Kaynak: TÜSTAV - Türkiye Sosyal Tarih Araştırma Vakfı Arşivi

İşçi Arkadaşlar:
Yakında çıkacak günlük siyasî gazetemizi bekleyiniz.
Ekonomik ve Sosyal Alanda Kol ve Kafa İşçisinin Davalarını Güder
Sene : 1 Sayı 9
ŞİMDİLİK CUMARTESİ GÜNLERİ ÇIKAR
Fiyatı 10 Kuruştur.
26 Ekim 1946
Sendikaların resmen tanınması lâzım
Memleketimizin belli başlı sanayi merkezlerinde, bir kaç aydanberi yeni cemiyetler kanunu hükümlerine uygun bir tarzda işçi sendikaları kurulmakta ve faaliyete geçmekte olmasına umumî efkâr yakından ilgi duymaktadır. Hareketin, beklenmedik, bir sür’atle gelişmesi, Emekçiler sınıfının teşkilâtlı bir uzviyet haline gelmesine ne büyük bir ihtiyaç bu lundıığunun parlak bir delilidir
Emekçi kardeşlerimizin dağınıklıktan kurtulmak hususunda gösterdikleri uyanıklık, bıı verimli gayretlerin gittikçe daha sistemli şekiller almasıyle, sendikaların gittikçe daha geniş yığınları içlerine almağa, ve şimdiki mahallî teşekküllerden en yüksek bir millî teşkilât bünyesine kadar ( rişıueğe muvaffak olacaklarında şüphe bl rakmamaktadır.
Bu iç imal gelişmenin, bütün milletimiz Jçiıı, ne kadar sevinilecek ve övünülecek bir hâdise olduğu meydandadır. Dörtte bir asra yaklaşan bir za-uıandanberi sağlamlaştırmağa uğraştığımız, millî istiklalimiz kakımından, bunun değer biçilmez bir kazanç olduğunu her vatandaşın kolayca idrak edebileceğini sanıyoruz.
Bir millet fertlerinin teker teker, insiyaki bir tarzda, bir gayede birleşmeleri iyi bir şey olmakla berab'r, muayyen bir millî gayeye ulaştırmağa yetecek, sağlam bir istinatgah teşkil edemez. Bunun için birbirlerine sıkı tesanüt bağlarivle perçinlenmiş içtimai ve İktisadî tabaka ve zümrelerin mevcudiyeti şarttır.
Ceniş halk kitlelerinin sınıf ve meslek teşkilâtlarında b:rle-şerek, memleket mes’elelerini muhtelif zaviyelerden incelemek ve omuz omuza mücadele etmek suretiyle, hem kendi hak ve menfatlerine, hem de millî varlığımıza ve istiklâlimize, bilgi ve şuurla bekçilik etmeleri, kıyas kabul etmiyecek derecelerde büyük, bam başka bir kuvvet ve irade yaratır.
Umumî menfaatler çerçevesi içinde, muhtelif İktisadî faaliyet ve istihsal şubelerinde iş-Üyelilerin, insanca yaşayan, müsavi vatandaşlar haline gelmelerini sağlayacak, kudretli teşkilâtlarda, tam bir serbestlik dahilinde toplanma imkânlarından, âzaınî ölçülerde faydalana bildikleri nisbette ancak, milletler medenî âlemin saygı ve sevgi ile münasebette bulunmak istiyeceği, modern mânada İçtimaî ve siyasî varlıklar önemini kazanabilirler.
Aynı zamanda, hiç bir vesayete tâbi olmayan, bu ııev’î teşkilâtlar memleketi —âdeta bir ağ gibi— kapladığı, emekçi halkın büyük çokluğunu faal ve müteşebbis vatandaşlar seviyesine yükselttiği taktirde ancak, demokrasiden babsolunabilir vc İçtimaî tartışmalardan ınüsbet neticeler alınabilir.
Bunlar ilk bakışta kendiliğinden anlaşılır, sâde hakikatlar gibi görünür. Fakat bir çoklarının ve bilhassa memleketin idaresinden ınes’ul olanların pek o kadar bu fikirlerde olmadıkları göze çarpıyor Ta-mamile kanunî bir tarzda teşekkül ettikleri ve kanunlar çerçevesi içinde çalıştıkları için, sendikalara karşı açıktan açığa bir şey demeğe kimse cesaret etmiyor. Bu günkü durumda, resmî makamların, bu “Emri-vaki„î hoş görmediklerini his ettirir, bir seyirci tavrı takındıkları görülüyor.
Halbuki mes’ele hoş görüp görmemek meselesi değil, diğer Demokrat memleketlerde olduğu gibi, sendikaların mevcudiyetini tanımak, ve işi ve çalışanları ilgilendiren her hususta onlarla münasebete geçmek, istişarede bulunmak ve tekliflerini verilecek kararlarda esas olarak kabul etmek meselesidir.
Bu olmadıkça, emekçilerin hak vc menfaatlerini doğrudan doğruya temsil eden sendikalarla, hükümet adına emek gücünün kullanılmasını tanzim vazifesini gören, resmi daire arasında daimi bir görüş ayrılığı olmas nın ve ihtilâflar çıkması nın önüne geçilemez. W
Gerçi, ekser ahvalde, bu daireler daha zi menfaatlerini bu ihtilâflar kalkamaz.
Bununla be kendilerine
adına konuşm lere geçmek tanıyacak olursa, mâkul bir tarzda, çalışanların
istek ve arzularının ifade ve müdafaa edilmesi sayesinde, hakiki durumun iyice anlaşılması ve bir çok sahalarda görülen, hudutsuz söm irme ihtiraslarına sed çekilmesi kolaylaşmış olacağını sanıyoruz.
Bu sebeple, bütün soğuk karşılamalara rağmen, sendika hareketine katılmış ve katılacak olan emekçiler, teşkilâtları etrafında onların vazife
eden bir kanun yapılına-] hu-| Sonu üçüı.cüde
y de işletenlerin gözettikleri için, tannmile ortadan
DEMOKRAT PARTİ VE İŞÇİ SINIFI
Demokratlar, işçi sınıfının kendi himayeleri altında teşkilâtlanmasını istiyorlar.
Evet, pek muhterem Celâl Bayar, siz bunu istiyorsunuz ve bizim de tas tamam istemediğimiz işte budur.
--------- ------------
Demokrat Parti erkânı İzmirde başladıkları konuşmalara İstanbulda da devam ediyor. Bu konuşmalarda demokratların işçiye ve işçi mes’elelerine karşı yakın bir alâka göstermek-olduklarını, gazetelerde her gün çıkan söz-
lerinden anlıyoruz. Tezatlarla dolu olduğu ilk bakışta göze çarpan bu muhtelif konuşmaların
te
eıı açık tarafı, parti kurucularının işçi davası* nl ne kadar yanlış anladıklarıdır. Biz daha evvel İzmir işçisine karşı söylediklerini, İstanbul ve İzmir gazetelerinde yayınlanan metinlerine istinaden, tenkit etmiş ve görüşümüzü açıklamıştık. Fuat Köprülü bu def’a büyük bir (Sonu Sa. 3 Sil. 1 de
İnsan Haklarını Koruma Cemiyetine karşı Faşistler ateş püskürüyor.
