paşalarını kurtarmak esbabına tevessül etmişlerdi «Mal bezlin İle yeniçeriden bazı zorba odabeşılara ve neferlere, sipahin söz .sahiplerinden Feridun efendi İle Hayli Çelebiye İyi karşılanan müracaatlarda bulundular: acele etmemesi içhı cellât usta Sükymanı da elde ettiler. Ertesi günü divan oldu. Davut paşa Yedlkuleden getirilerek kapıcılar odasın* konuldu. Kubbesltı önü yeniçeri ve slpah ile dolmuştu.
Sadrâzam işaret edince cellâtlar Davut paşayı kapıcılar odasından siyaset çeşmesi önüne getirdiler. Davut paşanın başında sarığı yoktu: arkasındaki nefti kapamanın, tutanların çekiştirmesinden, yer. yer pamukları çıkmıştı. EUerl bağlanmamıştı: amma dehşetinden harekete
Şehrimizde ilk defa »n büyük iki sinemada birer harta göbteriMikten sonra sayın hal-
kımızla gösterdiği büyük reağbet ürerine her iki sinemada daha birer hatta namlı Lan _________ SENENİN MUAZZAM ŞAHESERİ
KARA KOKSAN
TYRONE POWER - MAUREEN O’HARA
İPEK ve MELEK Sinema'amda
----- .
Created by free version of 2PDF
TURAN SİNEMASINDA
Bugün mevsimin İki büyük filmi birden: Pasifikte (jeçen dünyanın en tehlikeli ue âa«tfâî tarih
1 — TEHLİKELİ DENİZLER
JOHN HOWARD — MARGUERİTE CHAPMAN — BRUCE BENNETT Pearl Harbourg baskını ve burada Japon casusları... Büyük denizaltı muharebeleri - emsalsiz heyecanlar filmi
2 — KARA CEHENNEM.
TON TERRY — PEGGY MORAN — TURHAN BEY
Balta girmemiş ormanlarda ve vahşi hayvanlar arasında geçen müt-hlş macera ve heyecanlar filmi,
Z'
I şa yan ölü halinde yolda soluyarak gidiyordu. Kendisini İhata edfnler-1 den her blr| kendi eteklerinden, yağ-Lıklarııdan birer parça koparıp böyle fırsatlarda mutatları olduğu üzere nişan olarak paşaya veriyorlardı. Bu , nişanlar bini geçmişti! Hâs fınn t önünde slpahtan biri sarığını çxka-. rarak Davut paşanın bayın* sardı: biri de feracesini verdi. Diğer biri t atından inerek paşan bindirdi. Da. vut paşa bu hengâme İle Orta ca-; miye götürüldü, orada etbauıdan r birkaçı hazırladıkları vezir hll'at ve ! mücevve-zesini giydirdiler; vezaretüıe ' «ahd ve biat» gösterdiler. Adedi her ı dakika artan nişan sahipleri derhal . talep ve İltimaslarını izhara başla- dılar.
' Talihin cilvesi karştsuıda şaşırmış,
• kalmış olan Davut paşa İçin taleplere mııvafakattan başka çare yoktu.
- O da hakikaten sadrâzam olmuşçasına mansıplar tevcihine başladı. Orta
î camisinde bu alıp verme esnasında
- yeni kethüda çavuşbaşı lle ttzkere-eller kapı kullarının, bu sadrâzamı
ı karşısında ayakta duruyorlardı!
r- Diğer tara ita sarayda padişah uı S sadrâzamı Gürcü Mehmet paşa ’
- lâdı çağırdı:
• — Davut paşayı kıbç altından f aldı:
’ Diye sordu. Cellâk i — Sipahiler aldı.
Cevabını vermesiyle slpahttOK
, — Hâşâ! Bizim alâkamız yoktur.
. Biz padişaha muhalefet etanoyüH , Diye bağırdılar.
Rumeli kazaskeri Ahi zade Hüseyin re Anadolu kazaskeri Bostanzade . Y&hya efendiler bu tüıvall delile . kaydettiler. Divan bir şeye karar . veremiyerek bozuldu. Sadrâzam ne yapacağını tâyinde mütehayytr olarak telâş ve endişe Jginde sarayına avdet etti,
Akıllı ve cesur birisi olan kaptcıter kAhyasl Rahıki damadı Ahmet oğa sadrâzamı bu halde görünce;
— Tefekkürünüzü bana söyleyiniz. Eğer bu vaki hallerden ölürü L« bana bir ferman verin. Varıp Allahın fatiü inayetiyle fitneyi ref ve mekı* nu katledeyim!
Teklifinde bulundu. OÜreü paşayı e İLrete getirdi.
| Derhal ferman yaaUdı. Mmimş *4»
ÇENBERL1TAŞ SİNEMASINDA
Bugün matinelerden itiraben I
Mevsimin en güzel iki şaheser filmi birden
1 - SEVGİLİME BİR DANS
eyr-lmilel şöhrete malik FRED ASTRAİRE — JOAN LESLİE tara fmdan yaratılmış baştan başa müzik dans gençlik filmi
2 - BEKLENİLMEYEN İTİRAF
Baş rolde: FOSCO GİACCHETTİ — Annette BACH büyük dram ülmı
B.-
EVLENME
Beyoğlu Akşam Sanat okulu öğretmenlerinden bayan Münevver Hıza! ile İzmir Mithat paşa Erkek Sanat Enstitüsü müdür muavini Edip Vi-dlnel'ln Fatih evlenme memurluğunda seçkin bir davetli huzurunda evlenme törenleri yapılmıştır. Genç evlilere saadetler dileriz.
ŞEHİR rlVATBOSO
Saat 2040 da
Dram kısmında
CASUSLAR Komedi kısmında MİLYONER DAMAT
Saat 14 de çocuk tiyatrosu
TzAK’da
cel-
kim
yanına iki yüz kadar üsküflü kapıcı alarak Orta camisine gitti. Kapıcılar kâhyasının böyle gelmekte olduğu haberi yeni mansıplar sahiplerinin kalblerlne korku düşürdü. Bunlar kapıcılar takımını görür görmez îıkı-betln vehametlni anlıyarak hemen: dağıldılar. Davut paşayı yalnız bıraktılar.
Ahmet ağa camiye girdi. Davut paşanın yakasına sarıldı. Tesadüfen orada bulunan bir pazar arabasına — tıpkı Sultan osmana yapıldığı gibi! — bindirdi. Etrafı kapıcılarla kuşanmış olarak Yedlkuleye götürdü.
Davut paşa Sultan Osmanl katlettirdiği odaya konuldu. Orada boğularak Öldürüldü. (» ocak 1623 - 7 re-biUvvel 1032).
Sttbaşı Kilindir uğrusu dn katledilerek cesedi denize atıldı I Tamşıvar beylerbeyilitlni almış olan eski yeniçeri ağası Derviş paşa memuriyeti mahalline giderken attan düşerek boynu altında kalmak suretiyle ölmüştü.
Sultan Ovnaıun kaatül erinden olan Köstendil beyi Meydan beyin de katline memur gönderildi. Gürcü Mehmet paşa Sultan Osmanm kaatillerl-nl bu suretle imle etti.
Davut paşayı kurtarmak içki sarfo-lunan paralar, yapdan vaatler boşa gitti.
Yı»!nu valide suiterım yalanının ve 8ultan Mustafa namma çıkmış hattı hümayunun beeabuu *oe*n Oİ-ma*cM
Bupün Matinelerden itibaren 30 kısım tekmili birden Makineli ŞEYTAN
EDV.'ARD CİANEljJ Senenin fevkalâde enteresan ve macera dolu esrarengiz sinema romanı.
Herkesi heyecandan heyecana sevkeder. Müthiş mücadele, aşk ye sergüzeşt filmi.
İlâveten: En son harb jurnali Türkçe
alkazar”
Buğun Matinelerden itibaren Fevkalâde heyecan ve macera şaheseri. Bütün akıtma meraklılarının unutulmaz romanı. Konuşan
LİONEL ATWİLL — UNA MARKEL
Yılmaz Reis
JÖHNNY Mt. BROWN enteresan harikalar Kovboyu.
HOCA TİPLERİ
Osmanlt Maarif tarihinden bir yaprak
Hoca tâbiri — Bıkkın tip — Hevesli tip — Küekün ler — Azametliler — Defterden dikte edenler — Hocada umumî kültür — Hatip hoca — Yanlış telâffuzlar — Kıyafet meaeleıi — Hoca ve »aray — En güz al ahenk
TANIMADIĞIMIZ MEŞHURLAR;
Ubeydullah Tıbbiye mektebinin üçüncü sınıfında okurken...
IIAI.K DOKTORU
Öksürük, nelerden gelir?
Burada gündelik dilimizdeki kel.me ile hoca deyince bugün resmî tâbirle öğretmen, doçent, profesör denilen sının söylemek İstiyoruz. Yoksa bir zamanlar başlarında sarıkla gezdikleri için bazan hürmet, bazan hakaret olsun diye bu adla çağrılanları değil Bu kelime dilimizde hiç şüphesiz hâlâ yaşıyor ve ne Beyazıt mahallesinde doğup dağıla, dağı-Ja Beyoğlu caddesindeki okumuş, yazmış âlemini de tutan «Üstat» tâbirini, ne de resmen kabul edilen «Öğretmen» sözüne yerini bırakmış değildir. Herhangi bir genç şayet kendisinden ders okuduğu ve bu derslerden dolayı kendisine minnet duyduğu bir zat var da ondan bahsederse gönlünden kopan bîr sesle lıâlâ hocamdı diyor, öğretmenim, doçentim, profesörü mdü demiyor. Eski zamanlarda bu sınıfın türlü tipleri vardı: Sınıfa aşıla, aşıla yani ayaklın geri gide gide girenler vardı. Bunların çoğu uzun zamandan beri okuttukları dersi her yıl aynı şekilde, aynı kelimeler ve aynı malûmat çerçevesi içinde tekrar etmekten bıkanlardı ve bütün bu bıkma, usanmaya rağmen yine vazifelerini yapar ve talebe yetiştirmeğe çalışırlardı. Bu tipte kendini göstermek, parlamak hevesi artık tamamen sönmüştü.
Bir tip de okutacağı dersi her dersin üstünde göstermek İsti yen, o ders olmazsa insaniyetin bir direği yıkılmış gibi olacağını iddiaya kadar varan parlamak hevesindeki hocalardı kî bunlar derslerine verdikleri fazla ehemmiyeti şahıslarına aklama a etmek istlyenlerdi. Bu derslerden çıkan gençler bazan giıdiği başka dersi âdeta mühlmsemez olurdu
Bir diğier tip de kendini böyle çoluk çocuğa ders okutmaktan eok yüksek görür, daha sınıfın kapısından girerken yüksekten bakar bir tavır takınırlardı. Bunlar okuttukları dersi pek İyi bilseler bile talebe üzerinde iyi tesir yapmazlardı. Çünkü onlar talebe ile kendi araJanndakl mesafeyi daima pek geniş tutmak isterlerdi. Bunların çoğu azametli insanlar olmaktan ziyade küskün kimselerdi.
Bir başka tip hocalar da hakikaten azametli, mağrur kişilerdi. Bu azamet ve gururlarile öyle bir zan uyandırırlardı ki «anki okuttukları ilmin prensiplerini, kanunlarını kendileri keşfetmişlerdir. Mamafih bunlardan bir kısmında tenkid fikri herşeyin üstünde olur-, du ki bu tenkidi görüş tale be üzerinde hemen her vakit hocanın mevki ve haysiyetini sağlamlaştıran bir tesir yapardı. Meselâ Sadinin Gülüştenim okutur, ken yalnız Fars dilini Öğretmek İçin tercüme ile kalmıyarak şairin bazı hikmetlerini izah ettik ten sonra saçma! diyerek geçen bir boca elbette, Sadi, yahut Ziya paşa veyahut diğer bir şairin sözlerini nas gibi kabul eden hocadan daha ziyade fikirleri açardı. Bu sırada yanlış t^nkidlerde bulunmuş olsa bile o tenkidi fikir t 'ebeyi düşünmek yoluna soks’dı.
Hiç şüphesiz ki o vakitler talebe üzerine kötü tesir yapan hocalar. önüne açtığı defterden okuyup dikte ettiren hocalardı. Bu yolu tutan hocaların mutlaka okuttukları dersi bilmemeleri lâzım gelmezdi; belki içlerinde o dersin âlimleri bile vardı Fakat bu usul talebeyi sıkardı. Buraya kadar saydığımız tipler görülüyor kl bilgiden ziyade o bilgiyi ta’ebeye peşkeş çekmek yolunda birbirinden ayrılıyor Fakat bir de okuttuğu derste değilse bile umumi kültürde aşağı derecede kalmış hocalar her zaman talebe üzerinde fena bir tesir yapmışlardır Bütün sınıf İçinde hocanın ' umumî kültür eksikliğinin farkına varacak bir genç bulunması O hocanın o sınıf üzerinde İlmî 3 nüfımmu kaybetmesine kâfi gc- , Hrd4. .
Eskiden müzakere denilen ders ■ saatleri bir nevi münakaşalı kon- ( ferans demek olduğundan hoca- * lar iein belki dertlerden daha güç , îdi. Meselâ bir çocuğun matema- ] tik meselesini halledemiyen hoca- t________
«m vay haline idi. Umumî tarih, çektir.
ı dersinde Mısır sülalelerinden Mu-ı rad beyin tarihinde yaaılı olmıyan , sülâlelerden haberi olmıyan hoca : kendisine bu yolda sorulacak su-«Herden kaçınmak yolunu ararı dı.
Güzel söyllyerek talebeyi ag-' zma baktıran hoca bir müddet ; bilgisizliğini Örtebilirdl. Fakat bir
■ sıçrar, iki aç rar bir gün yakayı ' ele verirdi. Binaenaleyh yalnız
■ defterden okumayıp hatip gibi ’ ders söylemek de hocanın mevkii-
nl kurtaramazdı. Fakat diğer te’ raftan defter usulü de bazan pek ‘ tehlikeli olurdu. Meselâ yanm [ asır evvelki bir yüksek mektepte ‘ muzibin biri hocanın defterini çalmış ve günlerce bu hocayı ders vermekten mahrum bırak -mış olduğu hikâyesi bir masal ' değil, bir haklkatitr. Çalışmıyan ve bilmediği dersi üzerine alan hocalar arasında tevazulan, ' nezaketleri ile talebeye ken-
■ dilerini sevdirenler olabilirdi. Fa
' kat bu sınıf hocaların azametlisi, 1 cakalısı hiç çekilmezdi. O vakit' ler bir de hocaların ağzından çıkan yeri! ecnebi kelimelerin yan' lış tealâffuzu onların talebe ara' andaki ilm! nüfuzlarının derecesini birdenbire düşürmeğe kâfi ! idi. Belki bu doğru bir hüküm de 1 ğildi; fakat ne yapalım kİ, tenkidi fikir, bazan en ehemmiyetsizi ' en ehemmiyetli yerine almak ha-
■ tasından asla kurtulmuş değildir, îyl ütülenmiş redingotu ilim
' adamlarına yakışmıyacak ka-; dar kabarmış kamını örtemlyen ’ azametli hoca bir kaç güzel sözle ’ sessiz alkışlar (o vakitler sesli alkış ne mümkün) topladıktan 1 sonra biraz sonra meşhur Lu-
■ therin ismini Loter okuyunca bütün o alkışların üzerinden bir
1 soğuk duş geçerdi. (Şimdi ham-dolsun böyle yanlış telâffuz yeni hafler sayesinde ortadan kalktık Harflerin telâffuzunu da pek be' ceremiyenler bu kusurlarını af-
■ fettirmek için Aristo olsalar para ; etmezdi.
Hocaların kıyafetlerinin de o zamanlar talebe üzerinde mutlaka bir tesiri vardı. Umumî bir fi' kir olarak İddia olunabilir ki pek derbeder giyinmiş âlim hoca İle pek temiz ve düzgün (correct) giyinmiş hocalar talebenin gözüne hoş görünürlerdi, tklsl ortası giyinenler takrir1 erinin belâgat-II akışı İle meşgul edemedikleri talebeyi iistbaşlarındaki bozukluk ile âvâre ederlerdi.
Bütün bu tipler arasında bir tip talebenin hoşuna gitmek şöyle dursun nefretini üstüne çekerdi. Bunlar da o vaktin sarayına mensup olup ikide birde yeril, yersiz Padişahı ve hattâ onun candan vatanlarını derlerde, nu-toklarda kol tuk la yanlardı. Bunların arasında ferah muhitlerde sarayı ve Padişahı çekiştirmekle bu tavır ve hareketlerinin bir eyyam reisliği olduğunu gösterenler de bu sevimsizlikten kurtulamazlardı. (1)
Velhasıl bu hocalık sana M oldum bittim güc bir sanattı. Zannederiz kİ hâlâ da öyledir. Fakat talebesini kavrayan hoca ile, hocasını anlıyan talebenin kurduğu ahenk, en güzel musiki parçasının en güzel ahcnglnden daha güzeldir.
■ A ADNAN - ADIVAR
(1) Alman diktatör İdaresi son on senede bu dalkavukluğu mekteplerde, üniversitelerde şu şekilde resmileştirmişti: Hoca darse girerken Hltlere maşallah (Heil Bitler) I Dersten çıkarken gene Hltlere maşallah! diyor, talebe de parmaklarlle sıralar Üzerinde tempo tutmaca mecbur oluyordu.
İlk tahsil imtihanları
Hiç İlk okul tahsili görmemiş vatandaşlardan İlk öğritlm derslerinden Inrtlhan vererek diploma almak İMİ yenlerin maarif memurluklarında her üç ayda bir İmtihanları yapılmakta İdi Şehrimizde bu İmtihanlara girmek l"ftlyen vatandaş ssyısının fazla olması «Jolayıslle manrif müdürlüğü. bu İmtihanların ayda btr yapılmadı İçin Bakanlıktan müsaade İstemişti. Bakanlık bu talebi kalbul etmiştir. Bundan Eonra, taliplerin sayunna göre, şehirde bir vaya bir kaç maarif memurluğunda bu imtihanlar her ay yapılacak, başarı götr-, terenlere İlk okul diploması verllc-
Vaşington büyük elçiliği vasıtasile kendisine Şurayıdevlet âzalığı teklif edilen hevlacı..
Güzel bir genç kız — Ermeni sefaret kâtibi — Kırmızı şekerden yangın kulesi — Yüzükler, küpeler — Havana sokaklarında — Ubeydullah Babil rahibi — Ubeydullah Tıbbiye mektebinde — B u adama dokunanı gebertirim!— Übeydullahın çıkardığı «El Arap» gazetesi,.
Übeyduilah efendi, her zaman, her yerde ve her türlü şart İçinde dikka-
ti üzerine çekmeği şen derecede İyi bilirdi. Neteklm Şikagoda keten helvası satarken bile pek genç, ve pek güzel kadınlar etrafında dönüyorlar dı. Bunlardan biri, bir gün aaklnce bir zamanında karşısına çıkıp:
— Kuzum efendim... Bu İpek şekerini nasıl yapıyorsunuz?. Diye sormuştu. O kadar tatlı bir genç kadındı kl Ubeydullah efendi hemen kollarını sıvadı: t Şöyle yaparım... Şöööy-Ie kaynatırım... Ondan sonra şööööy-le çekerim... Şöööööyle de tel tel eder, uzatırım...» diye canla başla uzun uzun ve hareketlerle tarif etti. Ticareti. işi filân unutmuştu. Zira onun hayatta aradığı tek $ey güzellikti. İşte bu güzellik de kaışısmda duruyordu. Bu sırada genç kızın yanında esmer bir adam belirdi Bu Vaşlng-tondaki Türk sefareti kâtibi İdi. B. Übeydullahın yanına yaklaşarak kendisini takdim ettikten sonra:
— Derhal tstanbula gitmeniz lâzım... Sizi şûrayl Devlet âzası yapmak istiyorlar... dedi.
Kendisine resmen şûrayl Devlet âaalığı teklif edilen Ubeydullah cevap olarak ne yapsa beğenirsiniz?.. San renkte kayışılı bir tutam keten helvası alarak sefaret kâtibinin burnuna doğru uzatıp:
— Usta yapar... Çırak satar... Satamazsa dayak atar!.. Keten helvası.. İpek şekeri... diye bağırmağa başladı.
Kâtip, Fransızca sözler söyllyerek ve geri geri çekilerek kaçtı. Zira Übeydullahı zır deli sanmıştı. Keten helvacılığını Şûrayl Devlet âzaltğma değlşmlyen bir insan da ancak deli olabilirdi.
Fakat bir İmparatorluğun, büyük elçilik vasıtasile resmen müracaatın! ve şûrayl Devlet flzalığını reddeden bu adam deli değildi. Sadece hürriyet âşıkı İdi. fşte o kadar...
Kırmızı çekerden yangın kulesi
Übeyduilah efendi bir aralık Ame-rlkada şekercilikte o derece muvaffak olmuştur kl Washington, Pltts-burgh, Clnçinati'de kurulan milletler arası şekerlemeclllk sergilerine resmen davet olunmuş, buralardan kendisine teşekkürnameler verilmiştir
Bu sergilerde Übeyduilah efendi kendi eliyle badem, fıstık, fındık ezmeleri satmış, hattâ şekerden îstan-bulun muhtelif binalarının, camilerinin küçük maketlerini yapmıştır. Bu arada keten helvacılığından Vaz geçmemiştir. Kırmızı şekerden yaptığı yangın kulelerini Amerikalılar pek beğenmişlerdir.
Übeyduilah efendinin yaptığı en dikkate değer İşlerden biri de «yüzük küpe ve iğnecilik» tir İnce, parlak tellerden, elde kıvırarak fevkalâde yüzükler, küpeler İsimlerin başlarında göğüse takılacak harfler yapıyor ve bunları satıyordu. Dükkânı küçük btr masadan ibaretti. Bunun üstüne I siyah kadifeden bir örtü yapar. Etrafını saran güzel, genç, yaşlı ve çir- 1 kin kadınların İsimlerine göre harfler yapar, yüzükler ktvirirdl. Bu masa koltuğunun altında hemen bütün Amerlkayı dolaştı. Hattâ Kûbaya. Havan aya kadar gitti. Orada İğnecilik. yüzükçülilk yaparak hayatını kazandı. Fakat bir gün Hnvana’da sebze Hal'lnde bütün zerzevatçılar üzerine hücum ettiler. Güç hal İle kendisini kurtardı. Aletleri kayboldu. Bu sefer Havana sokaklarında seyyar köfte, dolma ve saire sattı.
Amerika He Küba arasında mekik dokuyordu. Bu seyahatlerden birinde son derece parasız kalmıştı. Vapurda güvertede seyahat ediyordu. Karnı açtı. Başı dönecek kadar aç - Güvertede küfelerin İçinde Itthanalar gördü. Taze. İncecik yapraklı, bürümcük gibi lâhanalar. Koparıp koparıp yiyordu. Bu sırada yanına blrlal yaklaştı. Belki dp bu lahanaların sahibi İdi. Übeyduilah efendiye beraber yemek yemelerini teklif etti. Aşağıda, geminin yemek salonunda karşılıklı mükellef bir yemek yediler.
Übeyduilah efendi böyle İşlerde gayet mağrur bir adam olduğu için sofradan kalkar kalkmaz yanındaki son parlak tellerle Kübalı yol arkadaşına o kadar sanatkârane Mr yüzük yaptı kl adam:
— Lâkin ben bunu nasıl ödlyebl-llrlm?.
Demeğe mecbur oldu.
Übeyduilah Babil rahibi!
B. ubeydullahın pek samimi arkadaşlarından birinden de dinlemiştim:
übeyduilah efendinin bir çok maceralarına sahne olan Küba'da
Havana şehri
«Übeyduilah bir zamanlar şimali Amerika ile cenubî Amerika arasında kuru soğan ticareti yapmıştır. Kendisi topu topu 10 kelime İngilizce bildiği halde iri yarı ve soıı derecede macerayı seven bir Amerikalı Lle arkadaş olmuştu. İki dost beraber seyahat ediyorlardı. Bir memlekette soğanların şaşılacak derecede büyük olduklarını gördüler. Burası âdeta karpuz kadar kocaman soğan yetiştiriyordu. Amerikalı hemen bir çuval soğan aldı. İşte bütün sermayeleri bu İdi.
Übeyduilah bundan sonrasını şöyle anlatırdı:
— Kocaman soğanları epey uzaklara götürdük... Hiç kimse bu kadar büyük soğan görmemişti- Amerikalı dostum beni yere oturtuyor, soğanları yayıyor, sonra bunları ve beni göstererek İngilizce İntihabat nutuklarını andıran hararetli bir nutuk söy-llyordu. Nihayet her soğan İçLn onar, on beşer dolar alıyordu. Müthiş para kazanıyorduk Bunları o kadar yüksek fiata nasıl satıyordu? Bunu pek merak ediyordum. Lâkin İngilizce bilmiyorum kl ne olduğunu anlıya-yım. Nihayet kendimi sıktım ve İşi öğrendim.
Meğer adam beni:
— İşte size Bsbilden gelen bir Babil rahibi... f,u gördüğünüz, soğanlar da eski Babllln soğanlarıdır. Bu rahip bunları yetiştirmiştir. Biz bunları satmayız, hediye ederiz. Her soğanın hediyesi 15 dolardır.
Demiyor mu imiş?. Vs Babil rahibinin okunmuş soğanları on beşer dolara kapısı la kapışıl* gidiyormuş.
Hayatımda, farkında olmıyarak, Bablt rahibi de olmuşum meğerse...
Übeydullah Tıbbiye talebesi
B. Übeydullahın bizde bilinen tek macerası Şlkago sergisidir Halbuki o cenubi Amerlkayı, orta Afrikayi. Mekslkayı, Meksika körfezindeki adaları dolaşmıştır. Hattâ cenubi Ameri-
kada bir gün Amazon nehri üstünde büyük bir kayık içinde on on beş kişi tarafından öldürülmek istenmiştir. Yanında oturan, kayık yolcularından, bir İtalyan anarşisti hançerini çekerek:
— Bu adama dokunanı gebertirim!, diye müdafaada bulunmuştur. B. übeydullahın seyahati gibi hayatının birçok yerleri de meçhul kalmıştır. Meselâ onun Tıbblyede okuduğunu kimse bilmez.
Halbuki 1274 senesinde doğan Übeyduilah medrese tahsilini bitirdikten sonra Tıbblyeye girmiş ve üçüncü sınıfa kadar mükemmel surette okumuştur. Hattâ Hüseyin Suat ve Cenap Şahabeddlnle Tıbblyede tanıştıklarını da söylerler.
Burada İken hapsedilmiş, sürülmüştür. Namık Kemal He hususi bir çok mektupları vardır. Hattâ Namık Kemal kendisini o kadar enteresan bir İnsan bulmuştur kl mektupla Übeydullahı yanına çağırmıştır,
TaLfe sürülürken Übeyduilah efendi yolda kaçmıştır. Clddcde yakalanmış, fakat vali Hatip paşa onu himaye etmiş, tstanbula yazdığı tahriratta: «Burada benim tahtı tarassudumda olursa daha emin olur» demiştir. Bir müddet Clddede kalan Übeyduilah efendi buradan Avrupa-ya kaçmış ve maceralı hayatına başlamıştır.
Sonra tstanbula dönmüş, birçok gazetelerde çalışmış, bizzat gazeteler çıkarmıştır. Bunun İçinde meşhur «El'arap» gazetesi de vardır. Kendisi hariknMde iyi. selis ve üslûptu Arapça yazardı. Farslsl de mükemmeldi Kıral Edvard’1 a pek foslh tnglllzce konuşmuştu.
BÜbeydullah bildiği dillerden bahsederken şöyle derdi:
— Arapça yazmağı. Farsl şiir söylemeği. İngilizce okumağı, Fransızca dinlemeği, Türkçe konuşmağı pek severim...
Hikmet Feridun Es
J Halkevleri ve Kurumlar i|
it Yardım sevenler O. Kadıköy şubesi yararına on beş mart perşembe günü akşamı saat 2ı de Kadıköy, Opera sinemasında Konservatuvanıı İştira kil-, bir Türk musikisi konseri tertibedilm iştir.
★ Beşiktaş Halkevinden, intihap jnüodethrl sona ermiş bulunan komite İdare kurulö âzalarının yeni seçimleri lfl/lH/1915 tarihine raslıyan cuma günü saat 18 de Evimiz salonunda yapılacağından komitelere mensup bütün ğzalann seçime gelmeleri.
★ Kadıköy Halkevi Başkanlığından: 1K 3/945 perşembe günü saat 18,30 da sayın Hailt Fahri Ozansoj' tarafından (Ahm»-t Haştm'dcn Bırü-ns Kadar Şiirimiz) mevzulu bir konferans verilecektir, Herkes gelebilir.
★ Sarıyer Halkevinden ?5 maTt 1946 pazar günü saat 11 de IBÜyük-dere, Kircçburnuı gidip gelme 3000 metrP kır koşusu tertlbcdllmlşttr. Yn-aimak İçin idare memurluğuna müracaat.
TİYATRO KURLARI SINAVLARI
it Eminönü Halkevinden- Tiyatro kurlarımızın tahriri sınavları 14 mart çarşamba gtlnü saat (17) de yapılacağından talebelerimizin salonda hazır bulunmaları bildirilir
★ Kongreye çağın: Kasımpaşa Yoksullara Yardım Kurumu nun yıllık kongresi 18 mart 945 tarihine EMlayen pazar gtlnü saat 10,30 da O. H. P. nahiye binasında yapılacakta.
âr Şehremini Halkevinden: Cumartesi günleri ekseriyet elde edilemediği görüldüğünden Halterimizin »v-
Pastacılar fazla un istiyorlar
Pastacı ve tatlıcılar cemiyeti, dün vilâyet» müracaat ederek kendilerine verilen un miktarının az olduğunu bildirmişler ve bunun arttırılmasını istemişlerdir.
Lokantacılarla mahalleblcUere günde 30 çuvaldan ayda 900 çuval un verilmekte olduğu fakat bu esnafın 900 çur.al undan ancak ayda 150 çuval bir miktarım sar (ettikleri, kalan kısmının ofise terkedllmekte olduğu da bildirilmektedir. Pastacı ve tatlıcı esnafına günde 25 çuvaldan ayda 750 çuval un verilmektedir Tatlıcılar ve pastacılar, ofis kendilerine yeniden un tahsis edemezse lokantacı ve ma-halleblcllere tahsis edilerek ayaa artan 750 çuval kadar undan hiç olmazsa 300 çuvalının kendilerine verilmesini istemektedirler. Bu dilek İncelenmektedir.
Sivrisinek üreyecek su birikintilerini, lâğım çukurlarını evinde, bahçesinde ve köyünde kurutmayan ve öylece bırakıp milyonlarca sinek uçmasına sebep olanlar saflık bozguncusu sayılırlar. Bu gibilerine vazifelerini hatırlatınız ve önayak olarak vakit geçmeden sivrisinek mücadelesine başlayınız.
velce İlân edilen seçim gün ve saatleri aşağıdaki şekilde tebdil edilmiştir. Kollara kayıtlı Üyelerin gösterilen vakitte gelmeleri rica olunur.
Sosyal yardım. Dershaneler, Kütüphane komiteleri İ. H. seçimi 14 mart saat Sİ.
Temsil, Ar. Spor komiteleri İ. H. seçimi 21 mart saat 21,
Yazan Doktor HAFIZ CEMAL lLOKMAN HEKlMı
Istan bulda ve çcvrcsinap luşm öksür m iyen, göğüs nezlesine uğram iyon insan yok gibidir, öksürüğe st-bep yalnız rutubet, hava cereyanı delildir.
Sıcak bir yerde uzunca müddet palto veya manto İle oturduktan sonra birdenbire soğuğa çıkanlarda nezle, öksürük çok olur.
Hamamda yıkandıktan sonra çabucak sokağa fırlayanlarda yalnız bronşit değil, zatürria bile husul» gelebileceğini hesaba katmak lâzımdır.
Bulun gun çamurlu, karlı yenerae dolaşanlarda ayakkaplarının çektiği soğuk sularla yalnız öksürük değil, (romatizma» da beklemek gerek'.r
Tramvaylarda, otobüslerde ağız ağıza, omuz omuza, göğüs göfeüse gelmiş (grip) 11, öksürüklü. İnsanlardan hastalık almamak kabil mİ? Hastalıklı, öksürüklü İnsanlarla elele vermekle bos talin alınır
Vapurlarımızın sıcacık (kamara* larına girdikleri zaman mantolara kaputlarını çkarmıyarrık oıurcn ı iskelelere çktıkları zaman şidd tıı cereyanlı hava ile karşılaşınca v çullarının en zayıf noktalarına iliklerine kadar İşliyen soğuk, tüı türıü ha«f.'tbk'-‘rr( •>»» ^ksürûie eeb olur
Kuçucıtu u n si».,ufeii Karşı tamu tı ve dayanıklı olmıyan bazı ç ıcu lar. gençler vc kızlar, vücutlarına 1 zım olan (kalori» 11 ve (D - A - 1 vitaminli gıdaları, meyvalan tam ol rak alamazlarsa, ve üstlerinde kendilerini'soğuktan ve terden k r yacak yünlü fanilaları, kostüm'eri paltoları bulunmazsa çeşit çeşit nc içlerden, öksürükten, (zatürrie) d ve hattâ (zatülcenp) ve (romatı tnaı dan kurtulabilirler mİ?
Daracık sokakiarevlerin canu tını düşürerek (rekor) kırmağa ça şan çocuklar saatlerce top oynadı tan sonra terli terli riizgârlcra karşı yerlere oturur^’-sa öksürük eksi* olur mu?
Kömürsûc, odunsuz ateşslz oturan bakalım ne kadar zavallı fıkarajaria çocukları vardır kl gece ve gündüz şiddetli soğukların vc dehşetli rutubetlerin İçinde tlrtlr titrerler. Öksüre öksüre İnlerler. Hiç şüphe yok bunların İlâç alacak paraları da yoktur!
İşte bu tarzda pek acıklı olarak yaşayan ben fakir aileleri gördüğümden herkesin kolayca öksürük l âcı yapabilmeleri için düşünmeğe b:şıa-dım. Ne kadar memurlar ve 1 çiler vardır kl öksürüklere oldırmıyniük vazifelerine devam ettikleri cihetle (bronşit) lertni kökleştirmişler. tmu2-mln bronşit) olmuşlar ve şiddet'l soğuklarda daha dehşetli öksüriik ere, tıknefesliğe yakalanmışlardır!
N? kadar neharl (gündüzlü) fakir talebe, öğrenciler vardır ki çok defa kahvaltı bile edemlytrek üstleri başlan pejmürde ve perişan bir halde oldukları halde okullarına yetişmek İçin yaya yürümekte ve yahut tramvay ve otobüs istasyonlarında ourak yerlerinde bekliye bekliye övriiri-ğe tutulmaktadırlar
12 - 13 yaşma basmış nc kadar çocuklar, gençler ve kız'ar görüyorum kİ aşırı derecede sigara içerek gvt-laktan sonra en büyük nefes b?rusu-nun başlangıcında tabiat yarat çisinin ciğerler! koruma^ irin te-k’i ettiği kirpik gibi silâhları harap ve berbat ettiklerinden sık sak nez?.' ve (bronşit) olmakta ve nihayet arzlarından kan gelerek vereme dopTu yu-varl anmakta d ı rl ar
Yukarıya yazdığım bazı sebeplerin tesirleriyle ve dahn birçok verelerle başgösteren çeşit çeşit öksürükler vardır, öksürülün cinsine, nevine, hastanın mizacına, bünverine. t natura) suıa. dayanabileceğine göre türlü türlü İlâçlar lâzım olduğuna sıi-he yoktur Bu cihetle öksürük zuhur eder etmez aile hekimime muaven- olmak gerektir.
Fakat ne kadar fakirler, hatifi orta halliler ve köylüler vardır kl doktora gitmek, eve hekim getirim'?!- durumunda değildirler. Hattâ gözetilirde yapılan (reklâmı lar sayesinde satılan hazır öksürük ilâçlarını bl'ü salın atamıyanin'- n- kadar coktsr!
İşte halfam izin bu acıklı durum ıa-rını ve ciddi ihtiyaçlarını düşündüm. Ve herkesin evlerinde yanabilecekleri bnr.ı faydalı İlâçları gelmek mn-kalomde va?ma&a çalışacağım.
İthal edilen gomal akalar İthal edilen gomalakaların tamamını dağıtmaya tabi tutmak suretiyle İthalâtçıların kara borsa yapmalarına engel olunmuştur. Getirilen go-malakalaTdan 1500 kilosu İstanbul esnaf odasına verilmiştir. Oda. bunlun İhtiyaç sahibi esnafa dağıtacaktır.
Malın 200 kilosu İstanbul Sunut Enstitüsüne, 150 kilosu Beykoz deri fabrikasına. 100 kilosu Hatayla Mersinin kontenjanına ayrılmış yalnız 50 kilosu ithalâtçısına bırakılmıştır.
Ticaret ofisinin elinde 4 ton go-malaka vardır. Bunların dağıtımı ve satışı Ticaret: Bakanlığınca teSbit edilecektir. Memleketin senelik gu-malaka İstihlâki on iki tondur. Yakında tekmil İstihlâk önlenecek kadar mal getirilecektir.
Created by free version of 2PDF
flahJfe 8
AKSAM
14 Mart 1945
RADYO
Bulmaca
Otue sekiz yaşında olduğunu söy-tardi. Fakat hakikaten çok güzel bir tadındı. Zaten pek fazla da göstermiyordu. çalıştığımız dairede dosya memuru idi. Erkek kâtipler, mukayyitler en küçük vesilelerden İstifade ederek sık. sik onun odasına girip çıkıyorlardı. Kendinden bahsedilirken. «Olgun ifadeli kadın, tâbiri kullanılıyordu. Daha ziyade Amerikan filimlerlnde genç kontes, markiz rollerine çıkan ciddî yüzlü kadınları andırmakta İdi. Masasının bazında, batan hiç kimse He konuşmadan saatlerce çalışırdı. Sonra koltuğunu geri çeker, pek güzel olan bacaklarını birbirinin üstüne atar bir sigara yakarak dinlenirdi. Aşın güzelliği kadar etrafta hürmet hissi de uyandırdığı için erkeklerden kimse kendisine pek aşırı bir harekette bulunamazdı.
