Pazar 18 Şubat 1945
Yunan adalarından ilk parti olarak 10 bin ton zeytinyağı gelecek
Sene 27 — No. 0459 — Fiat! her yerde 10 kuruştur.
Türkiye
Bibliyografyası
Maarif Bakanlığı Basma Yazı ve Resimleri Derleme Müdürlüğü tarafından çıkarılan bu derginin XII. ol sayın, 1044 yılma ait resini ve özel bütün yao hayatımızı aydınlatmaktadr.
Fİ; 50 Krş. «2143»
Sahibi: Necmeddin Sadak — Neşriyat müdürü: Hikmet Feridun Es — AKŞAM! Matbaası
Breslau'ın durumu güçleşti
Yunanistan kendisine ait toprakları istiyor Yunan Dış Bakanı diyor ki:
Kırım konferansından sonra
Amerika'da daha geniş tafsilât isteniyor
Kızılordu şehrin güney mahallelerine girdi
“Geçmişteki hatalar yüzünden Yunan sınırları dışında katan bu toprakların Yunanistana verileceğini Umidediyorıız,,
Ankara 18 (RJ — Londra radyosu bildiriyor: Ytınan Dış Bakanı Sofya-nopulos şu demeçte bulunmuştur:
Yunanistan empervalls emeller pa-şlnde değildir. Bununla beraber Yunanistan a alt toprakların Yunan hudutları İçinde bulunmasını istiyor ve geçmişteki hatalar yüzünden Yunan Sınırları dışında bırakılan Yunan topraklarının Yunanistana verileceğini ûmldediyor. Bundan başka zayii olan ve Yunanlstanın türlü saldırışlara uğramasına sebebiyet veren yerlerde hudut tashihleri yapılacağını umuyoruz.
M. Churchill ve Eden’le görüşmeler
Londra 18 (RJ — Yunan hükümeti erkânlle M. Churchill ve Eden arasındaki konuşmanın tafsilâtı Atin ada neşredilmiştir. Bu malûmata göre» Yunan hükümet âzaları Kırım konferansı neticesinden memnuniyet göstermişler, büyük Anglo - Amerikan devletlerinin, bilhassa İaglltere-nln yardımından dolayı minnettarlıklarını bildirmişlerdir. Yunan hükümeti bu devletlerle bundan sonra da İş birliği yapacaktır.
Yunan hükümet erkânı Yunanista-nın Rusyaya da eski dostluk bağlarI-Ic bağlı olduğunu bildirmişlerdir.
Yunanistan. iktisadi iihllyaçlan hakkmd* bir muhtıra vermiştir. İn-$lllz Başbakanı. İngilterenin nakil hususundaki güçlüklere rağmen, Yu-nanistarun isteklerini mümkün olduğu kadar yerine getirmeğe çalışacağını söylemiştir.
Londra 18 (R.l — Yunan hükümeti, Yunan bankasından hususi müsaade alınmadıkça, memleketten altın, altın para, ecnebi dövizi çıkarılmasını yasak etmiştir. Bundan başka İzin almadan memlekete külçe altın, senetler sokmak da yasaktır.
Londra 18 (R.l — O). Plastlras, 3® -20 yaşlarındaki Yunan gençlerinin ^unanlştandan dışarı çıkamıyacak-lar mı bildirmiştir.
Yunan Kıral Naibi Damasklnos
Vaşıngton 18 (A.A.) — Siyasî mahfiller Yalta konferansına dair daha geniş tafsilât İstiyorlar. Başkan muavini Truman, askerî sırlara temas etmiyen izahatın kongreye verilmesini M. Roosevelt'den istiyenlerin başında
bulunmaktadır. Truman’ın bu teşebbüsten maksadı, konferans hakkında şimdiye kadar verilen malûmattan tatmin edilmemiş görünen kongre üyelerinden ba-
Plastira» kabinesi genişle tilmiyecek
Londra 12 (.AA.) — Lomiradaki yetkili mahfiller, PlasUras hükümetini genişletmek İçin Atlnada bazı fikirler İleri sürüldüğüne dair haberleri yalanlamışlardır. Hükümeti alâkadar eden hiçbir mesele bahis mevzuu olmamıştır.
Demiryollarını ıslah
Atina 18 (AA.) — Yunan demiryollarını en İktisadi bir şekilde ıslah çarelerini İncelemek üzere bir İngiliz -Amerikan heyetinin yakında Yunanla tana gelmesi beklenilmektedir.
Yunan demiryolları şimdi çok fena bir durumda bulunmaktadır. Demlr-yolu İşçilerinin altıda beşi İşsizdir.
BATIDAKİ MUHAREBELER
Büyük taarruz için Roer nehrinin sularının alçalması bekleniyor
Londra 18 (R.) — Batı cephe-elnde Goch ve Çalkar bölgelerinde arazı kuruduğundan müttefik tankları muharebeye girmişlerdir. Taarruz devam ediyor. Goch jLmdj hem cenubî güneyden, hem de kuzeyden tehdidedlliyor. Mühim bir kavuşak noktası olan burasının çevrileceği anlaşılmaktadır.
İngiliz kıtaları çarpışarak Reis-chvald ormanına çıkmışlardır. Buradaki hareketlerde düşmandan 7500 esir alınmıştır.
Birinci ve yedinci' Amerikan ordularından pek az malûmat vardır. Üçüncü Amerikan ordusu Estemah'm kuzey batısında Si-•gfried müdafaasının ilk halkasını kırmıştır.
Roer’in alçalması bekleniyor Vaşington 18 (A.A) —' New-York Tipıes gazetesinin askeri muharriri Manşon Baldwin, birinci İngiliz ordusunun Kolonya ve Dusseldorf istikametinde taarruza geçeceğini tahmin etmektedir. Birinci İngiliz ordusiyle dokuzuncu Amerikan ordusu ve belki de diğer kuvvetler taşmış olan Roer ırmağının alçalmasını bekliyorlar.
Londra 18 (A.A) — Times gayelerinin Paris’teki muhabiri bildiriyor: General Clark kumandası altında bulunan Kanadalı kuvvetlerin Rhin nehrine doğru hücumları batıdaki nehirlerin sahili buyunca olan cephede yapılan |
Schneidemuhl ile Danzig arasında Alman kuvvetleri çevrildi
zılarım teskin etmektir.
Roosevelt'in hararetli taraftarı Ayandan Pepper, Cumhur Baş-kanının kongrede bu mevzu üzerinde yapacağı bir konuşmanın pek ehemmiyetli olabileceğini söylemiştir.
M. Churchill’in bir nutku
Londra 18 (R.) — Dün gece Moskova radyosu, M. Churchill’in çarşamba günü Kırım'dan ayn-' Lirken hava meydanında söylediği nutku yaymıştır. İngiliz Başbakanı demiştir ki; «vç büyük devletin dostluk ve İşbirliği bu sefer her zamandan kat! salâhiyetle ilân edilmiştir. Şimdi bize düşen. İş düşmanın kalbgâhına kadar gitmek ve naz| istibdadını her zaman İçin ezmektir. Bu harb bittikten sonra da birlikte çalışmağı taahhüt ettik.»
M. Churchill îngillzit'rln Mareşal Stalin ve Sovyet'ler bitliği* hakkında hayranlık hislerini bildirmiştir.
M. Stettinius
Amerikan Dış Bakanı Brezilya’da
Sovyet kıtalarının Neise nehrini geçmeğe başladıkları bildiriliyor
Londra 18 (R) — Mareşal Zukov orduları, Berlin'in doğusunda Öder nehrinden İleriye doğru hamleye hazırlanırken, diğer Sovyet kıtaları kuzey ve güneyde İleri hareketine devam ediyorlar. Kızılordunun Berlin'in Güney doğusunda Netse nehri boyundaki Atman hatlarına saldırmakta olduğu ve bu kuvvetlerin mühim yol kavşağı Kotbustan ancak 15 kilometre mesafede bulunduğu bildirilmektedir. Muhabir haberlerine göre, Sovyet kıtaları şimdiden Nice nehrini geçmeğe başlamışlardır
Daha güneyde Brc-slau’m güneylnd* birçok yerler zaptedllmjştir.
Stettln'ln güney doğusunda Alman karşı taarruzları tardedllmlştir. Sovyet kıtaları Danzig istikametinde ilerliyorlar, Schneldcmühl’ûn batısında bu şehirle Danzig arasındaki; Alman kuvvetleri çevrilmişlerdir. Burada 8000 Alman öldürülmüş. 2000 esir alınmıştır. Doğu Prusyada Almanların elinde yalnız ikd küçük arazi par-,’ası kalmıştır. Çekoslovak - Macar İ"âududunda muharebe f yeniden, şld-| det lenmlştlr.
Kızılordu Bresiau’un
bütün hareketlerin en mühimsnl-dlr.
Bununla beraber tamamiyle sular alanda kalmış olan bu arazide ve düşmanın gittikçe artan mukavemeti karşısında kuvvetlerimiz fazla llerliyemiyorlar.
Bütün müttefik orduları şimdi muhtelif nehirlerin önünde duruyor. Daha birkaç gün evvel anlaşılmıştır ki, bu nehirler hattı Siegfricd haltından daha müşkül bir askerî mesele teşkil etmektedir. Esasen Slegfried hattı da bir çok noktalarda bu nehirler hattından faydalanmaktadır.
Hava akınları
Londra 18 (A.A) — 350 Ameri-kan bomba uçağı Frankfurt ve Glssen’e hücum etmişlerdir. Burada düşman uçaklarının müda-faasiyle karşılaşılmamış ise de uçaksavar top ateşi çok şiddetli; olmuştur.
Refakat uçakları, Frankfurt, Humm civarındaki istasyonlarla yol ve demiryol kavşaklarına hücum etmişlerdir. Bu harekâttan 2 av ve 2 bomba uçağı üslerine dönmemiştir.
Londra 18 (R.) — Amerikan Dış Bakanı M. Stettinius Brezilya Cumhurreisiyle görüşmek üzere dün Rio de Janeiro’ya varmıştır. Amerikan dış bakanı Afrika-dan geçerken Afrika'nın batısındaki zenci cumhuriyeti Liberya-nın başkenti Monrovaya'yj resmen ziyaret etmiştir.
Nahas paşa
Eski Mısır Başbakanı mahkemeye verilecek
Kahire 18 (A. A.) — Eski başbakan Nahas paşa mahkemeye verilecektir. Kendisi salâhiyetini fena kullanmak ve iltimaslar yapmış olmakla suçlandırılmakladır.
Eski kabinenin hareketleri hakkında tahkikat yapmak üzere kurulan komite Maliye Bakanı Mahram Abeld paşanın başkanlığında bulunmaktadır.
güney mahallelerine girdi
Londra 17 (AA) — Alman Haberler ajansının bildirdiğine göre. Rus-lar Breslau'ın güney mahallesi Klt-tendorf'a girmeğe muvaffak olmuşlardır.
Alman tebliği Breslau kalesine yapılan hücumlarda Sovyetlerin bir gedik açmağa muvaffak olduklarını, fakat bunun kapatıldığını bildiriyor
Londra 17 (AAJ — Alman Haberler ajansı D. N. B. nin askeri muharriri demiştir kİ: Almanlar, Berlin’in 78 mil güney doğusunda Öder ile Bober nehirlerinin birleştiği noktada Frankfuftan. geçen başlıca yol üzerinde bulunan Krossen şehrini boşaltmışlardır.
Almanların, mevzii bir çekilme sırasında Krossen'i ve Gruenberg'I bırakmış olmaları küçümsenemez. Ancak. bu bir plân gereğince yapılmış olduğu İçin, tahliye yalnız Sovyet harekâtının da bir neticesi değildir.
Londra L7 fA.A.i — Tlmea'ln Moskova muhabiri bildiriyor: Mareşal Koniev kuvvetlerinin sağ kanadı Oul-lichau bölgesinde mareşaL Eukov kıtalarının sol kanadı He İrtibat teste etmiştir. Bu suretle Almanların İki cephe arasında bir çıkıntı vücudu getirmek hususundaki ümitleri suya düşmüştür.
Guben şehri dövülüyor
Esir edilen Volksturm denilen yaşlı Alman birliklerine mensup iki nefer
Tokyo’nun bombardımanı hâlâ devam eliyor Dün de 600 uçak şehri 6 saat bombardıman etti Amerikalılar Corrigidor adasına paraşütçüler indirdiler, Manilla'nın işgali tamamlanmak üzere
HAFTA KONUŞMASI
I Kadın, o ışıklı mahlûk...
Yazan: Refik Halid Karay
DİKKATLER]
«Faik’in yazılır, Fayığın okunur»
Has isimlerden sonra bir (*) işareti koyarak muhtelif halleri gösteren ekleri bu kesmenin Hr-dından yazıyoruz. Birçok sebeplerle buna mecbur oluyoruz
Böylece: «Faik» İsmi ve benzer-leri (Falğın) diye (ğ) alacakken, (k) lan muhafaza ediyorlar. Gençler de tıpatıp (Faik'ln) suretinde telâffuz ediyor.
Türkçe yazmuı tam fonetik olamıyacağını, okullarda, sahnede ve radyoda diksiyon derslerine ihtiyaç olduğunu sade bu misal, ispata kâfidir: (Faik'ln) yazılıp (Fâyığın) okunacaktır.
Nev-York 18 (A.A) — Moskova'dan gelen bir habere göre, Sovycticr, Berlin'in güney doğusunda bulunan Guben şehrinin dış müdafaalarını dövmektedirler.
Sovyet tebliği
Moskova 17 (AA.) — Mareşal
Stalin tarafından neşredilen günlük emirde Doğu Prusya'da Almanların milhlm dayanak noktası olan Wcrm-dltt ve Mehlsocak kasabalarının zap-tedlldlğl bildirilmektedir.
Sovyet tebliğine göre Pomeranyada Stargard'ın güneyinde düşman tanklarının vo piyadesinin taarruzları pilskilrtülmüştür.
Tebliğde deniliyor kİ Bchnelde-muhl'un kuzeyinde kıtalarımız ormanlarda çevrilmiş olan düşman gr tıpamın imhası savaşlarına devam etmişler ve 8000 den fazla Alman öldürmüşlerdir. 2000 don falla da esir alnuşlnTdır.
Poznan’da kıtalarımla çevrilmiş bulunan düşman grupunun İmhası savaşma devam etmişler ve Wart’ıe nehrinin doğu kıyısında bulunan dış mahalleleri düşmandan tomomlle temizlemişlerdir. Geri kalan Almanlar kalede müdafaaya devam ediyorlar. Kıtalarınua bu çevrede dlln 8000 den fazla esir almışlardır.
Vaşington 18 (R) — Tokyo'nun bombardımanı devam ediyor. Şehirde bilyiik. yangınlar çıkmıştır. Tokyo radyosuna göre son akın 8 saat sürmüştür. Hedefler arasında uçak fabrikaları da bulunuyor. Bu akma 600 Müttefik uçağı İştirak etmiştir.
Tokyo bombardımanının en w bir hafta süreceği söyleniyor. Harb gemilerinin ve uçak taşıtlarının yanında mermi, bomba vesair levazım yüklü bir çok vapurlar bulunmaktadır.
Londra 18 (R> — Amerikalıların
Molkn.no adalarından İvojlnıa'yıı asker çıkardıkları hakkında Japonların yaydıkları haberleri Amerika hâlâ teyldetmemlştlr. Bununla beraber Amerikan nrhlı ve kruvazörlerinden mürekkep bir fLlo. uçakların himayesinde bu adayı bombardıman etmektedir
İvojlma. mühim bir Japon üssüdür. Adada Japonların 3 hava meydanı vardır. Buradan kalkan uçaklar ve sahil bataryaları Amerikan gemilerine taarruz etmişlerdir. Bir gemi hasara uğramıştır.
Corrigidor’a paraşütçüler indirildi
Londra 18 (R) -- Amerikalılar
Manllla körfezinin ağzındaki mü tııh kem corrigidor adasına paraşütçüler
indirmişlerdir. Bunlar şimdiden mühim noktaları ele geçirmişlerdir. Bm suretle adanın istilâsı başlamıştır.
Ol. Mac Arthur tebliğinde aday* paraşütçülerin Indirlmeslnden bahisle tu hareketin pek milhlm olduğunu ve Manllla limanının Amerika* gemilerine açılmak üzere bulunduğunu bildirmektedir.
Vaştngton 18 (R) — Filipin'lerde Japonlar Manilla'nın eski kısminde, tutunuyorlar. Amerikan kuvvetleri kumandanı, bu kuvvetlere teslim olmaları için 4 saat mühletll bir ültimatom göndermiştir. Japon kumandanı bu Ültlmotoma ce'sap vermemiştir. _________ ___________
Bulgaristanda gelir vergisi
Sofya 18 (A.A.l — Anadolu ajansının özel muhabiri bildiriyor: Gelir üzerinden vergi tıakkındakl kararname gereğince yeril ve yabancı kaynaklardan geliri olan bütün Bulgar tebaası bir yıldan beri veya daha fazla Bulgarlstanda İkamet eden bütün yabancılarla hariçte bulunup da Bulgaristandakl gelirleri 80 bin levayı aşan yabancılar 1045 martının sonuna kadar gelirlerinin miktarını bildirecek! erdir.
Beyannamelerdeki meblâğlar vergiye matrah İttihaz edilecektir.
A R S? A m
SüZUN GELİŞİ
Lokantaların sınıfları
A rada bir işitiyoruz: Lokantalar yeni baştan sınıflara ayrılı, yor, tarifeleri değiştiriliyor; gazinolar sınıflara ayrılıyor, tarifeler değiştiriliyor; malıaLlcbicilcr sınıflara ayrılıyor, birinci sınıf mahallebicinin satacağı tavuk göğsüne dnlıa yüksek, üçüncü sınıf mahallehicininkine daha ucuz fiat konuyor. Her sınıftan lokantalara. gazinolara, mahaîlebicilere girip çıkıyoruz! Yenilen yemekler, tatlılar, içilen içkiler, getirilen mezeler arasında tat farkı sınıftan sunla değişik değil. Yalnız birinci sınıf olanı daha döşeli dayalı, dalın aynalı koltuklu, daha şatafatlıdır. Ama birinci sınıf bir lokantanın yemeğindeki yağ arasıra üçüncü sınıf lokantanın yemeğindeki yağdan daha fenadır; mide bozar, esenlik yıkar. Öyle iken mideyi bozan bu kötü yağlı yemeğe daha fazla para vermek zorundasınız.
Midemizi bozacaksak bari ucuzca bozalım, demek isKiniyorum. Bir düşünsek yeri vardır: Aynaları parlak olmadığı, sandalyelerine maroken kaplatmadığı içjn üçüncü sınıfa diişen nıahal-lebici konulan fiatı aşmamak düşüncesi!? tatlılarını ister istemez kötü malzeme ile yapmak zorunda niçin kalsın? Sınıflar ayrılırken fiat aynalara, koltuklara mı konuyor, yoksa yemeklere mİ? Aynaları mı yiyorur yemekleri, tatlıları mı? Lokantada aynanın güzel olması kötü yağla pişirilmiş yemeğin midemizi bozmasını, bizi hasta edip yatağa düşürmesini önliyebilir mi?
Lokantalar, gazinolar, muhallebiciler değil, yemek, meze, tatlı sınıfa ayrılmalıdır. Birinci sınıf yemek, birinci sınıf meze, birinci sınıf tatlı en iyi malzeme kullanılarak en İyi pişirilen veya hazır! anandır. Öylesi şatafatlı lokantada da, şatafatsızında (la yüksek fiatle yenebilir; ucuza mal oljnjyacağını herkes anlar. Ama en kötii yemeğin en şatafatlı lokantada pahalı olmasını mantık nasıl kabul eder? Şevket Rado
Zeytinyağı meselesi
Arap memleketleri
Polonya meselesi
Mos ova’da çıkan Krasnaia Zvesda gazetesinin bir makalesi
Yunan adalarından ilk parti on bin ton gelecek
İzmir 18 (Akşam) — Zeytinyağı piyasasına bir düzen verebilmek için Yunan adalarından zeytinyağı iûia-Dne hükümetçe müsaade edildiği yazılmıştı. Öğrendiğime göre, takas usulü lle yapılacak bu zeytinyağı İthalinin ilk pnrllsi 10-000 ton olacaktır. Bunu diğer partilerin getirilmesi taklbedecektir.
İzmir Tarım, satış kooperatifleri birliği ıımuın müdürü B. Sedat Dlk-nı.:ı. bu konu üzerinde Ticaret Ba-k; nlrğı Ue görüşecektir. B. Sedat Dikınrn. dün Kadcş vapurlle İstanbul.. hareket etmiştir. Umum müdür bir İki gün İstanbulda kalacak, zeytin.:'ı işini, birlikçe yapılan pera-kenö? ratışları tetkik ettikten sonra Ankaraya giderek Ticaret Bakanlığı lle E-rüşecektlr.
İzmir’de devlet müzesi
İzmir 18 (Telefonla) — Maarif Bakanlığı Kültiirprkta bir »Devlet müzesi» yaptırmağa karar »ermiştir. Belediyece ayrılan arsa, Maarl! Ba-kanLığı tarafından görülerek müze binası İnşasına uygun görülmüş ve Belediyeye teşekkür edilmiştir. İnşaata vnkında başlanacaktır
Son günlerde yapılan ihracat
Ankara 17 — Son günlerde Ame-rlkaya tütün ve fındık. Suriyeye 7 vagon kabafc çekirdeği gönderilmiştir. Bugünlerde Mısıra tütün, Suriyeye de lâktrda gönderilecek, Bulgaristana da tuzlu balık İhracına başlanacaktır.
Bakır şilebi bir haftaya kadar İz-mlrden üzüm ve incir yülcliyerek Mısıra götürecek, oradan dönüşünde de Mısırdaki mallarımızın bir kısmını memleketimize getirecektir.
Ankara Halkevinde edebiyat konuşmaları Ankara 18 (Telefonla) — Ankara Halkevi taralından tertlbolunan edebiyat konuşmalarının İkincisi dün proresör Su ut Kemal Yetkin tarafından «Bugünkü şllr> konusu üzerinde yapılmıştır. ŞUrln kısa bir tarihçesini yapan profesör. realist şiir diye yazılan birkaç manzumeyi okuyarak tenkldetmlş ve şiirlerini tenkld ettiği şairlerin kendi anlayışına göre güzel buldukları şiirlerini de okuyarak aradaki farkı göstermek suret'ls Byrılma sebeplerini anlatmışlardır.
Profesör. Yahya Kemalin gençliğe örnek olacak kadar güzel bir şiirini pkuyarak sözlerini bitirmiştir.
Yeterlik ve liyakat hakkında talimatname Ankara 18 (Telefonla) — Ten! barem kanunu, memurların terfi edebilmelerini amirlerinin yeterlik ve liyakatlerine bağlı tutmuştur. Maliye Bakanlığı yeterlik ve liyakatin nelerden ibaret olduğunu gösterir bir talimatname projesi hazırlamıştı. Şimdi bu tallmtaname projesini İncelemek Üzere Bakanlıklar delegelerinden mü-ıteşekkLl bir komisyon kurulmuştur. Komisyon dün toplanarak projeyi incelemeğe başlamıştır.
Ankara Cumhuriyet yarsavcılığı
Ankara 18 (Telefonla) — İstanbul w Lozan hukuk fakültelerinden mezun doktor Abdullah GÖziibüyük Ankara Cumhuriyet yarsavcılığına tâyin edilmiştir.
Balkan bloku fikri
Bu meselenin görüşülmesi Birleşmiş Milletler konferans» neticesine bırakılmış
Sovyet kıtaları Alman topraklarını Elbe nehrine kadar işgal edecekler
Londra 17 (AA) Anadolu ajansının özefl muhabiri bildiriyor: Kırım konferansında elde edilen netice siyasî mahfillerde, orta sınıf halk ve parlamento mensupları arasında memnunlukla karşılanmıştır.
Almanya meselesinde varılan anlaşma umumiyetle, en miikı m-mel bir hareket programı olarak telâkki edilmektedir.
Resmî bir demeçte bulunmamış olmakla beraber, en yetkili kaynaklardan öğrendiğime göre, Almanya'da Rus işgal bölgesi Elbe nehrine kadar uzanacaktır. Bazı mahfiller Yalta anlaşmasının. kayıtsız şartsız teslim bahsinde sarahat ihtiva etmemesinden dolayı hayal sukutuna uğra-mışlardır. Bu mahfillere göre, bu hususlar tasrih edilmiş olsaydı siyasî savaş kolaylaşmış olacaktı. Almanyada mütarekeyi imzalamak İçin gerekli nüfuzu haiz hiç bir politika adamı buiunamıya-cağı belirtilmektedir.
Bazı siyasî mahfillerde Ruslar tarafından İşgal edilen Alman bölgelerinde mareşal Paulus veya general Şeydiitz'ln başkanlığı altında bir Alman millî komitesi veya muvakkat hükümeti kurulmasına intizar ed.Imektediı*.
