Cok değerli gayrimenkul
Bahçe kapıda Zahir» borsacına bitişik Yıldız lıamamı izolel «uyu zımnında Sultanahmet aulh mahkemesinde
26 Şubat pazar t ol sabahı
tjıttzayed» ila satılacaktır.
AK
MÜeM««eınls tarafından sureti ma hu unada pupılan gflnlhk tuMftız, yemeklik tuzlu tereyağı ar.
Yağ sergisi
l İstiklâl caddesi, Parmakkapı M, Tel: 4177», j
Sene 27 — No. 9458 Flatl her yerde 10 kuruştur.
Cumartesi 17 Şubat 1945
Sahibi: Nocmeddln Sadak — Neşriyat müdürü: Hikmet Feridun Es — AKŞAM Matbaası
Tokyo şehri harabeye döndü
Japon başşehrine taarruz bu sabah ta devam etti
Taarruzun bir hafta daha süreceği tahmin ediliyor, Tokyo ve Yokohama yanıyor
Yangın duman ve alevleri 2000 metre yükseliyor, ivojima’ya çıkartma yapılması bekleniyor
Koniev orduları da Berlin’i tehdide başladı Berlin’in cenup doğu dolaylarını koruyan müdafaa üçgenine taarruza geçtiler
Londra 17 (Radyo ı — Jap^ıı balken tl Tokyo'daki askeri tesisler» kar-51 başlıya» büyük taarruzun devam edeceği hakkındakl tahminler doğru çıkmıştır. Bu sabah Pasifik başkumandanı Amiral Nlmltz'ln umumi karargâhından neşredilen resmi tebliğe göre Amerikan uçakları hâlâ Tokyo semalarında uçmakta ve hücumlarına devam etmektedir. Haşarat ve tahribatın p’k büyük oldukları yapılan keşiflerden anlaşılmıştır. Duman ve alevler^ 2000 metre yukarıya çıkmakta ve birbirinden 25 kilometre uzakta elan Yokohama'dan bayii yan yangınlar Tokyo’ya kadar uzan maktadır.
Harb muhabirleri nuı İşaratına gör-' bu atanların bir hafta daha süreceği tahmin edilmektedir.
Tokyo gelirinden başka tvojlma adasındaki askeri tesisler, hâlâ bombardıman edilmektedir. Amerikan harb gemileri, bu adanın sahil batar-yalanni süsturmuşlürd’r.
Amerikan uçakları. Cenubi Past-fikte müstahkem bir Japon üssü olan Truk adasındaki hava meydanlarım Şiddetle bombalamışlardır.
Tokyo yanıyor
Nevyork 1.7 (A A > 1370 Ameri-
kan bomba uçağı Tokyo’yu bombardıman etmiştir. Harb muhabirleri Japon başkentinin har.ıbe haline gelmiş olduğ-unıı bildirmektedir.
çunklng’den gelen haberlere gör», Tokyo yanmaktadır. Duman tabı, kalan binlerce metre lrtlfaa yükselmektedir.
Bu hareketler» İştirak elmiş olan Amerikan filosundan bahseden bir
Eski Amerikan elçisi Steinhardt’ın demeci
Türkiye ile Birleşik Amerika birbirine daha fazla yaklaştılar, birbirlerini daha iyi anladılar, bu yaklaşma harbden sonra da sürecek
İstanbul 18 (A.A.) — Yeni vazifesi-ı» hareket etmek üzere bulunan ■^merLkanın eski Ankara büyük CİÇ1-ı> M. Stelnhardt bugün Amerikan iarb haberler ofisinde İstanbul ga-çetecilerini kabul etmiştir.
Büyük elçi, Türklyeda bulunduğu pıüddetçe kendisine hükümetin v» herkesin yardım etmiş olduğunu söylemiş ve sözlerine şöyle devam etmiştir:
«Türklyede geçlrdllğim bu üç sene Zarfında Türkiye ve Amerika birlbir-İerlne daha fazla yaklaştılar, blrlblr-lerlnt daha İyi anladılar. Bu yaklaşma harbden sonra da devam edecektir. Bu anlayış İktisadi sahada da vukua gelmiştir.
Ancak, Amerika, şimdi iki cephede Îarpışmakta olduğundan, Türklyeye lıyük ölçüde yardım edememektedir. Fakat harbden sonra İki devlet arasındaki ticaretin İki, belki üç mlall Artacağını söyllyeblllrim >
Büyük elçi, diplomasi hayatının en İyi liç senesini Türklyede geçirmiş olduğunu söylemiş ve sonra da gazeteciler tara/ından sorulan müteaddit suallere cevap vermiştir.
Amerikanın Türklyeye atebrln ve penisilin göndermesi hakkında bir gazeteci tarafından sorutan suale büyük elçi aşağıdaki cevabı vermiştir:
•'Bir miktar atebrln ve penisilin Türklyeye gelmiş bulunuyor. Sevkıyat devam etmektedir. Yeni bir parti penisilin de gönderilmek üzeredir. Penicilin her an terakki göstermekte olan
Amerikalı harb muhabiri şöyle demektedir; «İnsanlık tarihinin mislini kaydetmedlgL büyüklükte bir filo, evvelce rüyalarda görüldüğü vakit bil» İnanılnuyan büyüklükte bir donanma.!
Muazzam bir filo harekâta iştirak ediyor
Nevyork 17 (A A ) — Amiral Nlmlte umumi karargâhında bulunan bir muhabir bildiriyor: «Bu hava ve deniz hareketlerine SOü Amerikan harb gemisi iştirak etmiştir. Bu filonun uzunluğu 300 kilometre İdi. Amerikan harp gemileri Japon kora sularında «eyretmektedlrıer. Hava ajanlarına her tipte uçak iştirak etmiştir.»
Nevyork 17 (A.A.J — Amerikan harb muhabirlerinden biri. Japonya-ya karşı hareket etmekte olan Amerikan donanmasının Pasifik sularında 13 00ı) kilometre murabbalık bir yer kaplamakta olduğunu bildirmektedir.
Nevyork 17 (AA.) — Japon umumi karargâhının tebliği. Amerikan uçaklarının dalgalar halinde dokuz saat durmadan Tokyo'ya atın etmiş olduklarını bildirmektedir. Her dalgada 300 uçağın bulunduğu tahmin edilmektedir.
tvojlma'yı bombardıman etmiş plan Amerikan filosunun 30 harb-gemisinden mürekkep bulunduğu da ilâve edilmektedir.
Japon tebliği
Nevyork 17 (AA.) — Japon haberler ajansı, Amerikan bomba uçakla
bir İliç halini almıştır. Evvelden penisilin buz üzerinde getiriliyor vo bu penisilinin dayanıldık nispeti az oluyordu. Şimdi ise penisilin hava yolu II» gönderilmekte ve bu penisilin altı ay muhafaza edilebilmektedir. Harbden sonra öyle bir zaman gelecek kİ, penisilin, aspirin gibi kullanılabilecek ve en ağır hastaları birkaç gün içinde tedavi edecektir. Tifüs aşıları da gönderilmiştir.»
Bir gazeteci tarafından kâğıt meselesi hakkında sorulan bir suale büyük elçi şu cevabı vermiştir:
«Bir miktar Amerikan kâğıdı gelmiş bulunuyor. Bir parti de yoldadır. Fakat kâğıda bizim de İhtiyacımız var Bazı Avrupa memleketleri, meselâ Fransa kâğıt sıkıntısı çekmektedir. Kâğıdın nakil d» zor bir meseledir. Kâğıt, gemilerde çok yer tutmaktadır»
Gazetecilerden ayrılmazdan önce, büyük elçi herkese teşekkür etmiş. Türk dostlarının her vakit ve her yerde kendisini aramalarını istemiştir.
BilyUk elçi yarın akşam Ankara ya hareket edecektir.
HAFTA KONUŞMASI
Kadın, o ışıklı mahlûk...
Yazan: Refik llalid Karay
Ş Yarınki Akşam’da
rının Yokohama'yı bonıbaıdıman etmiş olduklarını bildirmektedir.
Donanma harekâtı gizli tutulacak
Nevyork 17 (A.A.1 — Amerikan
Harbiye Bakanlığı sözcüsü, daha bir kaç gün Amerikan donanmasının hareketlerinin gizil tutulacağını bildirmiştir.
İvojima’ya çıkartma bekleniyor
Londra 1Y (AA.) — Amerikan bomba uçakları İvojima’ya yeniden akın etmişlerdir.
Japon haberler ajansı. Amerikan kuvvetlerinin pek yakındn fcu adaya bir çıkarma yapmalarının muhtemel olduğunu bildi.inektedir. Japon r.Jan-31 bu hususta şunları ilâve etmektedir: »Amerikan kuvvetleri bu adaya yerleşirlerse. Japon topraklarına akın etmekte olan "omba uçaklın mı dea-tekliyecı-k olan av uçaklarına burada üsler kurabilirler.
Bataan zaptedildi
Nevyork 17 (AA » _ General Mac Arthur tebliği, Luzon adasında çarpışmakta olan Amerikan kuvvetlerinin Bataan yarımadasını İşgal elmiş olduklarım blldl-mekt.dlr
Japon donanması saklanıyor
Vaşlngton 17 (AA.) — Bahriye
Bakanlığının bir sözcüsü şunları bildirmiştir; «Japon donanmasının nerede bulunduğunu biliyoruz. Japon lıarb gemileri -ma vatanı müdafaa edecek durumda bulunmuyor •
Roosevelt’in Stalin’e mesajı
Moskova 16 (A. A.) — Roosevelt, Halk Komiserleri Kurulu Başkanı Stalln'e aşağıdaki mesajı göndermiştir:
«Sovycller Birliğinin misafirperver topraklarından ayrılırken Kırımda misafiriniz bulunduğum müddetçe şahsıma karşı göstermiş olduğunuz nezakete karşı ne kadar müteşekkir olduğumu bir daha bildirmek İsterim. Aramızda yaptığımız toplantının vardığı sonuçtan cesaret almış olarak ayrılıyorum. Dünya halkı konferansın başarılarını takdirle kalmt-yarak, bunu üç büyük milletin harb İçinde olduğu kadar barış sırasında da birlikte çalışabileceklerinin hakiki teminatı olarak anacaklarından emin bulunuyorum.»
I*" "k
Bir mektup dolayısile
Yazan: A. ADNAN - ADIVAR
Bugün 5 inci aahifemizd»
Yeni tefrikamız Bugün başladı
KUTUP KIZI
Aşk ve macera romanı Yazan: Stanley Shaw Çeviren: Vâ - Nû Okuyanları bir aşk ve heyecan havası İçinde dünyanın erişilmesi güç iklimlerinde gezdirecek olan bu romana bugün W ncı sahlfemlz-de başladık. j
L------------------------j
Paris 17 *AA.) — Mareşal Koniev orduları, Zukhov ordularından du daha fazla Berlinl teh dİ d etmeğe başlamışlardır. Bu kuvvetler şimdi Breslau - Berlin otomobil yolu boyunca ilerlemektedirler. Yağmurlar, çamur, Almanların durmadan İleri hatlara sürmekte oldukları halk tümenleri bu İleri hareket! durduramamaktadır.
Koniev orduları Berllnln cenup doğu dolaylarını müdafaa etmekte olan Cottbus - Oube - Forts müdafaa müsellesine karşı taarruza geçmişlerdir. Bu müselles. Alman başkentine 100 kilometre mesafededir.
Mareşal Konlev'ln Berlin istikametinde ilerlemekte olan birlikleri Frankfurt'un cenubundaki Öder kavsini yavaş yavaş temizlemektedirler. Bu hareketler. Frankfurt'u geriden çevirecektir.
Breslau cenubunda gelişmekte olan Sovyet taarruzları. Çckoslovakyanm mühim silâh fabrikalarını tehdldet-mektedlr. Bu sanayi havzası Dres-den - Leipzlg - Semnltz müsellesi içinde bulunmaktadır.
Rokosovsky kuvvetleri d» Ballık istikametinde İleri hareketlerin» devam etmektedirler
Zhukof ordularının harekâtı gizli tutuluyor
Moskova 17 (A.A.) — Doğu Alman-yada Koniev orduları Öder batısında Berlin İstikametinde İleri hareketlerine 100 kilometrelik bir cephe üzerinden devam etmektedirler. Bu birlikler Nesse'ye yaklaşmaktadırlar
Bu cephenin şimalinde. Sovyet kuvvetleri Nense nehrine varmışlardır. Gube İle Forts arasında köprübaşları kurulmuş olduğu da bildirilmektedir. Sovyet birlikleri La Bproe üzerinde bulunan Cottbus'a 15 kilometre mesafede bulunmaktadırlar.
Forte kasabasının cenubunda küçük bir Alman çıkıntısı kalmıştır. Bu çıkıntının ucu Sagan'a kadar uzanmaktadır. Fakat cepheden gelen haberlere göre. Sağan kuşatılmış ve sokaklarında şiddetli çarpışmalar cereyan etmektedir
Kuştrln - Frankfurt cephesindeki Zukov kuvvetlerinin faaliyeti hakkında hiçbir resmi haber mevcut değildir. Bu kesimde Sovyet tankları Alman başkentine 60 kilometre mesafede bulunmaktadırlar.
Fakat bu cephe hakkında Kudurdu tarafından verilen şu haber kayda şayandır: «Kızılordunun Berlin sokaklarında dolaşacağı zaman artık gelmiştir.»
Macarlstanda, Sovyet birlikleri Budapeşte çemberinden kaçıp dolaylardaki ormanlık bölgeye sığınmış olan Alman kuvvetlerini temizlemektedirler.
D IKK A JLER:
Yürekler yağ bağladt!
Değil zeytinyağının ağıza alınacak kalitesini rjca ve iltimasla tedarik etmek; hattâ susanı, tındık yağlan bile kendilerini naza çekmeğe başladı. Bu sonuncu matah 200 kuruşken 250 oldu,
Mevzu, münakaşalıdır:
— Bu yıl, normal malısulüıı yüzde kırkım aldık da ondan zeytinyağı yok. Bir sebebi dc, köylünün eskiden bu malı kullanmazken şimd,l salata ve meze yemesidir! . diyenler var.
— Zeytinyağı saklanmağa da-yaıur. Sahipleri diretiyor! . diye iddia edenler de var.
Hükümetin tebliğine göre Yunan ada la nadan zeytinyağı ithal edecekmişiz. Bu tahakkuk ederse, ak koyun ve kara koyıın belli olacaktır.
Böyle bir haberin gazetelerde çıkması, İstanbul halkının yüreğini şimdiden yağ bağlatmıştır, Bakalım, zcytinyağcılar, gene üste çıkmak için ne bulacaklar?
Bir günde 23 kilometre ilerlendi
Brüksel 17 (AA.) — Sllezya topraklarından Brandenburg eyaletine girmiş olan 8ovyet kuvvetleri Oder'ln batı kıyısı boyunca 50 kilometrelik bir cephe üzerinden son 24 saat İçinde 23 kilometre İlerlemiştir.
îki ordu ayni hizaya gelmişler
Nevyork 17 (A.A.) — Harb muhabirlerinin bildirdiklerine göre, Koniev kuvvetleri dûn akşam Zukov birlikleriyle aynı hizaya gelmiş bulunuyordu, Bu birliklerin Nesse nehrini geçtikleri ve Dresden’» 70 kilometre mesafeye geldikleri de bildirilmektedir. Berline taarruz hazırlığı
Londra 17 (A.A.) — Moskovadan gelen haberlere göre, Cottbus, Oube ve Forte tehdit altında bulunmaktadır. Bu şehirlerin pek yakında Kızıl-orduntın eline geçmesi beklenmektedir.
Harb muhabirleri bu üç şehrin de şimdi Kızılordu toplarının ateş! altın-
Müttefikler Rhur’dan
30 kilometre uzakta
Kanadalılar taarruz esnasında salapuryalar kullanmağa mecbur kalıyorlar
Nevyork 17 (A.A.) — Kanodalıların taarruzu iki haftadan beri devam etmektedir. Bu kuvvetler Rhur vâdişi ne biraz daha fazla yaklaşmışlardır. Cleve şehrinin altı kilometre doğusunda bulunan Visberdcn ele geçirilmiştir.
Bu kasaba şiddelLl çarpışmalardan sonra ele geçirilmiştir. Bu çarpışmalar esnasuıda KanadalI birlikler çıkarma salapuryaları kullanmışla r-dır. Çünkü ou bölge ta mamı vl ? su altında bulunmaktadır.
Bu kasabayı İşgal eden Müttefik kuvvetleri Rhur kapıların» 30 kilometre mesafeye gelmişlerdir.
Günler Geçerken
Düğme — ilik — iğne
Piyasaya S bin paket düğme çıkarılmış; bunların satış fiati . 40 bin lira iken kara borsada 270 biıı liraya yükselmiş... Şimdi, bir ilkokul öğretmeni aritmetik dersinde çocuklardan sorabilir: Paket başına kara borsacı kaç lira kazanmış oluyor? Türkçe öğretmenine de aynı gazete haberinden başka bir ders konusu daha çıkarabilirim: — «Düğme» kelimesi nereden gelir, kökü ve eki nelerdir? Cevabını ben vereyim: «Tüğmek» den... bu fiil bağlamak anlamınadır; «tüj’v ün sonuna bir «me» eki getirilerek tıpkı «çelme» sözündeki gibi isim yapılmıştır. «Düğüm» ün de kökü odur; eki de gene tıpkı bakır su kabı mânasına gelen «güğüm* örneğinde gördüğümüz şekilde «üm» dür. Şimdiki »d» lerin aslında «t» olduklarını söylemeğe lihtum yok.
Peki, mademki söz düğmeden açıldı, düğmenin sokulup iliştiği yer mânasına «ilik» nedir? İşte «ilişmek» kelimesi yok mu, aslı «ilmek» d ir ve bu söz oradan türemiştir. Ilattâ Türkçede bir «llinmek» mastarı da vardır kİ takılmak, tutulmak, yakalanmak demesine gelir; düğme ona yakalanır, kalır. «İlmik» sözünü de unut-mıyalım; kökü aynı asıldan «11» dlr ve irmik gibi «mile» ekile İsim yapılmıştır, ilişilen, tutunup yakalanılan yer... Yazık ki bunları öğrenmek İçin kara borsacıların 230 bin lira kazanmaları icabetti; astarı yüzünden pahalı düştü. »Astar- ne ola? Bu sözde belki «astırmak», belki de öbür taraf mânalarına «asra» kelimelerini, hattâ sadece «aşağı ve alt» demesine gelen «astın» ismini ele almak mümkündür; kesin bir şey söylenemez. İş «İğne» ye kaldı... kolay: Aslı ilik ve İp bükmek için kullanılan aygıt mânasına «İğ» dir, sonuna bir «ne» getirerek dikiş dikmeğe yarıyan ufacık aleti adlandırmışız
Kitaplar karıştırarak biz kelime arıya duralım, terziler düğme, kara borsacılar da hile aramaktadırlar. Kimi para bulmak, kimi parasını sağlam kazığa bağlamak, siyaset adamları da yeni dünyayı bir temel» oturtmak çarelerini arıyor. Herkes arama halindedir.
Refik Halid Karay
da bulunduklarını bildirmektedir.
Zukhov, Berlin doğusundaki cepheye durmadan ağır toplar, ağır tanklar ve piyade kuvvetleri yığmaktadır.
Londra 17 (A.A) — Düıı lig defa olarak. Sovyetler Bertin İstikametindeki tearuzlardan bahsetmişlerdir. Sovyet tebliği, Ucunbcrg’ln batısında Sovyet birliklerinin şiddetli çarpışmalardan sonra 20 kilometre 11 eritmiş oldkulannı ve Roer nehrine dayandıklarını bildirmektedir, orun-berg'ln şimalinde bulunan Rotenburg işgal edilmiştir.
Koniev kuvvetleri şimdi Ber.ln» 1Û0 kllomtere ve Franefurt’a da elli kilometre mesafede bulunmaktadırlar.
Stettin ve Danzig’e doğru
Bern» 17 (A A.» — Moskova radyosunun verdiği bir habere göre, mareşal Zukhov kuvvetlerinin sağ kanadı Stettin'e yaklaşmaktadır.
Rokosovsky birlikleri de Dantrig'e 12 kilometre mesafede çarpışmaktadırlar.
Created by free version of 2PDF
Paris 17 (A.AJ - Birinci Amerikan ordusuna mensup bir birlik Roer nehrini geçmişse de şiddet.!! Alman taarruzları karşısında geri çekilmek zorunda kalmış, Monlole’ln şimal doğusunda bir düşman keşif kolu geri atılmıştır.
Üçlhıcü Amerikan ordusu 8 kilometrelik bir cephe üzerinden ilerlemiş ve Prum vâdlsine hâkim tepeleri ele geçirmiştir. Bu orduya mensup birlikler bir kesimde 400 metre, diğer bir kesimde de 8J0 metre İlerlemişlerdir. Echternûch’ın lld kilometre doğusunda bir kasaba rnptedll-mlştlr.
£dUıic Z
rHAıTA SONU NOTLARIMI
Mağazada ilân
stlklAl caddeHnde kedin e«-
* yası salan iki dükkân var kı şimdi enleri her mağazadan daha kalabalıktır. Her İkisinin camlarında da koca birer ilân! Gelen geçer /urup dikiliyor, kaldırım Ustu h. ri hınç!
Ne olmuş yeni bir mal gelmiş de müşterilerine onu mu haber veriyorlar? Ne grzerl Hep biliyoruz kİ mal gels*1 dükkâncının yapacağı iş buııun tam tersidir. Kim o malı sorarsa kendini başka bir işe verip yarun ağızla «Yakl» der. İstanbul* da bir tane bile diş fırçası bulunmadığı gün eczanelerde yirmi dört bin diş f. ası damıtıldığı gün değil mİ idi?
Bu bahsi bınüıalım da yine İstiklal caddesinin önü kalabalık İki il .jzasına gekltaı: Camlarda asılı duran Hânlar pek tlbl olarak «Tenzilât» ilânları da değildi. Dükkân sahipleri fiat kırmayı şimdi akıllarına bile getirmiyorlar. Herkesin den öp dönüp okuduğu lî ânları bu dükkânların camına milli korunma savcısı asmiç Sahipleri flat kırmak şöyle nursun flat arttırıp va-1 Tidnş kırdıkları İçin hüküm giymişler, hapis ve para cezasına çarpılmışlar. Halk onu okuyor
Ne iyi tıvul! Kanun elverse de bu ihtikârdan hüküm giyme ilânları hart bitinceye k^dar camlardan kaJdiHlmasnl
•
Muhtekir hapiste!
-ükkânlasın camına ynputı-
^rılan ihtikârdan hüküm giyme ilânlarını beraber oKuduÇumuz Mı rat: «Muhtekire çektirilecek hapis cezası öteklleritıkinden başka türlü o ima lıdır» dedi
— Nasıl?
— Hapiste yatana su. ekmek variliniz mİ?
Eski eserler
Danışma komisyonunda Maarif Bakanının söylevi
A Lira lö (A.A) — Eiü raerkı ve muz.'utr danışma komisyonu Maarif Bakanı Huaıı - Âli Yücel in başkanlığında 15/2. 1945 pergemüe güuu dk topJauüMinı yapmrftır, Mıarlf nnuLz açış söylevinde, memleketimizin 'ski eserler bakımından buyuk Aur onan taşıdığını, milletimize ve bütün İnsanlığa karşı bu eserleri iyi bulmak ve tanıtmakla ödevli bulunduğumuzu soy’.iytrık müzeciliğimi.İn tarihinden bahsederken eski eserleri •i t: mil olarak too'amj. hnrekctinin İlk habercisi olau Toplıant müşiri Fitili Alı met paşa ile Türk kültürüne bu alanda çok biznut etmiş olan Himdl beyi anmıyl'r
«Son yirmi senelik kalkınnu. devrinde devletin eski eserlere bu derecf dikkat ve etnek verişinin serbcpleuııl ararkfu ild Büyük Şefin Atatürk İle İnönü nün fikir olarak ve İş olarak bu «îte de başta gelen İU uyandırıcı insan ol .. -rmı görmemek mümkün ce. diyen sayın Bakan
Ebedi ve. Milli Şeflerimizin bu yolda verdikleri emir ve direktifleri oku-inıışlur.