En macera sevenler bile yalnız bazı tesadüflerden istifade ederlerdi. İşte o kadar. Meselâ dosya dairelinden çıktuı bir bekârın şöyle dediği işitilirdi:
— Aman efendim... Ferda hanım jartiyerini düzeltirken İçeri girmişim. Çorabını yukarıya kaldırıyordu. Fakat ne güzellik efendim... Ne harika! .
Lâkin İşte hepsi bu kadardı.
38 yaşında olduğunu söyliyen Ferda epey azmandan beri dul yaşıyordu. Zam ar. geçiyordu. Ve gençliği de aittin sene böyle kalacak değildi ya... Belki birisi ile evlenmek niyetinde İdi Fakat hâlâ bu «birisi» meydana çıkmıyordu. Belki hakikaten biraz fazla güzeldi de kimse onunla evlenmeğe kolay kolay cesaret edemiyorduk Halbuki dairede daktilo, kadın ve gen(; kız bolluğu da vardı. FaKat bun-laruı hepsi Ferda'ya karşı — biraz içlerinden kızmakla bfraber — saygı da gösterirlerdi. Zira Ferda bir kere yâşça hepsinden büyüktü. Sonra yine hepsinden m'kul bir insan olduğunu her fırsatta belli ederdi. Üçüncüsü onlar kadar tüzel, hattâ daha da baş döndürücü, onlar kadar şık, zarif ve dikkati daha fazla üzerine çekici idi. Bütün bunlara rağmen genç, neşeli daktilolar dairede birer mektep kaçkını çılgınlığı gösterirlerken n pek ağır başlı davranırü. İşte Ferda nın btekieir üzerindeki kuvveti bundan ileri geliyordu. Hattâ genç daktilo'a-Fa kendi işlerini bile gördürdüğü olur, âmir mevkiinde bulunmadığı halde onlara emir bile ederdi.
Genç kızlar, bu bütün erkek arkadaşların etrafında fır döndükleri güzel, bilgiç, a'iT I aş ı, bit hayli fe i~-si dula içten içe diş bilerlerdi. Fakat ne yapılabilir ki?. Güzel duı ıı,U kene isin i mükemmel surette say diliyordu. Şirketin umumî müdürü, o dünyayı dolaşmış, her çeşitten güzel güzel kadınlar görmüş olan insan bile Ferda ablaya hayran görünüyordu. Dik yakalı, siyah kadife elbisesi içinde, hakikaten emsalsiz vücudu ile masa başında çalışışını seyrelmek bile erkekler için büyük bir zevk hall-iıe girmişti.
Ferda ablanın yalnız bîr tek zayLf tarafı vardı. Bir türlü 38 yaşından yukarı çıkmaması... Vakıa güzel kadındı, Yaşını da pek göstermiyordu umma be bahiste ne kadar titizdi. Genç daktilolar manikürlü parmaklarını tuta tuta hesaplıyorlar:
— Ben şirkete geldiğim zaman Ferda abla 36 yaşında olduğunu söylüyordu, Halbuki aradan tam 6 sene geçti. 8 yıl İçinde iki yaş mı aldı topu topu?..
Ferda ablayı çekememelerinin başka bir tarafı daha vardı. Hani «Gençliğin zaferi» derlerdi.,. Nerede?.. Kendilerinin hepsi genç olduğu halde Ferda abla işte onları tamamile gölgede bırakıyordu. Buna da fena İçer-Dyoriardı. Hattâ patavatsızlığı ile meşhur ihtiyar veznedar muavini bir kete de onlara:
—-Ferda abla sizin gibi genç kızların yirmisini birden cebinden çıkarır. Böyle genç olmadansa, onun gibi olgun bir insan olmağı 40 kere tercih ederim... Dememiş mi idi?.. 1
Hele onu şu tepeden bakışları ve kendilerine cmredlşierl yok mu?.. Bu genç daktiloları büsbütün çileden çıkarmakta İdi...
Birdenbire vaziyet şaşılacak derecede değişti. Ferda abla şimdi bam başka bir insan olmuştu. Artık daktilolar ona emrediyorlar, kendisine angaryalar gösteriyorlardı. Ferda ablanın sesi çıkmıyordu. Sesi çıkmak şöyle dursun genç daktilolara nasıl iltifat edeceğini, onlara kendisini nasıl hoş göstereceğini bilmiyordu. Paralanıyordu. Saat üçte hepsine çay ısmarlıyor, onlarla şakalaşıyor, kendilerine dalma İçtiği kokulu sigaralardan ikram ediyordu.
Şimdi onun odasında vaziyete dalma genç daktilolar hâkimdi. Kimse bunun hikmetini anlamıyordu.
Hattâ isterlerde Ferda ablaya yazdırmak üzere koca koca tomar kâğıtlar veriyorlardı.
Ne olmuştu?.. Niçin Ferda ablanın o eski hâkim, mağrur tavrı bozulmuştu-
Bunu o kadar merak ettik ki. bir gün danamayip meseleyi genç kızlara sorduk.
Şeytan şeytan gülümsediler ve:
— Elimizde müthiş bir silâhımız var!., dediler.
— Nasıl silâh?..
— Bir resim... Bir fotoğraf?.. Ferda ablaya alt. Bunu başkalarına göstereceğiz diye ödü patlıyor. Biz de iki de bir «Şimdi fotoğrafı gösteririz1» diye tehdidediyoruz. Ve ona her İstediğimizi yaptırıyoruz. Şimdi bütün nöbetlerimizi o bekliyor!..
Merakımız büsbütün arttı:
— Yaaa... Nasll bir fotoğraf bu?.. Görülmesi Ferda’yı bu kadar telâşa düşüren resim meraklı bir şey olsa gerk... pek samimi vaziyetle bir resim mi?..
Neler düşüdüğümüeü anladıkları için:
— Hayır... Zannettiğiniz gibi değil... Tok başına Ferda'nın senelerce ön-c çıkardığı bir resim...
— Peki bunda korkacak ne var?..
— Hem müthiş blrşey var. Resim Ferda’yı elinde şemsiye, sırtında Ferace ile gösteriyor. En aşağı 35 senelik... Zaten altında da tarihi var. O zaman 15-18 yaşında olsa şimdi elliyi geçkin'.. Zaten 35 seneden önce böyle kıyafet de yoktu. Halbuki onun 38 yaşından yukarıya taş çatlasa çıkmadığı malûm!.. Bu eski fotoğrafı bir ahbabımızın annesinin evinde bulduk. Şimdi onu gösterip Ferda’yı tehdit ediyoruz. Resim bizdeyken her İstediğimizi yerine getireceğinden eminiz. Bize hoş görünmek için ne arzu etsek yapacak... Artık o bu resmin esiridir...
şirkette maceracılığı ile tanınmış ve Ferda’nın en ateşli, hayranlarından olan bir bekâr gülümsedi:
— Şu fotoğrafı bana versenize... Bakalım ben de onu aynı resimle korkutabilecek miyim?., dedi.
(Bir yıldız)
Bugiiııkü program
18.00 Salon orkestrası, 18.30 Konuşma (Ziraat saatli, 1845 Müzik dans ıplj, 10.00 Haberler, 19.20 Geçmişte bugün, 19.25 Şarkı ve türkübr, 19.45 Konuşma, 20.00 Marşlar. 20.15 Radyo Gazetesi, 20.45 Yurttan se 1er. 21.05 Cumhur Başkanlığı armoni muzikası, 21.50 Müzik fasıl, 22.15 Müzik (pl’, 22.45 Haberler
Yarın sabahki program
7 30 Müzik (pl.). 7.45 Haberler. 8.00 Müzik ıpl.ı. 8.23 Spor saati (Vücudumuzu çalıştıralım), 12.31 Karıpk şarkılar, 12.45 Haberler, 13.00 Salon orkestrası.
YENİ YAYIN
MİLLİ GELİR TAHMİNİNDE USULLER
istatistik Umum Müdürlüğü Bulgar iktisatçılarından Tchakalotfun, Sofya Ütılıversitcsl iktisadi araştırımlar enstitüsü tarafından neşredilen ıMilli Gdlr Tahmininde Usulleri adlı risalesini Türkçeyc çevirterek yayınlamış bulunmaktadır Celâl Aybır tarafından İngilizce nüshasind n dilimize çevrilen bu eser, milli gelir konusunun önemini belirten bir öıı sözden sonra, milli gelir hesapları İçin kullanılan başlıca nazariye vc usulleri muhtasaran izah eylemekte ve Bulgarlstanın 1924 - 35 senelerin1’ ait milli gelir hesaplarını — bu konuda çalışanlara bir örnek teşkil etmek üzere — müfredatı ile göstermekledir.
Yakın ilgililere bedelsiz olarak gin-
Soldan sağa ve yukarıdan aşağı;
1 — Bir yatımız
2 — Bir âzomız - Tersi kurtuluş vasıtam.
3 — üsküdarda bir semt.
4 — Başına «S» gelirse içki dağıtandır - Büyüklük unvanlarından
5 — Daha körpe.
8 — Bir saat markası - Asyada bir göl.
7 _ Bitkiler - Tersi dokuma iğnesidir.
8 — Fasıalar - zıvananın başı.
9 — Dudak dudağa.
10 — Tamahk&r değil.
GECEN BULMACANIN HALLİ
Soidan sağa ve yukarıdan aşağı:
1 — Mürabahact. 2 — Uçurum. Met,
3 — Rumelihlsa. 4 — Arecamanef,
5 Bulamaz, Ta, . 8 — Amlmane,
7 Hazetmek. 8 — Âmin, Mala,
9 — Ceset, Elab. 10 — üafalkab,
Hayvan sağlık memuru alınacak
Ereğli Kömürleri İşletmesi Umum Müdürlüğünden:
Hayvanlarımızın bakımı içLn aşağıdaki vasıflan haiz İki hayvan sağlık memuru alınacaktır.
1 — Hayvan sağlık okulu mezunu olup herhangi idare veya müease-seye karşı mecburi hizmetle bağlı olmamak,
2 — Askerlik ödevini yapmış olmak,
3 — Halen devlet daireleriyle başka kuramlarda bulunanların ayrılmasına muvafakat edildiğine dair mektup getirmeleri şarttır.
Ücret: Barem harici «120» liraya kadardır. Ayrıca 4178 sayılı kanun gereğince fevkalâde zamdan ve 4222 sayılı kanunda yazılı tekaütlük hakkından faydalanacaklardır.
İsteklilerin hal tercümeleri, nüfus tezkeresi, okul vesikası ve evvelce çalıştıkları yerlerden aldıkları hizmet ve askerlik durumlarını gösterir vesika örnekleri, sıhhat raporu iyi hal kâğıdı ve son bir yıl İçinde çıkarılmış fotoğraflarını da ekliyerek bir yazı ile 31 mart 945 akşamına kadar zonguldakta umum müdürlüğümüze mfirarantları (3122)
Hurda demir satışı
Bandtrtna Merinos Yetiştirme Çifliği Müdürlüğünden:
1 — Tahminen üç ton ağırlığında dökme demiri olarak 10 adet çayır, 3 adet kırkım makinesi, bir çayır toplama tırmığı İle bir baskül ve 26 parça diğer ziraat âletleri ile arabalara alt demir akşamı.
2 — 240 adet bütün. 34 adet yarım tabaka kullanılmış oluklu çinko saç.
3 — Amerikan bezinden 1500 adet boş çimento torbası.
Yukardakl maddelerde yazılı üç cins malzeme toptan ve yahut 3yn ayrı 28/3/945 pazartesi günü saat 15 de çiftlik merkezindeki komisyon huzurunda pazarlıkla satılacaktır.
4 — Demir akşamının muhammen bedeli 800. saç çinkoların 1000 ve çimento torbalarının 900 Ura olup muvakkat teminatı bunların yüzde on beşidir.
5 — Bu malzeme burumumuzda isteklilere her gün gösterilmektedir.
6 — İlân bedeliyle diğer masraflar isteklilere aittir. Bu malzemenin
Bandırmaya kadar nakli müesseseye aittir. «2906.
Yahya Muzaffer Demircan ve Süleyman Sadi Demlrcan ile Emine Hikmet Yeğin 53/8711 hesap No sile Sandığımızdan aldıkları (1000) liraya karşı Fethiyede kâtip MuMthlttin mahallesinde Fethiye kapısı sokağında eski: 2: yeni 8 kapı No. Iı bahçeli nim kâglr evi birinci derecede İpotek etmişlerdir.
Dosyada mevcut tapu kaydı suretinde işbu gayri menkulün «aynı semt, mahalle ve sokakta aynı kani 1891 ada 2 parsel No. lı 699 metre murabbaı mesahası olan ahşap ev olduğu beyan edLlmiştir.
Dosyada mevcut kadastro plânı mucibince hududu bir tarafı tayyareci Salâhattin sokağı diğer tarafı 3. 8, 9. 10 No lı parseller arkası 1 No. lı parsel önü 3 No. lı parsel ve Fethiye kapısı sokağife mahduttur.
Muhammin raporu mucibince mezkûr gayri menkulün umum mesahası 699 metre murabbaı olup bundan 94 metre murabbaı kısmı üzerine iki buçuk katlı büyük ve 35 metre murabbaı üzerine bir katlı küçük ev ve 30 metre murabbaı kısmı üzerine de ahır yapılmıştır. Bina ahşaptır. Büyük evde 8 oda İki sofa bir matrah bir kiler Jkl hela bir taraça küçük evde İse iki oda bir sofa bir matbalı bir hela, kuyu ve elektrik tesisatı
Is'anbu! sıtma mücadele başkanlığı Satınalma Konrsyonundan
İhalesi 20. 3. 945 sah günü saat 10 da yapılmak üzere kapalı zart usuliyle nuntaka ihtiyacı için 55 adet (MS.» tipi pülverlzatör alınacaktır Şartlaşma kâğıdı her gün başkanlık kaleminden alınabilir
İsteklilerin gününde «825» lira tutarı teminat ve mektuplarUe Kadıköy Moda caddesi 91 numaradaki İstanbul sıtma mücadele başkanlığında bulunmaları ilân-olunur. (2882 i
Created by free version of 2PDF
rGömlekiş"i
| BİRİNCİ SINIF ÇÖMLEKÇİ I
Ter 20098 Sirkeci
ZAYİ TAHVİLLER
Ayancık Ziraat Bankasından aldığını 75480 sayılı % 7 faizli altıncı tertib (500.—) lira kıymetli Sivas Erzurum ve 72372 sayılı % 7 faizli İkinci tertib Milli Müdafaa (1000 —1 liralık ve 80208 ilâ 80211 dört adet % 1 faizli biner liralık üçüncü tertib Milli Müdafaa tahvillerini zayi eyledim. Bulan İstanbul Zingal Şirketinde Sadettin’e getirdiği takdirde ken-dişine para vereceğim. Esasen mahkemeye müracaat etmiş olduğumdan keyfiyeti ilân ederim. •
Ayancık ZingaJ Şirketi Müdürü. Enver Kök
vardır. ı
Vadesinde borcun verilmemesinden dolayı yapılan takip üzerine 3202 No. lı kanunun 46 ncı maddesinin matufu 40 inci maddesine göre satılması İcabetten yukarda yazılı iki ev ile bir ahırın tamamı bir buçuk ay müddetle açık arttırmaya konmuştur, satış tapu sicil kaydına göre yapılmaktadır. Arttırmaya girmek isteyen (375' lira pey akçesi verecektir Milli bankalarımızdan birinin teminat mektubu da kabul olunur. Birikmiş bütün vergilerle belediye resimleri, vakıf karesi ve taviz tuatrı ile tellâ-liye rüsumu borçluya aittir. Arttırma şartnamesi 19. 3. 945 tarihinden itibaren tetkik etmek İsteyenlere Sandık Hukuk İşleri servisinde açık bulundurulacaktır. Tapu sicil kaydı ve sair lüzumlu İzahat da şartnamede ve takip dosyasında vardır. Arttırmaya girmiş olanlar, bunları tetkik ederek satılığa çıkarılan gayri menkul hakkında her şeyi öğrenmiş ad ve telâkki olunur. Birinci arttırma 10. 5. 945 tarihine tesadüf eden perşembe günli Cağaloğlunda kâin Sandığımızda saat 10 dan 12 ye kadar yapılacaktır, Muvakkat İhale yapılması için teklif edilecek bedelin tercihan alınması icabeden gayri menkul mükellefiyetle Sandık alacağını tamamen geçmiş olması şarttır. Aksi takdirde son arttıranın taahhüdü baki kalmak şartlle 25. 5. 945 tarihine müsadif Cuma günü aynı mahalde ve aynı saatte son arttırması yapılacaktır. Bu arttırmada gayri menkul en çok arttıranın üstünde bırakılacaktır. Hakları tapu siclllerile sabit olmı-yan alâkadarlar ve irtifak hakkı sahiplerinin bu haklarını ve hususlle faiz ve masarife dair iddialarını ilân tarihinden itibaren yirmi gün içinde evrakı müsbltelerile beraber Sandığımıza bildirmeleri lâzımdır, Bu suretle haklarını bildirmemiş olanlarla hakları tapu siclllerile sabit olmı-yanlar satış bedelinin paylaşmasından hariç kalırlar. Daha fazla malûmat almak isteyenlerin 44 204 dosya No. sile Sandığımız Hukuk İşleri servisine müracaat etmeleri lüzumu ilân olunur.
—DİKKAT—
Emniyet Bandığı: Sandıktan alınan gayri menkulü ipotek göstermek istiyenlere fen heyetimizin koymuş olduğu kıymetin % 40 nı tecavüz itmemek üzere ihale bedelinin yarısına kadar borç vermek suretile kolaylık göstermektedir. (3160)
Satılık kavak tomruğu
Devlet Orman İşletmesi Karasu Revir amirliğinden:
1 — Revirimize bağlı Kocaeli bölgesinin KuyumcuHu, Kocaeli ve Karapınar sahil deposunda istifte mevcut 434 adede muadil 129 metre 434 desimetreküp kavak tomruğu açık arttırma suretile satılığa çıkarılmıştır.
2 — Beher metre mikâbının muhammen bedeli 62 lira 30 kuruştur
3 — Arttırma 26. 3. 945 tarihine rastüyan pazartesi günü saat 15 de revir binasında yapılacaktır.
4 — Muvakkat teminat 604 lira 64 kuruştur.
. 5 — Şartname orman umum müdürlüğünde. Adapazarı, Geyve, İzmit,
İstanbul, Düzce ve Karasu revir âmldiklerinde görülebilir.
6 — İsteklilerin muayyen gün ve saatte revir merkezindeki komisyona müracaatları. (2934'
Afyon vilâyetinden
1 — Eksiltmeye konulan İş: Afyon - Gaziıgöl yolunun 0+512-11-883 kilometreleri arasının 27868 lira 85 kuruş keşif bedelli parke döşemesi
2 — Eksiltme 29/3/945 perşembe günü saat 15 te Vilâyet Hükümet binasındaki Daimî encümende kapalı zarf usuliyle yapılacaktır.
3 — Eksiltme şartnamesi ve ekleri Nalla müdürlüğünde görülebilir veya 140 kuruş bedelle alınabilir.
4 — Eksiltmeye girebilmek İçin isteklilerin 2090 lira 16 kuru? muvakkat teminat vermeleri ve Vilâyet Nafia müdüılüğünden bu İş İçin alınmış ehliyet vesikası ve Ticaret odası kayıt vesikası vermeleri şarttır. Bu vesikayı almak İçin isteklilerin ihale gününden en az. tatil günleri hariç, üç gün evvel istida ile Vllâteye müracaat etmeleri şarttır.
5 — İsteklilerin teklif mektuplarını eksiltme günü olan 29/3/945 per-
şembe günü saat on deörde kadar makbuz mukabilinde Vilâyete vermeleri lâzımdır. Postada olacak gecikmeler kabul edilmez. (2782)
p YEL ELEKTRİK CiHAZI
(WİKCHARGER)
Bir adet yeni vaziyette rüzgârla İşler 6 voltluk şarj dinamosu satılık- I tır. Taliplerin pazar günleri Çengelköy Kuleli caddesi 21 No. da Bay ■ Necati Hancı'ya müracaatları. B
KUTUP KIZI
AŞK VE MACERA ROMANI
Yazan: Stanley Shaw Çeviren: (Vâ ■ Nfr)
■ ■ Tefrika No. 24
— Dünyanın en iyi kılavuzunu unutuyorsunuz! - dedi.
Sonra, köpeğini çağırdt:
— Gel buraya Baby! Kokla şunu!... Çimdi kendini göster!
Miss Mallable'nin eldivenini köpeğe koklattı. Sonra, hayvanı okşadı.
— Haydi, Baby! Git ara, bul!
Hayvan derhal ileri atıldı. Bir müddet iz boyunca yürüdü. Derken sola çaptı.
Jensen, onun arkası sıra koşuyordu. Hakikaten de. yer yer, Miss Mal-lable’nln ayak izlerini görüyordu. Pierre Quint, uzaktan uzağa fasılalarla bağırıyor, Jensen'In bu sese kulak kabartarak dönmesini kolaylaştırmak istiyordu. Baby, konuşur gibi sesler çıkarıyordu. Detektif, karanlık gecede bütün hıziyle hem koşuyor, hem Miss Mallable'nin ismini haykırıyordu.
Köpek artık koklamak lüzumunu bite duyrrr’ 'in koşuyordu. Jensen, ser «eliyor, I: - (.r, di >ıyor ve git-Ukçe dalla biiyük meşakkatlere uğ-
rıyarak güçlükle yerden kalkıyordu.
Bir seferinde, karlara iyice balı. Burası rüzgârın doldurduğu bir çokur olacaktı. Çukurdan çıkarak için hayli çabaladı ve müşkülât çekti. Hattâ ölümünün burada olacağı bile aklına geldi. Şakakları atıyordu. Gözlerinin önünde hakikatte nıevcudolmıyan yıldızlar dansedlp duruyordu. Sanki hava fişekleri atılmaktaydı.
Bu hal, soğuğun göz toparlağında bıraktığı tesirden İleri geliyordu. Fakat, delikanlı, kutup memleketlerinde sık sık raslanan seraplardan birine uğradığım sandı.
Birkaç defa, arka arkaya;
«Artık tahammül edemi yeceğlm. Artık tahammül edevü?«Mğwı.> diye mırıldandı.
En kuvveti! vücutlar taife, karlı ülkelerde, bir daha uyanmamak üzere donma uykularına yatarlar. İşte o da, böyle bir uykuya yatmak üzere bulunduğunu höwediyordu. Dizlerinin dermanı kesilmişti. NeudcjfaA ulduğul yere çokâverecekH
Fakat, birdenbire kulağına bir ses çalınır gibi oldu. Köpek, canlı canlı bağırmağa başladı. Aynı zamanda, uzaktan hafif bir sayha duyuldu Billur gibi bir sesti bu' Bir gülüş mü? Bir hıçkırık mı?
Delikanlı:
*— Karlı ülkelerin deniz kulan şarkı söylüyor!» diye düşündü.
Lâkin bir şimşek süratile şuurunu topladı; bütün kuvvetile haykırdı.
— Siz misiniz, Miss Mallabie?
Nahif ses, gene kulağına geldi Bu artık bir musiki notası halinde değildi. Vâzıh bir sesti. Tanıdığı ve sev-töği bir sesti.
Ah, işte aşk. bütün ihtişamiyle nasıl gelmiş! Nasıl onun gönlünü kaplamıştı! Kerry Mallable’nin ses:, gittikçe daha vâzıh İşitiliyor!
Sarhoş bir insan halinde, Jensen, el yordam)yle İlerledi. Sendeliyordu, düşünüyordu. Nefesi tıkanıyordu. Fakat, büyük bir ruh kuvvetiyle yerinden doğruluyordu.
Genç erkek, nihayet karanlığın ortasında iki parlak nokta gördü. Baby, dönmüştü ona bakıyordu. Birkaç adım daha attı. Köpeğin koyu şeklini farketti.
şimdi artık, Miss Mallabie onun omuzuna dayanmış hıçkırıklarla sar-Siliyordu.
— Geldiniz mi? Geldıııl* mı? Siz misiniz?
İkisi de titriyor, ne yaptıklarını bilmiyorlardı. Erkek, şenç kızı kucaklıyor ve şöyle mırıldanıyordu:
— Sizi buldum! Ne saadet! Halbuki sizi kaybettiğimi zannetmiştim. Meğer biz yanlış bir İze sapmışız Peki siz... siz... siz?
Cevap beklemeksizin, bütün benliğini kaplıyan saadet içinde, kızı göğsüne bastırıyordu.
Kerry de, evvelâ bu himaye edici ve bu tatlı kucaklayışa karşı koymadı. Sonra, biraz kendini çekti. Karşı karşıya ve pek yakın durdular. Geceyi şimdi minimini bir hilâl aydınlatıyordu.
Jensen, tekrar sordu:
— Sizi bulabildim demek?
Kız, hazin gözlerini eğdi: hiç izahat vermedi. Bir müddet sonra dedi kİ:
— Haydi çabuk! Pierre Çulntln yanına dönelim, Siz yürüyebilecek kabiliyette misiniz?
Jensen:
— Asıl onu size ben sorayım — dedi. — Koluma dayanınız, ayın ışığı dönmemizi kolaylaştıracaktır
Miss Mallabie, soğuk bir İfade ile:
— Mersi! — diye mırıladndı. — Ben pekâlâ yalnız başıma da yürüyebilirim.
Köpekle birlikte öne geçti.
Fakat Jensen'ln Kerry Mnllable’yi kucağında tuttuğu o tatlı an, artık ebediyen hâtırasından slllnmlyecektl.
Emlâk Bankası Yapı limited şirketinden:
15 M3 kontraplâk alınacaktır:
Ankarada Bakanlıklar civarında Şükrü Saraçoğlu mahallesinde yaptırılmakta olan Memur evleri inşaatında kullanılmak ve 31/3/1945 tarihine kadar Ankara istasyonunda teslim olunmak üzere on beş metre mik’abı kontrplâk alınacaktır. Taliplerin 23/3/1945 tarihine kadar Ankarada Emlâk ve Eytam bankası merkezindeki şirkete veya Emlâk ve Eytam bankası İstanbul şubesine müracaat ederek bu husustaki şartnameyi görmeleri ve yazı He fiat teklif etmeleri ilân olunur. (3119)
Zile Belediye riyasetinden:
Samsunda bulunan belediyeye ait bir aded otobüs karoser yaptırılacaktır. Talip olanların ve şeraiti anlamak isteyenlerin 20. 3. 1945 gününe kadar belediye encümenine müracaatları ilân olunur. (2918)
Hissediyordu ki, eğer kız, onun kolları arasından öyle çabucak sıyrılmamış olsaydı, bu yüzden B. M. 432 meselesini de. dünyada ne varsa her şeyi de unutabilmesi pek mümkündü
Bereket . kızın ani soğukluğu anda bir aksi tesir uyandırdı. Vicdanında beklenmedik ıstıraplar doğdu.
Hakikaten de, kendisine şefleri tarafından havale edilen o mukaddes vazifeyi unutmasına ramak kalmıştı.
Diğer cihetten, bunu havsalası nasıl alırdı: Bu saf yüzlü, bu asil ifadeli ciddi kız. nasıl olurdu da kalpazanların cürüm ortağı olurdu?
Az kalsın, detektif, bu kıza aşkından bahsedecekti. Fakat. Miss Mallabie, âni hareketiyle onu ihtimal ki. namussuzluğun deryasına düşmekten kurtarmıştı.
Pekâlâ, mademki mukadderat böyle istedi, o da dâvasına sadık kalacak, geçici heyecanlara, peşinden süriik-lenmiyecekti.
Kızakların yanına vardılar. Pierre Qulnt, onların dönüşünden öyle memnun oldu ki, köpeğine sarıldı ve onu ruhunun biîtun muhabbetiyle şapur şupur öpmeğe başladı.
— Bu hayvan Kanada'dakl bütün köpeklerin en iyisidir. O benim hazi-nemdir. Benim hayatimdir. Benim dostumdur. Penim gözlerimin bebeğidir. - diyordu.
Artık doğru ize girmişlerdi. Çok geçmeden, gözlerinin önünde. Kurt Başı denilen mahut kayanın belirdiğini farkettiler.
Bu kaya, çok kıymetli bir barınak vazifesini görüyordu. Adeta mağara halindeydi. Büyük bir ateş yaktılar ve güzelce ısındılar
Alevlerin yanına yan gelince, Pierre Quint. kırılan bileğini bile unuttu. Bir kahve pişirdi. Bir fasulye konservesi kutusunu ısıttı. Jambon kızarttı.
Şimdi artık Miss Mallabie Jensen’e daha fazla arkadaş muamelesi yapıyordu. İkisi de blrlblrlerinl hasta sanıyorlar ve tedavi ediyorlardı Bununla beraber, gene blrlblrinlerinden çekingen bir halleri vardı.
Vf _
Meçhuller İçinde
Kurt Başı kayasında geceleyin üç yolcu, ertesi sabah geç vakit uyandılar. Umumiyetle pek az uyumak âdetinde olan Pierre Qulnt, dünkü yorgunluğu, heyecanı vc- geçirdiği kaza üzerine gayet derin bir uykuya dalmıştı.
Şimdi artık, rüzgâr epeyce hafiflemişti. O müthiş don hüküm sürmüyordu. Hararet derecesi epey yükselmişti. Halka halinde yatmış olan köpekler de dillerini çıkarmışlardı.
Pierre Quink esnlyerek gerindi.
(Arkası var'
Sanıie 7
Kü CW ^Olİ^ARI
Ingiltere’den Demir ithali hakkında
| - İŞ AR1YANLAR
ASKERLİKLE İLİŞİĞİ OLMAYAN — Yeni ve eski Türkçe okur yasar lıer hangi bir müessesenin ayak İşlerinde çalışabilir veya verilecek dl-ğtr işleri de deruhde eder çalışkan, kefil gösterebilir. Uygun bir ücretle İş aramaktadır. «Akşam» da (F.K) rumuzuna mektupla müracaat.
1074 -
KİRALIK YALI — Vaniköyün en aarlf yalılarından birisi 8 odaslle mey-va vc çiçek bahçeleri, elektrik, terkos ve banyo kslsatile ve lüks eşyaallc, buz dolabı ve rady&slle beraber kiralıktır. Galatasaray Köşe apartımanı Emlftklş Telefon 400,JO 1081 —
ACELE SATILIK APARTMAN — Cihangir Bakraç sokakta 28 numaralı apartman nccl(? satılıktır. Görmek İçin içindekilere müracaat.
2018 —
PARİSLİ BİR MADAM — Kâtibe daktilo veya çocukların tahsili ile m«?gul olabilir. İngilizce ve piyano dersi verebilir. İstanbul tercih edilir G. C. rümuzuna yazılması rica olunur. 2012 — 2
2 - İŞÇİ ARIYANLAR
BİR BUÇUK YAŞINDI - Bir klZ gocuğuna bakacak ve büyütecek tecrübeli bir dadıya İhtiyaç vardır. Yaşı 40 tan aşağı olmaması tecrübeli olması şarttır. Şişil Samanyolu sokak 91 No. sıkmaz apartmanı daire 2 ye öğleye kadar müracaat. 1073 — 9
ACELE DADI ARANIYOR — Bir yaşında çocuğa bakacak, tecrübeli, orta yaş veya yaşlı, iyi karakterli bir bayan Ankaratya götürülmek üzere isteniyor. Taksim - Şehit Muhtıu cnd. 27 Bay Tank. 2014 —
İSÇİ BAYAN ARANIYOR — Çarşı-kapı oedlkpnşa caddesi No. 88 Ütü evine müracaat. 1070 ~
APARTMAN KAPICISI ARANIYOR — Nlşantaşmda 9 daireli bir apartmana karı koca kapıcı aranıyor. Erkek dışarıda da çalışabilir. Taliplerin Eminönü Arpacılar hanında 19 No. ya müracaatları. 1085 —
HER İŞ BİLİR — Üç kişilik ailenin •v İşlerini görecek bir kadına ihtiyaç vardır. Sultanhamam Havuzlu-han No. 1 saat 10 dan 12 ye kadar müracaat. 2003 — 1
AMBALÂJ İŞLERİNDE — Çalışacak bir Türk kızına İhtiyaç vardır. Bahçekapıda Salih Necati eczanesine müracaat, 2609 — 1
İYİ BİR ŞAPKA İŞÇİSİ ARANI- YOR — istiklâl caddesi Baker karşısı Fransız Çıkmazı Vççlno ap. No. 4 1099 — 1
SATILIK EŞYA
ARANIOR — EÛe kullanılmak üzere 5 tonluk 2 prese İhtiyaç vardır. Rizapaşa Yokuşu Nusuhlye sokak No. 31 e bildirilmesi. 1069 —
SATILIK KAMYONET — Bili İr marka sekiz llâstiğile bir kamyonet satılıktır. Taksim Millî Garaj Telefon 41849. 2002 —
BAKKALLARIN NAZARI DİKKATİNE — Her boyda kese kâğıdı İle sar-gılık ve kese kâğıdı ucuz flatle satılır. Müracaat: Eminönü Tahmis cad. Kalçın Sok. No. 18 2004 - 1
HER TÜRLÜ KÂĞIT — Gazete, mecmua, kitap, defter iyi flatle satın alınır Satmak isteyenlerin Eminönü Tahmis cad. Kalçın Bok. No. 13 e müracaattan. 2006 - 1
— Kiralık — Satılık
5,000 LİRADAN 500,000 LİRAYA KADAR — İstanbul un her yerinde apartman, ev, mağaza, imalâthane, fabrika, araa ve çlfllk almak ve satmak istlyenler. Kârlı işi olup da devretmek istlyen veya almak İstl-yenlftr Beyoğlu İstiklâl caddesi Büyük Parmakkapı köşe başı 4 No. kat 2 Tel: 42396 Suhulet Emlâk Zarif Özalp 910 — 1
NATAMAM İNŞAAT — BLlÛmum İnşaat ve fennî mesuliyet hesap işleri deruhte edilir. Ev ve mağazaların tamire muhtaç olanları derhal İŞ e başlamak ve yıkılması İcabeden emlâkin enkazını kabul çdlor. Beyoğlu îstiklfil caddesi Büyük RannakJrpaı köşebaşı 4 No. kat 2 Tel: 43396 Suhulet Emlâk Zarif Özalp 911 — 1
DEVREN SATILIK DÜKKÂN — Ge-dlkpaşa Balipaşa yokuşunda 16 No.lı bakkaliye dükkânı sahibi taşraya gideceğinden devredilecektir, lçtndeki-ne müracaat. 1043
MAĞAZA VE ARDİYE ARANIYOR— Eminönü He Yağ iskelesi arasında denize yakan mağaza ve ardiye aranmaktadır. Balıkpazarı Taşçılar 104 No. da Bülbül adına müracaat. 1071 — 3
KİRALIK VİLLÂ — Suadlye Çınar dibinde 5 odalı möbleli yazlık her türlü konforu haiz villâ kiralıktır. Bu bina ayni samanda satılıktır. Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosuna Galata Ömerâbit han 2 nel kat 23 telefon 42368 1077 —
BEYOĞLU — Tarlabaşı caddesi köşe başındaki 69 No. b bakkaliye dükkânını arkadaşının hastalığı do-layıslle acele devren satılıktır. İçindesine müracaat. 1078 — 3
DEVREN SATILIK BAKKALİYE — Beyoğlu Hamalbaşı Kordelâ sokak. Müracaat: Tarlabaşı karakol karşısında 177/1 No. lı bakkal Tornaya. 1086 —
İMALÂTHANEYE MAHSUS - Her şekle girebilecek tarzda 8$ yüzü 15 derinliği betonarma Süleymaniye Dökmecllcr hamamı yanında yapılmaktadır. İcara verilecektir, istekliler 2258S telefona müracaat. 1087 — 1
2750 ŞER LİRAYA — Arntıvutkö-yünde 3 çer odalı 3 tane kfigir manzaralı acele satılık ev. Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosu Galata ömerâbit han 2 nci kat 23 telefon: 42368 1088 —
EHVEN FİATLE — Mandıra, çiftlik satın almak lstlyeniere: Balıkesir’e »k yakın bir yerde, çiftlik blnaslyle alrllkte satılacaktır. Taliplerin aşağıdaki adrese müracaatları; İsmet Ersun Marti» mahalle Yenice sokak No. 2 Balıkesir. 10S0 — 1
SATILIK EMLâK ARANIYOR — 2000 liradan 500,000 liraya kadar ev apartıman, han, dükkân, arsa, aıazi. depo, ve sair emlâkini satmak istenenlerin en çok müşterisi olan Dencj' Emlâk Bürosuna müracaatları. Galata Kefeli Hüseyin hân Nn. 2 telefon 43840 1094 —
ANADOLUHİSARINDA YALI — ÇHtehavuzlarda Bostancıda Heybell-adada Büyükadada Şişlide acele satılık villâlar. Tafsilât, flat ve satın almak için Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosuna müracaat edilmelidir Galata Ömerâbit han 2 nef kat 23- Telefon: 42368 1034 -
SATILIK APARTMAN VE ARSA — Cihangirde denize nazır konforlu altı katlı bir apartman yarim hissesi ve aynı semtte deniz görür bir arsa satılıktır. Mutavassıt kabul edilmez. Adres Tahtakale caddesi Menaşe han No 35 saat 12 den 16 ya kadar müracaat. 201! — 1
FABRİKAYA ELVERİŞLİ — Temiz büyük pencereli bir mağaza aranmaktadır. Kurtuluş Slnemköy Şahin sokak 16/18 mühendis Bela Janos Zbldy’ye müracaat. 2007 — 4
YAZLIK KÖŞK — Göztepe fevkalâde nezaret 7 oda, su, havagazı, elektrik. asfalt yol tramvaya ve trene S dakika müracaat Tel. 52-127 2001 — 1
BALIK PAZARI — Tütün gümrük. Taşçılar, Zlndankapı ve civarlarında dükkân denetmek ve yahut büyük dükkânı olup bir kısmını vermek İsteyenler İstanbul Posta kutusu 145 adresine yazsınlar. 2005 — 1
2200 LİRAYA PAZARLIKSIZ — Üsküdar İcadlye Arapzade Arif Bey sokak 17 No. lı ahşap 5 oda. terkos, elektrik, bahçesi vardır. Acele satılık ev. Gezmek İçin İçindekilere, satın almak İçin Ferdi Selek Türk Emlâk Oâlata ömerfiblt han 2 nci kat 23 n,y Telefon: 42368 2008 — 1
11200 LİRAYA PAZARLIKSIZ -Ayda 125 lira kiralı 3200 liraya İpotekli 8 odalı İstanbulda Yenikapıda acele satıltg kfigir ev. Ferdi Sflek Türk Emlâk Bürosuna Galata ömer-fibit han 2 nel kat 23 Telefon: 42368 2010 - 1
BEBEK VEYA AYAZPAŞA — Tarafında kiralık apartıman veya müstakil ev aranıyor. Müracaat fToros) remzine Akşamda. 2004
PANGALTIDA — tyi bir mevkide her İşe elverişli hazır bir dükkân devren satılıktır. Telefon: 83808. - 1
SATILIK — Mısırçarjisında her dükkâna uyar son sistem vltrlnllc beraber boş bir dükkân devredilecektir. Vitrinleri ayrı olarak da satılır. Sirkecide Başağa ambarı sahibine müracaat. 2000 — 4
SATILIK MODERN YALI — Boğazın en sakin ve güzel bir sahilinde beş odalı havagazı, elektrik, terkos ve banyo tesisatlarını havi kayıkhane ve deniz havuzlu, çiçek ve nıeyva bahçelerini havi yalı boş olarak satılıktır. Galatasaray Köşe apartımanı Eml&kiş Telefon 49040 1080 —
KAÇIRILMAZ FIRSAT — Blskillt fabrikası yapmak üşüyenlere 4 göz yeni fırın, 1 hamur makinesi sillndlı 2 şal e makinesi 9 muhtelif zımba muhtelif etlketlc-r acele satılık. As-maaltı Kalçın sokak Trlflnldls han No. 1. Tel: 22156 Mustafa Yılmaz. 2013 — 1
KİRALIK YALI — Yeniköyde rıhtımı kendisine alt 14 odalı mükemmel bir yalı kiralıktır. Mobilyeal, telefonu ve buz dolabı vardır. 36.257 numaraya telefon edilmesi 2010 —5
ALMANCA DERSLERİ — Bir AvrupalI öğretmen bayan büyüklere, ve lisan derslerine devam etmek lstlycn talebelere üniversite talebelerine vo doktorlara gramer ve mükûleme dersi veriyor. Her yere gidebilir. Akimda ABO rilmuzuna mektupla müracaat. 2010 — 2
SATILIK DOKUMA ATELYESİ — Tahtnkale caddesinde kagir binada kurulmuş, 2 bobin. 2 masura makin*-sile 15 el tezgâhını havi mükemmel dokuma atelyesl devren satılıktır. Müracaat: Karaköy. Bebek tramvay durağı karcısında Demlrbağ han No. 18- Tle: 40304 2016 —3
ORTA - LİSE TALEBELERİNE — Tuna Deracvlnde riyaziye - fizik -kimya - lisan derlseri verilir, Pazar* don başka her gün saat 14 - 18 arasında müracaat. Tuna Dersevl Atatürk bulvarı No. 88 İstanbul - Altsa-ray- 995 — 7
Ij-MÜTE FERR1 K
ASRİ DANSLAR — HUSUSİ olmak evlerinde öğrenmek istfyenler Beyoğlu Anadolu hanı gtçldi karşısında Allyon soka t 19. Prof Panosyan
1096
— 5
İNGİLİZCE ÖĞRENMEK İSTİ1 ENLERE — Türkçesl kuvvetli, h^f'ada bir, İngilizce ders karşılığına Türkçe edebiyat ders! vermek istlyenkrj No. 1, 266. Halâskârgazl çad. Şlşll'ye mektupla müracaat 1098 — 1
ORTAK ARANIYOR — Galetada Rıhtım boyunda denize nazır telefonlu ve her işe müsait bir yazıhaneye 'işin mevzuu bSraberce karalnş-tırabillr) asgarî 15000 lira sermaye koyabilecek bir ortak aranıyor, isteyenlerin Ak$~mda (Dürüst > rümıi’U-na müracaatları. 1095 —
İthalâtçı ve İhracatçı Birlikleri Umumi Kâtipliğinden:
İngiltere’den memleketimize demir İhracına müsaade edileceği bu defa ilgili makomlann tebliğinden anlatılmakla, bu memlekete demir Aipûrlş etmek üzere vasıf ve flat bakımlarından mutabakatımızı almak İçin yapılacak başvurmaların servislerimizde kabul edileceği İlân olunur. (3159)
MEKTUPLARINIZI ALDIRINIZ
Gazetemiz idarehanesini adres olarak göstermiş olan karilerimizden
E.A — 99 — M.M. E- S.L.A —
Î.6 — S.H. 57 namlarına gelen mektupları idarehanemizden aldırmaları rlco olunur,
■SMMMI Dr. OPERATÖR
I ıLHAMi Akcakoyunlu I
I Beyoğlu, Sıraserviler Meşelik I 'j sokak No. 36/5. Tel: 42350 j
RADYONUZUN doktora ihtiyacı yarsa Profesör RADYO -TEKNİK’e telefon ediniz, Eskisinden daha yüksek bir hale ifrağ edecektir.