Burada dolaşan şayialara göre.
Pariste çıkan Monde gazetesinin bir makalesi
Paris 17 (A.A.) — Monde gazetesi, •Yakın Şark Arap memleketleri birliği» İsimli başmakalesini Orta Şark meselelerine tahmis etmiştir.
Gazete İlkin İskenderiye proloko-luna katılmış bütün Arap memleketleri Hariciye Bakanlarının Knhlrede-kl toplantısının Arap memleketleri federasyonu meselesini tekrar ortaya attığuıı hatırlatmaktadır.
ilgili muhtelif memleketlerin amaçlarına İşaret ve Isken deri yed eki hazırlık konferansının önemli sonuçla-lara varmış olduğunu kaydeden bu gazete şöyle demektedir-
Evvelce be, devlet, Ürdün, Suriye,1 Lübnan, Irak ve Mısır eski Milletleri kurulunun ana hatlarını drplş eden ı İskenderiye protokoluna k.v.ıhmalardır. Kıra! Faruk’Jn sevah atinden Isonra da Arabistan-peşinden Yemen! de sürükleyerek pröfokola İltihak etmiştir.
Gazele, mütalâasına şövle devam t ediyor:
j »Fransa. Yakın Şark Arap memle-jketlerindeki menfaatlerini koruyacak bir blok yaratılmasını İyi bir gözle görmektedir. Bu blok, bu Arap memle ketlerine kendi kendilerini İdare etmek. gelişmek İmkanını verecektir. Bu. onların hâlâ muhtaç oldukları Arap memleketleriyle antlaşmalar imzalamasına mâni değildir, Bu blok, pek nazik bir mesele olan azınlık meselesini halledecektir. Bu blok lle müsliimanlar birliği rücuda getirilmesi mevzuu bahis değildir. Bu blok, savaşçı bir şefin İdaresinde bir müs-lüman birliği kurmak İçin savaşmıya-caktır Araplar birliği harb yüzünden İstiklâllerini İdrak etznlş ve müşterek miraslar!!? övünen bir müstakil devletler grupunu temel olarak olmaktadır.
Bu memleketler. İktisadi menfaatlerinin birliğini hissediyorlar ve ihtiyaçlarını tesblt etmek ve güvenliklerini sağbyacak en İyi usul üzerinde birbirlerine danışmak için toplanıyorlar. Bu birliğin merkezi neresi olursa olsun, Fransa, her Arap memleketinin nüfuz ve kudretine dokun-tmyacak olan böyle bir birliği müsait bir surette karşılar, bundan böyle bu devletler. Garp devletlerine fabl ot-mıyacaklar, fakat insanlığın müşte- j rek saadetine onlarla braber yardım edeceklerdir.»
Gl. Catroux Lübnan’da
Beyrut 17 (A.A. i — Fransanın Moskova büyük elçisi M. CatrûUx, yanında Lübnan hükümeti nezdlnde Fransız murahhası plerre Bart olduğu halde Lübnan Ba-şbakanım sarayında ziyaret etmiştir. Tam bir dostluk havam İçinde 45 dakika süren bu görüşmede Di, Bakan vekili de hazır bulunmuştur.
Kahire toplantısı
Kahire 18 (A A.) — Arap Hariciye Bakanlan konferansının ikinci top-latısı dün, açılmış ve Arap devletleri birliği kurulmasına alt projeyi tetkike başlamıştır.
Turfanda sebzeler
Adana ve İçel’den senenin İlk turfanda sebzeleri şehrimize gelmiştir. Bunlar arasında marul, taze bakla ve enginar vardır.
tiktisat Bakanı Yerli Mallar Pazarında
Şehrimizde bulunan İktisat Bakanı B. Tuat Slrmen, dün öğleden «nıra Yerli Mallar Pazarları mûessesealni ziyaret etmiştir. I,
Çekoslovakya’da
Bulgaristan’da
M. Benes Londra’dan ayrılmadan evvel bir konuşma yaptı
Londra 18 (R.) — Moskova radyosunun bildirdiğine göre Sofya'da Almanlarla işbirliği ya-pan 7 Bulgar generali İle 28 subayın muhakemelerine başlan-hastır. Bunlar eski genel kurmay ^başkanı Gl. Termiyof, eski Makedonya kumandanı Stoyakof. eski polis müdürü Dimitrof, hava kumandanı Abanof, Yugoslavyada bir kolordu komutanı olan ve teşkilât yapan Mikolof 'tur.
Londra 18 (R) — Çekoslovakya Cumhur başkanı doktor Benes, memleketine gitmek üzere İngiltere'den ayrılmazdan evvel dün akşam İngiliz radyc>cunda bir konuşma yapmıştır, Benes demiştir ki: ) yj
•Memleketime gidiyorum. Oraya vanr varmaz bir millî hükümet kurulacak, parlamento seçL mi İçin hazırlık yapılacaktır. Çe-koslovakya yeniden demokratik esaslara göre kuru’a çaktır, Almanların efkân karıştırmak içta ortaya attıkları Bol çevikleşme rivayetinin katiyen aslı yoktur. Çekoslovakya tamamen müstakildir, hiç kimse iç işlerine karışmıyor.»
Roosevelt nerede?
Vaşington 17 (A.A.) — «Reu- ...___________________ __________
ter»; Beyaz Saray. Başkan Roo- tik'ten 150 kilometre kadar içerde sevelt’in Amerikaya dönmeden evvel Kırım konferansına dair hariçte bir yerde yapacağı gazeteciler toplantısına Amerikalı olmıyan muhabirlerin İştirak et-melerine müsaade olunmadığını bildirmektedir.
bulunuyor.
Hnrsck'ln eski merkezi Mostar’da Alman kıtaları kendilerini saran çemberi yarırtnk teşebbüsünde bulımmuş-lard ır.
İki zırhlı tren ve bir çok lokomotif ve vagon sağlam olarak el e' geçirilmiştir.
Almanyanın »ebebolduğu zarar ve ziyan Vaşington 18 (AA.) — Amerikan uzmanlarının tahminlerine göre, Almanya’nın Avrupa’daki müttefik memleketlerde sebebol-duğu zarar ve ziyan 508 milyar dolar tutmaktadır.
Sıhhat şûrasının toplantısı sona erdi
Ankara 17 (A.A.) — Birkaç
günden beri toplantı halinde bulunan yüksek Sıhhat Şûrası gündemindeki adlî meseleleri ve yurdun bulaşıcı hastalıklar bakımından sağlık durumunu lnceliyeıek kararlar İttihaz etmiş ve toplantısına bugün son vermiştir.
Edirnede tütün piyasası açıldı
Edime (Akşam) — Bııgân tütün piyasası açıldı. Ortalama olarak 110 kurüş üzerinden flüt tesblt edilmiş olmasına rağmen İlk satılan partinin kalite itibarIIe biraz düşük olmasından İnhisarlar İdaresi İlk partiyi IBO| kuruştan eatın almıştır.
Tütün llatlerlnln bir miktar daha yükseleceği, tnhlsnrlar vo diğer ecnebi firmalar tarafından geniş ölçüde mübayaat yapılacağı umulmaktadır.
Bu sabah kar yağda
Birkaç gündenbori baharı andıran hava dön öğleden sonra değişmiş, rüzgâr şimalden esmeğe başlamıştır. Sabaha karşı şehre bir miktar kar yağmıştır. Termometre sıfırdır.
bir Balkan bloku kurul maşı imkânları Yaltada görüşülmüşse de bu meseleye ait müzakerelerin Birleşmiş milletler konferansı neticesine talik edilmesine karar verilmiştir.
Buradaki resmi bir sözcünün belirttiğine göre, Yaita anlaşması beton kadar sağlamdır ve na-zllerin büyük müttefik devletler arasında ayrılık çıkarmak hususundaki. ümitlerine öldürücü bir darbe indirmiştir.
Almanyada yeni bir hükümet mi kurulacak?
Ankara 17 ıR.G.) — Moskova radyosu bugün Aimanyanjrı iç durumuna dair dikkate değeri haberler vermiştir. Bu radyoya! göre, Almanyada halen bir çok nüfuzlu şahsiyeti İçine alan bir teşkilât, von Papen’in başkanlığında yeni bir hükümet teşkiline çalışmaktadır. Bu hükümet, bir sulh akdine çalışacaktır. Avusturya nın eski valisi olup halen Bohemyada bir kampta bulunan Seiss lnquart da bu harekete dahildir. Maruf komünist lideri Hellmann’ın arkadaşı olan Sch-leuner’in Moskovada büyük İtibarı olduğundan bunun Mosko-vaya gönderilmesi de düşünülmektedir.
7 generalle 28 subay yargılanıyor
Tito kuvvetleri Saray -
Bosna kapılarında
Londra 17 (AA.) — Mareşal Tito genel karargâhının tebliği: Yugoslav yurtseverleri Alman işgalinde bulunan .şehirlerden on beş kalabayı daha kurtarmışlar ve Saray Bosna'nın 5 kilometre yakınlarına kadar ilerle-mlşlfrdlr. Bu kuvvetler şimdi Adrlya-
Başkalarına devredilen pastahane ve lokantalar
Belediye, lokanta, pastahane, muhallebici, hamam ve kahvehane gibi yerleri muhtelif sınıflara ayırmıştı. Bu müesseselerin sahip veya kiracıları dükkânlarını bir başkasına devrettikleri zaman müessesenln sınıfı aynı kalmak şart i) e yeni sahibi veya kiracısı tarafından İşletilmesi lâzım gelmektedir.
Belediye bu hususta alâkalılara tebligat yapmıştır.
Millî korunma mahkemesine verilenler
Mısır çarşısında belediye tahsil şubesinde memur bulunduğu sırada 6050 Hra ihtllâs eden Cavlt Tüzün dün toplu millî korunma mahkemesine verilmiştir. Hakkında tutulma karan verilmiştir.
Beyoğlu halk dağıtma birliği reislerinden Mehmet Keskin lle. Necip isminde bir memur da sahtecilik v© rüşvet suçlarından millî korunma savcılığa tarafından toplu millî korunma mahkemesine verilmiştir.
Rektör Ankara d an geldi
Bir hafta evvel sıtma kongresine İştirak etmek üzere Ankara-ya giden üniversite Rektörü profesör Tevfik Sağlam Sıhhat Şûrası toplantılarında da bulunduktan sonra şehrimize dönmüştür.
Moskova 17 (A. A.l — Krasnaia Zvesda gazetesinin siyasi muhabiri şöyle yazıyor:
Kırım konferansının neticeleri PolonyalI mülteciler aronnda büyük wr karışıklık yaratmıştır. Mülteci PolonyalIların, faşist taraftarları, Hitlercl-ler gibi Müttefikler arasında lıallol-mıyacak anlaşmazlıklar ümldedlyor-lardı. Bu ümitler bosa çıkmıştır. Müttefikler aldıkları kararlarda, Londra-tlakl sabık sahte mülteci hükümeti hakkındp hiçbir şey söylemiyorlar. Mülteci PolonyalIlar azimlerini ebediyen kaybetmişlerdir,
Britanya Dış Bakanlığuun sözcüsü, gazeteciler konferansında, Kırım konferansını tefsir ederken Polonya meselesine de temas etmiştir. Sözcü şunları söylemiştir: «Bundan sonra Londradakl Polonya hükümetinin Po-lonyadakl hâdiseler üzerinde hiçbir tesiri olmayacaktır. Kırım konferansında bu, katiyetle nazar» itibara almnuştır
Roosevelt ile birlikte Kırıma giden müşavir Byrnns, Vaşingtona döndüğü zaman aynı fikri yürütmüştür. Byrnns. Varşovadakl demokratik hükümetin yegâne Polonya hükümeti olduğunu ve yeni kurulacak ve Müttefikler tarafından derhal tanınacak olan millî birlik hükümetinin de temelini teşkil edeceğini de ayrıca bildirmiştir.
Londrada bulunan PolonyalI mülteciler Kırım konferansının kararlarım reddetmekle bir defa daha kendilerini gülünç mevkie koymuşlardır Bunlar zaman ve mekân dışında mevcudiyetlerini idame edebilecekle rinl ciddiyetle tahmin ediyorlardı Sovyet Rusyayn karşı düşmanlık ve Müttefikler arasındaki birliği baltalamağı siyasetlerine temel olarak alan bu Bdamlar. hâdiselerin gldlşatlyle tarihin kâğıt sepetine atılı bulunuyorlar. Polonyada ve hariçte bulunan demokrat unsurlarla Varşovadalcl hükümetin genişletilmesi, bu hükümetin niyetleriyle tamamen mutabıktır Bu hükümet, hariçte bulunan demokrat unsurların memlekete dönüp vatanın kalkınmasına yardım etmelerini müteaddit'defalar kendilerinden İstemiştir.
Memlekete dönüş, PolonyalIlar arasında başlamıştır. Mlkolazlk ve taraftarları Londradakl mülteciler hükümetinin kararlarını reddetmişlerdir. Söylendiğine göre, gerek bu ve gerek diğer guruplar yeniden teşkil edilecek Polonya hükümetine Iştlrâk edecek ve Polonyanm İstikbaldeki mukadderatının mesuliyetini üzerine alacak birçok PolonyalIlar bulunmaktadır.Kt-rım konferansının kararlarından anlaşıldığına göre, yeni hükümete ancak. cidden demokrat ve nazl aleyhtarı olan sivas! adamlar alınacaktır. Bütün hükümet gibi, bunlar da Polonya halkının bütün Birleşmiş devletler ve sovyetler Birliğiyle dost, müstakil, demokrat ve kuvvetli bir
Tren acele mi hareket etti?
Dünkü nüshamızda Pendik ile Yunus İstasyonu orasında bir kadının trene bineceği sırada muvazenesini kaybederek düşüp ağır yaralı olarak Numune hastanesine kaldırıldığını, fakat bir müddet sonra öldüğünü yassmıştık.
Hâdisede ölen bayan Hailce Tefenin oğlu B, şefik bize müracaat ederek annesinin trene binerken değil. Yunus İstasyonuna çıkmak üzere trenden İnmek İsterken, sırf trenin çabuk hareket etmesinden dolayı bu kazaya uğrayarak öldüğünü ve bu hususta Devlet demiryolları İşletmesine de müracaat ettiğini söyledi.
Kazaya el koyan adliye ve zabıtanın hâdisenin İçyüzünü oydınlatacağı ve kabahatin kime alt olduğunu meydana çıkaracağı şüphesizdir
Yalnız şunu da ehemmiyetle ilâve | edelim kİ son günlerde yalnız trenler değil, tramvaylar, otobüslerden bir kısmı da yolcularını tamamlle alıp boşaltmadan haîeket etmekte, bazı kimselerin yere düşmesine ve yahut bir kazaya uğramasına sebep olmaktadırlar. Bütün taşlt vasıtalarının bu tehlikeli acelelecLUkten vaz geçmeleri lâzımdır. Hiç bir bahane, trenlerin, tramvay ve otobüslerin bütün yolcularını alıp boşaltmadan hareket etmeler! İçin bir hak vermez. Alâkalıların dikkatini çekeriz.
Bir İngiliz denizaltısı battı
Londra 18 (A.A) — İngiliz
amiralliğinden bildirildiğine göre Porplus denizaltısının kaybedilmiş olduğu teşdit edilmiştir. Bu denizaltı 1942 senesinde Malta adasına malzeme yetiştirmek ve adanın mukavemetini arttırmak suretiyle büyük yararlıklar göstermiştir.
YargftÇ ve »avcılar arasında değişiklik
Ankara 18 (Telefonla) — Yargıç ve Cumhuriyet savcıları arasında yeniden baza değişiklikler yapılacaktır. Adliye Bakanlığı buna ait kararname tasarısını hazırlamağa başlamıştır.
Polonya kurmak hususundaki dileklerini yerine Belireceklerdir.
Polonya siyasî meselelerinin hallind* Üç büyük müttefik, yalnız Polonya-ya münhasır olarak Kırımda alman kararlardan değil, aynı zamandş kurtarılmış Avrupaya ait demeçte (16 bildirilen umumî prensiplerden mülhem olacaktır. Bu, demektir kİ. Polonya topraklarının Mut te Tikler tarafından parçalandığı dedikoduların» saçan faşist taraftarı tahrikçiler. Katin ormanı mücrimleri şimdiden sonra kendileri İçin yeni Polonyanm kapılarım kapalı bulacaklardır
Londra’da bir toplantı
Londra 17 (A.A.i- Başında Polonya Başvekili M. AreJzevsM bulunan Polonya kabinesi, evvelki gece Avam kamarasına kabul edilmiştir. Toplantı hususi mahiyette olmuştur. Polonya meselesinin biitiin etraf 11 e görüşülmemiş olduğu zannedilmektedir
M. Arcizevskl. İngllterede gördüğü misafirperverlikten dolayı hükümetin teşekkürlerini bildirmiştir
Lublinde çıkan bir gazetenin mütalâası
Varşova 17 (AA.) — LubUn’de çıkan Rzecpospolita gazetesi «Sondan evvel* başlığı altında yazdığı bir makalede'diyor kİ:
»Denizde geniş bir mahrece, sc-rbea bir Vistule ve Öder ve Netse üzerinde bir hududa sahlbulacak olan yeni Po-lonyanm tamamlle kurtarılma saati yaklaşmaktadır
Yirmi beş sene oluyor kİ. Polonya denizle blrleserek. 50 kilometrelik blı sahile sahlbolmuştu. Bugün, 500 kilometrelik bir sahile sahibolacağımdt, Dantzig ve szcezln’ln birer Polonya limanı olacağı bu sıralarda önümüze büyük vazifeler çıkmaktadır. Polonya milleti, denizel devlet olmak İçin nü-yük bir gayret göstermemi? ve Po-meranyada çok çalışmamız lâzım geldiğin! takdir etmektedir Bahriyeli ya balıkçı kadroları kurmağa ve Roman-yadan, Çekoslovakya dan ve Rıısyadan gerecek malları ve bizzat kendi ihracat mallarımızı taşıyabilmek üzere demiryolları hazırlamağa mecburu» Hayata yeniden doğan bir devlet gibi. önümüze bu sahada rldrlf meseleler çıkmaktadır.»
Bütün Almanların çıkarılması isteniyor
Varşova 18 *A.A.» — Gİ& LudU adırftaiıi gazele. «Polonya toprakla-Tından Alman İzlerini silelim» başlıklı bir yazısında. Polonyadakl Almanların aman Verilmeden ve tamamen memleket dışına çıkarılmasını istemektedir.
«Polonyada bir ıek Almana /er yoktur» diyen gazete. Almanı arın mallarına el konularak, bunların Alman zulmüne uğramış kimselere dağıtılmasını tavsiye etmektedir.
Created by free version of 2PDF
îngiiteredeki Türk hava subayları
Londra 17 (A.A ) _ Büyük Brıtan-yada bulunan Türk hava subayları İçin. Londra Halkevinde bir veda ziyafet! tertlbedllmlştlr. Ziyafetten sonra Türldyeye alt Türkçe izahlı ve İngillereye alt filimler gösterilmiştir. Toplantıda Türkiye büyük elçisi deniz, kara ve hava ataşelerlle, Londr» konsolosu da hazır bubin muşlardır.
Ruşen Eşref Ünaydın’ın konferansı
Londra 17 (A.A.) — Büyük elçi
Ruşen Eşref ünaydm. Halkevindl Türk edebiyatı hakkında bir konferans vermiştir. Fransızca olan bu konferansa büyük bir dinleyici külledi iştirak etmiştir.
BORSA
17/2/1Ö4B flatleri
Londra üzerine 1 sterlin 6.M
Nevyork üzerine 100 dolar 13OJJQ
Cenevre 100 İsviçre Fr 8O.326B
Madrid üzerine 100 pezeta 12.89
Stokholm üzerine 100 kuron 31.1330
Esham ve Tahvilât
Ergani % 6 1933 24.80
tkramlyell % 6 938 20.08
% 5 Lkramlyell M. M, 21.80
% 7 Milli Müdafaa 19.40
MU11 Müdafaa 2 20.3a
Milli Müdafaa 3 19.17
% 5 945 Milli Müdaff 10.16
Sivas - Erzurum 1 10.10
Sivas - Erzurum 2-7 19.1Ö
% 7 1941 D. Y. 1 19.3Ö
1941 Demiryolu n 20.80
1941 Demiryolu m W.»
1941 Demiryolu % S 2718
Anadolu D Yolu % " 3*^
Anadolu tahvili 1 - 03.—
Anadolu Mümes. **•-*
Merkez Bankası 150.—
İş Bankası nama. ,4-21?
İş bankası hamiline 15 50
Aslan çimento
BORSA »IŞINDA
Reşadiye altını 33 90
Gulden 32.7»
Külçe altm on gramı 5 22
r • t 1345
AKŞAM
AK SAMDAN AKSAMA
Hastabaktctlık, zengin tabaka kadınlarının hevesleneceği bir şefkat amatörlüğüdür
Tramvay seferleri
İtişip kakışmadan binmek için düşünülen çareler
Geçen gün gazetemizde eski .Matbuat Umum müdürü ve piyes müellifi Vedat Tör, Bayan Tek-taş’ın sergisi dol ayı siyle bir ma-kalccik yazdı; yüksek tabaka kadınlarımızın cemiyete fayda vermemeleri, bunca tahsile ve imkânlara rağmen, ömürlerini yeşil çuhalı maşa ile kokteyl kadehi arasına tasnif etmeleri aleyhine ateş püsküriiyordu.
Bir mecliste bu bahsi konuştuk:
— Bizde de ne kadınlar var...
- diyecek oldum.
İlk duyuşta mugalataya benziyen; fakat sonra hak ve hakikat aranınca, hiç de paradoks olmadığı anlaşılan şu cevabı vererek beni şaşırttılar;
— Evet... Bizde de, yüksek tabakada ne anneler, ııe ev kadirine cemiyet kadınları var. bunlar, ya müstesna
esirgemelerle yetiştirilmişlerdir: «Aman, temas ederek bozulmasın ! .ı diye titiz ana baba üzerlerine titremiştir. Yahut da, böyle-Içyi fevkalâde cehver, ender istidattırlar: Muhitlerine karşı kalb-leı ’de yaman bir aksülâmel
— yeni tâbirle bir tepki — duymuşlardır: Böyle intizamsız ev şartı olur mu? Ben faal olacağım. Bilmediğim ne var? Çocuk bakı
inçi asır icaplaruıa ve ortalık işi mi? □siyeceğim. Üstelik içt tnaî işlere de yetişeceğim! Üstelik kendi ilerleyişimin bu nokta-*;» kalmamasına dikkat edeceğin Her sene. İleri bir adim atacağım!- demişlerdir. Bu dediklerini de yapabilmişlerdir. Fakat insaflı olalım; Bu, zengin tabaka -n izin umumi manzarası miti ”■* Umumî manzaranın karika-ti i elbette kokteyl kadehi ile ye il çub.ı arasıdır.
Ben kendi hesabıma verecek cevap bı: madun. Şayet mantıklı bir nhıdafaaname alırsam, bu sütuna memnuniyetle basarım
Halkın itişip kakışmadan tramvaylara binmelerini temin için Vali v* Belediye reisi Dr. Lûtfl Kırdarın reisliğinde bir komisyon toplanmıştı. Komisyon, Eminönünde ve Beyoğlu cihetindeki Tünel durağında olduğu gibi, her zaman tramvay bekli yen büyük bir kalbalığın toplandığı yerlerde, parmaklıklı duraklar yaptırılarak halkın tramvaylara birer birer binmesini ve arabanın, hareketinden evvel kapının İyice kapanmasını teinin için pratik çareler aramaktadır.
Bir parmaklığın, ancak bir semte gidecek yolcuların binmelerine yalayacağı düşünülürse, tramvay bekleme yerlerini bir sürü parmaklıklarla doldurmak İcabetmekte ve bu hal esaslı müşküller doğurmakladır. Bununla beraber. Beyoğlu cihetindeki Tünel önünden kalkan tramvaylara mahsus yaptırılacak parmaklıklı durağın üç semte gidecek yolcuları birden alması kabildir. Bu durağın plânı çizilmektedir Bundan başka tramvayların ikiye ayrılması da düşünülmektedir. Meselâ Fatihten kalkan bir araba, hiçbir durakta yolcu bindirip indirmeden doğruca Harblyeye gidecektir. Diğer çeşit tramvaylar da ara istasyonlarda duracak 11 r
Tramvaylardaki kalabalığın bilhassa Beyoğlu cihetine giden arabalarda görülmesi, dikkatin, bu cihete lşliyen arabalar üzerinde toplanmasına se-bebolmakladır Buralara tşliyen tramvaylara alt tedbirlerle birlikte. Beyoğlu cihetine kolayca gidip gelmek İçin Yüksekkaldınmın ıslahı da düşünülmekledir. Duraklarda yapılan tetkikler sona erdikten sonra tekrar yapılacak toplantıda bu hususta kati kararlar verilecektir
Memurların iş saatlerinin değiştirilmesi ancak Bakanlar Kurulu ka-r&rlla kabil olabileceği İçin, bu İşle şimdilik meşgul olunmamaktadır. Tramvayla gidip gelen talebeler hakkında da Maarif mensuplum e yapılacak görüşmelerden sonra kari kararlar verilecektir.____________
Aynı mecliste, tahsilini Anıeri-kada yapmış; hastabakıcılığı öğrenmiş; ev kadınlığının, çocuk bakımının icabettirdiği bir tahsili de ayrıca görmüş münevver ve cemiyet kadınlarımızdan bayan Fahrünnisa Seden vardı.