Sayın Maraşalımiz Fevzi Çakmağın, insan haklarım koruma ■ceaıiyeti adile bir c mi yet kurduğunu geçen sayımızda haber vermiştik. Maraşalın bu hayırla teıebbüsü Burjuva gazeteleri iarafindan büyük bir porvakas
(
i
yonla karşılanmıştır. Bilhassa, cemiyetin, kapılarını Faşitlere kapamış olması, kıdemli faşistlere ateş püskürtmektedir. Bu arada en fazla gayrete g-'len bazı gazeteler her şeyden ev
Devamı üçüncü Saufacl
İstanbul inşaat işçileri sendikası pazar günü ilk kongresini aktedecek. İnşaat İşçileri Sendikası bu hafta pazar günü s»at ıo 12 arasında ilk kongrelerini ak(v. deceklerdir. Bu sendikanın bundan bir müddet evvel kurulmuş olan Türkiye mikyasındaki inşaat işçileri sendikası ile hiç bir alâkası yoktur. İnşaat işçileri sendikası kongresini Beşik-taştaki Has fırın caddesinde ye-Soûu üçüncüde
P. T. T. İstanbul Başmüdürlüğüne
Gerek abonelerimize ve gerekse bayiJerimize gönderdiğimiz gazeteler zamanında gitme-mek-’tedir.
Şeiıir dahilindeki abonelerimiz dahi gazetelerini dört beş günlük teehhürle almaktadırlar Bu halin önüne geçilmesi için lâzım gelenlere emir buyurulma sıtıl saygı ile rica ederiz.
n doğrusu:
s 'ne bir
saflarını sıklaştırarak resmen tanınmaları ve salâhiyetlerini tanzim
ur ve İşçi
anlsç memurlarına her aaş nisbetlnde ikr yrıca bir maaş nisbe* temettü verir. Bunlar dan başka, her ay, maaşlarının dörtte biri n is betinde de pirim öder. Bu, memurların fevkalâde gayretinin mükâfatıdır. Aferin!. İşte böyle olmalı!
Fakat, memurlarına karşı fevkalâde lüiufkâr olan bu mües sesenin fabrikalarında ömür tüketen yığınlarca işçisi de var dır ve bu işçiler bütün bu lûtuflardan mahrum kalırlar. Bunların kabahati sadece ellerinin nasırında mıdır acabal yoksa banka bu tefriki yapar ken daha başka şeyler demi düşünmektedir?!

Her şey pahalılanıyor, işçi ücretleri olduğu yerde sayıyor
■ ■■ ■ — --------------------
Hükümetin vapur biletlerine yaptığı zamlardan sonra posta ücretlerine de zam yapacağını Münakalat Vekili açıklamıştır. Bu zamlar ay başından itibaren tatbik edilecekmiş.
Hükümet, mecliste programını okuduğu zaman, millete ucuzluk tedbirleri alınacağını vadetmişti Aksine olarak, yine hükümet ınüesseselerinin yaptıkları zamlarla karşılaşıyoruz. Evvelâ, paranın kıymeti düşürüldü. Bunun daima fiyatların artması neticesini vereceği bütün dünyaca malûm b;r hakikattir. Hükümet bunun bu defa böyle olmayacağını anlatmak için Sümer Bankın bazı mamullerinin fiyatlarını düşürdü. Fakat bu tedbiri para et-nkü bütün resmi mal piyasadan çekildi ve kara borsaya i. Elindeki stokun bir anda eriyivcreceğiııi hükümette, satışları durdurmak zorunda kaldı.
Vapur biletlerine, .yapılan zammı kıskanan tramvay idareside zam diye tutturmaktadır. Bütün yiyecek maddeleri, belki bir azda mevsimin tesirile, boyuna yükselmektedir Bu gittikçe artan pahalılığa karşı, memurlar kendilerine maaş zammı getirecek olan yıl başını sabırsızlıkla bekliyor, öbür taraftan her türlü yardımdan mahrum olan işçi sınıfıda, eli böğründe hükümetten insaf bekliyor.
Bn gidişin sonu nereye varacaktır?
Celebler, işkembe ve paça fiyatlarına zam yapmak istiyorlar. İşkembeci dükkânlarının camekânlarmda sırıtan kuzu başları bile, nerede ise, bir arslan başı heybetile kaş satacak, iştah açmak, yerine, adam korkutacak.
Hükümetten işçi ücretlerine karşı alâka beklediğimizi bir defa daha tekrar ediyoruz. İşçinin geçim şartları gittikçe kötülemektedir. Bu hakikata karşı gözlerimiz kör, kulakları ı iz sağır kalmamalıdır. Bu noktaya karşı bu güne kadar esirgenen dikkatin ve alâkanın zamanı çoktan gelip geçmiştir.
snlayan
belki bir
İŞÇİ
Sayfa! 2
Sendika Gazetesi
26 Ekim 1946
Sosyalizmin yolu adlı kitap hakkında bir tavzih:
28-9 46 Tarihli “Sendika,, da “Sosyalizmin Yolu„ başlıklı ki-kitabın mahiyetini belirten kısa bir yazımız çıkmıştı. Yazı fazlalığı ve yer darlığı yüzünden Labour party nın başkanı Attle tarafından kaleme alınıp partinin görüşünü bildiren bu kitap üzerinde uzun boylu durmağa imkân bulamamıştık.
Yunancadan dilimize çeviren Bay Ekmel Mola kitabtan aldığımız bir cümlede tek tek başına yanlış mânaya geleceğini ve bir evvelki cümle ile beraber hakiki mânayı ifade eylediğini iddia ederek bu noktanın açıklanmasını istiyor. Mektubu biz aynen alıyoruz.
Kitabı
Sayın Bay,
Kıymetli gazetenizin 28 Eylül 1946 tarihli nüshasında, benim Türkçeye çevirmiş oldnğum «Sosyalizmin Yolu» isimli kitabın tenkidine bir sütun ayırmış olduğunuzu bu günlerde haber alarak bende okudum. Bu hususta teşekkürlerimi arzederken fikir ve münakaşa hürriyetine dayanarak, bir noktada kanaatimi bildirmeme müsaadenizi reca ederim.
Ben, Attlee’ııin adı geçen kitabını tercüme ederken, gazetenizdeki fıkrada iktibas buyurulan cümleyi, metinde bundan evvel gelen cümle ile mânaca doğrudan doğruya münasebetti bulmuştum Bu suretle, mezkûr cümlede bahis mevzuu olan ve muhafazası istenen ecdat mirası demokratik hürriyetlerdir. Cümle, ibarenin tamamı ile birleştirilerek mânalandirıl-dığı takdirde, kıymeti idrak edilen içtimai miras — kapita Iizmlc uyuşmak maksadile — liberal burjuaziniu İktisadî usu) ve an’aneleri değildir. Sosyalizm içinde bile korunmak ferdin şahsiyeti, hürriyetleridir-
Yoksa tenkidi olan muharrire sosyalizminde bu kıymetleri de liberal burjuaz.mln köhnemiş an’aneleri sayarak feda mi et inek lâzım gelecek ?