RADYO TEKNİK
P. Perrln ve W. Komfllt Mühendis Beyoğlu 285 İstiklâl Cad. (geçidinde) Tel: 41264
İstanbul sıtma mücadele başkanlığı Satmalına Komisyonundan
ihalesi 20. 3. 945 salı günü saat 11 de yapılmak üzere açık eksiltme ile bölge ihtiyacı için 400 adet kauçuğu ayrıca verilmek kaydlle beheri 130 santim tulünde telli ve iki ucu rekorlu lâstik boru yaptırılacaktır. Nümu-ne ve şartlaşma kâğıdı her gün başkanlık kaleminde görülebilir.
İsteklilerin gününde (5fl» lira «10» kuruş tutan tcmlnatlarile Kadıköy Moda caddesi 91 numaradaki tstanbul sıtma mücadele başkanlığında bulunmaları lifin olunur. (2881)
İstanbul vakıflar orman işletme müdürlüğünden
Avcı Koru vakıf ormanının 95 numaralı maktamda 60 metre mikâp meşe tomruğu imal ve Üsküdarda Şemsi paşa deposuna nakil işi pazarlıkla yaptınlacakttir.
İsteklilerin 337.5 liralık teminatla 16/3/1945 cuma günü saat 14 de Çemberlitaşta orman İşletmesine müracaatları. (3086)
Emlâk Bank Yapt Limitet Şirketinden:
250000 kiremit 15000 Mahya alınacaktır
Ankarada Bakanlıklar civarında Şükrü Saraçoğlu mahal-leşinde yaptırılmakta olan memur evleri inşaatında kullanılmak ve 15 Mayıg 1945 tarihinden 1 Ağustos 1045 tarihine kadar teslim olunmak üzere 250000 kiremit Ue 15000 Mahya alınacaktır. Taliplerin 31/3, 945 tarihine kadar Ankarada Emlâk ve Bankasındaki Şirket Merkebine veya Emlâk ve Eytam İstanbul Şubesine müracaat ederek bu husustaki görmeleri ve yazı İle flat teklif etmeleri İlân olunur.
İstanbul Emniyet Sandığının 31 Aralık 1943 tarihindeki bilançosu
(Hesap Devresi (76)
n — Kasa ve Merkez Bankası
a) Türk parası
el T. C. Merkez Bankası nezdinaefc) serbest mevduat
in — Kanuni karşılıklar kasası
IV — Bankalar
I) Vadesiz (Dâhildeki bankalar S) Vadeli veya İhbarlı > »
233.641.23.
1.710.58.
305.449,13.
300.000,00.
VI — fîenedat cüzdanı
3) Iskonto edilmiş senetler (Hnzi-e bonoları)
— Esham ve tahvilât cüzdanı:
1) Tasarruf bonoları
2) Türk esham ve tahvilâtı
aı Dçdet tahvilâtı
e) Hisse senetleri
Vll
8.700.000.00.
2,364.500,52. 843.500,00,
Türk Lirası
p a 8 t r
242.351,81.
8.248.638,00.
805.440.13.
23 280,00.
8.908 000.52.
(3034)
Created by free version of 2PDF
Türk Lirası
VTII — Avanslar (sair müşteriler)
4) Esham ve tahvilât üzerine
6) Vadeli mevduat özerine
8) Sair mütenevvi teminat özerine
(11
842 265 46.
IX — Borçlu cari hesaplar:
3) Maddi teminat mukabili krediler
X — İpotek mukabili İkrazlar.
XI — Tahsil edilecek gayri menkul satış taksitleri
2) Müktesep emlâk
XIV — Muhtelif borçlular
Xvm — Sabit kıymetler Esas mallytt Amortismanlar 12]
1) Menkuller 147.310,29. 145.761,95. 1.548,34.
2) Gayrimenkullar 275.697.03. 92 849.76 182.847,27.
XIX - Sair aktifler;
1) Muvakkat ve mutavassıt hesaplar 812.037.94.
2) Tasfiye olunacak Bİacaklar ve hesaplar
XXII — jOftam hesaplar
1.919.001,11.
YEKÛN
[1] Altın mukabili avanslar bu kısımdadır.
13) Menkuller (30.000) gayrimenkuller (167 860) liraya
I —
11.218,03.
8 721.228.20.
365.358,94. 45,217,97.
184 395,91.
«0.920 435.72.
1.895.781,00
sigortalıdır.
İstanbul Emniyet Sandığının 31
ZİMMET
Personel masrafları
1) aylıklar ve ücretler
2) Sair personel masraftan
a) Muvakkat tazminat
b» Harcırahlar
c) İkramiye tekaüt aidatı ve saire 1
242.524,59,
409.481,50.
11052.39.
Tl — Vergi ve harçlar: III — Sair masraflar:
a) Tenvir, teshin, su
b) Kırtasiye, büro levazım ve matbualar 12.013,68.
c) Posta, telgraf, telefon
d) Sigorta prim ve masrafları e> Gazete, mecmua, kitaplar f) Yayım ve İlân masrafları
g> Hayır cemiyetlerine yapılan muavenetler
h) Sair müteferrik masraflar
4 526,98.
3 363,33. 444,85, 146,06.
1.038.11.
4.334,—> «8.573,92.
TV — Verilen faiz ve komüsyonlar:
2) Tasarruf mevduatına verilen 890.317,15.
8) Sair mevduat ve cari hesaplara verilen 2.900,03.
V — Amortismanlar:
1) Menkuller amortismanı
2) Gayrimenkuller amortismanı
2.732,10.
8 081,70.
Tiirk LLrn’i
359,376,98.
77.023,74
84.440,93.
693.217,78.
10813,80.
ÇİÇEKPAZARI — Rıdvan han İkinci kat 4, 5 numaralı yazıhane telefon ve mobiiyaslle satılıktır. Müracaat adresi: Çakmakçılar Sandalyacılar sokak (12) numaralı mağazaya müracaat. 2017 — 1
VI — Karşılıklar
X — Muhtelif zararlar
XII — Kâr
YEKÛN
GENEL YEKÛN
91.370,40.
2.098.63.
1188.842,32.
219.517.99.
1.408.360,31.
II — ihtiyat akçeleri
HI — Karşılıklar
V — Taahhütterimls:
4) Şahıslar ve mfleMMeler (flair) V! — Mevduat ve cari hesaplar:
1) Tasarruf mevduatı
2) Diğer mevduat
X — Muhtelif alacaklılar
XI — Sair pasifler:
1) Muvakkat va mutavassıt bssaplaı XII — Kâr:
b) Bllânço senesi kârı
XIU — NAsım hesaplar
095-768,59.
»0.60090,23. 76.548,16.
15.676.143,39.
437742.10.
481.349,08.
318.517,99.
t
YEKÛN
20.026.43 5.72L
1.895.781,00
Aralık 1943 kâr ve z^rar hesabi
MATLUP
I — Alman faiz ve komüsyonlar
1) Bankalardan 4-
8 ı Iskonto muamelelerinden
4) Avans muamelelerinden 86
5) Borçlu cari hesaplardan
8) ipotek mukabili İkrazlardan 448
_ Esham ve tahvilât cüzdanı gelirleri
IH — Banka, hizmetleri mukabilinde alınan ücret ve komüsyonlar
V1U — Muhtelif kârlar
n _
GENEL YEKÛN
Türk Lirası
682J89.7SL
590 601,00.
39.702,51.
195.167.08.
1.408 360,31.
Sahile 8
AKŞAM
14 Mart 1943
’DERMOJEN
Vanık, ç&tlak. Ekzama ve UUd yaralarına fevkalâde ıyı g:el>r Derinin tazelenmesine ve yenilenmesine hizmet eder,
aksllrenlerei KATRAN HAKKI EKREM
Devlet Deniz Yolları ve Limanları İşletme I Umum Müdürlüğü ilânları |
İstanbul, İzmir ve Trabzon liman tarifelerinin hususi hükümler faslına eklenen madde aşağıdadır.
Bu hükmün tatbikine 15. 3. 945 gününden itibaren başlanacağı ilân olunur.
a) Anboi', antrepo, sundurma veya açık sahaya konan dahili ticaret ve İhracat eşyası buralarda, giriş tarihinden itibaren 6 aydan fazla kalamaz.
Bu müddet zarfında sahibi tarafından kaldırılmıyan eşya müîreda-tile İlân edildikten sonra bu maksatla teşkil olunmuş heyetlerce arttırma İle satılır.
İşletme idaresi, maddi İmkân bulunduğu ve ihtiyacın bu yüzden tazyike uğramayacağına kanaat getirdiği halde bu müddeti uzatmak salâhiyetini haizdir. «
b) Çabuk bozulmak veya telef olmak tehlikesine maruz bulunan veya saklanması tehlikeli veyahut külfetli ve masraflı olan eşya, bunları getiren vasıta ve nakliye İdare veya acenta veyahut sahiplerine veya bunların yerlerine kaim olanların, malûm vennümkün olursa, haber verilerek birinci maddedeki müddetin bitimi beklenmeksizin de aynı şekilde satılabilir.
c) İhaleden evvel mal sahibi müracaatla, idare hak ve masraflarını ödediği takdirde eşyası kendisine teslim olunur.
ç) Satılan eşya bedelinden, idare hizmetlerinden ve satıştan doğan alacaklar ayrıldıktan sonra geriye para kalırsa, sahiplerinin müracaatlarında verilmek üzere emanet hesabında saklanır.
d) Bu suretle satılmıyan eşya heyet marlfetile İmha olunur. (3131*
*
PİRE POSTASI
İstanbulia Pire ve İzmir limanları arasında ikinci bir İlâna kadar on beş günde bir muntazam posta seferi yapılacaktır. İlk posta 19 Mart 945 pazartesi günü saat 20.00 de İstanbuldan kalkacaktır.
İzahat almak İçin acenteliklerimize müracaat edilebilir. (317ft>
30 .sfiıtfidenheri meşhur
BirCıüzellik
Muayenehane nakli
Dr. Nevzat Yeijinsü
Birinci sınıf dahiliye mütehassısı (Amerikan hastanesi)
Muayenehanesini Şişli Tokaloğlu sokak 34/2 No. ya nakletmiştlr.
Saat 6 - 7
(Şişil Şifa Yurdu karşısı) Telefon: 84517
TecrDbelerlıl geçirmiş, kusursuz* bir. tçjB malik olmak İçin bir reçete,
En sert ve en donuk bir cildi kadir* gibi yumuşatıp beyazlatmak,'siyah ' nokUl ardan. a çık mesanı elerden ya sair kusurlardan : kurtarmak İçin bu reçeteyi tecrübe ediniz. Evvela bir miktar* hazmettirilmiş saf süt kre-j masını ayni miktarda hazmettirilmiş zeylin yağı ile karıştırınız. Sonra da bunu İki kısım saf krema ile tekrar karıştırınız. Bu\ halitayı 'eczacınıza da yaptırabilirsiniz. Fakat miktan az olmakla,beraber, pahalıya mal olur! (Yağsız), Tokalon Kremini'salın al 4 makla bu halitayı daha müsait şera* itle elde etmiş olursunuz.* Çünkü bu Tokalon Kremindejtaze süt kreması' ve saf zeytin yağı mevcut ve cidden' besleyici ve kuvvetlendirici diğer un4 surlarla fenni bir suretle ve matlûp, "miktarlarda karıştırılmış' bulunmakJ tadır. Toklon Kremi, cilde gençllğta tazeliğini garip bir tarzda iade ederJ Bu bapta', bize yazılanlar :J(Tokalom Kremin In'yalnız«3 günl ükJistlmal ln| den sonra' clldlm' o derece yumuşayıp beyazlandı've o derece tazelenip gü4 Kelleşti kİ bizzat gözlerime bile lnai □ amıyacağım geldi» Siz de (boyu yağsız) Tokalon Kremini,'-, tecrubeJ lerlnl geçirmiş güzellik reçetesini İ kullanınız ve kusursuz bir cilde ma3 11 k olunuz? Tokalon Kreminin memj nunlyet verici semeresi garantllidlrj Aksi taktirde paranız iade olunur.',
KİBAR
SABUNU
En çok köpüren, en çok dayanan ve en iyi temlzliyen sabundur.
Beyaz ve Prina sabunlarını bakkallarınızdan ısrarla isleyiniz. Toptan satış yeri: İzmir Birinci Belediye 32. Telefon: 2213 İstanbul Asmaaltı. No. 20 Tel: 2152G .
I
—Dr Suphi Arın — idrar yollan ve tenasül hastalıkları mütehassısı. Taksim Sı-
1 raselviler Cad. 59. Tel: 49284 ■
HERKESİN TUALET SABUNUDUR
Baş, Diş, Grip, Romatizma, Nevralji, Kırıklık ve bütün ağrıları derhal keser
İcabında günde 3 kaşe alınabilir. Heryerdc ısrarla GRİPİN isteyiniz.
SA YIN TÜCCARLARIMIZA : ——
Jngiltereden beklediğiniz muhtelif cins mallarınızı
DESTRO VAPURU İZMİRE getirdi
İSTANBUL GÜMRÜK KOMİSYONCULARI T. A. Şti.
Izmirdeki teşkilâtile hizmetlerinizi yapmağa amadedir. Telefon: 22865
225
225
Tonu
30 Hra
30 »
Dortyol Karışık odun 150 » 30 > 337.5
Erzin Meşe odunu 180 » 30 » 225
> 100 » 30 e 225
a 100 » 30 a 225
» > 100 » 30 a 225
Osmaniye » 300 > 30 > 675
. 200 a 30 a 450
■ 100 > 30 a 225
» > 100 a 30 a 225
30
30
450
225
200 »
100 a
15 gün 15 .
15 •
15 a
15 a
15 .
15 a
15 ■
15 a
15 a
15 a
15 a
15 >
İhale şekil
,13» parti meşe odunu açık arttırmaya çıkarılmıştır.
Created by free version"oTTPDF
1 — Yukarda cins ve mikdarı yazılı . . . . . . _
2 — Buna alt şartname Orman Umum Müdürlüğünde, Osmaniye, Adana, Mersin revir ümlrUklerile Ceyhan, Konya, Kayseri, Dörtyol bölge şefliklerinde görülebilir.
3 — Taliplerin Ihalç gününde evrakı müsblte ve İlk teminatları İle birlikte komisyona müracaatlar». «31W»
IBalta Umanı hastanesi operatörü!
Dr. BAHAOSKAYİ
Her gün 3 ten İtibaren hastala- I İrini Taksim, Şehltmuhtar Cad. ■
No. 40 Bisturi Ap. No^^^çabuJ eder. ■
I
Yüksek Mühendis ÎŞ ARIYOR
Parlsten diplomalı, Fransızca, İngilizce, Almanca bilen tecrübeli elektrik ve makine yüksek mühendisi ecnebi şirketlerde, devlet veya şahsi müesseselerde iş arıyor. Yazı ile ŞLşll ?- K. 16 va (Mühendis) rümuz^l^azıb ması.
Dünkü nüshamızda neşredilen
SATILIK VEYA YAZLIK KİRALIK serlevhah ilânın müracaat yeri: İstanbul İş Bankası arkasında Develi Kundura mağazasıdır.
Öksürük, ve bronşiti derhal geçirir
BÜTÜN ECZnNELERDt DRRVINIZ
BAYILANLAR,ÇARPINTIveSİNİR BUHRAN! (EKENLER
NEVROLCEMAL
DEN 20 DAMLA ALINCA SİNİRLERİ YAT 1$İR.DERHAL FERAHLARLAR .
— ŞARAP BAYİLERİNE —
Ellerinde İnhisaı monogramlı şişelere konmuş şarabımız bulunan bayiler, bunları değiştirmek üzere en geç 14/3/945 tarihine kadar imalâthanemize veya Hartiye’de Halâskârgazi cad. No. 99 da Pir Trabzon bakkaliyesine teslim etmeleri, aksi halde mesuliyet kabul edilmlyeceği ilân olunur. ____
Mesebe Şarap lmlâthanesl
DEPO ARANIYOR
Takriben 1500 metre kare satıhU kiralık bir depoya ihtiyaç vardır. Bir kaç parçadan ibaret ve muhtelif yerlerde olabilir. Posta kutusu 84 e mektupla bildirilmesi.
—
Türkiye iş Bankası
Küçük cari hesaplar
1945 ikramiye plânı
ÇEKİLİŞLER: 29’ocak, 2 Mayıs, 24 ağustos, 1 kasım tarihlerinde yapılır.
_ 1945 İKRAMİYELERİ _____
1 adet ARSA (İstanbul’da Büyük Yalı’da
Ada: 164, parsel No. 4,
923 M2.)
1 Adet 2000 Liralık E= 2000 Lira
3 » 1000 • — 3000.—
4 n 500 d M 2000.— B
10 > 200 » — 2000.— J>
25 > 100 e - 2500.— »
100 » 40 a — 4000.— »
150 • 20 > — 3000.— »
300 » 10 » 3000.— »
Türkiye İş Bankasına para yatırmakla yalnız para biriktirmiş ve faiz almış olmaz, ayni zamanda taliinizi de denemiş olursunuz.
* ' ■
Satılık inşaat Şahmerdan
Dizel ve Elektrikle çalışabilir Şahmerdan satılıktır. Müracaat: Galata, Perşembene zar. Yoğurtçu Han No- 2jı TgL jll43.
■ I
İstanbul Golf Klübiindpn
Senelik genel toplantı: 26 Mart 1945 pazartesi günü saat 18 de Taksimde «İstanbul Kliibü» binasında yapılacaktır.
GÖRÜŞME GÜNDEMİ:
1 — 1945 senesi idare kurulu seçilmesi
2 — 1944 senesi hesaplarının İncelenmesi
3 — 1945 senesi bütçesinin İncelenmesi,
4 — 1945 senesi İçin bir müraklp seçilmesi
5 — İdare kurulu üye adedinin 8 den 10 a çıkarılması İçin ana nizamnamenin 11 cl maddesinin değiştirilmesi
6 — Çeşitli İşler,
üyelerin toplantıda hazır olmaları önemle rica olunur.
İdare kurulu adına fahri kâtip vek. H. Ooemans
BULUNMAZ FIRSAT
150 Beygirlik Oazojen motörü çok ehven fiatla satılıktır. Müracaat: Galata, Perşembepazar, Yoğurtçu Han No. 13. Tel: 41143.
İstanbul Defterdarlığından:
Yıldızda polis mektebinde mevcut (45) adet eski kaput, (182) adet eski ceket, (94) adet yırtık pantalon ve (40) adet demir hurda karyola 2. 4. 845 pazartesi günü saat 15 de milli emi&k müdürlüğünde müteşekkil komisyonda kapalı zarf usullle satılacaktır.
Hepsinin muhammen bedeli (1202) bin İki yüz Ud teminatı (91) Uradır.
İsteklilerin nüfus hüviyet cüzda nı ibraz ve 2490 sayılı kanunun tari-fatı dairesinde hazırlanmış teklif mektuplarını ihale günü saat 14 de kadar komisyon reisliğine tevdi etmeleri muktazldJr.
Fazla izahat için milli emlâk mOdürlırJttne müracaatları. (3163)
, Merak ve heyecanla bekletTiğiniz TURA* AZİZ BELER'in yazdığı '
GECELERİN KOkYNUNDA
Çıktı. Fialı ISO kuruş. İSTANBUL MAARİF KİTAPHANESİ
BUYUK FIRSAT
Maruf bir ailenin Fransada sureti mahsusada yaptırlmış olduğu aşağıda yazılı sofra takımları bedestan satış mahallinde teşhir edilmektedir. 18 mart 1945 cuma günü saat 14 de müzayede İle satılacaktır.
38 kişilik llmoj sofra takımı, 172 parça altın işlemeli yontma kristal şampanya, şarap, likör ve saire bardakları sürahllerlle beraber, 261 parça Fransız mamul&tı gümüş çatal, bıçak, kaşık ve saire sofra takımı, ayrıca gümüş dondurma takımı, çay, kahve takımları ve muhtelif eb’adda gümüş tepsiler ve saire,
Emlâk Bankası Yapı limiteti şirketinden: Hizar tezgâhı (katarak) alınacaktır.
70-75 santimlik yeni veya az kullanılmış bir hızar tezgâhı (katarak) alınacaktır. Satmak arzu edenlerin makinenin evsaf ve fiatinl de belirtecek teklif mektuplarını en geç 30/3/1945 tarihine kadar Ankarada Emlâk ve Eytam bankasın binasındaki şirket merkezine tevdi veya İrsal etmeleri İlân olunur. (3120)
—w Hurda çinko alıyoruz ——
Elinde hurda çinkoları olanların, Galata Tünel caddesi I Kardeşim sokak 6 numarada madeni eşya kooperatifine mü- I racaatlan. Telefon; 43001 ■
I
Sümerbank iplik ve dokuma fabrikaları müessesesi nazilli basma fabrikası müdürlüğünden
Aşağıda cLns, tahmini miktar ve muvakkat teminat akçeleri yazıh üstüpüler açık arttırma suretlle satılacaktır.
ihale 2. 4. 945 pazartesi günü saat 15 de fabrikada yapılacaktır. Müzayedeye İştirak etmek İsteyenlerin teminat akçelerini fabrika veznesine yatırmış olmaları lâzımdır.
Numune ve şartnameyi görmek İsteyenlerin fabrika müdürlüğüne ve İzmlrde Sümerbank Ege mmtakası satın alma müdürlüğüne müracaatları. (3022>
Cinsi Miktan Teminat akçesi
U. i kirli üstüpü 62033 kilo 2123.99 TL
Ü. B Temiz üstüpü « levent* sonu 10113.5 * 227554 a
Ü. D 'laşıllı üstüpü 18216 a 1024,65 a
Ü B Haşıllı üstüpü «levent sonu» 21406 > 1200.15 >
Telef tesisatı üstüpü 1808 a . 67.80 >
ANAYASA
Yeni metin ve yeni kelimelerin İzahları Hazırlıyan: ZÜRTtl ÇUBUKÇUOÖLU İstanbul umumi meclisi muamelât müdürü a NÇİ BASIŞI ÇIKTI
Herkese lâzım olan bu kitabın flatl 83 ltuni|
AKŞAM
İzmir Manifatura T.A. şikketinden:
Sayın Bayan Müfterilerimize: Ingiltoredcn getirttiğimiz son moda ve her mevaime uygun muhtelif zengin desenlerde
Eşarpların Satışına Başlanmıştır
ı Bahçekapı Anadolu han altında 45-47
Sene 27 — No. 9483 — Fiat! her yerde 10 kuruştur. ÇARŞAMBA 14 Mart 1945 Sahibi: Necmeddln Sadak — Neşriyat müdürü: Hikmet Feridun Es — AKŞAM Matbaa»
ALMANYÂYAÖLÜIVIDÂRBESİ
Uç Sovyet kolu Berlin üzerine yürüyor
Müttefikler büyük kuvvetlerle Rhin’i geçmeğe hazırlanıyorlar
Ruslar, Frankfurta karşı umumî taarruza hazırlanıyor, Danzig yanıyor
Rhin’de Müttefik köprübaşısı genişletildi dün de altı b:n beş yüz Alman esiri alındı^
Paris 14 t A. A.) — Kustrin'ln zap-tandan sonra, Sovyetler Öder üzerinde Frankfurt kalesine karşı umumi bir taarruz İçin kuvvet yığmaktadırlar
Reut-er ajansının Moskova muhabiri. Sovyet kuvvetlerinin Berlin'e 45 kilometre mesafede Öder nehrinin ©rta mecrası kesiminde köprüba.ları kurmuş olduklarını bildirmektedir.
Alman haberler ajansı da, 3 Sov-fet kolunun Berlin üzerine yürümekte olduğunu ilâve ediyor. Alman ajansı, bu kuvvetlerin Öder üzerindeki köprubaşlarından itibaren ileri atılmış olduklarını belirtmektedir.
Şimal cephede. Mareşal Rokoscvsky kuvvetleri Gdnia ve Danzig kalelerini tem 1’1 emektedirler.
Danzig bir kaç günden beri yanmaktadır.
Lcndra 14 (A A l — Küstrln kalecini zaptetmiş olan Sovyet birlikleri Alman müdafaa hatlarında derin gedikler açmışlardır
Moskova'daki h rb muhabirleri, Berlin istikametinde büyük taarruzun başlamış olduğunu bildirmektedirler.
Küvtrin'de dün 3000 esir alınmıştır.
Kumaş fabrikasında kazan patladı
Biri kadın olmak üzere yedi amele yaralanarak hastaneye kaldırıldı
Dün geç vakit Kazhçe.jme'de Celıdl mensucat fabrikasında yedi kişinin yaralanmasile neticelenen bir infilâk hâdisesi olmuştur.
Fabrikanın büyük kazan dairesinde çalışan işçiler paydos edecklerl bir sırada, birdenbire kazan, patlamış bir yere kaçacak fırsat da bulamamışlardır. İnfilâk gayet şiddetli ve aynı zamanda binada yangın çıkmasını da mucip olmuşsa da ateş fabrikanın teşkilâtı tarafından söndürülmüştür.
Romanyadaki son değişiklikler
Sovyet Hariciye Komiser muavini B. Vişinski’nin demeci
Bükreş 14 (A.A.I — Anadolu ajansının özel muhabiri bildiriyor:
Sovyetler Birliğiyle münasebetlerin ■ıkla ?t iril m a ı cemiyeti Arlus'un ter-tlbettiğl bir kabul resminde söz alan Vlşlnskl, bilhassa şunları söylemiştir
Romanya tarihinin mühim devresi, kiralın Groza’yı yeni kabineyi kurmağa memur ettiği tarihte başlamıştır. Bu kabine, kuruluşunda bazı düşman kuvvetlerin muhalefetlle karşılaşmış tır Bu muhalefette belllbaşlı rol tarihe karışmış telâkki edebileceğimiz sözde tarihi partiler tarafından oynanmıştır. Gloza, bu partilerin temsilcilerine yem hükümete lştlrâk etmelerini teklif etti. Fakat bu lştlrâk, tarihi partilerin hükümetin belllbaşlı bütün manlvejâlarını ellerinde tuttukları Sanatcscu ve Radescu kabinelerinde olduğu gibi dejjil. fakat çok daha açıkça ve bu partilerin cemiyet ve devlet İçinde İşgal ettikleri mevkie uygun şartlar altında olacaktı Onlar, bu teklifi red ve infiradı ter clh etmişlerdir. Rumen demokrasili muzaffer olmuştur. Şimdi onun vazifeli tu başarısını sağlamlaştırmaktır.
Garnlozn kumandanı da bu esirler arasında bulunmaktadır.
Macaristan'da Alman karşı taarruza! rı devam etmektedir.
Ruslar, Berlin'e atılan bombaları uzaktan görüyorlar
Nevyork 14 (A.A.) — Harb muhabirlerinin bildirdiklerine göre, Berlin doğusunda Öder Üzerinde çarpışmakta olan 8ovyet erleri Berlin'de ln*llâk etmekte olan İki tonluk bombaları işitmektedirler.
Danzıg’e taarruz
Nevyork 14 (A.A.) — Moskova'dan gelen bir habere göre, Sovyet kuvvetleri, Yanmakta olan Danzig şehrine taarruza geçmiştir.
Almanlar inatla mukavemet etmekte ve şehrin sokaklarında barl-kadlar kurmaktadırlar.
Balaton gölü savaşı
Paris 14 (A.A.) — Doğu cephesinden gelen bir habere göre, Balaton gölü kesiminde kuşatılmış olan Alman .kuvvetleri Avusturya hududu İstikametinde yarma teşebbüslerinde
Pathyan ve fevkalâde kızgın kazan parçaları bir anda ameleden Hüsnü Tekin, Yahya Batır, Mustafa Doğan, Mehmet söylemez, Kasım Öztilrk, Hüsnü Kara isimlerindeki erkeklerle Âsiye adında bir kadının muhtelif yerlerinden ağır surette yaralanmalarını İntaç etmiş ve bunlar derhal Cankurtaranla Yedlkule hastanesine yatırılmışlardır.
Hâdiseye alâkadar makamlar ve İstanbul savcılığı el koymuş olup soruşturmalar derinleştirilin ektedir.
Pasifik muharebesi
Mindanao’da dört kasaba ile bir şehir alındı
Paris 14 (A.A.) — General
Mac Arthur'ün tebliği. Mlndanao adasındaki Amerikan birliklerinin ileri hareketlerine devam ederek 4 kasabayı ve Antipoliyi ele geçirdiklerini bildirmektedir.
Amiral Nimitz’in tebliği de, Amerikan kuvvetlerinin İwojima adasının batısında iki küçük adaya çıkmış olduklannı bildirmektedir. Bu adalarda düşman mukavemetile karşılanmamıştır.
Neıv-York 14 (A.A.) — lwo
adasında çarpışmakta olan Amerikan birlikleri adadaki Japon kuvvetlerini üçe bölmüşlerdir.
Von Papen esir mi edildi?
Londra 14 (A.A.) — Alman-yarun eski Türkiye büyük elçisi von Papen'in Sarre'daki maiikâ-nc-smin Müttefik kıtaları tarafından işgali sırasında esir edilmiş olduğu hakkındakl haberi teyi-d 4en bir malûmat henüz buradaki yetkili makamlara gelmemiştir.
bulunmaktadırlar.
Biitiin. diişman taarruzları Mall-novsky kuvvetleri tarafından geri atılmıştır.
Beri inde sıkı yönetim
Londra 14 (A.A.) — Alman harb esirleri, Berlin'de sıkı yönetim ilân edilmiş olduğunu bildirmektedirler.
Üniformalı hiç kimse Alman başkentine girememektedir. Başkentin sokaklarında üniforma taşırken yakalananlar hemen doğuya sevkedll-mektedlr.
Sovyet ordusile birlikte döğüşen Polonyalılar
Paris 13 (A.A.) — «France - Presse» ajansının Moskova muhabiri, Sovyet kuvvetlerlle birlikte dövüşen PolonyalIları üç yüz bin kişi tahmin etmektedir. Bu kuvvetlere kumanda eden generallerden biri de Zverchevs-ky'dlr. PolonyalIların hangi kesimde savaş hattında bulunduğu hiçbir suretle tasrih edilmemiştir. İkinci kolordu komutanı general Zverchevsky. İspanya dahili harbine Walter adı altında ve mllleterarası tugaylardan birinin komutanı olarak lştlrâk etmiştir.
Londra 14 (A.A.) — Batı cephesinin şimal kesiminde durgunluk hüküm sürmektedir.
21 İnci ordu gurupuna mensup birlikler yeni büyük taarruzları İçin hasırlanmaktadırlar.
Londra 14 (Radyo) — Dün batı cephesinden pek az haber gelmiştir. Bu ketumiyet, kolaylıkla anlaşılabilir. Müttefikler, Almanyaya ölilm darbesini indirmek İçin büyük kuvvetlerle Rhtn nehrini geçmeğe hazırlanıyorlar. Bu maksatla büyük askeri kuvvetleri. tank, top. köprü ve malzeme yığıyorlar.
Müttefik umumi karargâhın dan bildirildiğine göre, dün Remagen üzerinde Alman uçakları görünmüştür. Bu uçaklar. Müttefiklerin Rhln'-de dubalar üzerinde kurmuş oldukları İki köprüye hücum etmek istemişlerse de muvaffak olamamışlardır.
Müttefikler mukabil Alman hü-
Mandaterlik yerine mütevellilik
Cumhurbaşkanı B. Roosevelt’in dünkü demeci
cumlarına rağmen. Rhln'ln doğusunda köprübaşıyı daha ziyade genişletmişlerdir. Üçüncü Amerikan ordusu Coblenz'ln cenup doğusunda sıkıştırmış olduğu yedinci Alman ordusu be-kayasının bulunduğu sahayı daha ziyâde daraltmış ve Almanlardan dütı 6450 den fazla esir almıştır.
Köprübaşı genişletildi
Nevyork 14 (A.A.) - Harb muhabirlerinin bildirdiklerine göre. Rema-gen'dekl Amerikan köprübaşımn uzunluğu 18. genişliği de 10 kilometreyi bulmuştur. Bu köprübaşı şimalde Honeff'ten cenupta Honingcn’e kadar uzanmaktadır. Dünkü gün esnasında Amerikan birlikleri Hargar-den vc Vlstgaden'l ele geçirmişlerdir.
Nevyork 14 (A.A > — Müttefik umumi karargâhındaki harb muhabirle-
Londra U (Radyo» — Cumhurbaşkanı B, Roosevelt, dün yaptığı beyanatta şöyle demiştir:
«Dünya emniyet teşkilâtı konseyi İçin kabul edilen seçim şekil, en İyi şekildir. Şayet biri bundan daha İyi bir şekil bulursa. Son Franslsco konferansı bunu memnuniyetle münakaşa edecektir.
San Franslsco konferansı mandaterlik yerine mütevelliltkler sistemini kabul edecektir.