Vedat Tör'ün misalinde gösterilen ressamlık» in ve diğer ince sanatların hususî bir istidat istediğini; fakat kendi şubesi olan hastabakıcılığın buna ihtiyaç göstermediğini ileri sürdü:
— Tür ki yede şimdi yeniden yüze yakın hastane açılması bahis mevzuu oluyor; sıhhat işlerine büsbütün ehemmiyet veriliyor. Fakat bütün bunlar, hastabakıcı kadrosunun da aynı nispette genişlemesini icabettirir. Bizim kadınlarımızın bu meslekle alâkası kâfi değildir. Yakından ..... bakılırsa, hastabakıcılığa daha I Yukarıda saydığımız sebepleri göz ziyade ekalliyet unsurlarının he-'önünde tüten Belediye nihayet etle-vesiendiklcri görülür
Biz bu sözleri, sırf fakir tabaka kızlarını heveslendirmek için söyleniyor sanıyorduk
Fakat bayan Fahrünnisa Seden şu enteressan nokta üzerinde de durdu;
— Bu meslek, bilhassa güzide tabakanın hevesleneceği bir şefkat işidir. Dünyanın hor yerinde b öyledir.
İktisat müdürlüğünün teklifi yarın daimî encümene gönderilecek
şehirde satılmakta olan etlerin rintleri maliyetine göre hesaplanmakta ve ona göre kontrolleri yapılmaktadır. Murakabe teşkilâtının satılan etlerin maliyet flatlerlnl İnceden İnceye tetkik edecfrk genişlikte olmaması kötü niyetli kasaplara birçok fırsatlar vermektedir.
Aynı zamanda maliyet fiall kabul edilince et fiatleri mütemadiyen değişmekte, bu yüzden de birçok yolsuzluklara yo) açmaktadır. Evvelce kâr haddi veya âzami flat tâyini daimi encümeninin salâlyet! dahilinde iken Ticaret Bakanlığının 510 sayılı kararnamesi İle bugün bu iş encümenin salâhiyeti dışında kalıyor
re narh koymaCa karar vermiş ve bu hususta tftklklere başlamıştır. Şehre getirilen kasaplık hayvanların miktarına ve mezbahada yapılan kesimlere göre iktisat İşleri müdürlüğünce hazırlanan narh teklifi pazartesi günü daimi encümene gönderilecektir. Yapılan İncelemelerden şimdilik alman neticeye göre koyun eti flütlerinin 200 - 2T0 kuruş olarak tesblt edileceği söylenmektedir
f -k
-vb
5a hile '1
Şoförler toplandılar
Yeni idare heyeti seçildi, reis “Halkın ihtiyacını tatmin etmek arzusundayız,, dedi
Dünkü toplantıdan İki görünüş
Dün saat 11 de Eminönü Haike-vinde Şoförler cemiyetinin fevkalâda bir kongresi toplanmıştır. Son günlerde Şoförler cemiyetinde bir ihtilâf vardı, bunun üzerine 600 İmzalı bir istida İle şoförler Vilâyete müracaat ederek fevkalâde bir toplantı yapılması hususunda müsaade İstemişlerdi,
Dün saat 10 dan- İtibaren Eminönü Halkevi konferans salonu dolmuştu. Müteakiben toplantı açılmış, kongre reisliğine ekseriyetle B. Senlhl Yürüten ve kâtipler seçilmiştir. __
B. Senlhl Yürüten, kongrenin gayesini izah ettikten sonra Cemiyetin 943 - 944 senesi reisinden, ihtilâf mevzuu olan Cemiyetin malı binanın satılmasını izah etmesini istemiştir.
Kürsüye gelen reis B. Hakkı hâdisenin hüsnüniyet çerçevesi dahilinde olduğunu tebarüz ettirerek, arkadaşlarını bina meselesi hususunda tatmin edeceğini, Cemlyetlr satılan binasının tekrar geri alınacağını söylemiştir.
Kongre reisinin rekllfl üzerine Cemiyet hukuk müşaviri Necmeddfn
Klâsik Avrupa resmi
Dün Güzel Sanatlar * akademisinde büyük bir sergi açıldı
Yüksek ve seyrek numunelerin, garpta olduğu gibi bizde de geniş tabakalara yayılmasını dileriz.
Şikâveter
(Vâ . Nû)
Selimpaşa sokağı hâ lâ niçin tamir edilemiyor?
Metresini bıçakladı
Salih’in dün yargılanmasına başlandı
Sakız kâfi gelmiyecek!...
Geçenlerde Şehrcmlninde sekiz seneden beri beraber oturduğu Bahriye ismindeki kadını on yedi yerinden bıçakladıktan sonra öldü zannlle bırakıp kaçan baht müteahhidi Salih Kırıcının dün birinci ağır ceza mahkemesinde yargılanmasına başlanmıştır
Salih Kırıcı, yapılan sorgusunda Bahriye ile sekiz seneden beri nikâhsız olarak yaşadığını, hattâ bir de çocuğu olduğunu, fakat bir gün (tahliyenin kendisini eve kabul etmediğini. İki üç glın sonra eve bir çocuk göndererek çamaşırlarını İstettiğini, kadının vermemesi üzerine kendisinin gittiğini, gene ters muamele ile karşılandığını ve neticede onu korkutmak İçin yaraladığını söyledi
Başkan vekili Atıf Varlık, bir icadını korkutmak İçin on yedi yerinden vurmak mı lcabcdeceğini sordu. Salih Kırıcı eskilfadeslnde ısrar etil.
Salih, hazırlık tahkikatında verdiği İfadede İse. Bahriyeyl öldürmek İçin viiz kuruşa bıçak satın almı« olduğunu söylüyordu. Mahkemede bunu inkâr etti
Mahkeme; on yedi yerinden vurulduğu halde mucize kabilinden kurtulan Bahriycnln ve diğer hâdise şahitlerinin celbine karar vererek yargılanmayı talik etmiştir
Göncl. orada hazır bulunan noter va-sıtaslle bunu tevsik etmiştir,
Kongre reisinin büyüklerimize saygı ve bağlılıklarını gösteren telgraflar çekilmesine ait teklifi alkışlarla kabul olunmuştur.
Yeni seçilen heyeti İdare şu zevattan müteşekkildir: Reis: Senlhl Yürüten, Azalar: Ali Fala İşcan, Emin Ertürkmen, Hallt Çelen. Avni Berkten. Kemal Kanıkaynar, Nuri. Adnan Bülte, Süleyman Atıl-Necatl Kayserili, Nıurret Battı. Ha&ın Dirim.
Yeni heyetin oy blrllğlle seçllmesln-den sonra B. Senlhl Yürüten yapacağı İşleri şöyle anlatmıştır;
«Biz, halkın İhtiyacını tatmin etmek azmindeyiz, tik olarak hükümete müracaat edip şoförlerin İhtiyaçlarını temin edeceğiz. Lâstik ve sair ihtiyaçların tatmininden sonra halkın ihtiyacını temin edeceğiz ve bunun Içhı kongreden 1 liradan 1000 ilarya kadar masraf salâhiyeti İsterim.»
İdare heyeti reisi, binanın ladesi hususunda, eski reis B. Hakkı'nın gösterdiği dürüstlüğe teşekkür etmiş ve kongrenin sona erdiğini bildirmiştir.
ikinci ekmek
Fırıncılar» ekmek başına 20 para zam istiyorlar
Yağ fiatleri
Her nevi yağların fiatleri günden RÜne yükselivor
İzmir otobüs seferleri
İzmir İT (Akşam) — İzmir Belediyesince satın alınan kamyonlardan altısı daha İzmir gümrüğüne gelmiştir. Bunlar, kısa zamanda karoserllerl otobüs şeklinde inşa edilerek şehir servislerinde işletilecektir.
İzmir Verem mücadele cemiyeti emrine de bir kamyon verilmiştir. Bu kamyon, tzmlrle Bıtca sanatoryumu ve mevsiminde Yamanlar kampı arasında İşletilecektir.
Çocuk çayı
Yardım sevenler cemiyeti Beyoğlu flubest tarafından dün saat 14 30 dnl Taksim Belediye gazinosunda ter ti b-edilcn çocuk çayı büyük ölr neşe Içtn-! de geç vakte kadar devam etmiştir. Muhtelif yuva ve ilkokul öğrencilerinin bedii dansları ve temstllcrl büyük bir alâka İle ta klbed itmiştir. Çocuklar İçin oynatılan kukla küçüklerin neşe terini büsbütün arttırmıştır.
Aksarayda Kemalpaşa mahallesinde Ordu tramavy caddesine inen Selimpaşa sokağının çok harap bir halde olduğu, diğer komşu sokaklar gibi bu sokağın da tamir edilmesi müteaddit defalar Belediyeden rica edilmiş İse de aradan seneler geçmesine rağmen sokak rlân tamir edilmemiştir Bu defa ise sokakta yer yer çöküntüler meydana gelmiş ve sokak sakinleri İçin tehlikeli bir durum hasıl olmuştur. Bir köşesine taşlan taşuımiş olan bu sokağın derhal tamir edilmesi sokak sakinlerinden on beş İmzalı bir mektupla Belediyeden rica edilmektedir.
Ufak bir himmetle tamiri mümkün olan bu sokakta bir an evvel işe başlanmasını sayın Bele-dlve reisimiz Vali doktor B. Lûtfl Kırdardan tekrar rica ediyoruz.
Güzel Sanatlar akademisinde ■•devirler boyunca klâsik Avrupa resmî ’ adiyle hazırlanan büyük sergisi dün saat on beşte vali ve belediye rei31 doktor Lûtfl Kırdar tarafından açılmış, açış töreninde şehrimizin sanat muhitlerine mensup-birçok tanınmış kimseler hazır bulunmuştur. Sergide İtalyan, İspanyol, Fransız, Hollanda ve İngiliz mekteplerine alt bir çoğu tanınmış Türk ressamları tarafından kopya edilmiş eserler, le yirminci asrın en kuvvetli mektebi olan «Paris ekolü» ne alt yağlı boya resimler, desen ve gravürler görünmektedir. Şehrimizde bu senenin en mühim sa-anat gösterilerinden biri olan ser gi martın birine kadar her gün saat 15 den 17 ye kadar halka açıktır. ______
120 bin kilo kömür geldi
Dün şehre 120 bin kilo mangal kömürü getirilmiştir. Bulgar malı olan 100 bin kilosu Kasımpaşa iskelesine, yerli olan yirmi bin kilosu da Samatya ve Kumkapı istasyonlarına indirilmiştir.
Fırıncıların Belediyeye müracaat ederek ekmek flatlerlnln arttırılmasını istediklerini yazmıştık Fırıncıların İddiasına göre 450 gram olarak çıkarılmakta olan ikinci nevi ekmek. 14.5 kuruşa İdare etmemektedir.
Belediye, muhtelif fırınlarda yaptığı tecrübeler sonunda esmer ekmeğin 14.5 tan 15 kuruşa çıkarılması İçin hiç hlr sebep olmadıkını tesbit etmiştir.
Bununla beraber Belediye, Ankara Belediyesine ve İktisat müdürlüğüne müracaat ederek orada ikinci nevi ekmeğin sövlendlği gibi 900 gram olarak çıkarılıp çıkarıl madiğim ve fia-tlnl sormuşsa da henüz cevap alamamıştır.
Şayet An karadaki fırınlar İkinci nevi ekmeği 900 gram olarak çıkarmakta İse burada da bu nevi ekmeğin 900 gram olarak çıkarılmasına izin verilecektir. Bu surıtle de fırıncıların flat arttırma İsteklerinde İleri sürdükleri fazla isçi ve mahrukat masrafları bir miktar azalacağından flat arttırma isteği kendiliğinden sııva düşecektir
ikinci nevi ekmeğin 900 gram olarak çıkarılmasına müsaade edilirse bu ekmek 29 kuruşa satılacaktır
Şehirde İşleyen simitçi fırınlarına Jkf fırın daha İlâve edilmiştir. Bunlardan biri Fenerde, diğeri de Bey-oglunda açılmıştır.
Zeytinyağı hakkında Ticaret Bakanlığınca alınan kararların Lstanbu-la bildirilmesi bekleniyor
Son günlerde darlık artmıştır. Yağlar tamamen kara borsaya düşmüştür. Toptan 230 - 240 Jcuruş İstenmekte, faturaları 160 kuruştan doldurtul-maktedır. Açıktan bir kilo yağda 70 -80 kuruş İsteniyor, demektir.
Sabunlar İçin ayrı bir hileye başvurulmuştur. Mallar, yerinde toptancıya satılmakta, perakendeci karnesile müracaat edenlere 128 kuruşluk sabunların kilosu 141 kuruştan verilmektedir Bakkallara bırakılan kâr nispeti yarı toptancılarla paylaşılıyor. Boylcce müstehlike bir kilo sabun 155 kuruşa veriliyor
Fındık yağının bir kilosu 250 kuruştan aşağı düşürülmüyor, çiçek yağı da 240 kuruştur. Yakında fındık ve çiçek yağlarına konacak âzami satış fiall İle her şey halledilmiş olacaktır.
Zeytinyağı bulamıyanlar. yavaş yavaş fındık ve ayçiçeği yağlarına rağbet etmeğe başlamışlardır. Bu yağlara olan rağbet, daha ziyade zeytinyağı yoklu Şundandır. Fındık ve ayçiçeği yağlarının flatlerini normal şekle sokmak lâzımdır Halk, boşu boşuna fazla para veriyor. Yağlı tohumların maliyet flatlerile yağların satışları arasında büyük nispetsizlik vardır.
Fiat yüksekliği her cins yag üzerinde görülmektedir. Sadeyağlar da. zeytinyağı, fındık yağı ve ayçiçeği yağları gibi garip bir şekil gösteriyor
Bir kilo Urfa yağının toptan kilosu 520 kuruştur Perakende olarak kilosu 600 kuruşa satılan Urfa yağlarını her tarafta bulmak güçtür.
1944 yılı aTalık ayının 30 uncu günü toptan 460 kuruşa verilen Urfa yağları şimdi 520 kuruştur. Aynı gün. 385 - 310 kuruşa satılan Trabzon yağları şimdi 380 - 405. 440 - 460 kuruşluk Siverek yağları 480 - 470. 400 -420 İlk Diyûrbakırlnr 445 - 465. 370 -380 İlk Arda hani ar 400 - 420 kuruştur.
Tur yağı da 270 kuruşa fırlamıştır. Bugünkü durum sürdüğü takdirde Tur yağı fiatlnln artacağından korkuluyor. _________________
Tiyatro İşleri ile uğraşan bir tanıdığını, bir piyesten iNtnseder-ken bana şunları söyledi;
— Çok güzel bir eser ama ııe yazık tamam 6 perde!.. Hu itibarla bugün için oynanmasına ım-kân yok,..
— Neden?.
— Artık dünyanın 6 pcrd.lık eser seyretmesinin zamanı geç-nı iştir. Etrafınıza dikkat ederse' niz hayatımızın en büyük deği-1 sikliğini göreceksiniz: Her kes son derecede sabırsız oldu! Istan-1 bulda bu sabırsızlığı, bu aceleci-liğl el ile tutabilirsiniz 15 dakikada Unkapanı köprüsünden L Beyoğluna çıkamazsak âdeta üzülüyoruz Bir çoklan Karaköy köprüsüne «uzun yol» adım takmışlar. Halbuki daha düne kadar Beyoğluna çıkan cn kısa yol bu idi.
’ Tiyatro işleri ile uğraşan dos-' tunıun hakkı vardı. Harb hrpi-mizi sabırsız ve aceleci etti Sanki bütün dünya bir yere gecikmiş . gibidir. Ve bu gecikmenin
- acısını çıkarmak için herkes acele ediyor,
Harb dolayısile şarka çelen bir ’ Amerikalı etrafına bakmış ve:
— Şarkta da herkes Amerikalı ı olmuş!, diye gülümsemiş Doğ. rudur Acelede, sabırsızlıkta Şark . da artık Yeni Dünyanın halini
- almıştır.
- Geçen asrın tam bu zamanla-• ruıda 1810 - 1850 devirlerinde
Amerikan hayatı en süratli devrini almıştı Hattâ 184li da erkan makalelerde Nevv-York'tan h.-|bs-edilirken:
«Sokaklarda yalnız hareket ve i faaliyet göze çarpar Arabaların . beygirleri dört nala koşar Kiitiin halk bu hareketten memnundur. Ve herkes sürati teşvik eder • . denilir. İşte şu Amerikalıların yemeklerini bile ayakta yedikleri t zaman bu devirdir.
Yine meşhur çiklet sakızı bu ’ yüzden ortaya çıkmıştır Uzaktan . bı'r çoklan bu sakızı basit bir ağız arzusu zannederler. Halbuki çik-
- let Amerikan karakterinin bir
- ifadesidir. Fazla hızın, fazla su- ratin ayarlanmasıdır
’ İşte buna dair sattrlar; James ' Truslou. Adams’dan:
••Bütün halkın çeneleri durma-( dan çiğnemek itiyadında idi Tütünle başlayıp yerini çiklete hı-rakan çiğnemek ihtiyacı umumi-1 leşiyordu. Burada bir insan ayak- kırım hareket ettirmezse pars inaklarını oynatır, elinde bir tah-. ta parçası bulundurur, sandalye. sinin arkalığını keser veya masa- sının kenarını yontar. Bütün
- bunlar mümkün olmadığı takdir-
■ de tütün çiğniyerek hiç değilse ’ çenelerini hareket ettirir Daima s faaliyettedir.•!
ı Yani Amerikan sakızı bir acelenin, bir hızın ifadesidir Hattâ
■ temposunu tutan şeydir. ,
Daha bugünden son derecede sabırsız bir hale gelen dünya, bü-ı yük facia bittikten sonra, kim
- bilir ne baş döndürücü bir hra ’ içinde bulunacaktır.
Bu seferki aceleci dünyanın ’ hızını hafifletmeğe çiklet sakızı . bile kâfi gelmiyeeektir.
‘ Hikmet Feridun Es
Created by free version of 2PDF
Esnafın kontrolü
Belediye İktisat müdürlüğüne bağlı bulunan murakabe teşkilatı .şehrin genişliği nispetinde bol elemanı ihtiva etmemektedir. Her çeşit esnafın sık sık kontrol edilebilmesi İçin mil-rakabe kadrosunun imkân nispetinde genişletilmesi düşünülmektedir. Münhal bulunan müraklpllklere derhal tâyinler yapılacaktır.
Hazırlık
Bu sene şık ve zarif giyinmek lstl-yen bayanlar kendilerine en çok yakışacak elbiseleri Saadet Terzihanesinden temin edebileceklerdir. Her bedene uygun modeller hasırlanmaktadır. Yeni Ekspozisyonumuzu bezeyiniz. Adres: İstiklâl caddesi 292, Tel: 41481.
Satışa çıkarılan ithal malları
İst Fmdıklıyan handa Fehmi Ar dal ly a porselen priz, İstiklâl caddesi Mısır apartmanında Halil Kâmile projeksiyon kömürü. Ankara Postahane caddesinde Ankara Akdeniz Oilven Llmitede Stop valfı, İst. Kutırcıoğlu handa Lazar We!ştclne kösele kayış. İst. Ha midiye caddesinde Jül Oğ. Marsel Blumentala gramofon iğnesi, YeşlldLrCk Emin Bey handa A. O. Calnoya matbaa verniği, Gal. Kara Mustpfada Panzo Stavro-puloyn maden parlatma müstahzaratı, İst. Ada handa Şark Merkez Ecza Deposuna tsparteln sülfat Bromo-form. Terpln hidrat, tıbbi beladon otu, tst. Aşlrefendl caddesinde Fatma Atakana bebek, Ankara caddesinde Arif Neşet Usmana gaz idrofU, Fatma Atakana deniz çantası. İst. Altıparmak handa Salamon Toledo-ya TıiKtah İpek İpliği, Bahcckapı Anadolu handa Çiftçi Kardeşlere su yılanı ve lezar derisi, İst. Menaşe handa Mehmet Akile lezar timsah yılan derileri. Gal. Fazlı handa Fehmi Ateşe porselen tabak, çorbalık, çay fincanı.
Kütahya fabrikalarının cam eşyası
Zücaciye eşyası darlığını önlemek üzere Kütahya fabrikalarının İstanbula gönderdikleri mal miktan artmıştır. Bunlardan bîr kısmı esnaf kooperatifi ortaklarına dağıtılmaktadır. Malların İyi kaliteye sokulabilmesi için sübyen, mürdesenk ve karbonata ihtiyaç vardır. Esnaf kooperatifi her hafta Kütahya fabrikalarına bir ton ham madde tedarikini kabul etmiştir. Yakında, İstanbul piyasasına çıkarılacak yeni mallarda daha iyi işçHlk görülecektir.
Esnaf kooperatifi, ortaklara fincan, kâse, tabak ve çaydanlık dağıtmağa başlamıştır.
Hazin bir ölüm
Eski Kayseri mebusu bay Osman Coşkun'un. eşi:
Bayan NİRE COŞKUN kısa ve pek elim bir hastalıktan kur-tulamıyarak genç yaşında hayata gözlerini kapamıştır
Namazı bugün İkindi vakti Bayezlt camisinde kılındıktan sonra Edlrne-kapı şehitliğinde Tanrının rahmetine kavuşacaktır
Ailesine, çocuklarına ve akrabalarına sabırlar dileriz.
AKŞAM
ZAMANI
~| Yazan: SUMNER WELLS , | 331
PİRİNCİ KISIM ÜÇÜNCÜ BAHİS
Avrupaya misyonum: 1940
Köylü kadını ve altın
Goerinğ'in görüşü — Almanyanın gayeleri Askerî vaziyet — Kömürden yağ
Kendisine misyonumun maksat ve mahiyetini bir daha anlattıktan sonra, Goerlng Hltler ve Rlbbentrop’un yaptığı gibi Alman dıs siyasetinin yedi senelik tarihini anlattı. Fakat bir noktada, ötekilerden ayrıldı. Bu nokta, Almanyanın Polonyaya harb il An etmesinin sebeplerine taallûk ediyordu Goerlng, 1938 senesi aralık ayında Ribbentrop. Fransa ile Almanya arasındaki ademi tecavüz mlsakını imza etmek üzere Parise gittiği zaman. Fransız Hariciye Nazırı George Bonnet’nln kendisine. Münih anlaşması neticesi olarak. Fransarun şarki Avrupa ile her türlü alâkasını keseceğini ve istikbalde Polonya siyaseti Czerlnde müessir olmaktan çekineceğini hükümeti namına temin ettiğini söyledi. Fakat bu meseleye dair olan re-, i Fransız ve Alman neşriyatını okuduğum gibi, o vakte kadar her hangi bir Alman kaynağından da George Bonnet’nln böyle bir teminat verdiğine dair bir haber aimiş değildim' Alman - Fransız neşriyatı da bil İddiaya tamamen zıddı
Bu sebeple MareşaJa bu beyanatını tekrarlamasını rica ettim. Goerlng, Hibbentropla Bonnet arasında bu nvsele konuşulduğu zaman Parlste olduğu anlaşılan doktor Schmİdt’e fltindü Doktor Schmidt o vakit İki memleket Hariciye Nazırları arasında konuşulanları anlattı. Bchmidfe göre o vakit Bonnet’nln yaptığı beyanatın tam şekil, Fransanın bundan tffcvle şarki Avrupada her türlü siyasi alâkasını keseceği, bilhassa PolonyalIm Almanya ile, Danzlg'ln ladesini ve Koridor üzerinden Prusyaya geçmek için llmanyaya harici ez memleket haklar verilmesini Icabettiren bir anlaşmaya varmalarına mâni olacak retle Polonya üzerinde tesir yap-",'"ic?ğı merkezinde İdi,
Almanya'nın gayeleri
Almanyanın gayeleri hakkında feldmareşal gayet sarihti. Almanya artık Alsas - Lor en'den vazgeçmiştir. Almanya, İngiliz imparatorluğunun tamam’vetine halel vermek arzusunda da değildir Hattâ, kanaaünce, İngiliz imapratorluğunun olduğu gibi muhafazası. Almanyanın menfaati icabıdır. Almanya. Südet topraklarını ve Alamnlar tarafından meskûn bulunan Polonya topraklarını Büyük Al-maııyanın birer cüz’ü olarak alacaktır. Hr.rb deTam. ettiği müddetçe Almanya Bohemya, Moravya ve Polonyayı işgal altında bulunduracaktır. Sulh geldiği zaman. Almanya Çeklere istiklâl verecektir. Fakat Çek veya BLo-vekların bir daha Orta Avrupada Alınan emniyetine karşı bir tehlike teşkil etmelerine meydan vermemek üzere. Çekoslovakyanm silâhsız]? ndı-nlması şarttır. Hakikaten PolonyalI olan PolonyalIlara, denize bir mahreci olan hür ve müstakil bir vatan verilecektir. Almanyaya müstemlekeleri geri verilmelidir. Aynı zamanda Şarki Avrupadakl İktisadi imtiyazlı vaziyeti de tanınmalıdır.