Demokrasi meselesi bakımından 'pek mühim, pek hayatî olan bu nokta üzerinde Atlee’ nın eserini okuyacak Türk okuyucularının (veya Sendika gazetesi okuyucularının) düşebilecekleri bir yanlışlığı tashih etmek üzere vaki olan bu tas diimiıı mâzur görülmesi recasi-yle saygılarımı sunarım.„ Bay Ekmelin yukarıda dilediği gibi yaparak mezkûr cümleyi bir evvelki, hâttâ bir sonra ki ibare ile beraber aşağıya aynen alalım :
“İşçi Partisi cemiyet hakkın-daki kat’î telâkkilerinde ve muvaffakiyet temin edeceklerini ümit ettiği vasıtaların seçiminde, Demokrasi ve hürriyet lehindedir. Memleketimiz ahalisinin cedlerinden almış olduğu İçtimaî mirasın kıymetini idrak etmektedir. İstikbalde daha büyük terakkilere doğru ilerlerken bu güne kadar kazanılmış kiymetle.ri muhafaza etmeği istiyor.„
Şimdi bizde mütercimden; soruyoruz; Attle nin “Memleketimiz. ahalisinin,, derken kast ettiği mâna nedir?.. Büyük Britanya’da ki dünyanın 1-4 ne ve onun hududsuz nimetlerine sahip çıkan insanlarmı yoksa kitap
\ muharririnin Common VVealth | diye maskelemiye çalıştığı ve I bir milletler cemiyeti minyatürü olarak göstermeğe özendiği sömürgeler halklarımı? Tabiîdir ki sömürge halklarının “cedlerinden almış olduğu İçtimaî miras» yoktur.
Sömürüş ve söınürülüşün ayni tempo ile devam ettiği bir imparatorluk dahilinde sosyalizmin yolundan nasıl halledilebilir ?
Mütercimin mektubunda tebarüz ettirilmek istendiği bir noktayı da ehemmiyetle açıklamalıyız. Bu nokta şudur: Sos yalizın içinde ferdin şahsiyeti, siyası hak ve hürriyetleri elbet-teki Liberal burjuvazideki»-den mukayese kabul etmiyecek kadar fazladır. Zira liberal burjuvazinin ferde sözde bahşettiği siyasî hak ve hürriyetler İktisadî üstünlüğü sayesinde kuvveden fiile çıkmamakta ve bu hak ve hürriyetlerinden ikLsaden hâkim zümre ve sınıflar geniş ölçüde ve tek taraflı olarak faydalanmaktadırlar. Hakiki Demokr3si ancak halk kitlelerinin üzerinden İktisadî baskılarını kaldırıp iş gücünün sömürülmesine engel olunduğu zaman mevcüt olanın mütercimin mektubundaki sosyalizmin içinde bile korunmak istenen ferdin şahsiyeti, siyasî hak ve hürriyetleridir.” Cümlesindeki (bile) den kast ettiği mâna nedir? Yoksa kendisinin sosyalizmin ferdin şahsiyeti ve siyasî
--------- ---------------------
Bir Cevap
Samsun’dan A. Murat imza-sıyle yazan arkadaşa: bir işçinin hem sendikada hem de siyasî bir partide âza olmasında hiç bir mahzur yoktur. Bunlar başka başka işlerdir.
Evvelcedc açıklağlmız gibi sendikalar tamamen iktisadidir. Fakat bu değildirki sendika azalan siyasi partilere giremez-It-r yani her sendika azası istediği siyasi partiye girebilir.
I
acaba ne
kendini Common
siyasî
bendi göre,
istenen hak ve
yazmış hakikî
Endüstride kullanılan zehirli madde ler ve fabrika artıklarının işçide yaptığı toksik kansızlıklar

haklarını tahdit edeceğine dair bir şüphesimi vardır? Sosyalizm ancak burjuvazinin insan gücünü sömürmesini ön-liyecektir. Eğer kapital sahiplerince kabul edildiği gibi mütercimcede bu sömürülüş ferdin haklan olarak kabul ediliyorsa buna hiç bir diyecekimiz yoktur. Mütercim aynı eserin İngiliz emperyalizminin maskelenmesi için ortaya atılmış bulunan Common Wealt ı faslındaki şu cümleye buyuruyor:
“İşçi Partisi kendi idare etme sistemini
Wealth içinde yapacaktır. Hin-distanın kendi kendini idare etmesine taraftar olduğunu ilân etmş ve şarkla garp, beyaz ve esmer ırklar arasındaki boşluğa onları bir konfederasyon içinde müsavi şartlarla toplamak sıı-retile köprü kurabileceğimize inanmaktadır.,,
İsterseniz bununda daha üze rindeki cümleyide alalını :
“Bir Common Wealth, Domin-yon’dan ayrılmağı istese idi işçi partisi onu zorla tutmak isti-yecek büyük cemaât içinde kalmağa onu ikna etmak için her şeyi yapacaktı.,,
Şu satırları okuduktan sonra bu gün Hindistanda ve Mısırda olanlara bir göz atacak olursak Common vvealtlı’ın ne mene m şey olduğunu çok iyi anlarız. Hulâsa: bir dalıa teki arlıyalım-kitap “Sosyalizmin Yolu„ değil “Labour Partpi„ n n yoludur.
Aroıuatrik nitro uıllrek-kepleri :
( Trinitrotoluen ) (T. N. T)
patlayıcı maddeler sanayiinde ve diğer bir çok sentetik kimya sanayiinde kullanılan bu madde bilhassa kanın hemoglobini methernoglobin haline sokarak oksijen taşıma hassasını bozar. Bunun neticesi olarak burun ııcû, kulak, dudak ve parmak uçlarında morarmalar yapar. Soluk zorluğu, çarpıntı, tansiyonun düşmesi şiddetli baş dönmesi ve daha ileri safhada ölüm görülür. Al yuvarlaklar ve hemoglobin birdenbire yarıya düşer. Bu maddenin birdenbire yaptığı zehirlenme belirtileri bunlardır.
Sinsi sinsi trimitrotoluen zehirlenmesinin başlıca arazı şunlardır; Karaciğer bozuklukları sarılığın artması buna baş ağrısı, halsizlik, zayıflama, çarpıntı ve baş dönmesi eklenir, yuvarlaklar ve hemoglopin yıst gittikçe azalır.
(T.N.T.) Tri-nitro-toluen
ak yuvarlakların noktalı çeşitleri o kadar azalirki bunun sonuncu olarak öldürücü Agra-nulocytose tablosu meydana çıkar. (T.N.T.) sinsi surette bu sanayide devamlı olarak çalışan işçilerin karaciğer hücrelerini harap ede ede nihayet bu organın küçülüp büzülmesine sebep olur. Bu zehirin bir taraftan karaciğer ve öte yandan kan üzerine yaptığı devamlı yıkıcı tesir neticesinde ölüm mııhakkatir.
Çalışanlara T.N-T. gibi zehir tesiri yapan diğer kimya sanayii maddeler: dinitro benzol dinitro fenol Fenil hidrozin benzidin vardır. Bunlardan Ben /.idinin ayrıca sidik torbasında
al
sa-
ile
Ve hermemlekette sendika şuuruna

varmış sendikacılar, ayni zamanda işçi dâvasını gören partilere âza yazılırlar. Hatta bir işçinin siyasî partilere girme den evvel, sendika âzası olması çok daha iyidir. Kendi çalıştığınız iş grupunvn sendikası yoksa, sizde en yakın bir sendikaya girmelisiniz. ı
Eskişehirde de muhtelif lar kuruluyor
Bir işçinin parmakları koptu.
Bakır köy bez. fabrikasında çalışan 8040 numaralı Mustafa, bu ayın birinci günü Haşıl dairesinde çalışırken parmaklar! kopmuştur. Bu kazaya Mustafa-nm yerlere dökülen makine yağlarını sildiği bezi makineye kaptırması sebep olmuştur.
Bu arkadaşa geçmiş olsun deriz.

kanser husule getirdiği bugün artık muhtelif müşahideler ve hayvan tecrübeleri ile meydana konulmuştur. Yani benzidin kanserojen = kanser yapan bir cisimdir.