Bundan sonra Cumhuriyet devrin-de Tnptapi sarayı. Ankara bedesteni, Avc.-.fya. Bursa Çelebi Mehmet t,Cr-beri, Erzurum çifte minare, İstanbul Sultanahmet ve Böğüt Ertuğrul gazi türbeleri U« memleketin diğer yelleri-deki eserlerden bir kısmının onarılmış olduğunu bildiren Maarif Be-kamnuz Maliye Bakanlığından görül-Tnrirte olan yardımdan şükranla bah-uc'ml-tir.
E ndsuı S '.nr* yapılacak İşler için pr 'îfam hnzırîjyacak olan kombyon-dan. yurdumuzun mühim merkezle-rlntVn bavlıyarak bütün memlekette tarih ve sanat değeri olan eserlerin te.Mîltl. yıkılma tehlikesi en çok olan anıttarm onarılması İle İşe başlanması, onarılan eserlere bu günkü şartlara göre vadteler vc-riierek anıtların. tıydzlik ve kimsesizlikten kurtarılması hunisi arı özerinde durulmağım istiyen Maarir Bakanımız, kfi-tOphanealz, mftzeslz ve tiyatromuz bir şehirde okul içi kfl’tflrün olamıyaca-tını Fe müzeleri bir okul taylığını bildirerek r*l ererler için buguııktı anlayış ve ihtiyaçlarımıza uygun olarak hazırlanan kanun insansı Üzerinde durulmuş» rica ettikten sonra ■öylevlne son vermiştir.
Anic&ra memur evleri
Ankara 17 (Telefonla) — Ankarada yapılmasına başlanan Memur evleri donatım kurulu dün akşam Vali B. Nevzat Tandoğan'ın başkanlığında toplanmış ve bundan sonra yapılacak İşler üzerinde İncelemelerde bulunmuştur. şimdiye kadar harcanan malzeme İle para hakkında Emlâk ve Eytam Bıuılcaeı tarafından verilen raporlarla Maliye Bakanlığı ile banka arasında bu iş için yapılan baÇıt ve I" programı yeniden gözden geçirilmiştir.
— Verilir «testte?
— Hapiste yatan muhtekir olunca suyu da, ekmeği de para İle varmalı? Amma öyle dış and a ki hattan değil. Bir bardak su mu istedi? 76 kuruş! Elemek mi İstiyor? 360 kuruşI İğne mİ lâzım oldu? Bekle lira! İplik İsterse santimi 150 kuruştan Medlğl kadar vermeli? Belki b&yk-ce vatan(loşlara neler pek-tirdİtini unlar da çıktığı zaman yine ihtikâr yoluna sapmaz!
— Evet çivi çiviyi söker si temi? cezaevlerinde muhtekire blçllmlg taftan!
Bir buluş dolaytsile
Okuduğum bir yaa harbden sonra evlerin, bir soğutma ileti Frijiderle ıs itil sıcağını bildiriyordu.
He ricat bir ilhamın eseridir. Elma dıyıp geçmemeli. yerin çokıne kuvvetini insanlara haber veren odur Günün birinde ağacının altına gelip yaslanan Nevlon'un kafasına düşmek suretlie bilim dünyasını uykudan uyandırmıştır
Blr soğutma Aleti olan Frijiderle ev uauiablteceğlnl akleden mühendis de her halde buluşunu bir tesadüfe borçludur Öyle sanıyorum kİ İlhamını kalorilerden aldı. Çünkü harb İçinde ısıtma âleti olan kalorifer kömür süz dünyada evleri soğutmaya yaradı Neden Frijider uıtmaya yaramasın!
>7 ıkra İşinde fıkra yazmakta
* tarımmış muharrirlerknladen B. Felek, içinde fıkra olmiyan bir yananda' »İhtiyarlar tanırım, ellerini öptüğüm zaman:
— Ömrün çok olsun! diye dua •derler.» dedikten sonra soruyor: «Acaba bu Anaların tesiri var mıdır.»
Toksa ne olacak? Üstao büyüklerinin elini öpmekten va? mı ge-çBoek dersini*?
ŞEVKET RA D O
Tren kazası
Trenden düşen Hayriye nin kafatası patlıyarak öldü
Bu sabah Pendik ile Yunus istasyonu arasında bir kaza ol-mujtuı.
Hayriye isminde bir kadın, Yu nus İstasyonundan Pendığe gelmek üzere trene bineceği bir sı tada tren hareket" etmiş, kadın buna rağmen katara atlamak isteyince muvazenesini kaybederek düşmüş, kafatasında arıza hasıl olduğundan derhal Numune hastanesine getirilmişse de bir müddet sonra ölmüştür. Kazanın se beplerl etrafındaki tahkikat de rin leştirilmektetlir. Kadıköy «avcılığı işe el koymuştur.
Yakın sahillerde aktarmalı biletler
Şirketi Hayriyenin Devlet Denizyollarına devredilmesinden sonra etiid edilmekte olan aktarmalı bilet usulünün tatbikina ancak mart sonuna doğru başlanabilecektir.
20 dilenci toplattırıldı
Imniyet müdürlüğü dilencilerle mücadeleyi yeniden hızlandırmış bulunmaktadır. Dün aşksın geç vakit şehrin muhtelif yerlerinde yapılan tarama neticesinde yirmi kadar dilenci yakalane rak Süleyman!yede kampa sev-kedilmiştir. Bunların vaziyetleri incelendikten sonra haklarında bir karar verilecektir.
Konya vapuru
Gelen haberlere göre Yunante tana yardım eşyası götüren Konya vapuru bu sabah Pire 11-manından latanbula gelmek ti zere hareket edecektir.
Karısını bıçakladı
Diin gece Fatihte Vatanperver ao-tağında bir evde oturan kunduracı Şevket, gece evine gellnoe; yemek pl-şlrnıejc meşherinde» karisi Hatice ite kavgaya tutuşmuş, hırsını yenemlye-r(sk karısını bıçakla yaralamıştır. Kunduracı yakalanmış, karısı hastaneye kaldırılmıştır.
Yeni veteriner kanunu
Ankara 18 — Bulaşıcı hayvan has-talikten ite daha t«ulı çeki'de mücadele yapUmas için y(nl bir veteriner kanunu tasarısı luzırinnmak-tadır.
An karada üstü kapalı otobüs durakları
Ankara 10 — Ankara belediyesi burada üstü kapalı otobüs duraklan İnşasına başlamıştır.
AKŞAM
Zonguldak treni cinayeti
Kondüktör Faik’i öldüren Ayşenin muhakemes[ başladı Suçlu Ayşe kondüktörü nasıl vur duğunu bütün teferruatile anlattı
Ankara - Zonguldak yolunda tren içinde bir cinayet İşlenmiş, yolculardan Ayş(? Tıirkkan adında bir kadın, kondiıktor Faik'i öldürmüştü. Kondüktörü, kendime tecavüzde bulunduğu için öldür düğünü İddia eden Ayşe Tilrkkan’ın muhakemesine dün Zonguldak ağır ceza mahkemesinde başlanmıştır
Zonguldak'tan bildir ildiğine göç, kondüktör Falkln karısı bayan Naci ye Koçhisarlı tarafından gönderilen bir mektup dün mahkemede okunmuştur. Maktul kondüktörün karısı bu mektubunda küçük çocukları bulunduğunu. bununla beraber yol yarası tedarik edemediği için mahkemeye gelemiyeeegİDİ bildirmiştir
Sorguya çekilen Ayşe T&rkknn 30 yaşında ve Zonguldak lisesinde kayıtlı olduğunu, altı senedenberi dr Zonguldak'ta oturduğunu söyledikten sonra vakayı »öyle anlatmıştır:
— Ben tedavi edilmek, kocam da kendi İşlerin! taklbetmek üzere birlikte Ankara'ya gitmiştik. Kocam 3 gün sonra geri döndü Ben on brş gün daha kaldım Dönüşte bindiğim trende yanımda kadınlı erkekli yolcular vardı Bunlar birer birer İstasyonlarda İndiler ve ben kompartımanda bir subay Ue kaldım. Bu vaziyet karşısında kondüktör Falk'ten beni kadınlı bir kompartımana götürmesini yahut da yânıma bîr kadın yolcu vermesini rica ettim. Biraz sonra gelen kondüktör, oturduğum yerin kadınlar kompartımanı olduğuna söyledi Bunu duyan subay kom-parfamandan ayrıldı Kondüktör, kompartımanda rahat edebilmem İçin kapıyı üzerimden klUtMyeeeğini. şayet dıran çıkmak istersem camı vurmamı söyledi Ben razı oldum Ve koridor tarafındaki kapın kapayarak vattım Biraz sonra ııvandığım raman yanık bıraktığım lâmbanın söndürülmüş olduğunu gördüm. Fakat brlkl pasif korunma icabıdır diyerek tekrar uyudum. Uykum a^ırdu': bir müddet sonra yumuşak bir ağırhjın tazyiki İle uyandım Uyku aetsemiifl ile bir elin tenime dokundulhınıı hlsy sederek elimi hareket ettirdim. Film, altında sacı ohnıyan bir boşa dokundu ve yerimden sıçradım Bu anda başım o şahsın başına vurdu. Kalktığım zaman siyah elbiseli, ayakları pabuçsuz birinin kompartıman kapısından kartınım gördüm Birdenbire şaşırdığım İrin elektrik dBğmfslnl
Romanya’da
Hafta sonunda siyasî durumda biraz sükûn var
Bükreş 16 1AA) — Anadolu ajansının özel muhabiri bildiriyor: Oldukça karışık olan siyasi durumda, bu hafta «onunda cereyan eden hâdiselerden sonra bir az sükûn göze çarpmaktadır.
Mili! demokrat cephesi tarafından terUbcdiien büyük miting Um bir intizam İpindi- toplanmıştır. Hatipler Faşlsüerln tethlş hareketlerin! tel'ln etmekle İktlf3 etmişler. Başbakana doğrudan doğruya hücum etmekten sakınmiflardır. Mitingde kabul edilen bir kararda yeni programlı çlfçl par-llalnln iş başına gelmesi istenmiştk. M. Manlu ve Bratlanu. Başbakan General Badesen ile görüştükten «>nra gazetecilere yaptıkları demeçte Başbakanın nizam, dlstplin ve çalışma itilmeleriyle hülâsa ettiği programı kabul ettiklerini söylemişlerdir.
Bütiln bunlar, ilgili grupların demokrat kuvvetler arasında İş birliği kurmak lüzumu hususundaki kanaat-lorından ayrılmamak Iftzımgeldiglnl kavramış olduklarını göstermektedir,
Kırım konferansın dan «m ra neşre-dİten trtliMn ihtiva ettiği tavsiyeler «Ivari ihtiraslar üzerinde yatıştırıcı bir tesir yapmıştır. Slyari mahfillere göre, kabinede esaslı değişiklik yapılsa bile hükümet yine General Radf-s-çu’nun Başkanlığında kurulacak ve demokrat kuvvetlerin işbirliği yapmasın a dayanftcrktır
İsviçre Franaaya para ikraz ediyor
Berne 16 (A.A-) — İsviçre hükümeti Franeay memleketin İman İçin 2Gû milyon ' - içte Frangı İkrazda bulunmağı teklif etmiştir .
ithal edilen demirler
Ankara 18 — Yurda sokulan her nevi kangal veya çubuk halindeki İnce demir, tel ve çivilerin haııgl gümrükte bulunduğu, Bİrl? tarihinden İtibaren en çok İS gün içinde ithalâtçı ve ihracatçı birlikleri umumi kfitloll-ğlne bildirilecektir Satışlar Blrl'kçe yapılan tahsis listelerine göre yanılacaktır.
bulamadım ve geri dönerek yerime oturdum.
Ayşe Tllrkkan, yargıcın sorusu üzerine bunun kondüktör Faik olduğunu Kîyleml»:
— O olduğunu btlmescydim vurmazdım. demiştir.
Vazlfeobıi ihmalden mahkemeye verilen seyyar polis Osman ZalmogM' na vazifesini neden yapmadığı aoru-lunca. kendisine hiç bİT ihbar yapılmadığını, ancak silâh sesleri üzerine dışarı çıktığı vakit kondüktör Faik'in kendi kucağına düştüğünü ve sadece .Vurdun diyeblldiftlnl afrlemlîllr
Şahit olarak dini en en Zonguldak Uıhisnılar başmüdürü B, İbrahim Dikmen, kondüktörü durgun bir adam olarak gurdüğünü, ondan böyle bir şey ümit edcnvdiflni şahsi düşüncesine dayanarak anlattı ve:
— Şayet seyyar polis hâdise İle alâkadar olsaydı hu hâdl*? olmazdı, dedi.
Diğer şahit vilâyet gt nel meclisi başkam bay Refet Güneş, kondüktörün Kompartıman anahtarının »İmdi herkeste bultmduftunu. fakat içeriye kimin girdiğini bulup karşınıza dikerimi dediğin! söyledi.
Savcılık makamının:
— Vagon restoranda Subay Flkrit' le kahve içtiniz ml?
Sualine cevap veren suçtu:
— Evet!
Cevabını verdi, Bu subay Fikret Sözen’in babası Ulvi Süzen de şahft olarak dinlendi. Ulvi Büzen kadım ailece tanıdığını, namusu ve ciddiyetinden emin olduklarını söyledi
Yine şahit olarak dinlenen «İvil polis Mazhar Arda, polis Osman'ı uyandırarak kondüktörle kadın arasında kapı açmn hâdleesl ile alâkadar olarak hu İşi halletmesini söylediğini bildirdi
Suçlunun avukatı, yoten Qzk İnden horııpn rtıman kapısın m gllitienmcS!-nln Devlet Demiryolları talbnntiPA uygun olup olmadığının sorulmasını. Ayşe Türkkanm ahlâkî durumunun arastan! m asını, tedavisi He meşgul oiıttıan Ayşe Türkkan'in hastalığının ruh! hallerine tesiri olup olmadığının doktorlarına sorulmasını ve gevri mevkuf olarak muhakeme edilmesini İstedi. Bu isteklerden Bk üçü kabul edildi. ■
Diter şahitlerin de istinabe sureti-Je İfadelerinin alınması için duruşma 13 marta bırakıldı.
Dünya emniyet teşkilâtı
Mütecavize karşı harb nasıl ilân edilecek
Londra 18 (AA)— Daily Herald gazetesinin Vaşington muhabiri bildiriyor: Diinya güvenlik teşkilâtının ku-rnimnaına dair Yaltada kabul edilen formül hakkında burada dolaşan şayialara göre, aralarında İngiltere, Rusya. Birleşik Amerika ve Çin de dahil olmak üzere ekseriyet temin edilmeden mütecavize karşı hiçbir harb veya abluka kararı alınamıyacaktır. Dumbarton Okst'a karşılaşılan çıkmazı halletmek üzere bulunan formül şudur:
Harbe yol açabilecek bir ihtilâfa son vermek İçin konsey tarafından bir harb veya abluka zecri tedbiri derpiş edilmediği takdirde mahdut ölçüde tedbirler sadece 11 üyenin ekserlyetile karariaştıniacaktır Alâkalı tarafların oy hakkı olmiyacaktır Fakat. vahim bir ihtilâf halinde konsey bir harb veya abluka karan verecek olursa, ekseriyet oyu beş büyük devletin oylarını da ihtiva etmek zorunda olacaktır.
Muhabirin ilâve ettiğine göre, bu bal şekli gösteriyor kİ, Sovyetler Birliği, kendi reyi dahil olmadan hiçbir askeri tedbir alınmıyocağı yolundaki iddiasında dâvayı kazanmış bulunmaktadır.
Alman deniz altılarının »uya düşen bir taarruzu
Londra 17 (A.A.) — Amirallik dairesi bildiriyor: Sou günlerde jlmal Rusyaya gitmekte olan büyük bir müttefik gemi kafilesine -Alman denizaltılar! ve torpil uçakları taarruza kalkmışlardır. İngiliz kuvvetleri iki Alman denizaltısını batırmışlar birini de ağır surette hasara uğratmışlardır. 3 Alman uçağı da tahrip edilmiş, bazılarına da tam isabetler kaydedilmiştir.
Düşmanın taarruzu akamete uğramıştır, tngilizler bir uçak kaybetmişlerdir.
17 Şah," ’MS
Yugoslavya ve Kının
konferansının kararlan
Yugoslavya Propaganda Bakanı
Ribnikar’ın gazetecilere beyanatı
Belgrad 18 (AA.) — Yugoriav Propaganda Batanı vekili M. Vladl. lav Rlbnltar. Kırım konferansı Üzerine gazetecilere aşağıdaki demeçte bulunmuştur:
Prensip İUbarUe Kırım tanferansi tarafından bir nasihat şeklinde verilen şartlan kabule hazırdık. Subaslç Belgrada beldOğl «aman bu şartian yerine getirip getirmiyeceğtmtaj kesin olarak büdirecePe,
Tito - Subaslç anlaşmasını yürürlüğe koymamız İlk şarttır. Fakat evvelâ Subasiçln, kıral Plerre'ln anlaşmada ismi geçen naiplere muhalefetinden sonra anlanma şart! irini kabule hanr olup olmadıkını görmemiz lâzımdır.
Bundan başka, Kırım konferansında bize verilen narihatları tabııle hazıra.
Atlantik beyannamesi
Avam Kama ranın d a sorular ve hükümetin cevaplan
Londra 16 fAA.) — Avam Kamarasında, işçi saylavlardan Dans Atlantik beyannamesinin haklarında uyculanmayacatı menütkeClerln hangisi olduğunu sormuş vt M. ChurchlU tarafından Atlantik heyannamisinin bazı memleketlere uygulannuyacagl hakkında yapılan beyanatın hayal kırıklığına sebep olduğunu söyliyerek şu suali 1leri atmıştır: •Hükümet niçin bu memleketlerin isimlerini söylemiyor?.»
Bu suale cenap veren Başbakan muavini M. Atice, Atlantar beyannamesinin Müttefiklerine düşmanlarına bir hak olacak veya onları karşı her hangi bir taahhüt teşkil edebilecek bir vesika telâkki edilmemesi İcabettiğml Başbaknr.ın parlâmento önünde bir çok kereler belirtmiş olduğunu söylemiştir.
işçi saylavlardan M. Serensen şunu sormuştur: Şimdi yapılan bu özel
tefsir şekil neden beyannamenin İmzası aırafinda açıkça İzah edilmemiştir.»
M. Atlee şu cevabı vermiştir: »Zannediyorum ki Atlantik beyannamesi-btrlcşmlş milletlerin hareketine esas teşkil edecek genel prensipleri izah etmektedir. Atlantik beyanname sinin ve düşmanla bir pazarlık mevzuu olduğu iddia edilmemiştir.»
Muhafazakâr sajdavlardan Str Berber t Williams şu suali sormuştur: • Atlantik beyannamesi Baltık mem-lekrtlerlne. Letonya. Utvanya ve Erionya’ya da raci midir?.»
Bu suale hiç bir cevap verilmemiş -tir,_____________________
Rusya Japonyaya karşı harbe girecek mi?
Vaşington 17 \A A.) — Mews
Week dergisine bir yazı gönderen Rooseveltin tarihçisi Emest Lindley diyor ki:
Rusyanın Japonyaya kar^ı yapılan harbe iftirâki Japon adalarının ele geçirilmesi için l&zım-gelen zamanı kısaltacak ve bilhassa Mançuryadaki Japon ordularının imhasını ve harb fabrikalarının tahribini sağüyacak-tır. Amerikan stratejik utananları Rusyanın Japonya Ue yapılan harbe iştirakinden hiç bir zaman şüphe etmemişler ve yalnız harbe ne zaman ve kimin tarafından başlanacağı sualine cevap vermekte tereddüt göstermişlerdir.
Huşlar şimdi İki sene evveline nazaran çok daha hazırlıklı bulunuyorlar. Zira Vladtvostock’a ve Slblryanın diğer limanlarına Rus mürettebatı tarafından İdare edilen gemilerle çok büyük miktarlarda malzeme gönderilmiştir. ______________
Rumen ticaret heyeti şerefine kokteyl parti Ankara 17 (Telefonla) — Sü-merbank umum müdürü şehrimizde bulunan Rumen ticaret heyeti şerefine dün akşam bir kokteyl parti vermiştir.
Ankaramn imar plâçı
Ankara 17 (Telefonla) — Ankara şehri imar idare kurulu dünkü toplantısında imar müdürlüğünce hazırlanan Dİ ânı kabul etmiştir.
Mareşal THo'nun general Simovıç s k8rşı hiçbir tttran yokt-ir. Milli kurtuluş kouıîttsinin (avoo]> sabık akuphtlna üyelerinin İltihakı Ue genişletilmesi hakkında konferansın verdiği naslhatiar hususunda Belgrad demokrat mahfillerinde büyük bLr sürpriz ifade edilmektedir
Hakkında İmalarda bulunulan meclis faşist ve demcArasi aleyhtarı kanunlar altında seçilmiş olup, Fı-ansa, İngiltere ve Müttefikim bırakıp Mihvere katılmaktan sorumludar.
Bu mecUsiD üyelerinden büyük bir tasmı Nediç Ue birlikte Ahnanyaya kaçarak. Htrvatfstanda üstellerle birlikte çalışmakta veya düşmanla iş birliği ettikleri İçin öldürülmüş bulunmaktadır. Bu meclisin hiçbir Üyesi lekesiz değildir
Soygunculukta yeni bir sistem!
Suç üstü yakalanan hırsız arkadaşile birlikte savcılığa teslim edildi
Ankara 17 (Tc-lefonlaı — Hayres ve Demir Balık adlarında iki kafadar, Yeni halde Cemal Küflû’nün dükkânına girerek dükkânda bulunan yiyeceklerin i la tini sormağa koyulmuşlardır. Bunlardan Demir Balık kuru üzüm satın almak Ü2ere hararetli bir pazarlığa girişmiş, arkadaşa Hayret de w tını oradaki seker çuval: arından birine dayıvarak onları dinlemeğe başlamıştır.
Dükkân jsahlbl Cemal. Hayretla vaziyetinden şüphelenmiş ve kendülnl sezdirmeden göz uclyle kontrol edince, Hayretin hususi surette yaptırıp beline bağladığı bir torbaya çuvaldan Seker aktarmakta olduğunu görmüş ve suç üstü yakalatmıştır.
Dükkân soygunculuğunda yeni >ür sistem kullanmağa başlıyan ba Ud kafadar. Cumhuriyet savcılığına, tealim edilmişlerdir.
Created by free version of 2PDF
Hafif alkollü içkiler ve havana tipi tütünler Ankara 16 — tnhtearkır ldare«i piyasaya hafif alkollü şarap ve Havana tipi t&tün çıkarmağa karar vermiştir.
Emniyet memurları arasında
Ankara 16 — Emniyet memurları arasında yeniden nakil ve tâyinler yapılmıştır Tasdikten çıkan buna ait liste yakında alâkadarlara bildirilecektir.
Şoförler cemiyeti kongresi toplandı
Bugün Eminönü Halkevlndf saat 11 de şoförler ŞetıUyeti kongresi toplanmıştır.