Bundan sonra Goerlng, İngiliz siyasetinin müdafaasına geçti. Hit-ler'ln İngiltere İle her hangi bir anlaşmaya varamamış olmasından dolayı şikâyet etti. Goerlng, Bitleri yakından tanıdığı için, senelerce bu meselede muvnffakıyetslzllğe uğramasının onu sertleştirdiğini söyledi. Bitleri, İngll terenin Almanyayı mahvetmek azmini mutlak bir Alman zaferinden başka hiçbir şeyin yıkamı-y uçağı kanaatinden vazgeçirmenin mümkün olduğundan şüphede İdi. Kendisinin. İki sena evvel Almanyayı slyaretl esnasında lord Hallfaz İlâ yaptığı konuşmayı anlattı. İngiliz Ha-
rlclya Nazırına kaç defa, Polonya ve Çekoslovokyayı Almanya İle makul bir anlaşmaya karşı gelmeye teşvik etmemelerini hatırlattığını söyledi. Goerlng, lord Hallfaz’a, İngiltere bu yolda devam ettiği takdirde harbin zaruri olduğunu, halbuki bir harb İçin haklı hiçbir sebep mevcudolmadiğini söylemişti. İngiltere ve Fransa mâni olmadıkları takdirde. Çekoslovakya-daki azlıklar mesel esile Çekoslovakya-nın Alman emniyetine knrşı bir tehlike teşkil etmesi meselesi, aynı zamanda Danzig ve koridor işleri kolaylıkla halledilebilirdi.
Feldmareşal, şahsan harb İçin hiçbir mâkul sebep mevcut olmadığına kani görünüyor, ve bunun önüne geçmek İçin elinden geldiği kadar çalıştığını söylüyordu. Fakat İngiltere ve Fransa harbi getirmekte ısrar etmişlerdi.
Askeri vaziyet
Goering'e göre, şimdi askeri vaziyet şu İdi: Almanyanın hava kuvvetleri üstündür, ve üstün kalacaktır. Askeri kudreti. Müttefikleri kuvvetine nazaran. 1918 dekine nispetle çok daha .fazladır. Bugün Almanya bütün kozları elinde bulundurmaktadır. 1914 te Almanya bütün cephelerde birden hücuma uğramıştı, Bugün Rusya ve İtalya dost. Balkanlar tarafsızdırlar. , İngiliz ablukası, müessir olmadığını İspat etmiştir. Her gün geçtikçe, Almanya muhtacolduğu ham maddeyi şarktan ve cenuptan daha bol miktarda temin etmektedir Almanya dahilinde her türlü malzeme stoku İhtiyaçtan fazla miktarda mevcuttur. Hattâ Almanya şimdi kömürden yağ çıkarmaktadır. Her kadar Goerlng, harbin uzun sürmiyeccğlne kani İse de. harb dört beş sene uzasa dahi, Almanya her ay gedikçe mevkiini Bağlıyacak ve daha çok kuvvetlendirecektir.
Bir ocak başında alçak koltuklara oturmuştuk. Dışarıda, kar gittikçe hızını arttırıyordu. Goerlng'! dinlerken gözümde şu nokta aydınlandı: Goerlng. her ne kadar diğer nazl şefleri gibi, sert, duygusuz ve İnsani tesirlerden Azade idiyse de, hiç olmazsa dış dünya ve diğer milletlerin psikolojileri hakkında bir şeyler biliyordu. Almanyadn, bir Alman harbinin Amerikan milleti üzerinde yapacağı tesiri anlıyacak biri varsa, o da Goering’dl.
Kendisine, kim kazanırsa kazansın, böyle bir harbde insan zayiatı ve maddi ıstırap ve tahribat o derece fazla ve korkunç olacaktır ki. medeniyetin asırlar içinde tedricen vücuda getirdiği bütün eserlerin mahvolacağını söyledim. Biz Amerika da, böyle bir harbin blr.1 de birçok bakımlardan müteessir edeceğine kani bulunduğumuzu anlattım Harbin hüküm sürdüğü, nizam ve aklın yerini kuvvetin aldığı bir dünyada, harb sahnelerinden ne kadar uzak olursa olsun, hiçbir memleketin emniyette buluna-mıyacağı muhakkaktı. Eğer bu tahrip v» imha harbi başlarsa, harbden uzak kalmak İçin ne kadar azmetmiş olurlarsa olsunlar, bütün tarafsız memleketlerin menfaatleri tehlikeye girecektir.
Feldmareşal, Amerikan milletinin, Avrupada vuku bulan bir harbden müteessir olacağını nasıl tasavvur edebildiklerini anlamadığını söyledi. Ve ilâve etti: ( Almanyanın, size anlattıklarımdan başka hiçbir İhtirası, hele Garp hemlsferlnl alâkadar eden hiçbir emeli olmadığını söylemeğe lü-sum görmüyorum.»
(Arkası var)
Altın beşikten mezara kadar köylünün yegâne gördüğü ziynet eşyasıdır. Onu anasının kucağında ilk gözünü açtığı zaman boynunda kalın bir zincirle bağlanmış veya fesin kenarına dizilmiş veya tek olan altım yemeninin kenarına İlişmiş olarak görür.
Anadolunun birçok yerlerinde yakın zamanlara kadar kadınlar örtülerinin altına yumuşak fes giyerlerdi. Kucaktaki çocuk erkekse büyüdüğü zaman altım karısına takacağını düşünür. Kız İse altının h ay alil e yaşıyarak büyür, Evlenme meselelerinde en önemli yeri işgal eden verilecek altının adedidir. Beşibirlik, çeyrek veya yarım altın ağırlık, yerine göre, verilmesi şarttır. En fena bir köylü, karısının boynundaki altına göz koymaz, En fena bir erkek evlât İse anasının boynundaki altına el sürmez. Zira o anasını tanıdığı andan itibaren İliç eksiksiz daima bu san, sevimli yüzü boynunda, kovnunda sey-retmlye alışmıştır.
Askerlikte anasının hasretini çektiği anlarda bile hayalinde canlandırdığı anacığım, örtüsü kaymış başında panldıyan bir altını İle görür. Bu temiz levha ona ihanet telkin etmediği gibi, Ay-şeciğlnln boynuna da geçireceği altın d izisin i kudsdeştirir.
Köylü kadınlarının saçı çok olanları enselerine bıraktjkian on, onbeş dizi örgünün uçlarına altın paracaklar takarlar. Velhasıl altın köylü İçin bir ölçek, bir servet, bir görenektir.
ölçektir, zira alınan gelinin kaç altına mal olduğu söylenir. Bir servettir, ağanın zenginliğini kansına taktığı altınlarla ölçerler. Görenektir, cahil köylü neye göz dikerse diksin, karısının ve anasının boynundaki altınlara göz dikmez.
Köylüler arasında garip bir âdet de bazen senelerce devam eder. Bu da meselâ Reşadiye altınının Mecidiye a’tınından üstün tutulması. Sebebini sorsanız bilmediği, kesesine Reşadiye çok daha pahalı geldiği halde hâlâ bu zihniyetinden vazgeçmemiş-
tir. Belki de bu Reşadlyeye olan sürümden ileri geliyor. Yukarıda demiştik ki karısının altınına el sürmez. Evet, en müşkül anlarında bile en sonra müracaat ettiği İnsan karuıdır. Onun gönül riza-sile teslim ettiği altınları büyük bir İtina ile sarrafa bırakır ve yerine para alır, tabii ödemek §ar-tlle.
Tesiim ediş şekli gayet gariptir. Zarfın içine eliyle yerleştirir, kapağını kapatıp mumla müh dilettikten sonra teslim eder, ödi-yeceği müddete kadar faiz verir, buna hiç acımaz.
Köylünün birisine: «Yahu, sen budala mısın? Bu kadar faiz vereceğine sat, sonra yenisini alırsın!» demişler. O müstehzlyane gülümseyerek: «Karımın boynuna sarılan altın benim sağlığımda başkasının boynuna Banlamaz!» demiş.
Bence saf köylü, saf altından daha kıymetlidir.
Zeria Ömer!
TEŞEKKÜR
Aile reisimiz, Kadıköy asliye ceza hâkimi Ömer Cemil Güzeyin 20-1/MS günü ftni olarak vefatı colayulle havanın muhalefetine rağmen cenaze merasimine ijtlr&k etmiş bulunan zevata, bilfiil veya telgraf ve mektupla ficimizi paylaşmak üzere taziyede bulunmak nezaketini gösteren dostlarımıza nyn ayrı teşekküre kederimiz mâni olduğundan gazeteniz vasıtasile libâsını rica ederiz.
Karısı, kızlan, oğlu ve damat arı
YENİ YAYIN
LOKMAN HEKİM
Lokman Hekimin (81) inçi sayısı ve onuncu cildi çıktı. Kayakçılık, hakikî İhtiyarlık ve genç ihtiyarlık nasıl başlar? Gerçek ve yalancı gripler. Tütün hakkında, pireleri nasıl oldür-mell? Balık yağına ait bütün bilgiler, neşelenelim, eğlenelim, sivrisineklerin İlâçları, Esperanto lisanının ehemmiyeti gibi önemli makaleler -vardır. Tavsiye ederiz.
HOLİVÜT DÜNYASI
Sıı geçmez ve batmaz yeni ’cankurtaran elbiseleri
Kont Morner, icadettiği bu elbise ile binlerce gemicinin hayatını kurtardı
İsveçli mucit can kurtaran elbisesile denizde (baş göğiis ve Q omuzlar daima suyun sathında duruyor) —
TEŞEKKÜR
I Bandırmada vazife başında ölen j-asodlm jandarma umum müfettişi general Osman Nuri Sarol’un cenazesini İ'.tanbula nakletmekte büyük alâka vc şefkatlerine şahit olduğumuz Dahiliye Vekili Hilmi Uran, jandarma umum komitanı general Rıfat Mataracı, Bandırma tümen komutanı general Hakkı Tuğbay, İstanbul Mıntnka komutanı general Sallın Cevafla kederimize her suretle katılan dostlarımıza ailece teşekkür için gazetenizin delâletini rica
ederim.
Jandarma Umum Müfettişi merhum General Osman Nuri Serol eşi Zehra Mütdıher Sarol
2
Mesleğinizi
Kendi kendinize İlerletiniz. E ATUF YAR ,1
MUALLİMSİZ DAKTİLOGRAFİ I nel basım - İnkılâp Kitapevi: I »■ imi IIM ISO Krş. HM)/
67 nel sayı üç renkli olarak Donna Reed vc Jıınc Wyman‘m portre 1 erile çıktı. Roman devam ediyor.
RÜYAMDAKİ OKULLAR
İsmail Hakkı Baltacıoğlu'nun bu eseri yeni yayınlanmıştır. Her kitapçıda 80 kuruş flatle satılmaktadır.
ŞEHİR rİYATKUSU
Dram Kısmında Saat 20.30 da
YAYLA KARTALI
Komedi kısmında YUKARI KÖŞK
Pazar günü 15.30 da matine
—TAKSİM Sinemasında-^-
HASRET
Memelkctlmtode yapılan filmlerin en İyisi. Baş rollerde:
MÜNİR NUREDDiN
Oya Sensev — Talât Artemel
Bu filmde MÜNİR NUREDDİN'l güzel şarkılarını okurken göreceksiniz.
»AHA 2 GÜNÜNÜZ KALDI ™
SÜMER SİNEMASINDA
Büyük bir muvaffakiyetle gösterilmekte olan ve PHYLLİS CALVERT ve JAMES ' MASON tarafından yaratılan
V AIR A L I! K U
BlmaaLsiz filmini salı günü son matinesine kadar görebilirsiniz. Bütün | kadınları heyecanlandıran, büyük bir a.şkı canlandıran bir dram. ıg
Spor teşkilâtımıza kaydolacak gençlerin yaşı 18 olarak teshil edilmiş olduğundan cemiyetler kanuna mucIbLnco bu yaştan küçük bulunanların kulüplere girmesine müsaade» edilmemektedir.
Halbuki spora küçük yaştan başlandığı takdirde iyi neticeler alındığı, bilhassa yüzme ile atletizm şubelerinde 18, 17 yaşlarındaki gençlerin çok yüksek dereceler yaptığı görül-
müştür. Bon Olimpiyatlarda 18 yaşında dünya yüzme şampiyonluğu kaşanan sporculara taşlanmıştı».
Yukarıdaki rasLm. da bunlardan birisidir. Amerika da yeni yetişen 17 yaşındaki atlet Chorley Park 300 metreyi 31.8 te katederek ç^k iyi bir ds-reae yapmış bu arada Amerikanın meşhur senet atletlesin! d* geride teakmağa muvaffak olmuştur.
MMM» Yarın Matinelerden itibaren
ELHAMRA Sinemasında CİNAYET YUVASI WALLACE FORD — MARİAN MARSH — SAH AH PADDEN
Herkesin merakla göreceği bir r.şk ve heyecan filmi
Denizaltı veya bombardıman uçakları tarafından birleşik milletlere ait batırılan gemilerin mürettebatı hayatlarını bu harb esnasında icadedl-len Morner Can kurtaran elbisesine borçludurlar. Bu yeni tahlisiye elbiseleri bundan 30 sene evvel Icadelmlş olsaydı Atlan tikte büyük bir buz parçasına çarparak batan meşhur Tlta-nik faciasında kurban gidenlerin çoğu bugün hayatta olurlardı. 1-513 kazazedenin yarısından fazlasının ölümüne sebep, suda boğulma olmayıp, soğuğun tesiri olduğunu öğrenen Hans Morner namında isveçU bir kont, o tarihten itibaren, yeni bir can kurtaran elbisesi İcadetmeğl düşünmüş ve bu gaye üzerinde uzun seneler bir çok etüt ve tecrübelerde bulunmuştur. Kont Morner, bugün tekmil Birleşik milletler denizcilerinin kullandığı bu yeni can kurtaran elbisesinin kendisi tarafından uzun tecrübeler neticesinde keşfedildiğini söylemekle beraber. Uk tahlisiye elbisesinin milâttan 200 sene evvel Arşi-med tarafından İcadedüdlğlnl de glz-lememektedir.
Başlığından ve eldivenlerinden tâ potinlerine kadar yekpare olan Morner tahlisiye elbisesi, kauçukla karışık bir nevi sağlam kumaştan imal edilmektedir. Elbisenin ceket kısmına konulan ıKopak» namındaki İpek elyaf aleiftde can kurtaran yeleklerine konulan miktardan 1Z3 nispetinde fadadır. Kont Mornerln İcadı yeni tahlisiye elbisesi, henı içinde bulunanı soğuktan muhafaza etmekte, hem de bas, göğüs ve omuzlan namütenahi suyun sathında tutmaktadır.
Morner elbisesinin en büyük hususiyetlerinden biri, hasara uğrayıp yırtılan elbiselerin İçine su dolsg bile, insanı suyun yüzünde tutabilmesidir. Hattâ elbisenin İçinde bulunan şahıs baygın veya uykuda İken suya düşse dahi, potinlerdeki ağırlık vasıtasile başı dışarda olduğu halde vücudu ı suyun İçinde dimdik durabilmektedir. Bu elbisenin diğer bir meziyeti do gayet kolaylıkla giyilebilmesidir. İlk defa giyen acemiler, bir dakikada, alışık olanlar İse 16 saniyede sırtlarına geçirebilmektedirler. Elbisenin, belinde bulunan ferniuvar yukarı doğru, çekilip kapanınca, artık İçindeki kimse rutubet ve soğuktan ta-mamlyle mahfuz vaziyette su İçinde uzun müddet kalabilir Morner tahlisiye elbisesini giyen bir adam fer-nıuvarı kapamaya vakit bulmadan, denize düşse bile batmamaktadır.
İsveçli kont Morner, icadettiği elbiseyi bugünkü mükemmel şekline | getirinceye kadar tam 15 sene bir çok müşkilât ve İmkânsızlıklara karşı yılmadan mücadele ederek tecrübelerine devam etmiştir. Fakat ancak bu harbin başlangıcından bir müddet sonra emelinde muvaffak olmuş ve elbisesi İsveç hükümeti tarafından kabul, edilmiştir. Morner tahlisiye elbisesinin şöhreti çok kısa bir müddet zarfında bütün dünyaya yayılarak denizcilik âleminde de yeni bir adımın atılmasına hizmet etmiştir
Birleşik Amerika harbe girmeden bir kaç ay evvel, Kont Morner Icadet-tlğl emsalsiz elbisesini Amerlkaya lanse etmek için İsveçtcn ayrıldı. Yolda, İçinde bulunduğu gemi Nazi bombardıman uçaklarının taarruzuna maruz kaldı Morner'tn kamarası civarında patlayan bir bomba, bütün zati eşyasını tahribetmİştir. Bu vaka üzerine. Morner Amerlkaya ayak basar basmaz, lig İş olarak, hafif giyecek ve kıymetli eşyaları, ilâç, gıda ve içecek maddeler!, rutubetten firl aynı zamanda suyun yüzünde tutabilecek
yeni bir gemici torbası Icadebmlştlr.
| Bu torbaya raptedilen «Kopak» el-l..,rı..t. Imol «rillrnl. hlr vnkftlllr VtlSl-
I yafiyle İmal edilmiş bir yakalık vnsı-taslyle, gayet şişman bir kimsenin başı baygın bir vaziyette dahi suyun sathında tutulmaktadır.
Kont’un Amfrlkaya muvasalatından kısa bir zaman sonra, Amerikan
S»
hükümeti tarafından tecrübe edilen flj elbLse, takdirle Karşılanarak kabul *> edilip, 1942 nisanında bütün Ameri-kan bahriye ve ticaret gemilerinde J}* kullanılmağa başlamıştır. Böylece, bu- JJ* gıin 35-000 den fazla kıuazede tayfa,'»— hayatlarım Morner can kurtaran el-blseslne borçludurlar Amerikan hû-kftmeti bilâhara. Kont Morner tara-— fından lcadedllen batmaz, su geçmez gemle! torbasını d8 kabul ederek.Jfj tıbbi malzeme ve diğer elzem madde- CO lerl havi bulunan bu torbalardan G) 3.0Û0 tandan yukarı her Amerikan* gemisinde iki adet bulundurulmasını'*-* mecburi tutmuştur.
İnsaniyete ettiği emsalsiz hizmetten dolayı Amer i Had a hürmet ve takdirle anılan Kont Morner son günlerde «S.OS.t namında bir kulüp tesis ederek, İcadettiği. elbise vasıtası yle hayatlarım kurtaran denizcileri bu kulübe âza kaydetmektedir. Kont her âzaya İsmi, üzerinde hakkedilmiş küçük bir gümüş levha vermektedir. Yüzlerce gemici hayatlarım borçlu oldukları bu elbisenin mucldı Kont Momer'e her gün bir çok sitayiş mektubu göndermektedirler. Morner can kurtaran elbisesi bugün Birleşik Amerlkada mebzul miktarda imal edilmektedir.
Bir ga2 şilebi tayfası tarafından Konta gönderilen tipik bir mektupta şöyle yazılıdır:
«Bir sal tarafından kurtarılın caya kadar, bir saatten fazla suda kaldım. Etrafımız köpek balıkları tarafından çevrilmişti. Sırtında Morner can kurtaran elbisesi bulunmıyan 2 kişi, köpek balıkları tarafından parçalandı. 5Q kişilik mürettebattan kurtulan 42 si hayatlarını Ic* dettiğiniz elbiseye borçludurlar.»
Diğer bir Amerikan bahriye Zabiti gönderdiği mektupta şöyle yazmaktadır:
-.Son bulunduğum gemi torpillenir torpillenmez, elbisenizi sırlıma geçirdim ve gemi batmadan kendimi denize attım 5 derece sühunette olan bıız gibi denizde tanı 105 saat kaldım. Bugün hayatta bulunuşumu elbisenize medyunum.»
Bir İngiliz bahriyelisi de şöyle yazmaktadır:
«Size bir satırla, elbisenizin 4 kere hayatımı kurtardığını bildirmekle iftihar duymaktayım.»
.r
Her Akşam TAKSİM BELEDİYE
GAZİNOSU Pavyon kısmında
HAFTA KONUŞMASI
Kadın, o ışıklı mahlûk...
J Sürtün
Ev kiralan faciası
Melerse kadın vücutlarından (N) şuaı denilen ve erkekte aşk duygularını parlatmağa yarıyan bir cins ışrA sızarmış; fen bu ışığı fotoğraf camına geçirerek incelemiştir. Fakat kimi kadının yaydığı ışık yelpaze biçiminde dağılır, kimininki huni gibi bir noktaya toplanırmış. «Fam f at al» ise huni ışıklı kadınmış!
Son dünya harbindeki şaşırtıcı değişikliklerden biri de kadının savaş işlerinde, hattâ savaş yerlerinde üzerine aldığı roldür. Bu rol belki büsbütün erkeğin-kine benzemiyorsa da şüphesiz yarı erkekçedir. Peki ama zaten kadm nedir? Erkekleşememiş bir erkek taslağı, yanda kalmış bir erkek değil midir?
Zira ana rahmine diişen tohum eğer fıraat bulup da sonuna kadar tekemmül ederse çocuk oğlan, edemezse kız doğar. Her kız çocuğun «över» lerinde az çok erkek uzviyeti, erkek «selül» teri «aklıdır. Bu mini mini hücrelerin, her hangi bîr yaşta gelişerek kadınlığı yenmesi de mümkündür.
Nelekinı gazeteler ikide bir erkekleşen kadınlardan bahseder.1 Kısacası kadm muvaffak olamamış, hedefine ulaşamamış bir cins erkektir. Fakat t a biatin o muvanakıyetslzhğiledir kî bir dünya kurulabilmiştir ve dünyada hiç bir muvaffakiyetsizlik bu derece muvaffakiyetli olmamıştır!.
İkinci cihanbarbi, yeni İhtiyaçlar yüzünden kadını erkek işlerinde kullanmak zorunda kaldığı zaman bereket kadın, epice za-mandanbcrl erkekleşme yolunu tutmuş, erkeğin haklarına ortak çıkmış, bir çok memleketlerde yanşa, güreşe, avukatlığa, doktorluğa, çeteciliğe girmiş staj devrini bitirmişti. Eski süfraj,etler ve feministler dileklerini ne gibi delillere dayarlardı... şmıdi unuttum. Fakat bugün her kadın teab.dince diyebilir ki;
— Benim içimde gizli kalmış bir erkek vardır.
Hattâ daha ileriye varabilir, bir takım tabiat galat.arını ileri sürerek;
— Erkekler arasında içi kadın kalmışlar yok mudur? Sımfdışı edilecek asıl onlardır. Diyebilir. Kadında bize benzemiyen bazı acayip haller, zaaflar görüyorsak sebebini kadınlıkla erkeklik arasındaki birbirini yenmek Jstiyen sinsi mücadelede aramak doğru olur. Fikri nce kadın, özündeki erkekliği gidermeğe çaışan ve ömrü rmvddetincr o kavgadan başını aiamıyan bir mahlûktur. Kadım kadm yapan, erkekten a- , yıran da tek kelime He anlatamı- , yacağım bir şey, yalnız kadına mahsus, kadına uygun, kadın tarafından yapılınca hoşa giden hususi chal» d>r.
baloda, çıplak sırlım bel hizasr-ua kadar seyrettiğînİH başka kadında bir eksiklik duyarsınız... Genç ve süslü olduğu halde... öbür taraftan gözlüğünü takmış, köşesinde oturan yaşlı nine, henüz size kadm görünür
Kadının gördüğü iş veya giydiği elbise bakımından erkekleşmesi bir şey demek değildir: hattâ belki öyle oluşu cazibesini arttırır. Cinsiyetine mahsus hususî hali kaybetmekten korksun... Yan ilim tâbirile «ovarienne» olmaktan çıkmasınl
Kendisinde o «hal» olunca — taştan, ürkütücü kusurlar dışında _ çirkin kadın yoktur ve o «hal» sürüp gittiği müddetçe, yaş ne olursa olsun kadın, kadındır; fakat gene o «hal» gidince bir kadının kadınlık iddiası boştur.