Kurşun zehirlenmesi;
Sanayi maddeleri içinde işlenmesi sırasında çalışanların sağlığına muzır tesirler yapan maddelerden birisi de kurşundur. kurşunun organizmada meydana getirdiği en mühim harabiyet kanda yaptığı müterak ki kansızlıktır. Kurşun zehirlenmesinin diğer belirtileri arasında, yüzde solukluk, barsak kulunçlari ayaklarda ve ellerde husule gelen sinir ağrıları, diş etlerinde siyah birikintiler, beyinde meydana getirdiği bozukluklar ... vardır. Burada kan tablosunda al yuvarlaklar daima hemoglobine nisb^tle daha az azalmıştır. Ak yuvarlaklar arasında bazofil noktalı hacre-ler görülür. Vahim lıallarde çekirdekli al yuvarlaklar da görülür.
Radyo iktifa maddelerin canlı organizmalar üzerine etkisi:
Radiyom gibi radyo aktif maddelerle çalışan fabrikalar amelelerinde radyom şualarının tesiri ile yine bir kansızlık meydana gelir, böyle müesseselerde çalışan kimselere altı ayda bir muntazam kan muayeneleri yapmak ve ak ve al yuvarlak serilerini iyice kontrol etmek gerektir, radyom şual ak ve al yuvarlakları harap eder.
Şuai dediğimiz (röntgen) şuaları da kan üzerine menfi tesir yaparak toksik bir kansızlık meydana getirir.
SAĞLIKÇI
arı müracaattan
rde
ve işletm
ıılmak üz
ayirlı ha
ir işçileri
laşl yap ğım mes lar
B
şehirde muhtelif meslek-ı gazete | idarehanemize ili-l|if liB-tun
öğreı muhb şendi
ir.
isleri bü emnuniyetle
efelen
Kayseriden işçi Osmana : Mektubunuzu aldık, fakat im-za ye adresiniz olmadığından maalesef neşretmemize imkân hasıl olamadı.
İstediğimiz şartlar dahilinde ikinci bir mektubunuzu bekli*
Okuyucularımızdan işçi
A. C. Mehmet’i :
iş olduğunuz zıda birçok en bahsed vereceği ve adreslen mak şartile göndermenizi rica ederiz.
İzmit kâğıt fabrikası işçilerinden Ali Karasu
Göndermiş olduğunuz mektubunuzu aldık. Bugünkü sigorta kanunumuzun hakikaten çok eksik tarafları vardır. Meselâ, bunun da misali kendinizsini/. İş başında hasta olduğunuz halde sigortalar kanunu sizi hariç tutmaktadır. Yakında bu hususta gazetemizde neşriyat yapacağız. Kendinize elinizden geldiği kadar bakmanızı tavsiye ederiz.
aldık, rin d(
k
yardımı yapabilmeleri için elbir-
liğiyle şimdiden hazırlıklara başlamışlardır.
♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦
yazıyı işçile-“ Miy°rsu* eğiniz haber-rî bizde kal
Samsun tütün sendikasıı
Çocuğu ezilen 1 ısını 5 inci saj ik. Bu hıısust;
malûmat var!
macera!
retmişti diğiniz i niz.i rica ederiz.
işçileri
ıa :
adnıcağizm rımizda ııeş-ı yeni edin-a bildirme-
ABONE: Yıllığı— 500, 6 aylığı—250, 3 aylığı — 125 kuruştur
t
SENDİKAYA ABONE OLUNUZ
Çarşı kapı kürkçüler pazarı sokak No: 14 F-K Basımevi
♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦♦
İzmit Sellüloz sanayiinde çalışan işçi ömere:
Mektubunuzu aldık, gazetemiz hakkında gösterdiğiniz itimada teşekkür ederiz. Ekmek derdi belinizi büktüğüne göre, usta başınızla mümkün mertebe temas etmemenizi tavsiye ederiz.
Bavın Yayın kol ve kafa işçileri sendikası kuruldu.
Haber aldığımıza göre, Basın yayın sendikası resmen teşekkül etmiş bulunmaktadır. Yeni sendikaya başarılar dileriz.
Emekçi Arkadaşlar !
İstanbul Sendikalar Birliğinin himayesinde kurulan İşçi Klü-bümüz çalışmalarına başlamıştır. Kısa zamanda çok faydalı başarılar göstereceğine inandığımız bu teşebbüse bütün işçi arkadaşların, işçi ana ve babaların yakından ilgileneceklerine şüphemiz yoktur. İşçi gençlerimizin bedenî ve fikir kültür seviyelerini geliştirmek maddî olduğu kadar manevî refahlarını sağlamak; sağlam irade kuvvetleriyle mücehhez, sağlam bünyeli ve sağlan kafalı ergin işçiler haline getirmek başlıca amacımızdır. Bütün bunların başarılması ve gerçekleşmesi ancak işçi arkadaşlarımızın kendi klüblerine gösterecekleri ciddi ve hararetli alâkalariyle başlıyaeaktır. Bu maddî ve manevî alâkanın artışı nisbetin-de kuvvet ve muvaffakiyet kazanacaktır. İşçi klüblerimizi dolduralım arkadaşlar.
İşçi Klübü Umum Kâtibi İbrahim ATILAL
İstanbul Sendikalar Birliği 29 Ekim Cumhuriyet bayramındaki merasime iştirak için vilâyete müracaat etmiştir. Henüz geçit sırası ve içtima yeri hakkında bilgimiz bulunmadığından maal’esef daha fazla izahat verememekteyiz. Sendikalar Birliği geçit resmi komisyonundan alacağı talimata görs içtima yerini işçi arkadaşlara ayrıca bildirecektir.
iaîuı
26 Ekim 1946
Sendika Gazetesi

Demokrat Parti ve işçi sınıfı
(Baştraafı Binincide) manevra çevirerek, bizim kendisine söylemeği aklından geçirmediği şeyleri mal ettiğimizi ve bu suretle kötüniyctleriınizi tahakkuk ettirmek istediğimizi beyan ediyor.
Demokrat parti kurucularının tıpkı halk-partisinin yaptığı gibi evvel ve ahir söyledikleri çok sarihtir. Memlekette kapital ve kapitalist bulunmadığını, sınıf ayrılığı üzerine hareketin imkânsızlığını, memleketimizde sınıf cereyanlarını icap ettirecek bir durum mevcut olmadığını söyliyen kendileridir.
Memlekette, onların iddia ettikleri gibi, böyle bir durumun mevcut olmaması, sınıf ayrılığı üzerine hareketin imkânsızlığı demek, bu memlekette işçi sınıfı yok demektir. Eğer sayın Köprülü bu sözlerin bundan başka bir mânaya gelebileceğini sanıyorlarsa, bize kötü-niyet isnadından evvel, o mânayı açıklamalıydılar. Fakat bunun imkânsızlığını anladıkları içindir ki işte bu demagoji havası içinde da vanin esasını örtmeğe çalışmaktadır. Akıl için yol birdir. Biz. kendilerinin sözlerini gazetelerde okuduk. Eğer bunlar yalan idiyse neden tekzip etmediler ? Buna bile lüzum görmemiş olmaları, yine bizatihi işçi sınıfını umursamamak değil midir ?
Diğer taraftan Parti Lideri Celâl Bayar, işçiye hitaben söylediği sözlerinde, (biz sizin saadetinizi istiyoruz ve bunun Sendikalarla, cemiyetlerle temin olunabileceğine inanıyoruz) diyor ve (ancak böylelikle kötü patronlara karşı, kanunlardan daha büyük bir kuvvete sahip olabilirsiniz ) sözlerini ilâve ediyor.