DİKKATLER:
Edebiyat vaizlerinin bir zar art
Bir gazete haberi: ,
»Filânca konferansçı, şiirde ne vezin, ne mâna, ne kafiye, ne âhenk aranmıyacağınt Halkeyin-dp söyledi.»
Bize kalırsa, yüksele münevverlerimiz — şayet bunun böyle olduğuna inansalar dahi — inanlarını Halkevlnde değil, blribir-leriniıı kulağına gizlice fısılda-malıdırlar. Geniş tabakalar önünde ise veznin, kafiyenin, ahengin, hele mânanın, hele mânanın ve ilâveten doğru Türkçenln pek biiyiik ehemmiyeti olduğunu söylemelidirler.
Zira şair. na?d olsa çaresini bulup şairane hislerini söyleyecektir. Şair olmıyarılar da, şiire heveslendikçe bu arada vezin, kafiye, mâna derken doğru Türkçe yazmağı öğrenirler.
Her devirde şairlerin ve miite-sairlcı-in en iyi dil bilenler arasında olduğunu unutmıyalım. Şimdiki devirde bu bövle olmıyorsa kabahat bıı gibi vaizlerdedir.
»Eğer vezin yoksa, mâna da yok...» mizahini bugünün şiir ideali haline getirmek cidden devrimizin bir dalâletidir
t-------------------------,
Hoca tipleri
Yazan: A. ADNAN - AD1VAR I
Bugün beşinci sahifemlzde I
Yen» silâhlar
îngilizler saatte 1200 kilometre süratle uçan bir uçak yaptılar
Londra 14 (A.A.) — Uıgllterenln yeni plânlarının tanziminde saatte 1200 kilometre giden bir uçağın kullanılacağı bildirilmektedir
Bıı muhabirlere göre eski model bomba uçakları ve hattâ Yunkers-52 gibi nakliye uçakları İnfilâk maddeleriyle dolu olarak Londraya ve İn-glltertnln sanayi merkezlerine aynı suretle sCvkedlleblleceklerdir. Telsizle sevk işini bu uçaklan sfvkedebilecek şekilde ıslah etmek teknik bakımdan hiç güç olmiyacaktır. Ancak bu gibi uçakların tnglllz hana müdafaalarını geçip g’eçemlyecckler! hakkında kati bir şey söylemek de mümkün değildir.
Almanlar infilâk maddelerde dolu uçaklar kullanıyorlar Londra 14 (A.A.» — İngiliz havacılık muhabirleri İnfilâk maddeleriyle yüklü ve uzak noktalardan telsiz ile sovkedllen Alman bomba uçaklarından bahsederken bunların uçar bombalardan ve füzelerden sonra Hltler' İn kinini İfade eden son bir hareket olabileceğini yazıyorlar
Almanya’da bulunan tebaa ve talebelerimiz Ankara 14 (Telefonla)— Almanya-dakl Türk tebaasının, bu arada talebelerin Türklyeyc gelmeleri pek yakındır. İsviçre hududu civarına vardıkları haber verilen talebelerimizin tsvlçreye girmesine İsviçre hükümeti tarafından müsaade edilmiştir. Talebelerin bugün Bâle şehrine geçecekleri umulmaktadır.
Almanya ve Orta Avrııpadakl diplomat ve konsoloslarla Türk tebaasından bir kısmının da tsveçe geçtik lerl hakkındakl haber teeyyüdetmlş-tlr. Bunlar bir İsveç vapurile yakında Tllrklyeye geleceklerdir.
>» _Q
İngiliz piyadeleri Rhin kıy taarruz
rlnln bildirdiklerine göre, Amerikan kuvvetlerinin Rhln'ln doğusunda işgal etmiş oldukları arazinin mesaha! sathlyesi 120 kilometre murabba-mt bulmuştur.
Paris 14 *A.A.) — Birinci Amerikan ordusu Rhin nehrinin doğusundaki ltöprübaşmı yeniden genişletmiştir. Almanlar, Amerikan ileri hareketin! durudrmak İçin bu kesime tekvlye kıtaları göndermektedirler. Dün akşam general Hodges birlikleri Rhin nehrinin 10 kilometre doğusunda bulunuyorlardı. Bu birlikler Frankfurt -Kolonya otomobil yoluna 3 kilometreye yaklaşmışlardır.
20 - 30 köprüye ihtiyaç var
Nevyork 14 (A. A.» — İstihkâma general Tlckel'e göre, bütün Müttefik ordularının Rhin ötesine geçebilmeleri için 20 ilâ 30 köprüye İhtiyaç vardır. Şimdilik Remagen'de bir köprü vardır.
Nevyork 14 (A-A.i — Müttefik umu mî karargâhından bildirildiğine göre.
Günler Geçerken
İlk yeni dünya
Penicilin insanın hayatını kurtarıyor... öte yandan D. D. T. ve daha kuvvetlisi olan »ganimexane>. haşerata ölüm saçıyor, işte son harbin iki büyük keşfi bunlardır. Bunlarla dünya nüfusunun ikinci cihan harbindeki açığını pek çabuk kapatacağına ve az zamanda o nüfusun büyük ölçüde artacağına şiiphe vok. Zira bir grip ihtilâfının ve hele zatürrienin insanlığa cihan harbleri kadar kayıp verdirdiğini ve haşereden gelen malarya, tifüs gibi hastalıkların daha da zararlı olduğunu hepimiz biliyoruz. Şulhten sonra uzun müddet harb olmıyacağına ve hastalıkların çoğu önleneceğine göre insan sayısı baş döndürücü rakamlarla yükselecek; yani arzın besleme kudretini arttırmak lâzım gelecek. Bereket haşere öldürücü ilâçların bu noktadan da faydasını göreceğiz; ziraat daha kolay gelişebilecek, ayrıca zl-raate ve kasaplığa elverişli hayvanlan korumak da mümkün olacak. Kısacası gelecek nesiller yeni keşfedilen insan yaşatıcı ve haşere ile mikrop öldürücü maddeler yüzünden bambaşka bîr dünyada ömür sürecekler. Eğer harbçi zihniyet de beklediğimiz gibi önlenebilirse yalancı değil, hakiki cennet dünya olacaktır.
Bıı bakımdandır ki ilk cihan harbi île İkincisinin neticeleri bir kapıya çıkmıyacaktır. Hele felâketi yanmadan, yıkılmadan, hurini kanamadan atlatmak saadetine ermiş bulunan memleketimiz için 1945 sulhu, yeni keşifler ve milletlerarası yeni görüşler sayesinde büsbütün verimli, yapıcı ve bezeyici olacaktır. Meselâ Anadolunun büyük derdi malaryayı, ağır süratte giden uçaklardan hastalıklara yapılacak ganim?xane dumanlarile hemen önliyebileceğiz. öbür yandan dertlerimizden biri olan bitin ve tahtakurusunuıı D. D. T. tulumbalarife yapılan basit bir mücadele sonunda köküne kibrit suyıı ekilecektir: değil tstanbulda, ücra Anadolu kasabalarında bile çarşı pazar dolaşırken karasineğe de raslamıyacağiz. Bütiin bu işlerin büyük masrafa ve teşkilâta lüzum göstermediğini de öğrenmiş bulunuyoruz. Zira Sıırl-yeden gelen yolcular, bite, sineğe, pireye boğulmuş Arap köylerinde Ingiliz ekipleri tarafından yapılan bir kaç D. D. T. tatbiki sayesinde tek haşere kalmadığını söylüyorlar, ,
Askerî bölgedeki Suriye köylüsü şimdi rahatça uyuyor, ellerini sallamadan veya göğsünü kaşımadan oturuyor ve kıymasını sinek katmadan yiyebiliyor Bu haşeresiz, mikropsuz, diktatörsün ve harbslz dünya hakiki ilk yeni diinya olacak.
Refik H^lid Karay
darında Alman mevzilerine ediyorlar
Amerikan kuvvetleri Remagen kesiminde yeni bir köprü kurmuşlardır. Müttefiklerin büyük bir hava zaferi
Londra 14 IA.A.» — Bu sabah batı cephesinden gelen haberlere göre, Rhin doğusunda Müttefikler Alman hava kuvvetlerine karşı büyük bir zafer kazanmışlardır.
Dün Almanlar Müttefik hatlarına karşı 100 uçak göndermişlerdir. Bunlardan 41 i tahrlbedllmiştlr. Birçoklan da ağır surette hasara uğratılmıştır. Bu uçakların düşman hatlarına düşmüş oldukları muhtemeldir.
Müttefikler sayıca tam bir üstünlüğe malik bulunuyorlardı. Bir Alman uçağına karşı 27 Müttefik uçağı bu Umuyordu.
Dün Alman hatlarına karşı 2700 Müttefik uçağı taarruz etmiştir.
Almanlar, yüz uçaktan 80 ını Re-magen köprübaşma karşı gönedrmlş-lerdir. Bunların 12 sİ tahrlbedilmlş-tlr. Bu uçaklardan altısı pervanesiz uçaktır.
Sahile 2
«■Bin
SÖZÜN 6ELİŞİ
Sıtma savaşı ve gazeteler
B lsun en büyük, en korkunç düşmanınue sıtmadır. Doğurgan Türk milletinin taze nesillerini hayatının İlk adımuıda kavuran, damarında kan, bencinde renk bırakmıyan odur. Her ■ene sıtmanın bizden ne kadaı kurban alıp götürdüğünü istatistiklerimiz en acı rakamlarla haber veriyor. Yapısına asılan türlü mikroplarla teker teker savaşıp kalkınan Türkiyede artık sıtmayı, ■eşitlerimizi kesip biçen bu âleti kökünden kurutmanın zamanı gelmiştir. Ne te ki m şimdi bütün kuvvet lerimiıle sıtmanın üaerine atılmak hazırlığı İçindeyi». Memleketimizin sağlık koruyucuları toplanıp en büyük düşmanı nasıl altedeet-ğimizi görüşür. . savaşı programlarken gazetelerde de ilk tenvir fişeklerini görüyoruz:
«Sivrisinek bugünün ve yarının bir numaralı sağlık düşmanıdır. Kışı izbelerde, kulübelerde, kümes ve bodrumlarda uyuşarak geçiren bu düşman, bahar gelince uçarak ve çiftleşerek birikintilere, durgun sulara yumurtlayacak, üreyecektir. İşte böyle yerleri köyde, şehirde, her nerede olursa obnın temizlemeli, kurulmalıyı». »
u Ben izin toprak rengini alması, dalağın büyüyüp kamı kaplaması, halsizlik ve kansızlık eski sıtmanın başlıca ârazlarıdır. Bu haldeki İnsanın ne kendine, ne yuvasına, ne de köyüne faydası dokunur, Bu gibiler hemen hekimlere başvurup sıtma derdinden kurtulmalı yurda yararlı bir duruma girmelidirler. Hekimler sıtmayı bedava tedavi eder...»
■ Sıtmanın en iyi tedavisi ağızdan ilâç alma şeklidir..,»
Bütün bu aydınlatıcı bilgilere gazetelerde raslıyorui. Bunlar gözümüıü sıtmaya diktiğimizin ilk işareti oldukları İçin biri ae-vindirirler. Fakat faydalarının işaretten ileri geçeceğini sanırsak aldanın». Çünkü gazetelerimizi ancak bir kaç büyiik şehre gönderebiliyor, henüz köylerimize kadar dağıtamıyoruz. Şehirli İse sıtmanın sivrisinekten geldiğini, ilk arazı başlayınca doktora başvurmak gerektiğini bilir. Bu Irşadlan ben okurum, şehirde benim gibiler okur, sıtmalı köylü görmez bile. Halbuki sıtma bütün dehşettir orada, onun izbesinde, onun kulübesi yanındaki bataklıkta, onun tartası kenarındaki sazlı yeşil sudadır
Meselemizin ne olduğunu bize hatırlatan bu aydınlatıcı bilgilerin arkasından bütün öldürücü vasıtalarımızla sıtma ocaklarını söndürmeye koştuğumuzu bildiren haberler, sıtma ölümünün önce azaldığını, sonra durduğunu gösteren rakamlar beki i-yoruı. Şevket Rado
Zonguldak trenindeki cinayet dâvası
Zonguldakta Ayşe Tûrkânın yargılanmasına devam edildi, şahitler dinlendi
Bir İngiliz dergisinin makalesi BALKANLARDA GERGİNLİK VE ENDİŞE HAVASI HAKİM Bazı Balkanlı şefler, büyük Müttefikler arasında çıkması muhtemel rekabetten faydalanmağı umuyorlar
[Askerl I k bahIsIeH j Garpteki harekât çabuk inkişaf edecek gibi görünüyor
Almanya harbi, evvelden tahmin edildi-
Zonguldak 13 (Akşam) — Zonguldak treninde kendisine tecavüz eden kondüktör Falk'l öldürmekten sanık bayan Ayşe Tûrkânın duruşmasına Zonguldak mahkemesinde devam edilmiştir.
Saat tam 14 te yargıçlar Ue savcı yerlerini aldılar. Sanık Ayşe çağırıldı. Bayan Ayşe TÜtkân, kırmızı bir manto giymiş, başı açık, ayağında bir spor İskarpin vardı. Düşünceli bir tavırla salona girdi. Çok sakindi, ağır adımlarla gidip yerine oturdu. Salonda çıt yoktu Diğer suçlu polis Osman, Ankaradan bir telgraf çekmişti. Telgraf okundu. Osman, bu telgrafında duruşmadan vareste tutulmasını ve müdafaasının postada olduğunu bildiriyordu. Bu talep kabul edildi.
Bundan sonra sanık avukatının talebi üzerine Devlet Demiryolları idaresine yazılan tezkereye gelen cevap okundu, Gelen cevapta, trende seyahat eden yolcuların üzerine kapı kilitlenmesi hakkında bir talimat yoktur. deniliyordu.
Şahitlerin dinlenmesine geçildiği •irada, âmme şahidi Dr. B. Nimet Özgen. sanığı birkaç defa tedavi ettiğini, ve kendisinde nevrasteni olduğunu söyledi, şahit kondüktör İzzet:
Zeh'r’i gaz
Almanlar bunu kullanmağa hazırlanmışlar
Zürich 13 'A.A.) İtalya - İsviçre hududunda Chiasso'dan alınan bir habere göre. Mussollni'nln. yeni faşist muhafızlarına hitaben söylediği nutuk, işgal altındaki İtalyada halk arasında derin bir heyecan uyandırmıştır, MussolinJ, bu nutkunda Almanların her çeşit silâhlan kullanmağa karar verdiklerini söylemiştir. İşgal altında bulunan Kuzey İtalya bölgeleri halkı Almanların çök tesirli bir zehirli gazı geniş ölçüde kutlanmağa hazır! andıklarından haberdar edilmiştir. _______
Muzaffer Aydın Ankarada mahkûm oldu
Ankara 14 (Telefnola) — Ankara, İstanbul, İzmir. Eskişehir ve Aydında Çeşitli hırsızlıklar yapan Muzaffer Aydın'ın buradaki hırsızlığına ait duruşması bitmiştir. Muzaffer Aydın 4 »ene 5 ay hapse mahkûm edilmiştir.
Ankarada fazla ücret alan şoförler
Ankara 14 (Telefonla) — Tarifeden fazla ücret alan taksi şoförleri burada şiddetle taklbedllmekte, haklarında bir ceza zaptı tutularak derhal Milli korunma mahkemesine sevke-dlimektedirler. Dün Ahmet Ağış. Haftan Akkuş adlarında İki şoför tarife den fazla ücret aldıkları İçin Milli korunma mahkemesine verilmişler ve ellişer Hra par» cezasına mahkûm •d itmişlerdir.
Londra 13 (A.A.) — Haftalık «EconomisU dergisi «Balkanlarda karışıklıklar» başlıklı yakısında şöyle diyor:
Balkanlarda ve I una havzasında siyasî durum, askeri durum kadar memnuniyet verici değildir. Bütün Balkanlarda gerginlik ve endişe havası hâkimdir.
Dahili ayaklanmalar ve milli anlaşmazlıklar büyük müttefik devletler arasındaki münasebetlerle az çok ilgilidir. Göze en çok çarpan olay son aylarda kurulan hükümetlerin bir türlü istikrar bulamamalarıdır.
Yeni Rumen kabinesi, solcu Rumen partilerinin kuvvetli baskısı altında kurulmuştur. Son buhrandan çıkan netice sağlarla sollar arasındaki ayrılığın derinliğini göstermekte ve hükümet içinde komünist nüfuzunun arttığını belirtmektedir.
Yeni Tito hükümetinin, eski milli komiteden fazla müzaheret görüp görmemesi Yııgoslavyada tatbik edilecek yeni idarenin tutacağı İstikamete bağlıdır.
Diğer taraftan Plâstiras kabinesinin mevkii de pek sağlam görülmüyor.
Balkanlardaki milliyetçi temayüllere gelince: Bunlar hemen hemen bütün Balkan hükümetleri tarafından İleri sürülen arazi İsteklerle meydana çıkmış bulunmaktadır ve bu istekler uzun bîr liste tutar.
Balkanlardaki dikkate değer karışıklıkların bariz vasfı, şeflerin generallerin ve siyasî şahsiyetlerin büyük Müttefik devlet-
ler tarafında çıkması muhtemel rekabetleri kendi İddiaları lehin-
ğinden daha büyük bir hızla sona eriyor
«Ben vakayı görmedim; sonradan duydum» diyerek vakayı malûm şekilde anlattı ve mütecavizin ölü Faik olup olmadığını bilmediğini ifade etti.
İstinabe suretlla lfadelelrl alınarak okunan şahitlerden İbrahim Güneş, Muzaffer Sezer, Süleyman Özyıldı-nm, vakayı anlatarak, ölü Faik lehinde şahadet ettiler. Ve:
«Faik namuslu bir adamdı Böyle bir hareket yapacak insan değildi» dediler.
Şahit B. Osman Özkan İse, vakayı mütaakıp kadını teselli ettiğini, müdafaa şahitlerinden Hususi İdare veznedarı B. Nureddin Oktay ve eşi Nazire. vakıflar müdürü B. Ragıp Te-cer Ve eşi, foto Nâzım Baysal ve eşi Behlye, avukat LÛtfl ve eşi Aliye, sanığı altı senedenberi tanıdıklarını iffet ve namusuna çok düşkün olduğunu bildiklerini söylediler.
Duruşma, gelmlyen şahitlerin celbine ve bir kısım şahitlerin istinabe suretlle ifadelerinin alınmasına, maktulün karısı Naclyenln nlyabe-ten İfadesinin alınmasına karar verilerek muhakeme, nisanın altısına bırakıldı, .
Tiirk - Rumen ticaret görüşmeleri
Mühim bir keşif
Kanın akmasını durduran kimyevî madde
Londra ,13 (AA.) — Kan akıntısını durdurmak için kimyevi yeni bir maddenin keşfedildiği ve Manllla'da büyük başarı ile kullanıldığı haber verilmektedir. Böylece birçok yaralıların hayatı kurtarılmıştır. Bu madde İnsan kanının köpüklü iki unsurundan, fibrine ve thromblne'den mürek keptir. Bunun bir yaraya tatbiki kanı derhal dondurmaktadır. Beyin, karaciğer ve böbrek ameliyatlarında kullanılışı operatörün İşini büyük ölçüde kolaylaştırmakta ve cerrahi müdahalenin daha isabetle yapılmasını temin etmektedir.
Mani 11 a sahra hastanesinde bu maddeyi kullanan bir operatör şöyle demiştir:
«Bu keşif, belki de, asrımızın cerrahi terakkilerinin en mühlmmi olacaktır.»
Fakirlere kırk ton kömür dağıtılıyor
Vakıflar umum müdürlüğü kendi ormanlarında yaktırdığı kırk ton kömürü İstanbul yoksullarına dağıtmağa karar ver-mlştir. Bu husustaki emir İstanbul vakıflar umum müdürlüğüne bildirilmiş ve vakıflar idaresi dağıtmağa derhal başlamıştır. Vakıflar tarafından Aşevlerinde iaşe edilen yoksullara aile başına altmışar kilo kömür verilmektedir.
Rumen ticaret heyeti reisinin beyanatı
Bükreş 13 (AA.) — Anadolu ajanlımın Ö?«l muhabiri bildiriyor;
| Türkiye'deki Rumen ticaret hey. ti i reisi M Tudor lonescu. Ankara’dan dönüşünde şunları söylemiştir:
I Ankara'da elde edileıı neticeler ' hattında şunu söyliyehillrim ki, Türk siyaset ve ikt-hat çevrelerinin blzlere samimi surette müzahir olmaları sayesinde bütiın gecikmiş Rumen borçlarının tanzimi blz'm için mümkün olmuştur. Müstacel İhtiyaçlarımızın büyük bir kısmını karşılı?a?ak bol miktarda kömür ve pamuk yakında memlekete gelecektir. Bize karşı gösterilen dostluk ve İtipıod, demokrat Romanya'yp hiç şüphesiz hüyiik menfaatler getirecek dan İstikbali İyimserlikle beklememize İmkân vermektedir
Yeni bir Rumen heyeti çelecek
Ankara 14 (Telefonla) — Ankara datel Rumen ticaret Ueyctinden bir kısmının Romanyaya döndüğü, balkanlarının da yeni Rumen kabinesinde Ticaret Bakanlığına getirildiği evvelce yazılmıştı. Rumen ticaret heyetinin Ankarada kalan diğer âzalan da aldıkları emir «zerine dün akşam Biikreşe hareket etmişlerdir.
Türk - Rumen ticaret konuşmalarında bir inkıta bahis mevzuu değildir. Heyetin Bükreşe çağırılması, şimdiye kadar cereyan eden konııs
I malann umumi durumu hakkında malûmat almakla ilgilidir.
Öğrendiğime göre. Bükreştcn yeni bir ticaret heyeti gelecek ve müzakerelere Anknradakl Rumen sefiri başkanlık edecektir.
de istismar etmek hususunda ümit beslemeierldrl.
Vaziyet hemen hemen otomatik bir şekilde şöyle bir hal almıştır ki. solcuar Rusyamn müzaheretini aramakta, sağcılar ise batı devletlerinin müdahalesine bel bağlamaktadır.
Bu müphem siyasî hesaplar bir takım gülünç tahminlere İstinat etmektedir.
Vakıa büyük devletlerin güttükleri politika bazan, bu gibi yorumlara yol açmaktadır. Başlıca endişeler Tahran konferansından sonra Müttefiklerin nüfuz bölgeleri ayırdıkları, bunları aralarında taksim ettikleri hakkında hasıl olan kanaattir. Yine aynı kanaate göre, bu bölgelerde tam inhisarcılık hakkı tanınmıştır.
Econemist yazısını şöyle bitiriyor:
Balkanlardaki mahallî hüku-metlere, siyasî şeflere ve şahsiyetlere şurasını oldukça sert bir İfade ile belirtmek gerektir ki Mütteflklerarasj muhtemel bir rekabetten faydalanmak hususundaki ümitler suya düşmeğe mahkûmdur. Bunlar bu İhtarı bütün hükümetlerden işitmeli-dlr.
Balkan memleketlerindeki iktisadi ve siyasî durumdan müşterek sorumlu olan üç büyük devlet bu memleketler hakkmda-kl politikalarını bir prensip olmaktan çıkararak müspet ve devamlı bir hareket haline getir-melidlr.
Orta anado'u göMeri
Son yağmurlar ve karlar yüzünden sular kabarıyor
Konya'da çıkan Babalık yazıyor; Kışın bol yağışlı ve karlı geçmekte oluşu ova köylerimize su veren Beyşehir. Karaviran Suğla göllerinin seviyelerini çok yükseltmiştir. Beyşehir gölü barajındaki sular yardımcı boşaltma kanallarına verilmektedir.
Yağan karlar erimeğe başladığı zaman gollerdeki suyun dahada yükseleceği düşünüldüğü İçin şimdiden gerekli tedbirler alınnım başlanmıştır.
Vali B. Fuat Tuksalta başkanlığında yapılan bir toplantıda durum gözden geçirilmiş, su 1*1-ti müdürü de fenni bakımdan alınması gerekli tedbirleri anlatmıştır.
Beyşehir. Seydişehir ve Bozkır ilçelerimizin sınırlan İçinden geçen kanalların yörelerinde bulunan köslerimizle Karapınar’ın Hotumis bucağı bölgesinde, sulama sahası içindeki merkez n ahi ve ve köylerimizde su taşkınlık ve' baştanlarına karşı uyanık ve hazırlıklı bulunulması konuşulmuş, sözü geçen ilçe ve b. caklcr-mızdokl İdare âmirlerine direttikler verilmiştir.
Fransız. başkumandanı general Gamlln’in 1839/40 kışındaki hareketsiz halinden beri Almanyaya garptan saldırmanın İmkânsızlığı fikirlerde yer etmiş gibiydi. 1944/45 kışında müttefiklerin bu hudut önünde tekrar duralamaları İse bu fikri adamakıllı teyldettl. Son günlerde ve Sleg-fried hattının geçilmesine kadar her kes Almanyanın şarktan gelen darbelerle İşgal olunabileceğini ve ancak bu darbelerin altında çöküntü başladıktan sonra garp duvarının aşılacağını zannediyordu.
İş öyle olmadı. Muazzam Siegfried tahkimatı sekte günlük bir hücumla geçildikten sonra dokuzuncu günde ve dokuz dakikada Avrııpanın en geniş «u yollarından biri olan Rhln nehri de aşıldı. Burada da gedik açıldı.
Bu haberden daha mühim olan bir hâdise İse garp cephesine yeni bir Amerikan birliğinin, 15 İnci ordunun sürülmüş bulunmasıdır Rhln nehri şöyle veya böyle geçilebilirdi Fakat bu geçme esnasında müttefikler elinde yeni, yıpranmamış kuvvetler mevcut olmazsa bu geçmeden tam istifade şüpheli olurdu. Şimdi yeni açığa vurulduğuna göre müttefikler geçit yerlerinden içeri sarkmak ve bu başarıyı kıymetlendirmek İçin taptaze kuvvetlere de maliktirler.
Bir tarafta yıllardan beri sürüp gelen harblerle yıpranmış kuvvetler, öte yanda her türlü teçhizata malik yeni kuvvetler karşı karşıya gelirse muvazene baş döndürücü bir hızla bozulur. Bunun böyle olmasını beklemek lâzımdır.
Hattâ buna hacet kalmadan müttefik ordularlle Alman ordusunun teşkilât farkım göz önünde bulundurmak bile garpta büyük gelişmelere intizar lâzım geldiğini meydana koyar. Müttefik orduları; diğer hiç bir ordunun aklına getiremlyeceğl derecede geniş zırhlı ve motörlii kuvvetlere maliktir Almanlar bu vasıtalara malik olamadıktan başka kendi ellerindeki motörlü vasıtaları da işletecek benzinden mahrumdurlar. Şimdiye kadar müttefiklerin haİ2 olduğu bu bariz üstünlüğü karşılamak için Almanların tarafında Siegfr'.ed hattı gibi geniş ve tahkimli bir manzume mevcuttu. Bu manzume müttefikleri kendi önünde alıkoyuyor ve onların bu üstün vasıtalar dolayısile haiz oldukları hareket kabiliyetini frenliyordu. Şimdi bu hattın ve pon-ra da Rhln nehrinin geçllmestle artık bu manialar ve frenlemeler kalmamıştır. Tınla dar geçitlerden ovaya çıkmış süvari gibi engellerden kurtulmuş zırhlı ve motörlii birlikleri önUyecek imkânlar da yoktur. Daha dbğrusu onları ancak o derece kesif, sağlam ve bol akaryakıta sahip zırhlı ordularla karşılamak ve dur-
Parti grupunda diinkii müzakere
Yazan:
M. Şevki Yazman
durmak mümkündür. Halbuki bu Ja Alınanlarda yoktur. Buna karşılık müttefiklerin şimdi varmış bulundukları Ruhr ve Westfalye mıntak ı-siyle bunun gerisine düşen şimaK Almanya bölgesi yalnız düz olmakla kalmaz. Buralarda dünyanın en güzel, en geniş, en bol yol şebekesi, otostratları da mevcuttur Almanya-I nuı belli başlı ntnatratlarından biri Westfalye bölgesini Berlin'e bağlı j.m | Dortmund -Hanovcr- Berlin otostra-ı tidir. Müttefikler ise halen bu yolun , başına gelmiş bulunmak'adırlar.
Tahminime göre müttefikler Rhln bölgesinde hâlâ direnmekte olan bazı Alman birliklerini temizlemek veya çevirip işe yaramaz hale getirmek için nihayet bir hafta bir çarpışmaya İhtiyaç duyabilirler Bu esnada ve bilhassa Anvers yollyle Kolonya’ya yeni birlikler ve malzeme ikmal sevkıyatı da yapılarak şimali Aimanva-nın işgalini ttunamilyara* hazırlıklar sona erdirileblllr. Rhln'de savadan ve her gun ortalama 5-6 bin esir veren Alman ordusu da ar;«k kâfi derecede zayıflamış ve takatten duşmuş olacağından içinde bulundu' â-muz hafta sonunda Tuhrtngen r.llri-leslnln şimalinde kalan duz Pru; .va ovalarına ve ağlebl ihtimal biri Birlin İstikametinde sarka diğeri Hamburg İstikametinde şimale doğru ve tıpkı Paris çevirmesine henztven çevirme hareketine şahit olabil i la. Böyle bir hareket ise şimali Almnn-yanın büyük kıskımın mart sonuna kadar İşgalini sağhvnbillr
Kırım konfeıar,.u.dan ve müttefikler İle Kızılordiiııun hareke* ni sağbyan anlaşmalardan sonra >>la Sanfranslsco konferansının başlangıç tarihine ve hattâ galin ihtimal Ue mart sonuna kadar şimali Almanya-nın İşgalinin t'”T)tımlanı(’ağını tahmin etmiştik Ftı I* h ••"■r. hemen tahakkük srh.vı.iı girmiş bulunuyor Yalnız o vakit, şarktan gelen işgal selinin daha büyük srl'-’lnr krp-Uyacağını zannetmişken müttefiklerin Alman garp duvarını yıkmakta gösterdikleri hayrete def--t basımdan sonra İş bir miktar değişmişe benziyor. Garptan çelen sel daha çok ve daha çabuk büyük sabaları kap-hyacak gibi görünüyor. Bu Kırım konferansının bir net i( ı olabileceği gibi müttefiklerin malik ' -«tıkları çok sayıdaki zırhlı ve motörlü birliklerin hareketindeki çabukluğun neticesi de olabilir. Hakikat sudur ki Almanya harbi evvelden tahmin c "’-’bildlcİnden daha bfivük bir hızla sona ermektedir.
Dış piyasaların müracaatları
Ankara 14 (Telefonla) — Memleketimizle dış piyasalar arasında alış veriş mevzuu etrafında hararetli muhabere ve konuşmalar cereyan etmektedir. Son hafta içinde Amerika. İngiltere. Fransa. Romanya. Bulgaristan. İtalya, İspanya, Portekiz, Suriye, Filistin ve Mısır tâclrlerl tarafından memleketimize ihracat veya memleketimizden ithalât yapılmak üzere 600 den fazla müracaat yapıldığı görülmüştür. Bu müracaatlardan bir taamı kabul edilmiştir, diğer kısmı üzerindeki incelemeler henüz bitmemiştir.
Sof yada tifüs salgını
Sofya 13 (A.A.) — Anadolu ajansının Özel muhabiri bildiriyor: Tifüs salgını yüzünden Sofyadakl mekteplerin birçoğu kapanmıştır.
Toto» ekspresi kardan kurtarıldı
Ankara 13 — Elmadağ ile Lâlabel arasında kara saplanan Toros ekspresi, kurtarılmış ve yol açılmıştır Tren saat 11 de Ankaraya gelmiştir. | Haydarpaşadan gelerek Ankara İstasyonunda bekllven Toros ekspresl-Je Erzurum ve Diyarbakır katarlan da 13.30 dan İtibaren yollarına devam etmişlerdir.
Bu son kar fırtınası 30 yıldanberl görülmemiştir. Konya - Pınarbaşı hattı. Zonguldak hattında Güllüce İstasyonu kardan kapanmıştır; açılmasına çalışılıyor.
İştanbuldan Zonguldağa hareket eden vapurlar, fırtına yüzünden Ereğli limanına sığınmışlardır. Ankara tren! de kar yüzünden Zonguldağa gidememiştir.- Dün Zonguldak ta gece yarısına doğru şiddetli bir zelzele olmuştur. Hasar yoktur.
Yazlık ekimler
Ankara 13 — Ziraat Bakanlığı,
yurtta daha geniş ölçüde yazlık ekim yapılması İçin tedbir almaktadır. Bu suretle şiddetli yağmurlar yüzünden zarar gören ekimi telâfi etmek imkân dahiline girecektir. Tohum tstlyen köylüye derhal tohum verilecektir. Tohumların mühim kısmı iLiçlanmış-tır.
Ankara 13 (A-A.ı — C. H. P. Meclis Grupu Başkan Vekilliğinden;
C. H. P. Meclis Grupu Gene! Kurulu 13/3/1945 salı günü saat 15 te Balkan vekili Tekirdağ Millet Vekili Faik Öztrak’ın Başkanlığında toplandı
Oturum açıldıktan ve geçen toplantı zabıt hülâsası okunduktan sonra gündemin birinci maddesini teşkil eden ve geçen toplantıda görüşülmesi geri bırakılan Yozgat Millet Vekili Süleyman Sırrı İçöz'ün tiftik konusu haktandaki takririnin görüşülmesine geçildi Takririn okunmasını, ni&teikktp -öz alan Bursa Millet Vekili Muhiddln Baha Parsta bu konunun açık oturumda görüşülmesinde fayda olacağına dair Heri sürdüğü düşünce ve verdiği takrir üzerine cereyan eden müzakereden sonra Yozgat Millet Vekili Süleyman Sim iç öz tarafından Büyük Millet Mecllsne.ftmulacnğı takrir geri alındı.
Gündemin ikinci maddesinde bulunan Gl. Kâzım Karabeklr'ln şehir kulüpleri haklımdaki takriri kendilerinin rahatazhfeı dolayısile ve üçüncü maddedeki Büyük Millet Meclisi' dahili nizamnamesinin Türkçeleştirilmesine dair hazırlanan gruplar komisyonu raporunun da yeni dağılmış olmasından görüşülmeleri gelecek toplantıya bırakıldı ve saat 15.30 «fa oturuma son verildi.
Sümerbank memurlarına bedava yemek ve ekmek
Polise rüşvet vermek isteyen kadın mahkemede
Suna isminde genç bir kadın, pollM rüşvet vermek İstemek suçile meşbu* den yakalanarak asliye dördüncü caza mahkemesine verilmiştir. Suna yargıç huzurunda sorguya çekiimll ve demiştir kİ:
— Gece; ben ve yanımda ita kadın arkadaşını oduğu halde tanımadığım Üç erkekle beraber Beyoğlu caddesinden gidiyorduk. Ben Kulun rakısı İÇ» «niştim. Olanı biteni hiç türşejji bilmiyorum. Yalnız saat itayı geçmişti. Bağıra çağıra giderken bize bir pelte memuru ihtarda bulundu, o esnada kadın arkadaşlarını!a erkekler ortadan kayboldular Yalnız ben kaldım. Polise rüşvet vermfk ı.-teolğlmi söylüyorsunuz. Benim böyle bir şeydcS haberim yoktur'
Yargıç, genç kadına nc İş yaptığını sormuş, kadın; bir bara artist yazılmak üzere evrakının muamelede olduğunu söylemiştir.
Duruşma, hâdise şahitlerinin çağırılarak dlnlenmeri İçin başka güna bırakılmıştır.
Basın birliği balosu
Rayın birliği balosu bu ayin yirmi dördünde Taksim RSJdnosu salonlarında verilecektir. Hazırlıklar Bellemektedir. Balo biletleri Bcyoğiunda Lâle sineması karşısında Basın birliğinde satılmaktadır.
Ankara 13 — Şimdiye kadar yalnu 60 Ura ücret alan Sümer Bank memurlarına müessese tarafından bir kap sıcak yemek, 450 gram ekmek veriliyordu. Bu yardım genişletilmiştir. Bundan sonra ücret farkı gözctll-mekslzln her yevmiye ve ücret nian-lara bir kap sıcak yemekle 450 gram' ekmek verilecektir. J
Tıp bayramı balosu
Ankara 14 — Tıp bayramı müna-sebetlle bu akşam JiSara Palas sa» tonlarında verilecek balonun geliri Kızılay Ankara merkezine bağışlanacaktır.
—• Takvim •—s
Rfblülevvel 29 — Kasım 137 i tmsflg Güneş Öğle tklndl Ak Yata I E. 1(1-20 11.59 6.C9 9.29 12-00 1 0İ V- 5.35 7.14 13 23 18 44 19-15 21.451
sarıne 3
AKŞAMDAN AKŞAMA
ŞEHİR HABERLERİ
Tecrübe mihengi
Parola gibi şiir!.
Arkadaşlardan biri, yöyle bir hikâye anlattı: ,
Vaktile, askerlikte deniz hizmeti öbür hizmetlerden U2iın okluğu için, sahil halkı arasında tk kimse, karada vazife almağı
rcih ederlermiş. (1)
Ozamanııı tâbiri üzere, «ahzi tsker dairesi resi» de, Karadenizli uldu mu, ille balıriyeye seçmek arzusunu göstermiş.
— Sen Trabzonlu imişsin. Kâğıdında öyle yazıyor.
— Hayır. Denizden anlamam. Babam orada bulunmuş da ‘ ' gıdıma yazmışlar. .
— «Fındık» de bakalım.
— Finduk!
— İşime yararsın öyleyse... Geç gu bahriyeliler tarafına.
¥¥¥
Buna benzer bir hikâye.., Hacı babanı anlatırdı;
Vaktile sünniler şiîleri Mek-keye sokmamağa karar vermişler:
— Onlara K er belâ kâfi... Burada işleri yok! - derlermiş
Fakat şiîler de, Kafkas ve İran Azerbaycanından akın akın gelirlermiş. Sünnî oi d oklarını iddia ederlermiş,
Ayırd için bir çare bulunmuş:
— «Pilâv» de bakayım!