Bugünkü top! şuu ye 7UU kaçar iştirak etmiştir. Bu lop.antıda İdare heyeti İle şoförler ar.-, md iki Ihimt-lar münakaşa “diLmlştir
B. Churchill Avam Kamarasına izrhat verecek
Londra 16 (A.A.> — Başbakan M. Churchlll'in İhgHtereye dönpr dönmez Kırım konferansı hakkında parlâmentoya derhal Mr rapor vermesi beklenmek tedlr.
SI>asl müşahitlerin tahminine göre, takriben iki saat sürecek olan demeç, İngiliz harb liderinin şimdiye kadar yaptığı demeçlerin en mühimiz ulacaklır. Parlâmento İşleri demeç 6->âfi zaman bırakacak surette tanzim edilmiştir Bu demeçten sonra iki günlük bir tartışma yapılması ihtimal! vardır.
B. Eden’e ziyafet
Atina 16 (AA.) — Daınasklnos, dün İngiliz Dış Bakanı M_ Eden şerefine bir öğle ziyaret! vermiştir.
M Damasklnor. M. Cburchlill Atina şehrinin fahri vatandaşı İlân etmiş ve Atina Belediye başkam da şehrin belllbaşh yollarından birine Ingiliz Başbakanının adım vereceğin! söylemiştir.
BORSA I
______________________1
16 2/1345 flatüri
Londra üzerine ) sterlin Nevyork Özerine 100 dolar Cenevre 100 İsviçre Fr. Madrid üzerine 100 pezeta Stokholnı üzerine 100 kuron
BORSA DIŞINDA
Reşadiye altını
Gulden
Külçe altın bir «ran
5 22
13050
30.3255
12.89
31.1325
35.70
32.80
520
AKŞAMDAN AKSAMA
Jtener yolunda yeni yapılan cami münasebetime
Feneryolu istasyonundan gc-■erkcıı, burasının yepyeni, şıp şilin bir cami ile süslendiğini gör-flünüz mü? Münevver aileye meıı-şup ve civarda oturan dul bir bayan, ibadet ve sevap arzusu Auynıuş, buranın yapılmasına vesile olmuş. Arsa ve malzeme pahalılığında 90 bin liraya çıka» bu sağlam yapılı, salim zevkli yapıyı, iki tüccar da desteklemiş diye duydum, Böylece, müslü-ananların «ezan duyulan yerde yaşamak - arzuları yerine gelmiş oluyor. Lâik düşünceli, hattâ başka dinden yurddaşlarunızın da şehri güzel binalarla bezenmiş görmek meyilleri de tatmin ediliyor. Çam ağaçlarile, mermer kısımları le ve hoş çizgilerime, bu yeni ınâbed, Feneryolunun dekoruna hem uyuyor, hem de burada merkezlerden birini teşkil ediyor. İstanbullular tarafından bu müteşebbislere ancak teşekkür edebiliriz.
Diyenler olacaktır ki:
— Acaba teyzesinin filân ah' babı da lıâtır için mi muharrir bu satırları yazıyor? ,
Hayır! Adını bile aklımda tutamadım. Kendisini dolayısile dahi tanımam.
Keza, diyenler olacaktır kİ:
— İstanbulu ecdat sayısını bulmak güç olacak derecede mâ-bedlerle ibadet meraklıları içi» doyurmuştur. Mimarlık noktasından da tatmin edilmişiz. Şu yirminci asır ortasında, şu meşum harb yılları içinde sevap kazanmak muratsa yapacak başka şey yok muydu? İstanbu-lumuz. camiler müstesna umumi müesseselerin belki her çeşidine muhtaçtı. Geniş bir ba kışla, bu hayır için verilecek hüküm şöyle olabilir: Böyle hayır? Hayır-
Ben böyle düşünmüyorum. Şu prensipten ayrılmamağı doğu buluyorum:
— Umum için, kendi mizaç ve meşrebime kı’m ne yaparsa ona teşekkür borçluyuz, tstanbulda 2000 milyoner olduğu iddia ediliyor. Bunlardan her biri mizaç ve meşrebine göre böyle bir hayrat yapmağa kalksa, yalnız ek sik gediklerimizin değil. ıstıraplarımızın da coğıı. bir nesil içinde ortadan kalkardı.
Şarklı halinden Garplı haline geçerken umuma bizmet fikrile Şarkimin yaptığı fedakârlıkları, modası geçmiş diye terkettik: Ne cami, ne mescid, ne imaret, ne ders okunacak bir yer, ne çeşme, ne sebil yapan; ne de mevcutlan yaşatmak için • himmet eden kaldı. Garplılar, cemiyetlerinin maddi ve mânevi ihtiyaçlarını kendilerine göre bir fiürü usullerle yürütüyorlar. Bunda da mevcudiyet gösteremedik. Çoğu anne, çocuğunu: - Zengin olursan benim hatırım için şu hayırlı işi yap!» fikrile büyütmüyor. Hayrat ideali noksanlığı duyuyoruz. Hele eski bedii anane de kayboldu, yerine yenisi kurulamadı: Konyada mahalle aralarında yeni yapılan camilerin kübik doktor evleri hissini verdik terini ve minaresiz olduklarını iiç sene evvelki bir yazımda eseflenerek hikâye etmiştim. Fener-yolundaki cami, «bediilik ananesi- nin kaybedilmemiş olması noktasından bizi memnun ediyor. Eski ve yeni telâkkilerde yapılan hayratta - giizel eser yapmak • fikri üzerinde durmak propagandasını yapmak için bize fırsat veriyor.
— Maksat karın mı doyurmak? Maşrapa içinde yüz elli gram bulgur pilâvı ver!
Yeni hayırlar bu derece ednâ lasmıştır.
Bir de mimarisi ile eski imarethaneleri düşünün.
Eskilerden bu bakımdan da alacak dersimiz vardır.
(Vâ - Nû)
Üsküdar Sanat okulu
Üskildarda açılmasına karar verilen Erkek Sanat okulu için gözden geçirilen binalar arasında Baglarba-şırda vaktiyle Fransız mektebi olan İki binadan birisi uygun görülmüştür.
Bu binaların her ikisi tamir ettirildikten sonra biri kız'lisesi diter! Erkek Sanat okulu haline getirilecektir.
* Yanan Beylerbeyi okulu yeniden yaptırılmakta İdi. Bir hayli llerllyen İnşaat bu ay sonunda bitecektir. Civar okullara taksim edilen Beylerbeyi okulunun talebesi inşaatın b|t-mv İnden sor.ra kendi okullarında derse devam edeceklerdir.
Ş E H İR HABERLE R i
Zeytinyağı meselesi
Hükümetin verdiği son karar, piyasada önemli tesirler yaptı
İthal mallar
Dağılan miktar çoğaltılacak
tstahbul Ticaret Birlikleri genel sekreterliği, kıskanç kovalamalara rağmen lt-lıalât eşyalarınuı gene orta den kayboltıverdlfflnl göz önünde tutarak dağıtıma bağlı olmıyan mallar üzerindeki baskısını arttırmıştır.
Qehn malların flatl tesblt edildikten sonja satışına başlanması gerektir. Halbuki o sabah mal sahibine gidenlere, Anadoluyû satıldığı veya evvelce başkası hesabına sipariş edilmiş olduğu söylenmektedir.
Malların kara bor say s çıkarıldığı anlaşıldığı halde muhtekirler bir türlü yakalanamıyor. Bunun üzerine Ticaret Birlikleri genel sekreterliği, gelen İthalât eşyalarından alınarak dağıtma İşleri İle meşgul olanlara verilen miktarın çoğaltılmasını kararlaştırmıştır.
Esnaf Kooperatifine verilen miktar arttırılmıştır. Kooperatif atlarlara karbonat dağıtmasa başlamıştır. Terzilere verilmek üzere beş yüz paket düğmenin Kooperatif buyruğuna ayrıldığını yazmıştık. Yeniden beş yliz paket daha verilmiş ve terzilere dağıtılmasına başlanmıştır. Yeniden -10 ton daha karbonatın Kooperatife verileceği haber alınmıştır.
Taşraya zırnık dağıtımı Esnaf Kooperatifine bırakılmıştır. Kooperatifin dağıttığı mallar artısında kauçuk da vardır. Bir müddetten beri kauçuk ithali yapılamadığından piyasada darlık vardır. Kauçuklar, yapıştırılacak eski lâstik ve satreslnl Esnaf Odasına getirip gösteren hakiki ihtiyaç sahibi esnafa İhtilaçlarına yetecek kadar verilmektedir.
Satışa çıkarılan ithal malları
Sirkeci Mine Handa Ar şak Murat-yana madeni saat bileziği, tst. Yevil-dlrek Hoca Handa Ayaz Bayburlye makine akşamı, Beyoğlu Yeşil sokakta Filimclllk T. A. Ş. ne boş sinema filmi. Bahçekapı Agopyan Handa Tahsin Furtıın’a alüminyum boş tüp, İstanbul Katırcıoğlu Handa Agop Çubuk çıyana iiltramarln, Tahtakale Dar Handa İsrael D. Behara cresllol, cre-soll. Galatı Sigorta Handa İmperlal Kemlkal'e sülfone yağı, amonyak sülfatı. Yedlkule Kazlıçeşmede İsmet Cengic ve Kardeşlerine kuru ham deri. İstanbul Tuhafiyeci Handa Nâzım Kulaça gaz idrofll. Ayaz Bayburlye suni İpek İpliği. Tahtakalede fak Dekaloya kuru pil. batarya, telefon pili.___________________L
Aksaray - TookaDi yolu genişletilecek
Londra - stanbul asfalt yolu Aksaray karakolundan itibaren başlamaktadır. Şehir İçinde Topkapıya kadar devam eden hu yol tramvay caddesini takibetmektedlr. Karakoldan Topkapıya kadar olan cadde 40 metre gcnl’eştllecektlr.
Bu maksatla caddenin sağ ve solunda yirmişer metrelik kısımlar İstimlâk. edilmektedir. Bu İşe Topkapı-dan itibaren başlanılmıştır. Bu İş İçin tramvay idaresi İki yüz bin Ura vermişti.
İstimlâki yapılacak kısım, doksun bir. metre murabbaı bir sahadır. Top-kapıden Şehrcminine kadar olan kısımdaki İstimlâk edilecek bina ve arsaların kıymetleri takdir edilmiştir. İstimlâk muamelelerinin henüz mahkeme safhasında bulunması dolayı-slle binaların yıkılmasına başlanıl-I mam ıştır. Bıı İşe tramvay idaresinin I verdiği para kâfi gelmlyeceğindei’. masrafın büyük bir kısmını Belediye kendi bütçesinden ödeyecektir.
Şehir Tiyatrolarımız senede ortalama olarak 12-14 piyes temsil ettiklerine ve bunların pek azı tûbedlldlftl-ne göre umumi olarak bir senelik tiyatro edebiyatımız ve değeri hakkında tam bir fikir edinebilmek ancak bütün neşriyatı toptu olarak tespitle mümkündür.
Bu düşünceyle tlyatrosever okuyucularıma 1844 de neşrolunan piyesleri burada tanıtacağım. Geçen İki sene İçin de böyle yapmış ve çok teşvikkâr mektuplar almıştım. Bu defa da telif eseri teşvik İçin kitap şeklinde çıkanlarını tamamlyle tesblt ederek okuyucularımı memnun edebilirsem ne mutlu bana.
Çok değerli tiyatro müelliflerinden olan Henry Becque, okunacak piyeslere «kütüphane tiyatrosu» adı verir. Güzel değil mİ?
Bir başka vesileyle de Byron'un «Seyircileri İster ağlatınız, İster güldürünüz... sakın uyutmayınız.» dediğini yazmıştım. Tiyatromuzda gülüp ağlamak, hattâ sıkılıp uyuyabilmek için üstelik tiyatroya kadar gitmek sıkıntılarına katlanmak lâzım Kütüphane tiyatrosundan İstifade etmekse külfetsizdir. Piyes odanızda, elinizin altında... Okumaya başlar ve hayalinizde şahısları, sanki sahnedeymişler gibi, canlandırırsanız olur biter Tıpkı tiyatroda olduğu gibi başka bir Aleme dalar, onun heyecanlarını yaşarsınız Okurken sıkılıp uyumanız ihtimali de yoktur. Sıkıldınız
Zeytinyağı satışları ve İthali hakkında Bakanlar kurulunun verdiği kararlar İstanbul piyasasında önemli tesir yapmıştır. Alınan kararların bir İki güne kadar İstanbuldaki ilgililere bildirilmesi bekleniyor.
Duyduğumuza göre fındık yağı İmali tahdide fabl tutulacak, fındık yağı ile sabuna satış flatl donacaktır.
Yunan latandan hemen zeytinyağı getirilmesine girişilerek mukabilinde mal satılacaktır.
Istanbulun bir senelik yağ İhtiyacının. ortalama İki bin tonu bulduğunu yazmıştık. İzmir incir ve üzüm tarım satış kooperatifi birliği bu miktarı hesaba katarak îstanbula ona göre yağ gönderecektir
Htr hafta İzmlrden İstanbula 30 -40 ton zeytinyağı gönderilecek, perakende olarak satış yapması için yağlar memurlar kooperatifine satılacaktır. Şimdiye kadar, kooperatif tarafından getirilen yağlar gene kooperatif tarafından perakende olarak satılıyor ve bu usulle şehrimizde zeytinyağı satışı İki mağazaya kalıyordu Bundan sonra kooperatif, İstnn-buldnkl satışlarda, kendi mağazalarında perakende satışa devam etmekle beraber, toptancı rolü oynıva-eak, haftalık sarfiyatı memurlar kooperatifine bırakacaktır. Memurlar kooperatifinin muhtelif mağa-a-larında yağlar halka perakende flat üzerinden satılacaktır.
Tarım satış kooperatifleri birliğinin elindeki yağların on İki bin tonu bulduğu söyleniyor. Bu miktardan tstanbuta ayrılacak iki bin ton yağ. kooperatifin stok vaziyetini sarSmlva-caktır. £saxen verilenlerin yerine Yunanistandaıı fazlaslyie mal getirilecektir.
Evkaf zeytinyağları piyasaya çıkarılacak
Piyasadaki zeytinyağı darlığını önlemek için alınan tedbirler arasında
Kaçakçılıkla mücadele
£•45 ocak ayı tçlnde güney sımr böl gele rlm İzde, gümrük muhafaza teşklllerllc kaçakçılar arasında 193 vaka olmuştur. Bunlardan 44 ü silâhlı kaçakçılarla çarpışmalı, 149 u çarpışması* olup bu vakalar sonunda
184 kaçakçı İle 192 kilo mensucat (ipekli, yünlü, pamuklu), 143 kilo çuval, 030 kilo 1178 adet muhtelif gümrük eşyası, 104» Jdlo gaz ve benzin, 3187 kilo muhtelif yiyecek maddeleri, 1270 kilo 277 adet muhtelif inhisar maddeleri, 4Ö2 kilo çay ve kahve, 219 kilo boya. 88 kilo kırtasiye, 63 kilo uyuşturucu madde, 2021 baş kesim hayvanı, 362 Ura tutarında Türk parası, 6 silâh, 112 mermi, 32 canlı nakli vasıtası (At. katır, eşek) yakalanmıştır.
İstimlâk edilecek dükkânlar
Edirnekapının kale kapısı civarında bulunan dükkânların gerek caddeyi darlaştırmasından, gerekse çirkin bir manzara göstermesinden dolayı istimlâklerine karar verilmiştir. Bu dükkânların kıymetleri takdir edilerek Icabeden muamelenin yapılmasına başlanılmıştır. O civarda İstimlâki yapılacak 21 parça dükkân mevcuttur. Bunlar IçJn 20 Mn Ura kadar bir para sarfedilecektlr.
1944 te neşrolunan piyesler
Tiyatro^edebiyatımız
Muammer Karaca — Üniversiteliler temsili
mı kitabı elinizden bırakır ve sıkıntıdan kurtulursunuz. Tiyatroda öyle mİ ya? Kurtulmak İçin hiç olmazsa perde arasını beklemek mecburiyetindesiniz.
Her ne denirse densin bir piyes yalnız oynamak İçin yazılmadığı gibi yalnız okumak İçin de yazılmaz. Oynanan güzel bir piyes seyircisinin onu bir defa da okuyarak duyduğu hazzı yenilemek İstemesi hakkıdır. Kendini okutmak İstemesi güzel piyesin ana vasfıdır. İlk defa seyircilerin karşısına çıkan bir piyes İkinci defa okuyucuların eline geçince İki defa imtihan edilmiş olur. İkisinde de mtıvaftaa olanların tam mânosiyle yaşamak nasibidir.
, Bir müddet okunmak İçin yazıldığı iddiasında olan piyesler moda olmuştu. Bernard Slıaw da eserlerinin bu neviden olduğunu kendisi söyler. Bu piyesleri sahnede de gördüğümüz için yalnız okunmak için yazılmadıkları da aşikâr. Sahneye çıkacak bir eser-
Vakıf zeytinyağlarının da satışa çıkarılması kararlaştırılmıştır. Evkaf yağlarının piyasaya ne zaman çıkarılacağı hakkında malûmatına müracaat ettiğimiz alâkalı bir zat bize şunları söyledi:
«Her yıl dairemizin ihtiyacını tesblt ederek İdareye alt yağlardan, bedelleri taksitle ödenmek suretile memurlarımıza dağıtırdık. Bu yıl da ihtiyaç miktarım tesblt ettik ve ilgili makamlara yolladık. Şimdilik ihtiyacı karştlamak üzere memurlarımıza beşer kilo zeytinyağı verebildik. İdareye ait yağlar şimdi dinlenme halindedir. Bu yağlar piyasaya ancak
İS marta doğru çıkarılabilecektir. Biz resmi bir müessese olduğumuz için, yağların hazırlanması hususunda İca-beden kaidelere uymak mecburiyetindeyiz. Kendi memurlarımızın İhtiyaçlarından geri kalan kısmı da ançak bu yağların piyasaya çıkarılmasından sonra temin edilebilecektir.»
Zeytinyağı meselesi kesin surette halledilecek
Ankara 16 — Ticaret Bakanlığı zeytinyağı meselesini toptan halletmeğe karar vermiştir Bazı tacirlerin baltalayıcı faaliyetleri bıı suretle önlenecektir.
Ankara 16 — Ziraat Bakanlığı, yağ işini İncelemeğe başlamıştır. Yurdumuzda İstihsal olunan nebati ve hayvani yağlar tesblt edilmektedir. Bakanlık, yağ İstihsalinin arttırılması etrafında bir program hazırlıyor ak. müstahsilleri teşvik edici kararlar alınacaktır.
ALTIN YIL
Elli yıl, bir yastığa baş koymuş bahtiyarların Jübilesi:
22 Şubat 1945
GÜVEN
Sigorta
O gün. yeni evlenecek çiftlere, birer
Hayat ve Saadet Sigorta
Mukavelesi hediye edecektir.
Düğünlerini, bu jübilede yaptırmak hteyenlertn, Fatih Hatkcvine derhal müracaat etmeleri rica olunur.
de sahne İcaplarını ihmal etmek doğru olmamak lâzım gelirken, bir yenilik yapıyorum diye, bunda bir mahzur görmlyenlere ne denir? Müellifler eserlerinin, pek yakından bildikleri, bu gibi kusurlarını telâfi, daha doğrusu onlara mukabil meziyetler bulmak İçin olacak, öyle sahnelere başvuruyorlar kİ insan kalbi sizlıyarak kendi kendisine soruyor: Ne olurdu? Feragat tiyatro kaideleri önünde yapılsa da bu çarelere başvurulmnsay-dı. Daha güzel, daha nezih olmaz mıydı? diyor.
İşte 1044-45 tiyatro mevsimi telif eserlerinin başında gelen «Yayla kartalı» bu illetle malûl bir tellfimtz-dlr. Sahne romanı olduğu lddlaslyle sahneye çıkıyor. Sahnede şahıstan metroiarca konuşturuyor. Muvaffak olmak İçin bar sahnesi, tulûat sahnesi gibi vasıtalara başvuruyor. Halbuki aynı mevzu ile daha iddiasız ne güzel bir piyes yazılabilirdi.
Evet, «Yayla kartalı* ııın seyirden
Tarak darlığı
Mühim miktarda fil dişi geldi
Piyasada tarak darlığı vardır. Son günlerde bir parça ithalât yapılmış İse de flatler çok pahalıdır. Ucuz flat İller ortadan yokolmuş, kara bor-saya düşürülmüştür.
Ytlz bin Ura tutarında fil dişi ithal edilmiştir. Fil dişleri küçük esnaf kooperatifi tarafından tarakçılara dağıtılacaktır. Verilen malûmata göre fil dişlerinden yapılacak taraklar bir senelik İhtiyacı karşıhyabllecektir.
Esnaf Odasına aidat verme müddeti
! İstanbul Esnaf Odasının yeni aldat . verm cmüddetl mart sonunda blte-çektir. Tahsllflt yapılırken bazı İtirazlar olmuş, bir kısım esnaf borcunu vermek İstememiştir.
Meydana geLirllen tarife. Ticaret Bakanlığı tarafından tastlk edildiğinden Esnaf odası usulünü bozmıya-rak tahsil&ta devam etmiştir. Mart ayı sonuna kadar senelik borcunu ödemlyen esnaf hakkında kanunun cezaî hükümleri tatbik edilecektir.
Ticaret Odalarına ve Esnaf Odalarına yazılanların kimler olacağı işi henüz halledilememiştir. Yapılan bir incelemede bir kişinin hem Ticaret Odasında hem de Esnaf Odasında yazılı olduğu ve böyle birçok kimselere raslandığı anlaşılmıştır. Diğer taraftan Esnaf Odasına yazılı bulunanlardan bazılarının esnaf saytla-mıyacağı da itiraz konusu olmuştur.
Haber aldığımıza göre Tlcarrt Bakanlığı, Esnar Odasınca tesblt edilerek Bakanlıktan onaylı aldat talimatnamesi üzerinde değişiklik yop-mıyacak. fakat Esnaf Odasına girecek ve glrmlyecFklerln durumlarını kararlaştıracaktın
Beykoz d a Oncesmenın karsısındaki dükkânlar
Beykozda Hacı tabak ağa çeşmesi diye anılan on ç-şmenln karşısındaki 8-10 parça dükkân çeşmelerin önünü kapamak suretile giizellğtnl örtmekte idi. Çeşmelerin önünün açılarak denizden görünüşünü temin etmek İçin bu dükkânların yıktırılmasına karar verilmiştir Dükkânların İstimlâk! İçin 28 - 25 bin Hra kadar bir para sarf edilecektir. İstimlâk işine başlanmıştır.
Kari mektubu
Muğla - Fethiye postas»
Muğlan vilâyeti merkezi İle Fethiye kazası arası 190 kilometrelik bir mesafede evvelce posta İçin Dlr müteahhit tarafından kamyon işletiliyordu. Lâstlkslzllk yüzünden kamyon işletilmeyince beygir arabasile mektuplar, paket. hattâ para sevkına başlanıldı.
Köprüsü* çayların geçit verme-slle ancak yoluna devam edecek olan bıı gayri muntazam gidip ' gelen arabaya razı İken, bu sefer de topal ve kaburga kemikleri sayılan zayıf zavallı bir atla posta şevkine 'başlanıldı.
Her tiirlü nakliyatın havadan yapıldığı şu zamanda bizim Muğla - Fethiye postamızın ağlanacak halini kısaca arzediyorum.