Celâl Bayara şunu hatırlatmak isteriz ki, kendisinin bu sözleri, arkadaşı Köprülünün bize kötü niyet isnat eden sözleri karşısında pek hazin bir tezat manzarası arzetmektedir. Zira, kendileri sendika hareketlerini tasvip ve teşvik ediyor, diğer taraftan yine kendi arkadaşları bu işi yapanlara, sendikacılara, kötü niyetli, millet düşmanı, kızıl diye hücum ediyorlar. Bu ne perhiz, bu ne turşu!..
Fakat hayrete düşmeğe lüzum yoktur. Zira Celâl Bayarin, işçiye sendikalar kurmasını tavsiye eden sözlerine ilâve ettiği şu kelime ler, demokrat partinin tıpkı halk partisinin yaptığı gibi hakikatta işçi sınıfından neyi istediğini apaçık göstermeğe yeter : (Demokrat partinin himayesinde, fakat işçilerin kendi ellerinde, bir teşkilâtları bulunmasını istiyoruz).
Bu şekil bağımlı sendika arzusu dernekçiliğin yeni bir tezahürüden başka bir şey değildir.
Evet, pek muhterem Celâl Bayar, siz bunu istiyorsunuz. Ve bizim de tas tamam istemediği, miz işte budur. İşçi teşkilâtları kurulması, evet, fakat demokrat partinin himayesi , asla!. Çünkü bizler, işçi sınıfının uıüte vazi ve sîzlerin de söylediğiniz gibi milletin şerefli fertleri olan bizler, sizin vadettiğiniz himayenin bizim için ne olduğunu, elhamdülillah çok iyi biliyor ve anlıyoruz

insan haklarını koruma cemiyetine karşı
(Jinftarafı Birincide) vel, cemiyet neden faşistleri içine almıyor diye tahrik edici yazılarla sütunlar doldurmaktadır ve bu cemiyete gizli maksatlar atf etmektedirler.
İnsan haklarını korumak için kurulan bir cemiyetin faşistleri memnun etmemesi gayet tabiidir. Zira faşizm insan hakla riniıı inkârım esas olarak alan ve bu gün artık her bakımdan iflâs etmiş, ölmüş ve külleri havaya savrulmuş olan, meş’um bir idare sistemi idi. Bunun taraftarları kendilerinin inkâr ettiği hakların korunması yolunda atılacak her adımı gevşekle-ineği vazife sayarlar." Fakat Maraşalımızın, kendisine çelme takmak isteyen bu ayakları metin adrnlanyle kırıp geçeceğine inanmayan tek bir insan tasavvur edilemez. İşçi sınıfı bu insanca teşebbüsle büyük bir hümanist mevkiine
Pasta ve şekerli maddeler Sendikası kuruluyor.
Yakında İstanbul p kerli maddeler işçileri sendikası kurulacaktır. Bu yeni sendikaya başarılar dileriz.
İstanbul, inşaat işçileri kongresi
Baştarafı birincide ni kurulmuş olan sendikalar binasında yapacaklardır.
Sendikanın kısa bir zamanda aza adedi çok fazla olduğundan kurucular nizamname mucibince heyeti idare daimi meclisinin yeniden seçilmesini ve sen-jdikayıfalâkadar^eden diğer meseleler hakkında karar alınasım istemişlerdir
İstanbul İnşaat İşçileri Sendikasına bışarılar dileriz.
Evet sayın -'Celâl Bayar, müsaade buyurunuz, işçi sınıfı, kendi haklarının müdafaası vazifesini, kendisinin muhalifi olan sınıflara emanet etmesin. Himayenizi, size, bir tahtada on bin lira verdiklerini kendiniz söylediğiniz. Zengin toprak ağalarına, tüccarlara, fabrikatörlere saklayınız. Onlar sizin himayenize belki muhtaçtırlar. Fakat işçi sınıfı asla 1 .Çünkü siz, işçi davasını feragatle omuzlarına yüklenen şerefli Türk evlâtlarına kötü niyet isnadı peşinde koşuyorsunuz ve meclis kürsüsünde Toprak Kanunu aleyhine konuşurken milyonlarca topraksız köy işçisinin değil, o topraklara sahip olan köy ağalarının menfaatlerini müdafaa ettiniz I ..
Size düştüğünüz bir diğer hazin tezadı daha hatırlatmadan geçemiyeceğiz : İş Kanununun sizin devrinizde hazırlandığını söyliyen yine sizsiniz. Size sormak istiyoruz; İş Kanunundan memnun olabilecek bir tek işçi var mıdır ? Buna yoktur cevabını yine siz veriyorsunuz. Bu cevabı biz verirsek inanmamanız için hiç bir sebep yoktur. Çünkü İş Kanunundan memnun bir tek Türk işçisinin bulunmadığı hakikatin ta kendisidir. Sizin işçi sınıfına karşı olan vaziyetinizi tayinde bu eseriniz başlı başına bir vesika mahiyetini haizdir ve siz, esefle söyliyelim ki, bu eserinizle öğüne-ınezsiniz.
Bundan başka, bu kanunun bu günkü ihtiyaçlara göre düzeltmek vaziyetinde bulunduğumuzu herkes. biliyor. Bunun için birçok ha zırlıklar vardır Halbuki bu faaliyete demokrat partinin de iştirak ettiğine dair en küçük bir delil yoktur. Malûmdu rki, kanunlar zamanın ihtiyaçlarını takip etmelidir, diyen de bizzat sizsiniz. Şu halde bu hazırlığa neden iştirak etmiyorsunuz ? Yoksa İş Kanunu, sizin içiıı hiçbir ehemmiyet taşımıyor mu ? .
Bütün bu sözlerden sonra, hâlâ işçi sınıfı mevzuu ile alâkanızı, partinizin propaganda vesilelerinden biri saymakta olduğunuza şüphemiz kalmamıştır. Sizin işçi sınıfından istediği-
Son olarak şunu da belirtmek isteriz ki, demokrat partinin asıl bünyesini teşkil eden tezadla dolu be-
halk kütlelerinin fikirleri,
yanatları ile işçi sınıfı karşısındaki görüşlerini açikiiyaıı liderlcrinkine uymamakta olduğu demokrat parti ocak ve bucak kongrelerinde vatandaşların liderlere tevcih edilen suallerinden ve aldıkları kaçamaklı cevaplar karşısında va ziyetierinden mutmayın olmıvarak muhtelif vesilelerle ayni meseleleri tekrarlamalarından anlıyoruz.
AH ALTAN
Altı aydanberi cevapsız kalan dilekçe
Sümer Bank bez fabrikalarından bîrinde bundan altı ay evvel işçiler tarafından yövmiye-Icrine zam yapılmak üzere bir tir. Fakat her
bu dilekçeye bu güne içbir cevak verilmemiş-
iniştir.