Fransızcada çok defa ..grace» denilen bu hali »canlı bir mahlûkun başkasına verdiği hoşlanma duygusu, hususî cazibe» diye anlatmak İsterlerse de tarif yetmez. Bu hal «sevim, albeni, güzellik» den başka bir şeydir. Zira onlar erkekte de vardır; fakat kadındaki kadınsılık hail yalnız kadına yaraşır; erkekte tüyler ürpertir. Sema güzellik bir modadır; her memleketin ve her aşrın kendine göre bir güzeli iği olduğunu biliriz. Güzellik değişir; değişmiyen, kelimelerle anlatmasını başaramadığım keyfi-yettir.
Bu keyfiyeti — nerede, ne İşte, ne yaşla ve ne kıyafette bulunursa bulunsun — kaybetmemek... İşte kadının bütün kuvveti ve talihi o noktadadır. Yugoslavya dağlarında düşmanla çarpışan kız, er elbisesi içinde, hattâ güzel olmasa da, o hali muhafaza ettiği zaman gene kadındır; ameliyat yapan bir kadın hekim de Bir saylav bayan da... Kürsüdeki gene doçent veya ak saçlı profesör hanım da! Fakat bir
Bundan vazgeçilemez,
Güzellikten vazgeç.lebilir.
Şimdi size — cahillik bu ya! — benim bilmediğim başka bir şey-, den. kadının etrafına yaydığı bir ışıktan bahsedeceğim.
Geçenlerde uzun ömürlülük hakkında yazdığı kitabından faydalandığım doktorun başka bir eserinde anlattığına göre kadm ışıklı bir mahlûktur; vücudunun her parçasından ışık sızar. Fen o ışığı incelemiş ve bir hususî fotoğraf camı üstüne geçirmiştir, Bunlara (N> veya Ciıarpentier şuaı denir. Adaleler ve sinirlerden de ışık sızar ama fosforca en kesif, en kuvvetli olanını berin verir ve çehrenin üst kısmından dışarıya aksettirir; yani alından, gözlerden ve düz ise burundan...
Doktor diyor ki: «Ben size burada biodinami dersi okutmuyo rum. Yalnız o ışıkların kudreti hakkında bir fikir vermek için soyliyeceğim: Kadın şuamın etrafa yayılmasını hiç bir madde, hattâ kurşun bile önllyemez.»
Eğer benim elimden gelen bir iş olsaydı hekimin bu bahse dalarak verdiği — galiba fenni — malûmatı tercüme ederdim. Fakat bir konuşma yazısında bize lâzım olan meselenin hafif tarafıdır; hafifinden almaktır, gönül eğlendirmektir.
Kadın vücudundan ışığımsı bir şeyler yayılırmış... Bunu öğrendik, diyelim. Peki, acaba bu fizyolojik «reyon» larda ne tesir vardır? Sanınm, keşfettniz: Aşk!
Şark edebiyatının ışık, ateş ve pervane teşbihi yerindeymiş. Bereket ki ışığını her kadın aynı ölçüde ve aynı şekilde yapmazmış. Kimisininki yelpaze biçiminde dağılır, kesifliğini kaybeder-mş: bazısı İse bir noktaya toplar, keskinleştirirmiş. Doktor öylesi hakkında «bu yüksek tansiyonlu kuranlara kendini kaptırmak uslu akıllı bir erkek için İhtiyatsızlık olur» diyor Aramızda fam fatal» diye andığımız ve bâzı felâketli aşk mimlerinde Örneklerini gördüğümüz kadınların, işte, kesif ışıklı mahlûklar olduğunu da kitap İlâve ediyor. Eski çağlarda «içine şeytan girmiş» diye diri diri yakılan kadınlar da onlar olacak!
kadınsılık halini takınarak — belki de biraz da güzellik cihazi-le bezenmiş — aşka doğru gider. Hangi aşka?
Ukalâlıkta devam edip de saymağa, anlatmağa kalkışmıyalım. işin eğlencesi deminki ışık bahsi İdi. Bu esrarlı ışığın dalla ziyade çehrenin üst kısmında kendin] gösterdiğini söylemiştik. Meğerse a'ın fosforlu unsurların toplandığı sinir çıkıntılarına dayanırmış ve «kutlu kıvılcm» ancak saf ve âsil şekilli bir alından fırlarmış. Kadm alm şayet kabarık, düşük, dar veya kapanıksa erkeğe «büyük aşk» darbesini in-diremezmiş ama şehvanî aşkı zi-yadssile verebilirmiş!
Ama ışıklan ışığa fark olduğu gibi aşktan aşka da fark vardır.
Yelpaze biçiminde ışık saçan kadın da erkek avlar ve kendine âşık bulur; hem de bir sürü... Fakat sebep olduğu aşklar sadece düşük kaliteli, şehevî veya temkinli kısmmdandır. Haniya o yakıp yıkan, erkeği deliye çeviren, diktatör hüviyetine düşürüp kanlı kaatil, zâlim, Firavun eden müthiş aşk yok mu? Bunu ancak ışığını bir noktaya tophyabllen kadın verir... mişl
Bu kadını tarif ederken «pek güzel bir şey değil ama bir başkalığı, bir acayipliği var» deriz. Doktor şu fikirdedir: «Rahatını seven kimse acayip kadından kaç m a lıdır. Hattâ çirkin kadından da çekininiz. Çirkin, kadın diye bir şey yoktur al Şimdi, bayanlar, kendi kendinize sorunu»! Yelpaza biçimli ışık salanlardan mimine? Yoksa ucu Mvri, kertin ışıklı mı?»
Kadm bir taraftan o ışığı yayarak, öbür taraftan demin bahsi geçen ve adı kestirilemiyan
Gıda eksikliği, Fransada nelere sebebiyet verdi
Fransada verem hastalığı, dik-kati çekecek derecede artmaktadır. Ikj yaşında- olan çocukların % 54 ü, kemik hastalığından muztariptü. Orta yaşlı insanlarda. kalsiyom ve fosfor eksikliği bariz bir surette göze çarplyor. 4 sc-nedenberl devam eden gıda maddeleri tahdidatı esnasında, esaslı bir tetkikatta bulunan Profesör Vallery Radot, şunları açığa vurmuştur: «Kalsiyom ve fosfor eksikliği yüzünden en. küçük darbeler bile kemik kırıklığına sebebiyet vermektedir.»)
1941 senesinde, iaşe maddeleri üzerinde yapılan tahdidat neticesinde verem, ve diğer hastalıklar süratle artmıştır. 15-19 yaşlar arasındaki gençlerde verem, % 33 den 42 ye. 20-23 yaşlar arasında da % 43 den 57 ve çıkmıştır.
Profesör, gıdasızlık yüzünden gençlerde ve yaşlılarda huriıle gelen hasta'ıklann önüne geçmek güç olduğunu, lâkin, çocukları kurtarmak hususunda vaktin geç olmadığını söylrm.slır. Bu bakımdan baş vurulacak çare, lüzumlu gıdaları temin edebilmektir.
Milli korunma kanunu gereğince, hükümetçe istenilen bazı şehirlerde, bu arada Istan bulda kiralar 1039 seviyesini geçmemek lâzım gelmektedir Bütün fiatler yükselirken sırf kiralarda duruluk elde etmek düşüncesi belki bazı bakımlardan bir dereceye kadar bir ahenksizlik doğurabilirdi. Bilhassa İstanbulda, evinin bir katından aldığı icar ite geçinen ve hayat pahalılığı yüzünden. değişmemiş gelirleri ile çok zor durum» düşmüş binlerle dul ve emekli vatandaşlar vardır. Bun i anıı hallerini düşünerek kira konusuna biraz elastikiyet vermek belki ye i mde olurdu. Biz bu düşüncemizi bir zaman, başka bîr yazımızda ifadeye çalışmıştık, Fakat hükümet hattâ Millet Meclisinde bile yapılan ba zı teklif .eri yersiz bularak istikrar prens ipin i değiştirmedi. Bu karar muhakkak e-seslı cemiyet menfaat’eri kaygılarına dayanmaktadır-, ve en içten gelen saygı İle selâm ianmûhdır.
Hükümet.n bu Kokudaki kara-1 rı kesin olarak verilmiş olduğuna gvie. mülk sahiplerinin buna uy-malar t ve hele idare makamlarının, konuoı organların m, karara uyacağı tem.n edilerek, hükümet otor.te^mı r„. umuları soz götür-
Sıra gözlere geldi.
Bizim hekim üç türlü gözü sayıyor: Görmek işine ya-, riyan gözler; büyüleyen gözler, yenen gözler. Birinciler çorabın ....
karan ipliğini yeniden örmeğe ve b , ödev ' olmuştur. FÎatleri gazete tefrikasın] okumağa elve konllol işı bu(un hadısel?r ve rişl.dir. İkincileri seyretmek ger-, müşahedeler bunu göstermekte-çekten bir zevktir; bunlar teshir dir harb ekojiomtsinın ın güç, vasıtasıdır v? dünyanın her y^-'en elden kaçar bir konusudur, rinde, her cağda kadın böyle göz- Bunda yüzde yuz haşan bir ha-leri bir takım makiyaj usullerile yaldir. Fakat bu güç işin en ko-oldukiarından daha büyük gös- ]ay, tatn başarıya imkân verici blr ParFası var İS8 0 fla ev Wra‘
çiller, yani «muzaffer gözler» çok güzelleri d’ğil, bakışları acayip olanlarıdır. Dikkat ediniz, lisanda şu «.acayip» kelimesi olmasa kadm üzerine kudretli tarafım anlatacak bir söz bulmak imkânı kalmayacaktı.
Gene kadın yüzünde «büyük aşk» ı ilham eden ışıklı bir uzuv da buran... lâkın Grek heykellerindeki gibi kırışıksız, düz. ^ok biçimli olmak şartile. Ötekiler, meselâ ucu kalkıklar, sivriler, patlar, iriler, mahmuzlular da erkeğe tesir bakımından büyük rol oynamakla beraber Kleopatra misalinde olduğu g’.bi kimseyi bir Antoine haline düşüremez, tarihin gidişini değiştiremez.
Bütün bu sözlerin b'.zi ulaştırdığı nokta şudur: Kedmlık ne çirkinlikte, ne güzellikte, ne yaşta, ne basta, ne gördüğü işte, ne girdiği kıyafettedir; o kendine mahsus «hal» 1 koruyabilmesinde ve ister yelpaze, ister huni şeklinde bulunsun sihirli fosforunu yayıp erkeği ışığına çekmesihde-
kadın
------......----- " . ---1,- ~--DİT jjHiçuSl ... ____ _ __ ________ etmek işinde kullanmıştır. ucun- işidir.
1 Evler bir kontrat ile kiralanır ve bu kontrat, muhakkak noterlikçe tasdik edilmelidir. Beıedıye her sene, bütün meskenler için, kontratları kontrol eder veya etmelidir. Bu İşte, yapıştırılan damga pullan dolayısile, hâzinenin ve belediyenin menfaatleri vardır.
Fakat, a hava parası» kombinezonu, büyük şehirlerimizde, kanuna uygun kontratlar arkasında dehşetli bir ihtikârı gizlemektedir, Şimdiki alakasızlık, teşkilâtsızlık devam ettikçe, bu ihtikârı meydana çıkarmak da güçtür. Ancak bazı şikâyetler, ispatı güç iddialar bu gibi işleri mahkemelerin önüne götürmektedir.
İdare mekanizmasının vazifesi ihtikâr cürümlerini cezalandırmaktan fazla, bunlann işlenmesini önlemektir. Kira İşinde bu mümkündür ve kolaydır. Hiç bir ev kontratsız kiralanmıyacağına göre, yeniden kiralanacak yerler için belediyemiz bir teşkilât kurabilir ve kontratlar ancak bu teşkilâtın kontrolü altında akde-
Refik Halil Karay
Bugün bazı kalabalık şehirlerde evsiz kalanların yerleştirilmesi ferdî bir dâva olmaktan çıkmış, en geniş mânası ile bir âmme işi olmuştur. Hem bunun için, hem de devletin, kesin bir kararının bozulmaması, otoritesinin sarsılmaması İçin, belediye bu işe karışmak mecburiyetindedir.
Boş evlerin ancak belediye eli ile kiralanması fikri birkaç defa ortaya atıldı. Bilmeyiz ne gibi düşüncelerle şehir meclisi bu düşünceyi incelemeği kabul etmedi.
Aralarında bu çok mülk sahipleri bulunmakla beraber, İstanbul şehrinin mümessillerinin kendi dar menfaatlerine kapümt-yacaklanndan, kıra mevzuunu G-rnş bu- oiçııye vuracaklarından eminiz. Fakat mese.e, iyice incelenmiş olarak önlerine götürül-melıcLr. Şehir halkının en küçük dertleri ve dileklerine kulağını kabartan sayın Belediye reisimizin bu dâvayı da etine almasını diıeriz.
Istanbuida kıra meseıesnun, ihtikârının bir de sayfiye taralı vardır. Bu sahada iş hakikaten bir facia şeklini almakta, İstanbul halkının, İstanbul çocuklarının hava, güneş ve denizden paylarını almaları, mümkün olmıyan şeyler arasına girmekted.r. İstanbul da, senenin sekiz dokuz ayını dar sahalardaki, havasız ve güneşsiz evkrde geçiren orta sınıf haık için ve hele humarın çocukları için, yazlığa çıkmak, eskiden beri, bir ihtiyaçtır. Bugün sayfiye kiralarının alabildiğine yükselmesi yüzünden bu ihtiyacı karşılamak. ancak çok zenginlere, bilhassa yeni zenginlere müyesser olmaktadır. Hele değişmez gelirliler biıtün mahrumiyetlerine bir de çocuklarının güneşten mahrum olduklarını görmek acısını katmak mecburiyetindedirler.
Yaptığımız bir inceleme ile öğrendik ki hemen bütün sayfiye yerlerinde kiralar bu sene, harb evvelisine nazaran değil, geçen seneye, yanı 1944 yazma nispetle yüzde elli, ilâ yüzde yüz yükselmiştir.
Vapurlarda, tramvaylarda görüşülen bu mevzu, her halde belediyenin de kulağına gidecektir.
Esasen senelerden beri yükselen bu kiralar, bu sene niçin astronomik, baş döndürücü tepelere çıkmıştır? Mülk sahiplerinin maliyetleri mİ arttı? Altın mı yetmiş lirayı buldu? Yoksa kiraya verilen evlere soğuk hava, sıcak su tertibatı, en rahat ve güzel yeni eşya mı kondu? Hayır, evler yine o eski evler, çoğunda tahtaların bilinen misafirleri, kırık dökük birkaç parça eşya... Konfor değil, hattâ en İptidaî sıhhat ve temizlik vasıtaları bile yok.
Fakat az çok moda olan yerlere öyle hücum var ki, ölçü ne olduğunu bilmlyen, çünkü hesap-sız kazanmış olan istekliler karşı-anda ev sahipleri de iddialarını en yüksek hadlere çıkarmakta mahzur görmüyorlar; çünkü İs-tanbulun sayfiye yerleri, kiraLa-1 nn İstikran hükmüne bağlı olan şehrimizin huduttan dışında imiş gibi, bu alabildiğine artan lhtikâ-ra karşı mürakabe organları mutlak bir kayıtsızlık göstermektedirler.
Şehrimizde yazuga çıkmak, bir sefahet değil, bir ihtl-tiyaç olduğuna ve elde de tatbiki .gereken bir kanun bulunduğuna göre, sayfiye kiralarının da bir tetkik, bir mürakabe hattâ bir müdahale ve tanzim mevzuu olması lâzımdır. Elde, geçen senelerin kontratları bulunduğuna göre, meselâ geçen sene kiracılarına, milli korunma kanununun ruhuna hattâ metnine uyularak, aynı bedelle bu sene de oturmak hakkı verilerek, bu iş de pek kolay düzeni ene blllı-.
Her halde ortada, gerek halkın İhtiyaç ve menfaati, gerek kanunu yürütmeğe borçlu makamların otoritesi bakımından bir aksaklık vardır. Birkaç ev sahibi, beş on tellâl devlet otoritesini hiçe sayarak her sene istedikleri . gibi bir sayfiye khalan piyasası yaratmaktadırlar. Buna göz yum-1 nmmak da alâkalı makamlara dii-|âr.
Harb sonunda uçaklar radyo ile kontrol edilecektir.
Son zamanlarda, dünyanın en meşhur uçalı modelcisi olarak kabul edilen Sir Alliot Yerden Roe, harbden evvel şu kehanette bulunmuştu:
1.000 mil süratli stratosferde seyreden mûtörsüz ve pervanesiz bir uçak yapılacaktır. Bu uçaklar, yerden ve radyo ile kontrol edilecektir. Bunlann kudreti, kanatların gerisinden intişar e-dectk yüksek tazyikli bir gaza İstinat edecektir. Bu sayede aynı benzin miktarile 3 kere daha fazla enerji temin etmek mümkün olacaktır. Diğer taraftan, uçuş maliyeti 3 2 nisbetinde olacaktır. Böyle bir uçak, büyük mikyasta yolcu taşıyacaktır Bu miktarı 200 olarak tâyin etır.ek pek düşük olur. Sürate gelinde. Londrada öğle yemeğini yiyen bir yolcu, akşam çayını New -York’da içebilecektir.» Bu kehanetin harbden sonra tahakkuk edeceği
Çok kuvveti» bir patlayıcı madde
Birleşik Amerika ordusu şimdi Pentolite İsminde fevkalâde bir iştiâl maddesi kul anmaktadır. Az miktarda Pentolite’in. 5 kademlfk bir betona nüfuz ede-bileceği bildirilmiştir.
Bu patlayıcı madde yeni bir şey değildir. 1891 senesinden beri haıkesçe malûm olan bir şeydi. Lâkin. Pentolite gayet tehlikeli bir madde olduğu için, cephane imalâtında kullanılırken büyük kazalara sebebiyet vereceği gözönünde tutularak istimal edilmiyordu, Birleşik Amerika ordusunun Levazım eksperi er i şimdi Pentolite*! TNT iştial mad-desile birlikte kullanmak için bir usul bulmuşlardır. Bu usule başvurmak suretile buğun Birleşik Amerikada büyük mikyasta cephane yapılmaktadır.
Tahta eşyalar
Tahta eşyalara ölmez nazarile bakmak lâzımdır. En fena bir vaziyette olan bir tahta eşyanın mesamatı doldurulup, üzerine parlak bir elifi Sürüldüğü vakit, eski haline gelir. Ancak, tahtanın kurumasına mâni olmak için, arada sırada vağlâmâk lâzımdır.
EakşamS
Abone bedeli
Türkiye
âcııebl
Senelik 28(10 kuruş
6 Aylık 1500 »
3 Aylık 800 »
Adres tebdili İçli
luk pnl RnnderUnıeiıdir takdirde adres değiştirilme»
540ü kuruş 2900 .
16Q0 >
cilt kuruş-Aksi
Telefonlarunıı Başmuharrir: ZüâliS
Yari idleri: 20165 — İdare: 206KI Müdür: m*J?
Rebiülevvel 5 — Kasım 103 imsak Güne» Öğle İkindi AR. Jfaisı E. 11.27 1.07 6.43 9.33 12.00 L32 V. 6.13 7.53 13.28 16 21 18.46 2Q.)«
Cevat Nizami
İdarehane öaoıau cıvan AeımuslcB sofran no, ı3
Created by free version of 2PDF
SEYYAR HAVA MEYDANLARI
18 Şubat 1945
Mareşal Alexander
Bir çok serteler önce, bir neşriyat davası yüzünden tevkif edilen bil' dostumu ziyaret etmek istiyordum. Benlinle beraber bası ahbapmnm da bulunacaktı. Hep bir yerde buluşmak İçin, tevkifhanenin tam karşısındaki açık hava kahvesinde söz-ieşnıiştlk.
O günü daha erkenden, burası, tevkifhane ziyaretçileri ile dolmuştu. Masaların üstleri «içeri »ye götürülecek karpuzlar, yağlı kağıtlar İçinde acalp bir şeklîde paket edilmiş yoğurtlar, üzümler, olgun ve büyiık domatesler, dolmalık biberlerle dolmuştu. Kavanoz kavanoz turşu götürenler bile vardı. Bunların arasında büyük paketlerde tütünler göze çarpıyordu.
Arkamdaki masada döl t» kiçi otur-^ muştu. Dördü de sarı benizli, zayıf ve gece uykusuzluğu âdeta yüzlerinde yer etmiş adamlardı. Birinin elinin üstünde mavi dövme ile çizilmiş bir iskambil kâğıdı resmi vardı. Dikkat edince bunun kupanın yedilisi olduğunu (arkettinı. Mütemadiyen pokerden, zardan, Öteki kumar oyunlarından bahsediyorlardı.
Etrafta oturanları kendilerinden addetmiş olmalılar ki pek de çekinmeden konuşuyorlardı.
Biri şu hikâyeyi ıını.ıtıı:
— İşte böyle ağt-.öoyci&Un. işler »on derecede fena gidiyordu. Mangizler suyunu çekti. Ne yapacağımızı, ne edeceğimizi şaşırdık alimallahI.. Bir Andavallı bulsak da yolsak diye dört göz Kesilmiştik. Fakat talihimize do hep anasının gözü, açık göz insanlar çıkıyordu.
Nihayet arkadaşlardan biri çıkageldi:
— Aman çarşıda birine rasg^ldlm-Herlf dehşetli kumar merakta... Gayetle aptal, enal, oyun bilme* birisine benziyor, şunu aramıza alıp sız-diralım... dedi.
Hemen faaliyete geçtik, çarşıda herifi bulduk. Sahiden de öyle idi. EnalUk adamın burnundan damla damla akıyordu.
Etrafını sardık. İltifatın bini bir paraya Allem ettik, kallem vttik, adamın iki koluna girip onu bizim meşhur havuzlu kahveye götürdük. Orayı bitirsin ya... Güzel bahçedir hani.. Çardaklar, asmalar gırla.. Havuzun kenarına bir masa Soydurttuk. İskambil kâğıtlarını getirttik Ver yansın ettik. Daha İlk partide herifin ne mükemmel bir av olduğunu kavramakta güçlük çekmedik. »Ekmek ağacı» gibi herifti. Salla, salla, dallarından ekmekler dökülsün... Ne oyun biliyordu, ne yaptığımız hilelerden ne de kurduğumuz kâğıtlardan çakıyordu. Adam eridikçe eriyordu Sevincimizi belli etmeden birbirimize bakıyorduk. Hani herifin az uz parası da yoktu. Yan! sizin anhyacağı-niz dünyanın en mükemmel yağlı kapısına çatmıştık.
Son derecede memnun bir vaziyette İken bizim a7inuz şöyle sokağa doğru baktı ve birdenbire feryadı kopardı:
— Aman karım!..
Adeta yüzü sararmıştı. Biz kendisine resaret vermek İçin;
— Aldırma... Bunda çekinecek ne var M?,. dedik o tel&şl' telâşlı ilâve etti:
— Ne diyorsunuz?.. Benim kumar oynamamı kati surette yasak etmiştir. Bu hali görürse öldürür beni...
Saklanacak yer arıyordu. Lâkin faydasızdı. Karı kendisini görmüştü. Büyük bir hışımla İçeriye girdi. Hemen genç ve güzel bir şeydi de!.. Yalnız bir parça asabi görünüyordu. Doğrusu biz bile korkmuştuk Zira adamı epeyce sızdırmıştık. Kadın bir hamlede bu kârımızı almağa kalkarsa ne yapacaktık.
Masamıza yaklaştı Kocasına:
— Herif ben sana ne dedim?.. Sözl-le ağzını açtı.
Adsın mırıldandı:
— Ne dedin kancığım?..
— Bir ri&ha eline iskambil kâğıdı al ırayacaksındememiş ml idim?..
Herifte ses yok. Kadın bize döndü:
— Aşkolsun size... Buldunuz nfçu dili olnuyan muşum kuzucuğu... Yeniniz bakalım!..
nMasum kuzucuk» hakikaten tam mânaslle sus puş olmuştu.
Kadın birdenbire bize döndü:
— Galiba bu aptalı iyice mrdırdı-
1112...
Mırıldandık:
— Yok canım zannettiğini* kadar değili..
— Yağma yok!.. Verin bakalım kâğıtları. Oyuna yeniden başlıvaca-ftız.
Şaşırmıştık. Kadın bir İskemle çekerek aramıza katıştı. Arkadaşlardan biri oyundan çıktı. Ve yeniden boşladık. Fakat bu sefer kadın o kadar dikkatli davranıyordu ki en küçük bir hileye bile müsaade etmiyordu. Ve şaşılacak kadar iyi oynuyordu. Yaman usta İdi vessrito.