— Plof!
— Anlaşıldı: Bizden değilsin!.. Dön memleketine...
Serseri çocuklar
Doktor İbrahim Zatî öget ne diyor?
kâ-
Üçüncü bir hikâye:
Konyadan İstanbula gelen bir aile artık bu şehre temessül ettiğini ileri sürüyordu.
Konuşmalarını takibettinı:
Memur yerine memor. mebus yerine mebos, mahsus yerine mahsos: hülâsa «u» harfine boykotaj... Ya «ti» ya «o. Ortası
yok!
— Konyablıktan ayrılamamışsınız! - diye hükmümü verdim.
***
Bütün bunlar gibi bir bayan, asın bir eençlik iddiasındaydı. Allah da öyle malzeme ile yaratmış ki. sahiden yirmi civarlarında görünüyor. Tabii berberin, masajcının ayrıca rolü olacak
Konuşmasına kulak verdim:
Mânâ'ya mana demiyor. Mes'-ud a O siz mesut demiyor Hü-lâsa'ya yeni model hülâaaasaa demiyor. Türkcevi anamızdan, babamızdan öğrendiğimiz gibi telâffuz ediyor. .
Arkadaşlar aramızda göz kırptık;
— Otuzundan aşağı değildir! (Vâ - Nû)
(1) Yeni kelimeler arasında «ödev» ve «görev» sözleri «vazife» yerini tutuyorsa da. işte bu yerde ikisi olamıyor. Hele meselâ birine kızın da:
— Senin ne üstüne görev? — Senin ne üstüne ödev? demek büsbütün olamıyor.
Cumhur Başkanının Yeşilaycıların telgrafına cevabı
Yeşllayin 25 inci yılını kutlama töreni münasebetlle Cumhur Başkanı fârnet İnönü'ye telgrafla Y-şlİayın tazim duyguları bildirilmişti Milli Şef hu telgrafa şu Cevabı göndermiştir:
Ord. Prof. Dr. Fahreddln Kerim Gökay Yerilay Barkanı İSTANBUL Yeşllayın 25 İnci yıldönümü nıünn-sebetile gösterilen içten duygıılnra teşekkür eder, hayırlı başarılar dilerim.
İSMET İNÖNÜ
13/3/1945 fiatlerl oftndıa üzerine 1 sterlin Jrvvyork üzerine 100 dolar Cenevre 100 İsviçre Fr. îtîadrld üzerine 100 pezeta Stokholm üzerine 100 kuron ESHAM VE TAHVİLAT Ejganl % 5 1933 I $&amiye11 % 5 938
% 5 ikramiyen M. M. % 7 Milli Müdafaa ^lll! Müdafaa 2 Milli Müdafa 3
5 945 Millî Müdafaa
Ş^vas - Erzurum 1 Sivas - Erzurum 2-7 fu 7 1941 D. Y. 1 İ941 Demiryolu II W41 Demiryolu ITT îj*l Demiryolu ri, 5 Analodu D. Yolu % 60 Anadolu tahvili I - II Anadolu Miimes.
Şlerkez Bankası T. İş Bankası nam^ T. İş Bankası ham.
Aslan Çimento
BORSA DIŞINDA
' Reşadiye altını
•ulden
külce altın bir gramı
5.20
129.—
30 075
12.84
31.1329
Fındık satın alanlar
son günlerde çoğaldı
Bir arkadaşımız, uzun seneler ço cuk esirgeme kurumun da ve ceza -levkffevlerlnde çalışmış bulunan Dr. İbrahim Zati öget'1 e serseri çocuklar hakkında görüşmiiştr. Dr. Zati öget bu hususta şunları söylemi.;!ir:
•.Çocuk Esirgeme kurumunda çalışırken dalma kurumun çalışma programına serseri kimsesiz çocukları bir mevzu olarak almasına taraftardım. Zira tevkifhanede geçen uzun çalışma senelerinde cürüm Işilyen çocukların çoğunun serseri olduklarını tes-blt etmiştim. Memnuniyetle öğrendik kl nihayet, devlet bu İşi ele aldı. Ankara'da 22 kişilik bir komisyon teşkil edildi ve bu hususta bir rapor hazırlandı. Fikrimce serseri olan çocukların bir kısmı irsi ve atavik sebeplerden, diğer kısmı da içtimai, ahlâki, sosyal sebeplerden bu durutıa düşüyorlar. Avrupa'da bu gibiler için İrsi sebepler yiizde R5 nispetinde kabul edilmiştir. Zira orada alkol ve frengi İle haşrüneşr olmuş bir zümre vardır. Bizde bu gibi zümreler yoktur.
Yalnız hassaten İstanbul'da 15 - 20 senedenberi ortaya çıkan bir buhran görülmektedir Bu da âUe buhranıdır kl bu yüzden ayrılmalar çoğalmıştır. Bu yüzden bir kaç çocuk ortada kalmaktadır. Eve gelen yeni karı veya kocanın İlk lâfı «ben bu çocukları İstemem gözüm görmesin» olmakta, yeni a'kla meşbu ana veya baba da bunu kabul etmektedir. Bu yüzden 7-8 ----
, 4 - leruıı yuKseııeces nusıara uıaşuma-
görmesin diye gûya İşe veya konuya dlğl sürü|üyor. Halbuki üretimin komşuya arkadaşa gönderilmekte ve IIk grenlerine nazaran fındık fiatlerl yalnız evde yatmak hakkına malik arasında büyük flat farkı olmuştur olarak evlerden uzaklaştırılınaktad’r j]k üretim çıktığı eylül ve ekim ayla-Turklyede çocuk cürümlerinin belli ( nnda bir kilo ftndık 76-78 kuruştu, başlı sebebi âlle durumlarının bu va- Fiatler bir ay evveline gelinceye kaziyeleridir Yapılncafc şeyin şunlar' dar yavaş yavaş yükseltilmiş ve 95 elmasına taraftarım: kuruşa çıkarılmıştır. Üç günden beri
1 — Serseri meısltlarm t/*t»1s»lı»rılın ııs
Fiatlar 76 kuruştan 115 kuruşa kadar yükseldi
” Zeytinyağı bir türlü bollaşamadı-ğından piyasada bulunan fırsatçılar ' hareketlerini arttırmışlardır. Fındık ’ yağı satışı, zeytinyağı aatnuyan dük’ kânlarda yapılıyor. Rafine edilmiş
• fındık yağını zeytinyağından ayır-
■ mak güçtür. Fındık yağlan, İstanbu-
■ 1un her semtindeki tatlıcı, börekçi ve
■ diğer undan mamûl maddeler satan: lar tarafından çok tutarda kullanıl-
• maktadır. Önce zeytinyağından fayI dolananlar bu yağları bulamayınca
fındık, ayçiçeği ve susam yağına düş-müşlerdlr, Susam para ettiğinden piyasada susam yağı azdır. Ayçiçeği ya, ğı fındık vağt kadar siirillmedlğin-den flatı daima aşağıdır. Zeytinyağı i yokluğundan en çok faydalanan fın-ı dik yağı olmuştur.
Fındık yağı satışı kârlı bir hal aldıktan sonra elinde parası bulunan birçok kimsenin fındık almağa başladığı görüldü. Bilhassa son üç ay İçinde İstanbulda zeytinyağı yokluğu olduğundan fındık tacirleri harekete geçerek buldukları her malı satın alıp kaldırdılar.
Söylendiğine göre fındık toplıyan-ların arasında manifaturacı, kunduracı, terzi bile bulunmaktadır.
ı Fındık İhracı yeni yeni başlamıs-tır. Yapılan ihracat pek az tutarda-_ , . ,, „ , dır. İhracat yekûnunun fındık flat-
yaşarında çocuklar gos( ıerını yükseltecek miktara ulaşama-
Ingiltere ile ticaret
Yeni anlaşma için temaslar iyi karşılandı
bederse bulanık suda balık avlıyan-lar fındıkları topLıyarak zeytinyağı satışlarını dört gözle taklbedlyorlar. Memleket dahilindeki fındık satışlarında Giresun fındık tarım kooperatifi büyük rol oynamaktadır. Bir kaç günden beri spekülâsyonun artması üzerine kooperatif, satışı durdurmuştur. Kooperatifin piyasaya vo yağ fabrikalarına fındık satmadığını görenler fındık fiatlerinl yükseltmişler ve böylece bir kilo fındığı 115 kuruşa çıkarmışlardır. Bu husus fındık kooperatifine sorduk, Bize şu cevabı verdiler:
«— Fındık fiatlerl her gün değişiyor. Biz de satışları, Hallerin İstikrar buluşu tarihine kadar durdurduk tekrar ne zaman fındık satışına baş-lıyacağımızı Ankaradan gelecek emirden öğreneceğlz.>
Fındık fiatlerl yükseltilmekle ka-Unmıyarak malların saklandığı da görüldüğünden bir tedbir alınması Jçin İlgili makamlar harekete geçmişlerdir.
Zeytinyağı sabşı
Vilâyet, elinde bulunan zeytinyağ-larmı sırası gelen semt bakkallarına dün de dağıtmağa devam etmiştir Bıı haftaki tevziat geçen haftaya nazaran en az yüzde otuz fazlasllc yapılmaktadır.
Ticaret Bakanlığının nebati yağlar hakkmdakl son kararnamesinde üç büyük şehrin yağ ihtiyacını Tarlş'ln karsılıyacağı bildirilmektedir. Tart?, şimdiye kadar İstanbula getirdiği yağları biri Beyoğlunda diğeri Mısır çarşısındaki perakende satış yapan !____T_ ,________T___o_______________ İki mağazasında kendi hesabına sat-
1 — Serseri çocukların toplattırılıp bir kilo fındığa 115 kuruş İstenmeğe makta İdi. Dün, vilâyet tarafından âilelerine ladesi ^k! bu hiç bir netice ' başlanmıştır. | yağ satmalarına izin verilen bakkal-
’ Bir kilo fındıktan ortalama yarım lara dağıtmak üzere Tariş 8 bin kilo kilo fındık yağı alınmaktadır. Fındık zeytinyağı getirtmiştir Bıı yağlar bu-fiûtı ufak bir değişiklik gösterirse' gün dağılmağa başlanmıştır.
hemen yağ flatı da değişmektedir. Ticaret Bakanlığının emri üzerine Fındık yağı imal edenlere İmal hak- 1 bundan sonra Tariş şehrimize her kı olarak yüzde yirmi kâr veriliyor 1 hatta 8 bin kilo olmak ve ayda 30 bin Fındığın kilosu 80 kuruşa alındığı kilodan az olmamak şartlle İstanbula günlerde toptan olarak bir kilo fin- muntazaman zeytinyağı getirecek ve dik yağı 180 kuruşa verilmişti. Bu. bu yağlan izinli bakkallara dağıta-fiota bakkalın koyacağı perakendeci çaktır. Yapılan hesaplara göre bu kârı dahil değildir. Üç gün evveline miktar şehir İhtiyacının mühim bir kadar bir kilo fındık 95 kuruşa İdi ı kısmını karşılıyacaklır Bundan baş, ıuıı. 95 kuruştan alınan fındıkla yapılan, ka vilâyet, toptancı tüccarlar tara-bîlâkis ya®,n taptan satıs flatı ortalama 230 ' ......... "
I kuruşu buluyor. Üç günden beri bir ı kilo fındığa 115 kuruş İstendiği göz önünde tutulmak suretile yapılan blı hesapta kârlarla beraber bir kilo fın-I dik yağının 280 - 300 kuruşa satılma») | İCBbedecektir.
istanbulda fındık yağı yapan yedi fabrika vardır. Fabrikaların hesapları. defter ve faturaları tasdiklidir Piyasaya borsadan tasdikli faturalarla ynğ çıkarıldığından ve bakkallar devamlı kontrol altında bulundurulduklarından fındık yağı satış Hallerinde hileye kaçılamıyacağı ileri sürülüyor
Giresun ve havalisinden gelen fındıklar hemen bir kısım tacirler tarafından toplanmakta ve satışa çıka-rılmıyarak bekletilmektedir. Dün piyasayı dolaşanlar fındık tedarikinde güçlük çekmişlerdir. Eğer bu İşlerle uğraşanların sözlerine İnanmak ic&-
Yeni ticaret anlaşması etrafında İngiltere İle yapılan temaslar piyasada İyi karşılanmıştır.
Orta Avrupa He olan ticari münasebetlerin kesilmesi üzerine ithalât ve İhracatın başka düzene konmasına 1 lüzum görülmüş, Ticaret BPkanlığı yeni düzene göre hartkete geçmiştir
İhracat mallarımızdan miihlm bir kısmının nakil vasıtlan güçlüğünden, pazarların azlığından ve daha başka haklı sebeplerden ötürü ellerde bekletildiği ve tedbir alınması İçin Ticaret Bakanlığına başvurulduğu yazılmıştı, İhracatın yapılamayışı gelecek ayların İthalâtını sekteve uğratacak mahiyette görüldüğünden İncelemelere öu noktadan da Önem veriliyor
Son alınan haberlerden Ingiliz ticaret firmalarının memleketimiz eko nomisl İle yakından ilgili oldukları ve bize mal vererek mallarımızı almağa İştah gösterdikleri anlaşılmış, bu yakınlık İlgililer! zivadeslle memnun bırakmıştır.
Şimendifer malzemesi almajc üzere tnglltereyc gitmiş olan D?vlet Demiryolları temsilcilerine yeni kolaylık gösterilmiş, satış işleri irin verilen mühlet uzatılmıştır. İngiHzlerin bize ne gibi mal satabileceklerinin tesblti-ne geçilmiştir.
İnglltercden yapılacak ithalât memleketimize yakınlığı bakımından faydalı olacaktır. Ticaret Bakanlığında bu iş etrafında yeni çalışmalar başlamıştır, önce bize gönder’lmeü-ne İzin verllmlyen bir ’ cok İnrilk mallarının memleketimize gönderilmek ü’erç beklet’ldlklerl öğrenilmiştir.
Kumaş ihtikârı
aııvıcı ııır ııtuesı . __
vermlyecektir. Zlfa çocuğu bu hale getiren zaten Aile değil midir?
2 — Plasman - Famüie denilen iyi âlleler nezdlne yerleştirmek kİ bu da pratik değildir.
3/— Bu gibi çocukların büyük merkezlerden ıızaklnştrılmaları. Büyük şehirlerin pLs havasından kurtararak şiniklere yerleştirmek suretile temiz ruhlu bir İnsan olmalarını sağlamak
4 — Islahhaneler kurmak, bunların da leh ve aleyhinde çok şeyler söylenmiştir. Hattâ o kadar Heri gidilmiştir kİ bazıları bunların LkÛimh mensuplarını kötüleştirdiğini İddia ] etmiştir. Bence ıslahhane en müna- 1 sip şeklidir. Ancak ıslahhaneyi iyi bir tarzda idare etmek gerekmektedir. Günün muayyen saatlerinde bu ço- ' cuklıra göre tahsil sonra atflyelerde 1 İş ve sanat Öğrenmelerini temin ederek 3 senelik bir nezarete tabi tutmak münasiptir,»
Satışa çıkarılan ithal malları
Gal, Tünel cad. No. 48 de Mlhran Gesar ve oğluna grafit pota, Gal Balıklı Küçük handj Temas C. Takrre grafit pota. Gal. Fermeneciler No. 90 da Vehbi Koç ve ortaklarına kur-u t halitası, İst. Cedit handa Mehmet Değirmenci oğluna şap, İ t. Büyük Kır,acıyan handa Halit Büke'ye cerrahi ipek İpliği, İst. Sabuncu han 'a Yılda Mlzrahlye elbise düğmesi, İ t. Sultanhamamda pertev Pnkore muşamba el çantaları.
fından şehre getirilmekte olan zeytinyağlarının münhasıran izinli bakkallara satılmasını sağlıyacaktır.
Devlet Demir ve bilhassa Denizyol-larlle getirilen yağların miktarlle kime alt olduklarının İdare tarafından vilâyete haber verilmesi temin olunmaktadır. şehre getirilen yağların vilâyete beyan edilmesi Ticaret Bakanlığının emridir Bu emre aykırı olarak şehre getirilen yağlan beyan etmiyenler şiddetle cezalandırılmaktadır. vilâyet. Münakalât Bakanlığına bağlı nakil vasıtalarile getirilen yağların miktarını hem idareden hem de tüccar tarafından verilen beyanname He öğreneceğinden bu suretle yağların bir kısmının da olsa kara borsaya İntikali, önlenmiş olacaktır Şehre motörlerle getirilen yağların takibi de emniyet müdürlüğü ve liman İdaresi vasıtaslle temin olunacaktır.
KÜÇÜK HABERLER
★ Üniversite mensubu profesör, doçent ve asi-tanların Üniversitede akşama kadar bulunmalarını ve ça-laşmalarmı sağhyncak olan kanun tasan bugünlerde Büyük Meclisine verilecektir
* İkinci kanaat notlarının verilmesi dolayısile yükrek ve yapı usta okulları hariç olmak üzere bütün teknik öğretim okulları İle ortn va liselerde 19 mart sabahından 25 mart akşamına kadar ikinci dinlenme tatili yapılacaktır.
öğretmen okullarında da 2 nisan
ve
Millet
Doktorun iğnesinden 2 saat sonra ölmüş
Fenerde bir bıçkı atelyesinde çalışan ve gene orada İncebel sokağında oturan altmış beş yaşında Slmon isminde biri, makineden yüzüne sırıyan bir kıymık ile yaralanmış, Slmon derhal o civarda bir doktora başvurmuştur. Doktor kendisine bir iğne yapmış, adam iki saat sonra ölmüştür.
Ölümden savcılık haberdar edilmiş. Adliye doktoru B. Kâmil Ünsalan cesedi muayene etmiş, tedavi yapan doktor, yaralıya kâfıırl yağı şl ringa ettiğini söylemiştir. Adliye doktoru ölümün mahiyetini şüpheli gördüğünden. cesedi morga kaldırtmıştır. Soruşturmalar devam etmektedir.
25.00
22,90
25.25
19.70 sabahından 8 nisan akşamına kac'ar
20.40 diklenme tatili yapılması Bakanlıkça
19‘24 muvafık görülmüş ve karar ilgili 19*16 okullara bildirilmiştir.
19.70 ! . —-------------- ---------- . .
19.70
19.73
2150
20.03 •983100
63 -
49.—
147.
15.25 B. Nazif Seçkin'ln başkanlığında be-1 de oraya miîdür teyin edilmiş ve 885 tediye hıfzi’sıhha müdürü, vilâyet ve muhtelif okullarda hocalık etmiş, ve
veterinerleri. mezbaJıa mü- bir çok memuriyetlerde bulunmuştur.
36.25 dürü ve diğer İlgil i-r toplanarak Ölümü, memleket irfanı kin acı bir 33.30 mezbahanın ıslalu meselsin! görüş- kayıptır. Kederli âllczlne tozlvetlerl-
5.301 muşlerdlr. jmlzl sunarız.
Acı bir kayıp
İstanbul Millet Vekili B AH Kimi Ayüz'ün Ankara'da vefat ettiğini büyük bir teessürle haber aldık, Merhum bLr kaç gün evvel hastalanmış ve Ankara'da Nümune hastanesinde tedavi altına alınmıştı. Cenazesi dün Ankara'da törenle kaldırılmıştır
Ali Kâml Akyıiz, memleket irfanına hizmet etmiş, temiz, dürüst bir insandı. Avrupa şaheserlerinden bir çok kitapları dilimize çevirmiş olan merhum, bir çok ilim adamları ye-*■ Dün Belediye Reis muavini Dr.itiştiren Darüşşafaka'da okumuş. 920 »t - - - • - - - | firavsı miidıir L4vin cdllmİK ve
★ Fatihte oturan 35 yaşlarında bayan Ferlim Bâkırköyden Sirkeciye gelmekte olan tren Yenlma’ıaHe İstasyonundan kalktığı sırada atlamak İstemiş, müvazeneslnl kaybederek vagonların altına yuvarlanmıştır. Bayan Ferlha. sağ ayağı bileğinden kesilmiş olduğundan Balıklı hastanesine kaldırılmıştır.
Halil Muraffer’în katli tahkikatı
Teknik okul pansiyon âmiri Halil Muzafferin tekme ile ölümüne sebebiyet veren hâdisenin tafsilâtını dün vermiş ve vakayı mütaakıp kaçan şoför Roberln de yakalandığını yazmıştık.
Rober Mlrat İsmindeki bu şahıs dün Emniyet müdürlüğü tarafından geç vakit Adllyeye teslim edilmiş ve hazırlık tahkikatını yapan B. şeklp Musluoğlu tarafından sorgusu yapılmak üzere üçüncü sulh ceza mahkemesine verilmiştir.
Rober, sulh ceza yargıcı tarafından sorguya çekilmiş ve vakayı şöyle anlatmıştır:
«Hâdise günü, ben «tecrübe» plâkalı bir otomobili idare ediyordum. Yanımda Cevat ve Numan isimlerinde iki memur arkadaşım vardı. Merhum ile arkadaşı otomobilimin önüne çıkarak durdurdular; bir aralık Muzaffer çamurluğa atlıyarak beni aşağı almak İstedi. Ben mâni oldum, düştü. Ben otomobili sürdüm. Her halde otomobilin arka tekerleği kendisine İsabet ederek bu faciaya sebebiyet vermiş olacak. Benim kasti bir suçum yoktur.» dedi.
Yargıç, sorguyu mütaakıp, kendisini tevkif elti ve hakkında tevkif müzekkeresi keserek cezaevine gön-1 derdi.
Dâva evrakı savcılığa iade olunmuştur. Oradan da sorgu yargıçlığına sevkedilecektlr. • I
Yeniden iki fabrikatör mahkemeye verildi
Meydana çıkarılan büyük ölçüdeki kumaş İhtikârı tahkikatı devam etmektedir. Bu İşle İleli! görülenlerden Abdurrahman Malta'da sahte fatura ile kuma? satmaktan Milli korunma mahkemesine verilmiştir. Bundan başka kumaş imalâthanesi sahibi Yakup Çlkvp-şvlll de fazla flatle kumaş satmak suçile Milli korunma mahkemesine verilmiştir. Şimdiye kadar bu işte İlgisi görülenlerin mühim bir kısmı mahkemeye verilmiş ve tevkif olunmuşlardır. Tahkikata devam olunuyor.
Ayrıca elinde bulunan pamuk ipliklerini satmaktan İmtina eden bir dokumacı. sattıkları mallara alt teneke ve lehim ücretlerini fazla olarak’fa-turaya kaydeden muhtelif eşya satıcıları ve usulsüz fatura tanzim eden bir kâğıt imalcisl Milli korunma mahkemesine verilmişlerdir. ■
Petrol ofiste suiistimal yok
İstanbul VHâyetinden: Petrol ofisi mupınelâtmda yolsuzluklar olduğu ve bazı memurların suiistimallerde bulunduğu yolunda son günlerde bazı gazetelerde görülen neşriyat üzerine vilâyetçe yaptırılan tetklkat neticesinde mezkûr ofiste yolsuzluk ve suiistimal yapıldığına dair hiç bir malûmat elde edilemediği gibi adlı ve idari hiç bir makam tarafından yapılmış ve yapılmakta olan tahkikat vetaklbat da mevcut olmadığı anlaşılmıştır. Tavzlhan neşrini İrca ederim.
İzmir'de bir işçi hastanesi kurulacak
İzmir (Akşam» — İzmlrde bir işçi hastanesi kurulacaktır. İzmir ithalât tacirleri, hastanenin İnşasını temin İçin binde bir ve ihracat tacirleri de binde yarını nispetinde bağış kabul etmişlerdir.
Başmuharrirler, büyük politikacıların nutuklarından sonra, bunlara dair, makaleler yazarlar* ken ekseriya şöyle bir başlangıç yaparlar: «Nutkun .tamamını
görmedik. Ancak ajans telgraflarında okuduğumuzdan anladığımıza göre vesaire vesaire...
Başmuharrirler böyle bir baş-•angıç yapmakta da pek hakli-ı dırlar. Zira hakikaten çok kere bir nutkun tamamı ile, onun telgraf hülâsası arasında dağlar kadar fark oluyor. Hattâ bazan haşma-' kale değil alelâde fıkra yazarken bile böyle bir başlangıca lüzum hasıl oluyor,
Meselâ Nurullah Ataç şiire dair bir konferans vermiş. Bunun ta-marnını görmedik. Fakat gazetelerdeki hülâsası hakikatli .şaşırtıcıdır.
Bu hülâsada şöyle deniliyor: LJL «Nurullah Aataç şiirin t.'ıriD cdilemiyeceğini söylemiştir... Başû-ka bir gazetede okuyoruz ki NuCM ı ull: h Ataç'ın «Şiir nedir?,. mevAfc zuhı konferansı tamam bir bıı çuk saat sürmüştür. Yani bir bu-C çuk saat Nurullah Ataç şiiri tâ,-O rif etmiştir. Ne olduğunu anlat-(0 mıştır (jj
Yine bu konferans havadisinde> Nurullah Ataç’tan şöyle bir eiim-Qj le naklediliyor; Q)
«Bir şiiri estetikçiler değil valp-nız şairler anüyabilir.»
İşte bu söz hakikaten tuhaftır^ Zira Nurullah Ataç on beş, hattâ^ belki yirmi seneden beri şiire dair^J lenkidler yazmaktadır. Kendisi*-' hin şairlikle alâkası yoktur. Esa-^ sen edebiyat münekkidi şairdeniz ziyade estetikçiye yakın bir inÇ,} sandır.
Demek bütün o hükümlerini — şair olmadığına, estetikçi olduğuna göre — şiirden katiyen anlamadan veriyormuş!.. Nurullah Ataç kesecek başka dal kalmayınca nihayet kendi oturduğu dalı desterelemiştir.
Ancak şiirde, bütün öteki güzel sanatlar gibi, hattâ bütün dünya güzellikleri gibi yalnız şair için değil, aynı zamanda mühendis, doktor, dalgıç, avukat, politikacı, cambaz, kaptan, muallim, çilingir, balık konservecisi. .tüccar vesaire vesaire içindir de..
Yalnız şair tarafından söylenen ve sadece şair tarafından anlaşılan şey şiir değil acayip bir parola. gizli cemiyetlerin âzası arasında kullanılan esrarengiz işaretler olabilir.
İç dünyasında herkes az çok şairdir. Marifet bunu ustalıkla dışarıya vurabilmektir. Dışarıya vurulamıyan şey, şiir haline gelmemiş demektir. O zaman içte kapalı kalmış hislerle size yalnız «hassas adam» denilebilir. Fakat şair değil... İç dünyadaki şiiri dışarıya vurabilmek de ancak bunu başkasına anlatmakla kabildir.
İç âlemini anlatamıyan şair hakikaten acınacak bir zavallıdır Fakat karşısındakine, anlamayana göre hava hoş!..
Hikmet Feridun Es
Üniversite lâboratuvarları
Üniversite kütüphanesi civarındaki arsaların İstimlâki İçin geçenlerde Rektörlükçe bir müracaat yapılmıştı. Elabcr aldığımıza göre, İstimlâk muamelesi tekemmül ettikten sonra bu arsalarda Üniversitenin ihtiyacı olan ve bugün muhtelif binalara dağıtılmış bulunan lâboratııvar-lar inşa olunacaktır. .
/■
Kari mektubu
Patlıyan bir lâğım
. İzmire talebe yurdu
İzmir (Akşam» — Türk Maarif ce-. miyetl İzmir şubesi başkanlığı, hal' kın bağışladığı 105,000 Ura İle Büyük Gazi bulvarında eski akşam kız sanat okulu binasını satın almış ve bu bl-' nada 67,000 lira tutarında tûdllât ya-“ parak binayı (200) talebe alacak bii-’ yüklüğe sokmuş, idaresindeki Talebe
■ yurdunu bu binada açmıştır. Şimdi
■ Ege bölgesinde bu kadar çok talebe-• sİ bulunan (Talebe yurdu» yoktur.
■ Vali B. Şefik Refik Soyer'ln. yeni yurt . binasının cemiyetçe satın alınmasın. da, noksanlarının temininde büyük
İlgisi olmuştur.
Talebe yurdu, Türk Maarif cemlye-; tl tarafından idare edilmektedir. Ce-mlyetin İzmlrdekl İdarecilerinin omcll aynı zamanda bir de (Kız talebe yur--du» binası temin ederek açmaktır.’ Cemiyetin İzmlrde açmağa muvaffak j olduğu lEge lisesi) nln bir köle] hali-•ne getirilmesi de esas hedeflerdendir.)
Şişli'de Perihan sokak 64 numarada oturuyorum. Evimin arka tarafında Hanımoğlu sokağındı» bir evin ifiğınıı 68 numaralı bahçede patlamış. Perihan sokağına akmaktadır. Bunu evin sahibine müteaddit defalar söyledim, aldırış etmediler. Bir ay evvel bir İstida ile Şişli nahiye müdürlüğüne müracaat ettim. 74 numara He belediye fen işleri müdürlüğüne gönderildiği söylendi. Fakat bir aydır bu fena manzaranın önüne geçilmedi. Sokaktan geçenler bu pis kokulu suya basmak mecburiyetinde kalıyor. Lodos başlamadan bütün bu civarı tehdit eden bu tehlikenin önlenmesi tçln alâkadar makamın nazarı dikkatini celbetmenizl derin saygılarımla rica ederim.
şişli: rerlhan sokak No 84 Hamli Balkan
Salıife 4
AKSAM
14 Mart 1945
KARAR ZAMANI
| Yazan : SLIMNER WELLS
BİRİNCİ KISIM
BEŞİNCİ BAHİS
İhtilâf sahaları
j Tarihten
Vur! öldiir! Çata! Vurma!
Muazzam gramerli
Temel İngilizce (Esas izah »e tam tefâffıız) Hazırlayan: ÂBBAS TEMİZER
A
Herkes TEMEL İNGILİZCE’dfn bahsediyor. 4M» sahlfe tutan bu estrin mükemmeliyetinden Siz de istifade ediniz. Elalı 400 kuruş.
Yeni Çıktı.
AHMET SAİHOĞLU KİTABETİ
«■mBHMRKLaa M. Cagaloglu Yokuşu No. 17/1
Genç Sultan Damanın feci dününün halk tabakalarında husule ge-lha tlrdiğl teessür gün geçtikçe artmıştı tat Herkes nazarında kapı kulları (padi- * . _ .
şah katilliği) ile İtham ediliyordu, nundan iki kâğıt çıktırdı; Kapı kulları aleyhine dedikodular su- eliyle yukarı kaldırdı, ya düşen taşın husule getirdiği hal- — Ben bu lomcasûklerie şer'an kahır gibi h(r tarnfn yayılıyordu. ’ ' ‘ ’
Bu dedikodular askere hacaiet ve-riyotdu! Onlar da Genç Osmanm ou lamayı propagumıa ıçuı yupuruı katline Iğınazlarından dolayı kendi neşriyatın çokluğuna bakılırsa, Ro- kendilerine levmcdlyorlar, velinimet manya hükümetinin bu maksat Uğ- kaatllllğinden teberri etmek istiyor-runa hayli parâ sarfettlğlne hükmet- lardı. mek lâzım gelir. Fakat arzularının1 Azlindin beri saklanarak hayalını yerine getirilmesi için kendilerine kurtarmış olan damat Davut paşanın verilen fırsatın, bu meseleyi haile ye- düşmanlan askerin bu duygulannı teceği hakkında uzun müddet şüp- körükVmekten hail kalmıyorlardı, heler İzhar edildi. 1 Nihayet 1623 ocak ayının İkinci -
Bu karışık ve sık sık güçlükler çı- 1032 safeıinin yirmi reklzlnci günü karan meseleler karşısında. Roman- divanda sipnh tayfası arasında bir yayı son çeyrek asrın fırtınaları İçin- kaynaşma oldu, den selâmete götürebilecek ancak _ Anadolu ve Karaman semtinin feragatli, uzağı gören ve hissi selimi kadıları, softaları, reayası bize (SuI-sağlam kimselerin elinde bulunan tan Osman kaatill) dlve taan ediyor-kuvvetli bir hükümet olabilirdi. |ar. SuItan Oamnnı kim kstlettlysc
Vatanseverlikleri yüksek olan rical ebette hakkından gelinsin* eksik değildi. Köylü partisi şefi Ma- - - - - — - ■
niu bunlardan biri LdJ. Fakat bunlar, kuvvetlerini kullanabilecekleri mevkie nadiren gelebildiler. Hükümet hükümeti tâki betti. Bunların da ço-, ğu, kıral hanedan âzalarının firarları hâdiseleri İle karşılaştılar. Rumen milletinin vaziyeti, ve hükümet mii-esseselerinin istikrarı, mütemadiyen fenaya doğru gitti. Bükreşlekl ahlâk bozukluğu, diğer Avrupa başşehirlerinde göriilenlüh.ı hepsinden daha fena İdi. -
Romanyada hiç bir zaman bir halk hükümeti kurulmadı, ve halk otori-, ”
terinin kurulmasını temin için hiç bir hakiki temel atılmadı. Hükümet, dalma üstte kaldı. Onun İçindir ki. 1930 senelerinde milli otoritenin Go-ga, ve Antonescu hükümetleri gibi kaba şekillere büründüğü; demir mu- 1 . -
hafız ve Codreanu gibi nazl taklitle-, öldüren padişah! Bizim rinin doğduğu: ve Hltler’in tesiriyle'yakatımız yoktur. P_i_,--------------- .
yahudilere karşı mezalim yapmak gi- dâvası bize düşmez! Kaatil bilinsin Biran çeşme önünde bir knrgaşa-bî vahşetlere baş vurulduğu görüldü, de biz ve siz bühtandan kurtulalım! (lıls odu. Cellât kılıcını kınına koydu.,
Yugoslavya | Ertesi günü ısrarlar şiddetlendi. Yeniçerilerden Kul oğlu isminde bin-1
Versay muahedesile ortaya çıkan Vaki olan müracaat üzerine şeyhülls- sİ on kadar arkadaşı ve Davut paşa-Yugoslavyanln hikâyesi, buna tama- lâm Zekerlya zade Yahya efendi: | nın kalabalık çırakları, bendeleri, men zıt olarak çok daha takdire şa-f — Bu husus padişaha arzolunma-, adanılan İle biıllkte ilerliyerek paşa-yandı. Yugosiavyanın karşılaştığı da- İldir. Eğer kendisi ferman etmedi İse_yı siyasetgâhtan kaldırdılar; ellerini, hlli meseleler, Romanyamn 920 de kaatillne şer’i hüküm icra olunsun. ’ ” ............ ' “' '
karşısına çıkan güçlüklerden daha cevabını verdi. Bir gün sonra si-çetlndi. Yugoslav. Sırp, Hırvat ve pahiler divanda aynı talebi tekrar Sloven milletleri, ferdi hürriyetlerine ettiler: Rumenlerden daha çok bağlı İdiler. ■ _ Biz Orta camiye emanet vermlş-
Sırf bu sebeple Yugoslavya İçinde tik. Ne teme^ükle katlolundu’ görülmemiş acı rekabetler ve kökleri Dıye sordular. Sözleri padişaha tel-(İDZİn 9.ıziriilpr Hn^oKeforHi Rırnlfi- ,_ı ı---m..— (■
nn c«u ortMoks kilisesine baSUSır- 1 J'," Tİn"derÛrt7'"suÜan MMtaİI 'tâ-lar. Halbuki Hırvat ve SLovenlerln _.J-—. çoğu k»taliktirler. Yugoslavyada mühim miktarda miislüman vardır. Yeni bir devlet olarak Yugosiavyanın bütün varlığı boyunca. Strplar fevkalâde parlak tarihlerine dayanarak, kıra İlık içinde hâkim bir mevki teminine çalıştılar. Hırvatların ve Slo-venlerin bir federal otoriteye tabi olarak muhtariyet Hân etmeleri fikrine daima muhalefet ettiler.
Fakat harici tehlikeler başgöster-dlğl zaman bu dahili İhtilâflar daima ikinci plânda kalıyordu. Macarların arazi İddiaları, Avusturyanın üstünlük dâvası, vç yahut İtalyan faşizminin İhtirasları karsısında Yugoslav milletleri birleşlyorlardı. Nete-klm Yugoslav devleti, hudutsuz mânilere rağmoB yaşıyablldi. Versay muahedesinin yanlış hükümleri, ve birçok Yugoslav azlıklarım İtalyan hâkimiyeti altına sakan İtalyanın hulûlu, Adrlyatlğin şark sahillerinde rahatsızlıklar doğurmuştu. Bunlar aynı zamanda İktisadi ve siyasi emniyetsizlik doğuran âmiller oldu. Triyesie, Fiyume ve Strlya yarımadası hakkında verilen kararlar hiç bir şeyi halletmiş değildi. Bunun yalnız bir neliceai oldu: İsttkrarsızlkı.
(Arkası var)
İkine' dilnya harbi çıkmadan evvel Balkanların vaziyeti — Romanya’nın durumu
ImccaİrizLiğl aşikâr görülüyordu.
|h*i ile kındıslni çökerttiler. Cellât İm yakasını koyuverip kılıcını kinin-•dan çıkardığ anda Davut paşa koy" ‘ bunları
milletler, Strateji bakımından Tiirkl-yiiuıı harbe girerek Almanyanın garbı Tûrkiycden ilerlemesine imkân vermesini İstemiyorlardı. O vakit Türkiyenln müdafaa kabiliyetinin azlığı ve müttefiklerin kendisine maddi bir yardımda t ulanmaktan âciz olmaları, böyle bir ihtimali kuvvetli gösteriyordu. İngiliz devlet adamları bu görüşü Avam Kamarasında birçok fırsatlarla resmen İfade etmişlerdi.