Aklımızda kaldığına göre her hanği bir dilekçeye on .beş^jgü zarfında cevap verilmesi icap ederdi.
nede
kada
ZAFER t ÂBİDESİ /İM£(a'ıca Mfotıesı
şL YAZAN : ERICH
& MARİA v REMARÇUE
■tf
Jr
Vf ÇEVİREN: ZERİA KARADENİ2 yy
bütün KİTABEYİ
Fiyatı 300 kuruş
n
Demokrasinin çeşitli manaları
Bir kâse ki içersine istediğiniz manayı koyabilirsiniz» Yeterki o mana za manın politika icaplarına uygun olsun
Hitler, demokrasi namına insanları fırınlayıp yağlarından sabun çıkarıyor, parmaklarından altın ve elmas toplıyordu.
sonra [Hatta Alman
yazan
Son zamanlarda arzuya göre mana verilen demokrasi sözünden çalışan halk kitleleri bakımından ne anlaşılabileceği hak-kındaki fikirlerimizi bundan evvelki sayılarımızda belirtmiştik Faşizmin inhizamındatı her kes demokrat oldu, harp yıllan esnasında zaferlerine mersiyeler
emekli generallerden Kafkas tepelerine dikilen faşist bayrağına alkışlar tutanlara kadar her kes, her kes demokrattır.
Halkın, halk için, halk tarafından idaresi tarzında basma kalıp birde ilmi' tasrifi yapılan bu sözün bazı memleketlerde neyi ifade ettiğini anlamak için hâdiselerin ışığı altında bazı noktalara dokundurmak kâfidir Amerikada renkli insanlara karşı savaş açılmıştır. Hürriyetin söz götürmez timsali olan bu memlekette Zenciler linç ediliyor, faşizmin bayrağını tuttuğu ilkçilik uğruna kan dökülüyor. Ücretlerine zam istiyen işçiye karşı grev yasağıj konulmak isteniliyor. Dünyanın dörtte birine hüküm eden büyük Biri-tanya İmparatorluğunun asker-
niz şey, sadece bu sınıfın sandık başında kullana‘er*’ Cavada Hollanda impeirya-cağl seçim reyinden ibarettir. Bu reyi alacak ve
size bu reyi veren milyonları değil, zengin tüccarları, bankacıları, ve çift çubuk sahibi toprak ağalarını müdafaa edeceksiniz. Bu böyle olacaktır ve bunun böyle olacağım çok şükür işçi sınıfı çok iyi anlamıştır.
iizminin müdafaası uğrunda, o toprağın asıl sahiplerinin kanını akıtıyor. Lâbur parti, sosyalizm namına geniş imparatorluğına yeni topraklar katmak uğrunda çırpmıyor. Hatta ve hatta, daha yirmi sene evvel padişahları bütün hanedan azası ile beraber kapu dışarı eden Türkiyenin demokrat (evet yine demokrat) gazeteleri, Bulgaristandan, Yu-goslavyadan kovulan kralların matemini tutuyor.
Ve bunların hepside demokrattır. Bir kâseki içersine iste diğiııiz nnnayi koyabilirsiniz, ye terki o mana azılı menfaat-
lere dokunmasın ve zamanın politika icaplarına uygun olsun
Demokras’nıu kendine göre ve memleketten memlekete değişmesi mümkün ol nayan bir takım klâs k icapları vardır. Milletin istediği adamı başa getirmek için serbest rey kullanması, söz ve vicdan hürriyetine sahip olması, fikirlerini şerbetçe neşredebilmesi ve saire gibi... Fakat tatbikatta bunların neyi ifade ettiğini düşünmek insana ne büyük bir hüzün vermektedir. İnsanlığa karşı zulüm yapmakta, insan muhayyeleşinin kudretini bile aşan usûller tatbikinden çekinmiyen Hileler de bütün bu meş’um işle-lerini Alman milleti 'namına yapıyordu. Çünkü resmî Alman rakamları flitleri, dünyada şimdiye kadar hiç kimseye nasip olmiyan bir miktarda rey toplamış olarak gösteriyordu. (Dünyanın doğrudan doğruya halk tarafından verilen en fazla reyine sahip olan biricik adamı benim) diyordu. Ve demokrasi namına insanları fırınlayıp, yağlarından sabun çıkarıyor, parmaklarından altın ve elmas topluyordu.
Çalışan insanların izdırap çektiği yerde demokrasiden bahis etmek hatadır’ Belki hatadan daha fazla bir şey, bu ız-dlrapla alay etmektir. Dünya yüzünde, sözünü duyuramıyan, aramayan, kaim ökçe altında ezilen ayağı için of diyemiyen insanlar durdukça demokrasiden bahsetmek, lüksün sefaletle istihzasıdır ve bu demokrasi üniversitelerde okutulan bir ders değil, olsa olsa bir mizah mevzuudur.
Ali ALTAN
İ
i t
♦♦♦♦♦♦♦♦
fa-
♦ XX. Yüzyıl kitapları
Hans bahrend
AMAN FAŞİZMİNİN PERDE ARKASI Milliyetçilik maskesi altında sahneye çıkan
şiznıin kimlere ve nasıl hlzeet ettiğini Öğrenmek İçin, vesikalara dayanarak yazılmış bu kıymetli eseri muhakkak okuyunuz. Okuyucularımıza kuruş yerine 80 kuruştur.f
/ v \ -♦**»««£(—
Romain rolland
Shakespeare
Büyük insan ve dâhiyi bir başka san atkârın kalemi ile tanımak için bu kitaptan bir tane edininiz. Okuyucularımıza 50 kuruş yerine 40 kuruş.
Maksim Gorki
btrasti - Mordasti
Büyük halk san’atkârının nefis bir eseri yucularımıza 40 kuruş yerine 30 kuruş.
i t
i
100
oku-
Stefan Zweig
ILD1ZIN PARLADIĞI ANLAR
Fatihten Lenin’e kadar beşyüz yıllın tarihli bütün ihtişamını burada bulacaksınız. Okuyucularımıza 150 kuruş yerine 120 kuruş.
F—K Basımeviııden tedarik edebilirsiniz.
t
t
Sahibi ve yazı işlerini fiilen idare eden: Mitat Kemal Akkanaf Tertip ve Baskı F - K Basımevi
Sayfa : 4
Sendika Gazeteii
26 Ekim 1946
Sendikaların resmen tanınması lâzım
Bas tarafı birincide
susunda ayak diremelidirler.
Bu yalnız arzu izhar etmeğe ve lâfını etmekle elde edilecek bir gaye değildir. Faaliyet sahasında mücadele ile tahakkuk ettirilecek bir davadır.
Sendikalar, geçim pahalılığı veya iş şartlarına geçiş ile ilgili, önümüzdeki metalip hareketleri esnasında, bu hareketlerin daima başında hoş yüz görmeseler bile, işverenler ve. resmî daireler nezdinde, ait oldukları işletme veya istihsal şubesi işçilerinin keskin bir şekil alan, şikâyetlerini ve metalip listelerini aksettirmeğe ve her vasıta ile müdafaa etmeğe girişme İldirler. Tekrar tekrar onlar tarafından yapılacak, sebatlı teşebbüsler ve cabalama-lar ergeç bu faal durumun resmî bir mahiyet alması neticesini doğuracaktır.
Seudikacilık hareketinde bu istikamette, ümit uyandırıcı, zayıf bir ışık belirmiştir. İstanbul çalışma dairesinin, değiştirilmesi düşünülen, iş kanununda ne gibi düzeltmeler yapılmasını İstanbul emekçilerinin dilediklerini, il işçi sendikaları birliğin den sormuş olduğu lıakkındaki habere işaret etmek istiyoruz. Bu, İçtimaî gelişmemiz yolunda atılmış, bereketli neticeler verecek doğru bir adımdır.