ük parti de kazandı. İkinci, üçüncü, dördüncü hep öyle gitti.
Bir hamlede kocasının zararlarını çıkarmıştı, Hırsımızdan çıldırıyorduk. Ve baş döndüTÜcü bir hızla da yutulmaktaydık. Ceplerimizi tamumUe boşalttık’ Kahveye İki tanıdık gelmişti. Onlardan aldığımız borçlar da eridi gitti. Ne müthiş kadın!.. Bizi tfıma-mlle temizledikten sonra etli etli dudaklarının boyasını tazeledi ve kocasına yürü gidelim artık... Aptal kuzucuk!., dedi,
Kalktılar, tki gün sonra bu karı ko-cavı iki kişi ile yine kumar oynarken görmeyelim mİ? Meğer kadın müthiş, kumarbazmış' Dehşetli oynuyor. Kimse bununla oynamazmış. Kocasını enal rolüne koyar ve yemlik olarak kullanırmış,,. Biz onu avlamak isterken o bizi mükemmel surette aVlanuf...
Bravo derim doğrusu...
(Bir yıldız)
RADYO
ANKARA RADYOSU Bu Eriinkti program
18.00 Radyo dans orkestrası. 18.4S şarkı ve türküler. 19 00 Haberler. 19.20 Geçmişte bugün. 1923 Radyo salon orkestrası. 20.3a Fasıl. 21.30 Spor servisi, 21.40 Semai ve şarkılar, 22.00 Müzik (pl.), 22.45 Haberler.
Yarın sabahki program
7.30 Spor saati (vücudumuzu çalıştıralım), 7.40 Haberler. 7.55 Müzik (pl.), 12.30 Şarkılar. 1245 Haberler, 13.00 Radyo salon orkestrası
| Halkevleri ve Kurumlar |
* ç. E. K. İstanbul merkezinden; Kuruntumuzda mevcut 11 adet otomatik baskül. 9 adet otomatik tartı makinesi açık arttırma İle satılacaktır.
Arttırma günü 15 mart 945 perşembe günü saat 16 tir.
Görmek ve tafsilât almaş İsteyenler her gün Cağaloğlund» Sıhhiye müdürlüğü karşısındaki Kurum merkezine müracaat edebilirler.
■fc Türkiye Eczacılar cemiyetinden: Cemiyetimizin umumi heyet içtimai, 27 şubat 1945 tarihine gelen salı günü saat 14 de Cağaloğlunda Etıbba Odası salonunda yapılacaktır. Cemiyet âzisınin mezkur gün ve saatte teşrifleri rica olunur________
KONSERVATUVAK TÜRK MÛSİKİSİ KONSERİ İstanbul Konservatuvari tarafından her ay verilmekte olan Türk musikisi konserlerinde birçok musiki severlerin yer bulaınıyarak geri döndüklerini nazarı dikkate alan Konserve tu var İdaresi bundan böyle her konser programını aynen tekrar etmeğe karar vermiştir.
il Şubat tarihinde verilmiş olan Nişaburek faslını İhtiva eden konser programı da 27 şubat salı günü Miat 18 de Şehir Tiyatrosu Komedi Kısmında tekrarlanacaktır.
Amerikalılar, bütün malzemeleri hava yolile nakledilebilecek ve ucuza malolacak her iklime mahsus hava meydanları plânlarını hazırladılar
Seyyar hava meydanlarının en büyüğü olan D modeli
Hava nakliyatı, uçaklara tam teçhizattı hava meydanları tahsis edildiği takdirde gelişebilir. Birçok memleketlerde iyi iniş alanları ve analıat-lara tahsis edilmiş gerekil tertibatla mücehhez mükemmel hava meydanları vordır. Harb, bunların gelişmesine geniş Ölçüde yardım etmiştir. Hnrbden sonra da çok sayıda yeni hava meydanları inşa edilmek lcabe-decektir.
Tam teçhizattı ve ekonomik hava meydanlarına olan bu İhtiyacı karşılamak için New-Yorktakl *Westing-house Electric Company» şirketi, hava meydanı kurulması istenilen her tarafa, icabında, hava yollyle gönderilmeğe hazır tam teçhizattı hava alanları meydana getirmeği tetkik etmiş ve başarmağa muvaffak olmuştur. İnşa edilen tiplerden her biri, kapı tokmaklarına varıncaya kadar bir hava meydanının kurulmasında lâzım olan herşeyl İhtiva etmektedir.
Bu seyyar hava meydanlarını tetkik ve inşa ederken «Westlnghouse Electric Company» şirketinin mühendisleri, yeryüzündekl bütün hava nakliyatı İhtiyaçlarını göz önünde tutmuşlardır. Bu mühendisler. önemi ve durumu ne olursa olsun her hava alanının, en az bir deniz seyrüseferi ve radyo servisine. İniş pistlerinin. pompalı akaryakıt depolarının aydınlatılması için elektrik cereyanı İstasyonuna ve su pompalan gibi dalına İşe yarıyan umumi teçhizat, tathlr malzemesi, antrepolar, personel İkametgâhları ile tamir atelye-lerlndcn başka İdari servisler ve hangarlar İçin bir binaya İhtiyacı olduğunu hesaplamışlardır
İklim, coğrafi ve iktisadi İcaplar hesaba katılmakla beraber standardizasyondan mütevellit flat düşüklüğünden İstifade edilebilmesi İçin yapılan tetkikler neticesinde topyekûn 208 eleman gırupu meydana getirilmiştir.
İkinci dilnya harbinin tarihi yazılırken bu büyük Ingiliz kumandanına mühim bir mevki verilecek
KUTUP KIZI
AŞK VE MACERE ROMANI
Yazan: Stanley Shaw Çeviren: (Vâ • Nû)
. ——Tefrika No 2 — JF
Yan uyur, yan uyanık böyle bLr • durumdayken ve lâtif bir uykuya dalacağını sezerken birdenbire sıçradı ve doğruldu. Dirsekleri, böğrüne yapışmış, adaleleri gerilmiş, bütün hisleri tetik üstünde harekete hazır bekledi,
Artık bu serer, birinin kapıya geldiğini farketmlştl. Köpek havlamaları İşitiliyordu. Gönlünde bir rahatlık, bir sevinç duydu. Harekete geçecek, öğrenecek. Bu gelen adam, her halde kuzeyden belkenen haberci» olabilirdi. Gültimsiyerek kapıya yaklaştı. Hem saldırmağa, hem korunmağa el-.'erlşll bir vaziyet takındı: hile ml lâzım, kuvvet mİ lâzım hepsini kullanacaktı. Emniyet mandalım süratle çekti.
— .Şükür! Yakılmış bir ateş bulmak ne hoş şey! Fırtına doğruca kutuptan geliyor, nefesini tıkadı!
Bu gelen adam, yüzüne kadar fevkalâde güzel kürklere bürünmüştü. Koniuralttj. haşmetli bir sesi vardı. Jcııean, dizlerinin titrer gibi olduğunu sezdi. Adam, kırınızı derili de de-
ğil, melez de değil; hattâ bir beyaz İnsan da değil! Fırtınanın devamı gibi İçeriye daldı. Ateşe yaklaşınca yüzünü açtı. Bu bir kadındı. Genç, san-şın, ince hatlı, parlak gözlü...
Kocaman eldivelnerinl süratle çıkarınca, Jensen. altın yilzük lü minimini beyaz ellerle karşılaştı, Yüzüğün üstünde de pırıltısını kulübeye saçan kocaman bir tek taş vardı. Jensen, gözlerini oğuçturdu; rüya görüp görmediğini anlamak İstedi. Fakat hayır I Rüzgârların ilâhı mıdır? Yoksa bu kar deryasının deniz kızı mıdır? Her kimse o:
— Hay mübarek rüzgâr! - diye haykırdı.
Hayır, rüya görmüyordu. Fakat tek kelime telâffuz edemlyecek kadar şaşırmıştı. Olduğu yere çivilenmiş, kolları İki yana sarkmış, gözleri sabit duruyordu,
Kadın da onun mevcudiyetini hissetmemişe benziyordu. Sakin bir halde ateşin karşısına oturdu: ellerini alevlere uzattı. Uzun boylu, ince, dikkati çekecek kadar lenaşilplüydü.
İmalcdllm iştir. Bunlardan biri 75 kilovat, diğeri 75 kilovattan daha fazla kuvvettedir.
4 tip hangar İnşa edilmektedir. Bunlar arasında çok sıcak ve mutedil iklimli bölgelere mahsus «Kez» tipindeki basit hangarlar. 50 metre genişlikte ve 60 metre uzunlukta, uçakları Istiabedebllecek ve müstacel tamiratı derhal yapabilecek bir atelye-yl de İhtiva eden dev hangarlar var-
dır.
4 esas tipten her bir! İçin 5 muhtelif neviden olmak üzere, tamamen hazır vaziyette 20 muhtelif tipte bina teslim edilebilir.
13u 4 esas tipteki binalar, hava değişmeleri, rülubet, rüzgâr, don, böcekler ve buna mümasil diğer hususlar hesaba katılmak suretiyle İmal edilmiştir. Bunlar, çok sıcak, mutedil veya kutup iklimlerine uygun döşeme ve tavanlarla İnşa edilebilmektedir.
4 tipten her biri, teferruat ltlbarlle birbirinden çok farklı olan 5 bina kategorisine ayrılmakladır.
En küçük tipteki binada (A tipi) bir çalışma odası (radyo, hava meydanını aydınlatan cihazlar, rasat, ve kontrol tesisleri > ile yolculara mahsus bir bekleme salonu vardır.
-ffu tip bina, çok küçük münferit hava alanları, oteller, rasat istasyonları. bıçkıhaneler, maden ocakları ve münferit petrol sahaları İçin tavsiye edilmektedir.
Yukarıda tarif edilen (A> tipindeki binaya, ikametgâh olarak kullanılmağa mahsus bir İlâve yapıldığı takdirde, münakaleden tecrldedilmiş yerlere, maden ocaklarına, yolcu ve askeri konaklara uygun gelen (Bl tipi elde edilir.
Mal ve ancak birkaç yolcu naklini temin için kullanılan C tipindeki bina. yolculara mahsus bir salonla çalışmaya tahsis edilmiş diğer bir salondan mürekkep büyük bir dehlizden İbarettir.
Her grupa ait katalogda umumi bir ( Binaların en büyüğü olan D tipi sarih tarif, leknlk malûmatı fyedekıbir kontrol kulesi İle gümrük, nıuha-parçalar. ağırlık vesaire hakkında) ' ccrei. sıhhi muayene ve nıllletlera-lhtlva eden bir malzeme listesi ve rası nakliyatla ilgili diğer bütün seriler tesisatın tam bir plânı vardır i vlslerl ihtiva edecek bir parçanın ilâ-
Memleket IkUm vraalr hususlara I «sile C Unlnln sellsmıs bir «Midir, göre İnşa edilecek hava meydanları-' B" tipteki bina. 1011000 kadar nümü nevi hakkında d« her türlü geniş: kasabalarda, beynelmilel küçük
malûmat verilmekledir hMlur üzerinde, büyük ticaret mer-
Blrcok tesislerde yapılan İnceden Herlerinde. milletlerarası biıyuk ha-Inceyr tetkikler sonumla İkinci de- »» hatlarının kamsak noktalarında rece ehemmiyeti haiz lıava atanları- »(■ “delik üüerdc tasılasız nak-
din COSUM İtam otan elektrik ecre- , W yapılmtanı saûbyabnmckledır yanının 75 - 150 kilovat arasında ol- «Wcstlnglıouse Electric Company» duğu anlaşılmıştır. ' şirketi tarafından neşredilen ve sey-
_ Biu Itiharla iki türlü elektrik ciha- yar hava -meydanlarının tcçhlzatın-zıııa lüzum görülmüş ve seri halinde dan bahseden bir kitapta tarif edil-
Bu haıbde kendini gösteren İngilLz kumandanları arasında mareşal Alexander bilhassa büyük bir mevki yapmıştır. Şimdi Akdeniz bölgesi Müttefik kuvvetleri kumandam olan mareşal çok mütevazı, çok sakindir. İleride harb tarihi yazıldığı zaman Dun-kerque çekilişinden itibaren ma-reşal'in hizmetleri büyük takdirle anılacaktır. Harbin 'iptidalarında general olan Alexander ricat hareketinin mühim bir kısmını idare etmeğe memur edilmişti. Bu esnada karanlık bir gecede, tek başına bir sandala binerek sahile yaklaşmış ve oraya doğru »gemilere bindirilecek başka İngiliz veya Fransız askeri var nıı?ı> diye yüksek sesle haykırmıştır. Hiç kimseden cevap almayınca ikinci cihan harbinin tarihî ricatının artık bitmiş olduğunu anlamıştır.
Büyük Britanyaya karşı muh-temel bir düşman istilâsının beklendiği günlerde Alexander cenubi İngiltere Başkomutanlığına tâyin olunmuştur,
1942 senesinde bir uçakla Bir-manyaya giderek buradaki Başkomutanlık vazifesini üzerine almıştır. Oradaki vaziyet te ümitsiz gözüküyordu. Netekim, Rangoon'a geldiği zaman şehrin yalnız çok fena talim görmüş iki tümen tarafından müdafaa edilmekte olduğunu görmüştü. Derhal kumandanlığı ele alarak Birmanyadaki harekâtı pek parlak bir şekilde İdare etmişti. Muvaffak olamayışının sebebi, sayıca kendinden kat kat üstün bir düşmana karşı göğüs germek zorunda kalmasıdır.
Şimalî Afrikada mareşal Rom-nr)el ordularının İskenderiye kapılarında bulundukları esnada Alexander. orta Şark Müttefik Başkomutanı sıfatile general Auchinleck'in yerine geçmiştir. Mareşalin hazırlamış olduğu mükemmel plân Montgomery tarafından parlak bir surette tatbik edilmiştir. Bu şekilde Rom-mel'ln orduları Trabltısgaıba kadar geri püskürtülmüştür.
Tunusta 150,000 Almanın esir alınmasile neticelenen seferin plânım da Alexander hazırlamıştır. Kendisi Sicilya’nın zaptın-mlş bulunan 4 tip nava alanında ha-yalt tahminlere kapılmamdan hava hatlarının gelecekteki gelişmesi de hesaba katılmıştır.
Bu hava meydanlarına alı plânlar, fazla bir ziyana uğranılmadan hava alanlarını büyültmeğe veya küçültmeğe de müsaittir.
Bütün seyyar hava meydanları, faydasız olduğu kadar boşuna yer tutan eşya olmadan normal harekâta elzem bütün teçhizatı ihtiva etmektedir. Bunların her birinde aydınlık daimî surette teinin edileceği gibi gece uçuşları yapılabilecek, yerden uçağa ve bir hava alanlrtüan diğerine olan bütün radyo muhaberatı sağlanabilecek ve gerekil rasat haberleri de uçaklara verilebilecektir.
Bundan dolayı «Westlnghouse Electric Company» şirketi, seyyar hava meydanlarını teşkil eden bütün unsurların icabında mühim zararlara yol açmadan büyültüleblllr. değiştirilebilir veya başka bir hava alanına nakledlleblllr şeklide olmasına dikkat etmektedir
dan sonra İtalya cephesi Başkomutanlığına getirilmiştir. O zaman İngiliz ordusunun en mükemmel «sevkulceyşl» taarruzunu tatbik eden general şöhretini kazanmış bulunuyordu.
Harold Rupert Leofric Alexan-der, bundan tam 52 sene evvel şimali İrlanda'da Tyrone eyaletinde Galedon Kontunun üçüncü oğlu olarak dünyaya gelmiştir. Genç Alexander tahsilini. Misler Churchill'in de okuduğu Harrow mektebinde ve meşhur Sandhurt askeri akademisinde yapmıştır. Gençken ayru zamanda da tanınmış bir sporcuydu. Bilhassa yarışlardaki muvaffakiyetle temayüz etmekleydi. Birinci cihan harbi zarfında bir çok şahsî hareketlerile umumun dikkatini kendi üzerine çekmeğe muvaffak olmuştur.
Harbin sonunda albaylığa terfi etmiş bulunuyordu. Mütarekeden sonra Letonya’ya ve müteakiben de Hindistan’a gönderilmiştir. Bu arada İngilterenin en güzel kadınlarından biri olan Lady Margeret Diana Bingh-ham’la evlenmiştir. Mareşal hâlen üç çocuk babasıdır.
Alexander çok sakın mizaçlı bir adamdır. Her şeyi sükûnetle halletmeyi sever. Tahsili ve malûmatı mükemmeldir. Almanca, Fransızca, İtalyanca, Rusça ve Ordu lisanlarına vakıftır. Geçenlerde İtalya cephesinde bulunduğu esnada yaveri, mareşal’» odasında yüksek sesle Almanca konuşulduğunu işitmiştlr. Vaziyeti kavramak üzere oraya girdiği zaman komutanının bir gramofon plâğile Almanca egzersizler yapmakta olduğunu görmüştür.
Kendisi her türlü şeraitte yaşamağı öğrenmiş ve sıcağa, soğuğa, yağmura, toza, tehlikelere, aynj zamanda az yemeğe de alınmıştır. Bütün gayretlerini yalan sevkulceyş ve tâblyeya hasretmektedir. Mareşal bir emir verirken diğer bazı kumandanlar gibi hiç bir vakit sesini yükseltmez. Reklâm sevmez.
Mareşal'in günlük programı fevkalâde basittir. Sabahlan vaktini harekâtı tetkik ve kurmay subaylarile münakaşa etmekle geçirir, öğleden sonra ise, cepheyi gezer, saat sekizde akşam yemeğini yer. Misafirleri, kendisinin yanında daha fazla kalmaktan içtinap ettikleri takdirde saat tam onda yatağına girmeği tercih etmektedir.
Mareşal Kesserling kuvvetlerine karşı şimdiye kadar muvaffakiyetle göğüs germiş olan komutan. yalnız Alexander'dir. Bunun içindir ki. kendisinden daha başka mühim vazifeler de beklenmektedir. Hali hazırda bütün Akdeniz harekâtına kumandan olarak tâyin edilmiş bulunan mareşal, İngiliz ordusunun en seçkin .subaylarından bîridir.
GömlekisT
BİRİNCİ SâNU GÖMLKKCİ I
3» Tel • 20096 SirkCcH
Halleri katiyet İfade ediyordu şahsında hem güzelliği, hem de kuvveti toplamıştı. Tam bir Anglo - Kanadi-yen tipti. Güzel, sıhhatli, muvazeneli i Kalın dradan kısa bir kırmızı rop giymiş, dizlerini aşan yüksek çizmeleri de ayaklarına geçirmişti, omuzlarında bir servet teşkil edecek kıymette siyah tilki manto vardı. Başında bir kiırk kalpak. Bunu geriye doğru İtti; sıcak san.-ışıl ışıl saçlarının dalgaları göründil.
Bu kadın, nahif, nazenin bir bebecik olamazdı. Her hareketi, spora, ağır beden! hareketlere alışmış bulunduğunu İspat ediyordu. Diğer cihetten, yüzünün çizgileri, itinalı ellerinin pürüzsüzlüğü, bilhassa, yüzünün faik zekâsı, onun zengin tabakadan. en yüksek sınıftan bir İnsan olduğunu meydana çıkarıyordu.
Jensen, İleride de muhtelif fırsatlarda bu noktaları farketti. Zira, genç kadın, neşeli alevler karşısında onun mevcudiyetini sezmlyerek hayli müddet oyalandı.
Anıma, bu hale bir nihayet vermeli!
Jensen. hafifçe öksürmeğe karar verdi. Kadın, sıçradı; başını çevirdi, etrafına bakındı.
Fevkalâde şaşırarak haykırdı:
— Nasıl, nasıl? Yanıldım mı yoksa? Ben burada Küçük Babos sığınağında değil miyim?
Detektif, tasdik mânasında başını
eğdi. Cevap vermeğe hazırlanıyordu kİ, kadın, Amirane devam etti:
— Tabii, burası o kulübe... Buraya gelirken İzden ayrılmadım. Fakat siz kimsiniz?
Bu sözler, delikanlıyı memnun etti. Her halde, genç kadın, o kadar uzun zaman beklediği, «kuzey habercisi» olacaktı. Meğer beklediği kadınmış! Mesele bundan İbaret.
Jensen. kadınlarla konuşmağa pek alışık değildi, söze nereden başlamalı? Ve genç kız olduğu anlaşılan bu insanın vûzıh sualine ne şekilde cevap vermenin mümkün olabileceğini kestlremlyordu. Başını eğdi. Sual sorarken pınldıyan bu parlak gözlere mukavemet edememişti. Masa üzerinde duran parşömeni bir el hareketiyle gösterdi.
Genç kız, bunu eline aldı. Alevlerin ışığında okumak üzere ocağa doğru eğildi. O kadar uzun muayene etti kİ, yazıları birkaç defa okuduğu belliydi. Yahut da, zaman kazanmak İçin öyle göründü.
Bu müddet zarfında erkek, hafif bir endişe ile bekliyordu. Meçhul kadının vesikaya ne mâna vereceğini anlamak İstiyordu. Zaten başlamış olan fırtına, dışarıda gittikçe hızını arttırıyordu. Dehşetler, şeametler, zincirden boşanmış gibiydi.
Nihayet, genç kız. vesikayı masanın üzerine koydu, Jensen'e dönerek:
— Gene de bir şey anlıynmadım. -
dedi.
Sonra, bir saniye daha düşündü; kararım Yermişçesine devam etti:
— Ne mânâsız şey bu? Kim olduğunuzu bana niçin söylemiyorsunuz? Buraya ne yapmak İçin geldiğinizi kendiniz de bilseydiniz, karşımda şaşkın bir mektep talebesi gibi durmazdınız. Bir takım masallar uydurmağa kalkmayınız. şu mübarek ağzınızı açınız da yalancı btr insan olmadığınızı söyleyiniz.
Bunlar,, peri lâfı, hayal lâfı değildi. Meçhul kadının katı bLr İfadesi vvr-dı. Ve o. annesinin yanıbasınclan asta ayrılmamış süt kuzu'utına hiç de benzemiyordu.
Cevap vermek lâzımdı. Jensert, ne suretle cevap vereceğine dair, esaslardan mahrumdu. Kendi kendini ne şekilde takdim etsin? Buraya gelişini ne surette izah etsin? Konuşmağa başladığı vakit, bu sorulardan hiçbirini halledememlştl
— Beni buraya gönderdiler! - dedi.
Bu «1er» in muhatabı üzerinde bir mâna İfade edeceğini ummuştu.
— ... Bu vesikanın her şeyi izah için kâfi olduğunu söylediler. Ben. bu İşlere yeni katılmam sebeblle, İsmimin siz» bir şey İfade etmiyeceğlnl sanıyorum.
Kadın sabırsızlık' ve sİnLrUHk alâmetleri gösterince, Jensen İlâve etti:
— Bununla beraber, şayet ısrar ediyorsanız, ismimin Kerrlson oldu-
ğunu söyliyeblllrlm... Alaln Kerrlson.,.
Bu sözler ağzından çıkarken, gayet vâzıh şeklide hissetti kİ, hakikî İsmini söyleseydi daha isabet ederdi; meçhul kadın, onun yalanını keşfetmişti.
Bir emniyet memuru İçin saçma bir haldi amma, üzerine çevrilen güzel gözleri onu şaşırttığını, kalbine garip bir endişe verdiğini duyuyordu. Acaba bunca soyadı arasında niçin Ker-rlson'u seçmişti? Bundan dolayı pişman bile olmuştu. Zira Işlle altın meselesinin sıkı bir alâkası vardı. Halbuki altın ocaklarının sahibi milyarder 3.3. Kerison diye biri vardı. Her halde onu çok düşündüğü için, dudaklarına birdenbire bu soyadı gelmiş olacaktı. Milyarderle hiç İş! düşmemişti. Onu tanımazdı da. Düşünmeksizin bu İsim ağzından dökülüvermlştl.
Meçhul kadın, beklenmedLk şekilde irkiliverdi. Yılan gürmüşçesine geriledi.
— Kerrlson mu? —diye haykırdı.— O. benim soyadımdır. Acaba benimle alay mı ediyorsunuz: yoksa hakikaten Kerrlson musunuz? Fakat hayırl Sanmıyorum! Siz, KerrLson'lara benzi‘iniyorsunuz. Bu saçma maskeyi yüzünüzden derhal atınız. Kim olduğunuzu, buraya ne yapmağa geldiğiniz! bana söyleylnla
.oltası var)
18 Şubat 1945
AKŞAM
Rahlfe 7
42 gün süren korkulu bir seyahat
dağa çarparak parçala-
5 Amerikalı tayyarecinin başına gelenler
Muhtarlar bir miktar koyun eti ve sigara dia bulmuşlardır. Benaüllah. Amerikan pilotile Ordu dilinde konuşarak tercümanlık yapmıştır. O samana kadar Amerikalılar kendilerini Stadlstatıın Ücra bir köşesinde sanıyorlardı.