Sovyet Ru ayanın siyaseti daha dümdüzdü. Filhakika Sovyet hükümeti, Almanların Karadeniz sahasındaki kanatlarını tehdit İçin Türklye-nin harbe girmesini İstiyordu,
Fakat Türk hükümetinin sulh ve tarafsız knimak arzusu daha kuvvetli çıktı. 1M3 kasım ayında toplanan Tahran konferansından sonra garp devletleri şefleri Türkiye Cumhurre-isl İle buluştukları zurnan, kendisinden Türkiyenln Almanyaya karşı harbde fani bir surette yardım etmesini şiddetle İstemeğe başladılar. Fakat Türkiye bugüne kadar tarafsız vaziyetini muhafazaya muvaffak oldu, yalnız son zamanlarda Almanyaya krom sevkıyatını durdurdu. (*)
Bununla beraber, Türkiye harb sonrası meselelerin hallinde Bulgaristan hudutları ve Balkanlardaki kuvvetler muvazenesi gibi kendisi İçin hayati ehemmiyeti haiz olan meselelerde rey sahibi olmak istediğini sarih surette anlatmıştır. Türkiye Akdetılzln şark başında hâkim bir mevkidedir ve Türk hükümeti erkek bir milleti temsil etmektedir. Balkan yarım adasi 1 e Tuna havzasının harb sonrası şeklini tâyinde pynıyaeağı herhangi rol. fevkalâde mühim olacaktır.
2 — Balkanlar
Şarkî Avrupanın kanlı topraklarında oturan milletlerin mukadderat,mı tâvin eden kuvvetlerden bu kısa tetkikte ancak sathi bir surette bahsetmek mümkündür. Çünkü bu kuvvetler o kadar karışık, o kadar dini, ırki ve iktisadi sebeplerle blrlbirine bağlanmıştır, ve aralarında o kadar zıddiyetler vardır ki, umumi bir hüküm Vermeğe kalkmak İnsanı hataya sü-riik llyebilir. Bununla beraber, bir asırdanberl Avrupayı kasıp kavuran fırtınanın ilk bulutları hep Şarki Avrupa üzerinde görülmüştür.
Hattâ son zamanlarda bile, Balkan milletleri ve Birinci cihan harbinden sonra doğan küçült milletler, büyük Avrupa devletleri arasında siyasi nüfuz sahası olmuştur. Şarki Avrupa milletleri arasında hüküm püren karışıklıkta dini ve ırkı kinler, müthiş fıkaralık, cehalet «a bu arada hürriyet mücadelesi derece dereye lıep müessir olmuştur. Fakat istikbalde nizamlı ve sulh İçinde bir Avrupa kurabilmek için, bu asırlık meselelere bir ha! çaresi bulmak lâzımdır. Yalnız garbi ve şarki Avrupa değil, yakın şarkta da sulh buna bağlıdır.
İkinci cihan harhi çıkmadan evvel Balkanlardaki vaziyetin bariz âmilleri şöyle kışaltılablllr:
Romanya
1910 da Romanya birkaç milyonluk küçük bir milletten, hemen de 18 milyon nüfusu olan büyük bir memleket. haline geldi, O tarihten evvel Rumen milleti yaşamak için ziraat e güveniyordu. Fakat şimdi Romanya-nın Karadeniz sahilinde petrol sahaları, milli gelirini arttırmakla kal-mıyarak, sanayiinin de mühim nispette inklşVm* sebeboldu. Eski Romanya topraklarına Transllvanya, Bukovina, Bunat ve Besarabya eklenmişti. Eskiden mevcut din ve ırk m -islerine bu defa daha mühim yenileri katılmıştı. Meselâ yeni Ro-manvaya katılan tem«lli imkânsız ve boyun eğmez Mac,ir azlıkları meselesi!-’ ortodcH ı ı>ı?sl Ue Romanya makamları arasındaki İhtilâflar bunlardan bir Ik'sini teşkil ediyordu.
İleriyi gören her RomanyalI, ergeç bir hesap verme zamanının geleceğini biliyordu. Meselâ Romanya hükümeti, Besarabya hakkında sarih surette rahatsızlık eseri gösteriyordu. Besarabya asırlarca Rus hakimiyeti altında kalmıştı ve sulh konferansında Rusyaya sormadan burası kendisinden koparılıp almıvermlşti. 1020 de Romanya hükümeti ricalinden herhangi birisiyle Besarabya meselesi konuşulsa, Romanyamn bu vl-
bu
lâyet üzerindeki sarih hakki ve hâkimiyet hakkının tarihi sebepleri etrafında bir münakaşaya girmekten kurtulmak mümkün olmazdı. O vakit bu iddiayı propaganda için yapılan
ı — Ben katlettim!
Diye fcry.ıdetti. Bu tcmcssükler-dert birisi Sultan Oınıam katllçln i Sultan Mııstnfadrn alınmış bir hattı hümayun, dlg-rl sultan Osman öldürüldükten rcıvra Rumeli kazaskeri Kethüda Mu.tjfa vc Anadolu kazazken Yahya efendi lerdn ketlin vü- I tubana dair kendisinin aldığı imzalı ’ bir varaka id!
| İlk vesika Sultan Muştalanın bl-radermdesin! katle rızası olmadığın» dair birkaç gün evvel gönderdiği hattı hümayunda yalan söylediğini mrydana çıkarıyordu! Valide sultanın Sdar','-İ7ll&t «a’tınat makamına böyle açık ve resmi bir yalancılığı İrtikâp ettirmişti!
Davut paşa kftğıtlan bir kapıcıya _ verdi Celin t İşine devam et mek İster
Diye nâralar vurdular. Bölük ağa- gibi e Tünüyordu. Pa’annı tileri i lan araya girip sipahileri menettiler, bnehdı. Sultrnrfnn İhsan almış olan Fakat divandan sonra bunlar Orta ter h^men: camiye vardılar. Yeniçerilere: | — Vurma1 Görelim aslını! Sultan
| — Cümlemiz kardeşiz. Bize olan O manı kimin izniyle ve reyiyle ol-ihanet size, size olan İhanet blzedlr dürdü’’ deyip cellâdı kılıcı çalmaktan ’ Taşrada gezecek halimiz kalmadı. Ne- menettiler. Yeniçeri ihtiyarlarından ‘ reye varsak halk bizi biriblrlne güs- birkaçı ise’ terlp: (Padişahı öldüren bunlardır* I — Vur! Öldür!
deyu buldukları yerde bizi haklıyor-J Diye çağırıştılar. Her kafadan bir lar. Bizim padişah Katlinde sun'umuz ? çıkmağa başladı. ' ,yoktuj Bu töhmeti kabul etmeyiz. Garip bir can pazarı idi bul
. j»— Yeniçerllfrin birkaç ihtiyarı Davut paganın hayatta kalma*--! ve odabaşısı ihtiyatı tercih ederek: mal celbine ve muratlarına nalilyeb
— Ahvali zabitlerimize İfade ede-jestte olacağını düşünen yeniçeri ve Hm. Zabitlerimiz vezire, vezir padL- sipahin fesat muharriklerinde 15-şaha arzetsin. Padişah da kaalili tanlar kabarıyordu. Bunlar: kütleylesin. Fakat eğer pndlşsn kar-1 —Çalma! Vurma!
deşi oğlunun katlini kendisi ferman | Diye naralar atıyor, men' lç!n hü-eylediysc kendi bilir. Ölen padişah, cuma geçecek gibi görünüyorlardı.
Q ]j_ Kimse kimseyi anlamaz, dinlemez ol-
Padişahın kanı muştu!
BÜGÜN MATİNELERDEN İTİBAREN
MARMARA SİNEMASINDA
İki şaheser
1 - BirFrakın Hikâyesi
CHARLES BOYER — RİTA BU'VORTH — GİNGER ROGERS
Sinema âİ5mlnln en güzide artistlerinin el birliği ile yarat tıkla 11 muazzam rillm.
2 - BU KADIN K1MD1R ?
JOSkEU ALLAN — MARY HOftARD Aşk. ıstırap ve heyecan kaynağı
' ayaklarını çözdüler. Askerin bir kıs-nu etrafını kuşattı. Paşayı Orta kapıdan dışarıya çıkardılar. Oltada buldukları bir hamal beygirine bindirdiler. Birlikte Orta camisine yollandılar.
. _________________________ew____________ Çeşme önünde kalan ycıılçerller-
derln zıddiyetler başgösterdi. Sırpla-'^ olundu. Kâğıt kızlar ağası ile İçe- den çoğu hâlâ Davut paşanın katli-nn eni>ıı ortorinlrs klllne.ıinp haPlırtır-1 .....'»d
nl istiyordu.
Slpah zümresi İse: •
— Tehir olunsun! Görelim!
Diyorlardı. Bu ihtilâf ile az daha biribirlerine gireceklerdi, zabitleri mâni oldular.
Davut paşanın siyaset meydanın
H A L E’de
CLARK GABLE —
LANA TÜRNER
Baştan başa aşk ve sergüzeşt dolu heyecan İlimi.
İlâveten: UÇAN İNSANLAR
VİCTOR JAURGE Bugünün hayatı istikbalin timsali.
O P E R A * da
YUSUF VEHBİ —
EMİNE RIZ1K
Türkçe sözlü ve sark muslkîlı Sevda ve hicrann aşk ve heyecanın birleştiği şaheser.
Bu kitap, Türkiyeıtin Almanya ili' münasebetlerini kesmeden evvel , 1MC1I1PM olduğu İçin, müellif son in-ki^ajlart kaydetmeğe imkân bulama-mu lir.____ Mütercim I
ş l K Siııema’da
Bupiin matinelerden itibaren 25 kısım tekmili birden. Harikalar yaratan büyük şaheser film
ÇİFTE Tehlike
(Klng of the Teyac Rangera) NEIL HAMİLTON —
PAÜLİNE MOORB
Senenin fevkalâde heyecan dolu fevkalâde enteresan sahnelerik büyük sinema romanı.
U I ■
rafından:
(Benim slpah ve yeniçeri kullarım. Allah sizi padişaha ve âli Osmana bağışlaaı. Sultan Osrnanı ben katlo-lunsun demedim Bciı ani kul katKy-ledi kıyas ederdim. Davut paşaya .
katle rua vermedim. Kaatllleri kim ise dan kapılıp götürülmesi ehli divanı şcr’ile haklarından gelinip katlolun-büht ve hayret içinde bırakmıştı. | sun), diye hattı şerif ile cevap geldi Ölüm korkusuna tutulmuş Davut pa-Bu hat divanda okundu . 1’ J ■ ’•
Sultan Mustafnmn Sultan O ma-[ gidiyordu. Kendisini ihata edenler-nın katline İrade vermediğini kul.................................... '
tayfası duyunca:
— Tez, kaatiller bulunsun!
Diye bağırıp çağırmağa başladılar KaaÛlicrl aramağa kullar çıkarıldı. İlk yakalanan cebeci bası Mehmet ağanın geceleyin hazır bulunan cellât tarafından başı kesildi.
Veziriazam Gürcü Mehmet pa-^a damat Davut paşanın sarayına adamlar gönderdi. Davut paşanın kaçmış olduğu tahakkuk etmesiyle sarayı miri namına mühürlendi. Kendisi ik! gün arandıktan sonra (Topçularda' adamlarından sipahi Hamza beyin evinde samanlık İçinde ele geçirildi. Arkasında bir nefti kapaması, pejmürde kıyafetiyle bir arabaya konuldu. VeZlrlâzam saraıyna, oradan Yc-dikuleye götürüldü.
Eski İstanbul şübaşısı Kilindir oğlu da yakalanıp Yedlkuleye atıldı.
Davut paşanın haremi sultan İle etbaı el altından paşalarını kurtarmak esbabına tevessül etmişlerdi «Mal bezlin İle yeniçeriden bazı zorba odabeşılara ve neferlere, sipahin söz .sahiplerinden Feridun efendi İle Hayli Çelebiye İyi karşılanan müracaatlarda bulundular: acele etmemesi içhı cellât usta Sükymanı da elde ettiler. Ertesi günü divan oldu. Davut paşa Yedlkuleden getirilerek kapıcılar odasın* konuldu. Kubbesltı önü yeniçeri ve slpah ile dolmuştu.
Sadrâzam işaret edince cellâtlar Davut paşayı kapıcılar odasından siyaset çeşmesi önüne getirdiler. Davut paşanın başında sarığı yoktu: arkasındaki nefti kapamanın, tutanların çekiştirmesinden, yer. yer pamukları çıkmıştı. EUerl bağlanmamıştı: amma dehşetinden harekete
Şehrimizde ilk defa »n büyük iki sinemada birer harta göbteriMikten sonra sayın hal-
kımızla gösterdiği büyük reağbet ürerine her iki sinemada daha birer hatta namlı Lan _________ SENENİN MUAZZAM ŞAHESERİ
KARA KOKSAN
TYRONE POWER - MAUREEN O’HARA
İPEK ve MELEK Sinema'amda
----- .
Created by free version of 2PDF
TURAN SİNEMASINDA
Bugün mevsimin İki büyük filmi birden: Pasifikte (jeçen dünyanın en tehlikeli ue âa«tfâî tarih
1 — TEHLİKELİ DENİZLER
JOHN HOWARD — MARGUERİTE CHAPMAN — BRUCE BENNETT Pearl Harbourg baskını ve burada Japon casusları... Büyük denizaltı muharebeleri - emsalsiz heyecanlar filmi
2 — KARA CEHENNEM.
TON TERRY — PEGGY MORAN — TURHAN BEY
Balta girmemiş ormanlarda ve vahşi hayvanlar arasında geçen müt-hlş macera ve heyecanlar filmi,
Z'
I şa yan ölü halinde yolda soluyarak gidiyordu. Kendisini İhata edfnler-1 den her blr| kendi eteklerinden, yağ-Lıklarııdan birer parça koparıp böyle fırsatlarda mutatları olduğu üzere nişan olarak paşaya veriyorlardı. Bu , nişanlar bini geçmişti! Hâs fınn t önünde slpahtan biri sarığını çxka-. rarak Davut paşanın bayın* sardı: biri de feracesini verdi. Diğer biri t atından inerek paşan bindirdi. Da. vut paşa bu hengâme İle Orta ca-; miye götürüldü, orada etbauıdan r birkaçı hazırladıkları vezir hll'at ve ! mücevve-zesini giydirdiler; vezaretüıe ' «ahd ve biat» gösterdiler. Adedi her ı dakika artan nişan sahipleri derhal . talep ve İltimaslarını izhara başla- dılar.
' Talihin cilvesi karştsuıda şaşırmış,
• kalmış olan Davut paşa İçin taleplere mııvafakattan başka çare yoktu.
- O da hakikaten sadrâzam olmuşçasına mansıplar tevcihine başladı. Orta
î camisinde bu alıp verme esnasında
- yeni kethüda çavuşbaşı lle ttzkere-eller kapı kullarının, bu sadrâzamı
ı karşısında ayakta duruyorlardı!
r- Diğer tara ita sarayda padişah uı S sadrâzamı Gürcü Mehmet paşa ’
- lâdı çağırdı:
• — Davut paşayı kıbç altından f aldı:
’ Diye sordu. Cellâk i — Sipahiler aldı.
Cevabını vermesiyle slpahttOK
, — Hâşâ! Bizim alâkamız yoktur.
. Biz padişaha muhalefet etanoyüH , Diye bağırdılar.
Rumeli kazaskeri Ahi zade Hüseyin re Anadolu kazaskeri Bostanzade . Y&hya efendiler bu tüıvall delile . kaydettiler. Divan bir şeye karar . veremiyerek bozuldu. Sadrâzam ne yapacağını tâyinde mütehayytr olarak telâş ve endişe Jginde sarayına avdet etti,
Akıllı ve cesur birisi olan kaptcıter kAhyasl Rahıki damadı Ahmet oğa sadrâzamı bu halde görünce;
— Tefekkürünüzü bana söyleyiniz. Eğer bu vaki hallerden ölürü L« bana bir ferman verin. Varıp Allahın fatiü inayetiyle fitneyi ref ve mekı* nu katledeyim!
Teklifinde bulundu. OÜreü paşayı e İLrete getirdi.
| Derhal ferman yaaUdı. Mmimş *4»
ÇENBERL1TAŞ SİNEMASINDA
Bugün matinelerden itiraben I
Mevsimin en güzel iki şaheser filmi birden
1 - SEVGİLİME BİR DANS
eyr-lmilel şöhrete malik FRED ASTRAİRE — JOAN LESLİE tara fmdan yaratılmış baştan başa müzik dans gençlik filmi
2 - BEKLENİLMEYEN İTİRAF
Baş rolde: FOSCO GİACCHETTİ — Annette BACH büyük dram ülmı
B.-
EVLENME
Beyoğlu Akşam Sanat okulu öğretmenlerinden bayan Münevver Hıza! ile İzmir Mithat paşa Erkek Sanat Enstitüsü müdür muavini Edip Vi-dlnel'ln Fatih evlenme memurluğunda seçkin bir davetli huzurunda evlenme törenleri yapılmıştır. Genç evlilere saadetler dileriz.
ŞEHİR rlVATBOSO
Saat 2040 da
Dram kısmında
CASUSLAR Komedi kısmında MİLYONER DAMAT
Saat 14 de çocuk tiyatrosu
TzAK’da
cel-
kim
yanına iki yüz kadar üsküflü kapıcı alarak Orta camisine gitti. Kapıcılar kâhyasının böyle gelmekte olduğu haberi yeni mansıplar sahiplerinin kalblerlne korku düşürdü. Bunlar kapıcılar takımını görür görmez îıkı-betln vehametlni anlıyarak hemen: dağıldılar. Davut paşayı yalnız bıraktılar.
Ahmet ağa camiye girdi. Davut paşanın yakasına sarıldı. Tesadüfen orada bulunan bir pazar arabasına — tıpkı Sultan osmana yapıldığı gibi! — bindirdi. Etrafı kapıcılarla kuşanmış olarak Yedlkuleye götürdü.
Davut paşa Sultan Osmanl katlettirdiği odaya konuldu. Orada boğularak Öldürüldü. (» ocak 1623 - 7 re-biUvvel 1032).
Sttbaşı Kilindir uğrusu dn katledilerek cesedi denize atıldı I Tamşıvar beylerbeyilitlni almış olan eski yeniçeri ağası Derviş paşa memuriyeti mahalline giderken attan düşerek boynu altında kalmak suretiyle ölmüştü.
Sultan Ovnaıun kaatül erinden olan Köstendil beyi Meydan beyin de katline memur gönderildi. Gürcü Mehmet paşa Sultan Osmanm kaatillerl-nl bu suretle imle etti.
Davut paşayı kurtarmak içki sarfo-lunan paralar, yapdan vaatler boşa gitti.
Yı»!nu valide suiterım yalanının ve 8ultan Mustafa namma çıkmış hattı hümayunun beeabuu *oe*n Oİ-ma*cM
Bupün Matinelerden itibaren 30 kısım tekmili birden Makineli ŞEYTAN
EDV.'ARD CİANEljJ Senenin fevkalâde enteresan ve macera dolu esrarengiz sinema romanı.
Herkesi heyecandan heyecana sevkeder. Müthiş mücadele, aşk ye sergüzeşt filmi.
İlâveten: En son harb jurnali Türkçe
alkazar”
Buğun Matinelerden itibaren Fevkalâde heyecan ve macera şaheseri. Bütün akıtma meraklılarının unutulmaz romanı. Konuşan
LİONEL ATWİLL — UNA MARKEL
Yılmaz Reis
JÖHNNY Mt. BROWN enteresan harikalar Kovboyu.
HOCA TİPLERİ
Osmanlt Maarif tarihinden bir yaprak
Hoca tâbiri — Bıkkın tip — Hevesli tip — Küekün ler — Azametliler — Defterden dikte edenler — Hocada umumî kültür — Hatip hoca — Yanlış telâffuzlar — Kıyafet meaeleıi — Hoca ve »aray — En güz al ahenk
TANIMADIĞIMIZ MEŞHURLAR;
Ubeydullah Tıbbiye mektebinin üçüncü sınıfında okurken...
IIAI.K DOKTORU
Öksürük, nelerden gelir?
Burada gündelik dilimizdeki kel.me ile hoca deyince bugün resmî tâbirle öğretmen, doçent, profesör denilen sının söylemek İstiyoruz. Yoksa bir zamanlar başlarında sarıkla gezdikleri için bazan hürmet, bazan hakaret olsun diye bu adla çağrılanları değil Bu kelime dilimizde hiç şüphesiz hâlâ yaşıyor ve ne Beyazıt mahallesinde doğup dağıla, dağı-Ja Beyoğlu caddesindeki okumuş, yazmış âlemini de tutan «Üstat» tâbirini, ne de resmen kabul edilen «Öğretmen» sözüne yerini bırakmış değildir. Herhangi bir genç şayet kendisinden ders okuduğu ve bu derslerden dolayı kendisine minnet duyduğu bir zat var da ondan bahsederse gönlünden kopan bîr sesle lıâlâ hocamdı diyor, öğretmenim, doçentim, profesörü mdü demiyor. Eski zamanlarda bu sınıfın türlü tipleri vardı: Sınıfa aşıla, aşıla yani ayaklın geri gide gide girenler vardı. Bunların çoğu uzun zamandan beri okuttukları dersi her yıl aynı şekilde, aynı kelimeler ve aynı malûmat çerçevesi içinde tekrar etmekten bıkanlardı ve bütün bu bıkma, usanmaya rağmen yine vazifelerini yapar ve talebe yetiştirmeğe çalışırlardı. Bu tipte kendini göstermek, parlamak hevesi artık tamamen sönmüştü.
Bir tip de okutacağı dersi her dersin üstünde göstermek İsti yen, o ders olmazsa insaniyetin bir direği yıkılmış gibi olacağını iddiaya kadar varan parlamak hevesindeki hocalardı kî bunlar derslerine verdikleri fazla ehemmiyeti şahıslarına aklama a etmek istlyenlerdi. Bu derslerden çıkan gençler bazan giıdiği başka dersi âdeta mühlmsemez olurdu
Bir diğier tip de kendini böyle çoluk çocuğa ders okutmaktan eok yüksek görür, daha sınıfın kapısından girerken yüksekten bakar bir tavır takınırlardı. Bunlar okuttukları dersi pek İyi bilseler bile talebe üzerinde iyi tesir yapmazlardı. Çünkü onlar talebe ile kendi araJanndakl mesafeyi daima pek geniş tutmak isterlerdi. Bunların çoğu azametli insanlar olmaktan ziyade küskün kimselerdi.
Bir başka tip hocalar da hakikaten azametli, mağrur kişilerdi. Bu azamet ve gururlarile öyle bir zan uyandırırlardı ki «anki okuttukları ilmin prensiplerini, kanunlarını kendileri keşfetmişlerdir. Mamafih bunlardan bir kısmında tenkid fikri herşeyin üstünde olur-, du ki bu tenkidi görüş tale be üzerinde hemen her vakit hocanın mevki ve haysiyetini sağlamlaştıran bir tesir yapardı. Meselâ Sadinin Gülüştenim okutur, ken yalnız Fars dilini Öğretmek İçin tercüme ile kalmıyarak şairin bazı hikmetlerini izah ettik ten sonra saçma! diyerek geçen bir boca elbette, Sadi, yahut Ziya paşa veyahut diğer bir şairin sözlerini nas gibi kabul eden hocadan daha ziyade fikirleri açardı. Bu sırada yanlış t^nkidlerde bulunmuş olsa bile o tenkidi fikir t 'ebeyi düşünmek yoluna soks’dı.
Hiç şüphesiz ki o vakitler talebe üzerine kötü tesir yapan hocalar. önüne açtığı defterden okuyup dikte ettiren hocalardı. Bu yolu tutan hocaların mutlaka okuttukları dersi bilmemeleri lâzım gelmezdi; belki içlerinde o dersin âlimleri bile vardı Fakat bu usul talebeyi sıkardı. Buraya kadar saydığımız tipler görülüyor kl bilgiden ziyade o bilgiyi ta’ebeye peşkeş çekmek yolunda birbirinden ayrılıyor Fakat bir de okuttuğu derste değilse bile umumi kültürde aşağı derecede kalmış hocalar her zaman talebe üzerinde fena bir tesir yapmışlardır Bütün sınıf İçinde hocanın ' umumî kültür eksikliğinin farkına varacak bir genç bulunması O hocanın o sınıf üzerinde İlmî 3 nüfımmu kaybetmesine kâfi gc- , Hrd4. .
Eskiden müzakere denilen ders ■ saatleri bir nevi münakaşalı kon- ( ferans demek olduğundan hoca- * lar iein belki dertlerden daha güç , îdi. Meselâ bir çocuğun matema- ] tik meselesini halledemiyen hoca- t________
«m vay haline idi. Umumî tarih, çektir.
ı dersinde Mısır sülalelerinden Mu-ı rad beyin tarihinde yaaılı olmıyan , sülâlelerden haberi olmıyan hoca : kendisine bu yolda sorulacak su-«Herden kaçınmak yolunu ararı dı.
Güzel söyllyerek talebeyi ag-' zma baktıran hoca bir müddet ; bilgisizliğini Örtebilirdl. Fakat bir
■ sıçrar, iki aç rar bir gün yakayı ' ele verirdi. Binaenaleyh yalnız
■ defterden okumayıp hatip gibi ’ ders söylemek de hocanın mevkii-
nl kurtaramazdı. Fakat diğer te’ raftan defter usulü de bazan pek ‘ tehlikeli olurdu. Meselâ yanm [ asır evvelki bir yüksek mektepte ‘ muzibin biri hocanın defterini çalmış ve günlerce bu hocayı ders vermekten mahrum bırak -mış olduğu hikâyesi bir masal ' değil, bir haklkatitr. Çalışmıyan ve bilmediği dersi üzerine alan hocalar arasında tevazulan, ' nezaketleri ile talebeye ken-
■ dilerini sevdirenler olabilirdi. Fa
' kat bu sınıf hocaların azametlisi, 1 cakalısı hiç çekilmezdi. O vakit' ler bir de hocaların ağzından çıkan yeri! ecnebi kelimelerin yan' lış tealâffuzu onların talebe ara' andaki ilm! nüfuzlarının derecesini birdenbire düşürmeğe kâfi ! idi. Belki bu doğru bir hüküm de 1 ğildi; fakat ne yapalım kİ, tenkidi fikir, bazan en ehemmiyetsizi ' en ehemmiyetli yerine almak ha-
■ tasından asla kurtulmuş değildir, îyl ütülenmiş redingotu ilim
' adamlarına yakışmıyacak ka-; dar kabarmış kamını örtemlyen ’ azametli hoca bir kaç güzel sözle ’ sessiz alkışlar (o vakitler sesli alkış ne mümkün) topladıktan 1 sonra biraz sonra meşhur Lu-
■ therin ismini Loter okuyunca bütün o alkışların üzerinden bir
1 soğuk duş geçerdi. (Şimdi ham-dolsun böyle yanlış telâffuz yeni hafler sayesinde ortadan kalktık Harflerin telâffuzunu da pek be' ceremiyenler bu kusurlarını af-
■ fettirmek için Aristo olsalar para ; etmezdi.
Hocaların kıyafetlerinin de o zamanlar talebe üzerinde mutlaka bir tesiri vardı. Umumî bir fi' kir olarak İddia olunabilir ki pek derbeder giyinmiş âlim hoca İle pek temiz ve düzgün (correct) giyinmiş hocalar talebenin gözüne hoş görünürlerdi, tklsl ortası giyinenler takrir1 erinin belâgat-II akışı İle meşgul edemedikleri talebeyi iistbaşlarındaki bozukluk ile âvâre ederlerdi.
Bütün bu tipler arasında bir tip talebenin hoşuna gitmek şöyle dursun nefretini üstüne çekerdi. Bunlar da o vaktin sarayına mensup olup ikide birde yeril, yersiz Padişahı ve hattâ onun candan vatanlarını derlerde, nu-toklarda kol tuk la yanlardı. Bunların arasında ferah muhitlerde sarayı ve Padişahı çekiştirmekle bu tavır ve hareketlerinin bir eyyam reisliği olduğunu gösterenler de bu sevimsizlikten kurtulamazlardı. (1)
Velhasıl bu hocalık sana M oldum bittim güc bir sanattı. Zannederiz kİ hâlâ da öyledir. Fakat talebesini kavrayan hoca ile, hocasını anlıyan talebenin kurduğu ahenk, en güzel musiki parçasının en güzel ahcnglnden daha güzeldir.
■ A ADNAN - ADIVAR
(1) Alman diktatör İdaresi son on senede bu dalkavukluğu mekteplerde, üniversitelerde şu şekilde resmileştirmişti: Hoca darse girerken Hltlere maşallah (Heil Bitler) I Dersten çıkarken gene Hltlere maşallah! diyor, talebe de parmaklarlle sıralar Üzerinde tempo tutmaca mecbur oluyordu.
İlk tahsil imtihanları
Hiç İlk okul tahsili görmemiş vatandaşlardan İlk öğritlm derslerinden Inrtlhan vererek diploma almak İMİ yenlerin maarif memurluklarında her üç ayda bir İmtihanları yapılmakta İdi Şehrimizde bu İmtihanlara girmek l"ftlyen vatandaş ssyısının fazla olması «Jolayıslle manrif müdürlüğü. bu İmtihanların ayda btr yapılmadı İçin Bakanlıktan müsaade İstemişti. Bakanlık bu talebi kalbul etmiştir. Bundan Eonra, taliplerin sayunna göre, şehirde bir vaya bir kaç maarif memurluğunda bu imtihanlar her ay yapılacak, başarı götr-, terenlere İlk okul diploması verllc-
Vaşington büyük elçiliği vasıtasile kendisine Şurayıdevlet âzalığı teklif edilen hevlacı..
Güzel bir genç kız — Ermeni sefaret kâtibi — Kırmızı şekerden yangın kulesi — Yüzükler, küpeler — Havana sokaklarında — Ubeydullah Babil rahibi — Ubeydullah Tıbbiye mektebinde — B u adama dokunanı gebertirim!— Übeydullahın çıkardığı «El Arap» gazetesi,.
Übeyduilah efendi, her zaman, her yerde ve her türlü şart İçinde dikka-
ti üzerine çekmeği şen derecede İyi bilirdi. Neteklm Şikagoda keten helvası satarken bile pek genç, ve pek güzel kadınlar etrafında dönüyorlar dı. Bunlardan biri, bir gün aaklnce bir zamanında karşısına çıkıp:
— Kuzum efendim... Bu İpek şekerini nasıl yapıyorsunuz?. Diye sormuştu. O kadar tatlı bir genç kadındı kl Ubeydullah efendi hemen kollarını sıvadı: t Şöyle yaparım... Şöööy-Ie kaynatırım... Ondan sonra şööööy-le çekerim... Şöööööyle de tel tel eder, uzatırım...» diye canla başla uzun uzun ve hareketlerle tarif etti. Ticareti. işi filân unutmuştu. Zira onun hayatta aradığı tek $ey güzellikti. İşte bu güzellik de kaışısmda duruyordu. Bu sırada genç kızın yanında esmer bir adam belirdi Bu Vaşlng-tondaki Türk sefareti kâtibi İdi. B. Übeydullahın yanına yaklaşarak kendisini takdim ettikten sonra:
— Derhal tstanbula gitmeniz lâzım... Sizi şûrayl Devlet âzası yapmak istiyorlar... dedi.
Kendisine resmen şûrayl Devlet âaalığı teklif edilen Ubeydullah cevap olarak ne yapsa beğenirsiniz?.. San renkte kayışılı bir tutam keten helvası alarak sefaret kâtibinin burnuna doğru uzatıp:
— Usta yapar... Çırak satar... Satamazsa dayak atar!.. Keten helvası.. İpek şekeri... diye bağırmağa başladı.
Kâtip, Fransızca sözler söyllyerek ve geri geri çekilerek kaçtı. Zira Übeydullahı zır deli sanmıştı. Keten helvacılığını Şûrayl Devlet âzaltğma değlşmlyen bir insan da ancak deli olabilirdi.
Fakat bir İmparatorluğun, büyük elçilik vasıtasile resmen müracaatın! ve şûrayl Devlet flzalığını reddeden bu adam deli değildi. Sadece hürriyet âşıkı İdi. fşte o kadar...
Kırmızı çekerden yangın kulesi
Übeyduilah efendi bir aralık Ame-rlkada şekercilikte o derece muvaffak olmuştur kl Washington, Pltts-burgh, Clnçinati'de kurulan milletler arası şekerlemeclllk sergilerine resmen davet olunmuş, buralardan kendisine teşekkürnameler verilmiştir
Bu sergilerde Übeyduilah efendi kendi eliyle badem, fıstık, fındık ezmeleri satmış, hattâ şekerden îstan-bulun muhtelif binalarının, camilerinin küçük maketlerini yapmıştır. Bu arada keten helvacılığından Vaz geçmemiştir. Kırmızı şekerden yaptığı yangın kulelerini Amerikalılar pek beğenmişlerdir.
Übeyduilah efendinin yaptığı en dikkate değer İşlerden biri de «yüzük küpe ve iğnecilik» tir İnce, parlak tellerden, elde kıvırarak fevkalâde yüzükler, küpeler İsimlerin başlarında göğüse takılacak harfler yapıyor ve bunları satıyordu. Dükkânı küçük btr masadan ibaretti. Bunun üstüne I siyah kadifeden bir örtü yapar. Etrafını saran güzel, genç, yaşlı ve çir- 1 kin kadınların İsimlerine göre harfler yapar, yüzükler ktvirirdl. Bu masa koltuğunun altında hemen bütün Amerlkayı dolaştı. Hattâ Kûbaya. Havan aya kadar gitti. Orada İğnecilik. yüzükçülilk yaparak hayatını kazandı. Fakat bir gün Hnvana’da sebze Hal'lnde bütün zerzevatçılar üzerine hücum ettiler. Güç hal İle kendisini kurtardı. Aletleri kayboldu. Bu sefer Havana sokaklarında seyyar köfte, dolma ve saire sattı.
Amerika He Küba arasında mekik dokuyordu. Bu seyahatlerden birinde son derece parasız kalmıştı. Vapurda güvertede seyahat ediyordu. Karnı açtı. Başı dönecek kadar aç - Güvertede küfelerin İçinde Itthanalar gördü. Taze. İncecik yapraklı, bürümcük gibi lâhanalar. Koparıp koparıp yiyordu. Bu sırada yanına blrlal yaklaştı. Belki dp bu lahanaların sahibi İdi. Übeyduilah efendiye beraber yemek yemelerini teklif etti. Aşağıda, geminin yemek salonunda karşılıklı mükellef bir yemek yediler.
Übeyduilah efendi böyle İşlerde gayet mağrur bir adam olduğu için sofradan kalkar kalkmaz yanındaki son parlak tellerle Kübalı yol arkadaşına o kadar sanatkârane Mr yüzük yaptı kl adam:
— Lâkin ben bunu nasıl ödlyebl-llrlm?.
Demeğe mecbur oldu.
Übeyduilah Babil rahibi!
B. ubeydullahın pek samimi arkadaşlarından birinden de dinlemiştim:
übeyduilah efendinin bir çok maceralarına sahne olan Küba'da
Havana şehri
«Übeyduilah bir zamanlar şimali Amerika ile cenubî Amerika arasında kuru soğan ticareti yapmıştır. Kendisi topu topu 10 kelime İngilizce bildiği halde iri yarı ve soıı derecede macerayı seven bir Amerikalı Lle arkadaş olmuştu. İki dost beraber seyahat ediyorlardı. Bir memlekette soğanların şaşılacak derecede büyük olduklarını gördüler. Burası âdeta karpuz kadar kocaman soğan yetiştiriyordu. Amerikalı hemen bir çuval soğan aldı. İşte bütün sermayeleri bu İdi.
Übeyduilah bundan sonrasını şöyle anlatırdı:
— Kocaman soğanları epey uzaklara götürdük... Hiç kimse bu kadar büyük soğan görmemişti- Amerikalı dostum beni yere oturtuyor, soğanları yayıyor, sonra bunları ve beni göstererek İngilizce İntihabat nutuklarını andıran hararetli bir nutuk söy-llyordu. Nihayet her soğan İçLn onar, on beşer dolar alıyordu. Müthiş para kazanıyorduk Bunları o kadar yüksek fiata nasıl satıyordu? Bunu pek merak ediyordum. Lâkin İngilizce bilmiyorum kl ne olduğunu anlıya-yım. Nihayet kendimi sıktım ve İşi öğrendim.
Meğer adam beni:
— İşte size Bsbilden gelen bir Babil rahibi... f,u gördüğünüz, soğanlar da eski Babllln soğanlarıdır. Bu rahip bunları yetiştirmiştir. Biz bunları satmayız, hediye ederiz. Her soğanın hediyesi 15 dolardır.
Demiyor mu imiş?. Vs Babil rahibinin okunmuş soğanları on beşer dolara kapısı la kapışıl* gidiyormuş.
Hayatımda, farkında olmıyarak, Bablt rahibi de olmuşum meğerse...
Übeydullah Tıbbiye talebesi
B. Übeydullahın bizde bilinen tek macerası Şlkago sergisidir Halbuki o cenubi Amerlkayı, orta Afrikayi. Mekslkayı, Meksika körfezindeki adaları dolaşmıştır. Hattâ cenubi Ameri-
kada bir gün Amazon nehri üstünde büyük bir kayık içinde on on beş kişi tarafından öldürülmek istenmiştir. Yanında oturan, kayık yolcularından, bir İtalyan anarşisti hançerini çekerek:
— Bu adama dokunanı gebertirim!, diye müdafaada bulunmuştur. B. übeydullahın seyahati gibi hayatının birçok yerleri de meçhul kalmıştır. Meselâ onun Tıbblyede okuduğunu kimse bilmez.
Halbuki 1274 senesinde doğan Übeyduilah medrese tahsilini bitirdikten sonra Tıbblyeye girmiş ve üçüncü sınıfa kadar mükemmel surette okumuştur. Hattâ Hüseyin Suat ve Cenap Şahabeddlnle Tıbblyede tanıştıklarını da söylerler.
Burada İken hapsedilmiş, sürülmüştür. Namık Kemal He hususi bir çok mektupları vardır. Hattâ Namık Kemal kendisini o kadar enteresan bir İnsan bulmuştur kl mektupla Übeydullahı yanına çağırmıştır,
TaLfe sürülürken Übeyduilah efendi yolda kaçmıştır. Clddcde yakalanmış, fakat vali Hatip paşa onu himaye etmiş, tstanbula yazdığı tahriratta: «Burada benim tahtı tarassudumda olursa daha emin olur» demiştir. Bir müddet Clddede kalan Übeyduilah efendi buradan Avrupa-ya kaçmış ve maceralı hayatına başlamıştır.