Sendikalar Birliğinin mevcu diyetini bilmemezlikten gelerek reyini almağı ihmâl etmek, ağır tariflere uğrıyacak bir kusur olurdu. Umarızki bu yerinde teşebbüsü, mahallî çalışma hayatının her günlük amelî meselelerine temas eden bir sıra istişareler takip etsin.
Tabiatile ana dava bu tarzda münasebetler tesisiyle halledilmiş olmaz İş kanununun değiştirilmesi vesilesiyle, ya ona geniş bir sendikalar faslı eklemek veya demokratik ruhta ayrı bir (Sendikaların vazife ve salâhiyetleri) kanunu yapmak önümüzde duran en müstacel işlerden biridir. Bu ödevin gerçekleşmesini kolaylaştırmak için, İstanbul Sendikalar Birliğinin böyle bir kanun tasarısı hazırlaması çok münasip olur.
SENDİKACI
I
Hırvatistanda çocuk ba kim evleri :
llalyaya kaçan meşhur YugoslavyalI hain Paveliç’ın evi, bugün Hırvatistanda çocuklar için bir kreş haline getirilmiştir Bu çocukların babalan istilâcı Almanlara karşı yapılan gerilla savaşlarında ölmüşlerdir. Fakat bugün oraya gidilirse onların yetim olduklarını anlamak imkân-sızdıa. İstirahatleri yerindedir, her tiirlü ihtiyaçları en iyi şekilde temin edilmiştir. Pavcliç’in geniş yemek silonu, çocukların uyumasına, çalışm ı odası ise çocukların yemek yemesine tahsis edilmiştir. Ders odalarını sorarsanız birer küçük şaheserdir: Yuvarlak masalar, ortada bayan öğretmene yer ayrılmış, ve sonra küçücük, küçücük tabureler. Doktorlar büyük titizlikle çocukların sıhhatleriyle ilgilenirler. Bu çocuklara dünyanın her tarafından hediyeler gelmektedir.
l — İzmir Terziler Sendikası adı altında gayri siyasi bir cemiyet teşekkül etmiştir. 1303 sokağında 2 numaradaki dairedir.
2— Sendikamızın faaliyet konuları şunlardır:
A — Sendikamıza kayıtlı işçileri haklarını her fırsatta korumak ve onları iş verenler karşısında ve hükümet makamları önünde temsil etmek.
B - İş kanunu ve sair iş gücünü koruyucu kanunların hü-hükiimlerine göre hareket edilip edilmediğini aralıksız incelemek ve bu çeşit kanunlara aykırı muamelen ve çalışma usullerini ve-sairi haksızlıkları ortadan kaldırmak için hanuni yollardan işçileri harekele geçirmek, gereken makamlara baş vurmalarına delâlet etmek ve onlar adına icabında dava açmak bir zaruret halini aluığı takdirde hep birden iş bırakma hareketlerini teşkilâtlandırmak ve bu hareketlerin muvaffakiyetini sağlamağa uğraşmak.
C — Memleket ve dünya meselelerine dair konferanslar, güzel sanatlar dersleri vesaire tertiplemek vc bu gibi_kültür faaliyetlerine elverişli bir işçi kulübü ve meslek kursları açmak, işçi katagorisıni tayin etmek, iş bulma bürosu açmak, hastaha-nc, doğum evi, çocuk yuvaları tesis etmek.
D Teker teker muhtaç bir duruma düşen sendika azalanna eşya, gıda ve para yardımlarında bulunmak geniş ölçüde işsizliğin umumi haline karşı bir sağlam ihtiyat akçası vucuda getirmek ınaksadiyle karşılıklı yardım sandığı yaratmak.
3 — Sendikaya girmek ve Sendikadan çıkmak :
Mesleğimizde çalışan tekmil işçiler dinleri, milliyetleri, siyasi görüşleri ne olursa olsun sendikaya aza olabilirler. Bunlar için bu nizamname hükümlerine göre hareket edeceğine söz vermek kâfidir.
Sendika mesleğimizde çalışanların hepsini içine almak gayesini güdecek ve sistemli bir tarzda sendika hareketi dışında kalmağa meyil gösteren pasif işçilerinin gözünü açmağa çalışacaktır.
4— Yalnız ahlakça sükût etmiş oldukları, arkadaşlarını bir birine kattıkları ve dagmiKİıga sebebiyet verdikleri ve ırkçılık yaptıkları belli olanlarla işçilerin metalip hareketlerinin sabote edenler sendika azası olamazlar. Bu gibiler hçr hangi bir suretle onun içine sokulabilmişlerse gtrçek hüviyetleri meydana çıkar çıkmaz teşkilâttan çıkarılırlar.
5 — lzmirde gâyemize uygun bir işletme sendikaları birliği ve memleket ölçüsünde bir Türkiye Sendikalar Umumî Federasyonu kurulduğu takdirde teşkilât,mız derhal bu birliğe dolayısile umumî federasyona iltihak edecektir.
6 — Sendikanın çalışmalarını 7 kişilik bir idare hey’eti tertiple yürütür bu hey’eti bir sene için sendika azalarının umumi içtimai çoğunlukla seçer tekrar seçilmek kâfidiı. .’n ;;z bir seneden beri sendikaya kayıtlı olan her aza idare heyeti azalıgına koyabilir.
7 — Muvakkat hüküm :
Sendikanın kurucuları ilk üç aylık kuruluş devresinde idare hey’eti vazifesini görürler. Bu üç ayın sonunda yazılı olan azalan umurnî bir toplantıya çağırırlar. Bu toplantıda alınmış olan il* kuruluş tedbirleri ve bu nizamname olduğu gibi veya değiştirilerek tasdik ve' kabul olunur. Umumî toplantı dağılmadan evvel yeni ve devamlı bir idare hey’eti seçer.
8 — İdare heyetinin vazifeleri :
İkinci maddede sayılmış olan gayeleri gerçekleştirmek, çalışan aza aidatını ve teberrülerı toplam; gündelik ücretlerini, çalışma mûddt türlerini ilgilendiren her mesele ile uğr _______ __________
olarak her çeşit teşebbüslere girişmek icabında göze çarpan hale sızhklara karşı protesto mitingleri yaptırmak ve tuzum görüldüğü takdirde azalan fevkalâde umumî içtimalara davet ederek hayatî meseleler hakkında bizzat karar vermesini sağlamaktır.
9— İdare heyetine seçilen azalar umumi toplantıdan sonra ilk içtimalarını yapar aralarından birini Sendika mesul kâtipliğine bir diğerini muhasip vc veznedarlığa ve bir üçüncüsünü de kültür işleri kâtipliğine seçerler. Günlük işleri bu üç aza sevk ve idare ederler.
10 — Mesul kâtibin -sendikanın bütün işlerinden ve bilhassa teşkilât ödevinden idare heyeti Önünde sorumludur. Kararların ger-et et__________________________
a aittir. F

la!, veya kabul etmek, işçilerin etlerim, irim ve kül
onların mümessili

Bakırköy Bez Fabrikası İsçileri Sendikası
(ANA NİZAMNAMESİ)
1 — Bakırköy Bez Fabrikası İşçileri Sendikası adı altında gay-siyasi bir cemiyet kurulmuştur.