Muhsin Saraçoğlu Dalaman çlfllgl
ziyade okunması zevkli oluyor. Çünkü Faruk Nafiz Çamlıbel piyese öyle düşünceler koymuş kİ onları muhakeme ve takdir ancak okumakla kabil. Sahnede birbirleri arkasından koşan bu fikirleri Iftyıklyld takip kabil değil
«Yayla kartalı» nın mevzuu malûm. Köyünden erken ayrılmıyarak şehre geç varan, şehri hazmedemlye-rek köye dönen, orada da kendini bu-lamıyacağına aklı erdiği halde, kaderine katlanacak yerde, sonunda yine kendini bulmak hülyasına kapılan bir yarım adam*m .maceralarıdır. Tekrar edeyim, piyes kuvvetini müellifinin gfızel lisanından, mensur şiir gibi sözlerinden aldığından okuması seyretmesinden daha zevkli oluyor. Okuyucularıma tavsiye ederim.
Faruk Nafiz Çamhbelln «Canavar» ı da yeniden tabedildi. «Canavar». şairinin romantik bir oluştan realist bir duyuşa geçişi anlarında yazdığı bir eserdir. Mevzuunu bir cümleyle İfade etmek İstersek «Ana-doluda eşraf ve mütegalUbenln tahakkümü» diyebiliriz. Eser manzum olduğundan okuyucular onda, seyircilerden ziyade, şiirin mânevi hazzını duyacaklardır.
«Tarihin kaybettiği kız» «Vâ - Nû’-nun Ankara radyosunda oynanmak üzere yazdığı ve şehrimizde yapılmış ve yapılacak yenilikleri anlatan güzel bir kalem tecrübesidir.
(Arkası yedlrici sahlfede)
II Bir çırpıda || Bir haşiye..
"Bir öğretmen,, imzasile aldığım mektupta Tevfik Fikretin Galatasaray lisesi müdürlüğü sırasında talebeye kendisini bu derece hayranlıkla nasıl bağlamış olduğu soruluyor. Bu mevzu etrafında o zamanın talebelerinin görüşlerini, ve duyuşlarını, hâtıralarını uzun uzun yazmıştım. -Bir öğretmen., imzasile mektup gönderen okuyucuma, bana Fik relin Galatasaray müdürlüğü hakkında sonradan topladığım iki güzel hâtırayı yazdırmak, «Tevfik Fikret» halikındaki yazı serisine böyle uzunca bir haşiye yapmak fırsatını verdiği için teşekkür ederim.
Fikret Galatasaray'ın, yangın dan sonra, tam bir disiplin krizi geçirdiği sırada mektebin baş.na getirildiği halde talebe üstündeki nüfuzu ve derin sevgisi haki kateıı üzerinde durulacak bir meseledir. Edebiyat tarihimizin dışında Fikret belki biitün maarif tarihinde cıı muvaffak olmuş mektep müdürü idi. Talebe ara sınıla saygı, sevgi ve nüfuzunu kurarken onlara korku vermeği bir an için düşünmüş olduğunu sanmıyoruz. Buna mukabil talebeye hoş görünmek için onlara avans vermeği de katiyen aklın dan hile getirmemiştir. İkisi de değil .. O yalnız talebenin üstüne titremiştir.
Bugün onun terbiye sisteminin peşinden giderek değerli bir ma-arifçi olan bir dostumuz şu dikkate şayan hâtıralarını anlatıyor:
— Fikret talebe ile otururken konuşmasını sevmezdi. Talebeye ayağa kalkmak da tuhaf bir şey... Fakat grup halinde talebe bir rica için filân odasına girdiği zaman daima onu ayakta bulurdu. Bir vesile icadederek ayakta talebeyi kabul ederdi. Talebeye kar şı bu kadar ince idi.
Başka ve eski bir GalatasaraylI şunu ilâve ediyor:
— Mektebin terzisi tarafından yapılan mektep elbiselerimizi en küçük bir potuna kadar hepimizin üstünde ayrı ayn kendi tetkik ederdi. Biz içeri girerken terzi kapıda: »Aman Fikret beye bir şey söylemeyiniz!» diye son derecede yalvarırdı.
İşte başka bir hâtıra daha. Hem de salahiyetli bir ağızdan:
«Fikret gelmeden önce yemekhanede ekmek dağıtılması görülecek şeydi. Fakat onun tâyini ile beraber yemekhane gayet modern, Avrupai bir şekil aldı. Bir lıadeıne garson kıyafetinde ma sadan masaya ekmeği dağıtarak gezdiriyordu. O zaman bu usulü koyan Fikrettir.»
Başka bir hâtıra:
Bugünün yeni mektep sıralanın ilk defa Fikret düşünmüş ve bir kaç nümune de yaptırmıştı. Maalesef bunları umumileştiremedi. Numuneler öylece kaldı. Yıllarca sonra Cumhuriyet zamanında Fikretin düşündüğü sıralar yapıldı.»
Beni en ziyade düşündüren şey de Fikretin Galatasaray müdürlüğü zamanın.*! ait bir hâtıradır. Eski bir GalatasaraylI bunu şöy-ı le anlatır:
— Bazı karışık günlerde daima onu mektebin kapısının önünde görürdünüz. Şöyle düşünürdü: Ben mimlenmiş bir adamım. Belki öldürmek isterler. İçeri, mektebe girip karışıklığa sebcbolur-İar. Hattâ belki talebeye zararları dokunabilir, öldüreceklerse beni içeri girmeden, mektebin ka pısjnda öldürsünler!..
Bunları eski GalatasaraylIlardan dinliyerek aynen yazdım. Fikretin ne büyük insan olduğunu gösterir hâdiselerdir.
■ı Bir öğretmen., imzalı okuyu cuma böylece cevap vermiş oluyorum sanırım. Fikret için Galatasaray ve talebe diye bir şey yoktu. Onun karşısında 850 — o zamanki Galatasarayuı talebe mevcudu — Halûk vardı.
Hikmet Feridun Es
Üniversitede şubat devresi imtihanları
Tıp fakültesi birinci doktora imtihanların^ başlanınijUr. Bu İmtihanlar şubat sonuna kadar devam edecektir. Dlg-er taraftan öğrendiğimize göre üniversitenin sömestr usulü tatbik edilen fakültelerinde çubat devresi lmtibı-nları yapıl inaktadır. Bu arada edebiyat fakültesi «on sınıflarının mezuniyet İmtihanları 20 şubatta fen fakültesi İmtihan lan da mart iptidasından itibaren bağlıyacaktır.
Created by free version of 2PDF
I
KARAR ZAMANI
|Yazan: SUMNER WELLS I
BİRİNCİ KISIM ÜÇÜNCÜ BAHİS
Avrupaya misyonum; 1940
Sumner We)ls’in Berlin'de gördükleri Hess ve Goering’le görüşmeler
Kırım konferansının
Günlerdenberl bütün İstanbul bir aşk matemine ağlıyor. Tek bir acı İle hınçkınyor: sonsuz bir ıstırapta blrleşlyor.
Türkçe
askerî kararları
Leylâ'nın Aşkı
Bana. Alman ordusunun ve Alman milletinin, müttefiklerin Almanyayj yokctmek istedikleri hakkında Oöb-bebln yaptığı propagandaya tamamen inanmış olduğunu söylediler. Her ikisi de. müttefiklerin, Almanya-run askeri kudretini ve Alman milletinin ıızun bir harbe mukavemet kabiliyetini küçümsediklerine emindiler
Belçika sefiri, Almanyanın petrol mevcudunun İngiltere ve Fransanın tahminlerinden çok fazla olduğunu, Almanyanın büyük bir taarruza girişmek kabiliyeti olduğu gibi, istediklerini elde edinceye kadar bu taarru-au İdame edebileceğin! de bana temin etti.
Berlînde gördüklerim
O akşam yürüyerek otele dönerken, kaTİa örtülmüş Parlser Platz'da ayakta dinlenen dört Alman kadını gördü m Hepsinin ellerinde bflyilk paketler ve torbalar vardı. Hallerinden taşralı oldukları anlaşılıyordu. Dördü de koyu siyah giyinmişlerdi. Yanlarına giderek konuşmağa çalıştım. Uzak mesafeden gelip gelmediklerini ■ordum. Hepsi de hayli zaman evvel A'.manyada bulunduğum vakit gördüğüm temiz ve nazik yüzlü İnsanlardı. Bana, cenubi Almanyadakt ailelerini ziyaret için şimendifer istasyonuna gitmekte olduklarını söylediler. Üçü Polonya harbinde birer oğullarını. biri üç oğlunu kaybetmişti.
O gece, koyu karanlıkta, bizim otomobilimizden başka otomobil görün-mlyen tenha sokaklardan operaya gittim. Mozart’ın «Figaronun düğünü» nü oynuyorlardı Salon ağcına kadar dolmuştu. Dinleyiciler vecd İçindeydiler Bir an için harbi, karartmayı. ve istikbal endişesini unut-nı jşlardı.
Bu »d hâdise, o vakitkl Berllnden hâfıanmtla kalmış canlı hâtıralardır. Bunlar. Alman milletinin karakterindeki garip. İnanılmaz, ve zıt tecelliyi gösteriyordu. Bu addlyet! başka milletlerin anlaması güçtür
Ilcssle mülâkat
Ertesi sabah, 3 mart pazar sabahı, yine Alman hariciye nezareti me-mıırları ve doktor Schmldfln refakatinde o vakit Nazi partisi şefi bulunan Hess! ziyarete gittim.
Hess beni parti merkezindeki büro-■unda kabul etti. Parti merkezi, Hlt-lerln Beri İne vermek istediği yen! ve modem Alman stilinde yapılmıştı. Duvarları, her türlü dekorasyon ve oymalardan Ari İdi. Konuşma esnasında. Hess, ben. Dr. Schmidt oturuyorduk. Hess'in arkasında dört beş nazi lideri de ayakta duruyordu. Bunlar konuşmaya İştirak etmiyorlardı. Çünkü konuşulacak her şevi evvelce kendi aralarında konuşmuş görünüyorlardı.
Hess'in Alman işleri üzerinde büyük nüfuz ve tesiri olduğu hakkında evvelce bana verilen malumata rağmen, o gün bende az zeki bir adam intibaı bıraktı, Alnı basık ve dar, derin gözleri birlblrine çok yakındı. Yüzünde Nevll Henderson’un bahsettiği (sahte tebessüm» den eser yoktu.
Konuşmağa başlar başlamaz, Hess, cebinden, daktilo İle yazılmış bir takım kartlar çıkardı, ve konuşurken gözlerini onlardan ayırmadı. Onun da söyledikleri. Rlbbentropun söylediklerinin aynı İdi. Ve parti teşkilâtına alt söylediği birkaç söz IstLsna edilirse, RlbbentropHB beyanatından hiçbir vakit dışarı çıkmadı.
Hess'e göre. Müttefiklerin Alman-yajn mahvetmek ve Alman milletini yeryüzünden kaldırmaktan başka bir gayeleri yoktu. Alman milleti İse tele bir fert gibi Führer'lnln arkasındadır. Partinin başında bulunmak ltibarlle, Alman milletinin hakiki duygusuna herkesten İyi vâkıf olduğunu belirtti. Çönkü emri altında bulunan her bölge şefi ve her mahalle şefi, doğrudan doğruya halkla temas halinde idi. Alman milletinin hiçbir zaman bugünkü kadar Führer'lne bağlı olmadığını temin etti. Nazi parti şefi olarak, Al-manyanın devamlı bir sulha, ancak tam ve ezici bir Alman zaferile varabileceğini açıkça beyan edebileceğini ilâve etti. Bunu söylerken arkasında duranların gözler! çılgın bir taassupla parladı vc tasdik makamında başlan eğildi.
Anlaşılıyordu kİ, Hess sadece kendisine bana söylemesini tembih ettikleri ve benim İki defa dinlediğini şeyleri tekrar ediyordu. Yoksa kendisi ne bu dAvayı düşünmüş ve ne de buna kendiliğinden blrşey ilâve etmişti. Bu sebeple kendisllc uzun münakaşaya girmeğe lüzum görmedim. Yalnız konuşmanın sonunda askeri talerden başka bir çare olmadığı fikrinde bulunduğunu öğrenmekten müteessir olduğumu söyledim.
Hess sarih surette ‘anormal otr •damdı. Karakter bakımından başkasının emrine kolaylıkla girebilirdi. Bu sebeple îngUtercye uçuşunu kendi tcşebbüslyle yaptığına hiçbir zaman İhtimal vermedim. O tnglltereye bir vazife He gönderilmiştir.
Heasle müiftkatmn biter bitmez. Dr Bchmiıit'ln refakatinde Mareşal Goering’ln Schorfeid'de Berllnden
otomobilin bir buçuk saat uzakta yaptırdığı saraya gidecektik.
(îoering’in sarayında
Nazi parti binasından çıktığımız zaman dışarıda lftpa halinde kar yağıyordu Benim için hazırlanan otomobil. üzeri kapatılmış açık bir spor otomobili İdi. Aralıklardan içeri rüzgâr ve kar şişiyordu.
Yolda hiçbir nakil vasıtası yoktu GÖerlng'ln kendi İkametgâh) İçin seçtiği bu yere giderken yolun iki tarafında alabildiğine çam ve fundalıkla örtülü ormanların arasından geçtik. Sarayın methalinden binaya kadar mlllerce mesafe vardı. İkide bir otomatik surette açılan kapılarla yol kesiliyordu. Kapıları geçer geçmez bir İşaret çanının yüksek sesi işitiliyordu. Binaya yaklaştığımız zaman yolun iki tarafından yüksek telörgü İle çevrilmiş btlyük kafesler içinde Avrupanın nesli tükenmek üzere bulunan hayvanlan görünüyordu.
Kımhall sarayı, Ooerlng tarafından evvelce av için kullandığı bir ahşap köşkün yanıne ıtırılmıştı. Taştan yapılan bu bin ı zaten muazzam bir saraydır. Ziyaretim esnasında buna yeni bir kısım ilâve ediliyordu ki, tamam olduğu zaman bütün bina Vaşlngtondakl • Milli sanat galerisi» büyüklüğünde blrşey olacaktı.
Bizi GoCTİngln yaveri karşıladı ve bir bekleme salonuna aldı Bu aat, Amer İkada Kentucky'de yerleşmiş olan ve harb başlayınca enterne edilmiş bulunan bir Almanın kardeşi İdi Bize büyük bir gururla, duvar kenarlarına sıralanmış cam dolaplar içindeki halis altından yapılmış kupaları, tasları, ve diğer parçalan gösterdi. | Bunlar, onun temin ettiğine göre, Al-manyanın her tarafından muhtelif teşekküller tarafından Goerlng'e birer muhabbet ve hayranlık nişanesi olarak gönderilmiş şeylerdi.
Goerlnğ beni derhal kabul etti. Gösterdiği arzu üzerine görüşmemiz esnasında doktor Schmidt ve maslahatgüzar Klrk'den başka kimse bulunmadı.
Göerlng tamamen fotoğraflarında olduğu gibi görünüyordu Kollan ve baldırları şişman, göbeği muazzamdı. Yüzil, kırmızıya boyanmış hissin! veriyordu. Fakat üç saatlik konuşmamız sonunda rengi solduğu İçin, bu kırmızılık fizik bir noksanın eseri olsa gerekti. Üzerinde beyaz bir üniforma vardı. Göğsü madalyalar ve bir çok parlak nişanlarla süslü idi. Boynuna siyah bir kordelâ İle asılı monoklünün altında demir haç görünüyordu. Eller!, kirpi ellerini andırıyordu. Sağ elinin parmağında büyük Elen pırlantası bir yüzük vardı. Sol elinde de en az üç santimetre büyüklüğünde bir elmas yüzük pırıl pırıl yanıyordu.
Hareketi samimi, gösterişsiz ve fevkalâde dostça İdi. Görüştüğüm Alman ricalinin hepsinden daha açık ve daha serbes konuştu. Konuşmamız Almanca cereyan etti. Yalnız doktor Schmidt bazen benim söylediklerimi Almancaya tercüme etmeğe mecbur oluyordu. (Arkası var)
Münir Nureddin Mısır’a gitti
Haber aldığımıza göre değerli ses sanatkârı Münir Nureddin evvelki gün Ankara tarlkUe Mısıra gitmek üecre şehrimizden ayrılmıştır. Münir Nureddin Mısırda İki ay kadar kalacak »e orada muhtelif konserler vereceği gibi radyoda da bir konser verecektir. Kendisine refikası bayan Enle' refakat etmektedir.
Askerî hareketlerdeki birlik, Almanya işgalini pek çabuklaştıracaktır
Her Akşam
TAKSİM
BELEDİYE
GAZİNOSU
Pavyon kısmında
J
Kırım konferansının bütün İhtimamla gizil konuşmalar mu rağmen hiç değilse Avrupa harb sahnesi içir, verdiği askeri kararların artık bir sir olacağını zannetmiyorum. Çünkü yapılacak iş o kadar elle tutulur, gözle görülür hale gelmiştir kİ, bundan sonraki hareketlerin nasıl o'ncağı bugünden bellidir.
Avrupa harb şahnesindeki biricik . gaye, Alman harb kudretin! ortadan , kaldırmak ve Almanyayı İşgal etmek- . tir. tkl taraftan Almanyaya girmiş , olan Müttefik ordularının öncüleri , arasındaki mesafe 150 kilometre ka-dadrdtr. Bu kadar mesafe bugünkü harb yürüyüşüne göre, bir taraftan , yürünürse 10 - 15 gün. İki taraftan , yürünürse nihayet bir haftada alınacak bir genişlik demektir. Şimdiki konferansın ilk ağızda kararlaştırdığı J da bu yürüyüşün hep birden ve İki 1 taraftan yapılmasını sağlamaktı. : Yaltadakl askeri kararlar da hep btı 1 nokta üzerinde olmuş ve bu hareket " birliğinin teminine çalışılmış olduğu- I nu söylemek için kehanet istemez 1
Hakikatte fie Sovyetler bugün Al- 1 mantarın can evi Berllne ancak 50 - ' 60 kilometrelik bir mesafede bulun- 1 maktadırlar Nihayet bütün Şimali ' Almanyayı ellerine geçirmek için bu mesafeyi alnıalan ve Berllni ele ge- . çlrmelerl kâfi İdi. Görünüşe göre b|r . miktar fazla kuvvet sarfederek bu 'şl , yapmakta da pek güçlük çekmezlerdi. , Fakat şurası var kİ garptaki Müttefik j taarruzu tam mftnasile ciddi bir ma- , hlyet almaz ve Almanlar Müttefikle- ; rin burada ayak sürüm ekte olduğu ; zehabına düşerse, o vakit bütün Al- ; manların kendileri İrin bir imha sa- ( vaşı olacağında şüphe etmedikleri Sovyet İlerlemesine karşı durmaları. , garptan ve cenuptan buraya kuvvet , getirip yığmaları ve K’zıîorduya Ber- . lin ve şimali Alamrıynrın işgalini ; hayli pahalıya satmalar kabildi. Sovyetler bakımından Müttefiklerin birlik hareketini sağlamak. Berlin ve şimali Almanya muharebesini daha ucum, malelmeğe ve zaferi kazanmağa yanyacaktır.
Müttefiklere gelince: onlar Sovyetlerle birlik hareket ettikleri takdirde Kızılordunun şarkta tahkimslz bir mı nt ak ada kolaylıkla ilerlemesine karşılık kendilerinin dünyanın en çetin bir İstihkâm şebekesini, sonra da Rhin gibi büyük bir nehri aşmaları gerektiğini biliyorlar. Bu halde İse Müttefik ordular az mesafa alacak, az yer işgal edecek ve tabiatlic Berllne Kızılordudan çok sonra varabileceklerdir. O halde herşevden evvel Müttefik orduları İle Kızılordunun müşterek hareketi, birlik hareketi neticesinde yenilmesi artık muhakkak ve mukadder olan Alman ordusunun elinden alacakları topraklar ne olursa olsun öncülerinin ilerleme temposuna göre değil, fakat üç büyük Müttefikin kendi aralarında verecekleri karar ve üçünün müşterek çalışmasının neticesi olan zaferdeki paylarına göre yer İşgal etmeleri kararlaştırılmasına çalışmışlardır Bu İtibarla da konferanstan sonra Müttefikler arasındaki birlik hareket! tam ve sağlamdır.
İşin karar safhası malûm olduğu gibi tatbikat sahası da taavyün etmiş demektir. Mart ayının başına kadar başlaması muhakkak olan taarruz harekâtı da şöyle İnkişaf edebilir: 1
1 — Yugoslavya ve İtalya cepheleri de dahil olmak üzere hemen bütün cephelerde Müttefik taarruzu başlı-yarak Alman müdafaa kuvveti dağıtılacak veya bulundukları yerlerde tesblt olunacaklardır.
2 —Kızılordunun Berllni kuşatmayı hedef tutan ve halen durur gibi görünen harekâtı önümüzdeki bir 'ki hafta zarfında daha gelişecektir Bilhassa Brcslauln şimalinde başlayıp Berlin! cenuptan çevirmeği hedef tutan ilerlemenin bugünlerde çok gelişmesi kabildir. Zira Berllnln şarkini koruyan kuvvetler arttığı ve burada Kızılordunun İlerlemesi biraz daha teennll! ve hesaplı hale geldik »n
' günlerde mareşal Koniev birlikleri bir hamle ile Sllezyaya ve Çekoslovokya-ya giden yolların bir kavşak noktası plan Ugnltzl ele geçiriverdiler Binalardaki Alman müdafaası o hale geldi kİ bir kesimi pkı sıkı elde tutayım derken öteki daha mühim kesimler kendiliğinden çöaüJUverlyor veya geri çekiliyor Hela nOteaddlt şehirlerin içlerindeki gamiBonlartle beraber muhasara edilmiş bulunmam Alman ordunuza l'üyfflL kayıplara uğratmaktadır. Miltearrız taraf bu garnizonları çotevdfkten sonra onları birer birer, inlediği zaman ve mekânda imhaya İmkân bulurken müdafi taraf bu kuvvetlerinin müşterek hareketin! asla Bağlayamaz. Vakıa bu garnizonların uzun zaman kendilerini miidfaa etmeleri Kızılordudan da mühim kuvvetlerin asıl cephe kesimine gelmesine engel olabiliyor DoİHyıaile harekâtı güçleştiriyor ve geciktiriyor. Fakat müteoma taraf kendi dağınık kuvvetleri arasında birlik imkânını bulduğu halde müdafi taraf bu im-
Yazan:
M. Şevki Yazman
kândan mahrumdur. Netice olarak Denebilir kİ Alman ordusunun kendi şehirlerini müdafaa için parça parça ayrılıp mahsur vaziyete düşmesi her şeyden evvel Kızılordunun işine gelir Çok muhtemeldir ki Berllne karşı da aynı farz hareket başliyacak ve kısa bir zamanda bu şehir çevrilip muhasara altın® alındıktan sonra süratle Elbe nehri kenarına varılacak, yani Baltık denizi sahilindeki bütün Alman topraklarının hinterlandı ele geçirilmiş olacaktır.
3 — Bu esnada Müttefikler Rhin sahiline ulaşmaya çalışacaklardır. Bu bakımdan mnîeşal Montgomery'nin son günlerde giriştiği taarruz çok mühimdir. Daha doğrusu birinci ve dokuzuncu Amerikan ordularlle birlikte Rhln'ln iki tarafından Ruhr havzasına girmek hedefini güden bu harekât tahakkuk ettiği takdirde bu da kolaylıkla Elbe nehri kenarına varacak. Kmlordu İle elele verilmiş olacaktır.
Bundan sonraki harekât nazilerin, mühim S 8 kuvvetleri)* birlikte Ttrol ve Alplar mıntakalannda verecekleıl çete muharebelerine münhasır kalacaktır Bu harekât önümüzdeki yoz mevsiminde tasfiye olunacak İşlerdendir ve Kızüordu İle müştereken Berilne yerleşecek Müttfik kuvvetleri bu İşte kendilerine bir sürü yardımcı bulacaklar, belki İstiklâline kavuşacak AvusturyalIları, Müttefklerle birleşecek Macarlan veya daha küçük devletlerin birliklerini bile kullanacaklardır. Kaldı kİ Avrupanın tanziminde ve Müttefik orduların serbes kalması meselesinde Tirollann geciktirici bir rolü de olamıyacağından Avrupa harbi o zaman fiilen sona ermiş de addedilebilecektir.