Muhtarlar, Amerikalılara, kendilerinin burada bulunuşlarından Hindistan hükümetini haberdar edeceklerini söylemişlerdir. Bu sözleri. Se-naullah tercüme ettiği saman. Amerikan pilotu hayretler İçinde kalmış ve «şimdi hangi cehennemde bulunuyoruz?» diye sormuştur. Senau ilah «Tibet’te bulunuyorsunuz» cevabını ▼erince, Amerikalılar nereye düştüklerini anlamışlardır.
Köye üç tayyareci gelmişti. Diğer İki arkadaşlarını yolda kaybetmişlerdi. Öç Amerlk&h, muhtarlardan arkadaşlarım bulmalarını rica etmişler ve bunlara verilmek ilzere birer mektup yasmışlardır. Bu mektupta hangi köyde bulunduklarını bildirmişler ve buraya gelmelerini ve çenelerini tutmalarını tavsiye etmişlerdir.
Çok geçmeden İki Amerikalı bulunmuş. bunlar da köye getirilmiştir. Biri, tayyareden İnerken kolu kırılmış olduğundan, fena ıstırap çekiyordu. Beş arkadaş Hlndlistana gitmek çarelerini araştırmışlardır.
Bu sırada 100 kilometre uzaktan bir Budist papazı gelmiştir. Papaz İngilizce bildiğinden, buna dertlerini anlatmışlardır. Papa». yolların ve geçitlerin karla örtülü olduğundan, bu mevsimde yola çıkılamıyncağıni söylemiştir. Bundan başka yollarda haydut çeteleri bulunduğundan, bunların arasından geçmek için, hükümetin bir Midir asker vermesi İfam geldiğini de ilâve etmiştir.
Bu esnada MepaFdaM İngiliz siyasi memuru. Amerikalıların macerasından haberdar olmuş ve bir yerli doktor göndermiştir. Doktor, yerlilerin üzerinde nüfus sahibi olduğundan, muhtarlara en nefis yemek ve şarapların verilmeğini emretmiştir.
Doktor, İM gün İçinde Amerikalıları götürecek atlan ve malzemeyi temin etmiştir. Bütün hazırlık bittikten sonra, doktor, Amerikalılara, Tibet'in merkezi Shnaa'ya giden büyük geçide kadar bizzat refakat edeceğini bli-dlnniştlr.
Köylüler, Amerikalılara kaim kürkler. İçi keçeli çtzmcler ve İpek gibi İnce yün atkılar ve battaniyeler vermişlerdir.
Amerikalılar bu hediyelerden memnun kalmışlar ve yalnız battaniyelerin Japon mamulatından olduğunu anlıyarak hayM üzülmüşlerdir.
Yolculuk ağır olmuştur, çünkü geçtikler! arazi çok yüksek olduğundan, her beş daMkada bir defa atlara İstirahat veriyorlardı. Havada oksijen pek az olduğundan, beygirler nefes almakta zorluk çekiyorlardı.
Nihayet 18,000 ayak lrtlfamdaki geçide gelmişler, bunun öbür başına vardıkları zaman aşağıda yılankavi nehrin sahilinde Shasa’nın mabet kulelerini görmüşlerdir. Doktor yabancı misafirlerin gelmekte olduğunu evvelden haber verdiğinden, hükümet nehir boyunda Amerikalılar İçin mükellef bir çadır Yut durmuştu. A meri -katıl ar bur aya gelince, ancak Bin bir geçe masallarında okudukları Şark’ın İhtişamını görmüşlerdir. İpek çadırın zemin! kıymetli İran hahlarile örtülmüştü. Ortaya kurulan sofraya en kıymettar rin! kaplar İçine tatlılar, çörek ve kurabiyeler doldurulmuştu.
Gayet sert olan Tibet birası, eski Çin şarapları ve rakı şişeleri ziyafeti tamamlıyordu. Sofraya oturulduktan sonra bu içkiler. Tibet devlet ve ruhanî reisi Dolol torna şerefine ve diğer maruf zevatın adına mütemadiyen içilmiştir.
Artık Amerikalıların başlan dönüyordu. Bu halde tekrar atlarına binerek Shaaa yolunu tutmuşlardır. Bn memnu ve mukades şehre nasıl girdiklerini hiçbir Amerikalı hatırlamıyor. Yalnız burunlarına halka geçiren kadınların ve sokakları dolduran erkek ve çocukların kendilerin! altoşladiklannı biliyorlar. Bir de şehre hâkim tepe üzerindeki Dolol Lö-ma’nln altın kubbeli menner sarayını hayretle seyrettiklerini haya! maya! hatırlıyorlar. Kafile İngiliz sivas! memurluğu sarayı önüne geldiği zaman bir İngiliz binbaşısı dışarı fırlayıp misafirleri selâmlamış ve «Haydi içeri giriniz, İçelim!» demiştir.
Burada bir âlem dahil yaptıktan sonra Avrupa usulündeki karyolada uyumuşlardır.
İnglllzlerln anlattıklarına göre, ahali. Amerikalı tayyarecilerin Dolol Loma'nin sarayından daha yüksekte uçmalarından dolayı iptida çok slnlr-lenmlştlr. Fakat tayarcnln d üşer ek parçalanması üzerine Amerikalıların cezalarını buldukları rahipler tarafından beyan edildiğinden, halik sükûnet bulmuştur.
Tibet hükümeti bir kafile hanrlıya-rak beş Amerikalıyı Hlr.dlstana göndermiştir.
BU suretle 42 gün süren korkulu ve ıstıraplı bir maceradan sonra beş Amerikalı tayyareci Hlnd'stana gelerek arkadaslarlle buluşmuşlardır
J.
Tibet özerinde uçakları nan
Asya kıtasının göbeğinde Te Hindistan İle şarki Türkistan ve asıl Çin arasında bulunan Tibet, asırlardan beri bütün yabancılara kapalı bir ülkedir. Bahusus bunun payitahtı ve budlstlerin dini merkeel Lluua şehrine bu dinden olmıy anların girmeleri katiyen yasaktır. Ancak fevkalâde İstisnai hallerde ve siyasi faaliyetlerde bu şehri AvrupalIlar ve Amerikalılar «lyaret edebilmişlerdir. Lhasa*yı ziyarete muvaffak olan Amerikalıların «ayısı yakın zamana kadar beşi geçmiyordu. Fakat şimdi harbin neticesi olarak kütle halinde bir Amerikan aümresl blzzarıır budlstlerin bu mukaddes şehrini görmüşlerdir.
Hindistan ile Çin arasındaki Hima-teva dağlarını aşarak işlemekte olan Amerikan nakliye tayyarelerinden biri Çin’in Kunming şehrinden Hindistan* geceleyin dönerken yolunu şaşırır. Pilot telsizle teması da kaybettiğinden mevkiini bir türlü tâyin edemez. Tayyarenin benzini tükenmek üzere bulunduğundan, pilot Bpencer ne olursa olsun, yare İnmek sorunda İnilir.
İstediği yeri anlayabilmek üzere aşağıya baktığı raman bir şehrin ışıklarını görür ve bunun H indis tandaki Çabua şehri olabileceğini tahmin eder. Fakat hakikatte C-87 işaretli olan bu Amerikan yük tayyaresi Tibet üzerinde bulunuyordu. Biraz daha ilerledikten sonra tayyarenin önüne bir kesif bulut çıkar. Pilot bunu aşmak ister. Fakat rasıt bulutun İçinde muazzam bir koya yığını olduğunu farkettiğinden vaktlle pilotu haberdar eder.
Mesafe âletlerini kullandıkları zaman üzerine yaklaşmakta oldukları kaya yığınının dünyanın en yüksek dağı Everesi kadar yüksek dağ olduğu anlaşılır.
Tayyarenin bu dağa çarpmasını önlemek imkânsız olduğundan pilot evvelâ bir numaralı ve sonradan iki numaralı motoru durdurur, arka kapıdan paraşütle atlamak lâzım geldiğin! arkadaşlarına bildirir. Beş tayyareci bir bir, paraşütle kendilerini aşağıya salıverirler.
Bunlar inerken tayyarenin müthiş bir gürültü İle dağa çarptığını ve sadmenin tesiri İle bir alev sfltunu-, ’^jkseldlğlnl görürler.
Tayyareciler bir mil mesafe dahilinde bir sırt boyunda yere inmişlerdir. Uçurumlu arazide zifiri karanlık İçinde birbirlerini aramak tehlikeli olacağını iyice düşündüğünden her tayyareci bulunduğu verde kalmağı tercih etmiştir.
Paraşütlerine sarılarak yatan tayyareciler soğuktan çok ıstırap çekmişlerdir. Mevkiin son derecede yüksek olması yüzünden zorla nefes alıyorlardı.
Sabah olunca tayyareciler seslenerek birbirinin bulunduğu mevkii tâyin etmişler ve hep bİTden dağdan aşağı İnmeğe karar vermişlerdir. Fakat uçurum, çalı ve keskin kayalar İle dolu sırtlardan vâdiye İnmek, kolay olmamıştır. Bütün elbiseleri parçalanmış ve tepeden tırnağa kadar bütün vücutları yara ve bere içinde kalmıştır, Vâdiye İndikten sonra iki gün tir dereyi takibetmlşler ve nihayet bir Tibetli köye gelmişlerdir.
Köylüler tayyarecileri sarmışlar, elbiselerini çekiştirerek heyecanlı heyecanlı kendi aralarında konuşmuşlardır. Bundan endişeye düşen Amerikalılar gerlUyerek havaya bir İki el silâh atmışlardır. Bu esnada Amerikalılar köyün ortasındaki büyük bir binanın kapısı önünde gamalı bir haç bulunduğunu gördüklerinde burada Almanların bulunmasına ihtimal vererek çok telâş etmişlerdir. Fakat sonradan gamalı haçın Tlbette dini bir remiz olduğunu s nladıkiarindan müsterih olmuşlardır.
Amerikan pilotu Hint müaiümanla-nnın konuştuğu Ordu dilini biraz biliyordu. Köylülere hitaben «Selâm 1in aleykflm» demiştir. Köylülerden biri de «Ve aleyküm selâm» diye cevap verdiğinden, Amerikalılar, kendilerini dostane karşıladıklarını anhyarak bir kat daha emniyet hissetmişlerdir.
Tayyareciler, son derecede yorgun olduklarından artık adım atmağa mecalleri kalmamıştı. Köyün küçük çocukları şimdiye kadar hiçbir beyaz adam görmediklerinden, Amerikalıların ellerine sarılmışlar ve yüzlerine hayran hayran bakmışlardır. Amerikalılar da kendilerinin fena adam olmadıklarını göstermek üzere çocukları 1 ■ caklarına almışlardır Artık köy-Jülelre münasebet İyileşiyordu.
«Ve aleyküm selâm» diye cevap veren köylü, senaullah isminde bir müslümandı. Bu adam, Amerikalıları misafir etmek üzere evine davet et-m işi,ir. Tayyareciler eve girer girmez, kendilerini minderin üzerine atmışlardır. Ev sahibi misafirlerine yeni «ağılmış keçi südü ve mayasız hamurdan yapılan siyah ekmek ikram etmiştir.
Ev sahibi, köyün muhtarına misafirlerin gelişini haber vermiş, bu da diğer köylerin muhtarlarım davet ederek hep birlikte ziyarete gelmişlerdir. Bunlar misafirlere bir hayli yumurta hediye getirmişlerdir. Tibet'te yumurta pek az olduğundan, en nefis hedve sayılıyor.
HALK DOKTORU
İncir, Badem, Ceviz
KüCuK^OiJIaRI^
Memleketi m İzdi* bol bol yetişen kuru incir çok faydalı bir çerezdir. Pek kuvvetli bir gıdadır. Terkibinde, yapılışında, çeşit çeşit madenler vardır, türlü türlii vitaminler bulunmaktadır.
İşte bu maddelerin tesirleri Hcdir kİ zayıflar kuvvetleniyor. Kabızlık, peklik gideriliyor. Öksürükler şifa buluyor. Boğaz ağrılarına devalar, gargaralar yapılıyor.
Yurdumuzda oldukça bereketli olarak - elde edilen badem, ceviz, fındık, furta* gibi kuru yemişlerimizle beraber yenilen kuru İncirlerin faydalan, kuvvetleri çoğaldıkça çoğalıyor.
Bademde yüzde (17) nispetindeki şeker, kuru İncirde bulunan yüzde (60 - 70 - 80) derecesindeki şekerle blrlnştl mf ert mükemmel bir Ikalorl macıınıı) olmuş olur
Bademde yüzde (54! yağ’1 cevherle (21) kadar dn azot (Protrin) vardır. Kıırn incir yünde (5) azotla birleşinde çok kuvvet verir.
Kuru bademde (Bİi vitamini yüzde (50) ölçü (ünite) dir. Kuru İncirde yüzde (35) (B1> vitamini vardır. İncirin arasına konularak badem'e yenilLrse sinirlerimizin muvazenesini tamamlar. Ağrıları, şuaları, kul un ç-ları keser.
Bademde yüzde »120» ölçü kadar (B2) vitamini vardır. Kutu Inclrd? yüzde (3?ı ölçü (B2) vltamlnile birleşti mİ birçok hastalıklara şifa olur. Bademde yüzde (4) miligram, kurn İncirde yüzde (3) miligram kad’r da çelik vardır.
Bu İki yemişi birleştirerek ç kça yem-ğç devam eden kırların çehrric-r! pembeleşir. Genrierin kanlan çoğalır. Bademde yüzde (1.92) miligram (Manganezi bulunduğu cihetle çriik-le birleyince kansızlığı mıhmış tabi! bir devn olnr.
Kurn bademde yü-'de (Î55) m'li-gram kadar (Magnezyum) vardır. Bu kıymetli tenasül cevheri kuru incirde de bereketlidir. Kuru bademde (1,041 miligram nispetinde çinko madeni vardır. İşte bu İki madendir kİ (bedii havat motSr) terini kuvvet’e İşletir. Zürriyetl, nüfusu arttırır.
Kuru bademde (450) fosfor ve (243) nispetinde de kireç bulunduğu cihetle (fosfo Kalriyomi haline gelen bu madenler, kuru İncirde bulunan aynı cevherlerle birleşlnce kemiklere kuvvet ve metanet, sinirlere, akla ve fikre kudret verir.
Kuru bademde (800) miligram kadar (Potnsvom) vardır fnclrlnkl ile birleşinse etlere dolgunluk ve sertlik verir. Kuru incirde fazla bulunan (sodyum) madeni bademde az olduğu İçin ikisi birleşlnce kana kuvvet verirler.
Kuru bademde yüzde vfl- altmış miligram kükürt vardır. İşte bu maddenin tesirdedir ki bolca badem yiyenlerin cehrelerinde güzellik, parlaklık belirir.
Gerek İncir arasında ve gerek yalnız olarak yenilen kuru badem, kanın klmva mövjusenesini, Eklılbrln! bozmaz. Hattâ ekmekle yenilirse husule gelecek ekşiliği bile kalevi yapar, (al kal eıı) leştlrlr.
Vaktiyle yalnız bol bol kuru bademle ekmek yiyerek (4ö) gün perhiz yapanların neden zayıf düşmediklerinin «urlarını şimdi anlıyoruz,
LOKMAN HEKİM
Yozgat’ta dağcılık kulübü açıldı
Yozgat (Akşam) — Yozg&tta dağcılık ve kış sporları kulübü açılarak faaliyete başlamıştır. Kış sporlarına elverişli güzel Yozgadınuzdn Orta Anadolu koyak birinciliği şüb&t İçinde Sivas - Kayseri ve Yozgat bölge-lerlle diğer vilâyetlerden liseli sporcuların iştlrâkilç yapılacaktır.
Kulübün faaliyeti günden güne artmakla beraber yavrularımızın kayakçılığa olan muhabbet ve alâkaları takdirle karşılanmaktadır.
Vali Badrl Akının kıymetli yardım ve delâlelile memleketimizde bir jimnastik salonu İle bir bölge binasının yapıhması kararlaşmış ve Icubeden hazırlıklar başlamıştır.
İzmir îkincikordonu asfaltlanacak
İzmir 17 (Akşam) — Atatürk heykelinin önünden Dr. Mustafa Bey bulvarına kadar İklnclkordon asfalt olarak İnşa edilecektir, Belediyece gerekil hazırlıklar yapılmıştır,
İnşaat mevsimi başladığından, çimento ve çivi ihtiyacı artmıştır. Vali B. Şefik Boyer. bizzat bu mühim mevzu üzerinde meşgul olmaktadır. Bilhassa çivi İhtiyacı, kendisini hissettirmektedir.
Edirnede tütün piyasası
Edirne (Akşam) — Edirne tütün piyasasının açılması münasebetiyle bugün İnhisarlar İdaresi tütün deposunda umumi müfettiş Abidln Öz-mcn. vali ve diğer müfettişlik ve vilâyet erkânı İle rençber, tüccar ve bazı ecnebi firmaların Jştiraklle bir toplantı yapılmıştır.
Edirne ve elvan tütünlerine 170 kuruş fint tesbit edilmiş ve bu rintler üzerinden inhisarlar İdaresi ile ecnebi firmalar lütütı almak İstemişlerse de rençber bu fiatlerl ucuz bulduğundan, «atış yaja mamıştır.
ERKEK AKÇI — Alafranga, alaturka yemek pişirmesinde tecrübeli ve bayanlle birlikte temizlik İşi aramaktadır. İşine göre maaş İstemekledir. Beyazıt Bakırcılarda Ahçılar kahvesinde Ali Rızaya müracaat. 92! —
MÜHİM DIR MÜESSESENKN — Yazı işlerini İdare eden, muhasebeye vakıf, daktilo bilen btr bayan günde birkaç saat çalışmak ister Akşamda S.8. rümusmna. 932 —
2 - İŞÇİ ARİYANLAR
DÖRT KŞtLİK BİR AİLE — Bütün ev İşlerini yapacak gelip fidir 1 hamarat bir kadına İhtiyaç vardır. Civarda olanlar tercih olunur. Şişil Samanyolu 91 No. Bikm;i2 .apartman 2 yc öğleye kadar müracaat. 772 — 1
İNGİLİZCE TİCARİ MUHABEREYE VAKIF — Bayan vej» baya ihtiyaç vardır. Karaköy Palas karşısı (104 -106) No. ya öğleden sonra müracaal-ları. 795 —
İNGİLİZCE BİLEN DAKTİLO BAYAN ARANIYOR — Haftada dört beş giin yalnız öğleden sonraları çalışacaktır. Steno bilenler tercih olunur P. K. 639 - İstanbul mttraraat. 886 —
BAYAN ARANIYOR — Mağazada çalışmak üzere orta derece tahsili bir bayan aranıyor Sirkeci Hamidiye Cad, Salt mağazasına aant 14 - 16 arasında şahsan müracaat. 902 — 1
PARA İŞLERİNDE — Çalışacak bir Türk bayana İhtiyaç vardır Evinin yakın olması ve İlse tahsili görmüş bulunması şarttır Bahçekapıda Salih Necati eczanesine müracaat. 93) — 2
İSTANRULA YAKIN — Bir vilâyet merkezinde bir eczane için mesul müdürlük yapacak eczacı ile aynefl bir de eczane kalfasına ihtiyaç vardır. Taliplerin Eminönü Eczanesine mürhraatları. 920 — 2
TAKSİMDE — Bir apartunan İçin dürüst, çalışkan içki kullanmayan bir apartıman kapıcısına İhtiyaç vardır. Evli bulunması şarttır, isteyenlerin Fatih - Esklailpaşn Mevkufat-çı sokak 15 numaraya akşamları 20 den sonra ve pazar günkrl akşama kadar acele müracaatları. 929 — 2
ACELE RAYAN MEMUR ARANIYOR — Yazısı güzel, daktilosu kuvvetli. eski Türkçe bilen tercih edilir. Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosu Galata Ömerâblt han 2 nel kat 23. Tel 42368 933 —
- SATILIK EŞYA
SATILIK — 1 adet ezme yarma kırma makinesi, 1 adet irmik «utörü, 1 adet elek, 1 adet motör. 16 beygir kuvvetinde, az kullanılmış, çift vo-lant, kazanlle birlikte 8abrl ürallı. fabrikatör, Bandırma. 845 —
HER TÜRLÜ KÂĞIT — Gazete, mecmua, kitap, defter iyi fiatle satın alınır, satmak İsteyenlerin numuneleriyle Eminönü Tahmis cad Kalçın Sok. No. 13 e müracaatları. 9ÛÛ — 1
AZ KULLANILMIŞ — 24 numara 4 taraklı otomatik IKapel) marka trikotaj Raşri makinesi satilıklır. Sirkeci Akseki Nakliyat ambarına müracaat. 905
ARABA ÜSTÜNDE — Yedi beygirlik benzin motörile akuple üç parmak santırfuş tulumba alıcı borula-rilı- birlikte ve nalbant körüğü kazıklı örs bir adet Argo taksimetre saati sanlıktır, tîsküdarda Solaksi-nan Tophanelioğlu sokağında 34 eve müracaat. 903 — 1
KELEPİR SATILIK TAKSİ _ 6 silindiril 37 model az kujlanılmşı İçi deri döşemeli, radvosu, kaloriferi mevcut İliştikleri tamir, bir adet Sliibeyker markalı taksi satılıktır. Görmek İçin saat 10 - 11 arası Gcdlk-paşa Azafc garajına. Telefon- 21715. 895 — 1
ACELE SATILIK — Aküınülâtoör-lü radyosu olanlara, rüzgârla İşler Amerikan marka pervaneli Şarj Dinamosu ve büyük akümülâiörü. Adres: Elektrikçi Vmberto. l-lalll Paşa sokak No. 22 Galata - İstanbul. 9b6 — 1
MISIRÇARŞISINDA DÜKKÂN TUTACAKLARA — Beş vüz kiloya kadar çeken Amerika mnTka bir baskül He her tarafı canı zarif güzel - kristal - iki vitrin satılıktır Bahçekapı-da eczacı Salih Necatiye müracaat.
ilil — 2
- iş ariyanlar
MÜHENDİS iş ARIYOR — 7 »ene tecrübeli, yol ve inşaat İşlerinde müstakil İş yapmış, maaş veya hisse ile çalışır. Taşraya gider. Akşamda • Serbest» rümıızuna mektupla müracaat.
BOS —
KATILIK TAKSİ — 1039 sonu modeli Ford taksi otomobili, iyi durumda ve lâstikleri yeni acele satılıktır. Telefon: 20879 $88 — 2
ANTİKA MERAK Uf ARINA MÜJDE — Çok iyi tanzim edilmiş mükemmel bir çerçeve içinde gayet seçkin, bir para koleksiyonu kelepir bir fi-atle acele satılıktır. Ferdi Belek Türk Emlâk Bürosu Galata ömerâbit han 2 nel kat 23 telefon 42368 9! 5 2
A — Kiralık — Satılık
SATILIK VİLLÂ — şişlide İsken-dfroğlu sokak 34 No. lı villâ yanında arsa He birlikte İçindeki möble Be veya möblesiz olarak satılıktır. Müracaat: Galata Mertebant sokak Yakut han No- 4. Telefon: 43283. 887 —
ISTANBULUN HER HANGİ BİR SEMTİNDE — Her cins emlâki en kına bir müddette paraya çevirir. Arzu edenlerin derhal Galata ömerâblt han 2 nel kat No. 23, Ferdi Selek, Türk Emlâk Bürosuna müracaat etmeleri tavsiye olunur. Telef 42368 856 — 5
SAYIN MÜŞTERİLERİME — 10.000 -1000.000 Hra arasında muhtelif setlerde. muhtelif villâlar, köşkler, apartmanlar, evler, çiftlikler, yalılar sunar. Arzu edenlerin, ömerâblt han 2 nri kat, No. 23. F. S. T. E. Bürosuna teşrif buyurmaları ve yahut 42368 numaraya telefon etmeleri.