2 — Sendikanın uğraşacağı mevzu ve maksatlar şunlardır :
a) Bakırköy bez fabrikası işçilerini, fabrika ve diğer idareci
amir ve hükümet makamları önünde temsil etmek, her sahada işçilerin hak ve menfaatlerine uymayan durumlara ve muamelelere karşı teşebbüslerde bulunmak ve icabında yetkili makamlar nezdinde haklarını aramak.
b) İş kanununun ve çıkacak diğer iş gücünü koruma ve içtimai sigorta kanunlarının hükümlerine riayet edilir edilmediğini daimi surette araştırmak onlara aykırı haller ve muameleleri ortadan kaldırmak için kanuni yollardan gereken yerlere baş vurmak veya işçiler adına dava açmak.
c) Sendika üyelerine ve ailelerine Ölüm, hastalık, doğum ve kaza gibi hallerde süratle yardım etmek.
d) İşçilerin fikri ve bedeni oerpilmelerini sağlamak için sanat kursları, spor talimleri ve oyunları, konferanslar ve korolar organize etmek ve bu çeşit kültür faaliyetlerine elverişli bir işçi kulübü açmak ve idare etmek.
3 — Girme ve Çıkma î
Bakırköy bez fabrikasinda çalışan tekmil işçilerin dinleri, milliyetleri ve siyasi görüşleri ne olursa olsun Sendikaya aza olabilirler. Aza kaydoluumak için bu nizamname hükümlerine riayeti teahhül etmek kâfidir. Sendika Bakırköy Bez Fadrikasmda çalışan tekmil işçileri içine almak gayesini güder ve bu yolda sistemli bir teşvik faaliyeti yürütür.
Yalnız ahlâkan sükût etmiş olonlar, işleticilere hafiyelik ettik-ıleri veya onların;, propagandasını yaptıkları ve nihayet faşizm ve rkçılık miinaferetlerine alet oldukları kati surette anlaşılanlar Sendikaya giremezler. Bu gibiler her hangi bir surette sendikaya so-fttılmuş olsalar dahi mahiyetleri meydana çıkar çıkmaz Sendikadan idare heyeti karariyle derhal çıkarılırla.
(Devamı gelecek sayıda)
Kocaeli Nakliye İşçileri Sendikası
(ANA NİZAMNAMESİ)
1 — Kocaeli Vilâyeti sınırları içinde Nakliye İşçileri Sendikası altında gayri siyasi bir cemiyet kurulmuştur.
2 Sendikanın adı bu nizamnamede kısaltılmış olarak “N. İ. remzi ile gösterilmiştir.
3 — Maksat ve Gayeleii :
a) Kocaelinde mevcut nakliye işçilerini, işverenler ve hükümet makamları nezdinde temsil etmek, işçilerin hak ve menfaatlerini korumak ve icabında mücadele etmek.
b) İşçilerin içtimai ve kültürel sahalarda inkişaflarım sağlamak için okuma odaları açmak, konferanslar tertip etmek, işsiz kalan Sendika azalanna iş temin etmek çarelerini aramak ve ilah..
c) Sendika azasının sıhhi durumlariyle alâkadar olmak nun temini için parasız muayene v«- tedavt çarelerini temin Kaza ve işsizlik neticesi sefalete düşen arkadaşlara idare karariyle maddi yarımlarda bulunmak.
4 — Giriş ve Çıkış 5
Nakliye işlerinde çalışan bütün işçiler ve müstahdemler
milliyet farkı gözetilmeksizin Sendikaya aza olabilirler. Sendika menfaatine apkırı harekette bulunanlar ve işçi sınıfının umumî menfaatlerini baltalayanlar İdare Heyeti karariyle Sendikadan çıkarılırlar.
adı
s.„
ve biletmek, heyeti
din ve
Devamı geleek sayıda
17 — Sendikadan arkadaşlığa ve tesanüde yakışmıyacak halleri görülenler hakkında tatbik edilecek cezalar, ihtar, levbih ve muvakkat çikarmalarda temelli çıkarma ancak 4 cü maddede gösterilmiş olanballerdc tatbik olunur.
18 -- İdare hey’eti her on günde bir mesul kâtip başkanlığında toplanır. Yapılmış işleri gözden geçirir ve gelecek on gün zar-
yapılması gereken faaliyetleri tesbit ve tayin eder. Vazifeleri azalar arasında taksim ederler.
Sendikanın Gelir Kaynakları
19 - Azanın muntazaman yegâne mecbur oldukları duhuliye
ve aidat. Ttberrular "ve seı jdika favdasma yapılacak müsamere temsil kârları, her aza sendikaya yazılırken bir lira kaydiye Öde-—---------“’^İur.
I mukabil kendisine bir aza defteri verilir aidat öde-
edecek fırsatlar- fmda yapılması
uhaiîp ve vezne-
esine
da t
darla beraber imza koymak ve mek ödeviyle de mükelleftirler.
.1 — Veznedar aidatı ma nıukabiii teberrüaj |c hibelerin man hesabını tutar mutad masrafları yapar i, idare heyeti karariyle yapabilijf send kı kasası para saklıyamaz. T-ara iktar
kada açılmış cari hesa ptırılır.
12 - Sendika varidatının üçte birinin büyük leleıinde sarfolunmak üzere ve intiyat akçası mecburiyetindedir.
13 — Kültür işleri kâtibi sendikanın kayıtlarını tutar. Dersleri müsamereleri, sipor oyunlarına, musiki, temsil vesaire güzel sanat talimleri, İlmî konferansları teşkilâtlandırır.
14 — Umumî toplantının her altı ayda yapılması mecburidir. Bu toplantılarda dağılmazdan evvel idare hey’eti teftiş ve müra-kabc komisyonu seçimleri yapılır.
15 — Teftiş ve mürakabe komisyonu 5 azadan mürekkeptir Ödevleri î
16 — Senede dört defa sendikanın hesaplarını incelemek ve aldığı neticeleri mufassal bir rapor şeklinde umumî heyete sunmaktır. Ayrıca bu komisyon sendika azalan arasında idare heyetiyle azalan arasında zuhur edecek ihtilaflarda hakem rolünü oynar. 4 cü maddeye uygun olarak sendikadan çıkarılması gereken azaiarın müdafaalarını dinler, edineceği kanaate göre sedika dan çıkarma kararı verir. Veya buna lüzum olmadığını ilân eder.
namına taahütlerl giriş-
uz
plar yine makbuz unların nflntaza-lâda m israfları 25 liradan fazla r hangin, bir^ban-
metalip ınücade olarak saklamak
ineğe mecbıl
1, 20 — Uu_ meleri buraya yazılır.
21 Aidat her ay azaiarın aylık ücretleri tutarından verecekleri 54 liraya kadar 50 kuruş 100 liraya kadar 100 kuruş 100 liradan yukarısı yüzde üç nisbetinde verecekleri bir miktar paradır. Bu 50 kuruştan az 1 liradan fazla olamaz.
22 Sendika aidatından fazla para yardımında bulunacak kabiliyette olan azanın bu yardımı memnuniyetle kabul ed ilir ve
bu yardım bağışlamalar şeklinde yapılabilir. Vaziyeti ve sair meş ru sebeplerle aidatını vermeğe kudreti olmıyaıı azaya idare hey’eti-geçici olarak aidatını ödemeğe mecburiyeti kaldırabilir.
23 — Sendika faaliyetini tatil etmek zorunda kalırsa emvali lzmirde mevcut Sendikalar Birliğine devir olunur. Böyle bir birlik henüz yoksa mevcut diğer kurulmuş işçi sendikaları arasında taksim olunur.
24 Kurucuları :
Emin Emek terzi, Harun Şahin terzi, H. Fikret Tezcr terzi, Ethem Çelik terzi, Şeref Birol terzi, İsmail Tunalı terzi, Kemal Akman terzi.

Comments (0)