Hülâsa: üç büyüklerin şimdiye kadar doğruluğu tahakkuk eden kararlan gibi Almanyanm çöktürülmesi İşinde de son karar verilmiş ve hattâ dendiği gibi bütün cephelerde harekâtı koordine edecek bir başkumandanlık kurulmuş olursa bu işin en geç nişan sonuna kadar bitirilmesinde bir zorluk çekllnılyecektlr.
Mısır film sanayiinin en büyük zaferi
Bincik üstadımız Ses Kraliçemiz
Münir Nureddin SELÇUK SAFİYE AYLÂ'nın
Altın seslerinin süslediği bir şaheserdir.
I Al F orirütminen, benzeri varahlmıyon bu ffbn harikasıntn üçüncü zafer haftasını j/a^yçr,
Seanslar: 12 - 3,16 - 4.30 - 6,30 - 9 da
Beyoğlu
İSTANBUL Gazinosunda “R
Yarın gündüz saat 15,30 da halk sanatkârı İSMAİL DÜMBÜLLÜ tekmil kadrosUe I Okuyucu KÜÇÜK MUALLâ birlikte
AYDINLI BARI EFE Öper»t 3 perde Zengin Varyete. Tel: «574 Pazartesi akşamı Arnavutköy ÇİÇEK’te MSMI-^VDA KURBANLARI BBBIMMB
Mesut bir evlenme
Samsun tüccarlarından merhum Haydar Keskin in ta bayan Emine Kesklr. ile İst. sıhhat müdürü doktor Şuayb Barın'm oğlu Siyasal Bilgiler okulu melunlarından Besnlct Barın’ın nikâh törenleri Beyoğlu evlenme memurluğunda yapılmıştır. Gençlere saadetler dileriz.
HURİYE DEMİR
İle
ORHAN BAYSAL
■ Nikahlandılar,
15/şubat/194!
(HOLiVUDa
DÜNYASININ j
67 inci sayısı çıktı I
■m
111 [ Saat 20.30 da
iLll YAYLA KARTALI
,ııııı„ P Komedi »snunda
1 YUKARI KÖŞK
Saat 11 de çocuk tiyatrosu
* Kadıköy Halkevinden: Bugün saat la dok! caz konser* saat 16 te verilecektir.
ELHAMRA "si NEMASINDA
SONSUZ ELEM
Mabel PAÎOE — John CRAVEN — Dorptfjy MORHÎS Büyük Amerikan edibi WİLLİAMS,ın eserinden alınmış büyük hİMt film, bbhi Matineler saat 12,30 da başlar.
S
Bu Salı Akşamı SÜMER Sinemasında
Amerikan sinemacılığının parlak bir muvaffakiyeti... Heyecanlı ve hareketi! mevzuu İle alkış tufanlarüe karşılanan filim-M i S T E R BiG
Büyük bir milletin tebessümü... 20 yaşlarında olanların musikisi ve melodisi... olan şaheser başlıyor.
Baş rollerde: (MİCKEY ROONEYi rakibi ^^DONAn^O’CO^OR
ve
Güzel, şen ve sevimli
GLORİA JEAN
"^“Kadıköy SÜREYYA Sinemasında^™*
BUGÜN
Amerikanın İki radyo yıldızını dinleyecek... Kaliforniyumu renk cennetinde yaşıyacaksmız-
1 — CEHENNEM DiYARI (Renkli)
VAYN MORİS — KI.ER TREVOR
2 —DALGALAR SENFONİSİ
hlNG KROSBI
MERİ MARTEN
BUGÜN
i P E
SİNEMASINDA
FEDAİLER MANGASI
Baş relerde: ROBERT TAYLOR — LLOYD KOLAN
Bu muazzam harb, vatan, kahramanlık ve vazife filmini nıu-hakkak görmelisiniz.
Oıı beş günden beri bütün İstanbul halkının alkışladığı, hayret ve takdir ile seyrettiği
Pazartesi matinelerden itibaren 2 film:
1. - YER ALTI CASUSLARI
Büyük macera ve heyecan filmi
2 - YEDİ ÇİÇEK Baş rollerde
I KATHRYN CRAYSON — VAN HEFLİN ■
Sinemasında
.............
Sizi iki saat güldürecek, eğlendirecek mükemmel film
Çifte Aşk
Baş rollerde:
MİCKEY ROONEY — LEWÎS STONE — CECÎLtA PARKER
Ayrıca on «on gelen Harp jurnali
TİYATROSU OPERETİ
ao juKM MS SAL) AKŞAMI 20, Sil da Bil YÜK GALA
Yeni büyük operet 3 perde
MODERN KIZLAR
Çeviren: MAHMUT YFSARİ Müzik: SAKELARİDES
Danslar: SEMRA ALSES Orkestra şefi: KARLO KAPOÇELLt
FESTİVAL OYUNI.ARtLE SÜSLÜ mevsimin en neşeli eğlenceli, kahkahalı büyük opereti. Biletler kişCılc satılmaktadır. Tel: 49369.
____F
’ikkaf 17-18 şubat cumartesi pazar matine 15,30, suare 20.30 da.
Y LPA PERETi NiN
SON 2 GÜNÜ
i
Created by free version of 2PDF
Bir mektup dolayısile
Doktorun hatası — Dilemme kelimesi — Mantık tan misaller — Müşkül kelimesi — Yabancı kaynaklardan nakil — On sene evvel hakikat sever-lik bugün menfaat güderlik
Geçen gün Doktorun hatası piyesinin müterciminden pek nazik yazılmıg bir mektup aldım. MevlAyı ve daha iyi dünyayı arayanlar adil makalemde Bernard Shaw'ın The Doctor's Dilemma isimli piyesinin unvanındaki dilemma kelimesinin, hata ola-Tak, hata diye tercüme edildiğini yazmıştım. Mütercim İbrahim H. Hoyi pek nâdir tesadüf edilir bir tevazu ve hakikatseverliMe bu tercümenin yanlış olduğunu kabul ettikten sonra daha iyisini, bazı arkadaşlarına — ki bunların içinde benim klâsikler mütercimlerinden olan yeğenim de varmış — müracaat ettiği halde bulamadığını ve nihayet Şehir tiyatrosunda oynanacak bir piyese halkın merakını çekecek oian «Doktorun hatası» ismini muvafık gördüğünü söylüyor.
Bu dilenime - dilemma sözü, herkes bilir ki meşhur bir mantık tâbiridir. Eskiden buna Kiyas-1 mukassim derlerdi. Hattâ hatırladığıma göre Reşat Nuri Güntegin beyin antoloji kitaplarına da geçmiş hoş bir hikâyesinin adı da Kiyas-i mukassim İdi. O hikâyeyi bulup oku-yaraklar, dllemma'ya dair bütün mantık kitaplarından alacakları malumattan daha kolay we daha açık malûmat edinirler. Hattâ orada müellif dilemme’in halk Türkçesindeki mukabilini de «iki ucu bulaşık değnek , diye bulmuş ve koymuştur. Dilemme’in en meşhur misali mantık kitapla nnda şu hikâye iie anlatılır:
Meşhur Yunan Sofist filozofu Protagoras, Euthalus isminde binle bir mukavele yaparlar; Protagoras ona mahkemelerde müdafaa yani mantığa muvafık güze i sözler söylemek sanatını öğretecek o da dera ücretinin yarısını peşin, yansını da ilk dâvayı kazandıktan sonra verecektir. Ders bittikten sonra Euthalus hiç bir dâva müdafaasını üzerine almaz ve ücretin ikinci yarısını vermez. Halbuki Protagoras o-nun aleyhine bir dâva açar ve der ki, — «Ey akılsız genç, her iki halde de sen parayı vermeğe mahkûm olacaksın; çünkü hâkim seni ya mahkûm edecek ve yahut beraet ettirecek. Mahkûm ederse hükme uyarak parayı vereceksin. Beraet ettirirse İlk dâvayı kazanmış olduğun için bu defa da mukavelemiz mucibince yine parayı vereceksin.» Halbuki talebe der kİ, — Ey benim âkil hocam.'her iki halde de pa-ra'an vermiyeceğim. Çünkü eğer hâkim beni mahkûm ederse kontratımız mucibince yani dâvayı kazanamadığım için bir şey vermiyeceğim, eğer beraet ettirirse o vakit de hüküm mucibince bir şev vermiyeceğim».
Bir de tarihî misal: Roma İmparatoru Severus Hırlstlyanlan arayıp bulmamak ve fakat Hıristiyan diye maruf olanlan cezalandırmak hakkında bir emir vermişti. Bu emrin yanlış olduğunu şöyle bir dilemme ile ispat kabildir. Hıristiyanlar suçlu mu-duriar yoksa suçsuz mu? Eğer suçlu İseler on lan arayıp bulmak lâzımdır. O halde emir yanlış ve haksızdır. Eğer suçsuz iseler onları cezalandırmak haksız olduğu için emir yine yanlıştır.
tşte bir mantık oyunundan başka bir şey olmıyan bu misallerden belki daha güzel ve daha manalı misaller bulmak kabildir.
Şimdi gelelim piyesin ismindeki dilemma kelimesine: Buradaki kelimenin her halde şu yukarıda İzah ettiğimiz mâna ile uzaktan bir alâkası vardır. Çünkü Garp dillerinde bilhassa İngilizcede bu mantıkî termeden alınarak dilemme — dilemma kelimesi güç bir seçim ve yahut şüpheli ve güc bir durum mânasına kullanılır ki Shaw’m piyesinde kasdettiği mâna da budur. Bizim Türkcede buna «müşkül mevki» yahut sadece müşkül derdik, deriz ve diyoruz (1). öyle zannediyorum kİ «Doktorun müşkülü» 'piyesin bütün mânasını ifade eder. Doktorların hatası kadar
(1J Burada müşkül sözü, yazılışından, okunuşundan anlaşılıyor ki, Arapça müşkll ile artık hemen hemen ilgisi kalmamış ve köylülerimize varuı* cıya kadar herkesin diline türlü okuyuşlarla girmiş oturmuştur.
onların uğradıkları müşküller de «seyircilerin merakını gıcıklar.» Bana kalırsa mütercimin mektubunda teklif ettiği «Doktorun karan» ndan daha ziyade hem oyunun esasına, hem müellifin kasdına uygun olur. Mamafih karar, yine mütercimindir. Her halde »Doktorun çatallı çıkmazı» hele «Doktorun 1şLn içinden çıkmaz durumu» diye tercüme, eski tâbirle, şerh ve tefsir yolunda bir tercüme olur ki bir piyes Unvanı için caiz olmasa gerektir.
Şimdi gelelim bu mektuptan öğrendiğim başka bir habere: Shavv'ın hatırımda kaldığına göre uzun uzun felsefi, ahlâki münakaşalardan ibaret olan bu piyesi tam 15981 kişi tarafından seyr edilmiştir. İstanbul için oldukça bir muvaffakiyet. Bu havadis daha iki gün evvel Ankara caddesi kitap piyasasını pek İyi bilen bir arkadaştan duyduğum bir haberi de teyidettl. Haber şudur: Artık telif eser aranmıyor, tercüme aranıyor. Tâbiler onun için ne olûrsa olsun tercüme eser istiyorlar; hattâ kendi eserlerinin üzerine bilmem filân ttalyandan, filân Fransızdan tercüme diye yazıp tabilerin çenesine dayayanlar bile vardır.
Bu yazıyı yazmadan biraz evvel Cumhuriyetin profesörler sa-bifesinde profesör Ziyaedln Fahri Fuıdıkoğlu’nun bir makalesini okuyordum. Müellif bundan on, on beş sene ewei Fransızcadan tercüme edilen bir eserin üstüne «Fransızcadan nakledilmiştir.» diye yazılmış olmasını bir tevazu eseri olarak gösteriyor, ve «çoğumuzun yabanej kaynaklardan istifade ederek ve kendimizi müellif göstererek» eser neşrettiğini ilâve ediyor. Eğer profesör bununla ecnebi dilde yazılmış bir eseri aynen — heyhat, bazen aynen bile değil — tercüme edip üzerine müellif diye İsmini yazanlar var da onları kas-dediyorsa bu hareketin adı teva-zusuzluk değil başka bir sızlık’tir. Yoksa ecnebi veya yeril kaynaklardan asla istifade edilmeden yazılacak (sanat eserleri müstesna) eserleri ancak bir ilmi'keşif veya araştırma veyahut bîr felsefî sistem olabilir. Bugün Watson veya Freud gibi yepyeni bir çığır açmadan psikolojiye dair, yahut Frazer, Malinowoki ve Bruhl gibi yerinde senelerce araştırmalar yapmadan iptidai kavimlerln sosyoloji ve antropolojisi üierlne, hiç bir esere müracaat etmeksizin, kitap yazmak nasıl mümkün olacağını anlayamadım. Bildiğime göre dünyanın her yerinde iki türlü telif vardır: Biri yukarıda söylediğim gibi orijinal buluşlarla yazılmış eserler, diğeri, de en muteber kaynaklardan, birbirine İyi bağlanarak, yapılmış toplamalarla yazılmış eserler. Bu İkincilerde müracaat edilen eserlerin ismi ya sahife altında veyahut bibliyografyada gösterildikten sonra diyecek bir şey kalmaz? Elverirki yazılan şey anlaşılsın ve türlü yerlerden alman fikirler birbirine, dargın gibi, arka çevirmiş olmasın, yani telif edilmiş olsun. Profesör Fındıkoğlu nun iki dişe dokunur pasta, yahut İki başa vurur kokteyl arasında memlekette terkibi, orijinal eserler olmadığından lâf olsun diye şikâyet edenlerden olduğu-nu hatırıma bile getirmedim. Yalnız kendilerine şunu bildireyim kİ lâbller piyasasının verdiği haber eğer doğru ise eaerin (işerine «Fransızcadan nakledilmiştir» «Fransızcadan nakledilmiştir» gibi birşey yazmak bundan on İki,, on üç sene evvel ne kadar tevazu ve hakikatseVerlik İse bugün o kadar menfaat güderlik olmuştur.
Tercümeye bu rağbetin aleyhinde miyim, asla. Fakat sebebini aramak faydasız değildir. Acaba okuyucular bu «m senelerde tercüme bürolar?, tercüme dergileri, tercüme klâsikler ile doğan ateşli tercüme cereyanına mı kapılmışlardır? Yoksa telif adı altında neşrolunan eeerleri kıymetsiz mİ bulmuşlardır?
Bilemem ey Uy ec ek girye midir hande midir?
Büyük boks maçları
Boks sporunun terakkisi için çalışan vs bu sahada büyük başarılar eld* eden Elektrik kulübünün teşeb-büsiyle gelecek hafta cumartesi günü Matalm salonlarında büyük boks maçlar» tertlbedllmlştlr. Galataşa-, ray, Kasımpaşa ve Elektrik kulübüne mensup boksörler arasında yanılacak olan bu müsabakalar mükâfata olacak vo blrlnol çıkanlara birer Eşofman hediye edilecektir.
Şehrimizin en teknik bokaörlerlni btr araya getirecek olan bu mOanba-A. ADNAN - ADlVAR^kalann programı hazırlanmaktedır.
Haftanın notlan
Futbolculara öğütler
İdmansız, değil maç kazanmak, futbol bile oynıyamazsınız
LİG MAÇLARI
Haftanın karşılaşmaları Beşiktaş - Vefa, Galatasaray- Beykoz arasında yapılacak
Yazan: ÂDİL GİRAY
Futbolcular;
L(? tlörıttlnciiiüıjii kailleşen Beykoz takımı
Hafta arası yapılını idmanları kaçırmayınız. İdmansız maç yapmak sıhhatinize bile aykırı düşer.
Takımımza faydalı olamazdınız. Takınmana yardımda buiunanuyaca-ğnıa bUerek, oynamağı kabul etmek sporculuğa uymaz.
Maçlarda sert ve lavullü oyuna kaçan futbolcuların çoğu idmanlara pek seyrek gelenler veya hiç uğramı-y anlardır.
Antrenmanlara karşı gösterilen lfikaytllk ve I&üballllk yüzde yüz an-Usportif bir hareket olur. Bunu unutmayınız.
Usta bir futbolcu olmasını isterseniz daha evvel İyi bir sporcu olmasını öğrenmek mecburiyetindesiniz.
Bir futbolcudan: İnsan vücudu ve bakınu hakkında bir fikir ve bilgiye sahip olmasını İsteyebiliriz.
insan vücudü için dünyada mevcut makinelerin cn mükemmelidir derler.
Mütemadiyen vücutlarını işleten sporcuların da bu makineyi en İyi kullanan ve idare eden insanlar olduğunu söylemekle mübalâğa etmiş sayılmamalımız.
Spor,, sıhhatli, zinde ve kalmak için yapılır.
Vücudü fazla yorarak, neşemizi kaçıran ve sıhhatimizi sarsan her türlü spor mücadelesi faydalı olmaktan çıkar Bunu bilmek ve kontrol etmesini öğrenmek futbolcuların en çok meraklanacakları bir 1$ olmalıdır
kuvvetli
İdmanlara ehemmiyet vermlven futbolcu vücuduna karşı affedilmez bir günah işlemiş olur. Btızı futbolcular idmansız ve hazırlıksız bir buçuk saatlik çetin mücadeleye dayanacağını zannederler
Fakat maç bu gafil futbolcunun yanlış düşünüşünü hiç affetmez. Maçın en hararetli devresinde bacaklar, vücut, kafanın İstek ve emirlerini yerine getiremeylnce «İnlr ve âsap- buhranı başlar.
Bu zavallı futbolcu için yegâne çıkar yol favullû ve tekmd! oyundur. Bu yüzden hakemin ve halkın mütemadi müdahale ve protestolarına hedef olan futbolcu, nihayet ya kendi kendine ve ynhııt da hakem tarafından sahadan çıkarılır.
Bıı ftkıbctln o futbolcu, arkadaşla-rı. kulübü ve taraftarları için 11e kadar bci olduğunu belirtmeğe lüzum var mı?
Seyrettiğimiz bazı maçlarda bu zor duruma düşen futbolcuları görerek no kadar acınırız.
Haftada İki gün birer saat fedakârlıkta bulunarak idmnnlnra devam etmek, futbolcuları her zaman bu acı duruma düşmekten koruyabilir.
Futbol oynamağa karar veren bir gencin İlk düşüncesi ldmnnlara muntazaman devam etmek: olmalıdır. Bunu yapan futbolcu evveli sıhhatini kazanır, sonra takımına fnvdaiı olmayı öğrenir ve en nihayet kulübüne bağlılığını ispat etmiş olur.
Takımlarının kazanmasını Istiycn futbolcular, kulüplerinin şerefini düşünen sporcular için tek yol vardır:
(İdmanlara severek, neşe ile devam etmek).
idmansız değil bir maçı kaşanmak, futbol oynamak bile Inıkftnsısidır. Bunu unutmamalıyız,
Basketbol şampiyonluk maçı
Alt: haftadan beri devam etmekte olan İstanbul basketbol şampiyonasının final müsabakaları yarın saat 14 te Bnİniinft Halkevi salonunda yapılacakta. Müsabakalar birinci kategoride Galatasaray - Beyoğlu, ikinci kategoride Galatasaray - Sftmer-spor takımları arasında olacak ve bu suretle İstanbul basketbol şampiyonları belli olacaktır. Rakiplerini yenerek finale kadar yükselen takımlar bu son müsabaka İçin Azami şekilde hazırlandıklarından karşılaşmaların çok heyecanlı ve sıkı geçeceği muhakkaktır. ____________
İkinci devre lig maçlarının dokuzuncu hafta karşılaşmalarına yarın Fenerbahçe, Şeref, Vefa vc Galatasaray stadlarmda d«wanr edilecektir. Sahaların karin kapalı olmasın yü-. zlındcn İki hatta evvel tehire ugn-ı yan maçlar da gelecek pazar oynanacak ve bu suretle ligler nlbayetlene-cektlr Haftanın programına göre , Fenerbahçe stadında Beyoğlu - Fenerbahçe. Şeref stadında İstanbul-, spor • Hisar, Süleymanlye - Kasım-ı paşa. Galatasaray stadında Beykoz -Galatasaray, Vefa stadında Beşlk-I taş - Vefa takınılan karşılaşacaktır.
Bu senek! ligler çok karışık geçmiş . ve kulüplerin maçlardan evvel ve sonra blrblrne yaptığı İtirazlar yüzünden geçen haftaya kadar ligdeki dereceler meydana çıkmamıştı. Hafta ortasında yeni bölge müdürünün riyasetinde yapılan ajanlardan mft-; rekkep idare heyeti toplantısında büyük bir yekûn tutan bu İtirazlar bir kere daha gözden geçirilmiş ve muhtelif kararlar alınmıştır. Verilen bu : son kararlarla kulüplerin ligdeki dereceleri kat! olarak taayyün etmiştir.
Bu arada başta giden üç büyük kulübümüzün Beşiktaş - Fenerbahçe -O ala t asar ayı takiben Bey kozun dör-dilneüliığü katileşmiş ve Beyoğluspor bcşlııcl kalmıştır Denizcilik {abasında TtirklyenLn İftihar edilecek bit teşekkülü olan Bevkozlular, uzun mil-cadelelı-rden sonra bu sene de futbol sahasında dördüncülüğe ulaşarak parlak gfcen spor tarihlerine kıymetli bir muvaffakiyet daha İlâve etmişler ve büyük himmetlerle, yardımlarla yaşayan Üç büyük kulübümüzün arasına katılmakla miispel faaliyetlerinin mükâfatım görmüşlerdir. Kendi köşelerinde mütevazı bir şekilde çalışan sarı şlyahlıları ve enerjik reisleri Enver Alafırat'ı bu başarılarından dolayı tebrik etmek bir Vazifedir.
İşin en mtraklı tarafı sonunculuk olduğundan burada da Hisar He Kasımpaşa müsavi pusanlarla çekişmektedirler. Hâlen Hisar averaj bakımından Kasımpaşanın üstünde İse de bu iki kulübün kati vaziyet! ar.-cak son iki hafta maçlarında alacakları neticelere bağlı bulunmaktadır.
Fenerbahçe - Beyoğlu
Fenerbahçe stadında saat 15 te yapılacak olan bu karşılaşma Fe-nerbançeden fazla Beyofclusporu İlgilendirmekledir. son İki karşılaşmasını Fener ve Beşiktnşla yapacak olan Beyoğlu bu maçları kazandığı takdirde Beykozun üstüne geçeceğinden tabiatue bu maçlara âzami ehemmiyeti verecek vc kazanmağa çalışacaktır. Fakat gerek saha avantajı ve gerekse de tnkımlar arasındaki kuvvet farkı maçı Fener lehine göstermektedir.
î. Spor - Hisar
şeref stadında saat 13 te yapılacak olan bu karşılaşma Hlsarm ao-nunculuktan kurtulmak İçin sarfede-ceğl gayret yüzünden çok çetin geçecektir. Bu sene gerek tstanbulspoı va gerekse Hisar çok talihsiz maçlar yapmışlardır. Bilhassa îstanbulspör iyi futbol oynadığı halde beklenen dereceyi tutamamıştır. Bu maçta sarı siyahhları Hisara nazaran tecrübeli eleman bakımından daha avantajlı bulmaklayız.