Sonra tstanbula dönmüş, birçok gazetelerde çalışmış, bizzat gazeteler çıkarmıştır. Bunun İçinde meşhur «El'arap» gazetesi de vardır. Kendisi hariknMde iyi. selis ve üslûptu Arapça yazardı. Farslsl de mükemmeldi Kıral Edvard’1 a pek foslh tnglllzce konuşmuştu.
BÜbeydullah bildiği dillerden bahsederken şöyle derdi:
— Arapça yazmağı. Farsl şiir söylemeği. İngilizce okumağı, Fransızca dinlemeği, Türkçe konuşmağı pek severim...
Hikmet Feridun Es
J Halkevleri ve Kurumlar i|
it Yardım sevenler O. Kadıköy şubesi yararına on beş mart perşembe günü akşamı saat 2ı de Kadıköy, Opera sinemasında Konservatuvanıı İştira kil-, bir Türk musikisi konseri tertibedilm iştir.
★ Beşiktaş Halkevinden, intihap jnüodethrl sona ermiş bulunan komite İdare kurulö âzalarının yeni seçimleri lfl/lH/1915 tarihine raslıyan cuma günü saat 18 de Evimiz salonunda yapılacağından komitelere mensup bütün ğzalann seçime gelmeleri.
★ Kadıköy Halkevi Başkanlığından: 1K 3/945 perşembe günü saat 18,30 da sayın Hailt Fahri Ozansoj' tarafından (Ahm»-t Haştm'dcn Bırü-ns Kadar Şiirimiz) mevzulu bir konferans verilecektir, Herkes gelebilir.
★ Sarıyer Halkevinden ?5 maTt 1946 pazar günü saat 11 de IBÜyük-dere, Kircçburnuı gidip gelme 3000 metrP kır koşusu tertlbcdllmlşttr. Yn-aimak İçin idare memurluğuna müracaat.
TİYATRO KURLARI SINAVLARI
it Eminönü Halkevinden- Tiyatro kurlarımızın tahriri sınavları 14 mart çarşamba gtlnü saat (17) de yapılacağından talebelerimizin salonda hazır bulunmaları bildirilir
★ Kongreye çağın: Kasımpaşa Yoksullara Yardım Kurumu nun yıllık kongresi 18 mart 945 tarihine EMlayen pazar gtlnü saat 10,30 da O. H. P. nahiye binasında yapılacakta.
âr Şehremini Halkevinden: Cumartesi günleri ekseriyet elde edilemediği görüldüğünden Halterimizin »v-
Pastacılar fazla un istiyorlar
Pastacı ve tatlıcılar cemiyeti, dün vilâyet» müracaat ederek kendilerine verilen un miktarının az olduğunu bildirmişler ve bunun arttırılmasını istemişlerdir.
Lokantacılarla mahalleblcUere günde 30 çuvaldan ayda 900 çuval un verilmekte olduğu fakat bu esnafın 900 çur.al undan ancak ayda 150 çuval bir miktarım sar (ettikleri, kalan kısmının ofise terkedllmekte olduğu da bildirilmektedir. Pastacı ve tatlıcı esnafına günde 25 çuvaldan ayda 750 çuval un verilmektedir Tatlıcılar ve pastacılar, ofis kendilerine yeniden un tahsis edemezse lokantacı ve ma-halleblcllere tahsis edilerek ayaa artan 750 çuval kadar undan hiç olmazsa 300 çuvalının kendilerine verilmesini istemektedirler. Bu dilek İncelenmektedir.
Sivrisinek üreyecek su birikintilerini, lâğım çukurlarını evinde, bahçesinde ve köyünde kurutmayan ve öylece bırakıp milyonlarca sinek uçmasına sebep olanlar saflık bozguncusu sayılırlar. Bu gibilerine vazifelerini hatırlatınız ve önayak olarak vakit geçmeden sivrisinek mücadelesine başlayınız.
velce İlân edilen seçim gün ve saatleri aşağıdaki şekilde tebdil edilmiştir. Kollara kayıtlı Üyelerin gösterilen vakitte gelmeleri rica olunur.
Sosyal yardım. Dershaneler, Kütüphane komiteleri İ. H. seçimi 14 mart saat Sİ.
Temsil, Ar. Spor komiteleri İ. H. seçimi 21 mart saat 21,
Yazan Doktor HAFIZ CEMAL lLOKMAN HEKlMı
Istan bulda ve çcvrcsinap luşm öksür m iyen, göğüs nezlesine uğram iyon insan yok gibidir, öksürüğe st-bep yalnız rutubet, hava cereyanı delildir.
Sıcak bir yerde uzunca müddet palto veya manto İle oturduktan sonra birdenbire soğuğa çıkanlarda nezle, öksürük çok olur.
Hamamda yıkandıktan sonra çabucak sokağa fırlayanlarda yalnız bronşit değil, zatürria bile husul» gelebileceğini hesaba katmak lâzımdır.
Bulun gun çamurlu, karlı yenerae dolaşanlarda ayakkaplarının çektiği soğuk sularla yalnız öksürük değil, (romatizma» da beklemek gerek'.r
Tramvaylarda, otobüslerde ağız ağıza, omuz omuza, göğüs göfeüse gelmiş (grip) 11, öksürüklü. İnsanlardan hastalık almamak kabil mİ? Hastalıklı, öksürüklü İnsanlarla elele vermekle bos talin alınır
Vapurlarımızın sıcacık (kamara* larına girdikleri zaman mantolara kaputlarını çkarmıyarrık oıurcn ı iskelelere çktıkları zaman şidd tıı cereyanlı hava ile karşılaşınca v çullarının en zayıf noktalarına iliklerine kadar İşliyen soğuk, tüı türıü ha«f.'tbk'-‘rr( •>»» ^ksürûie eeb olur
Kuçucıtu u n si».,ufeii Karşı tamu tı ve dayanıklı olmıyan bazı ç ıcu lar. gençler vc kızlar, vücutlarına 1 zım olan (kalori» 11 ve (D - A - 1 vitaminli gıdaları, meyvalan tam ol rak alamazlarsa, ve üstlerinde kendilerini'soğuktan ve terden k r yacak yünlü fanilaları, kostüm'eri paltoları bulunmazsa çeşit çeşit nc içlerden, öksürükten, (zatürrie) d ve hattâ (zatülcenp) ve (romatı tnaı dan kurtulabilirler mİ?
Daracık sokakiarevlerin canu tını düşürerek (rekor) kırmağa ça şan çocuklar saatlerce top oynadı tan sonra terli terli riizgârlcra karşı yerlere oturur^’-sa öksürük eksi* olur mu?
Kömürsûc, odunsuz ateşslz oturan bakalım ne kadar zavallı fıkarajaria çocukları vardır kl gece ve gündüz şiddetli soğukların vc dehşetli rutubetlerin İçinde tlrtlr titrerler. Öksüre öksüre İnlerler. Hiç şüphe yok bunların İlâç alacak paraları da yoktur!
İşte bu tarzda pek acıklı olarak yaşayan ben fakir aileleri gördüğümden herkesin kolayca öksürük l âcı yapabilmeleri için düşünmeğe b:şıa-dım. Ne kadar memurlar ve 1 çiler vardır kl öksürüklere oldırmıyniük vazifelerine devam ettikleri cihetle (bronşit) lertni kökleştirmişler. tmu2-mln bronşit) olmuşlar ve şiddet'l soğuklarda daha dehşetli öksüriik ere, tıknefesliğe yakalanmışlardır!
N? kadar neharl (gündüzlü) fakir talebe, öğrenciler vardır ki çok defa kahvaltı bile edemlytrek üstleri başlan pejmürde ve perişan bir halde oldukları halde okullarına yetişmek İçin yaya yürümekte ve yahut tramvay ve otobüs istasyonlarında ourak yerlerinde bekliye bekliye övriiri-ğe tutulmaktadırlar
12 - 13 yaşma basmış nc kadar çocuklar, gençler ve kız'ar görüyorum kİ aşırı derecede sigara içerek gvt-laktan sonra en büyük nefes b?rusu-nun başlangıcında tabiat yarat çisinin ciğerler! koruma^ irin te-k’i ettiği kirpik gibi silâhları harap ve berbat ettiklerinden sık sak nez?.' ve (bronşit) olmakta ve nihayet arzlarından kan gelerek vereme dopTu yu-varl anmakta d ı rl ar
Yukarıya yazdığım bazı sebeplerin tesirleriyle ve dahn birçok verelerle başgösteren çeşit çeşit öksürükler vardır, öksürülün cinsine, nevine, hastanın mizacına, bünverine. t natura) suıa. dayanabileceğine göre türlü türlü İlâçlar lâzım olduğuna sıi-he yoktur Bu cihetle öksürük zuhur eder etmez aile hekimime muaven- olmak gerektir.
Fakat ne kadar fakirler, hatifi orta halliler ve köylüler vardır kl doktora gitmek, eve hekim getirim'?!- durumunda değildirler. Hattâ gözetilirde yapılan (reklâmı lar sayesinde satılan hazır öksürük ilâçlarını bl'ü salın atamıyanin'- n- kadar coktsr!
İşte halfam izin bu acıklı durum ıa-rını ve ciddi ihtiyaçlarını düşündüm. Ve herkesin evlerinde yanabilecekleri bnr.ı faydalı İlâçları gelmek mn-kalomde va?ma&a çalışacağım.
İthal edilen gomal akalar İthal edilen gomalakaların tamamını dağıtmaya tabi tutmak suretiyle İthalâtçıların kara borsa yapmalarına engel olunmuştur. Getirilen go-malakalaTdan 1500 kilosu İstanbul esnaf odasına verilmiştir. Oda. bunlun İhtiyaç sahibi esnafa dağıtacaktır.
Malın 200 kilosu İstanbul Sunut Enstitüsüne, 150 kilosu Beykoz deri fabrikasına. 100 kilosu Hatayla Mersinin kontenjanına ayrılmış yalnız 50 kilosu ithalâtçısına bırakılmıştır.
Ticaret ofisinin elinde 4 ton go-malaka vardır. Bunların dağıtımı ve satışı Ticaret: Bakanlığınca teSbit edilecektir. Memleketin senelik gu-malaka İstihlâki on iki tondur. Yakında tekmil İstihlâk önlenecek kadar mal getirilecektir.
Created by free version of 2PDF
flahJfe 8
AKSAM
14 Mart 1945
RADYO
Bulmaca
Otue sekiz yaşında olduğunu söy-tardi. Fakat hakikaten çok güzel bir tadındı. Zaten pek fazla da göstermiyordu. çalıştığımız dairede dosya memuru idi. Erkek kâtipler, mukayyitler en küçük vesilelerden İstifade ederek sık. sik onun odasına girip çıkıyorlardı. Kendinden bahsedilirken. «Olgun ifadeli kadın, tâbiri kullanılıyordu. Daha ziyade Amerikan filimlerlnde genç kontes, markiz rollerine çıkan ciddî yüzlü kadınları andırmakta İdi. Masasının bazında, batan hiç kimse He konuşmadan saatlerce çalışırdı. Sonra koltuğunu geri çeker, pek güzel olan bacaklarını birbirinin üstüne atar bir sigara yakarak dinlenirdi. Aşın güzelliği kadar etrafta hürmet hissi de uyandırdığı için erkeklerden kimse kendisine pek aşırı bir harekette bulunamazdı.
En macera sevenler bile yalnız bazı tesadüflerden istifade ederlerdi. İşte o kadar. Meselâ dosya dairelinden çıktuı bir bekârın şöyle dediği işitilirdi:
— Aman efendim... Ferda hanım jartiyerini düzeltirken İçeri girmişim. Çorabını yukarıya kaldırıyordu. Fakat ne güzellik efendim... Ne harika! .
Lâkin İşte hepsi bu kadardı.
38 yaşında olduğunu söyliyen Ferda epey azmandan beri dul yaşıyordu. Zam ar. geçiyordu. Ve gençliği de aittin sene böyle kalacak değildi ya... Belki birisi ile evlenmek niyetinde İdi Fakat hâlâ bu «birisi» meydana çıkmıyordu. Belki hakikaten biraz fazla güzeldi de kimse onunla evlenmeğe kolay kolay cesaret edemiyorduk Halbuki dairede daktilo, kadın ve gen(; kız bolluğu da vardı. FaKat bun-laruı hepsi Ferda'ya karşı — biraz içlerinden kızmakla bfraber — saygı da gösterirlerdi. Zira Ferda bir kere yâşça hepsinden büyüktü. Sonra yine hepsinden m'kul bir insan olduğunu her fırsatta belli ederdi. Üçüncüsü onlar kadar tüzel, hattâ daha da baş döndürücü, onlar kadar şık, zarif ve dikkati daha fazla üzerine çekici idi. Bütün bunlara rağmen genç, neşeli daktilolar dairede birer mektep kaçkını çılgınlığı gösterirlerken n pek ağır başlı davranırü. İşte Ferda nın btekieir üzerindeki kuvveti bundan ileri geliyordu. Hattâ genç daktilo'a-Fa kendi işlerini bile gördürdüğü olur, âmir mevkiinde bulunmadığı halde onlara emir bile ederdi.
Genç kızlar, bu bütün erkek arkadaşların etrafında fır döndükleri güzel, bilgiç, a'iT I aş ı, bit hayli fe i~-si dula içten içe diş bilerlerdi. Fakat ne yapılabilir ki?. Güzel duı ıı,U kene isin i mükemmel surette say diliyordu. Şirketin umumî müdürü, o dünyayı dolaşmış, her çeşitten güzel güzel kadınlar görmüş olan insan bile Ferda ablaya hayran görünüyordu. Dik yakalı, siyah kadife elbisesi içinde, hakikaten emsalsiz vücudu ile masa başında çalışışını seyrelmek bile erkekler için büyük bir zevk hall-iıe girmişti.
Ferda ablanın yalnız bîr tek zayLf tarafı vardı. Bir türlü 38 yaşından yukarı çıkmaması... Vakıa güzel kadındı, Yaşını da pek göstermiyordu umma be bahiste ne kadar titizdi. Genç daktilolar manikürlü parmaklarını tuta tuta hesaplıyorlar:
— Ben şirkete geldiğim zaman Ferda abla 36 yaşında olduğunu söylüyordu, Halbuki aradan tam 6 sene geçti. 8 yıl İçinde iki yaş mı aldı topu topu?..
Ferda ablayı çekememelerinin başka bir tarafı daha vardı. Hani «Gençliğin zaferi» derlerdi.,. Nerede?.. Kendilerinin hepsi genç olduğu halde Ferda abla işte onları tamamile gölgede bırakıyordu. Buna da fena İçer-Dyoriardı. Hattâ patavatsızlığı ile meşhur ihtiyar veznedar muavini bir kete de onlara:
—-Ferda abla sizin gibi genç kızların yirmisini birden cebinden çıkarır. Böyle genç olmadansa, onun gibi olgun bir insan olmağı 40 kere tercih ederim... Dememiş mi idi?.. 1
Hele onu şu tepeden bakışları ve kendilerine cmredlşierl yok mu?.. Bu genç daktiloları büsbütün çileden çıkarmakta İdi...
Birdenbire vaziyet şaşılacak derecede değişti. Ferda abla şimdi bam başka bir insan olmuştu. Artık daktilolar ona emrediyorlar, kendisine angaryalar gösteriyorlardı. Ferda ablanın sesi çıkmıyordu. Sesi çıkmak şöyle dursun genç daktilolara nasıl iltifat edeceğini, onlara kendisini nasıl hoş göstereceğini bilmiyordu. Paralanıyordu. Saat üçte hepsine çay ısmarlıyor, onlarla şakalaşıyor, kendilerine dalma İçtiği kokulu sigaralardan ikram ediyordu.
Şimdi onun odasında vaziyete dalma genç daktilolar hâkimdi. Kimse bunun hikmetini anlamıyordu.
Hattâ isterlerde Ferda ablaya yazdırmak üzere koca koca tomar kâğıtlar veriyorlardı.
Ne olmuştu?.. Niçin Ferda ablanın o eski hâkim, mağrur tavrı bozulmuştu-
Bunu o kadar merak ettik ki. bir gün danamayip meseleyi genç kızlara sorduk.
Şeytan şeytan gülümsediler ve:
— Elimizde müthiş bir silâhımız var!., dediler.
— Nasıl silâh?..
— Bir resim... Bir fotoğraf?.. Ferda ablaya alt. Bunu başkalarına göstereceğiz diye ödü patlıyor. Biz de iki de bir «Şimdi fotoğrafı gösteririz1» diye tehdidediyoruz. Ve ona her İstediğimizi yaptırıyoruz. Şimdi bütün nöbetlerimizi o bekliyor!..
Merakımız büsbütün arttı:
— Yaaa... Nasll bir fotoğraf bu?.. Görülmesi Ferda’yı bu kadar telâşa düşüren resim meraklı bir şey olsa gerk... pek samimi vaziyetle bir resim mi?..
Neler düşüdüğümüeü anladıkları için:
— Hayır... Zannettiğiniz gibi değil... Tok başına Ferda'nın senelerce ön-c çıkardığı bir resim...
— Peki bunda korkacak ne var?..
— Hem müthiş blrşey var. Resim Ferda’yı elinde şemsiye, sırtında Ferace ile gösteriyor. En aşağı 35 senelik... Zaten altında da tarihi var. O zaman 15-18 yaşında olsa şimdi elliyi geçkin'.. Zaten 35 seneden önce böyle kıyafet de yoktu. Halbuki onun 38 yaşından yukarıya taş çatlasa çıkmadığı malûm!.. Bu eski fotoğrafı bir ahbabımızın annesinin evinde bulduk. Şimdi onu gösterip Ferda’yı tehdit ediyoruz. Resim bizdeyken her İstediğimizi yerine getireceğinden eminiz. Bize hoş görünmek için ne arzu etsek yapacak... Artık o bu resmin esiridir...
şirkette maceracılığı ile tanınmış ve Ferda’nın en ateşli, hayranlarından olan bir bekâr gülümsedi:
— Şu fotoğrafı bana versenize... Bakalım ben de onu aynı resimle korkutabilecek miyim?., dedi.
(Bir yıldız)
Bugiiııkü program
18.00 Salon orkestrası, 18.30 Konuşma (Ziraat saatli, 1845 Müzik dans ıplj, 10.00 Haberler, 19.20 Geçmişte bugün, 19.25 Şarkı ve türkübr, 19.45 Konuşma, 20.00 Marşlar. 20.15 Radyo Gazetesi, 20.45 Yurttan se 1er. 21.05 Cumhur Başkanlığı armoni muzikası, 21.50 Müzik fasıl, 22.15 Müzik (pl’, 22.45 Haberler
Yarın sabahki program
7 30 Müzik (pl.). 7.45 Haberler. 8.00 Müzik ıpl.ı. 8.23 Spor saati (Vücudumuzu çalıştıralım), 12.31 Karıpk şarkılar, 12.45 Haberler, 13.00 Salon orkestrası.
YENİ YAYIN
MİLLİ GELİR TAHMİNİNDE USULLER
istatistik Umum Müdürlüğü Bulgar iktisatçılarından Tchakalotfun, Sofya Ütılıversitcsl iktisadi araştırımlar enstitüsü tarafından neşredilen ıMilli Gdlr Tahmininde Usulleri adlı risalesini Türkçeyc çevirterek yayınlamış bulunmaktadır Celâl Aybır tarafından İngilizce nüshasind n dilimize çevrilen bu eser, milli gelir konusunun önemini belirten bir öıı sözden sonra, milli gelir hesapları İçin kullanılan başlıca nazariye vc usulleri muhtasaran izah eylemekte ve Bulgarlstanın 1924 - 35 senelerin1’ ait milli gelir hesaplarını — bu konuda çalışanlara bir örnek teşkil etmek üzere — müfredatı ile göstermekledir.
Yakın ilgililere bedelsiz olarak gin-
Soldan sağa ve yukarıdan aşağı;
1 — Bir yatımız
2 — Bir âzomız - Tersi kurtuluş vasıtam.
3 — üsküdarda bir semt.
4 — Başına «S» gelirse içki dağıtandır - Büyüklük unvanlarından
5 — Daha körpe.
8 — Bir saat markası - Asyada bir göl.
7 _ Bitkiler - Tersi dokuma iğnesidir.
8 — Fasıalar - zıvananın başı.
9 — Dudak dudağa.
10 — Tamahk&r değil.
GECEN BULMACANIN HALLİ
Soidan sağa ve yukarıdan aşağı:
1 — Mürabahact. 2 — Uçurum. Met,
3 — Rumelihlsa. 4 — Arecamanef,
5 Bulamaz, Ta, . 8 — Amlmane,
7 Hazetmek. 8 — Âmin, Mala,
9 — Ceset, Elab. 10 — üafalkab,
Hayvan sağlık memuru alınacak
Ereğli Kömürleri İşletmesi Umum Müdürlüğünden:
Hayvanlarımızın bakımı içLn aşağıdaki vasıflan haiz İki hayvan sağlık memuru alınacaktır.
1 — Hayvan sağlık okulu mezunu olup herhangi idare veya müease-seye karşı mecburi hizmetle bağlı olmamak,
2 — Askerlik ödevini yapmış olmak,
3 — Halen devlet daireleriyle başka kuramlarda bulunanların ayrılmasına muvafakat edildiğine dair mektup getirmeleri şarttır.
Ücret: Barem harici «120» liraya kadardır. Ayrıca 4178 sayılı kanun gereğince fevkalâde zamdan ve 4222 sayılı kanunda yazılı tekaütlük hakkından faydalanacaklardır.
İsteklilerin hal tercümeleri, nüfus tezkeresi, okul vesikası ve evvelce çalıştıkları yerlerden aldıkları hizmet ve askerlik durumlarını gösterir vesika örnekleri, sıhhat raporu iyi hal kâğıdı ve son bir yıl İçinde çıkarılmış fotoğraflarını da ekliyerek bir yazı ile 31 mart 945 akşamına kadar zonguldakta umum müdürlüğümüze mfirarantları (3122)
Hurda demir satışı
Bandtrtna Merinos Yetiştirme Çifliği Müdürlüğünden:
1 — Tahminen üç ton ağırlığında dökme demiri olarak 10 adet çayır, 3 adet kırkım makinesi, bir çayır toplama tırmığı İle bir baskül ve 26 parça diğer ziraat âletleri ile arabalara alt demir akşamı.
2 — 240 adet bütün. 34 adet yarım tabaka kullanılmış oluklu çinko saç.
3 — Amerikan bezinden 1500 adet boş çimento torbası.
Yukardakl maddelerde yazılı üç cins malzeme toptan ve yahut 3yn ayrı 28/3/945 pazartesi günü saat 15 de çiftlik merkezindeki komisyon huzurunda pazarlıkla satılacaktır.
4 — Demir akşamının muhammen bedeli 800. saç çinkoların 1000 ve çimento torbalarının 900 Ura olup muvakkat teminatı bunların yüzde on beşidir.
5 — Bu malzeme burumumuzda isteklilere her gün gösterilmektedir.
6 — İlân bedeliyle diğer masraflar isteklilere aittir. Bu malzemenin
Bandırmaya kadar nakli müesseseye aittir. «2906.
Yahya Muzaffer Demircan ve Süleyman Sadi Demlrcan ile Emine Hikmet Yeğin 53/8711 hesap No sile Sandığımızdan aldıkları (1000) liraya karşı Fethiyede kâtip MuMthlttin mahallesinde Fethiye kapısı sokağında eski: 2: yeni 8 kapı No. Iı bahçeli nim kâglr evi birinci derecede İpotek etmişlerdir.
Dosyada mevcut tapu kaydı suretinde işbu gayri menkulün «aynı semt, mahalle ve sokakta aynı kani 1891 ada 2 parsel No. lı 699 metre murabbaı mesahası olan ahşap ev olduğu beyan edLlmiştir.
Dosyada mevcut kadastro plânı mucibince hududu bir tarafı tayyareci Salâhattin sokağı diğer tarafı 3. 8, 9. 10 No lı parseller arkası 1 No. lı parsel önü 3 No. lı parsel ve Fethiye kapısı sokağife mahduttur.
Muhammin raporu mucibince mezkûr gayri menkulün umum mesahası 699 metre murabbaı olup bundan 94 metre murabbaı kısmı üzerine iki buçuk katlı büyük ve 35 metre murabbaı üzerine bir katlı küçük ev ve 30 metre murabbaı kısmı üzerine de ahır yapılmıştır. Bina ahşaptır. Büyük evde 8 oda İki sofa bir matrah bir kiler Jkl hela bir taraça küçük evde İse iki oda bir sofa bir matbalı bir hela, kuyu ve elektrik tesisatı
Is'anbu! sıtma mücadele başkanlığı Satınalma Konrsyonundan
İhalesi 20. 3. 945 sah günü saat 10 da yapılmak üzere kapalı zart usuliyle nuntaka ihtiyacı için 55 adet (MS.» tipi pülverlzatör alınacaktır Şartlaşma kâğıdı her gün başkanlık kaleminden alınabilir
İsteklilerin gününde «825» lira tutarı teminat ve mektuplarUe Kadıköy Moda caddesi 91 numaradaki İstanbul sıtma mücadele başkanlığında bulunmaları ilân-olunur. (2882 i
Created by free version of 2PDF
rGömlekiş"i
| BİRİNCİ SINIF ÇÖMLEKÇİ I
Ter 20098 Sirkeci
ZAYİ TAHVİLLER
Ayancık Ziraat Bankasından aldığını 75480 sayılı % 7 faizli altıncı tertib (500.—) lira kıymetli Sivas Erzurum ve 72372 sayılı % 7 faizli İkinci tertib Milli Müdafaa (1000 —1 liralık ve 80208 ilâ 80211 dört adet % 1 faizli biner liralık üçüncü tertib Milli Müdafaa tahvillerini zayi eyledim. Bulan İstanbul Zingal Şirketinde Sadettin’e getirdiği takdirde ken-dişine para vereceğim. Esasen mahkemeye müracaat etmiş olduğumdan keyfiyeti ilân ederim. •
Ayancık ZingaJ Şirketi Müdürü. Enver Kök
vardır. ı
Vadesinde borcun verilmemesinden dolayı yapılan takip üzerine 3202 No. lı kanunun 46 ncı maddesinin matufu 40 inci maddesine göre satılması İcabetten yukarda yazılı iki ev ile bir ahırın tamamı bir buçuk ay müddetle açık arttırmaya konmuştur, satış tapu sicil kaydına göre yapılmaktadır. Arttırmaya girmek isteyen (375' lira pey akçesi verecektir Milli bankalarımızdan birinin teminat mektubu da kabul olunur. Birikmiş bütün vergilerle belediye resimleri, vakıf karesi ve taviz tuatrı ile tellâ-liye rüsumu borçluya aittir. Arttırma şartnamesi 19. 3. 945 tarihinden itibaren tetkik etmek İsteyenlere Sandık Hukuk İşleri servisinde açık bulundurulacaktır. Tapu sicil kaydı ve sair lüzumlu İzahat da şartnamede ve takip dosyasında vardır. Arttırmaya girmiş olanlar, bunları tetkik ederek satılığa çıkarılan gayri menkul hakkında her şeyi öğrenmiş ad ve telâkki olunur. Birinci arttırma 10. 5. 945 tarihine tesadüf eden perşembe günli Cağaloğlunda kâin Sandığımızda saat 10 dan 12 ye kadar yapılacaktır, Muvakkat İhale yapılması için teklif edilecek bedelin tercihan alınması icabeden gayri menkul mükellefiyetle Sandık alacağını tamamen geçmiş olması şarttır. Aksi takdirde son arttıranın taahhüdü baki kalmak şartlle 25. 5. 945 tarihine müsadif Cuma günü aynı mahalde ve aynı saatte son arttırması yapılacaktır. Bu arttırmada gayri menkul en çok arttıranın üstünde bırakılacaktır. Hakları tapu siclllerile sabit olmı-yan alâkadarlar ve irtifak hakkı sahiplerinin bu haklarını ve hususlle faiz ve masarife dair iddialarını ilân tarihinden itibaren yirmi gün içinde evrakı müsbltelerile beraber Sandığımıza bildirmeleri lâzımdır, Bu suretle haklarını bildirmemiş olanlarla hakları tapu siclllerile sabit olmı-yanlar satış bedelinin paylaşmasından hariç kalırlar. Daha fazla malûmat almak isteyenlerin 44 204 dosya No. sile Sandığımız Hukuk İşleri servisine müracaat etmeleri lüzumu ilân olunur.
—DİKKAT—
Emniyet Bandığı: Sandıktan alınan gayri menkulü ipotek göstermek istiyenlere fen heyetimizin koymuş olduğu kıymetin % 40 nı tecavüz itmemek üzere ihale bedelinin yarısına kadar borç vermek suretile kolaylık göstermektedir. (3160)
Satılık kavak tomruğu
Devlet Orman İşletmesi Karasu Revir amirliğinden:
1 — Revirimize bağlı Kocaeli bölgesinin KuyumcuHu, Kocaeli ve Karapınar sahil deposunda istifte mevcut 434 adede muadil 129 metre 434 desimetreküp kavak tomruğu açık arttırma suretile satılığa çıkarılmıştır.
2 — Beher metre mikâbının muhammen bedeli 62 lira 30 kuruştur
3 — Arttırma 26. 3. 945 tarihine rastüyan pazartesi günü saat 15 de revir binasında yapılacaktır.
4 — Muvakkat teminat 604 lira 64 kuruştur.
. 5 — Şartname orman umum müdürlüğünde. Adapazarı, Geyve, İzmit,
İstanbul, Düzce ve Karasu revir âmldiklerinde görülebilir.
6 — İsteklilerin muayyen gün ve saatte revir merkezindeki komisyona müracaatları. (2934'
Afyon vilâyetinden
1 — Eksiltmeye konulan İş: Afyon - Gaziıgöl yolunun 0+512-11-883 kilometreleri arasının 27868 lira 85 kuruş keşif bedelli parke döşemesi
2 — Eksiltme 29/3/945 perşembe günü saat 15 te Vilâyet Hükümet binasındaki Daimî encümende kapalı zarf usuliyle yapılacaktır.
3 — Eksiltme şartnamesi ve ekleri Nalla müdürlüğünde görülebilir veya 140 kuruş bedelle alınabilir.
4 — Eksiltmeye girebilmek İçin isteklilerin 2090 lira 16 kuru? muvakkat teminat vermeleri ve Vilâyet Nafia müdüılüğünden bu İş İçin alınmış ehliyet vesikası ve Ticaret odası kayıt vesikası vermeleri şarttır. Bu vesikayı almak İçin isteklilerin ihale gününden en az. tatil günleri hariç, üç gün evvel istida ile Vllâteye müracaat etmeleri şarttır.
5 — İsteklilerin teklif mektuplarını eksiltme günü olan 29/3/945 per-
şembe günü saat on deörde kadar makbuz mukabilinde Vilâyete vermeleri lâzımdır. Postada olacak gecikmeler kabul edilmez. (2782)
p YEL ELEKTRİK CiHAZI
(WİKCHARGER)
Bir adet yeni vaziyette rüzgârla İşler 6 voltluk şarj dinamosu satılık- I tır. Taliplerin pazar günleri Çengelköy Kuleli caddesi 21 No. da Bay ■ Necati Hancı'ya müracaatları. B
KUTUP KIZI
AŞK VE MACERA ROMANI
Yazan: Stanley Shaw Çeviren: (Vâ ■ Nfr)
■ ■ Tefrika No. 24
— Dünyanın en iyi kılavuzunu unutuyorsunuz! - dedi.
Sonra, köpeğini çağırdt:
— Gel buraya Baby! Kokla şunu!... Çimdi kendini göster!
Miss Mallable'nin eldivenini köpeğe koklattı. Sonra, hayvanı okşadı.
— Haydi, Baby! Git ara, bul!
Hayvan derhal ileri atıldı. Bir müddet iz boyunca yürüdü. Derken sola çaptı.
Jensen, onun arkası sıra koşuyordu. Hakikaten de. yer yer, Miss Mal-lable’nln ayak izlerini görüyordu. Pierre Quint, uzaktan uzağa fasılalarla bağırıyor, Jensen'In bu sese kulak kabartarak dönmesini kolaylaştırmak istiyordu. Baby, konuşur gibi sesler çıkarıyordu. Detektif, karanlık gecede bütün hıziyle hem koşuyor, hem Miss Mallable'nin ismini haykırıyordu.
Köpek artık koklamak lüzumunu bite duyrrr’ 'in koşuyordu. Jensen, ser «eliyor, I: - (.r, di >ıyor ve git-Ukçe dalla biiyük meşakkatlere uğ-
rıyarak güçlükle yerden kalkıyordu.
Bir seferinde, karlara iyice balı. Burası rüzgârın doldurduğu bir çokur olacaktı. Çukurdan çıkarak için hayli çabaladı ve müşkülât çekti. Hattâ ölümünün burada olacağı bile aklına geldi. Şakakları atıyordu. Gözlerinin önünde hakikatte nıevcudolmıyan yıldızlar dansedlp duruyordu. Sanki hava fişekleri atılmaktaydı.
Bu hal, soğuğun göz toparlağında bıraktığı tesirden İleri geliyordu. Fakat, delikanlı, kutup memleketlerinde sık sık raslanan seraplardan birine uğradığım sandı.
Birkaç defa, arka arkaya;
«Artık tahammül edemi yeceğlm. Artık tahammül edevü?«Mğwı.> diye mırıldandı.
En kuvveti! vücutlar taife, karlı ülkelerde, bir daha uyanmamak üzere donma uykularına yatarlar. İşte o da, böyle bir uykuya yatmak üzere bulunduğunu höwediyordu. Dizlerinin dermanı kesilmişti. NeudcjfaA ulduğul yere çokâverecekH
Fakat, birdenbire kulağına bir ses çalınır gibi oldu. Köpek, canlı canlı bağırmağa başladı. Aynı zamanda, uzaktan hafif bir sayha duyuldu Billur gibi bir sesti bu' Bir gülüş mü? Bir hıçkırık mı?
Delikanlı:
*— Karlı ülkelerin deniz kulan şarkı söylüyor!» diye düşündü.
Lâkin bir şimşek süratile şuurunu topladı; bütün kuvvetile haykırdı.
— Siz misiniz, Miss Mallabie?
Nahif ses, gene kulağına geldi Bu artık bir musiki notası halinde değildi. Vâzıh bir sesti. Tanıdığı ve sev-töği bir sesti.
Ah, işte aşk. bütün ihtişamiyle nasıl gelmiş! Nasıl onun gönlünü kaplamıştı! Kerry Mallable’nin ses:, gittikçe daha vâzıh İşitiliyor!
Sarhoş bir insan halinde, Jensen, el yordam)yle İlerledi. Sendeliyordu, düşünüyordu. Nefesi tıkanıyordu. Fakat, büyük bir ruh kuvvetiyle yerinden doğruluyordu.
Genç erkek, nihayet karanlığın ortasında iki parlak nokta gördü. Baby, dönmüştü ona bakıyordu. Birkaç adım daha attı. Köpeğin koyu şeklini farketti.
şimdi artık, Miss Mallabie onun omuzuna dayanmış hıçkırıklarla sar-Siliyordu.
— Geldiniz mi? Geldıııl* mı? Siz misiniz?
İkisi de titriyor, ne yaptıklarını bilmiyorlardı. Erkek, şenç kızı kucaklıyor ve şöyle mırıldanıyordu:
— Sizi buldum! Ne saadet! Halbuki sizi kaybettiğimi zannetmiştim. Meğer biz yanlış bir İze sapmışız Peki siz... siz... siz?
Cevap beklemeksizin, bütün benliğini kaplıyan saadet içinde, kızı göğsüne bastırıyordu.
Kerry de, evvelâ bu himaye edici ve bu tatlı kucaklayışa karşı koymadı. Sonra, biraz kendini çekti. Karşı karşıya ve pek yakın durdular. Geceyi şimdi minimini bir hilâl aydınlatıyordu.
Jensen, tekrar sordu:
— Sizi bulabildim demek?
Kız, hazin gözlerini eğdi: hiç izahat vermedi. Bir müddet sonra dedi kİ:
— Haydi çabuk! Pierre Çulntln yanına dönelim, Siz yürüyebilecek kabiliyette misiniz?
Jensen:
— Asıl onu size ben sorayım — dedi. — Koluma dayanınız, ayın ışığı dönmemizi kolaylaştıracaktır
Miss Mallabie, soğuk bir İfade ile:
— Mersi! — diye mırıladndı. — Ben pekâlâ yalnız başıma da yürüyebilirim.
Köpekle birlikte öne geçti.
Fakat Jensen'ln Kerry Mnllable’yi kucağında tuttuğu o tatlı an, artık ebediyen hâtırasından slllnmlyecektl.
Emlâk Bankası Yapı limited şirketinden:
15 M3 kontraplâk alınacaktır:
Ankarada Bakanlıklar civarında Şükrü Saraçoğlu mahallesinde yaptırılmakta olan Memur evleri inşaatında kullanılmak ve 31/3/1945 tarihine kadar Ankara istasyonunda teslim olunmak üzere on beş metre mik’abı kontrplâk alınacaktır. Taliplerin 23/3/1945 tarihine kadar Ankarada Emlâk ve Eytam bankası merkezindeki şirkete veya Emlâk ve Eytam bankası İstanbul şubesine müracaat ederek bu husustaki şartnameyi görmeleri ve yazı He fiat teklif etmeleri ilân olunur. (3119)
Zile Belediye riyasetinden:
Samsunda bulunan belediyeye ait bir aded otobüs karoser yaptırılacaktır. Talip olanların ve şeraiti anlamak isteyenlerin 20. 3. 1945 gününe kadar belediye encümenine müracaatları ilân olunur. (2918)
Hissediyordu ki, eğer kız, onun kolları arasından öyle çabucak sıyrılmamış olsaydı, bu yüzden B. M. 432 meselesini de. dünyada ne varsa her şeyi de unutabilmesi pek mümkündü
Bereket . kızın ani soğukluğu anda bir aksi tesir uyandırdı. Vicdanında beklenmedik ıstıraplar doğdu.