'___________________857 - 8
SATILIK BÖREKÇİ FIRINI VE ARDİYE — 1 - Meşhur Hasanpaşa fın-m Beyazıt OTdu caddesi No. 143. 2 -Balıkpazarı caddesi Taşçılar No. 53. Müracaat: Lâleli Tayyare apartmanı altında No. 230 Şen İç 874 =•
5,600 LİRADAN 5M.060 LİRAYA KADAR — İstanbulım her yerinde apartman, ev, mağaza, İmalâthane, fabrika, arra ve çlflik almak ve «atmak Istlyenller. Kârlı işi olup da devretmek Istiyen veya alma): 3stl-yenler Beyoğlu İstiklâl caddesi Büyük parmakkapı köşe başı 4 No. kat 2 Tel: 42396 Zarif Özalp 910 — 15
NATAMAM İNŞAAT — Ev ve mağaza] ann tamire muhtaç olanları derhal işe başlamak v( yıkılması İcabeden emlâkin enkazını kabul eder. Beyoğlu İstiklâl caddesi Büyük ParmakJcpm köşebaşı 4 No kat 2 Tel: 42306 Zarif Özalp 911 — 15
DEVİ.. ıMJK BİR DÜKKÂN—
Karakö., i-ecatibey cad. No. 50 - 52 çift vitrinli gayet elverişli bir dükkân. Kâraköv Bubek trnvmay durağına m üracaa t 910 — 2
İKİ İJ NE 18500 LİRAYA SATILIK — Üsküdar vapur iskelesine on dakika mesafede Paşalimam Susuz -bağda deniş vt ormana nazır güzel manzaralı beş yüz kusur metre bahçeli kusursuz kftgir villa Ue yanındaki İki yüz küsur metre bahçeli ahşap cv satılıktır. Gezmek ve görüşmek için Bahçekapıda eczacı Salih Necn-tivc müracaat. 912 — 2
HAVASIZ ACELE DEVREN SATILIK DÜKKÂN — Aksaray Yusufpaşa Millet caddesi 155/2 No. Haseki tramvay durağı önünde İşlek bakkaliye ve tütüncü dükkânı havası* devren satılıktır. 927 — 2
BULUNMAZ FIRSAT — Beyoğlun-da SıraseTVİler cad. No 72 Emniyet Bakkaliyesi devren satılıktır Çok işlek, iüks ve peşin müşterilldlir. Her gün saat 4-5 arasında müracaat Tel 41620__________________928 — 1
12000 LİRAYA — Maçkada Ömer Rüştü Paşa sokağı içinde Muradiye Bayın sokoğmda İki apartman inşâsına müsait 348 metre murabbaı arsa acele satılıktır Ferdi Selek Türk| Emlâk Bürosu Galata Ömerâb't han 2 nri kat 23 No Telefon 423(18
926 — 2
SATILIK ARSA — Beşiktaş Seren-cebey asfalt üzerinde denize nazırı ağaçlı, havuz, sarnıç, mahzen kuyu, havagazı, elektriği mevcut 3200 metre murabbaı. Müracaat: Fatih: Şeh-zadebaşı karakol karşısı No. 80 Güven Emlâk Evi. 913 - 2
4000 LİRAYA — Beşlktaşta Köy-lrinde 57 metre me ahnlı acele satılık dükkân Ferdi Selek Türk Emlâk Biirom Galata ftmerâbit han 2 nri kat 23 Telefon 42368 914 — 2
SATILIK EV — Kadıköy Cevizlik Ahter S. 14 No. lı ev satılıktır, İsteklilerin Taksim Talimhane Topı-ıı cad. No 2 Uygun Ap. 2 No. daireye müracaat_____________________87 — 7
SATILIK ARSA — Cephesi m. 12-10, derinliği m. 25 = 300 m. murabba Maçka Güzel Bahçe sokağında. Fevkalâde manzaralı bir arsa ucuz flütle satılıktır. Müracaat: Tel. 43945.
901 — 2
ACELE SATILIK EV ARANIYOR — Yeldirmeni Kadıköy Kteütoprak Errnköye kadar müstakil iki kati bulunan satılık ey aranmaktadır. Galata Porta kutusu 1329 a müracaat.
899 — 3
ACELE ARSA ARANIYOR — Kızıl-t-opraktan Suadlycye kadar 600 M2 İle bir dönüm arasında ehven fiatle arsa aranmaktadır. Galata Posta ltu-, tuşu 1320 a müracaat. 898 — I
SATILIK GÜZEL ARSA — Cihangir Firâzoğa mahallesinde iki caddeye 16,50 ve 12 metre yudu 468 mrtrc-,kare merahav.nda 1>ct iki caddeye çift daireli iki apartmana ve yahut bir garaj inşaat ma müsait İmar plânına uygundur. Almak Lstiyenlcr' Beyoğlu Büyük Parmahkapı köşeboşı 4 No. kat 2 Tel 42396 Zarif Özalp ________________________935 — 7
SATILIK KELEPİR EV — Sirkecide 3 katlı 5 büyüt odalı yarım kârgir otele elveriri*- Müracaat Yılda Eminle İstiklâl cad. 51'2 telefon 43376 ________________________923 -
SATILIK APARTMAN — Nişanla-şında Çınar caddesinde ikinci katta» denize nazır 2 «at 5 daire durder oda beton kalori (erden başka bütün konforu havi. Emsalin* göre ucuz. Tel 41571 Ankara Emlâk Burosa Beyoğlu istiklâl caddesi 98 kat 1
‘____________________8B9 —
SATILIK APARTMAN — 450 lir# aylık kira getiren 4 katlı konforlu bir apartman satılıktır. Fiat* 42000 11-radır. Mutavassıt kabui edilmez. Müracaat: Telefon 23549 916 — 2
KÂGİR SATILIK EV — Cihangir camisi yanında 17 No. lı 7 oda. bahçeli, elektrik, terkos, havagazı tesisatı fevkalâde manzaralı. Germek için Cihangir camisi mû-erainine, pazarlık için cuma, pazar, anlı günleri Fener-' yolu Profe.vnr Salim sokak 14 No. ya telefon 60432___________917 —3
BOŞ TESI.JM EDİLİR — B*şikloşta 5 odalı Rh'ap ev 4000 lira. Boş teslim edilir Bc.iktaşta 4 odalı ahşap ev satılıktır. Ayrıca ayda 130 lira kiralı 13000 liraya 8 odalı kâgir e«. Ferdi Selek Türk Emlâjc Bürosu Galata ömerâblt han 2 nri knt 23 No-Telefon: «2306 918 — 2
BASMADAN DCl’Z ARSA — GÖZ-tepede istasyona üç dakika, demiryolunun den la cihetinde 919 M2 arsa üç liradan satılıktır. Haydarpaşa işletmesi Hartket kaleminde Tahsin Derrlmele müracaat. 916 — 1
KİRALIK VEYA D VAR REN MAĞAZA ARANIYOR — Tünel - Taksim araş. Aynen 80 - 150 - 350 bin lira-hk üç mülk alınacak trilk âl cad. 54/2 Tel: 43376_________924 —
ACEIaE — Kiralık müstakil apartman aranıyor. Tepehaşı - Tak-jcn araş möbleli de olabilir. Yıldı- Emlâk İstiklâl cad. Gaz Şti. karşısnûa 54/2 Tel: 43376_________925
BEBEKTE — 8i0 metre bahçeli fevkalâde manzaralı İçi «i^i yağlı boyalı 8 odalı telefonlu ve konforlu boş teslim edilir sabhk villâ. Ferd1 Selek Türk Emlâk Bürosu Galata ömer-âbit han 2 nel knt 23 Telefon1 42368
|^—MÜTEFERRİK
ÎTİ İNGİLİZCE RİÎ EN — Kolej mezunu tecrübeli bir genç Türk bayanı İngilizce ve Türkçe ders verecektir. Akşamda N. O. Ttimuzuna ya-zil m as. 909 — X
HÂLEN İŞLEMEKTE OLAN — Bir imalât işine 10 000 lira sermayeli şerik aranıyor. Akşamda ıKimyager) remzine. 907 — 2
Bulmaca
Sridah sağa ve yu kandan aşağı:
1 — Tahmil edilen.
2 — Ata - Barta biten kıl.
’3 — Hesabı kati
4 — Terakki.
5 — Ağzını bir karış açma - Eski bir çalgı,
6 — Tersi Şlrin’in sesçili-idlr • Kocaman.
7 — Cenup -11 âyetlerimizden - Ümit et.
8 — Üskftdarda bir kışla,’
9 — Komutalar - Sene.
10 — Efsane şahsiyetlerinden - Bir göz rengi.
GEÇEN BULMACAMIZIN HALLİ
Soldan sağa ve yukarıdan sınğı:
1 — Belediye, 2 — Elaman, 3 — Lâvetcnahl, 4 — Emel, Kabak. 5 — Dat. Halita, 6 — Inekftbırı, 7 — Nalın. fcl, 8 - Ekâblr, Ala. 9 — H.ıtır-1ar, 10 — Edika, İare.
Zayi — Şehremini nüfus memurluğundan aldığım nüfus kâğıdımı kaybettim. Yenisi:'i alacağımdı-n eskisinin hükmü yok'.ur.
026 doğumlu Osman Saıık^ya
Bahife 8
A R g A M
18 Şubat 1945
NEVROZiN
Baş, Diş, Grip, Romatizma, Nevralji, Kırıklık ve blltUn ağrıları derhal keser
İcabında günde 3 kaşe alınabilir. Heryerde ısrarla NEVROZİN İsteyiniz.
Maarif Bakanlığından Teknik öğretim okulları için Elektrik alet ve malzemesi alınacak
Yeni açılan ve açılacak olan Erkek Sanat Enstitüleriyle Erkek Orta Sanat okulları için muhtelif cins ve evsafta elektrik alet ve malzemesine ihtiyaç vardır. Bunların cins, evsaf ve miktarlarını gösterir listeler Bakanlık erkek Teknik öğretim müdürlüğünde görülebilir. Bunları verebileceklerin yazı ile Bakanlığa teklifte bulunmaları. (2177)
4500 liraya acele satılık dükkân
Üsküdar, çarşı, tramvay yolu Yfnlcaml karşıcında P3 numaralı içinde su, elektrik, havagazı, kârglr dükkân görüşmek İçlin Üsküdar Açık Türbe 68 No. Üçüncü kat. Telefon: 24316/28 numarada Mehmet.
B i r■ n c i ilân
Tasfiye halinde bulunan
Mahdut Mesuliyetti İsatııbul BcicıTiyesi Memurları Kooperatifi Şirketi Tasfiye Memurluğundan:
İstanbul Asliye Mahkemesi 3 ûncil Ticaret Dairesi. İstanbul Ticaret delilinde 18926 No.,da kayıtlı bulunan (İstanbul Belediyesi Memurin Kooperatif Şirketi» nln tasfiyesine ve tasfiye memuru olarak tayinine karar vermiş ve bu karRr Ticaret Sicilli gazetesinin 17/1/9+5 günlü ve 6430 sayılı nüshasında ilân edilmiştir.
Şirkette alacak ve sair hukuku olanların 3 üncü İlân tarihinden itibaren âzami bir sene zarfında İstanbulda Sirkecide Liman Hanında 18/19 No lı yazıhaneye müracaatla alacaklarını kaydettirmeleri ve milsblt evrak tevdi eylemeleri lüzumu Ticaret kanununun 445 Inel maddesi mucibince İlân olunur.
Tasfiye Memuru: Avukat İsmail Hakkı Bayraktar
Toprak mahsulleri ofisi İstanbul şubesinden
Ofisimiz emrindeki Ayvnnşaray, Hasköy, Kasımpaşa, Balat ve Mtunhane değirmenlerinde mevcut takriben 70 ton süprüntü unu 28 şubat tarihine müsadif çarşamba günü saat 14 de Galatada Bahtiyar hanındaki dairemizde açık arttırma suretlle satılacaktır. Bu unlar değirmenlerdeki kontrol memurlarımıza ıpüracaat suretlle görülebilir Bu husustaki şartname Müdürlüğümüz İmalât servisinden talep olunabilir. «2107»
Devlet orman işletmesi araç revir amirliğinden
1 — Akpınar son deposunda İstifte mevcut 715 adet muadili 4365) metre (7171 deslmetrekiıjı çam tomruğu açık arLtırma İle satılacaktır.
2 — Beher metreküp muhammen bedeli (51) Hra (48) kuruştur
3 — Arttırma 27/2 945 tarihine müsadif salı günü saat 14 te Araç Revir âmlrllğl binasında Revir amiri riyasetinde teşekkül edecek komisyonda İcra kılınacaktır.
4 — Muvakkat teminatı (14121 Uradır.
5 — Şartname Orman umum müdürlüğünde, Kastamonu. Karabük, Bartın Revir Amirliklerinde, Daday bölge şefliğinde ve Araç Revir Amlr-llğinde görülebilir.
0 — İsteklilerin muayyen gün ve saatte Revir Amirliğinde komisyon* müracaatları. (2042)
Emniyet umum müdürlüğünden:
Zabıta memurları için satın alınacak tabanca kılıfı, rehber çantaslle birlikte «800» adet bel kemeri 5/3/945 pazartesi günü, saat 11 do kapalı zarfla eksiltmeye konulmuştur. Beherine tahmin edilen flat 11 lira ve ilk teminatı 660 Uradır.
Şartname ve nümunesl her gün dairede görülebilir. İsteklilerin 2490 sayılı kanunda yazılı belgelerle birlikte teklif mektuplarını eksiltme günü saat 10 a kadar Ankarada Umum Müdürlük Satmalına Komisyonuna vermeleri. «2069■
Türkiye iş Bankası
Küçük cari hesaplar
1945 ikramiye planı
ÇEKİLİŞLER; 29 ocak, 2 Mayıs, 24 ağustos, 1 kasım
i tarihlerinde yapılır,
——_ 1945 İKRAMİYELERİ ______________—
1 1 1 adet ARSA (İstanbul'da Büyük k'ah’da
Ada; 164, parsel No. 4,
923 M2.)
1 Adet 2000 Liralık — 2000.— Lira
3 » 1000 » — 3000.— •
i 4 D 500 * 2000.— >
10 u 200 » — 2000.—
25 D 100 » — 2500.— *
100 » 40 ? — 4000.— »
150 » 20 V — 3000— «
300 » 10 * - 3000— »
Türkiye İş Bankasına para yatırmakla yalnız para biriktirmiş ve faiz almış olmaz, ayni zamanda taUInizl de denemiş olursunuz.
■ ■ ■ I—
Hakiki fırsat
lOJroN
HAŞAN DEPOLARİLE büyük ıtriyat mağazalarında bulunur.
Fa tek Philip marka son model gayet zarif bir cep ve kol saati Sandal bedesteninde teşhir edilmektedir.
19 şubat 45 pazartesi günü saat 2 de satılacaktır.
Ana karnemi kaybettlm.
Yen İsini çıkaracağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Dr- Fuat Ali örsan Bakırköy
■M DOKTOR
Fethi Erden
LABORATUVARI
Kan, İdrar, balgam, mevaddı gaita tahlilleri ve (İdrar uasıttf-slle gebeliğin tik günlerindeki kati teşhisti yapılır.
Beyoğlu. Taksime giderken Meşelik sokağı Ferah apar limanı,Tel. 40534
İdare meclîsinden:
29/12/1944 tarihli idare meclisi kararına müsteniden şirketimizin senelik umumi heyet toplantısı âdi olarak 15 mart 1945 tarihine müsadif perşembo günü saat 11 de şirket merkezinin bulunduğu Ankara Han. 5 cl kattaki dairesinde yapılacaktır. Hissedarların, tayin edilen İşbu gün ve saatte bu Içtlmada ya asaleten hazır bulunmaları veya veklilciinl bulundurmaları ve bu toplantıya IşlIrAk edecek asil veya vekillerin hamil oldukları hisse senetlerini içtima gününden 3 gün evveline kadar şirket muhasipliğine tevdi ederek mukabilinde bir duhuliye kartı almaları rica ve İlân olunur.
RUZNAME!
1 — 1944 senesi muamelâtuıa alt idare meclisi vt müraklp raporlarının okunması.
2 — 1944 senesi bilançosunun ve kâr zarar hesabının tetkik ve tasdiki.
3 — İdare meclisi Azalarlle murahhas âzaların İbrası.
4 — Müddetleri hitam bulan mürakiplerln yeniden intihabı.
5 — Şirket esas mukavelesinin 23 üncü maddesinde şirket sermayesinin yüzde birine tekabül eden bir hisse senedi kaydının sehven iki olarak yazılmış olma» dolayısüe bıı iki hisse senedi kaydının bir hisse senedi şeklinde tashihi suretlle tadili.
Danıştay başkanlığından:
1 — Danıştay ikinci sınıf mülâzlmliklerl İçin 10 mart 945 cumartesi günü saat onda Ankarada, Danıştay binasında müsabaka imtihanı yapılacaktır.
2 — İmtihana girmek için Hukuk veya iktisat Fakülteleri veya Siyasal Bilgileri Okulu yahut bunlara denk olduğu Maarif Bakanlığınca onanmış yabancı Fakülte ve yüksek mekteplerden izinli olmak şarttır.
3 İsteklilerin memurin kanununun 4 üncü maddesinde yazılı vasıfları haiz olmaları ve yaşlarının otuzu geçmemiş bulunması lâzımdır.
4 — İmtihanda kazananlara 30 Hra asli maaş verilecek ve başka bir müeşseseye devam etmiyeceklerlne ve ederlerse istifa etmiş sayılacaklarına dair taahhütname alınacaktır.
5 — İmtihan aşağıdaki konulardan yapılacaktır.
A — Anayasa
B — Genel olarak idare hukuku
C — Özel olarak danıştay'ı ilgilendiren konular. İdari kaza nazarlye-lerl memurin kanunu memurin mulıakematı kanunu ve bununla İlgili kanunlar Vilâyet İdaresi kanunu idare! hususlyel vilâyet kanunu Belediye kanunları madenler ve maliye konuları.
6 — İmtihana gireceklerin veslkalarlyle birlikte dilekçe İle başvurmaları. «2090»
[
inhisarlar U. Müdürlüğünden:
Bir miktar anason satın alınacaktır.
Satmak İsteyenlerin malın menşei mahsul senesi mlkdor flat ve teslim şartlarını gösterir bir dilekçe İle 10/3/9+5 tarihine kadar Galatadakl Umum Müdürlük. Müskirat Muamelât şubesine müracaat etmeleri. «2159»
Samsun belediye reisliğinden:
Kapalı zarf usulü ile eksiltmeye konulan ve keşif bedeli 15821 lira 77 kuruş olan Samsun Belediyesi su fabrikası binasının divan çatısının tamir. tahkim ve ıslahı işi eksiltmesine talip çıkmadığından 15/3'945 tarihine kadar ve bir ay müddetle pazarlığa bırakılmıştır.
2 — Muvakkat teminatı 1186 lira 64 kuruştur.
3 — Pazarlık 15/3/945 tarihine kadar pazartesi ve perşembe günleri saat 15 de toplanacak olan Belediye encümeni huzurunda yapılacaktır.
4 — Kcşifname, şartname ve sair evrakı her gün Belediye encümeni
kaleminde görülebilir. «2172»
İstanbul telefon başmüdürlüğünden:
Çankırı ile aşağıda adları yazılı şehirler arasında telefon konuşmalarına başlanmıştır. Âdi konuşma ücretleri İle konuşma seanslarını aşağıda sayın halka arzederlm.
Alınacak ücret
Çankırı — İstanbul
> — Zonguldak
1.60
1.20
— Karabük
— Devrek _ Adana
— Mersin
— Eskişehir
— Bursa
Konuşma seansları
Her zaman
Her çift saatin 4-40 dakikaslle her tek saatin 20 - 60 dakikası
Her tek saatin 0-40 dakikası
Her çift saatin 0 - 20 dakikası
Her zaman
ı2175ı
Sinema Proje müsabakası neticesi
Mimarların dikkat nazarına:
Ankarada yapılacak sinema v» apartman Bloku binalarına alt proje müsabakası neticelenmiştir. Şartnamedeki esasları göz. önünde bulundurarak Jllrl heyetinin verdiği karara göre 81945 numaralı proje sahibi yüksek mimar Nejat Gökbelen birinciliği, 29321 numaralı projs sahibi yüksek mimar Harbi Hotan İkinciliği ve 60090 numaralı proje «ahlbl yüksek mimar Orhan Tolun da üçüncülüğü kazanmışlardır. Müracaatla ikramiyelerini almaları rica olunur.
Diğer müsabıklar bir ay zarfında projelerini geri alabilirler. Bu müddet geçtikten sonra ziyamdan mezullyet kabul edilmlyecektlr.
Adres; posta kutusu 227 ANKARA
Galatasaray lisesi müdürlüğünden t
Paralı yatılı talebemizin mart 1945 taksitlerinin tahsiline başlanmıştır. Zamanında yatırılması lüzumu ilân olunu». (178(3)
Kireç Kaymağı
Sıkıntısı çeken müesseselere
Ufak bir tesisatla kasar (beyazlatma) derdinizi daimi olarak hal edebilir ve kendi kasar (beyazlatma) suyunuzu kendiniz yapabilirsiniz.
Her müessese, fabrika v« İmalâthanenin ihtiyacını karşılayabilecek büyüklükte tesisat yapılabilir.
Piyasada kireç kaymağı bulunduğu zamanlarda bile bu tesisle temin edeceğiniz faydaların en başlıcaları:
1 — UCUZLUK
2 — KOLAY ÇALIŞMA
3 — KASARDA İYİ KALİTE'dlr.
Fazla tafsilât için aşağıdaki adrese yazılması.
TEK ŞİRKETİ
Posta kutusu 1522, Galata, İstanbul.
I Devlet Demiryolları ve Limanları İşletme Umum idaresi İlânları
UI!||||l|lllllllll!l!llll!!linil!llllll!ll!!l!lll!IIIIII||l|lllllllll1ll
Klasör sürgüsü alınacak
Devlet Demiryolları Haydarpaşa satın alma komisyonundan:
1 — (100090) yüz bin adet âdi kliaso rsürgüsu açık eksiltin* İle satın alınacaktır.
2 — Muhammen bedeli (25001ı iki bin baş yüz lir* olup muvakkat teminatı (187). yüz seksen yedi lira (50) eUl kuruştur.
3 — Buna alt şartname komisyondan parasız olarak dağıtılmaktadır.
4 — Eksiltme (28) Şubat 1945) pazartest günü saat (14,45) on dört kırk
beşde Haydarpaşa gar binası dahilindeki Haydarpaşa Batınalm* komisyonunda yapılacağından, arzu edenlerin vaktinde komisyonda hasr bulunmaları. «1743»
ireated by free version of 2PDF
Q
Diplomalı Eczacı Alınacak
Devlet demiryolları zatişleri Müdürlüğünden
1 — Ankara, Çankırı, Diyarbakır. Sivas, Erzurum va İskenderun eczanelerimizde çalışmak ve icabında, yanına yardımcı kalfa da verilmek üzere diplomalı eczacı alınacaktır.
2 — Talipler 3173 ve 4620 sayılı kanunlar dahilinde ve barem tHnınfc-
laruıa göre 100 - 151 liraya kadar aylık ücret verilecektir. >m''
3 — İsteklilerin dilekçelerini 1/3/1945 tarihine kadar Zatlşlerl müdürlüğüne göndermeleri lüzumu yayınlanır. (2052)
Eminönü Kaymakamlığından
Eminönü kazası 945 yılı bekçi ücretleri tahakkuk cetvelleri 5. 2. 945 tarihinden itibaren on beş gün müddetle her nahiyenin polis karakolları koridorlarına aşılmıştır.
Her mükellef mıntakasındakl karakollara giderek kendilerine tarh vs tevzi edilen bekçi ücretlerini mutlaka görmeleri. Ve itirazı olanların bu müddet zarfında bağlı bulundukları nahiyelere dilekçe ile müracaat etmeleri lifin olunur. (1592)
Gümrük muhafaza genel komutanlığı İstanbul satın alma komisyonundan:
Gümrük Muhafaza memurları İçin 300 takını resmi elbise ile 50 takım sivil elbisenin 21/2/9+5 çarşamba günü saat 15 de açık eksiltmesi yapılacaktır.
Muhammen bedeli 3850 Hra İlk teminatı 288 lira 75 kuruştur. Şartname ve nümun.elerl komisyonda her gün görülebilir. İsteklilerin beUl gün v» saatte Galata Mumhane caddesi 64 numaradaki komisyona gelmeleri.
«1541»
ZİRAAT
eANKASl
BİRİKTİREN
qaj4AT-G0£Q
Senede 28.800 lira ikramiye
Ziraat Bankasında Kumbaralı ve ihbarsız tasarruf hesaplarında
İS Mart. 11 Haziran. 11 Eylül v* 11 Blrtnclkânun keşide tarihlerinden bir ay evvelki matlûp bakiyeleri 60 liradan az olmamakla beraber keşide tarihin» kadar da matlûp bakiyeleri bu mikdardan aşağı düşml-yenler arasında senede 4 defa ’’ '* *’ ——— «
ı-c ikramiye dağıtılacaktır.
4 Adet
4 •
4 »
40 •
100 »
120 »
160 »
DİKKAT
çekilen kufa 11e aşağıdan plâna gö-
1000 liralık
500 •
250 •
ıoo »
50 >
+0 »
20 •
4000 Lir* 2000 t 1000 •
4000 • 5000 » 4800 •
3200 •
Hesaplarındaki paralar bir aene içinde 50 liradan aşağı düsmiven-lor» ikramiye çıktığı takdirde % 20 fazlaslle verilecektir
Comments (0)