Süleymaniye -Kasımpaşa Aynı statta saat 15 te yapılacak olan bu maçın da İstonbulspor - Hisar karşılaşmasından farkı yoktur. Kasımpaşa da son unculuktan kurtulmak gayesiyle bütün enerjisini ileri süreceğinden maç çetin geçecektir. Kuvvetler arasında pek bârla bir Oatünlük görülmediğinden ancak fırsatları İyi kullanan taraf maçi kâ-sanabilecektlr,
Galatasaray - Beykoz
Galatasaray stadında saat 16 te yapılacak olan bu karşılaşma bir nevi ’ revenş mahiyetindedir, tik devre maçlarında Beykozun G ula t asar ayı . yenmiş bulunması bu karşılaşmanın •hemmlyetini arttırmaktadır. Fakat o sam an ki Galatasaray takımı İle ' jjngünkü Oalatasaıay takımı arman-1
d» büyük bir değişiklik bulunduğundan Beykozluların aynı başarıyı göstereceklerini beklemek doğru değildir. Fakat her ne de olsa dördüncülüğü yarantı etmiş olaıı Beykozluıa-rın Galatasaray karşısında gene muvaffakiyetli bir maç çıkaracaklarını tahmin çimekteyiz. Karçılaşma bu yüzden çetin ve hartanın akı maçlarından birisi olacaktır. Maçın neticesi saha avantajına malik olan Gala-tasar’ayın lehine görünmektedir.
Beşiktaş - Vefa
Vefa ştasında saat 15 te Beşiktaş -Vefa takımları karşılaşacaktır, şampiyon siyah beyazlılaran eski ismiyle Karagümrük yeni İsmiyle Vefa stadında maç yapması bu civar halkı İçin bulunmaz bir fırsattır. Gittikçe olgunlaşan Beşiktaşlılar bu mevsim cidden güzel ve zevkle seyredilir maçlar çıkarmakta olduğundan saha avantajına rağmen Vefayı kazanmaları beklenir. Yeşil beyazlılann da stadı aldıktan sonra büyük bir İnkişaf geçirdikleri muhakkaktır. Bu bakımdan kuvvetli Beşlktaşın karşısında ezilmeden temiz bir maç çıkaracakları ve karşılaşmanın da bu yüzden haftanın güzel oyunlarından birisi olacağı şüphesizdir.
ŞAZİ Tezcan
I'
Haftanın programı
FENERBAHÇE STADINDA:
Saat 13 Taşkızak - Anadolu: Nayır. CeylAn, Elmen: 15 Fenerbahçe - Beyoğlu; Akın. Kayral. Elmen.
ŞEREF STADINDA:
Saat 11 Sarıyer - Elektrik: Kılıç, Bidem. Ozgan; 13 İst. Spor -A. Hisar: Savman, Bidem, Ozgan; 15 Süleymanlye - Kasımpaşa: Tercan, Kılıç. Pural.
GALATASARAY STADINDA:
Saat 13 Beykoz - Galatasaray B): Akduman. Şarman. 15 Galatasaray - Beykoz: şarınan, İlgaz.
VEFA STADINDA:
Saat 11 Rami - Demlrspor: Garajı, Sırrı I, Güven türk; 15 Vefa -Beşiktaş B): Erge. sual. Güvcn-Türk; 15 Beşiktaş - Vefa; Dıırruj-soy, TJluöz, Gezen.
İlgaz; Akal,
.1
İkinci küme terfi maçları başlıyor
Kulüplerin birbirine yaptığı İtirazlar yüzünden uzun müddetten beri oynanamıynn ikinci küme terfi maçlarına yarın üç stadda birden başlanacaktır. Hafta ortasında yapılan idare heyeti toplantısında kıiibpIîrLn itirazları tclkik edilmiş ve yeniden kararlar alınarak İstanbul grupun-da Rami, Beyoğlu grııpııncla Elektrik, Haliç grupunda T.ışkizak. Kadıköy grupunda Anadolu, Boğaziçi grupunda Sarıyer, Bakırköy gru-punrla Demir sporun birinci İlkleri tas-tik edilmiştir. Grup birincilikleri arasında yarından itibaren başlıyacak olan ve İki devre lig usulünde yapılacak olan maçlar neticesinde ikinci küme şampiyonu belli olacaktır. Programa göre yarın Fenerbahçe stadında anal 13 te Tnşkızak - Anadolu. şeref stadında saat 11 de Elektrik - Bariyer, Vefa stadmda saat
Ll iik - unjııvı, verin C.UUUJUII !1>UI- rjuvvou.uu )
11 de Demlrspor-R&ml kuüplcrl kar- da tartı 11 den 12 ye kadar devanı şilaşacaktir. I edecektir.
LOUİS BROMFİELD
MAZİDEKİ AŞK
(The Man Who Had Everythlng)
Memleketimizde HİNT RÜYASI vo GECE KULÜBÜ adile gösterilen fllimlerln alındıkları «RaJina Camc ve elt Ali Came True> adlı romanlarlle tanınan, bugünkü Amerikan edebiyatının en meşhur romancısı LOUİS BrW-fleld'in bu romanında bütün büyük Klâsik eserlere hâkim olan İki unsur vardır: Bizzat yaşanıp hissedilen bir hayat ve insan ruhunun cemiyet İçindeki ıstırapları. Bromfleld, Tolstoy ayarında bir İfade kudretine sahip olduğunu bu cscrlla İspat etmiştir. Çeviren: Vahdet Gültekln. Flatı: 100 krş Çıkaran: TÜRKİYE YAYINEVİ. İstanbul
Tifüse karşı devam enen savaşımızı niçin içtimai hastalık olan “Lükse,, de teşmil etmiyoruz?
Yazan: Avukat Reşat Kuyı.t
Tifüs mikropları, vücudun dayanma kudretini kırarak ölüm tehlikesini yaratırlar, ölümden korunmamız tifüs mikroplarını yenmemize bağlıdır.
Bir toplulukta, lükse düşkün ulan türedilerin çoğalması, en az tifüs mikrobu kadar zararlıdır. Mücadele edilmezse, cemiyet hayatında tüm İri güç delikler açar. Zaruri ihtiyaçlarımızdan olmıyan şeyleri, pahasının çok üstünde satın alarak, bütün, bunlardan zevk almak alışkanliKinın ruhta kökleşmiş «lüks* hastalığım meydana getirmektedir İnsanca yaşamasını sağlayacak olan İhtiyaçlarının temini İle, saadetini idrak eden ailelere bu hastalığın girmesi, en kısa zamanda, bu mesut vuvaları mânevi bakımdan çökertmektedir
Geliri çocuklarının isteklerine yeter bir babanın, günün bibinde, muhtelif tesadüflerle servetini arttırması, onun önüne iki yol açmaktadır 8i-' rirıcl yoldan yürürse şu esnaları devam ettirecektir: İhtirasların» meşru sınırların ötesine göiürmiyecek. çocuklarının normal istekleri üstünde marazı ve taamiilc aykırı taleplerimi önllyecek, yoksullara olan yardımı servetinin artma? nispetinde çoğalacak; servet sahibi olmadan önce, karakterinde yerleşen dürüldük ve fazilet tohumlarını asla bozmıyacaktır
Gene eskisi gibi sözüne, dostluklarına güvenilecek ve servet sahibi olmadan önce işinde, maddi ve mânevi çalışmak yolunda sarfettlğj emeği, hiç değlşmlyerek devam ettaecekUr. Bütün bu söylediklerimize miispet bakımdan düşüncelerinizi, ekllyeM-II rainiz.
ikinci yol lüks hayattır. Bu aile reisine bir kere meşum ve korkunç lüks hastalığı girerse, onun maddi ve mânevi hayatındaki değişiklikleri şu yolda sıralamak mümk'indür: E«kl ahbapların! küçük gördbek. herhangi bir yerde taslarsa yol değiştirecektir.. Eski muhltlrtdtn. hâtıralarından nefret edecek. Kazandığı hemen hemen bütün değerleri inkâr edecektir
Eskiden yaşadığı hayat küçük görüldüğünden yeni hayalın yani lıins hayatın İcabet t Irdlfel İnsani Ihtlvae-ların haricinde sun'i ölarnk yaratılan mânâsız şeylere servetini harcıvacalı-tır. Önceleri, isinin başında kol kuvveti, ruh kudret İle müşkülleri yenen başaran adam simdi lüzumundun fazla rahat ve parazit hayatın verdiği gevseklik ile etrafındakilere verdiği deÛer yok olduğundan başkalarının elemine ehemmiyet bile vermiye-çektir.
Yoksulların ıstırabına karşı vicdani nasırlanacak, para ihtaasınıUn başka hiç blrşey onun melek ete rinde yer almadığından eskiden tıkara babası olan bu adam yardın* İstivan masum yavrulara hiddetle bakıp :;î-çecekıtir.
Tabii hayatın dışında marazi ihtiyaçları tatminden, yani lüks hayali devam ettirmekten bcuÇka bir şey dü-şünmlyeceği cihetle, vatanperverlik, millet muhabbeti gibi insanlığın en yüksek duygularında sarsıntılar ve çökmeler başgöştereeekîir.
Bütün bu söylediklerime ek olarak birçok kötülükler bulabilirsiniz. Millet hayatında çok menfi bir durum yaratan lüks İle mücadele etmek lâzımdır.
Belediye - Vakıflar ihtilâfı halledildi
Vakıflar idaresi ile Belediye arasındaki İhtilâf haHedlhnlştir. Her iki müessesenln birbirinden EtedUti haklar karşılaştırılmak ve takas yapılmak suretlte bir anlaşmaya varılmıştır.
Kır koşusu
Atletizm ajanlığı tarafından hazırlanan tunum müdürlük Itır koşusu yarın sabah saat 10 da şişli İle Hür-rlyetlvbedJye arasında yapılacaktır. Kızlar 2000, erkekler (000 ve 7000 metre üzerinde koşacaklardır.
Güreş takım müsabakaları
Oürft} ajanlığının tertlbcttlğl kulüpler arası takım müsabakası yarın saat 14 te Güreş kulübünün Fatih şubesinde yapılacaktır, Müsabakalar-
Fahlfe 8
A A M
l'V ^ııbat '1948
Talih şampiyonu!)
Herkes, hayatında tanıdığı en büyük talihliyi anlatıyordu. Bütün «Talih şampiyonları» nın maceraları sayılıp dökülüyordu. Sıra Madde gelince güldnıslyerek arkadaşlarının yüz-. lerlne baktı ve şunları anlatmağa başladı:
— sizden maceralarını dinlediğim talihlilerden hiç birinin hayatında büyük bir fevkalâdelik görmedim. Benlin Anlatacağım talihlinin hayatı, bunların yanında hakiki bir roman olıır. Onunla daha mektep aralarında tanıştım. O zamandan kendisine «Talihli Fikret» derlerdi. Hakikaten bu çocuk, gayet küçük yaşından İtibaren talih perisini kendisine adamakıllı esir etmişti.
Meselâ bir kimya hocamız vardı id imtihanlarda bizi sapır sapır döker önüne geleni döndürür, ne iltimas tanır, ne hatırdan, ne gönülden ne şaşırmadan anlardı. İnsana yalnız bir tek sual sorardı. Bilmediniz ml?.. Sıfır. Halbuki o zaman bizim okuduğumuz kimya üç citd tutacak kalınlıkta idi. Hepimiz geceli gündüzlü güldür güldür çalışır dururduk.
uTnllhll Fikret» e gelince o gözlerini kapar:
— Bakalım talihime neresi çıkacak?.. diyerek kitabın sahlfelerlne gelişi güzel parmağını atardı. Han-İd bahis, hangi («ahift, hangi mesele ‘çıkarsa yalnız oha çalışır ve bize:
— İmtihanda bana burasını soracaklar,., Aksini İddia eden var mı?.. diye sorardı. Kim aksin! ldda edecek ki? Herkes onda ki talihi bilmiyor mu klî. Yalnız mektebe yeni giren bazı toy tulfbeler bunun imkânsız blrşey olduğunu zannederek bahse tutuşurlardı. Ve tabii hemen kaybederlerdi. Zira talihli Fikret imtihana girer girmez hemen kendisine üç clld arasından çalıştığı, ezberlediği o yarım sahifelik bahsi sorarlardı.
Tabii hemen bülbül kesilir, hepimizden daha tombul, daha bllgLsls olduğu halde bildiği tek bahis ile 10 numarayı alır, üstelik mümeyyizler, hocalar da kendisine teşekkür ederlerdi.
İşte bizim Fikret daha o zamandan ' böyle bir talihe sahipti. KendisLnto talihine de bu derecede emniyeti büyüktü.
Sanki talih perisi İle arasında ga-yeı esrarengiz bir anlaşma yardı. Gizil bir dostluk ve yardım muahedesi İmzalamış gibi idiler.
Mektep sıralarında iken başlıyan bu hal onu bütün hayatında takibet-ti. Muvaffak olmak için hiç bir şeyi yoktu. Hattâ hayatta tek adun atmamak için her türlü kusuru vardı. Fakat talihi, o emsalsiz talihi bütün bunları şaşılacak bir surette telâfi ediyordu.
Bir aralık nişanlandı. Beş parası yoktu. Fakat talihine güveniyordu. İşle bu sıralarda hiç ümldetmediğimiz bir şey oldu. Bir gün Fikret gayet ağır hastalandı.
Doktorlar geldiler. Ümidi kestiler. Nişanlısının hayatında Fikret'ten başka kimsesi yoktu. Hakikaten Fikret ölürse bu, genç kadının hail pek berbat olacaktı. Beraber yaşıyorlardı.
Günler ilerledikçe Fikret’in sağlık durumu bozuluyordu. Artık pek az ömrü kalmıştı.
Bir gün bizim hepimizi yatağının başına topladı. Nişanlın da orada idi.
Yastıkların arasından bize hiç ümldetmedlğlmlz şu sözleri söyledi:
— Çocuklar... Ben artıg bu dünyada misafirim... Aranızdan ayrılmak üzereyim... Arkamda bir genç kadın bırakıyorum, öyle bir genç kadın kİ oeş parası yoktur. Kimsesi yoktur. Ev! yoktur, barkı yoktur. Halbuki ben de kendi hesabıma hiç bir şeye sahip değilim...
Sustu. Nişanlısı ona bir bardak sü tçlrdl. Fikret sözlerine şöyle devam elti:
— Param yok amma hâlâ talihime güveniyorum. Ve ona o kadar emni-
yetim var İd şimdi miras olarak nişanlıma bir piyango bileti bırakmağım. Evet bir tek piyango bileti,.. Belki ben çekildiği gün ölmüş bulunacağım. Lâkin eminim kİ talihim bana son bir yardımda bulunacak v« en büyük ikramiye nişanlıma bıraktığım blleto düşecektir, İşte sİ m son llralartmj veriyorum. Gidiniz, bununla bir bilet alıp bana getiriniz...
çocuk, hakikaten ölmek üzere İdi. Sözleri bir bakımdan vasiyet da sayılırdı. koştuk, bir piyango bileti aldık, getirdik. Fikret, bunu yataktan nişanlısına uzatarak şunları söyledi:
— Al yavrum,.. Saııa verdiğim şey bir bilet değil, beş gün sonra eline geçmek üzere büyük bir servettir... İşte sana en büyük ikramiyeI..
Arkadaşlarımızdan biri pek patavatsızdır. Bu acıklı sahne esnasında no dese beğenirsiniz:
— Fikret... Sen bu dünyadan gidersen artık bu biletin talihi kalır mı?.. Bilet nişanlının olduğu için onun talihine tâbidir sanırım...
Hasta gülümsedi, cevap verdi:
— Siz hiç merak etmeyiniz. Değil ml ki bu bilete benim elim defîdi-Mesele kalmadı. Benim talihim ona yetişecektir. Şimdiden seni milyoner bir sevgili gibi selâmlarım güzel nişanlını!..
Nişanlısı bilet elinde gülümsedi w
Maclt hikâyenin burasına gelince sustıı. Bir sigara yaktı. Herkes talihli Fikret’in hikâyesinin son tarafını merak ediyordu. Biri sordu:
— Nihayet bilete büytik İkramiye düştü mü?..
Macit güldü ve hikâyesine devam etti:
— Evet. En büyük ikramiye bu bilete d üştü I..
____O halde nişanlı hanım yaşadı desenize...
— Yooo... Nişanlı piyango çekilmeden bir gün evvel olomobLl altında kaldı. Ölüp gitti. Belki bu Fikret’in hayatında tek talihsizliği idi. Buna mukabil o ölüm döşeklerindeki dostumuz lyl oldu. Sapasağlam ayağa kalktı. Nişanlısının kimsesi olmadığı için bilet de yine kendine kalmıştı. Şimdi çıtır çıtır paraları yemekle meşguldür.
(Bir yıldız»
Bulmaca
Boldan sağa ve yukarıdan aşağı:
1 — Uray.
2 — İmdat.
3 — Nihayetsiz.
4 — Arzu - Bir sebze
5 — Terst lezzettir - Karıştır) lmış.
8 — Tosun annelerinin barınağı.
1 — Tahtadan pabuç - Riyanın başı.
8 — Büyükler - Mükemmel.
9 — Anar.
10 — Tersi bir nevi şekerdir - ödilnç »verme.
GEÇEN BUT,MAÇAMIZIN HALLİ
Soldan sağa ve yukarıdan aşağı:
1 — Sftfrakeses, 2 — Akran. Maya, 3 — Frigorifik. 4 _ Rag. Ferlhu, 5 — Anofel, Ntıy. 0 — Relenana, 1 — Emir, Naz, 8 — Saflnaz, Ka, 9 — Eylhan. Kok. 10 — Sakayabak.
Napoli limanı 10 günde tamir edildi
Napolide, şimdi, günde sulh zamanında-kinden beş misli fazla eşya boşaltılıyor
1943 senesinde Müttefiklerin eline harabe halinde geçeıı Napolj limanından bir görünüş
Korkunç bir harabe haline dönmüş olan Napoli limanı. Müttefik kuvvetler tarafından düşman işgalinden Kurtarıldığının 10 uncu günü, harb-den evelkl nurmal şekline getirilerek seyrüsefere açılmıştır.
Harbden evvel her sene 21.000.000 tonilâto haelmine baliğ 20.000 geminin yanaşıp kalkmasına ve 1.000.000 yolcunun inip binmesine hizmet eden Italyanııı 2 nel büyük Umanı olan Napoli şehri Müttefiklerin eline geçtiği vakit ricat eden Almanlar tarafından tahrlbedlRrek kullanılmaz bir hale getirilmişti. 1 ekim 1943 tarihinde Napoli'ye ilk ayak basan Müttefik kuvvetleri, tarifi İmkânsız* bir harabe manzarası ile karşılaşmışlardı. Liman civarında bulunan sokaklardaki tekmil binalar yakılmış, liman tesisatına ait vinçler, dubalar, şamandıralar, iskeleler, rıhtım ve yollar kâmllen tahribedllmiş bir vaziyeti? İdi. Limanda tek bir İskele kalmamıştı Düşman tarafından sistematik bir tarzda batırılan irili ufaklı gemiler de limanı tıkayarak kullanılmaz bir hale sokmuştu.
Feci bir manzara arzetfen Napoli Umanına tek bir geminin bile girmesine İmkân olmadığını gören Müttefikler. askeri kıymeti haiz bu mühim limanın ne pahasına olursa olsun, bir an evvel tamir edilip kabili istimal bir hale getirilmesine karar vererek derhal faaliyete girişmişlerdir.
Amerikan ordu ve bahriyesine bağlı birliklerden, limanın tamiri için ayrılan İş guruplarına İtalyan dalgıçları da yardim ederek Umanı felce uğratan, evvelâ küçük çaptaki batmış gemilerin rahneleri kapatılarak yüzdürülmüş veya seyyar duba ve vinçler vasıtaslyle suyun sathına çıkarılarak Uman haricine nakledilmiştir.
Limanın tamamen temizlenip seyrüsefere açılması İçin büyük gemilerin de birçokları muhtelif usullerle yüzüdiirülmüş ve yol ortasından kaldırılmıştır
Sahile baştankara etmiş veya rıhtıma yanaşık vaziyette iken batan gemilerden müteaddit usuller vasıta-slyie istifade temin edilmiştir. Meselâ. limanın esas rıhtımına bağlı İken batan ve kuma oturan muazzam trar.satlântlklerden birinin, her İki yanındaki kalın saçlar, oksijen lâm-basly’c eritilip İki geniş delik açılmış ve arasından portatif bir köprü geçirilerek, tanklar taşıt vasıtaları asker ve her türlü malzeme, karaya bu suretle çıkarılmıştır. Rıhtım kena-
rında yana devrilmiş yarı batmış diğer bir geminin kuma oturan alt kıs-Imı, muhtelif enkazla doldurularak I (testenlekmiş ve karnı üzerinde çelikten bir iskele İnşa edilmiştir. Sahile baştankara edip yana devrilmiş diğer büyük gemilerin üzerlerinden çelikten mamul portatif köprüler geçirilerek, mnlzeme ve taşıt vasıtaları sahile bıı suretle de 'çıkarılmıştır. Bbylcce büyük gayretler sarfedllefek limanı faaliyete geçirmek için her türlü çareye baş vurulmuştur
H-ırbden evvel, normal zamanlarda Napoli Umanı vasıtaslyle gemilerden günde 6.000 ton hamule ihraç edilmekte İdi. 10 ekim 1943 tarihinde yani Müttefik kuvvetlerin ayak bastığı tarihten tam 10 gün sonra aynı miktar yük tahliye edilmeğe başlamıştır. Şehrin kurtarıldığından 3 ay sonra bu rakam İki misline İblâğ edilerek gemilerden günde 12.000 ton eşya karaya çıkarılmağa başlamıştır. Bugün ise sulh samanında tahliye edilen eşyanın 5 misil, yani günde 30.000 ton eşya karaya çıkarılmaktadır
Kalyanın kurtarılan mıntakaiarm-da bulunan Müttefik kuvvelerinin silâh, mühimmat, yiyecek ve sair İhtiyaçlarının karşılanması kâmllen Napoli tarikiyle yapılmaktadır. Ta-mamlyle tahrlbedllmiş bu muazzam Umanın, bu kadar seri bir tarzda eskisinden daha faal bir duruma getirilmesi Birleşik Milletler, askeri hükümetinin îtalyada gösterdiği başarıların en bftriz bir misalidir
RADYO
ANKARA RADYOSU
Bugünkü program
18.00 Radyo çocuk kulübü, 18,45 Radyo dans orkestrast, 19.00 Haberler, 1920 Geçmişte bugün. 19.25 Radyo rtans orkestrası, 19.50 Konuşma, 20.00 Oyını havaları, 20.15 Radyo Gazetesi, 20.45 Şarkılar. 21.00 Keman soloları 21.15 Operet şarkıları (pl.i, 21,Î0 Radyo salon orkestrası, 22.15 Müzik (pl.l, 22.45 Haberler.
Yarın sabahki program
7.30 Müzik İP1.1: 7.4(> Haberler: 7.55 Müzik (Pl.): 9 Dinleyici istekleri;
9.30 Saz eserleri; -9.45 Halk türküleri. Söyljyen; Rııhl Su; 10 İzahlı müzik; 11 Çeşitli sololar ıPl.); 11,30 Halkevleri saati; E1,45 Salon orkestrası; 12,20 Yııarttan Sesle; 12,45 Haberler; 13 Radyo salon orkestrası.
KUTUP KIZI
AŞK VE MACERE ROMANI
Yazan: Stanley Shaw Çeviren: (Vâ - Nû)
V Tefrüsa No. 1 „ ■ — JF
I
GİZLİ MEMUR
O gün öğleden sonra, Jenssn İhtimal onuncu defa olarak cebinden kâğıdı çıkardı ve okudu:
■ Size verilen tftllmata uyarak derhal Küçük Babos noktasına gidiniz. Kuzeyden (şimalden) gelecek birini orada bekleyiniz. Kendinizi tanıtmak üzere bu kâğıdı kendisine gösteriniz.»