Hakikaten de, kendisine şefleri tarafından havale edilen o mukaddes vazifeyi unutmasına ramak kalmıştı.
Diğer cihetten, bunu havsalası nasıl alırdı: Bu saf yüzlü, bu asil ifadeli ciddi kız. nasıl olurdu da kalpazanların cürüm ortağı olurdu?
Az kalsın, detektif, bu kıza aşkından bahsedecekti. Fakat. Miss Mallabie, âni hareketiyle onu ihtimal ki. namussuzluğun deryasına düşmekten kurtarmıştı.
Pekâlâ, mademki mukadderat böyle istedi, o da dâvasına sadık kalacak, geçici heyecanlara, peşinden süriik-lenmiyecekti.
Kızakların yanına vardılar. Pierre Qulnt, onların dönüşünden öyle memnun oldu ki, köpeğine sarıldı ve onu ruhunun biîtun muhabbetiyle şapur şupur öpmeğe başladı.
— Bu hayvan Kanada'dakl bütün köpeklerin en iyisidir. O benim hazi-nemdir. Benim hayatimdir. Benim dostumdur. Penim gözlerimin bebeğidir. - diyordu.
Artık doğru ize girmişlerdi. Çok geçmeden, gözlerinin önünde. Kurt Başı denilen mahut kayanın belirdiğini farkettiler.
Bu kaya, çok kıymetli bir barınak vazifesini görüyordu. Adeta mağara halindeydi. Büyük bir ateş yaktılar ve güzelce ısındılar
Alevlerin yanına yan gelince, Pierre Quint. kırılan bileğini bile unuttu. Bir kahve pişirdi. Bir fasulye konservesi kutusunu ısıttı. Jambon kızarttı.
Şimdi artık Miss Mallabie Jensen’e daha fazla arkadaş muamelesi yapıyordu. İkisi de blrlblrlerinl hasta sanıyorlar ve tedavi ediyorlardı Bununla beraber, gene blrlblrinlerinden çekingen bir halleri vardı.
Vf _
Meçhuller İçinde
Kurt Başı kayasında geceleyin üç yolcu, ertesi sabah geç vakit uyandılar. Umumiyetle pek az uyumak âdetinde olan Pierre Qulnt, dünkü yorgunluğu, heyecanı vc- geçirdiği kaza üzerine gayet derin bir uykuya dalmıştı.
Şimdi artık, rüzgâr epeyce hafiflemişti. O müthiş don hüküm sürmüyordu. Hararet derecesi epey yükselmişti. Halka halinde yatmış olan köpekler de dillerini çıkarmışlardı.
Pierre Quink esnlyerek gerindi.
(Arkası var'
Sanıie 7
Kü CW ^Olİ^ARI
Ingiltere’den Demir ithali hakkında
| - İŞ AR1YANLAR
ASKERLİKLE İLİŞİĞİ OLMAYAN — Yeni ve eski Türkçe okur yasar lıer hangi bir müessesenin ayak İşlerinde çalışabilir veya verilecek dl-ğtr işleri de deruhde eder çalışkan, kefil gösterebilir. Uygun bir ücretle İş aramaktadır. «Akşam» da (F.K) rumuzuna mektupla müracaat.
1074 -
KİRALIK YALI — Vaniköyün en aarlf yalılarından birisi 8 odaslle mey-va vc çiçek bahçeleri, elektrik, terkos ve banyo kslsatile ve lüks eşyaallc, buz dolabı ve rady&slle beraber kiralıktır. Galatasaray Köşe apartımanı Emlftklş Telefon 400,JO 1081 —
ACELE SATILIK APARTMAN — Cihangir Bakraç sokakta 28 numaralı apartman nccl(? satılıktır. Görmek İçin içindekilere müracaat.
2018 —
PARİSLİ BİR MADAM — Kâtibe daktilo veya çocukların tahsili ile m«?gul olabilir. İngilizce ve piyano dersi verebilir. İstanbul tercih edilir G. C. rümuzuna yazılması rica olunur. 2012 — 2
2 - İŞÇİ ARIYANLAR
BİR BUÇUK YAŞINDI - Bir klZ gocuğuna bakacak ve büyütecek tecrübeli bir dadıya İhtiyaç vardır. Yaşı 40 tan aşağı olmaması tecrübeli olması şarttır. Şişil Samanyolu sokak 91 No. sıkmaz apartmanı daire 2 ye öğleye kadar müracaat. 1073 — 9
ACELE DADI ARANIYOR — Bir yaşında çocuğa bakacak, tecrübeli, orta yaş veya yaşlı, iyi karakterli bir bayan Ankaratya götürülmek üzere isteniyor. Taksim - Şehit Muhtıu cnd. 27 Bay Tank. 2014 —
İSÇİ BAYAN ARANIYOR — Çarşı-kapı oedlkpnşa caddesi No. 88 Ütü evine müracaat. 1070 ~
APARTMAN KAPICISI ARANIYOR — Nlşantaşmda 9 daireli bir apartmana karı koca kapıcı aranıyor. Erkek dışarıda da çalışabilir. Taliplerin Eminönü Arpacılar hanında 19 No. ya müracaatları. 1085 —
HER İŞ BİLİR — Üç kişilik ailenin •v İşlerini görecek bir kadına ihtiyaç vardır. Sultanhamam Havuzlu-han No. 1 saat 10 dan 12 ye kadar müracaat. 2003 — 1
AMBALÂJ İŞLERİNDE — Çalışacak bir Türk kızına İhtiyaç vardır. Bahçekapıda Salih Necati eczanesine müracaat, 2609 — 1
İYİ BİR ŞAPKA İŞÇİSİ ARANI- YOR — istiklâl caddesi Baker karşısı Fransız Çıkmazı Vççlno ap. No. 4 1099 — 1
SATILIK EŞYA
ARANIOR — EÛe kullanılmak üzere 5 tonluk 2 prese İhtiyaç vardır. Rizapaşa Yokuşu Nusuhlye sokak No. 31 e bildirilmesi. 1069 —
SATILIK KAMYONET — Bili İr marka sekiz llâstiğile bir kamyonet satılıktır. Taksim Millî Garaj Telefon 41849. 2002 —
BAKKALLARIN NAZARI DİKKATİNE — Her boyda kese kâğıdı İle sar-gılık ve kese kâğıdı ucuz flatle satılır. Müracaat: Eminönü Tahmis cad. Kalçın Sok. No. 18 2004 - 1
HER TÜRLÜ KÂĞIT — Gazete, mecmua, kitap, defter iyi flatle satın alınır Satmak isteyenlerin Eminönü Tahmis cad. Kalçın Bok. No. 13 e müracaattan. 2006 - 1
— Kiralık — Satılık
5,000 LİRADAN 500,000 LİRAYA KADAR — İstanbul un her yerinde apartman, ev, mağaza, imalâthane, fabrika, araa ve çlfllk almak ve satmak istlyenler. Kârlı işi olup da devretmek istlyen veya almak İstl-yenlftr Beyoğlu İstiklâl caddesi Büyük Parmakkapı köşe başı 4 No. kat 2 Tel: 42396 Suhulet Emlâk Zarif Özalp 910 — 1
NATAMAM İNŞAAT — BLlÛmum İnşaat ve fennî mesuliyet hesap işleri deruhte edilir. Ev ve mağazaların tamire muhtaç olanları derhal İŞ e başlamak ve yıkılması İcabeden emlâkin enkazını kabul çdlor. Beyoğlu îstiklfil caddesi Büyük RannakJrpaı köşebaşı 4 No. kat 2 Tel: 43396 Suhulet Emlâk Zarif Özalp 911 — 1
DEVREN SATILIK DÜKKÂN — Ge-dlkpaşa Balipaşa yokuşunda 16 No.lı bakkaliye dükkânı sahibi taşraya gideceğinden devredilecektir, lçtndeki-ne müracaat. 1043
MAĞAZA VE ARDİYE ARANIYOR— Eminönü He Yağ iskelesi arasında denize yakan mağaza ve ardiye aranmaktadır. Balıkpazarı Taşçılar 104 No. da Bülbül adına müracaat. 1071 — 3
KİRALIK VİLLÂ — Suadlye Çınar dibinde 5 odalı möbleli yazlık her türlü konforu haiz villâ kiralıktır. Bu bina ayni samanda satılıktır. Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosuna Galata Ömerâbit han 2 nel kat 23 telefon 42368 1077 —
BEYOĞLU — Tarlabaşı caddesi köşe başındaki 69 No. b bakkaliye dükkânını arkadaşının hastalığı do-layıslle acele devren satılıktır. İçindesine müracaat. 1078 — 3
DEVREN SATILIK BAKKALİYE — Beyoğlu Hamalbaşı Kordelâ sokak. Müracaat: Tarlabaşı karakol karşısında 177/1 No. lı bakkal Tornaya. 1086 —
İMALÂTHANEYE MAHSUS - Her şekle girebilecek tarzda 8$ yüzü 15 derinliği betonarma Süleymaniye Dökmecllcr hamamı yanında yapılmaktadır. İcara verilecektir, istekliler 2258S telefona müracaat. 1087 — 1
2750 ŞER LİRAYA — Arntıvutkö-yünde 3 çer odalı 3 tane kfigir manzaralı acele satılık ev. Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosu Galata ömerâbit han 2 nci kat 23 telefon: 42368 1088 —
EHVEN FİATLE — Mandıra, çiftlik satın almak lstlyeniere: Balıkesir’e »k yakın bir yerde, çiftlik blnaslyle alrllkte satılacaktır. Taliplerin aşağıdaki adrese müracaatları; İsmet Ersun Marti» mahalle Yenice sokak No. 2 Balıkesir. 10S0 — 1
SATILIK EMLâK ARANIYOR — 2000 liradan 500,000 liraya kadar ev apartıman, han, dükkân, arsa, aıazi. depo, ve sair emlâkini satmak istenenlerin en çok müşterisi olan Dencj' Emlâk Bürosuna müracaatları. Galata Kefeli Hüseyin hân Nn. 2 telefon 43840 1094 —
ANADOLUHİSARINDA YALI — ÇHtehavuzlarda Bostancıda Heybell-adada Büyükadada Şişlide acele satılık villâlar. Tafsilât, flat ve satın almak için Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosuna müracaat edilmelidir Galata Ömerâbit han 2 nef kat 23- Telefon: 42368 1034 -
SATILIK APARTMAN VE ARSA — Cihangirde denize nazır konforlu altı katlı bir apartman yarim hissesi ve aynı semtte deniz görür bir arsa satılıktır. Mutavassıt kabul edilmez. Adres Tahtakale caddesi Menaşe han No 35 saat 12 den 16 ya kadar müracaat. 201! — 1
FABRİKAYA ELVERİŞLİ — Temiz büyük pencereli bir mağaza aranmaktadır. Kurtuluş Slnemköy Şahin sokak 16/18 mühendis Bela Janos Zbldy’ye müracaat. 2007 — 4
YAZLIK KÖŞK — Göztepe fevkalâde nezaret 7 oda, su, havagazı, elektrik. asfalt yol tramvaya ve trene S dakika müracaat Tel. 52-127 2001 — 1
BALIK PAZARI — Tütün gümrük. Taşçılar, Zlndankapı ve civarlarında dükkân denetmek ve yahut büyük dükkânı olup bir kısmını vermek İsteyenler İstanbul Posta kutusu 145 adresine yazsınlar. 2005 — 1
2200 LİRAYA PAZARLIKSIZ — Üsküdar İcadlye Arapzade Arif Bey sokak 17 No. lı ahşap 5 oda. terkos, elektrik, bahçesi vardır. Acele satılık ev. Gezmek İçin İçindekilere, satın almak İçin Ferdi Selek Türk Emlâk Oâlata ömerfiblt han 2 nci kat 23 n,y Telefon: 42368 2008 — 1
11200 LİRAYA PAZARLIKSIZ -Ayda 125 lira kiralı 3200 liraya İpotekli 8 odalı İstanbulda Yenikapıda acele satıltg kfigir ev. Ferdi Sflek Türk Emlâk Bürosuna Galata ömer-fibit han 2 nel kat 23 Telefon: 42368 2010 - 1
BEBEK VEYA AYAZPAŞA — Tarafında kiralık apartıman veya müstakil ev aranıyor. Müracaat fToros) remzine Akşamda. 2004
PANGALTIDA — tyi bir mevkide her İşe elverişli hazır bir dükkân devren satılıktır. Telefon: 83808. - 1
SATILIK — Mısırçarjisında her dükkâna uyar son sistem vltrlnllc beraber boş bir dükkân devredilecektir. Vitrinleri ayrı olarak da satılır. Sirkecide Başağa ambarı sahibine müracaat. 2000 — 4
SATILIK MODERN YALI — Boğazın en sakin ve güzel bir sahilinde beş odalı havagazı, elektrik, terkos ve banyo tesisatlarını havi kayıkhane ve deniz havuzlu, çiçek ve nıeyva bahçelerini havi yalı boş olarak satılıktır. Galatasaray Köşe apartımanı Eml&kiş Telefon 49040 1080 —
KAÇIRILMAZ FIRSAT — Blskillt fabrikası yapmak üşüyenlere 4 göz yeni fırın, 1 hamur makinesi sillndlı 2 şal e makinesi 9 muhtelif zımba muhtelif etlketlc-r acele satılık. As-maaltı Kalçın sokak Trlflnldls han No. 1. Tel: 22156 Mustafa Yılmaz. 2013 — 1
KİRALIK YALI — Yeniköyde rıhtımı kendisine alt 14 odalı mükemmel bir yalı kiralıktır. Mobilyeal, telefonu ve buz dolabı vardır. 36.257 numaraya telefon edilmesi 2010 —5
ALMANCA DERSLERİ — Bir AvrupalI öğretmen bayan büyüklere, ve lisan derslerine devam etmek lstlycn talebelere üniversite talebelerine vo doktorlara gramer ve mükûleme dersi veriyor. Her yere gidebilir. Akimda ABO rilmuzuna mektupla müracaat. 2010 — 2
SATILIK DOKUMA ATELYESİ — Tahtnkale caddesinde kagir binada kurulmuş, 2 bobin. 2 masura makin*-sile 15 el tezgâhını havi mükemmel dokuma atelyesl devren satılıktır. Müracaat: Karaköy. Bebek tramvay durağı karcısında Demlrbağ han No. 18- Tle: 40304 2016 —3
ORTA - LİSE TALEBELERİNE — Tuna Deracvlnde riyaziye - fizik -kimya - lisan derlseri verilir, Pazar* don başka her gün saat 14 - 18 arasında müracaat. Tuna Dersevl Atatürk bulvarı No. 88 İstanbul - Altsa-ray- 995 — 7
Ij-MÜTE FERR1 K
ASRİ DANSLAR — HUSUSİ olmak evlerinde öğrenmek istfyenler Beyoğlu Anadolu hanı gtçldi karşısında Allyon soka t 19. Prof Panosyan
1096
— 5
İNGİLİZCE ÖĞRENMEK İSTİ1 ENLERE — Türkçesl kuvvetli, h^f'ada bir, İngilizce ders karşılığına Türkçe edebiyat ders! vermek istlyenkrj No. 1, 266. Halâskârgazl çad. Şlşll'ye mektupla müracaat 1098 — 1
ORTAK ARANIYOR — Galetada Rıhtım boyunda denize nazır telefonlu ve her işe müsait bir yazıhaneye 'işin mevzuu bSraberce karalnş-tırabillr) asgarî 15000 lira sermaye koyabilecek bir ortak aranıyor, isteyenlerin Ak$~mda (Dürüst > rümıi’U-na müracaatları. 1095 —
İthalâtçı ve İhracatçı Birlikleri Umumi Kâtipliğinden:
İngiltere’den memleketimize demir İhracına müsaade edileceği bu defa ilgili makomlann tebliğinden anlatılmakla, bu memlekete demir Aipûrlş etmek üzere vasıf ve flat bakımlarından mutabakatımızı almak İçin yapılacak başvurmaların servislerimizde kabul edileceği İlân olunur. (3159)
MEKTUPLARINIZI ALDIRINIZ
Gazetemiz idarehanesini adres olarak göstermiş olan karilerimizden
E.A — 99 — M.M. E- S.L.A —
Î.6 — S.H. 57 namlarına gelen mektupları idarehanemizden aldırmaları rlco olunur,
■SMMMI Dr. OPERATÖR
I ıLHAMi Akcakoyunlu I
I Beyoğlu, Sıraserviler Meşelik I 'j sokak No. 36/5. Tel: 42350 j
RADYONUZUN doktora ihtiyacı yarsa Profesör RADYO -TEKNİK’e telefon ediniz, Eskisinden daha yüksek bir hale ifrağ edecektir.
RADYO TEKNİK
P. Perrln ve W. Komfllt Mühendis Beyoğlu 285 İstiklâl Cad. (geçidinde) Tel: 41264
İstanbul sıtma mücadele başkanlığı Satmalına Komisyonundan
ihalesi 20. 3. 945 salı günü saat 11 de yapılmak üzere açık eksiltme ile bölge ihtiyacı için 400 adet kauçuğu ayrıca verilmek kaydlle beheri 130 santim tulünde telli ve iki ucu rekorlu lâstik boru yaptırılacaktır. Nümu-ne ve şartlaşma kâğıdı her gün başkanlık kaleminde görülebilir.
İsteklilerin gününde (5fl» lira «10» kuruş tutan tcmlnatlarile Kadıköy Moda caddesi 91 numaradaki tstanbul sıtma mücadele başkanlığında bulunmaları lifin olunur. (2881)
İstanbul vakıflar orman işletme müdürlüğünden
Avcı Koru vakıf ormanının 95 numaralı maktamda 60 metre mikâp meşe tomruğu imal ve Üsküdarda Şemsi paşa deposuna nakil işi pazarlıkla yaptınlacakttir.
İsteklilerin 337.5 liralık teminatla 16/3/1945 cuma günü saat 14 de Çemberlitaşta orman İşletmesine müracaatları. (3086)
Emlâk Bank Yapt Limitet Şirketinden:
250000 kiremit 15000 Mahya alınacaktır
Ankarada Bakanlıklar civarında Şükrü Saraçoğlu mahal-leşinde yaptırılmakta olan memur evleri inşaatında kullanılmak ve 15 Mayıg 1945 tarihinden 1 Ağustos 1045 tarihine kadar teslim olunmak üzere 250000 kiremit Ue 15000 Mahya alınacaktır. Taliplerin 31/3, 945 tarihine kadar Ankarada Emlâk ve Bankasındaki Şirket Merkebine veya Emlâk ve Eytam İstanbul Şubesine müracaat ederek bu husustaki görmeleri ve yazı İle flat teklif etmeleri İlân olunur.
İstanbul Emniyet Sandığının 31 Aralık 1943 tarihindeki bilançosu
(Hesap Devresi (76)
n — Kasa ve Merkez Bankası
a) Türk parası
el T. C. Merkez Bankası nezdinaefc) serbest mevduat
in — Kanuni karşılıklar kasası
IV — Bankalar
I) Vadesiz (Dâhildeki bankalar S) Vadeli veya İhbarlı > »
233.641.23.
1.710.58.
305.449,13.
300.000,00.
VI — fîenedat cüzdanı
3) Iskonto edilmiş senetler (Hnzi-e bonoları)
— Esham ve tahvilât cüzdanı:
1) Tasarruf bonoları
2) Türk esham ve tahvilâtı
aı Dçdet tahvilâtı
e) Hisse senetleri
Vll
8.700.000.00.
2,364.500,52. 843.500,00,
Türk Lirası
p a 8 t r
242.351,81.
8.248.638,00.
805.440.13.
23 280,00.
8.908 000.52.
(3034)
Created by free version of 2PDF
Türk Lirası
VTII — Avanslar (sair müşteriler)
4) Esham ve tahvilât üzerine
6) Vadeli mevduat özerine
8) Sair mütenevvi teminat özerine
(11
842 265 46.
IX — Borçlu cari hesaplar:
3) Maddi teminat mukabili krediler
X — İpotek mukabili İkrazlar.
XI — Tahsil edilecek gayri menkul satış taksitleri
2) Müktesep emlâk
XIV — Muhtelif borçlular
Xvm — Sabit kıymetler Esas mallytt Amortismanlar 12]
1) Menkuller 147.310,29. 145.761,95. 1.548,34.
2) Gayrimenkullar 275.697.03. 92 849.76 182.847,27.
XIX - Sair aktifler;
1) Muvakkat ve mutavassıt hesaplar 812.037.94.
2) Tasfiye olunacak Bİacaklar ve hesaplar
XXII — jOftam hesaplar
1.919.001,11.
YEKÛN
[1] Altın mukabili avanslar bu kısımdadır.
13) Menkuller (30.000) gayrimenkuller (167 860) liraya
I —
11.218,03.
8 721.228.20.
365.358,94. 45,217,97.
184 395,91.
«0.920 435.72.
1.895.781,00
sigortalıdır.
İstanbul Emniyet Sandığının 31
ZİMMET
Personel masrafları
1) aylıklar ve ücretler
2) Sair personel masraftan
a) Muvakkat tazminat
b» Harcırahlar
c) İkramiye tekaüt aidatı ve saire 1
242.524,59,
409.481,50.
11052.39.
Tl — Vergi ve harçlar: III — Sair masraflar:
a) Tenvir, teshin, su
b) Kırtasiye, büro levazım ve matbualar 12.013,68.
c) Posta, telgraf, telefon
d) Sigorta prim ve masrafları e> Gazete, mecmua, kitaplar f) Yayım ve İlân masrafları
g> Hayır cemiyetlerine yapılan muavenetler
h) Sair müteferrik masraflar
4 526,98.
3 363,33. 444,85, 146,06.
1.038.11.
4.334,—> «8.573,92.
TV — Verilen faiz ve komüsyonlar:
2) Tasarruf mevduatına verilen 890.317,15.
8) Sair mevduat ve cari hesaplara verilen 2.900,03.
V — Amortismanlar:
1) Menkuller amortismanı
2) Gayrimenkuller amortismanı
2.732,10.
8 081,70.
Tiirk LLrn’i
359,376,98.
77.023,74
84.440,93.
693.217,78.
10813,80.
ÇİÇEKPAZARI — Rıdvan han İkinci kat 4, 5 numaralı yazıhane telefon ve mobiiyaslle satılıktır. Müracaat adresi: Çakmakçılar Sandalyacılar sokak (12) numaralı mağazaya müracaat. 2017 — 1
VI — Karşılıklar
X — Muhtelif zararlar
XII — Kâr
YEKÛN
GENEL YEKÛN
91.370,40.
2.098.63.
1188.842,32.
219.517.99.
1.408.360,31.
II — ihtiyat akçeleri
HI — Karşılıklar
V — Taahhütterimls:
4) Şahıslar ve mfleMMeler (flair) V! — Mevduat ve cari hesaplar:
1) Tasarruf mevduatı
2) Diğer mevduat
X — Muhtelif alacaklılar
XI — Sair pasifler:
1) Muvakkat va mutavassıt bssaplaı XII — Kâr:
b) Bllânço senesi kârı
XIU — NAsım hesaplar
095-768,59.
»0.60090,23. 76.548,16.
15.676.143,39.
437742.10.
481.349,08.
318.517,99.
t
YEKÛN
20.026.43 5.72L
1.895.781,00
Aralık 1943 kâr ve z^rar hesabi
MATLUP
I — Alman faiz ve komüsyonlar
1) Bankalardan 4-
8 ı Iskonto muamelelerinden
4) Avans muamelelerinden 86
5) Borçlu cari hesaplardan
8) ipotek mukabili İkrazlardan 448
_ Esham ve tahvilât cüzdanı gelirleri
IH — Banka, hizmetleri mukabilinde alınan ücret ve komüsyonlar
V1U — Muhtelif kârlar
n _
GENEL YEKÛN
Türk Lirası
682J89.7SL
590 601,00.
39.702,51.
195.167.08.
1.408 360,31.
Sahile 8
AKŞAM
14 Mart 1943
’DERMOJEN
Vanık, ç&tlak. Ekzama ve UUd yaralarına fevkalâde ıyı g:el>r Derinin tazelenmesine ve yenilenmesine hizmet eder,
aksllrenlerei KATRAN HAKKI EKREM
Devlet Deniz Yolları ve Limanları İşletme I Umum Müdürlüğü ilânları |
İstanbul, İzmir ve Trabzon liman tarifelerinin hususi hükümler faslına eklenen madde aşağıdadır.
Bu hükmün tatbikine 15. 3. 945 gününden itibaren başlanacağı ilân olunur.
a) Anboi', antrepo, sundurma veya açık sahaya konan dahili ticaret ve İhracat eşyası buralarda, giriş tarihinden itibaren 6 aydan fazla kalamaz.
Bu müddet zarfında sahibi tarafından kaldırılmıyan eşya müîreda-tile İlân edildikten sonra bu maksatla teşkil olunmuş heyetlerce arttırma İle satılır.
İşletme idaresi, maddi İmkân bulunduğu ve ihtiyacın bu yüzden tazyike uğramayacağına kanaat getirdiği halde bu müddeti uzatmak salâhiyetini haizdir. «
b) Çabuk bozulmak veya telef olmak tehlikesine maruz bulunan veya saklanması tehlikeli veyahut külfetli ve masraflı olan eşya, bunları getiren vasıta ve nakliye İdare veya acenta veyahut sahiplerine veya bunların yerlerine kaim olanların, malûm vennümkün olursa, haber verilerek birinci maddedeki müddetin bitimi beklenmeksizin de aynı şekilde satılabilir.
c) İhaleden evvel mal sahibi müracaatla, idare hak ve masraflarını ödediği takdirde eşyası kendisine teslim olunur.
ç) Satılan eşya bedelinden, idare hizmetlerinden ve satıştan doğan alacaklar ayrıldıktan sonra geriye para kalırsa, sahiplerinin müracaatlarında verilmek üzere emanet hesabında saklanır.
d) Bu suretle satılmıyan eşya heyet marlfetile İmha olunur. (3131*
*
PİRE POSTASI
İstanbulia Pire ve İzmir limanları arasında ikinci bir İlâna kadar on beş günde bir muntazam posta seferi yapılacaktır. İlk posta 19 Mart 945 pazartesi günü saat 20.00 de İstanbuldan kalkacaktır.
İzahat almak İçin acenteliklerimize müracaat edilebilir. (317ft>
30 .sfiıtfidenheri meşhur
BirCıüzellik
Muayenehane nakli
Dr. Nevzat Yeijinsü
Birinci sınıf dahiliye mütehassısı (Amerikan hastanesi)
Muayenehanesini Şişli Tokaloğlu sokak 34/2 No. ya nakletmiştlr.
Saat 6 - 7
(Şişil Şifa Yurdu karşısı) Telefon: 84517
TecrDbelerlıl geçirmiş, kusursuz* bir. tçjB malik olmak İçin bir reçete,
En sert ve en donuk bir cildi kadir* gibi yumuşatıp beyazlatmak,'siyah ' nokUl ardan. a çık mesanı elerden ya sair kusurlardan : kurtarmak İçin bu reçeteyi tecrübe ediniz. Evvela bir miktar* hazmettirilmiş saf süt kre-j masını ayni miktarda hazmettirilmiş zeylin yağı ile karıştırınız. Sonra da bunu İki kısım saf krema ile tekrar karıştırınız. Bu\ halitayı 'eczacınıza da yaptırabilirsiniz. Fakat miktan az olmakla,beraber, pahalıya mal olur! (Yağsız), Tokalon Kremini'salın al 4 makla bu halitayı daha müsait şera* itle elde etmiş olursunuz.* Çünkü bu Tokalon Kremindejtaze süt kreması' ve saf zeytin yağı mevcut ve cidden' besleyici ve kuvvetlendirici diğer un4 surlarla fenni bir suretle ve matlûp, "miktarlarda karıştırılmış' bulunmakJ tadır. Toklon Kremi, cilde gençllğta tazeliğini garip bir tarzda iade ederJ Bu bapta', bize yazılanlar :J(Tokalom Kremin In'yalnız«3 günl ükJistlmal ln| den sonra' clldlm' o derece yumuşayıp beyazlandı've o derece tazelenip gü4 Kelleşti kİ bizzat gözlerime bile lnai □ amıyacağım geldi» Siz de (boyu yağsız) Tokalon Kremini,'-, tecrubeJ lerlnl geçirmiş güzellik reçetesini İ kullanınız ve kusursuz bir cilde ma3 11 k olunuz? Tokalon Kreminin memj nunlyet verici semeresi garantllidlrj Aksi taktirde paranız iade olunur.',
KİBAR
SABUNU
En çok köpüren, en çok dayanan ve en iyi temlzliyen sabundur.
Beyaz ve Prina sabunlarını bakkallarınızdan ısrarla isleyiniz. Toptan satış yeri: İzmir Birinci Belediye 32. Telefon: 2213 İstanbul Asmaaltı. No. 20 Tel: 2152G .
I
—Dr Suphi Arın — idrar yollan ve tenasül hastalıkları mütehassısı. Taksim Sı-
1 raselviler Cad. 59. Tel: 49284 ■
HERKESİN TUALET SABUNUDUR
Baş, Diş, Grip, Romatizma, Nevralji, Kırıklık ve bütün ağrıları derhal keser
İcabında günde 3 kaşe alınabilir. Heryerdc ısrarla GRİPİN isteyiniz.
SA YIN TÜCCARLARIMIZA : ——
Jngiltereden beklediğiniz muhtelif cins mallarınızı
DESTRO VAPURU İZMİRE getirdi
İSTANBUL GÜMRÜK KOMİSYONCULARI T. A. Şti.
Izmirdeki teşkilâtile hizmetlerinizi yapmağa amadedir. Telefon: 22865
225
225
Tonu
30 Hra
30 »
Dortyol Karışık odun 150 » 30 > 337.5
Erzin Meşe odunu 180 » 30 » 225
> 100 » 30 e 225
a 100 » 30 a 225
» > 100 » 30 a 225
Osmaniye » 300 > 30 > 675
. 200 a 30 a 450
■ 100 > 30 a 225
» > 100 a 30 a 225
30
30
450
225
200 »
100 a
15 gün 15 .
15 •
15 a
15 a
15 .
15 a
15 ■
15 a
15 a
15 a
15 a
15 >
İhale şekil
,13» parti meşe odunu açık arttırmaya çıkarılmıştır.
Created by free version"oTTPDF
1 — Yukarda cins ve mikdarı yazılı . . . . . . _
2 — Buna alt şartname Orman Umum Müdürlüğünde, Osmaniye, Adana, Mersin revir ümlrUklerile Ceyhan, Konya, Kayseri, Dörtyol bölge şefliklerinde görülebilir.
3 — Taliplerin Ihalç gününde evrakı müsblte ve İlk teminatları İle birlikte komisyona müracaatlar». «31W»
IBalta Umanı hastanesi operatörü!
Dr. BAHAOSKAYİ
Her gün 3 ten İtibaren hastala- I İrini Taksim, Şehltmuhtar Cad. ■
No. 40 Bisturi Ap. No^^^çabuJ eder. ■
I
Yüksek Mühendis ÎŞ ARIYOR
Parlsten diplomalı, Fransızca, İngilizce, Almanca bilen tecrübeli elektrik ve makine yüksek mühendisi ecnebi şirketlerde, devlet veya şahsi müesseselerde iş arıyor. Yazı ile ŞLşll ?- K. 16 va (Mühendis) rümuz^l^azıb ması.
Dünkü nüshamızda neşredilen
SATILIK VEYA YAZLIK KİRALIK serlevhah ilânın müracaat yeri: İstanbul İş Bankası arkasında Develi Kundura mağazasıdır.
Öksürük, ve bronşiti derhal geçirir
BÜTÜN ECZnNELERDt DRRVINIZ
BAYILANLAR,ÇARPINTIveSİNİR BUHRAN! (EKENLER
NEVROLCEMAL
DEN 20 DAMLA ALINCA SİNİRLERİ YAT 1$İR.DERHAL FERAHLARLAR .
— ŞARAP BAYİLERİNE —
Ellerinde İnhisaı monogramlı şişelere konmuş şarabımız bulunan bayiler, bunları değiştirmek üzere en geç 14/3/945 tarihine kadar imalâthanemize veya Hartiye’de Halâskârgazi cad. No. 99 da Pir Trabzon bakkaliyesine teslim etmeleri, aksi halde mesuliyet kabul edilmlyeceği ilân olunur. ____
Mesebe Şarap lmlâthanesl
DEPO ARANIYOR
Takriben 1500 metre kare satıhU kiralık bir depoya ihtiyaç vardır. Bir kaç parçadan ibaret ve muhtelif yerlerde olabilir. Posta kutusu 84 e mektupla bildirilmesi.
—
Türkiye iş Bankası
Küçük cari hesaplar
1945 ikramiye plânı
ÇEKİLİŞLER: 29’ocak, 2 Mayıs, 24 ağustos, 1 kasım tarihlerinde yapılır.
_ 1945 İKRAMİYELERİ _____
1 adet ARSA (İstanbul’da Büyük Yalı’da
Ada: 164, parsel No. 4,
923 M2.)
1 Adet 2000 Liralık E= 2000 Lira
3 » 1000 • — 3000.—
4 n 500 d M 2000.— B
10 > 200 » — 2000.— J>
25 > 100 e - 2500.— »
100 » 40 a — 4000.— »
150 • 20 > — 3000.— »
300 » 10 » 3000.— »
Türkiye İş Bankasına para yatırmakla yalnız para biriktirmiş ve faiz almış olmaz, ayni zamanda taliinizi de denemiş olursunuz.
* ' ■
Satılık inşaat Şahmerdan
Dizel ve Elektrikle çalışabilir Şahmerdan satılıktır. Müracaat: Galata, Perşembene zar. Yoğurtçu Han No- 2jı TgL jll43.
■ I
İstanbul Golf Klübiindpn
Senelik genel toplantı: 26 Mart 1945 pazartesi günü saat 18 de Taksimde «İstanbul Kliibü» binasında yapılacaktır.
GÖRÜŞME GÜNDEMİ:
1 — 1945 senesi idare kurulu seçilmesi
2 — 1944 senesi hesaplarının İncelenmesi
3 — 1945 senesi bütçesinin İncelenmesi,
4 — 1945 senesi İçin bir müraklp seçilmesi
5 — İdare kurulu üye adedinin 8 den 10 a çıkarılması İçin ana nizamnamenin 11 cl maddesinin değiştirilmesi
6 — Çeşitli İşler,
üyelerin toplantıda hazır olmaları önemle rica olunur.
İdare kurulu adına fahri kâtip vek. H. Ooemans
BULUNMAZ FIRSAT
150 Beygirlik Oazojen motörü çok ehven fiatla satılıktır. Müracaat: Galata, Perşembepazar, Yoğurtçu Han No. 13. Tel: 41143.
İstanbul Defterdarlığından:
Yıldızda polis mektebinde mevcut (45) adet eski kaput, (182) adet eski ceket, (94) adet yırtık pantalon ve (40) adet demir hurda karyola 2. 4. 845 pazartesi günü saat 15 de milli emi&k müdürlüğünde müteşekkil komisyonda kapalı zarf usullle satılacaktır.
Hepsinin muhammen bedeli (1202) bin İki yüz Ud teminatı (91) Uradır.
İsteklilerin nüfus hüviyet cüzda nı ibraz ve 2490 sayılı kanunun tari-fatı dairesinde hazırlanmış teklif mektuplarını ihale günü saat 14 de kadar komisyon reisliğine tevdi etmeleri muktazldJr.
Fazla izahat için milli emlâk mOdürlırJttne müracaatları. (3163)
, Merak ve heyecanla bekletTiğiniz TURA* AZİZ BELER'in yazdığı '
GECELERİN KOkYNUNDA
Çıktı. Fialı ISO kuruş. İSTANBUL MAARİF KİTAPHANESİ
BUYUK FIRSAT
Maruf bir ailenin Fransada sureti mahsusada yaptırlmış olduğu aşağıda yazılı sofra takımları bedestan satış mahallinde teşhir edilmektedir. 18 mart 1945 cuma günü saat 14 de müzayede İle satılacaktır.
38 kişilik llmoj sofra takımı, 172 parça altın işlemeli yontma kristal şampanya, şarap, likör ve saire bardakları sürahllerlle beraber, 261 parça Fransız mamul&tı gümüş çatal, bıçak, kaşık ve saire sofra takımı, ayrıca gümüş dondurma takımı, çay, kahve takımları ve muhtelif eb’adda gümüş tepsiler ve saire,
Emlâk Bankası Yapı limiteti şirketinden: Hizar tezgâhı (katarak) alınacaktır.
70-75 santimlik yeni veya az kullanılmış bir hızar tezgâhı (katarak) alınacaktır. Satmak arzu edenlerin makinenin evsaf ve fiatinl de belirtecek teklif mektuplarını en geç 30/3/1945 tarihine kadar Ankarada Emlâk ve Eytam bankasın binasındaki şirket merkezine tevdi veya İrsal etmeleri İlân olunur. (3120)
—w Hurda çinko alıyoruz ——
Elinde hurda çinkoları olanların, Galata Tünel caddesi I Kardeşim sokak 6 numarada madeni eşya kooperatifine mü- I racaatlan. Telefon; 43001 ■
I
Sümerbank iplik ve dokuma fabrikaları müessesesi nazilli basma fabrikası müdürlüğünden
Aşağıda cLns, tahmini miktar ve muvakkat teminat akçeleri yazıh üstüpüler açık arttırma suretlle satılacaktır.
ihale 2. 4. 945 pazartesi günü saat 15 de fabrikada yapılacaktır. Müzayedeye İştirak etmek İsteyenlerin teminat akçelerini fabrika veznesine yatırmış olmaları lâzımdır.
Numune ve şartnameyi görmek İsteyenlerin fabrika müdürlüğüne ve İzmlrde Sümerbank Ege mmtakası satın alma müdürlüğüne müracaatları. (3022>
Cinsi Miktan Teminat akçesi
U. i kirli üstüpü 62033 kilo 2123.99 TL
Ü. B Temiz üstüpü « levent* sonu 10113.5 * 227554 a
Ü. D 'laşıllı üstüpü 18216 a 1024,65 a
Ü B Haşıllı üstüpü «levent sonu» 21406 > 1200.15 >
Telef tesisatı üstüpü 1808 a . 67.80 >
Comments (0)