Bundan ibaretti. Kısa v« net... Mektup kime yazılmışsa, onun tarafından da anlaşılması her halde pek kolay. Halbuki, Jensen, önünde yazısı» bir kâğıt, varmış gfbl, bu mektuptan bir şey anlayamıyor.
Emir muhakkak kİ pek ehemmiyetli İdi; zira onu kalın bir parşömen özeme, ressam ve hattatların kullandığı neviden siyah vö kesif bir mürekkeple yazmışlardı. Jcnsen, vesikayı ıslatmak tecrübesinde bulundu; sonra ateşe tuttu. Lâkin her ne yaptıysa, ibare, bozulmaksızın, okunaklı kaldı.
Genç adam, bunun üzerine, mektu-Jw., pencereye dayalı çam tahtasından
masaya fırlattı. Nehrin Öte sahilini düşünceli düşünceli seyre daldı.
Ungava ırmağının ötesinde, buzlu diyarın ıssız kar stepleri alabildiğine ılganıyordu. Acaba esrarlı haberoi oradan mı gelecek? Acaba bey a* ırktan biri ml. voksa Eskimo mu? Kırının derili ml? Kim? Düşman mı. Dost mu? Hem acaba getireceği haber, yapacağı iş ne çeşit? Bu sonuncu sual, en ehemmiyetliyiydi. Jensen, bütün öbür müşküllerin hakkından gelmek kuvvetini kendinde buluyordu. Bir (ş), halletmek icabedincc, sıcağı sioağına başarmak, huyuydu Böyle şeyleri, bir nevi eğlence bile sayardı. Fakat ya, o gelecek haberci, Jenson'ln uzun zamandan beri merhale merhale tekibettiği ve İri peşinde bu kutup memleketlerine kadar geldiği büyük dâvanın halledilmiş şeklini getirirse? Bunu düşünürken, yüreği burkuluyordu.
Ne müthiş seyahati Bazı cihetlerden de mucizeli gibi. Tıklhcdllen iz. önceleri, kolaylıkla seçilebilir tarzda
İdi. Yağan karla, buzlu sislere rağmen, yolu üzerinde durak noktalarını bulmak İçin hiç de güçlük çekmemişti. İnsanların buralardan geçtiğine dair alâmetler bulmuştu Her halde bu yolu kullananlar vardı. Zira Lucan gölü İle Ungava körfezi arasındaki bu (İç yüz millik sahada yer. yer gıda depolarına taslanıyordu. Şayet bunlar olmasaydı, kızaksız ve kö peksiz tek bir adam, böyle bir iklim de, böyle araziyi geçemezdi
Nihayet vardığı küçük Babos kulübesi, geni? bir binaydı, İçinde bol bol erzak bulunuyordu. Burası, geniş manzaralara hâkimdi, şüphesiz ki, bu nokta, zavallı bir İki «'mal avcısının sığınağı değildi.
Jensen'ln bu şimal izi üzerinde hiç kimseye Taslamamasını nasıl izah etmeli? «Hiç kimse» demek mübalâğa olur. Bazı kırmızı derililere yahut melez avcılara roalamıştı ama, bunlar kendisini görür görmez, daha uzaktan, tavşan gibi sıvamışlardı, Başlarını bile çevirmemişler, delikanlının haykırıp çağırmalarına ehemmiyet vermemişlerdi. Bunlardan bazıları, yol üzerindeki kulübelerden blrlna yerleşmiş oldukları için, ondan derhal kaçamamışlardı. Fakat geceleyin Jensen uyur uyumaz, ötelerini berilerini alarak derhal sırra kadem basmışlardı.
Bütün bu haller garipti; görülme-
miş. alışılmamış vaziyetlerdi. Genç ve tecrübesiz olmasına >, ağınen, Jensen. kuzey diyarlarındaki âdetleri, usulleri bilirdi. Hem kullanılan, hem de bo? olan bu izin tezatlı manzarasına şaşıyordu. Başka İsim bulamadığı İçin, buraya «esrarlı yol» demişti, şüphesiz yanılmış olabilirdi. Mesleğinde henüz acemiydi- üniversite tahsili sırasında diplomatlığı seçeceğini ummuştu. Lâkin vücut hareketlerine İstidadı; macera ve tehlikeyi sevişi «gizli polis» hizmetlerini seçmesine sebebolmuştu. Amerika Birleşik cumhuriyetleri İçinde nizamı ve ftsaylşl sağlıyan bu geniş teşkilâta o da girmişti. Hükümet şeflerini korumak. mücrimlerin yuvalarını bozmak, kalpazanlarla ve her türlü haydutlarla uğraşmak, bu teşkilâtın vaziffi-slydl.
Glall polisin genel direktörü Hll-kle'nln oğlu İle dost olduğu İçin, Jensen derhal emniyetli İşlere alınmıştı. Evvelâ, devlet reisini koruyanlar arasına katılmıştı. Şonra da, bütün Amerikan İlgilendiren B. M. 432 işiyle uğraşmak üaere ayrılanlardan biri olmuştu.
şimdi Jensen. kuzeyin buharlı göklerini kulübenin penceresinden seyrediyor; doğu tarafından yer yer dumanlar yükseldiğini, sırtların çıplaklaşarak kayalar haline geldiğini görüyordu. Fırtına başlamıştı. Acaba
Binlerce Avrupalı fen ve ilim adamları
Birleşik Amerikanın harb ve ilim gayret, lerinde büyük hizmetler yapıyorlar
1038 senesinden beri, Birleşik Amerikanın nüfusuna takriben 20.000 AvrupalI fen adamı katılmıştır. Bun-lordan birçoğu, sahte raayal teorilerine kendilerini uyduramadıkları ve yahut da liberal oldukları için, anavatanlarını terke tmlşler di r.
Erkek ve kadınlardan müteşekkil olan bu âlimler, Amerlkada Çok iyi bir kabul görmüşlerdir.
Büyük bir sükût İçinde lâboratu-varlarda çalışan ilim adamları, en faal harb cephelerinden uzakta sayılamazlar. Bunlar, herhangi bir savaş teçhizatı hazırlıyan teknisyenlerden farksızdırlar.
Vaktiyle bulduğu bir nazariye İle Berlin'i şereflendiren dünyaca meşhur Albert Elnsteln, şimdi Birleşik Amerika'da çalışıp yaşamaktadır. Fakat, Birleşik Amerlkada Nobel mükâfatını kazanan daha birçok fen adamları vardır Elektronla atom arasındaki mücadeleyi idare eden bir kamın bulduğu için. 1925 senesinde Nobel mükâfatını kazanan James Franclc, Gottlnger üniversitesine bağlı ol a o fizik enstitüsünün direktörü idi. Halen şikago ünlverslteslinde profesörlük yapan James Franck, fo-tosintesls işiyle uğraşan bir âlim gru-punu idare etmektedir. Birçok Avusturya üniversitelerinde profesörlük yapan ve kosmik radyasyon usulünü bulduğu için, 1936 Nobel mükâfatını kazanan Vlctor Francls Hess. 1938
senesinde New - Yorktakl Fordham üniversitesine intlsabetmlş ve 1940 senesinden beri Vaşlngtonda bulunan Carnegle enstitüsünün araştırma lş-lerlle meşgul olmaktadır. 1938 s?ne-sine kadar Graz Üniversitesinde farmakoloji profesörlüğü yapan ve 1939 senesinde Nobel mükâfatını kazanan Otto Lowl, halen New-York tıp fakültesinde farmakoloji araştırma profesörlüğü yapmaktadır. Yaptığı esaslı araştırmalar neticesinde, adale intizamsızlığını gidermek hususunda bir tedavi usulü bulduğu İçin 1922 senesinde Nobel mükâfatını kazanan Otto Meyerhof, Heidelberg üniversitesinden ayrılarak, Flladelflva şehrindeki Pennsylvanla üniversitesine intlsabetmlştlr. Doğum Itlbarile HollandalI olan Peter Debye, 1938 senesinde Şerlindeki Kalser Wllhelm fizik enstitüsünün başkanlığım yapıyordu. Profesör Peter Debye şimdi. New-Yorkta bulunan Cornell üniversitesinin kimya fakültesini idare etmektedir. ,
Gizli projeler üzerinde çalışanlar pek çoktur
Harb bitinceye kadar bu fen adamlarının ve kendllerile işbirliği yapanların müttefik lâboratuvarlarmda gördükleri işlerin tafsilâtı açığa vurulmayacaktır. Fakat, geıek bunların ve gerekse diğer genç ilim adamlarının faaliyetleri haıb lşlerlle pek yakından ilgili olduğu muhakkaktır
Vaktiyle. Vlyanada organik kimya profesörlüğü yapan ve halen Pen-sylvanla'dakl Carnegle teknoloji enstitüsünde bulunan bir adam. Birleşik Amerika İştial maddeleri komitesinde müşavirlik yapmaktadır. Alman-yada birçok resmi vazifeler deruhte etmiş olan bir coğrafyacı, şimdi bir Amerikan üniversitesinde Amerikan ordusuna hasredtlen husus! bir talim ve terbiye kursunda ders vermektedir Eski bir Alman vatandaşı olan bir fen adamı, simdi Birleşik Amerika ordusunun tecrübe alanlarından birinde endaht İlmi üzerinde araştırmalar yapmaktadır Yine eski Alman vataııadşlarından btrl de. Birleşik Amerîkadaki gemi tezgâhlarından birinde elektrik inşaatı üzerinde esaslı tetkikatla meşguldür. Vaktiyle uzun müddet Japonya'da bulunan bir Alman kadını şimdi. Amerikan gençle-
bu kar kasırgası, bu buzlu rüzgârlar, esrarlı kuzey yolcusunu, helak edecek miydi? Hava, mucizeli bir şekilde değişmezse, dışarıda kalmak tehlikeli. Mevsim öyle kİ, artık dokuz ay müddetle müthiş bir kış olabilir.
O takdirde geri dönmek imkânı da kalmıyacak. Kalbindeki hararetti rağmen, bu fikir, cesur «gizil polis» mensubunu iliklerine kadar titretti. Gece yaklaşıyordu. Jensen, ocağa kütükler attı.
Kulübede kalacağı müddet ne kadar uzun olursa olsun, şüphesiz a, burada açlıktan ve soğuktan ölmlye-cektl. Şeker, un. Jambon, yağ, kahve ve odun ihtiyatı mükemmeldi. Jambonda olsun, domuz yağında olsun, böcek möcek yoktu. Un, mini mini haşaratı az çok beslemekteydi Fakat kahve birinci sınıftı. E1.1 altında böyle bir kahve bulunduktan sonra, bö-ceklenmlş un filân Jensen’e vır. gelirdi. Ayrıca mükemmel cins tütün de keşfettiğinden dolayı detektif artık Allaha şükretti; zira böyle bir tatil, ancak prenslere naslbolurdu.
Amma, şamdan yok, lâmba yok. petrol'ün habbesi yok. Kibrit var. odun var. Isınmak işi temin edilmiş, aydınlanmak temin edilememiş. Bıı cihet de garip! Fırtına bütün dehşetiyle kendini gösteriyordu Kulübenin şurasını burasını, koparıp uçuracak gibi bir hal alıyordu. Bazen bacayı
rlne Japon 11banını öğretmektedir. Japon lisanını öğrenen bu Amerikan gençleri, Pasifik savaşına tam mfina-slle hazırlanmış addolunabilirler. Eski Alman kimyagerlerinden biri, şimdi Birleşik Amerika hükümetine müşavir - kimyagerlik yapmaktadır. Yine bir diğeri de, iaşe müşavirliğini deruhte etmektedir. Bugün. Birleşik Amerika Ziraat Bakanlığında bulunan bir Alman kimyageri kısa bir müddet evvel Almanya’da çalışıyordu. Diğer tarartan 20.000 İlim adamının büyük bir kısmı, hususi sanayt âleminde çalışmaktadır.
Beynelmilel bir şöhreti haiz olan ve harb istihsalâtmda başlıca rolü oynıyan büyük firmalar, yeni gelenleri personellerine katmışlardır. Diğer küçük firmalarda çalışanların sayısı pek çoktur. Yeni gelen ilim adamları memur olarak çalışmıyorlar Bunların arasında teşebbüse geçerek kendi hesaplarına İş görenlerin sayısı pek çoktur. Amerika'da bulunun Almanlar, bilhassa plâstik sanayiinde faaliyet görmektedirler Almanya'da demiryolları İçin teçhizat hazırlıyan bir mühendis, şimdi Birleşik Amerlkada gemi inşa eden bir firmada mühendislik yapmaktadır. Yine demiryolu lnşaatile meşgul olan bir Alman mühendisi. Birleşik Amerlkada bir elektrik firmasında çalışmaktadır. Vaktlle Vlyanada fizik ift-boratuvarlarını idare eden bir fen
adamı. halen bir Amerikan üniversitesinde harb gayretlerine iştirak etmektedir
Bu erkek ve kadınların faaliyet tarzlarındaki sadakat, bilhassa nazarı dikkati celbetmektedlr. Bunlar, tam m&naslle İlme sadık kalmışlardır. Meselâ, geçenlerde Amerikan fizik cemiyetinin toplantısında, vakti!» Viyana üniversitesinde çalışan profesör Hugo Ehrenhaft, bir tecrübe yaparak manyetlk’in de tıpkı elektrik cereyanı gibi seyretme ihtimalini açığa vurmuştur.
Eğer bu faraziye doğru çıkacak olursa, sırf siyasi tazyik yüzünden memleketini terkeden bir adamın, fen tarihinin kaydedebileceği en ehemmiyetli ihtlralardan birini Amerlkada açığa vurmuş olacaktır. 1933 senesinde Birleşik Amcrlkaya 4.000 AvrupalI doktor gelmişti. Yaşlan askerlik yapmağa elverişli olanlar arasında. Amerika tabiiyetine girenler pek tabii olarak orduya intlsabctmlşler-dir. Diğerleri de. kara ve deniz ordularına lntisabeden 60.000 Amerikalı doktorun açtığı gediği kapatmak hususunda ellerinden geldiği kadar gayret sarfetmektedlrler. Diğer taraftan, bu doktorlar ihtiyaca göre hastane ve lâboratuvarlarda da çalışmaktadırlar.
Mühendisler, fen ressamları, doktorlar, kimyagerler ve elektrik sahasında ihtisasları olan kimseler, yeni memleketlerine pek çok yararlıklar göstermişlerdir. Bunların gayeleri, insanlık şeraitini ıslah etmektir. Esasen. böyle bir zihniyete sahip oldukları İçin, İmha etme zihniyetinde olan harb lordları tarafından Almanya v» Avuşturyadan tardedilmfşlerdlr. Bu harb lordlarmın. fen adamlarını memleketten tar detmek suretti# Amerikanın harb gayretlerine yar-drm ettikleri için, Birleşik Amerika kendilerine minnettardır.
Maharetlerini harb istihsalâtmda kullanmak ihtiyacı sona erince. AvrupalI ten adamlarının sulh ve bolluk hizmetinde İstimal edecekleri yaratıcı kudretlerini de. Birleşik Amerika şükranla karşılıyacaktır.
öyle bir bastırıyordu ki, dumanlar ve küller odanın içine savruluyor ve bu tazyik daha devam ettiği takdirde, kıvılcımlar tavana kadar püskürtülü-yordıf. Jensen, kanadın yumruklandığını sanarak İki kere gidip kapıyı açtı. Dışarıda ancak, dolaşıp duran aç kurtların gölgelerin! gördü. Bu yalnızlık hayatını altı gün sürdükten ve bekledikten sonra, şimdi sinirleri gerilmişti. Dansetmek, şarki söylemek; hülâsa, rüzgârın uğultusundan başka bir şey İşitmek İçin her na mümkünse onu yapmak İstiyordu.
Bu tarz sinir bozukluğu, onun gtM genç ve kuvvetli bir insana has hallerden dağlldl. Uğradığı bu haleti Ud sebeple izah ediyordu: Evvelâ, bu kulübenin sahibi kimse ona karşı düştüğü nazik durumla. Bilhassa, şayet, ev sahibi, « kuzeyden gelecek haberci» gibi kendisine karşı can düşmanı kesilirse... Başka bir cihet daha, o da, delikanlının sol bileğinde odun yararken, birkaç gün evvel bir yara açılmış bulunmaktaydı Aradan kâfi zaman geçtiği halde, bu yara kapanmamıştı. Kolu hafifçe şişmişti. Omuzuna doğru sızılar yükseliyordu
Ayağa kalktı; fincanına o kıymetli kahveden koydu, piposunu doldurdu içmeğe başladı O sırada, benliğinde bir sükûn dııydıı. Hayaller! en hoş manzaralara doğru çevrildi gl’tl
(Arkası varı
IT Su'?at llk.i
AKŞAM
Bahlfe 7
Tiyatro edebiyatımız
(Baş tarafı üçüncü şahit ede)
Vâ - Nû’nun bu tarzda Antaly&yı anlatan İki küçük piyesi daha var. Her Iklal de yine Ankara radyosunda oynanmıştır. Kitabın adı (Antalya ikinci dünya harbinde nasıl güzelleşti» dlr. Gerek bu üç küçük, gerek ter-oümo ettiği üç büyük eser VtL-NÛ’nun telif erer yazmaya güzele® hazırlanmak ta olduğunu bize tebşir etmektedir.
«Kozanoğlu», Abdullah Ziya Ko-■anoğlunun üç perdelik güzel bir piyesidir. Hattâ gördüğü rağbet üzerine bu onun da ikinci tab’ıdır. Ana-doluda birçok defa temsil edilen «Türk vatanında Türk dilinin, Türk harsının hâkim olmazı» tezli bu piyes henüz şehrimizde eahneye konmamıştır,
«Tavşan başı» da Abdullah Ziya Kozanoğlu’nun iki perde ve on iki t. bloiuk bir komedisidir. Temsil kabiliyeti olup olmadığı hakkında bir şey söyllyenıem. Okunmasını zevkli buldum.
«Hallacı Mansur» manzum v® menşur beş perdelik bir tâdildir. Müellifi Balih Zeki Aktay. tsml bile mevzuunu pek güzel anlatan bu piyesin şahıslar: arasında Hallacı Mansur, Elmuktedlr BtUAh Rtbl tarihi olanlarla beraber, cinler, periler de var. Bunu »eylemekten maksadım ne hudutsuz bir hayal mahsulü olduğuna belirtmektir.
«Gelin - kaynana» nın müellifi Muhli» Koner'dir. Evvelce da «Anadolu kadınlan» olarak baalmışıı. Mevzuu Konyada aileler arasında geçen gelin kaynana dırüUl&ruu tam Konya lehçe ve şivesiyle, Takanın geçtiği vaktin İfade terziyi* tasvir etmektedir. «Gelin - kaynana» aynı zamanda. Konya düğün âdetlerini, türkülerini, kadın ve erkek kıyafetlerini meydana koyduğundan folklor kıymeti olan bir piyestir.
«Tufan» bir perdelik küçük bir piyestir. Muharriri Maclt Doğudan. Mevzuu sâri bir hastalığın doğurabileceği bütün fecaatleri göstermeye çalışmaktadır. Piyesin üstünde ilk defa olarak Tekirdağ'ında temsil edildiği yazılı.
Cumhuriyet bayramı şerefin® neşrolunan tercüme piyeslerden bu sütunda bahsetmiştim Sunlarm baritinde kalanları da buraya sıralıyorum
Karşılık görmeyen aşk: Maksim Gorkl — VAlâ Nureddln — Kalbin sesi- A. Bisson ve F. Barclay — Mü-kerrem Alâeddin Gövsa — Tartüf: Mertler® — İstanbul üniversitesi edebiyat fakültesi Fransız filolojisi şubesi — Mary Rose: J: M- Barrle — Saffet Korkut.
MUAMMER KARACA
Muammer Karaca’dan bu sütunlarda bahsetmiş, onun bir ramazanın birinci günü toplar atılırken dünyaya geldiğini, eskiden yalnız ramazanlarda her gece tiyatro oynandığına göre, onun sahnede sayılı bir rol oynamaya namzet olduğunu yazmıştım.
Muammer Karaca’nm sanat mazisi, ismiyle müsemma olduğunu, tam m&-jjastyle sahnede oynamayı sevdiğini, yerinde saymaya tahammül «demediğini İspat eder.
Bu defa da sanat mazisine ve ismine lâyık olmak yani istediği gibi sıçramak, hopltupâk. seyircilerini istediği gibi eğlendirmek İçin yeni bir
teşekkülün başına geçtiğini öğrendim. Kendisini tebrik ederini
Muammerin mesleğine merbutlyeti derecesini evvelce onu sahneden UMklaştErmak İçin muhtelif bahanelerle yapılan bütün teşebbüslerin akim kalması da ispat eder.
Bugün Muammer yepyeni bir hızla yepyeni bir teşekkülün başında bulunuyor. Vâ - Nû’nun aöylediği gibi «Muamnu-r Karaca’nın sanatkârlık cevheri bir İki kere taşa çalmışta parçalanacak cinsten değildir. O yere vurulmak İstendikçe yükseğe sıçrar.» Halı akşamı Çemberli taştaki başarısı bunun yeni bir delilidir.
t^NİVEKSİTELİLER TEMSİLİ
Üniversiteli gençlerimizin tertlbet-tlklerl şiir gününden geçen hafta bu sütunlarda bahsetmiştim. Bu hafta Fen fakültesi Talebe Cemiyetinin temsil grupu tarafından Moliâre’ln «Kibarlık budalası» adlı nefis eserinin Eminönü Halkevlnde temsil edildiğini öğrendim. Vaktiyle haberim olmadığı İçin maatteessüf hazır bulunamadım. Genç meslektaşım Metin Toker'den bu temsilin pek muvaffakiyetli olduğunu öğrendim. Lisenin fevkinde bir kültürle ilk olarak san-neye çıkan bu gençleri hararetle tebrik eder, kendilerine büyük muvaffakiyetler dilerim.
Setim Nüzfırt Gerçek
NOT: «Türk Tiyatrosu» mecmuasında çıkan mektupların dün aldığım 179 uncu sayısındaki beşincisinin sonunda, evvelkilerde olduğu gibi, «daha ç-’k var» yahut «daha var» gibi herhangi bir kayıt bulunmadığına göre bittiğini sanıyorum. Gelecek yazımı içindeki şahsiyatı ayıklamak suretiyle tiyatroyu ve tiyatromuzu alâkadar eden bahislerine hasredeceğin^____________8. İN. G
BaksamS
Abone bedeli
rurMJye Kcncö>
senelik 2W0 kuruş »400 kuruş
e Aylık 1BOO » 1900 .
3 Aylık 800 * 1800 »
Adres tebdili Içtn elli kuruşluk pul günderiİnuMMIr Aksi takdirde adres d eğişti rflmeı.
Telefonlarıma Başmuharrir-. 21)585
Vasi İşleri: 20785 - İdare- W 881
Müdür: 2MM
Rebiülervel 4 — Kasım 102 imsak Güneş öğle İkindi Ak. Yaup E 11.3ü 1.10 8.44 »59 12.0- 142 V. Ş 14 7.5413.20 15.23 13.45 30.15
İdarehane BabIâli civan
Acım uslu a sokak No 13
* Pazar giinü saat 10^0 da Üsküdar Halkevlnde Partiye yeni kaydolunan Aza De «ski Azanın tanışma töreni yapılacaktır. Bu tören müna-Mbttlle bir koarer verilecek onu müteakip de Evin Temsil kolu tarafından hazırlanan bir piyu temsil edilecektir.
Ismlr - Kasaba ve temdidi Demiryolu Türk Şirketi İÇTİMA İLANI
Alelade surette İçtima edecek olan hlssedaran heyeti umumiyesl şirket hissedar anı Ticaret kanununun 361 İnal ve dahili nizam • ..r;’,e-Bknin 24 üncü maddelerine tevfikan 2S mart 1946 tarihine müsadif ı asar-tesl günü saat 10 da alel&de surette içtimaa davet «dilmektedir.
Alâkadarın tarih ve vakti mezkûrda şirketin İstanbulda Galatada Oiıvcn hanındaki merkez İdaresinde hasır bulunmaları rica olunur.
RüZNAMEİ MÜZAKERAT:
— İdare meclis! raporu
— Murakıp ve hesap müfettişleri raporu
— 1944 senesi hesaplarının tasvibi ve İdare araları zimmetinin 1brmu. — Nizamnamel dahili mucibince tevziat.
— Hususi idare vazifesi İle İştigal eden azalardan her birinin ücretlerinin tayini zımnında meclise salâhiyet İtası.
— İdare meclisi azalarının intihabı.
— Murakıp ve hesap müfettişlerinin lntihablte bunların üeretleriniln tayini.
— Diğer şirketlerde dahi aza bulunan İdare mştilsl azalarının mezkûr şirketler İle cereyan edebilecek olan muamelâtın takibi İçin salâhiyet İtası.
Asaleten veyahut vekaieten yirmi hisse senedine malik bulunan her hissedar heyeti umumiye Içtlmaına iştirak etmek hakkını nizamname! dahili mucibince haizdir.
İçtimaa iştirak edebilmek İçin hlssedaran ve yahut vekilleri haiz bulundukları hisse senetlerini bir bankaya tevdi ettiklerini İçtimadın en *z bir hafta evvel iapal etmelidirler.
Bu bapta imlâ edilecek olan varaka ile numaralı bir bordroyu hlsseda-ıran şirket idaresinden ve yahut osmanlı bankasından istihsal edebilirler.
Her ezaya nam» muharrer bir duhuliye varakası ita olunacaktır. İDARE MECLİSİ
Mahdut Mesuliyetti
İstanbul Madenî Eşya sanatkârları istihlâk kooperatifinden:
Kooperatifimizin 1944 bilânço yılma ait umumi heyet toplantısı 15. 3. 1645 tarihine tesadüf eden perşembe giinü saat 14 de Eminönü Halkevi galonunda yapılacaktır. Mezkûr gün ve saatte ortaklarımızın hazır bulunmalarını rica ederiz.
R D Z N A M E;
1 — İdare heyeti raporunun okunması,
2 — Murakabe heyeti raporunun okunması,
3 — 1944 yılı bilânço, flat farkı ve umumi masraf hesaplarının tetkikl-ı« tasdik ve idare meclisi ve murakabe heyetinin ibrası,
4 — Kooperatifin faaliyet programının tesbltl,
5 — Hazırlanan 1945 yılı bütçesinin tetkik ve tasdiki,
6 — Müddetleri biten altı İdare heyeti asasının ve yed! yedek azanın İntihabı,
7 — Müddetleri biten iic murakıpla iki yedek murakıbın intihabı.
Motorlu, motorsuz nakil vasıtaları ve yedek malzemesi ithalatçıları birliğinin genel kurulu ithalâtçı ve İhracatçı birlikleri umumi kâtipliğinden; 9/2/945 cuma günü yapılmam gereken yıllık genel kurul toplantın, (okluk nisabı sağlanamadığından birlik statüsünün 15 İnci maddesi hükmüne göre 21/2/1945 tarihli çar şamba gününe bırakılmıştır.
Sayın birlik üyelerinin o giin saat 10 da İstanbul Ticaret v« Sanayi Odası toplantı aalonundda hazır bulunmaları önemle rica olunur. (2101)
Toptan, satış yeri: İzmir Birinci Belediye 32. Tel: 2213
İstanbul Asnıaaltı No. 78. Tel; 21526
Gümrük muhafaza genel komutanlığı İstanbul levazım amirliği »atın alma komisyonundan:
6000 takım yazlık er elbisesi dikimi kapalı sarf usulü İle eksiltmeye konulmuştur. Muhammen bedeli (15.00ü) Ura, ilk teminatı (11251 liradır.
Eksiltme S mart 845 salı günü saat 115) dedir. Şartname ve numunesi her gün komisyonda görülebilir. İsteklilerin tekUf mektuplarını en geç eksiltme saatinden bir saat evveline kadar Galata Mumluma caddesi No 54 deki komisyona vermeleri. (2115ı______________________________
Toprak mahsulleri ofisi İstanbul şubesinden
Ofisimiz emrindeki Ayvansaray, Hasköy, Kasımpaşa, Balat ve Mıunhane değirmenlerinde mevcut takriben 70 ton. süprüntü unu 2fl şubat tarihin® müsadif çarşamba günü saat 14 de Salatada Bahtiyar hanındaki dairemizde açık arttırma sur etile satılacaktır. Bu unlar defi İrmenle ıd-.-kl kontrol memurlarımıza müracaat surenle görülebilir. Bu husustaki, şartname Müdürlüğümü?. İmalât servisinden talep olunabilir. «2107»
BAYILANLAR,ÇARPINTIueSİNİR BUHRANI (EKENLER
NEVROL CEMAL
DEN 20 DAMLA ALINCA SıNıRLERı YATISIN. DERHAL FERAHLARLAR .
Kalem ucu satışı
Maliye bakanlığından:
İstanbul depomuzda mevcut ve arap harfleri!® yazmağa mahsus 203387 kutu kalem ucu 28 şubat 1945 tarihine rastlayan çarşamba günü saat on dörtte depo komisyonu huzurunda şartnamesi mucibince satılacaktır.
Teminatı 11594 liradır, isteklilerin teminatlarile taklitlerini kapalı zarf içinde komisyona tevdi etmeleri ve şartnamesini görmek ve izahat almak için Beşiktaş kırtasiye deposu müdürlüğüne müracaat eylemeleri İlân olunur.______11859i__________________________________________
Dahiliye Bakanlığından:
1 — Bakanlığımız Arşiv dairesinde havalandırma tesisatı yaptırılacaktır.
2 — Keşif bedeli 22437.50 Hradır.
3 — Bu İşe ait şartname Bakanlık levası m müdürlüğünden parasız verilir,
4 — Eksiltme kapalı zarfla 5 Mart 1945 pazarteai günü saat 15 de Bakanlık Levazım müdürlüğünde toplanacak komisyonda yapılacaktır.
6 — Muvakkat teminatı 1683 Uradır.
6 — Teklif mektuplarının eksiltmenin yapılacağı gün ve saatten bir saat evveline kadar Levazım müdürlüğünde toplanacak komisyona verilerek makbuz alınması İlân olunur (1962)
Sümerbank Sellüloz Sanayii Müessesesin den
Müessesemlzln Düzce ve nıudurnu revir amirliklerinin çayköy Bekde-mLrler dokurcun dereköy tekirler depolarından mübayoa ettiği takriben 11800 metreküp tomruğu bulundukları mıntakalardan akyazı mevkiinde gösterilecek depo mahalline kadar nakil ve burada muntazam İstif işler! müteahhide verilecektir.
Talip olanların beher metreküpü için Hat tekliflerini havi kapalı zarfları Tl. 12000 (on iki bin) liralık muvakkat teminat akçelerlle birlikte izmhte milessesemlz müdürlüğüne tevdi etmeleri ilân olunur,
Müessesemiz ihaleyi İcrada tamamen serbesttir. Bu işe alt şartname müesseşemlz ticaret. servisinden bllflbedel Istenllcblllr. (19561_
İstanbul Esnaf Odasından:
Oda aidatını ödeme müddet! mart ayı sonunda bitecektir. Bu tarihe kadar borçlarını ödememiş olanlardan tahsilât 4355 sayılı kanunun 33 üncü maddesi gereğince ve 3 misli (cezalı) olarak yapılacağından ve bu gibiler hakkında derhal İcra takibatına başlanacağından bir cezaya ve kalabalığa mahal kalmamak üzere 1945 yılı aidat borçlarını heman ödemeleri lüzumu sayın esnafımıza bildirilir. (1027)
Eminönü Kaymakamlığından
Eminönü kazası 845 yılı bekçi ücretleri tahakkuk cetvelleri S. 2. 945 tarihinden İtibaren on beş gün müddetle her nahiyenin polis karakolları koridorlarına asılmıştır.
Her mükellef mıntakasıındakl karakollara giderek kendilerine tarh . tevzi edilen bekçi ücn 'lerini mutlaka görmeleri. Ve İtirazı olanların bu müddet zarfında bağlı bulundukları nahiyelere dilekçe He müracaat et-melerl ilân olunur, (1592}_________
Ç. E. K. İstanbul Merkezinden; Kurumumuzda mecvut II adet otomatik baskül. 9 adet otomatik tartı makinesi açık arttırma ile satılacaktır
Arttırma günü 15 mart 845 perşembe günü saat 15 dlr. Görmek ve tafsilât nimak İsteyenler her gün Cağuloğlunda Sıhhiye Müdürlüğü karşısında kurum merkezine müracaat edebilirler.
Cam, züccaciye eşyası, sanayie ait boyalar ve sanayi ve ziraata ait kimyevi maddeler ithalâtçıları birliğinin genel kurulu ithalâtçı ve İhracatçı birlikleri umııml kâtipliğinden: 14/3/1945 çarşamba günü yapılması gereken yıllık genel kurul toplantısı, çokluk nisabı sağlanamadığından birlik sinUi-sünttn 15 İnci maddesi hükmüne göre 31/2/1945 tarihli çarşamba gilnüne bırakılmıştır.
Sayın birlik üyelerinin o gün saat 14 de İstanbul Ticaret ve Sanayi Odan toplantı Balonunda hazır bulunmaları önemle rica olunur, (2100)
■^Ankara Elektrik ve Havagazı
İşletme müesteseginden:
2000 ADET EMAYE
Abone plakan yaptırılacak
MüesfiCMfinİEce 26001i numaradan 38000 numaraya kadar 5x10 cm. ebadında üzerinde ( Elektrik) İbaresi re numara yazılı 2000 Emaye plâkası yaptırılacaktır.
Alâkadarların «-n g*ç 28/2/19te tarihin» kadar Müessesemlz Umum Müdürlüğüne flat ve tealim şartı bildirir teklifte bulunmaları.
_ SÜMERBANK __
Yerli Mallar Pazarları
Müessesesi müdürlüğünden
Karton ihtiyacı olanlara
■ümerbank sellüloz sanayi müessesesi fabrikalarında imal «dilmiş olan muhtelif kalınlıktaki kartonlar «atışa arzedllmlştlr. Nümunelerl müeasesemfz «atış servisinde her gün saat 14-14 ya kadar taliplerine gösterilebilir. Alıcıların M. 9 . 945 panrted akşamına kadar ihtiyaç miktarlarını yan 11® müessesemlıe bildirmelerini rica «deriz. Mfimca-atlar tetkik edilecek mevcudun İmkânı nispetinde verilebilecek olan mal mintan ve nev'l taliplere bildirilecektir.
Created by free version of 2PDF
DENİZYOLLARI İŞLETMESİ KOOPERATİF
Şirketi idare Meclisinden;
944 senesi âdi umumi heyet toplanusının 6 mart 945 pazartesi günü saat 14.30 da Galetada yeni yolcu salonu binasında yapılması kararlaştırılmış olduğundan sayın ortakların belirli gün ve gpatte hazır bulunmaları rloa olunur.
R U Z N A M E:
1 — İdare meclisi raporunun okunman,
î — Müraidpter raporunun okunması,
1 — 944 senesi bilânço, kâr ve sarar hesaplarının tetkik ve lasdlklle idare meclisi azalan ve müraklplerln İbrası,
4 — Temettü tevzii hakkında karar ittihazı,
5 — İdare meclisine asa İntihabı. 8 — MOraklplerin IntlbabUe öer» Merinin tayini.
Açık eksiltme ilâm
Pendik Veteriner Bakteriyoloji ve serolojl
Enstitüsü müdürlüğünden:
1 — Pendik bakteriyoloji enstitüsü İçin baş âdet arkalıklı vidalı va beş adet arkalıksız vidalı ve on adet sabit tabureler açık eksiltmeye konmuştur.
2 — Muhammen bedeli (18759 va teminatı (140) Ura (43) kuruştur
3 — İhale 6 mart 1945 tarihine rastlayan pazartesi günü saat (18ı da İstanbulda Cağaloğlunda erkek lisesi yanında yüksek mektepler mesul muhasipliğinde yapılacaktır.
4 — Hususi ve fenni şartnameyi görmek isteyenler her gün müesses® müdürlüğüne gelip görebilirler.
5 — İsteklilerin 2490 sayılı kanun gereğince yukarıda yazılı gün v«
saatte mezkûr muhasiplikte bulunmaları. (2093)
——————'
Türkiye iş Bankası
Küçük cari hesaplar
1945 ikramiye plânı
ÇEKİLİŞLER: 1» ocak, 2 Mayıs. U ajtuslo,, 1 lıuım
tarihlerinde yapılır.
___________ 1945 İKRAMİYELERİ ____________
1 adet ARSA (İstanbul’da Büyük İ'ah’da Ada; 164, parsel No. 4, 923 M2.)
1 Adet 2000 Liralık 2000.— Lira
3 » 1000 • — 3000.— ■
4 ■ 500 • -* 2000.— >1
10 » 200 ■ — 200U.— »
25 > 100 • — 2500.— s
100 > 40 ■ — 4000.— D
150 • 20 ■ — 3000.— D
300 • 10 • - 3000— »
Türkiye tş Bankasına para yatırmakla yalnız para biriktirmiş ve faiz almış olmaz, aynı zamanda tabinizi de denemiş olursunuz.
İstanbul Vilâyet' Dağıtma Heyetinden:
1 — Levha teneke talebinde bulunan nebatî yağlarla yoğurtçu ve peynircilere şimdiye kadar yapılmış bulunan tahsislere İlâveten blı- miktar daha teneke tevzi edilecektir. Alâkadarların vesalklle birlikte şubat sonuna kadar vilâyet dağıtma heyetine müracaat ederek ordinolarını almalan.
2 — Bu müddet zarfında müracaat etmeyenlerin ve ordina-
lann alıp da tenekelerini 15 gün zarfında Ticaret ofisinden teslim almıyanlann haklantıdan vazgeçmiş sayılacaktan İlân olunur. (2017)
HAŞAN LİMON KOLONYASI
Ancak Avrupa ve Amerikada benzerine tesadüf edilecek derecede yüksek bir kalitede olup pek lâtif kokuludur. Haşan deposu, Eminönü, Galatasaray, Karaköy, Ankara
Hakiki fırsat
Patek Philip marka son model gayet zarif bir cep ve kol saati Sandal bedesteninde teşhir edilmektedir,
19 şubat 45 pazaı tö» günü saat 2 de satılacaktır.
[«■ Dr. Zeki Tektaş
Doğum ve Kadın Hastalıkları I Mütehassısı |
Kadıköy, Bahariye Caddesi I
Telefon: 60177
Saat 14 ten 18 e kadar her gün I
BAŞ, DİŞ, NEZLE, GRİP, ROMATİZMA ve bütün ağrıları KESER.
BİR TEK KAŞESİ Afimi,.İRİNİZİ DERHAL KESER
k
GRİPİN
Baş, Diş, Grip, Romatizma, Nevralji, Kırıklık ve bUtlln ağrıları derhal keser
İcabında günde 3 kaşe alınabilir. Her yerde ısrarla ORÎPİN İsteyiniz
IlKBl
[
]
Tahmin bedeli.
L. K.
20350 00
KADIKÖYDE SATILIK ARSALAR ilk teminatı
L. K.
• • K
Oksiiriik ve bronşiti dar kal geçirir
21350 00
istediğiniz her çeşit Mobilya, karyola, hasır koltuklar ve saire şık ve ucuz olarak AHMET FEVZİ
ASRİ MOBİLYA
Mağazasında bulabilirsiniz. İstanbul Rıza PaM Yokuşu No, 68 Tel: 23407.
tabletler gibi erir
I Lokman Hekim
' (Or. HAFIZ CEMAL)
BÜTÜN ECZANELERDE RRHYINIZ
(Dr. HAFIZ CEMAL) Dahiliye mütehassısı Divanyolu 104
Muayene testleri Pazar hariç
mDYPKARBON
sizi nezleden korur
, c, İKtİ5*I BAKANLIĞI : O- t -V45 No. 4Ö3J
Nezle Mendilleri”
L L I, oüıiin dünyada bu ilk harfleri ile tanınmış olan ve 1926 Minesinde “Brunner Mond”, “Nobel", “United Alkali", “The British Dyeatuffe Corporation” gibi maruf
Zayi — Cide nüfus memurluğundan aldığım nüfus kâğıdımı kaybettim Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur. ,
Cide Kustekkc köyünden Mustafa kızı Ayşe Gök
Satılık k acet
diniz MOTORU
Her işte kullanmıya elverişli 2 aded maa tekne «Grey> markalı motörler satılıktır. •
Evsaf ve salrelerl hakkında malûmat almak ve yerlerinde görmek istiyenler Büyükada Anadolu kulübü şubesine her gün müracaat edebilirler
Çocuk hekimi doktor
Ahmed Akkoyunlu raksım - i'alıtnhane palas Telefon: 82627
KİLOLAR
Operatör Doktor
RAMİME BATU
Şirket feshinden dul ayı Sağlık Yurdundan alâkasını kesmiş, hastalarını. Sultanahmet Yert-batan caddesi Son Posta gazetesi karşısı F. Yiicer Ap. kat 2 de Her gün 14 - 19 a kadar kabul
zayi — Karagumruk nüfus memurluğundan aldığım nüfus kâğıdımı ve beraberinde askeri muamelem kayıtlı askerlik tezkeremi kaybettim. Yenilerini alacağımdan eskilerinin hükmü yoktur. 328 doğumlu Tabir oğlu İsmail öz
LİBA Antiseptik
ve kurtarır.
KİMYANIN İNSANLIĞA HİZMETİ
firmaların birleşmesiyle husule gelen, ve bir kimya sanayii ittihadı olan Imperial Chemical Industries Şirketinin rumuzudur. Yalnız Britanya adalarında yetmiş üç fabrikası olan vö 130.000 işçi kjıllanan I. G I.f ağır kimya maddeleri ve demirden gayri mamul madenler istihsal eden dünya mü-eaeeselerinin belki de en büyüğüdür. Anilin boyaları ve uzvi kimya maddeleri istihsali sahasında ise en biiyük üç dünya firmalarından biridir. Binlere baliğ olan I. G I. ma-mulâh, ktlrrei arzın her köşesinde kurulan hususi teşkilâtı vasıtaaiyle sanayi ve siraate arzedümekte ve her teşkilata bağlı olan mütehassısları alâkadarlara arzo ettikleri teknik izaha 1ı vermektedirler. En asri vo muaszBm araştırma la boratu var hırına malik olan I. C 1., yüksek keşfi ye ta yol açan fenni araştırmalara, her ne bahasına olursa okun, tu Ih samanında olduğu gibi harp esnasında dahi devam etmektedir. Her nerede 1 G 1. alâmeti farikasını taşıyan bir maddeye rasgelirseniı bunun en yüksek evsafta olduğuna emin olabilirsiniz.
Imperial Chemical Industries Limited, S. W. I Türkiye Umumî Vekili? Iınperiat Kemlkal İBdustrls (Tı ıtoj) LU.
Sigorta Han, Galata
İSTANBUL
Devlet orman işletmesi aeyve revir
Amirliğinden
Yapılacak iş Kayın enkaz odunu toplama ve nakil Mahal ve mevkii : Doğançay bölgesi Bıçkıdere ormanı Mikdar ve cinsi : 11240 kental kayın enkaz, odunu Muhammen bedeli: Beher kentali 21o kuruş
*••■■■ : 1770 Hra 30 kuruş
: 100 gün
: Açık eksiltme
: 1/3/945 perşembe saat 15 te
: Geyve orman revir âmlrllği
cinsi yazılı 11240 kental kayın enkaz odıpıu.
İlk teminatı
Müddeti
İhale şekil
İhale tarihi
İhale yeri
1 — Yukarda .
2 — Buna alt şartname Ankara Orman Umum Müdürlüğünde. Adapazarı. İzmit. Bilecik revir Amirlikleri ile Doğançay bölge şefliğinde ve Geyve revir Amirliğinde görlilebllr.
3 —Taliplerin ihale gününde evrakı müsbite ve ilk teminatlarile komisyona müracaatları. «2071»
Eksiltme ilânı
Diyarbakır Valiliği Daimi Encümeninden:
1 — Dlyarbakırda Yenlşehirde 1, 2, 3, 4, 5, 8 sayılariyle numaralanan altı memur evi İnşası kapalı zarf usulü ile eksiltmeye konulmuştur.
2 — Her bir evin inşa keşif bedeli 16903 Hra 41 kuruş olup ilk teminat 1267 lira 76 kuruştur.
3 — Her bir eve ait teklif zarfı ayrı olarak kabul edilecektir. Birkaç eve birden talip olanların istedikleri her bir ev İçin ayrı ve müstakil birer teklif zarfı getirmeleri lâzımdır,
4 — Teklif zarflarının 7 mart 945 çarşamba günü saat ona kadar Vilâyet Daimi Encümen başkanlığına verilmesi lâzımdır. Posta gecikmeleri kabul edilmez. 7 mart 945 çarşamba gilnü saat on birde zarflar açılarak teklif edilen bedeller lâyık hadde görüldüğü takdirde İhale yapılacaktır
5 — Eksiltmeye girebilmek için Lite teminat İle ticaret kayıt ve gurup vesikaları ve İhaleden üç gün evvel Nafıadan alınmış ehliyet vesikalarının hazırlanması lâzımdır.
6 — Şartname keşif ve mukavele parasız olarak Nafla müdürlüğü* Daimi Encümen kaleminde görülebilir.«1925»
AYNİ YARDIM KUPONU HAMİLLERİNE
Aynî Yardım Kuponları Karşılığında Mal Dağıtımı Bütün Mağazalarımızda Yapılacaktır
SUMERBANK
YERLİ MALLAR PAZARLARI
Müessesesi Müdürlüğünden:
1 — Bundan evvelki ilânlarla yalnız Bahçekapı Merkez mağazasında yapılacağı bildirilen ayni yardan kuponları kargılığı mal dağıtımı 17 Şubat 1945 cumartesi sabahından İtibaren tstanbulda aşağıda yerleri gösterilmiş bütün mağazalarımızda hizalarında yazılı günlerde yapılacaktır.
2 — Ellerinde ayni yardım kuponları bulunan İstihkak sahiplerinin, kuponla tevziatın son günü olan 28 Şubat çarşamba akşamına kadar belirli günlerde mağazalarımıza müracaat ederek İstihkaklarını almaları İlân olunur
Dağıtma yerleri
Merkez mağazası - Bahçekapı Beyoğlu Aksaray
Beşiktaş Karaköy
Eyüp
Üsküdar
Kadıköy Bllyükacta
Dağıtma günleri
Salı, Çarşamba. Oııma, cumartert Salı, Çarşamba, Cuma, Cumartesi Her gün
Dördüncü ticaret mahkemesince satışı bildirilen canınmış bir firmaya alt. 80 adet kadın kürk mantosu. 23 adet İçi kürklü dışı podüsil-et uzıın ve kısa erkek paltosu 18. 2. 945 «e 19. 2 945 - 20. 2. 945 ve II. 2. '.'15 tarihinde perakende suretile Sandal Bedesteninde dördüncü ■»»«■m ticaret mahkemesince satılacaktı"-
Created by free version of 2PDF
Comments (0)